İndir

Transkript

İndir
KÜRESEL DÜZEYDE
ORMANLARLA İLGİLİ YAPILMIŞ
TANIMLAMALAR
Serdar YEGÜL
Eylül 2010
İÇİNDEKİLER
Giriş ....................................................................................................................................................... 3
TANIMLAMALAR ............................................................................................................................... 3
1 - ORMAN (FOREST) .........................................................................................................................4
2 - ORMAN ALANI (FOREST LAND, FORESTLAND, FORESTED LAND) ................................... 7
3 – ORMAN - DIŞI (NON-FOREST) ..................................................................................................10
4 - ORMAN İLE ORMAN-DIŞI ARASINDAKİ DEĞİŞMELER ......................................................12
5 - ORMAN BOZULMASI (FOREST DEGRADATİON) ................................................................ 156
ORMAN BOZULMASI VE İLGİLİ TÜM KAVRAMLAR ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BİR
GRAFİK ÜZERİNDE GÖSTERİLMESİ....................................................................................19
ORMANSIZLAŞMA (DEFORESTATION) VE ORMAN BOZULMASI (FOREST
DEGRADATION) KAVRAMLARI ARASINDAKİ FARKLAR ............................................ 211
6 - YÖNETİLEN ORMANLAR (MANAGED FORESTS) ............................................................... 244
7 - ORMAN SINIFLANDIRMASI (FOREST CLASİFİCATİON) ................................................... 266
8 - DOĞAL ORMAN VE ORMAN PLANTASYONU ..................................................................... 323
BİTİRİRKEN ..................................................................................................................................... 377
KAYNAKLAR .................................................................................................................................... 38
...........
2
Giriş
1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler
Çevre ve Kalkınma Konferansı esnasında ve sonrasında (1992–1994) dünya ormanları ve
ormancılığıyla ilgili bazı çok taraflı çevresel anlaşmalar kabul edilmiştir. Sözkonusu anlaşmalar:
BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (1992); BM İlkim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (1992);
BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (1994) ve Uluslararası Tropikal Odun Sözleşmesi (1994)
olarak sıralanabilir. Anılan anlaşmalarda pek çok ormanlarla ilgili tanımlamanın yapıldığı,
bununla birlikte aynı kelime veya kavrama farklı sözleşmelerde farklı tanımlamalar yapıldığı
gözlenmektedir. Aynı kelime veya kavramın farklı sözleşmelerde farklı şekilde tanımlanması,
sözleşmeler arasında uyumsuzluğa neden olmuştur. Sözkonusu uyumsuzluğu ortadan kaldırmak
ve gelecekte imzalanacak küresel bir orman anlaşmasına zemin hazırlamak amacıyla 2002
yılından bu yana “ormanlarla ilgili tanımlamaların uyumlaştırılması”na yönelik uzman
toplantıları düzenlenmektedir. Bugüne dek üç toplantı gerçekleştirilmiştir.
Söz konusu uzman toplantıların amacı, farklı sözleşmelerde yer alan aynı kelimeleri veya
kavramları standart hale getirmek değil, kelime veya kavramları uyumlu hale getirmektir. 2002
yılında iki tane, 2005 yılında ise bir tane uzman toplantısı gerçekleştirilmiş olup toplantılara
FAO, CIFOR, IPCC, ITTO, IUFRO ve UNEP gibi uluslararası kuruluşlar katkı sağlamışlardır.
Bu kitapçıkta, ağırlıklı olarak 2002 yılı Eylül ayında gerçekleştirilen Ormanlarla İlgili
Tanımlamaların Uyumlaştırılması İkinci Uzman Toplantısı’nda Esa Puustjarvi ve Markku
Simula tarafından sunulan “Ormanlarla ilgili Tanımlamalar için Ortak bir Çerçeve Geliştirme”
isimli “Tartışma Kâğıdı’nın tercümesi temel oluşturmaktadır. Söz konusu “Tartışma Kağıdı”nın
bu süreçte önemli bir yere sahip olduğu düşünülmektedir.
Kitapçıkta ayrıca, anılan “Tartışma Kağıdı”na ilave olarak, diğer uzman toplantıları
(Ocak 2002-Ocak 2005) çıktılarına ve 2010 yılı Mayıs ayında yayımlanmış “Ulusal Orman
Envanteri: Ortak Raporlama için Yöntemler” kitabının sonunda yer alan “tanımlamalar” ekinin
ilgili yerlerinin tercümesine de yer verilmiştir.
Kitapçığın, ormanlarla ilgili uluslararası tanımlamalara ilgi ve ihtiyaç duyanlara faydalı
olmasını dilerim.
Serdar YEGÜL
[email protected]
...........
3
TANIMLAMALAR
İKİNCİ UZMANLAR TOPLANTISI “TARTIŞMA BELGESİ”NDEN (2002):
1 - ORMAN (FOREST)
Uluslararası alanda yaygın şekilde üç orman tanımı kullanılmaktadır. Bu tanımlamalar, Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC), Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi
(CBD) ve FAO Orman Kaynakları Değerlendirmesi (FRA) programı tarafından yapılmış olup en
çok kullanılan orman tanımı, FRA tarafından yapılan orman tanımıdır.
ÇEŞİTLİ ORMAN TANIMLARI
UNFCCC, 2001’e göre bir yere ‘orman’ denilebilmesi için, en az 0.05 – 1.0 hektarlık bir kara
alanının üzerinde, doğal yetişme yerinde (in-situ), olgunluk çağında 2 – 5 metre boya erişme
potansiyeli olan ağaçların sözkonusu alanın yüzde 10 – 30’dan fazlasını tepe örtüleriyle örtmesi
gerekmektedir. Bahsekonu kara alanının yüzde 10 – 30’u henüz ağaç tepe örtüleriyle kaplı
olmamakla birlikte, eğer gelecekte ‘orman’a dönüşme ihtimali varsa, bu yerler de (genç doğal
meşçereler ve tüm plantasyonlar) UNFCCC’nin tanımına göre ‘orman’ sayılmaktadır.
CBD, 2001’e göre ise ‘orman, yüzde 10’undan fazlası ağaç tepe örtüsüyle kaplı 0.5 hektardan
fazla bir kara alanıdır. Bu alanın öncelikli kullanımının tarım veya diğer orman-olmayan alan
kullanımı olmaması gerekmektedir. Genç ormanların bulunduğu yerlerde ağaçlar ise 5 metre
boya erişebilir yetenekte olmalıdır.
FRA 2000 Ana Rapor’una göre ‘orman'ın tanımı; tabii ormanları ve orman plantasyonlarını
kapsamaktadır. Orman, 0.5 hektar alana sahip olup bu alanın yüzde 10’undan fazlası ağaç tepe
örtüsüyle kaplıdır. Ağaçlar en az 5 metre boya erişebilmelidir. Henüz değil ama gelecekte, 0.5
hektarlık alanın yüzde 10’unun ağaç tepe örtüleriyle kaplı ve ağaçların 5 metre boya erişeceği
tahmin edilen genç meşçereler de orman tanımına dâhil edilmektedir. Orman terimi, tarım
alanlarındaki meşçereler kadar üretim, koruma, çok yönlü faydalanma veya muhafaza amaçlı
ormanları da kapsamaktadır. Bununla birlikte orman tanımı, meyve ağaçlarıyla yapılan
plantasyonları ve tarım ormancılığı kapsamında yetiştirilen ağaçları kapsamamaktadır.
Üç farklı orman tanımı bir tabloda gösterilebilir. Tabloda yer alan ‘1’ değeri ilgili özelliğin
olduğunu, ‘0’ değeri ise ilgili özelliğin olmadığını göstermektedir. “Eşik özellikler” bölümünde
yer alan ‘n/a’ ifadesi ise veri olmadığı (veri yok) anlamına gelmektedir.
‘Orman’ Tanımını Sınırlayıcı Faktörler
Parametreler
İki Bölümlü
Sınırlayıcı
Faktörler
Eşik
Sınırlayıcı
Faktörler
Genç meşçereler
Geçici olarak
boşaltılmış alanlar
Orman-dışı alan
kullanımı
Tarım ormancılığı
En az alan (ha)
En az yükseklik (m)
Tepe kapalılığı (%)
Geçici (yıl)
Şerit genişliği (m)
UNFFCCC
1
CBD
1
FRA
1
1
0
1
0
1
1
0
0.05-1.0
2-5
10-30
n/a
n/a
?
0.5
5
10
n/a
n/a
1
0.5
5
10
.. 10
20
...........
4
UNFCCC, CBD ve FRA’nın meşçere özelliklerini tanımlayan eşik değerleri birbiriyle
uyumludur. Tüm tanımlamalar; (i) alan kullanımı ve (ii) ağaç örtüsü temelinde yapılmıştır. Ağaç
örtüsü ile ilgili tüm tanımlar; (i) en az alan, (ii) en az ağaç boyu ve (iii) en az tepe örtüsü eşik
değerlerine sahiptir. CBD ve FRA eşik değerleri tüm ülkeler tarafından kullanılırken,
UNFCCC’nin eşik değerleri Kyoto Protokolü’ne taraf ülkeler tarafından kullanılmaktadır.
Hem FRA’nın hem de UNFCCC’nin orman tanımlarının temel özelliği, geçici olarak boşaltılmış
alanlar1 ifadesinin tanımlarında yer almasıdır. Geçici olarak boşaltılmış alanların alan
kullanımı, ormancılık olarak belirlenmiştir. Pek çok nedenle tanımlamalarda ‘geçici’ teriminin
kullanılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Ormancılık alan kullanımı kapsamında, orman alanı olarak
sınıflandırılan pek çok alan, yakın gelecekte ağaçlarla kaplanamayabilir. Eğer alan, koruma
altına alınırsa ve insan müdahalesinden uzak tutulursa, ağaç örtüsünün yüzde 10’dan daha fazla
genişleyeceği ve ağaçların en az 5 metre boya ulaşacağı umulmaktadır.
‘Geçici’ tanımı hem UNFCCC’de hem de FRA’da mevcuttur. Bununla birlikte sadece FRA’daki
‘geçici’ tanımı açık bir şekilde ifade edilmektedir. FRA’nın ‘geçici’den kastettiği şey, orman
alanının aşağı yukarı 10 yıl boş kalmasıdır. Ancak bu boş kalma süresi pek çok durumda suni
olarak belirlenmektedir. UNFCCC’nin ‘geçici’ tanım eksikliğinin sebebi çeşitli ülke
durumlarından kaynaklanmaktadır. CBD ise orman tanımında ‘geçici’ düşüncesine yer
vermemektedir. Özetle bir kara alanına orman denilebilmesi için orman eşik değerlerini
geçmesi gerekmektedir. Diğer bir değişle, orman eşik değerlerine ulaşmayan bir kara
alanına, orman (‘orman olmuş’ 2) demek mümkün değildir.
FRA ve UNFCCC tanımları, geçici olarak boşaltılmış alanları orman olarak kabul eder. CBD
tanımlamalarında bu konudan belirgin bir biçimde bahsetmez. Fakat CBD ‘genç ormanlar’dan
bahseder. CBD’nin belirgin olmayan tanımlamalarından dolayı, genç ormanların boşaltılmış
ormanlara denk gelip gelmediği bilinmemektedir. CBD tanımlarında boşaltılmış orman
konusunun ihmal edilmesinin sebebi, boşaltılmış orman ifadesinin orman biyoçeşitliliğini ne
derece karşıladığı ile ilgilidir. Dahası CBD, bu alanların orman ekosisteminin bir parçası olarak
düşünülüp düşünülmeyeceğini tartışmaktadır. Boşaltılmış alanlar ifadesini kullanan
tanımlamalar, biyoçeşitlilik bakımından eleştirilebilir.
Bu husustaki ortak yaklaşım, boşaltılmış alanlar ifadesinin CBD orman tanımları içine
alınmasıdır. Çünkü FRA ve UNFCCC orman tanımlarından boşaltılmış alan ifadesini çıkarmak
çok zordur. Çünkü onlar bu sürecin iç mantığına iyice yerleşmiştir. CBD tanımlamalarının
kullanıldığı bağlam esnektir ve CBD’nin tanımlamaları ayar kabul edebilmektedir.
MEVCUT ORMAN TANIMLARININ GENİŞLETİLMESİ
Mevcut orman tanımları, (i) çevresel ve sosyal kriter eksikliği ve (ii) üretime aşırı önem
verilmesinden dolayı eleştirilmektedir. Temel konulardan birisi, ‘doğal olarak’ yetişmiş bir
ormanı orman olarak niteleyen özelliklerin neler olacağıdır. Bu açıdan bakıldığında, orman
ağaçları ile yapılan plantasyonlar, orman olarak düşünülmekle birlikte ,“aşırı sade ekosistemler”
olarak eleştirilmektedir.
‘Doğal olmayan’ ormanı tanımlayan çalışmalar, (i) tür kompozisyonu ve (ii) meşçere yapısı gibi
göstergelere işaret etmektedir. Uygulamada kullanılacak tarzda orman tanımlarını birleştirmek,
sosyal kriterler bakımından daha da zordur. Örneğin, faydaların kolay anlaşılır olmaması ve
faydaları karşılaştırmanın zor olması nedeniyle, “ormanlardan elde edilen faydaların hakça
1
2
Temporarily unstocked areas: Geçici olarak boşaltılmış alan.
Stocted
...........
5
paylaşımı” gibi değerlendirmelerin hayata geçirilmesi zordur. Mümkün görünen seçenek, daha
detaylı ve kapsamlı bir çerçeveden yararlanarak (kriter ve göstergeler gibi), sosyal konuların ele
alınmasıdır.
ÜLKEMİZ VE ULUSLARARASI “ORMAN” EŞİK DEĞERLERİNİN KIYASLAMASI
6831 sayılı Orman Kanununun 1. Maddesine göre devlet ormanları için herhangi bir “en düşük
alan eşik değeri” söz konusu değildir. Bununla birlikte, OGM Amenajman planları
oluşturulurken “en düşük alan eşik değeri” 0.5 hektar olarak düşünülmektedir.3
Ayrıca, 6831 sayılı Orman Kanunun 1. Maddesinin G fıkrasına göre “ormana bitişik olmayan
sahipli araziler” için “en düşük alan eşik değeri” 3.0 hektar olarak belirlenmiştir.
Yukarıda da ifade edildiği üzere, UNFCCC’nin “en düşük alan” eşik değeri en az 0.05–1.0
hektar, CBD’nin 0.5 hektar, FRA’nın ise 0.5 hektar olmaktadır.
Türkiye Orman Enventeri’ne 4 göre ise “en az tepe örtüsü” eşik değeri, “bozuk” ormanlar için %
1-10 arası ve “normal” ormanlar için ise % 11-100 arası olarak gösterilmektedir. Aynı şekilde,
UNFCCC’nin “en az tepe örtüsü” eşik değeri % 10-30, aynı değer CBD’de % 10, FRA’da ise %
10’dur.
“ULUSAL ORMAN ENVANTERİ: ORTAK RAPORLAMA İÇİN YÖNTEMLER”
İSİMLİ KİTAPTAN (2010):
Orman (Forest): % 10’dan daha fazla bir tepe kapalılığına sahip 5 metreden daha boylu
ağaçların, ya da bu boya erişme yeteneği olan ağaçların, 0.5 hektardan daha geniş bir kara alanını
kaplamasıdır. Geçici olarak boşaltılmış orman alanları “orman”a dâhildir.
Geçici olarak boşaltılmış orman alanı (Temporary unstocked forest area): Geçici olarak
boşaltılmış (su basmış, çökmüş ve yanmış) orman alanı dendiğinde, (boşaltma yapılmış alanda)
yaşlı orman varlığına açık bir şekilde işaret edilmektedir. Bununla birlikte, (1) olgunluk çağında
orman eşik değerine erişebilen bir doğal gençleştirme alanı, (2) olgunluk çağında orman eşik
değerine erişebilen bir plantasyon alanı, (3) olgunluk çağında orman eşik değerine erişebilecek,
boşaltma işlemi yapıldıktan sonra 10 yıl içinde yetişeceği umulan, doğal gençleştirme ya da
plantasyon alanları da geçici olarak boşaltılmış orman alanı olarak kabul edilmektedir.
Bu konuda (1) 6831 Sayılı Orman Kanunu; (2) söz konusu kanun çerçevesinde çıkarılan Orman
Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmelik ve (3) yeni Amenajman Yönetmeliği incelenebilir.
4
Ankara 1980 Bülteni
3
...........
6
2 - ORMAN ALANI (FOREST LAND, FORESTLAND, FORESTED LAND)
İKİNCİ UZMANLAR TOPLANTISI “TARTIŞMA BELGESİ”NDEN (2002):
Önceki bölümde, uluslararası süreçlerde 5 ve Türkiye’de yapılmış orman (forest) tanımları
üzerinde durulmuştur. Önceki bölümü özetleyecek olursak: Uluslararası süreçlerde yapılan tüm
orman tanımlarının ya (i) alan kullanımı ve ya da (ii) ağaç kapalılığı temelinde yapıldığını
görmekteyiz. “Ağaç kapalılığı” temelinde yapılan tüm tanımların ise (i) en az alan, (ii) en az
ağaç boyu ve (iii) en az tepe kapalılığı eşik değerlerine sahip olduğu görülmektedir.
Türkiye’de devlet ormanları için herhangi bir “en az alan” eşik değeri bulunmamaktadır. Her ne
kadar yazılı olmasa da, amenajman planları yapılırken “en az alan” eşik değeri 0.5 hektar olarak
düşünülmektedir. 6831 sayılı Orman Kanunundaki ifadesiyle “ormana bitişik olmayan sahipli
araziler” için ise “en az alan” eşik değeri ise 3.0 hektar olmaktadır.
Uluslararası süreçlerde orman tanımının “en az alan” eşik değeri Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde (UNFCCC) en az 0.05–1.0 hektar, Biyolojik Çeşitlilik
Sözleşmesi’nde (CBD) 0.5 hektar, ve FAO’nun Orman Kaynakları Değerlendirmesi (FRA)
programında 0.5 hektar olarak ifade edilmektedir.
Türkiye Orman Envanteri’ne göre ise “en az tepe örtüsü” eşik değerinin, “bozuk” ormanlar için
“kapalılığın % 1–10 arasında olması” ve “normal” ormanlar için ise “kapalılığın % 11–100
arasında olması” iken, aynı değer uluslararası süreçlerde: UNFCCC’de %10–30, CBD’de % 10,
FRA’da ise % 10’dur.
Bu kitapçıkta sunulan ormanlarla ilgili tanımlar hakkında bir hususun altının önemle
çizilmesine ihtiyaç vardır. Tanımlamalarla ilgili çalışmaların yapılmasının nedeni,
gelecekte benimsenecek küresel düzeyde bir orman anlaşmasına altlık (anlaşma eki)
oluşturmaktır. Bununla birlikte henüz küresel düzeyde yasal bağlayıcılığı olan bir orman
sözleşmesi yapılabilmiş değildir. Dolayısıyla şuana kadar uluslararası süreçlerde
ormanlarla ilgili yapılan hiçbir tanım kesinlik kazanmış değildir. Bununla birlikte önemli
ilerlemeler sağlanmıştır.
.....
Bu bölümde, orman alanı (forest land, forestland, forested land) tanımları üzerinde
durulacaktır.
Ormanlarla ilgili hiçbir tanımlama setinde “orman alanı” tanımı belirgin bir şekilde
yapılmamıştır (Lung 2002). Bununla birlikte, UNFCCC tarafından “orman yönetimi” tanımı
yapılırken ‘orman alanı’ ifadesi kullanılmış ancak ‘orman alanı’ ifadesinin tanımı yapılmamıştır.
UNFCCC’nin ‘ürün alanı yönetimi’ (gropland management) ve ‘mera alanı yönetimi’ (grazing
land management) tanımları, diğer alan kullanımlarını ifade etmektedir.
‘Orman alanı’nın ‘orman’ ile ilişkisi
UNFCCC’nin orman sınırları dışındaki sıfırdan ağaçlandırma/orman kurma (afforestation),
yeniden ağaçlandırma (reforestation) ve ormansızlaşma (deforestation) tanımları, ‘ormanlaşmış
alan’ (forested land), ormanlaşmamış alan (non-forested land) ve ormansız alan (land without
forest) tanımlarını içermekte ancak bunları tanımlamamaktadır. Örneğin “afforestation” tanımı,
“en az 50 yıl üzerinde orman olmayan bir alanın, dikim ve/veya ekim yoluyla ‘ormanlaşmış
alan’a 6 dönüştürülmesi”dir.
Bu konuda en basit yaklaşım, UNFCC’nin ‘ormanlaşmış alan’ (forested land) ve ‘orman alanı’
(forest land) terimlerinin, ‘orman’ (forest) terimi ile eşanlamlı olarak kabul edilmesidir. Aynı
5
BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (1992); BM İlkim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (1992); BM Çölleşme ile
Mücadele Sözleşmesi (1994) ve Uluslararası Tropikal Odun Sözleşmesi (1994)
6
Forested land
...........
7
şekilde, ‘ormanlaşmamış (non-forested) ve ‘ormansız alan’ (land without forest) terimleri de,
‘orman olmayan’ (non-forest) terimi ile eşanlamlı olarak kabul edilebilir. Özetle, ‘orman alanı’
terimi ‘orman’ teriminin eşanlamlısı olarak düşünülebilir.
‘Orman alanı’nın diğer alan kullanım sınıfları ile ilişkisi:
‘Ürün alanı yönetimi’ ve ‘mera alanı yönetimi’nde olduğu gibi ‘orman alanı’ da bir alan
kullanımına işaret etmektedir. Bu tanımlamalarda, bir alan kullanımından diğer alan kullanımları
çıkarılmadığı için karışıklık doğmaktadır. Problem, farklı alan kullanımlarının uygulandığı bir
alanda, alan sınıflamasının nasıl yapılacağıdır. Mevcut tanımlar bu konuya açıklık
getirmemektedir. Problem, UNFCCC’nin birleşik alan kullanımı konusunu belirgin bir şekilde
ele almamasından kaynaklanmaktadır.
Bilindiği üzere, UNFCCC karbon birikimine odaklanmıştır ve alan kullanımına temkinli
yaklaşmaktadır. UNFCCC’nin alan sınıflamasında çakışma ihtimali çoktur. Bu nedenle,
UNFCCC’nin tanımları FRA ve CBD’nin orman tanımlarıyla bağdaşmaz. Orman olarak
düşünülen bir alanda, orman olmayan alan kullanımı baskın olmamalıdır. Örneğin FRA tanımları
meyve ağaçlarını, tarımsal ormancılığı ve kent ormanlarını kapsamamaktadır. CBD tanımlarında
ise, tarımsal ve diğer özellikli orman olmayan alan kullanımı öncelikli değildir.
Farklılık, Kyoto Protokolü’nün uygulamasından kaynaklanıyor olabilir. Kyoto Protokolü’nün
Temiz Kalkınma Mekanizmaları (CDM)7 altında kullanılacak bir orman tanımı formüle
edilirken, bu farklılık mutlaka göz önüne alınmalıdır.
Gelişmekte olan ülkelerde, ormancılık sık sık diğer alan kullanımlarıyla birleştirilir (tarımsal
ormancılık, orman-mera sistemi 8 gibi). UNFCCC’ye göre orman olarak sınıflandırılan bir alanda
diğer kullanımlar baskınsa, o alanlar, FRA ve CBD’ye göre orman olarak sınıflandırılmazlar.
Kyoto Protokolü’nün CDM’si altında gelecekte yapılacak bir orman tanımı, baskın ve birincil
kullanım gibi nitelemeleri içermeksizin, orman ve diğer alan kullanımlarını birleştirirse, bu
tanımlama FRA ve CBD tanımlarıyla uyumlu olmayacaktır.
Diğer yandan bu tanımlar kolayca uyumlaştırılabilir. FRA’nın uyguladığı ‘diğer alan’ isimli alan
kullanım sınıfının üç sınıfa bölünmesi bu uyumlaştırma çabalarından biri olabilir. Bu ayırım
aşağıdaki şekilde gösterilmektedir.
Şekil: Mevcut ve yeni alan sınıflamaları arasındaki ilişki:
Orman
Diğer alan (Other land)
Diğer ağaçlık alan
0.5 ha’dan daha geniş ve
0.5 ha’dan daha küçük bir
meşçereye benzer formda,
arazide ‘dağınık ağaçlar’,
diğer alan kullanımlarıyla
diğer alan kullanımlarıyla
birleşik ağaçlar
(Other wooded land)
birleşik ağaçlar
Ağaç yok (no trees present)
FRA tanımlarına uygun alan sınıflarının sınırları
Yeni sınıflama sınırları
7
8
Clean Development Mechanism (CDM)
Agroforetry, silvopastoral system
...........
8
“ULUSAL ORMAN ENVANTERİ: ORTAK RAPORLAMA İÇİN YÖNTEMLER”
İSİMLİ KİTAPTAN (2010):
Kitap, Orman alanı tanımı için FAO’nun orman tanımının kullanılabileceğini önermektedir.
Bilindiği üzere FAO’nun orman tanımı: “Bir kara alanının % 10’undan fazlasının ağaç
tepeleriyle kaplı olması ve sözkonusu ağaçların 5 metreden boylu olması, bahsekonu alanın ise
0.5 hektardan daha geniş olması gerekmektedir, ya da anılan eşik değerlere erişebilen ağaçlarla
kaplı alana orman denmektedir. Orman; tarım ve şehir alan kullanımının baskın olduğu alanları
kapsamamaktadır.”
...........
9
3 – ORMAN – OLMAYAN (NON-FOREST)
İKİNCİ UZMANLAR TOPLANTISI “TARTIŞMA BELGESİ”NDEN (2002):
Bir önceki bölümde ‘orman’ ve ‘orman alanı’ tanımları9 üzerinde durulmuş oluş şu husulara
değinilmiştir: ‘Orman alanı’ tanımının belirgin bir tanımının yapılmadığı, ‘orman alanı’
teriminin ‘orman’ teriminin eşanlamlısı olarak düşünülebileceği, orman olarak düşünülen bir
alanda, orman olmayan alan kullanımlarının baskın olamaması gerekmektedir. Bu bölümde ise,
orman olmayan (non-forest) kelimesi üzerinde durulacaktır.
‘Orman olmayan’ın tanımı
‘Diğer ormanlık alan’ (other wooded land) ve ‘orman dışındaki ağaçlar’ (trees outside forests
- ToF) terimleri sadece FRA’nın10 tanımlama setinde bulunmaktadır.
FRA tarafından ‘diğer ormanlık alan’ tanımını üç şekilde yapılmaktadır. ‘Diğer ormanlık alan’:
ya (a) alanın % 5 ilâ 10’u, 5 metre boya erişebilen ağaçların tepe örtüsüyle kaplıdır; ya (b) alanın
% 10’undan daha fazlası 5 metre boya erişemeyen ağaçların tepe örtüsüyle kaplıdır; ya da (c)
alanın % 10’undan daha fazlası çalı veya funda ile kaplıdır [FRA 2000a’da (FRA 2000 Ana
Rapor)].
‘Orman dışındaki ağaçlar’; orman ve diğer ormanlık alan olarak tanımlanmayan alanlardaki
ağaçlar ve ağaçların çevrelerine denmektedir. Terimi biraz daha açacak olursak, ‘orman
dışındaki ağaçlar’ (a) altyapı tesisleri ve tarım alanları boyunca uzanan ağaç veya çalı şeritlerini
içeren, 0.5 hektardan (bir futbol sahasının yaklaşık yarısı11) daha az alanı kaplayan ağaç
gruplarıdır; (b) tarım alanlarındaki dağınık ağaçlardır; (c) meyve ağaçları ve palmiye
ağaçlandırmaları gibi odundan başka amaçlar için yapılan ağaçlandırmalardır ve (d) binaların
etrafında ve park ve bahçelerdeki ağaçlardır [FAO 2000b’de (FRA Working Paper No.33)].
Ormancılık amacı için olup, ‘orman’ ve ‘diğer ormanlık alan’ olarak sınıflandırılmayan alanlara
‘diğer alan’lar (other land) denir. Bu alanlar, tarım alanlarını, çayır ve meraları, çorak alanları
içine alır.
Yeniden bitkilendirme’nin (revegetation) amacı; en az 0.05 hektarlık alanı12 yeşillendirerek o
yerdeki karbon stoğunu insan eliyle arttırmaktır. Yalnız burada bahsi geçen bitkilendirme,
UNFCCC tanımlarındaki sıfırdan ağaçlandırma (afforestation) ve yeniden ağaçlandırma
(reforestation) tanımlarını karşılamamaktadır (UNFCCC, 21).
Devegetation konusunda bir tanımlama olamamakla birlikte, devegetation benzer gösterge ve
eşik değerlere dayandığı için yeniden bitkilendirme’nin (revegetation) tersi olarak düşünülebilir.
FRA’nın ‘diğer ormanlık alan’lar tanımlamasında, alan kullanımı (land use) hakkında herhangi
bir bilgi verilmemektedir. ‘Diğer ormanlık alan’larda tarım veya otlatma yapılıp yapılmayacağı
konusu açık değildir. FRA’nın ‘diğer alan’ tanımı, ‘orman’ ve ‘diğer ormanlık alan’ dışındaki
tarım alanlarını ve çayırları kapsamaktadır. Fakat bu tanım, ‘diğer ormanlık alan’daki alan
kullanımları hakkında bir bilgiyi içermemektedir.
FRA’nın ‘diğer ormanlık alan’ tanımı ile UNFCCC’nin ‘yeniden yeşillendirme’ye uygun alanlar
tanımı arasındaki fark, alan örtüsü (land cover) konusundadır. FRA tanımı, ağaç gibi, çalı gibi
Ormanlarla ilgili tanımları elektronik olarak www.foresteconomics.org isimli internet sitesinden de
ulaşılabilir.
10
FRA: Forest Resources Assessment – FAO’nun Orman Kaynaklarının Değerlendirmesi çalışmasıdır.
11
Günümüzde birbirinden farklı futbol sahası bulunmaktadır. Bu yazıda, ölçüleri 90 m. x 120 m. =
10.800 m2 olan bir futbol sahası temel alınmıştır. 1 hektar 10.000 m2 olduğu için, bir futbol sahası
yaklaşık bir hektar olarak düşülmüştür. Böyle bir benzetmeye gidilmesinin sebebi, zihinde bahsi geçen
alanın zihinde daha rahat hayal edilebilmesidir.
9
12
500 m2 – bir futbol sahasının 1/20’si
...........
10
bütün ‘odunsu’ (woody) vejetasyonu hesaba katarken, UNFCCC tanımı, yeniden yeşillendirme
terimi altındaki alanlarda yetişen vejetasyonlar hakkında herhangi bir sınırlama getirmemektedir.
Dahası, UNFCCC’nin yeniden yeşillendirme’ye uygun alanlar tanımı, uygun alanlar için en az
0.05 hektar sınırını getirmektedir. Oysa FRA, 0.5 hektarı kullanmaktadır. ‘Diğer alan’da bu
durum FRA’nın ‘orman dışındaki ağaçlar’ tanımı altında değerlendirilebilir ama ‘diğer ormanlık
alan’ için yeni bir sınıfın oluşturulması gerekmektedir.
FRA’nın alan sınıflaması ile UNFCCC’nin ‘yeniden yeşillendirme’ için uygun alanlar
tanımlarını uyumlaştırmak çok zor gözükmektedir. Çünkü yeni alt sınıfların oluşturulması
gerekmektedir. En büyük zorluk, FRA’nın ‘diğer ormanlık alan’ ile ‘diğer alan’ alan sınıflarının,
alan kullanımına göre yapılmasında yatmaktadır.
Yeniden yeşillendirme, sınırlı sayıda ülkeyi ilgilendirmektedir. Dolayısıyla komple bir
uyumlaştırma, yüksek maliyetlerden dolayı birçok ülke tarafında uygun görülmeyebilecektir.
Diğer bir yaklaşım, kısmi uyumlaştırmadır. Bütün UNFCCC tanımlamaları, değişikliklerin insan
eliyle olmasını gerektirmektedir. Bu özellik, FRA’nın ‘diğer ormanlık alan’ tanımı altında
belirtilmemiştir. Bu ayrımı, doğal ‘diğer ormanlık alan’ ve insan-yapımı ‘diğer ormanlık alan’
arasında olarak yapmak uygun olacaktır. Uygunluk açısından, 0.5 hektar ve 0.05 hektar gibi,
arazi büyüklük dereceleri (size) arasında da bir ayırım yapmak da uygun olacaktır.
Konu hakkında daha ayrıntılı bilgiye http://www.fao.org/DOCREP/005/Y4171E/Y4171E00.
HTM isimli internet adresinden ulaşabilir.
ÜÇÜNCÜ UZMAN TOPLANTISINDAN (2005):
Orman dışındaki ağaçlar (Trees outside forests): FAO’ya göre orman ya da diğer ağaçlık alan
olarak tanımlanmayan alanlardaki ağaçlardır.
Not: (1) İzole edilmiş ve gruplanmış ağaçlar; (2) Kırsal ve kentsel alanlar.
“ULUSAL ORMAN ENVANTERİ: ORTAK RAPORLAMA İÇİN YÖNTEMLER”
İSİMLİ KİTAPTAN (2010):
Diğer ormanlık alan (other wooded land - OWL): ya (1) kara alanının % 5 ile % 10’unun
ağaç tepe örtüsüyle kaplı olması ve 5 metreden daha boylu ağaçlardan oluşmasıdır; ya (2)
orman-olmayan alanın 0.5 hektardan daha fazla alanı kaplamasıdır, ya da (3) % 10’dan daha
fazla birleşik tepe örtüsüyle kaplı 0.5 metreden daha boylu ağaçlar ve/veya çalıların oluşturduğu
(0.5 hektardan daha fazla alanı kaplayan orman-olmayan) alandır.
Ağaç örtüsüyle kaplı diğer alan (other land with tree cover): % 10’dan daha fazlası ağaç tepe
örtüsüyle kaplı 5 metreden daha boylu ağaçlarla kaplı 0.5 hektardan daha fazla alanı kaplayan
(diğer ağaçlık alan da olmayan) orman-olmayan alandır. Yani, baskın bir şekilde tarım ve şehir
alan kullanımını altındaki alanlardaki ağaç varlığıdır.
Diğer alan (other land): İyi Uygulama Rehberi (GPG13) raporunda ifade edilen diğer alan
tanımı desteklenmektedir. Bu kategori, çıplak toprak, kaya, buz ve diğer beş kategoriden her
hangi birine girmeyen tüm yönetilmeyen karasal alanlardır. Bu durum, tanımlanmış karasal
alanların ulusal alanlarla karşılaştırılmasına imkân vermektedir.
Bu kategoriye giren bir alan tipi, seyrek bitkiye sahip Alpin alanlarıdır. GPG raporuna göre
“diğer alan” tanımı, bu kategoride sadece yönetilmeyen kara alanını kapsamaktadır. Mera
(pasture) olarak kullanılan Alpin alanları, çayırlık (grassland) olarak rapor edilmektedir. Bununla
birlikte, kuzey Avrupa’daki bu tür Alpin alanları, diğer alan olarak rapor edilmektedir.
13
GPG: Good Practice Guidance
...........
11
4 - ORMAN İLE ORMAN-DIŞI ARASINDAKİ DEĞİŞMELER
İKİNCİ UZMANLAR TOPLANTISI “TARTIŞMA BELGESİ”DEN (2002):
Ormansızlaşma (deforestation) sıfırdan ağaçlandırma (afforestation) ve yeniden ağaçlandırma
(reforestation) hakkında iki temel tanımlama seti mevcuttur. Bu tanımlama setleri FAO’nun
Orman Kaynak Değerlendirmesi (FRA) programı ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği
Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) tarafından yapılmıştır. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (CBD),
FRA’nın yaptığı sıfırdan ağaçlandırma (afforestation) ve yeniden ağaçlandırma (reforestation)
tanımlarını kullanmaktadır. Uluslararası Tropikal Odun Kuruluşu (ITTO) ise kendi sıfırdan
ağaçlandırma (afforestation) ve yeniden ağaçlandırma (reforestation) tanımlarını geliştirmiştir.
Sıfırdan Ağaçlandırma / Orman Kurma (Afforestation)14
Sıfırdan ağaçlandırma (afforestation) FRA 2000 Ana Raporunda, “o zamana kadar orman olarak
sınıflandırılmayan bir alanda orman kurulması” olarak tarif edilmektedir. Bu tanım, ‘ormanolmayan’dan ‘orman’a dönüşümü ifade etmektedir. CBD ise FRA’nın sıfırdan ağaçlandırma
(afforestation) tanımını aynen benimsemektedir.
Sıfırdan ağaçlandırma (afforestation) UNFCCC 2001’de ise şöyle tanımlanmaktadır; “dikim,
ekim ve/veya insan eliyle doğal tohum kaynakları kullanılarak, en az 50 yıldır orman olmayan
bir alanın insan eliyle orman alanı halinde dönüştürülmesidir.”
ITTO 2002’ye göre ise sıfırdan ağaçlandırma (afforestation); ormansızlaşmış alanda (deforested
land), veya orman alanı dışında (non-forested land) dikilmiş orman’dır (planted forest) şeklinde
ifade edilmektedir.
Yukarıdaki sıfırdan ağaçlandırma (afforestation) tanımları incelendiğinde, FRA’nın (dikim ve
ekim gibi) ağaçlandırma uygulama araçları konusunda herhangi bir niteleme yapmadığı
görülmektedir.
Yukarıdaki her üç sıfırdan ağaçlandırma (afforestation) tanımı; (a) insan eylemi gerektirmesi, (b)
orman / orman-olmayan eşik değeri ve (c) diğer baskın alan kullanımının sona erdirilmesi gibi
konularda birbiriyle uyumludur. Bununla birlikte bir konuda farklılık yaşanmaktadır. O da, Ktoto
Protokolü’nün önceki 50 yılda ormanlaştırılmamış alanı işaret etmesidir. Diğer yandan FRA ve
ITTO’nun herhangi bir nitelemede bulunmamaktadır.
Genç ormanlar (young forests) konusunda UNFCCC ve FRA tanımlamaları birbiriyle
uyumludur. Bununla birlikte UNFCCC tanımlaması belirgin bir şekilde genç ormanları içerirken,
FRA tanımlamaları, başarılı bir şekilde kurulmuş genç orman meşçerelerinden sadece sıfırdan
ağaçlandırılmış (afforested) olarak bahseder. Fark küçüktür. Uyumlaştırılabilir.
ITTO’nun tanımı ise sorunludur (problematic). Sıfırdan ağaçlandırmayı (afforestation); dikilmiş
orman (planted forest) olarak tanımlar ve ‘orman’ için herhangi bir tanımlamada bulunmaz.
Gerek afforestation ve gerekse reforestation, bir “orman kurma” faaliyetidir. Silvikültür ise
“orman yetiştirmek” anlamına gelmektedir. Ayrıca dört tip temel alan kullanımından söz edilebilir:
Bunlar: orman, mera, su toplama alanı ve çöl’dür.
14
...........
12
Orman Yayılması (Expansion of Forest)
FAO 2000a (FRA 2000 Ana Rapor)
(Önceden tarım olarak kullanılan bir alanda orman süksesyonu olması gibi) o zamana kadar
diğer alan kullanımları altındaki bir alanda doğal süksesyon yoluyla ormanların yayılmasıdır.
“Ormanların yayılması” tanımı, “orman olmayan”dan “orman”a dönüşümü işaret etmektedir.
UNFCCC, doğal orman yayılması ile ilgili herhangi bir tanımlamada bulunmamaktadır. Çünkü
UNFCCC, faaliyetlerin direk insan etkisiyle olmasını öngörmektedir.
Yeniden Ağaçlandırma (Reforestation)
Yeniden ağaçlandırma tanımı, FRA 2000 Ana Raporu’nda, “orman olarak düşünülen ve geçici
olarak boşaltılmış bir alanda orman kurulmasıdır” şeklinde tanımlanmaktadır. CBD, FRA’nın
tanımı aynen benimsemektedir.
Yeniden ağaçlandırma tanımı, UNFCCC 2001’de, daha öncesi orman olup da orman olmayan
alan dışına çıkmış alanlarda, dikim, ekim ve/veya insan eliyle doğal tohum kaynakları
kullanılarak, orman olmayan alanın orman alanı haline dönüştürülmesi şeklinde yapılmaktadır.
Yine aynı tanım, ITTO 2002’de, doğal orman örtüsü ortadan kaybolduktan hemen sonra
ağaçların ve alt katman bitkilerinin kurulması şeklinde yapılmaktadır.
FRA’ya göre yeniden ağaçlandırma (reforestation), öncesi orman olup ancak istihsal gibi
nedenlerle orman eşik değerinin altına geçici olarak düşmüş alanlarda ekim veya dikim yoluyla
orman kurulmasıdır. FRA’nın orman alanlarındaki tabii gençleştirme teriminin UNFCCC ile tam
olarak uyumlu olabilmesi için, insan eliyle (assisted) gençleştirme ve doğal yoldan (unassisted)
gençleştirme olmak üzere ikiye ayrılması gerekmektedir. Çünkü UNFCCC, insan etkisiyle olan
değişikliğe, insan eliyle doğal gençleştirme terimini benimsemektedir.
ITTO bu tanımlarla uyumludur. Ayrıca, yeniden-tesis (re-establisment) kelimesi, yeniden
ağaçlandırma’nın (reforestation) insan etkisiyle olup olmadığına işaret etmemektedir. Bu kelime
üzerinde bir çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır. ITTO’nun orman-kurma tanımı açık olmadığı
için, tanımların uyumluluğu bakımından büyük bir güçlük yaşanmaktadır.
FRA’nın yeniden ağaçlandırma (reforestation) ve tabii gençleştirme (natural regeneration)
alanları orman olarak düşünülmektedir. Bu dönüşüm süreçlerinden hiçbiri, alan kullanım
sınıfında bir değişikliği ifade etmemektedir. Oysa UNFCCC, yeniden ağaçlandırmayı
(reforestation), orman olup fakat orman-olmayan alana dönüşmüş alanların dönüşümü olarak
ifade etmektedir. Yani UNFCCC’ye göre yeniden ağaçlandırma (reforestation), FRA 2000
altında tarif edildiği şekliyle, öncesi orman olmayan alanlardaki sıfırdan ağaçlandırma’ya
(afforestation) karşılık gelmektedir. Bundan dolayı, alan kullanımı bakış açısından, FRA ve
UNFCCC yeniden ağaçlandırma (reforestation) tanımlarında bir uyumsuzluk söz
konusudur. Bu uyumsuzluk giderilemez gözükmektedir. ITTO tanımı ise, FRA tanımlarıyla
uyumludur.
Sıfırdan ağaçlandırma (afforestation) ve yeniden ağaçlandırma (reforestation) tanımları
UNFCCC’nin 12. Maddesi altında henüz tanımlanmamıştır. Eğer farklı eşik değerler
kullanılacak olursa, bu durum, sıfırdan veya yeniden ağaçlandırılmış (afforested veya reforested)
alanlar için büyük karışıklık doğurabilecektir. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarını karşılama
gereksinimi yeni durumları ortaya çıkaracaktır. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarını karşılamayan
...........
13
sıfırdan ağaçlandırma (afforestation) ve yeniden ağaçlandırma (reforestation) faaliyetleri için
verilen süre muhtemeldir ki boşa harcanacaktır.
Orman Alanlarında Doğal Gençleştirme (Natural Regeneration on Forest Lands)
FAO 2000a (FRA 2000 Ana Rapor)
Orman alanlarında doğal gençleşme; orman olarak düşünülen geçici olarak boşaltılmış
alanlardaki15 ormanın doğal süksesyonudur.
Ormansızlaşma (Deforestation)
FRA 2000 Ana Raporu’na göre ormansızlaşma; orman’ın (a) diğer alan kullanımlarına
dönüşümüdür veya orman’ın (b) ağaç tepe kapalılığının % 10 eşik değerinin altına uzun dönemli
düşmesidir.
Açıklatıcı Not: Ormansızlaşma, orman örtüsünün uzun dönemli ve sürekli kaybı anlamına
gelmekte ve diğer alan kullanımlarına dönüşümü ifade etmektedir. Ormansızlaşma, orman
alanlarının (a) tarım alanlarına, (b) meraya, (c) su toplama alanlarına ve (d) kentle ilgili alanlara
dönüşmesidir. Bununla birlikte bu terim, (a) istihsal (harvesting ve logging) sonucu ağaçların
çıkarıldığı alanı ve (b) doğal ve silvikültürel müdahalelerle yeniden gençleştirilecek ormanları
içermemektedir. Eğer, (a) çevresel değişiklikler (disturbance), (b) aşırı kullanım veya (c) değişen
çevresel şartlar gibi nedenlerle, ağaç örtüsü yüzde 10 eşik değerinin altına düşüyor ve orman
bundan etkileniyorsa, o zaman bu durum ormansızlaşma olarak değerlendirilmektedir.
UNFCCC 2001’e göre ise ormansızlaşma, orman alanlarının orman alanı dışına (non-forested
land) doğrudan insan eliyle dönüşmesidir.
UNFCCC’nin ormansızlaşma tanımının başlıca özelliği, sürecin doğrudan insan nedenli
olmasıdır. Oysa FRA tanımı, doğal orman kaybını, insan faaliyetleri sonucu oluşan kayıplardan
ayırmamaktadır. Bununla birlikte FAO, (a) doğrudan insan nedenli ormansızlaşma ve (b)
diğer nedenli daimi orman kaybı olarak ayırım yapmaktadır. FAO’nın bu ayrımı, FRA
verilerini UNFCCC ihtiyaçlarıyla uyumlu kılmaktadır.
Her iki tanım, orman’dan orman-olmayan’a geçici olmayan (uzun dönemli veya daimi) bir
değişime işaret etmektedir. Genellikle en çok 10 yıl olan ‘geçici’ boşaltılmış durum konusunda
ise, UNFCCC herhangi bir tanımlama yapmazken, FRA da bu taahhüdü yerine getirmemektedir.
Yukarıdaki tanımların hepsinin birden bir şema üzerinde gösterilmesi: Orman Değişim
Süreçleri
Yeniden Ağaçlandırma
(reforestation)
Gençleştirme
(regeneration)
Ormansızlaşma
(deforestation)
ORMAN
Bozulma
(Degradation)
Sıfırdan Ağaçlandırılma
(afforestation)
İyileşme
(İmprovement)
Doğal Ormanların
Yayılması
(expansion)
Kaynak: FAO 2000b
15
Geçici olarak boşaltılmış alan: Temporarily unstocked land
...........
14
DİĞER
ALAN
KULLANIM
SINIFLARI
“ULUSAL ORMAN ENVANTERİ: ORTAK RAPORLAMA İÇİN YÖNTEMLER”
İSİMLİ KİTAPTAN (2010):
Kyoto Protokolü’ne göre, sıfırdan ağaçlandırma / orman kurma (afforestation), yeniden
ağaçlandırma (reforestation) ve ormansızlaşma’dan (deforestation) meydana gelen salım ya da
taşımayı raporlamak zorunludur.
Sıfırdan ağaçlandırma ve yeniden ağaçlandırma, İyi Uygulama Rehberi (GPG) tarafından
“diğer alan kullanımından ormana doğrudan insan eliyle dönüşümü” olarak tanımlanmaktadır.
Özetle ormansızlaşma; “orman olmayan”dan “orman”a dönüşümdür.
.....
...........
15
5 - ORMAN BOZULMASI (FOREST DEGRADATİON)
İKİNCİ UZMANLAR TOPLANTISI “TARTIŞMA BELGESİ”DEN (2002):
Orman bozulması’nın tanımı, Orman Kaynakları Değerlendirmesi (FRA)16 ve Biyolojik
Çeşitlilik Sözleşmesi (CBD)17 tarafından yapılmıştır. Uluslararası Tropikal Odun Kuruluşu
(ITTO)18 ise, küçük bir ilave yaparak CBD’nin tanımını benimsemiştir.
Orman Bozulması Tanımı
FAO 2000a’ya (FRA 2000 Ana Rapor) göre, orman bozulması (forest degradation), meşçere
veya yerin yapısını ve fonksiyonunu olumsuz etkileyen ve/veya mal ve hizmet arzı kapasitesinde
azalmaya neden olan ormandaki değişikliklerdir.
UNEP/CBD/SBSTTA 2001’e19 göre ise, “bozulmuş orman (degraded forest), insan faaliyetleri
yoluyla, o yerdeki doğal orman tipinden beklenen yapı, fonksiyon, tür bileşimi veya verimliliğini
kaybetmiş ikincil ormandır (secondary forest)20. Bozulmuş orman, belirli bir yerdeki mal ve
hizmet arzının azaldığı ve sadece sınırlı bir biyolojik çeşitliliğin barındırıldığı ormandır. Bozuk
orman biyolojik çeşitliliği, orman tepe çatısı altında hâkimiyet kuran çok sayıda otsu türe
sahiptir. Bozulmuş bir orman; o yörede doğal bir ormandan beklenen yapıyı, fonksiyonu, tür
bileşimini veya verimliliği insan faaliyetleri nedeniyle kaybetmiş olan ikincil bir ormandır.
ITTO 2002’e göre orman bozulması; odun, biyoçeşitlilik ve diğer ürün ve hizmeti de içine alan,
ormanların genel ürün ve hizmet arzında uzun-dönemli bir azalmayı ifade etmektedir.
IPCC 2002’nin bozulma (degradation) tanımı ise, kabul edilen en az ‘orman’ eşik değerini
aşmayan, ağaç tepe tacı örtüsünün uzun-dönemli azalmasıdır.
Varolan Tanımların Uyumluluğu
FRA tanımı ‘bozulma’yı (degradation), orman mal ve hizmet arzı kapasitesindeki azalma olarak
tanımlar. CBD ve ITTO tanımları bu yaklaşımı benimsemektedir. Bununla birlikte CBD’nin
tanımındaki belirgin fark, referans noktasının ormanın ‘doğal’ durumu olmasıdır. Ormanın
‘doğal’ durumundaki ciddi sapma, bozulma olarak düşünülmektedir. Diğer taraftan, FRA ve
ITTO tanımları referans noktasına işaret etmezler, bununla birlikte bozulmayı mal ve hizmet
arzında azalma olarak ifade ederler.
IPCC’nin UNFCCC için yaptığı tanımda, bir gösterge olarak orman tepe örtüsü (canopy cover)
ifadesi kullanılmış ve bozulma sürecinin özü yakalanmaya çalışılmıştır. Gösterge ve değerdeki
herhangi bir azalma, ‘bozulma’ olarak değerlendirilmektedir. FRA, CBD ve ITTO’nun
tanımlamaları geniş ölçüde uyumludur. Bununla birlikte, IPCC’nin tanımını diğerleriyle
uyumlaştırmak zor gözükmektedir.
16
FRA: Forest Resources Assessment
CBD: Convention on Biological Diversity
18
ITTO: International Tropical Timber Organization
19
UNEP/CBD/SBSTTA: UNEP (United Nations Environment Programme - Birleşmiş Milletler Çevre
Programı) / CBD (Convention on Biological Diversity - Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi) / SBSTTA
(Subsidiary Body Scientific, Technical and Technological Advice - Bilim, Teknik ve Teknolojik Danışma
Yan Organı)
20
Secondary forest
17
...........
16
Birleşik Endeks
Mevcut tanımların uygulamasındaki temel zorluk, ormanların pek çok mal ve hizmet
üretmesidir. Ormanların ürettiği bu mal ve hizmetlerin pek çoğunun aynı anda yani eş zamanlı
olarak, aynı arazi parçasında üretmesinden kaynaklanmaktadır. Bir seçim yaparak bazı
çıktılardan vazgeçilmektedir. Dolayısıyla, bir çıktının üretimini arttıran çabalar, diğer bir çıktıyı
azaltmaktadır. Bu karşılıklı bağımlılık yüzünden, en önemli konulardan birisi, çıktılar arasında
seçimin nasıl yapılacağıdır. Yani, bir mal veya hizmetin arzındaki azalma, diğer bir mal veya
hizmetin arzındaki artışla dengelenebilecek midir? Örneğin tek türle yapılan plantasyonlar, odun
üretimini arttırabilir buna karşın biyoçeşitlilikte bir azalmaya neden olabilir.
Bozulma endeksi, göstergelerin ve/veya bunların zamanla değişiminin ağırlıklandırılmış
kombinasyonuna dayanır. Genel ve birleşik bir bozulma endeksi, uluslararası uygulamalar için
bir şablon olabilir. Her bir göstergedeki negatif bir değişiklik, bir bozulmanın bir öğesini temsil
eder. Çeşitli olumsuz değişikliklerin ormanın işlevleri üzerinde eşit etkiye sahip olmaması,
ağırlıklandırmayı haklı çıkarmaktadır. İlke olarak, birleşik bir endeksin kullanımı, hem olumlu
hem de olumsuz değişikliklerin uyumlaştırılmasını gerektirmektedir.
Eğer bütün ekonomik, sosyal ve ekolojik işlevler hesaba katılırsa, yönetilen bir ormandan21
(yani, bozulmuş marjinal alanlarda dikilmiş ormanlardan) yapılan mal ve hizmet arzı, ‘doğal
olarak’ yetişmiş bir ormandan22 yapılan mal ve hizmet arzından daha iyi olabilir (Holmgren,
pers. Comm.). Bu açıdan bakıldığında, temel gösterge, ormanının durumundan23 ziyade mal ve
hizmet arzındaki değişiklik olduğu görülmektedir. Doğal olarak yetişmiş ormanlar, böyle bir
değişikliği değerlendirmede bir referans noktası olabilirler.
Temelde, bu yaklaşımda bir dizi sorun bulunmaktadır. Bu sorunların en önemlisi, mal ve
hizmetlerin pek çoğunun, eşit ve tarafsız bir kriterle ölçülememesidir. Örneğin, çevresel
hizmetler ve odun üretimi arasındaki vazgeçilecek şeyleri24 belirlemeye çalışmak, değer temelli
bir seçimdir. Hizmetlerin çoğu, (estetik değerler gibi) maddi olmayan hizmetlerdir.
Diğer bir problem, biyoçeşitlilik gibi çevresel hizmetlerin arzındaki azalmanın, bozulamaya
neden olan faaliyetlerden çok sonra ortaya çıkmasıdır. Örneğin orman ağacı türleri orman
çevresindeki bozulmaya hemen cevap vermezler. Sadece mevcut ürün ve hizmet arzına dayalı
göstergeler bu değişiklikleri ortaya çıkarabilir.
Diğer bir problem referans noktasıdır. Alternatiflerden biri, ‘doğal olarak’ yetişmiş ormanın
yapısını referans olarak kullanmaktır. Bununla birlikte, bu bağlamda ormanı oluşturacak şeyin ne
olduğu açık değildir. Yani, (a) orman tek bir meşçere midir veya (b) çeşitli yaşlardan ve gelişme
evrelerinden oluşan meşçereler grubu mudur? İkincisinin kabul edilmesi halinde, fikrin bir tek
meşçereye nasıl uygulanabileceği açık değildir. Ormanın süksesyon25 meselesini
(erken/olgun/zirve) bir referans noktası olarak tanımlamak zordur. Meşçere süksesyon evresinin
nasıl analiz edileceğini belirlemek de zordur. Referans noktasından kabul edilebilir bir sapmayı
belirlemek de zor olacaktır. Örneğin, ‘doğal’ süksesyonda olacağından daha erken bir şekilde
yapraklı meşçerelerin iğne yapraklı meşçerelerle yer değiştirilmesi, bir bozulma olarak
düşünülmeli midir?
21
Managed forest
‘Naturally’ developed forest
23
“Orman durumu” ile kastedilen şey, ormanın ne ormanı olarak tanımlandığıdır.
24
Trade-offs
22
Süksesyon: Sıralı değişim. Boş, bitkisiz bir alana önce otların, sonra çalıların gelmesi, daha
sonra ise ağaç türlerinin sırayla gelmeleridir.
25
...........
17
Yukarıda tartışılan problemlerin tatminkâr bir şekilde çözülmesi şartıyla, kapsamlı bir bileşik
endeksin geliştirilmesi düşünülebilir. Bu endeks potansiyel mal ve hizmet arzı kadar cari
(mevcut) mal ve hizmet arzı göstergelerini de kapsamalıdır. Örneğin, cari mal ve hizmet arzı ana
gösterge olarak kullanılabilir, orman yapısının değişimi ikincil gösterge olarak kullanılabilir
(Şekil 1’e bakınız).
Eğer bunun uygulanamaz olduğu ortaya çıkarsa, diğer bir yaklaşım, bozulma / düzelmenin26
değişik görünümleri için genel tanımlamalar uygulanabilir ve kendine özgü indeksler
geliştirilebilir. Bunların bileşik etkilerinin değerlendirilmesi olay bazında yapılmalıdır.
Şekil 1: Ürün ve fayda arzı ile orman yapısı karakterlerini kapsayan birleşik endeks öğeleri
(unsurları)
A. Ürün ve fayda arzı
+ (artı)
B. Orman yapısı
Ekonomik
Sosyal
Faktör 2
En yüksek
Cari arz / durum
Faktör 3
En düşük
Faktör 1
Çevresel
- (eksi)
Diğer Değerlendirmeler
Süre27 dikkate alındığında, FRA tanımları, tahrip için, potansiyel arzda ‘uzun-dönemli’ bir
azalmaya işaret etmektedir. Üretim faaliyetlerini bozulma anlamında almamak için ‘uzundönemli’ terimi kullanılmıştır. Çünkü bu faaliyetler, zaman içinde meşçerenin iyileşmesine yol
açmaktadır.28 Benzer şekilde, yangın sonucu oluşmuş bir hasar, kısa dönemde bir tahribe sebep
olur. Bununla beraber, bazı ekosistemlerde uzun-dönemde iyileşmeye yol açar (Holmgren, pers.
comm). CBD 2001 tanımı, süre konusunu açık bırakmaktadır.
Bu bağlamda ITTO tanımlamalarının işaret ettiği önemli bir kavram, farklı orman
ekosistemlerinin “eski durumlarına dönme kabiliyeti”dir (resilience). Mevcut tanımlar yetersiz
kalabilir. Çünkü mevcut tanımlar, farklı orman tipleri için eski durumlarına dönme veya ara
dönem (buffering) hakkında göreceli bir durumu dikkate almamaktadırlar.
26
Degradation / improvement
Time frame
28
Örneğin ormanda bir seyreltme yapılmaktadır. Bu seyreltme o an için ormandaki ağaç sayısını
azaltmaktadır. Ancak uzun dönemli baktığımızda, geriye kalan ağaçlar gelecekte daha fazla artım
yapacağından bu ormanda iyileştirmeye yol açacaktır.
27
...........
18
‘Potansiyel arzın uzun dönemli düşüşü’ orman resilience’nin hemen hemen aşıldığının bir
işaretidir. Bununla beraber, eğer bir ormanın resilience kapasitesi aşılırsa, sonuç geri
dönülmez bir hale gelebilir. ‘Uzun dönem’, mal ve hizmet arzının uzun dönemli bir süre
için düştüğü anlamına gelir, fakat bu durumda ormanın resilience’si ortadan kalkmaz.
Diğer bir değişle, resilience’den kasıt, uzun dönemli bir değişimden ziyade, daha şiddetli ve
sürekli bir değişimdir. Resilience düşüncesini içerecek bir FRA tanımı oluşturularak
uyumlaştırma sağlanabilir.
Ne FRA ne de CBD tanımları, değerlendirmeler için bir mekân ölçeğine işaret etmezler.
Alternatifler, tek tek orman yönetim birimini (FMU29), küçük mal sahiplerini, peyzajı,
ekosistemi, ulusal veya diğer bazı seviyelerdeki idari birimi içerir. İşlevsel bakış açısından, FMU
önemli bir kavramdır ve onun işlevleri bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Eğer değerlendirme
sadece bir FMU istihsal alanı için yapılacak olursa, kısa süreli gözlemler, stok düzeylerini
bozulmuş olarak değerlendirebilir ve meşçere örtüsünde bir düşüş gözlenebilir. Bununla beraber,
istihsal olmayan alanları da içine alacak şekilde, tüm FMU’nun yönetimi hala sürdürülebilir
durumda olabilir.
Açıklayıcı bilgi: bir alanda istihsal yapıldığında, o alandaki ağaçların kesildiği ve stokta
ciddi bir azalma olduğu gözlenebilir. Ama bütün FMU’lar dikkate alındığında,
sürdürülebilirlik hala devam ediyor olabilir. S.Y.
FRA ve CBD tanımları arasındaki diğer bir fark, CBD’nin sadece insan nedenli bozulmaya işaret
etmesi, bununla beraber FRA’nın böyle bir ayırıma gitmemesidir. Bozulma sadece insan nedenli
olmadığından ve bozulmanın toprağın besinsiz kalması ve çölleşme gibi doğal nedenlerle de
olabileceğinden dolayı FRA tanımı daha kapsamlı görünmektedir. Aslında bu ayırımın UNFCCC
altında yapılması gerekir, fakat uygulamalarda ayırım yapmak zor olabilir. Bu iki durum
arasında ayırım yapmanın teorik ve pratik zorlukları dikkate alındığında, iki alternatif durum
ortaya çıkmaktadır. Bunlar: (a) bu nitelemeyi tanımlamamak veya (b) tüm bozulmayı ‘insan
kaynaklı’ olarak göstermektedir.
Neler Yapılabilir?
(1) Orman bozulması hakkında FRA, CBD ve ITTO tanımlarının uyumlaştırılması düşünülebilir;
(2) Resilience kavramı, orman bozulması ile ilgili mevcut tanımlamalara dâhil edilebilir;
(3) Bozulma değerlendirmesinin, ne genişlikte bir ormanda yapılacağını belirlemek için
alternatifler araştırılabilir;
(4) Orman bozulması için bir bileşik endeks geliştirmenin uygulanabilirliği analiz edilebilir.
Yalnız bu noktada, bu bileşik endeksin (a) bir mal ve hizmet arzındaki bozulmanın diğer bir mal
ve hizmet arzındaki iyileşme ile telafi edilmesinin haklılaştırılmasına / uygulanabilirliliğine özel
dikkat göstermesi gerekmektedir. Diğer bir haklılaştırılma / uygulanabilirliliğine özel dikkat
göstermesi gereken husus ise (b) “orman bozulması” için ‘doğal’ olarak gelişen ormanların bir
referans noktası olarak benimsenmesi hususudur.
.........
ORMAN BOZULMASI VE İLGİLİ TÜM KAVRAMLAR ARASINDAKİ
İLİŞKİNİN BİR GRAFİK ÜZERİNDE GÖSTERİLMESİ
Uluslararası düzeyde “ormanlarla ilgili tanımlamaların uyumlaştırılması” küresel bir talep
sonucu ortaya çıkmış ve 2002 yılında bu konuda pek çok uluslararası toplantı yapılmıştır.
Bahsekonu toplantılar şunlardır: (i) Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (CBD) Altıncı Taraflar
29
FMU: Forest Management Unit. Türkiye için FMU, “orman işletmesi düzeyi” olarak belirlenmiştir.
...........
19
Konferansı (COP6), Nisan 2002, Hollanda; (ii) Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)
Yakın Doğu Bölgesel Konferansı, Mart 2002, İran; (iii) Birleşmiş Milletler Ormancılık
Forumu’nun İkinci Oturumu (UNFF2), Mart 20002, ABD; ve (iv) Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) Yan Organı’nın Onaltıncı Oturumu (SB16),
Haziran 2002, Almanya.
Aşağıda ormanlarla ile ilgili beş adet kavramları bir arada ve birbirleriyle ilişkileri bir grafikte
gösterilmektedir. Sözkonusu tanımlar şunlardır: (i) orman bozulması, (ii) orman iyileştirmesi,
(iii) orman ıslahı, (iv) orman onarımı ve (v) orman parçalanması.
Orman bozulması (forest degradation); mal ve hizmetler üreten bir ormanın kapasitesinin
düşmesidir. Orman bozulması tanımı, orman iyileşmesi, orman ıslahı ve orman onarımı
tanımları tarafından desteklenen bir tanımdır.
Orman ıslahı30 (forest improvement); ürün ve hizmetler sağlayacak bir orman kapasitesini
arttıran bir süreçtir. Amaç, ormanı potansiyel kapasitesine ulaştırmaktır. Orman iyileştirmesi,
orman bozulması tanımının karşıtıdır.
Orman imar-ıhyası / orman onarımı (forest restoration); ormanı, bozulma öncesi orijinal
durumuna getiren bir orman onarım sürecidir. Yani ormanın, bozulma öncesi durumdaki
benzer fonksiyonlara, benzer yapıya ve benzer bileşimlere kavuşturulmasıdır.
Orman iyileştirmesi (forest rehabilitation); ormanının, bozulma öncesi durumuna
getirilmesi olmayıp, ormanının mal ve hizmetleri tekrar karşılayacak bir kapasiteye
kavuşturulması sürecidir.
Orman parçalanması (forest fragmentation), eskiden blok halinde bulunan bir ormanın
aralarına boşlukların girmesi ve orman parçacıklarının oluşması sürecidir.
Açıklayıcı Not: OGM son zamanlarda “ekosistem köprüleri” adı altında çalışmalar
yürütmektedir. Bu çalışmaların bir amacı da “orman parçalanması”nı bir ölçüde olsun
onarmaktır. S.Y.
Yukarıdaki tanımlamalar bir şema üzerinde şöyle gösterilebilir:
Potansiyel kapasite seviyesi
Kapasite
Parçalanma:
Islah (İmprovement)
Yapısal bozulma bileşeni
Onarım (Restoration)
Bozulma (Degradation)
İyileşme (Rehabilitation)
Z1
Z2
Z3 Zaman
Kaynak: “İkinci Uzmanlar Toplantısı Zabıtları”, Eylül 2002, sayfa 17.
Tanımların Türkçe karşılıkları belirlenirken, AGM ve DKMP’de daha önce çalışmış meslektaş
görüşlerine de başvurulmuştur.
30
...........
20
ORMANSIZLAŞMA (DEFORESTATION) VE ORMAN BOZULMASI (FOREST
DEGRADATION) KAVRAMLARI ARASINDAKİ FARKLAR
Bilindiği üzere, UNFCCC, CBD ve FRA’nın ormanlarla ilgili tanımları (1) alan kullanımı (land
use) ve (2) ağaç örtüsü (tree cover) temeline dayanmaktadır. Ağaç örtüsü ile ilgili tanımlar üç
eşik değere işaret etmektedir. Bular: (i) en az alan eşik değeri: 0.5 hektardan büyük olacak; (ii)
en az ağaç boyu eşik değeri: 5 metreden büyük olacak ve (iii) en az tepe çatısı31: % 10’dan
büyük olmasıdır. Diğer önemli bir nokta; üçüncü eşik değer olan ağaç tepe örtüsü eşik değerinin
% 10’nun altına “uzun dönemli” mi, yoksa “daimi” olarak mı geçtiği durumudur. Çünkü ağaç
tepe örtüsünün % 10’un altına “uzun dönemli” geçtiyse başka kavram, “daimi” geçiştiyse başka
kavram kullanılmaktadır.
Ormansızlaşma; “orman” alan kullanımından “diğer alan kullanımı”na dönüşümü ifade
etmektedir. Yani, “orman” alan kullanımından (a) tarım, (b) mera, (c) su toplama ve (d) kentsel
alan kullanımına dönüşüm ifade edilmektedir. Diğer önemli bir nokta; ormansızlaşma, tepe çatısı
(canopy cover) eşik değerinin % 10’un altına “daimi” olarak düşmesidir.
Orman Bozulması kavramında ise, “orman” alan kullanımından “diğer alan kullanımı”na
herhangi bir dönüşüm sözkonusu değildir. Yani, “orman” alan kullanımı devam etmektedir.
Bununla birlikte, o yöredeki doğal orman tipinden beklenen yapı, fonksiyon, tür bileşimi veya
verimliliğin kaybedildiği; mal ve hizmet arzının azaldığı ve biyolojik çeşitliliğin sınırlı bir
düzeyde kaldığı anlaşılmaktadır. Diğer önemli bir nokta; orman bozuması, tepe çatısı (canopy
cover) eşik değerinin % 10’un altına “uzun dönemli” olarak düşmesidir.
Şekil -1: İki kavram arasındaki fark aşağıdaki şekilde gösterilmektedir.
ORMAN
Bozulması
Degradation
İyileşmesi
Improvement
Ormansızlaşma
(deforestation)
DİĞER
ALAN
KULLANIM
SINIFLARI
Kaynak: FAO 2000b
Şekil – 2: İki kavram arasındaki fark bir başka şekilde de gösterilebilir.
Ormanın
Bugünkü
Durumu
Ormanın
Sonraki
Durumu
I
Orman Ekosisteminin
Eski durumuna
Dönme Kabiliyeti Sınırı
(Resilience)
I
I
Ağaç örtüsünün
“uzun dönemli” azalması
(Geri dönülebilir durum)
Ağaç örtüsünün
“daimi” azalması
(Geri dönülemez durum)
Orman Bozulması
Ormansızlaşma
Orman Alan Kullanımı
Diğer Alan Kullanım Sınıfları
(Tarım alanı, Mera, Su toplama alanı, Kentsel alan)
Kaynak: Yukarıdaki şekil, S. Yegül tarafından geliştirilmiştir.
31
Ağaç tepeleri örtüsü: Canopy cover
...........
21
Açılayıcı Not: “Eski durumlarına dönme yeteneği” anlamına gelen “resilience” terimi,
ormansızlaşma ile orman bozulması kavramları arasındaki sınırı bilmek açısından hayati
öneme sahip gözükmektedir. özel öneme sahip bir terimdir. Yine “resilience” terimi
bilindiğinde “ormansızlaşma” olan alanda yapılan ağaçlandırma faaliyetinin “sıfırdan
ağçlandırma” (afforestation); diğer taraftan üzerinde “orman bozulması” yaşanan alanda
yapılan ağaçlandırma faaliyetinin, “yeniden ağaçlandırma” (reforestation) olduğu
rahatlıkla kavranabilecektir.
Bir benzetmeyle, bir taşla (resilience), dört kuş (dört kavram) vurulabilecektir. S.Y.
.........
DÜNYADA VE TÜRKİYEDE ORMANSIZLAŞMA VE ORMAN BOZULMASI
TÜRKİYEKİ DURUM
Türkye kamuoyunda “2B” olarak bilinen, 6831 sayılı Orman Kanununun 2B maddesine konu
olan yaklaşık 473.419 hektar32 orman alanı bulunmaktadır. Bu alanlar ormansızlaşma’ya yani
deforestation’a konu alanlardır.
Yukarıda işaret edildiği üzere, bu alanlarda tepe örtüsü eşik değeri % 10’un atına “daimi” olarak
geçmiştir. Yani ormansızlaşma sözkonusudur.
Türkiye’nin toplam kara alanının % 27’si Türk Hukukuna göre “orman” olarak kabul
edilmektedir. Bu tanım tamamen hukuki bir tanımdır.
Türkiye’nin ormanlarla ilgili teknik tanımlamalarına göre ise, sözkonusu “% 27’lik orman
alanı”nın yaklaşık yarısı yani 13,2 milyon hektarı “verimli” orman, diğer yarısı yani %13,6
milyon hektarı ise “bozuk” orman olarak değerlendirilmektedir.
Ormanlarla ilgili uluslararası tanımlamalara göre ise, Türkiye’nin 13,2 hektalık “verimli”
ormanı, “orman” (forest) olarak değerlendirilirken; 13,6 milyon hektarlık “bozuk” ormanı,
orman-değil (non-forest) olarak değerlendirilmektedir.
“Orman-değil” (non-forest) tanımlamasının altında alt tanımlar bulunmaktadır: Bunlar alt
tanımlar: Diğer ağaçlık alan (other wooded land); orman dışındaki ağaçlar; (trees outside forest);
diğer alan (other land) gibi tanımlardır. Türkiye’nin “bozuk” ormanlarının, uluslararası “ormandeğil” tanımının alt tanımlarına göre de ayrıştırılmasında büyük fayda olduğu düşünülmektedir.
Türkiye’nin “bozuk” ormanlarında, tepe örtüsü eşik değeri % 10’un atına “uzun dönemli ” olarak
geçilmiştir. Yani bu alanlar orman bozulması’na (forest degradation) konudur.
Türkiye’nin “bozuk” orman alanlarında Orman Genel Müdürlüğü ve Ağaçlandırma Genel
Müdürlüğü tarafından orman iyileştirilmesi (forest rehabilitation), orman imar-ihyası33 (forest
restoration) ve orman ıslahı (forest improvement) çalışmaları yürütülmektedir.
Türkiye’nin “bozuk” orman alanlarının bir kısmının gelecekte uluslar arası eşik değerleri geçerek
“orman” olacağı umulurken bir kısmının bu eşiği geçmesi mümkün gözükmemektedir (taşlık
alanlar gibi).
32
33
Bu alan miktarı, OGM Kadastro Dairesi Başkanlığından alınmıştır.
Onarım
...........
22
DÜNYAKİ DURUM
FAO verilerine göre her yıl ormansızlaşmadan (deforestation) dolayı dünya ormanlarının 13
milyon hektarı yitirilmektedir. Diğer bir değişle, Türkiye’deki değerlendirmeler açısından
bakıldığında, Dünyada her yıl 13 milyon hektara orman, 2B statüsüne düşmektedir.
Dünyadaki bozuk orman (degradated forest) alan miktarı hakkında bilgi vermek son derece zor
gözükmektedir. Bunun nedeni “diğer ormanlık alan”ların (other wooded land-OWL) “bozuk
ormanlar”ı da (degradated forest) içermesidir.
“Diğer ağaçlık alan”ların tamamını “bozuk orman” alanı olarak kabul etmek doğru bir yaklaşım
olarak gözükmemektedir. Çünkü dünyanın bazı bölgelerinde ağaç boyu 5 metreyi geçmemesine
rağmen söz konusu yerler orman olarak kabul edilmektedir. Örneğin, Suudi Arabistan 34 milyon
hektar alanını orman olarak kabul ederken, bu alanlar uluslararası tanımlamalara göre “diğer
ağaçlık alan” olarak değerlendirilmektedir. Çünkü Suudi Arabistan’ın bazı bölgelerinde ağaçlar 5
metreden daha fazla büyüyemezler ancak orman olarak kabul edilirler. Keza, Kuzey Afrika
ülkelerinin pek çoğuna bu gözle bakabiliriz.
Sonuç olarak, 2005 yılı Küresel Orman Kaynakları Değerlendirme raporuna göre şu an dünyada
yaklaşık 1 milyar 375 milyon hektar “diğer ağaçlık alan” bulunmaktadır. Bu miktarın bir kısmı
“bozuk orman”dır.
...........
23
6 - YÖNETİLEN ORMANLAR (MANAGED FORESTS)
İKİNCİ UZMANLAR TOPLANTISI “TARTIŞMA BELGESİ”NDEN (2002):
Yönetilen ormanlar tanımlaması FRA ve ITTO tarafından yapılmıştır. UNFCCC ise orman
yönetimi tanımlaması yapmıştır. Bu tanım, FRA ve ITTO’nun tanımına yakın bulunmaktadır.
FAO 1998 (FRA Çalışma Belgesi No.1)
Yönetilen orman / diğer ağaçlık alan. (5 yıl ya da daha fazla) Yeterli bir süre, resmi ya da gayrı
resmi düzenli uygulama planlarına göre yönetilen “orman” ya da “diğer ağaçlık alan”dır.
ITTO 2002
Yönetilen doğal orman. Sürdürülebilir odun ve odun dışı üretim, yaban hayatı yönetimi ve diğer
kullanımlar sonucu orman yapısında ve tür kompozisyonunda değişikliklerin meydana geldiği
ormandır. Ana mal ve hizmet işlevlerinin hepsi dokunulmaksızın sürdürülmektedir.
UNFCCC 2001
Orman yönetimi, sürdürülebilir bir şekilde ilgili orman işlevlerinin yerine getirilmesi amacıyla
orman alanların yönetilmesi ve kullanılmasıdır. İlgili orman işlevleri ile ekolojik (biyolojik
çeşitliliği içeren), ekonomik ve sosyal işlevler kastedilmektedir.
IPCC 1996
Doğal, (odun ürünleri için) yönetilmeyen ormanlar dendiğinde insan menşeli34 kaynak ve
yutaklar düşünülemez ve (bu tip ormanlar) hesaplamalardan çıkarılır. Eğer bu ormanlarla mevcut
ciddi bir etkileşim yoksa bu ormanlar odun biyokütle35 stokundan düşülebilir. Eğer bu ormanlar
yakacak odun kaynağı olarak kullanılıyorsa ya da diğer insan faaliyetlerinden etkileniyorlarsa o
zaman hesaba katılmalıdırlar.
Yönetilen ormanlar ile ilgili yapılan üç tanımlamada yönetim’i belirli amaç veya işlevleri yerine
getirmeyi hedefleyen amaçlı bir eylem yaklaşımına dayandırılmaktadır. FRA ve UNFCCC
tanımları yönetim sonucu hakkında herhangi bir bilgi vermezken veya herhangi bir nitelemede
bulunmazken, ITTO tanımı, yönetim sonucunda orman yapısında ve tür kompozisyonunda
(insan eliyle) bir değişiklik yapıldığını ifade etmektedir.
Bu fark, yönetilen ve yönetilmeyen meşçereler arasındaki çizginin nerede olduğu sorusunu akla
getirmektedir. ITTO tanımları, yönetim’i, doğal orman gelişiminin değiştirilmesi gibi, aktif bir
müdahaleyi gerektiren bir şey olduğunu söylemektedir. Tanım, yönetilmeyen ormanların nadir
durumlarda ortaya çıktığını söyleyen, her çeşit yönetim amacını içine alan epey geniş bir
tanımdır. Kesin konuşmak gerekirse, yönetim-dışı ormanlar, insan müdahalesinin olmadığı
alanlarla sınırlıdır. Çünkü korunan alanlar dahi yönetim’e konudur. Örneğin, yarı-doğal orman,
otlaklar (meadow), aktif yönetim olmadan statülerini devam ettiremeyeceklerdir. Sınırlı
müdahaleler bile [(insan nedenli orman yangınlarına karşı gibi) koruma, sınır çizme gibi]
yönetim’in bir parçasıdır.
Benzer ilkeler, FRA ve UNFCCC tanımlarından da türetilebilir. İlke olarak onlar bir adım daha
ileri gidebilir. Sonuç tanımlanmadığı için, konuyu bölmeyen basit bir karar, değişik gelişim
yolları arasında bilinçli bir seçim yapmayı kapsayan bir orman yönetiminde düşünülebilir. Diğer
bir ifadeyle, bir seçim yapmak çok önemli bir konudur.
34
35
Anthropogenic: İnsan kaynaklı
Biomass: biyokütle
...........
24
Diğer taraftan bu yorum, orman yönetiminin bir seçenek olduğu durumlarda sınırlı olacaktır.
“Aktif” yönetimin bir seçenek olmadığı ulaşılamayan alanlarda, yönetim uygulanmaz ve bunun
doğal sonucu olarak, seçim yapılamaz. Burada ciddi bir fark vardır. Bu fark açıklanmalıdır.
Yukarıda yapılan tanımlamaların hiçbiri, belirli bir orman yönetim amacı olmaksızın meydana
gelen insan kaynaklı etkiyi sınıflandırmaya almamaktadır. Örneğin kaza sonucu insan eliyle
çıkan orman yangınları yönetin açısından sınıflandırma dışı olacaktır. IPCC’nin karbon hesabı
için uygulanabilir tanımları, bu bağlamda açık değildir. Bu tanımlama, “Eğer ormanlar yakacak
kaynağı olarak kullanılıyorsa veya devam etmekte olan insan faaliyetlerinden etkileniyorlarsa,
onların hesaba katılması” gerektiğini [yani yönetildiğini] ifade eder. Bu açıklama, Kyoto
Protokolü’ne taraf ülkelerin, insan nedenli her tür bozulmaya karşı kendi ormanlarını koruma
sorumluluğuna sahip olduğu fikrine dayandırılabilir. Örneğin yangından koruma eksikliği,
ülkelerin karbon hesaplamasında karbon stokunda bir düşüş yapılmasını mazur gösteremez.
ITTO ve UNFCCC tanımları, tüm orman işlevlerinin sürdürülebilirliğine ve devamlılığına işaret
ederken, FRA tanımı bunlardan açık bir şekilde bahsetmemektedir. Açıklık için FRA
tanımlamalarındaki bu özelliklerin birleştirilmesi düşünülebilir.
Neler Yapılabilir? (1) Özellikle müdahale-dışı ve rastlantılı insan kaynaklı etki ile ilgili olarak,
yönetilen ve yönetilmeyen ormanlar arasındaki farklılığın açıklanması düşünülmelidir. (2)
FRA’nın yönetilen ormanlar tanımı içine sürdürülebilirliğin katılması düşünülmelidir.
Türkiye’de “Yönetilen Ormanlar”
Türkiye ormanlarının tamamına yakını için “yönetilen ormanlar” kavramı kullanılabilir. Bununla
birlikte Türkiye’nin bazı orman bölgelerine hiç girilmediği düşünülecek olursa, söz konusu
orman alanlarının “yönetilen ormanlar” kavramı dışında hesap edilmesi gerekmektedir.
“Yönetilen ormanlar” kavramı dışında kalan alanlara Artvin / Camili’nin bazı orman alanları
örnek olarak gösterilebilir.
ÜÇÜNCÜ UZMAN TOPLANTISINDAN (2005):
Yönetilen orman (Managed forest): Orman yönetimine konu olan ormanlar.
Orman yönetimi (Forest management): Ormanların ilgili çevresel, ekonomik, sosyal ve/veya
kültürel fonksiyonları yerine getirmeyi ve belirlenmiş hedefleri karşılamayı amaçlayan şekilsel
ve şekilsel olmayan planlama ve uygulama pratikleri sürecidir.
Not: (1) Şekilsel ve şekilsel olmayan süreç; (2) Süre, yoğunluk, etkiler, yönetim düzeyi, kalite.
“ULUSAL ORMAN ENVANTERİ: ORTAK RAPORLAMA İÇİN YÖNTEMLER”
İSİMLİ KİTAPTAN (2010):
Terminolojide:
Orman yönetimi (Forest management): Ormanların ilgili çevresel, ekonomik, sosyal ve/veya
kültürel fonksiyonlarını yerine getirmeyi amaçlayan şekilsel ve şekilsel olmayan planlama ve
uygulama pratikleri sürecidir.
Yönetilen orman (Managed forest): Orman yönetimine konu olan ormanlar.
...........
25
Alanda:
Yönetilen ormanlar, ilgili çevresel, ekonomik, sosyal ve kültürel fonksiyonları gerçekleştirmeye
konu olan tüm ormanlardır. Bu sınıflama, alan kullanımı belli olsun ya da olmasın, toplumun
erişebildiği tüm orman alanlarını kapsamaktadır.
Burada önemli olan konu, bir orman alanına erişimin olup olamamasıdır. Eğer erişilebiliyorsa, o
alanın kullanımıyla ilgili şekilsel ya da şekilsel olmayan bir karar verilmektedir. Erişilebilir
ormanlar, yönetilen ormanlar olarak düşünülmelidir.
.....
7 - ORMAN SINIFLANDIRMASI (FOREST CLASİFİCATİON)
Çeşitli şekillerde orman vejetasyonunun sınıflandırılmasına yardımcı olmaları bakımından,
biome, orman tipi ve orman ekosistemi gibi kavramlar birbirleriyle ilişkilendirilebilir. Pek çok
ülkede orman sınıflandırmasına temel oluşturan terim ‘orman tipi’dir. Kyoto Protokolü
uygulamalarıyla beraber, orman sınıflandırılmasına temel olması bakımından biome kelimesi de
tartışılmaktadır. Biome temelli tanımlamaların daha ziyade gelişen ayrıntılı tanımlamalar veya
orman eşik değerleri için uygun olacağı önerilmektedir. Uluslararası süreçlerde orman
sınıflandırmasına bir temel oluşturması bakımından orman ekosistemi terimi henüz
kullanılmamaktadır.
Biome
Uluslararası süreçler ve bu çalışma altında analiz edilen araçlar arasında sadece CBD’de
‘biome’la ilgili bir tanım mevcuttur. FRA’nın ekolojik bölgelere ayırmada kullanılan ‘domain’
ifadesi de benzer bir anlama gelmektedir.
Biome ve Domain Tanımları
UNEP/CBD/SBSTTA 2001
Orman topluluğu (Forest biome): Bu kelime, vejetasyonun ekolojik ve dış görünüş özelliğini
yansıtmaktadır ve dünyanın iklim bölgelerine geniş ölçüde uymaktadır.
FAO 2001 (FRA Çalışma Kağıdı No. 56)
Bölge (domain): Tropik, alt tropik, ılıman, kutba yakın (boreal) ve kutup bölgesini (domain)
içine alan ve Köpper – Trewartha’nın beş termik iklim grubuna eşdeğer, sınıflamada daha geniş
bir varlık veya düzeydir.
Bundan başka bir dizi anlatım da mümkündür ve benzer kavramlara işaret eden yarım düzine
kelime ve ifade de bulunmaktadır. Örneğin bunlar: oluşum (formation), ana hayat formu, ana
hayat zonu, ana topluluk, ekobölge, ekofloristik zon şeklinde sıralanabilir. Bu tanımlamalarda
altı çizilen özellikler oldukça çeşitlidir. Sınıflandırma kelimeleri arasındaki farkın çok az olması,
ifadeleri belirsizleştirmektedir. Sınıflandırma düzeyi de açık değildir. Bir tanımlama, bir orman
tipini bir biome örneği olarak düşünürken, diğer bir tanımlama, aynı orman tipinin daha alt sınıfa
ait olduğunu düşünmektedir (Rakonczay 2002).
Bununla birlikte,
bulunmamaktadır.
Biome’larla ilgili
uygulamaya gerek
uyumlaştırma konusunda, bu tanımlamalar arasındaki büyük bir fark
Çünkü bunlar herhangi bir uluslararası süreçte kullanılmamaktadır.
önemli husus, farklı orman durumlarında farklı tanıma yönelik eşikleri
olup olmadığıdır. Kyoto Protokolü ile birlikte en çok bu konu tartışılmıştır.
...........
26
Eğer farklı bir yaklaşım benimsenecek olursa, o zaman soru, onun biome’ler temelinde, veya
orman tipi temelinde geniş tabanlı bir sınıflandırmanın yapılıp yapılamayacağıdır.
Ormanlarla İlgili Tanımlamaların Uyumlaştırılması Uzman Toplantısı’nda (2002), orman ve
bitki tipinden daha farklı tanımsal eşiklere temel olması bakından biome’un daha az kullanışlı
olduğu sonucuna varılmıştır. Biome fikri (kelimesi), mevcut alan kullanımlarıyla ve ormanların
yönetildiği ve kullanıldığı şekillerle tam uyumlu değildir. Birçok ülkede birden çok biome
bulunduğu için, biome’a dayalı tanımlamaları kullanmak, raporlama yükünü azaltmaktan çok
arttıracaktır. Sosyo-ekonomik karakteristik özellikler ve alan kullanım sistemleri, biome’un
sınırlarını kesmektedir.
Orman Tipi
FRA, ‘ekolojik bölge’ (ecological zone) tanımını tercih ederken, CBD ve ITTO tarafından orman
tipi (forest type) tanımını kullanmaktadır.
CBD’nin orman tipi tanımlaması, bir orman tipini temel bir birim olarak ele alan “genellikle
benzer bileşimdeki orman ekosistem grubu’na işaret eder. ITTO ‘orman tipi’ni, “aynı dış
görünüşe sahip ağaç ve ilgili bitki türleri topluluğu” olarak tanımlamaktadır. FRA’nın ekolojik
bölge sistemi, yaklaşım olarak ağaçsız formlara daha geniş yer verse de, CBD ve ITTO’nun
tanımlamalarına yakındır. FRA sistemindeki temel sınıflama “aynı zamanda nispeten homojen
bitki oluşumlarını içeren, bölge veya geniş alanlar” temeline dayanmaktadır.
Bitki oluşumlarının dış görünüşündeki (yapısındaki) benzerlikler, hem FRA hem de ITTO
tanımlarının ayırt edici özeliklerdir. CBD tanımı, verimlilik kadar (ağaç ve alt çatı tür bileşimi
gibi) yapısal öğeleri de içerir. Bununla birlikte, verimlilik çoğunlukla çevreyle ve iklimle ilgili
şartların bir sonucudur ve geniş ölçüde dış görünüşe yansımaktadır.
Sınıflar arasındaki diğer ayırt edici bir özellik, hem ITTO hem de FRA tanımlarının, ekolojik
şartların benzerliğine işaret etmesidir. FRA tanımında sıcaklık ve yağış miktarı temelindeki
iklimsel durumlara özel vurgu yapılmaktadır. Bu özelliğe CBD tanımlarında değinilmemektedir.
Diğer bir fark, FRA ve ITTO tanımlarının ‘doğal’ oluşumlara işaret etmesidir. CBD tanımlarında
bu hususa açık bir şekilde değinilmemektedir.
Tanımlamalar hala nispeten çok geniştir ve temsil ettikleri hiyerarşi düzeyi hakkında ve onlar
için gerekli sınıflama detayı hakkında hala belirsizlik sürmektedir. Bazen orman tipi, biome’la
karıştırılır veya onunla yer değiştirilerek kullanılır (Rakonczay 2002). Diğer taraftan, orman tipi
kavramı belki de kaçınılmaz olarak çok genişlemiştir. Üzerinde mutabık kalınmış bir orman tipi
tanımı olmasına rağmen, o, sınıf adedini belirlemede, sınıflar arasındaki özellikleri ayırt etmede
belirgin bir rehberlik sağlamayacaktır.
Orman Tipinin Tanımları
UNEP/CBD/SBSTTA 2001
Orman Tipi. Biome’lar içinde, ağaç ve alt tabaka tür bileşimi, verimlilik ve/veya tepe kapalılığı
bakımından diğer gruplardan kolayca ayrılabilen, genellikle benzer bileşimlerden (composition)
oluşan orman ekosistemleri grubuna ‘orman tipi’ denir.
FAO 2001 (FRA Çalışma Kağıdı No.56)
Ekolojik Bölge. Dış görünüşü benzer (ama mutlaka aynı olması şart değil), aynı zamanda
nispeten homojen doğal bitki oluşumlarını içeren, bir bölge veya geniş bir alan olarak tanımlanır.
...........
27
Ekolojik Bölge’nin sınırları, sıcaklık ve yağış miktarı temelinde yapılmış Köppen-Trewartha’nın
iklim tipleriyle hemen hemen çakışmaktadır. Bu tanımlamalar için dağ sistemleri bir istisnadır.
Dağ sistemleri, her bir domain’de ayrı bir Ekolojik Bölge olarak sınıflandırılır ve hem bitki
oluşumları hem de iklim şartları bakımından büyük değişiklikler gösterir.
ITTO 1998
Orman Tipi. Aynı dış görünüşlü, belirli bitkisel bileşime sahip ağaçlar ve yanındaki bitki
türlerinin doğal olarak oluşturduğu ve tür bileşiminin zaman içinde sabit kaldığı, aynı ekolojik
şartlarda yetişen bir topluluktur. Bunlar ‘association’ düzeyinde çoğunlukla bilimsel olarak
tanımlanır.
FAO’nun Küresel Ekolojik Bölge Ayırımı
1. Tropik yağmur ormanları
2. Tropik nemli (moist) yapraklı ormanlar
3. Tropikal çalılık arazi
4. Tropikal çöl
5. Tropikal dağ sistemi
6. Alttropikal nemli (humid) orman
7. Alttropikal kuru orman
8. Alttropikal step
9. Alttropikal çöl
10. Alttropikal dağ sistemi
11. Ilıman (temperate) okyanus orman
12. Ilıman step
13. Ilıman çöl
14. Ilıman dağ sistemleri
15. Boreal ibreli orman
16. Boreal tundra (soğuk ağaçsız ova) ağaçlık arazi (woodland)
17. Boreal dağ sistemi
18. Kutup alan
Bu yüzden esas konu, çeşitli, belirsiz tanımların uyumlaştırılması olmayabilir. Bununla birlikte
daha detaylı uyumlaştırmanın potansiyel faydalarının değerlendirilmesi kadar, benimsenecek
sınıflamanın temel özelliklerinde bir uzlaşıya varılabilir. Bu yüzden, başlama noktası olarak var
olan sistemi benimsemek bir seçenektir. Farklı sınıflamaların adedi çok fazlayken, daha fazla
miktarda küresel veriyi toplamak ve işlemek için onların birkaçı sistematik olarak kullanılmıştır.
FRA’nın ekolojik bölgeler sınıflaması, en kapsamlı ve geniş çapta kullanılan sistemdir ve daha
fazla gelişmeye temel olacak bir seçenek dikkatle düşünülmelidir. Ayrıntılı tanımlamaları
benimseyecek bir karar alınması Raconczay (2002) tarafından da tavsiye edilmektedir.
...........
28
Orman Tipi Tanımlamalarının Parametreleri (Karakteristik Özellikleri)
İki yönlü parametreler
CBD
ITTO
FRA
Temel birim
Orman ekosistemi grubu
Topluluk
Oluşum (formation)
1
0
0
0
1
0
0
0
1
Temek birimin karakteristik özelliği
Homojenlik (homogeneity)
Doğallık (naturalness)
1
0
1
1
1
1
Ayırt edici özellikler
Dış görünüş
Tür bileşimi
Verimlilik
Tepe kapalılığı
İklim
Genel ekolojik şartlar
0
1
1
1
0
0
1
1
0
0
0
1
1
0
0
0
1
0
Ülke düzeyinde var olan sistemler, oturmuş sistemlerdir ve yerel şartlara cevap vermek için
geliştirilmiştir. Bundan dolayı o sadece herhangi bir uluslararası sistemle bu sistemi
uyumlaştırmayı amaçlamakla kalmaz, uluslararası gerekliliği olan verileri yerine getirebilecek
bilgi sistemlerini nispeten sağlamak için de tavsiye edilebilir. Ülke düzeyinde, FRA’nın
ekolojik bölgelerle ilgili orman tipinin yeniden sınıflandırması son derece uygulanabilir bir
yaklaşım olarak görünmektedir.
Orman Ekosistemi
Bilim topluluğu, ekosistem hakkında birçok tanım yapmıştır. Bu raporda analizleri yapılan
dört süreçten sadece CBD, ekosistem’e bir tanım getirmiştir.
Orman Ekosistem Tanımı
UNEP/CBD/SBSTTA 2001
Bir orman ekosistemi geniş ölçekte tanımlanabilir. Bir orman ekosistemi, (1) dinamik çok
parçalı bitki, hayvan ve mikro organizma topluluğu ve (2) ağaçların sistemin temel bileşenini
oluşturduğu, topluluğun abiyotik çevresidir. Kültürel, ekonomik ve çevresel ihtiyaçlarıyla
insan, pek çok orman ekosisteminin ayrılmaz bir parçasıdır. Ekosistem hakkındaki CBD
tanımlamaları göstermektedir ki; o, tanımlamalarla ilgili hiyerarşinin farklı düzeylerinde
uygulanabilir. Ekosistem, aynı zamanda insanı da içine alan biyotik ve abiyotik çevre
arasındaki dinamik interaktif ilişkiyi içerir ve çok parçalı bir yaklaşımı ifade eder. Ekosistem,
ekoloji ile ilgili terimler arasında geçerli bir kavram (sound concept) olmasına rağmen, orman
sınıflamasına bir temel olması bakımından onu kullanmak zordur. Sınıflandırma sistemleri,
nispeten sabit olan ve mümkün olduğunca daha az belirsizlik gösteren kavramlarla
oluşturulmalıdır. Kavramların orman durum ve değişikliklerinin tüm öğelerini
karşılayamadığı ekolojik terimlere rağmen, orman tipi gibi kavramlar daha güçlüdür. Buna
ilaveten, ekosistem fikrini farklı yorumlama çabaları, özellikle bağlamların bir sonuca
varmasını zorlaştırmaktadır. Uygulama amaçları bakından, ekosistemleri sınıflamada genel
bir yaklaşım, uygun bir orman tipi sınıflaması benimsemektir.
...........
29
Evrensel Tanımlara karşı Ayrıntılı36 Tanımlar
Ayrıntılı tanımların hangi boşlukları doldurmaya çalıştığını analiz etmek bir ilgi konusudur ve
kullanılan tanımları içeren mevcut sistemlerin yeni ihtiyaçlara cevap vermek üzere düzenlenip
düzenlenemeyeceği de yine bir ilgi konusudur. Bu konuda Rakonczay’ın (2002) ulaştığı
başlıca sonuçlar şunlardır:



Ayrıntılı bir yaklaşımda dahi, ormanlarla ilgili bazı temel karakteristikler uygulanacaktır,
yani: (i) en az alan, (ii) olgunlukta en az ağaç boyu ve (iii) en az tepe örtüsü (veya sıklıkla
ilgili diğer uygun bir ölçü) gibi.
Yukarıdaki karakteristik özelliklerin (parametre) değeri, orman olarak sınıflandırılan miktarı
etkiler. Bu parametrelerin etkisi en çok, (i) doğal ormanların dağılımının sınırına doğru ve (ii)
insanın etkisi altında çok kalmış (dağılmış/parçalanmış) alanlarda görünür.
Biome temelinde ormanı tanımlayan lehte ve aleyhte hiçbir bir güçlü görüş bulunmamaktadır.
Yeterince uzun süre değişmeden kaldığı için, makul bir tanımlama senaryosu, orman ile
orman-olmayan arasındaki geçişlerle ilgili ana eğilimleri ortaya koyacaktır. Sistem, eşik
göstergeler seti temelinde oluşturulduğu müddetçe, onun hassasiyeti (küçük değişiklikleri
ortaya çıkarma yeteneği) arttırılabilir. Hassasiyetin arttırılması, tanımlamaları
değiştirmektense, mekân değerlendirme birimleri37 azaltılarak yapılabilir.
Başka bir husus, bir tanımdaki bir değişiklik, her zaman ciddi bir maliyet artışına neden olur.
Bir tanımdan diğerine geçiş süresindeki raporlama yükü artacaktır, dökümler (envanter) daha
karmaşık olabilir ve tarihe dayalı verilerin karşılaştırılabilirliği ekseriya zorlaşır. Böyle bir
değişiklik, boşluklar ve aksi tesir oluşturacak olması açısından önemli bir tehlike oluşturur
(Rakonczay 2002).
Alternatif yaklaşımlar daha titiz ölçümleri geliştirmeyi içermektedir. Küçük değişiklikleri
ortaya çıkaracak titiz bir çalışma için mekân değerlendirme birimlerinin azaltılması
araçlardan biridir (Rakonczay 2002). Bu seçenek ciddi bir maliyet artışı da gerektirir, fakat bu
seçenek diğer yaklaşımların maliyetleriyle kıyaslanmalıdır.
Diğer bir seçenek kapsayıcı bir sınıflama ve değerlendirme sistemi geliştirmektir (Raconczay
2000). Orman ve orman-olmayan kapsamı üzerinde değerlendirme yapmak yerine, orman ve
orman-olmayan (kelimeleri) içindeki değişiklikleri ayırmak için kapsam (scope)
genişletilebilir. Bu yaklaşım, ayrıntılı tanımlar için benzer amaçları başarabilir (Şekil 1).
Şekil 1: Orman ve Orman-olamayan İçinde ve Arasındaki Değişikliklerin Ortaya
Konması
Seçenek 1
Orman tipleri
Esnek sınırlı ölçümler
orman-dışı (non-forerst)
a
b
c
d
36
37
Differentiated definitions
Spatial assessment units
...........
30
orman
Seçenek 2
Orman tipleri
Bir örnek sınırlı ölçümler
orman-dışı
orman
a
b
c
d
Sınırları bitişik alanlarda
daha ayrıntılı ölçümler
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC), orman-olmayan
alanlardaki karbon stok değerlendirmesi için bir metot önermektedir. Değişiklik,
ağaçlandırma (afforestation ve reforestation) olarak nitelendirilmemesi durumunda,
bitkilendirme38 (ve bitki örtüsünün tahribi39) karbon stoklarındaki artışın tutulmasını ifade
etmektedir.
Bitkilendirme, ormanın ayrıntılı olmayan40 tanımı ile ilgili problemlerden biri olarak önem
kazanmaktadır. Bitkilendirme, doğal orman vejetasyonunun marjinal41 alanlarında (yani
çölleşmeye konu alanlarda) çok kullanışlı bir kavramdır. Uygun izleme metotları geliştirilmek
koşuluyla bitkilendirme, UNFCCC’nin amaçları için etkili bir değerlendirme imkânı verebilir.
FRA’nın ‘ağaçlık alan’ ve ‘orman dışındaki ağaçlar’ kavramları benzer amaçlara hizmet
etmektedir ve yeni alt-sınıfların oluşturulması bu kavramları şimdikinden daha kullanışlı bir
hale getirebilir.
Orman alanı ile ilgili değişiklerle ilgili olarak, insan eliyle çokça bozulmuş ve bölünmüş
bölgelerdeki değişiklikleri ortaya çıkarmak için var olan sınıflandırma geliştirilebilir. Bunlar,
ayrıntılandırılmamış orman tanımları için diğer bir problem olarak görülmektedir. Önemli bir
bozulma meydana gelse bile, net tanımsal terimlerde, bir alanın orman olarak kalması ilgi
çekicidir (Rakonczay 2002). Bu değişiklikleri ortaya çıkarmak, daha önce önerildiği üzere,
‘orman bozulması’yla ilgili terminoloji ve değerlendirme metotlarını geliştirmekle
mümkündür.
Karbon hesaplamasıyla ilgili problem, Temiz Kalkınma Mekanizması’nın (CDM)42 sıfırdan
ağaçlandırma (afforestation) ve yeniden ağaçlandırma (reforestation) ile ilgili değişiklikler ile
diğer değişiklikleri aynı kapsamda tutmamasından kaynaklanmaktadır. CDM’nin yaklaşımı,
değişikliklerin, orman ve orman-olmayan arasındaki değişiklikler temelinde olasıdır. Bununla
birlikte, orman alanındaki karbon stokundaki değişiklikler eğer UNFCCC altında ele alınması
gereken bir problem olarak düşünülürse, orman bozulması ve aggradasyonu43 ile ilgili
muhtemel eylemlerin kapsamının genişletilmesi seçeneği üzerinde durulmalıdır. Varolan ve
iyi tanımlanmış orman tanımlarını değiştirmek, karmaşık ve ciddi maliyet gerektiren ve
anlaşılması güç bir süreçtir.
38
Revegetation
Devegetation
40
Non-differentiated
41
Marjinal: (1) uçta; (2) verimi ya da değeri çok düşük
42
Clean Development Mechanism (CDM)
43
Aggradation
39
...........
31
Neler Yapılabilir? (1) Bir başlama noktası olarak, ekolojik bölge konusunda FRA’nın
sınıflamasını kullanarak çeşitli orman tipi tanımlamalarını uyumlaştırmak düşünülmelidir. (2)
Tanımsal hiyerarşideki düzeyleri ile ilgili olarak, orman tipi ve biome arasındaki fark
açıklanmalıdır. (3) Ayrıntılı bir orman tanımını ortaya çıkarmak için ‘bitkilendirme / bitki
örtüsünün tahribi44 ile orman bozulması / ıslahı45 terimlerinin geliştirilme imkânı gözden
geçirilmelidir.
Kısa bir Değerlendirme: Son Gelişmeler Işığında ‘Orman Sınıflandırması’ Kavramı
20 Nisan-1 Mayıs 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Ormancılık
Forumu Yedinci Oturumu’nda (UNFF 7) ve sonrasında yapılan 17 Aralık 2007 tarihli
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bir Uluslararası Ormancılık Anlaşması benimsenmiştir.
Anlaşma’nın İngilizce dilindeki başlığı “Non-Legally binding instrument on all types of
forest” şeklindedir. Görüldüğü üzere Anlaşma isminin içinde “tüm orman tipleri” (all types of
forests) ifadesi yer almaktadır. BM düzeyinde “orman tipi” ifadesi uygun bulunmuştur.
“ULUSAL ORMAN ENVANTERİ: ORTAK RAPORLAMA İÇİN YÖNTEMLER”
İSİMLİ KİTAPTAN (2010):
Orman Kategorisi (Forest types): orman kategorisi (veya orman tipi) sınıflama sistemleri,
orman biyoçeşitlilik göstergelerindeki farklılıkları anlamaya yarayan bir tipolojiye göre
orman bilgisini toplayacak ve organize edecek esnek bir yaklaşımdır (Barbati et al. 2007).
Bir orman kategorisi “ilgili ormanın durumuna uygun olarak her ülke tarafından sınıflanmış,
o ormanın kompozisyonunun belirlediği orman kategorisidir ve/veya (yerel) alan faktörü”dür.
Biz “orman” derken bu bağlamda yapılmış orman tarifine işaret ediyoruz. “Kompozisyon”
derken, ağaçlar, çalılar ve diğer bitki bileşenlerinin mevcut belirli niteliği işaret edilmektedir.
Alan faktörleri (site factors) derken ise, yükselti, bakı (aspect), eğim, toprak özellikleri gibi
çevresel parametrelere işaret edilmektedir.
Avrupa düzeyinde orman tiplerinin standart sınıflamasına yönelik bir program, Avrupa Çevre
Ajansı tarafından (2006) önerilmiştir. Bir referans olarak (bu çalışma bağlamındaki) çalışma
grupları 14 Avrupa orman kategorisi benimsemişlerdir.
44
45
Revegetation/devegetation
Forest degradation/improvement
...........
32
8 - DOĞAL ORMAN VE ORMAN PLANTASYONU
İKİNCİ UZMANLAR TOPLANTISI “TARTIŞMA BELGESİ”NDEN (2002):
Bu konuda yapılan tartışmalarda başlıca eleştiri, plantasyonların, ‘normal’ ve ‘doğal’
ormanların işlevini gerçekleştiremeyeceği yönündedir.
Tanımlar
FAO 2000a’ya göre doğal orman; yerli ağaçlardan oluşan ve orman plantasyonu olarak
sınıflandırılmayan ormandır. Aynı kaynağa göre orman plantasyonu; ağaçlandırma
sürecinde (afforestation veya reforestation) dikim ve/veya ekim yoluyla kurulmuş ormandır.
FAO 2000b’ye göre yarı-doğal orman; silvikültür ve suni gençleştirme yoluyla insan eliyle
değişikliğe uğratılmış yönetilen ormanlardır.
ITTO, 2002’ye göre suni orman (planted forest); dikim veya ekim yoluyla suni olarak
kurulan orman meşçereleridir.
UNEP/CBD/SBTTA 2001’e göre plantasyon ormanı; dikim veya direk ekim yoluyla
kurulan sıfırdan ağaçlandırılmış (afforested) alan veya ikincil ormandır (secondary forest).
Plantasyon ormanı olarak, lif üretimi amacıyla kurulmuş egzotik türler için aynı yaşlı, tek tür
ağaçlandırmaları yapılabildiği gibi, hem lif hem de biyoçeşitlilik amacıyla karışık tür
ağaçlandırması da yapılmaktadır.
FRA’nın doğal orman tanımları, ‘plantasyonu dışarıda bırakan bir orman’ yaklaşımını
benisemektedir.
Yukarıda yapılan her üç plantasyon tanımı birbiri ile benzerlikler taşımaktadır. Hepsi orman
meşçerelerinin ya dikim ya da ekim yoluyla kurulmasına işaret etmektedir. Bununla birlikte
FRA’nın tanımında diğer tanımlarda olmayan, dışarıdan getirilen ve yerli türler (introduced
and indigenous species) şeklinde bir niteleme taşımaktadır.
Pek çok durumda, dikilmiş fidanlar, doğal olarak gelişmiş fidanlarla karışabileceğinden
dolayı, doğal ormanlarla orman plantasyonları arasındaki fark net olmamaktadır. Bu hal, yarıdoğal ve plantasyon ormanları arasındaki sınırların belirlenmesinin zor olduğu Avrupa
ormanlarında sık sık gözlenmektedir. (Buchward 2002’ye göre) Yarı-doğal ormanlar, ‘doğal
olarak’ gelişmiş bir ormana benzeyen meşçere özelliği göstermektedir.
...........
33
Orman Plantasyonu Tanımının Karakteristik Özellikleri:
İki yönlü özellikler
UNFCCC
CBD
ITTO
FRA
Alan özellikleri
Sıfırdan ağaçlandırılmış
alan (afforested land)
İkincil orman
Yeniden ağaçlandırılmış
alan (reforested land)
veri yok
1
0
1
1
0
0
0
1
1
Kurma yöntemi
Dikme
Ekim
veri yok
1
1
1
1
1
1
Meşçere özellikleri
Dışarıdan getirilmiş türler
Yerli türler
Yoğun yönetim
Tür sayısı
Yaş
Boş bırakma
veri yok
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
1
1
1
1
1
1
Diğer bir husus, ağaçlandırma kavramları ile (afforetation ve reforestation), orman
plantasyonu kavramı arasında yakından bağlantı kurulmasıdır.
Bu makalede, açıklanan pek çok tanıma göre, plantasyonlar ve doğal ormanlar arasındaki
farklılıklar özellikle orman bozulması ve iyileştirmesi ile ilgilidir. (Dünya Yağmur Ormanları
Hareketi’ne göre) Eğer tanımlar doğal ormanlara özellikle yer verecek olursa,
plantasyonların kurulması sadece orman bozulması için düşünülebilir.
Toplantılarda yapılan tartışmalar göstermiştir ki, ya tanımlardan orman tanımı çıkarılmalı ya
da doğal ormanlar ayrı olarak düşünülmelidir.
Diğer yandan, bozulma için bileşik bir endeks geliştirilebilirse, (tek kültür, çok kültür meşçere
yapısı gibi) daha az istenen plantasyon özellikleri değerlendirmeye alınabilir. Plantasyonların
(lif üretimini veya toprak korumayı arttırmak gibi) olumlu katkılarına karşın, olumsuz
değişiklikler ağır basabilir.
ÜÇÜNCÜ UZMAN TOPLANTISINDAN (2005):
Doğal ormanlar (Natural forests): Doğal olarak kurulmuş doğal ağaç türlerinin baskın bir
şekilde yer aldığı orman meşçereleridir. Bu, dışarıdan destek verilerek kurulan (assisted)
doğal gençleştirmeleri kapsamakla birlikte dikim suretiyle oluşturulmuş ağaçlardan oluşan
meşçereleri kapsamamaktadır.
Suni ormanlar (Planted forest): Baskın bir şekilde dikim, tohumlama ya da ağaçlandırma
(coppicing) yoluyla kurulmuş ağaçlardan oluşan meşçereler.
Orman plantasyonları (Forest plantation): Belirli kriterleri karşılayan doğal ya da doğal
olmayan türlerle dikim yoluyla ve/veya tohumlama veya ağaçlandırma (coppicing) yoluyla
oluşturulan meşçerelerdir. Burada kriter: (1) İki ya da birkaç türden oluşması, (2) Aynı-yaşlı
olması, (3) Belirli aralıklarla olması’dır.
...........
34
“ULUSAL ORMAN ENVANTERİ: ORTAK RAPORLAMA İÇİN YÖNTEMLER”
İSİMLİ KİTABINDAN (2010):
Doğal orman (natural forest) sadece doğal bitki türlerine sahiptir ve insanın bozucu etkisi
yoktur. Doğallık, primer bakir ormanlarla, alan dışından getirilen doğal türlerle yapay orman
plantasyonları arasında gezinen bir ölçek üzerinde düşünülmektedir.
İnsan etkisinin olmaması demek, ormanın niteliğinde, yapısında ve işlevinde insan etkisinin
belli olmaması /fark edilmemesi / ölçülememesi demektir.
9 - DÜŞÜK ORMAN KAPALILIĞINA SAHİP ÜLKELER (LFCCs)
Aşağıda ilk bölümünde, Düşük Orman Örtüsüne Sahip Ülkeler’in (Low Forest Cover
Countries - LFCCs) tanımı hakkında teknik bilgiler verilecek, yazının ikinci bölümünde ise
bu sürecin başlangıcından günümüze bir değerlendirmesi yapılacaktır.
Teknik Değerlendirmeler
1997 ile 2000 yılları arasında gerçekleştirilen Hükümetlerarası Ormancılık Paneli’nde (IFF –
Intergovernmental Forum on Forests) Düşük Orman Örtüsüne Sahip (Low Forest Cover –
LFC) Ülkeler konusuna özel önem verilmiştir. 1999 yılında başlayan Tahran süreci, konuyla
ilgili tanımları geliştirmiştir (FAO 2002). Bu çalışmaya karşılık olarak, UNEP ve IUFRO
düşük orman örtüsünü tanımlayacak seçenekler üzerine bir analiz gerçekleştirmiştir (Lund
1999). Bu analizde, ülkelerin, değişkenlerin birleştirilmesi temelinde sınıflandırılması
önerilmektedir. Bu değişkenler şunlardır:
Orman alanı / toplam kara alanı oranı
Orman ve diğer ağaçlık alan / toplam kara alanı
Var olan / orijinal orman alanı oranı
Aktüel / potansiyel orman alanı oranı
Kişi başına düşen orman alanı miktarı
Düşük orman örtüsüne sahip ülkeler olarak nitelendirilen ülkelerin pek çoğu kurak hatta (dry
zone) bulunmaktadır. Bu tür alanlarda tespit edilen gösterge değerler, orman tanımı eşik
değerlerinin çok yakınlarında, diğer bir değişle, bir altında bir üstünde seyretmektedir. (Bu
konuda, Suudi Arabistan ile ilgili bir örnek önceki bölümlerde verilmişti.) Ormanların doğal
sınırlarının tahminindeki doğruluk ise diğer önemli bir konudur.
Değerlendirmelerin hassasiyet ve doğruluğunu arttırmak için, iki yaklaşım tartışılmaktadır.
Bu yaklaşımlardan biri biome ve orman tipi temelinde farklılaşmış (differentiated)
tanımlamalardır. Diğeri ise genel (universal) tanımlar temelinde sınıflandırmaların
doğruluğunu daha iyi hale getirecek teknik araçların geliştirilmesidir. Farklılaşmış tanımlarla
ilgili olarak, onların ölçümlerin doğruluğunu arttırıp arttırmayacağı açık değildir (Rakonczay
2002). İlave olarak, teknik uygulanabilirlik ve maliyet gibi bazı problemler, bu stratejiyi
sürdürmek için gösterilen çabaları engelleyebilir.
Alternatif bir yaklaşım ise, genel tanımları akılda tutmakla birlikte, sınır (marjinal)
alanlardaki bitki örtüsü durumunu değerlendirecek teknik araçların kapasitesini arttırmaktır.
FRA ile ilgili olarak ise, FRA’nın ‘diğer ağaçlık alan’ ve ‘orman dışındaki ağaçlar’
sınıflamasındaki değişikliklerin daha belirgin bir hale gelmesi, düşük orman kapalılığına
sahip ülkelerdeki doğruluğu ciddi derecede yükseltmektedir. Bir maliyet elbette söz
...........
35
konusudur ancak bu maliyet, farklılaşmış tanımlamaların kullanılmasından daha ucuz ve
teknik olarak daha uygulanabilirdir. UNFCCC süreci altında ‘yeniden bitkilendirme
(revegetation)’ kavramının gelişimi, diğer bir temel yaklaşımdır.
Düşük orman örtüsünü tanımlayacak alternatif yaklaşımlara baktığımızda, bu yaklaşımların
uluslararası araçların temel terim tanımlarının uyumlaştırılmasıyla doğrudan ilgili olmadığı
görülmektedir. (Birleşik indeksler geliştirmek gibi), LFC tanımlamaları için daha fazla
seçenek üretmek gerekmektedir. Böylece uygun tanımlamaları geliştirecek çabaların bir
parçası olunacaktır. Sınır (marjinal) alanlarda bitki örtüsünün nasıl değerlendirmeye alınacağı,
sadece FRA’nın değil, UNFCCC’nin (yeniden bitkilendirme) altındaki tanımlamalarının da
geliştirilmesine bağlıdır. Bu süreçlerin ortaya çıkardığı tanımlamaların karşılıklı olarak
uyumlu ve tutarlı olmasını sağlamak için, ilgili tüm tarafların bu sürecin bir parçası olması
gerekmektedir.
Neler Yapılabilir? (1) Özellikle FRA ve UNFCCC gibi diğer ilgili süreçler altında
gerçekleştirilen çalışmalarla birlikte marjinal bitki örtüsü değerlendirilmesinde doğruluğun
arttırılması seçenekleri düşünülmelidir. (2) Düşük orman kapalılığına sahip ülkeleri
tanımlamak için birleşik bir endeksin uygulanabilirliği değerlendirilmelidir.
LFCCs Sürecin Bugün Geldiği Nokta Hakkında Bir Yorum
LFCCs süreci ile ilgili olarak bu süreçte çalışmış deneyimli meslektaş görüşlerine
başvurulmuştur. Alınan bilgilere göre, yıldan yıla uluslararası ormancılık alanında pek çok
konu ortaya atılmakta, bu konuların bazıları itibar görürken bazıları görmemektedir. İtibar
gören konulara “moda konular” denilmektedir. Düşük orman kapalılığına sahip ülkeler
(LFCCs) konusu da 1990’lı yılların sonunda “moda olmuş konular”dan birisidir. İranlı
yetkilerin (bilhassa İranlı diplomatların) yoğun çabaları sonucu, sürecin İran tarafından
yönlendirilmesi sağlanmıştır. Böylece süreç, İran tarafından, Tahran’dan yönlendirilmeye
başlanmış, bu nedenle sürece Tahran Süreci denilmiştir.
Genel olarak, böyle bir sürecin yönlendirilebilmesi için lisan bilen ve donanımlı insana
ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca arazi / saha tecrübelerinin de tüm ilgili ülkelerle paylaşılması
gerekmektedir.
Tam da bu noktada önmel bir sorunun sorulmasına ihtiyaç vardır: Tüm dünyadaki düşük
orman kapalılığına sahip ülkelerin sorunlarının İran’dan yönlendirilmesi gerçekçi midir?
Çünkü düşük kapalılığa sahip ülkelere, örneğin Avustralya, Asya, Afrika, Amerika ülkeleri de
girmektedir. Geçen zaman içinde gözlenmiştir ki, İran tecrübesini sözkonusu ülkelere
taşımak, yönlendirmeyi Tahran’dan yapmak, pek de gerçekçi olmamıştır. 1999’dan bu yana
11 sene geçmiştir. Bununla birlikte süreçte, dikkat çekici bir ilerleme kaydedilememiştir.
Kısaca denilebilir ki, “moda bir konu” dünya gündemine gelmiş (İranlı diplomatların yoğun
çabalarıyla konu İran’a yönlendirilmiş) ve geçmiştir. Konu şu an için uluslararası alanda
ilgisini kaybetmiş gözükmektedir.
...........
36
BİTİRİRKEN
Öncelikle bu bölüme kadar kitapçığı okuduğunuz için çok teşekkür ederiz.
Bu kitapçığı hazırlama çalışması, “kelimelerin anlamı bilinmeden, cümlenin anlamını
bilinemez” düşüncesinden hareketle başlamıştır. Bu cümleyi şöyle uzatmak sanırız yanlış
olmaz: “Cümlenin (okuduğunun) anlamı bilinmeden yapılan bir okuma tatminkâr bir sonuç
doğurmaz”. Bu düşüncelerle başlayan çalışmamız, bir kitapçık halini almış ve ilgili kişilerin
dikkatine sunulmuştur.
Bu kitapçık “ormanlarla ilgili tanımlamalar” konusunda sadece bir başlangıç niteliğinde olup
konuya ilgi duyanların bu yönde okumalarını sürdürülmesi gerekmektedir.
Ormanlarla ilgili uluslararası alanda kullanılan ve Türkiye’nin kullandığı tanımlamalar
arasındaki farklılıkları bilmek, diğer bir değişle, dünyada ormanlarla ilgili bilgilerin hangi
terimler altında toplandığını ve Türkiye’de ormanlarla ilgili bilgilerin hangi terimler altında
toplandığını bilmek hayati öneme sahip çabalar olarak gözükmektedir. Bu tür çabalar,
elindeki ve istenilen bilginin ne nitelikte olduğunu bilmeyi sağladığı gibi, uluslararası alana
Türkiye’nin göndereceği verilerin daha sağlıklı olmasını da sağlayabilecektir.
Bu kitapçık çalışmasının tamamlanması ile Ulusal Orman Envanteri Projesi Birinci
Bölümünün başlaması aynı zaman rast gelmiştir. Dolayısıyla çalışmanın Ulusal Orman
Envanteri Projesi çalışmalarına da faydalı olacağını umuyoruz.
Son olarak, bu çalışmayı okuduktan sonra bazı sorular aklınıza gelebilir ya da bu çalışma ile
ilgili bazı önerileriniz olabilir. Lütfen bu yöndeki düşüncelerinizi [email protected] ya
da [email protected] e.posta adresine bildiriniz.
Çalışmanın konuya ilgi duyanlara faydalı olmasını dilerim.
Serdar YEGÜL
Eylül 2010 Ankara
...........
37
KAYNAKLAR
-
First Expert Meeting on Harmonizing Forest-related Definition for Use by Various
Stakeholders Rome, 23-25 January 2002;
-
Second Expert Meeting on Harmonizing Forest-related Definitions for Use by Various
Stakeholders – Rome 11–13 September 2002. Sözkonusu toplantıda Esa Puustjarvi ve
Markku Simula tarafından sunulan “Ormanlarla ilgili Tanımlamalar için Ortak bir
Çerçeve Geliştirme için Tartışma Belgesi”;
-
Third Expert Meeting on Harmonizing Forest-related Definitions for Use by Various
Stakeholders - Rome 17-19 January 2005;
-
National Forest Inventory: Pathways for Common Reporting
Sayfa: 595 – 607 - Kitabın basımı: Nisan 2010;
-
United nations Forum on Forests, Seventh Session (UNFF 7) hakkında International
Institute on Sustainable and Development’ın (IISD), 2007 yılı Earth Negotiation Bulletins
(ENB) isimli bültenleri;
-
“Ormanlarımızda Uygulanacak Silvikültürel Esas ve İlkeler” isimli 291 Nolu OGM
Tebliği
-
FAO Türkiye Temsilciliği Kütüphanesi;
-
Çevre ve Orman Bakanlığı, ARGE Dairesi Başkanlığı Kütüphanesi;
-
Deneyimli meslektaş görüşleri
...........
38
- Appendix Bölümü –

Benzer belgeler