21-03-2016 - GÜL
Transkript
21-03-2016 - GÜL
KAYA Alüminyum Demir Doğrama GÜLNAR YAPI ISI YALITIM MONTALAMA SİSTEMLERİ Kapı - Pencere - Panjur - Daraba Ahmet KAYA Sineklik - Çatı - Korkuluk ve Ferforje İşleriniz İsteğinize Göre İtina ile Yapılır Gsm: 0535 845 42 41 Küçük Sanayi Sitesi / GÜLNAR Ramazan Usta Weber - İzocam ve Yalıtım Teknolojisi ile Halkımızın Hizmetindeyiz YIL: 16 SAYI: 825 21 MART 2016 Fiyatı: 25 Krş Gsm: 0544 210 2996 Aydıncık Yolu Üzeri Akım Elektrik Yanı / GÜLNAR Gülnar Duyarsız Kalmadı Çanakkale Zaferinin Samiye Sakaryalı Anıldı 101. Yılı kutlandı Samiye-Naim Eğitim Vakfı Kurucu Başkanı Samiye Sakaryalı vefatının altıncı yılında düzenlenen programla anıldı. Gülnar'ın ikinci belediye başkanı Hüsnü Kandemir'in kızı Samiye Sakaryalı ömrünü eğitime adamış bir Gülnar sevdalısıydı. Gülnar'a yaptığı bazı hizmetler: Annesi adına yaptırdığı Mürüvvet Kandemir Anaokulu, Gülnar Anadolu Lisesi Kız Yurdu, Gülnar Hatun ve İmam Hatip Kız Yurtları, öğrenci bursları ve çeşitli eğitim yardımları. Yakında Gülnar Çukurasma Mahallesi Anay Mevkiine 10 derslikli okul inşaatı. Gülnar'a büyük hizmetler yapmış olan ve 2010 yılında aramızdan ayrılan Samiye Sakaryalı için Gülnar Anadolu Lisesi’nde anma programı yapıldı. Programa Gülnar Kaymakamı İsmail Pendik, Belediye Başkan Yardımcısı Alpaslan Ünüvar, daire amir ve müdürleri, siyasi parti temsilcileri katıldı. Duygu yüklü geçen program katılanlara farklı bir gün yaşattı. Yapılan programda konuşan Gülnar Kaymakamı İsmail Pendik: "Ömrünü eğitime ve öğrencilere harcamış Samiye Hanım’ı aramızdan ayrılışının 6. yılında rahmetle anıyoruz. Yapılan hizmetler ortada. Kurduğu vakıfla Gülnar'a hizmeti devam ediyor. Yeni 10 derslikli okul inşaatını vakıf yapacak. İnşallah Gülnar'a bu vakfımızın bir Fen Lisesini yaptıracağına ve öncülük edeceğine inanıyorum. Atalarımız derki: " Eşşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri" Gülnar'ın bağrından çıkmış ve Gülnar'a yaptığı 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 101. Yıl dönümü çeşitli etkinliklerle kutlandı. İlk etkinlik Gülnar Müftülüğü tarafından merkez camiinde 18 Mart Cuma günü sabah namazının ardından şehit ve gaziler için program yapıldı. Gençlerin yoğun ilgi gösterdiği program dua ile sona erdi. hizmetler ile ölümsüzleşen Samiye Hanım'ı bir kez daha rahmetle anıyorum"dedi. Samiye-Naim Eğitim Vakfı Başkanı Filiz Doğanay yaptığı konuşmada: "Samiye Hanım Gülnar'ı çok severdi. "Benim yaşadığım sıkıntıları kızlarımız yaşamasın. Gülnar'ın kızları okusun" diye hep çaba gösterdi. Bugün burada bir bayan öğretmenin anlattıkları beni ağlattı. Kızımız, Samiye Hanım’ın yaptırdığı bu yurtta kalmış. Vakfımızdan öğrenim bursu almış ve şu an burada öğretmenlik yapıyor olması ve ayrıca kız yurdunda nöbet tutması beni çok duygulandırdı. Samiye Hanım’ın özlediği tablo buydu. Kızlar okusun gelecek aydınlansın. Bizler bunun için varız. Vakıf olarak Gülnar'a hizmet vermeye devam edeceğiz"dedi. Anma programında Gülnar Milli Eğitim Müdürü teşekkür konuşması yaptı. Samiye Sakaryalı'nın hayatı ve yaptığı hizmetler slayt eşliğinde anlatıldı. Günün anlam ve önemini belirten şiirler, konuşmalar ve hatıralar anlatıldı. En çok ilgiyi Mürüvvet Kandemir Anaokulu öğrencilerinin hazırladığı 10. yıl marşı eşliğinde Ayyıldızlı bayrak gösterisi gördü. Gülnar Kaymakamı İsmail Pendik, SamiyeNaim Eğitim Vakfı Başkanı Filiz Doğanay'a plaket takdim etti. Yapılan şiir ve kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilere hediyeler verildi. Programın ardından Anadolu Lisesi koridorunda sergilenen Samiye Sakaryalı'nın çeşitli dönemlere ait resimleri gezildi. Haber / Yalçın TAŞLIALAN Gülnar’da ikinci program Atatürk anıtına çelenklerin konmasıyla devam etti. Daha sonra terör şehidi Halil Tönbe’nin mezarı başında bütün şehit ve gaziler için Kur’an-ı Kerim okundu ve duası yapıldı. Gülnar Garnizon Komutanlığı şehit yakınlarına ve gazilere öğretmenevinde öğle yemeği verdi. Şehit yakınları ve gazilere Gülnar Belediye Başkan Yardımcısı Alpaslan Ünüvar çeşitli hediyeler verdi. Gülnar Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından hazırlanan program kültür merkezinde yapıldı. Çanakkale Zaferi’nin 101. yılı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Ardından Kur’an-ı Kerim’ okundu. Programda Gülnar Kaymakamı İsmail Pendik ve Okul Müdürü Turgut Önge’nın açılış konuşmalarının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Gülnar İlçe Müftüsü Bilal Kadı yaptı. Öğrencilerin hazırladıkları Çanakkale Zaferini anlatan piyesleri, Çanakkale’yi anlatan oratoryosu, şiirler ve slayt gösterileri büyük beğeni topladı. Program yapılan yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödüllerinin verilmesiyle son buldu. Haber / Yalçın TAŞLIALAN ATATÜRK ORTAOKULU ÖĞRENCİLERİNDEN ANLAMLI ZİYARET 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü etkinlikleri kapsamında Gülnar Atatürk Ortaokulu 6/B sınıfı öğrencileri Türkçe Öğretmenleri Muhammet Fatih Günel eşliğinde Gülnar Belediyesi bünyesinde hizmet veren Çanakkale Şehitleri Giyim-Gıda Yardımlaşma Bankasını ziyaret ettiler. Gülnar Belediye Başkanı Ahmet Günel, öğrencilerle Çanakkale Zaferinin 101. Yıl dönümü hakkında ve Çanakkale Şehitleri Giyim-Gıda ve Yardımlaşma Bankası hakkında konuştular. Çanakkale Şehitleri Giyim-Gıda ve Yardımlaşma Bankası hakkında bilgi veren Başkan Günel; “Çanakkale Şehitleri Giyim-Gıda ve Yardımlaşma Bankası yardım merkeziyle sosyal yardımlaşmayı güçlendirici, alan el ile veren elin birbirini görmediği ve her şeyin kayıt altında tutulduğu bir sistemdir. Hizmete sunulan yardım merkezinde hiçbir siyasi amaç gütmeden, ayrım yapmadan yardıma muhtaç herkese yardım eli uzatılmaktadır. İhtiyaç sahipleri kurumumuza gelerek, burada kayıtları oluşturulduktan sonra ihtiyaçlarına göre elimizde bulunan giyim, ayakkabı, oyuncak, kitap, mutfak eşyalarından oluşan çeşitlerimizden ihtiyaçlarını alabiliyorlar” dedi. Başkan Günel, ziyarete gelen Atatürk Ortaokulu öğrencilerine Çanakkale Şehitleri Giyim-Gıda ve Yardımlaşma Bankası'nı gezdirdi ve bütün öğrencilere kitap hediye etti. Haber / Yalçın TAŞLIALAN Gül-Ay - Sayfa 2 21 MART 2016 HABERLER Fırat'tan 'özyönetim' eleştirisi HDP Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, Güneyd o ğ u ’ d a k i ç e ş i t l i ye r l e ş i m birimlerinde ‘Özyönetim’ ilan edilmesinin hatalı olduğunu anlatırken, “Özyönetim dediğiniz şey, ilanlarla olmaz. Özyönetim merkezi hükümetle yetki paylaşımıdır bu da yasama meclisinde olur” dedi. Kuzey Irak’tan uydu aracılığıyla yayın yapan Rudaw TV’nin sorularını yanıtlayan HDP milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, PKK’nın çeşitli aşamalardan sonra silah bırakma kararı vereceği belirtilen ‘Dolmabahçe Mutabakatı’ ardından ‘Çözüm süreci’nin bozulma nedeni sorusunu yanıtlarken, “Bana göre başlangıç yanlıştı. Çünkü sizin vatandaşlarınızın, temel insan hak ve özgürlük sorununu hiçbir kurum ve kuruluşla böyle bir konuyu pazarlık yapamazsınız. Böyle bir şey 21’inci yüzyıla uygun olmadığı gibi demokratik de değildir. Eğer gerçekten bu ülkeyi demokratik, özgür ve çoğulcu bir ülke olarak kabul ediyorsanız, daha önceki tatbikatlardan insanlarınızın hak ve özgürlükleri sınırlandırılmış ya da kaldırılmışsa yapacağınız tek şey; bu sınırları ortadan kaldırmaktır. Fakat öyle olmadı, bir masa kuruldu. Bir yandan Abdullah Öcalan, bir yandan PKK, bir yandan da KCK bir pazarlık unsuru haline geldi” dedi. Hükümetin sorunu çözmek için samimi olmadığını, açıkça ortada bir güvensizlik bulunduğunu, PKK’nın silah yığınakları yaptığını, diğer taraftan devletin, modern silahlarla ordusunu donatıp karakol inşa ettiğini anlatan Dengir Mir Mehmet Fırat, şöyle devam etti: “Dolmabahçe mutabakatı uzun tartışmalardan sonra müşterek bir şekilde ortaya çıkmıştır. Fakat mutabakat ilan edildikten sonra sayın Cumhurbaşkanı, (ki Türkiye’de uçan kuştan dahi haberdar olma arzusu içinde bir insan) ‘Bu mutabakattan haberim yoktur’ diyebiliyor. Oradaki asıl sorun, belki de HDP’nin ‘Seni başkan yaptırmayacağız?’ sloganıydı. Dolayısıyla bu süreci kim sonlandırdı diye sorarsanız sonlandıran her zaman güçlü taraftır. Güçlü olan taraf da devlettir.” HDP Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, bir soru üzerine ‘Çözüm süreci’nin eski haliyle devam edemeyeceğini, Kürtler veya Türkler’in birbirlerini tamamen yok edebilecek güce sahip olmadığını, bu çatışma döneminde iki taraftan ölenler olduğunu, tarafların tekrar masaya oturacaklarını savundu. HDP Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, bir soru üzerine, “Özyönetim dediğiniz şey, ilanlarla olmaz. Bağımsız devlet ilan edilebilir. Ancak özyönetim merkezi hükümetle yetki paylaşımıdır bu da yasama meclisinde olur. Dolayısıyla Bu şekilde ifade edilmesi, Kürt halkının sivil insanların yoğun olarak yaşadığı şehirlerde özyönetim ilan edilmesinin mantığını şahsen anlamıyorum, bilmiyorum. Bunun yolu siyasettir. Mezitli Belediyesi'den 'Yılın Projesi' Ödülü Mezitli Belediyesi'nin 'Kadın Üretici Pazarı' projesi, Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği (SODEM) tarafından tarım kategorisinde başarı ödülüne layık görüldü. Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan'a ödülünü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu verdi. Mezitli'de yaşayan kadınların güçlenip, örgütlenmesi adına açılan ve Türkiye gündeminde de adından söz ettiren 'Mezitli Belediyesi Kadın Üretici Pazarı' ödül aldı. SODEM tarafından 12-13 Mart 2016 tarihlerinde İzmir Seferihisar'da gerçekleştirilen, 'Belediyeler Buluşması ve 2016 Yerel Yönetim Ödülleri' proje değerlendirme toplantısında, Mezitli Belediyesi'nin yarışmaya katıldığı tek proje, 'Uçan Kadınlar - Kadın Üretici Pazarı Projesi', tarım dalında başarı ödülüne layık görüldü. SODEM'in yerel yönetim ödüllerinde, 100 belediye 500 projeyle yarışırken, tarım kategorisinde 12 belediye farklı projelerle yarışmaya katıldı. Mezitli Belediyesi'nin ilk sırada sahneye çağrıldığı tarım odaklı proje ödülüne, Mezitli, Balıkesir Erdek ve Denizli Bozkurt Belediyeleri sahip oldu. Başkan Tarhan, ödülünü CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun elinden aldı. Kılıçdaroğlu, Tarhan'ı kadınlara yönelik uyguladığı projenin başarısından dolayı kutladı. Aldıkları ödülü değerlendiren Başkan Tarhan, projenin amacını, uygulanabilirliğini ve sağladığı başarının nedenlerini anlattı. Kadın Üretici Pazarı'nın açıldığı günden bu yana Türkiye gündeminde yoğun şekilde yer aldığını ifade eden Tarhan, "Biz, pazarımızı kurarken tüm kadınlarımız evlerinde ne yapıyorsa, resim, el işi, zeytin, reçel, konserve, yemek, her ne olursa olsun değerlendirebileceği bir imkan sunmak istedik. Projeye başlarken, 'işsizim, ekonomik yönden gücüm yok' diyen hiçbir kadın arkadaşımız kalmasın demiştik. Bunun ilk ayağı olan Kadın Üretici Pazarı açıldığı günden itibaren yoğun ilgi gördü, Türkiye'nin de gündemine oturdu. Gün aşırı ulusal, yerel gazeteler ve televizyonlarda haber olmaya devam ediyor. Biz kadınlara gösterdiğimiz pozitif ayrımcılığın göstergesi olarak sadece Kadın Üretici Pazarı projemizle katıldık” dedi. Haber / Yalçın TAŞLIALAN Haber / Yalçın TAŞLIALAN Kaynana Dili" Modern Tekniklerle Yetiştirilecek Erdemli İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce hazırlanan ve AB'den destek alan "Yöresel Ürünlerle Kırsal Kalkınma" projesiyle "Frenk yemişi" veya "kaynana dili" olarak da bilinen dikenli incirin modern tarım teknikleriyle yetiştirilmesi hedefleniyor. Erdemli Kaymakamı Osman Taştan, Erdemli B e l e d i ye s i K ü l t ü r M e r ke z i ' n d e k i t a n ı t ı m toplantısında yaptığı konuşmada, projenin, "AB ve Türkiye Arasında Sivil Toplum Diyaloğu" adlı hibe programının "tarım ve balıkçılık" alt bileşeni kapsamında desteklenmeye değer görüldüğünü ifade etti. Çalışmanın kırsal kalkınma açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Taştan, şöyle devam etti: “Projeyle halen ülkemizde doğal ortamında kendiliğinden yetişen dikenli incirin kültür altına alınarak, modern bahçelerde modern tarım teknikleriyle yetiştiriciliğinin sağlanması hedefleniyor. Bu sayede öncelikle birim alandan elde edilen dikenli incir veriminin artırılması, meyve kalitesinin de iyileşmesi ve standart bir yapıya kavuşması amaçlanmakta. Bununla beraber dikenli incir üretimi, kırsal bölgelerde, düşük vasıflı toprak yapısına sahip marjinal tarım alanlarında gerçekleştirilecek ve bir yandan kırsal alanların kalkınmasına katkıda bulunulurken, diğer taraftan marjinal tarım a l a n l a r ı d a ü re t i m e ve e ko n o m i ye kazandırılmış olacak.” Erdemli İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mehmet Türker de İtalya'nın dünyada dikenli incir üretiminde ve ticaretinde söz sahibi ülkelerin başında geldiğini belirterek, bu projeyle Türkiye'nin de bu alanda önemli bir yere gelmesini istediklerini söyledi. Toplam 166 bin avroluk projeyle Mersin ve ilçelerinde yaklaşık 500 çiftçi ve bu çiftçilere danışmanlık hizmeti verecek 25 ziraat mühendisine eğitim verileceğini bildiren Türker, teorik ve uygulama aşamalarından oluşan eğitimlerde dikenli incirin yetiştirme şartları, toprak hazırlığı, besleme, sulama, budama, hasat, meyvelerin muhafazası ve pazarlama gibi konu başlıklarının ele alınacağını bildirdi. Türker, projeye Akdeniz Natürel Yaşam Derneği, Erdemli Ziraat Odası ile İtalya'dan bir kuruluşun da destek verdiğini ifade ederek, "Örnek bir deneme parseli teşkil edilerek üretimin bütün aşamaları ilgililerin gözlemlerine sunulacak. İtalya'dan davet edilecek uzmanların da katılımlarıyla dikenli incirin üretilmesi, beslenme a ç ı s ı n d a n ö n e m i v e b ö l g e e ko n o m i s i n e sağlayacağı katkıların ele alınacağı bir çalıştay yapılacak, Proje kapsamındaİtalya'da bir haftalık iş başı eğitimi de yapılacak. Ayrıca İtalya dönüşü dikenli incir üretici birliği de kurulacak." Haber / Yalçın TAŞLIALAN 21 MART 2016 Gül-Ay - Sayfa 3 HABERLER HABERLER Çanakkale de Şehit olan Gülnarlılar Çanakkale Zaferinin 101. yılını kutluyoruz. Gazeteci-Yazar Ramazan Sarıtaş'ın yakında çıkacak olan "Gülnar'ın kahramanları" adlı eserinden almış olduğumuz Çanakkale'de şehit olan Gülnarlıların isimleri; 1-1882 Doğumlu Molla Mehmet Oğlu Er Mustafa. 16 Şubat 1916 Çanakkle, Ariburnu Kanli Tepe Mevkiinde Şehit Oldu. 2-1889 Cukurasma Doğumlu Gül Hasan Lakablı Musatafa Oğlu Er Musatafa. 2 Mayıs 1915 Çanakkale Cephesi, Şimal Gurubu Ağır Mecruhin 1.Seyyar Hastahanesinde Şehit Oldu. 3-1881 Doğumlu İsmail Oğlu Hüseyin İpek Er. 8 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Cephe Çanakkale Cephesi Meydan Harbi Şehit Oldu. 4-1885 Doğumlu Mehmet Oğlu Nuri Lakabı Köse Veli Uşaklarindan Er Nuri. 19 Mart 1915 Çanakkale Cephesi Birinci Dünya Savaşında Şehit Oldu. 5-Mehmet Oğlu Er Mustafa. 1 Ekim 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesinde Şehit Oldu. 6-1886 Mehmet Oğlu Er Süleyman. 9 Ekim 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesinde Şehit Oldu. 7-1881 Doğumlu Metmet Oğlu Er Osman. 12 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesinde Şehit Oldu. 8-1878 Doğumlu Ömer Oğlu Er Ahmet. 2 Ağustos 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesinde Şehit Oldu. 9-1882 Doğumlu Mustafa Oğlu Er Mehmet. 16 Mart 1915 Abdülazim Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlitepe mevkiinde Şehit Oldu. 10-1881 Doğumlu Mustafa Oğlu Er Hüseyin. 6 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu. 11-1877 Doğumlu Mustafa Oğlu Er Hüseyin. 2 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Meydan Harbi'nde Şehit Oldu. 12-1885 Doğumlu Muttalip Oğlu Er Ali. 6 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt'da Şehit Oldu. 13-1889 Doğumlu Köseçobanlı Köyünden Mehmet Oğlu Er Halil. 27 Kasım 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi 13.Kolordu Merkez Hilal-ı Ahmer Hastahanesi'nde Şehit Oldu. 14-1885 Doğumlu Büyükeceli Köyünden Mehmet Oğlu Er Halil İbrahim. 13 Temmuz 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesi'nde Şehit Oldu. 15-1885 Doğumlu Mehmet Oğlu Er Mustafa. 29 Mart 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Gelibolu Hastahanesi'nde Şehit Oldu. 16-1879 Doğumlu Mehmet Oğlu Er Mustafa. 9 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Meydan Harbi'nde Şehit Oldu. 17-1880 Doğumlu Mehmet Oğlu Er Mehmet. 30 Nisan 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesi'nde Şehit Oldu. 18-1883 Doğumlu Mustafa Oğlu Lakabi Hacı İmam Oğulları Er Hasan. 19 Mart 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt mevkiinde Şehit Oldu. 19-1898 Doğumlu Beydili Köyünden Yusuf Oğlu Er Durmuş. 14 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi 16.Firka Seyyar Hastahanesinde Şehit Oldu. 20-1883 Doğumlu Hüseyin Oğlu Er Ömer. 6 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Kanlısırt' ta Şehit Oldu. 21-1875 Doğumlu Mehmet Oğlu Er Hasan. 4 Temmuz 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesinde Şehit Oldu. 22-1875 Doğumlu Mehmet Oğlu Er Hasan. 4 Temmuz 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Gülhane Hastahanesinde Şehit Oldu. 23-1892 Doğumlu Mehmet Oğlu Er Davut. 17 Nisan 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesinde Şehit Oldu. 24-Çavuşlar Köyünden 1884 Doğumlu Mehmet Oğlu Er Ahmet. 14 Mayıs 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt' ta Harbi'nde Sehit Oldu. 25-1889 Doğumlu Mustafa Oğlu Er Mehmet. 6 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu. 26-1889 Doğumlu Mustafa Oğlu Er Ahmet. 6 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt' ta Şehit Oldu. 27-Kurbağa Köyünden Mehmet Oğlu Er İsmail. 13 Ağustos 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Cenup Grubu Ağır Mecruhin Hastahanesi'nde Şehit Oldu. 28-1892 Doğumlu Hüseyin Oğlu Mehmet Er Ali. 20 Mart 1918 Birinci Dünya Savaşı Müsademede Şehit Oldu. 29-Ardınçpınarı (İlibas) köyünden 1888 Doğumlu Hüseyin Oğlu Ali Lakablı Er Molla Ali. 18 Temmuz 1916 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt' ta Şehit Oldu. 30-1876 Doğumlu Şemsettin Ali Oğlu Er Mehmet. 19 Nisan 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Şimal Gurubu Ağır Mecruhin 1.Seyyar Hastahanesinde Şehit Oldu. 31-1874 Doğumlu Mehmet Oğlu Er Mustafa. 6 Mayıs 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesinde Şehit Oldu. 32-1884 Doğumlu Musa Oğlu Er Ahmet. 17 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Cephe Çanakkale Cephesi Şimal Gurubu Ağır Mecruhin 1.Seyyar Hastahanesinde Şehit Oldu. 33-1891 Doğumlu Işıklı Köyünden Ali Oğlu Er Halil İbrahim. 7 Nisan 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesi'nde Şehit Oldu. devamı sayfa 4'de GÜL'e Doğru Ahmet SARI Eğitim Uzmanı Kara toprak doldurmadan gözünü Dosdoğru ol, Hakka döndür özünü Haddini bil, kara etme yüzünü Evlat gurur duysun, atan beğensin “Allah'ın kulları arasında bir grup var ki, onlar ne peygamberlerdir ne şehitlerdir. Üstelik Kıyamet günü Allah indindeki makamlarının yüceliği sebebiyle peygamberler de, şehitler de onlara gıpta ederler.” Orada bulunanlar sordu: “Ey Allah'ın Resulü! Onlar kim, bize haber ver!” “Onlar, aralarında ne kan bağı ne de birbirlerine bağışladıkları bir mal olmadığı halde, Allah'ın ruhu (Kur'an) adına birbirlerini sevenlerdir. Allah'a yemin ederim, onların yüzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur üzeredirler. Halk korkarken, onlar korkmazlar. İnsanlar üzülürken, onlar üzülmezler. Ve şu ayeti okudu: “Haberiniz olsun Allah'ın dostları var ya! Onlara ne korku var ne de onlar üzülecekler” (Yunus 62). Ebu Davud. ÇANAKKALE RUHU 18 Mart 2016 Çanakkale Deniz zaferimizin 101. Yıl dönümü. 18 Mart; iman dolu göğsün, vurulmak istenen demir zincirleri, parçalayıp attığı gün. Mehmetçiğin, ölümle dalga geçtiği gün. Ölümün, Mehmetçikten korktuğu gün. Biliyorum ki, bütün ülkemizde coşku ile kutlanacak ve çok coşkulu nutuklar duyacağız. Meydanlarda ve salonlarda coşkuyla alkışlayacaklar..Oysa, Çanakkale'yi geçilmez yapan O ruha,“ÇanakkaleRuhu”na ne kadar da yabancılaşmışız. Bu son cümle, nefsim de dâhil, belki birçoğunuza ağır gelecek. Ancak, “Çanakkale Ruhu”na yabancılaşmasaydık, omuz omuza savaşanların, birbirinin kucağında şehit olanların, kanları birbirine karışıp, vatanın bağrında koyun koyuna yatanların torunları şimdi, birbirlerine düşman olurlar mıydı? Onlar her türlü yokluk içeresinde, açlık içerisinde vatan uğruna birlik olup, düşmanları kovarken, biz bugün tokluk içerisinde, neredeyse, düşmanla işbirliği yaparak kavgamızı sürdürür müydük? Aynı camide, aynı Allah'a yanyana ibadet eden insanlar, cami avlusunda, birbirinden hızla uzaklaşıyor. Gülümseyerek verilen, verilmesi gereken, selâmlar esirgenir oldu. Bu gidiş nereye? Bizim başka vatanımız yok. Birlikte yaşamak zorundayız. Birbirimizi yok edemeyiz. Öyle bir niyet de yok Hamd olsun amma, bu kavga kötü. Yüce Allah kimseyi devletsiz bırakmasın. Devletsiz kalanların hali ortada. “Biz onlar gibi olmayız” diye düşünmeyin. Devletimize sahip çıkmazsak, kanun tanımaz bir tavır sergilersek, adaleti, her işimizde öncelikli tercihimiz yapmazsak, hayal bile edemediğimiz felaketler bizim başımıza da gelebilir. Devlet ordularla, güçle ayakta durmaz, adaletle ayakta durur. Dün, canlı bomba ve bomba yüklü araçlarla yapılan saldırıları Bağdat'ta, Musul'da, Şam'da duyarken bakın Ankara'ya geldi. Uzak sanılan, bize dokunmaz denilen, aldırış edilmeyen acılar, bizi de yakmaya başladı. Uzakta iken “yanmadığımız” için yanımıza geldi zaten. “Asıl yıkıcı tartışma ve kavgalar, haklılar arasındaki kavgalardır.” diye bir söz duymuştum, o zaman pek anlayamamıştım ama şimdi daha iyi anlıyorum. Herkes haklı. Herkes haklı da çözüm yok ortada. Çözüm yine bize bağlı, topluma bağlı. Kanunlara uyacağız, bol bol dua edip tövbe edeceğiz. Allah için seveceğiz. Daha güzel günlere layık olmaya çalışacağız. Sabredeceğiz. Yüce Allah Sabredenlerle beraber değil mi? Kalplerle oynayacak olan Yüce Allah. Ya Rabbim kalplerimizle oyna, bizi birbirimize sevdir. Amin. Başka yolu yok. Selâm ve dua ile... 21 MART 2016 Gül-Ay - Sayfa 4 HABERLER HABERLER Çanakkale’de şehit düşen Gülnarlılar 3. sayfanın devamı 34-1880 Doğumlu Hacı Hüseyin Oğlu Er Mehmet Emin. 19 Mart 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu. 35-1874 Doğumlu Ali Oğlu Er Ali. 13 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesi'de Şehit Oldu. 36-1890 Doğumlu Ahmet Oğlu Er Mustafa. 19 Mart 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt' ta Şehit Oldu. 37-1887 Doğumlu Ahmet Oğlu Er Mehmet. 7 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi 16.Firka Seyyar Hastahanesi'nde Şehit Oldu. 38-1880 Doğumlu Şeyhömer Köyünden Abdullah Oğlu Er Mustafa. 3 Ekim 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Şimal Gurubu Ağır Mecruhin Hastahanesi'nde Şehit Oldu. 39-1892 Doğumlu Hacı Hüseyin Oğlu Er Ali Rıza. 6 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt' ta Şehit Oldu. 40-1879 Doğumlu Ethem Oğlu Er Hasan. 24 Eylül 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Akbaş Nakliyat Hastahanesinde Şehit Oldu. 41-1885 Doğumlu Çukurasma Köyünden Fazlı Hüseyin Oğlu Er Hasan. 19 Mart 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesinde Şehit Oldu. 42-1882 Doğumlu Ahmet Oğlu Er Sariali. 23 Nisan 1916 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Felahiye Muharebesinde Şehit Oldu. 43-1877 Doğumlu Tepeköy Köyünden Hüseyin Oğlu Er Süleyman. 4 Mart 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Ariburnu Muharebesinde Şehit Oldu. 44-1883 Doğumlu Çukurkonak Köyünden Hüseyin Oğlu Er Mehmet. 5 Mayıs 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Şimal Gurubu Ağır Mecruhin 1.Seyyar Hastahanesi'nde Şehit Oldu. 45-1883 Doğumlu Hüseyin İpekçi Oğlu Er Hasan. 23 Mayıs 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı: Çanakkale Cephesi: 3.Kolordu 1.Seyyar Şimal Grubu Ağır Mecruhin Hastahanesinde Şehit Oldu. 46-1891 Doğumlu Durmuş Oğlu Er Ahmet. 15 Ekim 1916 Yılında Birinci Dünya Savaşi Irak Cephesi Felahiye Muharebesinde Şehit Oldu. 47-1885 Doğumlu Mollaömerli Köyünden Durmuş Oğlu Er Ahmet. 6 Haziran 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşi Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu. 48-1886 Doğumlu Işıklı Köyünden Durmuş Er Mehmet Ali. 7 Haziran 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Ariburnu Muharebesinde Şehit Oldu. 49-1884 Doğumlu Durmuş Oğlu Er Mustafa. 6 Haziran 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu. 50-1881 Doğumlu Demirci Mustafa Oğlu Er Hasan. 6 Haziran 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırtta Şehit Oldu. 51-1885 Doğumlu Mollaömerli Köyünden Durmuş Oğlu Er Ahmet. 9 Haziran 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu. Ali KARAİN NEREDE BU DEVLET 52-Çalık Ali Oğlu Er Mehmet. 8 Nisan 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesinde Şehit Oldu. 53-1881 Doğumlu Dede Oğlu Er Mehmet Ali. 10 Ekim 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu. 54-1887 Doğumlu Dedeler Köyünden Hasan Ali Oğlu Onbaşı Mustafa. 10 Haziran 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Meydan Harbinde Şehit Oldu. 55-1883 Doğumlu Haydar Oğlu Er Mehmet. 4 Eylül 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu. 56-1891 Doğumlu Hasan Oğlu Er Mehmet Ali. 15 Ağustos 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırtta Şehit Oldu. 57-1885 Doğumlu Zeyne Köyünden Hasan Oğlu Süleyman. 13 Ekim 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Sığındere'de Şehit Oldu. 58-1886 Doğumlu Çavuşlar Köyünden Hasan Oğlu Er İbrahim. 3 Ağustos 1915 Yılında: Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesinde Şehit Oldu. 59-1881 Doğumlu Abdurrahman Oğlu Er Yusuf. 18 Mart 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesinde Şehit Oldu. 60-1876 Doğumlu Ali Oğlu Çakal Lakaplı Er Süleyman. 13 Mart 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesinde Şehit Oldu. 61-1879 Doğumlu Şeyhömer Köyünden Abdullah Oğlu Er Ali. 17 Eylül 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Mekteb-i Harbiye Hastahanesinde Şehit Oldu. 62-1888 Doğumlu Dayıcık Köyünden Abdulkerim Oğlu Er Mehmet. 19 Mart 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt Mevkiinde Şehit Oldu. 63-1881 Doğumlu Hüseyin Oğlu Er Hasan. 20 Eylül 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu. 64-1893 Doğumlu Kuskan Köyünden Halil Oğlu Er Ali. 1 Eylül 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu. 65-1890 Doğumlu Bozağaç Köyünden Ali Oğlu Er Hasan. 6 Haziran 1915 Yılında Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu. 66-1892 Doğumlu Büyükeceli Köyünden Ali Oğlu Er Hasan. 18 Haziran 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi 16.Firka Seyyar Hastahanesinde Şehit Oldu. Ankara’da beş ayda üç saldırıyı yaşadık. Birincisi işçilere, çalışanlara, üretenlere yönelik canlı bomba şeklinde gerçekleşmişti! İkincisi ise Ankara’nın merkezinde çalışan, servis araçlarıyla mesai bitiminden sonra evlerine gitmeye çalışan insanlardan oluşuyordu! Üçüncüsü 13 Mart 2016 tarihinde YGS “yükseköğrenime geçiş” sınavlarının olduğu gün gerçekleşmiştir. Günlerden Pazar’dı! Hedef gözetmeksizin halka ölüm kusan faşist zihniyet bu sefer araçlı, bombalı intihar eylemcileri olarak karşımıza çıkmaktadır. İkincisinde olduğu gibi! Bana bu eylemlerin devrimci Ajitasyona dönük olduğunu kimse söyleyemez! Bu eylemler halka dönük faşist, kargaşa amaçlı, tam anlamıyla terör eylemleridir. Bu ülkemize yapılan haince bir tuzaktır. Haberlerde ölenlerin kimlikleri açıklandıkça devrimci, demokrat, aydın, öğrencilerin hayat hikayelerini ibretle izliyoruz. Her biri içler acısı filmlik konulara sahip. Bu insanların yakınları bu ölümleri adlandıramıyorlar! Bu ölümleri neden ve niçin yaşıyoruz diyorlar. Ankara’nın değil Türkiye’nin merkezinde ölümlerin anlamsızca yaşamasını kimse adlandıramıyor. Bu insanların canları devlete emanet olmasına rağmen, devlet bu emanete ihanet çizgisindedir. AKP hükümeti bu olanları sanki muhalefet partisi edasında izlemektedir. Hiçbir sorumluluk duymadıklarını ibretle tüm ülke olarak izlemekteyiz. Muhalefet partileri de kitleselleşen ölümleri halka anlatmakta yeterli olamıyorlar. Demokratik kitlesel tepkileri örgütleyemiyorlar! Suruç’tan bu yana ülke araçlı ya da araçsız da olsa canlı bombalar sürecine girdi. Doğu ve Güney doğu nerede ise bir iç savaş görüntüsündedir. Göçlerin bir milyona yaklaştığı söylenmektedir. Yıkılan, yakılan evler! Bombalanan İller, ilçeler, mahalleler sanki Suriye’deyiz dedirtiyor insanlara! Üç milyona yakın Suriye’li sokakları tüm İllerde d o l d u r m a k t a d ı r. B u i n s a n l a r d a a y r ı b i r d r a m ı oluşturmaktadır. Yerleri, yurtları yok. Eğitim alamıyorlar, soğukta dilenmek durumunda kalıyorlar. AKP bu dramı da muhalefet edasıyla yorumluyor. Bu dramlar sanki kendi iktidarları döneminde oluşmamış! Ülkenin sakinleşmesi adına, dökülen masum insanların kanlarının durması adına, sorumluluk duyarak istifa etmeleri gerekmez mi sizce? İktidar uğruna, hırs dolu tutumları ile ölen masum insanların yaktıkları ateşi de görmüyorlar. Yalnız anlamadıkları bir şey var. Bu ateş gün gelir bu ölümleri aymazlıkla seyredenleri de sarar! Ülkemin onurlu, çilekeş halkının başı sağ olsun. Ölenler, masumlukları içinde huzur içinde yatsınlar. Onlar aydınlıklara uçtular. Yüreklerimizde yer ettiler. Yaralılara acil şifalar dilerim. Bu acıları yaşayan aile yakınlarına sabırlar dilerim. Ülkemizin başı sağ olsun! siyasi gazete” “Haftalık tarafsız HAFTALIK TARAFSIZ SİYASÎ GAZETE Kuruluş Tarihi: 01/06/2000 Yıl:16 Sayı: 825 21 MART 2016 Yayın Türü Yerel Süreli Yayın İmtiyaz Sahibi Ramazan SARITAŞ Yazı İşleri Müdürü Yalçın TAŞLIALAN (0555 837 45 25) Editör Güldane SARITAŞ Resmi İlan cm’si: 10.40 TL + KDV Zayii : 20.00 TL + KDV Teşekkür - Taziye İlanı: 60.00 TL + KDV Kongre İlanı cm’si: 10.40 TL + KDV Dizgi, Montaj, Ofset Hazırlık: Sarıtaş Ofset Matbaa Baskı Sarıtaş Ofset Matbaa TELEFONLARIMIZ (0324) 751 75 93 GSM: 0532 375 60 88 İdari Yönetim Adresi: Hacıpınar Mah. Atatürk Cad. No:5/A GÜLNAR Fiyatı: 25 Krş GÜL-AY Basın-Meslek İlkelerine Uyar. Yazı ve ilanlar imza sahiplerine aittir. Köşe yazılarına ücret ödenmez. Makalelerinden kendileri sorumludur. 21 MART 2016 Resmi İlanlar www.bik.gov.tr.’de HABERLER HABERLER Gül-Ay Sayfa 5 21 MART 2016 HABERLER HABERLER Gül-Ay - Sayfa 6 Çukurova Oda ve Borsaları Ortak Sorunlarını Değerlendirdi Çukurova Bölgesinde yer alan il ve ilçe oda ve borsaları, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası(MTSO) ev sahipliğinde bir araya geldi. Toplantıda Çukurova Havalimanından, D-400 Karayolu'nun genişletilmesine, tarımdan turizme, Mersin'den Gaziantep'e hızlı tren hattı oluşturulmasından yürütülecek lobi faaliyetlerine, makro yatırımların ortak planlanmasından fuarcılığa kadar birçok konu gündeme geldi. Mersin'de düzenlenen toplantıyı, TOBB Ticaret Borsaları Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir yönetti. Ortak sorunları saptamak, güç birliğine gitmek, lobicilik yapmak açısından bu toplantıların önem taşıdığını vurgulayan Özdemir, "Burada çıkacak çözüm önerileri bölgemizin gelişmesi adına çok değerli" diye konuştu. Toplantının açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise ortak toplantıların önce bölgeye, ardından da güç birliğine giderek ülkeye katkı vermek amacıyla gerçekleştirildiğini kaydetti. Aşut, "Dünya ekonomilerinde artık ülkeler değil, bölgeler yarışıyor. Bölgelerin gücü ise o bölgede bulunan il ve ilçelerin etkin iş birliğinden ve ortak iş yapabilme becerisinden, eksiklerini tamamlama becerisinden kaynaklanıyor. Bu noktada rekabetin iki önemli ayağı olan verimlilik ve maliyet adına birçok alt yapı hizmetini, birlikte etkin şekilde kullanabilmek öne çıkıyor. Yani, senin-benim kayıkçı kavgası yerine; 'bizim' diyebildiğimizde, gerçek güç ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandı. Ortak kazanım ve ortak bölüşmenin başarıldığı gün Çukurova Bölgesi'nin ekonomik anlamda ülkenin yeni Marmara'sı, yeni endüstri bölgesi olabileceğini vurgulayan Aşut, Mersin ve Adana'nın ekonomik anlamda birer İstanbul olmayı çoktan hak ettiğini dile getirdi. Güçlü bir Adana'nın, güçlü bir Mersin'in güçlü Ceyhan, güçlü Tarsus ve Silifke anlamına geleceğine dikkat çeken Aşut, bu işbirliğinin en önemli ve Türkiye'ye örnek olacak projelerinden bir tanesinin de Ticari İstihbarat Merkezi Projesi olduğunu ifade etti. Ardından Mersin'deki çalışmalar hakkında bilgi veren Aşut, önümüzdeki dönemde dördüncü İnsan Kaynakları Zirvesi'nin düzenleneceğini belirterek tüm katılımcıları zirveye davet etti. MTSO'nun Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (ASCAME) üyesi olduğunu hatırlatarak, iki yılda bir düzenlenen turizm formu Meditour 2016'ya bu yıl MTSO'nun ev sahipliği yapacağını dile getiren Şerafettin Aşut, "Meditour2016 Akdeniz'de kıyısı bulunan 23 ülke ve 500'e yakın Ticaret ve Sanayi Odasının üye olduğu dev oluşum olan Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği 'ASCAME'nin odamızla birlikte düzenlediği dünyanın sayılı turizm forumlarından birisidir. Bu ülkelerden turizm bakanları gelecek, kamu ve özel turizm temsilcileri, dernekler, seyahat ve tur acenteleri, tur operatörleri gelecek. Bu 23 ülkenin basını, ulusal ve uluslararası basın mensupları gelecek. Turizm firmaları ve birçok uzman ve akademisyen gelecek. Akdeniz havzasının turizmi konuşulacak, vizyonlar konulacak. Bu forumda; Mersin ve Adana birlikte hareket ederse, olağanüstü bir tanıtım yapma fırsatı yaratacaktır" dedi. Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe ise toplantıda gücün bir araya gelerek oluştuğuna dikkat çekti. Çukurova Bölgesi'nin, Türkiye'nin en önemli ilk 3 bölgesi arasında yer aldığını kaydeden Menevşe, turizm konusunda her türlü desteği vermeye hazır olduklarını anlattı. Bölgenin bir dönem inanç turizminde önemli adımlar attığını kaydeden Menevşe, bölgenin tekrar bu alana yönelmesi gerektiğine inandığını söyledi. Menevşe, bölgedeki yatak kapasitesinin arttığını, yeni yatırımlar yapıldığına dikkat çekerek, bu otellerin tam kapasite çalışması için yatırımların önem taşıdığını ve bu konuda odalara önemli görevler düştüğünü söyledi. Ardından ulaşıma değinen Menevşe, hızlı tren uygulaması önerisi getirdi. Mersin'den Gaziantep'e hızlı tren yapılması için lobi çalışması yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Menevşe, böyle bir yatırımın bölgeye dinamizm getireceğine inandığını söyledi. Bunun için Adana ve Mersin'in büyük şansı bulunduğunu vurgulayan Menevşe, "Çünkü şehirlerimizde bir tane güçlü başbakan yardımcısı bir tane de bakanımız var. Bu şansımızı iyi değerlendirmeliyiz" ifadelerini kullandı. Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç da sorunların sık sık dile getirildiğini ancak sonuç alınması için güçlü lobi faaliyetine ve bıkmadan usanmadan işin takip edilmesine ihtiyaç olduğunu anlattı. "Oda ve borsalarımız el birliğiyle taleplerimizi ortak mutabakatta talep edersek bölgemiz için her işin üstesinden geliriz" diyen Kıvanç, ardından teşviklere değindi. Bölgeye yatırım yapılması gerektiğini kaydeden Kıvanç, mevcut teşviklerle yatırımların 20 yılda amorti edilebildiğini söyledi. Bunun için ilçe bazlı ve sektörel teşvikleri beklediklerini dile getiren Kıvanç, 2023 hedeflerine ulaşılması için bu konunun üzerine gidilmesi gerektiğini ifade etti. Yatırım alanı bulmakta zorlandıklarına da işaret eden Kıvanç, bunun için zeytin yasasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine, bu nedenle 26 bin dönüm arazinin sanayiye açılamadığına değindi. Tarsus Ticaret Borsası Başkanı Murat Kaya, konuşmalar sırasında sorunların belirlendiğini ancak hedefe varma noktasında çeşitli sıkıntılar yaşandığını anlattı. En önemli iki yada üç sorunun belirlenip bunların çözümüne öncelik verilmesi gerektiğini kaydeden Kaya, önceliğin D-400 karayolunun genişletilmesi, hızlı tren çalışması ve Çukurova Havaalanı'na verilmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi. Kaya, bölgenin tarım bölgesi olduğunu ve bölgedeki karışıklıkların ticareti de etkilediğini anlattı. Gıdanın stratejik öneminin farkına varılıp, bu alanda gerekli önlemlerin alınması gerektiğini belirten Kaya, "Bölgemizde her türlü tarımsal ürün yetişiyor ancak bunu sanayiye çevirmekte güçlük çekiyoruz. Ürünlerimizi hızla sanayiye aktaracak yapılanmayı gerçekleştirmeliyiz. Bunun için de ortak hareket etmeliyiz" dedi. Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ruhi Koçak, yapılacak her yatırımın tüm bölge adına önem taşıdığına dikkat çekilerek, "Adana ya da Mersin'e çakılacak tek bir çivi tüm bölge için önemli" dedi. İsteklerin doğru ifade edilmesi ve yüksek sesle dile getirilerek siyasilerin elinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Koçak, "Zamanında Çukurova Havalimanı'nı istiyoruz ama Adana Havalimanı'ndan da vazgeçmiyoruz diye yüksek sesle söyleyebilseydik bugün belki de Çukurova Havalimanı yatırımı tamamlanmıştı" değerlendirmesini yaptı. Bölge ikliminin uygun olması nedeniyle Organize Süs Bitkisi kurma projeleri bulunduğunu anlatan Koçak, bu noktada Adana ve Mersin'in de güzel çalışmalar yaptığını ancak bir koordinasyonsuzluk bulunduğunu söyledi. Artık yüksek katma değerli ürünlere yönelmek gerektiğini kaydeden Koçak, bunun için de birlikte hareket etmenin önemine dikkat çekti. Bölgedeki fuar çalışmalarına da değinen Koçak, mevcut fuar alanlarının büyütülmesine çalışmak yerine Çukurova Havalimanı arazisinde büyük bir kongre ve fuar merkezi oluşturulması talebinde bulunma çağrısı yaptı. Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı Hüseyin Çomu, bölgede yatırım arazisi bulunması noktasında yaşanan s ı k ı n t ı l a ra d e ğ i n d i . 2 0 2 3 hedeflerine ulaşmak için daha çok yatırıma ihtiyaç olduğunu ancak yatırım yapılacak arazi bulunması noktasında sonuç alınamadığını kaydeden Çomu, makro planlamalarda Adana ve Mersin'in ortak hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Çomu, D400 Karayolu'nun genişletilmesi çalışması üzerinde ise bir kez daha çalışılması gerektiğine inandığını söyledi. Kozan Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Yağan, tarıma değindi. Tarım alanlarının toplulaştırılması gerektiğini ifade eden Yağan, ayrıca çiftçilerin hazine arazilerini alması konusunun kolaylaştırılması için destek beklediklerini anlattı. Koordinasyon eksikliği ve bölgeden orman kadastrosu geçmemesi nedeniyle hazine arazilerini çiftçilerin satın alamadığını dile getiren Yağan, bu konunun çözümü için destek beklediklerini söyledi. Anamur'un ekonomisinin tarıma dayalı olduğunu ifade eden Anamur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Feridun Torunoğlu ise özellikle çilek üretiminin arttığı bir dönemde dış ticarette yaşanan sıkıntıların artması nedeniyle pazar bulmakta zorlandıklarını söyledi. Turizmde de istenilen sonuçları alamadıklarını ifade eden Torunoğlu, şunları söyledi: “Anamur'a daha çok dikkat çekilmesini istiyoruz. Kıbrıs'a en yakın nokta Anamur. Liman yapılacak proje çizildi ama Kalkınma Bakanlığı'nda bekliyor. Anamur gümrük kapısı açılması için destek bekliyoruz.” Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Orhan Sarı, bölge turizminin canlanması için D-400 Karayolu'nun Erdemli'ye doğru da iyileştirilmesi gerektiğini, otoban çalışmasına önem verilmesi gerektiğini söyledi. "Taşucu, Çeşmeli otobanının yapılmasını takip etmeliyiz" diyen Sarı, geçmiş yıllarda Osmaniye, Gaziantep, Konya'dan yaz aylarında gelen iç turizmde yol sorunu nedeniyle azalmalar yaşanmaya başladığını söyledi. Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nurettin Kaynar da otoban sorununun önemine dikkat çekerek, Silifke ve sonrasında yer alan ilçelerin tanıtımına ağırlık verilmesini beklediklerini dile getirdi. Haber / Yalçın TAŞLIALAN 21 MART 2016 HABERLER HABERLER Gül-Ay - Sayfa 7 Atatürk'ün Mersin'e Gelişinin Çam kese böceği ile biyolojik mücadele devam ediyor 92'nci yıl dönümü kutlandı Mersin'de Atatürk'ün kente gelişinin 92'nci yıl dönümü düzenlenen törenlerle buruk kutlandı. Her yıl kutlamalarda yer alan folklor ve halkoyunları gösterileri, Ankara'da yaşanan terör saldırısı nedeniyle iptal edildi. Mersin Garı'ndaki törene Vali Özdemir Çakacak, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ile Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Özgür Sanal, Ak Parti Milletvekili Hacı Özkan ve CHP Milletvekili Hüseyin Çamak ile vatandaşlar katıldı. Vali Çakacak, trenle gelen temsili heyetten Türk b a y ra ğ ı n ı ö p e r e k t e s l i m a l d ı k t a n s o n ra beraberindekilerle Cumhuriyet Alanı'na kadar yürüdü. Buradaki resmi törene, Seyit Onbaşı'nın torunları Şaban Çabuk ve Bayram Özçetin de katıldı. Programda yer alan folklor ve oyun gösterileri, Ankara'da yaşanan ve 35 kişinin ölümü ile sonuçlanan bombalı saldırı nedeniyle iptal edildi. İstiklal Marşı ve çelenk sunumlarının ardından konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Vekili Mehmet Özgür Sanal, "Mersinlikler önce Fransız sonra da Ermeni çetelere karşı bağımsızlık savaşı vermiştir. Şehitler verdiğimiz mücadeleler sonucunda Ermeni çetelerin baskısı Fransızların kaçmasıyla son bulmuştur. Çukurova ve Mersin'in Türkmen ve Yörük yurdu olduğu bir kez daha tarihe yazılmıştır. Yakılan bağımsızlık ateşi vatan evlatlarının ellerinde yükselmiştir. Bundan tam 93 yıl önce,Mustafa Kemal Atatürk tarafından gerçekleştirilen ziyaretteki tarihi konuşmada, "Arkadaşlar gidip Toros dağlarına bakınız. Eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz, o çadırda duman tütüyorsa şunu çok iyi biliniz ki, dünyanın hiç bir güç kuvveti bizi yenemez" demiştir. Bu, Atatürk'ün Mersin'e ne kadar değer verdiğini gösteren bir sözdür" dedi. Öğrencilerin şiir okuması ve çeşitli yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödüllerinin verilmesinin ardından tören sona erdi. Tarsus İlçesi'nde düzenlenen törende ise, Atatürk Treni'nin vagonundan temsili olarak Atatürk portresi ile inen 4 gaziyi protokol üyeleri çiçeklerle karşıladı. Karşılamanın ardından katılımcılar kortej halinde Cumhuriyet Alanına kadar yürüdü. Öğrencilerinde hazır bulunduğu programda protokol üyeleri çelenk sunumu yaparken, saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşı okundu. Törene katılanlar daha sonra Atatürk'ün Tarsus'a gelişinde gezdiği şelaleye geçerek burada ikram edilen marul, kısır ve ayranı yedi. Haber / Yalçın TAŞLIALAN Mersin Orman Bölge Müdürlüğü, çam ağaçlarının mart ve nisan aylarında ibrelerinin yenmesi neticesinde kurumuş gibi görüntü vermesi konusunda bazı duyarlı vatandaşlardan bilgi talebi gelmesi üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Bu kurumuş görüntünün çam kese böceğinden kaynaklandığı belirtilen açıklamada, “Çam kese böceği kesinlikle ağacın ölümüne neden olmaz. Mart ve nisan aylarında kurumuş gibi görüntü veren ağaçların mayıs ayından itibaren tekrar yeşile bürünmeye başlar. Çam kese böceği sırasıyla ‘yumurta’, ‘larva’, ‘pupa’, ‘ergin’ evrelerinden oluşan bir yıllık yaşam döngüsüne sahiptir. Larva evresinde çam kese böceği tırtılları çam türlerinin ibrelerini yiyerek toprağa tırtıl olarak inmekte ve toprak altında 9 yıl kalabilmektedir” denildi. Mersin Orman Bölge Müdürlüğü olarak çam kese böceği ile mücadelede doğayla uyumlu biyolojik mücadele önlemlerinin kullanıldığı kaydedilen açıklamada, “Doğaya olan olumsuz etkileri nedeniyle kimyasal mücadele yapılmamaktadır. Çam kese böceğinin yırtıcısı böcekçil kuşlar (guguk kuşu vb.) için can suyu havuzları yapılmaktadır. Kuş yuvaları yapılarak ormanlara asılmaktadır. Phyrx Caudata’nın (kara sinek) üretimi ile çam kese böceği tırtıllarına yumurta bırakması sağlanarak biyolojik mücadele yapılmaktadır. Aynı şekilde Bölge Müdürlüğümüzün yırtıcı böcek üretim laboratuvarında, her yıl ortalama 35 bin adet, sadece çam kese böceği tırtıllarını yemek suretiyle beslenen Calosoma Sychopanta üretilerek çam kese böceğinin yoğun olduğu sahalara salınması suretiyle biyolojik mücadeleye devam edilmektedir” ifadeleri kullanıldı. Haber / Yalçın TAŞLIALAN ŞİMDİ BİZ SİYASETİ BİR KENARA BIRAKIP BUNU ÇÖZMELİYİZ CHP'li Atıcı, Ankara'da pazar gün meydana gelen ve 37 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan terör saldırısını lanetledi. Terör kim tarafından yapılırsa yapılsın ve bu şiddet kime uygulanırsa uygulansın, yüksek sesle lanetlediğini belirten Atıcı, teröre yardım ve yataklık yapanları da lanetlediğini dile getirdi. Terörün partisi ve dini görüşü olmadığına işaret eden Atıcı, "Türkiye bu duruma gelirken seyirci kalanları, oy için, kişisel çıkarlar için veya herhangi bir beklentisini gerçekleştirmek için göz yumanları lanetliyorum, her kim olursa olsun. Bunun partiyle, kişiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Söz konusu terör olduğunda, terörün partisi olmaz, terörün siyasal görüşü olmaz, terörün mezhebi, dini görüşü olmaz. Terör terördür ve hepsi lanetliktir. Kim yaparsa yapsın, kime yaparsa yapsın" diye konuştu. Ankara'da 17 Şubat'taki terör eyleminin askere yönelik olduğunu anımsatan Atıcı, dünkü saldırının ise sivil halka yönelik ve Türkiye'yi kaosa sürüklemeye çalışan bir eylem olduğunu öne sürdü. Kan üzerinden siyaset yapmanın kendilerine yakışmayacağını vurgulayan Atıcı, "Şimdi biz siyaset yapmayı bir kenara bırakacağız, terör olaylarını engellemek, önlemek için ne yapılması gerekiyorsa, bütün siyasi partiler, parlamentoda olsun olmasın, aklı başında herkes bir araya gelmeli, bunu konuşmalıyız, bunun çözüm yollarını aramalıyız, bunu çözmeliyiz, ondan sonra siyaset yapmalıyız. Şu aşamada siyaset yapmak, bunun üzerinden, kan üzerinden, ölümler üzerinden herhangi bir siyasi yorum yapmak bize yakışmaz. Böyle bir şey de yapmıyoruz, yapmayacağız. Ama elbette bu sorun için bir araya geleceğiz, elbette bu sorun yakıcı bir sorundur, bunu nasıl çözeceğimize bakacağız. Herkes kendi sorumluluğunu bilecek. Ülkeyi bu duruma getirenlerin hesabını halk sandıkta soracak. Mesajı orada verecek. Biz siyasiler ise bunu yargıda soracağız. Ama bunların kim olduğu ve nasıl bu duruma geldiğini anlamak için önce bir araya geleceğiz" açıklamasında bulundu. “Terör gerçekten kalbimizi vuruyor" diyen Atıcı, terörün aynı zamanda insanları birbirlerinden daha çok uzaklaştırdığına ve terör olaylarının giderek arttığına da dikkat çekti. Atıcı, terör olayının bir sokağa çıkma yasağı kararının alındığı ve uygulanacağı günün hemen öncesine denk gelmesini de siyasiler olarak oturup değerlendirmeleri gerektiğini ifade etti. CHP olarak yıllarca terörün silahla çözülemeyeceğini hep söylediklerini kaydeden Atıcı, "1984 yılından bu yana tam 32 yıldır 40 binin üzerinde insan öldü benim ülkemde. Şehitlerimiz binin üzerinde, geri kalan kimisi terörist kimisi sivil halk, bu terör yüzünden öldüler gittiler. 40 binin üzerinde insan. Aynı işi yapıp farklı sonuç beklemek aptallara mahsustur. 32 yıldır biz terörle, silahla mücadele ettik, 32 yıldır 40 bin kişi öldü. Şimdi aynı yöntemi bir daha deniyoruz. Elbette ki, terörist etkisiz hale getirilecek ve mahkeme önüne çıkarılacak. Bunda en ufak bir şeyimiz yok. Ancak, bu işin asıl olarak siyasi ve ekonomik boyutlarını da çözmek biz siyasilerin görevidir. Eğer bir ülkede silahlar, bombalar konuşuyorsa siyasetçiler aciz olmuştur, acz içine düşmüştür. Parti ayrımı yapmıyorum. Silah konuşuyorsa siyasetçi acz içindedir, siyaset kurumu çökmüş demektir. Biz bir an önce kendimize gelmeliyiz, siyasetçiler konuşmalı, meşru zemin Meclis olmalı. Meclis'te bir araya gelmeliyiz ve oturup bu işleri konuşmalıyız. Biz konuşursak silahların susacağına inanıyorum" şeklinde konuştu. Haber / Yalçın TAŞLIALAN MANOLYA PASTANESİ İrfan OTURMUŞ 0535 821 6493 Gülnar Aydıncık Mustafa OTURMUŞ 0535 889 4124 Yaş Pasta Kuru Pasta Baklava Tereyağlı ve Antep Fıstıklı Kadayıf Dondurma ine rler ır e y ıl İş ve yap Ev ervis s Salonumuz Klimalıdır Tel: 0324 751 34 40 Öğretmenevi Karşısı / GÜLNAR ” z siyasi gazete “Haftalık tarafsı YIL: 16 SAYI: 825 21 MART 2016 BAYRAMOĞLU Osman KARA PASTANESİ Baklava Tereyağlı ve Antep Fıstıklı Kadayıf Özel Dondurma Günlerinizde Yaş Pasta Hizmetinizdeyiz Kuru Pasta Tel : 0324 751 7100 Gsm: 0553 235 89 35 Atatürk Caddesi Öğretmenevi Yanı - GÜLNAR Çanakkale’de Gülnar’lı Mustafa Çavuş Eğitim Uzmanı Ahmet Sarı Gülnar'lı Mustafa Çavuş'un Çanakkale'de yaşadığı olayları şöyle anlatıyor. Hemen hemen, Anadolu'dan her evden, bir veya birkaç kişi Çanakkale Savaşlarında savaşa katılmıştır. Bu hafta, ben de Gülnar'ımızdan bir Çanakkale Kahramanından söz etmek istiyorum. Mustafa Çavuş, Çukurasma Köyünden. Mustafa Çavuş ilk askerliğine Yemen Cephesine gitmiş. Beş yıl bu cephede savaşmış. Bir çatışma sırasında göğsüne bir şarapnel parçası saplanmış. Şarapnel parçası yan taraftan geldiği için göğsünün altında kaburgalarının üstünde kalmış. Kendi ifadesiyle, "Doktor pense gibi bir aletle uyuşturmadan çıkardı. Çok canım yandı. İnsaf et doktor dedim. Doktor, "insafım olsa doktor olmazdım çavuş morfin yok ki" dedi." Yıllar sonra yine göğüs bölgesinde kalan küçük bir şarapnel parçasını, jiletle üstünden yararak kendisi çıkarmış. Oğlu Haydar TEFEK Şarapnel parçasının pırıl pırıl parladığını söylüyor. Yemen'den dönen Gazimiz, bu sefer Filistin Kanal Cephesine gönderiliyor. Şiddetli çarpışmalar oluyor. Yaralanıyor. İngilizlere esir düşüyor. Üç yıl Mısır'da esir kalıyor. Çok çileli günler geçiriyor. Esir değişimi ile tekrar köyüne dönüyor ama bu sefer de Çanakkale Savaşları başlıyor. M u s t a fa Ç a v u ş Ç a n a k k a l e ' d e A r ı b u r n u bölgesinde savaşlara katılıyor. Oradaki bir çatışma anını şöyle anlatıyor. "Düşman çıkarma yapmak için zorluyor ve biz oların her hareketlenmesinde taciz ateşi açıyoruz. Bu atışları da nöbetleşe yapıyoruz. Yanımda, Yeniyörük Köyünden ve Şeyhömer Köyünden de iki hemşerim asker var. Biz iki saatten fazla nöbet tuttuk ve gördüğümüz her hareketlenmede ateş ediyoruz. Başımızda Haydar isminde çok iyi bir Zabit (Yüzbaşı) vardı. "Mustafa Çavuş sen az dinlen, biraz da ben devam edeyim." dedi. (Ağlayarak anlatmaya devam etti.) Sipere geçerken bir kurşun geldi ve tam alnının ortasından vuruldu. Bir kurşunla bir beynin darmadağın olduğunu orada gördüm. Üç arkadaş orada söz verdik; eğer sağsalim köyümüze dönersek ve oğlumuz olursa adını "Haydar" koyacağız. Yüce Allah da nasip etti üçümüzün de oğlu oldu ve isimlerini "Haydar" koyduk." Üç Haydar'dan birincisi Şeyh Ömer Köyünden Haydar DEMİR, ikincisi Yeniyörük Köyünden Haydar AZGIN ve üçüncüsü Mustafa Çavuş'un kendi oğlu Haydar TEFEK. Mustafa Çavuş'un dikkatimi çeken bir tespiti de şu: "Biz Çanakkale'ye geldiğimizde her taraf yemyeşil sandal ormanıydı. Üç yıl sonra, savaş sonunda, yeşil yaprak kalmamıştı. "Çanakkale'de çok sıkıntılar çektik. Kuyularda su kalmadı. Bir a s ke r i k u y u ya s a r k ı t ı r o n u n g ö y n e ğ i n e doldurduğu çamuru emerek susuzluğumuzu gidermeye çalışırdık.” Gazimiz, Çanakkale'den de sağ salim köyüne dönüyor. Köye gelişinde kendisini zor tanıyorlar. Ama evdeki köpeği onu görür görmez boynuna atılıyor. Kucaklaşıyorlar. Mustafa Çavuş köyde yaşadığı bir hatırasını da şöyle anlatıyor: "Şaban'da (Anay Mahallesinde bir yer adı) ekinleri derdik deste topluyoruz. İki asker geldi; ---Mustafa Çavuş kim ---Benim buyurun. ---Kumandanım seni istiyor. ---Kumandana selam söyle, bugün desteyi bitireyim yarın erkenden gelirim. ---Yok olmaz. Seni almadan gitmeyiz. Bizi zor kullanmaya mecbur etme. ----Kullanın bakalım… "Üzerime gelen askerin elinden tuttuğum gibi kolunu bükerek silahını aldım. Silahı doğrultunca öbürü de korktu, onun silahını da aldım. Ellerini arkalarına kelepçeledim, silahlarını omuzlarına taktım, kumandana selam söyleyin diyerek gönderdim. Karakola nasıl döndüler bilmem ama ertesi gün karakola vardığımda, kumandan beni çok iyi karşıladı bir şey sormadı. Ben de anlatmadım. Yunan ordusu İzmir'den ilerlemeye başlamış ve yeniden askere çağırıyorlar. Bize tekrar Karaman yolu gözüktü." (O zamanlar askerler Karaman'a kadar yayan giderler, oradan trenle, nereye gidecekse giderdi.) Mustafa Çavuş'un Kurtuluş Savaşı ile ilgili anıları da çok fazla. Oğulları Alicik TEFEK ve Haydar TEFEK'in bölük pörçük anlattıkları kadarıyla, unutamadıkları bir hatıra var ki, her zaman ağlayarak anlatırmış; "Afyon'da Yunan ordusunun bir kolu bir dağ eteğine yerleşmiş. Başımızda İsmet İnönü. Emir verdi. ---Şu vadiden dolaşarak düşmanı arkadan vuracağız. ---Kumandanım kayalıklarda nişancılar varsa pusuya düşeriz.dedim. ---Yok, tedbirimizi aldık, dedi. Birliğimiz vadiye girer girmez kayalıklardan öyle bir yaylım ateşi başladı ki, düşmanın bir kurşunu bile boşa gitmiyor. Siper alınacak hiçbir şey yok. Ben vurulan üç arkadaşımın cesedini üzerime çektim. Kan ırmak gibi akıyor. Her yanımız kanla doldu. Biz hiçbir şey yapamadık. Yunan askerleri yaralı askerleri kurşunla öldürmüyorlar, gözlerini süngülüyorlar. Ben ölü numarası yaptım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor. Düşmanlar çekilince kalktım. Benim gibi yedi asker daha kendisini gizleyebilmiş. O gün altı yüz askerden sekiz kişi kaldık. İsmet İnönü hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.” Mustafa Çavuş, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Başkumandanlığını yaptığı Büyük Taarruza katılmış. Atatürk'ün Yunan Bayrağının çiğnenmesine engel olduğunun bizzat tanığı olmuş. Zaferden sonra tekrar köyüne dönmüş. Vefat edince, bu gün yarı yarıya yerleşim alanı durumuna gelmiş Anay Mezarlığına defnedilmiş. Bu mezarlığın bakımının yapılıp korunması çok iyi olur. Vücudunda yara almadık yeri yok gibiydi. Dirseğinde ve omzunda çıkarılamayan iki kurşun vardı. Soğuk günlerde çok sızladığını söylerdi. Bu gün çocukları bile mezarını tam tespit edemiyorlar. Nur içinde yat Mustafa Çavuş. Seni yeterince tanıyıp tanıtamadığımız için bizleri affet. Haber / Yalçın TAŞLIALAN Büyükşehir'den ilçelere itfaiye araç takviyesi Mersin Büyükşehir Belediyesi, merkez ve ilçelerde kullanılmak üzere 11 aracı ilk müdahale aracı olarak kullanılmak üzere modifiye ederek filosunu güçlendirdi. Beş tanesi 4x4 olmak üzere toplam 11 aracı ilk müdahalede kullanılmak üzere modifiye eden Mersin Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, su ve köpük tankı takviyesi ile delici, kesici ve ayırıcı makine montajlarını gerçekleştirdi. Yapılan araç modifiye çalışmaları ile yangın ve kazalara daha kısa sürede müdahale etmeyi amaçlayan Mersin Büyükşehir Belediyesi, yeni araçların dağıtımını ilçelerin ihtiyaçlarına göre belirleyecek. Mersin Büyükşehir B elediyesi'nin itfaiye personellerine çalışmalarında daha hızlı, daha etkin müdahale ve yüksek seviyede fayda sağlamak amacıyla verdiği eğitimler de devam ediyor. İtfaiye personellerinin donanımlarının artırılması için verilen eğitimler, uygulamalı olarak yapılıyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı'nda görev yapan itfaiye personellerinin eğitimleri Anamur, Gülnar, Mut, Bozyazı'nın ardından Tarsus Grup Amirliği'nde de gerçekleştirildi. Erdemli ve Silifke İtfaiye Grup Amirliklerinde devam edecek olan eğitimler neticesinde, personeller vatandaşlara daha hızlı ve kaliteli hizmet sunacak. Haber / Yalçın TAŞLIALAN