21-03-2016 - GÜL

Transkript

21-03-2016 - GÜL
KAYA
Alüminyum
Demir Doğrama
GÜLNAR YAPI
ISI YALITIM MONTALAMA SİSTEMLERİ
Kapı - Pencere - Panjur - Daraba Ahmet KAYA
Sineklik - Çatı - Korkuluk ve Ferforje
İşleriniz İsteğinize Göre
İtina ile Yapılır
Gsm: 0535 845 42 41
Küçük Sanayi Sitesi / GÜLNAR
Ramazan Usta
Weber - İzocam
ve Yalıtım Teknolojisi
ile Halkımızın Hizmetindeyiz
YIL: 16
SAYI: 825 21 MART 2016 Fiyatı: 25 Krş
Gsm: 0544 210 2996
Aydıncık Yolu Üzeri Akım Elektrik Yanı / GÜLNAR
Gülnar Duyarsız Kalmadı Çanakkale Zaferinin
Samiye Sakaryalı Anıldı 101. Yılı kutlandı
Samiye-Naim Eğitim Vakfı Kurucu
Başkanı Samiye Sakaryalı vefatının
altıncı yılında düzenlenen programla
anıldı.
Gülnar'ın ikinci belediye başkanı
Hüsnü Kandemir'in kızı Samiye Sakaryalı ömrünü
eğitime adamış bir Gülnar sevdalısıydı. Gülnar'a
yaptığı bazı hizmetler: Annesi adına yaptırdığı
Mürüvvet Kandemir Anaokulu, Gülnar Anadolu
Lisesi Kız Yurdu, Gülnar Hatun ve İmam Hatip Kız
Yurtları, öğrenci bursları ve çeşitli eğitim
yardımları. Yakında Gülnar Çukurasma Mahallesi
Anay Mevkiine 10 derslikli okul inşaatı.
Gülnar'a büyük hizmetler yapmış olan ve 2010
yılında aramızdan ayrılan Samiye Sakaryalı için
Gülnar Anadolu Lisesi’nde anma programı
yapıldı. Programa Gülnar Kaymakamı İsmail
Pendik, Belediye Başkan Yardımcısı Alpaslan
Ünüvar, daire amir ve müdürleri, siyasi parti
temsilcileri katıldı. Duygu yüklü geçen program
katılanlara farklı bir gün yaşattı.
Yapılan programda konuşan Gülnar
Kaymakamı İsmail Pendik: "Ömrünü eğitime ve
öğrencilere harcamış Samiye Hanım’ı aramızdan
ayrılışının 6. yılında rahmetle anıyoruz. Yapılan
hizmetler ortada. Kurduğu vakıfla Gülnar'a
hizmeti devam ediyor. Yeni 10 derslikli okul
inşaatını vakıf yapacak. İnşallah Gülnar'a bu
vakfımızın bir Fen Lisesini yaptıracağına ve
öncülük edeceğine inanıyorum. Atalarımız derki:
" Eşşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri"
Gülnar'ın bağrından çıkmış ve Gülnar'a yaptığı
18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 101. Yıl
dönümü çeşitli etkinliklerle kutlandı. İlk
etkinlik Gülnar Müftülüğü tarafından merkez
camiinde 18 Mart Cuma günü sabah
namazının ardından şehit ve gaziler için program
yapıldı. Gençlerin yoğun ilgi gösterdiği program dua ile
sona erdi.
hizmetler ile ölümsüzleşen Samiye Hanım'ı bir
kez daha rahmetle anıyorum"dedi.
Samiye-Naim Eğitim Vakfı Başkanı Filiz
Doğanay yaptığı konuşmada: "Samiye Hanım
Gülnar'ı çok severdi. "Benim yaşadığım
sıkıntıları kızlarımız yaşamasın. Gülnar'ın kızları
okusun" diye hep çaba gösterdi. Bugün burada
bir bayan öğretmenin anlattıkları beni ağlattı.
Kızımız, Samiye Hanım’ın yaptırdığı bu yurtta
kalmış. Vakfımızdan öğrenim bursu almış ve şu
an burada öğretmenlik yapıyor olması ve ayrıca
kız yurdunda nöbet tutması beni çok
duygulandırdı. Samiye Hanım’ın özlediği tablo
buydu. Kızlar okusun gelecek aydınlansın. Bizler
bunun için varız. Vakıf olarak Gülnar'a hizmet
vermeye devam edeceğiz"dedi.
Anma programında Gülnar Milli Eğitim
Müdürü teşekkür konuşması yaptı. Samiye
Sakaryalı'nın hayatı ve yaptığı hizmetler slayt
eşliğinde anlatıldı. Günün anlam ve önemini
belirten şiirler, konuşmalar ve hatıralar anlatıldı.
En çok ilgiyi Mürüvvet Kandemir Anaokulu
öğrencilerinin hazırladığı 10. yıl marşı eşliğinde
Ayyıldızlı bayrak gösterisi gördü.
Gülnar Kaymakamı İsmail Pendik, SamiyeNaim Eğitim Vakfı Başkanı Filiz Doğanay'a
plaket takdim etti. Yapılan şiir ve kompozisyon
yarışmasında dereceye giren öğrencilere
hediyeler verildi. Programın ardından Anadolu
Lisesi koridorunda sergilenen Samiye
Sakaryalı'nın çeşitli dönemlere ait resimleri
gezildi.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
Gülnar’da ikinci program Atatürk anıtına çelenklerin
konmasıyla devam etti.
Daha sonra terör şehidi Halil Tönbe’nin mezarı
başında bütün şehit ve gaziler için Kur’an-ı Kerim
okundu ve duası yapıldı.
Gülnar Garnizon Komutanlığı şehit yakınlarına ve
gazilere öğretmenevinde öğle yemeği verdi. Şehit
yakınları ve gazilere Gülnar Belediye Başkan Yardımcısı
Alpaslan Ünüvar çeşitli hediyeler verdi.
Gülnar Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından
hazırlanan program kültür merkezinde yapıldı.
Çanakkale Zaferi’nin 101. yılı saygı duruşu ve İstiklal
Marşı’nın okunması ile başladı. Ardından Kur’an-ı Kerim’
okundu. Programda Gülnar Kaymakamı İsmail Pendik
ve Okul Müdürü Turgut Önge’nın açılış konuşmalarının
ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmayı
Gülnar İlçe Müftüsü Bilal Kadı yaptı.
Öğrencilerin hazırladıkları Çanakkale Zaferini
anlatan piyesleri, Çanakkale’yi anlatan oratoryosu,
şiirler ve slayt gösterileri büyük beğeni topladı.
Program yapılan yarışmalarda dereceye giren
öğrencilere ödüllerinin verilmesiyle son buldu.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
ATATÜRK ORTAOKULU ÖĞRENCİLERİNDEN ANLAMLI ZİYARET
18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü
etkinlikleri kapsamında Gülnar Atatürk
Ortaokulu 6/B sınıfı öğrencileri Türkçe
Öğretmenleri Muhammet Fatih Günel
eşliğinde Gülnar Belediyesi bünyesinde
hizmet veren Çanakkale Şehitleri Giyim-Gıda
Yardımlaşma Bankasını ziyaret ettiler.
Gülnar Belediye Başkanı Ahmet Günel, öğrencilerle
Çanakkale Zaferinin 101. Yıl dönümü hakkında ve
Çanakkale Şehitleri Giyim-Gıda ve Yardımlaşma
Bankası hakkında konuştular. Çanakkale Şehitleri
Giyim-Gıda ve Yardımlaşma Bankası hakkında bilgi
veren Başkan Günel; “Çanakkale Şehitleri Giyim-Gıda
ve Yardımlaşma Bankası yardım merkeziyle sosyal
yardımlaşmayı güçlendirici, alan el ile veren elin
birbirini görmediği ve her şeyin kayıt altında tutulduğu
bir sistemdir. Hizmete sunulan yardım merkezinde
hiçbir siyasi amaç gütmeden, ayrım yapmadan
yardıma muhtaç herkese yardım eli uzatılmaktadır.
İhtiyaç sahipleri kurumumuza gelerek, burada
kayıtları oluşturulduktan sonra ihtiyaçlarına göre
elimizde bulunan giyim, ayakkabı, oyuncak, kitap,
mutfak eşyalarından oluşan çeşitlerimizden
ihtiyaçlarını alabiliyorlar” dedi.
Başkan Günel, ziyarete gelen Atatürk Ortaokulu
öğrencilerine Çanakkale Şehitleri Giyim-Gıda ve
Yardımlaşma Bankası'nı gezdirdi ve bütün öğrencilere
kitap hediye etti.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
Gül-Ay - Sayfa 2
21 MART 2016
HABERLER
Fırat'tan 'özyönetim' eleştirisi
HDP Mersin Milletvekili Dengir
Mir Mehmet Fırat, Güneyd o ğ u ’ d a k i ç e ş i t l i ye r l e ş i m
birimlerinde ‘Özyönetim’ ilan
edilmesinin hatalı olduğunu
anlatırken, “Özyönetim dediğiniz şey,
ilanlarla olmaz. Özyönetim merkezi
hükümetle yetki paylaşımıdır bu da yasama
meclisinde olur” dedi.
Kuzey Irak’tan uydu aracılığıyla yayın
yapan Rudaw TV’nin sorularını yanıtlayan
HDP milletvekili Dengir Mir
Mehmet Fırat, PKK’nın çeşitli
aşamalardan sonra silah bırakma
kararı vereceği belirtilen
‘Dolmabahçe Mutabakatı’
ardından ‘Çözüm süreci’nin
bozulma nedeni sorusunu
yanıtlarken, “Bana göre
başlangıç yanlıştı. Çünkü sizin
vatandaşlarınızın, temel insan
hak ve özgürlük sorununu hiçbir
kurum ve kuruluşla böyle bir
konuyu pazarlık yapamazsınız.
Böyle bir şey 21’inci yüzyıla
uygun olmadığı gibi demokratik de değildir.
Eğer gerçekten bu ülkeyi demokratik, özgür
ve çoğulcu bir ülke olarak kabul ediyorsanız,
daha önceki tatbikatlardan insanlarınızın hak
ve özgürlükleri sınırlandırılmış ya da
kaldırılmışsa yapacağınız tek şey; bu sınırları
ortadan kaldırmaktır. Fakat öyle olmadı, bir
masa kuruldu. Bir yandan Abdullah Öcalan,
bir yandan PKK, bir yandan da KCK bir
pazarlık unsuru haline geldi” dedi.
Hükümetin sorunu çözmek için samimi
olmadığını, açıkça ortada bir güvensizlik
bulunduğunu, PKK’nın silah yığınakları
yaptığını, diğer taraftan devletin, modern
silahlarla ordusunu donatıp karakol inşa
ettiğini anlatan Dengir Mir Mehmet Fırat,
şöyle devam etti:
“Dolmabahçe mutabakatı uzun tartışmalardan sonra müşterek bir şekilde ortaya
çıkmıştır. Fakat mutabakat ilan edildikten sonra
sayın Cumhurbaşkanı, (ki Türkiye’de uçan
kuştan dahi haberdar olma arzusu içinde bir
insan) ‘Bu mutabakattan haberim yoktur’
diyebiliyor. Oradaki asıl sorun, belki de HDP’nin
‘Seni başkan yaptırmayacağız?’ sloganıydı.
Dolayısıyla bu süreci kim sonlandırdı diye
sorarsanız sonlandıran her zaman güçlü taraftır.
Güçlü olan taraf da devlettir.”
HDP Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet
Fırat, bir soru üzerine ‘Çözüm süreci’nin eski
haliyle devam edemeyeceğini, Kürtler veya
Türkler’in birbirlerini tamamen yok edebilecek
güce sahip olmadığını, bu çatışma döneminde iki
taraftan ölenler olduğunu, tarafların tekrar
masaya oturacaklarını savundu.
HDP Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet
Fırat, bir soru üzerine, “Özyönetim dediğiniz şey,
ilanlarla olmaz. Bağımsız devlet ilan edilebilir.
Ancak özyönetim merkezi hükümetle yetki
paylaşımıdır bu da yasama meclisinde olur.
Dolayısıyla Bu şekilde ifade edilmesi, Kürt
halkının sivil insanların yoğun olarak yaşadığı
şehirlerde özyönetim ilan edilmesinin mantığını
şahsen anlamıyorum, bilmiyorum. Bunun yolu
siyasettir.
Mezitli Belediyesi'den
'Yılın Projesi' Ödülü
Mezitli Belediyesi'nin 'Kadın Üretici Pazarı'
projesi, Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği
(SODEM) tarafından tarım kategorisinde
başarı ödülüne layık görüldü. Mezitli Belediye
Başkanı Neşet Tarhan'a ödülünü CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu verdi.
Mezitli'de yaşayan kadınların güçlenip, örgütlenmesi
adına açılan ve Türkiye gündeminde de adından söz
ettiren 'Mezitli Belediyesi Kadın Üretici Pazarı' ödül aldı.
SODEM tarafından 12-13 Mart 2016 tarihlerinde İzmir
Seferihisar'da gerçekleştirilen, 'Belediyeler Buluşması ve
2016 Yerel Yönetim Ödülleri' proje değerlendirme
toplantısında, Mezitli Belediyesi'nin yarışmaya katıldığı
tek proje, 'Uçan Kadınlar - Kadın Üretici Pazarı Projesi',
tarım dalında başarı ödülüne layık görüldü. SODEM'in
yerel yönetim ödüllerinde, 100 belediye 500 projeyle
yarışırken, tarım kategorisinde 12 belediye farklı
projelerle yarışmaya katıldı. Mezitli Belediyesi'nin ilk
sırada sahneye çağrıldığı tarım odaklı proje ödülüne,
Mezitli, Balıkesir Erdek ve Denizli Bozkurt Belediyeleri
sahip oldu.
Başkan Tarhan, ödülünü CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun
elinden aldı. Kılıçdaroğlu, Tarhan'ı kadınlara yönelik
uyguladığı projenin başarısından dolayı kutladı.
Aldıkları ödülü değerlendiren Başkan Tarhan,
projenin amacını, uygulanabilirliğini ve sağladığı
başarının nedenlerini anlattı. Kadın Üretici Pazarı'nın
açıldığı günden bu yana Türkiye gündeminde yoğun
şekilde yer aldığını ifade eden Tarhan, "Biz, pazarımızı
kurarken tüm kadınlarımız evlerinde ne yapıyorsa, resim,
el işi, zeytin, reçel, konserve, yemek, her ne olursa olsun
değerlendirebileceği bir imkan sunmak istedik. Projeye
başlarken, 'işsizim, ekonomik yönden gücüm yok' diyen
hiçbir kadın arkadaşımız kalmasın demiştik. Bunun ilk
ayağı olan Kadın Üretici Pazarı açıldığı günden itibaren
yoğun ilgi gördü, Türkiye'nin de gündemine oturdu. Gün
aşırı ulusal, yerel gazeteler ve televizyonlarda haber
olmaya devam ediyor. Biz kadınlara gösterdiğimiz pozitif
ayrımcılığın göstergesi olarak sadece Kadın Üretici Pazarı
projemizle katıldık” dedi.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
Kaynana Dili" Modern
Tekniklerle Yetiştirilecek
Erdemli İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğünce hazırlanan ve AB'den
destek alan "Yöresel Ürünlerle Kırsal
Kalkınma" projesiyle "Frenk yemişi"
veya "kaynana dili" olarak da bilinen dikenli incirin
modern tarım teknikleriyle yetiştirilmesi
hedefleniyor.
Erdemli Kaymakamı Osman Taştan, Erdemli
B e l e d i ye s i K ü l t ü r M e r ke z i ' n d e k i t a n ı t ı m
toplantısında yaptığı konuşmada, projenin, "AB ve
Türkiye Arasında Sivil Toplum Diyaloğu" adlı hibe
programının "tarım ve balıkçılık" alt bileşeni
kapsamında desteklenmeye değer görüldüğünü
ifade etti.
Çalışmanın kırsal kalkınma açısından çok
önemli olduğunu vurgulayan Taştan, şöyle devam
etti:
“Projeyle halen ülkemizde doğal ortamında
kendiliğinden yetişen dikenli incirin kültür altına
alınarak, modern bahçelerde modern tarım
teknikleriyle yetiştiriciliğinin sağlanması
hedefleniyor. Bu sayede öncelikle birim alandan
elde edilen dikenli incir veriminin artırılması,
meyve kalitesinin de iyileşmesi ve standart bir
yapıya kavuşması amaçlanmakta. Bununla
beraber dikenli incir üretimi, kırsal
bölgelerde, düşük vasıflı toprak yapısına
sahip marjinal tarım alanlarında
gerçekleştirilecek ve bir yandan kırsal
alanların kalkınmasına katkıda
bulunulurken, diğer taraftan marjinal tarım
a l a n l a r ı d a ü re t i m e ve e ko n o m i ye
kazandırılmış olacak.”
Erdemli İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürü Mehmet Türker de İtalya'nın
dünyada dikenli incir üretiminde ve ticaretinde söz
sahibi ülkelerin başında geldiğini belirterek, bu
projeyle Türkiye'nin de bu alanda önemli bir yere
gelmesini istediklerini söyledi.
Toplam 166 bin avroluk projeyle Mersin ve
ilçelerinde yaklaşık 500 çiftçi ve bu çiftçilere
danışmanlık hizmeti verecek 25 ziraat mühendisine
eğitim verileceğini bildiren Türker, teorik ve
uygulama aşamalarından oluşan eğitimlerde dikenli
incirin yetiştirme şartları, toprak hazırlığı, besleme,
sulama, budama, hasat, meyvelerin muhafazası ve
pazarlama gibi konu başlıklarının ele alınacağını
bildirdi.
Türker, projeye Akdeniz Natürel Yaşam
Derneği, Erdemli Ziraat Odası ile İtalya'dan bir
kuruluşun da destek verdiğini ifade ederek, "Örnek
bir deneme parseli teşkil edilerek üretimin bütün
aşamaları ilgililerin gözlemlerine sunulacak.
İtalya'dan davet edilecek uzmanların da
katılımlarıyla dikenli incirin üretilmesi, beslenme
a ç ı s ı n d a n ö n e m i v e b ö l g e e ko n o m i s i n e
sağlayacağı katkıların ele alınacağı bir çalıştay
yapılacak, Proje kapsamındaİtalya'da bir haftalık iş
başı eğitimi de yapılacak. Ayrıca İtalya dönüşü
dikenli incir üretici birliği de kurulacak."
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
21 MART 2016
Gül-Ay - Sayfa 3
HABERLER
HABERLER
Çanakkale de Şehit olan
Gülnarlılar
Çanakkale Zaferinin 101. yılını
kutluyoruz. Gazeteci-Yazar
Ramazan Sarıtaş'ın yakında
çıkacak olan "Gülnar'ın
kahramanları" adlı eserinden
almış olduğumuz Çanakkale'de şehit olan
Gülnarlıların isimleri;
1-1882 Doğumlu Molla Mehmet Oğlu Er
Mustafa. 16 Şubat 1916 Çanakkle, Ariburnu
Kanli Tepe Mevkiinde Şehit Oldu.
2-1889 Cukurasma Doğumlu Gül Hasan
Lakablı Musatafa Oğlu Er Musatafa. 2 Mayıs
1915 Çanakkale Cephesi, Şimal Gurubu Ağır
Mecruhin 1.Seyyar Hastahanesinde Şehit
Oldu.
3-1881 Doğumlu İsmail Oğlu Hüseyin
İpek Er. 8 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı
Cephe Çanakkale Cephesi Meydan Harbi
Şehit Oldu.
4-1885 Doğumlu Mehmet Oğlu Nuri
Lakabı Köse Veli Uşaklarindan Er Nuri. 19
Mart 1915 Çanakkale Cephesi Birinci Dünya
Savaşında Şehit Oldu.
5-Mehmet Oğlu Er Mustafa. 1 Ekim 1915
Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesinde
Şehit Oldu.
6-1886 Mehmet Oğlu Er Süleyman. 9
Ekim 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale
Cephesinde Şehit Oldu.
7-1881 Doğumlu Metmet Oğlu Er Osman.
12 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesinde Şehit Oldu.
8-1878 Doğumlu Ömer Oğlu Er Ahmet. 2
Ağustos 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesinde Şehit Oldu.
9-1882 Doğumlu Mustafa Oğlu Er
Mehmet. 16 Mart 1915 Abdülazim Birinci
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlitepe
mevkiinde Şehit Oldu.
10-1881 Doğumlu Mustafa Oğlu Er
Hüseyin. 6 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu.
11-1877 Doğumlu Mustafa Oğlu Er
Hüseyin. 2 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Meydan Harbi'nde Şehit
Oldu.
12-1885 Doğumlu Muttalip Oğlu Er Ali. 6
Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Kanlısırt'da Şehit Oldu.
13-1889 Doğumlu Köseçobanlı Köyünden
Mehmet Oğlu Er Halil. 27 Kasım 1915 Birinci
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi 13.Kolordu
Merkez Hilal-ı Ahmer Hastahanesi'nde Şehit
Oldu.
14-1885 Doğumlu Büyükeceli Köyünden
Mehmet Oğlu Er Halil İbrahim. 13 Temmuz
1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale
Cephesi Arıburnu Muharebesi'nde Şehit
Oldu.
15-1885 Doğumlu Mehmet Oğlu Er
Mustafa. 29 Mart 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Gelibolu
Hastahanesi'nde Şehit Oldu.
16-1879 Doğumlu Mehmet Oğlu Er
Mustafa. 9 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Meydan Harbi'nde Şehit
Oldu.
17-1880 Doğumlu Mehmet Oğlu Er
Mehmet. 30 Nisan 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesi'nde
Şehit Oldu.
18-1883 Doğumlu Mustafa Oğlu Lakabi
Hacı İmam Oğulları Er Hasan. 19 Mart 1915
Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi
Kanlısırt mevkiinde Şehit Oldu.
19-1898 Doğumlu Beydili Köyünden Yusuf
Oğlu Er Durmuş. 14 Haziran 1915 Birinci
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi 16.Firka
Seyyar Hastahanesinde Şehit Oldu.
20-1883 Doğumlu Hüseyin Oğlu Er Ömer. 6
Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale
Kanlısırt' ta Şehit Oldu.
21-1875 Doğumlu Mehmet Oğlu Er Hasan.
4 Temmuz 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesinde Şehit Oldu.
22-1875 Doğumlu Mehmet Oğlu Er Hasan.
4 Temmuz 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Gülhane Hastahanesinde
Şehit Oldu.
23-1892 Doğumlu Mehmet Oğlu Er Davut.
17 Nisan 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale
Cephesi Arıburnu Muharebesinde Şehit Oldu.
24-Çavuşlar Köyünden 1884 Doğumlu
Mehmet Oğlu Er Ahmet. 14 Mayıs 1915 Birinci
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt' ta
Harbi'nde Sehit Oldu.
25-1889 Doğumlu Mustafa Oğlu Er
Mehmet. 6 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu.
26-1889 Doğumlu Mustafa Oğlu Er Ahmet.
6 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Kanlısırt' ta Şehit Oldu.
27-Kurbağa Köyünden Mehmet Oğlu Er
İsmail. 13 Ağustos 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Cenup Grubu Ağır
Mecruhin Hastahanesi'nde Şehit Oldu.
28-1892 Doğumlu Hüseyin Oğlu Mehmet Er
Ali. 20 Mart 1918 Birinci Dünya Savaşı
Müsademede Şehit Oldu.
29-Ardınçpınarı (İlibas) köyünden 1888
Doğumlu Hüseyin Oğlu Ali Lakablı Er Molla Ali.
18 Temmuz 1916 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Kanlısırt' ta Şehit Oldu.
30-1876 Doğumlu Şemsettin Ali Oğlu Er
Mehmet. 19 Nisan 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Şimal Gurubu Ağır
Mecruhin 1.Seyyar Hastahanesinde Şehit
Oldu.
31-1874 Doğumlu Mehmet Oğlu Er
Mustafa. 6 Mayıs 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesinde
Şehit Oldu.
32-1884 Doğumlu Musa Oğlu Er Ahmet. 17
Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı Cephe
Çanakkale Cephesi Şimal Gurubu Ağır
Mecruhin 1.Seyyar Hastahanesinde Şehit
Oldu.
33-1891 Doğumlu Işıklı Köyünden Ali Oğlu
Er Halil İbrahim. 7 Nisan 1915 Birinci Dünya
Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu
Muharebesi'nde Şehit Oldu.
devamı sayfa 4'de
GÜL'e Doğru
Ahmet SARI
Eğitim Uzmanı
Kara toprak doldurmadan gözünü
Dosdoğru ol, Hakka döndür özünü
Haddini bil, kara etme yüzünü
Evlat gurur duysun, atan beğensin
“Allah'ın kulları arasında bir grup var ki, onlar ne
peygamberlerdir ne şehitlerdir. Üstelik Kıyamet günü
Allah indindeki makamlarının yüceliği sebebiyle
peygamberler de, şehitler de onlara gıpta ederler.”
Orada bulunanlar sordu: “Ey Allah'ın Resulü! Onlar
kim, bize haber ver!” “Onlar, aralarında ne kan bağı
ne de birbirlerine bağışladıkları bir mal olmadığı
halde, Allah'ın ruhu (Kur'an) adına birbirlerini
sevenlerdir. Allah'a yemin ederim, onların yüzleri
mutlaka nurdur. Onlar bir nur üzeredirler. Halk
korkarken, onlar korkmazlar. İnsanlar üzülürken,
onlar üzülmezler. Ve şu ayeti okudu: “Haberiniz olsun
Allah'ın dostları var ya! Onlara ne korku var ne de
onlar üzülecekler” (Yunus 62). Ebu Davud.
ÇANAKKALE RUHU
18 Mart 2016 Çanakkale Deniz zaferimizin 101. Yıl
dönümü. 18 Mart; iman dolu göğsün, vurulmak
istenen demir zincirleri, parçalayıp attığı gün.
Mehmetçiğin, ölümle dalga geçtiği gün. Ölümün,
Mehmetçikten korktuğu gün. Biliyorum ki, bütün ülkemizde
coşku ile kutlanacak ve çok coşkulu nutuklar duyacağız.
Meydanlarda ve salonlarda coşkuyla alkışlayacaklar..Oysa,
Çanakkale'yi geçilmez yapan O ruha,“ÇanakkaleRuhu”na ne
kadar da yabancılaşmışız.
Bu son cümle, nefsim de dâhil, belki birçoğunuza ağır
gelecek. Ancak, “Çanakkale Ruhu”na yabancılaşmasaydık,
omuz omuza savaşanların, birbirinin kucağında şehit
olanların, kanları birbirine karışıp, vatanın bağrında koyun
koyuna yatanların torunları şimdi, birbirlerine düşman olurlar
mıydı? Onlar her türlü yokluk içeresinde, açlık içerisinde
vatan uğruna birlik olup, düşmanları kovarken, biz bugün
tokluk içerisinde, neredeyse, düşmanla işbirliği yaparak
kavgamızı sürdürür müydük? Aynı camide, aynı Allah'a
yanyana ibadet eden insanlar, cami avlusunda, birbirinden
hızla uzaklaşıyor. Gülümseyerek verilen, verilmesi gereken,
selâmlar esirgenir oldu. Bu gidiş nereye?
Bizim başka vatanımız yok. Birlikte yaşamak zorundayız.
Birbirimizi yok edemeyiz. Öyle bir niyet de yok Hamd olsun
amma, bu kavga kötü. Yüce Allah kimseyi devletsiz
bırakmasın. Devletsiz kalanların hali ortada. “Biz onlar gibi
olmayız” diye düşünmeyin. Devletimize sahip çıkmazsak,
kanun tanımaz bir tavır sergilersek, adaleti, her işimizde
öncelikli tercihimiz yapmazsak, hayal bile edemediğimiz
felaketler bizim başımıza da gelebilir. Devlet ordularla, güçle
ayakta durmaz, adaletle ayakta durur. Dün, canlı bomba ve
bomba yüklü araçlarla yapılan saldırıları Bağdat'ta, Musul'da,
Şam'da duyarken bakın Ankara'ya geldi. Uzak sanılan, bize
dokunmaz denilen, aldırış edilmeyen acılar, bizi de yakmaya
başladı. Uzakta iken “yanmadığımız” için yanımıza geldi
zaten. “Asıl yıkıcı tartışma ve kavgalar, haklılar arasındaki
kavgalardır.” diye bir söz duymuştum, o zaman pek
anlayamamıştım ama şimdi daha iyi anlıyorum. Herkes haklı.
Herkes haklı da çözüm yok ortada. Çözüm yine bize bağlı,
topluma bağlı. Kanunlara uyacağız, bol bol dua edip tövbe
edeceğiz. Allah için seveceğiz. Daha güzel günlere layık
olmaya çalışacağız. Sabredeceğiz. Yüce Allah Sabredenlerle
beraber değil mi? Kalplerle oynayacak olan Yüce Allah. Ya
Rabbim kalplerimizle oyna, bizi birbirimize sevdir. Amin.
Başka yolu yok.
Selâm ve dua ile...
21 MART 2016
Gül-Ay - Sayfa 4
HABERLER
HABERLER
Çanakkale’de şehit düşen Gülnarlılar
3. sayfanın devamı
34-1880 Doğumlu Hacı Hüseyin
Oğlu Er Mehmet Emin. 19 Mart 1915
Birinci Dünya Savaşı Çanakkale
Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu.
35-1874 Doğumlu Ali Oğlu Er Ali.
13 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Arıburnu
Muharebesi'de Şehit Oldu.
36-1890 Doğumlu Ahmet Oğlu Er
Mustafa. 19 Mart 1915 Birinci Dünya
Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırt'
ta Şehit Oldu.
37-1887 Doğumlu Ahmet Oğlu Er
Mehmet. 7 Haziran 1915 Birinci
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi
16.Firka Seyyar Hastahanesi'nde Şehit Oldu.
38-1880 Doğumlu Şeyhömer Köyünden
Abdullah Oğlu Er Mustafa. 3 Ekim 1915 Birinci
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Şimal Gurubu
Ağır Mecruhin Hastahanesi'nde Şehit Oldu.
39-1892 Doğumlu Hacı Hüseyin Oğlu Er Ali
Rıza. 6 Haziran 1915 Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Kanlısırt' ta Şehit Oldu.
40-1879 Doğumlu Ethem Oğlu Er Hasan. 24
Eylül 1915 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale
Cephesi Akbaş Nakliyat Hastahanesinde Şehit
Oldu.
41-1885 Doğumlu Çukurasma Köyünden Fazlı
Hüseyin Oğlu Er Hasan. 19 Mart 1915 Birinci
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesinde Şehit Oldu.
42-1882 Doğumlu Ahmet Oğlu Er Sariali. 23
Nisan 1916 Birinci Dünya Savaşı Çanakkale
Cephesi Felahiye Muharebesinde Şehit Oldu.
43-1877 Doğumlu Tepeköy Köyünden Hüseyin
Oğlu Er Süleyman. 4 Mart 1915 Birinci Dünya
Savaşı Çanakkale Cephesi Ariburnu
Muharebesinde Şehit Oldu.
44-1883 Doğumlu Çukurkonak Köyünden
Hüseyin Oğlu Er Mehmet. 5 Mayıs 1915 Birinci
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Şimal Gurubu
Ağır Mecruhin 1.Seyyar Hastahanesi'nde Şehit
Oldu.
45-1883 Doğumlu Hüseyin İpekçi Oğlu Er
Hasan. 23 Mayıs 1915 Yılında Birinci Dünya
Savaşı: Çanakkale Cephesi: 3.Kolordu 1.Seyyar
Şimal Grubu Ağır Mecruhin Hastahanesinde Şehit
Oldu.
46-1891 Doğumlu Durmuş Oğlu Er Ahmet. 15
Ekim 1916 Yılında Birinci Dünya Savaşi Irak
Cephesi Felahiye Muharebesinde Şehit Oldu.
47-1885 Doğumlu Mollaömerli Köyünden
Durmuş Oğlu Er Ahmet. 6 Haziran 1915 Yılında
Birinci Dünya Savaşi Çanakkale Cephesi
Kanlısırt'ta Şehit Oldu.
48-1886 Doğumlu Işıklı Köyünden Durmuş Er
Mehmet Ali. 7 Haziran 1915 Yılında Birinci Dünya
Savaşı Çanakkale Cephesi Ariburnu
Muharebesinde Şehit Oldu.
49-1884 Doğumlu Durmuş Oğlu Er Mustafa. 6
Haziran 1915 Yılında
Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu.
50-1881 Doğumlu Demirci Mustafa Oğlu Er
Hasan. 6 Haziran 1915 Yılında Birinci Dünya
Savaşı Çanakkale Cephesi Kanlısırtta Şehit Oldu.
51-1885 Doğumlu Mollaömerli Köyünden
Durmuş Oğlu Er Ahmet. 9 Haziran 1915 Yılında
Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi
Kanlısırt'ta Şehit Oldu.
Ali KARAİN
NEREDE BU DEVLET
52-Çalık Ali Oğlu Er Mehmet. 8 Nisan 1915
Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi
Arıburnu Muharebesinde Şehit Oldu.
53-1881 Doğumlu Dede Oğlu Er Mehmet Ali.
10 Ekim 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu.
54-1887 Doğumlu Dedeler Köyünden Hasan
Ali Oğlu Onbaşı Mustafa. 10 Haziran 1915 Yılında
Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Meydan
Harbinde Şehit Oldu.
55-1883 Doğumlu Haydar Oğlu Er Mehmet. 4
Eylül 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale
Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu.
56-1891 Doğumlu Hasan Oğlu Er Mehmet Ali.
15 Ağustos 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Kanlısırtta Şehit Oldu.
57-1885 Doğumlu Zeyne Köyünden Hasan
Oğlu Süleyman. 13 Ekim 1915 Yılında Birinci
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Sığındere'de
Şehit Oldu.
58-1886 Doğumlu Çavuşlar Köyünden Hasan
Oğlu Er İbrahim. 3 Ağustos 1915 Yılında: Birinci
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu
Muharebesinde Şehit Oldu.
59-1881 Doğumlu Abdurrahman Oğlu Er
Yusuf. 18 Mart 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Arıburnu Muharebesinde
Şehit Oldu.
60-1876 Doğumlu Ali Oğlu Çakal Lakaplı Er
Süleyman. 13 Mart 1915 Yılında Birinci Dünya
Savaşı Çanakkale Cephesi Arıburnu
Muharebesinde Şehit Oldu.
61-1879 Doğumlu Şeyhömer Köyünden
Abdullah Oğlu Er Ali. 17 Eylül 1915 Yılında Birinci
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Mekteb-i
Harbiye Hastahanesinde Şehit Oldu.
62-1888 Doğumlu Dayıcık Köyünden
Abdulkerim Oğlu Er Mehmet. 19 Mart 1915
Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi
Kanlısırt Mevkiinde Şehit Oldu.
63-1881 Doğumlu Hüseyin Oğlu Er Hasan. 20
Eylül 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı Çanakkale
Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu.
64-1893 Doğumlu Kuskan Köyünden Halil Oğlu
Er Ali. 1 Eylül 1915 Yılında Birinci Dünya Savaşı
Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu.
65-1890 Doğumlu Bozağaç Köyünden Ali Oğlu
Er Hasan. 6 Haziran 1915 Yılında Savaşı
Çanakkale Cephesi Kanlısırt'ta Şehit Oldu.
66-1892 Doğumlu Büyükeceli Köyünden Ali
Oğlu Er Hasan. 18 Haziran 1915 Yılında Birinci
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi 16.Firka Seyyar
Hastahanesinde Şehit Oldu.
Ankara’da beş ayda üç saldırıyı yaşadık. Birincisi
işçilere, çalışanlara, üretenlere yönelik canlı
bomba şeklinde gerçekleşmişti! İkincisi ise
Ankara’nın merkezinde çalışan, servis
araçlarıyla mesai bitiminden sonra evlerine
gitmeye çalışan insanlardan oluşuyordu! Üçüncüsü 13 Mart
2016 tarihinde YGS “yükseköğrenime geçiş” sınavlarının
olduğu gün gerçekleşmiştir. Günlerden Pazar’dı!
Hedef gözetmeksizin halka ölüm kusan faşist zihniyet bu
sefer araçlı, bombalı intihar eylemcileri olarak karşımıza
çıkmaktadır. İkincisinde olduğu gibi! Bana bu eylemlerin
devrimci Ajitasyona dönük olduğunu kimse söyleyemez! Bu
eylemler halka dönük faşist, kargaşa amaçlı, tam anlamıyla
terör eylemleridir. Bu ülkemize yapılan haince bir tuzaktır.
Haberlerde ölenlerin kimlikleri açıklandıkça devrimci,
demokrat, aydın, öğrencilerin hayat hikayelerini ibretle
izliyoruz. Her biri içler acısı filmlik konulara sahip. Bu
insanların yakınları bu ölümleri adlandıramıyorlar! Bu
ölümleri neden ve niçin yaşıyoruz diyorlar.
Ankara’nın değil Türkiye’nin merkezinde ölümlerin
anlamsızca yaşamasını kimse adlandıramıyor. Bu insanların
canları devlete emanet olmasına rağmen, devlet bu
emanete ihanet çizgisindedir. AKP hükümeti bu olanları
sanki muhalefet partisi edasında izlemektedir. Hiçbir
sorumluluk duymadıklarını ibretle tüm ülke olarak
izlemekteyiz. Muhalefet partileri de kitleselleşen ölümleri
halka anlatmakta yeterli olamıyorlar. Demokratik kitlesel
tepkileri örgütleyemiyorlar!
Suruç’tan bu yana ülke araçlı ya da araçsız da olsa canlı
bombalar sürecine girdi. Doğu ve Güney doğu nerede ise bir
iç savaş görüntüsündedir. Göçlerin bir milyona yaklaştığı
söylenmektedir. Yıkılan, yakılan evler! Bombalanan İller,
ilçeler, mahalleler sanki Suriye’deyiz dedirtiyor insanlara!
Üç milyona yakın Suriye’li sokakları tüm İllerde
d o l d u r m a k t a d ı r. B u i n s a n l a r d a a y r ı b i r d r a m ı
oluşturmaktadır. Yerleri, yurtları yok. Eğitim alamıyorlar,
soğukta dilenmek durumunda kalıyorlar. AKP bu dramı da
muhalefet edasıyla yorumluyor. Bu dramlar sanki kendi
iktidarları döneminde oluşmamış!
Ülkenin sakinleşmesi adına, dökülen masum insanların
kanlarının durması adına, sorumluluk duyarak istifa etmeleri
gerekmez mi sizce? İktidar uğruna, hırs dolu tutumları ile
ölen masum insanların yaktıkları ateşi de görmüyorlar. Yalnız
anlamadıkları bir şey var. Bu ateş gün gelir bu ölümleri
aymazlıkla seyredenleri de sarar!
Ülkemin onurlu, çilekeş halkının başı sağ olsun. Ölenler,
masumlukları içinde huzur içinde yatsınlar. Onlar aydınlıklara
uçtular. Yüreklerimizde yer ettiler. Yaralılara acil şifalar
dilerim. Bu acıları yaşayan aile yakınlarına sabırlar dilerim.
Ülkemizin başı sağ olsun!
siyasi gazete”
“Haftalık tarafsız
HAFTALIK TARAFSIZ SİYASÎ GAZETE
Kuruluş Tarihi: 01/06/2000 Yıl:16 Sayı: 825 21 MART 2016
Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın
İmtiyaz Sahibi
Ramazan SARITAŞ
Yazı İşleri Müdürü
Yalçın TAŞLIALAN
(0555 837 45 25)
Editör
Güldane SARITAŞ
Resmi İlan cm’si: 10.40 TL + KDV
Zayii : 20.00 TL + KDV
Teşekkür - Taziye İlanı: 60.00 TL + KDV
Kongre İlanı cm’si: 10.40 TL + KDV
Dizgi, Montaj, Ofset Hazırlık: Sarıtaş Ofset Matbaa
Baskı
Sarıtaş Ofset Matbaa
TELEFONLARIMIZ
(0324) 751 75 93 GSM: 0532 375 60 88
İdari Yönetim Adresi: Hacıpınar Mah. Atatürk Cad. No:5/A GÜLNAR
Fiyatı: 25 Krş
GÜL-AY Basın-Meslek İlkelerine Uyar. Yazı ve ilanlar imza sahiplerine aittir.
Köşe yazılarına ücret ödenmez. Makalelerinden kendileri sorumludur.
21 MART 2016
Resmi İlanlar www.bik.gov.tr.’de
HABERLER
HABERLER
Gül-Ay Sayfa 5
21 MART 2016
HABERLER
HABERLER
Gül-Ay - Sayfa 6
Çukurova Oda ve Borsaları Ortak Sorunlarını Değerlendirdi
Çukurova Bölgesinde yer alan il ve ilçe oda
ve borsaları, Mersin Ticaret ve Sanayi
Odası(MTSO) ev sahipliğinde bir araya
geldi.
Toplantıda Çukurova Havalimanından, D-400
Karayolu'nun genişletilmesine, tarımdan turizme,
Mersin'den Gaziantep'e hızlı tren hattı
oluşturulmasından yürütülecek lobi faaliyetlerine,
makro yatırımların ortak planlanmasından fuarcılığa
kadar birçok konu gündeme geldi.
Mersin'de düzenlenen toplantıyı, TOBB Ticaret
Borsaları Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir
yönetti. Ortak sorunları saptamak, güç birliğine
gitmek, lobicilik yapmak açısından bu toplantıların
önem taşıdığını vurgulayan Özdemir, "Burada
çıkacak çözüm önerileri bölgemizin gelişmesi adına
çok değerli" diye konuştu.
Toplantının açılış konuşmasını
yapan MTSO Yönetim Kurulu
Başkanı Şerafettin Aşut ise ortak
toplantıların önce bölgeye,
ardından da güç birliğine giderek
ülkeye katkı vermek amacıyla
gerçekleştirildiğini kaydetti. Aşut,
"Dünya ekonomilerinde artık
ülkeler değil, bölgeler yarışıyor.
Bölgelerin gücü ise o bölgede
bulunan il ve ilçelerin etkin iş
birliğinden ve ortak iş yapabilme
becerisinden, eksiklerini tamamlama becerisinden kaynaklanıyor.
Bu noktada rekabetin iki önemli
ayağı olan verimlilik ve maliyet
adına birçok alt yapı hizmetini,
birlikte etkin şekilde
kullanabilmek öne çıkıyor. Yani,
senin-benim kayıkçı kavgası
yerine; 'bizim' diyebildiğimizde,
gerçek güç ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandı.
Ortak kazanım ve ortak bölüşmenin başarıldığı
gün Çukurova Bölgesi'nin ekonomik anlamda
ülkenin yeni Marmara'sı, yeni endüstri bölgesi
olabileceğini vurgulayan Aşut, Mersin ve Adana'nın
ekonomik anlamda birer İstanbul olmayı çoktan hak
ettiğini dile getirdi. Güçlü bir Adana'nın, güçlü bir
Mersin'in güçlü Ceyhan, güçlü Tarsus ve Silifke
anlamına geleceğine dikkat çeken Aşut, bu
işbirliğinin en önemli ve Türkiye'ye örnek olacak
projelerinden bir tanesinin de Ticari İstihbarat
Merkezi Projesi olduğunu ifade etti. Ardından
Mersin'deki çalışmalar hakkında bilgi veren Aşut,
önümüzdeki dönemde dördüncü İnsan Kaynakları
Zirvesi'nin düzenleneceğini belirterek tüm
katılımcıları zirveye davet etti.
MTSO'nun Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları
Birliği (ASCAME) üyesi olduğunu hatırlatarak, iki
yılda bir düzenlenen turizm formu Meditour 2016'ya
bu yıl MTSO'nun ev sahipliği yapacağını dile getiren
Şerafettin Aşut, "Meditour2016 Akdeniz'de kıyısı
bulunan 23 ülke ve 500'e yakın Ticaret ve Sanayi
Odasının üye olduğu dev oluşum olan Akdeniz
Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği 'ASCAME'nin
odamızla birlikte düzenlediği dünyanın sayılı turizm
forumlarından birisidir. Bu ülkelerden turizm
bakanları gelecek, kamu ve özel turizm temsilcileri,
dernekler, seyahat ve tur acenteleri, tur operatörleri
gelecek. Bu 23 ülkenin basını, ulusal ve uluslararası
basın mensupları gelecek. Turizm firmaları ve birçok
uzman ve akademisyen gelecek. Akdeniz
havzasının turizmi konuşulacak, vizyonlar
konulacak. Bu forumda; Mersin ve Adana birlikte
hareket ederse, olağanüstü bir tanıtım yapma fırsatı
yaratacaktır" dedi.
Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe ise
toplantıda gücün bir araya gelerek oluştuğuna
dikkat çekti. Çukurova Bölgesi'nin, Türkiye'nin en
önemli ilk 3 bölgesi arasında yer aldığını kaydeden
Menevşe, turizm konusunda her türlü desteği
vermeye hazır olduklarını anlattı. Bölgenin bir
dönem inanç turizminde önemli adımlar attığını
kaydeden Menevşe, bölgenin tekrar bu alana
yönelmesi gerektiğine inandığını söyledi. Menevşe,
bölgedeki yatak kapasitesinin arttığını, yeni
yatırımlar yapıldığına dikkat çekerek, bu otellerin
tam kapasite çalışması için yatırımların önem
taşıdığını ve bu konuda odalara önemli görevler
düştüğünü söyledi.
Ardından ulaşıma değinen Menevşe, hızlı tren
uygulaması önerisi getirdi. Mersin'den Gaziantep'e
hızlı tren yapılması için lobi çalışması yürütülmesi
gerektiğini vurgulayan Menevşe, böyle bir yatırımın
bölgeye dinamizm getireceğine inandığını söyledi.
Bunun için Adana ve Mersin'in büyük şansı
bulunduğunu vurgulayan Menevşe, "Çünkü
şehirlerimizde bir tane güçlü başbakan yardımcısı
bir tane de bakanımız var. Bu şansımızı iyi
değerlendirmeliyiz" ifadelerini kullandı.
Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç da
sorunların sık sık dile getirildiğini ancak sonuç
alınması için güçlü lobi faaliyetine ve bıkmadan
usanmadan işin takip edilmesine ihtiyaç olduğunu
anlattı. "Oda ve borsalarımız el birliğiyle
taleplerimizi ortak mutabakatta talep edersek
bölgemiz için her işin üstesinden geliriz" diyen
Kıvanç, ardından teşviklere değindi. Bölgeye yatırım
yapılması gerektiğini kaydeden Kıvanç, mevcut
teşviklerle yatırımların 20 yılda amorti edilebildiğini
söyledi. Bunun için ilçe bazlı ve sektörel teşvikleri
beklediklerini dile getiren Kıvanç, 2023 hedeflerine
ulaşılması için bu konunun üzerine gidilmesi
gerektiğini ifade etti. Yatırım alanı bulmakta
zorlandıklarına da işaret eden Kıvanç, bunun için
zeytin yasasının yeniden gözden geçirilmesi
gerektiğine, bu nedenle 26 bin dönüm arazinin
sanayiye açılamadığına değindi.
Tarsus Ticaret Borsası Başkanı Murat Kaya,
konuşmalar sırasında sorunların belirlendiğini
ancak hedefe varma noktasında çeşitli sıkıntılar
yaşandığını anlattı. En önemli iki yada üç sorunun
belirlenip bunların çözümüne öncelik verilmesi
gerektiğini kaydeden Kaya, önceliğin D-400
karayolunun genişletilmesi, hızlı tren çalışması ve
Çukurova Havaalanı'na verilmesi gerektiğini
düşündüğünü söyledi.
Kaya, bölgenin tarım bölgesi olduğunu ve
bölgedeki karışıklıkların ticareti de etkilediğini
anlattı. Gıdanın stratejik öneminin farkına varılıp, bu
alanda gerekli önlemlerin alınması gerektiğini
belirten Kaya, "Bölgemizde her türlü tarımsal ürün
yetişiyor ancak bunu sanayiye çevirmekte güçlük
çekiyoruz. Ürünlerimizi hızla sanayiye aktaracak
yapılanmayı gerçekleştirmeliyiz. Bunun için de
ortak hareket etmeliyiz" dedi.
Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ruhi
Koçak, yapılacak her yatırımın tüm bölge adına
önem taşıdığına dikkat çekilerek, "Adana ya da
Mersin'e çakılacak tek bir çivi tüm bölge için önemli"
dedi. İsteklerin doğru ifade edilmesi ve yüksek
sesle dile getirilerek siyasilerin elinin
güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Koçak,
"Zamanında Çukurova Havalimanı'nı istiyoruz ama
Adana Havalimanı'ndan da vazgeçmiyoruz diye
yüksek sesle söyleyebilseydik bugün belki de
Çukurova Havalimanı yatırımı tamamlanmıştı"
değerlendirmesini yaptı.
Bölge ikliminin uygun olması nedeniyle
Organize Süs Bitkisi kurma projeleri bulunduğunu
anlatan Koçak, bu noktada Adana ve Mersin'in de
güzel çalışmalar yaptığını ancak bir
koordinasyonsuzluk bulunduğunu söyledi. Artık
yüksek katma değerli ürünlere yönelmek
gerektiğini kaydeden Koçak, bunun için de birlikte
hareket etmenin önemine dikkat çekti.
Bölgedeki fuar çalışmalarına da değinen Koçak,
mevcut fuar alanlarının
büyütülmesine çalışmak yerine
Çukurova Havalimanı
arazisinde büyük bir kongre ve
fuar merkezi oluşturulması
talebinde bulunma çağrısı
yaptı.
Adana Sanayi Odası Meclis
Başkanı Hüseyin Çomu,
bölgede yatırım arazisi
bulunması noktasında yaşanan
s ı k ı n t ı l a ra d e ğ i n d i . 2 0 2 3
hedeflerine ulaşmak için daha
çok yatırıma ihtiyaç olduğunu
ancak yatırım yapılacak arazi
bulunması noktasında sonuç
alınamadığını kaydeden Çomu,
makro planlamalarda Adana ve
Mersin'in ortak hareket etmesi
gerektiğini ifade etti. Çomu, D400 Karayolu'nun genişletilmesi
çalışması üzerinde ise bir kez daha çalışılması
gerektiğine inandığını söyledi.
Kozan Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Yağan,
tarıma değindi. Tarım alanlarının toplulaştırılması
gerektiğini ifade eden Yağan, ayrıca çiftçilerin
hazine arazilerini alması konusunun
kolaylaştırılması için destek beklediklerini anlattı.
Koordinasyon eksikliği ve bölgeden orman
kadastrosu geçmemesi nedeniyle hazine
arazilerini çiftçilerin satın alamadığını dile getiren
Yağan, bu konunun çözümü için destek
beklediklerini söyledi.
Anamur'un ekonomisinin tarıma dayalı
olduğunu ifade eden Anamur Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Feridun Torunoğlu ise özellikle çilek
üretiminin arttığı bir dönemde dış ticarette
yaşanan sıkıntıların artması nedeniyle pazar
bulmakta zorlandıklarını söyledi. Turizmde de
istenilen sonuçları alamadıklarını ifade eden
Torunoğlu, şunları söyledi:
“Anamur'a daha çok dikkat çekilmesini istiyoruz.
Kıbrıs'a en yakın nokta Anamur. Liman yapılacak
proje çizildi ama Kalkınma Bakanlığı'nda bekliyor.
Anamur gümrük kapısı açılması için destek
bekliyoruz.”
Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Orhan
Sarı, bölge turizminin canlanması için D-400
Karayolu'nun Erdemli'ye doğru da iyileştirilmesi
gerektiğini, otoban çalışmasına önem verilmesi
gerektiğini söyledi. "Taşucu, Çeşmeli otobanının
yapılmasını takip etmeliyiz" diyen Sarı, geçmiş
yıllarda Osmaniye, Gaziantep, Konya'dan yaz
aylarında gelen iç turizmde yol sorunu nedeniyle
azalmalar yaşanmaya başladığını söyledi.
Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nurettin
Kaynar da otoban sorununun önemine dikkat
çekerek, Silifke ve sonrasında yer alan ilçelerin
tanıtımına ağırlık verilmesini beklediklerini dile
getirdi.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
21 MART 2016
HABERLER
HABERLER
Gül-Ay - Sayfa 7
Atatürk'ün Mersin'e Gelişinin Çam kese böceği ile biyolojik
mücadele devam ediyor
92'nci yıl dönümü kutlandı
Mersin'de Atatürk'ün kente gelişinin
92'nci yıl dönümü düzenlenen törenlerle
buruk kutlandı. Her yıl kutlamalarda yer
alan folklor ve halkoyunları gösterileri,
Ankara'da yaşanan terör saldırısı nedeniyle iptal
edildi. Mersin Garı'ndaki törene Vali Özdemir
Çakacak, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı
Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ile Büyükşehir
Belediye Başkan Vekili Mehmet Özgür Sanal, Ak
Parti Milletvekili Hacı Özkan ve CHP Milletvekili
Hüseyin Çamak ile vatandaşlar katıldı. Vali
Çakacak, trenle gelen temsili heyetten Türk
b a y ra ğ ı n ı ö p e r e k t e s l i m a l d ı k t a n s o n ra
beraberindekilerle Cumhuriyet Alanı'na kadar
yürüdü. Buradaki resmi törene, Seyit Onbaşı'nın
torunları Şaban Çabuk ve Bayram Özçetin de
katıldı. Programda yer alan folklor ve oyun
gösterileri, Ankara'da yaşanan ve 35 kişinin ölümü
ile sonuçlanan bombalı saldırı nedeniyle iptal
edildi.
İstiklal Marşı ve çelenk sunumlarının ardından
konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Vekili
Mehmet Özgür Sanal, "Mersinlikler önce Fransız
sonra da Ermeni çetelere karşı bağımsızlık savaşı
vermiştir. Şehitler verdiğimiz mücadeleler
sonucunda Ermeni çetelerin baskısı Fransızların
kaçmasıyla son bulmuştur. Çukurova ve Mersin'in
Türkmen ve Yörük yurdu olduğu bir kez daha
tarihe yazılmıştır. Yakılan bağımsızlık ateşi vatan
evlatlarının ellerinde yükselmiştir. Bundan tam 93
yıl önce,Mustafa Kemal Atatürk tarafından
gerçekleştirilen ziyaretteki tarihi konuşmada,
"Arkadaşlar gidip Toros dağlarına bakınız. Eğer
orada bir tek Yörük çadırı görürseniz, o çadırda
duman tütüyorsa şunu çok iyi biliniz ki, dünyanın
hiç bir güç kuvveti bizi yenemez" demiştir. Bu,
Atatürk'ün Mersin'e ne kadar değer verdiğini
gösteren bir sözdür" dedi.
Öğrencilerin şiir okuması ve çeşitli
yarışmalarda dereceye giren öğrencilere
ödüllerinin verilmesinin ardından tören sona erdi.
Tarsus İlçesi'nde düzenlenen törende ise, Atatürk
Treni'nin vagonundan temsili olarak Atatürk
portresi ile inen 4 gaziyi protokol üyeleri çiçeklerle
karşıladı. Karşılamanın ardından katılımcılar
kortej halinde Cumhuriyet Alanına kadar yürüdü.
Öğrencilerinde hazır bulunduğu programda
protokol üyeleri çelenk sunumu yaparken, saygı
duruşunda bulunulup İstiklal Marşı okundu.
Törene katılanlar daha sonra Atatürk'ün Tarsus'a
gelişinde gezdiği şelaleye geçerek burada ikram
edilen marul, kısır ve ayranı yedi.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
Mersin Orman Bölge Müdürlüğü, çam
ağaçlarının mart ve nisan aylarında
ibrelerinin yenmesi neticesinde kurumuş
gibi görüntü vermesi konusunda bazı
duyarlı vatandaşlardan bilgi talebi gelmesi üzerine
yazılı bir açıklama yaptı. Bu kurumuş görüntünün
çam kese böceğinden kaynaklandığı belirtilen
açıklamada, “Çam kese böceği kesinlikle ağacın
ölümüne neden olmaz. Mart ve nisan aylarında
kurumuş gibi görüntü veren ağaçların mayıs ayından
itibaren tekrar yeşile bürünmeye başlar. Çam kese
böceği sırasıyla ‘yumurta’, ‘larva’, ‘pupa’, ‘ergin’
evrelerinden oluşan bir yıllık yaşam döngüsüne
sahiptir. Larva evresinde çam kese böceği tırtılları
çam türlerinin ibrelerini yiyerek toprağa tırtıl olarak
inmekte ve toprak altında 9 yıl kalabilmektedir”
denildi.
Mersin Orman Bölge Müdürlüğü olarak çam kese
böceği ile mücadelede doğayla uyumlu biyolojik
mücadele önlemlerinin kullanıldığı kaydedilen
açıklamada, “Doğaya olan olumsuz etkileri nedeniyle
kimyasal mücadele yapılmamaktadır. Çam kese
böceğinin yırtıcısı böcekçil kuşlar (guguk kuşu vb.)
için can suyu havuzları yapılmaktadır. Kuş yuvaları
yapılarak ormanlara asılmaktadır. Phyrx Caudata’nın
(kara sinek) üretimi ile çam kese böceği tırtıllarına
yumurta bırakması sağlanarak biyolojik mücadele
yapılmaktadır. Aynı şekilde Bölge Müdürlüğümüzün
yırtıcı böcek üretim laboratuvarında, her yıl ortalama
35 bin adet, sadece çam kese böceği tırtıllarını yemek
suretiyle beslenen Calosoma Sychopanta üretilerek
çam kese böceğinin yoğun olduğu sahalara salınması
suretiyle biyolojik mücadeleye devam edilmektedir”
ifadeleri kullanıldı.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
ŞİMDİ BİZ SİYASETİ BİR KENARA BIRAKIP BUNU ÇÖZMELİYİZ
CHP'li Atıcı, Ankara'da
pazar gün meydana
gelen ve 37 kişinin
hayatını kaybetmesine
neden olan terör
saldırısını lanetledi. Terör kim
tarafından yapılırsa yapılsın ve bu
şiddet kime uygulanırsa
uygulansın, yüksek sesle
lanetlediğini belirten Atıcı, teröre
yardım ve yataklık yapanları da
lanetlediğini dile getirdi.
Terörün partisi ve dini görüşü
olmadığına işaret eden Atıcı,
"Türkiye bu duruma gelirken seyirci
kalanları, oy için, kişisel çıkarlar için
veya herhangi bir beklentisini
gerçekleştirmek için göz yumanları
lanetliyorum, her kim olursa olsun. Bunun partiyle,
kişiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Söz konusu
terör olduğunda, terörün partisi olmaz, terörün
siyasal görüşü olmaz, terörün mezhebi, dini görüşü
olmaz. Terör terördür ve hepsi lanetliktir. Kim
yaparsa yapsın, kime yaparsa yapsın" diye konuştu.
Ankara'da 17 Şubat'taki terör eyleminin askere
yönelik olduğunu anımsatan Atıcı, dünkü saldırının
ise sivil halka yönelik ve Türkiye'yi kaosa
sürüklemeye çalışan bir eylem olduğunu öne sürdü.
Kan üzerinden siyaset yapmanın kendilerine
yakışmayacağını vurgulayan Atıcı, "Şimdi biz siyaset
yapmayı bir kenara bırakacağız, terör olaylarını
engellemek, önlemek için ne yapılması gerekiyorsa,
bütün siyasi partiler, parlamentoda olsun olmasın,
aklı başında herkes bir araya gelmeli, bunu
konuşmalıyız, bunun çözüm yollarını aramalıyız,
bunu çözmeliyiz, ondan sonra siyaset yapmalıyız.
Şu aşamada siyaset yapmak, bunun üzerinden,
kan üzerinden, ölümler üzerinden herhangi bir
siyasi yorum yapmak bize yakışmaz. Böyle bir şey
de yapmıyoruz, yapmayacağız. Ama elbette bu
sorun için bir araya geleceğiz, elbette bu sorun
yakıcı bir sorundur, bunu nasıl çözeceğimize
bakacağız. Herkes kendi sorumluluğunu bilecek.
Ülkeyi bu duruma getirenlerin hesabını halk
sandıkta soracak. Mesajı orada verecek. Biz
siyasiler ise bunu yargıda soracağız. Ama bunların
kim olduğu ve nasıl bu duruma geldiğini anlamak
için önce bir araya geleceğiz" açıklamasında
bulundu.
“Terör gerçekten kalbimizi vuruyor" diyen
Atıcı, terörün aynı zamanda insanları birbirlerinden
daha çok uzaklaştırdığına ve terör olaylarının
giderek arttığına da dikkat çekti. Atıcı,
terör olayının bir sokağa çıkma yasağı
kararının alındığı ve uygulanacağı
günün hemen öncesine denk
gelmesini de siyasiler olarak oturup
değerlendirmeleri gerektiğini ifade
etti.
CHP olarak yıllarca terörün
silahla çözülemeyeceğini hep
söylediklerini kaydeden Atıcı, "1984
yılından bu yana tam 32 yıldır 40 binin
üzerinde insan öldü benim ülkemde.
Şehitlerimiz binin üzerinde, geri kalan
kimisi terörist kimisi sivil halk, bu
terör yüzünden öldüler gittiler. 40
binin üzerinde insan. Aynı işi yapıp
farklı sonuç beklemek aptallara
mahsustur. 32 yıldır biz terörle, silahla
mücadele ettik, 32 yıldır 40 bin kişi öldü. Şimdi aynı
yöntemi bir daha deniyoruz. Elbette ki, terörist
etkisiz hale getirilecek ve mahkeme önüne
çıkarılacak. Bunda en ufak bir şeyimiz yok. Ancak,
bu işin asıl olarak siyasi ve ekonomik boyutlarını da
çözmek biz siyasilerin görevidir. Eğer bir ülkede
silahlar, bombalar konuşuyorsa siyasetçiler aciz
olmuştur, acz içine düşmüştür. Parti ayrımı
yapmıyorum. Silah konuşuyorsa siyasetçi acz
içindedir, siyaset kurumu çökmüş demektir. Biz bir
an önce kendimize gelmeliyiz, siyasetçiler
konuşmalı, meşru zemin Meclis olmalı. Meclis'te bir
araya gelmeliyiz ve oturup bu işleri konuşmalıyız.
Biz konuşursak silahların susacağına inanıyorum"
şeklinde konuştu.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
MANOLYA PASTANESİ
İrfan OTURMUŞ
0535 821 6493
Gülnar
Aydıncık
Mustafa OTURMUŞ
0535 889 4124
Yaş Pasta
Kuru Pasta
Baklava
Tereyağlı ve Antep
Fıstıklı Kadayıf
Dondurma
ine
rler ır
e
y
ıl
İş
ve yap
Ev ervis
s
Salonumuz Klimalıdır
Tel: 0324 751 34 40 Öğretmenevi Karşısı / GÜLNAR
”
z siyasi gazete
“Haftalık tarafsı
YIL: 16 SAYI: 825 21 MART 2016
BAYRAMOĞLU
Osman KARA
PASTANESİ
Baklava
Tereyağlı ve Antep
Fıstıklı Kadayıf
Özel
Dondurma
Günlerinizde
Yaş Pasta
Hizmetinizdeyiz
Kuru Pasta
Tel : 0324 751 7100 Gsm: 0553 235 89 35
Atatürk Caddesi Öğretmenevi Yanı - GÜLNAR
Çanakkale’de Gülnar’lı Mustafa Çavuş
Eğitim Uzmanı Ahmet Sarı Gülnar'lı
Mustafa Çavuş'un Çanakkale'de yaşadığı
olayları şöyle anlatıyor.
Hemen hemen, Anadolu'dan her
evden, bir veya birkaç kişi Çanakkale Savaşlarında
savaşa katılmıştır. Bu hafta, ben de Gülnar'ımızdan
bir Çanakkale Kahramanından söz etmek istiyorum.
Mustafa Çavuş, Çukurasma Köyünden. Mustafa
Çavuş ilk askerliğine Yemen Cephesine gitmiş. Beş
yıl bu cephede savaşmış. Bir çatışma sırasında
göğsüne bir şarapnel parçası saplanmış. Şarapnel
parçası yan taraftan geldiği için göğsünün altında
kaburgalarının üstünde kalmış. Kendi ifadesiyle,
"Doktor pense gibi bir aletle uyuşturmadan çıkardı.
Çok canım yandı. İnsaf et doktor dedim. Doktor,
"insafım olsa doktor olmazdım çavuş morfin yok ki"
dedi." Yıllar sonra yine göğüs bölgesinde kalan
küçük bir şarapnel parçasını, jiletle üstünden
yararak kendisi çıkarmış. Oğlu Haydar TEFEK
Şarapnel parçasının pırıl pırıl parladığını söylüyor.
Yemen'den dönen Gazimiz, bu sefer Filistin Kanal
Cephesine gönderiliyor. Şiddetli çarpışmalar oluyor.
Yaralanıyor. İngilizlere esir düşüyor. Üç yıl Mısır'da
esir kalıyor. Çok çileli günler geçiriyor. Esir değişimi
ile tekrar köyüne dönüyor ama bu sefer de
Çanakkale Savaşları başlıyor.
M u s t a fa Ç a v u ş Ç a n a k k a l e ' d e A r ı b u r n u
bölgesinde savaşlara katılıyor. Oradaki bir çatışma
anını şöyle anlatıyor. "Düşman çıkarma yapmak için
zorluyor ve biz oların her hareketlenmesinde taciz
ateşi açıyoruz. Bu atışları da nöbetleşe yapıyoruz.
Yanımda, Yeniyörük Köyünden ve Şeyhömer
Köyünden de iki hemşerim asker var. Biz iki saatten
fazla nöbet tuttuk ve gördüğümüz her
hareketlenmede ateş ediyoruz. Başımızda Haydar
isminde çok iyi bir Zabit (Yüzbaşı) vardı. "Mustafa
Çavuş sen az dinlen, biraz da ben devam edeyim."
dedi. (Ağlayarak anlatmaya devam etti.) Sipere
geçerken bir kurşun geldi ve tam alnının ortasından
vuruldu. Bir kurşunla bir beynin darmadağın
olduğunu orada gördüm. Üç arkadaş orada söz
verdik; eğer sağsalim köyümüze dönersek ve
oğlumuz olursa adını "Haydar" koyacağız. Yüce
Allah da nasip etti üçümüzün de oğlu oldu ve
isimlerini "Haydar" koyduk." Üç Haydar'dan birincisi
Şeyh Ömer Köyünden Haydar DEMİR, ikincisi
Yeniyörük Köyünden Haydar AZGIN ve üçüncüsü
Mustafa Çavuş'un kendi oğlu Haydar TEFEK.
Mustafa Çavuş'un dikkatimi çeken bir tespiti de
şu: "Biz Çanakkale'ye geldiğimizde her taraf
yemyeşil sandal ormanıydı. Üç yıl sonra, savaş
sonunda, yeşil yaprak kalmamıştı. "Çanakkale'de
çok sıkıntılar çektik. Kuyularda su kalmadı. Bir
a s ke r i k u y u ya s a r k ı t ı r o n u n g ö y n e ğ i n e
doldurduğu çamuru emerek susuzluğumuzu
gidermeye çalışırdık.”
Gazimiz, Çanakkale'den de sağ salim köyüne
dönüyor. Köye gelişinde kendisini zor tanıyorlar.
Ama evdeki köpeği onu görür görmez boynuna
atılıyor. Kucaklaşıyorlar. Mustafa Çavuş köyde
yaşadığı bir hatırasını da şöyle anlatıyor:
"Şaban'da (Anay Mahallesinde bir yer adı) ekinleri
derdik deste topluyoruz. İki asker geldi;
---Mustafa Çavuş kim
---Benim buyurun.
---Kumandanım seni istiyor.
---Kumandana selam söyle, bugün desteyi
bitireyim yarın erkenden gelirim.
---Yok olmaz. Seni almadan gitmeyiz. Bizi zor
kullanmaya mecbur etme.
----Kullanın bakalım…
"Üzerime gelen askerin elinden tuttuğum gibi
kolunu bükerek silahını aldım. Silahı doğrultunca
öbürü de korktu, onun silahını da aldım. Ellerini
arkalarına kelepçeledim, silahlarını omuzlarına
taktım, kumandana selam söyleyin diyerek
gönderdim. Karakola nasıl döndüler bilmem ama
ertesi gün karakola vardığımda, kumandan beni
çok iyi karşıladı bir şey sormadı. Ben de
anlatmadım.
Yunan ordusu İzmir'den ilerlemeye başlamış ve
yeniden askere çağırıyorlar. Bize tekrar Karaman
yolu gözüktü." (O zamanlar askerler Karaman'a
kadar yayan giderler, oradan trenle, nereye
gidecekse giderdi.)
Mustafa Çavuş'un Kurtuluş Savaşı ile ilgili anıları
da çok fazla. Oğulları Alicik TEFEK ve Haydar
TEFEK'in bölük pörçük anlattıkları kadarıyla,
unutamadıkları bir hatıra var ki, her zaman
ağlayarak anlatırmış; "Afyon'da Yunan ordusunun
bir kolu bir dağ eteğine yerleşmiş. Başımızda İsmet
İnönü. Emir verdi.
---Şu vadiden dolaşarak düşmanı arkadan
vuracağız.
---Kumandanım kayalıklarda nişancılar varsa
pusuya düşeriz.dedim.
---Yok, tedbirimizi aldık, dedi. Birliğimiz vadiye
girer girmez kayalıklardan öyle bir yaylım ateşi
başladı ki, düşmanın bir kurşunu bile boşa gitmiyor.
Siper alınacak hiçbir şey yok. Ben vurulan üç
arkadaşımın cesedini üzerime çektim. Kan ırmak gibi
akıyor. Her yanımız kanla doldu. Biz hiçbir şey
yapamadık. Yunan askerleri yaralı askerleri kurşunla
öldürmüyorlar, gözlerini süngülüyorlar. Ben ölü
numarası yaptım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor.
Düşmanlar çekilince kalktım. Benim gibi yedi asker
daha kendisini gizleyebilmiş. O gün altı yüz askerden
sekiz kişi kaldık. İsmet İnönü hıçkıra hıçkıra
ağlıyordu.”
Mustafa Çavuş, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün
Başkumandanlığını yaptığı Büyük Taarruza katılmış.
Atatürk'ün Yunan Bayrağının çiğnenmesine engel
olduğunun bizzat tanığı olmuş. Zaferden sonra
tekrar köyüne dönmüş. Vefat edince, bu gün yarı
yarıya yerleşim alanı durumuna gelmiş Anay
Mezarlığına defnedilmiş. Bu mezarlığın bakımının
yapılıp korunması çok iyi olur. Vücudunda yara
almadık yeri yok gibiydi. Dirseğinde ve omzunda
çıkarılamayan iki kurşun vardı. Soğuk günlerde çok
sızladığını söylerdi. Bu gün çocukları bile mezarını
tam tespit edemiyorlar.
Nur içinde yat Mustafa Çavuş. Seni yeterince
tanıyıp tanıtamadığımız için bizleri affet.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN
Büyükşehir'den ilçelere itfaiye araç takviyesi
Mersin Büyükşehir Belediyesi, merkez ve
ilçelerde kullanılmak üzere 11 aracı ilk
müdahale aracı olarak kullanılmak üzere
modifiye ederek filosunu güçlendirdi.
Beş tanesi 4x4 olmak üzere toplam 11 aracı ilk
müdahalede kullanılmak üzere modifiye eden Mersin
Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, su ve
köpük tankı takviyesi ile delici, kesici ve ayırıcı makine
montajlarını gerçekleştirdi. Yapılan araç modifiye
çalışmaları ile yangın ve kazalara daha kısa sürede
müdahale etmeyi amaçlayan Mersin Büyükşehir
Belediyesi, yeni araçların dağıtımını ilçelerin ihtiyaçlarına
göre belirleyecek.
Mersin Büyükşehir B elediyesi'nin itfaiye
personellerine çalışmalarında daha hızlı, daha etkin
müdahale ve yüksek seviyede fayda sağlamak amacıyla
verdiği eğitimler de devam ediyor. İtfaiye personellerinin
donanımlarının artırılması için verilen eğitimler,
uygulamalı olarak yapılıyor. Mersin Büyükşehir
Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı'nda görev yapan
itfaiye personellerinin eğitimleri Anamur, Gülnar, Mut,
Bozyazı'nın ardından Tarsus Grup Amirliği'nde de
gerçekleştirildi.
Erdemli ve Silifke İtfaiye Grup Amirliklerinde
devam edecek olan eğitimler neticesinde, personeller
vatandaşlara daha hızlı ve kaliteli hizmet sunacak.
Haber / Yalçın TAŞLIALAN

Benzer belgeler