PDF - Journal of Neurological Sciences

Transkript

PDF - Journal of Neurological Sciences
J.Neurol.Sci.[Turk]
Journal of Neurological Sciences [Turkish] 29:(1)# 30; 032-041, 2012
http://www.jns.dergisi.org/text.php3?id=495
Araştırma Yazısı
Kırk Yaşın Üstündeki İdyopatik Jeneralize Epilepsi Olgularında Klinik Özellikler ve
Prognoz
Zeynep AYDIN ÖZEMİR, Betül BAYKAN, Candan GÜRSES, Ayşen GÖKYİĞİT
İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı ve Epilepsi Merkezi
(Epimer), İstanbul, Türkiye
Özet
Giriş: İdyopatik jeneralize epilepsiler (İJE) genellikle hayatın ilk 20 yılında görülürler. Bu
hastaların ileri yaşlarda durumuna ilişkin bilgi çok azdır.
Metod: Epilepsi merkezimize başvurmuş tüm olgular taranmış ve son başvuru tarihine göre
40 yaşında ve üzerindeki, ILAE 1989 kriterlerine göre İJE tanısı almış olgular araştırılmıştır.
Çalışmaya 33 hasta alınmıştır. Hastaların klinik ve laboratuar özellikleri, sendrom dağılımları
ve prognoz özellikleri retrospektif olarak değerlendirilmiştir.
Bulgular: Olguların 19'u (%58) kadındı ve ortalama yaş 50,24±10,29 idi. Onaltı olguda
Jüvenil Miyoklonik Epilepsi (JME), 7 olguda Jüvenil absans epilepsisi (JAE), 4 olguda
Çocukluk Çağı Absans Epilepsisi (ÇAE), 2 olguda jeneralize konvülzif nöbetleri olan İJE, 3
olguda absans status epileptikus (ASE) ile seyreden atipik İJE, 1 olguda geç başlangıçlı İJE
vardı. Ondokuz hastanın son tedavisi monoterapi, 13 hastanın tedavisi politerapi şeklindeydi,
1 hasta ilaç kullanmıyordu. Prognoz açısından %54.5 (n:18) hasta iyi , %45.5 (n: 15) hasta
kötü prognozlu olarak değerlendirildi. Ailede epilepsi öyküsü olmaması ve erkek cinsiyet ile
iyi prognoz arasında istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte ilişki olduğu görüldü.
Miyokloni ve jeneralize konvülzif (JK) nöbeti birlikte olanlar veya sadece JK nöbeti olanlarda
prognozun görece daha iyi olduğu saptanırken absans nöbet varlığının ve sık ASE ile
seyreden İJE'lerin ileri yaşta kötü prognozla ilişkili olduğu gözlendi.
Sonuç: Kırk yaş üzerindeki İJE'li hasta grubu bilinenin aksine, epilepsi merkezimizde yarıya
yakın oranda kötü prognoz ile ilişkili ve düzenli takip edilmesi gereken hasta grubunu
oluşturmaktadır. Geç başlangıçlı olmaktan çok nöbetleri devam eden bilinen sendromlu
olgulardan oluşan bu grupta ASE ile seyreden atipik olguların varlığı da dikkat çekicidir.
Anahtar Kelimeler: İdyopatik jeneralize epilepsi, 40 yaş üstü, prognoz
Prognosis and Clinical Features of Idiopathic Generalised Epilepsy Patients Older Than
40 Years
Abstract
Introduction: Idiopathic generalised epilepsies (IGE) are usually seen in the first two
decades of life. There is a paucity of data of these patients when they get older.
Methods: Patients admitted to our epilepsy center were screened for being older than 40
years at the time of last admission and being diagnosed with IGE according to ILAE-1989
criteria. The clinical features, syndromes and prognosis of 33 patients meeting the inclusion
criteria were evaluated retrospectively.
Results: Nineteen (58%) were female and mean age was 50,24±10,29. 16 cases had juvenile
myoclonic epilepsy, 7 juvenile absence epilepsy, 4 childhood absence epilepsy, 2 IGE with
32
J.Neurol.Sci.[Turk]
generalised convulsive seizures (GCS), 3 atypical IGE with absence status epilepticus (ASE),
1 late onset IGE. 19 patients were using monotherapy whereas 13 were using polytherapy,
and there is only one case without medication. The prognosis was evaluated as good in 54.5%
(n:18) and as poor in 45.5 % (n: 15). Absence of family history of epilepsy, male gender were
related with good prognosis without statistical significance. Prognosis was observed as better
in the co-existence of myoclonia and GCS and in the group with GCS only, whereas the
existence of absence seizures and frequent ASE were associated with poor prognosis.
Conclusions: Almost half of the IGE patients older than 40 years had poor prognosis and
should be followed up closely. It is remarkable that this group consists of well-known IGE
syndromes diagnosed earlier rather than being late onset and also includes atypical patients
experiencing frequent ASE.
Keywords: Idiopathic generalised epilepsy, older than 40 yrs, prognosis
bir yaştan sonra prognozlarının nasıl
seyrettiğinin aydınlatılması hedeflenmiştir.
GİRİŞ
İdyopatik jeneralize epilepsiler (İJE)
absans, miyokloni ve tonik-klonik nöbet
gibi jeneralize nöbet tiplerinden bir veya
daha fazlasının kombinasyonu ve EEG'de
3 Hz ve üstü jeneralize diken-dalga
paroksizmleri ile karakterize yaşa bağlı
başlangıç gösteren, normal nörolojik
durum ve görüntüleme bulguları olan bir
sendromlar grubudur(12). Tüm epilepsi
olgularının
yaklaşık
üçte
birini
(8)
oluştururlar . Genellikle hayatın ilk iki
dekadında ortaya çıkan bu tabloda olgular
sıklıkla erken yaşlarda doktora başvururlar
ve seyrin genelde çok iyi prognozlu olduğu
düşünülmektedir(8). İleri yaşlarda takipleri
devam eden IJE'li hasta sayısı genç
yaştakilere oranla oldukça çok azalmıştır(8).
GEREÇ VE YÖNTEM
1990 –2006 yılları içinde İstanbul Tıp
Fakültesi Nöroloji Kliniği Epilepsi
polikliniğine başvurmuş tüm olgular
taranmış ve İJE tanısı almış, son başvuru
tarihine göre 40 yaşında ve üzerinde olan
olgular araştırılmıştır.
Çalışmaya
alma
kriterleri
olarak;
Uluslararası Epilepsiye Karşı Lig (ILAE)
1989 kriterlerine göre İJE tanısı almış
olanlar
içerisinden
tüm
elektroensefalografileri (EEG) içinde en az
bir kez 3-6 Hz tipik jeneralize diken-dalga
paterni kaydedilmiş olması, ailesel olgular
dışında mutlaka normal bir beyin
görüntülemesi olması, kafa travmasına
bağlı bilinç kaybı öyküsü olmaması
koşulları aranmıştır. Bu kriterlere uyan 33
hasta çalışmaya alınmıştır. Klinik olarak
İJE ile uyumlu olan ancak EEG bulguları
tipik olmayan 16 hasta çalışmaya
alınmamıştır. Günün tarihine göre 40
yaşında olan ancak son başvuru tarihine
göre 35 yaşında olan ve telefon ile
ulaşılamayan 1 hasta da çalışmaya
alınmamıştır.
Hastaların
dosyaları
retrospektif olarak incelenmiştir ve yaş,
cinsiyet, ailede epilepsi öyküsü varlığı,
epilepsi başlangıç yaşı ve farklı nöbet
tiplerinin ayrı ayrı varlığı ve varsa
başlangıç yaşları, nöbet sıklıkları, son
nöbetten itibaren geçen süre, sendromik
sınıflaması, nöbeti tetikleyen faktörler,
Son zamanlarda yapılan çalışmalarda
absans epilepsilerinin ve jeneralize tonikklonik nöbetleri olanların prognozunun
sanıldığı kadar iyi olmadığı(1,23,24) ve
JME, lerin evolüsyonlarının çok daha uzun
olduğu gösterilmiştir(6,17)
İJE'li hasta grubu uzun yıllar takip edilmesi
gereken ancak genellikle erişkin yaştan
sonra takipleri kaybedilen hastalardır. Son
yıllarda erişkin dönemde başlayan İJE
tablolarına ilişkin çalışmalar dikkati
çekmeye başlamıştır(5,10,14,15,20,22). Ancak
ileri yaşlardaki hastaların polikliniklerdeki
dağılımına ve epilepsilerinin seyrine ilişkin
az sayıda çalışma bulunmaktadır(19). Bu
çalışmada İJE tanısı almış hastaların belli
33
J.Neurol.Sci.[Turk]
eşlik eden hastalık varlığı, tedavinin devam
edip etmediği, ediyorsa hangi ilaç veya
ilaçların kullanıldığı, ilaç kesiminden sonra
nüks varlığı, tek tek her nöbet tipinin
prognozu, sendrom prognoz ilişkisi, aile
öyküsünün prognoza etkisi, prognozun
cinsiyete göre dağılımı değerlendirilmiştir.
50,24±10,29 idi. Ortalama epilepsi
başlangıç yaşı: 17,09± 8,13 (min:4,
maks:40) idi.
Hastaların ortalama takip süresi; 121±
95,85 ( min: 1, maks: 288) aydı.
Klinik olarak 17 olguda absans (abs), 19
olguda miyokloni (myk) ve 32 olguda
jeneralize tonik-klonik (JTK) nöbet
mevcuttu. Bu nöbetlerin kombinasyonuna
bakıldığında; 10 (%30.3) olguda abs-jtk,
13 (%39,4) olguda myk-jtk, 6 (%18,2)
olguda abs-myk-jtk, 1 (%3) olguda sadece
abs, 3 (%9,1) olguda sadece JTK ve ek
olarak 5 (%15,2) olguda absans status
epileptikus (ASE) olduğu görüldü.
İyi prognoz göstergesi olarak; absans ve
miyokloni nöbetleri sayısında başlangıca
oranla %50 den fazla azalma ve JK
nöbetlerinin yılda 1 veya daha az olması;
kötü prognoz göstergesi olarak; nöbet
sayısında %50'den daha az azalma ve JK
nöbetlerinin yılda 1’den fazla olması kabul
edilmiştir. İlaç tedavisi altında iki yıl nöbet
olmaması
remisyon
olarak
değerlendirilmiştir. İki yıl nöbetsiz süreden
sonra ilaç tedavisi altında, ilaç kesilme
sürecinde veya ilaç kesildikten sonra nöbet
olması durumu “relaps” olarak kabul
edilmiştir.
Absans başlangıç yaşı; 18,94±16,08 (min:
4, maks: 65), miyokloni başlangıç yaşı;
19,47±9,89 (min:11, maks: 53), jeneralize
tonik klonik nöbet başlangıç yaşı; 20,68 ±
9,79(min:4, maks: 53) idi.
Sendrom dağılımlarına bakıldığında %48,5
(n=16) olgu jüvenil miyoklonik epilepsi
(JME), %21 (7) olgu jüvenil absans
epilepsisi(JAE), %12 (4) olgu çocukluk
çağı absans epilepsisi (ÇAE), 2 olgu
uyanırken gelen İJE, 3 olgu sık absans
status epileptikus(ASE) ile seyreden atipik
İJE, 1 olgu geç başlangıçlı İJE olarak
değerlendirildi (Şekil 1).
İstatistiksel değerlendirme ve deskriptif
analizler için SPSS 11.0 programı
kullanılmıştır.
Değişkenlerin
kıyaslanmasında çapraz tablolar yapılmıştır
ve ki-kare testi uygulanmıştır. P değeri
olarak <0.05 anlamlı kabul edilmiştir.
BULGULAR
Olguların 19' u ( %58) kadın, 14' ü (%42.4)
erkek idi. Hastaların ortalama yaşı:
Şekil 1: Hastaların sendrom dağılımına
bakıldığında en çok JME'li hasta olduğu
görülmüştür.
34
J.Neurol.Sci.[Turk]
klonazepam, 3' ü fenobarbital, 3' ü fenitoin,
1' i de lamotrijin kullanmaktaydı. On üç
hastanın tedavisi politerapi şeklindeydi, 1
hasta hiçbir ilaç kullanmıyordu.
Uyarıcı faktörlerden; hiperventilasyon ile
14(%42) olguda diken-dalga paterninin
arttığı veya ortaya çıktığı gözlenirken,
fotosensitivite sadece 3 (%9.1) hastada
mevcuttu. Ayrıca stres (%42,4) nöbet
gelişmesini tetikleyen faktörlerden en sık
olanıydı,
bunu
uykusuzluk(%27.3),
yorgunluk(%27.3),
üzüntü
(%9.1),
uykudan uyanmak (%6.1), uyku (%6.1),
gebelik (%6.1), erken kalkıp banyo
yapmak
(%6.1),
alkol(%3.0),
televiyon/ışık/
bilgisayar
(%3.0),
menstruasyon
(%3.0),
yemek(%3.0)
izlemekteydi.
Hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası
nöbet sıklıkları tabloda belirtilmiştir (Tablo
1,2,3). Genel olarak tedavi ile nöbet
sıklıklarında azalma ve nöbetlerde
sonlanma izlenmiştir.
İlaç azaltma ile 6 hastada((%18.2) nüks
olmuş, onaltı (%48.4) hasta tedavi ile
nöbetsiz hale gelmişti ve bu hastalardan 1
tanesi ilaç kullanmıyordu. Nöbet sonlanma
yaşı 42.75 ( min:19 maks: 55) idi.
Ortalama nöbet devam süresi 24 ( min:3,
maks:50) yıldı. On üç olgunun son 4 yıl
içerisinde nöbeti olmamıştı, bunlardan
sadece biri tedavisiz idi.
Ondört hastanın (%42.4) ailesinde epilepsi
öyküsü vardı. Eş zamanlı başka hastalık
(hipertansiyon, diabetes mellitus, başağrısı,
hiperlipidemi vs.) %63.6 hastada varken,
psikiyatrik
sorun
%33.3
hastada
(depresyon (n:5 %15.2, en sık), kişilik
bozukluğu (n:2, %6.1), obsesif kompulsif
bozukluk (n:1, %3), anksiyete (n:2, %6.1),
Klonazepam bağımlılığı (n: 1, %3),
paranoid bozukluk (n:2, %6.1)) vardı.
Prognoz
açısından
bakıldığında
kriterlerimize göre %54.5 (n:18) hasta iyi,
%45.5 (n: 15) hasta kötü prognozlu olarak
değerlendirilmiştir ve sendrom dağılımı ile
prognoz arasında ilişki izlenmedi(Şekil 2).
Aile öyküsü olmaması ( Şekil 3) ve erkek
cinsiyet (Şekil 4) ile iyi prognoz arasında
ilişki olduğu görüldü ancak bu ilişki
istatistiksel olarak anlamlı değildi.
Miyokloni JK nöbeti birlikte olanlar veya
sadece JK nöbeti olanlarda prognozun daha
iyi olduğu gözlenirken absans nöbet
varlığının ve sık ASE ile seyreden İJE'nin
kötü prognozla ilişkili olduğu dikkati
çekti(Şekil 5).
Hastaların nöbetlerin başından itibaren
kullandığı ilaçlar Na-Valproat (%63),
Fenitoin (%60), Maliasin (%45.5),
Klonazepam
(%36.4),
Karbamazepin
(%24.2) Lamotrijin(%12), Tridion(%3) idi.
Karbamazepin ile 6 hastada nöbet
sayısında artma varken, 2 hasta nöbet
kontrolünde karbamazepin tedavisinden
yarar görmüştü.
Ondokuz hastanın son tedavisi monoterapi
şeklindeydi; bunlardan 8' i valproat, 4' ü
35
J.Neurol.Sci.[Turk]
Tablo 1: Absans nöbeti olan hastaların çoğunun nöbetlerinde azalma olduğu görülmektedir.
Sık nöbeti olan 8 hastanın sadece 1'inin nöbetlerinde azalma izlenmemiştir.
Tablo 2: Miyokloni nöbetleri olan hastalarda nöbet sıklıklarındaki azalma izlenmektedir.
Tablo 3: Jeneralize tonik-klonik nöbeti olanların yaklaşık yarısı nöbetsiz hale gelmiştir.
36
J.Neurol.Sci.[Turk]
Şekil 2: Sendrom dağılımı ve prognoz arasında ilişki izlenmedi.
Şekil 3: Aile öyküsü olmaması ile iyi prognoz arasında ilişki olduğu görüldü.
37
J.Neurol.Sci.[Turk]
Şekil 4: Erkek cinsiyet ile iyi prognoz arasında ilişki olduğu görüldü
Şekil 5: Miyokloni JK nöbeti birlikte olanlar veya sadece JK nöbeti olanlarda prognozun daha iyi olduğu
gözlenirken absans nöbet varlığının ve sık ASE ile seyreden İJE'nin kötü prognozla ilişkili olduğu dikkati çekti.
38
J.Neurol.Sci.[Turk]
hastalarımızın ortalama nöbetlerinin devam
etme süresi 24 yıl iken poliklinik takip
süresinin bunun yarısından da az ( 10 yıl)
olduğu görülmüştür.
TARTIŞMA
İJE tipik olarak çocukluk çağında veya
adölesan döneminde tanınır ve iyi
prognozlu olduğu düşünüldüğü için uzun
yıllar nöropediatristleri ilgilendiren bir alan
olarak algılanmıştır. Ancak son zamanlarda
yapılan çalışmalarla İJE'in hayat boyu
sürdüğü ve tedavisiz(17) veya tedavi altında
uzun bir sessizlik döneminden sonra geç
alevlenmeler
olabileceği
(6,17,19,23)
gösterilmiştir
. Çalışmamız 40 yaş
üzerinde de IJE sendromlarının epilepsi
merkezlerinde takibinin sürdüğü anlamlı
bir grup olduğunu göstermesi açısından
önemlidir. Ayrıca erişkinlerde ve kırk yaş
üstünde çoğunlukla parsiyel epilepsiler(8)
görüldüğü için İJE açısından hastalar
yetersiz sorgulanmakta ve EEG'leri
yetersiz yapılmaktadır, dolayısıyla tedavi
seçiminde
İJE
açısından
değerlendirilmemektedir. Bu nedenle fokal
epilepsi gibi tedavi edilebilirler oysa bu
hastanın nöbetlerinde kötüleşmelere neden
olabilmektedir. Sonuçta ileri yaşta ortaya
çıkan nöbetler düşük oranda da olsa yeni
başlangıçlı veya yıllarca sessiz kalmış bir
İJE sendromu olabilir, ya da çalışma
grubumuz da izlendiği gibi genel olarak
İJE seyrini 40 yaş üzerinde de sürdürebilir.
JME'de
remisyon
oranı
düşüktür,
antiepileptik ilaçların kesilmesi sonrasında
nüks oranı ise yüksektir(11,21). Sadece
1/3'ünde remisyon görülür ve ilaç
tedavisine gerek olmaz(4). Oysa absans
nöbeti olanlarda yaklaşık 15 yılda
remisyon görülmektedir ve absans nöbeti
olanlarda remisyon oranı %57.5 olarak
bilinmektedir(24). Olgularımızda bu duruma
ters olarak miyokloni ve JK nöbeti
olanlarda absans nöbetleri olanlara göre
daha iyi prognoz gözlendi. Ancak
verilerimiz epilepsi merkezinden elde
edildiği için kötü seyirli absans epilepsili
olguların merkezde takip edilmeleri buna
neden olmuş olabilir. Ayrıca her üç nöbet
tipinin birlikte görüldüğü JME olgularında
daha
dirençli
seyir
olduğu
da
(9)
bildirilmiştir . Çocukluk çağı absans
epilepsilerinde remisyon oranını düşüren
faktörler içerisinde antiepileptik ilaç
tedavisi altındayken absans status olması
yer almaktadır(3). Absans nöbeti olan
olgularımızın 1/3'ünün ilaç tedavisi
altındayken absans statusu geçirmiş olması
absans nöbeti olanlarda kötü prognoz
saptamış olmamızın sebebi olabilir. ASE
varlığı olguların poliklinik takiplerini
sürdürmelerine de zemin hazırlayan bir
faktördür.
İJE iyi prognozlu olduğu için hastaların
nöbetleri azalınca veya JK nöbetleri
sonlanınca (hastalarımızda tedaviye en iyi
yanıt veren nöbet tipi JK'lar idi) poliklinik
takiplerini bıraktıkları kaydedilmiştir.
Olguların yarısında nöbetlerde tedavi
altında sonlanma izlenmesine rağmen bu
hastalardan sadece birinin antiepileptik ilaç
almamasının altında medikal tedavi
sonlandırmanın
hasta
tarafından
istenmediği ve nükslerin varlığının sosyal
hayatları açısından korkutucu olduğu
anlaşılmıştır. Hastaların uzun yıllar ilaç
kullanması ve tekrar nöbet geçirme
endişeleri
nedeniyle
ilaç
kesimini
istemedikleri, nöbetleri olmasa dahi
kontrole gitmeden uzun yıllar antiepileptik
tedaviye
devam
ettiklerini
düşündürmektedir.
Keza
tüm
Genetik faktörler idyopatik epilepsi
sendromlarında önemli rol oynarlar(7,13,16)
ve yeni ILAE sınıflamasında idyopatik
teriminin genetik terimi ile değiştirilmesi
uygun görülmüştür(2). İyon kanalı genleri
ve bazı non-iyon kanalı genlerinin İJE'nin
patogenezinde rol aldığı ve genelde
poligenik kompleks bir kalıtım modeli
olduğu artık günümüzde bilinmektedir.
Olgularımızda saptadığımız aile öyküsü
varlığının kötü prognozla ilişkisi IJE'nin bu
genetik temelinin daha yoğun olduğu
ailesel olgularda nöbetlerin kontrolünü
zorlaştırabildiğini düşündürmektedir.
39
J.Neurol.Sci.[Turk]
Olgularımızın
yarısından
fazlasının
nöbetlerinin azalmış da olsa erişkin
yaşlarda hala devam ettiğini tespit ettik.
İJE'nin prognozu nöbetlerin sonlanması
açısından aslında sanıldığı kadar iyi
olmayabilir ancak hastaların nöbetleri
büyük oranda rahatsız edici düzeyde sık ve
ağır olmadığı ve epilepsileri ile yaşamayı
kanıksadıkları için poliklinik muayene
takiplerini bıraktıklarını gözlemledik.
KAYNAKLAR
1.
2.
Sonuç olarak; İJE'li hastaların erişkin
yaşlarda nöbetlerinin devam edebileceği ve
uzun süre sessiz dönemin sonrasında
tekrarlayabileceği akla gelmelidir. Erişkin
bir hastada epileptik bir nöbetle
karşılaşıldığında sıklıkla görülen fokal
nöbetin yanı sıra İJE açısından da
değerlendirilmeli ve sorgulanmalıdır.
3.
4.
5.
6.
7.
İletişim:
Zeynep Aydın Özemir
E-mail: [email protected]
8.
Gönderilme Tarihi: 15 Ekim 2011
Revizyon Tarihi: 11 Aralık 2011
Kabul Tarihi: 20 Ocak 2012
9.
The Online Journal of Neurological
Sciences (Turkish) 1984-2012
This e-journal is run by Ege University
Faculty of Medicine,
Dept. of Neurological Surgery, Bornova,
Izmir-35100TR
as part of the Ege Neurological Surgery
World Wide Web service.
Comments and feedback:
E-mail: [email protected]
URL: http://www.jns.dergisi.org
Journal of Neurological Sciences (Turkish)
Abbr: J. Neurol. Sci.[Turk]
ISSNe 1302-1664
10.
11.
12.
13.
14.
15.
40
Bartolomei F, Roger J, Bureau M, Genton P, Dravet
C, Viallat D, Gastaut JL. Prognostic factors for
childhood and juvenile absence epilepsies. Eur
Neurol. 1997;37(3):169-75.
Berg AT, Berkovic SF, Brodie MJ, Buchhalter J,
Cross JH, van Emde Boas W, Engel J, French J,
Glauser TA, Mathern GW, Moshé SL, Nordli D,
Plouin P, Scheffer IE.Revised terminology and
concepts for organization of seizures and epilepsies:
report of the ILAE Commission on Classification
and
Terminology,
2005-2009.
Epilepsia
2010;51(4):676-85.
Callenbach PM, Bouma PA, Geerts AT, Arts WF,
Stroink H, Peeters EA, van Donselaar CA, Peters
AC, Brouwer OF.Long-term outcome of childhood
absence epilepsy: Dutch Study of Epilepsy in
Childhood.Epilepsy Res. 2009;83(2-3):249-56.
Camfield CS, Camfield PR. Juvenile myoclonic
epilepsy 25 years after seizure onset: a populationbased study. Neurology 2009;73(13):1041-5.
Cutting S, Lauchheimer A, Barr W, Devinsky O.
Adult-onset idiopathic epilepsy: clinical and
behavioural features. Epilepsia 2001;42:1395–8.
Delgado-Escueta AV, Enrile-Bacsal F. Juvenile
myoclonic
epilepsy
of
Janz.
Neurology.
1984;34(3):285-94.
Delgado-Escueta AV, Medina MT, Serratosa JM,
Castroviejo IP, Gee MN, Weissbecker K, Westling
BW, Fong CY, Alonso ME,Cordova S, Shah P, Khan
S, Sainz J, Rubio-Donnadieu F, Sparkes RS.
Mapping and positional cloning of common
idiopathic
generalized
epilepsies:
juvenile
myoclonus epilepsy and childhood absence epilepsy.
Adv Neurol. 1999;79:351-74.
Gastaut H, Gastaut JL, Gonçalves e Silva GE,
Fernandez Sanchez GR. Relative frequency of
different types of epilepsy: a study employing the
classification of the International League Against
Epilepsy. Epilepsia 1975;16:457–61.
Gelisse P, Genton P, Thomas P, Rey M, Samuelian
JC ,Dravet C. Clinical factors of drug resistance in
juvenile myoclonic epilepsy. J Neurol Neurosurg
Psychiatry 2001;70:240–243.
Gilliam F, Steinhoff BJ, Bittermann HJ, et al. Adult
myoclonic epilepsy: a distinct syndrome of
idiopathic
generalised
epilepsy.
Neurology
2000;55:1030–3.
Janz D. Epilepsy with impulsive petit mal (juvenile
myoclonic
epilepsy).
Acta
Neurol
Scand
1985;52:449-59.
Jerome Engel Jr. ILAE classification of epilepsy
syndrome. Epilepsy Research 2006;5–10.
Lu Y, Wang X. Genes associated with idiopathic
epilepsies: a current overview. Neurol Res.
2009;31(2):135-43.
Luef G, Schauer R, Bauer G. Idiopathic generalised
epilepsy of late onset: a new epileptic syndrome?
Epilepsia 1996;37:4.
Marini C, Scheffer IE, Crossland KM, Grinton BE,
Phillips FL, McMahon JM, Turner SJ, Dean JT,
Kivity S, Mazarib A, Neufeld MY, Korczyn AD,
Harkin LA, Dibbens LM, Wallace RH, Mulley JC,
Berkovic SF. Genetic architecture of idiopathic
J.Neurol.Sci.[Turk]
16.
17.
18.
19.
generalized epilepsy: clinical genetic analysis of 55
multiplex families.Epilepsia 2004; 45(5):467-78.
Marini C, King MA, Archer JS, Newton MR and
Berkovic SF. Idiopathic generalised epilepsy of
adult onset: clinical syndromes and genetics. J.
Neurol. Neurosurgery Psychiatry 2003;74;192-96.
Martínez-Juárez IE, Alonso ME, Medina MT, Durón
RM, Bailey JN, López-Ruiz M, Ramos-Ramírez R,
León L, Pineda G, Castroviejo IP, Silva R, Mija L,
Perez-Gosiengfiao K, Machado-Salas J, DelgadoEscueta AV. Juvenile myoclonic epilepsy
subsyndromes :family studies and long-term followup. Brain 2006;129:1269–80.
Michel VH, Sebban C, Debray-Meignan S, Ourabah
Z, Rousseau-Lavallard MC, Piette F, Adam
C.Electroclinical features of idiopathic generalized
epilepsies in the elderly: a geriatric hospital-based
study.Seizure 2011; 20(4):292-8.
Nguyen Michel VH, Sebban C, Debray-Meignan S,
Ourabah Z, Rousseau-Lavallard MC,Piette F, Adam
C. Electroclinical features of idiopathic generalized
epilepsies in the elderly: A geriatric hospital-based
study. Seizure 2011;20(4):292-8.
20. Panayiotopoulos
CP,
Koutroumanidis
M,
Giannakodimos S, Agathonikou A. Idiopathic
generalised epilepsy in adults manifested by
phantom absences, generalised tonic-clonic
seizures, and frequent absence status. J Neurol
Neurosurg Psychiatry 1997;63:622–7.
21. Penry JK, Dean JC, Riela AR. Juvenile myoclonic
epilepsy: long-term response to therapy. Epilepsia
1989;30:19-23.
22. Reichsoellner J, Larch J, Unterberger I,
Dobesberger J, Kuchukhidze G, Luef G, Bauer G,
Trinka E. Idiopathic generalised epilepsy of late
onset: a separate nosological entity? J Neurol
Neurosurg Psychiatry 2010;81(11):1218-22.
23. Trinka E, Baumgartner S, Unterberger I,
Unterrainer J, Luef G, Haberlandt E, Bauer G.
Long-term prognosis for childhood and juvenile
absence epilepsy. J Neurol. 2004;251:1235–41.
24. Wirrell EC, Camfield CS, Camfield PR, Gordon KE,
Dooley JM. Long-term prognosis of typical
childhood absence epilepsy: remission or
progression to juvenile myoclonic epilepsy.
Neurology 1996;47(4):912-8.
41

Benzer belgeler

Juvenil Myoklonik Epilepsi (Janz Sendromu)

Juvenil Myoklonik Epilepsi (Janz Sendromu) 5. Janz Dieter: Epilepsy with impulsive petit mal (Juvenile Myoclonic Epilepsy) Acta Neurol Scand 72:449-459, 1985. 6. Greenberg DA, Delgado-Escueta VD: The chromosome 6p Epilepsy Locus: Exploring ...

Detaylı