türkiye`de ekonomi basınının ortaya çıkışı, gelişimi ve bugünkü

Transkript

türkiye`de ekonomi basınının ortaya çıkışı, gelişimi ve bugünkü
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi Yıl:13 Sayı:25 Bahar 2014 s.109-131
TÜRKİYE’DE EKONOMİ BASINININ ORTAYA ÇIKIŞI,
GELİŞİMİ VE BUGÜNKÜ DURUMU ÜZERİNE BİR
İNCELEME
Mehmet IŞIK1 Şakir EŞİTTİ2
ÖZET
Matbaayı Avrupa’dan yaklaşık 300 yıl sonra kullanmaya başlayan Osmanlı’da ekonomi basınının
gelişimi de Avrupa’ya göre geç tarihlerde gerçekleşmiştir. İlk ekonomi gazeteleri Avrupa’da 1700’lerin
ortalarında yayımlanmaya başlarken, Türkiye’de ilk ekonomi gazetesi kabul edilen Ceride-i Ticaret
1857’de yayımlanmaya başlamıştır. Her ne kadar Türk basın tarihinde ilk gazetelerde bile ekonomi
haberlerinden söz etmek mümkünse de, ekonomi haberciliği dalı çok dar bir zeminde, genellikle
hükümetlerin tavsiyelerini ya da isteklerini halka iletmek bağlamında ilerlemiş ve kurumsallaşma çok geç
tarihlerde 1990’ların sonlarında gerçekleşmiştir. Türk ekonomi basınının bugünkü durumu ortaya
koymayı amaçlayan bu çalışmada, yapılan analizler sonucunda, ekonomi basının kurumsallaşmasını
büyük ölçüde tamamlamış olmasına karşın okuyucu ve izleyici sayısı açısından henüz istenilen seviyeye
erişilemediği, halkın ekonomiye ilişkin haberleri ana medyadan takip etmeyi tercih ettiği, dolayısıyla da
ekonomi basınının hedef kitlesinin daha çok ekonomistler, iş adamları, küçük yatırım sahipleri ve bu
alana özel ilgi duyan kişilerden oluştuğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: ekonomi basını, ekonomi haberciliği, Türk Basını, Osmanlı Basını, İzmir Basını
A STUDY ON GENESIS, EVELUATION AND PRESENT STUATION OF
ECONOMY PRESS IN TURKEY
ABSTRACT
Appearance of financial in Turkey, where printing had arrived approximately 300 hundred years after
Europe, also lagged behind Europe. While the first newspapers on economy were published around the
middle of 1700’s in Europe, Ceride-i Ticaret (Trade Paper), accepted to be the first financial paper in
Turkey, had its start in 1857. Although it is possible to see news on economy in the earliest papers of
Turkish Press, economy news as a separate branch has lingered on a narrow ground, conveying especially
the prescriptions or demands of the governments to the public, thus institutionalizing occurred much later
in the late 1990s. In this study which aims to reveal the present situation of Turkish financial media, as
the result of the analysis it is emerged that although financial press in Turkey has mainly completed its
institutionalization, it have not yet reached the desired level in terms of the number of readers and
viewers, the public still prefer to follow the financial news from the main stream media therefore the main
target audiences of the financial press are mostly consist of economists, businessmen, and small
investment owners and people who have a special interest in finance.
Key Words: economy press, economy journalism, Turkish Press, Ottoman Press, İzmir Press
* Dr, İçişleri Bakanlığı, [email protected]
* Yrd. Doç.Dr Ardahan Üniversitesi Öğretim Görevlisi, [email protected]
Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ
1.
GİRİŞ
Kökleri Anadolu’da bulunmakla birlikte modern anlamda ekonomi basınının
Türkiye’de ortaya çıkışı çok eskilere gitmez. Bunda matbaanın Avrupa’ya göre
oldukça geç bir tarihte, 1727’de Türkiye’ye gelmesinin etkisi olduğu gibi ekonomik
gelişimin de etkisi büyüktür. Erinç’e göre (2008:7) yıllarca tek muhabire
indirgenmiş bu alan, Türkiye’deki ekonomi gerçeğinin de göstergesi olagelmiştir.
Ticaretin hemen hemen yıllık kotalarla belirlenen dış alım-dış satım uygulamalarına
bağlandığı, döviz kurlarının sabitlendiği, pek çok mal ve hizmetin fiyatının
belediyeler tarafından belirlendiği ve sanayinin gelişmediği dönemlerde ekonomi
basını da çok sınırlı bir alana hapsedilmiştir. Ekonominin gelişmesi ve dünyaya
açılmasıyla birlikte Türk ekonomi basını da gelişmiş ve günümüzde önemli bir
disiplin haline gelmiştir.
Ekonomi haberciliği, ticaret ve ekonomiye ilişkin haberlerin ele alındığı, gazetecilik
alanı; ekonomi basını ise bu haberlerin yer bulduğu yazılı, görsel, işitsel ve dijital
basın yayın organlarını kapsayan basın dalıdır. Amerika’da “business journalism”
olarak isimlendirilirken Amerika dışında “financial journalism” olarak da
adlandırılmaktadır (Sterling, 2009:225). Yüksel’e göre (1999:161-162) ekonomi
basını denildiğinde “en geniş anlamda basında ekonomi sayfalarını da kapsayacak
şekilde yaygın gazeteler içinde yer alan ekonomi sayfaları ve tüm sayfalarını
ekonomiye ayıran yayınlar” akla gelmektedir. Daha dar anlamda ise kavram “tüm
sayfalarını ekonomi konularına ayıran; örneğin, Dünya ve Finansal Forum gibi
gazeteleri ve Ekonomist, Capital, Para, İntermedya, Ekonomi gibi sayfalarını
ekonomi konularına ayıran dergileri” kapsar görünmektedir. Genel olarak ekonomi
haberciliği çatısı altında buluşan ekonomi basını kavramı, daha özelde ekonomi
gazeteciliği, dergiciliği ya da televizyonculuğu biçiminde de tanımlanabilmektedir.
Ekonomi basınını diğer basından ayıran yönü, konu edindiği olaylardır. İşgücü,
bankacılık, borsa, otomotiv, dünya piyasaları, döviz kurları, altın fiyatları kısacası
ekonomiye dair her şey ekonomi basını için haber değeri taşıyan olaylardır. Bu
haberlerin okurları da diğer okurlardan ayrı özelliklere sahiptir. Ekonomi bilgisi,
ilgisi ve aktif katılımı ekonomi okurlarının ortak özellikleridir. Sıradan bir okur bile
ekonomi sayfalarını araladığında bunların farklılığını sezer ve ayrı bir önemle
okumaya koyulur (Yüksel, 1999: 163-165). Böyle bir okuyucu kitlesine hitap eden
ekonomi muhabiri de en azından temel ekonomi bilgisine sahip, rakam okuyabilen,
mantık ilişkisi kurabilen, uzman olmasa bile para ve sermaye piyasalarından
anlayabilen, cebindeki parasının hesabını yapabilen bir kişi olmalıdır. Ayrıca iyi bir
ekonomi muhabiri, ekonomiyi yorumlama, değerlendirme, ekonomik bilgilerin
ardındaki gerçek amaç ve hedefleri ortaya çıkarıp okura manipülasyondan arınmış
doğru bilgiyi ulaştırma becerilerine sahip olmalıdır. Bunlar yanında edindiği bilgileri
yerinde kullanabildiği iyi bir gözlem ve araştırmacılıkla doğru sonuçlara ulaşabilme
yeteneği de aranılan şartlar arasında sayılabilir (Yüksel, 2001:116).
Ekonomi muhabirinde bulunması gereken bir diğer önemli özellik de etik değerlere
uygun hareket etmedir. Ekonomiye ilişkin olaylar haberleştirilirken kullanılan dil ve
verilen haberlerin doğruluğu milyonlarca kişinin bir anda büyük maddi kayıplar
yaşamasına sebep olabileceğinden, bu haberciliğe ilişkin etik kuralların titizlikle
110
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi
Bahar 2014
belirlenmesi gerekmektedir. Ekonomi Gazetecileri Derneği, bir gazetecinin sahip
olması gereken etik değerlere ilave olarak ekonomi gazetecisinin sahip olması
gereken etik ilkeleri şu şekilde belirlemiştir (Sayılgan, Toprak ve Ünsalan, 2011: 1314):
“Ekonomi gazetecisi haberi muhataplarından çek ettirir. Cevap ve
düzeltme hakkına saygı gösterir. Bu hakların kullanımı için elinden gelen
çabayı harcar. Ekonomi gazetecisi meslektaşlarının kötü muamele, yasadışı
davranış, haksız yere gözaltı, yargılanma vb. olaylarla karşı karşıya kalması
halinde onu destekler. Bu konuda kolektif bir davranış sergilenmesi için çaba
gösterir. Ekonomi gazetecisi, mesleğini karalayıcı yayın yapamaz. Ekonomi
gazetecisi yasalarla yasaklanmış olmasa dahi, elde ettiği ekonomik ve finansal
bilgiyi geniş biçimde yayınlanmadan önce veya sonra kendisinin yahut
yakınlarının çıkarları için kullanmaz. Ekonomi gazetecisi bu nedenle halkla
açık şirketlerin bilgilendirme toplantılarında titiz ve eşitlikçi olunması için
uyarıda bulunur. Ekonomi gazetecisi ve birinci derece akrabalarının hisse
senedi ve spekülatif yatırım araçlarında bir pozisyonu olduğunda, sorumluları
bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu araçlarla ilgili analiz-yorum yaptığında
pozisyon aldığını belirtmesi uygun olur. Ekonomi gazetecisi, gazeteci
olmayanların da yayın organlarında yazarlık yapmaları halinde kimliklerinin
açıklanmasını bekler ve şu kuralın uygulanmasını önerir: ‘Bir yayın
organında, sürekli veya zaman zaman, gazetecilik kapsamına giren alanlarda
faaliyet gösterenlerin asıl sıfatları, asli işleri uygun şekilde belirtilmeli,
kamuoyu onların temel konumu hakkında bilgilendirilmelidir. Bu bilgilendirme
yazarın ya da değerlendirme yapanın adının yanına konulan bir yıldızın altta
açıklaması şeklinde olabilir’.
Ekonomi gazetecisi kamu ya da özel sektör kuruluşlarından, bunların
yetkililerinden ve bunlar adına basınla ilişkileri sağlayan birim ve
kuruluşlardan herhangi bir gerekçeyle haber ve analizi etkileyecek düzeyde
hediye kabul edemez. Ekonomi gazetecisi, kamu yararı mutlak gerektirmedikçe,
yayınlanması istenmeyen haberleri yayınlayamaz. Haber kaynaklarının ve
kendisine verilen meslek sırlarının gizliliğini korumaya özen gösterir. Ekonomi
gazetecisi, gazeteci kimliğini, işlevini ve nüfuzunu kullanarak kendisi, çalıştığı
kurum ya da üçüncü şahıs veya kurumlar adına iş takibi yapamaz, buna
zorlanamaz. Ekonomi gazetecisi, kendisinden ilan ve reklam niteliğinde haber
istenmesi halinde, bunların ‘ilan’ veya ‘reklam’ olduğunun belirtileceği
garantisini almadıkça haber yapmaz. Ekonomi gazetecisi, haberinde kendisi ya
da kuruluşunun görüşünü empoze etmek de dâhil olmak üzere hiçbir
gerekçeyle gerçeği çarpıtamaz. Haber ve yorumlarda, kişi ve kurumları hedef
alan çirkin, kaba ve onur kırıcı kelime ve ifadeler kullanamaz”
Ekonomi haberciliği; para piyasalarıyla, şirketlerle ve iş adamlarıyla ilgisi
dolayısıyla sürekli mercek altında bulunan bir alandır. Yapılan haberlerin arkasında
art niyet aramak neredeyse alışkanlık hâline gelmiştir. Bu nedenle ekonomi
muhabiri, yaptığı işin hassasiyetinin bilincinde olmalıdır. Çünkü bu durum, ekonomi
muhabirinin konumunu hem daha riskli kılmakta hem de sorumluluk katsayısını
yükseltmektedir. Gazeteciliğin kamusal ve kurumsal sorumluluk gerektirdiği
unutulmamalıdır. Ekonomi basınının bu durumunu göz önüne alan Yüksel (2001:
116-212), ekonomi basınının kamusal görev ve niteliklerini; en doğru bilgileri
aktarmak, barometre olmak, karar alabilmeyi kolaylaştırmak, yol göstermek,
öngörülerde bulunmak, ekonomik değerlere sahip çıkmak, güç odaklarını tanıtmak,
(toplumsal) uzlaşmaya katkıda bulunmak, (usulsüzlük ve yolsuzluklar izlemek
111
Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ
suretiyle) sosyal dedektiflik yapmak, çalışmaları denetlemek ve etik ilkelere bağlı
kalmak şeklinde sıralamaktadır.
Günümüzde ayrı bir uzmanlık alanı haline gelen ekonomi haberciliğinin dünyadaki
gelişimini anlamak için insanoğlunun iletişim ihtiyacı duymaya başladığı ilk günlere
kadar uzanmak gerekmektedir (Ateş, 2008:1). Bu çalışmada Türkiye’de ekonomi
basınının ortaya çıkışı ve gelişimi, günümüzdeki durumu literatür taramasına dayalı
olarak, belirli kilometre taşlarıyla ortaya konulmuştur. Çalışmada, Yüksel’in yaptığı
dönemselleştirmeye uygun olarak ekonomi basınının gelişimi; "İlk Ekonomi
Haberciliği Girişimleri", 24 Ocak 1980 ekonomik kararları sonrasını ifade eden
"Ekonomi Basınının Doğuşu", 5 Nisan 1994 ekonomik kararlarını izleyen "Ekonomi
Basınının Kurumsallaşma Çabaları" başlıkları altında ele alınmış ve günümüzde
ekonomi basının durumu tiraj rakamları da göz önüne alınarak analiz edilmiştir.
2. TÜRKİYE’DE EKONOMİ BASININ GELİŞİMİ
2.1 İlk Ekonomi Haberciliği Girişimleri
Gerek Batı basınında gerekse Türk basınında gittikçe önem kazanan ekonomi
haberciliğinin (Dursun, 2013:265) tarihi, insanların mal ve bilgi alışverişine
başladıkları ilkçağlara kadar uzatılabilir. Bu alışveriş yerleşik hayata geçilmesiyle
artmış ve ekonomiye ilişkin olaylar konusunda bilgi sahibi olma gittikçe artan
şekilde önemli bir ihtiyaç haline gelmiştir. İlk insanların mağara duvarlarına
çizdikleri resimlerin birçoğunun avlanma gibi günlük ekonomik faaliyetlere ilişkin
olması, ilk çağlardan itibaren insanların kendilerini yeniden üretebilmek için
ekonomiye ilişkin bilgileri öğrenmeye ve bunu diğerlerine aktarmaya ihtiyaç
duyduğunu göstermektedir. İlkçağ uygarlıklarından kalan birçok tablet ve yazıtlarda
tarım, hayvancılık ve ticarete ilişkin çeşitli bilgiler bulunması, ekonomiye ilişkin
bilgilerin insan, toplum ve devlet hayatında çok önemli bir yer tuttuğunu ortaya
koymaktadır.
Uygarlıklar gibi ticaretin de beşiği olan Anadolu, ekonomi basının da doğum yeridir.
Ekonomiye ilişkin bilgilerin paylaşımı bundan 4.000 yıl kadar önce Babil ve
Asurlularca başlatılmış (Smith, 1954: 146 ) ve ekonomiye ilişkin ilk kayıtlar bunlar
tarafından kil tabletlere yazılarak tutulmuştur (Sayce, 2008: 12). Yine Anadolu’da
bulunan M.Ö 1800’lerden kalma Sümerlere ait Çiftlik Bültenleri de ekonomi basının
ilk örneklerinden kabul edilmektedir. Bu bültenlerde çiftçilere, o dönemin başlıca
ekonomik faaliyeti olan tahıl yetiştiriciliğini, hasadını ve sulamasını nasıl
yapacaklarına ilişkin bilgiler bulunmaktadır. Yönetim, bu bültenler aracılığıyla
çiftçileri ürün yetiştirme konusunda bilgilendirerek daha verimli hasat elde
etmelerini sağlamaya yardımcı olmuştur (Erdoğan, 2006: 45).
Ekonomi haberciliği, 1400’lü yılların sonuyla 1500’lü yılların ilk çeyreğinde (15101520’lerde) önem kazanmaya başlamıştır. Bunun başlıca sebebi coğrafi keşifler
sonrasında yaşanan ekonomik canlanmadır. Keşifler sonrasında Avrupa ile başta
Amerika kıtası olmak üzere yeni keşfedilen yerlerle yapılan ticaret, modern anlamda
ekonomi basınının da doğuşunu sağlamıştır. Sayılgan, Toprak ve Ünalan (2011: 31)
ekonomi gazeteciliğinin, Amerika’nın keşfi sonrasında hammadde ve gemilerin
112
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi
Bahar 2014
Avrupa’dan gelişiyle birlikte mal fiyatlarının bildirilmesi noktasında ortaya çıkan bir
akım olarak nitelendirebileceğini ve kökeninin ABD’ye dayandığını belirtmektedir.
Birçok araştırmacıya göre ekonomi gazeteciliği alanındaki ilk modern girişim
Almanya’da Ausburg kentinde tanınan tüccar aile Fuggerler tarafından
gerçekleştirilmiştir (Smith, 1954:146; Roush, 2006:15; Sterling, 2009:226).
Fuggerler, 1568 yılından itibaren müşterilerini Avrupa ekonomilerini etkileyen
konularda bilgilendiren bültenler yayımlamaya başlamışlardır. Tarafsızlığı tartışılan
ve1604 yılına kadar yayımlanmaya devam eden Fugger bültenlerini (Turner ve
Orange, 2013 :20), zamanla İngiltere, Almanya ve Hollanda’da benzerleri izlemiş ve
ekonomik konularda bilgi veren bültenler, 1750’li yıllardan itibaren borsa
fiyatlarının yayımlanmasıyla birlikte önem kazanmıştır.
Sanayi devrimiyle birlikte ekonomi haberleri Batı basınının en önemli gündem
maddesine dönüşmüştür (Dursun, 2013:266). Böylece modern ekonomi
gazeteciliğinin ilk örnekleri kabul edilebilecek gazeteler de sanayi devriminin
başkentlerinde yayımlanmaya başlamış; “The Public Ledger” 1760’da Londra'da,
“The New York Prices Current” 1795’te New York’ta, “Het Financielle Dagblad”
1796’da Amsterdam’da, “The Econmist” 1843’te Londra'da, “Il Sole 24 Ore”
1865'te Milano'da, “Nihon Keizai Schimbun” 1876’da Tokyo'da, “The Financal
Times” 1888'de Londra'da, “The Wall Street Journal” 1889'da New York'ta ve
“Borsen” 1896’da Kopenhag’da yayın hayatına merhaba demiştir. Bu gazetelerin
birçoğu yayın hayatına devam etmekte olup “The Financal Times” ve “The Wall
Street Journal” halen dünyanın en önemli ekonomi gazeteleri durumundadır.
Ekonomi basınında 1929 Ekonomik Krizine kadar ciddi bir değişim görülmemiştir.
Ekonomik krizle birlikte gazetelerdeki ekonomi haberleri azaltılmış ve spekülatif
nitelikli haberler yerine bilgilendirici haberlere yer verilmeye başlanmıştır. Savaş
sonrasında ABD’de yaşam standartlarının yükselmeye başlaması ile birlikte insanlar
ekonomiye; dolayısıyla da ekonomi ile ilgili enformasyona yeniden ihtiyaç duymaya
başlamıştır (Dursun, 2013:268-269). Böylece ekonomi basınında yeni bir canlanma
dönemine girilmiştir. 1960’lı yıllarda üçüncü dünyacı/ kalkınmacı ekonomi
politikalarının önem kazanması sonrasında dönemin ekonomik yaklaşımlarına
uygun şekilde ulusal ekonomi gazetesi yayımı önem kazanmıştır (Ateş, 2008: 22).
Bu gelişim 1970’lerin sonlarında neo-liberal ekonomi politikalarının dünyaya büyük
ölçüde egemen olmasıyla birlikte değişmiş ve ekonomi gazeteleri dış dünyaya
açılmaya ve yerel basınla işbirliğine yönelmiştir.
1980’lerde küreselleşmenin hızlanmasıyla birlikte, ekonomi yayıncılığında üç
önemli gelişme bir arada yaşanmıştır: Ekonomi basını, dünyanın çeşitli ekonomik
merkezlerinde muhabirler görevlendirmeye başlamış; Avrupa, Asya ve Amerika’da
önemli ekonomik merkezlerde özel baskılar yayımlanmaya başlamış (1979’da
Financial Times; 1983’de The Wall Street Journal; Frankfurt’ta, Avrupa baskılarını
çıkartmaya başlamıştır) ve yerel basın kuruluşları ile uluslararası basın kuruluşları
arasında işbirlikleri yapılmaya başlanmıştır (Ateş, 2008: 22-23).
Doğum yeri Anadolu toprakları olmasına karşın, modern anlamda ilk ekonomi
gazetelerinin Türkiye’de ortaya çıkışı oldukça geç bir tarihte, 1824 yılında,
113
Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ
Napolyon Savaşları’nın sona ermesinden sonra, ticaretin büyük gelişme gösterdiği
İzmir’de (Koloğlu, 2006:22) gerçekleşmiştir. 3 Temmuz 1824’de Fransızca olarak
yayımlanmaya başlanan “Le Smyrneen” (İzmirli) ilk ekonomi gazetemiz kabul
edilmektedir (Dursun, 2013). Fransız tüccarların Fransa’da yaşanan gelişmelerden
haberdar olmak, çevrelerini yakından gözlemek ve ticareti etkileyebilecek faktörleri
izlemek ihtiyacının bir sonucu olarak yayımlanan gazete, Fransız tacirlerden Charles
Tricon tarafından çıkarılmış (Şapolyo, 1971:100) ve aylık olarak yayımlanmıştır. Bir
süre düzensiz aralıklarla ve güçlükle çıkarılabilen “Le Smyrnéen”, kısa süre sonra el
değiştirmiş, yine kentte ticaret yapan bir Fransız olan M. Roux’nun kontrolüne
geçmiştir. Roux döneminde Mora’da başlayan Yunan isyanını destekleyen yayınlar
yapan gazete, Osmanlı Hükümetin baskısı ile yeniden el değiştirmiş ve haftalık
olarak “Le Spactetateur Oriental” adıyla çıkmaya başlamıştır. Akdeniz’de ticaret
gemilerine saldırılarından dolayı Rum korsanlara açıkça cephe alan gazete, yeni
yayın politikasıyla İzmirli tüccarların ilgi ve desteğini toplamıştır (Budak, 2012:
668).
“Le Spectateur Oriental”in devlet yanlısı yayın politikası ve Avrupa’da Osmanlı
politikalarının savunucusu haline gelmesi, İngiltere ve Rusya ile birlikte
Yunanistan’ın bağımsızlığını destekleyen ve çıkarları İzmirli Fransız tüccarlarla
çatışan Fransa’nın tepkisini çekmiştir. Ayrıca İngiltere’nin İstanbul Büyükelçisi
Stratford da gazetenin yayınının durdurulması yönünde Babıali ve İzmir Fransız
konsolosluğu nezdinde girişimlerde bulunmuştur. Bu girişim ve baskılar sonucunda
bir süre yayınına ara veren “Le Spectateur Oriental”, tekrar yayına başlamışsa da
baskıların devam etmesi sebebiyle tekrar el değiştirerek Türk basın tarihinin en
önemli isimlerinden Alexendre Blacque3 tarafından satın alınmıştır. “Le Spectateur
Oriental”, Alexendre Blacque döneminde de yayın politikasını değiştirmeyerek
Osmanlı yanlısı yayınlarına devam etmiştir. Bu yayınlar Fransız Hükümetini o denli
rahatsız etmiştir ki; Fransız Konsolu Monseeur Castenia, 31 Aralık 1827 tarihinde
Urla Limanı’nda bulunan Fransız gemilerinden aldığı bir müfreze askerle, “Le
Spectateur Oriental”in matbaasına zorla girmiş, içerideki alet, edevat ve harfleri
toplatarak, Konsolosluğu taşıtmıştır (Budak, 2012a: 161).
Blacque, gazetesinin kapatılmasının üzerinden daha bir ay bile geçmeden, Osmanlı
Hükümetinin de desteği ile “Le Courrier de Smyrne” (İzmir Postası) isimli yeni bir
gazete çıkarmaya başlamıştır. “Le Spectateur Oriental” ile benzer bir çizgide yayın
yapan gazete, çok geçmeden yine Batılı devletlerin tepkisini çekmiştir. Rusya
karşısında Osmanlı’yı savunan yayınları sebebiyle Rus ve Fransız büyükelçilerinin
Babıali’ye yaptığı baskılar sonucunda 1831 tarihinde kapatılan gazetenin yerine
Blanque, 1833 yılından itibaren “Journal de Smyrne” isimli yeni bir gazete
çıkarmıştır (Topuz, 2006:37). Bu yayıncılık faaliyetleri sırasında defalarca
Alexendre Blacque, Türk basın tarihinde önemli yeri olan bir gazetecidir. İlk Türkçe gazete Takvim-i
Vakayi, onun Serasker Hüsrev Mehmet Paşa’ya yazdığı mektupla başlayan süreç sonucunda Padişah II.
Mahmut’un emriyle 1831’de yayımlanmıştır (Erdoğan, 2007: 28). Ayrıca Takvim-i Vakayi’nin
Fransızcası “Le Moniteur Ottoman” (birebir çevirisi olmasa da benzer haberler içerir) da kendisinin
yönetiminde çıkmıştır.
3
114
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi
Bahar 2014
kovuşturmaya uğrayan Alexandre Blacque, Türk Basın Tarihi’nde hakkında
soruşturma açılan ilk gazeteci olmuştur (Girgin, 2009:33).
Profesyonel anlamda ekonomi gazeteciliği gelişmemiş olsa da, ilk gazetelerden
itibaren ekonomiye ilişkin olaylara haber değeri atfedilmiş ve gazete sayfalarında
ekonomi haberlerine yer ayrılmıştır. Osmanlı’da yayımlanan ilk gazete kabul
edilen, 1828’de Mısır’da Vali Mehmet Ali Paşa tarafından çıkarılan, Vakayi-i
Mısriye’nin ilk sayısında çıkış nedeninin “tarım endüstri ve öteki alanlardaki
gelişmelerin izlenmesi ve toplumu koruyucu önlemlerin alınması” olarak belirtilmesi
(Koloğlu, 1989:27) bu saptamayı doğrulamaktadır. Benzer şekilde İstanbul’da
yayımlanan ilk gazete olan ve resmi gazete niteliği taşıyan Takvim-i Vekayi de,
ekonomi olaylarına özel bir önem atfetmiş ve gazetede bir bölüm “ticaret ve es’ar
(fiyatlar)” ekonomi haberleri için ayrılmıştır (Öner, 2011: 151; Topuz, 2008: 109).
Ayrıca ülkeye gelen-giden gemiler, giren-çıkan ürün çeşitleri gibi konular da
gazetenin sayfalarında yer bulmuş ve bu sebeple de Takvim-i Vakayi, tüccarlar
arasında rağbet görmüştür (Yazıcı, 1999: 57).
Yazıcı (1999: 57) da Tanzimat Dönemi’nde basının, ekonomik konulara
olabildiğince ciddi bir biçimde eğildiğini ve ticari haberleşmeyi üstlendiğini
vurgulamaktadır. Dönemin en önemli gazetelerinden Ceride-i Havadis, ekonomik
faaliyetlere daha ilk sayısından itibaren geniş yer ayırmış; ziraat, ticaret ve sanayi
konularında yurt dışında yaşanan gelişmelere ve bu gelişmeler karşısında Osmanlı
Devleti’nin neler yapabileceğine ilişkin yazılar yayımlamıştır (Çelik, 2009: 469).
Türkiye’de iktisatla ilgili ilk metinler sayılabilecek yazılar, Münif Paşa tarafından
“idare-i mülkiye” başlığı altında bu gazetede neşredilmiştir (Çakır, 2003:16).
Ayrıca gazetenin iç ve dış sayfalarında geniş çaplı ticari ilanlara yer verilmiş; hatta
bu ilanlar 1852'de gazetenin üçte birini kaplayacak boyuta ulaşmıştır. Dönemin bir
diğer önemli gazetesi olan Tercüman-ı Ahval de ekonomi haberlerine önem vererek
sayfalarında piyasa ve borsa haberlerine, fiyat listelerine, çeşitli çeviriler ve
ekonomik konulara ilişkin inceleme yazılarına geniş yer ayrılmıştır (Topuz,
2003:18).
“Le Smyrneen” ve sonrasındaki ekonomi gazeteleri Fransızca olarak
yayımlandığından ilk Türkçe ekonomi gazetemiz, birinci sayısı 18 Aralık 1857
tarihinde çıkan Cerideyi Ticaret olmuştur. Karada ve denizde yapılan ticaretlerde
çıkacak problemlerin çözümü için neler yapılması gerektiği, İstanbul’da
ticarethanelerde kanun ve kaidelere ne derece uyulduğu, İstanbul’a gelip, taşraya
giden gemilerin sayıları ile taşıdığı yükler ve bu ürünlerin fiyatları hakkında bilgiler
bulunan gazetede, taşra ticaret meclislerinde görüşülen davalarda verilen kararlar
yanında Osmanlı Devleti sınırları içindeki ekili alan miktarları ve mevsimlere göre
yetiştirilebilecek ürün çeşitleri gibi konular hakkında açıklamalara yer verilmiştir.
Ayrıca ithal edilen ürünler, ilanlar başlığı altında çeşitlerine göre sıralanmış,
çeşidine göre ayrılan ürünlerin miktar ve fiyatları belirtilmiş, taşradan ve yabancı
ülkelerden gelen gemilerin çeşidi, sayısı, tonilatosu, taşıdığı yük ve kaptanları
hakkında bilgiler verilmiştir. Bunların yanında sanayi ürünlerinin fiyatları, iskeleler
arasındaki mesafeler, nakliye ücretleri gibi tüccara gerekli olan ticaretle alakalı
115
Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ
konularla ilgili haberler de gazetenin sayfalarında sık sık yer bulmuştur (Tekdemir,
2011:215).
1860’ların başından itibaren iktisadi yayınlarda hatırı sayılır bir artış yaşanmıştır. Bu
artışta, Sultan Abdülaziz’in iktidarının ilk yıllarında ortaya çıkan mali bunalımın,
bunu aşmak üzere yapılan mali ıslahatlar bağlamında bütçeler yayınlanmasının,
kağıt parayla ilgili mevzuat hazırlanmasının ve böylece bir resmî literatür oluşmuş
olmasının; Yeni Osmanlıların siyasi ve iktisadi mevzulara ilişkin yazılar kaleme
almasının, Yeni Osmanlıların Mustafa Fazıl Paşa’nın nezareti ve himayesinde
Avrupa’da yayınladıkları gazete ve mecmualarda hükümetin iktisadi ve mali
uygulamalarını eleştiren yazı ve diziler yazmasının ve Amerikan İç Savaşı’nın
çıkmasıyla beraber Türkiye’de pamuk üretimi ve diğer tarımsal faaliyetlerle ilgili
tartışmaların yaygınlaşmasının etkileri olmuştur (Haldun, 1332; aktaran Çakır,
2003:16-17 ). Bu dönemde çoğu Yeni Osmanlılarca (en önemli temsilcileri Namık
Kemal, Ziya Paşa ve Ali Suavi) çıkarılan Hürriyet, Ulûm, İttihat, İnkılap gibi
gazetelerin tamamında ekonomi haberlerine geniş yer verilmiştir. Ayrıca Münif
Paşa’nın, sadrazam Fuat Paşa’nın yardımıyla 1860 yılında [Karaçavuş’un arşiv
belgelerine dayalı çalışmasına göre (2006:204) derneğin kuruluş tarihi 24 Mayıs
1861’tir] kurduğu “Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye” derneğinin (Akgün, 1995: 53)
yayın organı Mecmua-i Fünun dergisinde (1862-1867) de ekonomi haberlerine geniş
yer ayrılmıştır (Dölen, 1980:59).
Ceride-i Ticaret’ten yaklaşık dokuz yıl sonra 3 Şubat 1866'da (Yazıcı, 1999: 56)
yayımlanmaya başlayan Takvim-i Ticaret
(Le Moniteur du Commerce),
Türkiye’nin ikinci Türkçe ekonomi gazetesi olmuştur. Ceride-i Ticaret’e göre daha
kapsamlı bir gazete (Tekdemir, 2011:217) olan Takvim-i Ticaret her hafta
Cumartesi günleri, 34x47 cm. boyutlarında dört sayfa olarak yayımlanmıştır.
Dışarıdaki iki sayfası Türkçe (Osmanlıca), içerideki iki sayfası Fransızca ağırlıklı
olan gazetenin iç sayfalarında İtalyanca, Rumca, Ermenice gibi değişik dillerde
ilanlar da yayımlanmıştır (Yazıcı, 1999: 63). 1866’da kurulan ve ancak yedi yıl
yaşayabilen Takvim-i Ticaret’ten sonra, 1884’te Dersaadet (İstanbul) Ticaret Odası
bir ekonomi gazetesi yayımlamaya başlamıştır. İlk sayısı 5 Ocak 1884’te çıkan
“Dersaadet Ticaret Odası Gazetesi”, 1912’de aylık dergiye dönüştürülmüş ve ismi
“Dersaadet Ticaret ve Sanayi Odası Gazetesi” olarak değiştirilmiştir (Ertul,
2008:17). Günümüzde İstanbul Ticaret adıyla haftalık bir gazete olarak yayın
hayatına devam etmektedir.
Günlük ekonomik gelişmelerin gazetelerde konu olması 1908’de II. Meşrutiyet’in
ilanından sonra gerçekleşmiştir. Sansürün kalkmasıyla önce bir coşku, ardından da
büyük bir çeşitlilik yaşanan basında, ekonomi önemli bir gündem maddesi haline
gelmiştir (Bıyık, 2007: 69). Bu dönemde iktisat bilinci köklü dönüşüme uğramış,
iktisadi kaygılar gerek kuramsal, gerek uygulamaya yönelik iktisat içerikli birçok
yazının yayınlanmasına neden olmuştur. Özellikle tarım-sanayi seçeneği sürekli
tartışılmış; iktisadi gelişmeye yönelik değişik çözümler dergi ve gazete sütunlarında
yer bulmuştur (Toprak, 2013: 22). Ulum-i İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası, Sanayi
Mecmuası, İktisat Mecmuası, Terakki, İbret, Basiret gibi sayıları 20’ye yaklaşan
116
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi
Bahar 2014
çeşitli yayınlarda, dönemin ekonomik ve sosyal konuları işlenmiştir (Ateş, 2008:
24).
Bunlardan 28 Aralık 1908 – 14 Mart 1911 tarihleri arasında (27 sayı) yayınlanan
Ulûm-ı İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası, içerik açısından geniş bir yelpaze
oluşturan II Meşrutiyet döneminin süreli yayınları arasında entelektüel kesime hitap
eden nitelikli mecmualardan biri olmayı başarmış (Karaman, 2004: 65-66),
liberalizmin ve pozitivizmin Türkiye’deki bayrak gemisi olmuştur (Roper, 2013:
231). Ahmet Şuayip, Rıza Tevfik ve Mehmet Cavit Beyler tarafından kurulan
dergide (Doğan, 1999: 59); ekonomik ve toplumsal sorunlar, Osmanlı Devletinin
iktisadî konulardaki çeşitli uygulamaları, yabancı ülkelerdeki uygulamalar ve
Osmanlı Devletinde yapılması gerekenler gibi konular ele alınmıştır. Dergi, Cavit
Bey’in de etkisiyle iktisadî büyüme ve kalkınmanın yolunun tarımdan geçtiğini
savunmuştur. Cavit Bey’e göre Osmanlı devleti karşılaştırmalı üstünlükler teorisi
gereğince tarım alanında uzmanlaşmalıdır (Eroğlu, 2008: 272). Bilimsel metodlarla
icra edilecek tarım ve ticaret, iktisadi kalkınmaya yol açacak ve sanayi de bu
aşamada kendiliğinden doğacaktır (Toprak, 1982:373). Büyük sanayi kurmak için
yeterli vasıtaların bulunmadığından ve bunun için nitelikli emek, sermaye ve sanayi
ürünleri ithaline ihtiyaç duyulacağından böyle bir girişim devletin fakirleşmesine
sebep olacaktır (Eroğlu, 2008: 274).
Tarım sanayi tartışmalarında Liberal nitelikteki Ulum-ı İktisadiye ve İçtimaiye
Mecmuası tarımdan yana ağırlık koyarken, diğer uçta sanayileşmeyi öneren
Müslüman-Türk girişimcilerinin yayın organı Sanayi dergisi yer almıştır. Sanayi
dergisi, kendi deyişiyle “Türk’ün sanayi sahasında atacağı millî adımları”
özendirmeye çalışmış; Sanayi Devrimi’nden yoksun kalan Osmanlı toplumunun en
kısa sürede iktisadi bağımlılıktan kurtularak bir sanayi ülkesine dönüşmesi
gerektiğini savunmuştur. Ulusal varlığın ancak sanayileşerek korunabileceğini ileri
süren dergi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için de çaba sarf etmiş, Mütareke
yıllarında işçi sorunlarına daha fazla eğilerek sosyalist yazarlara sayfalarında yer
vermiştir (Toprak, 2013: 22).
Ulum-ı İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuasının ekonomi görüşlerine muhalefet eden
bir başka yayın organı da Osmanlı Ziraat ve Ticaret gazetesidir. 1907 yılında
İzmir’de Salih Zeki Bey tarafından haftalık olarak çıkarılmaya başlanan ve çiftçilere
tarımdaki yenilikleri aktarmayı amaçlayan gazete (Deligöz, 2008: 9), kayıtsız şartsız
serbest ekonomi anlayışına karşı çıkmış bunun yerine himayeci bir ekonomi
modelini savunmuştur. Ilımlı bir koruyucu gümrük politikası izlenerek, tarıma
dayalı sanayinin kurulabileceğini ve böylece sanayileşmenin başlatılabileceğini ileri
süren gazete (Toprak, 1999: 583), 1915 yılında Dünya Savaşı sebebiyle yayımına
ara verdikten sonra, 16 Mart 1919’da yeniden yayınlanmaya başlanmış (Ünal,
2013:131) ve bir süre sonra kapanmıştır.
Dönemin bir diğer önemli ekonomi gazetesi de kurucuları arasında Ahmet Nesimi,
Yusuf Kemal (Tengirşek), Tekin Alp ve Ziya Gökalp’in de bulunduğu İktisadiyat
Cemiyeti’nin yayın organı İktisadiyat Mecmuası’dır (Özden, 2005:48). İlk sayısı 8
Şubat 1915’te çıkan ve haftalık olarak yayımlanan dergi, devletin ekonomiye
müdahalesini ve himayeci bir kalkınma modelini savunmuştur. Dergiye göre, 19.
117
Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ
yüzyıl liberalizmi artık geçerliliğini yitirmiş; List’in “milli iktisat”ı, Smith’in
“liberal iktisat”ına üstün gelmiştir. Bu şartlarda ulus-devlet oluşumunda “devlet
iktisadiyatı” kaçınılmazdır (Çetin, 2008: 24). Yayınlarında dile getirdiği bu
görüşleriyle ilhamını Alman Tarihçi Okulu’nun korumacı doktrininden alan, 19
yüzyılın sonlarından itibaren Ahmet Mithat ve Musa Akyiğitzade tarafından dile
getirilen Milli İktisat okulunun sözcülüğünü yapan İktisadiyat Mecmuası (Boratav,
2011:27), aynı zamanda İttihat ve Terakki’nin görüşlerini de yansıtmıştır. Dergi, 8
Kasım 1917 tarihinde yayın hayatına veda etmiştir (Oral, 1973:278).
Milli iktisat okulunun görüşlerini savunan bir diğer basın organı da Ahmet Hamdi
(Başar) Bey tarafından çıkarılan Ticareti Umumiye Mecmuası’dır. Savaş yıllarında
güçlenen “milli ticaret” çevrelerinin yayın organı olan dergiye göre, ulusçuluk
iktisadi bağlamda koruyuculuğu gerektirdiğinden ulusal varlık ancak ulusal nitelikte
bir iktisadi yapıyla gerçekleşebilir. Bu nedenle serbest ticaret ilkesinin bir kenara
bırakılmasını ve sanayileşmeye ağırlık veren bir “milli iktisat” politikasının
yürütülmesini savunan dergi, tarımsal ve hayvansal ürünleri girdi olarak
işleyebilecek bir sanayinin tarım ve hayvancılığı geliştireceğini ileri sürmüştür
(Toprak, 1984: 28)
Milli mücadele yıllarında da gazeteler ekonomi haberlerine yer ayırmış, özellikle
mücadelenin ekonomi yönüne vurgu yapan yazılar yayımlanmıştır. Hâkimiyet-i
Milliye, Açıkgöz, İkbal, İstikbal gibi gazeteler mücadelenin ekonomi misyonunu,
Ankara Hükümeti’nin çeşitli talimatlarını halka ileterek yerine getirmiştir. Örneğin
Tekâlifi Milliye emirleri basın üzerinden halka duyurulmuştur (Çapa, 1996: 16).
Cumhuriyet’in ilanından sonra da ekonomi olayları basında yer bulmaya devam
etmiş; özellikle ulusal kalkınmaya, millileştirmelere, açılan yeni sanayi tesislerine ve
yerli malı haftaları gibi ulusal ekonomi yaratmaya dönük etkinliklere dair haberlere
gazetelerde geniş yer ayrılmıştır. Bu dönemde Cumhuriyet Gazetesi’nde ekonomi
yazıları yazan Mazhar Kunt, halka biriken tasarruflarını yastık altı yerine ulusal
sermayenin büyümesine katkıda bulunacak şekilde değerlendirmeleriyle ilgili
önerilerde bulunan yazılar yazarken, Anadolu Ajansı’nın ilk ekonomi şeflerinden
Niyazi Sel (1908-1980) de çalışma yasalarının uygulanmasına ilişkin konuları
basının gündemine taşımıştır (Ertul, 2008: 29). 1928 yılında Zeki Cemal tarafından
kurulan “Ekonomi” ise Cumhuriyet’in ilanından sonra yayınlanan ilk ekonomi
gazetesi olmuştur.
1930’lu yıllarda en önemli ekonomi konusu 1929 ekonomi buhranı olmuştur.
Gazeteler buhrana fazlasıyla yer vermiş, dönemin önde gelen gazetelerinden Akşam,
Tan, Yeni Sabah, Bugün ve Tanin’de borsa, banka, piyasa haberleri gibi ekonomik
bilgiler yayımlanmıştır (İnuğur, 1992). Ayrıca bir grup aydın tarafından 1932-1934
yılları arasında toplam 36 sayı olarak yayımlanmış (Ertan,1994:XIV; Türkeş,
1999:9) bir aylık düşünce dergisi olan Kadro, ekonomi basınına dinamizm
kazandırmış ve ekonomiye ilişkin konuların kuramsal anlamda gazete ve dergi
sayfalarına taşınmasına öncülük etmiştir. Sosyalizm ile kapitalizm arasındaki bir
"üçüncü yol" arayışının hâkim olduğu dergide savunulan görüşler, Yön Hareketi ve
Yön Dergisi ile önemli benzerlikler gösterdiği gibi; 1960’lı yıllarda ortaya çıkan
Bağımlılık Okulu ve Dünya Sistemi Teorisi ile de benzerlikler göstermektedir
118
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi
Bahar 2014
(Örmeci, 2011; Özdemir, 1986; Türkeş, 1998; Yanardağ, 2008). Bunlara ilave
olarak Cahit Morkaya’nın Karagöz ve Tahsin Demiray’ın Köylü Gazeteleri ile Ülkü
ve Kooperatif Dergileri de ekonomi konusundaki içerikleriyle dikkat çeken yayınlar
olmuştur (Ateş, 2008: 24-25).
1940’lı yıllarda ise savaş ekonomisi yayın organlarının başlıca konusu haline
gelmiştir. Özellikle karaborsa, kıtlık ve savaşın ikinci yarısında ilan edilen Varlık
Vergisi basında ağırlıklı olarak işlenen konular olmuştur (Sayılgan, 1994: 67). 1942
yılında Süha Sukuti Tükel tarafından kurulan ve yayını halen oğlu Ahmet Tükel
tarafından devam ettirilen İzmir Ticaret, bu dönemde çıkmaya başlayan önemli
gazetelerdendir. İhale ve devlet haberleri veren bir yayın olarak faaliyete başlayan
ve ekonomi gazeteciliğinin “mektebi” olarak görülen İzmir Ticaret, pek çok ilklere
ve sıra dışı mücadelelere imza atmıştır. Halen Türkiye’de aynı aile tarafından 72
yıldır yayın hayatını kesintisiz sürdüren tek gazetedir. 1944’te Faik Güner, Hüseyin
Avni Sanda, Zeki Cemal, Baki Çelebioğlu tarafından kurulan Ekonomi de dönemin
etkin gazetelerindendir. Sonrasında el değiştiren gazete, bir akşam gazetesi
niteliğine bürünerek siyasi kimlik kazanmıştır. 1947 yılında kurulan “Yeni İstanbul”
gazetesinde önceleri yarım sayfa olan ekonomi bölümleri, bir ara birkaç sayfaya
kadar çıkmış; yine 1947’de kurulan “Türkiye Ticaret Postası” ise 1962’ye kadar
yayınlarını sürdürmüştür.
Çok Partili yaşama geçilen 1950’li yıllarda karaborsa, vurgun, görevi kötüye
kullanma ve hayat pahalılığına ilişkin haberler, basında sıklıkla yer verilen haberler
olmuş ve bu sebeple başlangıçta çok iyi olan iktidar-basın ilişkileri bozulmuştur.
Ekonomi basınının gelişimine önemli katkılar sağlayan Sedat Simavi’nin Hürriyet’i
(1948) ve Ali Naci Karacan’ın Milliyet’i (1950) bu dönemde yayımlanmaya
başlamıştır (Ertul, 2008: 42-44).
1960’lı yıllar, 1961 Anayasası’nın sağladığı özgürlük ortamında, basında büyük
değişimlerin yaşandığı ve sol yayınların içerik ve sayı bakımından en parlak çağını
yaşadığı bir dönem olmuştur. Planlı kalkınma sürecine girilen bu dönemde, Türkiye
hızla sanayileşmeye yönelmiş ve ekonomide köklü reformlar gerçekleştirilmiştir.
Ekonominin büyük önem kazandığı bu ortamda, Türk basınında bugünkü anlamıyla
ilk ekonomi sayfası, 1963 yılında Milliyet gazetesinde Abdi İpekçi’nin kararıyla
yarım sayfa olarak açılmıştır (Bıyık, 2007:70). 1980 yılına kadar Ali Gevgilli
tarafından yönetilen “İktisat-Ticaret” başlıklı bu bölüm,1965 yılında tam sayfaya
çıkarılmıştır.
1970’li yıllarda günlük gazetelerin büyük çoğunluğunda az da olsa ekonomi içerikli
haberlere tam bir sayfa ayrılmaya başlanmıştır. Buna karşılık ekonomi servislerinde
henüz profesyonel bir ihtisaslaşma oluşmamıştır (Ertul, 2008: 42-44). Söz konusu
dönemde Günaydın gazetesi, ekonomi haberlerine birden fazla sayfa ayırmaya ve
çarşı-pazar haberleri, ekmek haberleri, enflasyon, zam, kira gibi konuları ilk kez
manşetlerine taşımaya başlamıştır. Hürriyet gazetesi ise ekonomi haberlerine orta
sayfasında, yukarıdan aşağıya inen tek sütunluk “İş ve İşçi Dünyası” başlıklı
bölümde yer vermiştir (Bıyık, 2007:70). Ayrıca siyaset ağırlıklı günlük “Ekonomi
Politika” gazetesi, 1972’de yayına başlamış ve 1979’da Yeni Asır Grubu, Demokrat
119
Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ
İzmir gazetesini satın alarak “Rapor” adıyla günlük ekonomi gazetesi haline
getirmiştir (Ateş, 2008: 26).
1970-1980 döneminin bir diğer özelliği de ekonomi haberlerinin ağırlık
kazanmasıyla birlikte, ekonomiye önem veren haber ajanslarının faaliyete
geçmesidir. 1969’da Ekonomik Basın Ajansı (EBA), 1972’de Ankara Haber Ajansı
(ANKA), 1973’te Türkiye Basın Yayın Haber Ajansı (TÜBA), 1974’te İstanbul
Haber Ajansı (İSTA), 1976’da Ekonomik Haberler Ajansı (EKA) faaliyete geçerek,
gazetelere haber sağlamışlardır. Bu ajansların ekonomi haberciliğinin gelişmesine
önemli katkıları olmuştur.
Ekonomi basınında asıl önemli gelişme ise 1980 yılında alınan 24 Ocak kararlarıyla
gerçekleşmiştir. Ekonomi haberleri, 1980 öncesinde taban fiyat, bütçe, vergi, memur
maaş katsayısı, çarşı-pazar haberleri, ekmek haberleri, enflasyon, zam, kira gibi
haberlerle sınırlıyken (Tılıç, 2003: 134), 24 Ocak sonrasında ekonominin dışa
açılmasıyla birlikte para piyasaları ve borsaya ilişkin haberler ön plana çıkmıştır.
2.2. 24 Ocak 1980 Kararları ve "Ekonomi Basınının Doğuşu"
1980'lerin basından itibaren piyasa ekonomisine geçişle birlikte ekonominin
kamuoyunun gündemindeki önemi ve ağırlığı da artmıştır. Özellikle borsa, ekonomi
basını açısından takip edilmesi gereken bir alan haline gelmiş; borsayı izleyecek
uzman gazetecilere ihtiyaç ortaya çıkmıştır. Ayrıca para ve döviz piyasaları da daha
önceki dönemlerle karşılaştırılmayacak ölçüde önem kazanmıştır. Neredeyse bütün
siyasi tartışmaların ikinci plana itildiği 12 Eylül 1980 sonrasının apolitik ortamında,
ekonomi, bütün günlük gazetelerde, tek başına en çok sayfa ayrılan bölüm haline
gelmiştir. Bunun yanında söz konusu apolitik dönemde siyasi partilerin
görüşlerinden çok, ekonomi programları üzerinde durulmaya başlanması da
ekonomi basınının gelişimine ivme kazandırmıştır (Ertul, 2008: 79). Ekonomi adeta
siyaset dışı bir alan haline getirilerek hem kuramsal temellerinden edilmiş hem de
işçi hakları, gelir dağılımı, işsizlik, kalkınma gibi geneli ilgilendiren sorunlardan
çok, büyük sermayenin çıkarlarına hizmet eden borsa ve finans haberlerine ağırlık
verir hale gelmiştir.
Bu dönemde ekonomi gazeteciliğinin önem kazanmasına ve dolayısıyla ekonomi
haberlerinin çoğalmasına yol açan gelişmeler arasında menkul kıymetler borsasının
açılışı, altın borsasının kuruluşu, Sermaye Piyasası Kurulu’nun devreye girmesi,
kamu finansman açıklarının boyutlarının büyümesi nedeniyle borçlanma stratejileri
ve enstrümanlarının çeşitlenmesi, kamu kâğıtlarından oluşan yeni menkul kıymet
piyasasının oluşumu, hazine bonosu, devlet tahvili, kamu ortaklığı senedi gibi
ürünlerin ihracı, Kamu İktisadi Teşekküllerinin bazılarının hisselerinin halka arz
edilmesi, kamu bankalarının yeniden yapılandırılması sayılabilir. Meydana gelen bu
değişmeler sonucunda kamuoyunun ekonomik gelişmeler hakkında bilgilenme
ihtiyacı artmış ve bu durum basın-yayın organlarının ekonomik olaylara ve haberlere
daha çok yer vermeye başlamasıyla sonuçlanmıştır (Bıyık, 2007: 73-74). Sayılgan
(1994: 68-69) bu dönemde, ekonomi gazeteciliğinin önem kazanmasının sebeplerini
şu ifadelerle özetlemektedir:
120
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi
Bahar 2014
“Ekonomik faaliyetin olduğu her ortamda bir bilgi alışverişinin de
olması kaçınılmazdır. En ilkel pazarda dahi haberleşme olmadan ekonomik
faaliyetin olmayacağı kesindir….Bu gereksinim doğaldır ki ekonomik ilişkiler
karmaşıklaştıkça çoğalacak ve önemi çok daha fazla artacaktır. Ayrıca bu
bilgilerin sürekli ve doğru olması diğer bir önem taşıyan taraftır. İşte o zaman
kapsamlı ve sistemli bir bilgi akışı, haberleşme ağı ve böyle bir yapı içinde
ekonomi basınına olan ihtiyaç kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bugünkü
ekonomi basınının ortaya çıkması da bu şekilde olmuştur…1980 sonrası
Türkiye’de ekonomi basını çok büyük bir gelişme içine girmiş ve tüm günlük
gazetelerin ekonomi sayfaları bulunmakla birlikte sayfa sayıları sürekli
artmaktadır. Ayrıca bugün gazetelerin baş sayfa haberlerinin genel
niteliklerine de bakacak olursak, ekonomi ağırlıklı haberlerin her geçen gün
sayısal olarak artış gösterdiği ve okuyucunun da daha fazla ilgilendiği
görülecektir. Bu değişimin altında yatan şartlardan birincisi; Türk sosyal
hayatındaki dinamizm ile birlikte ekonomik konuların ağırlık kazanması, yani
kişilerin kazançlarını kendi bireysel çabaları ile yönlendirebilme imkânı
sayesinde her türlü ekonomik faaliyet konusunda bilgilendirilme ihtiyacıdır.
İkincisi; Türkiye’de değişik nedenlerle iç ve dış politika konularına
kamuoyunda ilginin azalması ve değişik sosyal sorunlara karşın ortak
ekonomik sorunların varlığından dolayı gazetelerin daha yaygın bir okuyucu
kitlesine ortak sorunları konusunda mesaj verme istekleridir. Bir diğer neden
olarak, farklı sosyal konularda basın tek bir baskı grubu olabilmektedir.”
1980 sonrasında, ekonomi haberciliği konusunda ilk atılım Günaydın gazetesi
tarafından gerçekleştirilmiştir. Ekonomi haberlerini dört sayfa halinde ayrı bir
bölüm olarak yayımlamaya başlayan gazetede, bu bölümün yaratıcısı Necati Doğru,
bir ekolün de sembolü haline gelmiştir. Hürriyet Grubu ise rakip grubunun
Rapor’una karşı, Dünya gazetesini ekonomi gazetesi haline getirmiştir. 2 Mart
1981’de yayın hayatına başlayan ve yayını halen devam eden Dünya, Hürriyet’in
ekonomi gazeteciliğinden beklediği sonucu alamaması üzerine, kıdem tazminatı
karşılığında Nezih Demirkent’e devredilmiştir. Demirkent, ekonomi gazeteciliği
alanında yeni bir model oluşturarak, abone tabanlı bir gazete yaratmayı başarmış ve
Dünya’yı mesleğin duayeni haline getirmiştir. Bu arada 1985’te Sabah gazetesi
kurulurken Rapor, Selahattin Beyazıt’a satılmış ve kısa bir süre sonra da yayın
hayatı sona ermiştir. Yine dönem içerisinde 1986’da haftalık ekonomi gazetesi
Ekonomik Bülten ve 1989’da Önay Bilgin’in haftalık Barometre’si yayın hayatına
başlamıştır. 1992’de Sabah, ekonomi haberlerini pembe sayfalarda ayrı bir ekonomi
gazetesi eki halinde yayımlamaya başlamış; ancak bir süre sonra maliyet yüksekliği
nedeniyle bu uygulamadan vazgeçmiştir (Ateş, 2008:27).
Ekonomi basını içerisinde gazetelerin dışında gelişen bir başka faaliyet kolu olan
ekonomi dergiciliği de bu dönemde büyük bir ilerleme kaydetmiş ve 1980’lerin
sonlarında en çok satan dergi türü haline gelmiştir. 1981'de Diyalog ve Mesaj
Dergileri yayımlanmaya başladıktan sonra 1988’e kadar sakin bir dönem yaşayan
ekonomi dergiciliği, yedi bin olan tirajını sekiz yılda on katına çıkarmıştır (Yüksel,
2000:115). 10 Nisan 1988'de Gelişim Yayınları tarafından çıkarılan Ekonomik
Panorama, Türk ekonomi dergiciliğinin mihenk taşını oluşturmuştur. Sırasıyla
Mustafa Sönmez, Şemsi Yücel ve Aydın Demirer yönetiminde yayımlanan, batılı
anlamdaki ekonomi dergiciliğinin Türkiye'deki ilk örneği olarak kabul
edebileceğimiz dergi, 1993’te kapanmak zorunda kalmıştır (Uyanık, 1996: 48).
Ayrıca, 1989'da Trend, 1990'da Para, 1991'de Ekonomist, yine 1991'de Nokta
121
Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ
Grubu’nun Borsacı’sı [1Ağustos 2006 tarihinde alıcı çıkmaması üzerine Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından kapatıldı], 1992’de Ali Karacan’ın
Kapital’i, 1993'te Hürriyet Grubu’nun aylık Capital'i; 1994’te 1 Numara
Yayıncılık’ın Para’sı; 1995’te Intermedya Grubu’nun Paratüyo ve Macro'su yayın
hayatına merhaba demiştir.
Bu dönemde bir diğer önemli gelişme ise, ekonomi muhabirlerinin 1983’ün
başlarında başlattıkları, bir çatı altında toplanma girişimleri 1987 yılında
tamamlanmış ve Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) kurulmuştur. Ekonomi
basınının kurumsallaşmasına zemin hazırlamayı amaç edinen EMD, bu doğrultuda
1992'de “Ekonomi Basını” adıyla bir haber bülteni hazırlamış ve bunu üç sayı
çıkarabilmiştir (Yüksel, 2000:115). Haziran 1996’da yayınına başlanan “Ekonomi”
ise halen düzenli olarak yayımlanmaya devam etmektedir.
2.3. 5 Nisan 1994 Kararları ve "Ekonomi Basınının Kurumsallaşma Çabaları"
1994 yılında yaşanan ekonomik kriz sırasında yazılı basın büyük tiraj kayıplarına
uğrarken, ekonomi basını okur sayısını arttırmış (Yücel, 1994:3) ve ekonomi
konularına ağırlık veren yayınların sayısı hızla artmıştır. Böylece 1980’lerle birlikte
filizlenen ekonomi basını kurumsal kimliğini 1994 krizi ile kazanmıştır (Yüksel,
1996: 6).
5 Nisan 1994 Kararları, ekonomi basını için bir dönüm noktasını olmuştur. Ekonomi
ve finans piyasalarında ani hareketlerin yaşandığı bu dönemde, ekonomi habercileri
tarafından elde edilen duyumlar okurlara aktarılmış, gelecek hakkında tahminlerde
bulunulmuş, belirsizliğin dağılması yönünde yorumlar yapılmış ve ülkenin
ekonomik yaşamı konusunda rehberlik edilmeye çalışılmıştır (Yücel, 1994: 3). Söz
konusu dönemde ekonomi gazete ve dergilerinin tirajları daha önce görülmediği
ölçüde artmış ve Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamlarına ulaşılmıştır. Ayrıca
1998 yılında Ekonomi Muhabirleri Derneği tarafından kabul edilen etik ilkeler,
geniş ölçüde kabul görmüştür. Böylece ekonomi basını, kurumsallaşma yolunda
büyük mesafe kat etmiştir.
Bu dönemde de yeni gazete ve dergiler çıkmaya devam etmiştir. 1995‘te Nokta
Dergi grubunca Yalçın Şimşek yönetiminde “Hürses”, Intermedva grubunca Yavuz
Semerci yönetiminde günlük “Global” ve” İktisat”, 1996’da Milliyet grubunca
Gökhan Çırnaz yönetiminde “Finansal Forum” (2004 yılında Referans adıyla günlük
gazete olarak yayımlanmaya başlanmış ve 2010 yılında satış rakamları düşük olduğu
gerekçesiyle kapatılmıştır. Yazar kadrosu Radikal gazetesine katılmıştır.), 1997’de
Sabah Grubunca, Tayfun Devecioğlu yönetiminde “Liberal Bakış” gazeteleri
yayımlanmaya başlamıştır. Ayrıca Milliyet gazetesi, 1996 yılında basında bir ilke
imza atarak ekonomi alanındaki bir yabancı yayını (The Wall Street Journal)
Türkçe’ye çevirerek her hafta pazartesi günleri, gazetenin eki olarak okuyucularına
vermiştir.
Ekonomi haberciliğinin bir başka gelişim alanı da televizyon haberciliğidir. Türkiye
televizyonlarında ilk ekonomi programı olan Nazmi Kal'ın hazırladığı “Ekonomi
Dosyası” 1988 yılında TRT’de yayımlanmaya başlamıştır. Türkiye’nin ilk ekonomi
122
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi
Bahar 2014
kanalı ise, Enformasyon Reklamcılık ve Filmcilik A.Ş. tarafından 1992 Kasım
ayından kurulan “Kanal-E” olmuştur (Keyjanlıoğlu, 2004:382). 1999 yılında Doğuş
Grubu tarafından satın alınan kanal, 16 Ekim 2000’de dünyanın önde gelen ekonomi
kanallarından birisi olan CNBC Avrupa ile ortak yayına geçerek CNBC-E adını
almıştır. Günümüzde de yayınlarına devam eden CNBC-E, 27 Ocak 2010'da yayına
başlayan Bloomberg HT ile birlikte Türkçe yayın yapan iki ekonomi kanalından
birisidir. Her iki kanal da hafta içi gündüz kuşağında yayımladığı ekonomi ve piyasa
haberleri ile önemli bir açığı doldurmakta, izleyicilerine ekonomik gelişmeleri
anında takip imkânı sağlamaktadır.
Türkiye’nin ilk ekonomi radyo kanalı ise Ekim 1993’te yayına başlayan “Radyo
Foreks” olmuştur. Doğan Grubu çatısı altında faaliyet gösteren Radyo Foreks, 2005
yılında maddi gerekçelerle kapatılmıştır. Günümüzde radyolar arasında tek ekonomi
kanalı Bloomberg HT radyodur. Ayrıca NTV Radyo, Habertürk Radyo ve CNN
Türk Radyo da programlarında ekonomiye ilişkin haberlere sık sık yer vermektedir.
Dönemin önemli gelişmelerinden bir diğeri de Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin
(EGD) kurulmasıdır. Ekonomi muhabirleri arasında başlayan görüş ayrılıkları, 2007
yılında Ekonomi Muhabirleri Derneği İstanbul Şubesi’nin dernekten koparak yeni
bir dernek kurmalarına sebep olmuştur. Derneğin internet sitesine 600’ü aşkın üyesi
bulunan EGD; yabancı dil kursları, eğitim çalışmaları, meslekî seminer programları
ile faaliyetlerine devam etmektedir.
3.
AMAÇ VE ÖNEM
3.1. Araştırmanın Amacı
Daha önce de belirtildiği gibi doğum yeri Anadolu olmasına karşın, modern anlamda
ilk ekonomi gazetelerinin Türkiye’de ortaya çıkışı oldukça geç tarihlerde
gerçekleşmiştir. Ekonomi basını, satış rakamlarının düşüklüğünün de etkisiyle uzun
yıllar akademisyenlerin fazla ilgisini çekmemiştir. Yapılan çalışmalar genellikle
sosyologlar ve tarihçiler tarafından yapılmış, iletişim bilimciler alana fazla ilgi
göstermemiştir. Bu çalışmada amaç 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesinin ve
ekonomik krizlerin de etkisiyle önemli gelişme kaydederek 1990’ların sonlarından
itibaren kurumsallaşmasını büyük ölçüde tamamlayan Türk ekonomi basınının
bugünkü durumu ortaya koymaktır.
3.2. Araştırmanın Yöntemi
Türk ekonomi basınının bugünkü durumu ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada,
nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesinden yararlanılacaktır.
Geleneksel olarak tarihçiler, antropologlar ve dilbilimciler tarafından kullanılan
doküman incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu veya olgular hakkında bilgi
içeren materyallerin analizini kapsar (Yıldırım ve Şimşek, 2011: 188). Bu kapsamda
bu çalışmada öncelikle konuyla ilgili dokümanlar incelenerek ekonomi basının
doğuşu, gelişimi ve sorunları belirlenmiş; ardından da ekonomi basının bugünkü
durumunun ortaya konulabilmesi Basın İlan Kurumu (BİK) kayıtları analiz
edilmiştir. Bununla birlikte 195 Sayılı BİK Teşkiline Dair Kanun gereği ilan geliri
alabilmek için icmal varakalarını BİK’e ya da Valiliklere kaydettirmek zorunda olan
123
Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ
gazetelerden farklı olarak dergilerin böyle bir zorunluluğu olmadığından, BİK tiraj
raporlarında dergilere ait veriler yer almamaktadır. Bu yüzden ekonomi basınında
oldukça önemli bir yeri olan ekonomi dergilerine ait veriler dergilerin
yayımcılarından edinilerek araştırmaya dahil edilmiştir. Ayrıca çalışmada görsel ve
işitsel medyaya ilişkin verilere de yer verilmiştir.
4.
BULGULAR
Doküman incelemesi sonucu elde edilen verilerin analizi sonucunda Türkiye’de
ekonomi basını hem ekonominin hem de basının gelişimi ile paralel bir seyir izlediği
ve son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önem kazandığı saptanmıştır.
Bunda ekonominin gelişmesinin, dolayısıyla da ekonomi bilgisinin niteliğinin
sıradan insanların da anlayabileceği, günlük olarak ihtiyaç duyduğu ve aşina olmak
zorunda kaldığı bir bilgi türüne dönüşmesi (Dursun, 2013:273) kadar, iletişim ve
ulaşım
imkânlarının
genişlemesinin
de
etkisinin
büyük
olduğu
değerlendirilmektedir. Nitekim İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın 1986 yılında
açılması ve sonrasında yaşanan çeşitli ekonomik krizler, ekonomik olaylara ilişkin
bilgi ihtiyacını arttırırken, 1992 yılından itibaren sadece ekonomi haberi veren
televizyon kanallarının açılması da bu eğilimi desteklemiştir. Buna 2000’li yıllardan
itibaren internet gazeteciliği alanında yaşanan gelişimin de eklenmesiyle ekonomi
basını alanında hatırı sayılır bir ilerleme yaşanmıştır.
Basın İlan Kurumu Mart 2014 verilerine göre Türkiye’de, içerisinde dokuz ekonomi
gazetesi (Dünya, Ekonomi, Günboyu, Hürses, 24 Saat, Ankara Ticaret, Ticaret, Yeni
Ekonomi) ilan geliri alma hakkına sahiptir. Bu gazetelerden 4’ünün merkezi
İstanbul, 3’ünün merkezi Ankara 2’sinin Merkezi ise İzmir’dir. Gazetelerin 2012
yılı toplam yıllık tirajları 28.231.153 iken 2013 yılı tirajları yaklaşık %9 azalarak
25.732.720 olarak gerçekleşmiş olup gazetelere göre dağılımı şu şekildedir:
Tablo:1: Gazetelere Göre Yıllık Tiraj Durumu
14000000
12000000
10000000
8000000
6000000
4000000
2000000
0
124
2012
2013
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi
Bahar 2014
Toplam tirajda yaşanan azalmanın, 2013 yılının özellikle son aylarında Türk Basını
genelinde yaşanan tiraj düşüşü ile paralel olduğu değerlendirilmektedir. Bununla
birlikte son iki yılda, aylık ortalama tiraj 2.248.495 olarak gerçekleşmiş ve Aralık
2013 dışında 2.000.000 altına düşmemiştir. Bu durum küçük de olsa sürekli
ekonomi gazetesi satın alan bir okuyucu grubunun oluştuğunu, Türkiye’de günlük
ortalama 75.000 kişinin ekonomi gazetelerinden birisini satın aldığını
göstermektedir. Ancak BİK tiraj raporlarına göre Türkiye’de yerel gazeteler dahil
2014 Şubat ayında toplam 203.463.085 gazete satıldığı göz önüne alınırsa (günlük
ortalama 6.782.102 gazete satılmaktadır) ekonomi gazetesi okuyucu sayısının
toplam okuyucu sayısının %1’inden biraz fazla olduğu anlaşılmaktadır.
Bu rakamlara ekonomi dergilerinin tirajları ilave edilse bile sonuç yine de
değişmeyecektir. Dergilerin BİK’e tiraj bildirme zorunluluğu bulunmadığından
dergilerin satış rakamlarının tamamı elde edilememiştir. Dergilerle telefonla
görüşmek suretiyle alınan satış rakamlarından (elde edilen yıllık tiraj rakamları bir
sonraki paragrafta parantez içerisinde verilmiştir) ve internet üzerinde yapılan
araştırmalardan elde edilen verilerden yaptığımız hesaplama sonucunda aylık
ortalama 230.000 ekonomi dergisi satıldığı tahminine ulaşılmıştır.
Resmi ilan alma hakkı olan dokuz gazete dışında Basın İlan Kurumu tarafından
“Reklam Verilebilecek Mevkuteler Listesine” alınan ekonomi gazete ve dergileri de
bulunmaktadır. Bunlardan haftalık olanlar Bloomberg Business Week (İstanbul,
1.092.000), Ekonomist (İstanbul, 395.689), Para (İstanbul, 391.505), İstanbul
Ticaret (İstanbul), Gözlem (İzmir), Ekonomik Çözüm (İzmir), Üretici (İzmir),
Sanayi (Ankara), Kocaeli Ekonomi (Kocaeli), Mersin Ekonomi Politika (Mersin);
aylık olanlar Capital (İstanbul, 138.430), Ekovitrin (İstanbul), Forbes Türkiye
(İstanbul), Fortune Türkiye (İstanbul), Harvard Business Review (İstanbul,
180.000), Platin (İstanbul), Ekonomi Yöntem (İstanbul), Ekonomix (İstanbul),
İstanbul Sanayi Odası Dergisi, Kobi Efor (İstanbul), Ekosektör (İzmir), Anba Haber
(Ankara), Ekometre (Bursa), Koneko Türkonomi (Konya), Akdeniz Ekonomi
(Antalya); iki aylık olanlar Dosab Perspektif (Bursa),
Ortadoğu Business
(Gaziantep)’tır. Bu yayınların tamamına yakının birer internet sitesi olduğu gibi
bunlar dışında da internet üzerinden ekonomi ve borsadaki gelişmelere ilişkin
yayınlar yapan birçok web sitesi bulunmaktadır.
Sayısal çokluğa karşın sadece ekonomi haberciliği alanında kaliteli yayıncılık yapan
internet sitesi sayısı oldukça düşüktür. Kaliteli habercilik yapan siteler 2011 yılında
Gelişim Üniversitesi tarafından düzenlenen “Gelişim Medya Ödülleri 2011”
kapsamında 'En İyi Ekonomi Haberleri Sitesi' ödülüne layık görülen dünya.com ve
2012 yılında Aka Koleji tarafından düzenlenen “İnternet Medyası
Ödülleri” kapsamında “En İyi Ekonomi Haber Sitesi” ödülüne layık görülen
ekovizyon.com ile bloomberght.com, cnbce.com, finansgundem.com, wsj.com (The
Wall Street Journal’ın Türkçe haber sitesi), bigpara.com, borsagundem.com,
foreks.com, hissesenedi.com, ekofinans.com, finans.mynet.com, finansgundem.com
şeklinde sıralanabilir.
Görsel medyada yayınlarını sürdüren CNBC-E ve Bloomberg HT televizyon
kanallarının da ekonomi haberciliğine katkısı büyüktür. 1992 yılından itibaren
125
Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ
ekonomi haberleri veren bir televizyon kanalının bulunması ve kanal sayısını 2010
yılında Bloomberg HT’nin yayına başlaması ile ikiye çıkması, Türkiye’ye ekonomi
yayıncılığı alanında önemli bir bilgi birikimi sağlamıştır. Bu televizyon kanalları
okumaktan çok, görselliği tercih eden Türk insanının, ekonomi alanına olan ilgisinin
artmasını sağlamıştır. Bu kanalların izlenme oranları fazla yüksek olmayıp
Nielsen’in ölçümlerine göre % 0,4 ila % 0,6 arasında değişmektedir. Görsel medya
alanında da izleyicilerin ortalama %1’inin, ekonomi haberleri veren Bloomberg ve
CNBC-E kanallarını izlediği anlaşılmaktadır ve bu rakam okuyucu oranıyla
neredeyse aynıdır.
Bütün bu veriler birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’de ekonomi haberciliği yapan
yayın organlarının henüz istenilen tiraj ve izlenme oranlarını yakalayamadığı, Türk
halkının ekonomiye ilişkin haberleri ana medyadan takip etmeyi tercih ettiği,
dolayısıyla da ekonomi basınının hedef kitlesinin daha çok ekonomistler, iş
adamları, küçük yatırımcılar ve bu alana özel ilgi duyan kişilerden oluştuğu
sonucuna ulaşılmıştır. Başka bir ifadeyle büyük kitle, ekonomi bilgisine olan
ihtiyaçlarını günlük basından sağlarken; ekonomi politikalarını yönlendirenler,
işadamları ve yatırımcılar ekonomi basınını tercih etmektedir. Bu tespit,
Görgülü’nün ( 2004: 89) ekonomi basınının en iyi izleyicilerinin bürokratlar ve
teknokratlar olduğu saptaması ile örtüşmektedir. Bununla birlikte Türkiye’de
ekonomiye ilişkin haberlere olan ilginin arttığı ve bu alanda hatırı sayılır bir izleyici
ve okuyucu kitlesinin oluştuğu saptanmıştır. 1981 yılında yayın hayatına merhaba
diyen Dünya Gazetesi’nin arkasında bir holding desteği olmaksızın yayınlarını
devam ettirmesi, 1990’lı yıllarda çıkmaya başlayan ekonomi dergilerinin birçoğunun
hala yayımlanması ve 1992’den itibaren ekonomi haberleri veren televizyon
kanallarının bulunması bu saptamamızı doğrulamaktadır.
Ekonomik durum
iyileştikçe ve milli gelirde yaşanan artış halka yansıdıkça ve eğitim seviyesi
yükseldikçe ekonomi haberciliğine olan ilginin büyüyeceği, tiraj ve izlenme
oranlarının artacağı değerlendirilmektedir.
5.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Tarih boyunca ekonomi insan ve toplum hayatının vazgeçilmezi olmuştur. İlk
çağlardan itibaren varlığını ve soyunu devam ettirmenin bir gereği olarak ekonomik
bilgileri edinmeye ve elde ettiği bilgileri soyunun diğer fertlerine aktarmaya çalışan
insan, önceleri bunu mağara duvarlarına çizdiği resimlerle yaparken zamanla yazıyla
ve kitle iletişim araçları ile yapmaya başlamıştır. Ekonomi geliştikçe ve ticaret
hacmi genişledikçe, ekonomik olayları konu edinen bir uzmanlık alanı olan ekonomi
basını da gelişmiş ve kurumsallaşmıştır.
Doğum yeri Anadolu toprakları olmasına karşın, modern anlamda ilk ekonomi
gazetelerinin Türkiye’de ortaya çıkışı oldukça geç bir tarihte, 1824 yılında, “Le
Smyrneen” (İzmirli) isimli Fransızca gazetenin İzmir’de yayımlanmaya
başlamasıyla gerçekleşmiştir. Avrupada’dan yaklaşık iki asır sonra, ancak onlara
benzer bir şekilde bir liman kentinde doğan ekonomi basını, özellikle İkinci
Meşrutiyet Dönemi’nde önemli gelişim kaydetmiştir. Önceleri liberalizmi savunan
ekonomi gazeteleri ağırlıktayken, 1913 tarihinde İttihat ve Terakki’nin iktidarı tam
126
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi
Bahar 2014
anlamıyla ele almasından bunların yerini Alman Tarihçi Okulu’nun korumacı
doktrininden esinlenen yayınlar almıştır. Bu yayınlarda özellikle Ziya Gökalp,
Yusuf Akçura gibi Türkçüler tarafından dile getirilen ekonomik görüşler,
Cumhuriyet Dönemi’nde de etkili olmuş, hatta etkileri günümüze kadar gelmiştir.
Her ne kadar Türk basın tarihinde ilk gazetelerde bile ekonomi haberlerinden söz
etmek mümkünse de, ekonomi haberciliği dalı çok dar bir zeminde, genellikle
hükümetlerin ya da hükümet olma iddiasındakilerin tavsiyelerini ya da isteklerini
halka iletmek bağlamında ilerlemiş ve kurumsallaşma çok geç tarihlerde
gerçekleşmiştir. Ekonomi haberciliğinde, 1940'lardan başlayarak bir canlanma
dönemine girildiği söylenebilirse de asıl gelişme, 1960’lı yıllarda yeni anayasanın
sağladığı özgürlük ortamında yayınların çeşitlenmesiyle gerçekleşmiştir. 24 Ocak
1980 ekonomik kararları ve sonrasında yaşanan apolitik ortam, ekonomi basınının
gerçek anlamda doğuşunu sağlarken, 1994 ekonomik krizi ve 5 Nisan Kararları
kurumsallaşma çabalarına ivme kazandırmıştır. Halen EMD ve EGD olmak üzere
iki ayrı dernek çatısı altında faaliyet yürüten ekonomi gazetecilerinin sayısı
neredeyse bin kişiye yaklaşmıştır.
Çalışma boyunca Türkiye’de gelişiminin izi sürülen ekonomi basınının, günümüzde
kurumsallaşmasını büyük ölçüde tamamlamış olmasına karşın okuyucu ve izleyici
sayısı açısından henüz istenilen seviyeye erişemediği belirlenmiştir. Satış rakamları
ve izlenme rakamları göz önüne alınarak yapılan analizler sonucunda, Türk halkının
ekonomiye ilişkin haberleri ana medyadan takip etmeyi tercih ettiği, dolayısıyla da
ekonomi basınının hedef kitlesinin daha çok ekonomistler, iş adamları, küçük
yatırım sahipleri ve bu alana özel ilgi duyan kişilerden oluştuğu saptanmıştır. Bu
saptamayla uyumlu şekilde halkın büyük çoğunluğunun, ekonomi bilgisine olan
ihtiyaçlarını günlük basından sağlarken; ekonomi politikalarını yönlendirenlerin,
işadamlarının ve yatırımcıların ekonomi basınını tercih ettiği tespit edilmiştir.
Bu genel tespitle birlikte tiraj rakamlarının son iki yılda istikrarlı bir seyir
izlemesinden yola çıkılarak günümüzde hatırı sayılır bir ekonomi basını takipçisinin
varlığından bahsedebileceğimiz sonucuna ulaşılmıştır. 1981 yılından bu yana ulusal
çapta yayın yapan bir ekonomi gazetesinin, kaliteli yayınlar yapan ekonomi
dergilerinin ve ekonomi haberciliği yapan iki televizyon kanalının varlığı da bu
tespiti doğrulamaktadır. Sonuç olarak Türk ekonomi basınının dünyayla paralel
şekilde gelişimini sürdüreceği, ekonomik durum iyileştikçe ve eğitim seviyesi
yükseldikçe ekonomi haberciliğine olan ilginin büyüyeceği; bununla paralel olarak
da tiraj ve izlenme oranlarının artacağı değerlendirilmektedir.
127
Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ
KAYNAKÇA
Akgün, M. (1995). “Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye ve Mecmua-i Fünun”, Felsefe
Dünyası,15, 52-72.
Ateş, N. (2008). Türkiye’de Ekonomi Gazeteciliği -Dünya Gazetesi Örneği.
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
Budak, A. (2012). “The French Revolution's Gift to the Ottomans: The
Newspaper, The Emergence Of Turkish Media”. International Journal of
Humanities and Social Science, Vol. 2 No. 19, 157-169.
Bıyık, A. (2007). Halkla İlişkiler Uygulamaları Kapsamında Medya ile ilişkilerde
Ekonomi Medyasından Yararlanma Biçimleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Çakır, C. (2003). “Türkiye’de İktisat Tarihi Çalışmalarının Tarihi Üzerine Bir
Deneme”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Cilt 1, Sayı 1, 2003, 7-63.
Çapa, M. (1996). “Batı Cephesi’nin İkmâlinde Trabzon’un Rolü ve Tekâlîf-i Milliye
Komisyonu’nun Çalışmaları”, Toplumsal Tarih, 35, 13-20.
Çelik, T. (2009). “Ceride–i Havadis’de Ziraat, Ticaret Ve Sanayi Tartışmaları”,
İstanbul Üniversitesi Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, 56, 469-518.
Çetin, U. (2008). Defter Dergisi ve Türkiye Düşünce Yaşamındaki Yeri: ModernizmPostmodernizm Tartışması Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara:
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Deligöz, O. (2008). Osmanlı Ziraat ve Ticaret Gazetesi, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Doğan, İ. (1999). “Sosyolojik Düşüncenin Osmanlı’daki Kaynakları: Ulum-ı
İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası Örneği”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Fakültesi Dergisi, 32 (1), 49-82.
Dölen, E. (2009). Türkiye Üniversite Tarihi: Osmanlı Döneminde Darülfünun
1863-1922. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Erinç, O. (2008). Sunuş. N. Erkul (Ed.), Ekonomi Basın Tarihi, içinde, İstanbul:
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yayınları.
Erdoğan, İ. (2007). Türkiye'de Gazetecilik ve Bilim İletişimi: Yapısal Özellikler,
Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Ankara: Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Y.
128
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi
Bahar 2014
Erdoğan, İ. (2006). Teori ve Pratikte Halkla İlişkiler, Ankara: Erk Yayınları
Erkul, N. (Ed.) (2008). Ekonomi Basın Tarihi, İstanbul: Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Yayınları.
Eroğlu, N. (2008). İttihatçıların Ünlü Maliye Nazırı Cavid Bey, İstanbul: Ötüken
Neşriyat.
Görgülü, A. (2004). Türkiye’de Ekonomi Basını, Ekonomi-Basın-İktidar İlişkisi,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
İnuğur, N. (1992). Türk Basın Tarihi.
Yayınları.
İstanbul: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
Karaçavuş, A. (2006). Tanzimat Dönemi Osmanlı Bilim Cemiyetleri,
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
Karaman, D. (2004). “Ulûm-ı İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası”, C.Ü. Sosyal
Bilimler Dergisi, 28 (1), 65-87.
Kejanlıoğlu, B. (2004). Türkiye’de Medyanın Dönüşümü, Ankara: İmge Kitabevi
Koloğlu, O. (1989). İlk Gazete İlk Polemik: Vekayi-i Mısriye Takvimi Vekayi
Tartışması. Ankara: Çağdaş Gazeteciler Derneği Y.
Koloğlu, O. (2008). “The Ottoman Press During the First Phase of Transition to
Capitalism (1821-1875)”, içinde M. Strohmeier (Ed.), (2008), Neue Beihefte zur
Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes. Berlin: LIT Verlag Münster,
107-125
Löle, A. (2007). Ekonomi Basınında Sendikasızlaşmanın Etkileri ve Bunun Muhabir
Profili Üzerindeki Yansıması, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Oral, F. S. (1973). Cumhuriyet Basın Tarihi 1923–1973, Ankara: Sanayi Nefise
Matbaası.
Öner, S.(2011). “Türk Basınının İlk Resmi Gazetesi Takvim-i Vekayi’de Padişah
Portresine İlişkin Haberler”, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Hakemli
Dergisi, 29, 149-168
Örmeci, O. (2011). “The Kadro Movement: an Intellectual Movement in The Early
Republican Period (1932-1934)”, International Review of Turkish Studies, 1(1),
Spring 2011, 20-37.
129
Mehmet IŞIK, Şakir EŞİTTİ
Örs, F. (2003). “Ekonomi İletişimi, Ekonomik Yaklaşım”, Gazi Üniversitesi İktisat
Bölümü Dergisi, 48, 97-105.
Özden, M. (2005). “Atatürk Döneminde Kemalist Metinler; Arâfta Bir Kemalizm:
Tekin Alp ve Kemalizm (1936)”. Bilig: Journal of Social Sciences of the Turkish
World, (34), 45-81.
Özdemir, H. (1986). Kalkınmada Bir Strateji Arayışı Yön Hareketi, Ankara: Bilgi
Yayınevi.
Roper, G. (2013). Historical Aspects of Printing and Publishing in Languages of the
Middle East, Leiden: Brill Pub.
Roush, C. (2006). Profits and Losses: Business Journalism and Its Role in Society.
Marion Street Press.
Sayılgan, Ş. (1994). “Ekonomi Basını ve Kamuoyunu Aydınlatmadaki Önemi”,
Marmara İletişim Dergisi, 8, 67-72.
Sayılgan, Ş., C. Toprak ve Ç. Ünalan (2011). Ekonomi Gazetecisi El Kitabı,
İstanbul: Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Yayınları.
Smith, R. B. (1954). The Genesis of the Business Press in the United States, The
Journal of Marketing, 146-151.
Sterling, C. H. (2009). Encyclopedia of Journalism: A-C (Vol. 1). New York: Sage.
Turner, B. ve Orange, R. (Ed.). (2013). Specialist Journalism. New York:
Routledge.
Türkeş, M. (1998). “The Ideology of the Kadro Movement: a Patriotic Leftist
Movement in Turkey”, Middle Eastern Studies, 34(4), 92-119.
Tekdemir, A. (2011). “Osmanlı Devleti’nde İlk Ticari Gazete: Ceride-iTicaret”,
Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 13 (1), 209-221.
Tılıç, L. D. (2003). Türkiye’de Gazetecilik, Ankara: ÇGD Yayınları
Toprak, Z. (1982). Türkiye’de Milli İktisat (1908-1918), İstanbul: Yurt Yayınları.
Toprak, Z. (2013). “Psikoloji'den Sosyoloji'ye Türkiye'de Durkheim Sosyolojisinin
Doğuşu”, Toplumsal Tarih Dergisi, Sayı 23, 22-33.
Toprak, Z. (1984).“Fikir Dergiciliğinin Yüzyılı”, Türkiye'de Dergiler Ansiklopediler
(1849-1984), İstanbul: Gelişim Yayınları, 13-54
130
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimleri Dergisi
Bahar 2014
Toprak, Z. (1999). “Meşrutiyet'te Toplumsal Proje: Tesanüt, Meslek ve Milli
İktisat”, içinde Osmanlı 3, (Ed.) Güler Eren, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 571–
586.
Topuz, H. (2003), II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi. İstanbul: Remzi
Kitabevi
Türkeş, M. (1999). Kadro Hareketi, Ulusçu Sol Bir Akım. Ankara: İmge Kitabevi.
Ünal, U. (2013). Osmanlı Belgelerinde İzmir De İktisadi Hayat (1720-1920),
Ankara: Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü
Yanardağ, M. (2008). Kadro Hareketi: Ulusçu Sol Bir Akım, İstanbul: Destek
Yayınları
Yazıcı, N. (1999). “Tanzimat Döneminde Ekonomi Basını: Takvim-i Ticaret”, A. Ü
İlahiyat Fakültesi Dergisi, 39, 55-68.
Yıldırım, A. ve Şimşek, H. (2011). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri.
Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Yücel, Ş. (1994). “Ekonomist Nasıl Başardı”. Ekonomist Dergisi, 4 (32), 3-5
Yüksel, E.(2001). Ekonomi Haberciliğinin Kamusal Görevleri. İstanbul Üniversitesi
İletişim Fakültesi Dergisi, sayı:10, 115-122
Yüksel, E. (1999). Türkiye’de Ekonomi Basını Gündemi ve Siyasal Gündem İlişkisi,
Yayımlanmamış Doktora Tezi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü,
131

Benzer belgeler