ornitoloji raporu
Transkript
ornitoloji raporu
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ BİYOLOJİ BÖLÜMÜ ANTALYA SANAYİ TEKNOLOJİLERİ YAZILIMI AR-GE DANIŞMANLIK ÇEVRE VE ENERJİ, SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ORNİTOLOJİ RAPORU KONYA İLİ SELÇUKLU İLÇESİ BAĞLAR MEVKİİNDE KURULMASI PLANLANAN RÜZGÂR ENERJİ SANTRALİNİN KUŞ GÖÇ HAREKETLERİ VE YABAN HAYATINA OLASI ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Ali ERDOĞAN (Ornitolog) Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ramazan S. GÖKTÜRK (Botanik Uzmanı) Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Yrd. Doç. Dr. Mustafa YAVUZ (Zoolog) Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü M. Süleyman KAÇAR (Yaban Hayatı Uzmanı) Orman Yüksek Mühendisi (Bu çalışma Es-Yel Elektrik Üretimi Ltd. Şti. tarafından yaptırılmıştır) ANTALYA ARALIK 2011 Çizelgeler Dizini Çizelge 1. Türbinlerin yer alacağı sahaların koordinatları (Proje Tanıtım Dosyasından) ........22 Çizelge 2. Kurulması planlanan türbinlerin özellikleri (Proje tanıtım dosyasından) ............... 24 Çizelge 3. Bağlar RES Sahasında Tespit Edilen Bitkiler (Kısaltmalar: Ir.-Tur.El.: İran-Turan Elementi, Akd. El.: Akdeniz Elementi, Avr-Sib. El.: Avrupa-Sibirya Elementi, ÇBFCB: Çok Bölgeli veya Fitocoğrafik Bölgesi Bilinmeyen, E: Endemik, TIB: Tıbbi, TIC: Ticari, VU: Vulnerable (zarar görebilir), NT: Near Threatened (Tehdit altına girebilir), LC: Least Concern (En az endişe verici). .............................................................................. 33 Çizelge 4. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde bulunan kurbağa ve sürüngen türleri ile statüleri ......................................................................................................................... 39 Çizelge 5. Bağlar RES sahası içerisinde ve yakın çevrede tespit edilen memeli hayvan (Mammalia) türleri ve koruma statüleri..........................................................................43 Çizelge 6. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde gözlenen kuş türleri ve statüleri ............... 56 Çizelge 7. Bağlar RES sahasında planlanan iki farklı alternatif türbin yerleşimi teknik özellikleri ...................................................................................................................... 68 Şekiller Dizini Şekil 1. Proje ekibi, soldan sağa Yrd. Doç. Dr. Mustafa YAVUZ, Prof. Dr. Ali ERDOĞAN, Doç. Dr. Ramazan Süleyman GÖKTÜRK, Orman Yük. Müh. M. Süleyman KAÇAR ve arkada türbinlerin kurulacağı tepeler ................................................................................6 Şekil 2. Göç eden kuşların ülkemiz üzerinde kullandıkları göç rotaları ................................. 12 Şekil 3. Bağlar Rüzgâr Enerji Santralinin Türkiye’deki yeri ve kurulacağı saha .................... 15 Şekil 4. Bağlar RES kapsamında inşa edilecek türbinlerin yerlerini gösterir topografya haritası ......................................................................................................................................16 Şekil 5. Türbinlerin yer alacağı step-bozkır özelliği gösteren alanın genel görünümü ............ 17 Şekil 6. RES sahasının güneyinde türbinlerin kurulacağı sırtlar ve panaromik görünümü ......18 Şekil 7. RES sahasının ortasında yer alan boğazda Dağcabel Yolu üzerinden türbinlerin kurulacağı sırtlar ve panaromik görünümü .....................................................................19 Şekil 8. RES sahasının batısında yer alan Arkaç Tepe’den türbinlerin tesis edileceği alan ve sırtların panoramik görünümü ........................................................................................ 20 Şekil 9. RES sahasının batısında yer alan Arkaç Tepe’de proje ekibi inceleme yaparken ......21 Şekil 10. RES sahasının uydu görüntüsü ............................................................................... 21 Şekil 11. Bağlar RES sahasındaki step vejetasyonunun genel görünümü ............................... 27 Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 2 Şekil 12. Rosa canina L. (Kuşburnu) (Ülkemizin büyük bir kısmında yayılış gösteren bu tür, tıbbi ve ticari amaçla kullanılmaktadır. Sahada daha çok türbinlerin kurulmayacağı Dağcabel Boğazı çevresinde yetişmektedir) ...................................................................28 Şekil 13. Echium italicum L. (Engerekotu) (Ülkemizin hemen hemen tüm bölgelerinde rastlanılan bu tür, geniş bir yayılış alanına sahiptir.) ...................................................... 29 Şekil 14. Centaurea solstitialis L. subsp. solstitialis (Peygamber çiçeği) (Geniş yayılşa sahip olan bu alttür, değişik habitatlarda yaşamını sürdürmektedir.)........................................30 Şekil 15. Bağlar RES sahasında bulunan kaya vejetasyonunun genel görünümü ................... 31 Şekil 16. Globularia orientalis L. (Küreçiçeği) (Ülkemizde Akdeniz, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde, ülkemiz dışında ise Suriye’de yetişen bu tür, meşe çalılıkları, kayalık yerler ve stebi yetişme ortamı olarak tercih etmektedir.) ................... 31 Şekil 17. Convolvulus compactus Boiss. (Bu tür, ülkemizde Ege, Akdeniz, İç ve Doğu Anadolu Bölgelerinde, ülkemiz dışında ise Balkanlarda yayılış göstermektedir.) ........... 32 Şekil 18. Inula anatolica Boiss. (Kaya anduzotu) (Endemik olan bu tür, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgesinde bulunan kayalıklarda yetişmektedir. Türbinlerin kurulacağı sahanın 400-500 m kadar güneyinde yer alan vadilerdeki kayalıklarda yetişmektedir) ................ 32 Şekil 19. Bağlar RES sahasında nemli yerlerde geceleri görülebilen Gece Kurbağası (Pseudopidalea viridis)..................................................................................................40 Şekil 20. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan tarla kertenkelesi (Ophisops elegans) ......................................................................................................................................41 Şekil 21. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan ve zaman zaman yakınlarda yer alan karayollarındaki trafik nedeniyle ezilen Hazer Yılanı (Dolichophis caspius). ................. 41 Şekil 22. Bağlar RES sahasında ve çevresinde yoğun olarak bulunan tam toprak temaslı türlerden olan tarla faresi (Microtus guentheri) ve yuva girişi. .......................................44 Şekil 23. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan tam toprak temaslı türlerden olan Körfare (Spalax leucodon) tarafından yuva yapımı-galeri kazılması sırasında oluşturulan toprak öbekleri. ............................................................................................................. 44 Şekil 24. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan Gelengi (Spermophilus xanthoprymnus)’ye ait yuva girişi. ................................................................................. 45 Şekil 25. Bağlar RES sahasında ve yakın çevresinde yaşayan en önemli omnivorlardan olan domuz (Sus scrofa)’a ait dışkı-izler................................................................................ 46 Şekil 26. Bağlar RES sahasında ve yakın çevresinde yaşayan karnivorlardan kızıl tilki (Vulpes vulpes). .......................................................................................................................... 46 Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 3 Şekil 27. Bağlar RES sahasında oluşmuş olan kaya çatlakları tilki ve benzeri türler için iyi bir barınma ortamı oluşturmaktadır. .................................................................................... 47 Şekil 28. Türkiye’nin önemli göç yolları. Boğazlar ve Kafkaslardan gelen Yırtıcı Kuş ve Leylek gibi türler Hatay ve Kıbrıs üzerinden göçlerine devam ederler (literatürlerden derlenerek oluşturulmuştur) ........................................................................................... 50 Şekil 29. Dağcabeli Mevkiinde avcılar ile yapılan görüşmeler ve avcıların vurduğu kınalı keklik ............................................................................................................................ 51 Şekil 30. RES Sahasının batısındaki Arkaç Tepe’nin yakınında avlanan avcılar .................... 52 Şekil 31. Güvenç Köyü sakinleriyle yapılan görüşmeden bir an ............................................ 53 Şekil 32. Karaömer Köyü sakinleriyle yapılan görüşmeler .................................................... 53 Şekil 33. Ekolojik olarak daha çok alçak zonları tercih eden ancak av baskısından dolayı daha yüksek zonlara da çıkabilen toy kuşu ............................................................................. 55 Şekil 34. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde yaşayan yerli kuş türlerinden olan, kayalık habitatlarda görülen Şahin (Buteo buteo) .......................................................................60 Şekil 35. Bağlar RES sahası yakınındaki yerleşim alanlarında yaşayan yerli kuş türlerinden olan kukumav (Athene noctua). ..................................................................................... 61 Şekil 36. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde yaşayan yerli kuş türlerinden olan, tepeli toygar (Galerida cristata) .............................................................................................. 61 Şekil 37. RES sahası ve yakın çevresinde yaz göçmeni olarak görülen İbibik (Upupa epops)62 Şekil 38. Bağlar RES sahasında göç hareketlerinin yoğunlaştığı en yakın kuş göç güzergâhları ......................................................................................................................................63 Şekil 39. Bağlar RES sahasında yatırımcı firma tarafından planlanan mevcut (üstte) ve alternatif (altta) iki farklı türbin yerleşimi krokisi (Mavi renkli noktalar 40 türbin, pembe renkli olanlar ise 31 türbine göre planlanmıştır) ............................................................. 67 Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 4 İÇİNDEKİLER GİRİŞ ....................................................................................................................................6 1. Rüzgâr Enerji Santralleri ..............................................................................................7 2. RES Sahasının Tanımlaması ......................................................................................... 14 2.1. Sahanın Coğrafi Konumu........................................................................................ 14 2.2. RES Bünyesinde Kurulacak Türbinlerin Özellikleri ve Arazide Yerleşimi ................ 22 2.3. Sahanın Korunan Alanlarla İlişkisi .........................................................................25 2.4. Sahanın Yaban Hayatı Kaynakları ..........................................................................25 2.4.1.Bitki örtüsü .......................................................................................................25 2.4.2. Faunal Yapı ......................................................................................................38 2.4.2.1. Amfibi ve sürüngenler ................................................................................... 39 2.4.2.2. Memeliler .....................................................................................................42 2.4.2.3. Kuşlar ........................................................................................................... 49 2.5. Sahanın Kuşlar Açısından Önemi ........................................................................... 59 2.5.1.Yerli Kuşlar ......................................................................................................59 2.5.2.Göçmen Kuşlar ve Göç Hareketi .......................................................................62 3. Sonuç ve öneriler ..........................................................................................................64 3.1. Öneriler .................................................................................................................. 65 3.2. Sonuç...................................................................................................................... 79 Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 5 GİRİŞ ES-YEL Elektrik Üretimi Ltd. Şti ile Antalya Sanayi Teknolojileri Yazılımı Ar-Ge Danışmanlık Çevre ve Enerji, Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında 21.11.2011 tarihinde yapılan protokol çerçevesinde; “Konya ili Selçuklu İlçesi Bağlar Mevkiinde kurulması planlanan rüzgâr enerji santrali faaliyetlerinin, yaban hayatı ve kuş göç hareketleri açısından değerlendirilmesi için Prof. Dr. Ali ERDOĞAN’dan genişletilmiş ornitoloji raporu talep edilmiştir. Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı Ornitolog Prof. Dr. Ali ERDOĞAN başkanlığında; alanın floristik yapısı ile ilgili olarak Botanik Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Ramazan Süleyman GÖKTÜRK, faunistik yapısı ilgili Zooloji Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa YAVUZ, orman ve yaban hayatı ile ilgili olarak Orman Yük. Müh. M. Süleyman KAÇAR’dan oluşan proje ekibi tarafından (Şekil 1), Bağlar Rüzgâr Enerji Santrali’nin kuşlar üzerine olası etkilerini incelemek üzere, Kasım-Aralık 2011 içerisinde yapılan arazi çalışmaları sonucunda genel bir ekolojik değerlendirme yapılarak, kapsamlı ornitoloji raporu hazırlanmıştır. Şekil 1. Proje ekibi, soldan sağa Yrd. Doç. Dr. Mustafa YAVUZ, Prof. Dr. Ali ERDOĞAN, Doç. Dr. Ramazan Süleyman GÖKTÜRK, Orman Yük. Müh. M. Süleyman KAÇAR ve arkada türbinlerin kurulacağı tepeler Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 6 1. Rüzgâr Enerji Santralleri Bir ülkenin, ihtiyacını karşılayacak enerjiye sahip olması ekonomik dinamizmin olmazsa olmaz koşuludur. Uluslararası enerji politikalarında ise, enerji arz ve güvenliği ile arzın çeşitlendirilmesi, ekonomik verimliliğin arttırılması, rekabete açık, piyasa güçlerine dayalı enerji üretimi önemlidir. Bu yönde son yıllarda rüzgâr enerjisi kullanımının arttırılması konusunda dünyada gelişmeler kaydedilmektedir (Kılıç 2009). Dünya nüfusu hızla çoğalırken teknolojik gelişmelere paralel olarak enerji ihtiyacı da artmakta, diğer yandan bu ihtiyacı karşılayan fosil yakıtlar ise çok daha hızlı bir şekilde azalmaktadır. Önümüzdeki 50 yıl içinde fosil yakıtların büyük ölçüde tükeneceği ve ihtiyacı karşılayamayacağı tahmin edilmektedir. Fosil yakıtların aşırı tüketilmesi küresel ısınma, hava kirliliği, sel ve fırtına gibi doğal felaketlerin gözle görülür şekilde artmasına neden olmuştur. Bu nedenle insanoğlu, fosil yakıt rezervlerinin bitmesini beklemeden acilen temiz enerji kaynaklarına yönelmiştir. Bu temiz enerji kaynaklarından birisi de rüzgâr enerjisidir. Rüzgârdan elde edilen elektrik enerjisi, karbonsuz olması, dolayısıyla atmosfer kirliliğine sebebiyet vermemesi nedeniyle temiz enerji olarak nitelendirilmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, fosil yakıt orijinli problemlerden biri olan sera gazı emisyonlarından ve diğer çevresel değişimlerden korunmak için, rüzgâr gücü ile çalışan enerji yatırımlarını desteklemektedirler. Son 15 yılda rüzgâr türbinleri ile elektrik üretiminde muazzam gelişmeler sağlanmıştır. Yapılan ölçümler sonucunda Dünya rüzgâr enerjisi 53 TWh/yıl olarak hesaplanmış (Kılıç 2008) ve bu doğal kaynaktan yararlanmak isteyen ülkeler, uzun yıllardan beri enerji politikalarını rüzgâr enerjisine doğru yöneltmişlerdir. Binlerce yıldır insanlığın hizmetinde bulunan rüzgâr enerjisinden elektrik üretimi ilk olarak 1891 yılında Danimarka'da gerçekleştirilmiştir. Tüm dünyada 1970'li yıllardaki petrol krizi nedeniyle rüzgâr türbinlerinin seri üretimine geçilmesi ile bu alandaki yatırımlar gittikçe artmış ve rüzgâr enerjisi santralleri oluşturulmaya başlanmıştır. Rüzgâr enerjisi sistemlerinin tasarımı, planlaması ve çalıştırılması için rüzgârın karakteristiklerinin tüm detaylarıyla bilinmesi gerekmektedir. Türbin yerleşimi ve rüzgâr enerji potansiyelinin belirlenebilmesi için uzun süreli güvenilir verilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun en iyi örneklerinden biri, Avrupa Birliği ülkelerindeki rüzgâr enerjisi potansiyelini belirlemek için 200‟den fazla yerde kurulan uygun meteoroloji istasyonlarının 10 yılı aşan verileri sonucu oluşturulan "Avrupa Rüzgâr Atlası"dır. Özel sektör tarafından da yoğun ilgi gören rüzgâr santrallerine doğru olan talep, Türkiye‟nin kurulu güç kapasitesine rüzgârın katkısının artmasının mümkün olabileceğini göstermektedir (Kılıç 2009). Avrupa’da rüzgâr gücü bakımından yüksek Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 7 potansiyele sahip ikinci ülke olan Türkiye’de, bu alandaki yatırımlar oldukça yeni sayılır. Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye, sürdürülebilir kalkınma için gerekli olan enerji kaynaklarının (hidroelektrik, rüzgâr, güneş, jeotermal, biokütle, dalga ve gel-git gibi) çeşitlilik bakımından tamamına sahip olmasına karşın, bu kaynaklar miktar bakımından yeterli değildir. Bu nedenle enerji ithalatçısı bir ülke konumunda olan Türkiye’nin enerji ihtiyacı gün geçtikçe artmaktadır. Türkiye'nin enerji ihtiyacının karşılanması için, birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi ülkemizin de temiz ve dışa bağımlı olmayan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi önem kazanmıştır. Rüzgâr, çevreyi kirletmeyen, temiz, doğada var olan ve gelecek vadeden bir enerji kaynağı olmasından dolayı ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanmasında önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye rüzgâr bakımından zengin yöreleri olan bir ülkedir. 10 m yükseklikteki yıllık ortalama rüzgâr hızı ve güç yoğunluğu açısından en yüksek değer 3.29 m/sn ve 51.91 W/m² ile Marmara Bölgesi 'nde saptanmıştır. En düşük değer ise, 2.12 m/sn hız ve 13.19 W/m² güç yoğunluğu ile Doğu Anadolu Bölgesi'ndedir. Türkiye'nin % 64,5‘inde rüzgâr enerjisi güç yoğunluğu 20 W/m²‘'yi aşmazken, % 16.11'inde 30-40 W/m2 arasında, % 5,9‘unda 50 W/m²'nin ve % 0.08'inde de 100 W/m²'nin üzerindedir. Türkiye‘ nin rüzgâr potansiyeli tam olarak belirlenmemiş olsa da brüt potansiyelinin yılda 400 milyon MWh, teknik potansiyelinin ise 120 milyon MWh olduğu düşünülmektedir. Söz konusu teknik potansiyel yıllık elektrik üretiminin 1,2 katıdır. Ancak, Türkiye genelinde 10 m. yükseklikteki rüzgâr yoğunluğunun alansal ve zamansal dağılımı ile teknolojik kısıtlamalar göz önünde tutulduğunda, güvenilir rüzgâr enerjisi potansiyeli 12 milyar kWh/yıl olarak hesaplanmaktadır (Çakar ve ark. 2009). Ülkemizdeki RES yatırımlarının, Avrupa baz alındığında miktar ve sayıca çok düşük olduğu görünse de 2006‘dan sonra bu yatırımların ciddi bir şekilde ivmelenerek hız kazandığını söyleyebiliriz. Mevcut kapasiteye 2008 yılında 286 MW‘lık yeni rüzgâr enerji kapasitesi eklenmiştir ve toplamda 433,35 MW seviyesine gelinmiştir. Rüzgâr potansiyelinin yüksek olduğu Doğu Akdeniz, Marmara, Ege gibi kıyı şeridi yerlerde rüzgar santrali kurulumu yoğunlaşmıştır (Yanıktepe ve ark. 2009). Türkiye Rüzgâr Atlası’na göre, rüzgâr hızı farklılık göstermesine karşın bütün bölgelerimiz geniş yenilenebilir enerji kaynaklarına sahiptir (http://eie.gov.tr). Türkiye’de rüzgâr enerjisi ile elektrik üretimi çalışmaları 1986 yılında Çeşme (İzmir)’de başlamış ve 1998 yılında üretime geçmiştir. Son 10 yılda ise rüzgâr potansiyeli bakımından zengin olan Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 8 bölgelerimiz olan Ege, Marmara ve Doğu Akdeniz (İzmir, Bozcaada, Bandırma, Balıkesir, Osmaniye, Manisa, Hatay ve Mersin)’de rüzgâr enerji santralleri (RES) kurularak enerji üretimine hız verilmiştir (http://eie.gov.tr). Yapılan yeni sözleşmeler ile Türkiye’de açılacak santrallerle beraber 2011 yılının sonuna kadar hedeflenen toplam enerji üretim miktarı 1.546,15 MW’dir (http://ruzgarenerjisibirligi.org.tr). Türkiye’nin batı kesimlerinde enerji üretmekte olan rüzgâr türbinlerine ek olarak yapım aşamasında olan ve başvurusu yapılmış birçok proje bulunmaktadır. Bu gelişimlere paralel olarak Türkiye, 2020 yılında enerji ihtiyacının %10’unu rüzgâr enerjisinden karşılamayı hedeflemektedir (http://eie.gov.tr). 2. Res’lerin Yaban Hayatı Üzerine Etkileri Rüzgâr enerjisi her ne kadar temiz ve sürdürülebilir enerji kaynakları olarak bilinmelerine karşın, sadece rüzgâr koşulları ve ekonomik değer olarak dikkate alındığında, RES’lerin yarasa ve kuş türleri açısından önemli riskler oluşturduğu iddia edilmektedir (Hotker vd. 2005, Eveaert ve Eric 2007, Powlesland 2009, http://www.cwsscf.ec.gc.ca/publications/eval/index_e.cfm). Amerika ve Avrupa’da 20 yıldır varlıklarını sürdüren RES’ler, gelişen teknoloji ve çevre koruma önlemlerine rağmen doğaseverler tarafından acımasızca eleştirilmektedir. Amerika’nın en büyük RES projesi 1982’de San Fransisco’nun doğusunda Altamont’da inşa edilmiş (Orloff ve Flannery 1992, Orloff ve Flannery 1996, Hoover 2002) ve sonraki yıllarda (1987’ye kadar) 7340 RES kurulmuştur. Ancak kurulan santrallerden özellikle bir tanesi yırtıcı kuşların yoğun olarak uçtuğu bir bölgede tesis edilmiştir. Altamont’ta RES’lerden kaynaklı kuş ölümlerini konu alan ilk bilimsel çalışma Orloff ve Flannery (1992) tarafından yayınlandı. İki yıl süreyle 7340 RES’ten 1169’u üzerinde yapılan gözlemlerde özellikle yırtıcı kuşlar üzerinde durulmuş ve diğer türlere sadece istatistiklerde yer verilmiştir. Yapılan iki yıllık izleme çalışması sonucunda, 182 yırtıcı kuşun ölüsüne rastlanmış ve ortalama olarak her 13 RES’te bir yırtıcı ölümü tespit edilmiştir. Tespit edilen kuş ölümlerinden dolayı ABD’de RES’lerin daha düzenli ve kontrol altında tutulabilmesi amacıyla Ulusal RES Koordinatörlüğü kurulmuştur. RES koordinatörlüğünün 2001 yılında yaptırdığı izleme çalışmasında (Dooling ve Lohr 2001) ülkedeki tüm RES’lerde (toplam 15.000 RES) 33.000 kuş bireyinin öldüğü tespit edilmiştir. Bu araştırmada ayrıca ülkede bir milyon RES olsa bile bunlardan doğacak kuş ölümlerinin (tahmini toplam 2,2 milyon kuş ölümü) diğer insan sebepli ölümlerin çok altında olacağı ve alanın daha dikkatli seçilmesi koşulu ile RES yapım çalışmalarına devam edilmesinde sakınca bulunmadığı Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 9 belirtilmiştir. Arup (2002) tarafından ABD’deki kuş ölümleri ile ilgili yapılan çalışmada camlara çarparak ölen 500 milyon, yüksek gerilim hatlarına çarparak ölen 174 milyon, kamyon ve otomobil gibi taşıtlara çarparak ölen 70 milyon ve telekom hatları ile tesislerine çarparak ölen 27 milyon kuşun olduğu tespit edilmiştir. Hatta bu rakamların ortaya çıkmasından sonra kuş ve çevre koruma kurumları telekom ve elektrik şirketleri aleyhinde davalar açılmıştır. Açılan davalar sonucunda yüksek gerilim hatlarına uzaktan görülebilecek toplar asılması gibi düzenlemeler yapılmış ve bu tesislerin kuşlara zarar vermemesi için yeni düzenlemelerin yapılması sağlanmıştır. Diğer yandan RES’lerin, diğer tehlikelerle karşılaştırıldığında daha az olan kuş ölüm oranlarına rağmen halen yoğun olarak kuş ve yarasalara olası zararları araştırılmaktadır. Günümüzde bu santrallerin kurulduğu birçok ülkede, habitat kayıplarının yanı sıra yarasalar ile göçmen kuş türlerinin ve özellikle yırtıcı kuşların olumsuz etkilendiğini gösteren çok sayıda kayıt bulunmaktadır (Crockford 1992, Benner vd.1993, Acha 1997, Johnson vd.2000, Lekuona 2001, Ahlén 2002, Everaert 2003, Reichenbach 2003, Langston ve Pullan 2003, Dürr ve Bach 2004, Tellería 2009). Avrupa ülkelerinin birçoğunda büyük rüzgâr türbinlerinin yarattığı çevre sorunları nedeniyle, milli park ve yakın çevresinde kurulmasına izin verilmemektedir (Özyurt ve Dönmez 2005, Varınca ve Varan 2005). Yukarıda da ifade edildiği gibi; rüzgâr enerjisi santrallerinin çevreye ve özellikle kuşlara ve yarasalara olan etkileri üzerine pek çok araştırma gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmalar sonucunda, rüzgâr türbinlerinin kuşlar ve yaşam alanları üzerinde bazı olası etkileri ortaya koyulmuştur. Avrupa Birliği Komisyonunun Kasım 2010 yılında hazırladığı “Avrupa Birliği Doğa Mevzuatına Göre Rüzgâr Enerji Santrallerinin Geliştirilmesi” raporunda kuşların RES’lerden nasıl etkilendikleri ve bunların en aza indirgenmesi için nelerin yapılabileceği ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Buna göre RES’lerin kuşlara potansiyel etkileri şu başlıklar altında incelenmiştir. • Yaşam Alanı Kaybı ve Bozulması Rüzgar enerji santralinin kurulmasının ardından türbinler önemli habitatları bazen enine, bazen boyuna olarak bölebilmektedir. Bazen de türbinlerin dağılımına göre küme şeklinde habitat kayıpları da yaşanmaktadır. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 10 • Çarpma Etkisi: Kuşların türbin pervanelerine ve aynı çevredeki elektrik hatlarına olan yakınlaşmalarından kaynaklanan çarpmalar genellikle ölümle sonuçlanmaktadır. Özellikle nadir türler ve yırtıcılar açısından bakıldığında, populasyonlar zaten azalmakta olan birey sayıları nedeniyle bu tür etkilere oldukça hassastır. Çarpma riskleri kuş hareketlerinin oldukça yoğun olduğu, topoğrafik darboğazlarda özellikle dağ geçitlerinde ve büyük sulak alanlar arasındaki kara köprülerinde yüksektir. Ayrıca birçok kuş türünün dinlenme ve beslenme alanı olan sazlık-sulak alan gibi bölgelerde bu bakımdan önemlidir. Yapılan birçok araştırmada bu risklere karşın bir adaptasyon olarak populasyonda türbinlerden aktif kaçınmasakınma davranışlarından da bahsedilmektedir (Hötker (2005, 2006), Petersen vd. (2006), Masden vd. 2009). Bundan başka çarpma riskini etkileyen faktörler arasına türlerin uçuş yüksekliği, uçuş şekli, davranışları, hava şartları, topoğrafik yapı ve türbin özelliklerini eklemek mümkündür (Drewitt ve Langston 2006). • Rahatsız Olma ve Yer Değiştirme Kuşlarda rahatsız olma durumu türbinlerin görüntüsünden, titreşiminden, gürültüsünden ve çevresindeki araç trafiğinden olabilmektedir. Çapıcı bir şekilde aynı bölgede kuluçkaya yatan türlerin avlanmaya, beslenmeye veya dinlenmeye gelen diğer türlerden daha az etkilendikleri tespit edilmiş (Hötker vd. 2005, 2006) olup, ancak yeni yapılan çalışmalar da ise bunun her zaman böyle olmadığı da ifade edilmektedir (Pearce‐Higgins vd. 2009). • Bariyer Etkisi RES sahaları, kuş türlerinin göç sırasındaki uçuş yolları üzerinde veya lokal olarak gerçekleşen kuluçka bölgesi ve beslenme-dinlenme alanları arasındaki düzenli uçuş hareketleri sırasında potansiyel bir risk faktörüdür. Yapılan araştırmalarda gündüzleri çok fazla yaklaşma davranışı gösterilmeyen RES sahalarına gece uçuşlarında daha fazla yaklaşıldığı tespit edilmiştir (Drewitt ve Langston 2006). Göç yönüne paralel olmayıp dikey olarak tesis edilen türbinler, sayısının çokluğuna göre risk faktörü olarak değerlendirilmektedir. Az sayıda türbinin yer aldığı bölgelerde önemli bir etki gözlenmemekle birlikte, göç yolları üzerinde yolu kapatacak çok sayıda türbinin yapılması da önemli bir bariyer olarak değerlendirilmektedir ( Drewitt ve Langston 2006, Masden vd. 2009). Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 11 ABD’nin en eski ve köklü çevre koruma örgütlerinden ‘National Audobund Society’, RES’lere karşı olmadığını açıklamıştır. Audobund’a göre RES’ler birçok enerji üretim tesisine göre çok daha temiz üretim yapmaktadır. Ancak bunu söylerken de dikkatler önemli bir noktaya çekilmektedir. RES’lerin nesli tehlikede olan kuş türleri, özellikle yırtıcıları tehdit edecek yerlere kurulmaması gerektiğinin altını önemle çizmişlerdir. Ayrıca tesislerin kurulmasından önce çevrede yaşayan ve göçen nesli tehlike altında olan kuş türü varlığının tespit edilmesinin son derece önemli olduğu ve en az iki yıl süre ile ilgili alanların gözlem altında tutularak izlenmesi gerektiği belirtilmiştir (Daulton 2007). Türkiye, Batı Palearktik bölgeden güneye, Afrika’dan ise kuzeye doğru gerçekleşmekte olan önemli kuş göç hareketlerinin birkaç ana güzergâhından birisinin üzerinde yer almaktadır. Uluslar arası ölçekte önemli olan bu güzergâh ülkemiz coğrafyasına girdiğinde değişik boyutlu dallanmalar yapmaktadır. Büyük sürüler oluşturan ve çok sayıda kuş türü tarafından kullanılan güzergâhlar “ana göç yolu” olarak tanımlanırken daha az sayıda tür ve birey tarafından, çok düzenli olmasa da belli bir sıklıkta kullanılan rotalar ise “tali göç yolları” olarak nitelenmektedir. Afrika ve Avrupa kıtalarının birbirine bağlayan ana kuş göç yolları Türkiye’de İstanbul Boğazı, Doğu Karadeniz Bölgesi ve Hatay gibi bir “üçayak” meydana getiren başlıca bölgeler üzerinden geçerken “tali” olarak adlandırılan kuş göç yolları ise çok daha geniş bir coğrafya üzerine yayılmış durumdadır. Hemen hemen Türkiye’nin tamamına yakın kesiminde bu tanıma giren bir göç yoluna veya göç eden sürülere sıkça rastlamak olasıdır (Şekil 2). Şekil 2. Göç eden kuşların ülkemiz üzerinde kullandıkları göç rotaları Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 12 Yukarıda ifade edilen iki tanıma ek olarak Türkiye üzerinden gerçekleşen, özellikle ötücü kuşlar ve Bıldırcınlar (Coturnix coturnix) gibi küçük kanatlı göçmen formlar tarafından sergilenen ve “Cephe Göçleri” şeklinde tanımlanan süreç yanında; bilinen göç dönemlerinden az da olsa farklı tarihlerde gerçekleşen hareketleri tanımlayan “göç kayması” gibi olguların varlığı bilinmektedir. Bu durum ülkemizde içerisinde ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde gerçekleşen, kış dönemlerinde de farklı nitelik kazanan geniş ölçekli bir göç hareketinin temel bileşenleridir. Ülkemiz komşu ülkelere göre çok daha fazla türün barındığı ve Avrupa-Asya-Afrika arasında göç yolu üzerinde olup; kuşlar açısından “önemli” olarak tanımlanan, ulusal ve uluslar arası ölçekte sulak alanlara sahip olması nedeniyle söz konusu tesislerin yer seçiminden kurulum aşamasına kadar olan süreçte bazı noktalara dikkat edilmesi zorunluluğu söz konusudur. Rüzgâr santralleri, kuşlar ve yarasaların türbin kanatlarına çarpması sonucu ölmesi ya da yaralanmasına, uçuş rotalarını değiştirmelerine veya habitatta değişimlere sebep olmaktadır (Benner vd.1993). Türkiye, Avrupa ve Afrika arasındaki en önemli kuş göç yolları üzerinde bulunmasından dolayı, göç yolları üzerindeki sahalar, önemli kuş alanı ya da sulak alan yakınları işletme için tercih edilmemelidir (www.eea.europa.eu/help/infocentre/enquirie). Bu bağlamda Konya ili Selçuklu İlçesi Bağlar Mevkiinde Es-Yel Elektrik Üretimi Ltd. Şti. tarafından, tesis edilmesi planlanan Bağlar RES projesiyle ilgili olarak bu çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu raporun hazırlanmasında 2004-2011 yılları arasında bölgede tarafımızdan gerçekleştirilmiş olan çalışmalarda elde edilmiş olan verilerden de istifade edilmiştir. Ayrıca literatür kayıtları da değerlendirilmiştir. Çalışmalar kapsamında öncelikle türbinlerin yer alacağı alan üzerinden veya bu kesimlere yakın olan noktalar üzerinden geçen, “ana” veya “tali” olarak nitelenen herhangi bir göç güzergâhının söz konusu olup olmadığı incelenmiştir. Diğer taraftan, tesis edilmesi planlanan türbinlerin bölge için “yerli” veya alan üzerinden veya yakın kesimlerden geçiş yapan “göçmen” veya “transit” kuş türleri üzerine olası etkilerinin olup olmayacağı; böyle bir etkinin söz konusu olması durumunda ortadan kaldırılmasına veya en aza indirilebilmesine yönelik olarak alınması gereken önlemler değerlendirilmiştir. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 13 2. RES Sahasının Tanımlaması 2.1. Sahanın Coğrafi Konumu Kurulması planlanan Bağlar Rüzgâr Enerji Santrali, Konya ilinin kuzeydoğusunda, Selçuklu ilçesi Bağlar mevkiinde Ilgın L29-d2 ve L29-d3 paftaları üzerinde yer almakta olup tesisler 11 km uzunluğunda ve 6 km genişliğinde yaklaşık 6.600 hektarlık bir alanı kapsamaktadır (Şekil 3-4). RES sahasında kurulacak olan türbinlere en yakın yerleşim yeri, 12 nolu türbinin 1650 m. kuzeydoğusunda yer alan Güvenç Köyü, 47 nolu türbinin 1325 m güneybatısında yer alan Karaömer Köyü, 32 nolu türbinin 2200 m kuzeydoğusunda Yazırbelenköyü ve 47 nolu türbinin 2050 m doğusunda yer alan Eğribayat köyüdür (Şekil 3). RES sahasının 1 km güneydoğusundan geçen Konya-Ankara karayolu daha sonra 46, 45 ve 39 nolu türbinlerin yaklaşık 0,5km doğusundan geçmektedir (Şekil 3-10). RES sahası Selçuklu ilçesinin 5 km kuzeydoğusunda yer almaktadır. Türbinlerin karayolunun Konya’dan Ankara’ya gidiş yönünde yolun sol tarafında Güvenç ve Karaömerler köyleri arasındaki Fakra Dağı, Obruk Tepe, Karaağıl Tepe ve Arkaç Tepe’nin sırtlarına dizilmesi planlanmaktadır. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 14 PROJE SAHASI PROJE SAHASI Şekil 3. Bağlar Rüzgâr Enerji Santralinin Türkiye’deki yeri ve kurulacağı saha Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 15 Şekil 4. Bağlar RES kapsamında inşa edilecek türbinlerin yerlerini gösterir topografya haritası Bağlar RES’in kurulacağı saha, deniz seviyesinden 1200–1446 metre yükseltiler arasında yer almaktadır. Sahanın büyük bir bölümü dağlık bir yapıya sahip olup arazinin mülkiyeti T.C. Hazinesine aittir. Santralin kurulacağı saha, homojen bir step-bozkır özelliği göstermektedir. RES sahası ve yakın çevresi ile ilgili genel görünümler Şekil 5-9’da, uydu haritasındaki konumu ise Şekil 10’da verilmiştir. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 16 Şekil 5. Türbinlerin yer alacağı step-bozkır özelliği gösteren alanın genel görünümü Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 17 Şekil 6. RES sahasının güneyinde türbinlerin kurulacağı sırtlar ve panaromik görünümü Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 18 Şekil 7. RES sahasının ortasında yer alan boğazda Dağcabel Yolu üzerinden türbinlerin kurulacağı sırtlar ve panaromik görünümü Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 19 Şekil 8. RES sahasının batısında yer alan Arkaç Tepe’den türbinlerin tesis edileceği alan ve sırtların panoramik görünümü Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 20 Şekil 9. RES sahasının batısında yer alan Arkaç Tepe’de proje ekibi inceleme yaparken Şekil 10. RES sahasının uydu görüntüsü Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 21 2.2. RES Bünyesinde Kurulacak Türbinlerin Özellikleri ve Arazide Yerleşimi RES sahasında, santralinin kurulacağı alanın büyüklüğü, rüzgâr parametreleri, minimum çevre etkisi vb. gibi özellikler göz önüne alınarak 50 adet türbin yapılması planlanmıştır (Proje Tanıtım Dosyası 2008). Bu tercihin, türbin temini veya kredi temini aşamalarından herhangi birinde değiştirilebileceği de ifade edilmektedir. Her türbin için boyutları 10x10 m (100 m2) ve derinliği yaklaşık 1,5 m olan çukurlar açılarak türbin yerleşimleri için yaklaşık olarak toplam 5.000 m2 alan kullanılması planlanmaktadır. Bu türbinlerin kurulacağı yerlerin koordinatları ve yerleşim noktaları Çizelge 1’de detaylı olarak, Şekil 4’te harita ile Şekil 5-9’da ise bazı fotoğraflarıyla verilmiştir. Çizelge 1. Türbinlerin yer alacağı sahaların koordinatları (Proje Tanıtım Dosyasından) Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 22 Bilindiği üzere; rüzgâr türbinleri diğer türbinler gibi lineer olarak hareket eden akışkanın (hava) hareketini rotasyonel (tekrarlanan döngü, hareket ) harekete dönüştürürler. Yani rüzgârın kinetik enerjisini rotasyonel mekanik enerjiye çevirirler. Elde edilen bu mekanik enerji türbin içindeki alternatör vasıtası ile elektrik enerjisine çevrilir. Bir rüzgâr santralinde bütün türbinlerin ürettiği enerji tek bir noktaya iletilir (şalt tesisi) oradan da gerilimi ayarlanarak şebekeye verilir. Kurulu gücü toplam 100 MW olacak Bağlar Rüzgâr Enerji Santrali'nde 50 adet REpower MM82 tipi türbinler kullanılması, rüzgâr türbinlerinden elde edilecek elektrik enerjisinin, her bir ünite için tesis edilecek olan transformatörler vasıtası ile orta gerilime dönüştürülmesi ve santral parkında yer alan 50 adet türbin aralarında yer altı kabloları ile Rüzgâr Santrali Kontrol Binası şalt sistemine aktarılacaktır. Proje kapsamında tesis edilecek türbinlerin rotor çapının 82 m, rotor tarama alanının 5.281 m², kule yüksekliğinin ise 100 m. olması planlanmaktadır (Çizelge 2). Sonuçta, proje kapsamında yeraltından geçirilmesi planlanan kablolar ulusal elektik sistemine bağlanacaktır. Çizelge 2. Kurulması planlanan türbinlerin özellikleri (Proje tanıtım dosyasından) Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 24 RES sahası kapsamında inşa edilecek 50 adet türbinin dağılımı incelendiğinde yörede hâkim kuzey – kuzeydoğu rüzgârlarının etkili olduğu, batıda Obruk Tepe’den başlayıp, Fakra Dağı’ndan güneydoğuda Karaömerler Köyü, doğuda Çağa Tepe, Sarıkaya Tepelerde toplamda yaklaşık 11 km uzunluktaki bir sırt üzerinde tesis edileceği ön görülmektedir. RES sahası kapsamında inşa edilecek 50 adet türbin Dağcabeli Boğazı’nın doğusunda ve batısında olacak şekilde 2 grup halinde planlanmaktadır (Şekil 4). 2.3. Sahanın Korunan Alanlarla İlişkisi Bağlar RES sahası, 2873 Sayılı Milli Parklar, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 2872 Sayılı Çevre Kanunu, 6831 Sayılı Orman Kanunu, 383 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu ve diğer ulusal yasalarla belirlenmiş herhangi bir koruma statüsü bulunmamaktadır. Ancak RES sahasının yaklaşık 8-10 km güneydoğusunda 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanununa göre ilan edilmiş Yaban Hayatı Geliştirme Sahası bulunmaktadır. YHGS Konya Bozdağlar üzerinde yer almakta olup, Yaban Koyunu (Ovis orientalis) sahada korunan hedef türdür. YHGS planlanan Bağlar RES sahasına oldukça uzak olup, sahanın proje ile etkileşimi mümkün değildir. 2.4. Sahanın Yaban Hayatı Kaynakları Saha genel olarak step-bozkır ve dağlık alanlarından oluşmaktadır. Arazide stepe özgü tek yıllık ve çok yıllık otsu bitkiler bulunmaktadır. Türbinlerin kurulacağı sahalarda ağaç ve çalı bulunmamaktadır. 2.4.1.Bitki örtüsü Bağlar RES alanına yapılan arazi çalışması sırasında hem çiçekli bitkiler hem de çiçeklenme zamanı geçen kuru formdaki otsu türler toplanarak adlandırılmaları yapılmıştır. Toplanan bitkilerin adlandırılmasında başta Türkiye Florası olmak üzere, araştırma alanına yakın çevresinde değişik bilim insanlarınca yapılan flora çalışmalardan da faydalanılmıştır (Davis 1965-1985, Ocakverdi 1984, Dural & Ekim 1984, Davis et al 1988, Güner et al. 2000, Yıldıztugay 2006, Duran 2007). Çizelge 3’de verilen türlerin tamamı yapılan arazi çalışmaları sonucunda teşhis ve tespit edilmiştir. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 25 RES alanı, Türkiye florasındaki kareleme sistemine göre B4 karesinde yer almaktadır. Yapılan arazi çalışması döneminde sahadan toplanan bitki örneklerinin teşhis edilmesiyle 32 familya’ya ait 105 cins ve 127 tür tespit edilmiştir. Bağlar RES alanında bulunan 127 türün, 35 tanesi İran-Turan Fitocoğrafik Bölgesi elementi, 9 tanesi Akdeniz Fitocoğrafik Bölgesi elementi, 2 tanesi Avrupa-Sibirya Fitocoğrafik Bölgesi elementi ve 81 tanesi ise çok bölgeli veya fitocoğrafik bölgesi bilinmeyen kategorisinde yer almaktadır. İran-Turan elementlerinin alanda çok olmasının nedeni, sahanın tümüyle İran-Turan Fitocoğrafik Bölgesi içinde yer alması ile açıklamak mümkündür. Akdeniz ve Avrupa-Sibirya elementlerinin ise sayısal olarak belirgin şekilde İran-Turan Fitocoğrafik Bölgesi elementlerinden oldukça az olduğu görülmektedir. Bunun nedeni ise alanda Akdeniz ve Avrupa-Sibirya elementlerinin yetiştiği karakteristik habitatların az bulunmasındandır. Çalışma alanında tür sayısı açısından en zengin ilk 5 familya ve tür sayıları şu şekildedir; Asteraceae 26 tür, Lamiaceae 14 tür, Fabaceae 12 tür, Brassicaceae 7 tür ve Poaceae ise 6 tür. Bağlar RES alanında teşhis edilen 127 türün 10 tanesi endemiktir. Bu endemik türlerden 3 tanesi VU (Zarar Görebilir), 6 ise LC (En az endişe verici) ve 1 tanesi ise NT (Tehdit altına girebilir) kategorisinde yer almaktadır (IUCN 2006). Sahada tespit edilen 127 türün 123 tanesi otsu, 2 tanesi çalı ve 2 tanesi ise ağaç formundadır. Teşhis edilen türlerden 8 tanesi tıbbi bitki, 3 tanesi ticari önemi olan bitki ve 5 tanesi ise hem tıbbi hem de ticari önemi olan bitki olduğu saptanmıştır. RES alanında CITES ve BERN Sözleşmesinde yer alan bitki türü tespit edilmemiştir. Alanda bulunan vejetasyon tipleri Alanda step ve kayalık olmak üzere iki tip vejetasyon bulunmaktadır. Step vejetasyonu Araştırma alanı tümüyle step vejetasyonu ile kaplıdır (Şekil 11). Alanın bazı kesimlerinde ise küçük kayalık vejetasyon tipi görülmüştür. Bu nedenle alanda step vejetasyonuna ait bitki türleri baskın olarak bulunmaktadır. Bu vejetasyon tipinde görülen bitki türleri arasında geven (Astragalus angustifolius Lam. subsp. angustifolius var. angustifolius), kardikeni (Acantholimon acerosum (Willd.) Boiss. var. acerosum), kardikeni (Acantholimon ulicinum (Willd. ex Schult.) Boiss. subsp. ulicinum var. ulicinum), Rosa canina L. (Kuşburnu) (Şekil 12), çoban çırası (Phlomis armeniaca Willd.), değişik peygamber çiçekleri (Centaurea triumfetti All., Centaurea virgata Lam, Centaurea urvillei DC. subsp. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 26 urvillei ve engerekotu (Echium italicum L.) (Şekil 13), Centaurea solstitialis L. subsp. solstitialis) (Şekil 14), yabani badem (Amygdalus orientalis Miller), kengerotu (Gundelia tournefortii L. var. tournefortii), mayasılotu (Teucrium polium L.), üzerlik (Peganum harmala L.), bodur morgeven (Ebenus hirsuta Jaub. & Spach), Thesium procumbens C.A.Meyer gibi bitkiler yaygın olarak bulunmaktadır. Şekil 11. Bağlar RES sahasındaki step vejetasyonunun genel görünümü Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 27 Şekil 12. Rosa canina L. (Kuşburnu) (Ülkemizin büyük bir kısmında yayılış gösteren bu tür, tıbbi ve ticari amaçla kullanılmaktadır. Sahada daha çok türbinlerin kurulmayacağı Dağcabel Boğazı çevresinde yetişmektedir) Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 28 Şekil 13. Echium italicum L. (Engerekotu) (Ülkemizin hemen hemen tüm bölgelerinde rastlanılan bu tür, geniş bir yayılış alanına sahiptir.) Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 29 Şekil 14. Centaurea solstitialis L. subsp. solstitialis (Peygamber çiçeği) (Geniş yayılşa sahip olan bu alttür, değişik habitatlarda yaşamını sürdürmektedir.) Kaya vejetasyonu Bu vejetasyon tipine, araştırma alanındaki, küçük kayalıklar üzerinde rastlanılmaktadır (Şekil 15). Bu vejetasyon tipinde rastlanılan bitki üyelerinden bazıları şunlardır; küre çiçeği (Globularia trichosantha Fisch. & Mey.) (Şekil 16), emzikotu (Onosma sericeum Willd.), Hieracium pannosum Boiss., Sedum album L., Convolvulus compactus Boiss. (Şekil 17) ve kaya anduzotu (Inula anatolica Boiss.) (Şekil 18). Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 30 Şekil 15. Bağlar RES sahasında bulunan kaya vejetasyonunun genel görünümü Şekil 16. Globularia orientalis L. (Küreçiçeği) (Ülkemizde Akdeniz, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde, ülkemiz dışında ise Suriye’de yetişen bu tür, meşe çalılıkları, kayalık yerler ve stebi yetişme ortamı olarak tercih etmektedir.) Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 31 Şekil 17. Convolvulus compactus Boiss. (Bu tür, ülkemizde Ege, Akdeniz, İç ve Doğu Anadolu Bölgelerinde, ülkemiz dışında ise Balkanlarda yayılış göstermektedir.) Şekil 18. Inula anatolica Boiss. (Kaya anduzotu) (Endemik olan bu tür, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgesinde bulunan kayalıklarda yetişmektedir. Türbinlerin kurulacağı sahanın 400500 m kadar güneyinde yer alan vadilerdeki kayalıklarda yetişmektedir) Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 32 Çizelge 3. Bağlar RES Sahasında Tespit Edilen Bitkiler (Kısaltmalar: Ir.-Tur.El.: İran-Turan Elementi, Akd. El.: Akdeniz Elementi, Avr-Sib. El.: Avrupa-Sibirya Elementi, ÇBFCB: Çok Bölgeli veya Fitocoğrafik Bölgesi Bilinmeyen, E: Endemik, TIB: Tıbbi, TIC: Ticari, VU: Vulnerable (zarar görebilir), NT: Near Threatened (Tehdit altına girebilir), LC: Least Concern (En az endişe verici). Familya/Bitkiler IUCN Kategorisi Endemizm APIACEAE Bupleurum gerardii All. Ferula rigidula DC. Echinophora tenuifolia L. subp. sibthorpiana (Guss.) Tutin Echinophora tournefortii Jaub.& Spach Eryngium campestre L.var. campestre Turgenia latifolia (L.) Hoffm. ASTERACEAE Achillea wilhelmsii K. Koch (Kedi çırnağı) Anthemis tinctoria L.var. tinctoria Bidens tripartita L. Carduus nutans L. subsp. taygeteus (Boiss. & Heldr.) Hayek Carlina oligocephala Boiss. & Kotschy subsp. oligocephala Carthamus dentatus Vahl Centaurea urvillei DC. subsp. urvillei (Peygamber çiçeği) Centaurea virgata Lam. (Peygamber çiçeği) Centaurea solstitialis L. subsp. solstitialis (Peygamber çiçeği) Centaurea triumfetti All. Cichorium intybus L. (Hindiba) Cirsium arvense L. (Scop.) subsp. vestitumum (Wimmer & Grab.) Petrak Cosunia halysensis Hub.-Mor. Echinops ritro L. Filago pyramidata L. Gundelia tournefortii L. var. tournefortii (Kengerotu, Çakır dikeni) Hieracium pannosum Boiss. Inula anatolica Boiss. (Kaya anduzotu) Jurinea consanguinea DC. Picnomon acarna (L.) Cass. Bern (B) Tıbbi (TIB) Fitocoğrafik – Cites ve Ticari Bölge (C) Bitki (TİC) ÇBFCB Ir.-Tur.El. Ir.-Tur.El. Ir.-Tur.El. ÇBFCB ÇBFCB TIB Ir.-Tur.El. ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB Akd. El. ÇBFCB ÇBFCB TIB-TİC ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB E VU Ir.-Tur.El. ÇBFCB ÇBFCB TİC Ir.-Tur.El. Akd. El. E Bağlar RES Ornitoloji Raporu LC Ir.-Tur.El. ÇBFCB Akd. El. | [email protected] 33 Familya/Bitkiler IUCN Kategorisi Endemizm Scolymus hispanicus L. (Şevketibostan) Scorzonera laciniata L.subsp. laciniata Scorzonera mollis Bieb. subsp. szowitzi (DC.) Chamberlain Xanthium spinosum L. Taraxacum montanum (C.A.Mey.) DC. Taraxacum officinale Weber BORAGINACEAE Arnebia densiflora (Nordm.) Ledeb. Cerinthe minor L. subsp. auriculata (Ten.) Domac Echium italicum L. (Engerekotu) Onosma sericeum Willd. (Emzikotu) BRASSICACEAE Alyssum desertorum Stapf. var. desertorum Alyssum strigosum Banks & Sol. subsp. strigosum Boreova orientalis Jaub.& Spach Descurainia sophia (L.) Webb.ex Prantl Erysimum crassipes Fisch. & Mey. Isatis floribunda Boiss. ex Bornm. Thlaspi perfoliatum L. CARYOPHYLLACEAE Dianthus crinitus Sm. var. crinitus (Yabani karanfil) Gypsophila sphaerocephala Fenzl ex Tchihat. var. cappadocica Boiss. Minuartia juniperina (L.) Maire & Petitm. Petrorhagia cretica (L.) Ball & Heywood Silene italica (L.) Pers. Velezia rigida L. CHENOPODIACEAE Chenopodium album L. Salsola ruthenica Iljin CISTACEAE Helianthemum salicifolium CRASSULACEAE Bern (B) Tıbbi (TIB) Fitocoğrafik – Cites ve Ticari Bölge (C) Bitki (TİC) Akd. El. ÇBFCB Ir.-Tur.El. ÇBFCB Ir.-Tur.El. ÇBFCB Ir.-Tur.El. ÇBFCB ÇBFCB Ir.-Tur.El. ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB E Bağlar RES Ornitoloji Raporu VU Ir.-Tur.El. ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB | [email protected] 34 Familya/Bitkiler IUCN Kategorisi Endemizm Sedum album L. CONVOLVULACEAE Convolvulus arvensis L. Convolvulus compactus Boiss. DIPSACACEAE Pterocephalus plumosus (L.) Coult. Scabiosa argentea L. (Uyuz otu) Scabiosa columbaria L. subsp. ochroleuca (L.) Celak var. ochroleuca (Uyuz otu) ELAEGNACEAE Elaeagnus angustifolia L. (İğde) EUPHORBIACEAE Euphorbia macroclada Boiss. (Sütleğen) FABACEAE Alhagi pseudalhagi (Bieb.) Desv. Astragalus angustifolius Lam.subsp. angustifolius var. angustifolius (Geven) Astragalus hamosus L. Astragalus microcephalus Willd. (Geven) Astragalus tmoleus Boiss.var. bounacanthus (Boiss.) Chamb. (Geven) Ebenus hirsuta Jaub. & Spach (Bodur morgeven) Lotononis genistoides (Fenzl)Benth Medicago minima (L.) Bart. var. minima Onobrychis cornuta (L.) Desv. Onobrychis oxydonta Boiss. Trifolium campestre Scherb. Trigonella spruneriana Boiss. var. spruneriana GERANIACEAE Erodium cicutarium (L.) L’Herit subsp. cicutarium (Dönbaba) Geranium tuberosum L. subsp.tuberosum (Turnagagası) GLOBULARIACEAE Globularia orientalis L. (Küreçiçeği) Globularia trichosantha Fisch. Bern (B) Tıbbi (TIB) Fitocoğrafik – Cites ve Ticari Bölge (C) Bitki (TİC) ÇBFCB TIB TIC ÇBFCB Akd. El. ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB TIB-TİC ÇBFCB Ir.-Tur.El. Ir.-Tur.El ÇBFCB ÇBFCB Ir.-Tur.El. ÇBFCB E Bağlar RES Ornitoloji Raporu LC Ir.-Tur.El. Ir.-Tur.El. ÇBFCB Ir.-Tur.El. ÇBFCB ÇBFCB Ir.-Tur.El. ÇBFCB ÇBFCB Ir.-Tur.El. Ir.-Tur.El. | [email protected] 35 Familya/Bitkiler IUCN Kategorisi Endemizm & Mey. (Küreçiçeği) HYPERICACEAE Hypericum scabrum L. (Binbirdelikotu) LAMIACEAE Ajuga bombycina Boiss. Marrubium vulgare L. Nepeta italica L. Phlomis armeniaca Willd. (Çalba, Ayı kulağı, Çoban çırası) Phlomis linearis Boiss.& Balansa Salvia microstegia Boiss. & Bal. (Adaçayı) Salvia verticillata L. subsp. amasiaca (Freyn & Bornm.) Bornm. (Adaçayı) Salvia virgata Jacq. (Adaçayı) Scutellaria orientalis L. subsp. pinnatifida Edm. Sideritis phrygia Bornm.(Dağ çayı) Sideritis montana L. subsp. montana (Dağ çayı) Stachys lavandulifolia Vahl var. lavandulifolia Teucrium polium L. (Mayasıl otu) Thymus leucostomus Hausskn. & Velen var. leucostomus (Kekik) LILIACEAE Allium scorodoprasum L. subsp. rotondum (L.) Stearn Asphodeline damascena (Boiss.) Baker subsp. damascena Muscari armeniacum Leichtlin ex Baker Ornithogalum orthophyllum Ten. MALVACEAE Alcea pallida Waldst & Kit. (Hatmiçiçeği, Devegülü) Malva neglecta Wallr. MORINACEAE Morina persica L. OROBANCHACEAE Orobanche caryophyllacea Smith (Canavarotu) PAPAVERACEAE Bern (B) Tıbbi (TIB) Fitocoğrafik – Cites ve Ticari Bölge (C) Bitki (TİC) TIB Ir.-Tur.El. E NT Akd. El. ÇBFCB ÇBFCB E LC Ir.-Tur.El. E LC Ir.-Tur.El. Ir.-Tur.El. TIB ÇBFCB Ir.-Tur.El. ÇBFCB E Bağlar RES Ornitoloji Raporu VU Ir.-Tur.El. Akd. El. Ir.-Tur.El. TIB ÇBFCB ÇBFCB Ir.-Tur.El. Ir.-Tur.El. ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB Ir.-Tur.El. ÇBFCB | [email protected] 36 Familya/Bitkiler IUCN Kategorisi Endemizm Hypecoum imberbe Sibth. & Sm. Glaucium corniculatum (L.) Rud. subsp. reflactum Náb. (Boynuz otu) Papaver rhoeas L. (Gelincik) PLUMBAGINACEAE Plumbago europaea L. (Kurşunotu) Acantholimon acerosum (Willd.) Boiss. var. acerosum (Kardikeni) Acantholimon ulicinum (Willd. ex Schult.) Boiss. subsp. ulicinum var. ulicinum (Kardikeni) POACEAE Aegilops biuncialis Vis. Hordeum marinum Hudson Bromus tectorum L. Festuca valesiaca Schleicher ex Gaudin Poa bulbosa L. Stipa holosericea Trin. PRIMULACEAE Androsace maxima L. RANUNCULACEAE Consolida orientalis (Gay) Schröd Nigella arvensis L. var. glauca Boiss.(Yabani çörek otu) RESEDACEAE Reseda lutea L. var. lutea ROSACEAE Amygdalus communis L. (Badem) Amygdalus orientalis Miller (Yabani badem) Potentilla recta L. Rosa canina L. (Kuşburnu) Sanguisorba minor Scop. subsp. muricata (Spach) Briq. (Çayır düğmesi) RUBIACEAE Galium verum L. subsp. verum SANTALACEAE Thesium procumbens C.A.Meyer SCROPHULARIACEAE Verbascum cheiranthifolium Boiss. var. asperulum (Boiss.) Murb.(Sığırkuyruğu, Burunca otu) Bern (B) Tıbbi (TIB) Fitocoğrafik – Cites ve Ticari Bölge (C) Bitki (TİC) Akd. El. TIB ÇBFCB ÇBFCB Avr-Sib. El. TIB Ir.-Tur.El. Akd. El. ÇBFCB Akd. El. ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB Ir.-Tur.El. TIB-TİC ÇBFCB ÇBFCB TİC ÇBFCB Ir.-Tur.El. TIB TIB-TİC ÇBFCB ÇBFCB ÇBFCB Avr-Sib. El. ÇBFCB E Bağlar RES Ornitoloji Raporu LC | [email protected] ÇBFCB 37 Familya/Bitkiler Verbascum glomeratum Boiss. Veronica cuneifolia D.Don subsp. cuneifolia Veronica praecox All. ZYGOPHYLLACEAE Peganum harmala L. (Üzerlik, Nazarlık otu) Endemizm IUCN Kategorisi E LC Bern (B) Tıbbi (TIB) Fitocoğrafik – Cites ve Ticari Bölge (C) Bitki (TİC) Ir.-Tur.El. ÇBFCB ÇBFCB TIB-TİC ÇBFCB Floristik açıdan değerlendirme: RES yapılacak alanın çok büyük bir kısmı (küçük kayalıklar hariç) step alan içinde kalmaktadır. Gerek step gerekse de kayalık alanlarda değişik bitki türleri yetişmektedir. Tespit edilen endemik türlerin tamamı yapılan gözlemler sonucunda ve Türkiye Florası kayıtlarına göre çalışma alanının dışında da yetişmektedir. Yapılan arazi çalışmaları sırasında, endemik olan ve VU (Vulnerable: Hassas) kategorisinde bulunan Cosunia halysensis Hub.-Mor., Gypsophila sphaerocephala Fenzl ex Tchihat. var. cappadocica Boiss. ve Sideritis phrygia Bornm. bitkilerine türbin ayaklarının kurulacağı alanda rastlanılmamıştır. Bu türlerin RES alanındaki tribünlerin kurulmayacağı vadi içlerinde yetiştiği görülmüştür. Ayrıca alandan tespit edilen endemik türler arasında BERN ve CITES listesinde bitki bulunmadığı ve nesli tehlike (CR veya EN) altında endemik türün de bulunmadığı tespit edilmiştir. 2.4.2. Faunal Yapı Bir bölgenin floral ve faunal yapısı çevresel faktörlerin etkisi altında şekillenir, sürekli ve düzenli olarak değişir. Bu durum akıcı bir dinamiği ve bunun en önemli parçası olan vahşi yaşamı sürdürmeyi zorunlu kılar. Bu da bu dinamiği anlamakla mümkündür. Proje alanı ve yakın çevresinde yapılan arazi çalışmalarında saptanan omurgalıların tür tespitleri yapılmış; bu türlerin familya ve bilimsel isimleri, Türkçe adları, biyotop (habitat), varsa tehlike kategorisi, tehlike sınıfı açısından değerlendirmesi, statüleri ile ilgili veriler değerlendirilmiştir. Bu amaçla IUCN; Bern Sözleşmesi kriterleri ve koruma listelerinin en son güncellenmiş halleri; CITES (Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme); Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Merkez Av Komisyonu (MAK) tarafından 2011-2012 dönemi Kararları’ndan da yararlanılmıştır. Ayrıca yörede kaydedilen yabanıl formlar arasında endemik türler bulunup bulunmadığı da değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmada öncelikle gözlem ve fotoğraflamaya dayalı fauna kayıtları ile habitat verileri toplanmış, örnek Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 38 alınmamıştır. Böylece toplanan tüm veriler birlikte değerlendirilerek proje alanının omurgalı fauna elemanlarının tespiti yapılmıştır. Diğer taraftan, işletmenin faunal karakterlere yol açması muhtemel etkileri ve bunlara karşı anılacak önlemlerin neler olacağı üzerinde durulacaktır. Eğer olumsuzluklar söz konusu olacaksa bunların engellenmesinin hangi koşullarda olması gerektiği vurgulanacaktır. 2.4.2.1. Amfibi ve sürüngenler Türkiye’de yayılış gösteren yaklaşık 165 kurbağa ve sürüngen türünün 25’inin Bağlar RES’in kurulacağı saha ve yakın çevresinde de yaşadığı tespit edilmiştir. Bu türlerden 4’ü kurbağa, 2’si kaplumbağa, 10’u kertenkele, 9’u da yılanlara aittir. Bunlardan Tosbağa (Testudo graeca) IUCN listesinde VU “zarar görebilir” kategorisinde yer alırken, Benekli Kaplumbağa (Emys orbicularis) NT “tehdit altında” kategorisinde yer almaktadır. Kurbağalardan Ağaç kurbağası, Ova kurbağası, Gece Kurbağası ve Kara Kurbağası ise IUCN nin LC“düşük risk” kategorisinde yer almaktadır. Yörenin herpetofaunası dikkate alındığında; 8 türün IUCN statüsü belli değilken, 15 tür LC kategorisindedir. BERN sözleşmesi Kesin Koruma Altında Olan Türler (EK II) kategorisinde 11 tür, Koruma Altında Olan Türler kategorisinde (EK III) ise 12 tür yer almaktadır. Bu türler geniş yayılımlı olup, bölgeye özgü endemik bulunmamaktadır. Bu türler ve statüleri Çizelge 4’te, bazılarına ait fotoğraflar Şekil 19-21’de verilmiştir. Çizelge 4. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde bulunan kurbağa ve sürüngen türleri ile statüleri Tehlike Durumu Türlerin Türkçe ve bilimsel isimleri KURBAĞALAR Kara Kurbağası Gece Kurbağası Ağaç Kurbağası Ova Kurbağası SÜRÜNGENLER Tosbağa Benekli Kaplumbağa İnce Parmaklı Keler Yarım Parmaklı Keler İnce Kertenkele Kaya Kertenkelesi Cüce Kertenkele Yeşil Kertenkele Tıknaz Kertenkele Bozkır Keleri Dikenli Keler Tarla Kertenkelesi Kör Yılan IUCN BERN EK2 EK3 CITES HABİTAT Bufo bufo Pseudopidalea viridis Hyla arborea Pelophylax ridibundus LC LC LC LC X X - X X - B,T,M Ç,B,T,M Ç,M S Testudo graeca Emys orbicularis Cyrtopodion kotschyi Hemidactylus turcicus Ablepharus kitaibelii Darevskia saxicola Lacerta parva Lacerta trilineata Trachylepis aurata Trapelus ruderatus Laudakia stellio Ophisops elegans Typhlops vermicularis VU NT LC LC LC LC LC LC - X X X X X X X X X X X X - X - Ç,B,T,M S Ç,B Ç,B,T,K Ç,B K B,T Ç,B,M B,M,T B,T,K K,Ç B,T,M Ç,B,M Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 39 Mahmuzlu Yılan Hazer Yılanı Uysal Yılan Ev Yılanı Yarı Sucul Yılan Sarı yılan Sikkeli Yılan Şeritli Engerek Eryx jaculus Dolichophis caspius Eirenis modestus Zamenis situla Natrix natrix Elaphe quatuorlineata Hemorrhois nummifer Montivipera xanthina LC LC LC LC LC X - X X X X X X - M,T,K Ç,M,T Ç,M,T Ç,M,T S Ç,M Ç,M Ç,K KISALTMALAR: Ç: Çalılık, B: Bozkır-Step, T: Tarım arazileri, M: Mera, S: Su ve suya yakın yerler, K: Kayalık Şekil 19. Bağlar RES sahasında nemli yerlerde geceleri görülebilen Gece Kurbağası (Pseudopidalea viridis) Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 40 Şekil 20. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan tarla kertenkelesi (Ophisops elegans) Şekil 21. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan ve zaman zaman yakınlarda yer alan karayollarındaki trafik nedeniyle ezilen Hazer Yılanı (Dolichophis caspius). Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 41 Amfibiler genel olarak sahada bulunmamakla birlikte, sahanın yakın çevresindeki su ve suya yakın, nemli yerler ile nemli meralarda bulunmaktadır. Türbinlerin kurulacağı alanlar incelendiğinde, çoğunlukla açık ve çıplak alanlarda yer alan tepelerin üzerine tesis edileceği görülmektedir (Şekil 5-10). Zira bu tepeler çok yüksek rüzgar faaliyetinin etkisi altındadır. Bu durum canlı vücudundan hızlı su buharlaşmasını, dolayısıyla hızlı su kaybını beraberinde getirecektir. Bu nedenle yaşamı doğrudan veya dolaylı olarak suya bağımlı türler tarafından bu tepelerin pek tercih edilmemesi beklenen bir durumdur. Bu alanların benzer nedenlerden dolayı biyolojik çeşitlilik bakımından fakir olduğu da düşünüldüğünde, projenin özellikle inşaat ve işletme aşamasında amfibi ve sürüngenler açısından herhangi bir olumsuz etkisinin olmayacağı beklenmektedir. Bağlar RES sahası ve yakın çevresindeki amfibilerin geniş yayılışlı türler olması ve özellikle türbinlerin kule ayaklarının yer alacağı sahada sadece gece kurbağası ve kara kurbağasının bulunma olasılığının olması nedeniyle bu geniş yayılışlı ve endemik olmayan türlerin olumsuz etkilenmeyeceği düşünülmektedir. 2.4.2.2. Memeliler Ülkemizde 170 civarında memeli türü yaşamakta olup, bunlardan 30 tanesi Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde yayılış göstermektedir. Sahada memelilerden kurt (Canis lupus), tilki (Vulpes vulpes), porsuk (Meles meles), tavşan (Lepus europaeus) en dikkat çeken türlerdendir (Çizelge 5). Bunların dışında yapılan arazi çalışmaları esnasında kirpi, körefare ile gelinciğin de yaşadığı da tespit edilmiştir. Saha ve yakın çevresinde memeli türlerin yaşadığı iz, dışkı ve bizzat gözlemlerin yanında çevre halkı ile yapılan görüşmelerden de anlaşılmıştır. RES sahasında en sık rastlanılan memelilerden olan ve yırtıcı kuşların önemli bir besin kaynağı konumundaki tarla farelerini, bunlara ait yuva deliklerini ve körfarelerin yuva yapımı sırasında oluşturdukları toprak öbeklerini, sahada yaygın olarak bulunan gelengi yuvaları, sahadaki önemli omnivorlardan olan domuzun iz-dışkıları ve yakın çevredeki tarım alanlarında gözlenmiş tilki ile barındığı geniş kaya çatlaklarını gösteren fotoğraflar Şekil 2227’de verilmiştir. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 42 Çizelge 5. Bağlar RES sahası içerisinde ve yakın çevrede tespit edilen memeli hayvan (Mammalia) türleri ve koruma statüleri Tehlike Durumu B I E U R C N N EK II EKIII Türlerin Türkçe ve bilimsel isimleri MEMELİLER Kirpi Bataklık Sivrifaresi Sivriburunlu Tarlafaresi Su Sıçanı Büyük Nalburunlu Yarasa Küçük Nalburunlu Yarasa Akdeniz Nalburunlu Yarasası Nalburunlu Yarasa Uzunayaklı Yarasa Cüce Yarasa Savi Cüce Yarasası Yabani Tavşan Anadolu Sincabı Türk Hamsteri Cüce Avurtlak Gelengi Tarla Faresi Ev Faresi Ev Sıçanı Körfare Orman Faresi Bahçe Yediuyuru Kayalık Orman Faresi Araptavşanı Kızıl Tilki Gelincik Ağaç Sansarı Kaya Sansarı Porsuk Yaban Domuzu Erinaceus concolor Neomys anomalus Crocidura leucodon Arvicola terrestris Rhinolophus ferrumequinum Rhinolophus hipposideros Rhinolophus euryale Rhinolophus mehelyi Myotis capaccinii Pipistrellus pipistrellus Pipistrellus savii Lepus europaeus Sciurus anomalus Mesocricetus brandti Cricetulus migratorius Spermophilus xanthoprymnus Microtus guentheri Mus musculus Rattus rattus Spalax leucodon Dryomys nitedula Eliomys quercinus Apodemus mystacinus Allactaga williamsi Vulpes vulpes Mustela nivalis Martes martes Martes foina Meles meles Sus scrofa LC LC LC LC LC LC NT VU LC LC LC LC LC NT LC NT LC LC LC DD LC LC LC LC LC LC LC LC LC LC X X X X X X X X X - X X X X X X X X X X X X X X C I T E S X - H A B İ T A T B, Ç S B, Ç, S S, Ç O, M O, M O, M M O,M O,M O,M B, Ç O B B, Ç B,Ç,T KH KH B,Ç,T O O O, K B, K O,B,K O, B,K O,B B,K O,B,Ç O,B,Ç KISALTMALAR: B: Bozkır-Step, O: Yakınlardaki Ormanlar, T: Tarım arazileri, Ç: Çayır-Mera, K: Kayalık, M: Yakınlardaki Oyuk ve Mağaralar, S: Su ve suya yakın yerler KH: Karasal Habitatların Tamamı Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 43 Şekil 22. Bağlar RES sahasında ve çevresinde yoğun olarak bulunan tam toprak temaslı türlerden olan tarla faresi (Microtus guentheri) ve yuva girişi. Şekil 23. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan tam toprak temaslı türlerden olan Körfare (Spalax leucodon) tarafından yuva yapımı-galeri kazılması sırasında oluşturulan toprak öbekleri. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 44 Şekil 24. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan Gelengi (Spermophilus xanthoprymnus)’ye ait yuva girişi. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 45 Şekil 25. Bağlar RES sahasında ve yakın çevresinde yaşayan en önemli omnivorlardan olan domuz (Sus scrofa)’a ait dışkı-izler. Şekil 26. Bağlar RES sahasında ve yakın çevresinde yaşayan karnivorlardan kızıl tilki (Vulpes vulpes). Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 46 Sahada doğal olarak oluşmuş, kayalık açıklıkları ve geniş çatlaklar tilki vb. yırtıcılar için iyi bir in-barınma ortamı oluşturmaktadır Şekil 27. Bağlar RES sahasında oluşmuş olan kaya çatlakları tilki ve benzeri türler için iyi bir barınma ortamı oluşturmaktadır. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 47 Sahada ve yakın çevresindeki memeli türlerinden nesli tükenmekte tilkinin Türkiye'nin de taraf olduğu CITES = Nesli Tehlikede Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticareti'ne ilişkin sözleşmeye göre avlanmaları, öldürülmeleri, iç ve dış ticareti kesinlikle yasaktır. Bu durum cezai müeyyidelerle güvence altına alınmıştır. Yine sahada bulunabilen memelilerden olan Türk hamsteri (Mesocricetus brandti), Gelengi (Spermophilus xanthoprymnus) ve Akdeniz Nalburunlu Yarasası (Rhinolophus euryale) (NT): yakın zamanda tehdit altına girebilir kategorisinde yer alırken, körfare ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır (DD). Ayrıca, IUCN Kırmızı Listesi’ne göre bu bölgede yaşayan memelilerden; 25’i (LC): Asgari endişe altındaki türler kategorilerinde, 1’i (VU): Hassaszarar görebilir kategorilerinde yer alırken, 1 türün durumu belli değildir (DD) (Çizelge 5). Diğer taraftan, bu türlerden 9 tanesi BERN Sözleşmesi listelerinde Ek II (kesin olarak koruma altına alınan türler)’de, 14 tanesi de Ek III (Korunan türler)’de yer almaktadır. Merkez Av Komisyonu (MAK) Kararlarına göre; Kirpi, yabani tavşan ve Anadolu sincabı Ek-I (Çevre Ve Orman Bakanlığı’nca koruma altına alınan yaban hayvanları)’de, gelincik EK-II (Merkez Av Komisyonunca koruma altına alınan av hayvanları)’de, Kızıl tilki, ağaç sansarı, kaya sansarı ve yaban domuzu EK-III (Merkez Av Komisyonunca avına belli edilen sürelerde izin verilen av hayvanları) kapsamında bulunmaktadır. Türbinlerin kurulacağı alanlar değerlendirildiğinde; aktif memelilerin çoğunluğunun beslenme ve barınma habitatlarından çok uzakta yer almaktadır. Bu alanlarda en yaygın memeli türleri olarak göze çarpan tarla faresi ve körfare tam toprak temaslı subterran türler olup, kurulacak olan tesislerin kule ve rotor alanlarından olumsuz etkilenmeleri söz konusu değildir. Bu türler ekolojik toleransı ve üreme potansiyeli yüksek, buna bağlı olarak da populasyon yoğunlukları fazla olan türlerdir. İnşaat aşamasında bu türlerin az da olsa etkilenme olasılığı bulunmasına rağmen bu etkinin çok kolaylıkla tolere edilebileceği düşünülmektedir. Diğer taraftan, Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde kendiliğinden oluşmuş olan geniş kaya boşluğu ve çatlakları, bu tip yerleri yuva-barınma alanı olarak kullanan kızıl tilki, kaya sansarı vb. karnivorlar için büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle projenin her aşamasında sahadaki bu yapıların korunmasına azami özen gösterilmelidir. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 48 RES sahası ve yakın çevresinde bulunan yarasalar ve olası tehlikeler Bilindiği üzere; RES sahalarında en fazla etkilenen memeli türleri yarasalardır. Zira yurt içi ve yurt dışında kurulmuş olan RES türbinleri rotor alanı yakınlarında barotravma nedeniyle ölümlerin gerçekleştiği bilinmektedir. Ancak Bağlar RES türbinlerinin kurulacağı saha ve yakın çevrelerinde yarasaların barınabileceği uygun ortamlar (nemli, derin mağara ve oyuklar) bulunmamaktadır. Zira alanda Türkiye’de yaşayan yaklaşık otuz yarasa türünden sadece 7 tür yarasaya rastlanması da bölgedeki yarasa çeşitliliğinin ne derece zayıf olduğunu da göstermektedir. Bu yarasalar daha çok yakınlarda yer alan Güvenç, Karaömer, Yazılıbelen ve Eğribayat Köylerindeki yerleşim alanlarında barınmakta olup, sahayı zaman zaman beslenme aktiviteleri sırasında kullanmakta ve çoğunlukla konaklamadan uzaklaşmaktadırlar. Tür çeşitliliğinin yanında populasyon yoğunluğu az olan yarasaların sürekli ve sert esen rüzgârlar nedeniyle çok yoğun gruplar oluşturmadıkları, yükseklerden uçmadıkları ve özellikle rüzgar hızının azaldığı akşam saatlerinde nadiren de olsa özellikle yerleşim alanları yakınlarında uçtukları bilinmektedir. Tüm bu faktörler dikkate alındığında sahada yarasalar açısından herhangi bir olumsuz durum yaşanması pek de olası gözükmemektedir. 2.4.2.3. Kuşlar Türkiye bir yanadan Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında köprü konumunda olması nedeniyle, hayvan türleri ve özellikle kuşlar için çok önemli yaşamsal bir ekosistem bütünlüğü oluşturur. Sahip olduğu sulak alan, orman, mera ve bozkır özelliğindeki ekosistem zenginliği kuş türleri için önemli yaşam alanlarıdır. Avrupa’nın farklı ülkelerinde kuluçkalayan kuş türleri bir yandan kışlamak için Anadolu’nun sıcak geçen güney bölgelerini tercih ederken, diğer yandan da önemli sayıdaki kul türü göçleri sırasında başta İstanbul Boğazı olmak üzere Marmara Bölgesi’ nde, doğuda ise Kafkasya’dan Artvin, Boçka ve Çoruh vadisini izleyerek güney bölgelerine ve özellikle milyonlarca bireylik kuş katarları Akyatan Lagünü üzerinden Afrika’ya yol alır. Başta turna, bıldırcın olmak üzere kuzeyden Karadeniz’i aşıpta Anadolu’ya geçen kuş türleri Anadolu’nun kuzey bölgelerinde başlayarak tam bir cephe göçü yapar, kendileri için uygun ekosistemlere doğru yol alır. İlkbahar ve sonbahar aylarında Konya semalarında bile turna, leylek sürülerini izlemek mümkündür. Anadolu’nun tüm coğrafik bölgeleri kuşlar için oldukça aktif biyolojik potansiyellere sahiptir. Boğaz üzerinden göçer kuş türü katarlarına özellikle ilkbahar ve sonbahar göçünde rastlamak olasıdır. Burada gerek yırtıcı kuş ve gerekse leylek türlerinin oldukça yüksek sayıda bireylerinin eylül ayı ile birlikte ekim ayında doruğa ulaştığı görülebilmektedir. Bu göçer kuş Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 49 türlerinin oluşturduğu sürüler, güneyde İskenderun Körfezini de izleyerek, başta Nil Vadisi olmak üzere Afrika’ya göç ederler (Kiziroğlu 2009). Anadolu’nun iklimsel ve topoğrafik yapısı da canlı çeşitliliğinin artışında en önemli etkenlerdendir. Türkiye güney- kuzey ve kuzey-güney göç hattının üzerindedir. Kuşlar Anadolu’dan Afrika’ya veya Afrika’dan Anadolu’ya iki yol üzerinden geçiş yapmaktadır. Bu geçişler genel olarak Kıbrıs ve Hatay üzerinden gerçekleşir. Anadolu’ya Kıbrıs ve Hatay üzerinden giriş yapan kuşlar daha sonra Avrupa ve Rusya’ya boğazlar ve Doğu Karadeniz ana göç yollarını kullanarak geçiş yapmaktadırlar. Sonbahar göç döneminde ise bu güzergâhın tersi durum söz konusudur (Şekil 28). Bu anlamda Bağlar RES sahası bu ana göç güzergâhlarının dışında yer almaktadır. Şekil 28. Türkiye’nin önemli göç yolları. Boğazlar ve Kafkaslardan gelen Yırtıcı Kuş ve Leylek gibi türler Hatay ve Kıbrıs üzerinden göçlerine devam ederler (literatürlerden derlenerek oluşturulmuştur) Yukarıda değinilen özellikler nedeniyle; Türkiye sahip olduğu 502 tür ile kuş türü sayısı bakımından diğer birçok ülkeye oranla oldukça iyi bir konumdadır (Kiziroğlu 2009). Anadolu’daki sulak alanlar, milli parklar ve yaban hayatı geliştirme sahaları her iki göç yolunda da uzun mesafeler kat eden kuşlar için dinlenme, beslenme ve üremeleri bakımından son derece önemli konaklama alanlarıdır. Göç döneminin haricinde, özellikle sert geçen kış koşullarında iç bölgelerde yeterince besin bulamayan kuş türleri de özellikle Akdeniz kıyılarındaki bu tip alanları yoğunlukla kullanmaktadır (Erdoğan vd 2002, Aslan vd 2004). Rüzgâr enerji santrali ve türbinlerin kurulacağı saha, step-bozkır özelliğinde yaşam alanlarını barındırmaktadır. Bu bakımdan yerli ve göçmen kuş türlerinin çok büyük bir kısmının Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 50 ekolojik ihtiyaçlarına cevap vermekten uzaktır. RES sahasında daha çok kuyrukkakan, bozkır toygarı, örümcek kuşları, kırlangıçlar, ibibik, kargagiller, incir kuşları ve kerkenezler, şahin türleri gibi yaygın ve ekolojik tolerans derecesi yüksek olan az sayıda kuş türleri barınmaktadır. Küçük ötücü kuşlar RES sahası ve yakın çevresini genellikle ilkbahar ve sonbahar göç dönemlerinde dinlenmek ve beslenmek amacıyla kullanmaktadırlar. Bunun dışında herhangi bir nedenle bu kesimlere geldiklerinde hem yerli olmaları hem de ani manevra yapabilme gibi uçuş yeteneklerinden dolayı proje bileşenlerinden olumsuz etkilenmeleri beklenmemektedir. Diğer taraftan alanda populasyon yoğunlukları oldukça yüksek olan tarla faresi ve tarla kertenkelesinin yaygın olarak bulunması, bunlarla beslenen yırtıcı kuşlardan özelikle şahin ve kerkenez türleri için önemli beslenme alanıdır. Arazi çalışmalarımız sırasında pek çok avcının RES sahası ve yakın çevresinde daha çok kınalı keklik, bıldırcın ve güvercinleri avladıkları görülmüştür (Şekil 29-30) Şekil 29. Dağcabeli Mevkiinde avcılar ile yapılan görüşmeler ve avcıların vurduğu kınalı keklik Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 51 Şekil 30. RES Sahasının batısındaki Arkaç Tepe’nin yakınında avlanan avcılar Çalışma alanındaki kuşların çoğu görsel yolla, gözle görülemeyen az bir bölümü de çıkardıkları özel sesleri ve ötüş şekilleri dinlenerek tanınıp isimlendirilmiştir. Bu anlamda kuş türlerinin tespiti için, havza bazında bölge değerlendirilmiş, dürbün, teleobjektifli fotoğraf makinesi ve videokamera kullanılarak kuş türleri belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca yöre halkı, çobanlar ve Karaömerler ve Güvenç Köyü halkı ile görüşmeler yapılarak alanı kullanan kuş türleri ve göç hareketleri ile ilgili bilgi alışverişi yapılmıştır (Şekil 31-32). Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 52 Şekil 31. Güvenç Köyü sakinleriyle yapılan görüşmeden bir an Şekil 32. Karaömer Köyü sakinleriyle yapılan görüşmeler Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 53 Kuş Türleri ve Statüleri: Bu çalışmalarda Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde 2011 Kasım sonu-Aralık ayları boyunca yapılan arazideki gözlemlerimiz ile geçmiş dönemlerde farklı nedenlerle yürütülen gözlem ve araştırmalarda elde edilen bilimsel verilerden de yararlanılmıştır. Saha gözlemlerini destekleyici olarak proje alanı içerisinde yaşayan yöre sakinleri ile yüz yüze görüşmeler yapılmış, kapsamlı literatür taramaları da gerçekleştirilmiştir. Gözlem, inceleme ve değerlendirme çalışmaları sonuçlarına göre, araştırma alanı ve yakın çevresinde 94 kuş türü saptanmıştır. Bu türlerden 43’ü yerli (Y), 31’i yaz ziyaretçisi (YZ), 11’i kış ziyaretçisi (KZ) ve 9’u da transit göçer (T)’dir (Çizelge 6). Bu türlerin tamamı önceki yıllarda yapılan çalışmalar ile Kasım-Aralık aylarında yapılan arazi çalışmaları esnasında tarafımızdan gözlenmiştir. Diğer taraftan Bağlar RES sahasının kuzeyinde yer alan Güvenç Köyü ve Acıgöl sazlıkları su kuşları ve ötücü kuşlar açısından önemli yaşam alanlarını oluşturmaktadır. Güvenç Köylüleriyle yapılan görüşmede geçen yıl bu sazlıklara dört toy kuşunun görüldüğü ifade edilmiştir. Zira IUCN redlist kateglorilerine göre bu tür VU (Vulnerable): Nadir-Hassas “Vahşi Yaşamda Soyu Tükenme Tehlikesi Büyük Olan Türler” kategorisinde yer almaktadır. Söz konusu tür batıda Kütahya Altıntaş YHGS’dan başlayarak, Konya Yunak ilçesi ve Bağlar RES sahasının kuzey batısında zaman zaman görülebilen bir türdür. 27 Kasım 2011 tarihinde yaptığımız arazi çalışması esnasında bir adet toy Arkaç Tepe Mevkiinde yer alan rüzgar ölçüm direğinin kuzeyinde gözlenmiştir. Ekolojik olarak daha çok alçak zonları tercih eden bu türün av baskısından dolayı daha yüksek zonlara da çıkabildiği bilinmektedir (Şekil 33). Dolayısıyla zaman zaman RES sahasında görülme olasılığı olsa da daha çok yere yakın uçmaları ya da koşarak hareket etmesi nedeniyle, türbinlerden olumsuz etkilenmesi beklenmemektedir. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 54 Şekil 33. Ekolojik olarak daha çok alçak zonları tercih eden ancak av baskısından dolayı daha yüksek zonlara da çıkabilen toy kuşu RES sahası ve yakın çevresinde 2011 yılı Kasım-Aralık ayları içerisinde yapılan gözlemlerde görülen türlere ait fotoğraflar Şekil 34-37’de verilmiştir. RES Sahası ve yakın çevresindeki kuş türlerinin bilimsel ve Türkçe isimleri, ulusal ve uluslar arası koruma statüleri ile sahadaki biyolojik statüleri (Yerli, göçmen vb) değerlendirmiş ve sonuçları Çizelge 6’da verilmiştir. Arazide tespit edilen her bir kuş türünün koruma statüleri; Kiziroğlu (2008)’na göre Türkiye Kuşları Red Data Book (RDB- Kırmızı Liste)- Uluslar arası Doğal Hayatı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN)- Birdlife International (BIE) Kriterleri, Bern sözleşmesi (BERN) ve Merkez Av Komisyonu Kararına (MAK) göre değerlendirilerek Çizelge 6’da verilmiştir. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 55 Çizelge 6. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde gözlenen kuş türleri ve statüleri TÜRKÇE BIE BERN MAK CITES STATÜ Ciconia nigra Kara leylek Black Stork A.3 LC II Ek II Ek I Ek-II T Ciconia ciconia Ak leylek White Stork A.3.1 LC II Ek II Ek I -- T İNGİLİZCE RDB LATİNCE IUCN TUR ADI Milvus migrans Kara çaylak Black Kite A.3 LC III Ek II Ek I Ek-II T Circaetus gallicus Yılan kartalı Short-toed Snake-eagle A.4 LC III Ek II Ek I Ek-II Y Circus macrourus Bozkır delicesi Pallid Harrier A.1.2 NT I Ek II Ek I Ek-II KZ Circus pygargus Çayır delicesi Montagu's Harrier A.1.2 LC IV Ek II Ek I Ek-II YZ Accipiter nisus Atmaca Eurasian Sparrowhawk A.3 LC IV Ek II Ek I Ek-II Y Buteo buteo Şahin Common Buzzard A.3 LC IV Ek II Ek I Ek-II Y Buteo rufinus Kızıl şahin Long-legged Buzzard A.3 LC III Ek II Ek I Ek-II Y Aquila pomarina Küçük orman kartalı Lesser Spotted Eagle A.3 LC II Ek II Ek I Ek-II T Aquila chrysaetos Kaya kartalı Golden Eagle A.1.2 LC III Ek II Ek I Ek-II Y Falco naumanni Küçük kerkenez Lesser Kestrel A.2 VU I Ek II Ek I Ek-II YZ Falco tinnunculus Kerkenez Common Kestrel A.2 LC III Ek II Ek I Ek-II Y Falco vespertinus Aladoğan Red-footed Falcon B.3 NT III Ek II Ek I Ek-II T Falco cherrug Uludoğan Saker Falcon A.1.2 VU I Ek II Ek I Ek-II Y Falco peregrinus Gökdoğan Peregrine Falcon A.1.2 LC IV Ek II Ek I Ek-I Y Alectoris chukar Kınalı keklik Chukar A.2 LC III Ek III Ek III -- Y Coturnix coturnix Bıldırcın Common Quail A.3 LC III Ek III Ek III -- YZ Grus grus Turna Common Crane A.3 LC II Ek II Ek I Ek-II T Otis tarda Toy Great Bustard A.2 VU I Ek II Ek I Ek-II KZ Pluvialis apricaria Altınrenkli yağmurcun Eurasian Golden Plover B.4 LC IV Ek III Ek II -- KZ Vanellus vanellus Kız kuşu Northern Lapwing A.5 LC II Ek III Ek II -- KZ Columba livia Kaya güvercini Rock Pigeon A.5 LC IV Ek III Ek III -- Y Columba palumbus Tahtalı güvercin Common Wood-pigeon A.4 LC IV Ek III Ek III -- Y Streptopelia decaocto Kumru Eurasian Collared-dove A.5 LC IV Ek III Ek II -- Y Otus scops İshak kuşu Common Scops-owl A.2 LC II Ek II Ek I -- YZ Athene noctua Kukumav Little Owl A.2 LC III Ek II Ek I -- Y Asio otus Kulaklı orman baykuşu Long-eared Owl A.2 LC IV Ek II Ek I -- Y Apus apus Ebabil Common Swift A.3.1 LC IV Ek III Ek I -- YZ Apus melba Akkarınlı ebabil Alpine Swift A.3.1 LC IV Ek II Ek I -- YZ Merops apiaster Arıkuşu European Bee-eater A.3.1 LC III Ek II Ek I -- YZ Coracias garrulus Kuzgun European Roller A.2 NT II Ek II Ek I -- YZ Upupa epops İbibik Eurasian Hoopoe A.2 LC III Ek II Ek I -- YZ Dendrocopos syriacus Alaca ağaçkakan LC IV Ek II Ek I -- Y Küçük ağaçkakan A.1.2 LC IV Ek II Ek I -- Y Calandrella brachydactyla Bozkır toygarı Syrian Woodpecker Lesser Spotted Woodpecker Greater Short-toed Lark A.2 Dendrocopos minor A.3 LC III Ek II Ek I -- YZ Calandrella rufescens Küçük bozkır toygarı Lesser Short-toed Lark A.3 LC III Ek II Ek I -- Y Galerida cristata Tepeli toygar Crested Lark A.3 LC III Ek III Ek II -- Y Lullula arborea Orman toygarı Wood Lark A.3 LC II Ek III Ek II -- Y Alauda arvensis Tarlakuşu Eurasian Skylark A.4 LC III Ek III Ek II -- KZ Eremophila alpestris Kulaklı tarlakuşu Horned Lark A.3.1 LC IV Ek III Ek I -- Y Riparia riparia Kum kırlangıcı Sand Martin A.5 LC III Ek II Ek I -- YZ Hirundo rupestris Kaya kırlangıcı Eurasian Crag A.5 LC IV Ek II Ek I -- YZ Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 56 LATİNCE TÜRKÇE İNGİLİZCE RDB IUCN BIE BERN MAK CITES STATÜ TUR ADI Hirundo rustica Kır kırlangıcı Barn Swallow A.5 LC III Ek II Ek I -- YZ Hirundo daurica Kızıl kırlangıç Red-rumped Swallow A.3 LC IV Ek II Ek I -- YZ Delichon urbicum Ev kırlangıcı Northern House-martin A.3 LC III Ek II Ek I -- YZ Anthus campestris Kır incirkuşu Tawny Pipit A.2 LC III Ek II Ek I -- YZ Anthus trivialis Ağaç incirkuşu Tree Pipit A.3 LC IV Ek II Ek I -- YZ Anthus pratensis Çayır incirkuşu Meadow Pipit A.3 LC IV Ek II Ek I -- KZ Anthus spinoletta Dağ incirkuşu Water Pipit A.3 LC IV Ek II Ek I -- Y Motacilla flava Sarı kuyruksallayan Yellow Wagtail A.3.1 LC IV Ek II Ek I -- YZ Motacilla cinerea Dağ kuyruksallayanı Grey Wagtail A.2 LC IV Ek II Ek I -- Y Motacilla alba Akkuyruksallayan White Wagtail A.3.1 LC IV Ek II Ek I -- Y Erithacus rubecula Kızılgerdan European Robin A.3 LC IV Ek II Ek I -- KZ Irania gutturalis Akgerdan White-throated Robin A.1.2 LC IV Ek II Ek I -- YZ Phoenicurus ochruros Karakızılkuyruk Black Redstart A.2 LC IV Ek II Ek I -- KZ Saxicola rubetra Çayır taşkuşu Whinchat A.3 LC IV Ek II Ek I -- T Saxicola torquata Karagerdanlı taşkuşu Common Stonechat A.3 LC IV Ek II Ek I -- Y Oenanthe isabellina Boz kuyrukkakan Isabelline Wheatear A.3 LC IV Ek II Ek I -- YZ Oenanthe oenanthe Kuyrukkakan Karakulaklı kuyrukkakan Taşkızılı Northern Wheatear A.3 LC III Ek II Ek I -- YZ Black-eared Wheatear A.2 LC II Ek II Ek I -- YZ Rufous-tailed Rock-thrush A.1.2 LC III Ek II Ek I -- YZ Monticola solitarius Gökçeardıç Blue Rock-thrush A.1.2 LC III Ek II Ek I -- Y Turdus torquatus Kolyeli ardıç Ring Ouzel A.1.2 LC IV Ek II Ek I -- KZ Oenanthe hispanica Monticola saxatilis Turdus iliacus Kızılardıç Redwing B.2 LC IV Ek III Ek II -- KZ Turdus viscivorus Ökseotu ardıcı Mistle Thrush A.2 LC IV Ek III Ek II -- Y Phylloscupus collibita Çıvgın A.3.1 LC IV Ek II Ek I -- Y Muscicapa striata Benekli sinekkapan Spotted Flycatcher A.3 LC III Ek II Ek I -- YZ Ficedula semitorquata Yarımbantlı sinekapan Semi-collared Flycatcher A.3 LC II Ek II Ek I -- T Ficedula hypoleuca Kara sinekkapan European Pied Flycatcher A.1.2 LC IV Ek II Ek I -- T Parus major Büyük baştankara Great Tit A.3.1 LC IV Ek II Ek I -- Y Sitta neumayer Kaya sıvacısı Kızıl sırtlı örümcek kuşuörümcek Kara alınlı Western Rock-nuthatch A.2 LC IV Ek II Ek I -- Y Red-backed Shrike A.3 LC III Ek II Ek I -- YZ Lesser Grey Shrike A.3 LC II Ek II Ek I -- YZ Woodchat Shrike A.2 LC II Ek II Ek I -- YZ Ek I Lanius collurio Lanius minor kuşu Kızıl başlı örümcek kuşu Ak alınlı örümcek Lanius senator Lanius nubicus kuşu Saksağan Masked Shrike A.2 LC II Ek II -- YZ Pica pica Black-billed Magpie A.5 LC IV Ek III Ek III -- Y Pyrrhocorax graculus Sarı gagalı dağ kargası Yellow-billed Chough A.3 LC IV Ek II -- Y Corvus frugilegus Ekin kargası Rook A.5 LC IV Ek III Ek III -- Y Corvus corone Leş kargası Carrion Crow A.5 LC IV Ek III Ek III -- Y Corvus corax Kara karga Common Raven A.5 LC IV Ek III Ek II -- Y Sturnus vulgaris Sığırcık Common Starling A.5 LC III Ek III Ek II -- Y Passer domesticus Ev serçesi House Sparrow A.5 LC III Ek III Ek III -- Y Petronia petronia Kayalık serçesi Rock Sparrow A.3 LC IV Ek II Ek I -- Y Fringilla coelebs İspinoz Eurasian Chaffinch A.4 LC IV Ek III Ek II -- KZ Serinus pusillus Kızıl alınlı iskete Fire-fronted Serin A.3 LC IV Ek II Ek I -- Y Carduelis chloris Florya European Greenfinch A.3 LC IV Ek II Ek I -- Y Carduelis carduelis Saka European Goldfinch A.3.1 LC IV Ek II Ek I -- Y Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] Ek I 57 LATİNCE TÜRKÇE İNGİLİZCE RDB IUCN BIE BERN MAK CITES STATÜ TUR ADI Carduelis cannabina Keten kuşu Eurasian Linnet A.3 LC II Ek II Ek I -- Y Emberiza citrinella Sarı kirazkuşu Yellowhammer A.2 LC IV Ek II Ek I -- YZ Emberiza cia Kaya kirazkuşu Rock Bunting A.2 LC III Ek II Ek I -- Y Emberiza hortulana Kirazkuşu Ortolan Bunting A.3 LC II Ek III Ek II -- YZ Emberiza melanocephala Kara başlı kirazkuşu Black-headed Bunting A.4 LC II Ek II Ek I -- YZ Miliaria calandra Tarla kirazkuşu Corn Bunting A.4 LC II Ek III Ek II -- Y TABLODA KULLANILAN KISALTMALARIN AÇIKLAMASI ve DEĞERLENDİRME RDB:Red Data Book ( Kırmızı Bülten) A.1.2: Bu türlerin nüfusları Türkiye genelinde çok azalmış olup izlendikleri bölgelerde 1-10 çift ile temsil edilmektedir. Bu türlerin soyu büyük tükenme tehdidi altında olduğu için mutlaka Türkiye genelinde korunmaları gereken türlerdir. Proje alanı ve yakın çevresinde yaşayan kuşlardan 11’i bu gruba girmektedir. A.2 ve B.2: Bu türlerin ayıları gözlendikleri bölgelerde 11-25 çift arasında değişmektedir. Bu türler de önemli ölçüde tükenme tehdidi altındadır ve tükenme baskısı günümüzdeki gibi sürerse mutlaka tükenmeyle karşı karşıya kalacak olan türlerdir. 21 tür dahildir. A.3 ve B.3: Bu türlerin de Türkiye genelindeki nüfusları gözlendikleri bölgelerde genel olarak 26-250 çift arasında değişmektedir. Bu türler de tükenebilecek duyarlıkta olup vahşi yaşamda soyu tükenme riski yüksek olan türlerdir. Bu tehlike statüsüne 33 tür girmektedir. A.3.1: Burada yer alan türlerin populasyonlarında gözlendikleri bölgelerde azalma vardır.Bu türlerin nüfusu da 251-500 çift arasında değişmekte olup gözlendikleri bölgelerde eski kayıtlara göre azalma olan türleri içermektedir.Bu tehlike statüsüne 10 tür girmektedir. A.4 ve B.4: Bu türlerin populasyon yoğunlukları gözlendikleri bölgelerde henüz tükenme tehdidi altına girmemiş olmakla birlikte populasyonlarında lokal bir azalma görülmekte ve zamanla tükenme tehdidi altına girmeye aday olarak nitelenmektedirler. Bu statüye 7 tür dahildir. A.5: Bu türlerin gözlenen populasyonlarında henüz bir azalma ve tükenme tehdidi gibi bir durum söz konusu değildir. Bu statüye 12 tür girmektedir. IUCN:Uluslar arası Doğal Hayatı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği EN (endangered):Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi çok büyük olan türler. YOK VU (vulnerable) (Hassas, zarar görebilir):Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi büyük olan türler. 3 tür (Küçük kerkenez, Uludoğan ve Toy) NT (near threatened):Şuanda tehlikede olmayan fakat yakın gelecekte VU, EN veya CR kategorisine girmeye aday olan türler. 2 tür (Bozkır delicesi, Kuzgun) LC (least concern) (En düşük derecede tehdit altında):Yaygın bulunan türler 88 tür. BIE:Birdlife International=Birds in Europa. SPEC (Avrupa Ölçeğinde Koruma Önceliğine Sahip Türler) Global koruma altında (SPEC 1 = I) : 4 Tür Tüm Avrupa’da yüksek korumada (SPEC 2 = II): 17 tür Avrupa dışında yüksek korumada(SPEC 3 = III): 27 tür Avrupa’da korumada (SPEC 4 = IV): 46 tür. Avrupa’da korumada değil (Non SPEC = V): YOK tür. BERN: Bern sözleşmesine göre: Ek II: Mutlak koruma altında olan türlerdir ve buna 71 tür dahildir. EK III: koruma altında olan türlerdir ve bu gruba 23 tür girmektedir. Bölgede statüsü Y:Yerli türler: 43 tür YZ:Yaz ziyaretçisi: 31 tür KZ:Kış ziyaretçisi: 11 tür T:Transit göçer: 9 tür MAK:Merkez Av Komisyonu Kararı (2009-2010 Av Dönemi) Ek liste I: Çevre ve Orman Bakanlığınca koruma altına alınan yaban hayvanlar: 73 tür Ek liste II: Merkez Av Komisyonunca koruma altına alınan av hayvanları: 13 tür Ek Liste III: Merkez Av Komisyonunca Avına belli edilen sürelerde izin verilen av hayvanları: 8 tür Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 58 2.5. Sahanın Kuşlar Açısından Önemi 2.5.1.Yerli Kuşlar RES sahasında inşa edilecek türbinlerin, çevresindeki canlı ve cansız varlıkları doğrudan ve dolaylı olarak etkilemesi kaçınılmazdır. Toprak, bitki örtüsü ve yaban hayatı ile doğrudan ilişkisi bulunan tesisler, sahayı devamlı yaşama alanı olarak kullanan yerli kuş türlerinin habitat kullanımlarını da kısmen etkileyecektir. Alanda tespit edilen 94 kuş türünden 43’ü yerlidir. Bunları yıl boyunca RES sahası ve yakın çevresinde görmek mümkündür (Çizelge 6). Rüzgâr enerji santrali ve türbinlerin kurulacağı saha, step-bozkır özelliğinde yaşam alanlarını barındırmaktadır. Bu bakımdan yerli ve göçmen kuş türlerinin çok büyük bir kısmının ekolojik ihtiyaçlarına cevap vermekten uzaktır. RES sahasında daha çok kuyrukkakan, bozkır toygarı, örümcek kuşları, kırlangıçlar, ibibik, kargagiller, incir kuşları ve kerkenezler, şahin türleri gibi yaygın ve ekolojik tolerans derecesi yüksek olan az sayıda kuş türleri barınmaktadır. Küçük ötücü kuşlar RES sahası ve yakın çevresini genellikle ilkbahar ve sonbahar göç dönemlerinde dinlenmek ve beslenmek amacıyla kullanmaktadırlar. Bunun dışında herhangi bir nedenle bu kesimlere geldiklerinde hem yerli olmaları hem de ani manevra yapabilme gibi uçuş yeteneklerinden dolayı proje bileşenlerinden olumsuz etkilenmeleri beklenmemektedir. Bugüne kadar yapılan çalışmalar da elde edilmiş olan deneyimler rüzgâr türbinlerinden en az etkilenen kuş türlerinin yerli türler olduğunu göstermektedir. Bu yerli formların zaman içerisinde bu yeni tesis edilen yapıları tanıma ve alışma süreci, daha sonra onların davranışlarını ve günlük hareketlerini türbinlere göre şekillendirdiklerini göstermektedir. Kurulacak türbinlerin kanat yarıçapı 41 m, kule yüksekliği ise 100 m olup, kuşların kanatlara çarparak yaralanması ve ölmesi için yerden en az 40 m yükseğe çıkması gerekmektedir. Oysa yukarıda açıklandığı üzere, ötücü küçük kuşlar günlük aktivitelerini yerden çok yüksekte olmayan bitkiler arasında ve üstünde gerçekleştirdikleri için kanatlara çarpma ihtimali çok düşük olasılık dâhilindedir. Türbinlerin sırt üzerindeki tepelerde kurulacak olması ve etraflarında ağaç olmaması bu ihtimali daha da kısıtlamaktadır. Kırlangıç ve ebabil gibi küçük göçmen kuş türleri de, göç hareketlerini kurulacak olan türbin aralarından rahatlıkla gerçekleştirebileceklerdir. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 59 Bağlar RES proje alanı yaklaşık 1200-1446 m. rakıma sahiptir. Bu haliyle “yüksek” olarak tanımlanabilecek bir topografyada yer almaktadır. Bu sahaya ulaşırken alanın alçak kesimlerinde yer alan köyler ve mahalleler bulunmaktadır. Bu kesimler özellikle bahar dönemlerinde pek çok ötücü kuşa (Passeriformes) ev sahipliği yapmaktadır. Türbinlerin kurulacağı sırtlar şiddetli esen kuzey rüzgârlarının etkisi altına olduğundan, rüzgâr koşulları ve besin olanakları bu türler açısından sınırlayıcı özelliktedir. Bu nedenle ötücü formların alçak kesimlere göre yukarıdaki yükseltilerde tesis edilecek rüzgâr türbinlerinin bulunduğu kesimleri tercih etmeleri beklenmemektedir. Nitekim türbinlerin inşa edileceği alanlarda yapılan incelemelerde sınırlı sayıda kuş türü gözlenmiş ve populasyon yoğunluklarının düşük olduğu da saptanmıştır. Şekil 34. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde yaşayan yerli kuş türlerinden olan, kayalık habitatlarda görülen Şahin (Buteo buteo) Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 60 Şekil 35. Bağlar RES sahası yakınındaki yerleşim alanlarında yaşayan yerli kuş türlerinden olan kukumav (Athene noctua). Şekil 36. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde yaşayan yerli kuş türlerinden olan, tepeli toygar (Galerida cristata) Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 61 Şekil 37. RES sahası ve yakın çevresinde yaz göçmeni olarak görülen İbibik (Upupa epops) 2.5.2.Göçmen Kuşlar ve Göç Hareketi Rüzgâr enerji santralinin kurulacağı alan Şekil 38’de de görüldüğü üzere süzülen göçmen kuşların ana göç rotalarının yakınında bulunmamakla kuyrukkakan, bozkır toygarı, örümcek kuşları, kırlangıçlar, ebabiller, ibibik, kargagiller, incir kuşları ve kerkenezler, şahin türleri gibi özellikle ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde türbin sahası ve yakın çevresinde büyük gruplar halinde geçiş yaptıkları bilinmekte olup, bu durum yöre halkı ve avcılar tarafından da ifade edilmiştir. Sonbahar göç döneminde özellikle leylekler ve turnalar Akşehir Gölü üzerinden gelip, RES sahasının 8-10 km kuzeyinden ve 4-5 km güneyinden geçerek, RES sahasının yaklaşık 30 km kadar güney doğusunda Çengelti Köyü istikametinde yoğunlaşarak güneye göç etmektedirler (Şekil 38). Ayrıca, RES sahasının yakın çevresinde yılan kartalı, kerkenez, çaylak vb. yırtıcı kuşlar yanında leyleklerin zaman zaman geçişler yaptıkları bilinmektedir. Bu durum her zaman için söz konusu olacaktır. Çünkü göç hareketleri klimatolojik ve meteorolojik koşullardan doğrudan ve önemli ölçülerde etkilenmektedir. “Göç Kayması” denilen olgu da bilinen klasik göç güzergâhlarından sapmaları ifade etmek amacıyla kullanılmakta olan bir tanımlamadır. Bu anlamda RES Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 62 sahasında özellikle Dağcabeli Boğazı kısmından geçişler az sayıda beklenmekle birlikte bunların daha yüksek sırtlara kurulacak türbinlerden olumsuz etkilenmesi beklenmemektedir. Şekil 38. Bağlar RES sahasında göç hareketlerinin yoğunlaştığı en yakın kuş göç güzergâhları Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 63 3. Sonuç ve öneriler 1. Rüzgâr Enerji Santrali kurulması planlanan saha, Konya ili Selçuklu İlçesi sınırları içerisinde, deniz seviyesinden 1200–1446 metre yükseltiler arasında yer almaktadır. Sahanın tamamı bozkır-step ve dağlık arazi olup, T.C. Hazinesine aittir. 2. Saha, ulusal yasalarımızca ilan edilmiş korunan alanlar içerisinde değildir. 3. Tribünlerin kurulacağı alanların çok büyük bir kısmı bozkır-step alan içinde kalmaktadır. Bu alanda değişik bitki türleri yetişmektedir. RES alanında teşhis edilen 127 taksonun 10 tanesi endemiktir. Bu endemik türlerden 3 tanesi VU (Zarar Görebilir), 1 tanesi ise NT (Tehdit altına girebilir) ve 6 tanesi ise LC (En az endişe verici) kategorisinde yer almaktadır (IUCN 2006). Tespit edilen gerek endemik türlerin gerekse de endemik olmayan türlerin tamamı yapılan gözlemler sonucunda ve Türkiye Florası kayıtlarına göre çalışma alanının dışında da yaygın olan türlerdir. Bunların önemli bir bölümü türbinlerin kurulacağı sahaların dışında olup, genellikle kayalık habitatlarında gözlenmiştir. Ayrıca alandan tespit edilen endemik türler arasında BERN ve CITES listesinde bitki bulunmadığı ve nesli tehlike (CR veya EN) altında endemik türün de bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda RES sahası içerisinde gerek türbinlerin kurulacağı noktalar ve inşaat sahaları, gerekse türbinlerin çalışması esnasında yörenin floristik yapısı için herhangi bir tehdit oluşturması beklenmemektedir. 4. Saha ve yakın çevresinde toplam 94 kuş türü tespit edilmiştir. Bilindiği gibi ötücü kuş türlerinin çok büyük kısmı genellikle küçük vücutludur. Bu özellikleri nedeniyle sınırlı büyüklükteki alanlarda hızla uçarken ani manevralar yapabilme yeteneğine sahiptirler. Proje sahasında hâkim olan rüzgâr koşulları ve besin olanakları bu türler açısından sınırlayıcı özelliktedir. Bu nedenle ekolojik toleransı yüksek olan karga, sığırcık, incir kuşları gibi ötücü kuşların alçak kesimlere göre yukarıdaki yükseltilerde tesis edilecek rüzgar türbinlerinin bulunduğu kesimleri tercih etmeleri beklenmemektedir. Herhangi bir nedenle bu kesimlere geldiklerinde ise hem yerli olmaları, hem de seri uçuş yeteneklerinden dolayı türbinlerden olumsuz etkilenmeleri beklenmemektedir. 5. RES sahası ve özellikle çevresinde varlığı tespit edilen 94 kuş türünün 43’ü yerli (Y), 31’i yaz ziyaretçisi (YZ), 11’i kış ziyaretçisi (KZ) ve 9’u ise ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde alandan geçen transit göçer (T) ‘dir. Saha nesli tehlike altında olan türler için önemli bir üreme alanı değildir. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 64 6. RES kurulması planlanan saha, süzülerek göç eden göçmen kuşların ana göç rotaları üzerinde bulunmamaktadır. Buna karşın, kuş göç hareketleri klimatolojik ve ekolojik koşullardan doğrudan ve önemli ölçülerde etkilenebilmektedir. Bu açıdan yöredeki avcıların da ifade ettikleri üzere özellikle turna ve yırtıcı türleri için, zaman zaman klasik göç güzergâhlarından sapmalar olabilmektedir (Göç Kayması). Bu durum RES sahası ve yakın çevresinde tarafımızdan yapılan gözlem ve literatür bilgilerinden de anlaşılmaktadır. Ancak, türbinlerin konumu ve sahadaki dizilişi göz önüne alındığında az sayıda olabilecek bu tarz geçişlere olumsuz bir etkisinin olmayacağı düşünülmektedir. 7. Memeliler açısından bakıldığında; RES sahalarında en fazla etkilenen ve etkilenmesi muhtemel türler yarasalardır. Zira yurt içi ve yurt dışında kurulmuş olan RES türbinleri rotor alanı yakınlarında barotravma nedeniyle ölümlerin gerçekleştiği bilinmektedir. Ancak Bağlar RES türbinlerinin kurulacağı saha ve yakın çevrelerinde yarasaların barınabileceği uygun ortamlar (nemli, derin mağara ve oyuklar) bulunmamaktadır. Alanda Türkiye’de yaşayan yaklaşık otuz yarasa türünden sadece 7 tür yarasaya rastlanması da bölgedeki yarasa çeşitliliğinin ne derece zayıf olduğunu da göstermektedir. Bu yarasalar daha çok yakınlarda yer alan köylerindeki yerleşim alanlarında barınmakta olup, sahayı zaman zaman beslenme aktiviteleri sırasında kullanmakta ve çoğunlukla konaklamadan uzaklaşmaktadırlar. Bağlar RES sahasında tür çeşitliliğinin yanında populasyon yoğunluğu az olan yarasaların sürekli ve sert esen rüzgârlar nedeniyle çok yoğun gruplar oluşturmadıkları, yükseklerden uçmadıkları bilinmektedir. Tüm bu faktörler dikkate alındığında sahada yarasalar açısından herhangi bir olumsuz durum yaşanması pek de olası gözükmemektedir. 8. Diğer taraftan, Bağlar RES sahası ve yakın çevresindeki doğal topoğrafya içinde kendiliğinden oluşmuş olan geniş kaya boşluğu ve çatlakları, bu tip yerleri yuva-barınma alanı olarak kullanan kızıl tilki, kaya sansarı vb. karnivorlar için büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle projenin gerek inşaat, gerekse işletme aşamalarında sahadaki bu yapıların korunmasına azami özen gösterilmelidir. 3.1. Öneriler İnsan eliyle doğada oluşturulan her çeşit yapı, yerli türler ve eğer göç yolu üzerinde bulunuyorsa göçmen formları olumsuz etkileyebilme potansiyeline sahiptir. Ülkemizin enerjiye olan gereksinimi göz önünde bulundurulduğunda, olası riskler yüzünden bu kaynakları kullanmaktan vazgeçmek yerine, riskleri ortadan kaldırmaya veya en aza indirmeye yönelik olarak bazı önlemler alınması daha akılcı bir yol olarak görülmektedir. Bu Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 65 nedenle Kangal-RES projesiyle ilgili olarak meydana gelebilecek riskler ve buna yönelik olarak alınması gereken tedbirler ile dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda verilmiştir. 1. Özellikle çok sayıda türbinin yer alacağı RES projelerinde türbinlerin proje alanlarındaki dizilimleri de büyük önem taşımaktadır. Aralarında çok kısa mesafeler bırakılarak yan yana kurulan türbinlerin yaban hayatı bileşenlerinin, özellikle de kuşların günlük ve mevsimsel hareketlerini sınırlayabildiği ve riskler yarattığı bilinmektedir. Özellikle göç güzergâhları üzerinde veya yakınlarında tesis edilecek rüzgâr enerjisi santrali projelerinde bu risk çok daha büyük olabilmektedir. Bu bağlamda; Türbinlerin arasında yeteri kadar mesafe bırakılmalıdır. Bağlar RES Projesi kapsamında tesis edilmesi planlanan türbin sayısı sadece 50 tanedir ve toplam 6600 hektarlık oldukça geniş bir alanda yer almaktadır. Bir başka ifadeyle, her 120 hektara 1 türbin düşmektedir. Mevcut türbinler ve dizilimleri şu haliyle de kabul edilebilir olsa da, mevcut santral sahası aynı kalmak kaydıyla yatırımcı firma tarafından halihazirda kurulması planlanan türbinlerin yerine, son teknolojik gelişmelere uygun olarak, daha büyük kapasiteli türbinlerin kullanılması planlanmaktadır (Şekil 39, Çizelge 7). Bu sayede toplam türbin sayısı yaklaşık %20-40 azalacağından hem türbinler arası mesafeler açılacak, hem de türbin ayaklarının yerleşeceği zeminde daha az alan tahrip edilecektir. Bu da sahada önemli bir geçit konumunda olan Dağcabeli Boğazı’nın olası kuş göç hareketlerine olanak sağlayacaktır. Yani hem yaban hayatına hem de kuş göç hareketlerine zarar verme riskini azaltabilecektir. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 66 Şekil 39. Bağlar RES sahasında yatırımcı firma tarafından planlanan mevcut (üstte) ve alternatif (altta) iki farklı türbin yerleşimi krokisi (Mavi renkli noktalar 40 türbin, pembe renkli olanlar ise 31 türbine göre planlanmıştır) Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 67 Çizelge 7. Bağlar RES sahasında planlanan iki farklı alternatif türbin yerleşimi teknik özellikleri MW 2.5 2.5 2.5 2.5 2.5 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 Teknik özellikleri NORDEX N100 2500 99.8 !O! moyeu: 80,0 m (2206) NORDEX N100 2500 99.8 !O! moyeu: 80,0 m (2207) NORDEX N100 2500 99.8 !O! moyeu: 80,0 m (2208) NORDEX N100 2500 99.8 !O! moyeu: 80,0 m (2209) NORDEX N100 2500 99.8 !O! moyeu: 80,0 m (2657) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2210) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2211) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2212) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2213) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2214) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2215) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2216) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2217) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2218) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2219) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2220) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2221) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2222) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2223) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2224) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2225) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2226) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2227) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2228) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2229) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2230) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2231) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2232) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2233) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2234) 472835 4218770 1375.7 Hub Tip height Altitude 80 1505.7 468777 4218953 1332.9 80 1462.9 468359 4219150 1304.6 80 1434.6 471339 4218929 1374.6 80 1504.6 474301 4217373 1335 80 1465 474362 4220385 1218.2 91 1367.7 473104 4219123 1352.6 91 1502.1 473381 4219257 1335 91 1484.5 473682 4219344 1315 91 1464.5 473944 4219407 1298.6 91 1448.1 474297 4219377 1266.6 91 1416.1 474530 4219599 1265.3 91 1414.8 474784 4219966 1277.2 91 1426.7 468867 4219851 1282.6 91 1432.1 469161 4219999 1285.6 91 1435.1 469440 4220071 1287.2 91 1436.7 469753 4220150 1290 91 1439.5 470085 4220265 1286 91 1435.5 470378 4220364 1300 91 1449.5 469488 4219070 1299.7 91 1449.2 469576 4219377 1289.6 91 1439.1 469763 4219640 1294.8 91 1444.3 467313 4221019 1170 91 1319.5 467712 4221113 1172.9 91 1322.4 468147 4221443 1226.4 91 1375.9 468323 4221721 1220 91 1369.5 468596 4221960 1200 91 1349.5 468807 4222150 1190 91 1339.5 469080 4222317 1180 91 1329.5 469331 4222509 1160 91 1309.5 X Bağlar RES Ornitoloji Raporu Y Z | [email protected] Coğrafi Koordinatları 32°41'22,98" 38°06'53,15" 32°38'36,30" 38°06'58,62" 32°38'19,10" 38°07'04,96" 32°40'21,52" 38°06'58,16" 32°42'23,36" 38°06'07,84" 32°42'25,48" 38°07'45,72" 32°41'33,98" 38°07'04,64" 32°41'45,34" 38°07'09,01" 32°41'57,69" 38°07'11,87" 32°42'08,44" 38°07'13,94" 32°42'22,94" 38°07'13,00" 32°42'32,48" 38°07'20,23" 32°42'42,86" 38°07'32,16" 32°38'39,86" 38°07'27,77" 32°38'51,91" 38°07'32,60" 32°39'03,36" 38°07'34,97" 32°39'16,20" 38°07'37,57" 32°39'29,82" 38°07'41,35" 32°39'41,84" 38°07'44,59" 32°39'05,48" 38°07'02,50" 32°39'09,05" 38°07'12,47" 32°39'16,69" 38°07'21,03" 32°37'35,84" 38°08'05,46" 32°37'52,21" 38°08'08,56" 32°38'10,03" 38°08'19,33" 32°38'17,21" 38°08'28,37" 32°38'28,39" 38°08'36,16" 32°38'37,03" 38°08'42,35" 32°38'48,22" 38°08'47,80" 32°38'58,50" 38°08'54,06" 68 MW 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 2.4 Teknik özellikleri NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2235) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2236) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2237) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2238) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2239) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2240) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2241) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2242) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2243) NORDEX N117 2400 117.0 !O! moyeu: 91,0 m (2244) 468128 4220527 1235 Hub Tip height Altitude 91 1384.5 468373 4220776 1240 91 1389.5 468650 4220883 1242.1 91 1391.6 468941 4221030 1232.5 91 1382 469210 4221201 1204.5 91 1354 475045 4219238 1295 91 1444.5 475303 4219380 1302.4 91 1451.9 475617 4219425 1275.1 91 1424.6 473111 4217910 1318.3 91 1467.8 473545 4217493 1295 91 1444.5 X Y Z Coğrafi Koordinatları 32°38'09,39" 38°07'49,61" 32°38'19,42" 38°07'57,71" 32°38'30,78" 38°08'01,22" 32°38'42,71" 38°08'06,03" 32°38'53,73" 38°08'11,61" 32°42'53,68" 38°07'08,57" 32°43'04,26" 38°07'13,20" 32°43'17,15" 38°07'14,69" 32°41'34,43" 38°06'25,28" 32°41'52,31" 38°06'11,80" Projenin hayata geçirilme aşamasında temel sondajları, zemin etütleri ve mikro konumlandırma çalışmaları doğrultusunda, ihtiyaç halinde türbin yerleşimin türbinlerin konumları, RES sahasında inşa edilecek türbinlerin arasındaki mesafe, olası kuş göç hareketini engellemeyecek açıklıkta ve sahanın topoğrafik yapısı da dikkate alınarak en az 300–400 m olmalıdır. 2. Karasal omurgalı türleri arasında RES uygulamalarından en çok etkilenmesi muhtemel türler kuş ve yarasalardır. Rüzgâr türbinleri projelerinden kaynaklanabilecek risklerin ortadan kaldırılabilmesi, ya da ortaya çıkabilecek olumsuz etkilerin en aza indirilebilmesi, öncelikle türbinlerin ve pervanelerin onlardan en çok etkilenebilecek canlılar olan kuş ve yarasalar için görülebilir, fark edilebilir hatta uyarıcı özellikte olmasıyla sağlanabilecektir. Bu amaçla türbin direklerinin ve pervanelerin boyanması aşamasında dikkat edilmesi gereken bazı noktalar söz konusudur. Rüzgâr türbinlerinin kuleleri genel olarak beyaz, gri veya gümüşi renge boyanmaktadır. Bu uygulama dünya ölçeğinde yaygındır. Kullanılan açık tondaki renkler türbinlerin karasal ortamda kolayca seçilebilmesini sağlamaktadır. Türbinlerin uzaktan seçilebilmesi uçuş güvenliği ve göçmen kuşlar açısından oldukça önemlidir. Seçilebilirliği daha da artırabilmek için pervane uçlarının beyazla kontrast oluşturacak bir renkte boyanması önem taşımaktadır. Bu amaçla kontrastın en yüksek seviyesi siyah veya ona yakın koyu tonlar kullanılabilmektedir. Diğer taraftan sisli havalarda ise sarı veya turuncu renk daha kolay seçilmektedir. En son üzerinde durulması gereken ve önemli olan nokta ise kuşların turuncu renge olan duyarlılıklarıdır. Kuşlar bu rengi çok daha kolay ve Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 69 uzak mesafelerden algılayabilmektedirler. Tüm bu nedenlerden dolayı türbinlerin hareketli parçası olan pervanelerin fark edilebilir olması için ucundan itibaren, pervane kanadının 1/3’i kadar kısmının göz alıcı ve kuşlar tarafından uzaktan fark edilecek bir şekilde boyanması gerekmektedir. Bu amaçla öncelikle turuncu rengin tercih edilmesi önerilmektedir. Bilindiği gibi, su kuşları başta olmak üzere göçmen kuş türlerinin 2/3’si gece saatlerinde, yani hava karardıktan sonra göç etmektedirler. Bu durumda türbinlerin, özellikle gece göç eden kuş türlerine bağlı bireyler açısından “fark edilebilir” olması büyük önem taşımaktadır. Karanlıkta gerçekleşen uçuşlarda renk, herhangi bir şekilde önem taşımayacağından dolayı bu durumda hem türbinlerin dizilişleri hem de ışıklandırmanın önemi artacaktır. Türbinlerin ışıklandırılması ifadesi türbinin tamamının aydınlatılması anlamına gelmemektedir. Aksine geçmiş dönemlerde bazı ülkelerde gece boyunca aydınlatılmış olan bazı türbinlerin kuşlar açısından görülmesi kolaylaştırılmış, cazibe noktaları haline geldiği, kuşları çektiği ve daha fazla çarpmaya neden olduğu görülmüştür. Bu nedenle aydınlatma tüm türbine yönelik olmamalıdır. Sadece kulenin en üst noktasına, yani jeneratörün bulunduğu kısmın ucuna, mümkünse jeneratörün altına yerleştirilecek ışık kaynakları bu amaç için uygun olacaktır. Belli aralıklarla yanıp sönecek bu lambanın gündüz beyaz, gece kırmızı veya hem gece hem gündüz dönüşümlü ve fasılalı şekilde yanıp sönecek beyaz-kırmızı ikili ışık sistemine sahip olması ve bu ışığın yeterince kuvvetli olması kuşlar açısından gündüz ve özellikle de gece saatlerinde türbinlerin çok daha fark edilebilir olmasını sağlayacaktır (Erickson vd. 2001 Gehring vd. 2009, Howe vd. 2002). Dünyada giderek artan enerji ihtiyacı nedeniyle, sürdürülebilir ve doğal enerji kaynaklarına olan eğilim de artmaktadır. Avrupa’da Danimarka ve Almanya gibi gelişmiş ülkeler, rüzgâr gücünden elektrik üretiminde öncü olmuş ve günümüze kadar epey de yol almışlardır. Danimarka’nın Tjaereborg bölgesinde, 2 MW’lık 60 m rotor çaplı RES üzerinde radar ile yapılan gözlemlerde, santral çevresinde gece veya gündüz göçmekte olan kuşların, türbinlere 100–200 m kala türbinlere doğru gitmeyip daha güvenli bir mesafeden geçtikleri belirlenmiştir (Pedersen ve Poulsen. 1991). Almanya Bochum’da ise, Ruhr Üniversitesinde Bergen (2001) tarafından yapılan doktora tez çalışmasında, RES’lerin kuşlara verdikleri olası zararlar incelenmiş ve Danimarka’da elde edilen bilgilere benzer sonuçlar bulunmuştur. Birçok medya haberinde, rüzgâr türbinlerinin etrafında yüzlerce kuş ve yarasa ölümlerinden bahsedilmektedir. Buna karşın kuş bilimcilerle konuşanlar ve yaptıkları çalışmalara ulaşanlar daha farklı bir tabloyla karşılaşmaktadırlar. Örneğin, Almanya Brandenburg RES sahasında yaklaşık 200 yarasa pervane dibinde ölü olarak bulunmuş ve bu olay dikkatleri tekrar bu konu Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 70 üzerine yoğunlaştırmıştır. Ancak bu gizemli olayın iç yüzü ile ilgili sonradan yapılan araştırma, rüzgârın olmadığı bir zamanda, alandaki bir yarasa kolonisinin türbinin nacel (motor oturma yeri) kısmını uyumak için kullandıklarını ortaya çıkarmıştır. Burada ölen yarasaların pervanelerden değil bulundukları yerden çıkamadıkları için açlıktan öldükleri belirlenmiştir (Dürr 2001). 3. Ana unsuru hava olan ve bu ana unsurun yapısında ve biyolojisinde kalıcı hiçbir değişikliğe neden olmayacak olan Bağlar RES projesi, sucul hayvanlar ve suya yakın yerlerde yaşayan omurgalılar ile karasal sürüngenler açısından hiçbir risk taşımamaktadır. Zira saha ve yakın çevresinde geniş yayılışlı kurbağa ve sürüngen türlerinden 25’ini bulmak mümkündür. Bu türlerin rüzgar alan yüksek rakımlı alanlar yerine, nispeten daha durgun ve kapalı alanları tercih ettikleri de düşünüldüğünde, inşaat aşamasında yaşanacak ufak tefek olumsuzluklar (hafriyat ve iş makineleinden kaynaklanabilecek) dışında herhangi bir problemle karşılaşılması beklenmemektedir. Zira bu durumlarda yapılması gerekenler ile ilgili önerilerimiz aşağıdaki bölümlerde verilmiştir. Kaplumbağa, kertenkele ve yılan türlerinin populasyon yoğunlukları yeterli düzeyde olup, sadece sahada değil yakın çevresinde de yayılışlarını sürdürmektedirler ve sahaya bağımlılıkları da bulunmamaktadır. Dolayısıyla Bağlar RES projesinin bu türler üzerine olumsuz bir etkisinin olmasını beklemek pek de mümkün değildir. Kaplumbağalardan, Tosbağa (Testudo graeca) IUCN listesinde “zarar görebilir” kategorisinde yer almakta ise de, bu türün yayılışının karasal-tam toprak temaslı ve geniş olması nedeniyle projenin inşaat aşaması haricinde bir olumsuzluğun olması beklenmemektedir. Ancak, bu derece geniş yayılışlı olan bir türün, inşaat aşamasında karşılaşılması muhtemel olumsuzluklardan da ciddi derecede etkilenmeyeceği de kolaylıkla düşünülebilir. Diğer taraftan, IUCN listesinde “tehdit altına girebilir” kategorisinde yer alan benekli kaplumbağa sahada bulunmamasıyla birlikte yakın çevredeki (Emys orbicularis) tamamen su içi ve suya yakın yerlerde yer alması nedeniyle projeden etkilenmesi olasılığı bulunmamaktadır. Zira sahadaki bu tip habitatlar türbinlerin kurulacağı alanlardan da oldukça uzakta yer almaktadır. Yine saha ve yakın çevresinde populasyon yoğunluğu yüksek kemirici türleri her tür karasal habitatı kullanmakta, yarasalar ise yakın alanlarda uygun mağaralar ve oyuklar bulunmaması nedeniyle zaman zaman beslenme amaçlı olarak sahada bulunmaktadırlar. Bu durumda bile sert rüzgarların hakim olduğu sırtlardan uzak durdukları da bilinmektedir. Sahada Akdeniz Nalburunlu Yarasası (Rhinolophus euryale) Near Treatment (NT): yakın Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 71 zamanda tehdit altına girebilir kategorilerinde yer alırken, planlanan Bağlar RES projesinin bu türlerin habitatlarına ve yaşam alanlarına olumsuz bir etkisi beklenmemektedir. Tüm bu bilgiler ışığında; karasal fauna elemanları genel olarak dikkate alındığında genel yayılışı olan türler olup, Bağlar RES Projesinin; Birleşmiş Milletlerin çevre sorunlarına yaklaşımı net bir şekilde tanımlayan UNEP‟in (United Nation Enviromental Programme) çevresel konulara bakışında “ekonomik gelişmeyi ve kalkınmayı engellemeyecek şekilde doğa koruma stratejilerinin geliştirilmesi” prensibini dikkate alınarak uygulanmasıyla karasal ekosistemler üzerine kalıcı ve bertaraf edilemez etkilerinin olması aşağıdaki önerilerin dikkate alınması koşuluyla, beklenmemektedir. Projenin inşaat aşamalarında doğal yapının korunmasına azami özen gösterilmelidir. Yol ve şantiye sahaları haricinde doğal doku üzerinde kalıcı işlem yapılmamalıdır. Şantiye ve araç parkı sahaları ormanın yoğun dokusundan uzak açık bir alanda yer almalı ve birden fazla saha şantiye alanı olarak kullanılmamalıdır. Kazılacak alanlarda çıkan hafriyat tekrar kazım alanlarının kapatılmasında kullanılmalı, başka bir dolgu maddesi kullanılmamalıdır. İnşaat ve hafriyat aşamalarından, nakliyat aşamalarına kadar projenin her aşamasında proje dahilinde çalışacak olan personele sahanın doğal önemi hakkında brifingler verilerek bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Özellikle projedeki temel unsurun doğal yapının korunması olduğu muhakkak hatırlatılmalıdır. Diğer taraftan, çalışma yapılacak toprak içerisinde, yüzeye yakın kesimlerde kurbağa, kertenkele, yılan veya diğer memeli formların bulunması olasılığı her zaman için söz konusudur. Bu kesimlerde gerçekleştirilecek çalışmalarda dikkatli olunmalıdır. Yabanıl formların habitatları civarında iş makinelerinin veya çalışanların müdahalesi sonucunda bu bireyler ortaya çıkabilecek, hatta bu esnada çeşitli derecelerde zarara uğrayabilecekleri göz önünde bulundurularak yabanıl formların iş makinelerinden etkilenmesinin önüne geçebilmek için, kendiliklerinden kaçmalarına müsaade edilmelidir. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 72 İnşaat faaliyeti öncesinde ve inşaat aşamasında çok daha yoğun olmak üzere alanda çalışacak araçlardan kaynaklanacak yoğun bir trafik söz konusu olacaktır. Faaliyetle bağlantılı olarak mevcut yolların kenarlarındaki alanlarda sürekli olarak yaşayan veya geçici süreler için buralarda bulunan yabanıl formlar araç kaynaklı değişik risklerle karşı karşıya kalacaklardır. Araçların çarpması veya ezilme gibi riskler dışında söz konusu olabilecek risklerin en önemlileri kontaminasyon ve eksoz ürünlerinin meydana getirebileceği zehirlenme riskidir. Bilindiği gibi araç lastiklerinin kaplama maddeleri, motorun hareketli parçaları, gövdenin diğer bileşenleri, fren izleri ve yağlama yağlarının yanma ürünleri kontaminasyona yol açan bileşenlerdir. Bu bakımdan, araçların bakımı ve onarımı sırasında ortaya çıkabilecek atıkların sahadan uzaklaştırılması büyük önem arz etmektedir. Projenin inşaat hazırlıkları ve inşaatı sırasında ortaya çıkabilecek diğer sorunlar (kirletici gazlar ve tozlar ile gürültü) ve olası etkileri şunlardır; A- Kirletici gazlar ve tozlar (partikül maddeler) Bu projenin inşaat aşamasında, hava kirliliğine neden olacak bazı emisyon kaynakları olabilecektir. İnşaat aşamasında oluşacak hava kirliliği geçici ve aralıklı olacaktır. İnşaat aşamasında oluşacak hava kirleticilerin, inşaat araçlarının ve ağır makinelerin çalışması sonucu oluşan emisyonlardan, içten yanmalı motorlarla çalışan diğer ekipmanlardan, çözücülerden ve kaplama çalışmalarından kaynaklanan uçucu organik maddelerden oluşması beklenebilir. Karbondioksit: Bağlar RES projesinin inşaatı sırasında oluşabilecek en önemli kirletici gaz CO2 tir. Havada çok az oranda, % 0 – 0.03 arasında, bulunmasına karşın miktarı ve değişkenliği nedeniyle karbondioksit yaşamsal önemi olan bir gazdır. Son 20 yıldır, atmosfere salınan insan kaynaklı CO2 gazının yaklaşık dörtte üçü fosil yakıtların yanmasından, geri kalanı da arazi kullanımı değişikliği ve özellikle ormanların yok edilmesinden kaynaklanmıştır. Atmosferde bulunan karbondioksit konsantrasyonu fosil kaynaklı yakıtların yanması sonucunda her yıl 2.3 ppm kadar artmaktadır. Bunun üçte biri okyanus veya derin su kaynaklarınca ve bitkiler tarafından alınarak atmosferden uzaklaştırılmaktadır. Geri kalan 1.5 ppm ise atmosferdeki karbon dioksit konsantrasyonuna ilave olmaktadır. Bu miktar da atmosferin sürekli olarak ısınmasına neden olarak sera etkisini her geçen gün biraz daha arttırmaktadır. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 73 Karbonmonoksit: Tesisin özellikle inşaatı sırasında oluşacak kirletici bir gazdır. Renksiz, kokusuz, ve tatsız bir gaz olup karbon içeren yakıtların tam olarak yanmaması ile ortaya çıkar. Birincil bir hava kirleticilerden olan karbonmonoksit, oksijen eksikliği, tutuşma sıcaklığı, yüksek sıcaklıkta gazın kalıcılık zamanı ve yanma odası türbülansı gibi etkenlerden birinin eksikliğinde tam olmayan bir yanma sonucunda CO 2 yerine meydana gelmektedir. Şehir havasında bulunan karbonmonoksit insan ve hayvan sağlığına son derece önemli etkilerde bulunmaktadır. Bu etkilerden en önemlisi de karbonmonoksitin kandaki vücut hücrelerinin oksijen taşıma kabiliyetini azaltmasıdır. Tozlar (partikül maddeler): Tesisin inşaatı sırasında oluşacak hava kirleticiler içerisinde önemli bir yere sahiptir. Partiküler madde (PM) tanım olarak, atmosferde standart şartlarda katı ya da sıvı olarak bulunan birleşmemiş, su dışındaki maddelere denilir. Bunlar 0,1 ile 100 μ arasında değişen boylarda bulunurlar. Partiküllerin baslıca kaynaklarını inşaat sahasındaki motorlu taşıtlar ve iş makineleri metal endüstrisi oluşturur. Partiküller; gaz soluyan tüm canlıların solunum yollarında istenmeyen reaksiyonlara neden olabilmektedir. Diğer taraftan, yoğun oldukları habitatta hayvanların görüş alanını kısıtlamakta bu nedenle ekolojik dengeyi de olumsuz etkilemektedir. Yağış ve yoğun su buharıyla birlikte bitkilerin yaprak ve gövdelerine yapıştığı gibi, içme sularını da kirletmektedir. Kirletici gazlar ve tozlara karşı alınması gereken önlemler şunlar olabilir; İnşaat sırasında kullanılan motorlu taşıtlarda ve iş makinelerinde katalitik konvektör kullanımı, düzenli bakım ve denetimlerin yapılması vb. Dolayısıyla ister tesisin hafriyatı, hafriyat artığı malzemenin taşınması, boşaltımı ve isterse yüklenmesi, sırasında ve sonrasında 03.07.2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği” hükümlerine uygun davranılmalıdır. Arazinin hazırlanması ve inşaat aşamalarında oluşacak toz emisyonunun engellenmesi amacıyla kullanılan saha düzenli olarak sulanmalıdır (spreylenmelidir). Bu gibi sahalarda uygulanacak spreyleme çalışmalarının yanında toz oluşumu ve taşınımını engelleyecek bir malzeme ile kaplanması da yararlı olabilecektir. Ancak kullanılacak malzemenin doğal yapıyı bozmayacak şekilde olması ve yakın çevredeki alanlardan temin edilmesi de ekolojik bütünlüğün devamı açısından oldukça önemlidir. Diğer taraftan sahanın doğusunda ve Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 74 güneyinde mevcut olan taş ocakları oldukça yüksek toz emisyonu oluşturmaktadır. Bu durumun yöre halkı tarafından şikayet konusu olarak sıklıkla dile getirilmesine rağmen bir çözüm üretilemediği söylenmektedir. Oysa Bağlar RES özellikle işletme aşamasında herhangi bir toz emisyonu meydana getirmeyeceğinden ne yöre halkına ne de yaban hayatına toz kaynaklı olumsuz bir etki oluşturmayacaktır. Özellikle çalışma alanı içi ve yakın çevresindeki sık vejetasyon, çalılıklar ve ormanlar korunmalıdır. Bilindiği gibi ormanlar gaz ve tozların absorbsiyonunda önemli rol oynarlar. Diğer taraftan, alçak hava akımlarının hareketini önemli ölçüde engelleyerek zararlı gazların difüzyon kontrolünde rolleri vardır. Yine planlanan tesisin oluşturacağı zararlı gazlardan olan CO2 in fotosentez yoluyla ortamdan temizlenecek olması ormanların önemini bir kat daha arttırmaktadır. Ayrıca ormanın ve yaban hayatı geliştirme sahasının, planlanan tesisten kaynaklanacak olası bir yangından da dikkatle korunması gerekmektedir. Bu tampon bölgede orman vejetasyonu ve makilikler tam anlamıyla doğal bir filtre ödevi göreceklerdir. B- Gürültü Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 2008 yılı Antalya İl Çevre Durum Raporu’na göre; insan ve çevresini ciddi bir şekilde tehdit eden önemli bir problemde “gürültü”dür. Gürültüyü arzu edilmeyen seslerin atmosfere yayılması şeklinde ele almak uygundur. Gürültü; gelişigüzel yapısı olan bir ses spektrumudur. Planlanan projenin özellikle inşaat aşamasında, inşaat ekipmanlarından kaynaklanan gürültü oluşumu söz konusu olacaktır. İnşaat trafiği ve faaliyetleri gürültüye sebep olarak çevredeki yerleşimleri rahatsız edebilir. Gürültü seviyelerinin değerlendirilmesi için inşaat faaliyetlerinin kümülatif gürültü seviyeleri, gürültü eşik değerleri ile birlikte değerlendirilmelidir (bkz. T. C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Türkiye Çevre Atlası). Bölgede üreyen türler de bu gürültülerden etkilenecektir. Üreme; eş seçimi, kur davranışları, yuva yapımı, yumurtlama, kuluçkaya yatma, yavru çıkışları, yavru beslenmesi, yavru uçuşları olayları dizinidir ve uzun bir süreçte gerçekleşmektedir. Her bir aşaması aşırı enerji gerektiren ve stres içerisinde gerçekleşen davranışlardır. Bu süreçte karşılaşacakları aşırı gürültü üreme başarısını düşürebilir. Üreme başarısının düşmesi, populasyonun Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 75 azalmasına neden olabilir ve belirli süre sonra ise populasyonu tehdit altına sokabilir, hatta tamamen ortadan kaldırabilir. Diğer taraftan böcekler ile biyolojik mücadele ve tohumların yayılmasında önemli rolleri bulunan yarasaların (Familia: Vespertilionidae) yaşam tarzı da gürültülerden büyük oranda etkilenmektedir. Yarasalar bizlerden ve birçok memeliden daha hassas olan kulaklarıyla 10-250.000 hertz arasındaki sesleri çok rahat duyabilmektedirler (insan 20 ilâ 20.000 hertz arasındaki sesleri işitebilmektedir). Ancak bu durum onların yüksek dB’ deki gürültülere karşı daha hassas olmalarına neden olmaktadır. Onlar da diğer hassas türler gibi bu durumdan olumsuz etkilenmektedirler. Çoğunlukla yüksek gürültü seviyesi nedeniyle birkaç kez uzaklaştıkları ortama bir daha çok uzun süreler sonra döndükleri ya da hiç dönmedikleri saptanmıştır. Yine yüksek gürültülü ortamlarda yavru gelişimlerinin olumsuz etkilendiği bilinen bir gerçektir. Maalesef, yavru gelişimi olumsuz etkilenen populasyonların devamlılığı tehlikeye düşmektedir. Her ne kadar projenin inşaatı sırasında gürültü oluşacak olsa dahi, sahanın yakın çevresinde bulunan orman alanın yer alması da oluşacak gürültünün soğurulmasına katkı sağlayacaktır. Bölgede gürültüyle mücadelede alınması gereken önlemler şunlar olabilir; İster tesisin hafriyatı, hafriyat artığı malzemenin taşınması, boşaltımı ve yüklenmesi, sırasında ve sonrasında 07.03.2008 tarih ve 26809 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği” hükümlerine uygun davranılmalıdır. Nokturnal fauna türleri rahatsız etmeyecek düzeye indirmek için saat 22.00-06.00 arasında çalışmaya ara vermek suretiyle zararsız düzeye indirilebilir. İş makineleri ve ekipmanların bakımları zamanında yapılmalı ve uygun olması durumunda susturucular kullanılması gürültü kirliliğini önleyecek diğer bir önlemdir. Diğer taraftan, çoğu türlerin gürültü kaynağından uzak kalma imkanı bulunduğu ve ayrıca türe göre değişmekle birlikte yaban hayvanlarının aynı yerde devam eden insan faaliyetlerine nispeten kısa bir sürede alıştığı bilinmektedir. Projenin tüm safhalarında yukarıdaki önerilere ek olarak; 17.07.2008 tarih ve 26939 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği” hükümlerine, Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 76 19.03.1971 tarihli ve 13783 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Lağım Mecrası İnşası Mümkün Olmayan Yerlerde Yapılacak Çukurlara Ait Yönetmelik” hükümlerine, 14.03.1991 tarihli ve 20814 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” hükümlerine, 03.07.2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği” ve 30.03.2010 tarih ve 27537 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair yönetmelik” hükümlerine, 07.03.2008 tarih ve 26809 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği” ve 04.06.2010 tarih ve 27601 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği” hükümlerine, 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanın Kanunu” hükümlerine, 24.12.1973 tarih ve 14752 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Patlayıcı, Parlayıcı, Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Çalışacak İş Yerlerinde ve İşlerde Alınacak Tedbirler Hakkında Tüzük” hükümlerine, 18.03.2004 tarih ve 25406 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” hükümlerine, 26.06.2007 tarih ve 26562 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ve 30.03.2010 tarih ve 27537 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinde Değiklik Yapılmasına Dair Yönemelik” hükümlerine, Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 77 25.11.2006 tarih ve 26357 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak, 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe giren “Ömrünü Tamamlamış Lastiklerin Kontrolü Yönetmeliği” ve 30.03.2010 tarih ve 27537 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Ömrünü Tamamlamış Lastiklerin Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” hükümlerine, 31.08.2004 tarih ve 25569 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, “Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği” ve 30.03.2010 tarih ve 27537 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” hükümlerine, 05.07.2008 tarih ve 26927 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelik” hükümlerine, 09.12.2003 gün ve 25311 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği” hükümlerine, 30.07.2008 tarih ve 26952 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği” ve 30.03.2010 tarih ve 27537 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” hükümlerine, 14.03.2005 tarih, 25755 sayılı “Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve 04.09.2009 tarih ve 27339 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ve 30.03.2010 tarih ve 27537 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” hükümlerine, 29.04.2009 tarih ve 27214 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmelik” ve 24.02.2010 tarih ve 27503 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Çevre Kanununca Alınması Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 78 Gereken İzin Ve Lisanslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” hükümlerine uyulmalı, 31.05.2005 tarih ve 25831 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Toprak Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği” ilgili hükümlerine, riayet edilecek olup, projenin her aşamasında, 11.08.1983 tarih ve 18132 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2872 sayılı “Çevre Kanunu” ve 13.05.2006 tarih ve 5491 sayılı “Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”nun ilgili maddeleri uyarınca hazırlanarak yürürlüğe girmiş ve girecek olan tüm yönetmelikler ile diğer mevzuat kapsamında çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi için gerekli her türlü izinler alınmalıdır. 3.2. Sonuç Sonuç olarak, Konya İli Selçuklu ilçesi Bağlar Mevkiinde 11 km uzunluğunda ve 6 km genişliğinde yaklaşık 6.600 hektarlık bir alanda 50 adet türbin ile kurulması planlanan Bağlar Rüzgâr Enerji Santralinin, konum ve türbinlerin sayısı açısından yerli ve göçmen kuş türleri bakımından yukarıda açıklanan önerilerin hayata geçirilmesi şartıyla, kayda değer bir risk meydana getirmesi beklenmemektedir. Tüm bu değerlendirmeler ışığında, Es-Yel Elektrik Üretimi Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirilmesi planlanan Bağlar RES Projesi havza bazında değerlendirildiğinde, gerek tesis edilme sürecinde, gerekse de işletilme sürecinde bu raporda vurgulanmış olan noktalara dikkat edilmesi, önerilen tedbirlerin alınması koşuluyla yerel veya göçmen kuş türlerini olumsuz etkilemesi beklenmemektedir. Bu anlamda söz konusu projenin gerçekleştirilmesinin, doğal ekosistemin denge ve işleyişi üzerinde özellikle kuşların ve yaban hayatın devamına zarar verebilecek ölçüde etkide bulunmayacağı kanaatine varılmıştır. Bu rapor tarafımızdan tanzim edilmiştir. (15.12.2011) Prof. Dr. Ali ERDOĞAN (Ornitolog) Doç. Dr. R. Süleyman GÖKTÜRK (Botanik Uzmanı) Yrd. Doç. Dr. Mustafa YAVUZ (Zoolog) Orman Yük. Müh. M. Süleyman KAÇAR (Yaban Hayatı Uzmanı) Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 79 KAYNAKLAR ACHA, A. 1997. Negative impact of wind generators on Eurasion Griffon Gyps fulvus in Tarifa, Spain. Vulture News 38: 10-18. AHLÉN, I. 2002. Fladdermöss och fåglar dödade av vindkraftverk. Fauna och Flora 97, 1421. AKSOY, A. 2002. Kayseri ve Çevresinde Halk Tarafından Kullanılan Bitkilerin Yöresel Adları ve Kullanım Amaçları. Erciyes Üniversitesi BAP. Proje No. EUBAP 00-052-4. 241 sayfa. ASLAN, A., ALBAYRAK, T., TUNÇ, MR., ERDOĞAN, A. 2004. Antalya kuşları ve Halkalama Çalışmaları. Tabiat ve İnsan Dergisi, 38, 1-2, 36-49. AVINÇ, A. 1998. Değişik Enerji Kaynakları ve Çevreye Etkileri. Ekoloji, 7/27: 19-23. BENNER, JHB, BERKHUİZEN JC, DE GRAAFF RJ, POSTMA AD. 1993. Impacts of wind turbines on birdlife. Final report No: 9247. Consultants on Energy and the Environment, Rotterdam, The Nedherlands. BERGEN, F. (2001). Untersuchungen zum Einfluss der Errichtung und des Betriebs von Windenergieanlagen auf Vögel im Binnenland. Dissertation, Ruhr Universität Bochum. YANIKTEPE B. VE KAPLAN, Y.A. (2009). Rüzgar Enerjisi: Türkiye ve AB‘nin Politik Karşılaştırılması ve Önemi. RÜGES 2009 2. Rüzgar Sempozyumu, 4-5 Haziran 2009, Samsun CAN 2004. Süzülen Kuşların Göç Rotaları. Bilim ve Teknik Dergisi. CROCKFORD, NJ. 1992. A review of the possible impacts of wind farms on birds and other wildlife. In JNCC Report, vol. 27, pp. 60, Peterborough. ÇAKAR, M. C., FİLİK, Ü. B. KURBAN, M. (2009). Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Ulaşım Sistemlerinde Kullanım Uygulaması, V. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu 2009 – Diyarbakır DAULTON M. 2007 Congressional Testimony on Benefits of Wind Power Before the Committee on Natural Resources Subcommittee on Fisheries, Wildlife and Oceans Impacts of Wind Turbines on Birds and Bats May 1, 2007. DAVIS, P.H. 1965-1985. Flora of Turkey and the East Aegean Islands. Vol :1-9, Edinburgh Univ. Press, Edinburgh DAVIS, P.H. MILL R.R and TAN, K. 1988. Flora of Turkey and the East Aegean Islands. Vol:10, Edinburgh Univ. Press, Edinburgh. DEMİRSOY,A 1996:Türkiye Omurgalıları (MEMELİLER) DURR, T. AND BACH, L. 2004. Fledermäuse als Schlagopfer von Windenergieanlagen Stand der Erfahrungen mit Einblick in die bundesweite Fundkartei. Bremer Beiträge für Naturkunde und Naturschutz im Druck. ERDOĞAN, A., SERT, H., VOHWINKEL, R., PRUNTE, W. ALBAYRAK, T., ASLAN, A. Ve TUNÇ, MR. 2003. Manavgat/Titreyengöl Kuş Halkalama Çalışmaları. Tabiat ve İnsan 37/1: 19-25. ERDOĞAN, A., KARAARDIÇ, H., SERT, H., ÖZKAN KARAARDIÇ, L., VOHWİNKEL, R., PRÜNTE, W. 2008. Manavgat/Titreyengöl Kuş Halkalama Çalışması. Tabiat ve İnsan, 23-33, ISSN: 1302-1001. ERICKSON, W.P., JOHNSON G. D., STRICKLAND, M. D., YOUNG D. P. JR., SERNKA K. J., GOOD R. E. Avian Collisions with Wind Turbines: A Summary of Existing Studies and Comparisons to Other Sources of Avian Collision Mortality in the United States; National Wind Coordinating Committee; West, Inc.; August, 2001 EVERAERT, J. 2003. Collision victims on 3 wind farms in Flanders (Belgium) in 2002. Instituut voor Naturbeheer, Brussel. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 80 EVEAERT, J. AND ERİC, WMS. 2007. Impact of wind turbines on birds in Zeebrugge, Significant effect on breeding tern colony due to coolisions. Biodivers. Conserv. 16: 3345–3359. GEHRING, J., KERLINGER, P. AND MANVILLE, A. M. Communication towers, lights, and birds: successful methods of reducing the frequency of avian collisions. Ecological Applications, Ecological Society of America, 19(2), 2009, pp. 505–514 GÖREZ, T VE ALKAN, A. 2005. Türkiye‘nin Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Hidroelektrik Enerji Potansiyeli, Yeksem 2005 III.Yenilenebilir Enerji Kaynakları Semp., 19-21 Ekim 2005. Mersin, s.123-127. GÜÇ, M VE YILMAZ, V. 2008. Organik Atıklardan Kaynaklı Sera Gazları Salınımlarının Azaltılmasında Anerobik Bozundurmanın Önemi. VII. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, UTES’2008, 17-19 Aralık 2008, İstanbul. HAKTANIR, D. 2002. “Rüzgâr Enerjisi Geleceğin Enerji Kaynağı Olabilir mi?”, Lefkoşa 2020 Sempozyumu LTB-YDÜ s36, Lefkoşa. HOTKER, H., THOMSEN, K.M. and KOSTER, H. 2005. İmpacts on biodiversity of exploitation of renewable energy sources: the example of birds and bats-facts, gaps in knowledge, demands for further research, and ornithological guidelines for the development of renewable energy exploitation. Michael Otto Institut im NABU, Bergenhusen. HOWE, R. W., EVANS, W., AND WOLF, A. T. Effects of Wind Turbines on Birds and Bats in Northeast Wisconsin; November 2002 JOHNSON, GD., YOUNG, DP., ERICKSON, WP., DERBY, CE., STRICKLAND, MD. and GOOD, RE. 2000. Wildlife monitoring studies Sea West Windpower Project, Carbon County, Wyoming. Western EcoSystems Technology, Inc., Cheyenne. KAÇAR, SM., ERDOĞAN, A., KIZIROĞLU, I & ÖZ, M. 2006. Ein Beitrag zur Brutbiologie von Gartenrotschwanz (Phoenicurus phoenicurus L.) in Antalya-Forschungs (Bük- Lütfi Büyükyıldırım und Elmalı Zeder) –Wälder. Ornith. Mitteilungen 58(Nr:10-2006:October): 32-36. KARAARDIÇ, H., PRÜNTE, W., ERDOĞAN, A., VOHWİNKEL, R. 2008. Silifke/Susanoğlu Sonbahar Halkalama Çalışması. Tabiat ve İnsan. Haziran 2008, Yıl:42, S: 25-31, ISSN: 1302-1001. KARAARDIÇ, H., ERDOĞAN, A. 2009. Küresel iklim değişikliğinin Anadolu avifaunası üzerine etkileri. Tabiat ve İnsan, 24-30. ISSN: 1302-1001. KILIÇ, N. 2008. Dünyanın Önemli Doğal Kaynağı: Rüzgâr Enerjisi. Türkiye’de Rüzgar Enerjisi Uygulamalarının Gelişimi ve Geleceği”, İzmir İleri Teknoloji Enstitüsü, Makine Mühendisliği Bölümü, TMMOB Makine Mühendisleri Odası İzmir KIZIROĞLU, İ., TURAN, L., ERDOĞAN, A. (2002): Die Sultansümpfe von KayseriVogelparadies der Türkei. TU-International Berlin, Nr. 50/ 51, 55-56. KİZİROĞLU, İ., TURAN, L., ERDOĞAN, A., 1993 : A Bio-Ornithological study on Sultansazlığı, of the Most Important Marshy Areas of Turkey and the Europa, New Bird species in the Area and the Current Situation. DOĞA, Tr. J. of Zoology, 17, 2,179-188. KİZİROĞLU, İ., TURAN, L., ERDOĞAN, A., 1992: Sultansazlığı’nın Eko-Ornitolojisi ve Son Durumu, H.Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi, C.7,217-227. KİZİROĞLU 2008. Türkiye Kuşları Kırmızı Listesi. Desen Matbaası, Ankara, Türkiye. KİZİROĞLU 2009. Türkiye Kuşları Cep Kitabı. Ankamat Matbaası, Ankara, Türkiye. LANGSTON, RHW AND PULLAN JD. 2003. Windfarms and Birds: An analysis of the effects of windfarms on birds, and guidance on environmental assessment criteria and site selection issue. Report by Birdlife International on behalf of Bern Convention Council of Europe T-PVS/inf(2003) 12. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 81 LEKUONA, JM. 2001. Uso del espacio por la avifauna y control de la mortalidad de aves y murciélagos en los parques eólicos de Navarra durante un ciclo anual. Direccion General de Medio Ambiente, Gobierno de Navarra,Pamplona. ORNİTOLOJİ RAPORU 2009-2010. Belen/Hatay Rüzgar Enerji Santralinin Kış ve İlkbahar Kuş Göç Hareketleri Üzerinde Etkilerinin Değerlendirilmesi. Akdeniz Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Teknokent A.Ş. Antalya ÖZ, M., YAVUZ, M., TUNÇ, M.R AND ERDOĞAN A. (2009). The New Locality of The Southern Crested Newt (Triturus karelinii Strauch 1870) (Urodela: Salamandridae), from Afyon Province in Turkey. Russian Journal of Herpetology, Vol. 16, No:2, 131-133. ÖZYURT, M. VE DÖNMEZ, G. 2005. Alternatif Enerji Kaynaklarının Çevresel Etkilerinin Değerlendirilmesi, Yeksem 2005 III.Yenilenebilir Enerji Kaynakları Semp., 19-21 Ekim 2005. Mersin, s.39-42. PEDERSEN, M.B., and E. Poulsen. 1991. Avian responses to the implementation of the Tjaereborg Wind Turbine at the Danish Wadden Sea . Dan. Wildtundersogelser 47:1-44. PEKER, Z. 2001. Wind farms on our landscapes: A new legend in our plans, Thermal Energy Congress Proceedings, July 8-12, 2001, İzmir. POWLESLAND RG. 2009. Impacts of wind farms on birds: a review. Science for Conservation 289, Department of Conservation, Wellington, New Zealand. REICHENBACH, M. 2003. Auswirkungen von Windenergieanlagen auf Vögel - Ausmaß und planerische Bewältigung, Technische Universität, Berlin. SÜLÜN, M. 2007. Rüzgâr Enerjisi. Bitirme Projesi. T.C. Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü. ŞENPINAR, A. VE GENÇOĞLU, MT. 2006. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Çevresel Etkileri Açısından Karşılaştırılması Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları 2006. TELLERÍA, JL. 2009. Potential impacts of wind farms on migratory birds crossing Spain Bird Conservation International 19:131-136. TURAN, L. 2009. Hatay Belen’de Kurulması Planlanan RES Projeleri için Monitoring Çalışmaları Önerisi, Ankara. TURAN, L., ERDOĞAN, A., KİZİROĞLU, İ.,1992 : Bıldırcın (Coturnix c. coturnix ) Populasyonlarını Olumsuz Etkileyen Faktörler. II. Uluslararası Ekoloji ve Çevre Sempozyumu, Kasım 1992, Ankara, 116-118. TÜRKES, M. 2003. Sera gazı salımlarının azaltılması için sürdürülebilir teknolojik ve davranıssal seçenekler (Sustainable technological and behavioral options for reducing of greenhouse gas emissions). V. Ulusal Çevre Mühendisligi Kongresi: Çevre, Bilim, Teknoloji ve Küresellesmenin Yansımaları, Bildiriler Kitabı, 267-285, Ankara. UĞUR, A. 2005. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun Tasarısı, Elektrik Mühendisliği Dergisi 425: 62-67. VAN WIJK, AJM., COELINGH, J.P. and TURKENBURG, W.C. 1989. Rüzgar Enerjisi: Statüler, Kısıtlar, Fırsatlar, Özetleyen: Adnan Temiz, World Energy Commission, Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği, 1989. VARINCA, K. VE VARAN, G. 2005. “Rüzgâr Kaynaklı Enerji Üretim Sistemlerinde Çevresel Etkilerin Değerlendirilmesi ve Çözüm Önerileri”, Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları Enerji Yönetimi Sempozyumu, Kayseri, 2005, p. 367-376.) YAVUZ, M., ÖZ, M., ALBAYRAK, İ (2010). Levant Voles (Microtus guentheri (Danford and Alston 1880)) Prefer Southerly-Facing Slopes in Agricultural Sites at Antalya, Turkey. North Western Journal of Zoology, 6 (1): 36-46. YAVUZ, M., TUNÇ, M.R. (2010-DEVAM EDİYOR). Doğu Akdeniz Bölgesi'nde Yayılış Gösteren Microtus (Mammalia: Rodentia) Cinsi Türlerinin Biyoekolojisi ve Biyotaksonomisi, Akdeniz Üniversitesi, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Başkanlığı, A-Tipi-2009.01.0105.005, Antalya. Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 82 Yararlanılan Web Sayfaları: http://www.cwsscf.ec.gc.ca/publications/eval/index_e.cfm-Wind Turbines and Birds. A Guidance Document for Environmental Assessment http://eie.gov.tr www.eea.europa.eu/help/infocentre/enquiries http://ruzgarenerjisibirligi.org.tr/04.02.2009-Turkiyedeki-ruzgar-santralleri http://www.soleaenerji.com/ruzgar_enerjisi.asp Not: Raporun hazırlanmasında aşağıdaki kaynaklardan da yararlanılmıştır; T. C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Türkiye Çevre Atlası 2004 T. C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Çevresel Göstergeler Kitapçığı 2006 T. C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Konya İl Çevre Durum Raporu 2009 Bağlar Rüzgar Enerji Santrali Proje Tanıtım Dosyası 2008 Bağlar RES Ornitoloji Raporu | [email protected] 83