ornitoloji raporu

Transkript

ornitoloji raporu
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ BİYOLOJİ BÖLÜMÜ
ANTALYA SANAYİ TEKNOLOJİLERİ YAZILIMI
AR-GE DANIŞMANLIK ÇEVRE VE ENERJİ, SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ORNİTOLOJİ RAPORU
KONYA İLİ SELÇUKLU İLÇESİ BAĞLAR MEVKİİNDE
KURULMASI PLANLANAN RÜZGÂR ENERJİ SANTRALİNİN
KUŞ GÖÇ HAREKETLERİ VE YABAN HAYATINA OLASI ETKİLERİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
HAZIRLAYANLAR
Prof. Dr. Ali ERDOĞAN
(Ornitolog)
Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi
Biyoloji Bölümü Ekoloji Anabilim
Dalı Başkanı
Doç. Dr. Ramazan S. GÖKTÜRK
(Botanik Uzmanı)
Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi
Biyoloji Bölümü
Yrd. Doç. Dr. Mustafa YAVUZ
(Zoolog)
Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi
Biyoloji Bölümü
M. Süleyman KAÇAR
(Yaban Hayatı Uzmanı)
Orman Yüksek Mühendisi
(Bu çalışma Es-Yel Elektrik Üretimi Ltd. Şti. tarafından yaptırılmıştır)
ANTALYA
ARALIK 2011
Çizelgeler Dizini
Çizelge 1. Türbinlerin yer alacağı sahaların koordinatları (Proje Tanıtım Dosyasından) ........22
Çizelge 2. Kurulması planlanan türbinlerin özellikleri (Proje tanıtım dosyasından) ............... 24
Çizelge 3. Bağlar RES Sahasında Tespit Edilen Bitkiler (Kısaltmalar: Ir.-Tur.El.: İran-Turan
Elementi, Akd. El.: Akdeniz Elementi, Avr-Sib. El.: Avrupa-Sibirya Elementi, ÇBFCB:
Çok Bölgeli veya Fitocoğrafik Bölgesi Bilinmeyen, E: Endemik, TIB: Tıbbi, TIC: Ticari,
VU: Vulnerable (zarar görebilir), NT: Near Threatened (Tehdit altına girebilir), LC:
Least Concern (En az endişe verici). .............................................................................. 33
Çizelge 4. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde bulunan kurbağa ve sürüngen türleri ile
statüleri ......................................................................................................................... 39
Çizelge 5. Bağlar RES sahası içerisinde ve yakın çevrede tespit edilen memeli hayvan
(Mammalia) türleri ve koruma statüleri..........................................................................43
Çizelge 6. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde gözlenen kuş türleri ve statüleri ............... 56
Çizelge 7. Bağlar RES sahasında planlanan iki farklı alternatif türbin yerleşimi teknik
özellikleri ...................................................................................................................... 68
Şekiller Dizini
Şekil 1. Proje ekibi, soldan sağa Yrd. Doç. Dr. Mustafa YAVUZ, Prof. Dr. Ali ERDOĞAN,
Doç. Dr. Ramazan Süleyman GÖKTÜRK, Orman Yük. Müh. M. Süleyman KAÇAR ve
arkada türbinlerin kurulacağı tepeler ................................................................................6
Şekil 2. Göç eden kuşların ülkemiz üzerinde kullandıkları göç rotaları ................................. 12
Şekil 3. Bağlar Rüzgâr Enerji Santralinin Türkiye’deki yeri ve kurulacağı saha .................... 15
Şekil 4. Bağlar RES kapsamında inşa edilecek türbinlerin yerlerini gösterir topografya haritası
......................................................................................................................................16
Şekil 5. Türbinlerin yer alacağı step-bozkır özelliği gösteren alanın genel görünümü ............ 17
Şekil 6. RES sahasının güneyinde türbinlerin kurulacağı sırtlar ve panaromik görünümü ......18
Şekil 7. RES sahasının ortasında yer alan boğazda Dağcabel Yolu üzerinden türbinlerin
kurulacağı sırtlar ve panaromik görünümü .....................................................................19
Şekil 8. RES sahasının batısında yer alan Arkaç Tepe’den türbinlerin tesis edileceği alan ve
sırtların panoramik görünümü ........................................................................................ 20
Şekil 9. RES sahasının batısında yer alan Arkaç Tepe’de proje ekibi inceleme yaparken ......21
Şekil 10. RES sahasının uydu görüntüsü ............................................................................... 21
Şekil 11. Bağlar RES sahasındaki step vejetasyonunun genel görünümü ............................... 27
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
2
Şekil 12. Rosa canina L. (Kuşburnu) (Ülkemizin büyük bir kısmında yayılış gösteren bu tür,
tıbbi ve ticari amaçla kullanılmaktadır. Sahada daha çok türbinlerin kurulmayacağı
Dağcabel Boğazı çevresinde yetişmektedir) ...................................................................28
Şekil 13. Echium italicum L. (Engerekotu) (Ülkemizin hemen hemen tüm bölgelerinde
rastlanılan bu tür, geniş bir yayılış alanına sahiptir.) ...................................................... 29
Şekil 14. Centaurea solstitialis L. subsp. solstitialis (Peygamber çiçeği) (Geniş yayılşa sahip
olan bu alttür, değişik habitatlarda yaşamını sürdürmektedir.)........................................30
Şekil 15. Bağlar RES sahasında bulunan kaya vejetasyonunun genel görünümü ................... 31
Şekil 16. Globularia orientalis L. (Küreçiçeği) (Ülkemizde Akdeniz, İç Anadolu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde, ülkemiz dışında ise Suriye’de yetişen bu tür, meşe
çalılıkları, kayalık yerler ve stebi yetişme ortamı olarak tercih etmektedir.) ................... 31
Şekil 17. Convolvulus compactus Boiss. (Bu tür, ülkemizde Ege, Akdeniz, İç ve Doğu
Anadolu Bölgelerinde, ülkemiz dışında ise Balkanlarda yayılış göstermektedir.) ........... 32
Şekil 18. Inula anatolica Boiss. (Kaya anduzotu) (Endemik olan bu tür, Akdeniz ve İç
Anadolu Bölgesinde bulunan kayalıklarda yetişmektedir. Türbinlerin kurulacağı sahanın
400-500 m kadar güneyinde yer alan vadilerdeki kayalıklarda yetişmektedir) ................ 32
Şekil 19. Bağlar RES sahasında nemli yerlerde geceleri görülebilen Gece Kurbağası
(Pseudopidalea viridis)..................................................................................................40
Şekil 20. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan tarla kertenkelesi (Ophisops elegans)
......................................................................................................................................41
Şekil 21. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan ve zaman zaman yakınlarda yer alan
karayollarındaki trafik nedeniyle ezilen Hazer Yılanı (Dolichophis caspius). ................. 41
Şekil 22. Bağlar RES sahasında ve çevresinde yoğun olarak bulunan tam toprak temaslı
türlerden olan tarla faresi (Microtus guentheri) ve yuva girişi. .......................................44
Şekil 23. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan tam toprak temaslı türlerden olan
Körfare (Spalax leucodon) tarafından yuva yapımı-galeri kazılması sırasında oluşturulan
toprak öbekleri. ............................................................................................................. 44
Şekil 24. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan Gelengi (Spermophilus
xanthoprymnus)’ye ait yuva girişi. ................................................................................. 45
Şekil 25. Bağlar RES sahasında ve yakın çevresinde yaşayan en önemli omnivorlardan olan
domuz (Sus scrofa)’a ait dışkı-izler................................................................................ 46
Şekil 26. Bağlar RES sahasında ve yakın çevresinde yaşayan karnivorlardan kızıl tilki (Vulpes
vulpes). .......................................................................................................................... 46
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
3
Şekil 27. Bağlar RES sahasında oluşmuş olan kaya çatlakları tilki ve benzeri türler için iyi bir
barınma ortamı oluşturmaktadır. .................................................................................... 47
Şekil 28. Türkiye’nin önemli göç yolları. Boğazlar ve Kafkaslardan gelen Yırtıcı Kuş ve
Leylek gibi türler Hatay ve Kıbrıs üzerinden göçlerine devam ederler (literatürlerden
derlenerek oluşturulmuştur) ........................................................................................... 50
Şekil 29. Dağcabeli Mevkiinde avcılar ile yapılan görüşmeler ve avcıların vurduğu kınalı
keklik ............................................................................................................................ 51
Şekil 30. RES Sahasının batısındaki Arkaç Tepe’nin yakınında avlanan avcılar .................... 52
Şekil 31. Güvenç Köyü sakinleriyle yapılan görüşmeden bir an ............................................ 53
Şekil 32. Karaömer Köyü sakinleriyle yapılan görüşmeler .................................................... 53
Şekil 33. Ekolojik olarak daha çok alçak zonları tercih eden ancak av baskısından dolayı daha
yüksek zonlara da çıkabilen toy kuşu ............................................................................. 55
Şekil 34. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde yaşayan yerli kuş türlerinden olan, kayalık
habitatlarda görülen Şahin (Buteo buteo) .......................................................................60
Şekil 35. Bağlar RES sahası yakınındaki yerleşim alanlarında yaşayan yerli kuş türlerinden
olan kukumav (Athene noctua). ..................................................................................... 61
Şekil 36. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde yaşayan yerli kuş türlerinden olan, tepeli
toygar (Galerida cristata) .............................................................................................. 61
Şekil 37. RES sahası ve yakın çevresinde yaz göçmeni olarak görülen İbibik (Upupa epops)62
Şekil 38. Bağlar RES sahasında göç hareketlerinin yoğunlaştığı en yakın kuş göç güzergâhları
......................................................................................................................................63
Şekil 39. Bağlar RES sahasında yatırımcı firma tarafından planlanan mevcut (üstte) ve
alternatif (altta) iki farklı türbin yerleşimi krokisi (Mavi renkli noktalar 40 türbin, pembe
renkli olanlar ise 31 türbine göre planlanmıştır) ............................................................. 67
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
4
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ ....................................................................................................................................6
1.
Rüzgâr Enerji Santralleri ..............................................................................................7
2. RES Sahasının Tanımlaması ......................................................................................... 14
2.1. Sahanın Coğrafi Konumu........................................................................................ 14
2.2. RES Bünyesinde Kurulacak Türbinlerin Özellikleri ve Arazide Yerleşimi ................ 22
2.3. Sahanın Korunan Alanlarla İlişkisi .........................................................................25
2.4. Sahanın Yaban Hayatı Kaynakları ..........................................................................25
2.4.1.Bitki örtüsü .......................................................................................................25
2.4.2. Faunal Yapı ......................................................................................................38
2.4.2.1. Amfibi ve sürüngenler ................................................................................... 39
2.4.2.2. Memeliler .....................................................................................................42
2.4.2.3. Kuşlar ........................................................................................................... 49
2.5. Sahanın Kuşlar Açısından Önemi ........................................................................... 59
2.5.1.Yerli Kuşlar ......................................................................................................59
2.5.2.Göçmen Kuşlar ve Göç Hareketi .......................................................................62
3. Sonuç ve öneriler ..........................................................................................................64
3.1. Öneriler .................................................................................................................. 65
3.2. Sonuç...................................................................................................................... 79
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
5
GİRİŞ
ES-YEL Elektrik Üretimi Ltd. Şti ile Antalya Sanayi Teknolojileri Yazılımı Ar-Ge
Danışmanlık Çevre ve Enerji, Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında 21.11.2011 tarihinde yapılan
protokol çerçevesinde; “Konya ili Selçuklu İlçesi Bağlar Mevkiinde kurulması planlanan
rüzgâr enerji santrali faaliyetlerinin, yaban hayatı ve kuş göç hareketleri açısından
değerlendirilmesi için Prof. Dr. Ali ERDOĞAN’dan genişletilmiş ornitoloji raporu talep
edilmiştir.
Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı
Ornitolog Prof. Dr. Ali ERDOĞAN başkanlığında; alanın floristik yapısı ile ilgili olarak
Botanik Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Ramazan Süleyman GÖKTÜRK, faunistik yapısı
ilgili Zooloji Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa YAVUZ, orman ve yaban
hayatı ile ilgili olarak Orman Yük. Müh. M. Süleyman KAÇAR’dan oluşan proje ekibi
tarafından (Şekil 1), Bağlar Rüzgâr Enerji Santrali’nin kuşlar üzerine olası etkilerini
incelemek üzere, Kasım-Aralık 2011 içerisinde yapılan arazi çalışmaları sonucunda genel bir
ekolojik değerlendirme yapılarak, kapsamlı ornitoloji raporu hazırlanmıştır.
Şekil 1. Proje ekibi, soldan sağa Yrd. Doç. Dr. Mustafa YAVUZ, Prof. Dr. Ali ERDOĞAN,
Doç. Dr. Ramazan Süleyman GÖKTÜRK, Orman Yük. Müh. M. Süleyman KAÇAR ve
arkada türbinlerin kurulacağı tepeler
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
6
1. Rüzgâr Enerji Santralleri
Bir ülkenin, ihtiyacını karşılayacak enerjiye sahip olması ekonomik dinamizmin
olmazsa olmaz koşuludur. Uluslararası enerji politikalarında ise, enerji arz ve güvenliği ile
arzın çeşitlendirilmesi, ekonomik verimliliğin arttırılması, rekabete açık, piyasa güçlerine
dayalı enerji üretimi önemlidir. Bu yönde son yıllarda rüzgâr enerjisi kullanımının arttırılması
konusunda dünyada gelişmeler kaydedilmektedir (Kılıç 2009).
Dünya nüfusu hızla çoğalırken teknolojik gelişmelere paralel olarak enerji ihtiyacı da
artmakta, diğer yandan bu ihtiyacı karşılayan fosil yakıtlar ise çok daha hızlı bir şekilde
azalmaktadır. Önümüzdeki 50 yıl içinde fosil yakıtların büyük ölçüde tükeneceği ve ihtiyacı
karşılayamayacağı tahmin edilmektedir. Fosil yakıtların aşırı tüketilmesi küresel ısınma, hava
kirliliği, sel ve fırtına gibi doğal felaketlerin gözle görülür şekilde artmasına neden olmuştur.
Bu nedenle insanoğlu, fosil yakıt rezervlerinin bitmesini beklemeden acilen temiz enerji
kaynaklarına yönelmiştir. Bu temiz enerji kaynaklarından birisi de rüzgâr enerjisidir.
Rüzgârdan elde edilen elektrik enerjisi, karbonsuz olması, dolayısıyla atmosfer kirliliğine
sebebiyet vermemesi nedeniyle temiz enerji olarak nitelendirilmektedir. Gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkeler, fosil yakıt orijinli problemlerden biri olan sera gazı emisyonlarından
ve diğer çevresel değişimlerden korunmak için, rüzgâr gücü ile çalışan enerji yatırımlarını
desteklemektedirler. Son 15 yılda rüzgâr türbinleri ile elektrik üretiminde muazzam
gelişmeler sağlanmıştır. Yapılan ölçümler sonucunda Dünya rüzgâr enerjisi 53 TWh/yıl
olarak hesaplanmış (Kılıç 2008) ve bu doğal kaynaktan yararlanmak isteyen ülkeler, uzun
yıllardan beri enerji politikalarını rüzgâr enerjisine doğru yöneltmişlerdir.
Binlerce yıldır insanlığın hizmetinde bulunan rüzgâr enerjisinden elektrik üretimi ilk
olarak 1891 yılında Danimarka'da gerçekleştirilmiştir. Tüm dünyada 1970'li yıllardaki petrol
krizi nedeniyle rüzgâr türbinlerinin seri üretimine geçilmesi ile bu alandaki yatırımlar gittikçe
artmış ve rüzgâr enerjisi santralleri oluşturulmaya başlanmıştır. Rüzgâr enerjisi sistemlerinin
tasarımı, planlaması ve çalıştırılması için rüzgârın karakteristiklerinin tüm detaylarıyla
bilinmesi gerekmektedir. Türbin yerleşimi ve rüzgâr enerji potansiyelinin belirlenebilmesi
için uzun süreli güvenilir verilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun en iyi örneklerinden biri,
Avrupa Birliği ülkelerindeki rüzgâr enerjisi potansiyelini belirlemek için 200‟den fazla yerde
kurulan uygun meteoroloji istasyonlarının 10 yılı aşan verileri sonucu oluşturulan "Avrupa
Rüzgâr Atlası"dır. Özel sektör tarafından da yoğun ilgi gören rüzgâr santrallerine doğru olan
talep, Türkiye‟nin kurulu güç kapasitesine rüzgârın katkısının artmasının mümkün
olabileceğini göstermektedir (Kılıç 2009). Avrupa’da rüzgâr gücü bakımından yüksek
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
7
potansiyele sahip ikinci ülke olan Türkiye’de, bu alandaki yatırımlar oldukça yeni sayılır.
Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye, sürdürülebilir kalkınma için gerekli olan enerji
kaynaklarının (hidroelektrik, rüzgâr, güneş, jeotermal, biokütle, dalga ve gel-git gibi) çeşitlilik
bakımından tamamına sahip olmasına karşın, bu kaynaklar miktar bakımından yeterli değildir.
Bu nedenle enerji ithalatçısı bir ülke konumunda olan Türkiye’nin enerji ihtiyacı gün geçtikçe
artmaktadır. Türkiye'nin enerji ihtiyacının karşılanması için, birçok gelişmiş ülkede olduğu
gibi ülkemizin de temiz ve dışa bağımlı olmayan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi
önem kazanmıştır.
Rüzgâr, çevreyi kirletmeyen, temiz, doğada var olan ve gelecek vadeden bir enerji
kaynağı olmasından dolayı ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanmasında önemli bir yer
tutmaktadır. Türkiye rüzgâr bakımından zengin yöreleri olan bir ülkedir. 10 m yükseklikteki
yıllık ortalama rüzgâr hızı ve güç yoğunluğu açısından en yüksek değer 3.29 m/sn ve 51.91
W/m² ile Marmara Bölgesi 'nde saptanmıştır. En düşük değer ise, 2.12 m/sn hız ve 13.19
W/m² güç yoğunluğu ile Doğu Anadolu Bölgesi'ndedir. Türkiye'nin % 64,5‘inde rüzgâr
enerjisi güç yoğunluğu 20 W/m²‘'yi aşmazken, % 16.11'inde 30-40 W/m2 arasında, %
5,9‘unda 50 W/m²'nin ve % 0.08'inde de 100 W/m²'nin üzerindedir. Türkiye‘ nin rüzgâr
potansiyeli tam olarak belirlenmemiş olsa da brüt potansiyelinin yılda 400 milyon MWh,
teknik potansiyelinin ise 120 milyon MWh olduğu düşünülmektedir. Söz konusu teknik
potansiyel yıllık elektrik üretiminin 1,2 katıdır. Ancak, Türkiye genelinde 10 m. yükseklikteki
rüzgâr yoğunluğunun alansal ve zamansal dağılımı ile teknolojik kısıtlamalar göz önünde
tutulduğunda, güvenilir rüzgâr enerjisi potansiyeli 12 milyar kWh/yıl olarak hesaplanmaktadır
(Çakar ve ark. 2009).
Ülkemizdeki RES yatırımlarının, Avrupa baz alındığında miktar ve sayıca çok düşük
olduğu görünse de 2006‘dan sonra bu yatırımların ciddi bir şekilde ivmelenerek hız
kazandığını söyleyebiliriz. Mevcut kapasiteye 2008 yılında 286 MW‘lık yeni rüzgâr enerji
kapasitesi eklenmiştir ve toplamda 433,35 MW seviyesine gelinmiştir. Rüzgâr potansiyelinin
yüksek olduğu Doğu Akdeniz, Marmara, Ege gibi kıyı şeridi yerlerde rüzgar santrali
kurulumu yoğunlaşmıştır (Yanıktepe ve ark. 2009).
Türkiye Rüzgâr Atlası’na göre, rüzgâr hızı farklılık göstermesine karşın bütün
bölgelerimiz geniş yenilenebilir enerji kaynaklarına sahiptir (http://eie.gov.tr). Türkiye’de
rüzgâr enerjisi ile elektrik üretimi çalışmaları 1986 yılında Çeşme (İzmir)’de başlamış ve
1998 yılında üretime geçmiştir. Son 10 yılda ise rüzgâr potansiyeli bakımından zengin olan
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
8
bölgelerimiz olan Ege, Marmara ve Doğu Akdeniz (İzmir, Bozcaada, Bandırma, Balıkesir,
Osmaniye, Manisa, Hatay ve Mersin)’de rüzgâr enerji santralleri (RES) kurularak enerji
üretimine hız verilmiştir (http://eie.gov.tr). Yapılan yeni sözleşmeler ile Türkiye’de açılacak
santrallerle beraber 2011 yılının sonuna kadar hedeflenen toplam enerji üretim miktarı
1.546,15 MW’dir (http://ruzgarenerjisibirligi.org.tr). Türkiye’nin batı kesimlerinde enerji
üretmekte olan rüzgâr türbinlerine ek olarak yapım aşamasında olan ve başvurusu yapılmış
birçok proje bulunmaktadır. Bu gelişimlere paralel olarak Türkiye, 2020 yılında enerji
ihtiyacının %10’unu rüzgâr enerjisinden karşılamayı hedeflemektedir (http://eie.gov.tr).
2. Res’lerin Yaban Hayatı Üzerine Etkileri
Rüzgâr enerjisi her ne kadar temiz ve sürdürülebilir enerji kaynakları olarak
bilinmelerine karşın, sadece rüzgâr koşulları ve ekonomik değer olarak dikkate alındığında,
RES’lerin yarasa ve kuş türleri açısından önemli riskler oluşturduğu iddia edilmektedir
(Hotker
vd.
2005,
Eveaert
ve
Eric
2007,
Powlesland
2009,
http://www.cwsscf.ec.gc.ca/publications/eval/index_e.cfm). Amerika ve Avrupa’da 20 yıldır
varlıklarını sürdüren RES’ler, gelişen teknoloji ve çevre koruma önlemlerine rağmen
doğaseverler tarafından acımasızca eleştirilmektedir. Amerika’nın en büyük RES projesi
1982’de San Fransisco’nun doğusunda Altamont’da inşa edilmiş (Orloff ve Flannery 1992,
Orloff ve Flannery 1996,
Hoover 2002) ve sonraki yıllarda (1987’ye kadar) 7340 RES
kurulmuştur. Ancak kurulan santrallerden özellikle bir tanesi yırtıcı kuşların yoğun olarak
uçtuğu bir bölgede tesis edilmiştir.
Altamont’ta RES’lerden kaynaklı kuş ölümlerini konu alan ilk bilimsel çalışma Orloff
ve Flannery (1992) tarafından yayınlandı. İki yıl süreyle 7340 RES’ten 1169’u üzerinde
yapılan gözlemlerde özellikle yırtıcı kuşlar üzerinde durulmuş ve diğer türlere sadece
istatistiklerde yer verilmiştir. Yapılan iki yıllık izleme çalışması sonucunda, 182 yırtıcı kuşun
ölüsüne rastlanmış ve ortalama olarak her 13 RES’te bir yırtıcı ölümü tespit edilmiştir. Tespit
edilen kuş ölümlerinden dolayı ABD’de RES’lerin daha düzenli ve kontrol altında
tutulabilmesi amacıyla Ulusal RES Koordinatörlüğü kurulmuştur. RES koordinatörlüğünün
2001 yılında yaptırdığı izleme çalışmasında (Dooling ve Lohr 2001) ülkedeki tüm RES’lerde
(toplam 15.000 RES) 33.000 kuş bireyinin öldüğü tespit edilmiştir. Bu araştırmada ayrıca
ülkede bir milyon RES olsa bile bunlardan doğacak kuş ölümlerinin (tahmini toplam 2,2
milyon kuş ölümü) diğer insan sebepli ölümlerin çok altında olacağı ve alanın daha dikkatli
seçilmesi koşulu ile RES yapım çalışmalarına devam edilmesinde sakınca bulunmadığı
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
9
belirtilmiştir. Arup (2002) tarafından ABD’deki kuş ölümleri ile ilgili yapılan çalışmada
camlara çarparak ölen 500 milyon, yüksek gerilim hatlarına çarparak ölen 174 milyon,
kamyon ve otomobil gibi taşıtlara çarparak ölen 70 milyon ve telekom hatları ile tesislerine
çarparak ölen 27 milyon kuşun olduğu tespit edilmiştir. Hatta bu rakamların ortaya
çıkmasından sonra kuş ve çevre koruma kurumları telekom ve elektrik şirketleri aleyhinde
davalar açılmıştır. Açılan davalar sonucunda yüksek gerilim hatlarına uzaktan görülebilecek
toplar asılması gibi düzenlemeler yapılmış ve bu tesislerin kuşlara zarar vermemesi için yeni
düzenlemelerin yapılması sağlanmıştır. Diğer yandan RES’lerin, diğer tehlikelerle
karşılaştırıldığında daha az olan kuş ölüm oranlarına rağmen halen yoğun olarak kuş ve
yarasalara olası zararları araştırılmaktadır. Günümüzde bu santrallerin kurulduğu birçok
ülkede, habitat kayıplarının yanı sıra yarasalar ile göçmen kuş türlerinin ve özellikle yırtıcı
kuşların olumsuz etkilendiğini gösteren çok sayıda kayıt bulunmaktadır (Crockford 1992,
Benner vd.1993, Acha 1997, Johnson vd.2000, Lekuona 2001, Ahlén 2002, Everaert 2003,
Reichenbach 2003, Langston ve Pullan 2003, Dürr ve Bach 2004, Tellería 2009). Avrupa
ülkelerinin birçoğunda büyük rüzgâr türbinlerinin yarattığı çevre sorunları nedeniyle, milli
park ve yakın çevresinde kurulmasına izin verilmemektedir (Özyurt ve Dönmez 2005,
Varınca ve Varan 2005).
Yukarıda da ifade edildiği gibi; rüzgâr enerjisi santrallerinin çevreye ve özellikle
kuşlara ve yarasalara olan etkileri üzerine pek çok araştırma gerçekleştirilmiştir. Bu
araştırmalar sonucunda, rüzgâr türbinlerinin kuşlar ve yaşam alanları üzerinde bazı olası
etkileri ortaya koyulmuştur. Avrupa Birliği Komisyonunun Kasım 2010 yılında hazırladığı
“Avrupa Birliği Doğa Mevzuatına Göre Rüzgâr Enerji Santrallerinin Geliştirilmesi”
raporunda kuşların RES’lerden nasıl etkilendikleri ve bunların en aza indirgenmesi için
nelerin yapılabileceği ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Buna göre RES’lerin kuşlara potansiyel
etkileri şu başlıklar altında incelenmiştir.
•
Yaşam Alanı Kaybı ve Bozulması
Rüzgar enerji santralinin kurulmasının ardından türbinler önemli habitatları bazen
enine, bazen boyuna olarak bölebilmektedir. Bazen de türbinlerin dağılımına göre küme
şeklinde habitat kayıpları da yaşanmaktadır.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
10
•
Çarpma Etkisi:
Kuşların
türbin
pervanelerine
ve
aynı
çevredeki
elektrik
hatlarına
olan
yakınlaşmalarından kaynaklanan çarpmalar genellikle ölümle sonuçlanmaktadır. Özellikle
nadir türler ve yırtıcılar açısından bakıldığında, populasyonlar zaten azalmakta olan birey
sayıları nedeniyle bu tür etkilere oldukça hassastır. Çarpma riskleri kuş hareketlerinin oldukça
yoğun olduğu, topoğrafik darboğazlarda özellikle dağ geçitlerinde ve büyük sulak alanlar
arasındaki kara köprülerinde yüksektir. Ayrıca birçok kuş türünün dinlenme ve beslenme
alanı olan sazlık-sulak alan gibi bölgelerde bu bakımdan önemlidir.
Yapılan birçok
araştırmada bu risklere karşın bir adaptasyon olarak populasyonda türbinlerden aktif kaçınmasakınma davranışlarından da bahsedilmektedir (Hötker (2005, 2006), Petersen vd. (2006),
Masden vd. 2009).
Bundan başka çarpma riskini etkileyen faktörler arasına türlerin uçuş yüksekliği, uçuş
şekli, davranışları, hava şartları, topoğrafik yapı ve türbin özelliklerini eklemek mümkündür
(Drewitt ve Langston 2006).
•
Rahatsız Olma ve Yer Değiştirme
Kuşlarda
rahatsız
olma
durumu
türbinlerin
görüntüsünden,
titreşiminden,
gürültüsünden ve çevresindeki araç trafiğinden olabilmektedir. Çapıcı bir şekilde aynı bölgede
kuluçkaya yatan türlerin avlanmaya, beslenmeye veya dinlenmeye gelen diğer türlerden daha
az etkilendikleri tespit edilmiş (Hötker vd. 2005, 2006) olup, ancak yeni yapılan çalışmalar da
ise bunun her zaman böyle olmadığı da ifade edilmektedir (Pearce‐Higgins vd. 2009).
•
Bariyer Etkisi
RES sahaları, kuş türlerinin göç sırasındaki uçuş yolları üzerinde veya lokal olarak
gerçekleşen kuluçka bölgesi ve beslenme-dinlenme alanları arasındaki düzenli uçuş
hareketleri sırasında potansiyel bir risk faktörüdür. Yapılan araştırmalarda gündüzleri çok
fazla yaklaşma davranışı gösterilmeyen RES sahalarına gece uçuşlarında daha fazla
yaklaşıldığı tespit edilmiştir (Drewitt ve Langston 2006). Göç yönüne paralel olmayıp dikey
olarak
tesis
edilen
türbinler,
sayısının
çokluğuna
göre
risk
faktörü
olarak
değerlendirilmektedir. Az sayıda türbinin yer aldığı bölgelerde önemli bir etki gözlenmemekle
birlikte, göç yolları üzerinde yolu kapatacak çok sayıda türbinin yapılması da önemli bir
bariyer olarak değerlendirilmektedir ( Drewitt ve Langston 2006, Masden vd. 2009).
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
11
ABD’nin en eski ve köklü çevre koruma örgütlerinden ‘National Audobund Society’,
RES’lere karşı olmadığını açıklamıştır. Audobund’a göre RES’ler birçok enerji üretim
tesisine göre çok daha temiz üretim yapmaktadır. Ancak bunu söylerken de dikkatler önemli
bir noktaya çekilmektedir. RES’lerin nesli tehlikede olan kuş türleri, özellikle yırtıcıları
tehdit edecek yerlere kurulmaması gerektiğinin altını önemle çizmişlerdir. Ayrıca
tesislerin kurulmasından önce çevrede yaşayan ve göçen nesli tehlike altında olan kuş
türü varlığının tespit edilmesinin son derece önemli olduğu ve en az iki yıl süre ile ilgili
alanların gözlem altında tutularak izlenmesi gerektiği belirtilmiştir (Daulton 2007).
Türkiye,
Batı
Palearktik
bölgeden
güneye,
Afrika’dan
ise
kuzeye
doğru
gerçekleşmekte olan önemli kuş göç hareketlerinin birkaç ana güzergâhından birisinin
üzerinde yer almaktadır. Uluslar arası ölçekte önemli olan bu güzergâh ülkemiz coğrafyasına
girdiğinde değişik boyutlu dallanmalar yapmaktadır. Büyük sürüler oluşturan ve çok sayıda
kuş türü tarafından kullanılan güzergâhlar “ana göç yolu” olarak tanımlanırken daha az
sayıda tür ve birey tarafından, çok düzenli olmasa da belli bir sıklıkta kullanılan rotalar ise
“tali göç yolları” olarak nitelenmektedir. Afrika ve Avrupa kıtalarının birbirine bağlayan ana
kuş göç yolları Türkiye’de İstanbul Boğazı, Doğu Karadeniz Bölgesi ve Hatay gibi bir
“üçayak” meydana getiren başlıca bölgeler üzerinden geçerken “tali” olarak adlandırılan kuş
göç yolları ise çok daha geniş bir coğrafya üzerine yayılmış durumdadır. Hemen hemen
Türkiye’nin tamamına yakın kesiminde bu tanıma giren bir göç yoluna veya göç eden sürülere
sıkça rastlamak olasıdır (Şekil 2).
Şekil 2. Göç eden kuşların ülkemiz üzerinde kullandıkları göç rotaları
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
12
Yukarıda ifade edilen iki tanıma ek olarak Türkiye üzerinden gerçekleşen, özellikle
ötücü kuşlar ve Bıldırcınlar (Coturnix coturnix) gibi küçük kanatlı göçmen formlar tarafından
sergilenen ve “Cephe Göçleri” şeklinde tanımlanan süreç yanında; bilinen göç
dönemlerinden az da olsa farklı tarihlerde gerçekleşen hareketleri tanımlayan “göç kayması”
gibi olguların varlığı bilinmektedir. Bu durum ülkemizde içerisinde ilkbahar ve sonbahar
dönemlerinde gerçekleşen, kış dönemlerinde de farklı nitelik kazanan geniş ölçekli bir göç
hareketinin temel bileşenleridir.
Ülkemiz komşu ülkelere göre çok daha fazla türün barındığı ve Avrupa-Asya-Afrika
arasında göç yolu üzerinde olup; kuşlar açısından “önemli” olarak tanımlanan, ulusal ve
uluslar arası ölçekte sulak alanlara sahip olması nedeniyle söz konusu tesislerin yer
seçiminden kurulum aşamasına kadar olan süreçte bazı noktalara dikkat edilmesi zorunluluğu
söz konusudur.
Rüzgâr santralleri, kuşlar ve yarasaların türbin kanatlarına çarpması sonucu ölmesi ya
da yaralanmasına, uçuş rotalarını değiştirmelerine veya habitatta değişimlere sebep
olmaktadır (Benner vd.1993). Türkiye, Avrupa ve Afrika arasındaki en önemli kuş göç yolları
üzerinde bulunmasından dolayı, göç yolları üzerindeki sahalar, önemli kuş alanı ya da sulak
alan yakınları işletme için tercih edilmemelidir (www.eea.europa.eu/help/infocentre/enquirie).
Bu bağlamda Konya ili Selçuklu İlçesi Bağlar Mevkiinde Es-Yel Elektrik Üretimi Ltd.
Şti. tarafından, tesis edilmesi planlanan Bağlar RES projesiyle ilgili olarak bu çalışma
gerçekleştirilmiştir. Bu raporun hazırlanmasında 2004-2011 yılları arasında bölgede
tarafımızdan gerçekleştirilmiş olan çalışmalarda elde edilmiş olan verilerden de istifade
edilmiştir. Ayrıca literatür kayıtları da değerlendirilmiştir. Çalışmalar kapsamında öncelikle
türbinlerin yer alacağı alan üzerinden veya bu kesimlere yakın olan noktalar üzerinden geçen,
“ana” veya “tali” olarak nitelenen herhangi bir göç güzergâhının söz konusu olup olmadığı
incelenmiştir. Diğer taraftan, tesis edilmesi planlanan türbinlerin bölge için “yerli” veya alan
üzerinden veya yakın kesimlerden geçiş yapan “göçmen” veya “transit” kuş türleri üzerine
olası etkilerinin olup olmayacağı; böyle bir etkinin söz konusu olması durumunda ortadan
kaldırılmasına veya en aza indirilebilmesine yönelik olarak alınması gereken önlemler
değerlendirilmiştir.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
13
2. RES Sahasının Tanımlaması
2.1. Sahanın Coğrafi Konumu
Kurulması planlanan Bağlar Rüzgâr Enerji Santrali, Konya ilinin kuzeydoğusunda,
Selçuklu ilçesi Bağlar mevkiinde Ilgın L29-d2 ve L29-d3 paftaları üzerinde yer almakta olup
tesisler 11 km uzunluğunda ve 6 km genişliğinde yaklaşık 6.600 hektarlık bir alanı
kapsamaktadır (Şekil 3-4). RES sahasında kurulacak olan türbinlere en yakın yerleşim yeri,
12 nolu türbinin 1650 m. kuzeydoğusunda yer alan Güvenç Köyü, 47 nolu türbinin 1325 m
güneybatısında yer alan Karaömer Köyü, 32 nolu türbinin 2200 m kuzeydoğusunda
Yazırbelenköyü ve 47 nolu türbinin 2050 m doğusunda yer alan Eğribayat köyüdür (Şekil 3).
RES sahasının 1 km güneydoğusundan geçen Konya-Ankara karayolu daha sonra 46,
45 ve 39 nolu türbinlerin yaklaşık 0,5km doğusundan geçmektedir (Şekil 3-10). RES sahası
Selçuklu ilçesinin 5 km kuzeydoğusunda yer almaktadır. Türbinlerin karayolunun Konya’dan
Ankara’ya gidiş yönünde yolun sol tarafında Güvenç ve Karaömerler köyleri arasındaki Fakra
Dağı, Obruk Tepe, Karaağıl Tepe ve Arkaç Tepe’nin sırtlarına dizilmesi planlanmaktadır.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
14
PROJE SAHASI
PROJE SAHASI
Şekil 3. Bağlar Rüzgâr Enerji Santralinin Türkiye’deki yeri ve kurulacağı saha
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
15
Şekil 4. Bağlar RES kapsamında inşa edilecek türbinlerin yerlerini gösterir topografya haritası
Bağlar RES’in kurulacağı saha, deniz seviyesinden 1200–1446 metre yükseltiler
arasında yer almaktadır. Sahanın büyük bir bölümü dağlık bir yapıya sahip olup arazinin
mülkiyeti T.C. Hazinesine aittir. Santralin kurulacağı saha, homojen bir step-bozkır özelliği
göstermektedir. RES sahası ve yakın çevresi ile ilgili genel görünümler Şekil 5-9’da, uydu
haritasındaki konumu ise Şekil 10’da verilmiştir.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
16
Şekil 5. Türbinlerin yer alacağı step-bozkır özelliği gösteren alanın genel görünümü
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
17
Şekil 6. RES sahasının güneyinde türbinlerin kurulacağı sırtlar ve panaromik görünümü
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
18
Şekil 7. RES sahasının ortasında yer alan boğazda Dağcabel Yolu üzerinden türbinlerin
kurulacağı sırtlar ve panaromik görünümü
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
19
Şekil 8. RES sahasının batısında yer alan Arkaç Tepe’den türbinlerin tesis edileceği alan ve
sırtların panoramik görünümü
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
20
Şekil 9. RES sahasının batısında yer alan Arkaç Tepe’de proje ekibi inceleme yaparken
Şekil 10. RES sahasının uydu görüntüsü
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
21
2.2. RES Bünyesinde Kurulacak Türbinlerin Özellikleri ve Arazide Yerleşimi
RES sahasında, santralinin kurulacağı alanın büyüklüğü, rüzgâr parametreleri,
minimum çevre etkisi vb. gibi özellikler göz önüne alınarak 50 adet türbin yapılması
planlanmıştır (Proje Tanıtım Dosyası 2008). Bu tercihin, türbin temini veya kredi temini
aşamalarından herhangi birinde değiştirilebileceği de ifade edilmektedir. Her türbin için
boyutları 10x10 m (100 m2) ve derinliği yaklaşık 1,5 m olan çukurlar açılarak türbin
yerleşimleri için yaklaşık olarak toplam 5.000 m2 alan kullanılması planlanmaktadır. Bu
türbinlerin kurulacağı yerlerin koordinatları ve yerleşim noktaları Çizelge 1’de detaylı olarak,
Şekil 4’te harita ile Şekil 5-9’da ise bazı fotoğraflarıyla verilmiştir.
Çizelge 1. Türbinlerin yer alacağı sahaların koordinatları (Proje Tanıtım Dosyasından)
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
22
Bilindiği üzere; rüzgâr türbinleri diğer türbinler gibi lineer olarak hareket eden
akışkanın (hava) hareketini rotasyonel (tekrarlanan döngü, hareket ) harekete dönüştürürler.
Yani rüzgârın kinetik enerjisini rotasyonel mekanik enerjiye çevirirler. Elde edilen bu
mekanik enerji türbin içindeki alternatör vasıtası ile elektrik enerjisine çevrilir. Bir rüzgâr
santralinde bütün türbinlerin ürettiği enerji tek bir noktaya iletilir (şalt tesisi) oradan da
gerilimi ayarlanarak şebekeye verilir.
Kurulu gücü toplam 100 MW olacak Bağlar Rüzgâr Enerji Santrali'nde 50 adet
REpower MM82 tipi türbinler kullanılması, rüzgâr türbinlerinden elde edilecek elektrik
enerjisinin, her bir ünite için tesis edilecek olan transformatörler vasıtası ile orta gerilime
dönüştürülmesi ve santral parkında yer alan 50 adet türbin aralarında yer altı kabloları ile
Rüzgâr Santrali Kontrol Binası şalt sistemine aktarılacaktır. Proje kapsamında tesis edilecek
türbinlerin rotor çapının 82 m, rotor tarama alanının 5.281 m², kule yüksekliğinin ise 100 m.
olması planlanmaktadır (Çizelge 2). Sonuçta, proje kapsamında yeraltından geçirilmesi
planlanan kablolar ulusal elektik sistemine bağlanacaktır.
Çizelge 2. Kurulması planlanan türbinlerin özellikleri (Proje tanıtım dosyasından)
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
24
RES sahası kapsamında inşa edilecek 50 adet türbinin dağılımı incelendiğinde yörede
hâkim kuzey – kuzeydoğu rüzgârlarının etkili olduğu, batıda Obruk Tepe’den başlayıp, Fakra
Dağı’ndan güneydoğuda Karaömerler Köyü, doğuda Çağa Tepe, Sarıkaya Tepelerde
toplamda yaklaşık 11 km uzunluktaki bir sırt üzerinde tesis edileceği ön görülmektedir.
RES sahası kapsamında inşa edilecek 50 adet türbin Dağcabeli Boğazı’nın doğusunda
ve batısında olacak şekilde 2 grup halinde planlanmaktadır (Şekil 4).
2.3. Sahanın Korunan Alanlarla İlişkisi
Bağlar RES sahası, 2873 Sayılı Milli Parklar, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanunu, 2872 Sayılı Çevre Kanunu, 6831 Sayılı Orman Kanunu, 383 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ve 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu ve diğer ulusal yasalarla
belirlenmiş herhangi bir koruma statüsü bulunmamaktadır.
Ancak RES sahasının yaklaşık 8-10 km güneydoğusunda 4915 Sayılı Kara Avcılığı
Kanununa göre ilan edilmiş Yaban Hayatı Geliştirme Sahası bulunmaktadır. YHGS Konya
Bozdağlar üzerinde yer almakta olup, Yaban Koyunu (Ovis orientalis) sahada korunan hedef
türdür. YHGS planlanan Bağlar RES sahasına oldukça uzak olup, sahanın proje ile etkileşimi
mümkün değildir.
2.4. Sahanın Yaban Hayatı Kaynakları
Saha genel olarak step-bozkır ve dağlık alanlarından oluşmaktadır. Arazide stepe özgü
tek yıllık ve çok yıllık otsu bitkiler bulunmaktadır. Türbinlerin kurulacağı sahalarda ağaç ve
çalı bulunmamaktadır.
2.4.1.Bitki örtüsü
Bağlar RES alanına yapılan arazi çalışması sırasında hem çiçekli bitkiler hem de
çiçeklenme zamanı geçen kuru formdaki otsu türler toplanarak adlandırılmaları yapılmıştır.
Toplanan bitkilerin adlandırılmasında başta Türkiye Florası olmak üzere, araştırma alanına
yakın çevresinde değişik bilim insanlarınca yapılan flora çalışmalardan da faydalanılmıştır
(Davis 1965-1985, Ocakverdi 1984, Dural & Ekim 1984, Davis et al 1988, Güner et al. 2000,
Yıldıztugay 2006, Duran 2007). Çizelge 3’de verilen türlerin tamamı yapılan arazi çalışmaları
sonucunda teşhis ve tespit edilmiştir.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
25
RES alanı, Türkiye florasındaki kareleme sistemine göre B4 karesinde yer almaktadır.
Yapılan arazi çalışması döneminde sahadan toplanan bitki örneklerinin teşhis edilmesiyle 32
familya’ya ait 105 cins ve 127 tür tespit edilmiştir. Bağlar RES alanında bulunan 127 türün,
35 tanesi İran-Turan Fitocoğrafik Bölgesi elementi, 9 tanesi Akdeniz Fitocoğrafik Bölgesi
elementi, 2 tanesi Avrupa-Sibirya Fitocoğrafik Bölgesi elementi ve 81 tanesi ise çok bölgeli
veya fitocoğrafik bölgesi bilinmeyen kategorisinde yer almaktadır. İran-Turan elementlerinin
alanda çok olmasının nedeni, sahanın tümüyle İran-Turan Fitocoğrafik Bölgesi içinde yer
alması ile açıklamak mümkündür. Akdeniz ve Avrupa-Sibirya elementlerinin ise sayısal
olarak belirgin şekilde İran-Turan Fitocoğrafik Bölgesi elementlerinden oldukça az olduğu
görülmektedir. Bunun nedeni ise alanda Akdeniz ve Avrupa-Sibirya elementlerinin yetiştiği
karakteristik habitatların az bulunmasındandır. Çalışma alanında tür sayısı açısından en
zengin ilk 5 familya ve tür sayıları şu şekildedir; Asteraceae 26 tür, Lamiaceae 14 tür,
Fabaceae 12 tür, Brassicaceae 7 tür ve Poaceae ise 6 tür.
Bağlar RES alanında teşhis edilen 127 türün 10 tanesi endemiktir. Bu endemik
türlerden 3 tanesi VU (Zarar Görebilir), 6 ise LC (En az endişe verici) ve 1 tanesi ise NT
(Tehdit altına girebilir) kategorisinde yer almaktadır (IUCN 2006).
Sahada tespit edilen 127 türün 123 tanesi otsu, 2 tanesi çalı ve 2 tanesi ise ağaç
formundadır. Teşhis edilen türlerden 8 tanesi tıbbi bitki, 3 tanesi ticari önemi olan bitki ve 5
tanesi ise hem tıbbi hem de ticari önemi olan bitki olduğu saptanmıştır. RES alanında CITES
ve BERN Sözleşmesinde yer alan bitki türü tespit edilmemiştir.
Alanda bulunan vejetasyon tipleri
Alanda step ve kayalık olmak üzere iki tip vejetasyon bulunmaktadır.
Step vejetasyonu
Araştırma alanı tümüyle step vejetasyonu ile kaplıdır (Şekil 11). Alanın bazı
kesimlerinde ise küçük kayalık vejetasyon tipi görülmüştür.
Bu nedenle alanda step
vejetasyonuna ait bitki türleri baskın olarak bulunmaktadır. Bu vejetasyon tipinde görülen
bitki türleri arasında geven (Astragalus angustifolius Lam. subsp. angustifolius var.
angustifolius), kardikeni (Acantholimon acerosum (Willd.) Boiss. var. acerosum), kardikeni
(Acantholimon ulicinum (Willd. ex Schult.) Boiss. subsp. ulicinum var. ulicinum), Rosa
canina L. (Kuşburnu) (Şekil 12), çoban çırası (Phlomis armeniaca Willd.), değişik peygamber
çiçekleri (Centaurea triumfetti All., Centaurea virgata Lam, Centaurea urvillei DC. subsp.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
26
urvillei ve engerekotu (Echium italicum L.) (Şekil 13), Centaurea solstitialis L. subsp.
solstitialis) (Şekil 14), yabani badem (Amygdalus orientalis Miller), kengerotu (Gundelia
tournefortii L. var. tournefortii), mayasılotu (Teucrium polium L.), üzerlik (Peganum harmala
L.), bodur morgeven (Ebenus hirsuta Jaub. & Spach), Thesium procumbens C.A.Meyer gibi
bitkiler yaygın olarak bulunmaktadır.
Şekil 11. Bağlar RES sahasındaki step vejetasyonunun genel görünümü
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
27
Şekil 12. Rosa canina L. (Kuşburnu) (Ülkemizin büyük bir kısmında yayılış gösteren bu tür,
tıbbi ve ticari amaçla kullanılmaktadır. Sahada daha çok türbinlerin kurulmayacağı Dağcabel
Boğazı çevresinde yetişmektedir)
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
28
Şekil 13. Echium italicum L. (Engerekotu) (Ülkemizin hemen hemen tüm bölgelerinde
rastlanılan bu tür, geniş bir yayılış alanına sahiptir.)
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
29
Şekil 14. Centaurea solstitialis L. subsp. solstitialis (Peygamber çiçeği) (Geniş yayılşa sahip
olan bu alttür, değişik habitatlarda yaşamını sürdürmektedir.)
Kaya vejetasyonu
Bu vejetasyon tipine, araştırma alanındaki, küçük kayalıklar üzerinde rastlanılmaktadır
(Şekil 15). Bu vejetasyon tipinde rastlanılan bitki üyelerinden bazıları şunlardır; küre çiçeği
(Globularia trichosantha Fisch. & Mey.) (Şekil 16), emzikotu (Onosma sericeum Willd.),
Hieracium pannosum Boiss., Sedum album L., Convolvulus compactus Boiss. (Şekil 17) ve
kaya anduzotu (Inula anatolica Boiss.) (Şekil 18).
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
30
Şekil 15. Bağlar RES sahasında bulunan kaya vejetasyonunun genel görünümü
Şekil 16. Globularia orientalis L. (Küreçiçeği) (Ülkemizde Akdeniz, İç Anadolu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde, ülkemiz dışında ise Suriye’de yetişen bu tür, meşe
çalılıkları, kayalık yerler ve stebi yetişme ortamı olarak tercih etmektedir.)
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
31
Şekil 17. Convolvulus compactus Boiss. (Bu tür, ülkemizde Ege, Akdeniz, İç ve Doğu
Anadolu Bölgelerinde, ülkemiz dışında ise Balkanlarda yayılış göstermektedir.)
Şekil 18. Inula anatolica Boiss. (Kaya anduzotu) (Endemik olan bu tür, Akdeniz ve İç
Anadolu Bölgesinde bulunan kayalıklarda yetişmektedir. Türbinlerin kurulacağı sahanın 400500 m kadar güneyinde yer alan vadilerdeki kayalıklarda yetişmektedir)
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
32
Çizelge 3. Bağlar RES Sahasında Tespit Edilen Bitkiler (Kısaltmalar: Ir.-Tur.El.: İran-Turan
Elementi, Akd. El.: Akdeniz Elementi, Avr-Sib. El.: Avrupa-Sibirya Elementi, ÇBFCB: Çok
Bölgeli veya Fitocoğrafik Bölgesi Bilinmeyen, E: Endemik, TIB: Tıbbi, TIC: Ticari, VU:
Vulnerable (zarar görebilir), NT: Near Threatened (Tehdit altına girebilir), LC: Least Concern
(En az endişe verici).
Familya/Bitkiler
IUCN
Kategorisi
Endemizm
APIACEAE
Bupleurum gerardii All.
Ferula rigidula DC.
Echinophora tenuifolia L. subp.
sibthorpiana (Guss.) Tutin
Echinophora tournefortii Jaub.&
Spach
Eryngium campestre L.var.
campestre
Turgenia latifolia (L.) Hoffm.
ASTERACEAE
Achillea wilhelmsii K. Koch
(Kedi çırnağı)
Anthemis tinctoria L.var.
tinctoria
Bidens tripartita L.
Carduus nutans L. subsp.
taygeteus (Boiss. & Heldr.)
Hayek
Carlina oligocephala Boiss. &
Kotschy subsp. oligocephala
Carthamus dentatus Vahl
Centaurea urvillei DC. subsp.
urvillei (Peygamber çiçeği)
Centaurea virgata Lam.
(Peygamber çiçeği)
Centaurea solstitialis L. subsp.
solstitialis (Peygamber çiçeği)
Centaurea triumfetti All.
Cichorium intybus L. (Hindiba)
Cirsium arvense L. (Scop.)
subsp. vestitumum (Wimmer &
Grab.) Petrak
Cosunia halysensis Hub.-Mor.
Echinops ritro L.
Filago pyramidata L.
Gundelia tournefortii L. var.
tournefortii (Kengerotu, Çakır
dikeni)
Hieracium pannosum Boiss.
Inula anatolica Boiss.
(Kaya anduzotu)
Jurinea consanguinea DC.
Picnomon acarna (L.) Cass.
Bern (B) Tıbbi (TIB)
Fitocoğrafik
– Cites
ve Ticari
Bölge
(C)
Bitki (TİC)
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
Ir.-Tur.El.
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
ÇBFCB
TIB
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
Akd. El.
ÇBFCB
ÇBFCB
TIB-TİC
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
E
VU
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
ÇBFCB
TİC
Ir.-Tur.El.
Akd. El.
E
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
LC
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
Akd. El.
|
[email protected]
33
Familya/Bitkiler
IUCN
Kategorisi
Endemizm
Scolymus hispanicus L.
(Şevketibostan)
Scorzonera laciniata L.subsp.
laciniata
Scorzonera mollis Bieb. subsp.
szowitzi (DC.) Chamberlain
Xanthium spinosum L.
Taraxacum montanum
(C.A.Mey.) DC.
Taraxacum officinale Weber
BORAGINACEAE
Arnebia densiflora (Nordm.)
Ledeb.
Cerinthe minor L. subsp.
auriculata (Ten.) Domac
Echium italicum L. (Engerekotu)
Onosma sericeum Willd.
(Emzikotu)
BRASSICACEAE
Alyssum desertorum Stapf. var.
desertorum
Alyssum strigosum Banks & Sol.
subsp. strigosum
Boreova orientalis Jaub.&
Spach
Descurainia sophia (L.) Webb.ex
Prantl
Erysimum crassipes Fisch. &
Mey.
Isatis floribunda Boiss. ex
Bornm.
Thlaspi perfoliatum L.
CARYOPHYLLACEAE
Dianthus crinitus Sm. var.
crinitus (Yabani karanfil)
Gypsophila sphaerocephala
Fenzl ex Tchihat. var.
cappadocica Boiss.
Minuartia juniperina (L.) Maire
& Petitm.
Petrorhagia cretica (L.) Ball &
Heywood
Silene italica (L.) Pers.
Velezia rigida L.
CHENOPODIACEAE
Chenopodium album L.
Salsola ruthenica Iljin
CISTACEAE
Helianthemum salicifolium
CRASSULACEAE
Bern (B) Tıbbi (TIB)
Fitocoğrafik
– Cites
ve Ticari
Bölge
(C)
Bitki (TİC)
Akd. El.
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
E
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
VU
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
|
[email protected]
34
Familya/Bitkiler
IUCN
Kategorisi
Endemizm
Sedum album L.
CONVOLVULACEAE
Convolvulus arvensis L.
Convolvulus compactus Boiss.
DIPSACACEAE
Pterocephalus plumosus (L.)
Coult.
Scabiosa argentea L.
(Uyuz otu)
Scabiosa columbaria L. subsp.
ochroleuca (L.) Celak var.
ochroleuca (Uyuz otu)
ELAEGNACEAE
Elaeagnus angustifolia L. (İğde)
EUPHORBIACEAE
Euphorbia macroclada Boiss.
(Sütleğen)
FABACEAE
Alhagi pseudalhagi (Bieb.) Desv.
Astragalus angustifolius
Lam.subsp. angustifolius var.
angustifolius (Geven)
Astragalus hamosus L.
Astragalus microcephalus Willd.
(Geven)
Astragalus tmoleus Boiss.var.
bounacanthus (Boiss.) Chamb.
(Geven)
Ebenus hirsuta Jaub. & Spach
(Bodur morgeven)
Lotononis genistoides
(Fenzl)Benth
Medicago minima (L.) Bart. var.
minima
Onobrychis cornuta (L.) Desv.
Onobrychis oxydonta Boiss.
Trifolium campestre Scherb.
Trigonella spruneriana Boiss.
var. spruneriana
GERANIACEAE
Erodium cicutarium (L.) L’Herit
subsp. cicutarium
(Dönbaba)
Geranium tuberosum L.
subsp.tuberosum
(Turnagagası)
GLOBULARIACEAE
Globularia orientalis L.
(Küreçiçeği)
Globularia trichosantha Fisch.
Bern (B) Tıbbi (TIB)
Fitocoğrafik
– Cites
ve Ticari
Bölge
(C)
Bitki (TİC)
ÇBFCB
TIB
TIC
ÇBFCB
Akd. El.
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
TIB-TİC
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
Ir.-Tur.El
ÇBFCB
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
E
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
LC
Ir.-Tur.El.
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
Ir.-Tur.El.
|
[email protected]
35
Familya/Bitkiler
IUCN
Kategorisi
Endemizm
& Mey.
(Küreçiçeği)
HYPERICACEAE
Hypericum scabrum L.
(Binbirdelikotu)
LAMIACEAE
Ajuga bombycina Boiss.
Marrubium vulgare L.
Nepeta italica L.
Phlomis armeniaca Willd.
(Çalba, Ayı kulağı, Çoban
çırası)
Phlomis linearis Boiss.&
Balansa
Salvia microstegia Boiss. & Bal.
(Adaçayı)
Salvia verticillata L. subsp.
amasiaca (Freyn & Bornm.)
Bornm. (Adaçayı)
Salvia virgata Jacq. (Adaçayı)
Scutellaria orientalis L. subsp.
pinnatifida Edm.
Sideritis phrygia Bornm.(Dağ
çayı)
Sideritis montana L. subsp.
montana (Dağ çayı)
Stachys lavandulifolia Vahl var.
lavandulifolia
Teucrium polium L. (Mayasıl
otu)
Thymus leucostomus Hausskn. &
Velen var. leucostomus (Kekik)
LILIACEAE
Allium scorodoprasum L. subsp.
rotondum (L.) Stearn
Asphodeline damascena (Boiss.)
Baker subsp. damascena
Muscari armeniacum Leichtlin
ex Baker
Ornithogalum orthophyllum Ten.
MALVACEAE
Alcea pallida Waldst & Kit.
(Hatmiçiçeği, Devegülü)
Malva neglecta Wallr.
MORINACEAE
Morina persica L.
OROBANCHACEAE
Orobanche caryophyllacea
Smith (Canavarotu)
PAPAVERACEAE
Bern (B) Tıbbi (TIB)
Fitocoğrafik
– Cites
ve Ticari
Bölge
(C)
Bitki (TİC)
TIB
Ir.-Tur.El.
E
NT
Akd. El.
ÇBFCB
ÇBFCB
E
LC
Ir.-Tur.El.
E
LC
Ir.-Tur.El.
Ir.-Tur.El.
TIB
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
E
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
VU
Ir.-Tur.El.
Akd. El.
Ir.-Tur.El.
TIB
ÇBFCB
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
|
[email protected]
36
Familya/Bitkiler
IUCN
Kategorisi
Endemizm
Hypecoum imberbe Sibth. & Sm.
Glaucium corniculatum (L.)
Rud. subsp. reflactum Náb.
(Boynuz otu)
Papaver rhoeas L. (Gelincik)
PLUMBAGINACEAE
Plumbago europaea L.
(Kurşunotu)
Acantholimon acerosum (Willd.)
Boiss. var. acerosum (Kardikeni)
Acantholimon ulicinum (Willd.
ex Schult.) Boiss. subsp.
ulicinum var. ulicinum
(Kardikeni)
POACEAE
Aegilops biuncialis Vis.
Hordeum marinum Hudson
Bromus tectorum L.
Festuca valesiaca Schleicher ex
Gaudin
Poa bulbosa L.
Stipa holosericea Trin.
PRIMULACEAE
Androsace maxima L.
RANUNCULACEAE
Consolida orientalis (Gay)
Schröd
Nigella arvensis L. var. glauca
Boiss.(Yabani çörek otu)
RESEDACEAE
Reseda lutea L. var. lutea
ROSACEAE
Amygdalus communis L.
(Badem)
Amygdalus orientalis Miller
(Yabani badem)
Potentilla recta L.
Rosa canina L. (Kuşburnu)
Sanguisorba minor Scop. subsp.
muricata (Spach) Briq. (Çayır
düğmesi)
RUBIACEAE
Galium verum L. subsp. verum
SANTALACEAE
Thesium procumbens C.A.Meyer
SCROPHULARIACEAE
Verbascum cheiranthifolium
Boiss. var. asperulum (Boiss.)
Murb.(Sığırkuyruğu, Burunca
otu)
Bern (B) Tıbbi (TIB)
Fitocoğrafik
– Cites
ve Ticari
Bölge
(C)
Bitki (TİC)
Akd. El.
TIB
ÇBFCB
ÇBFCB
Avr-Sib. El.
TIB
Ir.-Tur.El.
Akd. El.
ÇBFCB
Akd. El.
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
TIB-TİC
ÇBFCB
ÇBFCB
TİC
ÇBFCB
Ir.-Tur.El.
TIB
TIB-TİC
ÇBFCB
ÇBFCB
ÇBFCB
Avr-Sib. El.
ÇBFCB
E
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
LC
|
[email protected]
ÇBFCB
37
Familya/Bitkiler
Verbascum glomeratum Boiss.
Veronica cuneifolia D.Don
subsp. cuneifolia
Veronica praecox All.
ZYGOPHYLLACEAE
Peganum harmala L. (Üzerlik,
Nazarlık otu)
Endemizm
IUCN
Kategorisi
E
LC
Bern (B) Tıbbi (TIB)
Fitocoğrafik
– Cites
ve Ticari
Bölge
(C)
Bitki (TİC)
Ir.-Tur.El.
ÇBFCB
ÇBFCB
TIB-TİC
ÇBFCB
Floristik açıdan değerlendirme:
RES yapılacak alanın çok büyük bir kısmı (küçük kayalıklar hariç) step alan içinde
kalmaktadır. Gerek step gerekse de kayalık alanlarda değişik bitki türleri yetişmektedir. Tespit
edilen endemik türlerin tamamı yapılan gözlemler sonucunda ve Türkiye Florası kayıtlarına
göre çalışma alanının dışında da yetişmektedir. Yapılan arazi çalışmaları sırasında, endemik
olan ve VU (Vulnerable: Hassas) kategorisinde bulunan Cosunia halysensis Hub.-Mor.,
Gypsophila sphaerocephala Fenzl ex Tchihat. var. cappadocica Boiss. ve Sideritis phrygia
Bornm. bitkilerine türbin ayaklarının kurulacağı alanda rastlanılmamıştır. Bu türlerin RES
alanındaki tribünlerin kurulmayacağı vadi içlerinde yetiştiği görülmüştür. Ayrıca alandan
tespit edilen endemik türler arasında BERN ve CITES listesinde bitki bulunmadığı ve nesli
tehlike (CR veya EN) altında endemik türün de bulunmadığı tespit edilmiştir.
2.4.2. Faunal Yapı
Bir bölgenin floral ve faunal yapısı çevresel faktörlerin etkisi altında şekillenir, sürekli
ve düzenli olarak değişir. Bu durum akıcı bir dinamiği ve bunun en önemli parçası olan vahşi
yaşamı sürdürmeyi zorunlu kılar. Bu da bu dinamiği anlamakla mümkündür.
Proje alanı ve yakın çevresinde yapılan arazi çalışmalarında saptanan omurgalıların tür
tespitleri yapılmış; bu türlerin familya ve bilimsel isimleri, Türkçe adları, biyotop (habitat),
varsa tehlike kategorisi, tehlike sınıfı açısından değerlendirmesi, statüleri ile ilgili veriler
değerlendirilmiştir. Bu amaçla IUCN; Bern Sözleşmesi kriterleri ve koruma listelerinin en
son güncellenmiş halleri; CITES (Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin
Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme); Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli
Parklar Genel Müdürlüğü Merkez Av Komisyonu (MAK) tarafından 2011-2012 dönemi
Kararları’ndan da yararlanılmıştır. Ayrıca yörede kaydedilen yabanıl formlar arasında
endemik türler bulunup bulunmadığı da değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmada öncelikle
gözlem ve fotoğraflamaya dayalı fauna kayıtları ile habitat verileri toplanmış, örnek
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
38
alınmamıştır. Böylece toplanan tüm veriler birlikte değerlendirilerek proje alanının omurgalı
fauna elemanlarının tespiti yapılmıştır. Diğer taraftan, işletmenin faunal karakterlere yol
açması muhtemel etkileri ve bunlara karşı anılacak önlemlerin neler olacağı üzerinde
durulacaktır. Eğer olumsuzluklar söz konusu olacaksa bunların engellenmesinin hangi
koşullarda olması gerektiği vurgulanacaktır.
2.4.2.1. Amfibi ve sürüngenler
Türkiye’de yayılış gösteren yaklaşık 165 kurbağa ve sürüngen türünün 25’inin Bağlar
RES’in kurulacağı saha ve yakın çevresinde de yaşadığı tespit edilmiştir. Bu türlerden 4’ü
kurbağa, 2’si kaplumbağa, 10’u kertenkele, 9’u da yılanlara aittir. Bunlardan Tosbağa
(Testudo graeca) IUCN listesinde VU “zarar görebilir” kategorisinde yer alırken, Benekli
Kaplumbağa (Emys orbicularis) NT “tehdit altında” kategorisinde yer almaktadır.
Kurbağalardan Ağaç kurbağası, Ova kurbağası, Gece Kurbağası ve Kara Kurbağası ise IUCN
nin LC“düşük risk” kategorisinde yer almaktadır. Yörenin herpetofaunası dikkate alındığında;
8 türün IUCN statüsü belli değilken, 15 tür LC kategorisindedir. BERN sözleşmesi Kesin
Koruma Altında Olan Türler (EK II) kategorisinde 11 tür, Koruma Altında Olan Türler
kategorisinde (EK III) ise 12 tür yer almaktadır. Bu türler geniş yayılımlı olup, bölgeye özgü
endemik bulunmamaktadır. Bu türler ve statüleri Çizelge 4’te, bazılarına ait fotoğraflar Şekil
19-21’de verilmiştir.
Çizelge 4. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde bulunan kurbağa ve sürüngen türleri ile
statüleri
Tehlike Durumu
Türlerin Türkçe ve bilimsel isimleri
KURBAĞALAR
Kara Kurbağası
Gece Kurbağası
Ağaç Kurbağası
Ova Kurbağası
SÜRÜNGENLER
Tosbağa
Benekli Kaplumbağa
İnce Parmaklı Keler
Yarım Parmaklı Keler
İnce Kertenkele
Kaya Kertenkelesi
Cüce Kertenkele
Yeşil Kertenkele
Tıknaz Kertenkele
Bozkır Keleri
Dikenli Keler
Tarla Kertenkelesi
Kör Yılan
IUCN
BERN
EK2
EK3
CITES
HABİTAT
Bufo bufo
Pseudopidalea viridis
Hyla arborea
Pelophylax ridibundus
LC
LC
LC
LC
X
X
-
X
X
-
B,T,M
Ç,B,T,M
Ç,M
S
Testudo graeca
Emys orbicularis
Cyrtopodion kotschyi
Hemidactylus turcicus
Ablepharus kitaibelii
Darevskia saxicola
Lacerta parva
Lacerta trilineata
Trachylepis aurata
Trapelus ruderatus
Laudakia stellio
Ophisops elegans
Typhlops vermicularis
VU
NT
LC
LC
LC
LC
LC
LC
-
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
-
X
-
Ç,B,T,M
S
Ç,B
Ç,B,T,K
Ç,B
K
B,T
Ç,B,M
B,M,T
B,T,K
K,Ç
B,T,M
Ç,B,M
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
39
Mahmuzlu Yılan
Hazer Yılanı
Uysal Yılan
Ev Yılanı
Yarı Sucul Yılan
Sarı yılan
Sikkeli Yılan
Şeritli Engerek
Eryx jaculus
Dolichophis caspius
Eirenis modestus
Zamenis situla
Natrix natrix
Elaphe quatuorlineata
Hemorrhois nummifer
Montivipera xanthina
LC
LC
LC
LC
LC
X
-
X
X
X
X
X
X
-
M,T,K
Ç,M,T
Ç,M,T
Ç,M,T
S
Ç,M
Ç,M
Ç,K
KISALTMALAR: Ç: Çalılık, B: Bozkır-Step, T: Tarım arazileri, M: Mera, S: Su ve suya yakın yerler, K: Kayalık
Şekil 19. Bağlar RES sahasında nemli yerlerde geceleri görülebilen Gece Kurbağası
(Pseudopidalea viridis)
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
40
Şekil 20. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan tarla kertenkelesi (Ophisops elegans)
Şekil 21. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan ve zaman zaman yakınlarda yer alan
karayollarındaki trafik nedeniyle ezilen Hazer Yılanı (Dolichophis caspius).
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
41
Amfibiler genel olarak sahada bulunmamakla birlikte, sahanın yakın çevresindeki su
ve suya yakın, nemli yerler ile nemli meralarda bulunmaktadır. Türbinlerin kurulacağı alanlar
incelendiğinde, çoğunlukla açık ve çıplak alanlarda yer alan tepelerin üzerine tesis edileceği
görülmektedir (Şekil 5-10). Zira bu tepeler çok yüksek rüzgar faaliyetinin etkisi altındadır. Bu
durum canlı vücudundan hızlı su buharlaşmasını, dolayısıyla hızlı su kaybını beraberinde
getirecektir. Bu nedenle yaşamı doğrudan veya dolaylı olarak suya bağımlı türler tarafından
bu tepelerin pek tercih edilmemesi beklenen bir durumdur. Bu alanların benzer nedenlerden
dolayı biyolojik çeşitlilik bakımından fakir olduğu da düşünüldüğünde, projenin özellikle
inşaat ve işletme aşamasında amfibi ve sürüngenler açısından herhangi bir olumsuz etkisinin
olmayacağı beklenmektedir. Bağlar RES sahası ve yakın çevresindeki amfibilerin geniş
yayılışlı türler olması ve özellikle türbinlerin kule ayaklarının yer alacağı sahada sadece gece
kurbağası ve kara kurbağasının bulunma olasılığının olması nedeniyle bu geniş yayılışlı ve
endemik olmayan türlerin olumsuz etkilenmeyeceği düşünülmektedir.
2.4.2.2. Memeliler
Ülkemizde 170 civarında memeli türü yaşamakta olup, bunlardan 30 tanesi Bağlar RES
sahası ve yakın çevresinde yayılış göstermektedir. Sahada memelilerden kurt (Canis lupus),
tilki (Vulpes vulpes), porsuk (Meles meles), tavşan (Lepus europaeus) en dikkat çeken
türlerdendir (Çizelge 5). Bunların dışında yapılan arazi çalışmaları esnasında kirpi, körefare
ile gelinciğin de yaşadığı da tespit edilmiştir. Saha ve yakın çevresinde memeli türlerin
yaşadığı iz, dışkı ve bizzat gözlemlerin yanında çevre halkı ile yapılan görüşmelerden de
anlaşılmıştır. RES sahasında en sık rastlanılan memelilerden olan ve yırtıcı kuşların önemli
bir besin kaynağı konumundaki tarla farelerini, bunlara ait yuva deliklerini ve körfarelerin
yuva yapımı sırasında oluşturdukları toprak öbeklerini, sahada yaygın olarak bulunan gelengi
yuvaları, sahadaki önemli omnivorlardan olan domuzun iz-dışkıları ve yakın çevredeki tarım
alanlarında gözlenmiş tilki ile barındığı geniş kaya çatlaklarını gösteren fotoğraflar Şekil 2227’de verilmiştir.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
42
Çizelge 5. Bağlar RES sahası içerisinde ve yakın çevrede tespit edilen memeli hayvan
(Mammalia) türleri ve koruma statüleri
Tehlike Durumu
B
I
E
U
R
C
N
N
EK II EKIII
Türlerin Türkçe ve bilimsel isimleri
MEMELİLER
Kirpi
Bataklık Sivrifaresi
Sivriburunlu Tarlafaresi
Su Sıçanı
Büyük Nalburunlu Yarasa
Küçük Nalburunlu Yarasa
Akdeniz Nalburunlu Yarasası
Nalburunlu Yarasa
Uzunayaklı Yarasa
Cüce Yarasa
Savi Cüce Yarasası
Yabani Tavşan
Anadolu Sincabı
Türk Hamsteri
Cüce Avurtlak
Gelengi
Tarla Faresi
Ev Faresi
Ev Sıçanı
Körfare
Orman Faresi
Bahçe Yediuyuru
Kayalık Orman Faresi
Araptavşanı
Kızıl Tilki
Gelincik
Ağaç Sansarı
Kaya Sansarı
Porsuk
Yaban Domuzu
Erinaceus concolor
Neomys anomalus
Crocidura leucodon
Arvicola terrestris
Rhinolophus ferrumequinum
Rhinolophus hipposideros
Rhinolophus euryale
Rhinolophus mehelyi
Myotis capaccinii
Pipistrellus pipistrellus
Pipistrellus savii
Lepus europaeus
Sciurus anomalus
Mesocricetus brandti
Cricetulus migratorius
Spermophilus xanthoprymnus
Microtus guentheri
Mus musculus
Rattus rattus
Spalax leucodon
Dryomys nitedula
Eliomys quercinus
Apodemus mystacinus
Allactaga williamsi
Vulpes vulpes
Mustela nivalis
Martes martes
Martes foina
Meles meles
Sus scrofa
LC
LC
LC
LC
LC
LC
NT
VU
LC
LC
LC
LC
LC
NT
LC
NT
LC
LC
LC
DD
LC
LC
LC
LC
LC
LC
LC
LC
LC
LC
X
X
X
X
X
X
X
X
X
-
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
C
I
T
E
S
X
-
H
A
B
İ
T
A
T
B, Ç
S
B, Ç, S
S, Ç
O, M
O, M
O, M
M
O,M
O,M
O,M
B, Ç
O
B
B, Ç
B,Ç,T
KH
KH
B,Ç,T
O
O
O, K
B, K
O,B,K
O, B,K
O,B
B,K
O,B,Ç
O,B,Ç
KISALTMALAR: B: Bozkır-Step, O: Yakınlardaki Ormanlar, T: Tarım arazileri, Ç: Çayır-Mera, K: Kayalık, M:
Yakınlardaki Oyuk ve Mağaralar, S: Su ve suya yakın yerler KH: Karasal Habitatların Tamamı
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
43
Şekil 22. Bağlar RES sahasında ve çevresinde yoğun olarak bulunan tam toprak temaslı
türlerden olan tarla faresi (Microtus guentheri) ve yuva girişi.
Şekil 23. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan tam toprak temaslı türlerden olan
Körfare (Spalax leucodon) tarafından yuva yapımı-galeri kazılması sırasında oluşturulan
toprak öbekleri.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
44
Şekil 24. Bağlar RES sahasında ve çevresinde bulunan Gelengi (Spermophilus
xanthoprymnus)’ye ait yuva girişi.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
45
Şekil 25. Bağlar RES sahasında ve yakın çevresinde yaşayan en önemli omnivorlardan olan
domuz (Sus scrofa)’a ait dışkı-izler.
Şekil 26. Bağlar RES sahasında ve yakın çevresinde yaşayan karnivorlardan kızıl tilki (Vulpes
vulpes).
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
46
Sahada doğal olarak oluşmuş, kayalık
açıklıkları ve geniş çatlaklar tilki vb.
yırtıcılar için iyi bir in-barınma ortamı
oluşturmaktadır
Şekil 27. Bağlar RES sahasında oluşmuş olan kaya çatlakları tilki ve benzeri türler için iyi bir
barınma ortamı oluşturmaktadır.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
47
Sahada ve yakın çevresindeki memeli türlerinden nesli tükenmekte tilkinin
Türkiye'nin de taraf olduğu CITES = Nesli Tehlikede Olan Yabani Hayvan ve Bitki
Türlerinin Uluslararası Ticareti'ne ilişkin sözleşmeye göre avlanmaları, öldürülmeleri, iç ve
dış ticareti kesinlikle yasaktır. Bu durum cezai müeyyidelerle güvence altına alınmıştır. Yine
sahada bulunabilen memelilerden olan Türk hamsteri (Mesocricetus brandti), Gelengi
(Spermophilus xanthoprymnus) ve Akdeniz Nalburunlu Yarasası (Rhinolophus
euryale)
(NT): yakın zamanda tehdit altına girebilir kategorisinde yer alırken, körfare ile ilgili yeterli
bilgi bulunmamaktadır (DD). Ayrıca, IUCN Kırmızı Listesi’ne göre bu bölgede yaşayan
memelilerden; 25’i (LC): Asgari endişe altındaki türler kategorilerinde, 1’i (VU): Hassaszarar görebilir kategorilerinde yer alırken, 1 türün durumu belli değildir (DD) (Çizelge 5).
Diğer taraftan, bu türlerden 9 tanesi BERN Sözleşmesi listelerinde Ek II (kesin olarak koruma
altına alınan türler)’de, 14 tanesi de Ek III (Korunan türler)’de yer almaktadır.
Merkez Av Komisyonu (MAK) Kararlarına göre; Kirpi, yabani tavşan ve Anadolu
sincabı Ek-I (Çevre Ve Orman Bakanlığı’nca koruma altına alınan yaban hayvanları)’de,
gelincik EK-II (Merkez Av Komisyonunca koruma altına alınan av hayvanları)’de, Kızıl tilki,
ağaç sansarı, kaya sansarı ve yaban domuzu EK-III (Merkez Av Komisyonunca avına belli
edilen sürelerde izin verilen av hayvanları) kapsamında bulunmaktadır.
Türbinlerin kurulacağı alanlar değerlendirildiğinde; aktif memelilerin çoğunluğunun
beslenme ve barınma habitatlarından çok uzakta yer almaktadır. Bu alanlarda en yaygın
memeli türleri olarak göze çarpan tarla faresi ve körfare tam toprak temaslı subterran türler
olup, kurulacak olan tesislerin kule ve rotor alanlarından olumsuz etkilenmeleri söz konusu
değildir. Bu türler ekolojik toleransı ve üreme potansiyeli yüksek, buna bağlı olarak da
populasyon yoğunlukları fazla olan türlerdir. İnşaat aşamasında bu türlerin az da olsa
etkilenme olasılığı bulunmasına rağmen bu etkinin çok kolaylıkla tolere edilebileceği
düşünülmektedir.
Diğer taraftan, Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde kendiliğinden oluşmuş olan
geniş kaya boşluğu ve çatlakları, bu tip yerleri yuva-barınma alanı olarak kullanan kızıl tilki,
kaya sansarı vb. karnivorlar için büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle projenin her
aşamasında sahadaki bu yapıların korunmasına azami özen gösterilmelidir.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
48
RES sahası ve yakın çevresinde bulunan yarasalar ve olası tehlikeler
Bilindiği üzere; RES sahalarında en fazla etkilenen memeli türleri yarasalardır. Zira
yurt içi ve yurt dışında kurulmuş olan RES türbinleri rotor alanı yakınlarında barotravma
nedeniyle ölümlerin gerçekleştiği bilinmektedir. Ancak Bağlar RES türbinlerinin kurulacağı
saha ve yakın çevrelerinde yarasaların barınabileceği uygun ortamlar (nemli, derin mağara ve
oyuklar) bulunmamaktadır. Zira alanda Türkiye’de yaşayan yaklaşık otuz yarasa türünden
sadece 7 tür yarasaya rastlanması da bölgedeki yarasa çeşitliliğinin ne derece zayıf olduğunu
da göstermektedir. Bu yarasalar daha çok yakınlarda yer alan Güvenç, Karaömer, Yazılıbelen
ve Eğribayat Köylerindeki yerleşim alanlarında barınmakta olup, sahayı zaman zaman
beslenme aktiviteleri sırasında kullanmakta ve çoğunlukla konaklamadan uzaklaşmaktadırlar.
Tür çeşitliliğinin yanında populasyon yoğunluğu az olan yarasaların sürekli ve sert esen
rüzgârlar nedeniyle çok yoğun gruplar oluşturmadıkları, yükseklerden uçmadıkları ve
özellikle rüzgar hızının azaldığı akşam saatlerinde nadiren de olsa özellikle yerleşim alanları
yakınlarında uçtukları bilinmektedir. Tüm bu faktörler dikkate alındığında sahada yarasalar
açısından herhangi bir olumsuz durum yaşanması pek de olası gözükmemektedir.
2.4.2.3. Kuşlar
Türkiye bir yanadan Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında köprü konumunda
olması nedeniyle, hayvan türleri ve özellikle kuşlar için çok önemli yaşamsal bir ekosistem
bütünlüğü oluşturur. Sahip olduğu sulak alan, orman, mera ve bozkır özelliğindeki ekosistem
zenginliği kuş türleri için önemli yaşam alanlarıdır. Avrupa’nın farklı ülkelerinde
kuluçkalayan kuş türleri bir yandan kışlamak için Anadolu’nun sıcak geçen güney bölgelerini
tercih ederken, diğer yandan da önemli sayıdaki kul türü göçleri sırasında başta İstanbul
Boğazı olmak üzere Marmara Bölgesi’ nde, doğuda ise Kafkasya’dan Artvin, Boçka ve Çoruh
vadisini izleyerek güney bölgelerine ve özellikle milyonlarca bireylik kuş katarları Akyatan
Lagünü üzerinden Afrika’ya yol alır. Başta turna, bıldırcın olmak üzere kuzeyden Karadeniz’i
aşıpta Anadolu’ya geçen kuş türleri Anadolu’nun kuzey bölgelerinde başlayarak tam bir
cephe göçü yapar, kendileri için uygun ekosistemlere doğru yol alır. İlkbahar ve sonbahar
aylarında Konya semalarında bile turna, leylek sürülerini izlemek mümkündür. Anadolu’nun
tüm coğrafik bölgeleri kuşlar için oldukça aktif biyolojik potansiyellere sahiptir. Boğaz
üzerinden göçer kuş türü katarlarına özellikle ilkbahar ve sonbahar göçünde rastlamak
olasıdır. Burada gerek yırtıcı kuş ve gerekse leylek türlerinin oldukça yüksek sayıda
bireylerinin eylül ayı ile birlikte ekim ayında doruğa ulaştığı görülebilmektedir. Bu göçer kuş
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
49
türlerinin oluşturduğu sürüler, güneyde İskenderun Körfezini de izleyerek, başta Nil Vadisi
olmak üzere Afrika’ya göç ederler (Kiziroğlu 2009).
Anadolu’nun iklimsel ve topoğrafik yapısı da canlı çeşitliliğinin artışında en önemli
etkenlerdendir. Türkiye güney- kuzey ve kuzey-güney göç hattının üzerindedir. Kuşlar
Anadolu’dan Afrika’ya veya Afrika’dan Anadolu’ya iki yol üzerinden geçiş yapmaktadır. Bu
geçişler genel olarak Kıbrıs ve Hatay üzerinden gerçekleşir. Anadolu’ya Kıbrıs ve Hatay
üzerinden giriş yapan kuşlar daha sonra Avrupa ve Rusya’ya boğazlar ve Doğu Karadeniz ana
göç yollarını kullanarak geçiş yapmaktadırlar. Sonbahar göç döneminde ise bu güzergâhın
tersi durum söz konusudur (Şekil 28). Bu anlamda Bağlar RES sahası bu ana göç
güzergâhlarının dışında yer almaktadır.
Şekil 28. Türkiye’nin önemli göç yolları. Boğazlar ve Kafkaslardan gelen Yırtıcı Kuş ve
Leylek gibi türler Hatay ve Kıbrıs üzerinden göçlerine devam ederler (literatürlerden
derlenerek oluşturulmuştur)
Yukarıda değinilen özellikler nedeniyle; Türkiye sahip olduğu 502 tür ile kuş türü
sayısı bakımından diğer birçok ülkeye oranla oldukça iyi bir konumdadır (Kiziroğlu 2009).
Anadolu’daki sulak alanlar, milli parklar ve yaban hayatı geliştirme sahaları her iki göç
yolunda da uzun mesafeler kat eden kuşlar için dinlenme, beslenme ve üremeleri bakımından
son derece önemli konaklama alanlarıdır. Göç döneminin haricinde, özellikle sert geçen kış
koşullarında iç bölgelerde yeterince besin bulamayan kuş türleri de özellikle Akdeniz
kıyılarındaki bu tip alanları yoğunlukla kullanmaktadır (Erdoğan vd 2002, Aslan vd 2004).
Rüzgâr enerji santrali ve türbinlerin kurulacağı saha, step-bozkır özelliğinde yaşam alanlarını
barındırmaktadır. Bu bakımdan yerli ve göçmen kuş türlerinin çok büyük bir kısmının
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
50
ekolojik ihtiyaçlarına cevap vermekten uzaktır. RES sahasında daha çok kuyrukkakan, bozkır
toygarı, örümcek kuşları, kırlangıçlar, ibibik, kargagiller, incir kuşları ve kerkenezler, şahin
türleri gibi yaygın ve ekolojik tolerans derecesi yüksek olan az sayıda kuş türleri
barınmaktadır. Küçük ötücü kuşlar RES sahası ve yakın çevresini genellikle ilkbahar ve
sonbahar göç dönemlerinde dinlenmek ve beslenmek amacıyla kullanmaktadırlar. Bunun
dışında herhangi bir nedenle bu kesimlere geldiklerinde hem yerli olmaları hem de ani
manevra yapabilme gibi uçuş yeteneklerinden dolayı proje bileşenlerinden olumsuz
etkilenmeleri beklenmemektedir.
Diğer taraftan alanda populasyon yoğunlukları oldukça yüksek olan tarla faresi ve tarla
kertenkelesinin yaygın olarak bulunması, bunlarla beslenen yırtıcı kuşlardan özelikle şahin ve
kerkenez türleri için önemli beslenme alanıdır. Arazi çalışmalarımız sırasında pek çok avcının
RES sahası ve yakın çevresinde daha çok kınalı keklik, bıldırcın ve güvercinleri avladıkları
görülmüştür (Şekil 29-30)
Şekil 29. Dağcabeli Mevkiinde avcılar ile yapılan görüşmeler ve avcıların vurduğu kınalı
keklik
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
51
Şekil 30. RES Sahasının batısındaki Arkaç Tepe’nin yakınında avlanan avcılar
Çalışma alanındaki kuşların çoğu görsel yolla, gözle görülemeyen az bir bölümü de
çıkardıkları özel sesleri ve ötüş şekilleri dinlenerek tanınıp isimlendirilmiştir. Bu anlamda kuş
türlerinin tespiti için, havza bazında bölge değerlendirilmiş, dürbün, teleobjektifli fotoğraf
makinesi ve videokamera kullanılarak kuş türleri belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca yöre halkı,
çobanlar ve Karaömerler ve Güvenç Köyü halkı ile görüşmeler yapılarak alanı kullanan kuş
türleri ve göç hareketleri ile ilgili bilgi alışverişi yapılmıştır (Şekil 31-32).
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
52
Şekil 31. Güvenç Köyü sakinleriyle yapılan görüşmeden bir an
Şekil 32. Karaömer Köyü sakinleriyle yapılan görüşmeler
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
53
Kuş Türleri ve Statüleri:
Bu çalışmalarda Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde 2011 Kasım sonu-Aralık
ayları boyunca yapılan arazideki gözlemlerimiz ile geçmiş dönemlerde farklı nedenlerle
yürütülen gözlem ve araştırmalarda elde edilen bilimsel verilerden de yararlanılmıştır. Saha
gözlemlerini destekleyici olarak proje alanı içerisinde yaşayan yöre sakinleri ile yüz yüze
görüşmeler yapılmış, kapsamlı literatür taramaları da gerçekleştirilmiştir. Gözlem, inceleme
ve değerlendirme çalışmaları sonuçlarına göre, araştırma alanı ve yakın çevresinde 94 kuş
türü saptanmıştır. Bu türlerden 43’ü yerli (Y), 31’i yaz ziyaretçisi (YZ), 11’i kış ziyaretçisi
(KZ) ve 9’u da transit göçer (T)’dir (Çizelge 6). Bu türlerin tamamı önceki yıllarda yapılan
çalışmalar ile Kasım-Aralık aylarında yapılan arazi çalışmaları esnasında tarafımızdan
gözlenmiştir. Diğer taraftan Bağlar RES sahasının kuzeyinde yer alan Güvenç Köyü ve
Acıgöl sazlıkları su kuşları ve ötücü kuşlar açısından önemli yaşam alanlarını
oluşturmaktadır. Güvenç Köylüleriyle yapılan görüşmede geçen yıl bu sazlıklara dört toy
kuşunun görüldüğü ifade edilmiştir. Zira IUCN redlist kateglorilerine göre bu tür VU
(Vulnerable): Nadir-Hassas “Vahşi Yaşamda Soyu Tükenme Tehlikesi Büyük Olan Türler”
kategorisinde yer almaktadır. Söz konusu tür batıda Kütahya Altıntaş YHGS’dan başlayarak,
Konya Yunak ilçesi ve Bağlar RES sahasının kuzey batısında zaman zaman görülebilen bir
türdür. 27 Kasım 2011 tarihinde yaptığımız arazi çalışması esnasında bir adet toy Arkaç Tepe
Mevkiinde yer alan rüzgar ölçüm direğinin kuzeyinde gözlenmiştir. Ekolojik olarak daha çok
alçak zonları tercih eden bu türün av baskısından dolayı daha yüksek zonlara da çıkabildiği
bilinmektedir (Şekil 33). Dolayısıyla zaman zaman RES sahasında görülme olasılığı olsa da
daha çok yere yakın uçmaları ya da koşarak hareket etmesi nedeniyle, türbinlerden olumsuz
etkilenmesi beklenmemektedir.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
54
Şekil 33. Ekolojik olarak daha çok alçak zonları tercih eden ancak av baskısından dolayı daha
yüksek zonlara da çıkabilen toy kuşu
RES sahası ve yakın çevresinde 2011 yılı Kasım-Aralık ayları içerisinde yapılan
gözlemlerde görülen türlere ait fotoğraflar Şekil 34-37’de verilmiştir. RES Sahası ve yakın
çevresindeki kuş türlerinin bilimsel ve Türkçe isimleri, ulusal ve uluslar arası koruma statüleri
ile sahadaki biyolojik statüleri (Yerli, göçmen vb) değerlendirmiş ve sonuçları Çizelge 6’da
verilmiştir.
Arazide tespit edilen her bir kuş türünün koruma statüleri; Kiziroğlu (2008)’na göre
Türkiye Kuşları Red Data Book (RDB- Kırmızı Liste)- Uluslar arası Doğal Hayatı ve Doğal
Kaynakları Koruma Birliği (IUCN)- Birdlife International (BIE) Kriterleri, Bern sözleşmesi
(BERN) ve Merkez Av Komisyonu Kararına (MAK) göre değerlendirilerek Çizelge 6’da
verilmiştir.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
55
Çizelge 6. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde gözlenen kuş türleri ve statüleri
TÜRKÇE
BIE
BERN
MAK
CITES
STATÜ
Ciconia nigra
Kara leylek
Black Stork
A.3
LC
II
Ek II
Ek I
Ek-II
T
Ciconia ciconia
Ak leylek
White Stork
A.3.1
LC
II
Ek II
Ek I
--
T
İNGİLİZCE
RDB
LATİNCE
IUCN
TUR ADI
Milvus migrans
Kara çaylak
Black Kite
A.3
LC
III
Ek II
Ek I
Ek-II
T
Circaetus gallicus
Yılan kartalı
Short-toed Snake-eagle
A.4
LC
III
Ek II
Ek I
Ek-II
Y
Circus macrourus
Bozkır delicesi
Pallid Harrier
A.1.2
NT
I
Ek II
Ek I
Ek-II
KZ
Circus pygargus
Çayır delicesi
Montagu's Harrier
A.1.2
LC
IV
Ek II
Ek I
Ek-II
YZ
Accipiter nisus
Atmaca
Eurasian Sparrowhawk
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
Ek-II
Y
Buteo buteo
Şahin
Common Buzzard
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
Ek-II
Y
Buteo rufinus
Kızıl şahin
Long-legged Buzzard
A.3
LC
III
Ek II
Ek I
Ek-II
Y
Aquila pomarina
Küçük orman kartalı
Lesser Spotted Eagle
A.3
LC
II
Ek II
Ek I
Ek-II
T
Aquila chrysaetos
Kaya kartalı
Golden Eagle
A.1.2
LC
III
Ek II
Ek I
Ek-II
Y
Falco naumanni
Küçük kerkenez
Lesser Kestrel
A.2
VU
I
Ek II
Ek I
Ek-II
YZ
Falco tinnunculus
Kerkenez
Common Kestrel
A.2
LC
III
Ek II
Ek I
Ek-II
Y
Falco vespertinus
Aladoğan
Red-footed Falcon
B.3
NT
III
Ek II
Ek I
Ek-II
T
Falco cherrug
Uludoğan
Saker Falcon
A.1.2
VU
I
Ek II
Ek I
Ek-II
Y
Falco peregrinus
Gökdoğan
Peregrine Falcon
A.1.2
LC
IV
Ek II
Ek I
Ek-I
Y
Alectoris chukar
Kınalı keklik
Chukar
A.2
LC
III
Ek III Ek III
--
Y
Coturnix coturnix
Bıldırcın
Common Quail
A.3
LC
III
Ek III Ek III
--
YZ
Grus grus
Turna
Common Crane
A.3
LC
II
Ek II
Ek I
Ek-II
T
Otis tarda
Toy
Great Bustard
A.2
VU
I
Ek II
Ek I
Ek-II
KZ
Pluvialis apricaria
Altınrenkli yağmurcun
Eurasian Golden Plover
B.4
LC
IV
Ek III Ek II
--
KZ
Vanellus vanellus
Kız kuşu
Northern Lapwing
A.5
LC
II
Ek III Ek II
--
KZ
Columba livia
Kaya güvercini
Rock Pigeon
A.5
LC
IV
Ek III Ek III
--
Y
Columba palumbus
Tahtalı güvercin
Common Wood-pigeon
A.4
LC
IV
Ek III Ek III
--
Y
Streptopelia decaocto
Kumru
Eurasian Collared-dove
A.5
LC
IV
Ek III Ek II
--
Y
Otus scops
İshak kuşu
Common Scops-owl
A.2
LC
II
Ek II
Ek I
--
YZ
Athene noctua
Kukumav
Little Owl
A.2
LC
III
Ek II
Ek I
--
Y
Asio otus
Kulaklı orman baykuşu
Long-eared Owl
A.2
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Apus apus
Ebabil
Common Swift
A.3.1
LC
IV
Ek III
Ek I
--
YZ
Apus melba
Akkarınlı ebabil
Alpine Swift
A.3.1
LC
IV
Ek II
Ek I
--
YZ
Merops apiaster
Arıkuşu
European Bee-eater
A.3.1
LC
III
Ek II
Ek I
--
YZ
Coracias garrulus
Kuzgun
European Roller
A.2
NT
II
Ek II
Ek I
--
YZ
Upupa epops
İbibik
Eurasian Hoopoe
A.2
LC
III
Ek II
Ek I
--
YZ
Dendrocopos syriacus
Alaca ağaçkakan
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Küçük ağaçkakan
A.1.2
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Calandrella brachydactyla
Bozkır toygarı
Syrian Woodpecker
Lesser Spotted
Woodpecker
Greater Short-toed Lark
A.2
Dendrocopos minor
A.3
LC
III
Ek II
Ek I
--
YZ
Calandrella rufescens
Küçük bozkır toygarı
Lesser Short-toed Lark
A.3
LC
III
Ek II
Ek I
--
Y
Galerida cristata
Tepeli toygar
Crested Lark
A.3
LC
III
Ek III Ek II
--
Y
Lullula arborea
Orman toygarı
Wood Lark
A.3
LC
II
Ek III Ek II
--
Y
Alauda arvensis
Tarlakuşu
Eurasian Skylark
A.4
LC
III
Ek III Ek II
--
KZ
Eremophila alpestris
Kulaklı tarlakuşu
Horned Lark
A.3.1
LC
IV
Ek III
Ek I
--
Y
Riparia riparia
Kum kırlangıcı
Sand Martin
A.5
LC
III
Ek II
Ek I
--
YZ
Hirundo rupestris
Kaya kırlangıcı
Eurasian Crag
A.5
LC
IV
Ek II
Ek I
--
YZ
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
56
LATİNCE
TÜRKÇE
İNGİLİZCE
RDB
IUCN
BIE
BERN
MAK
CITES
STATÜ
TUR ADI
Hirundo rustica
Kır kırlangıcı
Barn Swallow
A.5
LC
III
Ek II
Ek I
--
YZ
Hirundo daurica
Kızıl kırlangıç
Red-rumped Swallow
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
--
YZ
Delichon urbicum
Ev kırlangıcı
Northern House-martin
A.3
LC
III
Ek II
Ek I
--
YZ
Anthus campestris
Kır incirkuşu
Tawny Pipit
A.2
LC
III
Ek II
Ek I
--
YZ
Anthus trivialis
Ağaç incirkuşu
Tree Pipit
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
--
YZ
Anthus pratensis
Çayır incirkuşu
Meadow Pipit
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
--
KZ
Anthus spinoletta
Dağ incirkuşu
Water Pipit
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Motacilla flava
Sarı kuyruksallayan
Yellow Wagtail
A.3.1
LC
IV
Ek II
Ek I
--
YZ
Motacilla cinerea
Dağ kuyruksallayanı
Grey Wagtail
A.2
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Motacilla alba
Akkuyruksallayan
White Wagtail
A.3.1
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Erithacus rubecula
Kızılgerdan
European Robin
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
--
KZ
Irania gutturalis
Akgerdan
White-throated Robin
A.1.2
LC
IV
Ek II
Ek I
--
YZ
Phoenicurus ochruros
Karakızılkuyruk
Black Redstart
A.2
LC
IV
Ek II
Ek I
--
KZ
Saxicola rubetra
Çayır taşkuşu
Whinchat
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
--
T
Saxicola torquata
Karagerdanlı taşkuşu
Common Stonechat
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Oenanthe isabellina
Boz kuyrukkakan
Isabelline Wheatear
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
--
YZ
Oenanthe oenanthe
Kuyrukkakan
Karakulaklı
kuyrukkakan
Taşkızılı
Northern Wheatear
A.3
LC
III
Ek II
Ek I
--
YZ
Black-eared Wheatear
A.2
LC
II
Ek II
Ek I
--
YZ
Rufous-tailed Rock-thrush
A.1.2
LC
III
Ek II
Ek I
--
YZ
Monticola solitarius
Gökçeardıç
Blue Rock-thrush
A.1.2
LC
III
Ek II
Ek I
--
Y
Turdus torquatus
Kolyeli ardıç
Ring Ouzel
A.1.2
LC
IV
Ek II
Ek I
--
KZ
Oenanthe hispanica
Monticola saxatilis
Turdus iliacus
Kızılardıç
Redwing
B.2
LC
IV
Ek III Ek II
--
KZ
Turdus viscivorus
Ökseotu ardıcı
Mistle Thrush
A.2
LC
IV
Ek III Ek II
--
Y
Phylloscupus collibita
Çıvgın
A.3.1
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Muscicapa striata
Benekli sinekkapan
Spotted Flycatcher
A.3
LC
III
Ek II
Ek I
--
YZ
Ficedula semitorquata
Yarımbantlı sinekapan
Semi-collared Flycatcher
A.3
LC
II
Ek II
Ek I
--
T
Ficedula hypoleuca
Kara sinekkapan
European Pied Flycatcher
A.1.2
LC
IV
Ek II
Ek I
--
T
Parus major
Büyük baştankara
Great Tit
A.3.1
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Sitta neumayer
Kaya sıvacısı
Kızıl sırtlı örümcek
kuşuörümcek
Kara alınlı
Western Rock-nuthatch
A.2
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Red-backed Shrike
A.3
LC
III
Ek II
Ek I
--
YZ
Lesser Grey Shrike
A.3
LC
II
Ek II
Ek I
--
YZ
Woodchat Shrike
A.2
LC
II
Ek II
Ek I
--
YZ
Ek I
Lanius collurio
Lanius minor
kuşu
Kızıl başlı
örümcek
kuşu
Ak alınlı
örümcek
Lanius senator
Lanius nubicus
kuşu
Saksağan
Masked Shrike
A.2
LC
II
Ek II
--
YZ
Pica pica
Black-billed Magpie
A.5
LC
IV
Ek III Ek III
--
Y
Pyrrhocorax graculus
Sarı gagalı dağ kargası
Yellow-billed Chough
A.3
LC
IV
Ek II
--
Y
Corvus frugilegus
Ekin kargası
Rook
A.5
LC
IV
Ek III Ek III
--
Y
Corvus corone
Leş kargası
Carrion Crow
A.5
LC
IV
Ek III Ek III
--
Y
Corvus corax
Kara karga
Common Raven
A.5
LC
IV
Ek III Ek II
--
Y
Sturnus vulgaris
Sığırcık
Common Starling
A.5
LC
III
Ek III Ek II
--
Y
Passer domesticus
Ev serçesi
House Sparrow
A.5
LC
III
Ek III Ek III
--
Y
Petronia petronia
Kayalık serçesi
Rock Sparrow
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Fringilla coelebs
İspinoz
Eurasian Chaffinch
A.4
LC
IV
Ek III Ek II
--
KZ
Serinus pusillus
Kızıl alınlı iskete
Fire-fronted Serin
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Carduelis chloris
Florya
European Greenfinch
A.3
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Carduelis carduelis
Saka
European Goldfinch
A.3.1
LC
IV
Ek II
Ek I
--
Y
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
Ek I
57
LATİNCE
TÜRKÇE
İNGİLİZCE
RDB
IUCN
BIE
BERN
MAK
CITES
STATÜ
TUR ADI
Carduelis cannabina
Keten kuşu
Eurasian Linnet
A.3
LC
II
Ek II
Ek I
--
Y
Emberiza citrinella
Sarı kirazkuşu
Yellowhammer
A.2
LC
IV
Ek II
Ek I
--
YZ
Emberiza cia
Kaya kirazkuşu
Rock Bunting
A.2
LC
III
Ek II
Ek I
--
Y
Emberiza hortulana
Kirazkuşu
Ortolan Bunting
A.3
LC
II
Ek III Ek II
--
YZ
Emberiza melanocephala
Kara başlı kirazkuşu
Black-headed Bunting
A.4
LC
II
Ek II
Ek I
--
YZ
Miliaria calandra
Tarla kirazkuşu
Corn Bunting
A.4
LC
II
Ek III Ek II
--
Y
TABLODA KULLANILAN KISALTMALARIN AÇIKLAMASI ve DEĞERLENDİRME
RDB:Red Data Book ( Kırmızı Bülten)
A.1.2: Bu türlerin nüfusları Türkiye genelinde çok azalmış olup izlendikleri bölgelerde 1-10 çift ile temsil edilmektedir. Bu
türlerin soyu büyük tükenme tehdidi altında olduğu için mutlaka Türkiye genelinde korunmaları gereken türlerdir. Proje alanı
ve yakın çevresinde yaşayan kuşlardan 11’i bu gruba girmektedir.
A.2 ve B.2: Bu türlerin ayıları gözlendikleri bölgelerde 11-25 çift arasında değişmektedir. Bu türler de önemli ölçüde
tükenme tehdidi altındadır ve tükenme baskısı günümüzdeki gibi sürerse mutlaka tükenmeyle karşı karşıya kalacak olan
türlerdir. 21 tür dahildir.
A.3 ve B.3: Bu türlerin de Türkiye genelindeki nüfusları gözlendikleri bölgelerde genel olarak 26-250 çift arasında
değişmektedir. Bu türler de tükenebilecek duyarlıkta olup vahşi yaşamda soyu tükenme riski yüksek olan türlerdir. Bu tehlike
statüsüne 33 tür girmektedir.
A.3.1: Burada yer alan türlerin populasyonlarında gözlendikleri bölgelerde azalma vardır.Bu türlerin nüfusu da 251-500 çift
arasında değişmekte olup gözlendikleri bölgelerde eski kayıtlara göre azalma olan türleri içermektedir.Bu tehlike statüsüne
10 tür girmektedir.
A.4 ve B.4: Bu türlerin populasyon yoğunlukları gözlendikleri bölgelerde henüz tükenme tehdidi altına girmemiş olmakla
birlikte populasyonlarında lokal bir azalma görülmekte ve zamanla tükenme tehdidi altına girmeye aday olarak
nitelenmektedirler. Bu statüye 7 tür dahildir.
A.5: Bu türlerin gözlenen populasyonlarında henüz bir azalma ve tükenme tehdidi gibi bir durum söz konusu değildir. Bu
statüye 12 tür girmektedir.
IUCN:Uluslar arası Doğal Hayatı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği
EN (endangered):Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi çok büyük olan türler. YOK
VU (vulnerable) (Hassas, zarar görebilir):Vahşi yaşamda soyu tükenme tehlikesi büyük olan türler. 3 tür (Küçük kerkenez,
Uludoğan ve Toy)
NT (near threatened):Şuanda tehlikede olmayan fakat yakın gelecekte VU, EN veya CR kategorisine girmeye aday olan
türler. 2 tür (Bozkır delicesi, Kuzgun)
LC (least concern) (En düşük derecede tehdit altında):Yaygın bulunan türler 88 tür.
BIE:Birdlife International=Birds in Europa.
SPEC (Avrupa Ölçeğinde Koruma Önceliğine Sahip Türler)
Global koruma altında (SPEC 1 = I) : 4 Tür
Tüm Avrupa’da yüksek korumada (SPEC 2 = II): 17 tür
Avrupa dışında yüksek korumada(SPEC 3 = III): 27 tür
Avrupa’da korumada (SPEC 4 = IV): 46 tür.
Avrupa’da korumada değil (Non SPEC = V): YOK tür.
BERN: Bern sözleşmesine göre:
Ek II: Mutlak koruma altında olan türlerdir ve buna 71 tür dahildir.
EK III: koruma altında olan türlerdir ve bu gruba 23 tür girmektedir.
Bölgede statüsü
Y:Yerli türler: 43 tür
YZ:Yaz ziyaretçisi: 31 tür
KZ:Kış ziyaretçisi: 11 tür
T:Transit göçer: 9 tür
MAK:Merkez Av Komisyonu Kararı (2009-2010 Av Dönemi)
Ek liste I: Çevre ve Orman Bakanlığınca koruma altına alınan yaban hayvanlar: 73 tür
Ek liste II: Merkez Av Komisyonunca koruma altına alınan av hayvanları: 13 tür
Ek Liste III: Merkez Av Komisyonunca Avına belli edilen sürelerde izin verilen av hayvanları: 8 tür
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
58
2.5. Sahanın Kuşlar Açısından Önemi
2.5.1.Yerli Kuşlar
RES sahasında inşa edilecek türbinlerin, çevresindeki canlı ve cansız varlıkları
doğrudan ve dolaylı olarak etkilemesi kaçınılmazdır. Toprak, bitki örtüsü ve yaban hayatı ile
doğrudan ilişkisi bulunan tesisler, sahayı devamlı yaşama alanı olarak kullanan yerli kuş
türlerinin habitat kullanımlarını da kısmen etkileyecektir. Alanda tespit edilen 94 kuş
türünden 43’ü yerlidir. Bunları yıl boyunca RES sahası ve yakın çevresinde görmek
mümkündür (Çizelge 6).
Rüzgâr enerji santrali ve türbinlerin kurulacağı saha, step-bozkır özelliğinde yaşam
alanlarını barındırmaktadır. Bu bakımdan yerli ve göçmen kuş türlerinin çok büyük bir
kısmının ekolojik ihtiyaçlarına cevap vermekten uzaktır. RES sahasında daha çok
kuyrukkakan, bozkır toygarı, örümcek kuşları, kırlangıçlar, ibibik, kargagiller, incir kuşları ve
kerkenezler, şahin türleri gibi yaygın ve ekolojik tolerans derecesi yüksek olan az sayıda kuş
türleri barınmaktadır. Küçük ötücü kuşlar RES sahası ve yakın çevresini genellikle ilkbahar
ve sonbahar göç dönemlerinde dinlenmek ve beslenmek amacıyla kullanmaktadırlar. Bunun
dışında herhangi bir nedenle bu kesimlere geldiklerinde hem yerli olmaları hem de ani
manevra yapabilme gibi uçuş yeteneklerinden dolayı proje bileşenlerinden olumsuz
etkilenmeleri beklenmemektedir.
Bugüne kadar yapılan çalışmalar da elde edilmiş olan deneyimler rüzgâr
türbinlerinden en az etkilenen kuş türlerinin yerli türler olduğunu göstermektedir. Bu yerli
formların zaman içerisinde bu yeni tesis edilen yapıları tanıma ve alışma süreci, daha sonra
onların
davranışlarını
ve
günlük
hareketlerini
türbinlere
göre
şekillendirdiklerini
göstermektedir.
Kurulacak türbinlerin kanat yarıçapı 41 m, kule yüksekliği ise 100 m olup, kuşların
kanatlara çarparak yaralanması ve ölmesi için yerden en az 40 m yükseğe çıkması
gerekmektedir. Oysa yukarıda açıklandığı üzere, ötücü küçük kuşlar günlük aktivitelerini
yerden çok yüksekte olmayan bitkiler arasında ve üstünde gerçekleştirdikleri için kanatlara
çarpma ihtimali çok düşük olasılık dâhilindedir. Türbinlerin sırt üzerindeki tepelerde
kurulacak olması ve etraflarında ağaç olmaması bu ihtimali daha da kısıtlamaktadır. Kırlangıç
ve ebabil gibi küçük göçmen kuş türleri de, göç hareketlerini kurulacak olan türbin
aralarından rahatlıkla gerçekleştirebileceklerdir.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
59
Bağlar RES proje alanı yaklaşık 1200-1446 m. rakıma sahiptir. Bu haliyle “yüksek”
olarak tanımlanabilecek bir topografyada yer almaktadır. Bu sahaya ulaşırken alanın alçak
kesimlerinde yer alan köyler ve mahalleler bulunmaktadır. Bu kesimler özellikle bahar
dönemlerinde pek çok ötücü kuşa (Passeriformes) ev sahipliği yapmaktadır. Türbinlerin
kurulacağı sırtlar şiddetli esen kuzey rüzgârlarının etkisi altına olduğundan, rüzgâr koşulları
ve besin olanakları bu türler açısından sınırlayıcı özelliktedir. Bu nedenle ötücü formların
alçak kesimlere göre yukarıdaki yükseltilerde tesis edilecek rüzgâr türbinlerinin bulunduğu
kesimleri tercih etmeleri beklenmemektedir. Nitekim türbinlerin inşa edileceği alanlarda
yapılan incelemelerde sınırlı sayıda kuş türü gözlenmiş ve populasyon yoğunluklarının düşük
olduğu da saptanmıştır.
Şekil 34. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde yaşayan yerli kuş türlerinden olan, kayalık
habitatlarda görülen Şahin (Buteo buteo)
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
60
Şekil 35. Bağlar RES sahası yakınındaki yerleşim alanlarında yaşayan yerli kuş türlerinden
olan kukumav (Athene noctua).
Şekil 36. Bağlar RES sahası ve yakın çevresinde yaşayan yerli kuş türlerinden olan, tepeli
toygar (Galerida cristata)
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
61
Şekil 37. RES sahası ve yakın çevresinde yaz göçmeni olarak görülen İbibik (Upupa epops)
2.5.2.Göçmen Kuşlar ve Göç Hareketi
Rüzgâr enerji santralinin kurulacağı alan Şekil 38’de de görüldüğü üzere süzülen
göçmen kuşların ana göç rotalarının yakınında bulunmamakla kuyrukkakan, bozkır toygarı,
örümcek kuşları, kırlangıçlar, ebabiller, ibibik, kargagiller, incir kuşları ve kerkenezler, şahin
türleri gibi özellikle ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde türbin sahası ve yakın çevresinde
büyük gruplar halinde geçiş yaptıkları bilinmekte olup, bu durum yöre halkı ve avcılar
tarafından da ifade edilmiştir. Sonbahar göç döneminde özellikle leylekler ve turnalar Akşehir
Gölü üzerinden gelip, RES sahasının 8-10 km kuzeyinden ve 4-5 km güneyinden geçerek,
RES sahasının yaklaşık 30 km kadar güney doğusunda Çengelti Köyü istikametinde
yoğunlaşarak güneye göç etmektedirler (Şekil 38). Ayrıca, RES sahasının yakın çevresinde
yılan kartalı, kerkenez, çaylak vb. yırtıcı kuşlar yanında leyleklerin zaman zaman geçişler
yaptıkları bilinmektedir. Bu durum her zaman için söz konusu olacaktır. Çünkü göç
hareketleri klimatolojik ve meteorolojik koşullardan doğrudan ve önemli ölçülerde
etkilenmektedir. “Göç Kayması” denilen olgu da bilinen klasik göç güzergâhlarından
sapmaları ifade etmek amacıyla kullanılmakta olan bir tanımlamadır. Bu anlamda RES
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
62
sahasında özellikle Dağcabeli Boğazı kısmından geçişler az sayıda beklenmekle birlikte
bunların daha yüksek sırtlara kurulacak türbinlerden olumsuz etkilenmesi beklenmemektedir.
Şekil 38. Bağlar RES sahasında göç hareketlerinin yoğunlaştığı en yakın kuş göç güzergâhları
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
63
3. Sonuç ve öneriler
1. Rüzgâr Enerji Santrali kurulması planlanan saha, Konya ili Selçuklu İlçesi sınırları
içerisinde, deniz seviyesinden 1200–1446 metre yükseltiler arasında yer almaktadır. Sahanın
tamamı bozkır-step ve dağlık arazi olup, T.C. Hazinesine aittir.
2. Saha, ulusal yasalarımızca ilan edilmiş korunan alanlar içerisinde değildir.
3. Tribünlerin kurulacağı alanların çok büyük bir kısmı bozkır-step alan içinde
kalmaktadır. Bu alanda değişik bitki türleri yetişmektedir. RES alanında teşhis edilen 127
taksonun 10 tanesi endemiktir. Bu endemik türlerden 3 tanesi VU (Zarar Görebilir), 1 tanesi
ise NT (Tehdit altına girebilir) ve 6 tanesi ise LC (En az endişe verici) kategorisinde yer
almaktadır (IUCN 2006). Tespit edilen gerek endemik türlerin gerekse de endemik olmayan
türlerin tamamı yapılan gözlemler sonucunda ve Türkiye Florası kayıtlarına göre çalışma
alanının dışında da yaygın olan türlerdir. Bunların önemli bir bölümü türbinlerin kurulacağı
sahaların dışında olup, genellikle kayalık habitatlarında gözlenmiştir. Ayrıca alandan tespit
edilen endemik türler arasında BERN ve CITES listesinde bitki bulunmadığı ve nesli tehlike
(CR veya EN) altında endemik türün de bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda RES
sahası içerisinde gerek türbinlerin kurulacağı noktalar ve inşaat sahaları, gerekse türbinlerin
çalışması esnasında yörenin floristik yapısı için herhangi bir tehdit oluşturması
beklenmemektedir.
4. Saha ve yakın çevresinde toplam 94 kuş türü tespit edilmiştir. Bilindiği gibi ötücü
kuş türlerinin çok büyük kısmı genellikle küçük vücutludur. Bu özellikleri nedeniyle sınırlı
büyüklükteki alanlarda hızla uçarken ani manevralar yapabilme yeteneğine sahiptirler. Proje
sahasında hâkim olan rüzgâr koşulları ve besin olanakları bu türler açısından sınırlayıcı
özelliktedir. Bu nedenle ekolojik toleransı yüksek olan karga, sığırcık, incir kuşları gibi ötücü
kuşların alçak kesimlere göre yukarıdaki yükseltilerde tesis edilecek rüzgar türbinlerinin
bulunduğu kesimleri tercih etmeleri beklenmemektedir. Herhangi bir nedenle bu kesimlere
geldiklerinde ise hem yerli olmaları, hem de seri uçuş yeteneklerinden dolayı türbinlerden
olumsuz etkilenmeleri beklenmemektedir.
5. RES sahası ve özellikle çevresinde varlığı tespit edilen 94 kuş türünün 43’ü yerli
(Y), 31’i yaz ziyaretçisi (YZ), 11’i kış ziyaretçisi (KZ) ve 9’u ise ilkbahar ve sonbahar
dönemlerinde alandan geçen transit göçer (T) ‘dir. Saha nesli tehlike altında olan türler için
önemli bir üreme alanı değildir.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
64
6. RES kurulması planlanan saha, süzülerek göç eden göçmen kuşların ana göç rotaları
üzerinde bulunmamaktadır. Buna karşın, kuş göç hareketleri klimatolojik ve ekolojik
koşullardan doğrudan ve önemli ölçülerde etkilenebilmektedir. Bu açıdan yöredeki avcıların
da ifade ettikleri üzere özellikle turna ve yırtıcı türleri için, zaman zaman klasik göç
güzergâhlarından sapmalar olabilmektedir (Göç Kayması). Bu durum RES sahası ve yakın
çevresinde tarafımızdan yapılan gözlem ve literatür bilgilerinden de anlaşılmaktadır. Ancak,
türbinlerin konumu ve sahadaki dizilişi göz önüne alındığında az sayıda olabilecek bu tarz
geçişlere olumsuz bir etkisinin olmayacağı düşünülmektedir.
7. Memeliler açısından bakıldığında; RES sahalarında en fazla etkilenen ve
etkilenmesi muhtemel türler yarasalardır. Zira yurt içi ve yurt dışında kurulmuş olan RES
türbinleri rotor alanı yakınlarında barotravma nedeniyle ölümlerin gerçekleştiği bilinmektedir.
Ancak Bağlar RES türbinlerinin kurulacağı saha ve yakın çevrelerinde yarasaların
barınabileceği uygun ortamlar (nemli, derin mağara ve oyuklar) bulunmamaktadır. Alanda
Türkiye’de yaşayan yaklaşık otuz yarasa türünden sadece 7 tür yarasaya rastlanması da
bölgedeki yarasa çeşitliliğinin ne derece zayıf olduğunu da göstermektedir. Bu yarasalar daha
çok yakınlarda yer alan köylerindeki yerleşim alanlarında barınmakta olup, sahayı zaman
zaman
beslenme
aktiviteleri
sırasında
kullanmakta
ve
çoğunlukla
konaklamadan
uzaklaşmaktadırlar. Bağlar RES sahasında tür çeşitliliğinin yanında populasyon yoğunluğu az
olan yarasaların sürekli ve sert esen rüzgârlar nedeniyle çok yoğun gruplar oluşturmadıkları,
yükseklerden uçmadıkları bilinmektedir. Tüm bu faktörler dikkate alındığında sahada
yarasalar açısından herhangi bir olumsuz durum yaşanması pek de olası gözükmemektedir.
8. Diğer taraftan, Bağlar RES sahası ve yakın çevresindeki doğal topoğrafya içinde
kendiliğinden oluşmuş olan geniş kaya boşluğu ve çatlakları, bu tip yerleri yuva-barınma alanı
olarak kullanan kızıl tilki, kaya sansarı vb. karnivorlar için büyük önem taşımaktadır. Bu
nedenle projenin gerek inşaat, gerekse işletme aşamalarında sahadaki bu yapıların
korunmasına azami özen gösterilmelidir.
3.1. Öneriler
İnsan eliyle doğada oluşturulan her çeşit yapı, yerli türler ve eğer göç yolu üzerinde
bulunuyorsa göçmen formları olumsuz etkileyebilme potansiyeline sahiptir. Ülkemizin
enerjiye olan gereksinimi göz önünde bulundurulduğunda, olası riskler yüzünden bu
kaynakları kullanmaktan vazgeçmek yerine, riskleri ortadan kaldırmaya veya en aza
indirmeye yönelik olarak bazı önlemler alınması daha akılcı bir yol olarak görülmektedir. Bu
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
65
nedenle Kangal-RES projesiyle ilgili olarak meydana gelebilecek riskler ve buna yönelik
olarak alınması gereken tedbirler ile dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda verilmiştir.
1. Özellikle çok sayıda türbinin yer alacağı RES projelerinde türbinlerin proje
alanlarındaki dizilimleri de büyük önem taşımaktadır. Aralarında çok kısa mesafeler
bırakılarak yan yana kurulan türbinlerin yaban hayatı bileşenlerinin, özellikle de kuşların
günlük ve mevsimsel hareketlerini sınırlayabildiği ve riskler yarattığı bilinmektedir. Özellikle
göç güzergâhları üzerinde veya yakınlarında tesis edilecek rüzgâr enerjisi santrali projelerinde
bu risk çok daha büyük olabilmektedir. Bu bağlamda; Türbinlerin arasında yeteri kadar
mesafe bırakılmalıdır. Bağlar RES Projesi kapsamında tesis edilmesi planlanan türbin sayısı
sadece 50 tanedir ve toplam 6600 hektarlık oldukça geniş bir alanda yer almaktadır. Bir başka
ifadeyle, her 120 hektara 1 türbin düşmektedir. Mevcut türbinler ve dizilimleri şu haliyle de
kabul edilebilir olsa da, mevcut santral sahası aynı kalmak kaydıyla yatırımcı firma tarafından
halihazirda kurulması planlanan türbinlerin yerine, son teknolojik gelişmelere uygun olarak,
daha büyük kapasiteli türbinlerin kullanılması planlanmaktadır (Şekil 39, Çizelge 7). Bu
sayede toplam türbin sayısı yaklaşık %20-40 azalacağından hem türbinler arası mesafeler
açılacak, hem de türbin ayaklarının yerleşeceği zeminde daha az alan tahrip edilecektir. Bu da
sahada önemli bir geçit konumunda olan Dağcabeli Boğazı’nın olası kuş göç hareketlerine
olanak sağlayacaktır. Yani hem yaban hayatına hem de kuş göç hareketlerine zarar verme
riskini azaltabilecektir.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
66
Şekil 39. Bağlar RES sahasında yatırımcı firma tarafından planlanan mevcut (üstte) ve
alternatif (altta) iki farklı türbin yerleşimi krokisi (Mavi renkli noktalar 40 türbin, pembe
renkli olanlar ise 31 türbine göre planlanmıştır)
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
67
Çizelge 7. Bağlar RES sahasında planlanan iki farklı alternatif türbin yerleşimi teknik
özellikleri
MW
2.5
2.5
2.5
2.5
2.5
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
Teknik özellikleri
NORDEX N100 2500 99.8 !O!
moyeu: 80,0 m (2206)
NORDEX N100 2500 99.8 !O!
moyeu: 80,0 m (2207)
NORDEX N100 2500 99.8 !O!
moyeu: 80,0 m (2208)
NORDEX N100 2500 99.8 !O!
moyeu: 80,0 m (2209)
NORDEX N100 2500 99.8 !O!
moyeu: 80,0 m (2657)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2210)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2211)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2212)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2213)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2214)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2215)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2216)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2217)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2218)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2219)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2220)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2221)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2222)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2223)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2224)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2225)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2226)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2227)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2228)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2229)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2230)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2231)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2232)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2233)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2234)
472835 4218770
1375.7
Hub
Tip
height Altitude
80
1505.7
468777 4218953
1332.9
80
1462.9
468359 4219150
1304.6
80
1434.6
471339 4218929
1374.6
80
1504.6
474301 4217373
1335
80
1465
474362 4220385
1218.2
91
1367.7
473104 4219123
1352.6
91
1502.1
473381 4219257
1335
91
1484.5
473682 4219344
1315
91
1464.5
473944 4219407
1298.6
91
1448.1
474297 4219377
1266.6
91
1416.1
474530 4219599
1265.3
91
1414.8
474784 4219966
1277.2
91
1426.7
468867 4219851
1282.6
91
1432.1
469161 4219999
1285.6
91
1435.1
469440 4220071
1287.2
91
1436.7
469753 4220150
1290
91
1439.5
470085 4220265
1286
91
1435.5
470378 4220364
1300
91
1449.5
469488 4219070
1299.7
91
1449.2
469576 4219377
1289.6
91
1439.1
469763 4219640
1294.8
91
1444.3
467313 4221019
1170
91
1319.5
467712 4221113
1172.9
91
1322.4
468147 4221443
1226.4
91
1375.9
468323 4221721
1220
91
1369.5
468596 4221960
1200
91
1349.5
468807 4222150
1190
91
1339.5
469080 4222317
1180
91
1329.5
469331 4222509
1160
91
1309.5
X
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
Y
Z
|
[email protected]
Coğrafi Koordinatları
32°41'22,98"
38°06'53,15"
32°38'36,30"
38°06'58,62"
32°38'19,10"
38°07'04,96"
32°40'21,52"
38°06'58,16"
32°42'23,36"
38°06'07,84"
32°42'25,48"
38°07'45,72"
32°41'33,98"
38°07'04,64"
32°41'45,34"
38°07'09,01"
32°41'57,69"
38°07'11,87"
32°42'08,44"
38°07'13,94"
32°42'22,94"
38°07'13,00"
32°42'32,48"
38°07'20,23"
32°42'42,86"
38°07'32,16"
32°38'39,86"
38°07'27,77"
32°38'51,91"
38°07'32,60"
32°39'03,36"
38°07'34,97"
32°39'16,20"
38°07'37,57"
32°39'29,82"
38°07'41,35"
32°39'41,84"
38°07'44,59"
32°39'05,48"
38°07'02,50"
32°39'09,05"
38°07'12,47"
32°39'16,69"
38°07'21,03"
32°37'35,84"
38°08'05,46"
32°37'52,21"
38°08'08,56"
32°38'10,03"
38°08'19,33"
32°38'17,21"
38°08'28,37"
32°38'28,39"
38°08'36,16"
32°38'37,03"
38°08'42,35"
32°38'48,22"
38°08'47,80"
32°38'58,50"
38°08'54,06"
68
MW
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
2.4
Teknik özellikleri
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2235)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2236)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2237)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2238)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2239)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2240)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2241)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2242)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2243)
NORDEX N117 2400 117.0
!O! moyeu: 91,0 m (2244)
468128 4220527
1235
Hub
Tip
height Altitude
91
1384.5
468373 4220776
1240
91
1389.5
468650 4220883
1242.1
91
1391.6
468941 4221030
1232.5
91
1382
469210 4221201
1204.5
91
1354
475045 4219238
1295
91
1444.5
475303 4219380
1302.4
91
1451.9
475617 4219425
1275.1
91
1424.6
473111 4217910
1318.3
91
1467.8
473545 4217493
1295
91
1444.5
X
Y
Z
Coğrafi Koordinatları
32°38'09,39"
38°07'49,61"
32°38'19,42"
38°07'57,71"
32°38'30,78"
38°08'01,22"
32°38'42,71"
38°08'06,03"
32°38'53,73"
38°08'11,61"
32°42'53,68"
38°07'08,57"
32°43'04,26"
38°07'13,20"
32°43'17,15"
38°07'14,69"
32°41'34,43"
38°06'25,28"
32°41'52,31"
38°06'11,80"
Projenin hayata geçirilme aşamasında temel sondajları, zemin etütleri ve mikro
konumlandırma çalışmaları doğrultusunda, ihtiyaç halinde türbin yerleşimin türbinlerin
konumları, RES sahasında inşa edilecek türbinlerin arasındaki mesafe, olası kuş göç
hareketini engellemeyecek açıklıkta ve sahanın topoğrafik yapısı da dikkate alınarak en az
300–400 m olmalıdır.
2. Karasal omurgalı türleri arasında RES uygulamalarından en çok etkilenmesi
muhtemel türler kuş ve yarasalardır. Rüzgâr türbinleri projelerinden kaynaklanabilecek
risklerin ortadan kaldırılabilmesi, ya da ortaya çıkabilecek olumsuz etkilerin en aza
indirilebilmesi, öncelikle türbinlerin ve pervanelerin onlardan en çok etkilenebilecek canlılar
olan kuş ve yarasalar için görülebilir, fark edilebilir hatta uyarıcı özellikte olmasıyla
sağlanabilecektir.
Bu amaçla türbin direklerinin ve pervanelerin boyanması aşamasında
dikkat edilmesi gereken bazı noktalar söz konusudur. Rüzgâr türbinlerinin kuleleri genel
olarak beyaz, gri veya gümüşi renge boyanmaktadır. Bu uygulama dünya ölçeğinde yaygındır.
Kullanılan açık tondaki renkler türbinlerin karasal ortamda kolayca seçilebilmesini
sağlamaktadır. Türbinlerin uzaktan seçilebilmesi uçuş güvenliği ve göçmen kuşlar açısından
oldukça önemlidir. Seçilebilirliği daha da artırabilmek için pervane uçlarının beyazla kontrast
oluşturacak bir renkte boyanması önem taşımaktadır. Bu amaçla kontrastın en yüksek seviyesi
siyah veya ona yakın koyu tonlar kullanılabilmektedir. Diğer taraftan sisli havalarda ise sarı
veya turuncu renk daha kolay seçilmektedir. En son üzerinde durulması gereken ve önemli
olan nokta ise kuşların turuncu renge olan duyarlılıklarıdır. Kuşlar bu rengi çok daha kolay ve
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
69
uzak mesafelerden algılayabilmektedirler. Tüm bu nedenlerden dolayı türbinlerin hareketli
parçası olan pervanelerin fark edilebilir olması için ucundan itibaren, pervane kanadının 1/3’i
kadar kısmının göz alıcı ve kuşlar tarafından uzaktan fark edilecek bir şekilde boyanması
gerekmektedir. Bu amaçla öncelikle turuncu rengin tercih edilmesi önerilmektedir. Bilindiği
gibi, su kuşları başta olmak üzere göçmen kuş türlerinin 2/3’si gece saatlerinde, yani hava
karardıktan sonra göç etmektedirler. Bu durumda türbinlerin, özellikle gece göç eden kuş
türlerine bağlı bireyler açısından “fark edilebilir” olması büyük önem taşımaktadır. Karanlıkta
gerçekleşen uçuşlarda renk, herhangi bir şekilde önem taşımayacağından dolayı bu durumda
hem türbinlerin dizilişleri
hem de
ışıklandırmanın önemi artacaktır.
Türbinlerin
ışıklandırılması ifadesi türbinin tamamının aydınlatılması anlamına gelmemektedir. Aksine
geçmiş dönemlerde bazı ülkelerde gece boyunca aydınlatılmış olan bazı türbinlerin kuşlar
açısından görülmesi kolaylaştırılmış, cazibe noktaları haline geldiği, kuşları çektiği ve daha
fazla çarpmaya neden olduğu görülmüştür. Bu nedenle aydınlatma tüm türbine yönelik
olmamalıdır. Sadece kulenin en üst noktasına, yani jeneratörün bulunduğu kısmın ucuna,
mümkünse jeneratörün altına yerleştirilecek ışık kaynakları bu amaç için uygun olacaktır.
Belli aralıklarla yanıp sönecek bu lambanın gündüz beyaz, gece kırmızı veya hem gece hem
gündüz dönüşümlü ve fasılalı şekilde yanıp sönecek beyaz-kırmızı ikili ışık sistemine sahip
olması ve bu ışığın yeterince kuvvetli olması kuşlar açısından gündüz ve özellikle de gece
saatlerinde türbinlerin çok daha fark edilebilir olmasını sağlayacaktır (Erickson vd. 2001
Gehring vd. 2009, Howe vd. 2002).
Dünyada giderek artan enerji ihtiyacı nedeniyle, sürdürülebilir ve doğal enerji
kaynaklarına olan eğilim de artmaktadır. Avrupa’da Danimarka ve Almanya gibi gelişmiş
ülkeler, rüzgâr gücünden elektrik üretiminde öncü olmuş ve günümüze kadar epey de yol
almışlardır. Danimarka’nın Tjaereborg bölgesinde, 2 MW’lık 60 m rotor çaplı RES üzerinde
radar ile yapılan gözlemlerde, santral çevresinde gece veya gündüz göçmekte olan kuşların,
türbinlere 100–200 m kala türbinlere doğru gitmeyip daha güvenli bir mesafeden geçtikleri
belirlenmiştir (Pedersen ve Poulsen. 1991). Almanya Bochum’da ise, Ruhr Üniversitesinde
Bergen (2001) tarafından yapılan doktora tez çalışmasında, RES’lerin kuşlara verdikleri olası
zararlar incelenmiş ve Danimarka’da elde edilen bilgilere benzer sonuçlar bulunmuştur.
Birçok medya haberinde, rüzgâr türbinlerinin etrafında yüzlerce kuş ve yarasa ölümlerinden
bahsedilmektedir. Buna karşın kuş bilimcilerle konuşanlar ve yaptıkları çalışmalara ulaşanlar
daha farklı bir tabloyla karşılaşmaktadırlar. Örneğin, Almanya Brandenburg RES sahasında
yaklaşık 200 yarasa pervane dibinde ölü olarak bulunmuş ve bu olay dikkatleri tekrar bu konu
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
70
üzerine yoğunlaştırmıştır. Ancak bu gizemli olayın iç yüzü ile ilgili sonradan yapılan
araştırma, rüzgârın olmadığı bir zamanda, alandaki bir yarasa kolonisinin türbinin nacel
(motor oturma yeri) kısmını uyumak için kullandıklarını ortaya çıkarmıştır. Burada ölen
yarasaların pervanelerden değil bulundukları yerden çıkamadıkları için açlıktan öldükleri
belirlenmiştir (Dürr 2001).
3. Ana unsuru hava olan ve bu ana unsurun yapısında ve biyolojisinde kalıcı hiçbir
değişikliğe neden olmayacak olan Bağlar RES projesi, sucul hayvanlar ve suya yakın yerlerde
yaşayan omurgalılar ile karasal sürüngenler açısından hiçbir risk taşımamaktadır. Zira saha ve
yakın çevresinde geniş yayılışlı kurbağa ve sürüngen türlerinden 25’ini bulmak mümkündür.
Bu türlerin rüzgar alan yüksek rakımlı alanlar yerine, nispeten daha durgun ve kapalı alanları
tercih ettikleri de düşünüldüğünde, inşaat aşamasında yaşanacak ufak tefek olumsuzluklar
(hafriyat ve iş makineleinden kaynaklanabilecek) dışında herhangi bir problemle
karşılaşılması beklenmemektedir. Zira bu durumlarda yapılması gerekenler ile ilgili
önerilerimiz aşağıdaki bölümlerde verilmiştir. Kaplumbağa, kertenkele ve yılan türlerinin
populasyon yoğunlukları yeterli düzeyde olup, sadece sahada değil yakın çevresinde de
yayılışlarını sürdürmektedirler ve sahaya bağımlılıkları da bulunmamaktadır. Dolayısıyla
Bağlar RES projesinin bu türler üzerine olumsuz bir etkisinin olmasını beklemek pek de
mümkün değildir. Kaplumbağalardan, Tosbağa (Testudo graeca) IUCN listesinde “zarar
görebilir” kategorisinde yer almakta ise de, bu türün yayılışının karasal-tam toprak temaslı ve
geniş olması nedeniyle projenin inşaat aşaması haricinde bir olumsuzluğun olması
beklenmemektedir. Ancak, bu derece geniş yayılışlı olan bir türün, inşaat aşamasında
karşılaşılması muhtemel olumsuzluklardan da ciddi derecede etkilenmeyeceği de kolaylıkla
düşünülebilir. Diğer taraftan, IUCN listesinde “tehdit altına girebilir” kategorisinde yer alan
benekli kaplumbağa sahada bulunmamasıyla birlikte yakın çevredeki (Emys orbicularis)
tamamen su içi ve suya yakın yerlerde yer alması nedeniyle projeden etkilenmesi olasılığı
bulunmamaktadır. Zira sahadaki bu tip habitatlar türbinlerin kurulacağı alanlardan da oldukça
uzakta yer almaktadır.
Yine saha ve yakın çevresinde populasyon yoğunluğu yüksek kemirici türleri her tür
karasal habitatı kullanmakta, yarasalar ise yakın alanlarda uygun mağaralar ve oyuklar
bulunmaması nedeniyle zaman zaman beslenme amaçlı olarak sahada bulunmaktadırlar. Bu
durumda bile sert rüzgarların hakim olduğu sırtlardan uzak durdukları da bilinmektedir.
Sahada Akdeniz Nalburunlu Yarasası (Rhinolophus euryale) Near Treatment (NT): yakın
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
71
zamanda tehdit altına girebilir kategorilerinde yer alırken, planlanan Bağlar RES projesinin bu
türlerin habitatlarına ve yaşam alanlarına olumsuz bir etkisi beklenmemektedir.
Tüm bu bilgiler ışığında; karasal fauna elemanları genel olarak dikkate alındığında
genel yayılışı olan türler olup, Bağlar RES Projesinin; Birleşmiş Milletlerin çevre sorunlarına
yaklaşımı net bir şekilde tanımlayan UNEP‟in (United Nation Enviromental Programme)
çevresel konulara bakışında “ekonomik gelişmeyi ve kalkınmayı engellemeyecek şekilde
doğa koruma stratejilerinin geliştirilmesi” prensibini dikkate alınarak uygulanmasıyla karasal
ekosistemler üzerine kalıcı ve bertaraf edilemez etkilerinin olması aşağıdaki önerilerin dikkate
alınması koşuluyla, beklenmemektedir.
 Projenin inşaat aşamalarında doğal yapının korunmasına azami özen gösterilmelidir.
Yol ve şantiye sahaları haricinde doğal doku üzerinde kalıcı işlem yapılmamalıdır. Şantiye ve
araç parkı sahaları ormanın yoğun dokusundan uzak açık bir alanda yer almalı ve birden fazla
saha şantiye alanı olarak kullanılmamalıdır.
 Kazılacak alanlarda çıkan hafriyat tekrar kazım alanlarının kapatılmasında
kullanılmalı, başka bir dolgu maddesi kullanılmamalıdır.
 İnşaat ve hafriyat aşamalarından, nakliyat aşamalarına kadar projenin her aşamasında
proje dahilinde çalışacak olan personele sahanın doğal önemi hakkında brifingler verilerek
bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Özellikle projedeki temel unsurun
doğal yapının korunması olduğu muhakkak hatırlatılmalıdır.
 Diğer taraftan, çalışma yapılacak toprak içerisinde, yüzeye yakın kesimlerde kurbağa,
kertenkele, yılan veya diğer memeli formların bulunması olasılığı her zaman için söz
konusudur. Bu kesimlerde gerçekleştirilecek çalışmalarda dikkatli olunmalıdır. Yabanıl
formların habitatları civarında iş makinelerinin veya çalışanların müdahalesi sonucunda bu
bireyler ortaya çıkabilecek, hatta bu esnada çeşitli derecelerde zarara uğrayabilecekleri göz
önünde bulundurularak yabanıl formların iş makinelerinden etkilenmesinin önüne geçebilmek
için, kendiliklerinden kaçmalarına müsaade edilmelidir.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
72
 İnşaat faaliyeti öncesinde ve inşaat aşamasında çok daha yoğun olmak üzere alanda
çalışacak araçlardan kaynaklanacak yoğun bir trafik söz konusu olacaktır. Faaliyetle bağlantılı
olarak mevcut yolların kenarlarındaki alanlarda sürekli olarak yaşayan veya geçici süreler için
buralarda bulunan yabanıl formlar araç kaynaklı değişik risklerle karşı karşıya kalacaklardır.
Araçların çarpması veya ezilme gibi riskler dışında söz konusu olabilecek risklerin en
önemlileri kontaminasyon ve eksoz ürünlerinin meydana getirebileceği zehirlenme riskidir.
Bilindiği gibi araç lastiklerinin kaplama maddeleri, motorun hareketli parçaları, gövdenin
diğer bileşenleri, fren izleri ve yağlama yağlarının yanma ürünleri kontaminasyona yol açan
bileşenlerdir. Bu bakımdan, araçların bakımı ve onarımı sırasında ortaya çıkabilecek atıkların
sahadan uzaklaştırılması büyük önem arz etmektedir.
Projenin inşaat hazırlıkları ve inşaatı sırasında ortaya çıkabilecek diğer sorunlar
(kirletici gazlar ve tozlar ile gürültü) ve olası etkileri şunlardır;
A- Kirletici gazlar ve tozlar (partikül maddeler)
Bu projenin inşaat aşamasında, hava kirliliğine neden olacak bazı emisyon kaynakları
olabilecektir. İnşaat aşamasında oluşacak hava kirliliği geçici ve aralıklı olacaktır. İnşaat
aşamasında oluşacak hava kirleticilerin, inşaat araçlarının ve ağır makinelerin çalışması
sonucu oluşan emisyonlardan, içten yanmalı motorlarla çalışan diğer ekipmanlardan,
çözücülerden ve kaplama çalışmalarından kaynaklanan uçucu organik maddelerden oluşması
beklenebilir.
Karbondioksit: Bağlar RES projesinin inşaatı sırasında oluşabilecek en önemli kirletici
gaz CO2 tir. Havada çok az oranda, % 0 – 0.03 arasında, bulunmasına karşın miktarı ve
değişkenliği nedeniyle karbondioksit yaşamsal önemi olan bir gazdır. Son 20 yıldır, atmosfere
salınan insan kaynaklı CO2 gazının yaklaşık dörtte üçü fosil yakıtların yanmasından, geri
kalanı da arazi kullanımı değişikliği ve özellikle ormanların yok edilmesinden
kaynaklanmıştır. Atmosferde bulunan karbondioksit konsantrasyonu fosil kaynaklı yakıtların
yanması sonucunda her yıl 2.3 ppm kadar artmaktadır. Bunun üçte biri okyanus veya derin su
kaynaklarınca ve bitkiler tarafından alınarak atmosferden uzaklaştırılmaktadır. Geri kalan 1.5
ppm ise atmosferdeki karbon dioksit konsantrasyonuna ilave olmaktadır. Bu miktar da
atmosferin sürekli olarak ısınmasına neden olarak sera etkisini her geçen gün biraz daha
arttırmaktadır.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
73
Karbonmonoksit: Tesisin özellikle inşaatı sırasında oluşacak kirletici bir gazdır.
Renksiz, kokusuz, ve tatsız bir gaz olup karbon içeren yakıtların tam olarak yanmaması ile
ortaya çıkar. Birincil bir hava kirleticilerden olan karbonmonoksit, oksijen eksikliği, tutuşma
sıcaklığı, yüksek sıcaklıkta gazın kalıcılık zamanı ve yanma odası türbülansı gibi etkenlerden
birinin eksikliğinde tam olmayan bir yanma sonucunda CO 2 yerine meydana gelmektedir.
Şehir havasında bulunan karbonmonoksit insan ve hayvan sağlığına son derece önemli
etkilerde bulunmaktadır. Bu etkilerden en önemlisi de karbonmonoksitin kandaki vücut
hücrelerinin oksijen taşıma kabiliyetini azaltmasıdır.
Tozlar (partikül maddeler): Tesisin inşaatı sırasında oluşacak hava kirleticiler
içerisinde önemli bir yere sahiptir. Partiküler madde (PM) tanım olarak, atmosferde standart
şartlarda katı ya da sıvı olarak bulunan birleşmemiş, su dışındaki maddelere denilir. Bunlar
0,1 ile 100 μ arasında değişen boylarda bulunurlar. Partiküllerin baslıca kaynaklarını inşaat
sahasındaki motorlu taşıtlar ve iş makineleri metal endüstrisi oluşturur. Partiküller; gaz
soluyan tüm canlıların solunum yollarında istenmeyen reaksiyonlara neden olabilmektedir.
Diğer taraftan, yoğun oldukları habitatta hayvanların görüş alanını kısıtlamakta bu nedenle
ekolojik dengeyi de olumsuz etkilemektedir. Yağış ve yoğun su buharıyla birlikte bitkilerin
yaprak ve gövdelerine yapıştığı gibi, içme sularını da kirletmektedir.
Kirletici gazlar ve tozlara karşı alınması gereken önlemler şunlar olabilir;
 İnşaat sırasında kullanılan motorlu taşıtlarda ve iş makinelerinde katalitik konvektör
kullanımı, düzenli bakım ve denetimlerin yapılması vb. Dolayısıyla ister tesisin hafriyatı,
hafriyat artığı malzemenin taşınması, boşaltımı ve isterse yüklenmesi, sırasında ve sonrasında
03.07.2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Sanayi
Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği” hükümlerine uygun davranılmalıdır.
 Arazinin hazırlanması ve inşaat aşamalarında oluşacak toz emisyonunun engellenmesi
amacıyla kullanılan saha düzenli olarak sulanmalıdır (spreylenmelidir). Bu gibi sahalarda
uygulanacak spreyleme çalışmalarının yanında toz oluşumu ve taşınımını engelleyecek bir
malzeme ile kaplanması da yararlı olabilecektir. Ancak kullanılacak malzemenin doğal yapıyı
bozmayacak şekilde olması ve yakın çevredeki alanlardan temin edilmesi de ekolojik
bütünlüğün devamı açısından oldukça önemlidir. Diğer taraftan sahanın doğusunda ve
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
74
güneyinde mevcut olan taş ocakları oldukça yüksek toz emisyonu oluşturmaktadır. Bu
durumun yöre halkı tarafından şikayet konusu olarak sıklıkla dile getirilmesine rağmen bir
çözüm üretilemediği söylenmektedir. Oysa Bağlar RES özellikle işletme aşamasında herhangi
bir toz emisyonu meydana getirmeyeceğinden ne yöre halkına ne de yaban hayatına toz
kaynaklı olumsuz bir etki oluşturmayacaktır.
 Özellikle çalışma alanı içi ve yakın çevresindeki sık vejetasyon, çalılıklar ve ormanlar
korunmalıdır. Bilindiği gibi ormanlar gaz ve tozların absorbsiyonunda önemli rol oynarlar.
Diğer taraftan, alçak hava akımlarının hareketini önemli ölçüde engelleyerek zararlı gazların
difüzyon kontrolünde rolleri vardır. Yine planlanan tesisin oluşturacağı zararlı gazlardan olan
CO2 in fotosentez yoluyla ortamdan temizlenecek olması ormanların önemini bir kat daha
arttırmaktadır. Ayrıca ormanın ve yaban hayatı geliştirme sahasının, planlanan tesisten
kaynaklanacak olası bir yangından da dikkatle korunması gerekmektedir. Bu tampon bölgede
orman vejetasyonu ve makilikler tam anlamıyla doğal bir filtre ödevi göreceklerdir.
B- Gürültü
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 2008 yılı Antalya İl Çevre Durum Raporu’na göre;
insan ve çevresini ciddi bir şekilde tehdit eden önemli bir problemde “gürültü”dür. Gürültüyü
arzu edilmeyen seslerin atmosfere yayılması şeklinde ele almak uygundur. Gürültü;
gelişigüzel yapısı olan bir ses spektrumudur.
Planlanan projenin özellikle inşaat aşamasında, inşaat ekipmanlarından kaynaklanan
gürültü oluşumu söz konusu olacaktır. İnşaat trafiği ve faaliyetleri gürültüye sebep olarak
çevredeki yerleşimleri rahatsız edebilir. Gürültü seviyelerinin değerlendirilmesi için inşaat
faaliyetlerinin
kümülatif
gürültü
seviyeleri,
gürültü
eşik
değerleri
ile
birlikte
değerlendirilmelidir (bkz. T. C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Türkiye Çevre Atlası).
Bölgede üreyen türler de bu gürültülerden etkilenecektir. Üreme; eş seçimi, kur
davranışları, yuva yapımı, yumurtlama, kuluçkaya yatma, yavru çıkışları, yavru beslenmesi,
yavru uçuşları olayları dizinidir ve uzun bir süreçte gerçekleşmektedir. Her bir aşaması aşırı
enerji gerektiren ve stres içerisinde gerçekleşen davranışlardır. Bu süreçte karşılaşacakları
aşırı gürültü üreme başarısını düşürebilir. Üreme başarısının düşmesi, populasyonun
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
75
azalmasına neden olabilir ve belirli süre sonra ise populasyonu tehdit altına sokabilir, hatta
tamamen ortadan kaldırabilir.
Diğer taraftan böcekler ile biyolojik mücadele ve tohumların yayılmasında önemli
rolleri bulunan yarasaların (Familia: Vespertilionidae) yaşam tarzı da gürültülerden büyük
oranda etkilenmektedir. Yarasalar bizlerden ve birçok memeliden daha hassas olan
kulaklarıyla 10-250.000 hertz arasındaki sesleri çok rahat duyabilmektedirler (insan 20 ilâ
20.000 hertz arasındaki sesleri işitebilmektedir). Ancak bu durum onların yüksek dB’ deki
gürültülere karşı daha hassas olmalarına neden olmaktadır. Onlar da diğer hassas türler gibi
bu durumdan olumsuz etkilenmektedirler. Çoğunlukla yüksek gürültü seviyesi nedeniyle
birkaç kez uzaklaştıkları ortama bir daha çok uzun süreler sonra döndükleri ya da hiç
dönmedikleri saptanmıştır. Yine yüksek gürültülü ortamlarda yavru gelişimlerinin olumsuz
etkilendiği bilinen bir gerçektir. Maalesef, yavru gelişimi olumsuz etkilenen populasyonların
devamlılığı tehlikeye düşmektedir.
Her ne kadar projenin inşaatı sırasında gürültü oluşacak olsa dahi, sahanın yakın
çevresinde bulunan orman alanın yer alması da oluşacak gürültünün soğurulmasına katkı
sağlayacaktır.
Bölgede gürültüyle mücadelede alınması gereken önlemler şunlar olabilir;
İster tesisin hafriyatı, hafriyat artığı malzemenin taşınması, boşaltımı ve yüklenmesi,
sırasında ve sonrasında 07.03.2008 tarih ve 26809 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği”
hükümlerine uygun davranılmalıdır. Nokturnal fauna türleri rahatsız etmeyecek düzeye
indirmek için saat 22.00-06.00 arasında çalışmaya ara vermek suretiyle zararsız düzeye
indirilebilir. İş makineleri ve ekipmanların bakımları zamanında yapılmalı ve uygun olması
durumunda susturucular kullanılması gürültü kirliliğini önleyecek diğer bir önlemdir. Diğer
taraftan, çoğu türlerin gürültü kaynağından uzak kalma imkanı bulunduğu ve ayrıca türe göre
değişmekle birlikte yaban hayvanlarının aynı yerde devam eden insan faaliyetlerine nispeten
kısa bir sürede alıştığı bilinmektedir.
Projenin tüm safhalarında yukarıdaki önerilere ek olarak;
 17.07.2008 tarih ve 26939 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Çevresel Etki
Değerlendirmesi Yönetmeliği” hükümlerine,
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
76
 19.03.1971 tarihli ve 13783 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Lağım Mecrası
İnşası Mümkün Olmayan Yerlerde Yapılacak Çukurlara Ait Yönetmelik” hükümlerine,
 14.03.1991 tarihli ve 20814 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “Katı Atıkların
Kontrolü Yönetmeliği” hükümlerine,
 03.07.2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
“Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği” ve 30.03.2010 tarih ve 27537
sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin
Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair yönetmelik” hükümlerine,
 07.03.2008 tarih ve 26809 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
“Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği” ve 04.06.2010 tarih ve
27601 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevresel Gürültünün
Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği” hükümlerine,
 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanın Kanunu” hükümlerine,
 24.12.1973 tarih ve 14752 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren
“Patlayıcı, Parlayıcı, Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Çalışacak İş Yerlerinde ve İşlerde
Alınacak Tedbirler Hakkında Tüzük” hükümlerine,
 18.03.2004 tarih ve 25406 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren,
“Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” hükümlerine,
 26.06.2007 tarih ve 26562 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren,
“Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ve 30.03.2010 tarih ve 27537 sayılı Resmi
Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinde
Değiklik Yapılmasına Dair Yönemelik” hükümlerine,
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
77
 25.11.2006 tarih ve 26357 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak, 01.01.2007 tarihinde
yürürlüğe giren “Ömrünü Tamamlamış Lastiklerin Kontrolü Yönetmeliği” ve 30.03.2010
tarih ve 27537 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Ömrünü Tamamlamış
Lastiklerin Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” hükümlerine,
 31.08.2004 tarih ve 25569 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, “Atık Pil ve
Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği” ve 30.03.2010 tarih ve 27537 sayılı Resmi Gazetede
yayınlanarak yürürlüğe giren “Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliğinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” hükümlerine,
 05.07.2008 tarih ve 26927 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Atık
Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelik” hükümlerine,
 09.12.2003 gün ve 25311 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “İş
Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği” hükümlerine,
 30.07.2008 tarih ve 26952 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Atık
Yağların Kontrolü Yönetmeliği” ve 30.03.2010 tarih ve 27537 sayılı Resmi Gazetede
yayınlanarak yürürlüğe giren “Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik” hükümlerine,
 14.03.2005 tarih, 25755 sayılı “Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve
04.09.2009 tarih ve 27339 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Tehlikeli
Atıkların Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ve 30.03.2010
tarih ve 27537 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Tehlikeli Atıkların
Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” hükümlerine,
 29.04.2009 tarih ve 27214 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Çevre
Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmelik” ve 24.02.2010 tarih ve
27503 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Çevre Kanununca Alınması
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
78
Gereken İzin Ve Lisanslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”
hükümlerine uyulmalı,
 31.05.2005 tarih ve 25831 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren
“Toprak Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği” ilgili hükümlerine, riayet edilecek olup, projenin
her aşamasında, 11.08.1983 tarih ve 18132 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
giren 2872 sayılı “Çevre Kanunu” ve 13.05.2006 tarih ve 5491 sayılı “Çevre Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”nun ilgili maddeleri uyarınca hazırlanarak yürürlüğe
girmiş ve girecek olan tüm yönetmelikler ile diğer mevzuat kapsamında çevrenin korunması
ve kirliliğin önlenmesi için gerekli her türlü izinler alınmalıdır.
3.2. Sonuç
Sonuç olarak, Konya İli Selçuklu ilçesi Bağlar Mevkiinde 11 km uzunluğunda ve 6 km
genişliğinde yaklaşık 6.600 hektarlık bir alanda 50 adet türbin ile kurulması planlanan Bağlar
Rüzgâr Enerji Santralinin, konum ve türbinlerin sayısı açısından yerli ve göçmen kuş türleri
bakımından yukarıda açıklanan önerilerin hayata geçirilmesi şartıyla, kayda değer bir risk
meydana getirmesi beklenmemektedir.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında, Es-Yel Elektrik Üretimi Ltd. Şti. tarafından
gerçekleştirilmesi planlanan Bağlar RES Projesi havza bazında değerlendirildiğinde, gerek
tesis edilme sürecinde, gerekse de işletilme sürecinde bu raporda vurgulanmış olan noktalara
dikkat edilmesi, önerilen tedbirlerin alınması koşuluyla yerel veya göçmen kuş türlerini
olumsuz
etkilemesi
beklenmemektedir.
Bu
anlamda
söz
konusu
projenin
gerçekleştirilmesinin, doğal ekosistemin denge ve işleyişi üzerinde özellikle kuşların ve yaban
hayatın devamına zarar verebilecek ölçüde etkide bulunmayacağı kanaatine varılmıştır.
Bu rapor tarafımızdan tanzim edilmiştir. (15.12.2011)
Prof. Dr. Ali ERDOĞAN
(Ornitolog)
Doç. Dr. R. Süleyman GÖKTÜRK
(Botanik Uzmanı)
Yrd. Doç. Dr. Mustafa YAVUZ
(Zoolog)
Orman Yük. Müh. M. Süleyman KAÇAR
(Yaban Hayatı Uzmanı)
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
79
KAYNAKLAR
ACHA, A. 1997. Negative impact of wind generators on Eurasion Griffon Gyps fulvus in
Tarifa, Spain. Vulture News 38: 10-18.
AHLÉN, I. 2002. Fladdermöss och fåglar dödade av vindkraftverk. Fauna och Flora 97, 1421.
AKSOY, A. 2002. Kayseri ve Çevresinde Halk Tarafından Kullanılan Bitkilerin Yöresel
Adları ve Kullanım Amaçları. Erciyes Üniversitesi BAP. Proje No. EUBAP 00-052-4. 241
sayfa.
ASLAN, A., ALBAYRAK, T., TUNÇ, MR., ERDOĞAN, A. 2004. Antalya kuşları ve
Halkalama Çalışmaları. Tabiat ve İnsan Dergisi, 38, 1-2, 36-49.
AVINÇ, A. 1998. Değişik Enerji Kaynakları ve Çevreye Etkileri. Ekoloji, 7/27: 19-23.
BENNER, JHB, BERKHUİZEN JC, DE GRAAFF RJ, POSTMA AD. 1993. Impacts of wind
turbines on birdlife. Final report No: 9247. Consultants on Energy and the Environment,
Rotterdam, The Nedherlands.
BERGEN, F. (2001). Untersuchungen zum Einfluss der Errichtung und des Betriebs von
Windenergieanlagen auf Vögel im Binnenland. Dissertation, Ruhr Universität Bochum.
YANIKTEPE B. VE KAPLAN, Y.A. (2009). Rüzgar Enerjisi: Türkiye ve AB‘nin Politik
Karşılaştırılması ve Önemi. RÜGES 2009 2. Rüzgar Sempozyumu, 4-5 Haziran 2009,
Samsun
CAN 2004. Süzülen Kuşların Göç Rotaları. Bilim ve Teknik Dergisi.
CROCKFORD, NJ. 1992. A review of the possible impacts of wind farms on birds and other
wildlife. In JNCC Report, vol. 27, pp. 60, Peterborough.
ÇAKAR, M. C., FİLİK, Ü. B. KURBAN, M. (2009). Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve
Ulaşım Sistemlerinde Kullanım Uygulaması, V. Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Sempozyumu 2009 – Diyarbakır
DAULTON M. 2007 Congressional Testimony on Benefits of Wind Power Before the
Committee on Natural Resources Subcommittee on Fisheries, Wildlife and Oceans
Impacts of Wind Turbines on Birds and Bats May 1, 2007.
DAVIS, P.H. 1965-1985. Flora of Turkey and the East Aegean Islands. Vol :1-9, Edinburgh
Univ. Press, Edinburgh
DAVIS, P.H. MILL R.R and TAN, K. 1988. Flora of Turkey and the East Aegean Islands.
Vol:10, Edinburgh Univ. Press, Edinburgh.
DEMİRSOY,A 1996:Türkiye Omurgalıları (MEMELİLER)
DURR, T. AND BACH, L. 2004. Fledermäuse als Schlagopfer von Windenergieanlagen Stand der Erfahrungen mit Einblick in die bundesweite Fundkartei. Bremer Beiträge für
Naturkunde und Naturschutz im Druck.
ERDOĞAN, A., SERT, H., VOHWINKEL, R., PRUNTE, W. ALBAYRAK, T., ASLAN, A.
Ve TUNÇ, MR. 2003. Manavgat/Titreyengöl Kuş Halkalama Çalışmaları. Tabiat ve İnsan
37/1: 19-25.
ERDOĞAN, A., KARAARDIÇ, H., SERT, H., ÖZKAN KARAARDIÇ, L., VOHWİNKEL,
R., PRÜNTE, W. 2008. Manavgat/Titreyengöl Kuş Halkalama Çalışması. Tabiat ve İnsan,
23-33, ISSN: 1302-1001.
ERICKSON, W.P., JOHNSON G. D., STRICKLAND, M. D., YOUNG D. P. JR., SERNKA
K. J., GOOD R. E. Avian Collisions with Wind Turbines: A Summary of Existing Studies
and Comparisons to Other Sources of Avian Collision Mortality in the United States;
National Wind Coordinating Committee; West, Inc.; August, 2001
EVERAERT, J. 2003. Collision victims on 3 wind farms in Flanders (Belgium) in 2002.
Instituut voor Naturbeheer, Brussel.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
80
EVEAERT, J. AND ERİC, WMS. 2007. Impact of wind turbines on birds in Zeebrugge,
Significant effect on breeding tern colony due to coolisions. Biodivers. Conserv. 16:
3345–3359.
GEHRING, J., KERLINGER, P. AND MANVILLE, A. M. Communication towers, lights,
and birds: successful methods of reducing the frequency of avian collisions. Ecological
Applications, Ecological Society of America, 19(2), 2009, pp. 505–514
GÖREZ, T VE ALKAN, A. 2005. Türkiye‘nin Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve
Hidroelektrik Enerji Potansiyeli, Yeksem 2005 III.Yenilenebilir Enerji Kaynakları Semp.,
19-21 Ekim 2005. Mersin, s.123-127.
GÜÇ, M VE YILMAZ, V. 2008. Organik Atıklardan Kaynaklı Sera Gazları Salınımlarının
Azaltılmasında Anerobik Bozundurmanın Önemi. VII. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu,
UTES’2008, 17-19 Aralık 2008, İstanbul.
HAKTANIR, D. 2002. “Rüzgâr Enerjisi Geleceğin Enerji Kaynağı Olabilir mi?”, Lefkoşa
2020 Sempozyumu LTB-YDÜ s36, Lefkoşa.
HOTKER, H., THOMSEN, K.M. and KOSTER, H. 2005. İmpacts on biodiversity of
exploitation of renewable energy sources: the example of birds and bats-facts, gaps in
knowledge, demands for further research, and ornithological guidelines for the
development of renewable energy exploitation. Michael Otto Institut im NABU,
Bergenhusen.
HOWE, R. W., EVANS, W., AND WOLF, A. T. Effects of Wind Turbines on Birds and Bats
in Northeast Wisconsin; November 2002
JOHNSON, GD., YOUNG, DP., ERICKSON, WP., DERBY, CE., STRICKLAND, MD. and
GOOD, RE. 2000. Wildlife monitoring studies Sea West Windpower Project, Carbon
County, Wyoming. Western EcoSystems Technology, Inc., Cheyenne.
KAÇAR, SM., ERDOĞAN, A., KIZIROĞLU, I & ÖZ, M. 2006. Ein Beitrag zur Brutbiologie
von Gartenrotschwanz (Phoenicurus phoenicurus L.) in Antalya-Forschungs (Bük- Lütfi
Büyükyıldırım und Elmalı Zeder) –Wälder. Ornith. Mitteilungen 58(Nr:10-2006:October):
32-36.
KARAARDIÇ, H., PRÜNTE, W., ERDOĞAN, A., VOHWİNKEL, R. 2008.
Silifke/Susanoğlu Sonbahar Halkalama Çalışması. Tabiat ve İnsan. Haziran 2008, Yıl:42,
S: 25-31, ISSN: 1302-1001.
KARAARDIÇ, H., ERDOĞAN, A. 2009. Küresel iklim değişikliğinin Anadolu avifaunası
üzerine etkileri. Tabiat ve İnsan, 24-30. ISSN: 1302-1001.
KILIÇ, N. 2008. Dünyanın Önemli Doğal Kaynağı: Rüzgâr Enerjisi. Türkiye’de Rüzgar
Enerjisi Uygulamalarının Gelişimi ve Geleceği”, İzmir İleri Teknoloji Enstitüsü, Makine
Mühendisliği Bölümü, TMMOB Makine Mühendisleri Odası İzmir
KIZIROĞLU, İ., TURAN, L., ERDOĞAN, A. (2002): Die Sultansümpfe von KayseriVogelparadies der Türkei. TU-International Berlin, Nr. 50/ 51, 55-56.
KİZİROĞLU, İ., TURAN, L., ERDOĞAN, A., 1993 : A Bio-Ornithological study on
Sultansazlığı, of the Most Important Marshy Areas of Turkey and the Europa, New Bird
species in the Area and the Current Situation. DOĞA, Tr. J. of Zoology, 17, 2,179-188.
KİZİROĞLU, İ., TURAN, L., ERDOĞAN, A., 1992: Sultansazlığı’nın Eko-Ornitolojisi ve
Son Durumu, H.Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi, C.7,217-227.
KİZİROĞLU 2008. Türkiye Kuşları Kırmızı Listesi. Desen Matbaası, Ankara, Türkiye.
KİZİROĞLU 2009. Türkiye Kuşları Cep Kitabı. Ankamat Matbaası, Ankara, Türkiye.
LANGSTON, RHW AND PULLAN JD. 2003. Windfarms and Birds: An analysis of the
effects of windfarms on birds, and guidance on environmental assessment criteria and site
selection issue. Report by Birdlife International on behalf of Bern Convention Council of
Europe T-PVS/inf(2003) 12.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
81
LEKUONA, JM. 2001. Uso del espacio por la avifauna y control de la mortalidad de aves y
murciélagos en los parques eólicos de Navarra durante un ciclo anual. Direccion General
de Medio Ambiente, Gobierno de Navarra,Pamplona.
ORNİTOLOJİ RAPORU 2009-2010. Belen/Hatay Rüzgar Enerji Santralinin Kış ve İlkbahar
Kuş Göç Hareketleri Üzerinde Etkilerinin Değerlendirilmesi. Akdeniz Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Teknokent A.Ş. Antalya
ÖZ, M., YAVUZ, M., TUNÇ, M.R AND ERDOĞAN A. (2009). The New Locality of The
Southern Crested Newt (Triturus karelinii Strauch 1870) (Urodela: Salamandridae), from
Afyon Province in Turkey. Russian Journal of Herpetology, Vol. 16, No:2, 131-133.
ÖZYURT, M. VE DÖNMEZ, G. 2005. Alternatif Enerji Kaynaklarının Çevresel Etkilerinin
Değerlendirilmesi, Yeksem 2005 III.Yenilenebilir Enerji Kaynakları Semp., 19-21 Ekim
2005. Mersin, s.39-42.
PEDERSEN, M.B., and E. Poulsen. 1991. Avian responses to the implementation of the
Tjaereborg Wind Turbine at the Danish Wadden Sea . Dan. Wildtundersogelser 47:1-44.
PEKER, Z. 2001. Wind farms on our landscapes: A new legend in our plans, Thermal Energy
Congress Proceedings, July 8-12, 2001, İzmir.
POWLESLAND RG. 2009. Impacts of wind farms on birds: a review. Science for
Conservation 289, Department of Conservation, Wellington, New Zealand.
REICHENBACH, M. 2003. Auswirkungen von Windenergieanlagen auf Vögel - Ausmaß und
planerische Bewältigung, Technische Universität, Berlin.
SÜLÜN, M. 2007. Rüzgâr Enerjisi. Bitirme Projesi. T.C. Dokuz Eylül Üniversitesi,
Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü.
ŞENPINAR, A. VE GENÇOĞLU, MT. 2006. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Çevresel
Etkileri Açısından Karşılaştırılması Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları 2006.
TELLERÍA, JL. 2009. Potential impacts of wind farms on migratory birds crossing Spain
Bird Conservation International 19:131-136.
TURAN, L. 2009. Hatay Belen’de Kurulması Planlanan RES Projeleri için Monitoring
Çalışmaları Önerisi, Ankara.
TURAN, L., ERDOĞAN, A., KİZİROĞLU, İ.,1992 : Bıldırcın (Coturnix c. coturnix )
Populasyonlarını Olumsuz Etkileyen Faktörler. II. Uluslararası Ekoloji ve Çevre
Sempozyumu, Kasım 1992, Ankara, 116-118.
TÜRKES, M. 2003. Sera gazı salımlarının azaltılması için sürdürülebilir teknolojik ve
davranıssal seçenekler (Sustainable technological and behavioral options for reducing of
greenhouse gas emissions). V. Ulusal Çevre Mühendisligi Kongresi: Çevre, Bilim,
Teknoloji ve Küresellesmenin Yansımaları, Bildiriler Kitabı, 267-285, Ankara.
UĞUR, A. 2005. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanun Tasarısı, Elektrik Mühendisliği Dergisi 425: 62-67.
VAN WIJK, AJM., COELINGH, J.P. and TURKENBURG, W.C. 1989. Rüzgar Enerjisi:
Statüler, Kısıtlar, Fırsatlar, Özetleyen: Adnan Temiz, World Energy Commission, Türkiye
Rüzgâr Enerjisi Birliği, 1989.
VARINCA, K. VE VARAN, G. 2005. “Rüzgâr Kaynaklı Enerji Üretim Sistemlerinde
Çevresel Etkilerin Değerlendirilmesi ve Çözüm Önerileri”, Yeni ve Yenilenebilir Enerji
Kaynakları Enerji Yönetimi Sempozyumu, Kayseri, 2005, p. 367-376.)
YAVUZ, M., ÖZ, M., ALBAYRAK, İ (2010). Levant Voles (Microtus guentheri (Danford
and Alston 1880)) Prefer Southerly-Facing Slopes in Agricultural Sites at Antalya,
Turkey. North Western Journal of Zoology, 6 (1): 36-46.
YAVUZ, M., TUNÇ, M.R. (2010-DEVAM EDİYOR). Doğu Akdeniz Bölgesi'nde Yayılış
Gösteren Microtus (Mammalia: Rodentia) Cinsi Türlerinin Biyoekolojisi ve
Biyotaksonomisi, Akdeniz Üniversitesi, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon
Başkanlığı, A-Tipi-2009.01.0105.005, Antalya.
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
82
Yararlanılan Web Sayfaları:
http://www.cwsscf.ec.gc.ca/publications/eval/index_e.cfm-Wind Turbines and Birds. A
Guidance Document for Environmental Assessment
http://eie.gov.tr
www.eea.europa.eu/help/infocentre/enquiries
http://ruzgarenerjisibirligi.org.tr/04.02.2009-Turkiyedeki-ruzgar-santralleri
http://www.soleaenerji.com/ruzgar_enerjisi.asp
Not: Raporun hazırlanmasında aşağıdaki kaynaklardan da yararlanılmıştır;
T. C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Türkiye Çevre Atlası 2004
T. C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Çevresel Göstergeler Kitapçığı 2006
T. C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Konya İl Çevre Durum Raporu 2009
Bağlar Rüzgar Enerji Santrali Proje Tanıtım Dosyası 2008
Bağlar RES Ornitoloji Raporu
|
[email protected]
83

Benzer belgeler