TWO CULTURES ONE LOVE

Transkript

TWO CULTURES ONE LOVE
KÜLTÜR
CULTURE
TWO CULTURES
ONE LOVE
JÜLİDE KARAHAN CEVAHİR BUĞU
BİR GRUP YUNAN VE TÜRK MÜZİSYENİN 2009 YAZINDA KURDUĞU CAFÉ AMAN
İSTANBUL, İKİ AYRI KÜLTÜRÜ TEK BİR SAHNEDE BULUŞTURUYOR. TÜRK VE YUNAN
EZGİLERİNİ İKİ DİLDE YORUMLAYAN EKİP REMBETİKO SÖYLÜYOR. ŞARKILARI YUNANCA
BAŞLAYIP, TÜRKÇE BİTİYOR; TÜRKÇE BAŞLAYIP YUNANCA BİTİYOR...
SET UP BY A GROUP OF GREEK AND TURKISH MUSICIANS IN 2009, CAFÉ AMAN
İSTANBUL BRINGS TOGETHER TWO DIFFERENT CULTURES ON A SINGLE STAGE. THE
ENSEMBLE SINGS REMBETIKO, PERFORMING GREEK AND TURKISH SONGS IN BOTH
LANGUAGES. SOME SONGS START IN GREEK AND END IN TURKISH, OTHER START
OFF IN TURKISH AND END IN GREEK…
74 SKYLIFE | TEMMUZ | JULY 2011
2011 JULY | TEMMUZ | SKYLIFE 75
Nisan’ın yazla kış arasında kararsız kalan günlerinden
biriydi. Hani şu kendini bir kapatan, bir açan; bir
ısınan bir soğuyan… Akşama doğru, tam güneş battı
batacakken hava birden bir patladı. Nasıl yağıyor!
İstanbullular tespih taneleri gibi dağıldı; kenarlara
köşelere, saçaklara, evlere sığındı. Café Aman
İstanbul’un konseri, konserlerinden biri, işte tam o
akşamdı. Onları dinlemeye gidenler yazı kışı, yağmuru
çamuru unuttu; iki ayrı mevsimde, iki ayrı kültürde
aynı anda buluştu: yaz ve kış, Yunan ve Türk.
İstanbul, Atina, Selanik ve İzmir gibi şehirlerde;
keman, ud, santur ve kanun gibi doğu müziği
enstrümanlarından oluşan orkestraların çalıp söylediği
semai kahvelere Café Aman / Amane Kahvesi /
Amanédles deniyor eskiden. Bu müzikli kahveler adını,
şarkılarda sıklıkla tekrarlanan ve Türkçe bir ünlem
olan “aman aman”dan alıyor. Şarkılar doğaçlama.
Müzisyenler söz bulamadıklarında ve yeni sözler
aradıklarında ya da sitem ve üzüntülerini kelimelere
dökemediklerinde “aman aman” diyor uzun uzun.
Amane Kahveleri 1900’lerde İstanbul ve İzmir’de
ortaya çıkmış. Tam o yıllarda yine oralarda ortaya
çıkan bir şey daha var: Rembetiko. İkilinin birleşmesi
76 SKYLIFE | TEMMUZ | JULY 2011
INFO
CAFÉ AMAN
İSTANBUL EKİBİ
THE CAFÉ AMAN
ISTANBUL TEAM
Stelyo Berber: Kurucu ve
Vokal / Founder&Vocals
Pelin Suer: Kurucu ve
Vokal / Vocals
Serkan Mesut Halili:
Kanun
Erdem Şentürk: Vokal ve
Ud / Oud
Ersin Killik : Vurmalılar /
Percussion
Atalay Durmaz: Keman
/ Viola
Neyzen Özsarı: Kontrbas
/ Double bass
An April evening, the sun is just about to set. All of a
sudden the sky lets loose. How it comes down! İstanbulites
scatter lıke pearls. Into corners, under eaves… such was
the evening of the café aman İstanbul concert, one of
many. But concert-goers cast summer and winter, rain and
mud to the winds to meet two different cultures and two
different seasons in a single moment.
Café Aman was the name given to the musical
coffeehouses where orchestras made up of eastern
instruments like the keman (fiddle), ud (lute), santur
(dulcimer) and kanun (zither) used to play and sing
in cities like Istanbul, Athens, Izmir and Thessaloniki.
They took that name from the Turkish exclamation
‘aman aman’ so often repeated in the songs, which are
largely improvised. When the singer can’t find the word,
or is looking for new words, or is simply unable to put
his sorrows into words at all, he sings ‘aman aman’,
dragging it out for effect.
Aman cafés sprang up in Istanbul and Izmir in the
1900’s. But there was something else emerging there in
those same years: Rembetiko. It was inevitable that the
two would meet. Just as it is inevitable that rembetiko
should be performed at Café Aman Istanbul, where
kaçınılmaz. Türk ve Rum ezgilerini her iki dilde
de yorumlayan Café Aman İstanbul’un rembetiko
söylemesinin kaçınılmazlığı gibi.
FASL-I REMBETİKO
Café Aman İstanbul’un repertuarı 19. yüzyılda
Amane Kahveleri’nde icra edilen Osmanlı dönemi
rembetikolarından oluşuyor. Şarkıların önemli bir
bölümü 1920’li yıllardan. Rembetiko’nun farklı
ekollerinden keman, ud ve kanun ile yapılan İstanbulİzmir ekolüyle buzuki ve gitarla yapılan Pire ekolü bir
arada. Tarzlarını Fasl-ı Rembetiko olarak tanımlayan
ekibin niyeti; Osmanlı fasıl geleneği ile kaybolmaya
yüz tutmuş Café Aman müzik kültürünü doğduğu
coğrafyada bir araya getirmek. İlk konserlerini İstanbul
Fransız Kültür Merkezi’nde 2009 Haziran’ında veren
Café Aman İstanbul’un kurucusu ve vokalisti Stelyo
Berber, “Müzisyenlerle dinleyicilerin katılımcı ve
paylaşımcı meşk etme geleneği yerini yavaş yavaş
daha mesafeli bir iletişimsizliğe bıraktı. Biz bu
müzikleri dinleyici ile çok daha sıcak bir iletişim içinde
yorumlayarak yaşatmak ve sevdirmek istiyoruz.” diyor
ve ekliyor: “Bu yolda elbette başka amaçlarımız da
var. Yaklaşık 500 yıl birlikte aynı toprakları paylaşmış,
78 SKYLIFE | TEMMUZ | JULY 2011
Turkish and Greek songs are sung in both languages.
FASL-I REMBETIKO
Café Aman Istanbul’s repertoire is made up of the
Ottoman period rembetiko songs that were sung in
its 19th century counterparts. Most of the songs are
from the 1920’s. Two different Rembetiko schools, the
Istanbul-Izmir school with its keman, ud and kanun and
the Piraeus school with its bouzouki and guitar, work in
tandem here. The purpose of the team, which calls its
style ‘Fasl-ı Rembetiko’, is to bring together the Ottoman
‘fasl’ tradition with the rapidly disappearing Café Aman
musical culture in the place where it was born. “The
tradition of musicians and listeners participating and
sharing together in the music has gradually given way to
a more distanced form of communication,” says Stelyo
Berber, vocalist of the Café Aman Istanbul, which gave
its first concerts at the Istanbul French Culture Center in
June 2009. “We want to make this music popular and keep
it alive by forming a warmer and closer communication
with listeners.” He adds, “Of course, we also have
other aims along the same lines. Namely, to bring closer
together these two peoples, who shared the same lands
and a cultural exchange for 500 years, but who are now
kültür alışverişinde bulunmuş; şimdi ise komşu olan iki
halkı birbirine daha da yakınlaştırmak…”
Berber’e göre Rembetiko’nun ilk olarak ne zaman
ortaya çıktığı kesin olarak bilinmiyor. Bugüne kadar
yapılan araştırmalardan 1850–1950 yılları arasında
popüler olduğu anlaşılıyor. Tarihte bu müzik akımının
ağırlıkta görüldüğü bölgeler; Yunan diasporasının
köylerden şehirlere toplu olarak göçtüğü yerler. Bunlar;
Osmanlı sınırları içinde başta İzmir, İstanbul ve Selanik
gibi liman şehirleri ile Atina, Pire ve Siros Adası gibi
Yunan şehirleri. Doğduğu yerle ilgili farklı yorumlar
olsa da günümüzde varılan nokta, bu müziğin ilk
ışıklarının Anadolu’dan yükseldiği. Pek çok şey gibi!
YENİ BİR MASAL
2009’da kurulan Café Aman İstanbul’un ilk ışıkları
ise bir aşk hikâyesi sayesinde yakılıyor. Şöyle: 1974
İstanbul doğumlu Stelyo Berber Gökçeadalı Rum bir
ailenin çocuğu. 7–8 yaşlarından itibaren kiliselerdeki
ilahi korolarında muganni olarak ilahi söylüyor. Pire
Üniversitesi’nde ekonomi okusa da aklı hep müzikte.
Okul bitip İstanbul’a döndüğünde akordeoncu
Muammer Ketencoğlu ile tanışıp onun grubuna dâhil
oluyor. 1999’da Ketencoğlu’yla verdikleri bir konserde
dinleyicilerin arasında dans eden bir kız görüyor, adı
Pelin Suer. O, 1978 İzmit doğumlu, İTÜ Türk Müziği
Konservatuvarı ve Pera Güzel Sanatlar dans dersleri
çıkışlı. 2001 kışında yolları yeniden kesişen ikili yeni
bir masalın pimini çekiyor: “İstanbul’da başlayıp
İstanbul’da devam edecek olan bir çağ masalı daha
yazılıyor. Aşkın evrensel ezgisi eşliğinde, bir kez
daha buluşuyor; kültürler, diller, dinler, hayatlar...
Tüm dostları, nikâh törenimizde yanımızda görmek
istiyoruz. İmza: Pelin ve Stelyo. Beyoğlu Evlendirme
Dairesi, 17 Haziran 2006...”
80 SKYLIFE | TEMMUZ | JULY 2011
neighbors.”
It is not known for certain just when Rembetiko first
appeared but research has shown that it flourished
between 1850 and 1950. The areas where rembetiko music
was common were the cities where the Greek diaspora
was becoming urbanized. These included port cities like
Izmir, Istanbul and Thessaloniki in the Ottoman Empire
and Greek cities like Athens and Piraeus and the island
of Saros. Although there are different theories about
where rembetiko arose, the consensus today is that it first
appeared in Anatolia, like so many things!
A MODERN FAIRYTALE
The light of the Café Aman Istanbul, founded in 2009,
was lit by a love story. Born in Istanbul in 1974,
Stelyo Berber is the son of an Anatolian Greek family
from Gökçeada. He started singing as a ‘muganni’
(boy soprano) in church choirs from the age of 7 or
8. Although he studied economics at the University
of Piraeus, music was always on his mind. When
he finished school and returned to Istanbul, he met
accordion player Muammer Ketencioğlu and joined
his group. During a concert he gave with Ketencioğlu
in 1999 he noticed a girl dancing in the audience. Her
name was Pelin Suer. Born in İzmit in 1978, she was
a dance graduate of the Istanbul Technical University
Conservatory of Music and the Pera School of Fine
Arts. When the duo’s paths crossed again in 2001, that
clinched it. “A modern fairytale is being written that
was born in Istanbul and will continue in Istanbul.
Coming together again to love’s old sweet song:
cultures, languages, religions, lives… We would like to
see all our friends with us at our wedding ceremony.
Signed: Pelin and Stelyo. Beyoğlu Marriage Bureau,
June 17, 2006…”
STELYO BERBER
REMBETİKO’YU
ANLATIYOR
STELYO BERBER
TALKS ABOUT
REMBETIKO
Rembetiko’nun ilk olarak ne
zaman ortaya çıktığı kesin
olarak bilinmiyor. Bugüne
kadar yapılan araştırmalardan
1850–1950 yılları arasında
popüler olduğu anlaşılıyor.
Tarihte bu tarz şarkıların
ağırlıkta görüldüğü bölgeler;
Yunan diasporasının toplu
olarak şehir hayatını
benimsemeye başladığı şehirler.
Bunlar; Osmanlı sınırları
içinde başta İzmir, İstanbul ve
Selanik gibi liman şehirleri
ile Atina, Pire ve Siros Adası
gibi Yunan şehirleri. Doğduğu
yerle ilgili farklı yorumlar olsa
da günümüzde varılan nokta
bu müziğin ilk ışıklarının
Anadolu’dan yükseldiği. Pek
çok şey gibi!
It is not known for certain
just when Rembetiko first
appeared but research has
shown that it flourished
between 1850 and 1950. The
areas where rembetiko music
was common were the cities
where the Greek diaspora was
becoming urbanized. These
included port cities like Izmir,
Istanbul and Thessaloniki
in the Ottoman Empire and
Greek cities like Athens and
Piraeus and the island of
Saros. Although there are
different theories about
where rembetiko arose, the
consensus today is that it first
appeared in Anatolia, like so
many things!
2011 JULY | TEMMUZ | SKYLIFE 81