“Finale yaklafl›rken”

Transkript

“Finale yaklafl›rken”
cmy k
GÖKÇEK SIKIfiTIKÇA
SALDIRGANLAfiIYOR
ADALET ‹STEYEN ADALET
EMEKÇ‹S‹NE fi‹DDET
‹lker Mahallesi halk›n›n›n
bar›nma hakk› mücadelesi
karfl›s›nda rüflvet ve tehdit
gibi yöntemler devrede
Sayfa 2’de
AL-CO’DA D‹REN‹fiÇ‹
‹fiÇ‹YE ÇETE TERÖRÜ
Polis 6 Eylül’de BES
üyelerine Adalet
Saray› yolunda sald›rd›. 10’dan çok
yaral›.
Sayfa 6’da
Sümerbank doland›r›c›s›, direniflçi iflçilere tuttu¤u çetelerle sald›r›yor
LÜBNAN VE F‹L‹ST‹NLE
DAYANIfiMA DALGA
DALGA BÜYÜYOR
Sayfa 6’da
Y›l 1 Say› 12
21 Eylül 2006
50 YKr
15 Günlük
Siyasi Gazete
Halkevleri,
düzenledi¤i
dayan›flma
konserlerine kat›lanlardan bilet yerine
Lübnanl› ve Filistinli
çocuklar için mama
getirmesini istiyor.
Çok say›da
sanatç›n›n ücret
almaks›z›n kat›lacaklar› etkinlikler ‹stanbul, Ankara ve yurdun di¤er birçok
ilinde yap›lacak.
Sayfa 12’de
Bombalar, linç tezgahlar›, polis devleti, Lübnan maceras›
ORTADOGU BATAKLIGI
TURKIYE’DE
Katliamda
kontrgerilla
kokusu
Türkiye’nin ABD saf›nda Büyük Ortado¤u Savafl›’na girme karar›, hem içerde hem d›flarda
kirli süreçleri ateflledi. Dehflet ve utanç “karl› pazarl›klar” yalan›n›n ard›na gizleniyor
Diyarbak›r halk› ölen
bebelerini ba¤r›na
bas›p bar›fl için kepenk
kapatt›, meydanlar›
doldurdu...
Hükümet tezkere görüflmelerinde
Lübnan’a gönderilecek askerler için
tehlike olmad›¤›n› iddia etti. Ancak
bu iddia her gün yalanlan›yor. ‹srail’in sald›rganl›¤› yüzünden, Lübnan
fliddetli çat›flmalara gebe. Sayfa 3’de
En büyük gazeteler, Kürt amele ve
›rgatlar›n› linç hedefi haline getiriyor.
Evlatlar›n›n ölümünü sorgulayan
asker analar›n› “PKK’ya yard›m ve
yatakl›k”la suçluyor ve generallerden
aferin al›yorlar.
Sayfa 3’de
Türkiye’nin ABD’nin kuyru¤una
tak›lmas›na karfl› mücadele yürüten
devrimcileri ve Ortado¤u batakl›¤›na
koflarken eline aya¤›na dolaflan Kürtleri susturmak için polis devleti devrede.
Sayfa 3’de
Obrador: Yeni cumhuriyet geliyor
Meksika Yüksek Mahkemesi’nin ortaya ç›kan tüm seçim hilelerine ra¤men sa¤c› aday Calderon’u Baflkan ilan etmesinin ard›ndan solun aday› Obrador bir baflkald›r› hareketi bafllatt›
Yoksul halklar›n
medeniyet çat›flmas›
Sinema emekçisi
E¤itimde ayr›mc›l›¤a son
nefes alacak
Sayfa 7’de
“Finale
yaklafl›rken”
Tayyip Erdo¤an’›n bu
sözü, önümüzdeki
dönem ve sonras›ndaki
de¤iflimin derinli¤ini
anlatmak aç›s›ndan
vecizdir. Erdo¤an
ABD’nin himayesi
alt›ndaki ordu ittifak›yla
önünün tamamen
aç›ld›¤›n› hissediyor; bu
hissine göre davran›yor.
Ama Ortado¤u’da
“sa¤lam hesap” yoktur.
Sayfa 10’da
Gevfleyen muhalefetin s›k› disiplini
Dan La Botz
Eflikteki Meksika:
‹kili iktidara do¤ru
Üniversitenin gelece¤i
hiç “PARLAK” de¤il
‹stanbul Üniversitesi Rektörü liyor. At›lan ö¤renciler üniversiteMesut Parlak’›n özellefltirmelenin aç›ld›¤› 18 Eylül günü Bere karfl› ç›kan ö¤rencilere
yaz›t kampüsünün ana kap›s›
A
F
5
’D
AY
yönelik sald›r›s› yaz aylaönünde çad›r açarak bir
r›nda h›z kazand›. 12 ö¤protesto eylemi bafllatt›lar.
renciye yükÇad›rlar›na
Ö
sek ö¤retim“Bar›namaPORTA
den uzaklaflyanlar S›n›f›”
t›rma cezas›
ad›n› veren
verilirken, 50
Ö¤renci Koö¤renci haklektifi üyesi
k›nda aç›lan
ö¤renciler
yaklafl›k 800
tüm halk› das o r u fl t u r m a
y a n › fl m a y a
oldu¤u belirtiça¤›r›yor.
E
cmy k
ru. Çocuklar› için kay›t ve
katk› paras› ödeyemeyen
yoksul kad›nlara okullar›n tuvaletleri ve s›n›flar› temizletiliyor.
E¤itim kad›nlar›n en çok
çal›flt›r›ld›¤› alanlardan
birisi olmas›na karfl›n,
e¤itim sisteminin yönetim kademelerinde her
zaman erkekler
ço¤unluk.
E¤itim
sendikalar›nda da
durum ayn›.
Rövanfl...
Samut Karabulut
R
Uzun süren sessizli¤i bozarak haz›rlad›¤› tak›m sözleflmesiyle film setlerinin kap›s›n› afl›nd›rmaya bafllayan Sine-Sen, çal›flanlardan olumlu tepkiler al›yor. Özellikle dizi çekimlerinde
çok uzun mesailerle, sigortas›z ve düflük ücretSayfa 11’de
le çal›flan emekçiler örgütleniyor.
Paral›, cinsiyetçi, gerici
e¤itim en çok kad›nlar› hedef al›yor. Kad›nlar›n %28’i
okuma yazma bilmiyor. Kad›nlar›n ilkokul sonras› e¤itim oranlar› ola¤anüstü düflük. Paral› e¤itim sisteminin e¤itim hakk›ndan
mahrum etti¤i
ilk
grup yine
kad›nlar.
Yoksul kad›nlar veli
olarak da
paral› e¤itimin ma¤du-
Umar Karatepe
Sayfa 10’da
Üniversiteler
aç›l›rken
H. Hüseyin Baflar
Sayfa 10’da
Metin Özu¤urlu
ni" ortadan kald›rma kararlar›n›
ilan etti. Kongrede Obrador liderli¤inde bir "paralel hükümet" de ilan
edildi.
Kongreyi açan yazar Elena Poniatowska, Meksikal›lar›n özgür insanlar olduklar›n› ve çürüme ve
eflitsizli¤e karfl› savaflmak istedikleri için ço¤unun sokakta oldu¤unu
söyledi.
Zapatista
Ulusal
Kurtulufl
Ordusu EZLN ise, tüm parlamenter
siyasi seçenekleri reddediyor ve
halk›n siyaseti için ülke çap›nda
yeni bir yürüyüfl bafllat›yor.
JI
16 Eylül Cumartesi günü Zocalo Meydan›’nda Ulusal Demokratik
Kongre için toplanan yüz binlerce
Meksikal›, muhalefet lideri Lopez
Obrador'u Meksika'n›n meflru lideri ve 2 Temmuz seçimlerinin galibi ilan etti. Meksika'n›n Kurtulufl
Günü'nde toplanan Kongre’de, delegeler mevcut iktidar› kabul etmemeye ve Felipe Calderon'un baflkanl›¤›n› ve yönetiminin uygulamalar›n› tan›mamaya karar verdiler.
Kongre "sahte cumhuriyet”i de
reddetti ve Meksika'da hüküm süren "ayr›cal›k ve yolsuzluk rejimi-
S
S‹NE-SEN SÖZLEfiMEDE
POL‹S DEVLET‹
DOLU D‹ZG‹N
Sayfa 9’da
Erdo¤an’›n “tercüman›”, ‹stanbul Milletvekili Egemen Ba¤›fl Türk-Amerikan Derne¤i Baflkanl›¤› yapt›. 2002 seçimleri öncesinde Erdo¤an
taraf›ndan “ithal edildi”. ABD’nin “AKP Büyükelçisi” gibi çal›fl›yor. S›ra, ‹srail ve ABD ç›karlar›n›n Meclis kürsüsünden savunulmas›na gelince görev aflk›yla ortada onu gördük. Sayfa 4’te
L‹NÇ TEZGAHI
YÜKSEK YERDEN
Sayfa 6’da
ABD ç›karlar›n›n
has tercüman›
Sayfa 2’de
Egemen Ba¤›fl’›n ifli:
ÖLÜM YOLCULU⁄U
HALKTAN G‹ZLEN‹YOR
21 Eylül
3 Ekim
2 ‹NSANCA YAfiAM
2006
Üniversiteler
aç›l›rken...
Metin ÖZU⁄URLU
[email protected]
Y
Yukar› Dikmen-‹lker Mahallesi’nde evlerinin y›k›lmas› karfl›l›¤›nda hakk›n› isteyen halk, mücadelesine devam ediyor. Mahallenin kararl› direnifli karfl›s›nda köfleye
s›k›flan Gökçek ve çetesi mahalleliyi rüflvet, tehdit ve bask›yla y›ld›rmaya çal›fl›yor. Ancak mahalleli rüflvete yüz vermiyor, tehdide boyun e¤miyor
Mahalle sakinlerinin verdi¤i bilgilere göre, y›k›mc›lar mücadelenin içerisindeki
baz› kiflilere haklar›n› aramaktan vazgeçmeleri için
daireler teklif ederek dayan›flmay› içten bölmeye çal›fl›yor. Rüflvete itibar etmeyen mahalle halk›n› y›ld›rmak içinse türlü yollar deniyor. Üç binden fazla konutun bulundu¤u mahallede
bask› ve tehdide boyun
e¤en befl yüz ev y›k›lm›fl.
Bir mahalleli Gökçek’in
ilk olarak mahalledeki halk
ekmek büfelerini kald›rtt›¤›n› ve ucuza ekmek alma
olanaklar›n›n yok edildi¤ini
anlat›yor. Asgari ücretle geçinen ve görme engelli olan
Ali R›za Güner evde faturas›n› ödeyemedi¤i için suyunun kesildi¤ini anlat›yor ve
bir yandan da mahallede y›k›m sözleflmelerini imzalayanlar›n y›k›lan kondular›ndan akan oluk oluk sular›
gösteriyor. Y›k›lan evlerin
su saatleri kapat›lmad›¤›
için her taraftan sular akt›¤›n›, bu suya la¤›m sular›n›n kar›flmas›yla mahalleyi
farelerin bast›¤›n› anlat›yor.
Bir di¤er mahalle sakini
y›k›mlar s›ras›nda kaza süsü
verilerek mahallenin sokak
lambalar›n›n ve elektrik direklerinin tahrip edildi¤ini
söylüyor ve kendi evinin
bulundu¤u soka¤› göstererek
tek bir lamba bile yanm›yor
diyor. Mahalle halk› okuldan dönen çocuklar›n, iflten
dönen kad›n ve gençlerin
karanl›k sokaklardan geçmek zorunda kald›¤›n› söylüyor ve ekliyor: “E¤er karanl›k b›rak›lan sokaklarda
çocuklar›m›z›n bafl›na bir
fley gelirse bunun tek sorumlusu Gökçek’tir”. Yine
y›k›mlar s›ras›nda mahalleyi
ana caddeye ba¤layan mer-
Kocaeli’de Belediye
Meclisi göreve ça¤›r›ld›
Kentsel Dönüflüm Projesi’nin
16 Eylül günü Belediye Meclisi’nde tart›fl›lmas› üzerine Erenler ve
Cedit Mahallelerinde oturan
vatandafllar bir
aç›klama yaparak belediye
meclis üyelerinden projeyi
halka aç›klamalar›n› istediler. Mahalle
Meclisi ad›na aç›klama yapan
Mithat Canbaz, projeyi ö¤renmek için defalarca Kocaeli Bü-
yükflehir Belediye Baflkan› ‹brahim Karaosmano¤lu ile görüflmek istediklerini ancak kabul
edilmediklerini
söyledi. Canbaz, “Projenin
ne oldu¤unu
ö¤renmek bu
halk›n en temel hakk›d›r.
Belediye meclis
üyelerini gerçek görevlerini
yapmaya ça¤›r›yoruz. Gelin hep
birlikte bu projeye hay›r diyelim”
dedi.
Develi köylüleri
referanduma gidiyor
Manisa-Develi Köyü yak›nlar›nda 6 belediyenin yapmay›
planlad›¤› çöp depolama alan›na
karfl› ç›kan Develi
Köylülerine,
komflu Koldere
Beldesi'nden
destek geldi.
13 Eylül’de
Oktay Konyar
öncülü¤ündeki
Develi köylülerinin,
ellerinde
pankartlar ve "Çöpe hay›r" sloganlar› eflli¤inde beldeye gelerek
kendilerinden destek istemesi
üzerine Koldereliler 17 Eylül’de
bir referandum düzenlediler. Beldede kurulan 8
sand›kta oy kullanan köylüler bir
sand›¤› da araçlarla tarla tarla
dolaflt›rarak çal›flan çiftçilerin de
oy kullanmas›n›
sa¤lad›lar. 6 bin
kiflinin yaflad›¤›
beldede referanduma kat›lanlar›n say›s› 4 bini aflt›.
Bu mahalle sat›l›k!
Kütahya'da, Vefa Mahallesi
sakinleri, y›llard›r üst geçit yap›lmad›¤›n› belirterek,
mahallelerinin sat›lmas› için imza kampanyas› bafllatt›. Araçlar› ile
flehir
merkezinden
mahallelerine gitmek
için 3,5 kilometrelik
yoldan geçmek zorunda kald›klar›n› belirten
mahalle muhtar› Mustafa Dafldelen, köprü yap›lmas› konusunu ilgili tüm kurumlar›n
yan› s›ra, Tayyip Erdo¤an'a da iletti¤ini ancak sonuç alamad›klar›n› belirterek, “Kim
bizim köprü iste¤imizi
yerine getirirse, mahallemizi ona sataca¤›z" dedi.
Ulafl›m zamm›na tepki
Uluda¤ Üniversitesi Ö¤renci
Kolektifleri ve Bursa Liseli Genç
Umut, Bursa’da ulafl›ma okullar›n
aç›ld›¤› gün getirilen zamlar› protesto etti. Okullar›n aç›ld›¤› gün,
ö¤renci servisi, BursaRay ve özel
halk otobüsleri tafl›ma ücretlerine
yap›lan zamma tepki gösteren
ö¤renciler yapt›klar›
temsili otobüs ile
A V P
Tiyatrosu önünden Büyükflehir
Belediye binas›na kadar sloganlarla yürüdü. Memur maafllar›na
yüzde dört zam verilirken ulafl›ma yap›lan zamm›n yüzde 25'leri bulmas›n› elefltiren örgenciler,
zamm›n nedenini ö¤renmek için
belediye yetkilisiyle görüflmek istediler, ancak bir muhatap bulamad›lar. Ö¤renciler eylemlerinde
’’Hikmet Zamm›n› Al Bafl›na Çal’’,
‘’Bal›k ‹stifi Ulafl›m ‹stemiyoruz’’,
‘’Müflteri De¤il Ö¤renciyiz’’
sloganlar›n› att›.
divenlerin ve ara sokaklar›n
y›k›m araçlar›yla tahrip edildi¤i, kullan›lmamas› için
üzerlerinin toprakla kapat›ld›¤› anlat›l›yor.
Oluflturulan heyetin sözcüsü Tar›k Çal›flkan baz›
komflular›n›n telefonla rahats›z edildi¤ini, evlerini boflaltmalar› için gözlerinin
korkutuldu¤unu, mahallede
dedikodular yay›ld›¤›n› anlat›yor. Y›llard›r huzur içinde
yaflad›klar› mahallede son
aylarda geceleri baz› silahl›
adamlar›n ortaya ç›kt›¤›n›,
havaya atefl açarak mahallenin huzurunu bozmaya ça-
l›flt›klar›n› aktar›yor ve “mahallemizi Teksas’a çevirmeye çal›fl›yorlar” diyor.
Mahalleli adaletsiz koflullar› kabul etmeleri için
yap›lan bask› ve tehditlere
karfl› kararl›. Emine Baflflahin “Can›m›z› al›rlar ama
bu evleri alamazlar 350
YTL maafl al›yorum baflka
gidecek yerim yok. Bu evi
verirsem geçinemem” diyor.
Y›k›mc›lar›n vaatlerine inanan ve y›k›m sözleflmelerini
imzalayarak evlerinden ayr›lanlar›n durumu da Baflflahin’i do¤ruluyor. Çünkü
sözleflmeyi kabul edenlerin
ço¤u piflman. Ald›klar› asgari ücretle bir yandan kira
verip bir yandan geçinmeye
çal›flan eski komflular› geçim s›k›nt›s›na düflünce sözleflmeleri iptal etmek istemifl
ama art›k geri dönüfl olmad›¤›n› görmüfller. Hatta içlerinden birisi içine düfltü¤ü
durum yüzünden intihara teflebbüs etmifl. Yukar› Dikmen–‹lker halk› “bizleri evimizden etmek için y›k›m
flirketi ve belediye her yolu
deniyor ama bizi korkutup
kand›ramayacaklar. Evlerimizi kimseye peflkefl çekmeyece¤iz” diyor.
TEK GÜVENCEM‹Z
ÖRGÜTLÜ
GÜCÜMÜZ
Sahalar›m›zda görmek
istemedi¤imiz hareketler
Mahalle halk›n›n
yürüttü¤ü mücadelenin hukuki sorumlulu¤unu üstlenen Av. Ender Büyükçulha flu de¤erlendirmede bulundu:
Ankara Büyükflehir
Belediyesi,
kent halk›na yönelik kamusal hizmetlerden sorumlu bir
kurum olmak yerine, ‹. Melih Gökçek’in kent halk›na
yönelik bir savafl ay-
Ankaraspor’da oynayan üç
Brezilyal›; Wederson, Jaba ve Tita
Türk vatandafl› oluyor. Jaba, Melih ad›n› al›yor, Wederson Gökçek’in ön ad› olan
‹brahim oluyor.
Gökçek’in veliaht› olan o¤lu Ahmet’in boynu bükük kalmas›n diye Tita’ya da Ahmet ad› veriliyor.
Böylece parklara,
kavflaklara ad›n›
veren ‹. Melih ve
ailesi flimdi de yeflil sahalarda bizlerle bulufluyor.
g›t› gibi kullan›l›yor. Ne yaz›k ki yaflanan sorunlar›n
defalarca kendilerine iletildi¤i idari ve
adli makamlar da
buna seyirci kal›yor.
Bu nedenle Dikmen
Vadisi halk›, her
fleyden önce kendi
örgütlü gücüne güveniyor.
‹. Melih, her yana kondurdu¤u
resimleriyle yüzünden mahrum
b›rakmad›¤› Ankaral›lar› isminden de mahrum etmiyor.
Sa¤l›kta ölüm çemberi daral›yor
Hükümetin sa¤l›ktan tasarruf etme ›srar› giderek
ölümcül bir hal al›yor. 1
Temmuz genelgesi olarak
da bilinen sa¤l›kta tasarruf
genelgesine göre ayn› poliklini¤e on gün içerisinde
iki kere girifl yapan hastan›n sadece bir girifl masraf› hastaneye ödeniyor. Yani
birkez hasta olarak hastaneye baflvuran bir kifliye hükümet on gün içerisinde yeniden hastalanma hakk› vermiyor. Öte yandan geçti¤imiz günlerde sigorta kapsam›ndan ç›kar›lan ilaçlara
kanser tedavisinde kullan›-
lan “Neopogen” de eklendi.
Eczac›lar Odas› ilac›n tedavi s›ras›nda kullan›lmamas›
halinde, vücudun savunma-
s›z kalaca¤›n›, bunun da,
hastay› enfeksiyon nedeniyle ölümle karfl› karfl›ya getirebilece¤ini söyledi.
SES’ten ses geldi
Sa¤l›k ve Sosyal Hizmet
Emekçileri
Sendikas›
SES,
GSS’nin hayata geçmesini engellemek ve sa¤l›kta y›k›m› durdurmak için yeni bir kampanya ve bir dizi eylem
haz›rl›¤›na
bafllad›.
“Sa¤l›kta Y›k›m› Durdural›m” kampanyas›
kapsam›nda SES: Eylül
ay›nda bölge mitingleri
düzenleyecek, Ekim ay›nda
kampanyay› tan›tan çal›flmalar
yap›lacak. Kas›m ay›nda mitingler
ve yürüyüfller gerçeklefltirecek.
Hükümet program› durdurmazsa
ifl b›rakma eylemleri yapacak. Ayr›ca Eylül ay› içerisinde SES
taraf›ndan kitle örgütlerine kampanya hakk›nda
bilgi verilerek destek
vermeleri için davette
bulunulacak.
Ekim
ay›ndaysa destek veren
örgütlerin isimleri aç›klanarak kampanya halk›n sa¤l›k
hakk›na sahip ç›kan kurumlarla
beraber yürütülecek.
Aile hekimli¤ine hay›r
Yoksulu karanl›k günler bekliyor
TEDAfi, 2010 y›l›na kadar kademe kademe artt›r›lacak olan elektrik da¤›t›m
tarifelerini aç›klad›. Özellefltirme sonras› elektrik piya-
ÖK solcu bilinen üyelerin de oldu¤u bir komisyona Türkiye’nin Yüksekö¤retim Stratejisi adl› bir rapor
tasla¤› haz›rlatt› ve tart›flmaya sundu. Rapora sinen temel yaklafl›m› deflifre etmek
boynumuzun borcu.
Öncelikle bir saptama: Üniversite sistemini yeniden yap›land›rmaya dönük her
çaba, üniversiteyi dünya çap›nda köklü
bir dönüflüme zorlayan ve bildi¤imiz anlamdaki üniversitenin sonunu getirecek
geliflmeleri koflulland›ran dinamikler karfl›s›nda aç›k bir tutum almak durumundad›r. Bu dinamiklerin neler oldu¤u Halk›n
Sesi okurlar› için s›r de¤ildir. Bunlar e¤itimin metalaflt›r›lmas› giriflimidir.
Taslak Rapor, bu piyasac› dinamiklerin fark›ndad›r. Bir uygarl›k kurumu olan
üniversitenin temel unsurlar›n›n da fark›nda. Taslak Raporunun temel sorunu
da bu noktada ortaya ç›kmak›yor. Soru
flu: Üniversite kurumunun piyasa dinamiklerine tabi olmas›yla, üniversite gibi
üniversite aras›ndaki iliflkinin niteli¤i nedir? Birinin varl›¤›n›n di¤erinin geriletilmesi demek oldu¤u, bizzat Dünya Bankas› uzmanlar›nca da kabul görmektedir.
Taslak Rapor ise üniversitenin özellefltirilmesi e¤ilimi ile üniversiter mikro-kozmos aras›nda uyumlu bir dengenin kurulabilece¤i iyimserli¤indedir.
Paral› e¤itime görünüflte elefltirel bakan Taslak Rapor, hemen ard›ndan, “üretilen hizmetten yararlananlar bunun karfl›l›¤›n› ödüyorlarsa, bunun üretilmemesi
insanlar›n onurlu yaflam hakk›na getirilen
bir s›n›rlama olacakt›r.” diyebilmektedir.
Sat›n alacak bir e¤itim hizmeti bulamamak nas›l olur da “insanlar›n onurlu yaflam hakk›na” getirilen bir s›n›rlama
olur? “Onurlu yaflam hakk›n›n k›s›tlanmas›ndan”, sadece ve sadece, paras› olmad›¤› için e¤itim hizmetinden mahrum
kalanlar›n varl›¤›nda, söz edilebilir.
Raporun “kamu” ve kamusall›k” kavray›fl› da sorunludur. Kamu derken, özgür
yurttafllar olarak ortaklafla paylaflt›¤›m›z
varl›klardan, kamusal hizmet derken de,
vatandafll›k kurumu temelinde genelleflmifl ve meta-d›fl› alanlarda üretilmifl hak
niteli¤indeki hizmetlerden (e¤itim, sa¤l›k)
söz edilir. Rapor ise e¤itim ve araflt›rmay›
herkesin serbestçe eriflti¤i bir kamu mal›
olmaktan ç›kar›p ve özel mülkiyetin konusu yapan e¤ilimlerin tafl›y›c›s›d›r.
Ö¤renci harçlar›ndaki yaklafl›m› bunun kan›t›. Yüksekö¤renimin bireysel getirisi olan yar› kamusal yar› özel bir hizmet oldu¤u, fleklindeki Dünya Bankas› tezi, bu Raporda da tekrar edilmekte. “Yar›
yar›ya” fleklindeki hassas ölçüm hangi
ekonometrik analizin ürünüdür bilinmez;
ama devletin cezaevi d›fl›ndaki tüm hizmetlerinden yararlananlar için bireysel
fayda ve getiriden söz etmek mümkün.
Ama önce o ünlü liberal varsay›m› kabullenmek gerekir: Toplum; kendi flahsi ç›kar›n› en çoklaflt›rma yönünde rasyonel tercihlerde bulunan bireylerin toplam›d›r.
Piyasac› anlay›fl tasla¤›n stratejiyle ilgili bölümlerinde daha belirgindir. Bu bölümde üniversitenin ticarileflmesi ve özellefltirilmesi yönündeki öneriler somut iflleyifl ve mekanizmalarla tan›mlan›rken, üniversite kurumunun savunusu ethos ve
etik ilkelere emanet edilmifl durumdad›r.
Rapor yazarlar›na piyasan›n da bir ethosunun bulundu¤unu an›msat›lmal›d›r.
Özetle, neo-liberal küreselleflme bir
bütün olarak e¤itim hizmetini metalaflt›rmakta ve kurumlar›n› da tahrip ederek
de¤ersizlefltirmektedir. Orta yol yoktur,
iki yol vard›r. Ya “her befl t›p bilimcisinden birinin, finansal ç›karlar›n› korumak
maksad›yla araflt›rma sonuçlar›n›n yay›n›n› en az alt› ay erteledi¤i” piyasac› yol benimsenir ya da bilimsel bilginin insanl›¤›n
ortak mal› oldu¤u yolundaki uygarl›k çizgisi. Taslak Raporda benimsendi¤i flekliyle
piyasac› ak›ma vektörel uyum çizgisi ise,
bofl hayaller dayatt›¤› için üniversiter
mikro-kozmosun tahribine çok daha fazla katk› sunmaktad›r.
sas›na iliflkin ipuçlar›n›n verildi¤i tarifelerde görünen
en net bilgi önümüzdeki
dört y›l boyunca konutlara
sat›lan elektri¤in fiyat› artarken sanayide kullan›lan elektri¤in
fiyat› düflecek.
Buna
göre 12.78
YKr/kwh'ye
sat›lan elektrik
fiyat›,
2010'a kadar
kademeli olarak
13.53
YKr/kwh'ye yükselecek. Sanayide kullan›lan elektrik
ise, 11.98 YKr/kwh'den
11.53 YKr/kwh'ye düflecek
Öte yandan üç elektrik
da¤›t›m bölgesinin özellefltirilmesi için ihale ilanlar›
verilmifl durumda. Geçen
aylarda karanl›k flantajlarla
elektri¤e zam isteyen özel
elektrik üreticilerini görmüfltük. fiimdi de özel sektör elektrik da¤›t›c›lar›n›n
elektri¤i patronlara ucuza
sat›p ac›s›n› yoksulun elektrik faturas›ndan ç›kartaca¤›
a盤a ç›kt›.
Edirne Aile Hekimli¤ine Karfl›
Platform, 16 Eylül’de düzenledi¤i
kitlesel bas›n aç›klamas› ile aile
hekimli¤ine “Hay›r” dedi. SSK
Devlet Hastanesi
bahçesinde toplanan yaklafl›k
1000 kiflinin kat›ld›¤› yürüyüfle
K›rklareli ve Tekirda¤
Tabip
Odalar› da des-
tek verdi. Platform üyeleri yol boyunca halka bildiriler da¤›tarak,
“Sa¤l›k Ocaklar›m›z Kapat›lamaz”, “Sa¤l›k Hakt›r Sat›lamaz”,
“Sa¤l›kta Y›k›m›
Durdural›m” sloganlar› att›lar.
Yürüyüflün ard›ndan Atatürk An›t›’n›n önünde bir
bas›n aç›klamas›
yap›ld›.
Kendini bakanl›¤›n
kap›s›na zincirledi
Sa¤l›k Bakanl›¤› önünde bir
kifli, eflinin tedavi masraflar› ödeyecek gücü
olmad›¤› için kendini
zincirledi. Olay yerine
gelen polis, eylemci Kemal Yarad›lm›fl’› gözalt›na ald›. Yarad›lm›fl poli-
se verdi¤i ifadesinde, eflinin özel
bir hastanede tedavi
gördü¤ünü ve tedavi
masraf›n›n 4.5 bin YTL
oldu¤unu söyleyerek bu
paray› ödemeye gücü
olmad›¤› için bu eylemi
gerçeklefltirdi¤ini belirtti.
21 Eylül
3 Ekim
2006
GÜNDEM 3
L‹NÇ G‹R‹fi‹MLER‹ DEVLET
DESTE⁄‹YLE YAYILIYOR
Anadolu’nun çeflitli kentlerinde
“Kürtlere ölüm” sloganlar›yla giriflilen linç hareketleri polis taraf›ndan aç›kça kollan›yor, özendiriliyor. Bununla da kalm›yor, do¤rudan do¤ruya Genelkurmay Baflkan›’n›n direktifiyle Fatih Çekirge
gibi yazarlar Kürt inflaat iflçilerini
linç hedefi olarak afifle ediyorlar.
Türkiye’nin, ABD’nin saf›nda
“Büyük Ortado¤u Savafl›”na
girme karar›, hem içerde hem
de d›flar›da kirli süreçleri
ateflledi. ‹çerde, sokaklarda
patlayan bombalar, linç hareketleri ve polis devleti uygulamalar› ülkeyi y›k›c› bir fliddet ortam›na sürüklerken; d›flar›da, Lübnan’da ‹srail sald›rganl›¤›na koruma verilmesini K›br›s’ta yap›lan örtük
hükümet darbesi izledi.
TOPLUM DÜfiMAN
CEMAATLERE BÖLÜNÜYOR
13
Eylül
2006:
Orgeneral Edip
Bafler'in terörle
mücadelede
koordinatör olarak atanmas›na iliflkin Baflbakanl›k genelgesi yay›nland›. ABD, Irak
Kürt Bölgesi ve Türkiye’nin
PKK’nin tasfiyesi için ortak
hareket etmesini öngören ve
bu ülkeler aras› bir tür “pazarl›k masas›” da olaca¤› anlafl›lan üçlü mekanizman›n
oluflturulmas› için önemli bir
ad›m at›lm›fl oldu.
13 Eylül 2006: Diyarbak›r’da PKK’nin etkili oldu¤u
Ba¤lar Mahallesi’nde bir
parkta patlayan bomba ile
ço¤u çocuk 10 kifli öldü.
Bu katliam›n ard›ndan
yetkililer alelacele aç›klamalarla sald›r›y› PKK’nin yapt›¤›n› iddia etti. Emniyetin
sonraki aç›klamalar›nda bomban›n tafl›n›rken patlad›¤› ve
ölenlerden birinin sald›rgan
oldu¤u iddia edildi. Ancak
“bombay› tafl›yan terörist”e
ait oldu¤u iddia edilen parçalanm›fl cesedin bir çocu¤a
ait oldu¤u ortaya ç›k›nca hemen yeni aç›klama geldi:
“PKK’nin kulland›¤› tipte bir
patlay›c› kullan›lm›fl”.
Emniyet sözcüsü ‹smail
Çal›flkan 15 Eylül’deki bas›n
toplant›s›nda “PKK neden
kalesi diye bilinen semtte
bomba patlatm›fl olabilir” sorusunu yan›tlamaktan kaç›nd›.
Ard›ndan “Hedef M‹T
lojmanlar›yd›, bomba yolda
patlad›” aç›klamas›na dönüldü. Ancak bomban›n ölen
“hangi çocuk veya annesi”
taraf›ndan tafl›nd›¤› aç›kl›¤a
kavuflmad›. Emniyet aç›klamalar› alt alta konuldu¤unda,
kendi kendine gezinen, ya da
kendisini tafl›yan hariç herkesi havaya uçuran bir bomba
oldu¤u iddia ediliyordu.
Eylemi PKK’nin gerçeklefltirdi¤ini hemen ilan eden
yetkililer, eylemi Türk ‹ntikam Tugay›’n›n (T‹T) üstlendi¤ine dair iddialar› jet h›z›y-
la reddettiler. Tayyip Erdo¤an’dan, emniyet sözcüsüne
ve güdümlü medyaya kadar
herkes eylemi T‹T’in yapmad›¤›na adlar› kadar emindi.
Suçlama ve yalanlamadaki bu acelecilik flu sorular›
gündeme getirdi:
“Eylemi T‹T’in yapma ihtimalinden neden
bu kadar tedirgin olundu. Kendine T‹T ad›n›
veren örgüt PKK’nin
kulland›¤› bomba tipini
kullanamaz m›? Atabeyler
operasyonunda yakalanan askerlerin ‘Biz PKK’ya karfl›
operasyonlarda ele geçirdi¤imiz bu bombalar› daha sonra çeflitli operasyonlarda kullan›yoruz’ fleklindeki ifadeleri gerçek d›fl› m›? fiemdinli’de askerler taraf›ndan
Umut Kitabevi’ne at›lan
bombalar da ordu envanterinde olmayan Alman yap›m›
bombalard›. Bu mant›¤a göre
fiemdinli eylemini de Almanlar m› yapt›? Eylemi T‹T’in
Türkiye toplumu “Türk”, “Sünni”,
“Erkek” ço¤unluklar ad›na hareket eden faflizan zorbalar arac›l›¤›yla bask›lanmaya çal›fl›l›yor. Bu
politika toplumu birbirine düflman cemaatlere bölüyor ve gerici
bir iç savafl ortam›n› giderek gelifltiriyor. Condoleeza Rice, gönlünden geçeni söylüyor ve Türkiye’deki durumu flimdiden “iç
savafl” olarak tan›ml›yor.
yapmad›¤›na bu kadar h›zl›
nas›l karar verilebildi?”
Çünkü T‹T, devlet ve/veya CIA merkezli kontrgerilla
operasyonlar›nda kullan›lan
bir kod ad›yd›. Türkiye’yi
Ortado¤u batakl›¤›nda tafleron
haline getirecek bir sürece
girilirken ve Kürt sorunu bu
sürecin önemli bir pazarl›k
konusuyken, yerli ve yabanc›
Kendilerini linç ettiriyorlarm›fl
Fatih Çekirge Kürtlerin kendilerini linç
ettirdi¤ini iddia etti. Çekirge, “PKK'n›n
baz› ‘tansiyonu yüksek illerde’ Türk-Kürt
kavgas› ç›kartmak için provokasyon haz›rl›¤›nda oldu¤u, oraya tütün-pamuk iflçisi gibi militan gönderdi¤ini” yazd›. Daha
bir hafta önce Konya Bozk›r’da, Adapazar› Pamukova’da yaflanan linç giriflimleri
yaflanm›flt›. Fatih Çekirge, bu “haberiyle”, bu linç hareketlerinde,
suçlunun linç edilmeye kalk›fl›lan
“gizli PKK üyesi” Kürt iflçileri oldu¤unu ima ediyordu. 11 Eylül tarihli Hürriyet gazetesinin manfletinde
yay›nlanan bu haberle, Türkiye’nin dört bir taraf›na mesaj veriliyor ve Kürt amelelerine, ›rgatlar›na karfl› linç hareketlerinin “serbest” oldu¤u bildiriliyordu.
Ayn› “haberde”, PKK ile çat›flmada yaflam›n› yitiren Aste¤men
Zeki Burak Okay’›n ailesinin gös-
terdi¤i tepkinin de PKK taraf›ndan “malzeme” haline getirildi¤i bildiriliyordu. Çekirge diyordu ki, “1984’te bafllay›p
2006’ya kadar süren ve bu gidiflle bir 20
y›l daha sürecek olan bu savaflta evlatlar›n› yitirenler, bu savafl›n nedenini, niçinini
sorgulamaya kalk›flmas›nlar; kalk›flanlar
PKK’ya yard›m ve yatakl›kla suçlanabilir!”
O¤lunuzu ölüme göndereceksiniz ve bu
bile size izlenmekte olan Kürt politikas›
hakk›nda soru sorma hakk› vermeyecek!
Kürt ameleleri linç etmek serbest; öldürülen o¤lunuzun bofluna ölüp ölmedi¤ini sormak yasak!
Fatih Çekirge’nin bu i¤renç aç›klamas›n›n arkas›ndan Büyükan›t ç›kt›. Büyükan›t flunlar› söylüyordu: “Siz bir süredir bizim de tespit etmifl oldu¤umuz çok ciddi ve çok sinsi bir plan› Türk milletinin önüne serdiniz.
Türk milleti bu sinsi planlara hiçbir
zaman izin vermeyecektir. Bu hayali görenlere biz yak›nda gerçe¤i
gösterece¤iz.” Büyükan›t’›n bu
sözleri, linç ortam›n›n yayg›nlaflt›r›lmas›n›n, düflünce ve ifade özgürlü¤ünün ortadan kald›r›lmas›n›n yürürlü¤e sokulan “PKK’yi tasfiye plan›n›n” resmi bir parças› oldu¤unu ortaya koydu.
kontrgerilla odaklar›n›n bu
tür operasyonlar yapma ihtimalinin yüksek oldu¤u aç›k.
Bu eylemin “PKK’yle Mücadele Koordinasyonu” üzerinde yarataca¤› sonuçlar›n, masadaki tüm güçlerin “terörist”
kabul etti¤i PKK’nin aleyhine olaca¤› aç›k.
Ama belli oluyor ki devlet yetkilileri bu i¤renç çocuk
katliam›n›n üstünü h›zla örtmeye gayret gösterecekler.
fiemdinli’de oldu¤u gibi
elinde bombayla yakalanmad›kça kontrgerillac›lar›n suçlar› örtbas edilecek. Ve kirli
savafl siyaseti halklar›n birbirine düflman oldu¤u bir ülke
yaratmaktan baflka bir amaca
hizmet etmiyor.
haberinde MLKP’nin ABD’yi hedef alan
eylemleri, Kürt hareketine yak›nl›¤› operasyonun gerekçeleri olarak gösterildi.
13 Eylül’de de Özgür Halk ve Genç
Bak›fl dergilerinin ‹stanbul Beyo¤lu ve Aksaray’daki bürolar›na efl zamanl› bask›n
düzenleyen polis, 7 kifliyi gözalt›na ald›,
bilgisayar ve kitaplara el koydu. Bask›nda
derginin imtiyaz sahibi Suat Kolca ile dergi çal›flanlar›ndan Yaflar Duman'›n da
aralar›nda bulundu¤u 7 kifli gözalt›na
al›nd›.
Görünen o ki devlet Türkiye’nin ABD
emperyalizminin kuyru¤una tak›lmas›na
karfl› mücadele yürüten devrimcileri ve bu
batakl›¤a koflarken eline aya¤›na dolaflan
Kürtleri susturmak için polis devleti uygulamalar›n› öne ç›kar›yor. Bu uygulamalar
bir kez “dönem politikas›” olarak belirlendi¤inde, arkas›n›n sistematik iflkence, yarg›s›z infaz, kaç›rma-kaybetme operasyonlar› olarak geldi¤i biliniyor.
K›br›s’ta darbe
K›br›s’ta sivil bir darbe oldu. CTP-DP
koalisyonu, Türkiye kaynakl› bir operasyonla bozuldu. Kopmalar›n fiaban
Diflli’nin ad›n›n ön planda oldu¤u bir
AKP operasyonuyla gerçekleflti¤i ortaya ç›kt›. K›br›s Din ‹flleri Baflkan›
Ahmet Yönlüer’in UBP ve DP’li milletvekillerini koparma operasyonunda etkin bir görev ald›¤› iddia ediliyor. Kopan milletvekillerinin kurdu¤u Özgürlük ve Reform Partisi’nin
AKP çizgisine yak›n ve Türkiye kökenli unsurlar› da içine alan bir parti
olaca¤› ifade ediliyor.
Genelkurmay’dan habersiz bir
biçimde TSK ile daima yak›n iliflki içinde
olan UBP’den üç milletvekilinin istifa etti-
rilmesi ve AKP’ye paralel bir parti kurdurulmas›n›n olanaks›z oldu¤u biliniyor. TSK
ile AKP aras›ndaki bu “uzlaflma”n›n
Irak Kürdistan›’ndan, Lübnan, K›br›s
(ve hatta muhtemelen AB) gibi konular› içeren büyük bir paket üzerinden ve ABD’nin genel Ortado¤u politikas› çerçevesinde sa¤lanm›fl olmas› ihtimali son derece yüksek. Yeni
CTP-ÖRP hükümetinin Kuzey’de
ABD ile ne gibi bir iflbirli¤ine giriflece¤i ise flimdilik bilinmiyor. Ancak, Kuzey K›br›s’ta ABD gemileri için liman
ve tersane yap›m›na iliflkin bir çal›flman›n yap›ld›¤› da duyulmufltu.
Kürt sorununun “Amerikanc› çözüm” sürecine sokulmas› insanl›k d›fl› bir operasyonla bafllad›.
Diyarbak›r’da uzaktan kumandal›
bombayla 7’si çocuk 10 kifli öldürüldü. Kürt halk› yaralar›n› sarmaya çal›fl›rken, iktidar güçleri
fliddeti t›rmand›rmay› hedefleyen
provokatif ç›k›fllar yap›yor.
Plaja gönderirmifl gibi yap›p
ölüme gönderiyorlar
Tezkere görüflmelerinde Lübnan’a gönderilecek askerler için
“tehlike yok” denildi ama Chirac böyle düflünmüyor
Lübnan’a asker gönderme karar› alan Türkiye, bu ülkedeki
incelemelerine bafllad›. Tu¤g. Tahir Bekiro¤lu baflkanl›¤›ndaki heyet 12 Eylül’de Beyrut’a gitti.
Heyet gitmeden ABD-‹srail güdümlü bas›n, Türkiye’nin gönderece¤i gücün yar›s›n›n deniz, yar›s›n›n kara gücü olaca¤›n›; kara
gücünün de Lübnan’›n kuzeyin-
deki “risksiz bölge”ye yerlefltirilece¤ini müjdeledi.
Türkiye için “yer be¤enecek”
heyetin inceledi¤i Damur bölgesine Frans›z askerler yerleflmiflti.
Tezkere görüflmelerinde Türkiye’nin yerleflece¤i söylenen Sur
ile Litani aras›nda kalan bölgeyi
de ‹talyanlar “kapt›”. fiimdi hükümet “fazla riskli” olmayan
Polis devleti uygulamalar› bafllat›ld›
Devlet devrimcilere ve Kürt hareketine yak›nl›¤› ile bilinen yay›nlara yönelik
bask›lar›n› giderek artt›r›yor. Eylül ay› içerisinde MLKP örgütüne yap›lan operasyon kapsam›nda 23 kifli tutukland›. Tutuklananlar aras›nda At›l›m Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni, ‹brahim Çiçek, yay›n koordinatörü Sedat fieno¤lu, Özgür
Radyo Genel Yay›n Koordinatörü Füsun
Erdo¤an’›n da bulunmas› dikkat çekti.
Bas›n emekçilerine yönelik bu sald›r› yeni
Terörle Mücadele Yasas›’n›n ilk uygulamas› olarak de¤erlendirildi. Tutuklamalar›n ard›ndan At›l›m Gazetesi’nin yay›n›
14. A¤›r Ceza Mahkemesi’nin karar›yla
15 gün durduruldu. Yay›n durdurma karar›, yeni TMY’nin 6/son maddesine dayand›r›ld›. Cumhuriyet gazetesinin 13 Eylül’deki polis kaynaklar›na dayand›r›lan
fi‹DDET POL‹T‹KASI
VAHfiETE DÖNÜfiÜYOR
baflka bir görev bulma telafl›nda.
Ancak bu iflin kolay olmad›¤› Fransa Cumhurbaflkan› Chirac’tan ö¤renildi. 6. Asya-Avrupa Toplant›s› s›ras›nda ‹spanya
Baflbakan› Zapatero ile görüflen
Chirac mikrofonun aç›k olu¤unu
fark etmeyince BM Bar›fl Gücü’nün gelece¤i hakk›ndaki gerçek
fikirlerini tüm dünyaya duyurdu:
"‹lk 3-4 ayda sorun olmayacak,
çünkü Hizbullah zay›flam›fl durumda. Ama 3, 4 ve 5. aylarda
tehlike olabilir. Gelecek için biraz endifleliyim".
Chirac’›n bu sözleri, AKP
hükümetinin “Hizbullah ile karfl›
karfl›ya gelinmeyecek” iddias›n›n
da palavra oldu¤unu bir kez daha gözler önüne serdi.
Hem ‹slamc›lar hem ABD destek
Erdo¤an
ve
Büyükan›t
“PKK’ya Karfl› Mücadele Ortak
Çal›flmas›”na Türkiye’nin temsilcisi olarak emekli Org. Edip Bafler’i atad›. Bafler, kendisinin Erdo¤an ve Büyükan›t’›n mutaba-
kat›yla atand›¤›n› söyledi. Yani
Bafler, hükümet ve ordunun ortaklafla temsilcisi. Her iki taraf›n
birden deste¤ini almas› da tesadüf de¤il. Bafler NATO kariyeriyle tan›n›yor ve ‹slamc› bas›n›n
sürekli övgüyle sözünü etti¤i Bafler’in baflkanl›¤› döneminde Avrasya Stratejik Araflt›rmalar Merkezi’nin (ASAM) Ülker taraf›ndan desteklendi¤i belirtiliyor.
‹ktidar, bu koordinasyonu,
ABD’nin Lübnan ve K›br›s’ta
Türkiye’den sa¤layaca¤› katk› ve
olanaklara karfl›l›k olarak verdi¤i
bir “taviz” olarak sunuyor. Oysa,
ABD’nin bu misyonu oluflturmaktaki amac›, Irak KürdisBafler, ABD’nin tan›’nda meydana gelen geliflkoordinatörü Jomelerle,
Türkiye’nin
Kürt
seph Ralston’la
sorunundan kaynaklanan enayn› dönemde
difleleri aras›nda bir denge kurNATO’dan “çal›flma arkadafl›”. mak. Türkiye’nin “endiflelerini”
AKP hükümeti- masaya getirme arac› olarak
nin M‹T Baflkan- neleri kullanabilece¤i ise Diyarl›¤› için Bafler’in bak›r’da patlayan bombalar ve
ad›n› telaffuz et- orada burada k›flk›rt›lan linç
hareketlerinden anlafl›labiliyor.
ti¤i de biliniyor.
21 Eylül
3 Ekim
4 GÜNDEM
OKMEYDANI HALKI SOKAKTA
BEH‹Ç AfiÇI’YA DESTEK
COCA COLA’YA DAVA
KAR‹KATÜRE TUTUKLAMA
2006
TEDAV‹S‹ ENGELLEN‹YOR
Kontrgerillaya öfke
Avukatlar tecrite karfl›
Sa¤l›m›za büyük tehdit
Tayyip’i çizmek suç
Erol Zavar’a özgürlük
Diyarbak›r
katliam› Okmeydan›’nda yap›lan
bir eylemle lanetlendi. ESP, Halkevleri, DHP, DTP,
Özgür Yurttafl Hareketi, ‹flçi Gazetesi taraf›ndan yap›lan eyleme
kat›lan 250 kifli Okmeydan› içerisinde yap›lan
yürüyüflün ard›ndan Sa¤l›k Oca¤› önünde bir
bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Aç›klamada
kontrgerilla eylemleri lanetlendi.
Avukat Behiç Aflç›’n›n cezaevlerindeki
tecrite karfl› yürüttü¤ü
ölüm orucunun 164.
gününde Ankara’da
100’ü aflk›n avukat
“Meslektafl›ma, Müvekkillerime ve Mesle¤ime Sahip Ç›k›yorum” diyerek Adalet Bakanl›¤›na yürüdü. 15 Eylül’deki
eylemde polisin “Avukat cübbesi giyen ve kendilerini avukat olarak tan›mlayan kifliler, yapt›¤›n›z yasalara ayk›r›d›r” anonsu tepki çekti.
Tüketici Haklar›n› Koruma Derne¤i, Coca-Cola’n›n
içeri¤inin sat›lan fliflelerde
tam olarak yer almamas› ve
tüketiciye sunulufl biçiminde
yasal eksiklikler bulunmas›
gerekçesiyle, üretiminin durdurulmas› ve sat›fl›n›n engellenmesi talebiyle dava açt›. Dernek Genel Baflkan› Ali Ulvi Büyüknohutçu halk sa¤l›¤›n› tehlikeye atan CocaCola’n›n toplat›lmas›n› istedi.
Yeditepe Üniversitesi’nde ‹ngilizce
ö¤retmenli¤i yapan
Michael Dickinson,
bir etkinlikte sergilenen ve Erdo¤an’›,
Bush’un madalya takt›¤› bir köpek olarak gösteren kolaj› nedeniyle “devlet büyüklerine hakaret” suçlamas›yla tutukland›. Dickinson, Kad›köy’de düzenlenen ‹srail sald›r›lar›n› karfl› mitingde de kendi haz›rlad›¤› dövizler nedeniyle
tartaklanarak gözalt›na al›nm›flt›.
Sincan F Tipi cezaevinde yatmakta olan kanser hastas› Erol Zavar’›n tahliyesi ve sa¤l›kl› koflullarda
tedavisi için bir araya gelen “Erol
Zavar’a Yaflama Hakk› Koordinasyonu” “Bu Ifl›k Sönmesin!” ça¤r›s›yla yeni bir dayan›flma kampanyas›
bafllatt›. 1997-1998 y›llar›nda
ODAK ve Genç Direniflçi Dergilerinin sorumlu yaz› iflleri müdürlü¤ünü de yapm›fl
olan Erol Zavar, muhalif kimli¤i nedeniyle
cezaevinde bulunuyor.
Allah Egemenine
Ba¤›fllas›n
Lübnan’a asker gönderilmesine dair tezkere görüflmelerinde kürsüye AKP ad›na Egemen Ba¤›fl ç›km›flt›. Tezkereyi kürsüde Baflbakan’›n veya D›fliflleri Bakan›’n›n de¤il Ba¤›fl’›n savunmas› anlaml›. Ba¤›fl “ABD’nin AKP Büyükelçisi” gibi çal›fl›yor
Lübnan’a asker göndermeyi AKP ad›na meclis kürsüsünde savunan ‹stanbul Milletvekili Ba¤›fl,
bafl›n› önündeki ka¤›ttan
kald›ramadan, k›r›k
dökük bir Türkçe ile konufl-
mas›n› tamamlamaya çal›flt›.
15 yafl›ndan beri ABD’de
yaflayan, uzun y›llar New
York’ta Türk Amerikan
Derne¤i Baflkanl›¤› yapan
Ba¤›fl 2002 y›l›ndaki seçimler öncesinde Türkiye’ye
“ithal edildi”. Tayip Erdo¤an taraf›ndan ‹stanbul Milletvekili aday› gösterilen
Ba¤›fl, seçildikten sonra
Baflbakan’›n D›fl ‹liflkiler
Dan›flman› oldu. Egemen
Ba¤›fl’›n di¤er ünvanlar› da
ilgi çekici:
* Türkiye-ABD Parlamentolar Aras› Dostluk
Grubu Baflkan›
* Türkiye-‹srail Parlamentolar Aras› Dostluk
Grubu Üyesi
* NATO Parlamenterler hem Sn. Baflbakan›m ad›na,
Asamblesi Türk Grubu Bafl- hem de Dostluk Grubu Baflkan Yard›mc›s›
kan› olarak her iki taraf
* NATO Parlamenterler için de olumlu mesajlar
Transatlantik Komitesi Bafl- vermeye çal›fl›yorum.”
kan›
Egemen Ba¤›fl 17 fiuYani nerede emperya- bat’ta Amerikan fiirketler
listlerle iliflkilerin tezDerne¤i'nin ikinci y›lgah› varsa Ba¤›fl
dönümü kutlamas›noraya tezgah açm›fl
da Türkiye-ABD
AKP’N‹N
durumda. Kendisiiliflkilerini bir evliABD’DEN
‹THAL
li¤e benzetmifl ve
ne ait www.egeM‹LLETVEK‹L‹ “aflk›na” flu sözlermenbagis.com adl›
le kur yapm›flt›:
sitede misyonunu flu
“Evliliklerde bazen iyi
ifadelerle
anlat›yor:
“Çeflitli vesilelerle zaman günler olur bazen de daha
zaman sorgulanan Türk- iyi günler olur”. KonuflmaABD dostlu¤u'nun her daim s›nda ABD’nin “terörle müsa¤lam temeller üzerine cadele” ad› alt›nda giriflti¤i
oturdu¤unu hat›rlatarak bu iflgallere de övgüler düzen
sunni dalgal› ortamlarda Ba¤›fl, “Uluslararas› terörle
Finale giderken tribüne selam
mücadele konusunda Türkiye ile ABD aras›nda karfl›l›kl› destek, yard›mlaflma ve
iflbirli¤i olmas› Amerika'n›n
savafl›n›n ‹slam'a karfl› olmad›¤›n›n ispat›d›r” demiflti. (Türkçe hatalar› Ba¤›fl’a
ait)
Ba¤›fl “ABD AKP’den
deste¤i çekiyor mu” tart›flmalar›n›n yafland›¤› günlerde solu¤u ABD’de ald›. 30
Mart’taki ABD ziyaretinde
yapt›¤› konuflmada Türkiye’nin Ortado¤u'ya bar›fl getirmek için ABD ile beraber
çal›flt›¤›
söyledi.
ABD’nin operasyonlar›na
“bar›fl” s›fat› yap›flt›ran Ba¤›fl bununla da yetinmedi,
bu “mücadele”de Türki-
ye’nin ABD’ye katk›lar›n›
flu sözlerle ifade etti: “91'de
ilk Körfez krizinde ABD'ye
destek veren ilk ülkelerden
biriydik. Bunu çok kimse
bilmiyor
ama
Irak'ta
ABD'den sonra en çok kayb›, bölgede askerimiz olmamas›na ra¤men biz verdik.”
Ba¤›fl, AKP’nin ABD tafleronlu¤u yapma sevdas›yla
ölüme gönderdi¤i floförlerin,
emekçilerin can›n›, partisi
için emperyalistlerden destek alman›n arac› yapacak kadar da pervas›zlafl›yor.
Egemen Ba¤›fl’›n unvanlar›, sözleri ve kimli¤i tezkerenin içeri¤inin bir aynas› sanki: Amerikanc› ve ‹srail dostu.
Önümüzdeki aylar› Cumhurbaflkanl›¤›’na giden yolda final olarak de¤erlendiren Erdo¤an tarikatlara selam çakarak
tribün deste¤ini korumaya çal›fl›yor. AKP hükümeti El Kad› ve Suudi Kral› gibi finansal olanaklar› da gözden ç›karm›yor
‹smaila¤a Camii’ndeki linç
olay›n› ‹stanbul Emniyeti’nin
örtbas etmeye yönelik tavr› tart›fl›l›rken, Baflbakan polisin bu
tavr›n›n arkas›nda oldu¤unu
gösteren aç›klamalar yapt›. Baflbakan Erdo¤an “linç girifliminde bulunuldu¤u, bulunulmad›¤›
belli de¤il” diyerek devletin kurumlar›nca yap›lan otopsinin
sonuçlar›n› dahi görmezden
geldi. Bas›n› bu cemaate
iftira atmakla ve gayri
meflru yay›n yapmakla itham etti.
Baflbakan Erdo¤an 2 adli t›p
uzman› ile soruflturma savc›s›n›n imza-
s›n› tafl›yan, 4 Eylül tarihli “otopsi tutana¤›”
bafll›kl› raporda olay›n
linç oldu¤unun tespit
edildi¤ini tabii ki
biliyor. Ama Tayyip
Erdo¤an
aç›k bir flekilde
“kendi adamlar›”na sahip ç›k›-
yor. Cumhurbaflkanl›¤› seçimleriyle ilgili finale gidildi¤ini ilan
eden Erdo¤an “son düzlü¤e girerken” tribünlerine selam çak›yor.
fiuras› kesin ki Baflbakan
Tayyip Erdo¤an, bu yar›flta ipi
gö¤üsledi¤inde de “flampiyonluk” turunu bu linççi gerici yobaz y›¤›nlarla beraber atacak.
Darbeciler yarg›lans›n!
12 Eylül faflist cuntas›n›n 26. y›l›nda emek ve demokrasi güçleri cuntac›lar›n yarg›lanmas› ve
katledilen devrimcilerin an›lar›n›n yaflat›lmas› için sokaklardayd›lar
VEYSEL’‹N
VAS‹YET‹ B‹ZLERE
EMANET
12 Eylül askeri darbesinde idam edilerek cenazesi gizlice gömülen ve kaybedilmeye çal›fl›lan Devrimci Yol’cu Veysel
Güney’in vasiyeti yerine getirilmek üzere.
Mersin 78’liler Derne¤i’nin uzun süren
›srarl› çabalar›n›n ard›ndan, geçti¤imiz
aylarda Gaziantep’te bulunan Güney’in
cenazesi flu s›ralar DNA tespiti için Adli
T›p’ta. Buradaki ifllemlerin tamamlanmas›n›n ard›ndan cenaze ailesine verilecek ve Malatya Hekimhan-Davulgulu köyünde topra¤a verilecek. Böylece Veysel
Güney’in “Mezar›m› yol üstüne kazs›nlar, üstüne yumruklu y›ld›z yaps›nlar!”
vasiyeti de yerine getirilecek. Veysel, 26
y›l sonra vasiyeti ile 12 Eylül’e karfl› mücadeleye omuz verdi.
Omuzlarda
yükselecek...
Ankara
“Darbe Karfl›t› Platform”un 10 Eylül’de
düzenledi¤i eylemde yürüyüflün ilk dura¤› 12
Eylül günü darbecilerin
bildirilerinin okundu¤u
TRT Ankara Radyosu
Müdürlü¤ü’ne ait bina
oldu. Burada “Demokrasi Bildirisi” okundu.
Daha sonra binin üzerinde kifli Ankara Radyosu’ndan S›hhiye Meydan›’na yürüdü. S›hhiye’deki mitingde devrim
flehitleri için yap›lan
sayg› duruflunun ard›ndan haz›rlanan ortak
bildiri Ankara 78’liler
Derne¤i Baflkan› Ruflen
Sümbülo¤lu taraf›ndan
okundu. Bildiride
12
Eylül karanl›¤›nda flehit
düflenlerin isimleri say›l›rken
mitinge kat›lanlar tek bir
a¤›zdan “yafl›yor” diye ba¤›rd›lar. Bildirinin okunmas›n›n
ard›ndan flair Mehmet Özer
taraf›ndan 12 Eylül cuntac›lar› taraf›ndan idam edilen
Veysel Güney’in son mektubu ve fliiri okundu. Darbenin
iflkencehanelerinde öldürülen
bir devrimcinin ablas› k›sa
bir konuflma yapt›. Grup
Vardiya’n›n söyledi¤i devrimci ezgilerle miting son buldu.
Ankara’daki bir di¤er eylem de 12 Eylül günü yap›l-
d›. Yüksel Caddesi'nden
ABD Büyükelçili¤i’ne yürüyen kitle 12 Eylül’ün arkas›ndaki güç olan ABD emperyalizmini lanetlendi. Büyükelçilik önünde Darbe Karfl›t› Platform ad›na bir aç›klama yapan Ankara 78’liler
Derne¤i Baflkan› Ruflen Sümbülo¤lu: “Emperyalizmle faflist darbeler aras›ndaki kopmaz ve derin ba¤› bir kez
daha hat›rlatmaya ve lanetlemeye geldik” dedi. Aç›klamada, 12 Eylül’de flehit düflen devrimcilerin halklar›n
yi¤it evlatlar› oldu¤u belirtildi ve
“Peki darbeciler
kimin çocuklar›?”
denildi. Aç›klamada darbeden sonra
ABD
Baflkan›
Jimmy Carter’›n
a¤z› kulaklar›na
varan bir gülümsemeyle “Bizim çocuklar
baflard›”
dedi¤i hat›rlat›ld›.
Eylemde son günlerde At›l›m gazetesine yönelik yap›lan sald›r›lar da
k›nand›. Ö¤leden
sonra “Darbecilerin
yarg›lanmas›”n› isteyen 25
bin imza Meclis'e
teslim edildi.
‹zmir
12 Eylül darbesinin 26.
y›l›nda bir araya gelen demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve partilere üye 500
kifli ‘Darbeciler Yarg›lans›n’
ana pankart›n›n ard›ndan Bornova Cumhuriyet Meydan›’na
yürüdü. 12 Eylül faflizminin
getirdi¤i bask›lar, ac›lar Ege
78’liler
Derne¤i’nden,
ÇHD’den, TTB’den, E¤itimSen’den temsilcilerin yapt›¤›
konuflmalarla k›nand›.
Mitinge kat›l›m›n düflük
olmas› ve mitingin coflkusuz
geçmesi dikkat çekiciydi.
Emniyet fiehit Aileleri Derne¤i’ne manal› k›yak
EMfiAD’› ABD fiad Ediyor
ABD kendine uflak angaje etmenin geleneksel yöntemlerini uygulamaya
devam ediyor: Amerika’da gezdiriyor, para musluklar›n› aç›yor
ABD'nin Ankara
Büyükelçisi Ross Wilson'un Emniyet Teflkilat› Vazife Malulü
ve fiehit Aileleri Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i'ne
(EMfiAD) yapt›¤› 10
bin dolarl›k ba¤›fl
tepkiler üzerine iade
edildi. Ancak, EMfiAD Baflkan› Nursen
Dönmez’in Temmuz
ay›nda ABD'de tam
21 gün a¤›rland›¤›
ortaya ç›kt›.
ABD taraf›ndan
bu ülkede a¤›rland›¤›
için elefltirilen Dönmez, “Baflbakan da
ABD'ye gidiyor. Bunu
bu kadar büyütmek,
alt›nda bir fley aramak yanl›fl” diye kendini savundu.
ABD'nin Ankara
Büyükelçili¤i yetkilileri gezinin amac›n›
“ABD kültürünü tan›tmak ve sivil toplum
örgütlerinin
ABD'deki
yap›lar›
hakk›nda bilgi vermek” diye aç›klayarak, bu uygulaman›n
66 y›ld›r devam etti-
¤ini söyledi. Yetkililer, “Temmuz ay›ndaki gezi Kültür Atafleli¤imiz taraf›ndan
organize edildi. Geziye davet edilen kifliler
ise büyükelçinin de
görüflü al›narak belirlendi. Daha önce,
aralar›nda gazetecilerin ve milletvekillerinin bulundu¤u gruplar› da ABD'ye götürmüfltük. Kat›l›mc›lar›
belirlerken toplumun
tüm kesimlerini dikkate al›yoruz” dedi.
ABD taraf›ndan
özel olarak “misafir
edilen” milletvekilleri
ve gazetecilerin kimler oldu¤u merak yarat›rken, sadece EMfiAD’a de¤il di¤er fiehit Aileleri Dernekleri’ne yönelik ABD ilgisinin zamanlamas›
dikkat çekiyor. Geçti¤imiz günlerde de
ABD’nin Adana Konsolosu Eric Green fiehit Aileleri Malulleri
Yard›mlaflma Derne¤i’ni ziyaret etti.
Tam da PKK’nin
tasfiye edilmesi karfl›-
l›¤› Türkiye’nin Kuzey
Irak’taki Kürt devletine dair sorun yaratmamas› ve Ortado¤u’da ABD için tafleronluk yapmas›na
yönelik plana hükümet ile asker angaje
olmuflken, savaflta
ölen asker ve polis ai-
lelerinin de bu sürece
uyum sa¤lamas› isteniyor. Savafl 盤›rtkanl›¤› için kullan›lan,
faflizmin kitle temelini yayg›nlaflt›ran bu
örgütlenmelere flimdi
yeni döneme özgü
“balans ayarlar›” yap›l›yor.
Amerika’n›n paras› bofla gitmiyor:
“Türk askeri
Lübnan’a gitmeli”
ABD dolar›
ile beslenmeye
bafllayan
EMfiAD’›n
Samsun
fi u b e
Baflkan›
Bilal
E r i m
L ü b nan'a
asker gönderilmesinin do¤ru
bir karar oldu¤unu
söyledi.
“Türk ordusunun
Lübnan'da olmas›
ülkemizin
menfaatinedir.
Cenab-›
Allah
T ü r k
milletine
kuvvet
versin"
diye kon u fl u r ken
ABD’den
al›nan her kurufl
dolar›n “hakk›n›n” verilece¤ini
gösterdi.
21 Eylül
3 Ekim
2006
E⁄‹T‹M 5
Ö¤rencileri at›yor, üniversiteyi sat›yor
‹stanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak terör
estiriyor. Ateflli bir özellefltirme savunucusu olan
Parlak, üniversitedeki özellefltirmelere karfl› ç›kan
iflçileri, ö¤rencileri, ö¤retim üyelerini do¤duklar›na
piflman etmek istercesine sald›r›yor. Solcu ö¤rencilere karfl› da özel bir garez besleyen Parlak’›n son
icraat› okullar tatildeyken, 12 ö¤renci hakk›nda
yüksek ö¤retimden uzaklaflt›rma cezas› vermek
oldu.
Ocak 2005’te rektör seçilmesinin ard›ndan “okulda siyaseti bitirece¤ini” söyleyen Parlak, sol görüfllü ö¤renciler hakk›nda yüzlerce soruflturma açt›.
Sol görüfllü bir ö¤renci için a¤r›yan karn›n› tutarak
okuldan ç›kmak ya da okula ayran sokmak da soruflturma gerekçesi olabildi. Ancak ülkücü faflistler, solcu ö¤rencilere silah s›kt›klar›nda ya da okul
kap›s›nda polis b›çaklad›klar›nda sadece bir ay
uzaklaflt›rma cezas› ald›lar. Bu cezalar›n da hiçbir
hükmü olmad›. Cezal› olduklar› süre boyunca ellerini kollar›n› sallayarak okulda dolaflmay› sürdürdüler. Parlak sol görüfllü ö¤rencilere bofl yere sald›rm›yor. Üniversitede büyük bir özellefltirme
kampanyas› bafllatan Parlak, Ulusal Güvenlik adl›
özel güvenlik flirketini kap›lara dikti, yaz okullar›n›
paral›laflt›rd›, yemekhaneyi ünlü Albayraklar flirketine peflkefl çekti. Her seferinde de karfl›s›nda sol
görüfllü ö¤rencileri buldu. Yaz okullar›n› paral›lafl-
t›rma karar›ndan geri ad›m atmak zorunda kalan
Parlak, bundan sonra sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rd›. ‹flçileri sürdü, akademisyenlere maafl ve k›dem
cezalar› verdi, ö¤rencileri att›.
Okul d›fl›nda da kalsalar, üniversitelerini Parlak’a
karfl› savunacaklar›n› söyleyen üniversiteliler, toplumsal muhalefetin tüm bileflenlerini Parlak tehlikesinin fark›na varmaya ve mücadelelerine kat›lmaya ça¤›r›yorlar.
ÜN‹VERS‹TEN‹N GELECE⁄‹
“PARLAK” DE⁄‹L
Okuldan at›lan Ö¤renci Kolektifi üyesi ö¤rencilerden Serpil Ocak, Gizem Aytafl, Kemal Okur ve Hakan
Demir’le soruflturmalar, Mesut Parlak ve ö¤renci hareketi üzerine konufltuk. Onlar flimdilerde okul kap›s›nda
kurduklar› çad›r s›n›f, bar›namayanlar s›n›f›nda mücadele dersi veriyorlar
Bir gün okula gittiniz ve güvenlikler okuldan at›ld›¤›n›z› söyleyerek okula girmenizi engellediler. Nas›l oldu bu anlat›r m›s›n›z?
Serpil: Yaz döneminde soruflturmalar aç›ld›. Bizim haberimiz olmad›. Yemekhanenin özellefltirilmesine karfl› eylemlerden
aç›lan soruflturman›n savunmas›n›
vermeye gitti¤imizde okuldan at›ld›¤›m›z› ö¤rendik.
Ne gibi soruflturma ve cezalar var flimdi?
Gizem: Beni atmalar›n›n gerekçesi, “içeri afifl sokmak ve
özel güvenlik görevlisine hakaret.” Bir arkadafl›m›z› da, ‹slamc›lar›n sald›r›s› sonucu ç›kan çat›flma yüzünden atm›fllar. Ama, “Hukuk Fakültesi ö¤rencisi olmas›na
ra¤men Edebiyat Fakültesi'nde bulunmas›na tepki gösteren ö¤rencilerle kantinde ç›kan kavgadan dolay›” demifller.
Geçen y›l ikinci dönemde yaklafl›k 50 ö¤renciye 800'den fazla soruflturma açt›lar. Ka¤›t paras›na yaz›k.
Sadece solcu ö¤rencilere mi
aç›l›yor soruflturmalar?
kültesi’nde. Deseydik ki “rektörlü¤ü iflgal ediyoruz”, arkam›zdan
gelecek bir sürü insan vard›.
Adam bunu gördü ve bu uygulamay› devam ettiremedi. Do¤all›¤›nda muhalefeti sindirmeye çal›flt›.
Kemal: Hukuk Fakültesi’nden baz› hocalar da, “biz yaz
okulu de¤il bütünleme istiyoruz”
dediler. Bütün bunlardan sonra,
bütünleme hakk› geri verildi.
Yemekhanenin özellefltirilmesi
süreci nas›l iflledi?
Hakan: Bunu ilk baflta d›flardan duyduk biz, yemekhane iflçilerinden. Rektörlük yemekhane
ihalesini aç›ktan duyurmad›. ‹ki
flirket konufluluyordu; Garanti
Bankas› grubundan ya da Albayraklar’dan… ‹haleye 27 flirket girmesine ra¤men, konuflulanlardan
biri ald›; Albayraklar.
Gizem: Albayraklar’›n bir
paravan flirketi. Dava da açt›k, sürüyor. Normalde “en avantajl› fiyat veren” diye bir ibare konulmas› gerekir. ‹halede o ibare duruyor ama hukuki bir boflluk b›rakm›fllar. Avukatlar üç tane usulsüzlük tespit etmifl.
Büyük bir eylem
olmufltu.
Onun arka plan›
neydi?
Hakan: ‹haleden iki üç hafta
önce bir günlük
uyar› boykotu yap›lm›flt›; yüzde 98
gibi bir kat›l›mla.
Sonras›nda da bir
haftal›k bir boykot yap›ld›. Kat›l›m % 80’lerin alt›na düflmedi. Çapa’dan
Orman
Fakültesi’ne; EdeMesut Parlak’›n ilk icraatlar›ndan biri üniversiteye Ulusal Güvenlik
biyat’tan
Huadl› özel güvenlik flirketini getirip kap›larda terör estirmek oldu
kuk’a, Cerrahpafla’ya kadar…
Bir de referandum yap›ld›.
%93’lük bir oranla “özellefltirmeye
hay›r” ç›kt›. Ö¤retim görevlileri
de karfl›yd›, iflçiler de.
‹ki de eylem
yap›ld›. ‹lki 300
kiflinin kat›ld›¤›
bir eylemdi. ‹kincisi de ihale günü
yapt›¤›m›z eylem.
‹flçiler, ö¤renciler,
hocalar ve yeYemekhanenin özellefltirilmesine karfl› yap›lan boykot büyük destek
mekhane çal›flangörürken içeri ayran ve ekmek sokmak da suç ilan edildi
lar›yla
beraber
yapt›k; 500 kiflilik
Gizem: ‹stisnai durumlar
var. Tanju Mert adl› faflistin arkadafllar›m›z›n üzerine silah s›kmas›n›n ard›ndan soruflturma aç›lm›flt›. Bir dönem ceza ald› ama
bir ay içinde tekrar okuldayd›, bir
daha da soruflturma aç›lmad›. Bir
di¤eri de, Erdinç isimli bir faflistin, sivil polislerden birini b›çaklamas› sonucu aç›ld›. O da bir
dönem uzaklaflt›rma ald› ve bir ay
içinde döndü. Soruflturman›n onlara bir yapt›r›m› yok.
Soruflturmalar, 2001 y›l›ndan
beri üniversitelerin gündeminden
düflmüyor. Neden size bu kadar
sert sald›r›yorlar, 11 kifli okulu
mu y›kacakt›n›z?
Gizem: ‹ki flekilde de¤erlendirilebilir. Parlak’›n ‹stanbul Üniversitesi’ndeki (‹Ü) özellefltirme
sald›r›s›ndan bahsedilebilir. Bir de
‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤›
genelge var, üniversitelilere yönelik.
Serpil: Geçen y›l Mart’ta 14
kifli yine okuldan at›ld›¤›m›zda,
terör örgütlerinin elebafllar› at›ld›
diye haber ç›karm›fllard›.
Üniversite yönetimi, polis ve
Ö¤renci Kolektifleri “Müflterileflmeye ve Piyasalaflt›rmaya Karfl› 3
Talep” ad› alt›nda bir kampanya yürütüyor
Geçen y›l Mart ay›nda 14 ö¤renciye yüksek ö¤renimden uzaklaflt›rma cezas› verilmifl ancak mahkeme, bu karar› durdurmufltu
medya birlikte hareket ediyorlar
yani…
Serpil: Polis ve yönetim zaten çok aç›k bir flekilde birlikte.
Bir profesörün polisten ak›l
almas› her ne olursa olsun garip de¤il mi?
Gizem: Mesut Parlak profesör ama bilim adaml›¤› s›fat› ona
bir beden fazla.
Hakan: Parlak’›n Emniyet
Müdürlü¤ü’yle aras› baya¤› iyi.
Her okul aç›l›fl›nda yan yana.
Kemal: Üniversite aç›l›fllar›na ö¤rencilerin girmesi art›k yasak. Ama konuflmaya bafll›yorlar,
“Sevgili ö¤renciler” diye…
Okuldaki özellefltirme ad›mlar› ve tepkiler yaz okuluyla bafllam›flt›. O süreci bafltan bir anlat›r m›s›n?
Serpil: Yaz okullar›n› paral›
hale getirdiklerinde, ilk tepki bizim d›fl›m›zda geliflti. Ö¤renciler
gelip soruyordu, “eylem yapmayacak m›y›z” diye.
Gizem: Bir bakt›k, eylem
yap›yoruz ama eylemci kuyru¤u
bitmiyor. 500’ü aflk›n ö¤renciyle
eylem yapm›flt›k biz Hukuk Fa-
Ö¤renci Kolektifleri’nin
kampanyas› amfilerde büyüyor
Ö¤renci Kolektifleri’nin, “Herkese
Eflit Paras›z Bilimsel Üniversite E¤itimi
Hakk›” talebiyle yaz aylar›nda bafllatt›klar› imza kampanyas› yoksul mahalleler ve kent meydanlar›n›n ard›ndan
üniversitelerin aç›lmas›yla birlikte flimdi
de kampüslerde sürüyor. ‹stanbul, Ankara, Kocaeli, ‹zmir, Bursa, Trabzon ve
Samsun baflata olmak üzere yaklafl›k
25 ilde sürdürülen kampanyada toplanan imzalar 80 bine ulaflt›.
Toplad›klar› imzalar› 18 Ekim’de
Ankara’da yap›lacak merkezi bir eylemler TBMM’ye iletecek olan Kolektiflerle iletiflime geçmek için www.kolektifler.net sitesini ve [email protected] e-mail adresini kullanabilirsiniz. Kolektifler.net sitesinde kampan-
yayla ilgili güncel geliflmeleri takip edebilece¤iniz gibi, üniversitelilerin
ihtiyaç duydu¤u pek çok bilgiye de
ulaflabiliyorsunuz.
Müflteri De¤il Üniversiteli adl› bir
de gazete ç›karan Kolektifler, çok
yak›nda yeni say›lar›yla karfl›m›zda
olacaklar.
“Geçen y›l ikinci dönemde yaklafl›k 50 ö¤renciye 800'den fazla
soruflturma açt›lar. Ka¤›t paras›na yaz›k.”
Gizem AYTAfi
bir kat›l›m oldu. ‹halenin
“Üniversite aç›l›fllar›na
yap›lmas›n›
ö¤rencilerin girmesi arengellemek
t›k yasak. Ama konufliçin yapm›flt›k
bu
eylemi.
maya bafll›yorlar, ‘SevAma sendikagili ö¤renciler’ diye…”
lar “sonra engelleyece¤iz”
diyerek, geri
Kemal OKUR
durmay› tercih
ettiler. Bu tutumlar›ndan
dolay› eylem
“Soruflturmay› birkaç kiistedi¤imiz gifliye aç›yorlar ama tek
bi olmad›.
Serpil:
hedef bu de¤il ki. SoÖ¤rencilerin
ruflturman›n amac› diiradesini k›ran
¤erlerini uzak tutmak.”
bir tav›r ald›lar. Hatta, polisin sald›r›Hakan DEM‹R
s›ndan sonra
ö¤rencileri
gündemi birlikte nas›l yürütmeyi
suçlad›lar.
Peki sonra engelleyece¤iz di- düflünüyorsunuz?
Hakan: O kitlesel taban›
yen sendikalar, “sonra” engelleyok etmek için soruflturma aç›yormek için ne yapt›lar?
Hakan: Hiçbir fley. ‹flçilerin lar; polisleri, faflistleri üzerimize
görev yerleri de¤ifltirildi, baz› ifl- sal›yorlar. Sald›r›lar›n daralt›c› etçilere soruflturma aç›ld›; ama sen- kisini aflabilmek için o kitlesel
dikalar buna karfl› da bir fley yap- mücadeleleri t›rmand›rmal›y›z.
Peki sizin d›fl›n›zdakilere de ifl
mad›lar.
düflmüyor mu?
Ö¤rencilere ne oldu?
Gizem: Paras›z e¤itim talebiKemal: Seksen befl kifliye
soruflturma aç›ld›; “yemekhane ni, sonuçta sadece üniversitelerle
özellefltirmesine karfl› protestoya s›n›rlamay›p, sokak sokak, mahalkat›ld›¤›n›z ve Mesut Parlak aley- le mahalle yaymam›zdaki amaç
hine slogan att›¤›n›z tespit edil- da bu. Mücadele ortak; sald›r›lara
karfl› da bir dayan›flma olmal›.
mifltir” diye.
Paral› e¤itime karfl› mücadeleSoruflturmalar›n bafl› çeken
ö¤rencilere yönelik oldu¤unu yi ülke geneline yaymak için
söylüyorsunuz. Peki “yaz okulu MP3 diye bir kampanya yürütüiçin eylem yapmayacak m›s›n›z” yorsunuz. Sald›r›lara karfl› bahsetdiye gelen ö¤renciler soruflturma- ti¤iniz türden ortak bir yan›t üretebilme yönünde bir ilerleme sa¤lardan sonra da geldi mi?
Serpil: Soruflturmalarda, üni- layabildi mi?
Serpil: ‹mza kampanyas›,
versitelileri taraf edemiyoruz aç›kmücadelemizi duyurmada önemli
ças›.
Size gelip eylem yapal›m di- bir araçt›. Sadece bir ayda Türkiyorlar ama… bu nas›l bir iliflki? ye çap›nda 80 bin imza topland›.
Hakan: Soruflturman›n man- Tüm Türkiye duydu.
fiimdi bu soruflturmalar konut›¤›yla alakal› bir durum var. Soruflturmay› sadece ifli örgütleyen sunda da, çok kolay bir fley olbirkaç kifliye aç›yorlar ama tek mayacak ama, sadece yönetimle
hedef bu de¤il ki. Di¤erlerine de at›lan ö¤renciler aras›ndaki bir sobir mesaj veriyorlar bu flekilde. run olmaktan ç›kar›p tüm üniverZaten soruflturman›n amac› o ada- siteyi taraf etmemiz gerekiyor.
Paras›z e¤itim istedi¤imiz için som› o ifllerden uzak tutmak.
Peki bu amac›nda ne kadar et- ruflturuldu¤umuzu anlatabilirsek
bir fley baflarm›fl olaca¤›z.
kili oluyor soruflturmalar?
Mesut Parlak’› ne durdurur,
Serpil: Baya¤› bir etkili oluyor. Örgütlü ö¤renciler bile etki- kim durduracak bu adam›?
Hakan: Hukuki mücadeleden
lenebiliyor bu durumdan.
Bir taraftan soruflturmalara gerçek bir sonuç alam›yoruz. Dakarfl› koymak durumundas›n›z ve va sürüyor kazan›yoruz ama adam
bunun daralt›c› oldu¤unu söylü- yine at›yor. Hukuk da etkili de¤il
yorsunuz; bir taraftan da sadece aç›kças›.
Durdurursak biz durdururuz,
bir fakültede 500 kiflinin kat›ld›¤› eylemler örgütlüyorsunuz. Biri bizim mücadelemiz durdurur, baflkitlesellefltiren biri de daralt›c› iki ka da bir yolu yok.
Dokuz Eylül Ö¤renci Kolektifi:
Zorla para toplamak yasakt›r
Ö¤renci Kolektifleri Dokuz Eylül
Üniversitesi'nde kay›tlar›n
ard›ndan yap›lan yabanc› dil muafiyet
s›nav› için ö¤rencilerden zorla para
toplanmas›na karfl› baflar›l› bir kampanya yürüttü. Kolektifler kayda gelen
ö¤renci ve velileri bilgilendirmek için
masa açarak, kay›t s›ras›nda dikkat
edilmesi gerekenleri anlatan broflürleri
da¤›tt›lar. Bu bilgilendirme üzerine, bir
ö¤rencinin paray› vermeden kay›t olmas›ndan sonra kay›t için bekleyen
tüm ö¤renci ve velilere para ödememeleri gerekti¤ini anlatt›lar. Ard›ndan
para ödemeden kay›t olanlar›n say›s›
artt›. Bunun üzerine özel güvenlikler
ö¤renci velilerini fakülte binas›n›n
önünden uzaklaflt›rmaya çal›flt› fakat
baflar›l› olamad›. Para vermeyi reddedenlerin iyiden iyiye ço¤almas› üzerine
Ö¤renci Kolektifi'nin masas›na gelen
genel sekreter, "ad›n›z› söyleyin soruflturma açaca¤›z" diyerek ö¤rencileri
tehdit etti. Çevredeki velilerin tepki
göstermesi üzerine genel sekreter
binay› terk etmek zorunda kald›.
21 Eylül
3 Ekim
6 EMEK
Yoksul
halklar›n
medeniyet
çat›flmas›
AKP Fiskobirlik’te
istedi¤ini ald›
P
apan›n konuflmas› milyonlarca
Müslüman taraf›ndan tepkiyle
karfl›land›. Papa’n›n (gazetelerden okudu¤um kadar›yla) felsefe yapay›m derken göz ç›kartt›¤› konuflmas›n›n ard›ndan ortal›k yeniden
medeniyetler çat›flmas› tart›flmalar›yla
doldu.
Din bütün insanl›k tarihi boyunca bireyin ve toplumun hayat›nda oldukça
önemli yer teflkil etmifltir. O günün
koflullar›nda toplumsal hayat› düzenlemek ve insan›n sürekli kendisine
sordu¤u “hayat›n anlam› ve kendisinin yeri” konusunu anlamland›rmak
için ortaya ç›kan dinler, bu iki sorun
halen varl›¤›n› sürdürdü¤ü için bugün de toplumsal hayat›n etkin bir
aktörü olarak yerini koruyor. Hem de
en güçlü ve birikimli düflünce sistemi
olarak. Herhangi bir din, bünyesinde
bar›fl, sevgi, dayan›flma gibi özellikler
bar›nd›rabilece¤i gibi intikam, cezaland›rma, yok etme gibi olumsuz
özellikler de bar›nd›rabilir.
Ancak bu durum Papa’n›n söyleminin onun H›ristiyan dini inanc›ndan
de¤il Papal›¤›n emperyalist sistemdeki yerinden kaynakland›¤› gerçe¤inin
üzerini örtmemelidir. H›ristiyan söylem bu anlam›yla t›pk› Haçl› Seferleri’nde oldu¤u gibi sömürgecili¤in bir
arac› olmaktan öteye gitmemifltir. Bu
nedenle hristiyan-müslüman çat›flmas› gibi görülen bu gerilimin özünü iyi
anlamak gerekir.
“Medeniyetler çat›flmas›” sömürgecilerle yoksul Ortado¤u halklar› aras›ndaki çat›flman›n bizatihi kendisinden
baflka bir fley de¤ildir. “Medeniyetler
çat›flmas›” bu gerçek mücadelenin
üzerini örtmek için uydurulan emperyalist bir stratejidir. Bu stratejinin bir
ucu emperyalist kibirlenme ise di¤er
ucu yeflil kuflak siyasetinin ürünü olarak emperyalistlerin kendi elleriyle
büyüttükleri siyasal islamd›r.
Oysa yoksul Müslüman halklar›n de¤iflik dini inançlar› olan Asya halklar›
ya da H›ristiyan Latin halklar›yla bir
anlaflmazl›¤› flimdiye kadar görülmedi. Tepki Avrupa ve Amerika’ya…
Neden? Çünkü sorun medeniyetler
çat›flmas›nda de¤il, emperyalizmle
yoksul halklar aras›nda da ondan…
Müslüman halklar, son olayda oldu¤u gibi ‹slam dinine sahip ç›kmak
için sokaklara dökülüyor. Peki Müslüman ülkelerin egemen s›n›flar› ve
devletleri ne yap›yor. ‹slam Konferans› Örgütü “bilimsel” bir yan›tla Papa’n›n a¤z›n›n pay›n› verece¤ini söylüyor. D›fliflleri Bakan›m›z ise durumu
abartmadan de¤erlendirmemiz gerekti¤ini Papa’n›n ziyareti konusunda
konuflman›n erken oldu¤u vs. Di¤er
fleriatç› Arap ülkeleri ne yapt›lar. Petro dolarlar›n›n yüzü suyu hürmetine
sembolik aç›klamalardan öteye gitmediler. Bir baflka deyiflle egemenler
aras›nda bir “medeniyetler çat›flmas›”
görülmüyor.
Yoksul emekçi halklar›n dini inançla
kurdu¤u iliflki karmafl›k bir düzlem
içinde ilerler. Bu iliflkiyi çaresiz insanlar›n avunma ihtiyac›, bilgisizlik-cahillik, bofl inançla s›n›rl› kavramay›
tercih edenler her zaman baltay›
tafla vurmufllard›r. Müslüman topluluklar›n toplumsal hayat›n sorunlar›n› insanl›¤›n bugüne kadar biriktirdi¤i ilerici bir tutumla ele alma kabiliyetini kazanmalar› ilerici
toplumsal hareketlerin burjuva
materyalizminden esasl› bir kopufluyla mümkün olabilecektir.
Bir baflka deyiflle yoksul Müslüman emekçi halklar›n eflitlik ve
adalet mücadelesi asli sorunlar›ndan biri olarak din ve toplumsal
hayat-siyaset iliflkisinde özgün bir
çözüm üretme kapasitesine sahip
olabilmelidir.
2006
BÜRO EMEKÇ‹S‹ ADALET
‹STEY‹NCE COPLANDI
Ankara Adliye Saray›’na yürümek isteyen BES üyelerine polis cop, kalkan ve tazyikli su kullanarak
sald›rd›. Kamu çal›flanlar› hareketinin militan gelene¤ini canland›ran BES iki kez barikata yürüdü
Yarg› alan›nda da büyük
bir tasfiye hareketi bafllat›ld›.
Gelir ‹daresi yasa tasar›s›, Say›fltay yasas› ve Adalet Bakanl›¤›’nda ulusal yarg› projesi
kapsam›nda uygulamaya geçirilmeye bafllanan E-devlet’e
geçifl projesi ile onlarca ilçede
adliyeler kapat›ld›. Bu düzenlemelerle, yarg› emekçilerinin
ifl güvencesi ve özlük haklar›
da ellerinden al›nman›n efli¤ine getirildi.
Bu do¤rultudaki ilk temel
uygulama, yarg› çal›flanlar›
aras›nda ayr›m yaratmaya yönelik politikalar›n fliddetlendirilmesi oldu. Bafllang›çta ücretler aras›ndaki farkl›l›k art›r›ld›, ard›ndan statü farkl›laflt›r›lmalar›na baflvuruldu.
Son olarak hakim ve savc›lar›n özlük haklar›nda yap›lan düzenlemelerde di¤er yarg› çal›flanlar› görmezden gelinerek büyük ücret farklar› yarat›l›nca, bu alanda örgütlü
Büro Emekçileri Sendikas›
(BES) harekete geçme karar›
ald›.
BES flube baflkanlar› ve iflyeri temsilcileri “‹nsanca yaflanabilir ücret,
Yarg›da adalet” slogan›yla 4 Ey-
lül’de ‹zmir Adliyesi önünden
Anakara’ya do¤ru yola ç›kt›lar. Bursa ve Eskiflehir’de Adliye saraylar›na kadar yürüyüfllerle gelen BES’liler, “Yarg›
çal›flanlar›n›n bütününü kapsayan yeni bir yasal düzenleme
yap›lmas›n› ve adli yarg› tazminat›n›n günün flartlar›na göre ayarlanmas›n› istiyoruz" dedi.
‹stanbul, Antalya, ‹zmir,
Diyarbak›r ve Kocaeli baflta
olmak üzere çeflitli illerden
gelen BES üyesi kamu emekçileri 6 Eylül’de sabah saatlerinde Ankara’da eski hipodrom alan›nda toplanarak buradan Ankara Adalet Saray›’na
yürüdü. Burada çal›flan yarg›
emekçileri de Adalet Saray›’n›n en üst kat›ndan, alk›fllarla inerek il d›fl›ndan gelen
arkadafllar›yla bulufltular.
Hüseyin Gölpunar
“Eylemimiz karfl›l›ks›z kalmad›”
U¤rad›¤›n›z sald›r›y› ve sonuçlar› de¤erlendirir misiniz?
Karfl›laflt›¤›m›z sald›r›lar basit
bir arbede de¤il kast› aflan boyutta sald›r›lard›r. Çorum fiube Baflkan›m›z›n ald›¤› tehdit de bu sald›rganl›¤›n “özel” bir plan›n›n oldu¤unu gösteriyor.
Eylemimiz karfl›l›ks›z
kalmad›. Adalet Bakan›, adli y›l› açarken
yarg› çal›flanlar›n›n
sorunlar›n›n büyüklü¤ünü ifade ederek
çözüme yönelik düzenlemeler yapacaklar›n› söyledi.
Birçok ilde yarg›
emekçileri
BES’e üye
olmaya bafllad›.
BES’in eylemleri, kamu çal›flanlar› hareketinde uzun bir süredir hüküm süren sessizlik ve geliflen uzlaflmac› kültürün sars›lmaya
bafllad›¤› bir dönemde gündeme
geldi. Kararl› ve dirençli tutumumuzun KESK’in önümüzdeki
günlerde sald›r› yasalar›na karfl›
gelifltirece¤i eylemlerde eylemleri etkiliyece¤ine inan›yorum. Konfederasyonumuzun dan›flma kurulunda sendikal hareketin içinde bulundu¤u genel durum ve son bir y›l›n geliflmelerinin bu eylemlerin ›fl›¤›nda daha derinlemesine
tart›fl›labilece¤ini düflünüyorum.
1.5 SAATTE MASAYA
Gifle emekçileri ifl yavafllat›nca, duymayan kulaklar 1.5 saatte aç›ld›. Köprü ve otoyol ücretlerine %20 ile 50 aras›nda
zam yap›l›rken kamu emekçilerinin ücretlerine %4 zam yap›l›nca Yap› Yol Sen eylem
karar› ald›. ‹stanbul Bo¤aziçi köprüleri, Düzce Kaynafll›, Samand›ra, Çaml›ca,
Gebze, Mahmutbey, Avc›lar, ‹zmir
Ifl›kkent, Ayd›n, Adana Bat›, Mersin ve Pozant› giflelerinde 14 Eylül’de gerçeklefltirilen eylem 1,5 saatte hükümeti daha önce reddetti¤i
masaya gelmeye raz› etti.
Yap› Yol Sen Genel Baflkan›
Bedri Tekin flunlar› söyledi: “Eylem boyunca halktan hep olumlu
tepki gördük. Di¤er sendikalar›n da
örgütlü oldu¤u Fatih, Çaml›ca gib
ifl yerlerimizde tüm emekçiler eylemimize kat›ld›.
Bizim için önemli olan taleplerimizi ve sorunlar›m›z›n Bakanl›k
gündemine gelmesi ve tart›fl›lmaya
bafllanmas›yd›. Sorunlar›m›z çözülene kadar mücadele karal›l›¤›m›z›
sürdürece¤iz.”
Emekçiler “Yarg›da Adalet” talebiyle haz›rlad›klar›
dosyay› vermek için buradan
Adalet Bakanl›¤›’na yürümek
istediler. Fakat Ankara Emniyeti BM Genel Sekreteri Annan’›n Ankara’da bulunmas›n›
gerekçe göstererek yürüyüfle
izin vermedi. Çevik Kuvvet
yürüyüfle geçen BES üyelerine
kalkan, cop ve tazyikli su kullanarak sald›rd›. Çok say›da
emekçi yaraland›. Oturma eylemine bafllayan BES üyeleri
Ankara Emniyeti ile yap›lan
görüflmeler sonuç vermeyince
bir kez daha kortej oluflturarak
yürümeyi denedi. Polis yine
sald›rd›. Sald›r›da BES Genel
Sekreteri Hüseyin Gölpunar ve
bir di¤er BES üyesi yaraland›.
Merkez Temsilciler Kurulu
7-8-9 Eylül’de Ankara’da
yap›lan BES Merkez Temsilciler Kurulu’nda yürüyüflün yan› s›ra, sald›r› ve y›k›m yasalar›na karfl› BES’in yürütece¤i
mücadele, bu mücadelenin
araçlar›, siyasal durum ve
emek hareketinin genel durumu ile yeni örgütlenme stratejileri tart›fl›ld›.
BES, önümüzdeki dönem
için güçlü bir mücadele program› oluflturulmas› için çal›flmalar›na bafllad›.
F›nd›k üreticisinin tepkisi Fiskobirlik Genel Kurulu’nda emildi. Fiskobirlik’in yeni yönetimi, MHPAKP koalisyonuyla olufltu. 12 Eylül’de yap›lan Ola¤anüstü Genel Kurul’da eski Baflkan Salih Erdem
ile, Fiskobirlik’e ba¤l› Ordu Ya¤ Sanayii Afi. Genel
Müdürü Yaflar Pamuk karfl› karfl›ya geldiler. Seçimi
Pamuk’un listesi kazand›. Genel Kurul’un Fiskobirlik’in demokratikleflmesi, üreticiyle bütünlefltirilmesi
yönünde bir geliflmeye sahne olmayaca¤› bafllang›çta belli oldu. Polis kuflatmas› alt›ndaki Genel Kurul’a, delegeler d›fl›nda hiçbir üye al›nmayarak salon
siyasi denetim alt›na al›nd›. Genel Kurulda, üye taban›n›n geniflletilmesi gibi tart›flma konular› gündeme al›nmad›. Salih Erdem, üreticileri, “ürünlerini Fiskobirlik’e vermezlerse birlikten ihraç etmekle” tehdit etti. Karfl› listeden üyelikten ç›kar›lan üreticilerin
üyeli¤e kabul edilmesi do¤rultusunda herhangi bir
konuflma yap›lmad›. Üreticilerin yaln›zca %20’sinin
üye oldu¤u Fiskobirlik’in yönetimine talip olan
MHP, DYP, AKP, SP ve CHP’lilerin, birli¤i üreticiden
koparmak, flirketlefltirmek ve DB politikalar›n›n dümen suyuna sokmak konusunda uzlaflt›klar› görüldü. Genelkurul, Fiskobirlik marketleri Fiskomarlar›n
ve birli¤in Baflak Sigorta hisselerinin sat›lmas› karar›n› ald›. Fiskobirlik’teki bu uzlaflman›n ilk belirtisi 15
Eylül’de ilan edilece¤i bildirilen TMO f›nd›k al›m fiyat›n›n 10 Eylül’de aç›klanmas› oldu. Fiskobirlik’in
buldu¤u uluslararas› kredi için hazine garantisi zorunlulu¤unun bu sonuçta etkili oldu¤u söyleniyor.
Çiftçi Sendikalar› ad›na aç›klama yapan Abdullah Aysu: “DB bask›s› ile 4572 say›l› yasay› ç›karan
57. Hükümet’in koalisyon ortaklar›ndan birisi de bilindi¤i gibi MHP idi. Çiftçi karfl›t› bu kanunu uygulamakta zorlanan da halen hükümet olan AKP’dir.
Söz konusu kanunu ç›karan ile bugün uygulamak
zorunda olan düflüncenin ittifak› Fiskobirlik yönetimini ele geçirmek için ayn› listede yer alm›fl/alabilmifl ve seçilmifllerdir. Dolay›s›yla Kongre’ye bugün
Dünya Bankas›’na hay›r diyemeyen AKP ile geçmiflte evet diyen MHP’nin gölgesi düflmüfltür” dedi
Ayçiçe¤inin
boynu bükülüyor
Düflük fiyat oyunu flimdi de Trakya Birlik eliyle
ayçiçe¤inde uygulan›yor. Amaç üreticiyi ya¤ tekellerinin sözleflmeli iflçisi haline getirmek. Trakya Birlik
ayçiçe¤i avans al›m fiyat›n› kilo bafl›na 50 kurufl olarak aç›klad›. Ayçiçek üreticileri sendikas› Ayçiçek
–Sen de 9 Eylül’de Keflan'da bir bas›n aç›klamas› yaparak Trakya Birlik’in aç›klad›¤› fiyatlar› protesto etti. Ayçiçek-Sen Genel Baflkan› Nevzat U¤ur, yapt›¤›
aç›klamada 1 kilo maliyeti 60 ile 70 Ykr aras›nda
de¤iflen ayçiçe¤ine 50 Ykr fiyat vermek, ayçiçe¤i
üreticilerini tüccar›n ve ya¤ sanayicisinin kuca¤›na
itmektir. Trakya Birlik avans fiyat ile ilgili karar›n›
vakit geçirmeden gözden geçirmelidir” dedi.
AL-CO’da b›çakl› sald›r›
AL-CO’da sald›r›lar durmuyor. Hayyam Garibo¤lu'nun tuttu¤u çeteler
yeniden iflçilere sald›rd›.
Sendikalaflt›¤› için iflten
ç›kar›lan iflçilerin yerine
grev k›r›c› çete, iflçilere
demir çubuklar ve b›çaklarla sald›rd›. Sald›r›
s›ras›nda aralar›nda sendika temsilcisilerinin de
oldu¤u dört iflçi yaraland›. Sald›r›n›n ard›ndan
fabrika önünde toplanan
iflçilerle, fabrikaya kapanan Adanal› iflçiler aras›ndaki gerginlik sabah
saat 04.00'e kadar devam etti. Sald›r› bittik-
ten sonra olaya müdahale eden Jandarma ekipleri sald›r›ya u¤rayan
direniflçi iflçileri de gö-
zalt›na ald›. Gözalt›na
al›nanlardan Birleflik
Metal ‹fl Kocaeli fiubesi
Baflkan› Ahmet Durak
da akflam saatlerinde
serbest b›rak›ld›. AL-CO
iflçileriyle dayan›flmaya
gelen halkla Jandarma
ekipleri aras›nda zaman
zaman gerginlikler yafland›. Sald›r› s›ras›nda
kolu çatlayan iflçi Serkan Çetin “70 kifli demir çubuklarla sendika
temsilcilerimize sald›rd›lar. Bunlar›n bafl›nda
idare amiri Sedat Gökçe
vard›. Bütün camlar›
k›rd›rlar. Ellerinde b›çaklar vard›. Bir arkadafl›m›z› b›çaklad›lar. Birçok arkadafl›m›z› Jandarma gözalt›na ald›” dedi.
Artvin Çay Kooperatifi’nde Grev
Artvin Tar›msal Kalk›nma Kooperatifi Çay fabrikas›nda greve giden iflçilerle konufltuk
Grev nas›l geliflti?
Asgari ücretle 12 saat
çal›flt›r›l›yoruz, 3-4 ayd›r
alamad›¤›m›z maafllar›m›z
var, çal›flma koflullar›m›z
sa¤l›ks›z, ekmek gelmedi¤i
günler bile oluyor. Sorunlar›m›z› dile getiren bir iflçiyi yöneticilerden biri
dövdü. Hepsi üst üste geldi, greve gittik. Önce iflverene
temsilcilerimizi
gönderip uyard›k. Ard›ndan ifl yavafllatmaya bafllad›k. Ücretlerimizi yine za-
man›nda ödemeyince ertesi gün greve gidece¤imizi
bildirdik. Bizi fabrikadan
atmakla tehdit ettiler; jandarma ça¤›racaklar›n› söylediler. Karar›m›zdan dönmeyece¤imizi
bildirdik.
Gece vardiyas›yla birlikte
grevin nas›l geliflece¤ini
konufltuk. Gece vardiyas›
fabrikay› terk etmedi, gündüz vardiyas› da onlara
kat›ld›. Grevi bafllatt›k.
Grevde neler oldu?
Yöneticiler jandarmay›
ça¤›rd›. Kemalpafla Halkevi, Kemalpafla muhtar› ve
oraya çaylar›n› satmaya
gelen çay üreticileri yan›m›zda olduklar›n› bildirdi
ve bize kat›ld›lar. Jandarmay› karfl›m›za diken yöneticiler bu direnifli görünce bizimle pazarl›¤a oturmak istediler biz de taleplerimizi sunduk:
12 saat mesainin 8 saate düflürülmesi; y›llard›r
çal›flt›¤›m›z art› 4 saat ücretinin ödenmesi; gece
zamm›; hafta tatili; tuvalet, banyo vb yerlerin iyilefltirilmesi; besleyici yemek verilmesi.
Yönetim flartlar›m›z›
kabul etti. Biz de daha
önceden verilen sözlerin
tutulmad›¤›n› söyleyerek
halk›n, muhtarl›klar›n ve
Halkevcilerin önünde anlaflman›n yaz›ya dökülerek
imzalanmas›n› istedik.
Bu talep kabul edilince
biz de grevimize son verdik.
21 Eylül
3 Ekim
2006
KADIN 7
Paral›, cinsiyetçi, gerici e¤itim en çok kad›nlar› hedef al›yor
E¤itimde ayr›mc›l›¤a hay›r
E¤itim ve okul, tüm eflitsizlik iliflkilerinin üretilmesinde ve sürdürülmesinde kilit bir rol oynar. Bu durum
s›n›flar aras›ndaki eflitsizlik
iliflkileri için oldu¤u gibi,
toplumsal cinsler aras›ndaki
iliflkiler için de geçerli.
Ülkemizde
kad›nlar›n
e¤itim hakk›n› s›n›rland›ran
pek çok geleneksel engel
var. Bunlar›n bir k›sm› belirli bölgelerde ortadan kalkarken, paral› e¤itim sistemi
kad›nlar›n e¤itim hakk›n›n
önüne yeni engeller dikiyor.
Bir yandan “k›z çocuklar›
okula” kampanyalar› düzenleniyor. Öte yandan kamunun tasfiyesi, t›pk› sa¤l›k
alan›nda oldu¤u gibi e¤itim
alan›nda da kad›nlar› en
önemli kurbanlar haline getiriyor. Kad›nlar hem ö¤renci, hem veli, hem de ö¤retmen olarak paral›, cins
ayr›mc› ve gerici e¤itim sisteminin
olumsuzluklar›na
maruz kal›yorlar. Kad›nlara
birinci görevlerinin annelik
ve ev kad›nl›¤› oldu¤unu
söyleyen cinsiyetçi iflbölümü, e¤itim sistemiyle de pekifltiriliyor. E¤itim, ders kitaplar› her düzeyde cinsiyet-
çi malzemelerle dolu. E¤itim sistemi kad›n ö¤retmenlerin s›rt›na a¤›r yükler bindirirken, Milli E¤itim Bakanl›¤› ve tüm düzeylerdeki
okullar piyasac›, gerici erkek
yöneticilerin egemenli¤inde.
E¤itim hakk›
engelleniyor
Paral› e¤itimin
yükü kad›nda
Kad›n emekçi
erkek yönetici
Piyasac›, cinsiyetçi e¤itim sistemi kad›nlar› ö¤renciler olarak birinci hedef haline
getiriyor. Türkiye, kad›nlar›n e¤itim hakk›n›n önündeki birçok geleneksel engel nedeniyle, kad›n okumaz yazmazl›¤›n›n hala
çok yüksek oldu¤u bir ülke. Okur yazar olmayan nüfus yetiflkin erkeklerin yüzde
11.2’sini olufltururken, kad›nlar›n yüzde
28’i okuma-yazma bilmiyor. Böylece ülkemizdeki okur yazar olmayan nüfusun yüzde 66’s›n› kad›nlar oluflturuyor. Üstelik e¤itimin paral› hale gelmesi, k›z çocuklar› için
bilgiye ve mesle¤e eriflimi giderek daha da
lüks haline getiriyor. Ülkemizde say›lar› 1
milyonu bulan 4-18 yafl aras›ndaki özürlü
çocuklar›n 30 bin kadar›n›n e¤itilebildi¤i ve
bunlar›n büyük bir ço¤unlu¤unun k›z çocuklar› olmad›¤› da biliniyor.
E¤itim-Sen’in “2006-2007 E¤itim-Ö¤retim Y›l› Bafl›nda E¤itimin ve E¤itim Emekçilerinin Durumu” bafll›kl› raporuna göre,
Türkiye’de ilkö¤renimden yararlanamayan
çocuklar›n yüzde 70’ini k›z çocuklar› oluflturuyor.
Yine ayn› araflt›rmaya göre, son 5 y›lda
ilkö¤retimde yeni kay›t yapt›ran ö¤renci say›s› k›z ö¤rencilerde yüzde 4, erkek ö¤rencilerde yüzde 3 artm›fl. Ancak bu oran daha yüksek e¤itim kurumlar›nda düflüyor.
Ayn› befl y›l içinde orta e¤itime kay›t yapt›ran erkek ö¤renci say›s› yüzde 5 artarken,
ayn› oran k›z çocuklar›nda sadece bunun
yar›s› kadar art›yor. Yani yafl›tlar› erkek çocuklardan çok daha çabuk büyüyerek, yetiflkin görüntüsüne kavuflan k›z çocuklar,
okuldan ayr›l›p tekstilde, atölyede çal›flmaya ilk verilen çocuklar oluyor. Özellikle
k›rsal bölgelerde “haydi k›zlar okula” kampanyalar› düzenleyen devlet, tar›m kesimini çökerterek k›z çocuklar›n okuldan al›n›p
tarlaya ve kocaya verilmesini teflvik ediyor.
Piyasalaflm›fl e¤itim sistemi, kad›nlar›
veliler olarak da büyük bir yükün alt›na sokuyor. Tüm hayat›n› ve gelece¤ini çocuklar›n› okutmaya adam›fl kad›nlar, paral› e¤itim sisteminin yükünü, para veremedikleri
okullarda s›n›f ve tuvalet temizleyerek s›rtlamaya çal›fl›yor. Okullar›n her türlü parasal
talebiyle do¤rudan do¤ruya karfl› karfl›ya
kalan kad›nlar, aile bütçesinden çocuklar›n
e¤itimi için ayr›lan ve 2 milyar› aflan masraf› karfl›lamak için kendi temel ihtiyaçlar›ndan k›s›yorlar. Astronomik servis ücretleri
ve okul sonras› paras›z bak›m hizmetlerinin
olmamas› nedeniyle kad›nlar bütün çal›flma
hayatlar›n› ilkokul ça¤›ndaki çocuklar›n›n
okuldan gelifl gidifl saatlerine göre ayarlamak zorundalar. Özellikle aile deste¤inin
olmad›¤› büyük kentlerde okul ça¤›nda çocu¤u olan kad›nlar, k›sm› zamanl› ve düflük
ücretli ifllere mahkumlar. Okul sistemi, kad›nlar›n annelik rolünü “s›n›f annesi” ad› alt›nda da alabildi¤ine istismar ediyor.
E¤itim, kad›nlar›n a¤›rl›kl› istihdam edildi¤i alanlardan birisi olmas›na karfl›n, e¤itim bütünüyle erkeklerin egemenli¤i alt›nda. Bugüne kadar tek bir kad›n Milli E¤itim
Bakan› görmeyen Türkiye’de kad›n e¤itimciler toplam ö¤retmenlerin yüzde 45’i. Ancak her 100 yöneticiden sadece 5 tanesi
kad›n. Karadeniz, Güneydo¤u ve Do¤u
Anadolu'daki okullarda ise tek bir kad›n
müdür yok. Evdeki baba otoritesi, okulda
yine erkek otoritesiyle pekifltiriliyor. Kad›n
ö¤retmenler çal›flma ve aile hayatlar›nda
birçok zorluk yaflarken, sözleflmeli kad›n
ö¤retmen ayr›mc›l›¤a u¤rad›¤›nda, kadrolu
ö¤retmenin yararland›¤› mazeret izni, sevk
rapor gibi birçok haktan yararlanam›yor.
Gebelik gibi gerekçelerle verimi düfltü¤ü ve
gelifl gidiflleri aksad›¤›nda kolayca iflten ç›kart›labiliyor. Müdürler örne¤in bilgisayar
branfl›ndaki kad›n ö¤retmenlere, “evde de
yap›yorsun” gerekçesiyle bilgisayar odas›n›
temizleme sorumlulu¤u da yüklüyor.
‹ S T ‹ Y O R U Z !
n Okul bölgelerinde e¤itim emekçilerinin ve bölge halk›n›n
yararlanabilece¤i paras›z bebek bak›m üniteleri ve krefller
aç›lmal›
n Ücretsiz do¤um izni alan ö¤retmenlerin emekli kesenekleri
devletçe ödenip emeklilikten say›lmal›
n ‹fle alma, terfi ve yükselmelerde kad›n ö¤retmenlere pozitif
ayr›mc›l›k uygulanmal›
n E¤itimin her düzeyindeki ders kitaplar› cinsiyetçilikten
ar›nd›r›lmal›, e¤itim fakültelerinde ve hizmet içi e¤itimde
fiiddete
u¤rarsan›z
aray›n!
fiiddet, ço¤u kad›n›n gündelik hayat›n›n bir parças›.
Afla¤›da kad›na yönelik fliddetle mücadele eden baz›
dan›flma merkezlerinin adres ve telefonlar› var. Hiçbir
kad›n›n ihtiyaç duymamas› umuduyla
n Alo 183: Tüm illerdeki SHÇEK Aile
Dan›flma merkezlerine
ulaflmak mümkün.
n Adana Barosu
Kad›n Hukuku
Komisyonu
Tel: 0 322 351 21 21
n Ankara Barosu
Kad›n Haklar› Kurulu Tel: 0 312 311 51 15
n Antalya Kad›n Dan›flma ve
Dayan›flma Merkezi
Tel: 0 242 248 07 66
n Bal›kesir Küçükkuyu Kad›n
Dayan›flma Merkezi
Tel: 0 286 752 68 63
0 286 217 18 20
n ‹stanbul Kad›köy Belediyesi
Kad›n S›¤›na¤›
Tel: 0 216 414 38 61
Mor Çat› Kad›n S›¤›na¤› Vakf›
Tel: 0 212 292 52 31
‹stanbul Barosu Kad›n Hakla-
r› Uygulama Merkezi
Tel: 0 212 292 77 39
0 216 414 68 53
n ‹zmir Bornova
Belediyesi Kad›n
Dan›flma Merkezi
Tel: 0 232 461 47 94
Karfl›yaka Kent
Meclisi Kad›n
Dayan›flma Merkezi
Tel: 0 232 330 58 18
‹zmir Barosu Aile ‹çi fiiddete
Karfl› Çal›flma Grubu
0 232 463 00 14 Dahili: 247
n ‹zmit Kad›n S›¤›na¤›
Tel: 0 262 322 17 91
0 262 322 39 82
n Mersin Barosu Kad›n
Hukuku Komisyonu
Tel: 0 324 231 31 27
0 324 231 19 65
n Samsun Barosu Kad›n
Haklar› Komisyonu
Tel: 0 362 432 14 45
toplumsal cinsiyet konusu zorunlu ders olarak yer almal›
n K›z çocuklar›n ve kad›nlar›n e¤itim hakk›n›n önündeki
piyasadan ve piyasa d›fl›ndan kaynaklanan tüm engeller, kamusal
politikalarla ortadan kald›r›lmal›
n Cinsel taciz ve kad›nlarla çocuklara karfl› fliddet konusu ö¤retmenlerin mesleki e¤itiminin ve hizmet içi e¤itiminin parças›
haline getirilmeli
n ILO'nun “Kad›n ve Erkek ‹flçilere F›rsat Ve Davran›fl Eflitli¤i
Sa¤lanmas›” sözleflmesi onaylanmal›
ORIANA FALLACI
Bir kad›ndan mektup var
Ben insanca yaflam için
kendini halka adayan bir devrimcinin efliyim. Bunun hem
onurunu hem de zorluklar›n›
yafl›yorum. Hayattan kendim
için beklentimden çok k›zlar›m
Emek ve Ada için beklentilerim
var. Amac›m onlar› okutabilmek. Eflim hapishane koflullar›n›n etkisiyle hastalan›p vefat etti¤i için ben geçimimi ondan
kalan maafl ile sa¤lamaya çal›fl›yorum.
Eflimi kaybetti¤im ilk günler
panikledim. Maddi gücüm hiç
yoktu. Ama sonra iki tane güzel ak›ll› k›z›m› düflünerek hayata tutundum.
Tek servetim iki k›z›m›n dürüst ve ahlakl› olarak okumas›.
Tek bafl›ma k›z›m› okutmak tabii ki zor, burs yok, e¤itim paral› hale getiriliyor. Onun için
slogan›m ivedilikle paras›z e¤itim. Ben s›rf bunun için Hal-
kevleriyle k›fl›n Ankara’ya meclise gittim. Baflka ne gerekirse
de yapar›m, çünkü ben çocuklar›m için güzel bir gelecek istiyorum. Ben sadece cehaletten
korkar›m baflka fleyden korkmam. Bu cesaretimi ayn› zamanda eflimden de al›yorum.
Bütün kad›nlara sesleniyorum, kad›nlar çocuklar›n› kuca¤›na als›nlar ve sokaklara ç›ks›nlar. Çocuklar›n› iyi yetifltirmek istiyorlarsa soka¤a ç›kmaktan korkmas›nlar.
“Bir kad›n olarak benim ülkem yoktur, bir kad›n olarak da
bütün dünya benim ülkemdir”.
Bütün dünyadaki kad›nlar›n bu
hayat› de¤ifltirecek kadar güçlü
oldu¤unu biliyorum.
Son olarak Halk›n Sesi çal›flanlar›n›n hepsini çok seviyorum. Hepimizin yolu aç›k olsun.
Okmeydan›’ndan Lale Çay›r
KARS D‹GOR
“Do¤mam›fl bir
çocu¤un” annesi öldü
Tacizci müdür
a盤a al›nd›
“Senden korkuyorum...Seni
çok beklediysem
de karfl›lamaya asla haz›r olmad›m...Ya do¤mak
hofluna gitmezse?” Türkçe dahil
birçok dile çevrilen
ve oyunlaflt›r›lan
“Do¤mam›fl
Bir
Çocu¤a Mektup”
kitab›n›n yazar›,
eski savafl muhabiri ‹talyan yazar Oriana
Fallaci, 15 Eylül’de öldü. “Dünyan›n en iyi
röportajc›s›” olarak tan›nan Fallaci, “Mektup” isimli anlat› kitab›n› kendi hayat›ndan yola ç›karak yazm›fl; yaln›z ve gebe
bir kad›n›n iç dünyas›n› anlatm›flt›. Fallaci
son y›llarda yazd›¤› kitaplar nedeniyle afl›r›
‹slam karfl›tl›¤› ve ›rkç›l›kla suçlanm›flt›.
Taciz iddialar›
nedeniyle Zonguldak Ere¤li’sinden,
Kars’›n Digor ilçesine sürülen Milli
E¤itim
Müdürü
Enver Batur hakk›nda iki kad›n ö¤retmene tacizde bulundu¤u iddias›yla soruflturma aç›ld›. Batur,
a盤a al›nmadan önce flikayetçi ö¤retmenlerden birisi hakk›nda ilçeyi izinsiz
terk etti¤i gerekçesiyle maafl kesme cezas› verdi. Digor ilçesine ba¤l› Bacal› köyünde stajyer ö¤retmenlik yapan ve Batur ile
ayn› lojmanda kalan bekar ö¤retmen
G.D. ile Merkez Anaokulu Müdiresi M.T.,
müdür hakk›nda kendilerine tacizde bulundu¤u iddias›yla flikayette bulundular.
Batur, a盤a al›nmadan hemen önce
flikayetçi ö¤retmen M.T.’nin maafl›n› kesme cezas› verdi.
DÜNYA KADIN YÜRÜYÜfiÜ
AMARGI 3 AYLIK DERG‹
Avrupa koordinasyon
toplant›s›
Militarizme kad›n
gözlü¤ünden bakmak
Dünya
Kad›n Yürüyüflü’nün en
son
2-4
A r a l › k
2005’te ‹stanbul’da
yap›lan Avrupa Koordinasyonu
toplant›s›
bu kez 2022
Ekim
2006’ta
Bask ülkesinde gerçeklefltirilecek. Toplant›da Avrupa koordinasyonunun örgütlenmesi ve iflleyifli ile önceki toplant›da öncelikli konular olarak saptanan “kad›na yönelik fliddet” ve “güvencesiz çal›flma” konular›nda
yap›lacak çal›flmalar planlanacak.
Amargi dergisinin 2. say›s› militarizm dosyas›yla
yay›nland›. Dosyada militarizm Lübnan'dan
Türkiye'ye, asker efllerinden kay›p annelerine, vicdani redcilerden ders kitaplar›na, sanat tarihinden futbola uzanan genifl bir yelpazede ele al›n›yor. Dosyadaki baz› yaz›lar flunlar: "Kay›p Annelerinin fiiddete Tan›kl›¤›", "Asker Türkleri ve
Onlar›n Asker Kardefllerini Kim Do¤uruyor?" , "Güçlü Ailenin Hayali" , "Sanat Tarihinde Kahraman Erkek Esteti¤i", "Penis
‹deolojisi: Militarizm". Dergideki di¤er
bafll›klar flunlar: Avrupa Birli¤i ve eflitlik
politikalar›, kad›n kurultay› ve fuhufl konferans›.
21 Eylül
3 Ekim
8 DÜNYA
Ba¤lant›s›zlar ABD’ye
karfl› Küba’da
ABD’li iflçiler sa¤l›k
hakk› için grevde
n ABD’nin Sacramento kentinde 8
bin çal›flan, 5 Eylül’den bu yana grevde. 14 bin kiflinin çal›flt›¤› Sacramento’da örgütlü befl ayr› sendikan›n oluflturdu¤u sendikal birli¤in bafllatt›¤› grevin, bölgede on y›llard›r yap›lan en
büyük iflçi eylemi oldu¤u söyleniyor.
Kent yönetimi sa¤l›k harcamalar›n›n 5
y›ll›k yeni toplu sözleflmenin d›fl›nda
b›rak›lmas›n› ve sa¤l›k harcamalar›n›n
cepten yap›lmas›n› önerince anlaflmazl›k patlak verdi. ABD’de sa¤l›k harcamalar› büyük bir h›zla art›yor ve yönetimin önerisi, iflçiler için saat bafl›na
2.5 dolarl›k kesintiye denk geliyor.
Bugünün Ba¤lant›s›zlar Hareketi, Küba-Venezüella-Bolivya ekseni ile,
tehdit al›ndaki Ortado¤u ülkelerini ve uluslararas› alandaki rollerini ilerletmek isteyen bir dizi kapitalist ülkeyi bir araya getiriyor. Hareket, ABD
hegemonyas›n› geriletebilecek platform olma iddias›nda
Küba’n›n ev sahipli¤i yapt›¤› 14. Ba¤lant›s›zlar Hareketi Zirvesi, 11-17 Eylül tarihleri aras›nda yüzün üstünde
ülkenin kat›l›m›yla gerçekleflti.
‹ki kutuplu dünyan›n dengelerinde hareket etmek üzere 45
y›l önce kurulan ve
SSCB’nin çözülmesinin ard›ndan
ifllevini
yitiren
Ba¤lant›s›zlar Hareketi, flimdi de
ABD’nin yükselen
sald›rganl›¤›na karfl›
bir a¤›rl›k merkezi
oluflturmaya çal›fl›yor.
Zirvede,
Hareket’in baflkanl›¤› üç
y›ll›¤›na Küba’ya devredilirken, biri nihai
deklarasyon olmak üzere befl
belge anlaflmayla kabul edildi.
‹ran’›n nükleer program›;
Lübnan ve Filistin davas›;
Venezüella, Küba ve Bolivya’n›n egemenli¤ine dönük
emperyalist tehditlerin masaya
yat›r›ld›¤› zirvede ABD ve ‹srail sald›rganl›¤› hedef tahtas›na oturtuldu.
Lübnan lideri Emil Lahud’un “‹srail’in yenilmezlik
efsanesini y›kt›k” diye konufltu¤u zirvede, Hareket’e üye
118 ülke ‹srail’i sert flekilde
k›narken Lübnan ve Filistin’e
desteklerini sundular. Ba¤lant›s›zlar, her ülkenin
bar›flç›
amaçlarla nükleer program
g e l i fl t i r m e
hakk› oldu¤unu belirterek,
Tahran'a da
destek verdiler.
Zirvenin
karar met i n l e r i n d e
ABD’nin Venezüella’daki istikrars›zlaflt›rma faaliyetlerine
verdi¤i
destek
k›nand›.
ABD’nin Küba’ya uygulad›¤›
ambargo ve Küba’ya yönelik
terör eylemlerine verdi¤i destek de elefltirilirken, ABD’nin
BM’deki veto yetkisini s›n›rland›rma ça¤r›s› yap›ld›. Karar metnine eklenen bir maddeyle de, sa¤ muhalefetin sal-
d›r›s›yla karfl› karfl›ya bulunan
Bolivya’n›n Evo Morales hükümetinin desteklendi¤i aç›kland›.
Ba¤lant›s›zlar
Hareketi,
1961’de Yugoslavya, M›s›r ve
Hindistan önderli¤inde, ABD
ile SSCB aras›nda bir denge
platformu olma iddias›yla
dünya sahnesine ç›km›flt›. Bu
iddias›na karfl›n, üçüncü dünya ülkelerinin kapitalist s›n›rlara sahip bir birli¤i olarak
kalan Ba¤lant›s›zlar, ilk baflta
Çin taraf›ndan desteklenmiflti.
Küba'n›n kat›l›m›yla 80'lerde
SSCB'ye yak›n bir çizgi izleyen
birlik
SSCB'nin
çöküflünden sonra etkisini
yitirdi.
Ba¤lant›s›zlar›n
bir
döneminden miras kalan
biçimsel platform, emperyalist
sald›rganl›¤›n t›rmanmas› karfl›s›nda uluslararas› alanda
geliflen savunma refleksleri ve
Küba-Venezüella ekseninin
emperyalizme karfl› uluslararas› birlik ça¤r›lar›n›n da
etkisiyle bir yeniden flekillenme ve etkinleflme sürecine
girmifl bulunuyor.
Brezilya, Hindistan,
Güney Afrika kol kola
n Brezilya ve Hindistan, 12 Eylül'de
milyonlarca dolarl›k ticaret anlaflmalar›
imzalayarak ikili iflbirli¤ini pekifltirdi.
‹ki ülke teknoloji ve alternatif enerjide iflbirli¤i yapmak istiyor. Anlaflmalar
Hindistan
Baflbakan›
Manmohan
Sing'in, Brezilya ziyaretinin ilk gününde imzaland›. Hindistan, Brezilya ve
Güney Afrika da 13 Eylül'de üçlü bir
zirve yapt›lar. Zirvenin amac›, dünyan›n en büyük geliflmekte olan ekonomileri aras›nda yer alan bu üç ülkenin
ba¤lar›n› güçlendirmek.
Havana’daki zirveye 56’s› devlet baflkan› 114 ülke temsilcisi kat›ld›. ABD’nin iki belal›s›, Venezüella lideri Hugo Chavez ve ‹ran lideri Mahmut Ahmedinejad zirvenin en dikkat çeken isimleriydi.
‹srail, Filistin ve Lübnan’da stratejiler yeniden belirleniyor
Ortado¤u’da ikinci raunda do¤ru
‹srail’in Filistin ve Lübnan’a karfl› sald›r›lar› flimdilik durmakla birlikte kal›c› ateflkes koflullar› sa¤lanamad›. ‹srail, Filistin ve Lübnan’da savafl
sonras› hesaplaflmalar, emperyalistlerin gündeminde de BM üzerinden Ortado¤u masas›nda yer kapma mücadelesi var
BM askerleri Lübnan’a yerleflmeyi sürdürüyor ama ne ‹srail
Lübnan’dan çekildi ne de Bar›fl
Gücü’nün ne yapaca¤› netleflti.
Ateflkes, ‹srail’e, Hizbullah silahs›zland›r›lmad›kça çekilmeme ve
“savunma amaçl›” sald›rma hakk›
tan›yor. Kofi Annan’›n son raporunda ise, BM’nin silahs›zland›rma
konusunda askeri bir çözümü de¤il Hizbullah’›n da onaylayaca¤›
siyasi bir süreci tercih etti¤i belirtiliyor. Böylece ‹srail’in Lübnan’da kalaca¤› ve BM’nin ‹srail’e korumal›k yapaca¤›, her an
bozulmaya haz›r bir denge durumu a盤a ç›k›yor.
‹srail’de de baflar›s›zl›¤›n muhasebesi yap›l›yor. Ordu içinde istifalar yaflan›rken, parlamento bir
soruflturma komisyonu oluflturulmas›n› kararlaflt›rd›.
Lübnan’da ise birlik havas›n›n
sürdü¤ünü söylemek güç. ‹ç savafl
beklentileri abart›l› olsa da, Blair’in Lübnan ziyaretinde beliren
ayr›l›klar var. Baflbakan Sinyora,
Hizbullah’›n istenmeyen adam ilan
Selanik sokaklar›
özellefltirmeye isyanda
Yunanistan'›n Selanik kentinde
on binlerce gösterici hükümetin
özellefltirme politikalar›n› protesto
etti. Polisin gösterilere sald›rmas›
sonucu fliddetli çat›flmalar ç›kt›.
Protestolar özellefltirmelere karfl› ç›kan, yaflam koflullar›n›n iyilefltirilmesini ve göçmen haklar›n›n
tan›nmas›n› isteyen sendikalar›n ça¤r›s› ile
düzenlendi. Baflbakan Kostas Karamanlis'in bir ticaret fuar›nda yapaca¤› konuflmay› protesto etmek
üzere toplanan göstericiler, 3 bin
500'den fazla polisin korudu¤u
bölgede barikatlar› aflmaya çal›flt›.
B a fl b a k a n
Karamanlis,
k o n u fl m a s › n ›
sürdürürken,
öfkeli göstericiler,
hükümet
aleyhinde
sloganlar att›.
Bolivya patlamaya haz›r
Do¤algaz kamulaflt›rmas› ve
toprak reformu kararlar›yla emperyalistlerin ve Bolivya
oligarflisinin oklar›n›
üstüne çeken Morales
hükümeti zor günler
geçiriyor.
Kamulaflt›rma sürecini yürüten Enerji
Bakan› Soliz Rada
Brezilya’n›n ve Brezilya-ABD sermayeli
petrol flirketi Petrob-
ras’›n bask›lar› sonucu istifa etti.
Sa¤ muhalefetin, 8 Eylül’de dört
zengin eyalette bafllatt›¤› grevde de sol
ve sa¤ gruplar aras›nda çat›flmalar ç›kt›.
ABD destekli patronlar ve toprak sahipleri Kurucu Meclis’te
önemli bir oy say›s›na sahipler ve ilerici
süreci durdurmak istiyorlar.
2006
edilmesini istedi¤i Blair’le görüfltü
ve memnuniyetini dile getirdi.
Hizbullah üyesi iki bakan ve parlamento baflkan›, Blair'le görüflmezken, Blair ve Sinyora aleyhin-
de büyük bir gösteri düzenlendi.
Sadece Sünni siyasiler içinde
bir grubun BM ve Bat› yanl›s› bir
tutum içinde oldu¤u; Sünni’ler
içindeki di¤er grupla, H›ristiyanlar
ve
Hizbullah’›n
ise bu uzlaflmaya
karfl› oldu¤u biliniyor. Ancak iç
çat›flmaya gidecek
bir Sünni-fiii saflaflmas›n›n oldu¤unu
söylemek
güç. Halk savafl›n ‹smail HAN‹YE
yaralar›n› sarmakla u¤rafl›yor.
Filistin’de ise ‹srail sald›r›lar›
seyrek de olsa sürüyor. Abluka alt›nda bir insani kriz yaflayan Gazze’de üç ayl›k çat›flmalarda 50’si
çocuk 250 Filistinli, iki de ‹srail
askeri öldü.
Hamas’›n onlarca milletvekili
hala ‹srail hapishanelerinde tutulurken, ‹srail mahkemesinin tahliye karar› da reddedildi. Felç halindeki Hamas, Filistinli direnifl
örgütlerinin tutsak liderlerinin
FKÖ’nün sol kanat lideri Mervan
Barguti
öncülü¤ünde haz›rlad›¤› çözüm metni “Tutsaklar Belgesi”ni kabul etti.
Böylece Filistin’de
tüm örgütleri birlefltiren bir mutabakat hükümeti kurulacak. Ancak
‹srail, bir bar›fl sinyali de olan bu
metne güvenmedi¤ini aç›klad›.
Kimse uzun vadeli bir ateflkesten bahsedemezken gerçekleflen bu
iç düzenlemeler, bar›fltan çok yeni
bir savafl sürecinin ön haz›rl›klar›
olarak okunabilir.
NATO can derdinde
Afganistan’da gittikçe fliddetlenen direnifl karfl›s›nda s›k›flan NATO gücü acil asker yard›m›
istiyor. Ancak bu askerleri kimin sa¤layaca¤› konusunda bir uzlaflmaya var›lamad›
Afganistan’da befl y›ld›r süren iflgal, NATO’nun “imdat” ça¤r›lar›yla
iflas›n› ilan ediyor. ‹flgal gücü Taliban
gerillalar›n›n güneyde gittikçe fliddetlenen sald›r›lar› karfl›s›nda hiçbir ilerleme sa¤layamad›. NATO komutanlar› Taliban’la bafl edebilmek için en
az 2500 askere ve teçhizat yard›m›na
ihtiyaçlar› oldu¤unu aç›klasalar da ne
asker ne de teçhizat talepleri karfl›lanmad›. ‹flgalci komutanlar istenen
yard›m gelse dahi savafl›n en az befl
y›l daha sürece¤ini söylüyorlar.
En son NATO operasyonunda 20’nin üstünde iflgal
askeri 500 de Afgan direniflçinin yaflam›n› yitirdi¤i aç›kland›. Ancak, bu 500 kiflinin
ne kadar›n›n sivil ne kadar›n›n direniflçi oldu¤una dair
net bir veri yok. Acizleflen
iflgal kuvvetlerinin en ufak
bir tehdit karfl›s›nda çevrelerini yayl›m atefline tuttu¤u ve bu flekilde
gerçekleflen birçok kitle katliam›
oldu¤u biliniyor.
Ülkenin yeniden
yap›lanmas›nda
da en ufak bir
ilerleme sa¤layamayan iflgal gücü
için Afganistan’›n ikinci bir Irak batakl›¤›na dönüflmesi öngörülüyor.
‹flgalin bafl›nda, Afganistan’›n
ABD aç›s›ndan hem güç gösterisi
yap›lacak bir kolay lokma, hem de
Ortado¤u, Orta Asya ve Kafkas petrol havzalar›n›n kavfla¤›nda bir ileri üs
olaca¤› söyleniyordu. Oysa flimdi, iflgalcinin acizlik ve vahfletten baflka
gösterecek bir fleyi yok.
Bata¤a gönüllü
bulunam›yor
Afganistan'daki NATO komutanlar›n›n asker talebine tek yan›t
Polonya'dan geldi. Brüksel’de yürütülen tart›flmalar›n ard›ndan Polonya bin asker daha göndermeyi kabul ederken, asker göndermeyi
reddeden Almanya, ‹talya ve Türkiye üzerindeki bask›n›n art›r›laca¤›
sinyali verildi. ABD yaz aylar›nda
Güney Afganistan’› Kanada ve
‹ngiltere birliklerine
devretmiflti.
‹ngiltere’de mevcut birliklerinin ihtiyaçlar›n› karfl›lamamakla
elefltiriliyor.
Zimbabwe hükümeti:
‹nsanca yaflamak yok
n Zimbabwe’nin en büyük sendikas›
Zimbabwe Sendikalar Meclisi’nin
(ZCTU) ülkedeki insanl›k d›fl› yaflam
koflullar›n› protesto etmek için eylemlere bafllayaca¤›n› aç›klamas›n›n ard›ndan, genel sekreter Wellington Chibebe tutukland› ve eylemler engellendi.
ZCTU yüzde 1000’lik enflasyonun ve
vergilerin düflürülmesini, ücretlerin iyilefltirilmesini ve AIDS’le savafl için
ilaç sa¤lanmas›n› istiyor. Ancak hükümet bu taleplere bask›yla yan›t vermeyi tercih etti. Ülkede yaflam beklentisi
30 y›l, yetiflkinlerin yüzde 20’si AIDS
hastas› ve açl›k yaflan›yor.
Ahmedinejad Caracas’ta
n Küba’daki Ba¤lant›s›zlar Zirvesinin
ard›ndan Venezüella’ya geçerek muadili Hugo Chavez’le bir araya gelen ‹ran
lideri Mahmut Ahmedinejad, iki ülke
aras›ndaki ekonomik iliflkileri güçlendiren 29 iflbirli¤i anlaflmas› imzalad›.
Yaklafl›k 1,5 milyar dolar de¤erinde bir
petrokimya tesisi, otomobil fabrikas›,
bisiklet fabrikas› inflaas›; ayr›ca iki milyon dolar bütçeli bir ortak kalk›nma
fonu kurmak da projeleri aras›nda.
‹kilinin Caracas buluflmas›n›n ABD’yi
fazlas›yla rahats›z etti¤i kesin.
AKP ‹spanyol çiftçiyi
bile isyan ettirdi
n Türkiye'de f›nd›k için belirlenen taban fiyat›n›n çok düflük oldu¤unu düflünen ‹spanyol f›nd›k üreticileri AKP
hükümetini protesto etti. Karadenizli
üreticilere destek veren ‹spanyol çiftçiler, AKP’nin belirledi¤i fiyat oran›n›n
‹spanya'daki f›nd›k al›mlar›n› yar› yar›ya düflürdü¤ünü söylediler. AB yetkililerine de ça¤r›da bulunan ‹spanyol
üreticiler, fiyatlar›n yukar› çekilmemesi
halinde Brüksel'e yürümekle tehdit etti.
21 Eylül
3 Ekim
2006
EKONOM‹ 9
Rövanfl...
Umar KARATEPE
[email protected]
T
Hükümet y›l›n ikinci çeyre¤ine dair aç›klanan büyüme oranlar›yla fiyaka yap›yor ama halk “niye bizim ekonomimiz
büyümüyor” diye soruyor. S›cak para girifline ve ithalata ba¤›ml› büyüme sürecinin bedelini halk ödüyor
Babacan ve sermaye kesimleri
bedelini halka
ödettikleri büyüme rakamlar›n›n
keyfini sürüyorlar
Y›l›n ikinci
çeyre¤ine (Nisan-Haziran)
iliflkin büyüme oranlar›
aç›kland›.
Türkiye ‹statistik
Kurumu’nun verilerine göre ülke
ekonomisi bir
y›lda
yüzde
7.5 oran›nda
büyümüfl. Bu rakam›n aç›klanmas›n›n
ard›ndan hükümet hem
Frans›zlar kâr
kokusu ald›
Devletin sosyal güvenlik hizmetlerini çökerten
düzenlemelerin ard›ndan
özel sigortac›l›k sektöründeki hareketlilik sürüyor.
Hazine Müsteflarl›¤› Sigortac›l›k Genel Müdürü Ahmet Genç, sigortac›l›k sektöründe sonbaharda Frans›zlar›n 2 flirket kurmay› istediklerini aç›klad›. Genç, yabanc›
sermayenin geçti¤imiz y›ldan beri Türkiye'deki sigortac›l›k
sektörünü
yak›ndan
izledi¤ini,
kendilerine
bununla ilgili so-
rular yönelttiklerini, bu y›l›n ilk yar›s›ndan itibaren
de Amerikan, Alman ve
Frans›z flirketlerin sektöre
girdiklerini aktard›. Yabanc›lar›n sektöre girifliyle birlikte as›l de¤iflimin 2007
y›l›nda görülece¤ine iflaret
eden Genç, “Bu devler
Türkiye'de herhalde bir
de¤iflime imza atacaklar. Sonbaharda sektörde Frans›zlar 2
flirket kurmak arzusundalar. Bu sayede
pazar,
önümüzdeki
günlerde harekete geçecek”
d i y e
konufltu.
enflasyonu düflürüyoruz hem
de büyüyoruz diye böbürlenmeye bafllad›. Büyüme
rakamlar›n›n do¤ru olup olmad›¤›na ve TÜ‹K’in güvenilirli¤ine dair tart›flmalar
sürüyor. Ancak bu tart›flmalar bir yana yaflanan büyüme süreci ülke ekonomisini
uçuruma sürükleyen kimi
sonuçlar do¤uruyor. Türkiye
ekonomisi, d›fl aç›klarla ve
borçlarla kol kola büyüyor.
Sanayi d›fla ba¤›ml›
Büyümenin en yüksek
oranlarda gerçekleflti¤i kalemlere bak›ld›¤›nda tehdit
aç›kça ortaya ç›k›yor. Büyümenin lokomotifinin yüzde
7.7 büyüyen sanayi kesimi
olmas› ilk bak›flta hay›rl› gibi görünüyor. Ancak Türkiye sanayisi tamamen d›fla
ba¤›ml›. Yani kulland›¤› ara
mallar›n, makinelerin, teknolojinin büyük bir bölümünü
d›flar›dan ithalat yoluyla karfl›l›yor. Böylece bu sektörde
gerçekleflen büyüme ithalat› da korkunç derecede artt›r›yor. Nitekim TÜ‹K’in rakamlar›na göre “rekor” büyüme sa¤lanan üç ayda,
devletin ithalat vergisi geliri yüzde 14.2 artm›fl.
Kara delik büyüyor
Büyümeye efllik eden ithalat art›fl› d›fl aç›klar› da
büyütüyor. Y›l›n ilk yedi
ayl›k dönemindeki aç›k,
2005’in ayn› dönemine göre
yüzde 45 art›flla 21 milyar
dolara ulaflt›. K›sacas› Türkiye büyüdükçe d›flar›ya satt›¤›ndan daha fazla almak
zorunda kal›yor. Hükümet
ise tehlikeyi görmezden gelerek, bu durumun sorun olmad›¤›nda, önemli olan›n bu
aç›klar›n d›fl ve iç borçlar
ile finanse edilmesi oldu¤unda ›srar ediyor.
BÜYÜME HALKI BORÇLANDIRIYOR
“Satt›¤›ndan fazlas›n›
alan”›n tek çaresi borçlanma. D›fl aç›k büyüyüp b›ça¤›n s›rt› keskinlefltikçe
borçlar
ve faizler yükseliyor. Y›l›n ilk alt›
ay›nda borçlar 15
milyar dolar› artt›.
Borçlar› tüm ver-
gilerin 4’te 3’ünden fazlas›n› yüklenen emekçiler
ödüyor. “Cüzdan›” büyüyenler ise d›fla ba¤›ml› sanayiciler,
ara mal ve makine satan uluslararas› tekeller ve
devlete para satan
sermaye gruplar›.
Kredi balonu patlayacak
Halk kredi kartlar›yla ve tüketici kredileriyle yaflamaya mahkum edilirken vatandafl›n hanesine giren her
dört liran›n bir liras›ndan fazlas› banka borcu. Bankalar flimdi dört köfle ama bu balon her an patlayabilir.
Geçti¤imiz günlerde aç›klanan büyüme rakamlar›nda dikkat çekici olgulardan biri de tüketim harcamalar›n›n artmas›.
Ancak bu art›fl hükümetin iddia
etti¤i gibi halk›n refah›ndaki art›fl›ndan kaynaklanm›yor. Tüketim harcamalar› halk›n bankalara borçlanmas›yla flifliriliyor.
Bankalar birli¤inin aç›klamas›na göre vatandafl›n bankalara
olan borcu ortalama olarak gelirinin dörtte birini geçti. 2004 y›l›nda bankalara olan borç bir
hanenin gelirinin onda biriydi.
Bankalar›n sadece bireysel
kredi kartlar›yla yap›lan harcamalar nedeniyle tüketicilerden
olan toplam alacaklar› 20 milyar
YTL s›n›r›n› aflt›. Bankalar›n kredi
kart› alacaklar› y›l bafl›ndan 1 Ey-
lül'e kadar olan dönemde toplam 3 milyar 233 milyon YTL'lik
art›fl kaydetti.
Tüketici kredileri ise bu y›l›n
ilk sekiz ayl›k döneminde toplam 14 milyar 270 milyon YTL
artt›. Konut kredilerinin 8 milyar
482 milyon YTL büyüdü¤ü bu
dönemde tafl›t kredilerindeki art›fl 490 milyon YTL'de kald›. Di¤er krediler ise 5 milyar 296 milyon YTL artt›. Tüketicilerin bankalara kredi kartlar› ve tüketici
kredisi nedeniyle olan toplam
borçlar› y›l bafl›ndan bu yana 17
milyar 505 milyon YTL büyüdü
ve 63 milyar 11 milyon YTL'ye
ç›kt›.
Ayn› dönemde bat›k tüketici kredileri yüzde 51.2, bat›k
kredi kartlar›n›n tutar› ise yüzde
25.5 artt›. Bat›k kredilerin oran›n›n giderek artmas› kurulan
sahte saadet zincirinin kopmaya yaklaflt›¤›n› gösteriyor. Hükümet ise bu zincirin seçimlere kadar kopmamas› derdinde.
Çünkü reel bir gelir art›fl›na dayanmayan ve kredilerle tetiklenen
tüketim
ile
yüksek büyüme oranlar› yakalan›yor. Böylece hem bankalar memnun
ediliyor, hem de
halk›n yoksullu¤unu hissetmesi erteleniyor.
“Kapitalizm kendi kuyru¤unu yiyor”
Sendika.Org Cumhuriyet gazetesindeki yaz›lar›ndan tan›d›¤›m›z Ergin Y›ld›zo¤lu ile bir söylefli yapt›. Y›ld›zo¤lu, emperyalist-kapitalist sistemin dünya çap›nda
yaflad›¤› krize ve krizin olas› sonuçlar›na dair ilginç de¤erlendirmelerde bulundu. Sendika.Org’da yay›nlanan bu söyleflinin k›sa bir özetini yay›nl›yoruz
bir art› de¤er yarat›yor. Ama burada bir iki sorun var. Savafl sanayi 2. Dünya Savafl›’ndaki gibi
ABD ekonomisindeki yeri kadar
büyük de¤il. Ayr›ca savafl sanayinin bütün di¤er sermaye
gruplar›n› kendi projesine
Irak’› y›karak olmaz. Y›k›m›n çok
büyük olmas› laz›m. Asl›nda böyle olunca yine ayn› yere geliyor.
Kimin ülkesi y›k›lacak?
Savafl harcamalar› çok faydal›
harcamalar. Çünkü emekten gelen
bir bas›nç yaratmadan
B
U B‹ R
ÖP
DI
R
ak›l olarak düflünmeyip bir organizma olarak düflünürsek bunun
refleksleri belli; kar maksimizasyonuna gidecek. Baflka bir do¤al
e¤ilimi yok. Sorun 20.yy’da Refah
Devleti ve Keynesci politikayla
çözüldü. Bizim bildi¤imiz sosyal
demokrasi de bunu ürünüdür. Ancak bunun için bir tür siyasetçi
gerekiyor. Sermayeye “uzun dönemli ç›karlar›n›z ad›na sizi biraz
s›k›nt›ya sokaca¤›m” diyecek.
fiimdi bu yok. Toplumsal bir bas›nç bunu zorlayabilir. New Deal
döneminde hem bu hem de yükselmekte olan yeni bir rejim olas›l›¤› yani Sovyetler Birli¤i vard›.
fiimdi bunlar da yok.
“Y›k›c› tüketim” dengeleyici
bir güç olarak ne kadar etkili
olabilir. Savafllar silahlanma…
Avrupa’y› y›kmay› becerebilirlerse bütün bu fazla sermayeyi
emer. Ama Lübnan’› y›karak
R
Yaklaflan krizin içeri¤inden
sözedelim önce.
Kapitalizm afl›r› üretim krizini
mali fliflmeyle bast›r›yordu. Yine
afl›r› üretim krizi geliyor ve bunu
bast›racak herhangi bir mekanizmalar› kalmad›. Ola¤anüstü bir
kredi y›¤›flmas›, yani mali fliflkinlik var dünyada. Herkesin ödünü
patlatan bu fliflkinli¤in patlamas›.
Böyle durumlarda sermayenin
afl›r› üretim kapasitesinin yok edilmesi laz›m. Kapitalizm ulus devletler aras›na bölünmüfl. Bu yüzden önemli bir sorun “kimin kapasitesinin yok edilece¤i”. Otomotivde kapasite fazlas› var. Demirçelikte uzun süredir var. En
önemlisi öncü teknolojilerde, cep
telefonlar›nda, bilgisayarlarda var.
Keynesçilik mi geliyor?
G›rtla¤›na bas›p da ayaklanmad›¤›n zaman sermayeden bu tür
bir politika ç›kmaz. Sermayeyi bir
O RT A
JI
fiimdi tekrar
kapitalizmin
klasik sorunuyla karfl›
karfl›yay›z.
Emekçilere
yüklenseler
zor. Zaten
çok yoksullaflt›rm›fl vaziyetteler.
ikna etmesi laz›m. Ki ABD ‘den
de gördü¤ümüz bu gerçekleflmiyor. Amerikan d›fl politika seçkinleri öbür tarafa geçmifl durumda.
Fazla kapasiteyi imha için tüketimin tahrikinden baflka bir
rasyonel yol yok mu diyorsunuz?
Bir yol daha var. O da flu anda olmaya bafllad› asl›nda. Enflasyon. Enflasyonu emekten kaynaklanmayacak baflka bir yerden körükleyebilirseniz e¤er borçlu olanlar›n borçlar› h›zla erimeye bafllar.
Amerikan›n paras› de¤er kaybedince borçlar› azal›yor. Burada
Ortado¤u savafl›n›n s›rlar›ndan bir
tanesini görmeye bafll›yoruz. Petrol krizinin her tetikleniflinde enflasyon da tetikleniliyor. Ve bu yeterince uzun tutulabilirse bir grup
sermaye ve borç tasfiye edilebiliyor. Yani kendi kuyru¤unu yiyerek yaflamaya çal›flan bir yarat›k
var burada…
ürkiye Cumhuriyeti Merkez Bankas›’n›n ‹stanbul’a tafl›nmas›na
dair polemik giderek büyüyor.
Ali Babacan, Merkez Bankas›’n›n tafl›nmas›n› duyururken, “ba¤›ms›z” Merkez Bankas›’n›n konudan “bihaber”
baflkan› Durmufl Y›lmaz geliflmeleri
medyadan ö¤reniyor.
Ankara Ticaret ve Sanayi Odalar› tafl›nma projesine hararetle karfl› ç›karken
‹stanbul sermayesi ve finans çevreleri
bankan›n tafl›nmas›n› destekliyorlar.
Tafl›nmay› savunanlar›n tezleri k›saca
flöyle: Finans kurumlar›n›n merkezi ‹stanbul’da ve birçok geliflmifl ülkede
Merkez Bankalar› baflkentten de¤il o
ülkenin finans merkezlerinden yönetiliyor. Merkez Bankas›’n›n ‹stanbul’a tafl›nmas› da sadece bir yer de¤iflikli¤i
plan› de¤il bu kenti uluslararas› bir finans merkezi yapacak kapsaml› bir
projenin parças›. Projenin finans kesimi
için “müjdeli” k›s›mlar› ise Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ile Kaynak
Kullan›m›n› Destekleme Fonu kesintisini s›f›rlamak. Beklenen, çokuluslu finans tekellerinin ‹stanbul'a akmas›. Yani bir kez daha “Yaflas›n s›cak para”.
Efendiler, kuyru unuza m bas ld ?
MB’nin ‹stanbul’a tafl›nmas›na en ciddi
itirazlar Ankara’n›n sermaye çevrelerinden geldi. Merkez Bankas›’n›n tafl›nmas› ile Ankara’n›n ekonomik dinamizmini yaratan “kamu” a¤›rl›¤›n›n giderek azalaca¤› bir sürecin bafllayaca¤›ndan endiflelenen bu çevreler “Yar›n
Baflkenti de ‹stanbul’a tafl›rs›n›z” diye
seslerini yükseltiyor, tart›flmay› “Cumhuriyet’in rövanfl›n› alma çabas›”
olarak formüle ediyorlar. “Ulusalc›”
düsturlarla muhalefet eden bu çevrelerin bir di¤er itiraz› da MB’nin “ba¤›ms›z”l›ktan uzaklafl›p finans piyasas›n›n
bask›s› alt›na girecek olmas›. Oysa MB
ba¤›ms›zl›¤› denen fley zaten “siyasetten ba¤›ms›z”l›k, yani finans piyasalar›na tam teslimiyet idi. “Siyasetten ba¤›ms›z” Merkez Bankalar› 1990’lar ile
beraber ayn› anda, dünyan›n dört bir
yan›nda “fiyat istikrar›”n› temel amaç
olarak belirlediler ve bu amaç do¤rultusunda “paran›n muslu¤unu k›smak”
d›fl›nda hiçbir ifle yaramayan kurumlara
dönüfltüler. Hiçbir “ba¤›ms›z” Merkez
Bankas› “istihdam hedeflemesi” veya
“yat›r›m hedeflemesi” gibi politikalar›
gündemine almad›. “Ba¤›ms›z” Merkez
Bankalar›’ndan “sermaye hareketlerine
denetleme getirece¤im” diyeni duyan
oldu mu?
fiimdi “ba¤›ms›zl›k” ad›na MB Ankara’da kals›n diyorlar. Kimse kimseyi
kand›rmas›n! MB ba¤›ms›z falan de¤il
ve sermayenin “ba¤›ms›zl›k” kavram›
“özerklik, üst kurullar, yönetiflim” gibi
2000’li y›llar›n moda literatürünün parças›. fiu anda Türkiye ekonomisinin
yüzde 65’lik sürecini üst kurullar belirliyor. Halk seçimlerde pafla pafla sand›¤a
gitsin ve “çeflitli” ekonomi politikalar›n› aç›klayan siyasetçilere oy versin. Oy
verdikleri partiler ekonomik süreçlerin
yüzde 35’ini yönetebiliyorlar, yar›n etkileri daha da az olacak. Üst kurullar ve
“ba¤›ms›z” Merkez Bankas› -ister ‹stanbul’da ister Ankara’da- giderek ekonomik süreçlerin tamam›na mali oligarfli
ad›na el koyuyor. Bu kurumlar›n yönetiminde söz sahibi olanlar ise Roma köle devletinde oy hakk› olan “gerçek vatandafllar›ndan” bile az say›da.
Evet bu bir rövanfl ama “laikli¤e karfl›
fleriatç›lar›n” de¤il; Avrupa iflçi s›n›f›n›n
kanlar›yla zafere ulaflt›rd›¤› genel oy
hakk› mücadelesine karfl› rövanflt›r.
1923’de kurulan Cumhuriyet ile Türkiye iflçi s›n›f› bu hakk›n “silik” bir kopyas›n› “kavgas›z dövüflsüz” elde etmiflti
ancak kavgas›z dövüflsüz teslim etmeyecek.
KISA... KISA...
ABD’de çöküfl
alametleri art›yor
n ABD'nin d›fl ticaret a盤›, Temmuz
ay›nda 68 milyar dolara yükselerek yeni bir rekor k›rd›. ABD Ticaret Bakanl›¤›’n›n aç›klad›¤› verilere göre, yüksek
petrol fiyatlar›n›n Amerika'n›n ayl›k
petrol faturas›n› tarihinin en yüksek seviyesine getirmesinin etkisiyle, Temmuz ay›nda d›fl ticaret a盤› beklentilerin de üzerine ç›karak
68 milyar dolara ulaflt›.
ABD’nin sadece petrolden kaynaklanan d›fl ticaret a盤›, Temmuz ay›nda
tarihin en yüksek
ikinci seviyesine
ulaflt›.
En yoksulu bizim iflçi
n D‹SK Birleflik Metal-‹fl Sendikas› taraf›ndan yap›lan araflt›rmaya göre, Türkiye iflgücü maliyetlerinin en fazla geriledi¤i ülke oldu. Araflt›rmada, Türkiye, birim bafl›na iflgücü maliyeti konusunda, 25 Avrupa Birli¤i ülkesi ve birlik d›fl›ndaki OECD ülkeleriyle karfl›laflt›r›ld› ve Türkiye’nin, 2000 y›l›ndan
bu yana iflgücü maliyetlerindeki yüzde
12.6’l›k azalma ile iflçilerin en fazla
yoksullaflt›¤› ülke oldu¤u ifade edildi.
Gevfleyen muhalefetin s›k› disiplini üzerine
Samut KARABULUT
Eylem
disiplinine
uymas›
gerekenler,
sadece
kat›l›mc›lar
de¤ildir. Eylemi
yönetenler de
eylem
disiplinine
uymakla
yükümlüdürler.
Soruyoruz:
“Eylem
disiplini,
tedirginli¤e
kap›larak, keyfi
biçimde, ilan
edilen
programdan
vazgeçmeye ve
at›lan geri
ad›mlara
boyun e¤me
zorunlulu¤u
mudur?”
T
ürkiye Ortado¤u batakl›¤›na batt›kça, egemenler
içeride daha sert politikalara yöneliyor. Toplumsal muhalefete dönük bask›lar birden artmaya bafllad›. Savafl karfl›t› gösterilere sert müdahaleler gündeme
geldi. Muhaliflere dönük linç k›flk›rtmalar› artt›. DTP’nin mitingleri
yasakland›, yar›da kesildi. 30
A¤ustos’a do¤ru, baflta C.Cerrah
olmak üzere polis müdürleri bu
sertlik çizgisini bizzat uygulamaya
giriflti. (Son olarak Diyarbak›r’da
patlayan bomba bu bask›c› sürecin nas›l kirli biçimlerde devam etti¤inin bir baflka göstergesidir.)
Türkiye tezkere süreciyle bu koflullarda yüz yüze geldi. Halk›n hemen hemen tümü yine tezkereye
karfl›yd›. Ancak bu kez ABD’nin
epeyce “silkeledi¤i” egemenler
çok daha uyumlu ve haz›rl›kl›yd›lar. Toplumsal muhalefet ise, daha zorlu koflullarla karfl› karfl›yayd›. Buna ra¤men, egemenlerin,
AKP’nin ve ‹slamc›lar›n iflbirlikçilikleri teflhir edilerek yeniden güçlü
bir odak yarat›labilir ve solda yaflanan düflüflün durdurulabilece¤i
bir zemin oluflturulabilirdi. Oysa
geliflmeler, düflüflü durdurmak bir
yana, toplumsal muhalefetin etkisizli¤inin ve krizinin derinleflti¤i bir
biçimde cereyan etti.
Çeflitli grup, çevre ve kitle örgütleri ve Halkevciler tezkere oylamas›
öncesinde çeflitli protestolar gerçeklefltirdiler. “Emek Platformu”
ise ortak bir karar veremeyip ayr›flt›. TMMOB ve KESK toplumsal
muhalefete öncülük etmekte istekli ve atak davranmad›. ‹lerici
emek örgütleri oylamaya ancak
birkaç gün kala bir araya geldiler
ve TTB’nin 5 Eylül’de tüm Türkiye’yi kapsayan genifl kat›l›ml› bir
eylem önerisine karfl›n, Ankara’da
s›n›rl› kat›l›ml› bir gösteri yapma
karar› ald›lar. Böylece eylemin yasak savma kabilinden gerçekleflece¤i belli olmaya bafllam›flt›.
‹lerici emek örgütlerinin yetersiz
çizgisine ra¤men, özel bir dönemin içinden geçildi¤inin bilincinde
olan Halkevciler, zaten düflüfl içindeki toplumsal muhalefeti iç çat›flmaya ittirecek ve toplumsal
muhalefetin yanl›fl bir flekilde ayr›flmas›na yol açacak bir tutuma
girmemeye özen gösterdiler.
Farkl› önerilerle gelen çeflitli çevre
ve gruplara bu tutumlar›n› bildirdiler. 5 Eylül’deki tezkere oylamas› s›ras›nda, önce Kurtulufl Park›’ndan K›z›lay’a yürüyüfl yap›lmas› ve ard›ndan yap›lacak bir flenlik-
le oylaman›n sonucunun beklenmesi fleklindeki program› yetersiz
bulmalar›na ra¤men, buna kat›lacaklar›n› duyurdular.
Bu tutumun arkas›nda ne vard›?
Bugünün Halkevleri, bir demokratik kitle örgütü, esas olarak da
son dönemlerde dünyada da örnekleri oluflmaya bafllayan ve yeni
toplumsal hareketler içinde yer
alan bir “taban örgütüdür”. Halkevleri, toplumsal muhalefetin
içinde hep bu konumuna uygun
bir flekilde yer ald›. Kendisini di¤er
ilerici emek örgütleriyle eflit bir
pozisyonda gördü. Bazen mütevaz›, bazen öncü roller üstlendi.
Politikalar›n›n temel eksenine daima toplumsal muhalefetin bütününün ilerlemesi için gerekenleri
koydu. Bir yandan, (paras›z e¤itim
ve sa¤l›k kampanyas›; Filistin ve
Lübnan halk›yla dayan›flma kampanyas› gibi) kendi ba¤›ms›z politikalar›n› izledi, bir
yandan da toplumsal muhalefetin bütünsel hatt›nda (savafl karfl›t›
mitigler gibi) yer
ald›. Toplumsal
muhalefetin bütünlü¤ünü bozmad›. Genel eylemliliklere gücü
oran›nda kat›lma
prensibini hep korudu. Dar grupçuluk yapmad›. Bu
do¤rultuda, bugüne dek siyasal parti ve gruplar›n, dar grupçu zihniyetlerle demokratik kitle örgütlerini devre d›fl› b›rakma, by-pass etme anlay›fllar›na (siyasal gruplar platformu,
yasal gruplar/partiler birlikteli¤i gibi) prim vermedi. Devrimci ilkelerinden taviz vermeden toplumsal
muhalefetin en ileri ve en genifl
birli¤ini savundu. ‹lkesiz-gerici (islamc›larla, devlet güdümlü sendikalarla) birliklere karfl› hep tav›r ald›.
5 Eylül günü kortej K›z›lay’a yaklaflt›¤›nda, Ankara Emniyet Müdürü’nün talimat›yla, mitingin
flenlik bölümünün sürdürülmesini
sa¤layacak ses araçlar›n›n alandan uzaklaflt›r›lmak istendi¤i haberi ulaflt›. Son süreçte, polisin
keyfi bask›lara yöneldi¤ini bilen
Halkevciler, buna engel olmak
için kortejin ön taraf›na yürüdüler.
Fakat ses araçlar› alan›n d›fl›na ç›kar›lm›flt›. Halkevciler bir süre polisi protesto ettiler ve daha sonra
yerlerine döndüler. Bu esnada,
polise ses araçlar›n› bizzat teslim
eden TMMOB Baflkan› Mehmet
So¤anc› ve D‹SK Bölge Temsilcisi
Tayfun Görgün baflta olmak üzere, pani¤e kap›lan yetkililer, Halkevcileri engellemek için kürsüden ve afla¤›dan çeflitli engelleme
giriflimlerinde, sözlü ve fiili tacizlerde bulundular. Halkevciler bu
tahriklere kap›lmad›lar. Ard›ndan,
bu yöneticiler tertip komitesinin
di¤er üyelerine dan›flmaks›z›n, bireysel inisiyatifleriyle mitingi yar›da kesip, flenlik yapmadan da¤›lma karar› ald›lar.
Ayr›flt›rma politikalar› ve hatalar
‹flbirlikçi politikalardan ekonomik
krize kadar toplumun ola¤anüstü
gerilece¤i ve egemenlerin son derece s›k›flacaklar› yeni bir döneme
girildi. Bu dönemde, egemenlerin
politik tercihlerinde sola yer yok.
Bunun gere¤i olarak, özellikle
TMY süreciyle birlikte, devlet top-
lumsal muhalefeti en genelde iyice karikatürlefltirmeyi ve ayr›flt›rarak ezmeyi hedeflemektedir. Egemenler toplumsal muhalefeti
kendi içinde “düzenle uyumlu unsurlar” ve “düzen aç›s›ndan tehlikeli unsurlar” olarak bir kez daha
ayr›flt›rmaya
yönelmektedir.
(1995’lerde bu ayr›flmay› “silahl›
sol–silahs›z sol” olarak yapmaya
çal›flm›fl ama baflaramam›fllard›).
Bugünlerde toplumsal muhalefetin içinde yeniden belirlenen “tehlikeli unsurlar” kategorisinde yer
alanlar ezilmeye çal›fl›lmaktad›r.
Geride kalan karikatür muhalefetin ise “nadide varl›klar” halinde
özenle korunmas›, AB iliflkilerinin
gere¤idir. “Demokrasi” göstergesi olarak zorunludur. Bugün do¤ru tav›r, bir yandan bu tarihsel dönemeçte diri ve genifl ufuklu bir
muhalefet yürütürken, di¤er yandan da toplumsal muhalefete yönelik bu gerici ayr›flt›rmaya meydan vermeyecek bir çizginin izlenmesi olmal›d›r.
Miting komitesi, alana giren ses
düzenini polise geri vererek aç›kça yanl›fl yapm›flt›r. Hiç kimsenin
toplumsal muhalefeti bu denli
aciz düflürmeye hakk› yoktur. Miting yönetimi Halkevcilerin ç›k›fl›n›
polis karfl›s›nda eylemin elini güçlendirecek bir tutum olarak de¤erlendirmek yerine, panik yaflam›fllard›r. Baz› yöneticiler polisle
yaflanmas› gereken gerilimin yönünü Halkevcilere çevirmifllerdir.
Gösterinin panikleyen birkaç yöneticinin keyfi tutumuyla yar›da
kesilmesi bir skandald›r.
Halkevciler eylem disiplinini çi¤nemekle suçlan›yor. Eylem disiplini,
eylem öncesinde/eylem s›ras›nda/eylem sonras›nda demokratik
mekanizmalar›n
iflletilmesiyle
mümkündür. “Ben yapt›m, olduculukla” de¤il. Yani eylem disiplinine uymas› gerekenler, sadece
kat›l›mc›lar de¤ildir. Eylemi yönetenler de eylem disiplinine uymakla
yükümlüdürler. Soruyoruz: “Eylem disiplini, tedirginli¤e
kap›larak, keyfi biçimde ilan edilen
programdan vazgeçmeye ve at›lan
geri ad›mlara boyun e¤me zorunlulu¤u mudur?” Baflkalar›n›nkini bilmeyiz ama Halkevcilerin anlay›fl› bu de¤ildir.
TMMOB, D‹SK ve KESK baflta olmak üzere ilerici emek örgütlerine
egemen anlay›fllar›n bugüne dek
izledikleri çizginin zaafiyetleri ortadad›r. Bu örgütlerin her geçen
gün daha da “gerileyen statükolar›n›n” korunmas› üzerine kurulu
muhalefet anlay›fllar›n›n toplumsal muhalefeti getirdi¤i yer bellidir. Kriz derinlefltikçe bu çizgi toplumsal muhalefetin düflüflünü daha da h›zland›racakt›r. Bu geri tutumlar›n iflaret etti¤i as›l nokta ise,
muhalefetin merkezinde iyice derinleflen politik krizdir
Ancak bu genel do¤runun yan› s›ra, Mehmet So¤anc›, ‹smail Hakk›
Tombul ve Tayfun Görgün gibi
baz› yöneticiler, bu olumsuz gidiflte özel ve simgesel roller oynamakta olduklar›n›n fark›nda olmal›d›rlar.
Güçlü bir ideolojik/politik çizginin
olmad›¤›, kurumsal yap›lar›n zay›f, taban inisiyatiflerinin üretken
olmad›¤› dönemlerde kiflisel önderlikler/temsil konumlar› belirle-
yici etkiye sahiptir. Bu dönemde
de ilerici sendika ve meslek örgütlerinin iyice bürokratikleflen seçkinleri, son y›llarda –bilinçli yada
bilinçsizce- örgütlerini STK’laflt›rma yönünde güçlü bir e¤ilim sergiliyorlar. “STK’c›l›k” etraf›nda
oluflan ekonomik hareket alan› ve
statü iliflkileri bu yöneticilerin politikalar›n› örgüt içinde etkili hale
getirmelerine yard›mc› oluyor, bireysel etki alanlar›n› ve otoritelerini geniflletiyor. Bu temel, üyesi olduklar› siyasi partiler ve yap›lar
karfl›s›ndaki inisiyatiflerini de art›r›yor. Geleneksel sol merkezlerin
genel “sa¤c›l›¤›”, sözkonusu yöneticilerin özel politikalar›n›n kolayca bu merkezlerin genel tutumuna indirgenebilmesine neden
oluyor. Elbette geleneksel sol
merkezlerin bu flah›slar›n siyasi ve
maddi olanaklar›ndan yararlanabilmek için onlar›n bu tutumlar›na
göz yummaya gönüllü olduklar›
da ayn› foto¤raf›n di¤er yüzünü
oluflturuyor.
Bu konuda en belirgin örnek
ÖDP’li TMMOB Baflkan› Mehmet
So¤anc›’n›n, “odalar›n siyaset
yapmay› b›rakarak mesleki rollerine geri dönmeleri” fleklindeki 40
y›ll›k statükocu anlay›fl›d›r. Türkiye
Ziraat Odalar›n›n, hatta Fiskobirli¤in dahi son derece etkili bir siyasal rol oynad›¤› ve en halisinden
siyaset yapt›¤› bu dönemde, bu
zihniyetin gerili¤i ortadad›r.
Burada as›l ç›k›fl noktas›, bu geriletici k›s›r döngüyü k›racak yeni
toplumsal hareketlerin gelifliminden esinlenen düzen d›fl›-devrimci politikalara yönelmek olmal›d›r.
Bu yönelimin ilk ad›m›ysa bürokratlaflman›n göstergeleri olan
“meslekçilik” ve “uyumluluk” de¤il; aksine devrimci/sosyalist politikan›n en genelde yeniden do¤ufl
sanc›s› çekti¤i bu süreçte her
alanda bu politikleflmeyi “derinlefltirme” ve ayn› zamanda “statükoculu¤u k›ran” h›rç›nl›klara karfl›
empatik yaklaflma becerisini gösterebilmekle bafllar.
Toplumsal muhalefetin her eylemi ve yöneticilerinin izledikleri çizgi ve tutumlar elefltiriye aç›kt›r.
Kimse bundan gocunmamal›d›r.
Halkevciler bundan sonra da, bugüne dek izledikleri çizgi çerçevesinde, üzerlerine düflenleri yerine
getirmekten geri durmayacaklar,
tüm elefltirilerine ra¤men, toplumsal muhalefetin tüm bileflenleriyle mücadele arkadafll›¤›na
dört elle sar›lacaklard›r.
“Finale yaklafl›rken”...
S
onbahar beklendi¤i üzere h›zl›
aç›ld›. T. Erdo¤an’›n incileri de
birer birer dökülmeye bafllad›.
Ama bir tanesi, kendi emellerini
ve genel gidiflin anlam›n› sergilemesi aç›s›ndan kritikti: “Finale yaklafl›rken...” Bu
laf, önümüzdeki dönem ve sonras›ndaki
de¤iflimin derinli¤ini sergilemesi aç›s›ndan son derece vecizdir.
Lübnan’a asker gönderme tezkeresinin
Meclis’ten pürüzsüz geçmesi T. Erdo¤an’›n iç ve d›fl siyasette elini güçlendirdi.
ABD Baflkan› Bush ile çektirece¤i foto¤rafta, bacak bacak üstüne atma hareketini daha bir afili yapabilecektir art›k. Üstelik Bush’a “Orduyla iyi geçiniyorum,
medyay› da arkama ald›m, bana gönülden/cepten ba¤l› 350 milletvekilim de
var. ‹fllerinizde benimle birlik yap›n. Benden daha iyi iflbirlikçi bulamazs›n›z. Bunun için bana birazc›k destek olman›z
yeterli” diyebilecektir. Ancak dengelerin
her an de¤iflebilme olas›l›¤›n›n çok yüksek oldu¤u Ortado¤u’da T. Erdo¤an’›n
at›ld›¤› macera Türk ve Kürt halklar›n›n
gelece¤ini tehdit etmekte. Erdo¤an, bu
macerada ABD’ye güvendi¤i kadar Ortado¤u’daki ‹slamc› gruplar›n AKP iktidar›n› tehlikeye atacak giriflimler yapmayaca¤›n› da hesap ediyor. Burada bir hesap
hatas›n›n oldu¤u aç›k. Gerek ABD gerekse de ‹slamc› gruplar Erdo¤an’› geçici bir
figür olarak görüyorlar. Kendini kal›c›
zanneden sadece Erdo¤an. Günü geldi¤inde –ki o gün çok da uzak olmayabilironu da süpürmekten çekinmeyecekler.
Öte yandan Lübnan ve Afganistan’da
girilecek yeni durum Genelkurmay Baflkan› Büyükan›t’a istedi¤inden çok daha
elveriflli bir atmosfer haz›rl›yor. Güneydo¤u’ya y›¤d›¤› 250 bin asker ve Kürt soru-
nunun çözüm(süzlü¤)ü noktas›nda ald›¤›
inisiyatif Lübnan misyonuyla daha da
güçlendi. Üstelik Lübnan’da oluflacak bir
olumsuzlu¤un maliyeti ona de¤il, Erdo¤an’a ç›kar›lacak. Ancak Türkiye’nin
önündeki bir y›l dikkate al›nd›¤›nda
(Cumhurbaflkanl›¤› seçimi ve genel seçim) tüm bu giriflimlerin as›l nedeninin ve
do¤al olarak sonucunun ülke içi iktidar
mücadelesi oldu¤u görülecektir. Dolay›s›yla Büyükan›t önderli¤indeki Ordu, bu
dönemde bir k›sm› aç›kça görülebilen biçimde, iç siyasete çok daha do¤rudan
müdahil olacakt›r.
Büyükan›t ve Baflbu¤’un Ordu ad›na ald›¤› inisiyatif flimdilik (!) Kürt sorunu ile
yetinip, güçlü bir meflruiyet oluflturmay›
hedeflemekte. ‹rtica ve AKP ile mücadele
yine flimdilik (!) bir k›s›m medyaya ihale
edilmifl gözüküyor. Öyle ki Erdo¤an’›n
“askerlik yan gelip yatma yeri de¤ildir”
fleklindeki pervas›z gaf›na bile flöyle bir
ucundan de¤inip geçtiler.
Kuflkusuz Kürt sorunu, Türkiye egemenleri aç›s›ndan daha uzun bir süre
gündemlerinin ilk s›ras›n› iflgal edecek.
Amerika ile Ortado¤u üzerinden gelifltirilecek iflbirli¤inden beklenilen, PKK’ye
karfl› imha operasyonlar› ve Kürt halk›n›n
siyasal temsiliyetinin engellenmesidir.
Devletin, ABD ile “koordinatörlük” iliflkisi
içerisine girmesi bile tek bafl›na göstermektedir ki, Kürt sorununun muhatab›
Amerika’d›r. Ve icazet de ondan beklenmektedir. Genel seçimler düflünüldü¤ünde, T. Erdo¤an’›n Kürt sorununa bak›fl›nda tekrar “flahin” kesilmesi anlafl›lacakt›r.
“Kürtlerin hiçbir sorunu yok, tüm haklara
sahipler” türü laflar eden Baflbakan, milliyetçilik ve gericilikle azd›r›lan bir seçmen
kitlesine oynamaktad›r. Üstelik %10’luk
bir seçim baraj› da AKP’yi bölgede birinci parti yapmaktad›r. AKP’den bu dönem
yeni bir aç›l›m beklemek neredeyse imkans›zd›r. Gerekçeleri farkl› da olsa orduyla sa¤lam bir mutabakat dönemindeler.
AKP’nin ordu ile ABD arac›l›¤›yla sa¤lad›¤› mutabakat›n bir baflka uzant›s› da
K›br›s’ta ortaya ç›kt›. K›br›s’›n ABD aç›s›ndan, tüm do¤u Akdeniz’e ama özellikle
de Ortado¤u’ya uzanan dev bir uçak gemisi ifllevi gördü¤ü son Lübnan iflgali s›ras›nda bir kez daha belirginleflti. K›br›s’ta Denktafl’›n o¤lunun hükümetten
elimine edilmesi üzerine kurulu tezgah›n,
büyük satranç masas›nda AKP-ordu ittifak› arac›l›¤›yla Türk taraf›na yapt›r›lan
ABD-‹ngiliz patentli hamlelerden biri oldu¤u aç›k. Bu durum bile tek bafl›na,
ABD arac›l›¤›yla sa¤lanan son AKP-ordu
ittifak›n›n, çeflitli alanlardaki pazarl›k ve
tavizler üzerine kurulu kritik manevralar›n bir parças› oldu¤unu bir kez daha kan›tl›yor.
ABD’nin ‹ran operasyonunu planlad›¤›;
‹srail’in Lübnan ve Filistin’deki askeri hegemonyas›n› artt›rmaya çal›flt›¤› Ortado¤u’da genifl bir Amerikanc›-Sünni ittifak›n›n tesis edilmeye baflland›¤›; Irak’ta
mezhepler aras› gerici bir iç savafl tezgahlan›p, federalizm ad›mlar›n›n at›ld›¤›
bir dönemde; PKK’nin bölge konumu
nesnel olarak zay›flamakta. PKK’nin bu
koflullar alt›nda ABD veya AB flemsiyesi
alt›nda ilerlemeye çal›flmas› baflar› flans›
çok düflük reel-politik bir taktik.
Yavafl yavafl genel seçimlere kilitlenilecek olan süreçte, Kürt halk›n›n meflru siyasal temsiliyetini amaçlayan giriflimler
de kontgerilla provokasyonlar›yla engellenmeye çal›fl›lacak. Ateflkese haz›rlan›lan
süreçte Diyarbak›r’da patlat›lan bomba,
kirli savafl› devam ettirme iddias›n›n ne
kadar pervas›zlaflabilece¤inin kan›t›d›r.
Çözümün Türk ve Kürt halklar›n›n siyasal-sosyal-ekonomik, her konuda ortak
mücadelesinden geçti¤i aç›k.
Mezhepleri, dinleri, bölgeleri, halklar›
kamplara ay›rarak ve ay›rma ifllemini sürekli provokasyonlar gerçeklefltirerek kal›c›laflt›rmay› amaçlayan emperyalist siyaset tarz› hem genel ölçekte hem de lokal
olarak hakimiyet kazand›. K›sa bir süre
önce “karikatür krizi” ile alevlenen “medeniyetler çat›flmas›” safsatas› flimdi de
Papa’n›n laflar›yla tetiklenen yeni bir provokasyonla sahne ald›. Olas› geliflmeleri
ve sonuçlar›n› tahmin etmek hiç de zor
olmasa gerek. “Düflman” ‹slamc› kamp
radikalleflecek, emperyalist merkez kendini biraz daha genifl olarak yeniden organize edecek. Arada kalanlar emperyalist merkezlerle daha organik ve iflbirli¤i
yapmaya daha müsait hale gelecek.
‹flbirli¤i yapma konusunda da bizim
egemenlerimizin eline kimse su dökemez. AB’nin bekçisi ve köle iflçisi olmaya
aday Türkiye iflçisi için TÜS‹AD Baflkan›’n›n AB ülkelerine “niye bizimle daha
çok ilgilenmiyorsunuz” serzeniflleri art›k
“posta koyma” aflamas›na geldi.
TBMM’nin aç›lmas›yla birlikte ilk gündem
AB uyum yasalar›ndan arta kalanlar›n
geçirilmesi olacak. Ancak TÜS‹AD’›n, AB
gündeminin Meclis ile s›n›rl› kalmas›na
itiraz› var. Bu gündemi daha güçlü hale
getirebilmek için u¤rafl›yor. AKP’nin takkesini, cüppesini gazete sayfalar› arac›l›¤›yla çekifltirmek, bildi¤i en iyi flantaj
yöntemi. Kas›mpaflal› Erdo¤an’›n Bo¤az’›n yal› kültürü ile sosyal uyumu, Dolmabahçe’deki devlet ikametgah›n› kulla-
narak ancak bu kadar kurulabiliyor.
Ekonomide yeni bir krizin yaflan›p yaflanmayaca¤› ise bu dönem, her konuda
oldu¤u gibi genel seçimlerle iliflkili. ABD
için AKP ile devam etme yolunda verilecek bir karar ekonomi ile ilgili sorunlar›
suni yöntemlerle seçim sonras›na ertelemeyi hedefleyecektir. Yani, ülke ekonomisi emperyalizmin siyasal tercihleri do¤rultusunda b›çak s›rt›nda ilerlemeye devam edecektir.
Toplumsal muhalefet cephesinde ise,
giderek öne ç›kan bir sorun, “emek hareketinin zay›f temsili” yol t›k›yor. ‹deolojik/politik çizginin güçsüz, kurumlar›n zay›f, kitle dinamizminin üretken olmad›¤›
dönemlerde kiflisel önderlikler/temsil, toparlay›c› de¤il ama güçlü bir da¤›t›c› rol
kazand›r›yor. Böylesi zamanlarda, özellikle yasal kitle mücadelesini temsil eden (!)
flahsiyetler sadece kendisini seçenlere
karfl› de¤il, muhalefet güçlerinin tamam›na karfl› sorumlu olduklar›n› ara ara unutuyor. Sorumluluk bilinçleri, do¤ru ve tarafs›z inisiyatifleri gelifltirici oldu¤u kadar
sorumsuzluklar›, zaaflar› ve korkakl›klar›
de geriletici oluyor. Türkiye sol hareketi,
her iki türü de bolca gördü ve görmeye
de devam ediyor. Tarafs›z, ilerletici temsiliyetleri önünde tutmaya devam ederken, “zararl›” olanlar› da genifl bir yenilenmeci programla birlikte ay›klamas›n›n
gerekli oldu¤unu deneyimleri ile ö¤rendi.
Toplumsal muhalefetin ilerletici ve güçlendirici ortak misyonunu, bu t›kan›kl›¤›
aflmak için de sahiplenece¤iz. Kendi ba¤›ms›z çizgimizle, yenilenme sanc›lar› çeken toplumsal muhalefetin ortak program›n› derinlefltirmeye ve bütünlefltirmek
için çabalamaya devam edece¤iz.
Eflikteki Meksika:
‹kili iktidara
do¤ru
Dan La Botz
Miami Üniversitesi Tarih Profesörü
M
eksika, bir toplumsal baflkald›r›n›n efli¤inde duruyor. Baflkan aday› Obrador (AMLO)
“darbe” dedi¤i fleye karfl›, yeni bir cumhuriyet kurulmal› diyor. Meksika halk›, ciddi kararlarla yüz yüze.
Obrador, halk›n belki de sadece
dörtte birinin deste¤ine sahip göründü¤ü bir zamanda, Kurucu Meclis ve yeni
bir Cumhuriyet kurma ça¤r›s› yaparak
büyük bir risk ald›. Obrador’un s›n›ra
do¤ru yürüdü¤ü görünüyor; ama sorun,
s›n›r› aflmaya haz›r olup olmad›¤› ve halk›n onu izleyip izlemeyece¤i.
‹kili iktidar ilan›
AMLO 1 Eylül’de Zocalo Meydan›’nda toplanan yüz binlere flöyle seslendi: “Kendi hükümetimizi oluflturaca¤›z,
sahte hükümeti kabul etmiyoruz, halk›
gerçekten temsil eden bir cumhuriyet
kuraca¤›z.” Obrador daha sonra da, Ulusal Demokratik Kongre’nin bir “kurucu
meclis” haline gelece¤ini söyledi.
E¤er yeni bir cumhuriyet ilan edilirse,
o zaman biri Calderon, di¤eri de Obrador liderli¤inde iki hükümet olur. Böylesi
bir ikili iktidar durumu uzun vadede FoxCalderon hükümetinin düflmesine ya da
rakip hükümetin bast›r›larak tasfiyesine
yol açacakt›r.
‹ki hükümet aras›ndaki politik mücadele, iki farkl› ulusal ekonomi plan› ve iki
farkl› Meksika görüflü etraf›nda dönüyor:
neo-liberalizm taraftar› Fox-Calderon görüflü; ve Obrador’un, bir karma ekonominin unsurlar›n› sürdürecek ve kendisinin beflikten-mezara ad›n› verdi¤i bir
sosyal refah devleti kuracak olan program›.
Lopez Obrador, sosyal güvenlik ve
e¤itimin yan› s›ra enerji ve petrol sanayisinde de özellefltirmeye karfl› ç›k›yor. Çürümeyle savaflacak ve Meksikal› yetkililerin ve polisin yararland›¤› dokunulmazl›¤a son verecek yeni bir hükümet istiyor.
Devrime ç›kan yol mu? Ya da reform için radikal bir direnifl mi?
Lopez Obrador, bar›flç›l devrim ça¤r›s›yla, hem hükümeti olanaks›z k›lacak
kal›c› bir düflmanl›k yaratma hem de alternatif bir hükümetin ilan›, böylece de
yar›-devrimci bir durum yarat›lmas› yönünde riskli bir ifle girifliyor. Her iki durum da ciddi çat›flmalara gebedir.
Obrador’un partisi PRD, Calderon’un
baflkanl›¤›n› engellemek için gereken her
fleyi yapacaklar›n› ilan etti. Yan›t olarak,
PRI ve PAN, PRD’yi parlamentodan d›fllamak için harekete geçeceklerini söylediler. Daha da önemlisi, partinin yasal kimli¤ini elinden alacaklar. PRD’nin yasal
yetkilerinin elinden al›nmas› muhafazakar partilere özellefltirme programlar›n›
engelsiz biçimde ilerletme olana¤› tan›yacak. Parti, kendisini sil bafltan kurmaya
zorlanacak. Her iki durum da Meksika
solu aç›s›ndan y›k›c› olabilir.
Fox, PAN ve müttefiki PRI, Meksika
hükümetini, bürokrasisini, ordusunu ve
polisini kontrol ediyor ve bunlar› herhangi ciddi bir muhalefeti bast›rmak için kullanabilir. Meksika hükümeti 1994’ten
beri, orduyu Zapatista’lara, Chiapas’taki
ve Güney’deki genifl toplumsal harekete
karfl› kulland›. Obrador orduyu Meksika
yurttafllar›na bask› yapma yönündeki
emirlere uymamaya ça¤›rd›ysa da, kolluk
güçlerinin hükümete sad›k kalmamas›
için hiçbir neden yok. Meksika halk hareketlerini bast›rmak için 1959’da,
1968’de, 1976’da askeriyeyi kulland› ve
1994’te Zapatistalara karfl› orduyu ça¤›rd› ve bunun bir kez daha olamamas› için
hiçbir neden görünmüyor.
Örgüt var m›?
Muhalefet, Meksika hükümetiyle
mücadele etmeye yetecek bir güç ortaya
koyacak örgütlenme, yap› ve liderli¤e sahip görünmüyor. Mevcut direnifl boyunca, Mexico City’de devasa eylemler yap›ld›, ama bunlar baflkentle s›n›rl›yd›. PRD
bir seçim partisi oldu, bir toplumsal hareket üzerinde yükselmedi.
Meksika’da çok büyük ve önemli
toplumsal mücadeleler ve grevler var.
Ancak bu mücadeleleri yürütenler ço¤unlukla Obrador’un hareketine uzak
durdu¤u gibi yak›n duranlar için de Obrador’un bir liderlik pozisyonu yok.
Denge de¤ifltirilebilir
Güçler dengesi, uygun flartlar alt›nda
h›zla ve radikal biçimde de¤iflebilir. Son
on y›lda kitle hareketleri Latin Amerika’daki hükümetlerin de¤iflmesinde
önemli bir rol oynad›. Lopez Obrador yeterli güce sahip de¤ilse de, hükümetçe
yap›lacak bir hata muhalefet hareketine
birden bir yükselifl olana¤› tan›yabilir.
Lopez Obrador flu anda iyi bir yolda
ilerliyor, hükümete karfl› koyacak kadar
güçlü bir hareket yaratmaya girifliyor, erken bir çat›flmadan ve bask› ortam›ndan
kaç›n›yor ve ayn› zamanda zaman ve
müttefik kazanmaya çal›fl›yor. Önümüzdeki haftalarda, her iki cephenin de güçler dengesini kendi lehine çevirmeye çal›flmas›na flahit olaca¤›z.
MRZine’den özetleyerek çeviren Sendika.Org
cmy k
Fuat Saka’dan üçleme
“Ba¤›ms›zl›k” filmleri
Kitab› ihmal etmemeli
Grup Yorum sahnede
TÜRKÜLER SUSMAZ
B‹R TERS‹NE YÜRÜYÜfi
Karadeniz müzi¤inin önde gelen isimlerinden Fuat
Saka’n›n uzun süredir yay›nlanmam›fl ‘Arhaveli ‹smail’,
‘Perçem Perçem’ ve ‘Lazutlar
III’ albümlerinden oluflan
‘Fuat Saka Koleksiyon’ albümü yay›mland›. Albümde Naz›m Hikmet’in,
‘Akrep Gibisin Kardeflim’ , ‘Bir Hazin Hürriyet’
gibi fliirleri ile ‘Gesi Ba¤lar›’, ‘Dersim’, ‘Irmak S›ra’, ‘Kumbaromo’ , ‘Horona Gel’ gibi flark›lar›n
da aralar›nda bulundu¤u 31 parça yer al›yor.
‹stanbul Modern, Brezilya’n›n ba¤›ms›zl›k gününü kutlamak amac›yla
Eylül ay› boyunca Brezilya
filmleri gösteriyor. Her ne
kadar Eczac›bafl›na ait ‹stanbul Modern’le ba¤›ms›zl›k kavramlar› yanyana s›r›tsa da, gösterimlerde izlenmesi
gereken yap›mlar yer al›yor. Müzede, Walter
Salles, Fernando Meirelles gibi Brezilyal› usta
muhalif yönetmenlerin filmleri izlenebilir. Ayr›nt›l› program www.istanbulmodern.org’da.
Okullar aç›ld›, ders hengamesi bafllad›. Ama velilere hat›rlatal›m. Siz siz olun çocuklar›n›z› kitaptan mahrum b›rakmay›n. ‹flte
size taze ç›km›fl bir kitap: ‘Muhteflem ‹kili’. ‹smet Bertan’›n yazd›¤›
ve Gün›fl›¤› Kitapl›¤›’ndan ç›kan
kitap hayvanlarla insanlar›n iliflkilerini film tad›nda aktar›yor. ‹lkö¤retimin özellikle 3 ve 4. s›n›f ö¤rencilerine yönelik kitaptaki yedi öykünün her birinde farkl› bir canl›n›n dünyas›,
çevresiyle ve insanlarla iliflkileri içinde iflleniyor.
Y›llard›r tüm bask›lara ve k›s›tl› imkanlara ra¤men çizgisinden hiçbir zaman
ödün vermeden müzik yapan Grup Yorum 30 Eylül Cumartesi 20.30’da R›fat Ilgaz Aç›khava Tiyatrosu’nda bir konser verecek.
Biletleri 17 YTL’den sat›fla sunulan konserde
Grup Yorum birbirinden güzel flark›lar›n› seslendirecek.
12 Eylül darbesi üzerine yaz›lm›fl öyküleri bir araya getiren “Bir
Tersine Yürüyüfl: 12 Eylül Öyküleri” adl› kitap, Can Yay›nlar›’ndan
ç›kt›. Hürriyet Yaflar’›n yay›na haz›rlad›¤› kitap yirmi sekiz yazardan
k›rk dört öyküyü bir araya getiriyor. Kitaba Abidin Dino’nun iflkence desenlerinin yan› s›ra, Ahmet Erhan, fiükrü Erbafl, Ahmet Telli, Abdülkadir
Budak, Akif Kurtulufl gibi flairlerimizin dizeleri de
efllik ediyor.
B‹R KARADEN‹Z KLAS‹⁄‹
21 Eylül
3 Ekim
BREZ‹LYA BEYAZPERDEDE
DERSLER BAfiLADI AMA...
“”
2006
Darbe öyküleri
Bu ak›nt›ya set dayanmaz
Uzun süren sessizli¤i bozarak, haz›rlad›¤› “Tak›m Sözleflmesi”yle film setlerinin kap›s›n› afl›nd›rmaya bafllayan Sine-Sen, çal›flanlardan son
derece olumlu tepkiler al›yor. Sendikan›n Genel Sekreteri Ahmet Keskin çal›flmalar›n› ve amaçlar›n› Halk›n Sesi’ne anlatt›
Ç
al›flma yapt›¤›m›z iflkolunda çal›flma süreleri günde 17-18 saati
buluyor. Bu yo¤unluk içerisinde çal›flanlar›n sendikaya
gelememesi nedeniyle biz
setlere gidip çal›flmalar›m›z›
anlat›yor haz›rlad›¤›m›z deklerasyonlar› da¤›t›yoruz. Setlerde yönetmeninden çal›flan›na kadar herkes çok olumlu tepkiler verdi. fiu anda
sürecin bafl›nday›z yak›nda
setlerde tak›m sözleflmelerini
imzalatmaya ve üye yapmaya gidece¤iz. Bizi çok h›zl›
bir süreç bekliyor. Çünkü bu
piyasa birbirini çok h›zl› etkiliyor. Sözleflmeyi hayata
geçirmeye bafllad›¤›m›z anda
ilginin yo¤unlaflaca¤›ndan
flüphemiz yok. Biz Mart
ay›nda yönetime geldik ve
geçen alt› ayda yapt›¤›m›z
en önemli fley geçmifl yönetimlerden devrald›¤›m›z sendikaya karfl› oluflmufl güvensizli¤i k›rmak oldu. 92’den
bu yana sendika neredeyse
hiç çal›flma yapmam›fl. Uzun
bir aradan sonra insanlar yeniden sendikan›n kap›s›n›
Yüre¤in dinmeyen
türküsü: Ruhi Su
Mehmet Ruhi Su, 1912'de
Van'da do¤du. 1935’de Cumhurbaflkanl›¤› Orkestras›’na seçildi, konservetuar›n opera bölümünde de okudu ve daha sonra
da Devlet Operas›'nda çal›flt›, bir
süre radyoda türkü söyledi. Ruhi
Su, sosyalist dünya görüflü nedeniyle 1952-1957 y›llar› aras›nda 1951 TKP tevkifat› dolay›s› ile
hapis yatt›.
Söyledi¤i türkülerdeki siyasi
vurgular yüzünden aleyhinde
kampanyalar bafllat›lan ve iflini
kaybeden sanatç›, türküleri derleyip, yeniden yorumlama ifline
kendi bafl›na devam etti.
1975'te Dostlar Korosu’nu kurdu. 1978'den sonra üretti¤i kasetlerle halk müzi¤inin yayg›nlaflmas›na büyük katk›da bulundu. Ruhi Su, 12 Eylül yönetiminin engellemeleri yüzünden
yurtd›fl›nda tedavi flans› bulamad› ve 20 Eylül 1985'te öldü. Ruhi Su'nun cenaze törenine binlerce kifli kat›ld› ve cenaze 12 Eylül döneminin ilk büyük kitle
gösterisi haline dönüfltü.
Cenazede gözalt›na al›nan 163
kifli ‹stanbul siyasi flubede 15
gün süreyle gözalt›nda tutuldu.
20 Eylül 1985
çalmaya bafllad›. Gitti¤imiz
setlerde insanlara diyoruz ki;
“Gece 3’te de olsa sette bir
sorun yafland›¤›nda telefon
edin hemen oraya geliriz”.
Diziler, çal›flanlar›n en
yo¤un bask› alt›nda bulundu¤u yerler. Kanallar reklam
gelirlerini art›rabilmek için
dizileri 90 dakikaya ç›kar›yor. Oysa böyle bir uygulama dünyan›n hiçbir yerinde
yok. Dizi çal›flanlar›ndan bir
ayl›k ifli bir haftada bitirmeleri isteniyor. Yap›mc› flirketlerin ço¤u da buna çanak
tutuyor. Kültür Bakanl›¤›’n›n
bir yasas› var. Dizi ve filmlerde yap›mc› flirket çal›flanlar›n›n tümünün sigortal› oldu¤unu belgelemezse filme
yay›n izni verilmiyor. fiirketler kadrolu çal›flanlar›ndan
5-10 tanesinin sigorta belgesini gösterip izin al›yor. Bakanl›k ise kay›t d›fl› çal›flmaya göz yumuyor. Düflünüyoruz acaba Kültür Bakanl›¤›’nda film jeneriklerinde
yazan isimleri sayacak bir
adam yok mu? Stajyerlikte
de benzeri bir durum var
stajyer ö¤renciler aylarca ücretsiz çal›flt›r›l›yor. Oysa bakanl›kta bunun da yasas›
var. Önümüzdeki günlerde
bu konularla ilgili olarak da
bilgilendirme
toplant›lar›
yapmay› planl›yoruz.
Sadece birkaç istisna d›fl›nda çal›flanlara mesai ücreti
ve prim ödenmiyor.
‹fl
kanunlar›n›n
hiçbiri uygulanm›yor. Amac›m›z bu
kanunlar› 80 öncesinde nas›l
uygulatt›ysak flimdi
de
uygul a t mak.
Sine-Sen perdeyi açt›
Sine-Sen’in haz›rlad›¤› sözleflme çal›flma koflullar›n›n yeniden iyilefltirilmesini sa¤layacak
Sinema izleyicisi için
hep beyaz perdeye yans›yanlar önemlidir. Tv
dizilerinde hep oyunculardan yönetmenlerden
bahsedilir. Oysa bir de
beyaz perdenin arkas›nda
kalanlar, dizilerde görünmeyen sinema emekçileri var. Sinema Emekçileri Sendikas› (Sine-Sen),
par›lt›l› set ›fl›klar›n›n alt›nda çoktan beridir görülmeyen, görülmek istenmeyen, günlerce uykusuz kalarak, güvencesiz çal›flt›r›lan, kimi zaman ücretleri
ödenmeyen
sinema, dizi
ve reklam
emekçilerinin
haklar›n ›
Sine-Sen Genel Sekreteri
Ahmet KESK‹N
korumak için bir “tak›m
sözleflmesi” haz›rlad›.
Giderek canlanmaya
bafllayan sinema sektörü
ve özelikle de televizyon
dizilerinin yaratt›¤› hareketlilik film sektöründe
çok say›da kiflinin istihdam›na olanak sa¤lad›.
Ancak sektördeki da¤›n›kl›k ve kurals›zl›k haklar ve ücretler aç›s›ndan
önemli sorunlar yaratmaya bafllad›. Bunun üzerine bir süredir geliflmeleri izleyen sinema sektörünün tek sendikas› Sine-Sen bu duruma müdahale etme karar› ald›.
Sinema ve tiyatro alan›nda çal›flma yapan birçok
derne¤in de alt›na imza
koydu¤u “Tak›m Sözleflmesi” bir sette çal›flan
herkesin, ücretlerini tam
ve do¤ru almas›n›, sa¤l›k
ve kaza sigortalar›n›n
yap›larak, insanca koflullarda sanat›n› ve mesle¤ini yapmas›n›n sa¤lanmas›n› amaçl›yor.
Eylül f›rt›nas› tuvalde
Karfl› Sanat’ta düzenlenen “Geriye Bakmak” sergisi, darbeyi eksenine alan bir bak›flla, sanat›n ve
toplumun yaflad›¤› dönüflümü plastik sanatlar aç›s›ndan de¤erlendirmeyi amaçl›yor
78’liler Araflt›rma ve
Dayan›flma Derne¤i taraf›ndan düzenlenen ve “12 Eylül’ün 26. y›ldönümü etkinlikleri”nin bir parças› olarak haz›rlanan “Geriye
Bakmak” sergisi Karfl› Sanat Merkezi’nde bafllad›.
30 Eylül’e kadar aç›k kalacak serginin amac› 12
Eylül eksenli bir dönemi
plastik sanatlar aç›s›ndan
de¤erlendirmek.
Sergide,
1970’lerden
itibaren dünyada küreselleflme, neoliberalizm ve yenisömürgecilik yükselirken,
Türkiye’nin de sürece nas›l
çekildi¤i bütün sosyal çalkant›lar› ile birlikte gözlemlenebilir.
Sergilenen eserlere bakarken 70’lerde toplumun
tüm kesimlerini kapsayan
diresifl kültürünün, 12 Eylül müdahalesi ile fiili olarak nas›l de¤ifltirildi¤ini izlemek mümkün.
Serbest piyasa ve tüke-
KÜLTÜR/SANAT 11
ATMA
RECEP
[email protected]
Pek sevgili Recebimizi, isyan ettirdiler sevgili okur. Sen adama bu kadar yüklen, yok keneymifl yok Recebler alemiymifl üstüne git, tafl olsa isyan eder. Tarih böyle z›vanadan ç›kart›lan nice yi¤itler gördü.
Atma Recep okurlar› bilir felaket
unutuldu¤unda felakettir. Popstar
Ajlan vard› bir aralar… Adam›, kanal
kanal gezdirip e¤lendiler de ne oldu.
Patlad› sonunda çocuk “Ben deli de¤ilim makine mühendisiyim” diye.
Ne demifl bizim abuk subuk ithamlarla bunalt›lan Recebimiz “Ben
Recep de¤ilim Türkiye Cumhuriyeti’nin baflbakan›y›m”. Bu heder etti¤imiz kaç›nc› yi¤it. Biz ne zaman
adam olaca¤›z.
Bu aç›klaman›n üzerine Atma Recep emekçileri olarak araflt›rmac› gazetecilik damar›m›z kabard› ve bafllad›k “gerçek Recep”in izini sürmeye.
‹lk olarak büromuza kargo getiren
çocu¤a sorduk gerçek Recebi, “Allaha flükür ben de¤ilim abi” dedi. Sonra gerçek Recebi olaylar›n bafllad›¤›
yerde, Kas›mpafla’da aramaya karar
verdik. Yolda minibüsçüye sorduk
“Recebi tan›yo musun” diye. Dedi ki
Baflbakan. Olaylar› izah ettik, Baflbakan “bana Recep de¤ilim” diyor dedik, minibüsçü döndü “ne diyem
Mahmut mu diyem” dedi. Bakt›k ki
Çiçek Abbas’m›fl. Acaba biz de Recebe Mahmut mu diyek, köflenin de ismini Atma Mahmut mu yapsak.
Y›lmad›k sevgili okur ve araflt›rmalar›m›z› sürdürdük. Ama bu yi¤idin memleketinde “recep kim” diye
yaklaflt›¤›m›z herkes, “valla ben de¤ilim” diye topukluyor. Sonra anlad›k
iflin asl›n›. Lübnan’a asker gönderilmesini istemeyenler “Ç›karsa tezkere
recep gitsin askere” diyormufl. Ee,
memleketim insan› da hakl› olarak,
“ben de recep de¤ilim” diyor. Bizim
recep de saklanm›fl bir yerlerde dublörünü ç›kart›yormufl mitinglere.
Araflt›rmalar›m›z sonucu gerçe¤i a盤a ç›karman›n rahatl›¤› ile büromuza
döndük. Ama inan sevgili okur ayaklar›m›za kara sular inmifl, çal›flmaktan
göz kapaklar›m›z çökmüfl. Bir tart›flmad›r bafllad› “köfleyi kim yazacak”
flimdi diye. Önce biri kalkt› aya¤a
“Atma recep benim”. Sonra di¤eri,
bir di¤eri daha: “Atma recep biziz”
Bilim ve Gelecek
Ortado¤u semalar›nda
tim ekonomisinin etkisi ile
de¤iflen dönüflen sanat ortam›, devletten, bankac›l›k ve
“özel sektör” yönetimine
do¤ru evrilirken, sanatç›
öznenin yaflad›¤› de¤iflim
göze çarpan bir di¤er nokta. Sergide farkl› grup bafll›klar› alt›nda tüm sürecin
dinamik karakterlerini izle-
mek mümkün.
Sergi Pazar hariç hergün 11:0019:30 aras› ‹stiklal Cad.
Elhamra Han’da bulunan
Karfl› Sanat’ta izlenebilir.
Memleketteki bilim yay›nc›l›¤›n›n
yüz aklar›ndan ‘Bilim ve Gelecek’ yeni say›s›nda tarihi ve bugünüyle Ortado¤u’yu ele al›yor. Dergide Türkiye
solunun önde gelen Ortado¤u uzmanlar›ndan Ergun
Adakl›’yla yap›lm›fl zihin aç›c› bir
söylefli yer al›yor.
Ayr›ca Dr. Kenan
Atefl’in
‘Evrim
neden ABD ve
Türkiye’de az benimseniyor?’, Dr.
Alper Hasano¤lu’nun ‘Can S›k›nt›s›’,
Nalan Mahsereci’nin ‘Babil, Çin ve
Hint’te Pisagor Teoremi’ yeni say›n›n
ilgiyle okunacak yaz›lar›ndan.
. . . ‹ Z L E M E L ‹ . . . D ‹ N L E M E L ‹ . . . O K U M A L I . . .
Yeni ç›kan kitaplar, vizyona yeni giren filmler,
müzik marketlerde yerini
alan yeni albümler...
Reklamc›l›k sosuna bat›r›lm›fl sanatseverlik ard›na dönüp bakmay› pek
sevmez. Ancak kitaplar
da, filmler de, müzikler
de gerçek de¤erini ancak
zamanla bulur. Bu
köflemizi zamanda
s›nanm›fl eserlere ay›rd›k
cmy k
‹flçi s›n›f›na güneflli selamlar
Bir dünya ezgi: Manu Chao
yap›m› ‘GüPazartesiler’ Fernando Leon
De Aranoa imzas› tafl›yor. ‹spanya’da geçen
filmde lüks konutlar›n
infla edilmesi için tersaneleri kapat›lan 200
iflçiden alt›s›n›n öyküsü anlat›l›yor. Her biri
farkl› sorunlarla yaflam›n içinde tutunmaya çal›flan iflçiler asl›nda
neo-liberal küreselleflme döneminde ma¤dur
olan dünyan›n dört bir yan›ndan milyonlarca
iflçinin öyküsünü anlatmaktad›r.
solunun
iftihar›
Frans›z flark›c› Manu
Chao ‘Clandestino’
adl› albümüyle dünya müzik piyasas›nda esip gürlemeye
bafllad›¤›nda gezegendeki tüm solcular›n yüre¤ine su serpmiflti. Chao kelimenin tam
manas›yla nev-i flahs›na münhas›r bir müzik
icra ediyor. Müzi¤inin içine Rock da giriyor
yerel Latin havalar› da. Ayn› zamanda hem
e¤lenceli hem de muhalif bir müzik dinlemek
istiyorsan›z Clandestino tam size göre.
2002 neflli
ünya
D medar›
Para ve saadet iliflkisi
nci’, John Stein-
‘‹ beck’in önde gelen
eserlerinden biri. Yazar, romanda paran›n
insan hayat›na getirdi¤i olumsuzluklar› etkileyici bir üslupla anlat›yor. Meksikal› inci
avc›s› Kino dünyan›n
en büyük incisini buldu¤unda, yoksul hayat›n›n güzelleflece¤ine inan›r. Sonunda kar›s›na bir nikah yap›p çocuklar›n› okula gönderme imkan› bulacakt›r. Ancak çok para,
yan›nda çok büyük sorunlar getirecektir.
www.halkinsesigazetesi.net
[email protected]
15 günlük Yayg›n, Süreli, Türkçe yay›nd›r.
n
Sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü
Umar KARATEPE
n
Telefon-Faks
0 212 245 9037
n
Adres
Tomtom Mah. Örmealt› Sk. 6/3
BEYO⁄LU/‹STANBUL
n
Bas›ld›¤› Yer
Sinerji Bas›n Yay. ve ‹let. Hizm. A.fi.
Bask› Tesisleri - KOCAEL‹
n
Da¤›t›m
Yay-Sat
21 Eylül - 3 Ekim
Dayan›flma her yerde
Halkevleri’nin yürüttü¤ü Filistin ve Lübnan halk›yla dayan›flma kampanyas› giderek yayg›nlafl›yor. Yoksul mahallelerden kent merkezlerine uzanan dayan›flma etkinlikleri
büyük halk flölenleriyle devam ediyor. Halkevleri, 30 Eylül’de ‹stanbul Kad›köy Meydan›’nda, 8 Ekim’de Harbiye Aç›khava Tiyatrosu’nda, 15 Ekim’de Ankara Atatürk Kapal›
Spor Salonu’nda gerçeklefltirilecek konserlere kat›lanlardan bilet yerine Filistinli ve Lübnanl› çocuklar için mama getirmelerini istiyor
Bursa. Yard›m kampanyas› kent
merkezinden AKP ‹l Binas›
önüne yap›lan yürüyüflle bafllad›.
Burada yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Heykel’e kadar yürüyen Halkevciler yol boyunca
kampanyay› anlatan bildiriler da¤›tt›. Ayr›ca Teleferik Halk Odas›n›n aç›l›fl› için gerçeklefltirilen
flenlikte yard›m masalar› aç›ld›.
Eskiflehir. 16 Eylül’de Filistin
ve Lübnan’la dayan›flma gecesi
düzenlendi. Gültepe Mahallesi’nde yap›lan etkinli¤e 3000’e yak›n kifli yanlar›nda getirdikleri
yard›m malzemeleriyle kat›ld›.
Gecede Katre, Pali Kalibere ve
Onur Ak›n sahne ald›.
‹zmir. Yoksul mahallelerde kap›lar çal›n›yor, kampanya ile ilgili
bilgilendirme yap›l›yor, erzaklar
toplan›yor. Halkevciler kimi zaman Gültepe Halkevi Tiyatro
toplulu¤unun mahalle aralar›nda
sergiledi¤i gösterilerle flenli¤e
ça¤r›lar yap›yor kimi zaman davul zurna eflli¤inde “duyduk
duymad›k demeyin dayan›flma
flenliklerine gelin” anonslar› yap›yor. “Pirincini Bulgurunu Al, Filistin’le Dayan›flma fienli¤ine
Gel” slogan›yla 23 Eylül günü
saat 19.00’da Eskiizmir Umut
Mahallesi’nde, 24 Eylül günü
saat 18.00’da Gültepe pazar yerinde 25 Eylül’de saat 19.00’da
Çi¤li Halkevi önünde, 27 Eylül’de saat 19.00’da Limontepe
Meydan›’nda buluflulacak.
Ankara. Saimekad›n Halkevi 17
Eylül’de Saimekad›n Park›’nda
gerçekleflen flenlikte aç›lan standlarla kampanya için yard›m malzemesi toplad›.
LÜBNAN
KOMÜN‹ST
PART‹S‹
Eskiflehir
Kocaeli
Trabzon
Sar›yer
Esenyal›
Birlik
Ayr›ca birçok mahallede ve K›z›lay’da aç›lan dayan›flma masalar›nda yard›m malzemeleri toplanmaya devam ediyor.
‹skenderun. Kampanya 16 Eylül’de Boyac›lar Park›’nda gerçeklefltirilen bir bas›n aç›klama-
s›yla bafllat›ld›. E¤itim-Sen,
EMEP, DSP. DTP, SES, BTS
ve TKP’nin de destek verdi¤i
kampanya boyunca araç ile mahalle ve beldelerde anonslar yap›lacak, dayan›flma masalar› aç›lacak ve flenlikler yap›lacak.
Trabzon. Kampanyay› 12 Eylül
günü Meydan Park›’nda yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla bafllatan
Halkevciler parkta bir dayan›flma
çad›r› açt›lar. Çad›r aç›l›fl›nda
Trabzon Halk Tiyatrosu’nun gösterisi akflam ise slayt gösterisi
Savafl bitmedi,
direnifl de sürecek
gerçeklefltirildi. Kampanya süresince Gam fiiir ve Müzik Toplulu¤u’nun dinletileri düzenlenecek ve her akflam slayt gösterileri devam edecek. Trabzon’un
ilçeleri dolafl›lacak.
Kocaeli. Kampanya Yürüyüfl
Yolu’nda bildiri da¤›t›lmas› ve
Sanat Soka¤›'nda dayan›flma masas› aç›lmas› ile bafllad›. Kampanyaya Kocaeli'deki tüm Halkevi flubeleri kat›l›yor. Ç›narl› Mahallesi’nde 1 Ekim’de mahalle
halk› kendi yapt›¤› park›n aç›l›fl›n› dayan›flma flenli¤ine dönüfltürecek. 27 Eylül’de Esentepe Mahallesi’nde, 1 Ekim’de Çaml›tepe
Mahallesi’nde, 8 Ekim’de Ö¤retmenler Mahallesi’nde flenlikler
gerçeklefltirilecek.
‹stanbul - Birlik. 17 Eylül’de
Birlik Halkevi çocuklarla birlikte
Bar›fl Duvar›n› boyad›. Çocuklar
Filistin, Lübnan, Irak, Diyarbak›r
ve tüm dünyadaki savafl›n ac›lar›n›n sona ermesi için yap›lan
etkinli¤e coflkuyla kat›ld›lar.
Esenyal›. 15 Eylül’de "Kumanyan› al flenli¤e gel" etkinliklerinin ikincisi gerçeklefltirildi. So¤uk havaya ra¤men flenli¤e kat›l›m yüksekti dayan›flma masas›nda kuyruklar olufltu.
Sar›yer. 16 Eylül’de Ömürtepe’de
17 Eylül’de Da¤evleri’nde 2 günlük dayan›flma etkinli¤i düzenlendi. fienliklerde Tiyatro Simurg,
Emekli-Sen Tiyatro Toplulu¤u,
Mustafa Ard›ç, Burhan Y›ld›r›m
ve Grup K›z›l›rmak sahne ald›.
Kartal. 10 Eylül’de parkta ve tümüyle mahallenin kendi olanaklar›yla gerçeklefltirilen dayan›flma
etkinli¤ine 200 kifli kat›ld›.
Ayr›ca ‹stanbul Kad›köy, Taksim
ve Bak›rköy’de aç›lan dayan›flma
çad›r ve masalar›nda hergün binlerce imzan›n yan›s›ra yard›m
malzemeleri de toplanmaya devam ediyor.
GEL‹P GEÇERKEN...
Alaattin T‹MUR
Belgesel sinemac› Didem fiahin, savafl›n hemen ard›ndan Lübnan’a giderek direniflin aktif bileflenlerinden Lübnan Komünist
Partisi’nin d›fl iliflkiler temsilcisi Ahmad Saade ile görüfltü. Röportaj›n tamam› yak›nda Sendika.Org’de yay›nlanacak
Lübnan’da
yaflanan
tam olarak neydi?
‹srail Lübnan’a sald›rmay› planl›yordu ve askerlerin kaç›r›lmas›n› bahane etti. Bu sald›r› bütün altyap›y› hedef ald›;
ve bu, sivil ölümleriyle
dahi k›yaslanamayacak ölçüde büyük bir y›k›md›.
Komünist Parti olarak,
tüm gücümüzü ‹srail sald›r›s›na karfl› koymak için
seferber ettik. ‹ki alanda
mücadele ettik. Birincisi
askeri alan. Güney’deki
üyelerimize direnifle geçmelerini söyledik. Di¤er
alan da sosyal hizmetler
alan›. Partiyi küçük komitelere böldük. Her komite, savafltan kaçan insanlara hizmet sunmakla sorumluydu. Savafl Güney’dekiler aç›s›ndan büyük sorun yaratt›. Gidebilecekleri yerler de bombalan›yordu bu yüzden k›m›ldayamad›lar. Burada
yapt›¤›m›z en iyi fley,
Beyrut’taki okullar› insanlara açmak ve onlar› sokakta yatmaktan kurtarmak oldu. ‹kinci önemli
fley yaflamalar› için gere-
ken asgari
fleylerdi; su,
yemek
ve
uyumak için
bir fleyler.
Yoldafllarla
temasa geçtik, yard›ma
haz›r
herkesle. Ço¤u
yan›t verdi. Ald›¤›m›z her
ne ise; g›da, ilaç da¤›tmaya bafllad›k.
Biz ülkenin bütün kesimlerinde örgütlüyüz ve
ülkenin di¤er kesimlerin-
deki hizmet
merkezlerimizi de olanaklar›n› açmaya ça¤›rd›k.
Güney’de iki
hastanemiz
var. ‹ki kez
vuruldu ama
hizmet vermeyi sürdürdü.
D›flardan gelen yard›mlar› da¤›tan Üst Komisyon’la temasa geçtik.
Bize küçük bir pay verdiler. Çünkü bu yönetim
yap›s›n›n bir parças› de¤iliz. Bu ufak yard›m› mülteciler için kulland›k.
Bar›fl Gücü hakk›nda
ne düflünüyorsunuz?
BM ABD’nin elindeki
bir araçtan ibaret. Hizbullah’›n silahs›zland›r›lmas›
derken de bizim de bir
parças› oldu¤umuz bütün
direnifli kastediyorlar.
fiimdi ne olacak?
Bu bir bar›fl de¤il, hala savafl içindeyiz. ‹srail
yeniden bahane bulacak;
“öz-savunma” ad›na iste-
di¤ini bombalayabilecek.
Son geliflmeler ›fl›¤›nda flu anki durumunuz
nedir?
70’lerde ‹srail’e karfl›
direnifli biz bafllatt›k. Hala da direniyoruz.
‹flgale karfl› direniflte
Hizbullah’la birlikteyiz.
‹deolojik aç›dansa farkl›
düflünüyoruz.
Hizbullah bir yönüyle
oldukça baflar›l›. ‹htiyaç
duyulan sosyal hizmetleri
insanlara tafl›d› ve dev
maddi kaynaklardan beslendi. Özellikle bizim bu
olana¤›m›z, böyle bir
kayna¤›m›z yok.
Bizim
program›m›z
mezhep esas›na göre bölünmemifl demokratik bir
Lübnan.
Lübnan tarihinde iç
savafllar görürsünüz. Bunun koflullar›n› ortadan
kald›rmak için gerçekten
demokratik bir ülke laz›m.
Son olarak bir fleyler
söylemek ister misiniz?
fiu ya da bu mezhepten olmas›na bakmadan
Lübnan halk›n› destekleyen herkese teflekkürler.
bir el gördüm Havana'n›n 150
kilometre do¤usunda deniz
k›y›s›na yak›n / bir duvar›n
üstünde bir el gördüm / ferah
bir türküydü duvar (...)
sen el resimleri yapars›n Abidin
bizim ›rgatlar›n demircilerin
ellerini
Kübal› bal›kç› Nikolas'›n da elini
yap karakalem (...) kocaman
bir el / deniz kaplumba¤as› bir
el / ferah bir duvar› okflayabildi¤ine inanamayan bir el /
art›k bütün sevinçlere inanan
bir el / güneflli denizli kutsal bir
el / Fidel'in sözleri gibi bereketli
topraklarda flekerkam›fl› h›z›yla
f›flk›r›p yeflerip ballanan umutlar›n eli / 1961'de Küba'da çok
renkli çok serin a¤açlar gibi
evler ve çok rahat evler gibi
a¤açlar diken ellerden biri /
çelik dökme¤e haz›rlanan ellerden biri / mitralyözü
türkülefltiren türküleri mitralyözlefltiren el / yalans›z hürriyetin
eli / Fidel'in s›kt›¤› el
ömrünün ilk kurflunkalemiyle
ömrünün ilk kâad›na hürriyet
sözcü¤ünü yazan el
Naz›m Hikmet Ran

Benzer belgeler