PowerPoint Sunusu

Transkript

PowerPoint Sunusu
QUICKSILVER 640 WEEKEND OB
Yazan: Zafer KÜÇÜKENGİN
Bodrum yazlıktan av dostum Hakan abi Eston West marina da konaklayan resimdeki beyaz kuğuyu satın
aldı. Kara nakliyesi oldukça fazla tutunca Hakan abinin önerisi , benim Deli Dumrul yürekliliğimle
birleşince tekneyi Bodruma deniz yoluyla götürmeye karar verdik.
Geçtiğimiz hafta içi denizlerdeki en büyük desteğim can dostlarım muhteşem ekip MERKÜR SPOR MALZ.
PAZARLAMA AŞ. elemanlarınca bakımları tamamlanıp geçtiğimiz Cuma günü denize indirildi.
Eveeet. Beklenen heyecanlı gün gelmişti. Yakıt ve yiyecek ikmalleri tamamlandı. Yolda gerekecek her türlü alet
edevat alındı. Seyir rotaları yakıt ikmal yerleri belirlendi. 12 Nisan Cumartesi sabah 6 30 da vira bismillah yola
çıkıldı.
Tekne sahibi Hakan kaptan. Ancak Kıyı kıyı gidersiniz diyen abilerimize inat Marmara denizi ortalandı zaman
zaman 1.5 metreyi bulan dalga boyu seyir kalitesini kısmen düşürse de ilk saatin tedirginlikleri yerini huzur ve
güvene bırakıyor.
Öğleye doğru Çanakkale boğaz girişine yaklaşırken denizler sakinliyor.
Bolayır yakınları.
Baharın güzellikleri buralara daha bir farklı yansımakta.
Öğlen 13 boğazdayız. Makinedeki saat ayarsız resimdeki saat 1 saat ileri. Büyük emeklerin Büyük yüreklerin yarattığı
tablolar.. Ruhları şad olsun..
Bizlere de sahip çıkabilme yürekliliği versin..
Çanakkale marina. Yakıt ikmalindeki ilk fiyasko. Marinanın benzin istasyonu olmasına rağmen sadece mazot
satıyorlar. Görevli kardeşlerimizin candan çabalarıyla dışarıdan gelen motorsikletli bir kardeşimiz tek tek bidonlarla
şehirden yakıt taşıdı.
2 saat zaman kaybı sonrası ikmal tamamlandı. Bize yardımcı olan öğle yemeklerini bizimle paylaşan görevli
kardeşlerimizle vedalaşıp ayrılıyoruz. Soldan sağa hücüm bot komutanı, gümrük görevlisi, Polis kardeşimiz ve marina
yakıt istasyonu çalışanı kardeşimiz. Bu arada öğle yemeğinde kendi kızarttıkları taze istavritleri götürdük. Bizden de
yemek sonrası helva ikramı olunca offf offf..
Boğaz çıkışı sert esen batı rüzgarları ve akıntılar Odunluğa doğru hafifliyor.
Akşam 17 civarı Babakale limanına giriş yaptık. Bizi bekleyen Eski dostum Derya kaptanın yardımıyla teknemizi
iskeleye bordaladık.
Niyetimiz bir çay molası sonrası Ayvalık limanına devam etmekti. Ama Ayvalık liman girişi biraz problemli bir yer fenerlere
çakarlara dikkat etmek lazım çok sığ yer var. Vazgeçip Babakalede konaklamaya karar verdik. Karayel restoran Mustafa
abim hem nefis ahtapot ızgara hem de taze Ege otlarından mezeleriyle muhteşem resital sundu.
Yakıt ikmali sonrası 21 30 da Karayelin tertemiz çarşaflı odalarında nefis bir uyku. Sabah 5 30 da demir gibi
ayaktayız. Hakan Kaptanın kıtır ekmekli çorbasını yudumlarken gece gelip limanda bekleyen hücüm botun
çıkışımızdan tedirgin olmaması için havanın aydınlanmasını bekliyoruz.
Eline sağlık Hakan Kaptanım çorbalar şahane..
6 30 da hareket. Liman çıkışı o yörenin değişmez gündoğusu rüzgarları bize hoş geldin türküleri söylüyor. Sessizce doğan
Güneş güzel bir günün habercisi.
Ne balıklar yakaladık buralarda. Ruhun şad olsun Haldun kaptan.. Midillinin doğusundan, burundan aldığımız dalgalarla 14-15
knt hızla yolumuza devam ediyoruz.
Bayrak değiştirmek zor geldi. Ama merakta var ya Yunan sularına 5 mili bırakın 500 metreye kadar kıyıladık.
Adamlarda daha sezon açılmamasına rağmen 2 tane büyük yolcu gemisi turist getirmiş. Midilli çok güzel bir ada
çok güzel koylar var her yer yemyeşil.
Arada bir sabah suyunda balığa çıkmış Yunanlı balıkçılarla selamlaşıyoruz. Bizim bayrağı görünce biraz neler
oluyor falan diyorlardır ama biz gayet mutluyuz. Dümende Hakan Kaptan var işi iyice azıttı nerdeyse karaya
çıkacağız.. Düşünüyorum da bu adaları iyi ki almamışız. Şimdiye kadar çooktaaan her yer beton yığınıydı.
Bir ara resim çekerken bir baktım tepede askeriye var ve bir asker dürbünle bizi kesiyor. Eeeee biz çok kaşındık. Ulan bari
Yunan bayrağını çek kardeşim. Tam adanın Güneydoğu ucunu bitirecekken arkadan Midilli limanından bir hücumbotun hızla
çıkıp üzerimize geldiğini gördüm.. Hızımızı biranda 20 knotlardan 30 knotlara çıkardık. Aramızda kapanamayacak 3-4 mil
mesafe var. Heyecan dorukta. Kovalamaca 20 dakika kadar sürdü. Ama farkı hiç kapatamadılar..Ohh bee postu deldirmeden
kurtulduk..
Çandarlı açıkları hep dalgalıdır. Doğu rüzgarlarını iskeleden alıp biraz sallanarak devam ediyoruz. Teknemiz çok
güvenli sorun yok.. Öğleye doğru Karaburun açıklarındayız. Görünen ada Sakız adası. Denizler kaldı. 4500 devir 22
knat hızla Çeşme limanına yaklaşıyoruz. Sallantı olmayınca yolculuk pek keyifli..
İşte Çeşme liman girişi..
Çeşme marina görevlilerinin misafirperver ve nazik yaklaşımlarıyla teknemizi uygun bir ponton a bordalıyoruz.Aman
Allahım oda ne?İstasyonda benzin bitmiş.Yine yandık yaaa.Hakan kaptan agresifleşti..Ortalık karışacak.İstasyon müdürü
evinden kalktı geldi.Araç ayarladılar.Başka bir istasyondan bidonlarla alıp yakıt ikmalimizi tamamladılar.
Elveda Çeşme..
Ooo Kaptan keyfin yerinde bakıyorum.Çerezler kolalar götüüüür malı götüüür..
Rotamızda Samos ve Fourni adalarının arasından geçip Didim bununu buldurmak var. Zira bakımlarda Eston
Marinada görüştüğüm Bayram Kaptan sabah 11 den sonra bu tekneyle darboğazdan geçemezsiniz Samosun
batısından devam edin demişti. Komite çerez ve kola muhabbetinde ne olursa olsun darboğazı denemeye karar
verdi. En kötüsü geçemezsek döner Kuşadası’nda konaklarız dedik.
İşte Samos köyleri. Yine fazlaca kıyıladık. Hayırlısı. Burada ilginç gelişme Çeşme burnunu dönüp Sığacık açıklarına
geldiğinizde karşınıza kapalı bir dağlar silsilesi çıkıyor. Saatlerce o kapalı koyun ortalarına doğru gidiyorsunuz. Allah
Allah bir ara seyir aletimizin bozulduğunu düşünüp tekrar program girdik. Seyir aletimizde Garmin’in minicik el GPS’i.
Sanki çıkış yok hissine kapılıyorsunuz.
Ama yolun sonunda Darboğaz göründü. Korkulacak denizler yok. Sadece çıkışta gittikçe kuvvetlenen batı rüzgarları
Didim’e kadar seyir hızımızı azalttı. Saat 17 civarı Didim açıklarında Papaz adası çevresindeydik. Artık 30 dakikalık
yolumuz kalmıştı. Oltalarımızı hazırlayıp biraz balık tutmak istedik. Beceremedik. Daha doğrusu pek kimsenin
bilmediği bir yöntemi bizde ilk kez denedik. Mera önceden bildiğim verimli bir yerdi ama sonuç alamadık.
Ve akşam 18 30 martı marina girişi.. 1 haftada gidemezsiniz dediler, 2 günde Çanakkale boğazını geçemezsiniz dediler, deli misiniz dediler,
kamyon parasını ödeyip vazgeçirmek isteyen abilerimiz oldu. Ama ben 6 yıldır kullandığım aynı tip teknelerimin performansını gayet iyi
bildiğim için hepsine kulak kapadım. Bu tekne bir gram su almadı.
Mercury 125 Optimeks yaklaşık 15-16 saat tam yol seyir yaptı tık demedi. Çok kısa zamana sığdırılmış ama çok güzel uzun bir seyir yaptık.
Hakan reis sefer sonu, bu tekneyle bu yaz bütün Yunan adalarını gezmeye karar verdi.
Ben biraz daha ileri gittim sponsor bulunursa aynı tekneyle İtalya, Tunus turu yapabilirim. Yaklaşık 400 deniz mili yol
yaptık.2600 TL yakıt gideri oldu. O gece Hakan kaptanın Feza sitesindeki yazlığında mangal partisi sonrası güzel bir
uyku çektik.
Ertesi gün balık avıyla karışık panoramik deniz turundayız.
Burası Cennet koy. Yanımdaki bey Kaptan ehliyetini uzun yıllar evvel belediyeden aldığını iddia eden Güllük
eşrafından Pala Zeynel. Ama ne hikmetse o meşhur ehliyeti hiç göstermiyor. Laf aramızda korkunç bir Çupra
avcısıdır haaa..
Eeee her rüyanın bir sonu vardır.. Akşam vakti yaklaşmakta.. İstanbul’a dönüş vakti de.. biraz hüzün biraz kasvet.
Emekli olayım hiç gitmeyeceğim avuntuları falan falan.. Toparlan oğlum Zafer gerçeklere dönme vakti.. Güzel bir
anıydı, torunlarımıza anlatacağımız. Sonra onlar arkadaşlarına anlatırken diyecekler ki ya benim bir dedem vardı
öyle atıyordu ki 6.40 m tekneyle 2 günde İstanbul’dan Bodruma gitmiş bu kadarda atılmaz ki.. YUH YAA