Temmuz - ss tüm motorlu taşıyıcılar kooperatifleri merkez birliği

Transkript

Temmuz - ss tüm motorlu taşıyıcılar kooperatifleri merkez birliği
editörden
TEMMUZ 2011
YIL: 10
SAYI: 97
[email protected]
İÇİNDEKİLER
S
Cemil OK:
Akaryakıttan alınan
ÖTV oranı aşağıya
çekilmelidir…
Fevzi APAYDIN:
2
Türkiye’deki motorlu
kara taşıt sayısı yüzde
85 artmıştır…
12
İhsan TEMEL:
Aynası iştir kişinin
lafa bakılmaz…
Canip ASLAN:
18
Kooperatifler kanunu
değişikliği ve
yetki belgelerinin
yenilenmesi…
26
Dr. Fatma ERCAN
Metabolik Sendrom
sizde var mı?
yorum
28
Av. Barbaros ASLAN:
Trafik kanununda ki
yanlış kararlar…
M. Hanifi Oğus
30
evgili taşıyıcı esnafı… Her ay
periyodik olarak yayınladığımız
Merkez Birliğinin resmi yayın
organı olan Taşıyorum Dergisi’nde
sizlerin sorunlarına ışık tutmaya çalışıyoruz. Son dönemde dergimizin haber ve yapım ekibinde
yaptığımız zenginleştirme de bu amacın bir ürünü idi. Her geçen sayıda daha olumlu tepkiler aldığımız yayınımızın artık
www.tasiyorum.com isimli bir web sitesi olduğunu da duyurmak istiyoruz.
Sevgili taşıyıcı esnafımız… İletişim çağının gereklerini
yerine getirmek için bir çalışmaya daha imza atarak merkez
birliğimize ait geniş içerikli bir web sitesi oluşturduk. İnternetin iletişim organları arasındaki yükselişini göze alarak www.
kamyoncularmerkezbirligi.net adı altında oluşturduğumuz web
sitesinde üye kooperatifler de aktif bir şekilde yer alacaktır.
Altyapısını uzun zaman önce planladığımız bu web adresi çatısında Türkiye genelindeki örgütlü taşımacılar bir araya gelme
imkanı bulacaklar. Bu web sitesi üye kooperatifleri tek çatı altında toplarken aynı zamanda onlar için bir iletişim platformu
niteliğini de taşıyacak.
Sadece üye kooperatiflerinin değil, Türkiye’de taşımacılık
sektörünün tüm argümanlarını işleyecek olan konularla karşınızda olacağız. Sektörde önemli bir boşluğu gidereceğini düşündüğümüz
web sitesinin de dergimiz gibi işlevsel olacağına inanıyoruz.
Üye kooperatiflerimizin web sitesine ilgi göstermesini bekliyoruz. Sektörün lider firmalarınca şimdiden yoğun ilgi gören
bu portalın en kısa zamanda daha da aktif olmasını sağlayacak
fikirlerinize açık olduğumuzu bildirir, saygılarımızı sunarız.
M. Hanifi OĞUS
İmtiyaz Sahibi: S.S. Tüm Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifleri Merkez Birliği adına Cemil OK
Yayın Kurulu Başkanı: İhsan TEMEL
Genel Koordinatör veSorumlu Yazı İşleri Müdürü: M. Hanifi OĞUS [email protected]
Danışma Kurulu: Tevfik Şarkaya, İlker Eroğlu, Rıza Atak, Hüseyin Koçan, Hüseyin Erhan, Veysel Sarı
Cemal Özdal, Derya Koreli, Recep Sürelik
Merkez: G. Mustafa Kemal Bulvarı, Esetel Apt. No: 18/16, Kızılay - ANKARA
İdare Yeri: Barbaros Bulvarı, No: 13/A, Beşiktaş / İSTANBUL Tel: (0212) 261 23 12 - (0212) 236 41 18
İlan Rezervasyon: Aslı DİDARİ 0533.356 11 01 - 0212 570 87 03
Yayına Hazırlık: AVRASYA YAYINCILIK [email protected]
Kartaltepe Mah. Limon Çiçeği Sok. Ak Apt. No: 20/8 İncirli - Bakırköy / İSTANBUL
Tel: (0212) 570 87 03 - 466 21 39 Fax: (0212) 543 12 54 [email protected]
Halkla İlişkiler Sorumlusu: Özlem KARATAŞ
Haber: İrem AKTAŞ ERCANLAR
Tasarım, Ofset Hazırlık: Gökçe AVSEVEN
Baskı: Matsis Matbaacılık Sistemleri Yenibosna/İSTANBUL 0212 624 21 11
Aylık, Sektörel Yayın
S.S. Tüm Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifleri
Merkez Birliği’nin gündeminde yeni projeler var
KİMSE BİZİ
YOK SAYAMAZ!
D
Esnafımızın
sorunlarını her
yerde ve her
zaman dile
getirerek çözüm
arayan ve
sorunlarımızın
ilgililere
iletilmesinde
sağlamak amacı
ile merkez
birliği olarak;
ülkemizde
faaliyet gösteren
4000 taşıma
kooperatifi ve
bu
kooperatiflerin
170 bin
esnafının
yanında
ülkemizdeki tüm
taşımacıların
sorunlarını dile
getirmek, ilgililere iletmek ve
çözülmesini
sağlamak olan
görev ve
sorumluluğunu
yerine getirmek
üzere
çalışmalarımızı
sürdürmekteyiz.
02
eğerli dostlarım… Yazıma başlar iken hepinizi en halis duygularımla selamlıyorum.
Değerli dostlarım… Taşıma sektörümüzün
ve kooperatiflerimizin sorunlarını ilgili mercilere
ileterek çözme noktasında bu güne kadar yaptığımız
çalışmalar da önemli mesafeler alınmış bulunmasına
rağmen birçok sorunumuzda ortada durmakta daha alınacak çok yol bulunmaktadır.
Değerli dostlarım… Kooperatiflerimizin 1163 sayılı
yasadan doğan sorunların olduğu ve bu sorunlar çözülmeden dışımızda taşıma yapan kurumlar ile serbest piyasa şartlarında rekabet etmemizin mümkün olmayacağını
sürekli dile getirdik. Sanayi ve Ticaret Bakanlığımız da
yasal düzenleme hazır hale geldi ancak yasalaşamadı.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kooperatifler strateji belgesi
adı altında kooperatifçiliği yeniden değerlendirmeye almış bulunmaktadır. Türkiye Milli Kooperatifler Birliği,
Bakanlık ve diğer merkez birlikleri ile yapılığımız ortak
değerlendirme toplantısında Taşıma kooperatifleri merkez birliği olarak Kooperatiflerin kuruluşunda
• Birlik olur belgesinin aranması,
• Kuruluşta güçlü kooperatiflerin kurulmasını teminin
kurucu ortak sayısının artırılması,
• Örgütlenmenin tamamlanması açısından: Kooperatif - birlik ve merkez birliği ilişkisinin 5362 sayılı
kanun da belirtilen kıstasların esas alınması,
• İç ve dış denetim konusunun yeniden düzenlenmesi
birliklerin kooperatifler üzerindeki denetimlerinin
sağlanması ve kurumların da denetim yapacak kapasitelerini yeterli seviyeye taşımalarını,
• Kooperatifçiliğin kalkınmanın önemli bir enstrümanı kabul edilmesi ve desteklenmesi,
Biz bu husustaki taleplerimizi ilgilileri iletmeye devam ediyoruz.
Değerli dostlarım… Geçmişte vergi borcumuzun olmamsı ile öğünen esnafımız artık vergisini ödeyemez
durumdadır.
Plaka borcu nedeniyle esnafımızın araçlarına el konulması noktasında itiraz sonuç vermiş bulunmakla beraber
bazı illerimizde sorunlar sürmeye devam etmektedir.
Maliye Bakanlığımızdan başta plaka borçları olmak üzere diğer vergilerin de yeniden yapılandırılmasını defalarca talep ettik ve nihayet 6111 sayılı torba yasa tabiri ile
borçların yeniden değerlendirmeye tabi tutularak ödemelerin yeniden yapılandırılması yasası çıktı. Kısa sürede
esnafımızın rahatlaması söz konusudur ancak bundan
öncede vergi barışa adı altında yeniden yapılandırmaları
yaşadık sorun verginin ne şekilde ödeneceği değil önemli olan kazanma süreci içinde vergiyi ödeyecek seviyede
olmaktır.
Değerli dostlarım… Esnafımızın dünyada en pahalı
akaryakıtı kullanmaya devam etmesindeki mantığı hala
çözebilmiş değiliz.
Ülkemizde yurtiçi ticari taşımacıları son on yılın en
sıkıntılı dönemlerini yaşamaktadır. Yük ve yolcu taşımacılarımız en büyük maliyet girdisi olan akaryakıt fiyatlarının son yıllarda hızlı artışı karşısında ücretleri artıramadıkları için sürekli gerilemektedir. Taşımacılarımız ucuz
mazot ve 10 numara yağ kullanmak sureti ile yaşamını
sürdürmeye çalışmaktadır.
Yurtdışı taşımacıların, havayolu taşımacıların, denizyolu taşımacılarının rekabeti bir yana kendilerine devlet
eliyle verilen ucuz mazotun yurt içi karayolu taşımasında
kullanılması nedeniyle yaratılan haksız rekabet karşısında taşımacılarımız her geçen gün biraz daha dayanma
gücünü kaybetmektedirler. Üç yıldır akaryakıt fiyat artışları taşıma maliyetlerini yükseltmesine rağmen taşıma
ücretleri artmamaktadır.
Çünkü araç sayısının yüksek olması ve araç enflasyonu ve taşıma fiyat tarifeleri olmaması taşıyanın ne verilirse onu kabul etmesi sonucunu doğurmaktadır.
Bu da taşımacıların özellikle yurtiçi yük taşıması yapan
biz taşımacıların her geçen gün biraz daha fakirleşmesine
neden olmaktadır.
Çünkü bizler yani yurtiçi yük taşımacılarının yurtdışı
taşımacıları gibi ucuz mazot alma imkânları bulunmamaktadır. Yahut ta deniz ve havayolu şirketleri olmadığımız için ucuz mazot alarak karayolunda yurt içi taşımada kullanma imkânlarımız da bulunmamaktadır. Ancak
evimize ekmek götürmek zorundayız, ay onu borcumuzu
ödemek zorundayız yani yaşamak zorundayız ve taşımak
zorundayız…
Ancak üç yıla yakındır taşımacıların feryatlarını sağır
sultan bile duymasına rağmen hükümet duymamaktadır.
Taşıyorum
Değerli dostlarım… Esnafımızın sorunlarını her yerde ve her
zaman dile getirerek çözüm arayan ve sorunlarımızın ilgililere
iletilmesinde sağlamak amacı ile merkez birliği olarak; ülkemizde faaliyet gösteren 4000 taşıma kooperatifi ve bu kooperatiflerin 170 bin esnafının yanında ülkemizdeki tüm taşımacıların sorunlarını dile getirmek, ilgililere iletmek ve çözülmesini
sağlamak olan görev ve sorumluluğunu yerine getirmek üzere
çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Ülkemizin içinde bulunduğu seçim sürecini de değerlendirmek üzere bir dizi kararlar alarak yürütmeye çalıştık. Amacımız
sesimizin duyurulması ve sorunlarımıza çözüm bulunmasıydı.
Merkez Birliği yönetim kurulunun Manisa toplantısında aldığı
karar gereği İstanbul da basın toplantısı yapılmış olup basın tarafından yapılan yayınlarla sorunumuzun topluma anlatılması
ve dikkatin çekilmesi amaçlanmıştır.
Akabinde Ankara ya gidilerek CHP - MHP- TESK ve TŞOF
genel başkanları bizzat ziyaret edilerek akaryakıtın yıllar itibariyle fiyat artışlarını ve bu fiyat artışları karşısında taşıma ücret
artışlarının mukayesesi ve esnafımızın durumu bir dosya ile
kendilerine sunulmuş ve konu hakkında bilgi verilmiştir.
Ülkemizde 800 bin ticari araçtan bahsedilmektedir. Bu durumda aileleri ile birlikte 2.5 milyon insanı ilgilendiren bu konuyu yıllardır dile getirmekteyiz. Sorunumuzu sağır sultan bile
duymasına rağmen hükümetimizin duymamasını ve çözüm
üretmemesini üzüntü ile karşılamaktayız.
Değerli dostlarım… Talebimiz; ülkemizde en önemli sektörü
olan taşıma sektörde ticari taşımacılık yapan biz taşımacılara
akaryakıt tan alınan ÖTV oranını aşağıya çekilerek maliyetlerimizde iyileştirme yapılmasıdır.
Devletin çeşitli sektörlere sağladığı desteğe bizimde ihtiyacımız var. Biz insan hayatının başlaması ile bitimine ve sonrasına
kadar hayatın her aşamasında hizmet sunan ve değer yaratan bir
sektör konumundayız kimse bu sektörü hafife alamaz ve yok
sayamaz.
S.S. Tüm Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifleri Merkez Birliği
olarak 170 bin esnafının yanında ülkemizdeki tüm taşımacıların sorunlarını dile getirmek, ilgililere iletmek ve çözülmesini
sağlamak olan görev ve sorumluluğunu yerine getirmek üzere
çalışmalarımızı sizlerden aldığımız güçle sürdürmeye devam
edeceğiz.
Ülkemizin menfaatleri ve sosyal huzurunun önemi bilinciyle
hareket ederek en demokratik haklarımızı da sonuna kadar kullanmak azim ve kararlılığımızı siz dostlarımla paylaşmak istedim geleceğimizi kendi ellerimizle kuracağız başarı hepimizin
olacaktır sevgilerimle…
Cemil OK
Merkez Birliği Genel Başkanı
Merkez Birliği olarak yeni projelerimizle
kamyoncu esnafına daha yakın olacağız.
3
A
VOLVO METAN DİZEL KAMYONLAR GELİYOR
vrupa’da ilk kez daha uzun ve daha ağır taşıma işleri
için gazla çalışan kamyonlar kullanılmaya başlanıyor.
İsveçli taşımacılık firması Götene Kyltransport, geçtiğimiz yıl içinde sıvılaştırılmış metan gazı ve dizel yakıtla çalışan Volvo kamyonları deneyen firmalardan sadece birisi. Modellerin seri üretimine ise bu
yaz geçiliyor.
Götene Kyltransport Başkanı Ulf Johansson konu ile ilgili
açıklamasında; “Metan dizel
kullanımı ile ilgili deneyimlerimiz olağanüstü ve kesinlikle geleceğin çözümü olacak.
Gazın fiyatı bu şekilde olduğu
sürece inanıyorum ki önümüzdeki 5 yıl içinde filomuzun
yüzde 80’i metan dizel ile çalışan Volvo kamyonlardan oluşacak” diyor.
Volvo Kamyon bu Ağustos
ayında Avrupa’da metan dizel
ile çalışan kamyonların seri üretimine başlayan ilk üretici olacak. Volvo FM MetanDizel, hem metan hem de dizel yakıttan
güç alan bir araç. Model yeni olsa da bu teknoloji uzun süredir
birçok zorlu teste ve değerlendirmelere tabi tutuluyor. 140 çalışanı bulunan Götene Kyltransport ise bu araçların saha testleri-
M
MAN’IN YENİ ÇEKİCİSİ MAN TGS WW
AN Kamyon ve Otobüs Tic. A.Ş. tarafından düzenlenen Road Show etkinliği ile TGS WW, İstanbul’a
geldi. Bir otomobilin kullanım rahatlığına sahip olan
MAN’ın en yeni ve en ekonomik çekicisi TGS WW’nin İstanbul durağında araç, sektör temsilcilerine ve basın mensuplarına
tanıtıldı.
Road Show etkinliği kapsamında Türkiye’yi dolaşan süper
çekici TGS WW’’in İstanbul durağı, MAN Kamyon ve Otobüs
Tic. A.Ş.’nin İkitelli tesisleri oldu. Konu ile ilgili düzenlenen
basın toplantısına MAN Kamyon Satış Müdürü Serkan Sera ve
MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. İstanbul Şubesi Satış Direktörü Aydın Yumrukçal katıldı.
Nisan ayında görücüye çıkan ve Türkiye’nin birçok bölgesinde 3 binden fazla sektör temsilcilerinin beğenisine sunulan yeni
TGS WW, Road Show Türkiye turunu 3 Haziranda Çorlu’da tamamlayacak. Yeni MAN TGS WW hakkında bilgi veren MAN
Kamyon Satış Müdürü Serkan Sera, sahip olduğu donanım
özellikleri ve sürüş dinamikleri açısından, daha önce hayatında
hiç ağır vasıta kullanmamış kişilerin bile aracı rahatlıkla kullanabileceğini belirtti. Nisan ayında Türkiye’ye gelen TGS WW
için şimdiden 300 sipariş aldıklarını belirten MAN Kamyon Satış Müdürü Serkan Sera, “Boş ağırlığı ile sizleri şaşırtacak olan
bu yeni aracımız, faydalı yük miktarınızı artırarak, kısa sürede
daha çok yük taşınmasını mümkün kılacak. Kullanıcılar hem
yakıttan, hem zamandan hem de enerjiden tasarruf edecekler.
Üstelik yatırımcılar bu imkanlara inanılmaz fiyatlarla sahip olacak” dedi.
04
ne katılmak konusunda hiç tereddüt etmeyen firmalardan birisi.
Araç testleri, normalden 3 ton daha fazla yük taşıyan, 20 metre
uzunluğunda soğutma römorkü üzerinde yapıldı. Bu yüksek
kapasiteye rağmen araç üzerindeki hidrolik soğutma ünitesinin
gücü metan-dizel motordan sağlandı.
Yeni Volvo FM MetanDizel, 13 litrelik motoru sayesinde 460 beygir ve 2300
Newton metre tork üretebiliyor. Yakıtın yüzde 75’e kadar
olan kısmı metan gazından
sağlanırken kalan kısmı dizel
yakıttan kullanılıyor. Bu oran
aracın hangi amaçla kullanıldığına göre farklılık gösterebiliyor.
Götene Kyltransport sürücülerinden Ulf Olsson izlenimlerini paylaşırken; “Aynen
klasik bir dizel araç sürmek
gibi. Tabii ki yakıt ikmalinde
farklılıklar var ama kısa sürede buna da alışıyorsunuz” diyor.
Gazla çalışan konvansiyonel motorlarla karşılaştırıldığında
metan dizel yüzde 30 ila 40 arasında daha yüksek verimlilik
sağlıyor. Bu da yakıt tüketiminde yüzde 25 oranında bir iyileştirme anlamına geliyor.
Konforu ve sürüş kolaylıklarıyla otomobil kullanan herkesin
yeni MAN TGS WW çekiciyi de rahatlıkla kullanabileceğini
söyleyen Sara, “Örneğin bu sınıftaki diğer araçlarda manevra sırasında kabinin de yatması tedirginlik yaratıyordu. Ancak
TGS WW çekicideki denge unsuru, sürücülerin kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor. Bunun nedeni ise diğer araçlarda
önde helezon yay bulunurken, TGS WW’de önde de havalı süspansiyon kullanılıyor olması” şeklinde konuştu.
Konuşmasında Türkiye pazarını da değerlendiren MAN
Kamyon Satış Müdürü Serkan Sera, “2011 yılı kamyon pazarı
için tarihi bir seviyeye ulaşacak. Türkiye Avrupa’ya bakıldığında Almanya’dan sonra en büyük ikinci pazar olacak.
TIRSAN’DAN ÖNEMLİ UYARI
T
ürkiye’nin öncü treyler üreticilerinden TIRSAN Treyler tarafından yapılan açıklamaya göre; “Ülkemizde 18
Ağustos 2009 tarih ve 27323 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan 2007/35/AT yönetmeliği uyarınca 10 Temmuz
2011 tarihinden itibaren tescil edilecek ağır ve uzun ticari araçlarda reflektif şerit uygulaması zorunlu hale gelmiştir.”
Trafikte özellikle gece görülebilinirliği arttırmaya yönelik
olarak uygulamaya giren bu düzenlemeye göre; araçların arka
kısımlarına çepeçevre kırmızı veya sarı; yan kısımlarına ise araç
boyunca sarı veya beyaz renkte ve R104 teknik düzenlemesine
göre tip onaylı reflektif şerit takılması gerekmektedir.
Uygulama, araç boyu 6 metreyi, genişliği 2,1metreyi geçen
tüm römorklar ve kamyonları kapsamaktadır. Bu yönetmelik
10 Temmuz 2011’den sonra trafiğe tescil edilen tüm römork ve
kamyonlar için geçerlidir.
L
TIRSAN Treyler, sektörde yeni araç alacak tüm tüketicileri
bu konuda bilgilendirerek, özellikle sonraki dönemlerde TÜV
muayenelerinde herhangi bir problemle karşılaşmamaları için
tüm sektör ilgililerine ve müşterilerine uyarıda bulunuyor.
SAVA’DAN YENİ KAMYON LASTİKLERİ SERİSİ
astikte Avrupa kalitesini ekonomik olarak sunan SAVA,
Avant 4 ön aks ve Orjak 4 çeker aks lastiklerden oluşan
yeni serisini Avrupa ile aynı zamanda Türk tüketicilerine sundu.
Son teknoloji ile üretilen Sava Avant 4 ön aks lastikler; yuvarlanma direnci ve kilometre performansından ödün vermeden
sunduğu düşük yakıt tüketimi, üstün yol tutuşu, ıslak zeminde
kısa frenleme performansı ve düşük gürültü seviyesi ile fark yaratıyor.
Bir önceki jenerasyon lastiği Avant A3’ten daha üstün özelliklere sahip olan yeni Sava Avant 4, omuz aşınmasına karşı
dayanıklılığı artıran, yol tutuş hissini geliştiren geniş ve yoğun
ince kanallı blok yapısına sahiptir. Bu sayede, ıslak yolda daha
güvenli sürüş sağlarken, dört mevsim performansı yanında düşük gürültü seviyesi ile öne çıkıyor. Kilometre performansı üzerine de yoğunlaşan Sava, lastik ağırlığını azaltarak ekonomik
taşıma avantajı sağlıyor.
Avant 4 ön aks lastikler ve Orjak 4 çeker aks lastiklerde Sonlu
Eleman Analizi(SEA) Teknolojisi bilgisayar yazılımı kullanılarak desenin yere daha düzgün basması ve bu sayede, düzgün
aşınma ve uzun ömür sağlanıyor. Orjak 4 derin dişli yapısı sayesinde; yüksek kilometre performansının yanında, lastiğin tüm
ömrü boyunca kar ve yağmur gibi zorlu kış hava koşullarında
üstün çekiş gücü sağlıyor.
06
Yeni Sava Avant 4 ve Orjak 4 aynı zamanda Sava Cargo C3
Plus treyler lastiğini de tamamlıyor. Hem uzun mesafe hem de
bölgesel taşımacılık operasyonları için geliştirilen Sava Cargo
C3 Plus, beş zigzag kanal yapısı ile birlikte geniş yekpare altı
kuşak diş desenine sahip. Bu sayede; lastik, tüketicilerine sunduğu mükemmel kilometre performansı ve ıslak zeminde kısa
frenleme performansı sayesinde yol güvenliğini artırıyor.
Tüm yeni ürünlerin kaplanabilir olması çevreye ve ekonomisine önem veren nakliyeciler için büyük önem taşıyor.
S.S. TÜM MOTORLU TAŞIYICILAR MERKEZ BİRLİĞİ
GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİ
S
KONGEREDE SEKTÖRÜN
SORUNLARI KONUŞULDU
.S. Tüm Motorlu Taşıyıcılar Merkez Birliği’nin 2010 yılına ait olağan genel kurul toplantısı 26 Haziran 2011 tarihinde Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu’nun
(TŞOF) merkez binasında geniş bir katılımla gerçekleşti.
Merkez Birliği’nin öncesinde gündemde bulunan maddeleri oy
birliği ile onaylanmasının ardından olağan genel kurula geçildi.
Genel kurulda Merkez Birliği Başkanı Cemil Ok, Merkez
Birliği’nin kuruluşundan bu yana sektörün sıkıntıları ile ilgili
üyelere ve katılımcılara geniş bilgi verdi.
Cemil Ok: Sorunları yetkililere başarı ile taşıdık
Merkez birliği olarak bütün Türkiye genelinde motorlu taşıtlar kooperatiflerimizin gerek bölgeler itibari ile gerekse Türkiye
genelindeki sorunlarını araştırmacı bir biçimde yaklaşarak elde
ettiğimiz verilerimiz, çözüm önerilerimizi ve projelerimizi işin
içine katarak ilgili makamlara iletmeye çalıştık.
Kombine ve konteyner taşımacılığı ön palana çıktı
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile birlikte dünyada
ve ülkemizde taşımacılık sektörü paralellik arz etmekte ve tüm
dünyada olduğu gibi ülkemizde de artık kombine ve konteyner
taşımacılığı çok önem arz etmektedir.
Karayolu Taşımacılık Kanunu sektöre ivme kazandırdı
4925 sayılı Karayolu Taşımacılık Kanunu sektöre çeki düzen sağlamıştır. Bu nedenle 4925 sayılı taşıma kanunun bazı
aksaklıklarına rağmen kanunun gündeme gelişinden bu yana
savunmuşuzdur.
8
İktidar ve muhalefete sorunlarımızı ilettik
Sorunlarımız gerek 59’uncu, gerek 60’ıncı ve gerekse 61’ince
hükümet yetkililerine hatta muhalefete dosyalar şeklinde iletilmiştir.
Dergimiz de sesimiz olmuştur
Bunun yanında merkez birliğimizin yayın organı olan Taşıyorum Dergisi’nde de sorunlarımız maddeler halinde yayınlayarak hükümetten çözüm bekliyoruz.
Yönetim Kurulu Listesi:
Genel kurulda yeni yönetim kurulu seçimine geçildi. Yönetim Kurulu bölgeler itibari ile şu şekilde oluşuyor:
MERKEZ BİRLİĞİ BAŞKANI
İstanbul Bölge Birliği Başkanı CEMİL OK
MERKEZ BİRLİĞİ BAŞKAN VEKİLİ
İstanbul Bölge Birliği Başkan Vekili İHSAN TEMEL
Körfez Kocaeli Marmara Bölge Birliği Başkanı HÜSEYİN ERHAN
MERKEZ BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
İzmir Bölge Birliği Başkanı TEVFİK ŞARKKAYA
Körfez Kocaeli Marmara Bölge Birliği Başkanı HÜSEYİN ERHAN
Mersin İçel Bölge Birliği Başkanı VEYSEL SARI
Trakya Bölge Birliği Başkanı HÜSEYİN KOÇAN
Orta Anadolu Bölge Birliği Başkanı RIZA ATAK
Güney Marmara Bölge Birliği Başkanı CEMAL ÖZDAL
Ege Bölge Birliği Başkanı İLKER EROĞLU
Fethiye Bölge Birliği Başkanı MUSTAFA BOLEL
Sipil (Manisa) Bölge Birliği Başkanı FAHRETTİN BARU
K
OTOKAR’DAN DİYARBAKIR’A
25 ADET DORUK 215LE
oç Topluluğu şirketlerinden Otokar’ın, Türk tasarımı
ve üretimi olan alçak taban girişli 9 metrelik otobüsü
Doruk 215LE, Diyarbakır’da toplu taşımacılıkta kullanılacak. Çağdaş ve modern yolculuk sunması nedeniyle büyük
beğeni toplayan 25 adet Otokar Doruk 215LE, yapılan törenle
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne teslim edildi. Törene Di-
A
TESLİMATLAR ARALIKSIZ DEVAM EDİYOR
nadolu Isuzu, toplu taşımacılıkta kullanılmak üzere 2
adet Novo ile 4 adet Novociti otobüsleri, Neru İnşaat
ve Kalecik Belediyesi’ne teslim etti. Teslimatlar Anadolu Isuzu Yetkili Araç Satış Bayi Gençler Otomotiv tarafından
düzenlenen törenle gerçekleştirildi.
Törene; Anadolu Isuzu Yetkili
Araç Satış Bayi Gençler Otomotiv
Otobüs Satış Müdürü Cihan Kılıç,
Neru İnşaat Firma Yetkilisi Nihat
Pehlivan ve Kalecik Belediyesi adına Abbas Arslan katıldı. Gençler
Otomotiv’in satış ve satış sonrası
hizmetleriyle 5 Yıldızlı Servis olduğunu vurgulayan Otobüs Satış Müdürü Cihan Kılıç şu açıklamalarda
bulundu: “Isuzu modelleri; düşük
yakıt tüketimleri, uygun satış sonrası giderleri, uzun bakım aralıklarının
yanı sıra kaliteli, konforlu özellikleri ile toplu taşımacılık sektörünün
öncelikli tercih edilen markası haline gelmiştir. 5 yıldızlı Gençler Otomotiv olarak satış sonrası hizmetlerimizle müşterilerimize dört dörtlük
hizmet vermeye devam edeceğiz.”
Toplu taşımacılık sektörünün vazgeçilmez markası Anadolu Isuzu,
daha güçlü, daha ekonomik ve daha
10
yarbakır Belediyesi’nden Büyükşehir Belediye Başkanı Osman
Baydemir, Otokar’dan ise Kamu Satışları Birim Yöneticisi İhsan Kars katıldılar.
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, hizmete
soktukları Doruk 215LE araçların engelli taşımacılığına uygun
yapısına dikkat çekerek; “Bütün hizmetlerimizde mutlaka yurttaşlarımızın bütün farklılıkları ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak ele alınıyor. Şu anda gördüğünüz otobüslerin tamamı
aynı zamanda engelli yurttaşlarımızın gönül rahatlığıyla istifade
edebilecekleri dizayn ve konfora sahiptir. Bir kez daha kentimize, hemşerilerimize yürekten hayırlı olsun.” diye konuştu.
Tasarım ödüllü Doruk LE araçlarının birçok belediyede her
geçen gün daha fazla tercih edilir hale geldiğini belirten Otokar
Kamu Satışları Birim Yöneticisi İhsan Kars, “Otokar olarak geniş ürün yelpazemiz sayesinde yerel yönetimlere en uygun toplu taşıma çözümlerini sunuyoruz. Engelli yolcu taşıma imkanı,
modern tasarımı ve yolcu konforu ile halkın da beğenisini kazanan araçlarımızın Diyarbakır toplu taşımasında kullanılacak
olması bizim için çok gurur verici. Yeni araçların Diyarbakır
halkına hayırlı olmasını temenni ediyoruz.” diye konuştu.
çevreci olma sıfatını koruyor. Avrupa Birliği regülâsyonlarına
uygun çevreci Euro 4 motoruna sahip Isuzu küçük otobüsler,
dört dörtlük performans sağlayarak toplu taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren kurumların ihtiyaçlarına cevap veriyor.
Taşıyorum
MİTSUBİSHİ ASX TÜRKİYE TURUNDA
J
aponya’nın güçlü otomotiv markası Mitsubishi Motors’un
crossover sınıfında yer alan yeni temsilcisi ASX için düzenlenen “ASX kapınızı çalacak!” Türkiye turu, Temmuz
ayında da devam ediyor. Haziran ayı boyunca İstanbul başta
olmak üzere Kocaeli, Edirne, Bursa, Balıkesir, İzmir, Tekirdağ, Sakarya, Eskişehir ve Ankara gibi illerimizi ziyaret eden
Mitsubishi ASX Roadshow, Temmuz ayında da Trabzon’dan
Gaziantep’e Mardin’den Bodrum’a kadar birçok yerleşim birimini ziyaret edecek. Temmuz sonuna kadar sürecek etkinlikte
otomobil severler, Mitsubishi ASX ile ilgili detaylı bilgi alma
ve test etme imkânı bulacaklar.
117 HP güç üreten 1.6 litre hacimli benzinli motor ile sunulan Mitsubishi ASX, 5 ileri manuel şanzıman ile kombine
ediliyor. Euro NCAP’ten 5 yıldız alarak güvenlik açısından
kendini kanıtlayan Mitsubishi ASX, Invite ve Intense olarak iki
ayrı zengin donanım paketi ile müşterilerin beğenisine sunuluyor. Invite adı verilen baz donanım seçeneğinde EBD destekli
ABS, HSA (Yokuş Kalkış Destek Sistemi), ESS (Acil Duruş
Sinyal Sistemi), ASTC (Aktif Denge ve Çekiş Kontrol Sistemi),
BA Fren Destek Sistemi, 7 hava yastığı, krom çerçeveli ön sis
farları ve ızgara, gövde rengi elektrikli katlanabilir ve ısıtmalı
aynalar, direksiyondan kumandalı MP3 çalarlı müzik sistemi,
hız sabitleyici, tam otomatik klima, soğutmalı torpido, elektrik soketi, yağmur sensörü, katlanabilir arka koltuklar standart
P
olarak sunuluyor. Daha zengin Intense donanım seviyesinde ise
tüm bunlara ek olarak LED aydınlatmalı cam tavan, tavan rayı,
karartılmış arka camlar, 17 inç alaşım jantlar, siyah deri döşeme, ısıtmalı ön koltuklar ve anahtarsız çalıştırma sistemi gibi
donanımlar yer alıyor. Ayrıca Mitsubishi ASX’in tüm donanım
seviyelerinde Cleartec teknolojisi sayesinde kırmızı ışıklarda
bekleyen otomobilin motorunu otomatik olarak durdurarak yakıt tüketimini azaltan ve karbondioksit salınımını kesen Auto
Stop & Go özelliği standart olarak bulunuyor.
YOKOHAMA’DAN YAZ HEDİYESİ
erformans ve motor sporu tutkunlarının tercihi Yokohama, Temmuz ayında yeni bir tüketici kampanyasına
imza atıyor. Tüm Yokohama bayilerinin katıldığı kampanyada, binek otomobil, hafif
ticari araç, kamyon ve otobüs
lastiklerini Temmuz ayı boyunca Yokohama’dan alanlar, “Yokohama Motorsports
Plaj Havluları”na sahip olabiliyor.
Motor sporlarında elde
ettiği deneyimleri, lastik
üretimi ve geliştirmesinde kullanan Yokohama,
tüketicilerinin
ilgisiyle
karşılanan
promosyon
kampanyalarına, Temmuz
ayında bir yenisini ekliyor.
Bütün Yokohama bayilerinin katıldığı kampanyada, Temmuz ayı boyunca binek otomobiller, hafif
ticari araçlar ya da kamyon
ve otobüsleri için Yokohama
lastiklerini tercih edenler,
Motorsports Plaj Havlularını
da hediye olarak alacaklar.
Motor sporlarına verdiği desteği, FIA Dünya Binek Otomobilleri Kupası’ndan (WTCC) Intercontinental Rally Challenge
(IRC) serilerine kadar birçok yarış ve turnuvada birden sürdüren
Yokohama, sıcakların bastırmasıyla birlikte önümüzdeki günlerde plajlara hücum etmeyi planlayan müşterilerine ve motor
tutkunlarına en güzel yaz hediyelerinden birini vermiş olacak.
1917 yılında Japonya’nın Tokyo kentinde kurulan YOKOHAMA Rubber Co. 16 bini aşkın çalışanı ile yüksek kalitedeki
ürünlerini 100’ü aşkın ülkede satışa sunuyor. Tek marka üreten
dünyanın 6’ncı en büyük lastik üreticisi olan YOKOHAMA;
binek otomobiller, kamyonet, İş makinası, forklift, kamyon ve
otobüs lastiklerinin yanı sıra Endüstriyel Ürünler (Lastik taşıyıcılar/Konvoyer Bantlar/İş makinası Hortumları) Golf ürünleri,
Uçak içerisinde kullanılan Tuvalet modülleri ve su tankları gibi
farklı grupları kapsayan geniş bir ürün yelpazesine sahip.
YOKOHAMA lastikleri Türkiye’de 1983 yılından bu yana
Bayraktar Grubu tarafından ithal edilip bayileri vasıtasıyla Türkiye pazarına sunuluyor.
11
T
SAATTE 10 ARAÇ TRAFİĞE ÇIKIYOR
rafiğe kaydı yapılan motorlu taşıt sayısı, bu yılın Ocak
- Mart ayları döneminde 324 bin 760 adet oldu. Mart
ayı sonu itibariyle trafikte kayıtlı 15 milyon 382 bin
908 taşıtın yüzde 50,2’sini otomobil, yüzde 16,1’ini kamyonet,
yüzde 15,6’sını motosiklet, yüzde 9,2’sini traktör, yüzde 4,8’ini
kamyon, yüzde 2,5’ini minibüs, yüzde 1,4’ünü otobüs ve yüzde
0,2’sini ise özel amaçlı taşıtlar oluşturmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2011 Ocak - Mart aylarını
kapsayan ilk üç aya ait motorlu kara taşıtları istatistiklerine baktığımızda, Ocak - Mart aylarında trafiğe kaydı yapılan araçlar
arasında otomobil 163 bin adet ile başı çekerken, 52 bin 286
adet ile kamyonet ikinci sırada yer aldı. Kamyoneti 50 bin 662
adet ile motosiklet, 29 bin 877 adet ile traktör izledi.
Ocak - Mart döneminde trafiğe kaydolan araçların 23 bin 382
adedini de kamyon, minibüs ve otobüs oluştururken aynı dönemde 37 bin 455 aracın da trafikten kaydı silindi.
“Trafik Her Geçen Gün Daha da Yoğunlaşıyor”
TÜİK’in açıkladığı rakamları değerlendiren Türkiye Şoförler
ve Otomobilciler Federasyonu Başkanı Fevzi Apaydın, “Ocak
- Mart ayında günlük ortalama 3 bin 600 araç yollara çıktı. Üç
aylık dönemde resmi tatil günü olan 26 günü çıkarırsak geriye
kalan 64 resmi çalışma gününde trafiğe çıkan araç sayısı günlük
5 bin 74’ü buluyor. 64 gün içerisinde 512 saatlik bir çalışma
süresi olduğundan, ülkemizde saatte ortalama 10 araç trafiğe
çıkmaktadır. Buda trafiğin daha çok yoğunlaşacağını ve altyapıya ne kadar önem vermemiz gerektiğini göstermektedir” dedi.
“1 Milyondan Fazla Araç Yılsonunda Trafiğe Çıkar”
Trafiğe katılan araç sayısındaki artış hızı böyle devam ettiğinde, bu yılsonunda 1 milyondan fazla aracın trafiğe çıkacağına
dikkat çeken TŞOF Başkanı Apaydın, “Türkiye’deki motorlu
kara taşıt sayısı 2000 - 2010 döneminde yüzde 85 artmıştır.
Türkiye’de yaklaşık olarak her 5 kişiye bir motorlu taşıt, her
12 kişiye de bir otomobil düşüyor. Sürücü belgesine sahip vatandaşımızın sayısı 21 milyon 500 bini geçti. Artık trafik akış
düzeni daha dikkatli yapılmalıdır. Sürücülerimiz gelişen şartlara göre eğitilmeli, çocuklarımıza küçük yaşta trafik bilincini
aşılamalıyız. Yoksa ileride trafik sorunu daha da büyümüş halde
karşımıza çıkacak” diye uyardı.
Deðiþim
2011
2010
TIR KARNELERİNDE ARTIŞ
VerilenveGeçiþ
Belgesi
306.499
%-0,39göre,
Türkiye Odalar
Borsalar
Birliği (TOBB),307.694
Ticaret ve TIR Dairesi
Başkanlığı’nın verilerine
2011 yılı Mayıs ayında, 2010 yılı Mayıs ayına
göre Verilen Geçiş 226.071
Belgesi sayısında yüzde
13,28’lik
212.260
% 6,51
Verilen TIR Karnesi
bir azalma, TIR Karnesi sayısında ise yüzde 2,34’lük bir artış yaşandı.
Aynı verilere göre, bu yılın ilk beş ayında Verilen Geçiş Belgesi sayısında geçen yıla göre yüzde
3,22’lik bir azalma, yine aynı dönemde verilen TIR Karnesi sayısında ise yüzde 5,64’lük bir artış
görüldü.
12
2010
2011
Deðiþim
Verilen Geçiþ Belgesi
307.694
306.499
%-0,39
Verilen TIR Karnesi
212.260
226.071
% 6,51
Taşıyorum
ESANAFIN TARİHİ
LONCALARDAN GEÇİYOR
tkâr
bir şehirde oturan sana
Lonca: Eskiden belirli
ilat.
oldukları meslekî teşk
p
su
en
m
rin
le
ci
yi
nâ
ve sa
L
oncaların kökeni, 7 ve 8. yüzyıldan îtibâren faaliyet gösteren fütüvvet ve ahîlik teşkilâtlarına dayanır. Ahîlik kuruluşuna âit töreler, kurallar birçok özellikler loncalarda
devam eder. Loncaların iki ana gâyesi vardır:
1) Lonca mensubu sanatkâr, esnaf arasında sosyal eşitliği ve
dayanışmayı sağlamak.
2) Meslekî faaliyetin uygulanışını düzenlemek ve denetlemek.
Loncalar, bugünün Esnaf ve Sanatkârlar Derneğine benzetilebilir. Loncaların ekonomik ve meslekî, kültürel ve sosyal
faaliyet ve vazifeleri vardı. Kendi içinde sıkı bir disiplinle teşkilatlanmış olan loncalar, bu özelliği ile devletin piyasa kontrolünü kolaylaştırıyorlardı. Aynı esnaf grubunun bağlı olduğu
loncaların içinde rekabetin yasaklanmış olması, kaynakların ihtiyaçlar dâhilinde kullanılması, kaynak israfı, karaborsa ve fâhiş
fiyat artışına mâni oluyordu. Devletle sıkı irtibâtı olan loncalar,
hükümet tarafından teftiş edilebiliyordu. Muhtelif târihlerde esnafla alâkalı olarak çıkarılan yasaknâme ve fermânlar esnafın
aksayan yönlerini düzeltme gâyesindeydiler. Esnaflar, bağlı oldukları lonca heyetinin sıkı bir denetimi altındaydı. Ustaların
hammaddelerini nereden, nasıl ve ne evsafta alacakları loncalar
tarafından düzenlenmekteydi. Lonca üyeleri arasındaki eşitliği
bozmamak temel gâyeydi. Tüketiciyi de korumak göz önünde
tutulurdu. Ustaların kullandığı bütün âlet ve edevât devamlı denetlenirdi. Üretilen malların fiyatlarının nisbetini loncalar denetlerdi. Denetimden geçen mal damgalanır ve pazara sunulurdu.
Bozuk mal çıkaran esnaf cezalandırılırdı. “Pabucu dama atıldı”
deyimi buradan kalmadır. Düşük kaliteli mallar da fakirlere dağıtılırdı. Çırakların mesleğe girmeleri, meslekte ilerlemeleri ve
yükselmeleri, loncaların koyduğu kâidelere ve âdete bağlıydı.
Lonca mensupları arasında rekabet yasaktı. Kalfaya, usta olduktan sonra, pîri, bir törenle ustalık belgesi verirdi. Dükkân açacak
olup da parası olmayana lonca para ve sermâye verip, dükkan
bulurdu. Evlenmek isteyenleri evlendirir, masraflarını görürdü.
Yoksul cenâze sâhiplerinin cenâzesini kaldırır, hastalara yardım
ederdi. Görünüşte iktisâdî müesseseler olan loncalar, içyapı
îtibâriyle cemiyette hâkim olan bâzı ahlâkî kâideleri, müeyyideleri ile esnafın kendi kendine tatbik ettiği müesseselerdir. Loncalarda bulunan iş ahlâkının temelinde, otoriteye ve geleneklere
bağlılık, el işçiliğine hürmet, kanâatkârlık, meslek sırrını saklamak gibi prensipler yatmaktaydı. Osmanlı Devleti’nde loncaların ekonomik vasıfları yanında, onlara husûsiyet kazandıran,
iç kuruluşları ve sosyal faaliyetleridir. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda önemli olan ahîlikle yakın bağları bulunan loncaların da, ahîliğin; yiğit, ahî ve şeyh olmak üzere üç derecesine
karşılık çırak, kalfa, usta, nakib vekili, nakib, baş nakib, şeyh
halifesi, şeyh ve şeyh-üş-şuyûh olarak dokuz kademesi vardı.
Ahîliğin kavlî ve seyfi üyelik olmak üzere, üyelerinin iki grupta
değerlenmesi yerine, loncalarda üyelik kavlî, şürbî ve seyfî olarak üç grupta meydana getirildi.
Lonca teşkilâtı, Osmanlı Devleti’nin en ücrâ köşelerine kadar yayılmıştı. Avârız sandıkları sistemiyle üyelerini, her türlü
kazaya ve ölüme karşı aileleriyle berâber sigortalamıştı. Lonca
teşkilâtı, Osmanlı Devleti’nin sosyal yapısında büyük güç, düzen, âsâyiş ve ahlâk unsuru olmuştur. Kendi bünyesi içerisinde denetlendiği gibi, devletin de kontrolü altında bulunuyordu.
On yedinci yüzyılda İstanbul’da 1109 Loncaya bağlı, 126.000
üye tespit edilebilmişti. Osmanlı Devletinin son zamanlarında,
sanâyileşme hareketlerinin ve fabrikalaşmanın başlaması neticesinde el sanatları giderek önemini kaybetti. İttihat ve Terakki
Fırkasınca 1913 târihinde loncalar kaldırıldı.
13
AVRUPA’NIN EN BÜYÜK KAMYON FİLOSUNA
SAHİP EKONOMİMİZE LASTİK DARBESİ
LASTİKTE VERGİ
KAMYONCUYA REVA MI?
D
Anti-damping vergisi
otomobil lastikleri için kaldırılırken
kamyon lastikleri için devam edecek...
ış Ticaret Müsteşarlığı’nın imza attığı ilginç uygulama
trafiğe kayıtlı 750 bin kamyonu, 200 bin otobüsü, 497
kooperatifi, 70 bin kamyoncu esnafı ve, 2010 yılı itibariyle 2 milyon adet kamyon lastiği tüketimi ile Avrupa’nın en
büyüğü olan Türk taşımacılık sektörünü, aynı zamanda Türkiye’deki Kamyon üreticileri ve nakliye sektörünü sıkıntıya soktu.
Çin menşeli lastikler için Türkiye’de yaklaşık 6 yıldır uygulanmakta olan anti-damping vergisi otomobil lastikleri için kaldırılırken “kamyon lastikleri” için uygulamanın devam etmesi
kararı veriliyor.
Yapılanı bir benzetme ile özetlemek gerekirse; Türk kamyoncusu en pahalı elbiseler giymeye mecbur olacak ve Çin malı
kıyafetler de giyebilen Avrupalı kamyoncular ile fiyat rekabetini
sürdürecek. Çünkü tüm güvenlik ve kalite standartlarının en yukarıda olduğu Avrupa ülkelerinde kullanılan her 4 lastikten biri
14
Çin menşeli iken, anti-damping uygulaması yüzünden Türkiye’deki tüketicilerin büyük çoğunluğu ise yüksek fiyatlı Avrupa
menşeli lastikler kullanmaya devam etmek zorunda kalacaklar.
Sektöre, ekonomiye, kamuya zararları açık olan bir karar
Nakliye sektörünün iki ana gider kalemi yakıt ve lastik.
Türkiye’de nakliyecilerin maruz kaldığı dünyanın en yüksek
yakıt maliyeti, akaryakıttan elde edilen vergilerin bütçeye aktarılması zorunluluğu ile açıklanıyor. Oysa ikinci maliyet kalemi
olan lastikte de Çin menşeli lastik ithalatının engellenmesi ile
sektörün en yüksek maliyetlerle karşı karşıya bırakılmasından
kamunun hiç bir faydasının olmadığı, olamayacağı açık.
Aksine, taşımacılık sektörümüzde oransız maliyet yüklerinin
yaratacağı piyasa kaybı, trafik güvenliğine olumsuz etkileri ile
kaza oranlarının artışı, kamyon üreticilerine ve ihracata engel
teşkil etmesi sonuçları ile kamu için ciddi kayıplar yaratacağını
öngörmek hiç zor değil.
Taşıyorum
Türkiye’de Kamyon lastiği piyasasının serbestliğe ve
gelişmeye ihtiyacı var
Türkiye Avrupa’nın en çok kamyon lastiği tüketildiği ülke
iken pazarın çoğuna belirli markalar sahip. Son 6 ayda kamyon
lastikleri fiyatlarına enflasyonun tam 6 misli zam yapıldı. Avrupa piyasası ile tek farkımızın Çin lastiklerine uygulanan antidamping vergisi olduğu dikkate alınır ise konunun ne derecede
önem taşıdığı net anlaşılabiliyor.
Türkiye’deki 3 milyon adet/yıl üretim kapasitesinin tamamına sahip Pirelli, Goodyear ve Brisa’nın herhangi bir anti-damping uygulaması talebi yok. Üretimleri olan uluslararası markalar Avrupa piyasası başta olmak üzere zaten tüm piyasalarda
Çin lastikleri ile rekabet halinde varlıklarını sürdürüyorlar.
• Türkiye’deki kamyon lastiği üreticisi firmaların mali tabloları herkese açık, ilk üç ayda yüzde 300’lerin üzerinde karlılık
artışı ile faaliyetlerini sürdürüyorlar.
• Diğer yandan nakliyeci firmalar ve kamyoncu esnafı ise işlerini sürdürebilmek için can tehlikesini dahi göze almaya zorlayacak boyutlarda maliyet baskısı altındalar.
Karardaki hukuki tutarsızlık ve çelişkiler:
•Yasalara göre anti-damping uygulaması talep edebilmek için
Türkiye’deki üretim kapasitesinin yüzde 25’ine sahip üretici olmak şart.
•Türkiye’deki radyal kamyon lastikleri üretiminin yüzde
100’üne sahip 3 üreticiden hiç birinin anti-damping için müracaatı yok.
•Anti-damping vergisi talebinde bulunan tek firma olan
Petlas’ın ise henüz radyal kamyon lastiği üretimi yok.
•Petlas’a bu hakkın, zirai lastikler ve iş makineleri lastiklerinin kamyon lastikleri ile aynı kategoride değerlendirilerek tanınması yanlışı ise, bu üç ürün grubunun kullanım alanlarının,
dağıtım kanallarının tamamen farklı yapıda olmaları nedeni ile
hiç bir gerçekçi mantığa dayanmıyor.
•Söz konusu verginin ayrı kategoride değerlendirilerek otomobil lastikleri için kaldırılmış olması da, kararın kendi yanlışının altını yine kendisinin çizdiği bir diğer hukuki kanıt.
•Eğer Petlas’ın böyle bir müracaat hakkı olsaydı dahi, bu ta-
lebin geçerli bir nedeni görünmüyor. Piyasada talebi olan yüzlerce ebat ve desende radial kamyon lastiği bulunuyor. Petlas’ın
bu kadar çeşitli ebat ve farklı kullanım amacına hitap eden
(TIR, Otobüs, Damper, Römork, Kargo Kamyon, vs) lastiği ne
zaman üretmeye başlayacağı konusunda hiç bir taahhüdü ve/
veya beyanı yok. Hiç bir zaman bu kadar ebat ve tipi üretmeyecek olması çok daha akla yatkın, zira 40 yıldır Türkiye’de üretim yapan lastik fabrikaları dahi şu anda bu ebat ve desenlerin
tamamını üretmiyor.
•Türkiye’de anti-damping vergisi talebi hakları bulunan bu
üreticilerimiz dahi, yukarıda açıklandığı üzere, haklı nedenleri
bulunmadığı için böyle bir korunma talebinde bulunmuyorlar.
Şaibeli bir karar; Anti-damping ile alakası kurulamadığı gibi,
tek bir ithalatçı korumacılığı yapma ve sektörü cezalandırma
niteliğinde.
•Tayvan, Kore, Japon vb. menşeli lastiklere karşı anti-damping vergisi talebi yok. Oysa bu ülkeler ile Çin menşeli lastiklerin fiyatları arasında fark hemen hemen yok.
•Çin menşeli lastiklerin ithalatına karşı Dış Ticaret Müsteşarlığından koruma talep eden AKO firması, Tayvan, Kore ve
Japonya’dan en çok kamyon lastikleri ithal eden firma. Petlas’ın
da sahibi olan AKO firması Çin’in bir parçası olan Tayvan’dan
da kamyon lastiği ithal eden tek firma. Ve her sene yüz binlerce
lastik ithal ettiği bu ülkelerden ithalatın engellenmesi için bir
talebi yok.
•Türkiye’deki kamyon üreticileri kamyon lastiği temin edemedikleri için üretimlerini kısmak durumunda kalıyor.
•Türkiye’deki kamyon üreticileri kısıtlı üretimleri ile ihracat
piyasalarında daha etkin olamıyor.
•Türkiye’ye Çin’den ithal edilemeyen kamyon lastikleri, Avrupalı kamyon üreticilerinin araçların altında orijinal ekipman
olarak Türkiye’ye giriyor.
•Çin menşeli lastikler ile maliyetini düşürme şansını kaybeden Türkiye’deki araç üreticileri Avrupalı üreticiler ile rekabet
şansını yurt içi satışlarda da yitiriyor.
•Döviz girdisi potansiyelimizi azaltıp, döviz ihtiyacını artırarak dış ticaret açığına iki yönlü olumsuzluk yansıtıyor.
İ
İNTERNET
nternet Dünya üzerinde bulunan birbirinde farklı büyüklükteki yerel bilgisayar ağlarını birbirine bağlayan bilgisayar
ağıdır. İnternet’e üniversiteler, araştırma kurumları, kamu
kuruluşları, ticari kuruluşlar bağlıdır. Kaynakların ve dosyaların paylaşılmasını ve ağ üzerindeki kişilerin haberleşmesini
sağlamaktadır. Bir ağ üzerindeki kişiler aynı dosyayı birlikte
kullanabilirler. Birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunabilirler.
Yazıcı, ADSL ve fax-modem, CD Sürücüyü birlikte kullanabilirler. İnternet ise dünyadaki bilgisayarların telefon kabloları
aracılığıyla birbirlerine bağlandığı ağdır. Üretilen her türlü bilginin saklanması, paylaşılması ve kolay erişilebilmesidir. İnternet teknolojisi yardımıyla bilgiler insanlara kolay, ucuz, hızlı ve
güvenli bir şekilde erişilebilmektedir.
İnternet, Dünya çağında bir kütüphanedir. Büyük bir bilgisayar ve iletişim ağıdır. Fikirlerin paylaşıldığı bir demokrasi
platformudur. İnsan hayatını kolaylaştırıcı (banka, alışveriş,
dergi, gazete, TV hizmetleri) yönleri vardır. Çift yönlü bilgi aktarımı yapılabilmektedir. İnternet birbirinden çok farklı donanım (PC, Macintosh, …) ve yazılım (İşletim Sistemleri: UNIX,
LINUX, DOS, WINDOWS, MOS, OS/2…) özelliklere sahip
olan bilgisayarların birbirleriyle iletişim içerisinde bulunmasını
sağlamaktadır. İnternetin sahibi yoktur (kimse denetleyemez).
İnternetin çatısını üniversiteler, kamu kurumları ve ticari kuruluşların bilgisayarı oluşturmaktadır. Kullanıcılar internette bu
kurumlardan aldıkları hizmet aracılığıyla erişirler. Bu kurum
ve kuruluşlar bilgisayarını hiç kapatmazlar. Bu bilgisayarlara
sunucu denilmektedir. Genellikle, ofis ve evlerdeki kullanıcılar
bilgisayarlarına taktıkları fax-modem ve ADSL ile telefon hatları üzerinden sunuculara bağlıdır.
16
Web adresleri internette bilgisayarların birbirlerini bulmaları
için her ana bilgisayara bir adres verilmiştir. Bu adreslere IP
(Internet Protokol) numarası denmektedir. Bu numaralar 4 bölümden oluşmakta, her bölüm nokta ile birbirinden ayrılmaktadır. 144.144.144.144 gibi. Bu yarıları kullanarak bilgisayarlara
erişmek mümkündür. Fakat bu sayıların anımsanması güç olduğundan her bilgisayara ana makine/alan (domain) adı verilen bir
isim verilmiştir.
Günümüzde özellikle mobil internet aygıtlarıyla hemen hemen her yerden internete erişilebilir. Kablosuz ağ bağlantısını
destekleyen cep telefonları, taşınabilir oyun konsolları, dizüstü
bilgisayarlar gibi cihazlarla kullanıcılar istedikleri zaman istedikleri yerden internete ulaşabilirler. Servis sağlayıcılarının hizmetleri ve sundukları kablosuz veri iletim ücretleri diğer erişim
yöntemlerine göre daha yüksek olabilir.
Olumlu gelişimi yanında maalesef İnternet üzerinden çeşitli
tehlikeler oturma odamıza, en azından bilgisayarımıza kadar girebilmektedir. Bilgisayar ile İnternet ağına bağlandığınız andan
itibaren çeşitli zararlı yazılımların saldırılarına mazur kalabilir;
“hacker” diye tanımlanan bilgisayar korsanlarının bilgisayarınızı ele geçirebileceğine şahit olabilir; çevrim içi bankacılık
aracılığı ile banka hesabınız talan olabilir; bilgisayarınız anlayamadığınız garip davranışlarda bulunmaya başlayabilir. Bilgisayarları internetten gelebilecek tehditlere karşı korumanın en
etkin yolu anti-virüs, anti-casus yazılımları ve güvenlik duvarı
yazılımları kullanmaktır. Norton, Kaspersky, McAfee gibi günümüzdeki birçok ticari güvenlik yazılımı, bu üç korumayı da
içerir.
Taşıyorum
Türkiye’de İnternet
Türkiye İnternet’e Nisan 1993’ten beri bağlıdır. İlk bağlantı ODTÜ’den gerçekleştirilmiştir. 64kbit/san hızında olan
bu hat, çok uzun bir süre, tüm ülkenin tek çıkışı olmuş; Ege
Üniversitesi’nden olan bağlantı ise, 1994 başlarında, 64kbit/
san. Hızı ile gerçekleştirilmiştir. Ardından sırayla, Bilkent Üniversitesi (1995 Eylül), Boğaziçi Üniversitesi (1995 Kasım) ve
İTÜ (1996 Şubat) bağlantılarını gerçekleştirmiştir. 1996 yılı
Ağustos ayında da Turnet çalışmaya başlamıştır. 1997 yılına gelindiğinde, akademik kuruluşların internet bağlantısını sağlayan
ULAKNET çalışmaya başlamış ve üniversiteler nispeten hızlı bir omurga yapısıyla
birbirlerine bağlanmış ve internet kullanır
hale gelmişlerdir. 1999 yılı içerisinde, ticari ağ altyapısında büyük değişiklikler olmuş
ve TURNET’in yerini TTNet adında yeni bir
oluşum almıştır. S
2000’lerin başında; ticari kullanıcılar TTNet omurgası üzerinden; akademik kuruluşlar ve ilgili birimler de Ulaknet omurgası üzerinden internet erişimine sahiptir. Ayrıca bu iki omurga
arasında yüksek hızlı bağlantı mevcuttur.
Şu anda Türkiye’nin İnternet çıkışını sağlayan merkezler dört
grupta toplanabilir:
1) Üniversiteler ve akademik kuruluşların internet bağlantı çıkışları; 2) Genellikle ticari kurulusların ve Internet Servis Sağlayıcılarının (İSS) yararlandığı TTNET çıkışları,
3) Diğer bazı özel şirketlerin ve servis sağlayıcıların, TTNET
ile yaptıkları İnternet Erişim Noktası (İEN) anlaşması sonrasında kullandıkları firma
bazlı doğrudan yurtdışı internet çıkışları. Türkiye’de Kaç Kişi İnternet Kullanmaktadır?
1997 sonları itibarıyla, Türkiye’de yaklaşık 30,000 civarında bilgisayarın internete bağlı olduğu tahmin ediliyordu. Bu
sayının 2000’li yılların başlarında 100,000’e yaklaştığını;
her internet bağlantısından
ortalama 6 kişinin yararlandığını düşünürsek, ülkemizde Internet’i kullanan kişi
sayısının ise 600,000 civarında olduğunu iyimser bir şekilde
tahmin edebiliriz. Topluma açık
internet kullanım mekanlarının
(internet kafeler, üniversite laboratuvarları, internet kiosklar gibi)
artmasıyla, internetle tanışık insanlarımızın sayısı sürekli artmaktadır.
KAMYONCULAR İNTERNETTE
.S. Motorlu Taşıyıcılar Merkez Birliği ve merkez birliğinin resmi yayın organı Taşıyorum Dergisi de artık internet
üzerinden takip edilebiliyor. www.kamyoncularmerkezbirligi.net ve www.tasiyorum.com adreslerinden ulaşılan web
siteleri sayesinde kamyoncu esnafı en güncel bilgilere hızlıca
ulaşabiliyor. Birlik ve sektörden haberler, genel kurullar, alınan
kararlar ve daha birçok bilgiye ulaşabileceğiniz gibi Taşıyorum
Dergisi’nin hem güncel hem de eski sayılarına böylelikle erişebileceksiniz.
17
GELECEKTEN
UMUTLUYUZ...
D
eğerli Esnaf Arkadaşlarım…
Uzun süreden beri taşıyorum dergisine ismimle yazı
yazmıyordum ancak dergide yazılan yazıların birçoğun
benim fikirlerimi yansıttığı için buna gerek duymadım. Sizlerle
aramda bir mesafe oluşmadı; çünkü her toplantıda birlikte oluyor ve bilgi alışverişinde bulunuyorduk; zaten beraberdik. Bu
sayıda sizinle birlikte olmak istedim.
Yıllardır (1997 yılından bu yana) merkez birliği başkan vekili olarak kooperatif taşımacılığımızın ülkemizde hak ettiği yere
gelmesi ve kendisini geleceğe taşıması mücadelesini vererek
geldik. Bu gün geldiğimiz noktada, o gün sorun olarak saydığımız birçok konunun bugün olmadığını ancak gelişen dünyada
yeni sorunların önümüze geldiğini görmekteyiz. Yani her dönemde sorunlar olacak ve biz görevimiz gereği bu sorunların
çözümü için mücadelemizi ilk günün heyecanı ve kararlılığı ile
sürdürmeye devam edeceğiz. Etmeliyiz de.
Değerli Esnaf Arkadaşlarım… Sağlıklı gelişmelerin ve mücadelede başarının yönetimlerin yeni kadrolar ile desteklendiği
bir sürecin oluşması ile olacağı da tarafımızdan bilinmektedir.
Bu konuda her zaman yeni birliklerin kurulması ve mevcut birliklerin merkez birliğine üye olmasını teşvik ettik, bizzat görev
aldık. Amacımız eğer örgütlülüğümüzü ülkemizin her alanına
yayar ve birlikteliğimizi kimsenin dışarıda kalmayacağı şekilde oluşturup bu birlikteliğinde disipline edebilirsek haklarımızı
daha iyi savunabilir ve güçlü görüntümüz ile de sorunlarımızın
çözülmesi konusunda yaptırımcı olabilir idik. Yeni kurulan ve
katılma talebinde bulunan birliğimizi büyük sevinçle kabul ettik.
Değerli Esnaf Arkadaşlarım… Yeni birliklerimizin genç yöneticilerinin yeni ufuklarını ve bu hususta yapmak istediklerini
kendi ifadelerinden dinlerken mücadelemizin boşa gitmediğini
görerek sektörümüzün geleceğinde görev alabilecek yeni kadroları görmek sevindirici olmuştur ve gelecek konusunda umutlarımızı artırmıştır.
Değerli Esnaf Arkadaşlarım… Hatırlayanlarınız olacaktır,
2001 yılında İzmir Altın Yunus Oteli’nde yapılan toplantıda
kürsüden “eğer mücadele bayrağını daha ileriye götürecek bir
arkadaşım var ve bu bayrağı kendisine emanet etmiyorsam ben
kendime de ihanet içindeyim” demiş ve şunu ilave etmiştim
“aynası iştir kişinin lafa bakılmaz.” Aynı noktada olduğumu her
zaman ifade etmiş ve etmeye de devam edeceğiz.
Değerli Esnaf Arkadaşlarım… Ülkemiz 2011 yılında bizim
açımızdan önemli iki süreci yaşamıştır. Birincisi 1163 sayılı kanun ve ana sözleşmemiz gereği kooperatifler, birlikler ve
Merkez Birliği ve Milli Kooperatifler Birliği yönetim kadroları
yeniden belirlenmiş ikincisi de ülkemizde genel seçim yaşanmıştır. Genel seçim öncesi siyasi partilerin toplumların sorun-
18
larına bakış açıları ve sorunların çözümü noktasında önerileri
ve sorunlarımızın toplumun gündemine taşınması için bir fırsat
olarak kullanılmasının tam da zamanıydı.
Bu hususta kurumlarımızla yaptığımız Bursa, Manisa toplantılarda çalışma programı oluşturularak sonu demokrasilerin
çok masumane ve yasal zeminleri asla terk etmeden sorunlarımızın siyasilerin ve kamu oyununu gündemine taşıyacak kararlar aldık. Ancak İzmit toplantısında hayretle gördük ki bizi
eylemsizlikle ve hareketsizlikle eleştirenler ve bu hususta öneri
getirenler ne hikmetse (birilerinden talimat mı aldılar!) önerilerini geri aldılar ve kendi önerilerine sahip çıkma cesaretini
gösteremediler.
Tekirdağ da yapılan bölge toplantısı gövde gösterisine dönüştürülmek istenmiş ancak Merkez Birliği Yönetimi olarak topluma karşı sorumluluğumuzun bilinci ile birilerinin bizi küçük
düşürmek adına tayin ettiği yere oturarak ancak toplantıdan çıkarken de katılanların teveccühü ile çıkmanın gururu ile oyunu
bozduk.
İstanbul Birliği genel kurulunda bazı başkanlarımızın görev
taleplerinin yönetimde görev kabul etmezken Merkez Birliği
delegeliğinde dayatma getirmesinin aslında Merkez Birliği yani
Türkiye’deki taşıma kooperatiflerinin en üst örgütünün yönetim kadrosunun oluşturulmasına yönelik bir çalışmanın ürünü
olduğunu göremeyeceğimizi düşünmeleri ve taleplerini çok
ta masumane demokrasi talebi şekline sokmaları bizi ve diğer
birlik yönetici kadrolarını hafife almaları anlamına gelmektedir. Kendileri de çok yanıldıklarını gerek İstanbul birlik gerekse
Ankara’da Merkez Birliği genel kurul toplantısında anlamış bulunmalıdırlar.
Değerli Esnaf Arkadaşlarım… Dünyanın en demokratik kurumları olan kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim kadrolarının belirlenmesinde yarışmanın doğallığını tartışmam ancak
kazanmak için her şeyi mubah sayan anlayışı kabul etmem de
mümkün değildir. Bizi gereği gibi çalışamadığımızdan, toplumu gereği gibi temsil edemediğimizden, sorunların teşhisinde
ve çözüm yolları konusunda yanlış yaptığımızdan, bahisle eleştirilerde bulunabilir ve daha iyisini yapmak üzere görev talebinde bulunabilirsin ki en doğal hakkınızdır. Ancak yukarıda
belirttiğim konularda eleştiriler getirmek yerine, ırkçılığı, siyasi
farklılığı ve inançları insanlardı ayrıştırma malzemesi olarak
Taşıyorum
kullanmanıza kusura bakma kimse müsaade etmeyecektir ve de
etmemiştir de. Bunu söylerken o gurup içinde bulunan birçok
arkadaşımı bu husustan tenzih ederim. Onların esnafımızın sorunlarının çözülmesi noktasında iyi niyetli ve yürekli çabalarını
görmezden gelemeyiz. Kendi kooperatiflerinde esnafının geleceğinin teminat altına alınması için yaptığı çalışmaları inkar
edemeyiz. Doğru başlamış ancak yanlış noktaları varmış bulunmaktadırlar. Gönlümüz bu arkadaşlar ile birlikte çalışarak resmi
kurum ve kuruluşlar karşısında birbirimizden güç alarak topluma hizmet sunmaktı ama bu sefer olmadı. Ancak giderek sorunlarımızın ağırlaştığı esnafımızın ve kooperatiflerimizin taşıma
sektöründe olup olmama mücadelesinin verileceği bir dönemde
kimsenin mücadelenin dışında kalması mümkün değildir.
Ayrıca bu mücadele döneminde, mücadeleye katılacak kurumlarımızın birlik ve beraber olarak tek çatı altında tek yumruk
olarak mücadele etmesini sağlamak ta merkez birliğinin birinci
öncelikli görevidir. Başka da şansımız yoktur.
Değerli Esnaf Arkadaşlarım… Yazıma son verirken yıllarca İstanbul Esnaf ve Sanatkarları Odaları birliği başkanlığı yapmış
saygıdeğer büyüğüm sayın Hüsnü Çınar beyefendinin nasıl bir
yönetici yazısından bir paragrafla bitirmek istiyorum.
Hüsnü Çınar diyor ki:
“Neden ve niçin her konuda parçalı ve bölük hale geliyoruz.
Geliniz hep birlikte Ülkeyi ve hayatı bizden sonrakiler için yaşanır hale getirelim ki...
BİZLERE DE: Temsil etkilerimiz, iyi hizmet vermenin ödülü
olarak hafızalarında saygın bir yer ayırsınlar. Hayırla, saygı ile
yâd edilmek insan olmanın tek mükâfatıdır.
BİLELİM Kİ: Bu teşkilatlar da birimizin derdi hepimizin
derdi olarak kabul edilmedikçe, gemisini kurtaran kaptan diyerek batanı seyrettikçe (bu senden, bu benden) diyerek kamplara
bölündükçe, her taraflı oynanana prim verildikçe, çeşitli düşünce tesirler altında özerkliğimize müdahaleyi kabullendikçe, teşkilatlarımızın harmanı savrulur. İtibarı kalmaz. Zararını da hem
ülke hem esnaf çeker.
O ZAMAN SORARLAR SUÇLU KİM: Hepimiz yalansız ve
vicdani huzurla kendimizden başlayarak cevap bulalım. Bunu
başarmadıkça boşa geçen yıllarda bizden hizmet bekleyen ümitleri söndürürüz. Bir daha ümit yeşertmek kolay olmaz,
ESAS OLAN: Esnaf ve sanatkârımızın sosyal, ekonomik,
hukuki sahada güçlendirilmesi için alınacak tedbirlere acil ihtiyaç var. Hükümetimizce bunları anlatmanın kabul ettirmenin
yollarını bulalım. Herkesi kendi kaderine terk edemeyiz. Amaç
üzümü yemektir. Bağcı ile sorunumuz olmamalı ancak sabırların da sonuna gelindiğini bağcının görmesi lazımdır.”
İhsan TEMEL
Başkan Vekili
Kooperatiflerimiz yeni ve eski araçlarıyla hizmet verirken
amaçları tüm araçları son model hale getirmektir.
19
Ç
BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN DENEME SÜRÜŞÜ
evre ve Orman Bakanlığı’nın başlattığı projeyle, vatandaşların daha sağlıklı bir çevrede yaşamasını sağlamak
amacıyla son bir yılda 300’ü aşkın çevreci araç belediyelere hibe yoluyla kazandırıldı. Çevre ve Orman Bakanlığınca hibe edilen katı atık toplama araçları, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ve Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel
Eroğlu’nun iştirakleriyle gerçekleştirilen merasimle sahiplerine
verildi. Bakanlık tarafından düzenlenen Sıkıştırılmış Katı Atık
Toplama Aracı Dağıtım Töreni’nde belediye başkanları anahtarlarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan anahtar tesliminin ardından Ford
Cargo aracını test etti.
Burada bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
parti ve il ayrımı gözetmeksizin 98 belediyeye 103 adet sıkıştırılmış katı atık toplama aracı dağıttıklarını söyledi. Daha önce
230 katı atık toplama aracı dağıttıklarını belirten Erdoğan, son
bir yılda toplam 333 katı atık toplama aracını hibe yoluyla belediyelere kazandırdıklarını vurguladı.
Konuşmasında çevreciliğin ve çevreyi korumanın önemini
vurgulayan Başbakan Erdoğan daha sora çöp toplama kamyonu olarak kullanılacak Ford Cargo Yeni İnşaat Serisi’nden 1826
aracın direksiyonuna geçti. Proje kapsamında Çevre ve Orman
Bakanlığı 2010 yılında 51 araçta tercihini Ford Cargo 1826’dan
yana kullanırken 2011 yılı içinde yeni siparişler teslimat için hazırlanıyor. Tamamen Türk mühendisliğinin bir ürünü olan üstün
performanslı ve çevreci Euro-5 motoru, düşük işletim maliyetleri ve yakıt tüketimi ile Ford Cargo, belediyelerin çöp kamyonu filolarında yerini aldı.
KAMYON YARIŞ TAKIMININ SPONSORU
SCHAEFFLER AUTOMOTİVE
L
MKR takımı için tek bir hedef var: “hepsini kazanmak!”
20
ANGEN, Schaeffler Automotive Aftermarket, ikinci kez
Mario Kress’in MKR Teknoloji Kamyon Yarış Takımının sponsoru oldu. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da aftermarket uzmanları özel bir yarış debriyajı ve bir hidrolik direksiyon pompası aracılığıyla güç ve hassasiyet sağlayan LUK’un
know-how’ı ile takımı destekleyecek.
2011 yarış sezonunda başlangıç çizgisinde iki MKR pilotu
Avrupa şampiyonu Markus Bösiger (İsviçre) ile Markus Oestreich (Almanya) olacak.
Kamyon yarışlarında 23 yılı aşkın deneyime sahip en başarılı
takım sahiplerinden biri olan Mario Kress. “Şimdiye kadar her
şey yolunda gitti. İlk testler ilerlemek için doğru yolu seçtiğimizi gösterdi, ama hala üzerinde çalışmamız gereken çok şey
var ” dedi.
2011 Kamyon Yarışı için değişen FIA kuralları içinde en
önemli madde yeni lastik kuralları. Buna göre; yarışın olduğu
her hafta sonu, ilk zamanlı ısınma turu öncesinde şu anda en üst
klasmandaki on pilot için rastgele altı lastikten oluşan bir set
seçilecek. Her pilot süreli eğitimde ve o günkü her iki yarışta bu
lastikleri kullanmak zorunda. Bu işlem yarışın ikinci gününde
de tekrar edilecek. Sezon Paskalya bayramına denk gelen 23
ve 24 Nisan 2011 hafta sonunda Donington Park’ta (İngiltere)
birinci güç testi ile başladı. Misano (İtalya), Albacete (İspanya),
Nogaro (Fransa), Nürburg (Almanya), Smolensk (Rusya), Most
(Çek Cumhuriyeti), Zolder (Belçika) ve Jarama’daki (İspanya)
molaların ardından yarış sezonu 8 ve 9 Ekim 2011 günü Le
Mans’da (Fransa) sona erecek.
Taşıyorum
GOODYEAR, NAKLİYE FİRMALARI İLE
Y
BİRARAYA GELDİ
üz yılı aşkın süredir lastik üreticiliği yapan Goodyear,
Antakya Savon Otel’de gerçekleştirdiği filo aktivitesi
sonrasında Mersin Lamos Otel’de uluslararası nakliye
firmaları ile bir araya geldi.
Goodyear, Antakya Savon Otel’de gerçekleştirdiği filo aktivitesinde 73 uluslar arası firma temsilcisi ile bir araya geldi. Goodyear kamyon lastikleri departman yetkilililerinin, Goodyear
bayileri Boğa Otomotiv ve Bedirler Oto Lastik’in de katıldığı
etkinlikte, katılımcılar Goodyear’ın yeni ürünleri hakkında bilgi
edinirken eğlenceli vakit geçirme fırsatı da yakaladılar.
Goodyear Kamyon Lastikleri Satış Müdürü Ümit Öz ve Ürün
Müdürü Faruk Uslu’nun da katıldığı etkinlikte, Goodyear yetkilileri filoların rekabetine katkıda bulunmak için geliştirdikleri
lastiklerdeki yenilikler, yeni ürünler ve kampanyalar hakkında
bilgi paylaşımında bulunurken, katılımcılar da etkinlik sonunda
gerçekleştirilen yarışmalar ile çeşitli hediyeler kazandılar. Toplantı sırasında nakliye sektöründeki gelişmeler, filoların beklentileri ve bu beklentileri karşılayan Goodyear ürün ve servisleri
yanında filo verimliliğini artıran uygulamalar hakkında katılımcılara bilgiler paylaşıldı.
Antakya’da gerçekleştirilen filo aktivitesinden sonra Mersin
Lamos Otel’de Goodyear yetkilileri, 25 uluslar arası nakliye
firma temsilcisi ve Mersin’deki Goodyear bayileri Tatkap ve
Diyarlas’ın da katıldığı bir yemek ile firma temsilcileri ile bir
araya geldiler.
Etkinlik esnasında bir konuşma yapan Goodyear Kamyon
Lastikleri ve Kaplama Ürün Müdürü Faruk Uslu, “Bayilerimiz
ile Goodyear’daki yenilikler ve yeni ürünler hakkında bilgi
paylaşımında bulunduğumuz, müşterilerimizin rekabetine katkı
sağlayan ürün, hizmet ve uygulamaların paylaşıldığı bu tarz etkinlikleri tekrarlayacağız” dedi.
PREMİO’DAN KAMPANYA
G
oodyear Lastikleri T.A.Ş.’nin tescilli ‘hızlı otomobil
servisi’ markası Premio Lastik ve Oto Servisleri, müşterilerinin güvenliği için bir adım daha attı. Emniyet
Genel Müdürlüğü (EGM) Trafik Eğitim ve Araştırma Daire
Başkanlığı’yla birlikte bir sosyal sorumluluk kampanyası başlatan Premio, müşterilerine ücretsiz araç güvenliği kontrolü yaparken aynı zamanda yol güvenliği ile ilgili bilgi paylaşımında
da bulunuyor.
Premio müşterileri, 5 Mayıs-6 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen “ücretsiz araç güvenliği kontrolü” kampanyası kapsa-
mında, Türkiye geneline yayılmış 54 Premio mağazasında hem
araç kontrollerini gerçekleştirebilecek hem de bizzat trafik ekipleri tarafından yol güvenliği ile ilgili bilgiler alabilecek.
7-13 Mayıs’ta kutlanacak olan Karayolu Güvenliği ve Trafik
Haftası kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü Eğitim ve Araştırma Daire Başkanlığı’yla yürütülecek olan sosyal sorumluluk
kampanyası tüm Türkiye çapındaki Premio bayilerinde uygulanıyor.
Ankara Kirazlar Premio Lastik ve Oto Servisi’nde gerçekleştirilen basın davetinde konuşan Goodyear Perakende Satış Müdürü Tolga Kalafatoğlu, “Goodyear olarak biz tüketicilerimize
verdiğimiz vaadin temelini, onları ‘en iyi kalitede ürünler ve
hizmetler sunarak desteklemek’ prensibi üzerine inşa ettik. Bu
prensipler çerçevesinde, halkımızın yol güvenliği konusunda
bilinçlenmesi için de elimizden geleni yapıyoruz. Bu yıl, 7-13
Mayıs’ta kutlanacak olan ‘Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftası’ kapsamında, 5 Mayıs-6 Haziran tarihleri arasında yurt çapındaki Premio servislerimizde ‘ücretsiz araç güvenlik kontrolü’
uygulaması başlatıyoruz” dedi.
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ve Trafik Hizmetleri Başkanı Osman Karakuş ise “Her yıl yüzlerce insanımız trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Ölümlü trafik kazalarında sürücü
hataları kadar güvensiz ve yol kontrolleri yapılmamış araçların
da büyük payı var. Premio Lastik ve Oto Hizmetleri ile başlattığımız bu kampanya sayesinde trafik ve araç güvenliği konusunda halkımızı bilinçlendirmeyi hedefliyoruz.” dedi.
21
DAIMLER ve SHELL TASARRUF REKORU KIRDI
Y
akıt tasarrufu teknolojilerinin öncüsü olan ve son olarak
piyasaya sunduğu, tüm dizel araçlar için uygun eurodieseli Shell FuelSave Diesel ile fark yaratan Shell, otomotiv devi Daimler’in yakıt verimliliği çalışmalarına güçlü katkılar sağlıyor. Daimler’in yeni kamyon modelleri “Actros Euro
V” ve “Actros Euro VI” için düzenlediği yol testlerinin özel
tedarikçisi olan Shell, yakıt ve yağ ürünleriyle, normal sürüş
şartlarında elde edilen tasarruf miktarlarının yüksek seviyede
artmasında pay sahibi oldu.
Shell, Daimler’in en yeni kamyon serisinin yakıt verimliliğini test etmek amacıyla normal trafik koşullarında ve Alman Motorlu Araçlar Denetleme Kurumu’nun (DEKRA) gözetiminde
gerçekleştirilen 10 bin kilometrelik “2011 Rekor Sürüşü” için
yakıt ve yağ tedariki sağladı. Rotterdam (Hollanda) - Szczecin
(Polonya) - Rotterdam arasındaki güzergâhta gerçekleştirilen
A
OPET’TEN 5 YILDIZLI YAKIT
karyakıt markası OPET, yüksek performans, düşük tüketim ve tasarruf sağlayan, çevreci ve uygun fiyatlı yeni
nesil yakıtı ULTRA FORCE’u tüketicilerin kullanımına
sundu. OPET ULTRA FORCE; mevcut ürünlere göre daha yüksek performans ve düşük tüketim sunarken, motorun temiz kalmasını sağlayarak aracın ömrünü uzatmaya katkıda bulunuyor.
OPET ULTRA FORCE; çevreyi koruma, aracın motorunu temizleme ve ömrünü uzatma, yakıt sistemini koruma, yüksek
performans gibi özelliklerin tümünü tek üründe birleştirerek tüketicilere en kaliteli yakıtı en uygun fiyatla sunuyor.
OPET Genel Müdürü Cüneyt Ağca, “OPET olarak hem hizmet hem de ürün kalitesi anlamında kendimizle yarışıyoruz.
Son olarak pazara sunduğumuz ULTRA FORCE, tek üründe
tüketiciye en yüksek kaliteyi sunuyor. İçeriğinde bulunan katık sayesinde araca üstün performans sağlıyor, tasarruf odaklı
ve çevre dostu. Yeni ürünümüzle tüketicilerimize daha yüksek
bir performansla sürüş kolaylığı sağlarken tasarrufu da sunuyoruz. Sektörün değişmeyen lideri olarak ‘hizmet ve ürün kalitemizle tüketicinin birinci tercihi olmak’ misyonumuzu devam
ettiriyoruz. Önümüzdeki dönemde uygulamayı hedeflediğimiz
yeniliklerle de müşterimize ‘kusursuz hizmet’ sunmaya devam
edeceğiz” diye konuştu.
22
sürüşte, kamyonlarda yakıt olarak Shell FuelSave Diesel ve
motor yağı olarak Shell Rimula R6 LME kullanıldı. Test sonucunda, Daimler’in 2008 yılında yakıt verimliliğinde Guinness
dünya rekoru kıran mevcut Actros MP3 model kamyonuna kıyasla, Actros Euro V ile yüzde 7,6 oranında, Actros Euro VI
ile yüzde 4,5 oranında tasarruf sağlandı. Mevcut model Actros
MP3 ile 100 kilometrede 27,1 litre yakıt tüketilirken, yeni modeller Actros Euro V 25,1 litre, Actros Euro VI 25,9 litre yakıt
tüketmiş oldu.
Shell Global Madeni Yağlar ve Ticari Yakıtlar Pazarlama
Başkan Yardımcısı Colin Abraham, elde edilen tasarruf derecelerinin olağanüstü başarılar olduğunu vurgulayarak şunları
söyledi: “Bu başarı, Daimler’le olan ilişkimizin nakliye araçları konusunda dünya çapında bir yakıt verimliliği elde etme
açısından ne kadar etkili olduğunun altını çizmektedir. Daimler
ile yaptığımız işbirliği, yeni nesil kamyonların elde edebileceği
yakıt verimliliğini en üst seviyeye çıkarmaya yardımcı olmak
üzere en son teknolojiye sahip motorlar için akıllı yağların birlikte geliştirilmesini de mümkün kılmaktadır. Nakliye, küresel
karbondioksit emisyonlarının yaklaşık dörtte birinden sorumlu olduğundan, uzun vadeli, enerji verimliliğine sahip nakliye
çözümlerini elde etmek amacıyla birlikte çalışmayı sürdürmek
önemli hale gelmektedir.”
Shell’in “Akıllı Mobilite” girişimi, akıllı ürünlerin geliştirilmesi ve kullanımı ile bu ürünlerin kullanılacağı daha akıllı bir
altyapının desteklenmesini hedefliyor. Bu çalışmalar kapsamında Shell’in yakıt ekonomisi formülüne sahip ürünleri 21’den
fazla ülkede müşterilere sunuluyor ve yine bu hedef doğrultusunda tasarruf bilincini artırmaya yönelik çok sayıda sürüş eğitimleri veriliyor.
OPET Genel Müdürü Cüneyt Ağca
Taşıyorum
B
YENİ BP ULTİMATE BENZİN VE DİZEL
YAKITLARI PİYASADA
P Türkiye, yeni BP Ultimate yakıtları BP Ultimate Eurodiesel, BP Ultimate Kurşunsuz 97 ve BP Ultimate
Kurşunsuz 95 ve ürünlerini piyasaya sundu. BP’nin yeni
Ultimate yakıtları, aracın kalbi olan motoru hiç olmadığı kadar
iyi temizler ve korurken motorun en verimli seviyede çalışmasına yardımcı oluyor.
Yeni BP Ultimate yakıtların tüketicilere sunulması nedeniyle
düzenlenen basın toplantısında konuşan BP Türkiye Akaryakıt
Ülke Müdürü Richard Harding şunları söyledi: “Yeni BP Ultimate yakıtları şimdiye kadarki en iyi yakıtımız. BP Türkiye
olarak, Türkiye gibi büyüyen bir pazarda yatırımlarımızı devam
ettireceğimizi daha önce ifade etmiştik. Bu sözümüzü tutuyoruz
ve BP’nin en iyi yakıtlarını Türk tüketicileri ile buluşturuyoruz.
Böylece, Türk tüketicisinin ilk tercihi olmaya ve yüksek ürün ve
hizmet kalitesi ile müşterilerine daha fazlasını sunmaya devam
ediyoruz. Yeni BP Ultimate yakıtlarımız sayesinde tüketicilerimiz araçlarındaki değişikliği kısa sürede fark edebilecekler.”
BP Akaryakıt Ürün ve Standartlar Müdürü Simge Ergun Camgözoğlu ise yeni BP Ultimate yakıtların sıradan yakıtlara kıyasla beş katına kadar daha fazla motor temizleme gücüne sahip
olduğunu belirterek şunları dedi; “Motor bir aracın kalbidir,
sağlıklı olduğunda araç çok daha iyi performans gösterir. Yeni
BP Ultimate yakıtları aslında motorunuza sağlık hizmeti sunuyor. Motoru her zamankinden daha formda ve sağlıklı tutmak
için özel olarak formüle edilen yeni BP Ultimate yakıtlar özel
formülleri sayesinde motoru hiç olmadığı kadar temizliyor, koruyor, yakıt ekonomisi sağlıyor ve performansını artırıyor, ayrıca emisyonu da azaltıyor.”
GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI’NDAN
B
TIR İŞLEMLERİ SEMİNERİ
aşbakanlık Gümrük Müsteşarlığı, gümrük işlemlerindeki hızı ve etkinliği arttırmak ve Tır işlemlerine ilişkin
güncel bilgilendirmede bulunmak hedefi doğrultusunda
nakliyeci firmalara ve yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerine
dönük “Tır Sistemi Eğitim Semineri” düzenledi.
TIR işlemlerine ilişkin mevzuatta yapılan güncellemelere ilişkin bilgilendirmede bulunmak ve gümrük işlemlerinin daha
etkin ve hızlı gerçekleştirilmesi hedefiyle düzenlenen “Tır Sistemi Eğitim Semineri” Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı koordinasyonunda TOBB ve IRU’nun (Uluslararası Kara Taşımacılığı Birliği) katılımıyla Ankara’da TOBB Ekonomi ve Teknoloji
Üniversitesi’nde, İstanbul’da ise TOBB Hizmet Binası Büyük
Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.
Gümrük idarelerinde gerçekleştirilen işlem sürecinin parçası
olan nakliyeci firma temsilcileri ve çalışanlarıyla birlikte Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirlerinin katıldığı seminer boyunca
“Tır Sisteminin İşleyişi, Karne Hamilinin Sorumlulukları, Tır
İşlemleri Açısından Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği, Bilgi Teknolojilerinin Kullanımı” hakkında güncel bilgiler ve yeni
düzenlemeler konunun uzmanları tarafından aktarıldı.
Düzenlenen seminer ile TIR işlemlerine ilişkin mevzuatta yapılan güncellemelere ilişkin ilgililerin bilgilendirilmesinin yanı
sıra gümrük işlemlerinin daha etkin ve hızlı gerçekleştirilmesi
hedefleniyor.
“Tır Sistemi Eğitim Semineri” Anemon Antakya Otel’de tekrarlanacak.
23
Y
VOLVO’DAN
HAYVAN DOSTU TEKNOLOJİ
ol üzerindeki hayvanlara karşı alarm vererek otomatik
fren yapan bir sistem geliştiren Volvo Car Corporation,
aktif güvenlikte yeni bir adım atıyor. Yeni sistem birkaç
yıl içinde satışa sunulacak.
Vahşi hayvanlara çarpma riskini azaltan güvenlik sistemi
geliştirme projesi, Volvo Car Corporation’ın
2020 vizyonunun bir
parçasını oluşturuyor.
Volvo, 2020 vizyonu
çerçevesinde yeni bir
Volvo
otomobilinin
içinde hiç kimsenin
ciddi bir yaralanmaya
maruz kalmayacağını
öngörüyor. Yeni sistem,
2010’da
kullanılmaya başlayan Otomatik
Frenli Yaya Algılama
Sistemi
teknolojisine
dayanıyor.
Volvo’nun aktif güvenlik sistemleri alanında çalışan teknik uzmanlarından Andreas Eidehall; “Sistem iki bölümden oluşuyor,
bir radar sensörü ve trafik durumunu kaydedebilen bir kızıl ötesi
kamera...” diyor.
Vahşi hayvanlarla çarpışma genellikle şafak vakti, alacakaranlıkta veya karanlık kış aylarında gerçekleştiği için sistemin
T
AKUT’UN SPONSORU
TNT EKSPRES TÜRKİYE
NT Ekspres Türkiye, doğal afetler, dağ ve diğer doğa kazalarında yardıma ihtiyacı olan herkesin yardımına koşan AKUT’UN yanında yer alarak sosyal sorumlulukta
üstüne düşeni yapmaya devam ediyor.
TNT Ekspres Türkiye, toplumu dağ ve doğa koşullarında
meydana gelen kaybolma, kaza olayları, deprem, sel gibi doğal
afetler ve büyük kazalar gibi konularla ilgili bilgilendiren tamamen gönüllülük esasına dayalı sivil toplum kuruluşu AKUT’un,
yurtiçi taşımasını üstelenerek doğal afetlerde ve arama kurtarma operasyonlarında daha çok hayat kurtarmaları için destek
verecek.
TNT Ekspres Türkiye, her zaman sosyal sorumluluk bilinciyle dünyaya, çevreye ve topluma değer katan projelere destek
veren çalışmaların içinde sponsor olarak yer alıyor.
TNT, aynı şekilde 11 yıldır Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile yürüttüğü “TNT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor” projesi ile 2020 okula yaklaşık 4.347.527 adet kitap bağışının taşımasını yaparak, ders kitabı bile bulmakta zorlanan öğrencileri
dünyayla tanıştıracak benzersiz kütüphanelere kavuşturdu.
24
karanlıkta da çalışması oldukça önemli. Kamera, ilerideki yolu
tarayarak menzil içinde bir hayvan tespit ettiğinde sürücüyü
sesli bir sinyalle uyarıyor. Eğer sürücü tepki vermezse otomatik
frenler devreye giriyor.
Andreas Eidehall; “Amaç, sistemin normal şehirlerarası otoyol hızında çalışması.
Sürücünün çarpmayı tamamen önlemesine yardım edemediği durumlarda sistem otomobili
yavaşlatarak çarpmanın
etkisini azaltıyor ve
böylece ciddi yaralanmaları önlüyor,” diye
sözlerine devam ediyor.
Pek çok sürücü vahşi hayvanlara çarpma
riskinden büyük endişe
duyuyor. Bu kaygının
geçerli sebepleri var. Sadece İsveç’te, bir yılda
vahşi hayvanlara çarpmadan kaynaklanan 40
bin kaza bildiriliyor.
Volvo Cars, sistem ve farklı fonksiyonlarıyla ilgili şu anda
daha fazla bilgi veremiyor. Proje yaklaşık bir yıldan fazla süredir devam ediyor. Yeni bir yazılım oluşturuluyor ve sistem farklı
hayvanları ‘tanıdıkça’ koruyucu sistemin nasıl ve ne zaman tepki vereceğini belirleyen karar verme mekanizması geliştiriliyor.
Taşıyorum
A
YERLİ İLK OTOMOBİL: DEVRİM
slında Türkiye’de otomobil üretmeye yönelik ilk
adımlar daha 1929 yılında atılmıştı. Amerikan Ford
şirketiyle 25 yıllık bir imtiyaz anlaşması imzalayan
hükümet, Amerikalılara otomobil, kamyon, traktör, hatta uçak
parçaları için üretim izni verdi. Birçok aleyhte görüşe rağmen,
Salıpazarı’nda ki gümrük alanında montaj fabrikası kuruldu ve
450 işçiyle üretim başladı. Dönemin ileri sayılabilecek teknolojisine sahip fabrikada günde 50’ye yakın otomobil ve kamyonun montajı tamamlanıyordu. Bugün olduğu gibi Türkiye’yi
üretim üssü olarak gören Ford firması, üretilen araçları Ortadoğu, Balkanlar ve Sovyetler Birliği’ne de ihraç ediyordu. Ancak
1929’da başlayan Büyük Bunalım nedeniyle üretim gerilemeye
başladı ve 1934 yılında tamamen durdu. İkinci deneme içinse
20 yıl beklemek gerekti. Nejat ve Ferruh Verdi kardeşlerin ortağı olduğu Türk-Willys Owerland fabrikası, 1955 yılında o dönemin bozuk yolları için en iyi araç kabul edilen cip üretimine
başladı. Ardından birkaç yıl içinde kamyon ve traktör üretimine
geçildi. Artık her yerde sıranın otomobile geldiği konuşuluyordu.
“Büyük Bunalım” nedeniyle Salıpazarı’ndaki montaj tesisini
kapatmak zorunda kalan Ford firması, pes etmemişti. Büyüyen
bir pazar olan Türkiye’nin ABD ile ilişkileri gelişiyordu. Başkan Eisenhower’ın Türkiye’yi ziyaret ettiği 1959 yılında, Ford
şirketi Koç grubuyla Otomobil Sanayi A.Ş.’yi kurdu. 1960 yılında üretime geçen fabrika, günde 8 Thames model kamyon
ve 4 adet de Consul binek otomobili üretmeye başladı. Ancak
aynı yıl beklenmeyen bir şey oldu; 27 Mayıs’ta Türk ordusu
yönetime el koydu.
22 Nisan 1961’de Ulaştırma Bakanlığı’na gelen “Çift aylı”
bir yazı, “Memleketimize has bir binek otomobil ve motorunun imal edilmesi”ni istiyordu. O dönemde böylesi bir projeyi
ancak Devlet Demiryolları gerçekleştirebilirdi. Çok geçmeden
23 mühendis tümüyle yerli bir otomobil üretmek için Eskişehir Cer Atölyesi’nde çalışmalara başladı. Otomobilin 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına yetiştirilmesi isteniyordu
ve önlerinde sadece 129 gün vardı. 23 mühendis, geceyi gündü-
ze katarak topluiğnenin bile ithal edildiği bir ülkede 129 günde
üç Devrim otomobilini yoktan var ettiler.
Nihayet büyük gün geldi. Biri bej, diğeri siyah renkli iki Devrim, Eskişehir’den Ankara’ya doğru trenle yola çıkarıldı. Buharlı lokomotiften sıçrayabilecek kıvılcımlara karşı önlem olarak
da, arabaların benzin depoları boşaltıldı. Bu önlem, Devrim’in
kaderini belirleyecek bir dizi talihsizliğin de başlangıcıydı.
Tren Ankara’ya vardığında, depoların yeniden doldurulması
planlanıyordu. Ancak işler planlandığı gibi yürümedi. Sabırsız
bürokratların işgüzarlığı nedeniyle Devrimler depolarındaki
son benzinle TBMM’nin önüne kadar getirildi. Cumhurbaşkanı
Cemal Gürsel’in bindiği siyah Devrim, 200 metre ilerledikten
sonra durdu, benzini bitmişti. Aslında bu aşamada sorun yok
gibi gözüküyordu. Cumhurbaşkanı, hemen deposu doldurulan
bej renkli Devrim’le Ankara caddelerinde dolaşmış, Anıtkabir’e
gitmiş, Hipodrom’daki geçit törenine katılmıştı.
Ancak ertesi günün gazeteleri, ağız birliği etmişçesine sadece yolda kalan siyah Devrim’i ve Cumhurbaşkanı’nın “Batı
kafasıyla otomobil yaptınız, Doğu kafasıyla benzin koymayı
unuttunuz” sözünü anlatıyordu. “Devrim yolda kaldı”, “Devrim yürümedi”, “Devrim 200 metre gidebildi” manşetlerinin altında, milletin parasının boşa harcandığı
yorumları yapılıyordu. Kimse geçit törenine katılan,
Anıtkabir’e çıkan bej renkli Devrim’den bahsetmiyordu.
Devrim’i yaratan 23 mühendisten biri olan Nurettin Erguvanlı, Türkiye’nin tümüyle yerli ilk otomobilinin uğradığı bu büyük haksızlığın nedenini gazeteci Aydın Engin’e şöyle anlatıyordu: “Heyecanlı
günlerdi. Özel sektör otomotiv sanayinde bir hamleye hazırlanıyordu. Birkaç yıl sonra bir sürü üretim
kusuruyla sokaklarımızı dolduracak yerli arabaların
hazırlığı yapılıyordu. Binlerce ve binlerce motor ithal edilecekti Türkiye’ye. Ford, Fiat motorları filan.
Tümüyle yerli bir motor üretimi de o günlerde gerçekleşince...”
Bej renkli Devrim, Eskişehir’de Cer atölyesinin
hangarlarında hala ustaları gezdirmeye devam ediyor. Diğer iki Devrim’in akıbeti ise bilinmiyor.
25
1163 SAYILI KOOPERATİFLER
KANUNU DEĞİŞİKLİĞİ
YETKİ
BELGELERİNİN
YENİLENMESİ…
B
ilindiği gibi bazı kooperatif yöneticileri ve üst kuruluş
yönetim kurulu üyeleri mensubu bulundukları kooperatiflerin de iştirakiyle kurulmuş olan şirketler veya
vakıfların yönetim veya denetim kurullarında da görev almak
suretiyle her iki veya daha fazla kurum ve kuruluşlarda yönetim
veya denetim kurulu üyeliği yapmaktadırlar. Ancak 12 Nisan
2011 tarih ve 27903 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “ Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında
29.03.2011 tarihinde kabul edilen 6215 sayılı kanunun 18’nci
maddesi 1163 sayılı Kooperatifler kanununu ilgilendirmekte
olup aşağıdaki gibidir.
BAZI KANUNLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No. 6215
Kabul Tarihi: 29/3/2011
Madde 18 – 24.4.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler
Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Bağdaşmayan görevler
Ek Madde 3 – Kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim
kurulu üyeleri ve denetçileri; bu kooperatiflerin ve üst
kuruluşlarının hissedarı oldukları şirketlerde, katıldıkları
vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyesi veya
denetçi olamazlar, personel olarak yahut başka bir şekilde ücretli görev alamazlar.
Birinci fıkrada belirtilen diğer görevleri bulunmasına
rağmen kooperatif ve üst kuruluşlarında yönetim kurulu üyesi veya denetçi olarak seçilenler, seçildikleri tarih itibariyle
diğer görevlerinden ayrılmak zorundadırlar. Bu görevlerinden
ayrılmayanların yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğe
seçilmelerine ilişkin işlemler hükümsüzdür. Seçildikten sonra birinci fıkradaki diğer görevleri edinen kooperatif ve üst
kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin sonradan edindikleri görevlere ilişkin seçilme veya görevlendirme
işlemleri ile sözleşmeler de hükümsüzdür. Yönetim kurulu
üyeliğine veya denetçiliğe seçilme işlemleri bu şekilde hükümsüz olanların yerlerine yedekleri çağrılır.
Kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve
denetçilerinin fiilen bu görevleri yürüttükleri dönemde; bunların
eş ve ikinci derece dâhil kan ve kayın hısımları bu kooperatifler ve üst kuruluşları ile yüzde 50’den fazla hissedarı oldukları
şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde
26
yönetim kurulu üyesi veya denetçi olamazlar, personel olarak
veya başka bir şekilde ücretli olarak işe alınamazlar.
Bu madde hükümlerine aykırı uygulamalar denetçiler
tarafından araştırılır.
Birinci fıkraya aykırı olarak görev yapmakta olanlar, bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde
bu görevlerinden sadece birisini tercih ederek diğerlerinden
ayrılırlar. Süresi içerisinde tercihte bulunmayanların seçilmiş
oldukları kooperatif veya üst kuruluşlarındaki yönetim kurulu
üyeliği veya denetçilik görevleri dışındaki diğer görevlerinin
tamamı kendiliğinden sona erer.”
Kooperatif yönetim kurulu veya denetim kurulunda görev
aldığı halde aynı zamanda şirket veya vakıf yönetim veya
denetim kurullarında da görev almakta olan yöneticilerin her
iki görevi birlikte yürütme olanağı böylece ortadan kalkmıştır.
Bu şekilde faaliyette bulunan Kooperatif veya Üst Birlik yöneticilerinin kendileri ve görev almakta oldukları kurumları zarar
görmeden gerekli düzeltmeleri yapmaları gerekmektedir.
Yetki Belgelerinin Yenileme Zamanı Yaklaşmakta
25.02.2004 tarihinde yürürlüğe girmiş olan Karayolu Taşıma Yönetmeliği Hükümlerine göre ilk defa yetki belgesi almış
olanlara verilen ek sürelerin de sonuna gelinmiş ve mevcut yetki belgelerinin yenilenme zamanı yaklaşmıştır. Belge kullanıcısı Kooperatif ve nakliyecilerin kullanmakta oldukları belgelerin
tarihlerini kontrol etmek suretiyle süresi içinde yenileme başvurusu yapmaları gerekmektedir. Yönetmeliğin 18’inci maddesi yetki belgelerinin yenilenme süreciyle ilgilidir ve aşağıdaki
gibidir.
Madde 18
(1) Yetki belgesi sahipleri, yetki belgelerinin yenilenmesi
için; yetki belgesinin geçerlilik süresinin bitim tarihinin 60 gün
öncesinden itibaren Bakanlığa yazılı olarak müracaat edebilirler. Yetki belgesi, yenileme ücretinin ödendiği tarih esas alınarak yenilenir. Yenileme ücretinin yetki belgesinin bitim tarihinden önce ve ödeme tarihindeki geçerli (rayiç ücretin yüzde 15’i)
yenileme ücreti olarak ödenmesi şarttır.
Taşıyorum
(2) Yetki belgesi sahipleri tarafından yetki belgelerinin yenilenmesi için yetki belgesinin geçerlilik süresinin sona erdiği
tarihten itibaren 30 gün içinde müracaat edilmesi halinde ise;
yetki belgesi ücreti ödeme tarihindeki geçerli tam ücretin yarısı olarak alınır ve bu ücretin ödendiği tarih esas alınarak yetki
belgesi yenilenir. Yenileme ücretinin söz konusu 30 günlük süre
içinde ödenmesi şarttır.
(3) Yetki belgesi sahipleri tarafından yetki belgesinin geçerlilik süresinin sona erdiği tarihten itibaren, 30 gün içinde müracaat edilmemesi veya müracaat edildiği halde yetki belgesi yenilemenin şartlarının yerine getirilmemesi halinde yetki belgesi
yenileme hakkı kaybedilir. Durum en geç 10 iş günü içinde ilgili
kurumlara bir yazı ile bildirilir. Ayrıca bu yazının bir örneği de
bilgi ve gereği için yetki belgesi sahibine gönderilir.
(4) Bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan 30
günlük süre, sadece yetki belgesi yenileme hakkı olup; bu süre
bu durumdaki kişilere faaliyette bulunma hakkı vermez.
Yetki Belgesi Sahiplerinin ODY - ÜDY Yetki Belgesine Sahip Personel Çalıştırmaları
Bilindiği gibi B1, C2, D1,L1,L2,M2,M3,N2,P2,R1,R2 ve T1
yetki belgesi sahiplerinin, en az birer adet Üst Düzey Yönetici
ve Orta Düzey Yönetici türü mesleki yeterlilik belgesine sahip
olmaları veya bu nitelikleri haiz kişi veya kişileri istihdam etmeleri;
A türü ile B2,C3,D2,K3,M1,N1,P1,T2 ve T3 yetki belgesi sahipleri ile tüzel kişiliği haiz K1 yetki belgesi sahiplerinin, en az
birer adet Orta Düzey Yönetici türü mesleki yeterlilik belgesine
sahip olmaları veya bu nitelikleri haiz kişi veya kişileri istihdam
etmeleri;
R
Yetki belgesi sahiplerinin yukarıdaki iki paragrafta belirtilen
kişi/kişilerin her hangi bir sebeple ayrılmaları halinde bu eksikliği en geç 30 gün içinde gidermeleri şarttır.
Canip ASLAN
Mali Müşavir
[email protected]
RENAULT’TAN HERKES İÇİN GÜVENLİK
enault’nun geliştirdiği “Herkes için güvenlik” programı, bu yıl da dağıtılan öğrenim seti sayesinde, tüm
dünyada 7 ile 11 yaş arasındaki bir milyondan fazla çocuğun trafik güvenliği konusunda eğitilmesini sağladı. Renault
böylece 10 yılda 12 milyon çocuk ve gence yol güvenliği eğitimi vermiş oldu.
Yine “Herkes için güvenlik” programı kapsamında 7 ülkede düzenlenen ve teması “Okula güvenlik içinde gidelim” olan
resim yarışmasına ise, öğrenciler bu yıl yaklaşık 5 bin yapıtla
katıldı. Geleneksel olduğu üzere, Renault bu yıl da katılımcı
7 ülkenin finalist sınıflarını, Disneyland Paris’teki uluslararası
buluşmaya davet etti. Türkiye‘yi İzmir Efes Koleji 3A sınıfı öğrencilerinin temsil ettiği uluslararası finalde, 115 çocuk şenlik
havasında ve sıcak bir atmosferde buluştu.
Paris Renault’nun Genel Merkezi’nde 10’uncu yıl kutlamasına katılan Efes Koleji’nin 13 öğrencisi Renault’nun Yol Güvenliği Direktörü Jean-Yves Le Coz’a ve Renault Sosyal Sorumluluk Direktörü Claire Martin’a kendi afişlerini sunduktan
sonra yaptıkları gösteriyle herkesin beğenisini kazandılar. Çeşitli animasyon ve etkinliklerden sonra projenin 10. yılı nedeniyle kesilen pastayı yedikten sonra Disneyland’da gönüllerince
eğlendiler.
Öğrencilerin yol güvenliği konusundaki vizyonlarını da paylaştığı uluslararası buluşmada, Türkiye’nin yanı sıra Avusturya,
Bulgaristan, Polonya, Portekiz, Fransa ve İsviçre yer aldı.
27
M
METABOLİK SENDROM, SİZDE VAR MI?
etabolik Sendrom (MS) ya da diğer adıyla Sendrom
X, birden fazla kalp hastalığına ait risk faktörünün
aynı hastada bulunma hali olarak tanımlanmış olup,
koroner kalp hastalığı ve diabet oluşumunda önemli rol oynamaktadır. MS, Amerikan Ulusal Kolesterol Eğitim Programının
Üçüncü Erişkin Tedavi Panelinde (ATP III) aşağıdaki 5 parametreden üç veya daha fazlasının bulunması durumu olarak tanımlanır.
1) İstirahat kan basıncının büyük için 130 veya küçük için
85 mmHg nın üzerinde olması veya tansiyon ilacı kullanıyor
olmak
2) İyi huylu kolesterol olarak tanımlanan HDL-kolesterolün
40 mg/dl nin altında olması
3) Kolesterolden farklı bir yağ çeşidi olan Trigliserid’in 150
mg/dl ve üzerinde olması
4) Açlık glukozunun 110 mg/dl ve üzerinde olması ki bu
durum bozulmuş açlık glukozu olarak tanımlanır veya diabet
olması
5) Bel çevresinin erkeklerde 102 cm kadınlarda 88 cm’nin
üzerinde olması
Metabolik sendroma çağın hastalığıdır demek yanlış olmaz.
Sigara ve aşırı alkol kullanımı, yanlış beslenme, hareketsiz ve
stresli yaşam MS oluşumunu tetiklemektedir. Ailesinde şişmanlık, hipertansiyon, diabet, kolesterol ve trigliserid yüksekliği,
iyi huylu kolesterol düşüklüğü olan, genetik yönden eğilimi bulunan kişiler, MS’a daha fazla yatkınlık gösterir. Öte yandan,
genetik açıdan risk taşıyan birisi beslenmesine dikkat ediyor,
düzenli olarak egzersiz yapıyorsa, MS gelişmeyebilir. Bu nedenle, yaşam tarzı MS gelişiminde çok etkilidir.
Metabolik sendromun temelinde insülin direnci yatar. İnsülin
direnci, vücudun insülin salgılamasına rağmen, insülinin hücre
içine girip glukozu taşıyamaması durumudur. İnsülin etkisinin
yetersiz olduğu bu durumlarda kanda ve organlarda yağ miktarı
artar.
İnsülin direncini arttıran temel faktörler; hareketsiz yaşam
biçimi ve yüksek kalori alımı sonucu oluşan aşırı kilo, özellikle
de karın bölgesindeki yağlanma artışı, psikososyal stres ve kadınlarda menopoz sonrası hormonal değişikliklerdir.
Eskiden bilinenin aksine, sadece yağ depoladığı düşünülen
yağ hücreleri, vücudun en aktif hormon salgılayan hücrelerinden biridir. Özellikle karın bölgesindeki yağ hücreleri, insülin
direncine sebep olan, dolayısıyla MS’a zemin hazırlayan birçok
hormon salgılamaktadır. Bu nedenle, elma tipi şişmanlık dediğimiz karın bölgesindeki yağlanma, kalp ve damar hastalıkları
açısından risk oluşturmaktadır.
2006 yılında Türkiye Metabolik Sendrom Araştırma
Grubu(METSAR)’nun yaptığı çalışmaya göre, ülkemizde
kentsel yerleşimlerde metabolik sendrom sıklığı ortalama yüzde 33,82’dir. METSAR’ın verilerine göre, Türkiye’de 20 yaş
üstü nüfusun 1/3’ üne yakını metabolik sendromludur. Bu durum Avrupa ve ABD verileriyle benzerlik göstermektedir. Türkiye geneli ortalaması MS’a yakalanma sıklığı oranının erkeklerde yüzde 28,8 kadınlarda yüzde 41,1 olduğu saptanmıştır.
Ülkemizde MS görülme oranı, 20-30 yaş arasındaki kişilerde
yüzde 10 iken, yaş ilerledikçe hızla artarak 60-70 yaş arasındaki
28
Dr. Fatma Vildan ERCAN
Özel 29 Mayıs Hastanesi Dahiliye Uzmanı
erkeklerde yüzde 61’e, kadınlarda ise yüzde 75’e çıkmaktadır.
40-49 yaş arasındaki kadınlarda hastalık, erkeklere göre beş kat
daha fazladır.
Şişman insan sayısı ülkemizde yapılan araştırmalarda 10 yıl
içinde iki kat artarak 11 milyon olmuştur. Diabeti olan hasta
sayısı gizli şekerle birlikte 5 milyonu aşmıştır.
MS gelişimi ile birlikte, kalp ve damar hastalıkları, kalp krizi
ve felç geçirme olasılığı, ve bunlara bağlı ani ölünler artmaktadır. Önlem alınmadığında, hipertansiyon, hiperinsülinemi, tip 2
diyabet, kalp ve damar hastalıkları gibi tüm olumsuz sonuçlar,
en geç 7 yıl içinde ortaya çıkmaktadır.
MS gelişimini önlemek için neler yapmamız gerekir? Öncelikle değiştirilebilir risk faktörlerini değiştirmemiz gerekir.
Bunların başında sigarayı kesinlikle bırakmak gelir. Beslenme
tarzının değiştirilmesi önemlidir. Toplum olarak terk etmeye
başladığımız Akdeniz mutfağı tipi beslenme, fast food dediğimiz beslenmenin yerini almalıdır. Ailesinde şişmanlık, hipertansiyon, diabet, kolesterol ve trigliserid yüksekliği bulunan kişiler
doktora başvurarak fizik muayene ve kan tahlillerini yaptırarak
MS varlığını araştırmalı, hipertansiyonu varsa kontrol altına
alınmalı, şişmanlık, kolesterol, trigliserid ve kan şekeri yüksekliği bulunan kişiler diyet ve egzersiz yapmalı, doktorun lüzum
gördüğü durumlarda ilaç kullanmalıdır.
Aslında en önemlisi günlük yaşam temposuna fiziksel aktivite eklenmesidir. Fiziksel olarak aktif olmak hücrelerin insülin
hassasiyetini arttırır. İnsülin direncini kırar. Yağ metabolizması
üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Kolesterol ve trigliseridi düşürür, iyi huylu kolesterol olan HDL-kolesterolü yükseltir. Günde 45 dakika egzersiz kardiyovasküler semptomlarda iyileşme
yapar. Başlangıçta ilk 3-6 ayda yüzde 5-10 kilo kaybı hedeflenmelidir. yüzde 5-10 luk bir kilo kaybı ile MS’un tüm bileşenleri
kontrol altına alınabilir. yüzde 7’lik kilo kaybı ve fiziksel aktivite ile 4 yıl içinde tip 2 diabet riski yüzde 50 oranında azalmaktadır.
Her yüz bin erişkin erkek nüfusta koroner kalp hastalıklarından ölüm oranı, Türkiye’de 650’dir. Sağlık Bakanlığının yurt
çapında yaptırdığı araştırmada; bir yıl içinde hayatını kaybeden
430 bin kişiden 372 bininin, yaşam tarzını değiştirmediği için
öldüğü gösterilmiştir. Tüm bu veriler, yaşam tarzı değişikliğinin MS ve buna bağlı ölümlerin önlenmesindeki önemini ortaya
koymaktadır.
29
Av. BARBAROS ASLAN
[email protected]
KARAYOLLARI
TRAFİK KANUNUNA GÖRE
İŞLETEN ve SÜRÜCÜ
YAKINLARI HAKKINDA
VERİLEN YANLIŞ
KARARLAR...
I- YASANIN ANLAM VE AMACI
1) 2918 sayılı KTK’nin 92/b maddesine göre, işleten ve sürücü yakınlarının (eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşlerinin)
mallarına gelen zararlar sigorta kapsamı dışında bırakılmış ise
de “canlarına gelen zararlar söz konusu olduğunda Zorunlu
Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’ndan yararlanacakları kabul
olunmuştur. Çünkü, anılan yakınlar, destekten yoksunluk ve bedensel zararlar yönünden “üçüncü kişi” konumunda olup, bu tür
zararlar onların “kendi zararlarıdır” ve tazminat isteme hakları,
miras veya herhangi bir yolla başkalarından geçen bir kazanım
değil, kişiliklerine sıkı sıkıya bağlı bağımsız bir haktır.
2) Burada “kimse kendi kusurundan yararlanamaz” ilkesi,
sürücünün veya işletenin yakınlarına uygulanamaz. Çünkü,
suç ve cezaların kişiselliği nedeniyle suç olmaz. Daha geniş
bir anlatımla, yasada açık veya örtülü bir hüküm bulunmadığı
halde, ölen desteğin kusuru, destekten yoksun kalanların veya
bedensel zarara uğrayanların kusuruymuş gibi, işleten ve sürücü
yakınlarına “kimse kendi kusurundan yararlanamaz” ilkesinin
uygulanmak istenmesi suçların ve cezaların kişiselliği temel ilkesine aykırıdır (5237 sa.TCK m.20)
3) İşleten ve sürücü yakınlarının, desteğin ölümünden doğan
zararlarına ilişkin istemleri, üçüncü kişi olmaları nedeniyle, Sigorta Hukuku ilkeleri çerçevesinde ele alınması gerekeceğinden, desteğin kusuru nedeniyle sigorta tazminatından yararlanamayacaklarını ileri sürmek Yasanın anlam ve amacına aykırı
olur.
II- YERLEŞİK İÇTİHAT
Yargıtayın 1988 yılından 2008 yarıyılına kadar düzenli ve tutarlı bir biçimde sürdürülen, zorunlu sigorta yaptırmanın anlam ve
amacı ile sosyal risk ilkesine uygun kararlarında, işleten ve sürücü yakınlarının “can zararları” söz konusu olduğunda bunlar
“üçüncü kişi” kabul edilmiş; aşağıda mantıksal ve “matematiksel” bir gerçeklikle algılanacağı üzere:
a) Sürücü kusursuz ise: KTK’nin 85/Son maddesine göre işleten sorumlu tutulamayacak; Yasanın 91. maddesine göre işletenin sorumluluğunu poliçe limitine kadar üstlenen sigortacıdan
(sürücünün kusursuz olması durumunda) tazminat istenemeyecektir.
b) Sürücü tam kusurlu ise: KTK’nin 85/Son maddesine göre,
işleten, sürücünün kusurundan “kendi kusuru gibi” sorumlu olduğundan, onun bu sorumluluğunu poliçe limiti kadar üstlenmiş
olan sigortacı (böyle bir durumda) işleten ve sürücünün “üçüncü kişi” konumundaki yakınlarının can zararlarını ödemekle
yükümlü olacaktır.
30
c) Sürücü belli bir oranda kusurlu ise: Kusuru üçüncü kişiyle
paylaşmışsa, o zaman ortaklaşa ve zincirleme sorumluluk gereği (işleten ve sürücü yakınları olan) üçüncü kişi konumundaki
zarar görenler kendi kişiliklerinde oluşan bağımsız hakları gereği, zararın tamamını araçların trafik sigortasını yapan sigortacıların birinden veya her ikisinden isteyebileceklerdir. Eğer zarar
görenler, yalnızca yakınları olan sürücünün kullandığı aracın
veya yakınları olan işletenin aracının sigortasından tazminat almışlarsa, tazminatı ödeyen sigortacı, kazaya karışan ve belli bir
oranda kusurlu olan üçüncü kişiye rücu edebilecektir.
Şimdi Yasa hükmü, yorumu gerektirmeyecek kadar kesin ve
açık olmasına rağmen verilen son kararlarla yerleşik içtihattan
nasıl sapıldığını ve ne gibi yanlışlara düşüldüğünü daha iyi kavramak için, yirmi yılı aşkın süredir, verilen kararlara kısaca bir
göz atalım.
Yerleşik kararlardan örnekler:
Sürücü murisin olayda 8/8 oranında kusurlu olduğu belirlendiğine göre, davacılar yararına hesaplanacak destek tazminatının tamamından, poliçe limitini geçmemek kaydıyla, işletenden
dolayı sorumluluk üstlenen davalı sigortacı sorumlu olacaktır.
Sürücü murisin 8/8 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Davacıların istedikleri miktar, poliçe limitinin altında olması
nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle
bozulması gerekmiştir. 11.HD.E.2005/13243 K.2007/265
Sürücünün tek taraflı yaptığı kaza sonucu eşinin ölümü nedeniyle, kendisi destek tazminatı isteyemez ise de, çocukları, annelerinin ölümünden dolayı destekten yoksun kalma tazminatı
isteyebilirler. Çünkü kazada ölen annenin çocukları, davalı Sigorta şirketi karşısında üçüncü kişi konumunda olup, annelerinin ölümü nedeniyle zarara uğrayan (desteğinden yoksun kalan)
davacı çocuklarının poliçe teminatını isteme hakları bulunmaktadır. Babanın kusurundan dolayı çocukların tazminatından indirim yapılamaz. Davacı çocuklar, yaşları gereği ergin olmayıp,
babalarının velâyeti altında iseler de, baba ile çocukların mal
varlıklarının birbirinden ayrı olduğu göz önüne alınarak, babanın kusurundan dolayı çocukların tazminatından indirim yapılamaz. 11. HD. 17.06.1988, 4590-4049 (YKD.1988/11-1534)
Devam edecek...
Taşıyorum
Şimdi sadece içimde cereyan
yapan bir boşluksun...
SENİNLE EVLENİRDİM AMA
MEVZUATA AYKIRI...
Ne olurdu hayatımda sadece
şort ve terlik olaydı...
BİR AYRILIK EN AZ İKİ
ÜZÜNTÜ DEMEKTİR...
Bırakın taşıyalım...
SENİ SEVMEYENLERE İNAT
SEV KENDİNİ!...
Benimle yüz göz olma zaten ben
kendimle yeterince yüz gözüm...
ŞU ANDA KAMYON TEPESİNDE
DEĞİL, ŞEZLONG ÜZERİNDE
OLMAK İSTİYORUM...
Tartma, ölçme, biçme, denetleme,
engelleme sadece yaşa...
TAKİP EDENİ, TAKİP EDERİM...
KAMYON: Çok taşıyan çok tükenir,
çok tüketen kendini bitirir.
İyilik salaklıksa
bu konuda süzmeyim,
dürüstlük kaybetmekse
acayip içerdeyim,
lojistik hayalse
yaşasın ki ben gerçeğim!...
31
Biraz da gülelim....
MALİYECİLER
rmana maliyecilerin geldiğini duyan kaplumbağa hızlı
adımlarla kaçmaya çalışırken ayıyı görmüş, ayı niye
kaçtığını sorunca kaplumbağa:
- Nasıl kaçmam, bende bir ev, hanımda bir ev, çocukta bir ev...
Kesin bir açığımızı bulurlar, demiş...
Bunu duyan ayı da kaçmaya başlamış... Ayıyı gören maymun
niye kaçtığını sorduğunda ayı:
- Nasıl kaçmam, bende bir kürk, hanımda bir kürk, çocukta bir
kürk... Bu maliyeciler kesin bir açık bulurlar, demiş...
Bunu duyan maymun da kaçmaya başlamış... Bir süre gitmiş ve
durup düşündükten sonra:
- Ben niye kaçıyorum, benim kıçım açıkta, hanımın kıçı açıkta,
çocuğun kıçı açıkta!
O
MATEMATİK FİNALİ
ört tane üniversite öğrencisi uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya
arabalarının lastiğinin patladığını söylerler. Hoca ilk
başta inanmaz ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler. Sınav günü
gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini boş bir salonun ayrı ayrı
köşelerine oturtur. Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes sınavı geçebilir. Hocanın hazırladığı
sınavda ise ön sayfada 10’ar puanlık 4 tane basit matematik
sorusu vardır... Bunları kolayca çözerler. Arka sayfada ise 60
puanlık 1 soru vardır: “Hangi lastik patladı?”
D
32
BUGÜN YARIN
irini döven bir adam hakimin karşısına çıkarılmış,
Hakim sormuş :
- Nerede yaşıyorsun?
- Orda burada...
- Ne iş yaparsın?
- Onu bunu...
- Barda dövdüğün adamı önceden tanıyor musun?
- Söyle böyle...
- Ne demek yani nerden tanıyorsun?
- Oradan buradan...
Hakim artık dayanamamış :
- Anlaşıldı, götürün bu adamı tıkın içeri!
İki jandarma adamın koluna girmiş götürürlerken adam hakime
seslenmiş:
- Heeeey bir dakika! Ne zaman çıkacağım ben buradan!
Hakim de ona seslenmiş:
- BUGÜN YARIN!
B

Benzer belgeler