AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER

Transkript

AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Ġçindekiler
AVRUPA GÜNDEMĠ .............................................................................................................. 3
Siz Türkiye‘nin öncülerisiniz ................................................................................................. 3
Türk giriĢimciler küllerinden doğdu ....................................................................................... 3
Göçmen kökenli polisler zenginlik ......................................................................................... 4
Steinmeier: Türkiye Askeri çözüm istemiyor ......................................................................... 4
Ġki 'eski dost' : Türkiye ve Almanya ....................................................................................... 4
BaĢbakan Avrupa'da Kampanyada - Le Parisien - J.F.A........................................................ 5
Bir Kürt Devleti Kurulması Daha Da Yakın - Die Tageszeitung - Inga Rogg ....................... 6
AK Parti'nin Kırmızı Çizgisi- Abdulkadir Selvi, Yeni ġafak ................................................. 7
Referandumdaki ―Evet‖ oyları, ―Hayır‖cıların iĢine yaradı – Hasan KARAKAYA, Yeni
Akit ......................................................................................................................................... 9
ASYA – PASĠFĠK GÜNDEMĠ .............................................................................................. 14
Tahir-ul Kadri'nin Pakistan'a dönüĢü olaylı oldu ................................................................. 14
Çin'den Ankara'ya Ortadoğu uzmanı elçi ............................................................................. 14
Güney Kore‗de silahlı saldırı ................................................................................................ 15
Endonezya‘da seçim ve geçim! – Deniz GÖKÇE, AkĢam .................................................. 15
AFRİKA GÜNDEMİ ............................................................................................................. 16
Kenya'da iki kabile savaĢtı: 20 ölü ....................................................................................... 16
Moritanya'da Abdulaziz yeniden seçildi............................................................................... 16
Kenya'da kabile kavgası: 20 ölü ........................................................................................... 17
Türkiye korkusu – Ġbrahim KARAGÜL, Yeni ġafak........................................................... 17
AMERĠKA – ĠNGĠLTERE GÜNDEMĠ ............................................................................... 19
Kerry Destek ArayıĢında- Financial Times .......................................................................... 19
Irak Krizi- Guardian ............................................................................................................. 20
ABD Ve Ġran Bir An Önce ĠĢbirliği Yapmalı- Independent ................................................. 21
Fisk, Irak'a Olası Bir Müdahaleyi EleĢtiriyor ....................................................................... 21
1
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Kürt Ġstihbaratı IġĠD Tehlikesini Ġngilizlere 5 Ay Önce ĠletmiĢ- Daily Telegraph.............. 21
ABD'ye Kaçak Çocuk Akını Sistemi Felç Etti- Voice of America ...................................... 22
Mustafa Kemal Ġhsanoğlu‘na oy verir miydi? – Aziz ÜSTEL, Star .................................... 23
ORTADOĞU GÜNDEMĠ...................................................................................................... 24
Kerry'nin Irak ziyareti baĢladı .............................................................................................. 24
Apaçi helikopterlerini Mısır'a teslim ediyor ......................................................................... 24
Libya'da Türk ve Katar vatandaĢlarına ülkeyi terk edin uyarısı ........................................... 24
Ġdam kararları temyiz edilecek ............................................................................................. 24
Ġran'dan ateĢkes çağrısı ......................................................................................................... 25
Ortadoğu'daki geliĢmelerde kazanan yok – Prof. Dr. Yasin AKTAY, Yeni ġafak .............. 25
Ne Sisi, ne Mursi – Abdurrahman DĠLĠPAK, Yeni Akit ..................................................... 27
2
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
AVRUPA GÜNDEMĠ
Siz Türkiye‟nin öncülerisiniz
Sabah Avrupa
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği‘nin (UETD) 10. kuruluĢ yıldönümü etkinlikleri
çerçevesinde dün Fransa‘nın Lyon kentinde Türklerle buluĢan BaĢbakan Recep Tayyip
Erdoğan, ―Avrupa Birliği‘ne (AB) üye olmak isteyen Türkiye‘nin öncülerisiniz‖ dedi.
Erdoğan, AB‘nin Türkiye‘ye ihtiyacı olduğunu, ancak Türkiye‘nin AB kapısında ebediyen
beklemeyeceğini kaydetti.
“Fransa vatandaşı olun”
―SĠZLER bizim Fransa‘daki elçilerimizsiniz‖ diyen BaĢbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Fransa‘da 620 bin Türk kökenlinin yaĢadığını belirterek, ülkede yaĢayan her Türk‘ün Fransa
vatandaĢlığına da geçmesini istedi. BaĢbakan Erdogan, ―En az üç çocugunuz olacak‖ diyerek
Fransa‘daki Türkler‘den fazla çocuk yapmalarını istedi. BaĢbakan, ―12 yılda büyük badireler
atlattık. Bütün sabotajlara, tuzaklara ve darbe giriĢimlerine rağmen küresel güç olma yolunda
ilerlemeye devam ediyoruz. Bu millet böyle asil ve dimdik durdukça kimse darbeye teĢebbüs
edemeyecek. CHP ve MHP henüz yeni Türkiye‘ye uyarlanabilmiĢ değil, hala Pensilvanya‘nın
yörüngesinde‖ Ģeklinde konuĢtu.
Provakasyon Pensılvanya’nın İşi
ERDOĞAN, ―Son bayrak provokasyonuyla çözüm sürecine haince sabotaj düzenleyenlerin
arkasında yine bu Pensilvanya çetesi var. Ama inlerine giriyoruz. Milletin seçilmiĢ iktidarına
darbe yapmaya yeltenen bu çeteden bunun hesabı sorulacak. Üstelik 34 yıl bekleyerek değil,
hemen sorulacak‖ dedi. BaĢbakanla birlikte eĢi Emine Erdoğan, BaĢbakan Yardımcısı
Emrullah ĠĢler ile AK Parti‘nin önemli isimleri de Lyon‘da halkla buluĢtu.
“Darbeler tarihe gömdük”
BAġBAKAN Erdoğan, Lyon konuĢmasında ―Eski Türkiye‘nin kapılarını kapattık, darbeler
dönemini tarihe gömdük. 12 Eylül darbecilerinin 34 yıl sonra da olsa, geç de olsa mahkum
edilmelerini sağladık. 12 Eylül ve 28 ġubat darbecilerini destekleyen Pensilvanya çetesi 17 ve
25 Aralık‘ta kendisi yargı yoluyla darbe yapmak istedi. Dimdik durduk, tuzağı bozduk‖ diye
konuĢtu.
Türk giriĢimciler küllerinden doğdu
Sabah Avrupa
Müstakil Sanayici ve ĠĢadamları Derneği (MÜSIAD) Berlin ġubesi iĢverenlere dönük geniĢ
kapsamlı bir kahvaltı daveti verdi. Berlin Hilton Hotel‘deki davete 250 iĢ adamı ve iĢ kadını
ile çok sayıda medya ve sivil toplum temsilcisi katıldı. Toplantının kahvaltı bölümünün
ardından Türk Medya ve ES Yatırım Yönetim Kurulu BaĢkanı Ethem Sancak bir konuĢma
yaptı. Sancak Avrupalı Türk iĢverenleri ―Siz yıkılmıĢ bir ülkeden geldiniz. Tüm eksiklerinize
rağmen genlerinizde olan giriĢimcilik ruhu ile küllerinizden yeniden doğdunuz. Bunun için siz
bir rol modelsiniz‖ dedi.
3
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Tarih Değişiyor
―21. Yüzyıl ve Türkiye‖ konulu bir sunum yapan Sancak, ―Biz Kürtler, Araplar ile stratejik
kavimleri birleĢtirirsek tarihi değiĢtiririz. ġimdi Recep Tayyip Erdoğan da bunu yapıyor‖
ifadelerini kullandı. Sancak konuĢmasında ilginç bir anekdot da aktardı ve, ―Barzani‘nin
Maliki‘ye haklarını vermediği sürece referanduma gidip bağımsızlığını ilan ederek daha sonra
Türkiye‘ye katılırız‖ çıkıĢında bulunduğunu söyledi. Sancak Asya halkları ile saadet devrinin
baĢlayabileceğini ileri sürdü.
Göçmen kökenli polisler zenginlik
Sabah Avrupa
Almanya‘nın Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti BaĢbakanı Hannelore Kraft, ―Göçmen
kökenli polisler, çok dilli olmaları ve kültürleriyle eyalet polisi için bir zenginliktir‖ dedi.
NRW‘de yemin ederek göreve baĢlayan bin 477 polis memurunun 131‘i göçmen kökenli.
Yemin törenine ĠçiĢleri Bakanı Ralf Jaeger ile birlikte katılan BaĢbakan Hannelore Kraft,
―Göçmen kökenli polisler, çok dilli olmaları ve kültürleriyle eyalet polisi için bir zenginliktir‖
dedi. Törende keplerini fırlatan genç polislerin heyecanlı oldukları görüldü.
Steinmeier: Türkiye Askeri çözüm istemiyor
Hürriyet Avrupa
Ġstanbul'da DıĢiĢleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüĢen Almanya DıĢiĢleri Bakanı Frank
Walter Steinmeier, Türkiye Kuzey Irak'ta askeri bir çözüm istemiyor. Türkiye siyasi
çözümden yana. Türkiye'nin NATO'dan herhangi bir yardım talebi yok― dedi.
ALMAN DıĢiĢleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, Ġstanbul'daki resmi temaslarını
değerlendirdi. Alman Büyükelçiliği'nin Tarabya'daki Yazlık köĢkünde Alman basın
mensuplarının sorularını yanıtlayan DıĢiĢleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, Türkiye'nin
Kuzey Irak'taki güncel krizin çözümünde dıĢarıdan askeri bir müdahaleden yana olmadığını
söyledi. Steinmeier, DıĢiĢleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüĢmesinden aldığı izlenimleri
Ģöyle anlattı: „Bölgeyi Almanya'dan daha iyi tanıyanlar için bile ĠSID'in Kuzey Irak'ta bu
kadar hızlı ilerlemesi bir sürpriz. Bu sadece halkın durumdan memnun olmayan bir
bölümünün desteğiyle ve buna izin vermesiyle mümkün. Türkiye Irak'taki geliĢmelere karĢı
bir askeri çözüm görmüyor. Tüm bölgeyi ve mezhepleri kucaklayan bir hükümet kurulmasıyla
siyasi bir çözümden yana.―
Ġki 'eski dost' : Türkiye ve Almanya
Deutsche Welle
Türkiye-Almanya iliĢkileri, DıĢiĢleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier‘in Ġstanbul gezisiyle
'yeni bir güç' kazandı. Hilal Köylü'nün notları…
Alman CumhurbaĢkanı Gauck Nisan sonu gelmiĢti Türkiye‘ye. Türkiye‘de özellikle Twitter
yasağının yarattığı eleĢtiri dalgası yükselirken, Gauck da ―Ġfade ve basın özgürlüğü
konularında ciddi endiĢelerimiz var. Türkiye‘de demokrasi tehlikede‖ diyerek Türk
hükümetini karĢısına almıĢtı. BaĢbakan Tayyip Erdoğan da, ―Daha kendisini rahip sanıyor‖
çıkıĢıyla karĢılık vermiĢti Gauck‘a. Sadece bu sözlü atıĢmalarda kalmamıĢtı gerginlik. Ġki
ülkenin dıĢiĢleri bakanlıkları da birbirlerine eleĢtiri yüklü notlar iletmiĢlerdi. Sonrasında
4
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Erdoğan Almanya‘yı ziyaret edip, gerilimin dozunu düĢürmeye çalıĢtı ancak Almanya ve
Türkiye‘nin özellikle AB içindeki yakınlıklarının ‗ciddi zarar‘ gördüğü yorumları halen
yapılıyor.
Karşılıklı adımlar
ġimdi gözler Steinmeier‘in ziyaretindeydi. Almanya DıĢiĢleri Bakanı Frank-Walter
Steinmeier, Türkiye-Almanya Stratejik Diyalog Mekanizması 2. Toplantısı için Ġstanbul‘a
geldi. Steinmeier ve Davutoğlu, iki ülke heyetlerine baĢkanlık ederken, temel hedeflerinin
‗karĢılıklı güven‘ konusunda hiçbir sorun olmamasıydı. Ve bunu da birbirlerine açıkça
ilettiler. Özellikle Irak krizinin tırmandığı bir zamanda Steinmeier‘in Türkiye‘ye gelmesinin
ve iki ülkenin ‗stratejik diyalog‘ konulu bir toplantı yapmasının önemli olduğuna dikkat çeken
Türk diplomatik yetkililer, basın toplantısında "Ortaklığa ve iĢbirliğine dayalı" mesajların
verildiğini hatırlatıyor ve bu mesajlardan önce neler konuĢulduğunu Ģöyle özetliyor:
* Taraflar, 250 yıllık bir geçmiĢi olan diplomatik iliĢkilerin daha da geliĢtirilmesi için
karĢılıklı adımlar atma konusunda fikir birliğine vardı. Bu noktada; hükümetlere ‗siyasi
kavga‘lardan çok ‗ortak projelere‘ odaklanılması konusunda çağrıda bulunulacak.
* Demokrasi ve özgürlükler konusunda Almanya‘nın Türkiye‘ye yönelttiği eleĢtiriler dün
olduğu gibi bugün de ‗karĢılıklı güven‘ temelinde ciddiye alındı. Reformist adımlar ve
iyileĢtirmeler
için
Alman
hükümetinden
öncelikle
destek
istendi.
* Almanya‘da yaĢayan ve sayıları 4 milyona ulaĢan Türkler, iki ülkenin ‗gönülden
bağlılığının‘ en iyi göstergesi. Ticarette Türkiye‘nin birinci partneri olan Almanya, Türk
turizmine verdiği öneme de vurgu yaparak iki ülkenin bağlılığını güçlendirmek için yeni
projeler geliĢtirecek.
Irak’ta ne olacak?
Steinmeier ve heyetinin Türk heyetleriyle yaptığı toplantılarda en önemli gündem maddesini
Irak oluĢturdu. Türkiye ve Almanya‘nın NATO içindeki ‗güçlü birlikteliği‘ne dikkat çeken
DıĢiĢleri Bakanlığı‘nın, Steinmeier‘e Irak konusunda uluslararası toplumdan ‗ortak bir
stratejik karar‘ bekledikleri mesajı verdiği belirtildi. Tük hükümetinin Suriye konusunda
olduğu gibi Irak konusunda da uluslararası toplumun ‗hareket edememesi‘ ihtimalinden
endiĢe ettiğini de Steinmeier‘e ilettiğini belirten Türk diplomatik kaynaklar Steinmeier‘in bu
endiĢe karĢısında "Kimse sivillerin ölmesini istemiyor" yanıtı verdiğini belirtiyor. Irak-ġam
Ġslam Devleti Örgütü‘nün (IġĠD) Irak‘taki ilerleyiĢinin ‗mutlaka durdurulması‘ ve ‗daha fazla
can kaybı yaĢanmaması‘ konusunda Steinmeier ile Davutoğlu‘nun birleĢtiğini anlatan aynı
yetkililer, bu konuda uluslararası diplomasi trafiğinin ‗daha yoğun‘ yaĢanacağı bir haftaya
girildiğine vurgu yapıyorlar.
BaĢbakan Avrupa'da Kampanyada - Le Parisien - J.F.A
Mart ayında düzenlenen yerel seçimlerde elde ettiği zaferden bu yana Türk BaĢbakan, her
yerde hazır ve nazır. 24 Mayıs'ta Almanya ve 19 Haziran'da Avusturya'nın ardından Recep
Tayyip Erdoğan, Avrupa turnesini dün Elysee ziyaretiyle sürdürdü, bugün de Lyon‘a (Rhône)
geçecek. Programında Türkiye'nin bölgesel güç politikası ve Avrupa Birliği üyelik projesi
var. Ancak Erdoğan'ın amacı, önümüzdeki ağustos ayında düzenlenecek cumhurbaĢkanlığı
5
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
seçimleri için Türk toplumuyla bir araya gelmek. CumhurbaĢkanlığı seçimi ilk kez genel oyla
yapılacak ve yurt dıĢındaki Türkler de bulundukları yerde oy kullanabilecek. Otoriter ve
popülist bir sapmaya rağmen AKP (Erdoğan'ın lideri olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi)
yıkılmaz görünüyor. (Özellikle Erdoğan'ın oğluna dokunan) Yolsuzluk skandallarının
sıçraması ve 301 kiĢinin öldüğü Soma maden faciasına rağmen Erdoğan, yıkılmadı ve
otoritesini güçlendirdi. Halk isyanlarından bir yıl sonra 5.500 kiĢi hakkında soruĢturma
baĢlatıldı ve Uluslararası Af Örgütünün ĢimĢeklerini üzerine çekinceye kadar sosyal paylaĢım
sitelerine eriĢim kısıtlandı. Buna rağmen AKP, geçmiĢteki Osmanlı ihtiĢamına iltifat ederek
ve gerçekçi olmaktan ziyade demagojik bir realpolitik yüklenerek seçimleri kazanan bir
makine gibi ortaya çıkıyor.
Bir Kürt Devleti Kurulması Daha Da Yakın - Die Tageszeitung - Inga Rogg
Ġhtilaf... Irak'ta YaĢayan Kürtler Kerkük'ün Ele Geçirilmesi ve Bağımsız Olarak Petrolü
Ġhracat Etmekle Fiilî Bir Durum Yarattılar-Kürtler onlarca yıl Kerkük için savaĢtı, onlarca yıl askerî ve siyasi baĢarısızlığa uğradı.
IġĠD'in ani saldırısı ve Irak Ordusunun geri çekilmesi ile kan dökülmesi gerekmeden asla ele
geçiremeyecekleri gizli baĢkentleri kendilerine altın tepside sunulmuĢ oldu.
Bu da Ģu an Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminin ilk defa Akdeniz'deki Ceyhan Limanı
üzerinden petrol ihraç ettiği sırada gerçekleĢiyor. Geçen haftalarda bir milyon varil petrol
taĢıyan iki tanker limandan ayrıldı. Londra'daki bir enerji konferansında Kürt Enerji Bakanı
AĢti Hawrami iki adet tankerin daha yükleneceğini bildirdi. Petrolun satıldığı iddiaları henüz
kanıtlanmıĢ değil. Alıcıların bulunması ise an meselesi.
Ekonomik özgürlük için petrol ihracatı önemli bir adım. Hükûmet merkezi Erbil'de bulunan
Irak Kürdistan Özerk Bölgesi halihazırda Bağdat'tan gelen bütçelere bağımlı. Merkezi
hükûmet yıl baĢından beri bu paraların bir bölümünü Kürtleri yola getirmek için elinde tuttu
ve aynı zamanda yapılan petrol ihracatının kendi açılarından yasa dıĢı olduğu gerekçesiyle
Türkiye'ye dava açtı.
Bunun Ankara'yı etkilememesi, Türkiye siyasetinin Iraklı Kürtlere karĢı tutumundaki katı
değiĢimi gösteriyor. BaĢbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hükûmeti altı sene önce Kuzey
Irak'taki Kürdistan Özerk Bölgesini ciddi bir tehdit olarak görüyordu. Oradaki Özerk Bölge
BaĢkanı Mesut Barzani kısa bir süre önce özerklik için referandumla tehdit ettiğinde
Ankara'da kimse kılını kıpırdatmadı.
Bu fikir değiĢikliğini sadece enerji alanındaki menfaatler sağlamadı; aynı zamanda Türkiye
sadece kendi ithalat kaynaklarını kullanmak yerine çok taraflılığa geçmek istiyor ve Erdoğan
ülkesini de enerji alanında ihracat merkezi yapmak istiyor.
Ankara bağımsız bir devletin ilan etmesini engellemek istiyor. Buna rağmen kurulma ihtimali
an meselesi olan bağımsız bir Kürdistan'a da razı olunmuĢ görünüyor. Bir hafta önce
Kerkük'ün ele geçirildiği gün Bölgesel Kürt Yönetimi BaĢbakanı Neçirvan Barzani
açıklamasında yönetimin asla geri adım atmayacağını söyledi. PeĢmergeler o andan itibaren
Araplar ile Kürtler arasındaki tartıĢmalı bölgelere hücum etti. Kerkük'teki bir evin
duvarındaki yazı Kürtlerin ruh halini en iyi Ģekilde dile getiriyor: ''Daash 140. Madde'yi
uyguladı.'' Daash IġĠD'in arapça kısaltması.
6
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Anayasadaki 140. Madde tartıĢılan bölgelerde ihtilaf çıkması hâlinde, çözüm için hangi
prosedürün uygulanması gerektiğini açıklayan bir madde. Bu madde bugüne kadar hiç hayata
geçirilmedi bunun tek nedeni BaĢbakan el-Maliki'nin uyguladığı merkeziyetçi siyaset de
değil. Bu bölgelerde Kürtlerden önce en baĢta Sünni Araplar, Sünni ve ġii Türkmenler
yaĢıyor. Hepsi de Kürt hâkimiyeti altında yaĢamayı reddediyor.
Bazı Araplar ve Türkmenler, Ģu an PeĢmergelerin orada bulunmalarından memnuniyet
duyabilir. Bu durum tekrar değiĢebilir. Arapların bir bölümü isyancıların safında savaĢıyor;
bazı bölgelerde Türkmenler de silahlanmaya baĢladı.
Öte yandan Radikallerin komĢu bölgede kalması Kürtler için bir tehdit olabilir. Kürt
bölgesinin ve ele geçirdikleri yerlerin IġĠD tarafından saldırıya uğrama ihtimali var.
Ayrıca Kürtler Doğu'daki komĢusu Ġran'ın dostça tavrına muhtaç. Ġran hükûmeti geçmiĢte de
görüldüğü gibi bölgedeki güvenliği sarsabilecek durumda.
Kürtler kendilerini galip görebilirler, bu da elbette değiĢebilir. Irak'taki bir sonraki savaĢ daha
yeni baĢladı.
AK Parti'nin Kırmızı Çizgisi- Abdulkadir Selvi, Yeni ġafak
Tayyip Bey, cumhurbaĢkanı adaylığını açıklamadı ama seçim kampanyasına çoktan baĢladı
bile. Almanya'nın ardından Avusturya ve Fransa'da vatandaĢlarımıza hitap etti. Sıra Ģimdi bu
iĢin adını koymaya geldi. Dün Ġstanbul'da Anadolu sivil toplum kuruluĢlarıyla bir araya geldi.
Bugün iĢ ve çalıĢma hayatı temsilcileriyle buluĢacak. Ardından Saadet Partisi ve Büyük Birlik
Partisi'ni ziyaret edecek. Tayyip Bey'in yol haritası belli.
CumhurbaĢkanlığı seçimi bitene kadar, kim baĢbakan olacak, partinin baĢına kim geçecek bu
konuları gündeme getirmeyecek. AK Parti cumhurbaĢkanlığı seçimine tek aday olarak
gireceği gibi büyük kongreye de bütünlük içinde ve tek adayla gitmeyi hedefliyor.
Tek aday kim olur?
Abdullah Gül mü yoksa baĢka bir isim mi olur. Her kim olursa olsun parti birlik ve bütünlük
içinde kongreye gitmeli. CumhurbaĢkanlığı seçiminden sonraki tek kırmızı çizgi bu
denilebilir. CumhurbaĢkanlığı seçimi kadar AK Parti içinde konuĢulan ikinci bir konu var.
Kongreye tek isimle ve bütünlük içinde gitmek. BaĢbakan'ın da aynı konuda çok hassas
olduğu söyleniyor. Hatta BaĢbakanlık tartıĢmasını açan, parti içinde kulis faaliyetine giriĢen
isimlerden rahatsız olduğu söyleniyor. BaĢbakanlık tartıĢmasını açan isimler bunu sürdürdüğü
taktirde tedbir alacağı ve sert bir Ģekilde uyaracağı söyleniyor.
AK Parti, Türk siyasetinin geleceğinde yer alacaksa,
1- Kendini yenilemekten kaçınmamalı.
2- Bütünlüğünü korumalı.
AK Parti'nin önünde ibret levhası gibi iki siyasi parti duruyor.
ANAP ve DYP…
7
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Kudretli 12 Eylül darbesine ve Özal'ın tek baĢına iktidarına rağmen, dört duvar arasında
yasaklı olan Süleyman Demirel'in Zincirbozan'a sürgüne gönderilirken yolda kurduğu Doğru
Yol Partisi'nden bir çivi sökemediler.
Ne zaman ki, Demirel CumhurbaĢkanı olup KöĢk'e çıktı. Partinin baĢına kim geçecek sorusu
gündeme geldi, DYP, Demirelciler-Çillerciler olarak ikiye bölündü. Bu iç kavga
CumhurbaĢkanı Demirel ile BaĢbakan Tansu Çiller iliĢkilerine de yansıdı. CumhurbaĢkanlığı
ile BaĢbakanlığın çatıĢma halinde olduğu bir yönetim Ģekli ortaya çıktı. Öyle ki Çiller,
Demirel'i KöĢk'ten indirmekle tehdit etti, Demirel de Çiller'e, 'Kadın olmasaydınız sizi Ģu
camdan atardım' dedi. Demirel, 28 ġubat'ı Tansu Çiller'i tasfiye etmek için kullandı, DYP'yi
parçalayıp DTP'yi kurdurdu. 28 ġubat'ın istediği siyasi istikrarsızlığa hizmet eden bu tablonun
bir nedeni DYP'deki iç kavgaya uzanıyordu.
ANAP bir ideoloji üzerine kurulmadı. 12 Eylül'ün ideolojileri tu kaka ilan ettiği konjonktürde
dört eğilimi birleĢtiren bir felsefe ile ortaya çıktı. 1983-87 arasında dinamik bir ANAP vardı.
1988 yılına gelindiğinde Özal'ın CumhurbaĢkanlığı hevesi ortaya çıkınca ANAP'ta eğilimler
ortaya çıkmaya baĢladı. Liberaller, milliyetçi-mukaddesatçılar, sol kökenden gelenler,
masonlar, Milli GörüĢ kökenliler gibi. ANAP içe döndü. Daha önce Türkiye'nin dönüĢümünü,
reformları konuĢan ANAP'lılar, birbirlerini yeni keĢfetmiĢçesine, kimin Bilderberg olduğunu,
kimin eski Milli Selametçi ya da milliyetçi olduğunu tartıĢmaya baĢladı. Partinin ruh ve
felsefesini oluĢturan dört eğilim, dört çıban baĢına dönüĢmeye baĢladı. Üstüne üstlük bir de
Özal sonrasına iliĢkin 18 Türk büyüğü ortaya çıktı. ANAP bir daha iflah olmadı. Liderini
Çankaya'ya çıkaran parti öyle hale geldi ki Özal, KöĢk'ten inmeye hazırlanıyordu.
Bugün ne DYP var ne de ANAP.
Merkez sağın iki partisi kurda kuĢa yem oldu, cenaze namazını ise 367 garabetine alet olan
Erkan Mumcu ile Mehmet Ağar kıldı. Gezi olaylarından bu yana Türkiye iç tartıĢmalara
döndü. 17 Aralık bu iĢin tuzu biberi oldu. Buna rağmen Türkiye gemisini fırtınalı denizde
yüzdüren Erdoğan'ın güçlü liderliği AK Parti'nin siyasi istikrar adası olarak kendini koruması
oldu.
AK Parti Ģimdiye kadar hep dıĢarıyla mücadele içinde oldu. Askeri vesayetle, muhtıra ile
Ergenekonla, cemaat vesayetiyle. AK Parti hiçbir zaman içe dönmedi. Erdoğan'ın güçlü
liderliği sayesinde iç kavgalara girmedi. ġimdi AK parti tarihi bir dönemecin baĢında. AK
parti bu süreci içe dönmeden ve bütünlüğünü koruyarak aĢmanın sınavına giriyor.
Siyasetin ateĢten imtihanı bu.
BaĢbakan'ın yol haritası bu açıdan çok önemli.
1-Önce CumhurbaĢkanlığı seçimi.
2-Sonra partinin baĢına kimin geçeceği konusu.
Bu arada Tayyip Bey'i ilk turda güçlü bir oy oranı ile Çankaya'ya çıkarır, tek adayla
kurultayımızı yaparsak, o rüzgarla Kasım ayında erken seçime gidelim fikri konuĢulmaya
8
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
baĢlandı. BaĢbakan'ın erken seçim fikrine sıcak bakmadığı biliniyor ama Gezi, 17 Aralık ve
30 Mart seçimleri nedeniyle kayıp bir yıl oldu bari 2015'i kurtaralım fikrini savunanlar da var.
Referandumdaki “Evet” oyları, “Hayır”cıların iĢine yaradı – Hasan KARAKAYA, Yeni
Akit
Sayın BaĢbakan Tayyip Erdoğan‘la birlikte çıktığımız Viyana, Paris ve Lyon ziyaretlerimizi
tamamladık ve 21 Haziran Cumartesi akĢamı yurda döndük...
19 Haziran PerĢembe günü Ankara‘dan Viyana‘ya, Viyana‘dan Paris‘e ve Paris‘ten Lyon‘a,
Lyon‘dan Ġstanbul‘a
devam
eden ―3
günlük
seyahatimiz‖ esnasında,
hem ―siyasetçiler‘le―durum değerlendirmesi‖ yapma, hem de ―gurbetçiler‖le görüĢme imkânı
bulduk... Meselâ, BaĢbakan Yardımcısı Emrullah iĢler, Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt
ÇavuĢoğlu, Milli Savunma Bakanı ismet Yılmaz, Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç, eski
bakanlar Binali Yıldırım ve Egemen BağıĢ, milletvekilleri Ahmet Aydın ve Harun Karaca ile
AK Parti kurmaylarından Mustafa AtaĢ‘la sohbet ettik, onlardan ―bazı olayların arka plânı‖nı
öğrendik...
BaĢbakan Tayyip Erdoğan‘ın, Viyana‘da, kaldığı otelde ―heyet üyeleri‖ne verdiği yemekte
ise,―tamamen siyaset dıĢı‖ bir sohbet gerçekleĢtirdik... Bu yemek esnasında da; ―insan‖ olarak
Tayyip Erdoğan‘ı bir defa daha tanıma imkânı bulduk...
Gerek uçaktaki ayaküstü sohbetimiz, gerek yemekteki sohbetimiz esnasında, BaĢbakan
Erdoğan‘ı son derece ―moral yüklü‖ ve son derece ―rahat‖ gördük... Demek oluyor ki, ―iç ve
dıĢ politikadaki geliĢmeler‖ konusunda, kafasındaki yol haritasını ―net‖leĢtirmiĢ, ―B ve C
plânları‖nı hazırlamıĢ...
Miting Gibi Toplantı
Viyana‘daki ―gurbetçilerle buluĢma‖ toplantısı, bir ―salon toplantısı‖ olmaktan
adeta―Türkiye‘deki bir Ģehirde yapılan miting‖ havasında geçti...
çıkıp,
Öyle ya;
Avrupa Türk Demokratlar Birliği tarafından düzenlenen toplantıya katılan gurbetçiler ―8-10
bin kiĢilik salon‖a sığmadı... ―En az iki misli kalabalık‖ salon dıĢında kaldı... BaĢbakan
Erdoğan,
sadece ―salondakilere‖ hitap
etmekle
kalmadı, ―salon
dıĢındakilere‖ de
bir ―selâmlama konuĢması‖ yapmak durumunda kaldı... Böylece; ―En az 25-30 bin
gurbetçi‖ye hitap etti...
Hem
içeride,
hem
dıĢarıda
öyle
bir ―coĢku‖, öyle
bir ―sahiplenme‖ vardı ki, kelimelerle anlatılmaz...
bir ―kucaklama‖, öyle
Erdoğan, çeĢitli olaylar karĢısındaki tavırları yüzünden ―AB üyesi ülkeler‖i eleĢtirse de; ―28
Ģubat Süreci‘nde baĢörtülü öğrencilere kucak açtığı ve onların okumalarını sağladığı için
Avusturya Hükümeti‘ne teĢekkür etmeyi‖ de ihmal etmedi...
9
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Gurbetçilerden İlginç Pankart
Türkiye‘nin herhangi bir Ģehrinde yapılan ve ―miting‖ havasında geçen bu toplantı, Erdoğan‘ı
son derece mutlu etti...
Bu toplantı esnasında, gurbetçiler tarafından açılan bir pankart ise, ―son 50 yılın
özeti‖ gibiydi...
Pankartta deniliyordu ki;
―Önce sen olsaydın, Biz gurbette olmazdık. ġimdi sefanı çapulcular sürüyor, Hasretini biz
çekiyoruz.‖ Çok anlamlı bir pankart...
Ve ―50 yılın özeti.‖ Her Ģeyi anlatıyor... Kim aklettiyse tebrik ediyorum...
Sadece ―50 yılın özeti‖ olan bu pankartı akleden gurbetçileri değil; ―Asimilasyona hayır,
entegrasyona evet‖ diyerek, ―bir, diri ve iri‖ olarak kalmak için, Avusturya‘da Yeni Hareket
ve Pusula adlı aylık gazeteler çıkaran gurbetçileri de tebrik ediyorum... Bu vesileyle, bu
gazetelerdeki yazılarıyla, gurbetçilere yol gösteren, onlara ―gerçek‖leri anlatan Yetkin
Bülbül‘ü, Mustafa ÇatalbaĢ‘ı, Mahmut Çetin‘i, Esra Hilal Koçer‘i, Bilal ve Burak Çetin‘i
ve Muhammed Sanaç‘ı da, ayrıca tebrik ediyorum...
Kıble’yi Gösteren Ok
Viyana‘da 1 gece kaldıktan sonra, Paris‘e geçiyoruz... Bize ayrılan zamanda Paris‘i
dolaĢmaya çıkıyoruz... Louvre Müzesi‘ni görüyor, Eyfel Kulesi‘ni gören her yerde çay-kahve
içip, hatıra fotoğrafları çektiriyor, Ģanzelize Caddesi‘nde yürüyoruz...
Otele geldiğimizde, bir Ģey çekiyor dikkatimi... ―Namaz‖ için ―abdest‖ aldıktan sonra,
telefondan―kıble‖ yönünü tesbit etmeye çalıĢırken, bir ―çekmece‖yi çekiyorum...
Aaa, o da ne?..
―Kıble‖ yönünü gösteren ―yeĢil bir ok‖ var... Dikkat edin, Paris‘te ve ―5 yıldızlı bir
otel‖deyiz... Odamızda, ―Kıble yönünü gösteren bir ok‖ var... ĢaĢırmadım desem yalan olur...
Çekmecede, bir de ―incil‖ görünce, ―Türkiye‘deki Kur‘an ve islâm karĢıtlarına kapak
olsun‖ demekten kendimi alamadım... Sahi, Türkiye‘deki kaç otelin çekmecesinde ―Kur‘an ve
Kıble‘yi gösteren ok iĢareti‖ var?!?..
Salonda 40 Bin Kişi
Geceyi Paris‘te geçirip, ertesi sabah Lyon‘a geçiyoruz... Çünkü Lyon‘da da gurbetçiler
Erdoğan‘ı bekliyor...
50 dakikalık bir uçak yolculuğundan sonra Lyon‘a iniyor ve doğruca salona gidiyoruz...
Salon tıklım tıklım...
―En az 40 bin kiĢi‖ var...
10
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Sanki ―salon‖da değil, Türkiye‘nin herhangi bir Ģehrinde ―miting‖ meydanındayız... Erdoğan
salona girince, Türk bayrakları coĢkuyla dalgalanıyor, salonu sevinç çığlıkları inletiyor, ―Dik
dur eğilme, gurbetçiler seninle‖ sloganları ile birlikte coĢku zirveye çıkıyor!..
Erdoğan; Fransa‘da yaĢayan ―620 bin Türk vatandaĢı‖nı cumhurbaĢkanlığı seçiminde oy
kullanmaya ve ―çifte vatandaĢlık‖ alıp, ―Fransa‘daki seçimlerde de etkin olmaya‖ davet
ediyor.
Sorular-Cevaplar
―CoĢkulu miting‖in ardından, doğru havaalanına geliyoruz... Havalandıktan sonra,
BaĢbakan‘ın;―sohbet için davet‖ini bekliyoruz... BaĢbakan, ―namaz‖ını eda ettikten sonra, bizi
çağırıyor ve baĢlıyoruz ―soru‖larımızı sormaya... ―Gündemdeki her konu‖yu soruyoruz...
ĠĢte sorularımız ve iĢte BaĢbakan Erdoğan‘ın verdiği cevaplar:
Soru: Gerek Viyana‘daki, gerekse Lyon‘daki etkinliklerinize katılan Avrupalı Türkler‘den
bazılarıyla ayaküstü yaptığımız sohbetlerde; cumhurbaĢkanlığı adaylığıyla ilgili Ģöyle bir algı
oluĢtuğunu gördük: AK Parti‘nin sizin dıĢınızda bir ismi aday göstermesi halinde, bu kiĢi
sadece seçime katılan adaylardan biri olarak kabul edilecek. Sizin aday gösterilmeniz
durumunda ise Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti‘nin 12‘nci CumhurbaĢkanı
olarak görülecek. Türk kamuoyundaki ile birebir örtüĢen bu algıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Erdoğan: Adayımızı, biliyorsunuz, ay sonunda açıklayacağız... Evet, söylediğiniz gibi halk
böyle bir tepki veriyor... Gerçekten de; Türkiye Cumhuriyeti CumhurbaĢkanı‘nı siyaset dıĢı
biri olarak değerlendirmek, aslında Türkiye Cumhuriyeti‘ne en büyük haksızlıktır. Dünyanın
hiçbir yerinde de böyle değildir. Tüm ülkelerde siyasetin içinden gelmiĢ olanlar
CumhurbaĢkanlığı‘na aday oluyorlar. Seçilenlerin hepsi de siyaset içinden gelenler oluyor.
Son dönemde Türkiye çok güçlendi. O nedenle de siyasetin içinden gelenler ile dıĢından
gelenlerin performansları farklılık gösterecek... iĢte onun için bizim tercihimiz Türkiye için
çok isabetli olacak.
Adayları kesin mi?
Soru: Neden adayı açıklamayı ay sonuna bıraktınız?
Erdoğan: Çünkü önce muhalefetin adayının belli olması gerekiyor. Ģu anda muhalefetin adayı
kesin mi? Hayır. KesinleĢmesi için, Meclis‘te önergeye imzaları atsınlar, sonra ismini Yüksek
Seçim Kurulu‘na bildirsinler… Son ana kadar her Ģey olabilir. Adaylığın son günü olan 3
Temmuz çok önemli.
Soru: Muhalefetin adayının değiĢmesi durumunda, sizdeki durum da değiĢebilir mi?
Erdoğan: Olabilir. Bir bakarsınız ters köĢe yapmıĢ olabiliriz.
11
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Soru: Ekmeleddin ihsanoğlu bir siyaset mühendisliği örneği mi?
Erdoğan: Ben onu bir kenara bırakıp, tabloyu Ģöyle görüyorum: Ergenekon, Balyoz… Herkes
peĢpeĢe çıkarıldı. Asıl manidar olan; BaĢbakanlığı dinleyenler, böcek koyanlar, TeftiĢ
Kurulu‘nun çok ciddi tespitlerine rağmen serbest bırakıldılar... Kimi savcılıkça, kimi
mahkemeler tarafından...
17 Aralık darbe giriĢimi bitmedi, 25 Aralık teĢebbüsü bitmedi… BaĢbakan‘ı dinleyenler,
ofisineböcek koyanlar bırakılıyor. Burada paralel yargı yoksa, nerede var?
Ama, bu iĢ burada bitmez. Haklarımı sonuna kadar kullanacağım. BaĢbakanlığı dinlemenin,
BaĢbakan‘ın ofisine böcek koymanın bir bedeli olmalı. Olmazsa herkes için felaket…
Hızlı Adımlar Atacağız
Soru: ―inlerine kadar gireceğiz‖ diyorsunuz, girmeye baĢladınız mı?
Erdoğan: O mücadele devam edecek... Öyle uzun bir süreç de olmayacak. Yoksa
cumhurbaĢkanı, baĢbakan olmanın hiçbir anlamı kalmaz. O zaman paralel yargı gelsin,
memleketi yönetsin.
―Kuvvetler ayrılığı‖ diyorsun, bakıyorsun yürütmenin adımlarını paralel yargı köstekliyor.
Türkiye bir ―Jüristokrasi‖ (Yargının yürütme yerine geçtiği rejim) ile karĢı karĢıya. Bir yargı
devletine dönüĢürsek, Türkiye biter. ġimdi yaptığımız bazı yasal düzenlemeler,
CumhurbaĢkanı‘nın önünde. Onun tarafından onaylanınca, hızlı adımlar atılacak.
Soru: SoruĢturmalar bitince, tüm dosyalar veya davalar, tek bir mahkemede toplanabilir mi?
Erdoğan: içerde ve dıĢarıda olanlar var. KaçmıĢ olanlar var. Kırmızı bültenler yayınlamaktan
dâvâ açmaya kadar her Ģey olacak. Onlar nasıl bize yüzlerce dâvâ açtı, biz de onlara yüzlerce,
binlerce dâvâ açacağız. O zaman olay farklı geliĢecek.
Zaten bazı geliĢmeler de ortaya çıkmaya baĢladı. Türkî Cumhuriyetleri‘nde, bazı Afrika
ülkelerinde o paralel örgütün okulları kapatıldı, kapatılıyor.
Bir proje geliĢtiriyoruz. O bitince, süreç hızlanacak.
“Evet”ler olmasaydı!
Soru: Ergenekon ve Balyoz dâvâlarında sanıklardan bir bölümü gerçekten darbeye teĢebbüs
etmiĢ olabilirler. Ama kurunun yanında yaĢların yanması gibi örnekler de ortaya çıkmadı mı?
Erdoğan: Bakın; 2010 referandumunda biz ―Evet‖ ile çıktık. CHP, MHP, BDP ise ―Hayır‖cı
oldular. Ne oldu? Ģimdi o ―Hayır‖cılara bugünkü zemini ―Evet‖çiler sağladı. Bireysel
baĢvuru, yeniden yargılanma hakkı… Bu yolların hepsini ―Evet‖çi AK Parti açtı. Anayasa
Mahkemesi
kararları,
içtihatları
bile
AK
Parti‘nin
açtığı
yolun
sonucu. ―Evet‖ oyları ―Hayır‖cıların iĢine yaradı. Referandumda ―Hayır‖ diyenler, Ģimdi taltif
görüyor.
12
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Ne yaparlarsa yapsınlar (Balyozcular‘ı kastediyor), artık bir Ģey olmaz. Çünkü artık Yeni
Türkiye var.
Başbakan kim olacak?
Soru: Irak‘taki rehineleri cumhurbaĢkanlığı seçimi ile iliĢkilendiren iddialar, yorumlar var.
Doğru olabilir mi?
Erdoğan: Böyle bir Ģeyi düĢünmek bile istemem. Çünkü o Ģahıs (Ekmeleddin ihsanoğlu‘nu
kastediyor) buna müsait değil.
Soru: Rehineler olayında son durum ne?
Erdoğan: Üç noktada özetleyebilirim: 1- Takipçisiyiz. 2- Temaslar devam ediyor. 3- Bizim
için önemli olan vatandaĢlarımızın salimen dönmelerini sağlamak.
Soru: Sizi rahatlamıĢ görüyoruz. Sanki karar vermiĢ insanların huzuru var. Peki, Türkiye
Cumhuriyeti‘nin yeni BaĢbakanı kim olacak?
Erdoğan: (Güldü) ve bu soruyu, ―Tuzağa düĢmem‖ anlamında bir ifadeyle geçiĢtirdi.
Kur’an Kursu Öğreticileri
Sohbetimiz bitip, fotoğraflar çekildikten sonra, Sayın BaĢbakan‘a; özel olarak bir-iki konuyu
sordum...
Bunlardan
biri
de, ―Fahrî
Kur‘an
Kursu
Öğreticileri‖nin ―kadro‖ beklentisiydi...―Fahrî
Kur‘an
Kursu
Öğreticileri‖nin ―fahrî
temsilcisi‖ olarak, BaĢbakan‘a bu soruyu yönelttim... Sayın BaĢbakan, bu konuyu Diyanet
iĢleri BaĢkanlığı ile görüĢme halinde olduklarını, bir ―çözüm yolu‖ bulmaya çalıĢtıklarını
söyledi.... Bana ―telefon‖ eden, ―mail‖gönderen okurlarım, biraz daha sabretsinler... Konu
takip ediliyor...
Sorularımız ve sohbetimiz bittiğinde, ANA uçağı, Atatürk Havaalanı‘na inmek üzereydi...
Gezi bitmiĢ, bizler yorgunluktan pestile dönmüĢtük... Ama, ertesi gün, yani dün BaĢbakan‘ı,
istanbul‘da yoğun bir program bekliyordu...
Öyle sanıyorum ki; 10 Ağustos‘a kadar, bu programlar yurt içinde ve yurt dıĢında, bütün
yoğunluğu ile devam edecek...
Öyle ya, slogan belli: ―Durmak yok, yola devam.‖
―Tayyip düĢmanlığı‖ üzerine yürütülen kampanya!
Siz, böyle bir ―kampanya‖ gördünüz mü?.. 10 Ağustos‘taki ―CumhurbaĢkanlığı
seçimleri‖ için,
muhalefet,
öyle
bir ―kampanya‖ yürütüyor
ki; ―kendi
adayları‖ olan ―Ekmeleddin Ġhsanoğlu‘nun meziyetleri‖(!)ni değil, ―Erdoğan düĢmanlığı‖nı
öne çıkarıyorlar... Bakın Ģu ifadelerine:
―Ekmeleddin‘e neden evet?.. Çünkü Tayyip‘e hayır!.. Tayyip‘e hayır demenin tek yolu,
Ekmeleddin‘e evet demek!..‖
Ne zekâ ama!..
13
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Devam ediyorlar: ―Ekmeleddin seçilirse CumhurbaĢkanı olacak, Tayyip seçilirse BaĢkan
olacak!..‖
Breh, breh, breh!..
―Ekmeleddin seçilirse, Tayyip ilk defa seçim kaybedecek, karizması çizilecek!..
Ekmeleddin seçilirse, bu ittifakı baĢaran CHP ve MHP, genel seçimlerde de ittifak
yapabilecek!..‖
Bu kampanyayı yürütenlerin baĢını; ―Eski Maoist, yeni Kemalist‖ler çekiyor, iyi mi?..
Ya, ―fotoğraflı broĢürler‖ hazırlayıp, ―Ekmeleddin Ġhsanoğlu kimdir?‖ sorularına cevap
arayanlara ne demeli?.. Demek oluyor ki, Ġhsanoğlu‘nu kimse ―tanımıyor‖, tanınmayan bir
adamı aday gösteriyorlar, Ģimdi de onu ―tanıtmaya‖ çalıĢıyorlar!..
Zavallı bunlar, zavallı!..
―Çaresiz‖lik ve ―aciz‖liklerinden ne yapacaklarını ĢaĢırmıĢ durumdalar!..
―Yeni Türkiye‖yi hâlâ hazmedememiĢ olmalılar ki, ―Eski Türkiye‘nin adamı‖na dört elle
sarılıyorlar!..
Tam, ―denize düĢenlerin yılana sarılma‖ hâli!..
ASYA – PASĠFĠK GÜNDEMĠ
Tahir-ul Kadri'nin Pakistan'a dönüĢü olaylı oldu
Anadolu Ajans
Ġslamabad havalimanına gelmeye çalıĢan Pakistan Halk Hareketi lideri Tahir-ul Kadri'nin
destekçilerine polis müdahale etti. Kanada'dan uçakla Pakistan'a gelmekte olan Pakistan Halk
Hareketi lideri Kadri'nin destekçileri, karĢılama töreni düzenlemek için Ġslamabad
havalimanına gelmeye çalıĢırken, Ravalpindi Ģehrinin Fayzabad bölgesinde polisle karĢı
karĢıya geldi. Bu arada, Ġslamabad havalimanında güvenlik nedeniyle tüm uçuĢların askıya
alındığı da bildirildi.
Çin'den Ankara'ya Ortadoğu uzmanı elçi
Dünya Bülteni
Çin DıĢiĢleri Bakanlığı, 2008 yılından bu yana Ankara Büyükelçi-si olan Gong Xiaosheng‘in
yerine geçecek ismi belirledi. Bakanlık, gözde diplomatları arasında yer alan eski Tahran
Büyükelçisi Yu Hongyang‘ı Ankara‘ya yollama kararı aldı. Büyükelçi Yu, Ortadoğu‘daki
çalkantılı süreçte Tahran'daki ağırlığı ve Ġranlı liderlerle kurduğu baĢarılı iliĢkilerle dikkat
çekiyordu. Tecrübeli diplomatın geçtiğimiz Nisan ayına kadar 4 yıl boyunca görev yaptığı
Tahran'dan sonra Ankara'ya atanması, Çin'in Türkiye'yle iliĢkilere verdiği önemin göstergesi
olarak yorumlandı.
14
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Güney Kore„de silahlı saldırı
AkĢam
Güney Kore'de Kuzey Kore sınırı yakınında görev yapan bir çavuĢ, birliğindeki beĢ silah
arkadaĢını vurarak öldürdü, yedisini yaraladı. Güney Kore Savunma Bakanlığı, Gangwon
bölgesindeki Goseong kenti yakınında dün gece meydana gelen olaydan sonra saldırıyı
düzenleyen ve soyadının Lim olduğu belirtilen çavuĢun kayıplara karıĢtığını açıkladı. Kriz
yönetimi ekibinin, kayıp çavuĢu aradığı, yaralı yedi askerin bölgedeki hastanelerde tedavi
altına alındığı belirtildi.
Endonezya‟da seçim ve geçim! – Deniz GÖKÇE, AkĢam
Önümüzdeki günlerde en ilginç olan siyasi olay ne olacak? Tamı tamına 17 508 adası olan,
360 etnik grubun beraber yaĢadığı, tam 719 ayrı dil ve lehçenin konuĢulduğu, 37 eyaletten
oluĢan, nüfusu bugünlerde 250 milyona yaklaĢan ve dünyanın dördüncü büyük ülkesi ve aynı
zamanda da dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi olan bir ülkede 7 Temmuz
tarihinde yapılacak olan BaĢkanlık seçimi. Bu ülke enteresandır, bir seçimi kazanan bir
kadını ülkenin baĢına getirmemek için, gözleri kör olan biri BaĢkan yapılmıĢtı!
16 yıl sonra bir ilk olabilir
Muhtemelen tahmin etmiĢsinizdir, Endonezya‘dan bahsediyoruz. 9 Temmuz tarihinde
yapılacak seçimde adaylardan biri, emekli bir general, halen mobilya imalatçısı ve hakkında
bolca iddialar olan biri: Pravabo Subianto. Bu aday aynı zamanda bir zamanlar 1965 yılında
bir darbeyle baĢa gelmiĢ olan ve ülkeyi tam 32 yıl yönetmiĢ Diktatör Suharto‘nun da
damadı!
Diğer aday ise eski bir iĢadamı, “normal vatandaĢ” Joko Widodo . Eğer iĢadamı “normal
vatandaĢ” kazanırsa Suharto indirildikten bu yana geçen 16 yılda köklü elit dıĢında bir kiĢi
ilk defa seçim kazanmıĢ olacak.
1997 krizinden etkilenmiĢti
Ben Endonezya‘yı ziyaret ettim ama sadece bir turist olarak orada bir hafta geçirmiĢtim.
Ormanları ve denizi sevdim, insanları da güleryüzlü idi. Ama sadece Cava‘yı bilmek bu ülke
hakkında hiçbir Ģey bilmek anlamına gelmiyor. Ülkenin baĢkenti Cava Adası‘ndaki Cakarta.
Endonezya çok uzun yıllardır Latin alfabesi kullanıyor. Sömürgecilik ülkeye Portekiz‘in
1511 yılında Malakka Adası‘nı iĢgali ile gelmiĢ. 16‘ncı yüzyılda ise Hollanda bölgeyi iĢgal
edip, Portekiz hükümranlığına son vermiĢ. Endonezya ikinci Dünya SavaĢı‘nda Japon iĢgaline
de uğramıĢ. Sonunda Endonezya ancak Ġkinci Dünya SavaĢı‘ndan sonra 1945 yılında
15
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
bağımsızlık ilan edebildi ama Hollanda bunu kabul etmemiĢti. Bağımsızlığı uzun mücadele ile
yerleĢtiren ise, 1927 yılında siyasete giren ve emek veren BaĢkan Sukarno olmuĢtu. 1965
yılında ise Diktatör Suharto yüz binlerce insanın öldüğü kargaĢada, askeri
darbeyle Sukarno‘nun yerine baĢa geçti ve 32 yıl yönetimde kaldı. Onu uzaklaĢtıran ise 1997
yılındaki Asya Ekonomik Krizi‘nin tahribatı olmuĢtu.
Son 1 yılda yüzde 20'lik devalüasyon
Aslında Endonezya‘nın tek bir resmi dili var ve yazıda ise Latin alfabesi kullanılıyor.
Endonezya son global krizde, geçen yıl FED politika değiĢikliği sonrası en çok zorlanan beĢ
ülke klasmanına bizimle birlikte girmiĢti. Son bir yılda paraları yüzde 20 devalüasyon
geçirmiĢti. Ülke hâlâ geliĢen bir ülke ve oldukça da zorlanıyor. Ama ülke ekonomisi de yere
oldukça
sağlam
basıyor.
GSYĠH satın alma gücü paritesiyle 1212 milyar dolar. 2014 yılında kiĢi baĢına gelir 5477
dolar olarak tahmin ediliyor. 2012 verileri ile ihracatı 199 milyar dolar ithalatı ise 185 milyar
dolardı. Ülkede petrol da var. Kamu borcu /GSYĠH oranı yüzde 24, bütçe açığı GSYĠH oranı
yüzde 3 civarında, 187 milyar dolar dıĢ borcu ve 110 milyar dolar döviz rezervi var. Son
dönemde büyüme yüzde 5-7 arasında, iĢsizlik yüzde 6 kadar ve cari açık da 27 milyar dolar
kadar.
Endonezya sosyal konularda siyasette atılım yaparsa geleceği oldukça parlak bir
ülke!
AFRİKA GÜNDEMİ
Kenya'da iki kabile savaĢtı: 20 ölü
Trt Türk
Kenya Polis Sözcüsü Zipporah Mboroki, Wajir bölgesinde yer alan Kulani köyündeki
kavganın rakip Degodia ve Gerre kabileleri arasında yaĢandığını belirtti. YaklaĢık 30 evin
yandığı kavgada 20 kiĢinin öldüğü, 9 kiĢinin de yaralandığını kaydeden Mboroki, bölgeye
takviye güvenlik görevlileri gönderdiklerini, ancak olayın sebebinin halen netleĢmediğini
ifade etti.
Moritanya'da Abdulaziz yeniden seçildi
Trt Türk
Moritanya cumhurbaĢkanlığı seçimini, mevcut CumhurbaĢkanı Muhammed Veled
Abdulaziz'in kazandığı bildirildi. Milli Seçim Kurulu yetkilisi Bidn Valed Sidi, Moritanya
televizyonunda yayınlanan açıklamasında, cumartesi günü birinci turu gerçekleĢtirilen
cumhurbaĢkanlığı seçiminde mevcut CumhurbaĢkanı Abdulaziz'in geçerli oyların yüzde
81,89'unu aldığını kaydetti.
16
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Kenya'da kabile kavgası: 20 ölü
Anadolu Ajans
Kenya'nın kuzeydoğusunda iki kabile arasında çıkan kavgada 20 kiĢinin öldüğü bildirildi.
Polis Sözcüsü Zipporah Mboroki, AA muhabirine yaptığı açıklamada Wajir bölgesinde yer
alan Kulani köyündeki kavganın rakip Degodia ve Gerre kabileleri arasında yaĢandığını
belirtti. YaklaĢık 30 evin yandığı kavgada 20 kiĢinin öldüğü, 9 kiĢinin de yaralandığını
kaydeden Mboroki, bölgeye takviye güvenlik görevlileri gönderdiklerini, ancak olayın
sebebinin halen netleĢmediğini ifade etti.
Türkiye korkusu – Ġbrahim KARAGÜL, Yeni ġafak
Yüz yıl önce bizi Anadolu'dan çıkarmaya çalıĢtılar. Olmadı, baĢaramadılar, gitmedik,
direndik. Bunun üzerine 20. Yüzyıl boyunca bizi Anadolu'ya hapsettiler, coğrafyadan
kopardılar. Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye'ye yönelik en büyük küresel proje bu idi.
BaĢardıklarını sandılar. Bir daha ayağa kalkamayacağımızı düĢündüler. 20. Yüzyıl'ın sonunda
Anadolu yeniden ayağa kalktı. Bir yüz yılı direnerek atlattı. Yeniden etrafına baktı, coğrafyayı
ve tarihi yeniden hatırladı. Yüzlerce yıl birlikte yaĢadığımız insanların ruh dünyasının ne
kadar tanıdık olduğunu farketti. Onlarla geçmiĢte olduğu gibi gelecekte de aynı coğrafyada
dayanıĢma içinde yaĢayabileceğimizi gördü.
ĠĢte o zaman sınırların ötesine bakabilmeyi öğrendik. Beraber yürüyebileceğimizi, beraber
ayağa kalkabileceğimizi, beraber bu kaos tarihinden kurtulabileceğimizi anladık. Doğu
Afrika'dan Pasifik bölgesine kadar sözlerimizin, bakıĢlarımızın, ülkelerimizi ve dünyayı
algılama biçimlerimizin ne kadar benzeĢtiğini yeniden keĢfettik.
Elimizi uzattık. Gönlümüzü açtık. Zihinlerimizi tazeledik. Somali açlıktan kıvranırken bütün
imkanlarımızla seferber olduk. Pakistan depremle yıkılırken bütün kaynaklarımızla yardıma
koĢtuk. Köyler kurduk, yetimhaneler açtık, Afrika'nın en ücra kasabalarına gidip insanların
ihtiyaçlarını karĢıladık. Hastaneler kurduk, kurslar açtık, okullar yaptık.
Biz sömürgeci değildik. Bu koĢuĢturmamız sömürge için değildi. Bu yüzden anlamakta
zorlandılar. Ne yapmak istediğimizi kavrayamadılar. Ancak bir süre sonra bunun bir meydan
okuma olduğunu, söz konusu ülkelerin yüzlerce yıllık kaderini değiĢtirecek hamleler
olduğunu, kendi oyunlarını temelden sarsacak teĢebbüsler olduğunu farkettiler.
Gittiğimiz her ülkede karĢımıza dikildiler. O ülkeleri de bizi de hedef yaptılar. Her yönden
saldırılara baĢladılar. Türkiye'nin elini kesmeye, cesaretini kırmaya dönük senaryo üstüne
senaryo uygulanmaya baĢladılar. 'Türkiye korkusu' salgın haline geldi.
Eskinin sömürgeci güçleri bu ülkelerin, coğrafyanın denetimden çıkacağı korkusuyla yeniden
darbeler dönemini baĢlattı. Demokrasi çağrılarını susturdu. Özgürlük ve refah için sokaklara
çıkanlara açık savaĢ baĢlattı. Diktatörleri piyasaya sürdü. Etnik çatıĢmaları yeniden devreye
soktu. Yakın çevremizde mezhep savaĢları çıkararak coğrafyanın yüz yılını daha toprağa
17
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
gömmeye dönük büyük bir kampanya baĢlattı. Biz coğrafyayı ayağa kaldırmaya çalıĢırken
onlar yerin dibine batırmaya çalıĢıyorlar.
Bu yüzden Türkiye'ye coğrafyadan çıkarmaya, elini-kolunu kırmaya, hırpalamaya, yeniden
iddiasız hale getirmeye dönük içeride ve dıĢarıda büyük bir proje uygulanıyor.
Mısır'da bir diktatörü iktidara taĢıyıp ülkenin özgürlük isteyen insanlarını mahkum ettiler,
Türkiye ile bağlarını kopardılar. Libya'da yeni kukla Tuğgeneral Halife Hafter, '48 saat içinde
Türk vatandaĢlarının ülkeyi terketmesini' istedi. Irak'ta Sünni aĢiretlere dayanan, aslında
Türkiye ile hiç hesabı olmayan örgütlere Türkiye vatandaĢlarını rehin aldırttılar. Ġran
sınırından Akdeniz'e uzanan kuĢaktaki bütün devlet ve örgütleri Türkiye aleyhine harekete
geçirdiler. Doğu Afrika'da, özellikle Somali'de Türkiye misyonlarına terör saldırıları organize
ettiler.
Bizler petrol için gitmedik. O ülkelerle ilgili hesaplarımız olsun diye gitmedik. Bizler yüz
yıllık bir çöküĢten sonra yeniden diriliĢin verdiği bir hevesle gittik, sevincimizi paylaĢalım,
onlara da aynı sevinci yaĢatalım, onlara coğrafyanın kurtuluĢunun hep birlikte mümkün
olduğunu söyleyelim diye gittik.
Eski sömürgecileri de korkutan bu oldu. Petrolse anlayabilirdik. Sömürge ise anlayabilirdik.
Ama onlara isyanı, ayağa kalkmayı, özgür olmayı, millet olmayı telkin ettiğimiz için
birilerinin oyununu, yüzyıllara dayanan düzenini fena halde bozduk.
Bize yönelik öfke bu yüzden. Bize yönelik kumpaslar, tuzaklar, terör saldırıları bu yüzden.
Elimizi kolumuzu bağlamak, bizi hareketsiz hale getirmek istiyorlar. Direncimizi kırmak,
yeniden içerideki sorunlara boğmak, halsiz mecalsiz bırakmak istiyorlar.
'Türkiye korkusu'nu iyi anlayın. Anlayın ki, ne büyük oyun döndüğünü farkedin. Ġçimizdeki
basiretsizlere bakıp da yeni oyunu kuranların istediği gibi zihinlerinizi bulandırmayın.
Avrupa baĢkentlerinin duyduğu korkunun yankısı Mısır'dan geliyor. Libya'dan geliyor.
Bugünlerde Irak'tan geliyor.
Unutmayın: Bu coğrafyada her Ģey petrole endekslidir. Petrol kadar özgürlük, petrol kadar
refah, petrol kadar adalet vardır.
Petrol devletleri kurulur. Varolanlar petrol için yaĢatılır. ĠĢe yaramıyorsa, emir dinlemiyorsa
devrilir. Ġç savaĢlarla yüzleĢtirilir, liderleri rezil biçimde ortadan kaldırılır. Kimi asılır, kimi
kuyulardan çıkartılıp linç edilir.
Örgütler kurulur. Etnik kimlik de mezhep kimliği de hatta dini kimliği de bir Ģekilde petrolle
bağlantılıdır.
Bir varil petrol için ülkeler yakılır, parçalanır, yüzbinlerin kanı akıtılır. Petrol pazarlıklarına
göre devletler pozisyon alır. Petrol pazarlıklarına göre örgütler güç kazandırılıp tasfiye edilir.
18
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Bu coğrafya sömürgenin Ģekil değiĢtirip devam ettiği tek bölgedir. Demokrasi de, darbeler de,
zorbalıklar da bu enerji kavgalarına göre Ģekil alır.
Bu coğrafyada yaĢayanların bir varil petrol kadar insani değeri yoktur, yaĢam hakkı yoktur.
Onlar eĢyadır, malzemedir, yığınlardır. Çok kolay manipüle edilir, istenen hedefe
yönlendirilir.
Anadolu'yu iĢgal edenlerle, bu toprakları bize dar edenler ve bugün coğrafyadan kovmak
isteyenler aynıdır. Onlar petrolle plan kurarlar biz özgürlük, onur derdindeyiz. ĠĢte Ģimdi bu
onuru yeniden kırmaya çalıĢıyorlar. Ülkeleri yeniden rehin alıyorlar. Her türden örgüt kurup
ülkelerin kaderine hükmediyorlar. Bizleri susturup eskisi gibi rahatça at oynatmak istiyorlar.
Avrupa baĢkentleri büyük bir oyun kuruyor Türkiye'ye karĢı. Türkiye korkusu içlerine öyle
iĢlemiĢ ki, tehlikeli, yarın kendilerine de büyük zararlar verecek adımlar atıyorlar. Biz varsak
onlar olmayacak, coğrafya özgürleĢirse onlar kendi ülkelerine hapsolacaklar, bunu çok iyi
biliyorlar.
Türkiye, büyük bir çığır açtı. Tarihi dönüĢtürecek bir söylemi bütün bölgeye yaydı. Bu
yüzden çatıĢma devam edecek. Türkiye'ye karĢı oyun üstüne oyun kurulacak.
Ama unutmasınlar; bir daha geri çekilmeyeceğiz. Bir daha kaybetmeyeceğiz. Bir daha
Anadolu'da hapis hayatı yaĢamayacağız. Coğrafyayı ayağa kaldırmak için Anadolu'yu
görülmemiĢ biçimde güçlendireceğiz. Bunu bir seferberlik ruhuyla yapacağız.
Unutmasınlar; bizler bir daha asla 20. Yüzyıl'a dönmeyeceğiz.
AMERĠKA – ĠNGĠLTERE GÜNDEMĠ
Kerry Destek ArayıĢında- Financial Times
Financial Times, ABD DıĢiĢleri Bakanı John Kerry'nin bu hafta baĢlayan Orta Doğu ve
Avrupa gezisinde, IġĠD'e yönelik bir müdahale için destek arayacağını yazıyor.
Buna göre Kerry, Iraklı Sünnilerin IġĠD'le bağlarını koparmaları ve Irak'ta mezhepler üstü bir
hükümet kurulması için Sünni müttefiklerine baĢvuracak.
'Türkiye potansiyel müttefik'
Financial Times, BaĢbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta hava saldırısına dair
açıklamasına da yer veriyor. BaĢbakan Erdoğan, hava saldırılarının sivil ölümleriyle
sonuçlanabileceğini, bölgede militan ve sivillerin iç içe yaĢadığını söylemiĢti.
Gazete, NATO üyesi olan Türkiye'nin, Irak'a olası bir askeri müdahale durumunda potansiyel
müttefik olarak görüldüğünü yazıyor.
19
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Gazetede Ġngiltere eski BaĢbakanı Tony Blair'in "Saddam Hüseyin'in devrilmesi bu krize yol
açmadı" baĢlıklı yazısına da yer verilmiĢ. Blair yazısında, Saddam Hüseyin'in bundan 11 yıl
önce devrildiğini belirtiyor ve o günden bugüne iki konuya Ģu ifadelerle dikkat çekiyor:
"Bundan dört sene önce Irak'taki IġĠD ve diğer El Kaide benzeri cihatçı gruplar; Amerikan,
Ġngiliz ve Sünni aĢiretlerin iĢbirliği karĢısında yenilgiye uğruyor ve etkisiz kalıyordu.
Suriye'deki iç savaĢ onları tekrar ayağa kaldırdı. Dolayısıyla Suriye'de müdahaleden
kaçınmak da sonuçları olan bir seçimdi."
"Diğer bir konu ise, Arap ayaklanmalarını ve eski rejimlerin yıkılıĢını göz önünde
bulundurmadan, Orta Doğu'ya iliĢkin hiçbir analizin anlamlı kılınamaz. Bu ayaklanmaların
Irak'a sıçramayacağını düĢünmek garip olurdu. Ve Saddam Hüseyin sağ olsaydı,
ayaklanmalara tepkisi Mübarek'ten çok Esad'a benzeyecekti. 2003'te hangi kararı almıĢ
olursak olalım, 2014'te zor bir seçimle karĢı karĢıya kalacaktık."
'Radikal Ġslamcılık evrensel bir sorun'
Bugün karĢı karĢıya kalınan zorluğun 2003'te ya da bugün yapılan tercihler olmadığını
belirten Blair, asıl sorunun radikal Ġslamcılık olduğunu ve bu sorunun evrensel hale geldiğini
ifade ediyor.
Blair, kısa vadede Irak'ta hükümetin değiĢmesi ve Suriye'de iki taraf dıĢında bir yönetime
gidilmesi gerektiğini söylüyor. Uzun vadede ise radikallerin terör kampanyası yaptığı yerlerde
onlara karĢılık verecek gücü ellerinde bulundurmaları gerektiğini belirtiyor.
Irak Krizi- Guardian
Guardian gazetesi de Irak'taki krize geniĢ yer ayırmıĢ. Gazetede yer alan haberde, IġĠD
militanlarının Irak'ın batı sınırının büyük kısmını ele geçirdiği yazıyor.
Örgütün Ürdün sınırına dayanmasının krizi büyütebileceğine dikkat çekilen haberde, ülkeye
yapılacak muhtemel bir ABD operasyonu ele alınıyor.
Gazete ABD BaĢkanı Obama'nın "IġĠD'in bölgede çatıĢmanın yayılmasına sebep olabileceği
ve uzun vadede ABD'ye tehlike oluĢturabileceği" açıklamalarına yer veriyor. Obama,
Yemen'deki El Kaide ve Batı Afrika'daki Boko Haram'a da atıf yaparak, IġĠD'in bu tür
sorunlardan yalnızca biri olduğunu söylüyor.
Suriye'ye müdahale edilmediği için bu krizin çıktığı iddialarını reddeden Obama'nın Ģu
ifadelerine yer veriliyor:
"Bundan sonra daha hedefe yönelik bir strateji izleyeceğiz ve bu sefer Irak hükümeti ve
ordusuyla hem iĢbirliği yapacağız hem de onları eğiteceğiz."
20
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
ABD Ve Ġran Bir An Önce ĠĢbirliği Yapmalı- Independent
Independent gazetesi bugün manĢetine IġĠD'in Irak'taki ilerleyiĢini taĢıyor. Gazete, Patrick
Cockburn ve Robert Fisk'in Irak krizi hakkındaki yazılarına yer veriyor.
Patrick Cockburn'ün "ABD-Ġran bir an önce iĢbirliği yapmalılar, barbarlar kapıda" baĢlıklı
yazısında, Irak'ın Ģiddetli bir bölünme yaĢadığı belirtiliyor. Cockburn, Irak'ın içindeki üç
temel grup olan Sünni, ġii ve Kürtlerin de birbirleriyle çatıĢtığını ifade ediyor. Yazı Ģöyle
devam ediyor:
"Iraklılar kendilerini "yabancıların oyuncağı" olarak görüyor ve bu yabancıların baĢında da
ABD ve Ġran geliyor. Washington ve Tahran'ın çatıĢmalarının yanı sıra Irak konusunda
oldukça karmaĢık ve gizli bir iĢbirliği geçmiĢi var. Her ikisi de Saddam Hüseyin'in gitmesini
istiyordu ve gitmesine sevindi. Her ikisi de ġii-Kürt bir hükümet istiyordu. Ancak Irak'taki
baskın güç olma konusundaki rekabet, ülke için kötü sonuçlara yol açtı."
"Washington ve Tahran, IġĠD karĢısında dehĢete kapıldılar ancak yine de örgütü durdurmak
için iĢbirliği yapmaya yanaĢmıyorlar. ... Gerçekte, Suriye ve Irak'taki ABD ve Ġran varlığıyla
iki ülke arasındaki nükleer anlaĢma bir Ģekilde birbirlerini etkiliyor. Ancak Ġran'la iĢbirliği
fikri ABD'de hala siyasi olarak sorunlu. ... ABD ve Ġran ileride muhtemelen yarı gizli bir
iĢbirliği gerçekleĢtirecektir. Ama IġĠD kılığındaki barbarlar Bağdat'ın kapısına dayanmıĢ
durumda ve derhal sıkı bir iĢbirliğine ihtiyaç var."
Fisk, Irak'a Olası Bir Müdahaleyi EleĢtiriyor
Robert Fisk yazısında olası bir Irak müdahalesine dair eleĢtirilerini dile getiriyor. Fisk'in
yazısında Ģu ifadeler dikkat çekiyor:
"Eğer savaĢa girersek, Iraklı Sünnilere karĢı ġiilerin tarafını tutmuĢ olacağız. Suriye'de BeĢar
Esad'ın Alevi hükümetine karĢı Sünni muhalifleri desteklediğimiz gibi. ... Ama hala Suriye ve
Irak'taki çatıĢmalar birbirinden bağımsızmıĢ gibi davranıyoruz."
"2011'den sonra muhalifler BeĢar Esad'ın acımasız ordusunu yendikçe mutlu oluyorduk. Ama
Ģimdi Maliki'yi tehdit eden aynı muhalifler."
Yazısına Rusya'nın Esad'ı desteklediğini, ABD'nin ise Irak'a hava müdahalesi planladığını
belirterek devam eden Fisk, Ģu soruyu soruyor:
"Sevgili dostumuz Suudi Arabistan'ın Suriye ve Irak'taki muhaliflere desteği ile ABD'nin Orta
Doğu politikasında Ġsrail kölesi olduğu. ĠĢte tartıĢmamamız gerekn bu iki konuyu
unutmayalım."
Kürt Ġstihbaratı IġĠD Tehlikesini Ġngilizlere 5 Ay Önce ĠletmiĢ- Daily Telegraph
Daily Telegraph gazetesinde Kürt istihbaratının Ġngiltere'yi IġĠD tehdidi konusunda uyardığı
haberi yer alıyor. Haberde, gazeteye konuĢan yetkililerin beĢ ay önce kendilerine Kürt
istihbaratından IġĠD'in Musul'a saldıracağı istihbaratının geldiği yazıyor. Gazeteye konuĢan
21
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Kürt istihbarat servisi baĢkanı Rooz Bahjat da, bu bilgileri Ġngiliz yetkililere ilettiklerini,
hangi askeri taktiklerle Musul'u ele geçirdiklerini bile söylediklerini ancak yetkililerin
duymazdan geldiğini söylüyor.
Haberde ayrıca Talabani'nin Irak'ta ve Suriye'de olanlar nedeniyle Obama'yı suçladığı
yazıyor. Talabani "Ġngilizler Irak'tan geriye kalanı korumak için Irak ordusunu desteklemeli"
diyor.
Times gazetesinde, olası bir ABD-Ġran iĢbirliğine dair eleĢtiriler yer alıyor. KöĢe yazarı
Melanie Phillips'in yazısında, IġĠD'in iĢgalinden daha kötüsünün Ġran'la bir iĢbirliği olduğu
belirtiliyor. Ġran'ın bir gecede düĢmandan dosta dönüĢtüğünü söyleyen Phillips, bunun
sebebinin Ġngiltere ve ABD'nin Irak'a ayak basmak konusunda çekinmeleri olduğunu ifade
ediyor.
Phillips'e göre Ġran'la Irak konusunda iĢbirliği yapmak, Irak'ın Sünni ve ġii olarak
bölünmesine ve Batı'ya karĢı ikili bir terörizm yuvası oluĢturmasına sebep olabilir. Yazar,
ayrıca Irak'taki karıĢıklığın da baĢ sorumlusunun Ġran olduğunu iddia ediyor. Phillips ġii Ġran
ve Sünni IġĠD'in Esad rejimiyle iĢbirliği içinde Irak'ı yok etmeye çalıĢtığı iddiasına da yer
veriyor. Ve Batı'nın her aĢamada Ġran'ı küçümsediğine dikkat çekiyor.
Gazetede yer alan bir baĢka yazıdaysa, IġĠD'e karĢı bir Batı müdahalesi olması gerektiği, aksi
takdirde Orta Doğu'nun büyük bir krize sürüklenebileceği belirtiliyor. Fakat bunun Ġran'ın bir
adım geri atarak ve olumlu bir rol oynayarak yapabileceği ifade ediliyor. Buna göre Ġran, ġii
ve Sünnilerin gücü paylaĢacağı konusunda ikna olmalı. Yazıda ayrıca Batı'nın Irak konusunda
hedeflerinin açık olması gerektiği ve bu hedefte Ġran'ın bir müttefik olarak değil, üzerine
düĢeni yapan bir aktör olarak yer alması gerektiği belirtiliyor.
ABD'ye Kaçak Çocuk Akını Sistemi Felç Etti- Voice of America
Amerikalı yetkililer, geçen yıldan bu yana ülkeye kaçak yollardan refakatçisiz bir Ģekilde
sokulan, çoğu Orta Amerika ülkelerinden gönderilmiĢ onbinlerce çocukla ne yapacaklarını
ĢaĢırmıĢ durumda
HOUSTON, TEXAS — Amerika‘ya Eylül 2013 ve Mayıs 2014 ayları arasında kaçak giriĢ
yapan bu çocukların sayısının 47 bin olduğu tahmin ediliyor. Bu beklenmedik çocuk akınına,
‗Amerika‘nın mevcut göçmenlik yasalarını lağvettiği ve her girene kalma izni verdiği‘
yönündeki
bir
yanlıĢ
anlamanın
yol
açtığı
bildiriliyor.
Beyaz Saray yetkileri, Meksika sınırında yaĢanan bu geliĢmeyle ilgili olarak, Orta
Amerika‘daki suç örgütleri ve kaçakçı Ģebekelerinin ―kasıtlı olarak yanlıĢ bilgilendirme
kampanyası yürüttüğünü‖ bildirdi.
22
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Mustafa Kemal Ġhsanoğlu‟na oy verir miydi? – Aziz ÜSTEL, Star
BaĢta ABD, Batı dünyası Türkiye‘yi hep Orta Doğu‘nun jandarması olarak görmüĢ ve bu
görevi sürdürmekten öte, ne dünya ne de bölgede baĢka bir iĢlevi olmasını istememiĢtir.
Kendi emir ve komuta zincirinin bir halkası olarak kaldığı sürece sivil yönetimleri, yarım
yamalak da olsa, desteklemiĢ, daha çok TSK ile yakın iliĢkide kalmıĢ, bu iliĢkiyi darbe yapan
generallere “bizim çocuklar” diyecek boyutlara taĢımıĢtır. Türkiye‘de seçim kazanmıĢ
iktidarları emir erleri gibi algılamıĢ, buyruklarını Paul Henze gibi CIA ajanları aracılığıyla
iletecek kadar küstahlaĢtıkları dönemler de yaĢanmıĢtır bu ülkede. SeçilmiĢler Batı‘nın
buyruklarına ne zaman karĢı çıksa, o saat miletin iradesiyle hiç bir zaman iktidara gelemeyen
CHP‘nin arkasına gizlenip TSK‘nın içinden devĢirdikleri, Türkiye‘ye değil NATO‘ya bağlı
subayları öne sürerek darbe yapmıĢlardır.
ABD ve Batı ilk büyük darbeyi George W. Bush‘un ―11 Eylül saldırılarının öcünü almak için
haçlı savaĢları baĢlatacağız‖ narasıyla mahalle kabadayılığının doruğuna tırmandığı Irak
iĢgalinde, AK Parti ağırlıklı TBMM‘den ‖Sınırlarımızı sizin kuvvetlerinize açamayız; bizi bir
köprü olarak kullanarak Irak‘a giremesiniz‖ dediği gün yaĢamıĢtır. Bunun üzerine AYM
üzerinden AK Parti‘yi kapatma giriĢimi baĢlamıĢ ama olmamıĢ, TSK içindeki yandaĢlarına
baĢvurmuĢ tutmamıĢ, kadim dostu CHP‘yi var gücüyle destekleyerek sandıkta Tayyip Bey‘i
alaĢağı etmek istemiĢ becerememiĢtir.
BaĢarısızlığı Türkiye‘yi ve bu milleti tanımamak, Devlet-i Ali Osman‘ın DNA‘sının
damarlarında dolaĢtığını kestirememek, inançlarına bağlılığını anlamamak olan Batı, bu kez
suçu CHP Genel BaĢkanı Deniz Baykal‘da bulmuĢ, onu iğrenç bir kaset tezgahıyla alaĢağı
edip yerine Kılıçdaroğlu Kemal Bey‘i oturtmuĢtur ki bu Türkiye konusundaki cehaletlerinin
ne boyutlara uzandığının somut bir göstergesidir! Kemal Bey CHP‘yi alfabe çorbasına
çevirmiĢ, ömründe CHP‘ye oy vermemiĢ kim var kim yok hepsini toplayıp partinin kilit
noktlarına getirmiĢ, her seçimde de iki seksen mindere uzanmıĢtır!
Son çare nedir? CumhurbaĢkanlığı seçimlerinde, eğer aday olursa Tayyip Bey‘i yenecek bir
aday bulmak! Kılıçdaroğlu bin yıl düĢünse bir baĢına, Ekmeleddin Ġhsanoğlu‘nu
CumhurbaĢkanı adayı olarak sunması mümkün değildir. Bunun en somut göstergesi
Ġhsanoğlu‘na CHP saflarında gösterilen tepkidir. Ġhsanoğlu Türkiye‘nin yıllardır gördüğü,
kendilerine kul köle olmak istemeyenlerin yeni bir kurgusudur! Ta 2003 yılından bu yana
CHP‘de MHP‘de ömür biçer AK Parti‘ye; ―Üç ay sonra bunlar gider yeni seçim yaplır‖ diye
ilan ederler! Yahu daha yeni seçim olmuĢ, nereye gidiyor AK Parti diye soranlara da
―görürsünüz!‖ derler... Dedikleriyle de kalırlar. Gezi‘den sonraki süreçte de bu tezgahtarları
görebilirsiniz. Batı medyasına bakarsanız anlarsınız kimin kim olduğunu.
Önceki gün BBC, AK Parti‘nin yüzde 50‘nin üzerine oy aldığı Siteler ve Önder semtlerinde
halka, son seçimlerde AK Parti‘ye oy verdiğini söyleyen Ekmeleddin Bey‘i sormuĢ. Hemen
herkesten istemediği cevabı almıĢ: “Tercihim Erdoğan olur. İhsanoğlu’nu tanımıyorum, bir
ayda da tanıyamam, Başbakan’a inanıyoruz. Verdiği sözleri tutuyor. CHP kendi adayını
çıkarsaydı bakardık, tartardık, düşünürdük ama İhsanoğlu Sisi’yi desteklemiş biri; ona nasıl
oy veririz!”
23
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Uzun lafın kısası Kemal Beyi kurduğu partinin baĢında gördükçe kemikleri sızladığını bu gün
CHP‘lilerin söylemeye baĢladığı Mustafa Kemal PaĢa sağ olsaydı Ekmeleddin Beye oy verir
miydi? Hele bir düĢünün! Evet derseniz uğurlar ola, hayır derseniz doğru yoldasınız demektir!
ORTADOĞU GÜNDEMĠ
Kerry'nin Irak ziyareti baĢladı
Al Jazeera
BaĢkent Bağdat'a ulaĢan Kerry'nin ilk olarak BaĢbakan Nuri Maliki ile görüĢmesi bekleniyor.
Kerry daha sonra diğer Iraklı liderlerle görüĢerek ülkedeki son durumu değerlendirecek. Mısır
DıĢiĢleri Bakanı Samih ġükri ile pazar günü yaptığı görüĢmenin ardından konuĢan Kerry,
"Irak'ı kimin yöneteceği Iraklıların kararıdır, ABD'nin bu konuda hiçbir müdahalesi olmaz"
dedi. Kerry, "Irak'ta Ģu anda yaĢanan krizden ABD sorumlu değildir. ABD, Iraklıların kendi
hükümetlerine sahip olabilmeleri için çok çalıĢıp, çok kayıp verdi" ifadelerini kullandı.
Apaçi helikopterlerini Mısır'a teslim ediyor
Anadolu Ajans
ABD DıĢiĢleri Bakanı John Kerry, ülkesinin Mısır'a "terörle mücadele"ye destek amacıyla
göndermeyi kararlaĢtırdığı Apaçi helikopterlerini yakında teslim edeceğini belirtti. Resmi
temaslarda bulunmak üzere Mısır'ın baĢkenti Kahire'ye gelen Kerry, Mısır DıĢiĢleri Bakanı
Samih ġükri ile görüĢmesi sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında, "Apaçi
helikopterleri, terörle mücadeleye destek için yakında gönderiliyor. Nitekim Mısır ve Ġsrail,
terörle mücadele için çalıĢmaktadır. Böylece Amerikalı vatandaĢların vergilerinin doğru bir
yere gittiğinin garantisini vermiĢ oluyoruz" diye konuĢtu.
Libya'da Türk ve Katar vatandaĢlarına ülkeyi terk edin uyarısı
Cihan
Hafter'e bağlı grupların sözcüsü Albay Muhammed el-Hicazi özel Et-Tedamun ajansına
yaptığı açıklamada, "Doğudaki Emsa'ad Sınır Kapısı'ndan batıdaki Sirte Ģehrine kadar uzanan
bölgede yaĢayan Türk ve KatarvatandaĢlarının 48 saat içinde bulundukları yeri terk etmesi
gerekiyor" dedi. Bölgeden ayrılmaları için tanınan sürenin dolmasının ardından gözaltılara
baĢlayacakları tehdidinde bulunan Hicazi, Katar ve Türkiye uyruklu kiĢilerin ülkede istihbarat
faaliyetlerinde bulunduklarını iddia etti.
Ġdam kararları temyiz edilecek
Trt Türk
Mısır BaĢsavcısı Berekat, 183 kiĢi hakkında idam cezası veren Minya Ceza Mahkemesi'nin
kararlarını temyize götürme kararı aldı. Mısır BaĢsavcısı HiĢam Berekat'ın, 183 kiĢi hakkında
idam cezası veren Minya Ceza Mahkemesi'nin kararlarını temyize götüreceği
24
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
bildirildi. Berekat, yaptığı yazılı açıklamada, Minya Ceza Mahkemesi'nin kararlarını
"Adaletin sağlanması ve yasaların doğru uygulanması" için temyize götürme kararı aldığını
belirtti.
Ġran'dan ateĢkes çağrısı
Ntv
Ġran CumhurbaĢkanı Hasan Ruhani, "Ramazan ayında barıĢ için hep birlikte çağrıda
bulunalım" dedi. Ruhani, isim vermeden Suudi Arabistan'ı teröristleri desteklemekle suçladı,
"Gelecekte bu militan örgütler, bu ülkeleri de istikrarsızlaĢtıracak" ifadesini kullandı. Ġran
CumhurbaĢkanı Ruhani, "Irak ġam Ġslam Devleti örgütü Ģeytana inanıyor" Ģeklinde konuĢtu.
Ortadoğu'daki geliĢmelerde kazanan yok – Prof. Dr. Yasin AKTAY, Yeni ġafak
Sykes-Picot AnlaĢması'nı esas alarak çizilmiĢ sınırlar üzerinde kurulmuĢ olan yönetimlerin
Batılı ülkeler için hiç bir zaman bu bölgelerin insanını temsil etmek gibi bir önceliği olmadı.
Aksine temel öncelik yönetimlerin kendilerine sadık olmasıydı. Bu sadakat tipik Baas
rejimlerinin kurulması ve desteklenmesi yoluyla sağlanmaya çalıĢıldı.
Baas rejiminin belki bir çok özelliği vardır ama buradaki en önemli özelliği bir azınlık
üzerinden çoğunluğu kontrol edip yönetmeyi sağlayan bir azınlık yönetimi olmasıdır. Bu
yöntem post-kolonyal dönemin kendine özgü Ģartları dolayısıyla bir ölçüde baĢarıldı.
Bu baĢarının halklara ödetilen bir maliyeti vardı tabi. Halkların inançları, değerleri, kiĢiliği
gözardı edildi, itiraz edenler katledilerek, hapsedilerek veya toplum içinde her türlü güç
merkezinden uzakta tutularak bastırıldı. Bu yönetim biçiminin ayakta durabilmesi için sıkı bir
muhaberat kontrolü gerekiyordu.
Irak'ta Sünni azınlığın ġii ve Kürtlerden oluĢan çoğunluk üzerindeki kontrolü bu Baasçı
yöntemle sağlandı. Suriye'de daha da küçük bir azınlık olan Nusayriler toplumun yüzde
70'inden fazlasını oluĢturan Sünniler üzerinde bu yöntemle tam bir demir perde yönetimi
uyguladı. Bahreyn'de ġii çoğunluğu yöneten Sünni azınlık ise monarĢi ile Baasçılığın farklı
bir bileĢimine ihtiyaç duydu.
Mısır'da mezhebi veya etnik anlamda bir tercih olmadıysa da, 1952 yılından itibaren iktidara
gelen askeri güçler bütün ekonomik kaynakları kontrol ederek toplumda tamamen devletten
beslenen kendilerine sadık yeni tabakalar oluĢturdu. Bu tabaka Mısır'a özgü bir baasçılığın
fiili pratiğini oluĢturdu. Bu yönetimi de ayakta tutabilmenin yolu güçlü bir muhaberat
rejiminden baĢkası değildi.
Aslında Türkiye'nin Kemalizm pratiği de bundan farklı sayılmazdı. OluĢturulan makbul
vatandaĢ tipolojisi üzerinden topluma yabancı bir azınlığın uzun süren iktidarı bir tür Türkiye
Baasçılığının modelini ortaya koydu. Bu iktidar bilhassa mütedeyyin Türk ve Kürt insanını
dıĢlayan, onun üzerinde tam bir despotizm uygulayan bir iktidardı.
25
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Arap Baharı süreci bu Muhaberat rejimlerinin bastırdığı kimliklerin bir ayaklanıĢıydı. Bu
ayaklanıĢın her ülkede farklı bir zamanlama ve hikayeyle ortaya çıkması gayet doğal, çünkü
her ülkenin ayrı tecrübeleri ve dinamikleri vardı. Türkiye'de çok önceden demokratik yollarla
gerçekleĢmiĢ olan bu ayaklanma, ülkeyi belli bir dengeye kavuĢturmuĢ oldu.
Muhaberat rejimlerinin yıkılması ve yerine daha demokratik, halkı temsil gücü yüksek
rejimlerin kurulması öyle görünüyor ki, demokrasiyi çok önemsiyor gibi görünen ülkeleri
memnun etmiyor. Onlar için öncelik buralarda kurulan rejimlerin halklarını temsil ediyor
olması değil, kendilerine sadık olmasıdır. Böyle olunca da Ortadoğu'nun durulması mümkün
olmadığı gibi kurulan veya sürdürülen rejimlerin nihayetinde kendileri için yararlı olması da
sözkonusu olmuyor.
Türkiye bölgede halkların iradesine saygı duyan bir siyaset izliyor. Bu siyaset, doğal olarak
bölgede mevcut statüko ile karĢı karĢıya gelmeyi gerektiriyor. Kimsenin rejimini özel olarak
değiĢtirmek gibi bir talep veya çaba sözkonusu bile değil, ancak mevcut rejimlerin insan
hakkı ihlallerine karĢı da sessiz kalmıyor Türkiye.
Kendi baskıcı, ceberrut muhaberat rejimlerine karĢı halkların hoĢnutsuzluğunu bugünlerde
daha fazla dillendirdiği Ortadoğu tam bir çalkalanma halinde. Bu çalkalanma neticede
Ortadoğu'da yeni bir düzen arayıĢını ifade ediyor. Bugünün olaylarına bakarak gördüğümüz
resimlerin hiç biri kalıcı değil. HerĢey hızla değiĢiyor.
Bu çalkalanma esnasında kimin neler kazandığı kimin neler kaybettiğini hesaplamanın net bir
ölçütü yok aslında. Ama geliĢen her olayda hemen bakkal hesabı gibi bir kâr-zarar hesabına
giriĢenlerin iĢtahlı halleri bir tuhaf. Tabi yaptıkları bütün hesaplar dıĢ siyasetimizin
Ortadoğu'daki kayıplarını, hatta iflasını gösteriyor
Daha önce de ifade etmiĢtik. Irak ve Suriye'de, hatta Mısır'da geliĢen olayların hiç biri
Türkiye'nin istediği veya dahli olduğu olaylar değil. Bu ülkelerde geliĢen hadiseler herkes için
bir imtihan. Bir kazanç sözkonusu olacaksa bu olaylarda kimin nerede durduğu ve bu duruĢun
insani değerlerle ne ölçüde tutarlı olduğunda aranmalı. Katliamcı, mezhepçi, darbeci ve her
türlü ahlaksızlığı irtikap etmiĢ bu rejimlerin geleceğin dünyasında hiç bir yeri yok. O yüzden
bu rejimlere uzak olmak bir kayıp sayılmaz.
Esasen bu rejimleri destekleyen veya bunlara mesafe koymayan ülkelerin de bu süreçten kârlı
çıktıklarını zannetmek de davulun sesini uzaktan hoĢ gören ilkesiz açgözlülerin iĢi. Suudi
Arabistan ve Körfez ülkelerinden darbeci Mısır rejimini destekleyenler, bir Ģey mi
kazanıyorlar zannınızca? Bugün Suriye ve Irak'ta ortaya koydukları entrikacı siyasetle Rusya
ve Ġran çok mu kazançlı çıkıyor? Ġtibarları her gün yer ile yeksan oluyor.
Ya ABD'ye ne demeli? Açtığı Pandora'nın kutusundan çıkan belaları def etmek için akla
karayı seçmiĢ durumda. Attığı her adım diğerinden daha maliyetli, atmadığı adım ise
atacağından.
26
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Tamam, Türkiye için Ortadoğu'da olup bitenler hiç de iç açıcı değil, ama emin olun bu
olanlardan nihai anlamda kârlı çıktığı söylenecek hiç kimse yok. Olup bitenler dünyanın
mevcut düzeninin acziyetini gösteriyor ve bu acziyet yeni bir düzen arayıĢını zorluyor.
Ne Sisi, ne Mursi – Abdurrahman DĠLĠPAK, Yeni Akit
Aranan kan bulundu mu?. RuĢen Çakır‘ın dediği gibi ―Ne Sisi, ne Mursi‖ O kiĢi Ekmeleddin
Ġhsanoğlu gibi söz dinleyen, iĢmardan anlayan, mülayim Müslüman birisi! Yok canım, ―her
gördüğünüz sakallıyı babanız zannetmeyin!‖ Siz ne bizi, ne de Ekmel beyi tanıyorsunuz!
―Mülayim Müslüman‖ kategorisinde bir adam ne sizin, ne bizim kahrımızı çekebilir..
ABD söz dinleyecek, iĢbirlikçi birini arıyor.. Asker olmadı, solcu olmadı, Liberal olmadı.
Özal‘ı da kabul ettiremediler. Erdoğan olmadı, hocaefendi olmadı.. Ellerinde kala kala Ekmel
beykaldı.. O da olmazsa, peki kimin kapısını çalacaklar..
Hele Erdoğan‘dan sonra çıta çok yükseldi.. Hem biz Ġslamköylü nurlu Süleyman‘dan
Ģerbetliyiz.. ―Morisson Süleyman‖ı bize ―Nurlu Süleyman‖ diye yutturduğunuz günler geride
kaldı! Tamam, dil bilen biri olsun ki, adamlar aracısız doğrudan konuĢabilsinler.. Ama çok
cesur biri olmasın, dönüp sonra kendini oraya getirenlere meydan okumaya kalkıyor. ―One
minute‖ diyor.. Mesela eĢi baĢı örtülü biri olmalı.. Ġmamlık yapacak kadar kıraati de olmalı..
Ġslamhakkında en azından söylem konusunda açığa düĢmemeli.. ġiir okuyabilmeli mesela..
Halkı ikna kabiliyeti olmalı, teĢkilatçı olmalı.. Olmalı da olmalı..
Ġyi bir ekibi olmalı.. Ġktisattan, dıĢ politikadan anlayan birileri olmalı çevresinde..
Bu adamlar bizi CHP tabanı gibi düĢünüyorlar.. Onlar bir Dersimliyi CHP ye genel baĢkan
yapıyorlar, Dersimliler de hala gidip CHP‘ye oy veriyorlar..
Bizim de birileri gibi celladımıza aĢık olmamızı istiyorlar.. Bizim ―Tom Amca‖ olmamızı
istiyorlar.. Bakın, gösterdiğiniz aday, AK Parti tabanından oy alamaz. Sizinkiler de bu adama
oy vermez.. Verse verse cemaat çevreleri oy verir o kadar.. Çocuk kandırır gibi ne bu böyle..
ĠĢin ilginç tarafı siz Ekmel beyi bu iĢe nasıl ikna ettiniz! Bu iĢi baĢaran o derin, karanlık, kirli
ve gizli yüz kimin yüzü! Ekmel beyin bu iĢlerden hiç anlamadığı, çok saf biri olduğu bu
teklifi kabul etmesinden anlaĢılıyor..
Adamı dindar kimliğinden dolayı öne çıkartıyorlar, o gidiyor Cumhuriyet gazetesine
Atatürkçülükmesajı veriyor! Aslanım benim! KoĢucu baĢlangıç noktasından geriye doğru
koĢuyor yahu! Bu adam CHP‘li fanatikleri mi ikna edecek, Ġslamcıları mı?
Dersimli Kemal‘e benzedi Ġhsan efendinin oğlu Ekmel!
Ekmel bey (Biliyorum ―Bey‖ demek yasalara göre suç, ama ―Ekmel‖ adının sonuna
yakıĢıyor)in oğlu var mı, Necip Fazıl okur mu bilmem ama, Necip Fazıl‘ın bir Ģiiri var,
meĢhur, ―Zindandan Mehmed‘e Mektup‖, Orada der ki ―Baba katili ile baban bir safta‖ ―Bir
de ‗geri adam‘, boynumda yafta‖ Erdoğan iyi okur bu Ģiiri..
27
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Aranan kan Ergenekon‘un muhafazakar kanadıdır ve muhtaç olunan kan da zaten cemaatin
damarlarında mevcuttur..
Kendini muhafazakar demokrat olarak tanımlayan bir
hareketi,Ergenekon‘un muhafazakar kanadı gibi göstermek çabasındakiler, herhalde önce
kendi bulundukları konumun, bu senaryo içinde nerede durduğuna bakmaları gerekir..
Ha, bu arada önümde ilginç bir bilgi notu bulunuyor.. Ekmel beyin oğlunun nikah töreni ile
ilgili bir bilgi notu. Ekmel beyin oğlu 2013 Ağustosunda evleniyor.. Nikah töreni The Grand
Tarabya Otel‘de yapılıyor. Nikaha hiç bir CHP‘li ve MHP‘li çağrılmamıĢ.. Nikah törenine
AK Parti‘den sadece BaĢbakan Yardımcısı BeĢir Atalay, katılmıĢ. Diğer konuklara gelince;
Koç HoldingYönetim Kurulu Üyesi ve Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu BaĢkanı Semahat
Arsel, Doğan Holding Onursal BaĢkanı Aydın Doğan‘ın eĢi Sema Doğan, Prof. Dr. Ġlber
Ortaylı ve Çerçiailesinden, Taboğlu, Demirhan ailesinden isimler katılmıĢ ve tabi kızın mesai
arkadaĢları falan.. Çiftin nikah Ģahitliğini AK Parti‘li eski Milletvekili Tayyar Altıkulaç,
Suudi Arabistan‘ın eski petrol bakanlarından Ahmet Zeki Yamani, ile Mehmet Tahir
Demircioğlu yapmıĢ. 24 Ağustos 2013‘deki Aziz Ġhsanoğlu ile BaĢak Çerçi‘nin evlilik
törenleri basına kapalı olduğu için kimsenin fazla haberi olmamıĢ.
Ekmel beyin oğlu hangi düĢüncede bilmeyiz ama, gelin kız Kemalist ve ulusalcı.. AK Parti
veErdoğan karĢıtı. En azından Twitter adresindeki, gezi sürecinde yazdıkları bunu gösteriyor..
Daha dün, AK Parti, CHP ve MHP‘nin hiç de özel iliĢkiler gerçekleĢtirmediği, Ama KoçDoğan ailelerinin ilgisine mazhar bir zatın bir anda böyle bir role aday gösterilmesi ilginç
değil mi?
Çık Ģimdi iĢin içinden çıkabilirsen. CHP Ġslamcı diye karĢı çıkıyor, Ġslamcılar Truva atı
diye.Akgündüz ―Locanın adayı‖ dedi. Tevfik Diker ―Aydın Doğan‘ın adayı‖ olduğunu
söyledi..Cemaat destek veriyor. Peki Ergenekon‘un avukatı CHP nasıl oldu da cemaatçi oldu?
Kaç kiĢi üzerinde düĢündüler. Ne oldu da HaĢim Kılıç... Metin Feyzioğlu... Deniz Baykal...
Sami Selçuk... Mustafa Sarıgül... Mansur YavaĢ... Yılmaz BüyükerĢen... Ġlber Ortaylı... Aysel
Çelikel... Yekta Güngör Özden... Hikmet Çetin... Kemal DerviĢ... Ġlhan Kesici... Abdüllatif
ġener vd. olmadı da Ekmel beyde karar kıldılar! Ama CHP‘de eleĢtiriler durmak bilmiyor.
Ayman Güler, bunu ―CHP‘nin baĢına çuval geçirme‖ye benzetti.
―Ekmel bey‖in ―eddin‖ bağı koparılınca, kime eklemlenecek bakalım..
CHP ile MHP‘nin KöĢk için ortak aday gösterdiği Ekmeleddin Ġhsanoğlu, aileden biri
aslında. Yabancı değil.. Aileden biri yani! AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi
Bilgiç‘in eniĢtesi. Ekmel bey Prof. Emin Bilgiç‘in damadı. Bu zat AP‘den Dr. Sadettin
Bilgiç‘in ağabeyi. Prof. Emin Bilgiç, BTP‘nin kurucu kadrosunda yer aldı. Sağcı, Milliyetçi,
muhafazakar bir isim.. 27 Mayıs‘ta Milli Güvenlik Konseyi tarafından bu parti kapatıldı.
Demirel‘le, birlikte Zincirbozan‘a gidenlerden.
Bu konuda daha çoook tartıĢılacak.. Daha neler çıkacak neler..
28

Benzer belgeler

AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER

AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER Kürt Ġstihbaratı IġĠD Tehlikesini Ġngilizlere 5 Ay Önce ĠletmiĢ- Daily Telegraph.............. 21 ABD'ye Kaçak Çocuk Akını Sistemi Felç Etti- Voice of America .........................................

Detaylı