S16. Üniversite Öğrencilerinde İçilen Kahvenin El Beceri Hız

Transkript

S16. Üniversite Öğrencilerinde İçilen Kahvenin El Beceri Hız
Üniversite Öğrencilerinde İçilen Kahvenin El Beceri Hız
Performansı Üzerine Etkilerinin İncelenmesi
Nazenin Durak, Buse Gürcan, Mine Koru, Cenk Anıl Olşen, Doğancan Özer
Danışman: Prof. Dr. Nimet Ünay Gündoğan
ÖZET
Giriş: Kaynaklar incelendiğinde içilen kahvenin el beceri hızı üzerine etkisini
araştıran bir çalışmaya rastlanmadı. Buna bağlı olarak içilen kafeinli kahvenin
sağ/sol el tercihlilerde el beceri hızı (EBH) üzerine etkisi, cinsiyet faktörü de
dikkate alınarak incelendi.
Amaç: El beceri hızı üzerine içilen kahvenin kısa süreli etkisini el tercihi ve
cinsiyet faktörü dikkate alınarak incelenmesidir.
Gereç ve Yöntem: Başkent Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırma Etik
Kurulu’nun onayı (KA13/13) alınarak ve deney protokolü gönüllüler tarafından
imzalandıktan sonra 162 gönüllü öğrenciye anket verildi. Sigara, alkol ve ilaç
kullanan, günde 3 bardak üzeri kahve tüketenler çalışmaya alınmadı. Yaş
ortalaması 20.17 ± 1.08 yıl olan 34 gönüllü (19 K,15 E) öğrenci çalışmaya alındı.
Deneyden 2 gün önce kafeinli yiyecek, içecek almamaları, merdiven çıkma ve
hızlı hareketlerde bulunmamaları önerildi. Testler amfinin karşısındaki derslikte
uygulandı. EBH’ı Annett testi ile saptandı. Aynı kişiye 2-3 gün ara ile 4 farklı
uygulama yapıldı. Her uygulamada aynı kişiye bir saat ara ile iki kez test yapıldı
(9.50-10.00 ve 10.50-11.00). I. Uygulama: Hiçbir içecek verilmedi (n=34),
kontrol değerleri elde edildi. II. Uygulama:135 ml 50°C’ de su içirildi (n=34) Su
sıcaklığının etkisine bakıldı. III. Uygulama:135ml 50°C su içinde 2 mg/kg kahve
içirildi (n=34).Kafein etkisine bakıldı. IV. Uygulama:135 ml 50°C su içinde 2
mg/kg kafeinsiz kahve içirildi (n=34).Kafeinsiz kahvenin etkisine bakıldı.
Bulgular: Hem cinsiyet ayrımı olmaksızın (n=34) hem de cinsiyet farkı (n=19 K,
n=15 E) değerlendirildiğinde II.,III.,IV. uygulamalarda EBH süresinin kontrollere
göre kısalıp hızlandığı görülmüştür. Öğrencilerin el tercilerine göre EBH’ı kontrol
gurubu ile karşılaştırıldığında II.,III.,IV. uygulamalarda sağlak öğrencilerin
solaklara göre EBH’larının süresinin daha kısa ve hızlı olduğu görülmüştür.
Cinsiyet farkı olmadan saat 10:00’da kahve içenlerde ve solak kız öğrencilerde
sıcak su içenlere göre EBH’nın istatistiksel olarak önemsizde olsa azaldığı
saptanmıştır.
Sonuç: Cinsiyet farkı olmaksızın her iki saatteki kontrol değerlerine göre kafeinli
kahve içen grupta ve diğerlerinde el beceri hızının süresi kısalarak hız kazandığı
görüldü. Sıcak su, kafeinli kahve ve kafeinsiz kahve içenlerin el beceri hızları
farksızdı. Sadece saat 10:00’da sıcak su içenlerin el beceri hızı kafeinli kahve
içenlere göre hızlıydı. İki cinsiyette de sağ elini kullananların hızlarının daha iyi
olduğu, el becerisi hızı bakımından cinsiyet farklılığının önemli olmadığı gösterildi.
Anahtar kelimeler: El beceri hızı, Annett Testi, Kahvenin kısa süreli etkisi
1
GİRİŞ
Tüketim miktarı ve sıklığına göre değerlendirildiğinde dünyada en çok
tüketilen içeceklerden biri kahvedir (8). Tarihte, tıbbi besin olarak
nitelendirilen kahvenin temel özelliklerini ve insan üzerindeki etkisini
belirleyen ana psikoaktif bileşen taşıdığı kafein maddesidir. Kafein yalnızca
kahveden değil çay, kola, kakao, enerji içeceği gibi yiyecek ve
içeceklerden de alınmaktadır. Bunun yanı sıra soğuk algınlığı ilaçları, ağrı
kesiciler, zayıflama ilaçları ve stimule edici ilaçlar gibi sıklıkla kullanılan
ilaçların bileşiminde de bulunmaktadır (2).
Kafein tüketimine ilişkin ilk bilgiler MÖ 2700’lü yıllara rastlar. Bu yıllardaki
kafein kaynağı Çin’de yaprakları kaynatılarak içilen çaydır. Ancak, kafeinin
insan yaşamına gerçek anlamda girişi, 8. yüzyılın (MS 575) ortalarında
Etiyopyalı çoban Kaldi’nin kahve bitkisini keşfetmesi ile olmuştur. Kaldi
otlattığı keçilerinin parlak-koyu yapraklı, çalı benzeri ağaçtaki kırmızı
meyveleri yediklerinde, normalden daha coşkulu ve hareketli olduklarını
gözlemiş. Merakını gidermek için aynı meyvelerden kendisi de yemiş ve
hissettiklerini çevresindekilerle paylaşmış. O yıllarda ünü günden güne
yayılan bu meyvenin, kahve çekirdekleri olduğu anlaşılmış. Kahve
Afrika’da, uzun yıllar kaynatıldıktan sonra suyu içilerek tıbbi amaçlı
kullanılmış ya da besinlere eklenmiş. Kahvenin günümüzdeki şekliyle
tüketilmeye başlanması, 11. yüzyılda, Arap Yarım Adası’na ulaşmasından
sonraya rastlar. 1500’lü yılların başında kafein, Azteklerin çikolatayı
üretmesi, 1880’li yıllarda ise gazlı içeceklere eklenmesiyle birlikte
beslenmenin önemli bir parçası olmuştur. 1820’de, ilk kimyasal
izolasyonundan itibaren kafein terapötik maksatla bronş ve kalp stimülantı
olarak bebek solunum güçlüklerinin geçiştirilmesinde, sivilce ve diğer cilt
hastalıklarının, migren baş ağrılarının tedavisinde kullanılmaktadır.
Tat verici özelliğinden dolayı, birçok yiyecek ve içeceğe katılan kafein,
dünya genelinde yaygın olarak tüketilmektedir (13).
Besinlerin kafein içerikleri, tüketilen içeceğin ya da yiyeceğin çeşidine,
miktarına ve hazırlama yöntemine bağlı olarak değişmektedir (13).
Kafein ağızdan alındıktan kısa bir süre sonra, gastrointestinal sistemden
hızlı bir şekilde emilir, 15-120 dakika içinde de kanda en yüksek düzeye
ulaşır. Karaciğerde metabolize olur. Metabolizma sonucunda paraksantin
(% 80), teobromin (% 15) ve teofilin (% 4) gibi pek çok metabolit açığa
çıkar (6,9). Basit difüzyonla taşınır. Hücrelere geçişi sırasında herhangi bir
bariyer olmadığı için kafein beyin, testis ve fetus dahil vücuttaki tüm
hücrelere ve dokulara hızlı bir şekilde yayılır. Plazmada albumine bağlı
olarak taşınan kafeinin % 80’i beyinde bulunur (10,14,21).
Kafeinin yarılanma ömrü beş-altı saattir. Bu sürenin, ergenlik döneminde,
kafeinin hızlı metabolize edilmesi nedeniyle daha kısa (2.5-4.5 saat),
neonatal dönemde ise karaciğerde P-450 sitokrom aktivitesinin düşük
2
olması nedeniyle daha uzun (23 saat) olduğu bildirilmektedir. Alınan
kafeinin yalnızca % 10’u metabolize edilmeden vücuttan atılır (6,19).
Kafein (1,3,7-trimetilksantin) Adenozin A1 ve/veya A2 reseptörlerini inhibe
ederek etkisini göstermektedir (8). Bununla birlikte kan basıncını, plazma
katekolamin seviyesini, renin salınımını ve gastrik asit salgılanmasını
artırmaktadır.
Kafein
metabolizması
karmaşık
olmasına
karşın
biyotransformasyonu açıkça tespit edilmiştir. Metabolizmasında CYP 1A2
ve ksantin oksidaz gibi enzimler rol oynar (8). Yapılan araştırmalarda
kafeinin santral sinir sistemi, kardiyovasküler, gastrointestinal, renal
etkileri, dikkat, uyanıklılık, motor beceriler, görsel ve sözel hafıza, risk
alma davranışı, prenatal-postnatal gelişim ve kanserle ilişkisi incelenmiştir
(3,9,12,18,20,25). Dünya nüfusunun yaklaşık %80’inin günlük kafein
tükettiği tahmin edilmektedir (23).
Kafein, tüketim miktarına bağlı olarak, merkezi sinir sisteminde orta
düzeyde uyarıcı etki gösterir. Bu etkiyi bir nörotransmitter olan ve beyinde
birçok bölgede bulunan adenozin reseptörleri üzerinden gerçekleştirir (16).
Kafein ve adenozinin kimyasal yapıları birbirine benzerlik gösterir. Bu
benzerlik nedeniyle, merkezi ve periferal sinir sistemi hücre
membranlarında bulunan adenozin reseptörlerine, adenozinin kendisi
yerine, kafein bağlanır (10,24). Böylece merkezi sinir sistemindeki uyarıcı
etkisini gösterir.
Yapılan araştırmalarda kafeinin fiziksel yorgunluğu azaltıp uyanıklılık halini
arttırdığı ve bu şekilde hızlı ve net düşünce akışını, odaklanmayı ve vücut
koordinasyonunu iyileştirdiği savunulmuştur. Ancak bu etkiler için gerekli
kafein dozlarının toleransa ve vücut büyüklüğüne bağlı olarak kişiden
kişiye değişmektedir (4). Tekrarlanan kafein kullanımı ile bağımlılık oluşma
olasılığı vardır. Bağımlılık oluştuğunda ise kafeinin uyarıcı etkilerine karşı
bir tolerans gelişebilir (8).
Uykudan yaklaşık sekiz saat önce tüketilen kafeinin, uykuyu olumsuz
etkilemediği bildirilmektedir (13). Sigara içmenin kafein atılımını
hızlandırması, muhtemelen sigara dumanındaki bazı maddelere maruz
kalmanın sonucunda karaciğerde kafein biyotransformasyonunda görevli
enzimlerin artmasından kaynaklanmaktadır.
Bağımlılık, bir maddenin fiziksel, sosyal ve ekonomik sağlığı tehdit eder
şekilde sürekli ve zorunlu olarak kullanımıdır. Kafein alımı bu
tanımlamalara uymamaktadır (17). Sonuç olarak, Amerikan Psikiyatri
Derneği de kafein bağımlılığını destekleyecek anlamlı bir klinik bulguya
rastlanmadığını bildirmiştir. Ancak uzun dönem kafein kullanımı genellikle
alışkanlığa yol açmaktadır (10). Düzenli bir şekilde tüketilen kafeinin
bırakılması halinde, istenmeyen bazı semptomlar ortaya çıkabilmektedir.
3
Yoksunluk belirtileri olarak tanımlanan bu semptomlar arasında en sık
gözlenenleri baş ağrısı, alınganlık, uyuşukluk, uykusuzluk, anksiyete,
huzursuzluk, konsantrasyon eksikliği, depresyon ve sinirliliktir (7,10,11).
Kafein alımının dereceli olarak azaltılması ile olumsuz etkileri azaltılabilen
bu semptomlar, genel olarak kısa sürelidir ve metabolizma, tüketim sıklığı,
tüketim miktarı vb. faktörlerle ilişkili olarak, kişisel farklılıklar gösterir
(11,23).
Önemli bir uyarıcı olan kafeinin, uykusuzluğa, baş ağrısına, konsantrasyon
bozukluğuna, kalp atımı ve kan basıncında artışa, mide sorunlarına, gebe
kadınlarda spontan düşüklere, düşük doğum ağırlıklı bebeklere neden
olduğu, kemik sağlığını olumsuz etkileyerek menapoz sonrası osteoporoz
riskini artırdığı, diüretik etki yaptığı bildirilmektedir. Uygun dozda alınan
kafeinin insan sağlığını olumlu yönde etkilediği de gösterilmiştir. Fiziksel
ve zihni yorgunluğu hafifletip çalışma kapasitesini arttırdığı, uyanıklılık ve
yapılan işte dikkatlilik sağladığı, bazı durumlarda baş ağrısını, hatta
migren türünden olan ağrıları hafiflettiği buna örnek olarak gösterilebilir.
Bu nedenle kafein, son yılların en çok araştırılan, tartışılan besin
bileşenlerinden biridir.
Primer motor korteksin önünde yer alan premotor alanda el ve
parmaklarla ilgili bölge el beceri alanı olarak tanımlanır. El ve parmak
hareketlerini yöneten özgül kaslar elbeceri alanı ve primer motor korteks
ile doğrudan bağlantılı olduğu kadar bazal ganglionlar, talamus,
serebellumun lateral bölgesi ile de indirekt olarak bağlantılıdır. Bu yapıların
hepsi eş güdümlü olarak elin ve parmakların ince motor aktivitelerini
düzenler. El Beceri Hız (EBH) süresinin saptanmasının Santral Sinir
Sisteminin (SSS) fonksiyonunun incelenmesinde önemli bir ölçüt olduğu
bildirilmektedir. Öğrenciler tarafından sık tüketilen kafeinli kahvenin SSS
üzerine kısa süreli etkisini incelemek için EBH süresinin saptanmasının
uygun olacağı düşünüldü. Böyle bir çalışmanın daha önce yapılmadığı da
dikkatimizi çekti. Bu nedenle cinsiyet faktörü, el tercihi ve zaman faktörü
dikkate alınarak kafeinli kahvenin EBH süresi üzerine kısa süreli etkisinin
incelenmesi planlandı.
Öğrenciler tarafından çokça tüketilen kahvenin sağlıklı ve genç bireyler
üzerindeki etkisini ayrıntılı olarak inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır.
Yapılan ölçümlerle kahvenin santral etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.
Kafeinin santral sinir sistemi üzerindeki etkisinin ölçütü olarak Annett el
beceri hızı performans çalışmasının uygun olacağı düşünülmüştür.
Çalışmamızın amacı; üniversite öğrencilerinde, girişimsel olmayan yöntemle
el beceri hız süresini ölçerek günlük tüketim miktarında içilen kahvenin
SSS üzerine kısa süreli etkisini incelemektir.
4
GEREÇ VE YÖNTEM
Araştırma Başkent Üniversitesi Etik Kurulu (KA013/13) onayı alındıktan,
deney protokolü gönüllüler tarafından imzalandıktan sonra başlatıldı.
Araştırmaya katılacak öğrencileri belirlemek amacı ile 160 gönüllüye anket
uygulandı.
Araştırmamız Başkent Üniversitesi’nde öğrenim gören 18-22 yaşları
arasında 34 gönüllü öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya
katılmış olan 34 gönüllü öğrencinin uygun kriterlere göre seçilmesi
amaçlandığından 162 öğrenciye anket verilmiş, sağlık açısından uygun
olanların çalışmaya dahil edilmesi sağlanmıştır. Uygulanan ankette çay ve
kahve tüketim alışkanlığı; kahvaltı, düzenli uyku, spor alışkanlığı; alkol,
sigara, ilaç kullanımı; hastalık ve bağımlılıklar sorgulanmıştır. Sigara, alkol
ve ilaç kullanan; tiroit ve Tip I/II diyabeti olan ve düzenli olarak günde 3
bardaktan fazla kahve tüketen öğrenciler deneye alınmamıştır. Katılan
öğrencilere gönüllü deney protokolü anlatılarak imzalı onayları alınmıştır.
Gönüllülerin çalışma sürecinde kafein içeren ilaç, gıda ve diğer içecekleri
almaması istenmiştir. Öğrencilerin yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı, boy, vücut
kitle indeksi gibi bilgileri deney formlarına işlendi.
Çalışmaya katılan 19 kız, 15 erkek öğrenci olmak üzere toplam 34
öğrencinin yaş ortalaması 20; fiziksel özellikleri normal sınırlar içindeydi.
Araştırmada aynı kişilere 4 farklı uygulama yapılmıştır. Deneyler her
uygulama için 9.50-10.00 ve 10.50-11.00 saatlerinde olacak şekilde iki
kere yapılmıştır. Öğrenme ihtimalinin ortadan kaldırılması için her iki
uygulama arasından 2 gün geçmesi beklenmiştir.
Uygulama I: Hiçbir madde verilmeden ölçümler yapılmıştır.
Uygulama II: 135 ml 50°C’de su içirilmiştir.
Uygulama III: 135 ml 50°C’de içinde 2 mg/kg kafein olacak şekilde kahve
içirilmiştir.
Uygulama IV: 135 ml 50°C’de içinde 2 mg/kg kafeinsiz kahve olacak
şekilde kahve içirilmiştir.
Her uygulamada Annett tahta çubuk hareket testi uygulanmıştır (1).
Uygulama sırasında kullanılan aparat, uzun kenarı masanın kenarına
paralel şekilde düz bir zemin üzerine yerleştirilmiştir. Teste alınan kişi
ayaktadır ve yüzü düzeneğin uzun kenarına dönüktür. Yapılan her
denemede 10 çubuğun yer değiştirmesinin hatasız olması sağlanmış,
çubuğun düşürülmesi hata sayılarak kayıt formuna işaretlenmiş ve o el için
deney yeniden yapılmıştır. Çubuklar uzaktaki sıradan yakındaki sıraya tek
tek taşınmıştır. Sağ el için soldan sağa doğru, sol el ise sağdan sola doğru
yapılmıştır. Denemeler her seferinde farklı ellerle arka arkaya yapılmıştır.
(sağ-sol-sağ-sol-sağ-sol-sağ-sol veya sol-sağ-sol-sağ-sol-sağ-sol-sağ).
Her el için toplam 5 kez uygulanmıştır. Başlangıç eli kişi tarafından
5
seçilmiştir. Zaman ölçümü, kişinin ilk çubuğa değmesinden son çubuğu
bırakması arasındaki süre olarak belirlenmiştir. Bu ölçüm için 1/100 saniye
duyarlı dijital saat kullanılmıştır. Uygulama “Hazır, şimdi, başla” komutuyla
başlatılmıştır. Testte elde edilen bilgiler o uygulama için özel olarak
hazırlanan kayıt formuna yazılmıştır.
Kontrol aşamasını uygulamamız, diğer 3 aşamada elde ettiğimiz sonuçları
karşılaştırma amacıyladır. Sıcak su aşamasını uygulamamızdaki amaç,
kahvesiz suyun sıcaklığının etkilerini karşılaştırabilmektir. Kahve aşamasını
uygulamamızdaki amaç, içerisindeki kafeinin el beceri hızı üzerine
etkilerini araştırmaktır. Kafeinsiz kahve uygulamamızdaki amaç ise kahve
kokusu ve tadının placebo etkisinin el beceri hızındaki etkilerini
gözlemlemektir. Böylece görülmesi planlanan değişikliğin nedeni kolayca
saptanabilmiştir.
Testlerden önce ve sonra merdiven çıkma ve hızlı hareketlerde
bulunmamaları önerildi. Testler aynı saatte anfinin hemen karşısında
bulunan derslikte uygulandı. Zamana bağlı uyanıklılık, dikkat, farkındalık
faktörünü değerlendirmek için aynı kişinin EBH süreleri, saat 10.00 ve saat
11.00’de olmak üzere iki kez ölçüldü. EBH süresi ölçümü Başla – dur
yöntemi ile çalışan CASIO marka (HR MIN SEC 1/100SSPLIT LAP MODE
HS-3) kronometre ile yapıldı.
Veriler, istatistik paket programı SPSS (Version 17, Chicago IL, USA)
kullanılarak analiz edildi. Çalışmada kesikli ve sürekli değişkenler için
tanımlayıcı istatistikler (ortalama, standart sapma, standart hata, ortanca
değer, minimum, maksimum, sayı ve yüzdelik dilim) verildi. Faktöriyel
düzende faktörlerden biri tekrarlandığı durumda “Tekrarlanan Ölçümler
Varyans Analizi” uygulandı. Küresellik varsayımı sağlanmadığı durumlarda
“Greenhouse-Geisser” serbestlik derecesi düzeltmeli istatistik yöntemi
kullanılarak değerlendirme yapıldı. Fakat çoklu karşılaştırmalar yapılırken
6
birinci tip hatanın 0,05 olasılığında sabit tutulması için programın menüleri
yeterli olmadığından “Syntax” fonksiyonu kullanılarak çoklu karşılaştırma
testlerinden “Bonferroni-Dunn Testi” kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık
düzeyi p<0,05 olarak kabul edildi.
BULGULAR
Cinsiyet farkı göz önünde bulundurularak sağ ve sol eller için EBH süresi
kontrol değerleri kızlarda saptandı. Kontrol uygulamalarında saat
11.00’de, hem sağ hem de sol EBH süresinin kısaldığı görüldü (hızlandı).
Tablo-1 Kız Kontrol EBH değerleri
Uygulama
zamanı
Saat 10
Saat 11
EBH(s) Kontrol
n=19
Sağ
9,54
8,94
Sol
10,31
9,97
Şekil-1 Kız Kontrol EBH değerleri
Aynı durum erkeklerde de saptandı. Hem sağ hem de sol EBH süresinin
kontrollerde Saat 11.00’de kısalarak hızlandığı görüldü.
Tablo-2 Erkek Kontrol EBH değerleri
Uygulama
zamanı
Saat 10
Saat 11
EBH(s)Kontrol
n=15
Sağ
9,93
9,08
Sol
10,46
9,63
Şekil-2 Erkek Kontrol EBH değerleri
II. Uygulama: (Kafeinli kahve) Kız öğrencilerde kafeinli kahve verilen
uygulamada her iki elde saat 10.00’a göre saat 11.00’de EBH süresinin
kısalarak hızlandığı görüldü (p<0,05, p<0,05), (Tablo 3, Şekil 3).
7
Tablo-3 Kız Kahve EBH değerleri
Uygulama zamanı
Saat 10
Saat 11
EBH(s) Kahve
n=19
Sağ
8,54
8,25
Sol
9,27
9,02
Şekil-3 Kız Kahve EBH değerleri
Aynı şekilde erkek öğrencilerde de kafeinli kahve verilen uygulamada her
iki elde saat 10.00’a göre saat 11.00’de EBH süresinin kısalarak hızlandı.
(p<0,05, p<0.05 ).(Tablo 4, şekil 4)
Tablo-4 Erkek Kahve EBH değerleri
Uygulama
zamanı
EBH(s)Kahve
n=15
Sağ
Sol
Saat 10
8,78
9,38
Saat 11
8,48
8,91
Şekil-4 Erkek Kahve EBH değerleri
Kız ve erkek öğrencilerde kontrol grubu ve kafeinli kahveden sonra EBH
sürelerinin saat 10.00 değerlerine göre saat 11.00’de kısaldığı
görüldüğünden cinsiyet faktörü ile EBH’nın ilişkisi değerlendirildiğinde
cinsiyet ile ilişkili olmadığı saptandı. Bu bulguya dayanılarak istatistiksel
çalışmalara cinsiyet ayrımı yapılmadan devam edildi. Otuz dört öğrencinin
kontrol grubu değerleri ile kafeinli kahve verilen uygulama değerleri
karşılaştırıldığında kafeinli kahve uygulamasının EBH değerlerinin sağ ve
sol ellerde kontrol değerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı hızlanma
gösterdiği saptandı (p<0,05, p<0,05), (Tablo 5,6; Şekil 5,6). Otuz dört
öğrencinin dört farklı uygulama sonucunda (kontrol, kafeinli kahve, sıcak
su, kafeinsiz kahve) her iki ele ait EBH süresi değerleri saat 10.00 ve
11.00 için karşılaştırıldı. EBH’ı saat 10.00’da kontrol değerlerine göre tüm
içeceklerden sonra hızlandı. Saat 11’de de aynı durum görüldü. Saat
11.00’de kafeinli kahve, sıcak su, kafeinsiz kahve değerleri eşit
düzeydeydi.
8
Tablo-5 Sağ el kontrol değerleri ile tüm içecek değerlerinin karşılaştırılması.
Sağ El
n=34
Kontrol
Kahve
Sıcak su
Kafeinsiz
Saat 10
Saat 11
9,72
9,01
8,65
8,36
8,47
8,35
8,30
8,30
Şekil-5 Sağ el kontrol değerleri ile tüm içecek değerlerinin karşılaştırılması.
Tablo-6 Sol el kontrol değerleri ile tüm içecek değerlerinin karşılaştırılması
Sol El
n=34
Saat
10
Saat
11
Kontrol
Kahve
Sıcak su
Kafeinsiz
10,38
9,32
9,25
9,04
9,82
8,98
8,94
8,97
Şekil-6 Sol el kontrol değerleri ile tüm içecek değerlerinin karşılaştırılması
9
Kahve içimi sonrası yapılan anket sonuçlarına göre; hem kafeinli hem de
kafeinsiz kahve içimi sonrasında başta mide bulantısı olmak üzere kısa
süreli ve hafif yakınmalar bildirildiyse de 1 saat sonunda yan etkilerin
tümünün geçtiği belirtildi.
TARTIŞMA
Kontrol ve tüm içecekler verildikten sonra saat 10.00 ve 11.00 sonuçlarına
göre, EBH sürelerinin kısalarak hızlandığının izlenmesi deneyin
planlanması aşamasında hipotez olarak düşünülen zaman faktörünün
öğrencilerin uyanıklık, dikkat ve farkındalıkları üzerine etkisinin
bulunduğunu göstermesi bakımından önemliydi. Kafeinli kahvenin
kardiyovasküler ve hemodinamik etkisinde cinsiyet faktörü belirtilirken,
çalışmamızda EBH süresi üzerinde cinsiyet faktörünün bulunmaması da
önemli bir bulguydu. Annett’in yaşa göre EBH süresini gösteren
tablosunda, cinsiyet ayrımının yapılmamış olması bulgumuzla örtüşüyordu.
Ayrıca, Annett’in 18-24 yaş aralığındaki tablosunda EBH süreleri Sağ el
8,9 ± 0,8 sn ve sol el 9,6 ±1,0 sn değerleri ile çalışmamızın kontrol
değerleriyle de sağ el 9,0 ± 1sn ve sol el 9,81 ± 1,0 sn
olarak
örtüşmekteydi. Bu bulgu, çalışma yöntemimizin güvenilir olduğunu ve
hatasız çalışıldığını gösterdi. EBH süresinde cinsiyet faktörünün etkili
olmadığı saptanırken, sağ el tercihlilerle sol el tercihlilerin EBH süreleri
karşılaştırıldığında sol el tercihlilerin (n=7) sağ el tercihlilere (n=27) göre
sürelerin daha uzun olduğu ve solakların sağlaklardan daha yavaş
oldukları görüldü. Bu bulgu, çalışmamızdaki solakların sayılarının az
olmasıyla çalışmalarda ayrıntılara dikkat edilerek incelenmesinin uygun
olacağını düşündürdü. Uzun süre devam eden çalışmanın sonunda kafeinli
kahve, sıcak su ve kafeinsiz kahve içenlerin saat 11.00’de EBH sürelerinin
aynı düzeyde bulunması; saat 11.00’de biyolojik dengeye ulaşıldığını,
çalışma yönteminin hatasız olduğunu, tekrarlanan testlerle öğrenmenin
oluşmadığını göstermesi bakımından çalışmamızın dikkat çeken diğer
önemli bir bulgusuydu. Çalışmanın başında düşündüğümüz sıcak suyun,
kahve kokusunun etkilerini sorgulayan hipotezin önemi, sonuçlarımıza
bakıldığında açıkça görülmektedir. Şöyle ki: Kahvenin kısa süreli fizyolojik
etkisinden söz edilirken kafeininin yanında, içilen kahvenin sıcaklığının ve
kokusunun da asla göz ardı edilmemesi gerektiğini gösterdi.
SONUÇ
Çalışmaya uygun biyolojik saatin 11.00 olduğu, saat 11.00’de öğrencilerin
uyanıklık, dikkat ve farkındalığının geliştiği, sonuçların Annett bulguları ile
örtüşerek yöntemin güvenilir olduğu, iki ay süre ile devam eden, (bir
kişiye dört kez uygulanan testlerde, kişi başına 80 veri elde edilirken
çalışmanın tümünde (80X34=2720) 2720 veri elde edildi) tekrarlanan
testlerle ilgili öğrenme faktörünün bulunmadığı görüldü. EBH sürelerinin
saat 11.00’de eş değer bulunması sıcak suyun ve kahve kokusunun
değerini belirtirken öğrenme faktörünün de bulunmadığını gösterdi.
10
KAYNAKLAR
1) Annett M. II The peg moving task. In: Handedness and Brain Asymmetry.
(The Right Shift Theory). New York, NY 10001. Psychology Pres is a part
of Taylor & Francis Group; 2002.
2) Benowitz NL. Clinical pharmacology of caffeine. Annual Review of
Medicine,1990, 41, 277-288.
3) Biggs SN.,Smith A., Dorrian J., et al. Perception of stimulated driving
performance after sleep restriction and caffeine. J Psychosom Res. 2007:
63(6),573-7.
4) Bolton S. Caffeine: Psychological Effects, Use and Abuse" Orthomolecular
Psychiatry. 1981 10 (3): 202–211.
5) Costa MS, Botton PH, Mioranzza S, Souza DO, Porciuncula LO. Caffeine
prevents age-associated recognition memory decline and changes brainderived neurotrophic factor and tırosine kinase receptor (Trkb) content in
mice.Neuroscience 2008; 153:1071-8.
6) Donovan JL, DeVane CL. A primer on caffeine pharmacology and ıts drug
ınteractions in clincal psychopharmacology. Psychopharmacol Bull 2001;
35(3):30-40.
7) Drewnowski A, Bellisle F. Is sweetness addictive? British Nutrition
Foundation Nutrition Bulletin 2007; 32(suppl 1):52-60.
8) Fredholm BB, Battig K, Holmen J et al. Actions of caffeine in the brain with
special reference to factors that contribute to its widespread use.
Pharmacol. 1999; Rev 5:83–133.
9) Ghisolfi ES., Schuch A., Strimitzer IM Jr. et al. Caffeine modulates P50
auditory sensory ganting in healty subjects. Eur Neyropsychopharmacal.
2006: 16(3), 204-10.
10) Harland BF. Caffeine and nutrition. Nutrition 2000; 16(7-8):522-6.
11) Higdon JV, Freid B. Coffee and health: A Review of recent human
research. Crit Rev Food Sci Nutr 2006; 46(2):101-23.
12) Huck NO., McBride SA., Kendall AP. et al. The effects of modafinil, caffeine
and dextroamphetamine on judgements of simple versus complex emotional
expressions following sleep deprivation. Int J Neurosci. 2008: 118(4), 487502.
13) International Food Information Council Foundation Caffeine & Health:
Clarifying The Controversies. Washington DC.
14) Kendrick SF, Day CP. A coffee with your brandy, sir? J Hepatol 2007;
46:980-2.
15) Lane, J.D., Steege, J.F.,Rupp, S.L. & Kuhn, C.M. Menstrual cycle effects on
caffeine elimination in the human female. Eur J Clin Pharmacol 1992; 43:
543-546.
16) Lieberman HR. Nutrition, brain function and cognitive performance.
Military Nutrition Division. USARIEM. Appetite 2003; 40:245-54.
17) Marcason W. Is caffeine considered a diuretic and should my client
increase their fluid intake to compensate for this effect? J Am Diet Assoc
2008; 108:908.
18) Nawrot P., Jordan S., Eastwood J. Et al. Effect of caffeine on human
health. Food Additives and contaminants. 2003:1 (20), 1-30.
19) Neglih A. Are we dependent upon coffee and caffeine? A review on human
and animal data. Neurosci Biobehav Rev 1999; 23:563-76.
11
20) Nehlig, A; Daval, JL; Debry, G .Caffeine and the central nervous system:
mechanisms of action, biochemical, metabolic and psychostimulant
effects. Brain Research Reviews 17, 1990, 139-170.
21) Rakıcıoğlu N. Ratlarda diyete eklenen kahve ve kafeinin serum liptlerine
etkisi. Hacettepe Universitesi, Sağlık Bilimleri Enstitusu, Beslenme ve
Diyetetik Programı, Doktora Tezi, Ankara, 1993.
22) Strain EC, Griffiths RR (2007) Kafeinle iliflkili bozukluklar. Comprehesive
Textbook of Psychiatry. Editörler: Sadock B, Sadock V8. Baskı. Aydın H,
Bozkurt A, tercüme editörleri. Ankara: Günefl Kitabevi, Cilt 2, 1201-1210.
23) Tofler OB, Foy S, Ng K, Hickey G, Burke V. Coffee and coronary heart
disease. Heart Lung Circ 2001; 10:116-20.
24) Van Boxtel MP, Schmit JA, Bosma H. Jolles J. Effect of habitual caffeine use
on cognitive change: A longitudinal perspective. Pharmacol Biochem Beha
2003; 75:921-7.
25) Van Dam RM . Coffee consumption and risk of type 2 diabetes,
cardiovascular diseases, and cancer". Applied physiology, nutrition, and
metabolism. Appl Physiol Nutr Metab. 2008; 33 (6): 1269–1283.
TEŞEKKÜR:
Başkent Üniversitesi eğitim olanaklarını bize sağlayanKurucu Rektörümüz
Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal’a, Başkent Üniversitesi Tıp
Fakültesi Etik kuruluna, Araştırmaya gönüllü olarak katılan D-I, DII Tıp ve Diş Hek.Fakültesi öğrencilerine,Danışmanımız Prof.
Dr. Nimet Ünay Gündoğan’a,Biyoistatistik bölümünden Doç. Dr.
Ersin Öğüş’e, Başkent Üniversitesi Spor Bilimleri Bölümünden Doç.
Dr. Ayşe Kin İşler’e, Yardımcı araştırıcı Biyolog Duygu Uğur’a
teşekkür ederiz.
12

Benzer belgeler

Bu PDF dosyasını indir - İbni Sina Tıp Bilimleri Dergisi

Bu PDF dosyasını indir - İbni Sina Tıp Bilimleri Dergisi MÖ 2700’ lü yıllara dayanmaktadır. Bu yıllardaki kafein kaynağı, Çin’de yaprakları kaynatılarak içilen çaydır. Ancak, kafeinin insan yaşamına gerçek anlamda girişi, 6. yüzyılın (MS 575) ortalarında...

Detaylı