Eda Bayraktar

Transkript

Eda Bayraktar
Eda Bayraktar
"
"
!
"
İTALYA GÜNLÜKLERİ; INGALERA-CEZAEVİNDE YEMEK
posted in
GİRİŞİMCİLİK GARAJI/ENTREPRENEURSHİP
$
on
10 MAYIS 2016
by
EDA BAYRAKTAR
#
SHARE
Öğle yemeğinizi daha önce hiç bir cezaevinde yediniz mi?
Bir mahkum tarafından yemeğiniz servis edildi mi?
Müthiş bir sunum, lezzet ve hizmetle?
Youth@Work Uluslarararası Girişimcilik ve Sosyal Girişimcilik Projesi çalışma ziyareti için Nisan ayında
İtalya’daydık. Ziyaretimizin ilk durağı bir restorant.
Adı: InGalera!
Dünyanın dört bir yanından insanların akın ettiği,
Milano’da Bollate cezaevinde bir restorant,
InGalera İtalyanca sokak dilinde “in prison/cezaevinde” demek.
Cezaevi de zaten yemek yediğiniz restorantın hemen yanındaki binada.
Sizi kapıda şık giyimli, güleryüzlü kapı görevlileri karşılıyor. Yemek siparişlerinizi alıp titizlikle servis eden
garsonlar etrafta geziyor.
Burada gördüğünüz çalışanların hepsi cezaevinde yatan mahkumlardan oluşuyor.
Üstelik öyle sıradan roller değil, personel, şef, şef garson gibi önemli görevler üstleniyorlar. Maaşlı ve sigortalı
şekilde çalışıyorlar.
Düzenli istihdam ve mesleki eğitimlerle müşterilere nasıl servis yapılacağını ve hizmet verileceğini öğreniyorlar.
Burası InGalera.
Cezaevindeki tutukluların çalıştığı restorant.
Amaç; Cezaevindeki tutukluların toplumla yeniden bütünleşmesine hizmet etmek. Cezalandırıcı olmak yerine
sosyal rehabilitasyonu sağlamak.
Bu sadece kapalı kapılar ardında kişisel bir rehabilitasyon aktivitesi olarak kalmıyor, daha da ötesinde
hapishaneden şehire uzanan toplumsal bir faydası var: Tutukluların ve toplumun geleceği. Cezası biten kişilerin
sosyal hayata tekrar döndüklerinde hayatlarını devam ettirebilmelerini sağlayabilmek için başlatılmış bir sosyal
kooperatif.
İtalya’da hapishanede yatıp çıktıktan sonra tıpkı Türkiye’deki gibi sabıka kaydından dolayı kişilerin iş bulmaları
oldukça zor. Bu da daha önce suç işlemiş birini tekrar suça yönlendirebilecek olması açısından toplum için ciddi bir
tehlike unsuru yaratabiliyor.
Catering’den Restorant’a
İtalya yıllarca cezaevi sisteminde, cezayı ve rehabiliteyi dengelemek için uğraşmış, küçük suçlar için farklı
alternatif kanunlar çıkarmış.
Ancak olay suçluları daha iyi rehabilite etmek ve tekrar suç işleme oranını en aza indirme konusuna geldiğinde
sorunlar yaşanmaya devam etmiş. Yapılan uygulamalardan biri de orta emniyetli cezaevlerinde tutukluların gün
içinde binada, tesiste dolaşmalarına izin vermek olmuş.
Ancak bu uygulama da, suçluların ne bugününe ne yarınına yardımcı olmadığı için bir işe yaramamış. Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi sistemi düzeltmeleri için ülkeyi uyarınca farklı uygulama yollarına gidilmiş. Bu uygulamalara
öncülük eden ilk cezaevi de Bollate Cezaevi olmuş.
Burada bir kadının parmağı var: Silvia Polleri. 22 yılını anaokulu öğretmenliğiyle geçirdikten sonra kendini catering
işinde buluyor. Daha sonra mahkumlara yardım için catering sosyal kooperatifi kuruyor.
İşte bu fikirin ilk tohumları 2004 yılında Silvia’nın Bollate Cezaevi içinde ABC Sosyal Kooperatifi‘nin kurulmasıyla
atılıyor. Cezaevinden seçilen mahkumlar cezaevi dışında catering işleri için çalışıyor. Buna daha sonraki yıllarda
mahkumlar için sivil toplum kuruluşları, gönüllüler tarafından tiyatro, resim, halı dokuma gibi çeşitli eğitsel
programlar ekleniyor.
Restoran kurma fikri başlarda çok zorlayıcı olsa da Silvia, sponsorlar, PWC gibi özel şirketler, mimarlarla
görüşerek restorantın açılmasını sağlıyor.
Burası aynı zamanda psikologlar, eğitimcilerin içinde yer aldığı bir kooperatif. Proje ortakları, ABC profesyonel
aşçılar sosyal kooperatif, Fondazione Cariplo, Adalet Bakanlığı, PWC, Paolo Frisi Enstitüsü ve Vakıf Vismara.
Mekan şık, titizlikle dekore edilmiş. Duvarlarda Alcatraz’dan Kaçış gibi ünlü hapishane filmlerinden kareler, geri
dönüşüm projelerinin yer aldığı fotoğraflar asılı.
Buradaki yemek fiyatları da Milano’daki diğer restorantlara kıyasla oldukça düşük. Bir yemek eleştirmeni burası
için şöyle diyor:
$
“Adil Fiyatlar için Hapishaneye Gelin.”
Cezaevlerinin toplumla yeniden entegrasyonunu sağlamak için mahkumları sorumlu vatandaş olarak eğitmeleri gerektiği
inancını taşıyan Silvia hapishanede yatan bir tutuklunun hikayesini anlatıyor bize.
Cezaevindeki restoranda çalışıp cezası bittikten sonra şehre dönmüş ve kentteki ünlü bir restoranda garson
olarak işe girmiş.
Türkiye’de bu konuyla ilgili neler yapılıyor diye düşündüğümde aklıma ilk 2013 yılında Ashoka Fellow‘u seçilen
Zafer Kıraç geliyor. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerin
cezaevlerine yönelik sosyal ve eğitsel programlar geliştirip uygulamalarını sağlayan bir platform olarak işliyor.
Böylece bir yandan son derece kapalı, toplumdan kopuk ve yetersiz kaynaklarla işleyen cezaevlerinde yapıcı
programlar uygulanmasını, diğer yandan bu kurumlarda sivil izleme yapılarak hak ihlallerinin tespit edilip önüne
geçilmesini sağlanıyor.
Bu ziyaret beni tekrar suç ve adalet kavramı üzerine düşünmeye itti. Cezaevi retorandan ayrılırken Sosyoloji
kitaplarımın birinin içinde yazan bir yazı gözümde canlandı:
$
Suçu toplum hazırlar, suçlu işler.
Henry Thomas Buckle
Suçlamadan, ötekileştirmeden, dahil ederek toplum içinde bir şeyler yapabilmek hala mümkün olabilir mi?
Nisan 2016
İtalya
Kaynakça:
http://www.ingalera.it/
http://www.cateringabc.it/
http://www.nytimes.com/2016/03/06/world/europe/in-milan-diners-go-to-prison-to-get-a-good-meal.html?
_r=0
http://turkey.ashoka.org/fellow/zafer-kirac
http://www.tcps.org.tr/
http://www.italiantribune.com/italian-woman-makes-prison-dining-chic/
http://www.lifegate.com/people/news/africanews-first-pan-african-news-channel
http://www.livegreenblog.com/design/ingalera-the-jail-restaurant-with-the-most-stars-in-italy-11147/
 Görüntüleme: 656
0
!
"
SHARES
%
CEZAEVİ
,
İTALYA
,
SOSYAL GİRİŞİM
,
SOSYAL KOOPERATİF
ABOUT THE AUTHOR
EDA BAYRAKTAR
Eğitim Tasarımcısı & Hikaye Anlatıcısı
PREVIOUS POST
← KEŞİFÇİ KUYULAR
ENTER KEYWORD

Benzer belgeler