disiplinlerarası bir alan olarak halkla ilişkiler

Transkript

disiplinlerarası bir alan olarak halkla ilişkiler
Disiplinlerarasý Bir Alan Olarak
Halkla Ýliþkiler: Türkiye’deki Akademik
Çalýþmalar Üzerine Niteliksel Bir Ýnceleme
Arþ. Gör. Melike AKTAÞ, Arþ. Gör. Pýnar ÖZDEMÝR
Ankara Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi
ÖZET
Halkla Ýliþkiler alanýnýn disiplinlerarasý bir çalýþma alaný olarak kurulup geliþtiði, genellikle üzerinde
uzlaþýlan bir konudur. Alanda yapýlan çalýþmalar gözden geçirildiðinde de halkla iliþkilerin farklý alanlardan
beslendiði görülür. Uluslararasý literatürde halkla iliþkiler alaný sosyal bilimlerin çeþitli alanlarýyla iliþkilendirilmekte, farklý kuramsal yaklaþýmlarla desteklenmekte ve farklý yöntemlerle zenginleþtirilmektedir.
Böylece alan özellikle Amerika Birleþik Devletleri'nde ve Avrupa'da farklý akademik ilgileri olan araþtýrmacýlarý cezbeden güçlü ve dinamik bir alan olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Alanýn disiplinlerarasý niteliði
Türkiye'deki halkla iliþkiler literatüründe de sýklýkla tekrarlanýr, ancak bu iddianýn yapýlmýþ çalýþmalara ne
kadar yansýdýðý tartýþmalýdýr. Bu çalýþmada akademik bir alan olarak halkla iliþkilerin niteliksel yapýsýnýn
ortaya konmasý hedeflenmektedir. Bu amaca yönelik olarak Türkiye'de ilk halkla iliþkiler kitabýnýn basýldýðý
1964'ten günümüze kadar yayýmlanmýþ olan halkla iliþkiler kitaplarý, Basýn Yayýn Yüksekokullarý ve
Ýletiþim Fakülteleri dergilerindeki makaleler ve alanda yazýlmýþ doktora tezleri taným ve kapsam, kuramsal
yönelim, yöntem ve disiplinlerarasý nitelik baþlýklarý altýnda incelenmiþtir. Bu inceleme sonucunda belirlenen sorunlu noktalar, uluslararasý halkla iliþkiler literatürü baðlamýnda tartýþýlmýþtýr.
GÝRÝÞ
Halkla iliþkilerin yirminci yüzyýlda giderek
artan önemine ve uygulama alanýndaki
geliþmesine paralel olarak, konu hakkýndaki
akademik literatür özellikle 1920'lerden
itibaren geliþmeye baþlamýþtýr. Halkla iliþkiler
literatürü, alanýn geliþmeye baþladýðý ilk
dönemlerde özellikle ABD merkezli bir yönelim gösterse de, ilerleyen dönemlerde farklý
ülkelerden araþtýrmacýlar da alanýn geliþimine
katkýda bulunmuþlardýr. Alanda akademik
anlamda çalýþanlarýn sayýsýnýn artmasý, farklý
disiplinlerden araþtýrmacýlarýn da alana ilgi
duymasý ve çalýþmasý halkla iliþkileri gerek
"Halkla Ýliþkiler" kitabý izlemiþtir. Halkla iliþkilerin akademik bir alan olarak geliþmeye
baþladýðý ilk yýllarda halkla iliþkiler özellikle
kamu yönetimi baðlamýnda incelenirken, özellikle 1980'lerden sonra Türkiye'nin serbest
pazara entegrasyonuyla birlikte özel sektörde
halkla iliþkiler uygulamalarý önem kazanmýþ,
akademik incelemelerde de bu yönde bir eðilim göstermeye baþlamýþtýr. Özellikle son on
yýldaki akademik yayýn sayýsýndaki canlanma
çok belirgindir (bkz.: Tablo 1 ve Tablo 2).
Yayýn sayýsýndaki bu artýþýn temel olarak
Türkiye'deki Ýletiþim Fakültesi sayýsýnýn artmasýndan (1) ve dolayýsýyla alanda daha fazla
Tablo1 Halkla iliþkiler alanýnda yayýmlanan kitaplarýn yýllara göre daðýlýmý
10
9
8
7
6
5
4
3
2
0
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
1
konu, gerekse kuramsal yönelim açýsýndan
zenginleþtirmiþtir.
34
Türkiye'de halkla iliþkiler literatürünün,
alandaki ilk akademik yayýn olarak gösterebileceðimiz Nermin Abadan Unat'ýn 1964 tarihli
"Modern
Toplumlarda
Halkla
Münasebetler" adlý kitabý ile geliþmeye
baþladýðýný söyleyebiliriz. Bu kitabý, Mümtaz
Soysal'ýn 1965 yýlýnda yayýmlanan "Halkýn
Yönetime Etkisi: Yönetimde Halkla Ýliþkiler"
adlý raporu ve Suat Çadýrcý'nýn 1966 tarihli
KOCAELÝ
akademisyenin çalýþmasýndan kaynaklandýðý
söylenebilir. Öte yandan gerek özel gerekse
kamu sektöründe halkla iliþkiler faaliyetlerinin öneminin kavranmýþ olmasý bu nicel
artýþta hiç þüphesiz ki etkili olmuþtur.
Türkiye'deki halkla iliþkiler alanýndaki
akademik çalýþmalarýn niceliksel anlamda
artýþýnýn, niteliksel anlamda bir geliþmeye
iþaret edip etmediði tartýþmalýdýr. Uluslararasý
halkla iliþkiler literatüründe gözlemlenen nicel
artýþ, halkla iliþkilerin sosyal bilimlerin farklý
ÜNÝVERSÝTESÝ
ÝLETÝÞÝM
F A K Ü LT E S Ý
disiplinlerarasý bir alan olarak halkla iliþkiler: Türkiye’deki
akademik çalýþmalar üzerine niteliksel bir inceleme
Melike AKTAÞ, Pýnar ÖZDEMÝR
disiplinleriyle kurduðu iliþkinin çeþitlenmesini ve böylece alanýn farklý kuramsal perspektiflerle zenginleþtirilmesini de beraberinde
getirmiþtir . Halkla iliþkilerin komþu disiplinlerle arasýnda farklý baðlar kurabilmesi, literatürü hem kapsam açýsýndan geliþtirmiþ hem
de yöntemsel açýdan güçlendirmiþtir. Bu özel-
39
36
33
30
27
24
21
18
15
12
9
6
3
0
Belirtilen
amaçlara yönelik olarak
Türkiye'de ilk halkla iliþkiler kitabýnýn basýldýðý
1964'ten günümüze kadar
yayýmlanmýþ olan halkla
iliþkiler kitaplarý, Basýn
Yayýn Yüksekokullarý ve
Ýletiþim Fakülteleri dergilerindeki makaleler ve
alanda yazýlmýþ doktora
tezleri
incelenmiþtir.
Araþtýrmaya konu olan
kitaplar ve makaleler
Türkiye'deki araþtýrmacýlarýn literatüre özgün
katkýsýný belirlemek adýna
çeviri olmayan ve doðrudan halkla iliþkiler
üzerine odaklanan eserlerdir. Konuyla ilgili
doktora tezlerinin belirlenmesindeki temel
ölçüt ise tezlerin anahtar kelimeleri ve dizin
terimleri arasýnda "halkla iliþkiler" ifadesinin
yer almýþ olmasýdýr. Bu ölçütlere uyan toplam
36 kitap, 66 makale ve 63 tez tespit edilmiþtir.
Niteliksel incelemeye tabi tutulan çalýþmalarda ana tema, yöntem ve teknik, çalýþmalarýn
akýþ planý ve diðer disiplinlerle bir bað
kurulup kurulmadýðý ve eðer kurulduysa
hangi diðer disiplinle iliþkilendirildiði irdelenmiþtir.
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
Tablo 2:Halkla iliþkiler alanýnda yazýlmýþ
makalelerin yýllara göre daðýlýmýkitaplarýn
yýllara göre daðýlýmý
oldukça sýnýrlý sayýda inceleme mevcuttur (3)
Bu çalýþma, bahsedilen anlamdaki boþluðu
biraz olsun doldurabilmek adýna, halkla iliþkilerin kendi kendisiyle yüzleþmesini ve kendi
üstüne düþünmesini saðlamayý ikincil bir
amaç olarak benimsemiþtir. Halkla iliþkiler
alanýnýn bu anlamda öz düþünümsellik kazanmasý, alanýn geliþimi için önemli bir ivme
saðlayacaktýr.
likleriyle uluslararasý literatürde halkla iliþkiler, gerçek anlamda disiplinlerarasý bir yapýya
kavuþurken niteliksel anlamda da geliþmiþtir
(2).
Bu çalýþmanýn temel amacý, Türkiye'de
halkla iliþkilere duyulan akademik ilgideki
artýþýn ve alanýn sayýsal anlamda geliþmesinin
ne ölçüde niteliksel geliþmeyle örtüþtüðünü
sorgulamaktýr. Diðer bir ifadeyle, alanda
sayýlarýn ötesinde gerçek anlamda bir çeþitlenmeden ve zenginleþmeden bahsetmenin
mümkün olup olmadýðýný incelemektir. Bu
anlamdaki niteliksel inceleme, Türkiye'deki
halkla iliþkiler literatürünün uluslararasý literatüre göre konumunu tartýþmaya açmak,
eksikleri iþaret ederek sonraki yönelimlere
katkýda bulunmak açýsýndan önem taþýmaktadýr. Öte yandan, Türkiye'de halkla iliþkilere
dair akademik çalýþmalarý konu edinen, alanýn
geliþim çizgisinin belirlemeyi, temel koordinatlarý ve yönelimi saptamayý hedefleyen
KOCAELÝ
ÜNÝVERSÝTESÝ
Ýncelenen akademik çalýþmalara dair
tespitler dört ana baþlýk etrafýnda deðerlendirilmiþtir.
1) Çalýþmalardaki halkla iliþkiler taným
ve kapsamýna iliþkin deðerlendirmeler
2) Çalýþmalarda kullanýlan yöntemlere
iliþkin deðerlendirmeler
ÝLETÝÞÝM
F A K Ü LT E S Ý
35
3) Çalýþmalarýn kuramsal yaklaþýmlarýna
iliþkin deðerlendirmeler
4) Çalýþmalardaki
iliþkin deðerlendirmeler
disiplinlerarasýlýða
1.TANIM VE KAPSAMA
DEÐERLENDÝRMELER
ÝLÝÞKÝN
Akademik bir çalýþma alaný için taným,
alanýn temel uðraþ alanýný, kapsamýný ve sýnýrlarýný belirlemesi açýsýndan önem taþýr. Halkla
iliþkiler alanýna iliþkin olarak yapýlacak temel
bir okuma, literatürde bir taným sorunu
olduðuna iliþkin genel bir yargýnýn varlýðýnýn
hemen görülmesini saðlayacaktýr. Pek çok
çalýþma alandaki taným fazlalýðýndan bahseder
ve Harlow'un 1970'li yýllarda yaptýðý ve 450
farklý halkla iliþkiler tanýmýndan bahsettiði
çalýþmasýna gönderme yapar. Aslýnda zaman
zaman birbiriyle de çeliþen tanýmlarýn fazlalýðý
birçok disiplin ve disiplinlerarasý alan için
sorundur ve bu sorun çoðunlukla ya alanýn
çok genç ya da köklü olmasýndan kaynaklanýr.
Bu tarafýyla halkla iliþkiler aslýnda diðer birçok
akademik/sosyal disiplinden çok da ayrýksý
deðildir (Vercic, 2001). Burada halkla iliþkileri
taným çokluðu yaþayan pek çok alandan
ayýran önemli bir nokta söz konusudur. Bu da
taným çokluðunun aslýnda Grunig ve Hunt'ýn
yaptýðý çalýþmanýn da gösterdiði gibi halkla
iliþkiler uzmanlarýnýn yaptýðý iþler, halka iliþkilerin yapmasý gerektiði etki ve halkla iliþkilerin aslýnda ne þekilde yapýlmasý gerektiðine
iliþkin düþünceler gibi öðelerden oluþmasýndan kaynaklanýr (Gordon, 1997). Yani aslýnda
var olan tanýmlar birbirini çok dýþlayan tanýmlar deðildir, bu genel anlamýyla bakýldýðýnda
halkla iliþkilerde taným probleminin ötesinde
büyük kýsmý ana akým çalýþmalar içinde yer
alan bir taným çokluðundan bahsetmek
olanaklýdýr. Güncel halkla iliþkiler literatürü
özellikle de son on yýllýk dönemde var olan bu
taným sorununa iliþkin bir takým eleþtiriler
geliþtirmektedir. Geliþtirilen bu eleþtiriler özellikle halkla iliþkilerin temel amaçlarýnýn
ötesinde halkla iliþkilerin etkileri ya da uygulamacýlarýn gerçekleþtirdiði temel etkinliklere
odaklanmasýna yöneliktir. Eleþtiriler, halkla
36
KOCAELÝ
iliþkilerin temel çalýþma alanlarýndan olmasý
gereken "ikna" ya da "kamuoyunun
manipülasyonu" gibi ideolojik iþlevlerin
görmezden gelinmesini de içerir (Hutton,
1999). Taným üzerine yapýlan bu çalýþmalar
halkla iliþkilerin kendi ayaklarýnýn üzerine
basabilmesi için çok büyük öneme sahiptir
çünkü eðer halkla iliþkiler "kendi kaderinin
efendisi" olmak istiyorsa taným sorununa
eðilmek zorundadýr (Hutton'dan aktaran
Vercic, 2001).
Halkla iliþkiler tanýmýna iliþkin olarak
yapýlan bu giriþten sonra belirtilmelidir ki bu
çalýþmada taným problemi olarak bahsedilen
temel nokta taným sayýsýnýn çokluðu deðildir.
Bu çalýþma için önemli olan Türkiye'de halkla
iliþkiler alanýna iliþkin olarak yapýlan
akademik çalýþmalarda halkla iliþkilerin
sadece ana akým halkla iliþkiler anlayýþý
çerçevesinde benimsenmiþ olup buna alternatif olabilecek eleþtirel tanýmlama çabalarýnýn
adeta yok sayýlýyor olmasýdýr. Çünkü
dünyadaki halkla iliþkiler literatürüne baktýðýmýz zaman görürüz ki en basit biçimiyle
halkla iliþkileri, "örgütle hedef kamu kategorileri arasýnda iletiþimden geçerek uyum saðlama iþi" olarak tanýmlayan ana akým tanýmlarýn
ötesinde son dönemde gerçekleþtirilen eleþtirel
halkla iliþkiler çalýþmalarý, halkla iliþkileri bir
rýza üretim aracý, ideolojik bir aygýt ya da bilinç yönetimi sürecinin aracý olarak tanýmlamaktadýr. Oysaki ülkemizde yapýlan halkla
iliþkiler çalýþmalarýnda halkla iliþkiler var olan
sistemin etkin ve verimli çalýþmasýný saðlamaya yönelik bir araç olarak ele alýnmakta,
halkla iliþkilerin ideolojik iþlevini dýþlayan bu
tanýmlama çabasý ile halkla iliþkileri standart
bir iþleve -bu iþlev ya çatýþmayý önlemek ya da
verimliðe katkýdýr- hizmet eden bir araç
olarak ele alýnmaktadýr. Halkla iliþkileri stratejik bir iliþki yönetimi iþi olarak görmek, halkla
iliþkiler uzmanýn rolüne, gerçekleþtirilen halkla iliþkiler etkinliklerinin fonksiyonlarýna, kullanýlan araçlara iliþkin çok kesin sýnýrlar çizer
(Hutton, 1999) ve çizilen bu sýnýrlar ise kaçýnýlmaz olarak çalýþma konularýný belirler. Bu
noktada belirtmek gerekir ki Türkiye'de
ÜNÝVERSÝTESÝ
ÝLETÝÞÝM
F A K Ü LT E S Ý
disiplinlerarasý bir alan olarak halkla iliþkiler: Türkiye’deki
akademik çalýþmalar üzerine niteliksel bir inceleme
Melike AKTAÞ, Pýnar ÖZDEMÝR
yapýlan akademik çalýþmalarda yaþanan taným
sorunun temelinde yatan sebeplerden bir
diðeri de "public relations"daki "public"
sözcüðünün Türkçedeki "halk" sözcüðüyle
tam olarak karþýlanamýyor olmasýdýr. Yabancý
literatürde "public" sözcüðü pek çok kamu
kategorisini kapsayan genel bir kavramken,
Türkçe kullanýmýyla halk sözcüðü genel "halk"
kitlesine gönderme yapar ki iþte kavramýn bu
þekilde anlaþýlmasý halkla iliþkilerin gerçekten
sahip olduðu çerçeveden daha dar bir çerçeveye sýðdýrýlmaya çalýþýlmasý sonucunu
beraberinde getirir. Böyle bir tanýmlama halkla iliþkileri örgüt-müþteri iliþkilerine indirger.
Ancak yapýlan çalýþmalarda müþterinin yanýna
sýklýkla eklenen ikinci kamu kategorisi ise
örgütün "iç halký" olan kendi çalýþanlarýdýr ve
örgüt içi halkla iliþkiler Türkiye'deki halkla
iliþkiler literatürünün üzerinde durduðu
önemli konulardan birisidir. Yabancý literatürde, son dönemin en popüler konularý
olan halkla iliþkiler kuramý, sivil toplum kuruluþlarýnda halkla iliþkiler, halkla iliþkiler eðitimi gibi konularda Türkçe literatürdeki çalýþma
sayýsý yok denecek kadar azdýr ve yapýlan
çalýþmalarýn büyük bir kýsmý da tanýmlayýcý
çalýþmalardýr.
2. KURAMSAL YAKLAÞIMLARA
ÝLÝÞKÝN DEÐERLENDÝRMELER
Akademik olma iddiasý taþýyan her çalýþmanýn bir kuramsal çerçevesi olmasý beklenir.
Halkla iliþkiler alanýnda yapýlan çalýþmalara
baktýðýmýz zaman temel yaklaþýmýn ana akým
yaklaþým olduðunu görürüz. Bununla birlikte
halkla iliþkiler alanýndaki eleþtirel çalýþmalarýn
sayýsý özellikle son on yýl içerisinde gözle
görülür bir artýþ göstermiþtir. Kuramsal
çerçeveye iliþkin Pieczka'nýn (1996) sistem
yaklaþýmýný eleþtiren, Leitch ve Neilson
(1997)'ýn halkla iliþkilerin "halk"ýný yapýbozumuna (deconstruction) uðratan, McKie (1997,
2001)'nin halkla iliþkiler yazýnýnda tartýþmalara neden olan çalýþmalarý gibi eserler
eleþtirel halkla iliþkiler alanýna iliþkin geniþ bir
alanýn doðmasýný saðlamýþtýr (L'Etang, 2005).
Türkiye'de halkla iliþkiler alanýndaki
KOCAELÝ
ÜNÝVERSÝTESÝ
akademik çalýþmalarýn birkaç istisna dýþýnda
tamamý ana akým çalýþmalardýr çünkü gerek
var olan akademik yönelim ve gerekse halkla
iliþkiler eðitimi, halkla iliþkilerde ana akýmý
adeta "mecburi istikamet" olarak göstermekte,
tek kuramsal yönelimden beslenen araþtýrmacýlar çalýþmalarýný kaçýnýlmaz olarak ana akým
içerisinde yapýlandýrmaktadýrlar. Yapýlan
çalýþmalarýn hepsinin ayný kuramsal çerçeve
içinde olmasý þüphesiz bir alanýn büyüyüp
geliþmesi için önemli bir sorundur; ancak
Türkiye özelinde baktýðýmýzda asýl sorun çalýþmalarýn çoðunun aslýnda bilinçli olarak ana
akým çalýþmalar içerisinde yer almadýðý
gerçeðidir. Bunu bize gösteren en temel
gösterge halkla iliþkiler çalýþmalarýnda halkla
iliþkilere iliþkin kuramsal yaklaþýmdan ana
akým temel halkla iliþkiler kitabý olan Cutlip,
Center ve Broom'un Effective Public Relations
kitabýnda geliþtirdikleri dört aþamalý kuramsal
modelinin anlaþýlýyor olmasýdýr. Aslýnda bu
dörtlü model halkla iliþkilere yönelik olarak
geliþtirilen bir kuramsal çerçeve olmanýn
ötesinde sistem yaklaþýmý çerçevesinde halkla
iliþkilerin bir anlamda kapalý sistem yaklaþýmýndan açýk sistem yaklaþýmýna evrilme
sürecini iletiþimin yönü ve amaçlanan etki
baðlamýnda ele alan bir modelleme çalýþmasýdýr. Oysaki Türkiye'de yapýlan çalýþmalardan birçoðu halkla iliþkilerde kuramsal
çerçeveden bu yaklaþýmý anlamakta ve halkla
iliþkiler tanýmýný bu "kuramsal çerçeve"yi göz
önünde bulundurarak yapmaktadýr. Þüphesiz
halkla iliþkiler alanýnda yapýlan çalýþmalar sistem yaklaþýmý baðlamýnda ele alýnýp, bu dörtlü
model çerçevesinde kurulabilir ancak eðer
çalýþmalarýn büyük çoðunluðu kuramsal
çerçeveden sadece bunu anlýyorsa burada
kurama dair bir sorundan bahsetmek gerekir.
Bunun yanýnda belirtmek gerekir ki zaten
halkla iliþkiler alanýnda yazýlan doktora tezlerinin tamamýna yakýnýnda birçok sosyal
bilim tezinde yer alan kuramsal çerçeve
baþlýðýna da rastlanmamaktadýr.
Halkla iliþkilerin disiplinlerarasý akademik
bir alan olarak geliþebilmesi farklý kuramsal
çerçevelerden beslenmesi, farklý bakýþ açýlarýy-
ÝLETÝÞÝM
F A K Ü LT E S Ý
37
la ele alýnmasý ve farklý boyutlarýyla irdelenmesiyle
olanaklý
olacaktýr.
Oysaki
Türkiye'deki eðilim alaný ana akýmýn içine
hapsetmenin
ötesine
gitmemektedir.
Kuramsal çerçevenin bu þekilde sýnýrlanmasý,
beraberinde halkla iliþkilerin aslýnda konusu
olan bazý çok temel konularýn halkla iliþkilerle
ilgisiz konularmýþ gibi algýlanmasýna ve
araþtýrmacýlarca alandan dýþlanmasýna bu da
alanýn gerektiði kadar geniþleyip, gerekli disiplinlerarasý baðlarý kuramamasýna neden
olmaktadýr. Bu nedenden dolayý alandaki
akademik çalýþmalarýn alanýn niteliðinin yükselmesi açýsýndan farklý kuramsal yaklaþýmlara
büyük ihtiyacý vardýr.
3. YÖNTEME ÝLÝÞKÝN DEÐERLENDÝRME
Halkla iliþkiler alanýnda Türkiye'deki literatürün en temel sorunlarýndan bir tanesinin
yöntem sorunu olduðu öne sürülebilir (4).
Gerek doktora tezi gerekse makale düzeyinde
olsun, her akademik çalýþmanýn bir problem
üzerine kurulmasý ve bu problemin de araþtýrma sorusu olarak ifade edilmesi beklenir.
Belirlenen araþtýrma sorusu, varsayýmlar
ve/veya hipotezler biçiminde ifade edilip, test
edilebileceði gibi, konunun tüm yönleriyle
araþtýrýlmasý ve sorunun altýnda yatan toplumsal/kültürel veya ekonomik nedenleri ortaya
çýkarmayý amaçlayabilir. Akademik çalýþmalarýn altýnda yatan ve çalýþmalarý yönlendiren bilimsel meraktýr ve temel amaç da
bu bilimsel meraktan doðan sorulara
akademik incelemelerde uygun yöntemlerle
yanýt aranmasýdýr.
Þüphesiz doktora tezi çalýþmasý düzeyinde
bir çalýþma eðer kuramsal bir tartýþma yapmýyorsa, ki halkla iliþkiler alanýnda yazýlmýþ doktora tezlerin hiçbirinde kuramsal bir tartýþmaya rastlanmamýþtýr, nicel veya nitel ampirik
bir araþtýrma yapmak durumundadýr.
Ampirik araþtýrmada nicel yöntemler sormaca
uygulamasý ya da nicel içerik çözümlemesi
olabilecekken, nitel yöntemler derinlemesine
mülakat, söylem analizi, kültürel çözümleme,
gibi birçok deðiþik uygulamayý kapsayabilir.
Bununla birlikte bu araþtýrmaya dahil edilen
38
KOCAELÝ
doktora tezlerin büyük çoðunluðunun
ampirik bir kýsmý yoktur, kuramsal bir tartýþma yapmayan bir doktora tez çalýþmasýnýn
ampirik bir kýsmýnýn olmamasý hayli sorunludur. Ampirik çalýþma yapan sýnýrlý sayýda
doktora tezi içerisinde ise nicel araþtýrma yöntemini benimseyip sormaca tekniðini kullanan
çalýþmalar çoðunluktadýr. Ancak burada da
yöntemin amaca uygunluðuna iliþkin ciddi
sorunlarla karþýlaþýlmaktadýr. Örneðin halkla
iliþkilerde etkili konuþma yöntemlerine odaklanan bir doktora tez çalýþmasý, kiþilerin nasýl
bir konuþmadan etkilendiklerini bulmak için
anket uygulamak yoluna gitmiþ ve bunun
ölçmek için belirlediði örneklemine "kýsa cümlelerden mi uzun cümlelerden mi daha çok
etkilenirsiniz?", "Nefes nefese kalan ya da sýk
sýk yutkunan, öksüren konuþmacý için ne
düþünürsünüz? " gibi sorular yönetmiþtir.
Aslýnda halkla iliþkiler doktora tezlerindeki
bu çok belirgin yöntem sorunu, çalýþmalarýn
birbirini tekrar eden akýþ planlarýna sahip
olmasýnýn da arkasýnda yatan temel nedenlerden birisidir. Doktora tezleri içerisinde gözle
görülür þekilde fazla olan özel sektörde ya da
kamu sektöründe halkla iliþkiler konusuna ya
da bu sektörlerdeki belirli bir halkla iliþkiler
uygulamasýna odaklanan ve temelinde herhangi bir araþtýrma sorusu ya da varsayým
bulunmayan tezler, ilk önce halkla iliþkilerin
tarihçesini sýralamakta, sonra incelenen
örgütü, kurumu ya da sektörü tanýtmakta ve
daha sonra da bu sektördeki halkla iliþkiler
uygulamalarýnýn üzerinde durmaktadýr.
Birbirini tekrarlar nitelikte bu kadar çok doktora tez çalýþmasýnýn bulunmasý aslýnda çok
dinamik, genç ve verimli bir alan olmasý beklenen halkla iliþkilerin kendisini nasýl bir kýsýr
döngüye kaptýrdýðýna iliþkin çok ciddi bir
ipucu sunar.
Akademik bir yazý türü olarak makaleler,
alandaki son trendlere iliþkin en özgün verilere ulaþmayý saðladýklarý için akademik literatürde büyük öneme sahiptirler. Ancak
halkla iliþkiler alanýnda yazýlan makalelerde
tezlere benzer bir biçimde gözle görülür bir
ÜNÝVERSÝTESÝ
ÝLETÝÞÝM
F A K Ü LT E S Ý
disiplinlerarasý bir alan olarak halkla iliþkiler: Türkiye’deki
akademik çalýþmalar üzerine niteliksel bir inceleme
Melike AKTAÞ, Pýnar ÖZDEMÝR
yöntem sorunu vardýr. Literatürde egemen
olan makaleler tanýmlayýcý çalýþmalardýr ve
genellikle herhangi bir kavramýn halkla iliþkilerle baðýný kurar ya da herhangi bir halkla
iliþkiler etkinliðini tartýþýrlar. Þüphesiz alana
yabancý olan bir takým yeni geliþmeleri anlatan
çalýþmalar önemlidir ancak iletiþim fakülteleri
dergilerinde yayýnlanan halkla iliþkiler konulu
makalelere baktýðýmýzda görürüz ki yayýnlanan makaleler büyük çoðunlukla en temel
halkla iliþkiler etkinliklerine iliþkin, alana
hiçbir katkýsý olmayan herhangi bir araþtýrma
sorusu üzerinde yükselmeyen çalýþmalardýr.
Gerçek anlamda nitel veya nicel ampirik
yapan makale sayýsý bir elin parmaklarýný
geçmeyecek kadar azdýr.
4.DÝSÝPLÝNLERARASI
NÝTELÝÐÝNE
ÝLÝÞKÝN DEÐERLENDÝRMELER
4.1.Diðer Disiplinlerle Kurul(a)mayan Ýliþki
Halkla iliþkiler çalýþmalarýnýn disiplinlerarasý niteliðinin tartýþýlmasý kaçýnýlmaz
biçimde, halkla iliþkilerin içine yerleþtirildiði
temel alan olan "iletiþim"in sosyal bilimler
içindeki konumuyla iliþkilidir. Ýletiþim alanýný
özgül bir disiplin olarak ortaya koyma
çabalarýnýn halkla iliþkilerin de bu çerçevede
ele alýnmasýna neden olduðu söylenebilir.
Alana ait akademik yayýnlar incelendiðinde,
yapýlan çalýþmalarýn büyük bir oranýnýn halkla
iliþkileri iletiþim "disiplini" içerisinde ele aldýklarýný ancak iletiþim ile kurulan baðýn klasik
etki paradigmasý sýnýrlarýndan kurtulamadýðýný görürüz. Halbuki ne halkla iliþkiler
yalnýzca iletiþim etkinliðinden (Kazancý 2001;
2003), ne de iletiþim çalýþmalarý yalnýzca etki
çalýþmalarýndan ibarettir.
Özellikle alanda yazýlan doktora tezlerinde, halkla iliþkilerin diðer disiplinlerle
baðý kurulmadan stratejik bir yönetim fonksiyonu olarak sabitlendiðini görürüz. Bu çalýþmalarda halkla iliþkiler, verimliliði arttýrýcý ve
örgütsel amaçlarý gerçekleþtirmeye hizmet
eden bir fonksiyon olarak konumlandýrýlmakta ve sanki halkla iliþkilerin bir hedefe ulaþma/ulaþtýrma aracý olmaktan öte hiçbir anlamý
KOCAELÝ
ÜNÝVERSÝTESÝ
yokmuþ gibi ele alýnmaktadýr. Halkla iliþkilerin "stratejik önemi" makalelerde de ýsrarla
benimsenmektedir. Yayýnlarýn önemli bir kýsmýnda halkla iliþkiler güzel ve etkili konuþma
ve olumlu bir imaj sergileme yoluyla halkýn
desteðinin saðlandýðý ve yönlendirildiði bir
çeþit ikna stratejisi olarak ele alýnmaktadýr.
Halkla iliþkiler bu çerçevede deðerlendirildiðinde dahi halkla iliþkilerin "ideolojik etki"sinden bahsedilmemesi, "stratejik bir
araç" olarak ifade edilmesi çarpýcýdýr.
Esas olarak halkla iliþkilerin bu þekilde
araçsallaþtýrýlmasý kendine temel aldýðý
iletiþim kavrayýþýndan kaynaklanmaktadýr.
Ýletiþim olgusu belli bir kaynaktan hedefe
yönelen çizgisel bir model olarak benimsenince, halkla iliþkilerin de kapsamý kendiliðinden bu çerçevede çizilmektedir. Ýletiþim
alanýyla kurulan bað genel olarak "etkili
iletiþim" olarak tanýmlayabileceðimiz bir
teknik anlamýnda kurulmaktadýr. Oysa
iletiþim sürecinin iletim yönünü öne çýkaran
gönderici-mesaj-kanal-alýcý çizgisel modeliyle
karakterize olan ve bir fikrin, duygunun,
tutum ya da kanaatin bir baþkasýna nasýl
aktarýldýðýný ortaya koyan iletiþim yaklaþýmý
yerine, karþýlýklýlýk, ortak algýlama, paylaþma
gibi unsurlarýn altýný çizen bir iletiþim
kavrayýþý (Mutlu:1994:99) benimsendiði
durumda halkla iliþkilerin kapsamý biraz daha
geniþleyecektir.
Halkla iliþkiler çalýþmalarýnda iletiþim
alanýyla kurulan sýnýrlý iliþki dýþýnda, halkla
iliþkilerin pazarlama iletiþimi ve iþletme
araþtýrmalarý çerçevesinde ele alýndýðýný
görüyoruz. Bu çalýþmalarda da halkla iliþkiler
yukarýda belirlenen þekliyle yer almaktadýr.
Alandaki ilk dönem eserleri halkla iliþkilerin
kamu yönetimindeki fonksiyonu üzerinde
yoðunlukla durarak, halkla iliþkileri siyaset
bilimi ile iliþkilendirmiþlerse de, bu kategorideki çalýþmalarýn sayýsý giderek azalmýþ,
çalýþmalar özel sektör uygulamalarýna
yönelmiþlerdir.
Halkla iliþkiler çalýþmalarýnda üzerinde
durulan konular oldukça sýnýrlý, diðer disiplin-
ÝLETÝÞÝM
F A K Ü LT E S Ý
39
lerle kurulan baðlar ise çok zayýftýr. Metin
Kazancý'nýn (2001: 242) da belirttiði gibi halkla
iliþkileri bu kýsýrlýktan kurtaracak tek þey, bu
alana iliþkin çalýþmalarýn tam anlamýyla disiplinlerarasý bir yapýya kavuþturulmasý olacaktýr. Halkla iliþkiler politika bilimi ve sosyoloji gibi temel disiplinlerle, iletiþim, sosyal
psikoloji, örgütsel psikoloji, pazarlama,
iþletme, yönetim bilimleri, kamu yönetimi,
uluslararasý iliþkiler gibi çalýþma alanlarýyla ve
feminist çalýþmalar, kültürel çalýþmalar,
kültürlerarasý incelemeler, dilbilimi gibi disiplinlerarasý çalýþmalarla konu, method,
kuramsal varsayým gibi kriterler baðlamýnda
iliþkilendirilerek tam anlamýyla bir disiplinlerarasý yapýya kavuþturulmalýdýr.
Ýncelenen eserler arasýda disiplinlerarasý
çalýþma niteliðine tam anlamýyla uygun olan
çalýþma sayýsý oldukça azdýr. Çalýþmalar konu
anlamýnda disiplinlerarasýlýðý çaðrýþtýrsa da,
halkla iliþkiler baðlam olarak baþka bir alanýn
içine yerleþtirilmemekte, alanlar arasý baðlantý
sadece baðýmsýz bölümler etrafýnda kurulmaktadýr. Ya da en iyi ihtimalle, belli bir sektörde halkla iliþkiler çalýþmalarýnýn nasýl uygulanacaðýna dair formüller sunmaktan öte geçememektedir (5).
4.2.
Sosyal
Bilimlerdeki
Geliþmelerden Etkilen(e)meme
Güncel
Halkla iliþkiler alanýndaki akademik çalýþmalar sosyal bilimlerin çeþitli disiplinleriyle
somut baðlar kurmakta zorlanýrken bu problem, sürekli olarak ayný konularýn çalýþmalarda tekrar edilmesine ve sosyal bilimlerdeki
güncel geliþmelerden etkilenememe sorunu
beraberinde
getirmiþtir.
Bu
anlamda
Türkiye'deki halkla iliþkiler çalýþmalarý sosyal
bilimler literatüründeki günceli yakalayamamakta, en yeni tartýþmalara entegre olamamakta ve kýsýr bir döngünün içinde hapsolmaktadýr. Giderek disiplinler arasýndaki sýnýrlarýn bulanýklaþtýðý ve aþýndýðý bir ortamda
(Gulbenkian Komisyonu; 1996), halkla iliþkilerin bir disipline ait olmanýn "güven" duygusundan sýyrýlýp, entelektüel faaliyetlerini
baþka alanlardan da beslemesi gerekmektedir.
40
KOCAELÝ
Örneðin sosyal bilimler literatüründeki küreselleþme/neo-liberal politikalar/yeni kapitalizm; yönetiþim/yapýsal uyum programlarý;
postmodernizm/modernizm;
yapýsalcýlýk
/postyapýsalcýlýk; çokkültürlülük; söylemsel/müzakereci demokrasi gibi tartýþmalarýn
Türkiye'deki halkla iliþkiler literatürüne
hemen hemen hiç yansýmamýþ olmasý oldukça
önemli bir soruna iþaret etmektedir.
Ýncelenen akademik eserlerin arasýnda
halkla iliþkilerin kendi içinde güncelini
belirleyen konular kriz yönetimi, sponsorluk,
etkinlik yönetimi veya yeni iletiþim teknolojileridir. Özellikle son geliþmeleri yakalamasý
beklenen makalelerde yeni yaklaþýmlara hiç
yer verilmemesi þaþýrtýcýdýr. Halbuki uluslararasý literatürde, halkla iliþkiler retorik
çalýþmalarýndan feminist çalýþmalara; iliþki
pazarlamasý/yönetiminden
diplomasiye
kadar uzanan geniþ bir perspektifte ele alýnmaktadýr. Halkla iliþkilerin teorileþtirilmesine
ve halkla iliþkiler eðitimine iliþkin kuramsal
tartýþmalara özellikle önem verilmektedir.
Sosyal bilimlerdeki geliþmelerden etkilenmeme sorunsalý, halkla iliþkileri sadece kapsam anlamýnda deðil yöntemsel ve metodolojik anlamda da kýsýrlaþtýrmaktadýr. Yirminci
yüzyýlýn son çeyreðinde yaþanan yeni toplumsal hareketler sosyal bilimlerde bir paradigma
deðiþikliði yaratmýþ ve akademik alana sýzan
Feminist ve Marksist müdahalelerle birlikte
sosyal bilimler bir dizi yeni araþtýrma yöntem
ve tekniðinin benimsenmesine tanýk olmuþtur
(Köker 1998; 2005). Anti-pozitivist duruþu
temsil eden yaklaþýmlar oldukça geniþ bir
payda içinde yer almaktadýrlar. Bunlar arasýnda etnometodolojik yöntem ve tekniklerini,
katýlýmcý gözlem tekniklerini, odak grup çalýþmalarýný, sözlü tarih incelemelerini, ideoloji
analizlerini, konuþma analizlerini, retorik
analizlerini sayabiliriz. Ýncelenen çalýþmalarda
bunun gibi pozitivist yöntemin dýþýnda deðerlendirebileceðimiz yöntemleri kullanan çalýþma sayýsý oldukça azdýr. Halkla iliþkiler çalýþmalarýnda farklý yöntem ve tekniklerin uygulanmasý, halkla iliþkiler alanýnýn ana akým
hegemonyasýndan çýkmasý ve eleþtirel bir nite-
ÜNÝVERSÝTESÝ
ÝLETÝÞÝM
F A K Ü LT E S Ý
disiplinlerarasý bir alan olarak halkla iliþkiler: Türkiye’deki
akademik çalýþmalar üzerine niteliksel bir inceleme
Melike AKTAÞ, Pýnar ÖZDEMÝR
lik kazanabilmesi için gereklidir.
SONUÇ VE ÖNERÝLER
Türkiye'de 1964'ten günümüze halkla iliþkiler alanýnda yazýlmýþ 36 kitabýn, 66
makalenin ve 63 doktora tezinin incelendiði
bu çalýþmada, alandaki nicel artýþýn tam
anlamýyla bir nitel geliþmeyi beraberinde
getirmediði tespit edilmiþtir. Bu çalýþmada
iþaret edilen problemlerin hiç biri bir
diðerinden baðýmsýz olarak ele alýnamaz.
Aslýnda tespit edilen tüm problemler alanýn
yapýsýna iliþkin daha kapsamlý bir sorunun
parçalarýný oluþturmaktadýr ve birbiriyle ilintilidir.
Ýncelemelerden çýkarýlan en önemli sonuç
alana iliþkin konu, kapsam, kuramsal yaklaþým ve yöntem sorunlarýnýn da temelini oluþturduðuna inandýðýmýz, halkla iliþkiler çalýþmalarýnýn yalnýzca iletiþim alanýyla ve iletiþim
alanýnýn da yalnýzca ana akým kapsamýnda
deðerlendirilebilecek ve sistemin iþlevselliðini
saðlamaya dönük etki paradigmasýyla sýnýrlandýrýlmasýdýr. Bu çerçevede halkla iliþkiler,
belli bir kaynaktan bir hedefe yönelmiþ etkinliklerin nasýl daha iyi tasarlanabileceði, belli
bir sektörde halkla iliþkilerin ne þekilde uygulandýðý ve daha verimli nasýl uygulanabileceðini araþtýrmayý amaçlamýþ gözükmektedir.
Sadece ana akým içine hapsolan halkla iliþkiler,
alana esas ivmeyi kazandýracak olan disiplinlerarasýlýðý olumsuz yönde etkilemekte,
eleþtirel çalýþmalarýn da önünü kesmektedir.
Halbuki disiplinlerarasý çalýþmalar uluslararasý literatürde giderek yaygýnlaþmakta ve
alanýn saygýnlýðýný arttýrmakta önemli bir iþlev
görmektedir.
Bu çalýþmada halkla iliþkiler literatürünün
niteliksel bir incelemesi yapýlarak temel sorun
noktalarý belirlenmiþ ve bunlara çözüm olarak
alanýn disiplinlerarasý baðýnýn güçlendirilmesine gerektiði savunulmuþtur. Halkla iliþkilerin problem alaný ve birçok disiplinin
kesiþme noktasýnda yer almasý onu kaçýnýlmaz
biçimde disiplinlerarasý kýlar. Bu disiplinlerarasýlýðýn halkla iliþkiler akademisyenleri
KOCAELÝ
ÜNÝVERSÝTESÝ
tarafýndan benimsenmesi ve gerektirdiði farklý sosyal bilim disiplinlerine dair literatürün de
takip edilmesi alanýn geliþmesi için elzemdir.
Akademik çalýþmalarýn yapýlmaya baþlandýðý
yüksek lisans ve doktora eðitimlerindeki halkla iliþkiler programlarýnýn disiplinlerarasýlýðý
kapsayacak þekilde (yeniden) yapýlandýrýlmasý
bir öneri olarak sunulabilir.
Uluslararasý halkla iliþkiler literatürü gerek
çalýþma alanlarý, gerekse konu ve kuramsal
yönelimleriyle alanýn zenginliði konusunda
bizlere umut vermektedir. Türkiye'deki halkla
iliþkiler çalýþmalarýnýn da bu düzeydeki çalýþmalara eklemlenebilmesi için içinde sýkýþmýþ
olduðu kabuðunu kýrmasý bir zorunluluk
olarak görülmektedir.
(1) Türkiye'de halkla iliþkiler alanýnda
uzmanlaþmaya yönelik lisans eðitimi veren ilk
yüksek öðretim kurumu 1965'da kurulan
Ankara Üniversitesi'nde Siyasal Bilgiler
Fakültesi'ne baðlý Basýn Yayýn Yüksek
Okulu'dur. Daha sonraki yýllarda deðiþik
üniversitelere baðlý basýn yayýn yüksek
okullarý açýlmýþtýr. Anadolu Üniversitesi Basýn
Yayýn Yüksek Okulu 1972'de, Ege Üniversitesi
Basýn Yayýn Yüksek Okulu 1979'da, Ýstanbul
Üniversitesi Basýn Yayýn Yüksek Okulu
1980'de, Gazi Üniversitesi Basýn Yayýn Yüksek
Okulu 1981'de ve Marmara Üniversitesi Basýn
Yayýn Yüksek Okulu 1982'de kurulmuþtur.
Basýn yayýn yüksek okullarý, 11 temmuz 1992
tarih ve Resmi Gazete'de yayýmlanan 21281
sayýlý yasa ile Ýletiþim Fakülteleri'ne
dönüþtürülmüþtür. 1993'ten itibaren Ýletiþim
Fakültesi adýyla kurulmaya baþlayan kamu
üniversitelerindeki fakülteler þunlardýr: Selçuk
Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi (1993),
Galatasaray Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi
(1994), Atatürk Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi
(1997), Fýrat Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi
(1997), Kocaeli Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi
(1997), Akdeniz Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi
(2000), Erciyes Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi
(2001), Mersin Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi
(2001) ve Karadeniz Teknik Üniversitesi
ÝLETÝÞÝM
F A K Ü LT E S Ý
41
Ýletiþim Fakültesi'dir (2004). Kamu üniversitelerinin yaný sýra, birçok vakýf üniversitesinde de iletiþim fakültelerinin sayýsý artmaktadýr. Ýstanbul Bilgi Üniversitesi Ýletiþim
Fakültesi 1994'te, Yeditepe Üniversitesi
Ýletiþim Fakültesi 1996'da, Baþkent Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi, Kadir Has Üniversitesi
Ýletiþim Fakültesi ve Maltepe Üniversitesi
Ýletiþim Fakültesi 1997'de, Bahçeþehir Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi 1998'de, Ýstanbul
Ticaret Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi ve Ýzmir
Ekonomi Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi
2001'de kurulmuþtur. Ancak bu üniversitelerden 2005 yýlý ÖSYM tercih rehberine göre,
Atatürk Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi, Erciyes
Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi, Fýrat Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi, Galatasaray Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi ve Mersin Üniversitesi
Ýletiþim Fakültesinde Halkla Ýliþkiler ayrý bir
bölüm olarak yer almamaktadýr. Belirtilen
diðer üniversitelerin iletiþim fakültelerinde
Halkla Ýliþkiler eðitimi, Halkla Ýliþkiler, Halkla
Ýliþkiler ve Tanýtým, Halkla Ýliþkiler ve
Reklâmcýlýk, Halkla Ýliþkiler Tanýtým ve
Reklâmcýlýk, Halkla Ýliþkiler ve Enformasyon
adlarý altýnda ayrý birer bölüm olarak düzenlenmiþtir. Ayrýca, Atýlým Üniversitesi'nde ve
Çað Üniversitesi'nde Ýletiþim Fakültesi bulunmamaktadýr; Halkla Ýliþkiler eðitimi Atýlým
Üniversitesi'nde Ýþletme Fakültesi'nin bir
bölümü, Çað Üniversitesi'nde ise Ýdari ve Ýktisadi Bilimler Fakültesi'nin bir bölümü olarak
eðitim vermektedir. Bugün Türkiye'deki
toplam 23 iletiþim fakültesinden 18'inde halkla
iliþkiler alanýna yönelik lisans eðitimi verilmektedir. Ayrýca belirtildiði gibi iki üniversitede Ýþletme ve Ýdari ve Ýktisadi Bilimler
Fakültesi altýnda Halkla Ýliþkiler lisans eðitimi
sürdürülmektedir.
(2) Bu çalýþmada yer alan halkla iliþkilerin
uluslararasý literatürüne dair tüm deðerlendirmelerimiz ve tespitlerimiz alanýn
muhasebesini yapan ve uluslararasý hakemli
dergilerde yayýmlanmýþ olan makalelere
(Morton ve Lin, 1995, Pasadeos, Renfro ve
Hanily, 1999; Vasquez, G.M. ve Taylor, M.,
2000); halkla iliþkiler teorisine odaklanan
42
KOCAELÝ
yakýn tarihli çalýþmalara (Botan,C. ve
Hazleton, V. 005); Public Relations Review'da
1976'dan bu yana her yýl düzenli olarak yayýmlanan halkla iliþkiler bibliyografyasýndaki
çalýþmalarýn konularýnýn incelenmesine ve
nihayetinde kendi kiþisel gözlemlerimize
dayanmaktadýr.
(3) Bu tarz bir incelemeye örnek olarak
Özdemir, P.; Uçak, P. ve Aktaþ, M.'nin (2005)
halkla iliþkiler alanýndaki akademik çalýþmalarýn referanslarýný veri olarak kullanarak
yaptýklarý bibliyometrik çalýþma gösterilebilir.
Bu çalýþma Türkiye'deki 1975-2005 yýllarý
arasýnda yayýmlanan halkla iliþkilere dair
akademik çalýþmalarda (makaleler, kitaplar ve
doktora tezleri) en çok referans verilen yazar
ve eserleri tespit etmiþtir.
(4) Bu çalýþmanýn ilk biçimlendirilmesi
evresinde temel olarak yöntem baþlýðý altýnda
yapýlmasý planlanan; bir nicel araþtýrma nitel
araþtýrma ayrýmý yaparak, alana hangi tür
araþtýrmalarýn egemen olduðunu ortaya koymak ve böylelikle halkla iliþkilerde yöntem
konusuna iliþkin bir profil çýkartmaktý. Ancak
incelenen gerek doktora tezleri ve gerekse
makalelerde ciddi bir yöntem sorununun var
olduðunun görülmesi böylesi bir çalýþmanýn
yapýlmasýný olanaksýz kýlmýþtýr.
(5) Bazý doktora tezlerinin adý ve dizin
terimlerindeki kavramlar bizim için ilk bakýþta
yanýltýcý oldu. Tezlerin adý ve anahtar
kelimeleri disiplinlerarasý bir çaðrýþým
uyandýrsa da, içerikleri bu nitelendirmeden
oldukça uzaktý. Örneðin, halkla iliþkiler ve dilbilimi çalýþmalarýný bir araya getireceðini
düþündürterek bizi heyecanlandýran birkaç
tezin dilbilimi, söylem, retorik, sözlü iletiþim,
dil felsefesi, söz edimleri, diyolojik söylemler
veya sözlü kültür gibi hiçbir kavrama tez kapsamýnda yer vermediðini gördük.
ÜNÝVERSÝTESÝ
ÝLETÝÞÝM
F A K Ü LT E S Ý
disiplinlerarasý bir alan olarak halkla iliþkiler: Türkiye’deki
akademik çalýþmalar üzerine niteliksel bir inceleme
Melike AKTAÞ, Pýnar ÖZDEMÝR
KAYNAKÇA
Botan, C.H. ve Hazelton, "Public Relations
Theory II", LEA's Communication Series:
Erlbaum, ISBN. 0-8058-3384-6, 2006.
Gordon, J. C., "Interpreting Definitions of
Public Relations: Self Assessment and a
Symbolic
Interactionism
Based
Alternative. Public Relations Review",
Sayý: 23( 1), 57-66, 1997.
Gulbenkian Komisyonu, "Sosyal Bilimleri
Açýn", Metis Yayýnlarý, ISBN.975-342-0994, Ýstanbul, 1996.
Hutton, J. G., "The Definiton, Dimensions and
Domain of Public Relations", Public
Relations Review, Sayý: 25(2),199-214,
1999.
Özdemir, P., Uçak, P., Aktaþ, M., "1975'ten
Günümüze Halkla Ýliþkiler Alanýndaki
Akademik Çalýþmalarýn Bibliyometrik
Analizi",
Ýletiþim
Araþtýrmalarý
Sempozyumu, Ankara, Ekim 2005.
Pasadeos, Y.& Renfro, B.R. ve M.L.Hanily,
"Influential Authors and Works of The
Public Relations Scholarly Literatur: A
Network of Recent Research", Journal of
Public Relations Research, Sayý:11 (1), 2952, 1999.
Vercic, D. vd., "On The Definition of Public
Relations: A European View. Public
Relations Review" Sayý: 27, 373-387, 2001.
Kazancý, Metin, "Halkla Ýliþkiler Eðitimi Üzerine Bazý Düþünceler ve Yeni Eðitim
Programý", Akdeniz Üniversitesi Ýletiþim
Fakültesi Dergisi, Sayý:1, 131-137, 2003.
Kazancý, Metin, "Halkla Ýliþkiler Eðitimi ve
Ýletiþim Fakülteleri", Ankara Üniversitesi
Yýllýk Dergisi, 237-244, 2001.
Köker, Eser, "Kitapta Kurutulmuþ Çiçekler ya
da Sözlü Kültür Üzerine Düþünmek",
Dipnot Yayýnlarý, ISBN.975-9051-00-1,
Ankara, 2005.
Köker, Eser, "Politikanýn Ýletiþimi, Ýletiþimin
Politikasý", Vadi Yayýnlarý, ISBN. 9757726.94.X, Ankara, 1998.
L'Etang, J., "Critical Public Relations: Some
Reflections. Public Relations Review"
Sayý: 31, 521-526, 2005.
Morton, L.P.& Lin,L.Y., "Content and Citation
Analysis of Public Relations Review",
Public Relations Review, Sayý:21, 337349,1995.
Mutlu, Erol, "Ýletiþim Sözlüðü",Ark Yayýnevi,
ISBN. 975-7260-02-9, 1994.
KOCAELÝ
ÜNÝVERSÝTESÝ
ÝLETÝÞÝM
F A K Ü LT E S Ý
43
44
KOCAELÝ
ÜNÝVERSÝTESÝ
ÝLETÝÞÝM
F A K Ü LT E S Ý

Benzer belgeler