öğrenme koçu takım çantası
Transkript
öğrenme koçu takım çantası
ÖĞRENME KOÇU TAKIM ÇANTASI Bölüm_1 – Pratik Öğrenme Koçu Takım Çantası Bu bölüm kursiyer koçların veya katılımcıların pratik görevlerini içermektedir. Sen onların hepsini veya sana sunulduğu sırasıyla yapmak zorunda değilsin. Amaç senin herbir partnerin ihtiyacını karşılamak için bu görevlere eklenti yapman ve uyarlamandır. Biz, hem katılımcıların bir karara varmalarına yardımcı olmak hem de onların koç ve koçluk takımı arasındaki ilişkinin önemli olduğunu vurgulamak için buzkıranlarla başlıyoruz. Buzkıranlar, koç ve koçluk arasındaki ilişkiyi geliştirmek için gereklidir. Aşağıdaki örnekleri uygulamaya çalış: 1. Çiftler halinde sen ve koçun arasındaki benzerlikleri listele. 2. Mesleki hayatında senin iyi hissetmeni sağlayan “önemli bir an” hakkında düşün. koç ve koçluk herikisi de tecrübelerini paylaşırlar. İleriki sayfalarda daha fazla örnek göreceksiniz. Bu aktivite koçluk rolünün farkına varmak için koçlara cesaret verir. Aktivite Biz: Danışman ve koç arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir? [10 dakika] Bu TLA ve LC rolü arasındaki bağlantıyı gösterme, koçluk yapma ve eğitim verme kavramları arkasındaki bağıntıdır Koçluğun bir tanımı Akran koçluğu, çalışma yerinde problemleri çözmek; birisine birşey öğretmek; faaliyet araştırması gerçekleştirmek; fikirleri paylaşmak; yeni hünerler ortaya çıkarmak, iyileştirmek ve genişletmek; günümüz uygulamalarına uyarlamak için iki veya daha fazla profesyonelin birlikte bir araya gelerek çalıştığı bir süreçtir. Robbins (1995) Akran Koçluğu Modeli Emir verici olmayan olmayan Öğretmen/eğitmen koç değil uzmandır. Koç yansıtmayı ve öğrenmeyi kolaylaştırmada uzmandır Verimli bir koç olabilmek için ne çeşit hüner ve davranışlara ihtiyacın var? Akran koçluğunu destekleyen ilkeler, hünerler ve davranışlar Temel prensipler Dikkat ve sorumluluk Hünerler Etkili soru sorma Aktif dinleme Yansıtıcı olma Empati Davranışlar İçsel güç Motivasyon İnançlar Duygular Ne çeşit bir koç olacaksın? Boyatzis in kasıtlı değişim modelini kullan. Boyatzis in kasıtlı değişim modeli Eşinle tartış. Bazı muhtemel endişeler Bunu daha once hiç yapmadım ve gittikçe zorlaşıyor. Ona koçluk yapmak iyi bir fikir değil; O ilgili değil ve asla değişmeyecek Takımın önünde kendimi aptal gibi hissetmek istemiyorum. Ona koçluk yapamam; çünkü o benden daha çok biliyor Verimli bir koç olmak için yeteneğim yok. Grow Modeli J Whitmore (2003) Büyüme Amaç Ne başarmak istiyorsun? Gerçeklik Şu an mevcut durum nedir? Seçenekler Ne yapabilirsin? İstek Ne yapacaksın? Amaç Ne başarmak istiyorsun? Başarı ileriye yönelik olarak bizi neye yöneltecek? Bunu ne zaman başarmak istiyorsun? Gerçeklik Mevcut durum nedir? Şu ana kadar ne yaptın? Seni hareket etmekten ne alıkoyar? Seçenekler Ne yapabilirsin? Başka ne yapabilirdin? Başka ne? Ve başka ne? İstek Ne yapacaksın? İlk adım ne olacak? Ne zaman? Başarı için kritik faktörler Değişim için hazır olma İçerik Kişiye nihai sorunlar Organizasyona/departmana nihai sorunlar Başarının gerçek ölçüleri var. Gizli oyun Gizli oyun aklımızda yer alır; tedirginlik, kaygı ve konsantrasyon eksikliği gibi gözle görülmeyen düşmanlara karşı oynanır. O aklımızın kendi kötü alışkanlıklarına karşı oynadığı bir oyundur. Bir zihinsel davranış özelliğini yeni ve pozitif olan başka biriyle değiştirme işlemi gizli oyunun amacıdır. Timothy Gallwey The Inner Game Tim Gallwey’in modeline dayanır. P=p-g Performans= potansiyel-girişim Aktif Dinleme Bir koç “sadece dinlemek” ten ziyade bir amaç için dinleyebilme özelliğine sahiptir. İnsanların içsel amaç ve istekleri için dinleme Gerçek hikaye için dinleme Incelenmemiş varssayımlar için dinleme Duygusal konular için dinleme Harekete geçmeye hazırlık için dinleme Dinlemede Engelleyiciler Sırada ne söyleyeceğine hazır olma Hayale dalma Sırada ne söyleneceğini tahmin etme Haklı olduğunu bilme Konuyu değiştirme Kişinin cümlesini bitirme Dinlemede Başka Engelleyiciler Kişiyi veya ne söylüyor olduğunu yargılama Kişinin lafını orta yerinde kesme Senin bir cevabın olması gerektiğini varsayma Konuşmayı tekelleştirme Yarı dinleme-başka konuları düşünme Konuyu yok sayarak teskin etme Soru Sorma Teknikleri: Açık vs KApalı Closed Soru Sorma Teknikleri: Gözleme Dayalı vs Analitik Koçun Oyun Planı Sorularla kontrol etme Ne? O zaman ne? Şimdi ne? Rolfe et al. (2001) Johari Penceresi Tanım Arka plan Amaç ve SLC rolüyle alakası Pratik uygulama Joseph Luft ve Harry Ingham “Johari Penceresi modeli bir grupla kişiler arasında karşılıklı anlayışı, farkındalığı göstermek ve geliştirmek için kullanılan basit ve faydalı bir alettir. Faydalı iletişim akışına yardım etmek ve insanlar arasında güven tesis etmek için kullanılır. Johari Penceresi modeli... … aslında farkındalık modelinin bir açıklaması ve dönütü, bir bilgi işlem aletidir. Johari Penceresi kişinin grupla veya durumla olan ilişkilerinde duygular, deneyimler görüşler, davranışlar, hünerler, niyet ve motivasyon bilgisini temsil eder. Johari Penceresi modelinin dört perspektifi vardır. Kendinin bildiği Başkaları tarafından bilinen sor 1-Açık-serbest bölge Kendinin bilmediği 2-Kör bölge söyle Başkaları tarafından bilinneyen Kendi kendine açıklayabilme Paylaşılan keşif Diğerlerinin gözlemleri Kendi kendine keşif 3-Gizli bölge 4-Bilinmeyen bölge Kendinin bildiği Başkaları tarafından bilinen Başkaları tarafından bilinneyen Kendinin bilmediği 1-Açık-serbest bölge 2-Kör bölge 3-Gizli bölge 4-Bilinmeyen bölge Herhangi bir gruptaki amaç her kişideki açık alanı her zaman geliştirmek olmalıdır, çünkü biz bu alanda diğerleriyle çalıştığımızda en üretken ve en verimli olduğumuz andır ve ayrıca grupunda en üretken olduğu andır.Açık/serbest bölge veya “arena” , yanlış anlama, karışıklık, düzensizlıik, güvensizlik ve dikkat dağınıklığından uzak, iyi iletişimin ve birlikteliğin olduğu alan olarak görülebilir. Bölge 1- Açık bölge Açık alanın boyutu diğer grup üyelerinin dönütlerini arayarak ve dinleyerek kör alana doğru yatay olarak genişletilebilir. Bu süreç dönüt isteği olarak bilinir.Ayrıca diğer grup üyeleri anlayışlı bir şekilde dönüt vererek bir takım üyesinin açık alanının genişlemesine yardımcı olabilirler.Açık bölgenin boyutu, kişinin kendisi hakkında grup üyelerine veya gruba, kişinin bilgi ve duygularını açıklamasıyla gizli alana dikey olarak genişletilebilir. Ayrıca grup üyeleri kişiye kendisi hakkında sorular sorarak kişinin açık alanının gizli alana doğru genişlemesine yardımcı olabilir. Yöneticiler ve takım liderleri dönüt sağlamada ve grup üyelerinin açılmasında; ve direkt olarak kişilere onların kör alanları hakkında dönüt vermede önemli rol oynarlar. Kendinin bildiği Başkaları tarafından bilinen sor 1-Açık-serbest bölge Kendinin bilmediği 2-Kör bölge Koçumuz hakkında bildiğimiz şeyler. Ama onlar kendileri hakkında bildiğimiz şeyi bilmiyorlar söyle Başkaları tarafından bilinneyen 3-Gizli bölge 4-Bilinmeyen bölge Bölge 2- Kör bölge Kör bölge kişinin kendi hakkında bilmediği ama bu kişi hakkında diğerlerinin bilgi sahibi olduğu bir bölgedir. Diğerlerinden dönüt aramada ve istemede amaç farkındalığı artırarak kör alanı azaltmak ve böylece açık alanı artırmak olmalıdır. (aşağıdaki Johari penceresi diyagramına bakın) Bu kör alan kişiler ve gruplar için verimli ve üretken bir alan değildir. Bu kör alan ayrıca birisinin aldatıldığı veya kendisi hakkında bilgisizliği olduğu durumlarla ilişkilendirilebilir.. Bu kör alan ayrıca diğerlerinin bir kişiden kasten uzak tutulduğu durumları kapsayabilir. Hepimiz karanlıkta kaldığımızda sağlıklı çalışmanın ne kadar zor olduğunu biliriz. “Mantar yönetimi” konu olduğunda hiç kimse iyi çalışamaz. Vurdumduymaz insanlar daha büyük kör alana sahip olma eğilimindedirler. Kendinin bildiği Başkaları tarafından bilinen 1-Açık-serbest bölge 2-Kör bölge Bu bölgeyi azaltmak için nasıl yardım alabiliriz? Koçumuz hakkında bildiğimiz şeyler. Ama onlar kendileri *Yargılayıcı olmayan bir kültürhakkında oluştur.bildiğimiz şeyi *Güven ortamı söyle Başkaları tarafından bilinneyen Kendinin bilmediği sor bilmiyorlar *Dinle *Duyarlı bir şekilde gözlemlerini paylaş *Dönüt verirken yapıcı ol *Zamanlama ve dönüt adımı önemlidir 3-Gizli bölge 4-Bilinmeyen bölge Kendinin bildiği Başkaları tarafından bilinen sor Kendinin bilmediği Johari 3. Bölge kendimizin ve sakladığımız; sonuç 1-Açık-serbest bölgebildiği 2-Kör bölge olarak diğerlerinin bilmediği Koçumuz hakkında bildiğimiz şeyler. Ama onlar kendileri bölgedir. Bu bölge bilgi hakkında bildiğimiz şeyi bilmiyorlar duygular, bilgi gibi bir kişinin kendisi hakkında bildiği söyle ama açığa vurmadığı veya diğerlerinden sakladığı şeyleri Başkaları tarafından bilinneyen içerir. 3-Gizli bölge 4-Bilinmeyen bölge johari dörtlüğü 3 – saklanan bölge veya saklı bölge veya kaçınılan bölge Bu saklı alan sebep ne olursa olsun kendisinin bildiği ama dışarı vurmak istemediği duyguları, korkuları saklı hisleri, çıkarcı düşünceleri sırları içerebilir. Aslında iş hayatında dayanılmaz olan tecrübe ve duyguları; kesin bilgilerin kişisel ve özel bilgilerin saklı kalması normaldir. Saklı kalabilir. Bununla birlikte çoğu saklı bilgi çok özel değildir, çoğunlukla performanla alakalı bir durumdur ve açık alanda olması daha iyidir. İlgili saklı bilgi ve duygular “açıklama” süreci yoluyla açık bölgeye taşınmalıdır. Amaç açıklama ve Johari penceresi terminolojiisindeki “kendi kendini açma” ve “maruz bırakma süreçleri ile açık alanı artırarak ilgili duygu ve bilgileri açığa çıkarmaktır. Kendimiz hakındaki bilgileri ve nasıl hissettiğimizi başkalarına söyleyerek saklı alanı azaltır; üretimi, takım çalışmasındaki verimliliği, güveni sağlayan açık alanı artırır. Saklı alanı azaltma takımın verimsiz olmasına neden olan potansiyel zayıf iletişimi, yanlış anlamaları ve karmaşayı azaltır. Organizasyon kültürü ve çalışma atmosferinin, grup üyelerinin saklı alanlarının açığa çıkarılmasında büyük etkisi vardır. Çoğu insan yargılanmaktan ve incinmekten korkarlar ve bu yüzden saklı bilgi ve duygularını açıklamada geri dururlar.Grup tarafından bilinen açık alana doğru ilerledikçe, karşılıklı anlayış artar ve böylece grup verimliliğine ve daha iyi kişisel performansa imkan tanıyan grup farkındalığı artar. Kişinin kendi bilgi ve duygularını açıklamada her zaman kişinin kendi inisiyatifi ön planda olmalıdır. Bazı kişiler kendilerini açmada diğerlerine göre daha isteklidirler. Kişiler kendilerini rahat hissettiklerinde kendisi hakkındaki bilgileri aşama aşama açıklamalıdırlar. Dönütte olduğu gibi, bazıları diğerlerine göre daha esnektirler ve üzüntü hissetmekten kaçınırlar. İstemede olduğu gibi ciddi bir açılım süreci olan dönüt Maslow’un ihtiyaç gelişimi hiyerarşisi ve motivasyon modelinde de ifade edildiği gibi, “kendini gerçekleştirme süreci” ile alakalıdır. Başkaları tarafından bilinen Biz koçumuzun “saklı 1-Açık-serbest bölge alanı”2-Kör nı azaltmak bölge için neler Koçumuz hakkında bildiğimiz yapabiliriz? *Bilgi paylaşarak açılma şeyler. Ama onlar kendileri hakkında bildiğimiz şeyi sürecine cesaret ver. bilmiyorlar *Dinle söyle *Sorular sor Başkaları tarafından bilinneyen *Sessiz kal-zor ama çok etkilidir *Asla yargılama *Koçlarının işteki performans,4-Bilinmeyen davranış, tavır vebölge 3-Gizli bölge hünerlerini geliştirmeyi amaçladığını hatırla Başkaları tarafından bilinen 1-Açık-serbest bölgebölgesine Koçumuzun bilinmeyen 2-Kör örnekler: bölge Koçumuz hakkında bildiğimiz şeyler. Ama onlar kendileri *Deneme şansı olmayan ve küçümsenmiş bir yetenek, hakkında bildiğimiz şeyi cesaret, güven veya eğitim bilmiyorlar *Sahip olduklarını açıklayamama davranışı söyle Başkaları tarafından bilinneyen *Başkalarının sahip olduğunu bilmemekten kaynaklanan nefret edilme korkusu *Bastırılmış veya bilinçsiz duygular *Çocukluktan gelen koşullanmış davranış ve tavırlar 3-Gizli bölge 4-Bilinmeyen bölge johari dörtlüğü 4 – “kendini bilmeme” veya “bilinmeyen aktivite bölgesi” veya “bilinmeyen bölge” Johari bölgesi 4, kişinin kendi hakkında bilgiye sahip olmadığı ve gruptakilerinin kişi hakkında bilgilerinin olmadığı bilgi, duygular, gizli kalmış yetenekler, eğilimler ve davranışları içerir. Bu bilinmeyen ögeler çeşitli şekillerde yer alır: kişinin davranışlarını belirli bir yere kadar etkileyen kişinin kişiliğini daha derinden etkileyebilir, onlar kişinin görünürdeki faydalı ve olumlu olan duygu, düşünce, tavır, kapasite ve yetenekleri olabilir. Büyük bilinmeyen alanlar daha çok daha genç, tecrübesi ve kendine inancı olmayan insanlarda görülür. Bilinmeyen faktörlerin örnekleri aşağıdadır, ve özellikle organizasyon ve takımlarda var olan ilk örnek ilgili ve ortaktır: Deneme şansı olmayan ve küçümsenmiş bir yetenek, cesaret, güven veya eğitim, Sahip olduklarını açıklayamama davranışı, Başkalarının sahip olduğunu bilmemekten kaynaklanan nefret edilme korkusu, Bilinmeyen bir hastalık, Bastırılmış veya bilinçsiz duygular, Çocukluktan gelen koşullanmış davranış ve tavırlar Bilgiyi açığa çıkarma süreci çeşitlidir: kendini keşif veya başkalarının gözlemi yoluyla ortaya çıkabilir, diğer derin ve yoğunlaştırılmış grup çalışması veya devam etmekte olan keşif tecrübeli kurslar yoluyla veya bazı durumlarda karşılıklı veya birlikte olan keşif yoluyla olabilir. Danışmanlık yapma ayrıca bilinmeyen konuları ortaya çıkarabilir. Ama bu kişinin kendisinden ziyade diğer grup veya başka birisi tarafından bilinmesidir. Bilinmeyen keşfedilmiş bilginin saklı, kör veya serbest bölgeye gidip gitmeyeceği onu keşfetmiş olan, bu bilgiyi ne yapacağına, ona dönüt verilip verilmeyeceğine bağlıdır. Dönüt ve açıklama süreçlerinde olduğu gibi, bilinmeyen bilgi ve duyguları keşfetmeye çalışmak Maslow’un ihtiyaç gelişimi hiyerarşisi ve motivasyon modelinde de ifade edildiği gibi, “kendini gerçekleştirme süreci” ile alakalıdır. Tekrar dönüt ve açıklama süreçlerinde olduğu gibi, kendini keşfetme hassas bir konudur. Kişilerin bilinmeyen duygularını ortaya çıkarma derinliği ve derecesi her zaman kişilerin kendi inisiyatifinde olmalı. “Gizil yetenekleri” ortaya çıkarma – yani bilinmeyen yetenek ve hünerler, Johari’nin saklı alanının gelişimiyle karıştırılmaması gerekiyor- bilinmeyen bölgenin gelişimin başka bir özelliğidir ve bilinmeyen duygular kadar hassas değildir. İnsanlara büyük baskı yapmadan başarmalarına imkan vermek ve yeni şeyler yapmaları için şans tanımak bilinmeyen yetenekleri farketmek için faydalı bir yoldur ve böylece bilinmeyen alanı azaltır. Amaç serbest bölgeyi genişletmek ve koçlarımızın kör, saklı ve bilinmeyen alanlarını azaltmaktır. Kör alan hakkında dönüt aramak. Onun duyguları deneyimi, görüşleri ve motivasyonu hakkında bilgi açığa çıkarmak. Bu saklı alanının boyutunu azaltmak. Hassas iletişimler yoluyla keşif, aktif dinleme ve deneyim; “kim ne biliyora bağlı olarak” saklı ve kör Alana kısmen transfer ederek bilinmeyen alanı azaltacak veya kişi, diğerleri tarafından tanınıyorsa serbest bölgeye taşımak daha iyidir. Aktivite- eşinle çalış *Bir kişi “odak” olur *“Odak” diğer kişinin bilmediği kendisiyle alakalı bir bilgiyi listeler-Bu saklı alandır. *Eş “odak” hakkında onların kendileri hakkında bilmediği davranış, kişilik özelliği, dürtü, karakter, güç ve zayıflıklar gibi bilgileri bilgileri listeler. Bu kör alandır. *Tartış- egzersizin amacı serbest bölgeyi genişletmektir. Yer değiştir Kendin hakkında birşey öğrendin mi? Veya diğer kişi hakkında? Senin bilinmeyen alanına ne yazılabilir? Bu egzersizden bir ipucu? Bir koç olarak senin yansıtıcı olman gerekli. Burada kritik bir olayda tartışabileceğin, pratik bir egzersiz olarak kullanabileceğin bazı yansıtıcı döngüler var. Kolb’un Öğrenme Döngüsü Yansıtıcı Döngü Gibbs (1988), Atkins ve Murphy (1994)tarafından değiştirilmiştir Mücadeleyi artırma Öğrencilerle çalışırken bir oturum aç, tercihen geliştirmek istediğin birisi: Geçmişte ne çeşit aktivite ve sorular kullandın? Onları daha mücadeleci yaparak nasıl geliştirebilirsin? Öğrenme öğrenciyle başlamalı ve verimli sosyal ilişkileri teşvik etmeli Öğrenme motive edici olmalı ve zengin iletişim ve anlaşmayı teşvik etmeli Öğrenme aktif olmalı, soru sormayı teşvik etmeli ve zorluklara ve problemlere analitik yaklaşmalı Öğrenme mücadeleyi amaçlamalı; süreklilik, büyüme ve gelişimi teşvik etmeli. Kritik Olay Dönütü Bir öğrenme koçu olarak öğretme eğitim ve öğrenmeyi geliştirmek adına meslektaşlarınla çalışmayı araç olarak kullanarak koçluk yapma tekniklerini kullanıyor olacaksın. Devam etmeden önce şu ana kadar senin koçlukla alakalı pratiklerini yansıtmak için birkaç dakikanı ayır ve senin Konu Öğrenim Koçu olarak anlayış ve gelişiminde önemli olan bir olayı tanımlamaya çalış . Meslektaşlarınla paylaşmadan önce, düşüncelerini kaydetmek için beş dakika ayır. Genişletilmiş çalışma Koçluk yap (en az 2 oturum) ve her bir oturum için bir kayıt defteri tut. Yansıtmak için bilgisayara kaydet ve portfolyo içine yerleştir. Siteyi yeniden ziyaret et ve kitapçıktaki diğer modelleri okuyarak ve kavrayarak bölüm-2 deki bilgileri oluştur. Bu oturumu yansıtarak tamamla Pedagoji ve Öğrenmede Teorik Perspektifler Rogers, Alexander, Leach ve Moon tarafından yapılmış tanımlara bak Çiftler halinde pedagoji ve öğrenme üzerine kendi teorini yarat Grupla paylaş Öğrenme nedir? Öğrenme hakkında konuşmak istiyorum. Ama cansız verimsiz, sonuçsuz; kişinin rahatını bozmadan bulunduğu yere bağlı kalarak hemen unuttuğu şey hakkında değil. Öğrenme hakkında konuşuyorum –genç adamın “kruvazör” ünün hızını ve verimliliğini artırmak, benzin motorları hakkında görüp, duyup, okuyabileceği her şeyi elde etmek için onu harekete geçiren bitmek tükenmeyen merak duygusu. Carl Rogers (1983, sayfa 18–19) Pedagoji nedir? Pedagoji bir sınıfı düzenleme, soruları formüle etme, açıklama geliştirme ve müfredat oluşturma gibi teknik ve stratejilerin toplamından daha fazlasını ifade eder. Ona, akıl yoluyla, öğrenme öğrenciler yoluyla, hepsininde üstünde eğitimin istenen çıktıları şekil verir. Leach ve Moon (1999, sayfa 268) Pedagoji nedir? Pedagoji hem eylem hem konuşmayken, öğretme bir eylemdir.Pedagoji teori, inanç, politika ve ona şekil veren çelişkilerle birlikte öğretme performansını içerir. Alexander (2000, sayfa 540) Öğrenme Modları vasıtalar Çıktılar delil motivasyon davranışlar ilişkiler yüzeysel Ne? Hatırlama Bilgi Tekrarlama dışsal uyma Bağlılık Tek halka Derin Nasıl? Yansıtma Bilgi Anlama İçsel Yorumlama Bağımsızlık Çift halka Çok büyük Niçin? İçgüdü İstek Anlam ahlaki gösterme Karşılıklı bağlılık Üçlü halka Bilişsel Alan için Bloom’un Taksonomisi (1956) Sorularla kontrol etme Ne? O zaman ne? Şimdi ne? Rolfe et al. (2001) Bölüm 2: Koçluğun teorik geçmişini öğrenmek Öğrenen Koçun Rolü Anahtar Sorumluluklar - Strateji geliştirerek ve iyi pratik yaparak öğretme ve öğrenme standartlarını yükseltmek için Öğretme ve Öğrenme danışmanlarıyla çalışmak. - Benzerlik ve farklılıkların öğretme, öğrenme ve çalıştırmanın merkezi olduğunu ve müfredatın tasarım ve dağıtımıyla iç içe olduğunu temin etmek. - Can güvenliği, sağlık ve güvenliğin öğretme ve öğrenmenin bir parçası olduğunu temin etmek. - Öğreten personelin internetten ve kolejin sanal öğrenme çevresini içerdiği derslerini hazırladığı materyal ve kaynaklara ulaşmasını desteklemek. - Tekniklerle işçilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için öğretme personelinin becerilerini geliştirmek. - Yetenek ve öğrenme geliştirme servislerine bağlanmayı içeren öğretme ve öğrenmedeki yeni gelişmelerle zamana uyum sağlamak. Koçluk Modelinin Büyümesi Herhangi bir liderin bir anahtar rolü en iyiye ulaşmak için takım üyelerine koçluk yapmaktır. Bir koç ya da çalıştırıcı olarak, takım üyelerinizin daha iyi seçimler yapmaları, onlara yardım etmek, yeni beceriler öğrenmelerini sağlamak ya da kariyerlerini geliştirmelerini sağlamalısınız. Bazı liderler koçluk becerileri için yeterli bilgiye sahip olurken bazıları değildir. Onların kendilerini geliştirmeleri gerekir. Bu size zorlu gelebilir. Ama siz bazı tekniklerle kendinizi geliştirir, içgüdülerinize güvenmeyi öğrenir, fırsatları yakalarsanız, daha iyi bir koç olabilir böylece takımınızın performansını artırabilirsiniz. İspatlanmış bir yaklaşım olan GROW model vardır. GROW, Goal (amaç), Current reality (şimdiki gerçeklik), Options (Seçenekler), Will (İstemek) sözcüklerinin kısaltmasıdır. Bu model koçluk ve çalıştırıcılık devresinin güçlü bir çerçevesidir. GROW modeli için kullanışlı bir mecaz önemli bir seyahate çıkabileceğiniz bir plandır. Öncelikle bir haritayla başlarsınız. Bununla takım üyelerinin nereye gideceğini ve ne kuracaklarına karar verirsiniz. Sonra, bu seyahat için çeşitli yollar keşfedersiniz. Son adımda ise İstenileni kurarsınız, takım üyelerinin seyahat için gerekli durumları oluşturan zorluklar için hazırlanırsınız. Öneri: Kuralınızı Belirleyin Geleneksel uygulamada, GROW Model koçun müşterinin durumunda uzman değil olduğunu farz eder ve böylece müşterinin en iyi seçeneği seçmesi ve tavsiye ya da direktif önermemesine yardım eder. Ancak, bir lider takımına liderlik yaptığı ya da onlara çalıştırıcılık yaptığı zaman, hareketlilikler meydana çıkar. Bir lider olarak siz tavsiye etmek için bazı uzman bilgilere sahip olursunuz. Ayrıca, sizin işiniz zararlı olan fikirleri reddetmek, iyileri seçmek tir. Araçları Nasıl Kullanırız: Aşağıdaki adımları uygulayın: 1. Amacınızı belirleyin Öncelikle takımdaki üyelerle, ulaşılacak amaç ya da sonuca karar vermelisiniz. Takım üyenize özel, ölçülebilir ve gerçekçi bir amaç edinmeleri için yardım etmelisiniz. 2. Bunu yaparken şu soruları sormanız iyi olacaktır. Amaca ulaştığınızı nasıl anlayacaksınız? Problemin çözüldüğünü nasıl anlayacaksınız? 3. Gerçekçiliğini ölç Sonra, takım üyenize gerçekliklerini tarif etmelerini sor. Bu çok önemli bir adımdır: Sıklıkla, insanlar başlangıç noktalarını düşünmeden problemi çözmeye çalışırlar ve sıklıkla problemi etkili bir biçimde çözmeye çalışırlar. 4. Takım üyesi onun gerçekçiliğini anlattığı zaman, çözüm acillik gerektirebilir. Kullanışlı koçluk soruları şunlardır: Şimdi ne oluyor? Ne, kim, ne zaman, ne sıklıkla? Sonucu ya de etkisi nedir? 5. Seçenekleri keşfet: Siz ve takım üyeniz gerçekçiliği bir kere keşfettiği zaman, neyin mümkün olduğunu keşfetmenizin zamanıdır, bütün olası seçenekler problemi çözmek içindir. Takım üyenize mümkün olduğunca iyi seçenek bulmalarınızı sağlayın ve şunları tartışın. Bütün anlamıyla size kendi önerilerinizi sunar. Ama takım üyenize öncelikle kendi fikirlerini sunmasını ve bununla ilgili konuşmasına yardım edin. Seçenekleri oluşturmak için kullanılan tipik sorular: Başka ne yapabilirsiniz? Eğer kısıtlamalar çıkarılırsa ne olur? Her seçeneğin yararları ve zararları nelerdir? Seçenekleri tartışırken hangi faktörler kullanılacaktır? 6. İstenileni ayarla Gerçekçiliği araştırarak ve seçenekleri keşfederek, sizin takım üyeniz amacına nasıl ulaşılacağınızla ilgili bir fikre sahip olacak. Bu muhteşemdir- fakat yeterli olmayabilir! Bu yüzden bir koç olarak sizin son adımınız, takım üyenizin özel harekete geçmesini sağlamaktır. Bunu yaparken, siz takım üyenize motivasyonunu sağlamak için yardım edeceksiniz. Yararlı sorular: Şimdi neyi, ne zaman yapacaksınız? Motivasyonunuzu ne durdurur? Ve nasıl başa çıkacaksınız? Bu seçenek nasıl başarılı olacak? Başka ne yapabilirsiniz? Öneri 2: Kendinize koçluk yaparak pratik yapın Modeli kullanarak pratik yapmanın muhteşem yolu kendi konularınız ve meydan okumalarınıza seslenmenizdir. Bir şeye takılı kaldığınız zaman, kendinize koçluk yapmanın tekniğini kullanabilirsiniz. Kendi mevzularınızda pratik yaptığınız zaman nasıl yararlı sorular soracağınızı öğreneceksiniz. Gelecek koçluk toplantılarınız için acil olarak bazı mevcut soruları yazın. Öneri 3: Muhteşem sorular sor ve iyi dinle Koçluk için en önemli iki beceri soru sorma becerisi ve etkili dinlemedir. Kapalı sorular sormayın: “ Bir probleme sebep oldu mu?”. Açık sorular sor: “Neyi etkiledi?”. G-R-O-W sürecinin her seviyesiyle ilgili sorularına hazır ol İyi dinle ve müşterinin konuşmasına izin ver. Düşünme zamanında sessizliğin önemli olduğunu hatırla: her zaman sıradaki soru için sessizliği dolduramazsın. Boyatzinin Model Açıklaması Daniel Goleman diagramı 5, keşif olarak görür Birinci keşif Aslında kim olduğumuzla kim olmak istediğimiz arasında bir çelişki olduğunun farkındayız. Bir şeyler olur ve bu da bu çelişkiyi bilincimize yerleştirir ve değişme ihtiyacı hissine keşfetmemizi sağlar. ikinci keşif Değişmek için yeterince motivasyonlu olduğumuzda , kim olduğumuza dair algımızı daha iyi bir hale getirmekiçin şöyle bir aynaya bakarız. Bu da bizim geliştirebileceğimiz güçlü yanlarımızı ve olduğumuz ve olmak istedğimiz kişi arasındaki boşlukları keşfetmemizi sağlar. üçüncü keşif Değişme niyetimizin gerçekleşmesini keşfedersek bir plana ihtiyacımız olur. Yeni davranışlar kazanmalı ve var olanı geliştirmeliyiz. Kişisel öğrenme ajandasına ihtiyaç duyarız. dördüncü keşif Yeni davranışlarla yeni deneyimler yaşayabilir ve yeni becerilerimizi kullanabiliriz.Bilinçliolarak bir şeyler yaparken ve dünya hakkında düşünürken yeni yollar benirsersek, gerçekten değişmeye başlamışız demektir. beşinci keşif Süreç içinde bir noktada , güvendiğimiz kişilerin desteğiyle kendimizi değiştirmenin daha kolay olduğunu fark ederiz. Ayrıca bize karşı iyi niyet besleyen kişilerin cesaretlendirmesi olmaksızın bu değişimi başarmak mümkün olmayabilir. Değişmek için bazı riskleri göze almak gerekir. Deneyimlemeye ve uygulamaya kendimizi yeterli hissetmek için, biraz psikolojik olarak güvende hissetmemiz gerekir. Bunu da destekleyici ve güvenilir iklişkilerde bulabilirz. Boyatzis’ Model of International Change Adapted from Boyatzis and Goleman İdeal benlik Uygulama Deneyimleme Kendim Güvenilir ilişkiler geliştirme güçlü yanlarım öğrenme ajandam zayıf yanlarım Öğrenmeyi Anlama Gelecekteki öğrenme doğasına ilişkin her hangi bir tartışma Shangri-la yı tanımlamaya çalışan yanlış bir iyimserlik altındaki müsamahayı riske eder. Bu tartışmanın amacı bu değildir. Sadece şu anki bilgi ve eğilimleri tanımlamaya çalışmak ve yeni anlayışımızın nelere yol açabieceğine dayanarak tahminerde bulunmaktır. Tarihselolarak baskın olan ürün odaklı öğretim paradigması yerini artık yerine öğretimin ,gerekli fakat yeterli bir koşul olmadığı olmadığı fikrine bıraktı. Bu yenikonsept eğitim uygulamalarında görülebilmektedir.Ofsted Taslağı gibi. Ki bu taslak sınıf içi uygulamaların etkililiğini değerlendirme adına eğitim ve öğretimi farklı iki değişken olarak birbirinden ayırmıştır. Bu tartışma öğrenme anlayışımızın hızlıca geliştiği 4 ayrı maddeye yoğunlaşacaktır. süreçolarak öğrenme öğrenmenin bilimsel temeli sosyal ilşki olarak öğrenme zeka ve öğrenme Bunların herbiri sırayla ve eğitimsel uygulamalardançıkarılan belirsiz sonuş-çlarala keşfedilecek. Fkata başlangıç olarak öğrenme denince ne kastedildiğini tam olarak bulmamız gerekir. Terim karmaşıktır ve geniş bir yelpazaye yayılan bilişşsel olayları tanımlamayı gerektirir. Kişiselleştirilmiş öğrenmyi anlamak zorundaysak entellektüel olarak öğrenmenin ne olduğuna dair tutarlı bir modelimizin olması gerekir. zeka aile ve toplum sosyal ilişkiler etkili öğrenme öğrenme kültürü sağlık ve refah nörolojik faktörler Öğrenici olarak birey Etkili öğrenmeyi etkileyen faktörler. 3.1 deki her bir bileşen bu ve sonraki bölümlerde detaylı olarak ele alınmıştır. akabinde diagramdaki her bir bileşenin ana karakteristiklerinin bir özeti bulunmaktadır. Etkili öğrenme çoğunlukla şu durumlarda meydana gelir. *duygusal zeka , bağlılık ve özgüven ile örülü yüksek kalitede sosyal ilişkiler varsa. *Öğrenici , ortak değerlerin, ekonomik güvencenin ve byük tutkuların olduğu etkili bir aile ve toplum içinde yaşarsa * Öğrenici yeterli uyku ve beslenme ile birlikte psikolojik ve duygusal bir refahtan hoşlanırsa * Öğrenici kendini bir öğrenici olarak görürse , öğrenici olarak diğerlerinden farklı görünümünün farkındaysa ve biliş ötesi etkinliklere katılabiliyorsa * genel olarak diğer değişkenleri arttırarak nörolojik etkinliğimaksimize etmek ihtiyacına yönelik bir bilinç varsa. * Okul toplum ve aile öğrenmenin sosyal yönlerine odaklanırsa. Örneğin rehberliğe ve etkili gruplarla çalışmaya ulaşmada güvence sağlamak gibi. * sosyal önyargıdan ziyade bilimsel ve insancıl biryaklaşım gösteren zeka modeli bakımından her bireyin potansiyelini arttırma stratejisi varsa. Tüm öğrenmeler birçok karmaşık değişkenlerin olumlu etkileşimlerini gerektirir. Sığdan derine, derinden daha derine ilerleme etkili öğrenme imkanını maksimize etmek için değişkenleri en iyi şekilde kullanmaya dayanır.değişkenler 3.1 sayılı şekilde gösterilmiştir. fakat şunu vurgulamak gerekir ki her birinin göreceli önemi kişiden kişiye değişir ve diagram yapay bir denge ve eşitlik algısı meydana getirir. Diagram kişiselleştirlmiş öğrenme adına en güçlüdurumu gözler önüne serer. Her bir birey için göreceli önemi anlayarak , onların potansiyeli ve öğrenme kapasitesi hakkında emin olmak mümkün olabilir Birçok eğiticiiçin öğrenme konsepti üstü kapalı ve varsayımdır. Bazı kullanımlarında öğrenicinin öğretime verdiği karşılık olarak karşımıza çıkar. " Dikkatini vermezsen öğrenemezsin". Yaygın kullanımolarak da eğitim eşittir ezber. "Yarın öbür günolacak sınav için bunu öğrenmeni istiyorum" Öğrenme anlayışımızın yetersizliği öğretmenler arasında yaygın ve paylaşılan bir anlaşmanın yoksunluğundan kaynaklanır.Bırakın öğrenicileri sürecin aslında ne içerdiği konusunda bile ortak birfikirleri yoktur. Durumun değişmesine rağmen birçok okul öğrenmenin nelerden meydana geldiği hakkında paylaşılan bir sözlüğü bile yoktur. Süreçten ziyade ürün olrak görülmekte. Bunu Öğrendim... "bunu" öğrendim" demek aslında anlaşılmaz ve kodlanmamış bir öğrenmeyi gösterir. şüphe yoktur ki önemli ölçüde müfredat doğru cevabı bulmaya yönelik bilgi transferine yoğunlaşmaktadır. Birçok milli okul sistemi bu dar , enstrümental ve indirgemeci öğrenme bakış açısına odaklanır ve kişisel kapasiteden ziyade genel karşılaştırabilirliğe izin veren değer ürünleri hesaplanabilirliği yaygın modeliyle güçlendirilir. Akabinde öğrenme süreci ve ilgili sonuçları hakkındaki önemli diyalogların temelini sağlayan öğrenme modeli geliştirme girişimi vardır. Sığ Ne? yollar sonuçlar ezber bilgi çoğaltma Derin nasıl? daha derin neden ? yansıma sezi Bilgi-kanaat akıl anlama anlama içsel ahlaki olay Motivasyon tutumlar dışsal uyum ilşkiler yorum bağımsızlık bağlılık mücadele dayanışma Şekil 3.2 Öğrenme modelleri En başta vurgulamak gerekir ki bu model hiyerarşik değildir. daha çok farklı öğrenme biçimlerinin özelliklerini tanımlayıcıdır. Mesela bazı durumlarlarda sığ öğrenme uygundur benim arabayı nasıl çalıştıracağım bilgisi gibi. Fkata bir tamirici için bunun çok derin olmasa da derin bir öğrenme olması gerekmektedir. Ayrıca akademik değerlerin bu modele empoze edilmememsi de önemlidir. daha derin öğrenme daha çok felsefenin dallarıyla ilgilidir. ayrıca danışmanın kalitesi katılımcının becerileri ve bir çocuğun ahlaki iç görüsüyle ilgilidir. Birçok önemli yönden, sığ öğrenme yaygın okul sistemi ile eş anlama gelir. daha çok ezber ve bilgnin kopyalanmasına dayanır. derin ve daha derin öğrenmeyi engellememesine rağmen okul sığ öğrenmenin ötesine geçmeyi engeller ve geçmeye limit koyar. Sığ öğrenme toplumda ve iş alanında büyük bir uyum ve bağlılığın olduğu bir dünya için yeterli olabilir. dünyanın daha karmaşık hale geldiği artık değişmez bir gerçekse baskın olan öğrenme biçimi değişmelidir. Sığ öğrenme basit bir dünya ve daha büyük bir hegemonyanın hakim olduğu bir hayat için kabul edilebilir. fakat karmaşık seçenekleri olan ve kısıtlı anlaşmanın olduğu bir dünyada yetersiz olduğu açıktır. Bunun basit bir göstergesi müfredatta var olan cinsellik eğitimidir. Daha çok konu bazında öğretilmekte ve davranışlara gözle görülür bir etkisi olmamamktadır . Britanya buna örnektir. ergen doğurganın, kürtajın ve batı avrupada cinsellik yoluyla geçen hastalıkların en çok olduğu ülke britanyadır. kuşkusuz cinsellik eğitiminin temeli kişisel akıl ile gelen güvenle ve anlayışla meydana gelir. Yüzeysel öğrenme birçok eğitim sisteminde öğretmen ve değerlendirmenin temelini oluşturur ki bu durum bu kişisel anlayışın öğretmenin anlayışının yansıması olduğunun kanıtıdır. Geleneksel müfredat bu değerlendirme ve bilginin bir yansıması olarak görülmektedir. Yüzeysel öğrenme ikilidir, doru ya da yanlış, fakat doğru cevabı sağlamak garanti olarak bu bilgiyi kullanmaya yetmeyecektir; Almancada GCSE bile basit bir Almanca diyaloğu yapma garantsi vermemektedir; GCSE matematiği günlük hayatta kullanmaya garanti vermez. Yüzeysel öğrenme bu bağlamda kısa ömürlüdür ve hızlı bir şekilde çöküşe geçer. Yüzeysel öğrenmenin göstergeleri bireyden bireye değişir; Argyris ve Schön (1974) çalışmalarında örgütsel yapılardaki işleyişi buna benzetmiştir: Bir sorun belirlendiğinde ve örgütün çalışmasını engellediğinde, bu hatanın giderilmesi ile işleyiş devam etmektedir ki bu single-loop öğrenme haline gelir. Single-loop öğrenme çok sıcak ya da soğuk iken sıcaklığı yükselten ya da düşüren termostata benzer. Thermostat bu görevi yerine getirebilmektedir çünkü doğru bilgiyi almıştır. (p2) Eğer okul deneyimi esas ve baskın bir öğrenme deneyimi haline gelirse yüzeysel öğrenme birçok alanda uygun ve geçerli olacaktır ve böylece öğrenciler hangi seviyede olduklarına odaklanarak neden ve nasıla bakmayacaklardır. Yüzeysel öğrenmedeki kişisellik şüphesiz performansta bir gelişme sağlayacaktır fakat yine de yaşamlarımızın belli boyutlarının etkililiği araştırılmaya gerek duyar. Derin öğrenme bilginin tekrarından yaratılmasına kadar geçen süreyi tanımlar. Bu bağlamda enformasyon genel iken bilgi kişiseldir. Bilginin yaratılmasında esas kriter anlayışın geliştirilmesidir. Perkins’e gore (1992) Jerome Bruner’in sözü ile anlayan insan, verilen bilginin ötesine geçme yeteneğine sahiptir. Anlayışı anlamak için, sahip olma ötesini daha net anlamamız gerekir. Anlayışı bir sahiplik olarak değil de bir yetenek olarak değerlendirelim. Bir şeyi anladığımızda sadece onun hakkında bilgi sahibi olmakla kalmıyoruz aynı zamanda elde ettiğimiz bu bilgi ile belli şeyleri yapabiliyoruz. (pp76, 77) Perkins bu belli şeyleri anlatım, örnekleme, uygulama, doğrulama, karşılaştırma ve genelleme olarak açıklamaya devam etmiştir. Bu performanslardan herhangi biriyle uğraşmak derin öğrenmenin göstergesidir.örneğin Birinci Dünya Savaşının nedenlerini sıralamak yararlıdır fakat yüzeyseldir. Fakat daha önemli olan yetenekbireyin anlatması, analiz etmesi, rasyonel hale getirmesi ve doğrulamasıdır. Stenier’ın tanımlamasına göre bu yaklaşım müzakere, tartışma, rehberlik ve ilişkilerin yaratılması süreci ile bireyselden kişiler arası öğrenmeye geçişi sağlamıştır. Derin öğrenme temel olarak öğrenenin kendi tecrübeleriyle ilişkilendirdiği ve yeni deneyim ve içerikleri anlamak için kullandığı bilginin oluşumuyla ilgilidir. Böykece Derin öğrenen öğrenciler münakaşalar ve gerçek arasındaki farkı farketmek, yeni modeller yaratmak ve teori ve pratiği birleştirebilirler. Önemli olarak derin öğrenen öğrenciler bilgiyi nasıl oluşturacaklarını bilirler, nasıl öğrendikleri ve ne öğrenecekleri hakkında yansıtıcıdırlar.Normlar, politikalar ve amaçların altında yatan bir organizasyonun değişim sürecinde hatalar belirlenip düzeltildiğinde bu çift halka öğrenmedir. (Argyris and Schön ibid) Normları ve politikaları sorgulama, bu süreçlerin ürün veya çıktı kadar önemli olduğu anlamına gelir. Derin öğrenme ile ilgili süreçler bölüm 4 ve 6 da ayrıntılı bir şekilde tartışılmıştır. Pratik amaçlar için, derin öğrenme üst bilişe doğru yönelmeyi içerir ve kişiselleştirmenin bir gereğidir- öğrenen kendisini bir öğrenen olarak görür. İçsel motivasyon kişisel kontrolü gerektirir ve bu öğrenmedeki her özellik için sorumluluk alma yeteneğini gerektirir. Çok büyük öğrenme bizi bir kişi yapan şeydir bize benzersizlik duygusu verir ve düşünme yeteneğimizi belirler, kendimiz için davranış göstermemizi sağlar. Çok büyük öğrenme yaratıcı olmamızı sağlayan, ahlaki yargılar edinmemizi sağlayan, kendi kaderimizin sorumluluğunu almayı sağlayan otantik bir insan olmamızı sağlayan özel isteklerimizi geliştirmede kullandığımız yoldur. O; bir din kitabını okuma yeteneğinden, kişinin gerçek maneviyat duygusuna sahip olmasına; kuralları bilmekten, kişinin yeni ve karmaşık durumlarda kendine güven duyarak uygulayabildiği bir hareketliliği ifade eder. Ama o ayrıca bir oduncunun yeteneği, bir hemşirenin merhameti, bir danışmanın empatisi ve anlayışı bir atletin becerisiyle de alakalıdır, aslında bizim insane olmamızı sağlayan şeydir. Çok büyük öğrenme derin öğrenme ve yüzeysel öğrenmeyi oluşturur ve kişiliğin en iyi ifadesidir. Gelecekte öğrenmenin doğası önemli oranda öğrenme amacı algıları tarafından belirlenecektir. Bu sonuç olarak öğrenenin ihtiyaçlarına bakılarak en iyi şekilde ifade edilebilir. Derin ve çok büyük öğrenmedeki vurgu gelecekte öğrenenin aşağıdaki tanımının oluşmasını sağlayacaktır: Bağımsız Öğrenen Bağımsız öğrenen nasıl öğreneceğini bilir ve bunu bu şekilde yapmasında bir eğilime sahiptir. Kişi kendi kendine veya başkasıyla problemi çözmek için problem bileşenleriyle analiz edebilir, insan ve insan dışı kaynakları sıraya koyabilir. Kişi sürekli olarak kendisinin en iyi modeli kullanıp kullanmadığına dair kendisine ve çevresindekilere sürekli olarak sorular sorar.Öğrenme sürecini açıklaması gerektiğinde öğrenme sürecini ve çıktılarını akranları ve diğerlerine açıklayabilir. Ham bilgiyi organize edebilir ve anlama yoluyla onu gerçek bilgiye dönüştürebilir. Kişisel zekasına karşı duyarlıdır. O, en iyi ne zamn yalnız ne zaman takımla çalışılır bilir ve takım çalışmasından ne kazanacağını ve ne katkı sağlayacağını bilir. Onun gözle görülür bir merakı vardır yaptığı tüm şeylere büyük itina gösterir. Bunlara ek olarak kendisinde bir gizlilik vardır.Kısmen diğerleri tarafından oluşturulmuş kendisinin değerler duygusu ve derin geniş ilişkiler yoluyla, bilgisinin tüm yönlerini araştırmayı, soru sormayı hoş karşılamayı, kuşkuyla rahat olmayı öğrenir. (Bu açıklama Christopher Bowring-Carr tarafından geliştirildi) Derin ve çok büyük öğrenme her gün sınıfta ve okulda meydana gelir ve öğrenme şekilleri, değerlendirme çeşitleri ve müfredatın baskısına rağmen sık sık olur.Amaç, okulun asıl amacı ve bir hak olarak herkesin kullanabileceği derin ve çok büyük öğrenmeyi optimize etmektir. Derin öğrenme anlaşma sağlandığında meydana gelir. Bu; ahlaklı bir insan olurken, yemek hazırlarken, şiir yazarken, ilaç araştırırken, araba sürerken hayatın her hangi bir alanında temel teşkil eder. Bütün bunların hepsi özgün kişilik ve başarı elde etmek için kişisel anlayışı ön planda tutar.Bu tartışmanın gerisi, derin ve çok büyük öğrenme ihtimalini maksimize etmek için, “gündemdeki araştırmalar okullarda nasıl uygulamaya şekil verir” konusu üzerinde odaklanmıştır. Öğrenme Bilimi Şu anda muhtemelen öğrenme bilimi denen birşey yok. Bizim öğrenme süreci anlayışımızı aşan mevcut olan bilimsel araştırma sentezi yok. Genetik, nörolojik yapı ve bilişsel psikoloji üzerine yapılan araştırma bizim nasıl öğrendiğimiz hakkındaki deneysel bilgi artırımına işaret ettiği görülüyor. Bununla birlikte yakın zamnda orada bir bütünsel öğrenme teorisinin olduğunu iddia etmek vakitsiz olacak.Okullarda asla öğrenme ve öğretmeyi şekillendirmeyi amaçlamayan araştırma üzerinde yapılan iddiaları dikkatli bir şekilde görmek aynı derecede önemlidir.”Mozart dinlemek zararlı değildir” veya beyin jimnastiği yapmak iyidir gibi evrensel olmak için hiç bir iddiası bulunmayan sınırlı bilimsel araştırma temeli olarak gerksiz yere yükseltilmiş mücizevi çözümler var. Aslında bunlar faydalı olabilir ama onların bilimsel temeli yok. Kaçınılmaz olarak, görünen fotoğraf çok daha karmaşık ve bu yüzden bizim öğrenme kapasitemiz, bizim öğrendiğimiz tecrüblerin bir sonucu olan beyindeki bir sürü karmaşık permütasyon ve etkileşimlerin bir sonucudur. Bu duygu ve düşünce arasındaki orkestra; alnın arkasında ön lobları birleştiren beyindeki duygularımızı barındıran bölgeyle birlikte beynin karar verme merkezi olan nöronların beyinde olan süperkarayolundaki işlevi kadardır. (Goleman 1998 p24) Bu ilişkinin bu şekilde büyümesinden anladığımıza göre öğrenme süreci yönetimi için işin içine farklı şeyler giriyor ve Parker(2002 s40) beynin etkileşim içinde olan üç bölümünün tanımlamanın mümkün olduğunu tartışıyor: Öğrenme becerileri, vucudu kontrol etme, gerçekleri hatırlama, bilgiyi sürekli tutma, kural koyma ve uygulama için onun,ayrı etkileşimli süreç sistemleri vardır. İkinci olarak; dil, sayı, boşluk, aletler ve yaşayan şeyler gibi içeriğin farklı şekillerine bağlanmış zihinsel yetenekler var. Üçüncü olarak, programı etkileyen motivasyon ve duygular için sistemler var. Pinker şu sonucu çıkarıyor: Davranış sadece ortaya çıkarılmış veya apaçık ortada olan bir şey değil, o kültür ve toplumdan direkt olarak gelmez.O, ayrı işler ve amaçlarla zihinsel modüller arasında bir iç mücadeleden gelir. (ibid) Bu perspektiften beyin fonksiyonu ve öğrenme, bilgi işlem, zihinsel yetiler arasındaki karmaşık karşılıklı etkileşim olarak görülebilir ve programı etkiler. Pinker ın “birleştirilmiş yazılım” olarak adlandırdığı bu faktörler, kapasitemizi öğrenmenin ve bu öğrenmeyi kullanmanın bir gereğidir.Onların nasıl etkişim kuracağı ve onların daha iyi anlaşılması ve yönetilmesi için nasıl çoklu permütasyonlar önerebileceği kesin olmamasına rağmen, bu üç element hakkında bizim bilgimiz sınırlıdır. Mevcut olan ve açık olan şey, gelişim için olan potansiyel ve bu elmentlerin her birini geliştirmek ve onların birleşik kapasitelerini zenginleştirmektir. Öğrenme hakkında doğal bilimler çok kolay bulunmazlar. Öğrenmeini doğası hakkında bizim düşüncemizi şekillendiren, kavramsal çerçevede büyük değişimlere yol açan önemli gelişmeler var. İnsan Geni Projesi’nin tamamlanması insan ırkının geleceği hakkında iyimserlik ve kötümserlik duygularının eşit şekilde patlak vermesine yol açacak. Bazıları için genetik mühendisliğiyle insanlığa musallat olan hastalıklkarın çoğunluğu ortadan kaldırılacağına olumlu katkılar ekleneceğine ve artırılacağına dair bir ümit var. Bu görüş diğerlerini “biz dünyaya boş bir tahta olark geldik” gibi bizim yaşantılarımızın ana belirleyicisi olarak insan deneyimi merkeziyetini desteklemeye yöneltti. Eğitimsel teori ve uygulama Pinker’e(2002) göre dünya görüşü tarafından büyük oranda domine edilmiştir.Pinker aklı maddeden, ruhu maddiyattan, kültürden biyolojiyi, toplumdan doğayı, sosyal bilimlerden bilimi ayrı görmüştür.(s31) Şaşırmamak gerekiyor ki, eğitimciler boş levha ve boş tahtanın doldurulduğu okullaşma süreci inancı etrafında bir eğitim sistemi yarattılar ve ona inandılar. Pinker bunu “çocuklar okula boş gelirler ve onlara bilgi yığılır” şeklinde karikatürize etmiştir. (2002 s222). For Pinker: Pinker’e göre, eğitim ne boş bir tahtaya yazı yazmak ne de çocuğa bir çiçekteki asaleti vermektir. Eğitim daha çok, içsel olarak kötü olan insan aklını iyileştiren bir teknolojidir. (ibid) Bizim genetik ve evrimsel mirasımızda konuşmak için bir eğilim vardır, böyle bir eğilim yazmak için yoktur.Eğitim henüz olmamış problemler üzerine hakim olmak için, doğal eğilimlerimizi adapte etme, biyolojik mirasımızdaki boşluklar için bedel ödeme sürecidir (s223) Ve bu eğitimsel politika için öncelikler sunar:öğrencilerin modern dünyayı anlayabilmeleri için en önemli olan bilişsel aletleri öğrenciye sağlamak, ki bu aletler onların doğduklarında var olan aletlere hiç benzemez. (ibid s235) Hem boş tahta ve genetik determinizm argümanlarının her ikisinin de yanlış olduğunun farkına varma hem de genetik mirasımızın etkisini daha iyi anlayabilmek için bu bir argümandır. Bizim öğrenme kapasitemiz, bizi insan yapan şeyin en temel düzeyinde karmaşık etkileşimlerin sonucudur. Bu etkileşimin en güçlü ifadesi bizim nörolojik fonksiyonumuzdur. Beyin yaşadığımız çevre ve genetik yapımız arasındaki etkileşimin en güçlü örneğidir.Bu tartışma için başlangıç noktası çok basit ama yüksek dercede devam edecek olmalı-öğrenme fiziksel bir süreçtir. “Makinada hiç hayalet yok” . Bu yüzden düşündüğümüz ve hissettiğimiz her şey bu elektriksel ve kimyasal olayların değişen sıralamasına bağlıdır. Aksona gelen elektirik sinyali nöronlar arasındaki fiziksel bariyere taşınarak kimyasal sinyale dönüştürülür. (Greenfield 2000 s39) Heniz sınıf uygulaması ve nörolojik araştırma arasındaki direkt ilikinin çeşidini söylemek yanlış olmasına rağmen, bütün öğrenme süreçlerinde gösterilebilir etkisi olan nörolojik fonksiyonların sırasını not etmeye değer. • dikkat süresi ve konsantrasyon • tehdit ve stres • motivasyon • duygular • hafıza • sinirsel süreç Jensen (1998) beyin fonsiyonlarımızın nasıl olduğu hakkında bizim bildiğimiz şeylerle diğerlerinin öğrendiklerini desteklemedeki karmaşıklık ve zorlukları gösteriyor: Kısacası, biz içindekiler kısmını biliriz ama yemek tarifini değil. Anlamlı örnekler oluşturma ve içeriği kullanma yeteneği ön lobları aktifleştiriyor gibi görünüyor. Bağlantı kurma yeteneği, bizim geçmiş tecrübelerimizi kullanır ve bu alan bizim geçici loblarımızda olur. Duygusal aktivasyondan anlam çıkarma orta beyin dairesinde olması daha muhtemeldir. Thalamus, amygdala, ve hatta lower parietal bölgeleri bu işin içindedir. Anlam çıkarma karmaşıktır. Bu üç tanesinden herhangi birisi onu tetikleyebilir ama hiçbirinin garantisi yoktur. Burdan bizim genel uygulamalarımızda onların hepsini hatırlayıp uygulamamız gerektiğini anlamalıyız. (s96) Carter(1998) beyin aktivitesi bizim öğrenme anlayışımız arasında benzer bir bağlantı kuruyor: Düşünceleri aklımızda tutan düşünmenin pratik ayrıntıları üst prefrontal kortekste korteksin bir bölümünde yer alır. Bu ayrıca çalışan hafıza diye adlandıralan ilgili aktivite bölümündedir. Planlama bu bölgede yer alır ve çeşitli muhtemel eylemlerin arasından seçim yapıldığı yerdir.Bazı çalışmalar her tür bilginin kendine uygun geçici bir yerinin olduğunu söylüyor. Örneğin, geçici olarak göremediği nesneler için prefrontal lobun sağ tarafının üst kısımlarındaki bir bölümde çakmak bilgisi yer alır.Yakınlardaki başka bir nokta ise daha önce bir şeyi kaç kez yaptığını saklayan bölüm gibi görünür. Another spot nearby seems to hold the memory of how many times you have done a thing before. Bu “bildiğin bir şeyi bilmek” anlamına gelen üst-hafızanın bir çeşidi olabilir veya özel bir durumun “ölümüne yapıldığı” nı farkına varmak olabilir. Bunların her ikisi de insanlarda ön lobun hasar görmesiyle kayıp gibi görünen yeteneklerdir. (s195) Bizim öğrenme kapasitemiz sinirsel süreçlerin sadece bir kısmının olduğu oldukça karmaşık bir denklemin sonucudur. İnsan olarak bizim kim olduğumuz her şey hakkında bilgi vermeden liste yapmaksızın öğrenmeyi etkileyen tüm faktörlerin bir listesini yazmak zor olurdu. Bununla birlikte, nörolojik fonksiyon bilgimiz geliştiği için, bu insanların kendi öğrenme potansiyellerini şekillendiren kişilerin en uygun durumları anlamalarına muhtemelen yardımcı olacak. Bu konuların herhangi bir özeti kötü bir taklite dönüşebilir ama beyinle alakalı bir araştırma hakkında eğitimciler için bir dizi sorunları tanımlamak muhtemeldir: • Erken yaşlarda beyin gelişiminin daha iyi anlaşılmasına ihtiyaç var. • Etkili öğrenme kişisel bi fenomendir –her beyin tektir.- ve kişinin öğrenme eğiliminin çok daha kesin çizgilerle farkına varılmasına ihtiyaç var. • Öğretme; öğrenme ile birlikte çeşitli etkili ilişkiye daha çok dikkat etmelidir.Örnek: öğrenme aktivitelerinin seçimi, görevi zamanında tamamlama, mücadelenin doğru düzeyi, özellikle bellek, stratejiler ve bilişsel becerilerin gelişimi • Etkiler uzun süreli olsa bile, öğrenmenin psikolojik özellikleri daha fazla farkındalık gerktirir.Sağlık, etkili beyin fonksiyonunun önemli bir bileşenidir. • Özellikle ailedeki insan ilişkileri öğrenme kapasitesi üzerinde çok büyük etkisi vardır.Etkili nörolojik fonksiyon önemli ölçüde öğrenenin duygusal durumuyla belirlenir. Öğrenme sosyal bir ilişkidir Birlikte çalışmanın tüm yönlerinde duygusal zeka öneminin artan farkındalığının kökleri güçlü bir şekilde nörolojik bilime dayanır. Asıl fikir çok basit- Bizim dünyaya duygusal tepkilerimiz o kadar güçlü ki çoğu bilişsel süreci etkileyebilir. Greenfield’e(2000) göre Duygular konusu beyinle ilgilenen bir bilim adamının veya herhangi birisinin keşfedebileceği en önemli konulardan birisidir.Bize duygulamız yön verir ve bizi kontrol eder. Bu duygular biz mutluluğumuzu çoğaltmak isterken veya korkularımızı yok etmek isterken bizim hayatımızı şekillendirirler. (s107) Bu alandaki basit düşünme beyni duygular ve mantık arasındaki EQ ve IQ arasındaki bir savaş alanı olarak görür. Bu gelecekte her kişinin potansiyel ve kapasitesini artırmak için stratejiler geliştirerek ve ilerde “neyi” bilmek yerine “nasıl” bilmeyi yer edinerek öğrenmenin esası olabilir. Gardner’ın ve diğerlerinin çoklu zeka çalışması, Goleman ve diğerlerinin çoklu zeka üzerine çalışmaları odaklı müdahalelerin temelinde kapasiteyi oluşturmayı öğrenme potansiyelini gösteriyor. Gardner(1999 s81) akıl ve beynin büyümesi konusunda eğitimciler için yedi olası sonucu tanımlıyor: 1. Erken tecrübenin büyük önemi. 2. “Kullan onu, kaybet onu” emirleri. 3. Erken sinir sisteminin esnekliği. 4. Eylem ve aktivitenin öenemi. 5. İnsan yetenek ve becerisinin özgünlüğü 6. Müzikle erken çocuklukla elde edilmiş muhtemel organize rol. 7. Duygusal kodlamayla elde edilmiş önemli rol Sosyal ağın beklide en önemli bileşeni ailedir. Gardner’ın yukarıdaki listede çoğunluk faktörler direkt olarak aile hayatının kalitesiyle ilişkilendirilebilir.Desforges(2003) çocuğun eğitim hayatındaki başarısında aile hayatının etkisini açıkladığı görüşlerinde çıkarım yapıyor: Diğer faktörler (sosyal sınıf, anne eğitimi ve yoksulluk gibi) çocuğun başarısı ve davranışları arasındaki denklemden çıkarılsa bile; araştırma ayrıca çocuğun başarı ve uyum sağlamasında anne babanın eğitime katılmasının önemli bir etkisinin olduğunu destekliyor. Anne babanın katılımındaki farklılıklar ilk yaş düzeyinde okulun etkileriyle birlikte farklılaşan başarı üzerinde çok daha büyük bir etkisi vardır. Anne babaların yaş dilimiyle evde çocuklarıyla yaptıkları şey, eğitime etkisine diğer faktörlerden çok daha fazla etkiye sahiptir. (s91) Ailedeki yüksek düzeydeki sosyal ilişkiler bir öğrenici olarak kişinin gelişiminde direkt etkiye sahiptir. Bu yüzden kişiliğin okulda öğrenciyken başlaması yerine ailede çocukken başlamasının gerektiğini tartışmak uygun görünüyor. Verimli aile hayatı ailenin boyutuna bağlı olarak, genellikle 3, 4, 5 insan arasındaki karmaşık etkileşimleri içeren komplex ilişkiler ağından oluşur. Bunun en güçlü öğrenme modeli olduğunu söyleyen güçlü araştırma delilleri var. Bloom (1984) özel ders yönteminin(birebiröğretim-gözlem-koçluk yapma) tek en güçlü öğrenme ilişkisi olduğunu söyler. 30 kişilik bir sınıfla özel dersi öğrenme ve bilişsel gelişim bakımından kıyasladığında özel dersin diğer klasik sınıf düzeyine göre 2 kat daha fazla performans gösterdiği görülmüştür. Bu Vygotky’nin ZPD ve Bruner’in “scaffolding” kavramlarını destekler. Mercer’ın kuramına göre (2004) Bilginin oluşumunda hem öğrenciyi hem de öğretmeni aktif katılımcı olarak görür. Bruner’in “scaffolding” kavramına göre öğrencinin tek başına yapamadığı ama bazı belirli görevlerde aktif olarak katılır öğretmen destekleyici rol alır. (s74) Çoğu aile bu ilişkiyi fark edecek, aslında çoğunluk olarak hepimiz taraba kullanmayı öğrenmek, yüzmek, saati söylemek, bisiklet sürmek, bir enstrüman çalmak gibi kendi başımıza yapabileceğimizin dışındaki eylemleri tecrübe etmişizdir.Hayatımızdaki en güçlü öğrenme ilişkisi güvendiğimiz, bize bir şeyler katan, duygusal bağ geliştirdiğimiz bir kişiyle birebir öğrenme yapmaktır. Edgar (2001) Güçlü bir doğrulamayla ailenin önemine vurgu yapıyor. Aile her ne şekilde olursa olsun her insanın özünün oluştuğu yerdir, yeterlik potasıdır.Ayrıca aile bir bütün olarak toplumdaki yabancılara karşı karşılıklı sorumlulukların ve güven duygusunun, daha geniş dünyayla ilişkilerimizin başladığı noktadır. Evli veya değil, yalnız tek ebeveyn veya çift, öz veya üvey, kan bağı olsun veya olmasın aileler toplum ve birey arasındaki anahtar arabulucu noktadır. (s31) Kişiliğin her hangi bir modeli aile kurumundaki çocuğa dayanmalıdır. Bununla birlikte, kişilik öğrenmenin kişiselleştirmeyle alakası olmadığının farkına varmak önemlidir. İnsan hayatının çoğunluğu büyük oranda çeşitli boyutlardaki gruplarda sosyal etkileşime dayanır.Takım ve gruplarda çalışma ve öğrenme yeteneği; bir gözetmen ile veya tek başına çalışma yeteneği kadar kişiliğin bir parçasıdır. Ek 1 de Coldecote(Leicester) ilkokulu müdürü Hazel Pulley öğrenmeyi destekleyen etkili ilişki kurmak için okulunun stratejisini anlatıyor. O öğrenme için kültür ve iklim yaratmada birçok önemli faktörü tanımlıyor: - Paylaşılan değerlerin gelişimi - Ortak protokollerle çalışma - İlişkileri kullanma yoluyla üst-bilişi anlamayı geliştirme - Sürekli eğitim, gelişim ve destek verme - Başarıyı kutlama Zekâ ve öğrenme Zekânın kaynağına yönelik tartışmalar gelecekte oluşabilecek bütün öğrenme görüşlerinin merkezinde yer alır. Birçok eğitim sistemi zeka ile ilgili hala dört temel görüşü benimser: • zekâ mantıksal ve gerçekçi yetenekler tarafından açığa çıkarılır • bu yetenekler niceliksel olarak ölçülebilir • bu tarz ölçüler tahminidir • zekâ yaşam için vazgeçilmezdir Bu varsayımlar okullaşma, değerlendirme, müfredatın içeriği, sorumluluk modelleri ve öğrenmenin baskın türlerine yol açtı. Britanya’daki en önemli etkiyi zekânın yüzde sekseninin genetik olduğunu öne süren Cyril Burt yapmıştı ki bu durum önceden kesin olarak hazırlanmış yöntemlere olan güveni arttırıyor. Fakat ikizler üzerinde yaptığı çalışmalar ışığında Ridley (2003) şöyle düşünmektedir: IQ’nun yaklaşık yüzde yirmi beşi genetik, yüzde yirmi beşi çevreden etkilenmekte ve geri kalan yüzde yirmi beşlik kısım ise bireysel faktörlere göre değişkenlik göstermektedir. (s 90) Ridley iki diğer faktöre de vurgu yapmaktadır: öncelikle imkânları kısıtlı bir çevrede yaşamanın zekâ üzerinde büyük bir etkisi vardır. İkinci olarak yaşlanma IQ üzerindeki aile faktörünü azaltırken genetik faktörler daha önemli bir hale gelmiştir. Eğer bu durumlar göz önünde bulundurulursa okullaşma konusundaki birçok varsayım tekrar gözden geçirilmelidir. Okullaşma modeli çevresel özellikler ve genetiğin etkileri konusunda yetersiz kalmaktadır. Okullaşmada kullanılan modelin teorik varsayımları değişti anda eğitim modeli de değişmek zorundadır. IQ merkezli bir eğitim sistemi kurmak ki bu kültürel ve kronolojik olarak çok önemlidir, bireyin potansiyellerini bütünüyle görmezden gelmek demektir. Ben üstün zekâlı olmayı aynı zekâ geriliği gibi çoklu zeka türlerinden biri gibi görüyorum. Bağlantılı, deneysel ve bağlamsal güçler ve zayıflıklar üstün zekânın ve zekâ geriliğinin değişik durumlarına yol açar ve bana göre üstün zekalılık ve zeka geriliği tek bir olay değil. (Sternberg 1990 s299) Stenbergs’in görüşü tabi ki Gardner’ın çoklu zeka kuramı ile benzerlikler taşımaktadır; ikisi de IQ odaklı bir modeli benimsemiştir. Eğer bizim zekaya yönelik görüşümüz bir bütünden daha çok federal bir yapıya dönüyorsa ders programlarının içeriği, öğretmenin rolü, değerlendirme ölçütleri ve denklik konularının hepsinin gözden geçirilmesi gerekir. Gardner bize bu mühim meseleyi şu şekilde gösteriyor: İnsanların var oluşu sorgulama isteği olduğunu düşünen insanlar için ders programı benzerlik, doğrular, iyilik ve güzelliğe yönelik olmalıdır. (1999 p226) Bu meselenin çözümü Gardner’ın okuryazarlık eğitimi, disiplin eğitimi ve çoklu disiplinler ve disiplinler arsı yaklaşım olarak adlandırdığı yaklaşımlarında vardır. Zekanın tarihsel modeline yönelik diğer bir durum ise zekanın sosyal zeminli oluşudur. …..İnsan aktiviteleri sonucu oluşan zeka şekillendirilebilir. Bu konuda hem sosyal hem de maddi faktörler etkilidir.(Pea, 1997, p50) Zeka sosyal ilişkiler ve etkileşimler sayesinde gelişir; maddi yönü çevreye ve insan ürünü olan şeylere verilen cevabı kapsar. Zeka bu bağlamda şekillendirilebilir, aslında eğer zekanın tanımını değiştirirsek, zeka hem öğrenilir hem de öğretilir. Biz demokrasi, aile ve kültür tanımlarımız değiştirdik; bu sebeple zekaya yönelik yeni ve ortak bir anlayış geliştirmek için doğru bir zaman olabilir. Csikszentmihalyi (1997) bize zeka konusundaki bu meseleyi çözmeye yardımcı olabilecek bir model öneriyor. Genel olarak düşünme mevzusu gündeme gelince insanlar bunun zeka ile ilgili olduğunu düşünüyor. Benim IQ düzeyim ne kadar? Ya da O matematik konusunda bir dahi gibi bireysel farklılıklar üzerinde duruyorlar. Zeka zihinsel işlemlerin bir karışımı anlamına geliyor. Fakat Howard Gardner’ın gösterdiği gibi zekanın tanımını bilginin tüm çeşitlerini birbirinden ayırma ve kullanmaya yönelik genişletebiliriz buna kas duyuları, sesler, duygular ve görsel şekiller de dahil. (s27) Csikszentmihalyi’e göre etkili öğrenmenin temel özelliği akıştır: İnsanların çoğu akışı hayatlarında bir çaba sarf etmeden tam zamanında karşılarına çıkan olaylar olarak görürler. Atletler bunu formunda olmak olarak, tasavvufla ilgilenenler bunu kendinden geçme, sanatçılar ve müzisyenler de bunu estetik coşku olarak tanımlarlar. At let ler, t asavvufla ilgilenenler ve art ist ler bu akışa kapıld ıklar ında çeşit li şeyler yapar ama onlar ın deneyim t anımlar ı kayda değer bir şekilde benzerdir. (s29) Csikszentmihalyi bu akışa yol açabilecek faktörleri şöyle sıralıyor: - Etkili dönütler gerektiren ürünler; - Gelişimi gösterecek acil dönütler; - Zorlu fakat elde edilebilir amaçlar; - Bu zorluğa uygun yetenekler Bütün bu maddeler yerli yerine oturunca bizi öğrenmeye itecek deneyimler yaşamamız an meselesidir. Bu bağlamda akış deneyimi öğrenme için bir mıknatıs özelliği taşır. Yani yeni zorluk ve yetenek dereceleri geliştirir. İdeal bir durumda, kişi yaptığı şeyden hoşlanırken diğer yandan da sürekli olarak gelişecektir. (p33) Gelecek için öğrenme Bu ünitede ortaya çıkan sonuçlara göre gelecek için öğrenme ve gelecekte öğrenme için belli modeller tasarlanabilir. Önemli olan nörobilim ve zihinsel gelişim alanında çalışmalarda bulunan profesyonel eğitimciler arasındaki diyalogu geliştirmektir. Şimdilerde eğitimciler çıkarım ve ima yoluyla çalışmaktadır. Bilimsel uygulamalara yönelik olarak köklü bir değişim olması gerektiği çok aşikâr. Böyle bir birlikteliğin göstergeleri şunları barındırabilir; 1.Ders programlarının bireye yönelik olması gerekmektedir. Bu, öğrenme stillerinin detaylı bir tanımı değil de daha çok bireyin öğrenme yeteneğine yöneliktir. 2. Akademik başarının anahtarı sosyal gelişmeye bağlıdır. 19.yy’da sağlık alanındaki gelişmeler bir bakıma medikal uygulamalardaki gelişmelerin sonucuydu fakat daha büyük etken altyapının gelişmesi idi buna temiz su ve kanalizasyon sistemi de dâhil. Öğrenmedeki gelişme sosyal adaletin sağlanmasına bağlıdır. 3. Bilişsel gelişimi destekleyecek bilişsel program Gardner ın belirttiği yetenekleri de geliştirici olacaktır. İçerik temelli programlar bilişsel programlar için bir araç olabilir. 4. Bilişsel müfredatta odak sosyal etkileşim ve duygusal zekanın üzerindedir. Bu etkili öğrenme, sosyal becerilerin gelişimi, istihdam ve en önemlisi değerlerin aktarımı için önemli noktalar vardır. 5. Bizim değerlendirme ölçütlerimiz öğrenmenin değerlendirilmesinden öğrenmek için değerlendirme diye başka bir anlayışa bürünmüştür 6. Öğretmenin rolü bilginin yöneticisi olmaktan ziyade bireysel yeteneklere yol gösterme amaçlı olmuştur. Bu değişim öğrenmede bireysel yeteneklerin önemli görülmesi ve öğretmenin buna rehberlik etmesi sonucu oluşmuştur. 7. ICT merkezli gelişim hafıza, problem çözme, analiz ve bilgi yönetimi gibi bilişsel yetenekleri desteklemektedir. Bütün bunların en önemlisi öğrenmede erken yaşlardaki nörolojik, sosyal ve değerlere ait yatırım ileride kişisel bir yaklaşım gerçekleştirmek için çok mühimdir. Bugün rehberlik yoluyla yapılan bu öğretim takım çalışması becerisini geliştirmektedir. Takım çalışmasını öne süreli on beş yıl geçti.(Joyce and Showers 1980).1970lerde öğrenme stratejileri ve müfredat üzerine yapılan çalışmalarda yüzde on gibi düşük bir oran sadece öğrendiklerini yansıtabilmiştir. Gönüllü kişiler olsa bile bu oran düşük kaldı. Bu sebeple bu model ve müfredat kendisine uygulama alanı bulamamıştır. 1980lerde süren çalışmalarda, h a f t a l ı k s e m i n e r l e r ö ğ r e t m e n l e r i ö ğ r e n d i k l e r i n i y a n s ı t m a f ı r s a t ı s u n a c a k t ı . Seminerler sınıf ortamı ve öğrencilerin cevaplarına yönelik öğretmenin yapılandırılmasına yönelikti. Sonuçlar tutarlıydı: uygulama başarısız ilerliyordu. Bu sebeple öğretme ve müfredat üzerine çalışan öğretmenlerin grup olarak çalışması ve kendi aralarında öğrenme süreçlerini paylaşması bu yolla da bu gelişmenin öğrencileri daha etkili bir şeillde etkileyeceği kanısında idik. Bizim esas amacımız öğretmenleri öğrenir, gelişir ve değişirken onların da bu durumdan faydalanması. Öğretmenlerin kendilerine nasıl daha iyi öğrenme çevresi oluşturacağı çalışmasında(Joyce and Showers 1995), tesadüfî bir sonuçla karşılaştık: Başarılı ekipler başlangıçtaki amaçlarına ulaştıktan sonra yaptıklarından zevk alıyor ve devam etmek istiyorlardı. Neden bu şekilde bir çalışma sürekli kılınmasın? Böyle geniş bir çerçeve ile çalışırken, tüm üniter birimleri bireyselliğe önem veren ekip çalışmasına yöneltmeye karar verdik. Biz bu rehberlik sisteminin ne kendi içerisinde bir son olduğuna ne de tek başına gelişim için başlangıca yeterli olduğuna ikna olduk. Daha çok çalışma ve genel akademik gelişimi destekleyici olduğu belirlenmiştir. Sadece bu akran çalışma ve rehberlik takımları oluşturmak öğrencilerin öğrenme çevrelerini değiştirecek diye bir delil yoktur. Öğretme ve müfredat çalışması odak olmalıdır. Burada rehberliğin tarihçesini, d e ğ i ş i m i n i v e g e l e c e k i ç i n ger çek leşt ir ilme s i iç in ger eke n ö nle mler i e le a ld ık. 1980den önce:Uygulama ve yetiştirme süreçleri sadece son 25 yılda yakın takibe aldı.1950nin yarısının başlarında,eğitimi geliştirmek için ulusal hareketler akademik nitelik ve sosyal eşitlik üzerinde yoğunlaştı.1970in başlarında eğitimciler halk tarafından kabul edilmiş ve well nüfunded olduğunda bile nadiren değişimlere öncülük eden bu çabaları farketmiştir.İnsanların nasıl öğretme stratejilerini öğreneceği ve okulların nasıl başarılı bir şekilde yenilikleri yayacağı hakkındaki araştırma eksikliği başarısızlığımızda rol oynamıştır.eğitimciler öğretmenlerin yeni stratejiler örenebileceğini kula geri dönüş yapabileceklerini ve yeni öğrenme lerini uygun ve düzgün bir şekilde uygulamaya koyabileceğini farzetmiştir.bununla birlikte,okulların organizasyonları yıl içinde yaz sminerleri ve çalışmalarında oluşan yoğun yetiştirme çabalarını sağlamadı.ilk teşhisler yetiştirmenin dizaynı ve organizasyonun durumundan ziyade öğretmenlerin davranışları çabaları ve motivasyonlarındaki kusurlara katkıda bulundu. 1980_1987 okul uygulamaları ve yetiştirme şeklindeki değişimlerin uygulama prblemlerini çözebileceğine ve onları mükemmel bir şekilde kolaylaştırabileceğine inanmaya başladık ve suçu öğretmenlere atmak yanlıştı.insanlar nasıl yeni davranışlar ogrendigi ve onları nasıl uygulamaya koyduğunu bizim anlamamız ogretmenler ve okullarla bızım kendı cabalarımız ve unıversıte ve kullardakı meslektaşların çalışmalarının sonucu olarak zamanla gelıstı Yetıstırme fıkrıne ılk baktığımızda sadece yetıstırme ustundekı genıs çaplı bır gorus tamamladık ve sonuçlar uretmek ıcın muhtemel yetıstırme tıplerı hakkında bır grup hıpotezler olarak bızım bulgularımızı var ettık. ilk çalışmada tartışılan eğitim elemanları literatürde bulduğumuz seyden gelişti;teori sunumu,model gösterme veya görünüm,uygulama,yapılandırılmış ve sonu acık geri donut ve sınıf içindeki aktarım. 1980de ,model gösterme benzer durumlar altında uygulama ve sınıfta geri dönütle birleştirilmiş uygulamanın en üretici eğitim stili olduğuna inandık. yeni müfredata ve öğretme yaklaşımlarına girişimde bulunan ogretmenlerin sınıf sseviyesinde teknik yardıma devam etmelerine ihtiyaç duyacaklarını varsaydık.arastırmanın amaçları için bu yetenek öğretmenin repertuarının bir parçası olana kadar öğretmene yeni ogretim stratejileri ile tecrübe kazandıracak bir yeteneğin ilk gelişimi ile bu yeteneğin sınıf uygulamasını ayırt ettik .bu zamanda yetenek gelişimi için olan eğitim sekilleri aktarıma öncülük edecek olan durumlar için olan eğitim şekillerinden daha iyi geliştirildi. 80lerin baslarında , resmi olarak yetiştirme ilk eğitimi takip etmenin yalnız yetiştirmeden ziyade daha buyuk bir aktarımla sonuçlanacağını araştırdık.bu hipotezi kabul ettik. Önceki çalışmalarımız gösterdi ki öğrenme tekniklerini paylaşan, birlikte plan yapan tecrübelerini arkadşlarıyla paylaşan, koçluk ilişkisi olan öğretmenler tek çalışamlara oranla daha sık beceri ve strataji geliştirdi ve bunları daha uygun şekilde kullandı. Akran koçluğu grupları üyeleri daha uzun süreli yeni stratejileri akıllarında tuttular ve zamanla daha uygun öğretme modelleri kullandılar.(Baker and Showers 1984). Koçluk neredeyse tüm öğretmenlere yeni öğretme stratejileri uygulamalarına yardımcı oldu. Öğretmenlerin eğitimlerde peryodik takip almaları kaydıyla, yeni modelleri tanıtan öğretmenler bir diğerine koçluk yapabilirler. Bu yüzden biz okullardan akran koçluğu takımları organize etmeleri, okul uygulama ortamaları düzenlemelerini öneriyoruz. Böylece öğretmenler öğrenci öğrenimini etkilemek ve yeterli beceri kazanmak için birlikte çalışabilirler. 50’li 60lı yıllarda uygulama olasılığının oldukça düşük olduğu bir yerden avantajlı çok basit teknolojisi olan bir yere taşındık. Koçluk süreci yukarda belirtilen iki beceri gelişimi düzeyi dikkate alınarak eğitim paradigmasına eklendi. Şu anki uygulama Biz bir okulla küçük gruplar veya tek öğretmenlerle önceki çalışmaları gerçekleştirdik.Sıradaki basamak bir bütün olarak gönüllü öğrencilerin en önemli ihtiyaçlarını belirlemek için personelle birlikte çalışması gereken, uygun içeriği seçen, dizayn eğitiminde onlara yardım eden ve bunun öğrenciler üzerindeki etkisini değerlendiren gönüllü öğretim üyelerini kapsadı. Artan bir oranla sosyal organizasyona dikkatin oldukça önemli olduğunu keşfettik.Şimdi biz tüm öğretim görevlilerine okul bölgesinde bizimle çalışıp çalışmamak istediklerini soruyoruz ve biz tam olarak uzun uzadıya birlikte nasıl çalışabiliriz bunu tartışıyoruz. Akran Koçluğunun Prensipleri Çeşitli personel koçluğu uygulamaları koçluk diye adlandırılır. Bunlar teknik koçluk, akran koçluğu, mesleki koçluk, bilişsel koçluk (Garmston 1957).bunların hiçbiri öretmenlerin değerlendirmesi ile karıştırılmamalı ya da kullanılmamalıdır. Bizim yaklaşımımıza benzer; teknik koçluk,takım koçluğu, akran koçluğu (akran klinik denetimlerinde olduğu gibi) yapılardaki ve müfredattaki yeniliklere odaklanıyor (Kent 1985, Neubent ve Bratton 1987, Rogers 1987) oysa ki mesleki koçluk ve bilişsel koçluk daha çok var olan uygulamaları geliştirmeyi amaçlıyor.( Garmston et. Al.1993) Takım koçluğu hariç tümü sınıfları değiştirmenin ve geliştirmenin aracı olarak sözel geri dönütü kullanmayla bizim uygulamalarıızdan farklılık gösterirler. Aşağıdakiler akran koçluğunu prensipleridir: 1. Bütün fakültelerle çalıştığımızda bütün öğretmenler akran koçluğu çalışma takımının bir üyesi olmaya katılıyorlar. Takım bütün olarak a)bir uygulamaya ya da fakülte uygulamaya karar verdiği ne değişiklik yaparsa yapsın b)değişim sürecinde biri diğerini destekleme, yapısal hedefleri paylaşma ve ders materyali geliştirme c) uygulama süreciyle ilgili bilgi toplama ve öğrencilerin bağlılığının okulun amacına etkisi fikrine katılıyorlar. 2. Koçluk unsuru olarak sözel geri dönütün çıkarılmasının önemli ve gerekli olduğunu bulduk. Akran koçluğu çalışma takımının temel aktivitesi planlama, müfredat geliştirme ve amaçlara dayalı yapılardır. Özellikle daha yüksek seviyedeki çıktılar için düzenlenmiş öğretme stratejilerini öğretirken, öğretmenler onlara yönlendirilen özel amaçların yanında amaçlarının ötesini de düşünmelidirler. Eğer öğretmenler yeni bir dersin gelişim çalışmasını ayırır, parçaları birleştirir ve bir başkasının ürününü kullanırsa ortak planlar gerekli ve temeldir. Öğretmenler bir diğer dönütü vermeye çalışırken, ortak aktiviteler çözülmeye başlar. Akran koçluğu yapanlar değerlendirme ya da denetlemeden kaçınma niyetinde olsalar dahi kendilerini değerlendirme yorumu yaparken ve denetleme yaparken bulduklarını buna doğru kaydıklarını söylediler. Öğretmenler geçmişte klinik denetimlerden edindikleri tecrübelerden dolayı ‘önce iyi haber daha sonra kötü haberi’ umduklarını ve koçlarını teknik geri dönüt vermeye ve gerçek durumunu yansıtmaya zorladıklarını itiraf ettiler. Daha geniş çerçeveden bakınca geri dönüt değerlendirmeydi ya da değerlendirme olarak kabul ediliyordu da bu gerçek niyetimizi ifade etmiyordu. İlginçtir ki; koçluk süresince geri dönütü yok saymak öğrenci gelişimini ya da uygulamaları bastırmaz (Joyce and Showers 1995) ve geri dönütü yok saymak akran koçluğu takımının organizasyonlarını büyük oranda kolaylaştırır. Geçmişe dönüp baktığımızda bu bulguyu anlamak zor değil. Teknik geri dönütü sağlamayı öğrenmek bolca alıştırma ve zaman ister ve eğer takım üyeleri yeni davranışlarda uzmanlaşmışsa bu gerekli değildir. 3. Koç kelimesinin anlamını tekrar açıklamamız gerek: bir çift öğretmen birbirini gözlemlediği zaman,öğreten ‘koç’ olur, gözlemlenen de ‘koçluğu yapılan’ olur. Bu süreçte meslektaşlarından öğrenmek için gözlemleyen öğretmenler de aynısını yapar. Daha önceki çalışmalarda kullandığımız ‘teknik geri dönüt’ ile ilgili gözlemler hakkında herhangi bir tartışma yoktur. Genellikle bu gözlemler ; “ bana sizi gözlemleme fırsatı tanıdığınız için teşekkür ederim. Öğrencilerimle nasıl çalışacağıma dair iyi fikirler edindim” gibi bir diyalogla biter. 4. Akran koçluğu takımlarının ortak çalışmaları konferanslardan ya da gözlemlerden daha geniş kapsamlıdır. Birçoğu koçluk işinin temel taşının öğretmenlere ileriki gözlemleriyle ilgili önerilerde bulunması olduğuna inanıyor. Aslında öyle değil. Öğretmenler, bir plan oluştururken, destekleyici materyal oluştururken, öğrencilerle bir diğerinin çalışmasını izlerken ve birlikte oturup davranışlarının öğrencilerinin öğrenimi üzerindeki etkisini düşünürken daha çok öğrenirler. ALIŞTIRMA SÜRECİNDE TAVSİYELER Süregelen ilgi işi sürdürür: öğretmenler öğrencilere nasıl en iyi şekilde entelektüel bağımsızlığı öğretebilme; düşünme ve problem çözme becerisi; yoğun bilgi ile baş etme becerisi ve teknoloji yardımı ile bilgi çağını yönlendirme becerisi. Biz personel gelişimcilerinin alıştırma bölümlerine bazı davranışları dahil ederek eğitimcilere yardımcı olacaklarına inanıyoruz. İlkin, işyerlerini tekrar düzenleyen öğretmen takımlarına ve okullara yardımcı olabiliriz. Okulların ortak planlara ve değişim için özel olarak hazırlanan problem çözmeye ilişkin planlara zaman tanıdığını savunmaktansa, bu problemi çözmek için alıştırma süreci boyunca zaman sağlayabiliriz. Raywid (1993)’in işbirliği çalışmalarına zaman bulma araştırması böyle bir bölüme başlamak için bir yoldur. İkincisi, alıştırmanın ilk gününde personeller akran koçluğu takımı oluşturabilirler. Bütün fakültelerle çalışıldığında takım kurmak için birçok seçeneğe sahip olurlar ve personel geliştirme karşıtları bu seçeneklerin tartışılmasını kolaylaştırabilirler. Fakülteler; fiyatları karşılaştırma ve alternatif planlardan faydalanma gibi çeşitli formatlarını denerler. Gelişim planının bir parçası olan birleştirilmiş bir müfredat geliştirmeye teşebbüs eden bir okul amaçlarının ve sınıflarının ötesinde deneyimlerle geliştirilen bir plan isteyebilir. Çoklu kültürel müfredatlar üzerine odaklanan okullar takımların ötesinde farklı kültürler üzerinde fakülte uzmanlarına dağılmak isterler. Ama bir okul takımlarını oluşturur, bu paylaşılan amaçlar doğrultusunda çabuk pratik yapan öğretmenler için kullanışlıdır. Üçüncüsü, ortak plan için biz biçimlerin ya da yapıların örneklerini sağlarız. Birçok öğretmen geleneksel olarak yalnız yaptıkları aktiviteleri icra ederken karşılaştıkları problemleri bizle paylaştılar. Planlanmış bir aktivitenin yapılandırılmış bir gezintisi takımlara özel zaman çerçeveleri, her insanın ulaşmak istediği pratik sesli düşünme ve meslektaşlarının ajandalarını tanıması hakkındaki sorulara cevap verebilir. Örnek bir sıralama aşağıdakileri içerir: Yılın dersi hakkında düşün. “Öğrencilerin için büyük hedeflerin neler?” Şimdi okulun ilk 6 haftası hakkında düşün. Ne gibi amaçlara ihtiyaç duyacaksın? Eğer hedeflerine ulaştıysan belirt. Ne kadar zamanda amaçlarını gerçekleştirebilirsin? Hangi yapısal stratejiler kararlaştırdığın amaçlar için daha uygundur? İlk altı hafta için? Son amaçlarınla ilişkili mi? Başka kullanılabilen geliştirme materyalleri? Dördüncüsü, akran koçluğu çalışma takımları teşvik edici uygulamaları nasıl denetlediğini ve her uygulamanın öğrencileri nasıl etkilediğini planlamaya ihtiyaç duyar. Bütün sınıf özel bir konuda aynı fikirde olursa, çalışma takımları küçük gruplar halinde çabalarını nasıl gerçekleştireceklerini bilmek isterler, sonra fikirlerini tüm bir okul dersinde birleştirirler. Planlanmış değişimin etkisini ölçmek her okul gelişim çabası için önemlidir. Çalışma ayarı takımların yıllar boyu amacı için başvurduğu planlanmış küçük çalışmalar için en uygundur. Koçluk ve Okul Gelişimi İşbirlikçi planlama ve bilgi toplama zamanla artar ve bu yüzden personel geliştirme maliyeti artar. Bu aktiviteler anlamlar ve sonlar hakkında en iyi netlikte sonuçlandığı daha fazla planlı değişikliklerin uygulandığı ve öğrenciler üzerinde etkisi daha çabuk olduğu sürece, ek olarak çaba gösterilen yatırımlara değmektedir. Akran koçluğuna ek olarak, okul gelişimindeki çalışma takımları sık sık değişen çabalara girişen okulların önemli bir yoludur. Yüzeysel olarak, uygulamak için kolay gözükür- içerik ve beceriler üzerinde çalışan profesyonel öğretmenler in takımlarından daha doğal ne olabilir? Bu öğretmenler ve yöneticiler arasında ve öğretmenler arasında radikal bir değişim gerektirdiği için zor bir yeniliktir. Personel gelişimi okul gelişimi için ana araç olduğu zaman, okullar işbirlikçi planlamayı mümkün hale getirmek için ihtiyaç duyulan çalışma yerinde olduğu gibi, hem yapıların hem içeriğin çalıştırılmasını göz önünde bulundurmalıdır, karar vermek ve bilgi toplamak değişen çabalar için önemlidir. Biz okul sürecini tetikleyen koçluğu temin etmenin yollarını uzun uzun düşünürken, ayrıca okul kültürünün toplu aktivite için tehlikesiz bir çevre sağlamak için nasıl oluşturulduğunu da araştırırız. Bağlı bir okul kültürü okul geneli gelişim çabaları üreten birlikte karar almayı sağlar. Akran koçluğunun oluşumu daha çok uyum yeteneği, odaklama ve sonuç olarak daha becerikli bir şekilde karar almayı kolaylaşt ırır. Yetenekli personel gelişim programı öğrenciler için extra öğrenme, öğretmenler için yetenek ve yeni bilginin yanı sıra kendi kendinin devamını sağlar. Bloomun Sınıflandırması Taksonomi basit olarak sınıflandırma anlamına gelmektedir bu yüzden öğrenmenin amaçlarının sınıflandırılmasındakı amaç,öğrenmenin şekil ve seviyesini belirlenmesi teşebbüsüdür.Sınıflandırma aşagıda gördüğünüz üç öğrenme alanını açıklar ve bunların her biri öğrenmenin seviyesi ve ön gerekliliklerinin bir serisi olarak oluşmaktadır.Şu iddda edilirki hiç kimse bir alt seviyedeki bilgiyi elde etmeden üst seviyedeki bilgiyi etkili bir şekilde elde edemez ve bunu denememelidir.Müfredat programındaki konularla ilgilenmek için ana ardışık model oluşturmak kadar sınıflandırma verilen programı istenilen düzeyde gerçekleştirme açısından, öğrenmenin seviyelerini kategorize etmeyide desteklemektedir.Bunun için bilişsel alanda, uygulamacı için çalışma bilgi,anlama ve uygulamayı kapsayabilir, tamamen pofesyonel çalışmada analiz ve üzerini aynı zamanda sentez ve değerlendirmeyide içine alması umulabilir ama bunun zıddı olarak analiz ve üzeri ile ilgilenmez. BİLİŞSEL:en çok kullanılan alandır,bilginin yapısını ifade eder.Materyallerin bağlamsal olarak sıralanması olarakta görülebilir(bloom 1956) Bilişsel alan: bilgi,anlama, uygulama, analiz, sentez, değerlendirme. Yukarıdaki model geçerliliğini hala korumaktadır but Anderson ve Krathwohl(2001)görünüşte küçük ama gerçekye mantıklı değişiklikler yapmışlardır. hatırlama, anlama, uygulama, analiz, değerlendirme, yapma alanda yeni bilgi üretebilmeyi meydana getiren ve isimden fiiile geçme olan yeni üst kategoriyi not edin. benım dusunceme göre lise eğitiminde 'anlama' hala konumu bakımından problem olarak durmaktadır.Yeni şeyleri farklı yollarla denemenin ve sadece duşüncelerin değerlendirilmesine teşebbüs etmeden meydana gelen 'anlama'nın bağlamsal seviyesinde daha çok problem vardır.Yönetici seviyesinde de beklediğim budur.Sınıflandırma bilginin kaynağının araştırılmasından ziyade psikolojik hiyerarşidir ama diğerlerinden önce kesin seviyelerde gerçekleştireceğin ana kronolojik elementlerede sahiptir.Benim tecrübelerime göre GEstalt sevesindeki anlama sonda gelir,bundaki ana delilim araştırma metodlarının kullanımındadır.'gerçek,sezgisel,bağlamsal,kritik,stratejik anlama sadece alanında yaratıcı olmaya çalıştığın zaman meydana gelir.Benımle aşagıdaki yorumlar linkini kullanarak tartışabilirsiniz.Ve böyle yapan herkese teşekkür ediyorum umarım faydalı bir activite bulmuşsunuzdur. DUYGUSAL:Duygusal alan daha az ilgi çekmiştir ve bilişsel alandan daha az sezgiseldir.değerlerle veya değerlerin oranlarıyla ve kapalı değerlerin analiz yoluyla ortaya çıkarılması ve bunların ilgi sıralaması ile ilgilenir. (Kratwohl, Bloom ve Masia (1964)) DUYGUSAL ALAN ALMAK,CEVAPLAMAK,DEĞER BİÇMEK,ORGANİZE ETMEK VE FİKİR OLUŞTURMAK,DEĞER VEYA DEĞER KAVRAMIYLA NİTELENDİRMEK. PSİKO MOTOR:bloom bu alandakı çalışmasını asla bitirememiştir ve ve hala bitirmek için çeşitli çalışmalar vardır.7 DUYGUSAL ZEKA DUYGUSAL ZEKA TEORİSİ Duygusal zeka,1995 yılında Daniel Golema nın 'DUYGUSAL ZEKA' kitabı ile ün kazanmış nispeten yeni davranışsal modeldir.İlk duygusal zeka teorisi aslında 1970 ve 1980 yıllarında psikolglar Howard Gardner (Harvard), Peter Salovey (Yale) and John 'Jack' Mayer (New Hampshire) in çalışmaları ile gelişmiştir.Duygusal zeka giderek artan bir şekilde organnizasyonel gelişme ve insani gelişme ile alakadardır,çünkü dugusal zeka bize insan davranışlarını,yönetim biçimlerini,davranışlarını ve kişiler arası ilişkilerini anlamak ve değer biçmek için yeni yollar sağlamaktadır.Duygusal zeka ,insan kaynakları planlamada,iş görüşme ve çalışan seçimlerinde,yönetim geliştirmede,müşteri ilişkilerinde ve servislerinde ve daha çok alanda büyük öneme sahiptir. Duygusal zekanın çalışmak için insaniyet ve acıma hissi getiren sevgi ve ruhanilik kavramları ile ve insanların sahip oldukları yetenekleri örneklendirmek ve ölçmeyi gösteren çoklu zeka terosi ile yakından alakası vardır. Duygusal zeka kavramı IQ nun ve geleneksel zekanın çok dar olduğunu ve duygusal zekanın daha geniş alanlarının bizim nasıl daha başarılı olacağımızı sağladığını iddaa etmektedir.başarı,geleneksel zekanın ölçümü ve önemli davranışsal ve karakter elemanlarının gözardı edilmesi ile meşgul olan IQ dan daha fazlasını gerektirmektedir.biz hepimiz akademik açıdan zeki ama sosyal ve kişiler arası ilişkilerde beceriksiz insanlarla tanışmaktayız.Ve yüksek IQ seviysine sahip olmasına rağmen başarının bunu otomatik olarak takip etmediğini biliyoruz. Duygusal zeka için değişik yaklaşımlar ve teorik modeller geliştirtilmektedir.bu özet makele başlıca Goleman ın yorumları üzerine yoğunlaşmıştır. Mayer, Salovey ve David Caruso (Yale) ın çalışmalarıda bu duygusal zeka alanında kayda degerdir ve zamanı geldiğinde oda burada özetlenecektir. DUYGUSAL ZEKANIN İKİ YÖNÜ Başarılı olmak etkili farkındalığı,kendinin ve diğer insanların duygularının kontrol ve yönetimini gerektirir ve bu duygusal zekanın asıl öncülüdür.Duygusal zeka zekanın iki yönünü kapsar bunlar; 1-Kendini,amaçlarını,niyetlerini,tepkilerini,davranışlarını bunların hepsini anlamak. 2-Diğerlerini ve onların duygularını anlamak. DUYGUSAL ZEKANIN BEŞ ALANI Goleman duygusal zekanın beş alanını şu şekilde belirlemiştir; 1-Duygularını bilmek. 2-Kendi duygularını yönetmek. 3-Kendini motive etmek. 4-Diğerlerinin duygularını anlamak ve bunların farkına varmak. 5-İlişkileri yönetmek örneğin diğer insanların duygularını yönetmek. Duygusal zeka, NLP,işlemsel analiz ve empati gibi çoğu davranışsal dugusal ve iletişimsel dalların çogunu kapsar ve bunlardan ayrılır.Kendi duygusal zekamızı ve duygusal zekanın beş alanında geliştirerek,ne yaparsak onda başarılı ve üretici olabiliriz ve aynı zamanda diğer insanların başarılı ve üretici olmasına yardımcı olabiliriz.Duygusal zekanın gelişmesinin yöntem ve sonuçları aynı zamanda,anlaşmazlıkları azaltarak,ilişkileri,anlamaları,istikrarı,sürekliliği ve uyumu artırarak,bireysel ve örgütsel baskıyı azaltmak olarakta bilinen bir çok öğeyi içinde barındırır. Duygusal zeka yeterlilik yapısı,durum çalışmaları,örnekleri,araçları,testleri,bilgi ve ilgili teori referansları. Gelecek ücretsiz harika pdf formatındaki duygusal zeka materyalleri duygusal zeka için araştırma konsorsiyum adına Daniel Goleman dan izin alınarak hazırlanmıştır. Duygusal zeka yeterlilik yapısı-bu genel duygusal zeka yeterlilik yapısı Daniel Goleman ve CREI tarafından meydana getirilmiştir. -kişisel yeterlilik,kendi farkındalık, kendini denetleme,kendini motive etme. -sosyal yeterlilik,sosyal farkındalık,sosyal yetenekler. Duygusal zeka nedir ve ne için mevzu bahis olmuştur .Harika bir bilgi kagıdı 2000 yılının Nisan ayında,New Orleans'da toplum için endüstriyel ve örgütsel psikoloji nin yıllık toplantısında, dr Cary Cherniss tarafından sunulmuştur.Bu duygusal zekanın detaylı bir geçmişi ve açıklamasıdır. İş durumu için duygusal zeka-dr Carry Chemiss tarafından hazırlanan 19 tane is ve örgütsel saha çalışmaları,duygusal zekanın nasıl şirketlerin kar performansını etkilediğini göstermektedir.Bu çalışma,çalıştırıcılar,HR profesyonelleri ve vizyonerler için odaklanma,gelişme ve değerlendirmede kullanabilecekleri harika bir araçtır. İş alanlarında duygusal zekayı geliştirmek için ana hatlar-iş alanlarında duygusal zekayı artırmada güncel bilgileri en iyi şekilde temsil eden 22 tane ana hat - başlıca Cary Cherniss ve Daniel Goleman tarafından yapılmıştır.Bunlar: Yolu yapmak: 1-Örgütün ihtiyaçlarını belirlemek. 2-Bireyin ihtiyaçlarını belirlemek. 3-Değerlendirmeyi dikkatli yapmak. 4-Öğrenme seçimlerini arttırmak. 5-Katılımı özendirmak. 6-Amaç ve kişisel değerlerle bağlantı kurmak. 7-Kişisel beklentileri düzenlemek. 8-Duygusal zekanın gelişimi için motivasyon ve hazır olmayı sağlama. Değiştirme işini yapma 1-Duygusal zeka çalıştırıcıları ve öğrenicileri arasındaki ilişkiyi güçlendirmek. 2-Kendi değişim ve öğrenmesini yönetmek. 3-Amaçları elde edilebilir duruma getirmek. 4-Uygulama için fırsatlar oluşturmak. 5-Geri dönüt vermek. 6-Tecrübeli yöntemler kullanmak. 7-Destek oluşturmak. 8-Model ve örnek kullanmak. 9-Kendi farkındalığı ve iç yüzünü anlamayı destekleme. Değişimin sürekliliğini ve transferini destekleme(Sürdürülebilir değişiklik) 1-İşte yeni öğrenilen uygulamaları destekleme. 2-Öğrenmeyi destekleyen örgütsel kültürü destekleme. Değişimin işe yarayıp yaramadığını değerlendirme 1-Bireysel ve örgütsel etkileri değerlendirme. Koçluğun Buzdağı Modeli Buzdağının sadece yüzde 10u görünürdedir. Su altındaki yüzde 90lık bölüm koçun zihninin bilinçsiz sürecini temsil eder. Koçluk görevlerinin yalnızca yüzde 3ü kişisel mevzulara seslenmeyi amaçlar, ancak koçların yüzde 76sı koçluk sırasında kişisel konuları desteklediklerini söylemektedirler. Bu araştırma bulgusu 2009 un Ocak ayında devletin koçluk araştırması sırasında Havard İş Analiz Araştırma Raporu tarafından ortaya çıkarılmıştır. Bu değer araştırma raporu için araştırmaya cevap veren 140 koçun yarısının neden sadece yüzde 20sinin psikolojide geçmişine sahipken diğer yarısının başvuru ve iş yönetiminde onların koçluk işi için geçmişe sahip olduğunu açıklamaktadır. Benzer bir raporda, Profesör Antony Grant (Sydney Üniversitesinde Koçluk Psikoloji Bölümünde Yönetici) yüzde 25 ile 50 arasında koçluğu koç tarafında teşhis edilmeyen ya da tanınmayan stres, endişe veya depresyonun önemli seviyelerin klinik olarak ortaya çıkaran insanların bulunduğu çalışmaları ortaya çıkarmıştır. Bu, sadece zihinsel sağlık bozukluklarının önemli belirtilerini klinik olarak tanısa bile, psikolojideki geçmişin koçların çalışma yerlerine yararlı olabileceğini önermektedir. Psikolog olarak geçen 15 yılım, benim koçluk stilim, özellikle bizim kısıtlanan ve bizim bilinçsiz süreçlerimizle mücadele eden davranışlarımızı etkileyen bilincimiz hakkında bilgilendirmiştir. Bir örnek olarak, koçluk geçmişleri olan, iş uzmanı olarak gelen bir satış koçu yakınlık stratejileri ve iletişimde bir satış elemanına koç olabilir. Bu genellikle öğretmede özel bir yetenek ya da strateji ve zihinsel tecrübe veya davranışın bazı biçimini içerir. Ancak, bazı durumlarda, koçlar zaten ne yapacaklarını bilirler, ancak onlar bunu yapmak için gönülsüzlükleriyle başa çıkmada başarılı değillerdir. Onlar sık sık isteksiz köklerden eklemleyemezler. Bu koçluk edilen kişinin bilinçsizce satış servisine değer vermemesine sebep olabilir. Bu sadece hafızalar biz onları çağırana kadar bilinçsizce depolandığı için, koçun dikkatini getirene kadar, bilinçsiz bir değerdir. Bilinçsiz değerle, inançlar, duygular, hafızalar ve hatta kimlik durumları bizim davranışlarımıza etki eder ve bu yüzden bizim sonuçlarımızdır. Bu yüzden, satış sonuçlarını geliştirmek için iletişim stratejileri öğretilen koçlar bile eğer muhteşem satış elemanlarının sadece onlar olduğu, onların paraya önem vermediği, çok kötü hafızalarının olduğu ya da kimlik durumlarının satış durumlarını desteklemediği gibi bilinçsiz inançları varsa uygulamayı zor bulacaklardır. Bu, bu durumda öğretilmesi ihtiyaç duyulan yetenekler değil, başarılması ihtiyaç duyulan bilinçsiz süreçlerde bir değişimdir. Bu Yüzden, Koçluğun Buzdağı Modeli Biz bir buzdağına baktığımızda, suyun yüzeyinde duran yüzde 10luk bölümü görürüz. Eğer buzdağı koçun zihnini ya da aklını temsil ediyorsa, görebildiğimiz yüzde 10 bilinçli süreç, davranış ve sonuçların eş değeridir. Tam suyun altında yüzeye yakın kısım ise duygularımız olarak görülür. Duyguları etkileyen en dip seviye ise bilinçsiz düşüncelerdir. Bu düşünceler inançlar tarafından etkilenir. İnançlar daha dipteki seviyedeki değerler tarafından etkilenir ve buzdağının daha dibi koçun kimliği, en dibi ise bilinçsiz süreçleridir. Hiç buzdağları üzerinde bir belge gördünüz mü? Su yüzeyinin altındaki değişiklikler, buzdan çıkan küçük hava kabarcıkları şeklinde oluştuğu için erimeye başlar. Bu küçük hava kabarcıkları su yüzeyinde buzun kenarlarında hareket eder ve buzda oluklar oluşmaya başlar. Zamanla oluklar çok derin ve büyük olur, buzun dengesini ve şeklini değiştirir, böylece en sonunda bütün buzdağı ters döner ve suda yeni şeklini alır. Buzdağı koçluk stilinde benim müşterilerin daha derin seviyede değişmeleri ve yeni seviyeler ulaşmaları için kullandığım bir benzetimdir. Denenmiş ve test edilmiş psikolojik yaklaşımları kullanarak ben özel davranışları engelleyen kimliğe, değerlere ve inançlara hitap etmeye teşebbüs ettim. Ben bir müşterinin amaçlarına daha davranışçı bir yaklaşımdansa daha derin bir perspektiften baktığım zaman, sonuçlar sadece kısa sürede başarılmaz, daha uzun dönemler sürer ama daha az çaba gerektirir. References Atherton J S (2011) Learning and Teaching; Bloom's taxonomy [On-line: UK] retrieved 6 September 2012 from http://www. Baker. R. G., and B. Showers. (1984). The Effects of a Coaching Strategy on Teachers’ Transfer of training to classroom Practice: A six month follow-up Study. Paper presented at the annual meeting of the American Educational Research Association. New Orleans, La. Garmston. R. (1987). “How Administrators Support Peer Coaching.’ Educational Leadership 44, 5: 18-26. Garmston. R., C. Linder and J. Whitaker. (1993). “Reflections on Cognitive Coaching.” Educational Leadership 51. 2: 57 - 61 Joyce. B., and B Showerrs. (1980) “Improving Inservice Training: The Messages of Research.” Educational Leadership 37. 5: 379—385. Joyce. B.. and B. Showers. (1995). Student Achievement Through staff Development: Fundamentals of School Renewal. 2nd ed, White Plains, N.Y.: Longman. Kent. K. M (1985). “A Successful Program of Teachers Assisting Teachers.” Educational Leadership 43, 3: 30-33. Neubert. G. A., and E. C’. Bratton. (l987). “Team Coaching: Staff Development Side by Side.” Educational Leadership 44. 5: 29-33. Raywid. M. A. (1993). “Finding time for Collaboration.’ Eduactional Leadership 51, Rogers, S. (1987), “If I Can See Myself, I Can Change” Educational Leadership 45, 2: 64-67. Showers. B (1982). Transfer of Training: the Contribution of Coaching. Eugene, Ore. Centre for Educational Policy and Management. Showers, B. (1984), Peer Coaching: A Strategy for Facilitating Transfer of Training. Eugene, ore.: Center for Educational Policy and Management. Joyce, B. et al (1996, March) The Evolution of Peer Coaching. Educational Leadership 53 (6) pg 12-16) has been reproduced with permission from the ASCD. alisonskate.wordpress.com/2011/05/30/iceberg-model-of-coaching www.thelearningchain