Untitled

Transkript

Untitled
ASSOS KAZISI 2015 YILI SONUÇ RAPORU
Çanakkale ili Ayvacık ilçesine bağlı Behram Köy'de bulunan Assos antik kentindeki 2015
yılı kazı çalışmaları 6 Temmuz'da başlamış ve 31 Ekim'de tamamlanmıştır. Kazı çalışmaları
toplamda 118 gün sürmüştür. Kazı çalışmaları süresince bakanlık temsilciliği görevi İzmir
Arkeoloji Müzesi arkeologlarından Kamuran Akyüz tarafından yerine getirilmiştir.
Çalışmalarda yerli ve yabancı olmak üzere 35 araştırmacı ve öğrenciler görev almıştır.
2015 yılı çalışmaları kapsamında aşağıda listelenen alanlarda kazı çalışmaları
gerçekleştirilmiştir (Resim 1).
- Açma 14 Batı Kapısı Şapel
- Aşma 49 Agora Tapınağı Güney (Kuyu)
- Açma 51 Aşağı Agora Büyük Yapı
- Açma 55 Aşağı Agora Yapı
- Açma 62 Apsisli Bina (Tetrapylon)
- Açma 59 Tiyatro Batı Bölgesi
- Açma 60 Batı Kapısı
- Açma 61 Güney Stoa Araştırmaları
- Açma 63 Güney Stoa Agora Terası
- Batı Kapısı Şehir İçi Sondajı
Resim 1: 2015 yılında çalışılan noktaları gösteren şehir planı
Açma 14 Batı Kapısı Şapel
Şehrin batıdaki ana girişi olan Batı Kapısı'nın hemen yakınında, 2010 yılı kazıları sırasında
küçük bir şapel bulunmuş ve taş döşeli ana yolun tarihlenmesi gibi hedeflere ulaşılamayacağı
düşünüldüğünden kazı çalışmalarına ilerleyen yıllarda devam etmek üzere ara verilmişti.
Erken Bizans Dönemi araştırmaları kapsamında bu yapı ve çevresinde kazı çalışmalarına
devam edilmiştir (Resim 2).
Şapelin güneybatısına doğru devam eden duvar ve kapı izleri takip edilerek çalışma
alanları genişletilmiş ve bu alanda bir yapı kompleksinin olduğu anlaşılmıştır. Ortasında bir
avlu ve çevresindeki daha küçük mekanlardan oluşan bu yapının iki katlı olduğunu gösteren
bir merdiven kalıntısı, avlunun kuzey duvarına bitişik olarak kısmen korunmuş halde
bulunmuştur. Bütün mekanların duvarları moloz taşlar, çamur ve kiremit parçaları
kullanılarak örülmüştür. Kompleksin farklı noktalarında devşirme taşlar kullanılmıştır (Resim
3). Kompleksi oluşturan duvarlar arasında sadece şapele ait olanlarda kireç harcının kısmen
yapıştırıcı malzeme olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Resim 2: Şapel Kompleksi'nin havadan çekilmiş fotoğrafı.
Resim 3: Şapel apsisinin güneybatısındaki küçük mekanın girişi (altta) ve aynı mekanın
güneydoğu duvarının görünüş çizimleri.
Alanda kazısı tamamlanan ilk mekan şapeldir. Kuzey batısında girişi olan şapelin tabanı
taş döşelidir ancak bu döşeme kısmen korunmuştur (Resim 4). Avlunun çevresinde yer alan
küçük mekanlardan bir tanesi şapelin apsisine bitişiktir (Resim 5). Bu mekanın işlevi henüz
bilinmemektedir. Mekanın girişinin hemen yanında, avlu içerisinde andezit taştan yapılmış bir
tekne bulunmaktadır.
Resim 4: Şapel
Resim 5: Küçük mekan
Avlu bölümündeki kazılar yapının inşası ve tahribatı ile ilgili bilgilere ulaşılmasını
sağlamıştır. Avluda en azından bazı bölümlerin taban kiremitleri ile kaplı olduğu ve yapının
tahrip olduğu sırada çatı kiremitlerinin ve duvarlara ait taşların bu taban üzerine çöktüğü
anlaşılmıştır (Resim 6).
Resim 6: Avlunun stratigrafik yapısı
Avlunun güneybatısında bulunan bir diğer küçük mekanın ise mutfak olarak kullanıldığı
düşünülmektedir. Bu bölümde bulunan iki küçük mekanın daha sonradan aralarına örülen bir
ara duvar ile oluşturulduğu söylenebilir. Mutfak olduğu düşünülen mekanın giriş bölümü
saptanamamıştır. Bu mekanın hemen güneybatısında bir fırın bulunmaktadır.
Komplekste biri avlu içinde diğeri avlu dışında olmak üzere iki adet kuyu bulunmaktadır.
Bu kuyuların içinde kazı çalışması gerçekleştirilmemiştir.
Alanın kuzey ve kuzeybatı'sına doğru devam eden ve yüzeyden kısmen görülebilen duvar
ve kapı-giriş izlerinin bu kompleksin devamı olduğu düşünülmektedir.
Kompleks içerisinde bulunan mermer masa parçaları, öğütme taşları, kandiller, masa ve
mutfak kapları, ağırlıklar, bileme taşı, kapı, mobilya, ayakkabı yada kitap gibi farklı
amaçlarda kullanılan çivi örnekleri (Resim 7-9) bu kompleksin Erken Bizans Dönemi'nde bir
han olarak kullanılmış olabileceğini akla getirmektedir.
Resim 7: Mermer masalar (solda ve sağda), mermer masa ayağı (ortada)
Resim 8: Öğütme taşı (solda ve ortada), kandil (sağda)
Resim 9: ağırlıklar (solda ve ortada), bileme taşı (sağda)
Bunların yanında üzerinde Nyke ve aslan tasvirleri bulunan iki farklı kameo taşı da şapel
kompleksi buluntuları arasındadır (Resim 10). Kompleks içerisinde bulunan çok sayıdaki
sikke tarihleme açısından oldukça önemlidir (Resim 11).
Resim 10: Nyke tasvirli kameo (solda), aslan tasvirli kameo (sağda)
Resim 11: Bronz sikkeler
Aşma 49 Agora Tapınağı Güney (Kuyu)
Agora tapınağının güneybatı köşesinin altında bulunan üstü kemerli kuyudaki çalışmalar
ilk olarak 2014 yılında başlamıştır. 2015 yılında kuyudaki kazı çalışmaları tamamlanmış ve
buluntular üzerindeki restorasyon ve istatistik çalışmaları devam etmektedir. 7 metrelik bir
derinliğe sahip olan kuyu ana kayanın kesilmesi ile oluşturulmuştur. Kuyunun kuzey ve güney
taraflarında taşlar örülerek, ana kaya üzerinden kuyu ağzına kadar olan bölümler duvarlarla
kapatılmıştır. Kuzeydeki duvar kuyunun altına kadar devam etmektedir (Resim 12).
Resim 12: Kuyunun içindeki kazı çalışmaları (solda), ana kaya, duvar örgüsü ve dolgu (sağda)
Kuyunun içindeki dolgudan özellikle Batı Yamacı kantharos, amphora, pelike, guttus ve
siyah ya da alacalı astara sahip ekhinus kaseleri gibi Helenistik Dönem'den bilinen kapların
yanında çok sayıda erken roma kırmızı astarlı kase ve tabakları gibi masa kapları; ticari
amphoralar, kandiller, pişmiş toprak ağırlıklar, ağırşaklar, figürinler, terazi ağırlığı ve sikkeler
ele geçmiştir. Çok sayıda kabın üretim hatalı olduğu gözlemlenmiştir. Kuyu içerisinde çok
sayıda hayvan kemiği bulunmuştur bunlardan bazıları geyik gibi günümüzde bölgede
bulunmayan hayvanlara ait kemiklerdir. Bazı kemik parçalarının üzerinde çalışma izleri
olduğu görülmüş ve bu kemiklerin çeşitli aletlerin yapımında kullanıldığı anlaşılmıştır (Resim
13 - 19).
Gerek kaplar gerekse sikkeler Kuyunun MÖ erken 1. yüzyılda dolduğunu göstermektedir.
Kuyunun en alt seviyesinde üst üste yığılı halde bulunan özensiz bir şekilde üretilmiş testiler,
kuyunun ilk kullanım evresine aittir ve bu kapların büyük bölümü sağlam olarak günümüze
ulaşmıştır. Kuyudan su çekilmesi amacıyla kullanılmış olan bu kapların da büyük bölümünün
gövdelerinde hafif içe basıklık şeklinde deformasyon yer almaktadır. Kaplardan bazıları
oldukça özensiz bir şekilde astarlanmıştır (Resim 20).
Resim 13: Masa kapları
Resim 14: Kandiller
Resim 15: Mühürlü amphora kulpları
Resim 16: Pişmiş toprak ağırlıklar
Resim 17: Pişmiş toprak figürinler
Resim 18: Kurşun terazi ağırlığı (solda), portre tasvirli kap parçası (ortada),
boyalı figürin parçası (sağda)
Resim 19: Geyik boynuzları
Resim 20: Kuyudan su çekmek için kullanılan testiler
Açma 51 Aşağı Agora Büyük Yapı
2014 yılı çalışmalarının bir devamı olarak büyük yapıdaki çalışmalar kapsamında yapının
batısına doğru yeni açmalarda kazılar gerçekleştirilmiştir (Resim 21). Helenistik Dönem'den
itibaren kullanılan yapının son evresinde içine küçük mekanlardan oluşan Erken Bizans
yapıları inşa edilmiştir. Yapının üst bölümünü örten Erken Bizans kalıntılarını değerlendirmek
üzere gerçekleştirilen kazı çalışmalarına ilerleyen yıllarda devam edilmesi planlanmaktadır.
Resim 21: Aşağı agora alanındaki Erken Bizans Dönemi Yapıları
2015 yılında mozaikli mekanın (Mekan 8) (Resim 22) hemen güneyinde kalan dar alan
(Mekan 5) açılmış ve bu alanın taş döşeli olduğu anlaşılmıştır. Daha güneydeki açmada ise
mekan 2 alanında yüzeyin 1,5 metre altına kadar kazılmış ve bu mekanın Erken Bizans
Dönemine tarihlenen kuzey duvarının beklenmedik bir şekilde bu derinliğe kadar devam ettiği
görülmüştür. Bu seviyeden itibaren daha erken dönemlere ait seramik parçalarının geldiği
görülmüş ve bu alandaki kazı sonlandırılmıştır. Mekan 4'te küçük çaplı bir kazı
gerçekleştirilmiş ve bu alandaki moloz taşlar kaldırılmıştır.
Büyük yapıdaki Erken Bizans duvarlarının tamamında moloz taşlarla birlikte devşirme
taşlar da kullanılmıştır. 2015 yılında açılan mekanlara ait duvarlarda da aynı durumla
karşılaşılmıştır.
Kazılar sırasında Erken Bizans Dönemi'ne ait masa ve mutfak kaplarının yanında (Resim
23) sandık ve benzeri mobilyalarda kullanılabilen çeşitli metal aparatlar (Resim 24) ve kapı
yada çatılarda kullanılan ahşap kalaslara ait çok sayıda çivi bulunmuştur (Resim 25).
Resim 22: Büyük yapıdaki mekanlar
Resim 23: Seramik parçaları
Resim 24: Metal buluntular
Resim 25: Çiviler
2015 yılında Büyük Yapı'nın tamamında moloz taşlar ve bitki temizliğine yönelik bir
çalışma gerçekleştirilmiştir. Böylece ilerleyen yıllarda yapının geri kalanında
gerçekleştirilecek kazı çalışmaları için ön hazırlık yapılmıştır.
Açma 55 Aşağı Agora Yapı
Aşağı agora alanındaki Erken Bizans kalıntılarından bir diğeri olan bu yapının Piskopos
Sarayı olarak hizmet verdiği düşünülmektedir (Resim 21). 2015 yılında yapının kuzey
duvarının dış cephesi boyunca ve apsis bölümündeki güney sütununun çevresinde kazı
çalışmaları gerçekleştirilmiştir (Resim 26).
Resim 26: Aşağı Agora Yapı/Piskopos Sarayı Planı
Kazılar sonucunda Apsisli mekana kuzeyden girişi sağlayan açıklığa ulaşmak için yapının
kuzey duvarına paralel olan dar bir koridorun kullanıldığı anlaşılmıştır (Resim 27). Yapının iç
bölümünde apsis içindeki kazılarda Erken Bizans masa kabı parçaları ve cam kaplara ait
parçalar bulunmuştur. Bazı cam parçalarının pencerelere ait olduğu görülmüştür (Resim 28).
Resim 27: Kuzey girişine ulaşan koridor
Resim 28: Masa kabı (solda), cam kap (ortada), pencere camı (sağda)
Açma 62 Apsisli Bina (Tetrapylon)
Aşağı Agora alanında yer alan kare planlı apsisli yapı (Resim 21) bu yıl kazılarak
tamamen belgelenmiştir (resim 29). Binanın mimari yapısı apsis duvarının kuzeydoğu
duvarına sonradan eklendiğini göstermektedir. Yapının duvarları tamamen devşirme andezit
taşşar ve kireç harcı kullanılarak yapılmıştır. Güneydoğu ve güneybatı tarafından yapıya giriş
çıkışı sağlayan geniş açıklıklar bulunmaktadır. Yapının içinde, kuzeybatı duvarı üzerindeyse
muhtemelen bir niş olduğunu gösteren girinti izleri bulunmaktadır. Binanın merkezine doğru
gelen ancak apsis tarafından kesilen künk dizisi, yapının ilk kullanımında çeşme binası olarak
hizmet vermiş olabileceğini akla getirmektedir. Binanın duvarları yaklaşık 70 cm
kalınlığındadır. Binanın dışında, güneybatı tarafında bir kuyu bulunmaktadır. Bu alan
tamamen taş döşelidir.
Resim 29: Apsisli Bina/Tetrapylon
Binanın dışındaki kazılarda, yapının güneybatısında devrilmiş halde bir sütun ve
güneydoğu girişinin hemen önünde bir mermer başlık bulunmuştur. Alandaki kazılar sırasında
çok sayıda mermer mimari parça da mermer kataloguna eklemiştir (Resim 30). Yapınan
batısında bulunan lahit mezarın içinde iki yetişkin iskeleti bulunmuştur. Mezar hediyesi
bulunmamaktadır.
Resim 30: Mermer başlık (solda) ve mermer parçalar (sağda)
Açma 59 Tiyatro Batı Bölgesi
Tiyatronun batı kenarında bulunan, kentteki en iyi işçiliğe sahip polygonal duvarın
fonksiyonunu ve tarihinini belirlenmek için duvarın doğu ve batı yönlerinde kazılar
yapılmıştır (Resim 31). Duvarın önündeki araştırmalarda bu alanda zemini taş parke döşeli bir
cadde ortaya çıkartılmıştır. Duvarın daha kuzeyinde ise tiyatroya doğru uzanan bir caddenin
varlığı tespit edilmiştir (Resim 32). Klasik Dönem polygonal duvarın batısındaki sondajda
Arkaik Dönem katmanına ulaşılmıştır. Polygonal duvarın çevresinde özellikle Bizans Dönemi
konutlarının yoğunluğu dikkati çekmektedir. Bu sondajdaki bulguların tiyatroya uzanan Erken
Hellenistik Dönem’deki büyük kentin ortogonal planı ile uyum içinde olması Assos’un kent
planlaması için ayrı bir önem taşımaktadır (Resim 33). Ortaya çıkan mimari yapı kalıntıları
1:50 ölçeğinde çizimleri yapılarak kent haritası üzerin işlenmiştir.
Resim 31: Polygonal Duvar
Resim 32: Tiyatroya doğru uzanan cadde
Resim 33: Açma 59 ve çevresine ait plan
Açma 60 Batı Kapısı
Kentin iki ana girişinden biri olan Batı Kapısının hem şehir içi hem de şehir dışı tarafında
kazı ve düzenleme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Kapının hemen önünde, iki kule arasında
kalan alanın kuzey yarısı eski kazı dönemlerinde kazılmış; güney yarısı ise kazılmamış
olduğundan şehrin giriş bçlümünde özellikle gezi güzergahı açısından olumsuz bir durum
teşkil etmekteydi. Ayrıca Batı Nekropolisten kente girişi sağlayan taş döşeli yol kapıya
ulaşmadan önce kalın bir toprak tabakası ile kesilmekteydi. 2014 yılından itibaren bu alanda
gerçekleştirilen kazı çalışmaları sayesinde kentin giriş bölümü tamamen açılmıştır (Resim
34).
2015 yılında bu alanda gerçekleştirilen kazı ve çevre düzenleme çalışmaları sayesinde hem
kent girişinin Geç Bizans Dönemi'ndeki kullanımına yönelik veriler elde edilmiş hem de gezi
güzergahının sıkıntısız bir şekilde bu alandan geçmesi sağlanmıştır.
Kapının önünde kavisli bir şekilde kuzeye ve sonrada kuzey batıya doğru uzanan Erken
Bizans (MS 6. yüzyıl) duvarının kapıyı daraltmak üzere güvenlik amacıyla yapıldığı
düşünülmektedir (Resim 35). Büyük bir olasılıkla deprem vb. nedenlerden ötürü kısmen zarar
görmüş olan batı kapısı ve bu alandaki tahkimat sisteminin görevini yerine getirememesi
sonucu bu duvar hızlı bir önlem olarak yapılmış olmalıdır.
Zemin seviyesine inildiğinde Erken Bizans duvarına paralel bir şekilde güney kulesinden
başlayıp kuzeye doğru uzanan bir duvarın temel izlerine rastlanmıştır. Eldeki veriler bu
duvarın MS 4. yüzyıl civarında yapılmış olabileceğine işaret etmektedir.
Bunların yanı sıra Batı Kapısı'nın güney söve taşından kuzeybatıya doğru uzanan, kabaca
oluşturulmuş ve büyük ölçüde tahrip olmuş bir duvara yada sete ait kalıntılara ulaşılmıştır
(Resim 36). Bu set ile güney kulesi arasındaki alanının tamamen moloz taşlarla ve kuleye ait
kesme taşlarla dolu olduğu görülmüş ve bu alan kazılarak açılmıştır.
Kent girişini daraltma amacıyla yapılmış olan Erken Bizans duvarının güney kulesine
bağlandığı alanda çok sayıda çivi bulunmuştur (Resim 37). Bu çivilerin buraya kullanım dışı
oldukları için mi atıldıkları yada bu alanda var olan ancak günümüze ulaşmayı başaramamış
ahşap bir konstrüksiyona mı ait oldukları bilinmemektedir. Kazılar sırasında kemer tokası ve
sandıklara veya kapılara ait metal anahtarlar ve farklı aparatlar gibi çok sayıda bronz ve demir
parça bulunmuştur (Resim 38-39).
Alandaki kazı çalışmalarının ardından kuzey kulesinin önünde olduğu gibi güney kulesinin
de giriş meydanına bakan tarafında bir sıra taş sekinin olduğu görülmüştür. Bu sekilerden bir
tanesinde hayvan bağlama deliği bulunmaktadır.
Meydandaki döşeme taşlarından iki tanesinin üzerine taş oyunu oynandığını gösteren
yuvarlak oyun alanı kazılıdır.
Batı Kapısında ve Şapel Kompleksinde gerçekleştirilen kazı çalışmalarının ardından bu iki
alanın Erken Bizans Dönemi'nde birlikte düşünülmesi ve kente giriş sırasında bir birlerine
bağlı olarak çalışmış olabilecekleri fikri ortaya çıkmaktadır.
Batı Kapısının şehir içi bölümünde de kazı çalışmalarına başlanmış ve girişi kapatan blok
taşların bir bölümü kaldırılmıştır. Kapının açılmasına yönelik çalışmalara devam edilecektir.
Resim 34: Batı Kapısı girişi
Resim 35: Batı Kapısı ve çevresine ait plan çizimi
Resim 36: Büyük ölçüde tahrip olan devşirme taşlarla yapılmış set/duvar.
Resim 37: Çiviler
Resim 38: Bronz buluntular
Resim 39: Demir buluntular
Açma 61 ve 63 Güney Stoa Araştırmaları
Assos’daki en büyük ve çok katlı yapıların başında gelen; agoranın güneyinde yer alan
stoanın (Resim 40) planı ve evreleri konusundaki sorunların araştırılması için bu yapıya ait
mimari öğelerin 1:10 ölçeğinde çizimleri yapılmıştır. Stoanın farklı duvar örgüsündeki
duvarlarının inşa yıllarını tarihlemek için doğu kenardaki ikinci sarnıç ile kuzeydeki teras
duvarı arasındaki 3.0 x 1.50 m. ölçülerindeki bir alanda kazı yapılmıştır. Sarnıcın önündeki
temizlik sonrasında bu yapının önündeki su kanalı ortaya çıkmıştır (Resim 41). Sondajdaki I.
Tabaka seramik ve terakotalar yardımı ile M.Ö. 6-5. yüzyıllara tarihlenmiştir. II. Tabaka
M.Ö. 4. Yüzyıla tarihlenmiştir. III. Tabaka Geç 4. Yüzyıl, IV.-V. tabakalar Roma dönemine
tarihlenmiştir (Resim 42).
Resim 40: Güney Stoa
Resim 41: Açma 61 mimari kalıntılar ve tabakalaşma
Resim 42: Seramikler (üst sıra) ve figürin (alt) buluntuları
Güney stoanın kuzeyindeki teras duvarının agora yönünde bir başka sondaj (Açma No:63)
açılarak teras duvarının tarihi araştırılmıştır (Resim 43). 7.50x4.50 m ölçülerindeki kazı
alanında teras duvarı ile agora dolgusu arasında kalan çukurluğun doldurularak düz bir alan
elde edilmesi için özellikle moloz taşların dolgu malzemesi olarak kullanıldığı görülmüştür.
Teras duvarının kuzeyindeki bu alanda iki tabaka tespit edilmiştir. Bu katmanda açmanın
doğu kenarında ana kaya olan konglomeranın dörtgen bloklar şeklinde kesildikleri
görülmüştür Sondajdaki il evre olarak kabul edilen I. Tabaka Erken 4. Yüzyıla tarihlenmiştir.
II. Tabaka Hellenistik Dönem'e, olasılıkla (M.Ö. 2. yüzyıla) tarihlenmektedir (Resim 44).
Tabaka da güney stoadan 3.00 metre uzaklıkta 1.37x1.37 ve 177x186 m ölçülerinde iki kaide
altlığı tespit edilmiştir (Resim 45). Kaideler birbirinden 0.57 m uzaklıkta yerleştirilmişlerdir.
Benzer kaidelerin agorada kuzey stoanın doğusundaki bouleuterion önündeki varlığı
bilinmektedir. Bu yeni bulgular güney stoanın önünde de bu tür anıtların varlığına işaret
etmektedir (Resim 46).
Resim 43: Açma 63 kazı öncesi
Resim 44: Açma 63 kesit ve plan
Resim 45: Kaide altlıkları
Resim 46: Güney stoa inşa evrelerini gösteren plan
Araştırma ve Belgeleme Çalışmaları
Kentin Doğusundaki Sur Duvarının araştırılmasına devam edilmiştir. Bu alandaki makiler
içerisinde kalan sur duvarı harita üzerine işlendikten sonra dönemi araştırılmıştır. İncelenen
surun bir deprem sonucu yıkıldığı tahmin edilmektedir. Büyük kesme blok taşlardan inşa
edilmiş duvarın çok küçük bir bölümü korunmuştur (Resim 47). Tahrip olan duvarın izleri
ana kaya üzerine açılmış temel izlerinden takip edilebilmektedir. Duvarın kule şeklindeki
bölümünün kenarındaki açıklığın Klasik Çağ öncesi bir kapı olma olasılığı oldukça yüksektir.
Kentin doğu ucundaki bu bölgede Klasik Çağ sur duvarı daha da genişletilerek doğudaki
yamacın kıyısına inşa edilmiştir. Bu alandaki duvarlar 2014 yılındaki plana ilave edilmiştir.
Resim 47: Arkaik Dönem savunma duvarı
Kentin Çevresindeki Arkeolojik kalıntıların haritaya işlenmesi: 2105 yılında kent surları
dışındaki mezar köprü yol su yolu ve iskan kalıntıları 1:10.000 ölçekli bir harita üzerine
işlenmesi için çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalarda uydu resmi ve iki kanlı GPS
kullanılmıştır. Bu kapsamda kentin güneyindeki Ahır Kilisesi, ona uzanan yol ve anıtsal kapı
ile çömlekçi (?) fırınları 1:1000 ölçekli kent planına işlenmiştir.
Liman Araştırmaları
Assos limanı kalıntılarının belgelenmesinde total station ve helikopter ile çekilen
koordinatlı hava resimleri kullanılmıştır. Limandaki bu çalışmalar, Assos’un doğudaki
dalgakıran ile oluşturulmuş limanının batısındaki modern limanın da aslında ikinci bir
dalgakıranın üzerine inşa edildiğini ortaya koymuştur. Bu yeni bilgi kentin aslında dalga kıran
ile oluşturulmuş iki limana sahip olduğunu ispat etmektedir. Limanın su ihtiyacı doğudaki
limanın hemen kıyısında bulunan bir çeşmeden karşılanmıştır. 1980’li yıllara kadar hala
kullanılan bu çeşme üzerine ne yazık ki bir su deposu inşa edilmiştir. Söz edilen çeşmenin
birkaç metre doğusunda bir tersanenin varlığı tespit edilmiştir. Hazırlanan harita üzerinde
duvar örgü özelliklerine göre evreler belirlenmeye çalışılmıştır.
Tiyatro Araştırmaları
2014 yılındaki çalışmalarda Assos tiyatrosunun Anadolu’daki erken tiyatrolardan biri
olduğunun ortaya konması sonrasında bu yapının mimari özelliklerinin daha yarıntılı olarak
incelenmesine başlanmıştır. Bu kapsamda tiyatronun in situ durumundaki skene ve
proskenesinin 1/50 ölçeğindeki ayrıntılı çizimleri yapılmıştır. Plan çizimleri yanında skeneye
ait mimari bloklar tespit edilerek bunların da çizimleri yapılmıştır. Beş adet geison, beş adet
arşitrav bloğu ve kazı evindeki iki adet yarım mermer sütün bu kapsamda çizilmiştir. Assos
tiyatrosunun restorasyon projesi hazırlıkları devam etmektedir. Geçen süre içerisinde yapının
rölöve ve restitüsyon çizimleri tamamlanmıştır. Restorasyon projesi ise halen devam
etmektedir.
Pasif Onarım/Koruma Çalışmaları
Kazı çalışmaları sonucunda açığa çıkartılan duvarlar duvar işçiliklerine uygun olarak 1
veya 2 sıra yüksekliğinde moloz taş ve kireç harç kullanılarak restoratör denetiminde
dondurulmuştur. Bu çalışmalar kapsamında Batı Kapısı Şapel Kompleksi, Batı Kapısı şehir
dışı Erken Bizans duvarları, Aşağı Agora Yapısı, Aşağı Agora Tetrapylon Yapısı ve Agora
Tapınağının güneyindeki mekanlara ait duvarlarda koruma çalışmaları gerçekleştirilmiştir
(Resim 48).
Resim 48: Pasif onarım/koruma çalışmaları
Çevre Düzenleme Çalışmaları
Agora alanındaki çevre düzenleme çalışmaları kapsamında teras üzerinde düzensiz
kümeler halinde yer işgal eden taşlar uygun noktalara taşınmış ve hem teras üzerindeki gezinti
alanları genişletilmiş hem de arkeolojik çalışmaların önü açılmıştır. Agora terasında bulunan
taşların bir bölümü tehlikeli alanları ortadan kaldırmak amacıyla terasın denize bakan güney
kenarı boyunca düzenli olarak dizilmiştir (Resim 49).
Resim 49: Agora terasındaki düzenleme çalışmaları
Restorasyon projesinin hazırlıkları devam eden Tiyatro ve çevresinde de çevre düzenleme
çalışmaları yürütülmüştür. Skene binasının çevresindeki taşlar uygun yerlere taşınmış,
tiyatrodan güneye doğru uzanan taş döşeli cadde üzerindeki taşlar kaldırılmıştır. Tiyatronun
batısındaki taş döşeli yolda bulunan moloz taşlar uygun yerlere taşınmış ve bu alanlar güvenli
bir şekilde gezilebilir hale getirilmiştir. Tiyatronun güneyinde geniş bir alanı kaplayan eski
kazı topraklarının oluşturduğu tepeciği oluşturan toprak ören yerinin dışına çıkartılmış.
Böylece tiyatronun görselliğini olumsuz yönde etkileyen bu yükselti kaldırılıştır. Aynı alanda
bulunan büyük boyutlu moloz taşlar ortadan kaldırılarak tiyatronun güney bölümündeki teras
üzerinde geniş bir alan elde edilmiştir. Tiyatronun güney bölümünde bulunan eski
restorasyona ait beton parçaların tamamı atılmıştır. Ayrıca burada bulunan orijinal andezit
bloklar da Tiyatronun restorasyon projesinde kullanılmak üzere dizilmişlerdir. Bu çalışmalar
sayesinde elde edilen geniş alanlar restorasyon projesinin rahat bir şekilde yürütülmesini
sağlayacaktır (Resim 50).
Resim 50: Tiyatrodaki çevre düzenleme çalışmaları
Kenti ziyaret eden turistleri bilgilendirmek ve güvenliklerini sağlamak üzere Akropolis
girişi, akropolis üzerindeki belirli noktalara, Batı Nekropolis ve tiyatro girişine bilgilendirme
ve uyarı levhaları yerleştirilmiştir (Resim 51).
Resim 51: Bilgilendirme ve uyarı levhaları
Prof. Dr. Nurettin ARSLAN
Assos Kazı Başkanı

Benzer belgeler