ODTÜ Maden 50. Yıl Andacı Bölüm 2

Transkript

ODTÜ Maden 50. Yıl Andacı Bölüm 2
ODTÜ’DEKİ YILLARI HATIRLAMAK
B
enim Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ndeki öğrenciliğim, 1968-1972 arasında. Bu yıl Maden Mühendisliği Bölümü’nün 50 kuruluş yılı olduğuna göre kıdemli mezunlardan sayılırım.
ODTÜ’ye giriş, birinci sınıf, ardından bölümdeki üç yıl yarım kalan sonra güz aylarında ta-
mamlanan dönemler. Hepsinin üzerinden neredeyse kırk yıl geçmiş dönüp geriye baksam her dersi,
her sınavı dün gibi hatırlarım sandığım zamanlar uzaklarda kalmış.
Tek tek anılar soluklaşmış. Ama yine de ODTÜ’lü olmaya, Maden Mühendisliği öğrencisi olmaya dair,
duygularım, düşüncelerim canlı ve sıcak kalmış.
Okulun ilk günlerinde kırmızı-beyaz servislere binerken duyduğum heyecan, kayıt-kabul salonundaki
acemilik.
Üniversite’nin kendine özgü havasını fark etmek ve hemen benimsemek.
Her köşede esen devingen, devrimci ruhu hissetmek.
Kampüsün güzelliğiyle keyiflenmek.
Hepsi birlikte beni, bizleri ODTÜ’lü yapıyordu. ODTÜ’lü olmak kimliğimizle birlikte sanki kişiliğimize
de yansıyordu. Umarım ki bu şimdi de böyledir.
Maden Mühendisliği Bölümüne gelince.
Bölümümüz o yıllarda kampüsün en uzak, en uç noktasındaydı. Petrol ve Jeoloji ile paylaştığımız bina
o köşede tek başınaydı. Küçüktü, içi bence biraz sevimsizdi ama bizim bölümdü. Öğrenci sayısı az
olduğu halde bazı saatlerde gürültü çoktu. Kantinde, giriş bölümünde çoğu zaman maskülen muhabbetler hakimdi. Her üç bölümdeki toplam 10-12 kız öğrenciyle başka türlü olması da mümkün değildi.
Eğer tamamlamak gerekse, o dönemlerdeki öğrenci profili “şamatacı, patır-kütür, biraz çalışkan çok az
centilmen ve sıkı dost”tu.
Öğretim üyeleri katında farklı bir hava vardı. Her zaman olumlu, dostça, biraz mesafeli. Bölüm sekreterliği belki de tüm okulun en sıcak, en cıvıltılı yeriydi. Hocalar bizi tek tek tanırlardı. Onlar bölümün
temel taşlarıydı benim gözümde. İzlerinin arada hep sürmesini isterim.
Neval UYSAL AYDIN (MinE’ 72)
80
ÇETİN ATATUNÇ
5518 - B.Sc. 1973
ÖMER IŞIK DEMİRAY
8542 - B.Sc. 1973
TANER ERSOY
2265 - B.Sc. 1973
ÇETİN HOŞTEN
23551 - B.Sc. 1973;
M. S. 1975
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
mezunları1974
DİNÇER KARA
23564 - B.Sc. 1973
TEVFİK SELÇUK KAYA
3827 - B.Sc. 1973
MEHMET KAYADELEN
3829 - B.Sc. 1973
M. KEMALÖNCÜL
3928 - B.Sc. 1973;
M. S. 1978
SABEH SHAIB
4021 - B.Sc. 1973
ORHAN SEZEROĞLU
4017 - B.Sc. 1973
T. BARBAROS ŞATIRLAR
4048 - B.Sc. 1973;
M. S. 1975
İSMAİL ŞENEL
5726 - B.Sc. 1973;
M. S. 1978
NECİP TERZİBAŞIOĞLU
14043 - B.Sc. 1973;
M. S. 1989
AHMET BİLGİN ÜNVER
4139 - B.Sc. 1973
ALİ ZEYBEK
4185 - B.Sc. 1973
TÜRKER ZORLUBAŞ
4722 - B.Sc. 1973;
M. S. 1989
81
1971 > 1972 > 1973 > 1974 > 1975
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
SİHİRLİ BİR KELİME: HOCAM
E
skişehir Yolundaki A-1 Kapısı ya da bir zamanların söylemi ile Karakaya Kapısı’ndan girince, daha ciğerlerini
doldurduğun ilk solukta ODTÜ başlar. İlk adımında hissedersin; insana üniversite öğrencisi olduğunu duyumsatan, insana değerli olduğunu fark ettiren, bir kısmı kendini derslere adamış, bir kısmı hayatı sonuna
kadar yaşayan öğrencilere sahip, mezun olduktan sonra değeri daha iyi anlaşılan, öğrencilerine sağladığı etiketinin
ayrıcalığını okurken olduğu gibi iş hayatında da yaşatan bir kampüs. Kampüs içindeyken kendini dışarıdaki dünyaya, hatta ülkenin olumsuzluklarına karşı korunmada hissedersin. Yıllar yılı beklediğin, çok uzakta olsan da hep
özlediğin, kazandırdıkları için hep şükran duyduğun kampüs.
Mavi otobüs kapıda durur, içeri bir güvenlik görevlisi girer ve o büyülü sözcüğü söyler “Hocam kimlikler”. Yıllar sonra o kelimeyi ilk defa duyarsın. “Hocam” kelimesi ODTÜ’lüler arasında bir şifre gibidir. ODTÜ’lülerin birbirlerini tanıması için kullandıkları sıcacık, büyülü, sihirli bir kelime. Kampüsten çıkarak tüm Ankara’ya yayılmış bir fenomen.
Ankara sınırları içinde adını bildiğiniz, bilmediğiniz herkese hocam diyebilirsiniz. Başka bir şehirde, herhangi birine
gayri ihtiyari “hocam” diye seslendiğinizde, seslendiğiniz kişinin yüzündeki o garip ifadeyi görürsünüz ve nerede
olduğunuzu bir kez daha anlamış olursunuz. İlk başta rahatsız etmesine rağmen güvenlik görevlisinden dolmuş
şoförüne, profesöründen banka memuruna, öğrencisinden garsonuna herkes birbirine “hocam” şeklinde hitap ettiği
için toplumsal, sınıfsız, eşitlikçi bir söylemdir. Aslında alışkanlık yapan durumdur. Hocam kelimesi bir jokerdir her
boşluğu doldurur ve siz tüm unvanları unutup sadece onu kullanırsınız.
ODTÜ’lüler telsiz mandalı niyetine kullanırlar bu kelimeyi. “Hocam” kelimesi kullanılmadan başlayan cümlelerin
karşı tarafça anlaşılamayacağına dair bir önyargı dahi vardır. Alışkanlıkların dışında, farklı, değişik, sihirli bir kelimedir “hocam”. Karşınızdaki insan kim olursa olsun hocam dediğinizde, bir anda duruşu değişir. Bir anda hoca olmuştur. Artık karşınızdaki kişi için sorduğunuz sorunun cevapsız kalması, istediğiniz yardımı alamama, beklentilerinizin
olmama şansı kalmamıştır. “Hocam” kelimesi söylenildikten sonra minibüs şoförünün para üstünü vermemesi, kafeteryadaki kişinin tuzu uzatmaması, tellerin dışına kaçan topun size atılmaması söz konusu değildir. Her kapıyı açan
bir kelimedir “hocam”.
ODTÜ’ye ilk gelindiğinde herkesin ağzında olmasından dolayı özenti olduğu düşünülüp tepki gösterilir, ama arka
planını öğrenince saygı duyulur bu hitap şekline. ODTÜ’de “Hocam” diye hitabedilmesi “her insanın birbirinden
öğrenecği bir şeyler vardır” felsefesine dayanır ve herkesin birbirine aynı şekilde hitap etmesini sağlayan eşitlikçi bir
kelimedir.. Bazı istisnalar dışında cinsiyet ve sosyal statü farkı göstermeksizin geniş bir yaş aralığı için kullanılabilmesinin getirdiği kullanım kolaylığı nedeniyle ağıza yapışma ihtimali yüksek bir hitap şeklidir “hocam”.
82
İlk başlarda benimsenmesi hayli zordur. Herkesin birbirine hemşerim, birader, koçum diye hitap ettiği bir kentten
geliyor dahi olsanız, ilk zamanlarda kültür şoku gibi gelir, çok özenti gelir kulağa. ODTÜ’de birkaç gün geçer, bir
türlü kullanamazsınız şu tuhaf kelimeyi, ta ki dolmuşa binene, kantinden bir şey alana, kafeteryada kuyruğa girene
kadar. İlk “hocam” dediğinizde birden ODTÜ tarafından sallanmaya başlanırsınız. ODTÜ’deki bütün kapılar size
açılır, her şey birden kolaylaşır, her yer güzel gözükür. Ardından “ben bu kelime olmadan yıllarca nasıl yaşamışım”
diyerek kafa yorarsınız. Çünkü öyle önemli bir boşluğu doldurmuştur ki bu yegâne kelime! Türkçede bu kadar geniş
ve değişken bir insan kitlesine daha hitap edebilecek, her türlü yaş, dil, din, ırk ve cinsiyete mal olabilecek başka bir
kelime yaratılmış mıdır acaba…
Bir ODTÜ geleneğidir, “Hocam”. Rivayete göre ODTÜ’deki kedilerin bile birbirlerine “hocam” diyerek hitap ettiği
söylenir. Mezunlar Derneğinde bile üyelerin çocukları, görevli personele “hocam diyerek hitap eder. Yarım yamalak
Türkçesi ile yabancı uyruklu bir öğrenciden duyulduğunda gülümsetir. Başka bir kente gittiğinde rahatça büfeye
yanaşıp “hocam iki tost bir ayran” demeyi özlersin, askerde komutana hocam diyerek hitap edersin, evde bile annene
“hocam yemek ne zaman hazır olacak?” dersin. “Hocam” büyüsünü kaybeder. ODTÜ’ye özgüdür.
İlk duyulduğunda bu kadar itici,
Kullanılmaya başlandığında bu kadar büyük bir boşluğu dolduran,
Yıllar sonra bile duyulduğunda insana bu kadar sıcak gelen başka bir kelime yoktur.
Bir ODTÜ geleneğidir “hocam”.
ODTÜ’lülerin birbirini tanıması için kullandıkları bir parola.
Bu ülkede
Bu kadar sıcaklık,
Bu kadar yakınlık,
Bu kadar eşitlikçi,
Bu kadar erdemli
ve bu kadar dostluk ifade eden başka bir kelime yoktur.
83
1971 > 1972 > 1973 > 1974 > 1975
BÖLÜMÜN 50.YILI
O
DTÜ yaşantım 1968 yılında Hazırlık okuluna girmekle başladı. Bu okulun bizlere katkısını incelerken Hazırlıktan başlamak daha doğru olacak, çünkü ilerde hemen tüm derslerin İngilizce olduğu göz
önünde bulundurulduğunda yabancı dili doğru ve kapsamlı şekilde öğrenmenin gerekliliği ortaya
çıkıyor ve daha sonra başka üniversitelere göre dil konusunda ne kadar ileri olduğumuzu yaşadıkça bu daha iyi
anlaşılıyor. Hazırlık sınıfı ODTÜ’lü öğrencilerin okula hazırlanma ve bir ölçüde balayı dönemidir, hocalar ve üst
sınıflar öğle yemeğine arada top oynama zamanı kalsın diye koşarak giden bu kalabalığa hep toleranslı ve sevecen
davranmışlardır. Tüm mühendislik bölümlerinin karma olarak okuduğu 1. sınıftan sonra 1970 yılında okuduğumuz 2. sınıfta Maden Bölümü; Maden, Jeoloji ve Petrol bölümlerini bir arada barındırmaktaydı ve hemen tüm
arkadaşlar çok az sayıdaki sınıflarda çok iyi kaynaşmıştık, hocaların hepimizi birer birer ismen ve çok yakından
tanıdığını hatırlıyorum.
Öğrenci Birliği odasını ve akademik personelin öğrenciye yakın davranışını hatırlıyorum, ayrıca alt ve üst sınıflar
arası güzel diyalog ve alt sınıfların korunması, kollanması hatırladığım diğer güzel hatıralar. Bu işi meslek hayatında da devam ettirdik yanımızda işe başlayan genç mühendis arkadaşların ihtiyaçlarıyla ilgilenme, mesleği
ve işi sevdirme ve gelişmelerine katkı koyma noktasında alınan bu terbiyenin çok yararı olmuştur. Bölümün gerektirdiği teknik seyahatler o dönemdeki işletme tecrübesine sahip hocalarımızın gayretiyle mükemmel şekilde
yapılmış, gerek arazide gerekse mevcut maden tesislerinde birçok yer öğrencilere gezdirilmiştir. İnşaat, kimya,
metalürji gibi diğer bölümlerden alınan derslerle yetişen maden mühendisleri olarak hocaların hep anlattığı gibi
arazide ve yerleşimden çok uzak bölgelerde başımızın çaresine bakabildik.
Okulda yoğun rekabet yaşayan öğrencilerin normal yaşantıda tam tersi bir davranış göstermesi genelde kendilerine duydukları özgüvenden kaynaklanıyor sanırım.
Yabancı öğretim görevlileriyle ders yapmanın ve yabancı öğrencilerle birlikte okumanın daha sonra iş hayatında
getirdiği özellikle yurt dışına çalışmaya gidenlerde büyük avantaj sağladığını hep gördük. Mühendislik eğitiminde birinci sınıftan başlayarak alınan tüm dersler ABD eğitim kuruluşlarında okutulanlarla çok yakındı sanırım.
Birçok arkadaşın yurtdışı master ve doktora çalışmalarında sıkıntı çekmediğini hatırlıyorum. Bir de derslerin orijinal kitaplardan ve orijinal dilde okutulmasının avantajını gördük, yurt içinde çalışırken deyimlerde yaşadığımız
problem çabuk aşıldı. Kampüs hayatı yurtlardaki yaşantı, spor ve sosyal klüp imkânları o yıllar için Türkiye’de
gerçekten lükstü ve bu imkanlar içersinde memleket meselelerine merak salmak ve siyasi görüşlerin oluşması da
hep bu seçkin öğrenci, hoca ve imkanların getirdiği sonuçtur. Okuyan, yorumlayan, aralarında tartışan büyük
bir öğrenci kitlesi hemen her konuda kendini yönetmek, ülkenin kalkınmasına bağımsız gelişmesine katkı koymak için siyasetin içinde yer almak istiyordu. Sınıf arkadaşlarımın hemen hepsi mezun olduktan sonra madencilik konusunda çalışmaya başladık, Türkiye’nin dört bir yanına dağılıp tesisler kurduk, ocaklar açtık. Daha sonra
geriye dönüp baktığımızda bu yapılanlarla ülkenin kalkınmasına çok ciddi katkılar koyduğumuzu görüyorum ve
bize yapılan yatırımın meyvesini ülke yararına verdiğini düşünüyorum. Çalışma hayatında sınıf arkadaşları olarak gösterdiğimiz dayanışma ayrıca övgüye değer ve yeni mezunlara örnek olmalıdır. Bu arada kaybettiğimiz sınıf
arkadaşlarımızdan Hasan Basri Temizalp ve Bener Şakalak arkadaşımı anıyor, kalanlara uzun ömürler diliyorum.
Türker Zorlubaş (MinE’ 73)
84
FİKRET AKER
5374 - B.Sc. 1974
ADNAN S. BADRAN
2024 - B.Sc. 1974
TURHAN BARIN
8308 - B.Sc. 1974
HASAN AYDIN BİLGİN
904227 - B.Sc. 1974;
M. Sc. 1977; Ph. D. 1989
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
mezunları1975
SAMIR EL-MUFDI
5905 - B.Sc. 1974
MEHMET EMİN ERGEN
8043 - B.Sc. 1974;
M. Sc. 1980
ZİYA GÖKER
2281 - B.Sc. 1974
AZİZ KUNDUR
907139- B.Sc. 1974
ZEYNAB MURAT-KHAN
3890 - B.Sc. 1974
TARIK MUSTAFA
7401 - B.Sc. 1974
İBRAHİM SANER
3514- B.Sc. 1974
MURAT B. ŞAKALAK
4043 - B.Sc. 1974
MEHMET AYKUT VURAL
4147 - B.Sc. 1974
MÜNİR YILDIRIM
5430 - B.Sc. 1974
ZAKİ YOUSUF
8450 - B.Sc. 1974;
M. Sc. 1977
UĞUR YÜCEKENT
4716- B.Sc. 1974;
M. Sc. 1979
KAYA KOÇAL
8221 - B.Sc. 1974
MİR ALİ N.NORİ NEJAT
4586 - B.Sc. 1974
85
1971 > 1972 > 1973 > 1974 > 1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
86
KHALED AKACHA
6664 - B.Sc. 1975
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
ŞEVKET ALAGÖK
3513 - B.Sc.1975
1975
mezunları1975
H.BAYRAM BABACAN
8328 - B.Sc.1975
CELAL KARPUZ
7458- B.Sc. 1975
M.Sc. 1977; Ph. D. 1982
KEMAL TAN
4660- B.Sc. 1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
GÜHER ERBİL
2256 - B.Sc. 1975
SALİH ÖZASLAN
4600 - B.Sc. 1975
HASAN BASRİ TEMİZALP
4082 - B.Sc. 1975
SYDED ABİD HUSSAIN
11737 - M. Sc. 1975;
Ph. D. 1992
87
1971 > 1972 > 1973 > 1974 > 1975
ODTÜ’LÜ AĞAÇLAR: ATKESTANELERİ
Y
ıllar sonra ODTÜ ile hasret gidermek istiyorsanız, A-1 Kapısında mavi otobüslerden inip, maden mühendisliğine kadar yürüyeceksiniz. Herkesin, her köşesinde,
mutlaka bir anısı vardır. Ama önce ana caddeden, Hazırlığa kadar yürümelisin.
Yürümeye başlar başlamaz, ilk önce havası dikkatini çeker. ODTÜ’nün havasını tekrar
solumak istersin. Gri bir kentin ortasında, insan elleri ile dikilen bir orman. Koru ya da
ormanlık alan falan değil, resmen bir orman. 45 milyon ağaç. Tek tek insan eli ile yıllarca planlanarak dikilmiş. Ağaçlandırma Bayramları ile tüm Ankara’lılar ve ODTÜ’lüler ile
birlikte dikilmiş. Dikim işlemi bittiğinde vişne yenip, vişne şarabı içilerek kutsanmış. Ağa
Han Mimarlık Ödülü almış.
Ana kapıdan servisten inip seninle birlikte yürüyen, Hazırlık, İdari, Mimarlık öğrencileri.
İmrenirsin. Tekrar 18 yaşında, onların yerinde ODTÜ’de olmak istersin. Düşünürsün.
Dünyada çok az sayıda şanslı öğrenci ODTÜ kalitesinde bir üniversiteye devam edebildiğini bilirsin. Aklından “bunun kıymetini bilmeliler” diye geçer. ODTÜ’yü diploması
için değil, ODTÜ olduğu için istemeliler diye düşünürsün. Çünkü ODTÜ’de öğrenci iken
ODTÜ’den kazanabilecekleri, ilerde ODTÜ diploması ile kazanabileceklerinden çok daha
fazladır. Bilirsin.
Ve ODTÜ’nün ana caddesi. Orta kaldırım ile ikiye ayrılmış. Kaldırımda uzayıp giden atkestaneleri ve her çeşit ağaç ile süslenmiş. Atkestaneleri ODTÜ’de yaşam alanını paylaştığımız ağaçlar, ODTÜ kampüsünün yollarının ağaçlarıdır. Güzel yaprakları, çiçekleri
vardır ama hiç kimse bu ağaçlar için şiirler yazmaz, hatta hiçbir şey yazmaz. Ama onlar
hep vardır.
ODTÜ’ndeki atkestaneleri sonbaharın en güzel renklerine bürünen ağaçlarından biridir. Nisan gibi çiçek açar, inanılmaz güzel kocaman çiçekler, pembe ve beyaz. Eylül’de kestaneleri vardır üstünde, sararan yapraklara inat, yemyeşil kocaman kocaman atkestaneleri. Ama atkestaneleri nasıl sararıp solacaklarını pek bilmezler, acemidirler. Aynı
yaprağın üzerinde yeşil, sarı, kahverengi ve hatta kırmızı renklerini görebilirsiniz. Hem de farklı tonları ile birlikte.
ODTÜ’deki ana caddeyi hüzünlü bir yağmur ıslatır, hafif bir rüzgâr atkestanelerinin dökülmüş yapraklarını sürükler.
Altın renklidir hava, ansızın çıkan serinlik içinizi ürpertir, şefkate muhtaç kılar.
A-1 kapısından Hazırlık binasına kadar beton yürüyüş yolunun iki tarafındaki atkestaneleri, o yolu yürüyen öğrenciler için güneşli günlerin gölgesi, yağmurlu günlerin şemsiyesidir, ODTÜ’nün ana caddesi, ODTÜ kampüsünün
güzelliklerinden biridir. Dış kabuğundaki uzun dikenleriyle “bana dokunma” diyen ve yaz sonunda birer birer yere
dökülürken korkutan koyu kahverengi meyveleri ile kampüs yaşamının ayrılmaz parçalarındandır, atkestaneleri.
88
ODTÜ’DE ODTÜ LOGOLARI ve HAZIRLIK
O
DTÜ’nün ana caddesinden ayrılıp Hazırlığa doğru yönelirken orta kavşaktaki ODTÜ logosu dikkatinizi
çeker. Aslında kampüsün tamamında bu süslemeler, bezemeler ve kabartmalar bulunmaktadır. Mimarlık
otoparkının yanında her tarafı çatlamış, eski bir beton üzerinde kabartma ODTÜ logosu ve altındaki 1966
yazısı bulunmaktadır. Yine o yıllardan, Şadi Çalık’ın Atatürk Anıtı üzerinde Anadolu topraklarındaki uygarlıkların birçok simgesiyle birlikte ODTÜ logosu da kabartılmıştır.
ODTÜ’de A-1 kapısında ODTÜ’nün simgelerinden biridir; Bilim Ağacı... Ancak ODTÜ’de bir Bilim Ağacı daha vardır, çiçeklerden yapılmış bir bilim ağacı... Kültür Kongre Merkezi’ni
çevreleyen yamaçlardan birini alt tarafında çimler üzerine
yerleştirilmiş bir daire içinde bir Bilim Ağacı figürü yıllardır
orada durur. Her yıl yenilenir, yeni baştan farklı çiçeklerle,
farklı renklerle yeniden yaratılır Bilim Ağacı. Kimi yıllar yalnızca yeşilin tonları kullanılmış, kimi yıllar eflatun ve yeşil
olmuş, kimi yıllar kırmızı katılmış yeşilin arasına, kimi yıllar
rengârenk çiçekler serpiştirilmiş. Her değişik görünümünde,
Bilim Ağacı’nın değeri ve çiçeklerin güzelliği birleşip ODTÜ’yü süslemiş.
Özellikle ODTÜ’nün ellinci yılı nedeniyle üniversitenin dört bir yanını donatan ODTÜ logoları ve simgeleri bulunmaktadır. Otuzuncu ve kırkıncı yıllarda olduğu gibi ellinci yıl logosunda da “0” yerine ona benzeyen ODTÜ logosu kullanılmış. Karlı bir günde Rektörlüğün önündeki ODTÜ logosuna bir grafiti muzipliğiyle ve eldivensiz ellerin acelesiyle
5 sayısını ekleyerek ellinci yıla bir imza atılmış. Kültür ve Kongre Merkezi’ne bakan çim alanlardan birinin üzerinde
çiçeklerle ODTÜ logosu işlenmiş.
Gezdiğinde mutlaka görürsün, gözüne çarpar, çiçeklerle bezenmiş ODTÜ logoları. Rektörlüğün önünde, Kafeterya’nın
ana caddeye bakan yamacında, KKM’nin önünde, MM’in önünde, Teknokent binalarının önünde. Ama ilk önce seni
Hazırlığa dönen kavşaktaki bu ODTÜ logosu karşılar, kırmızı ve beyaz çiçekleriyle…
Yolun sonu Hazırlık Binası. Burası ODTÜ içinde olan ama ODTÜ’den ayrı, farklı bir yerdir. ODTÜ Hazırlık Okulu,
üniversite giriş sınavından sonra sabahtan akşama kadar tüm vaktinin boş olduğu bir dinlenme dönemidir. Tam anlamı ile lise ile ODTÜ arasında bir geçiş bölgesidir. Birçok ODTÜ’lü bu boşluğu en iyi şekilde değerlendirir. Hazırlık
sınıfı, ODTÜ’yü kazanan her öğrenciye verilen bir yıllık tatil hakkıdır. Bu dönem İngilizce hazırlık değil, tamamen
ODTÜ’ye hazırlıktır aslında.
İşin ilginç yanı ODTÜ’de edinilen arkadaşlıkların en uzun sürelisi ve en kalıcısı Hazırlık’da edinilir. Pop quiz öncesi çıkan
sandalye gürültüleriyle mahşer yerini andıran mekân. Çimler
güzel, ODTÜ güzel, dersler hafif, çalışmak yok... İşte budur
ODTÜ Hazırlık... Güzel, dertsiz tasasız bir yıl. ODTÜ’de geçebilecek en güzel anların toplandığı ilk yıl… Balayı.
Hazırlık binalarının arasından görünür ODTÜ. Yolun karşısına geçerek bölümlerin arasındaki geniş, merdivenli, arnavut
kaldırımlı yol ile başlar. İçin kıpır kıpır. Hayatının en güzel
yıllarının geçtiği mekân. Ayrı bir kokusu, rengi, sesi vardır.
Hala gözümüzde, burnumuzda, kulağımızdasın sevgili okulumuz. Özledin mi diye sorma, biliyorsun sen...
89
1971 > 1972 > 1973 > 1974 > 1975
90
91
1971 > 1972 > 1973 > 1974 > 1975
92
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
93
1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
1976 > 1977 > 19
dünya
1976; 28 Temmuz 1976 tarihinde
Çin’de yüzyılımızın en çok ölümle sonuçlanan depremi
oldu. 8,2 büyüklüğündeki depremde 650.000 kişi yaşamını yitirdi. 1977; Elvis Presley, 42 yaşında öldü. 1977;
Pakistan’da askeri darbe; General Ziya Ül Hak, Zülfikar Ali
Butto’yu devirdi. 1978; Camp David (ABD)’de, Mısır-İsrail
(Sedat-Begin) zirvesi gerçekleştirildi. Anlaşma için sürdürülen görüşmelere ABD Başkanı J. Carter da aktif olarak katılmıştır. 1978; Çin Halk Cumhuriyeti’nde Deng Şaoping’in
önderliğinde ekonomik reformlar başlatıldı. 1978; İtalyan
Başbakanı Aldo Moro öldürüldü... Komünistleri ilk kez hükümete dahil edecek bir güven oylamasına katılmak üzere
meclise giderken teröristin eline düşen bu önemli liderin
kaçırılması ve öldürülmesine güvenlik güçleri seyirci kaldı.1979; İran’da Devrim; Humeyni’nin dönüşü ve Şah’ın
kaçışı 1979; Viyana’da, Carter ile
Brejnev’in SALT II Anlaşması’nı
imzaladılar. 1979; Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal etti. 24 Aralık
1979 tarihinde Afganistan’a Sovyet
askeri birlikleri girdi. Sovyet işgali
ve Afgan Devlet Başkanı Emin’in
öldürülmesinden sonra, Babrak
Karmal başbakan oldu.1980; İranIrak Savaşı’nın başlaması... Irak, İran’da 1979 Şubat’ında
gerçekleşen devrimden sonra, gergin ortam ve çatışmalar
1980 yılı boyunca da devam etmiş ve 28 Ağustos 1980
günü bu çatışmalarda İran, Irak kuvvetlerine karşı ilk defa
yerden yere SS füzeleri kullanmıştı.
94
türkiye
1976; Hayali mobilyacı yeğene tu-
tuklama... Hayali mobilya ihracatı ve 20 milyon liralık vergi
iadesi yolsuzluğundan sanık Yahya Demirel hakkında gıyabi
tutuklama kararı verildi. 1977; Kanlı 1 Mayıs... Yıl 1977...
Taksim Meydanı... 1 Mayıs, yüzbinlerce işçinin katılımıyla
görkemli bir şekilde kutlanmaya başlandı. Ama birden çevredeki binalardan silah sesleri gelmiş, panzerler kalabalığın
üstüne yürümüş, meydanı dolduran kalabalık panik içinde
Kazancı Yokuşu’na koşmuştur.
Yaşanan izdihamda 37 kişi can
vermiştir.1978; Kahramanmaraş olayları... Kahramanmaraş’ta
günlerce devam eden şiddet
olaylarında 105 kişi ölmüş, 176
kişi yaralanmıştır.1980; Hükümetin 24 Ocak 1980’de IMF’nin
direktifleri doğrultusunda açıkladığı ekonomik istikrar(!) programı, toplumda soğuk duş etkisi yarattı.1980; Silahlı Kuvvetlerin emir komuta zinciri içinde yönetime el koydu. Sonra; 650 bin kişi gözaltına alındı.
210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 98 binden fazla insan
“örgüt üyesi” olmaktan suçlandı. Gazeteler 300 gün süreyle
yayın yapamadı, yayınlar yasaklandı. 14 kişi açlık grevinde
öldü. 3.854 öğretmen, 120 üniversite öğretim görevlisi ve 47
yargıcın işine son verildi. 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelere geçti, idam cezası verilen 50 kişi asıldı. 12 Eylül 1980
askeri darbesi, Türkiye toplumunu yeniden kurmaya yönelik
bir girişimdi. Özgürlüksüz, muhalefetsiz, bireyci, tekdüze,
rıza gösteren bir toplum...
978 > 1979 > 1980
odtü
maden
ile 1976’da tiyatro şenlikleri düzenlemiştir. 1976; 3 Kasım
1976’da 2500 öğrenci statta forum yapmış, forumda Sosyal
tek Kömür ve Madencilik AŞ işyerinde çalışan 980 işçi 5
Mayıs’ta greve başladı. Bu grev madencilik işkolunda ilgili
Bilimler Bölüm Başkanı Prof.Dr.Hasan Tan ve evrak müdürü
Bahattin Yalım’ın görevden alınması isteminde bulunmuş-
yasalar uyarınca yapılan ilk grev olması bakımından özel
1976; ÖTK örgütlülüğündeki ODTÜ öğrencileri, içlerinde 10 topluluğun bulunduğu STK aracılığı
tur. 1977; 4 Şubat 1977 tarihinde Hasan Tan, ODTÜ’ye
1976; Bigadiç bor işletmesi ku-
ruldu.1976; Yeraltı Maden-İş’in örgütlü olduğu Yeni Çel-
bir öneme sahip oldu. 1977; TMMOB Maden Mühendisleri Odasınca her iki yılda bir düzenlenmekte olan Türkiye
olarak atanmıştır.1977; Ertuğrul Karakaya bir ODTÜ öğrencisiydi. 1977 yılında,
9 aylık boykot döneminde ODTÜ Öğ-
Madencilik Bilimsel ve Teknik Kongrelerinden beşincisi
renci Temsilcisi yönetim kurulu üyesiydi
ve ÖTK’nın sözcülüğünü üstlenmişti. 13
“Bursa Volfram madeni tesisleri” Başbakan Demirel tarafından
Şubat’ta 1977’de, ODTÜ’nün bütün kesimlerinin karşı çıkmasına rağmen rektör
üretime açıldı. 1978; 1978 yılında çıkarılan 2172 sayılı yasa
ile bor’la ilgili tüm faaliyetler ta-
olarak Hasan Tan’ın istifa istemi ile başlayan boykotta ODTÜ-ÖTK’nın demeçlerini,
bildirilerini hep o okuyor, basın toplantılarına ÖTK adına o katılıyordu. Sürekli göz
önündeydi. 8 Haziran günü güvenlik güçlerince öldürüldü.1978; 1978 ve 1979 yaz aylarında birer
ek sömestr yapılmıştır. Çok sıcak geçen yaz aylarına rağmen,
başta öğretim üyelerimizin olmak üzere, tüm ODTÜ ailesinin
büyük özverisi sayesinde eksik iki sömestre tamamlanmıştır.1978; 1978 yılında, Dr. Necdet Bulut, Trabzon’da uğradığı silahlı saldırı sonucunda ağır yaralanmış, kaldırıldığı
Ankara Hacettepe Hastahanesinde vefat etmiştir.1980; 12
Eylül ODTÜ’nün üzerinden silindir gibi geçti. Birçok öğrenci çeşitli suçlar isnad edilerek tutuklandı, birçoğu göz altına
alındı, birçoğu güvenlik güçlerinin gözetiminde iken öldü,
yaralandı, sakat kaldı.
14-18 Şubat 1977 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilmiştir. 1977; 15 Ocak 1977
mamen devlet adına üretilmek,
işletilmek ve pazarlanmak üzere
Etibank A.Ş.’nin tasarrufuna verilmiştir.1978; 10 Eylül 1978 Erdemir Zübeyde fırınını
ateşledi. 85 metre yüksekliğinde ki fırın yılda 1.5 milyon ton çelik üretecek.1978; Türkiye 1. Kömür Kongresi
TMMOB Maden Mühendisleri Odası tarafından 23 Ocak
1978 tarihinde Zonguldak’ta düzenlendi.1979; Kestelek/
Bursa kolemanit işletmesi kuruldu. 1980; 24 Ocak 1980
sonrasında ülkemizde uygulanan serbest piyasa ekonomisinin tercih edilmesine bağlı olarak, özel sektör ön plana
çıkmaya başlamış Özelleştirme politikaları başta olmak
üzere madencilik sektörü de bu uygulamalardan nasibini
almıştır.
95
1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980
ODTÜ’NÜN ENTELEKTÜEL BİRİKİMİ: İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
H
azırlıktan başlayıp, bölümlere doğru giden ana yola çıktığınızda ODTÜ’nün mimarisine hayran kalmaya başlarsınız. Herşey planlanmış ve uygulanmıştır. Şimdilerde İşletme Binası, Hazırlığın yan tarafındaki yeni yerinde olsa da, kurulduğundan beri tüm idari
ve iktisadi bilimleri içinde barındıran İdari Binası çıkar karşına.
İdari Bilimler Fakültesi’nin ayrı bir yeri vardır. Bütün mühendislik fakültesi burada ekonomi dersi alırdı. Birçok non-teknik elektif dersleri
de bu binada alınmıştır. Belki de bunun içindir, kantininde İdari öğrencisinden çok erkek mühendislik öğrencileri bulunur. Koridorları pipo kokan, simli
mermerleri olan, dönen sınıf sandalyelerinin olduğu, kantinindeki panoda her
türlü ilanın, duyurunun ve posterin bulunduğu bir mekân. Sıcak, tanıdık, dost
kokan bir mekân.
Birkaç öğrencinin bir araya gelmesine tahammül edilmediği yıllar olmuştur
ODTÜ’de. Hemen tepenizde jandarma biterdi. Ama İdari önündeki her yıl
düzenlenen ve önemli bir ODTÜ geleneği olan mezuniyet dönemi “Havuza
Atma Şenlikleri” o yıllarda dahi yapılmıştır. Jandarmanın bakışları arasında.
Tüm bir yıl boş olan havuz, yalnız bir gün, akademik yılın son günü mezun
olacaklar için doldurulur hocalar dahil tüm diğer öğrenciler uzaklaşır, meydan İdari’de okuyanlara kalırdı. Başta mezun olanlar olmak üzere yakaladıkları herkesi havuza atarlar, bolca ıslanırlardı. Kızları yakalayıp, karga tulumba
havuza atanlar, su dolu kovalarla birbirlerini kovalayanlar…; eğlenceliydi. İşi
abartanlar da olurdu. Mayosu ile gelen, yedek kıyafet getiren, yurtlardan üstünü değişip de gelenler vardı. İdari Bilimlerde okuyanlar ağaçların arkasında
ya da tuvaletlerde üstlerini değiştirir, kantinde çay içerken geçen güzel yılların
ardından mezuniyetin sevincini ve hüznünü yaşarlardı.
96
METİN AKKOYUNLU
7243- B.Sc. 1976
AYDAN AKSOY
5964- B.Sc. 1976
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
M. ERTAN AKÜN
96982- B.Sc. 1976;
M. Sc. 1990; Ph. D. 1977
1976
ERDAL ALATLI
5423- B.Sc. 1976
AYTAÇ ALPAT
2118- B.Sc.1976
ABDULLAH ARIK
2122- B.Sc. 1976
M. ÜMİT ATALAY
9592- B.Sc. 1976;
M.Sc. 1979; Ph. D. 1986
YUSUF ATEŞ
95372- B.Sc. 1976
YUSUF AYDIN
111781- B.Sc. 1976
ALİ BAŞOL
8924- B.Sc. 1976;
M. Sc. 1980
ŞAMAN BERKÜN
2128- B.Sc. 1976
ALİ MÜNİR BOZTEPE
7531- B.Sc. 1976;
M. Sc. 1980
NEVZAT CENGİZ
7697- B.Sc. 1976
ŞEVKET DURUCAN
10523- B.Sc. 1976;
M. Sc. 1976
mezunları1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
RIZA GÜNER GÜRTUNCA
7267- B.Sc.1976
97
1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
MAHMUT B. HORASAN SELAMİ İSTANBULLUOĞLU
8680- B.Sc. 1976;
95919- B.Sc. 1976;
M.Sc. 1980
M. Sc. 1989; Ph. D. 1995
MEHMET İŞCAN
5774- B.Sc. 1976
1976
mezunları
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
MUSTAFA KAVRUK
5675- B.Sc. 1976
MEHMET KAYMAK
5202- B.Sc. 1976
EYÜP ÜLKER KILINÇ
8356- B.Sc. 1976
MAHMUT NECİP KÖROĞLU OSMAN TAYFUN MATER MEHMET YAŞAR ŞENER
7373- B.Sc. 1976;
3878- B.Sc. 1976
5369- B.Sc. 1976
M. Sc. 1980
HALUK YILMAZ
7779- B.Sc. 1976
98
KEMAL ALPAGO YURTOĞLU
5713- B.Sc. 1976
TAYFUN ZEHİR
7642- B.Sc. 1976
ODTÜ’NÜN İLK FAKÜLTESİ: MİMARLIK
İ
dari Binasını arkada bırakıp, anayoldan Kafeterya’ya doğru ilerlerken, iki büyük çınar çıkar karşına. Derler ki;
ODTÜ’nün mimari Behruz Çinici ilk binaları inşa ederken özellikle Mimarlık Fakültesini bu iki ağaca göre pro-
jelendirmiş. Bu çınarlardan biri Mimarlık binasının kapısının tam karşısında, diğeri de binanın diğer kapısından
anayolun yanındadır. Bu çınarlar onca zamandır ODTÜ ve öğrenciler ile birlikte yaşlandılar. Ağaçlar canlıdır, filizlenir,
büyür, yaşlanır ve ölür. Kapıların karşısındaki bu çınarlar diğer ağaçların gidişine, yenilerinin büyümesine, onların
da gidişine tanıklık ettiler. Yarım asırlık birikimleri ile Mimarlık Fakültesi’ne bekçilik yaptılar ve önlerinden yüz bini
aşkın öğrenci hem de defalarca yürüdü o çınardan sonraki merdivenlerde.
Mimarlık Fakültesi, haftalık ders saati sayısı ve ödevlerin sıklığı ve karmaşıklığı nedeniyle ODTÜ’nün en yoğun bölümlerinden biridir. Kat çıkılmış şirin stüdyoları, devasa iç avlusu, tavanlarındaki perspektif süslemeleri, ikişer üçer
kısacık sevimli merdivenleriyle, ufak tefek bahçecikleriyle, garip yerlerdeki zindanımsı merdiven ve koridorlarıyla
insanı içine alan, sarıp sarmalayan, bu ilginç binayı sevdiren fakülte.
Mimarlık binasına doğru yürüyüp sola Mimarlık Amfisine döndüğünüzde kuytu bir yerde her zaman akan bir çeşme görürsünüz. Çeşmenin neden o kuytu yerde olduğunun sırrını arka duvarda yazılı olanları görünce anlarsınız;
“12.5.1962-30.9.1963 ODTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarları A ve B Çinici”. ODTÜ’yü inşa eden Behruz ve eşi Altuğ
Çinici’nin imzaları. Bazen Hazırlıktan gelirken, bazen Mimarlık Amfisi’ndeki bir etkinlikten dönerken mutlaka bu
99
1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980
çeşmeden su içilirdi. Çeşmenin iki ucunu kapatınca su fıskiye olarak çıkar, ağzınızı hiçbir
yere değdirmeden su içilebilirdi. İki ucunu kapatmak için iki kişi gerektiğini unutmamak
gerek. Belki de bu yüzden “aşk çeşmesi” derlerdi. ODTÜ’nün ve yaşı elliye yaklaşmış
Mimarlık Binası’nın bu özel köşesi ilk günkü gibi kalmış travertenlerin arasında yılların
izlerini sergiliyor. Akan suyun sessizliği, suyla akıp giden anılar, yerlerde yosunlar. Onca
yıl aşk çeşmenin suyu hep aktı, bundan sonra da akacak.
Eskilerde Mimarlık Fakültesi, mimarlık öğrencilerince düzenlenen geleneksel kıyafet balolarına ev sahipliği yapardı. Mimarlık Fakültesi binasının ilginç yapısı ve öğrencilerin
yaratıcılıkları birleşince ortaya çok güzel bir atmosfer çıkardı. Bu atmosfer katılımcıların
kıyafetlerinde sergileme fırsatı buldukları geniş hayal güçleriyle birleşince, mayıs ayında
gerçekleştirilen bu geleneksel balo, görsel bir şölene dönüşürdü. Nedendir bilinmez ama
şimdilerde yapılmıyor.
Mimarlıktaki otoparkı çepeçevre saran dut ağaçları bölümlere giden anayolda görmeye
alışkın olmadığınız arabaların önünü kapatarak güzel bir görev üstlenirler. Öğle yemeğinden sonra bir anayolda yürüyüşünün arasına karadutlara bir ziyaret ve ziyafet eklemek öğle arasını güzelleştirir.
Bodur ağaçlar oldukları ve dalları aşağıya sarkık durdukları için ağaçlardaki meyvelerin çoğuna ulaşma şansınız olur. Yalıncak köyündeki
antik kalıntıların sergilendiği dünyadaki ilk ve tek üniversite müzesinin karşısındaki alanda karadut ağaçlarının yanında bir de beyaz dut
vardır. O kadar karadutun arasında nasıl olmuş da orada büyümüştür,
bilinmez.
Mimarlık Fakültesi, her zaman hep farklı, ilginç ve çocuksudur,nedense.
Yurtlardaki mimarlık öğrencilerinin kartondan maket yapmaları, kâğıt
kesip yapıştırmaları hatta çizim yapmaları ilkokuldaki elişi derslerini hatırlatır. Ancak, final zamanı yaklaştığında orda burada ağlayan
ya da artık uykusuzluktan yüzünden bin bir parça dökülen mimarlık
öğrencileri ile karşılaştığınızda anlaşılır
bölümün zorluğunu. Sürekli sabahlanır, günlerce stüdyo “çilehane” çalışması yapılır. O stüdyolar ev’e dönüşür bir
noktada, ortalıkta unutulmuş terlikler… Öğrencilik hayatınızın tamamını ele geçiren
bir yapısı olduğu için, bir şekilde sevmeyi illa ki öğrenmeniz gereken mekândır, Mimarlık Fakültesi.
Öğrencilerin günlerce stüdyolarda kaldıkları, yiyecekleri, pijamaları, terlikleri ile gittikleri, jüri öncesi günlerce sabahladıkları, kısaca; içinde bulunan insanların evleri gibi
gördükleri mekândır, Mimarlık Fakültesi. Gözlerinizi kapatın, hayal edin. Hani, bir
bahçeniz olsa; toprağı çim, içinde çeşitli ağaçlar, bazıları meyveli. Ara sıra gitseniz
dalından meyve yeseniz, ağacın gövdesine yaslanarak. Çeşme de bulunsa; su içseniz
avucunuzdan. Bir havuz olsa, içinde 8-10 balık, hiç hareketsiz yüzüşlerine takılıp beyninizi arındırsanız. Tostunuzdan bir parça atsanız havuza, suda dalgalar daire daire yayılırken o balıklar birdenbire keskin dönüşlerle hareketlenseler ve tostunuza dokunup
kaçıverseler. Yüksekten bir yerden su akıtsanız bu havuza, kuş sesleri karışsa su sesine.
Bahçenizin önünden geçenlerle 1-2 kelam edip, elma ikram etseniz. ODTÜ’de böyle
bir yeriniz var: Mimarlık Fakültesi.
100
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
mezunları1978
ODTÜ’DE YAŞANAN BOYKOT NEDENİYLE
BU YIL MEZUN VERİLMEMİŞTİR
101
1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
KALABALIK İÇİNDEKİ YALNIZLIK: KÜTÜPHANE
M
imarlık Fakültesi’ni ve çınarları geride bırakıp bölümlere giden anayoldan ilerlersiniz. Karşınızda,
ODTÜ’nün merdivenleri. ODTÜ’nün, sayıları yüz bine yaklaşan mezunlarının içinde bu merdiveni inip
çıkmayan kaç kişi vardır? Madende de okusak, bölüm uzak olsa da, Kütüphaneye, U-3’e, Rektörlüğe, Fizik veya Matematik kantinine, otobüs durağına giderken bu merdivene yolumuz düşmüştür. Matematik bölümünde
bir final sınavına giderken isteksiz adımlarla çıktığımız merdivenden sınav sonrası koşarak inmişizdir. Bahar günlerinde merdiveni çıkarken solumuzda ve tam karşımızda mor çiçekli ağaçlar içimizi ferahlatır. Karlı günlerde düşmeden
merdivenlerden inmeyi denersin.
İşte bu merdivenlerden çıkınca, Kütüphane çıkar karşına.
ODTÜ’nün mimarı Behruz Çinici’nin önemli çalışmalarından birisidir Kütüphane. İlk kısmı 1967 yılında ikinci kısmı
da 1975 yılında tamamlanmıştır. O yıllarda üniversitelerde hizmet veren kütüphanelerin, daha çok fakülte ve kürsü
kütüphaneleri şeklinde olduğu, merkezi kütüphane kurulması fikrinin ise, o zamana göre radikal bir görüş olduğu
bilinir. O dönemde radikal olarak değerlendirilen bu düşünce, daha sonraki zaman dilimi içerisinde ülkemizdeki
tüm üniversite kütüphaneleri tarafından uygulanmıştır. Ayrıca, 2000’li yıllarda ortaya çıkan elektronik kütüphane
kavramıyla da büyük bir uyumluluk göstererek, ODTÜ mimarisinin ve planlamasının ne kadar çağdaş bir içerikte
olduğunun işaretidir.
Sınav dönemlerinde hınca hınç dolu olan, bazı öğrencilerin kitaplarla kendilerine yer tutup sonra saatlerce ortadan
kayboldukları, Ankaralıların sabahtan gelip bütün gün ders çalışmak için yerleştikleri Kütüphane. Kafanızdaki “sınava kadar az biraz vaktim var, dersten sonra kütüphaneye gidip sakin kafa bakarım biraz” gibi hayalleriniz varsa ya
da kitaplara göz gezdirecekseniz bulunmaz bir mekân. Bazen iki ders arasındaki kısacık zaman dilimlerinde kaçılır,
Kütüphaneye.
Hele kar yağıyorken, sınav yokken, en üst katta yalnızken sıcacık mekan. Kırmızı koltuklarında oturup ODTÜ’yü,
Vişneliği sonbaharı karşıladığın yer. Pencerelerinde buğu, dışarısı yeşil, kitapların arasında loş bir ortam, sessizlik,
yalnızlık…
102
M.ZEKAİ AKTAN
9344- B.Sc. 1978
M.HANİF BAWANY
6795 - B.Sc. 1978
EDİP UMMAN DURU
10239- B.Sc. 1978
AZİZ BABÜR GÜR
10378- B.Sc. 1978
İ. NURAL ÖZTÜRK
8673- B.Sc. 1978
LEVENT TUTLUOĞLU
11105- B.Sc. 1978
ŞÜKRÜ ÖZTÜRK
93401- B.Sc. 1978
ALİ ÜNAL
5289- B.Sc. 1978
NEŞ’E ÇELEBİ
906594- B.Sc. 1978;
M. Sc. 1981; Ph. D. 1988
CEMAL DİRİCAN
11182- B.Sc. 1978
AKIN KARABEYOĞLU
115832- B.Sc. 1978;
M. Sc. 1986
M. UĞUR ÖZBAY
10507- B.Sc. 1978
EŞREF SAYGI
373662- B.Sc. 1978
Z. TÜNAY SEYRANTEPE
108761- B.Sc. 1978;
M. Sc. 1990
MUSTAFA YÖRÜKOĞLU
108647- B.Sc. 1978;
M. Sc. 1990
103
1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
mezunları1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
ODTÜ’NÜN EN BÜYÜK SINIFI:
ÜÇLÜ AMFİ
K
ütüphaneden sonra bölümlere giden ana yolda
tekrar merdivenleri çıkmaya başlarsın, karşında
Fizik Bölümü: Aradığın her şeyi bulabileceğin
ama ekmek arası patatesin tercih edildiği kantini. Her türlü öğrenci grubu ve topluluklarının afişleri ve çalışmaları
ile donattıkları ilan panosu. Karşısındaki Atatürk Anıtı’nın
önündeki çimlerde montunu serip uzanan koskoca bir
üniversite. U-3 ve üçlü amfi.
U-3’de hiç ders almayan, hiç görmeyen bir ODTÜ’lü herhalde yoktur. En azından bir zamanlar tüm kayıtlar burada yapılırdı. Tüm ODTÜ o binada herkesin elinde birkaç
sayfa kâğıt. Advisorunun verdiği dersler, derslerin kaç
section olduğu, ders saatlerinin çakışması telaşı, add-drop
zamanına kafa yormalar.
Üçlü amfiye yolu düşmeyen ODTÜ’lü yoktur. Birçok mühendislik öğrencisi ODTÜ’ye başlangıç dersi olan calculusu ve bitiriş dersi olan Hist 400 dersini burada almıştır.
Şimdilerde öğrenciler için akşam saatlerinde sinema olarak da kullanılıyor ama üst kapısından girip U-3’ün ihtişamlı salonunu dinlediğinizde hala Yuluğ Hoca’nın sesi
duvarlarda çınlamakta.
104
MAHMUT AÇIKGÖZ
12667- B.Sc. 1979
BEKİR SAMİ ALTIN
15606- B.Sc. 1979
İSKENDER ATASOY
15532- B.Sc. 1979
MURAT ATICI
12373- B.Sc. 1979
KENAN BENLİOĞLU
12242- B.Sc. 1979
ZÜHTÜ DAĞCI
14286- B.Sc. 1979
A. TAHSİN EKİM
15266 - B.Sc. 1979
HAYDAR ERKAN
10436- B.Sc. 1979
BÜLENT GÜLER
12101- B.Sc. 1979
CAHİT HİÇYILMAZ
906933- B.Sc. 1979;
M. Sc. 1982; Ph. D. 1988
M. ZEKİ KÖSEOĞLU
150417- B.Sc. 1979;
M. Sc. 1983
NECDET KÖKSAL
907709- B.Sc. 1979;
M. Sc. 1982; Ph. D. 1989
Ö.ERDEM KÜÇÜKYÜRÜK
4571- B.Sc. 1979
ATİLLA ÖZKUŞAKSIZ
18074- B.Sc. 1979
MESUT TABAK
14636 - B.Sc. 1979
H. ERTUĞRUL TEMEL
10233- B.Sc. 1979
TALAT YAZGILI
118984- B.Sc. 1979
KASIM YILDIZ
12787- B.Sc. 1979
ALİ MOTORCU
14227- B.Sc. 1979
AHMET ÜNAL
145219 - B.Sc. 1979;
M. Sc. 1980
105
1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980
SABAHATTİN ÖZTAŞ
14990- B.Sc. 1979
SEDAT ŞÜKRÜ ÜNLÜTÜRK
12011- B.Sc. 1979
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
mezunları1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
ODTÜ’DE BEYAZ BİR BİNA: REKTÖRLÜK
Ö
ğrencinin çok fazla işinin olmadığı ancak öğrenciler tarafından yazılan ODTÜ tarihinin en önemli olaylarının yaşandığı yerdir
Rektörlük Binası. ABD Büyükelçisi Commer’in arabası bu Beyaz Binanın caddeye bakan tarafında yakıldı. 6 Ocak 1969 tarihinde,
toplanan öğrencilerin üzerine bu binanın 5. katından bomba atıldı, kurşun yağdırıldı. ODTÜ’de konferansa gelen Gorbaçov protestoları bu binanın önünde başladı.
ODTÜ’de öğrencilik yıllarında bu binaya fazla gidilmezdi. Öğrencilik yıllarında sadece Kayıt
Kabul’e (YÖK’ten sonra Öğrenci İşleri oldu) gidilirdi. Yolunuz düşmese de, adres tariflerinde U-3 kadar olmasa da önemli bir referans noktasıdır, Rektörlük Binası. Kafeterya, U-3,
Kütüphane ve Sosyal Bina ile çevrilmiş beyaz boyalı bu bina ODTÜ fotoğrafında çoğu çıplak tuğla ve beton olan diğer binalardan farklı bir görüntü sergiler. Rektörlüğün bölümlere
giden ana yola bakan kapısı hep kapalıdır. Merdivenlerinden çıkarken Şadi Çalık’ın yapıtı
olan Atatürk Anıtı’nın her katta değişen görüntüsünü izlersiniz ve çimlerde oturanların kalabalıklığına bakarak hava sıcaklığını tahmin edebilirsiniz.
Kayıt Kabul ve Rektörlük binası arasındaki üstü kapalı yolun kafeterya tarafından bakınca bayraklar dalgalanır, diğer taraftan bakıldığında da 2 Aralık Anıtı’nın sarı çubuklarının
uçları ağaçların arasından görünür. Bu ince uzun binayı, artık yaşlanmaya başlamış Rektörlük Binasından daha yüksek kavak ağaçları üç
tarafından sarmıştır.
Sanki sıradan bir bina gibi gözüken Rektörlük Binası aslında yedi katlı ve oldukça uzun bir binadır. Rektörlüğün yola bakan cephesindeki
yarım daire şeklindeki dört balkonu bulunmaktadır ve bu balkonların mimari yapısı madencilere tanıdık gelir. Çünkü Maden Mühendisliği
Bölümünün amfisinde de sağlı sollu toplam 6 adet bu balkonumsu çıkıntılardan bulunmaktadır.
ODTÜ’deki diğer binalardan farklı ve sıcak duran Rektörlük Binası diğer üniversitelerin Rektörlük binaları ile kıyaslandığında oldukça mütevazıdır. ODTÜ’nün her binası gibi bu bina da ODTÜ’ye yakışmaktadır.
106
BAHADIR HİKMET AKSU
14849 - B.Sc. 1980
MUSTAFA DURUKAN
163568- B.Sc. 1980
DURSUN AKYÜREK
13980 - B.Sc. 1980
MEHMET HALUK EGE
16598 - B.Sc. 1980
BİROL BAŞARAN
907261 - B.Sc. 1980;
M.Sc. 1982
FEYZİ LÜTFİ ERKMEN
5917 - B.Sc. 1980
RIDVAN BOZKURT
161257 - B.Sc. 1980;
M.Sc. 1993
LEVENT EVRAN
14282 - B.Sc. 1980
CAHİT CAN
907253 - B.Sc. 1980
M.Sc. 1972
SEZER GÖNCÜOĞLU
166868 - B.Sc. 1980
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
mezunları1981
HALUK GÜRKAN
13541 - B.Sc. 1980
A.ENGİN KURUOĞLU
202366- B.Sc. 1980
S. NAHİT KÜRKÇÜ
156422 - B.Sc. 1980
HAYRİ ÖZER
153726 - B.Sc. 1980
CEMAL ÖZSOY
8981 - B.Sc. 1980
İ.SÜHA SAĞLAM
185348 - B.Sc. 1980
H.BAHADIR TANRIKULU
149476 - B.Sc. 1980
ÜMİT ÜNCÜ
149724 - B.Sc. 1980
OSMAN YILDIZ
12657- B.Sc. 1980
MAHMUT MURSALOĞLU
6255 - B.Sc. 1980
107
1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980
M. ALİ NALBANTOGLU
201178 - B.Sc. 1980
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
108
109
1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980
110
111
1976 > 1977 > 1978 > 1979 > 1980
112
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
113
1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
1981 > 1982 > 19
dünya
1981; İlk Uzay Mekiği Colombia’nın
Fırlatılışı 1982; Cenevre’de stratejik silahların sınırlandırıl-
türkiye
1981; YÖK yasası kabul edildi.1981;
Mehmet Ali Ağca’nın, Roma’da, Papa’ya yönelik suikastı. 1981;
ması görüşmeleri (START) başlatıldı. 1982; 18 yıldan beri
Milli Güvenlik Konseyi’nin seçtiği 160 üyeden oluşan “Danış-
SSCB’nin bir numaralı ismi Devlet Başkanı Leonid Brejnev
ma Meclisi” faaliyete geçti. 1982; 7 Kasım Anayasa Referan-
öldü yerine Yuri Andropov geçti.ABD Başkanı Ronald Re-
dumu… 12 Eylül yönetimin hazırladığı Anayasa halk oyuna
agan 23 Mart 1983’te de başkanlık döneminin en çok tar-
sunuldu. Yüzde 91.5 evet oyuyla anayasa kabul edildi ve böy-
tışılan siyasal kararını alarak, kıtalararası balistik füzelere
lece Kenan Evren Cumhurbaşkanı oldu. 1982; Banker Kastel-
karşı savunma amacıyla lazer ve diğer yüksek enerjili mer-
li İsviçre’de... 20 Haziran 1982 tarihinde ardarda patlak veren
miler gibi gelişmiş teknoloji ürünleri konusunda araştırma
bankerlik skandalları sonrası “Ban-
yapılmasına yönelik bir program olan
ker Kastelli” diye bilinen Cevher
Stratejik Savunma Girişimi’ni (bilinen adıyla “Yıldız Savaşları Projesi”)
(SDI) açıkladı. 1983; Rotasından sapıp, SSCB hava sahasına giren Kore
Havayolları’na ait Boeing 747 tipi bir
uçak, Sovyetler tarafından düşürüldü, uçakta 269 kişi bulunuyordu.
1984; 1984; Hindistan’ın merkezindeki Bhopal Kenti’ndeki Amerikan Union Carbide Şirketi’nin bir fabrikasındaki
gaz kaçağı yüzünden ilk anda 1.750 kişi öldü. Bu felaket
nedeniyle ölenlerin sayısı yaklaşık 7 bin kişiye ulaştı. Los
Özden ve eşi İsviçre’ye kaçtı.1983;
Seçimler yapıldı... 6 Kasım 1983
tarihinde 12 Eylül sonrası ilk sivil
seçim yapıldı. ANAP birinci, HP
ikinci ve MDP üçüncü parti oldular. 1984; Yaşar Kemal’e Fransız
“Legion D’Honneur” nişanı verildi.
1984; Yaşar Kemal’e nişan... 9 Mayıs 1984 tarihinde Yaşar Kemal’e
Fransız “Legion D’Honneur” nişanı verildi.1984; 6 Eylül 1985
Angeles Olimpiyat Oyunları’nda Amerikalı zenci atlet Karl
tarihinde SODEP ve HP birleşti.1985; 14 Kasım 1985 tarihinde
Lewis 4 altın madalya kazandı.1985; 1985-1991, Ülke-
DSP kuruldu. Eski partisi CHP ile arası açılan siyasi yasaklı Bü-
sinde glasnost ve perestroika’yı uygulamaya çalışacak olan
lent Ecevit, solda yeni parti oluşumuna imzasını attı. Demokra-
Michael Gorbachev’in başkanlık süresi başladı.
tik Sol Parti (DSP) kuruldu. Başkanlığa Rahşan Ecevit getirildi.
114
983 > 1984 > 1985
odtü
1981; ODTÜ 25.yılını kutlarken, Yük-
seköğretim Kanunu ile derin bir darbe alarak, 7307 sayılı kanunla sağlanan özerk statüsünü yitirmiştir. 1982;
ODTÜ’ne bağlı olarak Erdemli-Mersin’de çalışmalarını
yürüten ODTÜ-Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün doktora
programı ilk mezunlarını 1982 yılında vermiştir.1982; 19
Ocak 1982 tarihinde kendilerini üniversite eğitimine adamış
tüm öğretim üyelerini simgeleyen Prof.Dr. Mustafa Parlar Anıt
Parkı ve heykeli açılmıştır.1982;
YÖK’ün
kurulmasıyla
birlik-
te Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Mehmet Gönlübol atanmıştır.1982; Anayasa da kabul edildikten sonra,
1983 yılının Şubat ayında üniversitelerde büyük tasfiye
başlamıştır. Tasfiye, 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’na dayalı olarak yapılmıştır. Bu dönemde, üniversiteden 200’e
yakın öğretim üyesinin görevlerine hiçbir kamu görevinde
görev alamayacakları ibaresiyle son verilmiştir. 1984; 1984
yılı Yüksek Öğretim Kanununa ve işçi kadrosunda çalışan
personelin yeni sisteme uyumu için geçmiştir. 1984; 19841985 ders yılından itibaren Petrol Mühendisliği de Maden
Mühendisliği çatısı altından ayrılmış ve ayrı bölüm haline
gelmiştir.1985; YÖK, sistemi üniversitenin parasal kurallarını değiştirdiği gibi, ODTÜ gelişmiş üniversite kabul edildiğinden ODTÜ’ye normal olarak tahsis edilmesi gereken
bütçede de ciddi kısıtlamalar yapılmıştır.
maden
1983 yılında 96 sayılı KHK ile Türkiye Taşkömürü Kurumu
(TTK) kurulmuş ve taşkömürü üretimi TKİ’den alınarak bu
kuruluşa devredilmiştir. 1983;
7 Mart tarihinde Armutçuk ocağında, gaz ve toz patlaması oldu,
103 kişi, 11 Nisan Kozlu-İhsaniye
ocağında patlama sonucu 10 kişi
öldü.1983; 19 Aralık 1983 tarihinde Etibor Bigadiç Maden İşletmeleri kuruldu. Kamu kuruluşu olarak Balıkesir’in Bigadiç ilçesinde Bor madeni işleyen tesis dünyanın bor ihtiyacının % 45’ini
karşılamaktaydı. Kurulduğu yıllarda tesis dünyanın en büyük
kuruluşlarından biri olarak kabul ediliyordu. 1983; 2172 sayılı
kanunla, çok sayıda kömür ve demir işletmesi devletleştirilmiş,
ancak üretimdeki düşüşler gerekçe gösterilerek devletleştirilen
sahaların bir çoğu 1983 yılında çıkarılan 2804 sayılı kanunla
sahiplerine iade edilmiştir.1984; Batı Avrupa piyasasına yönelik pazarlama şirketi Etimine SA/Lüksemburg kuruldu.1985;
Ülke madenciliğimizin en önemli iki kuruluşu MTA ve Etibank
kuruluşlarının 50. yılını kutlamıştır. Bu iki kurumun ülke madenciliğine katkılarını ele alan “50. Yıl Sempozyumu”, 11-15 Kasım 1985 tarihleri arasında Ankara’da yapılmıştır.1985; İktisadi
Devlet Teşekkülleri ve Kamu İktisadi Kuruluşları ile bunların
müessese ve bağlı ortaklıklarında işçi ve memur statüsünde olmayan sözleşmeli personel çalıştırılmasına başlanılmış, bu durumdan birçok meslektaşımız doğrudan etkilenmiştir.
115
1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
1982; Kuzey Avrupa piyasasına yönelik
pazarlama şirketi AB Etiproducts OY/Finlandiya kuruldu.1983;
ODTÜ’DE HEYKELLER
O
DTÜ’de yürümeye devam ederken Fizik Bölümü’nün önüne geldiğinizde burada biraz durup, soluklanmanız, hatta yolun ortasındaki iğde ağaçlarının altındaki bir banka oturup bir sigara yakmanız lazım. Çünkü burası ODTÜ’nün
tam kalbidir. Çıktığınız geniş merdivenlerin altında tüm ihtişamı ile kütüphane, arka tarafınızda üniversitenin tüm geçmişinde imzası olan Üçlü Amfi, ön tarafta Rektörlük Binası, sağ tarafınızda herkesin buluşma yeri Kafeterya ve tam karşınızda Atatürk Heykeli.
Aslında burada biraz durup ODTÜ’deki heykellerden söz etmek gerekir. Zira üniversite
kampüsünde onlarca büst, rölyef, heykel ve anıt bulunmaktadır.
Burada Şadi Çalık’ın en önemli yapıtlarından biri olan Atatürk Heykeli’ne özel bir parantez açmak lazım. Atatürk Heykeli, ODTÜ’nün en merkezi yerinde doğal bir kaidenin
üzerine oturtulmuştur. Anıtın ön tarafında çağdaş kadın ve erkek figürleriyle yani halkıyla yan yana Atatürk vardır. Anıtı çevreleyen yazıların aralarında Anadolu topraklarındaki uygarlıkları simgeleyen şekiller görünür; Hitit Güneşi, Selçuklu Kartalı ve ODTÜ
Logosu... Bir başka yüzünde elinde bir demet buğday başağı tutan el bu toprakların
bereketini anlatır. Sanatçının elleri sanki çalışırken bırakmış o izi, anıtın üzerinde. 10
Kasımlarda anıtın üzerindeki meşale yakılır erkenden ve o gece karanlığı delerek yanar
alevleri bir azalıp bir yükselerek. ODTÜ Atatürk Anıtı, Atatürk heykellerinin en güzelidir.
Rektörlük ve kafeterya arasında yeşil alanın içinde 9 sarı direk bulunur. ODTÜ’nün o
rengârenk doğasının içinde pek de dikkat çekmez 9 direk. 13 Şubat 1977 tarihinde
başlayan ve 7 Kasım’a kadar süren 9 aylık direnişin simgesidir. 2 Aralık 1977 tarihinde Rektörlük önünde meydana gelen patlama ve patlama sesine toplanan öğrenciler
üzerine açılan ateş sonucu yaralanan 52 öğrenci ve kaybettiğimiz İbrahim Baloğlu’nun
vuruldukları yerde bulunmaktadır.
Bu heykel; ODTÜ öğrencisinin kararlılığının simgesidir. Boykot sonunda Hasan Tan
ODTÜ’nden gitmiş, Mütevelli Heyeti üyeleri görevlerini sona ermiş, işçi kılığında
ODTÜ’ye doldurulanlar işi bırakmışlardır. 9 aylık boykottan geriye 9 sarı direk ve 2
Aralık 1977 tabelası kalır. ODTÜ ve ODTÜ’lü her zaman geçmişine de sahip çıkmıştır.
Resmi adı A-1 olan Eskişehir Yolu’ndaki kapıyı ODTÜ’lü birçok kuşak, Karakaya Çıkışı
olarak, Rektörlüğü yanındaki 2 Aralık Heykelini de İbrahim Baloğlu Heykeli, 9 Aylık
Boykot Heykeli olarak anar. Bugün hala ODTÜ öğrencisi nereden yürümeye başlarsa
başlasın, duyurusunu ya da basın açıklamasını bu heykelin önünde yapar.
ODTÜ’deki en önemli heykellerden birisi de Şadi Çalık’ın Üçlü Amfi’nin tam ortasında,
zeminden yükselen Soyut Heykel’idir. Parlak paslanmaz çelik ve bakırdan yapılan bu
heykel, Türkiye’de mimari içinde yer alan ilk soyut heykeldir. 1969 yılında tamamlanan
ve Üçlü Amfi içindeki yerine konan, bulunduğu mekânla ilişkisi, biçim, oran ve ışık
açısından mükemmel olan bu heykel, yapıldığı dönemde büyük etki yaratmıştır. Üçlü
116
Amfi’nin biraz ilerisinde Hakkı Karayiğitoğlu tarafından yapılmış, çeşitli efsanelere de konu
olan “Bilim Kızı” heykelini görürsünüz. Rivayete göre matematik ve fizik bölümlerini aynı
anda ve 3,5 senede bitirmeyi başaran çok başarılı bir kız öğrencinin mezuniyet günü can
vermesi üzerine yapılmıştır. Bu heykel belki de ODTÜ öğrencisinin en sevdiği heykeldir.
Karlı, soğuk kış günlerinde Bilim Kızı üşümesin diye mutlaka boynuna bir atkı sarılıdır.
ODTÜ Kütüphanesi’ne girince bizi başka bir heykel karşılar. ODTÜ yıllarımızda çok sık
uğradığımız Kütüphane’de bulunan bu heykel ilk bakışta kimsenin görmediği, fark etmediği ya da incelemediği öğrencilik hayatımızın bir parçasıdır. İlk baktığımızda ne olduğunu
anlamak kolay değildir. Bu soyut bronz geyik heykelinin heykeltıraşı Gülseli Aru’dur. Bilim
kızını karlar altında, buz gibi havalarda boynunda öğrencilerin acıyıp sardıkları kaşkolla
gördüğünüzde, sıcacık yerinde bekleyen bu geyik heykelinin ne şanslı olduğunu düşünürsünüz. Bu heykelleri yapan sanatçılar ne düşündüler bilmiyorum ama tam tersi olmalıydı.
Üzerinde beyaz karlar, o geyik heykeli dışarıda, elinde kitapları ile Bilim Kızı kütüphanedeki sıcacık mekânında.
ODTÜ’nün bazı heykelleri de öğrencilerin yaratıcılığına kurban olmuştur. Stadyumunun
girişinde, küçük bir havuz içinde, kollarını sanki haykırıyormuş gibi yanlara açan bir erkek
ve kız heykelinin kocaman bir hilalin üzerinden atlamasını tasvir eden “Gençlik Anıtı”,
öğrenciler tarafından ”Yaşasın CC Aldım Heykeli” olarak anılmaktadır. ODTÜ yurtlarından
jandarma kapısına giden yoldaki kavşak üzerindeki heykeli ise Nikolai Dzoukaev adlı bir
Rus sanatçı yapmıştır. Birçok öğrenci bu heykeli “Yurtlar Canavarı” adıyla anmaktadır.
Elektrik ve Endüstri Mühendisliği bölümü önündeki bir toplantı masası başındaki Prof.
Dr. Mustafa Parlar heykeli, bir öğretim üyesinin heykelinin üniversiteye dikilmiş olması
ile ülkemizde bir ilktir. ODTÜ’nün ve özellikle Mühendislik Fakültesi’nin kurulmasında
unutulmaz emekleri geçen bu değerli hocamız hala ODTÜ öğretim üyeleri ve öğrencileriyle
birlikte olmaya devam etmektedir. Onu tanımayan genç kuşaklar kendi aralarında “Masada
Oturan Amca Heykeli” olarak isimlendirmektedir. Belki de haklılar, çünkü okula ilk geldiğiniz gün gözünüzü korkutur, derslerin ağırlığı “nereye geldim ben” dedirtir. Ama ilerleyen
yıllarda ise alışılıp, geçerken selam verecek hatta masasına oturacak duruma gelirsin.
ODTÜ’de ne mimari mekânlar biter, ne de heykeller;
ODTÜ Bilim Ağacı; ODTÜ Ankara kampüsünün Eskişehir Yolu kapısındadır. 1965 yılında
yerleşkeye konulmak üzere açılan Atatürk Anıtı yarışmasında ikinci gelen proje 1966 yılında Tamer Başoğlu tarafından yapılmıştır. Başka bir heykel; Rektörlük binasının önündeki
boş alanda bir kaideye oturtulmuş siyah metal bir heykel. Oldukça yeni olan bu heykel,
zamanında ODTÜ’nde ders vermiş bir hocamızın, Dündar Elbruz’un, üniversiteye hediye
ettiği bir çalışmasıdır.
Kafeteryanın alt girişindeki “Açlık” heykeli, Rektörlük merdivenlerinin başında bulunan
“Güneş Saati”, Mimarlık Fakültesi duvarlarında yer alan taşlara oyulmuş heykel ve rölyefler, tüm yol boyunca görebileceğiniz, Einstein, Mimar Sinan, Tesla, Newton gibi birçok
bilim adamının büstleri ve tabii ki Rolf Westphal tarafından yapılmış ve her yıl 10 Kasım
saat 09.05’te gölgesiyle “ATA” yazdığı rivayet edilen üçlü metal kiriş ve daha benim hatırıma gelmeyen birçoğu… ODTÜ’de birkaç sanat galerisini dolduracak kadar heykel ve anıt
bulunmaktadır.
Öğrencilik yıllarında her zaman önünden geçersiniz, belki çoğunu fark etmezsiniz.
ODTÜ’nün her tarafı işte böyle yaratıcılık, böyle sanat, böyle tarih ve böyle Türkiye kokar…
117
1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
BEN ODTÜ’YÜ ÇOK SEVDİM
B
en ODTÜ’yü çok sevdim
Hem de çok.
Bir girdim
Giriş o giriş.
Hiç acele etmedim bitirmek için.
Bazıları gibi bir defa değil, her dersi birkaç defa aldım.
Hocaların kalbine taht kurdum.
Yuluğ Tekin’den, Gürbüz Tüfekçi’den, Arif Hoca’dan ders aldım.
Repeat’i, Dismissed’i ezberledim.
Çok gittim, çok döndüm.
Her bölümden ders aldım.
Her kantininde çay içip, tost yedim.
İdare’nin kızlarına herkes gibi ben de baygın baygın çok baktım.
Çok arkadaş edindim.
Bir ömür boyu yetecek anı,
Çok ömür boyu sürecek dostluklar edindim.
Mutlu Kebap, Şano, JR, El Toro’yu ODTÜ’lülerle sevdim.
Tunus’un Afrika’da bir ülke değil,
Ankara’da bir cadde olduğunu ODTÜ Tunus servisleri sayesinde öğrendim.
Yemekhane kuyruğunda, kasaya varana kadar, bir-iki sütlacı yalayıp yuttum.
Ramazan’da geceleri pijama, terlikle yemekhaneye gidip, sahur yemeğinden yedim.
AOÇ süt, 50 gram peynir, odaya varana kadar ambalajı delinen zeytinlerle
Kahvaltının tadını başka yerde bulamadım.
Pantolonlarımı yatağın altına koyarak ütüledim,
Ütüyü ters çevirerek üzerinde çay yaptım
İki saat önceden kantine sandalye koyup,
Arkasına ismimi yazarak rezervasyon yapıp Dallas’ı,
Minderimi kapıp, üçlü amfi’de sinema seyrettim.
Ben ODTÜ’yü çok sevdim
Çokça kavga
Çokça dostluk
Çokça sevgi
Çokça dayanışma
Çokça arkadaşlık,
Az ihanet gördüm.
Sevdiğim kızlara bacı,
Tanımadığım insanlara hocam dedim.
Alacatlı’da pınarın başında rakı içip,
Hazırlığın önünde dövüştüm.
Alfabedeki harflerin sol fraksiyonların isimlerini kısaltmaya yetmeyeceğini ODTÜ’de öğrendim.
Ben ODTÜ’yü çok sevdim.
Çok mutlu oldum.
Öyle ki, çeker giderim de bu sevda biter diye mezun bile olmadım.
Sizler nerelerdesiniz bilmem ama ben hala bir öğrenci gibi ODTÜ’ye devam ediyorum.
Ben ODTÜ’yü çok sevdim.
Çok.
Zeki Mermerkaya (MinE’ Forever)
118
PİR ALİ BAKIR
157222 - B.Sc. 1981
S. BERAT ERTUNÇ
133959 - B.Sc. 1981
MÜFİT BALABANLILAR
178277- B.Sc. 1981
CAVİT KAÇAR
198655 - B.Sc. 1981
NEJDET BAYKAL
161240 - B.Sc. 1980;
M.Sc. 1982
VURAL ÇEKİLMEZ
200295 - B.Sc. 1981
KEMAL DEĞİRMENDERELİ
193581 - B.Sc. 1981
A.HALUK KANIK
163758 - B.Sc. 1983;
M.Sc. 1983
ARİF KARA
200600 - B.Sc. 1981
NADİR KARAPINAR
144626 - B.Sc. 1981
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
mezunları1982
BÜLENT KUZUCU
162834 - B.Sc. 1981
A.FATİH ÖREN
160317 - B.Sc. 1981
MEHMET ÖZCAN
174482 - B.Sc. 1981
MUSA SARIKAYA
18450 - B.Sc. 1981;
M.Sc. 1983; Ph.D.1988
MUSTAFA SOYLU
217851 - B.Sc. 1981
AHMET SÜNNETÇİ
195362 - B.Sc. 1981
İBRAHİM ULUDAĞ
162685 - B.Sc. 1981
D. ALİ UZUNÖZ
20257 - B.Sc. 1981
ERCÜMENT YALÇIN
908145 - B.Sc. 1981;
M.Sc. 1983;Ph. D. 1990
KASIM ÖZER
162339 - B.Sc. 1981
AHMET SÜZGEN
196741 - B.Sc. 1981
119
1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
ÖMER SALAR
148890- B.Sc. 1981
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
BİZİM DÖNEM
A
nadolu’nun dört bir tarafından gelip toplanmış, değişik kültür ve maddi kaynaklara sahip, kendilerini ODTÜ gibi
bir okula girmiş olduğu için şanslı sayan ve geleceğe umutla bakan, biraz neşeli, biraz sıkılgan ve çekingen, bazen
ukala, bazen devrimci, bazen demokrat, bazen saldırgan ve çoğu zaman dost bir avuç genç…
Şaka filan değil neredeyse 30 yıl geçmiş mezuniyetten bu yana....
O zamanlar, Ümit hocamız (Atalay) ve Celal hocamız (Karpuz) doktoraya yeni başlamışlar, Gülhan hocamız (Özbayoğlu)
ise yardımcı doçent. En severek girdiğimiz ve dinlediğimiz desler onların dersleriydi. Zaten bizi sık sık maden gezilerine
götürüp bu mesleği seçtiğimiz için ilk ve son kez pişmalık duymamızı sağlamışlardı ama artık çok geç olmuştu.
Bu gün bile mangal tutuştururken havalandırma ders notlarını uyguladığımız Tevfik (Güyagüler) hocamız hiç bitmeyen
doktorasına başlayalı epey olmuş ama o sıralar hala mütebessim, güya gülüyor...
Aydın hocamız (Bilgin) kendisine ders sırasında soru soran olursa, ona çekecek kullanmadan işaret parmak yardımı ile
ayakkabısını giymekte zorlanan bir isanın yüz ifadesi ile bakıyordu o zamanlar.
Öte yandan Zeki Doğan hocamızın “well, aaaaa ...” haykırışı ile başlayıp hiç bitmeyen cümlelerini ve okunamayacak kadar
silik teksirlerini hiç unutamadık. İki dönem boyunca anlatmıştı ama, sondajı da sondaj makinasını da anlayamamıştık. Ne
zamanki Savcı hocamız (Özbayoğlu) ek dersler verip arkasından sondaj makinasını göstermişti de haa demek buymuş
yorumları yapabilmiştik.
Tahsin Yalabık hocamızın (rahmetlik 32 yıl memurluk süresince 31 kez tayin geçirmişti, dersimize geldiğinde yeni emekli
olmuştu) adeta ninni söyler edasıyla anlattığı meslek ahlakı derslerinde uykuya direnmek adına hepimiz şair kesilip ders
boyunca şiirler ve maniler yazarak ve bunları birbirimize ithaf ederek elden ele dolaştırırdık ama Sıddık Aksoy hocamızın
hangi dersi verdiğini ise tam anlayamamıştık, herhalde meslekte aldatılmamanın çareleri gibi bir şeydi. Paşa hocamızın
(Günhan Paşamehmetoğlu) koridorlarda avcı balık gibi dolaşıp sataşacak birilerini araması unutulacak gibi değildi.
Ağzının sadece yarısı ile konuştuğundan olsa gerek, derslerinde ne anlattığını duyanımız pek olmuyordu ama şansımız
varmış ki Naci hocamız (Bölükbaşı) tarih boyunca kullanılmış olan maden makinelerinin temsili resimlerini gösterince
epey bilgilendik.
Bir de Tüzün ablamız (Denli) vardı. Bölüm ile ilgili her türlü sorunumuzu çözer, sınav erteleme çabalarımıza destek verip
her birimize avukatlık yapardı. Şansımız varmış ki arkasından Gülcihan ablamız (Akıman) yetişti ve Tüzün abla görev
değiştirince bizleri hocalara yem olmaktan o kurtardı.
O zamanlar idari bilimler ve mimarlıkta okuyan kız öğrencilerin de bulunduğu gruplara gıpta ediyor, her fırsatta kız
öğrenci sayısının yoğun olduğu topluluklara ziyaret yaparak ya da kapalı spor salonu arkasında tenis kortunda bayanlar
tenis maçı olsun diye dua ederek boş zamanlarımızı toplu olarak değerlendiriyorduk. Çünkü sınıfımızda tek kız öğrenci
Münevver di ama derslere pek girmezdi, girse de tekel konumunda olduğundan kimse ona yan gözle bakmazdı. Keşke
sınıfımızda bir miktar daha kız öğrenci olsaydı da Ahmet (Sünnetçi) gibi bazı arkadaşlarımız bu sayede kendilerine çeki
düzen vererek mesleğe mühendis düzeyinden başlayabilselerdi.
Bu sıkı eğitimden sonra mezun olur olmaz kimimiz marketçi, kimimiz yağcı, pazarlamacı, dökümcü, beyaz eşya bayi,
halıcı kimimiz de akademisyen olarak hayata atıldık. Başka iş bulamadıklarından mı yoksa tesadüfi olarak mı bilinmez,
fiilen meslekte çalışanlar da oldu aramızda galiba....
Aramızdan ayrılan cefakar hocalarımızı ve bölüm çalışanlarını rahmetle anıyor, yaşamını sürdüren hocalarımıza ve çalışanlara sağlık ve mutluluklar diliyoruz....
A.Haluk Kanık (MinE’ 81)
81 Mezunları adına
120
ERDOĞAN AKALIN
172015 - B.Sc. 1982
RAGIP AKINCI
206391 - B.Sc. 1982
ÜNAL AKKAYA
188409 - B.Sc. 1982
SEDAT BİLGEN
186676 - B.Sc. 1982;
M.Sc. 1985
A.İHSAN BÜYÜKKOÇ
156856 - B.Sc. 1982
HALUK DUMAN
911222 - B.Sc. 1982;
M.Sc. 1985
MUSTAFA ERDOĞAN
228346 - B.Sc. 1982
MUSTAFA ERDURSUN
145045 - B.Sc. 1982
M. ALPER HATİPOĞLU
150925 - B.Sc. 1982
H.HAKAN İÇTEN
180216 - B.Sc. 1982
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
mezunları1983
KANİ KANOL
9699 - B.Sc. 1982
AHMET KAYGISIZ
227462 - B.Sc. 1982
İBRAHİM KONUK
224113 - B.Sc. 1982;
M.Sc. 1991
DOĞAN SÜZMEN
173906 - B.Sc. 1982
MÜNEVVER TOPRAK
(SIRLI)
171009 - B.Sc. 1982
CENGİZ UÇKUN
220061 - B.Sc. 1982
İSMAİL BURHAN VURAL
184010 - B.Sc. 1982
ÖZCAN YALÇINKAYA
111666 - B.Sc. 1982
M. CAHİT YÜKSEL
226936 - B.Sc. 1982
H. KENAN LÜTFULLAHOGLU
216622- B.Sc. 1982;
M.Sc. 1984
MUZAFFER ULAŞ
151282 - B.Sc. 1982
121
1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
ZEKERİYA ÖZCAN
163501 - B.Sc. 1982
TURGAY URHAN
191965 - B.Sc. 1982
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
ODTÜ’DE SANATIN KALBİ: KKM
R
ektörlüğe kadar gelmişseniz, yolun karşı tarafındaki Kültür ve Kongre Merkezi’ne bir bakmadan olmaz. 1993
yılında yapılmıştır KKM.
KKM’nin ön yüzünü boydan boya kaplayan camlar kocaman bir aynadır. Haziran ayında Mezunlar Günü için
bir tribün gibi çepeçevre saran çimlere ve duvarlara oturan mezunlar, Mezunlar Günü’nün değişmez etkinliği olan
THBT’nin fosillerini izlerken bu büyük aynada kendileri de görürler. ODTÜ Sanat Festivali ve Plastik Sanatlar Sergisi,
Ankara Caz Festivali, Martfest, Öğrenci Tanıtım Toplantıları, Kariyer Günleri, Kariyer Fuarı, KALDER toplantıları gibi
çok sayıda toplantıya her yıl ev sahipliği yapmaktadır.
KKM’de bir etkinlik olduğunu anlamanın görsel bir ipucu vardır, ODTÜ’lüler bunu bilir. Ana kapının iki tarafındaki
havuzun fıskiyeleri çalışıyorsa içeride mutlaka bir etkinlik vardır. ODTÜ KKM, yeni bir merkez olsa da, bilim, kültür
ve sanatın kalp atışlarını duyduğumuz, ODTÜ ruhunun ayrılmaz bir parçası olarak yerini aldı.
122
ABDUL WAHAB
ABDULHAMEED
232215 - B.Sc. 1983
ORHAN Z. ACARALP
277905 - B.Sc. 1983;
M.Sc. 1985; Ph. D. 1993
HARUN BAYRAV
229195 - B.Sc. 1983
M. ATİLLA BAYSAL
911677 - B.Sc. 1983;
M.Sc. 1986
OKTAY ERCAN
192559 - B.Sc. 1983
MÜFİT ERDİL
254318 - B.Sc. 1983
BIJAN GHARAI
159558 - B.Sc. 1983
KAZIM GÜNGÖR
191726 - B.Sc. 1983;
M.Sc. 2010
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
mezunları1984
MOH’D HAMMOURI
260844 - B.Sc. 1983
HAYATİ KARAMAN
214189 - B.Sc. 1983;
M.Sc. 1994
ALAATTİN KOÇAK
190496 - B.Sc. 1984
BEHZAD P. GILLANİ
202852 - B.Sc. 1983
HAYDAR SARIOĞLU
254631 - B.Sc. 1983
İZZET FADIL UĞURAL
111230 - B.Sc. 1983;
M.Sc. 1986
H. NEJAT UTKUCU
212373 - B.Sc. 1983
NİHAL UYSAL
191189 - B.Sc. 1983
O. ORUMWENSE
287821 - B.Sc. 1983;
M.Sc. 1985
123
1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
YILLAR, MEVSİMLER ve ODTÜ’DE MERDİVENLER
O
DTÜ’de bir fotoğraf, 60’lı yılların sonları olmalı… U-3’ün ve Matematik
Bölümü’nün tuğla ve çıplak beton duvarları, bölümlere giden ana yürüyüş yolu-
nun zeminindeki taşlar, herşey çok yeni… Ağaçların hepsi henüz fidan, U-3’ün
gölgesinden başka gölge görünmüyor.
Kırk yıl sonra, bu merdiveni çıkıyorsun. Önce 4 basamağı çıkıp düzlükte birkaç adım, 12
basamak daha, sonraki 11 basamağı izleyen düzlükler ve 8 basamaktan sonra bölümlere
giden ana yürüyüş yolunun arnavut kaldırımları…
40 yıl öncesinin gölgesiz merdiveni şimdi çeşit çeşit ağaçların gölgelerinin altında duruyor.
Yağmurda ıslanmış, soğukta donmuş, güneşte kavrulmuş, milyonlarca kez basılmış basamaklar yıpranmış bu uzun yıllarda. Zaman zaman yapılmış onarımların izleri birçok basamakta görünüyor.
ODTÜ’de yaşamın parçasıdır merdivenler. Kimileri pek bir ayak altındadır. Sabah, akşam ve
öğle saatlerinde her basamağında birkaç kişinin olduğu anlar yaşanır. Kafeteryanın altındaki dolmuş duraklarından yola inen merdivendir bu saatlerde en kalabalık olanı. Yürümeye
devam edip, stadyumun yanından geçince bir başka merdiven yurtlara çıkar. Ağaçların arasında bir zamanların ünlü merdiveni vardır. İnşaat Mühendisliğinden spor salonuna iner.
Rektörlükten bölümlere giden ana yola, U-3’ün karşısından çıkan merdivenler çok kullanıldığından olsa gerek, çabuk eskir. Sık sık kırılan köşeleri onarılır. Değişmeyen yalnızca
basamakların sayılarıdır…
Bölümlere giden ana yürüyüş yolu arnavut kaldırımı döşeli ya da beton düz yollardan ve
merdivenlerden oluşmuştur. Maden Bölümüne giderken o yol boyunca merdivenler hep
çıkar karşına hiç iniş yoktur. Her merdivenin çıkışında iki tarafta ODTÜ logosuna benzeyen
metal kürelerin içinde lambalar vardır.
Yıllar geçer, mevsimler değişir ve o eski fotoğraflardaki merdivenler üzerinde yürüyen öğrenciler ile birlikte bugüne kadar gelir. Yıllar, mevsimler ve üzerinde yürüyen nice ODTÜ’lüler,
o fotoğraflarda görünür. Fotoğraflarda görünmeyen bir tek şey vardır; Anılar…
124
AYSIN AKIN
221425 - B.Sc. 1984
İRFAN AKIN
254052 - B.Sc. 1984
DEDE VAHİT
ALTINSOY
254086 - B.Sc. 1984
KADİR ARTAN
254110 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1990
SALİH AYDIN
277921 - B.Sc. 1984
AYHAN AYKUT
194050 - B.Sc. 1984
HÜSEYİN CANPOLAT
254193 - B.Sc. 1984
DEVRİM ÇANDIR
254201 - B.Sc. 1984
NAZMİ ÇETİN
254219 - B.Sc. 1984
ŞÜKRÜ DİKKAYA
278010 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1987
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
mezunları1985
NESLİHAN DOĞRU
271189 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1987
NESRİN DURMAZ BAYTOK
217372 - B.Sc. 1984
ADİL GÜRHAN
911248 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1986
M. ALİ HİNDİSTAN
254391 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1987; Ph. D. 1997
BERNA F. ERENEL VATAN
278036 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1990
MUSTAFA İNCE
254417 - B.Sc. 1984
SEDAT ERİKLİ
278044 - B.Sc. 1984
METİN KARAKAYA
228676 - B.Sc. 1984
125
1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
HÜSEYİN EROL
278051 - B.Sc. 1984
BAYRAM KIZIL
216895 - B.Sc. 1984
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
BİLGEHAN KURU
278150 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1987
N. RADMARD
180943 - B.Sc. 1984
M.A.RASHED
231720 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1987
VELI SAATOGLU
173576 - B.Sc. 1984
MUAMMER ŞAHİN
210302 - B.Sc. 1984
EMİN NACİ SALİH
185918 - B.Sc. 1984
BÜLENT ŞENTÜRK
278283 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1987; Ph. D. 1996
NEJAT TAMZOK
308999 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1987
F.BÜLENT TAŞKIN
278309 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1992
F. TUNÇ TERCAN
193201 - B.Sc. 1984
EFSER NEVZAT TİMUR
254680 - B.Sc. 1984
Z. NİLÜFER TORAL
210393 - B.Sc. 1984
MÜRÜVVET UYSAL
MAMUREKLİ-243857;
B.Sc. 1984; M.Sc. 1987
BAHTİYAR ÜNVER
278341 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1985
TURHAN ÜNVER
254748 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1993
MUSA METE YEŞİL
278374 - B.Sc. 1984;
M.Sc. 1987
DOĞAN YİĞİT
192278 - B.Sc. 1984
ÇOŞKUN YÜNKÜL
216796 - B.Sc. 1984
1984
mezunları
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
126
ODTÜ’NÜN ORTA YERİ: KAFETERYA
K
afeterya; ODTÜ kampüsünün ilk binalarından biridir. İlk yıllarda ODTÜ’nün şehrin çok dışında olduğu
düşünüldüğünde kafeteryanın ne kadar önemli olduğunu anlamak için o zamanları yaşamış olmak gerekir.
ODTÜ’de başka yemek seçeneklerinin olmadığı doksanlı yıllara kadar öğle yemeklerinde kafeteryanın her iki
kapısından taşmış uzun kuyruklara girilirdi. Yılbaşı menüsü olarak hindi ve baklavası, her Mezunlar Günü’nde
eski mezunların güzel yemek günlerinden bir anı olarak
sunulan Ankara Tavası meşhurdur.ODTÜ’ye gelenlerin en kısa zamanda öğrendiği iki sözcük “hocam” ve
“kaynak” olmuştur. Herkes birbirine hocam der ve birçok kişi kafeteryada kuyruklarda kaynak yapardı. Buna
kimse kızmazdı. Çünkü, herkes acelesi olduğu bir başka
gün kendisinin de kaynak yapacağını bilirdi.
1990’lardan önce ODTÜ’deki yemek imkânları bu kadar geniş değildi. ODTÜ’de herkes (öğrenci, işçi, memur, asistan, öğretim üyesi) kafeteryada yemek yerdi,
her ne kadar salonları ayrı da olsa en büyüğünden en
küçüğüne, sınıfsızca yenilen bir yemek ve ortak solunan bir hava mevcuttu kafeteryada. O güzel kafeterya,
ODTÜ’nün tam ortasında yarım yüzyıla yakın zamandır
ODTÜ’lülerle yaşıyor.
127
1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
BENİM BÖLÜMÜM
N
e zaman bölümümüzü anımsasam, içim mutlulukla doluyor. Zaman zaman nedenini düşünüyorum.
Uzun yıllar bölümde kalmamdan olabilir mi? Öğretim üyelerinden, öğrencilerden ya da çalışanlardan?
Yoksa hepsi birden etkili mi? Belki de yavaşça yaşlanıyoruz ve de belleğimiz kötü anıları unutmayı
yeğleyerek bize, sadece mutlu anıları hatırlatıyor.
Sonunda bir sonuca varıyorum. Ben o bölümü seviyorum. Bu kadar basit aslında. Anılarımı ve bugünde yakın,
uzak fark etmeden dostlarımı seviyorum. Bizim sınıf 12 Eylül öncesini gören en son sınıftı. Maden Bölümlerinde
genellikle oluşan, hafifçe de feodallik kokan, birbirini tutma, destek çıkma, bizim sınıfta en üst düzeyde idi.
Daha dün gibi, bir arkadaşımıza yamuk yaptıkları için Mimarlık Bölümünü otuz kişi ile basmamız. Değişime
başlangıçta uyum sağlayamayarak, yemekhanede ya da otobüse binerken sürekli olay çıkarmamız. Çıkardığımız
olaylar o kadar çoktu ki, sonunda, yıllığımızda çıkan ve başka bölümden bir arkadaşımızın çizdiği “Kaçın Madenciler geliyor” karikatürü oluştu.
Bölüme ilk gelişim, öğrenci temsilciliğindeki bizim çocuklarla tanışmak içindi. Ulaş’la ÖTK Odasında tanıştık.
Daha sonra da birinci sınıflarla yapılan toplantıyla bölüme geldik. Bize bilgi veren Tevfik Hocam sordu ‘Girişte
bir harita var, üzerindeki yazıyı okudunuz mu?’ Bazılarımız okumuştu “Doğal Kaynaklarının Gerçek Sahibi
Halktır”. Otuz yıldan fazla oldu. Müfit Erdil’in isteği üzerine, bu sözü en son Oda Genel Kurulu’nda da söyledim.
12 Eylül bugün yeni gençler için çok şey ifade etmiyor. Biz yakından biliyoruz. Bir dönemin bitip, başka bir
dönemin başladığı bir tarihtir o. Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Bazı arkadaşlarımız 12 Eylül’le birlikte içeri alındılar. YÖK Kuruldu. Askeri Cunta altında, öğrenciliğimiz devam
etti. Türkiye değişti, bizde inadına birbirimize sarıldık. Yüzde 70 devamlar ve bir takım YÖK uygulamaları bize
çok dokunmadı. Her şeye karşın geçmişten gelen ve iyi olan öğretim üyesi, öğrenci ilişkileri belli düzeyde devam
etti. Öğretim üyelerine sıkıyönetim bir sürü anlamsız görev çıkardı. Jandarmanın, bir öğretim üyemize, aranan
bir öğrencimizi sorduğunu ve onun da “hiç görmediğini” söylemesinin de tanıklarındanım. Sorulan öğrenci,
yarım dakika önce yanımızdan geçmişti.
Gittiğimiz Surveying ya da Ekonomi gibi derslerde, sayımız az olsa da, her zaman ağırlık koyduk. Survey dersinde, sınav sırasında İnşaat’ın asistanlarıyla ağız dalaşına girdik. Sınav kâğıtlarımızı alabileceklerini söylediler,
ama onlara bu işin o kadar kolay olamayacağını gösterdik. Alamadılar. Sınıf olarak, bir kez daha dik durmuştuk.
Sınavdan çıkıp, Taci Baba’ya (Tacettin Ataman) asistanları şikâyet etmemiz, onunda İnşaat Bölüm Başkanını
arayarak, Ben Taci Baba, Tacettin Ataman, Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı, bizim çocuklara, sizin asistanlar
kötü davranmışlar, bir daha olmasın dediğinin bizzat tanıkları arasındayım. Final sınavına, İnşaat Bölüm Başkanı
bizzat gelerek kontrol etti. Yine aynı Taci Baba, Mustafa Başçavuş’u arayarak isteğimiz üzerine, kantini yeniden
açtırmıştı, üstelik bizlere kefil olarak.
Bölüm futbol takımımız, Yer Bilimleri adı altında, finale kaldığında, o gün takımı destekleme kararı aldık. Üçüncü sınıfta idik. Diğer Hocalarımızdan izin aldıktan sonra, Paşa Hoca’ya çıktık ve dersi ertelemesini istedik. Nedenini de anlattık tabii ki. Hoca bizi dinledi. “Futbol önemli bir iştir. Madem finale kaldınız gelmeyin, ders
128
yapılmayacaktır” dedi. Şok olmuştuk. Yine Paşa Hoca da maçı izlemeye gelenler arasındaydı. Kimler yoktu ki,
öğrenciler, öğretim üyeleri çalışanlar. Jeoloji öğrencileri de oradaydı. Herhalde taraftar desteğine sahip tek takım
bizdik. 1980’den sonra, bir futbol maçı da olsa, uzunca bir süre sonra ilk açılan pankartta o maçta idi.
Aynı gün için Termo dersi hocasından da izin istemiştik vermedi, bende ona, gelirse de kimsenin olmayacağını
söyledim. Geldi, sınıfta kimse yoktu. Bu söylem en az bir harfime mal oldu. Kimin umurunda?
Rahmetle andığım Erdal Hocam, beni aradı. “Bülent, şöyle çok tozlu, pis görünen bir işiniz var mı?”. “Buluruz
Hocam ne oldu?”. “Dekanlık, asistanların ve hocaların kravat takmasını istiyor. Dekan yardımcısı 12 gibi gelecek. Orada ol, seni ziyarete geleceğiz”. Laboratuarın büyük kapısını açıp, karbonatlı kurşun, çinko cevherini,
laboratuarın ortasına döküp elemeye başladım. Her taraf turuncu tozlarla kaplandı. Diğer kapıdan Erdal Hoca
ile Dekan Yardımcısı içeri girdiler. “Hocam Bülent Bey, Cevher Hazırlama asistanlarımızdan” diyerek beni tanıttı.
Eleği bırakıp yanlarına yaklaştım. Dekan Yardımcısı açık renk bir takım giymişti. “Aman fazla yaklaşmayın, bu
tozlar, üstünüze siner ve nemle karşılaşırsa, çıkmaz lekeler oluşur” dedim. Dekan Yardımcısı içeri fazla girmedi, elimi de sıkmadı. Erdal Hoca elimi sıktı. “Hocam soracaklarınızı, sorabilirsiniz dedi”. “Bülent Bey, bunun
başka yöntemi yok mu” sorusuna “Var, ıslak da eliyoruz. Onu daha sonra yapacağım, üzerimdeki lekeler, ıslak
elemenin sonuçları” dedim. Çıkarken, Erdal Hocam anlatıyordu “Hocam, bu çocuklar nasıl takım elbise giyip,
kravat takacaklar. Öyle giyinseler, bu işleri nasıl yapacaklar? Aslında laboratuara duş, banyo yaptırmamız lazım.”
Laboratuara duş banyo yapılmadı ama bizler kravat takmaktan kurtulduk.
Rahmetli Hasan Evirgen, 310 finaline gelmedi. Gülhan Hanım başlamak istedi, “Hasan yok hocam, o gelsin
başlarız” dedik. Gülhan Hanım “peki” dedi. Mete “ben bir telefon edeyim” dedi ve çıktı. Gülhan Hanım “nereyi
arayacak ?” diye sordu. “Yurdu, belki uyuyakalmıştır.” Yani o uyanacak, gelinceye kadar bekleyecek miyiz dedi.
‘Evet’ dedik. Bir kahkaha attı, ‘napalım bekleyelim’ dedi. Mete içeri girdi ’Hocam Hasan gelmeyecekmiş, dersi
bırakmış’. Gülhan Hanım bir kahkaha daha attı ve sınava başladık.
Yine çok sevdiğimiz ve kaybettiğimiz başka bir dostumuz, Nadir Karapınar geldi, bizi buldu, Oda’ya yönlendirdi. Zonguldak Kömür Kongresine gittik. Oradaki öğrenci toplantısında da ODTÜ Maden Müh. öğrencisi
olduğumuzu herkese gösterdik. Özellikle Hocalarımızla briç oynarken ve bizim kazanacağımız kesinleşince,
M.Ali Hindistan’ın “Bülent, artık Hocalarımıza, pamukla su verme zamanı geldi” dedi. Hocalarımızın da cevap
olarak yaptıkları esprilerle devam ettik. Akşam koğuşta diğer okul öğrencilerinin “Sizler Hocalarınızla nasıl böyle
konuşuyorsunuz, nasıl cesaret edebiliyorsunuz” sorusuna o günün koşullarında yeterli yanıtı veremedik.
Aradan yıllar geçti hala öyle konuşuyoruz. O karşılıklı sevgi ve bütün hinliğimizin ve haylazlığımızın arkasında
ki saygıyı o gün anlatamadık. Bu gün anlatabilirim. Paşa’nın deyimiyle, bütün anarşistliğime(mize) rağmen(Paşa
Hoca bazı konuları çok iyi bilir ama anarşistin ne olduğunu bir türlü öğrenemedi), o sevgiyi, saygıyı hep gösterdik. Karşılığını da aynı şekilde gördük. Her üniversite, her bölüm, zaman içinde kendi kültürünü oluşturur ve
geliştirir. Bizimki de böyle işte. İyi ki bu bölümde okumuşum, ne mutlu ki sizleri tanımış, sizin gibi dostlarım
olmuş.
Bülent Şentürk (MinE’ 84)
129
1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
ODTÜ’NÜN SİMGESİ: MM BİNASI
O
DTÜ silüetinin en belirgin ve en aykırı binasıdır, MM (Mühendislik Merkez) Binası. 1980 öncesinde öğrenciler, en üst katına çıkar, fincanda çay içer ve tüm ODTÜ’yü boydan boya seyrederlermiş en üst katında.
12 Eylülle beraber ODTÜ’deki tüm güzellikler gibi, bu da yasaklandı. Yıllar sonra bu zevk tekrar yaşanmaya başlandı.Şimdilerde ODTÜ’nün en yüksek binası olması ve pek çok yerden görülebilmesi nedeniyle MM Binasına,
Daltonlar’a da atıfla “Avarel” deniyormuş.
MM’in en üst katında daha bir başkadır ODTÜ. Hazırlıktan bölümlere kadar uzanan yürüyüş yolu, boydan boya, her
zaman cıvıl cıvıl öğrenci dolu. Diğer taraftan bakıldığında stadyumun halı gibi çimleri uzanır yurtlar boyunca. Spor
Salonu yukarıdan kanatlarını açıp başka dünyalardan gelip konmuş gibidir. Hazırlık yönüne baktığınızda artık ağaçların binaları kapattığını görürsünüz. Mühendislik yönüne baktığınızda ise İnşaat Mühendisliği ve bitmez tükenmez
laboratuarları.
Eskiden MM’in önünde küçük bir havuz ve havuzun üstünde bir köprü vardı. Özellikle karlı-buzlu havalarda o
köprü çok daralırdı. Şimdilerde o havuz kocaman bir saksı olmuş, çiçekler ve ağaçlar var üzerinde. ODTÜ’deki adres tariflerinin başlangıç noktası, uzun boylu, yakışıklı MM Binası hala tüm ihtişamı ile herkese ve herşeye tepeden
bakmakta.
130
GÜVEN AKDOĞAN
308577- B.Sc. 1985;
M.Sc. 1987
YUSUF ZİYA AKGÖK
254045 - B.Sc. 1985;
M.Sc. 1993
SUAT BOZTAŞ
277947 - B.Sc. 1985
KÜRŞAD CEYLAN
308668 - B.Sc. 1985;
M.Sc. 1987
BİRCAN AKSOY(ERKAN)
308585 - B.Sc. 1985;
M.Sc. 1988
SELAHATTİN CÜCE
284287 - B.Sc. 1985
GÜROL BAŞARAN
308626 - B.Sc. 1983;
M.Sc. 1988
KENAN DİKBIYIK
308692 - B.Sc. 1985;
M.Sc. 1988
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
mezunları1986
HALİL DOĞAN
254276 - B.Sc. 1985;
M.Sc. 1988
HASAN EVİRGEN
254326 - B.Sc. 1985
M.HUSEİN HALLANİ
284299 - B.Sc. 1985
A.SAFDER İPLİKÇİOĞLU
254441 - B.Sc. 1985
M. KEMAL GÖKAY
308759 - B.Sc. 1985;
M.Sc. 1988
YAKUP KAYGUSUZ
308817 - B.Sc. 1985;
M.Sc. 1990
CESUR HAKKATAPAN
309054 - B.Sc. 1985
TUNCAY KILIÇARSLAN
308825 - B.Sc. 1985
131
1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
SERDAR ÖZBEK
308882 - B.Sc. 1985
YELDA. S.Ö.(ULUDAĞ)
278226 - B.Sc. 1985
REHA ÖZEL
308890 - B.Sc. 1985;
M.Sc. 1988; Ph. D. 1995
M..GÖKSEL PAZARCI
211482 - B.Sc. 1985
BİROL SEMERCİ
308932 - B.Sc. 1985
İBRAHİM SEVİN
308940 - B.Sc. 1985
ÖMER SEZGİN
308956 - B.Sc. 1985
SUAT ŞAHİN
278275 - B.Sc. 1985
FARUK TEZEL
309013 - B.Sc. 1985
REŞİT VATAN
171090 - B.Sc. 1985
1985
mezunları
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
T. DEVRİM VURAL
278358 - B.Sc. 1985;
M.Sc. 1988
132
ŞAHAP YASAN
309047 - B.Sc. 1985
ÜMİT YILDIRIM
187005 - B.Sc. 1985
133
1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
134
135
1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
136
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
137
1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
1986 > 1987 > 19
dünya
1986; Olof Palme öldürüldü... 28
Şubat 1986 gece yarısı Dünya kamuoyunun barış güvercini
türkiye
1986; Sinagog Baskını... İstanbul
Neve Şalom Sinagogu’na baskın. 23 kişi öldü. 1987; Özal
olarak adlandırdığı İsveç Başbakanı Olof Palme, sokak or-
tekrar başbakan... 29 Kasım 1987 tarihinde erken genel
tasında faili meçhul bir cinayete kurban gitti. 1986; yılın-
seçimler yapıldı. ANAP lideri Turgut Özal’ın seçimlerdeki
daki seçimlerde Nazi ordusunda görev almış BM eski Genel
sloganı “her aileye bir otomobil” idi. Geniş halk tabakaları-
Sekreteri Kurt Waldheım, Avusturya devlet başkanı seçil-
nı hedef alan bu slogan “müreffeh” bir Türkiye’nin hayalini
mişti. Kurt Waldheım’ın II. Dünya Savaşı sırasında bir Nazi
sunuyordu. 1988; 18 Haziran 1988 tarihinde Özal’a sui-
subayı olarak Bosna’da yaptıkları tüm kamuoyu tarafından
kast düzenlendi. 1988; Kuzey Iraklılar
bilinmesine rağmen milyonlarca Avusturyalı “hafıza kaybı-
Türkiye’de...16 Mart 1988 tarihinde
na” uğramıştı. İspanya ve Portekiz’in AT’ye tam üye oldu-
Irak uçakları Halepçe ve Hormal ka-
lar.1987; Çin’de binlerce öğrenci Tianenman Meydanı’nda
sabalarına hardal gazı içeren kimyasal
yürüdüler 1988; Komünist Parti’nin, Gorbaçov’un Perest-
bomba atmıştır. Irak ordusunun saldı-
roika politikasını onaylaması1988;
rısından kaçan Kuzey Iraklılar Çukurca
İran-Irak Savaşında Ateşkes1989;
ve Uludere sınırına yığılmış, daha sonra
Humeyni’nin ölümü1989; Çin’de
Hakkari ve Diyarbakır’da oluşturulan çadırkentlerde barın-
Pekin’in Tienanmen Meydanı’ndaki
dırılmışlardır. 1988; Türkiye 20 yıl sonra Olimpiyatlarda
büyük gösteriye askeri müdahalede
altın madalya aldı. G. Kore’nin başkenti Seul’de gerçekleşti-
bulunuldu. Bu olaylarda 2.000 ci-
rilen olimpiyatlarda Naim Süleymanoğlu ardı ardına olim-
varındaki öğrenci hayatını kaybet-
piyat ve dünya rekorları kırarak altın madalya aldı. 1989;
ti.1989 Tudor Jivkov’un İstifa Etmek Zorunda Kalışı 1989;
Bulgaristan’dan zorunlu göç1989; Güneydoğu Anadolu
Berlin duvarı yıkıldı... Doğu Berlin ile Batı Berlin’i birbirin-
Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (GAP)’ın kurulu-
den ayıran Berlin Duvarı’nın yıkılması Sovyetler Birliği’nin
şu 1990; İslami Terör Yayılıyor... İslami terör 1990’da da
çöküşünün ve dünyada Soğuk Savaş’ın sona ermesinin
aydınları hedef almayı sürdürmüştür. 31 Ocak’ta Muam-
simgesi olarak kabul edilmektedir.1989; ABD, Panama’yı
mer Aksoy, 7 Mart’ta Çetin Emeç, 4 Eylül’de Turan Dursun
işgal etti.1990; Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Soğuk
ve 6 Ekim’de Bahriye Üçok suikastlar sonucu yaşamlarını
Savaş’ın sona ermesi1990; İki Almanya’nın birleşmesi
yitirmişlerdir. ğiştirmiştir.
Berlin Duvarı Yıkılıyor
138
988 > 1989 > 1990
odtü
1986; Rektör Prof. Dr. Gönlübol, Bilkent
Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğ-
maden
1986; İsveç, Finlandiya, Norveç
Madenciler Birliklerinin ortaklaşa düzenledikleri “13. Dün-
ramacı ile 5 yıl süreyle ODTÜ’den öğretim üyesi almayaca-
ya Madencilik Kongresi” 1-5 Haziran 1986 tarihleri arasında
ğına dair bir anlaşma imzalanmıştır. 1987; Türban yasağı...
Stockholm’de toplandı. 1986;
12 Ocak 1987 tarihinde YÖK’ten ilk türban yasağı uygula-
Teskere-i Samiye yürürlükten
ması gündeme geldi.1987; 1987 yılı temmuz ayında görev
kaldırıldı. 1987; Türkiye Ma-
süresi sona eren Rektör Prof. Dr. Mehmet Gölübol’un yerine
dencilik Bilimsel ve Teknik 10.
üniversitemiz ilk oğrencilerinden Endüstri
Kongresi, 11-15 Mayıs 1987 ta-
Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof.
rihleri arasında Ankara’da ger-
Dr. Ömer Saatçioğlu Rektörlüğe atanmış-
çekleştirildi.1988;
tır.1988; Üniversitemiz’in kuruluş yasası
19-25 Eylül 1988 tarihleri arasında, MTA ve Etibank Genel
27 Mayıs 1959 tarihinde Türkiye Cumhu-
Müdürlükleri tarafından ortaklaşa düzenlenen “Gelişmekte
riyeti Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiştir. Üniversite Senatomuz bu tarihi esas alarak 27 Mayıs gününü ODTÜ Günü olarak belirlemiş ve bu günü her
yıl bir törenle kutlama yönünde tavsiye kararı alınmıştır.
1989; 1989 yılında bilgisayar kapasitesi artırıldı. Kampus
fiber optik bilgisayar ağı oluşturuldu ve uluslararası ağlara bağlandı. Kişisel bilgisayar sayısı 1000’e ulaştı. Stratejik
planlama komitesi kuruldu. Mezunlar günü ilk kez düzenlendi ve mezuniyetlerinin 30. yılını dolduran mezunlara
plaket verme sistemi kuruldu. 1990; Türkiye’nin ilk teknoparkı kuruluş çalışmalarına 1987 yılında başlanmıştır.
1990 yılında teknoloji tabanlı girişimci firmalara maddi,
manevi ve lojistik anlamda destek olmak amacıyla, ODTÜ
ve KOSGEB arasında imzalanan işbirliği protokolüyle Teknoloji Geliştirme Merkezi (TEKMER) açılmıştır.
Olan Ülkelerde Küçük Ölçekli Madencilik” konulu Birleşmiş
Milletler Semineri yapıldı. 1989; TTK Rehabilitasyon ve İşgücü İyileştirme Projeleri başlatıldı. Teskere-i Samiye yürürlükten kaldırılması ile oluşan hukuksal boşluğu gidermek üzere
Bakanlar Kurulu kararı ile Havzanın sınırları yeniden belirlendi.1990; 17 Kasım 1990 tarihinde Genel Maden-İş Sendikası
toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine, çeşitli işyerlerinde çalışan toplam 48 bin üyesi için grev kararı aldı. 1990; Birinci Madencilik Şûrası 21 -22 Haziran 1990
tarihlerinde Ankara’da, Milli Kütüphane Salonlarında toplandı. Şûranın açılış oturumuna, Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL
ve Başbakan Yıldırım AKBULUT yaptı. Şura’ya; milletvekilleri,
üniversite, kamu ve özel kuruluşların üst düzey yöneticileri
meslek odaları ve sanayi odaları temsilcileri ile çeşitli kurumları temsilen delegeler katıldı.1990; Değerli bilim insanı Prof.
Dr. Tacettin Ataman vefat etti.
139
1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990
Ankara’da
140
BAYRAM ARI
329028 - B.Sc. 1986
NADİR AVŞAROĞLU
308601 - B.Sc. 1986
AYLA AYDIN
277913 - B.Sc. 1986
ERSİN AYDIN
196907 - B.Sc. 1986
ÖZCAN BARAN
277939 - B.Sc. 1986
TAYLAN BOZDAĞ
360644 - B.Sc. 1986;
M.Sc. 1988; Ph.D.1996
ALP CENGİZ
308650- B.Sc. 1986
ATİLLA CEYLANOĞLU
328856 - B.Sc. 1986;
M.Sc. 1988; Ph.D.1991
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
SALİH DİLBAZ
187690 - B.Sc. 1986
A.TAMER DİNÇER
328864 - B.Sc. 1986;
M.Sc. 1988
HALİS DOĞAN
254284 - B.Sc. 1986
M. HALUK ERGİN
328914 - B.Sc. 1986
MÜCELLA ERSOY
308726 - B.Sc. 1986
M.Sc. 1988
GANİMET GENÇ
278069 - B.Sc. 1986
KAYA GÜLTEKİN
278077- B.Sc. 1986
M. BAHTİYAR GÜVEN
278085 - B.Sc. 1986
141
1986> 1987 > 1988> 1989 > 1990
mezunları1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
K. YALÇIN HATİPOĞLU
328955 - B.Sc. 1986;
M.Sc. 1990
J.MAJED HUSSİEN
286872 - B.Sc. 1986
M. TÜRKAY IŞIKAN
292961 - B.Sc. 1986
ZEKAİ IŞILDAR
308783 - B.Sc. 1986
BAHATTİN OLMUŞ
329003 - B.Sc. 1986
ÜMİT YAŞAR ÖNDER
278184 - B.Sc. 1986;
M.Sc. 1989; Ph.D.1995
REŞAT ÖZKALAN
284283- B.Sc. 1986
DAVUT SAYDAM
335703 - B.Sc. 1986
MUSTAFA SEVER
278259 - B.Sc. 1986
ŞAİKA SÜLEYMAN YÜREK
329037 - B.Sc. 1986
M.Sc. 1988
A. ÖZDEN ŞANTAY
308981 - B.Sc. 1986
M.Sc. 1990
MEHMET SAMİ TALU
329060 - B.Sc. 1986
AKIN TAMER
361121 - B.Sc. 1986
ALİ ZAFER TOPER
329078 - B.Sc. 1986
M.Sc. 1988
AHMET RACİ USLU
361154 - B.Sc. 1986
B.HADİ YOLASIĞMAZ
329110- B.Sc. 1986
1986
mezunları
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
142
ODTÜ’DE SONBAHAR
Ankara’da pek çok şey güzeldir
Sonbahar, ayrı bir güzeldir.
Hele Akdeniz’in haddinden fazla sıcak ve nemli ikliminden sonra
Ankara’da sonbahar hasretle beklenir.
İki özlem birden yaşanır.
Okulların tekrar açılması ve ODTÜ’de sonbahar
Sonbaharın en yakıştığı kenttir Ankara
At kestanelerinin yaprakları sarıdan kahverengine çalar.
“Herşeyi süpürebilirsin, sonbaharı süpüremezsin” demiş şair
Gerçekten de öyledir; ODTÜ’de sonbahar.
Sabahları ODTÜ’ye gelmek için Güvenpark’da dolmuş kuyruğu
Eskişehir yolunda bitişik düzende trafik ve gri bir kent
Her sabah yaşanan bu telaşın içinden ışık hızıyla girersin A1 kapısından
Alice Harikalar Diyarında gibi farklı bir dünya
Bu durumun abartı olmadığını bilirsin
Şehrin trafiğinden kaçıp,
Şehrin içindeki ormana girersin
Herşey birdenbire başlar
Bir kapıdan girince sarının, kahverenginin, kırmızının her tonu
Çam ağaçları ve at kestaneleri ile donatılmış bir kampüs
ve bu renklerin birbirlerine geçişini ağaçlarda ve toprakda görürsün
Bölümlerin arkasındaki ufak tefek kafeteryalarda;
Çatı’da, Denizatı’nda, Arkabahçe’de, Beşeri ya da Fizik kantininde
Sonbahar yapraklarının toprağı kapladığı
Toprak kokusu eşliğinde arkadaşlarla çay içer, ders saatini beklersin.
ODTÜ’de yaşanabilecek en güzel mevsimdir sonbahar...
Kampüs sarıya boyanır, kantinler, kafeler aşk kokar,
Ders çıkışları elele insanlarla dolar Kütüphane önü
Düşen sarı yapraklar altında servis bekleyenler ve
Biran önce yurtlarına dönmeye çalışan kalabalıklar
ODTÜ’ye en yakışan mevsimdir sonbahar...
ODTÜ’de bu mevsimde hep bir toprak kokusu olur.
ve bu koku bagımlılık yaratır.
Akşam yemeği için yurttan çıkar, kafeteryaya gidersin.
Uzun zaman sonra gördüğün dostlar, sohbet, toprak kokusu
Yemekten sonra ODTÜ’nün içinde uzunca bir tur atılır.
Çarşının ya da lojmanların oralarda bir banka oturulur
Geçen kişilere bakılıp, tanıdıklarla selamlaşılır.
Sarmaş, dolaş çiftlere, genç kızlara bakarsın.
Giderek zorlaşan dersler, yaklaşan sınavlar
143
1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990
Derin bir nefes alırsın
Tüm ciğerlerini sonbahar kaplar...
ODTÜ’de Sonbahar;
Hafif bir rüzgar eser,
Ağaçların yaprakları sarı ve kırmızının her tonuna bürünür,
8.40 dersi yaklaşır,
Kafeterya önünden Hazırlık binasına kadar
Yürüyen yüzlerce insanı görürsün....
Meraklı bakışlarla etrafındaki diğer insanları süzersin,
İçinde değişik duygular, merak, heyecan, mutluluk, umut...
ODTÜ’nün en güzel mevsimidir sonbahar
Dersden çıktığında dışarıda yağmur,
Sonbaharda hafif hafif çiseler,
Kafan karışık, değişik planlar,
Laboratuarlar, projeler, sınavlar üst üste gelmekte
Yağmur bastırmadan hemen yurda gidebilsem.
Kestirme olsun diyerek Rektörlüğün önünden gidersin
Stadyumun yanından geçerken,
Yağmurun belirginleştirdiği yazıyı okursun
Sonbahar’da bir sıcaklık…
Hafifçe ıslanmaya başlarsın
At kestanelerinin yapraklarına bastıkça çıkan sesler
Sarı, kahverengi yaprakların arasından binaları saran sarmaşıklar
Merdivenlerin başında karşı yurttan bir arkadaşa rastlarsın
Selamlaşır beraber yürümeye başlarsın
Onun kafasında kapşon, seninkin de sonbahar yağmurları
Yaprakları sararmış çınar ağacının altından geçen
5. Yurttaki kızıl saçlı kız
Bu taraftan geldiğine göre İdari’de ya da Mimarlıkda olmalı diye geçer
aklından
Mevsim ile uyumlu dolgun saçları ve elbisesi ile
Geçer gider önünden
ODTÜ’de Sonbahar
Çabuk biter ODTÜ’de sonbahar
Yaprak dökümünden hemen önce kızıl bir yer olmaya başlar
Giderek Ankara’nın griliği buraları da kaplar
Yağmurlar hep zamanında başlar ve zamanında biter ODTÜ’de
Kış birden bire bastırmadan, Ankara’nın soğukları iliklerine işlemeden
Sonbaharın, son demlerini yaşamaya çalışırsın
Aslında ODTÜ’de her mevsim güzeldir ama
Sonbahar bir başka güzeldir...
144
ÜNAL AKDEMİR
360503 - B.Sc. 1987;
M.Sc. 1990; Ph.D.1995
H.HÜSNÜ ALTAY
360537 - B.Sc. 1987
M.Sc. 1990
ELVAN ALTINBAY
308571 - B.Sc. 1987
VEYSEL AYDEMİR
360578 - B.Sc. 1987
AHMET BERTEN
360636 - B.Sc. 1987
HULKİ BÜYÜKKALENDER
360651 - B.Sc. 1987
RECAİ CAN
308643 - B.Sc. 1987
KEMAL DOĞAN
328872 - B.Sc. 1987
VELİ DOĞAN
360727 - B.Sc. 1987;
M.Sc. 1991
GÖKHAN DOĞRU
360735 - B.Sc. 1987
SÜLEYMAN EKİCİ
360750 - B.Sc. 1987
BÜLENT ERDEM
328906 - B.Sc. 1987;
M.Sc. 1990; Ph.D.1996
ERKAN ERTEN
328922 - B.Sc. 1987
MELİH FIRAT
360768 - B.Sc. 1987;
M.Sc. 1990
BÜLENT FİDAN
360776 - B.Sc. 1986;
M.Sc. 1987; Ph.D.1990
ADNAN GEREDELİ
360792 - B.Sc. 1987;
M.Sc. 1990
GÖKHAN GÜLER
328930 - B.Sc. 1987
DENİZ GÜNAL
328948 - B.Sc. 1987
FATİH GÜNER
360818 - B.Sc. 1987
ZEKERİYA İNAL
308791 - B.Sc. 1987
OĞUZ ŞENER KONCAGÜL
360888 - B.Sc. 1987;
M.Sc. 1990; Ph.D.1997
HAYDAR KURBAN
360891 - B.Sc. 1987
ABDÜLHAMİT ÖZGENÇ
278200 - B.Sc. 1987
HATİCE ÖZHAN (ŞEN)
329011 - B.Sc. 1987
SEZAİ ÖZKAN
360974 - B.Sc. 1987
145
1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
mezunları
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
GÖKHAN REYHAN
361006 - B.Sc. 1987;
M.Sc. 1990
Y.DURSUN SARI
395079 - B.Sc. 1987;
M.Sc. 1989; Ph.D.1996
İBRAHİM SEL
361080 - B.Sc. 1987
M.Sc. 1990; Ph.D.1993
MEHMET SEVEN
151910 - B.Sc. 1987
İZZETTİN SOYUMGÜRBÜZ
308965 - B.Sc. 1987
ÖMER NEVZAT ŞAHİN
309252 - B.Sc. 1987
AKIN ŞAKÜL
361089 - B.Sc. 1987
LEVENT ŞEN
361097 - B.Sc. 1987
MEHMET MÜJDAT ŞEN
361105 - B.Sc. 1987
YENER ŞENTÜRK
361113 - B.Sc. 1987;
M. Sc.1990
ZAFER TEMEL
361139 - B.Sc. 1987
MURAT TOKER
351536 - B.Sc. 1987
VELİ SULHİ UYSAL
199018 - B.Sc. 1987
1987
mezunları
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
AHMET ŞAKİR TATLICAN
309005 - B.Sc. 1987
ÇETİN YILDIRIM
329102 - B.Sc. 1987
MUSTAFA YALÇIN
360888 - B.Sc. 1987;
M.Sc. 1989; Ph. D. 1996
CELAL ZEYTİNOĞLU
328948 - B.Sc. 1987
M.Sc. 1992
146
HEP ÖZLEYECEĞİM...
K
imya bölümünü geçip yolu kestikten sonra ODTÜ’nün kurtarılmış topraklarına girersiniz.
Maden Mühendisliği Bölümü’ne girdiğimden (1974) beri, hep düşünmüşümdür; “insanlar, bu bölümü
bilerek mi seçti, yoksa bölümü onları bu hale getirdi!”
Umutlarının, hayallerinin peşinden koşmayı bırakmayan, çocuksu, kavgacı, neşeli, yaratıcı, cesur insanlar.
Ağır bir siyasi dönemde yerlerini çabuk belirleyen, yaşadıkları topraklardaki yeraltı zenginliklerini yağmalatmamayı temel ilke kabul eden; öğrencisiyle, hocasıyla ve çalışanıyla birlikte kâh konuşarak, kâh kavga ederek ama
asla küsmeyerek bu temel ilkeye sahip çıkan ODTÜ Maden Mühendisliği Bölümü.
Osmanlı’da nüfus sayımlarında; mezarlıktakiler de sayılırmış. Maden bölümü hep genç kalmış afili delikanlılarını hep aramızda saydı.
-
Güven verici duruşuyla Pehlivan dayı; Ahmet Pehlivan
-
Zor durumlarda çözüm üreten küçük dev adam; Nadir Karapınar
-
En genç amcamız Engin (Engin Karabulut)
-
Kimseye eyvallahı olmayan Ünsal Dursun, Milaslı Ali Rıza.
-
Faşist işgalde katledilen İbrahim Baloğlu
-
Canımız, kardeşimiz Çavuş (adını hiç bilmedim)
-
Batman’ın naif delikanlısı Alper Aytekin
-
Petrol Jeolojisinin delikanlısı; Fedai
Bir bölümün nesi anlatılır.
Bölümü bölüm yapan, unutulmaz yapan yaşanılanlardır.
-
Beni göz altına aldılar. ODTÜ’deki sınavları iptal edin diyen, Berat.
-
Sınavda kendisine kopya vermediği için sınav kağıdına Muzaffer Ulaş’ın ismini yazan Hasanoğlan
-
ODTÜ Madenin cengaveri Alper Hatipoğlu
-
Her daim kavgaya hazır Cemalettin Yurdakul.
-
Yüzünde hep bir yerlere yetişme telaşı olan Reşit Vatan.
-
Yaptığı her şeyi mükemmel yapan (spor, müzik, briç) Muzaffer Ulaş.
-
Çocuk yüzlü Kedi Veli ( Veli Sulhi Uysal)
-
Mersin Erdemli’li ağa torunu ve her daim ağa Veli Saatoğlu.
-
Her forumda kavga ettiğimiz Adnan Saraçoğlu.
-
Hamza beyefendi herkese biraz mesafeli.
-
Diplomatik görüşme uzmanı Kel Özcan
-
Herkesin dostu Nihal Uysal.
-
Bölüme geç dahil olan Aysın
-
Her zaman dengeli, soğukkanlı Ümit Üncü.
-
Hakan İçten
-
Bahadır Tanrıkulu
147
1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990
-
Salman Nahit Kürkçü
-
Boksör Turan
-
Baba İsmail
-
71’den kalma Cemal Özsoy
-
Bölümün en zeki, en az derse giren, yıllarını bölüme hasretmiş yakışıklısı Çinli; Cengiz Sümer
-
Sezer Göncüoğlu
-
Haluk Kanık
-
Engin Kuruoğlu
-
Kör Hayati
-
Müjdat Özkorucu
-
Hacı Bektaş’ın gülü Bülent Şentürk.
-
Herkesin sorunlarına derman olan Ümit ağabey (Ümit Atalay)
-
Yüzünde herkese mesafeli bir ifade olan, yeni geldiğimde öğrencilerin sorunlarını kırıp dökmeden çö-
zen
Tevfik Güyagüler
-
Hep abla, hep abla. Bölüm sekreterimiz Gülcihan Abla.
-
Her konuşmaya “ Avusturya talebe cemiyetinde iken” diye başlayan Aktan Tunçöz.
Liseyi Eskişehir’de bitirdim. 68 baharının etkisi, dünyadaki hareketlilik hayallerimizi süsledi. Gençliğin bütün
heyecanı ve okuduklarımız çok fazla beklenti oluşturdu. ODTÜ’ye geldiğimde bütün beklentilerimi hayata geçirecek, dünyanın … parmak atacak gibi hissediyordum.
Eşek kulaklı gömlek, İspanyol paça pantolon, uzun saç, uzun favori ve bıyıklar. Sadece ben değil, hepimiz bu
durumdaydık.
Özgürlük, eşitlik, cinsellik demokrasi taleplerimiz en üst noktadaydı ve ODTÜ bunun için en ideal yerdi.
Ama beklediğimizi tam anlamıyla bulamadım. Sonuçta herkes kendine benzeyenleri buluyor. Biraz arabesk,
biraz delikanlı, biraz modern, her şeyden biraz olan bir ilişkinin göbeğine oturduk.
Aşık olduğumda Ferdi Tayfur dinleyip ağlardık.
Kantinde, yanlışlıkla bize bakıp gülen bir kıza asılmaya kalkardık.
Saçlarını uzatana burun kıvıranlardık.
Elele tutuşan çiftlere tahammül edemeyendik
Üstüne, üstlük bölümde beklediği akademik derinliği bulamayanlardık.
Yinede bunların üstesinden gelmek için birbirine sokulan birlikte hareket edenlerdik. Kardeştik, arkadaştık, bir
dönemdik.
74-80 arasıydık.
BİZDİK.
Hep özleyeceğim
Mehmet SEVEN (MinE’ 87)
148
ALİ SALİH AKBAYKAL
360495 - B.Sc. 1988
KENAN AKSOKU
394619 - B.Sc. 1988
YUSUF ALTUNKAYA
360552- B.Sc. 1988
ORHAN AYDOĞAN
360586 - B.Sc. 1988;
M.Sc. 1992
SULTAN AYDOĞDU
360594 - B.Sc. 1988
NURAY BAŞGÜL
360628 - B.Sc. 1988
ÖZGÜR BİÇER
328849 - B.Sc. 1988
ERKAN ÇETİNER
920033 - B.Sc. 1988;
M.Sc. 2003
SEVDA ÇİL
360693 - B.Sc. 1998
ZAFİR EKMEKÇİ
432781 - B.Sc. 1988
KAAN ERARSLAN
394726 - B.Sc. 1988;
M.Sc. 1991; Ph.D.1996
KEMAL MURAT ERGÜR
394767 - B.Sc. 1988;
M.Sc. 1991
MURAT ENDER GELEN
360784 - B.Sc. 1988;
M.Sc. 1991
ŞÜKRÜ GÖK
360800 - B.Sc. 1988
GÜVEN GÜLER
394809 - B.Sc. 1988
HASAN HATUNOĞLU
394825- B.Sc. 1988
AYŞE İREM KARABAŞ
360842 - B.Sc. 1988;
M.Sc. 1991
GÖKSEL KAYACAN
328989 - B.Sc. 1988
ZÜLFİKAR KILIÇ
360875 - B.Sc. 1988
KAZIM KÜÇÜKATEŞ
394924 - B.Sc. 1988
149
1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
mezunları1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
mezunları
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
AYŞEN NAR (ERTEN)
394932 - B.Sc. 1988
OĞUZ OKUMUŞ
360933 - B.Sc. 1988
FAİK ÖZBİNER
335711 - B.Sc. 1988
ALİ ÖZDER
433045 - B.Sc. 1988;
M.Sc. 1991
CENGİZ H. PİLEVNELİ
360982 - B.Sc. 1988
MEHMET AKİF POLAT
395046 - B.Sc. 1988
EMİN PÜTÜN
395053 - B.Sc. 1988
OĞUZ SÖNMEZER
347013 - B.Sc. 1988;
M.Sc. 1991
SAMI SWEITI
444877 - B.Sc. 1988
BURHANETTİN ŞAHİN
395145 - B.Sc. 1988
İSMAİL ŞAHİN
360852 - B.Sc. 1988
F. LEVENT ŞAVLI
395178 - B.Sc. 1988
SAVAŞ ŞENER
395194 - B.Sc. 1988;
M.Sc. 1991; Ph.D.1997
ERHAN ULAŞ ÜLGEN
329094 - B.Sc. 1988
ADNAN YILMAZ
915327 - B.Sc. 1988
150
ODTÜ’DE KIŞ
ODTÜ’de her mevsim güzeldir ama
ODTÜ’de kış başkadır...
Kar yağdığında ise daha bir başkadır.
İlk kar taneleri dökülmeye başladığında,
Yaprakların, çimlerin, taşların üzerinde tutunmaya çalışırken
Her tarafı bembeyaz olur ODTÜ’nün
ODTÜ’de kar her yerde farklı bir güzellik sunar.
Henüz kimsenin yürümediği, sabahın erken saatinde,
Yurtlardan, Bölüme kadar giderken
Merdivenlerin ve taşlarının üzerindeki
Düz beyazlıkta terkedilmişlik,
İlk ayak izlerinde yalnızlık
ve saat 8:40 olduğunda
ODTÜ’nün her noktasındaki
Ayak izlerindeki hep birliktelik
ODTÜ’de kış başkadır...
Kar, ODTÜ’deki her dalın üstüne farklı farklı yağar.
İğdeler, ıhlamurlar, çınarlar, dutlar, çamlar, at kestaneleri,
Çalılar, sarmaşıklar, yağan karı dallarında kendi usullerince tutar.
Kimi kışlar yapraklar tam dökülmeden kar düşer.
Bazen yerdeki yaprakların üstüne kar yağar
ODTÜ’de kış başkadır...
Kar, ODTÜ’deki heykellerin üzerine de farklı yağar.
Atatürk Anıtı, Bilim Ağacı, 2 Aralık Anıtı, Gençlik Heykeli, Bilim Kızı,
Gündüz vakti olsaydı, yardımsever bir öğrenci,
Kaşkolunu sarardı ODTÜ’nün en güzel kızının boynuna.
Bilim Kızı, Matematik ile Kütüphane arasındaki
Her zamanki yerinde, kışa hazırlıksız yakalanmış
Yıllardır gelip giden kışlar üşümemeyi öğretmiş olmalı
Bölüme giderken, bilim adamlarının büstleri üzerinde karlar birikir,
Gözüne hepsi biraz ihtiyarlamış gibi görünür.
Stadyumda ilk kar yağdığında kaybolan harfler,
Birkaç gün sonra yavaş yavaş görünmeye başlar.
ODTÜ’de kış başkadır.
Çok kar yağdığı günlerde,
Atatürk Anıtı’ndan kütüphaneye inen çim alan kayan öğrencilerle dolar,
Sesleri Rektörlük ve U3 binalarının duvarlarında yankılanır.
Kaydıkları yerde kar kalmadığında,
Hemen kendilerine yeni bir pist oluştururlar.
Kütüphanenin önünde,
Bir heykelin yanında, stadyumun ortasında
Karşımıza çıkan kardan adamlar
Daha önce gördüklerimiz gibi değildir.
ODTÜ’lü öğrencilerin kardan adamlarında,
151
1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990
Farklı bakışın, yaratıcılığın, özgür düşüncenin izleri de vardır.
Kütüphanenin ışıkları karların biriktiği dalların, ağaçların
Direğe bağlanmış beyazlaşmış bisikletin üzerinde yansır.
Bölümlere giderken karda oynayanların neşeli sesleri gelir
Kartoplarından birine hedef olmamak için uzak durursun
Karanlıklar, ışıklar, gölgeler, ayak izleri her yanda
Beyaz rengin her tonu ODTÜ’de sergilenir.
ODTÜ’de kış başkadır.
ODTÜ’ye karın yağdığı ilk gün akşamı
Yurtlar Bölgesi bir başka şenlenir
Yağan karda sokak lambalarının loşluğu
Pastanenin önünden, stadyumdan gelen sesler, kahkahalar
Kalabalığın mutluluğunu ve neşesini yansıtır.
Koşan, karların üzerine kendini bırakan, yuvarlanan,
Kardan adam yapan, kartopu oynayan
Kalabalığı seyre dalarsın
Üşüyen, donan yüzlerde ve ellerde
Kestanenin, çayın, kahvenin, çorbanın kıymeti anlaşılır.
Kışın en güzeli ODTÜ’de yaşanır
ODTÜ’de kış, aşkın mevsimidir
Aşkın yeri, zamanı, mevsimi mi olurmuş demeyin.
Mevsimlerin en merhametlisidir ODTÜ’de kış.
Sarılmanın, sarınmanın, sarmalanmanın..
Sevdiğinin ellerini alıp kalbinde ısıtmanın..
Sıcak çayların, derin sohbetlerin mevsimi...
Sıcak olan herşeye doğru neşeyle yönelmenin,
Merdivenlerde, yolda kaymamak için kolkola yürümenin
Annenin ördüğü atkıyı onun boynuna sarmanın
Karşılaşmaların değil, buluşmaların mevsimi...
Sınavların, finallerin, yaklaşan dönem aralarının
Çarşıda, yurt kantinlerinde birlikte ders çalışmanın
Gözgöze gelmenin, aynı bardaktan çay içmenin
Kantindeki buğulu cama onun adını yazmanın
Kimse görmesin diye hemen silmenin mevsimidir kış,
Aşkın mevsimidir, ODTÜ’de kış
Sonra midtermler, finaller başlar,
Daha kış bitmeden geliverir dönem arası
Tam 3 hafta yanlızlık, terk edilmişlik ve kış
Tüm bölümler, yurtlar birden boşalmakta
Herkes terk eder ODTÜ’yü, kışdan başka
Bu uzunca dönem arasında
Sadece iki şeye hasret duyar insan
Bir ona
Bir de gelmeyen bahara
ODTÜ’de kış başkadır......
152
NADER AGHAI
444760 - B.Sc. 1989;
M.Sc. 1991
SERDAR AKINCI
394601 - B.Sc. 1989;
M.Sc. 1992
AHMET BAŞAR
394668 - B.Sc. 1989
CENK BAŞAR
432674 - B.Sc. 1989;
M.Sc. 1992
ALİ DİKİCİ
432773 - B.Sc. 1989
MACİT UĞUR EKİZ
394700 - B.Sc. 1989
DOĞAN ALTINTAŞOĞLU
360545- B.Sc. 1989
ARİF AYGÜN
360602 - B.Sc. 1989
F. OLCAY B.(ÖZDER)
394650 - B.Sc. 1989
HİDAYET CEYLAN
432716 - B.Sc. 1989;
M.Sc. 1993
NECMETTİN ÇETİN
432832 - B.Sc. 1989;
M.Sc. 1992; Ph.D.2004
MUSTAFA ÇOKUSLU
394692 - B.Sc. 1989
YUSUF ENSERT
394718 - B.Sc. 1989
E. NECATİ ERTÜRK
394775 - B.Sc. 1989
VELİ GÖKDERE
432849 - B.Sc. 1989
TURAN HIYARCI
328963- B.Sc. 1989
TUGAY İPEK
432914 - B.Sc. 1989
DERYA KABAYEL
278119 - B.Sc. 1989
MURAT MÜCAHİT
360917 - B.Sc. 1989
ÖMER ÖZAL
433011 - B.Sc. 1989
EREN ÖZAY
394973 - B.Sc. 1989
RIZA KARAKAYA
394884 - B.Sc. 1989
M.REHA ÖZDEMİR
395004 - B.Sc. 1989
153
1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990
HALİL KÖSE
432963 - B.Sc. 1989
VEYSEL ÖZDEMİR
395012 - B.Sc. 1989;
M.Sc. 2006
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
mezunları1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
mezunları
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
DAVUT ÖZLEN
433060 - B.Sc. 1989;
M.Sc. 1992
HAYRETTİN ÖZTÜRK
278218 - B.Sc. 1986;
M.Sc. 1989
FERHAT PARLAK
395038 - B.Sc. 1989
NALAN S. SEÇKİN
433086 - B.Sc. 1989
PERTEV CEM SARVAN
361014 - B.Sc. 1989
ABDULLAH SEKMAN
395087 - B.Sc. 1989;
M.Sc. 1991
OSMAN SERT
361055 - B.Sc. 1989
CEMİL SEYMEN
395111 - B.Sc. 1989
YAŞAR E.SOKULLUOĞLU
481615 - B.Sc. 1989
SERDAR ŞENBAYRAK
395186 - B.Sc. 1989
CANER NADİ ŞENER
329045 - B.Sc. 1989
MİHRİCAN TOPAL ÖZDEK
433144 - B.Sc. 1989
HAKAN URCAN
481889 - B.Sc. 1989
MEHMET ERKAN USLU
361162 - B.Sc. 1989
MURAT ÜNAL
433193 - B.Sc. 1989;
M.Sc. 1993
TUNCAY ÜNSAL
361188 - B.Sc. 1989
ÖZGÜR ÜSGÜLEN
361196 - B.Sc. 1989
A. SÜPHAN YAŞAR
278366 - B.Sc. 1989
HALİL YILMAZ
433250 - B.Sc. 1989
İBRAHİM YÖNEY
433268 - B.Sc. 1989
154
BİLGİN YEGANE
395236 - B.Sc. 1989
R. HASAN YILMAZ
395244 - B.Sc. 1989
ODTÜ MADEN ve BEN …
S
ene 1982, aylardan Temmuz. Üniversite sınavının sonuçlarını açıklayan gazete elimde, şaşkın şaşkın bakıyordum. 18
tercihten tek olanı yani ODTÜ’yü kazanmıştım. Aradan bir süre geçtikten sonra bile neden o bölümü listeye yazdığımı
bilmiyordum. Ne yazık ki, “ortaya karışık” şeklinde tercih yaptığımız yıllardı. Üniversite adayı öğrenci aynı formda tıp,
ziraat mühendisliği, gazetecilik, bilgisayar mühendisliği, maden mühendisliği, ekonomi şeklinde her bölümü işaretleyebiliyordu.
İşte böyle bir karmaşada sadece dördüncü sıraya uyması açısından tercih ettiğim bölüm, benim ondan sonraki tüm hayatımı
değiştirecekti. ODTÜ Maden Mühendisliği.
Geçtiğimiz yıl Mezunlar Günü’nde nitelendirdiğim gibi, hayatımın en büyük şansı olan ODTÜ’ye en önemli tesadüfüm olan dördüncü tercihimle girmiştim. Sonrasındaki hayatımdaki birçok “en” ise bu birliktelikten çıktı.
Bölümden mezun olurken, okul hayatı boyunca madenciliğin uzak olduğu bir öğrenci olmamın etkisiyle bu işi yapmayacaklardan biriydim. Bunun sonucunda da önce Ingersoll Rand makinalarının satış mühendisliğiyle iş hayatına atıldım. İki sene sonrasında maden mühendisi mesleğinin altında sadece “satıcı” olmanın rahatsızlığını duymaya başlamıştım. Rize’de Kanadalıların
işlettiği Çayeli Bakır İşletmeleri’ne (ÇBİ) yaptığım başvurunun kabulüyle beraber artık madenciliğin teoriğini pratiğe dönüştürme
dönemim başlamıştı. 6 sene boyunca yeraltı madenciliğinin kaya mekaniği, havalandırma, planlama bölümlerinde mühendislik
yaptım. Tunus’ta eğitmenlikten, Kanada’da derin madenciliğin yapıldığı madenlerdeki teknolojileri görmeye ya da Karadeniz
Teknik Üniversitesi’nde Havalandırma dersi vermeye kadar birçok fırsatı yakalamak gerçekten de önemli şanslardı benim için.
Ülkemizde hiç uygulanmamış birçok metodla ÇBİ’nde tanıştım. Hatta bunlardan cablebolt (kablolu tahkimat) ve backfill (dolgu)
uygulamalarıyla ilgili olarak yıllar önce çıktığım bölümümde son sınıf öğrencilerinin ve bazı hocalarımın katıldığı bir seminerde
madencilik teknolojilerini tartıştık. Kaya mekaniği çalışmalarımın başından sonuna kadar bana her türlü desteği gösteren ve bir
hocanın ötesinde bir ağabey gibi kolkanat geren değerli hocamız Erdal Ünal’ı buradan yeniden anarken, huzurlarınızda da bir
kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Madencilikten ne kadar büyük bir keyif alsam da, özlediğim başka bir yer daha vardı. Bu da; içinde doğduğum, büyüdüğüm,
özlediğim şehir, yani İstanbul. Bu özlem 1998 yılında beni yeniden satış sektörüne ama bu kez İstanbul’a döndürdü. Cummins
Motorlarının Satış Müdürlüğünü yaptığım dönem boyunca farklı motor uygulamaları arasında da yine maden makinalarının
motor uygulamaları yer aldı. Bir şekilde mezun olurken belki de hiç girmeyeceğimi düşündüğüm madenler doğrudan içinde
çalışmasam da, sürekli ziyaret ettiğim yerler haline gelmişti artık.
2006 yılının başından bu yana Atlas Copco firmasında İnşaat ve Maden Makinaları Bölümü Yedek Parça ve Servis Müdürü görevini sürdürüyorum. Özellikle de madenciliğin yaygınlaştığı, ülke genelinde önem kazandığı ve gelir getirdiği bir dönemde, tüm
madenleri sürekli ziyaret ederek ve gerek yeraltı gerekse açık ocak işletmelerinde mevcut durumu yakından izleyerek; bu kez de
saç ayağının son halkasını oluşturduğumu düşünüyorum. Madencilikte üretim, satış ve satış sonrası faaliyetlerini yakından gören,
bilen bir mühendis olarak; bütün herşeyin insanda başladığını ve bittiğini yıllardır yaşıyorum.
Bizler ODTÜ’den mühendis olarak mezun olurken, teorik açıdan çok donanımlı fakat teknik açıdan birçok pratik bilgiden yoksun olarak ayrıldık. Ama okulun bizlere sağladığı en önemli ayrıcalık; düşünen, ne istediğini bilen, temelleri sağlam, sadece insan
değil tüm canlılara doğru davranabilen, her türlü zor şartlarda çözüm bulabilen ve bu hayattaki herşeye rağmen inadına insanca
yaşamayı ilke edinmiş bireyler olmamızdır.
ODTÜ’ye, Maden Mühendisliği Bölümü’ne, hocalarıma ve tüm okul arkadaşlarıma yeniden içten teşekkürler ve sevgilerimle,
Cem Sarvan (MinE’89)
155
1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990
EĞİTİM TANRISI
Üstünüm sanıyor seçilenler
Tersini sanıyor geçilenler
İnsanlık yolunda küçülenler
Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın
Her öğrenci buğday tanesi
Okullar değirmen hanesi
Öğütülüp unutan kendisi
Önce sermayece kapılanlar
Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın
Sermayeye uygun yapılanlar
Kırkında bunalıma itilenler
Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın
Düzene kendini hazırlayan
Yeteneklerini pazarlayan
Üstten alta doğru sıralanan
Girince düzenin çarkına
Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın
Varmazsın olanın farkına
Uyuyarak giren kırkına
Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın
Gelecek bu diye avunanlar
Aldığı payelerle övünenler
Devlet ile sermaye yanyana
Düzenin makamına sevinenler
Akbaba olmuşlar herbir cana
Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın
Yabancılaşıp duran kendine
Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın
Aldığın bir kağıt parçası
İnsan olmak mı? O da nesi?
Ömrünce duymayan özün sesi
Eğitim insanı yarattıkça
Kurbanı Eğitim Tanrısı’nın
Özünü açığa çıkarttıkça
Ezen, ezileni çökerttikçe
Sonudur Eğitim Tanrısı’nın
Hidayet Ceylan (MinE’ 89)
156
HALİL MELİH AKÇALI
432609 - B.Sc. 1990
ALİ ALBAYRAK
432641- B.Sc. 1990
ZİYA ALBAYRAK
471193 - B.Sc. 1990
WAHEED ALQANNASS
483362 - B.Sc. 1990
M.AHMAD ASAAD
444810 - B.Sc. 1990
ALPER AYDOĞAN
471227 - B.Sc. 1990;
M.Sc. 1994
EMİN BİLEN
432690 - B.Sc. 190;
M.Sc. 1994
F. BOLANDAKHTARI
444786 - B.Sc. 1986;
M.Sc. 1993
İLKER ÇALIŞ
360677 - B.Sc. 1990
H. ŞAMİL DAĞISTANLI
410217 - B.Sc. 1990
NALAN DARENDE ŞAFAK
471326- B.Sc. 1990
T.ÖZKAN ENGİN
471359 - B.Sc. 1990
SAİM CENK ESİN
471409 - B.Sc. 1990
ÇETİN ESMER
432807 - B.Sc. 1990
MELİH FINDIKOĞLU
394783 - B.Sc. 1990
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
mezunları1991
OSMAN GENÇ
432831 - B.Sc. 1990
MURAT GÖKSU
471417 - B.Sc. 1990
ŞAHAP BORA GÜMÜŞ
432864 - B.Sc. 1990
ABDELBAGI KABEIR
371088- B.Sc. 1990
SİNAN KARADAĞ
394858 - B.Sc. 1990
İBRAHİM KERETLİ
432948 - B.Sc. 1990
H.SELÇUK GÜRKÖK
432880 - B.Sc. 1990
ERGÜVEN KILIÇ
432955 - B.Sc. 1990
157
1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990
CELAL KABADAYI
394833 - B.Sc. 1990
SEZAİ KURTOĞLU
432971 - B.Sc. 1990
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
TURHAN MÜLAZIMOĞLU
432989 - B.Sc. 1990
SÜLEYMAN OĞRAŞ
432997 - B.Sc. 1990
BEÇHAN ORAL
433003 - B.Sc. 1990
HAMZA ÖZAKTAŞ
394965 - B.Sc. 1990
KAZIM EŞBER ÖZBAŞ
394981 - B.Sc. 1990;
M.Sc. 1993; Ph.D.2000
M.SAKHNİNİ
371096 - B.Sc. 1990
NİHAT SOYER
395137 - B.Sc. 1990;
M.Sc. 2006
RECEP ÇETİN SÖNMEZ
512550 - B.Sc. 1990
ŞÜKRÜ ŞAFAK
481664 - B.Sc. 1990;
M.Sc. 2006
ORHAN ŞENEL
433102 - B.Sc. 1990
ALİ TEKİN
395210 - B.Sc. 1990
AKIN TEKSÖZ
512400 - B.Sc. 1990
YUSUF TUNCEL
433169 - B.Sc. 1990
AYHAN TURAN
481848 - B.Sc. 1990
HÜLYA TURHAN ŞENTÜRK
481755 - B.Sc. 1990;
M.Sc. 1993
ERHAN ULUDAĞ
361147- B.Sc. 1990
ÖZDEN YANIKOĞLU
433227 - B.Sc. 1990
AYHAN YAVUZ
433235 - B.Sc. 1990
mezunları
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
158
HASAN YILMAZ
481813 - B.Sc. 1990
LEVENT ZÜLFİKAR
433276 - B.Sc. 1990
159
1986 > 1987 > 1988 > 1989 > 1990

Benzer belgeler