Viral Hepatit 2007 Dergisi-3 - Viral Hepatitle Savaşım Derneği

Transkript

Viral Hepatit 2007 Dergisi-3 - Viral Hepatitle Savaşım Derneği
ISSN: 1307-94-41
VİRAL HEPATİT DERGİSİ
Cilt: 12
Sayı: 3
Yıl: 2007
Editör
İsmail BALIK
Editör Yardımcısı
Nefise ÖZTOPRAK
Yayın Kurulu
Fehmi TABAK
Neşe SALTOĞLU
Necati ÖRMECİ
Selma TOSUN
Nefise ÖZTOPRAK
Yunus GÜRBÜZ
Danışmanlar Kurulu
Hakan ABACIOĞLU
Canan AĞALAR
Ayhan AKBULUT
Esragül AKINCI
Salih Zeki AKSU
Mustafa ALTINDİŞ
Bilgin ARDA
Dilek ARMAN
Kemalettin AYDIN
Bilgehan AYGEN
Neriman BALABAN
İsmail BALIK
Nurcan BAYKAM
Yaşar BAYINDIR
Bülent BEŞİRBELLİOĞLU
Hürrem BODUR
Rahmet ÇAYLAN
Fügen ÇOKCA
Tuna DEMİRDAL
Neşe DEMİRTÜRK
Başak DOKUZOĞUZ
İlyas DÖKMETAŞ
Hakan ERDEM
Cafer EROĞLU
Yasemin ERSOY
Gülden ERSÖZ
Şaban ESEN
Can Polat EYİGÜN
Yunus GÜRBÜZ
Kenan HIZEL
Salih HOŞOĞLU
Seza İNAL
Dilara İNAN
Özlem KANDEMİR
Oğuz KARABAY
Arif KAYGUSUZ
Sedat KAYGUSUZ
Üner KAYABAŞ
Dilek KILIÇ
Mehmet KIYAN
Ömer Faruk KÖKOĞLU
İftihar KÖKSAL
Halil KURT
Hakan LEBLEBİCİOĞLU
Ali MERT
Reşit MISTIK
Necati ÖRMECİ
Tijen ÖZACAR
Reşat ÖZARAS
İlhan ÖZGÜNEŞ
Nail ÖZGÜNEŞ
Recep ÖZTÜRK
Nefise ÖZTOPRAK
Hüsnü PULLUKÇU
Neşe SALTOĞLU
Fatma SIRMATEL
Mustafa SÜNBÜL
Fehmi TABAK
Meltem TAŞBAKAN
Yeşim TAŞOVA
Alper TEKELİ
Selma TOSUN
Emel TÜRK ARIBAŞ
Gaye USLUER
Tansu YAMAZHAN
Orhan YILDIZ
ISSN: 1307-94-41
VİRAL HEPATİT DERGİSİ
Viral Hepatitle Savaşım Derneği
Başkan
İsmail BALIK
İkinci Başkan
Fehmi TABAK
Genel Sekreter
Nefise ÖZTOPRAK
Muhasip Üye
Yunus GÜRBÜZ
Üyeler
Necati ÖRMECİ
Neşe SALTOĞLU
Selma TOSUN
Yönetim Yeri
Viral Hepatitle Savaşım Derneği
Sağlık Mah. Süleyman Sırrı Cad. No: 2/15
Sıhhiye/ANKARA
Tel: 0312 433 74 26
Faks: 0312 433 06 54
e-mail: [email protected]
Hesap Numarası
Türkiye İş Bankası
Samanpazarı Şubesi/ANKARA
VHSD - 785627
Sahibi
İsmail BALIK
Yazı İşleri Müdürü
Nefise ÖZTOPRAK
Yazışma Adresi
Viral Hepatitle Savaşım Derneği
Sağlık Mah. Süleyman Sırrı Cad. No: 2/15
Sıhhiye/ANKARA
Tel: 0312 433 74 26
Faks: 0312 433 06 54
e-mail: [email protected]
Yayın Sekreteryası
Omega Araştırma Org. Eğit. Dan. Ltd. Şti.
Güniz Sok. No: 32/12 Kavaklıdere/Ankara
Tel: 0312 426 77 22
Faks: 0312 427 74 56
e-mail: [email protected]
www.omega-cro.com.tr
Tasarım, Dizgi ve Baskı
Art Ofset Mat. Yay. Org.San. Ltd. Şti.
2. Cad. 38. Sok. No:8/11 Balgat/ANKARA
Tel: 0312 284 41 25
e-mail: [email protected]
Viral Hepatit Dergisi’nde yayınlanan
yazılar, resim, şekil ve tablolar editör ve
yayın kurulunun izni olmadan kısmen
veya tamamen çoğaltılamaz. Bilimsel
amaçlarla kaynak gösterilmek şartı ile
özetleme ve alıntı yapılabilir.
Viral Hepatit Dergisi Viral Hepatitle Savaşım Derneği tarafından yayınlanmakta ve üyelerine ücretsiz
olarak dağıtılmaktadır. Bu derginin basımı ve dağıtımındaki katkılarından dolayı
ROCHE Müstahzarları A.Ş.’ye teşekkür ederiz.
www.vhsd.org
VİRAL HEPATİT DERGİSİ
Cilt: 12
Sayı: 3
Yıl: 2007
İÇİNDEKİLER
Araştırma
Hepatit B Virus (HBV) İnfeksiyonunda Serolojik Belirteçler, Transaminaz Düzeyleri Ve HBV
DNA’nın Birlikte Değerlendirilmesi
Canan KÜLAH, Füsun CÖMERT, Nagihan ÖZLÜ, Özlem EROĞLU, İshak Ö. TEKİN.............................................................111-115
Araştırma
Serum ALT Düzeyleri, HCV RNA Ve Anti-HCV Arasındaki İlişki
Canan KÜLAH, Füsun BEĞENDİK CÖMERT, Elif AKTAŞ, Nagehan ÖZLÜ, Zafer MENGELOĞLU ........................................116-120
Araştırma
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Araştırma Görevlilerinin
Hepatit B Virusu İnfeksiyonuna İlişkin Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi
Meryem ÇETİN, Muhyittin TEMİZ, Ahmet ASLAN, Ebru TURHAN .............................................................................................121-127
Araştırma
Kronik Hepatit B Hastalarının Aile Bireylerinde HBsAg Taraması
Üner KAYABAŞ, Yaşar BAYINDIR, Salim YOLOĞLU, Doğan AKDOĞAN................................................................................128-1321
Olgu sunumu
Akut Viral Hepatit A’ya Bağlı Nadir Bir Komplikasyon: Akut Kolesistit
Üner KAYABAŞ, Yaşar BAYINDIR, M. Kemal OKUYAN ..............................................................................................................133-136
Araştırma
Hepatit B Virus İnfeksiyonu İle Savaşımda Ülke Kaynaklarının Ekonomik Kullanımı
Selma TOSUN, Mehmet Semih AYHAN, Bingül İSBİR................................................................................................................137-141
Biyografi
Modern Aşı Çağının Babası Maurice Ralph Hilleman Anısına
Yunus GÜRBÜZ...............................................................................................................................................................................142-143
Hepatit B Virus (HBV) İnfeksiyonunda Serolojik Belirteçler, Transaminaz Düzeyleri Ve HBV DNA’nın Birlikte Değerlendirilmesi
VİRAL HEPATİT DERGİSİ YAZIM KURALLARI
1. “Viral Hepatit” dergisi, Viral Hepatitle Savaşım Derneği
(VHSD)’nin süreli bilimsel yayını olarak dört ayda bir
yayınlanmaktadır. Bu derginin amacı, viral hepatitler
konusunda yapılan klinik ve deneysel araştırmalar, ilginç
olgu bildirimleri, derlemeler türünden yazılar ile
okuyucular arasında bilgi alışverişini sağlamak; özellikle
VHSD’nin kuruluş amacı olan konularda ülkemizin
bilimsel gelişimine katkıda bulunmaktır. Dergide basılan
çalışmalarla ilgili görüşler ve bunlara yayın sahibinin
verdiği cevaplara “Editöre Mektup” bölümünde yer verilir.
2. Derginin yayın dili Türkçe’dir. Yazıların Türk Dil
Kurumu’nun Türkçe sözlüğüne ve yeni yazım kılavuzuna
uygun olması gerekir. Ancak deneysel çalışmalar, klinik
çalışmalar ve olgu sunumları için İngilizce başlık,
İngilizce özet ve İngilizce anahtar kelimelerin bulunması
zorunludur. Kısaltmalar uluslararası kabul edilen şekilde
olmalı, ilk kullanıldıkları yerde açık olarak yazılmalı ve
parantez içinde kısaltılmış şekli gösterilmeli ve metin
içinde daha sonra kısaltmaları kullanılmalıdır.
3. Gönderilen yazılar önce yayın yürütme kurulu ve editör
tarafından değerlendirilir. Yayın yürütme kurulu ve
editörden onay alan yazılar, isimleri gizli tutulan konuyla
ilgili üç yayın inceleme kurulu üyesi tarafından
değerlendirildikten sonra, en az iki olumlu görüş almak
kaydı ile yayınlanmaya hak kazanır. Yazılar geliş tarihi
göz önüne alınarak yayın kurulunun belirlediği sıraya göre
yayınlanır. Yayın kurulu yayın koşullarına uymayan
bilimsel yazıları yayınlamamak, gerektiğinde düzeltmek
üzere yazarına geri vermek, yazarın iznini
alarak
kısaltmak yetkisine sahiptir.
4. Yazılar elektronik posta
adresine gönderilmelidir.
ile
[email protected]
5. Antibiyotik ve antivirallerin isimleri dil bütünlüğünü
sağlamak açısından okunduğu gibi yazılmalı ve cümle
başında değilse ilk harfi küçük harfle yazılmalıdır.
Örneğin; ribavirin, interferon-alfa 2b, streptomisin gibi.
6. Araştırma ve olgu sunumu şeklindeki makaleler mutlaka
aşağıda belirtilen düzene uygun olmalıdır;
I. Sayfa: Başlık (Türkçe), Yazarlar, Kurum, Yazışma
Adresi,
II. Sayfa: Özet (Türkçe), Anahtar Kelimeler, İngilizce
Başlık, İngilizce Özet, İngilizce Anahtar Kelimeler,
III. ve sonraki sayfalar sırası ile Giriş, Materyal ve Metod,
Bulgular, Tartışma ve Kaynaklar bölümleri olacak
şekilde yazılmalıdır.
7. Derleme türü makalelerde Türkçe ve İngilizce Özete gerek
yoktur. Kaynak sayısı mümkünse 40’ın üzerinde
olmamalıdır.
8. Kaynak numaraları metinde parantez içinde ve cümle
sonunda belirtilmeli, metin sonunda eserin içindeki geçiş
sırasına göre numaralandırılmalıdır. Kaynakların yazılımı
aşağıdaki örneklere uygun olmalıdır.
Kaynak bir dergi ise;
Yazar(lar)ın soyadı adının baş harf(ler)i, 6 ve daha az sayıdaki
yazarlar için yazarların tamamı, 6’nın üzerinde yazarı
bulunan makaleler için ilk 3 yazar belirtilmeli Türkçe
kaynaklar için “ve ark.” yabancı kaynaklar için “et al.”
ibaresi kullanılmalıdır. Makalenin başlığı, derginin İndex
Medicus’a göre uygun kısaltılmış ismi Yıl; Cilt: ilk ve son
sayfa numaraları.
Öneğin; Kuo G, Choo QL, After HJ, et al. An assay for
circulating antibodies to a major etiologic virus of human
non-A, non-B hepatitis. Science 1989; 244: 362-4.
Kaynak bir kitap ise;
Yazar(lar)ın soyadı ve adının baş harf(ler)i. Kitabın adı.
Kaçıncı baskı olduğu. Basımevi, Basım yılı.
Örneğin; Sykes G. Disinfection and Application. 2nd ed.
London: FN Spon Co, 1967.
Kaynak kitaptan bir bölüm ise;
Bölüm yazar(lar)ının soyadı adının baş harf(ler)i. Bölüm
başlığı. In: Editör(ler)in soyadı adının baş harf(ler)i (ed)
veya (eds). Kitabın adı. Kaçıncı baskı olduğu. Basım yeri:
Yayınevi, Baskı yılı: Bölümün ilk ve son sayfa numarası.
Örneğin; Yenen OŞ. Hepatit C virusu molekül özellikleri ve
serolojik tanı. Kılıçturgay K (ed). Viral Hepatit 94. 1.
Baskı. İstanbul: Viral Hepatitle Savaşım Derneği, 1994:
133-7.
9. Olgu sunumlarının giriş ve tartışma kısımları kısa ve öz
olmalı, kaynak sayısı sınırlı olmalıdır.
10. Editöre mektup bölümü, dergide daha önce yayınlanmış
yazılara eleştiri getirmek, katkı sağlamak ya da orjinal bir
çalışma olarak hazırlanmamış ve hazırlanamayacak
bilgilerin iletilmesi amacıyla oluşturulduğundan kısa-öz
olmalı, özet içermemeli, kaynakları sınırlı olmalıdır.
11. Yazılar, yazının daha önce bir dergide yayınlanmamış
veya yayınlanmak üzere gönderilmemiş olduğunu bildiren,
makaledeki isim sırasına uygun biçimde yazarlar
tarafından imzalanmış bir üst yazı ile gönderilmelidir.
12. Daha önce sunulmuş bildiriler yer ve tarih belirtmek
koşulu ile yayınlanabilir. Bu durum ilk sayfa altında
belirtilmelidir.
13. Yayınlanan yazıların hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.
Yazarlara telif ücreti ödenmez.
ViRAL HEPATİT DERGiSi
Sağlık Mahallesi, Süleyman Sırrı Caddesi,
No: 2/15 Sıhhiye-ANKARA
Tel: 0312 433 74 26 • Faks: 0312 433 06 54
Hepatit B Virus (HBV) İnfeksiyonunda Serolojik Belirteçler, Transaminaz Düzeyleri Ve HBV DNA’nın Birlikte Değerlendirilmesi
Araştırma
Hepatit B Virus (HBV) İnfeksiyonunda
Serolojik Belirteçler, Transaminaz Düzeyleri Ve
HBV DNA’nın Birlikte Değerlendirilmesi#
Canan KÜLAH1, Füsun CÖMERT1, Nagihan ÖZLÜ1, Özlem EROĞLU1, İshak Ö. TEKİN2
____________________
1
2
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı,
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi, İmmunoloji Anabilim Dalı, ZONGULDAK
ÖZET
Bu çalışmada hepatit B virus (HBV) infeksiyonu olan hastalarda serolojik belirteçler ve ALT düzeylerinin
HBV DNA durumu ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Rutin HBV DNA testi istemi ile laboratuvara gönderilen toplam 618 serum örneği retrospektif olarak çalışmaya dahil edilmiştir. HBsAg serolojik belirteci
kemiluminesan immunoassay yöntemi ile, HBeAg ve anti-HBe serolojik belirteçleri ise makro-ELISA yöntemi ile saptanmıştır. Kantitatif HBV DNA tespiti, gerçek zamanlı Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR) yöntemi ile yapılmıştır. Toplam 305 örnekte HBV DNA pozitif olarak saptanmıştır. HBsAg (+) olanların
%53’ünde, HBeAg (+) olanların %84’ünde, anti-HBe (+) olanların %31’inde, anti-HBc IgM (+) olanların
ise %92’sinde HBV DNA (+) olarak belirlenmiştir. HBsAg (-) olanların %12’sinde, HBeAg (-) olanların ise
%27’sinde HBV DNA (+) saptanmıştır. HBV-DNA pozitif hasta örnekleri içinde; kopya sayısı 103 kopya/mL
ve altında olan örneklerin %52’sinde, 104-106 kopya /mL arasında olanların %26’sında, 107 kopya/mL ve
üzerinde olanların ise %11’inde ALT düzeyleri 25 IU/mL altında saptanmıştır. 107 kopya/mL üzerinde
olanların %62’sinde ALT düzeyleri 50 IU/mL üzerinde tespit edilmiştir. Yüksek kopyalarda HBV DNA
pozitifliği saptanan örneklerin çoğunda ALT düzeylerinin normalin üzerinde seyrettiği gözlenmiş olmakla
birlikte kopya sayısı ve enzim düzeyleri arasında birebir ilişki kurulamamıştır. Sonuç olarak HBV
infeksiyonlarının tanısında yaygın olarak kullanılan serolojik ve biyokimyasal testlerin kantitatif HBV DNA
tespiti ile birlikte yürütülmesi uygun görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Hepatit B virusu, HBV DNA, ALT, belirteç.
SUMMARY
Evaluation of Serological Markers, Transaminase Levels and HBV DNA in Hepatitis B Virus
Infections
In this study we aimed to compare the serological markers and ALT levels of patients with hepatitis B
infections with HBV DNA levels. A total of 618 serum samples submitted to the laboratory for routine HBV
DNA testing were retrospectively included in the study. HBsAg was detected by chemiluminescent method
while HbeAg and anti-HBe were detected by macro ELISA method. Quantitative serum HBV DNA levels
were detected by Real-Time Polymerase Chain Reaction (PCR) method. In total 305 samples were
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 111-115
111
Külah C ve ark.
identified as HBV DNA positive. HBV DNA was determined in 53% of the HBsAg (+) samples, in 84% of the
HBeAg (+) samples, in 31% of anti-HBe (+) samples and in 92% of anti-HBc IgM (+) samples. HBV DNA
was positive in 12% of the HBsAg (-) and 27% of the HBeAg (-) samples. For the HBV-DNA positive
patients, ALT levels were lower than 25 IU/mL in 52% of the patients with HBV DNA ≤103copies / mL, in
26% of the patients with 104-106 copies/mL and in 11% of those with HBV DNA ≥107 copies/ml. ALT levels
were higher than 50 IU/mL in 62% of the patients with HBV DNA ≥107 copies/mL. ALT levels higher than
normal limits have been observed in most of the patients with high HBV DNA copy numbers, however, no
correlation was observed between number of copies and enzyme levels. As a result, widely used
serological and biochemical tests, conducted with quantitative HBV DNA detection seems appropriate for
the diagnosis of HBV infections.
Key Words: Hepatitis B virus, HBV DNA, ALT, marker.
#
Bu çalışma VIII. Ulusal Viral Hepatit Kongresi’nde poster olarak sunulmuştur.
GİRİŞ
MATERYAL VE METOT
Hepatit B virusu (HBV) akut ve kronik hepatit,
siroz, hepatosellüler karsinoma gibi ciddi sağlık
sorunlarına yol açan ve yılda bir milyondan fazla
kişinin ölümüne neden olan önemli bir etkendir
(1). HBV infeksiyonlarının rutin tanısında ilk olarak ve en sık kullanılan yöntemler HBV serolojik
belirteçlerinin ve transaminaz düzeylerinin belirlenmesidir.
Ekim 2002-Mayıs 2006 tarihleri arasında HBV DNA
istemi ile Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
Araştırma ve Uygulama Hastanesi Mikrobiyoloji
Laboratuvarı’na rutin olarak gönderilen toplam
618 serum örneği retrospektif olarak incelendi.
Hastaların serolojik belirteçlerinin değerlendirmesinde, farklı zamanlarda çalışılarak sonuçlandırılmış serolojik test sonuçları kabul edilmedi.
Yalnızca HBV serolojik belirteçleri ile HBV DNA
testi eş zamanlı olarak istenmiş olan hasta serum
örnekleri seçilerek değerlendirmeye dahil edildi.
HBsAg serolojik belirteci kemiluminesan Enzim
Immun Assay (EIA) yöntemi (Access, Beckman
Coulter, Fransa), HBeAg ve anti-HBe serolojik
belirteçleri ise makro-ELISA (EIA II, Cobas Cor,
Roche, USA) yöntemi ile saptandı. Hasta serumlarından HBV DNA eldesi, NucleoSpin Blood
(Macherey-Nagel, Almanya) ekstraksiyon kiti ile
üretici önerilerine uygun olarak gerçekleştirildi.
Kantitatif HBV DNA tespiti, gerçek zamanlı PZR
yöntemi (ABI Prism 7700, Perkin Elmer) ile
RoboGene (Roboscreen, Almanya) kiti kullanılarak üretici talimatlarına uyularak yapıldı. Hastaların HBV DNA testi istemleri ile eş zamanlı belirlenmiş olan serum alanin aminotransferaz (ALT)
düzeyleri hasta dosyaları retrospektif incelenerek
kaydedildi.
Yüzey antijeni olan HBsAg, erken antijen olan
HBeAg ile kor antijeni olan HBcAg’ye karşı oluşan
antikorlar HBV infeksiyonunda en çok başvurulan
serolojik belirleyicilerdir (2, 3). Bunlardan HBsAg
taşıyıcılığın ve HBV infeksiyonunun, HBeAg aktif
infeksiyon ve bulaştırıcılığın, anti-HBc ise HBV ile
karşılaşmış olmanın göstergesi olarak değerlendirilmektedir (3). Buna karşın viral replikasyonu
göstermede serolojik testlerin zaman zaman
yetersiz kaldığı bildirilmekte, testlerin duyarlılık
ve özgüllüğüne bağlı olarak olağan dışı tablolar
ortaya çıkabilmektedir (4, 5). Bu nedenle günümüzde, bu hastalarda olanaklar el verdiği ölçüde,
moleküler yöntemler ile HBV DNA araştırılmaktadır (6). Kronik infeksiyonların değerlendirilmesinde, tedavi yanıtının izlenmesinde dolaşımdaki
HBV DNA miktarının kantitatif olarak değerlendirilmesi özellikle önem taşımaktadır (7). Viral
hepatitlerde aminotransferaz düzeyleri karaciğer
hücre harabiyetinin duyarlı göstergeleridir ve
normalde serumda düşük düzeylerde bulunurlar
(30-40 U/L'nin altında). Bu enzimler hepatik hasar
ile ilişkilidir ve viral hepatitlerde nadiren normalin
100 katını geçerler (8, 9). Bu çalışmada HBV
infeksiyonlarında
serolojik
belirteçler
ve
aminotransferaz düzeyleri ile HBV DNA ile ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
112
BULGULAR
Toplam 618 örneğin 305’inde HBV DNA pozitif
olarak saptandı. Çalışılan örneklerin 528’inin
serolojik belirleyicileri HBV DNA PZR testi ile eş
zamanlı olarak istenmişti. Bu 528 örnek içinde
HBsAg (+) olanların %53’ünde (229/430), HBeAg
(+) olanların %84’ünde (26/31), anti-HBe (+)
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 111-115
Hepatit B Virus (HBV) İnfeksiyonunda Serolojik Belirteçler, Transaminaz Düzeyleri Ve HBV DNA’nın Birlikte Değerlendirilmesi
olanların %31’inde (60/193), anti-HBc IgM (+)
olanların ise %92’sinde (11/12) HBV DNA pozitif
olarak belirlendi. Diğer yandan HBsAg (-) olanların %12’sinde (9/76), HBeAg (-) olanların
%27’sinde (38/71) HBV DNA pozitifliği bulundu
(Tablo1). HBsAg (-) olup HBV DNA pozitifliği
saptanan 9 örneğin 6’sında anti-HBc pozitifliği
saptanırken, 3 örneğin tüm serolojik belirteçleri
negatif olarak belirlendi.
Tablo 1. Serolojik belirteçlere göre HBV DNA pozitifliği oranları.
HBsAg
HBeAg
Anti-HBe
Anti-HBc IgM
Toplam [n]
HBV DNA (+) [n (%)]
HBV DNA (-) [n (%)]
(+)
430
229 (53)
201 (47)
(-)
76
9 (12)
67 (88)
(+)
31
26 (84)
5 (16)
(-)
272
74 (27)
198 (73)
(+)
193
60 (31)
133 (69)
(-)
71
44 (62)
27 (38)
(+)
12
11 (92)
1 (8)
(-)
296
151 (51)
145 (49)
HBV DNA pozitif olarak belirlenen hasta örnekleri
ALT düzeyleri açısından değerlendirildiğinde;
kopya sayısı 103 kopya/mL ve altında olan örneklerin %51.6’sında (63/122), 104-106 kopya/mL arasında olanların %25.6’sında (21/82), 107 kopya/mL
ve üzerinde olanların ise %10.9’unda (11/101)
ALT düzeyleri 25 IU/mL altında saptandı. Bunun
yanında 107 kopya/mL ve üzerinde HBV DNA’sı
olanların %61.4’ünde (62/101) ALT düzeyleri 50
IU/mL üzerinde belirlenirken, %25.8’inde (26/101)
40 IU/mL altında tespit edildi (Tablo 2).
Tablo 2. HBV DNA kopya sayılarının ALT enzim düzeylerine göre dağılımı.
Kopya Sayısı
(kopya/mL)
≥107
4
10 -10
6
Örnek
Sayısı
(n)
<25
[n (%)]
25-39
[n (%)]
40-49
[n (%)]
ALT (IU/mL)
50-99
100-199
[n (%)]
[n (%)]
200-399
[n (%)]
>399
[n (%)]
101
11 (10.9)
15 (14.9)
13 (12.9)
27 (26.7)
11 (10.9)
5 (5.0)
19 (18.8)
82
21 (25.6)
23 (28.0)
6 (7.3)
15 (18.3)
7 (8.5)
8 (9.8)
2 (2.4)
≤103
122
63 (51.6)
24 (19.7)
10 (8.2)
18 (14.8)
5 (4.1)
2 (1.6)
0 (0.0)
Toplam
305
95 (31.1)
62 (20.3)
29 (9.5)
60 (19.7)
31 (10.2)
21 (6.9)
7 (2.3)
TARTIŞMA
HBV-DNA’nın saptanmasına olanak sağlayan
moleküler yöntemler, hem viral replikasyonun ve
infektivitenin belirlenmesinde, hem de tedaviye
yanıtın ve prognozun değerlendirilmesinde
serolojik testlerden daha değerlidir (6, 7).
Hepatit B virus infeksiyonu olan hastaların serumlarında HBsAg ile birlikte serumda HBeAg’nin
saptanması aktif replikasyonun ve infektivitenin
kanıtı olarak ele alınmakta ve bu tip örneklerde
genelde HBV DNA varlığına rastlanmaktadır (10).
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 111-115
Çalışmamızda HBeAg pozitif olarak belirlenen
örneklerin büyük çoğunluğunda (%84) HBV DNA
pozitif olarak saptanmıştır. HBeAg pozitifliği ile
HBV DNA pozitifliği arasında paralellik literatürdeki diğer çalışmaların sonuçları ile uyumludur
(10-12). HBeAg serokonversiyonunu takiben
olguların büyük bölümünde virus replikasyonunun bittiği kabul edilmektedir (10, 13).
Bununla birlikte çalışmamızda unti-HBe pozitif
örneklerin %31’inde HBV DNA saptanmıştır. AntiHBe’nin nispeten düşük infektivitenin ve
hastalığın tamamen iyileşeceğinin bir göstergesi
113
Külah C ve ark.
olarak kabul edilmesine rağmen, diğer çalışmalarda da PZR tekniği ile anti-HBe ve HBV DNA’nın
birlikte bulunabileceği gösterilmiştir (11-14). AntiHBe pozitif olgularda hiç de azımsanmayacak
oranlarda HBV DNA saptanmış olması, HBV-DNA
ile HBeAg ve anti-HBe arasındaki çelişkili sonuçlar genellikle prekor bölgesinde stop kodon
oluşturan nokta mutasyonu (glisin arjinin değişimi) bulunan suşların infeksiyonu ile açıklanmaktadır (15). Nokta mutasyonu sonucu viral
replikasyon etkilenmemekte, HBeAg negatif
mutantlar ortaya çıkmaktadır. Bizim çalışmamızda HBeAg (-) olanların %27’sinde HBV DNA
saptanmıştır. HBeAg negatif mutant suşlarla
infeksiyon durumunda viral replikasyonun en
önemli göstergesi HBV-DNA’nın saptanması olarak kabul edilmektedir. HBeAg pozitif bazı olgularda ise HBV DNA’ya rastlanılamamaktadır (11,
16). Bizim çalışmamızda HBeAg pozitif örneklerin
%16’sında HBV DNA saptanamamıştır. Aynı durum benzer çalışmalarda da bildirilmiştir (11, 12).
Seronegatif kişilerde mutant suşlara bağlı olarak
HBV DNA pozitifliği bulunabileceği bildirilmektedir (17). Ayrıca serumda bulunan inaktif, degrade
DNA parçacıklarının da amplifiye edilerek PZR ile
HBV DNA testlerinin pozitif sonuç verebileceği
bildirilmiştir (2, 17). Bu nedenle saptanan HBV
DNA molekülü mutlaka aktif replikasyon göstergesi olmak zorunda değildir (2, 11, 17, 18). Bu
çalışmada da HBsAg (-) olanların %12’sinde,
HBV-DNA pozitif olarak bulunmuştur.
Bu çalışmada serum ALT düzeyleri ile ve serum
HBV-DNA düzeyleri arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Yüksek düzeyde
HBV DNA saptanan örneklerin çoğunda beklenildiği şekilde ALT düzeylerinin normalin üzerinde
seyrettiği gözlenmiş olmakla birlikte kopya sayısı
ve enzim düzeyleri arasında birebir ilişki kurulamamıştır. Bunun yanında 104 kopya/mL ve
altında HBV DNA saptanan örneklerin %71’inde
ALT düzeyleri normalin altında belirlenmiştir.
Literatürde yer alan çalışmalarda da benzer
sonuçlar alındığı gözlenmiştir (19-21). Yalçın ve
ark., çalışmalarında benzer şekilde serum HBVDNA düzeyleri ile enzimatik aktivite arasında
anlamlı bir ilişki bildirmemişlerdir. Diğer bir
çalışmada ise serum HBV-DNA düzeyleri ile ALT
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
bulmadıklarını fakat HBV-DNA düzeylerinin
karaciğer fonksiyonlarının düzelmesini etkileyebileceğini belirtmişlerdir (21).
HBV
infeksiyonunun
değerlendirilmesinde
serolojik belirteçler ve transaminaz düzeylerinin
114
araştırılması her zaman yeterli olmamaktadır.
Hepatit B infeksiyonunda infeksiyöziteyi saptamada, antiviral tedavi endikasyonu koymada,
tedaviyi izlemede ve hastalığın prognozunu değerlendirmede serum örneklerinden HBV DNA
tespiti en uygun yol olarak gözükmektedir. Sonuç
olarak HBV infeksiyonlarının tanısında yaygın
olarak kullanılan serolojik ve biyokimyasal testlerin kantitatif HBV DNA testleri ile birlikte yürütülmesi uygun görülmektedir.
KAYNAKLAR
1.
Lee WM. Hepatitis B virus infection. N Engl J Med
1997; 337: 1733–45.
2.
Badur S. Hepatit B virusu (HBV)- viroloji ve
serolojik tanı. K Kılıçturgay (ed). Viral Hepatit
94. 1. Baskı. İstanbul: Viral Hepatitle Savaşım
Derneği, 1994: 76-7.
3.
Gerlich WH, Caspari G. Hepatitis viruses and the
safety of blood donations. J Viral Hepatit 1999; 6:
6-15.
4.
Leblebicioğlu H. Hepatit B virusu mikrobiyolojisi,
patogenez, epidemiyoloji, klinik, tedavi ve korunma. A’dan Z’ye Akut Viral Hepatitler. Ankara:
Güneş Kitabevi, 2002: 16.
5.
Kaneko S, Feinstone SM, Miller RH. Rapid and
sensitive method for the detection of serum
hepatitis B virus DNA using the polymerase chain
reaction technique. J Clin Microbiol 1989; 27:
1930-3.
6.
Tasopoulos NC, Kuhns MC, Koutelov MG,
McNamara AI, Todoulos A. Quantitative detection
of hepatitis B virus DNA in sera from patients with
acute hepatitis B. Dig Dis Sci 1993; 38: 2156-62.
7.
Nitsuma H, Ishii M, Mivra M, Kabayasi K, Toyota
T. Low level hepatitis B viremi by PCR
accompanies the absence of HBe antigenemia and
hepatitis in hepatitis B virus carriers. Am J
Gastroenterol 1997; 92: 119-23.
8.
Dufour DR, Lott JA, Nolte FS, Gretch DR, Koff
RS, Seeff LB. Diagnosis and monitoring of hepatic
injury. II. Recommendations for use of laboratory
tests in screening, diagnosis, and monitoring. Clin
Chem 2000; 46: 2050-68.
9.
Pratt DS, Kaplan MM. Evaluation of abnormal
liver-enzyme results in asymptomatic patients. N
Engl J Med 2000; 342: 1266-71.
10. Bayram A, Balcı İ. Seropozitif ve seronegatif kişilerde hepatit B virüs DNA’sının polimeraz zincir
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 111-115
Hepatit B Virus (HBV) İnfeksiyonunda Serolojik Belirteçler, Transaminaz Düzeyleri Ve HBV DNA’nın Birlikte Değerlendirilmesi
reaksiyonu ile araştırılması. Viral Hepatit Dergisi
2001; 3: 206-8.
11. Pekbay A, Günaydın M, Eroğlu C, Bedir A, Esen
Ş, Leblebicioğlu H. Hepatit B virusu (HBV)
serolojik göstergeleri ile HBV DNA arasındaki korelasyon. Viral Hepatit Dergisi 200; 2: 302-4.
12. Yücesoy M, Bahar İH, Yuluğ N. Hepatit B virüs
(HBV) serolojik belirleyicileri ile HBV DNA’nın
karşılaştırılması. İnfeksiyon Dergisi 1999; 4: 581-4.
17. Kılıçturgay K. Hepatit B virusunda (HBV)
mutasyon ve getirdiği sorular. Viral Hepatit
dergisi 1995; 1: 1-7.
18. Kuştimur S, Çırak MY, Külah C, Aydın A, Rota S,
Türet S. HBsAg pozitif serum örneklerinde hepatit
B virus DNA’sının saptanmasında polimeraz
zincir reaksiyonu ve hibridizasyon yöntemlerinin
değerlendirilmesi. Mikrobiyoloji Bülteni 2001, 35:
581-7.
13. Kurt H. HBV enfeksiyonu; klinik bulgular.
Kılıçturgay K (ed). Viral Hepatit 98. 1. Baskı.
İstanbul: Viral Hepatitle Savaşım Derneği, 1998:
101-6.
19. Kaya S, Yönem Ö, Özdemir L, Sümer Z. Hepatit B
virus (HBV) miktarı ile serum alanin
aminotransferaz düzeyleri ve HBV serolojik
göstergeleri arasındaki ilişki. İnönü Üniversitesi
Tıp Fakültesi Dergisi 2006; 13(1): 21-24.
14. Heper Y, Mıstık R, Özakın C, Töre O. Hepatit B
virüs (HBV) markerleri ile HBV DNA ilişkisi:
Bursa bölgesi sonuçları. Viral Hepatit Dergisi,
1999, 5: 137-9.
20. Yalcin K, Degertekin H, Yildiz F, Celik Y. Markers
of disease activity in chronic hepatitis B virus.
Clin Invest Med 2003; 26: 27-34.
15. Brunetto MR, Oliveri F, Bonino F. Hepatitis B
virus infection. Crivelli O (ed). Progress in
hepatitis research: hepatitis B virus hepatitis C
virus hepatitis Delta virus. Saluggia: Sorin
Biomedica, 1991: 9-30.
16. Ökten A. B tipi viral hepatit (klinik gidişi ve
tedavi). Kılıçturgay K (ed). Viral Hepatit 94. 1.
Baskı. İstanbul: Viral Hepatitle Savaşım Derneği,
1994; 107-9.
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 111-115
21. Xie Y, Zhao H, Dai WS, Xu DZ. HBV DNA level
and antigen concentration in evaluating liver
damage of patients with chronic hepatitis B.
Hepatobiliary Pancreat Dis Int. 2003; 2: 418-22.
YAZIŞMA ADRESİ
Dr. Canan KÜLAH
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi
Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
ZONGULDAK
e-mail: [email protected]
115
Külah C ve ark.
Araştırma
Serum ALT Düzeyleri, HCV RNA Ve Anti-HCV
Arasındaki İlişki#
Canan KÜLAH, Füsun BEĞENDİK CÖMERT, Elif AKTAŞ, Nagehan ÖZLÜ, Zafer MENGELOĞLU
____________________
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, ZONGULDAK
ÖZET
Hepatit C virus (HCV) infeksiyonlarının laboratuvar tanısında en çok kullanılan yöntemler anti-HCV
araştırılması, özellikle alanin amino transferaz (ALT) olmak üzere serum transaminazlarının değerlendirilmesi
ve HCV RNA’nın araştırılmasıdır. Bu çalışmada anti-HCV pozitifliği, ALT düzeyleri ve HCV RNA pozitifliği
arasındaki ilişkinin retrospektif değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
HCV RNA istemi ile laboratuvara gönderilen toplam 528 farklı hastaya ait serum örneği çalışmaya dahil
edilmiştir. Anti-HCV serolojik belirteci kemiluminesan enzim immun assay (EIA) yöntemi ile HCV RNA gerçek
zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) yöntemi ile çalışılmıştır.
Örneklerin 221’inde (%42) HCV RNA pozitif olarak bulunmuştur. HCV RNA pozitif olarak belirlenen bu örneklerin
19’unda (%8.6) anti-HCV negatif olarak saptanmıştır. HCV RNA negatif bulunan 307 serum örneğinin ise
161’inde (%52.4) anti-HCV pozitif olarak tespit edilmiştir. Toplam 355 anti-HCV pozitif örneğin 194’ünde (%54.6)
HCV RNA saptanmıştır. HCV RNA pozitif olarak saptanan hastaların %49.3’ünde, anti-HCV pozitif olarak
saptanan hastaların ise %62.8’inde ALT değerlerinin normal sınırlarda olduğu gözlenmiştir. HCV RNA ve antiHCV birlikte pozitif hastaların %42’sinde; HCV RNA negatif, anti-HCV pozitif hastaların ise %10.6’sında ALT
değerleri 50 IU/mL üzerinde saptanmıştır.
Sonuç olarak, HCV RNA varlığının gösterilmesi, özellikle HCV ile infekte fakat anti-HCV serolojik belirteci negatif
ya da ALT düzeyleri normal olan hastaların saptanmasında çok değerli bir yöntemdir. Anti-HCV ve ALT
düzeyleri her zaman yol gösterici olmamaktadır. HCV infeksiyonlarında anti-HCV pozitifliği, ALT düzeyleri ve
HCV RNA pozitifliği birlikte araştırılarak değerlendirilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Hepatit C virusu, HCV RNA, ALT, anti-HCV.
SUMMARY
Relationships between Serum ALT Levels, Anti-HCV and HCV RNA
The investigation of anti-HCV, transaminase levels, especially alanine aminotransferase (ALT) and HCV RNA in
sera are the most widely used laboratory methods for the diagnosis of Hepatitis C virus (HCV) infections. In this
study, it was aimed to evaluate the relationship between anti-HCV positivity, serum ALT levels and HCV RNA,
retrospectively.
A total of 528 serum samples, from different patients, submitted to the laboratory for the routine HCV RNA
detection test were included in the study. Anti-HCV serological marker was detected by chemiluminescent
116
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 116-120
Serum alt düzeyleri, HCV, RNA ve Anti-HCV Arasındaki İlişki
immunoassay method and HCV RNA was detected by quantitative real-time Polymerase Chain Reaction (PCR)
method.
HCV RNA was found to be positive in 221 of the samples (42%). In the 19 of the total HCV RNA positive samples
(8.6%), anti-HCV tests were identified as negative. Anti-HCV was identified as positive in 161 (52.4%) out of 307
serum samples, which were identified as HCV RNA negative. HCV RNA was determined in 194 of the total 355
anti-HCV positive samples (54.6%). It was observed that the ALT levels were in normal limits in 49.3% of HCV
RNA positive patients and 62.8% of the anti-HCV positive patients. The ALT levels were higher than 50 IU/mL in
42% of the patients who were identified as both HCV RNA and anti-HCV positive and, in 10.6% of the patients
who were identified as HCV RNA negative and anti-HCV positive.
In conclusion, detection of the presence of HCV RNA is a valuable method for identification of patients,
especially for the HCV infected patients with normal ALT levels or anti-HCV negative test result. Anti-HCV and
ALT levels are not always an appropriate guide for the presence of the HCV infection. Anti-HCV positivity, ALT
levels and HCV RNA testing should be assessed together to investigate HCV infections.
Key Words: Hepatitis C virus, HCV RNA, ALT, anti-HCV.
#
Bu çalışma VIII. Ulusal Viral Hepatit Kongresi’nde poster olarak sunulmuştur.
GİRİŞ
Hepatit C virus (HCV) infeksiyonu tüm dünyada
olduğu gibi ülkemizde de yaygın olarak görülen
ve kronik karaciğer hastalığı, siroz ve
hepatoselüler karsinomaya yol açabilen önemli
bir sağlık sorunudur (1-4). İnfeksiyonun çoğunlukla sub-klinik seyri nedeniyle, HCV hepatitinin
tanısında güçlük yaşanmaktadır (2, 3).
HCV infeksiyonunun laboratuvar tanısında bugün
en çok kullanılan yöntemler anti-HCV tespiti,
özellikle alanin aminotransferaz (ALT) olmak
üzere serum transaminazlarının değerlendirilmesi ve HCV RNA’nın araştırılmasıdır (4, 5). HCV
infeksiyonunda bazen, serumda anti-HCV saptanıncaya kadar uzun bir seronegatif dönem bulunmaktadır (4). Buna ek olarak, kronik HCV
infeksiyonu bulunan kişilerde seyrek olarak serumda anti-HCV negatifliği olabilmektedir (6).
Bu çalışmada anti-HCV pozitifliği, ALT düzeyleri
ve HCV RNA pozitifliği arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır.
MATERYAL ve METOT
Hastanemizde rutin HCV RNA istemi yapılarak
laboratuvarımıza gönderilen toplam 528 serum
örneği çalışmaya dahil edildi. Anti-HCV serolojik
belirteci kemiluminesan enzim immun assay
(EIA) yöntemi ile (HCV Ab Plus, Access, BIO-RAD,
Fransa) çalışıldı. Hasta serumlarından HCV RNA
ekstraksiyonu, NucleoSpin Blood (MachereyNagel, Almanya) ekstraksiyon kiti ile gerçekleştirildi. Kantitatif HCV RNA tespiti, gerçek zamanlı
polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) yöntemi (ABI
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 116-120
Prism 7700, Perkin Elmer) ile RoboGene HCV
(Roboscreen, Almanya) kiti kullanılarak üretici
talimatlarına uyularak yapıldı. Çalışmamızda
kullanılan PZR kitlerinde inhibisyonu saptamaya
yarayan internal kontrol bulunmaktaydı. Hastaların HCV RNA istemleri ile eş zamanlı belirlenmiş
olan serum ALT düzeyleri hasta dosyaları retrospektif incelenerek kaydedildi.
BULGULAR
Toplam 528 örneğin 221’i (%42) HCV RNA pozitif
olarak bulundu. HCV RNA pozitif olarak bulunan
221 serum örneğinin 19’u (%8.6) anti-HCV negatif
olarak saptandı. HCV RNA negatif olan 307 serum
örneğinin ise 161’inde (% 52.4) anti-HCV pozitif
olarak tespit edildi (Tablo 1). Toplam 355 antiHCV pozitif örneğin 194’ünde (%54.6) HCV RNA
pozitif saptandı.
Toplam 528 serum örneğinin 200’ünde (%38) ALT
değerlerinin 25 IU/mL altında olduğu gözlendi.
Hastaların belirlenen ALT düzeyleri HCV RNA
sonuçları açısından değerlendirildiğinde; HCV
RNA pozitif bulunan örneklerin %21.7’sinde
(48/221) ve anti-HCV pozitif saptanan örneklerin
ise %40’ında (142/355) ALT değerleri 25 IU/mL
altında olarak saptandı. HCV RNA pozitif olarak
saptanan hastaların %49.3’ünde (109/21), antiHCV pozitif olarak saptanan hastaların ise
%62.8’inde (223/355) ALT değerlerinin normal
sınırlarda (40 IU/mL altı) olduğu saptandı. HCV
RNA pozitif olarak saptanan örneklerin %22’sinde
(48/221), anti-HCV pozitif örneklerin %40’ında
(142/355), HCV RNA ve anti-HCV birlikte pozitif
örneklerin %42’sinde (81/194); HCV RNA negatif,
117
Külah C ve ark.
anti-HCV pozitif örneklerin ise %10.6’sında
(17/161) ALT değerleri 50 IU/mL üzerinde saptandı.
Serum örneklerinin anti-HCV, HCV RNA durumları ve ALT düzeyleri karşılaştırılarak Tablo 1’de
sunulmuştur.
Tablo 1. Anti HCV, HCV RNA ve serum ALT düzeylerinin karşılaştırılması.
Örnek
sayısı (n)
HCV
RNA (+)
HCV
RNA (-)
Toplam
ALT DÜZEYİ (IU/mL)
<25
[n (%)]
25-39
[n (%)]
40-49
[n (%)]
50-99
[n (%)]
100-199
[n (%)]
200-399
[n (%)]
>399
[n (%)]
Anti-HCV (+)
194
40 (21)
53 (27)
20 (10)
57 (29)
19 (10)
5 (3)
0 (0)
Anti-HCV (-)
19
7 (37)
5 (26)
0 (0)
4 (21)
1 (5)
2 (11)
0 (0)
Anti-HCV
şüpheli
8
1 (13)
3 (38)
0 (0)
1 (13)
3 (38)
0 (0)
0 (0)
Anti-HCV (+)
161
102 (63)
28 (17)
14 (9)
10 (6)
4 (2)
0 (0)
3 (2)
Anti HCV (-)
139
48 (35)
28 (20)
7 (5)
29 (21)
12 (9)
7 (5)
8 (6)
7
2 (29)
2 (29)
0 (0)
1 (14)
1 (14)
1 (14)
0 (0)
528
200 (38)
119 (23)
41 (8)
102 (19)
40 (8)
15 (3)
11 (2)
Anti HCV
şüpheli
HCV RNA pozitif saptanan serum örneklerinin
%8.6’sında (19/221) anti-HCV negatif olarak saptanmıştır. Bu hastaların 14’ünün (14/19) yedek
serumları kullanılarak testler tekrar edilmiş, beşinde ise serum miktarının yetersizliğine bağlı
olarak doğrulama yapılamamıştır.
TARTIŞMA
Hepatit C infeksiyonunun laboratuvar tanısında,
virusa karşı oluşan antikorların immunolojik
yöntemlerle gösterilmesinin yanı sıra viral nükleik
asitin moleküler yöntemlerle belirlenmesi hastalığın tanısında, tedavi ve prognozunun takibinde
önem taşımaktadır (7).
“Enzim Immun Assay” (EIA) testleri, kullanımının
kolay ve ucuz oluşları nedeniyle tanıda ilk tercih
edilecek testlerdir. Ülkemizde anti-HCV tanı ve
tarama testi olarak genellikle üçüncü kuşak EIA
testleri kullanılmaktadır (8, 9). Bizim de çalışmamızda kullandığımız üçüncü kuşak testler, kor
ve NS3 bölgesinden proteinler yanında NS5 bölgesinden de bir rekombinant protein içermekte,
bu durum testlerin duyarlılık ve özgüllüğüne
olumlu katkıda bulunmaktadır (10, 11).
Akut dönemde, inaktif infeksiyon varlığında, antiHCV ve ALT düzeyleri her zaman yol gösterici
olmamaktadır (4, 6). Bu nedenle özellikle zayıf
pozitif sonuçların ve/veya klinik ile uyumlu olmayan vakaların doğrulama testlerinin yapılması
önem kazanmaktadır (10, 11, 12). HCV RNA’nın
hasta serumunda PZR yöntemi ile gösterilmesi
118
özellikle anti-HCV serolojik belirteci negatif
olanlarda aktif HCV infeksiyonunun en önemli
kanıtıdır (13, 14).
Çalışmamızda HCV RNA pozitif saptanan serum
örneklerinin %8.6’sında anti-HCV negatif olarak
saptanmıştır. Anti-HCV negatif hastalarda; HCV
RNA varlığı durumunda bu hastaların önemli bir
bölümünde immunosupresyon söz konusu olabileceği ve bu durumun antikor yanıtındaki yetersizliğe bağlı olabileceği belirtilmiştir (15, 16, 17).
Ayrıca antikor saptanamayan olgularda HCV
RNA'nın gösterilmesi hastaların virus ile karşılaşma sürelerinin uzunluğuna göre değişiklik
göstermektedir. Hepatit C virus infeksiyonun seyri
sırasında bazen serumda HCV antikoru saptanıncaya kadar uzun bir seronegatif dönem bulunmaktadır (18). Bu nedenlerle, anti-HCV negatif
olan serumlardaki HCV RNA varlığının, bu hastalardaki antikor yanıtının henüz gelişmemesi veya
yetersizliğine bağlı olabileceği düşünülmüştür.
Bunun yanında bu örneklerin bir kısmında
kontaminasyon gibi olası laboratuvar hatalarına
bağlı yalancı pozitiflik olabileceği de göz önünde
bulundurulmalıdır.
HCV RNA negatif olan hasta serum örneklerinin
%52’sinde anti-HCV pozitif olarak tespit edilmiştir.
Bunun nedeni; geçirilmiş HCV infeksiyonu sonucu antikor pozitifliğinin devamı, serumda viral
nükleik asit elde edilmesini engelleyen faktörlerin varlığı, kanda gerçek zamanlı PZR ile saptanamayacak kadar düşük titrede virusun bulunViral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 116-120
Serum alt düzeyleri, HCV, RNA ve Anti-HCV Arasındaki İlişki
ması veya viremide dalgalanmalar olması olabilir.
Çalışmamızda
kullanılan
PZR
kitlerinde
inhibisyonu saptamaya yarayan internal kontrol
bulunduğu da akılda tutulmalıdır (14). Anti-HCV
antikorlarının varlığı, bireyin HCV ile karşılaşmış
olduğunu göstermekteyse de, tek başına akut bir
infeksiyon varlığını göstermekte yetersiz kalmaktadır. Ayrıca serolojik testlerle düşük risk
gruplarında ve otoimmun hastalığı olanlarda
çapraz reaksiyon veren antikorlara bağlı yalancı
pozitif sonuçlar da bildirilmiştir (19). “Centers for
Disease Control and Prevention” (CDC) yalnız
anti-HCV tarama testinin pozitif olması durumunda doğrulama testlerinin “Recombinant
Immunoblot Assay” (RIBA) gibi daha özgül
serolojik testler ve nukleik asit testleriyle yapılmasını önermektedir (20).
HCV RNA ve anti-HCV sonuçlarımız karaciğer
enzimleri ile karşılaştırılarak değerlendirildiğinde;
toplam örneklerin %38’inde, HCV RNA pozitif
bulunan örneklerin %22’sinde ve anti-HCV pozitif
saptanan örneklerin ise %40’ında ALT değerleri
çok düşük düzeylerde (25 IU/ml altında) saptanmıştır. Buna karşın HCV RNA ve anti-HCV birlikte
pozitif olarak saptanan örneklerin %42’sinde;
HCV RNA negatif fakat anti-HCV pozitif örneklerin
ise %11’inde ALT değerleri normalin üzerinde
bulunmuştur. Anti-HCV pozitifliği ve ALT düzeyleri ile HCV RNA pozitifliği arasında birebir ilişki
kurulamamış ve HCV infeksiyonu olan hastaların
tanı ve takiplerinde bu testlerin tek başına yetersiz kaldığı sonucuna varılmıştır.
Sonuç olarak; HCV infeksiyonlarının tanısında ve
takibinde Anti-HCV ve ALT düzeyleri her zaman
yol gösterici olmamaktadır. HCV RNA varlığının
gösterilmesi, özellikle HCV ile infekte fakat antiHCV serolojik belirteci negatif olan veya ALT
düzeyleri normal olan hastaların saptanmasında
çok değerli bir yöntemdir. HCV infeksiyonlarında
Anti-HCV pozitifliği, ALT düzeyleri ve HCV RNA
pozitifliği birlikte araştırılarak değerlendirilmelidir.
KAYNAKLAR
1.
2.
Wilber JC. Hepatitis C virus. Murray PR (ed).
Manual of Clinical Microbiology. 6th ed.
Washington: American Society of Microbiology
(ASM), 1995: 1050-5.
Purcel R. The hepatitis
Hepatology 1997; 26: 11-4.
C
virus:
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 116-120
overview.
3.
Sharara AI, Hunt CM, Hamilton JD. Hepatitis C.
Ann Intern Med 1996; 125: 658-68.
4.
Badur S. HCV infeksiyonlarının laboratuvar tanısı
(alternatif yaklaşım). Bozyaka E, Yılmaz G, Badur S
(eds). Klinik viroloji ve viral infeksiyonların
laboratuvar tanısı. İstanbul: Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti, 1996: 49.
5.
Major ME, Feinstone MS. The molecular virology of
hepatitis C. Hepatology 1997; 25: 1527-38.
6.
Nolte FS, Thurmond C, Fried MW. Preclinical
evaluation of AMPLICOR hepatitis C virus test for
detection of hepatitis C virus RNA. J Clin Microbiol
1995; 33: 1775-8.
7.
Alter MJ, Kuhnert WL, Finelli L. Guidelines for
laboratory testing and result reporting of antibody to
hepatitis C virus. Centers for Disease Control and
Prevention. MMWR Recomm Rep 2003; 52: 1-13.
8.
Hasçelik G, Ustaçelebi Ş, Us D. Hepatit C virus
(HCV) RNA’ sı pozitif olan hastalarda üçüncü kuşak
enzim immunoassay yönteminin değerlendirilmesi.
28. Türk Mikrobiyoloji Kongresi Kongre Kitabı,
1998: 133.
9.
Us T, Akgün Y, Kural M. RT-PCR ve üçüncü kuşak
ELISA yötemleriyle saptanan HCV-RNA ve AntiHCV sonuçlarının karşılaştırılması. Viral Hepatit
Dergisi 2001; 2: 298.
10. Oethinger M, Mayo DR, Falcone J, Barua PK,
Griffith BP. Efficiency of the ortho VITROS assay for
detection of hepatitis C virus-specific antibodies
increased by elimination of supplemental testing of
samples with very low sample-to-cutoff ratios. J Clin
Microbiol 2005; 43: 2477-80.
11. Dufour DR, Talastas M, Fernandez MD, Harris B.
Chemiluminescence assay improves specificity of
hepatitis C antibody detection. Clin Chem 2003; 49:
940-4.
12. Ismail N, Fish GE, Smith MB. Laboratory evaluation
of
a
fully
automated
chemiluminescence
immunoassay for rapid detection of HBsAg,
antibodies to HBsAg, and antibodies to hepatitis C
virus. J Clin Microbiol 2004; 42: 610-7.
13. Garson JA. The polymerase chain reaction and
hepatitis C virus diagnosis. FEMS Microbiol Rev.
1994; 14: 229-39.
14. Albadalejo J, Alonso R, Antinozzi R et al. Multicenter
evaluation of the COBAS AMPLICOR HCV assay, an
integrated PCR system for rapid detection of HCV –
RNA in the diagnostic laboratory. J Clin Microbiol
1998; 36: 862-5.
15. Pawlotsky JM. Use and interpretation of virological
tests for hepatitis C. Hepatology. 2002; 36: S65-73.
16. Thio CL, Nolt KR, Astemborski J, Vlahov D, Nelson
KE, Thomas DL. Screening for hepatitis C virus in
119
Külah C ve ark.
human immunodeficiency virus-infected individuals.
J Clin Microbiol. 2000; 38: 575-7.
17. Pawlotsky JM. Molecular diagnosis of viral hepatitis.
Gastroenterology. 2002; 122: 1554-68.
18. Türkoğlu S. Viroloji ve seroloji. Kılıçturgay K, Badur
S (eds). Viral Hepatit 2001. 1. Baskı. İstanbul: Viral
Hepatitle Savaşım Derneği, 2001: 182.
19. Schröter M, Feucht HH, Schafer P, Zöllner B,
Polywka S, Laufs R. Definition of false positive
reactions in screening for HCV antibodies. J Clin
Microbiol 1999; 37: 233-4.
120
20. CDC. Recommendations for prevention and control
of hepatitis C virus (HCV) infection and HCV-related
chronic disease. MMWR Recomm Rep 1998; 47: 139.
YAZIŞMA ADRESİ
Dr. Canan KÜLAH
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi
Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
ZONGULDAK
e-mail: [email protected]
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 116-120
M.K.Ü.T.F. Hastanesi Araştırma Görevlerinin Hepatit B Virusu İnfeksiyonuna İlişkin Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi
Araştırma
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi Araştırma Görevlilerinin Hepatit B
Virusu İnfeksiyonuna İlişkin Bilgi Düzeylerinin
Değerlendirilmesi
Meryem ÇETİN1, Muhyittin TEMİZ2, Ahmet ASLAN2, Ebru TURHAN3
____________________
1
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı,
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, HATAY
3
Antakya Devlet Hastanesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, HATAY
2
ÖZET
Bu çalışmanın amacı Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görev yapmakta olan araştırma
görevlilerinin hepatit B virusu (HBV) infeksiyonu hakkında genel bilgi düzeylerinin değerlendirilmesidir.
Toplam 60 araştırma görevlisine anket formu uygulandı. HBV infeksiyonu ile ilgili olarak genel bilgi sorularına
31 (%51.7), bulaş yolları ile ilgili sorulara 9 (%15.0), korunma ile ilgili sorulara 5 (%8.3) ve risk faktörleri ile ilgili
sorulara 59 (%98.3) kişinin doğru cevap verdiği gözlendi. Ankete katılan araştırma görevlilerinin HBV
infeksiyonuna ilişkin bilgi skorları ile cinsiyet ve çalışma süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlılık
saptanırken, bilgi skorları ile yaş ve çalıştıkları bölüm arasında anlamlılık bulunmamıştır.
HBV infeksiyonu yönünden risk grubunda olan araştırma görevlilerinin HBV infeksiyonuna yönelik genel bilgi,
bulaş yolları ve korunma ile ilgili bilgi düzeylerinin yetersiz olduğu ve konu ile ilgili periyodik olarak mezuniyet
sonrası hizmet içi eğitim programlarının planlanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Hepatit B virusu (HBV) infeksiyonu, bilgi düzeyleri, araştırma görevlisi.
SUMMARY
Determination of the Knowledge Levels on Hepatitis B Virus of Residents at Mustafa Kemal
University Hospital
The purpose of this study was to determine the general knowledge levels of the residents in Mustafa Kemal
University Hospital on hepatitis B virus (HBV) infection.
A total of 60 residents were asked to fill in a questionnaire. It was observed that 31 out of 60 (51.7%) answered
the question correctly on the general knowledge, 9 out of 60 (15%) on transmission routes, 5 out of 60 (8.3%) on
prevention measures, and 59 out of 60 (98.3%) on risk factors of HBV infection. A significant difference was
observed between the knowledge scores of the participants with sex and employment duration whereas no
difference was determined between the knowledge scores, with age and departments of the participants.
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 121-127
121
Çetin M ve ark.
The result of this study demonstrates that the residents, who were under the risk of HBV infection, did not have
enough knowledge on the overall characteristics, transmission routes, and prevention measures of HBV
infection. It was concluded that, periodic workshops are necessary after graduation from the medical school to
keep doctors informed and updated on this particular infection.
Keywords: Hepatitis B virus (HBV) infection, levels of knowledge, resident.
GİRİŞ
HBV infeksiyonu dünyada ve ülkemizde en
yaygın görülen infeksiyonlardan biridir. Önemli
ölçüde mortalite ve morbiditeye sebep
olmaktadır. Dünyada yaklaşık 400-500 milyon,
ülkemizde 3 milyon kişinin HBV infeksiyonu
taşıyıcısı olduğu ve bu infeksiyonun dünyada her
yıl yaklaşık 1-2 milyon kişinin ölümü ile
sonuçlandığı bildirilmiştir (1, 2, 3). Gelişmiş
ülkelerde taşıyıcılık oranı %1’den düşük olup,
gelişmekte olan bazı ülkelerde bu oran %20’den
fazladır (4). Ülkemiz HBV infeksiyonu açısından
orta endemisite gösteren ülkeler arasında yer
almaktadır (2). Yapılan farklı çalışmalarda
ülkemizde normal populasyonda HBV yüzey
antijeni (HBsAg) seroprevalansının %3.9 ile %12.5
arasında ve anti-HBs prevalansının %20.6 ile
%52.3 arasında değişiklik gösterdiği bildirilmiştir
(5). Perkütan, perinatal, horizontal ve cinsel
temas HBV’nun başlıca bulaş yollarıdır (6).
HBV infeksiyonu sağlık çalışanları için meslek
hastalığı olarak önemini korumaktadır. Hastane
personeli özellikle hasta ile direkt veya dolaylı
yoldan temas nedeniyle risk grubunu oluşturmaktadır. Ülkemizde yapılan değişik çalışmalarda sağlık personelinde HBsAg pozitiflik oranı
%8 (%3.5-16.4) ve anti-HBs pozitiflik oranı %40
(%17.9-52.9) olarak bildirilmiştir (7). HBV
infeksiyonunun kesin tedavisi bulunmamasına
rağmen, korunma ve kontrol için toplumun
HBsAg ve anti-HBc yönünden taranması ve riskli
gruplara aşı uygulanması önerilmektedir (8, 9).
Sağlık çalışanlarında bağışıklamanın yanı sıra
gerekli eğitimin verilmesi de çok önemli bir
koruyucu hizmettir. Bu çalışmada Mustafa Kemal
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yüksek
risk grubunu oluşturan araştırma görevlileri için
HBV infeksiyonu hakkında bilgi düzeylerinin
değerlendirilmesi ve gerekli hizmet içi eğitim
programlarının planlanması amaçlanmıştır.
MATERYAL ve METOT
Bu çalışma Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi’nde görev yapmakta olan 60
araştırma görevlisinin katılımı ile gerçekleşti-
122
rilmiş, kesitsel ve tanımlayıcı nitelikte bir
araştırmadır. Anket soruları, araştırmacılar
tarafından amaçlar doğrultusunda ve daha
önceki
literatür
bilgilerine
dayanılarak
oluşturulmuştur. Anket formları uygulanmadan
önce 15 kişiye ön uygulama yapılmış ve anket
formunun anlaşılabilirliği değerlendirilmiştir.
Çalışma öncesi tüm katılımcılar konu ile ilgili
bilgilendirilmiş ve sözlü olurları alınmıştır. Anket
formlarının
tümü
katılımcıların
kendileri
tarafından doldurulmuştur. Uygulanan anket
formunun ilk bölümünde kişisel bilgiler ile HBV
infeksiyonuna ilişkin bilgi edinme istekleri ve bu
konuda eğitici toplantılara katılım isteklerini
sorgulayan toplam 14 soru yer almıştır. Anket
formunun ikinci bölümü toplam 54 sorudan
oluşmakta olup soruların 19 tanesi HBV
infeksiyonu hakkında genel bilgi, 17 tanesi
virusun bulaş yolları, 12 tanesi korunma yolları ve
6 tanesi HBV infeksiyonu için risk grupları
konularında bilgi düzeyini belirleyici olacak
şekilde dağılım göstermektedir. Bu sorulara
verilen yanıtlar kullanılarak HBV infeksiyonu bilgi
skoru oluşturulmuştur. HBV infeksiyonuna
yönelik bilgi skorunu oluşturmak amacıyla
sorulara verilen “doğru” yanıtlar için = 1, “yanlış”
yanıtlar için = 0 şeklinde yeniden bir kodlama
yapılmıştır.
Elde edilen veriler SPSS 10.0 programında
değerlendirilmiş
ve
verilerin
istatistiksel
analizinde Mann-Whitney U Testi ve KruskalWallis varyans analizi kullanılmıştır.
BULGULAR
Çalışma kapsamına alınan araştırma görevlilerinin yaş ortalaması 29.2±3.4 yıl’dır. Anket
kapsamındaki hekimlerin 46 (%76.7)’sı erkek, 14
(%23.3)’ü kadınlardan oluşmaktadır. Katılımcıların bölümlere göre dağılımı incelendiğinde 27
(%45.0)’sinin Dahili Bilimlerde, 29 (%48.3)’unun
Cerrahi Bilimlerde ve 4 (%6.7)’ünün Temel
Bilimlerde görev yapmakta oldukları gözlenmiştir. Araştırma görevlilerinin sosyo-demografik
özelliklerine göre HBV infeksiyonu ile ilgili bilgi
skorları Tablo 1’de gösterilmiştir. Araştırma
görevlilerinin HBV infeksiyonu hakkında genel
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 121-127
M.K.Ü.T.F. Hastanesi Araştırma Görevlerinin Hepatit B Virusu İnfeksiyonuna İlişkin Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi
bilgi düzeylerinin değerlendirilmesine ilişkin
sorulara
verdikleri
cevaplar
Tablo
2’de
gösterilmiştir.
Çalışma kapsamındaki araştırma görevlilerinin
HBV infeksiyonu ile ilgili olarak genel bilgi
sorularına %51.7 oranında, bulaş yolları ile ilgili
sorulara %15.0 oranında, korunma ile ilgili
sorulara %8.3 oranında ve risk faktörleri ile ilgili
sorulara %98.3 oranında doğru cevap verdikleri
kaydedilmiştir. Değerlendirme sonucuna göre
ankete katılan araştırma görevlilerinin HBV
infeksiyonu ile ilgili bilgi skorları ile yaş ve
çalıştıkları bölüm arasında istatistiksel olarak
anlamlılık bulunamamıştır. HBV infeksiyonu ile
ilgili bilgi skorları ile cinsiyet (p=0.03) ve çalışma
süreleri (p=0.01) arasında istatistiksel olarak
anlamlılık saptanmıştır. Değerlendirme sonucuna
göre araştırma görevlilerinin %93.3’ü HBV
infeksiyonu bulaşı konusunda kendilerini risk
altında gördüklerini ve %60’ı HBV’li bir hasta ile
teması olduğunu ifade etmiştir. Katılımcıların
%8.3’ü HBV infeksiyonu geçirdiğini ifade etmiş ve
%90.0’ı HBV aşısı olduğunu belirtmiştir. Temas
öyküsü olanlarla olmayanların bilgi skorları
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
saptanamamıştır (p>0.05). Katılımcıların %23.3’ü
HBV infeksiyonuna ilişkin hizmet içi eğitimi
aldığını belirtirken, %73.3’ü konu ile ilgili hizmet
içi eğitim almak istediğini belirtmiştir. Hizmet içi
eğitimi alanlarla almayanlar arasında bilgi skorları
açısından anlamlı bir fark bulunamamıştır
(p>0.05).
Tablo 1. Araştırma görevlilerinin sosyo-demografik özelliklerine göre HBV infeksiyonu ile ilgili bilgi skorları.
Değişkenler
HBV infeksiyonuna ilişkin bilgi skoru
(Ort±SD)
İstatistiksel değer
Yaş
25-29
46.2 ± 4.1
30-34
46.6 ± 4.9
35 ve >
48.6 ± 0.9
X2K-W ** = 1.646, SD= 2
p = 0.43
Cinsiyet
Erkek
47.3 ± 3.2
Kadın
43.7 ± 5.8
M-W U* = 192.5
p = 0.03
Çalışma süresi
1 yıl
45.1 ± 2.7
2 yıl
45.9 ± 4.7
3 yıl
48.5 ± 2.8
X2K-W = 8.310, SD= 2
p = 0.01
Çalışılan bölüm
Dahili
46.4 ± 3.7
Cerrahi
47.1 ± 4.2
Temel
42.2 ± 6.0
X2K-W = 4.225, SD= 2
p = 0.12
HBV infeksiyonlu bir hasta ile temas öyküsü
Evet
46.8 ± 4.2
Hayır
45.9 ± 4.3
M-W U* = 367.0
p = 0.32
HBV infeksiyonuna yönelik hizmet içi eğitim alma
Evet
45.2 ± 5.5
Hayır
46.8 ± 3.7
Toplam
46.5 ± 4.2
M-W U* = 286.5
p = 0.53
* Mann-Whitney U Testi, **Kruskal-Wallis Varyans Analizi
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 121-127
123
Çetin M ve ark.
Tablo 2. Araştırma görevlilerinin HBV infeksiyonu hakkında genel bilgi düzeylerinin değerlendirilmesi.
Genel bilgi
124
Doğru (%)
Yanlış (%)
Fikrim yok (%)
HBV infeksiyonu bulaşıcı bir hastalıktır
100.0
0.0
0.0
Kesin tedavisi vardır
13.3
86.7
0.0
Aşısı vardır ve koruyuculuğu yüksektir
98.3
1.7
0.0
HBV infeksiyonu aşısı tek doz yapılsa yeterlidir
6.7
91.7
1.7
Belirtisiz dönemde de bulaştırıcıdır
93.3
5.0
1.7
Bulaştırıcılığı düşüktür
10.0
90.0
0.0
Stres HBV infeksiyonuna neden olur
5.0
88.3
6.7
HBV infeksiyonlarında taşıyıcılık vardır
98.3
1.7
0.0
Siroza neden olabilir
100.0
0.0
0.0
Karaciğer kanserine neden olabilir
98.3
1.7
0.0
Barsak kanserine neden olabilir
8.3
76.7
15.0
Tüm gebeler HBV infeksiyonu yönünden taranmalıdır
93.3
5.0
1.7
Hepatit C’ye dönüşebilir
3.3
96.7
0.0
HBV infeksiyonlu anneden doğan bebek bağışık doğar
8.3
90.0
1.7
HBV infeksiyonlu anneden doğan bebeği 2. ayda yapılacak
olan aşı korur
16.7
76.7
6.7
Doğumdan sonra ilk 24 saatte yapılacak aşı ve Ig bebeği
korur
95.0
3.3
1.7
Taşıyıcı olan bir gebeye hepatit aşısı uygulanmalıdır
26.7
61.7
11.7
HBV infeksiyonu geçiren, ya da aşısını yaptıran kişi diğer
tip hepatitlere karşı da korunur
5.0
91.7
3.3
Bugün Türkiye’de bütün yeni doğan bebekler HBV
infeksiyonuna karşı aşılanmaktadır
83.3
13.3
3.3
Bulaşma yolu
Doğru (%)
Yanlış (%)
Fikrim yok (%)
Cinsel ilişki ile
100.0
0.0
0.0
Kan yolu ile
100.0
0.0
0.0
Anneden bebeğe, gebelikte
80.0
20.0
0.0
Anneden bebeğe, doğumda
95.0
5.0
0.0
Ortak diş fırçası kullanımı ile
93.3
5.0
1.7
El sıkışma, sarılma ile
5.0
93.3
1.7
Ortak tıraş bıçağı kullanımı ile
96.7
3.3
0.0
Yanaktan öpüşme ile
8.3
90.0
1.7
Ortak banyo- tuvalet kullanımı ile
33.3
56.7
10.0
Ortak enjektör kullanımı ile
95.0
3.3
1.7
Ortak havlu, elbise, bardak, çatal kullanımı ile
40.0
55.0
5.0
Sivrisinek sokması, böcek ısırması ile
43.3
48.3
8.3
Gözyaşı ile
61.7
35.0
3.3
Ter ile
46.7
45.0
8.3
Yiyecek ve içecekler ile
16.7
80.3
3.3
Dövme yaptırma ile
98.3
1.7
0.0
Diş çekimi ile
100.0
0.0
0.0
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 121-127
M.K.Ü.T.F. Hastanesi Araştırma Görevlerinin Hepatit B Virusu İnfeksiyonuna İlişkin Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi
Korunma
Doğru (%)
Yanlış (%)
Fikrim yok (%)
Aşılanma
100.0
0.0
0.0
İmmunoglobulin ile bağışıklanma
70.0
23.3
6.7
Cinsel ilişki esnasında prezervatif (kondom) kullanma
100.0
0.0
0.0
Antiseptik solüsyon kullanma
71.7
18.3
10.0
Dengeli ve yeterli beslenme
41.7
50.0
8.3
Müdahaleler esnasında eldiven giyme
96.7
3.3
0.0
Bir enjektörü bir kez kullanıp atma
95.0
3.3
1.7
Hasta ile ilgili işlem yaparken eldiven giyme
95.0
3.3
1.7
Bir hastadan diğerine geçerken eldiven değiştirme
91.7
3.3
5.0
Eldiven giymeden önce el yıkama
63.3
35.0
1.7
Eldiven çıkardıktan sonra el yıkama
71.7
26.7
1.7
Fiziksel egzersiz yapma
21.7
73.3
5.0
Doğru (%)
Yanlış (%)
Fikrim yok (%)
Sağlık personeli HBV infeksiyonu için riskli gruptur
100.0
0.0
0.0
Korunmasız (prezervatif kullanmadan) cinsel ilişkide
bulunanlar HBV infeksiyonu için riskli gruptur
100.0
0.0
0.0
HBV infeksiyonu taşıyıcısı annenin veya gebeliğinde bu
infeksiyonu geçiren annenin bebeği HBV infeksiyonu için
riskli gruptur
98.3
1.7
0.0
HBV taşıyıcısı bireyin eşi ve diğer aile fertleri HBV
infeksiyonu için riskli gruptur
100.0
0.0
0.0
Kulak deldirenler, akupunktur, dövme yaptıranlar HBV
infeksiyonu için riskli gruptur
100.0
0.0
0.0
Damar içi uyuşturucu kullananlar HBV infeksiyonu için
riskli gruptur
100.0
0.0
0.0
Hastalık için risk grupları
TARTIŞMA
Sağlık çalışanları tüm dünyada HBV infeksiyonu
yönünden önemli risk grubunu oluşturmaktadır.
Çalışmalarda sağlık personelinde HBV infeksiyonu görülme sıklığının normal popülasyona göre
iki-dört kat daha fazla olduğu gösterilmiştir (10).
Yapılan farklı çalışmalarda sağlık çalışanlarında
HBsAg oranının %1.3-14.3 arasında ve anti-HBs
oranının %5.7-82.4 arasında değiştiği saptanmıştır
(11, 12). HBV infeksiyonunun bulaş yollarının
önlenmesi ve korunma yöntemlerinin uygulanması ile infeksiyonun kontrol altına alınabilmesi
mümkündür (8, 13, 14). Hasta ile yakın teması
olan sağlık personelinin mesleki sorumluluklarını
yerine getirirken, bir yandan kendilerini korumak,
diğer yandan da danışılan konumda olmalarından dolayı HBV infeksiyonu ile ilgili yeterli bilgi
düzeyine sahip olmaları gerekmektedir (15). Bu
amaçla hastanemizdeki araştırma görevlilerinin
HBV infeksiyonu ile ilgili bilgi düzeylerinin
değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 121-127
Yapılan anket değerlendirmesi sonucunda
çalışmamızda HBV infeksiyonunun bulaş yolları
ile ilgili sorulara katılımcılardan 9 (%15.0)’unun
bu gruptaki soruların hepsine doğru cevap verdiği
bulunurken, Akçam ve ark.’nın (16) yaptıkları
benzer bir çalışmada hastane personeli HBV
infeksiyonu ile ilgili bulaş sorularına %57.0
oranında doğru cevap vermiştir. Saçar ve ark.’nın
(17) uyguladıkları ankette bulaş yolları ile
sorguladıkları sorularda çok düşük oranda
(%14.1) eksiksiz yanıt aldıklarını bildirmişlerdir.
Akgül ve ark.’nın (18) yaptıkları çalışmada viral
hepatit etkenlerine ilişkin ankette %70.4 oranında
doğru cevap kaydedilmiştir.
Çalışmamızda araştırma görevlilerinin %93.3’ü
HBV infeksiyonun bulaşı konusunda kendilerini
risk altında gördüklerini ifade ederken, benzer bir
çalışmada bu oran %96.1 olarak bildirilmiştir (19).
Hastane personelinde yapılan diğer bir çalışmada
ise risk oranı %95 olarak saptanmıştır (16).
125
Çetin M ve ark.
Çalışmamızda araştırma görevlileri arasında HBV
infeksiyonlu hastalar ile temas oranı %60
oranında saptanırken, Saçar ve ark. (18) bu oranı
%83 olarak bildirmişlerdir. Değişik çalışmalarda
iğne batması öyküsü sırası ile %15.8 ve %90.3
oranlarında (20, 21), kan ve vücut sıvıları ile
temas %65.5 oranında (22) bildirilmiştir. Riskli
temasların bildirim oranlarının çok düşük olması
ve riskli temasların kaza anında bildirilmediği
ifade edilmiştir (23, 24). Bununla birlikte
çalışmamızda korunma ile ilgili soruların hepsini
doğru olarak yanıtlayan yalnız 5 kişi (%8.3)
olduğu saptanmıştır. Değerlendirilen anket
çalışmasında korunma ile ilgili bilgi skorunun
düşük olması durumunun temas öyküsü oranının
yüksekliğine sebep olduğu açıktır. Korunma ile
ilgili bilgi yetersizliği HBV infeksiyonunun bulaş
ve yayılmasında en önemli sorun olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Çalışmamızda araştırma görevlilerinin görev
süreleri arttıkça HBV infeksiyonu ile ilgili bilgi
skoru ve standart sapma değerinin anlamlı olarak
artış gösterdiği bulunmuştur. Bu durum yıllar
içerisinde alınan hizmet içi eğitim programlarının
uygulanması,
mevcut
deneyimin
artması,
korunma yöntemlerinin titizlikle uygulanması
(eldiven, maske vb), riskli temaslardan kaçınma
ve benzer faktörlerin bilgi düzeylerini artırdığına
işaret etmektedir.
Araştırma
görevlilerinin
%73.3’ü
HBV
infeksiyonuna ilişkin hizmet içi eğitim almaya
istekli olduklarını belirttiklerinden verilecek
eğitim programlarının kolaylıkla uygulanabileceği
düşünülmektedir.
Araştırma görevlilerinin HBV infeksiyonuna ilişkin
bilgi düzeyleri araştırıldığında genel bilgi, bulaş
yolları ve korunma ile ilgili bilgi düzeylerinin
yetersiz olduğu saptanmıştır. Bu sonuç HBV
infeksiyonundan korunmada ve kontrolünde bilgi
yetersizliğinin bir sorun olarak karşımıza
çıkabileceğine işaret etmektedir.
HBV infeksiyonlarının toplumda yaygınlığını
önlemek
için
sağlık
personelinin
HBV
infeksiyonuna neden olacak riskli temaslardan
kaçınması ve korunmak amacıyla aşılanma ile
aktif bağışıklığın sağlanması gereklidir (25, 26).
Sonuç olarak araştırma görevlilerinin konu ile
ilgili periyodik olarak etkin ve yoğun mezuniyet
sonrası hizmet içi eğitim programlarının
düzenlenerek bilgilendirilmeleri ve katılımlarının
sağlanması için gerekli çabanın gösterilmesi
gerekmektedir.
126
KAYNAKLAR
1.
Margolis HS. Viral hepatitis. Last JM, Wallace RB
(eds). Maxcy-Rosenau-Last Public Health&Preventi
ve Medicine. 13th ed. East Norwalk: Appleton&
Lange, 1992: 131-9.
2.
Değertekin H. Viral hepatitlerin dünyada ve
ülkemizdeki epidemiyolojisi. Aktüel Tıp Dergisi 1997;
2: 119-22.
3.
Kıyan M. Hepatit B virusu. Kılıçturgay K, Badur S
(eds). Viral Hepatit 2001. 1. Baskı. İstanbul: Viral
Hepatitle Savaşım Derneği, 2001: 86-120.
4.
Akova M. Sağlık personeline kan yoluyla bulaşan
viral infeksiyonlar. Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 1.
Ulusal Kongresi Kitabı (26-28 Kasım 1999 Ankara).
Ankara: Genel-İş Matbaası, 1999: 48-54.
5.
Yapar N. Sağlık personelinin hastane infeksiyonları
açısından izlemi. İnfeksiyon Dergisi 2000; 14: 35763.
6.
Murray PR, Rosenthal KS, Kobayashi GS, Pfaller
MA. Medical Microbiology. 4th ed. St. Louis: Mosby,
2002.
7.
Taşyaran MA. HBV infeksiyonu epdemiyolojisi.
Kılıçturgay K, Badur S (eds). Viral Hepatit 2001. 1.
Baskı. İstanbul: Viral Hepatitle Savaşım Derneği,
2001, 121-8.
8.
Arısoy SA, Dinç G, Şanlıdağ T, Tünger Ö,
Özbakkaloğlu B. Celal Bayar Üniversitesi Sağlık
Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ve Manisa Sağlık
Meslek Lisesi son sınıf öğrencilerinin hepatit B ve
AIDS konusundaki bilgi, tutum ve davranışları. Viral
Hepatit Dergisi 1999; 5: 18.
9.
Gürcan Ş, Aydın Ö, Mıstık R. Hepatit B aşılama
sonuçları. Viral Hepatit Dergisi 2001; 3: 383-4.
10. Sepkowitz KA. Nosocomial hepatitis and other
infections transmitted by blood and blood products.
Mandell GL, Bennett JE, Dolin R (eds). Principles
and Practice of Infectious Diseases. 5th ed. New
York: Churchill Livingstone, 2000; 3039-52.
11. Mıstık R, Balık İ. Ülkemizde viral hepatitlerin
epidemiyolojik analizi. Kılıçturgay K, Badur S (eds).
Viral Hepatit 2001. 1. Baskı. İstanbul: Viral
Hepatitle Savaşım Derneği, 2001; 10-56.
12. Aytaç F, Karabiber N, Saydan GS. Hastane personeli
ve hastane dışındaki kişilerde HBsAg ve anti-HBs
sıklığın karşılaştırılması. Mikrobiyoloji Bülteni 1990;
24: 299-306.
13. Cengiz L, Dolapçı Gİ, Cengiz AT. Hepatit B virüs
(HBV) bulaş yolları. Perinatal geçiş. İnfeksiyon
Dergisi 2000; 14: 557.
14. Bozkurt G, Kıvanç MM, Öztürk A, Karanisoğlu H.
İstanbul Üniversitesi Bakırköy Sağlık Yüksekokulu I.
sınıf öğrencilerinin hepatit B virusu ile karşılaşma ve
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 121-127
M.K.Ü.T.F. Hastanesi Araştırma Görevlerinin Hepatit B Virusu İnfeksiyonuna İlişkin Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi
hepatit B ile ilgili bilgi durumlarının incelenmesi.
Viral Hepatit Dergisi 2001; 3: 397-9.
çalışanlarının kan ve vücut sıvılarıyla mesleki teması.
Viral Hepatit Dergisi 2005; 10: 109-13.
15. Bilgiç A, Özacar T. Hastane infeksiyonu yönüyle
viral hepatitler. Kılıçturgay K, Badur S (eds). Viral
Hepatit 2001. 1. Baskı. İstanbul: Viral Hepatitle
Savaşım Derneği, 2001; 394.
22. Erbay A, Ergönül Ö, Bodur H, ve ark. Ankara
Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanlarının kan ve vücut sıvılarıyla ilişkili yaralanmalarının
değerlendirilmesi. Viral Hepatit Dergisi 2002; 8:
497-501.
16. Akçam Z, Akçam M, Coşkun M, Sünbül M. Hastane
personelinin viral hepatitler ve hepatit B aşısı ile
ilgili bilgi düzeyinin değerlendirilmesi. Viral Hepatit
Dergisi 2003; 8: 32-5.
23. Moloughney BW. Transmission and postexposure
management of bloodborne virus infections in the
health care setting: where are we now? Can Med
Assoc J 2001; 165: 445-51.
17. Saçar S, Toprak S, Hırçın-Cenger D, Asan A, Turgut
H. Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi araştırma
görevlilerinin hepatit B virusuna ilişkin bilgi ve
uygulamalarının değerlendirilmesi. Klimik Dergisi
2005; 18: 71-4.
24. Sencan I, Sahin I, Yıldırım M, Yesildal N.
Unrecognized abrasions and occupational exposures
to blood-borne pathogens among health care workers
in Turkey. Occupational Medicine 2004; 54: 202-6.
18. Akgül S, Gündüz T, Borand H, İspir B, Ötnü AV.
Hastane personellerinin hepatit B hakkında bilgi
düzeyleri
ve
HBV
serolojik
markerlerinin
araştırılması. Viral Hepatit Dergisi 2005; 10: 54-7.
25. Simons F, Van Damme P. Prevention and control of
hepatitis B in central and eastern Europe and the
Newly Independent States, Siofok, Hungary. Vaccine
1997; 15: 1595-7.
19. Çetinkaya F, Naçar M, Ünalan D, Erkorkmaz Ü,
Öztürk Y. Hekim, hekim adayları, hemşire ve
laboratuar teknisyenlerinin hepatit B ile ilgili risk
algılamaları. Hastane İnfeksiyonları Dergisi 2000; 4:
112-8.
26. Garuz R, Torrea JL, Arnal JM, et al. Vaccination
against hepatitis B virus in Spain: a costeffectiveness analysis. Vaccine 1997; 15: 1652-60.
20. Gücük M, Karabey S, Yolsal N, Özden YI. İstanbul
Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniği çalışanlarında
kesici-delici
alet
yaralanmaları.
Hastane
İnfeksiyonları Dergisi 2002; 6: 72-81.
YAZIŞMA ADRESİ
Yrd. Doç. Dr. Meryem ÇETİN
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi
Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
HATAY
e-mail: [email protected]
21. İnan D, Günseren F, Selçuk K, Harman R, Keskin S,
Çolak D. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi sağlık
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 121-127
127
Kayabaş Ü ve ark.
Araştırma
Kronik Hepatit B Hastalarının Aile Bireylerinde
HBsAg Taraması
Üner KAYABAŞ1, Yaşar BAYINDIR1, Salim YOLOĞLU2, Doğan AKDOĞAN3
____________________
1
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı,
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dalı, MALATYA
3
Niğde Devlet Hastanesi, Mikrobiyoloji Laboratuvarı, NİĞDE
2
ÖZET
Hepatit B dünyada en sık görülen viral infeksiyonlardandır. Dünyada iki milyar kişinin hepatit B virusu (HBV) ile
karşılaştığı ve 350 milyondan fazla kişide kronik hepatit B (KHB) olduğu tahmin edilmektedir. Bu çalışmanın
amacı KHB’li indeks olguların aile bireylerinde HBsAg pozitifliğinin belirlenmesidir.
İnfeksiyon hastalıkları polikliniğine 2000-2003 yılları arasında başvuran toplam 375 kişi çalışmaya dahil edildi.
Bunların 88’i HBsAg pozitifliği saptanan indeks olgulardı, 287’si ise indeks olguların aile bireyleriydi. İndeks
olguların 30’u (%34.1) kadın, 58’i (%65.9) erkekti (p<0.001). Aile bireylerinin ise, 158’i (%55.1) kadın, 129’u
(%44.9) erkekti (p>0.05). HBsAg pozitifliği saptanan 36 aile bireyinin 20’si (%55.6) erkek, 16’sı (%44.4) kadındı
(p>0.05). Aile bireylerinde HBsAg pozitif saptananların yaş ortalaması 26.5±14.7 (yaş aralığı 6-58), HBsAg
negatif saptananların ise 20.1±14.2 (yaş aralığı 1-60) idi (p=0.01). Ebeveynlerin HBsAg durumları
değerlendirildiğinde, her ikisi de HBsAg pozitif olanların çocuklarındaki HBsAg pozitifliği, ebeveynlerden sadece
babada HBsAg pozitifliği bulunanların çocuklarına göre daha fazla saptanmıştır (p<0.0001).
Sonuç olarak, HBV için aile içi bulaş önemlidir, bu nedenle indeks olguların aile bireyleri HBV yönünden
taranmalı, gerektiğinde aile bireyleri aşılanmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Hepatit B virusu, aile içi bulaş, indeks olgu.
SUMMARY
HBsAg Screening in the Family Members of the Patients with Chronic Hepatitis B
Hepatitis B is one of the most common viral infections around the world. It is estimated that two billion people
have been infected with hepatitis B virus and higher than 350 million have chronic hepatitis B. The aim of this
study was to determine HBsAg positivity in the family members of index cases with chronic hepatitis B.
Totally 375 subjects who were admitted to our outpatient clinic of Infectious Diseases between 2000 and 2003,
were included in this study. Eighty-eight of them were index cases that were detected as HBsAg positive while
287 of them were the family members of the index cases. Thirty (34.1%) of the index cases were female and 58
(65.9%) were male. One hundred and fifty eight (55.1%) of the family members were female, 129 (44.9) were
male. There were 36 HBsAg positive family members, 20 (55.5%) of them were male, 16 (44.5%) of them were
female (p>0.05). The mean age of HBsAg positive family members and HBsAg negative family members were
26.5±14.7 ( 6-58) and 20.1±14.2 (range 1-60) (p=0.01), respectively. HBsAg positivity of fathers was higher than
mothers (p=0.0003). HBsAg positivity was higher in off-springs of families that both parents have HBsAg
positivity than families with mother-negative but father-positive HBsAg positivity (p<0.0001).
128
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 128-132
Kronik Hepatit B Hastalarının Aile Bireylerinde HBsAg Taraması
In conclusion, intra-familial transmission is very important for HBV, therefore the family members of HBsAg
positive index cases should be screened for HBsAg and if necessary they should be vaccinated.
Keywords: Hepatitis B virus, intra-familial transmission, index case.
GİRİŞ
Hepatit B virusuna (HBV) bağlı infeksiyon dünya
çapında 2 milyardan fazla kişinin karşılaştığı
önemli bir halk sağlığı sorunudur (1, 2). 350
milyondan fazla kişinin ise kronik hepatit B
hastası olduğu tahmin edilmektedir (3, 4). HBV
akut hepatit ve kronik hepatit gibi klinik tablolara
ve siroz ve hepatosellüler kanser gibi
komplikasyonlara neden olabilir (1-4). Klinik
belirtili hastalık oranı erişkinlerde çocuklardan
fazla olmasına karşın, akut hepatit B infeksiyonlu
erişkinlerin
yaklaşık
%50’sinde
belirtisiz
infeksiyon gelişmektedir ve kronikleşme yaş
ilerledikçe azalır, erişkin hastaların yaklaşık
%5’inde kronik infeksiyon gelişir (1, 4).
Ülkeler HBV infeksiyonunun yaygınlığı açısından
yüksek (≥%8), orta (%2-7) ve düşük (<%2)
endemisiteli ülkeler olarak üçe ayrılmıştır (3, 4).
Ülkemiz orta endemisiteye sahip ülkeler
arasındadır.
HBV parenteral, seksüel, perinatal (vertikal) ve
aile içi (horizontal) yollarla bulaşabilmektedir.
Parenteral, seksüel veya perinatal bulaşmanın
saptanmadığı durumda ana bulaşma yolu,
muhtemelen tükürük veya açık yaralar aracılığı
ile gelişen aile içi bulaştır (4, 5). Bununla birlikte
HBV’nin aile içi bulaşının kesin mekanizmaları
saptanamamıştır (5-7).
Bu çalışmanın amacı kronik hepatit B’li (KHB)
indeks olguların birlikte yaşadığı diğer aile
bireylerindeki HBsAg pozitifliğinin araştırılma–
sıdır.
MATERYAL VE METOT
Bu araştırmaya, Niğde SSK Hastanesi (şu anda
Niğde
Devlet
Hastanesi’ne
aktarılmıştır)
İnfeksiyon Hastalıkları Polikliniğine 2000-2003
yılları arasında başvuran HBsAg pozitif indeks
olgular (n=88) ve aile bireyleri (n=287) olmak
üzere toplam 375 kişi dahil edildi. Kronik hepatit
B infeksiyonu HBsAg’nin altı aydan uzun süredir
pozitif saptanması, indeks olgu ailede HBsAg
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 128-132
pozitifliği saptanan ilk birey olarak tanımlandı.
İndeks olguların ve araştırılan aile bireylerinin
yaş, cinsiyet, indeks olgu ile akrabalık durumu,
ailedeki birey sayıları ve ELISA yöntemi ile
çalışılan HBsAg test sonuçları kaydedildi.
Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde “SPSS
for Windows Version 13.0” yazılımı kullanıldı.
Ölçülebilir veriler ortalama±standart sapma (SS)
olarak, kategorik veriler sayı ve yüzde olarak
sunuldu. Kategorik veriler için istatistiksel
Pearson Ki-Kare analizi ve Fisher’in Kesin Ki-Kare
analizi kullanıldı. Ölçülebilir verilerin Shapiro
Wilk normallik testine göre normal dağılım
gösterdiği saptandı. HBsAg durumuna göre
cinsiyet ve yaş ortalamasının karşılaştırılmasında
“Unpaired t testi” kullanıldı. Yapılan analizlerde p
değeri <0.05 olan sonuçlar istatistiksel olarak
anlamlı kabul edildi.
BULGULAR
Araştırmaya dahil edilen toplam 375 kişinin 188
(%50.1)’i kadın, 187 (%49.9)’si erkekti (p>0.05)
ve yaş ortalaması 24.7±15.3 (yaş aralığı 1-69) idi.
İndeks olguların yaş ortalaması 36.9±11.4 (yaş
aralığı 8-69) idi. Toplam 88 indeks olgunun
%34.1’i (30/88) kadın, %65.9’u (58/88)’i erkekti
(p<0.001). İndeks olguların 27’si (%30.7) anne,
53’ü (%60.2) baba ve 8’i (%9.1) çocuktu
(p<0.001). İndeks olguların aile bireyinin yaş
ortalamaları 20.9±14.4 (yaş aralığı 1-60) idi. Aile
bireylerinin %55.1’i (158/287) kadın, %44.9’u
(129/287) erkekti (p>0.05). Bunların %12.5’inde
(36/287) HBsAg pozitifliği saptandı. HBsAg
pozitifliği saptanan 36 aile bireyinin 20’si (%55.6)
erkek, 16’sı (%44.4) kadındı (p>0.05). Aile
bireylerinde HBsAg pozitif saptananların yaş
ortalaması 26.5±14.7 (yaş aralığı 6-58), HBsAg
negatif saptananların ise 20.1±14.2 (yaş aralığı 160) idi (p=0.01). HBsAg pozitifliği ≥30 yaş olan 85
bireyin 15’inde (%17.7), <30 yaş olan 202 bireyin
21’inde (%10.4) saptandı (p=0.09) (Tablo 1).
129
Kayabaş Ü ve ark.
Tablo 1. Yaş gruplarına göre cinsiyet, indeks olgu ve HBsAg pozitif aile bireyleri.
Yaş grupları
Cinsiyet
[n (%)]
Toplam
[n (%)]
Kadın
Erkek
İndeks olgu
[n (%)]
HBsAg pozitif aile
bireyi
[n (%)]
0-9
68 (18.1)
38 (55.9)
30 (44.1)
2 (2.9)
2 (3.0)
10-19
99 (26.4)
43 (43.4)
56 (56.6)
2 (2.0)
15 (15.5)
20-29
58 (15.5)
38 (65.5)
20 (34.5)
19 (32.8)
4 (10.3)
30-39
81 (21.6)
42 (51.9)
39 (48.1)
34 (42.0)
8 (17.0)
40-49
45 (12.0)
16 (35.6)
29 (64.4)
19 (42.2)
4 (15.4)
≥50
Toplam
24 (6.4)
11 (45.8)
13 (54.2)
12 (50.0)
3 (25.0)
375 (100.0)
187 (49.9)
188 (50.1)
88 (23.5)
36 (12.5)
bulundu (p=0.0003). HBsAg pozitif bulunan
annelerin çocuklarının %20.2’si (17/84) ve HBsAg
pozitif bulunan babaların çocuklarının %11.1’i
(15/135) HBsAg pozitif olarak bulundu (p=0.06).
Ebeveynlerin HBsAg durumları değerlendirildiğinde, her ikisi de HBsAg pozitif olanların
çocuklarındaki HBsAg pozitifliğinin, ebeveynlerden sadece babada HBsAg pozitifliği bulunanların çocuklarına göre daha fazla olduğu saptandı
(p<0.0001).
Araştırmaya alınanlar, yaşlarına göre 0-9, 10-19,
20-29, 30-39, 40-49, 50 ve üzeri yaş olmak üzere 6
yaş grubuna ayrıldı. Bu yaş gruplarında cinsiyet,
indeks olgu olma durumu ve aile bireylerinin
HBsAg pozitifliği Tablo 1’de gösterildi. İndeks
olgu ve aile bireylerinde HBsAg pozitifliği oranı
ise, sırası ile %50.0 ve %25.0 oranları ile, 50 ve
üzeri yaş grubunda en fazla bulundu. İndeks olgu
sayısı açısından 50 yaş ve üzeri ile altındakiler
karşılaştırıldığında, fark istatistiksel olarak anlamlı
(p=0.0015) bulunurken, HBsAg pozitif aile
bireyleri açısından karşılaştırıldığında anlamlı
değildi (p=0.18).
Araştırmaya alınan ailelerdeki ebeveynlerin
HBsAg durumlarına göre çocukların HBsAg
pozitifliği Tablo 2’de gösterildi. Aileler birey
sayılarına göre iki gruba ayrıldığında (beşin
altında ve beş ile beşin üzerinde olanlar) indeks
olgu sayısı ailedeki birey sayısı beşten az olan
ailelerde daha yüksekti (p=0.03). Her iki gruptaki
toplam birey sayısı, cinsiyet, yaş ortalaması ve
aile bireylerindeki HBsAg pozitifliği açısından fark
saptanmadı (p>0.05)
Araştırmaya dahil edilen ailelerden çocuk sahibi
olan 85 ailenin HBsAg pozitifliği saptanan
bireylerinin %28.3’ü (34/120) anne, %47.5’i
(57/120) baba, %24.2’si (29/120) çocuk idi. Bu
bireyler HBsAg pozitifliği açısından karşılaştırıldığında, babalarda HBsAg pozitifliği daha yüksek
Tablo 2. Ebeveynlerin HBsAg durumlarına göre çocukların HBsAg pozitifliği.
Sayı
Ailedeki
birey sayısı
Çocuk
sayısı
HBsAg pozitif anne
34
152
84
HBsAg pozitif
çocuk [n (%)]
17 (20.2)
HBsAg pozitif baba
57
249
135
15 (11.1)
Anne pozitif-baba negatif aile
20
85
45
6 (13.3)
Anne negatif-baba pozitif aile
44
187
99
4 (4.0)
Anne pozitif -baba pozitif aile
13
62
36
11 (30.6)
p*
Ω
α
β
λ
Babanın yaşamadığı 1, çocuğu bulunmayan 3 ve anne ve babanın her ikisinin de HBsAg
negatif olduğu 7 aile analize dahil edilmedi.
*Ebeveynlerin HBsAg durumuna göre, HBsAg pozitif çocukların karşılaştırılması.
Ω= 0.06; α =0.07; β =0.00008; λ =0.93
130
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 128-132
Kronik Hepatit B Hastalarının Aile Bireylerinde HBsAg Taraması
TARTIŞMA
Hepatit B virus infeksiyonu, dünyada yaklaşık 2
milyar insanın karşılaştığı, her yıl yaklaşık 50
milyon yeni olgunun saptandığı, dünya çapında
önemli bir halk sağlığı sorunudur (1, 3, 4, 8).
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre HBV
infeksiyonunun yılda yaklaşık 500-700 bin ölüme
neden olduğu bilinmektedir (3). Ülkemizde
toplum taramalarında, HBsAg pozitifliği %4-9
arasında değişen oranlarda saptanmıştır (5). Yine
ülkemizde 10 merkezin katılımı ile yapılan bir
çalışmada HBV infeksiyonunda olası bulaş
yollarının sırası ile cerrahi girişim (%40.4), aile içi
temas (%16.7) ve transfüzyon (%4) olduğu
saptanmış, bununla birlikte ülkemizin pek çok
bölgesinde aile içi bulaşın en önemli bulaş yolu
olduğu belirtilmiştir (9).
Ülkemizde HBsAg pozitifliği saptanan hastaların
aile bireylerinde yapılan çeşitli araştırmalarda
HBsAg pozitifliği %16.5-30.5 arasında saptanmışken, diğer ülkelerde yapılan bazı çalışmalarda bu
oran Hindistan’da %19.7, Bosna Hersek’te %12.2,
Yunanistan’da %15.8 oranlarında bulunmuştur (2,
5, 10-15). Bizim çalışmamızda indeks olguların
aile bireylerinde HBsAg pozitifliği %12.5 oranında
saptandı.
Ülkemizde HBV’nin aile içi bulaşını araştıran
çeşitli araştırmalarda 0-10 yaş grubundaki aile
bireylerinin HBsAg pozitiflik oranı 1996-1997 yıllarında yapılan bir araştırmada %12.1, 2000-2001
yılları arasında yapılan bir çalışmada ise %7.7
olarak bulunmuştur (5, 10). Rutin uygulanan yenidoğan hepatit B aşılamasına bağlı olarak, çocuklarda
HBsAg
prevalansının
Endonezya’da
%6.2’den %1.9’a, Suudi Arabistan’da %6.7’den
%0.3’e, Alaska’da ise %16’dan %0’a düştüğü bildirilmiştir (16-18). Benzer şekilde DSÖ verilerine
göre yüksek endemisiteli ülkelerde uygulanan
aşılama ile hastalık insidansının %1’in altına düşürülebileceği gösterilmiştir (1). Bizim çalışmamızda ise ülkemizde 0-10 yaş grubundaki aile
bireylerinde HBsAg pozitifliği %3 oranında saptandı. Hepatit B aşısının 1998 yılından beri ülkemizde çocukluk aşı takviminde yer alması, çalışmamızdaki 0-10 yaş grubundaki bireylerde
HBsAg pozitifliğinin, ülkemizdeki diğer çalışmalara göre daha düşük olmasının nedeni olabilir.
Buna bağlı olarak da çalışmamızdaki aile bireylerinde HBsAg pozitifliği, ülkemizdeki diğer araştırma sonuçlarından daha düşük bulunmuş olabilir.
Çalışmamızda indeks olguların yaş ortalaması,
aile bireylerine göre istatistiksel olarak anlamlı
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 128-132
yüksek bulundu. Literatürdeki benzer çalışmalarda indeks olguların yaş ortalaması aile bireylerine göre daha yüksek bulunmuştur (5, 15). Aynı
zamanda aile bireyleri arasında HBsAg pozitifliği
bulunanların yaş ortalaması, HBsAg negatif olanlara göre daha yüksekti (p=0.01). Bu sonuçların
Türkiye’de Hepatit B aşısının 1998 yılından beri
çocukluk dönemi zorunlu aşıları arasına alınması
sonucu, toplumda erken yaşlarda HBV’ye karşı
bağışıklığın artırılması ile ilgili olabileceği düşünüldü.
Bu çalışmada olduğu gibi ülkemizde ve yurt
dışında yapılan araştırmalarda indeks olguların
çoğunluğunu erkekler oluşturmaktadır (2, 5, 10,
12, 14, 15, 19). Aile içinde babaların indeks olgu
olma oranı, çalışmamızda olduğu gibi birçok
araştırmada da diğer aile bireylerine göre yüksek
bulunmuştur (2, 5, 10, 12, 13, 15). Ancak Zervou
ve arkadaşlarının çalışmasında ebeveynler
arasında HBsAg taşıyıcılığı açısından bir fark
olmadığı bildirilmiştir (2). Annenin HBsAg pozitif
olduğu ailelerde, çocuklardaki HBsAg pozitiflik
oranı babanın pozitif olduğu ailelere göre daha
yüksek bulunmuştur (10, 12). Yaptığımız çalışmada da sonuçlar benzer olmasına karşın fark
istatistiksel olarak anlamlı değildi. Çocuklarda
HBsAg pozitifliği, yapılan birçok araştırmada anne
ve babanın birlikte pozitif olduğu ailelerde
yüksek saptanmıştır (5, 10, 11, 15). Çalışmamızda
çocuklarda HBsAg pozitifliği anne ve babanın
birlikte pozitif olduğu ailelerde, diğerlerine göre
istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek
bulundu. Bu sonuçlara göre, perinatal ve aile içi
bulaş, HBV’nin taşınmasında önemli yollar olarak
yorumlandı.
Aile bireylerinde HBsAg pozitifliğinin araştırıldığı
Salkic ve ark. ile Erol ve ark.’nın yaptığı
çalışmalarda, en yüksek HBsAg pozitifliği 21-30
yaş grubunda, Dikici ve ark.’nın yaptığı çalışmada
31-40, Ersoy ve ark.’nın yaptığı çalışmada ise 4049 yaş grubunda bulundu (5, 10, 12, 15).
Çalışmamızda aile bireylerinde HBsAg pozitiflik
oranı en yüksek 50 yaş ve üzeri olan grupta
saptandı. Bunun nedeni ise indeks olguların en
sık bu yaş grubunda olmasına bağlandı.
Çalışmamızda HBsAg pozitifliğinin ≥30 yaş
olanlarda, <30 yaş olanlara göre daha yüksek
saptandığı dikkat çekmektedir (p=0.09).
Toukan ve ark. yaptıkları çalışmada, ailede kişi
sayısı arttıkça aile bireylerine HBV’nin bulaş oranının da arttığı bildirilmiştir (20). Karagöz ve ark.
ise, ailede birey sayısı beşin altında olanlarla, beş
ve üzerinde olanlar arasında HBsAg pozitifliği
açısından fark saptamamışlardır (11). Çalışma-
131
Kayabaş Ü ve ark.
mızda da ailedeki birey sayısı HBsAg pozitifliği
açısından anlamlı bulunmadı (p>0.05).
İndeks olguların aile bireyleri HBsAg pozitif olmasalar bile yine de HBV ile karşılaşmış olabilirler.
Bu nedenle anti-HBs ve anti-HBc gibi diğer HBV
göstergelerinin indeks olguların aile bireylerinde
araştırılmamış olması çalışmamızın sınırlayıcı
yönüdür; bu tanımlayıcıların HBV’nin aile içi geçişinin aydınlatılmasına yönelik ileride yapılacak
araştırmalarda yararı olacaktır.
Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde
perinatal HBV bulaşının sık görüldüğü ve bebeklik döneminde edinilen infeksiyonda kronikleşme riskinin çok arttığı bilinmektedir. Araştırmamızın sonuçlarına göre HBV infeksiyonunda
aile içi bulaşın önemli olduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak indeks olguların aile bireyleri HBV
bulaşı yönünden araştırılmalı, gereksinimi olan
tüm bireylerin aktif immunizasyonu sağlanmalı
ve tüm aile bireyleri bulaş yolları açısından eğitilmelidir. Böylece, ülkemizde KHB’ye bağlı
morbidite ve mortalite oranları ile tedavi maliyeti
azaltılabilir.
KAYNAKLAR
9.
Özdemir D, Kurt H. Hepatit B virusu
infeksiyonlarının epidemiyolojisi. Tabak F, Balık İ,
Tekeli E (eds). Viral hepatit 2007. 1. Baskı. İstanbul:
Viral Hepatitle Savaşım Derneği, 2007: 108-17.
10. Ersoy Y, Sönmez E, Çetin C, Durmaz R. Aile içinde
hepatit B virusunun geçişi. Turgut Özal Tıp Merkezi
Dergisi 1997; 4: 430-3.
11. Karagöz K, Felek S, Kalkan A, Akbulut A, Kılış SS.
Hepatit B virusunun horizontal yolla geçişinin
araştırılması. Viral Hepatit Dergisi 1997; 2: 100-5.
12. Dikici N, Ural O. Hepatit B virusunun aile içi geçişi.
Viral Hepatit Dergisi 2003; 8: 82-7.
13. Ucmak H, Kokoglu OF, Celik M, Ergun UG. Intrafamilial spread of hepatitis B virus infection in
eastern Turkey. Epidemiol Infect 2007; 135: 133843.
14. Chakravarty R, Chowdhury A, Chaudhuri S, et al.
Hepatitis B infection in Eastern Indian families: need
for screening of adult siblings and mothers of adult
index cases. Public Health 2005; 119: 647-54.
15. Salkic NN, Zildzic M, Muminhodzic K, et al.
Intrafamilial transmission of hepatitis B in Tuzla
region of Bosnia and Herzegovina. Eur J
Gastroenterol Hepatol 2007; 19: 113-8.
16. Ruff TA, Gertig DM, Otto BF, et al. Lombok
Hepatitis B Model Immunization Project: toward
universal infant hepatitis B immunization in
Indonesia. J Infect Dis 1995; 171: 290-6.
1.
World Health Organization. Introduction of hepatitis
B vaccine into childhood immunization services:
Management guidelines, including information for
health workers and parents. (Ordering code:
WHO/V&B/01.31). Geneva, Switzerland 2001.
2.
Zervou EK, Gatselis NK, Xanthi E, Ziciadis K,
Georgiadou SP, Dalekos GN. Intrafamilial spread of
hepatitis B virus infection in Greece. Eur J
Gastroenterol Hepatol 2005; 17: 911-5.
18. Harpaz R, McMahon BJ, Margolis HS, et al.
Elimination of new chronic hepatitis B virus
infections: results of the Alaska immunization
program. J Infect Dis 2000; 181: 413-8.
3.
World Health Organization. Hepatitis B vaccines.
Weekly epidemiological record 2004; 79: 255–63.
4.
Centers for Disease Control and Prevention.
Hepatitis B. Atkinson W, Hamborsky J, McIntyre L,
Wolfe S (eds). Epidemiology and Prevention of
Vaccine-Preventable Diseases. 10th ed. Washington:
Public Health Foundation, 2008: 211-34.
19. Kandemir Ö, Kaya A, Kanık A, Şahin E. HBV
infeksiyonunda aile içi bulaşma. Viral Hepatit
Dergisi 2002; 8: 459-62.
5.
Erol S, Ozkurt Z, Ertek M, Tasyaran MA.
Intrafamilial transmission of hepatitis B virus in the
eastern Anatolian region of Turkey. Eur J
Gastroenterol Hepatol 2003; 15: 345-9.
6.
Alter MJ. Epidemiology of hepatitis B in Europe and
worldwide. J Hepatol. 2003; 39: 64-9.
7.
Zuckerman JN, Zuckerman AJ. The epidemiology of
hepatitis B. Clin LivDis 1999; 3: 179–87.
8.
Pungpapong S, Kim WR, Poterucha JJ. Natural
history of hepatitis B virus infection: an update for
clinicians. Mayo Clin Proc 2007; 82: 967-75.
132
17. Al-Faleh FZ, Al-Jeffri M, Ramia S, et al.
Seroepidemiology of hepatitis B virus infection in
Saudi children 8 years after a mass hepatitis B
vaccination programme. J Infect 1999; 38: 167-70.
20. Toukan AU, Sharaiha ZK, Abu-el-Rub OA, et al. The
epidemiology of hepatitis B virus among family
members in the Middle East. Am J Epidemiol. 1990;
132: 220-32.
YAZIŞMA ADRESİ
Yrd. Doç. Dr. Üner KAYABAŞ
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi
İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
Anabilim Dalı
MALATYA
e-mail:[email protected]
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 128-132
Akut Viral Hepatit A’ya Bağlı Nadir Bir Komplikasyon: Akut Kolesistit
Olgu sunumu
Akut Viral Hepatit A’ya Bağlı Nadir Bir
Komplikasyon: Akut Kolesistit#
Üner KAYABAŞ1, Yaşar BAYINDIR1, M. Kemal OKUYAN2
____________________
1
2
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, MALATYA
Niğde Devlet Hastanesi, Radyoloji Birimi, NİĞDE
ÖZET
Hepatit A virusuna (HAV) bağlı akut taşsız kolesistit nadir görülen bir tablodur. On beş yaşında erkek hasta, bir
haftadır devam eden halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kas ve eklem ağrısı, dışkı renginde açılma, idrarda
koyulaşma ve karın ağrısı ile başvurdu. Fizik muayenede ciltte ve skleralarda sarılık, sağ hipokondriumda
palpasyonda hassasiyet (Murphy işareti pozitifliği) saptandı. Laboratuvar incelemesinde serum aspartat
aminotransferaz 1095 U/L, alanin aminotransferaz 1645 U/L, total bilirubin 4.0 mg/dL, direkt bilirübin 2.2 mg/dL,
CRP 6 mg/dL bulundu. Batın ultrasonografisinde (USG) sonografik Murphy işareti pozitifti ve safra kesesi duvar
kalınlığının diffüz olarak 7.1 mm’ye kadar arttığı saptandı. ELISA ile HBsAg, anti-HBc-IgM ve anti-HCV negatif,
anti-HAV-IgM pozitif bulundu. Hasta akut viral hepatit A’ya (AVHA) bağlı akut kolesistit tanısıyla yatırıldı,
herhangi bir antibiyotik tedavisi verilmedi. On dört gün sonra yapılan batın USG’de herhangi bir patolojik bulgu
saptanmadı.
Sonuç olarak, akut kolesistitin klinik bulguları olan AVHA’lı hastalarda, HAV’a bağlı taşsız akut kolesistit
olabileceği akılda tutulmalı ve ileri tetkikler yapılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Hepatit A virusu, akut kolesistit, akut viral hepatit.
SUMMARY
A Rare Complication Due To Acute Viral Hepatitis A: Acute Cholecystitis
Hepatitis A virus-associated acute acalculous cholecystitis is a rare complication. A fifteen-year-old male was
admitted with the complaints of ongoing weakness, anorexia, nausea, myalgia, arthralgia, paleness in stool,
dark urine and abdominal pain lasting a week. Physical examination revealed a positive Murphy's sign and,
icterus on skin and sclera. Laboratory examination revealed an aspartate aminotransferase of 1095 U/L, an
alanine aminotransferase of 1645 U/L, total bilirubin of 4.0 mg/dL, direct bilirubin of 2.2 mg/dL, and a CRP of 6
mg/dL. Abdominal sonography revealed gallbladder thickening (high to 7.1 mm) and the positive sonographic
Murphy’s sign. HBsAg, anti-HBc-IgM and aAnti-HCV were determined negative, whereas anti-HAV-IgM was
determined positive, through ELISA. The patient was hospitalized with the diagnosis of acute cholecystitis due to
acute viral hepatitis A. No antibiotic therapy was administered. There was no pathological sign on abdominal
sonography after 14 days.
In conclusion, acute acalculous cholecystitis should be considered in hepatitis A patients with clinical signs of
acute cholecystitis, and further investigations should be done.
Key words: Hepatitis A virus, acute cholecystitis, acute viral hepatitis.
#
Bu araştırma 3-6 Nisan 2008 tarihlerinde Belek-Antalya’da yapılan IX. Ulusal Viral Hepatit Kongresi’nde poster
olarak sunulmuştur.
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 133-136
133
Kayabaş Ü ve ark.
GİRİŞ
Hepatit A virusunun (HAV) neden olduğu akut
viral hepatit A (AVHA), gelişmekte olan ülkelerde,
özellikle çocukluk çağında sık görülmektedir (1,
2). Hastalığın seyri sırasında kolestatik hepatitin
yanı sıra; gastrointestinal, hematolojik, nörolojik,
renal, dermatolojik ve romatolojik bulgular da
saptanabilmektedir (3, 4).
Çocukluk çağında taşsız kolesistit yaygın değildir.
Sıklıkla sepsis, tifo, gastroenterit, pnömoni,
giardiyaz ve otitis media gibi infeksiyonların seyri
sırasında gelişir. Ek olarak, total parenteral
beslenme ve geniş yanıklar sırasında, cerrahi
girişim veya travma sonrası görülebilir (5, 6).
Hepatit A virusuna bağlı akut kolesistit nadir
görülen bir tablodur (1, 4, 7). Bu yazıda AVHA
olan ve buna bağlı akut kolesistit komplikasyonu
gelişen bir olgu sunulmuştur.
OLGU
On beş yaşında erkek hasta, bir haftadan beri
süren halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kas ağrısı,
eklem ağrısı, karında sağ üst kadran ağrısı, dışkı
renginde açılma ve idrarda koyulaşma şikayetleri
ile başvurdu. Fizik muayenede ciltte ve
skleralarda
sarılık,
sağ
hipokondriumda
palpasyonla hassasiyet (Murphy işareti pozitifliği)
saptandı. Laboratuvar incelemesinde kan lökosit
sayısı, hemoglobin, trombosit sayısı normal;
serum aspartat aminotransferaz 1095 U/L, alanin
aminotransferaz 1645 U/L, total bilirubin 4.0
mg/dL, direkt bilirubin 2.2 mg/dL, CRP 6 mg/dL
bulundu. Batın ultrasonografisinde (USG), safra
kesesi bölgesine ultrason probu ile bastırıldığında
ağrı
(sonografik
Murphy
işareti)
vardı.
Ultrasonografide safra kesesi duvar kalınlığının
diffüz olarak 7.1 mm’ye kadar arttığı görüldü
(Resim 1). ELISA ile HBsAg, anti-HBc-IgM ve antiHCV negatif, anti-HAV-IgM pozitif bulundu. Hasta
akut viral hepatit A’ya bağlı akut kolesistit
tanısıyla yatırıldı. Bulantı nedeni ile oral alımı
yetersiz olan hastaya parenteral aminoasit ve sıvıelektrolit desteği sağlandı. Herhangi bir
antibiyotik tedavisi verilmedi. İzleminin üçüncü
gününde karın ağrısı ve bulantısı gerilemeye
başladı, sonraki dönemlerde ateşi olmadı ve vital
bulguları normal seyretti. Karın ağrısı ve bulantısı
geçen, ağızdan beslenmeye başlayan, karaciğer
testleri düzelmeye başlayan hasta, yatışının 5.
gününde taburcu edildi.
Resim 1. Akut Hepatit A’lı hastanın yatıştaki safra kesesi duvar kalınlığındaki artış (+ işaretleri arası 7.1 mm)
(SK: Safra kesesi).
İlkinden 13 gün sonra yapılan ikinci batın USG
incelemesinde safra kesesi duvar kalınlığının
belirgin olarak azaldığı (en fazla 3 mm) saptandı
134
(Resim 2). Bir aylık izleminde hastanın anormal
olan biyokimyasal testleri de normale döndü.
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 133-136
Akut Viral Hepatit A’ya Bağlı Nadir Bir Komplikasyon: Akut Kolesistit
Resim 2. Akut hepatit A’lı hastanın ilkinden 13 gün sonra çekilen USG’de safra kesesi duvar kalınlığı normal
(+işareti).
TARTIŞMA
Akut viral hepatit A, çocukluk çağında daha sık
olmakla birlikte her yaşta görülebilen, genellikle
asemptomatik seyreden bir infeksiyondur (1, 2,
4). Kolestaz, uzamış ve tekrarlayan hastalık,
fulminan hepatit ve kronik aktif hepatitin tetiklenmesi gibi karaciğer ile ilişkili komplikasyonlara
neden olabilir. Bradikardi ve elektrokardiyografide PR mesafesinde uzama, T dalgasında
çökme, ensefalit, Gullian-Barre sendromu, kolesistit, akut pankreatit, akut böbrek yetmezliği,
anemi, nötropeni, trombositopenik purpura,
pansitopeni, artrit, vaskülit, kriyoglobulinemi ve
depresyon HAV’a bağlı nadir görülen karaciğer
dışı komplikasyonlardır (4, 8).
Akut taşsız kolesistit (ATK) safra kesesinin taş
içermeyen inflamasyonudur. Erişkinlerde akut
kolesistitlerin %5-10’unu oluştururken, çocuklarda daha nadir görülür. ATK tanısı bazı klinik,
laboratuvar ve USG bulgularına dayanır (6).
Belirtileri ateş, sağ üst kadran ağrısı, bulantı ve
kusmadır. Fizik muayenede sağ üst kadranda
hassasiyet
ve
kitle
genellikle
saptanan
bulgulardır. Beyaz küre sayısındaki artış ve sarılık
sıklıkla vardır. Ancak, ATK’nin klinik ve
laboratuvar teşhisi zordur ve şüphelidir (5).
Özellikle çocuklarda tanı belirsiz ve karmaşık
olabilir (6). Akut kolesistitin USG tanı kriterleri;
sonografik Murphy işareti, safra kesesi duvar
kalınlığının artışı (>4 mm), safra kesesinin
genişlemesi, sıkışmış safra taşı, debris ekosu
görünümü, safra kesesi etrafında sıvı birikimi,
safra kesesi duvarında lineer ve strial hipoekojen
görünümdür (9). Teşhisteki zorluklar ve gecikme,
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 133-136
morbidite ile mortalitenin artışına neden
olabileceği gibi, gereksiz cerrahi girişim ile de
sonuçlanabilir (5, 6, 10). Viruslara bağlı ATK
oldukça nadirdir (6). Hepatit A virusu, ATK’nin
nadir nedenlerinden biridir. (1, 4, 7)
Akut viral hepatit A hastalarında yapılan
çalışmalarda safra kesesi duvar kalınlığında artış
ve safra çamuru varlığı bildirilmiş olmasına
karşın, akut kolesistit nadiren görülmektedir (1, 4,
7). Bunun nedeni tam olarak açıklanamamakla
birlikte iki hipotez öne sürülmüştür. Bunlardan
biri HAV’a bağlı olarak safranın fiziksel özelliğinin
değişmesi, diğeri ise safra yollarının ve safra
kesesi epitelinin virus ile direkt temasıdır (4, 6,
11, 12). Bu konuda Mourani ve ark., AVHA
sırasında akut kolesistit gelişen 68 yaşındaki bir
hastanın safra yollarında ve safra kesesi
epitelinde histopatolojik olarak lenfositlerden
oluşan inflamasyonu, immunohistokimyasal
incelemelerde ise, HAV antijenini saptamışlardır.
Bu bulgulara göre, biliyer epitelin HAV ile direkt
olarak infekte olduğunu saptamışlar ve bu
durumun kolestaz ve safra kesesi anormalliklerinin en önemli nedeni olabileceğini öne
sürmüşlerdir (12). Hem klinik hem de deneysel
çalışmalarda, HAV’a bağlı karaciğer hasarının
immunolojik mekanizmalar ile geliştiği gösterilmiştir (13). Biliyer epitel ve çevresindeki inflamatuvar sürecin sadece lenfositlerden oluşması,
araştırmacılara HAV’a bağlı kolanjiopatinin
patogenezinde de hücresel immunitenin rolü
olabileceğini düşündürmüştür (12).
Literatürde olgumuza benzer başka olgular da
saptanmıştır. Ozaras ve ark. da 28 ve 20 yaşında
135
Kayabaş Ü ve ark.
olan, Murphy işareti pozitif AVHA’lı iki erişkin
hastanın birinde bilgisayarlı tomografi, diğerinde
manyetik rezonans görüntülemede safra kesesi
duvarında kalınlaşma, safra kesesi etrafında sıvı
saptanması
ile
ATK
tanısı
koyduklarını
bildirmişlerdir. Hastalardan birinde semptomlar
ve görüntülemedeki patolojik bulgular dört gün
sonra düzelmişken; diğerinin semptomlarının beş
gün sonra gerilemeye başladığı, iki hafta sonra
klinik bulgular ve görüntülemedeki patolojik
bulguların kaybolduğu saptanmıştır. Her iki
hastanın da cerrahi girişim gereksinimi açısından
dikkatlice izlendiğini, ancak antibakteriyel veya
cerrahi tedavi uygulanmaksızın akut hepatitin
iyileşmesi ile birlikte kolesistit tablosunun
ortadan kaybolduğunu bildirmişlerdir (1).
Bouyahia ve ark., AVHA seyrinde gelişen taşsız
kolesistitli 14 yaşındaki olguya sepsis şüphesi ile
antimikrobiyal tedavi uyguladıklarını, beş gün
sonra yapılan batın USG’sindeki bulguların birinci
ile benzer olduğunu, semptomların ancak 10 gün
sonra düzeldiğini ve USG bulgularının 21 gün
sonra kaybolduğunu bildirmişlerdir. Ayrıca viral
infeksiyona bağlı kolesistit tanısı konan
hastalarda
kolesistektomiden
kaçınılması
gerektiğine dikkat çekmişlerdir (4).
Black ve ark., altı yaşındaki AVHA’ya bağlı
gangrenöz kolesistit saptanan bir olguya
uygulanan laparotomide, yaygın ödem ve
inflamatuvar
infiltrasyon
içeren
şiddetli
gangrenöz
kolesistit
saptandığını
rapor
etmişlerdir (14).
Olgumuzda akut viral hepatit A’nın düzelmesi ile
birlikte ATK’nin de düzeldiği antimikrobiyal
tedavi verilmesine gerek olmadığı gözlendi.
Klinik olarak akut kolesistit bulguları olan AVHA’lı
hastalarda HAV’a bağlı ATK olabileceği akılda
tutulmalı bu olgular sadece destekleyici tedavi ile
izlenmeli ve kolesistektomiden kaçınılmalıdır.
KAYNAKLAR
1.
2.
136
Ozaras R, Mert A, Yilmaz MH, et al. Acute viral
cholecystitis due to hepatitis A virus infection. J
Clin Gastroenterol 2003; 37: 79-81.
Dökmetaş İ. HAV enfeksiyonunun epidemiyolojisi ve patogenezi. Tabak F, Balık İ, Tekeli E
(eds). Viral Hepatit 2007. 1. Baskı. İstanbul: Viral
Hepatitle Savaşım Derneği, 2007: 52-60.
3.
Brundage SC, Fitzpatrick AN. Hepatitis A. Am
Fam Physician 2006; 73: 2162-8.
4.
Bouyahia O, Khelifi I, Bouafif F, et al. Hepatitis
A: a rare cause of acalculous cholecystitis in
children. Med Mal Infect 2008; 38: 34-5.
5.
Imamoglu M, Sarihan H, Sari A, Ahmetoglu A.
Acute acalculous cholecystitis in children:
diagnosis and treatment. J Pediatr Surg 2002;
37: 36-9.
6.
Gora-Gebka M, Liberek A, Bako W, Szarszewski
A, Kaminska B, Korzon M. Acute acalculous
cholecystitis of viral etiology--a rare condition in
children? J Pediatr Surg 2008; 43: e25-7.
7.
Maudgal DP, Wansbrough-Jones MH, Joseph
AE. Gallbladder abnormalities in acute
infectious hepatitis. A prospective study. Dig Dis
Sci 1984; 29: 257-60.
8.
Bell BP, Anderson DA, Feinstone SM. Hepatitis A
virus. Mandell GL, Bennet JE, Dolin R (eds).
Mandell, Douglas, and Bennett's Principles and
Practice of Infectious Diseases. 6th ed.
Philadelphia: Elsevier Churchill Livingstone,
2005: 2162-85.
9.
Hirota M, Takada T, Kawarada Y, et al.
Diagnostic criteria and severity assessment of
acute cholecystitis: Tokyo Guidelines. J
Hepatobiliary Pancreat Surg 2007; 14: 78-82.
10. Savoca PE, Longo WE, Zucker KA, et al. The
increasing prevalence of acalculous cholecystitis
in outpatients. Results of a 7 year study. Ann
Surg 1990; 211: 433-7.
11. Sharma MP, Dasarathy S. Gallbladder
abnormalities in acute viral hepatitis: a
prospective ultrasound evaluation. J Clin
Gastroenterol 1991; 13: 697-700.
12. Mourani S, Dobbs SM, Genta RM, Tandon AK,
Yoffe
B.
Hepatitis
A
Virus-associated
cholecystitis. Ann Intern Med 1994; 120: 398-400.
13. Lemon SM. Type A viral hepatitis. N Engl J Med
1985; 313: 1059-67.
14. Black MM, Mann NP. Gangrenous cholecystitis
due to hepatitis A infection. J Trop Med Hyg
1992; 95: 73–4.
YAZIŞMA ADRESİ
Yrd. Doç. Dr. Üner KAYABAŞ
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi
İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
Anabilim Dalı
MALATYA
e-mail:[email protected]
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 133-136
Hepatit B Virus İnfeksiyonu İle Savaşımda Ülke Kaynaklarının Ekonomik Kullanımı
Araştırma
Hepatit B Virus İnfeksiyonu İle Savaşımda Ülke
Kaynaklarının Ekonomik Kullanımı#
Selma TOSUN1, Mehmet Semih AYHAN2, Bingül İSBİR3
____________________
1
Manisa Devlet Hastanesi, Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı,
Manisa Devlet Hastanesi, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı,
3
Manisa Devlet Hastanesi, Kalite Temsilcisi, MANİSA
2
ÖZET
Bu çalışmada kronik viral hepatit B virus (HBV) infeksiyonu olan olguların gerek izlemleri gerekse tedavileri için
harcanan maliyetlerin hesaplanması ve ülke çapında aşılanmasını önerdiğimiz adolesan ve genç erişkinlerin
aşı maliyetleri ile karşılaştırılması; önerdiğimiz aşılama planı ile uzun vadede elde edilecek ekonomik
kazanımlara dikkat çekilmesi amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Hepatit B aşısı, Hepatit B taşıyıcısı, maliyet.
SUMMARY
The aim of this study is to calculate the cost of follow-up as well as the cost of treatment in patients with HBV
infection, and to compare total costs of vaccination among adolescent and young adults who are
recommended to be vaccinated countrywide and to emphasize long-term economic gain from our vaccination
program.
Key Words: Hepatitis B vaccine, Hepatitis B carrier, cost.
#
Bu çalışma 2-5 Eylül 2006 tarihleri arasında Antalya’da yapılan VIII. Ulusal Viral Hepatit Kongresi’nde poster
olarak sunulmuş, ayrıca çalışmanın bir örneği Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne de
iletilmiştir.
GİRİŞ
Hepatit B virusu (HBV) infeksiyonu her yaş
grubunda görülebilmekte, çoğunlukla klinik
olarak belirgin bulgu vermeksizin geçirilmekte ve
bazı kişilerde taşıyıcılık oluşmasına yol açabilmektedir. Taşıyıcıların bir kısmı asemptomatik
kalmakta ve uzun yıllar bu konuyla ilgili herhangi
bir sorun olmaksızın yaşantılarını sürdürebilmektedirler. Ancak taşıyıcıların bir kısmında uzun
vadede kronik karaciğer hastalığı, siroz, primer
karaciğer karsinomu gibi komplikasyonlar
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 137-141
gelişebildiği için HBV taşıyıcılarının yakınmaları
olmasa bile belli aralıklarla tetkiklerinin yapılması
ve olası karaciğer hasarının erken dönemde
saptanması oldukça önemlidir (1-4).
Kronik HBV tanımı ve izlemde yapılması
önerilen tetkikler
Kronik HBV taşıyıcısı tanımı, kişide HBsAg’nin
pozitif olması ve bu pozitifliğin 6 aydan fazla
sürmesi şeklinde yapılmaktadır. Akut infeksiyonu
137
Tosun S ve ark.
ayırt etmek için başlangıçta anti-HBc IgM
bakılmalı, ayrıca HBeAg, anti-HBe ve HBV DNA
düzeyleri test edilmelidir. Karaciğer hastalığının
şiddetini belirleyebilmek için karaciğer enzim
tetkikleri (ALT, AST, GGT) yapılmalıdır. Karaciğer
enzimlerinin yüksekliği, HBeAg ve HBV DNA’nın
pozitifliği aktif replikasyonun göstergesidir ve
karaciğer biyopsisi yapılarak oluşan karaciğer
hasarının histolojik boyutunun değerlendirilmesini gerektirir (2, 4, 5).
Kronik HBV taşıyıcılarının hepatit A virusu ile
karşılaşma durumlarının saptanması ve seronegatif olguların aşılanması ihmal edilmemelidir.
Bunun yanı sıra bu kişilerin koinfeksiyon
yönünden HCV, delta hepatit ve HIV tetkiklerinin
de yapılması önerilmektedir (2, 5).
Olgular ALT, HBeAg ve HBV DNA düzeylerine
göre 3, 6 veya 12 ay aralıklarla izlenmeli, bu izlem
sırasında HBV serolojisi ve karaciğer fonksiyon
testlerinin bakılmalı; batın USG ve serum AFP
düzeyleri ise 6 ayda veya yılda bir kez
bakılmalıdır (4, 5).
Kronik HBV olgularının izlem maliyetleri
İlk kez HBsAg pozitifliği saptanan bir hastaya
yapılması gereken ve yılda bir kez
tekrarlanması önerilen tetkikler
Kronik HBV infeksiyonu olan kişilerin izleminde
yapılması gereken tetkiklerin maliyeti 2007 yılı
Bütçe Uygulama Talimatında belirtilen fiyatlara
göre hesaplanmış; tedavide kullanılan ilaçların
ise Eylül 2007 tarihindeki piyasa fiyatı üzerinden
hesaplamalar yapılmıştır.
Buna göre ilk kez HBsAg pozitifliği saptanan bir
hastaya yapılması önerilen tetkikler ve bu
tetkiklerin 2007 yılı Bütçe Uygulama Talimatında
yer alan ücretleri; Poliklinik ücreti: 15.50 YTL,
HBsAg: 7.50 YTL, Anti-HBc total: 8 YTL, Anti-HBc
IgM: 8 YTL, HBeAg: 7.50 YTL, Anti-HBe: 8 YTL,
Anti-HBs: 8 YTL, ALT: 1.10 YTL, AST: 1 YTL, GGT:
1.10 YTL, Batın USG: 23.80 YTL, AFP: 6.50 YTL,
Total protein: 1.10 YTL, Albumin: 1 YTL, HBV
DNA: 101.70 YTL şeklinde olup, toplam maliyet
199.80 YTL’dir.
Asemptomatik taşıyıcılara 3-6 ayda veya yılda
bir kez yapılması gereken tetkikler
Bu tetkiklerin 2007 yılı Bütçe Uygulama
Talimatında yer alan ücretleri; Poliklinik ücreti:
15.50 YTL, HBsAg: 7.50 YTL, HBeAg: 7.50 YTL,
138
Anti-HBe: 8 YTL, ALT: 1.10 YTL, AST: 1 YTL, GGT:
1.1 YTL, Batın USG: 23.80 YTL, AFP: 6.50 YTL
şeklinde olup, toplam maliyet 72 YTL’dir.
Anti-HAV, anti-HCV ve HIV tetkiklerinin yapılması
gerektiğinde her biri için maliyete 8 YTL
eklenmesi gerekmektedir.
Karaciğer biyopsisi yapılması gerektiğinde ise
eklenecek
maliyet;
Hemogram:
3
YTL,
Koagülasyon profili: 17.40 YTL, Hastanede 1 gece
yatış ücreti (genel odada): 13 YTL, Lokal anestezi
ücreti: 8.90 YTL, İnce iğne biyopsi ücreti: 37.30
YTL, Patolojik değerlendirme ücreti: 72 YTL
olmak üzere, toplam 148 YTL’dir.
Kronik HBV olgularının tedavi maliyetleri
Günümüzde HBV tedavisinde onaylanmış çeşitli
ilaçlar vardır ve halen ülkemizde bulunan ruhsatlı
ilaçlar klasik interferon, pegile interferon,
lamivudine, adefovir dipivoksil ve entecavirdir.
Tedavi gereken kişilere hangi ilacın kullanılacağı
ulusal ve uluslararası rehberlere ve kişisel
özelliklere uygun olarak belirlenmektedir.
Bu tedavilerden pegile interferonlar (Pegile
interferon alfa 2, Pegile interferon alfa 2 b) HBeAg
pozitif olgularda 24-48 hafta; HBeAg negatif
olgularda 48 hafta kullanılmaktadır. Lamivudin,
adefovir dipivoksil, entecavir gibi oral antiviraller
ise en az bir yıl süreyle kullanılmaktadır. Antiviral
kullanımı
ile
HBeAg
pozitif
olgularda
serokonversiyon oluşması halinde ilaç kesilebilmekle birlikte anti-HBe pozitif olgularda bu
ilaçların kullanım süresi için kesin bir yorum
yapılamamaktadır (5-8). Yapılan çalışmalarda
kombinasyon tedavisinin tek ilaçla yapılan
tedaviye üstünlüğü gösterilememiş olmakla
birlikte bazen kombine tedavi de kullanılabilmektedir (9). Ayrıca yeni nükleoz(t)id analogları ile ilgili çalışmalar da sürmektedir (10).
Kronik HBV tedavisinde kullanılmakta olan bu
ilaçların 2007 yılı Temmuz ayı birim fiyatları ile 6
aylık ve 1 yıllık tedavi maliyetleri; Adefovir
dipivoksil (Hepsera) 30 tbl.’lik bir kutu: 884.66
YTL, Entecavir (Baraclude) 0.5 mg’ lık veya 1 mg’
lık 1 kutu: 832 YTL, Lamivudin (Zeffix) 28 tbl’ lik 1
kutu: 130.45 YTL, Pegile interferon alfa 2 a
(Pegasys) 180 mcg 1 flakon: 335.03 YTL, Pegile
interferon alfa 2 b (Pegintron) 100 mcg 4 flakon
(1 aylık doz): 1.387.55 YTL şeklindedir. Bu
ilaçlarla bir aylık, 6 aylık ve 1 yıllık tedavi
maliyetleri Tablo 1’de gösterilmiştir.
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 137-141
Hepatit B Virus İnfeksiyonu İle Savaşımda Ülke Kaynaklarının Ekonomik Kullanımı
Tablo 1. Kronik HBV tedavisinde kullanılan ilaçların 1, 6 ve 12 aylık maliyetleri (alfabetik olarak).
1 aylık tedavi maliyeti
(YTL)
6 aylık tedavi maliyeti
(YTL)
12 aylık tedavi
maliyeti (YTL)
Adefovir (Hepsera)
884
5 304
10 608
Entecavir (Baraclude)
832
4 992
9 984
Lamivudin (Zeffix)
130
780
1 560
Pegile interferon alfa 2 a (Pegasys)
1 340
8 040
16 080
Pegile interferon alfa 2 b (Pegintron)
1 387
8 322
16 644
914
5487
10975
Ortalama maliyet
Görüldüğü gibi tedavi gereken olguların bir yıllık
tedavi maliyetleri oldukça yüksektir. Bunların
üzerine sürekli izlem maliyetleri, tedavi sırasında
direnç gelişen olgularda direnç tayini maliyeti
eklenmekte; kişilerin bu işlemlerle uğraşması
sırasında oluşan iş gücü kaybı ve yaşam
kalitelerinin
azalması
konunun
önemini
arttırmaktadır. Tüm bu veriler kişilerin virusla
karşılaşmadan önce aşı ile korunmasının
önemini bir kez daha vurgulamaktadır.
Hepatit B aşılarının piyasa fiyatları yüksek
olmakla birlikte Sağlık Bakanlığı tarafından açılan
ihalelerde fazla miktarda aşı, çoklu doz içeren
flakon şeklinde alındığı için maliyet çok
düşmektedir. Sağlık Bakanlığının 2005 yılı
ihalesiyle temin edilen bir doz hepatit B aşısının
maliyeti 10 mcg’lık çocuk dozu için 0.40 YTL, 20
mcg’lık erişkin dozu için de 0.80 YTL’dir (11).
Buna göre üç doz aşı maliyeti çocuklar için 1.2
YTL, erişkinler için ise 2.4 YTL olmaktadır. Bu
yönüyle değerlendirildiğinde tek bir kronik HBV’li
hastanın 6 aylık veya 1 yıllık tedavi için harcanan
maliyet ile kaç çocuk veya kaç erişkinin
aşılanabileceği Tablo 2’de gösterilmiştir.
Tablo 2. Kronik HBV tedavi kullanılan ilaçların maliyeti ile üç doz aşı uygulanabilecek çocuk ve
erişkinlerin sayısı.
İlaç adı
Tedavi süresi
Maliyet (YTL)
Aynı maliyet ile üç doz aşı
uygulanabilecek kişi sayısı
Çocuk
Erişkin
Adefovir (Hepsera)
6 ay
5 304
4 420
2 210
Adefovir (Hepsera)
12 ay
10 608
8 840
4 420
Entecavir (Baraclude)
6 ay
4 992
4 160
2 080
Entecavir (Baraclude)
12 ay
9 984
8 320
4 160
Lamivudin (Zeffix)
6 ay
780
650
325
Lamivudin (Zeffix)
12 ay
1 560
1 300
650
Pegile interferon alfa 2 a
(Pegasys)
6 ay
8 040
6 700
3 350
Pegile interferon alfa 2 a
(Pegasys)
12 ay
16 080
13 400
6 700
Pegile interferon alfa 2 b
(Pegintron)
6 ay
8 322
6 935
3 468
Pegile interferon alfa 2 b
(Pegintron)
12 ay
16 644
13 870
6 935
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 137-141
139
Tosun S ve ark.
TARTIŞMA
HBV infeksiyonu gerek akut infeksiyon sırasında
oluşabilen sorunlar, gerekse uzun vadede yol
açabildiği komplikasyonlar nedeniyle halen
önemini korumaktadır (1-3).
Kronikleşen olguların uzun yıllar boyunca
izlenmesi kişiler için manevi ve maddi açıdan
yıpratıcı olmakta; gerek tanıda kullanılan testler,
gerekse tedavide kullanılan ilaçlar açısından yurt
dışına bağımlı bir ülke olmamız itibarı ile
ekonomik açıdan da büyük önem arz etmektedir.
Günümüzde kronik HBV tedavisi için kullanılan
ilaçlar esas olarak virusu baskılamakta;
ülkemizde tedaviye dirençli olan genotip d’nin
çok yaygın olması nedeniyle özellikle yapılan
interferon tedavilerine yanıt düşük, nüksler de sık
olmaktadır. Karaciğer nakli gerektiren olguların
yüksek maliyeti de düşünüldüğünde esas olarak
HBV’den
korunmaya
önem
verilmesinin
gerekliliği açıkça görülmektedir (1, 3, 4).
HBV aşılaması halen dünyada çok sayıda ülkede
universal yenidoğan aşılaması ve risk grubu
aşılaması olarak başarıyla devam etmektedir.
Ülkemizde de bu uygulamaya 1998 yılında
başlanmıştır ve son iki yıldır ilköğretim öğrencilerinin de aşılanması şeklinde genişletilmiştir
(12).
Dünya Sağlık Örgütü tarafından HBV aşı önerileri,
universal aşılamayı takiben önce 11-12 yaş arası
adolesanları da kapsayacak şekilde genişletilmiş,
daha sonra önceden hiç aşılanmamış olan 19 yaş
altındaki tüm kişilerin aşılanması eklenmiştir (13,
14).
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de akut HBV
vakalarının en sık görüldüğü yaş grubu genç
erişkin ve erişkin yaş grubu olup Sağlık
Bakanlığı’nın 2005 yılında bildirimi yapılan akut
HBV olguları incelendiğinde vakaların 15-19 yaş
grubunda belirgin olarak arttığı, 20-29 yaş grubu
ve 30-44 yaş gruplarında da en yüksek düzeylere
ulaştığı görülmektedir (15).
Bu nedenle HBV ile savaşımda kısa sürede
başarıya ulaşabilmek için ülkemiz koşullarına
uygun çözüm önerilerimiz şunlardır:
1) Bu öğretim yılında (2007-2008) ilköğretimdeki henüz aşılanmamış olan 1996, 1997
doğumlu çocuklar ve buna ek olarak
universal aşılama Ağustos 1998’de başladığı
için 1998 yılının ilk 7 ayında doğmuş olan
çocukların tümü aşılanmalı, ayrıca lise 3. ve
4. sınıftaki öğrenciler de bu kapsama
alınmalıdır.
2) Genç erişkin nüfusun HBV’den korunması
için evlilik öncesi tetkik amacıyla başvuran
çiftlerin tümüne mümkünse test yapılmalı ve
seronegatif olan herkes aşı programına
alınmalıdır.
3) Bu uygulamaya kolaylıkla ulaşılabilecek genç
yaş grubu kitle olarak erler de dahil edilmeli
ve HBV aşılamasına alınmalıdır.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı 2006 yılı
nüfus projeksiyonuna göre toplam nüfusumuz 72
065 000’dir (16). Aşılanmasını önerdiğimiz yaş
gruplarındaki adolesan ve erişkinlerin sayıları,
gereken aşı sayısı ve maliyetleri Tablo 3’te
gösterilmiştir.
Tablo 3. Ülke çapında aşılanmasını önerdiğimiz adolesan ve erişkinlerin sayıları, gereken aşı
sayısı ve maliyetleri*.
Yaşlar/Yaş
grupları
Aşılanması gereken
kişi sayısı
Üç kez aşılama için gerekli aşı
sayısı
Üç doz aşı uygulanması için
gereken maliyet (YTL)
15-19 yaş grubu
6 295 000
6 295 000 x 3=18 885 000 doz
18 885 000 x 0.8=15 108 000
25-29 yaş grubu
12 912 000
12 912 000 x 3=38 736 000 doz
38 736 000 x 0.8=30 988 800
Toplam
19 207 000
57 621 000
46 096 800
*İlköğretimdeki öğrenciler Sağlık Bakanlığı tarafından aşı programına alındığı için hesaplamaya dahil
edilmemiştir.
Özet olarak; 2006 yılına ait tahmini nüfus 72 065
000 ve HBV taşıyıcılığı prevalansı %5 varsayıldığında 3 603 200 taşıyıcının mevcut olduğu
görülmektedir. Bu taşıyıcıların %5’ine tedavi
140
gerektiği varsayıldığında ve 1 yıllık ortalama
tedavi maliyetinin 10 975 YTL olduğu göz önüne
alındığında, 180 000 kişiye ait 1 yıllık tedavi
maliyeti 1 975 500 000 YTL’yi bulmaktadır.
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 137-141
Hepatit B Virus İnfeksiyonu İle Savaşımda Ülke Kaynaklarının Ekonomik Kullanımı
Tüm adolesan ve genç erişkin nüfusun 19 207 000
olduğunu kabul edildiğinde, 3 doz aşılama için
gereken maliyet 46 096 800 YTL’dir. Aşılanmasını
önerdiğimiz bu nüfusun aşılanmayıp doğal yolla
HBV infeksiyonunu geçireceği ve %5’inin taşıyıcı
kalacağı varsayıldığında, bu kişilere uygulanacak
1 yıllık tedavi maliyeti 526 986 575 YTL olacaktır.
Oysa bu kişileri HBV’den ömür boyu korumak
için gerekli maliyet 46 096 800 YTL’dir. Ayrıca bu
kişilerin aşılanmasıyla yakın temaslı çok sayıda
kişi de dolaylı olarak HBV’den korunmuş
olacaktır.
Görüldüğü gibi sadece tedavi için harcanması
gereken miktarın çok az bir kısmıyla yukarda
sözünü ettiğimiz risk gruplarının tümünün
aşılanarak korunması mümkündür. Üstelik bu
aşılama uygulamasına harcanan maliyet bir
sefere mahsus olup rutin yenidoğan aşılaması da
devam ettiği için daha sonra yeni aşılama
kampanyalarına gerek kalmayacaktır. Bu nedenle önerilen şekilde bir aşılama programının en
kısa zamanda gerçekleştirilmesi nüfusunun
büyük bir kısmı gençlerden oluşan ülkemizde
HBV’den korunma açısından çok büyük önem
taşımaktadır ve aşılamanın uzun vadede çok
daha ekonomik ve güvenli olacağı açıktır.
Sunulan bu sonuçlar kronik HBV olgularına
tedavi uygulanmaması anlamında değerlendirilmemelidir. Halen mevcut olgulardan tedavi
endikasyonu konanlara uzun vadedeki komplikasyonların gelişmemesi için tedavi uygulanmalıdır. Bu çalışmada esas amaç, kronik HBV
olgularının izlemi ve tedavileri için harcanan
maliyetlerin çok büyük boyutlara ulaştığının,
bununla birlikte ülkemizdeki tedavi yanıtlarının
düşük olduğunun vurgulanmasıdır. Bu nedenle
de esas olarak aşıyla korunmaya öncelik
verilmesi ile çok daha ucuza ve kalıcı bir başarı
sağlanacaktır ve bu durum kısıtlı ülke
kaynaklarını akılcı bir şekilde kullanmak
açısından da büyük önem arz etmektedir.
4.
Lavanchy D. Hepatitis B virus epidemiology, disease
burden, treatment, and current and emerging
prevention and control measures. J Viral Hepatol
2004; 11: 97-107.
5.
Viral Hepatit Tanı ve Tedavi Rehberi. Viral Hepatitle
Savaşım Derneği Viral hepatit Tanı ve Tedavi
Konsensus Toplantısı Ön Raporu, Antalya,17-19
Eylül 2004.
6.
Liaw YF, Leung N, Guan R, et al. Asian-Pacific
consensus statement on the management of chronic
hepatitis B: a 2005 update. Liver Int 2005; 25: 47289.
7.
Keeffe EB, Dieterich DT, Han SH, et al. A treatment
algorithm for the management of chronic hepatitis B
virus ınfection in the United States: an update. Clin
Gastroenterol Hepatol 2006; [Epub ahead of print].
8.
McMahon BJ. Selecting appropriate management
strategies for chronic hepatitis B: who to treat. Am J
Gastroenterol 2006; 101: S7-12.
9.
Bozkaya H. HBeAg pozitif kronik hepatit B’de
kombinasyon tedavileri. Çakaloğlu Y, Ökten A (eds).
Hepatit B ulusal uzlaşma toplantı metinleri. İstanbul:
İstanbul Medikal Yayıncılık, 2004: 181-6.
10. Standring DN, Brides EG, Placidi L, et al. Antiviral
beta-L-nucleosides specific for hepattis B virus
infection. Antivir Chemother 2001; 12: 119-29.
11. Buzgan T. (Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri
Genel
Müdürlüğü)
Türkiye’de
genişletilmiş
bağışıklama programı. Birinci Ulusal Aşı
Sempozyumu, 21-25 Eylül 2005, Ankara, s 37-45.
12. TC Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel
Müdürlüğü. GBP: Genişletilmiş Bağışıklama
Programı Genelgesi. 2006. www.saglik.gov.tr.
13. A Comprehensive Immunization Strategy to
Eliminate Transmission of Hepatitis B Virus Infection
in the United States. Recommendations of the
Advisory Committee on Immunization Practices
(ACIP) Part 1: Immunization of Infants, Children,
and Adolescents. MMWR December 23, 2005/
54(RR16); 1-23.
14. Weekly epidemiological record. 2004,79,253-264.
http://www.who.int/wer; World Health Organization.
Fact sheet. Available at:http://www.who.int; Centers
for Disease Control. Fact sheeet. Available
at:http://www.cdc.gov
KAYNAKLAR
15. www.saglik.gov.tr/istatistikler/temel2005/tablo23.htm
1.
Lok AS, McMahon BJ. Chronic hepatitis B: update of
recommendations. Hepatology 2004; 39: 857-61.
16. http://www.tuik.gov.tr/
2.
World Health Organization, Department of
Communicable Diseases Surveillance and Response.
Hepatitis
B,
2002.
Available
at:
http://www.who.int/csr/disease/hepatitis/Hepatitis
B_whodscsrlyo2002_2.pdf. Accessed October 17,
2005.
3.
McMahon BJ. Epidemiology and natural history of
hepatitis B. Semin Liver Dis 2005; 25: 3-8.
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 137-141
YAZIŞMA ADRESİ
Doç. Dr. Selma TOSUN
Kurtuluş Caddesi
No: 55/7
Bornova/İZMİR
e-mail: [email protected]
141
Yunus G
Biyografi
Modern Aşı Çağının Babası Maurice Ralph
Hilleman Anısına
Yunus GÜRBÜZ
____________________
Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, ANKARA
ÖZET
11 Nisan 2005 tarihinde aramızdan ayrılan büyük bilim adamı, Maurice Ralph Hilleman, en sık kullanılan 14
aşıdan sekizinin yaratıcısıdır (1). Bu aşılar içinde kabakulak, kızamık, suçiçeği, pnömoni, menenjit, kızamıkçık
bazılarıdır. Sadece kızamık aşısı her yıl dünyada tahminen 1 milyon insanın ölümünü önler. Her yıl yenilenen
grip aşılarının geliştirilmesinde onun katkısı büyüktür. Aynı zamanda çocukluk çağının üçlü aşısı olarak bilinen
ve aynı flakonda, bir defada uygulanan kızamık-kabakulak-kızamıkçık aşısını geliştiren kişidir. Hepatit A ve
hepatit B aşılarının geliştirilmesinde öncü rolü üstlenmiştir. Geliştirdiği toplam aşı sayısı 40’a yakındır. Aynı
zamanda dünyanın ilk lisanslı kanser aşısı olan ve tavuk lenfoması (Marek hastalığı)na karşı koruyucu aşıyı
geliştiren de odur (2).
Dr. Hilleman ABD’de atları
ve Rodeo yarışlarıyla ünlü
Miles City’de 1919 yılında
doğdu. Annesi ve ikiz kız
kardeşi, Hilleman’ın doğumundan hemen sonra
öldü. Yedi kardeşiyle birlikte akrabalarının çiftliğinde büyüdü. Kendi ifadesine göre çiftlik hayatında sıklıkla uğraştığı
tavuk ve yumurtalar ileride onun aşı çalışmalarına büyük katkı sağladı.
Dr. Hilleman’ın üye olduğu önemli kuruluşlar (3);
Aldığı önemli ödüller (3);
Lasker Tıbbi Araştırma Ödülü
ABD Başkanı Reagen tarafından verilen
Ulusal Bilim Madalyası Ödülü
Berlin Robert Koch Vakfı tarafından
verilen Robert Koch Altın Madalyası
Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi
2002 yılında Tayland Kralı tarafından
verilen Prens Mahidol
Ulusal Bilimler Akademisi Tıp Enstitüsü
Maxwell Finland Ödülü
Amerikan Sanat ve Bilim Akademisi
Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından verilen
Özel Yaşam Boyu Başarı
Amerikan Felsefe Cemiyeti
142
Yoksulluk nedeniyle eğitimini zor şartlar altında
sürdürdü. Montana State Üniversitesinden B.S
derecesiyle
mezun
oldu
ve
Chicago
Üniversitesinde Mikrobiyoloji doktorası yaptı,
1941 yılında doktorasını aldı (4).
Sabin Bilim Kahramanları Ödülü
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3); 142-143
Modern Aşı Çağının Babası Maurice Ralph Hilleman Anısına
CDC Vakfı tarafından verilen özel Başarı
Ödülü
Chicago Üniversitesi tarafından verilen
Yaşam Boyu Başarı Mezun Ödülü
oluşturacak kadar antijenik özelliğe sahipti. Bu
aşı virusunun adı kızına atfen Jeryl Lynn suşu
olarak isimlendirildi (5).
Sabin Vakfı tarafından verilen hem Albert
B. Sabib Altın Madalyası, hem de Yaşam
Boyu Başarı Ödülü
Bilim adamları arasında bir efsane olmasına
rağmen, genel kamuoyunda pek fazla tanınan
biri değildir. Ancak tarihte aşı uzmanı bir bilim
adamı olarak büyük etki bırakmıştır. O
ölümünden önce birçok önde gelen bilim adamı
tarafından buluşlarıyla en çok hayat kurtaran
bilim adamı olarak isimlendiriliyordu.
Alman Sosyal Pediyatri Cemiyeti Albert
B. Sabin Ödülü
Kırk bir yıl boyunca eşi Lorraine Hilleman, iki kızı
ve iki erkek kardeşi ve 5 torunuyla yaşadı.
Biomedikal Araştırmalar Güney batı Vakfı
tarafından verilen Seçkin bilim adamı
ödülü
Bu büyük bilim adamını saygıyla anıyoruz.
San Marino Cumhuriyeti
verilen San Marino Ödülü
tarafından
Eğitimini tamamladıktan sonra Squibb&Sons
şirketinde göreve başladı. Burada 2. dünya savaşı
sırasında Amerikan askerlerini tehdit eden Japon
B ansefalitine karşı aşı geliştirdi. 1948 yılında
Washington Walter Reed Askeri Araştırma
Merkezine transfer oldu ve burada 1957 yılına
kadar solunum hastalıkları şefi olarak çalıştı. 1957
yılında Hong Kong’da ortaya çıkan grip salgınında
etkenin yeni bir mutant olduğunu buldu ve daha
virus Amerika’ya tam ulaşmadan 40 milyon doz
aşı üretimine öncülük etti. Böylece Hong Kong
gribinin ülkesinde daha fazla can almasına engel
oldu. Daha sonra Merck&Co şirketinde göreve
başladı. Resmi olarak emekli olduğu 1984 yılına
kadar burada çalıştı. Emekli olduktan sonra da
Merck’te ofisi vardı ve burada çalışmalarına
devam etti (4).
Yakın dostlarının anlattığına göre, 1963 yılında bir
yurt dışı seyahati öncesi kızlarından biri
kabakulak hastalığına yakalandı. Kızından boğaz
kültürü aldı, bu eküvyonu sığır buyyona koydu ve
gece laboratuvarına giderek buzdolabına kaldırdı.
Daha sonra bu buyyondan kabakulak virusunu
izole etti, tavuk embriyo hücrelerinde çoğalttı ve
virusun zayıf bir versiyonunu elde etti. Bu virus
hastalık oluşturamayacak kadar zayıf, fakat
vücudun savunma sistemini tetikleyip, bağışıklık
Viral Hepatit Dergisi 2007; 12(3): 142-143
KAYNAKLAR
1.
Merck Announces The Death of Dr.Mourice R.
Hilleman. www.merck.com. 27 Şubat 2006 tarihinde
indirilmiştir.
2.
The National Foundation for Infectious Diseases.
NFID to Honor General Colin l. Powell, Dr. Maurice
Hilleman at Awards Dinner. The double Helix. 1997.
3.
Institute of Human Virology. www. IHV. org. 27 02
2006 tarihinde indirilmiştir.
4.
Patricia Sullivan. Washington Post Staff Writer.
Maurice R. Hilleman Dies; Created Vaccines.
Wednesday, April 13, 2005; Page B06
5.
Huntly Collins. New Jersey Association for
Biomedical Research. The Man Who Saved Your Life
- Maurice R. Hilleman - Developer of Vaccines for
Mumps and Pandemic Flu. Maurice Hilleman's
Vaccines Prevent Millions of Deaths Every Year.
www.njarb.org. 09 Şubat 2009 tarihinde indirilmiştir.
YAZIŞMA ADRESİ
Dr. Yunus GÜRBÜZ
Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi
İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
Anabilim Dalı
ANKARA
e-mail: [email protected]
143

Benzer belgeler