Görüş-Tartışma - Y. Mimar İsmail Özcan – Kişisel Web Sitesi

Transkript

Görüş-Tartışma - Y. Mimar İsmail Özcan – Kişisel Web Sitesi
Görüş-Tartışma
Ben yeni bir şehir
planlayalım demiştim; bir
şeyi unutmuşum...
İsmail Özcan, Y. Mimar
12 Haziran 2011 Milletvekili Genel
Seçimleri öncesinde AK Parti Genel
Başkanı, Başbakan Sayın Recep Tayyip
Erdoğan’ın önerdiği, kimilerinin
“çılgın” olarak nitelediği, Karadeniz
ve Marmara’yı birleştirecek bir kanal
açılması ve İstanbul’a, biri Avrupa,
öteki Anadolu yakasında olmak
üzere iki yeni şehir kurulması ile
ilgili projeleri, bana, Yapı Dergisi’nin
Temmuz 2009 sayısına (Sayı 332)
yazdığım yazıyı hatırlattı.
9-10 Haziran 2009 tarihlerinde
İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği
(İMSAD) tarafından düzenlenen
1. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’ni
izledikten sonra, zirvenin hemen
sonrası günlerde televizyonların haber
bültenlerinde, beklenen İstanbul
depremi üzerine yer alan bir habere
dikkat çekmek üzere kaleme aldığım bu
yazımda şu satırlar yer alıyordu:
“...Arka arkaya, beklenen deprem ve
İstanbul’daki niteliksiz konut yapılaşması
ile ilgili konuları işitince, yıllar önce bir
araştırmam nedeniyle okuduğum, Sn.
Doğan Hasol’un Oscar Niemeyer ile
gerçekleştirdiği söyleşiler (bkz. YAPI
Dergisi, Sayı 86 ve 110) aklıma geldi.
Söyleşilerde, zamanımızı aşan nitelikteki
yapıları ile ünlü mimar, ‘savanna’
(tropikal yörelerde zemini örten bodur
yeşillik) ortasında, plancı Lucio Costa
8
YAPI 357 AĞUSTOS 2011
ile nasıl sıfırdan bir kent yarattıkları
konusunda bilgi veriyordu. Bir an,
Türkiye’de de bir ‘Brasilia’ deneyimine
ihtiyaç olduğunu düşündüm.
Yanlış anlaşılmasın, yeni bir ‘başkent’
kurmaktan değil, yalnızca ‘planlanmış’
yeni bir kentten söz ediyorum. Bu
kenti, uzmanların şimdiden uyardığı
İstanbul’da kaybedileceği öngörülen
canlar için istiyorum. Her şeyiyle
sıfırdan planlanacak kent, öncelikle
İstanbul’daki niteliksiz konutlarda
yaşayan insanlarımız için bir kurtuluş
fırsatı olabilecektir. ‘Peki ya bu kişilerin
İstanbul’da bulunma sebebi olan işleri,
okullara giden çocukları n’olacak?’ diye
sorduğunuzu duyar gibiyim. Bu kişilerin
nüfus ve mesleki envanterinin çıkarılıp,
yeni kenti, üretim, ticaret ve sosyal
yaşam bağlamında bu verilere göre
planlamak gerekeceği açık.
Yeni bir kent planlama ile
kazanılacak bir başka fırsat da,
uluslararası yarışmalar ile elde
edilebilecek kent planı ve kamu yapıları
projeleri ile Türkiye’nin hep şikâyet ettiği
çirkin kentleri arasında bir çekim merkezi
elde etmektir. Türk inşaat sektörü için de
önemli bir sınav olabilecek bu yeni kent,
son yıllarda giderek artan bir şekilde
yurtdışında söz sahibi olunan müteahhitlik
ve yapı malzemesi alanlarında Türkiye’nin
geldiği son noktayı gösterebilmek adına
örnek teşkil edecektir.
‘Sıfırdan bir kent kurmak kaça mal
olur; finansman nasıl sağlanır?’ sorularına
yanıt hali hazırda dipsiz bir kuyu olarak
sömürülebilen ‘teşvikleri’ böyle bir
kentte merkezileştirmek, gayrimenkul
alanında faaliyet gösteren özel sektör
mensubu yatırımcılar için bu kent
özelinde cazibeler yaratmak, hali hazırda
farklı iller için düşünülen ve planlanan
yatırımların gözden geçirilerek, yöreye
bağımlı olmayan yatırımları yeni kente
kaydırmak ve ayrılan mali kaynakları
bu kentin inşasına tahsis etmek çözüm
olarak söylenebilir mi? Şüphesiz ki
başka çözümler de geliştirilebilir. Bu
bağlamda işin ekonomi boyutuna
değinecek olursak, yeni kentin inşasının
istihdam yaratacağını, iç ticaret hacmini
artıracağını, birçok kişi ve firma açısından
ve sonuçta Türkiye açısından kazançlar
yaratabileceğini söylemek mümkün.
Belki de en büyük kazanç İstanbul
için olacaktır: Niteliksiz konutların
yıkılması sonrasında elde edilecek
alanlar, yeniden yapılaşmaya açılmayıp
kentsel peyzaj alanları olarak
düzenlense ve kentlilerin kullanımına
sunulsa fena mı olur?”
Evet, yukarıdaki satırları not
düşmüşüm ama bir cümleyi yazmayı
unutmuşum, şimdi ekliyorum:
“Tasarlanacak yeni kent İstanbul’un
yakınlarında olmamalı!”
Her ne kadar doğru bir proje
önermiş gibi görünse de Sayın
Başbakan, bu iki yeni şehrin yerini
İstanbul sınırları içerisine koymakla,
kanımca doğru hareket etmiyor.
Seçimlerde elde ettiği yüzde 50’ye
yakın oy oranı ile proje ve söylemlerine
onay almış olsa da, Sayın Başbakan,
diğer yüzde 50’nin bu proje ve
söylemlerine onay vermediğini,
çekinceli yaklaştığını anımsamalı.
Özellikle ekolojik dengeleri, ulaşım
sorunlarını gündeme getirerek konunun
teknik ve bilimsel olumsuzluklarını
vurgulayan uzmanların söylemlerine
kulak verilmesi gerekir.
AK Parti’nin 2011 Genel Seçimleri
için açıkladığı Seçim Beyannamesi’nin
122. sayfasında yer verilen, “Hedef:
Marka Şehirler” başlığı altıda yazılan
“2023 vizyonumuz; trafik sorunları
asgariye indirilmiş, ulaşımı rahat,
tertemiz havası ve doğası, tarihi ve
kültürüyle bütünleşmiş üst düzey
estetiğe, etkin, duyarlı, şeffaf
yönetimlere, güçlü ekonomiye, huzurlu
ve mutlu insanlara sahip ‘yaşanabilir
çevre ve şehirler’ meydana getirmektir.”
deniyor. İstanbul gibi nüfusu, birçok
Avrupa ülkesinden büyük bir şehre
yeni şehirler eklemek, yukarıdaki
söylem ile nasıl örtüşüyor ya da nasıl
çelişmiyor?
Sayın Başbakan’ın önerdiği projeler
ile ilgili ayrıntılar henüz belli olmadığı
için zihinlerde oluşan soruların
yanıtları henüz alınabilmiş değil. Ancak
kaygıların odaklandığı birkaç konuda
Sayın Başbakan aşağıdaki mesajları
verse, kanımca, kamuoyunda belli bir
rahatlama sağlayacaktır:
•Yeni kentin yeri İstanbul sınırları
içinde (ya da bir adım daha ileri
giderek) Marmara Bölgesi’nde
olmayacak.
•Yeni kentin planlanacağı/
konumlanacağı alan, ekolojik
dengelerin minimumda tahrip
edileceği, tarımsal ve sulanabilir
arazilerden uzak, rant yaratmayacak
şekilde olabildiğince Hazine
arazilerinden seçilecek.
•Yalnızca yeni bir kent planlayarak
değil, sosyal ve çalışma yaşamında
yapılacak bir takım özendirici
düzenlemeler ile İstanbul’dan tersine
göç özendirilecek.
•İstanbul’da niteliksiz yapıların
yıkılması ile elde edilecek alanlar,
kentsel peyzaj alanları olarak
değerlendirilecek.
•Çağdaş şehircilik ve mimarlık
ilkelerine uygun bir planlama ve
tasarım nosyonu ile hareket edilecek;
yeni kent planı, kamu binalarının
projeleri, mimari proje yarışmalarıyla
elde edilecek. Yeni kent, Türkiye’nin
açıkhava mimarlık müzesi olacak.
Gerek çevresel özellikleri, gerekse
de ulaşım olanakları açısından daha
uygun olabilecek bir yer, 800 bin
km2’lik bu güzel ülkede mutlaka
bulunur; yeter ki “niyet” olsun. AK
Parti Seçim Beyannamesi’nde syf.
140’ta “Küresel Rekabet İçin Şehir
Politikaları” bölümünde, ‘İstanbul’
altbaşlığı altında, “Bütün bu
yapacaklarımızın yanısıra, İstanbul
için zaman içinde açıklayacağımız özel
ve çok çarpıcı projeler ile İstanbul
bir ‘küresel kent’ haline gelecektir”
deniyor. İstanbul, ‘küresel kent’
haline gelsin, getirelim hep birlikte
ama bunu “ben söyledim oldu/
olacak” yaklaşımıyla değil, herkesin
uzlaşacağı bir formül ile yapalım. Bu
yaklaşımı yalnızca İstanbul için değil,
Ankara, İzmir ve öteki kentlerimiz için
de ortaya koyalım.
Zihin haritalarımızı zorlayan/
zorlayacak, Sayın Başbakan’ın
önerdikleri gibi projelere bence her
zaman gereksinim var. Mühim olan,
bu tür projeler gündeme geldiğinde,
‘tez - anti tez - sentez’ zinciri
çerçevesinde, iletişimi her daim ön
planda tutarak, her kesimin kabul
edeceği, sonuçtan mutlu olacağı bir
düzenleme hayata geçebilsin.
Bir güncelleştirme denemesi: İstanbul’a ağıt.
İstanbul’u Dinliyorum
Orhan Veli, Varlık 1947
İstanbul’u İzliyorum
Doğan Hasol
Orhan Veli’nin anısına saygıyla....
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgâr esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u izliyorum, gözlerim faltaşı;
Şehrin dayanılmaz uğultusunda
Hızla yükseliyor gökdelenler.
Yağmalanıyor toprak, hava, su;
Uzaklarda, çok uzaklarda
İniltileri var yeşilin, ormanların
İstanbul’u izliyorum, gözlerim faltaşı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u izliyorum, gözlerim faltaşı;
Kuşlar kaçıyor, derken;
Yükseklerden, çığlık çığlık, sürü sürü.
Artık ağlar çekilmiyor dalyanlarda;
Kimsenin suya değmiyor ayakları;
İstanbul’u izliyorum, gözlerim faltaşı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u izliyorum, gözlerim faltaşı;
Can çekişmekte Kapalıçarşı,
Cıvıl cıvıl AVM’ler,
Tıkalı ömür törpüsü yollar...
Klakson sesleri geliyor taşıtlardan
Güzelim bahar rüzgârında eksoz kokuları;
İstanbul’u izliyorum, gözlerim faltaşı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u izliyorum, gözlerim faltaşı;
Aklımda eski İstanbul’un hoşluğu
Kayıkhanesi yola gitmiş bir yalı;
Esip gitmiş lodosların uğultusu içinde.
İstanbul’u izliyorum, gözlerim faltaşı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Birşey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u izliyorum, gözlerim faltaşı;
Bir kadın geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, sataşmalar, el atmalar...
Birşey düşürüyor yere;
Kırılan hayalleri, umutları olmalı;
İstanbul’u izliyorum, gözlerim faltaşı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul’u dinliyorum.
İstanbul’u izliyorum, gözlerim faltaşı;
Bir kuş çırpınıyor göklerinde;
Ateşi var İstanbul’un biliyorum,
Kaderi iyi mi, değil mi, bilmiyorum.
Beyaz bir ay doğuyor kulelerin arkasından
Kalbinin vuruşundan anlayamıyorum.
İstanbul’u özlüyorum.
Not: Yazımı yazarken çok yararlandığım, bu konu
ile ilgili farklı görüşleri bir araya toparlamış “Türkiye
Çılgın Projeleri Coşku ve Endişeyle İzliyor” haber
dosyasını hazırlayan yapi.com.tr ekibine teşekkür
ederim.
YAPI 357 AĞUSTOS 2011
9

Benzer belgeler