SGM_Kasim_ 2010_Biletix

Transkript

SGM_Kasim_ 2010_Biletix
SGM Kasım 2010 Etkinlikleri
2 Kasım 2010, Salı >Saat 20.00
ALEVLİ GÜNLER
İstanbul Halk Tiyatrosu
Yazan : Irmak Bahçeci
Yöneten : Yıldıray Şahinler
Oyuncular : Cem Davran, Erkan Can, Levent Üzümcü, Bahtiyar Engin, Tuğçe Kıltaç
Yılın komedisi SGM'de ...
Çocukluğundan beri ayrılmamış üç arkadaş, biri mahallenin kasabı, biri muhasebeci, biri de
Türk kültürü profesörü olmuş üç kafadar. İçlerinden biri kanser olunca, inançları gereği
öldükten sonra yakılmak ister ve farklı olana yaşam hakkı vermeyen düzenle karşı karşıya
gelirler. Başvurdukları heryerde başka komediler yaşar, her türden anlaşmazlık ve
anlayışsızlıklarla karşılaşır, bize çağdaş bir “Yaşar-yaşamaz” hikayesi sunarlar.
Not: " Mensur" karekterini Levent Üzümcü ve Yıldıray Şahinler dönüşümlü oynamaktadır.
4 Kasım 2010, Perşembe > Saat 20.00
GRİPİN
Konser
Rock müziğin en başarılı performans gruplarından Gripin, 3. stüdyo albümleri “M.S. 05 03
2010”u söz, beste ve yorumlarıyla eski albümlerine oranla daha olgun bir albüm olarak
değerlendiriyor.
Çalışmanın çıkış tarihi olan 5 Mart 2010’dan da esinlenen grup üyeleri her açıdan kendi
“milat”ları olarak tanımladıkları albümün adını “M.S. 05 03 2010” olarak belirlediler.
Albümün çıkış şarkısı olan “Durma Yağmur Durma”nın video klibi ile de büyük beğeni
toplayan Gribin, geçmişten günümüze birbirinden seçkin parçaları ile SGM’de…
6 Kasım 2010, Cumartesi > Saat 11.00
OYUNCAKLAR
Tiyatro Alkış
Çocuk Oyunu
Yönetmen: Oktay Şenol
Müzik ve Koreografi: Oktay Şenol
Oyuncular: Murat Ergür, Burcu Saracoğlu, Tan Güneş, Fahri Öztezcan, Başak İleri, Ezgi Bozan
Bozuldukları için bir rafa atılan oyuncaklar artık işe yaramadıkları için çok üzgündürler ama
yaz gelince açılan pencereden tesadüfen eve giren uğur böceği ile bir anda hayatları değişir.
Çünkü Uğur böceğinin tamir etme yeteneği vardır. Bozuk oyuncaklarla dost olan Uğur böceği,
onları teker, teker tamir etmeye başlar. Bu arada çocuklara yeni bir robot oyuncak alınmıştır.
Bu robot, bozuk oyuncakların tamir olduğunu görünce gözden düşmemek için, bir gece tamir
olan oyuncakları tekrar bozar…
Çocuk oyunları sadece proje kapsamındaki okullar için geçerlidir !
11 Kasım 2010, Perşembe > Saat 20.00
Bülent Ortaçgil
Konser
Geçtiğimiz yaz müzik hayatının
40.yılını dolduran, kendine özgü tarzı
ile Türk müziğine unutulmaz şarkılar
kazandıran Bülent Ortaçgil,
dünden bugüne akıllardan
silinmeyen parçalarını sevenleri için
bu defa SGM’de seslendirecek.
22 Kasım 2010, Pazartesi > Saat 20.00
BLACK PENCİL
Konser
Jorge Isaac, Blokflüt & elektronikler
Matthijs Koene: Panflüt
Esra Pehlivanlı: Viyola
Mehmet Polat : Ud
Enric Monfort: Vurma sazlar
Marcel Wierckx: Video
Besteciler: Selim Doğru, Gökçe Altay, Yiğit Kolat,
Mehmet Can Özer, Roderik De Man
Visisonor Vakfı gerçekleştirilen, “Black Pencil”
performansının ilham kaynağını, yüzyıllardır ‘Ben
Mehmed Siyah Kalem, insanlarin ve demonlarin ustası’
sözüyle tanınan ve hakkında kesin bir bilgi
bulunamayan minyatür ustası Mehmed Siyah Kalem’in
çalışmaları oluşturuyor. Ustanın çalışmalarından yola
çıkan projede; müzisyenlerin doğu ve batı
enstrümanlarının harmanlanmasından ortaya çıkan yeni
bir ses rengi, farklı kökenli enstrümanların karakterleri, Siyah Kalem’in kullandığı elementler ve sanatı
ile aynı bütünlükte sunuluyor. Türk halk şarkılarından da ilham alınarak yapılan yeni bestelerle,
doğaçlamalara da yer verilen proje, özel dijital altyapı, bilgisayar programları ve teknik araçlarla
sahneleniyor.
23 Kasım 2010, Salı > Saat 20.00
KİM BU ADAM?
Tiyatro Dialog
Komedi
Yazan: Sébastien Thiery
Çeviren: Ayşegül Bilgen
Yöneten: Levend Öktem
Oyuncular: Can Gürzap, Güneş Berberoğlu, Metin Yavuzoğlu, İlham Erdoğan,
Halim Ercan, Oğuz Okul
Can Gürzap yeni oyunu ile SGM'de..
Ya bir gün uyandığımızda, kendimizi hiç tanımadığımız bir evde, bir ülkede bulursak ve artık
kim olduğumuzdan emin değilsek?
Mösyö ve Madam Belier evlerinde akşam yemeği yerken aniden telefon çalar. Şaşırırlar çünkü
telefon abonelikleri yoktur. Arayan kişi Mösyö Schmitt diye birini sormaktadır. Mösyö ve
Madam Belier, şaşkın şaşkın birbirlerine bakarken, içinde bulundukları dairenin ve eşyaların
kendilerine ait olmadığını fark ederler. Duvardaki tabloların, kitapların, kıyafetlerin hiçbiri
onların değildir. Yanlış evde olduklarını düşünüp, çıkmaya çalışırlar ancak kapı kilitlidir. Kapı
çalar, gelen polistir. Tüm bunlar bir şaka mıdır, bir tuzak mı, yoksa ortak gördükleri bir kabus
mu?
30 Kasım 2010, Salı > Saat 20.00
VANYA DAYI
Tiyatro Pera
Yazan: Anton Çehov
Çeviren-Yöneten: Nesrin Kazankaya
Müzik Yönetmeni: Ezgi Kasapoğlu
Oyuncular: Levend Öktem (Vanya), Selçuk Yöntem (Astrov), Nesrin Kazankaya (Yelena)
Linda Çandır (Sonya), Can Kolukısa (Serebryakov), Aysan Sümercan (Mariya)
Đlker Yiğen (Telyegin), Zeynep Özden (Marina),
Volkan Aktan, Ömer Đvedi, Oğuz Turgutgenç, Özlem Kaynarca (Köylüler)
Klasik bir başyapıt olan "Vanya Dayı”, 1900’lü yılların Rusya’sında bir köy çiftlik evi yaşantısını yansıtır.
Emekli profesör Serebryakov genç ve güzel karısı Yelena'yla dinlenmek üzere ölmüş eski karısından
miras kalan çiftlik evlerine gelirler. Serebryakov yaşlı, hasta ve çevresiyle iletişim kurmada mesafeli bir
bilim adamıdır. Profesörün eski karısının erkek kardeşi olan Vanya, annesi Mariya, yeğeni Sonya ve
dadı Marina ile birlikte çiftlikte yaşamaktadır. Vanya, hayatını çiftliğin idaresine adamış ve çiftliğin
gelirine dokunmaksızın bir ideal uğruna profesörün kariyeri için fedakarca kullanmıştır. Çiftliği ayakta
tutmak ideali yüzünden kendine bir yaşam kuramayan ve geleneksel bir köy yaşantısına hapsolmuş
Vanya, profesörün genç ve güzel karısı Yelena’ya umutsuzca tutkundur. Yaşlı ve hasta kocasından ilgi
görmeyen Yelena ise ailenin yakın dostu çevreci doktor Astrov’la flört etmektedir. Vanya dayısıyla
çiftlikte yaşayan profesörün kızı Sonya da Astrov’a aşıktır. Profesörün çiftliğe gelmesiyle birlikte ilişkiler
ve yaşamlar alt üst olur. Beklentiler ve umutlar acımasızca gerilimli ilişkiler düzleminde sorgulanır.
Profesörün çiftliği satma kararıyla Vanya kendini kaybeder ve profesörü öldürmeye kalkışır ama
başaramaz. Çiftlikte artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Profesör ve karısı Yelena çiftlikten ayrılırlar.
Vanya, yeğeni Sonya ile birlikte çiftlik yaşamına kaldıkları yerden devam ederler.
Oyun, tüm sahnelerin simultane görünebilir kılındığı; çalışanlar ve çiftlik sahipleri arasındaki sınıfsal
çelişkinin gerek davranış gerekse canlı müzik kullanımıyla algılanıp anlaşılacağı bir yorumla
sahnelenmektedir.

Benzer belgeler