episkopos pavlus tanrı`nın hizmetkârlarının

Transkript

episkopos pavlus tanrı`nın hizmetkârlarının
EPİSKOPOS PAVLUS
TANRI'NIN HİZMETKÂRLARININ HİZMETKÂRI
KUTSAL KONSİL'İN PEDERLERİ İLE BİRLİKTE
EBEDİ HATIRASINA
DİNSEL YAŞAMIN YENİLENMESİ
VE
UYARLANMASI HAKKINDA
KARARNAME
PERFECTAE CARITATIS
28 EKİM 1965
1.Bu Kutsal Sinod, Kilise hakkındaki dogmatik Yasası “Lumen Gentium”da, başlangıcını
doktrinden ve İlahi Efendimiz’in örneğinden alan ve kendisini göksel krallığın görkemli bir
işareti olarak açınlayan evanjelik öğütler aracılığıyla kusursuz sevginin takip edildiğini zaten
göstermiştir. Şimdi de, üyelerinin iffet, fakirlik ve itaat yemini ettiği bu kurumların yaşamını
ve disiplinini iyileştirmek ve onlara çağımızın ihtiyaçlarına göre gerekenleri temin etmek
amacını gütmektedir.
Aslında Kilise’nin en başından beri, kadınlar ve erkekler, Mesih İsa’yı daha büyük bir
özgürlükle takip etmek ve ona daha fazla benzemek için evanjelik öğütleri uygulamak yoluyla
Tanrı’ya adanmış bir yaşama götüren, her biri kendine ait bir yola koyulmuşlardı. Pek çoğu,
Kutsal Ruh’un esini altında münzeviler olarak yaşadı ya da Kilise’nin sevinçle kabul edip
yetkisiyle onayladığı dindar aileler kurdular. Sadece her iyi iş için donanımlı olarak(2 Tim
3,17) ve Mesih’in Bedeni’ni inşa etme görevinin (Ef. 4,12)-işlerine hazır olmak için değil
fakat eşi için süslenen bir gelin gibi (Va.21,2)çocuklarını çeşitli armaağanlarla süslemek ve
kilise aracılığı ile Tanrı Bilgeliğinin çeşitli şekildllerde açınlanması için (Ef. 3,10bunu
yaptılar. Dinsel cemaatlerin çeşitliliğinin artması, İlahi Plan ile uyum içindedir.
Verilen armağanların büyük çeşitliliğine rağmen herkes Tanrı tarafından evanjelik konsilleri
uygulamaya çağrılmıştır ve bu çağrıya imanla cevap verenler, kendilerini Rab’be özel bir
yolla, iffet ve fakirlikle(Mt.. 8,20; Lk. 9,58), Haç’ta ölüne kadar itaat etmek yoluyla ( Fil.2,8).
insanları kurtarmak ve kutsal kılmak için bunu olduğu gibi muhafaza etmeyi görev edinirler.
Kalplerinden taşan Kutsal Ruh’un sevgisi (Rom. 5,5) tarafından yöneltilerek her şeyden çok
Mesih İsa ve O’nun bedeni olan Kilise (Kol.1,24) için yaşarlar. Sonra, daha büyük bir
coşkuyla kendilerinin yaşam boyu sürecek armağanıyla Mesih İsa’ya katılırlar, Kilise’nin
yaşamı zenginleşir, daha canlı olur ve havariliği başarı kazanır.
Konsillerin açıkladığı gibi, adanmış bir yaşamın büyük değeri, Kilise’nin daha fazla iyilikler
ortaya koyması günümüzde misyon için gerekenlere göre, Kutsal Sinod aşağıdaki yönergeleri
ortaya koyar: Bunlar, yalnızca Dinsel tarikatların öğreti ve yaşamlarının uyarlanması ve
yenilenmesi için genel ilkelerin ifadesi anlamı taşımakta olup, onların özel niteliklerine,
yemin etmeyen ortak yaşamlarına ve laik kurumlarına önyargısız yaklaşır. Bu ilkelerin
açıklanması ve uygulanması için gereken özel normlar söz konusu yetkililer tarafından
konsilden sonra belirlenecektir.
Yenilenme ve Uyarlanma
2. Dinsel yaşamın yenilenmesi ve uyarlanması tüm Hristiyan yaşamının kaynaklarına ve
kurumların özgün ruhuna sadık bir dönüşü ve aynı zamanda günümüzün değişen koşullarına
uyarlanmayı gerektirir. Kutsal Ruh’un esinlemesi ve Kilise’nin yol göstericiliği altında, bu
yenilenme aşağıdaki ilkelere uygun olarak ilerlemelidir:
a) Dinsel yaşamın en üst normu olan ve İncil’de yerleştirilmiş olan Mesih İsa’yı izlemek, en
üst kural olarak tüm kurumlarda gözetilmelidir.
b) Bu kurumlar kendi özel nitelikleri ve işleri ile Kilise’nin iyiliklerini artırır. Kurucularının
ruhu ve önlerine koydukları özel amaçlar, her bir kurumun kurucusu tarafından konulmuş
sağlam gelenekler olarak imanla ve şerefle yerine getirilmelidir.
c)Tüm kurumlar, kendilerini ve Kilise’de kendi özellikleriyle uyum içinde üstlendikleri
görevleri ve Kutsal Kitap’a dair, litürjik, dogmatik, pastoral, ekümenik, misyona yönelik ve
toplumsal konulardaki görevlerini uyarlarlarken Kilise yaşamında ortaklık içinde olmalıdırlar.
d) Kurumlar üyeleri arasında, yaşadıkları çağın sosyal koşulları ve Kilise’nin ihtiyaçları
konusunda yeterli bilgiyi canlandırmalıdır. Öyle ki mevcut durumları imanın ışığı altnda
bilgelikle yorumlar ve havarisel tutkuyla yanarken, insanlara daha etkin bir şekilde yardımcı
olabilsinler.
e ) Dinsel yaşamın amacı, üyelerinin Mesih İsa’yı izlemelerine yardımcı olmak ve evanjelik
konsillerin beyanları doğrultusunda onları Tanrı ile birleştirmektir. Bu nedenle, çağın
ihtiyaçlarına uygun olarak yapılacak en iyi düzenlemelerin, ruhun yenileyişiyle
canlandırılmazlarsa, etkisiz kalacakları akıldan çıkarılmamalıdır. Yürürlükteki işleyen
görevler için bile bu konunun önceliği olmalıdır.
3. Yaşama, dua etme ve çalışma biçimi, her yere uygun şekilde uyarlanmalı, fakat özellikle
misyon bölgelerinde üyelerin modern fiziksel ve psikolojik koşulları ve her bir kurumun
yapısı sonucu gereken havarisel ihtiyaçlar, kültürel talepler, ve sosyal ve ekonomik koşullar
dikkate alınmalıdır.
Aynı ölçüt gözönünde tutularak kurumların yönetimi de denetlenmelidir. Bu nedenle tüzükler,
yönergeler, uygulama kitapları, dua kitapları, seremoniler ve bunun gibi tekrar
düzeltilebilecek unsurlar ve kullanılmayan eski yasalar, bu Kutsal Sinodun kararnamelerine
uyarlanacaktır.
4. Etkin bir yenilenme ve uyarlama için, kurumun tüm üyelerinin işbirliği gerekir.
Bununla birlikte, yenilik ve uyarlama normlarını oluşturmak bunları yasal olarak düzenlemek
özellikle genel başlıklar için yeterli ve basiretli deneyime sahip olan ehil otoritelerin
yetkisindedir. Yasaya uygunluk gerektiğinde Vatikan’ın ya da yerel ototitelerin onayı
istenmelidir. Fakat tarikat başkanları, uygun bir yolla danışmanlık almalı ve tarikatın
üyelerinden tüm kurumun gelecekteki iyiliğini ilgilendiren bu konulardaki fikirlerini
öğrenmelidirler. Rahibe manastırlarının yenilennmesi ve adaptasyonu için öneri ve tavsiyeler
federasyonların toplantılarından ya da yasal olarak toplantıya çağrılacak diğer birliklerin
toplantılarından alınabilir.
Yine de yenilenme ümidinin, yasalardaki artan kural ve tüzükleri sadakatle yerine getirmekte
bulunduğu akıldan çıkarılmamalıdır.
Dinsel yaşamı biçimlendirirken herkes için ortak olan unsurlar
5. Her bir kurumun üyeleri, her şeyden önce şunu hatırlamalıdır: evanjelik konsilleri ilan
etmek yoluyla, onlar ilahi çağrıya yanıt vermiş olurlar, böylece günaha ölürler (Rom. 6,11),
fakat aynı zamanda dünyayı terkedip yalnızca Tanrı için yaşamaya başlarlar. Tüm hayatlarını
O’na hizmet etmeye adamıştırlar. Bu durum özel bir takdistir ve vaftizde köklenir ve
kendisini daha dolulukla ifade eder.
Onların bu kendilerini teslim edişlerini kilise kabul ettiği için, kendilerini aynı zamanda
Kilise’nin de hizmetine adadıklarının bilncindedirler.
Tanrı için bu hizmet, erdemlerin uygulanmasından, özellikle tevazu, itaat, sabır ve iffetten
ilham ve destek almalıdır. Mesih İsa’nın kendini hiçlemesine ve ruhtaki yaşamına bu şekilde
paydaş olurlar. (Rom. 8,1–13).
Yeminlerine sadık kalan ve Mesih İsa uğruna (Mt.. 19,21) her şeylerini terkeden din
adamlarına onu izlemek için gereken tek şey (Lk. 10,42) onun sözlerini dinlemek ve
(Lk. 10,39) O’nun olan şeyler için istek duymaktır (1 Ko.7,32).
Bu nedenle Tanrı’yı her şeyden önce sadece Tanrı’yı arayan her cemaat üyesi için, zihinlerini
ve yüreklerini, kurtarış işlerinde ve Tanrı’nın egemenliğini yaymak üzere birleşmek için
çalışacakları ve onda birleştirecekleri kontemplasyona katılmak gereklidir;
Ruhsal yaaşmın önceliği
6. Evanjelik konsilleri aramaya ve başlangıçta bizi sevmiş olan Tanrı’yı (1 Yu. 4,10) her
şeyin üzerinde sevmeye yemin etsinler ve her koşulda Tanrı’da Mesih ile gizlenmiş yaşamı
teşvik etmek için çalışsınlar (Kol.3,3). Tanrı’ya duyulan bu sevgi, dünyanın kurtuluşuna ve
Kilse’nin kuruluşuna katkıda bulunan komşuya karşı sevgi için heyecan ve güç verir.
Bu nedenle dini cemaat üyelerini Hristiyan ruhaniyetinin bu otantik kaynaklarına yönelterek
hem dua ruhunu hem de uygulanışını kararlılıkla geliştirmek gerekir. Öncelikle her gün
Kutsal Yazılara başvurmaları gerekir, öyle ki Kutsal Yazıları okuyup onlar üzerine
meditasyon yaparak “İsa Mesih’i tanımanın üstün değerini” öğrensinler (Fil.3,8). Kutsal
Ayinleri ve özellikle kutsal Efkaristiya Ayini’ni Kilise’nin arzu ettiği gibi hem ağızlarıyla ve
hem yürekleriyle kutlasınlar ki, ruhsal yaşamları, kaynakların en zengininden beslenebilsin.
İlahi yasanın masası ve Tanrı’nın kutsal sunağında öyle tazelensinler ki, Mesih’in üyelerine
kardeşleri olarak ve çobanlarını da bir evladın sevgisi ile sevsinler, Kilise ile düşüncede ve
yaşayışta öyle bir birlik içinde olsunlar ki, kendilerini tamamen onun misyonuna
adayabilsinler.
Kontemplatif Yaşam
7. Üyelerinin yalnız ve sessizlikte kaldığı, tamamen kendini kontemplasyona vermiş olan
cemaatler, sürekli dua ve kefaret isteyerek, tüm zamanını sadece Tanrı’nın kendisi ile dolu
olarak geçirerek, aktif havariliğin gereklerinin baskılarını dikkate almadan “üyelerin hepsinin
aynı görevi üstlenmediği” (Rom. 12,4) Mesih’in Mistik Bedeni’nde şerefli bir yere sahiptirler.
Tanrı’ya sunulan bu övgü kurbanı gerçekten seçkindir. Üstelik kutsallıklarının bu çeşitliliği
verdikleri örnekle esinledikleri ve etkin olduğu kadar gizli havarilikleriyle yeni üyeler
kazandırdıkları Tanrı halkına bir parıltı sağlar. Bu nednele Kilise’nin şanının parıltısını ve
göksel lütufların şifalı pınarını sunarlar. Bununla birlikte onların yaşam amacı yukarıda
belirtilen uyarlanma ve yenilenme ölçüt ve ilkelerine uygun olarak gözden geçirilmelidir. .
Yine de dünyadan el etek çekme ve kontemplatif yaşama uygun çalışmaları son derece
dikkatle muhafaza edilmelidir.
Aktif Yaşam
8. Kendilerini çeşitli havarisel işlere adamış olan hem laik hem de ruhbanlara ait pek çok
cemat bulunmaktadır. Bu cemaatler kendilerinde bulunan lütuflara göre değişen kazanımların
armağanlarına sahiptirler. Yöneticiler yönetme armağanına, öğretmenler öğretme armağanına,
sözcükleri kullanma armağanı, vaizlere merhamet ve sevinç yayanlar, başkalarının sıkıntıdan
kurtulması için yardım etme armağanına sahiptirler. (Rom. 12,5–8). "Armağanlar çeşitlidir,
ama Ruh aynıdır." (1 Ko.12,4).
Bu cemaatlerde dinsel yaşamın doğasına özgü olan havarisel ve yardımseverlik çalışmaları
kutsal bir hizmet ve sevginin özelliğini taşıyan çalışmalar olarak Kilise’nin adını duyurmaları
için bu cemaatlere emanet edilmiştir. Bu nedenle üyelerinin tüm dinsel yaşamları havarisel
ruhtan ilham almalı ve tüüm havarisel faaliyetleri dini bir ruhla biçimlendirilmelidir. Bu
nedenle üyelerinin Mesih’i izleyip ona hizmet etmek çağrısına ilk yanıtları üyelerinin
havarisel faaliyetlerinde Onunla samimi bir likten filizlenmelidir. Bu nedenle Tanrı’ya ve
karşısındakine sevgi teşvik edilmelidir. (güçlendirilmelidir).
Bu cemaatler, kendilerini adamış oldukları havariliğin gereklerine uygun bir şekilde
kurallarını ve geleneklerini düzenlemelidirler. Havarisel dindarlık yaşamının çeşitli biçimler
almış olması gerçeği bunların uyralanması ve yenilenmesi çalışmalarında bu çalışmaların
dikkate alınması ve bu eşitli cemaatlerde Mesih’e hizmet etmeye kendini adamış din
adamlarının yaşamlarını her birine uygun özel bir bakışla desteklemeyi gerektirir.
Manastır hayatı ve manastır
9. Uzun bir tarihi akış içinde saygın bir kurum olan ve Kilise içinde ve insan toplumunda
dikkate değer bir ün kazanmış manastır yaşamı özenle korunmalı ve başlangıçtaki ruhunun
Doğu’da ve Batı’da daha da parlak şekilde ışıldamasına izin verilmelidir. İster kendilerini
tamamen kontemplatif yaşam içinde ilahi tapınmaya adamış olsun, ister yasal olarak bazı
havarilik görevlerini ya da Hristiyan yardımseverliğinin işlerini üstlenmiş olsun, Keşişlerin
temel görevi, manastır duvarları içinde alçakgönüllü ve soylu bir hizmet sunmakır. Bu
nedenle onlara uygun yaşam özellikleri muhafaza edilerek, hizmet etmekteki kadim
gelenekleri yaşatmak ve bunları günümüz ihtiyaçlarına uyarlamak gereklidir, öyle ki
manastırlar Hristiyan halkın inşa edilmesine adanmış kurumlar olsun.
Bazı dini cemaatler kurallarına ya da tüzüklerine sıkı bir bağlılıkla sadece koro görevi ya da
manastırın gözetimine iştirak ederler. Bunlar onların yaşam amaçlarına öyle bir
uyarlanmalıdır ki, onlar için havariliğe uygun gereklilikler Kilise’ye büyük bir hizmette
bulundukları için onların yaşam yolunda sadakatle yerine getirilebilsinler.
Laiklerin dinsel yaşamı
10. Kadın ya da erkek laik insanlar tarafından üstlenilen dinsel yaşam, kendi içinde
tamamlanmış evanjelik konseyin itirafının ifadesidir. Bu yaşam biçimi, üstün önemini
korumaya devam ettiğinden, gençlerin eğitimi, hastaların bakımı, diğer görevlerin yerine
getirilmesi, gibi pastoral görevlerde son derece yararlıdır. Kutsal Sinod, bu din adamlarının
vokasyonunu tasdik eder ve onları çağdaş yaşamın ihtiyaçlarına uyum sağlamak üzere kendi
yaşam biçimlerini düzenlemeleri için destekler.
Kutsal Sinod beyan eder ki, dinsel cemaat üyelerini cemaatin laik özellikleri değişmeden
kalacak şekilde desteklemeleri ve kendi evlerinde ruhbanlık görevi için ihtiyaçları karşılamak
üzere desteklenmeleri yoluyla, kardeşlerin kutsal tarikatlara katılmaları engellenemez.
11. Laik kurumlar, her ne kadar dini kurumlar olmasa da dünyada evanjelik düşüncenin doğru
ve tam olarak ifade edilmesini amaçlar. Bu ifade, Kilise tarafından tanınır ve dünyada yaşayan
kadın ve erkek, laik ve ruhban herkesin Tanrı tarafından takdis edilmesini sağlar. Bu nedenle
kendi amaçları olan kusursuz sevgide kendilerini Tanrı’ya tam olarak adamalı ve kurumlar
kendi sahip oldukları laik karakteri muhafaza ederken eskiden olduğu gibi, kurmuş oldukları
havarilik için dünyada her yere etkin biçimde yayılmalıdırlar.
Her ne kadar hafife alınbilse de bu kadar büyük bir hedefe, Mesih İsa’nın bedenini
güçlendirmek ve büyütmek üzere dünyada gerçek maya olmaları için, üyeler, insani ve ilahi
olarak yeterince eğitilmeden gönderilemez. Bu nedenle Tarikat başkanları, üyelerinin ileriki
eğitimlerini destekledikleri kadar, verdikleri ruhsal eğitime de çok ciddi bir dikkat
göstermelidirler.
a. İffet
12. “Göklerin Krallığı uğruna iffetli olmak” (Mt. 19,12) şeklindeki dinsel ifade, sıradışı bir
lütuf armağanı olarak görülmelidir. Bu, insanın yüreğini eşsiz biçimde (1 Ko.7,32–35) özgür
kılar, öyle ki Tanrı ve insanlar için sevgiyle daha da tutuşsun. Bu nedenle sadece göksel
iyiliklere giden tek bir yolu simgelemez, fakat aynı zamanda din adamının kendisini Tanrı’nın
hizmetinde ve havarilik işlerine bölünmemiş bir yürekle adadığını en uygun şekilde gösterir.
Bu yolla, tüm inananların zihninde, Tanrı tarafından kararlaştırılan ve gelecekte tamamına
erecek olan Kilise’nin Mesih’i tek eşi olarak alacağı harika evlilik canlanır.
Bu nedenle iffetli kalacağını beyan eden din adamları, iffet için mücadelelerinde, Rab’bin
sözlerine sadık olmalı, kendi güçlerini küçümsemeden, Tanrı’ya güvenmeli ve nefsi öldürerek
duygularına bekçilik etmelidirler. Ne de beden ve zihin sağlığını düzenleyecek unsurları
ihmal etmelidirler. Sonuç olarak bu kusursuz ölçülülüğü küçümseyerek imkânsız ya da insan
gelişimi için zararlı gören yamnlış doktrinlerden etkilenmeyecekler ve iffeti tehlikeye sokan
her şeyi kesin bir ruhsal içgüdü ile reddedeceklerdir. Buna ek olarak, hepsine, özellikle
süperiorlere cemaatin olağan yaşamında filizlenen gerçek kardeşlik sevgisinde iffetin daha
güvenle korunacağını hatırlatın.
Kusursuz ölçülülüğün muhafaza edilmesi insan doğasının en derin dürtülerinin gizliliğine
dokunduğu için adaylar, önceden etkili bir şekilde denenmeden ve gerekli psikolojik ve
duygusal olgunluğa sahip olup olmadıkları görülmeden ne kendilerini iffet için sunmalı ne de
bu sunuş kabul edilmelidir. Sadece iffet için karşılaşacakları zorluklar konusunda değil, tüm
kişiliklerinin yararına olacak şekilde onları Tanrı’ya bağlayacak bekârlık sorumluluğu için de
bilgilendirileceklerdir.
b. Fakirlik
13. Din adamları gayretle çalışmalı ve gerekirse Mesih İsa’yı izlemenin bir ifadesi olarak
günümüzde üstün değer taşıyan ve tanınan gönüllü yoksulluğun yeni biçimleri için vurgu
yapmalıdırlar. Böyle yapmakla, kendisi zengin olduğu halde onun yoksulluğuyla biz zengin
olalım diye bizim uğrumuza yoksul olan Mesih İsa’nın zenginliğine ortak olurlar (2 Ko.8,9;
Mt. 8,20).
Din adamlarının yoksulluğu konusunda, varlıklarını tarikat başkanının isteği doğrultusunda
kullanmak yeterli değildir, fakat üyeler, gerçekte ve ruhta fakir olmalıdır. Onların hazinesi
göktedir. (Mt. 6,20).
Din adamları atanmalarında, kendilerini emeğin genel hukuk yasalarına bağlı olarak
görmelidirler ve kendi yaşamları ve çalışmaları için gerekli şeyleri yaparken gereksiz kaygıyı
defetmeli ve Göklerdeki Baba’nın ilahi özenine kendilerini emanet etmelidirler (Mat. 6,25).
Dini cemaat tüzükleri, üyelerinin, elde edilmiş ya da elde edilecek miraslarından feragat
etmeklerine izin verir.
Yerel koşulların mevcudiyeti de göz önüne alınarak, dinsel cemaatler yoksullara yarı kollektif
tanıklık sunmaya ve kendi sahip olduklarını Kilise’nin diğer ihtiyaçları için memnuniyetle
kullanmaya ve tüm din adamlarının Mesih’in örneğine göre sevmeleri gereken yoksullara
destek olmaya hazır olmaları gereklidir (Mt.. 19,21, 25,34–46 Yak. 2,15-16; 1 Yu. 3,17). Her
bir cemaat, bölgesindeki ve kendi evindeki maddi zenginlikleri bir diğeri ile paylaşmalıdır,
böylece ihtiyaç içinde olanlara daha fazla yardım etmiş olur.
Dini cemaatler, kendi kural ve tüzükleriyle yasaklanmadıkça, maddi yaşamları ve işleri için
varlıklar edinme hakkına sahiptirler. Bununla birlikte, her türlü şatafat görünümünden, aşırı
refahtan ve malları biriktirmekten uzak durmalıdırlar.
İtaat
14. İtaat sözü vermekle, din adamı kendi iradesini tam bir teslimiyetle Tanrı’ya kurban olarak
sunar ve Tanrı’nın kurtarıcı isteğine kalıcı ve güvenli bir şekilde birleşmiş olur.
Peder’in isteğini yapmak üzere (Yu. 4,34; 5,30; İbr.10,7; Ps. 39,9) ve "kul özünü alarak"
(Fil.2,7) gelmiş olan, itaati acının okulunda öğrenmiş (İbr.5,8) Mesih İsa’nın örneğinden
sonra, din adamları, Kutsal Ruh’un yönlendirmesiyle Tanrı’yı temsilen tarikat başkanlarına
imanla itaat ederler. Onların yol göstericiliğiyle, pek çokları için kendi yaşamını kefaret
olarak sunan (Mt. 20.28; Yu. 10.14–18), Peder’e tam bir itaat içinde kardeşlerine hizmet eden
Mesih İsa gibi, Mesih’teki kardeşlerine hizmet ederler. Kilise’nin hizmetine sıkı sıkıya
bağlanırlar ve Mesih İsa’nın insanlığının ölçüsüne ulaşabilmek için çaba sarfederler (Ef.
4.13).
Bu nedenle din adamları, ilahi iradeye iman ve sevgi ruhu içinde; tarikat başkanlarına kural ve
tüzüklere uygun şekilde tevazu ile itaat etmelidirler. Tanrı’nın planına uygun şekilde Mesih’İn
bedeninin inşasına katkıda bulunduklarının bilincinde olarak zekâ ve iradenin güçleri ile
doğanın armağanlarını ve lütfunu, emirleri yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen
görevleri tamamlamak için kullanmalıdırlar. Din adamlarının bu şekilde itaati ile insan
şahsının haysiyeti, küçümsenmenin tersine, Tanrı evlatlarının özgürlüğüne doğru genişler ve
onu olgunluğa götürür
Kendilerine emanet edilen ruhların hesabını verecek olan Tarikat Başkanları (İbr.13,17),
görevlerini Tanrı’nın iradesine karşı sorumluluk hisleri içinde yerine getirmelidirler.
Kardeşlerine karşı hizmet ruhu ile yetkilerini kullanmalı, bu yolla öznesi oldukları Tanrı
sevgisini vurgulamalıdırlar. Onları Tanrı’nın evlatları olarak yönetmeli, onların insani
haysiyetine saygı göstermelidirler. Bu yolla, onların iradelerini daha kolaylıkla tabi
kılabilirler. Onların kutsal itiraf ve vicdan yoklaması konularındaki özgürlüklerine özellikle
dikkatli bir saygı göstermeleri gereklidir. Yeni görevlerin ve hâlihazırda yerine getirilen
sorumlukların yerine getirilmesinde, aktif ve sorumlu bir işbirliği konusu daima yerine
getirilmelidir. Tarikat Başkanları, onları memnuniyetle dinelemeli, cemaatin ve Kilise’nin
iyiliği için aralarındaki uyumu teşvik etmelidir, böylece karar ve buyruklar için kendi
otoritesini, zarar görmeksizin sağlamış olur.
Bölümler ve müzakereci kurumlar, onlara emnet edilen yönetim bölümünü sadakatle tahliye
etmeli, ve her biri kendi yöntemiyle tüm üyelerin paylaştığı, cemaatin tamamı hakkındaki
endişelerini dile getirmelidirler.
Ortak Yaşam
15. İnananların kalpte ve bedende bir olduğu, ilkel kilise dönemi örneğine uygun ortak yaşam,
(Ha. İşl. 4,32), ve İncil Öğretisi Kutsal Ayin ve özellikle Efkaristiya tarafından verilen yeni
bir güç, dua ve aynı ruhta birlik içinde bir yaşam ile sürdürülmelidir. Mesih İsa’nın üyeleri
olarak birlikte yaşayan kardeşler, birbirlerine saygı ile başköşeyi vermeli, (Rom. 12,10) ve her
biri diğerinin yükünü taşımalıdır (Gal. 6,2). Kutsal Ruh aracılığyla üyelerinin kalplerine dolan
Tanrı ‘nın sevgisi (Rom. 5,5), tarafından Rab’bin adıyla bir araya gelen gerçek bir aile olarak
cemaat; aralarında mevcut olan Mesih İsa sayesinde sevinçle coşar (Mt.18,20). Üstelik sevgi
bütün yasayı özetler, (Kol.3,14) ve bu sayede ölümden yaşamınötesine geçeceğimizi biliriz (1
Yu. 3,14). Üstelik kardeşlerin birliği, Mesih İsa’nın tekrar geleceğinin (Yu. 13,35; 17,21) ve
büyük havarisel enerji kaynağının görünür bir taahütüdür.
Laik kardeşler, yardımcılar, ya da benzer isimlerle çağrılan kardeşlik sevgisinin bağı
sayesinde sıkıca örülmüş olan üyeler, yaşamda ve cemaat işlerinde de sıkıca birleşmelidirler.
Koşullar gerçekten başka türlüsünü gerektirmedikçe, kadınlar cemaatinde sadece tek bir sınıf
olmasına dikkat edilmelidir. Tanrı’nın özel bir çağrısı ya da özel bir eğilim söz konusu
olmadıkça kızkardeşlerin, belirlenen işlerin çeşitliliğine göre ayrıldıkları konumlarda
kalmaları sağlanmalıdır.
Her ne kadar mevcut erkek manastırları ve cemaatler laiklere tahsis edilmemişse de yapıları
ve tüzüklerine göre din adamları ve laikleri eşit seviyede ve eşit hak ve yükümlülüklerle
kutsal düzenin dışında tutarak içeri alabilirler.
Manastırda kadın
16. Papalık manastırı, sadece kontemplatif yaşama adanmış rahibeler tarafından bakılmalıdır.
Bununla birlikte, zaman ve mekânın koşulları ve zamanı geçmiş uygulamaların kaldırılması
ve düzenlenmesi gerekiyorsa bunlar düzenlenmelidir. Bu durum konu hakkında manastırlarla
yapılan görüş alış verişinden sonra gerçekleştirilmelidir. Fakat manastır dışında havarisel
işlerle görevli olan diğer rahibeler kendilerine emanet edilen havarilik işlerini yerine
getirebilmek üzere papalık görevlerinden muaf olmalıdırlar. Bununla birlikte papalık
manastırı, onların tüzüklerinde belirtilen talimatlara uygun olarak bakılacaktır.
Dini alışkanlık
17. Tanrı’ya adanmışlığın dışarıdan görünen bir işareti, din adamlarının bir alışkanlık şeklinde
sade ve yumuşak huyla, yoksul ve birbirlerine benzer olmalarıdır. Ek olarak, sağlık
gerekliliklerini karşılamalı, zamana ve mekâna, görevin gerektirdiği ihtiyaçlara uygun
olmalıdır. Kadın ve erkek dinadamlarının bu normlarla uyum içinde olmayan kuralları
değiştirilmelidir.
Din adamlarının yenilenmesi ve güncel koşullara uyumu
18. Uyarlama ve yenileme büyük ölçüde din adamlarıın eğitimine bağlıdır. Aynı zamanda ne
din görevlisi ne de din görevlisi olmayan kadınlar yenilenmeden sonra hemen havarisel işler
için atanmalıdırlar. Daha çok, uygun dereceleri almaya önelik olarak bilim ve sanat eğitimi ile
birleşmiş dinsel ve havarisel eğitimleri, bu amaçlara göre kurulmuş evlerin ihtiyaçlarının
gereklerine göre sürdürülmelidir.
Günümüz ihtiyaçlarına göre dinsel yaşamın uyarlanması işi, sadece dışarrıdan ve amaca
eşdeğer aktif havarilik kurallarıyla uğraşarak olmamalıdır, din adamları kendi entelektüel
kapasiteleri ve kişisel yeteneklerine bağlı olarak günümüz sosyal yaşamının akımları,
duyarlılıkları ve yaygın düşüncelerini göz önünde tutarak gerekli talimatları vermelidir. Bu
eğitim unsurlarını uyumla birleştirip harmanlamalıdır, öyle ki din adamlarının parçası olduğu
bütünleşmiş bir yaşam amacı sonuç versin.
Din Adamları, din, sanat ve bilim konularında edindikleri kültürü yaşamlarının her döneminde
kusursuzlaştırmak için mücadele etmelidirler. Bunun gibi süperiorler de mümkün olduğunca
onlar için fırsat, araç gereç ve zaman sağlamalıdır.
Süperiyörler, direktörlerin, ruhsal pederlerin ve profesörlerin özenle seçilip eğitilmesine
dikkat etmekle yükümlüdürler.
19. Kurulan yeni cemaatlerdeki artış sorunu ortaya çıktığında yararlılıkları ya da vaadettikleri
pek çok yararlı hizmet ciddiyetle tartılmalıdır. Diğer yandan cemaatler, yararsızlık ya da
yeersiz kaynaklar yüzünden gereksiz hale gelebilir. Özellikle Kiliselerin yakın zamanda
kurduğu bu dini yaşam biçimleri, orada oturanların yaşam biçimi ve bölgelerin gelenek ve
koşullarını ve düşüncelerini dikkate alıp teşvik etmeleri ve geliştirmeleri gereklidir.
Kurumların çalışmaları
20. Dini cemaatler kendilerine uygun görevleri yürütmeli ve bunları tamamlamayı
sürdürmelidirler. Buna ek olarak, evrensel Kilise’nin ve ayrı diyosezlerin ihtiyaçlarını dikkate
aldıktan sonra zamanın ve yerin gerekliliklerini onlara uyarlamalı, uygun ve yeni programlar
oluşturmalı, günümüzde ruhla ve cemaatin otantik yapısı ile bağlantısı azalmış olanları
terketmelidir.
Misyonerlik ruhu dinsel cemaatlerde her koşulda muhafaza edilmelidir.
Her bir cemaatin yapısının izin verdiği ölçüde, her ulusa İncil’in etkin biçimde taşınabilmesi
için modern koşullara göre uyarlama yapılmalıdır.
Gerileyen Manastır ve kurumlar
21. Vatikan’ın ilgili yerel tarikatlara danıştıktan sonra, geliştirilmesi için makul umuda sahip
olup olmadığına karar vereceği cemaatler ve manastırlar olabilir. Bunların gelecekte yeni
başlayanalrı almaları yasaklanmalıdır. Mümkünse bunlar benzer görüş ve ruha sahip daha
iyiye giden cemaat ve manastırlarla birleştirilmelidirler.
Din adamları arasındaki federasyonlar
22. Fırsat varsa ve Vatikan’ın da izni olduğunda bağımsız kurum ve manastırlar aynı dinsel
aileye mensup olup olmadıklarına bakarak federasyonlar oluşturabilirler. Uygulamada tanımlı
kural ve tüzüğü, ve ortak ruhu olan diğerleri birleşmelidirler, özellikle çok az üyeleri varsa.
Son olarak aynı ya da benzer aktif havariliği paylaşanların bir diğeriyle birlik
oluşturmalıdırlar.
23. Bu konsil, Vatikan tarafından kurulmuş olan Büyük Tarikatların sorumlularının konferans
ya da konsillerine olumlu bakar. Bunlar, Kilise’nin iyiliği için daha etkin işbirliğini teşvik
etmek, verilen bölgelerdeki İncil görevlilerinin adil dağılımından emin olmak ve son olarak
tüm din adamlarını ilgilendiren işleri yapmak için her kurumun amacını yerine getirmesine
çok büyük katkı sağlayabilir. Episkoposlar konseyleri ile uygun işbirliği ve koordinasyon
havariliğin yerine getirlmesi üzerine düzenlenmelidir. Laik kuruluşklar tarafından da benzer
konferanslar düzenlenebilir.
Vokasyonların seçilmesi
24. Rahipler ve Hristiyan eğitimciler vokasyonları teşvik etmek için dciddi bir çaba
göstermelidirler; böylece Kilisenin ihtiyaçlarını karrşılamak için gücü artacaktır. Bu adaylar
uygun bir şekilde ve dikkatle seçilmelidir. Sürekli vaazlarla, evanjelik konsillerin yaşamı ve
din adamlarının durumu daha sık ilenmelidir. Ebeveynler de çocuklarının kalplerine
Hristiyan erdemini aşılamak yoluyla onların dinsel vokasyonlarını beslemeli ve
korumalıdırlar.
Dini cemaatler vokasyonları teşvik etmek ve adaylar bulmak için kendilerini tanıtma hakkına
sahiptir. Böyle yaparken, Vatikan ve yerel Tarikatların normlarını gözetmelidirler.
Din adamları, kendi kurumlarını övmek ve dinsel yaşama adaylar toplamak için kendi
sergiledikleri örneklerinden daha iyi bir yol olmadığını hatırlamalıdırlar.
Sonuç
25. Bu uyarlama ve yenilenme nrormlarının kendilerine ait olduğu bu dini kurumlar,
Kilise’nin bugünkü işlerinde olduğu kadar, Tanrı’nın kendilerine verdiği vokasyonara da
cömertlkle karşılık vermelidirler. Bu Kutsal Sinod onların yoksulluk, iffet ve itaat içinde
Mesih İsa’nın verdği örneğe uygun olan yaşamlarına büyük saygı duymaktadır. Üstelik
görünse de görünmese de son derece etkin havarilikleri, gelecek için büyük bir ümit
vermektedir. Bu nedenle bütün din adamlarının imanda kök salmış, Tanrı ve komşusu için
sevgi dolu, haçın sevgsiyle ve gelecek şanın ümidi içinde Mesih İsa’nın iyi haberini tüm
dünyada öyle bir yaysınlar ki tanıklıkları hepimiz tarafından görülsün ve Göklerdeki
Pederimiz yüceltilsin (Mt. 5,16). Bu nedenle Tanrı’nın müşfik annesi, Bakire Meryem Ana’ya
yalvarsınlar, çünkü “onun yaşamı herkes için bir örnektir” 1, ki sayıları her geçen gün artsın
ve yararlı işleri daha da etkin olsun.
1
St. Ambrose, De Virginitate, 1, II, c. II, n. 15.

Benzer belgeler

Dinsel Özgürlük Hakkında

Dinsel Özgürlük Hakkında tamamlanmış evanjelik konseyin itirafının ifadesidir. Bu yaşam biçimi, üstün önemini korumaya devam ettiğinden, gençlerin eğitimi, hastaların bakımı, diğer görevlerin yerine getirilmesi, gibi pasto...

Detaylı

1 .episkopos pavlus tanrı`nın hizmetkârlarının hizmetkârı kutsal

1 .episkopos pavlus tanrı`nın hizmetkârlarının hizmetkârı kutsal 4. Mesih İsa Peder tarafından gönderildiği için, Kilise’deki tüm havariliğin kaynağı ve başlangıcıdır, bu nedenle laik havariliğin başarısı laiklerin Mesih ile birlikte yaşayıp Rab’bin şu sözlerini...

Detaylı