nefret suçları - insan hakları araştırma derneği

Transkript

nefret suçları - insan hakları araştırma derneği
NEFRET SUÇLARI
HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
2015
NEFRET SUÇLARI HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
© İHAD, 2015
Bu kitabın bütün hakları saklıdır. Kitap ticari amaçla kullanılamaz.
İnsan Hakları Araştırmaları Derneği ismi belirtilerek alıntı yapmak serbesttir.
Mart 2015, Ankara
İNSAN HAKLARI ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ
Adres
Telefon
E-posta
İnternet
: Kültür Mah. İçel Sk. No:46/3 Kolej-Ankara/Türkiye
: +90 312 431 88 76
: [email protected]
: www.ihad.org.tr
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ............................................................................................................................. 5
I. GİRİŞ ............................................................................................................................. 7
a. Nefret Suçu Nedir? .............................................................................................. 8
b. İlgili kavramlar: ................................................................................................. 12
i. Önyargı:......................................................................................................... 12
ii. Nefret Söylemi:............................................................................................. 12
iii. Nefret davranışı:........................................................................................... 13
iv. Ayrımcılık:..................................................................................................... 13
II- İLGİLİ MEVZUAT............................................................................................................ 17
a. Uluslararası Belgeler ve Kararlar........................................................................ 17
i. Birleşmiş Milletlerin Nefret Konusuyla İlişkili Belgeleri :................................ 18
1- Birleşmiş Milletler Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına İlişkin
Uluslararası Sözleşmesi.............................................................................. 18
2- Kişisel Ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi....................................... 19
3- Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşme........... 20
4- Çocuk Haklarına Dair Sözleşme .................................................................. 20
5- Din Veya İnanca Dayanan Her Türlü Hoşgörüsüzlüğün ve
Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri................................................ 21
6- Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme ...................................................... 21
ii. Avrupa Konseyinin “Nefret Söylemi” Konusuna İlişkin Belgeleri:.................. 22
iii. AGİT’in Nefret Suçları konusundaki çalışmaları............................................. 23
b. Ulusal Mevzuat.................................................................................................... 24
i. Türk Ceza Kanunu .......................................................................................... 25
1- İnanç, Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme............ 25
2- Nefret ve Ayırımcılık ................................................................................ 26
3-Hakaret...................................................................................................... 27
4- İbadethanelere ve Mezarlıklara Zarar Verme............................................ 28
5- Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama....................................... 29
ii. Diğer kanunlar................................................................................................ 30
4 İÇİNDEKİLER
III- TCK BAKIMINDAN NEFRET SUÇUNUN UNSURLARI........................................................ 31
a. Genel Olarak ...................................................................................................... 31
b. Maddi Unsurlar................................................................................................... 31
i. Fiil ............................................................................................................... 31
ii. Fail ............................................................................................................... 32
iii. Mağdur.......................................................................................................... 34
iv. Konu.............................................................................................................. 35
v. Netice............................................................................................................ 35
c. Manevi unsurlar ............................................................................................... 36
i. Kast ............................................................................................................... 36
ii. Taksir.............................................................................................................. 37
iii. Hukuka Aykırılık ........................................................................................... 38
iv. Kusurluluk...................................................................................................... 39
d. TCK’da Yer Alan ve Nefret Saikiyle İşlenebilecek Suçlar: ................................... 39
IV- AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN NEFRET SUÇU................................. 43
AİHM İÇTİHATLARINDA NEFRET SUÇU........................................................................ 45
JERSİLD / DANİMARKA DAVASI................................................................................. 46
FÉRET / BELÇİKA DAVASI.......................................................................................... 47
LE PEN / FRANSA DAVASI......................................................................................... 48
NORWOOD / BİRLEŞİK KRALLIK DAVASI.................................................................... 49
PAVEL IVANOV / RUSYA DAVASI................................................................................ 49
LEROY / FRANSA DAVASI.......................................................................................... 50
DİNK / TÜRKİYE DAVASI........................................................................................... 51
GÜNDÜZ / TÜRKİYE DAVASI...................................................................................... 52
LINDON, OTCHAKOVSKY–LAURENS VE JULY / FRANSA DAVASI .................................. 53
VONA / MACARİSTAN............................................................................................... 54
SONUÇ ........................................................................................................................... 55
ÖNSÖZ
Ü
lkemiz hukuk literatürüne son yıllarda girmeye başlayan
nefret suçları kavramı nedenleri ve sonuçları itibarıyla
önemli bir etkiye sahiptir. Farklı dini, etkin ve kültürel kimliklerin oluşturduğu toplumsal bir yapıya sahip olan ülkemizde
tarih içerisinde vuku bulan nefret suçları toplumsal barış üzerinde olumsuz etkilere yol açmaktadır. Nefret suçları, pek çok
Avrupa ülkesi ve ABD’de ceza sistemi içerisinde yer almaktadır.
AGİT üyesi ülkelerde olduğu gibi bir izleme ve cezalandırma
sürecinin Türkiye için de bağlayıcı nitelikleri olduğu aşikardır.
Bu amaçla farkındalık çalışmaları yapılmalı, nefret söylemi ve
nefret suçları izlenmeli, bu suçların cezasızlığını önlemek amacıyla hukuksal süreçler aktif olarak işletilmeli nefret kültürü
yerine barış kültürü tesis edilmelidir.
2009 yılından bu yana Türkiye genelinde nefret suçlarının
önlenmesi konusunda çalışmalar yapmakta olan İnsan Hakları
Araştırmaları Derneği (İHAD), gerçekleştirdiği eğitim ve toplantılarla yerel kanaat önderlerinin, sivil toplum örgütlerinin
ve hukukçuların içinde yer aldığı bir izleme sürecinin işlemesine katkıda bulunmuş, ayırca bir yasa taslağı hazırlamış, kamuoyu ve karar alıcılarla paylaşmıştır.
İHAD, nefret suçlarının cezasızlığının ortadan kaldırılması, nefrst suçları vaklarının izlenmesi ve kaydedilmesi için
hukukçulara kaynaklık edecek bir el kitabı hazırlamıştır. Bu
çalışmanın Türkiye’de gerçekleşen nefret söylemi ve önyargı temelli suçların izlenmesi, rapor edilmesi ve cezalandırılmasına
katkıda bulunmasını temenni ederiz.
6 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
NEFRET SUÇLARI
I. GİRİŞ
2
015 yılının ilk günlerinden itibaren Fransa’daki Charlie
Hebdo saldırısı ve ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinin
Chapel Hill kasabasında üç Müslüman gencin komşuları tarafından öldürülmesinin ardından daha yüksek sesle ve daha
geniş kitlelerce konuşulup tartışılmaya başlanan “Nefret suçu”
oldukça yeni bir kavram olup, 1980’li yılların sonlarına doğru
Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkmış ve bu zamanlara
kadar literatürde yer almadığı gibi, hukuki düzenlemelere de
konu olmamıştır. Amerika’da ortaya çıkan bu kavram zamanla
Avrupa’da yankı bulmaya başlamıştır.
Özellikle etnik, dini, kültürel olarak farklı topluluklardan
oluşan ülkelerde toplum içi uzlaşmayı ve düzeni sağlamaya yönelik olarak nefret söylemlerini ve suçlarını önlemeye yönelik
yasaların yapılmasına ve nefret suçlarının cezalandırılmasına
ihtiyaç duyulmaktadır.
İşleniş biçimleri ile mağdurlara ve risk altındaki gruplara ‘istenmedikleri’ mesajını veren ve bu yönü ile basit adli vakalardan ayrılan bu suçlar, ırkçılık ve ayrımcılık tutumlarının sıkça
görüldüğü toplumlarda yasal düzenleme yapılmasını zorunlu
kılmaktadır. Bu yasal düzenlemelerle “nefret suçu”nun başkaca
fail/failler tarafından tekrarlanma olasılığını asgariye indirmek
ve toplum nezdinde caydırıcılık sağlanmaya çalışılmaktadır.
Çünkü bu vakalarda görülen en belirgin özelliklerden birisi de
failin, suçu işlerken arkasına sığındığı argümanların çoğunluk
tarafından kabul gördüğüne inanmasıdır. Yani işleniş biçimi ile
7
8 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
mağdur gruba mesaj veren bu suçlar cezalandırılış biçimi ile de
potansiyel faillere mesaj vermektedir.
“Nefret suçları, zaman zaman çeşitli toplumsal kesimler arasındaki siyasal çatışma ve kamplaşma eğilimleri ile ilgili görünse de, failleri, her zaman, belirli siyasal kesimlere mensup, yönelimleri kararlı kimseler değildir. Ancak nefret suçlarının failleri; bu suçları her zaman siyasi saiklerle işlemiyor olsalar da,
kriminolojik olarak, belirli kesimlere karşı egemen toplumsal
önyargılardan, “tarihsel” düşmanlıklardan, genel kışkırtmalardan etkilenen kimseler oldukları söylenebilir. Bu nedenle nefret suçları, belirli toplumsal kesimlere yönelik egemen-siyasal
ya da sosyo-kültürel tahammülsüzlüğün veya düşmanlıkların,
bireysel izdüşümleri olarak görülebilir.
Aslında her suç için geçerli olan önemli bir kriminolojik
gerçek, nefret suçları için de geçerlidir: Bireysel olsun toplu
olsun suç olgusu; salt bireysel bir “şaşırmışlığın” ya da gayrimeşru bir “ölçüsüzlüğün” değil, aynı zamanda devletin yapısının, toplumsal ilişkilerin ve hiyerarşik yapılanmaların örgütlenmesinin, egemen ahlâk ölçülerinin, ekonomik paylaşımın,
toplumsal, ekonomik ve kültürel iletişim kodlarının niteliğinin
ya da niteliksizliğinin de bir göstergesidir.”1
a. Nefret Suçu Nedir?
“Nefret Suçu” kavramının kullanımının çok uzun bir geçmişi olmaması nedeni ile somut ve açık bir tanıma henüz
ulaşılamamıştır. Kısaca “düşmanlık temelli suç” olarak tarif
edilebilecek bu kavrama dair en geniş ve en çok kabul gören
1
Öykü Didem AYDIN, Nefret Suçları ile Mücadele: Ceza Hukukunun Olanakları ve Sınırları, http://www.turkhukuksitesi.com/makale_1078.htm
NEFRET SUÇLARI
tanımlardan birisi AGİT (Avrupa Güvenlik Ve İşbirliği Teşkilatı) tarafından yapılmıştır. Buna göre nefret suçu şu şekilde
tanımlanmaktadır:
“Mağdurun, mülkün ya da işlenen bir suçun hedefinin
gerçek veya hissedilen ırk, ulusal ya da etnik köken, dil,
renk, din, cinsiyet, yaş, zihinsel ya da fiziksel engellilik,
cinsel yönelim veya diğer benzer faktörlere dayalı olarak
benzer özellikler taşıyan bir grupla gerçek ya da öyle algılanan bağı, bağlılığı, aidiyeti desteği ya da üyeliği nedeniyle seçildiği kişilere veya mala karşı suçları da kapsayacak şekilde işlenen her türlü suçtur.”2
Bu tanıma göre “aidiyetleri” nedeniyle bir kişi veya grubu
sözlü ya da fiziki olarak taciz eden, tehdit edici davranışlarda ya da saldırıda bulunan, cinsel taciz ve tecavüzde bulunan;
ad veya lakap takan, sarkıntılık eden, gözdağı vermeye çalışan,
eşyalarına zarar veren veya gasp eden kişi nefret suçu işlemiş
sayılmaktadır.
Nefret suçunu diğer suçlardan ayırt etmenin çok da kolay
olmayacağı son derece açıktır. Bu ayrımı yapabilmenin ön şartı nefret suçunun özelliklerini iyi kavramaktır. Bir nefret suçu
aşağıdaki unsurları kapsar:
- Ceza hukukuna göre işlenmiş olan bir suçun mevcut olması,
- Failin, suçu bir önyargı/nefret saikıyla gerçekleştirmiş olması.3
2
3
Combating Hate Crimes in the OSCE Region, An Overview of Statistics, Legislation and National Initiatives, OSCE – ODIHR, 2005, s.12
Aktivistler ve STK’lar için Nefret suçları ve Nefret Söylemi İzleme
Rehberi, Sosyal Değişim Derneği yayını, Ekim 2012, Istanbul; s.7
9
10 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
Nefret Motivasyonu


Nefret
Suçu
Ceza Kanununda
Müeyyideye Bağlanmış
Eylem
(Temel Suç)
Dolayısıyla suçu işleyen, mağduru belirli bir gruba üye olması ya da durumu bu şekilde yorumlamış-değerlendirmiş olması nedeniyle kendisine hedef olarak seçmektedir.
Suç oluşturan fiilin bir mülke yönelik gerçekleşmiş olması halinde ise, hedef seçilen mülk, bir grup ile olan bağlantısı
nedeniyle seçilmiştir. Bunlar ibadet yerleri, cemaatin veya grubun buluşma alanları, araçlar ya da yerleşim alanları olabilir.
AGİT nefret suçlarını önlemek için hazırladığı kılavuzda
“nefret suçlarını” aynı zamanda “önyargı suçları” olarak da tanımlamaktadır. Çünkü nefret suçları daima iki unsuru bir arada bulundurmaktadır: Önyargılı bir motivasyonla birlikte cezai bir suçun işlenmiş olması4. Nefret suçlarının birinci unsuru
sıradan ceza kanunları kapsamında suç oluşturan bir eylemin
gerçekleşmesidir. Ülkelerin yasalarında bazı farklılıklar bulunmasına rağmen, söz konusu cezai eylemler konusunda ben4
Hate Crime Laws, A Practical Guide, Published by the OSCE Office for Democratic Institutions and Human Rights (ODIHR), OSCE/
ODIHR 2009, s. 16, http://www.osce.org/odihr/item_11_36671.html
web sitesinde mevcuttur.
NEFRET SUÇLARI
zerlik taşıyan şey genellikle bu tür eylemlerin şiddet eylemleri
olmasıdır. Nefret suçlarına ilişkin ikinci unsur önyargılardır.
Bu onu sıradan suçlardan ayırır. Suçu işleyen koruma altındaki
özelliği kasıtlı olarak hedef seçmiştir. Hedef bir ya da birden
fazla kişi ya da belli özellikleri paylaşan bir grupla özdeşleşmiş mülkiyet olabilir. Koruma altındaki özellik ırk, dil, etnisite,
ulus ya da benzer nitelikteki diğer genel faktörler gibi bir grup
tarafından paylaşılan bir özelliktir5.
“Nefret suçları, saldırganın hedefine yönelik önyargılarının yanı sıra, aynı zamanda söz konusu suçun neden olduğu
etkiyle de önem kazanmaktadır. Saldırgan, hedefini o kişinin
ait olduğu grup nedeniyle seçmektedir. Dolayısıyla burada asıl
olan hedefteki kişi değil, onun belirli ortak karakteristikleri
paylaştığı gruptur. Yani, saldırgan açısından böyle bir suçun işlenmesi için aynı nedenle herhangi bir başkası da seçilebilirdi.
Bir başka deyişle, saldırgan açısından mağdurun kim olduğu
değil, ne olduğu, neyin parçası olduğu önemlidir.
Burada verilmek istenen mesaj sadece doğrudan saldırıya
uğrayan kişiye yönelik olmayıp, o kişinin ait olduğu tüm gruba
yöneliktir. Aynı şekilde saldırgan belli bir kurbana karşı özel
bir nefret veya önyargı beslemiyor olsa da, o kişinin sahip olduğu özelliklere ve aidiyetlerine yönelik beslediği önyargılarla
hareket etmiş olmalıdır.”6
5
6
“Hate Crime Laws” isimli eserden aktaran Hakan Ataman, Orhan Kemal Cengiz, Türkiye’de Nefret Suçları İnsan Hakları Gündemi Derneği yayını.Ankara, 2009
Ulusal Basında Nefret Suçları: 10 Yıl, 10 Örnek, Sosyal Değişim Derneği Yayınları, 2010
11
12 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
Bir karakteristik özelliğin nefret suçu bağlamında koruma
altına alınması için temel veya değiştirilemez olması gerekmektedir7.
Milliyet ve etnik köken değiştirilemez karakteristiğe net birer örnek
teşkil eder. Din değiştirilebilir bir karakteristik özellik olsa da şahsın
kişiliğinin tamamlayıcı bir unsuru olarak değerlendirmesi nedeni ile
grup kimliğinin bir işaretidir ve korunan değerler arasındadır.
b. İlgili kavramlar:
Nefret suçu, oldukça nitelikli bir suç kategorisinde değerlendirilebileceği için bu suçu tanımlanmasında bir takım yardımcı kavramlardan destek alınmaktadır. Bu kavramların başlıcaları ise şu şekilde listelenebilir:
i.
Önyargı: Nefret suçlarını ve söylemlerini tüm suçlardan/adli vakalardan ayıran temel özelliktir. Önyargı,
yeterince hakkında bilgi ya da birikim sahibi olunmayan konu, kişi veya gruplara dair peşin hükümlere dayalı negatif duygu, tutum ya da davranış kalıpları için
kullanılan kavramdır. Günlük hayatta pek çok insanın
farkında olarak ya da olmayarak taşıdığı önyargılar cinsiyet, milliyet veya etnik kökene dayalı kimlikler, dini
inançlar ya da inançsızlıklar ve kültürlere ilişkin genellemeler yapma noktasına geldiğinde yıkıcı sonuçlar doğurabilmektedir.
ii.
Nefret Söylemi: Nefret suçu ile ilgili açıklamalar yapılırken en çok seslendirilen kavramdır. Çoğunlukla he7
OSCE/OIDHR, Hate Crime Laws- A Practical Guide, Warsaw, 2009;
s.38
NEFRET SUÇLARI
nüz cezai anlamda bir “suç”un işlenmediği durumları
tarif etmekte kullanılan bu kavram belirli bir kişi ya da
gruba karşı nefret, nifak, ihtilaf ve hoşgörüsüzlüğe veya
şiddete tahrik, teşvik veya kışkırtmayı ifade etmektedir. Ancak tıpkı nefret suçunda olduğu gibi sıkça kullanılmaya başlanmasına rağmen “nefret söylemi” için
de evrensel olarak kabul gören bir tanıma ulaşılamamıştır. “Yalnız, Avrupa Konseyi’nin Bakanlar Komitesi
tarafından yayınlanan “nefret söylemi” konulu 97(20)
sayılı Tavsiye Kararı’nda bu kavram şu şekilde tanımlanmıştır: “Nefret söylemi” kavramı, ırkçı nefreti, yabancı düşmanlığını, Yahudi düşmanlığını veya azınlıklara, göçmenlere ve göçmen kökenli insanlara yönelik
saldırgan ulusalcılık ve etnik merkezcilik, ayrımcılık ve
düşmanlık şeklinde ifadesini bulan, dinsel hoşgörüsüzlük dâhil olmak üzere hoşgörüsüzlüğe dayalı başka nefret biçimlerini yayan, kışkırtan, teşvik eden veya meşrulaştıran her türlü ifade biçimini kapsayacak şekilde
anlaşılacaktır. Bu anlamda “nefret söylemi” muhakkak
belirli bir kişiye veya gruba yönlendirilmiş yorumları
kapsamaktadır.”8
iii.
Nefret davranışı: kişinin mensup olduğu kimliğe duyulan önyargılardan meydana gelen, ama ceza hukuku
bakımından suç düzeyine de çıkmayan tutumlar ya da
olaylardır.
iv.
Ayrımcılık: Yaş, bedensel özellikler, sınıf, etnik köken,
cinsiyet, ırk ya da din gibi bireysel yeteneği dışındaki
ölçütler nedeni ile kişilere eşit davranılmamasını veya
8
Anne Weber, Nefret Söylemi El Kitabı, Avrupa Konseyi Yayınları,
Çev: Metin ÇULHAOĞLU, 2009, s.3
13
14 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
farklı muamele yapılmasını ifade etmektedir. Bu kavram her zaman ‘negatif ’ bir durumu ifade etmeyebilir,
bireylerin korunması amaçlı olarak bilinçli olarak başvurulabilir. Ancak bu çalışmanın konusu olan nefret
suçları ile bağlantılı olarak kullandığımız ‘ayrımcılık’
terimi olumsuz bir tutumu içerisinde barındıran “…
ayırma, dışlama, kısıtlama veya ırk, renk, cinsiyet, dil,
din, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum,
siyasi veya diğer görüşlere dayalı olarak gerçekleştirilen
ve bütün hak ve özgürlüklerin herkes tarafından tanınmasını ve kullanılmasını engelleyecek veya tanınmasını ve kullanılmasını sınırlandıracak ayrımcılığı…”9 ifade etmektedir.
“Ayrımcılık, kimliği bizden farklı
olanlara yaptığımızher türlü olumsuz
muameledir. En vahimi de onların
haklarını vermeyi reddetmekttir.
Nefret suçu ise daha aktiftir ve daha
şiddetle zarar verir.” *
9
*
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, 18 No’lu Genel Yorum,
paragraf 7-8, Genel Yorum’un Türkçe çevirisi için bkz., Lema Uyar
(derleyen ve çeviren), Birleşmiş Milletler’de İnsan Hakları Yorumları:
İnsan Hakları Komitesi ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi 1981-2006, Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2006, s. 42-43
Hakan Ataman - Orhan Kemal Cengiz, Baskın Oran ile Söyleşi, Türkiye’de Nefret Suçları İnsan Hakları Gündemi Derneği yayını. Ankara,
2009
NEFRET SUÇLARI
ÖNYARGI DAVRANIŞLARI
Tek Tipleştirme, Hakaret İçeren Şakalar, Ad
Takma, Alay Etme, Dışlama
AYRIMCI DAVRANIŞLAR
Kişilerin Kimliğinden Ötürü Bireysel ya
da Grup Haklarının İhlali (İş Yerinde,
Hizmetlere Erişimde vb...)
AŞIRI ŞİDDET - NEFRET SUÇU
Tehdit, Saygısızlık, Vandalizm, Nefret
Maili, Taciz, Cinayet, Saldırı, Tecavüz,
Kundaklama, Organize Saldırılar, Terörizm,
Şiddet, Saltırganlık, Gözdağı Verme
SOYKIRIM
15
16 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
NEFRET SUÇLARI
II- İLGİLİ MEVZUAT
İ
nsan hakları sorunlarının dinamik niteliği dolayısı ile sorunlar ve kapsam değişikliği süreklidir. Yeni ihlal alanlarının
tanımlanması, yeni suç kategorilerinin hukuk normları içerisinde ele alınmasını beraberinde getirmektedir. “Nefret suçları
kavramı, hukuk literatürüne göreceli olarak yeni tarihlerde girmiş bir kavram olmasına karşın, özellikle insan hakları, eşitlik/
ayrımcılık yasağı ve hukukun üstünlüğü gibi temel evrensel
hukukî değerleri benimsemiş demokratik toplumlarda hemen
bir karşılık bulmuş ve bu suçlara ilişkin bir yasal düzenleme
refleksi geliştirilmiştir. Öyle ki, nefret suçları alanındaki ilk yasal düzenlemeden bu yana henüz yarım asır dahi geçmemiş olmasına karşın, sözgelimi Avrupa ve Güvenlik Teşkilatı (AGİT)
üyesi 56 ülkeden 48 tanesi, kendi ulusal mevzuatlarında nefret
suçlarını konu alan spesifik yasal düzenlemeleri hayata geçirmişlerdir. Bu düzenlemelerin çok büyük bölümü ise, bir suçun
nefret saikıyla işlenmesi halinin ceza yasalarında cezayı ağırlaştıran bir nitelikli hal olarak düzenlenmesi şeklinde gerçekleşmektedir.”10
a. Uluslararası Belgeler ve Kararlar
Doğrudan doğruya ülkelerin iç hukukuna etki etmeyen
uluslar arası sözleşmeler ve örgüt tavsiye kararları, evrensel ni10
Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar, Türk Hukukunda Nefret Suçlarına İlişkin
Yasal Düzenleme Çalışmaları, Prof. Dr. Nur Centel’e Armağan, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk Araştırmaları Dergisi, Cilt
19,sayı:2, İstanbul 2013, s.1280
17
18 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
telikte kıstasların belirlenmesi ve bunların ihlali halinde sergilenecek ortak tutumları oluşturmada etkili olduğundan ‘nefret
suçu’nu incelerken ayrıca dikkate şayandır. Bu belgeler, insan
haklarına saygılı olmaya uğrasan devletler bakımından uluslar
arası bir baskı oluşturmakta, bazen de taraf devletlere yükümlülükler getirmektedir.
Türkiye de bu sözleşmelerden bazılarına taraf ve uluslar
arası örgütlere de üyedir. Bu taraf olma halinin getirdiği yükümlülükler ‘nefret suçları’ bakımından da geçerlidir. Özellikle, ülkemizde henüz teknik anlamıyla bir nefret suçu düzenlemesi olmadığı ve anayasanın 90. maddesi uyarınca usulüne
göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmaların kanun
hükmünde olduğu ve yine usulüne göre yürürlüğe konulmuş
temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla
kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı göz önünde bulundurulduğunda uluslararası
mevzuatı daha da dikkatle incelemek gerekecektir.
i. Birleşmiş Milletlerin Nefret Konusuyla İlişkili
Belgeleri :
1- Birleşmiş Milletler Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan
Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi11
Türkiye bu Sözleşmeye 2002 yılında taraf olmuştur. Sözleşmenin 4. maddesi uyarınca; Taraf devletlerin bir ırkın veya belli
bir renge veya etnik kökene mensup bir grubun üstünlüğü fikrine
ya da teorilerine dayanan ya da her ne şekilde olursa olsun ırkçı
nefreti ve ayrımcılığı haklı çıkarmaya veya yüceltmeye çalışan
11
TBMM tarafından 3.4.2002 ve 4750 sayılı Kanunla kabul edilmiştir.
NEFRET SUÇLARI
tüm propaganda ve örgütleri kınayacağı ve bu tür ayrımcılık faaliyetleri ile ayrımcılığı teşviki ortadan kaldırmaya yönelik acil
ve olumlu önlemler almayı üstleneceği belirtilmiştir. Sözleşmeye göre taraf devletler şu hususlarda gerekli önlemleri almak durumundadırlar:
a) Irkçı üstünlüğe ya da nefrete dayalı tüm fikirlerin yayılmasını, ırk ayrımcılığını teşviki, herhangi bir ırka ya da başka
bir renk ya da etnik kökene mensup bir gruba yönelik şiddet
eylemlerini ya da bu tür eylemleri teşviki ve ayrıca ırkçı eylemleri finanse etmek dahil bu eylemlere her türlü yardım sağlamayı yasayla cezalandırılacak suç olarak ilan edeceklerdir. b) Irk ayrımcılığını destekleyen ya da bu tür ayrımcılığa teşvik eden tüm örgütleri ve ayrıca örgütlü ve diğer tüm propaganda faaliyetlerini yasa dışı ilan edecek ve yasaklayacaklar ve
bu tür örgütlere ya da faaliyetlere katılımı yasayla cezalandırılacak bir suç olarak ilan edeceklerdir. c) Yerel veya ulusal kamu kurum ve yetkililerinin ırk ayrımcılığını desteklemesine ya da ırk ayrımcılığına teşvik etmesine izin vermeyeceklerdir. 2- Kişisel Ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi12
Sözleşmenin 19.maddesinde “ifade özgürlüğü” düzenlenmiştir. Maddeye göre ifade özgürlüğü ancak başkalarının haklarına ve şöhretine saygı, ulusal güvenliğin, kamu düzeninin
ya da kamu sağlığı ve genel ahlakın korunması bakımından
mecburen gereklilik arz eden durumlarda ve ancak yasayla sınırlanabilecektir. Düzenlemede nefret söylemini doğrudan yasaklayan bir husus bulunmamaktadır. 12
16 Aralık 1966, BM Genel Kurulunun 2200 A (XXI) sayılı Toplantısında kabul edilmiştir.
19
20 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
Bununla birlikte sözleşmenin 20.maddesi uyarınca her türlü savaş propagandasının ve ulusal, ırksal ya da dinsel nefretin
ayrımcılık, düşmanlık ya da şiddete kışkırtmaya dönüşecek biçimde savunulmasının yasalarla önlenmesi gerekmektedir. “Ayrımcılığa, kin ve nefrete veya şiddete tahrik eden ulusal, ırksal
veya dinsel düşmanlığın savunulması hukuk tarafından yasaklanır.”
(Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi Madde 20/2)
3- Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine
Dair Sözleşme13
Sözleşmenin 1. Maddesinde kadınlara karşı ayrımcılık tanımlanmış, cinsiyete dayalı her hangi bir ayrım, dışlama veya
kısıtlamanın ayrımcılık olduğu belirtilmiştir.
Sözleşmenin 2. maddesi taraf devletlere, kadınlara karşı
ayrımcılığın her biçimini yasaklamakta, her türlü vasıtayla ve
hiç vakit kaybetmeden kadınlara karşı ayrımcılığın tasfiye edilmesi politikasını yüklemektedir. Bu çerçevede, Sözleşmeye taraf olan devletler, erkeklerin ve kadınların eşitliği prensibinin
pratik olarak uygulanmasını sağlamak, ayrımcılığı yasaklayan
mevzuatı çıkarmak, eşitliği koruyacak hukuki mekanizmalar
kurmak, ayrımcılık yapılmasını önleyecek tedbirler almak gibi
hukuki alanda tedbirler alma yükümlülükleri düzenlenmiştir.
4- Çocuk Haklarına Dair Sözleşme 14
Sözleşmenin 2. Maddesine göre “taraf devletler, Sözleşmede
yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa,
13
14
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 18 Aralık 1979 tarihli ve 34/180
sayılı Kararıyla kabul edilmiştir
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Tarafından 20 Kasım 1989 Tarihinde Kabul Edilmiştir. (Resmi Gazete: 27 Ocak 1995 -22184)
NEFRET SUÇLARI
kendilerinin, ana babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal,
etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler
nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler”.
5- Din Veya İnanca Dayanan Her Türlü
Hoşgörüsüzlüğün Ve Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine
Dair Bildiri15
Bildirinin 4. maddesine göre devletler, yaşamın her alanında; kişisel, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel insan haklarının ve temel özgürlüklerinin tanınması, kullanılması ve bunlardan yararlanılması sırasında din ve inanca dayanan ayrımcılığı önlemek ve tasfiye etmek için etkili tedbirler almalıdır.
Devletler, bu tür ayrımcılığı yasaklamak için gerektiği takdirde
mevzuat çıkarmak veya değiştirmek de dahil, din veya bu konudaki diğer inançlara dayanan hoşgörüsüzlükle mücadele etmek üzere gerekli bütün tedbirleri almak için her türlü çabayı
göstermelidir.
6- Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme16
Sözleşmenin 5. Maddesine göre, taraf devletler engelliliğe
dayalı her türlü ayrımcılığı yasaklamak ve engellilerin herhangi
bir nedene dayalı ayrımcılığa karşı eşit ve etkin bir şekilde korunmasını güvence altına almakla yükümlüdür. Sözleşmenin
8. maddesinde taraf devletler, yaşamın her alanında engellilere
yönelen klişeler, önyargılar, incitici uygulamalar ile cinsiyet ve
yaş temelli ayrımcı davranışlarla mücadele etmek için acil, etkin ve uygun tedbirleri almayı taahhüt etmektedirler;
15
16
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 25 Kasım 1981 tarihli ve 36/55
sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 13 Aralık 2006 tarihinde
kabul edilmiş, 30 Mart 2007 tarihinde imzaya açılmıştır.
21
22 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
ii. Avrupa Konseyinin “Nefret Söylemi” Konusuna
İlişkin Belgeleri:
Bakanlar Komitesi’nin R (97) 20 sayı ve 30 Ekim 1997 tarihli
tavsiye kararında ‘nefret söylemi’ ifadesi, “ırksal nefreti, yabancı düşmanlığını, anti-semitizmi veya hoşgörüsüzlüğe dayalı başka nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, destekleyen ya da haklı
çıkarmaya çalışan her türlü ifade tarzı olarak anlaşılmalıdır ”
şeklinde tanımlanmıştır.
Avrupa Konseyi’nin nefret söylemi ve nefret suçları konusuna ilişkin bir kısım belgeleri şunlardır:
- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin “nefret söylemi”
hakkındaki 30 Ekim 1997 tarihli R 97 (20) numaralı Tavsiye Kararı17
- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Irksal, Ulusal,
Dini Nefrete Karşı Alınması Gereken Önlemlere İlişkin
(68) 30 sayılı Tavsiye Kararı
- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 12 Şubat 2004
tarihli Medyada Politik Tartışma Özgürlüğü Deklarasyonu18
- Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin dinleri dolayısıyla kişilere karşı işlenen kutsal değerlere hakaret, dini
17
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 30 Ekim 1997 tarihli “Nefret söylemi” başlıklı 97/20 sayılı Tavsiye Kararı RECOMMENDATION No.
R (97) 20 OF THE COMMITTEE OF MINISTERS TO MEMBER
STATES ON “HATE SPEECH” http://www.coe.int/t/dghl/standardsetting/media/doc/cm/rec(1997)020&expmem_EN.asp
18 Bakanlar Komitesi tarafından, 12 Şubat 2004 tarihinde yapılan 872.
Bakan Delegeleri Komitesi toplantısında kabul edilmiştir. Türkçesi için Bkz: http://www.coe.int/t/dghl/standardsetting/media/doc/
translations/turkish/Dec%282004%29PoliticalDebate_tr.pdf
NEFRET SUÇLARI
-
-
-
-
-
-
hareketler ve nefret söylemi hakkındaki 1805 (2007) numaralı Tavsiye Kararı
Venedik Komisyonunun kutsal değerlere hakaret, dini
hakaretler ve dini nefrete tahrik konusundaki çalışması
(406/2006)
Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonunun
(ECRI) ırkçılık ve ırk ayrımcılığıyla mücadeleye yönelik
ulusal mevzuat hakkındaki 7 numaralı Genel Politika
Tavsiye Kararı19
Irkçılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm ve hoşgörüsüzlükle mücadele ile ilgili ECRI 1 Nolu Genel tavsiye kararı.
Ulusal düzeyde ırkçılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm ve hoşgörüsüzlükle mücadelede uzmanlaşan yapılarla ilgili ECRI 2 Nolu Genel tavsiye kararı.
İnsan Hakları Sorunu Komiseri tartışma belgesi: Etnik
gazetecilik ve insan hakları
Nefret söylemi kılavuzu20
iii. AGİT’in Nefret Suçları konusundaki çalışmaları
‘Nefret suçu’ kavramı AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Teşkilatı) gündemine ilk olarak 2003 yılının Aralık ayında gerçekleştirilen Bakanlar Konseyi toplantısında girmiştir. Maastricht’te yapılan bu toplantıda AGİT üyesi tüm ülkeler nefret
suçlarının yarattığı tehlikeleri kabul ederek, bu suçlarla mü19 www.ihop.org.tr/dosya/coe/ecri/ECRI_7tr.doc
20 “Nefret söylemi kılavuzu,” Anne Weber, Avrupa Konseyi Yayınları,
2009, ISBN 978-92-871-6614-2. (Türkçe çevirisi için Bkz: http://www.
ihop.org.tr/dosya/coe/nefret_soylemi.pdf
23
24 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
cadele için gerekli adımların atılması konusunda görüş birliği
içerisinde olduklarını beyan etmişlerdir. 21
Nefret suçlarına karşı mücadelede oldukça önemli bir işlev
gören hükümetler arası kurumların başında Avrupa Güvenlik
ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gelmektedir. AGİT de, 2006’dan
beri nefret suçlarıyla ilgili gelişmeleri takip etmekte ve bu suçların önlenmesi amacına yönelik çalışmalar yapmak için bir
internet sayfası (TANDIS)22 oluşturmuş bulunmaktadır. Uluslararası düzlemde göz ardı edilmemesi gereken kazanımlardan
birisi de yargı çalışmalarıdır. Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi
ve AİHM, hem yasal iyileştirmeler hem de yargı kararlarının
bağlayıcılığı açısından ciddi bir mesafe alınmasına neden olmuştur.
b. Ulusal Mevzuat
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10.maddesine göre herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din mezhep
ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde
eşittir. Bu genel kuralın ötesinde nefret suçları ile ilgili yasal
düzenlemeler değişik zamanlarda farklı yasalarda yapılmıştır.
Bunların en güncel olanı ise ‘demokratikleşme paketi’ olarak
bilinen 6529 sayılı Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi
Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun ile yapılan değişikliklerdir.
2 Mart 2014 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve 13 Mart 2014 tarihinde resmi gazete de yayınlanan de21
OSCE Ministerial Council Decision No. 4/03, Maastricht, 2 December 2003
22 Tolerance and Non-Discrimination Information System(TANDIS),http://tandis.odihr.pl
NEFRET SUÇLARI
mokratikleşme paketi ile ‘ayrımcılığın’ yanı sıra ‘nefret suçu’
da kanun kapsamına alınmıştır. Öncelikle TCK olmak üzere,
diğer yasalarda yer alan nefret suçuna ilişkin düzenlemeler
aşağıda detaylı olarak incelenecektir.
i. Türk Ceza Kanunu
Türkiye’de nefret ve önyargı saikı ile işlenen suçlar konusunda ‘teknik’ anlamda bir yasal düzenleme henüz bulunmamaktadır. 6529 sayılı yasa ile yapılan değişiklik basına ‘nefret suçu
artık TCK’da’ şeklinde yansımış olsa da yapılan düzenleme tipik bir nefret suçu hükmü teşkil etmemektedir.
Her ne kadar Türk ceza mevzuatında ‘nefret suçu’ başlığı altında özel bir düzenleme bulunmasa da nefret suçu olarak değerlendirilebilecek ya da nefret suçu ile ilgili sayılabilecek bazı
hükümler bulunmaktadır. Bu bölümde 5327 sayılı Türk Ceza
Kanunu’nda yer alan bu nitelikteki hükümler incelenecektir.
Türk Ceza Mevzuatında nefret kavramının açıkça anıldığı tek madde
122. maddedir. Bunun dışında tipik olarak ya da herhangi bir
eylemin önyargı veya nefret sebebi ile işlenmesi halinde ağırlaştırıcı
bir sebep olarak düzenlenmesi de söz konusu değildir. Ancak bazı
maddelerin içeriği itibariyle nefret suçu olarak nitelenebilmesi
mümkündür.
1-İnanç, Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin
Kullanılmasını Engelleme
Madde 115- (1) Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi
dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları
açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
25
26 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
(2) (Değişik: 2/3/2014-6529/14 md.) Dini inancın gereğinin
yerine getirilmesinin veya dini ibadet veya ayinlerin bireysel ya da toplu olarak yapılmasının, cebir veya tehdit
kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla
engellenmesi hâlinde, fail hakkında birinci fıkraya göre
cezaya hükmolunur.
(3) (Ek: 2/3/2014-6529/14 md.) Cebir veya tehdit kullanarak
ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir kimsenin
inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam
tarzına ilişkin tercihlerine müdahale eden veya bunları
değiştirmeye zorlayan kişiye birinci fıkra hükmüne göre
ceza verilir.
Bu maddede cebir ve şiddet eylemi temel suç niteliğindedir.
Failin bu suçu önyargı ile işlemesi halinde nefret suçu oluşacaktır. Yani fail suçu işlerken mağdurun temsil ettiği değerlerden kaynaklanan nefret ve önyargı ile hareket ettiğinde teknik
anlamda bir nefret suçu meydana gelmiş olacaktır.
2- Nefret ve Ayırımcılık
Madde 122- (Değişik: 2/3/2014-6529/15 md.)
(1) Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce,
felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle;
a) Bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini,
b) Bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını,
c) Bir kişinin işe alınmasını,
d) Bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını,
NEFRET SUÇLARI
engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu maddenin başlığı “Ayırımcılık” iken, 2/3/2014 tarihli ve
6529 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle ‘Nefret ve ayırımcılık’
şekilde değiştirilmiştir. Ancak bu düzenleme sadece şekli bir
düzenlemeden ibarettir. “Kamuoyunda nefret suçu düzenlemesi olarak algılanan bu değişiklik aslında nefret suçlarının
‘nefret ve önyargı saikı ile işlenen temel suç’ formülasyonu ile
bağdaşmamaktadır. Çünkü bu suçta işlenen fiiller temel bir suç
niteliği taşımamaktadır. Dolayısıyla nefret saikı ortadan kaldırıldığında işlenen fiiller hukuka uygun duruma gelmektedir.
Dolayısıyla değişikliğe rağmen TCK m.122 hükmü ‘ayrımcılık
Suçu’ hüviyetini muhafaza etmektedir.23”
3-Hakaret
Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını
rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat
eden (...) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar
hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (…)
(3) Hakaret suçunun;
(…)
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini
açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun
davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
23
İlhan BULUT, Nefret Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara 2014; s. 170
27
28 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
“Nefret içerikli ifadeler, çoğu zaman hakaret benzeri fiillerle karıştırılmaktadır. Bir grubun aşağılanması halinde hakaret
suçu söz konusu olabilirse de bu grubun dinsel, etnik, ırksal, siyasal, cinsel vs. niteliklerinden dolayı aşağılanması nefret suçu
olarak ifade edilir. Pozitif hukuk açısından bir topluluğu hedef
alan ırkçı ve nefret içerikli sözler hakaret olarak değil, koşulları
varsa TCK m. 216/f.2’deki halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk,
din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen
aşağılamak suçunu oluşturacaktır24.”
4- İbadethanelere ve Mezarlıklara Zarar Verme
Madde 153- (1) İbadethanelere, bunların eklentilerine,
buralardaki eşyaya, mezarlara, bunların üzerindeki yapılara, mezarlıklardaki tesislere, mezarlıkların korunmasına yönelik olarak yapılan yapılara yıkmak, bozmak
veya kırmak suretiyle zarar veren kişi, bir yıldan dört yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada belirtilen yerleri ve yapıları kirleten kişi,
üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(3) Birinci ve ikinci fıkralardaki fiillerin, ilgili dini inanışı
benimseyen toplum kesimini tahkir maksadıyla işlenmesi
halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
Düzenlemede suçun maddi unsurları arasında önyargı veya
nefret yer almamaktadır. Yani bu suç herhangi bir önyargı ya
da nefret saikı olmaksızın, örneğin mezarlıklarda değerli maden aramak gibi bir şekilde işlenecek olursa da cezalandırılacaktır. Ancak maddenin son maddesinde nitelikli hal olarak
24
Devrim AYDIN, Türk Ceza Kanunu’nda Hakaret Suçu, Prof. Dr. Nur
Centel’e Armağan, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk
Araştırmaları Dergisi, Cilt 19,sayı:2, İstanbul 2013, s.917
NEFRET SUÇLARI
düzenlenen ‘tahkir maksadı’nın içinde önyargıyı ve nefreti barındırdığı açıktır. Bu nedenle bu düzenlemenin bir nefret suçu
olduğunu ifade etmek yerinde olacaktır.
5- Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Veya Aşağılama
Madde 216- (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya
bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik
eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve
yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet
veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi,
altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen
aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
“216. maddede ayrımcılık ile bağlantılı olarak toplumda
oluşabilecek kin ve düşmanlığın önüne geçmek için düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, ırkçı veya başka biçimde ortaya
çıkabilecek çeşitli hakaret içeren veya şiddete yönelik, ifade ve
hareketler, kamu düzeni için tehlike doğurduğu veya açık ve
mevcut bir tehlikenin ortaya çıktığı durumlarda cezalandırmaktadır. Bu maddenin eski düzenlemesi genellikle düşünce
ve ifade özgürlüğünü kısıtlanması yönünde kullanılmışsa da
özellikle Ermeniler, Çingeneler vs. gibi etnik grupları yoğun
olarak hedef alan söz ve davranışlar için de kullanılabilmesi
mümkündür ve bu amaçla olumlu bir düzenleme olarak kabul
29
30 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
edilebilir” 25. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus bu
maddede cezalandırılan eylemin nefret suçu değil nefret söylemi olduğudur.
ii. Diğer kanunlar
Devlet Memurları Kanunu (657 sayılı)
Kamu hizmetlerinde yararlanma hakkı bağlamında halen
yürürlükte olan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 7.
maddesi kamu hizmeti verilirken ayrımcılık yapılmasını yasaklamıştır. Madde metni kısaca şu şekildedir. “Devlet memurları
(...) görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar(...)”
Bu eylemi gerçekleştiren, yani ayrımcılık yapan memurlar
için uygulanacak yaptırım da aynı kanunun disiplin cezalarını
düzenleyen 125. maddesinin D fıkrasının I bendinde, kademe
ilerleme cezasını gerektiren fiiller arasında “görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşüncü, felsefi inanç, din
ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef
tutan davranışlarda bulunmak,..” şeklinde ayrımcılığa da yer
verilerek düzenlenmiştir.
25
Ulaş KARAN, Türk Hukukunda Ayrımcılık Yasağı Ve Türk Ceza Kanunu’nun 122. Maddesinin Uygulanabilirliği TBB Dergisi, Sayı 73,
2007, s.146
NEFRET SUÇLARI
III- TCK BAKIMINDAN NEFRET SUÇUNUN
UNSURLARI
a. Genel Olarak
‘Nefret’ kavramı Türk ceza hukukuna ayrımcılığa ilişkin
maddede 2014 yılında yapılan değişiklikle girmiştir. Bunun
dışında “nefret suçu”nu tipik bir biçimde düzenleyen, hangi
fiillerin, hangi koşullarda bu suçu oluşturacağını ve ne ile cezalandırılacağını açıkça hükme bağlayan herhangi bir madde
veya ayrı bir nefret yasası bulunmamaktadır. Bu nedenle nefret
ve önyargı suçlarına ilişkin teknik inceleme, tüm suçlar için geçerli olan maddi ve manevi unsurlar, hukuka aykırılık, kusurluluk gibi unsurlar üzerinden yapılabilmektedir.
b. Maddi Unsurlar
i.Fiil
Kişinin kendi iradesi ile dış dünyada değişiklik oluşturan
hareketini ifade eder ve suçun ilk yapısal unsuru, tipe uygun
eylemdir Nefret suçu bakımından yasa ile öngörülmüş (örneğin adam öldürme suçunda birinin hayatına son vermek gibi)
tipik bir fiil bulunmamaktadır. “Bir nefret suçu fiilinin failin
iradesi dahilinde ve bu suçu farklı kılan diğer özelliklerin bilincinde olarak (mağdurun kimliğine saldırı, karakteristik özelliği
hedef alma vs.) gerçekleşmesi gerekir.” 26 Ceza hukukunda ha26
İlhan BULUT, Nefret Suçları, a.g.e; s. 77
31
32 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
reketin iki değişik görünüş biçimi vardır: Yapmak ve yapmamak. İlki icrai, ikincisi ise ihmali bir harekettir. Nefret suçları
icrai hareketlerle işlenebileceği gibi ihmali olarak da işlenebilir.
Birini etnik kimliği nedeni ile öldürmek icrai şekilde işlenmiş bir
suç iken; bir sağlık görevlisinin etnik kimliği nedeni ile bir hastaya
ilaçlarını vermeyerek ölümüne sebep olması suçun ihmali le
işlenmesine örnek teşkil eder.
ii.Fail
Ceza hukukunda ancak gerçek kişiler fail olabilirler, tüzel
kişilerin fail olması mümkün değildir. Türk ceza hukuku bakımından nefret suçunun faili için öngörülmüş özel bir nitelik bulunmayıp, genel hükümlere tabirdir. Nefret suçları bakımından faillerin kişilikleri ve bu suçları işlemedeki amaçlarına
göre çeşitli sınıflandırmalar yapılmaktadır. Bu tasniflerden en
dikkat çekici olanları şu şekilde tablo haline getirmek mümkündür. 27, 28
27 Lawrence, The Punishment of Hate: Towards A Normative Theory
of Bias-Motivated Crimes, Michigan Law Review, Vol: 93, No:2, Nov.
1994, s.371; Aktaran İlhan BULUT; a.g.e., s. 22
28 Jack McDevitt, Jack Levin, Susan Bennett, Hate Crime Offenders: An
expanded Typology,Journal of Social Issues, Vol: 58, No:2,2002,s. 303317; Aktaran İlhan BULUT; a.g.e. s.80
NEFRET SUÇLARI
Nefret Suçu
Faili
Bilinçli Nefret Suçu
Faili
Gerçekleştirdiği eylemin
anlamının farkındadır.
Irkçılığın Farkında
Olmayan Fail
Önyargılarını
içselleştirmiştir ve fiilinin
aslında önyargılardından
kaynaklandığıın farkında
değildir.
Saldırgan
Tutumunun
Farkında Olmayan
Fail
Davranışının toplum tarafından
onaylanmadığını bilmekle
beraber, bu davranışın özelanlamı
nedeni ile bazı gruplar için taşıyor
olabileceği hasasas anlamın
farkında değildir.
Güç ve
Heyecan İçin
Nefret Suçu
İşleyenler


Nefret
Suçu Faili

Dünyayı Kötü
ve Aşağı
Gördüğü
İnsanlardan
Temizlemeyi
Misyon Edinerek
Nefret Suçu
İşleyenler
Misilleme
Amacı ile
Nefret Suçu
İşleyenler

Kendi
Alanlarına/
Kaynaklarına
Karşı Tehdit Olarak
Algıladıkları Kişilere
Karşı Savunma
Amaçlı Nefret
Suçu
İşleyenler
33
34 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
iii.Mağdur
CMK’ da mağdura ilişkin net bir tanım yapılmamış olmakla birlikte, bu kavramı açıklamak için uluslararası belgelerden
faydalanmak mümkündür. Bu kavrama ilişkin en kapsayıcı tanımlardan birisi “Suçtan Ve Yetki İstismarından Mağdur Olanlara Adalet Sağlanmasına Dair Temel Prensipler Bildirisi29”nin
1. maddesinde yer alan tanımdır. Buna göre “yürürlükte bulunan ceza kanunlarının eylem veya ihmal yoluyla ihlal edilmesi
nedeniyle, bireysel veya toplu bir olarak, fiziksel veya ruhsal
biçimde yaralanma da dahil olmak üzere manevi acılar çeken,
ekonomik kayba uğrayan veya temel hakları esaslı bir biçimde
zayıflayan ve bu suretle zarar gören kimseye ‘mağdur’ denir.”
Nefret suçları bakımından mağdurun nitelikleri suçun ayrı
bir kategoride incelenmesinin sebebi olduğundan, bu unsur
son derece önemlidir.
TCK’ya son düzenleme ile giren nefret ifadesi ile bu suçun
mağduru ayrımcı bir tutum ya da nefret saikı ile bir ekonomik
etkinlikte bulunmasına engel olunan, işe alınmayan, kamuya
arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasına engel olunan
veya kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malı
satın/devir almasına veya kiralamasına engel olunan kimseler
olabilir. Ancak bu dar tanım nefret suçundan zarar görenleri
ifade etmekten son derece uzaktır.
Nefret suçlarında mağdur şahsi nedenlerle değil, diğer grup
veya topluluk üyeleri ile paylaştığı ortak karakteristik özellikler
nedeni ile hedef seçilmektedir. Hatta “bu noktada karakteristik
29
Suçtan Ve Yetki İstismarından Mağdur Olanlara Adalet Sağlanmasına Dair Temel Prensipler Bildirisi, http://istanbul.mazlumder.org/tr/
main/yayinlar/sozlesmeler/18/suctan-ve-yetki-istismarindan-magdur-olanlara/365 (Erişim Tarihi: 01.02.2015)
NEFRET SUÇLARI
özelliği taşımamakla birlikte korunan gruplarla olan bağlantıları ve ilişkileri nedeniyle saldırıya uğrayan kişilerin de nefret
suçu mağduru sayılıp sayılmaması konusunda bir tartışma bulunmaktadır.”30
iv.Konu
Suç, kanunla korunmuş olan “hukuki bir değer veya menfaati ihlal etmektedir. Bu demektir ki, suçla ihlal edilen, ceza ile
korunan, böylece hukukilik kazanan beşeri değer veya menfaat, suçun hukuki konusunu oluşturmaktadır.”31
Nefret suçlarında suçun konusu kişinin yaşam hakkı ya da
vücut bütünlüğü olabileceği gibi şeref haysiyet gibi manevi değerleri de olabilir. Yine hedef alınan kişi ya da gruba ait malvarlıkları da suçun konusunu oluşturabilir.
“Nefret suçları çerçevesinde sıkça işlenen öldürme ve yaralama fiilinde suçun konusu insan vücududur. Aynı şekilde
mala zarar verme, yağma gibi suçlarda suçun konusu malvarlığı şeklindedir. Hakaret suçunda suçun konusu kişiye ait onur
ve şeref gibi kavramlardır.32”
v.Netice
Netice, suçun işlenmesi nedeni ile dış dünyada meydana
gelen değişikliktir. Suçun kanuni tanımında netice aranmış,
bağımsız olarak yer almışsa bu tür suçların işlenmiş sayılması
için kanunda sözü edilen neticenin gerçekleşmesi gerekmektedir. Neticesiz suç da mümkündür.
30
31
32
İlhan BULUT, a.g.e., s.85
Zeki Hafızoğulları- Devrim Güngör, Türk Ceza Hukukunda Suçların
Tasnifi, TBB Dergisi, Sayı 69, 2007; s. 23
İlhan BULUT, a.g.e., s.84
35
36 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
Nefret veya önyargı motivasyonu ile işlenen suçlarda temel
suç bakımından kanunda netice aranmışsa suçun oluşabilmesi
için neticenin de gerçekleşmesi gerekmektedir.
Öldürme, yaralama, mala zarar verme gibi suçların gerçekleşmesi
için nefret veya önyargı motivasyonunun yanısıra kanunda aranan
neticenin de ortaya çıkmış olması gerekir. Ancak cinsel saldırı, taciz,
hırsızlık, hareket gibi suçlarda fiilin nefret veya önyargı motivasyonu
ile işlenmiş olması yeterlidir, çünkü bu suçlar davranış suçlarıdır.
c. Manevi unsurlar
Failin bir suçu işlemekten dolayı sorumlu tutulabilmesi için,
ceza normunda yasaklanan fiilin gerçekleştirilmesi yetmez, ayrıca haksızlık teşkil eden bu fiil ile kişi arasında manevi bir bağın da bulunması gerekir. Fail ile fiili arasında kurulan bu bağ
suçun manevi unsurunu oluşturmaktadır. Eğer bu bağ kurulamazsa failin ceza hukuku bakımından sorumluluğu da ortadan
kalkacaktır.
i. Kast
Kast, failin suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesini ifade eder. Nefret suçları
açısından bakıldığında da bu suçların işlenebilmesi için failin
kastla harekete geçmiş olması gerekir. “bu kasıt da başta mağdurun karakteristik özellikleri olmak üzere fiilin diğer maddi
unsurlarının bilinmesi ve bu bilinçle eylemin gerçekleştirilmesini gerektirmektedir.33”
33
İlhan BULUT, a.g.e., s.91
NEFRET SUÇLARI
Nefret suçları bakımından kastı incelediğimizde doğrudan
kast/olası kast ayrımına da değinmek gerekmektedir. Doğrudan kast, suçun kanuni tanımda yer alan maddi unsurların
(mağdur, netice, konu, nedensellik bağı) fail tarafından istenmesi, yani iradenin, düşünülen, bilinen ve dolayısı ile istenen
bir sonucu gerçekleştirmek için kullanılması söz konusudur.
Olası kast ise failin suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların gerçekleşebileceğini öngörebilmesine rağmen eylemine devam etmesi ve fiilinin olası sonuçlarını kabullenmesidir.
Nefret suçunun varlığından söz edilebilmesi için doğrudan
kastın varlığı aranır, olası kastla nefret suçu işlenmesi mümkün
değildir. Fail eylemi ile belirli bir neticeyi elde etmek ister, bu
netice onun için bir hedeftir.
Nefret suçları, sembolik suçlardır. Aslında fail bu suçu işlerken
grubun diğer üyelerine de bir mesaj vermektedir. Bu mesajı
verebilmesi ise eylemini ve sonuçlarını bilerek hareket etmesine
bağlıdır. Bu da failin doğrudan kast ile hareket ettiği anlamına gelir.
ii. Taksir
Taksir, kişinin sorumluluğunda olan dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlali ile zararlı veya tehlikeli neticenin öngörülmemesi yahut öngörülmesine rağmen önlenmemesidir. Suçlar
kural olarak kasten işlenebilir. Taksire dayanan sorumluluk,
istisnai bir nitelik arz etmektedir. Bu sebeple bir suçun taksirle
işlenmesi halinde ceza verilmesi yasada konuyla ilgili açık bir
düzenlemenin varlığına bağlıdır.
Taksirden bahsedilebilmesi için failin iradesi ile gerçekleştirdiği hareketinden doğan hukuka aykırı neticeyi istememiş
olması gerekir. Taksirden bahsedebilmek için öngörülmüş ol-
37
38 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
sun (bilinçli taksir) veya olmasın (bilinçsiz-basit taksir) neticenin istenmemesi aranır. Bu nedenle nefret suçunun taksirle
işlenmesi mümkün değildir. Nefret suçunda fail eyleminin de,
sonucunun da farkındadır ve bu eylemin yaratacağı etkiyi hedeflemektedir.
iii. Hukuka Aykırılık
Hukuka aykırılık, yapılan eylem ve faili ile hukuk düzeni
arasındaki bağdır. Fail tarafından gerçekleştirilen eylem hukuk
düzeniyle çatışmakta ise hukuka aykırılık unsuru tamamlanmıştır. Prensip olarak kanunda tanımlanan unsurları taşıyan
bir hareket hukuka aykırıdır. Ancak, hukuka aykırılığa bir takım istisnalar getirilerek, kanundaki tanıma uygun bazı fiillerin hukuka kabul edileceği belirlenmiştir. Bu istisnai hallerin
varlığı halinde failin eylemi cezalandırılmayabilir. Sözü edilen
hukuka uygunluk hallerini başlıca şu şekilde sıralamak mümkündür:
1. Kanunun hükmü ve amirin emri (TCK m. 24/1)
2. Meşru savunma (TCK m. 25)
3. Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası (TCK m. 26)
4. Cebir, şiddet, korkutma ve tehdit altında işlenen suçlar
(TCK m. 28)
Nefret ve önyargı suçları bakımından bir değerlendirme yapılacak olursa, hukuka uygunluk nedenlerinin, bu suç türünün
yapısı ve doğası gereği uygulanmasının mümkün olmadığını
ifade etmek yerinde olacaktır. Örneğin nefret saikı ile bir kişinin malına zarar veren bir kişinin bir hakkı kullandığı ya da
mağdurun rızasını aldığı düşünülemez.
NEFRET SUÇLARI
iv. Kusurluluk
Suçu teşkil eden son kriter kanunda belirtilen tipe uygun
biçimde işlenen hukuka aykırı fiilin isnat yeteneği var olan bir
kişi tarafından bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Yani kişi davranışının hukuka aykırı olduğunu fark edebilecek halde iken
bu şekilde davranmayı tercih etmektedir. Kusurluluk unsuru
aynı zamanda, ceza hukukunun evrensel ilkelerinden biri olan
‘kusursuz suç ve ceza olmaz’ ilkesinin suçu oluşturan unsurlara
yansımasıdır.
“Nefret ve önyargı suçlarında failin belli bir saikla hareket
etmesi gerekmektedir. Bu durum failin, saikının yöneldiği değerlerin tarihsel bağlamı, sosyal içeriği ve sembolik etkisinin
farkında olmasını gerektirmektedir. Fail, işlediği fiilin içerisinde yaşadığı toplumun düzenine ve normlarına aykırı olduğunu, eyleminin bireysel mağduriyetler yanında sosyal tahribata
ve kimlikler ekseninde infiale neden olma tehlikesi taşıdığının
bilincinde olmalıdır. Bu bilincin olmadığı durumlarda failin
eyleminden dolayı kusurluluğundan bahsedilemeyecektir.34”
d.TCK’da Yer Alan Ve Nefret Saikiyle
İşlenebilecek Suçlar:
Bu bölümde detaylı bir biçimde incelendiği üzere TCK bakımından ‘tanımlanmış’ nefret suçunun kapsamı son derece
dardır. Kanunda tanımlanmamış olması ve suçu işleyen kişinin
kafasından neler geçtiğini kanıtlamanın zorluğu, kişinin motivasyonunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturma gerekliliği, bu suçların nefret suçu olarak işlendiğinin
ispatlanmasını zorlaştıracaktır.
34
İlhan BULUT, a.g.e., s.96
39
40 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
Nefret suçu yasalarda açıkça düzenlenmiş olmadığı için, suçun
işlendiği şartlar, failin suçu işlerken kullandığı ifadeler hatta belki
failin suç geçmişi ve sosyal çevresi saik konusunda mahkemenin
hükmünü etkileyebilir.
Her ne kadar kanunla tanımlanmamış veya ağırlaştırıcı bir
unsur olarak değerlendirilmemiş olsa da, aşağıdaki temel suç
tiplerinin nefret saikı ile işlenebilmesi mümkündür35. Burada böyle bir listeye yer verilmesinin amacı Türkiye’de gerçek
anlamda henüz yasal düzenleme olmaması, nefret suçunun
teknik anlamda suç olarak tanımlanmamış olmasıdır. Aşağıda
verilen liste, suçun nefret saikı ile işlenmesi halinde cezanın
alt sınırdan uzaklaşılarak ya da üst sınırdan verilmesi için gerekçe oluşturulması konusunda bir yol gösterici olarak kullanılabilecektir. Cezanın bireyselleştirilmesini düzenleyen TCK
61. maddenin nefret suçlarının cezalandırılması bakımından
büyük önem arz eden kısmı şu şekildedir.
Cezanın Belirlenmesi ve Bireyselleştirilmesi
MADDE 61. - (1) Hâkim, somut olayda;a) Suçun işleniş biçimini, b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları, c) Suçun
işlendiği zaman ve yeri,d) Suçun konusunun önem ve değerini, e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını, g)
Failin güttüğü amaç ve saiki,Göz önünde bulundurarak,
işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve
üst sınırı arasında temel cezayı belirler.
Çünkü her ne kadar nefret suçu yasa ile tanımlanmamışsa
da TCK 61. madde faili suç işlemeye yönelten saikin, cezanın
35
Nefret Suçlarının İzlenmesi Ve Raporlanması El Kitabı, İnsan Hakları
Araştırmaları Derneği, Mayıs 2013, Ankara, s.24
NEFRET SUÇLARI
bireyselleştirilmesi aracı olarak göz önünde bulundurulacağını
ifade etmiştir. Aşağıda yer alan bu listedeki suçlar nefret saikiyle işlendiği takdirde adil biçimde cezalandırılması bakımından
bu madde en büyük dayanağı teşkil etmektedir.
Madde 81 Kasten öldürme
Madde 82 Kasten öldürme suçunun nitelikli halleri
Madde 84 İntihar
Madde 86 Kasten yaralama
Madde 87 Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
Madde 90 İnsan üzerinde deney
Madde 91 Organ ve doku ticareti
Madde 94 İşkence
Madde 95 Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence
Madde 96 Eziyet
Madde 99 Çocuk düşürtme
Madde 101 Kısırlaştırma
Madde 102 Cinsel saldırı
Madde 103 Çocukların cinsel istismarı
Madde 105 Cinsel taciz
Madde 106 Tehdit
Madde 107 Şantaj
Madde 108 Cebir
Madde 109 Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Madde 112 Eğitim ve öğretimin engellenmesi
Madde 114 Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi
41
42 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
Madde 115 İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme
Madde 116 Konut dokunulmazlığının ihlali
Madde 117 İş ve çalışma hürriyetinin ihlali
Madde 118 Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi
Madde 120 Haksız arama
Madde 123 Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma
Madde 125 Hakaret
Madde 148 Yağma
Madde 149 Nitelikli yağma
Madde 151 Mala zarar verme
Madde 152 Mala zarar vermenin nitelikli halleri
Madde 153 İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme
Madde 185 Zehirli madde katma
Madde 213 Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla
tehdit
NEFRET SUÇLARI
IV- AVRUPA İNSAN HAKLARI
SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN NEFRET SUÇU
A
vrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde nefret suçu veya nefret söylemi konusunda doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), saldırgan ve
Sözleşme’ye aykırı olduğu düşünülen çeşitli ifade biçimlerini
(ırkçılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm, saldırgan milliyetçilik ve azınlık ve göçmenlere uygulanan ayrımcılık gibi) tespit
etmektedir. AİHM bununla birlikte bu tespitlerinde bir yanda
aşırılığa yönelik ciddi ve gerçek bir kışkırtma ile öte yanda bireylerin (gazeteciler ve siyasetçiler dahil) görüşlerini özgürce
ifade etme ve başkalarını “kızdırma, şok etme ya da rahatsız
etme”36 hakları arasında bir ayrım yapma konusunda daha dikkatli davranmaktadır. .
AİHM iki sebeple “nefret söylemini” Sözleşme’nin koruma
kapsamı dışında bırakmaktadır:
1. Sözleşmenin 10. maddesinin ikinci fıkrası ve 11. Maddede öngörülen kısıtlamaları uygulamak suretiyle (söz konusu
ifadelerin nefret söylemi olduğu halde Sözleşmenin temel değerlerini yok etme kapasitesine sahip olmadığı durumlarda bu
yaklaşım benimsenmiştir) ya da,
2. Söz konusu ifadelerin Nefret söylemine varması ve Sözleşmenin temel değerlerini inkar etmesi durumunda 17. Maddeyi (Hakları kötüye kullanma yasağı) uygulamak suretiyle.
36
Handyside / Birleşik Krallık Davası (no. 5493/72) 7.12.1976 par. 49
43
44 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
Sözleşmenin 10. maddesi “ifade özgürlüğü”nü düzenlemektedir. Maddenin birinci paragrafında ifade özgürlüğünün nasıl
korunacağı, ikinci paragrafında da hangi koşullarda ve nasıl
sınırlanabileceği düzenlenmiştir.
Sözleşmenin 10. Maddesine göre;
“1. Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu
makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına
engel değildir.
2. Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal
güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının
korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli
olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara
tabi tutulabilir.”
Sözleşmenin 10. Maddesi nefret söylemini doğrudan yasaklamamaktadır. Bununla birlikte Mahkeme’nin (AİHM) içtihatlarında ifade özgürlüğünün nefret söylemi açısından sınırlandırılmasını, başkalarının şöhreti ve hakları kapsamında
demokratik bir toplumda gerekli bulduğu kararlar vardır.
AİHM, ifade özgürlüğü konusuna büyük önem atfetmekte
ve içtihatlarında bunun altını çizmektedir. Bu çerçevede, ifade özgürlüğü ile nefret söylemi arasındaki sınırın belirlenmesi
önem kazanmaktadır.
NEFRET SUÇLARI
AİHM, devletlerin nefret savunusunu yasaklamaya ve özellikle etnik kimliği nedeniyle bu tarz tehditlere maruz kalan kişilerin korunmasına dair, uluslararası hukuktan kaynaklanan
bir takım yükümlülükleri olduğunu belirtmektedir.
AİHM’e göre nefret içerikli ifadeler Sözleşmenin 17.maddesine (hakların kötüye kullanılması yasağı) göre değerlendirilmekte ve sözleşmenin sağladığı korumanın kapsamından
çıkarılmaktadır. Sözleşmenin 17. Maddesine göre: “Bu Sözleşme’deki hiçbir hüküm, bir devlete, topluluğa veya kişiye,
Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerin yok edilmesi veya
bunların Sözleşme’de öngörülmüş olandan daha geniş ölçüde
sınırlandırılmalarını amaçlayan bir etkinliğe girişme ya da eylemde bulunma hakkı verdiği biçiminde yorumlanamaz.”
AİHM ifade hürriyetinde, genel toplumsal kabuller aleyhindeki ifadeler konusunda genel olarak özgürlükçü yorumlar
yapmaktadır. Ancak, rahatsızlık veren tartışma konusu ifadelerin toplumda zayıf olan bir kesim (göçmenler, azınlıklar gibi)
aleyhinde olması halinde, ifade özgürlüğü yerine zayıf toplumsal grubun korunmasını tercih ettiği görülmektedir.
AİHM İÇTİHATLARINDA NEFRET SUÇU37
AİHM, önüne gelen başvurularda konunun ifade özgürlüğü
kapsamında olup olmadığına değerlendirirken, davalı devletlerin yasaklama konusu olayın nefret söylemi olduğuna ilişkin iddialarını da değerlendirmiştir. AİHM, Sözleşmenin 10.
Maddesi kapsamında bir konuyu değerlendirirken, yasaklama
konusu olayı sırasıyla şu açılardan incelemektedir:
37 Nefret söylemi ilgili AİHM içtihatları için bkz: “AİHM Bilgi Notu
– Nefret Söylemi”, Ekim 2012 http://www.echr.coe.int/Documents/
FS_Hate_speech_TUR.pdf
45
46 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
• Müdahalenin varlığı
• Kanunen öngörülmüş olma
• Meşru Amaç (kamu güvenliği, düzensizliği önlenmesi ve
başkalarının haklarının korunması amaçları gibi)
• Demokratik Toplumda Gereklilik
AİHM, bir ifadenin nefret söylemi mi yoksa ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı konusundaki esas değerlendirmeyi
“Demokratik Toplumda Gereklilik” unsuru bakımından değerlendirmektedir.
İfade hürriyeti söz konusu olduğunda, AİHM’nin “Handyside” kararı önemli ve dikkat çeken kararlardan birisidir. AİHM
bu kararında şöyle demektedir: “İfade özgürlüğü, sadece lehte
olduğu kabul edilen veya zararsız görülenler için değil ama aynı
zamanda, toplumun veya devletin bir bölümünü gücendiren(offend), rahatsız ve şoke (shock) eden ‘bilgi’ ve ‘düşünceler’ için de
geçerlidir.”
AİHM’in nefret söylemi ve nefret suçu ile ilgili önemli içtihatlarını kısaca özetleyeceğiz:
JERSİLD / DANİMARKA DAVASI38
Gazeteci Jens Olaf Jersild, kendilerine “Greenjackets” (Yeşil
Ceketliler) adını veren ve Danimarka’daki göçmenler ve diğer
etnik gruplar hakkında aşağılayıcı ifadelerde bulunan gençlerin oluşturduğu bir grubun üç üyesiyle yapmış olduğu bir televizyon röportajından alıntılar içeren bir belgesel yapmıştır. Bay
Jersild, ırkçı yorumlara yardım ve yataklık etmekten mahkum
olmuştur. Başvurucu ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğini
iddia etmiştir. AİHM, açık bir şekilde ırkçı yorumlarda bulu38
Jersild / Danimarka, no. 15890/89, 23.09.1994
NEFRET SUÇLARI
nan “Greenjackets” grubunun üyeleri ile gençlerden oluşan bu
grubu ortaya çıkarmak, analiz etmek ve açıklamak ve “toplumda halihazırda büyük kaygılar uyandırmış bir konunun spesifik
boyutlarına” değinmek amacında olan Bay Jersild arasında bir
ayrım yapmıştır. Başvurucu, bütün olarak belgesel, ırkçı görüş
ve fikirleri yaymayı değil, bir toplumsal sorun hakkında kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçladığı gerekçesiyle, AİHM 10.
maddenin ihlal edildiğine hükmetmiştir. AİHM, “ırkçı düşünce açıklamaları”nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile korunamayacağını ifade edilmiştir. Basın yayın organlarının nefret
içerikli ifadeleri yayımlarken sorumlu davranması, nefret söylemine maruz kalan kişilerin haklarının korunması noktasında
dengeli ifadelere yer verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Oyçokluğu ile alınan karara muhalif olan hakimler, ırk ayrımcılığına karşı mücadele hayati önemini vurgulayarak, gazetecinin kamuoyunu bilgilendirmekle beraber sadece ırkçı
görüşlerin aktarılmış olduğuna dikkat çekmişlerdir39.
FÉRET / BELÇİKA DAVASI40
Daniel Féret Belçika’daki Ulusal Cephe (National Front) adlı
siyasi partinin başkanı ve Parlamento’da milletvekiliydi. Partinin, 1999-2001 yıllarında seçim kampanyasında astığı afişler
ve dağıttığı bildirilerde yabancılara karşı nefret içeren ifadeler
yer almıştır. “Belçika’nın İslamlaştırılmasına karşı çıkın,” “Düzmece entegrasyon politikasına son verin” ve “Avrupalı olmayan
iş arayanları evlerine gönderin” gibi sloganlar içeren çeşitli
broşürler dağıtılmıştır. Belçika mahkemesi Feret’i ırk ayrımcılığına kışkırtma suçundan mahkum etmiştir. AİHM, Féret’in
39http://hudoc.echr.coe.int/sites/eng/pages/search.aspx?i=001-57891
40 Féret / Belçika, No. 15615/07, 16.7.2009
47
48 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
ifadelerinin açık bir şekilde özellikle toplumun ‘daha az bilgili
üyeleri arasında yabancılara karşı güvensizlik, reddetme ve hatta nefret uyandırma’ potansiyeline sahip olduğu sonucuna varmıştır. Mahkemeye göre, seçim ortamında dile getirilmiş olması Féret’in mesajını daha etkili kılmış, açık bir şekilde ırksal
nefrete tahrike kadar varmıştır. Sonuç olarak Feret’in mahkum
edilmesini haklı bulan AİHM politikacıların ifade özgürlüğü
olmasına karşın bu özgürlüğü kullanırken hoşgörüsüzlüğü
güçlendirecek nitelikte yorumlar yapmaktan kaçınmaları gerektiği belirtilmiştir.
LE PEN / FRANSA DAVASI41
Fransa’daki ırkçı “Ulusal Cephe” partisinin lideri Le Pen’in
bir gazeteye verdiği röportajda Fransa’daki Müslümanlar için
kullandığı “Sayıları 5 milyon değil de 25 milyon olduğu gün
Fransa’yı onlar yönetiyor olacak” ifadeleri bir grup insanın kökeni veya etnik grup, ulus, ırk veya din gibi spesifik bir gruba
üye olma veya olmamaya dayalı ayrımcılık, nefret ve şiddete
tahrik ettiği gerekçesiyle 10 bin Euro para cezasıyla cezalandırılmıştır. Le Pen, AİHM’e başvurarak ifade özgürlüğünü koruyan Sözleşme’nin 10. maddesinin ihlal iddia etmiştir.
AİHM, Fransa’daki Müslüman azınlığın korunması bakımından, ırkçı ifadelerin cezalandırılmasını “başvuranın ifade
özgürlüğü hakkına yapılan müdahalenin “demokratik bir toplumda gerekli” olduğu” sonucuna varmış ve başvuruyu kabul
edilemez bulmuştur.
41
Le Pen / Fransa, No. 18788/09, 20/04/2010
NEFRET SUÇLARI
NORWOOD / BİRLEŞİK KRALLIK DAVASI42
Mark Anthony Norwood, Kasım 2001-Ocak 2002 tarihleri
arasında kendisinin üye olduğu İngiliz Ulusal Partisi tarafından Kendisine verilen ve İkiz Kuleleri alevler içinde gösteren
bir posteri penceresine asmıştır. Resmin altında “İslam, Britanya’dan dışarı – Britanya Halkını koruyun” yazısı ve ay-yıldızın
üzerinde çarpı işaretine yer veren poster nedeni ile yargılama
yapılmış, sonuç olarak Norwood bir dini gruba karşı ağır düşmanlıktan dolayı mahkum olmuştur. Norwood ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiği iddiası ile AİHM’e başvurmuştur.
AİHM, söz konusu şekilde dini gruba karşı genel ve öfkeli bir
saldırının ve söz konusu grubun bir bütün olarak son derece
ağır bir terörizm eylemiyle ilişkilendirilmesinin başta hoşgörü, toplumsal barış ve ayrımcılıktan kaçınma gibi Sözleşmenin
ilan edip güvence altına aldığı değerlerle bağdaşamaz olduğunu tespitle Bay Norwood’un 10. Madde uyarınca koruma talep
edemeyeceğini tespit etmiştir. AİHM, başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.
PAVEL IVANOV / RUSYA DAVASI43
Pavel Ivanov, bir dizi makale yazıp yayınlayarak Yahudileri
Rusya’da kötülüğün kaynağı olarak göstermiştir. Ivanov, Yahudileri Ruslara karşı entrikalar kurmakla suçlamıştır; ifadelerinin tonu belirgin bir şekilde antisemitiktir. Kendisi etnik, ırksal
ve dinsel nefrete teşvikten mahkûm olmuştur. Bay Ivanov özellikle mahkûmiyetinin birbiriyle çelişen kanıtlara dayandığını
ileri sürerek etkili başvuru hakkının (13. Madde) ihlal edildi42
43
Norwood / Birleşik Krallık, no. 23131/03, 16.11.2004
Pavel Ivanov / Rusya, no. 35222/04, 20.02.2007
49
50 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
ğinden şikayet etmiştir. Rus mahkemelerini, Yahudilerin bir
millet olmadığı şeklindeki iddiasını kanıtlayacağını düşündüğü bir uzman raporu talep etmemekle eleştirmiştir. Ayrıca dini
inançları dolayısıyla kendisinin ayrımcılığa uğradığını da iddia
etmiştir (14. Madde). AİHM, Bay Ivanov’un özünde 10. Madde
uyarınca sahip olduğu ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğinden şikayet ettiğini tespit etmiştir. Mahkeme yayınlarında
“Yahudilere karşı nefreti teşvik etmeyi” amaçlayan ve belirli bir
etnik gruba karşı şiddeti savunan başvuranın 10. Madde kapsamında koruma talep edemeyeceği görüşünü benimsemiştir.
AİHM, başvurunun kabul edilemez olduğunu ilan etmiştir.
LEROY / FRANSA DAVASI44
İfade özgürlüğüyle ilgili en önemli davalardan biridir. Karikatürist Denis Leroy 13 Eylül 2001’de haftalık bir Bask gazetesinde yayınlanan ve 11 Eylül saldırılarıyla ilgili çizdiği karikatürde “Hepimiz bunun hayalini kurduk... Ama Hamas gerçekleştirdi” ifadesini yazmıştır. Fransa, Leroy’u ‘terörü mazur
göstermek’ suçundan para cezasına çarptırmıştır. Leroy, ifade
özgürlüğünün ihlal edildiğini belirtip AİHM’e başvurmuştur.
AİHM, Leroy’un söz konusu eseriyle ‘Amerikan emperyalizminin şiddet kullanılarak yıkılmasını yücelttiğini, 11 Eylül
saldırılarının faillerine manevi desteğini ifade ettiğini, binlerce
sivile karşı işlenen şiddet konusunda onaylayıcı ifadelerde bulunduğunu ve kurbanların haysiyetini azalttığı’ yönünde karar
vermiştir. AİHM bu kararında her ne kadar söz konusu gazetenin tirajı düşük olsa da karikatür insanlarda belli bir düzeyde tepkiye yol açtığını ve bunun Bask ülkesinde şiddeti tahrik
etme ve kamu düzeni üzerinde açık bir etkiye yol açma kapasi44
Leroy / Fransa, No. 36109/03, 02.10.2008
NEFRET SUÇLARI
tesinin olduğunu gözlemlemiş ve Leroy’un ifade özgürlüğünün
ihlal edilmediği yönünde karar vermiştir.
DİNK / TÜRKİYE DAVASI45
2007’de öldürülen AGOS gazetesi genel yayın yönetmeni
Hrant Dink, ‘Ermenilerin 1915 soykırımının mağdurları olarak konumlarının tanımlanması konusunda takıntılı oldukları,
ama Türklerin bu ihtiyaca karşı duyarsız kaldıklarını, bunun da
Ermenilerin çektiği travmaları açıkladığını’ yazmıştır. . Ermeni
diasporasının ülkeyle bağlarının güçlendirilip daha sağlıklı bir
Ermeni kimliği oluşturulması gerektiği fikrini de dile getiren
Dink’in ifadeleri aşırı milliyetçi gruplardan tepki toplamıştır.
Ceza Kanunu’nun 301. maddesi kapsamında “Türklüğü aşağılamaktan’ mahkum edilen Dink yaklaşık bir buçuk yıl sonra
suikasta uğrayarak hayatını kaybetmiştir. Ölümünden sonra
ailesinin yaptığı başvuruda yer alan şikayetler arasında ifade
özgürlüğü hakkının ihlal edildiği yönünde bir talep de bulunmaktaydı. AİHM, Dink ailesinin başvurusunu kabul edip, Türk
makamların Dink’in can güvenliğini sağlamak konusunda yetersiz kaldığını tespit etmiştir. AİHM, kararında “ Türkiye’nin
Ermeni soykırımını kabul etmemesine yönelik eleştirileri nedeniyle Dink, Türk yargısı tarafından dolaylı olarak cezalandırıldı” ifadesi kullanmıştır. Mahkeme Dink’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.
45
Dink / Türkiye, no. 2668/07, 6102/08, 30079/08, 7072/09 ve 7124/09,
14.09.2010
51
52 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
GÜNDÜZ / TÜRKİYE DAVASI46
Müslüm Gündüz kendi iddiasına göre bir İslami tarikatın
üyesidir. Gece televizyonda yayınlanan bir tartışma programında demokrasi hakkında son derece eleştirel konuşmuş,
çağdaş laik kurumları “dinsiz” olarak nitelemiş ve laik ve demokratik ilkeleri yoğun şekilde tenkit etmiş ve açık bir şekilde
Şeriat kanunların uygulanması çağrısında bulunmuştur. Bir
dine ya da mezhebe mensubiyet temelinde halkı alenen nefret
ve düşmanlığa kışkırtmaktan mahkum olmuştur. Bay Gündüz
ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
AİHM, Bay Gündüz’ün kamuoyunun hâlihazırda aşina
olduğu tarikatının aşırıya giden görüşlerini temsil ettiğini ve
halkın önünde canlı bir tartışmaya aktif bir şekilde katıldığını
kaydetmiştir. Bu çoğulcu tartışma, tarikatının ve demokratik
değerlerin İslam’ın anlayışıyla bağdaşmaz olduğu düşüncesi de
dahil olmak bu tarikatın alışılmışın dışındaki görüşlerini kamuoyuna sunma amacı gütmekteydi. Bu konu, Türk medyasında kapsamlı bir tartışma konusu olmuş ve genel bir ilgi oluşturmuştur. AİHM, Bay Gündüz’ün ifadelerinin, şiddete çağrı
ya da dini hoşgörüsüzlük temelinde “nefret söylemi” olarak
değerlendirilemeyeceği sonucuna varmıştır. 10. Maddenin ihlal edildiğine hükmetmiştir
46
Gündüz / Türkiye, no. 35071/97, 4.12.2003
NEFRET SUÇLARI
LINDON, OTCHAKOVSKY–LAURENS VE JULY /
FRANSA DAVASI47
AİHM, bir romanın yazar ve editörünün aşırı sağcı bir parti
ve başkanına hakaret etmekten cezalandırılmaları konusunda
yapılan şikâyette 10. madde ihlali bulunmadığına; bir gazetenin müdürünün romanın eleştiri konusu yapılan kısımlarına
yer veren ve yukarıdaki mahkûmiyetleri kınayan bir dilekçenin
yayımlanmasından sonra hakaretten dolayı cezalandırılmasında da ihlal bulunmadığı sonucuna varmıştır.
AİHM’e göre “Roman olsa dahi her yazının hakaretten
mahkûm edilebileceğini ifade etmek 10. maddeye aykırı değildir. Kuşkusuz, edebiyat eseri yapanla bunları yayımlayanlar demokratik bir toplumun olmazsa olmaz şartı olan fikir ve
düşünce alışverişine katkıda bulunmaktadırlar. Bundan dolayı
devletin bunların ifade özgürlüğünü, hele ki burada da söz konusu olduğu gibi siyasi ya da militan bir ifade tarzıyla yazılmış
bir eser söz konusuysa, haksız yere çiğnemekten kaçınma mecburiyeti vardır. Ancak romancı ve onun eserlerini tanıtanların
da “ödevleri ve sorumlulukları” bulunmaktadır. Söz konusu
bölümlerin sert içeriği ve Ulusal Cephe ve başkanını isim vererek hedef almış olması dikkate alındığında, bu bölümlerin hakaret içeren nitelikte oldukları sonucuna varmak eleştirilemez.
Ayrıca, yazarın arasına mesafe koyduğu ifadeler bir kenara koyulmuş ve sadece yazarın düşüncesini yansıtan ifadeler hakaret
olarak kabul edilmiştir.
“Siyasi mücadele aktörleri, azami bir ölçüyü ve edep kurallarını muhafaza etmelidirler; muhalifini, bu kişi tartışma
47 Lindon, Otchakovsky–Laurens Ve July / Fransa, No. 21279/02,
22.10.2007 (Büyük Daire)
53
54 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI
alanında aşırılıkçı bir tutum sergileyen bir şahsiyet olsa da, yaralama amacı taşıyan ve kin ve şiddeti körükleyen ifadeler kullanılmasına, bir siyasi tartışma içinde, hoşgörüyle bakılamaz.”
VONA / MACARİSTAN48
AİHM, Macar Muhafızlar isimli ırkçı derneğin Çingenelere
karşı ırkçı faaliyet ve söylemleri nedeniyle kapatılmasını Sözleşmeye (11. Maddede korunan örgütlenme özgürlüğü hakkına) aykırı görmemiştir.
Karar gerekçesi özetle şöyledir; başkalarının haklarına yönelik yeterince yakın bir zarar, demokratik bir toplumun sayesinde var olduğu ve işleyişinin dayandığı temel değerleri zayıflatma tehdidinde bulunuyorsa, Devlet parti niteliğinde olmayan
oluşumlara karşı demokrasiyi korumak için gerekli tedbirleri
alma yetkisine sahiptir. Toplumun üyelerinin ırk ayrımcılığı
olmadan birlikte yaşamaları böyle bir değerdir; ki bu olmadan
demokratik bir toplum tasavvur edilemez. Devletin, müdahale etmeden önce, bir siyasi hareketin demokrasiyi zayıflatmak
için harekete geçmesini veya şiddete başvurmasını beklemesi
gerekmez. Yaygın olandan daha az kabul gören veya şok edici
veya rahatsız edici olan fikirlerin bile geliştirilmesi için, bireylerin dernekleşmesi ve dernek özgürlüğü önemlidir. Yetkililer,
Sözleşme ve demokrasi standartları ile bağdaşmayan bir politikayı uygulamak için kamusal yaşamda somut adımlar atan bir
harekete karşı, başkalarının haklarını korumak için müdahale
edebilir. Yapılan toplantıların azınlıkların yaşadığı yerde ve göz
korkutan nitelikte olması nedeniyle söz konusu derneğin kapatılması Sözleşme’nin 11. Maddesine aykırı değildir.
48
Vona / Macaristan, No. 35943/10, 09.07.2013
SONUÇ
C
eza hukukunun amacı kişilerin güven içerisinde birlikte
yaşamaları için gerekli olan hukuksal değerleri korumaktır. Muhakkak cezanın faili ıslah etmek, yeniden topluma kazandırmak amaçlarının yanı sıra toplumu suçtan kurtarmak ve
suçluları caydırmak amacı da vardır. İyi hazırlanmış bir mevzuat nefret suçlarını önlemeye yönelik caydırıcı bir araç kabul
edilebilir, ancak kesinlikle ilk ve tek araç değildir. Her türlü
ırkçılığın ve ayrımcılığın önlenmesinde medya, eğitim ve siyaset gibi yollar öncelikle başvurulan yol kabul edilmeli, cezai
yaptırımlara ise son çare olarak başvurulmalıdır. Yani nefret
suçlarının cezalandırılmasından önce önlenmesi hedef kabul
edilmelidir. Ancak alınan tüm tedbirlere rağmen işlenmesi durumunda ise nefret suçlarının etkin biçimde soruşturulması ve
faillerin adil bir biçimde cezalandırılması, bu suçların toplum
vicdanında oluşturacağı yaraları iyileştirici sonuçlar doğuracaktır. Bu noktada bu suçların önlenmesinde eğitimciler, sivil
toplum kuruluşları ve siyasetçilere görev düşerken, etkin soruşturma ve cezalandırma konusunda sorumluluk hukukçuların üzerinde olduğundan nefret suçları konusunda yoğun çaba
sarf etmek ve kullanılabilecek tüm enstrümanları dikkatlice
incelemek gerekmektedir.
Mağdur Görüşme Tutanağı
1 Görüşme Tarihi, Yer Ve Saati
Adı Ve Soyadı
Doğum Yeri Ve Tarihi
Cinsiyeti
Uyruğu
2 Mağdurun
Dini
Etnik Kökeni
Eğitim Durumu
Mağdurun Mesleği
Velisinin Veya Yasal
Temsilcisinin Adı
Soyadı
Mağdurun kimliğinin gizli tutulması
3 talebi var mı? (bazı davalarda bu
talep edilebilir)
Olayın konusu
Olayın tarihi
(Biliniyorsa)
Şüphelinin adı soyadı
4 Olayın gerçekleştiği yer
Aynı yerde daha önce gerçekleşen
olay var mı?
5
Mağdurla önceden tanışıklığı var
mı?
Kurum ise kurumun
Şikayetçi
adı
veya
7 (Şahıs İse) Adı Soyadı
ihbarda
Adresi , Mağdura
bulunan
Yakınlığı
8
Suçun yöneldiği şey ne?
(Mal/can/manevi değerler)
Önceden yapılmış bir tehdit/
korkutma var mı?
Olayın işleniş biçimi bir mesaj
vermeye yönelik mi ? Evetse Nasıl?
Olayın kısa özeti:
Mağdurun konu ile İlgili daha
önceden adli makamlara ulaşmış bir
10 şikâyeti, tedbir talebi ya da kararı
var mı?
Var ise mercii ve tarihi
Olayın gerçekleştiği yeri gören
kamera- mobese vs var mı? Nerede?
Zanlının, önceden hazırlanarak
11 ve sonuçlarını bilerek bu eyleme
giriştiğine dair emare var mı? Neler?
Beden muayenesi, vücuttan örnek
alma vb işlem yapılmış mı?
Olaya tanıklık eden birileri var mı?
12
Faillerin kendilerine ya da
yakınlarına yönelik olarak
saldırılarını tekrarlamasından
duyulan endişeler var mı?
Hangi kurumlara bilgi verilmiş?
Ya da şikayette bulunulmuş mu?
14 Avukatın Görüş Ve Önerileri

Benzer belgeler