nefret suçları - insan hakları araştırma derneği
Transkript
nefret suçları - insan hakları araştırma derneği
NEFRET SUÇLARI HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI 2015 NEFRET SUÇLARI HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI © İHAD, 2015 Bu kitabın bütün hakları saklıdır. Kitap ticari amaçla kullanılamaz. İnsan Hakları Araştırmaları Derneği ismi belirtilerek alıntı yapmak serbesttir. Mart 2015, Ankara İNSAN HAKLARI ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ Adres Telefon E-posta İnternet : Kültür Mah. İçel Sk. No:46/3 Kolej-Ankara/Türkiye : +90 312 431 88 76 : [email protected] : www.ihad.org.tr İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ............................................................................................................................. 5 I. GİRİŞ ............................................................................................................................. 7 a. Nefret Suçu Nedir? .............................................................................................. 8 b. İlgili kavramlar: ................................................................................................. 12 i. Önyargı:......................................................................................................... 12 ii. Nefret Söylemi:............................................................................................. 12 iii. Nefret davranışı:........................................................................................... 13 iv. Ayrımcılık:..................................................................................................... 13 II- İLGİLİ MEVZUAT............................................................................................................ 17 a. Uluslararası Belgeler ve Kararlar........................................................................ 17 i. Birleşmiş Milletlerin Nefret Konusuyla İlişkili Belgeleri :................................ 18 1- Birleşmiş Milletler Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi.............................................................................. 18 2- Kişisel Ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi....................................... 19 3- Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşme........... 20 4- Çocuk Haklarına Dair Sözleşme .................................................................. 20 5- Din Veya İnanca Dayanan Her Türlü Hoşgörüsüzlüğün ve Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri................................................ 21 6- Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme ...................................................... 21 ii. Avrupa Konseyinin “Nefret Söylemi” Konusuna İlişkin Belgeleri:.................. 22 iii. AGİT’in Nefret Suçları konusundaki çalışmaları............................................. 23 b. Ulusal Mevzuat.................................................................................................... 24 i. Türk Ceza Kanunu .......................................................................................... 25 1- İnanç, Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme............ 25 2- Nefret ve Ayırımcılık ................................................................................ 26 3-Hakaret...................................................................................................... 27 4- İbadethanelere ve Mezarlıklara Zarar Verme............................................ 28 5- Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama....................................... 29 ii. Diğer kanunlar................................................................................................ 30 4 İÇİNDEKİLER III- TCK BAKIMINDAN NEFRET SUÇUNUN UNSURLARI........................................................ 31 a. Genel Olarak ...................................................................................................... 31 b. Maddi Unsurlar................................................................................................... 31 i. Fiil ............................................................................................................... 31 ii. Fail ............................................................................................................... 32 iii. Mağdur.......................................................................................................... 34 iv. Konu.............................................................................................................. 35 v. Netice............................................................................................................ 35 c. Manevi unsurlar ............................................................................................... 36 i. Kast ............................................................................................................... 36 ii. Taksir.............................................................................................................. 37 iii. Hukuka Aykırılık ........................................................................................... 38 iv. Kusurluluk...................................................................................................... 39 d. TCK’da Yer Alan ve Nefret Saikiyle İşlenebilecek Suçlar: ................................... 39 IV- AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN NEFRET SUÇU................................. 43 AİHM İÇTİHATLARINDA NEFRET SUÇU........................................................................ 45 JERSİLD / DANİMARKA DAVASI................................................................................. 46 FÉRET / BELÇİKA DAVASI.......................................................................................... 47 LE PEN / FRANSA DAVASI......................................................................................... 48 NORWOOD / BİRLEŞİK KRALLIK DAVASI.................................................................... 49 PAVEL IVANOV / RUSYA DAVASI................................................................................ 49 LEROY / FRANSA DAVASI.......................................................................................... 50 DİNK / TÜRKİYE DAVASI........................................................................................... 51 GÜNDÜZ / TÜRKİYE DAVASI...................................................................................... 52 LINDON, OTCHAKOVSKY–LAURENS VE JULY / FRANSA DAVASI .................................. 53 VONA / MACARİSTAN............................................................................................... 54 SONUÇ ........................................................................................................................... 55 ÖNSÖZ Ü lkemiz hukuk literatürüne son yıllarda girmeye başlayan nefret suçları kavramı nedenleri ve sonuçları itibarıyla önemli bir etkiye sahiptir. Farklı dini, etkin ve kültürel kimliklerin oluşturduğu toplumsal bir yapıya sahip olan ülkemizde tarih içerisinde vuku bulan nefret suçları toplumsal barış üzerinde olumsuz etkilere yol açmaktadır. Nefret suçları, pek çok Avrupa ülkesi ve ABD’de ceza sistemi içerisinde yer almaktadır. AGİT üyesi ülkelerde olduğu gibi bir izleme ve cezalandırma sürecinin Türkiye için de bağlayıcı nitelikleri olduğu aşikardır. Bu amaçla farkındalık çalışmaları yapılmalı, nefret söylemi ve nefret suçları izlenmeli, bu suçların cezasızlığını önlemek amacıyla hukuksal süreçler aktif olarak işletilmeli nefret kültürü yerine barış kültürü tesis edilmelidir. 2009 yılından bu yana Türkiye genelinde nefret suçlarının önlenmesi konusunda çalışmalar yapmakta olan İnsan Hakları Araştırmaları Derneği (İHAD), gerçekleştirdiği eğitim ve toplantılarla yerel kanaat önderlerinin, sivil toplum örgütlerinin ve hukukçuların içinde yer aldığı bir izleme sürecinin işlemesine katkıda bulunmuş, ayırca bir yasa taslağı hazırlamış, kamuoyu ve karar alıcılarla paylaşmıştır. İHAD, nefret suçlarının cezasızlığının ortadan kaldırılması, nefrst suçları vaklarının izlenmesi ve kaydedilmesi için hukukçulara kaynaklık edecek bir el kitabı hazırlamıştır. Bu çalışmanın Türkiye’de gerçekleşen nefret söylemi ve önyargı temelli suçların izlenmesi, rapor edilmesi ve cezalandırılmasına katkıda bulunmasını temenni ederiz. 6 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI NEFRET SUÇLARI I. GİRİŞ 2 015 yılının ilk günlerinden itibaren Fransa’daki Charlie Hebdo saldırısı ve ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinin Chapel Hill kasabasında üç Müslüman gencin komşuları tarafından öldürülmesinin ardından daha yüksek sesle ve daha geniş kitlelerce konuşulup tartışılmaya başlanan “Nefret suçu” oldukça yeni bir kavram olup, 1980’li yılların sonlarına doğru Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkmış ve bu zamanlara kadar literatürde yer almadığı gibi, hukuki düzenlemelere de konu olmamıştır. Amerika’da ortaya çıkan bu kavram zamanla Avrupa’da yankı bulmaya başlamıştır. Özellikle etnik, dini, kültürel olarak farklı topluluklardan oluşan ülkelerde toplum içi uzlaşmayı ve düzeni sağlamaya yönelik olarak nefret söylemlerini ve suçlarını önlemeye yönelik yasaların yapılmasına ve nefret suçlarının cezalandırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. İşleniş biçimleri ile mağdurlara ve risk altındaki gruplara ‘istenmedikleri’ mesajını veren ve bu yönü ile basit adli vakalardan ayrılan bu suçlar, ırkçılık ve ayrımcılık tutumlarının sıkça görüldüğü toplumlarda yasal düzenleme yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu yasal düzenlemelerle “nefret suçu”nun başkaca fail/failler tarafından tekrarlanma olasılığını asgariye indirmek ve toplum nezdinde caydırıcılık sağlanmaya çalışılmaktadır. Çünkü bu vakalarda görülen en belirgin özelliklerden birisi de failin, suçu işlerken arkasına sığındığı argümanların çoğunluk tarafından kabul gördüğüne inanmasıdır. Yani işleniş biçimi ile 7 8 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI mağdur gruba mesaj veren bu suçlar cezalandırılış biçimi ile de potansiyel faillere mesaj vermektedir. “Nefret suçları, zaman zaman çeşitli toplumsal kesimler arasındaki siyasal çatışma ve kamplaşma eğilimleri ile ilgili görünse de, failleri, her zaman, belirli siyasal kesimlere mensup, yönelimleri kararlı kimseler değildir. Ancak nefret suçlarının failleri; bu suçları her zaman siyasi saiklerle işlemiyor olsalar da, kriminolojik olarak, belirli kesimlere karşı egemen toplumsal önyargılardan, “tarihsel” düşmanlıklardan, genel kışkırtmalardan etkilenen kimseler oldukları söylenebilir. Bu nedenle nefret suçları, belirli toplumsal kesimlere yönelik egemen-siyasal ya da sosyo-kültürel tahammülsüzlüğün veya düşmanlıkların, bireysel izdüşümleri olarak görülebilir. Aslında her suç için geçerli olan önemli bir kriminolojik gerçek, nefret suçları için de geçerlidir: Bireysel olsun toplu olsun suç olgusu; salt bireysel bir “şaşırmışlığın” ya da gayrimeşru bir “ölçüsüzlüğün” değil, aynı zamanda devletin yapısının, toplumsal ilişkilerin ve hiyerarşik yapılanmaların örgütlenmesinin, egemen ahlâk ölçülerinin, ekonomik paylaşımın, toplumsal, ekonomik ve kültürel iletişim kodlarının niteliğinin ya da niteliksizliğinin de bir göstergesidir.”1 a. Nefret Suçu Nedir? “Nefret Suçu” kavramının kullanımının çok uzun bir geçmişi olmaması nedeni ile somut ve açık bir tanıma henüz ulaşılamamıştır. Kısaca “düşmanlık temelli suç” olarak tarif edilebilecek bu kavrama dair en geniş ve en çok kabul gören 1 Öykü Didem AYDIN, Nefret Suçları ile Mücadele: Ceza Hukukunun Olanakları ve Sınırları, http://www.turkhukuksitesi.com/makale_1078.htm NEFRET SUÇLARI tanımlardan birisi AGİT (Avrupa Güvenlik Ve İşbirliği Teşkilatı) tarafından yapılmıştır. Buna göre nefret suçu şu şekilde tanımlanmaktadır: “Mağdurun, mülkün ya da işlenen bir suçun hedefinin gerçek veya hissedilen ırk, ulusal ya da etnik köken, dil, renk, din, cinsiyet, yaş, zihinsel ya da fiziksel engellilik, cinsel yönelim veya diğer benzer faktörlere dayalı olarak benzer özellikler taşıyan bir grupla gerçek ya da öyle algılanan bağı, bağlılığı, aidiyeti desteği ya da üyeliği nedeniyle seçildiği kişilere veya mala karşı suçları da kapsayacak şekilde işlenen her türlü suçtur.”2 Bu tanıma göre “aidiyetleri” nedeniyle bir kişi veya grubu sözlü ya da fiziki olarak taciz eden, tehdit edici davranışlarda ya da saldırıda bulunan, cinsel taciz ve tecavüzde bulunan; ad veya lakap takan, sarkıntılık eden, gözdağı vermeye çalışan, eşyalarına zarar veren veya gasp eden kişi nefret suçu işlemiş sayılmaktadır. Nefret suçunu diğer suçlardan ayırt etmenin çok da kolay olmayacağı son derece açıktır. Bu ayrımı yapabilmenin ön şartı nefret suçunun özelliklerini iyi kavramaktır. Bir nefret suçu aşağıdaki unsurları kapsar: - Ceza hukukuna göre işlenmiş olan bir suçun mevcut olması, - Failin, suçu bir önyargı/nefret saikıyla gerçekleştirmiş olması.3 2 3 Combating Hate Crimes in the OSCE Region, An Overview of Statistics, Legislation and National Initiatives, OSCE – ODIHR, 2005, s.12 Aktivistler ve STK’lar için Nefret suçları ve Nefret Söylemi İzleme Rehberi, Sosyal Değişim Derneği yayını, Ekim 2012, Istanbul; s.7 9 10 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI Nefret Motivasyonu Nefret Suçu Ceza Kanununda Müeyyideye Bağlanmış Eylem (Temel Suç) Dolayısıyla suçu işleyen, mağduru belirli bir gruba üye olması ya da durumu bu şekilde yorumlamış-değerlendirmiş olması nedeniyle kendisine hedef olarak seçmektedir. Suç oluşturan fiilin bir mülke yönelik gerçekleşmiş olması halinde ise, hedef seçilen mülk, bir grup ile olan bağlantısı nedeniyle seçilmiştir. Bunlar ibadet yerleri, cemaatin veya grubun buluşma alanları, araçlar ya da yerleşim alanları olabilir. AGİT nefret suçlarını önlemek için hazırladığı kılavuzda “nefret suçlarını” aynı zamanda “önyargı suçları” olarak da tanımlamaktadır. Çünkü nefret suçları daima iki unsuru bir arada bulundurmaktadır: Önyargılı bir motivasyonla birlikte cezai bir suçun işlenmiş olması4. Nefret suçlarının birinci unsuru sıradan ceza kanunları kapsamında suç oluşturan bir eylemin gerçekleşmesidir. Ülkelerin yasalarında bazı farklılıklar bulunmasına rağmen, söz konusu cezai eylemler konusunda ben4 Hate Crime Laws, A Practical Guide, Published by the OSCE Office for Democratic Institutions and Human Rights (ODIHR), OSCE/ ODIHR 2009, s. 16, http://www.osce.org/odihr/item_11_36671.html web sitesinde mevcuttur. NEFRET SUÇLARI zerlik taşıyan şey genellikle bu tür eylemlerin şiddet eylemleri olmasıdır. Nefret suçlarına ilişkin ikinci unsur önyargılardır. Bu onu sıradan suçlardan ayırır. Suçu işleyen koruma altındaki özelliği kasıtlı olarak hedef seçmiştir. Hedef bir ya da birden fazla kişi ya da belli özellikleri paylaşan bir grupla özdeşleşmiş mülkiyet olabilir. Koruma altındaki özellik ırk, dil, etnisite, ulus ya da benzer nitelikteki diğer genel faktörler gibi bir grup tarafından paylaşılan bir özelliktir5. “Nefret suçları, saldırganın hedefine yönelik önyargılarının yanı sıra, aynı zamanda söz konusu suçun neden olduğu etkiyle de önem kazanmaktadır. Saldırgan, hedefini o kişinin ait olduğu grup nedeniyle seçmektedir. Dolayısıyla burada asıl olan hedefteki kişi değil, onun belirli ortak karakteristikleri paylaştığı gruptur. Yani, saldırgan açısından böyle bir suçun işlenmesi için aynı nedenle herhangi bir başkası da seçilebilirdi. Bir başka deyişle, saldırgan açısından mağdurun kim olduğu değil, ne olduğu, neyin parçası olduğu önemlidir. Burada verilmek istenen mesaj sadece doğrudan saldırıya uğrayan kişiye yönelik olmayıp, o kişinin ait olduğu tüm gruba yöneliktir. Aynı şekilde saldırgan belli bir kurbana karşı özel bir nefret veya önyargı beslemiyor olsa da, o kişinin sahip olduğu özelliklere ve aidiyetlerine yönelik beslediği önyargılarla hareket etmiş olmalıdır.”6 5 6 “Hate Crime Laws” isimli eserden aktaran Hakan Ataman, Orhan Kemal Cengiz, Türkiye’de Nefret Suçları İnsan Hakları Gündemi Derneği yayını.Ankara, 2009 Ulusal Basında Nefret Suçları: 10 Yıl, 10 Örnek, Sosyal Değişim Derneği Yayınları, 2010 11 12 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI Bir karakteristik özelliğin nefret suçu bağlamında koruma altına alınması için temel veya değiştirilemez olması gerekmektedir7. Milliyet ve etnik köken değiştirilemez karakteristiğe net birer örnek teşkil eder. Din değiştirilebilir bir karakteristik özellik olsa da şahsın kişiliğinin tamamlayıcı bir unsuru olarak değerlendirmesi nedeni ile grup kimliğinin bir işaretidir ve korunan değerler arasındadır. b. İlgili kavramlar: Nefret suçu, oldukça nitelikli bir suç kategorisinde değerlendirilebileceği için bu suçu tanımlanmasında bir takım yardımcı kavramlardan destek alınmaktadır. Bu kavramların başlıcaları ise şu şekilde listelenebilir: i. Önyargı: Nefret suçlarını ve söylemlerini tüm suçlardan/adli vakalardan ayıran temel özelliktir. Önyargı, yeterince hakkında bilgi ya da birikim sahibi olunmayan konu, kişi veya gruplara dair peşin hükümlere dayalı negatif duygu, tutum ya da davranış kalıpları için kullanılan kavramdır. Günlük hayatta pek çok insanın farkında olarak ya da olmayarak taşıdığı önyargılar cinsiyet, milliyet veya etnik kökene dayalı kimlikler, dini inançlar ya da inançsızlıklar ve kültürlere ilişkin genellemeler yapma noktasına geldiğinde yıkıcı sonuçlar doğurabilmektedir. ii. Nefret Söylemi: Nefret suçu ile ilgili açıklamalar yapılırken en çok seslendirilen kavramdır. Çoğunlukla he7 OSCE/OIDHR, Hate Crime Laws- A Practical Guide, Warsaw, 2009; s.38 NEFRET SUÇLARI nüz cezai anlamda bir “suç”un işlenmediği durumları tarif etmekte kullanılan bu kavram belirli bir kişi ya da gruba karşı nefret, nifak, ihtilaf ve hoşgörüsüzlüğe veya şiddete tahrik, teşvik veya kışkırtmayı ifade etmektedir. Ancak tıpkı nefret suçunda olduğu gibi sıkça kullanılmaya başlanmasına rağmen “nefret söylemi” için de evrensel olarak kabul gören bir tanıma ulaşılamamıştır. “Yalnız, Avrupa Konseyi’nin Bakanlar Komitesi tarafından yayınlanan “nefret söylemi” konulu 97(20) sayılı Tavsiye Kararı’nda bu kavram şu şekilde tanımlanmıştır: “Nefret söylemi” kavramı, ırkçı nefreti, yabancı düşmanlığını, Yahudi düşmanlığını veya azınlıklara, göçmenlere ve göçmen kökenli insanlara yönelik saldırgan ulusalcılık ve etnik merkezcilik, ayrımcılık ve düşmanlık şeklinde ifadesini bulan, dinsel hoşgörüsüzlük dâhil olmak üzere hoşgörüsüzlüğe dayalı başka nefret biçimlerini yayan, kışkırtan, teşvik eden veya meşrulaştıran her türlü ifade biçimini kapsayacak şekilde anlaşılacaktır. Bu anlamda “nefret söylemi” muhakkak belirli bir kişiye veya gruba yönlendirilmiş yorumları kapsamaktadır.”8 iii. Nefret davranışı: kişinin mensup olduğu kimliğe duyulan önyargılardan meydana gelen, ama ceza hukuku bakımından suç düzeyine de çıkmayan tutumlar ya da olaylardır. iv. Ayrımcılık: Yaş, bedensel özellikler, sınıf, etnik köken, cinsiyet, ırk ya da din gibi bireysel yeteneği dışındaki ölçütler nedeni ile kişilere eşit davranılmamasını veya 8 Anne Weber, Nefret Söylemi El Kitabı, Avrupa Konseyi Yayınları, Çev: Metin ÇULHAOĞLU, 2009, s.3 13 14 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI farklı muamele yapılmasını ifade etmektedir. Bu kavram her zaman ‘negatif ’ bir durumu ifade etmeyebilir, bireylerin korunması amaçlı olarak bilinçli olarak başvurulabilir. Ancak bu çalışmanın konusu olan nefret suçları ile bağlantılı olarak kullandığımız ‘ayrımcılık’ terimi olumsuz bir tutumu içerisinde barındıran “… ayırma, dışlama, kısıtlama veya ırk, renk, cinsiyet, dil, din, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum, siyasi veya diğer görüşlere dayalı olarak gerçekleştirilen ve bütün hak ve özgürlüklerin herkes tarafından tanınmasını ve kullanılmasını engelleyecek veya tanınmasını ve kullanılmasını sınırlandıracak ayrımcılığı…”9 ifade etmektedir. “Ayrımcılık, kimliği bizden farklı olanlara yaptığımızher türlü olumsuz muameledir. En vahimi de onların haklarını vermeyi reddetmekttir. Nefret suçu ise daha aktiftir ve daha şiddetle zarar verir.” * 9 * Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, 18 No’lu Genel Yorum, paragraf 7-8, Genel Yorum’un Türkçe çevirisi için bkz., Lema Uyar (derleyen ve çeviren), Birleşmiş Milletler’de İnsan Hakları Yorumları: İnsan Hakları Komitesi ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi 1981-2006, Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2006, s. 42-43 Hakan Ataman - Orhan Kemal Cengiz, Baskın Oran ile Söyleşi, Türkiye’de Nefret Suçları İnsan Hakları Gündemi Derneği yayını. Ankara, 2009 NEFRET SUÇLARI ÖNYARGI DAVRANIŞLARI Tek Tipleştirme, Hakaret İçeren Şakalar, Ad Takma, Alay Etme, Dışlama AYRIMCI DAVRANIŞLAR Kişilerin Kimliğinden Ötürü Bireysel ya da Grup Haklarının İhlali (İş Yerinde, Hizmetlere Erişimde vb...) AŞIRI ŞİDDET - NEFRET SUÇU Tehdit, Saygısızlık, Vandalizm, Nefret Maili, Taciz, Cinayet, Saldırı, Tecavüz, Kundaklama, Organize Saldırılar, Terörizm, Şiddet, Saltırganlık, Gözdağı Verme SOYKIRIM 15 16 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI NEFRET SUÇLARI II- İLGİLİ MEVZUAT İ nsan hakları sorunlarının dinamik niteliği dolayısı ile sorunlar ve kapsam değişikliği süreklidir. Yeni ihlal alanlarının tanımlanması, yeni suç kategorilerinin hukuk normları içerisinde ele alınmasını beraberinde getirmektedir. “Nefret suçları kavramı, hukuk literatürüne göreceli olarak yeni tarihlerde girmiş bir kavram olmasına karşın, özellikle insan hakları, eşitlik/ ayrımcılık yasağı ve hukukun üstünlüğü gibi temel evrensel hukukî değerleri benimsemiş demokratik toplumlarda hemen bir karşılık bulmuş ve bu suçlara ilişkin bir yasal düzenleme refleksi geliştirilmiştir. Öyle ki, nefret suçları alanındaki ilk yasal düzenlemeden bu yana henüz yarım asır dahi geçmemiş olmasına karşın, sözgelimi Avrupa ve Güvenlik Teşkilatı (AGİT) üyesi 56 ülkeden 48 tanesi, kendi ulusal mevzuatlarında nefret suçlarını konu alan spesifik yasal düzenlemeleri hayata geçirmişlerdir. Bu düzenlemelerin çok büyük bölümü ise, bir suçun nefret saikıyla işlenmesi halinin ceza yasalarında cezayı ağırlaştıran bir nitelikli hal olarak düzenlenmesi şeklinde gerçekleşmektedir.”10 a. Uluslararası Belgeler ve Kararlar Doğrudan doğruya ülkelerin iç hukukuna etki etmeyen uluslar arası sözleşmeler ve örgüt tavsiye kararları, evrensel ni10 Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar, Türk Hukukunda Nefret Suçlarına İlişkin Yasal Düzenleme Çalışmaları, Prof. Dr. Nur Centel’e Armağan, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk Araştırmaları Dergisi, Cilt 19,sayı:2, İstanbul 2013, s.1280 17 18 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI telikte kıstasların belirlenmesi ve bunların ihlali halinde sergilenecek ortak tutumları oluşturmada etkili olduğundan ‘nefret suçu’nu incelerken ayrıca dikkate şayandır. Bu belgeler, insan haklarına saygılı olmaya uğrasan devletler bakımından uluslar arası bir baskı oluşturmakta, bazen de taraf devletlere yükümlülükler getirmektedir. Türkiye de bu sözleşmelerden bazılarına taraf ve uluslar arası örgütlere de üyedir. Bu taraf olma halinin getirdiği yükümlülükler ‘nefret suçları’ bakımından da geçerlidir. Özellikle, ülkemizde henüz teknik anlamıyla bir nefret suçu düzenlemesi olmadığı ve anayasanın 90. maddesi uyarınca usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu ve yine usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı göz önünde bulundurulduğunda uluslararası mevzuatı daha da dikkatle incelemek gerekecektir. i. Birleşmiş Milletlerin Nefret Konusuyla İlişkili Belgeleri : 1- Birleşmiş Milletler Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi11 Türkiye bu Sözleşmeye 2002 yılında taraf olmuştur. Sözleşmenin 4. maddesi uyarınca; Taraf devletlerin bir ırkın veya belli bir renge veya etnik kökene mensup bir grubun üstünlüğü fikrine ya da teorilerine dayanan ya da her ne şekilde olursa olsun ırkçı nefreti ve ayrımcılığı haklı çıkarmaya veya yüceltmeye çalışan 11 TBMM tarafından 3.4.2002 ve 4750 sayılı Kanunla kabul edilmiştir. NEFRET SUÇLARI tüm propaganda ve örgütleri kınayacağı ve bu tür ayrımcılık faaliyetleri ile ayrımcılığı teşviki ortadan kaldırmaya yönelik acil ve olumlu önlemler almayı üstleneceği belirtilmiştir. Sözleşmeye göre taraf devletler şu hususlarda gerekli önlemleri almak durumundadırlar: a) Irkçı üstünlüğe ya da nefrete dayalı tüm fikirlerin yayılmasını, ırk ayrımcılığını teşviki, herhangi bir ırka ya da başka bir renk ya da etnik kökene mensup bir gruba yönelik şiddet eylemlerini ya da bu tür eylemleri teşviki ve ayrıca ırkçı eylemleri finanse etmek dahil bu eylemlere her türlü yardım sağlamayı yasayla cezalandırılacak suç olarak ilan edeceklerdir. b) Irk ayrımcılığını destekleyen ya da bu tür ayrımcılığa teşvik eden tüm örgütleri ve ayrıca örgütlü ve diğer tüm propaganda faaliyetlerini yasa dışı ilan edecek ve yasaklayacaklar ve bu tür örgütlere ya da faaliyetlere katılımı yasayla cezalandırılacak bir suç olarak ilan edeceklerdir. c) Yerel veya ulusal kamu kurum ve yetkililerinin ırk ayrımcılığını desteklemesine ya da ırk ayrımcılığına teşvik etmesine izin vermeyeceklerdir. 2- Kişisel Ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi12 Sözleşmenin 19.maddesinde “ifade özgürlüğü” düzenlenmiştir. Maddeye göre ifade özgürlüğü ancak başkalarının haklarına ve şöhretine saygı, ulusal güvenliğin, kamu düzeninin ya da kamu sağlığı ve genel ahlakın korunması bakımından mecburen gereklilik arz eden durumlarda ve ancak yasayla sınırlanabilecektir. Düzenlemede nefret söylemini doğrudan yasaklayan bir husus bulunmamaktadır. 12 16 Aralık 1966, BM Genel Kurulunun 2200 A (XXI) sayılı Toplantısında kabul edilmiştir. 19 20 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI Bununla birlikte sözleşmenin 20.maddesi uyarınca her türlü savaş propagandasının ve ulusal, ırksal ya da dinsel nefretin ayrımcılık, düşmanlık ya da şiddete kışkırtmaya dönüşecek biçimde savunulmasının yasalarla önlenmesi gerekmektedir. “Ayrımcılığa, kin ve nefrete veya şiddete tahrik eden ulusal, ırksal veya dinsel düşmanlığın savunulması hukuk tarafından yasaklanır.” (Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi Madde 20/2) 3- Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşme13 Sözleşmenin 1. Maddesinde kadınlara karşı ayrımcılık tanımlanmış, cinsiyete dayalı her hangi bir ayrım, dışlama veya kısıtlamanın ayrımcılık olduğu belirtilmiştir. Sözleşmenin 2. maddesi taraf devletlere, kadınlara karşı ayrımcılığın her biçimini yasaklamakta, her türlü vasıtayla ve hiç vakit kaybetmeden kadınlara karşı ayrımcılığın tasfiye edilmesi politikasını yüklemektedir. Bu çerçevede, Sözleşmeye taraf olan devletler, erkeklerin ve kadınların eşitliği prensibinin pratik olarak uygulanmasını sağlamak, ayrımcılığı yasaklayan mevzuatı çıkarmak, eşitliği koruyacak hukuki mekanizmalar kurmak, ayrımcılık yapılmasını önleyecek tedbirler almak gibi hukuki alanda tedbirler alma yükümlülükleri düzenlenmiştir. 4- Çocuk Haklarına Dair Sözleşme 14 Sözleşmenin 2. Maddesine göre “taraf devletler, Sözleşmede yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, 13 14 Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 18 Aralık 1979 tarihli ve 34/180 sayılı Kararıyla kabul edilmiştir Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Tarafından 20 Kasım 1989 Tarihinde Kabul Edilmiştir. (Resmi Gazete: 27 Ocak 1995 -22184) NEFRET SUÇLARI kendilerinin, ana babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler”. 5- Din Veya İnanca Dayanan Her Türlü Hoşgörüsüzlüğün Ve Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri15 Bildirinin 4. maddesine göre devletler, yaşamın her alanında; kişisel, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel insan haklarının ve temel özgürlüklerinin tanınması, kullanılması ve bunlardan yararlanılması sırasında din ve inanca dayanan ayrımcılığı önlemek ve tasfiye etmek için etkili tedbirler almalıdır. Devletler, bu tür ayrımcılığı yasaklamak için gerektiği takdirde mevzuat çıkarmak veya değiştirmek de dahil, din veya bu konudaki diğer inançlara dayanan hoşgörüsüzlükle mücadele etmek üzere gerekli bütün tedbirleri almak için her türlü çabayı göstermelidir. 6- Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme16 Sözleşmenin 5. Maddesine göre, taraf devletler engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılığı yasaklamak ve engellilerin herhangi bir nedene dayalı ayrımcılığa karşı eşit ve etkin bir şekilde korunmasını güvence altına almakla yükümlüdür. Sözleşmenin 8. maddesinde taraf devletler, yaşamın her alanında engellilere yönelen klişeler, önyargılar, incitici uygulamalar ile cinsiyet ve yaş temelli ayrımcı davranışlarla mücadele etmek için acil, etkin ve uygun tedbirleri almayı taahhüt etmektedirler; 15 16 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 25 Kasım 1981 tarihli ve 36/55 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 13 Aralık 2006 tarihinde kabul edilmiş, 30 Mart 2007 tarihinde imzaya açılmıştır. 21 22 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI ii. Avrupa Konseyinin “Nefret Söylemi” Konusuna İlişkin Belgeleri: Bakanlar Komitesi’nin R (97) 20 sayı ve 30 Ekim 1997 tarihli tavsiye kararında ‘nefret söylemi’ ifadesi, “ırksal nefreti, yabancı düşmanlığını, anti-semitizmi veya hoşgörüsüzlüğe dayalı başka nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, destekleyen ya da haklı çıkarmaya çalışan her türlü ifade tarzı olarak anlaşılmalıdır ” şeklinde tanımlanmıştır. Avrupa Konseyi’nin nefret söylemi ve nefret suçları konusuna ilişkin bir kısım belgeleri şunlardır: - Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin “nefret söylemi” hakkındaki 30 Ekim 1997 tarihli R 97 (20) numaralı Tavsiye Kararı17 - Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Irksal, Ulusal, Dini Nefrete Karşı Alınması Gereken Önlemlere İlişkin (68) 30 sayılı Tavsiye Kararı - Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 12 Şubat 2004 tarihli Medyada Politik Tartışma Özgürlüğü Deklarasyonu18 - Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin dinleri dolayısıyla kişilere karşı işlenen kutsal değerlere hakaret, dini 17 Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 30 Ekim 1997 tarihli “Nefret söylemi” başlıklı 97/20 sayılı Tavsiye Kararı RECOMMENDATION No. R (97) 20 OF THE COMMITTEE OF MINISTERS TO MEMBER STATES ON “HATE SPEECH” http://www.coe.int/t/dghl/standardsetting/media/doc/cm/rec(1997)020&expmem_EN.asp 18 Bakanlar Komitesi tarafından, 12 Şubat 2004 tarihinde yapılan 872. Bakan Delegeleri Komitesi toplantısında kabul edilmiştir. Türkçesi için Bkz: http://www.coe.int/t/dghl/standardsetting/media/doc/ translations/turkish/Dec%282004%29PoliticalDebate_tr.pdf NEFRET SUÇLARI - - - - - - hareketler ve nefret söylemi hakkındaki 1805 (2007) numaralı Tavsiye Kararı Venedik Komisyonunun kutsal değerlere hakaret, dini hakaretler ve dini nefrete tahrik konusundaki çalışması (406/2006) Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonunun (ECRI) ırkçılık ve ırk ayrımcılığıyla mücadeleye yönelik ulusal mevzuat hakkındaki 7 numaralı Genel Politika Tavsiye Kararı19 Irkçılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm ve hoşgörüsüzlükle mücadele ile ilgili ECRI 1 Nolu Genel tavsiye kararı. Ulusal düzeyde ırkçılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm ve hoşgörüsüzlükle mücadelede uzmanlaşan yapılarla ilgili ECRI 2 Nolu Genel tavsiye kararı. İnsan Hakları Sorunu Komiseri tartışma belgesi: Etnik gazetecilik ve insan hakları Nefret söylemi kılavuzu20 iii. AGİT’in Nefret Suçları konusundaki çalışmaları ‘Nefret suçu’ kavramı AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) gündemine ilk olarak 2003 yılının Aralık ayında gerçekleştirilen Bakanlar Konseyi toplantısında girmiştir. Maastricht’te yapılan bu toplantıda AGİT üyesi tüm ülkeler nefret suçlarının yarattığı tehlikeleri kabul ederek, bu suçlarla mü19 www.ihop.org.tr/dosya/coe/ecri/ECRI_7tr.doc 20 “Nefret söylemi kılavuzu,” Anne Weber, Avrupa Konseyi Yayınları, 2009, ISBN 978-92-871-6614-2. (Türkçe çevirisi için Bkz: http://www. ihop.org.tr/dosya/coe/nefret_soylemi.pdf 23 24 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI cadele için gerekli adımların atılması konusunda görüş birliği içerisinde olduklarını beyan etmişlerdir. 21 Nefret suçlarına karşı mücadelede oldukça önemli bir işlev gören hükümetler arası kurumların başında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gelmektedir. AGİT de, 2006’dan beri nefret suçlarıyla ilgili gelişmeleri takip etmekte ve bu suçların önlenmesi amacına yönelik çalışmalar yapmak için bir internet sayfası (TANDIS)22 oluşturmuş bulunmaktadır. Uluslararası düzlemde göz ardı edilmemesi gereken kazanımlardan birisi de yargı çalışmalarıdır. Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve AİHM, hem yasal iyileştirmeler hem de yargı kararlarının bağlayıcılığı açısından ciddi bir mesafe alınmasına neden olmuştur. b. Ulusal Mevzuat Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10.maddesine göre herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Bu genel kuralın ötesinde nefret suçları ile ilgili yasal düzenlemeler değişik zamanlarda farklı yasalarda yapılmıştır. Bunların en güncel olanı ise ‘demokratikleşme paketi’ olarak bilinen 6529 sayılı Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun ile yapılan değişikliklerdir. 2 Mart 2014 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve 13 Mart 2014 tarihinde resmi gazete de yayınlanan de21 OSCE Ministerial Council Decision No. 4/03, Maastricht, 2 December 2003 22 Tolerance and Non-Discrimination Information System(TANDIS),http://tandis.odihr.pl NEFRET SUÇLARI mokratikleşme paketi ile ‘ayrımcılığın’ yanı sıra ‘nefret suçu’ da kanun kapsamına alınmıştır. Öncelikle TCK olmak üzere, diğer yasalarda yer alan nefret suçuna ilişkin düzenlemeler aşağıda detaylı olarak incelenecektir. i. Türk Ceza Kanunu Türkiye’de nefret ve önyargı saikı ile işlenen suçlar konusunda ‘teknik’ anlamda bir yasal düzenleme henüz bulunmamaktadır. 6529 sayılı yasa ile yapılan değişiklik basına ‘nefret suçu artık TCK’da’ şeklinde yansımış olsa da yapılan düzenleme tipik bir nefret suçu hükmü teşkil etmemektedir. Her ne kadar Türk ceza mevzuatında ‘nefret suçu’ başlığı altında özel bir düzenleme bulunmasa da nefret suçu olarak değerlendirilebilecek ya da nefret suçu ile ilgili sayılabilecek bazı hükümler bulunmaktadır. Bu bölümde 5327 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bu nitelikteki hükümler incelenecektir. Türk Ceza Mevzuatında nefret kavramının açıkça anıldığı tek madde 122. maddedir. Bunun dışında tipik olarak ya da herhangi bir eylemin önyargı veya nefret sebebi ile işlenmesi halinde ağırlaştırıcı bir sebep olarak düzenlenmesi de söz konusu değildir. Ancak bazı maddelerin içeriği itibariyle nefret suçu olarak nitelenebilmesi mümkündür. 1-İnanç, Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme Madde 115- (1) Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 25 26 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI (2) (Değişik: 2/3/2014-6529/14 md.) Dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin veya dini ibadet veya ayinlerin bireysel ya da toplu olarak yapılmasının, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmesi hâlinde, fail hakkında birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur. (3) (Ek: 2/3/2014-6529/14 md.) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir kimsenin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale eden veya bunları değiştirmeye zorlayan kişiye birinci fıkra hükmüne göre ceza verilir. Bu maddede cebir ve şiddet eylemi temel suç niteliğindedir. Failin bu suçu önyargı ile işlemesi halinde nefret suçu oluşacaktır. Yani fail suçu işlerken mağdurun temsil ettiği değerlerden kaynaklanan nefret ve önyargı ile hareket ettiğinde teknik anlamda bir nefret suçu meydana gelmiş olacaktır. 2- Nefret ve Ayırımcılık Madde 122- (Değişik: 2/3/2014-6529/15 md.) (1) Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; a) Bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini, b) Bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını, c) Bir kişinin işe alınmasını, d) Bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını, NEFRET SUÇLARI engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu maddenin başlığı “Ayırımcılık” iken, 2/3/2014 tarihli ve 6529 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle ‘Nefret ve ayırımcılık’ şekilde değiştirilmiştir. Ancak bu düzenleme sadece şekli bir düzenlemeden ibarettir. “Kamuoyunda nefret suçu düzenlemesi olarak algılanan bu değişiklik aslında nefret suçlarının ‘nefret ve önyargı saikı ile işlenen temel suç’ formülasyonu ile bağdaşmamaktadır. Çünkü bu suçta işlenen fiiller temel bir suç niteliği taşımamaktadır. Dolayısıyla nefret saikı ortadan kaldırıldığında işlenen fiiller hukuka uygun duruma gelmektedir. Dolayısıyla değişikliğe rağmen TCK m.122 hükmü ‘ayrımcılık Suçu’ hüviyetini muhafaza etmektedir.23” 3-Hakaret Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (...) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (…) (3) Hakaret suçunun; (…) b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. 23 İlhan BULUT, Nefret Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara 2014; s. 170 27 28 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI “Nefret içerikli ifadeler, çoğu zaman hakaret benzeri fiillerle karıştırılmaktadır. Bir grubun aşağılanması halinde hakaret suçu söz konusu olabilirse de bu grubun dinsel, etnik, ırksal, siyasal, cinsel vs. niteliklerinden dolayı aşağılanması nefret suçu olarak ifade edilir. Pozitif hukuk açısından bir topluluğu hedef alan ırkçı ve nefret içerikli sözler hakaret olarak değil, koşulları varsa TCK m. 216/f.2’deki halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılamak suçunu oluşturacaktır24.” 4- İbadethanelere ve Mezarlıklara Zarar Verme Madde 153- (1) İbadethanelere, bunların eklentilerine, buralardaki eşyaya, mezarlara, bunların üzerindeki yapılara, mezarlıklardaki tesislere, mezarlıkların korunmasına yönelik olarak yapılan yapılara yıkmak, bozmak veya kırmak suretiyle zarar veren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Birinci fıkrada belirtilen yerleri ve yapıları kirleten kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (3) Birinci ve ikinci fıkralardaki fiillerin, ilgili dini inanışı benimseyen toplum kesimini tahkir maksadıyla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. Düzenlemede suçun maddi unsurları arasında önyargı veya nefret yer almamaktadır. Yani bu suç herhangi bir önyargı ya da nefret saikı olmaksızın, örneğin mezarlıklarda değerli maden aramak gibi bir şekilde işlenecek olursa da cezalandırılacaktır. Ancak maddenin son maddesinde nitelikli hal olarak 24 Devrim AYDIN, Türk Ceza Kanunu’nda Hakaret Suçu, Prof. Dr. Nur Centel’e Armağan, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk Araştırmaları Dergisi, Cilt 19,sayı:2, İstanbul 2013, s.917 NEFRET SUÇLARI düzenlenen ‘tahkir maksadı’nın içinde önyargıyı ve nefreti barındırdığı açıktır. Bu nedenle bu düzenlemenin bir nefret suçu olduğunu ifade etmek yerinde olacaktır. 5- Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Veya Aşağılama Madde 216- (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. “216. maddede ayrımcılık ile bağlantılı olarak toplumda oluşabilecek kin ve düşmanlığın önüne geçmek için düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, ırkçı veya başka biçimde ortaya çıkabilecek çeşitli hakaret içeren veya şiddete yönelik, ifade ve hareketler, kamu düzeni için tehlike doğurduğu veya açık ve mevcut bir tehlikenin ortaya çıktığı durumlarda cezalandırmaktadır. Bu maddenin eski düzenlemesi genellikle düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlanması yönünde kullanılmışsa da özellikle Ermeniler, Çingeneler vs. gibi etnik grupları yoğun olarak hedef alan söz ve davranışlar için de kullanılabilmesi mümkündür ve bu amaçla olumlu bir düzenleme olarak kabul 29 30 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI edilebilir” 25. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus bu maddede cezalandırılan eylemin nefret suçu değil nefret söylemi olduğudur. ii. Diğer kanunlar Devlet Memurları Kanunu (657 sayılı) Kamu hizmetlerinde yararlanma hakkı bağlamında halen yürürlükte olan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 7. maddesi kamu hizmeti verilirken ayrımcılık yapılmasını yasaklamıştır. Madde metni kısaca şu şekildedir. “Devlet memurları (...) görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar(...)” Bu eylemi gerçekleştiren, yani ayrımcılık yapan memurlar için uygulanacak yaptırım da aynı kanunun disiplin cezalarını düzenleyen 125. maddesinin D fıkrasının I bendinde, kademe ilerleme cezasını gerektiren fiiller arasında “görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşüncü, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak,..” şeklinde ayrımcılığa da yer verilerek düzenlenmiştir. 25 Ulaş KARAN, Türk Hukukunda Ayrımcılık Yasağı Ve Türk Ceza Kanunu’nun 122. Maddesinin Uygulanabilirliği TBB Dergisi, Sayı 73, 2007, s.146 NEFRET SUÇLARI III- TCK BAKIMINDAN NEFRET SUÇUNUN UNSURLARI a. Genel Olarak ‘Nefret’ kavramı Türk ceza hukukuna ayrımcılığa ilişkin maddede 2014 yılında yapılan değişiklikle girmiştir. Bunun dışında “nefret suçu”nu tipik bir biçimde düzenleyen, hangi fiillerin, hangi koşullarda bu suçu oluşturacağını ve ne ile cezalandırılacağını açıkça hükme bağlayan herhangi bir madde veya ayrı bir nefret yasası bulunmamaktadır. Bu nedenle nefret ve önyargı suçlarına ilişkin teknik inceleme, tüm suçlar için geçerli olan maddi ve manevi unsurlar, hukuka aykırılık, kusurluluk gibi unsurlar üzerinden yapılabilmektedir. b. Maddi Unsurlar i.Fiil Kişinin kendi iradesi ile dış dünyada değişiklik oluşturan hareketini ifade eder ve suçun ilk yapısal unsuru, tipe uygun eylemdir Nefret suçu bakımından yasa ile öngörülmüş (örneğin adam öldürme suçunda birinin hayatına son vermek gibi) tipik bir fiil bulunmamaktadır. “Bir nefret suçu fiilinin failin iradesi dahilinde ve bu suçu farklı kılan diğer özelliklerin bilincinde olarak (mağdurun kimliğine saldırı, karakteristik özelliği hedef alma vs.) gerçekleşmesi gerekir.” 26 Ceza hukukunda ha26 İlhan BULUT, Nefret Suçları, a.g.e; s. 77 31 32 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI reketin iki değişik görünüş biçimi vardır: Yapmak ve yapmamak. İlki icrai, ikincisi ise ihmali bir harekettir. Nefret suçları icrai hareketlerle işlenebileceği gibi ihmali olarak da işlenebilir. Birini etnik kimliği nedeni ile öldürmek icrai şekilde işlenmiş bir suç iken; bir sağlık görevlisinin etnik kimliği nedeni ile bir hastaya ilaçlarını vermeyerek ölümüne sebep olması suçun ihmali le işlenmesine örnek teşkil eder. ii.Fail Ceza hukukunda ancak gerçek kişiler fail olabilirler, tüzel kişilerin fail olması mümkün değildir. Türk ceza hukuku bakımından nefret suçunun faili için öngörülmüş özel bir nitelik bulunmayıp, genel hükümlere tabirdir. Nefret suçları bakımından faillerin kişilikleri ve bu suçları işlemedeki amaçlarına göre çeşitli sınıflandırmalar yapılmaktadır. Bu tasniflerden en dikkat çekici olanları şu şekilde tablo haline getirmek mümkündür. 27, 28 27 Lawrence, The Punishment of Hate: Towards A Normative Theory of Bias-Motivated Crimes, Michigan Law Review, Vol: 93, No:2, Nov. 1994, s.371; Aktaran İlhan BULUT; a.g.e., s. 22 28 Jack McDevitt, Jack Levin, Susan Bennett, Hate Crime Offenders: An expanded Typology,Journal of Social Issues, Vol: 58, No:2,2002,s. 303317; Aktaran İlhan BULUT; a.g.e. s.80 NEFRET SUÇLARI Nefret Suçu Faili Bilinçli Nefret Suçu Faili Gerçekleştirdiği eylemin anlamının farkındadır. Irkçılığın Farkında Olmayan Fail Önyargılarını içselleştirmiştir ve fiilinin aslında önyargılardından kaynaklandığıın farkında değildir. Saldırgan Tutumunun Farkında Olmayan Fail Davranışının toplum tarafından onaylanmadığını bilmekle beraber, bu davranışın özelanlamı nedeni ile bazı gruplar için taşıyor olabileceği hasasas anlamın farkında değildir. Güç ve Heyecan İçin Nefret Suçu İşleyenler Nefret Suçu Faili Dünyayı Kötü ve Aşağı Gördüğü İnsanlardan Temizlemeyi Misyon Edinerek Nefret Suçu İşleyenler Misilleme Amacı ile Nefret Suçu İşleyenler Kendi Alanlarına/ Kaynaklarına Karşı Tehdit Olarak Algıladıkları Kişilere Karşı Savunma Amaçlı Nefret Suçu İşleyenler 33 34 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI iii.Mağdur CMK’ da mağdura ilişkin net bir tanım yapılmamış olmakla birlikte, bu kavramı açıklamak için uluslararası belgelerden faydalanmak mümkündür. Bu kavrama ilişkin en kapsayıcı tanımlardan birisi “Suçtan Ve Yetki İstismarından Mağdur Olanlara Adalet Sağlanmasına Dair Temel Prensipler Bildirisi29”nin 1. maddesinde yer alan tanımdır. Buna göre “yürürlükte bulunan ceza kanunlarının eylem veya ihmal yoluyla ihlal edilmesi nedeniyle, bireysel veya toplu bir olarak, fiziksel veya ruhsal biçimde yaralanma da dahil olmak üzere manevi acılar çeken, ekonomik kayba uğrayan veya temel hakları esaslı bir biçimde zayıflayan ve bu suretle zarar gören kimseye ‘mağdur’ denir.” Nefret suçları bakımından mağdurun nitelikleri suçun ayrı bir kategoride incelenmesinin sebebi olduğundan, bu unsur son derece önemlidir. TCK’ya son düzenleme ile giren nefret ifadesi ile bu suçun mağduru ayrımcı bir tutum ya da nefret saikı ile bir ekonomik etkinlikte bulunmasına engel olunan, işe alınmayan, kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasına engel olunan veya kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malı satın/devir almasına veya kiralamasına engel olunan kimseler olabilir. Ancak bu dar tanım nefret suçundan zarar görenleri ifade etmekten son derece uzaktır. Nefret suçlarında mağdur şahsi nedenlerle değil, diğer grup veya topluluk üyeleri ile paylaştığı ortak karakteristik özellikler nedeni ile hedef seçilmektedir. Hatta “bu noktada karakteristik 29 Suçtan Ve Yetki İstismarından Mağdur Olanlara Adalet Sağlanmasına Dair Temel Prensipler Bildirisi, http://istanbul.mazlumder.org/tr/ main/yayinlar/sozlesmeler/18/suctan-ve-yetki-istismarindan-magdur-olanlara/365 (Erişim Tarihi: 01.02.2015) NEFRET SUÇLARI özelliği taşımamakla birlikte korunan gruplarla olan bağlantıları ve ilişkileri nedeniyle saldırıya uğrayan kişilerin de nefret suçu mağduru sayılıp sayılmaması konusunda bir tartışma bulunmaktadır.”30 iv.Konu Suç, kanunla korunmuş olan “hukuki bir değer veya menfaati ihlal etmektedir. Bu demektir ki, suçla ihlal edilen, ceza ile korunan, böylece hukukilik kazanan beşeri değer veya menfaat, suçun hukuki konusunu oluşturmaktadır.”31 Nefret suçlarında suçun konusu kişinin yaşam hakkı ya da vücut bütünlüğü olabileceği gibi şeref haysiyet gibi manevi değerleri de olabilir. Yine hedef alınan kişi ya da gruba ait malvarlıkları da suçun konusunu oluşturabilir. “Nefret suçları çerçevesinde sıkça işlenen öldürme ve yaralama fiilinde suçun konusu insan vücududur. Aynı şekilde mala zarar verme, yağma gibi suçlarda suçun konusu malvarlığı şeklindedir. Hakaret suçunda suçun konusu kişiye ait onur ve şeref gibi kavramlardır.32” v.Netice Netice, suçun işlenmesi nedeni ile dış dünyada meydana gelen değişikliktir. Suçun kanuni tanımında netice aranmış, bağımsız olarak yer almışsa bu tür suçların işlenmiş sayılması için kanunda sözü edilen neticenin gerçekleşmesi gerekmektedir. Neticesiz suç da mümkündür. 30 31 32 İlhan BULUT, a.g.e., s.85 Zeki Hafızoğulları- Devrim Güngör, Türk Ceza Hukukunda Suçların Tasnifi, TBB Dergisi, Sayı 69, 2007; s. 23 İlhan BULUT, a.g.e., s.84 35 36 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI Nefret veya önyargı motivasyonu ile işlenen suçlarda temel suç bakımından kanunda netice aranmışsa suçun oluşabilmesi için neticenin de gerçekleşmesi gerekmektedir. Öldürme, yaralama, mala zarar verme gibi suçların gerçekleşmesi için nefret veya önyargı motivasyonunun yanısıra kanunda aranan neticenin de ortaya çıkmış olması gerekir. Ancak cinsel saldırı, taciz, hırsızlık, hareket gibi suçlarda fiilin nefret veya önyargı motivasyonu ile işlenmiş olması yeterlidir, çünkü bu suçlar davranış suçlarıdır. c. Manevi unsurlar Failin bir suçu işlemekten dolayı sorumlu tutulabilmesi için, ceza normunda yasaklanan fiilin gerçekleştirilmesi yetmez, ayrıca haksızlık teşkil eden bu fiil ile kişi arasında manevi bir bağın da bulunması gerekir. Fail ile fiili arasında kurulan bu bağ suçun manevi unsurunu oluşturmaktadır. Eğer bu bağ kurulamazsa failin ceza hukuku bakımından sorumluluğu da ortadan kalkacaktır. i. Kast Kast, failin suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesini ifade eder. Nefret suçları açısından bakıldığında da bu suçların işlenebilmesi için failin kastla harekete geçmiş olması gerekir. “bu kasıt da başta mağdurun karakteristik özellikleri olmak üzere fiilin diğer maddi unsurlarının bilinmesi ve bu bilinçle eylemin gerçekleştirilmesini gerektirmektedir.33” 33 İlhan BULUT, a.g.e., s.91 NEFRET SUÇLARI Nefret suçları bakımından kastı incelediğimizde doğrudan kast/olası kast ayrımına da değinmek gerekmektedir. Doğrudan kast, suçun kanuni tanımda yer alan maddi unsurların (mağdur, netice, konu, nedensellik bağı) fail tarafından istenmesi, yani iradenin, düşünülen, bilinen ve dolayısı ile istenen bir sonucu gerçekleştirmek için kullanılması söz konusudur. Olası kast ise failin suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların gerçekleşebileceğini öngörebilmesine rağmen eylemine devam etmesi ve fiilinin olası sonuçlarını kabullenmesidir. Nefret suçunun varlığından söz edilebilmesi için doğrudan kastın varlığı aranır, olası kastla nefret suçu işlenmesi mümkün değildir. Fail eylemi ile belirli bir neticeyi elde etmek ister, bu netice onun için bir hedeftir. Nefret suçları, sembolik suçlardır. Aslında fail bu suçu işlerken grubun diğer üyelerine de bir mesaj vermektedir. Bu mesajı verebilmesi ise eylemini ve sonuçlarını bilerek hareket etmesine bağlıdır. Bu da failin doğrudan kast ile hareket ettiği anlamına gelir. ii. Taksir Taksir, kişinin sorumluluğunda olan dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlali ile zararlı veya tehlikeli neticenin öngörülmemesi yahut öngörülmesine rağmen önlenmemesidir. Suçlar kural olarak kasten işlenebilir. Taksire dayanan sorumluluk, istisnai bir nitelik arz etmektedir. Bu sebeple bir suçun taksirle işlenmesi halinde ceza verilmesi yasada konuyla ilgili açık bir düzenlemenin varlığına bağlıdır. Taksirden bahsedilebilmesi için failin iradesi ile gerçekleştirdiği hareketinden doğan hukuka aykırı neticeyi istememiş olması gerekir. Taksirden bahsedebilmek için öngörülmüş ol- 37 38 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI sun (bilinçli taksir) veya olmasın (bilinçsiz-basit taksir) neticenin istenmemesi aranır. Bu nedenle nefret suçunun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Nefret suçunda fail eyleminin de, sonucunun da farkındadır ve bu eylemin yaratacağı etkiyi hedeflemektedir. iii. Hukuka Aykırılık Hukuka aykırılık, yapılan eylem ve faili ile hukuk düzeni arasındaki bağdır. Fail tarafından gerçekleştirilen eylem hukuk düzeniyle çatışmakta ise hukuka aykırılık unsuru tamamlanmıştır. Prensip olarak kanunda tanımlanan unsurları taşıyan bir hareket hukuka aykırıdır. Ancak, hukuka aykırılığa bir takım istisnalar getirilerek, kanundaki tanıma uygun bazı fiillerin hukuka kabul edileceği belirlenmiştir. Bu istisnai hallerin varlığı halinde failin eylemi cezalandırılmayabilir. Sözü edilen hukuka uygunluk hallerini başlıca şu şekilde sıralamak mümkündür: 1. Kanunun hükmü ve amirin emri (TCK m. 24/1) 2. Meşru savunma (TCK m. 25) 3. Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası (TCK m. 26) 4. Cebir, şiddet, korkutma ve tehdit altında işlenen suçlar (TCK m. 28) Nefret ve önyargı suçları bakımından bir değerlendirme yapılacak olursa, hukuka uygunluk nedenlerinin, bu suç türünün yapısı ve doğası gereği uygulanmasının mümkün olmadığını ifade etmek yerinde olacaktır. Örneğin nefret saikı ile bir kişinin malına zarar veren bir kişinin bir hakkı kullandığı ya da mağdurun rızasını aldığı düşünülemez. NEFRET SUÇLARI iv. Kusurluluk Suçu teşkil eden son kriter kanunda belirtilen tipe uygun biçimde işlenen hukuka aykırı fiilin isnat yeteneği var olan bir kişi tarafından bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Yani kişi davranışının hukuka aykırı olduğunu fark edebilecek halde iken bu şekilde davranmayı tercih etmektedir. Kusurluluk unsuru aynı zamanda, ceza hukukunun evrensel ilkelerinden biri olan ‘kusursuz suç ve ceza olmaz’ ilkesinin suçu oluşturan unsurlara yansımasıdır. “Nefret ve önyargı suçlarında failin belli bir saikla hareket etmesi gerekmektedir. Bu durum failin, saikının yöneldiği değerlerin tarihsel bağlamı, sosyal içeriği ve sembolik etkisinin farkında olmasını gerektirmektedir. Fail, işlediği fiilin içerisinde yaşadığı toplumun düzenine ve normlarına aykırı olduğunu, eyleminin bireysel mağduriyetler yanında sosyal tahribata ve kimlikler ekseninde infiale neden olma tehlikesi taşıdığının bilincinde olmalıdır. Bu bilincin olmadığı durumlarda failin eyleminden dolayı kusurluluğundan bahsedilemeyecektir.34” d.TCK’da Yer Alan Ve Nefret Saikiyle İşlenebilecek Suçlar: Bu bölümde detaylı bir biçimde incelendiği üzere TCK bakımından ‘tanımlanmış’ nefret suçunun kapsamı son derece dardır. Kanunda tanımlanmamış olması ve suçu işleyen kişinin kafasından neler geçtiğini kanıtlamanın zorluğu, kişinin motivasyonunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturma gerekliliği, bu suçların nefret suçu olarak işlendiğinin ispatlanmasını zorlaştıracaktır. 34 İlhan BULUT, a.g.e., s.96 39 40 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI Nefret suçu yasalarda açıkça düzenlenmiş olmadığı için, suçun işlendiği şartlar, failin suçu işlerken kullandığı ifadeler hatta belki failin suç geçmişi ve sosyal çevresi saik konusunda mahkemenin hükmünü etkileyebilir. Her ne kadar kanunla tanımlanmamış veya ağırlaştırıcı bir unsur olarak değerlendirilmemiş olsa da, aşağıdaki temel suç tiplerinin nefret saikı ile işlenebilmesi mümkündür35. Burada böyle bir listeye yer verilmesinin amacı Türkiye’de gerçek anlamda henüz yasal düzenleme olmaması, nefret suçunun teknik anlamda suç olarak tanımlanmamış olmasıdır. Aşağıda verilen liste, suçun nefret saikı ile işlenmesi halinde cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak ya da üst sınırdan verilmesi için gerekçe oluşturulması konusunda bir yol gösterici olarak kullanılabilecektir. Cezanın bireyselleştirilmesini düzenleyen TCK 61. maddenin nefret suçlarının cezalandırılması bakımından büyük önem arz eden kısmı şu şekildedir. Cezanın Belirlenmesi ve Bireyselleştirilmesi MADDE 61. - (1) Hâkim, somut olayda;a) Suçun işleniş biçimini, b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları, c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,d) Suçun konusunun önem ve değerini, e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını, g) Failin güttüğü amaç ve saiki,Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. Çünkü her ne kadar nefret suçu yasa ile tanımlanmamışsa da TCK 61. madde faili suç işlemeye yönelten saikin, cezanın 35 Nefret Suçlarının İzlenmesi Ve Raporlanması El Kitabı, İnsan Hakları Araştırmaları Derneği, Mayıs 2013, Ankara, s.24 NEFRET SUÇLARI bireyselleştirilmesi aracı olarak göz önünde bulundurulacağını ifade etmiştir. Aşağıda yer alan bu listedeki suçlar nefret saikiyle işlendiği takdirde adil biçimde cezalandırılması bakımından bu madde en büyük dayanağı teşkil etmektedir. Madde 81 Kasten öldürme Madde 82 Kasten öldürme suçunun nitelikli halleri Madde 84 İntihar Madde 86 Kasten yaralama Madde 87 Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama Madde 90 İnsan üzerinde deney Madde 91 Organ ve doku ticareti Madde 94 İşkence Madde 95 Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence Madde 96 Eziyet Madde 99 Çocuk düşürtme Madde 101 Kısırlaştırma Madde 102 Cinsel saldırı Madde 103 Çocukların cinsel istismarı Madde 105 Cinsel taciz Madde 106 Tehdit Madde 107 Şantaj Madde 108 Cebir Madde 109 Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma Madde 112 Eğitim ve öğretimin engellenmesi Madde 114 Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi 41 42 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI Madde 115 İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme Madde 116 Konut dokunulmazlığının ihlali Madde 117 İş ve çalışma hürriyetinin ihlali Madde 118 Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi Madde 120 Haksız arama Madde 123 Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma Madde 125 Hakaret Madde 148 Yağma Madde 149 Nitelikli yağma Madde 151 Mala zarar verme Madde 152 Mala zarar vermenin nitelikli halleri Madde 153 İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme Madde 185 Zehirli madde katma Madde 213 Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit NEFRET SUÇLARI IV- AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN NEFRET SUÇU A vrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde nefret suçu veya nefret söylemi konusunda doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), saldırgan ve Sözleşme’ye aykırı olduğu düşünülen çeşitli ifade biçimlerini (ırkçılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm, saldırgan milliyetçilik ve azınlık ve göçmenlere uygulanan ayrımcılık gibi) tespit etmektedir. AİHM bununla birlikte bu tespitlerinde bir yanda aşırılığa yönelik ciddi ve gerçek bir kışkırtma ile öte yanda bireylerin (gazeteciler ve siyasetçiler dahil) görüşlerini özgürce ifade etme ve başkalarını “kızdırma, şok etme ya da rahatsız etme”36 hakları arasında bir ayrım yapma konusunda daha dikkatli davranmaktadır. . AİHM iki sebeple “nefret söylemini” Sözleşme’nin koruma kapsamı dışında bırakmaktadır: 1. Sözleşmenin 10. maddesinin ikinci fıkrası ve 11. Maddede öngörülen kısıtlamaları uygulamak suretiyle (söz konusu ifadelerin nefret söylemi olduğu halde Sözleşmenin temel değerlerini yok etme kapasitesine sahip olmadığı durumlarda bu yaklaşım benimsenmiştir) ya da, 2. Söz konusu ifadelerin Nefret söylemine varması ve Sözleşmenin temel değerlerini inkar etmesi durumunda 17. Maddeyi (Hakları kötüye kullanma yasağı) uygulamak suretiyle. 36 Handyside / Birleşik Krallık Davası (no. 5493/72) 7.12.1976 par. 49 43 44 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI Sözleşmenin 10. maddesi “ifade özgürlüğü”nü düzenlemektedir. Maddenin birinci paragrafında ifade özgürlüğünün nasıl korunacağı, ikinci paragrafında da hangi koşullarda ve nasıl sınırlanabileceği düzenlenmiştir. Sözleşmenin 10. Maddesine göre; “1. Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir. 2. Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir.” Sözleşmenin 10. Maddesi nefret söylemini doğrudan yasaklamamaktadır. Bununla birlikte Mahkeme’nin (AİHM) içtihatlarında ifade özgürlüğünün nefret söylemi açısından sınırlandırılmasını, başkalarının şöhreti ve hakları kapsamında demokratik bir toplumda gerekli bulduğu kararlar vardır. AİHM, ifade özgürlüğü konusuna büyük önem atfetmekte ve içtihatlarında bunun altını çizmektedir. Bu çerçevede, ifade özgürlüğü ile nefret söylemi arasındaki sınırın belirlenmesi önem kazanmaktadır. NEFRET SUÇLARI AİHM, devletlerin nefret savunusunu yasaklamaya ve özellikle etnik kimliği nedeniyle bu tarz tehditlere maruz kalan kişilerin korunmasına dair, uluslararası hukuktan kaynaklanan bir takım yükümlülükleri olduğunu belirtmektedir. AİHM’e göre nefret içerikli ifadeler Sözleşmenin 17.maddesine (hakların kötüye kullanılması yasağı) göre değerlendirilmekte ve sözleşmenin sağladığı korumanın kapsamından çıkarılmaktadır. Sözleşmenin 17. Maddesine göre: “Bu Sözleşme’deki hiçbir hüküm, bir devlete, topluluğa veya kişiye, Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerin yok edilmesi veya bunların Sözleşme’de öngörülmüş olandan daha geniş ölçüde sınırlandırılmalarını amaçlayan bir etkinliğe girişme ya da eylemde bulunma hakkı verdiği biçiminde yorumlanamaz.” AİHM ifade hürriyetinde, genel toplumsal kabuller aleyhindeki ifadeler konusunda genel olarak özgürlükçü yorumlar yapmaktadır. Ancak, rahatsızlık veren tartışma konusu ifadelerin toplumda zayıf olan bir kesim (göçmenler, azınlıklar gibi) aleyhinde olması halinde, ifade özgürlüğü yerine zayıf toplumsal grubun korunmasını tercih ettiği görülmektedir. AİHM İÇTİHATLARINDA NEFRET SUÇU37 AİHM, önüne gelen başvurularda konunun ifade özgürlüğü kapsamında olup olmadığına değerlendirirken, davalı devletlerin yasaklama konusu olayın nefret söylemi olduğuna ilişkin iddialarını da değerlendirmiştir. AİHM, Sözleşmenin 10. Maddesi kapsamında bir konuyu değerlendirirken, yasaklama konusu olayı sırasıyla şu açılardan incelemektedir: 37 Nefret söylemi ilgili AİHM içtihatları için bkz: “AİHM Bilgi Notu – Nefret Söylemi”, Ekim 2012 http://www.echr.coe.int/Documents/ FS_Hate_speech_TUR.pdf 45 46 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI • Müdahalenin varlığı • Kanunen öngörülmüş olma • Meşru Amaç (kamu güvenliği, düzensizliği önlenmesi ve başkalarının haklarının korunması amaçları gibi) • Demokratik Toplumda Gereklilik AİHM, bir ifadenin nefret söylemi mi yoksa ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı konusundaki esas değerlendirmeyi “Demokratik Toplumda Gereklilik” unsuru bakımından değerlendirmektedir. İfade hürriyeti söz konusu olduğunda, AİHM’nin “Handyside” kararı önemli ve dikkat çeken kararlardan birisidir. AİHM bu kararında şöyle demektedir: “İfade özgürlüğü, sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız görülenler için değil ama aynı zamanda, toplumun veya devletin bir bölümünü gücendiren(offend), rahatsız ve şoke (shock) eden ‘bilgi’ ve ‘düşünceler’ için de geçerlidir.” AİHM’in nefret söylemi ve nefret suçu ile ilgili önemli içtihatlarını kısaca özetleyeceğiz: JERSİLD / DANİMARKA DAVASI38 Gazeteci Jens Olaf Jersild, kendilerine “Greenjackets” (Yeşil Ceketliler) adını veren ve Danimarka’daki göçmenler ve diğer etnik gruplar hakkında aşağılayıcı ifadelerde bulunan gençlerin oluşturduğu bir grubun üç üyesiyle yapmış olduğu bir televizyon röportajından alıntılar içeren bir belgesel yapmıştır. Bay Jersild, ırkçı yorumlara yardım ve yataklık etmekten mahkum olmuştur. Başvurucu ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. AİHM, açık bir şekilde ırkçı yorumlarda bulu38 Jersild / Danimarka, no. 15890/89, 23.09.1994 NEFRET SUÇLARI nan “Greenjackets” grubunun üyeleri ile gençlerden oluşan bu grubu ortaya çıkarmak, analiz etmek ve açıklamak ve “toplumda halihazırda büyük kaygılar uyandırmış bir konunun spesifik boyutlarına” değinmek amacında olan Bay Jersild arasında bir ayrım yapmıştır. Başvurucu, bütün olarak belgesel, ırkçı görüş ve fikirleri yaymayı değil, bir toplumsal sorun hakkında kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçladığı gerekçesiyle, AİHM 10. maddenin ihlal edildiğine hükmetmiştir. AİHM, “ırkçı düşünce açıklamaları”nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile korunamayacağını ifade edilmiştir. Basın yayın organlarının nefret içerikli ifadeleri yayımlarken sorumlu davranması, nefret söylemine maruz kalan kişilerin haklarının korunması noktasında dengeli ifadelere yer verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Oyçokluğu ile alınan karara muhalif olan hakimler, ırk ayrımcılığına karşı mücadele hayati önemini vurgulayarak, gazetecinin kamuoyunu bilgilendirmekle beraber sadece ırkçı görüşlerin aktarılmış olduğuna dikkat çekmişlerdir39. FÉRET / BELÇİKA DAVASI40 Daniel Féret Belçika’daki Ulusal Cephe (National Front) adlı siyasi partinin başkanı ve Parlamento’da milletvekiliydi. Partinin, 1999-2001 yıllarında seçim kampanyasında astığı afişler ve dağıttığı bildirilerde yabancılara karşı nefret içeren ifadeler yer almıştır. “Belçika’nın İslamlaştırılmasına karşı çıkın,” “Düzmece entegrasyon politikasına son verin” ve “Avrupalı olmayan iş arayanları evlerine gönderin” gibi sloganlar içeren çeşitli broşürler dağıtılmıştır. Belçika mahkemesi Feret’i ırk ayrımcılığına kışkırtma suçundan mahkum etmiştir. AİHM, Féret’in 39http://hudoc.echr.coe.int/sites/eng/pages/search.aspx?i=001-57891 40 Féret / Belçika, No. 15615/07, 16.7.2009 47 48 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI ifadelerinin açık bir şekilde özellikle toplumun ‘daha az bilgili üyeleri arasında yabancılara karşı güvensizlik, reddetme ve hatta nefret uyandırma’ potansiyeline sahip olduğu sonucuna varmıştır. Mahkemeye göre, seçim ortamında dile getirilmiş olması Féret’in mesajını daha etkili kılmış, açık bir şekilde ırksal nefrete tahrike kadar varmıştır. Sonuç olarak Feret’in mahkum edilmesini haklı bulan AİHM politikacıların ifade özgürlüğü olmasına karşın bu özgürlüğü kullanırken hoşgörüsüzlüğü güçlendirecek nitelikte yorumlar yapmaktan kaçınmaları gerektiği belirtilmiştir. LE PEN / FRANSA DAVASI41 Fransa’daki ırkçı “Ulusal Cephe” partisinin lideri Le Pen’in bir gazeteye verdiği röportajda Fransa’daki Müslümanlar için kullandığı “Sayıları 5 milyon değil de 25 milyon olduğu gün Fransa’yı onlar yönetiyor olacak” ifadeleri bir grup insanın kökeni veya etnik grup, ulus, ırk veya din gibi spesifik bir gruba üye olma veya olmamaya dayalı ayrımcılık, nefret ve şiddete tahrik ettiği gerekçesiyle 10 bin Euro para cezasıyla cezalandırılmıştır. Le Pen, AİHM’e başvurarak ifade özgürlüğünü koruyan Sözleşme’nin 10. maddesinin ihlal iddia etmiştir. AİHM, Fransa’daki Müslüman azınlığın korunması bakımından, ırkçı ifadelerin cezalandırılmasını “başvuranın ifade özgürlüğü hakkına yapılan müdahalenin “demokratik bir toplumda gerekli” olduğu” sonucuna varmış ve başvuruyu kabul edilemez bulmuştur. 41 Le Pen / Fransa, No. 18788/09, 20/04/2010 NEFRET SUÇLARI NORWOOD / BİRLEŞİK KRALLIK DAVASI42 Mark Anthony Norwood, Kasım 2001-Ocak 2002 tarihleri arasında kendisinin üye olduğu İngiliz Ulusal Partisi tarafından Kendisine verilen ve İkiz Kuleleri alevler içinde gösteren bir posteri penceresine asmıştır. Resmin altında “İslam, Britanya’dan dışarı – Britanya Halkını koruyun” yazısı ve ay-yıldızın üzerinde çarpı işaretine yer veren poster nedeni ile yargılama yapılmış, sonuç olarak Norwood bir dini gruba karşı ağır düşmanlıktan dolayı mahkum olmuştur. Norwood ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiği iddiası ile AİHM’e başvurmuştur. AİHM, söz konusu şekilde dini gruba karşı genel ve öfkeli bir saldırının ve söz konusu grubun bir bütün olarak son derece ağır bir terörizm eylemiyle ilişkilendirilmesinin başta hoşgörü, toplumsal barış ve ayrımcılıktan kaçınma gibi Sözleşmenin ilan edip güvence altına aldığı değerlerle bağdaşamaz olduğunu tespitle Bay Norwood’un 10. Madde uyarınca koruma talep edemeyeceğini tespit etmiştir. AİHM, başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. PAVEL IVANOV / RUSYA DAVASI43 Pavel Ivanov, bir dizi makale yazıp yayınlayarak Yahudileri Rusya’da kötülüğün kaynağı olarak göstermiştir. Ivanov, Yahudileri Ruslara karşı entrikalar kurmakla suçlamıştır; ifadelerinin tonu belirgin bir şekilde antisemitiktir. Kendisi etnik, ırksal ve dinsel nefrete teşvikten mahkûm olmuştur. Bay Ivanov özellikle mahkûmiyetinin birbiriyle çelişen kanıtlara dayandığını ileri sürerek etkili başvuru hakkının (13. Madde) ihlal edildi42 43 Norwood / Birleşik Krallık, no. 23131/03, 16.11.2004 Pavel Ivanov / Rusya, no. 35222/04, 20.02.2007 49 50 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI ğinden şikayet etmiştir. Rus mahkemelerini, Yahudilerin bir millet olmadığı şeklindeki iddiasını kanıtlayacağını düşündüğü bir uzman raporu talep etmemekle eleştirmiştir. Ayrıca dini inançları dolayısıyla kendisinin ayrımcılığa uğradığını da iddia etmiştir (14. Madde). AİHM, Bay Ivanov’un özünde 10. Madde uyarınca sahip olduğu ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğinden şikayet ettiğini tespit etmiştir. Mahkeme yayınlarında “Yahudilere karşı nefreti teşvik etmeyi” amaçlayan ve belirli bir etnik gruba karşı şiddeti savunan başvuranın 10. Madde kapsamında koruma talep edemeyeceği görüşünü benimsemiştir. AİHM, başvurunun kabul edilemez olduğunu ilan etmiştir. LEROY / FRANSA DAVASI44 İfade özgürlüğüyle ilgili en önemli davalardan biridir. Karikatürist Denis Leroy 13 Eylül 2001’de haftalık bir Bask gazetesinde yayınlanan ve 11 Eylül saldırılarıyla ilgili çizdiği karikatürde “Hepimiz bunun hayalini kurduk... Ama Hamas gerçekleştirdi” ifadesini yazmıştır. Fransa, Leroy’u ‘terörü mazur göstermek’ suçundan para cezasına çarptırmıştır. Leroy, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini belirtip AİHM’e başvurmuştur. AİHM, Leroy’un söz konusu eseriyle ‘Amerikan emperyalizminin şiddet kullanılarak yıkılmasını yücelttiğini, 11 Eylül saldırılarının faillerine manevi desteğini ifade ettiğini, binlerce sivile karşı işlenen şiddet konusunda onaylayıcı ifadelerde bulunduğunu ve kurbanların haysiyetini azalttığı’ yönünde karar vermiştir. AİHM bu kararında her ne kadar söz konusu gazetenin tirajı düşük olsa da karikatür insanlarda belli bir düzeyde tepkiye yol açtığını ve bunun Bask ülkesinde şiddeti tahrik etme ve kamu düzeni üzerinde açık bir etkiye yol açma kapasi44 Leroy / Fransa, No. 36109/03, 02.10.2008 NEFRET SUÇLARI tesinin olduğunu gözlemlemiş ve Leroy’un ifade özgürlüğünün ihlal edilmediği yönünde karar vermiştir. DİNK / TÜRKİYE DAVASI45 2007’de öldürülen AGOS gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink, ‘Ermenilerin 1915 soykırımının mağdurları olarak konumlarının tanımlanması konusunda takıntılı oldukları, ama Türklerin bu ihtiyaca karşı duyarsız kaldıklarını, bunun da Ermenilerin çektiği travmaları açıkladığını’ yazmıştır. . Ermeni diasporasının ülkeyle bağlarının güçlendirilip daha sağlıklı bir Ermeni kimliği oluşturulması gerektiği fikrini de dile getiren Dink’in ifadeleri aşırı milliyetçi gruplardan tepki toplamıştır. Ceza Kanunu’nun 301. maddesi kapsamında “Türklüğü aşağılamaktan’ mahkum edilen Dink yaklaşık bir buçuk yıl sonra suikasta uğrayarak hayatını kaybetmiştir. Ölümünden sonra ailesinin yaptığı başvuruda yer alan şikayetler arasında ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiği yönünde bir talep de bulunmaktaydı. AİHM, Dink ailesinin başvurusunu kabul edip, Türk makamların Dink’in can güvenliğini sağlamak konusunda yetersiz kaldığını tespit etmiştir. AİHM, kararında “ Türkiye’nin Ermeni soykırımını kabul etmemesine yönelik eleştirileri nedeniyle Dink, Türk yargısı tarafından dolaylı olarak cezalandırıldı” ifadesi kullanmıştır. Mahkeme Dink’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti. 45 Dink / Türkiye, no. 2668/07, 6102/08, 30079/08, 7072/09 ve 7124/09, 14.09.2010 51 52 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI GÜNDÜZ / TÜRKİYE DAVASI46 Müslüm Gündüz kendi iddiasına göre bir İslami tarikatın üyesidir. Gece televizyonda yayınlanan bir tartışma programında demokrasi hakkında son derece eleştirel konuşmuş, çağdaş laik kurumları “dinsiz” olarak nitelemiş ve laik ve demokratik ilkeleri yoğun şekilde tenkit etmiş ve açık bir şekilde Şeriat kanunların uygulanması çağrısında bulunmuştur. Bir dine ya da mezhebe mensubiyet temelinde halkı alenen nefret ve düşmanlığa kışkırtmaktan mahkum olmuştur. Bay Gündüz ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. AİHM, Bay Gündüz’ün kamuoyunun hâlihazırda aşina olduğu tarikatının aşırıya giden görüşlerini temsil ettiğini ve halkın önünde canlı bir tartışmaya aktif bir şekilde katıldığını kaydetmiştir. Bu çoğulcu tartışma, tarikatının ve demokratik değerlerin İslam’ın anlayışıyla bağdaşmaz olduğu düşüncesi de dahil olmak bu tarikatın alışılmışın dışındaki görüşlerini kamuoyuna sunma amacı gütmekteydi. Bu konu, Türk medyasında kapsamlı bir tartışma konusu olmuş ve genel bir ilgi oluşturmuştur. AİHM, Bay Gündüz’ün ifadelerinin, şiddete çağrı ya da dini hoşgörüsüzlük temelinde “nefret söylemi” olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varmıştır. 10. Maddenin ihlal edildiğine hükmetmiştir 46 Gündüz / Türkiye, no. 35071/97, 4.12.2003 NEFRET SUÇLARI LINDON, OTCHAKOVSKY–LAURENS VE JULY / FRANSA DAVASI47 AİHM, bir romanın yazar ve editörünün aşırı sağcı bir parti ve başkanına hakaret etmekten cezalandırılmaları konusunda yapılan şikâyette 10. madde ihlali bulunmadığına; bir gazetenin müdürünün romanın eleştiri konusu yapılan kısımlarına yer veren ve yukarıdaki mahkûmiyetleri kınayan bir dilekçenin yayımlanmasından sonra hakaretten dolayı cezalandırılmasında da ihlal bulunmadığı sonucuna varmıştır. AİHM’e göre “Roman olsa dahi her yazının hakaretten mahkûm edilebileceğini ifade etmek 10. maddeye aykırı değildir. Kuşkusuz, edebiyat eseri yapanla bunları yayımlayanlar demokratik bir toplumun olmazsa olmaz şartı olan fikir ve düşünce alışverişine katkıda bulunmaktadırlar. Bundan dolayı devletin bunların ifade özgürlüğünü, hele ki burada da söz konusu olduğu gibi siyasi ya da militan bir ifade tarzıyla yazılmış bir eser söz konusuysa, haksız yere çiğnemekten kaçınma mecburiyeti vardır. Ancak romancı ve onun eserlerini tanıtanların da “ödevleri ve sorumlulukları” bulunmaktadır. Söz konusu bölümlerin sert içeriği ve Ulusal Cephe ve başkanını isim vererek hedef almış olması dikkate alındığında, bu bölümlerin hakaret içeren nitelikte oldukları sonucuna varmak eleştirilemez. Ayrıca, yazarın arasına mesafe koyduğu ifadeler bir kenara koyulmuş ve sadece yazarın düşüncesini yansıtan ifadeler hakaret olarak kabul edilmiştir. “Siyasi mücadele aktörleri, azami bir ölçüyü ve edep kurallarını muhafaza etmelidirler; muhalifini, bu kişi tartışma 47 Lindon, Otchakovsky–Laurens Ve July / Fransa, No. 21279/02, 22.10.2007 (Büyük Daire) 53 54 HUKUKÇULAR İÇİN EL KİTABI alanında aşırılıkçı bir tutum sergileyen bir şahsiyet olsa da, yaralama amacı taşıyan ve kin ve şiddeti körükleyen ifadeler kullanılmasına, bir siyasi tartışma içinde, hoşgörüyle bakılamaz.” VONA / MACARİSTAN48 AİHM, Macar Muhafızlar isimli ırkçı derneğin Çingenelere karşı ırkçı faaliyet ve söylemleri nedeniyle kapatılmasını Sözleşmeye (11. Maddede korunan örgütlenme özgürlüğü hakkına) aykırı görmemiştir. Karar gerekçesi özetle şöyledir; başkalarının haklarına yönelik yeterince yakın bir zarar, demokratik bir toplumun sayesinde var olduğu ve işleyişinin dayandığı temel değerleri zayıflatma tehdidinde bulunuyorsa, Devlet parti niteliğinde olmayan oluşumlara karşı demokrasiyi korumak için gerekli tedbirleri alma yetkisine sahiptir. Toplumun üyelerinin ırk ayrımcılığı olmadan birlikte yaşamaları böyle bir değerdir; ki bu olmadan demokratik bir toplum tasavvur edilemez. Devletin, müdahale etmeden önce, bir siyasi hareketin demokrasiyi zayıflatmak için harekete geçmesini veya şiddete başvurmasını beklemesi gerekmez. Yaygın olandan daha az kabul gören veya şok edici veya rahatsız edici olan fikirlerin bile geliştirilmesi için, bireylerin dernekleşmesi ve dernek özgürlüğü önemlidir. Yetkililer, Sözleşme ve demokrasi standartları ile bağdaşmayan bir politikayı uygulamak için kamusal yaşamda somut adımlar atan bir harekete karşı, başkalarının haklarını korumak için müdahale edebilir. Yapılan toplantıların azınlıkların yaşadığı yerde ve göz korkutan nitelikte olması nedeniyle söz konusu derneğin kapatılması Sözleşme’nin 11. Maddesine aykırı değildir. 48 Vona / Macaristan, No. 35943/10, 09.07.2013 SONUÇ C eza hukukunun amacı kişilerin güven içerisinde birlikte yaşamaları için gerekli olan hukuksal değerleri korumaktır. Muhakkak cezanın faili ıslah etmek, yeniden topluma kazandırmak amaçlarının yanı sıra toplumu suçtan kurtarmak ve suçluları caydırmak amacı da vardır. İyi hazırlanmış bir mevzuat nefret suçlarını önlemeye yönelik caydırıcı bir araç kabul edilebilir, ancak kesinlikle ilk ve tek araç değildir. Her türlü ırkçılığın ve ayrımcılığın önlenmesinde medya, eğitim ve siyaset gibi yollar öncelikle başvurulan yol kabul edilmeli, cezai yaptırımlara ise son çare olarak başvurulmalıdır. Yani nefret suçlarının cezalandırılmasından önce önlenmesi hedef kabul edilmelidir. Ancak alınan tüm tedbirlere rağmen işlenmesi durumunda ise nefret suçlarının etkin biçimde soruşturulması ve faillerin adil bir biçimde cezalandırılması, bu suçların toplum vicdanında oluşturacağı yaraları iyileştirici sonuçlar doğuracaktır. Bu noktada bu suçların önlenmesinde eğitimciler, sivil toplum kuruluşları ve siyasetçilere görev düşerken, etkin soruşturma ve cezalandırma konusunda sorumluluk hukukçuların üzerinde olduğundan nefret suçları konusunda yoğun çaba sarf etmek ve kullanılabilecek tüm enstrümanları dikkatlice incelemek gerekmektedir. Mağdur Görüşme Tutanağı 1 Görüşme Tarihi, Yer Ve Saati Adı Ve Soyadı Doğum Yeri Ve Tarihi Cinsiyeti Uyruğu 2 Mağdurun Dini Etnik Kökeni Eğitim Durumu Mağdurun Mesleği Velisinin Veya Yasal Temsilcisinin Adı Soyadı Mağdurun kimliğinin gizli tutulması 3 talebi var mı? (bazı davalarda bu talep edilebilir) Olayın konusu Olayın tarihi (Biliniyorsa) Şüphelinin adı soyadı 4 Olayın gerçekleştiği yer Aynı yerde daha önce gerçekleşen olay var mı? 5 Mağdurla önceden tanışıklığı var mı? Kurum ise kurumun Şikayetçi adı veya 7 (Şahıs İse) Adı Soyadı ihbarda Adresi , Mağdura bulunan Yakınlığı 8 Suçun yöneldiği şey ne? (Mal/can/manevi değerler) Önceden yapılmış bir tehdit/ korkutma var mı? Olayın işleniş biçimi bir mesaj vermeye yönelik mi ? Evetse Nasıl? Olayın kısa özeti: Mağdurun konu ile İlgili daha önceden adli makamlara ulaşmış bir 10 şikâyeti, tedbir talebi ya da kararı var mı? Var ise mercii ve tarihi Olayın gerçekleştiği yeri gören kamera- mobese vs var mı? Nerede? Zanlının, önceden hazırlanarak 11 ve sonuçlarını bilerek bu eyleme giriştiğine dair emare var mı? Neler? Beden muayenesi, vücuttan örnek alma vb işlem yapılmış mı? Olaya tanıklık eden birileri var mı? 12 Faillerin kendilerine ya da yakınlarına yönelik olarak saldırılarını tekrarlamasından duyulan endişeler var mı? Hangi kurumlara bilgi verilmiş? Ya da şikayette bulunulmuş mu? 14 Avukatın Görüş Ve Önerileri