67 - Teshiad

Transkript

67 - Teshiad
®
“kurumsal hijyen”
‹stanbul Sanayi Odas› taraf›ndan düzenlenen
“2. Kobi Çevre ve Çevre Teflvik Ödülleri” çerçevesinde
Kobi Çevre Jüri Özendirme Ödülü’nü alan
Saruhan Kimya San. Tic. A.fi.
Sizleri ve gelecek nesillerimizi düflünerek,
güveninize lay›k olmak için çal›flmaya
devam ediyor...
Saruhan Kimya San. Tic. A.fi. Üretim tesisleri; do¤al kaynaklar›n enerji ve
ham maddelerin kullan›lmas›nda, çevrenin korunmas›na ve sürdürülebilir
kalk›nma ilkelerine yönelik çal›flmalar› ile at›klar› kayna¤›nda azaltan,
de¤erlendiren, geri kazanan, yeniden kullan›m›n› sa¤layan ve bertaraf
eden sistemlere sahiptir.
www.nilco.com.tr
Hizmet Dergisi - May›s 2010
1
fi‹RKETLER GRUBU
Sağlık sektöründeki en önemli iki araç
Healthguard Sistemi
Healthguard Sistemi, hastaneler ve sağlık
kuruluşları için geliştirilmiş, çapraz bulaşma
riskini minimuma indiren, geniş kapsamlı
bir temizlik ve dezenfeksiyon konseptidir.
Healthguard Sistemi ciddi ölçüde ürün ve
su tüketimini azaltırken, ergonomi ve
kullanıcı güvenliğini ön plana çıkararak
verimliliği arttırır.
Healthguard Sistemi, mikrofiber moplar /
bezler ve hazırlama yöntemleri,
kat arabaları, ürünler, hijyen planları ve
diğer Ecolab servislerini içeren bir konsepttir.
Healthguar d
Sistemi
Ecolab Temizleme Sistemleri Ltd. Şti.
Altayçeşme Mah. Toygun Sokak No: 1
34843 Maltepe – Istanbul
Tel: 0216 2441 20Hizmet
30 Dergisi
www.ecolab.com
- May›s 2010
Hizmet Dergisi - May›s 2010
3
4
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Hizmet Dergisi - May›s 2010
5
Hizmet’ten
“Yenilenmeyen
yenilir!”
G
eçenlerde gözüme çarpan bir
kitabın başlığı böyleydi. Doğa
kendini nasıl mevsimler aracılığıyla sürekli yeniliyor ve tazeliyorsa, toplumlar ve kurumlar için de bu yenilenme,
kendi dışındaki koşullara ayak uydurma,
bir zorunluluk olarak görülmelidir. Biz
iletişimciler için ise bu ertelenemez bir
görev olmaktadır. Bilgiyi anlaşılır ve erişilebilir kılma işlevimizi, sürekli yenilenme
ve değişim ile sürdürebiliriz.
19 yıldır yayımlanan ve şu anda 67. sayısını elinize aldığınız Hizmet dergisi bu
sayısından itibaren yeni bir yüzle karşınızda. Daha dinamik, daha kolay okunan
ve daha genç bir dergi bulacaksınız yeni
sayımızda. Hizmet, yenilenen kapak ve
sayfa tasarımlarının yanı sıra, içerik olarak da yenilendi. Sektör için önemli bir
hizmet alanı olan AVM’lerin tanıtımına
bu sayımızdan itibaren başlıyoruz. İlk durağımız Forum İstanbul…
Entegre hizmet sektörünün tüm alanlarından hizmet verenlerin ve alanların
görüşlerini yansıtmaya devam ediyoruz.
Cevat Turan, 22 yıldır sektöre emek veren, 10 yıl TESHİAD başkanlığı yapmış
bir sektör duayeni. Bu sayımızda kapak
röportajını onunla yaparak, bir anlamda
sektörün ve TESHİAD’ın vefa borcunu
da ödediğimizi düşünüyoruz.
Son aylarda TESHİAD’da kendini yeniledi. Üyelik kriterlerini gözden geçiren
ve mevcut koşullara uygun hale getiren
TESHİAD yönetiminin aldığı kararlar, son
dört ayda 14 yeni üyenin TESHİAD’a
katılması ile doğrulanmış oldu. Sektörün
tek örgütlü gücü olan derneğimizin daha
da kapsayıcı olarak yoluna devam edeceğine inanıyoruz.
Yeni bir sayıda buluşmak üzere…
Saygılarımızla.
Mis Group Yönetim Kurulu Başkanı olmasının yanında edebiyatçı ve şair kimliği
ile de bilinen Cevat Turan’ın, serüvenini
ve sektör hakkındaki görüşlerini sayfalarımızda bulabilirsiniz.
KÜNYE
Temizlik ve Servis Hizmetleri ‹ş
Adamlar›
(Teshiad) ad›na imtiyaz sahibi
Teshiad Yönetim Kurulu Başkan›:
Selim Canbazoğlu
Yönetim Yeri
Kozyatağ› Mah. Bayar Cad. S›tma
P›nar Sok. Ayes Apt N.6 D.1
Kad›köy - ‹stanbul
Tel: 0216 361 77 87
Faks: 0216 361 79 87
E-mail: [email protected]
Web: www.teshiad.org.tr
6
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Yay›n Koordinatörü
Recep Ali Aksoylu
[email protected]
Genel Yay›n Yönetmeni ve
Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü
Tuna Atalay
[email protected]
Editör
Ayşegül Çelik
[email protected]
Yay›n Kurulu
Recep Ali Aksoylu
Bülent Doğru
Haydar Gürkan
Gürkan Doğanay
Tuna Atalay
Reklam Sat›ş Müdürü
Mutlu Uzun
[email protected]
Tasar›m ve Uygulama
Tufan R. Başak
[email protected]
Bask›
Bilgi Matbaa Reklamcılık Yayıncılık
San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.
Atatürk Bulvar Deposite İş Merkezi
A 5 Blok Kat:4 No: 405
İkitelli OSB - Başakşehir / İstanbul
Tel: 0212 407 04 20
Faks:
0212 407 05 52
Yapım
TEM Tanıtım Etkinlikleri
Merkezi Ltd. Şti.
Kabataş Setüstü, Taşlı Çıkış Sok.
Lütfiye Hanım İş Merkezi No: 5/ 1,
34427 Beyoğlu, İstanbul
Tel: 0212 293 22 75-59
Faks: 0212 252 11 26
www.temtanitim.com
[email protected]
Yay›n Türü
Yayg›n yay›n, süreli, üç ayda bir.
Bize Ulaşmak için
[email protected]
[email protected]
İçindekiler
Sektör – Kısa Kısa
Sektörden Kısa Kısa Haberler
Kapak Konusu - Cevat Turan Röportaj
Mis Group Yönetim Kurulu Başkanı
Cevat Turan ile Keyifli Bir Söyleşi Yaptık Sektör – İK
Sektörün önde gelen firmaları ve akademisyenlerle
“Hizmet sektöründe İK” konusunu konuştuk
Sektör -Yol Süpürücüler
Makine sağlayıcı firmalarımız yol süpürücüler
hakkında bilgiler verdiler.
Yol süpürme araçları; Sweeper’lar
Sektör - İş Kıyafetleri
Sektörün öncü firmaları İş Kıyafetlerinin önemini anlattılar
Catering - İyi Bir Catering Hizmeti Alabilmek İçin
Türkiye’nin önemli catering profesyonelleri,
yemek firması seçerken hangi hususları göz önünde
bulundurmamız gerektiğini anlattılar.
Güvenlik - AVM Güvenliği
E-GRUP Güvenlik Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı
Hamit Yılmaz - Plaza ve AVM güvenliği
İlaçlama
Prosistem İlaçlama Hizmetleri İdari İşler/ Mesul Müdür
Cemal Burhanettin Tunç - Uçan haşereler
Peyzaj
Pınar İnal Çelik - Nar Peyzaj - Bahçe Bakımı
Bahçeleriniz yaza hazır mı?
Havuz
Diversey İş Geliştirme Yöneticisi Fatih Pullu
Sağlıklı havuzlar, bilinçli operatörler Makale
Recep Ali Aksoylu - İş ve İşletme
Temizlik Fuarları, sektörde İK standartları ve kamunun
Dayanılmazlığı
Makale
Dr. Hale Erel - Sağlık ve Hijyen
Endüstriyel hijyenin temininde temizlik işçisinin önemi Makale
Av. Ebru Bostancıoğlu - Hizmetin Hukuku
Hizmet sözleşmesinin feshi, “asıl işveren”in sorumluluğu
Yeni Üyeler
TESHİAD’a 4 ayda 14 yeni üye
TESHIAD Üye Listesi
TESHIAD Fiyat Listesi
8
7
28
32
42
26
46
48
52
54
28
56
58
60
32
62
64
66
67
68
58
Reklam İndeksi
Ön Kapak: Mis Gruop
Ön Kapak içi: Kärcher
1- Nilco - Saruhan
2- Ecolab
3- Klueh Deniz
4- Ekol Temizlik
5- Diversey (iç sayfa)
13- Star Makine
17- Doğuş Temizlik
19- Hijyen market
23- Magical Power
33- Senkron Bilgi Teknolojileri
41- Dizdar Kundura
51- Pulire Fuar ilan
Arka Kapak içi: Pak Endüstriyel
Arka Kapak: Diversey
Hizmet Dergisi - May›s 2010
7
Sektör - K›sa K›sa
AMPD Başkanı Mehmet T. Nane:
“Bırakalım kararı tüketici versin”
A
MPD (Alışveriş Merkezleri ve
Perakendeciler Derneği) Başkanı Mehmet T. Nane Alışveriş
Merkezleri, Büyük Mağazalar ve Zincir
Mağazalar Kanun Tasarısı Taslağı’nın,
mevcut hali ile yatırım yapmak isteyen
ticari işletmelere ilave prosedür ve şartlar getirdiğini belirterek “Bu durumun
yatırım ve istihdam artışını engelleyeceğini, ekonomiyi olumsuz etkileyeceğini
ve işsizliği artıracağını görebilmek için
medyum olmaya gerek yok” dedi
Organize perakende sektörünün, istihdamın dinamosu olduğuna dikkat çeken
Nane, toplam 167 milyar dolarlık ciroya
sahip perakende sektöründe 70 milyar
dolarlık paya sahip organize perakende sektörünün 2009 yılında istihdamını
yüzde 2 artırarak 450 bin kişiye istihdam
olanağı sağladığını vurguladı.
Sektörün, gerek yabancı yatırımcıları
Türkiye’ye çekme potansiyeli ile gerekse
AMPD Başkanı Mehmet T. Nane
yerel perakendecilerin hız kesmeksizin
yaptığı yatırımlar ile ülke ekonomisine
katkı sağlamaya her yıl artan oranlarla
devam ettiğini belirten Nane, bugün
236 adet olan AVM sayısının 2011 yılı
sonunda 304’e çıkmasının beklendiğini
ifade etti. Mehmet T. Nane sözlerine
şöyle devam etti: “Bunun anlamı yeni
yapılacak 68 alışveriş merkezi ile bir yıl
içinde sigortalı ve kayıtlı en az 100 bin
kişiye yeni iş olanağı yaratacak olmamızdır. Yaklaşık 7 milyar dolarlık yatırım
ile 100 bin kişiye istihdam. Bu benzeri
görülmemiş ve görülemeyecek bir mertebedir.”
Tüketici taleplerini zorlamanın ve yasal
düzenlemelerle yönlendirmenin büyük
bir yanlış olduğunu kaydeden Nane;
“Organize Perakende Sektörünü, geleneğimiz içinde yer alan, bakkalların
karşısında görmek, bakkalların önünde
engel gibi göstermek tüketiciye haksızlıktır. Tüketiciler için AVM’ler, bakkalların yerini alamaz, bakkallar ise AVM’lerin
yerini dolduramaz. Burada bir sektörün
ötekine üstünlüğü değil ancak geçişinden bahsetmek mümkündür. Bu sürecin
hızını ve yönünü ise sadece ve sadece
tüketicilerimiz belirlemektedir. Yöneticilerimizden tek isteğimiz bu geçişi doğal
akışına bırakmalarıdır ” dedi.
Organize perakende sektörünü 12 yıl
içinde bu konuma getiren gücün tüketiciler olduğunu vurgulayan Nane, müşteri memnuniyetinin en yüksek olduğu
sektörün de organize perakende olduğunu belirtti.
SFM TURKUAZ Tesis Yönetim Hizmetleri
Yazılımı ile farklılık yaratıyor
S
enkron Bilgi Teknolojileri tarafından,
Tesis Yönetim Hizmeti veren işletmeler için özel olarak hazırlanmış ERP
Yazılımı, söz konusu işletmelerin, Puantaj Yönetimi, Satış, Satınalma, Operasyon Yönetimi, İnsan Kaynakları, Bütçe,
Ekipman Yönetimi ve 5188 Güvenlik
8
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Süreç Yönetimi ihtiyaçlarını eksiksiz
karşılayabiliyor. Bu özellikleri sayesinde
işletmelerin iş takip ve raporlama süreçlerinde büyük avantaj sağlıyor.
“Catering Sektörüne terzi usulü
yazılım çözümü”
Gün geçtikçe rekabetin arttığı Catering
sektöründe, maliyet ve satış süreçlerini
kontrol altına alabilecek sektörel çözüm, Senkron Bilgi Teknolojileri deneyimli kadrosu tarafından sürekli geliştirilerek, işletme karlılığına olumlu etkide
bulunacak düzeye getirildi.
Çelikkayalar AVM 5. şubesini açtı
Y
atırımlarına devam eden Konya PERDER üyesi Çelikkayalar
AVM, 5. şubesini açtı. Açılışa AK
Parti Konya Milletvekilleri Ayşe Türkmenoğlu, Ali Öztürk, Mustafa Kabakçı,
Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, Konya Müftü Yardımcısı Hamza
Küçük, oda başkanları ve çok sayıda davetli katıldı. Açılışta konuşan Çelikkayalar AVM Genel Müdürü ve Konya PERDER Başkanı Ali Kaya, Konya’ya hizmet
vermekten büyük bir mutluluk duyduklarını ifade etti. Çelikkayalar AVM olarak 1998 yılında orta ölçekli bir market
olarak sektöre girdiklerini belirten Kaya,
“Market işletmeciliğimiz hemşerilerimizden gördüğümüz yakın ilgi ve alakadan
dolayı gelişerek bugünlere gelmiştir. Eski
Garaj, Meram Yaka, Kılıçaslan ve Binkonut şubelerimizden sonra Beyşehir çevre yolunda bugün 5. şubemizi açıyoruz.
Yeni marketimiz 500 metrekare kapalı
alana sahiptir. Ekonomik kriz sebebiyle
firmaların kapandığı, işçilerin işten çıkarıldığı bir dönemde biz yeni yatırımlarla
istihdam yaratmaya çalışıyoruz. Yaptığımız yeni fizibilite çalışmaları ile önümüzdeki günlerde market sayımızı daha da
artırarak hemşerilerimize daha yakından
ve daha hızlı hizmet vermeye devam
edeceğiz” dedi.
Avrasya temizlik fuarı; “Pulıre Eurasıa 2010”
P
ulire Eurasia 2010, profesyonel
temizlik sektöründe uluslararası
seviyedeki yeni teknolojiler ve
çözümleri yaşamanız için yenilikçi bir
ortam sunuyor.
Avrasya bölgesinde halen faaliyette olan
ve bölgedeki ticari kazançlarını arttırmak
isteyen şirketler için stratejik bir ortam
oluşturuyor.
Pulire Eurasia , bölgedeki profesyonel
temizlik ve çevre işine hedeflenmiş olan
Pulire formatını uygulayan tek fuar
olma özelliği taşıyor.
30 Eylül – 02 Ekim 2010 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezinde düzenlenecek olan fuarın sektör mensuplarına
tanıtımı 11 Şubat 2010 tarihinde The
Plaza Hotel de bir kokteyl ile gerçekleştirildi. Fuarın sunumunu Afidamp Firmasının yöneticisi Sayın Toni D’Andrea
gerçekleştirdi.
Teshiad ında destek vereceği fuarın organizasyonunu İtalyan AFIDAMP S.R.L
ile Türkiye’deki Ortağı Sentez Uluslararası Fuar Organizasyon A.Ş. tarafından
gerçekleştirilecek.
www.teshiad.org.tr’de ekonomik reklam !
Temizlik ve Servis Hizmetleri İşadamları
Derneği Teshiad’ın Genel Sekreterliği
dergimize 1 Haziran 2010’dan geçerli
olmak üzere derneğin internet sitesine
alınacak banner reklamların fiyatlarını
aşağıdaki gibi açıkladı.
Ana – üst banner;
Aylık 120 TL, 2 Aylık 200 TL, Sonraki
4 ay 70 TL’ den 280 TL ile toplam 6 ay
için 200+280= 480 TL. Aynı firma yıla
tamamlıyorsa ayda 50 TL *6 = 300 TL
daha öder.
Sağ yan bannerler ;
Aylık 75 TL, 2 Aylık 120 TL. Sonraki 4
ay 35 TL’ den 140 TL ile 6 ay için toplam 260 TL. Aynı firma yıla tamamlarsa
25*6= 150 TL daha öder.
Yönetim Kurulunun uygunluk kararıyla
dernek üyesi olmayanların da reklamları
alınabilecek, ancak TESHIAD üyelerine
bu rakamlardan % 25 iskonto tatbik
edilecek.
Oluşturulacak bütçe ile Hizmet Dergisi ile de paralel devam edecek olan
http://www.teshiad.org.tr/ artık daha
sık ve profesyonelce güncellenecek ve
sektörün daha çok ilgisini çekebilecek.
http://www.teshiad.org.tr/
Hizmet Dergisi - May›s 2010
9
Sektör - K›sa K›sa
Hasta bina sendromu!
Böyle mekanlarda çalışanlardan tam bir
performans beklenmesi hayaldir. Çalışan verimliliği için, her ofiste bir çalışanın
olması ve odaların da yeterli genişlikte
olması elzem bir durumdur. Ayrıca çalışanların etrafında gereksiz elektronik
cihazların da bulunmaması lazımdır.
Hava kirliliği, gürültü, iki araya bir dereye
sığdırılan fast-food yiyecekler, hormonlu
gıdalar, kimyasal atıklar, sıkışık trafik, iş
yaşamının yıpratıcı rekabeti, gün boyu
oturarak çalışmak, bilgisayarın karşısında
tüketilen saatler... Uygarlığı yaratarak her
geçen gün refah düzeyini arttıran insanoğlu, bir yandan da kendi kuyusunu mu
kazıyor?
K
apalı havalandırma sistemleri, kirli
hava, sağlıksız çalışma koşulları,
binlerce elektronik aletle donatılmış plazalar ve işyerleri, zamanla yarışan
insanlar… Kırsal kesimin hiç tanımadığı
bu yaşam biçimi, beraberinde omurga bozukluklarından sırt ağrılarına, göz
hastalıklarından sağırlığa, alerjiden astıma, stresten kansere bir yığın hastalığa
yakalanma riskini getiriyor. Bu yetmiyormuş gibi hasta bina sendromu, sekreter
sendromu, yazar krampı, şehir bronşiti,
gürültü sağırlığı türünden bir yığın yeni
hastalığı literatüre ekliyor. Peki ama nedir bu tuhaf hastalıklar?
Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz bu
durumun sağlığımıza etkileriyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Hasta Bina Sendromu nedir?
“Çarpık kentleşmenin ve yoğun bina
yığınlarının, sağlıksız ranta dayalı iş merkezlerinin sonuçları sadece bozuk şehirleşme ve trafik keşmekeşi değil tabi.
Olayın sosyal boyutlarından daha ciddi
sağlık sorunları da var. Bir örnekle açıklamak gerekirse Amerikan NBC televizyonu, yeni bir binaya taşınmış ve bina son
derece modern ve en yeni teknolojik
sistemlerle donatılmıştır. Bina öyle bir
bina ki, bir gelen hayran bir de gelmeyen! Ancak bu binada bir sorun vardır.
Hemen herkes günün sonuna doğru
halsizleşmekte ve bitkin bir vaziyette işini
bitirmektedir. Ayrıca çalışanlarda baş ağrısı ve baş dönmesi almış başını gitmiştir.
Hafta sonuna doğru şikayetler daha da
yoğunlaşmaktadır. Sonunda proplemin
binadan kaynaklandığı anlaşılır. Binanın
havalandırma sistemi yetersiz olduğundan mevcut elektronik cihazların meydana getirdiği manyetik yorgunluk bina da
çalışanların performanslarını etkilemekte
ve verim düşmektedir. Sonunda burda
çalışan insanların yarısı başka bir binaya
nakledilir ve olay çözümlenir.”
Nelere dikkat edilmeli?
Çok katlı iş merkezlerinde, binlere elektronik cihaz ve sistemle donatılmış plazalarda, odaklanma ve konsantrasyon
yetersizliklerinin olması kaçınılmazdır.
Mevcut elektronik cihazların iyi yalıtılmış
odalarda olması ve bağlantıların network
sistemleri ile ofislere dağıtılması en tercih edilen yol olmalıdır. Örneğin faks ve
yazıcıların her odada bulunması yerine,
bunların tek bir odada toplanması ve buraya ancak gerektiğinde girilmesi önemlidir. Kullanılan monitörler mümkün olan
en düşük radyasyonlu cihazlar olmalıdır.
Bilgisayar kasaları gürültüsüz çalışmalı ve
yalıtımı üst düzey olmalıdır. Ofislerde
gerekli sayıda telefon bulundurmalı, telefon kargaşasından ve kalabalıklığından
uzak durulmalıdır. Cep telefonlarını asla
kemere bağlı ya da cepte tutulmamalı,
mümkünse kulaklık kullanılmalıdır. Sadece bir tane cep telefonu kullanmaya
çalışılmalıdır.
Sonuç itibariyle, insanları devasa binalarda, plazalarda küçük, havasız odalarda
çalışmaya mahkum etmek verimliliğin
düşmesine yol açar. Plazalarda, şehrimizde birçok örneği olan yoğun iş merkezlerinde gördüğümüz ‘’hasta bina sendromunun’’ belirtileri sadece halsizlik ve
bitkinlik değil tabi. Baş ağrısı, baş dönmesi, anksiyete, uyku bozuklukları, zihinsel
konsantrasyon bozuklukları, unutkanlık,
göz ve cilt irritasyonları, farenjit, larenjit
ve burun kanaması da sıkça rastlanan
şikayetlerdir. Belirtilerin hepsinin ortak
özelliği çalışma ortamından bir kaç günlüğüne uzaklaşınca şikayetlerin düzeliyor
olmasıdır.
Kocasinan Belediyesi, temizlik için 8 milyon lira bütçe ayırdı
K
ayseri, Kocasinan Belediye Başkanı Bekir Yıldız, 2010 yılında
temizlik hizmetleri için 8 milyon
liralık bütçe hazırladıklarını söyledi.
Yıldız, Kocasinan bölgesinin her gün
sabah ve akşam rutin temizliğinin yapılıp, belirlenen günlerde mahallelerde
çöplerinin toplandığının altını çizerek,
10
Hizmet Dergisi - May›s 2010
“Temizlik hizmetleri bizim vazgeçilmezimizdir. 7 gün 24 saat temizlik
hizmetlerini aksatmadan yürütmeye
çalışıyoruz. Cadde, sokak, pazar yerleri, umumi tuvaletler, park ve bahçelerin temizliği, bakımı, süpürülmesi,
her türlü atığın toplanması ve zararsız
hale getirilmesi için özenle çalışıyoruz.
2010 temizlik hizmetleri bütçesini ge-
çen yıla göre yüzde 46 artırdık. Temizlik hizmetleri ihalesini 8 milyon liraya
tamamladık. Temizlik personeli sayısını
da yüzde 35`lik artışla 505`e çıkardık.
130 kişiye daha iş imkanı sağlamış olduk Temizlik olmazsa diğer hizmetlerin de bir anlamı olmaz” şeklinde konuştu.
Kaynak: (CİHAN Haber Ajansı)
Ataköy’de “A Plus AVM” açıldı
D
elta Proje AŞ ve ortakları tarafından hayata geçirilen ve
birbirinden seçkin markaların
yer aldığı Ataköy Plus Alışveriş ve Yaşam Merkezi, 14 Nisan itibariyle kapılarını ziyaretçilerine açtı. Lokasyonu,
marka karması ve mimarisiyle iddialı bir
duruş sergileyen Ataköy Plus AVM, golf
aracıyla evlere servis hizmetini başlatarak Türkiye’de bir ilke de imza atıyor.
Ataköy 6’ncı kısımda konumlandırılan
Ataköy Plus Alışveriş ve Yaşam Merkezi, kompakt ve konsantre bir alışveriş
merkezi olarak zengin mağaza karması,
nostaljik bir ortam vaat eden yerel pazarı ve değişik lezzetlere açılan gurme
dükkanları ile sadece Ataköy’ün değil,
tüm Bakırköy bölgesinin yeni “cazibe
merkezi” olmaya aday...
Hatta AVM’nin üst katı da sigara yasağına uyumlu bir şekilde açık bırakıldı. Bu
nedenle çekim gücümüz yüksek. Üst
kategoride ayda 650 bin, yılda 8 milyon
ziyaretçi hedefimizi rahatça yakalayacağımızı düşünüyoruz” dedi.
23 bin metrekaresi kiralanabilir 100 bin
metrekare inşaat alanına, 140 mağazaya,
3060 metrekare sinema alanına ve 1750
araçlık otoparka sahip AVM’de birçok
markanın diğer AVM’lerdeki mağazalarını kapatarak yer alması, perakende
dünyasında Ataköy Plus’ın kalıcı cazibe
merkezi olacağına işaret gösteriliyor.
Delta Proje Yatırım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Nihat Delibalta
İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş tarafından açılışı gerçekleştirilen
AVM için Delta Proje Yatırım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Delibalta;
“Bölgenin tek profesyonel çocuk oyun
alanı olan, en büyük sinema salonlarına
sahip, en ünlü restoran, kafe ve seçkin
markalarının bulunduğu, ulaşım sorunu
yaşanmayacak tek alış veriş merkeziyiz.
Konsept bütünümüzü bölgenin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarladık.
İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş açılışı gerçekleştirdi
Hizmet Dergisi - May›s 2010
11
Sektör
Ataköy Plus’ın temizliği En-Has Zabel’e emanet
Bakırköy bölgesinin A plus alışveriş ve yaşam merkezinin temizlik hizmetleri En-Has Zabel’e emanet…
2
bin
kişilik
çalışan kadrosuyla bölgede istihdamın da
yeni adresi olacak
olan Ataköy Plus Alışveriş ve Yaşam
Merkezi’nin temizlik hizmet yükleniciliğini, Türkiye temizlik ve hizmet sektörünün deneyimli firmalarından En-Has
Zabel üstlendi. Alman Zabel Group
Facilty Management’in Türkiye’deki ilk
yatırımı olan En-Has Zabel Türkiye’nin
AVM ve Sitelerden Sorumlu Operasyon
ve İş Geliştirme Müdürü Hızır Aksoylu,
Ataköy Plus AVM için dergimize “Bağlı
olduğumuz Zabel Group’un en iyi olduğu alanların başında perakende ortamları geliyor, ben de geçen yıl Essen’deki
Almanya’nın en büyük AVM’sinde 2
arkadaşımla beraber oryantasyona katıldım. Operasyon Müdürümüz Nuri Bey,
zaten 20 yıla yakın bir süre Almanya’da
teknik hizmetler ve AVM konusunda
görev yaptı. Türkiye’de de 3. sözleşme
dönemini yaşadığımız Astoria AVM’de
temizlik ve hizmet kalitemizle işvereni-
mizin takdirlerini sürekli alıyoruz. Aynı
başarı ve performansı temizlik hizmet
yükleniciliğini inşaatın tamamlanmasına
yakın üstlendiğimiz Ataköy hinterlandının gözbebeği A Plus Alışveriş ve Yaşam
Merkezi’nde de göstereceğiz.
AVM temizlik hizmetinin zor kısmı açılış
dönemidir. Çünkü bir yandan temizlik
yaparken, bir yandan inşaat ya da dekorasyon faaliyetleri sürmektedir. Bazı
noktaların birçok kez ve özel tekniklerle
temizlenmesi gerekebilir. Daha önce de
birçok AVM’nin tamamlanamayan açılış temizliğini üstlendiğimizden burada
bu avantajımızdan yararlandık. Hizmet,
temizlik işinde ve de insanın olduğu bir
yerde küçük de olsa kusurlar olabilir.
Önemli olan hizmet firmasının yaklaşımı,
empati yapabilirliğidir” dedi.
Açılışın hemen ertesinde bölgede 3-4
yıl önce açılmış AVM’lerin temizlik standartlarından daha üst düzeyde temiz ve
hijyenik bir ortam sağladıklarını belirten
Hızır Aksoylu, Ataköy Plus AVM için
hedeflerinin; “Ana İşverenimiz Nihat
Delibalta A Plus’ın vizyonuna uygun bir
hizmeti sağlayacağımızı bildiği ve güvendiği için bizi görevlendirdi. En-Has Zabel
olarak bu projemizde de Delta konsorsiyumunun beklentilerine uygun olarak
AVM’nin hemen yanı başındaki Ataköy
Konakları’nda sunduğumuz rezidans düzeyindeki hizmet kalitesini sunmak” olduğunu belirtti.
12
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Hizmet Dergisi - May›s 2010
13
Sektör - K›sa K›sa
“12 ay turizm” slogan olmaktan çıkıyor
S
ahil bölgesinde kış döneminde de
açık kalan otel sayısı artıyor. Kıyı
bölgelerinde faaliyet gösteren
otellerden kış aylarında da açık kalanların sayısındaki artış uzun süreden beri bir
slogan olarak dile getirilen ’12 ay turizm’
hedefinin gerçekleştiğini gösteriyor. Antalya bölgesinde hizmete giren büyük
kapasiteli 15 tesisin çoğu kış döneminde
de hizmet veriyor.
Ekin Grubu Araştırma Birimi’nin Türkiye
Otelciler Federasyonu (TÜROFED)’e
bağlı bölge derneklerine üye 416 tesis
üzerinden yaptığı bir araştırma, 20082009 kış döneminde 122 olan açık te-
Ecolab 4. kez
“Dünyanin En Etik
Şirketleri” listesinde
yer aldı
E
colab, Ethisphere Enstitüsü tarafından arka arkaya 4. kez dünyanın en
etik şirketlerinden biri seçildi.
“Bu ödülü bir kere daha almaktan son
derece gurur duyuyoruz” diyen Ecolab
CEO’su Douglas M. Baker; “Biz yaptığımız işte başarıya verdiğimiz önem
kadar bu başarı yoluna nasıl ulaştığımızı
da önemsiyoruz. Ecolab’da işleri yürütme şeklimizin temeli olan etik liderlik ve
kurumsal sosyal sorumluluk, bizim işimizi
başarılı, sürdürülebilir ve karlı şekilde büyütmemizi sağlayan odak noktalarımız”
dedi.
Dünyanın en etik şirketler sıralamasını
4. kez yayınlayan Ethisphere Enstitüsü iş
“Mor Etiketler” ile
özel kutuları sadece
sahibi açabiliyor
3
M’in geliştirdiği “Mor Etiketler” ile
posta, kurye ya da kargoyla gönderilen tüm kutuların yalnızca sahibi tarafından açılması sağlanıyor. Kutunun açılması durumunda, önceden birleşme yerine
yapıştırılmış olan 3M Mor Etiket’in üzerinde, başka bir renkte “STOP” yazısı
beliriyor. Etiket, geri yapıştırıldığında ise
14
Hizmet Dergisi - May›s 2010
sis sayısının kriz dönemi olmasına karşın
2009-2010’da 141’e yükseldiğini gösteriyor. Araştırmada daha önce Antalya ve
çevresi ile sınırlı olan kıyı bölgelerindeki
tesislerin kış mevsiminde de hizmete
devam etmesi Bodrum, Marmaris, Kuşadası, Didim, Fethiye ve diğer bölgelerde
de yayılmaya başladığı belirtiliyor.
Ekin Grubu Araştırma Birimi’nin konuyla
ilgili açıklamasında ise, Türkiye’de Akdeniz ve Ege bölgelerinin kıyı bandındaki
oteller arasında yapılan araştırma sonucunda 2010 kış sezonunda 416 tesisten
141’inin açık kalacağı ifade ediliyor.
etiğinde, kurumsal sosyal sorumlulukta,
yolsuzluğa karşı çalışmalarda ve sürdürülebilirlikte en iyi uygulamaları sunan
beyin takımı olarak bilinmekte.
Akademisyenler, bilim insanları, avukatlar ve hükümet temsilcilerinden oluşan
seçici kurul, 100’den fazla ülkeden ve 36
sektörden gelen binlerce başvuruyu detaylı olarak inceleyerek ve çok aşamalı
analizlerle değerlendirmeler yapıyor. Bu
değerlendirmelerde firma bünyesindeki
etik kurallar, firmanın dava ve yasa ihlal
sicilleri, yenilikçilik kapsamında yapılan
yatırımlar ve sürdürülebilir iş uygulamaları, kurumsal yurttaşlığı geliştirmeye yönelik faaliyetler incelenip; üst yöneticiler,
sektördeki meslektaşlar, tedarikçiler ve
müşterilerce gösterilen adaylar dikkate
alınıyor.
yazı kaybolmuyor. Kutu asıl sahibine gittiğinde, üzerinde STOP yazısı görünen
3M Mor Etiket, gönderinin önceden
açılmış olduğunu haber veriyor. 3M
Mor Etiket, bavulların, kargo kolilerinin,
ilaç kutularının güvenliğini sağladığı gibi,
kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin
gönderimi esnasında da kullanılabiliyor.
Kıyı bölgelerinde kış mevsiminde açık
olan tesislerin yıllara göre dağılımı şöyle:
2006- 2007- 2008- 20092007 2008 2009 2010
Alanya
21
20 13
Finike 2 2
Kaş 1
11
1
Kemer
16
19 11
Kuşadası 3
48 8
Manavgat 28
30 22
Marmaris 3
38 8
Selçuk 1 1
Belek
24
29 27
Bodrum
10 11
Fethiye 1 1 2
Göcek
11
Çeşme
33
Lara
15
19 14
Pamucak
22
Toplam 115 129 122
14
17
33
32
2
10
141
Belediye ekipleri
“gıda satışı” yapılan
yerleri dezenfekte
ediyor
A
fyonkarahisar Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri,
fuar alanında kurulan semt pazarındaki peynir, yoğurt, zeytin, balık satış
yerleri ile kasaplar çarşısını haftada iki
defa yıkayıp, dezenfekte ediyor.
Belediye’den konuyla ilgili yapılan
açıklamada; “Temizlik İşleri ekipleri
Nisan 2009 tarihinden bu yana, il genelinde gece ve gündüz olmak üzere
2 vardiya halinde 2 bölgede temizlik
hizmeti veriyor. Şehrin ana arterleri
yaz aylarında günlük olarak sulanıyor.
Şehrin yüzde 80’i poşetli ve saatli çöp
toplama sistemi ile çöpler toplanarak
katı atık bertaraf tesisine götürülüyor” denildi.
Halktan gelen şikâyetlerin anında değerlendirilerek aksaklıkların en kısa
sürede giderildiği belirtilen açıklamada, vatandaşlardan çöp çıkarma saatlerine uyması istendi. Açıklamada,
poşetli ve saatli çöp çıkartma uygulamasıyla ilgili 50 bin adet el ilanı dağıtıldığı bilgisine de yer verildi.
Karcher Türkiye’den 10 yılda 200 bin civarı
temizlik makine ve ekipmanı satışı!
K
archer Türkiye’nin sene başından bu
yana temizlik makinelerinin tanıtımı
için başlattığı roadshow çalışmaları tüm
hızıyla devam ediyor. Manisa Organize
Sanayi Bölgesi, Denizli ve Ankara’da
yapılan çalışmalardan sonra Gebze
Organize Sanayi Bölgesinde kapsamlı bir program gerçekleştirildi. Karcher
Almanya’dan gelen ürün müdürlerinin
de katıldığı programda ultra yüksek basınçlı yıkama ve kuru buz temizlik makinelerinin demoları yapıldı.
Karcher Türkiye 2010 başından bu yana
sanayiciler, temizlik şirketleri ve kamu
kurumlarına yönelik makine tanıtım
programları düzenliyor. Karcher ürünlerinin uygulamalı tanıtımlarının yapıldığı
bu toplantıları Manisa Organize Sanayi
Bölgesi, Denizli, Ankara ve Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde gerçekleştiren
Karcher Türkiye, programlarına Bursa,
Adana ve Samsun’la devam edecek.
Gebze Organize Sanayi Bölgesinde 31
Mart tarihinde gerçekleştirilen programa Karcher Almanya Endüstriyel Ürünler departmanından katılan Thomas
Schützinger ve Stefan Gerngross, katılımcılara tanıtım için özel olarak getirtilen ultra yüksek basınçlı yıkama makinesi
ile demo yaptı. 600 barlık basıncı ile serinin en küçük makinesi HDS 17/60’ın
performansı, duvar üzerindeki boyaların ultra yüksek basınçlı su uygulayarak
ve zemine zarar vermeden söküldüğü
demo katılımcılardan büyük ilgi gördü.
Demo aktivitesinde üretim hattının sökülmesine gerek kalmadan ve üretim
durdurmaya gerek bırakmadan yerinde
temizlik olanağı sağlayarak zamandan ve
paradan yüksek oranda tasarruf sağlayan
kuru buz temizlik makinelerinin de uygulamalı tanıtımı yapıldı.
Karcher Türkiye Genel Müdürü Umut
Delikanlı, gerçekleştirdikleri bu çalışmalara devam edeceklerini belirterek, uygulamalı makine tanıtımlarının önemine
değindi. Bu çalışmalarla hedef kitlenin
Karcher makinelerinin teknolojisini ve
farklılıklarını çok daha iyi kavradığına dikkat çeken Delikanlı, “Karcher makineleri
rakiplerde olmayan birçok teknolojik
yeniliği ve kullanıcı dostu özelliği biraraya getiriyor. Bu organizasyonlar müşterilerimizin, tasarruf sağlayan ve kullanımı
kolaylaştıran farklılıklarımızı kavrayabilmesi açısından çok büyük önem taşıyor.
Karcher ürünleri 190 ülkede satılıyor. 1,4
milyar Avro olan yıllık cironun yüzde 85’i
Almanya dışında gerçekleşiyor. Türkiye
pazarına 10 yıl önce girdik. Türkiye’de 5
bölge müdürlüğünün yanı sıra 150 satış
ve servis noktası ile hizmet vermektedir.
10 yılda Türkiye’de 200 bin civarında
temizlik makine ve ekipmanı satışı gerçekleştirdik” diye konuştu.
Unilever Türkiye’den kişisel hijyen kategorisinde ilk ürün…
U
nilever, antibakteriyel
sabunu Lifebuoy’u
Unilever Merkez
Ofisi’nde düzenlenen
lansman toplantısıyla
Türk tüketicisiyle
buluşturdu.
Unilever Türkiye
Ev ve Kişisel
Bakım Pazarlamadan Sorumlu Başkan
Yardımcısı
ve Yönetim
Kurulu
Üyesi
Zeynep
Yalım
Uzun, “Lifebuoy ile toplumumuzda
kişisel hijyen bilincinin yerleşmesini ve
insanlarımıza el yıkama konusunda iyi
alışkanlıklar kazandırmayı hedefliyoruz”
dedi. Unilever Global Hijyen ve El Yıkama Uzmanı Myriam Sidibe de Dünya
Sağlık Örgütü’nün 2006 yılı verilerine
göre Türkiye’de 5 yaşın altında 43.136
çocuğun hayatını kaybettiğini, bu
ölümlerin 5.176’sının ishal, 6.039’unun
ise zatürree gibi önlenebilir hastalıklardan kaynaklandığını söyledi. Sidibe,
Türkiye’de doğru el yıkama alışkanlıkları
kazandırılmış olsaydı bu çocuklardan
yaklaşık 3.900’ünün hayatını kaybetmeyeceğine dikkat çekerek, “Doğru
zamanda, doğru bir şekilde el yıkamak
kişisel hijyen açısından büyük önem
taşıyor” dedi.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
15
Sektör - K›sa K›sa
Özel güvenlikçiler Başbakan’a seslendi: “Yeni Özel Güvenlik
Kanunu’nun bir an önce çıkarılmasını istiyoruz!”
İ
nternet sitelerinden Başbakan ve
İçişleri Bakanı’na seslenen Özel
güvenlik elemanları, tasarıda olan
yeni Kanunun bir an önce çıkarılmasını istediklerini belirttiler. “5188 Sayılı
Kanun gereği, önce Eğitim Kursuna,
sonra imtihana girerek, 5 yıl geçerli
olmak üzere Kimlik Kartı sahibi olduk.
Kartlarımızın geçerlilik süresinin 5 yıl
olması ve her kart yenilemede aynı işlemleri yapmak zorunda bırakılmamız,
bizlere 1000-1500 TL’lik bir masrafa
mal olmaktadır. Bu para da zor geçinen bizleri daha da zor durumda bırakmakta, mağdur etmektedir” diyen
güvenlikçiler; Yeni Özel Güvenlik Yasa
Tasarısı’nın, İçişleri Alt Komisyonu’nda
olduğunu basındaki haberlerden öğrendiklerini ve bu tasarıda bulunan
bazı maddelerin sevindirici olduğunu
söylediler. Yeni Kanun Tasarısı’nda
kimlik kartlarının süresiz olduğunu, bu
yasa çıkıncaya kadar kimliklerinin geçerli sayılması yönünde bir karar alınması istediklerini bildirdiler.
Güvenlikçiler ayrıca, ülkemizin iç emniyetine ve emniyet güçlerine ellerinden geldiğince yardım etmeye çalıştıklarını, aldıkları maaş konusunda da
bir iyileştirme yapılmasını istediklerini
belirttiler.
Kaynak: www.ogghaber.com
Hizmetinadresi.com; profesyonellerin buluşma noktası
izmetinadresi.com uzun yılların
tecrübesiyle kurulmuş bir hizmet
portalı. Amacı kaliteli hizmet sunan temizlik, güvenlik, catering firmalarını bir
çatı altında toplayarak, hizmet alan tüm
kurumlarla buluşturmak.
H
Üye olan firmaların tarafsız bir şekilde haber ve duyurularına yer veriliyor. Ayrıca
üye firmalar kendilerini kaç kişinin ziyaret
ettiğini istatistiki verilerle öğrenebiliyorlar. Bu sayede kendi değerlerini artırıyor,
eksilerini görüyor ve gideriyorlar.
Hizmetinadresi.com, satın alma bölümlerine, insan kaynaklarına seçim ve iletişim kolaylığı sağlıyor, gelişmelerden hem
hizmet verenleri hem hizmet alanları haberdar ederek, sektörel haberleri, yeni
gelişmeleri anında duyuruyor.
“Gerçek anlamda hizmet vermek için
parayla ölçülemeyecek ya da satın alınamayacak bir şey sunmamız gerekir; bu da
samimiyet ve dürüstlüktür” ilkesiyle hareket eden web portalı; firmaların işlerini
hakkıyla yapıp, hak ettikleri bedeli almalarını ve hizmet alanların aldıkları hizmetten memnun olmalarını istiyor. Hizmetinadresi.com’da üye olan firmaların web
sitelerine bir tıklama ile ulaşılıyor ve firma
profilleri rahatlıkla incelenebiliyor.
Dernekler, lojistik firmaları, üretici firmalar, İSO belge firmaları, makine ithalatçıları, makine bakım servisleri iletişim
kanalları ve sektördeki tüm gelişmeler
hakkında bilgi sahibi olunabiliyor.
Hizmet alanlar da siteyi güvenerek ziyaret edebiliyor ve kendilerine hizmet verecek doğru firmaları seçme şansına sahip oluyorlar. Ayrıca iş arayanlar, eleman
arayanlar, firmasını satmak isteyenler,
firma almak isteyenler, forumlara katılıp
sesini duyurmak isteyenler, kampanyalardan faydalanmak isteyenler, firmaları
takip etmek isteyenler, Anadolu’dan iş
alıp taşeron firmalara ihtiyacı olanlar bu
siteden en iyi şekilde faydalanabiliyor.
Star Makine, Monaco’da tanıtıldı
S
tar Makine ürünleri, Fransa’nın
Monaco kentinde diğer markalarla birlikte, temizlik firmaları ve Hotel
housekeeping temsilcilerine tanıtıldı.
Tanıtımda 200 firma temsilcisi yemekli
kokteylde bulundu.
Fransız kullanıcılar 2008 yılından bu
yana Star Makina Ürünlerini kullandıklarını ve memnuniyetlerini belirttiler.
16
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Hizmetinadresi.com editörü Kutlukhan
Tute dergimize; “Tüm hizmet alan kurumlar bilsinler ki bu çatı altında ülkenin
en iyi, en kaliteli ve en büyük firmaları mevcut. Hizmetinadresi.com olarak
biz, iş hacminizi artırmak, ulaşılamayan
noktalara sizi tanıtmak, ihtiyaçlarınızı en
uygun şekilde giderilmesini sağlamak ve
firma değerinizi artırmak için buradayız“
dedi.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
17
Sektör - K›sa K›sa
Sağlığınız için suya
sabuna dokunun!
S
ağlık Bakanlığı, topluma düzenli el
yıkama alışkanlığı kazanmanın önemini anlatmak ve hijyen konusunu tüm
Türkiye’nin gündemine almak amacıyla,
‘Sağlığınız için suya sabuna dokunun,
hastalıklardan korunun’ adıyla yeni bir
toplumsal farkındalık kampanyası başlattı. Amaç; yılda kişi başı 600 gr’dan fazla
sabun kullanmayan halkı, sık sık el yıkamaya teşvik etmek.
Kampanya, birey ve toplum sağlığı açısından periyodik olarak el yıkama alışkanlığı kazanmanın önemini ortaya koyma ve hijyen konusunu tüm Türkiye’nin
gündemine alma ihtiyacıyla hayata geçirildi. Sağlık Bakanlığı’nın hayata geçirdiği
kampanya, Sabun ve Deterjan Sanayicileri Derneği’nin katkılarıyla yürütülecek.
Kampanya süresince hijyenik el yıkama
imkânlarının sağlanmasına yönelik çalışmalar teşvik edilecek, hijyenik el yıkama
uygulamalarının yaygınlaşması sağlanacak.
Anneler, okul öncesi çocuklar, okul çağı
çocukları, üniversite öğrencileri, sağlık
personeli, hastalar ve ziyaretçiler başta olmak üzere tüm topluma ulaşmayı
hedefleyen kampanya, temel olarak bir
bilgilendirme kampanyası olarak işlev
görecek.
Yüzyıllar boyunca su ve sabunla el yıkamak, kişisel hijyenin bir ölçüsü olarak
düşünülmüş. Fakat el yıkama ve hastalık yayılması arasındaki ilişki son 200 yıl
içinde kurulmuş ve özellikle eller vasıtasıyla bulaşıcı hastalıkların yayıldığı ortaya
konmuş. El hijyeni, toplumda bulaşıcı
hastalıkların kontrolü ve önlenmesi için
önemli ve uygulanması kolay bir tedbir
olup, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki çocuklarda hastalık yükünü önemli
oranda azaltabilir.
Okullarda, evlerde ve toplumda yemekten önce, tuvaleti kullandıktan sonra
sabun ile el yıkama alışkanlığının teşvik
edilmesi gerekiyor. Bu alışkanlık; herhangi bir aşı veya tıbbi müdahale ile karşılaştırıldığında, diyareden ölümlerin yaklaşık
yarısını ve akut solunum yolu enfeksiyonlarından ölümlerin dörtte birini ön-
leyerek, daha fazla çocuğun yaşamasını
sağlayabilir. Bu nedenle sabun ile el yıkama sıklığının artması, Binyıl (Milenyum)
Kalkınma Hedefleri’nden olan, 2015 yılına kadar beş yaş altı çocuk ölümlerinin
üçte ikisini azaltma hedefine ulaşılmasında önemli bir katkı sağlayacaktır.
Her 100 evden 76’sına tuvalet kağıdı hiç girmiyor
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre;
Türkiye’de yılda kişi başına 800 gr. temizlik kağıdı tüketiliyor. Ayrıca her 100
ailenin sadece 24’ü tuvalet kağıdı kullanıyor. Bu oran, ABD’de kişi başına yıllık
24 kg temizlik kağıdı ve her ev şeklinde.
Türkiye’de kişi başına düşen sabun tüketimi, dünya standartlarının çok altında
görünüyor. Kişi başına düşen yıllık katı
sabun tüketimimiz 600 gr, sıvı sabun tüketimimiz ise 100 gr.
Kaynak: Sabah
Marmara Dış Ticaret’ ten doğa dostu yeni bir ürün; Magical Power
M
agical Power doğayla barışık insanlarla dost bir ürün. Küresel ısınma
ve kimyasal atıkların çevrede tahribat
yarattığı günümüzde, ekolojik temizlik ürünlerin önemi giderek artmakta.
Magical Power bu noktada önemli bir
görev üstleniyor ve kimyasallara ihtiyaç
duyulmadan temizlik ve hijyen sağlayabiliyor.
“İnsan hayatı değerlidir” sloganıyla yola
çıkılarak, 19 yıllık çalışma sonucu profesyonel eller tarafından hazırlanmış olan
Magical Power tamamen ekolojik bir
ürün. Deniz canlılarının florasına dahi zarar vermeden hijyen sağlayabilme özelliğine sahip. Yüzden fazla otel, Restoran,
Cafe ve çeşitli profesyonel temizlik fir-
18
Hizmet Dergisi - May›s 2010
maları tarafından test edilmiş ve tam
not almış. Marmara Dış Ticaret&Magical
Power Satış Yöneticisi Nurcan Şahin
yaptığı açıklamada; ürünün kullanıldıktan
sonra şaşırtıcı etkiler bıraktığını ve fiyat
olarak rakiplerine oranla oldukça ekonomik olduğunu belirtti.
Magical Power’ın kullanım alanları ise
şöyle: Mutfak ve banyolarda yağ, kir, pas
sökücü olarak, döşemelerin temizliğinde,
arabanızın her köşesinde, metal, cam,
mermer, halı, duvar, porselen, lavabo ve
yer zemini (cinsi ne olursa olsun) temizliğinde; kısacası aklınıza gelebilecek her
noktada “büyülü güç” Magical Power’ la
temizlik ve hijyen sağlayabiliyorsunuz.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
19
Sektör - K›sa K›sa
‘Bıttım Kitabı’ görücüye çıktı
M
ardinli kadınların sosyo-ekonomik
gelişimine katkıda bulunulması ve
geleneksel bıttım sabununun uluslararası
standartlarda üretilmesi temeline dayanan ‘Kadından Kadına Köprü – Bıttım
Projesi’nin yeni meyvesi Bıttım Kitabı,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi
Emine Erdoğan ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a tanıtıldı.
Mardinli kadınların emeklerini yansıtan
ve tarihi Mardin şehrini Bıttım Projesi’yle
hikayeleştiren Bıttım Kitabı, projenin destekleyicisi ve profesyonel hijyen ürün/sistemleri lideri Diversey tarafından hayata
geçirildi. Kültürel bir eser niteliği taşıyan
Bıttım Kitabı, yabancı dile çevrilerek yurtdışında da Türkiye’nin tanıtımına destek
olacak.
Diversey Kurumsal İletişim ve Pazar
Araştırmaları Yöneticisi Rengin Erdinç;
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay
tanıtımda yer aldı.
projenin, kadınların sosyo-ekonomik
gelişimlerine destek olduğundan, kaybolmaya yüz tutmuş bir Anadolu değe-
ri olan bıttım sabunun kültürümüze ve
Türkiye turizmine yeniden kazandırıldığından bahsederek Bıttım Kitabı’nı tanıttı.
Erdinç ayrıca, kitabı ve bıttım sabunlarını
ilgiyle inceleyen Başbakan’a ve Kültür ve
Turizm Bakanı’na kitabın yakın sürede
İngilizce olarak da yurtdışı ile paylaşılacağını da ifade etti. Diversey globalde de
bir başarı hikayesi olarak kabul edilen
Bıttım Projesi’nin yeni meyvesi olan fotoğraf kitabını, paydaşları vasıtasıyla geniş
kitlelere ulaştırılmayı ve yurtdışında da
Anadolu’nun kültürel öğelerinin tanıtılmasına yardımcı olmayı amaçlıyor.
Dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Haluk
Uygur’un objektifinden yansımalarla
hayat bulan Bıttım Kitabı, geleneksel el
sanatlarının tüm zenginliğiyle yaşatıldığı
Mardin’i farklı bir bakış açısıyla anlatıyor.
Temizlik sektörü için “online” eğitim
Eğitim ve ileri eğitim her mesleğin kaçınılmazıdır. Yeni elemanlar işe başlarken normal olarak
bir eğitime tabi tutulurlar ve daha sonra mesleğe geçiş yaparlar. Birçok şirkette, şirketlerin
kendi geliştirdikleri işletme içi ileri eğitimler, mevcut olan tek eğitim imkânıdır.
İ
şletmelerin birçoğu artık elemanlarını eğitimlere gönderme maliyetlerine
katlanamamaktadır. Eğitim giderleri ve
kaybedilen zaman bunu neredeyse imkansız kılmakta. Clean Campus’un başarılı konsepti bu noktada kurtarıcı olarak
devreye giriyor.
Clean Campus, geniş online eğitim yelpazesi sayesinde temizlik sektörünün her
çalışanına ilginç bir eğitim olanağını sunmakta. Bu eğitimler; temel eğitimler, donanım ve kimya ürünlerine ilişkin güncel
ürün eğitimlerini kapsamakta. Bir online
eğitim hizmeti olması sayesinde eğitimlere bürodan dahi iştirak edilebiliyor.
Clean Campus katılımcıları online bir
semineri ne zaman ziyaret edeceklerini
kendileri belirliyor. Online eğitimleri yarıda bırakabiliyor ve istedikleri zaman devam edebiliyorlar. Arz edilen programlardan yolculukta da yararlanılabiliyor.
Örneğin MP3 olarak dinlenebilir veya
MPEG video olarak izlenebiliyor. Buna
göre her eğitim türüne uygun program
mevcut. Clean Campus’ün uyguladığı
20
Hizmet Dergisi - May›s 2010
bilgi düzeyi testinden başarıyla geçenler
katılımcı sertifikası almaya hak kazanıyor.
İster bir temel eğitim ister bir ürün kursuna ihtiyacınız olsun, Clean Campus
daima size uygun eğitim programını hazır bulunduruyor. İstediğiniz zaman ve
istediğiniz adette multimedyatik online
kurslardan mezun olabiliyorsunuz. Clean
Campus yılda 365 gün ve günde 24 saat
açık. Temel eğitimler alanında istenilen
eğitim programları üreticilerden bağımsız, bu da temizlik metotları hakkındaki temel bilgilerin iletimi açısından çok
önemli. Ürün eğitimleri alanında sektör
sizi, güncel ürünlerinize ilişkin ilham verici eğitimlerle ikna etmekte tamamen
serbest.
Clean Campus ekibi uzun yıllardan bu
yana farklı sektörlere ilişkin online eğitim
kursları üreten deneyimli elemanlardan
oluşuyor. Bir kurs üretim süreci birden
fazla evreye ayrılıyor. Birinci evrede hedef grup ile kursun hedefi tanımlanıyor.
Burada ana eğitim amacının ne olduğunun ortaya çıkarılması önemli bir konu.
Kursların süresi bu amaca göre belirleni-
yor. Örneğin ayrıntılı bir
ürün eğitiminin yaratılması ile bir satış elemanına bir ürünün 5 ana
argümanını aktarması
istenilen bir eğitim arasında farklar vardır.
Clean Campus eğitiminde birinci evrede
web tabanlı bir sistemden destek alınıyor. Bu
şekilde kurs üretiminin tüm unsurlarını
işveren olarak gözden kaçırmamanız sağlanmış oluyor. Takip eden evrede, kurs
senaryosu yaratılıyor. Kurs senaryosunda
konuşma metinleri ile bunlara ekranda
refakat edecek olan animasyonlar oluşturuluyor. Senaryoda eğitici alıştırmalar
da formüle ediliyor ve bunlar eğitim görenin eğitim konusuyla interaktif ilişkide
olmasına hizmet eden unsurlar. Senaryo, işveren (müşteri) tarafından onaylandıktan sonra da test soruları Clean
Campus’un eğitim sistemine aktarılıyor
ve kurs başlıyor.
Detaylı bilgi için: www.cleancampus.eu
kaynak: Reinigungs Markt
ATM’ler mikrop yuvası!
ATM’lerde temizlik düzgün yapılmıyor, hijyene dikkat edilmiyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İştar
Dolapçı ile öğrencileri tarafından yapılan incelemeye göre, ATM’lerde dışkılarda yer alan mikroplar, menenjit ve akciğer enfeksiyonlarına yol açan mikroplara
rastlandı.
A
nkara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrıbiyoloji
Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr.
İştar Dolapçı ile öğrencileri Burak Şimşek, Ali Türk, Ashok Paudel, İsmail Selvi
ve Mehmet Sertçelik, 2008 Kasım-2009
Mart tarihleri arasında Ankara Sıhhiye
ve Kızılay’da 40 otomatik para makinesi
üzerinde hafta içi ve hafta sonu olmak
üzere 80 inceleme yaptı.
Makinelerin tuş ve ekranı üzerinde yapılan 80 incelemenin 78’inde mikroorganizma tespit edildi. Bunların önemli bir
bölümü, insan vücudunda da olan nadiren hastalıklara yol açan mikroorganizmalardı. Ancak bunların yanında çeşitli
ciddi hastalıklara yol açacak çok sayıda
mikroorganizmaya da rastlandı.
İncelemelerin yüzde 15’inde “Non
fermenter gram negatif basil”, yüzde
8.75’inde “Gram nefatif enterik basil”
adlı mikroplara rastlandı.
“Bu mikroplar dışkıda yer alıyor”
Tuvalet ihtiyacını gideren bir müşteri ya
da bu kirliliğin bulunduğu bir eşyayla temas eden kişi, para makinesi aracılığıyla
bu mikrobu yayıyor.
Bankamatiklerin birinde, zatürre ve menenjite yol açabilecek ‘streptecoccus
pneumoniae’ mikrobuna rastlandı.
Yine başka bir bankamatikte cilt hastalıkları, abse ve akciğer rahatsızlıklarına yol
açan ‘MRSA’ mikrobu tespit edildi.
Makinelerden yüzde 6’sında akciğer rahatsızlıklarına yol açabilecek küf mikrobu
görüldü. İncelemelerin yüzde 71’inde
“Micrococcus”, yüzde 60’ında “KNS”,
yüzde 26’sında “Streptococcus”, yüzde 33’ünde ‘Gram pozitif basil’, yüzde
25’inde ‘Gram pozitif difteroid basil’,
yüzde 18’inde “Neisseria” mikroorganizmaları tespit edildi. Bu mikroorganizma-
lar genelde doğada yaygın olarak bulunup, çok risk yaratmasalar bile bazı zayıf
bünyelerde hastalıklara yol açabiliyorlar.
“Sorunun kaynağı, temizliğin doğru
ve sık aralıklarla yapılmaması”
Modern çağın avantajlarından biri
olarak elektronik sistemlerin hayatımıza girmesiyle birlikte birçok
bankacılık işlemi de bilgisayar ortamında yapılmaya başlanmıştır.
Günümüzde her banka şubesinin
önünde birer adet bulunan otomatik para makineleri sundukları
pek çok avantaj ile artık günlük
yaşantımızın ayrılmaz bir parçası
durumuna gelmiştir. Her gün yüzlerce kişinin elleri ile temas eden
otomatik para makineleri birçok
mikroorganizmanın çapraz kontaminasyonuna aracılık etmektedir. Ellerimiz üzerinde taşıdıkları
normal flora bakterilerinin yanı
sıra pek çok bakteri (Escherichia
coli, Staphylococcus aureus gibi)
ve virüsün (influenza virüsü, rhinovirus gibi) bulaşında etkin bir
role sahiptir. Dolayısıyla eller ile
temas eden ve mikroorganizma
bulaşına yol açan çeşitli çevresel
yüzeyler ile ilgili çeşitli çalışmalar
yapılmaktadır.
Otomatik para makineleri bakteri ve mantarlarla kontamine
olmaktadır ve bu kontaminasyona muhtemel patojen türler de
katılmaktadır. Bu nedenle otomatik para makineleri mikrobiyal
bulaşmada rol alabilirler ve halk
sağlığı açısından önem arz ederler. Otomatik para makinelerinin
düzenli olarak temizlenmesi ve kişisel el hijyeni olası bulaşanlardan
korunmada önemlidir.
Araştırmayı yapan ekip, para makinelerinde çeşitli hastalık riskinin bulunduğunu
saptadıklarını belirterek, hem ATM’lerin
sahibi bankaların daha bir sorumluluk
hissetmesi, hem de bu makineleri kullananların kişisel hijyenlerine dikkat etmesi
gerektiğini ifade ettiler. Uzmanlar, banka
yönetimlerinin ATM’lerin temizlik işini
ihale ederken, bu hassasiyeti giderecek
şartname oluşturmadıklarını, oluşturmuş olsalar da çok düşük fiyatla temizlik işini yüklenici firmaya verdikleri ve
sonrasında kontrol mekanizmalarını da
çalıştırmamalarının buna etken olduğunu
belirtiyor. Bu tarz maliyetinin de altında
düşük fiyatla temizlik işini üstlenen firmaların; olması gerekenden daha seyrek
periyotlarla ve de kullanılması gereken
dezenfektanları kullanmadan ATM’leri
temizliyor olmaları, bu makinelerden
işlem yapanlar için ciddi anlamda sağlık
tehdidi oluşturuyor. Bu nedenle araştırmayı yapan Anakara Üniversitesi Tıp Fakültesi ekibi, işlem yaptığı ATM’nin hijyen
koşullarının sağlanıp sağlanmadığından
emin olamayacak müşterilerin de makineyi kullandıktan sonra ellerini yıkamasının önemli olduğunun altını çizerek hem
banka yöneticilerine hem de müşterilere
görev düştüğünü bildirdi.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
21
Sektör
Mis Group sponsorluğunda “Ateşbaz-ı Veli Mutfak Ödülleri”
sahiplerine verildi
A
nadolu Halk Mutfağı Derneği tarafından bu yıl ilki düzenlenen, adını ateşle oynayan anlamına gelen Mevlana’nın
aşçısından alan “Ateşbaz-ı Veli Mutfak
Ödülleri”, Mis Group sponsorluğunda gerçekleşen özel gecede sahiplerini
buldu. İstinye Meyyali Türk Mutfağı’nda,
Türk mutfağının çok özel lezzetlerinin yer
aldığı kokteyl prolonge ile başlayan organizasyona mutfak sektörünün önde gelen
isimleri ve cemiyet dünyasından çok sayıda konuk ilgi gösterdi.
Ödül töreni, dernek tarafından tüm kategorilerde ödüle aday gösterilen 21 kişi
ve kuruma teşekkür plaketlerinin sunulmasıyla başladı. Anadolu Halk Mutfağı
Derneği’ nin, Türk mutfak dünyasına katkı verici, seçkin örnekler sunan işletmeler,
mutfak endüstrisi şirketleri, sivil toplum
kuruluşları, Türk mutfağının büyümesi ve
güçlenmesi adına çaba sarf eden araştırmacı, akademisyen, yazarlar ve medya
kuruluşları kategorilerinde aday gösterdiği isimler arasından, seçici kurulun oylarıyla 7 kategoride ödül verildi. Ödül
alanlar arasında Sevim Gökyıldız, Dilek
Öztiryaki, Karaköy Güllüoğlu, Ahmet
Örs, Turgut Kut gibi isimler yer aldı.
İstanbul Vali Yardımcısı Feyzullah Özcan,
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç,
Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü Rıdvan Günaydın, Japonya Başkonsolosluğu’ndan
Mitsuru Horiguchi, Bilgi Üniversitesi
Mis Group sponsorluğunda gerçekleşen özel geceye önemli isimlerde katıldı; (soldan sağa) Teshiad Yönetim Kurulu Üyesi, En-Has Zabel Genel Müdürü Recep A. Aksoylu, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç,
Mis Group Yönetim Kurulu Başkanı Cevat Turan, İstanbul Vali Yardımcısı Feyzullah Özcan ve Hizmet
Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Tuna Atalay.
Kurucularından araştırmacı yazar Halit
Kakınç, Mutfak Dostları Derneği Yöneticisi Zeynep Kakınç, mutfak kültürümüze
katkılarıyla bilinen araştırmacı, gurme ve
Ekol Temizlik Genel Müdürü Orhan Tağı ve Eşi, Mis Group Yönetim Kurulu Başkanı Cevat Turan, Teshiad
Yönetim Kurulu Üyesi, En-Has Zabel Pazarlama ve Halkla İlişkiler Yöneticisi Ayfer Hurşutağaoğlu, En-Has
Zabel Genel Müdürü Recep A. Aksoylu.
22
Hizmet Dergisi - May›s 2010
duayen Turgut Kut gibi önemli isimlerin
katıldığı geceye ekranlardan tanıdığımız
ve sevilen birçok sanatçı da destek verdi.
Teshiad Yönetim Kurulu Üyesi, En-Has
Zabel Genel Müdürü Recep A. Aksoylu
ve Ekol Temizlik Genel Müdürü Orhan
Tağı da geceye temizlik sektörünü temsilen katılan isimler olarak dikkat çekti.
Geceye ev sahipliği yapan Mis Group
Yönetim Kurulu Başkanı Cevat Turan
ödül töreni ile ilgili gerçekleştirdiği konuşmasında; “Bu topraklarda asırlardır birbirini etkileyerek ve zenginleştirerek üretilen mutfak kültürümüzü yeni nesillere
aktarmayı misyon edindik” diyerek, Mis
Group ve Meyyali olarak böylesi önemli
bir etkinlik içinde yer almaktan duydukları
mutluluğu dile getirdi.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
23
Sektör - - K›sa K›sa
JohnsonDiversey yoluna “Diversey” olarak devam ediyor
J
ohnsonDiversey Inc. ve JohnsonDiversey Holdings Inc., Yönetim Kurulları,
her iki şirketin kurumsal adının Diversey
Inc. ve Diversey Holdings Inc. olarak
değiştirilmesini onayladı. İsim değişikliğiyle birlikte Diversey, yeni bir kurumsal
kimlik, marka ve “Daha temiz, sağlıklı bir
gelecek için” şeklindeki yeni sloganıyla
faaliyetlerine devam edecek.
Diversey’in yeni logosu ve sloganı, marka değişikliğinin iki öğesini teşkil ediyor.
Şirketin yeni ismi ve markası, şirket adını
ve stilize bir nilüfer çiçeğini içeren yeni
bir logoyla ifade ediliyor. Nilüfer çiçeği,
şirketin çevre konusundaki liderlik mirasını simgeliyor. Yeni markanın parlak,
net ve çağdaş nitelikleri, markanın ruhunu temsil ediyor. Seçilen uygulamalarda
logo, “daha temiz, sağlıklı bir gelecek
için” sloganıyla birlikte yer alarak, şirketin
misyonunu daha da pekiştiriyor.
Diversey Yönetim Kurulu Başkanı S.
Curtis Johnson, yeni kurumsal kimliğe
geçişi, “Şirketimizin tarihçesinde önemli
bir kilometre taşını temsil ediyor” diyerek açıkladı. Johnson, “Yeni kimliğimiz ve
sloganımız, çalışanlarımızın gelecek nesiller için dünyamızı daha temiz, sağlıklı ve
güvenli bir hale getirmek için sergiledikleri tutkuyu ifade ediyor” dedi.
Diversey Başkanı ve CEO’su Ed Loner-
gan ise “İsmimizi Diversey olarak yalınlaştırmak ve anlamlı, birleşik bir küresel
marka imajını benimsemek, müşterilerimizi ve onların çalışanlarını üstün nitelikli
ve sürdürülebilir temizlik ve hijyen çözümleri sunma taahhüdümüzden kaynaklanmaktadır. Yeni markamız, yüksek
kaliteli ürünlerimizin ve hizmetlerimizin
avantajlarını iletme gücümüzü artıracaktır” şeklinde konuştu.
Diversey adı, Diversey Corporation’ın
Chicago’da kurulduğu 1923 yılına kadar
uzanıyor. Firma DiverseyLever olarak
tanınırken, 2002’de Johnson Wax Professional, şirketin bir kısım hisssesini Unilever NV’den satın aldı. Birleşen şirketin adı, bugünkü isim değişikliğine kadar
JohnsonDiversey Inc. olarak bilindi.
Diversey, iş dünyasının liderlerini
İklim Değişikliği Zirvesi’nde topladı
D
iversey, üst düzey Avrupa iş dünyası liderlerinin katılacağı bir İklim
Değişikliği Zirvesine ev sahipliği yaptı.
Zirveye yapı bakımı, perakende, konaklama, seyahat, yiyecek ve içecek endüstrilerindeki önemli Avrupa şirketlerinden
üst düzey liderler katıldı.
dünyasından bir bakış açısı getirmek.
Diversey Yönetim Kurulu Başkanı S.
Curtis Johnson, iş dünyasından birçok
liderin sera gazı salınımını azaltmak ve
işletmelerini iklim değişikliği ve buharlaşmaya karşı hazırlamak için harekete
geçtiğini belirtiyor.
26 Nisan’da düzenlenen etkinlik ile
Avrupa’daki işletmelerin ve kuruluşların
iklim değişikliği ve onun dünya ekonomisi üzerindeki etkilerini nasıl ele alabilecekleri konusuna dikkat çekildi.
Johnson sözlerine şöyle devam ediyor:
“Küresel iklim değişikliği belirtileri tüm iş
dünyasının acilen kulak vermesini gerektiriyor. Avrupa’nın en nüfuzlu iş liderlerini bu zirvede bir araya getirerek, yeni
fikirlerin paylaşılmasını teşvik etmekle
kalmayacak, aynı zamanda sürdürülebilirliğin iş stratejisinde oynaması gereken
kritik rolü yeniden ileri sürecektir.”
Etkinliğin konuşmacıları arasında Ahold,
Hectas, Inpacs, ISS, Kempinski Hotels,
NH Hotels ve OCS gibi Avrupa’nın önde
gelen kurumlarının üst düzey yöneticileri,
ISSA, Consumer Goods Forum, World
Federation of Building Service Contractors ve SKAL gibi önemli uluslararası uzman kuruluşların liderleri ve uluslararası
seyahat ve turizm uzmanları da bulundu.
Zirve, Amsterdam’daki NH Barbizon
Palace Oteli’nde gerçekleştirildi.
İklim Değişikliği Zirvesi’nin hedefi, iklim
değişikliği hakkındaki global diyaloglara iş
24
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Zirve’nin açılış konuşmasını World Wildlife Fund International için muhafaza
politikası ve uygulama bölümü müdürü
Duncan Pollard gerçekleştirdi. Öğleden
sonraki oturumlarda, sürdürülebilir iş
uygulamalarının kurumsal kültüre ve faaliyetlere entegre edilmesi ve endüstri
kuruluşlarının kurumsal sürdürülebilirlik
adına en iyi uygulamaları teşvik etme konusunda oynadığı rol üzerinde duruldu.
Avrupa’daki kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerinden 150’yi aşkın üst düzey
iş lideri etkinliğe katılımda bulundu.
Diversey Başkanı ve CEO’su Ed Lonergan, iyi işletmeciliğin çevre konusunda
sorumlu olmayı gerektirdiği ilkesini pekiştirmek amacıyla bu zirveye sponsor
oldukları belirtti ve ekledi: “Çevrenin ve
iş girişimlerinin ortak bir düşmanı vardır;
atık. Teşebbüslerimizdeki atık miktarını,
özellikle de sınırlı su ve enerji kaynakları
ile göreceli oranda azaltmak, gezegenimiz için olduğu kadar işletmelerimiz için
de iyi bir adımdır.”
2009 yılı sonlarında, Diversey, World
Wildlife Fund Climate Savers (Doğal
Hayatı Koruma Vakfı İklim Kurtarıcıları)
programındaki sera gazı salınımını azaltacağına dair taahhüdünü üç katına çıkartarak, iklim değişikliği konusunda önemli
bir adım daha atmıştı.
Şirketin 2008’de vermiş olduğu ve endüstriye yön veren % 8’lik azaltım sözü,
şu an % 25 ve bu orana 2013’te dolacak
olan taahhüt süresi içerisinde ulaşılacak.
Diversey Sektör Satış ve Gıda Güvenliği İş Birimi Müdürü Tolga Akartuna:
“Diversey Consulting; Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde
20’den fazla ülkede faaliyet göstermekte…”
Diversey Consulting Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 20’den fazla ülkede, kalite yönetim sistemleri ve gıda güvenliği
yönetim sistemleri üzerine üst düzey danışmanlık, eğitim ve denetim hizmetleri
sunuyor. Ayrıca Diversey ve Check Safety First arasında yapılan stratejik işbirliği
ile Cristal Risk Yönetim Sistemlerinin Türkiye’deki tek uygulayıcısı Diversey Consulting, uluslararası deneyimi sayesinde ihtiyacınız olan ürün ve çözümlerle verimli
bir işbirliğinin garantisini veriyor.
kendinizi karşılaştırma olanağı elde edilebilmektedir.
Diversey Sektör Satış ve Gıda Güvenliği
İş Birimi Müdürü Tolga Akartuna
Diversey Consulting kimdir?
Diversey Consulting Avrupa, Orta
Doğu ve Afrika bölgesinde Türkiye’nin
de aralarında bulunduğu 20’den fazla ülkede, kalite yönetim sistemleri ve gıda
güvenliği yönetim sistemleri üzerine üst
düzey danışmanlık, eğitim ve denetim
hizmetleri de sunan Diversey bünyesinde faaliyet gösteren bir iş birimidir.
Kaç ülkede bu hizmet veriliyor?
Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde 20’den fazla ülkede bu hizmeti vermekteyiz.
Risk yönetimi üzerine geliştirilmiş olan
Cristal sistemi ve hangi alanlarda kullanıldığı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Cristal, tüm dünyada bilinen, tanınan ve
tercih edilen seçkin otellerin kullandığı,
müşteri ve marka güvenliğini korumaya
yönelik olarak geliştirilmiş olan bir risk
yönetim sistemidir. Gıda Güvenliği’nden
Havuz Güvenliği’ne, Lejyonella’dan
Yangın Güvenliği’ne, Doğal Afet Yönetiminden Sürdürülebilirlik uygulamalarına kadar çok geniş kapsamlı modüler
sistemlerden oluşan Cristal, Check Safety First (CSF) tarafından konaklama
sektörü için özel olarak geliştirilmiş ve
26 ülkede 1800 otelin kullandığı bir sistemdir.
Diversey Consulting’in eğitimli Cristal
danışmanları modüllerin otel ya da tesis için en uygun şekilde uygulanmasını
sağlar. Böylece, gıda zehirlenmesini, gıda
güvenliğini, çevre ve yangın güvenliğini
etki edecek faktörlerin önüne geçilir.
Cristal uygulamasının sağladığı yararlar nelerdir?
Cristal uygulaması, otelin marka değerini
yükseltirken, rezervasyon talebinin artmasını ve global düzeyde güven duyulan
bir kuruma dönüşmesini de sağlamaktadır. Sistemin içeriğindeki elektronik
raporlama teknolojisi sayesinde otelin
gelişimini günlük olarak izlemek, çalışan
personelin performansını kontrol etmek, bölgesel ve global bazda rakiplerle
Güven duyulduğu tescillenen bir otel
olarak daha az müşteri şikayeti ve daha
fazla memnuniyetle karşılaşırken, gözle
görülür biçimde artan doluluk oranı da
sistemin sağladığı diğer bir yarardır.
Yılda 3 milyondan fazla ziyaretçiye ve
farklı pazarlara erişimle etkin pazarlama
imkânları, çevreye saygılı, güven duyulan,
sürdürülebilir değerlere sahip bir otel
kimliği, Cristal programı çerçevesinde
sigortalanma ve daha etkin maliyet yönetimi de Cristal uygulamasının otellere kazandırdığı artılardan bazıları olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Cristal ‘ı başarıyla uygulayan oteller
için bir ödül töreni düzenleniyor. Bundan bahsedebilir misiniz?
Cristal yönetim sistemlerini başarılı ile
uygulayan oteller, her yıl yapılan ve dünyada 1800’e yakın otelin yarıştığı “Dünyanın En Güvenli Otelleri” yarışmasında
ödüllendirilmektedirler.
Cristal Güvenli Otel beratını kazanan
oteller, her yıl 3 milyondan fazla turistin
ve tur operatörün ziyaret ettiği, turizm
sektörünün tek güvenli otel bilgi bankası
olan www.checksafetyfirst.com sitesinde yayınlanmakta ve bu otellerin hedef
müşterilerine ile bu site sayesinde tanıtımı yapılmaktadır.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
25
Sektör
Türkiye’de Avrupalı bir alışveriş ve yaşam
merkezi: Forum İstanbul
Forum İstanbul ulusal ve uluslararası 265 markası ile yalnız Türkiye’nin değil
Avrupa’nın da en büyük alışveriş ve yaşam merkezi olarak dikkat çekiyor. Forum
İstanbul’un inşaatı dünyayı sarsan küresel kriz döneminde 750 milyon Euro’luk
yatırım değeriyle tamamlandı.
M
ultiCorporation’un
Avrupa’daki en büyük yatırımı olma özelliğine sahip olan
Forum İstanbul, Bayrampaşa’da toplam
495 bin metrekarelik inşaat alanı üzerine
kurulu. 175 bin metrekare kiralanabilir
alan, ulusal ve uluslararası 265 marka ile
yalnız Türkiye’nin değil Avrupa’nın da en
büyük alışveriş ve yaşam merkezi olarak
konumlanıyor.
Forum İstanbul şehir içinde şehir olma
özelliğine sahip, kendine has mimarisi ve tasarımıyla özel bir proje. Forum
İstanbul’da büyük ilgi yaratan dev akvaryum Turkuazoo’nun yanı sıra, Nisan
ayında açılan Magic Ice (Buz Müzesi) gibi
farklı, yenilikçi cazibe alanları yaratılmış.
Magic Ice, dünyanın sıcak iklimde gerçekleştirilen ilk buz müzesi olarak Forum
İstanbul’da inşa ediliyor.
26
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Dünyada benzerleri sadece mevsimsel
olarak, Norveç, İsveç gibi soğuk iklimli ülkelerde bulunan Magic Ice ‘ın açılışı
İstanbul için büyük bir yatırım niteliğinde. Magic Ice ulusal ve uluslararası ilgi
yaratacak bir proje, bu nedenle gerek
Forum İstanbul’a ama daha da önemlisi
İstanbul’un tanıtımına son derece olumlu
bir katkı yaratması bekleniyor.
Ayrıca 2010 sonunda yeni eğlence konseptlerinin de açılması hedeflenen Forum
İstanbul bu şekilde toplamda 30 bin metrekarelik eğlence alanıyla Türkiye’deki en
büyük eğlence merkezine sahip olacak.
Hasta ve engelli hizmetleri
Müşteri hizmetleri ile fark yaratmayı
amaçlayan Forum İstanbul’da özellikle
çocuklu ailelerin rahat ve keyifli bir gün
geçirmelerini sağlamak adına pek çok ay-
rıntı düşünülmüş. Yemek katında mama
sandalyeleri, bebek maması ve acil ihtiyaç duyulabilecek gereçlerin temine edilebileceği stand ailelerin hizmetine sunuyor. Forum İstanbul’da küçük çocukların
neşeli dakikalar geçirecekleri çocuk oyun
alanları da bulunuyor. Ayrıca, 8 adet “aile
odası” ve bu odalarda süt ısıtma ünitelerinden alt değiştirme yerlerine ve çocuklar için özel tuvaletlere kadar her türlü
imkan sunuluyor.
Hasta ve engelli ziyaretçilerin, Forum
İstanbul’da rahat edebilmeleri için,
Danışma’dan temin edebilecekleri tekerlekli sandalye katlar arası ulaşımda
kullanabilecekleri asansörler ve her katta
engelliler için özel tasarlanmış tuvaletler
bulunuyor. Engelli ve hamile ziyaretçiler,
otoparkta AVM giriş kapılarına en yakın
yerlerde bulunan otomatik park sisteminden yararlanmak için Danışma’dan
kayıtlarını yaptırabiliyorlar. Aynı zamanda ziyaretçilerin ibadetlerini gerçekleştirebilecekleri dua odaları da Forum
İstanbul’da mevcut...
Güvenlik ve temizlik konusunda piyasadaki en iyi kurumlarla çalışmaya özen
gösteren AVM yönetimi, bu konuda oldukça hassas. Hizmet alınacak firmaları
belirlerken; konusunda uzman, büyük bir
AVM’nin operasyonunu yönetebilecek
kapasitede, yeterli insan ve bilgi birikimine sahip bir kuruluş olmasına dikkat
ediliyor. Güvenlik hizmeti sektöründe
deneyim sahibi olan Tepe Güvenlik’ten,
temizlik hizmeti ise Master Service firmasından sağlanıyor.
Rakamlarla Forum İstanbul
•Bugüne dek toplam ziyaretçi sayısı:
Açılıştan bu yana 8 milyon kişinin üzerinde…
•Bugüne dek gerçekleştirilen toplam
etkinlik sayısı: 4 ayda 40’tan fazla farklı
etkinlik…
•Toplam mağaza sayısı : 265
•Toplam istihdam: Yaklaşık 5000 kişi
(2010’da yeni açılacak mağazalarla birlikte)
Forum İstanbul, “outsource” edilen hizmetler konusunda oldukça
titiz…
Hizmet Dergisi - May›s 2010
27
Kapak Konusu - Cevat Turan Röportaj
22 yıllık kurumsal güvence; Mis Şirketler Grubu
M
is Şirketler Grubu 1988
yılından bu yana 22 yıllık
bir geçmişle hizmet sektöründe faaliyet gösteriyor. Sektörün
büyükleri içerisinde yer alan Mis
Group; fiziki güvenlik, elektronik
güvenlik, güvenlik eğitimi, temizlik,
ilaçlama, turizm alanlarında hizmet
veriyor. Toplam Kalite Yönetimi felsefesi doğrultusunda standartlarını
belirlemiş, sürekli kendini aşmayı
amaçlayan Mis Group’un Yönetim
Kurulu Başkanı Cevat Turan ile firmaları, hizmet sektörü ve edebiyatçı
kimliği üzerine samimi bir sohbet
gerçekleştirdik.
Geniş bir yelpazede outsourcing hizmetlerin sunulduğu bir firma Mis Group... Bugün firmanızın sektörde ulaştığı nokta nedir?
Mis Group 22 yıldır istikrarlı bir şekilde,
ilkelerinden taviz vermeden, kurumsal
bir yapıyla yolunda ilerlemiştir. Bu uzun
ve zor bir süreç… Türkiye’de birçok
firma açılıyor ve çok zaman geçmeden
kapanıyor. Çünkü ülkemizde mevzuatlarla uğraşmak güç, ticaretin hukuksal
alt yapısı henüz yeterli seviyede değil.
Bütün bu nedenler kurumsallaşmanızı
ya da büyümenizi zorlaştıran belirleyici
etkenlerdir. 1988 yılında kurulmuş ve
sektörün yapıtaşını oluşturan firmalardan biriyiz. Sektöre aynı zamanlarda
girmiş olduğumuz rakiplerimize dönüp
baktığımızda, bu firmaların önemli bir
kısmının ya kapandığını ya da farklı kurumlara değerinin çok altında satılarak
el değiştirdiğini görmek mümkün. Bazıları çok fazla küçüldü ve bugün ufak bir
şirket olarak faaliyetlerini sürdürüyorlar.
Mis Group ise giderek kendini büyüttü,
geliştirdi ve bugün sektördeki ilk beş büyük grubun arasında yer almayı başardı.
Bu bizim kendi iddiamız değildir. Hem
hizmet alıcıların bakış açısı hem de sektördeki diğer firmaların, rakiplerimizin
algıları böyledir. Pazar payı da bunu zaten açıkça göstermektedir. Şu anda pazarda ulaşmadığımız hizmet alıcı kurum
28
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Mis Group Yönetim
Kurulu Başkanı
Cevat Turan :
“Temizlik firmaları
sadece personel
üzerinden para
kazanan değil,
hizmet üreten
kurumlar olarak faaliyetlerini sürdürmeliler.”
ve kuruluş neredeyse yok gibi.
Geldiğimiz bu nokta Yönetim Kurulu
Başkanı olarak beni tatmin ediyor mu
diye soracak olursanız; hayır. Çünkü şu
anda sadece Türkiye’de hizmet veren
bir kurumuz. Başta yakın ülkeler olmak üzere İtalya, Yunanistan veya AB
ülkeleri başta olmak üzere gelişmekte
olan pazarlarda da hizmet vermeyi arzu
ederdim. Bir dönem Moskova’da şirket
kurduk. Ciddi bir pazar payı vardı, gelişiyordu, ancak 2002 krizinde geri çekilmek durumunda kaldık. Mis Group’un
sadece Türkiye firması olmaktan çıkıp
başka ülkelere de açılmasıdır isteğim.
Ancak şöyle bir şey var ki bu koşulların
oluşabilmesi için sizin dışınızdaki nesnel
gelişmeler de çok önemli. Doğru bildiğiniz bir şey ülke koşuları nedeni ile bir
bakıyorsunuz ki yanlışa dönüşmüş. Çünkü Türkiye sürekli krizlerle büyüyen bir
ülke... Adeta tulumba gibi daralan küçülen ve büyüyen, her on yılda, beş yılda
bir krizler yaşayan bir ekonomi… Doğal olarak da hem Mis Group hem de
başka kurumlar bundan nasibini alıyor.
Çekirdekten yetişmiş bir insan olarak
birçok başarıyı elde ederken bir o kadar
da yanılgınız oluyor. Yani tecrübe edinmenin ciddi bir bedeli de var. Bu bedeli
ben büyük miktarda ödediğimi düşünüyorum. Bir takım yanlışlar da yaptık
elbette. Her şeyi doğru yapamazsınız,
eğer her şeyi doğru yapıyorsanız bu işte
bir yanlış var demektir ve kazanan her
zaman haklı değildir. Güçlü bir şekilde,
bugün sermaye grupları olan yabancı
şirketlerle rekabet ediyoruz. Sermaye
birikimimiz, finans birikimimiz oldukça
iyi, kendimize bu konuda güveniyoruz.
Hem büyümemizi sağlayacak gücümüz
var hem de çok ciddi bir bilgi birikimi
ve know-how’a sahibiz. Bu know-how’ı
sadece bizim kendi yarattığımız ya da
sektörün yaratmış olduğu değerler, iş
yapış biçimleri, iş yapış süreçleri oluşturmuyor. Araştırmayı seven biri olmam
sayesinde dünyada temizlik hizmetleri,
güvenlik hizmetleri nasıl yapılır; turizm
hizmetleri, outsourcing hizmetler nasıl
verilir inceleyip, ülkemde uygulayan birisiyim. Bir de edebiyatçı kimliğimin sağlamış olduğu bir artı olarak düşünce üretebilen birisiyim. Ürettiğim düşünceleri
dönüp şirketimizde uygulayabiliyorum.
Tüm bunlar iyi bir know-how oluşturmaya etken.
Çalışanlarımızla iyi bir kadro oluşturduğumuzu düşünüyorum. 10-15 yıldır çalışan yöneticilerimiz var. Bu önemli bir
istikrar... Ekibim bana güveniyor, ben de
onlara güveniyorum. Tüm bu sarmalın
içerisinde Mis Group büyüyerek yoluna
devam edecektir. Bu kararlılığımızdan
bizi hiçbir şey alı koyamaz.
de olanağı yok, ciddi bir sermaye gerekli.
Bu sektörde bir çıraklık tecrübesi yaşamış olmak gerekli, biliyor olmak gerekli… “Artık emekli oldum, param var, bir
antetli kağıt hazırlar firma olurum” mantığı asla kabul edilemez. Bunun bedelini
hem kendileri hem çalışanları hem de
hizmet satın alanlar ödüyorlar sonrasında. Hizmet satın alanlarda bu anlamda
kimleri seçmeleri gerektiği konusunda
ciddi bir araştırma yapıp, gerekirse firmaları, kurumları yerinde ziyaret edip
görerek karar vermeliler. Sektöre giren
firmalara başarılar diliyorum.
kalitesi düşük olan firmalar aslında sektöre zarar veriyorlar. Bindikleri dalı kesiyorlar. Sektörün küçülmesine ve prestij
kaybetmesine neden oluyorlar. Mesela
turizm alanında hala bekleyen, çalışılması gereken alanlar var. Kent otellerinin
tümü bu tip outsourcing hizmetleri dışarıdan almıyorlar. Çözüm üretebilecekleri istedikleri vasıflarda firmalarla karşılaşamıyor olabilirler maalesef. Potansiyeli
olan önemli bir alan bu... Pazarda bu
yöne doğru büyük bir büyüme hacmi
var hala. Oteller açısından da ekonomik
ve cazip hale getirilmeli hizmet.
“Mis Group, 5 yıldızlı bazı otellerin housekeeping hizmetlerini de karşılıyor.”
Türkiye’de hizmet sektörünün iyileştirilmeye açık yönleri neler sizce? Mevcut potansiyelin doğru kullanılabildiğine inanıyor musunuz?
Basında sıklıkla başarıya tırmanış öykünüzü okuyoruz. Oldukça ilgi çekici
ve örnek teşkil edebilecek bir öykü
bu. Geçirdiğiniz zor süreç içerisinde
önceliği kurumsallaşmaya verdiğinizi
önemle vurguluyorsunuz. Sizce sektördeki firmalar da aynı önceliği taşıyor mu? Büyümekte olan firmalara
tavsiyeleriniz var mıdır?
Yasalar içinde kalmalarını tavsiye ediyorum ben öncelikle. Büyümekte olan firmaların en çok yapmış oldukları hata -ki
bunu kriz sürecinde de görmek mümkün- kayıt dışı çalışmak. Bu kriz sürecinde de ortaya çıktı. Hizmet alıcılarda kayıt
dışı, merdiven altı firmalara yönelmeye
başladılar. Ben bu sektörden kazandığım
tüm kazancımı yine bu sektördeki işimin
kurumsallaşmasına harcadım. Birçok insan kazandığını alıyor başka alanlarda,
başka yatırımlar yapıyor. Biz ise sadece
kendi işlerimizi geliştirmek için harcadık.
Ne kadar çok teknolojiyi buraya koyabiliriz, insan kaynağına ne tür yatırımlar
yapabiliriz, hangi tür kurumsal sistemleri
kurgulayabiliriz, marka yaratmayla ilgili
neler yapabiliriz konularının peşinde olduk. Bunlarla ilgili harcamalar yaptık. Öte
yandan firmaların bu sektöre girmelerini
tavsiye ederim, çünkü hizmetler sektörü
geleceği, vizyonu olan bir sektör. Ama
tabi bu işin sermayesiz yapılabilmesinin
Hizmet sektörü derken outsourcing
hizmetleri; güvenlik, temizlik, bina yönetimi hizmetlerini kastediyoruz. Sektör gelişmeye devam ediyor. Avrupa’da
kentleşme, binalaşma, imar durumu
neredeyse sıkışmış durumda.Türkiye
gibi gelişmekte olan, kabuğunu kıran
ve serbest piyasacılığı önüne ilke olarak
koymuş olan ülkelerde kentsel doku
değişmeye devam ediyor. Bu demek
oluyor ki yeni alış-veriş merkezleri, yeni
dikey binalar yapılıyor, yeni toplu konut
ve siteler ortaya çıkıyor, dolayısıyla da
yeni rantlar oluşuyor. Mimari oluşum
bakımından modernite arttıkça bizim de
pazar alanımız doğal olarak genişliyor.
Krizlerde duran gayrimenkul yatırımları
ise bizim pazarımızın da durması anlamına gelmekte. Potansiyel yeterince değerlendiriliyor mu? Şöyle bir durum var;
özellikle grup yatırımları olan şirketlere
bakılacak olursa, kendi güvenlik şirketlerini kuruyorlar, bazıları temizlik ya da
yönetim şirketleri kurmaya çalışıyor. Bu
şekilde daha ekonomik bir yapının yakalanması değil bunun sebebi. Güvenlik ve
temizlik şirketlerinin bu noktada dönüp
kendilerine bakmaları lazım... O kadar
kötü hizmetler veriliyor ki; firmalar birini deniyor olmuyor, ikincisini deniyor
olmuyor, istediği hizmeti alamayınca bu
şekilde bir yapılaşmaya gidiyor. Hizmet
Biz çok ciddi 5 yıldızlı bazı otellerin housekeeping hizmetlerini karşılayan bir
grubuz. Böylesi firmalar da yok değil.
AVM’ler hızla çoğalarak Türkiye’de
önemli bir sektör halini aldı. Hizmet
sektörü için de büyük bir pazar oluşturuyorlar aslında. Bu konudaki çalışmalarınız ve yatırımlarınız nelerdir?
AVM’ler bizim birincil hedeflerimizden
biri. Orada hizmet üretmek bizim işimizin bir parçası kuşkusuz. AVM’ler bu
sektörün adeta vitrini konumundadır.
Fakat AVM’lerdeki rekabet, güvenlik ve
temizlik hizmetleri bakımından çok çetin
geçiyor. Çünkü hizmet alıcı kendi potansiyel gücünün farkında ve bunun vermiş
olduğu satın alma gücünü sonuna kadar
kullanıyor. Firmalar çok fazla çarpıştırılıyor. Bugün bir fabrikadan küçük bir proje ile elde etmiş olduğunuz kar marjını
AVM’den elde edemiyorsunuz. Hizmet
alıcı bunun farkında olduğu için ekonomik şartların altında hizmet almaya çalışıyor ve bu hizmeti verecek firmalar
da yok değil. Rekabet bu yüzden daha
zorlu geçiyor.
Mis Group olarak biz bu noktada kayıtlı ve yasal kalmaya sonuna kadar dikkat
ediyoruz. Kar marjı az olabilir ama etik
değerlerimizden, belirlediğimiz ilkelerden asla ödün vermiyoruz. Temizlik
malzemesi olsun, güvenlik ekipmanı olsun, denetim-eğitim mekanizmalarımızdan taviz vermeden yolumuza devam
Hizmet Dergisi - May›s 2010
29
“Sektördeki bütün firmaların, Teshiad’a sahip çıkmaları gerekir, çünkü bu konuda başka bir dernek yok. Çok emekler harcanıyor, tüm bunlara değer verilmeli. Yapılması gereken çok iş
var, aktif olarak yer alamayacak firmalar mutlaka bir şekilde
yapıcı eleştirilerle desteklerini sunmalılar.”
ediyoruz. Gerisi müşterilerin seçiciliğine
kalıyor. AVM’ler önemli bir pazardır ve
biz orada zaten varız. Yatırıma dönüştürülmeye hazır 150 civarında AVM
projesi var. Ayrıca ön gördüğümüz gibi
AVM’ler artık sadece büyük şehirlerde
değil, küçük Anadolu şehirlerinde de
kuruluyor ve tüm Türkiye’ ye hızla yayılmakta.
Bir başka sebep de şu; yabancı yatırımcılar artık Türkiye’de ağır sanayiye yatırım
yapmaktansa gayrimenkul sektörü gibi
rantı daha yüksek, satması ve devretmesi daha kolay, kriz süreçlerinde kolaylıkla
devre dışı olabilecekleri alanlara yatırım
yapmayı tercih ediyorlar. AVM’ler de
bunlardan biri olduğu için yatırımlar devam edecektir.
Bir dönem Yönetim Kurulu Başkanlığını da yapmış olduğunuz Teshiad
şu anda hizmet sektöründe mesleki
standartların yükseltilmesi adına MYK
(Mesleki Yeterlilik Kurumu) ile ortak
bir çalışma içerisinde. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Buna benzer bir çalışmayı doksanlı yıllarda yapmıştık. Temizlik mesleki standartlarının belirlenmesi, kavramların ne
anlama geldiğini yazılı olarak belgelendirilmesi adına gerek firmalarımızdan gerekse Teshiad’tan bir ekip göndererek,
Housekeeping Derneği ve İş Kurumu
ile birlikte, Ankara’da 2-3 gün süren bir
toplantıyla bu iş yaptırıldı. Bu ne kazandırıyor sektöre; hiç olmamasından daha
iyidir. Sektörün eğitimiyle ilgili esas mesele ara yönetici yetiştirilmesidir ki biz
bunu da sağladık. Hereke’de Ömer İsmet Uzunyol Meslek Yüksekokulu’nu
açtık. Mezuniyetlerini görememekten
dolayı bir kırgınlığım olsa da Kocaeli
Meslek Yüksekokulu’nda arkadaşlarımın
eğitim alması bu sektörün bir dönüm
noktasıdır. Teshiad’ın başkanlığını yapmış olduğum dönemde bunu başardık.
30
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Yine aynı dönemde tüm sektör temsilcisi arkadaşlarım bilirler, on yıl boyunca
temizlik sektörü personellerinin eğitimi
bizim için çok belirleyici oldu. Gerek
tedarikçi firmalar üzerinden gerekse
Teshiad’ın içinde yapılan çalışmalarla, sürekli ve kesintisiz eğitime önem verdik.
En son yapmış olduğum girişimde şu idi
-ki bunlar yarım kaldı çok üzgünüm bunlar için - meslek liselerinde ya da meslek
okullarında, temizlik mesleğinin meslek
kurslarıyla kurumsal hale getirilmesi...
Meslek liselerinde artık temizlik mesleğiyle ilgili “alan” derslikleri açılması gerekiyor. Temizlik personelinin eğitimleri
bir standarda bağlanmalı ve Milli Eğitimle
birlikte çalışılarak bu iş gerçekleştirilmeli. Şimdi yerel yönetimler kısmen bunu
yapmaya çalışıyorlar. AB fonlarından
yararlanarak bundan rant elde etmeye
çalışan firmalar da oluyor, fakat temizlik
sektörü bu işten hiçbir şekilde faydalanamıyor. Baktığımız zaman firmaların da
çok duyarlı olduğunu söylememiz mümkün değil. Kaç firmada eğitim departmanı var? Eğitimle ilgili standartlar belirlenmiş mi? Personellerine periyodik eğitim,
spot eğitim ya da görev başı eğitimi diye
bir şeyler veriyorlar, bunu kayıt altına
alıyorlar mı? Sektörde eğitim konusunda
meslek standardının geliştirilmesiyle ilgili
bir dokümantasyon mu var? Bilgi mi var?
Yoksa ben mi görmüyorum? Çünkü iş
adamlarının eğitimle ilgili bir sorunu yok.
Kendileri eğitimsizler.
Eğitime ve örgütlenmeye inanmayan iş
adamı modelinin eğitime katkıda bulunabileceğini düşünebiliyor musunuz?
O yüzden Teshiad’ın yapması gereken
eğitim konusunda çok önemli işler var.
Bu sektör geleceğin sektörü... Baktığınız
zaman binlerce konut, AVM’ler, devlet
hastaneleri, sağlık merkezleri temizlik
şirketleri tarafından temizliyor, güvenlik
şirketleri tarafından güvenlikleri sağlanıyor. Burada hizmet veren personellerin
“Saçları dağınık sevdalar büyüttüm
Benim olmayan mevsimlerin orta
yerinde
Siyah gözlerinin karanlığındaki ışıktı
Umudun sarışın karmaşıklığında
beklediğim
Gelmedin”
Cevat Turan – Gözlerine Sakla Beni
eğitilmesi gerekiyor. Yoksa AVM’lere
milyon dolar yatırım yapılarak alınan en
kaliteli granit mermerlere, eğitimsiz bir
temizlik personeli gider, tuz ruhu döker
ve bunun bedelini kimse ödeyemez. Firmalara bu konuda görev düşüyor. “Kalite” kavramıyla temizlik sektörünün özdeşleşmesi gerekiyor. Bu sektör prestij
kazanabilmeli. Temizlik firmaları sadece
personel üzerinden para kazanan değil,
hizmet üreten kurumlar olarak faaliyetlerini sürdürmeliler. Bu hizmetleri en iyi
şekilde nasıl üretebilirim, hangi farklılıkları yaratabilirim diye düşünmeliler…
Teshiad’ın faaliyetlerini uzaktan da olsa
takip ediyorum. İyi şeyler yapılması gerektiğiyle ilgili umudumu kaybediyor
olsam da, sektörün proje üretmeye
ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bir de
üretilecek projelere sahip çıkılması gerekiyor. Teshiad benim göz bebeğim
sayılır, 10 yıl boyunca emek verdim, çalışmalarıma ruhumu kattım. Beni yönetimde çok fazla kaldı diye eleştiren arkadaşlar bugün derneğe sahip çıkmalılar ve
kendileri eğer bir şey biliyorlarsa bunu
uygulamalılar ya da çalışan yönetimlere
destek vermeliler. Firmalar iş yapanlara
engel olmamalı, destek olmalı, söyleyecek sözleri varsa iş adamı vakurluğuyla
olağan platformlarda söylemeli. Genel
kurul toplantılarında sorunlar dile getirilmeli. Örgütlenmeye inanılmalı, küçük
hesaplardan uzak durulmalı. Sektördeki
firmaların Teshiad’a sahip çıkmaları gerekir, çünkü bu konuda başka bir dernek
yok. Çok emekler harcanıyor, tüm bunlara değer verilmeli. Yapılması gereken
çok iş var, aktif olarak yer alamayacak
firmalar mutlaka bir şekilde yapıcı eleştirilerle desteklerini sunmalılar. Arkadaşlarımızın da buna sahip çıkmalarını bekliyorum ve umut ediyorum.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sektör Meclisi kurmak için bir süreç başlattım. Zor bir süreçti ama görüyoruz ki
bir arpa boyu yol alınamıyor, sonucunu
bekliyoruz. Teshiad’ın kurumsal varlığı
çok önemli ve tüm sektörün de bu işin
kıyısında değil içinde yer alması gerektiğini düşünüyorum. Kendi adıma bireyler
beni ilgilendirmiyor, Teshiad’ın kurumsal
varlığını daha değerli buluyorum.
Geçtiğimiz günlerde Ateş Baz-ı Veli Yemek Ödülleri gecesine de ev sahipliği
yapan bir restoranınız var İstinye’de,
Meyyali…
Mis Group şirketler topluluğunun bir
iştirakidir Meyyali. Meyyali bugün dünya mutfağı, yabancı mutfaklardan değil
Türk mutfağından örnekler sunuyor. Bu
milliyetçilik adına yapılmış bir şey değil.
Türk mutfağı bugün 10 binden fazla
yemek çeşidi barındırıyor. Yüzyıllardan
beri bu toraklarda yaşayan medeniyetlerin, etnik grupların, kültürlerin oluşturdukları yeme içme kültürleri yeni nesiller
tarafından çok fazla bilinmiyor. Birçok
alanda olduğu gibi yiyecek sektörü de
küresel dayatmaların hegemonyası altında… Ayaküstü, fast-food beslenme şekli bugün gençlerimizi obezite ve çeşitli
sağlık sorunlarıyla karşı karşıya bırakıyor.
Ülkemizin 7 bölgesinden seçilmiş spesifik, yöresel ürünleri menümüze koyarak
modern bir sunumla, dünya konjonktürünün yemek stilistliğini yaparak sunmaya gayret gösteriyoruz.
Türk mutfağını fast-food halde sunabilme olanağı var mı sizce?
Var. Bu anlamda Meyyali olarak girişimlerimiz de var. Zincir bir mutfak oluş-
turma fikri… Hemen böyle kutuya alıp
elinizde yiyebileceğiniz yiyecekler. Bu
konuları değerlendiriyoruz. Meyyali olarak Türk mutfağı adına, onu sürdürmek
adına biz varız. Artık kebap trendinden
ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarından
uzaklaşılıyor. Yemek yemenin sadece
karın doyurmaktan ibaret olmadığını, damak ve estetik göz zevkine hitap etmesi
gerektiğini Meyyali’ de örnekliyoruz. İnsanlar artık sağlıklı beslenmek istiyor.
Sanatla ilgili bir tarafınız da var. Tüm
bu iş yoğunluğu içerisinde şiir yazmaya vakit ayırabiliyor musunuz?
İki şiir kitabım var; Gözlerinde Sakla Beni
ve Usuldan Bir Hüzün. Üçüncü kitabım
geçtiğimiz haftalarda çıktı. İnsanın Üşüdüğü Yer, ismi. Öykülerden oluşuyor.
İki kadın öyküsü var. Diğer öyküleriyle
de sosyal yaşamı inceleyen, toplumcugerçekçi eğilimleri ifade eden bir kitap
oldu. Yazmaya devam ediyorum. Üçüncü şiir kitabımın dosyası neredeyse hazır. Ama ondan önce başka bir çalışma
içerisindeyim. Bir roman yazıyorum.
Yine tarihe tanıklık edebilecek, yakın tarihimizi; 1980 dönemini, siyasi ve etnik
çatışmaları anlatan, Mayıs ayından 12
Eylül sürecine kadar geçen süreci konu
alan ve dönemini bütün yönleriyle ele
alan bir kitap. Şu ana kadar 170 sayfasını
yazdım, sanırım 300 sayfa civarında olacak. Kitabımda yapay kavgaların büyüyerek hangi noktalara ulaşabildiğine dikkat
çekmek istiyorum. Gerçekliklerden ve
kaynaklardan hareketle, bir roman kurgusu içerisinde sunmaya çalışıyorum o
dönemi. Olabildiğince objektif olmaya
çaba gösteriyorum, taraf olmayı ve sorgulamayı ise okuyucuya bırakacağım.
Çok bağlıyım yazmaya. Yazmak dışında
bir alışkanlığı düşünemiyorum kendim
için… Bu mekanik yaşamın içinde yazmak bir meditasyon gibi oluyor. Söyleyemediklerimi kitaplarımda kavramlara
döküyorum. Yazmak benim için kendimi
bulmak gibi bir şey.
Son olarak eklemek istedikleriniz...
Mis Group büyümeye devam ediyor.
Hizmet şirketlerimizin dışında bir de
elektronik güvenlik şirketimiz var. Mis
Teknotürk. Bu şirket bünyesinde kendi
Cevat Turan’ın geçtiğimiz
günlerde 3. kitabı “İnsanın
üşüdüğü yer” yayımlandı.
“Bu kitabı yazarken anladım ki, ne kadar trajik yaşamlarımız var. Mutluluk
sanki öğrenilmesi gereken
bir zorunluluk gibi duruyor günlerimizin arasında.
Sanki birazcık mutlu olsak
ayıp sanacak gibi geliyor
aklımıza” diyor kitabında
ve ekliyor;
“Yaşamlarımızın
en kırılgan
yerleri farkında olmadıklarımızdır çoğu
zaman”…
üretimimiz olan “Teknocam” kameralarını yaptırdık ve şu anda piyasaya sürmüş
bulunmaktayız. Yüksek çözünürlüklü, iddialı kameralar. Önümüzdeki günlerde
de bizim açımızdan önemli bir yatırım
olan “Alarm merkezi” kuruyoruz. Bu
alarm merkezini şu an Türkiye de var
olan alarm cihazlarını kullanarak değil
kendi makinelerimizi ürettirerek kuracağız. Satışla değil kiralama modeliyle rekabet yapacağız ve taşları yerinden oynatacağız bu alanda. İlk hedefimiz 300
kadar bayi üzerinden bunu gerçekleştirmek. Markamızı, televizyon reklamları ve
ciddi bir pazarlama aksiyonu ile birlikte
konumlandıracağız. Mis Group markası
yine bu iş için referansımız olacak. 22
yıllık kurumsal güvenilirliğimiz çerçevesinde bu iş gerçekleşecek. Güvenlik
alanında da ciddi bir entegrasyona sahip
olacağız. Güvenlik hizmeti, güvenlik eğitim kurumu, elektronik güvenlik cihazları ve alarm merkezi ile tek elden tam
entegre hizmet sunacağız. Rakiplerimizle aramızda fark yaratacak önemli yatırımlardan bir tanesi olacak. Mis Group
bir hizmet entegrasyon topluluğu olarak
daha iyi ve daha çeşitli hizmetleri akılcı
ücretlendirmelerle pazarıyla buluşturmaya devam edecek.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
31
Sektör -IK
Hizmet sektöründe İK…
Hizmet sektöründe çalışan istihdamı ve geliştirilmesi ile ilgili politika, planlama,
örgütleme, yönlendirme ve denetleme faaliyetleri nelerdir? İşe alma, sınav yapma, sınıflandırma, ücretlendirme ve atamalar nasıl uygulanmaktadır? Sektörün
önde gelen firmaları ve akademisyenlerle “Hizmet sektöründe İK” konusunu
değerlendirdik…
İ
nsan kaynakları yönetimleri, özlük işlemlerini yapmaktan
öte, eleman istihdamı ve neredeyse sektörün çalışan niteliğini oluşturmada belirleyici role sahip. Temel amacı organizasyonlarda iş görenlerin ihtiyaçlarının karşılanması ve mesleki
bakımdan gelişmelerini sağlamak olan İK departmanları; aynı
zamanda insan kaynaklarını, organizasyonun hedefi doğrultu-
sunda verimli şekilde kullanmayı hedefler. İK konusunda yönümüzü hizmet sektörüne çevirdiğimizde ise irili ufaklı birçok
firmanın bu konuda bilinçli bir yaklaşıma sahip olduklarını, her
geçen gün İK yönetimlerini iyileştirme adına gelişim içerisinde
bulunduklarını görüyoruz.
En-Has Zabel İK Yöneticisi Saim Balbal; ”Temizlik meslek olarak
görüldüğünde İK politikalarına ancak sıra gelebilecek”
Temizlik, en yoğun istihdamın sağlandığı sektörlerin başında geliyor. İK
açısından sektörü nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Türkiye’de hizmet sektörü; özellikle de
temizlik, herkesin yapabileceği, “eğitim
ve kültür seviyesi genelin altında olan
insanların, başka bir iş bulamadıklarında
asgari ücretle yapmaları gereken bir iş”
olarak değerlendiriliyor. Türkiye’de büyük oranda ofis, zemin ve cam temizliğinden ileri gidemeyen temizlik işleri,
endüstrileşmiş ülkelerde ağır sanayinin
bütün yükünü sırtlamış durumda olup
32
Hizmet Dergisi - May›s 2010
milyonlarca Euro değerindeki robotlar
ve makineler, usta temizlikçilere emanet
edilmiştir. Çünkü temizliği en iyi, en ekonomik şekilde temizlik ustası yapar ve
temizlik bir meslek olarak kabul görür.
İş kolumuzda ihalelerin kalite ve diğer
unsurlar dikkate alınmadan sadece kişi
bazlı olarak değerlendirilmesi, şirketlerin rekabet şansını yok ettiğinden, insan
kaynaklarına gereken hassasiyet de maalesef gösterilememektedir. Temizlik ihalesine davet edilen firmalara gönderilen
şartnamelerde; “şu işi, şu kadar adamla,
şu makinelerle, şu malzeme ve ekipman-
la kaç paraya yaparsınız “ gibi yaratıcılığı,
özel çözüm üretimini kısıtlayıcı anlayış
devam ettiği sürece temizliğin sağlıklı
bir sektör haline gelmesinden, sağlıklı İK
politikalarının oluşturulmasından bahsedemeyiz.
İşverenlerin kişi bazlı hizmet talep etmesi, asgari ücreti adeta mecbur kılması sonucu hizmet şirketleri de eleman
yetiştirmek veya eğitime yönelik faaliyetlerde bulunmak ihtiyacı hissetmemektedir. Oysa iş bazlı görevlendirilme
halinde şirketler aynı işi daha makul
zaman dilimi içinde yapmaları gereke-
Hizmet Dergisi - May›s 2010
33
En-Has Zabel’in İK konusundaki yaklaşımını, elemanlarınızı seçerken nelere dikkat ettiğinizi paylaşır mısınız?
Ayrıca çalışanlara yönelik kurum içi
eğitimleriniz var mı?
En-Has Zabel İK Yöneticisi Saim Balbal
ceğinden daha vasıflı, eğitimli veya eğitime alınan elemanlarla çalışmak zorunda
kalacak. Hatta tıpkı güvenlik konusunda
olduğu gibi çalışanlarından iş referansı
ve geçerli sertifika isteyeceklerdir. Bu
durum kaliteyi yükselteceği gibi, sektör
çalışanlarının daha makul ve tatmin edici
ücretlerle çalışmasını sağlayacaktır. Bu
bugün sadece akşamları mesai bitiminde 3-5 kadınla görülen ofis temizlikleri
olarak düşünülen part-time istihdamın
önünün açılarak, sektöre öğrencilerin
dahil edilmesini, bir noktaya kadar yetişmiş eleman açığının da kapatılmasını
sağlayacaktır.
Kısacası vasıflı personel yetersizliği sektörün gelişimine engeldir. Çünkü istihdamın düşük vasfı nedeniyle hizmet firmaları doğru makine parkuru oluştursa da,
doğru kimyasal ve ekipmanı iş görenlerine sağlasa da, iş henüz tam anlamıyla
meslek olarak görülmediği ve çalışanları
yönlendirecek eğitimli ara kadrolar geliştirilemediği için hem hizmet verilen
bina ve tesislerin zamanından önce
yıpranmasına neden olunuyor, hem de
kaynaklar israf edilmiş oluyor.
Diğer yandan temizlik firmaları bırakınız
düşük kar marjlarını, zararına proje aldıklarından birkaçı hariç merkez kadrolarında İstihdam mevzuatına tam hakim
personel memuru dahi çalıştıramıyor. Bu
yüzden birçok yeni kanun veya mevzuatın sektör firmalarınca doğru uygulanamadığını, hatta hükümetin bazı istihdamı
özendirici avantaj uygulamalarından yararlanılamadığını biliyoruz.
34
Hizmet Dergisi - May›s 2010
En-Has Zabel olarak projelerimizi uzun
yıllar devam ettirebilmeyi ve standart
hizmet kalitemizi sürdürebilmek için
personel devamlılığını hedefleriz. Hizmet işinde kalitenin, standardın ancak
istikrarla sağlanabileceğine inandığımızdan, kıdem tazminatından kaçınmadan
temizlik işini meslek olarak görebilecekleri bulmaya, onları eğiterek, motivasyon
programları uygulayarak kalıcı, devamlılığı olan personel olarak bünyemizde tutmayı başarıyoruz. Sektör ortalamasının
üzerindeki personel devamlılığımız bunu
ortaya koymaktadır.
işletmecilik becerileri de olanlar arasından seçeriz. Nerdeyse her projemizde
üstlendiğimiz sorumluluklar ve işverenlerimizin beklentileri birbirinden farklı
olduğundan şablon bir yaklaşıma bağlı
olmadan, havuzumuzda yer alan adaylar arasından ilgili projeye yakın ikamet
edenler arasından en optimalını tercih
eder, proje başlayana kadar da benzer
projelerde işe hazırlarız. Örneğin geçen
yıl Kocaeli Üniversitesi Hereke Temizlik
Meslek Yüksek Okulu’nun ilk mezunlarından ikisini istihdam ederek, okulluların endüstriyel temizlikte iş başı ettikleri
ilk kurum olduk. Gelecekte eğitimlerinden üst düzeyde yararlanacağımız bu iki
arkadaşımızı İlaç fabrikalarından sitelere
kadar farklı projelerde 3’er ay oryantasyona aldık. Şimdi biri AVM kadromuzda,
diğeri site kadromuzda fevkalade başarılılar.
İstihdam konusunda önemli bir avantajımız da En-Has’ın sektörde ki deneyim
ve saygın kimliği ile vasıflı adayların şirketimizi tercih etmeleri ve çok spesifik
konularda Almanya merkezden her
zaman eğitim desteği alabiliyor olmamızdır. Zira henüz Türkiye için yeni
sayılabilecek endüstriyel bakım, makineboyahane, AVM temizlikleri konusunda
ekiplerimizi Almanya merkezimize periyodik eğitimlere gönderiyoruz.
“...geçen yıl Kocaeli Üniversitesi Hereke Temizlik
Meslek Yüksek Okulu’nun
ilk mezunlarından ikisini
istihdam ederek, okulluların endüstriyel temizlikte iş
başı ettikleri ilk kurum olduk. Gelecekte eğitimlerinden üst düzeyde yararlanacağımız bu iki arkadaşımızı
İlaç fabrikalarından sitelere
kadar farklı projelerde 3’er
ay oryantasyona aldık.”
Teshiad’ın İK konusunda sektöre yönelik çalışmaları var mi?
Bunun içinde personel ödemelerimizi
gününde yapar, karlılığımızdan karşılayarak mümkün mertebe asgari ücret üzeri
ödeme yaparız ve personelimize önem
verdiğimizi her zaman hissettirir, düzenli ödüllendirme programları uygularız.
Herkesin tedarikçi firmalardan kolayca
sağlayacağı markaya dayalı kimyasal eğitimlerinden ziyade gerçekçi malzeme, iş
güvenliği konuları, havuz, kullanım, hatta
temsil eğitimlerini kurum içi veya dışarıdan uzmanlarla sağlıyoruz.
Sektörde nitelikli temizlik işçisi, camcı,
operatör temini konusunda yaşanan
sıkıntıdan daha fazlası proje yöneticisi
kademesinde hissedilmektedir. Biz proje yöneticilerimizi internet üzerinden
ve tavsiye yoluyla gelen müracaatlar
arasından, sektörel donanımları yanında
İş kolumuzun tek STK’sı olan Teshiad’ın
sektöre insan kaynakları konusunda yeterince katkıda bulunduğunu düşünmüyorum. Bu konudaki tüm gelişmeleri izlediğimiz Hizmet Dergisi’nin içeriğinden
açıkçası daha çok yararlanıyoruz. Ancak
hem sektöre dair gelişmeleri, hem de
mevzuata dair gelişmelere dergide daha
fazla yer verilmesini şahsen arzu ediyorum. Hizmet’ten takip edebildiğim
kadarıyla Teshiad, sektöre nitelikli ara
eleman yetiştirmesi konusunda Kocaeli Üniversitesi Hereke Meslek Yüksek
Okulunu’nu her açıdan destekliyor.
Ayrıca derneğin iş kolumuzda mesleki
standartların oluşturulması için Çalışma
Bakanlığı Mesleki Yeterlilik Kurumu ile
başlattığı işbirliğini tamamlamasını, sertifikalı istihdam dönemine geçilmesi açısından çok önemsiyorum.
Trenkwalder İtemsan ve Perpa Koruma Genel Koordinatörü
Yunus Durmuş: “İK yönetimi, personel yönetiminde rutin işlerin
yanı sıra, dinamik ve yaratıcı uygulamalara yönelmektedir.”
İ
nsan kaynakları uzmanlığı ülkemizde
yeni yeni keşfedilmekte ve bu alanda
yetişmiş eleman da çok az. İhtiyaç ise
giderek talep görmekte…
Ülkemizde şirket yöneticilerinin kendi
başlarına “insan gücü” kaynağına doğrudan ulaşabilmeleri ve personeli istihdam
ederek değerlendirebilmeleri hayli güç...
Bu nedenle şirketlerde “İK Yönetimi”
adı altında uzmanlaşmış bir bölümün faaliyette bulunmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Bugün her kime İK ile ilgili görüş sorsanız
“personel idaresi” ya da “personel ofisi
çalışanı” diye yanıtlar, basit bir değişim
diye nitelendirilir.
Rutin işler olarak tahakkuk, ödemeler,
sigorta mevzuatı gibi dar kapsamlı bir
yaklaşım olarak görülmektedir. Diğer
yandan İK yönetimi kavramı, personel
teknik ve uygulamaları yanı sıra çalışanların işletmeyle ilişkilerini ve bunu stratejik
yönetimdeki rolünü irdeleyen ve bu konunun öneminin üst yönetim düzeylerine kabullenip benimsenmesini ön planda tutan bir yaklaşım sergilemektedir.
Başka bir deyişle İK yönetimi, personel
yönetiminde rutin işlerin yanı sıra çalışanların yönetiminde, dinamik ve yaratıcı uygulamalara yönelmektedir.
Dolayısıyla, insan kaynağının potansiyelinin tam anlamıyla kullanılabilmesine, insanın yaratıcı zekâ ve yeteneklerinin işe
koşulabilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Sonuç itibariyle İK yönetimi, bir taraftan
kendi işlerini yerine getirirken, diğer taraftan yapının diğer bölümlerine danışmanlık yapma ve geliştirme görevlerini
de üstlenmiştir.
Günümüzde şirket yönetiminin tek hedefi üretim, kar ve büyüme olmamalıdır.
Artık rekabet öyle bir hale geldi ki…
Trenkwalder İtemsan ve Perpa Koruma Genel Koordinatörü Yunus Durmuş
Makine, tesis, teknoloji para ile satın alınabilir, önemli olan kurumlar arasında
rekabet üstünlüğü yaratacak insan kaynağından faydalanıp elde tutabilmektir.
İK’da odaklanarak, haklarını savunarak,
yeri geldiğinde takdir edip ödüllendirerek, değer vererek, ofisinde huzurlu bir
ortam yaratarak, kariyer planı yapıp performansını da objektif olarak değerlendirilmek gibi birçok örnek sayabiliriz.
Çalışanlarınıza İK bölümünün ne yaptığını sorduğunuzda net cevap alamıyorsanız “rol” ile ilgili sorun var demektir
ve bir takım fonksiyonel çalışmalar başlatılmalıdır.
İK organizasyonunda etkin olmalıdır ve
çalışanların dünyasına dahil olmalıdır.
Onlarla sohbet etmeli, ihtiyaçlarını dikkatle dinlemelidir.
gerisinden uygulamalara fiilen yardımcı
olur. Örneğin şirketimiz merkezinde
tüm elemanlara öğle yemeği haricinde
sabah kahvaltısı da veriyoruz ve hep
birlikte kahvaltı yaparken sohbet ediyor,
tam bir aile ortamı yaratarak daha zinde
ve dinamik bir şekilde güne başlıyoruz.
Bu itibarla esas sermayenin “insan”
odaklı olduğunun fark edilmesinden
sonra, yani hümanist yönetim anlayışı ile
ülkemizde de gelişme sürecine girmiştir İK yönetimi ve uygulamaları. Çoğu
yönden de geleneksel yöntemleri reddederek, şirketlerde büyük bir değişimi,
esnekliği ve kolektif iş ilişkilerini reddetmeyen, personel yönetimine göre de
daha bireyci olan İK yönetimi, ilerlemesini sürdürmektedir.
İK rol ve iş tanımlarını belirlerken organizasyonun sürekli gelişimini takip eder
ve bunun iş tanımları üzerindeki etkisini
değerlendirir. Pozisyonların sorumluluklarını ve görevlerini işlerken bu ortamın
korunup geliştirilmesi için gerekli politikaları ve teknik bilgileri sağlamak cephe
Hizmet Dergisi - May›s 2010
35
Nilco Endüstriyel Departman Pazarlama Müdürü Levent Sevencan:
“Şirket olarak personel alımlarında yetkinlik bazlı mülakat gerçekleştirmekteyiz.”
D
epartanımız tarafından gündeme gelen eleman istihdam
talepleri öncelikli olarak İnsan
Kaynakları Departman Müdürlüğüne iletilmektedir.
İnsan Kaynakları Müdürlüğü ise görev
tanımları ve sorumluluk kriterleri önceden tanımlanmış bulunan bir pozisyon
olup olmadığını kontrol etmektedir.
Yeni yapılandırılacak bir pozisyonsa ilk
olarak görev tanımı, sorumluluk alanları
ile aranacak kalifikasyonları belirler.
Bu işlemin tamamlanmasının ardından
eleman arayışının hangi kanal üzerinden
yapılacağı konusunda karar verilerek aksiyon alınır. Gelen başvurular İK departmanımız tarafından değerlendirilerek
görüşme yapılacak adaylar belirlenmektedir. Şirket olarak personel alımlarında
yetkinlik bazlı mülakat gerçekleştirmekteyiz. Ayrıca yine alım aşamasında iş
deneyimi olan adaylara kişilik testleri,
iş deneyimi olmayan, ya da çok az olan
adaylara kişilik ve yetenek testleri uygulamaktayız.
Mülakat ve test analizleri sonucunda
belirlenen aday adayları departman müdürünün onayına sunularak nihai karar
verilmektedir. İşe alım kararı verilen
personel ilk olarak oryantasyon programına tabii tutularak şirketin genel işleyişi
hakkında bilgi sahibi olması sağlanmaktadır. Ayrıca işlerini takip edebilmesi için
gerekli departmanlar arası iletişim programından geçirilerek, organizasyonda iç
koordinasyon kabiliyetinin attırılmasına
ve iç müşteri bilincinin oluşturulmasına özen gösterilir. Bu işlemi takip eden
süreçte ise görevlendirildiği pozisyonun
gereği olan bilgi birikimine sahip olabilmesi için çeşitli eğitimlere tabii tutulur.
Eğitimlerimiz teorik ve pratik olmak
üzere iki kısımdan oluşmaktadır.
Eğitimlerin tamamlanması sonrasında
yapılan testler ile eğitim faaliyetlerinin
36
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Nilco Endüstriyel Departman Pazarlama Müdürü Levent Sevencan
lemesi ve işleyişe göre diğer departman
kadrolarının değerlendirmesi şeklinde
ölçülmektedir. Performans değerlendirmesi sonucunda terfi edecek personel
ve personelin eğitim ihtiyaçlarını belirlemekteyiz. Performansı başarılı olan ve
yöneticisi tarafından bir üst kadro için
uygun olan personel uygun bir kadro
açılınca terfi ederek yeni görevine atanmaktadır.
Görev Tanımı
1.Sorumlu Olduğu
Departman /Bölüm : Xxx
2.Görevi:
Xxx
3.Bağlı Olduğu Bölüm: Xxx
4.Bağlı Olduğu Kişi :
Xxx
5.Kendisine Bağlı Kişilerin
Görev Ünvanı:
Xxx
6.Olmadığı Zaman Kendisine
Vekalet Edecek Kişi:
Xxx
7. İşleyiş İle İlgili Görev,
Yetki Ve Sorumlulukları: Xxx
faydası ve personelin bilgi düzeyi tespit
edilir. Çalışan personelin başarısını iki
aşamalı olarak çalıştığı departmanda
yöneticisinin yaptığı performans değer-
Kalifikasyon:
Eğitim Düzeyi:
Lisans, Tercihen Yüksek Lisans
Eğitim Alanı: İşletme, İktisat,Kimya,Makine
İş Deneyimi:
En az ……… yıl
Yabancı Dil:
İngilizce
Bilgisayar Bilgisi: MS Office
Gerekli Sertifika, Ehliyet vb.: B Sınıfı
Askerlik Hizmeti:
Askerlik görevini yapmış (erkek adaylar için)
Seyahat Durumu:
Seyahat engeli olmayan
Sağlık / Fiziksel Özellikler:
Tam sağlıklı olmak
Temel Bilgi, Beceri ve Davranışlar:
Dürüst, açık sözlü, takip gerektir-
meyen, kendi iş planını yapabilen
Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi A.Ş. İnsan Kaynakları Müdürü
Sakine Karabıyık; “İnsana insanla hizmet verdiğimizi ve en değerli
varlığımızın insan kaynağı olduğunu daima hatırlamak durumundayız.”
Sodexo
Entegre
Hizmet
Yönetimi
A.Ş. İnsan
Kaynakları
Müdürü
Sakine
Karabıyık
S
odexo Türkiye olarak,
uluslararası
bir marka olmanın
sorumluluğu ile
şirket vizyonu ve
misyonu doğrultusunda yapılandırılmış insan kaynakları politikamız
kapsamında, ülkemiz gerçeklerini de
göz önünde bulundurarak planlama ve
yönlendirmelerimizi gerçekleştirmekteyiz. Denetimlerimiz ise yine uluslararası
standartlar çerçevesinde şirket içi,
üçüncü taraf denetim firmaları ve uluslararası Sodexo denetim mekanizmaları
tarafından yürütülmektedir.
İşe alma konusunda kullandığımız araçlar
ve yöntemler saha çalışanı ve yönetici
için farklılık göstermekle birlikte;
•Referans yoluyla gelen bilgiler,
•Gazete ilanları,
•İnternet üzerinden kariyer siteleri,
•Özel danışmanlık ve head hunter firmaları ilk akla gelen araçlardır.
Bunun yanı sıra firmamız sektöründe
en çok tercih edilen işverenlerden birisi
olduğu için oldukça geniş bir CV veri tabanımız bulunmakta ve yeni gelen başvurularla sürekli güncellenmektedir.
Ülkemizde çeşitli defalar katıldığımız “en
iyi işveren” araştırmalarında sektörün
önde gelen firmalarından biri olduğumuz ortaya çıkmıştır. Dünya Sodexo
ölçeğinde periyodik olarak yapılmakta
olan Çalışan Bağlılığı araştırmalarının sonuçlarına göre de Türkiye Sodexo diğer
ülkelerdeki Sodexo’lar içinde en iyilerden biri konumundadır. Bağımsız bir
kuruluş olan Uluslararası Outsourcing
Profesyonelleri Birliği’nin (IAOP) her
yıl yayınladığı Global Outsourcing 100
listesinde de Sodexo, 2009 ve 2010 yıllarında dünya genelindeki hizmet sağlayıcılar arasında en iyi üçüncü şirket seçilmiştir. Dolayısıyla sektörde örnek alınan
ve öncü konumundaki bir şirket olarak,
insana insanla hizmet verdiğimizi ve en
değerli varlığımızın “insan kaynağı” olduğunu daima hatırlamak durumundayız.
kip ediyoruz. İşbaşı eğitimleri ve farklı
hizmet türlerini yerinde görmek üzere
gerçekleştirilen rotasyonlar da bu süreci
destekliyor.
İstihdam gerektiren bir pozisyonumuz
olduğu takdirde öncelikle kurum içi terfi
olanaklarımızı değerlendiririz. Şirketimizin yöneticilerinden pek çoğu kurum
içi terfi yolu ile bugünkü pozisyonlarına
gelmişlerdir. İç terfi olanaklarımızın yetersiz kaldığı noktada detaylı bir profil
oluşturduktan sonra, uygun kanalı kullanarak adaylarımızı belirleriz. En uygun
olduğunu düşündüğümüz adaylar için
yine pozisyona göre değişiklik göstermekle birlikte çeşitli sınavlar, yetkinlik
ve kişilik envanterleri kurgulayarak değerlendirmelerimize somut, ölçülebilir,
kıyaslanabilir destek sağlarız. Sonrasında
referans araştırması aşamasına geçilir.
Tüm bu basamaklardan sonra uygun
bulunan adaya iş teklifi yapılır. Ücretlendirme için skalalarımız mevcut olup işe
giren kişilerin profilleri, organizasyondaki
yerleri ve rolleri, geçmiş deneyimleri ve
aldıkları eğitim bu skalalardaki yerlerini
belirlememizi sağlar.
Eğitim sonuçlarından, iş hedeflerini desteklemeye; müşteri memnuniyetinden,
takım içi ilişkilere dek pek çok değişken
incelendikten sonra, şirket içi terfi ve
atamalar da insan kaynakları politikamızın temel dinamiklerindendir. Sürekli
yeni projelerde hizmet yükümlülüklerini üstlenerek büyüyen Sodexo benzeri şirketlerde kurum içinde yönetici
yetiştirmek zorunluluktur. Hangi iş tanımı ile çalışacak olursa olsun Sodexo
kültürüne ve değerlerine sahip olmak
temel konudur. Sodexo’da dışarıdan
yapılan istihdamlarda işe yeni girenlerin
şirket kültürüne adaptasyonu, işle ilgili
oryantasyon süreci kadar önemlidir. Bu
sektörün dinamikleri içinde, hizmet ihtiyaçları için dış kaynak kullanımını seçen
yeni kurumları portföyümüze kattıkça,
mevcut hizmet noktalarından yeni hizmet noktalarına atama yolu ile yönetici
ve eleman geçişi de olmaktadır.
Değişen beklentiler, gelişen hizmet çözümleri doğrultusunda başarı çıtamızı
korumak ve yükseltmek için çalışanlarımıza yatırım yapmamız da gerekiyor.
Mesleki ve kişisel gelişim programlarını
içeren yıllık eğitim planları hazırlıyor ve
gerçekleşme oranlarını yıl boyu ta-
Değerlerimizi yaşatan ve paylaşan, görev
tanımları çerçevesinde sorumluluklarını
yerine getiren, misafir memnuniyetini
daima ön planda tutan çalışma arkadaşlarımız sayesinde hizmet sektöründeki
konumumuzu koruyacağımıza inanmaktayız.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
37
Kocaeli Üniversitesi Hereke Ömer İsmet Uzunyol Meslek Yüksek
Okulu Öğr.Gör.Tülay Üzümcü, Öğr.Gör.Yılmaz Pekmezcan:
“Hizmet sektöründe işe alımlar doğrudan yapılarak, mesleki eğitim,
hizmet içi eğitim şeklinde verilmektedir”
İ
nsan Kaynakları kavramının gündeme
gelmesi ile işletmede çalışan insan,
en az sermaye kadar, hatta onlardan
daha değerli bir kaynak olarak görülmeye başlanmıştır. Bir işletmede teknoloji
için yatırım harcaması yapılıyor, karlılık
ve verimlilik için sermaye kullanılmaktan
çekinilmiyorsa, en az o kadar insan kaynağına yatırım yapılarak, insan kaynağını
iyileştirmek için de her türlü çaba gösterilmelidir. İşte bu yaklaşım İKY’nin(insan
kaynakları yönetimi) temellerini oluşturur.
İK yönetiminin amacı, işletmelerde çalışan insanların mutluluğunu artırarak
ve onu geliştirerek, işletmenin amacı
ile çalışanların amaçları arasındaki farkı
azaltarak hatta aynılaştırarak işletmenin
etkinliğini ve verimliğini en üst düzeye
çıkarmaktır. Bu bağlamda;
• İşe alma, eğitim, iş analizi, iş değerleme ve performans değerleme konularında endüstri psikolojisinin katkıları,
• Öğrenme, güdüleme, ödüllendirme,
çatışmaları çözümleme, ekip oluşturma,
iletişim, değişim yönetimi ve örgüt geliştirme konularında örgüt psikolojisi ya da
örgütsel davranışın katkıları,
• İş tasarım ve metodları, insan makine
ve iş çevresi uyumu konularında ergonomi biliminin katkıları,
• Örgüt kültürü, alt kültürler ve uluslararası kültürler konusunda antropolojinin katkıları,
• Güç ve siyasal etkiler konularında ise
siyasal bilimlerin katkıları,
insan kaynakları yönetiminin çerçevesini
belirleyen önemli katkılar olarak sayılabilir.
Hizmet sektöründe, personel istihdamı
ve sağlanması için, öncelikle işletmenin
gelecek birkaç yıl içerisinde ihtiyacı olabilecek kadroları, sayı ve nitelik bakımından belirleyerek, işletmeye en yararlı
olabilecek kişileri seçmek için personel
tedarik etmesi gerekecektir. Personel
sağlama iki yolla gerçekleşmektedir. Birincisi iç kaynaktan (işletmenin kendi
içerisinden) terfi ya da yer değişikliği
38
Hizmet Dergisi - May›s 2010
şeklinde, ikincisi ise dış kaynaktan (işletme dışından) sağlamaktır. Dış kaynaktan
personel tedarikinde, hizmet işletmenin
bulunduğu sektörle bağlantıları, sektöre
yönelik eğitim veren kurumları ile görüşmeler, iş bulma kurumu ya da İK işletmeleri, gazete ve internet ilanları ile doğrudan başvurular arasından yapılmaktadır.
Örneğin bir temizlik işletmesi personel
sağlamak için, bağlı olduğu mesleki birliğine (TESHİAD), o alanda eğitim veren temizlik okullarına, diğer temizlik
işletmeleri ya da tedarikçi işletmelere,
alanında yayın yapan yazılı basına ilan
vererek (Hizmet dergisi gibi), İK siteleri
ve kendi web sayfası ile mevcut başvuru
havuzlarını değerlendirmektedirler.
Hizmet sektörünün yapısı gereği, yüksek
tempolu çalışma zamanları ya da durgun
dönemler olabildiğinden personel tedarikinde çeşitli yollar benimsenmektedir.
Yoğun dönemlerdeki personel eksikliğini gidermek için geçici iş gören istihdamı
söz konusudur. Bu yarı-zamanlı (parttime), mevsimlik ya da sınırlı süreli çalışma ile ekstra personel tedariki şeklinde
olmaktadır. Ayrıca özellikle son yıllarda
çoğu işletme hizmet işlerini kendisi yürütmek yerine kendi ana işine (temel
yetenek) odaklanarak, hizmet işlerini;
temizlik, güvenlik, catering, peyzaj gibi
işlerini “outsourcing” (dış kaynaklardan
yararlanma) yolunu seçmektedir. Bu
yöntemde işletmeler taşeron firmalar
aracılığı ile iş gören kiralama yoluna gitmektedir. Dış kaynaklı hizmet kullanımının en büyük yararı, işletmelerin, temel
işi temizlik, güvenlik vb. olan işletmelerden hem daha kaliteli hem de daha
ekonomik hizmet almaları ve çalışanların
ödemeleri, diğer sosyal hakları gibi ekstra işler ile vakit kaybetmemeleridir.
Hizmet sektöründe yer alan özellikle
temizlik, güvenlik, catering işletmeleri
personelinin büyük bir kısmı, temel ilköğretim eğitimli, asgari ücret ile çalışan
kesimdir. Bu nedenle işe alım doğrudan
yapılarak, mesleki eğitim, hizmet içi eğitim şeklinde verilmektedir.
Kocaeli Üniversitesi Hereke Ömer İsmet Uzunyol
Meslek Yüksek Okulu Öğr.Gör.Tülay Üzümcü,
Öğr.Gör.Yılmaz Pekmezcan
Özellikle bazı hizmet alanlarında,
(temizlik, güvenlik, lojistik, catering
vb.) eğitim kurumlarının yetersizliği ya da olmayışı nedeniyle
mesleki eğitim almış personel
bulunamadığından, seçilen
personele hizmet içi eğitim verilmektedir.
Son yıllarda lise ve
üniversite düzeyinde
açılan okullar ile bu
alanlarda hem temel mesleki eğitimi almış personel
hem de alanında
eğitimli ara kademe ve üst düzey
yöneticiler istihdam edilerek,
hizmet sektörü bilecek,
böylelikle
verimlik
ve iş kalitesinde
artış görülebilecektir.
KAYNAKLAR
1. Adem Öğüt, İnsan Kaynakları Yönetimi,
İstanbul.
2. Aydın Yılmazer, Myo İçin
İnsan Kaynakları Yönetimi, Sakarya.
3. Uyargil Cavide, Zeki Adal, İ.Durak Ataay,
A.Cevat Acar Vd., İstabul Üniversitesi, İnsan
Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı, 2009,
İstanbul.
İzmir Üniversitesi-İstanbul Sürekli Eğitim Merkezi Direktörü
Sevinç Elmas:
“Firmalar çok yakın bir gelecekte hizmet standartlarını uluslararası
kriterlere uygun olarak oluşturmak durumunda kalacaklar”
S
ürekli gelişen kentleşmiş ve sanayileşmiş toplumlarda, genel refah
ve eğitim seviyesindeki artışlara
paralel olarak hizmet sektöründe, özellikle temizlik hizmetlerinde, artış gözlemlemekteyiz. Araştırmalarımıza göre,
kadının iş hayatında daha etkin bir rol
üstlenmesi ve ailede çalışan yetişkinlerin artması evdeki hijyen ve temizlik
hizmeti ihtiyacını da artırmış durumda. Profesyonel yaşamda ise çağın
gereklerine uygun olarak inşa
edilen yeni alışveriş merkezleri,
hastaneler, fabrikalar, oteller,
plazalar ve siteler temizlik
hizmetlerinin alımına en ihtiyaç duyulan alanlar olarak
karşımıza çıkmakta.
Günümüz dünyasında
geniş kitleleri etkisi
altına alan salgın
hastalıkların çoğalması bu sektörün
ne kadar önemli
olduğunu bizlere
yakın geçmişte
göstermiştir.
Bu bakımdan
temizlik malzemelerine,
hijyene, insan
sağlığına artan ilgi
ve önem sayesinde çevre-temizlik
hizmeti veren
firmalar kendilerini
günümüz şartlarına
uygun olarak bir an önce
hazırlamalıdır. Firmalar çok yakın
bir gelecekte hizmet standartlarını uluslararası kriterlere uygun
olarak oluşturmak durumunda
kalacaklardır.
Avrupa Birliği uyum paketi sürecinde çıkarılan son yönetmelikler
ışığında, firmalar kendi bünyelerinde çalıştırdıkları elemanlarını meslek alanlarıyla ilgili yeterliliğe sahip olarak istihdam
etmek zorunda kalacaklardır. Firmalar
yeterlilik belgesine veya sertifika sahibi
olmayan bir elemanı istihdam edemeyecektir. Sektör öncülerinden Teshiad,
bizlerle birlikte Yeterlilik Kurumu ile
bu çalışmalara başlamıştır. Çok yakında Türkiye’de tüm temizlik elemanları
eğitimli olacak, başarı sertifikasına sahip
olmayan hiç kimse sektörde çalışamayacaktır. Yeterlilik belgesine sahip olan
bir temizlik elemanı ayrıca yurtdışında
da rahatlıkla çalışma imkanına kavuşabilecektir.
Genel olarak baktığımızda özellikle
İstanbul’da çoğu büyük firma donanımsız ve vasıfsız temizlik elemanı istihdamından vazgeçmiş, daha çok eğitimli ve
donanımlı personel istihdamına yönelmiş durumdadır. Bu firmalar, ya kendi
bünyelerinde bizden akademik destek
alarak kendi personelini yetiştirmekte
ya da meslek yüksekokullarından yetişmiş ara eleman ihtiyacını temin yoluna
gitmektedir. Özellikle büyük alışveriş
merkezleri ile sağlık kuruluşları temizlik
elemanlarının eğitilmiş olmasını istemektedir.
İzmir Üniversitesi-İstanbul Sürekli
Eğitim Merkezi Direktörü Sevinç Elmas
ayrı büyük eğitim programı projesi de
sırada bekliyor.
Artık firmalar öncelikli olarak istihdam
edecekleri elemanları bizim yetiştirmemizi istiyor. Çünkü biz bir yükseköğretim kurumu olarak sektörün ihtiyacına
uygun, uluslararası standartları dikkate
alarak, o firmanın kendi kurum kültürüne yönelik özel uygulamalı eğitim programlarını oluşturuyoruz. Bu sayede firmalar hem zaman hem maddi hem de
yönetimsel kayıplardan kurtulmuş oluyor. Yetiştirdiğimiz elemanlar da hemen
firmaya uyum sağlayabiliyor.
Kamu kurum ve kuruluşlarından İşkur
dahi, işsizlerin meslek edinmelerini ve
onların istihdamını sağlamak amacıyla
açmış olduğu eğitim hizmeti alımlarında;
sektörle bütünleşik, sektörün ihtiyacına
ve uluslararası normlara uygun olarak
meslek elemanlarını yetiştirecek eğitim
kurumu olarak Yükseköğretim kurumlarını tercih etmekte. Şu anda İzmir Üniversitesi İstanbul Şubesi Sürekli Eğitim
Merkezi olarak İşkur ile yapmış olduğumuz biri “temizlik elemanı” olmak üzere
on ayrı meslek dalında istihdamlı, eğitim
programlarımız mevcut. Uluslararası
standartlara uygun olarak yeni meslek
dallarıyla ilgili üzerinde çalıştığımız yirmi
Hizmet Dergisi - May›s 2010
39
Senkron Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Erdal Özkan: “Sahadan
toplanacak doğru puantaj verilerinin hızı sizi bir adım öteye taşır.”
B
ilindiği üzere Tesis Yönetim Hizmeti veren işletmelerin ciddi bir
sorunu sahada çalışan personellerinin günlük, haftalık ve aylık puantaj
verilerinin sağlıklı bir şekilde toplanabilmesi ve bu verilerin işlenebilmesidir.
Söz konusu verilerin doğru bir şekilde
toplanabilmesi adına bugüne kadar birçok çözüm üretilmeye çalışıldı fakat net
bir çözüm sağlanamadı. İhtiyaçların diğer
sektörlerden farklı olması, ulaşılan noktanın temel nedeni...
Yaklaşık 5 yıldır, Senkron Bilgi Teknolojileri tarafından yapılan Ar-Ge yatırımları
bu durumu değiştirmeye yönelik, bu zor
süreci kolaylaştıran bir sistemin altına
imza attı. SFM Turkuaz bugün müşterilerine toplamda 30 bin kişinin puantaj
verilerini sağlıklı bir şekilde toplayabilme
imkanı sunuyor.
Senkron Bilgi Teknolojileri tarafından
geliştirilen SFM Turkuaz Yazılımı, özel
olarak Tesis Yönetim Hizmeti veren
işletmeler için geliştirildi. Bu yazılımın
en önemli özelliği, çok ciddi bir
saha tecrübesi ile müşterilerinde projelendirilebilmesi. Eş
zamanlı yüksek sayıda
40
Hizmet Dergisi - May›s 2010
personel çalıştırmak zorunda olan Tesis
Yönetim Hizmeti İşletmeleri, özellikle
puantaj süreçlerinde maksimum kontrolü sağlamak durumunda. Bu kontrolün
veri bütünlüğü, doğruluğu ve sahadan
geliş hızı, bir anlamda işletme maliyetlerine direkt yansıyan bir süreç niteliğinde.
Sahadan gelen verilerin ayrıca merkezi
bir operasyon sürecinde de işlenmesi
gerektiğini göz önünde bulunduracak
olur isek, oldukça zaman alan bu sürecin
kısa ve kontrol edilebilir düzeyde olması
çok önemli. SFM Turkuaz Yazılımının,
tüm bu kritik süreçleri hızlı bir şekilde
gerçekleştirilebiliyor olması, kullanan işletmeler için büyük avantaj oluşturuyor.
Hızlı ve doğru verinin sistematik bir şekilde toplanmasına müteakip, maaş, mesai ve prim hesaplama süreçlerine tabi
olması kullanılacak sistemin önemini
daha da arttırıyor. Çünkü sahadan çalışanların puantaj verileri, Tesis Yönetim
Hizmeti veren işletmelerin en önemli
gider kalemi. Buna paralel olarak operasyonel süreçlerin, belirli bir hiyerarşide
Senkron Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Erdal
Özkan
yapılması ve bu hiyerarşinin bir sistem
üzerinde izlenebilir/raporlanabilir/genişleyebilir olması gerekiyor. SFM Turkuaz
bu anlamda da, sektörü ne kadar doğru
analiz edebildiğini bize yazılımdaki yeterlilikleri ile gösteriyor.
Puantaj Yönetimi, Satış, Satınalma, Operasyon Yönetimi, İnsan Kaynakları, Bütçe, Ekipman Yönetimi ve 5188 Güvenlik
Süreç Yönetimi Puantaj Yönetimi, İnsan
Kaynakları gibi süreçleri hızlı/kolay ve
kontrol edilebilir düzeyde izleyebilmeyi
ve yönetebilmeyi sağlayan SFM Turkuaz
sektörün yeni bir demirbaşı olma niteliğine aday.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
41
Sektör -Yol Süpürücüler
Yol süpürme araçları; Sweeper’lar
Sahip oldukları çeşitli özellikler ile temizlik konusunda hayatımızı büyük ölçüde
kolaylaştıran “süpürücüleri” bu sayımızda yakından inceliyoruz. Makine sağlayıcı
firmalarımız yol süpürücüler hakkında bilgiler verdiler.
Uğurel Ltd. Satış & Pazarlama Müdürü Hüseyin Tunç: “Türkiye’de,
içinde en çok belediyelerin bulunduğu birçok resmi kurum, artık temizlik ve katı atık toplama (nakil) hizmetinin özelleştirilmesi yoluna
gidiyor.”
T
ürkiye’de, içinde en çok belediyelerin bulunduğu birçok resmi kurum, artık temizlik ve katı atık toplama
(nakil) hizmetinin özelleştirilmesi yo-
Biz, Türkiye’de Uğurel Ltd. olarak yaklaşık 15 senedir bu döngünün tedarikçi
kısmında yer alıyoruz. Temizlik ve çöp
toplama hizmeti veren çeşitli büyüklük-
tış sonrası verilen servis hizmetinin hızı
ve kalitesi de bu sektörde uzun vadeli
ve güvenilir bir yer edinme açısından
belirleyici rol oynamaktadır.
Sahip oldukları çeşitli özellikler ile temizlik konusunda hayatımızı büyük ölçüde kolaylaştıran
“süpürücüleri” bu sayımızda yakından inceliyoruz. Makine sağlayıcı firmalarımız yol süpürücüler hakkında bilgiler verdiler.
luna gidiyor. Resmi kurumlardan gelen
bu talebe bağlı olarak, son 6-7 senelik
dönemde bu hizmeti sağlayan irili ufaklı
birçok firma ismini duyurmaya başladı.
Firmalar, belediyeler ile temizlik ve çöp
nakli hizmeti sözleşmelerini 1 ile 3 yıllık
bir zaman periyodu arasında yapıyorlar. Bu sözleşme süresi ne kadar uzun
olursa, müteahhit firmanın bu işe yaptığı
yatırımın çapı da o derece geniş, yaptığı
iş de o derece verimli oluyor.
42
Hizmet Dergisi - May›s 2010
lerde firmalar olduğu gibi, hem bu firmalara, hem de temizlik işini kendi yapan
belediyelere “süpürme aracı” (yol, kaldırım, meydan, sahil, park bahçe gibi) tedarik eden birçok firma var. Biz, İngiltere menşeili “Applied Sweepers, İtalyan
MAC Srl” gibi sektörde dünya çapında
markalaşmış ve Johnston Sweepers gibi
yaklaşık 100 senedir bu işin içinde olan
firmaların Türkiye distribütörlüğünü yürütmekteyiz. Bu araçların satışı kadar, sa-
Ülkemizde, geçmişte sadece büyük hacimli yol süpürme araçları talep edilirken,
günümüzde her geçen gün kaldırımların,
yolların yeniden düzenlenmesi, modern
şehirleşme hedefine sahip belediyelerin
meydanlarına, sahil yollarına, yürüyüş ve
bisiklet yollarına kavuşması, bu alanların
da temizliğine yönelik talebi beraberinde getiriyor. Biz de bu talebi karşılamak
için, ürün gamımızda her alana yönelik
çözümleri hem özel sektördeki müşte-
rilerimize, hem de belediyelere sunuyoruz.
Ürünlerimizin çeşitleri şu şekilde
sıralanabilir:
Meydanlar, parklar, bahçeler, kaldırımlar
ve yürüyüş yolları için Applied Sweepers 414 RS ve MAC Aspirik; geniş kaldırımlar, meydanlar veya dar ara sokaklarda çalışmak için Johnston Sweepers
CN101 ve CN200; ara arterler ve ana
yollar için C400 ve VT650 model araçlarımızı müşterilerimizin beğenilerine
sunmaktayız.
Karcher’den temiz ve çevre dostu yol süpürücüler…
Karcher, manuel süpürücülerden, binicili tip hidrolik konteynerli
süpürücülere kadar farklı ihtiyaçlara yönelik süpürücüleri kullanıcıların hizmetine sunuyor. Dayanıklı, güçlü gövdelerinin altında yüksek verimlilikteki süpürme ve vakum teknolojisini içeren
bu makineler, iç ve dış alanlarda etkili ve ekonomik sonuçlar
veriyor.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
43
K
archer süpürücüleri gerek
iç ve dış alan, gerekse farklı
tip yüzeyler ve zeminler için
çok çeşitli kullanım olanakları sunuyor.
Çeşitli temizlik çözümleri ile donatılmış
Karcher süpürücüleri, her türlü ihtiyaca
yönelik çözümleri sunmaya çalışıyor. Ergonomik yapısı, operasyon özellikleri ve
kolay kullanımları sayesinde, makinelerin
birçok uygulama alanında kullanılmasını
sağlıyor.
Karcher’in arkadan itmeli mekanik süpürücü modeli dış alanların temizliği için
kullanılıyor. Bu ürün ile yollar, parklar,
otel ve fabrika bahçeleri, depolar kolaylıkla temizlenebiliyor. Karcher’in bazı
model araçları, arkadan itmeli modellere alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Bu
makineler kullanım rahatlığının yanı sıra
saha performansı ve otomatik filtre temizliğini de bir arada sunuyor. Orta ve
büyük genişlikteki alanların temizliği için
kullanılan bu makinelerin akülü ve benzin motorlu versiyonları da bulunuyor.
Karcher’in yeni şehir süpürücüsü her
mevsime uygun, çeşitli uygulama ihtiyaçlarına cevap verebilecek aksesuar
yelpazesi ile dikkat çekiyor.
Karcher süpürücü gamına bir yeni ürün
daha ekledi; MC 50. MC 50, belediyeler ve temizlik şirketlerinin ihtiyaçlarını
karşılamak üzere, onların da katıldığı bir
süreçte tasarlandı. Birçok uygulama ihtiyacına uyumlu bu süpürücü ekonomikliği, sessizliği ve kıvrak manevra kabiliyeti
ile dikkatleri üzerine topluyor.
Yeni MC 50 ile ürün geliştirme uzmanları ekonomi ve ekolojinin birbirinden
bağımsız olmadığını kanıtlamıştır. Bu
süpürücü sadece etrafı değil kendini de
temizliyor. Bu prensibin adı: ECO Verimlilik. Geniş emiş pervanesiyle yenilikçi
emiş sistemi, maksimum motor gücünün yüzde 75’ini kullanarak en yüksek
emiş gücünü sağlar. Böylelikle ses seviyesi, yakıt tüketimi, emisyon ve yıpranma azaltılmış olur.
Karcher’in, belediye ve temizlik firmalarının dış alan temizliğine ilişkin ihtiyaçlarına yönelik yıllardır tüm dünyada edin44
Hizmet Dergisi - May›s 2010
diği deneyim MC 50’ye aktarıldı. Sonuç
olarak ortaya farklı ve özel ihtiyaçlara
uyum sağlayabilecek kompakt bir süpürücü çıktı. MC 50’nin üretim felsefesi
şöyle özetlenebilir : “bir süpürücü süpürmekten fazlasını yapabilir”. Tasarım
yapılırken makinenin özellikle hızlı, kıvrak, dayanıklı olmasına dikkat edilirken
her mevsimde her ihtiyacı karşılayacak
bir makine olması için gerekli fonksiyonlar eklendi.
Dış alanları temizlemek güç ister. Bu
nedenle MC 50 rakipsiz bir emiş gücü
ile her türlü kirliliğin üzerinden gelecek
şekilde tasarlanmıştır. Makinenin emiş
tasarımı bilgisayar destekli akış
simulasyonu (CFD) hesaplamalarının sonuçlarından yararlanılarak
geliştirilmiştir. Süpürme sistemi kullanım
süresi boyunca en iyi
temizlik sonuçlarını
almak üzere geliştirilmiştir. Yan fırçalarda
ve emiş tübü içinde yer
alan spreyleme sistemi ve opsiyonel su
dönüşüm sistemi
ince tozların en
üst seviyede tutul-
masını sağlar. Korozyona dayanıklı 500
litrelik tank %100 kapasitede kullanılabilir ve kolaylıkla boşaltılabilir.
MC 50 özel aksesuarları sayesinde sadece bir süpürücü olmaktan fazlasını sağlar.
Yeşil alanlar için özel olarak tasarlanmış
aparatı ile bir çim biçme makinesine dönüşür.
MC 50’nin kar küreme aparatı karlı günlerde yollardaki karı ve buzu temizlemek
üzere tasarlanmıştır.
Nilfisk Satış Koordinatörü Tuncer Aşar, “Temizlik makinesi ve ekipmanı alırken aracı satan firmanın Türkiye ‘de merkez ofisi ve servisinin olmasına dikkat edilmeli.”
Nilfisk,104 yıllık tecrübesiyle profesyonel temizlik makineleri alanında hizmet veren uluslararası
bir firma. Profesyonel pazar için endüstriyel ve ticari tip temizlik makinelerinin üretim,satış ve
servis hizmetleri ile tüketiciler için ev tipi elektrikli süpürgelerin üretimi ve satışını yapıyor. Nilfisk Satış Koordinatörü Tuncer Aşar “yol süpürücüler” konusunda sundukları hizmeti anlattı.
Y
ol süpürücüler; il ve ilçe belediyeleri ile belediyelerin çöp toplama
ve yol temizliği işini yapan temizlik
firmaları, çok büyük dış alana sahip fabrikalar ve endüstriyel tesisler, yine çok
büyük dış alana sahip siteler, hastaneler,
oteller, alışveriş merkezleri otoparkları
gibi geniş müşteri kitlesi tarafından kullanılmaktadır.
Ürün gruplarımız içerisinde yer alan yol
süpürücülerimiz çöp toplama haznesinin
büyüklüğüne ve süpürme kapasitesine
göre sınıflandırılmaktadır.
Yol süpürücülerimizin ortak özelliklerinden ve donanımlarından bazıları şöyledir:
Çevre dostu olan, son derece güvenilir
ve güçlü Euro 4 uyumlu dizel motor,
yüksek eğimlere tırmanma kapasitesi,
yüksek emiş ve yüksek hacimli hava akışı, dar alanlarda kolayca manevra ve geri
dönüş yeteneği, ayarlanabilir fırça basıncı ve genişliği, hidrolik boşaltma sistemi,
paslanmaz çelik çöp toplama haznesi,
kompakt tasarım, taşıma ve nakil kolaylığı, kullanıcının yanlış kullanımını izlenmesi ve bakım programını hatırlatan sistem
teşhis kutusu, süpürme esnasında tozlanmayı engelleyen sulama sistemi, şişe,
kutu, taş gibi hacimli ve ağır malzemeleri
direkt vakumlama yapan flap düzeneği
bulunmaktadır.
Yol süpürücülere isteğe bağlı aksesuar
olarak klima, yol süpürücüsünün giremediği dar alanlardaki toz, çöp, şişe gibi
malzemeleri vakumlamak için arka emiş
hortumu, aracın kendi temizliğinde ve
duvar, oturma banklarının temizliğinde
kullanılacak basınçlı yıkama kiti, kaldırım
ve dar alanların temizliği için 3.fırça, zorlu kış şartlarında kullanılabilecek kar küreme ve tuzlama kiti takılabilmektedir.
Ayrıca sınıfında benzersiz özelliklere sahip çok işlevli MV 4500 yol süpürücümüz
aynı zamanda çok amaçlı bir temizlik aracı. Bu ürünümüzü tek bir araçla çok kısa
bir sökme takma işlemi (15-20dakika )
sonrasında yol süpürücüsü, yol yıkayıcısı,
kar ekipmanları takılabilen ve taşıma işlerinde kullanımı uygun kamyonet haline
çevirebiliyorsunuz. Bir üründe dört farklı makineyi bir arada toplama konsepti
toplam temizleme maliyetini düşürme
amacımızı desteklemektedir. Ayrıca dış
ve kapalı alan süpürücüler depolar, fabrikalar, otoparklar, çimento tesisleri, seramik üretim tesisleri ,temzilik firmaları,
siteler ,şantiyeler, belediyeler gibi müşteri kitlesi tarafından kullanılmaktadır.
Nilfisk süpürücülerini iki temel ilkeye
göre tasarlamaktadır. Birincisi süpürülecek olan pisliğin türüne göre ( büyük
atıklar, hafif cisimler veya ağır toz) ve
ikincisi de ortama verilen havanın kalitesinin denetlenmesine göredir. Bu nedenle Nilfisk süpürücülerinde emme ve
filtreleme sistemlerinde var olan en yüksek kalitede ekipmanlar kullanmaktadır.
Süpürücülerin bazı özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Alet gerektirmeyen ana fırça, yan fırça
ve filtre ayarları yapılabilir. Süpürülecek tozun türüne ve yoğunluğuna göre
geniş filtre ve fırça seçeneği,filtrelerin
sürekli temiz kalmasını sağlayan filtre
çırpıcısı, yüksekliği ayarlanabilir, hidrolik
boşaltma sistemi… Ayrıca bazı modellerimizde kullanmakta olduğumuz
DustGuard sistemi ile toz kontrolünü maksimum seviyede sağlamaktayız.
Süpürücü modellerimizden bazıları ise
aşağıdaki gibidir. Aracın modeline göre
akülü, benzinli, dizel, LPG ile çalışma seçenekleri mevcuttur.
Müşterilerimize temizlik makinesi ve
ekipmanı alımı yaparken, satış sonrası
servis ve yedek parça sıkıntısı yaşamamak adına özellikle satın almayı planladıkları temizlik aracını satan firmanın
Türkiye ‘de merkez ofisi ve servisinin
olmasına çok dikkat etmelerini ve tercihlerini bu yönde kullanmalarını tavsiye
ederim.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
45
Sektör - İş Kıyafetleri
İş kıyafetleri
H
Önlüksüz, bonesiz mutfak
personeli; özel kostümsüz güvenlik elemanı; eldivensiz temizlik elemanı
düşünülemez. Meslekler
ile bütünleşmiş, hizmetin
kalitesini arttıran iş kıyafetleri, hizmet sektöründe önemli bir alan halini
almış durumda.
izmet sektörünün gelişimi ile birlikte “hizmet sunma” anlayışı da
giderek çeşitleniyor. Firmalar kurumsal
kimliklerine ve bunları yansıtacak her
öğeye özel itina gösteriyorlar. Temizlik,
güvenlik, catering gibi sektörlerde, yapılan iş esnasında kullanılan aksesuarlar
kadar personelin üzerine giydiği kıyafetler de önem taşıyor. Personelin çalışırken rahat hareket edebilmesi, korunabilmesi, hijyen kurallarına uygun, kaliteli
hizmet sunabilmesi için üzerine giydiği iş
elbisesinin tüm bu kriterleri sağlayacak
nitelikte olması gerekiyor.
Özen İş Elbiseleri Genel Müdür Yardımcısı Ertan Gürkan: “İş elbiseleri şirketinizin imajını yükseltmeye ve korumaya yardımcı olur.”
Ş
üphesiz ki günümüz dünyasında
kurumsallaşmanın önemi giderek
artmaktadır ve bunun sonucunda iş elbiseleri, şirketlerin öncelikli konusu olmaktadır. Firma olarak, yüksek kalitede
ürettiğimiz elbiselerimiz ile şirketinizin
içeride ve dışarıda imajını yükseltmeyi
hedefliyoruz.
güçlü iş elbisesi üreticileriyle anlaşmaya
çalışın. Aldığınız referanslar ile görüşüp
üreticinin durumunu sorgulayabilirsiniz.
Günümüz dünyasında internet kavramı
da oldukça gelişti. Bu sayede üreticilerin
internet sitelerinden de fikir sahibi olabilirsiniz.
karar vermeniz gerekir. Bundan sonra
üretici ile mutlaka bir sözleşme hazırlanmalıdır. Bu sizi hem gelecek hammadde
fiyatı artışlarından korur, hem de zamanında teslimat almanızı sağlar.
Özen İş Elbiseleri Genel Müdür Yardımcısı Ertan Gürkan, iş kıyafetleri konusunda seçim yaparken firmaların nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda bizlere ipuçları verdi.
İş elbiseleri, şirketinizin ve markanızın
imajını yükseltmeye, aynı zamanda da
korumaya yardımcı olmaktadır. Çalışanlarınızın rahat olması ve şık görünmesi
onlar için özgüven kazancı ve çalışanlarınızın marka bilincini yükseltmektedir.
Şirket için elbise ve kıyafet seçerken dikkat edilmesi gereken başlıca birkaç husus mevcut. Öncelikle kıyafet konusunda seçim yaparken mümkün mertebe
kendinize alıyormuş gibi davranılmalı. En
ucuzuna kesinlikle kanmayın. Merdiven
altı üreticilerden uzak durun ki şirket
imajınız güvenilir ellere teslim edilsin.
Elbiseler, genellikle bir yılda, yazlık ve kışlık sezon olmak üzere iki defa alınır. Ancak kalitesiz ürün seçimi bu sayının artmasına ve buna paralel maliyetlerinizin
yükselmesine sebep olur. Çeşitli kalite
sertifikalarına sahip olan ve referansları
46
Hizmet Dergisi - May›s 2010
İstediğiniz ürünün öncelikle kumaşına karar vermeniz gerekmektedir. Mevsimsel
( yazlık - kışlık ), sektör bazında( demir
çelik, hizmet, promosyon vb) kumaş çeşitleri mevcuttur. Üretici sizin için kumaş
önerisinde de bulunacaktır. İstediğiniz
model özelliklerini numune, fotoğraf ya
da taslak halinde üreticiye sunmanız gerekmektedir. Bu aşamada yeni bir tasarım düşünüyorsanız üreticiden numune
çalışması da isteyebilirsiniz.
Sonrasında bir diğer önemli olan konu;
şirketiniz logo çalışmasına gelir.
Nakış ya da baskı en çok kullanılan logo
çalışmasıdır. Bu konuda seçim tamamen
size kalmıştır. Üreticiden ikisi için de numune talep edip ona göre karar verilebilir. Numune çalışması da tamamlandıktan sonra fiyat ve adet bilgilerinize de
Metro Cash&Carry Türkiye: “ Hizmet sektöründe firmalar, çalışanlarına kurumsal kimliklerini temsil eden tek tip, düzenli ve hijyenik
kıyafetler giydirmektedir”
G
Özellikle kendi markalı ürünlerimizde
pamuklanma, çekme, boya verme gibi
çok sık rastlanan hataların testleri yapılıp,
uluslararası standartlara uygunluğu tespit
edilmektedir. Sık yıkamaya elverişli olan,
yıkama talimatnamesine uyulduğunda
renk atmayan, deforme olmayan, ütüde
problem yaratmayan ve alerjik durumlara yol açmayan kumaşlar kullanılmalıdır.
elişen hizmet sektöründe firmalar,
çalışanlarına kurumsal kimliklerini
temsil etmeleri amacıyla tek tip, düzenli ve hijyenik kıyafetler giydirmektedir.
Buna bağlı olarak Metro Cash&Carryde
klasik giyim dışına çıkıp model tasarımları
yaparak sektörüne uygun çeşitli ürünler
sunmaktayız. Kurumların kimliğini yansıtmak için logoların baskı ve nakış çalışmalarını da yapmaktayız.
Müşterilerimizden çok fonksiyonlu modeller, ürün üzerinde dikkat çeken logo
ve nakışlı çalışmalar, mekana göre model
ve renk alternatifleri gibi istekler geliyor.
Bunların yanı sıra gününde mal teslimi
ve satış sonrası hizmet, ürünün devamlılığı, kalıp standardı, kullanım kolaylığı
ve müşteri sorunlarına en kısa çözümü
üretip sunmamız yönünde talepler de
almaktayız. Kendimizi bunlar doğrultusunda geliştirmeye özen gösteriyoruz.
Sektöre uygun konsept belirlemeye, kişinin çalıştığı konuma uygun kumaş ve
model seçimine, renk uyumuna ve iyi
yardımcı malzeme kullanılmasına dikkat
edilmelidir. Özellikle temizlik sektöründe çalışan kişiler için kolay yıkanabilir ve
az leke tutan ürünler tercih edilir. Bunun yanı sıra tüm ürünler kalite kontrolden ve tekstil testlerinden geçmektedir.
Metro Cash&Carry 1990’dan
bu yana ülkemizde faaliyet
gösteriyor. Bu hizmet ile profesyonellerin kendileri ve işyerleri için ihtiyaç duydukları her türlü gıda ve gıda dışı
ürünü, iş kıyafetleri de dahil
olmak üzere “fiyat-kalite performans” ilişkisini gözeterek
sunuyor. Perakendeciler, restoran sahipleri, catering şirketleri, kantinler, oteller kafeteryalar gibi işletmeler bu
hizmetten faydalanıyorlar.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
47
Catering - İyi bir Catering Hizmeti
İyi bir catering hizmeti alabilmek için…
Kurumumuz ve çalışanlarımız için hazır yemek
hizmeti alırken nelere
dikkat etmeliyiz? İyi bir
yemek firmasını nasıl
ayırt ederiz? Türkiye’nin
önemli catering profesyonelleri, yemek firması
seçerken hangi hususları
göz önünde bulundurmamız gerektiğini anlattılar.
H
azır yemek sektörü her geçen gün
gelişerek büyümeye devam ediyor.
Ülkemizde catering hizmeti sağlayan irili
ufaklı birçok firma mevcut. Her isteğe ve
bütçeye göre istekleri karşılayabiliyorlar.
Ancak gıda hizmeti hassas,zor ve bir o
kadar özen gerektiren bir konu. Yemek
hizmeti aldığımız firmalara damak zevki-
mizi olduğu kadar sağlığımızı da emanet
ediyoruz bir bakıma. Bu yüzden hizmet
alacağımız kanalları seçerken oldukça titiz davranmamız gerekiyor.
Keyveni Kurumsal Hazır Yemek Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Çelik:
“İyi bir üretim, en iyi hammaddeyi hijyenik şartlarda işleyip, en uygun
ortamlarda müşteriye ulaştırmaktır.”
E
n kaliteli ürünü, en kısa zamanda
ve en uygun şartlarda vermeyi
başlıca görev edinen Keyveni; kaliteden ödün vermeden, sözüne ve işine
güvenilir bir firma olarak hizmet sunmayı hedef haline getiriyor. Kalite ve insan
sağlığına önem veren firma; HACCP,
ISO 9000, TSE, ISO EN 22000, OHSAS
180, Gıda Üretim Sertifikası, Gıda Sicil
Sertifikası ile T.C. Gıda Kodeksi’ne ve
ilgili yönetmeliklere uygun üretim yaparak onaylanmış bulunuyor. Keyveni, iyi
bir üretimin, en iyi hammaddeyi hijyenik
şartlarda işleyip, en uygun ortamlarda
müşteriye ulaştırmak olduğunu savunuyor.
Türkiye’de HACCP yani ‘Kritik Noktalarda Kontrol Analizi’ sürecinde gerek
eğitim gerekse denetim hizmetlerini kurmuş işletme sayısı çok az. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, gıda üreten iş yerlerinde HACCP belgesini zorunlu kılmasına
rağmen, İstanbul İl Tarım Müdürlüğü’ne
kayıtlı 1165 toplu yemek firmasından
48
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Keyveni Hazır Yemek ve Catering
Yöentim Kurulu Başkanı Sadık Çelik
sadece yüzde 56’sı HACCP belgesine
sahip. Bu durum işini kurallarına göre
yapan işletmelerin, merdiven altı olarak
tabir ettiğimiz kayıt dışı ve sağlıksız koşullarda üretim yapan işletmelerle haksız
rekabet etmek zorunda kaldığını gösteriyor.
Bu yüzden catering hizmeti almak için
firma seçerken, öncelikle o işletmenin
tam donanımlı en az 2,500 m2 merkez
mutfağının olmasının yanında; HACCP
belgesi, ISO 9000, TSE, ISO EN 22000,
OHSAS 180, Gıda Üretim Sertifikası,
Gıda Sicil Sertifikası’na sahip olup olmadığına ve T.C. Gıda Kodeksi’ne uygun üretim yapıp yapmadığına bakmak
gerekiyor.
Hazır yemek hizmetinde kaliteli, sağlıklı
ve hijyenik yemek üretmek çok önemlidir. Müşteri memnuniyetinin büyük
önem taşıdığı catering hizmetinde en
önemli hususlardan biri de kusursuz
servis hizmeti. Bir de tabi yemek üretiminde kullanılan hammaddenin doğru
yerden alınması, en doğal en sağlıklı üreten üreticilerin tercih edilmesi de dikkat
edilmesi gereken hususlardan. Firmaların şeffaflığa dikkat edip etmedikleri de
dikkat edilmesi gereken önceliktir. 24
saat müşterilerine tesisini açan, sosyal
sorumluluk ve çevre bilinci gelişmiş firmalar tercih edilmelidir.
Toplu yemek hizmetini diğer tür yemek hizmetlerinden ayıran en önemli
özellik, bu hizmetten yararlanan kişilerin yemeklerini bulundukları ortamlarda
yemek mecburiyetinde olmalarıdır. Bu
mecburiyeti bir zevke dönüştürmek de
biz hazır yemek üreticilerinin görevidir.
En kaliteli ürünü, en kısa zamanda ve en
uygun şartlarda vermek başlıca görevimiz olduğu için kaliteden ödün vermeyen, üretimde sözüne ve işine güvenilir
firmalar tercih edilmelidir.
Keyveni ekibi olarak senelerdir ödün
vermeden sürdürdüğümüz hizmet anlayışımızı, tecrübe ve sevgimizle harmanlayarak müşterilerimizin beklentilerine
cevap veriyoruz. Çiftlikten sofraya kadar
takip edilen kalite kontrol sürecimiz ve
hijyen standartlarımız, teknolojik ekipmanlarımızla denetim altında tutuluyor.
Temizlik ve hijyen kurallarına her zaman
sadık olan Keyveni’de tüm çalışanlar ste-
ril koşullarda çalışıyor. Keyveni’de gün,
üretim personelini temiz iş kıyafetlerini
giymeleriyle başlıyor. İş kıyafetleri günlük olarak yıkanıyor ve ütüleniyor. Saçlarını boneyle kapatan çalışanlar, ellerini
fotoselli musluklarda anti bakteriyel sıvı
sabunla yıkadıktan sonra, kağıt havluyla
kuruluyor. Yıkanan eller, el dezenfektanlarıyla steril edildikten sonra, lezzetli yemekler hazırlamak için çalışma başlıyor.
Tüm birimlerde personeller hazırlık ve
imalat sırasında maske takıyorlar.
HACCP kuralları gereği, sebze yıkama
makineleri, konveksiyonlu ve kombi fırınlar, bıçak sterilizatörleri, endüstriyel
konveyörlü bulaşık makineleri, anti kanserojen döner tezgahları, el değmeden
hazırlanan ekmek ve unlu mamuller
ünitesi, patates soyma ekipmanları, modern et işleme ve köfte hazırlama ünitelerinden oluşan tam donanımlı üretim
üssüne sahibiz.
Tüm depolarımızda ‘ilk giren ilk çıkar’
prensibi uygulanıyor. İşlenmemiş gıdaların taşıdığı mikrobiyal riski ortadan
kaldırmak için depoların dezenfektasyonu düzenli olarak yapılıyor. Meyve ve
sebzeler, et ürünleri, süt ve süt ürünleri, dondurulmuş ürünler, pastane imalat ham maddeleri ve bakliyat ürünleri
farklı depolarda, farklı sıcaklık ve nem
koşullarında depolanıyor. Ürünlerin büyük bölümünün kendi laboratuarımızda
mikrobiyolojik kontrollerini yapmaktayız. Sevkiyattan hemen önce hazırlanan
yemekler optimal sıcaklıklarını koruyan
termoboxlarla taşınıyor.
Menülerimiz aylık olarak diyetisyenimiz
tarafından, müşterilerin sektörüne göre
protein, karbonhidrat ve kalori hesabı
yapılarak oluşturuluyor. Hijyenin sürekliliği gıda mühendisi ve veteriner hekimler
tarafından sağlanıyor.
Üretim tesislerimizin 24 saat müşteri ziyaretine açık olması, şeffaflığımızın en iyi
göstergesidir. Dikkat ettiğimiz bir diğer
önemli nokta da çevrenin korunması ve
iyileştirilmesidir.
Sardunya Hazır Yemek Kalite Yönetim Direktörü Filis Gergerli;
“Yemek firması seçerken gıda güvenliğini sağlamayı temel ilke olarak
benimsemiş ve kalite sistemini samimi olarak uygulayan firmaları
tercih etmeye özen göstermelisiniz”
G
ünümüzde kurumlar çalışanlarının yemek ihtiyaçlarını kendileri üretmek yerine ağırlıklı
olarak Toplu Yemek Üreten firmalardan
sağlamayı tercih etmektedirler. Yemek
işinin uzman bir firmaya devredilmesinin kurumlara ve tüketicilere sağladığı bir dolu avantaj olduğu tartışmasız
gerçektir. Ancak firma seçimindeki kriterleriniz ve bu kriterlere uygun yemek
firması tercihi en önemli konudur.Eğer
bu işlem düzgün yapılmaz ise çalışanları
çeşitli gıda güvenliği tehlikesi beklemektedir. Özellikle son dönemlerde artan
gıda maliyetlerinin yönetimi kalite ve
gıda güvenliği uygulamalarından ödün
verilmesi riskini artıran bir konu olması
nedeniyle doğru tercih kriterleri daha da
önemlidir. Yemek firması seçerken “gıda
güvenliğini” sağlamayı temel ilke olarak
benimsemiş ve kalite sistemini samimi
Sardunya Hazır Yemek Kalite Yönetim
Direktörü Filis Gergerli
olarak uygulayan firmaları tercih etmeye
özen göstermelisiniz.
Bir yemek firmasının gıda güvenliğini garanti edecek sistemlerle çalıştığını nasıl
anlarız? Bunun için aşağıdaki ön elemede aşağıdaki soruyu yanıtlamak gerekecektir:
•Yemek firması yasaların zorunlu kıldığı
sistemlerle ile çalışıyor mu? Bu sistemler
belgelendirilmiş mi?
Bu soruya olumlu cevap alınan işletmeler arasında da bir tercih yapmak gerekecek. Çünkü artık bir çok yönetim
sisteminde belge olması o sistemin uygulandığı anlamını maalesef taşımayabiliyor… Bunun için işletmelerin yerinde
görülmesi, yetkili kişilerinde kritik noktalarda sistem uygulamalarının dinlenmesi
yerinde bir karar olacaktır. İşletme ziyaretinde cevap aranması gereken sorular
ise şu şekildedir:
•İşletmenin gıda güvenliği ve kalite yönetim sistemlerine yönelik politikası nedir?
Hizmet Dergisi - May›s 2010
49
İzni ve Gıda Sicil Sertifikalarının
bulunması
şarttır. Öte yandan yasal
zorunluluğu olmamakla
birlikte önlemeye dayalı
bir esasla samimi uygulanan, Gıda Güvenlik Sistem Belgesi ( ISO 22000)
, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistem Belgesi, ISO
14001 Çevre Yönetim
Sistemi ve OHSAS 18001
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği
belgeleri aranmalıdır.
Sürekli iyileşme yaklaşımı
Bunu yansıtacak çalışmaları nelerdir?
• İşletme kendi bünyesinde gıda güvenliği ve kalite yönetim sistemlerini izleme
ve değerlendirme sistemi var mı? Her
şey sadece talimat düzeyinde mi kalmış?
• İşletmede büyüklüğüne göre görevli
kaç gıda mühendisi var? Bu mühendisler
tam zamanlı olarak çalışıyor mu? Görev
alanları nedir?
• Çalışanlar, gıda güvenliği ve diğer kalite yönetim sistemlerine ilişkin oluşturulmuş talimatları biliyor ve uyguluyor mu?
• Firmanın eğitim politikası nedir?
• Firmanın satınalma ve mal kabul yaklaşımı nedir?
•Kritik kontrol noktalarına yönelik alınan
tedbirler nelerdir?
• Geriye dönük izlenebilirliği sağlayabiliyor mu?
• Temizlik-dezenfeksiyon talimatı mevcut mu ? Bu talimatlara gerçekten uyuluyor mu?
Belgeler
Bir gıda firması minimum olarak yasaların
zorunlu tuttuğu şartları yerine getirmeli
ve belgelere sahip olmalıdır.
Bu belgeler nelerdir?
Tüm yemek firmalarında Gıda Üretim
50
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Firmanın “sürekli iyileşme” ilkesi ile kalite sistemlerini denetletiyor olması
gerekmektedir. Özellikle,
Hijyen-HACCP Sistemlerinin dinamik ve samimi
olarak uygulanabilir olması şarttır. Bir yemek üretim
firmasında kullanılacak denetim sonuçları; gıda güvenliği konusunda neler yapılması gerektiğini belirlemede kullanılacak en önemli araçtır. Eğitimlerle de
iyileştirme durumu sürekli kılınabilir.
Eğitim
“Kişi neyi yapacağını bilirse sadece yapar, ama neyi nasıl ve neden yapacağını
bilirse yüreğini de katar.” Eğer personel
samimi değilse başarılı bir hijyen- kalite
uygulamalarından bahsetmek mümkün
olmaz. Bu nedenle firma yöneticilerinin,
personellerini bilinçlendirmeyi ve daima
izlemeyi hedefleyen eğitim ve denetim
programları olmalıdır.
Personel eğitimleri, kayıt olarak izlenebilir. Ayrıca işletme denetimleri sırasında
personele direk sorular da sorulabilir.
Böylece içselleşmiş tutum ve uygulamalar gözlenmiş olur.
Gözetim ziyaretlerinde deneyimli
bir kişi şarttır
Yemek hizmeti alacak firmaların deneyimli bir kişi gözetiminde, ilgili firmanın
hijyen denetimini yapması gerekmektedir. Burada denetimi yapan kişinin, gıda
ve toplu beslenmedeki riskler konu-
sunda bilgi ve deneyime sahip olması
son derece önemlidir. Çünkü işletme,
bazen görsel hijyen yönünden çok uygun bulunurken, hijyen uygulamalarının
esasında ciddi hatalar yapıyor olabilir
Ayrıca yemek firmasına yapılacak gözetimler satınalma sürecinin sorgulanması
ile başlayıp servis sonuna kadar geçen
tüm süreçleri kapsayacak şekilde planlanmalıdır. Özellikle üretim süreçlerinin
izlenmesi önemlidir.
Gözetimlerde sorgulanacak en
temel sorular şunlar olabilir:
Satınalma: İşletmede “ Güvenli gıda,
güvenli hammadde ile sağlanır” anlayışıyla oluşturulmuş bir satınalma sistemi
var mı? Tedarikçilerin kontrolü nasıl yapılıyor?
Mal kabul: İşletmede hammadde kabulünde dikkat edilecek kurallara yönelik
talimatlar var mı? Malzemeler eğitimli
kişilerce kontrol ediliyor mu? Kabul sonuçları kayıt altında mı?
Depolama: İşletmede tüm ürünler
doğru sıcaklık ve zamanda muhafaza
ediliyor mu? Hammaddelerin ve ürünlerin izlenebilirliğinin sağlanabileceği bir
etiketleme sitemi var mı? Depo sıcaklıkları belirli aralıklarla ölçülüyor mu?
Üretim: Kullanılan ekipmanların temizlik ve dezenfeksiyonu sağlanıyor mu? Gıdalar hazırlık ve üretim aşamalarında 30
dakikadan fazla ortamda kalıyor mu?
Kullanılan kimyasallar: Mutfakta kullanılan kimyasalların Sağlık Bakanlığı onayı var mı? Kimyasallara yönelik gerekli
tedbirler alınmış mı?
Personel hijyeni: Üretime katılan personel el ve kişisel hijyen kuralarını biliyor ve uyguluyor mu?
Taşıma-servis:
Satın almaya karar
verici kişinin “Yemekler, mal kabul, hazırlık ve servis edilene kadar mikrobiyal
güvenliği sağlayacak şekilde muhafaza
ediliyor mu?” gibi sorularla, uygulamaya
yönelik değerlendirmeleri yapıyor olması çok önemlidir. Bu durum insan sağlığı
açısından zorunludur.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
51
Güvenlik - AVM Güvenliği
Plaza ve AVM güvenliği
E-GRUP Güvenlik Hizmetleri Genel Müdür
Yardımcısı Hamit Yılmaz
geçiş, enerji otomasyon sistemleri birbirleriyle entegre durumda bulunuyor.
Burada dikkati çeken en önemli konu fiziki güvenliğin, elektronik güvenlikle beraber doğru çalışabilmesidir. Bir AVM’de
kamera kontrol sistemi ile bunun kontrolünün yapılacağı CCTV merkezi olmalı, dış çevre fiziksel engellerle kapatılmalı,
oluşan boşluklar ise insan gücüyle desteklenmelidir.
E-GRUP Güvenlik Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Hamit Yılmaz: “Güvenlik ekibi alışveriş
merkezleri yönetiminin en önemli oyuncularıdır. Bu
görevde kesinti olmaz, ihmal olmaz... Geri dönüşü
olmayan hatalar yapılamaz!”
E
-GRUP Güvenlik Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Hamit Yılmaz Plaza ve AVM güvenliği konusunda ki bilgileri dergimizle paylaştı…
Bugün alışverişin ihtiyaç giderme amacının dışında sosyal bir olay olduğunun
farkına varıldı. İnsanlar alışverişe çıkarak
sosyalleşebiliyorlar. Alışverişlerde boy
göstermek, alışveriş yapılan mekânlara
gitmek, bu mekânlarda bir araya gelmek
önemli kavramlar haline geldi. Alışveriş
merkezleri, elle tutulabilir ihtiyaçları karşılamanın ötesinde sosyal ihtiyaçları da
tatmin etmek için yapılandılar.
Birer yaşam merkezi de denilebilecek
alışveriş merkezlerinde, çok önemli görevler üstlenmesine rağmen önemsenmeyen, sorun çıkmadığında yaptıkları işin
farkına varılmayan, diğer departmanlara
52
Hizmet Dergisi - May›s 2010
göre daha zor koşullarda çalışan ve alışveriş merkezinin imajına önemli katkısı
olan ekip; güvenlik ekibidir.
Güvenlik ekibi alışveriş merkezleri yönetiminin en önemli oyuncularıdır. Bu görevde kesinti olmaz, ihmal olmaz... Geri
dönüşü olmayan hatalar yapılamaz!
AVM’lerdeki güvenlik altyapısı, projenin
kurucu ve finansörünün pozisyonuna
göre oluşan farklar dikkat çekecek şekildedir. Son 5 yıldır özellikle iş dünyasının
hareketlenmesi ve ofis ihtiyacının öne
çıkması nedeniyle birbiri ardına yükselen
plaza ve rezidanslarda, alışveriş merkezlerinde, yangın ve güvenlikte sağladığı
avantajlar bakımından akıllı bina teknolojileri kullanılıyor.
Sistemlerin birbirleriyle entegrasyonu
ve uyumlu çalışması güvenlikte de ön
planda yer alıyor. Yangın algılama, ihbar,
duman kontrol, CCTV güvenlik, kartlı
Bir AVM’ye ihtiyaçlarını gidermek için
gelen müşterilerin, kapıda karşılandığında elinde çantası dahil olmak üzere tepeden tırnağa aranması gerekmektedir.
Bugün AVM’lerde yaşanan en önemli
sorun AVM girişindeki kapı detektörlerinin yanlış konumlandırma ve yanlış
uygulanmasından dolayı doğru, hızlı aramanın yapılamamasıdır. Birçok AVM’nin
E-Grup hem inşaat firmasının hem de yatırımcının güvenlik konusundaki beklenti ve ihtiyaçlarını da dikkate alarak olabilecek risklerin
belirlenmesi, risk olasılık seviyeleri, riskler ile
karşılaşıldığında hizmetlerin kesintisiz sürdürülebilmesini sağlayacak sistemler oluşturulması
için; fizibilite çalışmaları yapmak, gerçekçi bir
yaklaşım ortaya koyarak karşılaşacakları sorunları göstermek ve neticede güvenlikle ilgili maksimum faydayı elde etmesini sağlamak üzere
AVM’lere sunum yapmaktadır.
Bu sunum da;
• Tesisin insan hayatı, mal, bilgi, imajına yönelik potansiyel risklerini en aza indirmek için
hazırlanan risk analizi
• Mevcut riskleri önleyecek elektronik ve fiziki
güvenlik önlemleri ile bireysel güvenlik ihtiyaçları
• Kapsamlı, kişi inisiyatifini en aza indirgeyecek şekilde prosedürler oluşturulması
• Mevcut risklere odaklanmakla beraber altyapı maliyetleri konusunda çok titiz çalışılarak
bütçeye uygun projeler üretilmesi bulunur.
planlanmadığı halde kaba inşaatı yapıldıktan sonra yatırımcılar bu yapıyı alışveriş merkezine çevirelim diye düşünebilir.
Bu durumda ekstra masraflar çıktığı gibi,
“güvenlik altyapısı” engelleri de çıkabilir.
Ayrıca AVM’ler inşaat aşamasında güvenlik danışmanlığı almadıklarından genel
olarak güvenlik altyapısı bulunmamakta,
inşaatın bitmekte olmasına rağmen kartlı
geçiş sisteminin, yangın algılama ve alarm
sisteminin, hareket algıladığında kayda
geçen kameraların, güvenlik sisteminin,
aydınlatma sisteminin hatta tümünün
birbiriyle entegre edilerek tek merkezden kontrol edilebilmesi gibi elektronik
güvenlikle ilgili hiçbir sistem kurulamamaktadır. Bu aşamadan sonra güvenlikle
yapılacak ilgili her hamle iki katı maliyet
getirmektedir.
girişinde X-RAY cihazı bulunmamaktadır. AVM’lerde güvenlik genel olarak dış
güvenlik şeklinde istihdam edilmekte,
oysaki olaylar mağaza içlerinde olmaktadır. Bu nedenle AVM’lerde bulunan
diğer işyerleri ortak alan emniyeti kadar
kendi güvenlik önlemlerini de kendileri
almalıdırlar.
Ülkemiz içinde bulunduğu koşullar itibari ile uluslararası terörizm ve iç terörizm
ile ilgili birinci derece tehdit altındadır.
Bu tehditlerde terör faaliyetinin yürütülmesindeki en cazip yer AVM’lerdir.
Eylemin yaratacağı sansasyon üzücüdür
fakat can ve mal kaybına yüksek oranda
rastlanacak yerlerden biri AVM’lerdir.
AVM otoparklarındaki uygulamalar dikkate alınmasa da özellikle komşu ülkelerimizde son yılların gözde terör eylemlerinden olan bombalı araç sistemi
için potansiyel olup bu husus mutlaka
gözden geçirilmeli, uygun tedbirler alınmalıdır.
Bir alışveriş merkezinin lokasyonu, merkezin mimarisi, mağaza karması, konsepti, hitap ettiği müşteri portföyü, pazarlama stratejisi, varsa tematik kimliği gibi
konular merkezin güvenlik bütçesinin
oluşmasında önemli faktörlerdir.
Güvenlik ve temizlik “hizmet sektörü”nün
işidir. Bu nedenle işin profesyonelce ve
profesyonel kuruluşlarca yapılması çok
önemlidir. AVM’lerde güvenlik ekipleri-
nin varlığı hissedilmemeli ama yaşamsal
olduğu da unutulmamalıdır. Alışveriş
merkezlerinde çalışan güvenlik personelinin seçimi ve eğitiminde çok titiz olunmalıdır. Bu titizliği personelin haklarını
korurken de göstermek lazımdır. Böylelikle personelin memnuniyeti sağlanarak
sirkülasyon düşecek ve personelin yaptığı hatalar azaltılacaktır.
Güvenlik sektörü planlanan-taahhüt
edilenin aksine yapılan işin riski dikkate
alınırsa oldukça düşük ücretle çalışmaktadır. Kolluk kuvvetlerinin yapmış olduğu görevlerin, yasa gereği bulunduğu
sınırlar içinde yapmasını istediğiniz Özel
Güvenlik Görevlisini 500–600 TL ücret
aralığında seçerek bulmak imkânsızdır.
Bu durum karşısında müracaatta bulunan her güvenlik kimlikliyi işe almak
beraberinde sakıncalı durumlar da getirmektedir. Bu nedenle E-Grup olarak
yöneticilere öncelikli olarak ‘Güvenlik Brifingi’ veriyoruz. Hizmet alan işin
önemini, aldığı hizmetin içeriğini, şeklini
bilmeli, her sektörde olduğu gibi kabaca
merdiven altı tabir edilen ancak pazarda rakibimiz olarak değerlendirdiğimiz
diğer firmalar ile aramızdaki farkı (SSK,
Vergi vb.) anlamalı ve ücret takdiri sonra
değerlendirilmeli şeklinde düşünüyoruz.
Tamamen ticari amaçlı çalışan AVM’ler,
yatırımcının oluşturduğu kadrolar veya
profesyonel yönetim kadrosuyla yönetilmekte ve bu kadrolar AVM’nin işleyebilmesi için hizmet alımı yapmaktadır.
Bazı yapılar alışveriş merkezi olarak
AVM’lerin inşaatı hangi aşamada olursa
olsun, proje bitmiş ve faaliyete geçmiş
olsa dahi E-Grup olarak Güvenlik Risk
Analizlerini yapabilmekteyiz.
Kamu güvenliğini tamamlayıcı nitelikteki özel güvenlik hizmetini yerine getiren özel güvenlik görevlilerinin 5188 sayılı yasayla belirlenmiş;
• Önleyici görevi,
• Yardım görevi
• Koruyucu görevi
• Adli görevleri vardır.
• Alışveriş merkezi güvenlik görevlisi, bodyguard
değildir.
• Alışveriş merkezi güvenlik görevlisi öncelikle
güler yüzlü olmalıdır. İkincisi alışveriş merkezinde çalışacak güvenlik elemanlarının prezantabl
olması ve itimat telkin etmesi gerekir.
• Kapıdaki Özel Güvenlik Görevlisi müşteri ile iyi
bir iletişim kurmalı, uygulanan güvenlik aramasının gelen müşterinin can ve mal güvenliği için
yapıldığı anlatılmalıdır.
• Yine alışveriş merkezlerinde güvenlik görevlileri, aynı zamanda yönetime teknik destek de
sağlamalıdır.
• Bütün bu işleri gereği gibi yerine getirmesi için
personele işe başlamadan önce ve görev sırasında, yoğun güvenlik eğitimleri verilmelidir. Eğitimler
sırasında personelin gerekli uzmanlık bilgilerinin
yanında mesleki formasyonlarını da oluşturacak,
gözlem ve muhakeme yetilerini artıracak, insani
ilişkilerini ve psikolojik dayanıklılıklarını geliştirecek bilgiler de aktarılmalıdır.
• Alışveriş merkezinin kapısındaki güvenlik görevlisi, içeriye giren kişiyi almış olduğu eğitimle
filtre edip, süzüp, ziyaretçiyi rahatsız etmeden
takip altında telsizle arkadaşlarıyla paylaşıp, o
kişiyi eylemine kadar takip altında tutup amacına
ulaşmadan reaksiyon gösterebiliyor olmalıdır.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
53
İlaçlama - Uçan Haşereler
Uçan haşereler
Uçan haşereler yaz aylarında en büyük sorunlarımızdan biri… Keyfimizi kaçırmakla kalmayıp
sağlığımızı da tehdit eden
haşerelerden nasıl kurtulmalı? Prosistem İlaçlama
Hizmetleri İdari İşlerMesul Müdürü Cemal
Burhanettin Tunç; uçan
haşereler, neden oldukları hastalıklar ve korunma
yolları hakkında bilgiler
verdi.
Karasinek - biyolojisi
0.5-1 cm boyunda siyah gri renktedirler.
Çöp ve gübre gibi nemli organik madde
bulunan yerlere 100-150 tanesi yığın halinde yumurtalarını bırakır. Çıkan larvalar
organik maddelerle beslenir ve sıcak havada ortalama 7-8 günde sinek olarak
uçar. Çok çabuk ürerler.
Her türlü gıda ve çöp artıklarıyla beslenirler ve ortalama 3 km uçarak çevrede
insanların yaşadığı her yeri istila ederler
ve vücutlarında çok çeşitli hastalık mikropları taşıdıkları için her dolaştığı şeye
mikrobu bulaştırırlar. Zira her 5 dakikada bir gezdiği yerlere dışkı bırakırlar.
Kolera, Diare, Dizanteri, Hepatit, Çocuk
Felci, Gıda zehirlenmeleri, Selmonellosis, Verem gibi hastalıkları bulaştırır.
Kara sinekler insanlarla iç içe yaşarlar
ve kendi içlerinde bir aile oluştururlar.
(Özellikle musca, famma, muscina ve
stomoxys türleri). Lavra ve pupaları
hayvan ölüsü ve canlı hayvanda büyüyen Chrysomya, Calliphora, Lucilia ve
yumurtalarını et ve et ürünleri üzerine
bırakan sarcophaga gibi pek çok türleri
vardır.Kara sinekler kokuya çok hassastırlar. Et ve meyve çürüklerinde sürü
oluştururlar.Aynı zamanda ısıya da çok
duyarlıdırlar ve sık sık bulundukları çalılıklarda veya bitkilerin yapraklarının
gölgesinde dinlenirler. Beslenme yerleri
hayvan ve insan artıkları ve geniş çapta da insan ve hayvan dışkılarıdır. Genel
olarak çöplük ve lağım birikintileri bu sinekler için ideal beslenme yerleridir.
Sivrisinek - biyolojisi
Anofel ve Küleks olmak üzere iki ana
gruba ayrılır ve birçok türleri vardır.
Temiz,sıcak, serin, kirli her türlü su birikintilerinde ürerler, yumurtalarını su
birikintilerine tek tek ve grup halinde
bırakırlar. Larva ve Pupa (kurtçuk) döneminden sonra uygun ısıda 8-9 günde
Üreme alanları (biotopları)
•
•
•
•
Prosistem İlaçlama Hizmetleri İdari İşler/
Mesul Müdür Cemal Burhanettin Tunç
•
•
•
Her türlü besin artıkları ve bunlardan
oluşan çöplükler,
Hayvan bakım yerleri ve hayvan
dışkılarından oluşan gübrelikler,
Açık lağım,kanalizasyon bağlantısı
olmayan tuvaletler,
Açıkta rastlanan insan ve hayvan
dışkıları
Hayvan leşleri,
Gıda ve deri ile ilgili sanayiden
dökülen artıklar,
Mezbaha ve hayvan kesim yerleri
Karasineklerin aracı olduğu
hastalıklar
•
•
•
•
•
•
•
•
•
54
Hizmet Dergisi - May›s 2010
40’ tan fazla hastalığın
etkenlerine Mekanik Vektörlük
yaparlar;
Kolera-Para Kolera
Tifo-Para Tifo
Çocuk yaz ishali
Trahom
Basilli ve amipli dizanteri
Tüberküloz
Bruselloz (Malta ateşi)
Çocuk felci
ergin sinek haline gelir. Dişileri yumurtlamak için canlı kanı emmek zorundadır.
Bu sebeple insanları çok rahatsız ederler. Nemli ve loş ortamlarda barınırlar.
Geceleri faaliyet gösterirler. Erkekleri
meyve ve bitki özsuyu ile beslenirler. En
az 3 km uçarak ürediği yerin çok geniş
mesafelerine kadar yayılırlar ve canlıların
yaşadığı ortamda yoğunlaşırlar.
Anofeller Sıtma hastalığını yaymada rol
oynar. Ayrıca Fil hastalığı, sarı humma,
Nil humması, Beyin iltihabı gibi hastalık
yayılmasında da önemli rolleri vardır.Bir
sivrisineğin çok çabuk kan emebilmesi
hayati bir öneme sahiptir. Bunun için de
sivrisineğin kan emme sistemi, kanın yapısı ile yüzde100 uyumlu olmalıdır.
Kontrol önlemleri
Durgun su birikintilerini yok etmek. Her
türlü birikinti suya, kanala, foseptiğe, havuza ve göle belli periyotlarla larvasit
(larva öldüren ve üremeyi durduran) atmak en etkili ve en ekonomik yöntemdir. Uçkun mücadelesinde ise Termal
Fog, ULV, Soğuk sisleme veya rezidüel
(kalıcı) uygulama metotlar ortama göre
uygun ekipmanlarla yapılır. Geniş alanlarda iyi bir araştırma ve planlama yapmak
gerekir. Bu sebeple bu konuda tecrübeli,
profesyonel uygulayıcı gerekir.
Sivrisineklerin aracı olduğu
hastalıklar
Sıtma, Deng humması, Sarı humma,
Batı nil humması, St.Louis ensefaliti, Batı
at ensefaliti, Kalifornia ensefaliti yaygın
olanları ve ülkemizde görülenleri Anopheles spp,Cluex spp ve Aedes spp’dir.
Sivrisinek kontrol yöntemleri
Tesbit edilen üreme ve barınma yerlerinde aşağıdaki işlemler yapılmalıdır. Birikinti sular boşaltılmalı. Foseptik kapakları
kapatılmalı, kanallara akıntı verilmelidir.
Çukurlar doldurulmalı, otlanma engellenmelidir.
Uçan haşere mücadelesi
Uçan haşere mücadelesi larva mücadelesi ve uçkun mücadelesi olmak üzere
ikiye ayrılır.Larva mücadelesi zararlı (sinek- sivrisinek-Tatarcık vb.uçan haşereler) uçkun hale gelmeden yapılır.Uçkun
mücadelesi adından da anlaşılacağı gibi
zararlı uçkun hale geldiği zaman uygulanır.Ancak uçkun mücadelesi de uygu-
U.L.V nedir
U.L.V. ( Ultra Low Volume ) son
derece ince püskürtme tekniği ile
oluşturulan aerosol sisidir. Haşereleri
yok etmede en az etken madde ile
en üstün, kalıcı, etkili, gerçekçi ve en
ekonomik mücadeleyi sağlar. U.LV
tekniği ile oluşan zerrecikler 38,4868,40 mikron büyüklüğündedir. Uçan
ve yürüyen haşereleri anında etkiler,
hızla yok eder ve çok uzun süre etki
gücünü sürdürür.
lama sistemi olarak üçe ayrılır.Bu sistemler sıcak sisleme, soğuk sisleme ve
boyama yöntemidir.
Larva mücadelesi
Bu mücadele sinek, sivrisinek ve Tatarcık
gibi uçan haşere mücadeleleri arasında
en etkili ve ekonomik yoldur. Mücadele uygun larvasitlerle durgun su, bataklık
ve çamur alanlarda yapılır. Bu mücadele
sayesinde sinek ve sivrisinek larvalarının
uçkun hale gelmesi engellenerek ekonomik ve etkili bir mücadele yapılmış olur.
Larva mücadelesine Mart ayında başlayıp yaz sonuna kadar devam edilmelidir.
Haşerelerle mücadele yöntemlerinden
en önemlisi larvalara karşı yapılan larvasit mücadeledir. Yapılan etkin bir larvasit
mücadele ergin uçkun mücadelesini oldukça kolaylaştırır.
Larva mücadelesinde ekipman seçimi ve kullanımı
Hava basıncı ile çalışan sırt pulverizatörleri ile birlikte ani ve kolay yayılabilen
larvasit insektisiti ve yeteri kadar uygulama işçisi gereklidir.Türkiye’de genellikle
sinek larvalarının üremeleri Mart ayının
ortalarında başlayıp Kasım ayının başları-
na kadar sürer. Bu nedenle larva mücadelesi 15-20 Mart tarihinde uygulamaya
konulmalı ve belli aralıklarla, Ekim ayının
sonuna kadar devam ettirilmelidir.
Sıcak Sisleme
Bu mücadele sinek, sivrisinek ve Tatarcığın uçkun hale gelmesinden sonra
uygulanır.Uygulamalarda mazot karışımı
insektisit kullanıldığı için pahalı ve düşük
etkili bir yöntemdir.Uygulamalar rüzgarsız havada karasinek için sabah erken saatlerde ve akşam geç saatlerde yapılır.
Bu saatler zararlının en çok uçuş aktivitesini gösterdiği saatlerdir.
Soğuk sisleme(ULV)
Bu mücadele Karasinek ,sivrisinek ve Tatarcığın uçkun hale gelmesinden sonra
uygulanır.Uygulamalarda mazot yerine
su ve ilaç karışımı insektisit kullanıldığı
için tercih edilen etkili bir yöntemdir.
Uygulamalar rüzgarsız havada karasinek
için sabah erken saatlerde ve akşam geç
saatlerde yapılır.Bu saatler zararlının en
çok uçuş aktivitesini gösterdiği saatlerdir.
Boyama yöntemi
Bu yöntem sıcak sisleme metoduna göre
daha ekonomik ve kalıcı bir yöntemdir.
Şeker karışımı uygun insektisitler karasinek , sivrisinek ve Tatarcığın konabileceği
her türlü bölgeye boyama şeklinde pulvarize edilir. İnsektisitte şeker bulunduğu
için zararlıyı yaklaşık on beş gün üzerine
çekerek kontrol sağlar. Uygulama günün
her saati yapılabilir.
Prosistem ilaçlama hizmetleri
Tel: 0216 567 20 91 - 92
Hizmet Dergisi - May›s 2010
55
Peyzaj - Bahçe Bakımı
Bahçeleriniz
yaza hazır mı?
Yaz mevsimi yaklaşıyor. Kıştan kalan işleri bitirip
bahçemizi yavaş yavaş yaza hazırlamaya başlayabiliriz artık. Uzun bir yaz geçireceğimiz bitkilerimizin
hem güzel görünmesi hem de sağlıklı kalabilmesi için
neler yapmalıyız? Nar Peyzaj’dan Pınar İnal Çelik
önerilerini dergimizle bizlerle paylaştı.
Y
ılın on iki ayı bahçelerimizde
bakım işleri periyodik olarak yapılmalıdır. Bakım işlerini, her ay,
her mevsim birbirini tamamlayan ve sürekliliği sağlayan işler olarak düşünmeli
ve yapılacak bir bakım takvimi doğrultusunda hareket edilmelidir. “Bahçeyi
yaşamak için bitkiyi anlamak gerekir”
felsefesinden hareketle, bahçelerimizde;
sulama rejimi, gübreleme, biçim ve budama sıklıkları ve teknikleri, makine ve
malzeme bakımı ile bunları tamamlayan
disipline edilmiş doğa dostu bahçıvan iyi
ve sürekli bir bahçenin anahtarıdır.
Öncelikle bahar mevsimi ile birlikte
bahçelerimizde yapılması gereken genel
anlamdaki bakım işlerinden bahsetmek
gerekir. Çimlerin büyümeye başladığı,
bitkilerin uyanıp sürgün vermeye devam ettiği, meyve ağaçlarımıza bordo
bulamacı ve kükürt takviyesinin yapıldığı,
56
Hizmet Dergisi - May›s 2010
hava ve toprak durumunun iyi olduğu
bu dönemde; kıştan çıkmış bahçemizde dökülmüş yaprak temizlikleri ve tırmıklama, bitkilerde kurumuş ve kardan
dolayı kırılmış dalların temizliği ve bitkinin enfeksiyon kapmaması için kırılan
noktalara aşı macunu sürülmesi, form
budamaları, mevsimlik çiçeklerin geçmişlerinin alınması, ayaza maruz kalmış
çimlerimizin silindirlenmesi gerekir. Çim,
biçim gerektirecek kadar uzadıysa üst
...“bahar gübrelemesi” denilen işlemi
gerçekleştirmek için azot ağırlıklı,
granüllü bir gübre ile çiminizi gübreleyin.
kısımlarından biçilmeli. Nisan ayının ortasına doğru toprak ısısının artması ile
birlikte çimlerde havalandırma işlemini
yapmak gereklidir. Bu işlemden sonra
mevcut çiminizin özelliklerindeki çim tohumu karışım ile m2’ye 5-10gr ara ekim
yapılması gerekir.
Devamında, “bahar gübrelemesi” denilen işlemi gerçekleştirmek için azot
ağırlıklı, granüllü bir gübre ile çiminizi
gübreleyin.
Nisan ayının sonuna doğru bahçelerde
zararlı mücadelesi başlar. Toprak sıcaklığının artması ile birlikte bitki dipleri
çapalanıp havalandırılmalı, devamında
gübre takviyesi yapılmalıdır. Bahçedeki
bitkilerin türlerine göre gübreleme farklılık gösterir. Sardunya, papatya türleri,
açelya, kamelya, orman gülü, ortanca,
on bir ay gülü renk vermeye başlar, tabi
ki çok yıllıkları destekleyen begonya, kadife, cam güzeli ile nane, kekik, fesleğen
gibi aromatik kokulu bitkiler birbirileri
ile yarışırlar. Laleler bahçelerde kıskançlık derecesinde boy gösterir. ( Lalelerin
türlerine göre açma zamanları farklıdır.)
Nisan ayında çim biçim yüksekliğini 2,5
cm den aşağıda tutmayınız, Mayıs ayı ile
birlikte çim biçim yüksekliğini kısa tutun.
Her biçimden sonra bahçeyi tırmıklamayı unutmayın.
Haziran ayı ile birlikte potasyum ağırlıklı
granüllü bir gübre ile çimleri gübreleyin.
Temmuz ayında düzenli çim biçimlerine, sulama ve tırmıklamaya dikkat edin.
Bu dönemde özellikle sulama rejimi çok
önemlidir.
Hazırlayan:
Pınar İnal Çelik - Nar Peyzaj
[email protected]
0216 641 68 48
Hizmet Dergisi - May›s 2010
57
Havuz - Havuz Bakımı
Sağlıklı havuzlar,
bilinçli operatörler
Hijyen kurallarına uyulmadığı takdirde sağlık için
ciddi bir tehdit unsuru haline gelebilen havuzlar,
bilinçli personellerin elinde eğlence ve keyif kaynağı olmaya devam ediyor.
Diversey İş Geliştirme
Yöneticisi Fatih Pullu
Sıcaktan bunaldığımız yaz günlerinde en eğlenceli serinleme kaynağımızdır havuzlar. Ara ara
sağlığımız için özellikle de çocuklarımızın sağlığı için endişe etsek bile şehir hayatının yoğun
stresinden sıyrılmak için bir terapidir. Sokak aralarında misket oynayıp, ip atlama imkanları
çoktan bitmiş olan çocuklarımız için ise kaçınılmaz bir mutluluk kaynağıdır. Diversey İş Geliştirme Yöneticisi Fatih Pullu iyi bir havuz personelinin nitelikleri hakkında bize bilgiler verdi.
H
epimiz havuzların mikrobiyolojik açıdan denize göre çok
daha riskli olduğunun farkındayız, ama düzgün bir alt yapı ile kurulmuş,
doğru kimyasalların tercih edildiği fiziksel,
kimyasal ve mikrobiyolojik açıdan ideal
bir havuz suyunun sağlığımız açısından
hiçbir risk taşımadığı ise bir gerçektir.
ce azaltmak ve havuzlarımızı sevdiklerimizle, çocuklarımızla birlikte güvenle
kullanabilmemiz için çalışırlar.
İşte bu noktada bu dengeyi sağlamakla
görevli olan ve sağlığımızın güvenilir bekçileri olarak adlandırabileceğimiz Havuz
Operatörlerinin; dolayısıyla bu mesleğin
ne kadar büyük sorumluluk gerektirdiğinin önemi ortaya çıkıyor.
Sağlık bakanlığının 15.05.2008 tarihli ve
15653 sayılı genelgesi ile havuz işletmecilerinin havuzlarında uygulamakla yükümlü oldukları fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerin içeriği ve analiz sıklığı
belirlenmiştir. Bu sıklık ve çeşitte analiz
yapılmaması ve talimatlara uyulmaması
halinde 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha
Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu,
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hak-
Havuz Operatörleri, doğru yöntemleri
ve kimyasalları kullanarak havuz suyundan hastalık kapma riskimizi olabildiğin58
Hizmet Dergisi - May›s 2010
Sadece havuz şartlandırmayı bilmek
Havuz Operatörü olmak için yeterli
değildir, peki biz havuzumuzu yani
sağlığımızı doğru kişilere emanet ettiğimizden nasıl emin olabiliriz?
Havuzlarda suyun yolculuğu ile
ilgili genel bilgi…
kında Kanun çerçevesinde cezalandırılacağı yine aynı genelgede belirtilmiştir.
Genelge aynı zamanda havuz operatörlüğü yapmak isteyen ya da hâlihazırda
bu mesleği icra eden arkadaşların Havuz
Operatörü Sertifikasına sahip olması zorunluluğunu da beraberinde getirdi.
Havuz Operatörü Sertfikası, Halk eğitim merkezleri bünyesinde minimum
30 saat eğitim sonrasında katılımcının
gösterdiği performans göz önünde tutularak sadece başarılı olanlara verilen
bir yetkinlik belgesidir. Bu belgeye sahip
olmayan bir kişinin halkın ortak kullanımına açık yüzme havuzlarında, havuz
suyuna müdahale etmesi durumunda
işletmecinin ve uygulayıcının halk sağlığını riske atmak suçundan ciddi cezalar
alması kaçınılmaz olacaktır. Bu sebeple
özellikle bizlere ve işletmecilere büyük
sorumluluklar düşüyor. Bu sorumluluğu
verdiğimiz arkadaşların mutlaka havuz
operatörü eğitimine katılmalarını, bel-
li bir birikim ve bilinç sonrasında bu işi
yapmalarını sağlamamız gerekir. İzleyeceğimiz yol ise şöyle olmal; başta UHE
( Ulusal Havuz Enstittüsü)’den destek
alarak eğitim tarihlerini öğrenmek, eğer
eğitimin düzenlenmediği bir bölgede
ikamet ediyorsanız bölgenizdeki Halk
Eğitim biriminden bilgi almak, böyle bir
eğitim düzenlenmemişse açılması için
başvuruda bulunmaktır.
Havuz operatörlüğü eğitimi ile bu görevi üstlenecek arkadaşlara aşağıdaki
konularla ilgili yetkinlik kazandırma hedeflenmektedir.
Profesyonel hijyen ürün/sistemleri üreten bir firma olarak Havuz operatörlerinin gelişimi ile ilgili sektörde çalıştığımız
müşterilere ve talep eden firmalara ücretsiz bilinçlendirme eğitimleri vermekteyiz. Talep etmeniz durumunda da en
kısa sürede tesisinizde havuz operatörlerinize havuz bakımı konusunda bilinç-
• Havuz suyunun özellikleri
(mikrobiyolojik,kimyasal,fiziksel)…
• Havuz suyu nasıl şartlandırılır?
• Sağlık Bakanlığınca belirlenen
yüzme havuzu standartları nelerdir?
• Standart dışı parametrelerin
havuz suyuna etkileri nelerdir?
• Standart dışı parametrelerin
insan sağlığına etkileri nelerdir?
• Havuz operatörü nedir, görevleri
nelerdir ?
• Havuz operatörünün havuzlarda
periyodik olarak yapması gereken
işler nelerdir?
• Uygulama alanı bazında havuz
şartlandırma ürünleri nelerdir?
• Kimyasal kullanımında dikkat
edilmesi gereken kurallar nelerdir?
• Havuz makine dairesi kapasite
hesaplamaları nasıl yapılır?
• Doğru hacimdeki havuz için doğru
ekipman seçimi nasıl yapılır?
• Kişisel korunma kuralları nelerdir,
klor ve diğer kimyasalların kişisel
etkileri ne şekilde minimize edilir ?
lendirme eğitimi yapmaktan mutlu olacağımızı bildirmek isteriz.
2009 sezonu içinde Marmaris Ticaret
odasının katkılarıyla Marmaris Halk Eğitim merkeziyle birlikte düzenlediğimiz
ücretsiz Havuz Operatörü bilgilendirme
eğitimi ile Marmaris ve çevre bölgelerinden140 kişiye havuz operatör belgesi
verdik.Bununla birlikte havuz makine
daireleriniz için kimyasal uyarı panolarını, problem çözme kılavuzlarını, Sağlık Bakanlığı kimyasal parametreleri ve
kimyasal dozajı ile uygulama yöntemi
içerikli panolarını da firmamızdan talep
edebilirsiniz.
Şunu unutmamalıyız ki Havuz Operatörleri sağlımızın koruyucularıdır ve
onlar bizim sağlımızı korurken onların
kişisel güvenliklerini sağlamak, koruyucu
ekipman temin etmek, hepimize düşen
en büyük sorumluluktur.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
59
Makale- İş ve İşletme
Temizlik Fuarları, sektörde
İK standartları ve kamunun
dayanılmazlığı
Recep Ali Aksoylu
[email protected]
A
vukat Ebru Bostancıoğlu genel
hatlarıyla hizmet sözleşmelerini
yazdı bu sayıda. Haziran ayında yayımlanacak Hizmet’te ise “Alt İşverenlik” konusunu detaylı olarak ele
alacağız. Alt Yüklenicilik konusu sektördeki herkesin hem çok iyi bildiği, hem
de detaya inildiğinde pek bilinmeyen
bir konu. Açıkçası bilindiği zannedilen
bir konu... Yasa, yönetmelikler ne gerekiyorsa var. Var ama bu tarz yönetmeliklerin uygulamalarında her daim sorun
yaşanabiliyor. Alt Yüklenicilik konusunda
ulusal medyada, ekonomi dergilerinde
yazan, yorumlayan uzmanların dahi henüz netleşemediğini gözlemliyorum. Enhas Zabel’den İK Yöneticisi Saim Balbal
ve İş Sağlığı – Güvenliği Uzmanı Gülcan
Pilge’nin bu konuyu etraflıca ele alan
dosyalarını Haziran sayımızda paylaşacağımızı belirterek döneyim yazıma.
Her çift yılda bir Amsterdam’da düzenlenen ve sektörümüzün yakından izlediği
ISSA/ Interclean, “Endüstriyel Bakım
ve Temizlik Fuarı” bu yıl 26-29 Nisan
tarihleri arasında yapıldı. Krizin ertesinde
olmasının da etkisiyle fuar başarılı geçti.
ISSA’nın temizlik fuarı dünyada en başarılısı ama ağırlıkla tekli yıllarda olmak
üzere İtalya’da, Almanya’da, Polonya’da,
Çin’de alternatif birçok temizlik fuarı
daha yapılıyor. Zaman zaman yerli fuar
şirketlerimiz de hizmet, temizlik veya
benzer adlarda sektöre yönelik fuarlar
düzenlediler. Son yıllarda gelen görüşme
taleplerinden anlıyoruz ki, uluslararası
boyutta fuarları düzenleyen kurumlarda
Türkiye pazarını hedef almış durumda.
Araştırma yapmanın ötesinde reel adım
atanlar da var. Örneğin İtalyan kökenli
ama Avrupa’nın birçok ülkesinde lokal
olarak temizlik konusunda fuarlar düzen-
60
Hizmet Dergisi - May›s 2010
leyen “Afidamp”ın Pulire’si. İtalyanların
Türkiye temsilcisi Sentez Fuarcılık geçtiğimiz ay düzenledikleri kokteylde 30 Eylül - 02 Ekim 2010 tarihleri arasında Pulire Eurasia 2010 Profesyonel Temizlik
ve Hijyen Fuarını İstanbul’da düzenleyeceklerini duyurdu. Afidamp’ın sitesindeki
takvimde yer almıyor ama anons edilen
tarih zamanlama açısından doğru, umuyorum pazarımız için güzel bir başlangıç
olur. Aynı tarihlerde ISSA Türkiye temsilcisi olan NTSR Fuarcılık da Pulire’nin
temsilcileri gibi Türkiye’de alternatif fuar
düzenleme konusunda bilgi alışverişinde
bulundular. TESHIAD olarak sektör adına yapılacak her güzel ve doğru adımı
destekleme misyonumuz gereği her iki
kuruma da doğru bildiklerimizi paylaştık.
“Daha önce fuar düzenleyenlerin hiç
biri başarılı olamadı, bunlar da olamaz”
diyenleri yanıtlamak ve fuar organize
edenlere doğru yolu gösterebilmek adına konuyu biraz daha açmak istiyorum.
Yerli fuar firmalarının ve yabancı temsilcilerinin düştükleri ortak bir hata var.
“Fuarda kimler yer alacak, yanı kimler
stant yeri satın alacak.”
Amsterdam ISSA dahil Avrupa’da temizlik ile ilgili bir çok fuara katıldım, hiç
birinde hizmet firması yoktu. Temizlik
başlığı altında yapılan fuarlar, makine ve
kimyasalcılar başta olmak üzere sektöre
tedarikçi olan firmaların ürün yelpazelerini, geliştirdikleri yeni ürünleri ziyaretçilerin mukayese yapmasına zemin
oluşturdukları ve demo yaptıkları organizasyonlardır. Fuar düzenleyecekler
de bu çerçevede pazarlama karmalarını
oluşturarak yola çıkmalılar. İtalyanların
sektörde var olan hatırı sayılır miktarda İtalyan üreticiyi de beraberlerinde
Türkiye’ye getirebileceklerini düşünerek, ISSA’nın da Amsterdam’da binlerce
metrekare verdiği dünya markalarından
5-6’sını Türkiye’de pilot olarak değerlendirebilmesi halinde başarılı olabileceklerini düşünüyorum. Bir kere pazar
Avrupa’da doyma noktasında ve çevre
ülkelerle beraber sektörün iştah kabartan bölgesi bizim coğrafyamız. Biri çiftli
yıllarda, diğeri tekli yıllarda yapılacak bu
iki fuarın sektöre olduğu kadar Türkiye
turizmine de yadsınamayacak katkıları
olacak.
Yabancılar pazarımıza ilgi duyarken
(önce makine, kimyasal, hizmet firmaları gelmeye başlamıştı) haklı olarak
sağlıklı verilere dayanan iş planlarını da
yapmak istiyor. Zaten tarafımıza yönelttikleri ilk soru da, pazarımızın hacmine
dair rakamlardı. İş kolumuzda mesleki
standartların tanımlanması için geçen yıl
görüşmelerde bulunduğumuz MYK toplantılarında da hacme dair konular gündeme gelmişti.
Maalesef diğer birçok iş kolunda olduğu gibi temizlik ve hizmet iş kolunda da
sağlıklı verilerimiz yok. Ama el – göz
yordamıyla da olsa biliyoruz ki sektördeki hacimsel ağırlık; verilen hizmetin
kalitesi, kullanılan kimyasal ve ekipmanın standardı düşük de olsa kamudadır.
Çünkü özel sektörün bir fabrikasının, bir
AVM’nin istihdam ettiği temizlik personelinin kat be kat fazlası, üniversitelerde,
hastanelerde, adliyelerde, belediyelerde
görev yapıyor. Öyle ki, 13 bin civarında
temizlik personeli istihdamıyla pazarımızın açık ara hacimsel lideri olarak gördüğümüz ISS firmasının istihdam değerlerine sahip kamuda çok sayıda firmanın
olduğu ifade ediliyor. Bu firmalar büyük
oranda İstanbul merkezli değil. Sahipleri
genelde sektörden de gelmiyor ve sektörün tanınmış kimlikleri, hatta malzeme
tedarikçileri tarafından da tanınmıyorlar.
Çünkü 3-4 bin çalışanıyla kamuda hizmet gören bir firma, piyasada 300-500
çalışanı olan bir firma kadar kimyasal
veya ekipman tedarikinde bulunmuyor
ve de makine parkına sahip değil. Bu
tarz firmalar hakkında sağlıklı veri edinilemediği için sektörün hacmi konusunda
bilgi yetersizliğimiz var. Ancak kamunun
daha rasyonel hizmet alma sürecine girmesi, MYK’nin oluşturacağı standartların
gerçekten kullanılıyor olacağı günlerde
bu veri tabanı ancak oluşabilecek.
Yeni bir yazı için tuşlara dokunmaya başladığımda yazı bir çırpıda bitiverir. Oysa
bu kez farklı oldu.
İş yoğunluğum nedeniyle burada mola
vermişim. Üç tam gün sonra fırsat bulup yeniden yazıya döndüğümde, tam da
son paragrafta paylaştıklarımla örtüşen
bir anekdot yaşadım bugün. Anekdotu
bana yarıda kalmış yazıma dönmemi
anımsattığı için değil, dergimizin bu sayısında Temizlik sektöründe İK yaklaşımlarının da ele alınacağını bildiğimden
özellikle paylaşacağım.
Yeni başladığımız bir proje için arkadaşlarımız proje yöneticisi ilanı vermişler.
Uygun gördüklerine randevu vererek
görüşüyorlar. Randevu verilmeyen bir
aday sabah direkt ofise geldi. O an için
en uygun ben olduğumdan adayla ben
görüştüm.
Sormadım ama aday arkadaşın deneyiminin çok büyük kısmı kamuda geçtiği için
bizimkilerin görüşmeye davet etmeye
gerek duymadıklarını tahmin ediyorum.
Çünkü hizmet verdiğimiz özel sektöre
ait hiçbir endüstriyel kurumun, sitenin
veya AVM’nin yöneticisi kamudan gelen bu arkadaşlarla vereceğimiz hizmeti
yeterli bulmaz. Kamuda istihdam edilen
asgari ücretli temizlik işçisine dokunulmazlığı (yine de genelleme doğru değil)
nedeniyle iş buyuramayan, sadece basit
genel yüzey temizleyici dışında kimyasal
kullanmadığı için amaca uygun kimyasalı
tanımaktan ve çözüme odaklılıktan uzak,
bu tarz kimlikleri maalesef önyargıyla görüşmeye dahi davet etmiyoruz. Bu durumu tam kurumsal bir işletmede görev
yapmış, iyi bir eğitime sahip, üstlendiği işi
fevkalade başarıyla yerine getirebilecek
iş görenler için de uyguluyoruz ne yazık
ki. Çünkü dış kaynağa gereksinim duyan
ve kullanan kurum, önceden tanımlanmamış olası bir sürü konunun çözümünü de sağlayacak personeli, üstelik düşük
maliyetle istihdam etmenizi bekler. Tıpkı,
asgari ücretle istihdam ettirdikleri personelden iş başladıktan sonra bir sürü sertifikalarının olmasını bekledikleri gibi…
Tıpkı, sözleşme kapsamında olmamasına
rağmen çözümünü sizden bekledikleri
konular gibi. Bu açıdan tam kurumsal
bir organizasyonda görev almış, belli bir
konuda ihtisaslaşmış kimlikler, işimizde
büyük oranda standartlarımız olmadığı,
üstelik görevini yapmaya çalışırken kimi
işveren vekillerince de hor görülmeyi
sindiremedikleri için başarılı olmak bir
yana devamlılık gösterememektedirler.q
Bir proje yöneticisi adaydan edindiklerimi yazayım derken, sektörün İK konu-
sundaki derin mevzularına daldım bile.
Adayımız bir kamu hastanesinde 3 yıldır
Temizlik Proje Müdürü. 14 yılda 10’dan
fazla temizlik şirketinde çalışmış. Çalıştığı şirketlerden bazılarının isimlerini
bile anımsamıyor ama ayrılmayı kafaya
koyduğu bu işten ayrıldığında işsiz kalmayacağına da inanıyor. Çünkü bu tarz
çözümsel katkı sağlanmaya gerek olmayan kamu projeleri için biçilmiş kaftan
gibi böyleleri. Kariyer (!) basamaklarında
ne hikmetse hepside birkaç kez Ecolab
veya Diversey’in eğitimlerine de katılmışlar üstelik. Adayımızın görev yaptığı
hastanede yaklaşık bir ay önce bir personelimiz operasyon geçirdiğinde ziyaretine gitmiştik. Bir ara hepimiz birden
koridorda mop yapan temizlik elemanı
bayana odaklandık. Tekrar tekrar yıkanıp
kullanılabilecek kadar diri olan mopu biraz kirlendiğinde çıkarıp çöpe atıyordu.
Tuhaftı. Bir yandan kamuda düşük fiyat
ve hizmet kalitesinin yetersizliğinden
bahsediyoruz, bir yandan da bizlerin çok
daha zor projelerde yıkamak suretiyle
birden çok kez kullandığı malzeme burada çöpe atılıyordu. Hani perhiz-lahana
turşusu misali; maliyet kalite ilişkisi konusunda tüm bildiklerimizle çelişiyordu gördüğümüz. Bunu anımsattım adayımıza.
Dürüstçe anlattı; “ Yarısı temizlik, yarısı
da veri ve diğer branşlarda olmak üzere
850 kadar personelim var. Kullandığımız
malzeme ve ekipmanı hastane yönetimi
tedarik edip bize verir, biz de kullanırız.
En azından bizim hastane için söyleyebilirim ki, hastanemizin hemşireleri personelimize çok üst düzeyde temizlik eğitimi
de veriyor olmalarına rağmen genellikle
temizlik kalitesinden kimse memnun
değildir. Çünkü personelin bazıları birilerinin adamıdır, bu yüzden işini layıkıyla
yapmadığında müdahale etmekten çekiniriz. Zaten işini yapmasa da yasal kurallar onu işten çıkarmamıza izin vermez.
Bu yüzden bazıları işi özellikle aksatır ki,
dayanamayıp çıkışını verelim de, işe geri
dönüş davasıyla tazminat kazansın. Makine konusuna gelince projede 3 tane
makinemiz var ama acil servisinin dışında
denetim gibi durumlar olursa ancak depodan çıkarıp kullanırız.”
Hadi bir cümle de patronu hakkında
söylediklerinden alayım buraya. “Ayda
bir kez bizim projeye uğrar. Proje dediysem idareye... Asıl işi nedir bilmem, ama
maaşlarımız gününde ödenir. İşçi maaşı-
nı zamanında alıyorsa, şirketin unvanının
değişmesi, sigortasının eksik yatırılmasının da farkına bile varmaz.”
Nerden nereye. Sektörel fuarlar, nitelikli hizmet, sektörün hacmi, İK yaklaşımı
derken kendimizi kamunun dışarıdan aldığı işin sorgulamasında buluverdik.
İdarenin malzemeyi temin etmesi normal bir prosedür mü? Yoksa temizlik adı
altında yapılan ihalede işi almak (veyahut vermek) adına fiyatın bilerek düşük
tutulmasının, prosedürlere uydurularak
telafi edilmesi midir?
İstihdam ettirilen (bal gibi bordrolama
hizmeti) personelin eğitimini, yönlendirmesini (yönlendiremediği de belli)
kamu kendi personeliyle sağlayacaksa;
dış kaynak kullanımının temel ilkesi olan,
“kurumlar kendi asıl fonksiyonlarını daha
iyi icra edebilmek için bazı hizmetleri o
konuda uzman olan kurumlardan daha
ekonomik maliyetlerle satın alırlar” ilkesiyle bu uygulama ne kadar bağdaşmaktadır. Soruları uzatmak mümkün ama
nasılsa meramı anlatabilmek için bu kadarı yeterli. Bir de mevzuyu anlayıp, bilip
de eli kolu bağlı olan kamu kurum yöneticileri de var.
Buyurun bir örnek. Geçen yıl tanıştığım
bunlardan birine TESHIAD kartvizitimi
vermiş, sohbete koyulmuştum. Bin ah
işit misali, o kadar dertliydi ki yönetici.
Şimdi kelimesi kelimesine cümlelerini
anımsayamayacağım ama üç aşağı beş
yukarı ifade etikleri hiç aklımdan çıkmadı. “Arada unvan değişikliği yapar ama
yıllardır aynı firma taşeronumuzdur. Firmadan yeterli hizmeti alamadığımızdan
çalışmak istemiyoruz ama ihale koşullarını sağlıyor ve devam ediyor. Madem bu
konunun derneğisiniz, TSE ile falan bir
araya gelseniz de bu işin standartlarını
öyle bir hale getirtseniz ki, gerçekten hak
etmeyenlere işlerimizi vermek zorunda
kalmasak.”
Bir STK olarak böyle bir gücümüzün
olmadığını o da biliyordu elbette. Ama
belki duyarlar, belki bir nebze olsun sağ
duyu hakim gelir de, gerekli yasal zemini
(doğru tanımlanmış işi, doğru bedelle layıkıyla yapacak olana adil bir seçimle ihale etmeyi) oluşturmak için adım atarlar
ümidiyle biz karınca kararınca yazmaya,
dilimiz döndüğünce mırıldanmaya devam edeceğiz.
Bereketli, kazançlı, keyifli işler dileklerimle.
Recep Ali Aksoylu
Hizmet Dergisi - May›s 2010
61
Makale- Sağlık ve Hijyen
Endüstriyel hijyenin temininde
temizlik işçisinin önemi
Dr. Hale Erel
[email protected]
A
rtan bir ivmeyle globalleşen
dünyamızda gittikçe artan nüfus, yaşamlarını giderek daha
çok ortak yaşanılır alanlarda, kalabalık
topluluklar halinde sürdürür olmuşlardır.
Birden çok gruptan yaşayanın aynı çatı
altında bulunması kaçınılmaz hale gelmiştir. Kalabalık ve bir arada yaşam, ciddi hijyen sorunlarına neden olmaktadır.
Dolayısıyla da ortak mekanların işyeri
hijyeni ve sağlık sorunu “ortak” bir sorun
olmaya başlamış, çözümün de bireysel
değil ortak bir çözümle sağlanabileceği
kabullenilmiştir. Kabullenilmekte ama işyeri ortak sağlık ve hijyen sorunları hala
ciddi olarak karşımızda çözüm bekleyen
bir sorun halinde durmaktadır.
Günümüzde yaygın bir şekilde, aslında
“bir kuruluşun sahibi olduğu işyerlerinde” birden fazla alt kuruluş faaliyette
bulunmakta, taşeron veya farklı adlandırmalarla o kurum adına uzmanlık
alanlarında çeşitli yetenek ve beceride
elemanlarıyla hizmet vermektedirler.
Temizlikçi, güvenlik elemanı, makine
veya tesisatçı… Farklı tüzel kişiliklerin
mensubu olan bu çalışanlar aynı kapıdan
giriş ve çıkış yapmakta, aynı ortamı paylaşmaktadırlar.
Bağlı oldukları tüzel kişilikler farklı olsa
da, çalışılan ortamı “ortak işyeri” olarak
nitelemek yerinde olacaktır. Bu ortak
işyeri bir üretim birimi değil de; bu alanları kullanarak yaşamlarını sürdüren, alış
veriş veya satış yapan, sağlık sorunlarına
çare bulmak için hastanelerde bulunan
hastaları, eğitimlerini sürdüren öğrencileri, akademisyen ve diğer görevlileri de
ilave edersek karşımıza çok büyük bir
62
Hizmet Dergisi - May›s 2010
“Tüm iş kazaları ve meslek hastalıkları eğitim görmüş temizlik
elemanlarının uygulaması ile tamamen veya tamamına yakın
oranda önlenebilir. “
heterojen yapı çıkmaktadır.
Bu durumda farklı işverenlerin ortak işyerinde çalışanlarının iş sağlığı, iş güvenliği ve çevre önlemlerinin bireysel olarak
nasıl yürütebileceği sorusu karşımıza
çıkıyor. Her şeyden önce ortak yaşam
alanlarında bireysel değil ortak bir uygulama doğru olanıdır ama kim neden, ne
kadar sorumlu olacaktır sorusunun da
yanıtını bulmamız gerekiyor.
Ortak iş yerleri ve yaşam alanlarında çalışanların hakları ve yükümlülükleri iş kanunu ve yönetmeliklerde çok açık olarak
belirtilmiştir. Burada anlatmaya çalışacağım konu çalışanın sağlık sorunları ve
en az hata ve kayıpla bu soruna çözüm
önerme yolları olacaktır. Bir iş yerinde
(okul –hastane-alışveriş merkezi- toplu
taşıma-eğlence merkezleri- fabrikalar)
birden fazla işverenin çok sayıda çalışanının sağlık sorunları ve sağlık sorunlarını
direkt olarak ilgilendiren “hijyen” konusu
büyük oranda önem arz etmektedir. Bu
konuda ortak yaşam alanlarında faaliyette bulunan birden fazla işverenin hızla
ortak yaşama kültürünü benimsemeleri
ve hijyen konusunda da ortak kararlarla
çözümü yetkilisine yaptırmaları gerekir.
Bunu sağlayacak olan, ya da sağlanmasında görevlendirilecek olan temizlik
işçilerinin öncelikle bu işlevi sağlayacak
ehliyette olması gerekir ki, işte asıl yetersizlik de bu noktadadır. Ülkemizde
de artık diplomalı, sertifikalı temizlik işçilerinin gerekmesi, mesleki standartların
oluşturulmuş olması bir anlamda bu ihtiyaçtan da kaynaklanmaktadır.
İşyeri çalışanlarını tehdit eden hijyen
konusunun detayına girmeden endüstriyel hijyenin tanımı üzerinde durmak
istiyorum. Yaygın olarak, “sağlığa zarar
verecek ortamlardan korunmak için
yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik
önlemlerinin tümü” hijyen olarak tanımlansa da, hijyen endüstride; “işyerinde
oluşan, hastalığa neden olan, sağlık ve
iyilik halini bozan, işçiler ve toplumdaki
bireyler arasında önemli ölçüde huzursuzluk ve verimsizlik yaratan çevresel
faktörleri (ortam koşullarını) ve stresleri
gözlemleyen (tanıyan) değerlendiren ve
kontrol altına alan bir teknik, sosyal bilim
ve sanat” olarak tanımlanmaktadır. Tüm
iş kazaları ve meslek hastalıkları eğitim
görmüş temizlik elemanlarının uygulaması ile tamamen veya tamama yakın
oranda önlenebilir. Bunları önleyebilecek en önemli kişi eğitimli temizlik elemanıdır. Bunun için de sağlığı ve güvenliği korumada belirtilen kurallara eksiksiz
uyulması gerekmektedir. Kurallara isteyerek ve yeterince uyulmadığı takdirde
işyeri çalışma ortamında bulunabilecek
zararlı ve zehirli, gaz, toz, duman, mist
şeklindeki kimyasal maddelerden etkilenilebilmek kaçınılmazdır.
İyi bir hijyen (temizlik, sağlık bilgisi) daima gereklidir. İşyerindeki lavaboları,
duşları, tuvaletleri, soyunma odalarını en
iyi şekilde kullanmak her bir çalışanın sorumluluğudur. Zehirli kimyasal maddelerle, sıcakta ve kirli işlerde çalışan işçiler
için iyi bir hijyen (temizlik) temel şarttır.
İyi bir kişisel hijyen uygulaması için,
şunlar her zaman hatırlanmalıdır:
Temiz, içilebilir su kullanmak, soyunma
odasında, tuvaletlerde veya tehlikeli
maddelerin kullanıldığı yerlerde asla bir
şey yememek, eller ve vücudun kimyasal maddelere maruz kalan bölümlerini düzenli olarak yıkanması ve günlük
kişisel temizliğe önem verilmesi birçok
hastalığı önlemektedir. Uygun iş elbisesi
ve iş (güvenliği) ayakkabısı giyiymeli, iş
elbiseleri ve iş dışında giyilen elbiseler
karışmamalı, iş elbiselerini, havlu ve benzerleri özellikle zehirli veya zararlı maddelerle kirlenmişse (özel olarak diğer
çamaşırlarla karıştırtmadan) temizlettirin, koruyucu maskeleri, gözlükleri, eldivenleri, kulak koruyucularını, vb., uygun
şekilde kullanmalı, düzenli eksersizlerle
fiziksel sağlık korunmalıdır.
Tehlikeli tozlarla çalışanlar, işten sonra
duş almalı ve saçlarını da yıkamalıdır.
Kirli iş elbiseleri düzenli olarak değiştirilmelidir (temizletilmelidir). İşte ve iş
dışında farklı elbiseler giyilmelidir. Tuvaletler, lavabolar, duşlar vb. düzenli
olarak temizlenmelidir. Bunların temiz
bulundurulması elbette tüm çalışanların
işbirliğini, dikkatli ve özenli kullanmayı
Temizlik, bakım ve onarım
gibi işlerde çalışsan ekibin
yeterli ve yetkili olması
ve buna uygun ekipmanla
çalışması, özel kıyafetler
ve koruyucu malzemeekipmanı kullanması iş
kazalarını büyük oranda
engelleyecektir.
gerektirir. Grip ve bağırsak şikayetleri
bir işçiden diğerine hızla yayılabilir. Grip
olanlar, kuvvetli (akut) bağırsak şikayetleri olanlar veya bulaşıcı bir rahatsızlığı
olanlar derhal işyeri hekimine durumu
bildirmelidir. Çözücüler, tinerler, alkaliler
veya makine yağları gibi maddeler asla
cilt temizlemek için kullanılmamalıdır.
“... genel olarak iş sağlığını
tehdit edebilecek tehlikeler
çok farklıdır ve çalışanın bunlarla teması, temas süresi ve
tekrarı oldukça etkendir. Temizlik elemanının bilgili ve
yetkili olması, olası işyeri kazaları ve zehirlenmelerinin tamamıyla önüne geçecektir.”
İşyeri uygulamalarında çoğu kez “kişisel
hijyen” ile “endüstriyel hijyen”, diğer bir
ifade ile “iş hijyeni” nin bire bir örtüştüğü, aynı şeyi ifade ettiği sanılmaktadır.
Oysa durum çok farklıdır. Önce, genel
olarak iş sağlığını tehdit edebilecek tehlikeler çok farklıdır ve çalışanın bunlarla
teması, temas süresi ve tekrarı oldukça etkendir. Temizlik elemanının bilgili
ve yetkili olması, olası işyeri kazaları ve
zehirlenmelerinin tamamıyla önüne geçecektir. Su ve dezenfektan olmadan
temizlik olmaz diye düşünürsek kullanılan dezenfektanların niteliği ve öne-
mi aşikardır. Kullanılan temizleyicilerin
direkt cilde teması, solunum yolu ile
inhale edilmesi veya ağız yolu ile alınması tedavisi mümkün olmayan sonuçlara
yol açabilmektedir. Bundan dolayı kullanılacak dezenfektanların kanserojen
olmadığının kesinlikle kanıtlanmış olması
gerekmektedir. Özellikle yer ve tavan
temizliği esnasında kullanılan maddelerin
buharlaşma yolu ile solunması ve direkt
akciğerlere teması ciddi akciğer hastalıklarına neden olabilmektedir. Temizlenen
ıslak yüzeyde sıklıkla karşılaşılan travma
ortopedik kırıklara neden olmakta ve
kafa travmalarının nedeni de olabilmektedir. Kapalı yerlerin, örneğin baca su
deposu temizliği esnasında meydana
gelen ölümler genellikle oksijensizlikten
kaynaklanmaktadır.
Temizlik, bakım ve onarım gibi işlerde
çalışsan ekibin yeterli ve yetkili olması ve
buna uygun ekipmanla çalışması, özel kıyafetler ve koruyucu malzeme-ekipmanı
kullanması iş kazalarını büyük oranda
engelleyecektir. Uzun sure solunan gazların ki bunlar yoğunlaştırılmış, zamanla
buharlaşan korozif maddeler, akciğer
kanseri ve bronşitlere neden olduğu bugün bilinen gerçeklerdir. Zehirlenmeler
iş yeri kazalarında ayrı bir önem taşımaktadır. Hem zehirli maddelerin yanlışlıkla
vücuda alınması (ağız yolu, soluma veya
cilde temas) hem de uzun süreli olarak
temas zehirlenmelerin en büyük nedenidir. Demek ki kişisel hijyen ile iş hijyenin
kapsamı farklıklar göstermektedir.
Tüm bu yazdıklarımızdan yola çıkarak
bir sonuca ulaşırsak işini bilen eğitimli
ve deneyimli temizlik elemanlarıyla hem
daha iyi bir sonuca ulaşılacak, hem de
iş kazası dediğimiz sağlık sorunlarına
daha az neden olunacak, sağlık sorunlarıyla daha az karşılaşılacaktır. En önemli
yansıması da iş gücü kaybının azaltılması
olacaktır.
İş Kanunu’nun 82. maddesi ile yasal bir
zemine kavuşan iş güvenliği uzmanlığına ilave olarak, bir gün ülkemizde de
iş hijyeni bilim ve sanatı ile uğraşacak
yeterli sayı ve nitelikte “iş hiyenisti”nin
yetiştirilmesi ve iş yerlerinde bunlardan
yararlanılacağı sağlıklı, huzurlu, bereketli
iş günleri diliyorum.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
63
Makale- Hizmetin Hukuku
Hizmet sözleşmesinin feshi,
“asıl işveren”in sorumluluğu
Avukat Ebru Bostancıoğlu
G
ünümüzün ekonomik rekabet
ortamı ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak tüm
alanlarda daha ucuz maliyetli, kaliteli ve
daha hızlı hizmet üretimi zorunlu hale
gelmiştir. Bunun doğal sonucu olarak
bazı yeni üretim ve çalışma ilişkileri ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan bu yeni ilişkiler
sonucu İş Kanunu’muzda da bazı değişiklikler zorunlu olmuş, bu yeni ilişkiler
sonucu ortaya çıkacak ihtilaflara çözüm
getirilmesi yoluna gidilmiştir. Bunlardan
biri de “asıl işveren” ve “alt işveren”
ilişkisidir. Burada öncelikle önce asıl işveren, alt işveren ilişkisinden bahsetmek
istiyorum.
Asıl işveren –alt işveren ilişkisinde Yargıtay İçtihatları’na göre alt işveren kavramı
her şeyden önce bir asıl işverenin varlığını, bir başka işverenin yani alt işverenin, asıl işverene ait işin bir bölümünü
yapmayı üstlenmesini ve asıl işverene ait
işyerinde veya işyerinin bir bölümünde iş
alanın, kendi adına sigortalı çalıştırmasını
gerektirmektedir. Burada önemli olan
asıl işverene ait işin, alt işveren tarafından kanunun aradığı koşullarda yapılmış
olmasıdır. Belirtilen bu unsurlardan birinin dahi eksikliği taraflar arasında alt işveren ve asıl işveren niteliğinde bir ilişkinin kurulmasını engeller. Bu durumda da
gerek İş Yasası gerekse Sosyal Sigortalar
Yasası ile asıl ve alt işveren ilişkisine bağlanan hukuki sonuçlar elde edilemez.
1475 sayılı
4857 sayılı
getirmiştir.
ren ve alt
64
İş Kanunu’ndan farklı olarak
İş Kanunu bazı yeni kurallar
Bu kurallara göre asıl işveişverenin durumları ve so-
Hizmet Dergisi - May›s 2010
rumlulukları belirlenmiştir. 4857 Sayılı İş
kanunu’na göre;
• Alt işveren kullanımının sadece işletmenin ve işin gereği ile teknolojik uzmanlık gerektiren işlerde mümkün olduğu kabul edilmiştir.
• Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak haklarının kısıtlanamayacağı ilkesi getirilmiştir.
•Daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamayacağı
kuralı benimsenmiştir.
Aksi halde ve genel olarak asıl işveren ve
alt işveren ilişkisinin muvazaalı bir işlem
olduğunun tespit edildiği durumlarda alt
işverenin işçileri başlangıcından itibaren
asıl işverenin işçisi kabul edilerek işlem
göreceklerdir. Yargıtay’a göre muvazaa;
“açıklanan beyanların gerçek maksatlarına uymadığını bildikleri halde, akidlerin
kastettikleri durumdan başka bir hukuki
ilişkide kendilerini anlaşmış gibi göstermiş olmaları halidir”. Taraflar arasında
işlem iradesi mevcut değildir. Aksine tarafların iradesi muvazaalı işlemin geçerli
olmaması konusunda birbirine uyumludur. Bu nedenle görünürdeki, muvazaalı işlem taraflar arasında geçersiz olup,
hüküm ve sonuç doğurmaz.
İş Kanunu’nun 2. maddesinin 6. fıkrası
alt işverenin işçilerine alacaklarını hem
asıl işverenden hem de kendi işverenleri olan alt işverenden isteyebilmeleri konusunda bir güvence getirmiştir.
İş Kanunu’muz küçük sermaye sahibi
olan alt işverenlerin, işçilerine sorumluluklarını yerine getiremez hale düşmeleri halinde, işçileri korumak amaçlı olarak
asıl işverene sorumluluk yüklemiştir. Bu
sorumluluk müteselsil sorumluluktur ve
birlikte sorumluluk esasına dayanır. Bu
durumda asıl işveren de alt işveren de
alt işverenin işçilerinin hak kazanacakları
alacakların tamamından aynı derecede
sorumludurlar. Asıl işveren aralarındaki
sözleşme gereği alt işverene gereken
ödemeleri yaptığını ileri sürerek borçtan kurtulamaz veya borcun bir kısmının
kendine bir kısmının alt işverene ait olduğunu ileri süremez. Ancak müteselsil
sorumluluk kuralı gereği asıl işveren yaptığı fazla ödemeleri rücu davası yoluyla
alt işverenden isteme yoluna gidebilir.
Asıl işverenin müteselsil sorumluluğu
cezai sorumluluğu kapsamamaktadır, sadece hukuki yöndedir.
4857 sayılı İş kanununun 2/6 maddesinin son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt
işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili
olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden
veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş
sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur.
Bunun anlamı sözleşmenin feshi durumunda mahkemenin işçi adına belirlediği
ihbar, kıdem, kötüniyet, işe iade sonucu
işe başlatma tazminatları ile ücret, fazla
çalışma hafta tatili, bayram ve genel tatil,
yıllık izin, ikramiye, prim, yemek yardımı,
yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından
asıl işveren de alt işverenle birlikte sorumlu tutulacaktır.
Yalnız burada dikkat edilmesi gereken
önemli bir husus bulunmaktadır; Asıl
işveren ve alt işveren ilişkisinin mevcudiyeti, asıl işverenin alt işverenin işçilerinin
hak kazanacakları alacaklardan sorumlu tutulabilmesi için yeterli değildir. İş
Kanunu’na ve Yargıtay İçtihatları’na göre,
sözleşmenin işverence feshi halinde, asıl
işverenin alt işveren ile birlikte sorumluluğunun şartı, alt işverenin işçilerini sadece asıl işverene ait işyerinde veya eklentilerinde çalıştırmasıdır. Eğer bu şart
yoksa, alt işverenin işçileri asıl işverenin
işyerinde veya eklentilerinde çalışmamış
iseler, asıl işverenin alt işverenle birlikte
sorumluluğundan bahsedilemez.
İşverenlerin iş sözleşmesini feshederken
dikkat etmeleri gereken, Yargıtayında önemsediği çok önemli bir noktaya
da değinmek istiyorum. 4857 Sayılı İş
Kanunu’nun 18. maddesinde, iş sözleşmesinin işveren tarafından işletmenin,
işyerinin ve işin gereklerinden kaynakla-
rilen sebebin geçerli olmadığı iddiasında
bulunacaktır. Bu durumda işveren feshin
biçimsel koşullarına uyduğunu, içerik
yönünden feshin nedenlerinin geçerli
(veya haklı) olduğunu kanıtlamak durumunda kalacaktır. Yani feshin kaçınılmaz
olduğunu mahkemede ispatlamak zorundadır.
nan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. İşveren
amaç ve içeriğini belirlemekte serbest
olduğu işletmeye ilişkin kararlar alabilir.
Ancak, işletmesel karar sonucunda, tedbir olarak düşünülen feshin zorunlu hale
gelmiş olması gerekir. Başka bir anlatımla
işverenin fesih konusunda keyfi kararları
yargı denetimine tabidir.
Öte yandan, işletmeye ilişkin kararla
varılmak istenen hedefe fesihten başka
bir yolla ulaşmak mümkün ise, fesih için
geçerli bir nedenden söz edilemez. Fazla çalışmalar kaldırılarak, işçinin rızası ile
esnek çalışma biçimleri getirilerek, işçiyi
başka işte çalıştırarak ya da meslek içi
eğitime tabi tutarak amaca ulaşma olanağı var iken feshe başvurulmaması gerekir. Kısaca, “fesih son çare olmalıdır”
ilkesi gözetilmelidir.
Yargıtay, içtihatlarında iş sözleşmesinin
geçerli bir neden olmadan feshini iddia
ederek haklarını isteyen işçilerin açtıkları davalarda, özellikle yukarıda bahsettiğim noktaya dikkat etmekte ve feshin
son çare olmadığının tespit edilmesi
durumunda işveren aleyhine davayı
sonuçlandırmaktadır. Ki bu da hem asıl
hem alt işverenin işçi tarafından kazanılan davada tüm alacaklarından sorumlu
tutulması anlamına gelmektedir.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 20/2 maddesinde açıkça feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü işverene verilmiştir.
Çünkü fesih sonrası işçi açacağı davada
fesihte sebep gösterilmediği veya göste-
Alt işveren ile asıl işveren arasında yapılan taşeronluk sözleşmesinde hak ve
yükümlülükler net belirlenmelidir. Genelde sözleşmeler Ana İşverenler tarafından hazırlandığı için uygulamada Taşeron – Alt yüklenicinin haklarını koruyan
maddelerin sözleşmelerde yer almadığına şahit oluyoruz. İşi alabilmek için alt
yükleniciler kendi hak ve menfaatlerini
koruyacak maddelerin sözleşmeye dahil
edilmesini çoğu kez talep edememektedir. Kimi alt işveren bu bilinçte olmadığı
için sözleşmede menfaatlerini koruyacak
talepte bulunamazken, kimisi de talep
etsem, nasılsa kabul edilmez, işten de
olurum diye önüne konan sözleşmeyi
imzalamaktadır. Alt Yüklenicilerin bu
yaklaşımları, İşverenleri daha da ileri götürtmekte, birçoğu İş Kanunlarımızada
aykırı detayları sözleşmeye yazarak alt
yükleniciyi baskı altına almaktadırlar.
Bu yaklaşımla elini taşın altına koyan,
sorumluluk ve riskin çoğunu üstlenen
Taşeron-Alt Yüklenicinin sözleşme imzalamadan hukuki destek alması gerekir.
Açıkçası sözleşme nasıl iki taraf arasında
akdediliyorsa, sözleşmeye taraf olan her
iki kurum ya da kişi için hakkaniyetli bir
şekilde üzerlerine düşen yükümlülüklerini, hak ve menfaatlerini, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri durumunda
ne gibi sonuçlar doğacağı belirtilmeli,
özellikle yükümlülüklerini yerine getirmeye zorlamak amacı ile bir cezai şart
da sözleşmeye eklenmelidir. Elbette zorunlu değildir.
Asıl işveren alt işverenle yaptığı taşeronluk sözleşmesini alt işverenin sözleşmedeki yükümlülüklerine herhangi bir aykırı davranışı yani kusuru bulunmadıkça
feshedemez. Sözleşmeyi haksız sebeple
feshettiği takdirde hukuken iyi niyetli
olarak kabul edilemez. En basitinden Alt
işverenin asıl işverenle aralarındaki taşeronluk sözleşmesine dayanarak işçilerini
o işte çalıştırmaya başlamış ve iş gereği
belli masraflar ve yatırımlar yapmış olması durumunu ele alalım. Asıl işverenin
tek taraflı olarak bu taşeronluk sözleşmesini örneğin 5 ay sonra feshetmesi
durumunda, alt işveren o proje ve iş
için yapmış olduğu yatırım masraflardan,
ileriye dönük borçlanmalarından dolayı
zarara uğrayacaktır. İşte bu durumda
alt işveren haksız fesih sebebi ile asıl işverene o iş ve proje için o güne kadar
yapmış olduğu ve yapmayı taahhüt ettiği
masraf ve yatırımlardan doğan zararının
giderimi için dava açabilir. Bunun tazminini isteyebilir. Bu durumda asıl işveren,
sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini
yani alt işverenin kusurlu olduğunu, yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve
fesih sebebinin haklı ve geçerli bir sebep
olduğunu kanıtlayamazsa davayı kaybedecek ve alt işverene tazminat ödemek
durumunda kalacaktır. Aynı zamanda
asıl işverenin kusurlu ve iyiniyetli olmadığı tespit edilirse, sözleşmeden doğan
cezai şartı da alt işverene ödemek durumda kalacaktır. Bu durumda bahsettiğimiz gibi sözleşmenin feshi ve başka bir
taşerona işin devredilmesi durumunda
da alt işverenin işçilerine karşı müteselsil sorumluluğu devam etmektedir. Alt
işveren işçilerine karşı kıdem ve diğer
haklarını ödedikten sonra asıl işverenin
haksız feshi tespit edildiğinde yani kusurlu olduğu ve iyiniyetli olmadığı anlaşıldığında rücu davası açarak yapmış olduğu
ödemeyi asıl işverenden talep edebilecektir. Kanun ve içtihatlarımız bu şekilde
taşeronluk sözleşmelerinin asıl işveren
tarafından keyfi olarak feshini önleme
yoluna giderek bu durumlarda alt işverenin mağduriyetini gidermeye çalışmakta
ve alt işvereni taşeronluk sözleşmesinin
asıl işveren tarafından haksız feshine karşı korumaktadır. Bu durumda taşeronluk
sözleşmesi feshedilirken asıl işverence,
bunun gerçek ve haklı bir fesih olup
olmadığı göz önüne alınmalı, sonuçları
düşünülerek haksız fesihten kaçınılmalıdır. Alt işveren bu durumda yasalarımız
ve içtihatlarımıza dayanarak yargı yoluna
gidecek ve zararını tazmin edebilecektir.
Bu hakka da her zaman sahiptir.
Bana konuyla ilgili sorularınız için
[email protected] adresime
yazabilirsiniz.
Hizmet Dergisi - May›s 2010
65
Yeni Üyeler
TESHİAD’a 4 ayda 14 yeni üye
Teshiad, Dernek Yöneticisi Engin Balkaya, “ Teshiad’a üyelik aidatlarının 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren aylık 30 TL’ye düşürülmesinden sonra derneğimize 14 yeni üye katılımı oldu” dedi. Balkaya, Hizmet’e yaptığı yazılı açıklamada, “Yönetim Kurulumuzun
dernek aidatımızın yüksekliği nedeniyle sektörümüzün birçok firmasının dernek üyesi olamamasını dikkate alıp hizmet firmaları için
aylık aidatı düşürmesi, üstelik de yaşanan bir kriz döneminde bunu uygulaması sektörde karşılığını buldu. Yılbaşından bu yana 14
yeni üye kazandık. Halen de 5 firma katılım evraklarını tamamlıyor. Bu derece katılımın olması sevindirici, katılımın aynı hızla artacağını düşünmekteyiz. Sektörümüze daha iyi hizmet verebilmek, sektör adına etkinlikler düzenleyebilmek, disiplinlerin oluşmasına
katkı sağlayabilmek ve sektörümüzü daha güçlü temsil edebilmek için nitelikli sektör firmalarının derneğimize katılımının devamını
bekliyoruz” ifadesini kullandı.
Ersin TopakStar Temizlik Makinaları
Ersin Topak 1973 İstanbul doğumlu.
Öğrenimini İstanbul’da tamamlayan
Topak, evli ve 2 çocuk babası. Sektörümüze 1996 yılında Star Temizlik
Makinaları’nın kuruluşunda “şirket ortağı” olarak giriş yapmış olan Ersin Topak
Teshiad’ın yeni üyelerinden.
Gürkan
Gündemir
Pak Endüstriyel Temizlik
Ürünleri
1970, İstanbul
doğumlu olan
Gürkan Gündemir Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce-İşletme Bölümü Mezunu.
Mezuniyet sonrası reçine ve selüloz
kimyasalları ile (polyester) ilgili bir şirketin satış ve organizasyonu ile ilgili Genel
Müdür Yardımcılığı’nı yapan Gündemir; 17 yıllık kendi işletme tecrübesi ile
Türkiye’de yabancı sermaye kurulumlu
İtalyan ortaklığı, özel kimyasallarla ilgili
ana bayilik ile Türkiye pazarı ve yurtdışı
pazarlarda marka-mümessillikler oluşturma işlerinde görev almış. Son olarak
da Kiehl Türkiye ile şirketin ülke ve bölgesel satış-pazarlama ağının oluşturulması, marka kimliğinin ülkemizde gerekli
yerlere ulaşması ve şirketin kurumsallaş66
Hizmet Dergisi - May›s 2010
ması ile ilgili altyapısının oluşturulması
görevleriyle firmanın Genel Koordinatörlüğünü yürütmektedir.
düstriyel temizlik eğitimi müfredatı hala
Milli Eğitim Bakanlığınca kullanılmakta
ve ilgili üniversite bölümlerinde ve resmi kurslarda uygulanmakta. Endüstriyel
temizlik sektörünün uluslararası en büyük organizasyonu ve derneği olan ISSA
(Dünya Temizlik Endüstrisi Derneği)’nın
Türkiye’den ilk üyesi. Halen ünlü Rubbermaid, Caddie ve Numatic markalarının Türkiye distribütörlüğünü yapmaktadır.
IŞILTAN AŞ.
İsmet Işıltan Balabanlı
Artemiz Temizlik Sosyal Hizm.
İlaçlama San. Genel Müdürü
Keramettin Arpacı
İsmet Işıltan Balabanlı, 1927 yılından
beri ticaret ile iştigal eden saygın bir ailenin 6. kuşağı olarak Ankara’da 1971 yılında doğmuş. İlk, orta ve lise öğrenimini
Ankara’da tamamlamış, işletme fakültesini ise ticaret hayatına erken atılması
sebebi ile yarıda bırakmak durumunda
kalmış. Fatma Balabanlı ile 20 yıllık bir
evliliği olan Balabanlı, 14 ve 17 yaşlarında iki çocuk sahibi.
Beyaz eşya bayiliği ile başlayan iş hayatı,
endüstriyel temizlik makineleri ve otel
ekipmanları üzerine kurduğu şirketi ile
devam etmiş. Endüstriyel Temizlik Makineleri satışında 25. ticaret yılını dolduran
Balabanlı, bugün Işıltan Balabanlı Şirketler Grubu’nun yönetim kurulu başkanı
(CEO) olarak; otomotiv, inşaat, eğitim,
endüstriyel temizlik makineleri ve otel
ekipmanları sektörlerinde faaliyet göstermektedir. Işıltan Balabanlı, Endüstriyel
temizlik makineleri ve temizlik sistemleri
sektöründe her zaman yenilikçi vizyonu,
kaliteli işgücüne gösterdiği özenle ön
plana çıkmış ve öncü olmuş. Türkiye’de
2000 yılının başında hazırladığı müfredatı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayladığı Türkiye’nin ilk temizlik okulunu ve
ilk endüstriyel temizlik üssünü kurmuş.
Belirlediği standartlar ve hazırladığı en-
1963 yılında Sinop, Boyabat ilçesinde
Çaybaşı köyünde doğan Keramettin
Arpacı; ilköğrenimine Çaybaşı köyünde başlayarak Boyabat yatılı İmam Hatip okulunda tamamlamış. 1981 Yılında
İstanbul’a gelerek İstanbul Teknik Üniversitesi ve sonrasında Mimar Sinan
Üniversitesi’nde memur olarak çalışmış.
1996 Yılında memurluk hayatından istifa
eden Arpacı, Servicemaster’ da yönetici
olarak 2000 yılına kadar çalışmış. 2000
yılında Servicemaster’da Franchise şirketi
olarak ilk şirketini kurmuş ve 2004 yılı sonuna kadar franchise olarak devam ettirdiği şirketi Servicemaster’ın Türkiye’den
çekilmesi ile Servicemaster’daki dostlarının desteğini alarak yoluna Artemiz Temizlik İlaçlama Sosyal Hizmetler şirketi
ismiyle devam etmiş. Halen Artemiz Temizlik İlaçlama Sosyal Hizmetler olarak
temizlik ve ilaçlama sektöründe hizmet
vermekte.
• Ali Başdurak-Ekspress Temizlik
• Hüseyin Sonuk - Ecenur Temizlik
• Kadir Fırat- Pak Endüstriyel
• Memduh Aybar-Siba İth İhr
• Şaduman Uçar Uçar Sosyal Hizmetler
TESHIAD Üye Listesi
Ad
Ali Başdurak
Ali Erceylan
Ali Ekber Durmaz
Altan Özbey
Binali Keleş
Bora Koçak
Bülent Doğru Canan Aksu
Cemalettin Doğan
Cemil Yörük
Cengiz Pala
Eflatun Mutlu
Eyüp Güntay
Hale Silistre
Halit Ersoy
Halit Şener
Hasan Çapkurt
Hüseyin Sonuk
İhsan Öztel
İzzet Murat Fert
Kadir Turan
Kemal Tunç Buyruk
Keramettin Arpacı
Musa Bulut
Mustafa Ulus
Firma adı
Web Sitesi
Telefon
Ekspress Temizlik
www.ekspresstemizlik.com
212
2703577
RGS Group
www.rgsgroup.com.tr
212
2220747
FMS Temizlik
www.fmstemizlik.com.tr
232
4861497
Destek Temizlik
www.destektemizlik.com
212
2789208
Akademi Grup
www.akademihizmet.com
212
2100456
Sodexo
www.sodexo.com.tr
216
3404500
Öz-Tem
www.oztem.com.tr
212
4528989
Koç Ak Temizlik
www.kocaktemizlik.com
216
6600380
Doğuş-Tempar
www.dogusgrup.net
212
6299800
Emeksan
www.emeksan.com
212
2672449
KlühDeniz
www.kluehdeniz.com
216
4256100
KlühArtem
www.kluhartem.com
312
3970033
Güntay Temizlik
www.clean-up.com.tr
216
3268330
Pfaffenzeller
www.pfaffenzeller.com.tr
212
4160010
Ersoylar Temizlik
www.ersoylar.com.tr
212
3436061
İPS Temizlik
www.ipstemizlik.com.tr
212
2845664
Paxil
www.paxil.com.tr
216
4280707
Ecenur Temizlik
www.ecenur.com.tr
216
5727404
TSG Grup
www.tsg-grup.com
216
3855909
Euroserve
www.euroserve.com.tr
216
5789800
Cam Pak
www.cam-pak.com.tr
212
3519265
Buyruk Group
www.buyrukgroup.com.tr
216
3929259
Artemiz Temizlik
www.artemiz.com.tr
212
2742460
4559282
Mispak
www.mis-pak.com.tr
216
Tutku Temizlik
www.tutkutemizlik.com
322
2271197
Nazan Civaş
RGS Group
www.rgsgroup.com.tr
212
2220747
Necati Altın
P Group
www.group-p.com
212
2192915
Orhan Mirza Çapkurt
Online Group
www.onlinegrouptr.com
216
5460195
Orhan Tağı
Ekol Temizlik
www.ekoltemizlik.com
216
4227890
Recep Ali Aksoylu
EnHas Zabel
www.en-has.com.tr
216
4672158
Selim Canbazoğlu
Schmidbauer
www.schmidbauer.com.tr
216
6404975
Şaduman Uçar
Uçar Sosyal Hizm
www.ucartemizlik.com
212
8540217
Şebnem Özenç
Özenç Hizm Yön
www.ozenc.com.tr
216
4285405
Tuncay Gül
Gut Ege Temizlik
www.gutege.com.tr
232
4637152
Yaşar Çantepe
GTS Group
www.gtstemizlik.com
232
3629955
Yücel Öztel
Ceren Temizlik
www.cerentemizlik.com
216
3855909
MAKİNE - MAMÜL ÜRETİCİ VE SATICILARI
Ahmet Fettahoğlu
Tatmak-Karyer
www.tatmak-karyer.com
216
3836060
Ahmet Kaya
Hijyen Ekpres
www.hijyenekspres.com
216
3710797
Erol Mansur
Eczacıbaşı Girişim Paz
www.eczacibasi.com.tr
212
3703000
Ersin Topak
Star Temizlik Makinaları
www.starmakina.com.tr
216
5727404
Göksel Atmaca
Saruhan
www.saruhan.com.tr
212
2493380
Gürkan Doğanay
Diversey
www.diversey.com
216
5786400
Gürkan Gündemir
Pak Endüstriyel
www.pakendustriyel.com
212
6593954
Hakan Kılıç
Servis İstanbul
www.servisistanbul.com.tr
4440579
Hamit Bektaş
Tektem Makine
www.cleanvac.com
216
4999090
Haydar Gürkan
Ecolab
www.ecolab.com
216
4412030
Işıltan Balabanlı
Işıltan Temizlik
www.isiltan.com.tr
242
3432350
Kadir Fırat
Pak Endüstriyel
www.pakendustriyel.com
212
6593954
Memduh Aybar
Siba İthalat İhracat
www.sibaltd.com
392
8224069
Murat Soylu
Hayat Makine
www.hayatmakine.com
212
6599859
Suat Yiğitoğlu
Yiğitoğlu
www.yigitoglu.com.tr
212
2844337
Tayyip Tokar
Nilfisk Advance
www.nilfisk.com.tr
216
4700860
Tuncer Aşar
Nilfisk Advance
www.nilfisk.com.tr
216
4700860
Turgut İpkırmaz
Doğuş Temizlik Makinaları
www.dogustemizlik.com.tr
212
4440764
Umut Delikanlı
Karcher
www.karcher.com.tr
232
2520708
Yakup Ayaydın
İncitem Temizlik
www.intemtemizlik.com
212
2533111
HİZMET VEREN, MAKİNE MAMÜL ÜRETEN VE SATAN FİRMALAR
Kutlukhan Tüte
KT
532
3147295
Hizmet Dergisi - May›s 2010
67
TESHIAD Üye Listesi
68
Hizmet Dergisi - May›s 2010

Benzer belgeler