Mihail Formuzal - YDÜ Üniversite Gazetesi
Transkript
Mihail Formuzal - YDÜ Üniversite Gazetesi
4 ARALIK 2015 CUMA 2 YATAK KAPASİTESİ 200'E ÇIKARILDI. gazete.neu.edu.tr 4 YIL: 4 SAYI: 122 GİRNE ÜNİVERSİTESİ DÖRDÜNCÜ UÇAĞINI FİLOSUNA KATTI. 6 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ENSTİTÜSÜ KURULDU. Özerk Gagavuzya Cumhuriyeti eski cumhurbaşkanı Mihail Formuzal, Girne Üniversitesi'nin yeni kampüsünü ziyaret etti. Mihail Formuzal, Girne Üniversitesi Kampüsü'nü ziyaret etti Y akın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İ. Günsel ile birlikte Girne Üniversitesi'ne giden Mihail Formuzal, Girne Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. İlkay Salihoğlu, Girne Üniversitesi Genel Sekreteri Yrd. Doç. Dr. Hürmüs Refiker, dekanlar ve öğretim üyeleri tarafından karşılandı. Mihail Formuzal'a Girne Üniversitesi Kampüsü'ndeki yeni fakülte binaları gezdirildi. Gezi esnasında Tıp Fakültesi ve Girne Üniversitesi Hastanesi hakkında bilgi verilirken; Girne Üniversitesi'nin hedefleri ve gelecek planları ile ilgili detaylı bilgi aktarıldı. Mihail Formuzal: “Girne Üniversitesi'nden Uluslararası Değerlere Büyük Katkılar Koyacak Araştırmalar Çıkacağına İnanıyorum” Gagavuzya Cumhuriyeti eski cumhurbaşkanı Mihail Formuzal, Girne Üniversitesi Kampüsü ziyaretinden son derece memnun kaldığını ifade etti. “Girne Üniversitesi Kampüsü'nü çok beğendim. Yapılan yatırımlardan ve gezi esnasında dinlediğim projelerden ve planlardan son derece etkilendim. Girne Üniversitesi'nin kampüsü mimari olarak şehrin dokusuna son derece uygun olarak inşa edilmiş ve bu şekliyle şehrin yapısına da katkı koyuyor” dedi. Kendisine kampüs arazisi, fakülteler, sosyal alanlar ve 2016'da faaliyete geçecek Tıp Fakültesi ve Girne Üniversitesi Hastanesi ile ilgili bilgi sunulan Mihail Formuzal, mimari olarak geleneksel dokuyu bozmayan fakat alt yapı olarak geleceğin teknolojileri ile donatılarak inşa edilen yeni kampüsün hayırlı olmasını diledi. “Yakın Doğu Üniversitesi'nin yenilikçi ama geçmişi son derece itinayla muhafaza ederek gelecek nesillere taşıyan anlayışının Girne Üniversitesi çatısı altında da devam edeceğini böylelikle görebiliyoruz. Yakın Doğu kurumlarının eğitim anlayışını, tecrübesini, hedeflerini ve ilericiliğini miras alarak gelişen Girne Üniversitesi'nin öğrencilerine en iyi olanakları sunacak şekilde hazırlanmış olan kampüsünden hem KKTC toplumuna hem uluslararası değerlere büyük katkılar koyacak araştırmalar çıkacağına inanıyorum” dedi. YDÜ ile Malezya arasında işbirliği Yakın Doğu Üniversitesi Center of Excellence'a bağlı Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi ile Malezya, Ulusal Eğitim Yönetimi Enstitüsü arasında işbirliği protokolü imzalandı. Ayrıntılar CEP TELEFONLARI MİKROP SAÇIYOR 8 2 4 2 aralık 2015 CUMA YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ( aktuel ( YDÜ ile Malezya arasında işbirliği Yakın Doğu Üniversitesi Center of Excellence'a bağlı Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi ile Malezya, Ulusal Eğitim Yönetimi Enstitüsü arasında işbirliği protokolü imzalandı. merkezlerinin bu yönde adımlar atması gurur verici” dedi. Her iki kurumun da bu anlaşma ile araştırma alanlarında birlikte gelişebilecekleri ve araştırma alanlarına katkı sağlayabileceklerini belirten Prof. Dr. Nedime Serakıncı, “eğitimin toplumların kaderindeki belirleyici rolünün çok farkında olan iki kurum olarak yaptığımız işbirliği ile hem kendi toplumlarımıza hem de eğitim alanına yapacağımız katkılar ile tüm insanlığa katkı sağlayacağımıza inanıyorum” dedi. akın Doğu Üniversitesi Center of Excellence başkanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı ve Malezya, Ulusal Eğitim Yönetimi Enstitüsü başkanı Dr. Sazali Yusoff arasında imzalanan işbirliği protokolü, Center of Excellence'a bağlı Toplumsal Araştırma Merkezi ve Malezya, Ulusal Eğitim Yönetimi Enstitüsü' ne bağlı kurumların eğitim yönetimi faaliyetleri, öğrenme ve öğretme süreci, araştırma ve proje geliştirme alanlarında işbirliği yapmalarını kapsıyor. Yapılan anlaşma ile iki kurum arasında eğitim yönetimlerinde yeni Y yaklaşımlar, yönetim etkinlikleri, öğretme biçimleri, pedogojik eğitim alanında araştırma ve danışmanlık alanlarında işbirliği yapılacaktır. Prof. Dr. Nedime Serakıncı: “Bu İşlbirliği İle Hem Kendi Toplumlarımıza Hem De İnsanlığa Katkı Sağlayacağımıza İnanıyorum” Yakın Doğu Üniversitesi Center of Excellence başkanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Center of Excellence bağlı Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi eşbaşkanları Doç. Dr. Zehra Altınay ve Doç. Dr. Fahriye Altınay'ın imzalanan işbirliği protokolü ile araştırma ve proje geliştirme temelinde yapılan etkinlikleri uluslarası boyuta taşıyacaklarını, toplumsal konuların irdelenmesi ve global bir bakış açısı ile çözüme ulaşılmasında uluslararsı işbirliğinin önemli olduğunu belirtti. “Yakın Doğu Üniversitesi olarak Ada'dan kıtaya damga vurma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Center of Excellence'in akademik ve bilimsel çalışmaların uluslarası işbirliği noktasında hassas adımlar atıyor, bu bağlamda Centre of Excellence'a bağlı ve kurulmasına öncülük ettiği araştırma Dr. Sazali Yusoff: “İşbirliğinden Son Derece Memnun Olduk, Giderek Artmasını Ümit Ediyoruz” Malezya, Ulusal Eğitim Yönetimi Enstitüsü (Malaysian Society of Educational Administration and Management) başkanı Dr. Sazali Yusoff ise yapmış olduğu açıklamada, “Doç. Dr. Zehra Altınay ve Doç. Dr. Fahriye Altınay ile kültür, güven ve liderlik konusunda uluslarası projede yer aldık. Japon, Kazakistan, gibi dokuz farklı ülkenin ortaklaşa yürüttüğü bu projede yapmış olduğumuz işbirliği çalışmalarından son derece memnun olduk. Bu işbirliğini bir ilk adım olarak görüyor ve işbirliğinin giderek artmasını ümit ediyoruz” dedi. Yatak kapasitesi 200'e çıkarıldı Fakültesi Hastanesi'nin yatak kapasitesi 200'e yükseltildi. Girne gibi doğal zenginlikleri olan, deniz kenarında güzel bir şehirde inşa edilen Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, hizmet sunacağı Geriatri servisi ile hem KKTC'nin yaşlı nüfusunun hayat kalitesine hem de sağlık turizmine katkı sağlayacak. Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesinde yer alacak Geriatri servisi ile birlikte yatak kapasitesinde artış yapıldı. 2016 yılında tamamlanması planlanan Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde Geriatri servisinin de yer alacağı ve bu yeni servis ile birlikte hastanenin yatak kapasitesinin 200'e çıkarıldığı bildirildi. 15 Kasım 2015 Pazar günü temel atma töreni Başbakan Ömer Kalyoncu tarafından yapılan, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst, Turizm Bakanı Faiz Sucuoğlu. Ekonomi Bakanı Sunat Atun. YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş, Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Suat Günsel, üniversite kurucuları, yetkilileri ve çalışanlarının yoğun katılımıyla gerçekleşen Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin temel atma töreni sonrası, Geriatri servisinin eklenmesi ile birlikte Girne Üniversitesi Tıp 2016 Yılında Tamamlanacak Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde Geriatri Hizmeti de Olacak Bir yıl içinde inşaatı bitirilerek Eylül 2016'da hizmete girmesi planlanan Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin 150 olarak planlanan yatak kapasitesi artırılarak 200'e yükseltildi. Uluslararası standartlar ve tıbbi kriterlere uygun olarak inşaa edilecek olan Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesinde yer alması planlanan Acil Tıp, Adli Tıp, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Deri ve Zührevi Hastalıklar, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Dahiliye, Göğüs Hastalıları, İç Hastalıkları, Kardiyoloji, Nöroloji, Nükleer Tıp, Radyoloji, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Spor Hekimliği, Tıbbi Genetik, Anestezi ve Reanimasyon, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Genel Cerrahi, Göğüs Cerrahisi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları, Kulak Burun Boğaz, Kalp ve Damar Cerrahisi, Ortopedi ve Travmatoloji, Plastik ve Estetik Cerrahi, Tıbbi Patoloji, Üroloji, Ağız ve Diş Sağlığı, Beslenme ve Diyetetik bölümlerine ek olarak Geriatri servisinin de yer alması planlanıyor. Toplumda son derece önemli olan yaşlı bakımı konusunda hem hastaların şikayetlerine en iyi cevap olabilecek hem de toplumun yaşlı nüfusunun daha kaliteli yaşaması için çalışmaların yapılacağı Geriatri bölümü için 50 yatak kapasitesi daha eklendi. Son teknoloji ile donatılmış Check-up Merkezi, Kan Bankası, Hemodiyaliz Ünitesi, Fitoterapi Merkezi, Fizik Tedavi Merkezi, laboratuvarlar ve ameliyathaneleri ile Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, 2016 yılından itibaren tüm hastalarına uluslararası standartlarda standartlarda ve yüksek kaliteli sağlık hizmeti verecek. YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ( 4 aralık 2015 CUMA ( 3 YDÜ, Sanat ve Tasarım sempozyumundaydı akademik PACS donanımının kurulumuna başlandı saklanmasını ve hekimlerin bu verilere istenen her noktadan (Tablet, cep telefonu, dizüstü bilgisayar vb.) erişebilmesini sağlayacaktır. Ayrıca, klasik PACS donanımına göre Nöroloji, Kardiyoloji, Pulmonoloji, Gastroentroloji, Üroloji ve Onkoloji branşlarında çok ayrıntılı uygulamaların yapılmasını da olanaklı hale getirecektir. Bu uygulamalara sanal kolonoskopi ve bronkoskopi, sanal stent takılması, sanal katater yerleştirilmesi ve gelişmiş damar analizlerinin yapılması gibi birçok örnek PACS Donanımının Kullanım Alanları verilebilir. Sağlık alanında son teknoloji ürün Aralık ayında hayata geçirilmesi planlanan, ve hizmetleri adamıza ve Kıbrıs halkına Fujifilm Synapse PACS donanımı, 3 boyutlu sunmayı kendine ilke edinmiş olan Yakın Doğu radyolojik görüntüleme yanında görüntülerin zamansal (4D) işleme ve saklama özelliklerini Üniversitesi Hastanesi, yatırımlarına ara vermeden devam edecektir. kullanarak, tetkik ve raporların kısa sürede hazırlanmasını, hasta verilerinin uzun süreli Kısa bir süre önce, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi tarafından hayata geçirileceği duyurulan, radyolojik verilerin ortak bir medyada buluşturulup saklanmasına, gerektiğinde bu verilerin işlenmesi ve raporlanmasına, ayrıca operasyonlardan önce sanal ortamda simülasyon fırsatı ile başarı oranı ve kalitesinin artırılmasına imkan sağlayan son teknoloji ürünü PACS'ın kurulumuna başlandı. YDÜ: 85 A. Aski: 95 Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Uğurcan Akyüz geçtiğimiz günlerde Ankara'da düzenlenen Gazi Üniversitesi 2. Uluslararası Sanat Sempozyumuna KKTC'den davetli konuşmacı olarak panele katıldı. Prof.Dr. Akyüz yayınlanan konuşmasının özeti olarak şunları söyledi: “Sanatla uğraşan bir akademisyen olarak yıllardan beri var olan ama bir türlü dillendirilmeyen konuların tam da konuşulacağı yerde söylediklerim; aslında “kral çıplak” içerikliydi diyebilirim. Sanat alanında akademisyen nasıl olunur sorusunu sorarak, nasıl olunamazın cevaplarını sıraladım: Mesela: Tembel olacaksınız; öğrenmemek, üretmemek için hep bir bahaneniz olacak, başkalarını hor görecek, egonuzu yüksek tutacaksınız… Bunların dışında adınız olacak bir Yüksek Lisans diplomasında, ama bir de soyadınız kadar önemli ve geçerli bir yabancı dil belgeniz de olacak. Bunlarsız maç oldu. İkinci periyotta açılan sayı farkını kapatamadık. Bu maçı telafi edecek güçte bir takımız. Önümüzde 3 tane zor maç var. Bu maçlara hazırlanmaya konsantre olarak kendimizi güçlendireceğiz” dedi. Huriye Cambazoğlu: “Zor Bir Ligde Mücadele Ediyoruz, Daha Çok Çalışacağız” Oyunculardan Huriye Cambazoğlu ise “Türkiye Kadınlar Basketbol Süper Ligi'nde ilk kez sahaya çıktığım bir maç olması adına benim T ürkiye Kadınlar Süper Ligi'ndeki mücadelesine devam eden Yakın Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı, ligin 6. haftasında oynadığı Adana ASKİ maçından 95-85 skorla mağlup ayrıldı. Maç sonrası görüşlerini ifade eden Yakın Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı Başantrenörü Alper Durur, Genel Menajer Erhan Ayaz ile oyunculardan Huriye Cambazoğlu şunları söyledi. Alper Durur: “Maçtan Çıkardığımız Derslerle Daha Da Güçleneceğiz” Adana ASKİ maçının ardından açıklamalarda bulundan Yakın Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı koçu Alper Durur, “Adana ASKİ çok güçlü bir takım. Bu maçta savunmaya dair eksiklikler yaşadık. Özellikle Alyssa Thomas'ın yokluğunu sahada hissettik. Bu maç, Süper Lig derslerimizden biri oldu; fark ettiğimiz eksikliklerimizi kapatmak için bir ders olarak aldık. Sahada savunma eksikliğimizin yanında iyi bir mücadele verdiğimizi düşünüyorum, 85 sayı atmış olmak, savunma eksiğimiz olmasa, bizi sahadan galip ayrılan taraf yapabilirdi. Bu maçtan gereken çıkarımları yaparak önümüzdeki maçlarda özellikle savunma anlamındaki eksiklerimizi kapatmaya çalışacağız. Önümüzde zor bir fikstür ve arka arkaya çok zor 3 maç var. Gereken dersleri alıp en iyi şekilde hazırlanmaya başlayacağız” şeklinde konuştu. Erhan Ayaz: “Savunma Olarak Güçlenerek Önümüzdeki Maçlara Hazırlanacağız” Yakın Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı Genel Menajeri Erhan Ayaz “Adana ASKİ karşısında her maç olduğu gibi galip gelen taraf olmak için mücadele verdik. Fakat hem eksik oyuncumuz hem de savunma anlamındaki eksiklerimizle galip olarak ayrılamadık. Lig uzun bir maraton. Çıkardığımız derslere çalışarak yenilgilerimizi telafi etme şansımız var. Maça iyi başladık, başa baş giden ve yüksek tempolu bir akademisyenliğe adım atamazsınız… Sonra sınavlar, dosyalar… Ancak bu sınavlarla sanatçı olunmaz… Unvanınız sizi sanatçı yapmaz. Sanat eğitimi veren, 2547'ye tabii akademisyen; sanatçı mıdır, yoksa 657'ye tabii memur mudur? Sanatın ve sanatçının toplumdaki yeri nedir? Sanatın ekonomik değeri akademiye ne kadar yansıyor? Tam bir yüzleştirmeydi aslında konuşmam,herkesin farkında olduğu ancak,tabuya dönüşmüş cevapları verdim ben katılımcılara. Hele de şu akademik yükselme kriterleri… Üniversite sıralamaları… Şöyle tamamladım konuşmamı: Başkalarının cetveliyle ölçüldüğümüz sürece hep kısa kalırız. için çok özel bir maç oldu. KKTC vatandaşı bir oyuncu ilk kez Türkiye Kadınlar Süper Ligi'nde oynamış oldu, bunu gerçekleştirdiğim için gururluyum. Ligde mücadele eden tüm takımlar çok güçlü ve oyuncular çok iyi, bu da ligin yapısını zor kılıyor. Savunmamızı güçlendirerek devam edeceğimiz lig yolculuğumuzda aldığımız mağlubiyetleri telafi edeceğimize inanıyorum. Maçın sonucu bizi daha çok çalışmak ve gayret göstermek için motive edecek. Ligdeki diğer maçlar için daha çok gayret sarfedeceğiz” dedi. 4 4 aralık 2015 CUMA Dt. Umay Kelahmet'e Bilim Doktoru ünvanı verildi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanlığı'ndan yapılan açıklamada, Ortodonti Anabilim Dalı'ndan Dt. Umay Kelahmet “Maksiller Dental Darlıklarda Labial Ve Lingual Ortodonti İle Yapılan Ekspansiyonun Alveoler Kemik Üzerine Etkilerinin 3 (Üç) Boyutlu Sonlu Elemanlar Stres Analiz Yöntemi İle İncelenmesi” konulu doktora tezini jüri ve dinleyiciler önünde sunarak ve yapılan sınavda başarılı bulunarak ilgili alanda bilim doktoru ünvanını almıştır. YDÜ Türkçe Öğretmenliği Bölümü'nden 24 Kasım etkinliği Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü öğrencileri 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü Kıbrıs Türk Çocuk Esirgeme Kurumu Etkinlik Merkezi'nde kutladı. Program, ilk olarak sorumlu öğretmen Süreyya Özkan'ın günün anlam ve önemini belirten konuşmasıyla başladı. Özkan, öğretmenin değerinin sadece 24 Kasım tarihinde değil, her gün bilinmesi gerektiğini vurguladı. Daha sonra program, öğrencilerin şiirlerini okumalarıyla devam etti. Şiirlerden sonra Egemen Ergin, Emre Handere, Buse Gürkan ve Mehmet Arslan'ın hazırlamış olduğu video gösterileriyle devam etti. Öğrenciler ve öğretmenler video gösterilerini beğeniyle izledi. Program hem kurum öğretmenleri hem de öğrenciler tarafından beğenilip ayakta alkışladı. Tıp Fakültesi küresel araştırmaya katkıda bulundu YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ( akademik ( Girne Üniversitesi dördüncü uçağını filosuna kattı Katılımcılara gönderilen sertifikalar YDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ tarafından Gillian Ray Barruel adına takdim edildi. Kıbrıs Basın İş Yasası konuşuldu Girne Üniversitesi, sınıfında en çok tercih edilen son model bir Cessna-172 S uçağını filosuna ekleyerek eğitim uçağı sayısını dörde çıkardı. Girne Üniversitesi Pilotaj Bölümüne artan talep ve üniversitenin sivil havacılık sektöründe çalışacak pilotları en üst düzeydeki eğitim ve uygulama ortamında, üstün vasıflara sahip olacak şekilde yetiştirme amacı doğrultusunda eğitim uçakları içinde en çok tercih edilen Cessna- 172 S uçağını alarak üniversitenin uçak sayısını dörde yükseltti. Filodaki Tüm Uçakların Uluslarası Uçuş Hakkı Bulunuyor Girne Üniversitesi'nin son aldığı Cessna-172 S eğitim uçağının ve filodaki diğer uçaklarının hepsinin kaydı İstanbul, Türkiye'de alınmış olup; hepsi uluslararası uçuş hakkı bulunuyor. Uluslararası uçuş hakkında sahip olan eğitim uçakları ile eğitim alacak olan öğrenciler, uzun mesafe uçuş eğitimi alabilme fırsatına sahip olacaklar. Öğrencilerine en donanımlı eğitimi vermek için gerekli tüm çalışmaları yapan Girne Üniversitesi'nin, uzun mesafe uçuşların yapılabilmesi için öngörülü hareket ederek uçak kayıtlarını İstanbul Türkiye'de yaptırdığı belirtildi. Prof. Dr. İlkay Salihoğlu: “Üniversite Olarak Pilotaj Eğitimine Ve Sivil Havacılığa Özel Önem Vermekteyiz” Konu ile ilgili açıklama yapan Girne Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. İlkay Salihoğlu, Girne Üniversitesi olarak pilotaj eğitimine ve sivil havacılığa özel önem verdiklerini belirterek havacılık ve eğitim alanında her zaman en iyiye ulaşmak için çalışacaklarını bildirdi. Girne Üniversitesi'nin uygulamaları uçuş eğitimlerinin niteliği, standartları ve güvenliği konusunda azami hassasiyeti gösterdiğinin altını çizen Prof. Dr. Salihoğlu, “Girne Üniversitesi olarak dördüncü eğitim uçağımızı, öğrencilerimize en iyi şekilde eğitim vermek için, nitelikleri itibariyle dünya genelinde en çok tercih edilen Cessna-172 S olarak seçtik. Girne Üniversitesi havacılık alanında KKTC'de önemli atılımlar yapmaktadır ve öğrencilerine en iyi eğitimi verebilmek için artan talebi karşılamak üzere sürekli kendi imkanlarını artırmaktadır. Artan uçak sayımızla doğru orantılı olarak pilotaj başta olmak üzere havacılık alanındaki uygulama derslerimizde ve paraşütle atlama gibi sportif aktivitelerde de verim artışı olacaktır” dedi. Prof. Dr. Süleyman Tolun: “Dünyada En Çok Tercih Edilen Bu Eğitim Uçağı İle Büyüyen Filomuzla, Öğrencilerimize En Kaliteli Eğitimi Vereceğiz” Girne Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Tolun, uçak filosunun büyümesiyle ilgili duyduğu mutluluğu ifade ettiği açıklamasında “Girne Üniversitesi olarak havacılık sektöründe büyük atılımlar yapan bir üniversiteyiz. Öğrencilerimize teorik ve pratik olarak en kaliteli ve iyi eğitimi vermek için kendimizle yarışmaktayız. Bu özverili çalışmalarımızın sonucunda talep arttıkça kendimizi daha da geliştirmek adına önemli atılımlar yapmaktayız. Girne Üniversitesi olarak mevcut uçaklarımıza yeni ve son model bir Cessna172 S eğitim uçağı ekleyerek filomuzu büyüttük. Alanında en çok tercih edilen eğitim uçağı olan Cessna-172 S, ilk kalkışını yaptığı 1995 yılından bu yana dünyada en çok tercih edilen eğitim uçağı olmuştur. Tek pervaneli, 1 personel ve 3 yolcu kapasitesi olan uçak, 141 mph, 228 km/sa uçuş hızı, 2,400 rpm güç devri ve 720 ft/min, 3.7 m/s tırmanma hızı ile azami 13,500 ft, 4,115 m irtifaya yükselebilmektedir. Omni-Vision tasarıma sahip bir uçak olan Cessna-172 S arkasında pencere barındıran ender modellerdendir. Arkasında pencere barındırması pilota arkasını da görme fırsatı sunmaktadır. Teknik donanım olarak da alanının en çok tercih edilen eğitim uçağı olan Cessna-172 S ile yüksek standartlardaki eğitimimize daha verimli ve donanımlı bir şekilde devam edeceğiz. Sportif aktivitelere de yatırım yapan bir üniversite olarak, alınan uçağımızı paraşütle atlama alanında da kullanabileceğiz” dedi. Altyapılarda Sporcu Beslenmesi konferansı yapıldı Avustralya'da Gillian Ray Barruel tarafından planlanan Bir Milyon Küresel Kateter Prevalans Çalışması için Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi katkı sağladı. Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, dünya genelinde planlanan çalışmanın veri toplama aşaması geçtiğimiz aylarda tamamlandı. Kıbrıs genelinde bu çalışmaya katılan tek hastane YDÜ hastanesi oldu. Araştırmaya dünya genelinde 15 farklı dil konuşulan 50 ülke ve 410 hastane katıldı. Araştırmanın ilk verileri 2016 yılının nisan ayında Australian Vascular Access Society konferansında Avustralya, Brisbane'nde ve haziran ayında Portekiz, Lizbon'da World Congress for Vascular Access 'de sunulacaktır. İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD'dan Doç. Dr. Kaya Süer ve İnfeksiyon Kontrol Komitesi'nden Uzman Hemşire Dilek Baytaş'ın katılımcı olduğu bu çalışmaya hastanemiz verileri haziran ayının sonunda gönderildi. Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından organize edilen “Altyapılarda Sporcu Beslenmesi” konulu konferans 26 Kasım 2015 Perşembe günü YDÜ Büyük Kütüphane'de gerçekleştirildi. Yakın Doğu Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Uzm. Diyetisyeni Emine ÖMERAĞA'nın konuşmacılığını yaptığı konferans altyapı sporcuları, aileler ve çeşitli branşlarda görev yapan altyapı antrenörleri tarafından yoğun ilgi gördü. Yaklaşık bir buçuk saat süren konferansın ilk bölümü ÖMERAĞA'nın slayt sunumu ile geçerken; ikinci bölümü ise sporcu, aile ve antrenörlerin soruları ile geçti. İletişim Fakültesi, Derslik 24'te, TAK (Türk Ajansı Kıbrıs) Müşaviri Hüseyin Yalyalı'nın katılımıyla gerçekleşen söyleşide, KKTC'deki gazetecilerin durumu Basın İş Yasası bağlamında tartışıldı, değerlendirildi. Söyleşiyi düzenleyen Öğr. Gör. Eren Ekin Ercan'ın yanı sıra, Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Ünlen Demiralp'in ve öğrencilerin de katıldığı etkinlikte Yalyalı, KKTC'deki gazetecilerin birçoğunun yasal haklarından haberdar olmadığını ve bunun gazetecilik mesleğine kadar uzanan olumsuz sonuçları olduğunu dile getirdi. Yalyalı, KKTC'de 2007 yılında yapılan yasanın uluslararası nitelikte olduğunu ve Fransa'daki ilgili yasanın ardından dünyada ikinci sırada geldiğini belirtti. Medya sektörünü ele alırken, öncelikle o ülkedeki medyanın mülkiyet yapısına ve ikinci olarak da yasalarına bakmak gerektiğine dikkat çeken Yalyalı sözlerine şöyle devam etti: “Yapılan yasa kadar ondan haberdar olmak ve bundan daha önemlisi yasalar çerçevesinde tanınan haklara ilişkin bir talebin oluşması çok önemli. Eğer böyle bir talep yoksa, hangi yasayı yaparsanız yapın boştur. KKTC Basın İş Yasası'na baktığımızda, çalışma saatlerinden tutun, olası en ufak bir haksızlığa, işe personel alırken işverenin nelere dikkat etmesi gerektiğine, zorla gazeteciye evrensel gazetecilik ilkelerinin dışında hiçbir şeyin dayatılamayacağına kadar hemen her türlü doğabilecek boşluk gözetilmiş, yasalaştırılmış. Kaldı ki, karşımızda yaşanan örnek davalarda var ve KKTC'deki gazeteciler bu davalarda yasal haklarını kullanarak haklarını elde etmişlerdir. Fakat her şeye rağmen giderek yasal farkındalık oluşuyor ve bu katlanarak daha da gelişecektir” dedi. Etkinlik, Prof. Demiralp'in, Yalyalı'ya katılımlarından dolayı teşekkür belgesi takdim etmesiyle sona erdi. YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ( akademik ( 4 aralık 2015 CUMA 5 Geleceğe Dokunuş projesi yürütülmeye başlandı “Geleceğe Dokunuş” projesi T.C. Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan onay ile yürütülmeye başlandı. Yürütücülüğünü Yakın Doğu Üniversitesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Çetin Lütfi Baydar, Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Şehime G. Temel ve Acıbadem Üniversitesi, Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Yakıcıer'in yaptığı proje, nedeni belirlenemeyen genç yaş ölümlerine çözüm üretmeyi amaçlıyor. Ölümden Yaşama Uzanan Proje Yürütülmeye Başlandı Daha önce American Society of Human Genetics kongresinde Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Şehime G. Temel'in sunduğu, Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyeleri Dr. Çetin Lütfi Baydar'ın ve Doç Dr. Cenk Conkbayır'ın da ortak araştırmacı olduğu ve büyük ilgi odağı haline gelen ölümden yaşama uzanan bilimsel çalışması geleceğe dönüş projesinin temelini oluşturuyor. Ölümden yaşama uzanan projesinden elde edilen verilerin ışığı altında geliştirilen “Adli Tıptan Kliniğe: (Nedeni Bilinmeyen Ani Kalp Ölümü ve Negatif Otopsi Olgularında Yeni Nesil Sekanslama Teknikleri Kullanarak Türk Toplumuna Özgü Gen Mutasyonlarının Belirlenmesi)” başlıklı bilimsel proje Acıbadem Üniversitesi Etik Kurulu ve T.C. Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın onayları ile yürütülmeye başlanmıştır. Adli Tıp Kurumu'nun Geniş İmkanları İle Sebepsiz Ölümlere Genetik Cevap Aranacak Her yıl yaklaşık 5000 adli otopsinin yapıldığı bir morg merkezine sahip Adli Tıp Kurumunun geniş imkanlarının da seferber edileceği bu çalışmada; Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinde otopsileri yapılan sebebi bilinmeyen ani genç yaş ölümlü olgular 5 yıllık süreçte geriye dönük olarak taranacak ve 35/40 yaş altında morfolojik bulgu saptanmayan negatif otopsi olguları ve/veya çok az bulgu tespit edilen kardiyomiyopati olguları dahil edilecektir. Ayrıca yeni gelen olgularda da moleküler otopsiyi olanaklı kılacak şekilde örnek alınacak ve çalışmaya dahil edilecektir. Çalışmaya alınan olgularda kalp bulguları adli patolog tarafından yeniden değerlendirilecektir. DNA izolasyonları sonrasında, DNA üzerindeki kardiomiyopati ve kanalopati ile ilişkili gen bölgelerinin protein sentezleyen ekzonları, sekanslama öncesinde hedeflenerek kütüphaneleri oluşturulacaktır. Kütüphaneleri oluşturulan gen bölgelerinin baz dizilimleri yeni nesil sekans cihazıyla belirlenecektir. Genlerin, baz dizileri analiz edilecek ve hastalıkla ilişkili varyantlar tanımlanacaktır. Belirlenen varyantlar, ikinci farklı bir metod olan Sanger Sekanslama ile konfirme edilecektir. Hedef genlere yönelik yapılacak çalışmada hastalığa sebebiyet verebilecek varyant saptanmayan olgular için tüm genom ekzom sekans çalışması yapılacaktır. Çalışmanın sonucunda bulunan varyantlardan hastalık ile ilişkilendirilmemiş olanlarda fonksiyonel analizler (yama-menteşe elektrofizyolojik uygulamaları, ekspresyon analizleri) yapılacaktır. Nedeni belli olmayan genç yaş ölümlere sebep olan Kardiyomiyopati ve/veya ailesel geçişli ritm bozukluklarında ölümlere sebep olan Kardiyomiyopati ve/veya ailesel geçişli ritm bozukluklarında saptanan bilinen ve/veya bilinmeyen varyantların tanımlanmasıyla daha sonra ölenlerin aile yakınlarında da bu varyantların gösterilmesi yaşam kurtarıcı olabilecektir. Böylece henüz hastalık ortaya çıkmadan, daha genç yaşlarda iken bu vakalar detaylı tıbbi tedavi ve koruma altına alınabilecektir. Doç. Dr. Çetin Lütfi Baydar ve Doç. Dr. Şehime G. Temel: “Seçkin Kurumlar Ve Bilim İnsanlarıyla Adli Tıbbın Bu En Sorunlu Alanında Çözüme Katkı Sağlayacağız” Konuyla ilgili konuşan Doç. Dr. Baydar ve Doç. Dr. Temel projenin başlamasından duydukları heyecanı dile getirdiler. Kurumsal ve akademik olarak geniş bir yelpazeye sahip olan çalışmada seçkin bilim insanlarıyla birlikte çalışmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Doç. Dr. Çetin Lütfi Baydar ve Doç. Dr. Şehime G. Temel, birçok kurum ve araştırmacı ile ortak olarak çalışacaklarını söylediler. Adli tıbbın bu en sorunlu alanına birlikte çalıştığımız seçkin bilim insanları ve değerli kurumlar ile bir katkı sağlayacağız. Sebebi bilinmeyen ölümlerin aydınlatılmasının yanı sıra yaşayan ilgili bireyleri koruyabilecek bir çalışma yaparak insan sağlığına yaptığımız katkı dolayısıyla ayrıca mutluyum” dedi. Çalışma sonuçlarının tıp müfredatına ve ülke tıbbının ihtiyacına sunulacağını belirten Doç. Dr. Baydar ve Doç. Dr. Temel, “Acıbadem Üniversitesi'nden Prof. Dr. Cengiz Yakıcıer ile birlikte yürüttüğümüz projemizin kazanımları gerçekten çok büyük olacak. Kazanımlarımız öncelikle, negatif otopsi olgularından kardiyogenetik taraması pozitif olanlarının ulaşılabilen aile bireylerinde hayat kurtarması, ikinci olarak Adli Tıp Kurumunun asli görevlerinden olan kesin ölüm sebebinin belirlenmesine yardımcı olarak adalete hizmet etmesi, üçüncü olarak proje sonucunda elde edilecek veriler 0253.STZ.2013-2 kodlu Kardiyoloji aritmileri ile ilgili SANTEZ projesi ile birleştirilerek Ulusal veri bankasının genişletilmesi ve bilime katkı sağlaması, dördüncü olarak ülkedeki tüm adli negatif otopsilerde olası genetik test ihtiyacına cevap verebilecek moleküler otopsi bilgisinin arttırılması/adli tıp uzmanlık eğitimi müfredatına dahil edilmesi ve son olarak projemizin sonunda oluşturulacak Türk popülasyon genetiğine özgün kardiyogenetik panelin ülkemizin tıbbının ihtiyacına sunulması olacaktır” dediler. Bilim insanlarının katkılarına ve yeni projelere açık olduklarını belirten Doç. Dr. Baydar ve Doç. Dr. Temel, “ufku açık, multidisipliner çalışmayı prensip haline getirmiş girişimci ve inovatif tüm bilim insanlarının katkılarına açığız ve yeni projelerimizde birlikte çalışmayı heyecanla bekliyoruz” dediler. Obezite projesine TÜBİTAK onayı Yakın Doğu Üniversitesi Deneysel Sağlık Bilimleri Araştırma Merkezi (YDÜ-DESAM) Müdürü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ'ın yürütücülüğünü yaptığı ve araştırma ekibinde Prof. Dr. Seda Vatansever, Prof. Dr. Hasan Aydede, Bio. Sevtap Gökalp, Prof. Dr. Sinem Akçalı, Lab. Tek. Mehtap Koçan ve Uzm. Dr. Arzu Didem Yalçın'ın yer aldığı, mikroplara bağlı obezitede yeni ufuklar açacak olan “Adenovirüs 36 ile İndüklenen İnsan Kökenli Adiposit Kök Hücrelerde Adipojenik ve İmmünojenik Parametrelerin Değerlendirilmesi” isimli proje TÜBİTAK'tan onay aldı. Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “geçmiş yıllarda yaptığımız birçok araştırmayla Adenovirüs 36 adı verilen virüsün obeziteyle ilişkisini ortaya koymuş, deney hayvanlarında yaptığımız aşı çalışması ile obezitenin önlenebileceğini göstermiş, aşının ancak virüsle temas etmemiş kişilere uygulandığı zaman etkili olabileceğini bildirmiş ve virüsle enfekte kişiler için tedavi seçenekleri üzerinde durulması gerektiğini belirtmiştik. Bu noktadan sonra araştırmalarımızı Adenovirüs 36'nın obezite oluşturma mekanizmaları üzerinde yoğunlaştırdık. İnsan yağ dokusundan elde etiğimiz kök hücreleri Adenovirüs 36 ile enfekte ederek hücrelerin virüse karşı verdiği yanıtı inceledik. Virüsün uyarımı sonrasında bu hücrelerden obezite oluşum mekanizmasında etkili ve belki de obezite tedavisinde önemli olabilecek bazı maddelerin fazla miktarda salgılandığını gözlemledik. Bulgularımızı Antalya'da yapılan 3. KLİMUD Kongresi'nde birçok bilim insanıyla paylaştık. Araştırmamız meslektaşlarımız tarafından yenilikçi ve heyecan verici olarak karşılandı. Kongre dönüşünde ise araştırmamızın farklı bir versiyonunun TÜBİTAK tarafından onaylandığı ve projenin destekleneceği haberini aldım. Habere sevindim ancak şaşırmadım. Çünkü Yakın Doğu Üniversitesi'nin bilimsel araştırmaların yaygınlaştırılması noktasındaki yaklaşımını; laboratuvar altyapısı, donanım, genç araştırmacı ve araştırma fonu gibi konulara verdiği önemi ve desteği biliyordum. Bu sonucu, yapılan yatırımların bir dönüşü olarak görmekteyim ve artarak devam edeceğine inanıyorum” dedi. YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ÜNİVERSİTE GAZETESİ gazete.neu.edu.tr [email protected] Sahibi Yakın Doğu Üniversitesi Koordinatör Gökçe KEÇECİ Tasarım F. Boğaç EVREN Katkıda bulunanlar: YDÜ WebTeam /universitegazetesi 4 Aralık 2015 - Sayı:122 4 6 aralık 2015 CUMA YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ( akademik ( İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü kuruldu Yakın Doğu Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsünün Amacı Sağlıklı ve Güvenli Çalışma Ortamlarının Yaratılmasına Katkı Yapmak akın Doğu Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü'nün kuruluş amacı ve faaliyetlerine ilişkin olarak Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi B 101 No'lu salonda “İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü” Müdürü Aziz Gürpınar Başkanlığı'nda YDÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şanda Çalı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Songül Vaizoğlu ve YDÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Cavit Atalar ile birlikte basın toplantısı gerçekleştirildi. Y Konuya ilişkin yapılan açıklamada İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü Müdürü Aziz Gürpınar, Yakın Doğu Üniversitesi bünyesinde kurulan iş sağlığı ve güvenliği enstitüsünün kuruluş amaçları ve planlanan faaliyetleri hakkında açıklamalarda bulundu. Aziz Gürpınar: “Her Yıl 250 İle 300 Civarında İş Kazası Meydana Gelmekte” Aziz Gürpınar, “iş sağlığı ve güvenliği konusu gerek dünyada gerekse ülkemizde önemli bir konudur. Özellikle çalışanların sağlıklı ve güvenli ortamda çalışmaları, iş kazalarının azaltılması, meslek hastalıklarının önlenmesi, bu alanda yetişmiş insan gücünün yetiştirilmesi ve çoğaltılması son derece önemli faaliyetlerdir” dedi. Uluslarası çalışma örgütünün verilerine göre her yıl 2 milyon kişi meslek hastalıklarından, 340 bin kişinin de iş kazalarından dolayı hayatını kaybetmekte olduğunun altını çizen Gürpınar, “bu son derece önemli bir veridir. Bu aynı zamanda ekonomik kayıt olarak değerlendirildiğinde tüm gayri safi milli hasılaların yüzde 4'üne tekabül eden ekonomik kayıplarla karşı karşıya kalıyor, bütün dünyamız ve insanlık” dedi. Çalışanların ölüm ve yaralanmaları ile sonuçlanan durumların meydana geldiğini ve bunun da son derece önem verilmesi gereken bir konu olduğunu vurgulayan Aziz Gürpınar “insanlığın en önemli zenginliği aslında yetişmiş iş gücüdür, nitelikli iş gücüdür. Dolayısıyla bu nitelikli iş gücünün korunması demek, üretimin devamlılığını sağlamak demektir, üretimin ve verimliliğin artışını sağlamak demektir. Bu anlamda hem insan hayatını korumak hem de ekonomik kayıpları önleyebilmek amacıyla son derece önemli çalışmalar yürütülmektedir. Ülkemize baktığımız zaman nasıl bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz? Her zaman konuşuyoruz, söylüyoruz basından da aynı şekilde gizlemekteyiz. Mevzuat bakımından ele aldığımız zaman ülkemizdeki durumu, çok fazla yetersiz durumda olduğumuzu söyleyemeyiz doğrusu ama uygulamada gündelik hayatta karşımıza çıkan tabloya baktığımızda pekte iç açıcı bir manzarayla karşı karşıya değiliz. Resmi verilere göre, çalışma dairesinde kayıtlı olan istatistiklere göre her yıl 250 ile 300 civarında iş kazası meydana gelmekte ve bu iş kazalarında 6 ile 10 arasında çalışanımız malesef hayatını kaybetmektedir. Bunlardan çok daha fazla arkadaşımız da ya yaralanmakta yada sakat kalmaktadır. Bu da son derece önemli ve ciddi bir konu” dedi. Aziz Gürpınar: “Enstitümüzün Amacı İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Bilimsel Temelde Akademik Çalışmalar Yürütmek, Yetişmiş İnsan Gücünün Arttırılmasına, Geliştirilmesine Katkıda Bulunmak” Aziz Gürpınar, “Ülkemizin ekonomik yapısına baktığımız zaman, ağırlıkla hizmet sektörüne dayalı olduğunu görüyoruz, başta eğitim ve turizm olmak üzere hizmet sektörü ağırlıklı bir ekonomik yapımız var. Bu ne demektir? Hizmet sektörü ağırlıklı olması aslında, iş riskinin nispeten daha az olduğu sektörlerin olması anlamını taşıyor. Yani ülkemizde ağır madencilik, ağır sanayi, ağır petro-kimya sanayi gibi gerçekten tehlikeli, riskli iş konularının çok da fazla yaygın olmadığını görüyoruz. Yani daha az riski olan hizmet sektörüne dayalı bir ekonomik yapımız var ama buna rağmen biraz önce ifade ettiğim rakamlar bu daha az riskli hizmet yapımıza rağmen yüksek sayılabilecek oranda rakamlardır. Dolayısıyla bunlar da bize gösteriyor ki bu alanda yapılacak çok işimiz var, daha yürünecek çok yolumuz var. Ve bu işleri yaparken bilimsel temelde ve bilimsel metodlarla çalışma yapmanında bir gerçek olduğunu ortaya koyuyoruz.” Enstitünün faaliyet alanları hakkında ise belirtilen amaca ulaşmak için Akademik Eğitim-Öğretim Çalışmaları, Araştırma Geliştirme Çalışmaları, İş Sağlığı ve Güvenliği Risklerini Ölçme/Değerlendirme Hizmetleri,İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri ve Farkındalık Çalışmaları olarak sıralayan Gürpınar, Enstitünün Anabilim dalları arasında İş Sağlığı Anabilim Dalı, İş Hijyeni Anabilim Dalı, Meslek Hastalıkları Anabilim Dalı, İş Güvenliği Anabilim Dalı, Ergonomi Anabilim Dalı olduğunu sözlerine ekledi Yakın Doğu Üniversitesi İş Sağlığı Ve Güvenliği Enstitüsü Milli Eğitim Bakanlığı Tarafından Onaylandı Bu temelden hareketle ülkemizde bilimsel temelde bu çalışmaları yürütecek bir kurumun gereksinimi olduğunu söyleyen Aziz Gürpınar “bu gerçeklikten hareketle Yakın Doğu Üniversitesi bünyesinde bu çalışmaları yürütecek bir iş sağlığı ve güvenliği enstitüsü kurmak üzere çalışmalarımızı sürdürdük, tamamladık ve hazırlamış olduğumuz dosyayı da Milli Eğitim Bakanlığına sunduk. Milli eğitim Bakanlığının da bu konuda cevabi yazısı elimize ulaştı ve bu enstitünün kuruluşunun uygunluğuda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylandı” dedi. Açılacak olan yüksek lisans programına kontenjan dahilinde bakanlıklara da burs verileceğini belirten Aziz Gürpınar, İçişleri ve Çalışma Bakanlığı'na 2 kişilik tam burs, Sağlık Bakanlığı'na 2 kişilik tam burs, Ulaştırma Bakanlığı'na 1 kişi tam burs, Bayındırlık Bakanlığı'na 1 kişi tam burs, Tarım Bakanlığı'na 1 kişi tam burs, Ekonomi ve Sanayi Bakanlığı'na 1 kişi tam burs ve Devlet Planlama Örgütü'ne 1 kişi tam burs kontenjan verileceğini açıkladı. Mesnevî ve Tıp'ta Sanat konulu panel gerçekleştirildi resmetmesi gibi), çeşitli hastalıklar nedeniyle sanatlarını icra etmekte zorlanan (çocuk felci geçiren Frida Kahlo ve ağır bir romatizma hastalığı bulunan Pierre-Auguste Renoir gibi), görme bozukluklarının tablolarını etkilediği (diyabetik retinopati'nin Edgar Deas'ı, takarakt'ın Claude Monet'i, astigmat'ın El Greco'yu, renk körlüğünün Ferdinand Léger'i etkilemesi gibi), duygu bozukluklarını tablolarına yansıtan (Edvard Munch, Louis Wain, Francisco José de Goya gibi) ressamlara örnekler vermiştir. Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Çarşamba Konuşmaları çerçevesinde Turuncu salonda “Sanatın İki Farklı Alana Yansıması: MESNEVÎ VE TIP'TA SANAT” konulu bir panel düzenlendi. Yöneticiliğini YDÜ İlahiyat Fakültesi dekan yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İhsan KAHVECİ'nin yaptığı panele YDÜ Eczacılık Fakültesi'nden Dr. Mehmet İlker GELİŞEN ve Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Sezai KÜÇÜK konuşmacı olarak katıldılar. Konuya ilişkin yapılan açıklamada, Dr. Mehmet İlker Gelişen sunumunda “Tıp ve Sanat” konusunu ele alarak sanat, anatomi ve çeşitli hastalıklar arasındaki ilişkilere dikkat çekmiştir. Bu kapsamda ressam Rembrandt'a ait “Dr. Nicolaes Tulp'un Anatomi Dersi” adlı tablonun özelliklerini vurgulamış, Peter Paul Rubens ve Luca Signorelli gibi eserlerinde anatomi çalışmalarını ön plana çıkaran ressamlardan söz etmiştir. Ardından tablolarında çeşitli hastalıkları betimleyen (Leonardo da Vinci'nin “Mona Lisa” tablosunda yüksek kolesterolü, Rembrandt'ın “Banyosunda Betşeba” tablosunda meme kanserini tasviri gibi), hastalıklardan etkilenip tablolarında o hastalıkları resmeden (Pieter Brueghel'in “Ölümün Zaferi” tablosuyla veba salgınını Konuşmasının sonunda Van Gogh'un resimlerindeki sarı noktaları açıklanmaya çalışan Dr. Mehmet İ. Gelişen Michelangelo'nun insanın yaradılışı çizimindeki Beyin benzetmesi vurgulamasıyla sunumunu sonlandırmıştır. Yrd. Doç. Dr. Sezai Küçük ise “Mevlânâ ve Mevlevîlerde Sanat” üzerinden sunumunu gerçekleştirdi. Sanatın esasen Yüce Allah'ın cemâl sıfatının bir yansıması olduğuna, sanatta estetik yanında ahlâkî duruşun önemli olduğuna vurgu yaptı. Mevlevî dergahlarının bir sanat okulu olduğunu ve buralardan pek çok sanatkar yetiştiğine temas ederek yetişen sanatkarlar arasında musikîşinaslar, şairler, hattatlar, hakkâklar, nakkaşlar, müzehhibler, minyatürcü ressamlar, neyzenler, hatta marangozlar ve aşçılar gibi daha birçok güzel sanat erbabı insanın bulunduğunu belirtmiştir. Bu arada konuşmacı, musikîşinas ve aynı zamanda bestekâr olan Mevlevî İsmail Dede Efendi, Mevlevî Hafız Mehmed Zekâî Dede, Mehmed Celâleddin Dede'ye de özel olarak atıfta bulundu. Sanatın ifade tarzları arasında bulunan musikî, sema, şiir, hat, tezhib vb. sanatları icra eden Mevlevîlerin Mevlâna ve fikirlerinden ilham aldıklarını, diğer bir ifadeyle Mevlânâ'nın bütün bu sanatkarlar üzerinde etki bıraktığını dile getiren konuşmacı son olarak Mevlevî sanatkarlardan saat tamircisi “muvakkit” Ahmet Eflâkî Dede'den söz ederek konuşmasını tamamladı. Panelin sonunda son sözü alan Yrd. Doç. Dr. İhsan Kahveci ise aslında Allah'ın sıfatları arasında “Yaptığı ve yarattığı her şeyi mükemmel Yaratan” manasındaki “sâni'” sıfatının bulunduğundan bahisle sanatkarların yaptığı işin aslında gerçek sanatkarın sanat eseri olan kainatı keşfetmek ve onu eserine yansıtmaktan ibaret olduğunu belirterek oturumu kapattı. YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ( akademik ( 4 aralık 2015 CUMA 7 “Tarım ve hayvancılık sektöründe akademik bilgi önemli” Ombudsman Emine Dizdarlı'ya anlamlı ziyaret Prof. Dr. Rona Aybay ve Öğrt. Görv. Ayhan Dolunay hukuk kitaplarını KKTC Yüksek Kamu Denetçisi Emine Dizdarlı'ya takdim ettiler. Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi, E. Uluslararası Yargıç Prof. Dr. Rona Aybay ve Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Hukuk Danışmanı Ayhan Dolunay, KKTC Yüksek Kamu Denetçisi (Ombudsman) makamına kısa bir süre önce atanan ve yemin ederek göreve başlayan, E. Yüksek Mahkeme Yargıcı Emine Dizdarlı'ya nezaket ziyaretinde bulundu. “Kıbrıs Türk Toplumu ve Hukuk Camiası Adına Mutluluk Verici Bir Atama” Prof. Aybay ve Dolunay, Dizdarlı'yı tebrik ederek, Dizdarlı'nın ombudsmanlık makamına atanmasının, Kıbrıs Türk toplumu ve hukuk camiası adına mutluluk ve umut verici bir gelişme olduğunu vurguladı. . Prof. Dr. Aybay, Bosna-Hersek İnsan Hakları Mahkemesi'nde, Avrupa Komisyonu tarafından atanarak Uluslararası Yargıçlık yaptığı dönemde, Bosna-Herkes'teki Ombudsmanlık kurumu ve Ombudsmanın yetkilerinden ve dünyadaki diğer örneklerle Ombudsmanların yetkilerinden bahsederek, KKTC'deki Ombudsmanlık kurumu ile ilgili yasal düzenleme incelediğinde, Ombudsmanın yetkilerinin diğer örneklere göre daha geniş olduğunu ve bu durumun da umut verici olduğunu; Sn. Dizdarlı'dan, Kıbrıs Türk toplumu ve hukuk sistemi adına beklentilerinin büyük olduğunu ifade etti. Ombudsmanlık makamı açısından da, deneyimi ve önceki özverili çalışmaları ile güven verdiğini ve gerek toplum gerekse hukuk sistemi için büyük bir katkı sağlamaya devam edeceğine inandıklarını vurguladı. Dizdarlı da Ziyaretten Duyduğu Mutluluğu İfade Etti Dizdarlı, Aybay ve Dolunay'ın ziyaretlerinden duyduğu mutluluktan bahisle başladığı sözlerinde, Yüksek Mahkeme Yargıçlığı başta olmak üzere, Kıbrıs Türk hukuk sistemi içinde geçmiş dönemlerde ifa ettiği görevlerden bahsederek, Kıbrıs Türk toplumunun ve hukuk sisteminin daha iyi noktalara gelmesi adına çalıştıklarını ve çalışmaya devam edeceklerini ifade ederek, Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim kadrosundan Sn. Aybay ve Sn. Dolunay'ın yazarı oldukları hukuk kitaplarını kendisine sunmaları ve anlamlı ziyaretleri için teşekkür ederken, bilime ve Türk Hukuk sistemi ile Kıbrıs Türk hukuk sistemine sağladıkları katkıların önemine dikkat çekti. Ortak Projelerin Temeli Atıldı Dizdarlı, Aybay ve Dolunay, ziyaretin bir ilk adım olduğunu ifade ederken; bu ziyaret ile temelleri atılan ortak çalışmalar hakkında görüş alış verişinde bulundular. Yakın dönemde Dizdarlı'yı, konferans gerçekleştirmek üzere Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne davet eden Aybay ve Dolunay, hukuki hususlardaki her konuda da Dolunay ise, bir süreden beridir atama bireysel ve YDÜ – Hukuk Fakültesi olarak gerçekleşmeyen Ombudsmanlık makamına, E. çalışmaya hazır olduklarını ifade ettiler. Yüksek Mahkeme Yargıçlığı başta olmak Dizdarlı da davetten duyduğu mutluluğu ifade üzere, hukuki açıdan bir çok önemli görevler ederken, ortaya çıkan ve daha da ileri noktaya ifa etmiş Dizdarlı'nın getirilmesinden taşınacağına inandığı sinerjinin, toplumumuza duydukları mutluluktan bahisle, Kıbrıs Türk ve hukuk sistemimize katkı koyacağına hukuk sisteminin gelişimi için emek inandığını vurguladı. vermiş/vermekte olan Sn. Dizdarlı'nın, YDÜ, Ankara'da temsil edildi Yakın Doğu Üniversitesi, Yakın Doğu Enstitüsü Araştırma Görevlisi Erdi Şafak Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya) tarafından düzenlenen ve Yakın Doğu Enstitüsü tarafından desteklenen “KKTC Su Temin Projesi ve Doğu Akdeniz'de Değişen Dengeler” konulu çalıştaya katıldı. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Araştırma Görevlisi Erdi Şafak, Ankara'da gerçekleştirilen çalıştayda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 50 yıllık su ihtiyacını karşılayacak olan ve “Asrın Projesi” olarak tanımlanan Türkiye'den KKTC'ye Su Temini Projesi'nin genel detayları değerlendirildiğini vurguladı. Şafak, çalıştay KKTC Tarım-Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz, 24. Dönem Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün, Orman ve Su işleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Akif Özaldı, KKTC Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar, EkoAvrasya Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren ve çok sayıda akademisyen ve davetlinin katılımıyla Ankara'da gerçekleştirildiğini belirtti. Yakın Doğu Üniversitesi ev sahipliği'nde KKTC Süt Endüstrisi Kurumu, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ve YDÜ Veteriner Fakültesi'nin katkılarıyla, Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı'nın himayelerinde “Büyükbaş hayvanlarda süt yağ oranının ve kalitesinin artırılması, küçükbaş hayvanlarda süt üretiminin miktar ve kalitesinin artırılması” konulu çalıştay YDÜ Büyük Kütüphane'de gerçekleştirildi. Çalıştay, Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali, YDÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Ömer Memduh Esendal ve SÜTEK Müdürü Fide Kürşat'ın açılış konuşmalarıyla başladı. Şahali: “Tarım ve Hayvancılık Sektöründe Akademik Bilginin Önemi Büyük” Çalıştayın açılışında konuşan Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali, sektörün olmazsa olmazı akademi, ilgili meslek kuruluşu, kamu kuruluşu ve bunların her zaman yanında duran omuz omuza çalışan Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı'nın bir arada olduğu bir platform olması bakımından çalıştayın önemine değindi. Şahali, geleneksel üretim alanı tarımın akademinin güncel bilgilerinden yararlanması, meslek örgütünün yönlendirmesiyle ve ilgili devlet kurumu olan SÜTEK'in, idari ve yasal düzenlemeleri yapan bakanlığın eşgüdüm içerisinde çalışmasının önce sektör genelde de ülke ekonomisi için faydalı olacağına olan inancını dile getirdi. Konuşmasında akademik bilginin önemini vurgulayan Şahali, üreticilerin en iyi bildiği şey olan üretimi, akademik bilgiler doğrultusunda geliştirmesi bakımından “Hayvan Besleme, Yetiştirme Teknikleri” panelinin önemli olduğunu kaydetti. Ülke ihracatının bir numaralı aktörü süt sektörünün rekabet gücünün artırılmasını önemsediklerini söyleyen Şahali, kendilerinin bakanlık olarak hayvan ıslahını sağlamak için yasal çalışmaları yapmaya devam ettiklerini belirtti. Şahali, verimli, rekabet gücü yüksek bir sektör için ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini ifade etti. Kürşat: “Süt Sektöründe Hijyen, Kalite ve Verimin Artırılması İçin Üreticinin Yanındayız” Süt Endüstrisi Kurumu Müdürü Fide Kürşat ise, Hayvan üreticilerini bilgilendirmek için SÜTEK olarak, YDÜ Veteriner Fakültesi, Hayvan Yakın Doğu Enstitüsü Araştırma Görevlisi Erdi Şafak çalıştayda “Kıbrıs Sorunu Tarihçesi Perspektifinde Barış Suyunun Çözüme Olası Katkısı” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumuna Kıbrıs'ın tarihçesi ile başlayan Erdi Şafak, Barış Suyunun Adanın geleceğine etkisini tartışmadan önce Kıbrıs tarihinin de hatırlanması gerektiğine dikkat çekti. Şafak ayrıca sunumunda şu ifadelere yer verdi. Suyun Türkiye'nin bölgesedeki politikalarında çok önemli bir bileşen olabileceğinin altını çizen Şafak “Türkiye'den KKTC'ye su temin edilmesini öngören ve “asrın projesi” olarak adlandırılan projenin açılışı gerçekleştirildi. Bundan sonra merak edilen konu, Adaya gelmiş olan suyun Kıbrıs'da senelerdir süren soruna ne gibi bir katkısının olup olmayacağı ile ilgilidir. Kıbrıs'da görüşmeler şuan 6 başlık altında devam etmektedir. Görüşmelerde devam eden bu başlıklar ile ilgili şuan için olumlu bir gelişmenin yaşandığı söylemek mümkün görünmemektedir. Bu noktada adaya Türkiye'den getirilen su Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ile işbirliğinde bir dizi eğitim çalışması başlattıklarını belirterek, bunlardan ilkinin çiftlik ziyaretleri olduğunu anlattı. Kürşat, “Hayvan Besleme, Yetiştirme Teknikleri” paneliyle devam eden eğitim çalışmalarının önümüzdeki yıl artarak süreceğini de ifade etti. Süt sektöründe hijyen, kalite ve verimin artırılması ile AB standartlarının yakalanmasının son derece önemli olduğunu belirten Kürşat, bunun için de hem üretici, hem tüketici bilincinin gelişmesinin zorunluluğuna vurgu yaptı. Kürşat, süt ürünlerinin kalitesinin ham maddesi olan sütün kalitesiyle doğru orantılı olduğunu belirterek, SÜTEK olarak bu anlamda üreticilerin yanında olduklarını ve bundan sonra da bunun süreceğini ifade etti. Prof. Dr. Esendal: “Hayvan Hastalıkları Konusunda İlgili Kurum ve Kuruluşlarla Çalışmaya Her Zaman Hazırız” Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Ömer Memduh Esendal, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, “Hayvan Besleme, Yetiştirme Teknikleri” paneline ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.Prof. Esendal, YDÜ Veteriner Fakültesi olarak kurulduğu günden itibaren salt eğitim çalışmalarıyla kalmamış olup, gerek kamu kurum ve kuruluşları, gerekse özel sektör kuruluşlarıyla kucaklaşarak çeşitli işbirliklerine imza attıklarını belirtti. Esendal, fakülte olarak hala hazırdaki hayvan hastalıklarının çözümü veya olası sorunların önlenmesi için ilgili kurum ve kuruluşlarla çalışmaya her zaman hazır olduklarını da vurguladı. Hayvan Besleme, Yetiştirme Teknikleri ve Islah Paneli “Süt Üretiminde Hayvan Besleme ve Yetiştirme Teknikleri Çalıştayı” çerçevesinde gerçekleştirilen “Hayvan Besleme, Yetiştirme Teknikleri ve Islah” konulu panel açılış konuşmalarının ardından başladı. Panelde, Hayvan Besleme ve Sürü Danışmanı Prof. Dr. Melih Yavuz, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nden Prof. Dr. Mustafa Eren, YDÜ Veteriner Hekimliği Fakültesi'nden Doç. Dr. Dilek Arsoy ile Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı, Veteriner Hekim Mustafa Naimoğluları konu ile ilgili sunumlarını gerçekleştirdi. müzakerelere katkısı suyun etkin ve faydalı bir şekilde kullanılması neticesinde, ilerleyen yıllarda görülebilmesi mümkündür. Türkiye adaya getirmiş olduğu su ile Kıbrıs'ın tamamında çok ciddi bir rol oynayacaktır. Unutulmamalıdır ki su, bir toplum için en önemli yaşam kaynağıdır. Türkiye soft power (yumuşak güç) olarak bu gücünü doğru bir şekilde yönetirse Adanın geleceğinde önemli bir aktör olacaktır” dedi. Çalıştayda, Türkiye'nin ve KKTC'nin Doğu Akdeniz'de önemli bir avantaj sağladığı bundan sonraki süreçte ise çayı aşıp derede boğulmamak için doğru stratejilerin izlenmesi gerektiği yönünde kanaat sonuç değerlendirmesinde dile getirildi. Çalıştayın sonuç bildirgesi ve raporu önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacak. 4 8 aralık 2015 CUMA YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ( akademik ( Cep telefonları mikrop saçıyor Akademide, Güven ve Liderlik semineri verildi Yakın Doğu Üniversitesi'nde “Akademide Görünürlük, Güven ve Liderlik Semineri” gerçekleştirildi. Yakın Doğu Üniversitesi ve Malezya, Ulusal Eğitim ve Yönetim Enstitüsü (National Institute of Educational Management & Leadership) arasında imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde gerçekleşen etkinlikte birey ve kurumların akademik olarak görünürlüğü, sağladıkları güven ve liderlik konuları konuşuldu. Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, Yakın Doğu Üniversitesi Center of Excellence Başkanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı'nın açılış konuşmasını yaptığı seminerde Malezya, Ulusal Eğitim ve Yönetim Enstitüsü Başkanı (National Institute of Educational Management & Leadership) Dr. Sazali Yusoff küreselleşmede bilgi paylaşımının önemine ve işbirliği yapmanın gerekliliğine dair bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Nedime Serakıncı: “Akademide Güven Ve Görünürlük Birbirini Doğuran Özelliklerdir ve Bilimi Geliştirmektedir” Yakın Doğu Üniversitesi Center of Excellence Başkanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı, açılış konuşmasında akademide güven ve görünürlüğün birbirini doğuran özellikler olduğunu ve bilimin bu şekilde gelişmekte olduğunu; akademik olarak güven sağlamış kurumların ve bireylerin yaptıkları çalışmaların daha görünür olduğunu ve aynı zamanda görünürlüğü yüksek kurum ve bilim insanlarının güven oluşturduğunu belirtti. Akademik güven sağlamış bilim insanlarının yaptığı çalışmaların hem kendileri için hem de bağlı oldukları kurum için görünürlük sağladığını ve böylelikle ilgili bilim alanına da katkı sağladıklarını belirten Prof. Dr. Nedime Serakıncı, Yakın Doğu Üniversitesi'nin uluslararası bilinirlik anlamındaki yükselmesine vurgu yaptı. Bu yükselişin hem görünürlük hem de güven anlamında bir kazanım olduğuna değinen Prof. Dr. Nedime Serakıncı, konuşmasında ayrıca akademide güven, görünürlük ve liderlik alanında Yakın Doğu Üniversitesi'nde yapılan akademik çalışmalar hakkında da detaylı bilgi verdi. Dr. Sazali Yusoff: “Bilimsel Çalışmalar, Dış Dünyaya Açılmada Ve Akademik Görünürlükte Önemli Rol Oynamaktadır” Seminerde konuşan Malezya, Ulusal Eğitim ve Yönetim Enstitüsü Başkanı (National Institute of Educational Management & Leadership) Dr. Sazali Yusoff, küreselleşmede bilgi paylaşımın önemini ve işbirliği yapmanın gerekliliğinden bahsetti. Center of Excellence'a bağlı Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi eşbaşkanları Doç Dr Fahriye Altınay ve Doç. Dr. Zehra Altınay ile ortak yürüttükleri kültür, güven ve liderlik konusundaki projeden de bahseden Dr. Sazali Yusoff, bilimsel çalışmaların dış dünyaya açılımda ve akademik görünürlükte önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akademik görünürlükte kişinin yaptığı işlere duyulan güveni ve paylaşımının gelişiminde önem taşıdığını belirten Dr. Sazali Yusoff, Center of Excellence'a ve Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi'ne kurmuş oldukları işbirliği için teşekkür etti. Matematik Eğitimi Kulübü yeni başkanını seçti Telefonlarınızı Günde En Az 2 Kez Aşındırıcı Etkisi Olmayan Alkol Bazlı Dezenfektan ile Temizleyin. Yakın Doğu Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ'ın yürütücülüğünde sürdürdükleri “Cep Telefonları Mikroorganizmalar İçin Bir Rezervuar Olabilir Mi? konulu bilimsel çalışma sonuçlarını, Antalya'da gerçekleştirilen 3.Ulusal Klinik Mikrobiyoloji Kongresinde tebliğ etti. Diş Hekimliği Fakültesi öğrencilerinin yaptığı araştırma sonuçlarına göre cep telefonlarının büyük oranda mikrop barındırdığını ortaya koydu. Buna göre 109 cep telefonunun incelendiği projede kullanıcıların %53'ünün günde 6-10 saat, %28'inin ise 11-15 saat arasında cep telefonlarını kullandıkları belirlendi. Konuya ilişkin açıklamalarda bukunan, Atatürk Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı, İlk ve Ortaöğretim Matematik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Murat Tezer, Geçmiş yıllarda Matematik Eğitimi Kulübüne bağlı öğrencilerinin SOS Çocuk Köyü ve bazı derneklerdeki yardıma muhtaç çocuklara ücretsiz özel ders verdiğini, matematik derslerindeki akademik başarılarını artırmak için gönüllü olduklarını belirtti. Tezer, KKTC Gençlik Dairesi İşbirliği ile geçmiş yıllarda yüz boyama etkinliklerine katıldıklarını ve Dünya Matematik ve Pi günü etkinliklerinde matematik eğitimi seminerleri düzenleyerek matematik eğitiminde farkındalık yarattıklarını söyledi. Matematik Eğitimi kulübünün amacının, matematiği daha çok sevdirmek, eğlenceli hale getirmek, matematikle uğraşmayı seven, matematiğin tarihine ve felsefesine ilgi duyan ögrencileri bir araya getirerek bilgi paylaşımında bulunmak amacıyla kurulduğunu anlatan Tezer, Matematik Eğitimi Kulübü olarak sosyal etkinlikler de düzenlemek kulüplerinin amaçları arasında olduğunu söyledi. Araştırmacılar telefonların günde en az 2 kez aşındırıcı etkisi olmayan alkol bazlı dezenfektan ile temizlenmesi konusunda uyardı. Uluslararası İlaç Endüstrisi YDÜ'de toplandı İlaç Endüstrisi'nde Quality by Design (QbD) anlayışı ile ilaçta ArGe ve Üretim konulu Uluslararası Sempozyum YDÜ Eczacılık Fakültesi ev sahipliğinde yapıldı. Yakın Doğu Üniversitesi ev sahipliğinde, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı tarafından, Yakın Doğu Turizm İşletmeleri organizasyonu ile (Dorana Turizm) İlaç Endüstrisinde Quality by Design (QbD) anlayışı ile ArGe ve Üretim konularının ele alındığı 2nd International Symposium & Workshop of NEU Compaction Center: Solid Dosage Formulation & Process Development “QbD / PAT in Mind” Sempozyumu'nun gerçekleştirildi. Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi'nde beş yıl önce kurulan Matematik Eğitimi Kulübünün 2015-16 öğretim yılı başkanlık seçiminde Meltem Görmez başkan, Fikriye Özsoy ve Ezgi Gökçe Sarı başkan yardımcısı olarak seçildi. Grubun %48'inin telefonlarını aldıktan sonra araştırma gününe kadar hiç temizlemedikleri, az sayıda kişinin nadiren telefonlarını temizledikleri ve bunu da uygun şekilde yapmadıkları gözlemlendi. Bunun yanı sıra telefonların %95'nin mikrop barındırdığı ve insan sağlığı açısından önemli Staphylococcus aureus, Staphylococcus epidermidis isimli iki patojenin %93 oranında bulunduğu saptandı. Uluslararası İlaç Endüstrisi'nden Büyük İlgi Konuya ilişkin yapılan açıklamada, konusunda Dünya'ca tanınmış bilim insanlarının katıldığı ve BASF ile Natoli kuruluşları sponsorluğunda Girne Oscar Resort Hotel'de gerçekleşen açılış kokteyli ile başlayan sempozyuma, Uluslararası İlaç Endüstrisi'nin büyük ilgi gösterdiği vurgulandı. Simulator Uygulamaları Yapıldı Dr. Metin Çelik ve Dr. Yıldız Özalp tarafından organize edilen ve açılış konuşmalarını YDÜ Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Çalış ile Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ'ın yaptığı sempozyumda, pek çok konu yanısıra Compaction Simulator uygulamaları ile formulasyon ve proseslerdeki sonuçlara katkısı bütün yönleri ile tartışıldı. Üniversite-Sanayi Işbirliğinin Gelişmesine Katkı Sempozyum kapsamında YDÜ Eczacılık Fakültesi'ndeki Compaction Simulator'ün kullanıldığı özel uygulamaların yapıldığına yer verilen açıklamada, sempozyumun bu özelliği ile Üniversite-Sanayi işbirliğinin gelişmesine de önemli katkıda bulunduğuna dikkat çekildi. Türk İlaç Endüstrisi ArGe bölümleri katıldı Türk İlaç Endüstrisi'nin önde gelen kuruluşları Abdi İbrahim, Bilim, Nobel, Mustafa Nevzat, PharmaVision, Berko İlac ArGe ve üretim bölümü çalışanlarının büyük ilgi gösterdiği sempozyuma uluslararasi ilaç hammadde ve firmalarından BASF, Ashland yanısıra tablet kalıp üreticisi Natoli de destek verdi.