Mihail Formuzal - YDÜ Üniversite Gazetesi

Transkript

Mihail Formuzal - YDÜ Üniversite Gazetesi
4 ARALIK 2015 CUMA
2
YATAK KAPASİTESİ
200'E ÇIKARILDI.
gazete.neu.edu.tr
4
YIL: 4 SAYI: 122
GİRNE ÜNİVERSİTESİ
DÖRDÜNCÜ UÇAĞINI
FİLOSUNA KATTI.
6
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
ENSTİTÜSÜ KURULDU.
Özerk Gagavuzya Cumhuriyeti eski cumhurbaşkanı Mihail Formuzal,
Girne Üniversitesi'nin yeni kampüsünü ziyaret etti.
Mihail Formuzal,
Girne Üniversitesi Kampüsü'nü
ziyaret
etti
Y
akın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü
Dr. Suat İ. Günsel ile birlikte Girne
Üniversitesi'ne giden Mihail Formuzal,
Girne Üniversitesi Rektör Vekili Prof.
Dr. İlkay Salihoğlu, Girne Üniversitesi
Genel Sekreteri Yrd. Doç. Dr. Hürmüs Refiker,
dekanlar ve öğretim üyeleri tarafından
karşılandı. Mihail Formuzal'a Girne Üniversitesi
Kampüsü'ndeki yeni fakülte binaları gezdirildi.
Gezi esnasında Tıp Fakültesi ve Girne
Üniversitesi Hastanesi hakkında bilgi verilirken;
Girne Üniversitesi'nin hedefleri ve gelecek
planları ile ilgili detaylı bilgi aktarıldı.
Mihail Formuzal: “Girne Üniversitesi'nden
Uluslararası Değerlere Büyük Katkılar
Koyacak Araştırmalar Çıkacağına
İnanıyorum”
Gagavuzya Cumhuriyeti eski cumhurbaşkanı
Mihail Formuzal, Girne Üniversitesi Kampüsü
ziyaretinden son derece memnun kaldığını ifade
etti. “Girne Üniversitesi Kampüsü'nü çok
beğendim. Yapılan yatırımlardan ve gezi
esnasında dinlediğim projelerden ve planlardan
son derece etkilendim. Girne Üniversitesi'nin
kampüsü mimari olarak şehrin dokusuna son
derece uygun olarak inşa edilmiş ve bu şekliyle
şehrin yapısına da katkı koyuyor” dedi.
Kendisine kampüs arazisi, fakülteler, sosyal
alanlar ve 2016'da faaliyete geçecek Tıp
Fakültesi ve Girne Üniversitesi Hastanesi ile ilgili
bilgi sunulan Mihail Formuzal, mimari olarak
geleneksel dokuyu bozmayan fakat alt yapı
olarak geleceğin teknolojileri ile donatılarak inşa
edilen yeni kampüsün hayırlı olmasını diledi.
“Yakın Doğu Üniversitesi'nin yenilikçi ama
geçmişi son derece itinayla muhafaza ederek
gelecek nesillere taşıyan anlayışının Girne
Üniversitesi çatısı altında da devam edeceğini
böylelikle görebiliyoruz. Yakın Doğu kurumlarının
eğitim anlayışını, tecrübesini, hedeflerini ve
ilericiliğini miras alarak gelişen Girne
Üniversitesi'nin öğrencilerine en iyi olanakları
sunacak şekilde hazırlanmış olan kampüsünden
hem KKTC toplumuna hem uluslararası
değerlere büyük katkılar koyacak araştırmalar
çıkacağına inanıyorum” dedi.
YDÜ ile Malezya
arasında işbirliği
Yakın Doğu Üniversitesi Center of Excellence'a bağlı Toplumsal Araştırma ve
Geliştirme Merkezi ile Malezya, Ulusal Eğitim Yönetimi Enstitüsü
arasında işbirliği protokolü imzalandı.
Ayrıntılar
CEP TELEFONLARI
MİKROP SAÇIYOR
8
2
4
2
aralık
2015 CUMA
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
( aktuel (
YDÜ ile Malezya
arasında işbirliği
Yakın Doğu Üniversitesi Center of Excellence'a bağlı Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi ile
Malezya, Ulusal Eğitim Yönetimi Enstitüsü arasında işbirliği protokolü imzalandı.
merkezlerinin bu yönde adımlar atması gurur
verici” dedi. Her iki kurumun da bu anlaşma ile
araştırma alanlarında birlikte gelişebilecekleri
ve araştırma alanlarına katkı
sağlayabileceklerini belirten Prof. Dr. Nedime
Serakıncı, “eğitimin toplumların kaderindeki
belirleyici rolünün çok farkında olan iki kurum
olarak yaptığımız işbirliği ile hem kendi
toplumlarımıza hem de eğitim alanına
yapacağımız katkılar ile tüm insanlığa katkı
sağlayacağımıza inanıyorum” dedi.
akın Doğu Üniversitesi Center of
Excellence başkanı Prof. Dr. Nedime
Serakıncı ve Malezya, Ulusal Eğitim
Yönetimi Enstitüsü başkanı Dr. Sazali
Yusoff arasında imzalanan işbirliği
protokolü, Center of Excellence'a bağlı
Toplumsal Araştırma Merkezi ve Malezya,
Ulusal Eğitim Yönetimi Enstitüsü' ne bağlı
kurumların eğitim yönetimi faaliyetleri, öğrenme
ve öğretme süreci, araştırma ve proje
geliştirme alanlarında işbirliği yapmalarını
kapsıyor. Yapılan anlaşma ile iki kurum
arasında eğitim yönetimlerinde yeni
Y
yaklaşımlar, yönetim etkinlikleri, öğretme
biçimleri, pedogojik eğitim alanında araştırma
ve danışmanlık alanlarında işbirliği yapılacaktır.
Prof. Dr. Nedime Serakıncı: “Bu İşlbirliği İle
Hem Kendi Toplumlarımıza Hem De
İnsanlığa Katkı Sağlayacağımıza
İnanıyorum”
Yakın Doğu Üniversitesi Center of Excellence
başkanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı konu ile ilgili
yaptığı açıklamada, Center of Excellence bağlı
Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi
eşbaşkanları Doç. Dr. Zehra Altınay ve Doç. Dr.
Fahriye Altınay'ın imzalanan işbirliği protokolü
ile araştırma ve proje geliştirme temelinde
yapılan etkinlikleri uluslarası boyuta
taşıyacaklarını, toplumsal konuların
irdelenmesi ve global bir bakış açısı ile çözüme
ulaşılmasında uluslararsı işbirliğinin önemli
olduğunu belirtti. “Yakın Doğu Üniversitesi
olarak Ada'dan kıtaya damga vurma hedefiyle
çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Center of
Excellence'in akademik ve bilimsel çalışmaların
uluslarası işbirliği noktasında hassas adımlar
atıyor, bu bağlamda Centre of Excellence'a bağlı
ve kurulmasına öncülük ettiği araştırma
Dr. Sazali Yusoff: “İşbirliğinden Son Derece
Memnun Olduk, Giderek Artmasını Ümit
Ediyoruz”
Malezya, Ulusal Eğitim Yönetimi Enstitüsü
(Malaysian Society of Educational
Administration and Management) başkanı Dr.
Sazali Yusoff ise yapmış olduğu açıklamada,
“Doç. Dr. Zehra Altınay ve Doç. Dr. Fahriye
Altınay ile kültür, güven ve liderlik konusunda
uluslarası projede yer aldık. Japon, Kazakistan,
gibi dokuz farklı ülkenin ortaklaşa yürüttüğü bu
projede yapmış olduğumuz işbirliği
çalışmalarından son derece memnun olduk. Bu
işbirliğini bir ilk adım olarak görüyor ve
işbirliğinin giderek artmasını ümit ediyoruz”
dedi.
Yatak kapasitesi 200'e çıkarıldı
Fakültesi Hastanesi'nin yatak kapasitesi
200'e yükseltildi. Girne gibi doğal zenginlikleri
olan, deniz kenarında güzel bir şehirde inşa
edilen Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi, hizmet sunacağı Geriatri servisi ile
hem KKTC'nin yaşlı nüfusunun hayat
kalitesine hem de sağlık turizmine katkı
sağlayacak.
Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
bünyesinde yer alacak Geriatri servisi ile
birlikte yatak kapasitesinde artış yapıldı.
2016 yılında tamamlanması planlanan Girne
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde
Geriatri servisinin de yer alacağı ve bu yeni
servis ile birlikte hastanenin yatak
kapasitesinin 200'e çıkarıldığı bildirildi. 15
Kasım 2015 Pazar günü temel atma töreni
Başbakan Ömer Kalyoncu tarafından yapılan,
3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Milli Eğitim
Bakanı Kemal Dürüst, Turizm Bakanı Faiz
Sucuoğlu. Ekonomi Bakanı Sunat Atun.
YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş, Yakın
Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Suat
Günsel, üniversite kurucuları, yetkilileri ve
çalışanlarının yoğun katılımıyla gerçekleşen
Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin
temel atma töreni sonrası, Geriatri servisinin
eklenmesi ile birlikte Girne Üniversitesi Tıp
2016 Yılında Tamamlanacak Girne
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde
Geriatri Hizmeti de Olacak
Bir yıl içinde inşaatı bitirilerek Eylül 2016'da
hizmete girmesi planlanan Girne Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi'nin 150 olarak
planlanan yatak kapasitesi artırılarak 200'e
yükseltildi. Uluslararası standartlar ve tıbbi
kriterlere uygun olarak inşaa edilecek olan
Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
bünyesinde yer alması planlanan Acil Tıp, Adli
Tıp, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Deri ve
Zührevi Hastalıklar, Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon, Dahiliye, Göğüs Hastalıları, İç
Hastalıkları, Kardiyoloji, Nöroloji, Nükleer Tıp,
Radyoloji, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Spor
Hekimliği, Tıbbi Genetik, Anestezi ve
Reanimasyon, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Çocuk
Cerrahisi, Genel Cerrahi, Göğüs Cerrahisi, Göz
Hastalıkları, Kadın Hastalıkları, Kulak Burun
Boğaz, Kalp ve Damar Cerrahisi, Ortopedi ve
Travmatoloji, Plastik ve Estetik Cerrahi, Tıbbi
Patoloji, Üroloji, Ağız ve Diş Sağlığı, Beslenme
ve Diyetetik bölümlerine ek olarak Geriatri
servisinin de yer alması planlanıyor.
Toplumda son derece önemli olan yaşlı bakımı
konusunda hem hastaların şikayetlerine en iyi
cevap olabilecek hem de toplumun yaşlı
nüfusunun daha kaliteli yaşaması için
çalışmaların yapılacağı Geriatri bölümü için
50 yatak kapasitesi daha eklendi. Son
teknoloji ile donatılmış Check-up Merkezi,
Kan Bankası, Hemodiyaliz Ünitesi, Fitoterapi
Merkezi, Fizik Tedavi Merkezi, laboratuvarlar
ve ameliyathaneleri ile Girne Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi, 2016 yılından itibaren
tüm hastalarına uluslararası standartlarda
standartlarda ve yüksek kaliteli sağlık hizmeti
verecek.
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
(
4
aralık
2015 CUMA
(
3
YDÜ, Sanat ve Tasarım
sempozyumundaydı
akademik
PACS donanımının
kurulumuna başlandı
saklanmasını ve hekimlerin bu verilere
istenen her noktadan (Tablet, cep telefonu,
dizüstü bilgisayar vb.) erişebilmesini
sağlayacaktır. Ayrıca, klasik PACS donanımına
göre Nöroloji, Kardiyoloji, Pulmonoloji,
Gastroentroloji, Üroloji ve Onkoloji
branşlarında çok ayrıntılı uygulamaların
yapılmasını da olanaklı hale getirecektir. Bu
uygulamalara sanal kolonoskopi ve
bronkoskopi, sanal stent takılması, sanal
katater yerleştirilmesi ve gelişmiş damar
analizlerinin yapılması gibi birçok örnek
PACS Donanımının Kullanım Alanları
verilebilir. Sağlık alanında son teknoloji ürün
Aralık ayında hayata geçirilmesi planlanan,
ve hizmetleri adamıza ve Kıbrıs halkına
Fujifilm Synapse PACS donanımı, 3 boyutlu
sunmayı kendine ilke edinmiş olan Yakın Doğu
radyolojik görüntüleme yanında görüntülerin
zamansal (4D) işleme ve saklama özelliklerini Üniversitesi Hastanesi, yatırımlarına ara
vermeden devam edecektir.
kullanarak, tetkik ve raporların kısa sürede
hazırlanmasını, hasta verilerinin uzun süreli
Kısa bir süre önce, Yakın Doğu Üniversitesi
Hastanesi tarafından hayata geçirileceği
duyurulan, radyolojik verilerin ortak bir
medyada buluşturulup saklanmasına,
gerektiğinde bu verilerin işlenmesi ve
raporlanmasına, ayrıca operasyonlardan önce
sanal ortamda simülasyon fırsatı ile başarı
oranı ve kalitesinin artırılmasına imkan
sağlayan son teknoloji ürünü PACS'ın
kurulumuna başlandı.
YDÜ: 85
A. Aski: 95
Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım
Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Uğurcan Akyüz
geçtiğimiz günlerde Ankara'da düzenlenen Gazi
Üniversitesi 2. Uluslararası Sanat Sempozyumuna
KKTC'den davetli konuşmacı olarak panele katıldı.
Prof.Dr. Akyüz yayınlanan konuşmasının özeti
olarak şunları söyledi:
“Sanatla uğraşan bir akademisyen olarak
yıllardan beri var olan ama bir türlü
dillendirilmeyen konuların tam da
konuşulacağı yerde söylediklerim; aslında
“kral çıplak” içerikliydi diyebilirim.
Sanat alanında akademisyen nasıl olunur
sorusunu sorarak, nasıl olunamazın
cevaplarını sıraladım: Mesela: Tembel
olacaksınız; öğrenmemek, üretmemek için
hep bir bahaneniz olacak, başkalarını hor
görecek, egonuzu yüksek tutacaksınız…
Bunların dışında adınız olacak bir Yüksek
Lisans diplomasında, ama bir de soyadınız
kadar önemli ve geçerli bir yabancı dil
belgeniz de olacak. Bunlarsız
maç oldu. İkinci periyotta açılan sayı farkını
kapatamadık. Bu maçı telafi edecek güçte bir
takımız. Önümüzde 3 tane zor maç var. Bu
maçlara hazırlanmaya konsantre olarak
kendimizi güçlendireceğiz” dedi.
Huriye Cambazoğlu: “Zor Bir Ligde Mücadele
Ediyoruz, Daha Çok Çalışacağız”
Oyunculardan Huriye Cambazoğlu ise “Türkiye
Kadınlar Basketbol Süper Ligi'nde ilk kez
sahaya çıktığım bir maç olması adına benim
T
ürkiye Kadınlar Süper Ligi'ndeki
mücadelesine devam eden Yakın
Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol
Takımı, ligin 6. haftasında oynadığı
Adana ASKİ maçından 95-85 skorla
mağlup ayrıldı.
Maç sonrası görüşlerini ifade eden Yakın Doğu
Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı
Başantrenörü Alper Durur, Genel Menajer Erhan
Ayaz ile oyunculardan Huriye Cambazoğlu
şunları söyledi.
Alper Durur: “Maçtan Çıkardığımız Derslerle
Daha Da Güçleneceğiz”
Adana ASKİ maçının ardından açıklamalarda
bulundan Yakın Doğu Üniversitesi Kadın
Basketbol Takımı koçu Alper Durur, “Adana ASKİ
çok güçlü bir takım. Bu maçta savunmaya dair
eksiklikler yaşadık. Özellikle Alyssa Thomas'ın
yokluğunu sahada hissettik. Bu maç, Süper Lig
derslerimizden biri oldu; fark ettiğimiz
eksikliklerimizi kapatmak için bir ders olarak
aldık. Sahada savunma eksikliğimizin yanında
iyi bir mücadele verdiğimizi düşünüyorum, 85
sayı atmış olmak, savunma eksiğimiz olmasa,
bizi sahadan galip ayrılan taraf yapabilirdi. Bu
maçtan gereken çıkarımları yaparak
önümüzdeki maçlarda özellikle savunma
anlamındaki eksiklerimizi kapatmaya
çalışacağız. Önümüzde zor bir fikstür ve arka
arkaya çok zor 3 maç var. Gereken dersleri alıp
en iyi şekilde hazırlanmaya başlayacağız”
şeklinde konuştu.
Erhan Ayaz: “Savunma Olarak Güçlenerek
Önümüzdeki Maçlara Hazırlanacağız”
Yakın Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı
Genel Menajeri Erhan Ayaz “Adana ASKİ
karşısında her maç olduğu gibi galip gelen taraf
olmak için mücadele verdik. Fakat hem eksik
oyuncumuz hem de savunma anlamındaki
eksiklerimizle galip olarak ayrılamadık. Lig uzun
bir maraton. Çıkardığımız derslere çalışarak
yenilgilerimizi telafi etme şansımız var. Maça iyi
başladık, başa baş giden ve yüksek tempolu bir
akademisyenliğe adım atamazsınız… Sonra
sınavlar, dosyalar… Ancak bu sınavlarla
sanatçı olunmaz…
Unvanınız sizi sanatçı yapmaz. Sanat eğitimi
veren, 2547'ye tabii akademisyen; sanatçı
mıdır, yoksa 657'ye tabii memur mudur?
Sanatın ve sanatçının toplumdaki yeri nedir?
Sanatın ekonomik değeri akademiye ne kadar
yansıyor?
Tam bir yüzleştirmeydi aslında
konuşmam,herkesin farkında olduğu
ancak,tabuya dönüşmüş cevapları verdim
ben katılımcılara. Hele de şu akademik
yükselme kriterleri… Üniversite
sıralamaları… Şöyle tamamladım
konuşmamı: Başkalarının cetveliyle
ölçüldüğümüz sürece hep kısa kalırız.
için çok özel bir maç oldu. KKTC vatandaşı bir
oyuncu ilk kez Türkiye Kadınlar Süper Ligi'nde
oynamış oldu, bunu gerçekleştirdiğim için
gururluyum. Ligde mücadele eden tüm takımlar
çok güçlü ve oyuncular çok iyi, bu da ligin
yapısını zor kılıyor. Savunmamızı güçlendirerek
devam edeceğimiz lig yolculuğumuzda aldığımız
mağlubiyetleri telafi edeceğimize inanıyorum.
Maçın sonucu bizi daha çok çalışmak ve gayret
göstermek için motive edecek. Ligdeki diğer
maçlar için daha çok gayret sarfedeceğiz” dedi.
4
4
aralık
2015 CUMA
Dt. Umay
Kelahmet'e Bilim
Doktoru ünvanı
verildi
Diş Hekimliği Fakültesi
Dekanlığı'ndan yapılan
açıklamada, Ortodonti Anabilim
Dalı'ndan Dt. Umay Kelahmet
“Maksiller Dental Darlıklarda
Labial Ve Lingual Ortodonti İle
Yapılan Ekspansiyonun Alveoler
Kemik Üzerine Etkilerinin 3 (Üç)
Boyutlu Sonlu Elemanlar Stres
Analiz Yöntemi İle İncelenmesi”
konulu doktora tezini jüri ve
dinleyiciler önünde sunarak ve
yapılan sınavda başarılı bulunarak
ilgili alanda bilim doktoru ünvanını
almıştır.
YDÜ Türkçe
Öğretmenliği
Bölümü'nden
24 Kasım etkinliği
Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk
Eğitim Fakültesi Türkçe
Öğretmenliği Bölümü öğrencileri 24
Kasım Öğretmenler Günü'nü Kıbrıs
Türk Çocuk Esirgeme Kurumu
Etkinlik Merkezi'nde kutladı.
Program, ilk olarak sorumlu
öğretmen Süreyya Özkan'ın günün
anlam ve önemini belirten
konuşmasıyla başladı. Özkan,
öğretmenin değerinin sadece 24
Kasım tarihinde değil, her gün
bilinmesi gerektiğini vurguladı.
Daha sonra program, öğrencilerin
şiirlerini okumalarıyla devam etti.
Şiirlerden sonra Egemen Ergin,
Emre Handere, Buse Gürkan ve
Mehmet Arslan'ın hazırlamış
olduğu video gösterileriyle devam
etti. Öğrenciler ve öğretmenler
video gösterilerini beğeniyle izledi.
Program hem kurum öğretmenleri
hem de öğrenciler tarafından
beğenilip ayakta alkışladı.
Tıp Fakültesi
küresel
araştırmaya
katkıda bulundu
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
(
akademik
(
Girne Üniversitesi
dördüncü uçağını
filosuna kattı
Katılımcılara gönderilen sertifikalar
YDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Tamer Şanlıdağ tarafından Gillian
Ray Barruel adına takdim edildi.
Kıbrıs Basın
İş Yasası
konuşuldu
Girne Üniversitesi, sınıfında en çok tercih edilen
son model bir Cessna-172 S uçağını filosuna ekleyerek
eğitim uçağı sayısını dörde çıkardı.
Girne Üniversitesi Pilotaj Bölümüne artan talep
ve üniversitenin sivil havacılık sektöründe
çalışacak pilotları en üst düzeydeki eğitim ve
uygulama ortamında, üstün vasıflara sahip
olacak şekilde yetiştirme amacı doğrultusunda
eğitim uçakları içinde en çok tercih edilen
Cessna- 172 S uçağını alarak üniversitenin
uçak sayısını dörde yükseltti.
Filodaki Tüm Uçakların Uluslarası Uçuş
Hakkı Bulunuyor
Girne Üniversitesi'nin son aldığı Cessna-172 S
eğitim uçağının ve filodaki diğer uçaklarının
hepsinin kaydı İstanbul, Türkiye'de alınmış
olup; hepsi uluslararası uçuş hakkı bulunuyor.
Uluslararası uçuş hakkında sahip olan eğitim
uçakları ile eğitim alacak olan öğrenciler, uzun
mesafe uçuş eğitimi alabilme fırsatına sahip
olacaklar. Öğrencilerine en donanımlı eğitimi
vermek için gerekli tüm çalışmaları yapan
Girne Üniversitesi'nin, uzun mesafe uçuşların
yapılabilmesi için öngörülü hareket ederek
uçak kayıtlarını İstanbul Türkiye'de yaptırdığı
belirtildi.
Prof. Dr. İlkay Salihoğlu: “Üniversite Olarak
Pilotaj Eğitimine Ve Sivil Havacılığa Özel
Önem Vermekteyiz”
Konu ile ilgili açıklama yapan Girne
Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. İlkay
Salihoğlu, Girne Üniversitesi olarak pilotaj
eğitimine ve sivil havacılığa özel önem
verdiklerini belirterek havacılık ve eğitim
alanında her zaman en iyiye ulaşmak için
çalışacaklarını bildirdi. Girne Üniversitesi'nin
uygulamaları uçuş eğitimlerinin niteliği,
standartları ve güvenliği konusunda azami
hassasiyeti gösterdiğinin altını çizen Prof. Dr.
Salihoğlu, “Girne Üniversitesi olarak dördüncü
eğitim uçağımızı, öğrencilerimize en iyi şekilde
eğitim vermek için, nitelikleri itibariyle dünya
genelinde en çok tercih edilen Cessna-172 S
olarak seçtik. Girne Üniversitesi havacılık
alanında KKTC'de önemli atılımlar yapmaktadır
ve öğrencilerine en iyi eğitimi verebilmek için
artan talebi karşılamak üzere sürekli kendi
imkanlarını artırmaktadır. Artan uçak sayımızla
doğru orantılı olarak pilotaj başta olmak üzere
havacılık alanındaki uygulama derslerimizde
ve paraşütle atlama gibi sportif aktivitelerde
de verim artışı olacaktır” dedi.
Prof. Dr. Süleyman Tolun: “Dünyada En Çok
Tercih Edilen Bu Eğitim Uçağı İle Büyüyen
Filomuzla, Öğrencilerimize En Kaliteli
Eğitimi Vereceğiz”
Girne Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Tolun,
uçak filosunun büyümesiyle ilgili duyduğu
mutluluğu ifade ettiği açıklamasında “Girne
Üniversitesi olarak havacılık sektöründe büyük
atılımlar yapan bir üniversiteyiz.
Öğrencilerimize teorik ve pratik olarak en
kaliteli ve iyi eğitimi vermek için kendimizle
yarışmaktayız. Bu özverili çalışmalarımızın
sonucunda talep arttıkça kendimizi daha da
geliştirmek adına önemli atılımlar
yapmaktayız. Girne Üniversitesi olarak mevcut
uçaklarımıza yeni ve son model bir Cessna172 S eğitim uçağı ekleyerek filomuzu
büyüttük. Alanında en çok tercih edilen eğitim
uçağı olan Cessna-172 S, ilk kalkışını yaptığı
1995 yılından bu yana dünyada en çok tercih
edilen eğitim uçağı olmuştur. Tek pervaneli, 1
personel ve 3 yolcu kapasitesi olan uçak, 141
mph, 228 km/sa uçuş hızı, 2,400 rpm güç
devri ve 720 ft/min, 3.7 m/s tırmanma hızı ile
azami 13,500 ft, 4,115 m irtifaya
yükselebilmektedir. Omni-Vision tasarıma
sahip bir uçak olan Cessna-172 S arkasında
pencere barındıran ender modellerdendir.
Arkasında pencere barındırması pilota arkasını
da görme fırsatı sunmaktadır. Teknik donanım
olarak da alanının en çok tercih edilen eğitim
uçağı olan Cessna-172 S ile yüksek
standartlardaki eğitimimize daha verimli ve
donanımlı bir şekilde devam edeceğiz. Sportif
aktivitelere de yatırım yapan bir üniversite
olarak, alınan uçağımızı paraşütle atlama
alanında da kullanabileceğiz” dedi.
Altyapılarda Sporcu
Beslenmesi konferansı yapıldı
Avustralya'da Gillian Ray Barruel
tarafından planlanan Bir Milyon
Küresel Kateter Prevalans
Çalışması için Yakın Doğu
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi katkı sağladı.
Konuya ilişkin yapılan açıklamaya
göre, dünya genelinde planlanan
çalışmanın veri toplama aşaması
geçtiğimiz aylarda tamamlandı.
Kıbrıs genelinde bu çalışmaya
katılan tek hastane YDÜ hastanesi
oldu. Araştırmaya dünya genelinde
15 farklı dil konuşulan 50 ülke ve
410 hastane katıldı. Araştırmanın
ilk verileri 2016 yılının nisan
ayında Australian Vascular Access
Society konferansında Avustralya,
Brisbane'nde ve haziran ayında
Portekiz, Lizbon'da World Congress
for Vascular Access 'de
sunulacaktır. İnfeksiyon
Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
AD'dan Doç. Dr. Kaya Süer ve
İnfeksiyon Kontrol Komitesi'nden
Uzman Hemşire Dilek Baytaş'ın
katılımcı olduğu bu çalışmaya
hastanemiz verileri haziran ayının
sonunda gönderildi.
Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık, Kültür ve
Spor Daire Başkanlığı tarafından organize
edilen “Altyapılarda Sporcu Beslenmesi”
konulu konferans 26 Kasım 2015 Perşembe
günü YDÜ Büyük Kütüphane'de
gerçekleştirildi. Yakın Doğu Üniversitesi
Beslenme ve Diyetetik Bölümü Uzm.
Diyetisyeni Emine ÖMERAĞA'nın
konuşmacılığını yaptığı konferans altyapı
sporcuları, aileler ve çeşitli branşlarda
görev yapan altyapı antrenörleri tarafından
yoğun ilgi gördü. Yaklaşık bir buçuk saat
süren konferansın ilk bölümü ÖMERAĞA'nın
slayt sunumu ile geçerken; ikinci bölümü ise
sporcu, aile ve antrenörlerin soruları ile
geçti.
İletişim Fakültesi, Derslik 24'te,
TAK (Türk Ajansı Kıbrıs) Müşaviri
Hüseyin Yalyalı'nın katılımıyla
gerçekleşen söyleşide, KKTC'deki
gazetecilerin durumu Basın İş
Yasası bağlamında tartışıldı,
değerlendirildi.
Söyleşiyi düzenleyen Öğr. Gör. Eren
Ekin Ercan'ın yanı sıra, Gazetecilik
Bölüm Başkanı Prof. Ünlen
Demiralp'in ve öğrencilerin de
katıldığı etkinlikte Yalyalı,
KKTC'deki gazetecilerin birçoğunun
yasal haklarından haberdar
olmadığını ve bunun gazetecilik
mesleğine kadar uzanan olumsuz
sonuçları olduğunu dile getirdi.
Yalyalı, KKTC'de 2007 yılında
yapılan yasanın uluslararası
nitelikte olduğunu ve Fransa'daki
ilgili yasanın ardından dünyada
ikinci sırada geldiğini belirtti.
Medya sektörünü ele alırken,
öncelikle o ülkedeki medyanın
mülkiyet yapısına ve ikinci olarak
da yasalarına bakmak gerektiğine
dikkat çeken Yalyalı sözlerine şöyle
devam etti: “Yapılan yasa kadar
ondan haberdar olmak ve bundan
daha önemlisi yasalar
çerçevesinde tanınan haklara
ilişkin bir talebin oluşması çok
önemli. Eğer böyle bir talep yoksa,
hangi yasayı yaparsanız yapın
boştur. KKTC Basın İş Yasası'na
baktığımızda, çalışma saatlerinden
tutun, olası en ufak bir haksızlığa,
işe personel alırken işverenin
nelere dikkat etmesi gerektiğine,
zorla gazeteciye evrensel
gazetecilik ilkelerinin dışında hiçbir
şeyin dayatılamayacağına kadar
hemen her türlü doğabilecek
boşluk gözetilmiş, yasalaştırılmış.
Kaldı ki, karşımızda yaşanan örnek
davalarda var ve KKTC'deki
gazeteciler bu davalarda yasal
haklarını kullanarak haklarını elde
etmişlerdir. Fakat her şeye rağmen
giderek yasal farkındalık oluşuyor
ve bu katlanarak daha da
gelişecektir” dedi.
Etkinlik, Prof. Demiralp'in,
Yalyalı'ya katılımlarından dolayı
teşekkür belgesi takdim etmesiyle
sona erdi.
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
(
akademik
(
4
aralık
2015 CUMA
5
Geleceğe Dokunuş projesi
yürütülmeye başlandı
“Geleceğe Dokunuş” projesi T.C. Adalet
Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığından
alınan onay ile yürütülmeye başlandı.
Yürütücülüğünü Yakın Doğu Üniversitesi, Adli
Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Çetin Lütfi
Baydar, Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı öğretim
üyesi Doç. Dr. Şehime G. Temel ve Acıbadem
Üniversitesi, Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Cengiz Yakıcıer'in yaptığı proje, nedeni
belirlenemeyen genç yaş ölümlerine çözüm
üretmeyi amaçlıyor.
Ölümden Yaşama Uzanan Proje Yürütülmeye
Başlandı
Daha önce American Society of Human
Genetics kongresinde Yakın Doğu Üniversitesi
Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Şehime G.
Temel'in sunduğu, Yakın Doğu Üniversitesi
öğretim üyeleri Dr. Çetin Lütfi Baydar'ın ve Doç
Dr. Cenk Conkbayır'ın da ortak araştırmacı
olduğu ve büyük ilgi odağı haline gelen ölümden
yaşama uzanan bilimsel çalışması geleceğe
dönüş projesinin temelini oluşturuyor.
Ölümden yaşama uzanan projesinden elde
edilen verilerin ışığı altında geliştirilen “Adli
Tıptan Kliniğe: (Nedeni Bilinmeyen Ani Kalp
Ölümü ve Negatif Otopsi Olgularında Yeni Nesil
Sekanslama Teknikleri Kullanarak Türk
Toplumuna Özgü Gen Mutasyonlarının
Belirlenmesi)” başlıklı bilimsel proje Acıbadem
Üniversitesi Etik Kurulu ve T.C. Adalet
Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın
onayları ile yürütülmeye başlanmıştır.
Adli Tıp Kurumu'nun Geniş İmkanları İle
Sebepsiz Ölümlere Genetik Cevap Aranacak
Her yıl yaklaşık 5000 adli otopsinin yapıldığı bir
morg merkezine sahip Adli Tıp Kurumunun
geniş imkanlarının da seferber edileceği bu
çalışmada; Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas
Dairesinde otopsileri yapılan sebebi bilinmeyen
ani genç yaş ölümlü olgular 5 yıllık süreçte
geriye dönük olarak taranacak ve 35/40 yaş
altında morfolojik bulgu saptanmayan negatif
otopsi olguları ve/veya çok az bulgu tespit
edilen kardiyomiyopati olguları dahil edilecektir.
Ayrıca yeni gelen olgularda da moleküler
otopsiyi olanaklı kılacak şekilde örnek alınacak
ve çalışmaya dahil edilecektir. Çalışmaya
alınan olgularda kalp bulguları adli patolog
tarafından yeniden değerlendirilecektir. DNA
izolasyonları sonrasında, DNA üzerindeki
kardiomiyopati ve kanalopati ile ilişkili gen
bölgelerinin protein sentezleyen ekzonları,
sekanslama öncesinde hedeflenerek
kütüphaneleri oluşturulacaktır. Kütüphaneleri
oluşturulan gen bölgelerinin baz dizilimleri yeni
nesil sekans cihazıyla belirlenecektir. Genlerin,
baz dizileri analiz edilecek ve hastalıkla ilişkili
varyantlar tanımlanacaktır. Belirlenen
varyantlar, ikinci farklı bir metod olan Sanger
Sekanslama ile konfirme edilecektir. Hedef
genlere yönelik yapılacak çalışmada hastalığa
sebebiyet verebilecek varyant saptanmayan
olgular için tüm genom ekzom sekans
çalışması yapılacaktır. Çalışmanın sonucunda
bulunan varyantlardan hastalık ile
ilişkilendirilmemiş olanlarda fonksiyonel
analizler (yama-menteşe elektrofizyolojik
uygulamaları, ekspresyon analizleri)
yapılacaktır. Nedeni belli olmayan genç yaş
ölümlere sebep olan Kardiyomiyopati ve/veya
ailesel geçişli ritm bozukluklarında ölümlere
sebep olan Kardiyomiyopati ve/veya ailesel
geçişli ritm bozukluklarında saptanan bilinen
ve/veya bilinmeyen varyantların
tanımlanmasıyla daha sonra ölenlerin aile
yakınlarında da bu varyantların gösterilmesi
yaşam kurtarıcı olabilecektir. Böylece henüz
hastalık ortaya çıkmadan, daha genç yaşlarda
iken bu vakalar detaylı tıbbi tedavi ve koruma
altına alınabilecektir.
Doç. Dr. Çetin Lütfi Baydar ve Doç. Dr.
Şehime G. Temel: “Seçkin Kurumlar Ve Bilim
İnsanlarıyla Adli Tıbbın Bu En Sorunlu
Alanında Çözüme Katkı Sağlayacağız”
Konuyla ilgili konuşan Doç. Dr. Baydar ve Doç.
Dr. Temel projenin başlamasından duydukları
heyecanı dile getirdiler. Kurumsal ve akademik
olarak geniş bir yelpazeye sahip olan
çalışmada seçkin bilim insanlarıyla birlikte
çalışmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade
eden Doç. Dr. Çetin Lütfi Baydar ve Doç. Dr.
Şehime G. Temel, birçok kurum ve araştırmacı
ile ortak olarak çalışacaklarını söylediler. Adli
tıbbın bu en sorunlu alanına birlikte çalıştığımız
seçkin bilim insanları ve değerli kurumlar ile bir
katkı sağlayacağız. Sebebi bilinmeyen ölümlerin
aydınlatılmasının yanı sıra yaşayan ilgili
bireyleri koruyabilecek bir çalışma yaparak
insan sağlığına yaptığımız katkı dolayısıyla
ayrıca mutluyum” dedi. Çalışma sonuçlarının
tıp müfredatına ve ülke tıbbının ihtiyacına
sunulacağını belirten Doç. Dr. Baydar ve Doç.
Dr. Temel, “Acıbadem Üniversitesi'nden Prof. Dr.
Cengiz Yakıcıer ile birlikte yürüttüğümüz
projemizin kazanımları gerçekten çok büyük
olacak. Kazanımlarımız öncelikle, negatif otopsi
olgularından kardiyogenetik taraması pozitif
olanlarının ulaşılabilen aile bireylerinde hayat
kurtarması, ikinci olarak Adli Tıp Kurumunun
asli görevlerinden olan kesin ölüm sebebinin
belirlenmesine yardımcı olarak adalete hizmet
etmesi, üçüncü olarak proje sonucunda elde
edilecek veriler 0253.STZ.2013-2 kodlu
Kardiyoloji aritmileri ile ilgili SANTEZ projesi ile
birleştirilerek Ulusal veri bankasının
genişletilmesi ve bilime katkı sağlaması,
dördüncü olarak ülkedeki tüm adli negatif
otopsilerde olası genetik test ihtiyacına cevap
verebilecek moleküler otopsi bilgisinin
arttırılması/adli tıp uzmanlık eğitimi
müfredatına dahil edilmesi ve son olarak
projemizin sonunda oluşturulacak Türk
popülasyon genetiğine özgün kardiyogenetik
panelin ülkemizin tıbbının ihtiyacına sunulması
olacaktır” dediler. Bilim insanlarının katkılarına
ve yeni projelere açık olduklarını belirten Doç.
Dr. Baydar ve Doç. Dr. Temel, “ufku açık,
multidisipliner çalışmayı prensip haline
getirmiş girişimci ve inovatif tüm bilim
insanlarının katkılarına açığız ve yeni
projelerimizde birlikte çalışmayı heyecanla
bekliyoruz” dediler.
Obezite projesine TÜBİTAK onayı
Yakın Doğu Üniversitesi Deneysel Sağlık
Bilimleri Araştırma Merkezi (YDÜ-DESAM)
Müdürü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ'ın
yürütücülüğünü yaptığı ve araştırma
ekibinde Prof. Dr. Seda Vatansever, Prof. Dr.
Hasan Aydede, Bio. Sevtap Gökalp, Prof. Dr.
Sinem Akçalı, Lab. Tek. Mehtap Koçan ve
Uzm. Dr. Arzu Didem Yalçın'ın yer aldığı,
mikroplara bağlı obezitede yeni ufuklar
açacak olan “Adenovirüs 36 ile İndüklenen
İnsan Kökenli Adiposit Kök Hücrelerde
Adipojenik ve İmmünojenik Parametrelerin
Değerlendirilmesi” isimli proje TÜBİTAK'tan
onay aldı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr.
Tamer Şanlıdağ, “geçmiş yıllarda yaptığımız
birçok araştırmayla Adenovirüs 36 adı
verilen virüsün obeziteyle ilişkisini ortaya
koymuş, deney hayvanlarında yaptığımız
aşı çalışması ile obezitenin önlenebileceğini
göstermiş, aşının ancak virüsle temas
etmemiş kişilere uygulandığı zaman etkili
olabileceğini bildirmiş ve virüsle enfekte
kişiler için tedavi seçenekleri üzerinde
durulması gerektiğini belirtmiştik. Bu
noktadan sonra araştırmalarımızı
Adenovirüs 36'nın obezite oluşturma
mekanizmaları üzerinde yoğunlaştırdık.
İnsan yağ dokusundan elde etiğimiz kök
hücreleri Adenovirüs 36 ile enfekte ederek
hücrelerin virüse karşı verdiği yanıtı
inceledik. Virüsün uyarımı sonrasında bu
hücrelerden obezite oluşum
mekanizmasında etkili ve belki de obezite
tedavisinde önemli olabilecek bazı
maddelerin fazla miktarda salgılandığını
gözlemledik. Bulgularımızı Antalya'da
yapılan 3. KLİMUD Kongresi'nde birçok
bilim insanıyla paylaştık. Araştırmamız
meslektaşlarımız tarafından yenilikçi ve
heyecan verici olarak karşılandı. Kongre
dönüşünde ise araştırmamızın farklı bir
versiyonunun TÜBİTAK tarafından
onaylandığı ve projenin destekleneceği
haberini aldım. Habere sevindim ancak
şaşırmadım. Çünkü Yakın Doğu
Üniversitesi'nin bilimsel araştırmaların
yaygınlaştırılması noktasındaki yaklaşımını;
laboratuvar altyapısı, donanım, genç
araştırmacı ve araştırma fonu gibi konulara
verdiği önemi ve desteği biliyordum. Bu
sonucu, yapılan yatırımların bir dönüşü
olarak görmekteyim ve artarak devam
edeceğine inanıyorum” dedi.
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
ÜNİVERSİTE
GAZETESİ
gazete.neu.edu.tr
[email protected]
Sahibi
Yakın Doğu Üniversitesi
Koordinatör
Gökçe KEÇECİ
Tasarım
F. Boğaç EVREN
Katkıda bulunanlar:
YDÜ WebTeam
/universitegazetesi
4 Aralık 2015 - Sayı:122
4
6
aralık
2015 CUMA
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
(
akademik
(
İş Sağlığı ve Güvenliği
Enstitüsü kuruldu
Yakın Doğu Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsünün Amacı Sağlıklı ve
Güvenli Çalışma Ortamlarının Yaratılmasına Katkı Yapmak
akın Doğu Üniversitesi İş Sağlığı ve
Güvenliği Enstitüsü'nün kuruluş
amacı ve faaliyetlerine ilişkin olarak
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi B
101 No'lu salonda “İş Sağlığı ve
Güvenliği Enstitüsü” Müdürü Aziz Gürpınar
Başkanlığı'nda YDÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şanda Çalı, Halk
Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Songül Vaizoğlu ve YDÜ Mühendislik Fakültesi
Öğretim Üyesi Cavit Atalar ile birlikte basın
toplantısı gerçekleştirildi.
Y
Konuya ilişkin yapılan açıklamada İş Sağlığı ve
Güvenliği Enstitüsü Müdürü Aziz Gürpınar, Yakın
Doğu Üniversitesi bünyesinde kurulan iş sağlığı
ve güvenliği enstitüsünün kuruluş amaçları ve
planlanan faaliyetleri hakkında açıklamalarda
bulundu.
Aziz Gürpınar: “Her Yıl 250 İle 300 Civarında
İş Kazası Meydana Gelmekte”
Aziz Gürpınar, “iş sağlığı ve güvenliği konusu
gerek dünyada gerekse ülkemizde önemli bir
konudur. Özellikle çalışanların sağlıklı ve
güvenli ortamda çalışmaları, iş kazalarının
azaltılması, meslek hastalıklarının önlenmesi,
bu alanda yetişmiş insan gücünün yetiştirilmesi
ve çoğaltılması son derece önemli
faaliyetlerdir” dedi. Uluslarası çalışma
örgütünün verilerine göre her yıl 2 milyon kişi
meslek hastalıklarından, 340 bin kişinin de iş
kazalarından dolayı hayatını kaybetmekte
olduğunun altını çizen Gürpınar, “bu son derece
önemli bir veridir. Bu aynı zamanda ekonomik
kayıt olarak değerlendirildiğinde tüm gayri safi
milli hasılaların yüzde 4'üne tekabül eden
ekonomik kayıplarla karşı karşıya kalıyor, bütün
dünyamız ve insanlık” dedi. Çalışanların ölüm
ve yaralanmaları ile sonuçlanan durumların
meydana geldiğini ve bunun da son derece
önem verilmesi gereken bir konu olduğunu
vurgulayan Aziz Gürpınar “insanlığın en önemli
zenginliği aslında yetişmiş iş gücüdür, nitelikli
iş gücüdür. Dolayısıyla bu nitelikli iş gücünün
korunması demek, üretimin devamlılığını
sağlamak demektir, üretimin ve verimliliğin
artışını sağlamak demektir. Bu anlamda hem
insan hayatını korumak hem de ekonomik
kayıpları önleyebilmek amacıyla son derece
önemli çalışmalar yürütülmektedir. Ülkemize
baktığımız zaman nasıl bir tabloyla karşı
karşıya kalıyoruz? Her zaman konuşuyoruz,
söylüyoruz basından da aynı şekilde
gizlemekteyiz. Mevzuat bakımından ele
aldığımız zaman ülkemizdeki durumu, çok fazla
yetersiz durumda olduğumuzu söyleyemeyiz
doğrusu ama uygulamada gündelik hayatta
karşımıza çıkan tabloya baktığımızda pekte iç
açıcı bir manzarayla karşı karşıya değiliz.
Resmi verilere göre, çalışma dairesinde kayıtlı
olan istatistiklere göre her yıl 250 ile 300
civarında iş kazası meydana gelmekte ve bu iş
kazalarında 6 ile 10 arasında çalışanımız
malesef hayatını kaybetmektedir. Bunlardan
çok daha fazla arkadaşımız da ya
yaralanmakta yada sakat kalmaktadır. Bu da
son derece önemli ve ciddi bir konu” dedi.
Aziz Gürpınar: “Enstitümüzün Amacı İş
Sağlığı ve Güvenliği Alanında Bilimsel
Temelde Akademik Çalışmalar Yürütmek,
Yetişmiş İnsan Gücünün Arttırılmasına,
Geliştirilmesine Katkıda Bulunmak”
Aziz Gürpınar, “Ülkemizin ekonomik yapısına
baktığımız zaman, ağırlıkla hizmet sektörüne
dayalı olduğunu görüyoruz, başta eğitim ve
turizm olmak üzere hizmet sektörü ağırlıklı bir
ekonomik yapımız var. Bu ne demektir? Hizmet
sektörü ağırlıklı olması aslında, iş riskinin
nispeten daha az olduğu sektörlerin olması
anlamını taşıyor. Yani ülkemizde ağır
madencilik, ağır sanayi, ağır petro-kimya
sanayi gibi gerçekten tehlikeli, riskli iş
konularının çok da fazla yaygın olmadığını
görüyoruz. Yani daha az riski olan hizmet
sektörüne dayalı bir ekonomik yapımız var ama
buna rağmen biraz önce ifade ettiğim rakamlar
bu daha az riskli hizmet yapımıza rağmen
yüksek sayılabilecek oranda rakamlardır.
Dolayısıyla bunlar da bize gösteriyor ki bu
alanda yapılacak çok işimiz var, daha
yürünecek çok yolumuz var. Ve bu işleri
yaparken bilimsel temelde ve bilimsel
metodlarla çalışma yapmanında bir gerçek
olduğunu ortaya koyuyoruz.”
Enstitünün faaliyet alanları hakkında ise
belirtilen amaca ulaşmak için Akademik
Eğitim-Öğretim Çalışmaları, Araştırma
Geliştirme Çalışmaları, İş Sağlığı ve Güvenliği
Risklerini Ölçme/Değerlendirme Hizmetleri,İş
Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri ve Farkındalık
Çalışmaları olarak sıralayan Gürpınar,
Enstitünün Anabilim dalları arasında İş Sağlığı
Anabilim Dalı, İş Hijyeni Anabilim Dalı, Meslek
Hastalıkları Anabilim Dalı, İş Güvenliği Anabilim
Dalı, Ergonomi Anabilim Dalı olduğunu sözlerine
ekledi
Yakın Doğu Üniversitesi İş Sağlığı Ve
Güvenliği Enstitüsü Milli Eğitim Bakanlığı
Tarafından Onaylandı
Bu temelden hareketle ülkemizde bilimsel
temelde bu çalışmaları yürütecek bir kurumun
gereksinimi olduğunu söyleyen Aziz Gürpınar
“bu gerçeklikten hareketle Yakın Doğu
Üniversitesi bünyesinde bu çalışmaları
yürütecek bir iş sağlığı ve güvenliği enstitüsü
kurmak üzere çalışmalarımızı sürdürdük,
tamamladık ve hazırlamış olduğumuz dosyayı
da Milli Eğitim Bakanlığına sunduk. Milli eğitim
Bakanlığının da bu konuda cevabi yazısı elimize
ulaştı ve bu enstitünün kuruluşunun
uygunluğuda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
onaylandı” dedi.
Açılacak olan yüksek lisans programına
kontenjan dahilinde bakanlıklara da burs
verileceğini belirten Aziz Gürpınar, İçişleri ve
Çalışma Bakanlığı'na 2 kişilik tam burs, Sağlık
Bakanlığı'na 2 kişilik tam burs, Ulaştırma
Bakanlığı'na 1 kişi tam burs, Bayındırlık
Bakanlığı'na 1 kişi tam burs, Tarım Bakanlığı'na
1 kişi tam burs, Ekonomi ve Sanayi
Bakanlığı'na 1 kişi tam burs ve Devlet
Planlama Örgütü'ne 1 kişi tam burs kontenjan
verileceğini açıkladı.
Mesnevî ve Tıp'ta Sanat
konulu panel gerçekleştirildi
resmetmesi gibi), çeşitli hastalıklar nedeniyle
sanatlarını icra etmekte zorlanan (çocuk felci
geçiren Frida Kahlo ve ağır bir romatizma
hastalığı bulunan Pierre-Auguste Renoir gibi),
görme bozukluklarının tablolarını etkilediği
(diyabetik retinopati'nin Edgar Deas'ı,
takarakt'ın Claude Monet'i, astigmat'ın El
Greco'yu, renk körlüğünün Ferdinand Léger'i
etkilemesi gibi), duygu bozukluklarını
tablolarına yansıtan (Edvard Munch, Louis
Wain, Francisco José de Goya gibi)
ressamlara örnekler vermiştir.
Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Çarşamba Konuşmaları çerçevesinde Turuncu
salonda “Sanatın İki Farklı Alana Yansıması:
MESNEVÎ VE TIP'TA SANAT” konulu bir panel
düzenlendi. Yöneticiliğini YDÜ İlahiyat
Fakültesi dekan yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İhsan
KAHVECİ'nin yaptığı panele YDÜ Eczacılık
Fakültesi'nden Dr. Mehmet İlker GELİŞEN ve
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden
Yrd. Doç. Dr. Sezai KÜÇÜK konuşmacı olarak
katıldılar.
Konuya ilişkin yapılan açıklamada, Dr.
Mehmet İlker Gelişen sunumunda “Tıp ve
Sanat” konusunu ele alarak sanat, anatomi
ve çeşitli hastalıklar arasındaki ilişkilere
dikkat çekmiştir. Bu kapsamda ressam
Rembrandt'a ait “Dr. Nicolaes Tulp'un
Anatomi Dersi” adlı tablonun özelliklerini
vurgulamış, Peter Paul Rubens ve Luca
Signorelli gibi eserlerinde anatomi
çalışmalarını ön plana çıkaran ressamlardan
söz etmiştir.
Ardından tablolarında çeşitli hastalıkları
betimleyen (Leonardo da Vinci'nin “Mona
Lisa” tablosunda yüksek kolesterolü,
Rembrandt'ın “Banyosunda Betşeba”
tablosunda meme kanserini tasviri gibi),
hastalıklardan etkilenip tablolarında o
hastalıkları resmeden (Pieter Brueghel'in
“Ölümün Zaferi” tablosuyla veba salgınını
Konuşmasının sonunda Van Gogh'un
resimlerindeki sarı noktaları açıklanmaya
çalışan Dr. Mehmet İ. Gelişen
Michelangelo'nun insanın yaradılışı
çizimindeki Beyin benzetmesi vurgulamasıyla
sunumunu sonlandırmıştır.
Yrd. Doç. Dr. Sezai Küçük ise “Mevlânâ ve
Mevlevîlerde Sanat” üzerinden sunumunu
gerçekleştirdi. Sanatın esasen Yüce Allah'ın
cemâl sıfatının bir yansıması olduğuna,
sanatta estetik yanında ahlâkî duruşun
önemli olduğuna vurgu yaptı. Mevlevî
dergahlarının bir sanat okulu olduğunu ve
buralardan pek çok sanatkar yetiştiğine
temas ederek yetişen sanatkarlar arasında
musikîşinaslar, şairler, hattatlar, hakkâklar,
nakkaşlar, müzehhibler, minyatürcü
ressamlar, neyzenler, hatta marangozlar ve
aşçılar gibi daha birçok güzel sanat erbabı
insanın bulunduğunu belirtmiştir. Bu arada
konuşmacı, musikîşinas ve aynı zamanda
bestekâr olan Mevlevî İsmail Dede Efendi,
Mevlevî Hafız Mehmed Zekâî Dede, Mehmed
Celâleddin Dede'ye de özel olarak atıfta
bulundu.
Sanatın ifade tarzları arasında bulunan
musikî, sema, şiir, hat, tezhib vb. sanatları
icra eden Mevlevîlerin Mevlâna ve
fikirlerinden ilham aldıklarını, diğer bir
ifadeyle Mevlânâ'nın bütün bu sanatkarlar
üzerinde etki bıraktığını dile getiren
konuşmacı son olarak Mevlevî sanatkarlardan
saat tamircisi “muvakkit” Ahmet Eflâkî
Dede'den söz ederek konuşmasını tamamladı.
Panelin sonunda son sözü alan Yrd. Doç. Dr.
İhsan Kahveci ise aslında Allah'ın sıfatları
arasında “Yaptığı ve yarattığı her şeyi
mükemmel Yaratan” manasındaki “sâni'”
sıfatının bulunduğundan bahisle sanatkarların
yaptığı işin aslında gerçek sanatkarın sanat
eseri olan kainatı keşfetmek ve onu eserine
yansıtmaktan ibaret olduğunu belirterek
oturumu kapattı.
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
(
akademik
(
4
aralık
2015 CUMA
7
“Tarım ve hayvancılık
sektöründe akademik
bilgi önemli”
Ombudsman Emine
Dizdarlı'ya anlamlı ziyaret
Prof. Dr. Rona Aybay ve Öğrt. Görv. Ayhan Dolunay
hukuk kitaplarını KKTC Yüksek Kamu Denetçisi
Emine Dizdarlı'ya takdim ettiler.
Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi
öğretim üyesi, E. Uluslararası Yargıç Prof. Dr.
Rona Aybay ve Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Hukuk
Danışmanı Ayhan Dolunay, KKTC Yüksek
Kamu Denetçisi (Ombudsman) makamına
kısa bir süre önce atanan ve yemin ederek
göreve başlayan, E. Yüksek Mahkeme Yargıcı
Emine Dizdarlı'ya nezaket ziyaretinde
bulundu.
“Kıbrıs Türk Toplumu ve Hukuk Camiası
Adına Mutluluk Verici Bir Atama”
Prof. Aybay ve Dolunay, Dizdarlı'yı tebrik
ederek, Dizdarlı'nın ombudsmanlık makamına
atanmasının, Kıbrıs Türk toplumu ve hukuk
camiası adına mutluluk ve umut verici bir
gelişme olduğunu vurguladı.
.
Prof. Dr. Aybay, Bosna-Hersek İnsan Hakları
Mahkemesi'nde, Avrupa Komisyonu
tarafından atanarak Uluslararası Yargıçlık
yaptığı dönemde, Bosna-Herkes'teki
Ombudsmanlık kurumu ve Ombudsmanın
yetkilerinden ve dünyadaki diğer örneklerle
Ombudsmanların yetkilerinden bahsederek,
KKTC'deki Ombudsmanlık kurumu ile ilgili
yasal düzenleme incelediğinde,
Ombudsmanın yetkilerinin diğer örneklere
göre daha geniş olduğunu ve bu durumun da
umut verici olduğunu; Sn. Dizdarlı'dan, Kıbrıs
Türk toplumu ve hukuk sistemi adına
beklentilerinin büyük olduğunu ifade etti.
Ombudsmanlık makamı açısından da,
deneyimi ve önceki özverili çalışmaları ile
güven verdiğini ve gerek toplum gerekse
hukuk sistemi için büyük bir katkı sağlamaya
devam edeceğine inandıklarını vurguladı.
Dizdarlı da Ziyaretten Duyduğu Mutluluğu
İfade Etti
Dizdarlı, Aybay ve Dolunay'ın ziyaretlerinden
duyduğu mutluluktan bahisle başladığı
sözlerinde, Yüksek Mahkeme Yargıçlığı başta
olmak üzere, Kıbrıs Türk hukuk sistemi içinde
geçmiş dönemlerde ifa ettiği görevlerden
bahsederek, Kıbrıs Türk toplumunun ve hukuk
sisteminin daha iyi noktalara gelmesi adına
çalıştıklarını ve çalışmaya devam edeceklerini
ifade ederek, Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk
Fakültesi öğretim kadrosundan Sn. Aybay ve
Sn. Dolunay'ın yazarı oldukları hukuk
kitaplarını kendisine sunmaları ve anlamlı
ziyaretleri için teşekkür ederken, bilime ve
Türk Hukuk sistemi ile Kıbrıs Türk hukuk
sistemine sağladıkları katkıların önemine
dikkat çekti.
Ortak Projelerin Temeli Atıldı
Dizdarlı, Aybay ve Dolunay, ziyaretin bir ilk
adım olduğunu ifade ederken; bu ziyaret ile
temelleri atılan ortak çalışmalar hakkında
görüş alış verişinde bulundular. Yakın
dönemde Dizdarlı'yı, konferans
gerçekleştirmek üzere Yakın Doğu Üniversitesi
Hukuk Fakültesi'ne davet eden Aybay ve
Dolunay, hukuki hususlardaki her konuda da
Dolunay ise, bir süreden beridir atama
bireysel ve YDÜ – Hukuk Fakültesi olarak
gerçekleşmeyen Ombudsmanlık makamına, E. çalışmaya hazır olduklarını ifade ettiler.
Yüksek Mahkeme Yargıçlığı başta olmak
Dizdarlı da davetten duyduğu mutluluğu ifade
üzere, hukuki açıdan bir çok önemli görevler
ederken, ortaya çıkan ve daha da ileri noktaya
ifa etmiş Dizdarlı'nın getirilmesinden
taşınacağına inandığı sinerjinin, toplumumuza
duydukları mutluluktan bahisle, Kıbrıs Türk
ve hukuk sistemimize katkı koyacağına
hukuk sisteminin gelişimi için emek
inandığını vurguladı.
vermiş/vermekte olan Sn. Dizdarlı'nın,
YDÜ, Ankara'da temsil edildi
Yakın Doğu Üniversitesi, Yakın Doğu Enstitüsü
Araştırma Görevlisi Erdi Şafak Avrasya
Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya)
tarafından düzenlenen ve Yakın Doğu
Enstitüsü tarafından desteklenen “KKTC Su
Temin Projesi ve Doğu Akdeniz'de Değişen
Dengeler” konulu çalıştaya katıldı.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan
Araştırma Görevlisi Erdi Şafak, Ankara'da
gerçekleştirilen çalıştayda Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'nin 50 yıllık su ihtiyacını
karşılayacak olan ve “Asrın Projesi” olarak
tanımlanan Türkiye'den KKTC'ye Su Temini
Projesi'nin genel detayları değerlendirildiğini
vurguladı. Şafak, çalıştay KKTC Tarım-Doğal
Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Erzurum
Milletvekili Orhan Deligöz, 24. Dönem
Gümüşhane Milletvekili Feramuz Üstün,
Orman ve Su işleri Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Akif Özaldı, KKTC Güzelyurt
Belediye Başkanı Mahmut Özçınar,
EkoAvrasya Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet
Eren ve çok sayıda akademisyen ve davetlinin
katılımıyla Ankara'da gerçekleştirildiğini
belirtti.
Yakın Doğu Üniversitesi ev sahipliği'nde KKTC
Süt Endüstrisi Kurumu, Hayvan Üreticileri ve
Yetiştiricileri Birliği ve YDÜ Veteriner
Fakültesi'nin katkılarıyla, Tarım, Doğal
Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı'nın himayelerinde
“Büyükbaş hayvanlarda süt yağ oranının ve
kalitesinin artırılması, küçükbaş hayvanlarda
süt üretiminin miktar ve kalitesinin artırılması”
konulu çalıştay YDÜ Büyük Kütüphane'de
gerçekleştirildi.
Çalıştay, Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı
Erkut Şahali, YDÜ Veteriner Fakültesi Dekanı
Ömer Memduh Esendal ve SÜTEK Müdürü Fide
Kürşat'ın açılış konuşmalarıyla başladı.
Şahali: “Tarım ve Hayvancılık Sektöründe
Akademik Bilginin Önemi Büyük”
Çalıştayın açılışında konuşan Tarım, Doğal
Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali,
sektörün olmazsa olmazı akademi, ilgili meslek
kuruluşu, kamu kuruluşu ve bunların her zaman
yanında duran omuz omuza çalışan Tarım,
Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı'nın bir arada
olduğu bir platform olması bakımından
çalıştayın önemine değindi. Şahali, geleneksel
üretim alanı tarımın akademinin güncel
bilgilerinden yararlanması, meslek örgütünün
yönlendirmesiyle ve ilgili devlet kurumu olan
SÜTEK'in, idari ve yasal düzenlemeleri yapan
bakanlığın eşgüdüm içerisinde çalışmasının
önce sektör genelde de ülke ekonomisi için
faydalı olacağına olan inancını dile getirdi.
Konuşmasında akademik bilginin önemini
vurgulayan Şahali, üreticilerin en iyi bildiği şey
olan üretimi, akademik bilgiler doğrultusunda
geliştirmesi bakımından “Hayvan Besleme,
Yetiştirme Teknikleri” panelinin önemli olduğunu
kaydetti. Ülke ihracatının bir numaralı aktörü
süt sektörünün rekabet gücünün artırılmasını
önemsediklerini söyleyen Şahali, kendilerinin
bakanlık olarak hayvan ıslahını sağlamak için
yasal çalışmaları yapmaya devam ettiklerini
belirtti. Şahali, verimli, rekabet gücü yüksek bir
sektör için ellerinden geleni yapmaya devam
edeceklerini ifade etti.
Kürşat: “Süt Sektöründe Hijyen, Kalite ve
Verimin Artırılması İçin Üreticinin
Yanındayız”
Süt Endüstrisi Kurumu Müdürü Fide Kürşat ise,
Hayvan üreticilerini bilgilendirmek için SÜTEK
olarak, YDÜ Veteriner Fakültesi, Hayvan
Yakın Doğu Enstitüsü Araştırma Görevlisi Erdi
Şafak çalıştayda “Kıbrıs Sorunu Tarihçesi
Perspektifinde Barış Suyunun Çözüme Olası
Katkısı” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Sunumuna Kıbrıs'ın tarihçesi ile başlayan Erdi
Şafak, Barış Suyunun Adanın geleceğine etkisini
tartışmadan önce Kıbrıs tarihinin de
hatırlanması gerektiğine dikkat çekti. Şafak
ayrıca sunumunda şu ifadelere yer verdi. Suyun
Türkiye'nin bölgesedeki politikalarında çok
önemli bir bileşen olabileceğinin altını çizen
Şafak “Türkiye'den KKTC'ye su temin edilmesini
öngören ve “asrın projesi” olarak adlandırılan
projenin açılışı gerçekleştirildi. Bundan sonra
merak edilen konu, Adaya gelmiş olan suyun
Kıbrıs'da senelerdir süren soruna ne gibi bir
katkısının olup olmayacağı ile ilgilidir. Kıbrıs'da
görüşmeler şuan 6 başlık altında devam
etmektedir. Görüşmelerde devam eden bu
başlıklar ile ilgili şuan için olumlu bir gelişmenin
yaşandığı söylemek mümkün görünmemektedir.
Bu noktada adaya Türkiye'den getirilen su
Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ile işbirliğinde
bir dizi eğitim çalışması başlattıklarını
belirterek, bunlardan ilkinin çiftlik ziyaretleri
olduğunu anlattı. Kürşat, “Hayvan Besleme,
Yetiştirme Teknikleri” paneliyle devam eden
eğitim çalışmalarının önümüzdeki yıl artarak
süreceğini de ifade etti. Süt sektöründe hijyen,
kalite ve verimin artırılması ile AB
standartlarının yakalanmasının son derece
önemli olduğunu belirten Kürşat, bunun için de
hem üretici, hem tüketici bilincinin gelişmesinin
zorunluluğuna vurgu yaptı. Kürşat, süt
ürünlerinin kalitesinin ham maddesi olan sütün
kalitesiyle doğru orantılı olduğunu belirterek,
SÜTEK olarak bu anlamda üreticilerin yanında
olduklarını ve bundan sonra da bunun
süreceğini ifade etti.
Prof. Dr. Esendal: “Hayvan Hastalıkları
Konusunda İlgili Kurum ve Kuruluşlarla
Çalışmaya Her Zaman Hazırız”
Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Dekanı Ömer Memduh Esendal, çalıştayın
açılışında yaptığı konuşmada, “Hayvan
Besleme, Yetiştirme Teknikleri” paneline ev
sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti
dile getirdi.Prof. Esendal, YDÜ Veteriner
Fakültesi olarak kurulduğu günden itibaren salt
eğitim çalışmalarıyla kalmamış olup, gerek
kamu kurum ve kuruluşları, gerekse özel sektör
kuruluşlarıyla kucaklaşarak çeşitli işbirliklerine
imza attıklarını belirtti. Esendal, fakülte olarak
hala hazırdaki hayvan hastalıklarının çözümü
veya olası sorunların önlenmesi için ilgili kurum
ve kuruluşlarla çalışmaya her zaman hazır
olduklarını da vurguladı.
Hayvan Besleme, Yetiştirme Teknikleri ve
Islah Paneli
“Süt Üretiminde Hayvan Besleme ve Yetiştirme
Teknikleri Çalıştayı” çerçevesinde
gerçekleştirilen “Hayvan Besleme, Yetiştirme
Teknikleri ve Islah” konulu panel açılış
konuşmalarının ardından başladı. Panelde,
Hayvan Besleme ve Sürü Danışmanı Prof. Dr.
Melih Yavuz, Uludağ Üniversitesi Veteriner
Fakültesi'nden Prof. Dr. Mustafa Eren, YDÜ
Veteriner Hekimliği Fakültesi'nden Doç. Dr. Dilek
Arsoy ile Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri
Birliği Başkanı, Veteriner Hekim Mustafa
Naimoğluları konu ile ilgili sunumlarını
gerçekleştirdi.
müzakerelere katkısı suyun etkin ve faydalı bir
şekilde kullanılması neticesinde, ilerleyen
yıllarda görülebilmesi mümkündür. Türkiye
adaya getirmiş olduğu su ile Kıbrıs'ın
tamamında çok ciddi bir rol oynayacaktır.
Unutulmamalıdır ki su, bir toplum için en önemli
yaşam kaynağıdır. Türkiye soft power (yumuşak
güç) olarak bu gücünü doğru bir şekilde
yönetirse Adanın geleceğinde önemli bir aktör
olacaktır” dedi.
Çalıştayda, Türkiye'nin ve KKTC'nin Doğu
Akdeniz'de önemli bir avantaj sağladığı bundan
sonraki süreçte ise çayı aşıp derede
boğulmamak için doğru stratejilerin izlenmesi
gerektiği yönünde kanaat sonuç
değerlendirmesinde dile getirildi. Çalıştayın
sonuç bildirgesi ve raporu önümüzdeki günlerde
kamuoyu ile paylaşılacak.
4
8
aralık
2015 CUMA
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
(
akademik
(
Cep telefonları
mikrop saçıyor
Akademide, Güven ve
Liderlik semineri verildi
Yakın Doğu Üniversitesi'nde “Akademide
Görünürlük, Güven ve Liderlik Semineri”
gerçekleştirildi. Yakın Doğu Üniversitesi ve
Malezya, Ulusal Eğitim ve Yönetim Enstitüsü
(National Institute of Educational
Management & Leadership) arasında
imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde
gerçekleşen etkinlikte birey ve kurumların
akademik olarak görünürlüğü, sağladıkları
güven ve liderlik konuları konuşuldu.
Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, Yakın
Doğu Üniversitesi Center of Excellence
Başkanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı'nın açılış
konuşmasını yaptığı seminerde Malezya,
Ulusal Eğitim ve Yönetim Enstitüsü Başkanı
(National Institute of Educational
Management & Leadership) Dr. Sazali Yusoff
küreselleşmede bilgi paylaşımının önemine ve
işbirliği yapmanın gerekliliğine dair bir
konuşma yaptı.
Prof. Dr. Nedime Serakıncı: “Akademide
Güven Ve Görünürlük Birbirini Doğuran
Özelliklerdir ve Bilimi Geliştirmektedir”
Yakın Doğu Üniversitesi Center of Excellence
Başkanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı, açılış
konuşmasında akademide güven ve
görünürlüğün birbirini doğuran özellikler
olduğunu ve bilimin bu şekilde gelişmekte
olduğunu; akademik olarak güven sağlamış
kurumların ve bireylerin yaptıkları
çalışmaların daha görünür olduğunu ve aynı
zamanda görünürlüğü yüksek kurum ve bilim
insanlarının güven oluşturduğunu belirtti.
Akademik güven sağlamış bilim insanlarının
yaptığı çalışmaların hem kendileri için hem de
bağlı oldukları kurum için görünürlük
sağladığını ve böylelikle ilgili bilim alanına da
katkı sağladıklarını belirten Prof. Dr. Nedime
Serakıncı, Yakın Doğu Üniversitesi'nin
uluslararası bilinirlik anlamındaki
yükselmesine vurgu yaptı. Bu yükselişin hem
görünürlük hem de güven anlamında bir
kazanım olduğuna değinen Prof. Dr. Nedime
Serakıncı, konuşmasında ayrıca akademide
güven, görünürlük ve liderlik alanında Yakın
Doğu Üniversitesi'nde yapılan akademik
çalışmalar hakkında da detaylı bilgi verdi.
Dr. Sazali Yusoff: “Bilimsel Çalışmalar, Dış
Dünyaya Açılmada Ve Akademik
Görünürlükte Önemli Rol Oynamaktadır”
Seminerde konuşan Malezya, Ulusal Eğitim ve
Yönetim Enstitüsü Başkanı (National Institute
of Educational Management & Leadership) Dr.
Sazali Yusoff, küreselleşmede bilgi paylaşımın
önemini ve işbirliği yapmanın gerekliliğinden
bahsetti. Center of Excellence'a bağlı
Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi
eşbaşkanları Doç Dr Fahriye Altınay ve Doç.
Dr. Zehra Altınay ile ortak yürüttükleri kültür,
güven ve liderlik konusundaki projeden de
bahseden Dr. Sazali Yusoff, bilimsel
çalışmaların dış dünyaya açılımda ve
akademik görünürlükte önemli bir rol
oynadığını vurguladı. Akademik görünürlükte
kişinin yaptığı işlere duyulan güveni ve
paylaşımının gelişiminde önem taşıdığını
belirten Dr. Sazali Yusoff, Center of
Excellence'a ve Toplumsal Araştırma ve
Geliştirme Merkezi'ne kurmuş oldukları
işbirliği için teşekkür etti.
Matematik Eğitimi Kulübü
yeni başkanını seçti
Telefonlarınızı Günde En Az 2 Kez Aşındırıcı Etkisi
Olmayan Alkol Bazlı Dezenfektan ile Temizleyin.
Yakın Doğu Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi
öğrencileri Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ'ın
yürütücülüğünde sürdürdükleri “Cep Telefonları
Mikroorganizmalar İçin Bir Rezervuar Olabilir
Mi? konulu bilimsel çalışma sonuçlarını,
Antalya'da gerçekleştirilen 3.Ulusal Klinik
Mikrobiyoloji Kongresinde tebliğ etti.
Diş Hekimliği Fakültesi öğrencilerinin yaptığı
araştırma sonuçlarına göre cep telefonlarının
büyük oranda mikrop barındırdığını ortaya
koydu. Buna göre 109 cep telefonunun
incelendiği projede kullanıcıların %53'ünün
günde 6-10 saat, %28'inin ise 11-15 saat
arasında cep telefonlarını kullandıkları
belirlendi.
Konuya ilişkin açıklamalarda bukunan, Atatürk
Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı, İlk ve
Ortaöğretim Matematik Öğretmenliği Ana Bilim
Dalı Başkanı Doç. Dr. Murat Tezer, Geçmiş
yıllarda Matematik Eğitimi Kulübüne bağlı
öğrencilerinin SOS Çocuk Köyü ve bazı
derneklerdeki yardıma muhtaç çocuklara
ücretsiz özel ders verdiğini, matematik
derslerindeki akademik başarılarını artırmak
için gönüllü olduklarını belirtti. Tezer, KKTC
Gençlik Dairesi İşbirliği ile geçmiş yıllarda yüz
boyama etkinliklerine katıldıklarını ve Dünya
Matematik ve Pi günü etkinliklerinde
matematik eğitimi seminerleri düzenleyerek
matematik eğitiminde farkındalık yarattıklarını
söyledi. Matematik Eğitimi kulübünün
amacının, matematiği daha çok sevdirmek,
eğlenceli hale getirmek, matematikle
uğraşmayı seven, matematiğin tarihine ve
felsefesine ilgi duyan ögrencileri bir araya
getirerek bilgi paylaşımında bulunmak
amacıyla kurulduğunu anlatan Tezer,
Matematik Eğitimi Kulübü olarak sosyal
etkinlikler de düzenlemek kulüplerinin amaçları
arasında olduğunu söyledi.
Araştırmacılar telefonların günde en az 2 kez
aşındırıcı etkisi olmayan alkol bazlı dezenfektan
ile temizlenmesi konusunda uyardı.
Uluslararası İlaç Endüstrisi
YDÜ'de toplandı
İlaç Endüstrisi'nde Quality by Design (QbD) anlayışı
ile ilaçta ArGe ve Üretim konulu Uluslararası
Sempozyum YDÜ Eczacılık Fakültesi
ev sahipliğinde yapıldı.
Yakın Doğu Üniversitesi ev sahipliğinde,
Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Teknoloji
Anabilim Dalı tarafından, Yakın Doğu Turizm
İşletmeleri organizasyonu ile (Dorana Turizm)
İlaç Endüstrisinde Quality by Design (QbD)
anlayışı ile ArGe ve Üretim konularının ele
alındığı 2nd International Symposium &
Workshop of NEU Compaction Center: Solid
Dosage Formulation & Process Development
“QbD / PAT in Mind” Sempozyumu'nun
gerçekleştirildi.
Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Eğitim
Fakültesi'nde beş yıl önce kurulan Matematik
Eğitimi Kulübünün 2015-16 öğretim yılı
başkanlık seçiminde Meltem Görmez başkan,
Fikriye Özsoy ve Ezgi Gökçe Sarı başkan
yardımcısı olarak seçildi.
Grubun %48'inin telefonlarını aldıktan sonra
araştırma gününe kadar hiç temizlemedikleri,
az sayıda kişinin nadiren telefonlarını
temizledikleri ve bunu da uygun şekilde
yapmadıkları gözlemlendi. Bunun yanı sıra
telefonların %95'nin mikrop barındırdığı ve
insan sağlığı açısından önemli Staphylococcus
aureus, Staphylococcus epidermidis isimli iki
patojenin %93 oranında bulunduğu saptandı.
Uluslararası İlaç Endüstrisi'nden Büyük
İlgi
Konuya ilişkin yapılan açıklamada,
konusunda Dünya'ca tanınmış bilim
insanlarının katıldığı ve BASF ile Natoli
kuruluşları sponsorluğunda Girne Oscar
Resort Hotel'de gerçekleşen açılış kokteyli ile
başlayan sempozyuma, Uluslararası İlaç
Endüstrisi'nin büyük ilgi gösterdiği
vurgulandı.
Simulator Uygulamaları Yapıldı
Dr. Metin Çelik ve Dr. Yıldız Özalp tarafından
organize edilen ve açılış konuşmalarını YDÜ
Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan
Çalış ile Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tamer
Şanlıdağ'ın yaptığı sempozyumda, pek çok
konu yanısıra Compaction Simulator
uygulamaları ile formulasyon ve
proseslerdeki sonuçlara katkısı bütün yönleri
ile tartışıldı.
Üniversite-Sanayi Işbirliğinin Gelişmesine
Katkı
Sempozyum kapsamında YDÜ Eczacılık
Fakültesi'ndeki Compaction Simulator'ün
kullanıldığı özel uygulamaların yapıldığına yer
verilen açıklamada, sempozyumun bu özelliği
ile Üniversite-Sanayi işbirliğinin gelişmesine
de önemli katkıda bulunduğuna dikkat çekildi.
Türk İlaç Endüstrisi ArGe bölümleri katıldı
Türk İlaç Endüstrisi'nin önde gelen kuruluşları
Abdi İbrahim, Bilim, Nobel, Mustafa Nevzat,
PharmaVision, Berko İlac ArGe ve üretim
bölümü çalışanlarının büyük ilgi gösterdiği
sempozyuma uluslararasi ilaç hammadde ve
firmalarından BASF, Ashland yanısıra tablet
kalıp üreticisi Natoli de destek verdi.

Benzer belgeler