*192101* Ayl›k Siyasi Gençlik Dergisi * Say›: 2007
Transkript
*192101* Ayl›k Siyasi Gençlik Dergisi * Say›: 2007
*192101* Ayl›k Siyasi Gençlik Dergisi * Say›: 128 2007-12 *Ocak 2007 *Fiyat›: 1 YTL * ISSN: 1302-7506 SUNU Merhabalar, 2. Konferans›m›z›n coflkusuyla tüm okurlar›m›z› selaml›yoruz. Yo¤un bir sürecin ard›ndan kolektif bir emekle örgütlenen 2. Konferans tüm engellemelere ve yetmezliklere ra¤men 2 gün boyunca planlanana uygun flekilde ve YDG’li arkadafllar›m›z›n ilgi ve çabas›yla baflar›l› flekilde örgütlendi. Sistemin yo¤un sald›r›lar›na ve genel gençlik hareketinin durgunlu¤una ra¤men dipten gelen dalgay› örgütlemek, yaflam› her geçen gün kötüleflen, gelece¤i çal›nmak istenen gençlikle bütünleflmek amac›yla ülkenin farkl› bölgelerinden gelen devrimci gençlerin 2 gün boyunca tart›flmas›, de¤erlendirmeler yapmas›, deneyimlerini paylaflmas› oldukça önemlidir. Bu olumlulu¤u ileriye tafl›d›- ¤›m›z oranda halk gençli¤i, karfl›s›nda politik aç›dan net, kararl›, militan ve kolektif iflleyiflini sa¤lamlaflt›ran bir gençlik örgütünü bulacakt›r. Bu nedenle tüm çabam›z att›¤›m›z ad›mlar› özverili bir çal›flmayla büyütmek amac›n› tafl›maktad›r. Bu say›m›zda ortaya konulan eme¤i farkl› aç›lardan yans›tan yaz›lar yer almaktad›r. Bir bütün olarak okundu¤unda, konferans› farkl› aç›lardan incelemek, de¤erlendirmek bu sayede mümkün olacakt›r. Bu nedenle dergimizde yer alan yaz›lar›n ilgiyle okunaca¤›n› düflünüyoruz. Konferans kararlar›n› anlamak, hayata uygulamak ve tan›tmak aç›s›ndan dergimizin yararl› olaca¤›n› düflünüyoruz. 2007 y›l›n›n son günlerini yafl›yoruz. Bu y›l s›n›f mücadelesi aç›s›ndan önemli olaylar›n yafland›¤› bir y›l oldu. Irkç›-floven sald›- D‹CLE N E D N ’ ‹ S E T ‹ S R ÜN‹VE ER L R E B HA Dicle Üniversitesi’ndeki hareketlilik h›z kesmeden sürmektedir. DÜÖ-DER, Kürt halk›na yönelik artan sald›r›lara ö¤renci gençlik cephesinden cevap olmak ad›na bir dizi eylem program› ç›kard›. Bu ba¤lamda artan imha politikas›na karfl›l›k bar›fl vurgusu yap›larak, her gün üniversitenin farkl› fakültelerinde kantin toplant›lar› gerçeklefltirdi. Kantin toplant›lar›yla üniversitedeki tutuklamalar›n devrimci-demokrat-yurtsever ö¤rencileri susturamayaca¤› gösterilmeye çal›fl›ld›. Kantinlerde toplanan ö¤rencilerin bölgede yaflanan çat›flmalara, s›n›r ötesi operasyona dair fikirleri tart›fl›ld›, bar›fla ›srarl› bir flekilde ça¤r› yap›ld›. En demokratik hak talebine bile tahammülü olmayan faflizm, ö¤rencilerin bar›fl› savunmas›na dahi tahammül edememifltir. Kantin toplant›lar›n›n yap›ld›¤› fakültelerin önüne polis y›¤›p, ö¤rencileri korkutmak amac›yla kamera çekimi yap›lm›fl, ÖGB’ler s›k›flt›r›larak kantin toplant›lar› sabote edilmeye çal›fl›lm›flt›r. Kantin toplant›lar› sürerken YDG olarak 6 Kas›m da gündemimize girmifl bulunmaktayd›. 6 Kas›m’› en genifl kesimle protesto etmek gerekirken (bu Dicle Üniversitesi’nde Ö¤renci Derne¤i çat›s› alt›nda yapmak anlam›na gelir) buna yönelik çabam›z yetersiz kald›. 6 Kas›m çal›flmalar›n› DGH ile ortak yapmaya yönelik önümüze bir haftal›k program koyarak bu program do¤rultusunda (bu arada kantin toplant›lar› sürmektedir) YÖK’ü teflhir eden bir bildiri haz›rlayarak, bildirinin bir yandan yayg›n da¤›t›m›n› yapmaya bir yandan da üniversitenin farkl› yerlerine 6 Kas›m-YÖK ile ilgili duvar gazeteleri haz›rlayarak asmaya bafllad›k. Bildiri da¤›t›m›n›n ilk gününden sonra Ö¤renci Derne¤i’nin YÖK ile ilgili eylem yapmay› düflündü¤ünü ö¤rendik. Ortaklaflmaya yönelik ça¤r›lar›na uyarak biz de kendi program›m›z› iptal ettik ve DÜÖ-DER’in çal›flmalar›na kat›ld›k. Yeniden haz›rlanan bildirilerin da¤›t›m›na kat›ld›k. YÖK ile ilgili bas›n aç›klamas›ndan önceki günlerdeki kantin toplant›lar›nda bas›n aç›klamas›n›n duyurusu yap›larak, YÖK’ün ö¤rencilerin gündemine k›smi olarak girmesi sa¤land›. 6 Kas›m’da ‹lahiyat Fakültesi’nde yap›lan kantin toplant›s›ndan sonra, fakülteden sloganlar eflli¤inde Fen-Edebiyat Fakültesi’ne yüründü. Tabii hem bunlar olup biterken hem de öncesinde üniversitede polisin önceden görülmemifl UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ r›lar›n yo¤unlaflt›¤› 2007 y›l›nda sistemin tüm çabas›na ra¤men bekledi¤i sonucu alamad›¤› ortadad›r. Hrant Dink’in öldürülmesiyle devrimci demokratik güçlerin sinmesini beklerken bu sistemin 80 y›ll›k korkulu rüyas› olan Ermeni Soyk›r›m›n› yeniden gündemlefltiren, dayan›flma ve kardefllik ça¤r›s› yapan yüz binlerle karfl›laflt›. 1 May›s bayram›n› bask›yla, tehditle, yasakla engellemek isterken binlerce devrimcinin ‹stanbul’un her yan›n› eylem alan›na çevirmesine set olamad›, girilmez denilen Taksim’e girilebilece¤ini, tüm flehrin durdurabilece¤ini, sistemin çaresizli¤ini herkese gösterdi. Y›l boyunca süren inkara dayal› ›rkç› sald›r›lar, linçler, tehditler Kürt halk›n›n direnifli karfl›s›nda hedefine ulaflamad›. Militarist sloganlar, s›n›r ötesi operasyon tehditleri Kürt halk›n›n yi¤it o¤ul ve k›zlar› sayesinde bofla ç›k›yor, tersine dönüyor. ‹flçi s›n›f›na yönelik hak gasplar›na karfl› THY ve TELEKOM iflçileri direnmeyi ve hak elde etmeyi, patrona geri ad›m att›rmay› ö¤retiyor. ‹flte böylesi bir ortamda krizi derinleflen sistemin yo¤un sald›r›lar›na karfl› yükselen tepkiyi örgütlü güce dönüfltürmek için biz YDG’lilere önemli görevler düflüyor. Konferansta yap›lan do¤ru ve yerinde tespitlere hayat verdi¤imiz oranda, yarat›c› flekilde, projeler üreterek, görüfllerimizi coflkuyla yeni gençlerle tan›flt›rd›¤›m›z takdirde güçlenmemiz, harekete geçmemiz zor olmayacakt›r. Tüm arkadafllar›m›z› bir kez daha devrimci coflkumuzla selaml›yor, konferans›n her alanda yans›mas›n› bulmas› için seferber olmaya ça¤›r›yoruz.✌ bir varl›¤› söz konusuydu. Yürüyüflün ard›ndan 200 civar›nda ö¤renciyle beraber bas›n aç›klamas› okundu, ö¤renci dayan›flmas›n› öne ç›karan sloganlar at›ld›. 7 Kas›m günü Fen-Edebiyat Fakültesi’nde son kantin toplant›s› yap›larak bir haftal›k toplant›lar sürecinde a盤a ç›kan bar›fl yürüyüflü tart›fl›l›p, ertesi gün yap›lmas›na karar verildi. 8 Kas›m Perflembe günü 1500 civar›nda ö¤rencinin Fen-Edebiyat Fakültesi önünde bafllayan yürüyüflü T›p Fakültesi önünde yap›lan bas›n aç›klamas›yla son buldu. Bu yürüyüfl üniversitede bir süredir hakim olan sessizli¤i bozdu. Kantin toplant›lar›ndan bar›fl yürüyüflüne kadar olan süreçte onlarca ö¤renci gözalt›na al›nd›. Ev bask›nlar›ndan ve fakültede yap›lan göz alt›lardan sonra 25 ö¤renci tutukland›. Çeflitli gerekçelerle YDG’li arkadafllar›m›z›n da aralar›nda bulunan 50 ö¤renciye soruflturma aç›ld›. Tüm bu tutuklamalardan ve soruflturmalardan sonra 29 Kas›m Perflembe günü E¤itimSen, ‹HD ve Göç-Der’in de aralar›nda bulundu¤u bir bas›n aç›klamas› düzenlendi, davul-zurna eflli¤inde halaylar çekildi. Üniversitede bu flekilde bir hareketlilik sürerken biz de YDG’nin 2. Konferans›na haz›rl›k yapma gayretindeydik. Konferansa haz›rl›k çal›flmalar›m›z› politik ve pratik olarak ikiye ay›rabiliriz. Politik haz›rl›k kapsam›nda YDG’de yay›mlanan taslaklar› tart›flmaya bafllad›k. Taslak tart›flmalar›n› daha verimli olaca¤›n› düflündü¤ümüzden gruplara ayr›larak her konuyu ayr› ayr› tart›flmaya bafllad›k. Önce gruplar kendi içinde konuyu tart›flm›fl, daha sonra yap›lan YDG toplant›s›nda tart›flma sonland›r›l›p alan›n konuyla ilgili görüflleri belirlenmifltir. Alanda YDG bilincinin zay›f olmas› ve ülke genelinde yaflanan kurumsallaflma meselesinin alan özgünlü¤ünde daha fazla hissedilir olmas›ndan kaynakl› konferansa ilgi zay›ft›. Bu eksikliklerden ötürü tart›flmalar verimli geçmemifl, YDG toplant›lar›na genel bir durgunluk hakim olmufltur. Pratik olarak da üniversitede faflizmin bask›lar›n›n artmas›na ra¤men bir fleylerin yap›lmas›n›n gerekti¤inin fark›ndayd›k. Bu çerçevede ortak ç›kan karara göre çal›flmalar›m›z› emperyalizmin ve faflizmin teflhiri üzerinden yapmaya karar verdik. Emperyalizm vurgusunu e¤itim üzerindeki sald›r›lar konusunda, faflizm vurgusunu da üniversitede yaflanan tutuklamalar ve soruflturmalar üzerinden yapmaya çal›flt›k. E¤itim üzerindeki emperyalist sald›r›lar› inceleyerek, bildiri haz›rlayarak yayg›n da¤›t›m›n› yapt›k. Daha sonra konferansa bir kaç gün kala konferans program›n›n da içinde bulundu¤u bir ça¤r› ile üniversite gençli¤ini konferans›m›za davet ettik. Üniversitedeki çal›flmalar›m›z›n d›fl›nda gidifl-gelifl masraflar›n› karfl›lamak ad›na çeflitli kurumlarla görüflerek kart sat›fllar› yapt›k. Yap›lan politik ve pratik çal›flmalar genel olarak bunlard›. Konferans sayesinde yoldafllar›m›z›n YDG hakk›ndaki fikirleri belirginleflmifltir. Pratik olarak da kendimize olan güvenimiz artm›fl, kitle çal›flmas›ndaki tutuklulu¤umuzu k›rmaya yönelik mütevaz› bir ad›m atm›fl olduk. Bir dahaki konferansa daha örgütlü haz›rlanmak ad›na belli deneyimler edinmemiz olumlu olmufltur.✌ Amed YDG BÜROLAR Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No: 8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL ➧ KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Yön matbaac›l›k Tel: (0212) 544 66 34 Da¤›t›m: YAY-SAT e-mail: [email protected] ISSN. 1302-7506 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 544 932 24 154 ➧ MALATYA: ‹SMET‹YE MAHALLES‹, N‹YAZ‹ M‹SR‹ CAD., ERSOY APT. NO: 9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0 446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19 Yeni Demokrat Gençlik’in e-mail adresleri: [email protected] [email protected] 2 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 BANKA HESAP NUMARALARI Selma fiahin Ziraat Bankas› ‹stanbul/Aksaray fiubesi Euro Hesab›: 48209849-5001 TL Hesab›: 48209849-5002 ➧ MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N CEP:0 545 685 25 27 ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959 C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! ‹ S Y A N etmek meflflrrudur! Sald›r›lar›n ve direniflin iç içe geçti¤i bir süreçten geçiyoruz. Devletin tüm güçlerini kullanarak gerçeklefltirdi¤i sald›r› kampanyas› genifl kesimler üzerinde etki yaratsa da devrimci demokratik muhalefetin sindirilmesi hedefine ulaflmas› mümkün görünmüyor. Özellikle medyan›n yo¤un ve etkili flekilde kullan›lmas› ile militarist, ›rkç› görüfller milyonlara her akflam haber programlar›, reklamlar ve diziler üzerinden dayat›lmakta, Irak Kürdistan›’ndan, Hakkari’den, fi›rnak’tan canl› yay›nla programa kat›lan “embedded-ilifltirilmifl” asker-gazeteciler ordunun kendi ellerine tutuflturdu¤u birbirinin kopyas› yalan haberleri/bildirileri bizlere heyecanla anlatmakta, dakikalarca da¤lar›n nas›l bombaland›¤›n› göstererek korku salmaya çal›flmaktad›r. Ancak “ne hikmettir ki” ordu güçleri kay›plar almaya devam etmekte, büyük kay›plar verdi¤i “tahmin edilen” gerilla güçleri ise faaliyetlerini sürdürmekte, ulusal ve sosyal kurtulufl amaçl› verilen mücadele tüm askeri donan›ma ra¤men engellenememektedir. Bunun da etkisiyle mecliste partiler birbirine girmekte, hükümeti beceriksizlikle suçlamakta, Genelkurmay ‹kinci Baflkan› ‹lker Baflbu¤ ise televizyonlarda a¤lamakl› bir üslupla rahat b›rak›lmalar›n› talep etmektedir. Ulusal mücadele karfl›s›nda taktiksel yenilgiler alan devletin baflbakan›n›n flikayet etmek ve yalvarmak amaçl› yapt›¤› yurt d›fl› ziyaretleri ve özellikle ABD emperyalizminden izin alma sürecinde ortaya net flekilde ç›kan efendi-uflak iliflkisi de ulusal sorunun uluslararas› bir sorun haline çoktan dönüflmüfl oldu¤unu bizlere göstermektedir. Devlet yaln›zca medyas› ve ordusuyla de¤il di¤er kurumlar›yla da kuflatmay› derinlefltirmek amac›ndad›r. Hükümet ç›kard›¤› bask›c› yasalarla kolluk kuvvetlerinin sald›r›lar›n›n önünü açmakta, demokratik harekete tekrar tekrar piflman olma ça¤r›s› yapmakta, özellikle Ulusal Hareket’e terörist deme dayatmas›nda bulunarak Kürt halk›nda umutsuzluk ve teslimiyet yaratmak istemektedir. Son dönemde DTP’nin örgütledi¤i “Yeter Art›k!” mitinglerine tahammül edemeyen ve kitleye sald›ran polisin ald›¤› cevap da halk›n teslim al›namayaca¤›n›, devrimci dinami¤in söndürülemeyece¤ini bizlere göstermektedir. Faflist yarg› da bu arada bofl durmamakta ve tüm çabalar›yla bu ül- evrimci gençlerin mücadeleyi yükseltme amac›yla 2 gün boyunca kolektif flekilde örgütledi¤i tart›flmalar ve ald›¤› kararlar devletin bask› ve zulüm politikalar›n›n bofla ç›kaca¤›n›, bu topraklarda devrimci hareketin yok edilmesinin, devrimci fikirlerin yeni nesillerle buluflmas›n›n engellenmesinin mümkün olmayaca¤›n› bir kez daha kan›tlamaktad›r. D kede hukukun olmad›¤›n› bizlere kan›tlamak için elinden geleni yapmaktad›r. Yarg› organlar›n›n faflist, militarist ve ataerkil karakterinin (efliyle cinsel iliflkiye girmedi¤i için öldürülen kad›n›n tahrik yaratt›¤› iddias›yla katilinin cezas›n›n indirilmesinde görüldü¤ü gibi) gerçek adaletten uzakl›¤›n›n çeflitli örneklerle ortaya serildi¤i bu dönemde DTP’nin kapat›lmas› amaçl› aç›lan dava da devletin acizli¤ini bizlere göstermektedir. Y›llard›r kapat›lan onca partiye ra¤men legal alanda verilen mücadelenin buna benzer yapt›r›mlarla engellenemeyece¤i herkes taraf›ndan bilinmektedir. Ulusal Hareket’in esasta illegal örgütlenmesinin bir sonucu olarak legal alandan tamamen yok edilmesi veya kapatma gibi yapt›r›mlarla devam›n›n gelmeyece¤inin düflünülmesi mümkün de¤ildir. Tüm bu sald›r›lar Kürt halk›n›n direnme gücünü motive etmekten baflka bir sonuç yaratmayacakt›r. S›n›r ötesi operasyonun bafllad›¤›n›n ilan edildi¤i bu dönemde net bir anti-emperyalist duruflun önemi üzerine yapt›¤›m›z vurgular›n hakl›l›¤› da ortaya ç›kmaktad›r. ABD’nin Irak iflgalinde iflbirlikçi tutumlar›n›n ödülü olarak daha serbest hareket eden ve varl›klar›n› ve güçlerini emperyalizme borçlu olan Barzani ve Talabani’nin (bu hizmetleri sayesinde sadece kendi bölgelerinde de¤il merkezi hükümette de devlet baflkanl›¤›ndan önemli bakanl›klara kadar KDP ve KYB’nin temsilcileri yer almaktad›r) Kürt ulusunun gerçek taleplerinin arkas›nda duramayaca¤› ortadad›r. Bu nedenle Irak Kürdistan›’ndaki görece geliflimin yaratt›¤› hayallere kap›larak Kürt ulusunun her parçadaki birli¤inin k›sa sürede sa¤lanabilece¤i beklentisi, art›k Kürt ulusunun eskisi gibi birbirlerine k›rd›r›lamayaca¤› iddias› ve de Leyla Zana’n›n ilan etti¤i gibi Kürt halk›n›n yoldafllar› aras›nda bu iki zat›n da say›lmas›n›n yanl›fll›¤›, son süreçte bu gerici güçlerin, efendilerinin talimat› üzerine Ulusal Hareket’i ablukaya almalar›yla daha net flekilde ortaya ç›km›flt›r. Kürt halk›n›n gerçek dost ve düflmanlar›n› netlefltirmesi oldukça önemlidir. Bush’un aç›klamalar›ndan sonra ABD’nin düflman oldu¤unu hayk›rmak, Barzani ve Talabani’nin iflbirli¤i yapt›¤›n› ilan etmek yetmemektedir. Emperyalizmden ve uflaklar›ndan halk›m›za dost olunmayaca¤› çok ac› tarihi tecrübelerle sabittir. Bu tarihi ve bilimsel gerçekleri inkar ederek hayali beklentilere girmenin bizlere verece¤i zarar oldukça fazlad›r. Bu nedenle farkl› ulus ve milliyetlerden halk›m›z›n emperyalizme her türlü haliyle karfl› ç›kmas› oldukça önemlidir. Bu dönemde gündeme damgas›n› vuran ve kitlelerin örgütlü gücünün karfl›s›nda hiçbir gerici zorbal›¤›n duramayaca¤›n› kan›tlayan bir baflka geliflme de TELEKOM iflçilerinin gerçeklefltirdi¤i grevin kazan›mla sona ermesidir. Sendika önderli¤inin gerici ve uzlaflmac› karakterine karfl›n ülke genelinde on binlerce iflçinin 1.5 ay kadar greve gitmesi, deneyimsizli¤ine ve hak alma eylemlerine uzakl›¤›na ra¤men taban›n sadece ekonomik gelir elde etme amac›yla de¤il, ayn› zamanda sendikalar›n› korumak ve örgütlülüklerini sahiplenmek amac›yla grevde ›srar etmesi ve ülkenin en ücra köflelerine kadar yay›lan eylemlerin sonunda kazan›m elde etmesi oldukça de¤erlidir. Medyan›n yok sayma ve karalama kampanyas›na, valiliklerin ve polisin zorla çal›flt›rma ve tutuklama sald›r›lar›na, tafleron çal›flman›n kolluk kuvvetlerinin denetiminde hayata geçirilmesine ra¤men bu grev döneminde direniflteki iflçiler hem gerçek dost ve düflmanlar›n› daha iyi tan›yarak önemli bir deneyim kazanm›flt›r hem de bunca sald›r›n›n ortas›nda emekçilere, demokratik kamuoyuna moral vererek “hak verilmez, al›n›r” ilkesine yeni bir örnek sunmufllard›r. 2007 y›l› boyunca gerçekleflen çok say›da irili ufakl› emekçi eyleminin içinde TELEKOM iflçilerinin ve THY iflçilerinin C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! sendikas›zlaflt›rma sald›r›lar›na karfl›n sendikalar›na sahiplenmekte ›srar etmeleri, tüm dayatmalara karfl› boyun e¤memeleri ve dayan›flmay› örgütleyerek haklar›n› kazanmalar› devletin emperyalist patentli yasalara istedi¤i gibi hayat veremeyece¤ini bizlere göstermektedir. ‹flçi s›n›f›n›n bu deneyimlerinden ö¤renerek halk gençli¤ini örgütlemede daha güçlü olanaklara sahip oldu¤umuz ortadad›r. Bu dönemde halk›n tepkisini çeken bir di¤er uygulama da polisin yetkilerinin artmas›na paralel halka uygulad›¤› zulmün de ivme kazanmas›d›r. Güvenli¤i sa¤lad›¤›n› iddia eden polis gücünün halk›n gözünde güvenilmeyen, ihtiyaç oldu¤unda ifle yaramayan, bela bir çete örgütüne dönüfltü¤ü art›k herkesin bilgisi dahilindedir. Araba sürerken h›z yapt›¤› için ensesinden vurulan, parkta kimli¤ini göstermedi¤i için at›lan tekme darbesiyle öldürülen, gözalt›na sa¤ girip ölü ç›kan, bask›c› tav›rlara itiraz etti¤i için darp edilen örneklere imza atan, istedi¤i zaman istedi¤i yerde istedi¤i gibi aramalar yaparak halk›n üzerinde korku yaratmaya çal›flan polise ve onu silahland›ran devlete hak etti¤i cevab› halk›n örgütlü gücü verecektir. Tüm bu sald›r›lar ve direnifller içinde halk›n yükselen hoflnutsuzlu¤una ivme kazand›racak olan en önemli güç, halk›n en dinamik kesimi olan ve gelece¤i çal›nmak istenen halk gençli¤idir. Halk gençli¤ini örgütlemek ve kaderini kendi ellerine almas›n› sa¤lamak hedefiyle 24-25 Kas›m’da Adana’da örgütlenen YDG 2. Konferans› oldukça önemli bir yerde durmaktad›r. Devrimci gençlerin mücadeleyi yükseltme amac›yla 2 gün boyunca kolektif flekilde örgütledi¤i tart›flmalar ve ald›¤› kararlar devletin bask› ve zulüm politikalar›n›n bofla ç›kaca¤›n›, bu topraklarda devrimci hareketin yok edilmesinin, devrimci fikirlerin yeni nesillerle buluflmas›n›n engellenmesinin mümkün olmayaca¤›n› bir kez daha kan›tlamaktad›r. fiayet YDG’li devrimci gençler ald›klar› kararlar› baflar›yla ve özveriyle hayata geçirirse önümüzdeki süreçte arzu etti¤imiz bir seviyeye ulaflmak ve daha güçlü ve örgütlü direniflleri örgütlemenin önünü açmak mümkün olacakt›r. Ataca¤›m›z ufak ama kararl› ad›mlar milyonlarca gencin gelece¤ini fethetme mücadelesine kat›lmas›na imkan sa¤layacakt›r.✌ 3 fi a n b e , K o n f e r a n s a m e y a d u y e m ! fia Devrimci gençlik hareketi aç›s›ndan önemli bir ad›m: YDG 2. Konferans› Yeni Demokrat Gençli¤in 2. Konferans› 2425 Kas›m tarihlerinde Adana’da baflar›yla gerçeklefltirildi. Ekim ay› içinde Ankara’da örgütlenen Temsilciler Toplant›s›’nda al›nan kararlara uygun olarak gerçekleflen Konferans, YDG’lilerin kolektif eme¤inin sonucu olarak genel ve gençlik gündemleri üzerine ciddi tart›flmalarla ve al›nan önemli kararlarla sona erdi. 2. Konferans daha az merkeziyetçi olan ve demokrasinin ise daha fazla öne ç›kt›¤› bir yöntemle örgütlendi. Buna göre her gündemde temsilciler toplant›s›nda görevlendirilen arkadafllar›n sunumunun ard›ndan konu hakk›nda delegeler görüfllerini ifade ederek gündeme yön verdiler. Sunumun as›l hedefi de zaten konu hakk›nda bir çerçeve çizmek ve somut gerçeklikle ba¤›n› kurmakt›. Bu anlam›yla delegelerin görüfl ve önerileriyle gündemin zenginleflmesi mümkün olmufltur. Temsilciler toplant›s›nda ilk gün için çeflitli gündemler üzerine tart›flmalar›n gerçekleflmesi, ikinci gün ise bu tart›flmalar›n sundu¤u katk›n›n da etkisiyle önümüzdeki sürecin planlanmas› kararlaflt›r›lm›flt›. Ancak konferans alan›n›n uygun olmamas› nedeniyle günler yer de¤ifltirmifl, ilk gün önümüzdeki süreç ele al›nm›fl, ard›ndan al›nan kararlar›n pekifltirildi¤i tart›flma gündemlerine geçilmifltir. Bununla birlikte ikinci günün daha kitlesel kat›l›mla gerçekleflmesi beklenirken, devletin bask›lar› sonucu konferansa gelmek için toplanan kitlenin da¤›t›lmas›, konferansa yo¤un kat›lacak yerlerde halka bask› ve tehditlerin gerçekleflmesi, konferans sabah› Adana ve Tarsus’ta arbedenin ç›kmas›, YDG’li arkadafllar›m›z›n gözalt›na al›nmas›, burjuva bas›nda konferansa gelmek için yola ç›kan arkadafllar›m›z›n terörist olarak teflhir edilmesi hedeflenen say›ya ulaflmaya engel olmufltur. Buna ra¤men 50’yi aflk›n delege arkadafl›m›- z›n konferansta yerini almas›, çok say›da YDG’linin gözlemci olarak konferansa kat›lmas› ve devrimci dostlar›m›z›n misafir olarak katk› sunmas› konferans program›n›n aksamas›na engel olmufltur. ruma paralel olarak bask›n›n artt›¤›, özellikle Kürt ulusuna düflmanl›k üzerinden ›rkç›, flovenist sald›r›lar›n gerçekleflti¤i, linçlerin devlet eliyle örgütlendi¤i, askeri operasyonlarla savafl 盤›rtkanl›¤›n›n yap›ld›¤›, büyük bir medya kampanyas›yla ilerici, demokratik kamuoyunun tecrit edilmeye çal›fl›ld›¤› vurguland›. Bu sald›r›lar›n amac›n›n örgütsüz bir toplum yaratmak ve halk›m›z›n yo¤un sömürüsü üzerinden saltanatlar›n› sürdürmek oldu¤u aç›klanarak bu sald›r›lara paralel onlarca emperyalist patentli yasan›n meclisten geçirilmesinin tesadüf olmad›¤› belirtildi. Özellikle gençli¤in e¤itim ve mesleki haklar›n›n gasp edildi¤i, buna karfl› ö¤rencilerin tepkisini göstermemesi için bask› ve korkutma politikalar›na a¤›rl›k verildi¤i, devrimci hareketin zay›fl›¤›n›n sald›r›lara set olmaya izin vermedi¤i vurguland›. YDG’nin de bu bask›lardan pay›n› ald›¤›n›, birçok YDG’li arkadafl›m›z›n tutukland›¤›, kaç›r›ld›¤›, haklar›nda soruflturmalar aç›ld›¤›, faflist sald›r›lara u¤rad›¤› üzerinde duruldu. Ancak gerek dünya çap›nda gerekse de ülkemizde egemenlerin ideolojik-felsefi-politik sald›r›lar›n›n etkisinin zay›flad›¤›, “teröre karfl› savafl”, “medeniyetler çat›flmas›”, “yeni dünya düzeni” gibi kavramlar›n inand›r›c›l›¤›n›n silindi¤i, direnifl ve mücadele yöntemlerinin arand›¤› ve birçok ülkede kayda de¤er kitle eylemlerinin baflar›yla örgütlendi¤i anlat›ld›. Ülkemizde de özellikle Kürt halk›n›n bask› ve inkar politikalar›na karfl› direndi¤i, Hrant Dink’in cenazesinde oldu¤u gibi yüz binlerin tepkisini ortaya koydu¤u, Telekom, THY gibi büyük çapl› grevlerin yo¤un kuflatmaya ra¤men baflar›yla sonuçland›¤› aç›kland›. Böylesi kritik bir dönemde toplanan YDG Konferans›n›n özellikle gençlik içinde hissedilen dipten gelen dal- gay› yüzeyde kucaklamak için önemli bir f›rsat oldu¤u, YDG’nin örgütlü gücünü pekifltirmesinin gereklili¤i vurguland›. Bu gerçeklik göz önüne al›narak YDG’nin ilk konferans›ndan bu yana geçen sürecinin incelenmesine geçildi. Sunumda, genel hatlar›yla, 2000 sürecinden bu yana YDG içinde süren tart›flmalar ve at›lan ad›mlar özetlendi, özellikle kitleye karfl› sekter yaklafl›mlarla sürece yönelik kendili¤indenci tutumlar›n ön plana ç›kt›¤›, bu zaaflar›n afl›lmas› gerekti¤i vurguland›. Özellikle 1. Konferans›n ard›ndan konferans kararlar›n›n gündemden düflmesinin, gençlik hareketinin sorunlar›ndan uzaklaflman›n olumlu olmad›¤›, gençli¤in e¤itim ve mesleki hak gasplar›na yönelik kampanyam›zla beraber YDG’nin kendisini yeniden toparlad›¤› aç›kland›. Bu dönemde örgütlenen köy çal›flmalar›na da de¤inilerek devrimci gençler aç›s›ndan yaz döneminin tatil ve rehavet dönemi olmad›¤›, bu aran›n emekçi kitlelerle bütünleflmek, onlar›n durumlar›n›n daha iyi anlafl›lmas› aç›s›ndan kullan›lmas›n›n önemi üzerinde duruldu. Genel sunumun ard›ndan okunan alan raporlar›nda ortak vurgular aras›nda kitlelere gitmede, genifl kesimlere seslenmede ve gençli¤i harekete geçirmede ciddi s›k›nt›lar›n yafland›¤›, bunda çal›flma tarz›m›zda yaflad›¤›m›z yetersizliklerin belirleyici oldu¤u, politikalar›m›z do¤rultusunda, gençli¤in somut ve güncel sorunlar›yla hareket etti¤imizde ilgiyle karfl›land›¤›m›z, etkimizi artt›rd›¤›m›z ancak bunu süreklilefltiremedi¤imiz, güncel geliflmelere yönelik tepkimizin yetersiz kald›¤› anlat›ld›. Bununla birlikte faflist bask›lar üzerinde duruldu. Son dönemde gençli¤in e¤itim ve mesleki hak gasplar›na yönelik yapt›¤›m›z çal›flmalar›n olumlulu¤u üzerinde ortaklafl›ld›. ➟ ! m e y u d a y e m a s n a r e f n o K , e b fian 4 ‹lk gün 1- Geçmifl faaliyetin de¤erlendirilmesi Konferans›n ilk günü sunucu arkadafl›n yapt›¤› aç›l›fl konuflmas› ile bafllad›. Konferans›n önemini vurgulayan konuflman›n ard›ndan devrim flehitleri için sayg› duruflunda bulunuldu ve konferans› yönetecek divan›n seçimine geçildi. Divan için aday olan 3 arkadafl›m›z›n hepsinin divanda yer almas› ve eflgüdüm içinde yönetmesi kabul edildi ve divan yerini ald›. Konferans›n ilk gündemi 1. Konferans’tan bu yana geçmifl sürecin de¤erlendirmesiydi. Bu gündemde esas olarak arkadafllar›m›z YDG kitlesine hesap vererek denetlenirken ayn› zamanda özelefltirilerini de sunmufllar, elefltiri ve öneri taleplerini iletmifllerdir. Bu gündemde ilk olarak dergimizin bir önceki say›s›nda yay›nlanan faaliyet raporu tasla¤› okunarak aç›kland›, ard›ndan daha öncesinde YDG toplant›lar›nda alanlar›n› de¤erlendiren arkadafllar›m›z kendi alan raporlar›n› sundular. Faaliyet raporunun okunmas›ndan önce sunumu yapan arkadafl›m›z genel hatlar›yla son 2 y›ll›k süreçte ülke ve dünya gündemi üzerine bir de¤erlendirme yapt›. Dünya çap›nda emperyalizmin krizinin daha da derinleflti¤i, askeri-ekonomik-siyasi sald›rganl›¤›n›n ve denetiminin dünyan›n her köflesinde hissedildi¤i, emperyalistler aras› çeliflkilerin keskinleflti¤i belirtildi. Ülkemizde de bu du- C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! 2- Önümüzdeki süreç ve yönelimimiz a- Örgütsel yönelim ‹kinci gündem olan önümüzdeki süreç 2 bafll›k alt›nda incelenmifltir. YDG’lilerin daha fazla ilgi gösterdi¤i örgütsel yönelim ve kurumsallaflma meselesi öne al›n›rken politik yönelim üzerinde de canl› tart›flmalar gerçeklefltirildi. Örgütsel yönelim üzerine sözlü flekilde sunum yapan ve örneklerle tasla¤› aç›klayan arkadafl›m›z YDG’nin bir kitle örgütü olarak birimden merkeze do¤ru örgütlenmesi gerekti¤ini, demokrasinin esas, YDG’lilerin inisiyatifinin belirleyici oldu¤unu aç›klad›. Alanlar hakk›ndaki kararlar›n alan genelinde örgütlenen YDG toplant›lar› ile al›nmas›n›n öneminin vurguland›¤› sunumda aksi takdirde ortaya ç›kan flefçi-sekter tav›rlar›n engellenmesinin güç oldu¤u aç›kland›. YDG’lilerin alanlar›nda komisyonlarda örgütlenmesinin eme¤in daha verimli kullan›lmas› aç›s›ndan önemli oldu¤unu, hangi alanda hangi komisyonlar›n kurulaca¤›n›n alan›n gerçekli¤ine ba¤l› olarak alandaki YDG’liler taraf›ndan belirlenece¤ini; ancak ö¤renci gençlik (üniversite ve lise), iflçi gençlik ve köylü gençlik komisyonlar›n›n esas komisyonlar oldu¤u, bu komisyonlar›n faaliyetin omurgas›n› yüklenmesi gerekti¤i, di¤er komisyonlar›n ise (kad›n, kültür-sanat, çevre vb) tali komisyonlar oldu¤u, YDG’lilerin ilgi ve isteklerine göre kurulabilece¤i anlat›ld›. Bu komisyonlar›n alan genelinde ortak ve koordineli flekilde faaliyet yürütebilmesi aç›s›ndan alan merkezi toplant›lar›n›n önemi vurgulanarak alandaki tüm YDG’lilerin kat›ld›¤› veya komisyondan seçilen delegelerle toplanan alan merkezi toplant›lar› üzerinden faaliyetin eflgüdümlü flekilde yürümesi gerekti¤i üzerinde duruldu. Bu anlamda faaliyetin geliflimine paralel olarak il genelinde yönetici organlar›n oluflturulmas› perspektifinin olumlu olaca¤› anlat›ld›. YDG’de örgütlenen komisyonlar›n ve her bir alan›n kendi içinde özerk çal›flmas› gerekti¤i, YDG’nin program›na ve merkezi yönelimine uygun olarak her alan›n kendi gerçekli¤ine uygun politikalar ve yöntemlerle örgütlenece¤i üzerinde duruldu. Bununla birlikte k›saca YDG içinde disiplin anlay›fl›na da de¤inildi. YDG’ye girmenin ve YDG’den ayr›lman›n gönüllülük esas›na dayand›¤›, bu konuda zorlaman›n uygun olmad›¤› aç›kland›. Ayr›ca YDG içinde yaflanan disiplinsiz tutumlar›n veya zaafl› davran›fllar›n, alandaki en üst irade olan YDG toplant›lar›nda ele al›nmas› gerekti¤i, bu toplant›larda elefltiri-özelefltirinin yap›lmas›n›n, davran›fllar› ve tutumu nedeniyle YDG’den uzaklaflt›r›lacaklar›n da bu toplant›larda belirlenmesinin önemi üzerinde duruldu. Sunumun ard›ndan yap›lan tart›flma ve önerilerin ard›ndan oylamalara geçildi. Buna göre; 1. "Örgütsel olarak merkezileflme ertelenmelidir. Kurumsallaflmay› birimlerde bafllatmal›y›z." önerisi kabul edilirken merkezi yürütme kurulunun bu konferansta seçilmesi talebi reddedildi. 2. "Çal›flmam›z›n esas›n› s›n›fsal ayr›ma giderek gerçeklefltirmeliyiz. Ö¤renci gençlik, iflçi/iflsiz (semt) gençlik, köylü gençlik esas çal›flma alanlar› olmal›. Di¤er her türlü komisyonlar tali komisyonlar olmal›d›r. Esas komisyonlarda tüm YDG’liler çal›flmal›, bunun yan›nda tali komisyonlara arzu edenler üye olmal›d›r." önerisi kabul edilirken komisyonlar aras›nda esas-tali ayr›m›n›n yap›lmas› teklifi reddedildi. 3. "Komisyonlar özerk çal›flmal›d›r." önerisi kabul edildi. 4. "YDG’den ayr›lma gönüllülük temelindedir. Disiplin ilkesizliklerini her komisyon kendi içerisinde çözmelidir. Disiplin cezalar› anti-emperyalist, anti-faflist durufltan vazgeçenlere uygulanmal›d›r. Gerekçesi sunulmal›d›r." önerisi kabul edildi. Disiplin uygulan›rken halk›n de¤er yarg›lar› da göz önüne al›nmal›, halk›n gerici de¤er yarg›lar›ndan kurtulmakta s›k›nt› yaflayan arkadafllara yard›mc› olunmal›d›r. 5. "YDG dergisinin da¤›t›m sat›fl› 2 ayda bir % 30 artt›r›lmal›d›r." önerisi ilk gün reddedildi ve bu konunun alanlara b›rak›lmas› karar al›nd›. Ancak ikinci gün dergi da¤›t›m› ve mali politika üzerine yap›lan tart›flmalar›n ard›ndan delegelerin önerisiyle yeniden gündemleflen teklif kabul edildi. 6. "Her birim üst birime deneyim aktar›m› için faaliyet de¤erlendirme raporu sunmal›d›r. Ve üst birim alt birim temsilcilerinden seçilmelidir." önerisi kabul edilerek merkezileflme yöneliminin hangi yöntemle uygulanaca¤› netlefltirildi. 7. "Konferanslar y›lda 1 yap›lmal›d›r." önerisi kabul edildi. 8. YDG’nin isminin de¤ifltirilmesi önerisi reddedildi. 9. YDG flamas›ndan molotof atan gencin ç›kar›lmas› önerisi reddedilirken amblemin daha anlafl›l›r olmas› ve kad›n devrimci figürünün yerlefltirilmesi karar› al›nd›. 10. Kurumsallaflma konusunda al›nan kararlara programda da yer verilerek program›n zenginlefltirilmesi önerisi kabul edildi. 11. YDG’nin bölge temsilciliklerinin oluflturulmas› önerisi heyecanl› bir oylaman›n sonucunda reddedildi. 12. "Her YDG’li farkl› kitle örgütlerinde de çal›flma yürütmelidir." önerisi kabul edildi. 13. YDG’lilerin, özellikle de üniversiteli YDG’lilerin ayda 20 YTL ba¤›fl vermesi, toplanan paralar›n alanlardaki mali komisyonlar›n denetiminde de¤erlendirilmesi, alan için gerekli paradan kalan k›sm›n›n dergimizin bas›m masraflar›n›n karfl›lanmas› ve farkl› alanlardaki ihtiyaçlar› gidermek amac›yla dergi merkezine gönderilmesi karar› al›nd›. daha h›zl› geliflmesine yard›mc› oldu¤unu, kampüslerle ufkunu s›n›rlamayan bir yaklafl›mla üniversiteli ö¤rencilerin emekçilerin örgütlenmesinde ve devrimin farkl› alanlarda faaliyetlerin bafllat›lmas›nda etkili oldu¤u vurguland›. Bu gündemde üniversite gençli¤i ve yar›-ayd›nl›k meselesi üzerine farkl› görüfller kendilerini ifade ettiler. Ancak delegelerin büyük ço¤unlu¤unun üniversite ö¤rencisi olmas›ndan kaynakl› var olan örgütlülüklerimizin güçlenmesi aç›s›ndan üniversiteli gençli¤in dönemsel olarak esasa al›nmas› oyçoklu¤u ile kabul edildi. Emperyalistlerin e¤itim ve mesleki haklar› gasp etme amaçl› kapsaml› sald›r›lar›na karfl› gençli¤in bilinçlendirilmesi ve harekete geçirilmesi üzerine önerilen karar kabul edildi. Emperyalistlerin bu konuda önemli ad›mlar att›¤›, farkl› ülkelerde ö¤rencilerin ciddi direnifllerinin gerçekleflti¤i ancak ülkemizde hem sald›r›lar›n gizlenmesi hem de ö¤rencileri bilgilendirecek örgütlenme modellerinin bulunmamas› nedeniyle ö¤rencilerin tepkilerini a盤a ç›kartamad›klar›, bunun için YDG’nin ve dost devrimci örgütlerin farkl› örgütlenme araçlar›yla kitlelere giderek gericilerin planlar›n› bofla ç›karmay› hedeflemesinin önemi vurguland›. Bu gündemde ayr›ca köy çal›flmalar›n›n her sene örgütlenmesinin önemi vurguland› ve bu yönde karar al›nd›. Köy çal›flmalar›n›n merkezi olarak m› yoksa alanlar özgülünde mi örgütlenmesi üzerine yap›lan tart›flmada merkezi karar›n a¤›rl›k kazanmas› üzerine bu yönde oy verenlerin sorumlulu¤u da almas› gerekti¤i üzerine divan›n yapt›¤› öneriyle köy çal›flmalar› üzerine bafllayan tart›flmaya son verildi. Bu gündemde ayr›ca devrimci kültür üzerine de vurgunun yap›lmas›na karar verildi. Devrimci kültürde yaflanan dejenerasyona dikkat çeken delegeler YDG’nin alternatif olarak devrimci kültürü temsil etmeleri gerekti¤i üzerinde duruldu. ➟ ! m e y u d a y e m a s n a r e f n o K , e b fian b- Politik yönelim Kurumsallaflma gündeminin planlanandan uzun sürmesi nedeniyle politik yönelim üzerine gündem Pazar sabah›na ertelendi. Pazar sabah› farkl› alanlardan gelen delege ve kat›l›mc› arkadafllar›n polis ve jandarma taraf›ndan durdurularak kimlik kontrollerine tabi tutulmas› ve baz› yerlerde arbedelerin ç›k›p gözalt›lar›n yaflanmas› nedeniyle Pazar günü konferans gecikme ile bafllad›. Bu gündem de dergideki sunumun sözlü olarak aktar›l›p aç›klanmas› ile ele al›nd›. Öncelikle içinden geçti¤imiz süreçte flovenizme karfl› mücadelenin gereklili¤i ve önemi üzerinde duruldu. Özellikle sald›r›lar›n oda¤›ndaki DTP ile kay›ts›z flarts›z dayan›flma içinde olman›n önemi anlat›ld›. Bulundu¤umuz her alanda halk›m›z› bölen milliyetçi yaklafl›mlara karfl› ç›k›lmas›, özellikle Kürt düflmanl›¤› üzerinden bilinçleri zehirlenen Türk ulusundan ve farkl› milliyetlerden gençler içinde de ajitasyon-propaganda çal›flmas›n›n önemi vurguland›. Ancak Kürt gençli¤i içindeki örgütlülü¤ümüzün gelifliminin esasa al›nmas› gerekti¤i kabul edildi. fiovenizm üzerine önerilen karar›n kabul edilmesinin ard›ndan gençlik içinde ö¤renci, özellikle de üniversiteli gençlik içinde çal›flman›n öne ç›kar›lmas› yönelimi üzerinde duruldu. Üniversiteli ö¤rencilerin yar›-ayd›n karakterinin politik bilincin C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! 5 "Yaflam boyu ö¤renim"in teorik olarak kimseye itici gelmedi¤i, ancak arkas›ndaki hedef göz önüne al›nd›¤›nda kapsaml› sald›r›lar› içerdi¤i, bununla birlikte diplomalardan unvanlar›n kald›r›ld›¤›, gençlerin mesleklerini icra edebilmeleri için staj ve türlü s›navlardan geçmeleri gerekti¤i vurguland›. bask›lar›na, ö¤rencilerin hiçbir söz hakk›n›n olmamas›ndan ÖSS’ye, e¤itimin giderek daha fazla paral› hale getirilmesinden liseli gençli¤e yönelik emperyalist sald›r›lara birçok konuda örneklerle aç›klama yapan arkadafl›m›z ilgiyle dinlendi. YDG’nin okur kitlesi içinde YDG’lili¤e abart›l› bir yaklafl›m›n oldu¤u, YDG içinde aktif faaliyet yürütmeyle profesyonel devrimci faaliyetin kar›flt›r›ld›¤› belirtilerek, YDG’lilerin okullar›n›, ifllerini vb aksatmadan devrimci mücadele içinde yer alabilecekleri anlat›ld›. Bununla birlikte devletin propagandas›n›n etkisiyle genifl kitleler nezdinde ortaya ç›kan devrimcilere yönelik olumsuz bak›fl aç›s›n›n (üretmeyen, okul-aile derdi tafl›mayan, sorumsuz, her fleye muhalif vb) y›k›lmas› için YDG’lilerin aktif tav›r almas›n›n gereklili¤i üzerinde duruldu. kavranmas› aç›s›ndan yararl› oldu. YDG’liyken tutsak düflen arkadafllar›m›zla ve Yeni Demokratik Devrim mücadelesinde esir düflen partizan tutsaklar baflta olmak üzere faflizme direnen tüm devrimci tutsaklarla dayan›flman›n YDG’nin önemli bir görevi oldu¤u üzerinde durularak gündeme son verildi. dirmede ortakl›k sa¤lanarak büyük özel üniversitelerin geliflmemifl ülkelerde flubeler açmas›n›n hedeflendi¤i, yüksekö¤renimde özel üniversitelerin pay›n›n artmas›n›n istendi¤i de sunumda aç›kland›. Kars’ta okuyan ö¤rencinin "isterse" 2. s›n›f› Viyana’da, 3. s›n›f› ise Paris’te okuyabilece¤i yalan›n›n söylendi¤i, oysa gitmeyi baflaranlar›n büyük ço¤unlu¤unun baflar›s›z olarak geri geldi¤i belirtildi. Sunumlar›n ard›ndan serbest kürsülerde söz alan arkadafllar›m›z ise ö¤rencilerin sorunlar›ndan sald›r›lara kadar birçok konuya de¤indiler. Özellikle ö¤renci derne¤i çal›flmas›nda yaflanan s›k›nt›lar üzerinde duruldu. Ö¤renci derneklerini örgütlemenin önemi ve devletin sald›r›lar› örneklerle anlat›ld›. Özellikle taflra üniversitelerinde bu yönlü çal›flmalar›n oldukça zor oldu¤u belirtilerek, somut koflullara uygun olarak, ö¤renci derne¤i kurma hedefini göz ard› etmeden kulüp ve topluluklarda faaliyet yürütmenin yararl› olabilece¤i kabul edildi. ! m e y u d a y e m a s n a r e f n o K , e b n fia Siyasi sunumlar a- Hapishaneler YDG’nin önümüzdeki süreçteki politik ve örgütsel yönelimi netlefltikten sonra farkl› konularda siyasi sunumlara ve serbest kürsü bölümüne geçildi. ‹lk olarak gündeme al›nan hapishaneler konulu sunumda serbest kürsüyü yöneten arkadafllar›m›z öncelikle tecrit sald›r›s› üzerine bilgi vererek, devletin devrimci tutsaklar üzerindeki çeflitli sald›r›lar›ndan örnekler sunuldu. "Disiplin cezalar›"n›n devrimci iradeyi teslim almay› amaçlad›¤›n›, hasta tutsaklar›n tedavisinin engellendi¤i, kamuoyunun bu konuda bilgilendirmesinin önemi üzerinde duruldu. Tecridi teflhir ve buna karfl› direnen devrimci tutsaklarla dayan›flman›n öneminin vurguland›¤› sunumda ayr›ca YDG’li arkadafllar›m›z alanlar›nda gerçeklefltirdi¤i pratiklerle ve gönderdikleri mektuplarla ilgili bilgi sundular. F Tipi’nden yak›n zamanda ç›kan bir YDG’li arkadafl›m›z›n verdi¤i somut bilgiler de konunun daha iyi 6 b- Gençli¤in e¤itim ve mesleki hak gasplar›na yönelik emperyalist sald›r›lar ve mücadele yöntemleri Bu gündemde söz alan üniversiteli arkadafl›m›z emperyalizmin e¤itim üzerinde planlad›¤› dönüflümler hakk›nda bilgi verdi. Konunun daha çok felsefi ve politik yönüne de¤inen arkadafl›m›z gericilerin kulland›¤› kavramlar›n alt›n› nas›l doldurduklar›n› örneklerle aç›klad›. Mesela "yaflam boyu ö¤renim"in teorik olarak kimseye itici gelmedi¤i, ancak arkas›ndaki hedef göz önüne al›nd›¤›nda kapsaml› sald›r›lar› içerdi¤i, bununla birlikte diplomalardan unvanlar›n kald›r›ld›¤›, gençlerin mesleklerini icra edebilmeleri için staj ve türlü s›navlardan geçmeleri gerekti¤i vurguland›. Bu sald›r›n›n tüm emekçileri kapsad›¤› anlat›larak h›zl› flekilde aç›lan kurslarla emekçilerin esnek çal›flt›r›lmas› için yasalar›n ç›kar›ld›¤›, s›navlar›n ve sertifika veren kurslar›n hayat›m›za girmeye bafllad›¤›, böylece emekçi kitlelerin ifllerini korumak için sürekli olarak bu kurslara kat›lmas›n›n zorunlu tutulmak istendi¤i, bu kurslar›n da oldukça pahal› oldu¤u anlat›ld›. E¤itimin bireysel temelde tan›mlanmas›yla paras›n› ödeyenin okuyabilece¤i, müfredatta/kredilendirmede/derecelen- Ö¤retmen de¤il ö¤renci merkezli e¤itim savunulurken amaçlanan›n internet, TV ve özel kurslar üzerinden ö¤rencinin her istedi¤inde ve tabii paras›n› ödedi¤inde bilgiye ulaflabilece¤i hedeflenerek müfredatlardan birçok gerekli dersin ç›kar›lmaya baflland›¤›, birçok özel üniversitede ö¤renci çekebilmek ve daha fazla kâr edebilmek için ö¤renim süresinin azalt›lmaya baflland›¤›, böylece yo¤un bir müfredatla ö¤rencinin tüm yaflam›n›n gasp edildi¤i aktar›ld›. Üniversiteli arkadafl›n ard›ndan sunum yapan AT‹K-YDG’den arkadafl›m›z Avrupa’da ö¤rencilerin hak gasplar›na yönelik yapt›klar› eylemlerin arka plan›n› anlatt›. Avrupa’daki ö¤rencilerin özörgütlülüklerde örgütlü, yönetimde söz sahibi olmalar›n›n kendilerine yönelik sald›r›lardan zaman›nda haberdar olmalar›nda ve kitlesel cevap vermelerinde etkili oldu¤u ancak ö¤renci sendikalar›n›n yönetimlerinin reformist ve burjuva karakterinin mücadeleyi daha ileri tafl›mada engel oldu¤u vurguland›. YDG’nin ve di¤er devrimci örgütlerin ortak çal›flmalar›n›n önemi üzerinde duruldu. Bu gündemde son olarak söz alan liseli arkadafl›m›z ise liselilerin yaflad›¤› sorunlar› net ve sade flekilde aktard›. E¤itimin niteliksizli¤inden polisin ve yönetimin c. Kültür-sanat üzerine Bu bölümde sunum yapan arkadafl›m›z somut örneklerle YDG’nin sanata yaklafl›m›n› ele ald›. Farkl› sanatsal ak›mlara önyarg›yla yaklaflmamak gerekti¤i, bugün piyasa taraf›ndan yozlaflt›r›lan birçok sanatsal ak›m›n esas›nda farkl› ezilen halklar›n müzi¤i oldu¤u üzerinde duruldu. YDG’lilerin bu bilinçle hareket ederek de¤erlendirmelerini yapmalar›n›n önemi anlat›ld›. YDG’lilerin farkl› sanatsal alanlarda bilgilerini gelifltirmelerini ve ilgilenmelerini öneren arkadafl›m›z kültür-sanat çal›flmalar›n›n kitlelere gitmede önemli bir araç oldu¤unu da vurgulad›. YDG olarak do¤ru elefltirilerde bulunsak da alternatifini yaratmada eksik kald›¤›m›z aktar›ld›. Bu bölümde söz alan arkadafllar›m›z YDG’nin esas görevi olan halk gençli¤ine politik bilinç tafl›ma ve kurumsal bir önderlik yaratma görevlerini baflard›¤›, kendi içinde kültür-sanat komisyonlar› oluflturarak konu hakk›nda derinlemesine bilgi sahibi oldu¤u oranda yerellerde ve merkezi düzeyde AT‹K-YDG’den arkadafllar›m›z›n deneyimlerine benzer flekilde festivaller örgütleyebilece¤i, bu etkinliklerden iliflki kurdu¤u amatör gruplarla ortak çal›flmalar yapabilece¤i ancak flu süreçte esas olarak buna yüklenmenin do¤ru olmayaca¤›n› belirttiler. Yine halk kültürü ve halk kültüründen beslenmenin önemi üzerinde duruldu, mücadelenin düzeyinin de bu konuda etkisinin oldu¤u aç›kland›. ➟ C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! yimler kazand›rm›flt›r. Arkadafllar›m›z gelifltirdikleri projelerle hem tar›m iflçilerini örgütlemede hem de maddi kazanç sa¤lamada ad›mlar atmay› planlad›klar›n› da belirttiler. Sunumun ard›ndan sorularla gündem daha da zenginleflti. Köylü arkadafllar›n yoksul köylülerle tar›m iflçileri aras›ndaki çeliflkinin nas›l çözülebilece¤i üzerine sorular› delegeleri düflündürürken Malatya ve Erzincan’daki çal›flmalar›m›z ve köy çal›flmalar› üzerine deneyimler de aktar›ld›. e- Genç kad›n ve örgütlenme sorunlar› etkiledi¤i, bizlerin erke¤e veya kad›na de¤il bu rol modellerine karfl› ç›kmam›z gerekti¤i vurguland›. Sunumlar›n ard›ndan kad›n örgütlenmesi ve feminist hareketle iliflkimiz üzerine sorular sorulup cevaplar arand›. f- Kürt gençli¤inin sorunlar› ve örgütlenmesi Konferans›n son gündemi Kürt gençli¤inin sorunlar› ve örgütlenmesi oldu. Ulusal sorunun ülkemizdeki yans›mas› ve devletin sald›r›lar›n›n arkas›ndaki amac›n anlat›ld›¤› sunumda flovenist sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤› bir dönemde sald›r›ya u¤rayanlar›n, ezilenlerin ortak hareket etmesinin önemi üzerinde duruldu. Sunumun ard›ndan yap›lan tart›flmalarda ise bu birlikteli¤in içeri¤i tart›fl›ld›. DTP’nin milliyetçi politikalar›n›n ve bar›fl talebinin kendi talep ve politikalar›m›zla nas›l ba¤daflt›r›labilece¤i tart›fl›ld›. Demokratik saflarda yer alan her hareketin demokratik taleplerinin desteklenmesi ve bask›ya karfl› dayan›flman›n gelifltirilmesi üzerinden ortakl›k yakaland›. ! m e y u d a y e m a s n a r e f n o K , e b fian Ayr›ca ‹nce Memed Kültür Evi de "kendi atölyeni kendin yarat" kampanyas› hakk›nda bilgi verdi, deneyimlerini aktard›. d- Tar›m iflçileri ve örgütlenme sorunlar› Kültür-Sanat üzerine serbest kürsünün ard›ndan Antep Ay›fl›¤› Kültür Merkezi bünyesinde çal›flan Denize Ezgi Müzik Grubu k›sa bir dinleti vererek konferans›n coflkusuna ortak oldular. YDG’lilerin halay ve z›lg›tlar› ile efllik etti¤i türküler "Yaflas›n devrimci dayan›flma!" sloganlar› ile son buldu. Etkinli¤in ard›ndan tar›m iflçilerinin örgütlenmesi üzerinde duruldu. Bu gündem de ayr›ca köylü gençlik üzerine konuflmalar da yap›ld›. Sunumu yapan tar›m iflçisi arkadafllar samimiyetleri ve heyecanlar›yla pratikten ç›kard›klar› sonuçlar› büyük bir coflkuyla paylaflt›lar ve yo¤un bir ilgiyle karfl›laflt›lar. Öncelikle tar›m iflçilerinin yevmiyelerinin düflürülmesine karfl› örgütledikleri grevin dene- yimlerini anlatan arkadafllar›m›z baflar›lar›n›n iflçiler aras›nda YDG’nin tan›nmas›nda etkili oldu¤unu, bu çal›flmayla sendikalaflma sürecinin h›zland›¤›n› belirttiler. Ayn› s›n›fsal sorunlar› yaflasalar da ulusal farkl›l›klardan kaynakl› ciddi bir güven sorunu yaflayan Arap ve Kürt emekçilerinin birli¤i için çal›flma yapan YDG’liler sendikan›n yan› s›ra faaliyetlerinde Kürt ve Arap yoldafllar›n birlikte hareket etmelerini sa¤layarak bu yönlü propaganda da yapmaktad›r. Yine yeni kurulan mahalle derne¤inde okuma-yazma kursu açarak emekçilerin birbirlerini daha iyi tan›malar›n› hedefliyorlar. Mahalle derne¤ini kurma çal›flmalar›n› anlatan YDG’li arkadafllar›m›z dernek binas›n›n tamirat›nda ve temizli¤inde kolektif flekilde nas›l çal›flt›klar›ndan da bahsettiler. Bununla birlikte bir mahallede fark ettikleri sa¤l›k sorununu çözmek için eski bir okul binas›n›n sa¤l›k oca¤›na dönüfltürülmesini talep etmeleri, bu çal›flmay› gelifltirmek için mahallede doktorlarla beraber sa¤l›k taramas› örgütlemeleri de oldukça önemli dene- Tar›m iflçilerinin gündeminin ard›nda genç kad›n üzerine sunuma geçildi. Ancak baz› alanlar›m›zdan delege arkadafllar›n ayr›lmak zorunda kalmalar› ve zaman›n k›s›tl› kalmas› nedeniyle kad›n ve Kürt gençli¤i gündemleri yeterince tart›fl›lamadan bitirilmek zorunda kal›nd›. Genç kad›n konusunda sunum yapan arkadafl›m›z genel olarak ülkemizde kad›n›n yaflad›¤› sorunlar› ve bask›lar› anlatt›ktan sonra örgütlü kad›n›n yaflad›¤› sorunlara de¤indi. Örgütlü saflarda yer alan kad›n›n da toplum genelindeki gerçeklikten etkilendi¤i, mücadelesini örgüt içinde sürdürmesi gerekti¤i vurguland› ve YDG içinde özel bir kad›n örgütlenmesine gidilmesinin, kad›n komisyonlar› kurulmas›n›n önemi üzerinde durdu. Ard›ndan söz alan arkadafl›m›z ise toplumsal cinsiyet konusunda bilgi verdi. Sistemin kelimelerden renklere kadar her konuda cinsiyetler aras›nda ayr›m yapt›¤›, topluma belirli s›n›rlar içinde bir "kad›n rolü" ve "erkek rolü"nün dayat›ld›¤›, bunun saflar›m›z› da Sonuç Yo¤un bir gündemle toplanan Konferans, 25 Kas›m Pazar akflam› 20.00’de kapan›fl konuflmas›n›n ard›ndan sloganlarla sona erdi. Yorucu geçen 2 günün ard›ndan yap›lan önemli tespitlerin ve al›nan kararlar›n ard›ndan YDG’liler örgüt gerçekli¤ine, sorumluluklar›na ve ihtiyaçlara daha vak›f halde alanlar›na geri döndüler. Art›k görev, devrimci mücadeleye sahip ç›karak al›nan kararlar›n genifl gençlik kesimleriyle buluflturmakt›r.✌ ADANA YDG KONFERANS HAZIRLIKLARI... Bu sene 2.’sini örgütledi¤imiz merkezi YDG konferans›n›n Adana’da olmas›, biz Adana YDG faaliyetçilerini oldukça heyacanland›rd›. Konferansa ev sahipli¤i yapacak olmam›z bizim aç›m›zdan oldukça önemliydi. Devrimci bir gençlik örgütünün Adana’da ilk defa merkezi bir konferans örgütlemesi, yereli güçlendirmek ve hareketlili¤i artt›rmak aç›s›ndan önem arz etmekteydi. Bu bilinçle hareket etmeye çal›flt›k. Fakat konferans yerinin geç netleflmesi bizim aç›m›zdan önemli bir olumsuzluk oldu. Zira üniversitedeki çal›flmalar›m›z yerin netleflti¤i güne kadar oldukça k›s›r geçti. Bu süre içerisinde okulda yapt›¤›m›z çal›flmalarda ö¤renci gençli¤e konferans›m›z›n sadece Adana’da oldu¤unu söylemekle yetinmek zorunda kald›k. Konferans›n yeri netlefltikten sonra YDG dergimizi üniversitede olabildi¤ince genifl bir flekilde da¤›tmaya çal›flt›k ve ö¤rencileri konferans›m›za davet ettik. YDG dergisinde ç›kan taslaklar do¤rultusunda konferans›m›z›n içeri¤i hakk›nda ö¤rencileri bilgilendirmeye çal›flt›k. Ayr›ca merkezi olarak ç›kart›lan afiflleri okulun her yan›na asmaya çal›flt›k. Yine merkezi gelen bildirileri ö¤renci- lere da¤›tt›k. Gerek bildiri da¤›t›m›nda gerek dergimizin da¤›t›m›nda ö¤rencilerle konuflup hem YDG’yi hem de konferans›m›z› tan›tmaya çal›flt›k. Ayr›ca kendi ç›kard›¤›m›z davetiyeleri hem okulda da¤›tt›k hem de merkezdeki çeflitli DKÖ, sendika ve di¤er devrimci örgütlere verdik. Ç›karm›fl oldu¤umuz bu davetiyeleri büyütüp ayr›ca yine okulda çeflitli yerlere ast›k. “fian olsun 2. konferans›m›za” ve “Irkç›l›¤a, faflizme ve flovenizme karfl› YDG’de örgütlen-Yeni Demokrat Gençlik” imzal› iki pankart› okulda ast›k. Adana’da çal›flmalar›m›z genel olarak üniversitede oldu. C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! Ayr›ca Adana YDG kolektifi olarak her hafta düzenli ald›¤›m›z YDG toplant›lar›nda konferans konular›n› e¤itim çal›flmalar› olarak almay› kararlaflt›rm›fl olsak da pratikte bunu hayata geçiremedik. Sadece kurumsallaflma konusunda bir e¤itim çal›flmas› alabildik. Bir di¤er ve önemli eksikli¤imiz ise çal›flmalar›m›z› disiplinli olarak yürütemememizdir. Ald›¤›m›z YDG toplant›lar›nda bu durum için gerekli olan özelefltiri Adana YDG kolektifine sunuldu. Bir sonraki çal›flmalar›m›z› daha disiplinli ve örgütlü ele alma konusunda hem fikirlili¤e vard›k. Adana YDG 7 f rum B o l o g n a B i l g i l e n d i r m e Ç a l › flflm malar› Ve Ö¤renci Dernekleri 2. Konferans›yla politik yönelimini netlefltiren YDG’nin e¤itim üzerindeki emperyalist politikalara karfl› çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›rmas› gerekti¤i karara ba¤land›. Bir süreden beri bu yöndeki çal›flmalar›m›z›n önümüzdeki dönem için konferansta ortaya konulmas› önemlidir. Emperyalizmin kapsaml› bir dönüflüme u¤ratt›¤› e¤itim ve ö¤retim alan› içerisinde en boyutlu olan›n›n üniversiteler aya¤›n› oluflturdu¤unu defalarca kez ifllemifl ve bu konuda araflt›rma inceleme yaz›lar›m›z› dergimizden aktarm›flt›k. Konuya iliflkin belirli saptamalar yapsak da alanlarda nas›l bir faaliyet hatt› belirleyece¤imiz de önemli bir yerde durmaktad›r. Bugün egemen s›n›flar›n halk gençli¤i üzerinde uzun dönemli ciddi planlar›n›n olmas›na ra¤men gençli¤in bu planlardan haberdar olmad›¤› bilinmektedir. Bunda en büyük pay sistemin, emperyalist politikalar› halktan gizlemesinde yatmaktad›r. Bu sefer ülkemiz egemen s›n›flar›n›n hem Bologna Süreci’ni hem de bu sürece uyarlama emperyalist yasalar› halk gençli¤inden gizleme çabalar› bulunmaktad›r. Öyle bir süreç ki, yüz binlerce gencin yaflam›n› do¤rudan etkileyen politikalarda gençlik yok say›lmakta, haberdar edilmemekte ve di¤er yandan YÖK, ö¤rencileri kurnazca bu sürece anti-demokratik yollardan katmaya çal›flmaktad›r. Ö¤renci Konseyleri Çöpe! Ö¤renciler, Ö¤renci Derneklerine! Konferansta ö¤renci derneklerinin öneminin üzerine basa basa vurgulanmas› üniversite gençli¤ini örgütleyebilecek anahtar bir role sahip oldu¤unun alt›n›n çizilmesini iyi kavramak zorunday›z. Bologna Süreci için YÖK taraf›ndan oluflturulan Ö¤renci Konseyleri’nin kurulmas› ve tüm faflist, gerici unsurlarla birlikte iflletilmesi, temsilci seçimlerinin dahi gençlikten gizlenerek flantaj, tehdit, faflist sald›r›lar eflli¤inde yap›lmas› sistemin ö¤rencilerin kendilerini temsil etmesini ka¤›t üzerinde dahi kabul edemedi¤ini göstermektedir. (bkz. Gazi Üniversitesi’nde seçimi kazanan sol görüfllü ö¤rencinin sald›r›ya u¤ramas›) Bu kurumlar›n ö¤rencilerin sözcüleri ve temsilcileri olarak gösterilmesi üniversite gençli¤ine teflhir edilmesi 8 gereken önemli bir konudur. YÖK güdümündeki konseylerin ö¤renciler üzerinde hükmü olamaz. Öz örgütlülük mant›¤› ile ifllemeyen, anti-demokratik kurumlara karfl› aktif tav›r alabilmek önemlidir. YDG olarak eksik kald›¤›m›z ancak önümüzdeki süreçte gündemimize almam›z gereken konu ise ö¤renci konseylerinin seçim dönemlerinde aktif bir seçim boykotu ile bu oyunu teflhir etmek ve gençli¤in kendi öz gücüne dayanan, demokratik flekilde iflleyen örgütlerde birleflmesinin önemini vurgulamakt›r. Yine de çok geç kalm›fl say›lmay›z. Seçim dönemlerinin geride kalmas›yla birlikte boykot olmasa da etkili bir teflhirle ö¤renci konseylerinin teflhirini iyi yapabilmek ve bunun yan›nda ö¤renci derneklerinde ö¤rencileri örgütlenmeye ça¤›rmak, var olan ö¤renci derneklerini güçlendirebilmek ve kan tafl›mak bu sayede mümkün olabilir. Ö¤rencilerin as›l temsil haklar›n›n ö¤renci derneklerinde oldu¤unu ö¤rencilere anlatmak ve örgütleyebilmek önemlidir. Kurulma çal›flmalar›n›n oldu¤u ö¤renci derneklerinin gündemlerinde bu konuyu ayn› flekilde ele almak gerekir. Ö¤renci derneklerinin gündemine Bologna Süreci’nin tafl›nmas› dernek çal›flmalar›nda ele alaca¤›m›z en önemli konu olmaktad›r. Bologna Bilgilendirme Çal›flmalar› Sistemin bu süreci ö¤rencilerden gizlemeye çal›flt›¤›n› biliyoruz. Sistemin bunu gizlemeye çal›flmas› gayet anlafl›labilir ancak bizlerin ö¤rencileri böylesi bir konuda bilgilendirmememiz anlafl›lamaz. Bu sürecin ö¤rencileri nas›l etkileyece¤ini, Bologna Süreci’nin somut yans›malar›n› flu flekilde s›ralayabiliriz: - Bologna Süreci; emperyalizmin e¤itim alan›ndaki bir sald›r› politikas›d›r. - Bologna Süreci; halk gençli¤inin e¤itim ve ö¤retim hakk›n›n engellenmesinin ilan›d›r. - Bologna Süreci; harç paralar›n›n art›r›lmas›d›r. - Bologna Süreci; beyin göçünün h›zlanmas› ve en yetenekli ö¤rencilerin emperyalist tekellerin hizmetine sunulmas›d›r. - Bologna Süreci; diplomalardan unvanlar›n kald›r›lmas›, yetkin mühendislik, mesleki yeterlilik yasalar› ile beraber ucuz ifl gücü piyasas›n›n yarat›lmas›, iflsizlik, yoksulluk ve açl›¤›n her üniversiteli genci beklemesidir. - Bologna Süreci; üniversite pazar›n›n kurulmas›, özel üniversitelerin bu pazarda aktiflefltirilmesi ve hakim olmas›n›n amaçlanmas›d›r. - Bologna Süreci; bizden al›nan paralarla kurulan üniversitelerin salt patronlar›n hizmetine sunulmas›, piyasalaflt›r›lmas›, ticarethanelere dönüfltürülmesi, ö¤rencilerin müflterilefltirilmesidir. - Bologna Süreci; özel bir flirket gibi (giriflimci üniversite) iflletilecek olan üniversitelerde hizmeti alan, kullanan ö¤rencinin (müflteri) bunun bedelini fahifl fiyatlarla ödemeyi kabul etmesidir. - Bologna Süreci; bahsini etti¤i f›rsat eflitli¤ini yaratmak de¤il aksine eflitsizli¤i körüklemek, bilginin insanl›k ve halk için faydas›n› de¤il kâr h›rs›ndan gözü dönmüfllerin hizmetine koflulsuz ve s›n›rs›zca sunulmas›d›r. Daha sayabilece¤imiz pek çok bafll›k olmas›na ra¤men en yak›c› olan bafll›klar bu flekilde s›ralanabilir. Bu bafll›klar›n her biri ayr› bir çal›flma konusu dahi olabilir. Konunun genifl olmas› nedeniyle A/P araçlar›m›z bu bafll›klarca zenginleflecektir. Bologna bilgilendirme toplant›lar›n›n al›nmas›, bu konuyla ilgili konferanslar, paneller düzenlenebilmesi genifl kesimlere seslenebilece¤imiz önemli çal›flmalar olacakt›r. YÖK bunun için çeflitli bilgilendirme toplant›lar› yapmakta ve sanayi, ticaret odalar›n› özellikle sermaye kesimlerini bu toplant›lara ça¤›rmakta, üniversite-sanayi iflbirli¤ine vurgu yap›lmaktad›r. Bu iflbirli¤inin üniversitelerin kasalar›n› dolduraca¤› rahatl›kla anlafl›lmaktad›r. Ülkemizde Bologna ‹zleme Komiteleri Bologna Süreci’ni takip etmektedir. YÖK, üniversitelerini bu süreç içerisinde haz›rlamaya çal›flmaktad›r. Bizler de ayn› flekilde bilgilendirme çal›flmalar› örgütleyebilmeliyiz ve gençli¤i bilinçlendirmeliyiz. Yine internet adresimizin (www.egitimhakkinasahipcik.org) gençli¤e ulaflt›r›lmas› olumlu olacakt›r. Bologna bilgilendirme çal›flmalar›nda sitemizin önemli bir ifllev yüklenece¤i muhakkakt›r. A/P araçlar›m›zda bu adresi belirtmek YDG’nin genifl kitlelere hitap edebilmesi aç›s›ndan oldukça önemlidir. Tan›flt›¤›m›z birçok gence bu adres bildirilebilir. Eminiz ki çabalar›m›z bofla olmayacak ve gençlik nezdinde yank›s›n› bulacakt›r.✌ ÖK güdümündeki konseylerin ö¤renciler üzerinde hükmü olamaz. Öz örgütlülük mant›¤› ile ifllemeyen, antidemokratik kurumlara karfl› aktif tav›r alabilmek önemlidir. YDG olarak eksik kald›¤›m›z ancak önümüzdeki süreçte gündemimize almam›z gereken konu ise ö¤renci konseylerinin seçim dönemlerinde aktif bir seçim boykotu ile bu oyunu teflhir etmek ve gençli¤in kendi öz gücüne dayanan, demokratik flekilde iflleyen örgütlerde birleflmesinin önemini vurgulamakt›r. Y C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! YDG’nin 2. Konferans›na verilen de¤erlendirmeye yer veriyoruz. 1. Konferans’tan bu yana dergimizin de¤erlendirilmesi ergimizin tek bafl›na baflarabilecekleri s›n›rl›d›r. Ona ruh verecek olan, gençlik kitleleri içinde çekici hale gelmesini sa¤layacak olan onu sahiplenen, da¤›tan okurlar›m›zd›r. Dergimiz sonuç itibariyle sadece bir araçt›r. Her araç için geçerli oldu¤u gibi dergimiz de maharetli ve istekli ellerde etkili ve önemli bir güç haline gelmekte, isteksiz ve beceriksiz ellerde ise bir ka¤›t parças›ndan fark› kalmamaktad›r. D Devrimci mücadelemizi örgütlemede ve YDG’nin faaliyetini sürdürmesinde dergimizin önemli bir yeri bulunmaktad›r. Dergimiz, YDG’nin örgütlü faaliyetinin ülke çap›nda eflgüdümlü ve uyumlu flekilde sürdürülmesinde, YDG’lilerin birbirinden haberdar olmas›nda önemli bir iflleve sahiptir. Ayn› zamanda dergimiz YDG’nin merkezi politikalar›n›n aktar›lmas›nda ve derinlefltirilmesinde de vazgeçilemez bir yerde durmaktad›r. Dergimiz ayr›ca çok çeflitli konularda yaz›lara ve araflt›rmalara yer vererek YDG’lilerin çeflitli alanlarda kendilerini gelifltirmelerine, politikleflmelerine, tarihimizi ve mücadele tarz›m›z› ö¤renmesine ve bilgi birikimlerini gelifltirmesine de yard›mc› olmaktad›r. Dergimizin bir ifllevi de örgütümüzün, düflüncelerimizin, politikalar›m›z›n genifl gençlik kesimlerine ve devrimci demokratik kamuoyuna duyurulmas›, bilinç tafl›mas›, polemikler yürütmesi, örgütün niteliksel ve niceliksel geliflimine katk› sunmas›d›r. Bu anlam›yla faaliyetimizi örgütlemede önemli araçlar›m›zdan biri de düzenli ç›kan dergimizdir. Dergimizin yay›n›n›n aksamas› ciddi s›k›nt›lar do¤uracakt›r. Geçmiflte bir dönem dergimizin ç›kar›lmamas›n›n örgütümüzün darlaflmas›nda ve kitlelerden daha da uzaklaflmas›nda etkili oldu¤unu da biliyoruz. Bu nedenle genç devrimcilerin dergimizi daha fazla sahiplenmeleri ve duyarl›l›klar›n› artt›rmalar› önemi bir ihtiyaçt›r. Uzun süredir bire bir gözlemledi¤imiz bir gerçek de, son dönemde de bariz flekilde ortaya ç›kt›¤› gibi, dergimizin YDG’nin gelifliminde ve güçlenmesinde önemli bir etkiye sahip oldu¤udur. Dergimizle bir flekilde tan›flan gençlerin zamanla politikalar›m›z› benimseyerek kendilerini dergi okuru olarak tan›mlamaya bafllamalar›, alanlar›nda pratik çal›flmalara bafllamalar›, dergi da¤›t›m›n› örgütlemeleri ve YDG’yi temsil etmeleri s›kça görülen bir gerçekli¤imizdir. Ancak burada vurgulamam›z gereken bir konu ise bu geliflimin ve talebin dergimizin niteli¤i ve içeri¤i ile de do¤rudan ba¤lant›l› oldu¤udur. Dergimiz yüzünü kitlelere döndü¤ü, somut ça¤r›lar yapt›¤› oranda bunun cevab›n› büyük oranda almaktad›r. Bugün Yay-Sat’tan yayg›n da¤›t›m›n› gerçeklefltiremememize ra¤men halen bu yönlü kat›l›mlar›n olmas› bu vurgumuzun hakl›l›¤›n› kan›tlamaktad›r. Ancak dergimiz kitlelerin sorunlar›ndan koptu¤u, kendi içine döndü¤ü oranda radikalleflmekte, sola kaymakta ve kendi taban›n› dahi olumsuz etkileyen bir sürecin yarat›lmas›nda etkili olmaktad›r. Bu anlam›yla dergimizin sürekli sorgulanmaya, elefltirilmeye ve katk› sunulmaya ihtiyac› vard›r. Dergimizin tek bafl›na baflarabilecekleri s›n›rl›d›r. Ona ruh verecek olan, gençlik kitleleri içinde çekici hale gelmesini sa¤layacak olan onu sahiplenen, da¤›tan okurlar›m›zd›r. Dergimiz sonuç itibariyle sadece bir araçt›r. Her araç için geçerli oldu¤u gibi dergimiz de maharetli ve istekli ellerde etkili ve önemli bir güç haline gelmekte, isteksiz ve beceriksiz ellerde ise bir ka¤›t parças›ndan fark› kalmamaktad›r. Bu nedenle YDG’lilerin dergilerine yaklafl›mlar› meselesi oldukça önemlidir. Her arkadafl›m›z›n dergimizin içeri¤i, misyonu ve hedefleri üzerine düflünmesi, dergiyi en etkili flekilde nas›l kullanabilece¤ini düflünmesi oldukça önemlidir. Dergimiz 1. Konferans›n örgütlenmesi sürecinde oldukça etkili flekilde kullan›labilmifltir. Program tart›flmalar›n›n, okur toplant›lar›n›n dergiye ayr›nt›l› bir flekilde yans›t›lmas› sürece olan ilgiyi de artt›rm›fl ve konferans›n içeri¤ini güçlendirmifltir. Ancak konferans›n ard›ndan dergimizin konferans ve program kararlar›ndaki vurgularla do¤ru orant›l› bir yönelime girmedi¤ini, yaklafl›k 1 y›l boyunca gençli¤in güncel ve gerçek sorun ve taleplerinden uzaklaflt›¤›n›, giderek radikalleflti¤ini, taleplerinin, tart›flt›¤› konular›n hem genel gençlik kitlelerinin hem de YDG’lilerin politik seviye ve beklentilerine ve mücadele içindeki durufllar›na uymayan, sol bir hatta kayd›¤›n› gözlemlemek mümkündür. Gençli¤in somut sorunlar›n› ihmal ederek kendi misyonundan uzaklaflm›fl ve devrimin genel sorunlar› ve yolu üzerine gerçeklefltirdi¤i tart›flmalarla gençlik kitlelerinin gündemleri aras›ndaki iliflkiyi kuramam›fl, devrimin yolu, sorunlar› ve neler yap›labilece¤i üzerinden süren tart›flmalar YDG’nin kendi içine dönmesine de neden olmufltur. Bu dönemde örgütümüze dönük bask› ve sald›r›lar›n da yo¤unlaflmas› ve gereken önlemlerin al›nmamas› da sorunlar›n boyutlanmas›na neden olmufl, sorunlar›n çözülmesine engel olmufl, bu da kitlemizde da¤›n›kl›¤› ve uzaklaflmay› beraberinde getirmifltir. Bu dönemin ard›ndan dergimiz uzun süre sonra ilk kez çok ciddi bir maddi krizle karfl› karfl›ya gelmifltir. Tamamen kendi gücüne dayanarak ayakta kalmaya çal›flan örgütümüzün maddi olanaklar› do¤al olarak çok k›s›tl›d›r. Örgütteki da¤›n›kl›k da buna eklenince dergimizin bas›m›n› karfl›lamakta ciddi sorunlarla karfl›laflt›k. Bu dönemde do¤al olarak faaliyetimizi örgütlemede en önemli arac›m›z olan dergimizi sahiplenmemiz, sorunlar›n› çözmemiz ve örgütlü gücümüzü yeniden toparlamak amac›yla bafllatt›¤›m›z ba¤›fl kampanyas› sayesinde dergimiz düzenli flekilde ç›kmaya bafllam›fl, bu dönemde dergimizin önemi üzerinden yap›lan tart›flmalar sahiplenmeyi artt›rm›fl, ayn› olumluluk dergimizin yaz›larla beslenmesinde de kendisini göstermifltir. Bu sürecin ard›ndan dergimiz yüzünü gençli¤e daha fazla dönmüfl ve gençli¤in somut sorun ve talepleriyle ilgilenmeye, bu yönlü inceleme ve araflt›rmalar yapmaya bafllam›flt›r. Gençli¤in sorunlar› ile emperyalizmin politikalar› aras›ndaki ba¤› emperyalist kurumlar›n belgelerini inceleyerek daha fazla somutlam›fl ve süreç hakk›nda daha ayr›nt›l› bir bilgiye sahip olmufltur. Bu da dergimizin bilinç tafl›ma, yeni okurlar kazanma ve örgütlülüklerimizi olumlu etkileme gibi yönlerini öne ç›karm›flt›r. Dergimizin niteli¤inin olumlu bir hatta geliflim gösterdi¤ini söylersek san›r›z yan›lmay›z. Ancak bu olumlu geliflim bizim için yeterli olmal› m›d›r sorusunun cevab› aç›kt›r ki hay›rd›r. Dergimizin anti-faflist, anti- C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! emperyalist gençler aras›nda, devrimci mücadeleye ilgi duyan kitleler içinde aran›l›r bir dergiye dönüflmesi, gündemlerinin ve ça¤r›lar›n›n genifl kesimler içinde cevap bulmas› için çaba harcamam›z gerekmektedir. Bunun için kulland›¤› dil ve üsluptan araflt›rma yaz›lar›n›n içeri¤ine, politik yaz›lar›n derinli¤inden anlafl›l›rl›¤›na, politik ve güncel meselelerden kültür-sanat bölümlerine, mizanpaj›ndan bafll›klar›na kadar her konuda dergimizin sürekli gelifltirilmesine, tüm bilgi ve birikimin dergimizin daha nitelikli hale getirilmesi için kullan›lmas›na ihtiyaç vard›r. Dergimiz bugün yaz› s›k›nt›s› yaflamamaktad›r. Dergimize düzenli yaz› yazan, bu konuda kolektif bir çal›flma içine giren bir grup arkadafl›m›z bulunmaktad›r. Gündemi takip eden, yaz› ça¤r›lar›m›za cevap veren, saatlerini-günlerini buna ay›ran arkadafllar›m›za fedakar çal›flmalar›ndan dolay› teflekkür ediyoruz. Ancak bu duyarl› arkadafllar›m›z›n say›s› halen azd›r ve daha fazla YDG’linin sorumluluk almaya gönüllü olmas›n› talep ediyoruz. Böylece daha çeflitli, daha zengin bir dergi için daha kolektif bir çal›flmaya girmemiz mümkün olacakt›r. Sadece haber yazan veya “özel rica” geldi¤inde kalemi ele alan de¤il, gözlemledi¤i, okudu¤u, yaflad›¤› her konuyu devrimci mücadelemize katk› sunma, kolektifle paylaflma anlay›fl›yla ele alan bir yönelim içinde olmam›z olumlu olacakt›r. Bununla birlikte dergimizin da¤›t›m›nda da ciddi s›k›nt›larla karfl›laflmaktay›z. Bir y›l boyunca ayn› say›da dergi da¤›tan alanlar›m›z›n say›s› çok fazlad›r. Bu oldukça ilginçtir. Bir y›l boyunca dergimizi okumaktan vazgeçen kimse yok mudur? Veya yeni bir kifli daha okumak istememekte midir? Dergimizin okur say›s›n›n artmas› faaliyetimizin geliflti¤ini de göstermektedir. Her arkadafl›m›za derginin da¤›t›m›n› düzenli flekilde artt›rmalar› önerisinde bulunuyoruz. Örne¤in 2 ayda bir dergi okur say›m›z› %30 artt›rmak mant›kl› ve olanakl› bir öneridir. Böylece dergimizin ve politikalar›m›z›n niteli¤ine yak›flmayan da¤›t›m say›s›n›n h›zl› flekilde artmas› mümkün olacak, bu da faaliyetimizin geliflmesine hizmet edecektir. K›saca belirli bafll›klar alt›nda dergimizi bu flekilde de¤erlendirmek mümkündür. Arkadafllar›m›z›n öneri ve elefltirileri ile katk› sunmalar›n›n olumlu olaca¤›n› düflünüyoruz.✌ 9 Ufuk 2. YDG KONFERANSI: Yeni Demokrat Gençlik, 24-25 Kas›m tarihlerinde 2. Konferans›n› gerçeklefltirdi. Ülkemizde devrimci muhalefetin bir durgunluk içerisinde bulundu¤u, kitlelerin kendili¤inden hareketlerinin gerisinde kald›¤› bu dönemde YDG’nin 2. Konferans›n› gerçeklefltirmesini mütevaz› ama cüretli bir ad›m olarak görmek gerekir. Devrimci muhalefetin bu durgunlu¤unu kendi özelimizde de¤erlendirecek olursak, kitlelerle ba¤›m›z›n zay›flad›¤›, ülke gündemlerine sürekli, militan refleksler gösteremedi¤imiz bir dönemde, yanl›fllar›m›z›n ortaya konulmas› ve bunlara yönelik müdahalelerin ve önümüzdeki dönem izleyece¤imiz politikan›n belirlenmesi ve örgütsel sorunlar›m›z› çözmede kitle inisiyatifinin a盤a ç›kart›lmas› bu konferans›n bizim için oldukça önemli bir yerde durmas›na neden olmaktad›r. Konferansa haz›rl›k döneminde de s›kl›kla vurgulad›¤›m›z konu, konferans›n baflar›s›n›n yaln›zca konferans an›nda kaç kifli oldu¤umuzla s›n›rland›r›lmamas›yd›. Konferans›n baflar›ya ulaflmas› demek, konferans öncesi çal›flmalarda kitlelerle ne kadar bütünleflti¤imiz, konferans esnas›nda sorunlar›m›z›n çözümü için ortaya koydu¤umuz irade ve konferans kararlar›n›n kitlelerle bütünlefltirilmesidir. Konferans öncesi çal›flmalar› k›saca de¤erlendirecek olursak, yeteri kadar kitle faaliyetinin gerçeklefltirilmedi¤i anlafl›lmaktad›r. Bunu pratik faaliyette ortaya ç›kan sorunlar›n konferansa yans›t›lmas› ve bu sorunlara çözüm noktas›nda sunulan önerilerin yetersizli¤inden de görebilmekteyiz. Konferans haz›rl›¤› döneminde ortaya ç›kan temel sorunumuz kitlelerle ba¤ kurmakt›r. Faaliyet yürüttü¤ümüz alanlarda a盤a ç›kan iliflkileri örgütlü bir güce dönüfltürme noktas›nda s›k›nt›lar›m›z bulunmaktad›r. Ayr›ca konferansa, faaliyet yürüten YDG’ lilerin d›fl›ndaki gençlik kesiminin iradesinin yans›mam›fl olmas› bize bu noktadaki eksikli¤imizi daha net bir flekilde göstermektedir. Bizler hatalar›m›zdan ö¤renerek, ç›kard›¤›m›z deneyimlerle önümüzdeki süreci daha verimli örmenin bilincindeyiz. Bu anlamda bir tak›m s›k›nt›lar›m›z olsa da geçirmifl oldu¤umuz pratik süreç bunun göstergesidir. Konferans kararlar›n›n kitlelere götürülmesi demek kitle faaliyetine ç›kt›¤›m›z- 10 da, kitlelere “2. Konferans›m›z› gerçeklefltirdik, ald›¤›m›z kararlar bunlard›r” diyerek yetinmek de¤ildir. Bu faaliyetimizi örgütlemede bize bir kazan›m sa¤lamayacakt›r. Konferansa haz›rl›k sürecinde düfltü¤ümüz hatalardan bir tanesi de, konferans›n duyurusunu kitlelere yaparken yaln›zca konferans›n oldu¤undan bahsetmemizdir. Konferans›n halk gençli¤ini örgütlemede bizim için bir araç oldu¤undan s›kl›kla bahsettik. Bu bak›fl aç›s›yla bakt›¤›m›zda konferansa haz›rl›k çal›flmalar›n›n da halk gençli¤inin sorunlar›ndan ba¤›ms›z örülemeyece¤i gerçekli¤i kendisini göstermektedir. Do¤all›¤›nda sadece konferans›n ad›n›n bahsedildi¤i bir ça¤r›n›n da faydal› olamayaca¤› kendisini pratikte gösterdi. Bu- R A L M I D A K Ü Ç Ü R K E L T E R Ü C K Ü Y BÜ zin esas›n› iflçi gençli¤in oluflturdu¤unu belirledik. Geçmifl dönemde, iflçi gençli¤i örgütlemede, harekete geçirmede, onlar›n sorunlar›na vak›f olmada, iflçi gençli¤in kendili¤inden hareketlerinin içerisinde yer al›p onu örgütlü güce dönüfltürmede ciddi anlamda deneyimsizliklerimiz ve yetmezliklerimiz vard›. Ama konferansta tar›m iflçileri ile ilgili yap›lan sunumda, yoldafllar›n bize kazand›rm›fl oldu¤u çok önemli bir deneyim var. ‹flçi gençli¤i örgütlemek için iflçi gençli¤in içerisinde yer almal›y›z. Bu deneyim tek kelime ile özetlenebilecek bir deneyim de¤il elbette ama bu deneyimi faaliyetimizin merkezine oturtmal› ve iflçi 2. Konferans YDG içerisinde demokrasinin iflletilmesi, kitle inisiyatifinin a盤a ç›kar›lmas› ve pratik faaliyet içerisinde karfl›laflt›¤›m›z sorunlara yönelik kolektif kafa yoruflun sergilenmesi ve emperyalizmin tasfiyeci rüzgar›na karfl› örgütlü bir kafl› duruflun ilan edilmesi aç›s›ndan, mütevaz› ama cüretli bir ad›m oldu¤unu ortaya koymufltur. radan ç›karaca¤›m›z deneyimle söylemek gerekirse konferans kararlar›n›n kitlelere götürülmesinden anlayaca¤›m›z, ald›¤›m›z kararlar ve belirledi¤imiz politik yönelim do¤rultusunda halk gençli¤i ile bütünleflmenin çabas› içerisinde olmakt›r. Konferansta semt faaliyeti üzerine al›nan kararlara k›sa bir flekilde de¤inmek faydal› olacakt›r. Emperyalizmin ülkemizde uygulamaya çal›flt›¤› politikalardan etkilenen halk gençli¤i içerisinde, semt faaliyetinde esas hedef kitlemizi oluflturan iflçi ve iflsiz gençlik de yer almaktad›r. Bundan dolay› ana yönelimde belirlenen anti-emperyalizm vurgusunun ön plana ç›kar›lmas› semt faaliyet için de önemlidir. Ülkemizde artan fleklide devam eden özellefltirmeler, çal›flanlara yönelik hak gasplar›, ifl saatlerinin uzunlu¤u, sa¤l›ks›z çal›flma koflullar› uygulanan bu politikalar sonucu iflsizli¤in artt›¤› düflünüldü¤ünde ve bu politikalar›n emperyalizm patentli oldu¤u göz önüne al›nd›¤›nda, anti-emperyalizm vurgusunun ön plana ç›kart›lmas› do¤rulu¤unu bize göstermektedir. Semt faaliyetinde hedef kitlemi- gençli¤i örgütlemek için onlar›n bulundu¤u yerlerde olmam›z gerekti¤ini, aksi takdirde d›flar›dan seslenerek yapacaklar›m›z›n ak›nt›da bofla kürek çekmek olaca¤›n› unutmamal›y›z. Yine konferansta al›nan kararlardan olan her YDG’linin farkl› bir kitle örgütü içerisinde faaliyet yürütmesi, bizim semt faaliyetinde iflçi gençlikten sonra esas ald›¤›m›z iflsiz gençli¤i örgütleme noktas›nda oldukça önemlidir. Emperyalizmin uygulad›¤› ve uygulamaya çal›flt›¤› politikalar sonucunda ülkemizde iflsiz gençlik say›s›nda ciddi bir art›fl meydana gelmektedir. Sosyal ve kültürel olanaklar›n k›s›tlanmaya, okuma haklar›n›n ellerinden al›nmaya çal›fl›lmas›ndan, ifl imkanlar›n›n zorlaflt›r›lmas›ndan kaynakl›, sistemin zorunlu bir flekilde iflsiz ilan etti¤i gençli¤i bulma noktas›nda ciddi s›k›nt›lar ile karfl›laflmaktay›z. Bu noktada, özellikle çeflitli dernek ve kitle örgütlerinde faaliyet yürütmemiz önemli bir yerde durmaktad›r. ‹flsiz gençlik zaman›n›n büyük bir k›sm›n› kahvehanelerde, kafelerde vb. yerlerde geçirmektedir. Zaman›n›n bü- yük bir k›sm›n› tüketim içerisinde geçiren bu gençlikten sistem büyük bir memnuniyet duymaktad›r ki, bu yüzden gençli¤in kendisini sosyal ve kültürel yönden gelifltirmesi için hiçbir giriflimde bulunmamakta ve bu giriflim içerinde olanlar› da engellemektedir. Bu yüzden semtlerde bulunan çeflitli sosyal yard›mlaflma ve kültür dernekleri, iflsiz gençli¤i sistemin bu sald›r›lar›ndan korumak için önemli bir iflleve sahiptir. ‹flsiz gençli¤i örgütlemek için böylesi dernek ve kitle örgütlerinin ifllevli hale getirilmesi, olmayan yerlerde böylesi dernek ve kitle örgütü kurma girifliminde bulunmam›z önemlidir. Bu, ayn› zamanda kitleleri harekete geçirmede kendi inisiyatiflerini kullanmalar›n› sa¤lamada ve kendi güçlerini görmeleri anlam›nda da oldukça önemli bir noktada durmaktad›r. Al›nan bu kararlar do¤rultusunda örülecek olan faaliyette alaca¤›m›z verim kendisini gösterecektir. Böylelikle yay›n da¤›t›m›n›n iki ayda bir % 30 artt›r›lmas› karar› da ayaklar› havada olan bir karar olarak durmayacakt›r. Burada üstünde önemli bir flekilde durmam›z gereken konu 2. Konferans’ta al›nan kararlar›n birbirlerinden ba¤›ms›z olarak de¤erlendirilmemeleridir. Al›nan kararlar birbirleri ile ilintili ve birbirini besleyecek nitelikte olan kararlard›r. Yani ald›¤›m›z bir karar› es geçti¤imizde faaliyetin geri kalan›nda da s›k›nt›lar yaflayaca¤›m›z anlafl›lmal›d›r. 2. Konferans YDG içerisinde demokrasinin iflletilmesi, kitle inisiyatifinin a盤a ç›kar›lmas› ve pratik faaliyet içerisinde karfl›laflt›¤›m›z sorunlara yönelik kolektif kafa yoruflun sergilenmesi ve emperyalizmin tasfiyeci rüzgar›na karfl› örgütlü bir kafl› duruflun ilan edilmesi aç›s›ndan, mütevaz› ama cüretli bir ad›m oldu¤unu ortaya koymufltur. Bizim yapmam›z gereken bu mütevaz› ad›m› daha da ilerilere tafl›mak ve halk gençli¤ini kendi örgütünde örgütlemektir. Unutmayal›m büyük ad›mlar küçük cüretlerden ortaya ç›km›flt›r. 2. Konferans›n bize gösterdi¤i yolda b›kmadan usanmadan devrimci çal›flmalarda yerimizi alal›m.✌ C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! fioovfifiooevneinzizmmee karflfl›› mücadele tebli¤i fi YDG Konferans›nda sunulan ve kabul edilen tebli¤i yay›nl›yoruz... Son süreçte Kürt Ulusal Hareketi nezdinde artan sald›r›lar sistemin Kürt ulusuna yönelik imha-inkar-asimilasyon amaçl› flovenist-›rkç›-faflist politikalar›n›n bir sonucu olarak gerçekleflmektedir. Kürt ulusunun en do¤al hakk› olan ve kay›ts›z flarts›z kabul edilmesi gereken Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakk›n› reddeden, ulusal talepleri bast›rarak “sonuçland›rmay›” hedefleyen ve tüm demokrasi güçlerini hedef alan bu sald›r›lara karfl› birlik ve dayan›flmaya her zamandan fazla ihtiyac›m›z bulunmaktad›r. Bu sald›r› ve bask› politikalar›ndan kendisi de pay›n› alan YDG’nin bu sürece duyars›z kalmas› ise asla beklenmemelidir. Bu nedenle önümüzdeki süreçte YDG’nin anti-flovenist, anti-faflist çal›flmalara önem vermesi oldukça önemlidir. Bu, yaln›zca do¤rudan gelen sald›r›lara cevap olarak veya sald›r›ya u¤rayana destek vererek de¤il esas olarak gençlik kitleleri içinde yo¤un ve sistemli bir kitle çal›flmas› ile sistemin planlar›n› bofla ç›kartma hedefiyle mümkün olacakt›r. Bu dönemde sald›r›lar›n oda¤›nda olan Kürt Ulusal Hareketinin çeflitli bileflenleriyle, özellikle de legal alanda siyaset yapma hakk› için mücadele eden DTP ile kay›ts›z flarts›z dayan›flma içinde olmak önemlidir. Bizim için net olan DTP’ye yönelik sald›r›n›n bizlere, tüm devrim ve demokrasi güçlerine yönelik bir sald›r› oldu¤udur. DTP’nin yaflayaca¤› olas› yenilgiler hepimizin yenilgisi, alaca¤› zaferler hepimizin baflar›s›d›r. Bu bilinçle hareket ederek faaliyetimizi örgütlemek oldukça önemlidir. Bu dönemde demokrasi güçleri aras›nda kendisini gösteren, devletin sald›r›lar›n› elefltiren ancak ayn› zamanda DTP ile de aras›na mesafe koyan anlay›fllarla da mücadele etmemiz gerekmektedir. Sistemin sald›r›lar›n›n abart›l› yanlar›n› elefltirip ard›ndan ise “ama” ve “fakat”larla DTP’ye dayatma yapanlar›n esas olarak sisteme hizmet ettiklerini göstermemiz gerekmektedir. Yine bar›fl yanl›s› olma ad›na yaln›zca Ulusal Hareket saflar›nda savaflan Kürt halk›n›n onurlu evlatlar›na silah b›rakma ça¤r›s› yapan ancak binlerce askeriyle operasyonlara ç›kan, da¤› tafl› bombalayan, halka zulüm ve iflkence yapan sisteme yönelik en ufak bir talepte bulunmayanlar›n da asl›nda düzenin bekas›n› farkl› sözlerle savunduklar›n› görmek gerekmektedir. Bu dönemde sakland›klar› kuytuluklardan medya taraf›ndan ç›kar›l›p cilanan sözde ba¤›ms›z Kürt ayd›nlar› da devletin taleplerine uygun davran›fllar› ile Kürt ulusunun ortak bir durufl sergilemesini baltalamaya çal›flmaktalar. Savafl›n fliddetlenmesiyle birlikte keskinleflen saflar› net bir flekilde görmek ve sahte demokratlara kanmamak oldukça önemlidir. Bununla birlikte Kürt gençli¤i içinde anti-emperyalist bilincin gelifltirilmesi de gerçek dost ve düflmanlar›n›n anlafl›lmas› için de oldukça önemlidir. Özellikle TC’nin ve ABD’nin bask›s› sonucunda geri ad›m atan Barzani ve Talabani’nin emperyalizmin ç›karlar›n› savunuyor oluflu zaten Kürt ulusunun yarar›na ad›m atamayacaklar›n› bizlere göstermektedir. Dolay›s›yla Barzani ve Talabani’yi Kürt halk›n›n yoldafllar› aras›nda sayan anlay›fla karfl› ç›kmak da gerekmektedir. fiovenist dalgan›n esas hedef kitlesinin gençlik oldu¤unu gözlemlemekteyiz. Emperyalizmin yar›-sömürgesi olan ülkemizde sistemin politikalar› yüzünden iflsiz kalan, e¤itim alamayan, lümpenli¤e mahkum edilen gençler ›rkç› fikirlerle zehirlenmekte ve sefaletlerinin sorumlusu olarak farkl› ulus ve milliyetlerden s›n›f kardeflleri gösterilmektedir. Bunun sonucunda da Kürt emekçilerine dönük faflist-›rkç› sald›r›lar, linç giriflimleri ülkenin birçok yerinde ortaya ç›kmakta, ayn› s›n›ftan yoksullar sistemin gerici politikalar› sonucunda bölünmektedir. fiovenist dalga ayn› zamanda ö¤renci gençlik içinde de yo¤un flekilde propaganda edilmektedir. Cumhuriyeti koruma, düzeni sahiplenme, “terörü” lanetleme ad› alt›nda liseli ve üniversiteli ö¤renciler mecburi flekilde alanlara tafl›nmakta, ›rkç› nutuklar dinlenmekte, flovenist marfllar okunmakta, sloganlar at›lmaktad›r. Toplumun en dinamik kesimi bu flekilde ›rkç› fikirlerle zehirlenmekte, özellikle Kürt düflmanl›¤› yo¤unlaflt›r›lmakta, gençli¤in deneyimsizli¤i ve coflkusu gerici politikalar u¤runa heba edilmektedir. Y›llarca okullara siyasetin girmesini yasak edenler siyasetin en gerici halini en kaba ve yüzeysel haliyle, maddi zor kullanarak dayatmakta, ilerici, demokrat ö¤renciler üzerindeki bask›lar artt›r›lmaktad›r. Ö¤rencileri ça¤d›fl› bir e¤itime mecbur b›rakan, bilgileri ezberci flekilde dayatan, bilimi okullardan kovan, e¤itimi ticari bir sektör olarak gören sistem ö¤rencilere hiç bir söz hakk› tan›mamakta, örgütlenmesinin önünde engel olmakta, ancak mesele düzeninin korunmas› oldu¤unda da ö¤renci gençli¤i seferber etmeye çal›flmaktad›r. Bu nedenle de e¤itim ve mesleki hak gasplar›na karfl› mücadele eden YDG’nin sistemin bu ikiyüzlü politikalar›n› ve oyunlar›n› deflifre etmesi önemli görevleri aras›ndad›r. Önümüzdeki süreçte Kürt gençli¤i içinde anti-emperyalist ve anti-faflist temelde örgütlenme çal›flmalar›na a¤›rl›k verirken di¤er milliyetlerden halk gençli¤i içinde de flovenist-›rkç› dalgaya karfl› bilinçlendirme çal›flmalar›na önem vermek, sald›r›lara karfl› aktif bir mücadele içinde olmak, özellikle mümkün olan en genifl kesimle eylem birliktelikleri ve platformlar üzerinden faaliyetler örgütlemek gerekmektedir.✌ CÜRET‹ KUfiAN, ‹SYANI HER TARAFA YAY! Mesajlar... Yaflflaas›n devrimci dayan›flflm ma YDG Konferans›na dayan›flma mesaj› gönderen devrimci dostlar›m›z›n mesajlar›na yer veriyoruz. Onlar Genç yap›c›lar Zafer türküleriyle yürüyorlar Gözlerinde inanç p›narlar› Ad›mlar›nda cüretin ritmi Uçuruma meydan okuyorlar Emperyalist barbarlar›n ve yerli iflbirlikçilerinin iflçi s›n›f›na ve ezilen Kürt halk›n› yok etmek için her türlü kirli savafl› devreye soktu¤u, neo-liberal politikalarla e¤itimin her geçen gün ticarilefltirildi¤i bu dönemde yapm›fl oldu¤unuz konferans›n›z› Adana SDG olarak selaml›yoruz. Adana SGD *** Özellikle Adana DPG ve ÖB ad›na en devrimci duygular›m›zla konferans›n›z› selaml›yoruz. Emperyalist kapitalizm hayat›n her alan›nda kendi d›fl›ndaki tüm katmanlar› sindirerek, korku, açl›k, geleceksizlik ve örgütsüzlü¤e iterek asl›nda kendi mezar kaz›c›l›¤›n› yap›yor. E¤itim alan›nda ö¤rencileri paral› e¤itim ve diplomal› iflsizlik çukuruna itiyor. Ö¤retmenleri sözleflmeli, ücretli, kadrolu diye bölerek gelece¤imizi tam bir muamma içerisine al›yor. Bizler gençlik olarak bu dayatmalara karfl› ç›k›fls›z m›y›z? Hay›r! 2005 y›l›nda yap›lan demokratik üniversite kurultay›nda ö¤renci gençli¤in yap›s› tahlil edildi ve yeni bir düzlemde bir örgütlenme modeli olan, devrimci bir ö¤renci sendikas› kurulmas› karar alt›na al›nd›. Bu karardan sonra “paral› e¤itime ve diplomal› iflsizli¤e karfl› birlefliyoruz!” ad› alt›nda devrimci ö¤renci sendikas›n›n kald›rac› niteli¤inde olan bir kampanya örgütlendi. 2006 y›l›nda sürece D‹SK’in dâhil olmas›yla birlikte ça¤r›lar›m›z› di¤er devrimci gençlik yap›lar›ndan da dâhil olanlar oldu. 2006 y›l›ndan itibaren GENÇ-SEN ad› alt›nda birleflik, kitlesel, militan ve devrimci bir ö¤renci sendikas› çal›flmalar› devam etti. DPG ad›na YDG’yi de Genç-Sen kurma çal›flmalar›na dâhil olmaya ça¤›r›yoruz.✌ DPG ve ÖB 11 D e n gê Ci w a n ê Zorlu ve s›k›nt›l› bir sürecin içerisinden geçiyoruz. Kürt Ulusal Hareketinin Da¤l›ca bask›n› sonras› gerici, faflist ordu güçlerinin acizli¤inin a盤a ç›kmas› ve bu bask›nda 8 TC askerinin esir al›nmas›, anlafl›lan egemen s›n›fta büyük bir korku ve panik havas› oluflturmufl. Hemen akabinde ülkenin dört bir yan›nda Kürt Ulusunun çeflitli düzeydeki temsilcilerine, Kürt halk›na, çeflitli ilerici, demokrat ve devrimci örgüt ve kurumlara yönelik gerici, faflist bir sald›r› dalgas› bafllat›ld›. Hatta bu faflist sald›r› dalgas› öyle bir gözü dönmüfllük içerisine girmifltir ki, örne¤in son süreçte Kürt Ulusal Hareket’ine ‘terörist’ deme aymazl›¤›na düflen, egemen s›n›flarla ayn› dili konuflmaya bafllayan TKP’nin çeflitli kurumlar› da bundan nasibini alm›flt›r. Da¤l›ca bask›n› sonras› yap›lan “hayal edilenin ötesinde ac›lar›n yaflat›laca¤›” aç›klamas› da göstermektedir ki, Kürt halk›na, ilerici/demokratik kamuoyuna yönelik yap›lan sald›r›lar kesilmeyecektir, yaflanan ac›lar egemenlerce yeterli bulunmayacak daha da artt›r›lacakt›r. Bu tehditler saflar›n h›zl› bir flekilde belirlenmesine neden olmaktad›r. Korku da¤lar› yürekleri sararken egemen s›n›flar›n yan›nda sözde yer almayan bir grup hayal dünyas›nda yaflayanlar, bu süreçte “tav›rs›z” kalmay› benimsiyorlar. Onlar için süreci büyük bir sessizlik içinde geçirmek yaflam koflullar›d›r. Bu toz duman içerisindeki flaflk›nl›k da gösteriyor ki, yaflananlara anlam veremeyenler ülkemizde fazlas›yla bulunmaktad›r. Bu grup gerici, faflist sald›r› dalgas›n›n nedenini Kürt Ulusal Hareketi olarak ilan etti. Hemen akabinde Kürt Ulusal Hareketi’ne silah b›rakma ça¤r›lar› yap›l›yor, DTP’ye Kürt Ulusal Hareketi’nin ana gövdesiyle aras›na mesafe koymas› isteniyor ve silahl› Kürt ulusal güçlerini terörist ilan etmesini talep ediyorlar. Bunlar›n tav›rlar› elbette bizleri fazla flafl›rtmamaktad›r. fiovenist dalgay› yaratan Kürt Ulusal Hareketi de¤ildir. Bu nedenle sorun bu hareketin elinde silah olmas› de¤ildir. Kald› ki Kürt Ulusal Hareketi en son geçen sene olmak üzere defalarca ateflkes ilan etmifltir. Ancak her seferinde ülkemiz egemenlerinin ve onlar›n silahl› gücü olan gerici, faflist ordunun yo¤un sald›r›lar›na maruz kalm›flt›r. Gelinen aflamada bu kesimlerin Kürt 12 z i m i p He z i m i p He Ulusal Hareketine yönelik ça¤r›lar› geçmifl döneme göre farkl›laflm›flt›r. Art›k söylenen sadece s›n›rl› bir ateflkes de¤ildir. Dile getirilen, silahlar›n art›k hiç konuflmamas›na susmas›d›r. Faflizmin onca sald›r›s›na, da¤ tafl› onca bombalamas›na ve insanlar› sorgusuz sualsiz katletmesine ra¤men bu talepler dile getirilmektedir. Bu talepleri dile getirenler faflizmin de¤irmenine su tafl›maktad›r. Bu talepleri dile getirmek siyasi namussuzluktur, ar damar›n›n çatlamas›d›r. Silah b›rak›p, b›rakmama idaresi Kürt Ulusal Hareketinin kendi seçimidir. Ancak faflizmin hüküm sürdü¤ü bir dönemde silahlar›n gömülmesi do¤ru bir karar da olmayacakt›r. Ancak YDG; silah b›rak›p b›rakmamas›ndan ba¤›ms›z olarak, Kürt Ulusal Hareketinin demokratik taleplerini desteklemektedir-destekleyecektir. YDG, bilindi¤i gibi hakl› ve haks›z savafl ayr›m› yapmaktad›r. Haks›z savafllara karfl› ç›karken, hakl› savafllar› desteklemektedir. Hakl› savafl yürütenlere yönelik böylesi bir ça¤r› do¤ru de¤ildir. Tüm ulusal ve sosyal kurtulufl mücadeleleri desteklenmelidir. YDG de bunu program›nda çok aç›k bir flekilde ifade etmifltir. Kürt ulusuna, Kürt halk›na yönelik sald›r›lar boyutlan›p artmaktad›r. Kürtlerin sahibi oldu¤u ifl yerleri ya¤malanmakta, Kürt oldu¤u için insanlar çal›flt›klar› yerlerinden ç›kar›lmakta veya yaflad›¤› yerden gitmesi istenmekte, üniversitelerde Yurtsever Demokra- Kü rdü z DTP’liyiz tik Gençlik Hareket’ine mensup olanlara yönelik tutuklama dalgas› boyutlanmaktad›r. Kürt olana her türlü sald›r›n›n mubah oldu¤u bir dönemin içerisindeyiz. En tehlikelisi susmakt›r Son süreçteki geliflmelerin hiç biri yeni de¤ildir. 2005 Newroz’unda Mersin’de gerçeklefltirilen bayrak provokasyonunun devam›d›r. Bilindi¤i gibi bayrak provokasyonu devlet eliyle örgütlenmifltir. Bugün de yaflananlar devlet eliyle örgütlenen gerici eylemlerdir, ›rkç›/flovenist sald›r›lard›r. Önümüzdeki dönem bu sald›r› dalgas›n›n artaca¤› kesindir. Ancak hiçbir flekilde ülkemiz egemen s›n›flar›nca bu sald›r› dalgas› bir iç savafl boyutuna tafl›nmayacakt›r. Ülkemiz egemenleri ve efendileri iç savafl sorunuyla u¤raflan bir Türkiye’nin bölgedeki rolünü yerine getiremeyece¤inin fark›ndad›r. Sald›r›lar devam etmekle birlikte tansiyon son süreçte düflürülmeye çal›fl›lmaktad›r. fiovenist dalgan›n yükseltilmesi ile bir yerde tutulmaya çal›fl›lmas› ülkemiz egemenlerinin çeliflkisidir. Ve uzun vadede bu dalgadan zararl› ç›kacak olanlar da onlar olacakt›r. Ancak geliflmeleri bilimsel bir zeminde yorumlayarak, andaki politik tavr›m›z› ve görevlerimizi a盤a ç›karmal›y›z. Ülkemiz egemenlerinin gerçeklefltirdi¤i son sald›r› dalgas› sadece Kürt Ulusal Hareketine, onun çeflitli düzeydeki kurumlar›na yönelik de¤ildir. Bu flovenist dalga, esas› Kürt Ulusal Hareketi olmak üzere tüm ilerici, demokrat, devrimci çevreleredir. Faflist güçlerin sald›r›lar› da bunu göstermektedir. Örne¤in ‹stanbul ‹kitelli’de gerçeklefltirilen eylem sonras› HÖC’e sald›r›lmas› söyledi¤imizi kan›tlamaktad›r. Ülkemiz egemenlerinin bir amac› da bu sald›r› dalgas›nda Kürt Ulusal Hareketi’ni yaln›zlaflt›rmakt›r. Çünkü yaln›zlaflt›r›lan bir harekete yönelik sald›r›lar daha kolay gerçeklefltirilecektir. Her türlü sald›r› ve katliam kitleler nezdinde meflrulaflt›r›lmaya çal›flarak gerçeklefltirilecektir. Bunun için bu süreçte en tehlikeli olan›n susmak oldu¤unu ilan etmeliyiz. Susmak egemenlere kan tafl›makt›r. Bunun için de, bu süreçte kay›ts›z flarts›z Kürt Ulusal Hareketinin yan›nda yer almal›y›z. Amalar›n, lakinlerin, fakatlar›n arkas›na gizlenmeden Kürt Ulusal Hareketine destek verilmelidir. Amalar, lakinler, fakatlarla yap›lan her aç›klama dolayl› yollardan egemenle- re destek vermektir. Kürt Ulusal Hareketinin yan›nda yer almal›y›z, çünkü bu en do¤al demokratik görevimizdir. Ne yaz›k ki, ülkemiz ilerici demokratik çevrelerin Kemalizme yönelik net bir tav›r alamamalar›ndan kaynakl› damarlar›nda flovenizm zehri bulunmaktad›r. Kemalizm virüsünden kaynakl› Türk olmayan her türlü ilerici hareket bu gibi durumlarda yaln›zlaflmaktad›r. Ülkemiz tarihi incelendi¤inde Türkiye halk›n›n birlikteli¤ini bozan›n Kemalizm vb virüsler oldu¤u a盤a ç›kacakt›r. Halk›n birli¤inin sa¤lanamamas›, ülkemiz egemenlerinin s›n›rs›z bir flekilde at koflturmas›na neden olmufltur. Kürtlerin tarihten bu yana gerçeklefltirmifl oldu¤u isyanlar›n sonuncusunu bir kenara b›rak›rsak, yenilgilerinin önemli bir nedeni b›rakal›m Türkiye halk›n›n birlikteli¤ini sa¤lamamas›n›, Kürtlerin birbirlerine k›rd›rmalar›n› engelleyememeleri büyük bir rol oynam›flt›r. Ayn› flekilde Ermenilerinin soylar›n›n k›r›lmas›nda da çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n birli¤inin sa¤lanamamas›n›n sonucu büyük bir zulüm olmufltur. Keza mübadele s›ras›nda ve sonras›nda Rumlara yönelik yap›lanlarda da birlikteli¤in sa¤lanamamas› büyük bir rol oynam›flt›r. Bunun için de nas›l ki Hrant Dink katledildi¤inde “Hepimiz Ermeniyiz” slogan›n› dillendirmiflsek, bugün aç›s›ndan “Hepimiz Kürdüz, hepimiz DTP’liyiz” fliar›n› yükseltmeliyiz. Nas›l ki “Hepimiz Ermeniyiz” fliar› ülkemiz egemenlerini rahats›z etmiflse, bu fliar da ülkemiz egemenlerini ayn› ölçüde rahats›z edecektir. S›n›f mücadelesinin en temel kural› s›n›f düflman›n›n istedi¤inin yap›lmamas›, rahats›z oldu¤u fleylerin ise fazlas›yla yap›lmas› espirisine dayan›r. Ülkemiz devrimci, demokratik gençlik hareketleri, bu gerici, flovenist dalgaya haz›rl›ks›z yakalanm›fllard›r. Güçleri de oldukça dard›r. Her fleyin normal oldu¤u koflullarda anlafl›l›r olan kâr-zarar hesab› bu sald›r› dalgas› karfl›s›nda geçersizdir. Ne olursa olsun, bedeli ne olursa olsun buna karfl› net bir durufl sergilenmelidir. Elde edilen tüm baflar›lar tüm zorluklar›n ve k›sa vadedeki zararlar›n göze al›nmas› sonucu gerçekleflmifltir. Onun için son olarak ifade etmek gerekirse hepimiz Kürdüz, hepimiz DTP’liyiz, hepimiz Kürt Ulusal Hareket’ine yönelik sald›r›lar karfl›s›nda birlikteyiz mesaj›n› vermek önemlidir.✌ C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! ZGÜR OKUL 1980 Askeri Faflist Cuntas› öncesi tek basamak olan ÖSS, 12 Eylül ile birlikte ÖSS ve ÖYS olmak üzere ikiye ayr›ld› ve 1981’de kurulan YÖK’ün inisiyatifine b›rak›ld›. Amaç, bilgiye dayal› s›navlarla “kaliteli” üniversitelere “kaliteli” ö¤renci yetifltirmekti. 2000 y›l›na gelindi¤inde ise bu sistem iflas etmifl, ezbercilik her yan› bo¤mufltur. Sistemin bile kabul etti¤i bu gerçek, baflka bir k›l›ks›z giysiye yerlefltirilmifltir. ‹ki aflamal› s›nav, yaln›zca lise 1 konular›n› içerecek biçimde tek aflamaya indirilmifl, sistemce ezberci e¤itime son verilmifltir. (!) Ancak bu sistem de daha fazla dayanamam›fl ve temelsiz bir bina gibi y›k›larak yeniden tek oturumda 2 s›nav yöntemine geçilmifltir. Bu de¤ifliklerin özde de¤iflimler olmad›¤› ortadad›r.S›navlar›n olmas›n›n temel iki sebebi vard›r: 1-Gençli¤in asosyalleflmesi, apolitikleflmesi: Halk›m›z›n ço¤unlu¤unu dar gelirlilerin oluflturdu¤u gerçe¤inden hareket edersek, lise ö¤rencilerinin neden bu denli s›navlara sar›ld›¤›n›, önem verdi¤ini hemen anlayabiliriz. Anne babas› gibi olmak istemeyen halk gençli¤i, kendileri gibi olmas›n› istemeyen anne babas›n›n gelirinin önemli bir k›sm›n› harcayarak daha iyi bir gelece¤e sahip olmak istiyor. Bunu en az bizim kadar iyi bilen sistem, halk gençli¤inin önüne hayallerine ulaflmas› için s›navlar› sürüyor. Öyle bir s›nav ki gençli¤inizin en güzel ça¤lar›n› feda etmezseniz hiçbir ifle yaramaz, imkan› yok kazanamazs›n›z. Ya gençli¤imizi verece¤iz ya da anne babam›z gibi olaca¤›z (ha bu arada gençli¤inizi verdikten sonra üniversiteye de y›llar vermek zorundas›n›z. Üniversiteyi bitirince de haz›r ifl de yok ama baflka ç›k›fl yolunuz da yok.) Art›k gazete okumay›, haber seyretmeyi, b›rakal›m bunlar› kendimiz d›fl›ndaki herhangi bir fleyle ilgilenmeye vakit bulamayaca¤›z, bireyselleflece¤iz, bencilleflece¤iz, yaln›zlaflaca¤›z. Tabii, bir zaman sonra dünyadan soyutlan›p kendimizi kulelere hapsedece¤iz. Hayat›m›z o kuleden ibaret olacak. Ondan sonra ne krallar›, ne kraliçeleri, ne saraydaki entrikalar› ne de halk›n hatta en yak›n›m›zdaki anne-babam›z›n s›rt›na binen yeni yükleri, azalt›lan ekme¤imizi görmeyecek, fark etmeyece¤iz. Ondan sonra da en hareketli, en dinamik kesim olan gençli¤i susturan sistem oyununa oyun katarak, engelsiz yoluna devam edecek ve cepleri giderek fliflecek. Oysa haberi yok, yar›n öbür gün, kulelerden kurtularak pefline verdi¤inde karn›ndakilerin ve ceplerindekilerin a¤›rl›¤›ndan kaçamayacak. Ya da yak›n olan uçuruma vard›¤›ndan karfl›ya z›playamayacak ve uçurumu boylayacak. Para her kap›y› açar m›? ? 2- E¤itim alan›nda sa¤lanan ekonomik rant›n yüksek olmas›: Bahsetti¤imiz bu e¤itim ve s›nav sistemini aflmak için sadece ömür vermek yetmiyor. Cüzdan boflaltmak, cüzdan boflsa emek kiralamak, daha da olmad› bu hayallerden vazgeçmek gerek; çünkü bu ezberci sistem, ilkokuldan beri düflünmesi engellenen halk gençli¤inin tek bafl›na çal›flmas›yla ö¤renilemeyecek kadar karmafl›k ve kal›pç›. Bunun için de ek e¤itim kurumlar› gerek. Bu e¤itim kurumlar› da s›nava girecekler için bir filtre olmal› ki devletin bafl›ndaki a¤r› biraz dinsin. Dershaneyi kurdular, ele¤i sald›lar, en önce paras› olmayanlar düfltü bu ele¤in üstünden sonra kalanlar› yeni bir ele¤e koydular, sallad›lar. Düz liseler, meslek liseleri, süper liseler bu sefer düfltü ele¤in süzgecinden. Geriye de Anadolu ve fen liseleri, özel liseler, kolejler kald›. Art›k gerisi ailelere kalm›fl. Ö¤renciye bask› yap›p azmettirenden özel ders ald›rana kendi aralar›nda kap›fls›nlar. “En iyi olan kazans›n” mant›¤›n›n süzgecinde s›ra. Geldik sondan 2. süzgece. S›nav 3 saat 15 dakika ve belli bir gün. Süzgeç salland›. Heyecanlananlar, kayd›rma yapanlar, geç kalanlar an›nda süzgecin alt›nda kalarak ömürlerinden 1 sene daha çald›rd›lar. Son süzgeç ise tercih süzgeci, bu süzgeç salland›¤›nda da düflecek olan yanl›fl tercih yapan bilinçlendirilmemifl ö¤renci, puan› yüksek olup da k›s›tl› kontenjana giremeyen ve özel üniversitelere gidemeyecek olan ö¤renciler olacakt›r. En k›sas›ndan, “Paran varsa okursun kardeflim”. ÖSS’de bile çok puan yapmana gerek yok. Özel üniversiteler ne güne duruyor? Hadi onu da yapamad›n paran sa¤ olsun. Para her kap›y› açar. Liselerin 4 y›la ç›kar›lmas› Sömürü mant›¤›n›n yeni yollar bulmas› zor olmuyor. Son y›llarda yap›lan reformlar buna en iyi örnek herhalde. Bu reformlar›n bafl›nda liselerin 4 y›la ç›kar›lmas› ve her y›l için yeni bir ÖSS yap›lmas› var. Elini vicdan›na katan sistem böylece ö¤rencinin 11–12 y›ll›k eme¤ini 3 saat 15 dakikaya s›¤d›rmas›na engel olacak. Gözleriniz yaflard› de¤il mi? De¤il (!) Elbette ki sistemin vicdan› yoktur, her zaman aç bir bo¤az› ve doymak bilmeyen bir cebi vard›r. Her ö¤rencinin bir y›l daha okumas› demek sistemin çark›n›n bir ö¤renciden alaca¤› kadar harac›n bir y›l daha sürmesi demektir. Bu ayn› zamanda gençli¤i bir y›l daha oyalamak anlam›na da gelir. Normal ÖSS’de kullan›lan eleklerin süzgeçlerinin daha da sivrileflti¤i, keskinleflti¤i bu yeni sistem dershane ticarethanelerinin artmas› demektir. Çünkü her y›l yap›lacak olan bu s›nav di¤er ÖSS’den farkl› de¤il ve yine bir ek kuruma ihtiyaç var. Önceleri yaln›zca bir sene dershane paras› vererek hayat›m›z› garantilemek isteyen emekçi-yoksul anne babam›z bu sefer dört senenin dördünde de bizleri dershanelere göndermek zorunda kalacak. Göndermedi mi, daha do¤rusu gönderemedi mi? Siz ele¤in alt›nda kald›n›z ve baba mesle¤ini yapmaya yani eme¤i kiralanm›fl iflçi vs. olmaya mecbursunuz. Zaten amaç fakir halk›n e¤itilmesi de¤il ki. O zaman yoksulun bu ticarethanede ifli ne? Peki, bu e¤itim ticarethanesi e¤itim nam›na ne veriyor? O kadar paral› olmas›na ra¤men verdi¤i e¤itim ne kadar düzgün? Elbette ki mevcut sistem kendi koflullar›n›, oyunlar›n› sürdürmek için kendini yok edecek potansiyeli olan gençli¤i, susturmak zorundad›r. Bunu da en iyi onu küçük yafltan itibaren e¤itmekle yapabilir. Faflist sistemin kurallar›na uymam›z› isteyecek ve bize ona göre yetifltirecek bir e¤itimin niteli¤i de aç›kça bellidir asl›nda. Bize verilen e¤itim düflünmemizi engelleyecek, beynimizi dogmalarla, hurafelerle dolduracak, ›rkç›laflt›racak, yozlaflt›racak ve bize insan olman›n en güzel duygusu olan ö¤renme ve bilmeyi ters döndürerek vererek bundan nefret ettirecektir. Amaç ö¤ren, bil de¤il; görme (!) duyma (!) d›r çünkü. Bilim bize dünyadaki gerçekleri, örne¤in evrimi aç›kça gösteriyorsa bu bilim, sistemin ifline gelmez elbette. Bu yüzden sistem bilimsel bir e¤itim yerine kendi hurafelerini destekleyen, desteksiz bir sürü yalan atacak ve bu yalanlar› küçük yafltan itibaren ö¤retecektir. Di¤er bir sorunumuz ve talebimizde ana dilde e¤itim almakt›r. Ülkemiz emperyalist güçlerin güdümünde bask›yla, ülkemizdeki ulus ve milliyetlere C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! (daha çok Kürt ulusuna) k›r›ma varan bir asimilasyon uygulamaktad›r. Ço¤unlu¤unu fakir halk›m›z›n oluflturdu¤u ezilen ulus ve milliyetlerden halk›m›z daha önce de bahsetti¤imiz gibi çocuklar›n›n kendileri gibi olmamalar› için okula gönderecek ve mecburi bir Türkçe e¤itim gördürecektir. Bütün bunlar ulusal az›nl›klar›n hakk›n› gasp etmek ve onlar›n en do¤al haklar›n› ellerinden almak demektir. Zaten bizim her türlü hakk›m›z› yok sayan bu sistem, elbette ki bize demokratik haklar›m›z› da vermeyecektir. Bu yapt›¤›n›n en büyük kan›tlar›ndan biri faflist disiplin kurallar›yken di¤eri de sene bafl›nda kabul edilen “polis salahiyeti ve vazifeleri kanunlar›” d›r. Her türlü demokratik aray›fl›m›za sonuna kadar karfl› duracaklar›n› gösteren bu yasalara göre sivil polis lise önlerinde istedi¤i ö¤renciyi gözalt›na alabilecek, istedi¤i gibi okullar›m›za girip ç›kabilecektir. Bu yasayla ö¤renci kesimi sindirilmeye ve her türlü demokrasi istemi bast›r›lmaya çal›fl›l›yor. Sistem bize buradan asl›nda flunu öneriyor ve ö¤retiyor: “kardeflim hak verilmez al›n›r.” On befl milyon ö¤renci kapasitesine sahip bir ülkedeki en büyük çeliflkilerin, en büyük döner sermayelerin e¤itim alan›nda oluflmas› flafl›lacak bir fley de¤ildir. Her okulda temizlik paras›ndan tutun da spor paras›na kadar her türlü fley için “ba¤›fl” ad› alt›nda toplanan milyonlarca liral›k paran›n ne oldu¤u muamma de¤ildir. Bütün bu olaylara tepkisiz kalamay›z. Bizim tepki göstermemiz demek sistemin saray›n›n y›k›lmas› demektir. Buna göz yumamayacak oldu¤undan bizleri uyuflturmak ve yozlaflt›rmak zorundad›r sistem. Yafl›m›zdan, ruhsal yaflant›m›zdan dolay› her fleye a盤›z asl›nda. Ülkedeki mevcut sistem de bu a盤› de¤erlendirmek ad›na ahtapot kollar›n› bizlere yeniden uzat›yor. Bu sefer ellerinde, bizi içinde bo¤maya çal›flt›¤› art›klar›ndan, siyah dünyadan uzaklaflt›racak olan uyuflturucular var! Biz liseli YDG’liler olarak bütün bunlar›n fark›nday›z. Dar da olsa alan›m›zda faaliyet yürütmeye, bir k›v›lc›m yaratmaya çal›fl›yoruz. Bozk›r› tutuflturmamas› için elinden geleni yapan sisteme karfl› örgütlü mücadele yürütmenin gereklili¤ini biliyor ve bunu çevremizdekilere yaymaya çal›fl›yoruz. Genel olarak sistemin sindirme politikas›n›n etkisiyle örgütlenmeye so¤uk bakan bir gençlik ile karfl› karfl›yay›z. Onlar›n bu duruflu bizi olumsuz etkilememeli. Sürekli onlar› rahats›z etmemeliyiz; çünkü sistemin rahats›zl›¤›na al›flmamalar› gerek.✌ 13 A-Genel Anlamda Ulusal Sorun Ulusal meseleyi anlayabilmek ve çözebilmek öncelikle uluslaflma sürecini do¤ru kavramay› gerektirmektedir. Uluslaflma sürecinin sosyo-ekonomik sistemin evrimine uygun bir hat izledi¤ini söylemek yerinde olacakt›r. Ulusdevletler kapitalizmin ihtiyac›n› en iyi karfl›layabilen devlet formasyonlar› olarak ortaya ç›km›flt›r. “Bütün dünyada kapitalizmin feodalizme karfl› zaferleri dönemi, ulusal hareketlerle ilgili olmufltur. Bu hareketlerin iktisadi temeli, meta üretiminin tam zaferini sa¤lamak için yurt-içi pazar› ele geçirmek zorunda olmas›, ayn› dili konuflan bir halk›n yaflad›¤› bölgeleri siyasal bak›mdan birlefltirme zorunda olmas› gerçe¤inde yatar ve bu dilin geliflip kök salmas›n› önleyen bütün engeller ortadan kald›r›lmal›d›r… Modern kapitalizme uygun ölçüde, gerçekten özgür ve genifl ticari al›flverifl için, ayr› ayr› s›n›flar halinde ve özgürce grupland›r›labilmesi ve en sonu pazarda, büyük ya da küçük, sat›c› ya da al›c› durumda her meta sahibiyle ayr› ayr› s›k› ba¤lar kurabilmek için en önemli koflullar, dil birli¤i ve dilin engelsiz geliflimidir…Onun için her ulusal hareketin e¤ilimi, modern kapitalizmin gereksinimlerini en iyi ölçüde karfl›layabilecek olan ulusal devlet kurma e¤ilimdir.” (Stalin) Ulusal sorunun çözülmedi¤i ülkelerde ortaya ç›kan ulusal hareketlerde a¤›rl›kl› olarak burjuvazinin önderli¤i söz konusudur. Ulusallaflma veya di¤er bir ifadeyle ulusal bilinç, bu s›n›f›n ç›kar›na uygun oldu¤undan kaynakl›d›r ki esasta bu s›n›f›n önderli¤i söz konudur. Bu nedenle yukar›da bahsini açt›¤›m›z ulus devlet kurma e¤ilimine yak›n olmak durumundad›rlar. Esas mesele tam da bundan sonra bafllamaktad›r. Ulus devlet biçiminde örgütlenmifl bir devletin hakimiyeti alt›ndaki topraklarda di¤er ulus ve az›nl›k uluslar›n haklar› ne olacakt›r? Burjuvazinin çözümü, özellikle devrimini gerçeklefltiremedi¤i veya tamamlayamad›¤› ülkelerde, ezilen ulus ve az›nl›k milliyetleri inkara ve imhaya yönelmektir. Böylece olmayanlar›n haklar›ndan bahsetmenin anlam› yoktur. B-Türkiye’de Milli Bask› Siyaseti Milli bask› siyaseti daha çok burjuva demokratik devrimini gerçeklefltirememifl veya tamamlayamam›fl ülkelerde uygulanmaktad›r. Dünya devrimlerinin bölgelere göre dengesiz bir seyir izlemesi ve kapitalizmin özsel çeliflkilerinin bir sonucu olarak gericileflip emperya14 k i l ç n e g k e i v l ç n n u e r g k i o l e s ç v l n e a n g s u UUl ul u s a l asl osro r u n v e s Ulu s list aflamaya varmas› itibariyle böylesi ülkelerde ulus devlet kurma yöntemi de farkl›laflm›flt›r. Kapitalist geliflmenin gerisinde kalan böylesi ülkelerde hakim s›n›flar sermaye birikimini sa¤layarak de¤il, tamamen sömürgeci sermayeye ba¤›ml›laflarak hakim konuma gelmifller veya hakimiyetlerini sürdürmüfllerdir. Bu durum beraberinde burjuvazinin, kendinden önceki hakim güç olan feodaliteyle de ittifak›n› ihtiyaç dahiline sokmufltur. Özcesi; gericiler, varl›klar›n› sürdürebilmek için yine gerici unsurlara s›rtlar›n› dayam›fllard›r. Bu gerici ittifak›n pazar alan› olarak kurulacak ulus devletin bir nevi toplumsal aya¤› olan ulusal bilinç de soyk›r›mla, imhayla, inkarla, ›rkç›-floven propagandayla yarat›lmaya çal›fl›lacakt›r. “Dahili ve harici bedhahlar”›n varl›¤›na iflaret edilerek hakim ulus milliyetçili¤i histerik bir biçimde a盤a ç›kar›lacak, kitleler esas sosyal-ekonomik sorunlardan uzaklaflt›r›lma yoluna gidilecektir. Tam da ittifak halindeki s›n›flar›n niteli¤inden kaynakl› harici bedhahlar hiçbir zaman emperyalizm olmayacakt›r. Türkiye’de iktidar›n siyasal ve ekonomik geliflim süreci de k›saca böyledir. Gerici ittifak› aç›klayan komprador burjuvazi kavram› da bu geliflimin sonucunda kendini gerçeklefltirmifltir. Türkiye’de de hakim s›n›flar, öncelleri olan Osmanl›’dan ald›klar› gelenekle milli bask› siyasetini durmaks›z›n sürdürmüfllerdir. Türkiye’de milli bask›, baflta Kürt ulusu olmak üzere ezilen ulus ve milliyetlere uygulanm›flt›r, uygulanmaktad›r. Osmanl›’n›n son dönemlerinde tarihin en kanl› katliamlar›ndan biri olan Ermeni Soyk›r›m›’n›, TC’nin kurulufluyla beraber, Rumlar›n mübadele yoluyla yerlerinden sürülmesi, “Varl›k Vergisi” gibi uygulamalarla ekonomik geliflmelerinin engellenmesi, kültürel haklar›n gasp edilmesi, asimilasyon, Kürtlerin inkar›, isyanlar sonucu kurulan “Ast›¤›m ast›k, kesti¤im kestik!” mahkemeleri, dara¤açlar›, sürgünler, Kürtçe’nin yasaklanmas› gibi faflist-floven uygulamalar takip etmifltir. C-Tarihsel ve Kavramsal Olarak Ulusal Mesele Tarihsel ve kavramsal olarak sorunlara yaklaflmak, hele bu sorun aç›s›ndan bir zorunluluktur. Çünkü gericiler bilinçli olarak, olgular› ya tarihsel geliflimlerinden soyutlayarak, tarihi yalanlayarak ya da mevzu bahis olan kavramlar›n içini boflaltarak gerçekleri çarp›tma yoluna giderler. (Bak›n›z: TC tarihi yalanlar doludur.) En yal›n ifadesiyle devrimcilere düflen ise gerçe¤i bütün yönleriyle ortaya ç›kar›p, emperyalist, faflist gericili¤e gerçe¤in tokad›n› indirmektir. Çünkü tarih bizi hakl› ç›karmaktad›r ki gelecek hakk›m›zd›r. Yüzy›llard›r ayn› co¤rafyada yaflayan Kürtler birçok kez egemen sisteme karfl› ayakland›lar. Bugün de bir baflkald›r› söz konusudur. Türkiye’de faflizm aç›s›ndan anti-Kürtçülük önemli bir yere sahiptir. Bu nedenledir ki, sorunun çözümü belli yönleriyle resmi ideolojinin alt›n› boflaltma potansiyeline sahiptir ve yine bu nedenledir ki faflizm yenilgiye u¤rat›lmadan sorun çözümsüz kalacakt›r. Tarihin en kanl› katliamlar›ndan biri olan Ermeni Soyk›r›m›n› gerçeklefltiren ‹ttihat ve Terakki’nin kadrolar›, TC’yi kurarken do¤al olarak geldikleri siyasi yap›n›n politikalar›n› devam ettirdiler. ‹ttihatç›lar Ermenilere, ard›llar› Kemalistlerse Kürtlere yöneldiler. TC’yi kuran Kemalist kadro, Kürt co¤rafyas›nda hakim olan büyük toprak a¤alar› ve din adamlar›yla ittifak kurarak Kürt ulusunun temsil hakk›n› ustal›kla gasp etmesini bildi. F›rsat ustaca kullan›lm›flt›r ki, yeni kurulan devleti Lozan görüflmelerinde temsil eden ‹nönü, kendisini Kürtlerin ve Türklerin temsilcisi olarak takdim ederek, bugünkü T. Kürdistan’› bölgesinin ilhak›n› sa¤layabilmifltir. Bir meclisin varl›¤› demokrasi olarak lanse ettirilmifltir. Konumuz gere¤i bu meseleye girmeyece¤iz. Demek istedi¤imiz sadece T. Kürdistan›’nda de¤il, hiçbir yerde bir seçimin gerçekleflmedi¤idir. ‹ttihatç›lar Osmanl›l›k ad› alt›nda devleti kurtarmaya giriflmifllerdi, Kemalistler de önce Müslümanl›kla cilalanm›fl bir Türkiyelili¤i kullanarak devleti kurdular, devleti idame ettirmek için de Türk-‹slam sentezi ›rkç› propagandas›yla sa¤lanmaya çal›fl›ld›, çal›fl›l›yor. Geldi¤imiz aflamada Kürt ulusunun çeflitli düzeyde mücadelesi sonucu, kabul edilmeyen Kürt gerçekli¤i tan›nmaya bafllanm›flt›r. Dikkat edelim, devletin hemen kurulmas›ndan sonra Kürtlük inkar edilmiflti. Bugün de inkar devam ediyor. Kürtlerin ulus oldu¤u gerçe¤i göz ard› edilmeye çal›fl›larak, “etnik köken”, “Kürt kökenli Türk vatandafl›” gibi kavramlarla bir ulusun reddi durumu mevcuttur. Sorunu ortaya koyarken kavramlar›n gerçekte neler ifade etti¤i önemlidir. Bununla beraber devrim ve demokrasi güçlerinin uluslar›n kendi kaderini tayin hakk›n› savunurken dikkat etmesi gereken noktalardan biri de, yine bu kavramlarla ilgilidir. Uluslar›n kendi kaderini tayin hakk›n›n apaç›k bir flekilde devlet kurma hakk› oldu¤u konusunda saflar›m›zda bir netlikten bahsedebiliriz. Dikkat çekmek istedi¤imiz nokta, uluslar›n kendi kaderini tayin hakk›n› kavraman›n ulusal hak eflitli¤ini kavramak ile mümkün oldu¤udur. Hangi s›n›f›n önderlik etti¤ine bak›lmaks›z›n bütün ulus ve az›nl›k milliyetlerin ulusal hak eflitli¤ini bilince ç›karmak önemli bir yerde duruyor. Önderlik eden s›n›ftan kaynakl› bir karfl› ç›k›fl, ancak ve ancak ezen ulus milliyetçili¤i saflar›na sürüklenmeye yol açar. Sonuç bellidir: sosyal flovenizm. ➟ C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! Yukar›da girifl yapt›¤›m›z emperyalizm-ulusal hareket iliflkilendirilmesine gelmeden önce, yine tarihe dönelim: Bildi¤imiz gibi; 1925’te Palu, Genç, Ergani ve Amed merkez bölgeler olmak üzere T. Kürdistan›’nda fieyh Sait önderli¤inde bir isyan bafllat›lm›flt›. Özellikle isyan önderinin fleyh olmas›n›n isyana dini bir motif yükledi¤i aç›kt›r. Hatta din ö¤esinin isyanda güçlü olmas› bile muhtemeldir. ‹kincisi; isyan o günden bugüne kadar ‹ngiliz emperyalizminin Türkiye’ye dönük politik bir arac› olarak lanse edildi, genifl bir kesim de bu yarg›y› öylece kabul etti. Hatta tarihsel de¤erlendirmeler aç›s›ndan Türkiye Devrimci Hareketi de k›smen bu yarg›y› kabul etmekten kendini alamam›flt›r. Yoksa bu konudaki uzun suskunlu¤u nas›l yorumlayabiliriz? Öncelikle bir kaç soru sormak laz›m: Birincisi- ‹syan›n dini motifi tek bafl›na isyan›n meflrulu¤unu gölgeleyebilir mi? ‹kincisi- Bugün “din” ö¤esi kurumsal anlamda T. Kürdistan› baflta olmak üzere, Türkiye’de güçlü bir yere sahiptir. Kendini koruyabilmifl olmas›n› Kemalizm’le olan ittifak›nda aramak gerekmez mi? Üçüncüsü- Emperyalizmle iliflkisi oldu¤u kabul edilse dahi, isyan gerek örgütlenme gerekse de askeri aç›dan neden c›l›zd›r? Sonuncusu- ‹syan, afliretsel tarzda ve üstelik emperyalizmle iliflkili olsa dahi meflruluk biter mi? Sorular›m›za bak›lacak olursa günümüz tart›flmalar› eskiden çok farkl› olmasa gerek. Kürt ulusal sorunu geçmiflte de saflar› netlefltiriyordu, halen de netlefltiriyor. Bugün Kürt Ulusal Hareketini emperyalizmle iliflkilendirmeye çal›flarak mahkum etmek, destek sunmamak her fleyden önce emperyalizmin ufla¤› TC faflizminin de¤irmenine su tafl›maktan baflka bir fley ifade etmiyor. Güya anti-emperyalizm ad›na flovenist cephede saf tutuyorlar. Uluslar›n kendi kaderini tayin hakk›n›, uluslar›n tam hak eflitli¤i hakk›n› hayas›zca çi¤niyorlar. Elbette, Ulusal Harekete elefltirel yaklaflmak olmazsa olmazd›r. Ancak sorunu basitlefltirerek söyleyecek olursak, sorun fludur: Haks›zl›¤›n karfl›s›nda m› olaca¤›z, yan›nda m›? Veya ezilenin yan›nda m› karfl›s›nda m›? D-Türkiye’de Bar›fl Sorunu, fiovenizm ve Gençli¤in Görevleri Bar›fl talebi, Kürt Ulusal Hareketi taraf›ndan y›llard›r çeflitli düzeylerde dile getirildi. Bunun için farkl› projeler yoluna da gidildi. Hareket bar›fl talebini belli ölçülerde taban›na da kabul ettirmifl bulunuyor. Ne var ki, talebin verili koflullarda istenilen cevab› bulmas› mümkün gözükmüyor. Mesele, kesinlikle çarp›t›lan flekliyle, hareketin samimiyetsizli¤i olarak aç›klanamaz ve kahvehane politikac›lar›n›n “…o zaman da¤dan insinler.” çözümüyle geçifltirilemez. Devrimci bir anlay›fl olarak bar›fl muhakkak ki, nihai hedefimizdir. Evet, bar›fl talebinin istenilen cevab› bulamayaca¤› düflüncesi de saflar›m›zda belirgindir. Bu yönelim tamamen meflruiyetle ilgilidir. fiöyle ki, bizler, Kürt Ulusal Hareketinin legal siyaset yapma hakk›n› savunuyoruz. Hareketin bütün bileflenlerinin ayr›m yap›lmaks›z›n, hiçbir bask›yla karfl›laflmaks›z›n, legal siyaset yapma haklar›n›n arkas›nday›z. Bunun bir çözüm olup olmad›¤› farkl› bir meseledir, bu hakk›n do¤al oldu¤u farkl› bir meseledir. Kürt Ulusal Hareketini meflru gören bütün kesimlerin de bu hakka destek vermesi gerekti¤ini düflünüyoruz. Çünkü her ezilen ulus milliyetçili¤i, zulme bir baflkald›r›d›r ve tam da bu nedenle demokratik bir muhtevaya sahiptir. Çünkü ülkemizde ezen ulusun faflist Türk devletinde cisimlenen bask› ve zulme karfl›, Ulusal Hareketin temsil etti¤i mücadele de bu demokratik içeri¤e sahiptir. Her türlü tart›flmadan azade, kay›t ve koflul ileri sürmeksizin desteklenmesi gereken budur. Gelinen aflamada, devlet bu ça¤r›ya kulak t›kamakta, hareketi yok etme amac›n› gütmektedir. En az›ndan devletin, hareket içindeki devrimci dinami¤i etkisizlefltirerek bir tasfiye plan›n› uygulamaya çal›flt›¤› aflikard›r. Özellikle son dönem içinde gelifltirilen floven dalga nicelik deste¤ine bak›lmaks›z›n kitlelerin beynini dumura u¤ratm›flt›r. Sald›r› esasta genifl kapsaml› olmak üzere daha çok Kürt Ulusal Hareketi bileflenlerine yönelmifltir. Güçlü bir dayan›flma her zaman oldu¤undan daha çok bir ihtiyaç, bir görev olarak karfl›m›zda durmaktad›r. YDG olarak kuruluflumuzdan itibaren savundu¤umuz uluslar›n kendi kaderini tayin hakk›n› kay›ts›z flarts›z savunma ilkesini gerçeklefltirdi¤imiz 1. Konferans›m›zla beraber oluflturdu¤umuz program›m›za dahil ettik. Bu ilke teorik düzlemde oldukça tart›fl›ld›, halen de tart›fl›l›yor ve tart›fl›lacakt›r da. Tart›flma, ilkenin pratikte gösterilmesinde kendine yer buluyor. Daha önce de ifade etti¤imiz gibi belli bir kafa aç›kl›¤› mevcuttur. Ancak demokratik bir kitle örgütü ve bir gençlik örgütü oluflumuzdan kaynakl› bileflenimiz do¤al olarak yenileniyor. S›kl›kla ana gündemi oluflturan hassas bir konu olmas›ndan kaynakl› bu mesele daha çok tart›fl›lacakt›r. Son flovenist sald›r› dalgas› dayan›flman›n aciliyeti d›fl›nda baflka bir gereklili¤i de bizlere hat›rlatm›fl bulunuyor. Nedir bu gereklilik? Uluslar›n kendi kaderini tayin hakk›n› savunman›n sadece bir yönü olan ezen ulus milliyetçili¤ine karfl› mücadeledir. Her sistem varl›¤›n› sürdürebilmek için flöyle veya böyle kitlelere dayanmak zorundad›r. Gerici sistemler, zor ayg›t›n› kullanarak, bilinç bulan›kl›¤› yaratarak kitle temelini olufltururken ilerici sistemler ise kitleye yüzünü dönerek, gerçekleri en yal›n haliyle ortaya koyarak, ikna yoluna giderek ve ihtiyaçlar›n bir ürünü olarak kitlelerle var olup, kitlelerle flekillenirler. Ülkemizde Kemalist gericilik, düzmece kurgulu resmi tarihiyle, faflist ideolojisiyle kitleleri arkas›na almay› belli ölçülerde baflarm›flt›r. Bu anlam›yla ›rkç›, floven propagandaya cevap olma görevimiz de bulunmaktad›r. C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! Uluslar›n kendi kaderini tayin hakk›n›, uluslar›n tam hak eflitli¤ini savunmak, farkl› ulus ve milliyetlerden halk›m›z aras›na nifak tohumlar› eken ve yetifltiren faflist gericili¤e karfl› ›srarl› ve tutarl› bir mücadeleyle paraleldir. Bu ilke ajitasyon ve propagandam›zda önemli derecede yer edinmektedir. Ancak uluslar›n kendi kaderini tayin hakk› propagandas›n›n Türk ulusundan halk gençli¤ine tafl›makta belli bir yetersizli¤imiz oldu¤unu görmek gerekiyor. Her türden milliyetçili¤e karfl› oldu¤u gibi Kürt milliyetçili¤ine karfl› da mücadele etmek gereklidir. Ancak hem yukar›da aç›klamaya çal›flt›¤›m›z gibi ezilen ulus milliyetçili¤indeki demokratik özden kaynakl› ve ezen ulus olarak Türk milliyetçili¤i nedeniyle Kürt milliyetçili¤ine karfl› mücadele tali planda kalmaktad›r, kalmal›d›r. T. Kürdistan›’nda Türk milliyetçili¤inin teflhiri yap›larak Kürt milliyetçili¤ine karfl› mücadele yürütülmelidir. Bununla beraber T. Kürdistan›’nda ulusal çeliflkinin bafl çeliflki oldu¤u alg›s› genel itibariyle mevcuttur. Bizler, nas›l gerçe¤in diliyle konufluyorsak yine gerçeklere göre hareket ederiz. Ulusal çeliflki en nihayetinde s›n›fsal çeliflkinin emperyalist-kapitalist sistemin dengesiz geliflimi ve bu sistemin içinde bar›nd›rd›¤› içsel çeliflmelerin bir ürünü olarak ortaya ç›km›flt›r. Toplum s›n›flardan oluflmaktad›r. Toplumsal konumlan›fl› nas›l s›n›flar beliriyorsa, s›n›flar üretim iliflkilerinin bir sonucu olarak ortaya ç›k›yorsa verilecek mücadele de öyle olmal›d›r. S›n›f bilinçli bir mücadele ancak ezilenleri kurtulufla götürmeye muktedir olabilir. Bu nedenle, bizler Yeni Demokrat Gençlik olarak bireyleri, topluluklar› milliyet esasl› de¤il s›n›f esasl› ele al›r›z. Bu ele al›fl kesinlikle ezen ve ezilen millet gerçe¤ini görmemizi engel de¤ildir, olamaz da. Bizler bilime inanan ve bilime göre flekillenmeye çal›flan bir gençlik örgütü olarak, kitlelerin esas sorunlar›n› ortaya ç›karman›n ve kitlelerle beraber bu do¤rultuda mücadele yürütmenin u¤rafl›n› veririz. Kitlelerin “Vatan bölünüyor!-Terörizme karfl› seferber ol!” gibi gerici ve as›ls›z propagandalar›na “Birlik, mücadele, zafer!” fliar›yla cevap vermekle yükümlüyüz. O nedenle diyoruz ki: - Edi Bese! - Biji b›ratiye gele T›rkiye! Ye Kurdo, T›rkan! - fian be, Konferansame ya duyem!✌ 15 KOLEKT‹F‹N SES‹ KONFERANS KARARLARI IfiI⁄INDA 2 y›l aradan sonra gerçeklefltirdi¤imiz 2. Konferans›m›z, örgütümüzün ayn› yolda ilerlemesi ve politikalar›n›n netleflmesi aç›s›ndan önemli bir yerde durmaktad›r. Biriken meselelerin çoklu¤u düflünüldü¤ünde özellikle de YDG’nin DKÖ olarak niteli¤inin ve çal›flma tarz›n›n daha da netleflmesi konusunun tart›fl›lmas› gereklili¤i, böyle bir konferans› bizler için kaç›n›lmaz k›lmaktayd›. Program tart›flmalar› döneminde netlefltirmeye bafllad›¤›m›z bu konu, örgütledi¤imiz ilk konferansa da anlam›n› vermifltir. YDG’nin kuruldu¤u andan bu yana konferans gündemiyle ilk defa toplanm›fl olmas›, her ne kadar eksiklikler olsa da 1. Konferans›n önemini göstermesi aç›s›ndan önemli bir veridir. YDG 2. Konferans›n›n de¤erlendirmesine geçmeden önce konferans sürecini ve ilk konferansa göre k›sa bir k›yaslamas›n› yapmak faydal› olacakt›r. Örgütümüz, niceliksel anlamda önemli bir geliflme kaydetmifl olmasa da niteliksel anlamda az›msanmayacak bir birikim sürecini geride b›rakm›flt›r. ‹lk konferans›m›zdan bu yana att›¤›m›z ad›mlar›n, ç›kard›¤›m›z deneyimlerin, baflar›l› ve baflar›s›z pratiklerin bizlere neler katt›¤›n› ö¤renmemiz gerekmekteydi. Her alan›m›zda gerçekleflen geliflmelerin tüm alanlar›m›z›n deneyim hanesine ifllenmesi iflte böyle bir konferans ile sa¤lanabilirdi. Elbette ki konferans›m›z›n tek amac› bu de¤ildi. Dünyada ve ülkemizde yaflanan yeni geliflmeler düflünüldü¤ünde ve bizlerin bu konulara karfl› nas›l bir tav›r tak›naca¤›m›z, esasta hangi çal›flma alanlar›nda yo¤unlaflaca¤›m›z gibi konulara da cevap vermemiz gerekmekteydi. Özellikle de YDG’nin daha da demokratik bir iflleyifle kavuflmas› için att›¤›m›z yeni ad›mlar›n örgütümüzün tamam›n›n kabulüyle derinleflmesi de önümüzde durmaktayd›. Bu nedenlerle 2. Konferans›m›z ilk konferans›m›zdan farkl› bir atmosfer içerisinde gerçekleflecekti. Eflyan›n tabiat› gere¤i, örgütümüzdeki her geliflme ve de¤iflme do¤al olarak konferans›m›za da yans›d›. Konferans›n örgütlenmesi sürecinde oluflturulan divandan tutal›m da delegelik seçimlerine kadar yans›yan farkl›l›klar bu de¤iflimin en göz önündeki yans›malar› olmufltur. Elbette ki biçimde yaflanan de¤ifliklikler tek bafl›na bir anlam ifade etmemektedir. Bu de¤iflimlerin yani demokratik yöntemlerin, demokrasinin içsellefltirilmesi ile anlaml› hale gelece¤i aç›kt›r. ‹kinci Konferans›m›z› bütünlüklü de¤erlendirdi¤imizde bu konuda henüz yolun bafl›nda oldu¤umuzu görece¤iz. Örgütümüzün geliflimi (niteliksel anlamda) gerçekten hiç de kü- 16 çümsenmeyecek bir noktaya varm›fl olsa da geldi¤imiz bu noktan›n, hedefledi¤imiz nokta düflünüldü¤ünde daha oldukça yetersiz bir yerde durdu¤unu da bilmekteyiz. Bununla birlikte örgütümüzün düzenledi¤i her iki konferans da politikaya yo¤unlaflmas› bak›m›ndan örnektir. Kendi gerçekli¤imizi bildi¤imizi, bu gerçekli¤imizi abartmad›¤›m›z› ve bu nedenle hedeflerimizi daha sa¤l›kl› görebildi¤imizi de aç›kl›kla ilan edebiliriz. Bu durum üzerinden gerçeklefltirdi¤imiz 2. Konferans›m›z için baflar›l› de¤erlendirmesini yapmam›z hatal› olmayacakt›r. 2. Konferans›m›z özellikle politik ve örgütsel yönelim noktas›nda, ilk konferans›m›za oranla daha yo¤un geçmifltir. fiimdi konferans›m›zda al›nan gençli¤ini ilgilendiren bafll›ca sorunlarda önemli bir hareketlilik sa¤layamam›flt›r. Bu hareketsizlik, sa¤ bir sapma gibi görülse de konferans›m›zda do¤ru tahlil edildi¤i biçimiyle asl›nda kitlelere karfl› sekter, “sol” bir hata olarak ortaya ç›km›flt›r. Geçmifl sürecin de¤erlendirilmesinde öne ç›kan baz› geliflmeler ise konferans›m›zda geçti¤imiz sene örgütlenen 18 May›s eylemi, köy çal›flmalar›, emperyalist yasalara karfl› bafllat›lan kampanya olarak s›ralanm›flt›r. Önümüzdeki süreçte politik ve örgütsel yönelimlerimiz Elbette ki konferans›m›z›n en fazla üzerinde durulmas› gereken gündemleri, önümüzde- venizme karfl› aktif bir karfl› durufl sergilemeyi de alm›flt›r. Emperyalist yasalar ve Bologna süreci, üniversite çal›flmalar›m›zda önceli¤ini korumaya devam edecektir. Konferans›m›zda ayn› zamanda özellikle üniversitelerdeki dernek kurma çal›flmalar›nda düflülen hatal› anlay›fllara da de¤inilmifltir. Örgütümüzün araçlar› amaçlaflt›ran yaklafl›mdan uzun süredir muzdarip oldu¤unu hepimiz bilmekteyiz. Bu nedenle ö¤renci derne¤i kurman›n zor oldu¤u alanlarda statükocu olmadan farkl› araçlara yönelebilmek gerekmektedir. Paral› e¤itim sorununun hem üniversitelerde hem de liselerde korudu¤u önem düflünüldü¤ünde bu konunun göz ard› edilmemesi gerekti¤ini aç›kça söyleyebiliriz. Konferansta ay- rgütümüzün düzenledi¤i her iki konferans da politikaya yo¤ u n l a fl m a s › b a k › m › n d a n örnektir. Kendi gerçekli¤imizi bildi¤imizi, bu gerçekli¤imizi abartmad›¤›m›z› ve bu nedenle hedeflerimizi daha sa¤l›kl› görebildi¤imizi de aç›kl›kla ilan edebiliriz. Ö kararlar› de¤erlendirmeye bafllayabiliriz: Konferans›m›z›n geçmifl süreç de¤erlendirmesinde, yukar›da sayd›¤›m›z süreç daha ayr›nt›l› olarak de¤erlendirilmifl ve emperyalizmin geldi¤i nokta k›saca aktar›lm›flt›r. Özellikle ülkemizde emperyalizmin güdümündeki gericili¤in artan sald›r›lar› ve kitlelerin yavafl yavafl artan hareketlili¤i bu bafll›k alt›nda dikkat çekmektedir. Buna ra¤men örgütümüz, ilk konferans›ndan bu yana yaflanan nesnel ve öznel sorunlar nedeniyle kitlelerle ba¤ kurma konusunda önemli bir ilerleme kaydedememifltir. O halde bu tespit, ancak ve ancak bizlerin önümüzdeki dönemde kitle çal›flmas› ad›na yapacaklar›m›z ile anlaml› hale gelecektir diyebiliriz. Konferans›m›zda geçmifl dönem faaliyet raporlar›n› sunan alanlar›m›z da bu genel hareketsizli¤e dikkat çekmifllerdir. Yani örgütümüzün iki senedir görece durgun bir hatta ilerlemesini sürdürmesi, ülke çap›nda çok istisnas› olan bir durum de¤ildir. Bu durum konferans›m›zda kendili¤indencilik olarak adland›r›lm›flt›r. Örgütümüz bu süreçte do¤ru tespitlerde bulunmufl olsa da halk ki sürece iliflkin al›nan politik ve örgütsel kararlar› olmal›d›r. Konferans›m›z, hakl› olarak önümüzdeki süreçte YDG’nin esasta anti-emperyalizm üzerinden faaliyetlerine devam etmesine karar vermifltir. Özellikle emperyalist patentli yasalar›n say›s›ndaki art›fl ve dünya genelinde benzeri yasalara karfl› verilen kitlesel tepkiler, emperyalizmin teflhir olmufllu¤unu da göstermektedir. Bu konuda yak›n süreçte onlarca farkl› yaz› yaz›ld›¤› için ayr›nt›l› olarak tekrar üzerinde durmak gereksizdir. Ancak yapt›¤›m›z bu tespite ra¤men k›sa vadede çal›flmalar›m›z› esasta artan flovenist sald›r›lara karfl› yönlendirmemiz gerekmektedir. Ülkemizde anti-faflist anti-emperyalist kitlelerin artan sald›r›lara karfl› h›zla taraf oldu¤u aç›k bir gerçektir. Bu nedenle t›rmand›r›lmaya çal›fl›lan flovenist sald›r›lar ve egemenler taraf›ndan halk›n bu sald›r›lar›n arkas›na eklemlenmeye çal›fl›lmas›na karfl› örgütümüzün net bir yan›t vermesi gerekmektedir. Konferans›m›z bu anlay›fl do¤rultusunda flovenizm meselesini de tart›flarak k›sa vadeli planlar› aras›na flo- n› zamanda lise çal›flmalar›m›zda ÖSS sorununa ve güvenlik protokolüne de de¤inilmifltir. Bunlar›n yan› s›ra semt çal›flmalar›m›zda da iflçi ve iflsiz gençli¤in örgütlenmesi meselelerine yönelik tart›flmalar düzenlenmifltir. Özellikle iflçi gençli¤in çal›flma koflullar› ve yaflam standard› kabaca ortaya konulmaya çal›fl›lm›fl, sistemin iflçi ve iflsiz gençli¤e yönelik kültürel ve ekonomik sald›r›lar› aktar›lm›flt›r. Yine köy çal›flmalar› ile köylü gençlikle ba¤ kurman›n önemi aktar›larak, bu arac›n bugüne kadar etkin kullan›lamad›¤› vurgulanm›flt›r. Bu nedenle konferans›m›zda bundan sonra köy çal›flmalar›nda kitle çal›flmalar›na a¤›rl›k verme yönelimi kabul edilmifltir. Bunun yan› s›ra özellikle “köylük bölgelerden üniversitelere okumaya gelen gençlerle ba¤ kurularak, köylü gençlik içerisinde çal›flma bafllatman›n koflullar› oluflturulabilecektir” denilmifltir. Ancak politik gündem sunumu üzerinden yap›lan tart›flmalarda kabul edilen baz› kararlar› daha ayr›nt›l› incelemekte fayda var. Özellikle özelde YDG üzerinden bugüne kadar kit- C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! KOLEKT‹F‹N SES‹ A DAHA FAZLA K‹TLE ÇALIfiMASINA lelerin gözünde oluflturdu¤umuz devrimci kiflilik tan›m›n›n de¤iflmesi gereklili¤i üzerinden al›nan karar bunlardan birisidir. Bu karar, konferans›m›zda yeterince tart›fl›lmad›¤› için üzerinde durmak gerekmektedir. Devrimci bireyin nas›l olmas› gerekti¤i üzerinden kafalarda oluflan profilin sadece YDG aç›s›ndan de¤il di¤er devrimci örgütler aç›s›ndan da çok do¤ru olmad›¤›n› söyleyebiliriz. YDG’nin misyonu ve program› üzerinden düflünüldü¤ünde YDG’lilerden nas›l bir durufl beklendi¤inin netleflmesi gerekmektedir. Halen birçok alan›m›zda YDG’de örgütlenmek için aile, okul vb. kurumlarla tüm ba¤lar›n kesilmesi ve büyük bedeller ödenmesi gerekti¤i anlafl›labilmektedir. Oysaki YDG’nin, bünyesine dahil olmak isteyen kiflilerden böyle bir beklentisi bulunmamaktad›r. Anti-faflist, anti-emperyalist net durufl konusunda pratikte gösterilen tutarl›l›k, YDG’li olmak için yeterli olmas›na ra¤men adeta daha fazlas› isteniyormufl gibi bir alg›n›n oluflmas› ve bu nedenle birçok insan›n örgütlenmekten uzak durmas›, bizlerin yaratt›¤› yanl›fl görüntüyle ilgilidir. Konferans›m›z bu konuda getirilen öneriyi büyük bir ço¤unlu¤un olumlu yaklafl›m›yla karar alt›na alm›flt›r. Bu nedenle alanlar›m›zdaki çal›flmalar›m›zda bu konuya daha fazla dikkat çekmekte fayda vard›r. Önümüzdeki süreçte her sene düzenli ve merkezi olarak köy çal›flmalar› örgütlenmesi önerisi, içerisinde önümüzdeki süreçte neler yaflanabilece¤ini göz önünde bulundurmad›¤›ndan kaynakl› k›smen subjektif kalm›fl olsa da örgütümüzün köylük bölgelerde çal›flma iste¤inin aç›k ifadesi oldu¤u için de¤erli bir öneridir. Ancak bu sene genel seçimlerin yaz sürecine geldi¤i hat›rlanacak olursa benzeri durumlarda örgütümüzün köy çal›flmalar› konusuna esnek bir bak›fl aç›s›yla yaklaflmas› daha olumlu olacakt›r. Bunlar›n yan›nda önümüzdeki süreçte politik yönelim kapsam›nda ayn› zamanda ö¤renci gençlik içerisindeki çal›flmalar›n esas al›nmaya devam edilece¤i karar›n›n al›nd›¤›n› da söylemekte fayda var. Konferans›m›z›n örgütsel yönelim kapsam›nda ald›¤› kararlar da oldukça önemlidir. Bu kararlar›n bafl›nda elbette ki merkezileflme yöneliminin ertelenmesi karar› bulunmaktad›r. Örgütümüzün katetti¤i aflama düflünüldü¤ünde ve birimden merkeze do¤ru geliflim seyri incelendi¤inde al›nan bu karar daha da anlaml› hale gelmektedir. Elbette ki YDG’nin merkezileflme gibi bir gündemi vard›r/olmal›d›r. Ancak bu ad›m›n at›lmas› için daha erken oldu¤unu söylemek yanl›fl olmayacakt›r. Bu gün- dem dahilinde al›nan, birimlerde kurumsallaflma karar›, merkezileflme tart›flmas›n›n en önemli k›sm›n› oluflturmaktad›r. Alanlarda kurulmas›n› amaçlaflt›rmamam›z gereken çeflitli komisyonlar›n ifllerli hale gelmesiyle ve örgütümüzün alanlarda geliflmesiyle eflgüdümlü olarak ele almam›z gereken merkezileflme karar› daha anlaml› olacakt›r. Konferans›m›zda belki de en tart›flmal› ve çekiflmeli geçen konu bu olmufltur. Örgütümüzün geneli merkezileflme meselesinin ertelenmesi konusunda hemfikir olmufl olsa da bölgesel temsilcilikler (bölgesel yönetici birimler) kurulabilece¤i karar› delegelerin bir k›sm›nca kabul edilmifltir. Buna ra¤men konferans›m›z, bölgesel düzeyde de olsa merkezileflmeyi kabul etmeyerek, daha sa¤lam ad›m atmaya dikkat etmifltir. Bunun yan›nda örgütümüz, gençlik kitleleri içerisinde yürütece¤i çal›flmalarda yapmas› gereken ayr›m›, esasta s›n›fsal olarak yapmaya karar vermifltir. Komisyonlar ve birimler üzerine yürütülecek çal›flman›n kabul edilmesiyle birlikte, bu birim ve komisyonlar›n hangi noktalar dikkate al›narak kurulaca¤› meselesi karfl›m›zda durmaktayd›. Onlarca farkl› bafll›k alt›nda (esnek bir flekilde) kurulabilece¤ini belirtti¤imiz komisyonlar, örne¤in kültür-sanat, iflçi, üniversite, lise, semt, tarihsel araflt›rma, genç kad›n vb. konulardan hangilerini esas alaca¤›m›z ve nas›l çal›flaca¤›m›z meselesi konferans›m›zda tart›fl›larak karar alt›na al›nm›flt›r. Esasta iflçi, köylü, üniversite, lise ve semt komisyonlar›nda her YDG’linin örgütlenmesi anlay›fl›yla hareket edilmesi, bunun yan›nda di¤er komisyonlar›n, her YDG’linin iste¤ine ve becerisine göre dahil olaca¤› flekilde düzenlenmesi karar alt›na al›nm›flt›r. Bu komisyonlar›n kendi çal›flmalar›nda özerk olmas›, DKÖ’lerin çal›flma tarz› gere¤i olarak kabul edilmifltir. YDG’nin disiplin meselesine bak›fl› da konferans›m›zda tart›fl›lm›flt›r. YDG’ye kat›l›m›n ve ayr›lman›n gönüllük temelinde olmas› gerekti¤ini hepimiz bilmekteyiz ancak YDG içerisinde yaflanan kimi olumsuz durumlar›n nas›l de¤erlendirilece¤i ve aç›k ilkesizlikler dahilinde örgüt disiplinin nas›l sa¤lanaca¤› meselesi, bugüne kadar çok net olmayan bir konuydu. Daha öncesinde bireysel konuflmalarla karar alt›na al›nan ve bu yönüyle anti-demokratik olan çal›flma tarz› konferans›m›zda mahkum edilerek, disiplin sorunlar›n›n birimlerde, birim toplant›lar›nda karar alt›na al›nmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. fiefçi-sekter anlay›fl›n, örgütsel çal›flmalar›m›zdaki yans›malar›na örnek olarak verebilece¤imiz geçmifl dönemdeki disiplin anlay›fl›n›n mahkum edilmesi, simgesel-flekilsel bir karar gibi görünse de asl›nda içeri¤i düflü- nüldü¤ünde oldukça anlaml› bir yerde durmaktad›r. Bu konuda örgütümüzün kolektif birimlerinin oldukça deneyimsiz ve yetersiz oldu¤u aç›kt›r ancak düzenli olarak elefltiri ve özelefltiri mekanizmas›n›n iflletilmesi dahilinde bu konuda pratik içerisinde geliflme gösterece¤imiz aç›kt›r. Yine simgesel-flekilsel kararlardan birisi de YDG da¤›t›m›n›n 2 ayda bir % 30 oran›nda artt›r›lmas› karar›d›r. Konferans süresince yo¤un tart›flmalar sonucu kabul edilen bu kararla amaçlanan, yay›n› sahiplenme ve sahiplendirme düzeyimizi artt›rmakt›r. Verimli bir kitle çal›flmas› içerisinde ve politikadan uzak durmaks›z›n yürütece¤imiz her faaliyet sonucunda dergi da¤›t›m say›m›z›n % 30’un da üzerinde olaca¤› aç›kt›r. Bu nedenle yay›n da¤›t›m say›s›n› 2 ayda bir % 30 artt›rma karar›n› amaç haline getirmeksizin uygulamaya çal›flmam›z faydal› olacakt›r. Yay›n da¤›t›m say›m›z›n artmas›, çal›flmalar›m›z›n verimlili¤ini gösteren bir turnusol ka¤›d› ifllevi görmelidir/görecektir. Örgütsel çal›flmalar›m›zda her ne kadar merkezileflme konusunda erteleme karar› alm›fl olsak da bu karar, otonomculu¤u ve anarflizmi besleme olarak alg›lanmamal›d›r. Bu nedenle konferans›m›zda al›nan alanlardaki alt birimlerin (lise, üniversite, semt vb) il-ilçe genelindeki YDG toplant›lar›na düzenli olarak faaliyet raporu sunarak, buradan öneriler ve elefltiriler almas› karar› önemli bir karard›r. Elbette ki il-ilçe genelindeki YDG toplant›lar›, alt birimlerin alabilece¤i kararlar› alma hakk›na sahip de¤ildir ancak elefltiri ve öneri yoluyla bir denetim mekanizmas›n›n sa¤lanmas›, alanlar üzerine kolektif yo¤unlaflman›n tesis edilmesi oldukça anlaml›d›r. Bunun yan›nda konferansta “alt birimlerden il-ilçe genelindeki toplant›lara herkes kat›lam›yorsa delege seçimi yoluyla alt birimin iradesinin il-ilçe genelinde savunulmas› sa¤lanabilecektir” karar› da al›nm›flt›r. Örgütümüzün 2 senelik deneyim birikiminin konferans arac›l›¤›yla flekillenmesi prati¤i ve irade birli¤inin sa¤lanmas› gereklili¤i, bu arac›n ne kadar etkili oldu¤unu da göstermifltir. Bu nedenle konferans›m›zda, YDG Konferanslar›n›n her sene al›nmas› karar› da kabul edilmifltir. Özellikle merkezileflme tart›flmalar›n›n daha sa¤l›kl› yürütülebilmesi amac›yla örgütümüzün katetti¤i mesafenin en rahat gözlemlenebilece¤i alan, konferanslar olacakt›r. Bu nedenle merkezileflme tart›flmalar›n›n yan› s›ra bizzat merkezileflme meselesinin asli bir unsuru olarak da YDG Konferanslar› de¤er- C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! lendirilmelidir. Kendi içerisinde bar›nd›rd›¤› eksiklikleri ile merkezileflme meselesinde daha yol almas› gerekti¤i aç›kça anlafl›lan örgütümüzün buna ra¤men ilk konferanstaki düzeyine göre, merkezileflme konusunda önemli ad›mlar att›¤› da görülmektedir. Elbette ki konferans›m›z›n kitle çal›flmas› konusunda geleneksel bir anlay›fl›n devaml›l›¤›n› sürdürmesi gereklili¤i de anlafl›l›rd›r. Bu konuda örgütümüz dönem dönem baflar›l› pratiklere imza atm›fl olsa da bunun devaml›l›¤›n› bugüne kadar sa¤layamam›flt›r. Bu nedenle uzun uzad›ya tekrar kitle çal›flmas›n›n tan›m› yap›lmam›fl olsa da konferans›m›z yine oldukça önemli bir karar olan “Her YDG’li, YDG d›fl›nda bir DKÖ’de daha çal›flma yapmal›d›r” karar›n› alm›flt›r. Prati¤e dönük ve anlafl›l›r bir karar olan bu karar›n mümkün oldu¤unca takipçisi olmam›z, örgütümüzün geliflimi aç›s›ndan faydal› olacakt›r. Ö¤renci Dernekleri, LÖB’ler, sendikalar, mahallehemflehri dernekleri, demokratik-ekonomik kazan›m için kurulmufl olan tüm örgütler DKÖ kapsam› dahilinde düflünülebilir. Ancak bunlar içerisinde özellikle demokratik-ekonomik-akademik mücadele örgütlerinde çal›flma yapma anlay›fl›na a¤›rl›k vermek daha do¤ru olacakt›r. Konferans›m›z›n önümüzdeki sürece iliflkin politik ve örgütsel kararlar› bu flekilde özetlenebilir. Bu kararlar, merkezi irademiz olarak, bir sene boyunca bizlere yön gösterecek çal›flmalar›m›z›n ana hatlar›n› oluflturmaktad›r. Ancak bu kararlar›n yan› s›ra yap›lan sunumlarda örgütümüzün deneyim hanesine ekledi¤imiz her kazan›m, program›m›za da eklenmesi gereken kazan›mlard›r. Genç kad›n, kültür ve sanat, toplumsal cinsiyet konular›nda tart›fl›lan yeni konularla kurumsallaflma meselesinde at›lan ad›mlar›n YDG program›na dahil edilmesi karar› da konferans›m›zda ço¤unluk taraf›ndan kabul edilmifltir. Konferans›m›z›n asl›nda en dikkat çekici tart›flmalar›ndan birisi de konferans kararlar›n›n uygulanmamas›n›n ne gibi bir yapt›r›m› oldu¤u/olaca¤› üzerine gerçekleflmifltir. Bu konuda, YDG’nin elefltiri-özelefltiri d›fl›nda bir yapt›r›m›n›n oldu¤unu söylemek hatal› olacakt›r. O halde buradan ç›kar›lmas› gereken en önemli sonuç, kararlar›n uygulanmas›nda esas al›nmas› gerekenin samimiyet oldu¤udur. Her DKÖ’de ve hatta birçok örgütte oldu¤u gibi YDG’de de irade birli¤inin, en önemli karar mekanizmas› oldu¤unu söylersek yan›lm›fl olmay›z. Bu iradeye ba¤l› kalarak hareket etmek, YDG’ye olan ba¤l›l›¤›m›z›n da en gerçekçi yans›mas› olacakt›r. Buna karar vermek ise herkesin kendi hür iradesine ba¤l›d›r.✌ 17 örg k e ü Bugünün engellerini aflfla arken gelece¤i ö r g üütttlle m ek lem m ek örg Afla¤›daki yaz› Tekirda¤ F Tipi’nden Konferans›m›za iletilmifltir. Yoldafllar, Sözlerimize YDG 2. Konferans›n› ve onun yarat›c›s› olan sizleri selamlayarak bafllamak istiyoruz. ‹çinde bulundu¤umuz koflullara inat, konferans›n bizde yaratt›¤› coflku tan›ms›zd›r. Bu coflkuyu ve elbette ki kimi konulardaki görüfllerimizi sizlerle paylaflmay› sorumluluk olarak görüyoruz. Umuyoruz ki öne sürdü¤ümüz görüfllerin tart›flmalar›n›za faydas› olacakt›r. Konferans›n, YDG’nin kurumsallaflmas› ve çal›flma tarz› konular›n› esas gündem maddeleri olarak ele almas› olumluluktur. Bu konuda sa¤lanacak netleflme YDG’yi genifl kitlelere ulaflt›rmada ve DKÖ olma niteli¤ini sa¤lamlaflt›rmas›nda önemli bir ad›m olacakt›r. Kurumsallaflma meselesi ancak YDG’nin genel niteliklerine uygun bir flekilde ele al›nd›¤›nda do¤ru bir çözüme kavuflturulabilir. O halde bu genel nitelikleri tekrar etmekte fayda vard›r. taya koydu¤u görüflleri asgari oranda kabul eden her birey YDG’li olabilir, çal›flmalar›nda sorumluluk alabilir ve politik hatt› konusunda fikir belirtebilir. Kat›lmak gibi içinde görev almak ve ayr›lmak gönüllülük esas›na dayan›r. Di¤er DKÖ’lerde oldu¤u gibi YDG için de demokratik merkeziyetçilik ilkesi temel ilkelerden biridir. Demokrasi yan› esas, merkeziyetçi yan› talidir. Birimlerden merkeze örgütlenir. Bu çerçeve içinde bakt›¤›m›zda öncelikle söylememiz gereken YDG’nin tüm çal›flmalar›nda halk gençli¤inin en genifl kesiminin halk demokrasisi mücadelesine kat›l›m›n› hedefleyerek hareket etmesi gerekti¤idir. Bu bir yan›yla politik duruflla, ajitasyon/propaganda faaliyetiyle vs ilgiliyken di¤er yandan mesele bu kat›l›m›n araçlar›n›n yarat›lmas›d›r. Bugün ikincisi düzenlenen YDG konferans› bunun bir örne¤iyken bu örnek birimlere do¤ru yayg›nlaflt›r›l- DG’nin en genifl kitleye ulaflabilmesi, ancak öz örgütlülükler ile sa¤layaca¤› s›k› ba¤larla mümkündür. fiu aç›k olarak bilinmelidir; öz örgütlülükler içinde yer alan kitle, YDG saflar›na en yak›n kitledir. Ancak böylesi bir ele al›flla YDG’nin kitle taban› güçlendirilebilir ve halk gençli¤inin farkl› kesimlerini devrimci gençlik hareketine katabilir. Y Birincisi, YDG anti-emperyalist, anti-faflist, anti-feodal bir kitle örgütü olarak ülkemizde halk demokrasisi mücadelesinin önemli bir parças›d›r. Halk gençli¤ine bu do¤rultuda bilinç tafl›ma ve harekete geçirme perspektifine sahiptir. Nas›l ki halk demokrasisi iflçi, köylü, emekçi s›n›flar baflta olmak üzere halk›n farkl› kesimlerinin yönetimde söz almas› ise, halk gençli¤inin bu do¤rultuda hareket etmesinde de YDG önemli bir araç olarak var olmufltur. ‹kincisi, YDG’nin kendi program›nda ortaya koydu¤u genel perspektif, halk gençli¤inin sorunlar› üzerinden tüm gençli¤i kapsay›c› bir özellik arz etmektedir. YDG, kitlelerin çeflitli örgütlülükler arac›l›¤›yla ileri sürdükleri hak ve talepleri tek bir potada eriterek, halk›n mücadelesine dahil edecek bir niteli¤e sahiptir. Kuflkusuz tek bir potada eritmek, kitlelerin farkl› alanlardaki tek tek sorun ve taleplerini yads›mak de¤il, aksine bu sorunlar›n sahiplenilmesi ve çözümünü genele mâl edebilmektir. Üçüncüsü, YDG bir DKÖ’dür, fakat sahip oldu¤u nitelikler ile di¤er DKÖ’lerden ayr›l›r/ayr›lmas› gerekir. Bununla birlikte YDG bir DKÖ iflleyifline sahip olmal›d›r. Bu, flu anlama gelmektedir; program›nda or- 18 mal›d›r. Birimlerde kurulmas› amaçlanan komisyonlar bunun bir parças›yken, yine YDG toplant›lar›n›n yayg›nl›k kazanmas›, bir bölge veya salt bir çal›flma alan› üzerine konferanslar örgütlenmesi yap›labilecek çal›flmalard›r. Bu, merkezi konferans›n birimlerde sa¤lam ayaklar üzerine oturmas›n› sa¤layacakt›r. Nihayetinde as›l olan halk gençli¤inin kendi iradesini beyan edebilece¤i mekanizmalar›n yarat›lmas›d›r. Kitlelerin kendi sorunlar› temelinde örgütlenmesinde özörgütlülüklerin önemi Bu anlam›yla soruna bakt›¤›m›zda YDG’nin en genifl kitleye ulaflabilmesi, ancak öz örgütlülükler ile sa¤layaca¤› s›k› ba¤larla mümkündür. fiu aç›k olarak bilinmelidir; öz örgütlülükler içinde yer alan kitle, YDG saflar›na en yak›n kitledir. Ancak böylesi bir ele al›flla YDG’nin kitle taban› güçlendirilebilir ve halk gençli¤inin farkl› kesimlerini devrimci gençlik hareketine katabilir. ... Sömürücü sistem örgütsüz bir halk istemektedir. Fakat di¤er yandan özellikle devrimci gençlik örgütleri içinde bu örgütlerin misyonunu doldurdu¤u, art›k ifllevsizleflti¤i iddia edilmektedir. ‹lk bileflenlerinin önemli hatalar› sonucunda var olan Ö¤renci Dernekleri ve LÖB’lerin kitlelerden soyutland›¤›, darlaflt›¤› ve giderek ortadan kalkt›¤› do¤rudur. Fakat do¤ru olan bir baflka fley, kitlelerin akademik-ekonomik-demokratik sorunlar› ortadan kalkmad›¤› müddetçe öz örgütlülüklere olan ihtiyac›n da ortadan kalkmayaca¤›d›r. ... Bununla birlikte s›n›f mücadelesinin bugünkü durumunda ve YDG’nin görece güçsüz oldu¤u koflullarda bahsini etti¤imiz öz örgütlülükler kurulamayabilir. Bu durum bizi kitlelerin içinde yer ald›¤› daha geri düzeydeki örgütler içinde çal›flmaya götürebilir. fiunu söylemeliyiz ki kitlelerin oldu¤u her alan bizim çal›flma alan›m›z olmal›d›r. Ancak bu durumda yap›lmas› gereken, faaliyeti öz örgütlülüklerin kurulmas› hedefi ile ele almakt›r. Öz örgütlülüklere yaklafl›m bizim aç›m›zdan temel bir anlay›flt›r. Öz örgütlülükler YDG’nin kitle ile aras›ndaki köprülerdir, egemen s›n›flar bu köprüleri y›kmak için ne kadar çal›fl›yorsa biz de kurmak için o kadar çal›flmal›y›z. Güçlü bir merkez için güçlü birimler Bugün örgütsel iflleyifl ve çal›flma tarz› meselesini tart›flt›¤›m›zda hareket noktam›z YDG’nin bir DKÖ oldu¤u noktas› olmal›d›r. Daha önce de belirtti¤imiz gibi bu, örgütlenmenin afla¤›dan yukar›ya do¤ru olmas› gerekti¤i anlam›na gelir. Di¤er yandan vurgulanmas› gereken demokratik merkeziyetçilik ilkesidir. Elbette ki demokrasi yan› güçlü, merkeziyetçi yön zay›f olacakt›r. Fakat bu ikisinden birinin eksikli¤i, söz ve eylem birli¤inde zedelenmeye yol açacakt›r. Bu deneyimle sabittir. Bugün yo¤un olarak tart›fl›lan birimlerin güçlendirilmesi ve komisyonlar kurulmas› gündemleri bu perspektifle ele al›nmal›d›r. Bu do¤rultuda birimlerde olabilecek en genifl kitlenin kat›l›m sa¤lad›¤› toplant›lar›n düzenli bir flekilde örgütlenmesi do¤ru bir anlay›flt›r. Bu konuda yap›lmas› gereken, mevcut güç dahilinde olabilecek her alanda belli bir nitelik ve niceli¤e sahip yönetici komisyonlar›n oluflturulmas›d›r. Bu komisyon il düzeyinde de olabilir, sadece bir üniversiteyi de kapsayabilir. Burada dikkat edilmesi gereken faaliyetin tek merkezden yönetilmesidir. Politikalar mümkün olan en genifl kitlenin kat›l›m›yla belirlenebilir ancak bunun uygulanmas›nda tek merkezin olmas› faaliyetin daha planl› yönetilmesi- ni sa¤layacakt›r. Kitlelerin genifl kat›l›m› ve bu yönetici organlar›n kitleye aç›k olmalar› sa¤lanabilirse bu durum demokratik iflleyifle ayk›r› olmaz, aksine onu güçlendirir. Tek tek yönetici organlar oluflturulabildi¤i oranda kendi üst organlar›na da aç›k olmal›, uzun soluklu bir ele al›flla YDG’nin yerellerden ülke merkezine do¤ru örgütlenmesi hedeflenmelidir. Unutulmamas› gereken güçlü bir merkez yaratmak için yerellerde güçlü kitle temeline ve örgütlenmelere ihtiyaç oldu¤udur. Bugünkü görev bu ikincisini yaratmakt›r. Bu noktada de¤inilmesi gereken di¤er bir konu alanlarda kurulan yönetici komisyonlar d›fl›ndaki kad›n, çevre, tarih, kültürsanat vb. tüm komisyonlar›n alt komisyonlar olarak ele al›nmas› gerekti¤idir. Elbette nicelik-nitelik geliflim bu komisyonlar›n kendi içlerinde örgütlenmesini farkl›laflt›racakt›r. fiovenizme karfl› sesimizi yükseltelim! Örgütlenme meselesi d›fl›nda di¤er birkaç konu ise flunlard›r; Son y›llarda egemen s›n›flar taraf›ndan sistematik olarak yükseltilen ve bugün de Kürt Ulusal Mücadelesini hedef alacak flekilde t›rmand›r›lan ›rkç›-flovenist dalgaya karfl› konferans YDG’nin tavr›n› bir kez daha yüksek sesle vurgulamal›d›r. Yine Kürt halk gençli¤inin örgütlenmesi vurgusunun yap›lmas› önemlidir. YDG ulusal sorun konusunda net bir anlay›fla sahiptir. Bu do¤rultuda Kürt halk gençli¤inin örgütlenmesine özel önem vermek, ulusal temeldeki sorunlar› sahiplenme ve halk demokrasisi anlay›fl› merkezinde tav›r almak YDG aç›s›ndan önemlidir. Bugünkü durumda YDG genç kad›nlar›n örgütlenmesine daha fazla önem vermelidir. Özellikle birimlerdeki çal›flmalar›n güçlendirilece¤i anlay›fl› ile hareket edilece¤ini göz önüne al›rsak, kad›n komisyonlar›n›n kurulmas›n›n teflvik edilmesi, genç kad›nlar›n örgütlenmesinin basitten karmafl›¤a ad›mlar›n›n at›lmas› zorunludur. Yoldafllar, konferans gündemlerine dair söyleyeceklerimiz bundan ibarettir. Kuflkusuz tafl›d›¤›m›z yetersizliklerden ve yine koflullar›m›zdan kaynakl› öne sürdü¤ümüz düflüncelerde eksiklikler mevcuttur. Bu eksikliklerin sizler taraf›ndan tamamlanaca¤›n›n tam inanc› içindeyiz. YDG 2. Konferans›n› bir kez daha selaml›yor, sizlere tüm çal›flmalar›n›zda baflar›lar diliyoruz. Umut ve dirençle…✌ Tekirda¤ F Tipi’nden Tutsak Bir Partizan C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! g DURMA MAK ‹Ç‹N ÇOK NEDEN‹M‹Z VAR! e eliflkilerin keskinleflmesi, bizler aç›s›ndan her fleyin önümüzdeki süreçte iyi gidece¤i anlam›na gelmemektedir. Egemenlerin, zaten saklama gereksinimi duymaks›z›n artt›rd›¤› sald›r›lar, devrimci-demokratik-ilerici her kurumu, örgütü ve bireyi tehdit etmektedir. ‹yi ile kötü, olumlu ile olumsuz bu nedenle iç içe geliflmektedir ancak süreçte hangisinin öne ç›kaca¤›na sadece bizler, yani devrimciler karar verebiliriz. n ç l i ¤ e n o t l a r Ç 24–25 Kas›m’da gerçeklefltirdi¤imiz YDG konferans›, irade birli¤imizin sa¤lanmas› ve politikalar›n tart›fl›lmas› aç›s›ndan oldukça önemli bir yerde durmaktad›r. ‹lk konferans›m›zdan sonra düfltü¤ümüz hataya düflmemeye dikkat ederek, halk›n huzursuzlu¤unun artmaya bafllad›¤› bu dönemde kitle çal›flmas›na yo¤unlaflarak oldukça verimli sonuçlar elde edebiliriz. Daha önceki yaz›lar›m›zda araç olarak kullanmam›z gereken birçok fleyi amaçlaflt›rd›¤›m›zdan bahsetmifltik. ‹lk konferans›m›z bu yanl›fl anlay›fla verilebilecek iyi bir örnektir. Konferans›n amaçlaflt›r›lmas› nedeniyle konferans sonras›nda rehavete düflülmesi, beklemeci bir havaya girilmesi olgusuyla karfl› karfl›ya kalm›flt›k. Anlay›fl›m›z› netlefltirdi¤imiz bir konferans sonras›nda kitlelere gitmek için daha fazla nedenimiz oluflmuflken, bunun yerine hareketsiz kalmay› tercih etmemiz anlafl›l›r de¤ildir. Ayn› sorunla bu konferans sonras›nda da karfl›laflmamak için konferans kararlar›n›n kavranmas›na yo¤unlaflmam›z faydal› olacakt›r. Ülkenin dört bir yan›nda kitle çal›flmas› ad›na çok verimli bir prati¤imiz olmamas›na ra¤men, yeni yeni kat›l›mlar›n olmas› ve ileri kitle içerisinden örgütlenme talebiyle kendili¤inden bir ak›fl yaflanmas›, bizler için çok de¤erli ve önemli örneklerdi. Birçok yerde att›¤›m›z küçük ad›mlar sonucu bir anda onlarca iliflkiyle tan›flmam›z, yay›nlar›m›z› bir flekilde bulup okuyan insanlar›n örgütümüzü sahiplenmesi tesadüf de¤ildir. Elbette ki bu durum d›flar›dan bak›ld›¤›nda olumlu gibi görünse de yetmezliklerimizin anlafl›lmas› aç›s›ndan da oldukça olumsuz bir duruma iflaret etmektedir. 20 y›ll›k prati¤imiz süresince kitle çal›flmas› ad›na en hareketsiz oldu¤umuz süreçlerden birisi olan bu dönemde niceliksel anlamda geliflme yaflamam›zda, son süreçte ele ald›¤›m›z gündemlerin etkisi yad- s›namazsa da esasta ileri kitlelerin örgütlenme konusundaki iste¤i belirleyici bir yerde durmaktad›r. Bu nedenlerden kaynakl› kitle çal›flmas› konusunda yaflad›¤›m›z statükoyu parçalamam›z niceliksel anlamda s›çramalar yaratmam›z› sa¤layacakt›r. ‹flte bu yüzden özellikle konferans sonras› dönemi iyi de¤erlendirmemizin getirece¤i faydalar ortadad›r. Konferans sürecinde sa¤lad›¤›m›z irade birli¤ini kitle çal›flmas›na yans›tabildi¤imiz, ileri kitlelerin devrimci örgütlerden bekledi¤i cevab› verebildi¤imiz takdirde sistemin sald›r›lar›na karfl› önemli bir alternatif olabiliriz. Kendimize, örgütümüze, kitlelere güvenelim! Tasfiyecili¤in yo¤un etkisiyle birlikte saflar›m›zda da etkisini gösteren kitlelere, örgüte ve kendine güvensizlik sorunu, bizlerin kitle çal›flmas› noktas›nda yaflad›¤›m›z s›k›nt›n›n en önemli nedenidir. Kitlelerin örgütlenmeyece¤i düflüncesiyle bafllayan bu sorun, kitlelere güvensizlikten örgüte güvensizli¤e ve kendine güvensizli¤e kadar flekillenebilmektedir. “Kitleler örgütlenmez” anlay›fl›na sahip birisinin, kitleleri örgütleme perspektifiyle hareket etmesini beklemek mümkün de¤ildir. ‹flte bu anlay›fl, kitle çal›flmas›na girme konusunda da do¤al olarak çekingen kalacakt›r. Kitlelerin örgütlenmeyece¤ine yönelik düflünce, örgütün kitleleri kapsayamayaca¤›na yönelik anlay›fl› içerisinde tafl›maktad›r. YDG aç›s›ndan düflündü¤ümüzde yüz binlerle ifade edebilece¤imiz anti-faflist, anti-emperyalist gencin YDG’de örgütlenmeyece¤ini düflünen bu anlay›fl›n yine kitleleri örgütleme gibi bir sorunu olmayaca¤› aç›kt›r. Bu sorunlar›n en temel nedeni elbette ki bilimsel düflünüflten yoksun olmak- t›r. YDG; program›yla, hedefleriyle ve çal›flma tarz›yla, halk gençli¤inin ileri kesimlerini kapsayabilecek flekilde donanm›flt›r. Ancak bunu kavrayabilmek için YDG’nin anlafl›lmas› ve kitlelerin özellikle de ileri kitlelerin tahlil edilmesi gerekmektedir. Gerek YDG aç›s›ndan ileri kitlenin istekleri, beklentileri ve özellikleri gerekse de YDG’nin program› incelendi¤inde gerçekten de YDG’nin halk gençli¤inin ileri kesimlerini kapsayabilecek bir örgüt oldu¤u anlafl›lacakt›r. O halde öncelikle bu konularda bir netleflme sa¤lamak gerekir. Bunun yan›nda e¤er karfl›m›zda duran sistemin göründü¤ünden güçlü oldu¤unu san›yorsak da ayn› hatal› anlay›fla düflmemiz mümkündür. Program›m›z›n bilimsel aç›dan do¤rulu¤unun yan› s›ra en önemli gücü, meflrulu¤undan ve örgütümüzün taleplerinin hakl›l›¤›ndan gelmektedir. Bu nedenle fiziksel olarak ne kadar güçlü görünürse görünsün, haks›z olan düflünceler sonsuza dek egemen olamaz. Egemenlerin aksi yöndeki tüm çabalar›na ra¤men hem kitlelere yönelik sald›r›lar›n› artt›rmas› hem de onlar› örgütlenme yöneliminden sürekli uzak tutabilmesi mümkün de¤ildir. ‹flte bu çeliflki, ülkemizde devaml›l›k arz eden bir çeliflkidir. Özellikle bu dönemde kitleleri örgütleme konusunda oldukça elveriflli koflullar bulunmaktad›r. Çeliflkilerin keskinleflmesi, bizler aç›s›ndan her fleyin önümüzde- C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! ki süreçte iyi gidece¤i anlam›na gelmemektedir. Egemenlerin, zaten saklama gereksinimi duymaks›z›n artt›rd›¤› sald›r›lar, devrimci-demokratik-ilerici her kurumu, örgütü ve bireyi tehdit etmektedir. ‹yi ile kötü, olumlu ile olumsuz bu nedenle iç içe geliflmektedir ancak süreçte hangisinin öne ç›kaca¤›na sadece bizler, yani devrimciler karar verebiliriz. Bekleme, rehavet havas›yla, ileri kitleden bireysel kat›l›mlarla olumsuzlu¤u olumlulu¤a çevirmemiz mümkündür. Bu kendili¤inden gidiflata dur demek bizlerin ellerindedir. Kitlelerle buluflma noktas›nda kararl› oldu¤umuz takdirde bunu egemenlerin engellemesi, tüm çabalar›na ra¤men mümkün olmayacakt›r. Tüm bu nedenlerden kaynakl›, öncelikle konferans kararlar›m›z›n özümsenmesine yo¤unlaflmam›z›n çal›flmalar›m›zda baflar› elde edebilmemiz aç›s›ndan önemli bir yerde durdu¤unu söyleyebiliriz. Bunun yan›nda örgütümüze, kendimize ve kitlelere güvenmekten bir an bile vazgeçmememiz gerekmektedir. Kolektif iflleyen bir mekanizman›n politikalar›n› uygularken bireysel eksiklikleri kapat›c› bir yönü oldu¤u/olmas› gerekti¤i aç›kt›r. O halde örgütümüz ve kitleler, güvensizlikten ziyade güven sa¤layan olgulard›r.✌ 19 R Ö P O R T A J Kat›l›mc› bir özgü r, bilimsel, ü niversite istiyoruz! anadilde, özerk, demokratik Yüksek Ö¤renim Kurumu (YÖK), 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ard›ndan üniversiteler üzerinde bir bask› arac› olarak kurulmufltur. 12 Eylül zihniyeti gençli¤in üzerinde YÖK düzeni ile etkin k›l›nm›flt›r. 12 Eylül ile birlikte, toplum Türk-‹slam sentezi do¤rultusunda gerici düflüncelerin alt›na al›n›rken, üniversiteler de buna paralel olarak ›rkç›l›¤›n ve gericili¤in hegemonyas› alt›na girdi. YÖK, bu zihniyetin kurucusu, temsilcisi ve güvencesi olarak 26 y›ld›r görevini(!) sürdürüyor. Biz de Sivas’ta YÖK’ü protesto etmek için 6 Kas›m Sal› günü E¤itim-Sen ve ö¤renci örgütleri ile birlikte üniversitenin merkezi kafeteryas› önünde bas›n aç›klamas› yapt›k. Aç›klamaya 35 kifli kat›l›rken YDG, DGH, Gençlik Derne¤i, ÖDP Gençli¤i, ESP, K›z›l Bayrak ve ba¤›ms›z ö¤renciler destek verdi. Yurtsever cephe/TKP’li arkadafllar Sivas’ta YÖK’ün gündemleri olmad›¤›n› söyleyerek kat›lmad›. Gelece¤imizi ‹stiyoruz Giriflimi üniversite içinde skeç yapacakt› ancak ya¤mur ya¤d›¤› için ertelendi. Aç›klamada de¤inilen konular flöyleydi: Üniversitelerin toplumsal ve bilimsel niteli¤i ortadan kalkarak, sermayenin ihtiyaçlar› do¤rultusunda e¤itim yapan, sermayeye eleman yetifltiren ve sermaye için bilgi ve teknoloji üreten merkezlere dönüfltürülmektedir. Bu de¤iflim üniversiteyi, toplum için bilim üretme gibi temel niteli¤inden kopart›yor. Üniversiteler üzerinde uzun süredir bir kavga sürüyor, bir yanda YÖK di¤er yanda ise AKP. Üniversiteler iki tür gericilik aras›nda s›k›flt›r›lmakta, bütün toplum kesimlerinde oldu¤u gibi üniversitelerde de laik-anti laik cepheleflme yarat›lmaktad›r. YÖK ve AKP taraf›ndan haz›rlanan üniversite reformlar›n›n tamam› özde ayn›d›r, sermayenin ihtiyaçlar›na uygun olarak üniversitelerin düzenlenmesini içermektedir. YÖK’ün haz›rlad›¤› strateji raporu ile hükümetin haz›rlad›¤› yasa tasla¤›n›n ortak noktas›: ‘üniversitelerin bir iflletme olarak kendi kaynaklar›n› yaratmas›, ö¤rencilerin ekonomik gelir kayna¤› olarak tan›mlanmas›, 20 bilginin piyasa için üretilerek üniversitelerin piyasada rekabet eder hale gelmesi’dir. Bas›n aç›klamas›ndan sonra, üniversite içinde ilerici bas›n›n sat›lmas› yasak olmas›na ra¤men, YDG da¤›t›m› ve birçok ö¤renci ile YÖK konulu röportaj yapt›k. ‹flte birkaç›n› sizinle paylafl›yoruz: YDG: Merhaba, bugün YÖK’ün kurulufl y›ldönümü 6 Kas›m. YÖK hakk›nda ne düflünüyorsunuz? G: YÖK’ün bize sa¤lamad›¤› birçok fley var. Mesela bilimsel bir e¤itim ve özgürlü¤ün laf›n› etmek bile yasak. En son olarak bugünkü E¤itim-Sen destekli bas›n aç›klamas›nda da gördü¤ümüz gibi, polis ö¤renciden daha fazla, her taraf sivil polis kayn›yor. YDG: Bizim YDG olarak baz› taleplerimiz var: YÖK kald›r›ls›n! Üniversitelerde paras›z bilimsel ana dilde e¤itim verilsin! Ö¤rencilere ve üniversite personeline söz-yetki-karar hakk› tan›ns›n! Bunlar aras›nda bize kat›ld›¤›n noktalar var m›? G: Tamamen kat›l›yorum. Art›k tarih dersleri öyle bir hâl alm›fl ki, egemen ideolojinin görüflleri dikte edilmekte. Ermeni ve Kürtlerden öcü, katil gibi bahsedilmekte, hatta küfür edilmekte (derste hoca taraf›ndan). Bizler karfl› ç›kt›¤›m›z zaman ise kötü not almakla tehdit ediliyoruz, tabii ki s›n›fta teflhir de oluyor. Ayr›ca rektör seçiminde üniversite personelinin ve ö¤rencilerinin fikri al›nmal›d›r. YDG: “Egemen ideolojinin görüflleri” dedin, bunu biraz açar m›s›n? G: Art›k insanlar; di¤er insanlar› kaflgöz-yüz ayr›mlar›yla de¤erlendiriyor. ‹nsanlarda polis korkusu o kadar büyütülmüfl ki “polise karfl› durulmaz, onlar ne derse hakl›d›r” gibi düflünceler yer etmifl. Ö¤renciler bas›n aç›klamas›na b›rak›n kat›lmay›, yaklaflamaz hale gelmifl (bas›n aç›klamas›nda polis taraf›ndan ablukaya al›nm›flt›k çünkü). Tabii bu YÖK eliyle yap›l›yor. YDG: Bugün 6 Kas›m. 12 Eylül darbesiyle birlikte, ö¤rencileri zapt-u rapt alt›na almak için 6 Kas›m 1981 tarihinde Yüksek Ö¤renim Kurumu (YÖK) kurul- mufltur. YÖK hakk›nda ne düflünüyorsun? O: Ö¤rencileri hakimiyeti alt›na almaya yarayan bir kurumdur. Ö¤rencileri yaflamdan soyutlayan; düflünmesini, yorum yapmas›n› engelleyen gerici bir kurumdur. YDG: Sen birinci s›n›fs›n ama gördü¤ün bask›lar neler? Nelerden hoflnut de¤ilsin? O: Hocalar›n, siyasi görüflü yans›tmamam›z amaçl› bask›s› var. Ö¤rencilerden de bu yönlü bask› var tabii. Ö¤renciler sanki gelmeden önce tembihlenmifl. Asl›nda bu sorunu çözmek için liselere göz atmak laz›m. YDG: Anlatt›klar›ndan flöyle bir fley sezinledim: sanki birileri bir oyun haz›rlam›fl, biz de burada onlar›n kurallar›na göre oynuyoruz. O: Evet, tam da öyle. Ortam›n kötü olmas›n› sa¤layan kurulufllar var. Okul yönetimi, medya, devlet taraf›ndan ö¤renciler baflka taraflara çekiliyor, yani apolitiklefltiriliyor. Futbol, bilgisayar ve internet, online oyunlar, sigara… ile ömrümüz bitiyor. Bizim lisede, liseli ö¤renciler uyuflturucu maddeleri polisten sat›n al›yorlard›. Buralara da bilinç götürmeli. YDG: YÖK hakk›nda ne düflünüyorsunuz? H: Yüksek ö¤retim diyorlar ama verdikleri e¤itim yüksek midir? Üniversitelerde yüz binlerce ö¤renci var ama bunlar memnun mudur? Üniversiteye girmek isteyen birçok ö¤renci var. Ben ÖSS’ye karfl›y›m, bu e¤itim sistemi mutlaka de¤ifltirilmelidir. Dersler, müfredat a¤›r, ö¤renciye yol gösterme yap›lm›yor. Hoca geliyor, yaz›yor, gidiyor. YDG: Dersler a¤›r dedin, peki dertlerin ne bu konuda? H: Sosyal aktiviteye vakit kalm›yor. Hocalara göre böyle fleylere vakit ay›rmamal›ym›fl›z. “Unut böyle fleyleri” diyorlar. Bir de bence tüm bölümler faydal› de¤il. Mezunlar iflsiz. Üniversite formalite olmufl, hiçbir getirisi yok. Yüksek ö¤retimin amac› nerde kald›? Memnun de¤ilim. YDG: YÖK hakk›nda ne düflünüyorsunuz? E: Özgür bir üniversitedeysek, YÖK kald›r›lmal›, kendi kararlar›m›z› kendimiz alabilmeliyiz. Yapmak istedi¤imiz fleyleri k›s›tl›yorsa demokrasiden söz edilemez. ÖSS gibi bir standart, sonra para, ondan sonra kalacak yer? YÖK ve milli e¤itim sistemi de¤iflmeli. YÖK bir devlet, devlet içinde devlet. M: YDG olarak baz› taleplerimiz var: YÖK kald›r›ls›n! Üniversitelerde paras›z bilimsel ana dilde e¤itim verilsin! Ö¤rencilere ve üniversite personeline söz-yetkikarar hakk› tan›ns›n! ‹letmek istedi¤in bir mesaj var m›? E: E¤itim sistemi de¤iflmeli, gençlerin kurtlar vadisi gibi fleylere yöneltilmesi engellenmeli, a¤›r e¤itimden geçmesi (ÖSS, KPSS…) hafifletilmeli.✌ Sivas YDG Mersin Üniversitesi’nde 6 Kas›m, protestolarla karflfl››land›! Tüm ülke genelinde oldu¤u gibi YÖK’ün kurulufl günü olan 6 Kas›m Mersin Üniversitesi’nde de protestolarla karfl›lanm›flt›r. YDG, DSG, DPG, ÖGD ve Yurtsever Gençlik Hareketi’nin örgütledi¤i eyleme yaklafl›k 150 kifli kat›ld›. 5 Kas›m tarihinde Fen-Edebiyat Fakültesi önünden Mühendislik Fakültesine kadar bildiri da¤›t›m› yap›lm›fl, tüm üniversite ö¤rencileri 6 Kas›m’da saat 12’deki bas›n aç›klamas›na ve bas›n aç›klamas›ndan sonra yap›lacak olan panele davet edildi. 6 Kas›m günü Rektörlü¤ün önünde toplanan ve “Paras›z Bilimsel Anadilde E¤itim için YÖK’e hay›r! Devrimci-Demokrat-Yurtsever ö¤renciler” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde üniversite ö¤rencileri s›k s›k “YÖK polis medya bu abluka da¤›t›lacak”, “Faflizme karfl› omuz omuza” vb sloganlarla YÖK protesto edildi. Yap›lan bas›n aç›klamas›nda YÖK kurulduktan sonra üniversitelerde ö¤rencilere karfl› yap›lan sald›r›lar›n daha da boyutland›¤›na, e¤itimde emperyalist politikalar›n uyguland›¤›na ve son günlerde artan ›rkç› faflist sald›r›lara de¤inildi. Bas›n aç›klamas› bittikten sonra okul içerisinde panel yap›ld›. Panelde üniversitelerin araflt›rma yapmaktan çok üniversite ö¤rencilerini susturmak için soruflturmalar açt›¤›na, devletin e¤itime önem vermeyip askerileflmeyi ön planda tuttu¤u ve tezkereye karfl› ç›k›lmas› gerekti¤i vurguland›.✌ Mersin Üniversitesi YDG C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! Malatya Y Ö K E H A Y I R Malatya’da bir araya gelen devrimci, demokrat, ilerici gençler 6 Kas›m YÖK’ün kuruluflunu protesto ettiler. 80 AFC’sinin çocu¤u olan YÖK, emperyalizmin üniversiteler özgülünde uflakl›¤›n› yapmakta ve bunu lay›k›yla yerine getirmektedir. Esas›nda emperyalizmin e¤itimdeki politikalar›na karfl› duruflumuzla beraber bunun Türkiye’deki ufla¤› olan YÖK’ün kald›r›lmas›, özerk-demokratik, yönetimde söz sahibi olaca¤›m›z üniversitelerin kurulmas› ve eflit, paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim taleplerimizi dile getirmek ve ›rkç› sald›r›lar› protesto etmek amac›yla Malatya’da postane önünde bas›n aç›klamas› örgütledik. Ard›ndan YÖK’ü teflhir eden bir panel örgütledik. ‹çerik bak›m›ndan yeterince zengin olmasa da panel amac›na ulaflt›. Malatya YDG rine “Ne ticarethane ne hapishane, eflit özgür lise” pankart› ile lise ö¤rencileri de kat›ld›. Üniversite önünden sloganlarla girifle yürüyen bir di¤er grup, söz eylem örgütlenme özgürlü¤ünün sa¤lanmas›n› istedi. Tersane iflçileri de ö¤rencilerin eylemine destek sunmak amac›yla alandayd›. Eylem halaylar›n çekilmesinin ard›ndan E¤itim Fakültesi’ne yürünmesi ile sona erdi. Çanakkkale 11 Kas›m’da saat 15.30’da Cumhuriyet Meydan›’nda bir araya gelen SGD, YDG, GD, DGH, Ö¤renci Kolektifleri ve YGH’liler burada YÖK’ün uygulamalar› ve son dönem yükselen ›rkç› faflist dalgalanmaya karfl› birleflik mücadele ça¤r›s›nda bulunuldu. Eylem “Savafla de¤il e¤itime bütçe”, “Paras›z bilimsel anadilde e¤itim” vb sloganlar›n at›lmas› ile son Adana Kuruluflunun 26. y›l›nda Türkiye’nin her yerinde oldu¤u gibi YÖK’ü bizler de Çukurova Üniversitesi’nde protesto ettik. 6 Kas›m 2007 Sal› günü R1 derslikleri önünde bir araya gelen yaklafl›k 200 ö¤renci buradan sloganlar ve alk›fllar eflli¤inde rektörlü¤e do¤ru yürüyüfle geçtik. Yol boyunca s›k, s›k “YÖK, polis, medya bu abluka da¤›t›lacak”, “YÖK’e hay›r” vb sloganlar› hayk›rd›k. Rektörlü¤ün önüne geldi¤imizde burada bas›n aç›klamam›z› gerçeklefltirdik. Aç›klamada “YÖK kuruldu¤u andan itibaren sadece bask› ve zor ayg›t› olarak çal›flmad›. Giderek daha fazla paran›n döndü¤ü ve daha fazla ö¤rencinin kabul edildi¤i yüksek ö¤renimin sermayenin ihtiyaçlar› çerçevesinde yeniden flekillendirilmesi gerekiyordu. (...) Yetkin mühendislik, sözleflmeli ö¤retmenlik gibi uygulamalarla, KPSS vb s›navlarla ö¤renciler geleceksizli¤e itiliyor. Üniversiteler diplomal› iflsiz üreten alanlara, diplomalar›m›z ise birer paçavraya çevriliyor” denildi. ÇÜ YDG ‹stanbul ‹stanbul’da Beyaz›t Kampüsü’ndeki gerçekleflen eylem YDG’lilerin de kat›l›m›yla 13:30’da lise ve üniversite ö¤rencileri taraf›ndan gerçeklefltirildi. “Kirli savafla ve flovenizme karfl›, halklar›n kardeflli¤ini hayk›r” yaz›l› pankart açan üniversite ö¤rencile- Bir günlük gözalt›ndan sonra b›rak›lan arkadafllar›m›z gözalt›nda hakaret, tehdit ve küfürlere maruz kald›klar›n› belirttiler. Çanakkale YDG Hatay Hatay’da bu y›lki YÖK protestolar› faflist, flovenist bask›lar›n karfl›s›nda “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” fliar› ile örgütlendi. Protesto MKÜ-Ö⁄DER taraf›ndan düzenlendi. Merkez E¤itim Fakültesi önünde toplanan yaklafl›k 150 kiflilik ö¤renci kitlesi, Rektörlük önünden D›fl Kap›’ya kadar gelerek burada bir bas›n aç›klamas›n› yapt›. Eylemde “Özerk demokratik üniversite istiyoruzMKÜ-Ö⁄DER” pankart› aç›ld›. Sloganlar eflli¤inde yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan kitle yürüyerek E¤itim Fakültesi önüne geldi ve eylemi halaylarla bitirdi. Eyleme ayr›ca Partizan, Al›nteri, E¤itim-Sen, BES ve ESP de kat›ld›. Hatay YDG Ankara Gençlik örgütleri taraf›ndan YÖK’ün kurulufl y›ldönümü Sakarya Caddesi’nde protesto edildi. Konur Sokak giriflinde toplanan ö¤renciler kortej oluflturarak yürüyüfle geçti. Karanfil Sokak giriflinde polis barikat› ile karfl›laflan ö¤renciler, kararl› durufllar›n› ortaya koydu. Selanik Sokak’a yönelen ö¤renciler burada ise köprüden geçme dayatmas›na maruz kald›. Ö¤renciler yürüyüfllerini yolu trafi¤e kapatarak sürdürdü. Eylem aç›klaman›n okunmas›n›n ard›ndan fliir dinletisi ile sona erdi. Ankara’da bir eylem de Gençlik Derne¤i taraf›ndan YÖK’ün önünde gerçeklefltirildi. buldu. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan bas›n ve kat›l›mc›lar YÖK protestosunun devam› olarak Belediye Sosyal Tesisleri’nde yap›lacak forum ve etkinli¤e davet edildi. Ve toplu bir flekilde etkinlik alan›na do¤ru yürüyüfle geçti. Çanakkale ‹l Emniyet Müdürü Orhan Okur’un da aralar›nda bulundu¤u sivil ve çevik kuvvet güçleri toplu bir flekilde yürüyemezsiniz bahanesiyle ö¤renci ve DKÖ temsilcilerine sald›rd›. Sald›r› ile beraber birçok ö¤renci yaralanm›fl ve etkinlik binas›n›n önü tutularak yap›lmas› düflünülen forum provoke edilmifltir. Sald›r› sonucunda yaralanan arkadafllar›m›z›n yan› s›ra içlerinde iki YDG’li arkadafl›m›z›n da bulundu¤u 6 devrimci ö¤renci gözalt›na al›nm›flt›r. Bursa Bursa’da farkl› tarihlerde yap›lan iki eylemle YÖK protesto edildi. 6 Kas›m günü Uluda¤ Üniversitesi ö¤rencileri kütüphane önünden Mediko-sosyal tesislerine kadar yürüdüler. Burada bas›n aç›klamas› okundu. ‹kinci eylem de 8 Kas›m günü Bursa merkezde yap›ld›. Eylemi DGH, Ekim Gençli¤i, Emek Gençli¤i, SGD, SDG, Genç Kurtulufl, YDG, DPG örgütledi. Mafel Cafe önünden AVP Tiyatrosuna kadar slogan ve alk›fllarla yüründü. Burada bas›n aç›klamas› okundu. Eylem Gündo¤du Marfl›’n›n okunmas›yla son buldu., Mu¤la’da bas›n aç›klamas›... Mu¤la’da son aylarda sivil ve resmi faflistler taraf›ndan çeflitli sald›r›lar gerçeklefltirilmiflti. 2 senede bir boyutlu bir flekilde fiili ve psikolojik, her sene ise boyutlu yaflanmasa da devrimcidemokrat-yurtsever ö¤renciler sald›r›larla yüz yüze kalmaktad›r ve sonucunda soruflturmalarla ö¤renciler okuldan at›lmakla tehdit edilmekte ve darp edilerek kesici aletlerle yaralanmaktad›r. Bu sene de özellikle Türk hakim s›n›flar›n›n ülke genelinde yaratt›klar› ›rkç› floven dalga özelde Kürt halk› üzerinde genelde ise devrimci demokrat muhaliflerin üzerinde bask›, katliam, linç olarak yans›mas›n› bulmaktad›r. Bu eksende Mu¤la’da ülkücü faflistler taraf›ndan 2 hafta önce yurtsever ö¤rencilerin evleri tafllanm›fl ve jandarma buna sessiz kalm›flt›. Kürt ö¤renciler araçlardan indirilerek tehdit edilmifl ve farkl› alanlarda ise Kürt ö¤renciler darp edilmiflti. Bunlar›n akabinde polis devrimci demok- rat yurtsever ö¤rencilerin bulundu¤u pasaja sald›rm›fl, aralar›nda YDG’lilerin de oldu¤u 42 ö¤renciyi küfür, tehdit ve darp eflli¤inde terörle mücadele flubesine götürmüfl ve 2 gün al›koymufl, 31 ö¤renciyi savc›l›¤a ç›karmadan serbest b›rakm›fl, 9 ö¤renciyi savc›l›kta ifadesi al›nmadan tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etmifl ve mahkeme taraf›ndan tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›lm›fllard›. Bunun üzerine polisin ö¤renciler üzerinde uygulad›¤› fiili ve psikolojik iflkenceyi protesto etmek için 26 Kas›m Pazartesi günü S›n›rs›zl›k Meydan›’nda topland›k. SGD, DPG, DGH, Gençlik Federasyonu, YDG taraf›ndan örgütlenen, TKP ve ÖDP’nin destek verdi¤i C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! bas›n aç›klamas›nda “Dün Marafl, Çorum, Sivas bugün de Mu¤la m›?”, “‹ki çocuk babas› 26 yafl›ndaki iflçi polis tekmesiyle öldürüldü” fleklinde 2 pankart›n aç›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda polisin ö¤rencilere yapt›¤› iflkenceler ve ülkücü faflistlerin gerçeklefltirdi¤i sald›r›lar teflhir edildi. Ayr›ca s›k s›k “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” vb sloganlar›n›n at›ld›¤› bas›n aç›klamas› yeni Marafllar, Çorumlar, Sivaslar yarat›lmas›n ça¤r›s›yla sonland›r›ld›. Biz Mu¤la YDG olarak bir kez daha Kürt halk›n›n hakl› ve meflru taleplerini sonuna kadar destekleyece¤imizi ve Türk hakim s›n›flar› taraf›ndan gerçeklefltirilen inkara ve imhaya dönük her türlü sald›r›n›n karfl›s›nda olaca¤›m›z› ve faflizme geçit vermeyece¤imizi vurguluyoruz.✌ Mu¤la YDG 21 Afla¤›daki yaz› YDG’nin 2. Konferans›na kat›lamayan Yunanistan’dan Militan Ö¤renci Hareketi’nden yoldafllar›m›z›n gönderdikleri konuflma metnidir. Metin elimize geç geldi¤i için konferansta okunamam›flt›r. Bu nedenle oldukça de¤erli bilgiler sunan bu yaz›y› dergimizde yay›nl›yor ve ilgiyle karfl›lanaca¤›n› düflünüyoruz. Yunanistan’daki büyük ö¤renci hareketinin deneyimleri Sevgili yoldafllar, Örgütünüzün 2. Konferans›n›z› selaml›yoruz. Konferans›n›z› tüm dünyadaki halklar ve özellikle de komflu halklar aç›s›ndan çok önemli bir süreçte örgütlüyorsunuz. Bu süreç, temel emperyalist güçler aras›ndaki çeliflkilerin giderek keskinleflti¤i ve etki alanlar›n›n yeniden paylafl›m› meselesinin daha üst ve kanl› bir aflamaya yükseldi¤i bir süreçtir. Öyle bir süreç ki ABD emperyalizmi ölümcül sonuna bir çözüm bulabilmek amac›yla Asya ve Avrupa’daki sald›rganl›¤›n› yeni kampanyalarla artt›rmaktad›r. Öyle bir dönem ki kapitalist krizin dünya çap›ndaki seviyesi sermayenin iflçi s›n›f›na ve halka yönelik örgütsüzlefltirme, afl›r› sömürü ve kölelefltirme amaçl› sald›r›lar›na neden olmaktad›r. Öte yandan, konferans›n›z halk›n küresel çapta yavafl yavafl ama artan flekilde 89-91 y›k›m›n›n (Sovyetlerin y›k›l›fl›) ilk y›llar›ndan kalan umutsuzlu¤u ve çaresizli¤i aflmaya bafllad›¤› ve emperyalizmin ve sermayenin sald›r›lar›na karfl› direnifl yollar›n› arad›¤› bir dönemde örgütlenmektedir. Irak direniflinin önderli¤inde dünya halklar› hatalar›na, yenilgilerine ve zaaflar›na ra¤men direnmekte, mücadele etmekte ve “tarihin sonu” felsefesini mahkum etmekte, s›n›f mücadelesine güven vermektedir. Yoldafllar, S›n›f mücadelesinin keskinleflti¤i ve dünyan›n her köflesinde yeni mücadelelerin k›v›lc›mlar›n›n çak›ld›¤› bu dönemde ülkemiz halk› ve gençli¤i son 1.5 y›ld›r tüm gücüyle kendi mücadelesini sürdürmektedir. May›s 2006’dan bu yana ülkemizde ö¤renci gençlik hükümetin e¤itim alan›nda, özellikle de üniversite ve teknik okullarda yapmaya çal›flt›¤› bir dizi gerici de¤iflime karfl› uzun süreli bir mücadele vermektedir. Ayn› dönemde, lise ö¤rencileri de üniversite ö¤rencileriyle omuz omuza seferber olmaya okul iflgalleri ve eylemlerle bafllad›. Son olarak geçti¤imiz y›l, ilkokul ve anaokulu ö¤retmenleri 1.5 ay boyunca ekonomik talepler için grev yapt›lar. 22 Fakat yüz binlerce üniversite ve teknik okul ö¤rencisi Yunanistan’daki halk hareketinin kitlesel, militan ve kararl› öncüsü oldu. Ö¤renci hareketi bu nitelik ve nicelikte kendisini uzun y›llard›r göstermemekteydi. Yunan üniversiteleri ve egemen s›n›f›n hedefleri Y›llard›r bafla gelen tüm hükümetler burjuvazinin ve ABD ve AB emperyalist merkezlerinin ç›karlar› u¤runa radikal ve anti-emperyalist ö¤rencilerin ve halk hareketinin e¤itim alan›nda 30 y›lda elde etti¤i haklar› tamamen geri almaya çal›flmaktalar. Bu haklar›n baz›lar›; e¤itimin her aflamas›nda kamusal ve paras›z e¤itim, üniversitelerde harçlar›n toplanmamas›, ücretsiz yurt ve beslenme, ö¤renciler için paras›z ders kitab›, mezunlar›n sahip oldu¤u ifl haklar›, toplu ulafl›mdaki indirimler, mezun olmak için sene s›n›rlamas›n›n olmamas›, daha önceki dönemlerin derslerine girebilme, söz ve ifade özgürlü¤ü, ö¤renci birliklerinin yasal olmas›, demokratik ö¤renci birliklerinin serbestçe faaliyet ve örgütlenme özgürlü¤ü ve tüm bunlar› içine alan ve devletin kolluk kuvvetlerinin (polisin ve askerin) üniversiteye girmesini yasaklayan Özerkliktir. Özellikle 89-91’deki y›k›m›n ard›ndan ve iflçi s›n›f› ve halk›n mücadelesindeki dramatik gerilemenin etkisiyle gerici s›n›f büyük boyutlarda ve h›zl› ad›mlarla geliflmeye bafllad›. ‹flçi s›n›f›na ve haklar›na yönelik sald›r›lar›n yan›nda ülkemizde halk hareketinin bir bütün olarak geri çekilmesiyle birlikte pasifize olan ö¤renci ve gençlik hareketine ve gençli¤in okuma, çal›flma ve demokratik haklar›na yönelik sald›r›lar artt›. Gerici s›n›f e¤itimi kendi saf s›n›fsal ç›karlar›na uygun flekilde restore edebilece¤ine inand›. Hükümetin yeni uygulamalar› ve ö¤renci hareketinin patlamas› 90’l› y›llarda burjuvazi bu yönde önemli ad›mlar att› ve son iki y›ld›r bütünlüklü ve genifl bir gerici yasayla sadece üniversitelerde ve yüksekokullarda de¤il lise- leri de kapsayan bir sald›r› paketi haz›rlad›. Bunun sonucunda, 2006 May›s›nda yüksek ö¤retim üzerine yeni yasa kamuoyuna duyuruldu. Yasaya göre ö¤renim süresine s›n›r getirilecek, bu süre içinde bitiremeyen okuldan at›lacak, ücretsiz kitap da¤›t›m›na son verilecek, alt dönemde dersi olanlar›n bunlardan geçmeden s›n›f atlamas›na izin verilmeyecek, özerklik kald›r›lacak ve ö¤rencilerin tüm demokratik haklar›na sald›r›lacakt›. Do¤all›¤›nda bu uygulamalar ö¤rencilerin tepkisini çekti. May›s ve Haziran 2006 boyunca tüm üniversiteler ve teknik okullar ö¤renciler taraf›ndan iflgal edildi ve her hafta baflkentte merkezi ve her gün her flehirde kitlesel eylemler örgütlendi. Hükümet, gençli¤in öfkesini kontrol edemedi ve hareketi bast›ramad›. Bunun üzerine taktiksel bir ad›m atarak yasa tasar›s›n› geçici olarak geri çekti¤ini duyurdu. ‹lkokul ö¤retmenlerinin grevi sonbaharda bafllam›flt› ve hükümet ö¤renci hareketiyle ö¤retmen hareketinin olas› birli¤inden korkmufltu. 2006 Sonbahar›nda ilkokul ö¤retmenleri ö¤rencilerin yolunu izledi ve lise ö¤rencileri de okullar›n› iflgale bafllad› ancak ne yaz›k ki bu, hükümetin manevras›n›n ard›ndan üniversite iflgallerinin son buldu¤u bir döneme denk geldi. Ekonomik taleplerle bafllayan ö¤retmen grevi önderli¤inin reformist ve burjuva karakterine karfl›n büyük bir kat›l›mla uzun süre devam etti. Binlerce ö¤retmen aktif flekilde grevde yer al›rken yürüyüfllere on binler kat›lmaya bafllad›. Lise iflgalleri de ayn› dönemde artmaya bafllad›. Ö¤retmenlerin militan ve kararl› mücadelesine karfl›n bundan korkan sendika önderli¤i grevi bitirme ve mücadelenin yeni biçimlerine haz›rlanan üniversite ö¤rencileriyle ortaklaflmas›n› engelleme çabas›na girdi. Anayasan›n revizyonu, 16. Madde ve yükseliflin yeni raundu 2007 Oca¤›nda sa¤c› Yeni Demokrasi hükümeti, di¤er büyük burjuva partisi olan sosyal demokrat PASOK’la birlikte anaya- say› gözden geçirme karar› ald›. Burjuvazinin de¤ifltirmek istedi¤i en ünlü madde, e¤itimin kamusal ve paras›z oldu¤unu belirten ve özel üniversiteleri yasaklayan 16. maddeydi. Bu gerçeklik, ö¤renci birliklerini yeni bir seferberlik için harekete geçidi. Okullar birer birer iflgalle kapan›rken, sadece ö¤renci hareketi de¤il tüm halk 16. Madde’nin de¤ifltirilmesine karfl› ç›kmaya bafllad›. 16. Madde’nin de¤ifltirilmesine muhalefet hareketin esas hedefiydi ve anayasan›n genel hatlar›yla de¤ifltirilmesinin önüne barikat oluflturmas› da isteniyordu. Bunun esas nedeni devrimci sol örgütlerin ö¤renciler ve ö¤retmenler aras›nda di¤er kesimlere nazaran daha kuvvetli olmas›yd›. Hareketin siyasi bask›s›n›n etkisiyle burjuvazinin kendi içindeki çeliflkiler keskinleflti ve mücadelenin daha da büyümesinden korkan burjuvazinin bir kesimi (PASOK) deste¤ini çekti ve revizyon ertelendi. Hükümet bunu daha sald›rgan bir hareketle cevaplad›. Yaz›n geri çekilen yasa tasla¤› özetlenerek oylanmak üzere meclise gönderildi. Ö¤renci hareketi tekrar kitlesel tepkiler verdi ve gerici s›n›fa ve sistemine karfl› ç›kt›. Hükümet tüm çabas›na ra¤men gençli¤in yasay› kabul etmesini sa¤layamad›. Tüm bask› mekanizmas›n› ve en gerici, faflist ayd›nlar› ve gazetecileri seferber etti. Ancak gençli¤in direnme ve mücadele etme kararl›l›¤›na ve yasay› yok etmek için verilen mücadeleye ra¤men hareketin içindeki örgütlü güçler aras›nda hareketin gelifliminden korkan (reformistler) veya mücadelenin özünü anlayamayanlar›n da katk›s›yla sorunlar ç›kmaya bafllad›. Bu siyasi yönelimin ve bu güçlerin karakterleri nedeniyle ö¤rencilerin örgütlü duruflunda gedikler aç›ld›, yasa tasar›s›n› yok etme hedefi silikleflti, umutsuzluk ve yenilgi ruhu hakim hale gelmeye bafllad›. Bu güçlerin sorumlulu¤unda okul iflgalleri Nisan 2007’den itibaren sona ermeye bafllad›. Yasa tasar›s› baz› bölümlerde yönetim taraf›ndan uygulanmaya baflland›, bu dönemde ö¤renci birliklerindeki devrimci güçler mücadeleyi sürdürme konusunu gündemlefltirmeye çal›flt›. ➟ CÜRET‹ KUfiAN, ‹SYANI HER TARAFA YAY! Mücadelenin siyasi niteli¤i ve bir mücadeleye girmesine yard›mc› oldu. ya çekmeye çal›flt›¤›n›, yasa tasar›s›n› çek- ve etkisizleflmesine neden oldu¤udur. Ö¤renci hareketinin yükselifli gençlik meye dönük hedefi reddetti¤ini görmüfl- Son büyük ö¤renci eyleminin bir yagençlik hareketinin etkileri Gerici s›n›fla gençlik aras›ndaki mücadelenin temel niteli¤i onun keskinleflen ve geliflen niteli¤idir. Hükümetle yaflanan çat›flma, gençli¤i halk›n mücadelesinin öncüsü haline getirmifl ve yaln›zca e¤itim hakk›yla s›n›rl› kalmay›p ilerisine geçmifl, merkezi siyasi, s›n›fsal niteli¤ini kazanm›flt›r. Gerici s›n›f›n bir bütün olarak, emperyalist merkezlerin ve iktidar›n tüm mekanizmalar›yla desteklenen hükümete karfl› tüm halk, ö¤rencileri desteklemifltir. Mücadelenin önemi onun büyüklü¤ündeydi ve y›llar sonra ilk kez gerici s›n›f›n yenilmesi veya geçici olarak sald›r›s›n› durdurmas›na neden olmufltu ve devam etseydi toplumun geri kalan›n›n huzursuzlu¤u ile birleflebilirdi. Bu s›n›fsal anlamda bir savaflt›. Yasa tasar›s›, hareketin geliflimi için sadece bir nedendi. Arka plan›ndaki gerçek neden ise gençli¤in geçmifl y›llarda karfl›laflt›¤› sorunlar ve sistemin ve destekçilerin gençli¤e sundu¤u gelece¤e dair bilincinde oluflan derin sorgulamalard›. 8991’deki y›k›l›fl›n ard›ndan kapitalizmin ideolojik mekanizmalar› ülkemizde de gençli¤in büyük ço¤unlu¤unda yan›lsamalar yaratm›flt›. Ancak kapitalizmin derinleflen krizi, ba¤›ml›l›k, artan iflsizlik, bölgemizde yaflanan savafllar, ifl iliflkilerine ve ifl haklar›na yönelik sald›r›lar gençli¤in büyük k›sm›nda bu yan›lsamalar›n y›k›lmas›na neden oldu. Ayn› zamanda gençli¤in ve ailelerinin yaflam koflullar›n›n her geçen gün kötüye gitmesi, e¤itim almas›n›n zorlaflmas›, okuma flartlar›n›n a¤›rlaflmas›, s›n›fsal engellerin art›fl›, gençli¤in emek pazar›nda hareketinin giderek k›s›tlanmas› bunu sa¤lad›. Gençli¤in büyük ço¤unlu¤unda artan hoflnutsuzluk ö¤renci hareketinin yasa tasar›s› üzerinden patlamas›na neden oldu. Ö¤renci gençlik bununla sistemin özel bir çabayla sald›r›lar›n› yasalaflt›rd›¤›n› ve legalize etti¤ini, gençli¤in yaflam koflullar›n›n daha da kötüleflece¤ini, bask›y› meflrulaflt›raca¤›n› ve yasa tasar›s›yla gençli¤i sermayenin elinde hiçbir hakk› olmayan modern araçlar haline gelmesini hedefledi¤ini gördü. Ayn› zamanda, yasa tasar›s› ülkenin dört bir yan›ndaki gençli¤in özel, gözle görülebilir ve ortak bir siyasi mücadele vermesini sa¤lad›. Yasay› çöpe atmak gençli¤in bir bütün olarak odakland›¤› hedefti. Uzun süredir hareketsiz kalsa da ö¤rencilerin demokratik örgütlenmelerde yer almalar› ise yüz binlerce ö¤rencinin kitlesel, enerjik ve militan ve halk›n geri kalan k›sm› aç›s›ndan olumlu etkiler yaratm›flt›r. Öncelikle ö¤rencileri “apolitik” olarak nitelendiren tüm literatürün ve sorunlar›n bireysel temelde çözümünün yanl›fll›¤›n› kan›tlam›flt›r. Bu hareket ö¤rencilerin umutsuzluktan kurtulmas›n› sa¤lam›flt›r. Hareket ayn› zamanda binlerce gencin aktif flekilde ve kitlesel temelde siyasi ve ideolojik mücadeleye kat›lmas›n› sa¤lam›flt›r. Ö¤renci birliklerinin genel kurullar›na kitlesel flekilde kat›lan ve o zamana kadar hareket hakk›nda hiçbir fikri olmayan binlerce genç gericili¤e karfl› siyasi muhalefet yapm›fl, kararlar› ko lektif ve demokratik flekilde ele alm›fl, hareketin devaml›l›¤›n› sa¤lam›fl, siyasi tart›flmalarda yer alm›fl, sistemle, siyasi görüfllerle ve okullardaki örgütlerle siyasi çat›flmalara girmifltir. Dahas› hareket binlerce ö¤rencinin geleceklerini ve yaflamlar›n› çalanlara karfl› acil bir çat›flmaya girmesini sa¤lam›fl ve gençli¤e gerçek düflman›n› ve sahte dostlar›n› göstermifltir. Ö¤renciler direnifllerini engelleyen, kendilerine bask› kuran, sald›ran, iftira atan sistemi ve mekanizmalar›n› (hükümet, bask› mekanizmalar›, kilise, medya, gerici ayd›nlar, üniversite ö¤retmenlerinin bir bölümü, okul içindeki hükümetin örgütlerini) net flekilde görmüfltür. Bunlara paralel olarak, her türlü reformist ve iflbirlikçinin sistemin yan›nda durdu¤unu, iflgal dalgas›na karfl› ç›kt›¤›n›, hareketi farkl› karar mekanizmalar› kurarak (çok flükür ki baflar›s›z oldular) bölmeye çal›flt›¤›n›, hareketi sistem için kabul edilebilir bir nokta- tür. Özcesi ö¤renciler sözlerle veya bildirilerle de¤il kendi pratik deneyimleriyle kimin yan›nda oldu¤unu ve olmad›¤›n› anlam›flt›r. Hareketin di¤er bir getirisi ise binlerce gencin, harekete kat›lanlar›n büyük ço¤unlu¤unun hayatlar›nda ilk kez mücadelenin atefline at›lmalar›na neden olmas›d›r. Birço¤u hayat›nda hiçbir eyleme kat›lmam›fl olan 18 ve 19 yafl›ndaki gençler eylemlerde aktif flekilde yer almakta, bask› güçleriyle ve medyan›n yo¤un kampanyas›yla çat›flmakta, haklar›n› nas›l alaca¤›n›, mücadelesini nas›l koruyaca¤›n›, polisten nas›l korunaca¤›n› ö¤renmekte, her türlü provokasyonun yanl›fl sonuçlar›n› görmekte, nas›l örgütlenece¤ini ö¤renmektedir. Hareketin ö¤rencilere sundu¤u bu devrimci e¤itim belki de sistemin ve hükümetin en çok korktu¤u siyasi unsurdur. Zaten ö¤renci hareketinin görünürdeki ilk pratik kazan›m› da 2006 yaz›nda yasa tasar›s›n›n hükümetçe geri çekilmesidir. Bu hareket ayr›ca ö¤renci hareketinin kendisine güvenmesini sa¤lam›flt›r. Ö¤renci hareketi hücreleri olan ö¤renci birlikleri temelinde geliflmektedir. Bu ö¤renci birliklerinin on y›llara uzanan bir tarihi vard›r ve ö¤renci hareketinin mücadelesinin atefli içinde yarat›lm›flt›r. Bu örgütlerin tüzüklerinde net demokratik, ilerici, anti-emperyalist karakterler bulunmaktad›r ve devletin denetimi ve müdahalesinden ba¤›ms›zd›r. Faflist güçler veya örgütler ve devlet temsilcileri, asker, polis haricinde tüm ö¤renciler ve siyasi güçler bu ö¤renci birliklerinde birleflmektedir. Önemli siyasi kararlar ö¤renci birli¤inin en yüksek karar organ› olan Genel Kurullarda tüm ö¤rencilerin kat›l›m›yla ve tart›flmalar›n ard›ndan oylama ile al›nmaktad›r. Yeni Genel Kuruldan baflka al›nan kararlar› de¤ifltirebilecek baflka bir güç yoktur. Genel Kurulun d›fl›nda ikinci aflama organlar olarak kurulan ve her sene ö¤rencilerce seçilen Ö¤renci Birli¤i Konseyi genel kurulda al›nan kararlar› somutlamakla ve uygulamakla yükümlüdür. Son olarak da her iki y›lda bir Yunanistan Ulusal Ö¤renci Birli¤i’nin konferans›na kat›lan tüm üniversitelerden seçilen delegeler Ulusal Konseyi seçmektedir. Gerçeklik y›llard›r sistemin ç›kar›na oluflan politik durumun apolitikleflmeye, hareketsizli¤e ve bu organlar›n da¤›l›m›na C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! rar› da politikleflmeyi, kitleselleflmeyi, örgütlerin çal›flmas›n›, ö¤rencilerin harekete yak›nlaflmas›n›, örgütü ve kolektif mücadeleyi ö¤renmesini sa¤lamas›d›r. Son olarak, ö¤renci hareketinin bir olumlu sonucu üniversitenin yönetici organlar›nda rektörün, ö¤retmenlerin ve ö¤rencilerin iflbirli¤i ve diyalogu üzerine yap›lan propagandan›n yerle bir olmas›d›r. Hareketle devrimci çizginin buluflmas›n› engellemeyi hedefleyen ve 25 y›l önce oluflturulan ortak yönetim üzerine tüm reformistlerin yaratt›¤› yan›lsama darbe alm›flt›r. Diyalog, uzlaflma üzerine siyasi görüfllerin hiçbiri hareketin atefli içinde reformistler taraf›ndan dillendirilememifltir. Yoldafllar, Mücadelenin siyasi sonuçlar›n› ve özünü anlat›rken belirtmek gerekir ki halk›m›z› sarsan (ve daha da sürece¤ine inand›¤›m›z) hareket bize halk hareketinde gençli¤in öncü güç oldu¤unu göstermifltir. Ö¤renci gençlik pratik içinde gerici s›n›flar›n hakimiyetini militan flekilde sorgulayabilmifl ve siyasi temelde mücadele etmifltir. Kendisini siyasi eylemlerden uzak tutmaya çal›flan ve okulla s›n›rl› küçük bir dünyaya hapsetmeye çal›flan sistemin ideolojik a¤›rl›¤›n› gençlik yenmifl ve politikleflmifltir. Pratikte kan›tlam›flt›r ki, ö¤renci gençlik iflçi s›n›f›n›n güçlü bir müttefikidir, güç kayna¤›d›r ve siyasi bir potansiyeldir. Bu siyasi mücadele sermayeye, emperyalizme ve onun siyasi hizmetkarlar›na sert bir mesajd›r. Yeterince örgütlü olmasa da iflçi s›n›f›n›n, halk›n ve ilerlemenin yan›nda saf tutmufltur. Hareket, gençli¤in bilincinde sistemle ve uflaklar›yla aras›ndaki köprünün y›k›lmaya bafllamas›n› sa¤lam›flt›r. Gençli¤in mücadelesini sürdürmek, ayn› zamanda halk›n emperyalizme ve kapitalist barbarl›¤a karfl› mücadelesinde ve dünya çap›nda devrimci güçlerin sistematik çal›flmalar›nda bu deneyimi sürdürmek ve gençli¤in bilincindeki bu kopuflu gelifltirerek, bu silah› iflçi s›n›f›n›n ve halk›n içinde daha etkili ve bilinçli flekilde kullanmak gerekmektedir. Bu umutla konferans›n›z› selaml›yoruz ve umuyoruz ki eylemleriniz ve kararlar›n›z Türkiye’de gençli¤in mücadelesinde ilerlemeye neden olur ve halklar›m›z ve dünya halklar› aras›nda devrimci dayan›flmaya katk› sunar.✌ Yaflas›n emperyalizme ve bask›ya karfl› dünya çap›nda gençli¤in mücadelesi! Yaflas›n halklar›n anti-emperyalist dayan›flmas›! Militan Ö¤renci Hareketi 23 D e v r i m c i g e n ç l i k h a r e k e t i i ç i n d e m ü t e v a z › d u r u fl YDG’nin gerçeklefltirdi¤i 2. Konferansa kat›lan bir delege olarak gözlemlerimi paylaflmak istiyorum. Öncelikle konferans›m›z›n baflar›l› flekilde gerçeklefltirilmesinde eme¤i geçen, yorulan, çaba harcayan arkadafllara teflekkür ediyorum. Deneyimsizli¤imize ve deneyimsizli¤in verdi¤i amatörlü¤e ra¤men gösterilen fedakarca çaban›n sonucu olarak esas olarak planlanana uygun bir konferans örgütleyebildik. Konferansa geçmeden önce, öncelikle konferans› da olumsuz etkileyen bir duruma de¤inmekte yarar var. Konferans›m›z, örgütleniflinden 40 gün önce Ankara’da yap›lan temsilciler toplant›s›nda al›nan kararlar do¤rultusunda gerçeklefltirilmifltir. Bu toplant›ya alanlar›ndan seçilerek kat›lan arkadafllar›m›z konferans›n yerinden tarihine ve içeri¤ine kadar birçok konuyu ele alm›fl ve oylayarak kabul etmifltir. Konferans›n tarihi gündeminde konferans›m›z›n Kas›m sonu veya Aral›¤›n ilk bölümünde gerçekleflmesi oy çoklu¤u ile kabul edilmifl ve bu dönemde s›navlar›n olmad›¤› bir aral›¤›n seçilmesi vurgulanm›flt›. Buna göre 24-25 Kas›m tarihleri seçilmifl olsa da alanlar›m›z›n büyük ço¤unlu¤unun s›nav dönemi olmas› nedeniyle yeterince kat›l›m sa¤layamamas› olumsuz olmufltur. Sistem, gençli¤i okulla ev aras›na s›k›flt›rmak, dünyas›n› darlaflt›rmak ve farkl› aktivitelere girmemesi amac›yla yo¤un bir müfredat ve bütün döneme yay›lan bir s›nav takvimi belirlemesine ra¤men yine de temsilci arkadafllar›n daha özenli davranarak daha uygun bir tarihi seçmeleri mümkün olabilirdi. Bununla birlikte ayn› toplant›da konferansta tart›fl›lmas› istenen gündemler de ele al›nm›fl ve 2 gün boyunca yo¤un bir gündem kabul edilmifltir. Buna ra¤men konferans›n son günü birçok alan›m›z›n konferans›n son 2 saatine kat›lamadan araçlar›na binmek zorunda kalmas› da ders ç›karmam›z gereken bir durum yaratm›flt›r. Alanlardan gelen temsilci arkadafllar flayet bütün gün duramayacaklarsa daha az gündem seçip konferans›n ona göre erken bitmesini sa¤layabilirlerdi. Ancak bu eksiklerin do¤al oldu¤unu düflünüyorum. Çünkü YDG tarihinde ilk kez alanlardan seçilen temsilciler taraf›ndan konferans›m›z örgütlendi¤i için gelen temsilci arkadafllar›n haz›rl›¤›, yo¤unlaflmas› da yetersiz olabilmektedir. Bu eksiklikler d›fl›nda temsilciler toplant›s›nda al›nan kararlara uygun olarak her alandan delege arkadafllar›n seçilmesi, 24 faaliyet raporlar›n›n yaz›l› flekilde sunulmas›, tart›flmalar›n canl›, oylamalar›n heyecanl› geçmesi, görev alan alanlar›n ciddi bir haz›rl›kla sunumunu gerçeklefltirmesi konferans›n baflar›l› geçmesinde belirleyici olmufltur. ‹kinci konferans›m›z› örgütlememize ra¤men bu konferans›m›z, uygulad›¤›m›z yöntem itibariyle örgütümüz için bir ilki oluflturmufl ve genel olarak kitle örgütlerinin kongrelerine daha yak›n bir altyap› ile ele al›nm›flt›r. Bu anlam›yla konferans› yöneten divandan delege arkadafllar›m›za hepimiz için bir ilk olma özelli¤i tafl›maktayd›. Bunun verdi¤i s›k›nt›lar› ve eksikleri yaflasak da örgütlü duruflumuz, kolektifi sahipleniflimiz boflluklar›n doldurulmas›n› ve konferans gündemlerin aksamamas›n› sa¤lam›fl, hem örgütümüzü daha iyi tan›mam›za hem önümüzdeki süreçteki yönelime katk› sunmam›za hem de genel bir e¤itim çal›flmas› niteli¤i sayesinde politik düzeyimizi sorgulamam›za hizmet etmifltir. Bu anlam›yla örgüt bilincini gelifltiren bir içeri¤e sahip olan bir konferans yap›lm›flt›r. Buna paralel flekilde konferans›m›z›n uzun süredir örgütümüz dahilinde ve dergimiz üzerinden gerçeklefltirdi¤imiz tart›flmalar›n somutlanmas› ve daha iyi anlafl›lmas› aç›s›ndan da yararl› oldu¤unu düflünüyorum. Örne¤in YDG’nin demokratikleflmesi, birim inisiyatiflerinin gelifltirilmesi konusunda savunulan görüfllerin do¤rulu¤u farkl› alanlardan, farkl› s›n›f ve tabakalardan gelen YDG’lilerin kendilerini ifade etmesiyle daha iyi anlafl›lm›flt›r. Delegelerin hepsinin siyasi olarak homojen bir yap›ya sahip olmamas›, çok çeflitli öneri ve düflüncelere sahip olmas› daha demokratik bir iflleyiflin oluflmas›n› zorunlu k›lmaktad›r. Yine, alanlardaki YDG toplant›lar›n›n neden ve nas›l örgütlenece¤i konusunda da bu konferans›m›z iyi bir örnek olmufltur. Her alan›m›z konferanstaki yönteme uygun flekilde ve onu örnek alarak toplant›lar›n› örgütleyecektir. Bununla birlikte örgütlülü¤ümüzün daha güçlü oldu¤u alanlarda at›lan ad›mlar›n, yaflanan s›k›nt›lar›n ve bulunan çözümlerin aktar›lmas›, faflist bask›lar›n yo¤un oldu¤u alanlarda faaliyetin karfl›laflt›¤› güçlüklerle nas›l bafl edildi¤inin anlat›lmas›, tar›m iflçileri-köylü gençlik ve semtlerde örgütlenmede karfl›laflt›¤›m›z s›k›nt›lar›n belirtilmesi, T. Kürdistan›’nda örgütlenme çal›flmalar›n›n deneyimlerinin aktar›lmas›, alanlardan gelen temsilcilerin YDG’nin kolektif iradesine hesap vermesi, özelefltirilerini sunmas›, kazan›mlar›n› aktarmalar› tüm kat›l›mc› arkadafllar›m›z›n eminim önemli veriler elde etmelerini sa¤lam›fl, örgüt olma/güç olma hissini pekifltirmifltir. Konferans›m›zda dikkat çeken bir di¤er olgu da delege arkadafllar›m›z›n kendi çal›flmalar›n› mütevaz› bir üslupla aktarmas›d›r. Devrimci gençler aç›s›ndan baflka türlüsünü düflünmemek gerekse de içinden geçti¤imiz süreç göz önüne al›nd›¤›nda, ülkenin farkl› bölgelerinden gelen arkadafllar›m›z›n bir bütün olarak mütevaz› bir duruflla kendilerini ifade etmeleri, böbürlenmeye/kibire/küçümsemeye yer vermemeleri, kendilerini a¤›r ve anlafl›lmaz bir üslupla farkl› göstermeye çal›flmamalar› oldukça de¤erli ve takdir edilmesi gereken bir özelli¤imizdir. Bunda arkadafllar›m›z›n büyük ço¤unlu¤unun yoksul ailelerden gelmelerinin ve alanlar›nda yaflad›klar› tüm bask›lara ra¤men devrimci durufllar›nda ›srar etmelerinin etkili oldu¤unu düflünüyorum. Delege arkadafllar›m›z›n önemli bir k›sm›n›n YDG içinde örgütlülük sürecinin çok k›sa olmas› da üzerinde durulmas› gereken bir özelliktir. 50’yi aflk›n delegenin çok az›n›n ilk konferansa kat›lm›fl olmas›, kat›lanlar›n ve sorumluluk alanlar›n önemli k›sm›n›n da ilk konferansta yaln›zca kat›l›mc› konumunda olmas› bu konferansta al›nan kararlara yeni arkadafllar›n imza att›¤›n› göstermektedir. Delege arkadafllar›n büyük ço¤unlu¤unun son 1 y›l içinde YDG’de örgütlenmesi, daha deneyimli arkadafllar›n delegelik konusunda yeni arkadafllara yard›mc› olmas› önemsenmesi gereken bir özelli¤imizdir. Yeni arkadafllar›m›z›n kendilerini ifade etmeleri, elefltirilerini sunmalar›, özelefltiri vermeleri, özellikle kurumsallaflma konusunda al›nan önemli kararlarda farkl› önerilerin birbirine yak›n oy almas› demokrasi bilincinin gelifltirilmesine, her bir delegenin sahip oldu¤u oy hakk›n› en iyisi için kullanmas›na katk› sunmufltur. Farkl› görüfllerin kendilerini rahatl›kla ifade edebilmesi, sözlerin kesilmemesi, z›t görüfllü arkadafllar›n birbirlerini sab›rla dinlemeleri, sayg›y› elden b›rakmamalar›, oylamalardan sonra az›nl›kta kalanlar›n karar› itirazs›z kabul etmeleri de konferans›n dikkate al›nmas› gereken özelliklerindendir. Yine, delegelerin ço¤unlu¤unun üniversite ö¤rencisi olmas›na karfl›n ufuklar›n›n kampüsle s›n›rl› olmamas›, ülke devrimi ve emekçi kitlelerin örgütlenmesi konular›na dikkat göstermeleri de olumlu bir özelli¤imizdir. 20 y›ll›k tarihimizde yaratt›¤›m›z önemli geleneklerden biri de üniversiteli ö¤rencilerin örgütlenmesine özen gösterilse de örgütlü arkadafllar›m›z›n devrimin farkl› alanlar›nda faaliyeti örgütlemeye cüret etmeleridir. Bugün de bu gelenek devam etmekte, birkaç y›l önce YDG’de faaliyet yürüten birçok arkadafl›m›z bugün devrime farkl› mücadele alanlar›nda hizmet etmektedir. Yine baz› alanlar›m›zda liseli ve üniversiteli arkadafllar›m›z›n tar›m iflçilerini, köylü gençli¤i örgütlemek amac›yla yapt›klar› çal›flmalar da YDG’nin devrimdeki samimiyetini ve ›srar›n› gösteren örneklerdendir. Bu noktada konferans›n baflar›l› geçmesinde divanda görev alan arkadafllar›n da büyük eme¤i bulunmaktad›r. Ancak divandaki arkadafllar›m›z›n her öneriyi gündeme al›p oylamas›, her önerinin tart›fl›lmas›na izin vermesi altyap›s› oluflturulmadan sunulan veya yeterince üzerinde düflünülmedi¤i belli olan önerilerin de oylanmas›na, birbirine yak›n önerilerin derlenip birlefltirilmemesi ise zaman kayb›na neden olmufltur. Ancak divandaki arkadafllar›n YDG’nin belirledi¤i iradeye uygun bir yönetim göstermeleri, afl›r› müdahalelerde bulunmayarak delege arkadafllar›n kendilerini ifade etmesine engel olmamas› olumlu sonuç vermifltir. Konferanslar›m›z›n her y›l örgütlenecek olmas› YDG’nin birimden merkeze do¤ru sa¤l›kl› bir flekilde örgütlenmesini de h›zland›racakt›r. Bu bilinç ve coflkuyla tüm arkadafllar›m›z› selaml›yor, konferans kararlar›n›n halk gençli¤i ile buluflturulmas› için ad›mlar›m›z› h›zland›rma ça¤r›s›nda bulunuyorum. Bir YDG’li C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! [email protected] Merhaba sevgili YDG okurlar›. Gerçekten oldukça kötü bir dönemi geride b›rakt›k. Özellikle de konferans ad›n› verdi¤imiz o ucube toplant›dan sonra YDG’ye olan inanc›m biraz daha azald›. Ne demokrasinin k›r›nt›s› vard› konferansta ne de çaba. Havalar›n so¤umaya yüz tuttu¤u bu günlerde s›rf flu yenilenme denilen dönemi incelemek için rahat›m› bozup ben de konferansa kat›ld›m. Efendim tebdil-i k›yafet olarak kat›ld›¤›m konferansta iki gün boyunca burnunuzun dibindeydim tabi ki siz beni tan›yamad›n›z. Benim bu konferans› köflemde de¤erlendirece¤imi bildikleri için konferans alan›na beni almamaya çal›flacaklar›n› bildi¤im dergi çal›flan› arkadafllar da böylece tan›yamad›lar ve umduklar› bofla gitti. Bu nedenle belki de flimdi yapaca¤›m çarp›c› tespitlere ilk baflta onlar flafl›racaklar. Öncelikle konferansa dünyan›n masraf›n› yaparak gelmifl olmam›za ra¤men hiç de hofl a¤›rlanmad›¤›m›z› bildirmek istiyorum. O ne efendim, s›k›fl p›k›fl evlere dolufltuk. Madem konferans yap›yoruz, madem para harcayaca¤›z öyle on tane pankart haz›rlamak yerine adam gibi bir otel ayarlansayd› ya misafirler için. Neyse bu konuda çok dertliyim ama sizin de can›n›z› s›kmak istemem. Yine de yemek diye verilen üçer dürümlük patatesi görünce a¤›r bir flok geçirdi¤imi ve maalesef iki gün boyunca aç gezmek zorunda kald›¤›m› söylemeliyim. Benim gibi konferans›n yap›lmamas›n› isteyen arkadafllar›m›n can› gönülden verdi¤i mücadeleyi selamlayarak konuya girmek istiyorum. Bir aydan uzun bir süre önce Ankara’da yapt›¤›m›z divan toplant›s›nda konferans tarihini ustaca kendi s›nav tarihlerine denk getirerek, kitle çal›flmas› denen o melun pratikten kurtulan ve alanlar›ndan kendilerini zoraki getiren arkadafllar›m›n bu ustaca manevras› iflgüzarlar›n uyan›k gözlerinden kaçm›fl olacak ki, arkadafllarla haz›rlad›¤›m›z bu oyunu engelleyemediler. Böylece plan›m›z daha bafltan ifllemeye bafllad›. Kitlesel kat›l›m hayali kuran israf düflkünleri daha konferans›n ilk saatlerinde beklemedikleri bir manzarayla karfl›laflt›lar. Buradan konferans gününü s›nav tarihlerine denk getirerek sabotaj etmeye çal›flan alanlar›n ismini vermemi kimse beklemesin. O alanlar›m›za derin flükranlar›m› sunar›m ve hat›rlat›r›m ki Haluk Abiniz her zaman arkan›zdad›r. Yine konferans›n ikinci gününde apar topar iflleri oldu¤u gerekçesiyle giden arkadafllar›m›z›n, divan toplant›s›nda onlarca konu önererek konferans› ç›kmaza sürükleme düflüncesi de takdire flayand›r. E¤er bir terslik olmasayd› konferans›n ikinci günü YDG’nin geçmifl sürecini ve önümüzdeki sürecini de¤erlendirecektik ve plan›m›z iflledi¤inde kararlar› almas› için orada olmas› gereken delegeler alanlar›na dönmüfl olaca¤›ndan konferans iptal olacakt› ama konferans yerine iliflkin ç›kan teknik sorun bizlerin bu emele ulaflmam›za engel oldu. Yine kolluk kuvvetlerinin çabalar› da konferans›n ertelenmesine yetmedi¤i için art›k zaten çok yapacak bir fley kalmad›¤›n› kabul etmek zorunda kald›k. Elbette bunlara ra¤men baflar›l› oldu¤umuz konular da oldu. Konferans foto¤raflar›n› sabote eden arkadafllar, konferans hayaliyle yan›p tutuflanlar›n büyük bir hayal k›r›kl›¤› yaflamalar›na vesile oldular. Konferansa iliflkin bir tek güzel foto¤raf yay›nlanmayacak olmas›yla teselli oldu¤umu siz sevgili okurlar›ma söylemek isterim. Sevgili gençler, Benim köflem sizlerin de bildi¤i üzere bu dergide en seçici kitleye hitap eden köfledir. Bu nedenle köflemi düzenli okuyan arkadafllar›mla ayn› düflünceleri paylaflt›¤›m›za inanmaktay›m. O yüzden samimi olaca¤›m ve konferansa iliflkin tespitlerimi çekinmeden yazaca¤›m. Birincisi, bu konferansta al›nan kararlar›n ço¤una karfl› ç›kan ben ve benim gibi düflünen arkadafllar›ma söz hakk› verilmemifltir. Efendim, ben kendimi yeterince ifade edebildi¤imi düflünmüyorum bu konferansta. Özellikle ifl yapmaktan çok çene çalmay› meflru görenlerin sözcüsü oldu¤umu art›k herkes biliyor ve bizler YDG içinde d›fllan›yoruz gibime geliyor. Hele de o kararlar nedir öyle efendim: Sözde halk›n ve halk gençli¤inin sesi olan örgütün ald›¤› “her YDG’li ayda 20 lira verecek” karar› da nedir? Sorar›m sizlere. Ya bu öneriyi getirenlerin ülke ekonomisinden haberi yok, ya da paray› çok bulmufllar savuruyorlar etrafa. Karar kabul edilince yüksek sesimle “yuuuh” diye ba¤›rmam› bas- t›rmak için alk›fl çalanlar da cabas›. Bir de demokrasiden dem vurdular iki gün arlan›p, utanmadan. Hem siz beni maafl vermeden çal›flt›r›n hem de ayda 20 lira para isteyin. Oldu olacak can›m› da isteyin efendim zaten neyim kald› ki? Biz gür sesimizle tembellik hakk›ndan söz ettikçe baz›lar› “dergi sat›fl› 2 ayda bir % 30 artt›r›ls›n” karar›n› ite kaka ald›lar. Ne de¤iflti de bu karar ikinci gün kabul edildi anlamad›m. Aç›klans›n efendim kimlere rüflvet verildi, rüflvet olarak ne da¤›t›ld›? Bu ne aymazl›kt›r ki çal›flmama hakk›n› kullanma hakk›m›z böylesine aç›kça yok say›labildi. Rüflvet karfl›l›¤› verdi¤i oydan cayan delegeleri buradan esefle k›n›yorum. Bu karar›n al›nmas›na neden olanlar art›k nas›l rahat rahat yatacaklar merak ediyorum. Ha, e¤er paralar düzenli gelecekse ve köfle yazarlar›na da¤›t›lacaksa o baflka ama yok efendim, öyle bir fleyden de bahsedilmiyor ki? E böyle aç aç nereye kadar? Özellikle de köflemi düzenli takip edip de tembellik hakk›n› kullanarak konferansa gelmeyen arkadafllar›ma al›nan kararlar›n iç yüzünü göstermek istiyorum. Bu kadar subjektif, gerçeklerden kopuk kararlar silsilesi görmedim ben. Neymifl efendim, ö¤renci gençlik esas çal›flma alan› olacakm›fl. Niye diye sorarlar adama kardeflim. Sebep de bafltan haz›r: s›n›f›, köylülü¤ü örgütlemek için ayd›na ihtiyaç varm›fl, ilk k›v›lc›m üniversitelerden çakacakm›fl. Efendim, dur derler, adama nas›l kadromuz yok yahu? Ben ne güne duruyorum. Verin cebime param›, sal›n beni iflçilerin aras›na bak›n görün nas›l örgütleniyorum üç ayda. Benim gibi bir kadro var bu örgütte ama gören yok. O bir yana nas›l olacak da ilk hareketlenme üniversitelerde bafllayacak, ben onu anlamad›m. Var m› ya bunun bir örne¤i? “Ben dedim oldu”cular›n akl›na üniversite geliyor, ilk hareketlenme üniversiteden bafllayacak oluyor. Böylesi tespitler yap›l›rken bilimden, fenden yararlan›l›r kardeflim. Öyle herkes ilk akl›na geleni söylerse kaos olur. Hay›r, efendim ne iflçi ne köylü ne de ö¤renci gençlik. ‹lk hareketlenme hiç de öyle bafllamaz. Baflka zaman nas›l bafllayaca¤›n› uzun uzun anlat›r›m art›k. Bu yaz›n›n konusu de¤il ne de olsa. Ayr›ca gerçekten de gençli¤i örgütlemeyi düflünüyorsak o amblem kesin de¤iflmeli efendim. Koyun o amblemin yerine yatan genç resmini. Bak›n o zaman kitleler geliyor mu gelmiyor mu? Eyleme 100 kifli C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! kat›l›yorsa yatmaya herkes gelir. Günümüz gençli¤ini benden iyi tan›yan var m›? Ama yok efendim beni dinleyen. Herkes çok biliyor ya bu örgütte. Engin deneyimlerimle söylüyorum efendim, bizim gençlerimizi o sizin s›k›c› konuflmalar›n›z kesmez. Siz s›k›c› konuflma yapt›kça biz ne yapt›k? Uyuduk tabi ki. Hem de o uzun ve sözde politik konuflmalar›n›z› dinleyenlerin say›s›, uyuyanlar›n, kendi aras›nda konuflanlar›n, d›flar› ç›k›p sigara içenlerin say›s›ndan iddia ediyorum ki daha azd›. Ama as›l flok iddiam› söylemedim daha. Benim gözümden kaçmaz efendim. Haddini bilmeyen bir konuflmac›n›n sözde espri yaparaktan “YDG yan gelip yatma yeri de¤ildir” demesi aç›ktan bir meydan okuma de¤il de nedir? Hay›r, efendim yan gelip yatma yeridir. Varsa itiraz›n›z bekliyorum. Son olarak, bindirilmifl k›talar misali örgütledi¤iniz bu konferans› meflru görmedi¤imi söylemek istiyorum. 2 YDG’li konuflurken duydum, “biz bu konferans kararlar›n› e¤ip-bükeriz, sanki ilk konferans›n kararlar›n› uygulad›k m› ki?” diyorlard› birbirlerine. ‹simlerini bilmiyorum ama o genç arkadafllar›m e-mail yoluyla bana ulaflabilirler. Ben elimden gelen deste¤i sa¤layaca¤›m onlara. E¤er ki ilk konferans kararlar› uygulanm›yorsa, e¤er ki o kitle çal›flmas› denen melun pratik YDG içerisinde tutmuyorsa bu gibi arkadafllar›n sayesindedir. O arkadafllar ki YDG’nin ufkunu açacak olanlar onlard›r. Halen bu sayfada yaz›yosam da o arkadafllar›n varl›¤›n› bildi¤imden kaynakl› yaz›yorumdur. De¤erli gençler, önümüz y›lbafl›. O nedenle flurada kalan az zaman›n›z› ziyan etmeyin. Zaten konferans öncesi bir k›sm›n›z yoruldunuz biliyorum. Yatan kardeflim, flöyle a¤›r bir yük kalkm›fl üstünüzden zaten y›lbafl› da geliyor. Güzelce bir dinlenin derim y›lbafl›na kadar. Zaten ben konferans kararlar›n› özetledim ve hatta yorumlad›m gördü¤ünüz üzere. O yüzden bafltan okumakla da u¤raflmay›n. ‹lk konferansta oldu¤u gibi bu konferans kararlar›n›n da yüzüne bakmazsak unutulur gider nas›l olsa. Hepinize huzurlu bir Aral›k ay› dilerim. Y›lbafl›nda da iyi e¤lenceler sevgili gençler. NOT: Y›lbafl› için hediye almayanlar mail at›p msn listelerine eklemesinler beni. Benim zaman›m k›ymetlidir. O yüzden k›ymetli insanlara zaman ay›r›r›m flimdiden söyleyeyim.✌ 25 Komünist Ustalardan Ö¤renelim... Marksizm-Leninizm-Maoizm’in Tarihi-6 Bu üçüncü dönem bir kez daha devrimler ve romantik ayaklanmalar a¤›rl›kl› bir dönem olmufltur. Dönem “Asya’da oluflan büyük dünya romantik ayaklanmalar›n›n yeni bir kayna¤› olufltu¤unda, Rus burjuva devrimi (1905) ile bafllam›flt›r. Bu Asya devrimleri, Avrupa’daki ilk devrimler esnas›nda kurulmufl olan Marksist s›n›f savafl› ilkelerinin kusursuzlu¤unu iki kat› kadar daha iddia etmesine yard›m etmifltir. Daha sonra Lenin’in 1913’te dedi¤i gibi “Hem Avrupa hem de Asya’daki tecrübelerden sonra, her kim s›n›f politikas› ve s›n›f sosyalizminden bahsetmezse, basit bir flekilde kafese konulmay› ve Avustralya kangurusuyla ayn› yerde teflhir edilmeyi hak eder.” Bu dönem ayr›ca, emperyalist güçlerin pazarlar›n› geniflletmek ve yeni pazarlar elde etmek için bölgesel savafllara girmesiyle, emperyalizmin savafl dönemidir. Bu savafllar›n ilki 1904-05’te Kuzey Çin’i (Mançurya) tekrar bölmek için Rus-Japon emperyalizminin savafl›yd›. Bu, 1909 ‹spanyol-Fas savafl›, 1911’de Tripoli’de ‹talyan-Türk savafl›, 1912-13’te Türkiye, Yunanistan, S›rbistan, Bulgaristan ve Karada¤’›n da içinde bulundu¤u Balkan Savafllar›yla devam etti. Balkan Savafllar›n›n kat›l›mc›lar› asl›nda dünyay› bölmek için y›k›c› 1. Dünya Savafl›’na (1914-18) kendilerini haz›rlayan Avrupal› büyük emperyalist güçlerin uydular›yd›. Bu gürültülü dönem boyunca Marksizm oportünizmin bütün halleriyle savaflt› ve geliflimini sürdürdü. Marks ve Engel taraf›ndan haz›rlanm›fl güçlü bilimsel temelleriyle, Marksizm, bu zamanlar›n iflçi mücadelesinin kar›fl›kl›klar› üzerinden geliflen say›s›z soruya cevap verebilen en donan›ml› hareketti. S›n›f savafl›n› sürdürürken ve emperyalizmin problemlerini çözerken, Marksizm-Leninizm’in geliflmesine hizmet etti. Ve Marksizm ve Leninizm’in rehberli¤i alt›nda iflçi s›n›f› bu dönemde, 1917 Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nin gücünü oluflturdu ve dünyan›n 1/6’s›n› kaplayan bir ülke üzerinde diktatörlü¤ünü kurdu. 8 fiubat 1904’te bafllayan Rus-Japon savafl›, 23 A¤ustos 1905’te utanç verici bir bar›fl anlaflmas›yla, Rus çar›n›n yenilmesiyle sona erdi. Savafl boyunca Bolfleviklerin yaklafl›m›, devrimin kuvvetlenmesi ve Çarl›¤›n zay›flamas›ndan dolay› bu ya¤mac› savaflta Çar yönetiminin yenilmesinin faydal› oldu¤u yönündeydi.1900- 26 03 ekonomik krizi, zaten savafltan dolay› yo¤unlaflm›fl ve yavaflça ilerleyen kitlelerin koflullar›n› biraz daha güçlefltirmiflti. Çarl›ktan nefret eden kitlelere savafl yenilgisi yak›t gibi olmufltu.1905 devrimi ile tekrar harekete geçilmifltir. 1905 Rus Burjuva Devrimi Tarihi hareket, 1904 Kas›m›’nda, Bolflevikler öncülü¤ünde Bakülü petrol iflçilerinin greviyle bafllad›. Bu, Rusya’n›n dört bir yan›nda gerçekleflecek bir “grevler ve devrimci hareketler” dalgas›n›n iflaretiydi. Devrimci f›rt›na özellikle 22 Ocak 1905’teki silahs›z iflçilerin gerçeklefltirdi¤i “Kanl› Pazar” diye an›lan gösterideki katliamdan sonra patlak verdi. Çar’›n, iflçileri katletmeye yönelik bu giriflimi, aksine ezilen y›¤›nlar›n daha da fliddetli bir tepki koymas›na neden oldu.1905 senesi bütünüyle, iflçilerin militanca direnifller gösterdi¤i, köylülerin topraklar› iflgal etti¤i ve toprak sahiplerinin ürünlerine el koydu¤u, hatta “Potemkin” savafl gemisinin iflçilerinin ve askerlerinin isyan ç›kard›¤›, devrimci dalgan›n h›zla yükseldi¤i bir dönemdi. Çar, mücadeleyi k›rmak ad›na, önce dan›flma ve sonra yasama olmak üzere iki ayr› “Duma” y› toplad›. Bolflevikler her iki Duma’y› da reddederken, Menflevikler bunlara kat›lmay› uygun gördüler. Devrimin en büyük gelgitleri 1905 Kas›m›yla Aral›¤› aras›nda oldu. Bu süre boyunca proletarya, dünya tarihinde ilk kez, bütün fabrikalardan seçilen delegelerin oluflturdu¤u meclisler olan ‹flçi Sovyetleri Meclisini kurdu. Bolflevikler, bunlar› 1917’de kurulan Sovyet iktidar›n›n prototipini oluflturan devrimci gücün embriyosu olarak görüyorlard›. Kas›m’da tüm Rusya’da gerçekleflen grevlerle bafllayan devrimci mücadeleler, Aral›k ay›nda Moskova’da ve ülkenin di¤er bölgelerindeki flehirlerdeki Bolflevikler önderli¤indeki silahl› direnifllere kadar yükselmeye devam etti. Bu direnifller kanl› bir flekilde bast›r›ld› ve daha sonra devrim mücadelesi gerilemeye bafllad›. Ancak devrim henüz yenilgiye u¤ramam›flt› ve iflçiler ve devrimci köylüler savaflarak yavaflça geri çekildiler. 1906’da bir milyondan fazla ve 1907’de 740 bin iflçi grevlere kat›ld›. Köylü hareketi 1906’n›n ilk yar›s›nda Çar›n Rusya’s›n›n yaklafl›k yar›s›n› ve y›l›n ikinci yar›- s›nda yaklafl›k beflte birini kaps›yordu. Ancak Devrimin doruk y›llar› geride kalm›flt›. Çar 3 Haziran 1907’de bir darbe yap›p, kendi kurdu¤u Duma’y› da¤›tt› ve devrim s›ras›nda vermeye zorland›¤› zaten k›s›tl› say›da olan haklar› geri çekti. “Stolipin Gericili¤i” olarak adland›r›lan, önde gelen Çaristlerden Stolipin’in önderli¤inde fliddetli bir bask› dönemi bafllad›. Bu dönem, 1912’deki politik mücadeleleri ve grevleri kapsayan bir sonraki dalgaya kadar devam etti. ‹ki Taktik- partinin politik olarak haz›rlanmas› Menfleviklerin oportünizmine karfl› yürütülen çar karfl›t› devrimci mücadeleler, devrimin strateji ve takti¤inin Marksist aç›dan anlafl›lmas› ve yorumlanmas›nda çok büyük bir geliflmeye yol açt›. 1905 Nisan›’nda, tam da devrimin ortas›nda Bolfleviklerin ve Menfleviklerin kongreleri s›ras›yla topland›. Resmi olarak sadece bir parti olmas›na ra¤men, gerçekte iki parti vard›. Bu iki kongre, devrim için birbirine tamamen z›t bir dizi strateji ve taktik öne sürdüler. Menflevikler mücadeleyi eski tip bir burjuva devrimi olarak anlad›lar. Böylece, onlara göre yönetim burjuvazinin elinde olmal›yd› ve iflçi s›n›f› Çarc› aristokrasiyi alt etmede burjuvaziye destek vermeliydi ancak devrimci faaliyetler yürüterek burjuvaziyi, feodal gericili¤in kollar›na b›rakmamal›yd›. Köylü s›n›f› devrimci olmayan ve ittifak yap›lamayacak bir s›n›ft› ve son olarak Devlet Duma’s› ülkedeki “devrimci güçler”in merkezi olacakt›. Bolflevikler önlerine hedef olarak, devrimin gelifltirilmesini, silahl› isyanla çarl›k rejiminin devrilmesini, iflçi s›n›f›n›n diktatörlü¤ünü, anayasal-demokratik burjuvazinin birbirinden ayr›lmas›n›, köylülükle ittifak yap›lmas›n›, iflçilerden ve köylü temsilcilerinden oluflan geçici devrimci hükümetin oluflturulmas›n› ve devrimin zaferle tamamlanmas›n› koymufllard›. ‹ki ay sonra, 1905 Temmuzu’nda, Lenin “Demokratik Devrimde Sosyal Demokrasinin ‹ki Takti¤i Üzerine” adl› tarihi eserinde, Menfleviklerin taktiklerini elefltirirken, Bolfleviklerin izledikleri taktiklerin kapsaml› bir olumlamas›n› verdi. Rus devriminin politik çizgisini ortaya koyan bu çal›flma, Bolflevik Partisinin haz›rl›k sürecindeki yönelimini belirledi. Lenin’in uzun süre önce Marks taraf›ndan ortaya konulan ilkeler üzerinden temellendirilen devrimci çizgisi, Modern Emperyalizm koflullar›nda yeni bir program öneriyordu. Bu çizgi, ‹kinci Enternasyonal boyunca hakim olan ve Menfleviklerin program›n›n da temsil etti¤i genel teori ve politikalara muhalefet ediyordu. Böylece Lenin’in Menfleviklere karfl› savafl›, o zamanlarda ‹kinci Enternasyonal’de yo¤un bir flekilde gözlenen oportünizm ve revizyonizme karfl› eflzamanl› bir savaflt›. Devrim enternasyonal hareketin acil dersler ç›karmas›na yard›m etti. Birçok hayati konuyu a盤a kavuflturdu- modern koflullar içinde silahl› ayaklanman›n uygulanmas›, kitlesel politik eylemlerin yöntemleri ve sonuçlar›, burjuva ve sosyalist devrimler aras›ndaki iliflki, gelecekteki toplumun temel dayana¤› olarak Sovyetlerin rolü, kat› ve disiplinli bir proletarya partisinin elzem olmas›, Menfleviklerin, Anarflistlerin ve Sosyalist-Devrimcilerin haince tutumlar›. Ç›kar›lan bu derslerin bütün ülkelerin iflçilerine tafl›nmas› gereklili¤ine ra¤men, Lenin’in d›fl›nda, Rosa Lüxemburg gibi sadece birkaç tane sol kanat lider bu dersleri yaymaya teflebbüs etti. Asl›nda ‹kinci Enternasyonal’de ço¤unlu¤u oluflturan sa¤ oportünist liderler, bu düflüncelerin yay›lmas›n› engellemek için ellerinden geleni yapt›lar. Gerek Plehanov’un “Silahlanmamalar› gerekiyordu” ifadesini destekleyerek gerekse de bunu Rusya’n›n geri ve anti-demokratik olan özgün koflullar›na ba¤lay›p çarp›tarak, iflçilerin silahlanmas›n›n önemini küçültmeye çal›flt›lar. Politik kitlesel grevlerin silahl› olarak yap›lmas› konusunda çok daha fazla tedirgindiler çünkü Rusya’daki kitlesel grevler h›zl› bir flekilde Viyana’da ve Avusturya ‹mparatorlu¤u’nun her yerinde kitlesel grevleri tetiklemiflti. Özellikle iflçi sendikas› kongresinin h›zla kitle eylemlerini “Anarflist” olarak lanse etti¤i Alman Partisi’nde ciddi anlaflmazl›klar meydana geldi. Ancak Rosa Lüksemburg’un ve di¤er sol liderlerin bask›lar› sonucu, parti sonunda kitlesel politik eylemlerin yarar›na, zay›f ve tavizler içeren bir karar verdi.✌ Devam edecek C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! Mesajlar... Mesajlar... Mesajlar... Mesajlar... Mesajlar... Mesajlar... Mesajlar... Mesajlar... TÜM NEPAL ULUSAL BA⁄IMSIZ Ö⁄RENC‹ B‹RL‹⁄‹ (DEVR‹MC‹) ENTERNASYONAL B‹R‹M Sevgili yoldafllar, K›z›l selamlar Marksizm-Leninizm-Maoizm ve Prachanda Yolu taraf›ndan rehber al›nan devrimci Maoist gençlik örgütü ANNISU-R olarak Yeni Demokrat Gençli¤in 2. Konferans›n› örgütlemesini duydu¤umuzdan dolay› çok mutluyuz. Karl Marks’›n da dedi¤i gibi zenginlerin her fleyi var, yoksullar›nsa hiç bir fleyi bulunmamaktad›r, ancak her fley yoksullara aittir. Elbette ki bu ülkenin gençli¤inin kaybedece¤i hiç bir fley bulunmamaktad›r ve her fleyi elde edecektir. Mao’nun da dedi¤i gibi bunun kaç ay veya y›l alaca¤›n› kimse kesinlikle tahmin edemez, bu, ülkedeki güç dengesinin de¤iflimine ba¤l›d›r. Biz kendi ülkemizde isyan ediyoruz, siz de kendi ülkenizde mücadele ediyorsunuz. Ancak hem Nepal’de hem de Türkiye’de ortak düflman›m›z emperyalizmdir. Devrimin bu aflamas›nda emperyalizmle do¤rudan karfl›lafl›lmaktad›r ve flimdi çeliflkilerin uluslararas› alanda çözülmesi gerekmektedir. 11 Eylül’ün ard›ndan dünyan›n tek süper gücü olan ABD emperyalizminin yaral› kaplan sendromuyla baflvurdu¤u sald›rgan politikalar ve Nepal’in iki büyük devlet olan Hindistan ve Çin’in aras›nda yer alan hassas jeostratejik konumu uluslararas› sorunun çok daha karmafl›k ve önemli hale gelmesine neden olmaktad›r. ‹kinci olarak, Halk Savafl›n›n esas görevi yaln›zca y›kmak de¤il genifl kurtar›lm›fl bölgelerde eski devlet iktidar›n›n y›k›l›fl› ile yeni devlet iktidar›n›n kuruluflu görevlerini neredeyse birbirine eflit düzeyde ele almam›za neden olmaktad›r. Bunun için her ne kadar eskinin y›k›m› merkezi iktidar›n ele geçirilifline kadar esas görev olsa da kurtar›lm›fl bölgeler yeterince sa¤lamlaflmad›¤› takdirde on milyonlarca kitlenin seferber edilmesi mümkün de¤ildir. Üçüncüsü, belki de en önemlisi, savafl›n do¤as›n›n savunmadan sald›r›ya do¤ru Lekahnath Neupane Baflkan Tüm Nepal Ulusal Ba¤›ms›z Ö¤renci Birli¤i- Devrimci Pakistan Yeni Demokrat Yoldafllara, Gençlik’ten 2. Konferans›n›zdan dolay› Pakistan ‹flçi Köylü Komünist Partisi’nden devrimci selamlar! Bizler ABD deste¤indeki askeri diktatörlü¤e karfl› demokrasi mücadelesinin ortas›nday›z. Bu nedenle iki kardefl örgüt aras›ndaki dayan›flma oldukça önemlidir. Bugün Pakistan’da ola¤anüstü hal ad› alt›nda cunta yönetimi devam etmekte ve tüm demokratik muhalefet önderleri hapsedilmektedir. ‹roniktir ki, ülkedeki kaotik ortam›n yarat›c›s› bizzat Müflerref’in kendisidir. Bu krize yönelik tek çözüm s›k›yönetimin kald›r›lmas›, tüm yöneticilerin görevden al›n- dönüfltü¤ü bu dönemde orduda, lojistikte ve teknik alan›nda niceliksel ve niteliksel olarak büyük at›l›mlar›n gerçeklefltirilmesi gerekmektedir. Gerilla savafl› yerine hareketli savafl ve mevzi savafl› esas hale gelmekte ve operasyonun sahnesi yüksek k›rsal alanlardan flehir merkezlerine do¤ru kaymaktad›r. Yukar›da bahsetti¤imiz sorunlar yaln›zca bizim de¤il dünyan›n tüm proleterlerinin ve gençli¤inin de sorunlar›d›r. Halklar dünyay› de¤ifltirebilir. Bizler en güçlü dayan›flma duygular›m›z› belirtmek isteriz. Umuyoruz ki bu konferans›n›z Türkiye gençli¤ine rehberli¤inizde yeni bir vizyon ve yeni süreç bafllatacakt›r. 21. yüzy›lda tüm proleterler ve halklar için özgürlük, demokrasi ve sosyalizm! Dünya çap›nda proletarya ve gençlik için Marksizm-Leninizm-Maoizm temelinde yaflas›n devrimci birlik! ‹syan etmek meflrudur! Yaflas›n proleter dünya devrimi! mas› ve iktidar›n halk taraf›nda seçilen temsilcilere b›rak›lmas›d›r. Demokrasi olmadan Pakistan’›n gelece¤i yoktur. Cuntac›lar›n sözde teröre karfl› savafl ve köktendincilere karfl› mücadele ad› alt›nda baflvurdu¤u bu yol esas olarak yükselen demokratik muhalefetin bast›r›lmas›n› hedeflemektedir. Ancak unutulmamal›d›r ki Pakistan’›n cesur halk› hiçbir zaman teslim olmayacak, yorulmayacak ve umudunu kaybetmeyecektir. Geçmiflte oldu¤u gibi bugün de ö¤renciler ve avukatlar demokrasi için flanl› bir mücadele tarihini kanlar›yla ve hayatlar› pahas›na yazmaktad›r. Bizler kan›m›z›n son damlas›na, son nefesimize kadar özgürce nefes alabilmek için her türlü bask› ve sömürüye karfl› mücadele edece¤iz. Emperyalizmin destekledi¤i askeri diktatörlerin yönetiminin alt›nda insanl›k d›fl› koflullara mahkum edilen Pakistan halk›n›n demokratik haklar› için mücadelede kararl›l›¤›m›z› bir kez daha gösteriyoruz. Pakistan halk› özgür olana kadar dinlenmek yok. Tüm iktidar halka! Yaflas›n iflçi s›n›f› enternasyonalizmi! Taimur Rahman Pakistan ‹flçi Köylü Komünist Partisi Merkez Komite üyesi C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! ‹talya Yeni Demokrat Gençlik’ten genç yoldafllara; 2. Konferans›n›za kat›lan tüm genç arkadafllar› selaml›yoruz. Gelece¤in bar›fl, emek, huzur, eflitlik ve dayan›flma dolu günlerini fethetme mücadelesine milyonlarca genci katmak için verdi¤iniz çaban›n gelifltirilmesinde konferans›n›z önemli bir aflamay› temsil etmektedir. Gençlerin gelece¤i fethetme mücadelesi somutta kendisini binlerce de¤iflik yolla göstermektedir. Çeflitli yollara baflvurarak halk gençli¤i iflçilerin ve halk kitlelerinin kapitalist toplumu, bireycili¤i ve sömürüyü y›kmak ve yeni sosyalist toplumu kurmak için verdi¤i mücadeleye katk› sunmaktad›r. Dünyan›n her köflesinde halk kitleleri ve iflçi s›n›f› en iyi o¤ul ve k›zlar›n› kavgaya vermektedir. Dünyan›n her yerinde gençler, ezilen ülkelerde emperyalizme, faflizme ve savafla karfl› kendi kaderini tayin hakk› ve kurtulufl için ve emperyalist ülkelerde sosyalizm için kararl› flekilde mücadele etmektedir. Bu do¤rultuda 2. Konferans›n›z› önemli buluyoruz. Günümüze, ne için mücadele etti¤inize ve neyi temsil etti¤inize bak›yoruz ve gelece¤e, çal›flmalar›n›z›n ülkeniz gençli¤i için yarataca¤› etkileri düflünüyoruz. Bu çal›flmalar sayesinde halk gençli¤i kendilerini örgütlemeyi ö¤renecek ve gelece¤i fethetme yoluna kat›lacaklar. Bu faydal› çal›flmalar›n›z için en iyi ve devrimci dileklerimizi gönderiyoruz. Komünizm için Direnifli Destekleme Komiteleri’nden genç komünistler olarak size güveniyoruz. Baflar›lar yoldafllar, komünist selamlar! Sosyalizm yolunda deneyimlerimizi paylaflal›m! Ezilen halklar›n direniflini destekleyelim! Emperyalist ülkelerde halk kitlelerinin direnifllerini destekleyelim! Filipinler’de, Nepal’de, Hindistan’da, Türkiye’de, Kürdistan’da sosyalizm için mücadele eden genç komünistlerin, Kuzey ‹rlanda’da ve Bask ülkesinde kurtulufl için mücadele eden gençlerin mücadelelerinin yan›nda olal›m! Proletarya enternasyonalizminin bayra¤›n› yükseklere kald›ral›m! CARC’dan genç komünistler ad›na Paola Bonuccelli 27 Ölmesine üzülünmeyecek insanlar m›? Türkiye’de yaflayan lezbiyenler, gayler, biseksüeller, travestiler ve transseksüeller (LGBTT) sadece cinsel yönelimleri, cinsel tercihleri farkl› oldu¤u için birçok hak gasp›na, sald›r›ya u¤ramaktalar. Ço¤unlukla da toplumun tepkilerinden dolay› bu hak gasplar› dilendirilmemekte ya da dillendirilse dahi görmezden gelinmektedir. LGBTT oldu¤unuz için iflinizden ç›kart›labilir, sokak ortas›nda tacize u¤rayabilir, dayak yiyebilir yâda ‘namusuna’ çok düflkün bir yak›n›n›z taraf›ndan öldürülebilir, zorla evlendirilebilirsiniz. Bunlar›n hepsi de ‘normaldir, yap›lmas› gerekendir.’ Çünkü cinsel yöneliminizden, cinsel kimli¤inizden dolay› en bafltan sapk›n, ahlaks›z olarak nitelenirsiniz. Son y›llarda LGBTT hareketlerin kendilerini görünür k›lmalar› ve bu do¤rultuda yürüttükleri mücadelenin sonuçlar›n› almaya bafllamalar›yla beraber yaflanan hak gasplar› daha fazla gündemleflmeye bafllam›fl, ayn› zamanda LGBTT bireyler toplum içerisinde görünür olmaya, kendilerini ifade edecek olanaklar bulmaya/yaratmaya bafllam›flt›r. Bu oluflumlardan biri olan Bilgi LGBTT üyelerinden birkaç arkadafl›m›z ile bir söylefli gerçeklefltirdik. Bu söylefli s›ras›nda ‹stanbul Bilgi Üniversitesi’nde faaliyet yürüten bir ö¤renci kulübü olan Bilgi LGBTT hakk›nda ayr›nt›l› bilgi edinme flans›n› yakalarken ayn› zamanda Türkiye’de bulunan di¤er LGBTT örgütlerden LGBTT bireylerin yaflad›¤› sorunlara, istem ve taleplerine kadar birçok konu hakk›nda sohbet ettik. Bu sohbetin bir k›sm›n› da olsa dergimiz sayfalar›na tafl›yarak LGBTT hareketleri ve LGBTT sorunlar› üzerine genel bir girifl olabilece¤ini düflündü¤ümüz için dergimiz sayfalar›nda yay›nl›yoruz. YDG: Öncelikle Bilgi LGBTT’ nin kurulufl süreciyle bafllayal›m isterseniz. Aykan Safo¤lu (Y›ld›z Teknik Üniversitesi, Sanat Tasar›m yüksek lisans ö¤rencisi, Bilgi LGBTT üyesi, Lambda ‹stanbul gönüllüsü): 2006 Aral›k ay›nda Bilgi Üniversitesi’nde Gepgenç ad›nda bir festival yap›ld›. Festival politik olmayan ama politik olanlar› da d›fllamayan bir içerikteydi. Bu festivalden Lambda’ya teklif geldi, biz de yapt›¤›m›z toplant›larda bu ifli üniversitelerde nas›l yapar›z diye tart›fl›yorduk. Festivale kat›ld›k, festivalde ilgi de iyiydi. Daha sonra üniversitede toplant› yapt›k, kat›l›m oldu. Bu süreçlerde daha baflvurumuzu yapmam›flt›k. Sonuçta okulda faaliyet yürütmek 28 için baflvuru yapmak flart de¤il. Neden böyle bir kulüp dersek? Üniversite içerisinde çal›flan di¤er kulüpler çok heteroseksist. (Heteroseksizm, Heteroseksüelli¤e ayr›cal›kl› rol atfedilen, çok çeflitli toplumsal pratikleri anlatan bir terimdir) Serkan Zihli (Bilgi Üniversitesi, Sahne ve Gösteri Sanatlar› Yönetimi ö¤rencisi, Bilgi LGBTT üyesi ve Lambda ‹stanbul gönüllüsü): Biz bu kulübü yasal olarak kurmak istedik aç›kças›, daha önce üniversitelerde de¤iflik oluflumlar vard› ancak hiç biri yasal olarak tan›nmam›flt›. Örne¤in Legato diye bir oluflum vard›. Kerem Candum (Bilgi Üniversitesi, Sahne ve Gösteri Sanatlar› Yönetimi ö¤rencisi, Bilgi LGBTT üyesi ve Lambda ‹stanbul gönüllüsü): Kurulmamas› için de bir neden yoktu asl›nda. Biz de ilk baflta ‘Kurulur mu?’, ‘Baflarabilir miyiz?’ diye düflündük. Ama bir flekilde görünür olmam›z laz›md›. Çok da zorlanmadan baflard›k asl›nda. Serkan: Biz daha ne yapaca¤›z diye tart›fl›rken medyadan ilgi gördük. Medyada görünür olmaya bafllad›k, birkaç röportajdan sonra bu olay medya taraf›ndan büyütüldü. Sonra yönetimle görüflmeye bafllad›k. Bize ‘Tamam, hiçbir itiraz›m›z yok. Fakat bir süre medyada görünürlülü¤ünüzü azalt›n dediler. Bu süreç bizim düflüncelerimizle de çak›fl›yordu, biz de medyaya ç›kmaktan ifl yapamaz hale gelmifltik. YDG: Üniversite yönetiminden gelen medya görünürlü¤ünü azalt›n tepkisinin nedenini ne olarak görüyorsunuz? Kerem: Ö¤renci velilerinden gelen tepkiler. Aykan: Tabii ki zorda kal›nca ö¤renci velilerine y›k›labilir. Ö¤renci velisi de saçma bir kavram bence, üniversitedeyseniz ö¤rencinin velisi olmaz. Bilgi Üniversitesi’nin flöyle bir tavr› var. Bilgi Üniversitesi vak›f üniversitesi oldu¤u için, nereden baksan›z, % 90’› para verip okudu¤u için bir velinimet durumu var ortada. Burada velinimet de ö¤rencilerin aileleri oluyor. Dolay›s›yla bu insanlar›n tepkilerini önemsiyorlar, az›msanmayacak bir etkisi de oluyor. Gel-gör ki böyle olmamas› gerekiyor. Burada Bilgi Üniversitesi’nin elefltirilecek bir tavr› var, sadece velilerin tavr›yla da ilgili de¤il. Mesela bu üniversitede vicdani ret ile ilgili konferans yap›l›yor, Ermeni soyk›r›m› ile ilgili konferans yap›l›yor, arkas›nda duruluyor. Bazen de oluflturulan repitasyona zarar verecek, flan›n›, flöhretini zedeleyece¤ini düflündü¤ünde o mevzuyu sahiplenmekten vazgeçiyor. Bora Bengisun (Bilgi Üniversitesi Uluslararas› ‹liflkiler ö¤rencisi, Bilgi LGBTT üyesi, Lambda ‹stanbul gönüllüsü): Bu arada Hatay Türk E¤itimSen fiubesi, Bilgi Üniversitesi idaresi ve YÖK hakk›nda suç duyurusunda bulundu. Kulübün kurulmas› medyada duyulduktan sonra bu suç duyurusu geldi, üniversite s›navlar› da yaklafl›nca arkadafllar› ça¤›rt›p çal›flmalar›m›za Eylül’e kadar ara vermemizi, medyada görünür olmamam›z› istediler. Aykan: Üniversite s›nav› yaklafl›yordu. ‹nsan haklar› savunuculu¤unun arkas›nda durabilmek bir üniversite için iyi bir repitasyon olabilir gibi bir düflünce var. Bilgi gibi bir üniversite için ileride iyi bir geri dönüflüm sa¤layabilece¤ini de düflünebilirler. En bafltan yasaklamak Bilgi’nin o ‘Hit’ üniversite olma iddias›n›n gerisinde bir fley. YDG: Ö¤rencilerden ald›¤›n›z tepkiler nas›ld›? Aykan: Ö¤rencilerden birkaç tehdit maili falan ald›k. Ama ciddi fleyler de¤ildi. Serkan: ‘A bu gökkufla¤›ndaki çocuk de¤il mi?’ gibi konuflmalar oldu fakat ben sert tepkiler almad›m. Kerem: Hatta kurulufl aflamas›nda 10 tane imza toplanmas› gerekiyordu. Bu süreçte heteroseksüel baz› arkadafllar da imza atarak bize destek oldular. Ama baz› yerlerde çok hofl fleyler de konuflulmad› tabi. Serkan: Kapat›lmam›z için baz› ö¤rencilerin imza toplad›¤› gibi fleyler de duyduk. Aykan: Benim aç›mdan önemli olan kamusal alanda görünür olmam›z ve kamusal alana müdahalede bulunuyor olmam›z. Ve kamusal alana yapt›¤›m›z müdahalenin o s›n›rlar›n geniflletilmesi aç›s›ndan da önemli oldu¤unu düflünüyorum. YDG: Di¤er üniversitelerde benzer oluflumlar var m›? ‹sterseniz biraz da onlardan bahsedelim. Bora: Bizim kulübümüze baflka üniversitelerden üye olan arkadafllar da var. Bizim kulübümüzün kurulmufl olmas› onlarda da olumlu bir hava yaratt›, baflka üniversitelerde de arkadafllar benzer oluflumlar için çal›flmaya bafllad›. Aykan: Bu arada unutmayal›m, biz üniversite taraf›ndan tan›nan tek kulübüz. Baflka üniversitelerde de benzer oluflumlar var. Eskiflehir Mor El LGBTT (Anadolu Üniversitesi’nde) oluflumlar› var. Onlar daha çok ö¤renci inisiyatifi gibi örgütleniyorlar. Eylemlilikleri, etkinlikleri olan ve bu eylemliliklerin sonucunu alabilen bir oluflum. Onlar da kurulufl aflamas›nda bizim gibi fazla sorun yaflamad›lar. Ama bu bulundu¤un yerle de ilgili, bunu K›r›kkale’de yapabilir misin, Çukurova’da yapabilir misin, san›r›m yapamazs›n. Serkan: Birçok üniversitenin rektörüyle yap›lan bir röportaj vard›. Demeçler fazlas›yla homofobikti. (Homofobi, eflcinsellere ve eflcinselli¤e karfl› korku ya da ayr›m ve hoflnutsuzluk içeren yaklafl›m anlam›na gelir. Eflcinsellik, dini, ahlaki ve politik nedenlerle toplumlarda genellikle negatif karfl›lanm›fl ve bu tav›r bazen homofobi olarak da adland›r›lm›flt›r.) ‘Benim üniversitemin ö¤rencileri bilimle ilgilenir, böyle fleylerle u¤raflmaz’ gibi demeçler verildi. Kerem: Mor El üniversite yönetimi taraf›ndan tan›nmasa da bas›nda çok yer ald›lar. Bizden daha çok fley yapt›lar. Onlar örgüt, ö¤renci inisiyatifi gibi çal›flt›klar› için eylemlere kat›ld›lar, eylemler yapt›lar kulüp s›n›rlar›n›n daha fazlas› gibi. YDG: Bu süreçte günlük yaflam›n›zda de¤iflimler oldu mu? Ald›¤›n›z tepkiler nas›ld›? Aykan: Bu süreçte yak›n çevremde bilmeyenler de LGBTT oldu¤umu ö¤renmifl oldu. Bunlar›n baz›lar›n›n geri dönüflümü olumsuz oldu. En basitinden insanlar neden gazetelere ç›kt›¤›m›z› anlayam›yorlar, onlar için sorun halledilmifl, çözülmüfl. Onlar tam olarak benimsemedi¤i için baflkalar›n›n da benimsemeyece¤ini düflünüyorlar. Eflcinselsiniz, evet, o dar çevre içerisinde kabul ediliyorsunuz. O dar çevrede, bunu salt cinsellik olarak görüp yaflayabilirsiniz ama söylememeniz konusunda uyar›labiliyorsunuz. ➟ C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! Bora: Bu kapal› kap›lar ard›nda kald›¤› sürece, sadece cinsellik olarak alg›lan›yor. Kimseye söylemedi¤in sürece, aç›klamad›¤›n sürece, kamusal alanda görünür olmad›¤›n sürece bir problem yok. Cinsiyet kimli¤ini ya da cinsel yönelimini görünür k›ld›¤›n zaman hemen homofobi ile karfl› karfl›ya kal›yorsun. YDG: Arkadafllar geçti¤imiz günlerde gay ve travesti arkadafllar›m›z öldürüldü. Biraz da son yaflanan olaylardan bahsedelim isterseniz. Aykan: Ben bu süreçte Lambda ‹stanbul’da faaliyet gösterebildim. Lambda bu cinayetlerle ilgili çal›flmalar ve eylemler gerçeklefltirdi. Önce bir gay arkadafl›m›z evinde ölü bulundu. Akabinde bir trans arkadafl›m›z öldürüldü. Daha sonra gene bir trans arkadafl›m›z yolda darp edilerek öldürüldü. Gene yak›n bir tan›d›¤› taraf›ndan öldürülen transseksüel arkadafl›m›zla beraber bu say› dörde ç›km›fl oldu. Ayr›ca gene trans bir arkadafl›m›z sald›r›ya u¤rad› yo¤un bak›mdayd›, san›r›z durumu biraz daha iyi flimdi. Serkan: Ben kendi karfl›laflt›¤›m bir olaydan bahsedeyim. 2 travesti arkadafl›m›z yolda duruyordu. Yanlar›ndan h›zl› bir flekilde polis arabas› geçti, sonra araba geri geri geldi ve trans arkadafllar›n yan›nda durdu. Arabadan inerek iki arkadafl›m›z› dövdüler. Ve arkadafllar›m›z› döverken polisler ‘Art›k o rahat günleriniz bitti.’ diye ba¤›r›yordu. Biz ne oldu¤unu anlayana, yard›ma gidene kadar, dövüp arkadafllar›n peruklar›n› al›p gittiler. Aykan: Son zamanlarda polisin bu tür uygulamalar›ndaki art›fl›n polisin yetkilerinin art›r›lmas› ile de ciddi ilgisi var. Sonuçta polisin yetkisi inan›lmaz artt›. Yol ortas›nda durdurup kimlik kontrolü, üst-bafl aramas› yap›lmas›ndan tutun da sebepsiz yere gözalt›na al›nmas›na kadar. Festus Okey’in bafl›na gelenlerle, Küçük Bayram Sokak’ta, sokakta çal›flman›n zorluklar›n›n fark›nda olup evlerde çal›flan trans arkadafllar›n o evlerden ç›kart›lmaya çal›fl›lmas›n›n ba¤lant›l› oldu¤unu düflünüyorum. En basitinden bu ülkede sadece transfobi ve homofobi oldu¤una körü körüne inanm›yoruz. Bunlar›n nedenlerinin beraberce ele al›nmas› gerekti¤ine inan›yoruz. Hetero- seksizm de milliyetçilikten, militarizmden baz› damarlardan besleniyor. YDG: Son dönem yaflanan cinayetlerin önü de bir flekilde aç›ld› gibi geliyor bana. LGBTT örgütlere dönük medyadan yap›lan karalamalar, kapat›lma davalar›, Bursa Gökkufla¤›’n da yaflananlar, özellikle medyadan trans arkadafllar›n canavarlaflt›r›lmas›… Bu olaylar›n birbirinden kopuk olmad›¤›n› düflünüyorum ben. Aykan: Bu olaylar› fevri olarak aç›klayamay›z. Bir yerde bir tahammülsüzlük var ve gerçekten insanlar bu tahammülsüzlük etraf›nda örgütlenebiliyorlar. Birkaç münferit olaydan ayn› tepkiyi alabiliyorsak ortada homofobi ve transfobi oldu¤undan rahatl›kla bahsedebilmeliyiz. Ortak anlama pratiklerinin rahatl›kla üzerinden geçildi¤i bir ülkede yafl›yoruz. Türkiye’nin kuruluflundan beri tepeden inme yap›la gelmifl birçok fley. Halk muhalefetleri yukar›dan manipüle edilmifl ve bast›r›lmaya devam ediyor. 80 müdahalesinde halk›n ayd›n bir kesiminin ortadan kald›r›ld›¤›n› biliyoruz. Böyle oldu¤u zaman toplumda birbirini anlama prati¤inin olmad›¤›n› görüyoruz. fiu an yaflanan geliflmeleri de (s›n›r ötesi operasyonlar falan..) faflizm belirtileri olarak okumak mümkün. Bu noktada ilk gözden ç›kartt›¤›m›z insanlar transseksüeller, LGBTT bireyler oluyor. Özellikle transseksüeller medyada canavarlaflt›r›l›yor, sapk›nl›k olarak görülüyor, varl›k nedenleri anlafl›lam›yor. Böyle olunca ölmesine üzülmeyece¤imiz insanlar olarak fliddet ilk onlara yöneliyor. Bunun homofobi ve transfobiden ba¤›ms›z oldu¤unu düflünmüyorum. YDG: Bu fliddetin kayna¤› demokrasi yoksunlu¤u, egemen anlay›fl›n d›fl›nda olan, farkl› olan herkese yönelen bir fliddet var. E¤er çemberin d›fl›ndaysan hedeftesin demektir. Aykan: “Hepimiz Ermeniz!” diye slogan att›¤›m›zda bu nas›l alg›lanam›yorsa, alg›lanmas› istenmiyorsa bir yerde örgütlü LGBTT bireylere yönelen fliddet de ayn› yerden kayna¤›n› buluyor. Bora: Bizler Bilgi LGBTT olarak militarizme karfl›y›z ve flu anki fliddet ortam› sürdü¤ü sürece de halklar›n bar›fl ortam›nda yaflayabilece¤ini sanm›yoruz.✌ KÜÇÜK fifiEEHR‹N BÜYÜK FEST‹VAL‹: 13. AVRUPA F‹LMLER‹ FEST‹VAL‹ Her fley bundan 12 y›l önce 1995’de bafllad›. O büyülü dünyan›n kap›lar› aç›ld› ve Avrupa filmlerinin en yenileri, sinema sanat›n›n baflyap›tlar› ve büyük ustalar›n filmlerini izleyiciyle buluflturmak için yola ç›kt›. 3000-4000 km yolculuk yaparken 8090 film gösteren tekerlekler üzerinde bir festival hayal edebiliyor musunuz? Festival program›nda her y›l 30-40 uzun metrajl› ve 60-70 k›sa metrajl› film gösteriliyor. Programda “Avrupa Avrupa” ve “Avrupa’n›n En ‹yileri” bölümlerinin yan› s›ra toplu gösteriler de yer almakta Ülkemizde kültürel etkinliklerin ço¤unun Ankara ve ‹stanbul gibi büyük kentlerde düzenlenmesi nedeniyle di¤er kentlerde yaflayan insanlar bu etkinliklerden ancak gazete ve televizyon arac›l›¤›yla haberdar olabilmektedir. Bu etkinlikleri izleme olana¤›ndan da yoksunlar. Gittikleri her kentte s›cak bir dostluk ortam› yaratan Gezici Festival Ekibi 915 Kas›m aras›nda Kars’ta gösterimdeydi. Ankara, Samsun, Saraybosna gibi birçok kenti de sineman›n ›fl›¤› ile ayd›nlatmaya devam ediyor. Bu y›l Kars’a 2. kez u¤rayan gezici festivalin büyülü ›fl›¤›yla flehir büyük bir film platformuna dönüfltü. Zaten sinemasal bir kent olan Kars’›n nabz› art›k flehir sinemas›nda at›yordu. Bütün Kars halk› özellikle çocuklar ve gençler baflka dünyalara girip ç›kman›n, baflka dünyalar›n sihrini keflfetmenin sevinciyle sinema salonunu doldurdular. Gezici Festival sanatsal dönüflüme ivme kazand›ran sihirli bir de¤nek gibiydi. Festival, aç›l›fl› 25 y›l sonra, bilinmeyen görüntüleriyle YOL filmiyle yapt›. Y›lmaz Güney Cannes Film Festivaline yetifltirmek kayg›s›yla k›sa sürede filmi tamamlam›fl ve yeniden kurgulayacak zaman bulamadan yaflama veda etmiflti, Filmin son kurgusu yap›lmam›fl, yani tamamlanmam›flt›. Yap›mc›n›n elinde bulunan ve daha önce gösterilmeyen görüntülerle festivalde film hak etti¤i yerini ald›. Mülteci, Yumurta, Yaflam›n K›y›s›nda, Sakl› Yüzler ve daha birçok yerli filmin yan› s›ra Oscar aday› yabanc› filmler de gösterildi. Ödül töreni ve yönetmenlerin söyleflileriyle ortam daha da renklendi. Filmlerin yan› s›ra ‹smail Hakk› Demircio¤lu, Erkan U¤ur ve Baba Zula’n›n konserleri be¤eni toplad›. Festival çocuklar› da unutmam›flt›. ‹sveç seçkisi birbirinden güzel çizgi filmler çocuklarla bulufltu. C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! Yüzy›llardan beri farkl› kültürlerin kavfla¤›nda yaflayan Kars flehri, festivalin kurdu¤u köprüyle dünyaya yepyeni bir kap› açt›. Avrupa’n›n çeflitli ülkelerinden, Gürcistan, Macaristan, Azerbaycan gibi komflu ülkelerden gelen festival konuklar›n› büyüledi. Eski bir Rus flehri olan Kars ayn› zamanda Türkiye’nin ilk planl› flehri. Bir mimarl›k örne¤i olan Rus yap›lar›, genifl sokaklar› ve kald›r›mlarda a¤açlar üzerindeki ›fl›kland›rmas›yla kar alt›nda seyrine doyum olmuyor do¤rusu. Gönül istiyor ki, Gezici Festival daha çok kente sineman›n ›fl›¤›n› götürsün. Anadolu’da pek çok kent ve kasaba bunu bekliyor. Çünkü bu topraklar›n anlataca¤› o kadar çok hikaye var ki. Anadolu, bu hikayeleri anlatman›n sanatsal yollar›n› ö¤renmeye ihtiyaç duyuyor. Sinema, ö¤renmenin, kendini ve halk›n› tan›tman›n en güzel yolu. Yeni-eski, k›sa-uzun gösterdi¤i tüm filmler için Gezici Festival’e teflekkür ediyoruz. Her film bir yolculuktur ötekinin hikayesine. Ayn› zamanda kendi içimize de.✌ Kars’tan bir YDG’li 29 Öykü... 17 Kas›m’da Frankfurt’ta AT‹K-YDG taraf›ndan örgütlenen 17. Kültür Sanat Festivali’nde birinci seçilen öyküyü yay›nl›yoruz. Caddeyi döndüm. Ayaklar›m bu yolu tan›yor ve beynimi hiç yormadan gidece¤im yere götürüyordu beni. Her fley tan›d›kt› ve tan›d›kl›¤› korkutucuydu. Asl›nda çocuklu¤umdan bu yana bir sürü bina dizilmiflti flehrin bu bölümüne. Üzüldüm. Çocuklar top oynayam›yorlard›r bu beton y›¤›nlar› aras›nda diye düflündüm. Bir ses yükseldi uzaklardan yank›lan›rcas›na. “‹çeri gir Kemal, çabuk” diyordu o ses. ‹rkildim, o sesi tan›yordum. Aniden çocuklar›n top oynayamamalar›yla ilgilenmeyi b›rakt›m. Ben de oynayamam›flt›m doyas›ya, flehrin bu bölümü beton y›¤›n› haline gelmedi¤i o eski y›llarda. Oynamama izin vermemiflti o ses. Evin bütün sol duvar›n› kaplayan çatla¤a tak›ld› gözlerim. Çocuklu¤umda bu muhitin en görkemli kona¤›yd› önünde durdu¤um konak. Oysa flimdi o çatlak yans›t›yordu bütün olanlar›. Mecburiyetlerimi. Çocukken söylenen bütün kurallar›. Aniden top oynayamad›¤›m o güne gitti benli¤im. Hat›rl›yordum sesin sahibini, elindeki maflayla vücuduma iflledi¤i izleri. “Her gol için bir ceza” kontrolüydü o, daya¤a dayak de¤il, ceza demeyi tercih ediyordu her zaman. Ve konuklar›n içerisinde ilerleyip hayran bak›fllar alt›nda yürüdü¤üm mezuniyet günümü hat›rl›yordum. Tek erkek çocuk olman›n ve bu yüzden ailemin tek isim mirasç›s› olmam›n gerekliliklerini. Sonra ilerliyordum ‘68’lerin f›rt›nal› günlerinde. ‹lk defa karfl› ç›k›yordum beni irkilten sese. Büyüyordum ve büyümemi be¤enmiyorlard›. Karfl› ç›k›yordum sadece ona de¤il yaflad›¤›, benimsedi¤i, kendisi ve kendinden öncelerinin ona ö¤rettikleri her fleye. “Bu ailenin içerisinde herkes askerdir” sesi yükseldi yine yank›l›. Orduda benden öncekileri gibi kariyer yapmam› istiyorlard›. Oysa ben baflka savafllara yelken aç›yordum. En baflta gizli gizli, sonra aç›kça. Utan›yorlard› lar yoldafllar›mdan. Karfl› geldim, korkuyordum ama nerden bilebilirdim o sesin beni bekledi¤ini d›flar›da? “bak” dedi, “bak oras› senin evin mi? Evine yapacaklar›m› gör.” Tarad›lar. Sanki insan yaflam› çok ucuz ve geçiciymifl gibi tarad›lar yoldafllar›mla dolu evimi. Ba¤›rd›m, yard›m istedim, koflup kurtarmak istedim güzellikler için savaflanlar› ama ‹ S E R T R O P E L A‹ benden “anarflist bir vatan haini”. Seviniyordum tüm olanlara, ard›mda b›rakt›¤›m o mecburiyet ve sorumluluklarla hareket ediyordum. Oysa sonra olanlar çok daha korkutucuydu. Evden ayr›lm›fl ve bütün konta¤›m› kesmifltim çocuklara top oynamay› yasaklayan sesten, ama beni takip etmiflti. Tan›flt›¤›m arkadafllar›ma, dostlar›ma, yoldafllar›ma büyük militarist kökenli ailemden bahsetmiyordum. Bu sefer utanan bendim, Kürtçe bilen yoldafllar›m sayesinde ö¤reniyordum ‘38 isyan›n›, Halepçe’yi, Marafl’›… Utan›yordum ama gizliyordum. Bir gün kald›¤›m›z eve girdiler. Beni tan›rm›fl gibi, elleriyle koymufllar gibi ç›kard›lar, kopard›- güçsüzdüm. O ses kazand›. Ben yenildim. Bütün olanlardan sonra geriye dönmek istediysem de flüpheci bak›fllar ve ard›mdaki f›s›ldamalar dinmedi. Gene haindim ama artik bir casustum, f›s›lt›lar›n içinde s›fatland›r›l›fl›m böyleydi. O ses kazand›. Y›llar de¤ifltiriyordu her fleyi, her fley de¤iflmeye mahkumdu. Y›llar çizgi çizgi iz b›rakm›flt›, yafll› tahtadan kap›n›n üstüne. Elimi cebime att›m ve kap›dan çok daha yafll› olan anahtar› ç›kartt›m. Bir ara tereddüt ettim. Kap›y› aç›p içeriye girmek benim için idam sandalyesine yaklaflmak gibi ac› geliyordu fakat aniden kap›n›n g›c›rt›yla arkamdan nas›l kapand›¤›n› duydum sadece. Önümde uzun ve ince bir merdiven… ‹lerledim. Basamaklar› sessiz, ifadesiz, bofl bir endamla arkamda b›rak›yordum, kalbim ise içi- mi titretircesine at›yordu. En yüksekteki basama¤›n ard›ndan koridorun en sonundaki odaya ulaflt›m. Kap›y› t›klatacakt›m ki içerden bir ses “yaln›z›m gene, gir içeri” dedi. Sesi sertti, bu sözü söylerken bile. Evet, yaln›z›m derken bile sert kalabiliyordu. Asl›nda büyük bir baflar›d›r bu, yani bir insan için. Hani en kötü, korumas›z, zay›f an›nda bile sert kalabilmek. Makineler için bu kolayd›r. Hiç bir alet a¤lamaz bozuldu¤u zaman. Ama iflte o. Karanl›k odan›n içerisinde sallanan sandalyenin üstünde tek bafl›na ve en kötüsü bunu biliyor. Bilmekle kalmay›p durumu belirten ve onun yafl›ndaki insanlar›n telaffuz etmeyi unuttu¤u, düflünmekten bile korktuklar› cümleyi söylüyor: “Yaln›z›m”. Bir kelimeli cümle ama dünyas›n› anlat›yor yaln›zl›k. Ac›yam›yorum ona, oysa onu bu nemli odaya kapatan benim. Ama gene de sorumluluk hissetmiyorum, üzülmüyorum, utanm›yorum bile. Ölümünü bekliyorum onun, sessizce. Ölümü bile sert, disiplinli ve kontrollü olacak diye m›r›ldand›¤›m› hissediyorum. ‹çimden ba¤›rmak geliyor. Bir 盤l›k olsun istiyorum tüm hikayem. Ona seslenmek, yapt›klar› için utan›p utanmad›¤›n› sormak istiyorum. Bir kere olsun ömründe hissetmesini, evet yüre¤inin derinliklerine inmesini istiyorum. Bir hareket, herhangi bir s›cakl›k bekliyorum, belki bir okflay›fl. “Benim oldu¤umu nereden anlad›n” sözleri süzülüyor dudaklar›mdan. “Kokundan torunum, kokundan…” ‹NSANIN DÜNYA KARfifiIISINDA B‹R SAYGI DURUfifiU UDUR FEST‹VAL Bu yaz›, AT‹K-YDG’nin Gençlik Kültür Sanat Festivaline kat›lan Tiyatro-Sinema Dal› Jüri Üyesi Yi¤it Tuncay’›n yorum ve düflüncelerini anlatan bir de¤erlendirmedir. Festival dendi¤inde insan›n içini bir heyecan kapl›yor. Çünkü yüzy›llar boyu insan›n do¤ayla olan iliflkileri ve insan›n kendi toplumsal iflleyifline iliflkin törenleri festival kelimesinin tarihsel kökenlerine iliflkin ipuçlar› veriyor bize. Bir de halk›m›z aras›nda kullan›l›fl biçimi var bu kelimenin, o da ola¤anüstü durumlar› ve bir karmaflay›, hatta gülünç durumlar› ifade ediyor. Biz daha çok törensel yönüne bakal›m bu yaflad›klar›m›z›n. Sanki insan›n do¤a karfl›s›nda ve insan›n insan karfl›s›nda bir sayg› duruflu gibi. ‹flte törensel yönünden kastetti¤imiz budur. ‹lk insan›n karn›n› doyurmak için avlanmas›ndan günümüze kaç yüzy›l geçti dersiniz? Karn›n› doyurmak için avlanan insan›n, avlanmaya gitmeden önce av›n› taklit ederek dans edip flark› söylemesinden bu yana geçen sürede insano¤lunun sanat› keflfetmesi ve onu hava-su gibi ihtiyaç olarak hayat›n›n vazgeçilmez bir parças› haline getirmesinin öyküsünün alt›nda maddi ve manevi ihtiyaçlar›n›n birli¤i var. Bu ayr›lmaz birlik, insan› bu dünya üzerindeki yaflam›na karfl› coflkulu bir sayg› durufluna yönlendiriyor. Avc›l›kla yaflam›n› sürdüren 30 insan›n, toprakla tan›flmas› ve topra¤› iflleyerek onunla iliflki kurmas› ise kültür kelimesinin kökenini ortaya ç›kar›yor. Sonra o insan, iflledi¤i topraktan ürünü al›nca ona bir teflekkür borçlu oldu¤unu düflünerek flenli¤e, flölene ve festivale yöneliyor. Ayr›ca bu festivalde, yeni ürün döneminin daha bereketli geçmesi için dileklerini sunuyor. Bütün bunlar› dans ederek, flark›lar söyleyerek ve oyunlar oynayarak yap›yor. fiu anlatmaya çal›flt›¤›m tarihsel süreç içinde insan›n eme¤iyle üretti¤ini, ürettikleriyle dünyay› dönüfltürdü¤ünü ve hem do¤ay›, hem de kendi do¤as›n› insanilefltirdi¤ini görüyoruz. ‹nsan›n maddi ve manevi alan›n› bir dengeye oturtmaya çal›flt›¤› yaflam mücadelesinin belli dönemlerinde böylesine büyük bir coflkuyla sayg› durufluna geçmesidir festivaller. Bütün yapt›klar›m›z›n, etkinli¤imizin temize çekilmesi ve yapmak istediklerimizi diledi¤imiz bir tören. 17. Gençlik-Kültür-Sanat Festivali’ne davet edildikten sonra bu festivale gidiflte bütün tarih tüneli akl›mdan geçti. Art›k kentlerde yaflamaya bafllam›fl insanlar›n, egemenlerin yaratt›¤› ve yönetti¤i bir festival kültürüne yönlendirilmifl ol- mas›, halk› festival kültüründen soyutlay›p, kat›lamad›¤› bir etkinli¤e dönüfltürmüfltür. Davet edildi¤im bu festival herkesin hem ürettikleriyle, hem de seyirci olarak kat›labildi¤i bir özgürlü¤e sahip. Bu festival halk oyunlar›ndan, müzikten, fliir-öykü ve tiyatrodan oluflan, insan›n güzeli, iyiyi ve do¤ruyu aray›fl›n›n bir flöleni. Kara adamlar›n kirli ellerini y›kayamad›klar› bir ›rmak. Böyle halk flölenleri, kültür ve sanattan iktisadi fliddete dayal› politikalarla kopar›lm›fl insan›n bir kez daha dünyaya karfl› yürümesinin önünü açacakt›r. Çünkü insan›n maddi ve manevi alan›n›n aras›ndaki eflitsiz geliflme, insan› tekrar ilkel dönemine geriletiyor. Bu dengeyi kurmak için, insan›n pazar mant›¤› içindeki sadece tüketici rolüne son verilmesi gerekiyor. Halklar kendi çocuklar›n› manevi alan›n› da üreten bir noktaya getirebilmek zorundalar. Halk sanatç›lar› ve ayd›nlar›n›n yetiflebilmesi için, kara adamlar›n onlara sunduklar› ile yetinmemek zorundalar. Bir halk sanat›n›n ve kültürünün esteti¤ini kurmak tabii ki çok kolay bir fley de¤il. Ama yüzy›llar boyunca birçok usta bu esteti¤i gelifltirmek için çal›fl- malar yapt›lar ve bu çal›flmalar› bilmek bile, bir yerden bafllamak anlam›na gelir. Bu festivaller mant›¤› bile ciddi bir bafllang›ç noktas›d›r. Bu festivaller bizlere yeni halk sanatç›lar›, ayd›nlar ve geliflmeye yönelmifl bir estetik anlay›fl kazand›racakt›r. Bu anlay›fl›n en önemli noktas› ise sabretmek ve bu düflünceyi ›srarla üretmeye devam etmektir. (…) Ben bir kat›l›mc› olarak kendi gözlemlerimi aktarmaya çal›flt›m ama asl›nda bir jüri üyesiydim ayn› zamanda. fiimdi herkes benden bu festivale kat›lan amatör sanatç›lar›n sunduklar›n› ve organizasyonu de¤erlendirmemi bekliyordur. Hay›r. fiu anda bunu düflünmek istemedim. Bizim insan›m›z›n üretme tutkusunu, üretti¤iyle dünyay› de¤ifltirme, dönüfltürme arzusunu ve biriktirdi¤ini, paylaflma çabas›n› düflünmek daha güzel geldi bana. Bu her fleyden daha önemli bence. Ha bir de yar›flma vard› de¤il mi? Bak›n bunu unutmuflum. Unutmam da do¤al tabi. Çünkü yar›flma bir bahane olmaya devam etmeli hala... Tiyatro-Sinema Dal› Jüri Üyesi Yi¤it Tuncay C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! B E L L E K NO PASARAN! “Diz çökerek yaflflaamaktansa ayakta ölmek ye¤dir!” "Bir koridor gibi ç›n ç›n öten darac›k sokaktan ayaklar›n› vura vura uluslararas› birlikler geçiyordu. Kimler yoktu ki aralar›nda? Uzun saçl› ayd›nlar, inatç› komünistler, Nietzsche b›y›klar›yla yafll›, Sovyet filimlerindeki jönleri and›ran yüzleriyle genç Polonyal›lar, kafas› trafll› Almanlar, Cezayirliler, bunlar›n aras›na yaln›fll›kla kar›flm›fl ‹spanyollar denebilecek ‹talyanlar, hiç kimselere benzemeyen ‹ngilizler, Moris Tores'e ya da Moris fiovalye'ye benzeyen Frans›zlar... Hepsi de çelikleflmifl dimdik! K›fllalar›na yaklafl›yorlard› ya, birden marfl söylemeye bafllad›lar. Ve yeryüzünde ilk defa olarak savafl düzeninde yürüyen her ulustan karmakar›fl›k bir sürü adam, Enternasyonal'i bir a¤›zdan söylemifl oluyordu… Kimselere nasip olmayan böylesi bir kardeflleflmenin görkeminden titredi Madrid. Coflkuyla f›s›ldad› tek bir a¤›z gibi: "Bizimle savaflmaya, bizimle ölmeye gelmifller!" Onlar›n dil sorunu yoktu, dünyay› yaratan ellerinden tan›rlard› birbirlerini. No pasaran s›r de¤ildi onlar için ve hangi dilde verilirse verilsin anlarlard› "hücum!" komutunu. Yüzlerini bile görmedikleri ‹spanya iflçi ve köylüleri için ayn› kahramanl›k ve sadelikte öldü onlar. Öldüler hayk›rarak! Diz çökerek yaflamaktansa ayakta ölmek ye¤dir! No Pasaran!" 1930’lu y›llar, dünya ekonomik bunal›m›n›n hemen her ülkede derin etkilerinin görüldü¤ü, buna karfl› toplumsal mücadelenin de yükseldi¤i bir dönem. O y›llarda Almanya’da Faflist Hitler’in iflbafl›na gelmesinin yank›s› ‹spanya’da da görülüyor. Faflist örgütler aç›ktan harekete geçip sokak ortalar›nda insanlar› ac›mas›zca öldürüyor. Bir kaos ortam›n›n yafland›¤› koflullarda ‹spanya’da Ekim 1934 ayaklanmas› patlak veriyor. Hükümet ayaklanmay› bast›rmak için lejyonerleri kullan›yor. Asturia madenlerinde yi¤itçe direnen iflçilerin üzerine sürülen askerler, 400 kifliyi öldürüyor, 40 bin kifli hapishanelere dolduruluyor ve ayaklanma yenilgiye u¤ruyor. Ayaklanman›n bast›r›lmas›n›n ard›ndan ülkede politik ve ekonomik kargafla her geçen gün daha da art›yor. Ve 18 Temmuz sabah› ‹spanya büyük bir flokla uyan›yor. Felaket kap›ya dayanm›fl, ölüm mangalar› sokaklarda faaliyete geçmifltir. Almanya, ‹talya, Portekiz ve Japonya’n›n deste¤iyle Franko’nun emrindeki ‹spanyol faflistleri Madrid kap›s›na dayanm›flt›r. ‹ç savafl›n bafllad›¤› bu ilk günün gecesinde Dolores ‹barruri’nin coflkulu sesi ise radyodan yank›lanmaktad›r: "Diz çökerek yaflamaktansa ayakta ölmek ye¤dir! No Pasaran!" Ertesi gün Madrid flehrinin sokaklar› ve duvarlar› dünya halklar›n›n bugün de dilinden düflürmedi¤i bu ölümsüz sloganla donat›l›yor. Madrid halk›, özgürlü¤ü için barikatlarda, evlerde, sokaklarda silaha sar›larak faflizme karfl› savafl›yor. "Bizim bugün anti-bolflevizm bayra¤› alt›nda birleflmemize kimse flafl›rmayacakt›r. Çünkü bu- dur bizim bayra¤›m›z. Bu bayrak alt›nda do¤duk, Bolflevik düflmana karfl› savafl›p onu, can›m›z ve kan›m›z pahas›na yendik" diyen faflist Mussolini’nin sözlerine Dolores’in 16 Haziran 1936’da meclis kürsüsünden yapt›¤› ünlü konuflma cevap oluyor: "fiayet birilerinin k›flk›rtmas›yla ayaklanmaya haz›r generaller varsa, bizim de onlara hadlerini bildirecek halk›n içinden ç›kma askerlerimiz, Alcala’l› çavufllar›m›z vard›r" Madrid heyecan›n, korkunun ve umudun sesi art›k... ‹nsanl›¤›n bütün güzel de¤erlerini ve umutlar›n› inanç ve bayrak yapanlar, bunlar›n en azg›n düflmanlar›yla savaflmaya haz›rlan›yorlar. ‹nsanl›¤›n akl› ve yüre¤i Madrid’te at›yor. Madrid sokaklar› uygun ad›m geçerek Frans›zca, ‹talyanca, Almanca, Lehçe, Macarca ve Romence olarak hep bir a¤›zdan söylenen marflla sars›l›yor: Enternasyonal… Komintern’in ça¤r›s›na uyup, ‹spanya halk›yla omuz omuza çarp›flmaya, ölmeye gelmifl olan uluslararas› tugaya mensup gönüllü askerlerin sesi… "Analar, kad›nlar! Y›llar geçip de savafl›n yaralar› sar›ld›¤›nda, nefret dinip de yerini özgürlük, sevgi ve huzur ald›¤›nda, bir gün tüm ‹spanya özgürlü¤üne kavufltu¤unda bu zorlu ve kanl› günleri hat›rlay›p çocuklar›n›za anlat›n, anlat›n onlara uluslararas› tugaylar›. Bu insanlar›n da¤lar›, denizleri aflarak, süngülerle kapat›lm›fl s›n›rlar› geçerek, ülkemizin özgürlü¤ü için savaflmaya nas›l geldiklerini anlat›n… Onlar her fleyi geride b›rakt›lar; vatanlar›n›, yaflamlar›n›, ailelerini, çocuklar›n›… geldiler ve ‘iflte buraday›z. Sizin davan›z, ‹spanya’n›n davas› bizim davam›zd›r, tüm ilerici insanl›¤›n davas›d›r’ dediler" Dünyan›n her yerinde yüre¤i ezilenler ve mazlumlar için çarpan binlerce kifliden oluflan gönüllü tugaylara yaflam dolu sesiyle iflte böyle sesleniyordu Dolores ‹baruri. Dünya devrimci hareketi ve insanl›k tarihi gerçek bir enternasyonal dayan›flmay› yafl›yor Madrit’de. Bu destans› dayan›flmaya 54 ülkeden 42 binden fazla özgürlük savaflç›s› kat›l›yor. Tarih 22 Ekim 1936, enternasyonalist tugaylar hep bir *La Passionaria ad›yla tan›nan ‹spanyol devrimci Dolores ‹barruri, 9 Aral›k 1985’te Bask bölgesinde Bilbao yak›nlar›nda Gallarta’da yoksul bir madenci ailesinin onbirinci çocu¤u olarak do¤du. ‹barruri 1920’de Komünist Partisi’ne üye oldu ve Bask delegesi seçildi. 1930’da Merkez Komitesi’ne giren ‹barruri, bir süre sonra tutuklanarak iki y›l hapiste kald›. 1936’da Franko faflistlerine karfl› kahramanca savaflt›. ‹ç savafl sonras› birçok devrimci gibi O da Paris’e sürgüne gönderildi. 12 Kas›m 1989’da yakaland›¤› zatürree hastal›¤›ndan kurtulamayarak hayat›n› kaybetti. a¤›zdan and içiyorlar: "Buraya gönüllü geldim ve gerekirse ‹spanya’n›n ve bütün dünyan›n özgürlü¤ünü sa¤lamak için kan›m›n son damlas›na kadar savaflaca¤›m. Yaflas›n hür ‹spanya, Yaflas›n Enternasyonalist Tugaylar!" Dünyan›n her yan›nda ilerici ayd›nlar ‹spanya’ya destek mitingleri düzenliyor, ça¤r›da bulunuyorlar. Sovyetler Birli¤i; silahtan g›daya dek, gemilerle her türlü yard›m› yap›yor. Yan› s›ra savaflç›lar›n askeri e¤itimini üstleniyor. Stalin, ‹spanya Komünist Partisi'ne gönderdi¤i telgrafta "Sovyet iflçileri, ‹spanya halk›na her türlü yard›m› yapmakla sadece görevlerini yerine getirmifl olmuyorlar. ‹spanya’y› faflist karfl›-devrimcilerin bask›s›ndan kurtarman›n ‹spanyollara özgü bir mesele olmad›¤›n›, ilerici insanl›¤›n ortak davas›n›n da buna ba¤l› oldu¤unu biliyorlar" diyor. ABD, Fransa ve ‹ngiltere ise "müdahale etmeme" karar›yla ‹spanya halk›n›n çekti¤i ac›lar› görmezden geliyorlar, ‹spanya’ya yard›m kampanyalar›n› engelliyor ve yasakl›yorlar. Ve Dolores ‹barruri Paris’te toplanan "Uluslararas› Bar›fl Konferans›"nda Dünya halklar›na sesleniyor: "Frans›z demokratlar, ‹ngiliz demokratlar›, tüm dünya demokratlar›… Dünyan›n özgür vicdanl› insanlar›, bize yard›m edin… ‹spanya Cumhuriyeti hükümetinin etraf›ndaki kuflatmay› k›rmam›za yard›m edin. Hükümetimizin bar›fl› korumak için gerekli silahlar› sat›n alma hakk›n›n tan›nmas›na yard›m edin. ‹spanya Cumhuriyetini kendisini savunmak için vazgeçilmez malzemeyi sa¤lamaktan mahrum ederken, düflman›n top, uçak, makineli tüfek ve her tür savafl malzemesi edinmesine izin veren u¤ursuz ‘müdahale etmeme’ maskaral›¤›na son vermemize yard›m edin. S›n›rlar›n aç›lmas› için mücadele verin!" Ne var ki bu ça¤r› da cevap bulmuyor. ‹spanya halk› ev ev, barikat barikat çelikten bir duvar olup baflta Madrid olmak üzere Barcelona, Valencia ve Malaga gibi kentlerde direnifle geçer. Hükümet ise iflçilerin silah talebini geri çevirmeye devam C Ü R E T ‹ K U fi A N , ‹ S YA N I H E R TA R A FA YAY ! eder. General Franco ülkeyi iç savafla sürüklemek için provokatörlerini devreye sokarak, kimi tan›nm›fl sa¤c› liderleri öldürtür, cinayetler komünistlerin üzerine at›l›r. Komünist Partisi'nin yetifltirdi¤i militanlar ise, hareketin en önünde yürümektedir. Faflist güçlere karfl› direnifl kad›n-erkek omuz omuza sürer. 26 Ocak 1939'da, "No PasaranGeçit Yok" fliar›yla direnen Barcelona, düfler. Madrid, direniflçilerin onur abidesi olarak son kifli kalana kadar direnmeye devam eder. Franco’nun askerleri flehri önceleri yo¤un bombard›mana tutar, ard›ndan tüm güçleriyle sald›r›rlar. Onbinlerce insan Madrid savunmas›nda katledilir. Uluslararas› Tugay mensubu 2400 kifli de katledilenler aras›ndad›r. Madrid düfltü¤ünde, günde 200-250 kifli kurfluna dizilmektedir. Dünyan›n çeflitli uluslar›ndan gelmifl gönüllü enternasyonal tugaylar enternasyonal davan›n k›z›l bayra¤›na canlar›n› ve kanlar›n› vererek, flanl› Madrid Savunmas›n› insanl›k tarihine iflte böyle arma¤an ettiler. Bu destans› direniflin sonunda Dolores ‹barruri sa¤ kalanlar› ‹spanya’dan u¤urlarken veda töreninde flu konuflmay› yapar: "Tekrar görüflece¤iz kardefller! Buraya ‹spanya’n›n özgürlü¤ünü ve ba¤›ms›zl›¤›n› savunmaya geldiniz. Bizim dilimiz zengin bir dildir. Ama kelimeler, ne minnettarl›¤›m›z›, ne de art›k hiçbir zaman geri dönmeyecek olanlar› bekleyen uzaklardaki analar›n, niflanl›lar›n, çocuklar›n ac›lar›n› anlatmaya yetiyor. Biz ‹spanya’n›n ve Katalonya’n›n kad›nlar›, size söz veriyoruz. Burada kalanlar›n mezarlar›n› korumay› bilece¤iz. Derler ki insan, savaflt›¤› ve kendisinden bizim olan bir fleyleri b›rakt›¤› yeri unutmaz. Sizler ‹spanya’da ölen yoldafllar›n›z› ve sevmesini bilen bir halk›, size dilini ö¤reten ve özgürlü¤ü korumak için izlenmesi gereken yolu gösteren bir halk› b›rak›yorsunuz geride. Yüreklerinizde, ‹spanya’n›n ad›n› t›pk› kendi yurdunuzun ad› gibi tafl›yaca¤›n›zdan kuflkumuz yok. Çocuklar›n›za ‹spanya’dan gözleriniz yaflla, yüre¤iniz gururla dolu olarak söz edeceksiniz. Sözünü etti¤iniz turistlerin zilli-tefli ‹spanyas› de¤il, yi¤itli¤in ‹spanyas› olacak. Biz de sizin an›n›z› diri tutmay› bilece¤iz ve çocuklar›m›za sizin yi¤itli¤inizden söz edece¤iz. Bu, kuflaktan kufla¤a aktar›lan bir gelenek olacak. ‹spanya yaflad›kça enternasyonalist tugaylar›n an›s› aram›zda yaflayacak…" 31 î D Ê E S A Z BE U M O Z MU O I fi R A K E M Z ‹ fi FA