buraya

Transkript

buraya
#2(1) OCAK `13
KIBRIS TEKNiK
KIBRIS`IN İNŞAAT DERGİSİ
ISSN: 1986-440X ONLINE: 1986-4418 ÜCRETSİZ
LONDRA OLİMPİYATLAR *
BETONARME
BİNALARDA
YANGIN
MÜHENDİSLİĞİ *
MOBİLİTEDEN SABİTLİĞE GEÇİŞ *
L’AQUILA DEPREMİ
SONRASI *
YAPILANDIRMA? PEKİ NE ZAMAN?
*
ELEKTRİKSEL
ÜRÜNLER
İÇİN KORUMA SINIFLARI
*
MİKROBÖLGELENDİRME ÇALIŞMALARINA İZMİR’DEN
BİR ÖRNEK
Yazarlar
AHMET DAĞBAŞI
BEHÇET YENİGÜÇ
GÖKÇE KIZILDERE
HİLMİ DİNDAR
İSMAİL SAFKAN
KUTAY RAMİZ
ŞEVKET CAN BOSTANCI
Kapak Resmi theatlantic.com’dan
alınmıştır.
Önsöz
Kıbrıs Teknik Derneği olarak dergimizin 1 yaşına girmesini büyük onurla kutluyoruz. Bir buçuk yılı aşkın süredir Kıbrıs Teknik
grubu büyüdü ve çeşitli alanlarda birçok araştırma yaptı. Dernekleşme sürecini de dolduran Kıbrıs Teknik, bir sivil toplum örgütü
olarak daha kapsamlı araştırmalar yapmak için hazır bulunmaktadır.
Bu bir buçuk yılda bize en çok sorulan soru ‘’Kıbrıs Teknik sadece dergi mi?’’ oldu. Oysa Kıbrıs Teknik Derneği kendine
çizdiği yolda, yaptığı araştırmaları artırarak, çeşitli formatlarda kullanılabilir somut ürünler üreten bir dernektir. Buna dergi, kitap ve çeşitli raporların yanında seminerler de dahildir.
Bu sayıda yine çok disiplinli yazarlar topluluğuyla hem ‘beraber üretebiliriz’ mesajı vermek, hem de geniş bir kitleye sahip olmak adına birçok farklı konuyu işlemiş bulunmaktayız.
Geçtiğimiz yaz dönemi İngiltere’de yer alan olimpiyatlar için
inşa edilen devasa yapılar bu sayımıza kapak olmuştur. Bunun
yanında deprem alanındaki araştırma haberleri de oldukça deprem konusundaki hazırlığımızı tekrardan sorgulamamızı sağlıyor.
2013’ün bu ilk sayısında, Kıbrıs Teknik Derneği olarak yeni bir yılı
bilgi paylaşımı içinde geçirmenin hazırlıklarını yaparken, ülkemiz
için acil kabul edilen araştırmalara da başlamış bulunmaktayız.
Kıbrıs Teknik Derneği
Yönetim Kurulu
İçerik
3 HABERLER
4 İTALYA L’AQUİLA DEPREMİ VE SONRASI
YAYIN HAKLARI
Kıbrıs Teknik Derneğine ait basılı ve web
ortamında yayınlanan yazı, resim, şekil,
tablo ve uygulamalar yazarın yazılı izni
olmadan kısmen veya tamamen herhangi bir
vasıtayla
basılamaz
ve/veya
kullanılamaz.
6 YAPILANDIRMA? PEKİ NE ZAMAN?
8 MOBİLİTEDEN SABİTLİĞE
10 ELEKTRİKSEL ÜRÜNLER İÇİN KORUNMA
SINIFLARI
12 BASKETBALL ARENA, LONDRA
YASAL UYARI
Bu dergide yayınlanan resim, yazı ve diğer
uygulamaların
her
hakkı
Kıbrıs
Teknik
Derneğine
aittir.
Kaynak
gösterilmeden
kullanılamaz.
İnternet
sitesindeki
yazılımların
sorumluluğu kullanıcıya aittir.
14 BETONARME BİNALARDA YANGIN
MÜHENDİSLİĞİ
16 MİKROBÖLGELENDİRME ÇALIŞMALARINA
İZMİR’DEN BİR ÖRNEK
Ülkemizdeki Deprem Riski Dünya
Deprem Mühendisleri Konferansında:
Her dört yılda bir tekrarlanan ve bu yıl 15.’si 24-28
Eylül tarihlerinde Portekiz’de düzenlenen Dünya
Deprem Mühendisliği Konferansında, Kıbrıs’ın
Kuzeyindeki deprem tehlikesi de yer aldı. 85
farklı ülkeden katılan uzmanlarla gerçekleştirilen
konferansta 3200’den fazla bildiri yayınlandı.
Kıbrıs Teknik Derneği adına açıklama yapan
Deprem Yüksek Mühendisi İsmail Safkan,
ülkemizde inşaat mühendisleri tarafından
kullanılan deprem haritasının tehlikeli sonuçlar
doğurabileceğini ve bir an önce yenilenmesi
gerektiğini vurguladı. Safkan ayrıca “Kıbrıs
Teknik olarak yaptığımız araştırmalarda özellikle
Doğu Mesarya ve Gazi Magosa bölgelerinde
kullanılan zemin ivmesinin Avrupa Standardına
(CYS Eurocode 8) kıyasla yüzde 15 daha az
olduğunu ve detaylı araştırmalar yapılarak Deprem
haritasının yenilenmesi gerektiğini belirtti.
Safkan ayrıca Kıbrıs’ın Kuzeyindeki deprem
riski olası bir depremin getireceği zarar açısından
Güneye kıyasla daha fazla olduğunu da etti.
Kıbrıs Teknik Grubundan Duvar Termal Analız Yazılımı
Ülkemizde halen kullanılan izolasyonsuz duvarların termal kapasitesinin ölçümü ve izolasyonlu duvarlarla
kıyaslamayı sağlayan yazılım. Isı geçirgenlik katsayısına İngiliz ve Türk standartlarında üst limit konulmuştur.
Böylesi bir uygulamanın yapıya getirilerini analiz edebilmek için hazırlanan bu yazılım, sadece materyal seçimi
ve tasarımı konusunda fikir vermek içindir. Hazırlanan bu yazılımın bir diğer amacı ise, ülkemizdeki farkındalık
seviyesine katkı sağlamaktır.Bilindiği üzere, en iyi termal performansı gaz beton göstermektedir. Fakat geniş
kapsamlı analiz yapmamız gerekirse, gaz betonun mukavemetinin tuğla ve bimslerle kıyaslanamayacağı anlaşılır.
Yani, deprem bölgesinde bulunan ülkemiz için, yanal yüklemelerde hayati önem taşıyan duvar dayanımı, kesinlikle
göz ardı edilmemelidir. DETAYLI BİLGİ http://www.kibristeknik.com/disduvar/
KKTC TURKCELL MÜŞTERİLERİ DERGİMİZE ÜYE OLMAK VE BAĞIŞ
YAPMAK İÇİN
ABONE KTD10 YAZIP 4271’e MESAJ ATABILIRLER.
WWW.KIBRIS TEKNIK.COM
3
İTALYA L’AQUILA
DEPREMİ VE SONRASI
İsmail Safkan - İnşaat Yüksek Mühendisi
Sürecin uzaması ve tarihi şehrin tehlike
yaratmaması için rehabilitasyon çalışmalarına bir
ton para harcayan devlet, restorasyon çalışmaları
için henüz herhangi bir bütçe ayırmış değil.
Orta İtalya’da bulunan L’Aquila şehrinde
2009 yilinda meydana gelen depremde (Mw 6.3)
297 kişinin ölümüyle sonuçlandı. Çoğunluğu
tarihi yığma binalar olmak üzere çok sayıda yeni
betonarme binalar da hasar gördü. Deprem sonrası
yapılan araştırmalar gösteriyor ki betonarme
yapıların başlıca hasar nedenleri, yumuşak kat ve
iyi bağlanmamış etriyelerdir. Aşağıdaki resimler,
zemin katı otopark olarak kullanılan bir apartmanın
yumuşak kat nedeniyle aldığı hasarı göstermektedir.
Resim 3. Alınan Rehabilitasyon Önlemleri Tarihi
Binaların Çökmesini Önlüyor (L’Aquila)
Resim 1. Yumuşak Kat hasarı L’Aquila
Resim 4. Zarar Gören Tuğla Duvarlar
(L’Aquila)
Büyük oranda enerji sönümleyen tuğla duvarlar,
yanlış kullanıldığı zaman ise devrilip yıkılabilir
ve ölümcül sonuçlar doğurabilir. Yukarıdaki
resimde de görüldüğü gibi, kolon aksı üstüne
değil de kolonun dışından örülen tuğla duvarlar
hem yatayda dayanıma katkı sağlamaz hem de
yıkılıp yola düşerek can sağlığını riske atmaktadır.
Genel olarak L’Aquila şehrindeki betonarme
binalara bakıldığında bütün tuğla duvarlarda hasar
olduğu fakat betonarme elemanlarda ise sadece
bazı binalarda gözle görülür hasarın olduğu tespit
edilmiştir. Fakat alınan önlemler çerçevesinde bu
betonarme binalarda yaşamaya izin verilmiyor.
Resim 2. Yumuşak Kat hasarı L’Aquila
Tarihi bir şehir niteliği taşıyan L’Aquila, şu an
tam bir hayalet şehir görünümü vermektedir.
Deprem sonrası alınan rehabilitasyon önlemleri,
tarihi binaların yıkılmasını önlemekten öteye
gitmiyor. Yerel yönetim tarafından yapılan
araştırmalara göre, bu hasar görmüş tarihi
binaların restorasyonu 3 milyon Euro’dan başlıyor.
4
DEPREM SONRASI YAPILAN
ARAŞTIRMALAR
Depremin bu kadar şiddetli olmasındaki ana neden
zemin şartlarının deprem esnasındaki büyütme
davranışından dolayıdır. Depremden hemen sonra
devletin yarattığı olanaklarla çok detaylı zemin araştırma
projeleri yaratılmış ve analizler tamamlanmıştır.
KIBRIS TEKNIK
Resim 5. L’Aquila Şehrinin Enkesit Jeolojisi (Tallini 2012)
Jeolojik kesitten de görüldüğü gibi, iki kalın kaya
tabakasının arasında bulunan Pelit tabakası, çok
yavaş kayma dalgası hızına sahip ve ivme büyütme
katsayısı çok yüksek. Bu detaylı zemin çalışması
yapılıncaya kadar, 30 metreden aşağıya inmeyen
zemin etüdü çalışmaları göz önüne alınmaktaydı.
Ama aşağıdaki resimden de görüldüğü gibi 60
metrede başlayan ve kireç taşına kadar uzanan
Pelit tabakası 270 metre devam etmektedir.
DEPREM SONRASI YAPILAN TESTLER
Aşağıda gösterilen dayanım testi yığma yapının
dayanımını bulma konusunda kullanıldı. İçine
sıkıştırılan 2 çelik levhanın birbirine hidrolik bir
araç ile statik olarak bastırılması sonucu yapılan
test, yığma duvarın basınç dayanımını ölçtü.
Resim 7. Yığma Binaların Dayanımını Ölçmek için
Kullanılan Basınç Deneyi
DEPREM SONRASI İNŞA EDİLEN
ACİL KONUTLAR
Resim 6. Kayma Dalgası Hızı Profili L’Aquila
(Tallini 2012)
Bu zemin araştırması sonucu, ortaya çıkan sonuç,
iki mühendislik kayası arasındaki yumuşak katman
deprem ivmesini artırmakta fakat en üstteki kaya
kabul edilen katman zemin periyodunu düşürerek
kaya izlenimi vermektedir. Yıkılan binaların dinamik
periyotları da incelendiği zaman bu zemin şartlarının
neden olduğu resonans periyodu görülmektedir.
REFERANS
M. Tallini (2012). L`Aquila Site Survey. L`Aquila
University, Italy
United States Geological Survey Department (2009).
L`Aquila Earthquake Report
Depremden hemen sonra neredeyse yaşanmayacak
hale gelen şehirde acil bir konut ihtiyacı boy gösterdi.
Hızlı bir şekilde inşa edilmesi gereken konutlar
olası bir depreme de dayanması için alternatif metot
olarak gözüken taban izolatorlü yapılar tercih edildi.
Yapının periyodunu uzatmak ve spektral ivmeyi
azaltmak için seçilen bu tasarım, neredeyse deprem
yükü göz ardı edilerek inşaat yapımına olanak veriyor.
Derin bir radye temel üstüne hafif malzemeden
inşa edilen toplu konutlar, geçici bir süre için küçük
olmalarına rağmen acil ihtiyacı karşılıyor. Fakat
üstünden 4 yıl geçmesine rağmen acil konutlar halen
kullanılıyor ve yerli halk bu durumdan şikayetçi.
Resim 8. Taban izolatörlü toplu konutlar, L’Aquila
WWW.KIBRIS TEKNIK.COM
5
YAPILANDIRMA? PEKİ NE
ZAMAN?
Kutay Ramiz - İnşaat Yüksek Mühendisi
Yapılandırma Süreci
Emlak sektöründe bina geliştirme ve arsa
yapılandırma; değerleme uzmanı, mühendis, mimar,
planlamacı gibi farklı uzmanların deneyim ve
bilgilerini uyguladığı süreçlerden oluşmaktadır.
Yapılandırma; kalkınma ve talep artışını karşılaması
açısından bölge için önemli bir faktördür.
Bir yatırımcı, bir bina inşaa etmeden önce, projenin
karlılığını bilmek ister. Fiziksel, yasal ve planlamanın
öne sürdüğü kısıtlamalar projenin suresini ve karlılığını
etkileyeceklerdir. Proje surecindeki olası enflasyon
artışı ve faiz oranları artışının yapı maliyetini yükseltme
riski vardır. Kuzey Kıbrıs’ta yapı sureci, değişebilmekle
birlikte, genel olarak su basamaklardan oluşur:

Arsa Belirlenmesi

Değerleme Sureci

Maddi Kaynak

Arsa Alimi

Tasarım

İnşaat Onayı ve Planlama Onayı

İnşaat Sureci

Pazarlama

Satış
ve
Fiziksel
Yıpranma
Bir binanın değerinin düşüşü Şekil 1 yardımı ile
açıklanabilir. Bina değeri, yıpranma, bakim onarım
masraflarının artması ile düşerken, arsa değeri artan
talep ile birlikte artabilir. Mevcut binanın yıkımı
ve yeni yapılacak yapıların optimum zamanı,
mevcut bina ile arsa değerinin örtüştüğü donemde
gerçekleştirilmelidir. Bu an’a binanın ekonomik
yıpranmasının
gerçekleştiği
dönem
denebilir
Şekil 1. Bina ekonomik yaşam süreci
İnşaat
şirketleri
ve
yatırımcılar,
optimum
yapıları inşaa etmek için; mevcut talebi, piyasa
araştırması ve gerekli maddi değerlendirmeleri
yapmalıdırlar.
Yukarda
belirtilen
süreçlerde
gecikmeler olabilir ve bu durumlar da göz önüne
alınmalıdır. Olası değişikliklerin, hedeflenen kar’a
olan etkileri sensitivite analizi ile hesaplanabilir.
Mevcut kullanılan yapıların, yıkılıp yeniden
yapılandırılması için ise, yapılacak olan geliştirme ile
birlikte elde edilecek yeni kullanımın, mevcut kullanılan
değerinden daha yüksek olması gerekmektedir.
Mevcut kullanılan yapıların, yıkılıp yeniden
yapılandırılması için ise, yapılacak olan geliştirme ile
birlikte elde edilecek yeni kullanımın, mevcut kullanılan
değerinden daha yüksek olması gerekmektedir.
6
Ekonomik
Mevcut binanın değeri, gelir getirme potansiyeli
ve isletme masrafları ile birebir ilişkilidir.
Binalar zamanla fiziksel olarak yıpranır, yeni gelişen
teknolojik yapılar ile cağ dışı kalırlar ve ancak restorasyon
veya yeni eklemelerle kullanılabilecek duruma gelirler.
Yeniden
Yapılandırma
Zamanı
Yapılandırma ancak arsa, üzerinde yapı olsun veya
olmasın, yeni yapılacak olan maddi yatırım ile
birlikte, getireceği kira veya maddi geri dönüşüm,
mevcut kullanımın getirdiğinden daha yüksek
olduğu zaman, karlı bir maddi yatırıma döner. Yani:
Net Mevcut Deger≤Net Yeni Deger
Net Yeni Değer: Yeni yapılacak bina değer/
leri, yıkım ve inşaat masrafları
Bu an yine ekonomik yıpranmanın
gerçekleştiği donem olarak tanımlanır.
KIBRIS TEKNIK
Şekil 2. Mevcut kullanım değeri ve yeniden
yapılandırma süreci
Zaman t=0; P5 ve P4 sirasi ile mevcut kullanimin, yapi
maliyetleri hesaba alinmamis ve alinmis degerleridir. P3
ve P2 ise sirasi ile yapi maliyeletleri hesaba katilmamis
ve katilmis yeni yapi degerleridir. Eger arsa daha
once yapilandirilmis ise (brownfield site), bu degerler
daha az olacaktir (P1), cunku mevcut arsa uzerindeki
binalarin yikimi ve temizlenmesi ekstra bir maaliyet
getirecektir. Yani yeniden yapilandirma gerceklesecek
ise Sekil 2’de goruldugu gibi; t≥n zamani beklenmelidir.
Matematiksel
yapilandirma
zamani
olarak
(Ball
et
al
yeniden
2002):
Yeniden Yapılandırma Zamanını
Etkileyen Faktörler

Restorasyon, Bakim, Onarım; binanın
yaşamı süresinde kullanıcının tercihine göre
maddi olarak uygun görülen bir zamanda, işletme
maliyetini düşürmek ve, binadan elde edilen gelir
için gerçekleştirilebilir. Bu uygulama binanın fiziksel
ve ekonomik yıpranmasını geciktirecektir (Şekil 3).

Teknolojik değişiklikler; hızlı bir şekilde
gerçekleşebilir ve mevcut binanın mimarisi bu
değişiklikleri uygulamaya elverişli olmayabilir.
Şekil 3. Güncellemeler ile mevcut bina değeri
(<t1), yeni yapılacak bina değeri (>t2) ve bos arsa
değeri (F’den t2’ye)

İnşaat başlamadan önce yapıların kullanım
ve mimari ile ilgili kararları verilmelidir. İngiltere
Şehir ve Bölge Planlama yasası 1990’a göre inşaat
başlamadan önce bütün izinler alınmalıdır (SEJ 2007).
Kuzey Kıbrıs’ta da yapı izni, planlama dairesinden
izin alınmalıdır. İlgili dairelerde oluşabilecek bir
onay gecikmesi binanın yapım başlama tarihini
geciktirecektir. Bu süreçte olabilecek emlak
sektöründeki piyasa değişiklikleri, zaman kaybının
yanı sıra maddi getiride de azalmaya yol açabilir.

Arsa’nın değersiz olması: Arsa bazı durumlarda
negatif bir değerde olabilir. Yıkım ve inşaa masrafları ele
alındığı zaman, bazı bölgelerde, getiri bu maliyetlerden
düşük olabilir. Karsız bir yatırım için de yapılandırma
gerçekleştirilmez. Sekil 3’teki t1 ve t2 arasındaki süreç
arsanın yeniden değer kazanması için geçen süredir.

Kredi Sıkıntısı: Yeniden inşaa için bir
fırsat olsa bile, bunu hayata koyacak gerekli maddi
kaynak mevcut değilse projenin gerçekleşme süreci
ertelenir. Kuzey Kıbrıs’taki siyasi belirsizlikler, emlak
fiyatlarının inişli çıkışlı bir seyir halinde olması,
kısacası yüksek risk olması, bankaların kredi verme
şartlarını arttırmaya gitmesinde rol oynayabilmektedir.
Maddi kaynak olmayan proje de gerçekleşmez.

Tarihi
ve
Sosyal
Değer:
Yeniden
yapılandırılması düşünülen arsa, halk için sosyal veya
tarihi bir değer taşıyor olabilir. Bu tur durumlarda,
mevcut kullanımın korunması için, hükümet tarafından
bağış verilebilir veya vergi indirimlerine gidilebilir.
KAYNAK
*Ball, M.; Lizieri, C.; MacGregor, B.D. (2002), «Economics of Commercial Property Markets», Taylor & Francis, London.
*SEJ, F. (2007), «Town and Country Planning Act 1990».
WWW.KIBRIS TEKNIK.COM
7
MOBİLİTEDEN SABİTLİĞE; KONTEYNER BINALAR
Behcet Yenigüç - Mimar
Birçoklarımızın doğa olaylarından sonra aklına gelen
veya şantiye alanlarında rastladığı konteyner evler,
populeritesini dünya üzerinde arttırıyor. Üretiminin
diğer evlere göre daha hızlı oluşu, kullanıma hazır,
kaliteli malzemesi ve eklenebilen izolasyonuyla uzun
ömürlü oluşu, kolay taşınabilen mobil özelliğiyle
ve tabii ki uygun fiyatlarıyla dünya üzerinde
değişik tasarımlarıyla örneklerini çoğaltıyor. En
önemli özelliği olarak görülen ise sağlamlığıyla bir
mühendislik harikası oluşu. Üstelik şeklinin tasarıma
açık olmadığı düşünülsede iyi bir tasarımcının
elinden çıktığı zaman hem kullanışı, hemde görüntü
itibariyle harika binalar çıkabiliyor. Üstelik sadece
yeni olanları değil, işlevini yitirmiş tırların arkasında
görmeye alışık olduğumuz konteynerlerinde yeniden
kullanımı mümkün. Gemicilik ve taşımacılıkta yeri
doldurulamaz yardımcılığı dışında ebatları itibariyle
de insani ölçekler içinde yer alıyor. Bu yüzdende çoğu
taşımacılık sektöründen sonra barınak veya ambar
görevini alıyor. Bunu dahada ileri götürüp yaşam
alanına katan veya tamamen yaşam alanını bu prensipte
oluşturan mimarlar ve tasarımcılar görüyoruz.
Dünya üzerinde ses getiren bazı tasarımlara göz
gezdirdiğimizde karşımıza Maison Idekit Quebec
konteyner evi çıkıyor. Quebec, Kanada’da yer alan
bu ev mimar Bernard Morin ve eşi Joyce Labelle
tarafından tasarlanıp, kendi kullanımları için
yapılmış. Yedi adet nakliye konteynerinden oluşan
bu bina görenlerde hayranlık oluşturacak güzelliğe
sahip. Yaklaşık 280 metrekarelik yaşam alanının
içinde dört adet yatak odası ve çeşitli yaşam alanları
mevcut. Sıradışılığı ise, dışa dönük bir görüntüden
daha ziyade içte konteyner hissini alabilmeniz.
Dış cephelerde uygulanan izolasyon ve onun
üzerine yapılan ahşap kaplama konteyner hissini
gizliyor olsada, iç mekanlarda konteyner yüzeyi
korunmuş ve mekanlara değişik bir hava verilmiş.
Başka bir tasarımsa Lille, Fransadan. Patrick Partouche
tarafından 2010’da tasarlanıp inşa edilen bu ev üç yatak
odasına sahip ve sekiz adet nakliye konteynerinden
edilmiş. aksesuar, masalar ve yatak gibi
eşyalar bu kesilen metal parçalardan üretilmiş.
8
Konteynerler inşaat alanına yakın bir bölgeden
getirilip, sadece üç gün içinde monte edilip kullanıma
hazır duruma getirilmiş. Bu da konteyner evlerin hızlı
bir şekilde hazırlanabildiğini kanıtlayan bir proje. Afet
durumlarında da bu özelliğiyle birçok evsize barınak
oluşturabileceğimizi gösteriyor. Bu evin başka bir
özelliği ise fırtınalı olan bir bölgede inşa edilmesinden
dolayı dayanıklılığıyla fırtınalara meydan okuyuşu.
Pencere kısımlarını kargo kapıları oluşturduğundan
istendiğinde güneşten korunma, istendiğinde ev
halkına mahremiyet, istendiğinde de fırtınadan
korunmak için kapatılıp açılma özelliği ile eve farklı bir
özellik katmakta. Onun dışında konteyner duvarlarına
yeni pencereler açılıp güneş ışığından daha da fazla
faydalanma sağlanmış. Evin toplamı 240 metrekare,
alt katta araba garajı, mutfak, yemek odası, oturma
odası ve ambar bulunmakta. Oturma odasının çatı
kısmı kesilerek eve açık, ferah bir alan sağlanmış. Üst
katta ise yatak odaları, çalışma odası ve banyo mevcut.
Açık alana metal köprü ilave edilmiş ve böylece yatak
odalarına geçiş sağlanmış. Konteynerlerden pencere,
kapı ve katlar arası açıklık için kesilen metal parçalar
ise ev içinde dekoratif amaçla kullanılmış. Birçok
dekoratif aksesuar, masalar ve yatak gibi eşyalar bu
kesilen metal parçalardan üretilmiş. Çatı ise yağmur
suyundan korunma sağlanmasından çok genel
korunma amaçlı tasarlanmış. Hava girişinin sağlandığı
çatı kısmında, böylece evin aşırı ısınması engellenmiş.
Diğer bir yapı ise Londra, İngiltereden. Morpeth
School’un sınıf yetersizliğinden ekstra yer ihtiyacı
olduğunda Urban Space Management (Kentsel
Yaşam Alanı İdaresi)’ne başvuruyorlar. Yaklaşık 235
metrekarelik sınıf inşası ise kargo konteynerlerinden
sağlanmakta. Esas binaya geçiş üstü kapalı bir yürüyüş
yoluyla sağlanmış. Kasım 2007’de tamamlanan bu ek
binanın tamamlanması sadece 4 gün sürmüş. Toplamda
4 sınıftan oluşan bu konteyner bina kırmızı renkte
boyanıp çocukların yaratıcılık duygularına hitap
edilmeye çalışılmış. Mevcut bina ile aynı seviyede
tutulduğundan giriş-çıkışlarda sorun oluşumu
engellenirken, konteyner dış yüzeyleri aynı kalsada
KIBRIS TEKNIK
iç yüzeylerinde gerekli ısı ve ses yalıtımları
yapıldığından
öğrenciler
için
sağlıklı
ve
standartlara
uygun
birer
ortam
yaratılmış.
Birkaç örnekle gördüğümüz bu binalar bazen
mevcut binaya ek bir alan sağlamak amaçlı,
bazense tamamen binanın kendisi olabiliyor. Dünya
üzerinde çeşitli işlevlerde bulunan konteyner
binalar, değişik fonksiyonlar kazanarak amaçlarının
dışına çıksalarda halen görevlerini başarıyla yerine
getiriyorlar. Yapımı ciddi anlamda kısa süren ve
maliyetide diğer binalara oranla çok daha makul
olan bu konteynerler gelecekte sayılarını ülkemizde
de arttıracak. Evden, ofise, okul binasından, hotele
birçok yerde kullanılabilirliği kanıtlanmış, kısa
zaman diliminde harikalar yarattığını göstermiştir.
Özellikle ülkemiz bazında düşünüldüğünde acil
ihtiyaç olarak görebileceğim işçi konutları bu metodda
üretilebilir. Çoğu işçinin derme çatma barakalarda veya
inşaat alanlarında konakladığı düşünülürse, bu konutların
hem daha yerleşik ve düzenli yaşam sağlayacağını,
hemde daha sağlıklı bir ortamda barınacaklarını
düşünmekteyim. Üstelik görüntü kirliliğide ortadan
kalkacaktır. Onun dışında Morpeth School gibi
ülkemizde de birçok okulun öğrenci sayısına yetmediği
ve ek binaya ihtiyaç olunduğu bilinmekte. Bu örnekten
yola çıkarak ülkemizde de bu gibi çözümler üretilebilir.
Konteynerin basit bir dikdörtgen olduğu ve bu yüzden
sınırlarının olduğu düşünülsede, tasarımın sınırlarının
olmadığı konteyner binalar sayesinde görülebiliyor.
Referanslar:
http://www.bestofremodeling.com/blog/latest-trends/container-homes
http://inhabitat.com/bold-industrial-home-built-with-8-shipping-containers-in-lille-france/
http://weburbanist.com/2009/12/21/18-super-shipping-container-schools-youth-centers-and-hotels/3-morpeth-schoolcontainer-classrooms-2/
WWW.KIBRIS TEKNIK.COM
9
ELEKTRIKSEL ÜRÜNLER İÇİN KORUMA SINIFLARI
Ahmet Dağbaşı - Elektrık Yüksek Mühendisi
Zor şartlar altında çalışması planlanan ürünlerin standart ürünlere oranla daha “sağlam ve dayanıklı”
olma zorunluluğu bir geçrek. Ancak bu “sağlamlık ve dayanıklılık” terimleri çok göreceli bir kavram
olduğundan tüketiciler uygun ürünü seçmekte zorlanabilir, “en iyisi en kalitelisi” gibi söylemler üzerine
ihtiyaçlarının üzerinde pahalı ürünleri veya ihtiyaçlarını karşılayamayacak ucuz ürünlere para harcayabilir.
Böyle karışıklıkları ortadan kaldırmak için Avrupa Elektro-Teknik Standartlar Komitiesi CENELEC, elektrik
ürünlerini standartlaştırma adına “Ingress Protection System” olarak bilinen IP Koruma sınıfını geliştirmiştir.
Bir ürünün koruma sınıfı, IP harfleri sonrasına yerleştirilen 2 basamaklı bir sayı ile gösterilir. (ör. IP
45). Bu gösterimde ilk rakam katı maddelere ve toza karşı korumayı, ikinci rakam ise nem ve suya
karşı korumayı belirtir. Aşağıdaki tabloda bu rakamların temsil ettiği koruma derecesi görülmektedir.
Tablo 1. Katı ve Sıvı Korunma Sınıfları
Katı Maddelere ve Temasa Karşı Koruma
İlk
Tanım
Açıklama
Rakam
İkinci
Rakam
0
1
Koruma Yok
Dokunmaya
Karşı koruma
0
1
Koruma Yok
Damla
Korumalı
Koruma Yok
Dikey olarak damlayan
suya karşı koruma
2
ParmakKorumalı
2
Damla
korumalı
(15o’ye kadar)
15o’ye kadar olan açılarda
damlayan suya karşı
koruma
3
Alet-korumalı
3
Yağmura karşı
korumalı
Yağmura ve 60o’ye kadar
olan açılarda püskürtülen
suya karşı koruma
4
Kablokorumalı
4
Sıçrayayan
suya karşı
koruma
Herhangi bir yönden
sıçrayan suya karşı koruma
5
Toz birikimi
korumalı
5
Püskürtme
korumalı
6
Toz Geçirmez
koruma
Canlı elektrik ile temasa
6
ve toza karşı kesin koruma
Püskürtme
korumalı
Herhangi bir yönden
30kPA basınca kadar
püskürtülen suya karşı
koruma
Herhangi bir yönden
100kPA basınca kadar
püskürtülen suya karşı
koruma
Kısa süreli olarak 1
metreye kadar olan suya
daldırmaya karşı koruma
Su altında bırakılmaya ve
su basıncına karşı koruma
Koruma Yok
Kasti olmayan el teması
ve 50mm çapından büyük
cisimlere karşı koruma
Parmakların veya ve
12mm çapından büyük
cisimlerin canlı elektrik ile
temasına karşı koruma
El aletleri, kablo parçaları
ve 2.5mm çapından büyük
aletlerin canlı elektrik ile
temasına ve bu aletler ile
delinmeye karşı koruma
El aletleri, kablo parçaları
ve 1mm çapından büyük
aletlerin canlı elektrik ile
temasına ve bu aletler ile
delinmeye karşı koruma
Canlı elektrik ile temasa
karşı kesin koruma ve to
biriknesine karşı koruma
Nem ve Suya Karşı Koruma
Tanım
Açıklama
7
Su Geçirmez
8
Basınç altında
su geçirmez
Örneğin, Kullanmayı düşündüğümüz ürünün koruma
sınıfı IP53 olarak verilmiş ise, bu ürünün toz birikimine
ve yağmura karşlı korumalı olduğunu anlayabiliriz.
Katı ve Sıvıya karşı koruma dışında belli
ürünlerde ilaveten eklenecek bir harf ile özel
koruma durumları da belirtilmektedir. Bunlar;
Şekil 1. IP44 Priz
10
KIBRIS TEKNIK
Tablo 3. Darbe Koruma Sınıfları
Tablo 2. Özel Koruma Sınıfları
Harf
A
B
C
D
H
M
S
W
Koruma
El ile çarpmaya karşı koruma
Parmak ile dokunmaya karşı koruma
İnce aletler ile dokunmaya karşı
koruma
Kablo temasına karşı koruma
Yüksek Gerilim ile Çalışan ürün
Su ile temasta hareket eden ürün
Su ile temasta sabit kalan ürün
Hava şartlarına dayanıklı ürün
Bu ürünlerin seçilmesi için aşağıdaki
tabloda Nem ve Suya karşı koruma
sınıfı için yapılan testler de yardımcı
bir
kaynak
olarak
kullanılabilir.
IP Koruma Sınıfı’na ek olarak tasarımlarda
kullanılabilecek
diğer
standartlar:
IK
Koruma
Sınıfı:
Darbelere
karşı
koruma
sınıfıdır.
IK
Kodu
Darbe Dayanabileceği Darbe eşdeğeri
(Joule)
01
0,15
02
0,2
03
0,35
04
0,5
05
0,7
06
1
07
2
08
5
09
10
10
20
200 gram ağırlığındaki bir cismin
7.5 santimden düşmesi
200 gram ağırlığındaki bir cismin
10 santimden düşmesi
200 gram ağırlığındaki bir cismin
17.5 santimden düşmesi
200 gram ağırlığındaki bir cismin
25 santimden düşmesi
200 gram ağırlığındaki bir cismin
35 santimden düşmesi
500 gram ağırlığındaki bir cismin
20 santimden düşmesi
500 gram ağırlığındaki bir cismin
40 santimden düşmesi
1.7 kilogram ağırlığındaki bir
cismin 29.5 santimden düşmesi
5 kilogram ağırlığındaki bir
cismin 20 santimden düşmesi
5 kilogram ağırlığındaki bir
cismin 40 santimden düşmesi
Tablo 4. Nem ve Suya Karşı Koruma Sınıfları (TSE)
Nem ve Suya Karşı
Koruma Sınıfı (IP
Sınıfı 2. Rakam)
0
1
Tanım
Koruma Yok
Damla Korumalı
2
Damla korumalı (15o’ye
kadar)
3
Yağmura karşı korumalı
4
5
Sıçrayayan suya karşı
koruma
Püskürtme korumalı
6
Püskürtme korumalı
7
8
Su geçirmez
Basınç altında su
geçirmez
Test Yöntemi (TSE Standardına göre)
10 Dakika boyunca 1 mm yağmura eşdeğer gelecek şekilde
dikey olarak su damlatılarak test edilir.
10 Dakika boyunca 3 mm yağmura eşdeğer gelecek
şekilde dikey veya 15 derece açıya kadar olan açılarda su
damlatılarak test edilir.
5 Dakika boyunca dakikada 0.7 litre suyun, 80-100 kPa
basınç ile 60 dereceye kadar olan açılarda püskürtülmesi ile
test edilir
5 Dakika boyunca dakikada 10 litre suyun, 80-100 kPa
basınç ile her açıdan püskürtülmesi ile test edilir
3 Dakika boyunca dakikada 12.5 litre suyun, 3 metre
mesafeden 30 kPa basınç ile püskürtülmesi ile test edilir
3 Dakika boyunca dakikada 100 litre suyun, 3 metre
mesafeden 100 kPa basınç ile püskürtülmesi ile test edilir
30 dakika boyuncac 1 metre derinliğe daldırılarak test edilir
Ürünün özelliğine göre en az 1 metre olmak üzere farklı
deriniklere daldırılarak uzun sürli olarak su altında
bırakılmasıyla test edilir
Exproof: Patlayıcı ortamlarda kullanılan elektrik aygıtları için kullanılan koruma sınıfıdır.
Petrol istasyonları, doğal gaz madenleri, kömür madenleri ve ekmek fırınları gibi patlayıcı
maddelerin bulunduğu tesislerde elektrik aletlerinin çıkardığı kıvılcımlar (buji) ve arklar tehlike
arzedebileceğinden dolayı kullanılan elektrik aletleri EXPROOF koruma sınıfında olmalıdır.
Vandal-Proof:
Vandalism’e
karşı
koruma
sınıfıdır.
Halka
açık
ortamlarda
kullanılan
ürünlerin çevreye zarar vermek isteyen kişilerin kasti darbelerine karşı dayanıklı olmalıdır.
KKTC’de elektrikli cihazlardada olması gereken IP koruma sınıfı KIBTEK, Elektrik Mühendisleri
Odası ve Elektrik Mütahitleri Odası tarafından belirlenmiştir. Ancak bu kurallarda genelleme
yapılmış olup her türlü senaryoyu kapsamamaktadır. Mühendisin ve/veya yetkili teknisyenin
görevi bu gibi durumlarda en uygun ürünü, kullanım amacını ve şartlarını dikkate alarak seçmektir.
WWW.KIBRIS TEKNIK.COM
11
BASKETBALL ARENA, LONDRA
Şevket Can Bostancı - İnşaat Yüksek Mühendisi
Şekil 1 – Basketball Arena (Google Images)
Bu yazıda dergimize de kapak olan türünün ilk
örneği ve Londra Olimpiyatları icin tasarlanmış
Basketball Arena`nın tasarımıyla ilgili bazı noktalara
değineceğiz. 12,000 kişi kapasiteli yeniden
sökülüp takılabilen Basketball Arena tasarımı ve
inşasında çerçeve, doku ve ayrıntılarıyla bütünleşen
mühendislik değeri ön plana tutulmuştur. Geleneksel
değerlere
bakılarak
basketbolun
Britanya`da
yaygın olmaması, geçici ve multifonksiyonel bir
tasarımı beraberinde getirmiştir. Bu sayede Londra
Olimpik Parkı`nın en büvük 3. müsabaka alanı ve
en büyük sökülüp takılabılen binası inşa edilmiştir.
Arenanın kaba yapısı büyük takılıp sökülebilir
fakat güvenli olmak zorundaydı. Yer kazanmak için
kurulan yapısal öğelerin boyutları büyültülmüş ve
sayıları azaltılmıştır. Bunun dışında teklif aşamasında,
yapımı ve parçalanması bakımından hızlı bir
opsiyon gerekiyordu. Çelik kutu profil yerine kolon
dizaynı seçilerek çelik elemanlar arası kolay bir
bağlantı tercih edildi. Çatı makasında üst başlıklar
sürme kapı raylarını sürgülemek icin kullanılmıştır.
Şekil 2 – Çatı makasının üst kısmının 3
boyutlu resmi (The Structural Engineer)
12
İlk tasarımda planlanan ve yetersiz kalan havalandırma
yapısının alternatif bir tasarımla duvarlar yoluyla
yapılmasına değiştirilmiştir. Bu nedenle, çatı
yağmur oluklarından ayrılmıştır. Bu da V-çerçeve
(V-frame) louvre panellerini entegre etme olanağı
sunmuştur. Binanın bu kısmının tasarımı çatı deresi
kablo ankraj sistemi ve yağmur suyu boşaltımı
mühendislere meydan okuma fırsatı sunmuştur.
Bunlar göz önüne alındığında, çelik elemanların
boyutları artırılmış ve stabilite sağlanmıştır.
İHALE AŞAMASI – İhale aşaması tercih edilen kalın
elemanlar mimari açıdan estetik olmalıydı fakat bunun
kurum faaliyetlerini yavaşlatması kaçınılmazdı.
Ana çatı vadisi kaplı gerilme sistemi ilk tasarımda
düşünülmüş fakat sonraları kolay döşemeye imkan
vermesi sayesinde son aşamada benimsenmiştir. Çatı
sırtına da yine vadi gerilme sistemi düşünülmüş, kalite
fiyat değerlendirmesi yapılmış ve sistemin efektif
olmayacağı ve ana çatı makası gerektireceği göz önüne
alarak vazgeçilmiştir. Bu da fizibilite aşamasının
ne denli önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Yine bu sayede, uygun maliyetli bir sonuç ortaya
çıkarmıştır ve detaylama yönünden büyük bir zorluk
basarılmış panellerde de çekme/gerilme sağlanmıştır.
DIŞ CEPHE – Bina dış cephe kaplaması PVCkaplı polyesterden oluşup gerilimi ve desteği çelik
isleketi çerçevesinden sağlanmıştır. Bu çerçeve
kafesli, kıvrık ve düzlemsel yapıda olup, 23 metre
boyunda sivrileşen 96 metre açıklığındadır. Binanın
stabilitesi yanal olarak çerçeveyle ve boylamsal
olarak da çatı ve duvar panel körfezlerindeki
dikey bağlama sistemleri sayesinde sağlanmıştır.
KIBRIS TEKNIK
Şekil 3 - Yanal ve Boylamsal stabilite (The
Structural Engineer)
Şekil 5 – Cephe panelleri monte edilirken
(The Structural Engineer)
Bina ön cephesi ise 6 metre genişliğinde
ve 17 metre uzunluğunda olup çarpraz
çelik
kemerlerle
gerilmiştir.
Duvar
kabayapısı
kaynaklanmış
panellerden
yapılmış ve kıvrak geometrik şekle
kavuşturulmuştur.
Cephe
kaplamasında
gerilmiş elemanların kullanılması ortaya
komplike tasarım çıkarmıştır, bu da
koordine ve entegre iş gücü gerektirmiştir.
ÇELİK TASARIMI – Yük reaksiyonları önceden
tasarlanan alt modeli sayesinde cebirsel analizler
sonucu ideallestirilmiş ve böylece çelik çerçeve icin
gereken çelik tasarım mesnetleri oluşturulmuştur.
Tasarım aşamasında ilk öne çıkan konulardan biri
ise çelik çerçeve ile ön gerilimli bina kabayapısının
yapısal etkileşimiydi. Öyleki, bu gergin çelik
kafkası bu yapılar destekleyecekler. Bundan daha
karışık olan ise, çatı makası ve kabayapıvı germek
için kullanılan vadi kablolarının yapısal etkileşime
olan etkisiydi. Çatı iskele paneli analizi kafes üstü
desteği ve kablo ankrajının sabit taşınmaz noktalar
olduğu varsayımı üstüne yapılmıştır. Kabayapıya
yukarıya doğru yüklendiğinde, kabayapı gerilimi
artmakta ve ortaya çıkan yük vektörlerinin açısı
paneldeki deformasyon sonucu değişmektedir.
Bunun sonucunda yüklenmiş ve deforme olmuş
çatı paneline paralel olarak aşağıya doğru olan çatı
makası yüklerinde belirli bir artış gözlemlenmektedir.
Şekil 4 – Polyester Kaplama (The Structural
Engineer)
YÜKLER – Yük analizi göz önüne alındığında, yapı
geçici de olsa yapı yükleri kalıcı olması göz önüne
alarak tasarlandı. Yükler düşünüldügünde rüzgar
ve kar yükleriyle birlikte çatıya monte vb. amaçlı
ulaşım yükleri de dikkate alınmıştır. Bunlar dışında,
dev ekranlar ve skor tabelalarının yükleri de ilave
edilmiştir. Rüzgar yüklerinin kalıcı bir binaymiş
gibi değerlendirilip ölçülmesi binanin ereksiyonu
sırasında inşa süresini kısaltmıştır, bu da teknolojinin
proje süresine etki ederek kısaltmasına yardım etmiş
yani bir diger deyişle inşaat maliyetini düşürmüştür.
KABAYAPI – Kabayapı analizi ve tasarımı ticari
amaçlarda kullanılan ve yaygın olan kuvvet yoğunluğu
yöntemiyle yapılmıştır. Bu yöntem ilk olarak 1972
Münih olimpiyatlarında kullanılmıştır. Bina zar yapısı
hem şekli hem de kabayapısındaki önceden gerilim
duzeyi sayesinde dış yüklere karşı koymaktadır.
Özet olarak ise, bu olağan dışı ve meşhur bina, tasarım
mühendisleri açısından teknik olarak çok zorlayıcı bir
proje idi. Özellikle de tasarımdaki titizlik, yapım ve
tasarım aşamasındaki koordineli çalışma, güvenlik
ve üretim ve inşa gibi faktörlerin geçici bir binanın
inşası icin düşünecek olursak. Hiç kuşkusuz, tasarım
ekibinin yoğun çalışması bu birinci sınıf kalitedeki
binanın inşasındaki en önemli etkendir. Basketball
Arena`da bu olagandışılığı ve sürdürülebilirliği
sayesinde böylesine büyük organizasyonlarda
düzenlenen binalarda alanında ilk bina olmuştur.
KAYNAK
The
Structural
Engineer
(2012)
Olympic
Structures for London 2012. Volume 90¦Issue 6,
London: The Institution of Structural Engineers
WWW.KIBRIS TEKNIK.COM
13
BETONARME BİNALARDA
YANGIN MÜHENDİSLİĞİ
Gökçe Kızıldere - İnşaat Yüksek Mühendisi
Yangın tüm yapısal elemanlarda olduğu gibi betonarme
elemanlarda da yıkıcı sonuçlara yol açmaktadır.
Ülkemizde yangın mühendisliğine ve yangın
güvenliğine verilen önem hiç denecek kadar az iken
böylesine önemli bir konunun göz ardı edilmesi çoğu
zaman felaket ile sonuçlanabilmektedir. Günümüzün
modern ülkelerinde diğer felaketlere verilen önemin
aynısının yangınlara da verildiğini görebilmekteyiz.
İngiltere ve tüm Avrupa’da geçerli olan Avrupa
Standartları buna sadece bir örnek teşkil ederken
özellikle İngiltere’de geçerli olan Onaylanmış
Döküman B Vol.2 (Approved Document B – Volume
2: Building Regulations for Fire Safety) binalarda
yangın güvenliği ile ilgili detayları içermekte olup
mühendislere gerekli kılavuzluğu sağlıyor. Bu kılavuz
dökümandan örnek ise yangın sırasında kaçış yolları,
iç ve dış cephenin önemi, havalandırma ve diğer
yangın yayılmasını önleyici ekipmanların tasarımı
ve secimi gibi başlıca konulardan bahsedebiliriz.
Öte yandan herhangi bir binanın yangın esnasındaki
performansını ne tarz yapısal elemanlardan
oluştuğu kadar bu elemanların yangın suresince
mukavemet ve deplasman performansları da büyük
önem taşımaktadır. Buna verilebilecek en basit
örnek yangın sırasında binanın yıkılmadan ayakta
kalabilmesi için sıradan dizayn hesaplarından daha
fazla sehimle tasarlamak ve bu arada yangın suresince
yapısal elemanın yapısal mukavemetinin düşeceğini
göz önünde bulundurarak bu hesapları yapmaktır.
Şekil 1. Kolon içi ısı dağılımı: 30dk yangın
Betonarme Yapılarda Yangın Mühendisliğinin
Temel Dizaynı
Yapısal betonarme elemanlarının ısı dağılımı genellikle
karmaşık ve homojen olmayan bir yapıya sahiptir.
Bunun en büyük sebepleri ise elemanların boyutları,
düşük ısı iletkenliği ve betonun kürlendikten sonraki
süreçte halen içinde barındırdığı az miktardaki sudur.
Bu sebeplerden dolayı binaların yangın direncini
hesaplamak için gerekli olan ısı dağılımı genellikle sayısal
ısı aktarımı analizi gerektirmektedir. Fakat durumun
karmaşıklığını önleyip hesapları basitleştirebilmek
için geliştirilen şablonlar 30dk dan 240dk ya kadar
suren yangınlarda yapısal elemanların içindeki isi
dağılımının yaklaşık değerlerini vererek inşaat veya
yangın mühendislerinin pahalı ve karmaşık olan sayısal
ısı aktarımı analizini yapmasına mecbur bırakmıyor.
Yukarda sözü edilen şablonlar İngiliz standartlarında
kolaylıkla bulunabilir (BS EN 1992-1-2:2004 Annex A).
14
Şekil 2. Kolon içi ısı dağılımı: 60dk yangın
Yukardaki şekillerde aynı ölçü ve yapısal özelliklere
sahip fakat farklı süre yangında kalmış kolon kesitlerinin
ısı dağılımı görülmektedir. Sol taraftaki kesit 30 dk. sağ
taraftaki ise 60 dk. yangına maruz bırakıldı. Diyagramlar
içindeki eğriler ise kesit içerisindeki sıcaklık değerlerini
vermektedir. Bu ve buna benzer kiriş, kolon veya
plakalar için önceden hazırlanmış şablonları kullanarak
gerekli yangın hesapları kolaylıkla yapılabilmektedir.
Yangın mühendisliğinde yapısal elemanların yangın
esnasındaki mukavemetinin hesaplanması için iki
adet basitleştirilmiş metot bulunmaktadır. Bunlar:
KIBRIS TEKNIK
I.
500°C İzoterm Metot
İzoterm metodu güvenliği ön planda tutarak hesaplama
yapılan bir yöntem olmakla beraber sadece normal
betonarme yapılarda değil ayrıca ön gerilimli
betonarme yapılarda da güvenle kullanılabilir. Metodun
kullanılabilirliği ısınma koşuluna bağlı kalarak
sadece sembolik veya parametrik yangın eğrisi olan
durumlarla sınırlıdır. Metodun dayandırıldığı hipotez
ise şöyledir; 500°C’yi aşan sıcaklıktaki yangınlarda
yapısal elemanın alevlere maruz kalan kısımlarının yük
taşıyıcı kapasite hesaplarında ihmal edip geriye kalan
kısımların ise normal özelliklerini korumasına dayanır.
Daha detaylı olarak aşağıdaki şekil incelenmelidir.
Detaylı hesaplama
structures. General
II.
Bölgesel Metot
Bölgesel metot sadece standart yangın eğrisine
sahip yangınlarda kullanılmasına rağmen tüm
yapısal betonarme elemanlarda kullanılabilir. Söz
konusu metot yapısal elemanların yangına maruz
kalıp hasara uğramış kısımlarının kalınlığının
yapılacak hesaplarda göz ardı edilmesi ile kullanılır.
Geriye kalan kesit yüzeyi ise normal özelliklerini
korumaktadır. 500° İzoterm metodundan daha fazla
karmaşık olan Bölgesel metot özellikle kolonlardaki
hasar hesaplarında daha kesin ve doğru sonuçlar
elde etmeye yarar. Aşağıdaki figürde hasar görmüş
perdenin azalan genişliği ve ortalama sıcaklık
değerlerinin gösterilişi incelenebilir. Daha detaylı ve
hesaplamalar için İngiliz Standartları incelenebilir
(Eurocode 2. Design of concrete structures. General
rules. Structural fire design BS EN 1992-1-2:2004)
prosedürü İngiliz Standardı olan Eurocode 2. Design of concrete
rules. Structural fire design BS EN 1992-1-2:2004 de bulunabilir.
Son olarak yangın mühendisliği dünyada önemli bir alanı kapsamakta olmasına karşın ülkemizde
bu tür önlemlerin yetersizliği bilinmesine rağmen mühendislerimiz tarafından önemsenmiyor.
Bunun başlıca sebeplerinden biri ada halkı olarak diğer ülkelerle kıyaslandığımızda çok az bir
nüfusa sahip olmamız ve sene bazında çıkan yangınların yok denecek kadar az olması olabilir.
WWW.KIBRIS TEKNIK.COM
15
MİKROBÖLGELEME ÇALIŞMALARINA İZMİR’DEN BİR ÖRNEK
Hilmi Dindar - Jeofizik Yüksek Mühendisi
Son yıllarda zemin davranışlarını modellemeye yönelik
araştırmalar hız kazanmıştır. Bölgemizin deprem
riski açısından en tehlikeli bölgelerden olması bu
çalışmaların yapılmasını zorunlu hale getirmektedir.
Depremin ne zaman olacağını bilmek maalesef mümkün
değildir. Bununla birlikte büyük bir depremin meydana
gelmesini engelleyecek bir teknoloji de yoktur. İnsan
hayatını olumsuz olarak etkileyecek en büyük doğa
olaylarından biri olan depremin ölümcül sonuçlarını
bertaraf etmek, deprem sırasında yapıların davranışlarını
incelemek, depreme dayanıklı yapılar tasarlamak,
deprem sırasında yerin nasıl davranabileceğini
tahmin etmek ve deprem hasarlarını en aza indirmek
için deprem ile ilgili mühendislik disiplinleri ortaya
çıkmıştır. Depremin oluşumunu, yerini, zamanını,
büyüklüğünü keşfetme amacıyla doğan deprem bilimi,
çağımızın en önemli disiplinlerinden biri olmuştur.
Deprem Türkiye ve bölge coğrafyasının bir gerçeğidir.
Mühendislik branşlarından jeofizik, jeoloji ve inşaat
mühendislikleri disiplinleri tarafından ortaklaşa
yapılan projeler depremin yaratabileceği hasarları
önlemek için son derece etkilidir. Elde edilecek
sonuçlar, depremin etkileyeceği coğrafyadaki sosyo
ekonomik zararları en aza indirgemeyi sağlayabilir.
Farklı zeminlerin farklı periyotlarda salındıklarının
anlaşılmasından sonra, zeminlerin bölgelendirme
çalışmalarına katılabilecek yeni parametreler olduğu
ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, yeryüzünde alınan
mikrotremor kayıtlarından elde edilen dinamik
zemin parametrelerine göre mikrobölgelendirme
çalışmaları
yapılabilineceği
anlaşılmıştır.
Mühendislik amaçlı uygulamalara temel oluşturması
ve projelendirme çalışmaları için bilgi sağlaması
açısından mikrobölgelendirme çalışmaları önem
taşımaktadır.
Mikrobölgelendirme
çalışmaları
verimlilikleri açısından içerik ve nitelik olarak
bilimsel doğruluk ve geçerlikliler taşımalıdır.
Amaca yönelik uygun ve doğru çalışmalar ile deprem
ve benzeri yer hareketlerinin bölgesel etkilerinden
korunmak mümkündür. Depreme dayanıklı bina
tasarımı depremlerin hasarlarının azaltılmasında en
önemli görevlerin başında yer almaktadır. Deprem
kuvvetlerini absorbe edecek, depremin yıkıcı gücüne
karşı koyabilecek bir yapı deprem felaketinin en
baştan yok edilmesi için çok büyük bir avantajdır.
Bu avantajı yakalamak için jeofizik, jeoloji ve
inşaat mühendislerinin etkili bir biçimde çalışması
gerekmektedir. Binanın yapılacağı zemin özelliklerinin
bilinmesi, deprem sırasında zeminin ve üzerindeki
yapının nasıl davranacağının ortaya konulması, yapının
zemin özelliklerine uygun olarak inşa edilmesi depreme
karşı savaşta önemli bir adımı oluşturmaktadır.
16
Field ve diğ. (2000) ile Bommer ve diğ. (2003)
kalın sedimanter (tortu) tabakaların bulunduğu
ovalar ve vadilerde S dalgasının 30 m’ye kadar olan
eşdeğer sismik hız verisi olarak kullanılmasının
dahi, zeminin deprem sırasında gerçek hareketini
hesaplamada yeterli olmadığını ve bu tür alanlarda
ayrıntılı araştırmalar yapılmasını önermişlerdir.
Ege Bölgesinin en büyük Türkiye’nin üçüncü
büyük şehri olan,nüfus yoğunluğu ve sanayileşme
bakımından sürekli gelişim gösteren İzmir Metropolü
Yerleşim Alanında mikro dağılımla yerleştirilmiş ivmeölçer kayıtçılardan elde edilen deprem kayıtlarına
ve diğer jeofizik ölçümlere (MASW, mikrotremor,
sismik, özdirenç ve zemin sondajları) dayalı
olarak elde edilen verilerden en uygun yer hareketi
davranış modellerinin oluşturulması gerekmektedir.
Mühendislik sismolojisi ve deprem mühendisliğindeki
bu görüş ve ihtiyaçlardan hareketle İzmir Metropol
Alanında Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem
Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) ile Afet İşleri
Genel Müdürlüğü (AİGM) Deprem Araştırma Dairesi
(DAD) ortak işbirliğinde Temmuz 2008 itibariyle
16 adet kuvvetli yer hareketi kayıtçısı kurulmuştur.
Ege Bölgesinin nüfus (yaklaşık 4 milyon) göz önüne
alındığında en büyük Türkiye’nin üçüncü büyük şehri
olan,nüfus yoğunluğu ve sanayileşme bakımından
sürekli gelişim gösteren İzmir Metropolü Yerleşim
Alanında mikro dağılımla yerleştirilmiş ivmeölçer kayıtçılardan elde edilen deprem kayıtlarına
ve diğer jeofizik ölçümlere (MASW, mikrotremor,
sismik, özdirenç ve zemin sondajları) dayalı
olarak elde edilen verilerden en uygun yer hareketi
davranış modellerinin oluşturulması amaçlanmıştır.
Söz konusu 16 adet kuvvetli yer hareketi kayıtçısı
kurulum alanlarında (istasyonlarında) ,Vs hız dağılımını
araştırmak amacıyla Multichannel Analysis of Surface
Waves (MASW) çalışmaları (Miller ve diğerleri, 1999
), yanal ve düşey yönlü yapısal değişimleri belirlemek
amacıyla Özdirenç Düşey Elektrik Sondajı (DES) ve
Özdirenç Tomografi çalışmaları (Tong ve Yang, 1990,
Loke, 2004) ile zemin sınıflaması, H/V spektral oranlar,
vulnerability indeksi ve zemin transfer fonksiyonlarının
(Nakamura, 2000) elde edilmesine yönelik
mikrotremor ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Ayrıca her
istasyonda birer tane olmak üzere ve derinliği 20-300
m arasında değişen karotlu ve standart penetrasyon
deneyli (SPT) zemin sondajları da yapılmıştır.
KIBRIS TEKNIK
Şekil 1. Özdirenç Yönteminin ana bileşenleri ve elde edilen 2B görüntü
Şekil 3. İzmir ve yöresinin jeoloji haritası ( Uzel, ve
diğ. 2010’dan değiştirilmiştir)
Şekil 2. İzmir ve yöresinin sadeleştirilmiş jeoloji
haritası (Kıncal, 2005’den değiştirilmiştir.)
Mikrotremor yöntemi; Guralp Systems üç bileşenli
CMG-40TD ile ( Kayıt uzunluğu çalışılan alanın
gürültü seviye durumuna göre 15 ile 30 dk arasında,
örnekleme aralığı da 100 Hz ) seçilerek toplanan
mikrotremor verileri yatay-düşey spektral oranı
analizi olarak tanımlanan Nakamura Tekniği
(1989) ile GEOPSY programı ile değerlendirilerek
spektral oran eğrileri elde edilmiştir. Bu spektral
oran eğrilerinden elde edilen zemin hakim titreşim
periyotları kullanılarak zemin sınıflaması (Tablo
3) ile bu periyot değerlerine karşılık gelen yataydüşey genlik büyütme oranları saptanmıştır(Field
ve Jacob, 1995) Ayrıca Nakamura Tekniği (1997)
kullanılarak sismik vulnerability indeks Kg değerleri
de (deformasyonun bir ölçüsü) saptanmıştır.
MASW yöntemi; amaç S-dalga hızı derinlik profil
bilgileri ile Vs30 hızlarının elde edilmesidir. Bunun için
hidrolik balyoz (100 lb) ve/veya balyoz (8kg) kaynak
kullanılarak 24 kanallı Geometrics Geode kayıtçısı
ile 24 adet 4,5Hz lik jeofonlar ile kayıtlar alınmıştır.
Ölçülerde 2sn kayıt uzunluğu ve 1 msn örnekleme aralığı
kullanılmıştır. Atışlar açılımın baş, orta ve sonundan
olmak üzere her ölçüm noktasında 3 adet ölçüm ve her
ölçüye ait 3 yığma (stack) yapılmıştır.(Şekil 4 ve şekil 5)
WWW.KIBRIS TEKNIK.COM
17
Şekil 4. Düz Atış Vs Profili
Şekil 5. Ters Atış Vs Profili
Tablo 1. Örnek İstasyon Verileri ve Zemin Sınıfı Karşılaştırması
İstasyon no
F(Hz)
T(sn)
Yerel Zemin
Sınıfı
NEHRP
1.228501
H/V
SPEKTRAL
ORAN
2.36
01_BLC
0.814
Z4
E
02_BRN
12.326
0.081129
2.36
Z1
B
03_BUC
13.976
0.071551
5.24
Z1
A
04_BYN
0.682
1.466276
6.08
Z4
E
05_BYR
1.931
0.517866
1.93
Z3
D
06_BOS
0.604
1.655629
2.36
Z4
E
Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi bazı lokasyonlarda yumuşak zemin saptanmıştır.
Bu durum hem zemin ivme büyütmesine hem de uzun periyotlu davranış spektrumlarına
neden olmaktadır.
Fakat Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasına göre tüm bu
istasyonlar ayni ivmeye sahiptir. İşte bu mikro zonlamanın önemini göstermektedir.
KAYNAKLAR
Bommer, J.J., Douglas, J., Strasser, F. (2003). Style-of-faulting in ground motion prediction equations. Bulletin
of Earthquake Engineering 1(2), 171-203.
Field, H. E. (2000). Accounting for site effects in Probabilistic Seismic Hazard Analyses of Southern California:
Overview of the SCEC Phase III Report, Bulletin of the Seismological Society of America,90,6B,pp.S1-S31
Loke, M. H. (2004). Tutorial: 2-D and 3-D electrical imaging surveys. Penang, Malaysia, Universiti Sains
Malaysia, unpublished course notes.
Miller, R.D., Xia, J., Park, C.B. and Ivanov, J., (1999). Multichannel analysis of surface waves to map bedrock,
Leading Edge, 18, 1392-1396
Nakamura, Y. (2000). Clear Identification of Fundamental Idea of Nakamura's Technique and Its Applications,
Proc. 12th World Conf. on Earthquake Engineering, 2656.
Tong, L., Yang, C. (1990). Incorporation of topography into two-dimensional resistivity inversion. Geophysics,
55(3), 354-361.
Tokgoz, E (2002). Master Thesis: Investigation Of Site Effect In Bolu And Surrounding Region By Using
Microtremor Data.
18
KIBRIS TEKNIK
WWW.KIBRIS TEKNIK.COM
19
KIBRIS TEKNiK
20
KIBRIS TEKNIK

Benzer belgeler