Untitled - Ekonomi Bakanlığı
Transkript
Untitled - Ekonomi Bakanlığı
Sayı: 205 Hafta: 30 EYLÜL – 06 EKİM 2016 BÖLGELER/ÜLKELER AVRUPA MADENCİLİK Almanya’da Özel Sektördeki Zayıf Büyüme Ekonomideki Gerilemeye İşaret Etti Avro Bölgesi’nde Perakende Satışlar Düşüşte Almanya Fabrika Siparişleri Ağustos Ayında Güçlendi Kıymetli Metaller, Nikel ve Çinkonun Gelecek 2 Yıl Boyunca Daha İyi Bir Performans Göstermesi Olası TARIM AMERİKA IMF Küresel Ekonomideki Durgunluğun Korumacılığı Artırabileceğine Dair Uyarıda ABD’de Dış Ticaret Açığı Artıyor Haftalık İşsizlik Başvuruları: Beklentilerin Dışında Haftalık 5 Bin Azaldı SEKTÖRLER SANAYİ Airbus Şirket Grup Yapısı İle Ticari Havacılık Bölümünü Birleştiriyor Nissan, İngiltere’nin Brexit İle İlişkili Kayıpları Karşılaması Konusunda Talepte Bulunabilir OPEC Kararı, Elektrikli Araçları Destekleyebilir Nissan Telematik Teknolojili Minibüs Satışlarının Artmasını Bekliyor Liwa Plastik Projesinin Haftaya Temel Atma Töreni Yapılacak Elektrikli Araba Devrimi, Pek Çok Metal İçin Parlak Bir Gelecek Vaat Ediyor Çinli Gruplar Osram Firmasını Almaya Hazırlanıyor İklim Değişikliği ve Tarım Sektörü Hindistan Gıda Güvenliği ve Standartları Kurumu Gıda Takviyesi Konusunda Yeni Bir Taslak Düzenleme Hazırladı Yeni Zelanda’nın Fast-Food Sektöründeki Yenilikler HİZMETLER Küresel e-Ticaret Pazarı 2011’den Bu Yana Büyümeye Devam Ediyor 1 AVRUPA AMERİKA Almanya’da Özel Sektördeki Zayıf Büyüme Ekonomideki Gerilemeye İşaret Etti IMF Küresel Ekonomideki Durgunluğun Korumacılığı Artırabileceğine Dair Uyarıda Almanya’da hizmetler sektörü indeksinde görülen durgunluk; özel sektörün geneline sirayet ederek, Avrupa’nın en büyük ekonomisi için 2016 yılının ikinci yarısındaki gerilemeyi belirledi. Markit tarafından açıklanan verilere göre; Almanya’da Ağustos ayında 53,3 olan bileşik PMI, Eylül ayında 52,8’e gerileyerek son 16 ayın en düşük seviyesine geldi. Ağustos ayında 51,7 olan hizmetler PMI’ı ise, Eylül ayında 50,9’a gerileyerek son 39 ayın en düşük seviyesine geldi. (Reuters, 05.10.2016) Yayınladığı “Dünya Ekonomik Görünüm” raporunda Uluslararası Para Fonu (IMF), gelişen ülkelerdeki durağan seyrin ticaretteki korumacılığı artırabileceğinin altını çizdi. Ülkelerin büyüme dinamiklerini yeniden harekete geçirmek için para politikaları ile bütçe ve yapısal politikaların uyum içinde hayata geçirilmesinin önemli olduğuna dikkat çekti. Küresel ekonomideki durgunluğun; ABD ekonomisindeki kötü gidişat ve Brexit kararının etkisiyle devam edeceğini ifade etti. Bundan dolayı IMF, küresel büyüme tahminini 2016 ve 2017 yılları için, Temmuz ayındaki tahminlerini değiştirmeyerek, sırasıyla %3,1 ve %3,4 olarak açıkladı. 2017 yılındaki canlanmanın arkasındaki neden, Rusya ve Brezilya’nın da dâhil olduğu gelişen piyasalardaki toparlanma olarak gösterildi. Gelişmiş ekonomiler için 2016 yılı büyüme tahminini ise %1,9’dan %1,6’ya revize ederken, 2017 yılı beklentisini %2’den %1,8’e revize etti. ABD ekonomisinin büyüme tahminlerini, düşük enerji fiyatları ve güçlü dolar nedeniyle bu yıl için 2,2’den %1,6’ya ve gelecek yıl için %2,5’den %2,2’ye revize etti. Avro Bölgesi için 2016 büyüme tahminini %1,5’den %1,7’ye yükseltirken 2017 yılı tahmini %1,6’dan %1,5’e düşürdü. IMF; gelişmekte olan ülkeler için 2016 yılı büyüme tahminini 0,1 puan yukarı revize ederken, 2017 yılı büyüme tahmininde değişiklik yapmadı. Böylece gelişmekte olan ülkeler için 2016 ve 2017 yılı büyüme tahminleri sırasıyla %4,2 ve %4,6 oldu. (IMF, 04.10.2016) Avro Bölgesi’nde Düşüşte Perakende Satışlar Avrupa İstatistik Ofisinin (Eurostat) yayınladığı verilere göre, Ağustos ayında mevsimsellikten arındırılmış perakende satışlar Avro Bölgesi ve Avrupa Birliğinde (AB) Temmuz ayına kıyasla %0,1 azaldı. Perakende satışlar, geçen yılın Ağustos ayına kıyasla Avro Bölgesi'nde %0,6 yükselirken, AB’de ise %2,1 arttı. Avro Bölgesi'nde perakende satışların yıllık bazda artmasında gıda dışı ürün satışları (%1,3), otomotiv yakıtı satışları (%1,2) ve gıda, içki ve tütün ürünleri satışlarının (%0,1) artması etkili oldu. Benzer biçimde AB'de; gıda dışı ürün satışları (%2,9), otomotiv yakıtı satışları (%2,9) ve gıda, içki ve tütün ürünleri satışlarının (%1) artması perakende satışlardaki yükselişe katkı sağladı. Verinin mevcut olduğu ülkeler arasında, yıllık bazda perakende satışında en yüksek artış görülen ülke %12,6 ile Lüksemburg olurken, en fazla azalış görülen ülke %1,5 ile Fransa oldu. (Eurostat, 05.10.2016) Almanya Fabrika Ayında Güçlendi Siparişleri Ağustos Almanya Ekonomi Bakanlığı, iç talep ve avro kullanan diğer ülkelerin talebindeki artışların etkisiyle, Ağustos ayında fabrika siparişlerinde artış yaşandığını açıkladı. Böylece mevsimsellikten arındırılmış fabrika siparişleri Ağustos ayında bir önceki aya göre %1 artış gösterdi. İç talepteki %2,6’lık, Avro Bölgesi talebindeki %4,1’lik artış, avro kullanmayan ülkelerin talebindeki %2,8’lik azalmayı dengelemiştir. (Nytimes, 06.10.2016) ABD’de Dış Ticaret Açığı Artıyor ABD Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre; Temmuz ayında 39,5 milyar dolar olarak gerçekleşen dış ticaret açığı, Ağustos ayında 40,7 milyar dolar oldu. Mal ticaretindeki açık; Ağustos ayında Temmuz ayına kıyasla 100 milyon dolar civarında azalarak 60,3 milyar dolar olurken, hizmetler ticaretindeki fazla 1,2 milyar dolar azalarak 19,6 milyar dolar oldu. 2 Ağustos ayında ihracat 187,9 milyar dolar ile Temmuz ayındaki 186,4 milyar dolar seviyesini aştı. İthalat ise 228,6 milyar dolar ile yine Temmuz ayındaki 225,9 milyar dolar seviyesini geride bıraktı. (Census, 05.10.2016) Haftalık İşsizlik Başvuruları: Beklentilerin Dışında Haftalık 5 Bin Azaldı ABD Çalışma Bakanlığı verilerine göre, 1 Ekim'de sona eren haftada işsizlik maaşı başvuruları 5 bin kişi azalarak 249 bin oldu. Beklenti 256 bin artıştı. Son 4 haftalık ortalama işsizlik maaşı başvuruları 2 bin 500 kişi azalarak 253 bin 500 oldu. Bu, Aralık 1973'ten beri en düşük seviye oldu. (AdvisorPerspectives, 06.10.2016) 3 SANAYİ Airbus Şirket Grup Yapısı İle Ticari Havacılık Bölümünü Birleştiriyor Airbus, ana grup yapısı ile gelirlerinin %70’inin kaynağı durumundaki en büyük bölümü olan ticari havacılık bölümünü birleştirerek önemli bir yeniden yapılandırma gerçekleştireceğini açıkladı. Büyük maliyetlere yol açan uçak yapım takvimlerindeki gecikmelerin önlenmesi ve A380 superjumbo kaynaklı zararların minimize edilmesi amaçlarıyla firmada yeniden yapılandırma yapılması beklenmekteydi. Yeni oluşacak bölüm, mevcut durumda grup CEO’su olan Tom Enders ile COO olarak atanan ticari havacılık bölümünün başkanı Fabrice Bregier tarafından yönetilecek. Böylece, CEO Tom Enders’in ticari havacılık bölümünün yönetiminde çok daha fazla söz hakkı olacağı öngörülüyor. (Financial Times, 30.09.2016) Nissan, İngiltere’nin Brexit İle İlişkili Kayıpları Karşılaması Konusunda Talepte Bulunabilir Nissan Motor Yönetim Kurulu Başkanı Carlos Ghosn Paris Motor Show’da yaptığı açıklamada, İngiltere’de yeni yatırım yapmalarının, ülkenin Avrupa Birliği’nden ayrılmasının neden olabileceği olumsuz sonuçları telafi etmesi koşuluna bağlanabileceğini belirtti. Ghosn, bundan sonraki yatırım kararlarının İngiltere’nin AB ile olan ilişkilerini netleştirmesine bağlı olduğunu ifade ediyor. Nissan geçtiğimiz yıl, her üç otomobilden birini İngiltere’de üretmiş olup, burada ürettiği araçların %80’ini ihraç ediyor. Bu nedenle, tarife uygulamasının devreye girmesi Japonya merkezli üreticiyi risklere açık hale getirecek. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma kararının otomotiv üreticilerine 2,8 milyon adetlik hafif araç satışına mal olabileceği belirtiliyor. Ayrılmanın gerçekleşmesi halinde, İngiltere’de üretilip Avrupa Birliği’ne ihraç edilen araçlar %10’a kadar, otomotiv parçaları ise %2,5 oranında gümrük vergisine tabi tutulabilecek. (Bloomberg, 30.09.2016) OPEC Kararı, Destekleyebilir Elektrikli Araçları OPEC’in üretimi kısma kararı, çevreye duyarlı ulaştırma seçeneklerinin ve bu kapsamda elektrikli araçların rekabetçiliğini artırabilir. Uluslararası Enerji Kurumu (IEA), petrol fiyatlarının yükselmeye başlaması veya en5 azından petrol fiyatlarındaki gerilemenin durması halinde, bioyakıtlar ve elektrikli araçlar gibi alternatif ürünler için ekonomik açıdan destekleyici bir durum oluşacak. Geçen sene petrol fiyatları ortalama yüzde 5,8 düştü ve motorlu araç yakıtlarına olan talep son altı yılda ilk kez arttı. Buna paralel olarak, ABD’deki elektrikli araç satışları da %4,1 geriledi. (IEA tarafından hazırlanan “Küresel Elektrikli Araç Görünümü 2016” raporundan paylaşılan grafikte, elektrikli araç satışlarında 2015 yılında görülen artışın büyük ölçüde Çin’den kaynaklandığı görülmektedir.) Geçen hafta Çarşamba günü (28 Eylül 2016) alınan OPEC kararı sonrasında, petrol fiyatları %5 arttı. Son sekiz yıldır ilk kez üretim kısılıyor. Böylece, petrol fiyatlarında iki yıldır devam eden gerileme durabilir. Bloomberg Yeni Enerji Finansmanı (BNEF), bu sene elektrikli araç satışlarının %44 artarak 647 bin araç ile rekor seviyede gerçekleşeceğini öngörüyor. Bunun küresel petrol talebini düşürücü etkisi ise %1 seviyesinde öngörülüyor. BNEF, 2040 yılında dünyadaki araçların dörtte birinin elektrikli olacağını tahmin ediyor. ABD dışında elektrikli araç satışları ile petrol fiyatları arasındaki ilişki çok zayıf bulunuyor. Özellikle Avrupa’da elektrikli araç satışları büyük ölçüde devlet desteklerine bağlı olarak gelişiyor. (Bloomberg, 30.09.2016) Nissan Telematik Teknolojili Minibüs Satışlarının Artmasını Bekliyor Nissan, Avrupa’da hızla yükselen sevkiyat pazarından faydalanabilmek ve rakipleri ile arasındaki farkı kapatabilmek amacıyla, bölge genelindeki minibüslerine sürücü monitörü teknolojisi yüklemeyi planlıyor. Japon otomobil üreticisi, minibüslerine araçların performansını ve lokasyonunu gerçek zamanlı takip edebilecek bir yazılım yükleme amacıyla, ABD’li Verizon Communications’ın sahip olduğu Telogis adlı telematik tedarikçisi ile bir anlaşma yapacağını açıkladı. Nissan söz konusu teknolojinin, firmanın minibüs satışlarını artırmaya ve AB’nin hafif ticari araç pazarındaki payını yükseltmeye katkı sağlamasını bekliyor. 4 Nissan geçtiğimiz yıl AB hafif ticari araç satışlarında Renault, Ford ve Peugeot gibi rakiplerinin altında kalarak dokuzuncu sırada yer almıştı. Telematik teknolojisi, aracın nerede olduğunu tespit etmenin yanı sıra nasıl sürüldüğünü de ortaya koyabiliyor ve gereksiz yolculukların önüne geçerek, filo yöneticilerine maliyetleri azaltma ve verimliliği artırma konularında yardımcı oluyor. (Financial Times, 04.10.2016) Liwa Plastik Projesinin Haftaya Temel Atma Töreni Yapılacak Orpic şirketinin üç stratejik büyüme projesinden birisi olan ve Umman’da entegre rafine ve petrokimya tesisi kurulmasına katkı sağlayacak olan Liwa Plastik Sanayi Kompleksi (LPIC)'nin Sohar parçası için 10 Ekim’de temel atma töreni yapılacağı belirtiliyor. 6,5 milyar dolarlık projenin yeni iş ve istihdam olanakları sunmasının yanı sıra Umman’daki plastik endüstrisinin gelişmesine katkı sağlayacağı değerlendiriliyor. Orpic’in CEO’su Musab al Mahruqi 2020 yılında tamamlanması beklenen tesisle şirketin, doğalgaz ve petrolden katma değeri daha yüksek ürünler üreten bir yapıya sahip olacağını belirtirken, Orpic’ in bölgedeki en entegre rafineri ve petrokimya tesislerinden birisine sahip olacağını ekledi. (Muscatdaily, 04.10.2016) Elektrikli Araba Devrimi, Pek Çok Metal İçin Parlak Bir Gelecek Vaat Ediyor Karbon emisyonu hedeflerine ulaşmak için devletlerin elektrikli araçları desteklemesi, elektrikli araçlarda kullanılan metaller için de fırsatlar yaratıyor. Fakat, geleceğin arz-talep dengesini ve teknolojik bileşimini tahmin etmek çok kolay değil. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) açıkladığı verilere göre, dünya üzerinde trafiğe çıkan elektrikli ve hibrit araç sayısı geçen yıl 1 milyon adet düzeyini geçti. Elektrikli araçların çoğunda, lityum nikel manganez kobalt oksit (NMC) katodlar ve grafit anotlar kullanılıyor. Ayrıca, motorun bazı elektronik komponentlerinde sadece Çin’de çıkarılan disprozyum, neodimyum, terbiyum gibi nadir toprak elementleri kullanılıyor. Küresel lityum arzının büyük çoğunluğu “lityum üçgeni” olarak adlandırılan Şili, Arjantin ve Bolivya’dan geliyor. Dünyanın en büyük lityum iyon pil üreticisi olan Çin’de pil kalitesine uygun 1 ton lityumun fiyatı, önceki yıla göre neredeyse üç katına çıkarak 20.000 dolara yükseldi. Bugün lityuma olan 160 bin ton düzeyindeki talebin 2020 yılında en az 260 bin ton düzeylerinde olacağı tahmin ediliyor. Öte yandan, lityum konusunda arz-talep dengesi öngörülemeyeceği gibi, pillerde kullanılamayacak kalitedeki lityuma yapılabilecek yatırımlar konusunda uyarı yapılıyor. Anotlarda kullanılan grafitte talebin 2020 yılına kadar 150-170 bin ton artış göstermesi bekleniyor ve bu üründe Çin pazara tamamen hakim konumda bulunuyor. Kobaltta ise bu yıl %16 artan fiyatların 2020’ye kadar %45 daha yükselmesi bekleniyor. ABD Savunma Lojistik Ajansı’nın kobalt bileşiklerini depolamaya başlaması da bu emtianın önemine işaret ediyor. Kobalt, genellikle doğrudan çıkarılmayıp, nikel ve bakırın yan ürünü olarak çıkarılıyor. Bu da, kobaltın fiyata karşı arz esnekliğini düşürüyor ve fiyatının hızlı yükselebileceğini gösteriyor. Diğer taraftan, çelik piyasasına bağlı olarak, çelik üretiminde de kullanılan manganez fiyatlarının yükselmesi beklenmiyor. Dolayısıyla, araçların pillerinde kullanılan her metalin fiyatında artış öngörülmüyor. Ayrıca, halihazırdaki yaygın pil teknolojisinin değişmesi ve örneğin lityum sülfür pillerinin standart hale gelmesi halinde, nikel, kobalt ve manganez gibi metaller kullanılmayacak. Hidrojen yakıt hücrelerinin zaman içinde öne çıkması da bir diğer ihtimal olarak öne sürülüyor. Fakat, bugünden geleceğe bakıldığında lityumun ikame edilme ihtimali düşük bulunuyor. (Reuters, 05.10.2016) Çinli Gruplar Osram Firmasını Almaya Hazırlanıyor İki Çinli firma Münih merkezli aydınlatma ürünleri ve yarı iletken üreticisi Osram Licht firmasını almaya hazırlanıyor. Söz konusu gelişme Çin’in Avrupalı teknoloji gruplarını almaya yönelik artan ilgisine işaret ediyor. Çin’in en büyük ışık soğurmalı diyot üretim fabrikasına sahip San’an Optoelectronics ve özel sermaye şirketi Go Scale’in Osram ile geçtiğimiz haftalarda görüşme gerçekleştirdiği belirtiliyor. 5 Osram’ım satın alınması gerçekleşirse, Çin’in Almanya’ya ait en gelişmiş sanayi firmalarının bazılarında yatırım yapmaya başladığı ve bu durumun Almanya’da büyük tepki uyandırdığı bir döneme denk gelmiş olacak. Bu yıl içinde Çin’in ev gereçleri üreticisi Midea, Alman robotik firması Kuka’yı satın almıştı. Konuyla ilgili olarak herhangi bir yorumda bulunmayan Osram, son dönemde Çinli alıcılardan ilgi görüyor. Temmuz ayında firma ampul birimini Çinli LED üreticisi MLS firmasının liderliğinde oluşturulan konsorsiyuma 400 milyon avroya satma kararı almıştı. LED teknolojisinin otomotiv sanayindeki kullanımı giderek artmakta olup, Paris Motor Show’da gösterime sunuldu. Aynı Show’da Volkswagen insan gözünün hareketlerini taklit edebilen LED farları barındıran konsept elektrikli aracın sunuşunu yaptı. Bugünün araçlarında yalnızca %35 oranında LED kullanılırken, önümüzdeki birkaç yılda bu oranın %15-20’ye çıkabileceği belirtiliyor. (FinancialTimes, 06.10.2016) MADENCİLİK Kıymetli Metaller, Nikel ve Çinkonun Gelecek 2 Yıl Boyunca Daha İyi Bir Performans Göstermesi Olası Yukarı ve aşağı yönlü bazı hareketlere rağmen, 2016 emtia için iyi bir yıl oldu. Haziran ayında birçok metal ve mineralin fiyatı, önceki düşük düzeyden %20 yükseliş olarak tanımlanan boğa piyasası alanına (fiyatların sürekli yükseldiği piyasa) girmeye yakındı. Brexit oylamasından bu yana bazı hammaddeler kazanımlarını kaybetseler de Macquarie Bankası gibi yerlerdeki analistler yukarı yönlü trendin sürdüğüne inanıyor. Daha da ötesi, birçok emtianın fiyatının gelecek 12-24 ay boyunca istikrar kazanacağı veya yükseleceği beklentisi içerisindeler. Macquarie Bankası’nın notunda kısa dönemde bu harekete öncülük edecek emtiaların alümina, nikel ve kobalt olacağı belirtilmektedir. Uzun dönemli görünümde ise analistler altın, gümüş, çinko, nikel, krom ve ABD doğal gazının istikrar kazanacağını veya yukarı yönlü harekete geçeceğini bekliyorlar. Ancak analistler, potas (potasyum hidrat), alüminyum, çelik ve LNG’de iyimser değiller ve Macquarie Bankası bu emtialarda gelecek 2 yıl boyunca çeşitli zorluklarla karşılaşılmaya devam edileceğine inanıyorlar. Önümüzdeki süreç için daha iyi zamanlar öngören sadece Macquarie değil. Barclay’in emtia araştırma ekibi bir not yayınladı ve bu nota göre, 4.çeyrekte olası bir zayıflık ortaya çıksa da, emtia gelecek aylarda güç kazanacak. (Mining, 30.09.2016) 6 TARIM İklim Değişikliği ve Tarım Sektörü Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından, 26-30 Eylül 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen Tarım Komitesi Toplantısına katılan FAO Genel Müdürü José Graziano da Silva, yaptığı konuşmada, tarım sektörünün herkes için gıda ve beslenme güvenliğini sağlamanın yanı sıra iklim değişikliği ve antimikrobiyal direnç gibi küresel zorlukları da ele almaya yardımcı olacak şekilde kendisini dönüştürmesi gerektiğini ifade etmiştir. Da Silva ayrıca, sürdürülebilir tarımın açlık ve yoksulluğun yok edilmesi, doğal kaynakların sürdürülebilirliğinin sağlanması, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması, daha sağlıklı gıda sistemlerinin oluşturulması ile krizler ve doğal afetlere karşı esnekliğin sağlanması açısından önemli olduğunu belirtmiştir. Tarım sektöründe önceki gelişmelerin verimliliğin önemli ölçüde artmasına neden olduğunu dile getiren Da Silva, söz konusu ilerlemenin eşitlikten uzak olduğunu ve bu nedenle sürdürülebilirliğin sosyal ve çevresel boyutlarına daha fazla önem verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Toplantının açılış konuşmacılarından biri olan Bonn Üniversitesi Kalkınma Araştırmaları Merkezi Müdürü Joachim von Braun, yaptığı konuşmada, dönüşmekte olan tarım ve gıda sistemlerinin bilim ve politika işbirliği ile desteklenmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu kapsamda, küresel iklim değişikliğine yol göstermeye yardımcı olmak amacıyla kurulan Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) benzer şekilde uluslararası topluma yardımcı olmak için Uluslararası Gıda, Beslenme ve Tarım Paneli kurulması gerektiğini ifade etmiştir. (FAO, 04.10.2016) Hindistan Gıda Güvenliği ve Standartları Kurumu Gıda Takviyesi Konusunda Yeni Bir Taslak Düzenleme Hazırladı Hindistan Gıda Güvenliği ve Standartları Kurumu (FSSAI) kamu sağlığı açısından gıdaların besin değerlerini iyileştirmeyi amaçlayan, “gıda takviyesi” öngören yeni bir taslak düzenleme hazırladı. FSSAI, 60 günlük bir çalışma takvimi dâhilinde taslak hakkında paydaşların konuya ilişkin görüşünü de aldı. Taslak düzenlemede FSSAI, “gıda takviyesi” kavramını, bilinçli olarak bir gıda ürününde mikro düzeyde temel besin maddelerinin mevcudiyetini artırarak, gıdanın besin kalitesini iyileştirmek ve minimum sağlık riski ile kamu yararı yaratmak olarak tanımlamıştır. Taslak, gerekli besin maddelerinin en uygun şekilde gıda ürünlerine eklenmesi suretiyle, toplumun genelinde ya da belirli bir kesimde gözlenen yetersiz besin alımının önüne geçilebileceği veya azaltılabileceği görüşü üzerinde durmaktadır. FSSAI taslak düzenlemeye ilişkin olarak yaptığı açıklamada, gıda tahkimatı uygulamaya karar veren bir imalatçının, üretimini yaptığı gıdada yer alan ve takviyesini yaptığı mikro ölçekte besin maddesinin uluslararası standartlar dâhilinde tavsiye edilen seviyenin altına düşmemesini ya da üzerine çıkmamasının sağlayacağını belirtti. Buna ek olarak, gıda takviyesinin zorunlu tutulmasının yalnızca bilimsel kanıtlarla desteklenen kamu sağlığı ihtiyaçlarına dayandırılabileceği durumlarda olacağı FSSAI tarafından vurgulanan bir diğer husus olmuştur. Taslak düzenlemede, gıda otoritesinin hükümetin yönlendirmesi doğrultusunda temel gıda maddelerinde zorunlu takviye uygulaması belirleyebileceği ifadesinin yer aldığı belirtildi. Gerek gönüllü gerek zorunlu olarak takviye edilmiş tüm gıdaların, Gıda Güvenliği ve Standartları Yasası (2006) kapsamında belirlenmiş olan kurallar dâhilinde imal edilebileceği, ambalajlanabileceği, etiketlenebileceği, taşınabileceği ve satılabileceği; bu satışın ticari boyutta olabileceği gibi kamu otoritesi uhdesinde oluşturulmuş sosyal bir program kapsamında da gerçekleştirilebileceği ve her iki durumda da söz konusu kurallara uyulmasının gerektiği taslakta altı çizilen bir başka husus oldu. (ET Retail.com, 06.10.2016) Yeni Zelanda’nın Fast-Food Sektöründeki Yenilikler MacDonald’s Yeni Zelanda, sunduğu yeni menüler ve dijital müşteri odaklı uygulamaları ile hayata geçirdiği yenilikleri, 2015 yılı boyunca sürdürmüş ve sektöründeki lider konumunu devam ettirmiştir. Ürünlerindeki değer artışı, kendi lezzetini kendin yarat isimli yeni gurme burger bar sayesinde sağlanmıştır. 7 Bu yenilik, müşterilere yerel içerik ve soslar ile kendi buırgerlerini yaratma imkânı tanımıştır. Ürün ve dijital sipariş yenilikleri, müşterilere taze, kişiselleşmiş ve eşsiz akşam yemeği tecrübesi sunarak MacDonald’s’ın fastfood sektöründe fark yaratmasını sağlamıştır. (Euromonitor International, 06.10.2016) HİZMETLER Küresel e-Ticaret Pazarı 2011’den Bu Yana Büyümeye Devam Ediyor Küresel perakende pazarında hala geleneksel perakendenin pazar payı yüksek olsa da 2011 yılından itibaren e-ticaretin önemli bir ivme kazandığı görülmektedir. Bu gelişmeler arasında Alibaba ve Amazon gibi küresel alanda faaliyet gösteren e-ticaret sitelerine karşı artan ilgi ile birlikte, B2C e-ticaret türü en hızlı büyüyen segment olarak karşımıza çıkmaktadır. “Küresel e-Ticaret Pazarı 2016-2020” Raporu tahminlerine göre, 2016-2020 döneminde küresel eticaret pazarının toplam yıllık ortalama büyüme oranının yaklaşık %19,5 olacağı belirtilmektedir. Rapor kapsamında, e-ticaret pazarının elektronik ürünler, hazır giyim, kitap ve kozmetik ürünler gibi farklı ürün yelpazesine sahip olmasının küresel e-ticaret pazarının gelişimini sağlayan en önemli faktörlerden biri olduğu vurgulanmaktadır. Bu kategorideki ürünlerin, e-ticaret web sitelerinde düzenli aralıklar ile güncellenerek tüketicilere maliyet avantajlı teklifler sunması; hem yeni tüketicilerin e-ticarete kazandırılması hem de hali hazırda bu sitelerden alışveriş yapan tüketicilerin bu siteleri rutin olarak takip etmesini sağladığı belirtilmektedir. (The Paypers, 05.10.2016) 8