PDF SAYI 15 - Hayat Online

Transkript

PDF SAYI 15 - Hayat Online
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 1
Almanya
Anayasayı
Koruma
Dairesi
Bakanı
Heinz
Fromm:
“IGMG; hareket kurallarının temelinin
Kur’an olduu noktasından yola çıkıyor”
18.
Avrupa
Kur’an-ı
Kerim
Yarıması
Osnabrück
’te Yapıldı
IGMG 18. Avrupa Kur’an-ı Kerim Tilavet
Yarıması programı gönülleri coturdu
ATB
Avrupa
Türk slam
Birlii
17. Büyük
Kurultayını
Yaptı
Geleneksel ATB 17. Gönül Birlii öleni,
Mainz/Nackenheim’da gerçekletirildi.
nsanlık
Tarihinin En
Büyük
Devrimcileri
Mahmut AKAR
Dosya
Sayfa 9’da
O HAYATIN
GÜNEDR
Sebahattin
UÇAR
Dosya
Sayfa 25’te
Övülmü
örnek insan:
Hz.
Muhammed
(s.a.v)
Mustafa MULLAOLU
Dosya
Sayfa 7’de
Selam sana
ey Sevgili!..
En Sevgili!..
Ahmet ÖZDEN
Dosya
Sayfa 5’te
Halimizi
sual
edenlere...
Ekrem KIZILTA
Dosya
Sayfa 17’de
Alem
O’na
Muhtaç
Fikret EKN
Dosya
Sayfa 15’te
1 Deneme, 1
Debriyaj, 2 vites
16 Di 1 Kadın
ve Dedem
M.Salih AYDIN
Dosya
Sayfa 23’te
Peygamberlerin
sıfat ve
hususiyetleri
Mahmut TOPTA
Dosya
Sayfa 11’de
Ya Resulallah: Cenab-ı Allah
Merhametinin büyüklüünün bir
göstergesi olarak Seni Alemlere
Rahmet olarak gönderdi
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 2
’da
a
p
u
r
v
A
e
v
a
y
n
a
m
l
A
a
Çok Yakınd
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 3
Hayat
HASBHAL
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
3
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
EDTÖR’DEN
nsani hassasiyetler insani hasletler!..
Sevgili dostlar!
15. say›m›zla yine sizlerle beraberiz.
(Son dönemde yaflanan geliflmeler hem
bulundu¤umuz ülkede ve hem de dünyada
hiç de güzel geliflmeler de¤il. Gün geçtikçe
insanlar›n birbirlerine sayg›lar› azalmakta.
Bunun üzerine bir de politik beklentilerin
k›flk›rtmas›yla toplum biraz daha gerilmektedir.
Son dönemde Almanya`da yaflanan Vicdan Testi uygulamalar› ülke sath›ndaki tüm
eyaletlerde uygulanaca¤a benziyor. Prensip
olarak resmi makamlar›n ülke güvenli¤i ile
alakal› yapm›fl olduklar› çal›flmalar› destekliyoruz. Ama bu çal›flmalar› yaparken galiba
elma ile armutlar› birbirine kar›flt›r›yorlar.
E¤er siz bu toplumda yaflayan insanlar› rencide edecek flekilde testlere tabi tutarsan›z o
zaman toplumdaki huzur ortam›n› germifl
olursunuz.)
Geçen say›m›zdaki yaz›m›zda bu sat›rlar›
yazm›flt›k. Bu yaz›n›n üzerinden çok geçmeden Almanya`daki tüm eyaletler tek tip bir vatandafll›k yasas› üzerinde anlaflt›lar. Hay›rl›
olur inflallah diyoruz!
Yine geçen say›lar›m›zda yaz›lar› yay›nlanan kardefllerimizin tesbitleri bir bir ortaya
ç›kmaktad›r. Sevgili Ayd›n Ersoy kardeflimizin Türkiye`deki ekonomik gidiflatla ilgili tesbitleri 2006 May›s ay›n›n içerisinde ortaya
ç›kt›. Yine birileri tavflana bak derken mal› götürmekte, ama vatandafl yine sefaletle u¤raflmakta. Galiba bunda vatandafl›n da biraz suçu
var. Kardeflim sen seçim zaman› geldi¤inde
iflin ehli ve liyakat sahibi insanlar dururken,
yok efendim boyu posu, yok efendim kafl› gözü diye sunulan insanlar› seçip bafl›na getirirsen olaca¤› da budur.
Bu say›m›zda; Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed (s.a.v) ile alakal› özel bir dosya
haz›rlad›k. Hz. Muhammed (s.a.v)i de¤iflik
yönlerden inceleyen bu yaz›lar› ilgi ile okuyaca¤›n›z kanaatindeyiz. ‹slami hassasiyete sahip yazarlar›n kaleme ald›klar› bu yaz›lar Peygamberimizle ilgili bilgilerinize farkl› bir bak›fl aç›s› getire¤ine inan›yoruz.
Mahmut Aflkar Bey`in uzun ama doyurucu
yaz›s›n› ilgiyle okuyaca¤›n›z› umuyoruz.
Yine Mehmet Emin Ay Bey`in Peygambe-
rimiz ve çocuklar ile alakal› bir nevi pedagojik
formasyon içerikli yaz›y› okuman›z› tavsiye
ederiz.
Ahmet Cemil Ertunç Bey`in uzun ama bir
okadar da doyurucu ve farkli bir bak›fl aç›s›
sundu¤u yaz›s›n› mutlaka okuman›z› tavsiye
ediyoruz.
Son dönemlerde Almanya`da ve de özellikle Hessen Eyaletinde; resmi belgelerde kullan›lan foto¤raflarla alakal› s›k›nt›lar yaflanmaktad›r. Özellikle baflörtüsünün örtünme flekli ile
alakal› olarak baz› resmi makamlar zorluklar
ç›karmak istemekteler. Tabiki bu uygulamalar›n bir k›sm› keyfi uygulamalardan kaynaklanmaktad›r. Alman Anayasas›ndaki haklardan
baz›lar› keyfi uygulamalar ile engellenmektedir. Hessen Eyaletinde özellikle müslüman han›mlara baflörtüsüz resim getirmeleri konusunda hiçbir kanuni dayana¤› olmayan isteklerde
bulunulmakta ve hatta oturum konusunda da
s›k›nt›lar ç›kart›lmaktad›r.
Yine bu say›m›zda özellikle bu mesele ile
alakal› hem bilgi verici ve hem de kanuni haklar›n tan›m› noktas›ndan Bekir Altafl Bey`in
doyurucu bir yaz›s›n› bulacaks›n›z.
Havalar›n ›s›nmas› ile birlikte Almanya`da
bulunan tüm sivil toplum örgütleri kongreler
ve büyük salon programlar› yapmaktalar. Bu
programlardan baz›lar›na kat›lma flans›n› elde
ettik. Burada baz›lar›n› sizlerle paylaflmak istiyorum. ‹lk olarak Nisan ay›n›n dokuzunda
Mevlit Kandili Gecesine denk gelen Hessen
‹slam Federasyonunun organize etti¤i “Alemlere Rahmet Hz. Muhammed ve Maide-i Kur`an” program›na kat›ld›k. Yaklafl›k 3500 kiflinin kat›ld›¤› program bizleri gerçekten büyüledi. Bu program› düzenleyenleri tebrik etmek
isteriz.
‹kinci olarak Avrupa Türk ‹slam Birli¤i
AT‹B`in 17. Kurultay›na kat›ld›k. Kardefllerimiz gerçekten çok güzel bir organizasyon yapm›fllar. Özellikle program›n bir bölümünde
Manisa`dan gelen misafirlerin asl›na uygun
biçimde geleneksel olarak da¤›tt›klar› mesir
macunu ikram› manzaras› bizleri oldukça neflelendirdi.
Yine D‹T‹B`e ba¤l› olarak faaliyetlerini
sürdüren Friedberg Ayasofya Camiinde yap›lan Kutlu Do¤um Haftas› etkinliklerine kat›ld›k.
Yukar›da bahsetti¤imiz bu programlarla ilgili haberleri sayfalar›m›zda bulabilirsiniz.
Yine Avrupa`n›n en büyük sivil toplum örgütlerinden biri olan IGMG; ‹slam Toplumu
Milli Görüfl Teflkilatlar›n›n 4 Haziran 2006 tarihinde Belçika`da düzenleyece¤i Kardefllik
ve Dayan›flma Gününe kat›lman›z› tavsiye
ediyoruz.
Son olarak gazetemizin de organizesine
yard›mc› olaca¤› bir prodüksiyon çal›flmas›
hakk›nda bilgi vermek istiyorum.
Ünlü yönetmen Mesut Uçakan Bey`in son
yap›m› “Anne Yada Leyla” filmi inflallah Haziran 2006 tarihi itibariyle öncelikle Almanya`da gösterime girecektir. Biz gazete olarak
bu filmin Hessen`de gösterimine katk›da bulunaca¤›m›z› belirtmek isteriz. Biz filmi Türkiye`de seyrettik ve kanaatimiz oldukça olumlu
yöndedir. Bu filmi ailenizle birlikte seyretmenizi tavsiye ederiz. Belki çevrenizdeki cemiyetlerde yap›labilecek organizelerle hepberaberce seyretmek daha da güzel olabilir ne dersiniz.
Bu vesile ile Cenab-› Allah çal›flmalar›m›z›
bereketlendirsin, fluurland›rs›n. Çal›flmak bizden, baflar› Allah`tand›r.
Allah`a emanet olun.
Hessen Hayat Ayl›k Ücretsiz Gazete
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Sahibi ve Genel Yay›n Yönetmeni: Sinan AKTÜRK
Yay›n Kurulu: Dr. Yusuf Ifl›k, ‹brahim Gümüflo¤lu, Mahmut Aflkar, Sinan Aktürk, M. Salih Ayd›n, ‹hsan Güler,
Saim Ayas, Mustafa Kasalak
Merkez: Königsbergerstr. 16 · D-61169 Friedberg
Tel: 06031-162411 · Fax: 06031-738644 · E-mail: [email protected]
Gazetemizde ç›kan yaz›lar›n ve reklamlar›n içeri¤inden sorumlu de¤iliz.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 4
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 5
DOSYA
5
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Selam sana ey Sevgili!.. En Sevgili!..
Ahmet ÖZDEN
[email protected]
evgiler, kalb âlemlerinin durumlarına göre derece derecedir. Kimi durgun, kimi de ça¤layanlar misâli coflkundur. Durgun
olanlar, sevgiliye vuslat yollarını aflamaz. O yollardaki yorgunlu¤a ve çilelere katlanamaz. Ancak coflkun bir
sevgi ile sevenler, da¤ları ve taflları
aflan ırmaklar gibi nice mesafeleri katedip vuslat deryâsına ulaflmaya muvaffak olurlar.
Bu bakımdan sevgilerin en makbûlü, gönülleri diri tutacak coflkunluktaki muhabbetlerdir. Böylesi sevdâ, nûru hiç sönmeyen bir günefl gibidir.
Onun için gelin, Resulullah’ı
(s.a.v.) gönüllerimize hakim kılmanın yollarını arayalım; herfleyimizle,
onu anarken, yaflaran gözlerimizle
tekrar davet edelim, kalb sarayımıza
O yüce Sultanı.
‹slam inancına göre Hz. Peygamber'e iman etmek farzdır. ‹manın da
flartlarından bir flarttır.
Hz. Peygamber'i sevmek de, her
mü'min için en gerekli taatlerden biridir. Zira Allah O’nu sevmifl ve Habibim, yani Sevgilim demifltir.
Peygamberimiz de, "Sizden birinize ben, kendi nefsinden, annesinden, babasından, çocuklarından ve
bütün insanlardan daha sevimli olmadı¤ım müddetçe tam iman etmifl
sayılmaz," buyurmufltur. Bu sevgi,
bir insanda gerçekleflmezse, o insan
gerçek mü'min olamaz, buyurmufllardır. Nitekim, Abdullah b. Hiflâm, Hz.
Ömer (r.a.)'ın bir gün Peygamber
(s.a.v.)'e flöyle dedi¤ini rivayet etmifltir:
"Ey Allah'ın Rasülü sen bana, nefsim hâriç her fleyden daha fazla sevimlisin".
Hz. Peygamber (s.a.v.) ise O'na
"Hayır ey Ömer, nefsim elinde olan
Allah'a yemin olsun ki; sen beni, nefsinden de daha fazla sevmedikçe gerçek iman etmifl olamazsın" buyurmufltur.
Hz. Ömer (r.a.)'da O'na; "vallâhi
flimdi sen bana nefsimden de daha
fazla sevimlisin" dedi¤inde, Hz. Peygamber (s.a.v.); "‹flte flimdi imanın
kemâle ermifltir ey Ömer" demifltir.
S
Hiç flüphesiz ki; Allah sevgisinden sonra sevgiye en lâyık olan Hz.
Muhammed (s.a.v.)'dir. Zîrâ Yüce
Allah bir ayet-i kerimede Hz. Peygamber (s.a.v)'e hitâben flöyle buyurmaktadır:
"(Ey habibim!) De ki: E¤er Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki
Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı
ba¤ıfllasın. Allah son derece ba¤ıfllayıcı ve esirgeyicidir." (Al-i ‹mrân,
3/31)
‹bn Kesir flöyle der: Bu ayet-i kerimenin hükmü, peygamberin yolunda olmadı¤ı halde Allahı sevdi¤ini
iddia eden herkese flamildir. Çünkü o,
bütün söz ve fiillerinde Muhammedî
fleriata uymadıkça bu iddiasında yalancıdır. (Muhtasar-ı ‹bn Kesir,1/227) Bu ayeti celileden anlıyoruz ki Allah’ı sevmenin flartı ve yolu
Peygamberi sevmekten geçiyor. Allah’ı (c.c.) sevmek ve O’na ulaflmak
için Peygamberin sünnetine uyarak,
ahlakıyla ahlaklanmalıyız ki O’nun
sevgisiyle Allah’a ulaflalım ve O’nu
sevelim.
Hz. Muhammed (s.a.v.) sevgisiyle
ilgili O’nun kutlu arkadaflları olan sahabe-i kiramdan günümüze kadar
çok ibretli misaller ve sahneler mevcuttur.
Hicretten kısa bir müddet önce
Peygamberimiz (s.a.v.): "Hicret için
bana izin verildi" diye buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir sordu: Anambabam sana feda olsun! Ben de seninle birlikte olacak mıyım? Rasûlullah
(s.a.v.) ’’Evet’’, dedi.
Ebu Bekir-i Sıddîk, bu yolculu¤u
kuflatacak korku ve tehlikeleri bilmeyen birisi de¤ildi. Fakat bu durum
onun sevgili dostu Rasûl-i Ekrem ile
birlikte arkadafllık arzusunu etkilemedi ya da azaltmadı. Allah Rasûlü
kendisine iste¤inin olumlu karflılandı¤ını bildirince, böyle bir mutlulu¤a
nâil olmanın sevinciyle a¤lamaya
baflladı.
Aifle (r.anhâ) der ki: “Babamın
a¤ladı¤ını gördüm. Ben ise kimsenin
sevinçten a¤layaca¤ını o zamana kadar bilmiyordum." (Fethu'l-Bârî, VII,
235;)
Enes b. Malik (r.a.): "Rasûlullah
(s.a.v.) ile Ebu Bekir'in Medine'ye
girdikleri günden daha nurlu, daha
güzel ve daha mutlu hiçbir gün asla
görmedim."(Müsned 1/155) Berâ b.
zib (r.a.) da Medinelilerin Rasûl-i Ekrem'in yanlarına geliflleri dolayısıyla
duydukları sevinci flöyle dile getirmektedir:
"Medinelilerin
Rasûlullah
(s.a.v.)’e duydukları sevinci baflka
hiçbir sebep dolayısıyla duyduklarını
görmedim."(Buharî VII, 260)
Mekke’nin fethi günü Ensar’ı bir
telafl almıfltı. Kendi aralarında konufluyorlardı. Allah’ın Rasûlü, Kâbe’nin bulundu¤u ve do¤up büyüdü-
¤ü Mekke’den daha ayrılmaz, burada
kalacak, kendi flehrine ra¤bet edecek
ve kendi afliretine flefkat ve merhamette bulunacaktır, diye endifle ve
üzüntülerini dile getiriyorlardı.
Allah'ın Rasûlü: Ebu Hureyre’ye,
"Bana ensardan olmayan kimse gelmesin" dedi. Sonra da: "Safa'da sizinle görüflmek üzere (geliniz)" diye buyurdu.
Ebu Hureyre (r.a.) dedi ki: Derken
vahiy geldi. Rasûlullah (s.a.v.): "Ey
ensar toplulu¤u" diye buyurdu. Onlar: Buyur, ey Allah'ın Rasûlü, dediler. Peygamber: "Artık bu adam kendi flehrine ra¤bet edecektir" dediniz.
Ensar: Evet böyle oldu, dediler.
Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki:
"Asla! flüphesiz ki ben Allah'ın kulu
ve Rasûlüyüm. Allah'a ve sizin diyarınıza hicret ettim. Ben ancak sizin
yanınızda yaflayaca¤ım ve ancak sizin yanınızda ölece¤im."
Ensar a¤layarak ve flöyle diyerek
ona yöneldiler: Allah'a yemin ederiz.
Söyledi¤imiz o sözleri sadece Allah'ı
ve Rasûlünü kaybetmek istemeyi¤imizden dolayı söyledik.
Rasûlullah (s.a.v.) flöyle buyurdu:
"Gerçekten Allah da, Rasûlü de sizin
do¤ru söyledi¤inizi biliyor ve sizin
mazeretinizi kabul ediyor." (Müslim,
III, 1405)
Sevgisinde gerçekten samimi olan
birisini daha görüyoruz. Bu kifli kendisinin ve sevgili Rasûl-i Ekrem
(s.a.v.)'in ölümünü hatırlıyor, kendisi
de cennete girecek olsa dahi, Allah
Rasûlünün di¤er peygamberlerle birlikte olaca¤ından mertebesinin yüksekli¤i dolayısıyla onun güzel yüzünü cennette görememekten korkuyor.
‹mam Taberânî bu sevenin kıssasını Hz Aifle-i Sıddika (r.anh.)’dan flu
sözleriyle rivayet etmektedir.
Bir adam Peygamber (s.a.v.) 'e
gelip:
"Ey Allah'ın Rasûlü dedi. fiüphesiz ki sen benim için kendi öz canımdan da çocuklarımdan da daha sevgilisin. Ben evde bulunurken seni hatırlıyorum, gelip seni görmeden edemiyorum. Benim de ölece¤imi, senin de
ölece¤ini hatırlayınca biliyorum ki
sen cennete girece¤in vakit, di¤er
peygamberlerle birlikte yükseklerdesin. Ben ise cennete girecek olsam
dahi, seni göremeyece¤imden korkuyorum."
Peygamber (s.a.v.) ona cevap vermedi. Nihayet Cebrail (a.s.): "Kim
Allah'a ve Rasûle itaat ederse, iflte
onlar Allah'ın kendilerine nimetler
verdi¤i peygamberler, sıddıklar, flehidler ve salihlerle birliktedirler..."
(en-Nisa, 4/69) âyetini indirdi."
Hz. Ebu Bekir’in, Efendimizin
vefat edece¤ini anladı¤ında a¤ladı¤ını ve yine Rasulullahın vefatından
sonra her aklına geliflinde hasretle
göz yaflı döktü¤ünü görüyoruz.
Hz. Ömer’in vefatı esnasında o¤-
lunu Hz. Aifle’ye göndererek Resulullahın yanına defnedilmesi için müsaade istemesi ve kabir de bile ayrı
kalmaya tahammülünün olmadı¤ını
götermesi bakımından oldukça manidardır.
Alemlerin yaratılıflından günümüze, günümüzden de kıyamete kadar
devam edecek olan bu sevgi selinin
daha binlercesine rastlamak mümkün.
1960’lı yıllarda ‹stanbulda ömrünün son yıllarını yaflayan Kutlu Peygambere aflık Yaman Dede, Fındıklı’dan Taksime do¤ru giderken bir
mescidin duvarına halsiz bir vaziyette
yaslanmıfl, mecalsiz, baflı yana düflmüfl vaziyette a¤lamaktadır. Oradan
geçen bir talebesi koflar yanına hocam
hastamısın, neyin var? diye sorar.
Yaman Dede zayıf ve titrek sesle:
Hayır evladım bir fleyim yok der. Rasulullah aklıma geldi¤i zaman kendimi kaybediyorum. Ayakta duracak
mecalim kalmıyor. Ya bir yere yaslanmam gerekiyor, yahut da oturmam
icap ediyor...
‹flte böylesine Peygamber aflı¤ı bu
dede ça¤layan misali coflarken...
Gül açmaz, ça¤layan akmaz, ilâhi
nurun olmazsa
Söner âlem, nefes kalmaz, felek
manzurun olmazsa
Firak a¤lar, visâl a¤lar, ezel mesturun olmazsa
Cemalinle ferah-nâk et ki yandım
yâ Rasulallah
Yine O’nun aflkıyla yanıp tutuflan
ve O’nun nurlu beldesinde yaflayıp
O’nun beldesinde O’nun hasretiyle
Sevgilisine kavuflan Merhum Ali Ulvi Kurucu ne zaman Rasulullahın ismini ansa göz yafllarına hakim olamaz a¤lardı. O da Peygambere olan
aflk ve hasretini flöyle dile getirir.
Ruhum sana âflık, sana hayrandır
Efendim,
Bir ben de¤il, âlem sana hayrandır
Efendim.
Do¤ kalbime bir lahzacık ey Nuru dilârâ,
Nurun ki, gönül derdime dermândır Efendim.
Derdimendim yâ Rasulallah, devâ
ol derdime,
Destigir ol, yâ Habiballah, bu âsi
mücrime!..
Sen flefâat kanı varken, yalvarayım ben kime?..
Ben Rasül-i Kibriyanın, bülbül-ü
nâlânıyım,
Mücrimim gerçi, cemâl-i Mustafâ
hayrânıyım.
Da¤ların, taflların, a¤açların ve
kuflların canlı-cansız bütün varlıkların
O’na olan sevgi ve hasretlerini yazmakla bitiremeyiz. En iyisi sözlerimizi flöyle bir dua ile noktalayalım.
Yâ Rabbî! Sana ve Habîb-i Ekrem'e sevgi mekânı olan gönüllerimize coflkun bir muhabbet ihsan eyle.
Aflk-ı Peygamberî ile a¤layan aflıklarla birlikte cümlemizi haflreyle!..
Amîn!..
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
6
Seite 6
CEMYET HABERLER
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
IGMG Hessen Bölgesi Hanau Gençlik Tekilatı Bakanı
Yakup Yavuz’a muhteem veda programı
994-2002 y›llar› aras›nda ve
2005-2006 döneminde IGMG
Hessen Bölgesi Hanau Gençlik
Teflkilat› Baflkanl›¤›n› yürüten Yakup
Yavuz´a yönetim kurulu arkadafllar›
taraf›ndan gençlik teflkilat› baflkanl›¤›n›n sona ermesinden dolay› bir veda
program› haz›rland›.
Programda yönetim kurulu arkadafllar› yan› s›ra, IGMG Hanau Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeleri, Hanau
Yabanc›lar Meclisi baflkan›, daha önceki dönemde beraber görev yapm›fl
oldu¤u arkadafllar› ve tan›d›k çevresinden yaklafl›k 80 kifli kat›ld›.
Program akflam namaz›na müteakiben aç›l›fl Kur’an-› Kerimi ile bafllad›. Sunuculu¤unu Mustafa Kasalak´›n yapt›¤› program daha sonra Y›lmaz Yavuz´un aç›l›fl konuflmas› ile
1
devam etti. Y›lmaz Yavuz´dan sonra
IGMG Hanau Cemiyeti ‹rflad Baflkan›
ve ‹mam› Saadettin Ar›c›o¤lu, ‹slam
Toplumu Milli Görüfl Gençlik Teflkilat› E¤itim Baflkan› Hikmet Atak selamlama konuflmalar› yapt›lar. Ard›ndan IGMG Hanau Cemiyeti Gençlik
Teflkilat›n›n yapm›fl olduklar› çal›flmalar sinevizyon eflli¤inde kat›l›mc›lara sunuldu.
Sinevizyon sonras›nda kat›lan
gençler taraf›ndan çeflitli ilahiler söylendi, yar›flmalar yap›ld› ve sunucu
Mustafa Kasalak´›n f›kralar›yla program sürdü. Yakup Yavuz´un Gençlik
Teflkilat› Baflkanl›¤› döneminde ekibiyle yapm›fl olduklar› çal›flmalar sinevizyon eflli¤inde izlenildi. Daha
sonra Gençlik Teflkilat› Baflkan Yard›mc›s› bir selamlama konuflmas› ya-
parak, Yakup Yavuz´un yapm›fl oldu¤u çal›flmalardan dolay› teflekkür etti
ve yönetim kurulu üyeleri ile alm›fl
olduklar› hediye ve plaketi Yakup
Yavuz´a takdim etti.
Cengiz fieker´in 30 dakikal›k güzel bir skeç ve CNS-Show sunmas›
kat›l›mc›lar taraf›ndan be¤eni toplad›.
Ard›ndan da kat›l›mc›lara gençlik teflkilat› yönetim kurulu üyeleri taraf›ndan organize edilen yemek ve çi¤ köfte ziyafeti sunuldu. Yaklafl›k 3 saat
süren program yemek duas› ile son
buldu.
MAH’tan yardım yamuru
anau-K›sa ad› MAH olan, Muslimische Arbeitskreis Hanau örnek bir
çal›flma daha yaparak hay›rl› hizmetlere vesile oldu. Hanau flehir pazar›nda açt›¤› standtan elde edilen gelire cemiyetlerin katk›s›n› da ilave
ederek güzel bir hizmete öncü oldu. Toplanan yard›mlar›n 7160 Euro´sunu
IHH´ya ve 600,-Euro´sunu da Hanau Kad›nlar Evi´ne ba¤›flta bulundu. Konu
ile ilgili olarak gazetemize aç›klamada bulunan MAH Bflk. Behlül Y›lmaz,
“Geçen y›llarda oldu¤u gibi 2005 y›l› sonunda da bir kampanya bafllatarak toplanan yard›mlar› ihtiyaç sahiplerine ulaflt›rman›n mutlulu¤unu hep birlikte yaflad›k.” dedi. Yard›mlar› IHH ad›na Adem Bark, Hanau Kad›nlar Evi ad›na da
Margit Denne ald›. Dernek temsilcileri bu yard›mlardan dolay› çok duyguland›klar›n› söylediler ve yard›mseverleri bu hareketlerinden dolay› tebrik ettiler.
H
Hanau slam Cemiyeti Gençlii’nden Eitim Ev Sohbetleri
ANAU-Hanau ‹slam Cemiyeti
Gençli¤inin Egitim ev Sohbetleri faaliyetleri sürüyor. Hanau
Cemiyeti Gençli¤i Üyesi Murat Ç›nar´›n
geçti¤imiz günlerde bir futbol müsabakas› s›ras›nda aya¤›ndan hafif bir sakatl›k geçirmiflti. Hanau gençleri üyelerini
evinde ziyaret ederek hem ev sohbeti
yapt›lar, hem de geçmifl olsun dile¤inde
bulundular. Ziyaretten dolay› memnuniyetini dile getiren Murat Ç›nar, iyileflir
iyileflmez gençlik faaliyet lerine kald›¤›
yerden devam edece¤ini ifade ederek arkadafllar›na teflekkür etti.
H
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 7
DOSYA
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
7
Övülmü örnek insan: Hz. Muhammed (s.a.v)
Mustafa Mullaolu
Avrupa Fıkıh ve lmi Aratırmalar Konseyi ve slam Toplumu
Milli Görü Din leri
Yüksek Kurulu üyesi
[email protected]
elimelerimiz O’nu anlatmaya
yetmez. Dolayısıyla onu bize
ve bütün âlemlere rahmet olarak gönderen Allah Teala, habibi, peygamberler silsilesinin son halkası Muhammed Mustafa’yı nasıl tanıtmıfl birlikte takip edelim.
Allah (cc) O’(s.a.v) nun aklını övmüfl ve tarif etmifltir: "Arkadaflınız
(dostunuz) ne sapmıfl ne de yanılmıfltır."1
"(O) Asla heva ve hevesten konuflmaz."2
"O’nun kalbi hiç yalan söylemedi
ve görmedi."3
"Gözü kaymadı ve sınırı aflmadı
(aflırı gitmedi)"4
Allah (c.c.) O’nun (s.a.v) ashabını
da övdü ve flöyle tanıttı: "Allah onlardan razı oldu. Onlar da Allah’tan."5
Allah (c.c.) O’nun ümmetini ise
flöyle tanımladı: "Siz insanlar arasında çıkarılmıfl en hayırlı ümmetsiniz,
iyilikleri emreder, kötülüklerden sakındırır ve Allah’a inanırsınız."6
Allah (c.c.) O’nun insanlara örnek
kiflili¤ini de flöyle tarif etmifltir: "Andolsun ki, Rasûlullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuflmayı
umanlar ve Allah’ı çok zikredenler
için güzel bir örnektir."7
"Ve muhakkak ki, sen en üstün ahlak (ve karektere) sahipsin."8
Rasulullah (s.a.v.)
kendisini tanıtıyor
Rasulullah (s.a.v) de kendisini tanıtırken flöyle buyurmufltur: "Yüce Allah, ‹brahimo¤ullarından, ‹smail’i
seçti. ‹smailo¤ullarından, Kinaneo¤ullarını seçti. Kinaeneo¤ullarından,
Kureyfli seçti. Kureyflten, Haflimo¤ullarını seçti. Haflimo¤ullarından da beni seçti."9
"Ben, atam ‹brahim’in duasıyım!
‹sa’nın kavmine, gelece¤ini müjdeledi¤i peygamberim!
Annemin de rüyasıyım ki, annem
bana hamile oldu¤u zaman rüyasında,
K
fiam köflklerini, kendisine aydınlatan
bir nurun kendisinden çıktı¤ını görmüfltü. Zaten, peygamberlerin anneleri, böyle rüya görürler."10
Sahabe-i Kiram Rasulullah’ı
(s.a.v.) anlatıyor:
Rasulullah’ın ahlakı Kur’an idi.
Said b. Hiflam anlatıyor: Müminlerin annesi Hz. Aifle’ye: "Bana Rasulullah’ın ahlakından bahseder misin?’’ dedim. Hz. Aifle (r.a): "Kur’anı
okuyor musun?’’ dedi. "Okumaz olur
muyum" dedim. O zaman Hz. Aifle
(r.a): "Rasulullah’ın ahlakı Kur’an’ın
muhtevasını tatbikten ibarettir,’’ dedi.11
Huccet-l ‹slam ‹mam Gazalî ‹hya’sında Rasulullah efendimizi anlatırken flöyle diyor: Peygamberimiz
(s.a.v), devamlı surette Allah’u Teala’dan kendisini güzel edep ve yüksek ahlak hasletleriyle süslemesini ister ve flu lafızlarla dua ederdi:
"Allah’ım! Yaradılıflımı (fiziki yapımı) ve ahlakımı güzellefltir."12
"Allah’ım! Yaratılıflımı güzellefltirdi¤in gibi, ahlakımı da güzellefltir."13
"Allah’ım! Beni ahlakın kötü hasletlerinden uzaklafltır."14
"Allah’ım! Ahlakın kötüsünden sana sı¤ınırım."15
Gazalî flöyle devam eder: O’nun
ahlakı flu ilahî emirlerin canlanmıfl flekilleriydi:
"Kolaylık yolunu tut, affet, güzel
olanı emret ve cahillerden yüz çevir."16
"Onları affet ve hoflgör. Muhakkak
ki, Allah iyilik edenleri sever."17
"En güzel olan tepkiyle karflılık
ver."17
"Baflına gelene sabret."18
"Zannın ço¤undan sakının. Tecessüs etmeyin, birbirinizi gıybet etmeyin..."19
"Allah adaleti, iyilik etmeyi, akrabaya yardımı emreder, hayasızlı¤ı,
çirkin iflleri ve zulmü nehyeder.."20
Efendimiz, Kur’anın razı oldu¤una
razı olur, Kur’anın razı olmadı¤ına razı olmazdı.
‹nsanların en do¤ru sözlüsüydü.
Ahde vefa gösterir, davranıfllarında
yumuflak, sosyal iliflkilerinde flahsiyetli, haya duygusuna en çok sahip
olandı.
Gözlerini korurdu. Bakıflları düflünce, sözleri hikmet, gözleri ibret ve
düflüncesi zikirdi.
Lanetçi de¤il, kötülü¤e kötülükle
karflılık vermezdi. Ba¤ıfllayıcı ve affedici bir tutum içindeydi. ‹steyeni geri
çevirmezdi.
Sert ve katı kalpli de¤ildi. Konuflanın sözlerini kesmezdi (e¤er konuflan
kifli haksızlık yapmıyorsa).
Konuflanı yalancılıkla suçlamaz,
yemin etmeye zorlamazdı.
Komflusuna iyi davranır ve ikramda bulunurdu, komflusu gayri müslim
de olsa.
Misafirine bizzat hizmette ve ikramda bulunurdu, gayrimüslim de olsa
misafiri.
Allah rızası üzere geçmeyen bir anı
olmazdı. ‹ki fleyden biri tercih ettirildi¤inde kolay olanı seçerdi, günah olmayan fleyler oldukça.
Muhtacın ihtiyacını karflılamayı
sever, mazluma yardım ederdi.
Ashabını çok sever ve onlarla istiflare ederdi.
Hasta olanı ziyaret eder, görünmez
olanı arattırır, ça¤ıttırırdı.
Hakk konusunda, güçlü ve zayıf,
onun yanında eflit idi.
Vefat edene dualarda bulunurdu.
Özür dileyenin özürünü kabul ederdi.
Konuflmasını tane tane yapardı, birisi konuflmasını kelime kelime saymaya çalıflsa sayabilirdi.
Bazen flaka da ederdi, ancak haktan baflkasını söylemezdi.
Yafllı genç demeden herkese güzel
muamelede bulunurdu.
Çocuklara ayrıca flefkatle muamelede bulunur, iltifat ederdi.
Öyle ki, onun döneminde çocuk
yaflta olanlar, büyüdüklerinde, mutlaka Rasulullah’la olan unutamadıkları
çok tatlı bir hatıraları vardı ve onun
hakkında hayırdan baflka bir fley hatırlamazlardı.
‹nsanların en merhametlisi, en cömerdi, en cesuru ve ahlaklısı idi. Ashabına ikramı çok severdi, yeri dar
olanın yerini geniflletirdi.
Karflılafltı¤ı kifliye ilk selam veren
o olurdu. E¤er musafahalaflmıfl ise,
karflıdaki elini çekene kadar kendisi
çekmezdi. ‹nsanların en mütevazi olanıydı.
Bir topluma girdi¤inde meclisin
bitti¤i yere otururdu ve emrederdi.
Mecliste kendisi için aya¤a kalkanlardan rahatsız olurdu. ‹nsanların
sevmedi¤i fleylerden sakınırdı. Hastayı ziyaret eder, miskinleri severdi. Onların meclisine katılır, cenazelerine ifltirak ederdi. Fakiri hor görmezdi.
Hiçbir yemekte kusur bulmazdı.
Sa¤ eliyle yer ve içerdi. Baflında besmele çeker, sonunda ise, El-Hamdülillah derdi.
Giyiminde kuflamında, ashabından
farklı giymezdi. Hatta birisi dıflardan
geldi¤inde, "hanginiz Muhammed"
demek zorunda kalırdı.
Sabır konusunda en sabırlıları idi.
Yapılacak bir iflte kendisi de yardımcı olurdu.
Ashabının hüzünleriyle hüzünlenir, sevinçleriyle de sevinirdi.
‹flte böyle bir Peygamberin sevgi-
sini Allah (cc) kendine sevgi olarak
kabul etmifl, ona tabi olmayı, kendine
tabi olmak saymıfl ve flöyle buyurmufltur: "(Habibim) De ki! E¤er Allah’ı
seviyorsanız bana tabi olun ki, Allah
sizi sevsin ve günahlarını ba¤ıfllasın.
Allah ba¤ıfllayıcı ve merhamet sahibidir."21
Peygamberlik görevi tamamlanıp,
Rafikul-Alaya intikal edece¤i sırada,
âlemlere rahmet Hz. Muhammed
(s.a.v) ashabıyla vedalaflıyor ve flöyle
helallaflıyordu: "Nihayet ben de, bir
insanım. Aranızdan bazı kimselerin
hakları bana geçmifl olabilir. Ben kimin tenine dokunmufl isem, iflte tenim,
o da dokunsun, ödeflsin. Ben kimin sırtına kamçı vurmuflsam, iflte sırtım, o
da benim sırtıma vursun, benden öcünü alsın. Ben kimin namusuna ve flerefine dil uzatmıflsam, iflte namus ve flerefim, o da gelsin ve benden öcünü alsın. Ben hangi kiflinin malından ne almıflsam, iflte malım, o da gelsin alsın.
‹yi biliniz ki: Benim katımda, sizin en
önde geleniniz, en sevgili olanınız,
varsa hakkını benden alan veya hakkını bana helal eden kiflidir ki, Rabbıma, onun sayesinde helallaflmıfl olarak, gönül hofllu¤u ve rahatlı¤ı ile kavuflaca¤ımdır."22
Es-Salatu ves-Selamu aleyke ya
Habiballah.
Kaynaklar:
1 Necm suresi ayet:2.
2 Necm suresi ayet:3
3 Necm suresi ayet:11.
4 Beyyine suresi ayet:8.
5 El-Enam suresi ayet:110.
6 Ahzab suresi ayet:21.
7 Kalem suresi ayet:4.
8 ‹bni Sa’d Tabakat. Ahmed b.
Hanbel Müsned. Müslim sahihinde
ve Tirmizi sünenin de rivayet etmifllerdir. ‹slam Tarihi. Asım Köksal.
9 ‹bni Sa’d Tabakat. Ahmed b.
Hanbel Müsned. Ve Tabari Tefsirinde. A.G.E.
10 Müslim, el-Bidaye. Ahmed b.
Hanbel, Müsnet. Haytüs-Sahabe,
Kandehlevi.
11 Ahmed b. Hanbel müsned.
‹mam Gazali ‹hya.
12 Ahmed b. Hanbel. ‹bnu Hibban. A.G.E.
13 Tirmizi. Hakim. A.g.e.
14 Tirmizi.a.g.e.
15 Araf suresi ayet:199.
16 Maide suresi ayet:13.
17 Fussilet suresi ayet:34.
18 Lokman suresi ayet:17.
19 Hucurat suresi ayet:12.
20 Nahl suresi ayet:90.
21 En’am suresi ayet:
22 ‹bni ‹shak. Tabari. ‹bnil- Esir.
‹slam Tarihi, Asım Köksal.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 8
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
ETKNLK HABER
8
HESSEN
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
IGMG Hessen Bölgesi Gençlik Tekilatı’ndan Elsenfeld Bürgerzentrum’da
“Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (sav)” Programı
M. Ö. Kutlu-ELSENFELD
›sa ad› IGMG olan,
‹slam Toplumu Milli
Görüfl Hessen Gençlik Teflkilat›´n›n düzenledi¤i
Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (sav)” adl› pro¤ram
Elsenfeld Bürgerzentrum´da
gerçekleflti.
Pro¤ram Abdurrahman
Sadien´in Sinevizyon´dan
okudu¤u Kur´an-› Kerimle
bafllad›. Elsenfeld çevresinden özel davetlilerin de bulundu¤u bu güzel pro¤ramda
yap›lan konuflmalarda Peygamberimiz taraf›ndan insanl›¤a verilen mesajlar, sunucular taraf›ndan almancaya tercüme edildi. Sunucular I. M.
Köse ve B. M. Güzel konuflmalar› Almancaya çevirerek
yaflad›¤›m›z bu topluma biz
müslümanlar›n entegre oldu¤unun en güzel delinini göstermifl olduklar›n› ifade ederek pro¤rama baflland›.
Aç›l›fl konuflmas›nda Hessen Bölge Gençlik Bflk. Hakan Bayhan bu pro¤ram› yapmaktaki birinci amac›m›z
Peygamberimiz Muhammed
(sav)´e yap›lan hakaretlerden
yola ç›karak ona sevgimizi en
iyi flekilde nas›l gösterebiliriz
sorusuna cevap arad›klar›n›
ve Sünnetine sar›larak ve güzel bir pro¤ram yaparak cevab›n› BYK´da istiflare ederek
karar alarak bu pro¤ram› ter-
K
tiplediklerini ifade etti. Ayr›ca Dünyaya mal olmufl ilim
adamlar›n›n (Bismarck, Goethe) Peygamberimiz (sav)
hakk›nda söyledikleri güzel
sözlerden bahseden Bayhan,
daha sonra, bu günde kendilerini yaln›z b›rakmayan Belediye baflkanlar›na, Kiliselerden gelen dini önderlere, Polis teflkilat›na, Landratsamt´tan gelen baflkana da çok teflekkür etderek flöyle dedi;
“Bizi bizden tan›y›n bizlerin
kafas›n›n arkas›nda hiç bir
yanl›fl fley yok, ne düflünüyorsak, kafam›zda ne varsa hepsini sizlerle kamuoyuyla paylafl›yoruz; her zaman teflkilat
olarak bütün yanl›fllar›n karfl›s›nda olaca¤›m›z› taahhüt ediyoruz.” dedi.
Ard›ndan Hessen Bölge
Baflkan› Mehmet Atefl de nefis bir konuflma yaparak kat›l›mc›lara duygulu anlar yaflatt›. Atefl; Müslümanlar›n ‘Beni
mallar›n›zdan ve ailelerinizden daha çok sevmedikçe
gerçekten iman etmifl olamazs›n›z’ Hadisi fierifini kendilerine örnek ald›klar›n› ifade etti. Affetmenin timsali olan
Peygamber Efendimizin de
dedi¤i gibi 'Onlar ne yapt›klar›n› bilmiyorlar ya Rab' sözünün ne kadar do¤ru oldu¤unu
gösterircesine iki cihan serveri Hz. Muhammed Mustafa
sav´e hakaret edilen flu günlerde böylecesine bar›flc›l bir
pro¤ram›n ne kadar önemli
oldu¤unu belirttiler. Ayr›ca
Türkiye´de 100 binlerin ve
hatta ‹stanbulda 1,5 milyon
insan›n hiç bir olay olmaks›z›n Peygamberimize sevgilerini gösterdikleri muhteflem
pro¤ramlar›n Avrupa bas›n›nda yer verilmedi¤inden dolay›
Hessen BölgeBaflkan› Mehmet Atefl, üzüntülerini bilhassa belirtti. Böyle bir güzel
amaç için bir araya gelen ve
hiç bir zamanda inand›¤› fleylerden asla taviz vermeyen
biz Milli Görüflçülerin yapt›¤›m›z ve yapaca¤›m›z bu gibi
pro¤ramlarda yaflad›¤›m›z
topluma her zaman fayda sa¤lad›klar›n› ve daima iyiden,
do¤rudan, güzelden ve adaletten yana olduklar›n› söylediler.
Ayr›ca davetliler aras›nda
bulunan Kaymakam Vekili:
Herr Eck, Komflu Belediye
Kleinwallstadt Baflkan› Herr
Köhler ve Yrd. Herr Seufert
ve Kilise Rahipleri Herr Ammersbach ve Herr Meyer sahneye ça¤›r›larak kendilerine
birer buket çiçek takdim edildi. Duygu ve düflüncelerini
anlatmak için kendilerine
mikrofon uzat›ld›. Pro¤ramda
Elsenfeldden ve Hanau´dan
gelen küçük k›z kardefllerimiz
okuduklar› ilahi ve fliirlerle
misafirlere unutulmaz anlar
yaflatt›lar.
Daha sonra Hollanda´dan
pro¤rama kat›lan, yapt›¤› seminerlerle büyük ilgi toplayan Hasan Koç güzel bir fon
müzi¤i eflli¤inde davetlileri
Asr-› Saadet dönemine götürdü. Peygamber Efendimizin
hayat›n› k›sa ama çok güzel
bir flekilde anlatan Hasan Koç
izleyenlere duygulu anlar yaflatt›. Alemlare Rahmet Hz.
Muhammed sav´in insanl›¤a
örnek olan hayat›ndan bahsedilirken misafirlerin gözlerinin doldu¤u ve kimi misafirin
Peygamber sevgisinden hüngür hüngür a¤lad›¤› gözlerden kaçmad›. Hasan Koç´un
ard›ndan sahneyi Bölge
Gençli¤inin güzide Kãrî´leri
ald›. Muhammed Faruk (IrakBavyera´dan), Bünyamin Akda¤ (Türkiye-Herborn gençli¤imizden) ve Abdelkereem El
Hamdaoui (West üyelerimizden) muhteflem sesleriyle kuduklar› eflsiz kitab›m›z Kur´an-› Kerim tilaveti gönülleri
adeta coflturdu. Gecenin yar›s›na kadar okunan Kur´an-›
Kerim dinleyicilerin yorgunluklar›n› silip att›.
Pro¤ram yap›lan toplu dua
ve ç›k›flta da¤›t›lan güllerle
sona erdi. Bölge Gençlik Bflk.
Hakan Bayhan, bu pro¤ram›n
yap›lmas›nda eme¤i geçen
komisyon baflkan› A. Kutlucan ve komisyon üyelerine,
sunuculara, Elsenfeld gençli¤ine, Cemiyet baflkan› ve ekibine, Hocaefendilere, Kad›n
Kollar›´na, GOB elemanlar›na, olarak teflekkürü bir borç
biliriz.” dedi.
Hessen Bölgesi Aschaffenburg ubesi Gençlii Turnuvada Bulutu
Abdullah Toklu/Aschaffenburg
Aschaffenburg-IGMG Hessen Bölgesi
Aschaffenburg fiubesi Gençlik Teflkilat›n›n her sene geleneksel olarak düzenledi¤i Bilardo Turnuvas› yine genifl
bir kat›l›mla güzel bir atmosfer içersinde gerçekleflti. Bu seneki turnuvada, her y›l ayr› tarihlerde düzenlenen
satranç turnuvas›n›n da bilardo turnuvas› ile ayn› günde yap›lmas› bu y›l›n
bir yenili¤i oldu. Hem satranç hem de
bilardo oynayan gençler, güzel ve
uzun bir gün geçirdiler. Turnuvadan
önce her zaman oldu¤u gibi aç›l›fl Kur´an-› Kerimi, ard›ndan selamlama konuflmalar› ve kurallar›n aç›klanmas› ile
birlikte turnuvaya geçildi. Geçti¤imiz
y›llarda dereceye giren gençlerin de
kat›ld›¤› turnuva iyi ve dostane bir mücadele ile sona erdi. fiampiyon olanlara çeflitli hediyeler takdim edildi.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 9
DOSYA
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
9
nsanlık Tarihinin En Büyük Devrimcileri
Mahmut AKAR
ATB Genel Sekreteri
ir iddiamı burada yinelemek istiyorum: Eli az veya
çok kalem tutan, a¤zı az veya çok laf yapanlar için dünyanın en
kolay ve sık baflvurulan metotlarından birisi; bir nesneyi veya özneyi
övmek veyahutta yermektir.
Bir insanı samimi olarak be¤eniyor veya takdir ediyorsanız, tabiatıyla onu metheder, iyi ve do¤ru
olan taraflarını tasdik ederek, onunla aynı fleyleri paylafltı¤ınızı dile getirirsiniz. Bazen de bu yola, pek samimiyet kokmayan, siyaseten baflvuranlara flahit olursunuz. Bir insandan veya toplumdan bir takım
beklentileri olanlar var ise, kiflinin
nefsini okflayan, toplumun da duymak istedi¤i, hofluna giden, çıkarlarını gözeten sözlü veya fiilî tavırlar
takınarak dostluklarını sergilemeye
çalıflırlar. Bu durum, siyaset meydanında at oynatanlarda daha sık görüldü¤ü gibi, sosyal hayatın di¤er
sahalarında da hergün karflılafltı¤ımız tiksinti verici hâllerdir.
Her insanın kendine göre inancı
vardır. "‹nanmıyorum" diyen insan
da inançsızlı¤a inanır ki, onun kendisi de inanmaktır. Benim de hayatımı anlamlı kılan, fikriyatımın kayna_ı, özü, mayası; ‹slâm’dır. Miras
olarak devraldı¤ım bu inancın seviyesini yükseltmek de benim vazifemdir. Bilgim, tecrübem arttıkça,
düflünerek, okuyarak, inceleyerek
ve irdeleyerek ufkum geniflletikçe,
bu konuda diyeceklerimin, sizlerle
paylaflacaklarımın, yerine göre sorgulayacaklarım ve gerekirse yakasına yapıflacaklarımın sayısı da artıyor.
Hesabımız sadece Allah’adır
Kardeflim de olsa, yaratılıflım gere¤i samimi olmayanları sevemedim, sevmek de istemedim. Ama bu
özellikleriyle varlıklarını kabullendim. Benimle aynı inancı, dünya
görüflünü paylaflmayan, fakat sami-
B
mi ve dürüst olanları da o ölçüler
içerisinde sevdim ve takdir ettim.
En fazla bana tiksinti verenlerin baflında insanların ma¤duriyetlerini,
iyi niyetlerini ve ulvî duygularını istismar edenlerdir. Hele nutuk halkçılı¤ından, milliyetçili¤inden ve
dindarlı¤ından bu millet çok çekti¤i
ve kandırıldı¤ı için milletim adına
bunlarla kavgalıyımdır. Aynı ülkenin insanları arasında farklı siyasî
görüfllerin olması, iflin tabiatına aykırı de¤ildir. Aynı dine mensup insanların, ister aynı ister de¤iflik millettlerden olsunlar, müflterek noktası dindir. ‹nsanların dinî vecibelerini yerine getirirken teferruatta farklılıklar sergilemeleri de iflin tabiatına aykırı de¤ildir ve bu hususta da
itirazımız sözkonusu olamaz. Fakat,
dinin özünde tahribata gidilir, istismar edilir, çarpıtılarak baflka mecralara çekilirse, "haksızlıklar karflısında susan, dilsiz kör fleytan" olmak
durumuna düflmemek için do¤rularımı haykırmak, sizin gibi benim de
en tabiî hakkımdır. Hele hele ‹slâm’ın karflısında olanların ortaya
koydu¤u siyasî, sosyal ve entellektüel mücadelenin fersah fersah gerilerinde kalan, statükocu, istismarcı,
nakilci ve gelenekçi, kalite ve kapasiteden yoksun bir "‹slâmcılık"la
tatmin olmak, teselli bulmak; müslümanlara ve dolayısıyla ‹slâm’a
yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisidir. Bunun ızdırabını duyan, mesuliyetini taflıyan herkes,
akıntıya kürek sallamadan, dürüstçe
ve cesurane tavrını ortaya koymalıdır. Bizim de bu noktada hesabımız
sadece Allah’adır.
Bir insan niçin sevilir?
Ben de sizler gibi zaman zaman
kendime "bir insan niçin sevilir" sorusunu yöneltmiflimdir. Hele bu insan, insan-ı kâmil, yani Allah’ın elçisi ise... Bu sefer sevginin kordinatları tamamıyla de¤iflir, de¤iflmesi
de lazım! Çünkü bu insan; sıradan
birisi de¤ildir ve siz O’nu (bu ça¤ın
insanı olartak) gıyabında seviyorsunuz. Basit sözcüklerle izah etmek
gerekirse; O, bize karanlıklardan
aydınlı¤a, kötülüklerden iyili¤e giden yolda rehberlik etti¤i, hem bu
dünyamız hem ahiretimiz için iyilikler tavsiyesinde bulunurken; Resuller dıflında hiçbir insanın tahammül edemeyece¤i meflakketlere gö¤üs gererek, insanlara örnek oldu¤u
için ve Allah rızası için severiz.
E¤er bu basit tarife itrazınız yoksa;
biz bütün Peygamberleri bu ve benzeri özelliklerinden dolayı, yani
mukaddes misyonları ve örnek icra-
atları sebebiyle severiz.
Bu sevginin bedeli ise; biz insanlar için Onların dediklerini ve yaptıklarını günlük hayatımızda uygulamaktır. ‹lk insan ve ilk Peygamber
Hz. Adem (a.s)’dan son Peygamber
Hz. Muhammed (s.a.v)’e kadar gelmifl geçmifl tüm Elçilerin tam yanında, tam karflısında ve iki ara bir derede kalarak pozisyonu tam netlik
kazanmayan insanlar olagelmifltir.
‹slâm Peygamberi’ni de tüm müslümanların içinde sevenler, sevdi¤ini
zanneden ve iddia edenler mevcuttur. Bu sınıflandırmaların teferruatına burada girmeden, genel de¤erlendirmemizi yapmaya çalıflarak,
kararı size bırakaca¤ız.
Önce bildi¤iniz bir fıkra: Sefil ve
periflan halde birisi yol kenarında
a¤larken, fırından ekmek aldıktan
sonra evine do¤ru giden adamın
dikkatini çeker. Gözleri yafllı adama
sorar; hemflehrim niye a¤lıyorsun,
derdin nedir? A¤layan adam; günlerdir mideme bir lokma ekmek girmedi, açlıktan a¤lıyorum, der. Bunun üzerine yufka yürekli(!) adam
da onun yanıbaflına çömelir ve bafllar bu garibanla hüngür hüngür a¤lamaya. Yol kenarında çömelmifl
vaziyette a¤laflan bu iki insan manzarası, bir müddet sonra onların yanından geçmek üzere olan bir baflkasının dikkatini çeker. O da bunlara yaklaflarak, niçin a¤lafltıklarını
sorar. Gariban adam, açlıktan a¤ladı¤ını söyler. Kuca¤ında ekme¤i oldu¤u halde onunla beraber a¤layan
da; bu fakirin yürek dayanmaz hâline a¤lıyorum deyince; üçüncü adam
iyice flaflırır: Madem açlıktan periflan olmufl adamın hâline acıyorsun,
oturup onunla a¤layaca¤ına, kuca¤ındaki ekmekten ona versene!...
‹kinci adamın verdi¤i cevap: Yooo
arkadafl, ekme¤i parayla aldım, onu
vermem. Fakat a¤lamak bedavadır.
Birilerini methetmek de onun ızdırabına a¤lamak kadar bedavadır.
Hele o birileri Hz. Peygamber ve
O’nun Ehl-i Beyti ise, mevlitler ve
mersiyeler Onlara duyulan sevginin
ve ızdırabın bedeli olamaz! Günümüz müslümanının üzerindeki ilahî
mesuliyet, Peygamber hakkı buna
müsade etmez! Bu bedel, Onların
gitti¤i yolda gidilerek ödenirken,
sevginin ve sadakatın sulandırılmamıflı da böylece perçinlenmifl olur.
Statüko Dinine Karflı ‹slâm
"Bütün dinlerin etkisini, insanın
mutlulu¤u ve geliflimi açısından ayrı ayrı ele alıp inceleyecek olursak,
Hz. Muhammet’in peygamberli¤i
kadar ileri, bilinçli ve güçlü bir pey-
gamberli¤in olmadı¤ını görece¤iz.
Günümüzde ise, Hz. Muhammed’in
peygamberli¤i kadar ters tanıtılmıfl
ve tamamen farklı bir kalıba sokulmufl bir peygamberlik de olmadı¤ını görece¤iz.(1)". ‹lk çıkıfl flekli tahrif
edilerek aslından eser kalmayan ‹slam öncesi dinlere karflı, Hz. Peygamber’in her icraatı kayıtlar altına
alınmıfl ve ondan daha önemlisi,
Kuran-ı Kerim’in ilk günkü orijinallı¤ına zerre kadar flüpheye mahal
verecek bir durumun sözkonusu
olamayaca¤ı da ortadadır. Merhum
fieriati, yukarıdaki tesbitinin gerekçelerini "küfr", "fiirk" ve "putperestlik" terimleri üzerinde durarak
izaha çalıflmaktadır: "Küfr’ün sözlük anlamı örtmektir. ...... Fakat bu
‘küfr’ün anlamı, dinin gerçe¤inin
dinsizlikle örtülmesi demek de¤ildir, aksine, bir din anlayıflının, bir
din gerçe¤inin baflka bir din ile örtülmüfl veya örttürülmüfl olmasıdır.
‘fiirk’in anlamı da ‘tanrısızlık’ demek de¤ildir... Putperestlik flirkin
özel bir biçimidir, flirk ile efl anlamlı de¤ildir.(2)". Dine Karflı Din kitabının ilerleyen sayfalarında fieriati,
"flirk dini; yorumlayan, kılıf uyduran ve yasallafltıran, uyuflturan, duraklatan, sınırlayan, halkın yaflayıfl
tarzına ilgisiz kalan din demektir."
diyerek konuyu tam anlaflılır noktaya getirirken, "flirk dinin koruyucusu cehalettir" ve "flirk dini tarih boyunca statükoyu korumufl" gibi tesbitleriyle günümüzde din adına cerayan eden menfî olaylara da ıflık
tutmufltur. Baflka bir ifadeyle; Hz.
Peygamber’in niçin ters tanıtıldı¤ı
ve farklı bir kalıba sokuldu¤u konusunda bize yardımcı olmaktadır.
Allah’ın Son Elçisi’nin Veda
Hutbesi’nin bir yerinde, "Cahiliyet
devrinde güdülen kan davaları da
tamamen kaldırılmıfltır. Kaldırdı¤ım ilk kan davası Abdulmüttalib’in
torunu (amcamzadem) Rabiya’nın
davasıdır." dedi¤ini bilmifl, duymufl
veya okumufl olmamıza ra¤men, hâlâ dinle bütünlefltirdi¤imiz bu töremizi ‹slâm’la ba¤dafltıranların, "Ya
Muhammed seni çok seviyoruz" diyenlerin sevgisi ciddi manada flüphe
götürür. "Kutlu Do¤um Haftası"
münasebetiyle, mütevazi bir sohbetimizde dinleyicilere; rivayete göre
Efendimiz Hz. Peygamber, kızı Hz.
Fatima eve girdi¤inde O’na saygısından dolayı aya¤a kalkarmıfl, flimdi kız babası olan sizleri vicdanî ve
imanî muhasebeye, Peygamberini
çok ama çok seven ve her hareketini örnek alan sizleri, Peygamber
sevginiz ve sadakatınızla baflbafla
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
10
bırakıyorum, dedim.
Atalarından miras kalan törelerini dinlefltirenlerin suratına tokat gibi
inen, "Onlara: Allah’ın indirdi¤ine
uyun, denildi¤i zaman onlar, ‘Hayır! Biz atalarımızı üzerinde buldu¤umuz yola uyarız’ dediler. Ya ataları birfley anlamamıfl, do¤ruyu da
bulamamıfl idiyseler?(3)", meâlindeki yeti de dikkatinize sunmak isteriz.
Peygamber döneminde Kureyfl’in üstünlü¤ünü ve ticarette baflarısını Kabe’deki putlara ba¤layan
ve bu yüzden Peygamberle açıkça
pazarlı¤a giriflenler, atalarından
devraldıkları bir töreyi de yaflatmak
istiyorlardı(4). Fakat daha ilk halifeler döneminde ‹slam’ı kabullenmelerine ra¤men Arap kabilecili¤inden
gelen ruh galebe çalmakta, Kuran
hükümleri ve Peygamber sünneti törelerin gölgesinde kalmaktaydı. Bu
ruh, bilhassa halifelerin flehadetinde
belirleyici rol oynamaktadır. Statükonun (betonlaflmıfl kabile gelene¤i,
cehalet, istismar ve küfrün) ‹slâm
tarihinde ilk ortaya çıkıflı ise Emeviler dönemine rastlar. Bu durum daha sonra, ‹slam tarihine "dinin kurumsallaflması" olarak geçer. Sıffıyn Savaflı’nda mızrakların baflına
Kuran-ı Kerim takılması, yine ‹slam
tarihinde benzerine az rastlanır bir
din istismarının en belirgin örne¤idir. O gün bu gündür, Pakistan’dan
Irak’a kadar birçok ülkede Ümmet-i
Muhammed birbirlerinin kanını
dökme¤e devam etmektedirler. "flu
halde bu din tarih boyunca sürekli
olarak toplumlarda ve çeflitli dönemlerde bir itiraz olarak statüko
dinine karflı çıkmıfl, hak peygamberler vasıtası ile tebli¤ edilmifltir.(5)".
Burada ‹slâm öncesi Arap gelene¤inin mayasını oluflturan statükoyla,
Hz. Resulullah çizgisinin temsilcileri karflı karflıyadır.
Günümüze Dönelim
Bundan gayet eminim ki, bazıları bizi de kafasındaki mezhep/tarikat flablonlarının birine oturtmaya
gayret edecektir. Dar kafaların sı¤
görüfllerine sı¤mayacak kadar derin
ve engin olan Tevhid dini adına
üzülüyorum, yoksa kendi adıma de¤il. Statükocunun rahatsızlı¤ı, çok
fluurlu müslüman olmasından de¤il,
tabularının sarsılmasından, arafltırma zahmetinden ve beynine nakfledilen din flablonunun çatlamasından
korktu¤u içindir. Tepkide hareket
noktaları ise, biz atalarımızdan böyle görmedik ve duymadık, türündendir. Kuran-ı Kerim diliyle onlar;
"Hayır, dediler. Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk.(6)".
Peygamber sevgisi, O’nun icra-
Seite 10
DOSYA
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
atlarını anlamak, kabullenmek ve
tatbik etmekle kendini ifade eder,
inandırıcılık kazanır. Mesela, camiyi sadece namaz kılınan bir mekan
oarak gören günümüz müslümanına, Asr-ı Saadet döneminde mescidler;
-yabancı heyetleri kabul ve müzakere salonu ve hatta gayr-i müslümlerin ibadet edebilecekleri mekan olarak,
-savafl sırasında hastane olarak,
-devletin misafirhanesi olarak,
-bir sanat ve kültür merkezi olarak,
-spor salonu olarak,
-Folklor oynanan yer olarak,
kullanılıyordu(7) desek, inanmakta ve kabullenmekte zorlanmazlar
mı? Zorlanırlar! O halde bu dillerden düflmeyen sevgiyi hangi kategoride de¤erlendirece¤iz? Cami ifllevli¤ini asgariye indirgeyen, Peygamber’e uymaktan ziyade Peygamber’i kendine uydurmaya yeltenen bu çarpıtılmıfl müslüman panaromasının müsebbibi kimlerdir?
Herfleyden önce o toplumun aydınları ve idarecileridir. Bunların en
baflında da din adına bir adım ileriye çıkanlardır. Mümin insanların
kalbini Allah’ın evi olarak görürken, insanı ön plana çıkaran insan
merkezli bir din anlayıflından, mabedi "eflref-i mahlukat"tan daha
kutsallafltıran bir din anlayıflında israr edenlerdir.
fiimdi aktaraca¤ımız iktibasın
Diyanet’in yayın organlarının birinde yer alması ve konunun bir ilahiyatçı tarafından ele alınmıfl olması
hem iflimizi kolaylafltırdı ve hem de
özelefltirilerinden dolayı memnunluk duyduk: "‹lmini ö¤ünme ve gösterifl için bir alet ve süs gibi kullanmak isteyen sırmalı ülemanın memlekette yaptı¤ı zararı hiçbir sahtekâr
ve hiçbir dolandırıcı yapamaz.(8)"
Hemen ilave edelim ki, ço¤unlu¤u
bu tarifin dıflında olan; görevinin
fluurunda, onu hakkıyla yerine getirme¤e azamî gayret gösteren hocalarımız, her türlü takdir ve saygıya layık insanlardır.
Müslümanların bugünkü umumî
manzarasını gözönünde bulundurdu¤umuzda, önümüze de¤iflik insan
tiplemeleri çıkmaktadır. Bunlardan
birisi; "Gelirsin mescide amma.../
Nice meyhaneden sonra" diye tamamlanan ve günah alanlarında dolaflıp dolaflıp da sonunda Mescid’e
sı¤ınan kifliler için söylenmifl bu
halk deyifli, Türkiye’nin ve Türkiye
aydınlarının durumuna çok uyuyor.(9)"
Di¤erini de gelin Erzurum flivesiyle Aflık Reyhanî’nin a¤zından
dinleyelim:
"‹lk gün geldi¤imde Bahnhof’da
galdım
Sonra Gasthaus’da bir avrat buldum
Yirmibefl yıl orda bofla gocaldım
fiimdi çarem bitti namaz gılirem"(10)
Böyle cemaata göre mi hoca,
yoksa yukarıdaki hoca tiplemesine
göre mi cemaat, varın kararı siz verin!.. Bir de cami cemaati olarak,
ekseriyatı Cuma’dan Cuma’ya camiyi dolduran; yafla ayak basmaz,
kuruya dokunmaz kitleyi gözönünde bulundurursanız; genel manzaramız daha da berraklaflmıfl olur.
Karanlıklara bir nur gibi do¤an
Peygamber’in ümmeti; hedefinden
saptırılmaya, aslî görüntüsünden
çarpıtılmaya, de¤iflmez ilahî nasları
tahrip edilme¤e u¤raflılan bir dinin
mensupları olarak, ilmî seviyeyi beyinlerinin zonklama pahasına yükseltmek, toplumun ufkunu açmak
mecburiyetindedirler. Peygamber
sevgisine nail olabilmek için önce
riyakârlar,
"ata dini"nden vazgeçemeyenler,
din pazarlayıcıları ve cehalet bertaraf edilmelidir.
Ve insanlık tarihinin
en büyük devrimcileri
Marksist terminolojiden tanıdı¤ımız "devrim" kelimesi de, onların
anlı-flanlı devrimcileri de bizim kastetti¤imiz ve insanlık tarihinin gerçek devrimcilerinin yaptıklarının
yanında bahis konusu bile edilemeyecek kadar önemsiz ve siliktirler.
Sadece Hz. ‹brahim’in Nemrut’a,
Hz. Musa’nın Firavun’a, Hz. ‹sa’nın
‹srailo¤ulları’na ve Nebiler Zincirin
Son Halkası olan Hz. Muhammet
(s.a.v)’in içerde Ebu Sufyanlara ve
Ebu Cehillere, dıflarıda ise Roma,
Pers, Habefl ve Mısır Krallıklarına
karflı verdi¤i mücadeleyi zikretmek
yeter. Her gelen Nebi, mevcut sosyal, siyasî ve dinî sistemi, ondan da
çetini, insanların beynindeki kemikleflmifl zihniyeti paramparça ederek,
yepyeni bir ilahî nizamın mücadelesini vermifllerdir. Bunları gerçeklefltirirken, az veya çok baflarılı olmaları, bu özelliklerine gölge düflürmez. Konumuzun baflından beri bu
geliflmelere atıfta bulunan örnekler
verme¤e gayret ettik.
En büyük devrim; insan beyninde vuku bulan zihniyet de¤iflikli¤i
ve inanç dünyasındaki dokunulmazların yerle bir edilmesidir. Hz. Peygamber, 23 senelik Nebilik döneminde ilk önce beyinlerde mukaddes bir ihtilali gerçeklefltirdikten
sonra, befler hayatının her zerresine
müdahele ederek, ondört asırdan be-
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
ri tesir sahası giderek büyüyen ve
tüm insanlı¤ı kucaklamayı hedefleyen bir ilahi devrimin lideridir.
Putperestlerin, atefle tapanların,
Hz. Musa’nın ve bilâhare Hz.
‹sa’nın elçili¤ini yaptıkları hedefinden saptırılmıfl dinin güçlü taraftarları (Bizans, ‹ran, Habeflistan Krallıkları) arasında, Tevhid dininin kök
salması, bu krallıkların sonunu getirme¤e yetecekti.
Demek ki, "....Peygamberler, tarih boyunca devrim öncüleri olan bu
zatlar, inancımıza göre Adem
(A.S)’den, bugünkü insan neslinin
bafllangıcından Hâtem (S.A)’e kadar, ‹brahimî dinin son tecellisi
olan, özel anlamı ile ‹slâm’a kadar
gelirler."(11)
Hz. Peygamber, diri diri topra¤a
gömülen kadına, bir eflya gibi pazarlarda köle olarak satılan her cinsiyetten insana hiçbir medeniyete nasip olmayan güzellikte ve seviyede,
fleref ve haysiyetini kazandırarak
özgürlü¤üne kavufltururken, Kabe’deki putları ayaklar altına alıp
parçalarken, cahiliye devrinin adetlerini geçersiz sayarken; tarihin
kaydetti¤i en büyük devrimin altına
imzasını atıyordu.
"....bir baflka Georg Bush,
1830’da yazdı¤ı ‘The Life of Mohammed’ kitabında, Hıristiyanlık da
dahil, hiçbir devrim Muhammed’in
bildirdi¤i nizamın do¤uflu, geliflmesi, ilerlemesi kadar medeni dünyada
büyük de¤iflikliklere neden olmamıfltır, diyor."(12)
Asırlar öncesi bafllayan ve günümüzde de devam eden, devrimci/inkilâpçı ‹slâm anlayıflının yerine, teslimiyetçi ve özgüveni sarsılmıfl bir
din anlayıflı gelmifltir. Bu özelli¤ini
kaybeden müslüman, günümüzün
ilmî/teknolojik geliflmelerine ayak
uydurmada zorlanırken, teselliyi
"Canım sana feda ya Resulallah!"larda aramaktadır. Halbu ki
Resulallah ondan, ‘do¤ru yolun yolcusu’ olarak inandıklarını icraata
dökmekten öte bir talepde bulunmamaktadır.
1: Dr. Ali fieriati
2: Dr. Ali fieriatı, Dine Karflı Din
3: Bakara, 170
4, 5: Dr. Ali fieriatı a.g.e, s.55
6: fiuara, 74
7: Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Türkiye’de ‹slamlaflma ve Önündeki Engeller,
s.31-32
8: Diyanet ‹lmi Dergi, cilt 41, sayı 3, Dr.
Mevlüt Erten’in Kur’an’da Bilgi-Amel ‹liflkisi bafllıklı yazısında, Hilmi Ziya Ülken, Aflk
Ahlakı, Ankar a 1971, s.236’dan alıntı.
9. Ahmet Taflgetiren, Rahmet Toplumu,
s. 138
10. Aflık Reyhânî, Mızrabın Istırabı Aflık
Reyhani Hayatı ve fiiirleri, Ozan Yusuf Polato¤lu
11. Dr. Ali fieriati, a.g.e
12. Abdullah Murado¤lu, Yeni fiafak
(2.3.06)
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 11
DOSYA
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
11
Peygamberlerin sıfat ve hususiyetleri
Mahmut TOPTA
[email protected]
eygamberler, örnek insandırlar.
Rahman ve Rahim olan
Rabb’imiz, merhametinden insanlık tarihini de ilk peygamber olan
Hz. demle bafllatmıfltır. Dili, yazısı, kitabı, efli olan bir peygamberle. Hep iyiyi, güzeli ve helal olanı isteyen Ruh ve
hep kötülü¤ü, haramı, bozgunculu¤u isteyen nefisle donatmıfl insanı ve insanın
iç dünyasını dünyanın en genifl harp
meydanlarından daha genifl kılmıfl.
Nefsin tahripkâr gücüne ne fleytan'ın, ne Neron'un ne Cengiz’in orduları eriflebilmifltir.
fieytan bile, nefsin karflısında el pençe divan durmaktadır. Çünkü ordular
harp meydanlarında vuruflur. Ev kapılarının dıflında kalır. Nefis ise bizimle beraber çarflıda dolaflır, iflyerinde hain bakıfllarla avını arar, camide hep camii dıflını hayal eder, yatakta binlerce soygunu tezgâhlar.
Topla, tüfekle, süngüyle onun üzerine varılamaz. Mayın söker gibi sökülüp
atılamaz ve çiçek tohumu eker gibi
iman ekilemez. Onun için Rabb’imiz
"Dinde zorlama yoktur," buyurmufl.
(K.Kerim, Bakara 2/256)
Ten, topraktan yaratıldı¤ı için yedi¤i içti¤i ve giydi¤i gıdalar topraktan
gelmektedir.
Can, Rabb’imizden geldi¤i için gıdası toprakta bitmez. Onun gıdası peygamberler aracılı¤ı ile Rabb’imizden
gelir.
Onun için Rabbimiz insanlık tarihini
bir doktorla de¤il bir peygamberle bafllatmıfltır. ‹nsan hastalanınca doktora ihtiyacı oluyor. Ama insanlık her an peygamber e¤itim ve ö¤retimine muhtaçtır.
Günümüz insanı bu ihtiyacı biraz
daha fazla hissetmektedir. Ancak, gıdasızlıktan zafiyet hastalı¤ına yakalanan
bir hastanın önüne fazla gıdalı yiyecekler getirildi¤inde ondan yüz çevirdi¤i
gibi akıl, fikir, kültür za'fiyetine yakalananlar peygamberimizin talimatından
yüz çevirmektedirler.
Tarih içinde Hz. dem’den peygamber efendimize kadar sayısı bizce meçhul olan yüz binlerce peygamber gönderilmifltir.
Rabb’im ise, her toplulu¤a peygamber gönderdi¤ini haber vermifltir. (Nahl
16/36, Ra'd 7) Bu ayet-i kerimelerden
anladı¤ımıza göre dünyanın her neresinde olursa olsun insan toplulu¤unun
P
oldu¤u yere ya bir peygamber, veya
peygamber elçisi mutlaka gönderilmifltir.
Günümüzde en vahflî kabile hayatı
yaflayan topluluklarla en medenî kabul
edilen topluluklar üzerinde çeflitli yönlerden yapılan arafltırmalarda birçok ortak tarafları bulunmakta. Bütün bunlar
da insanların kayna¤ının aynı oldu¤unu
ve zaman içinde birbirinden kopmalar
meydana geldi¤ini ortaya koymaktadır.
En vahflî insanları medenîlefltiren,
kız çocuklarını diri diri topra¤a gömebilen insanları bir hayvanın aya¤ının kırılmasından üzülecek hale getiren; Peygamberlerin ortak özellikleri ise flöyledir:
1- ‹nsanları, insanlara itaat ve ibadet
etmekten kurtarıp Allah'a itatta hürriyeti bulmalarını sa¤lama (Enbiya 21/25)
2- ‹nsanları, insanlara ibadete zorlayan fleytan’la dostluk kuran ve Allah'a
itaatta hürriyeti engelleyenlerle mücadele etmek. (Nisa 4/60, 76, Nahl 16/36)
3- Emir, yasak ve haberlerinde kendiliklerinden konuflmayıp Allah'ın emir
yasak ve haberlerini duyurmakla, insanları kendilerine de¤il Allah'a ibadete ça¤ırmak. (Necm 53/2, Yunus 10/15)
4- Yapmıfl oldukları peygamberlik,
devlet baflkanlı¤ı, komutanlık, hâkimlik, muallimlik, doktorluk ve di¤er görevleri karflılı¤ında insanlardan ücret istememek. (Hud 11/51)
5- Tebli¤ ettikleri emir ve yasaklara,
önce kendileri, en güzel flekilde uyarak
güzel bir örnek olmak. (Ahzab 33/21)
6- Müjdeci olmaları. Allah'ın adaletine sarılıp yeryüzünden zulmü kaldıranlara dünyada saadeti, (Nur 24/55)
ahirette cenneti (Tevbe 9/72) müjdelemeleri.
7- Allah'tan baflkasına tapınmaktan
(Nahl 16/36) içkiden, (Maide 5/90) kumardan, (Maide 5/90) zinadan, (‹sra
17/32) yalandan, (Hac 22/30) iftiradan,
(En'am 6/137) bozgunculuktan, (Maide
5/64) Allah'a karflı gelmekten, (Al-i ‹mran 3/36) cehennem ateflinden ve cehenneme sevk eden her türlü davranıfllardan insanları sakındırmak.
Gönüller arasındaki sevgilerin görünmez ba¤ı olan Selâm, peygamber talimatındandır. (Buharî, ‹man 20) Büyüklere saygı, küçüklere sevgi (Tirmizî,
Birr 15) mazluma yardım zalimin zulmünü engellemek, (Buharî, Mezalim 4)
açları doyurmak, tokları doyurmaya
teflvik etmek peygamber talimatındandır.
Peygamberlerin sıfatları
1- Sıdk: Özü ve sözü do¤ru olmak.
Peygamberler hayatlarında hiçbir kimseye yalan söylememifllerdir. Hz. ‹brahim'in kendi hanımı için "Bu benim kız
kardeflimdir" (Buharî, Enbiya 8) demesi de sıdkını zedelememifltir. Çünkü hanımı onun din kardeflidir.
2- Emanet: Kendisine emanet edilen
söz ve malı koruyan, onlara hıyanet etmeyendir. Öncelikle Allah kelâmına
karflı emindirler. Allah'tan geldi¤i flekliyle bir harf eksiltmeden, bir harf ilave
etmeden insanlara ulafltırmıfllar.
Devletlerarası anlaflmalara riayet etmifller, en katı düflmanları bile onların
do¤ruluk ve güvenilirli¤ini onaylamıfllardır.
3- Fetanet: Harikulade bir zekâya ve
uyanıklı¤a sahip olmak. Tebli¤ yapaca¤ı kiflilerin kültür seviyelerini bilip onların akılları oranında anlatmak, harp
yapaca¤ı kifliler, güçlerini, silahlarını ve
harp meydanının yapısını iyi bilip iyi
de¤erlendirip iyi bir flekilde yönetmek.
Davalı ile davacının delillerini iyi de¤erlendirip Kur'an’a uygun hüküm vermek.
Devlet baflkanlarına gönderdi¤i
mektuplarda onların batıl dinî inanıfllarını da nazarı itibara alarak sevdirici,
çekici üslup kullanmak.
En güzel kelâm olan Allah kelâmını
ezberlemek, unutmamak ve ashabına
tebli¤ etmek için tam bir akıl gerekir.
4- ‹smet: Allah'ın kendilerini büyük
günah ifllemekten koruması. Allah tarafından gönderilen emir ve yasakların
nasıl uygulanaca¤ını ilk önce kendi hayatlarında gösteren ve en güzel örnek
olan peygamberlerin getirdikleri emir
ve yasaklara uymamaları düflünülemez.
O sözlerinde, davranıfllarında en güzel örnek olmufltur. En güzel örne¤inde
günahlardan uzak olması gerekir. Tarihin flahit oldu¤u dâhi insanlar da yetiflmifltir. Ancak her dâhinin zayıf tarafları, dâhili¤ine yakıflmayan davranıflları
olmufltur.
Peygamberler ise Rabb’i tarafından
korundukları için büyük günahlardan
uzak olmufllardır. limlerimizin birço¤una göre peygamberlik verilmeden önce
de büyük günahlardan korunmufllardır.
5- Tebli¤: Allah'tan gelen emir, yasak, tavsiye ve haberleri insanlara eksiksiz, fazlasız, oldu¤u gibi ulafltırmak.
Kelimeleri e¤ip bükmeden, düflmanlara
flirin görünme gayesiyle kendinden bir
fley katmadan tebli¤ etmek.
Rasûl ile Nebî’nin farkı
Nebi: Haber veren veya yükselen
mânâlarına gelir.
Istılah (terim) olarak: Allah'ın kulları arasından bir kuluna vahiy yoluyla
seçip yükseltti¤i kiflidir. Rasûl ise, Nebîlerinden birini insanlara fleriatı tebli¤
için gönderdi¤i kiflidir.
Her Rasûl, Nebîdir. Her Nebî, Rasûl
de¤ildir.
Rahmet Peygamberi
Allah, bütün imamlarımızdan, müezzinlerimizden ve cemaatimizden razı
olsun.
Her namazın arkasında okudukları
"Vemâ erselnâke illâ rahmeten lil alemîn" ayetini bize ezberlettiler.
Manası: "Biz, Seni ancak, âlemlere
rahmet olarak gönderdik." (Enbiya 107)
Yaratılan her fleye rahmettir O. Getirdi¤i Kur’an’a göre yaflayana hayat,
denizlerdeki balıklara, havadaki kuflla-
ra, karadaki bütün canlı ve cansızlara
rahmettir.
Tertemiz olarak yaratılan her çocu¤un bu temiz fıtratını korumak için örnek olarak gönderilen rahmet peygamberimiz ve di¤er peygamberlerimiz,
toplumdaki bozulmayı düzeltmifller ve
hem tabiata, hem insanlara rahmet olmufllar.
Su, ölü toprakları diriltti¤i gibi,
Kur’an ayetleri de ölü ruhları diriltir.
Gökyüzünden ya¤an ya¤murlar, yaflarken gül ile diken, bülbül ile akrep arasında ayırım yapmadan ya¤dı¤ı ve hepsine rahmet oldu¤u gibi, Kur’an ayetleri de Mü’min ve Kafir üzerine ya¤arsa
her ikisine de rahmet olur.
Rahmet yanmaz, rahmet de¤iflime
u¤ramaz.
Rahmet peygamberinin rahmet ümmeti, gam yükünü, günah yükünü,
imansızların maddi manevi baskılarını
"Allah var, keder yok", "Hasbünallah
ve ni’mel vekil" haplarıyla üzerinden
atar.
Bir anda milyarlar kazansa gönül
grafi¤inin ibresi yukarı do¤ru yükselmez. Milyarlar kaybetse gönül grafi¤inin ibresi afla¤ı do¤ru düflmez. Her iki
halde de düzenli hareket eder.
Malına el koysalar "imtihan sorularımı azalttılar" diye sevinir. Dövseler
"Günahlarımı çırparak döküyorlar" diye
sevinir.
O, bütün hücreleriyle, benli¤iyle
Rabbinin rızasına kilitlenir. "Karıncanın gönlünü kazanırsam Süleyman’a
(a.s) layık olurum, bir köpe¤e su verirsem Ashabı kehfe arkadafl olurum. Bir
deveye yem verirsem Salih aleyhisselamla beraber olurum. Bir kediyi okflarsam Ebu Hüreyre (R.A) ile olurum. Bütün insanlara Rabbimin rahmeti olan
ayetleri rahmet gibi ya¤dırır gönüllerinde iman çiçekleri açtırırsam peygamberime komflu olurum" diye her adımı atı¤ında, her bakıflında Rabb’ine ra¤bet
eder.
Hiçbir zorluk onu yolundan alıkoyamaz. Yolu denize u¤rasa Musa gibi geçer.
Hapishaneye u¤rasa Yusuf gibi orayı medreseye çevirir. Atefle atsalar ‹brahim’in gülistanına dönüflür.
Her bir zorluk için iki kolaylık oldu¤unu bilir. Olayların zor tarafını kolaya
çevirir. Gözünün önüne olumsuzlukları
dikmez. Gönlü hep olumlu ve kolaylıklar sergiler.
‹flini bitirirse ibadete kalkar. ‹badetini bitirirse Kur’an okumaya geçer.
Kur’an’dan okuyaca¤ını bitirince kendi
alanıyla ilgili eserleri takip eder. Onu
bitirince dost yüzünü görmeye gider,
yakınları ziyaret eder, yani yorulmaz.
Bir iflten yorulursa bir baflka ifle giriflerek dinlenir.
Alemlere (yaratılan her fleye) rahmet olarak gönderilen rahmet peygamberinin ümmeti de rahmettir.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
12
Seite 12
ETKNLK HABER
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
IGMG Hessen Gençlii Wesel’de eitimde
M. Ö. Kutlu - Wesel.
essen Gençlik Teflkilatının
2. sini düzenlemifl oldu¤u 2
günlük Orta Ö¤retim yatılı
e¤itim semineri Wesel’de çok yüksek
bir katılımla gerçekleflti. Hessen
Gençlik Teflkilatı Orta Ö¤retim biriminin kiralamıfl oldu¤u iki tane büyük otobüsle rahat bir seyahatle Cumartesi günü ö¤le saatlerinde Wesel´e ulaflan genç kardefllerimizin hotele
kayıtlarının ve hotele yerlefltirilme ifllemlerinin yapılmasının ardından kılınan ö¤le namazı ile yatılı seminere
start verildi. Ö¤le namazına müteakip
IGMG Hessen birincisi tarafından
okunan açılıfl Kur’an-ı Kerimi yer al-
H
dı. Pro¤rama katılan genç kardefllerimizin yoklaması yapıldıktan sonra
Hessen Gençlik Teflkilatı baflkanı Hakan Bayhan kısa bir açılıfl konuflması
yaptı. Daha sonra uzun ve yorucu
yolculu¤un ardından karınları zil çalan genç kardefllerimize ö¤le yeme¤i
verildi. Ö¤le yeme¤inin ardından
gençler 12-15 ve 16-20 yafl gruplarına göre ikiye ayrıldılar. Her iki grubta da yapılan derslerin çok faydalı oldu¤u görüldü. Her iki grubta da paralel olarak ifllenen derslerde: Namaz,
T.I.E.S, Niçin okumak zorundayız, ve
Almanya’nın Okul sistemi gibi konular ifllendi. Bir ilk olarak da genç kardefllerimize Fatih Güler tarafından
her insan›n bilmesi gereken profesyo-
nel bir ‹lk Yardım Kursu verildi. Yatsı namazının ardından serbest bölüme
geçildi. Gençlerin daha çok Sportif
faaliyetlerle meflgul oldu¤u bu bölümde Futbol, Yüzme (ve Sauna),
Bowling, Voleybol ve Masa Tennisi
gibi oyunlar yapıldı. Bu faaliyetlerden yorgun düflen gençler ertesi günkü güzel pro¤ramda dinç olabilmek
için odalarına gidip güzel bir uyku
çektiler. Pazar Günü Sabah namazı ve
Zikir ile bafllayan pro¤ram yine dopdolu bir gündemle devam etti. Daha
sonra gençlerin iki gün boyunca edindikleri bilgileri sınamak için bir bilgi
yarıflması yapıldı. Yarıflmanın ardından bir konuflma yapan Hakan Bayhan Milli Görüflün her türlü insana
kucak açtı¤ını, Milli Görüflçüler olarak Mazlumlara her zaman destek olduklarını ve her zaman mazlumların
yanında olacaklarını ifade ettiler. Daha sonra Dilek Temenni bölümüne
geçildi. Bu bölümde genç kardefllerimizin istek ve arzularına cevap verilmeye çalıflıldı. Ö¤le yeme¤inin ardından geçirdikleri muhteflem iki günün
ardından evlerinin yolunu tutan gençlerin mutlulukları gözlerinden okunuyordu.
Pro¤ramda eme¤i geçen kardefllerimize, özelliklede Orta Ö¤retim Baflkanımıza ve Seminer veren hatiplerimiz IGMG Hessen Gençlik Teflkilatı
olarak teflekkür ediyoruz.
DTB HERBORN’DA KUTLU DOUM ETKNLKLER
DITIB Herborn Merkez Camii nin Kutlu Do¤um Etkinlikleri çerçevesinde Peygamber Sevgisi’ni tatmak
için düzenledi¤i ‘Güllerin Efendisi Anma Günü’ne ilgi büyüktü.
‹T‹B Herborn Merkez Camii Din Görevlisi Ahmet
KOCAA⁄A’nın takdim
etti¤i program Çocuk korosunun
okutmufl oldu¤u ‹stiklal Marflı ile
baflladı. Akabinde Almanya Ezan
Okuma 1.si ‹sa AKDA⁄ Kur’an-ı
Kerim tilaveti okudu ve Havva
TUTKOPAR Mealini katılımcılara
sundu. Sahneye gelen Yasin KOÇAK Kur’an Hakkında Batılı Aydınlardan Bazı Sözleri aktardı. Misafirlere Dernek Baflkanı Kahraman SARGIN teflekkür ederken,
kendisinden önce Dernek Baflkanlı¤ını yürüten Ramazan VURAL
ve Ali Rıza UÇAK’a hizmetlerin-
D
den dolayı plaket takdim edip güzel bir vefa örne¤i sergiledi.
Bu jestten sonra Fatma ARIKAN ve Ayflegül AKfi‹T isimli iki
genç kız ‘Kırk Yaflındasın’ ve ‘Sen
Yoktun Sultanım’ isimli fliirleri ile
izleyicilere duygulu anlar yaflattılar.
Hz. Resul Hakkında Batılı Aydınlardan Bazı Sözleri güzel sunumu ile Elvan DO⁄ANER katılımcılar ile paylafltı.
Yo¤un programlarından dolayı
‘Güllerin Efendisi Anma Günü’ne
katılamayan Frankfurt Din Hizmetleri Ateflesi Galip AKIN ve
Herborn Yabancılar Meclisi Bafl-
kanı Halid ERDEM‹R’in göndermifl oldukları tebrik mesajları ile
katıldılar.
Komflu derneklerin baflkan ve
Din Görevlilerinin ifltirak etti¤i
Anma Günü’nde Nidda Din Görevlisi Zeki fiENGÜL ‘Bülbül Kasidesi’ ile renk kattı.
Programa günün hatibi olarak
katılan E¤itimci–‹lahiyatçı ve D‹T‹B Yönetim Kurulu Üyesi ‹smail
ZENG‹N ‘Peygamber Sevgisi’ konulu doyumsuz bir sunuflta bulunarak izleyicilerin büyük bir teveccühünü kazandı.
Bu duygu yüklü konuflmanın
ardından kürsüye gelen Breiden-
bach Din Görevlisi Vahdettin GÜZEL bütün katılımcılar adına bu
unutulmaz programı tertip eden
Herborn Derne¤i Yönetim Kurulu
Üyelerine, Din Görevlisine ve
programa katkısı olan herkese flükranlarını arz etti.
Program Bünyamin AKDA⁄’ın
okumufl oldu¤u Kur’an-ı Kerim ve
Herborn Merkez Cami inde sabah
namazından önce okunan Hatm-i
fierifin Duası Dillenburg Yeni Camii Din Görevlisi fievket KARACA tarafından yapılarak nihayete
erdi.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 13
Hayat
BLGLENDRME
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
13
Almanya’da kimlik belgelerinde baörtüsü
üslüman bayanların verdikleri baflörtülü foto¤raflardan dolayı, resmî makamların kimlik belgesi vermeyi ve
baflvuruda bulunan bayanın yabancı
olması durumunda oturumunun uzatılmasını reddetmeleri sıkça yaflanılır bir sorun olmufltur.
Bunun sebebi ise, konuyla ilgili
düzenlemelerde verilecek foto¤rafın
belli ölçülerde ve baflın açık olması
gerekti¤inin yazılı olmasıdır. Bu düzenlemenin amacı, kimlik sahibinin
kolayca tanınabilmesi ve belirlenebilmesidir. Yalnız resmi daireler istisnaî durumlarda izin vermekle mükelleftir.1 Bahsi geçen istisnaî durumun kimler için geçerli oldu¤u da
yine yönetmeliklerde belirtilmifltir2.
Burada Müslüman bayanların baflörtülü foto¤raf verebilecekleri özellikle belirtilmemifl olması malesef yanlıfl uygulamalara sebebiyet vermektedir.
Konuyla ilgili mahkeme kararlarında, dini inançlarından dolayı baflını örten bayanların foto¤raflarını
baflı kapalı olarak verebilecekleri
açıkca belirtilmifl3 olmasına ra¤men,
kanaatimizce bilgi eksikli¤inden
kaynaklanan yanlıfl uygulamalar nedeniyle Müslüman bayanlar pratikte
sorunlarla karflılaflabilmektedirler.
M
Bekir ALTA [email protected]
Son dönemlerde ise bu sorunun
baflka bir boyutu ile daha karflılaflmaktayız. Bazı resmî daireler, baflörtüsünün dinî gerekçelerini de¤erlendirme çabası içerisine girmifllerdir. Yasal yetkilerini aflıp, dinî açıdan zorunlu mudur, de¤il midir gibi
de¤erlendirmelerde bulunmaktadırlar. Alman Anayası ve Anayasa
Mahkemesi’nin din özgürlü¤üyle ilgili içtihadına göre, mahkemeler ve
devlet kurumları herhangi bir dini
vecibe hakkında yorum ve de¤erlendirme yapma yetkisine sahip de¤ildirler.4 Yani Kur’an-ı Kerim’de baflörtüsünü farz kılan bir ayet-i kerimenin olup olmaması davanın seyri
için ölçü de¤ildir
Kifli, bireysel olarak baflörtüsünü
dini bir vecibe olarak telakki ediyorsa, daire bunu bu flekilde kabul etmek mecburiyetindedir 5 . Kassel
Yüksek ‹dare Mahkemesi, 2004 yılında vermifl oldu¤u kararda, bazı
resmi dairelerce zorunlu görülen, islami bir kurum tarafından baflörtüsünün farziyet teflkil etti¤ine dair bir
belgenin, baflvuruyla birlikte sunulması gereklili¤ini dahi reddetmifltir.6
Ayrıca, 1 Kasım 2005 tarihinde
hüviyet belgelerini düzenleyen kanunun yeniden düzenlenmesi, birçok resmî dairede baflörtüsünün istisnaî bir durum teflkil edip etmedi¤i
hususunda, aslında hukuken oldukça
net olan durum ile ilgili flüphe ve
yanılgıya sebebiyet vermektedir.
Bundan dolayı Almanya ‹slam Konseyi’nin (Islamrat für die BRD) baflvurusu üzerine sözkonusu sorunlar,
eyalet içiflleri bakanlıkları ve Federal ‹çiflleri Bakanlı¤ı tarafından de¤erlendirilmeye alınmıfltır. ‹çiflleri
Bakanlı¤ı tarafından yayınlanan
"Foto Mustertafel für Personaldokumente" adındaki örnekte de görülece¤i gibi, baflörtüsünün istisnaî bir
durum oldu¤u hususunda herhangi
bir uygulama de¤iflikli¤i sözkonusu
de¤ildir. Resmi daire ile bu konu
hakkında bir anlaflmazlık sözkonusu
oldu¤unda, ilk olarak ilgili memur
ile yukarıda anlatılan ve dipnotlarda
belirtilen kanunlar ve mahkeme kararlarınca sabit olan hukuki durum
ifade edilmelidir. Daire’nin bölüm
baflkanını (Abteilungsleiter) da bu
görüflmelere dahil etmenizi tavsiye
ediyoruz. Tüm çabalarınıza ra¤men
sorununuzun çözülmemesi durumunda ise, yazılı olarak itiraz etmek
durumundasınız.
Dairenin itirazı kabul etmemesi
halinde yargı yolu açılmıfltır. Genifl
bilgi için ‹slam Toplumu Millî Görüfl, Hukuk Bürosu ile irtibata geçebilirsiniz.
1 § 4 PassG iVm. § 3 Satz 3 der
Verordnung zur Bestimmung der
Muster der Reisepässe der Bundesrepublik (vom 2. Januar 1988;
BGBl. I S. 2/ ber. S. 935).
2 Allgemeine Verwaltungsvorschrift zur Durchführung des
Passgesetzes (PassVwV) 6.2.3.1
Satz 2 zu § 6 PassG.
3 VG Wiesbaden, Urt. v.
10.07.1984, Az: VI/ 1 E 596/82;
VG Berlin, Urt. v. 18.01.1989, Az:
1 A 146/87;
4 BVerfGE 33, 23 ff., BVerfGE
35, 366 ff.
5 BVerfGE, 24.09.2003, Az: 2
BvR 1436/02.
6 VGH Kassel, Beschl. v.
28.05.2004, Az:7 TG 448/04; VG
Kassel 3G 1916/03.
‹rtibat: IGMG Rechtsabteilung,
Merheimerstr. 229, 50733 Köln
Tel: 0221/942240-0
Fax: 0221/9422040-119
eMail: [email protected]
Hanau Gençlik Tekilatı’nın düzenledii Futbol Turnuvası’nda dostluk kazandı
GMG Hessen Bölgesi Hanau Gençlik Teflkilat›n›n
düzenlemifl oldu¤u futbol turnuvas›na 12 tak›m kat›ld›. Yap›lan çetin mücadeleler sonucu tak›mlardan
öne ç›kan tak›mlar flunlar oldu:
I
1.li¤i Hattersheim
2. li¤i Türkische Samba-Hanau
3. lü¤ü ise Hilal Spor-Hanau ald›lar.
Son derece güzel, seviyeli geçen müsabakalarda en centilmen tak›m Gelnhausen fiubesi tak›m› seçildi
IGMG Hessen Bölge Baflkan› Mehmet Atefl´in de takip
etti¤i turnuvada dostluk kazand›.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
14
Seite 14
ETKNLK HABER
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
slam Toplumu Millî Görü Gençlik Tekilatı darecileri Hagen’de bulutu
slam Toplumu Millî Görüfl Gençlik Teflkilatı ‹dareciler Günü, Almanya’nın Hagen kentinde yapıldı. Toplantıya teflkilata ba¤lı 29 bölgeden 1500 Gençlik Teflkilatı idarecisi katıldı. Sunuculu¤unu Halit Erdemir’in yaptı¤ı program Bekir Tanrıkulu’nun okudu¤u Kuran-ı Kerim tilaveti ile baflladı.
Gençlik Teflkilatı ‹dareciler Günü’nde teftifl kurulunun hazırladı¤ı rapora göre baflarılı olan bölge ve flubelere ödülleri verilirken, teflkilatta hizmette bulunan eski idarecilere de teflekkür plaketi verildi. Gençlik Teflkilatı ‹dareciler Günü’nde ayrıca bu yıl
ilk defa yapılan ve Gençlik Teflkilatı’nın faaliyet ve hizmetlerini basına
aktarmakta baflarılı olan gençlik teflkilatı üyelerine ‘Malik Akbafl Basın
ödülleri’ verildi.
Baflarılı flubeler derecelendirmesinde birincili¤i Güney Bavyera Bölgesi’nden Ingolstadt alırken, ikincili¤i, Avusturya-1 bölgesi’nden Puchheim, üçüncülü¤ü, Berlin Bölgesi’nden
Wedding-1, dördüncülü¤ü, Düsseldorf Bölgesi’nden Krefeld ve beflincili¤i de Kuzey Ruhr Bölgesi’nden Bielefeld teflkilatları elde ettiler.
Baflarılı bölgeler derecelendirmesinde birincili¤i Düsseldorf Bölgesi,
ikincili¤i, Kuzey Ruhr Bölgesi, üçüncülü¤ü ise Berlin Bölgesi kazandı.
Malik Akbafl Basın ödüllerini de,
Freiburg Bölge Gençlik Teflkilatı eski
baflkanlarından Ali Atik ile Hamburg’dan Ali Eken ile Vehbi Özbek
aldı.
IGMG Gençlik Teflkilatı hizmet
birimlerinin yaptı¤ı hizmet ve faaliyetleri içeren bir CD’nin sunuldu¤u
programda, bu birimler ayrı ayrı tanıtıldı. Gençlik ‹dareciler Günü programında, T.C. 54. Hükümet Baflbakanı
Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın daha
önceden kayıt edilmifl mesajı da sunulurken, IGMG Genel Baflkanı Yavuz Çelik Karahan’ın mesajı da okundu. IGMG Genel Sekreteri O¤uz
Üçüncü ile IGMG Gençlik Teflkilatı
‹
Baflkanı Mesut Gülbahar ise birer konuflma yaptı.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan gençlere flu tavsiyelerde bulundu: "Zamanınızı bofla geçmeyin; vaktin kıymetini bilin. Gençlik önemlidir, çünkü
gençlik istikbalimizdir. ‹nanç, herfleyin temelini teflkil eder ve gençler olarak sa¤lam bir imana sahip olunmalıdır. ‹nsanların hayrı ve saadeti için,
tüm gücünüzle çalıflın. Her nefesin
hesabının verilece¤ini bilerek, hayır
yolunda çalıflın. Ömrünüzün sonuna
kadar insanlı¤a hizmete devam edin."
IGMG Genel Baflkanı Yavuz Çelik Karahan rahatsızlı¤ı nedeniyle
programa katılamadı. Ancak, Karahan
Gençlik ‹dareciler Günü’ne bir mesaj
gönderdi. Karahan mesajında, "Yeryüzünde adaletsizli¤in, iflgallerin ve
zulmün hüküm sürdü¤ü"nü, Avrupa’da ise, "Anayasaların, hukukun,
özgürlük ve insan haklarının ihlal
edildi¤i bir dönem" yaflandı¤ını ifade
etti ve böyle bir ortamda IGMG
Gençlik Teflkilatının, dünyada iyinin,
güzelin, do¤runun, adil olanın, huzur
ve barıflın hâkim olabilmesi için çalıflmasının hertürlü takdirin üstünde
oldu¤unu söyledi. Karahan, gençlere,
çalıflma ve hizmetlerine herkesi ortak
etme ça¤rısında da bulundu ve "Onun
için çevrenizdeki insanların bir flekilde ‹slam davasına hizmette iflin bir
ucundan tutmasını sa¤layınız ve buna
göre hareket ediniz," tavsiyesinde bulundu.
"Emrolundu¤unuz gibi dosdo¤ru
olun, aflırılı¤a gitmeyin" ayet-i kerimesi ile sevgili peygamberimizin
"Müslüman, yafladı¤ı toplumda, elinden, dilinden emin olunan insandır,"
buyru¤unu hatırlatan Yavuz Çelik
Karahan, gençlerin vahiy kültürü ıflı¤ında, insanların gönüllerine hitap etmelerini istedi. Karahan sözlerini flöy-
le bitirdi: "Sevgili gençler; Gençli¤inizi, sıhhatinizi, zamanınızı, malınızı
ve hayatınızı Allah (cc) için kullanınız."
IGMG Gençlik ‹dareciler Günü’nde, Sosyal Hizmetler Baflkanlı¤ı
tarafından hazırlanan ve dünyanın çeflitli ülke ve bölgelerinde gerçeklefltirilen Kurban Kampanyasını tanıtan
bir CD de gösterildi. Bu gösteriden
sonra, IGMG Genel Sekreteri O¤uz
Üçüncü gençlere bir konuflma yaptı.
Üçüncü, teflkilatta hizmetlerin devamlı oldu¤unu ve bugünün gençlerinin yarının idarecileri olaca¤ını belirtti¤i konuflmasında gençlerin okul dönemlerinde baflarılı olması ve iyi bir
e¤itim almıfl vasıflı insanlar olmaları
gerekti¤ini söyledi.
Avrupa’da son zamanlarda yaflanan olayları de¤erlendiren O¤uz
Üçüncü, dünyada nefret ve kinin, yaygınlık kazandı¤ını, dünyada terör ve
fliddetin durmasını isteyenlerin, Millî
Görüfl yolundan gitmesi gerekti¤ini
bildirdi. Üçüncü, "Çünkü Millî Görüfl’te kin ve nefret yoktur. Nitekim
savafl ve kavga yerine sevgi ve barıfl,
insanlara afla¤ılamak yerine, onlara
yardım ve insanları sevmek vardır,"
dedi.
Üçüncü, Müslüman gençlerin,
inandıkları dine mensubiyetleri dolayısıyla toplum tarafından dıfllanmalarının da kabul edilemez oldu¤unu,
ancak buna ra¤men Müslüman gençlerin, Müslüman kimliklerini her ne
surette olursa olsun toplumsal iliflkilerinde ortaya koymaları gerekti¤ini
söyledi ve konuflmasına flöyle devam
etti: "Teflkilat olarak insanların ihtiyacı olan çeflitli e¤itim alanlarında da
hizmetler verece¤iz. Her türlü savafl
ve kargaflanın yaflandı¤ı dünyamızda
Müslümanların derdiyle dertlenmek
ve tüm insanlı¤a yardım etmek de bi-
zim görevimizdir."
Daha sonra ise IGMG Gençlik
Teflkilatı Baflkanı Mesut Gülbahar bir
konuflma yaptı. Gençleri yaptıkları
çalıflmalardan dolayı kutlayan Mesut
Gülbahar, "içinde yafladı¤ımız toplumla, gerek siyasî gerek idarî makamlarla diyalo¤u sa¤lama görevinin
Avrupa’nın tarihini, dilini ve kültürünü tanıyan gençlere" düfltü¤ünü söyledigi konuflmasında ayrıca "Men
arafe nefsehu fekad arefe Rabbehu",
yani, "Kim kendini bilirse, Rabb’ini
bilir" öz deyiflini hatırlattı ve gençlerin bunun için, evvela kendi dinini,
tarihini, dilini, kültürünü bilmek zorunda oldu¤una iflaret etti.
"Batı’yı bilmeliyiz, çünkü Batı’da
yaflıyoruz; Do¤u’yu bilmeliyiz, çünkü
Do¤u’dan geliyoruz," diyen Mesut
Gülbahar, problemlerin çözümünde
görev almayanların problemin bir parçası olaca¤ına dikkat çekti. Gülbahar
konu_masında daha sonra flunları söyledi: "Hayatta engel ve zorluklardan
çok daha berbat birfley daha var !
Bombofl oturmak, miskin miskin dolaflmak ve ümmetin baflına bela olmak."
IGMG Genel Merkez hatiplerinden Mustafa Mollao¤lu da toplantıda
bir konuflma yaparak Peygamber
Efendimizin hayatından örnekler anlattı.
Mollao¤lu, gençlerin Avrupa’da
‹slamî de¤erlere sahip çıkmaları gerekti¤ini, fakat içinde yafladıkları toplumlarla da, en güzel bir flekilde diyalog içinde olması gerekti¤ine vurgu
yaptı.
IGMG Gençlik ‹dareciler Günü,
Bekir Tanrıkulu’nun okudu¤u
Kur’an-ı Kerim’in ardından, Avusturya 1 Gençlik Baflkanı Yasin Tecer’in
tüm ümmet için yaptı¤ı dua ile sona
erdi.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Hayat
Seite 15
DOSYA
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
15
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Alem O’na Muhtaç
Fikret EKIN
ATB Genel Bakanı
"Sen olmasan Ya Muhammed,
Alemleri yaratmazdım."
Üç süper gücün arasına sıkıflmıfl
bir yarımada...
Batısında, bugün Batı’nın karnı flifl
ve çıplak çocuklar görüntüleriyle tanıttı¤ı ve tanıdı¤ı, aç ve çaresiz insanların ülkesi olan, Etiyopya olarak bildi¤imiz ülkenin, o günkü muhteflem
‹mparatorlu¤u Habeflistan; do¤u ve
kuzeydo¤usunda asırlardan süzülüp
gelen, bugünkü ‹ran’ın temeli Pers
‹mparatorlu¤u ve kuzeyinde, malum
Roma-Bizans ‹mparatorlu¤u... Ortada
kabile kavgalarına ev sahipli¤i yapan,
parçalanmıfl bir ülke, Arap Yarımadası, bugünkü ismiyle Suudi Arabistan.
Ça¤, tüm dünya için karanlık bir
ça¤, Ortaça¤...
Putperest ve çok tanrılı topluluklar,
atefle tapanlar ve dejenere edilmifl ilahi dinlerin oluflturdu¤u karmafla içinde, kölelik en ilkel biçimiyle hüküm
sürerken, kadının insan olup-olmadı¤ı
tartıflmaları, fuhfliyatın bir sanayi haline getirilifli, tefecili¤in bugünkü banka
sisteminin temellerini oluflturu¤u, kardefl kavgalarının, sadece belli ellerde
toplanmıfl, silah tüccarlarına yaradı¤ı
bir co¤rafyada, Mekke adeta modern
dünyanın serbest ticaret bölgesi rolünün öncülerinden olma durumunda,
her üç süper gücün de zımmı anlaflması çerçevesinde varlı¤ını devam ettiriyor.
Silah tüccarı ve bugünün kozmetik
devlerini andıran mücevherat tüccarı
Medine’li iki kardefl kabile, Medine’li
di¤er iki kardefl kabilenin adeta günü
birlik sürtüflme ve savafllarının üzerine
ilave edilen di¤er Hicaz sakinlerindeki
kabile kavgalarıyla semirdikçe semirmifl, biriktirdikleri sermayelerle, dünyanın serbest ticaret bölgesi konumundaki Mekke’de, açtıkları banka
flubeleri mahiyetindeki tefecilik evlerinden de paraya para kazandırmaktalar. Dahası kredi vermek için kefalet
ve ipotek olarak aldıkları kızları, Mekke’nin her tarafını saran "beyaz bayraklı" evlerde borcun tamamı ödeninceye kadar, yafl ve durumuna göre pazarlayarak yeni bir "kazanç" kapısını
insanlı¤ın ayıpları arasına katmaktalar; kadın ticareti...
Güçlü olanın haklı oldu¤u, zalim
bir dünya...
Faizin evler yıktı¤ı, sermayenin
belli ellerde toplandı¤ı adaletsiz bir
düzen.
‹nsanların derilerinin rengine, ırk
ve cinslerine göre ayrımcılı¤a tabii tutuldu¤u, hain bir sistem.
Kız çocuklarının diri diri topra¤a
gömüldü¤ü, insan haysiyetine aykırı
fiiliyatın ve fuhfliyatın normallefltirildi¤i bir toplum...
Birilerinin silah ve mücevherat satabilmesi için, birbirlerinin gırtla¤ına
sarılmıfl vahfli bir ortam.
Ve bu ortamın tam ortasına do¤an
bir "GÜNEfi"...
O Günefl’in getirdi¤i ıflıklarla aydınlanan, ıflıkları ça¤ımıza kadar devam eden insan merkezli, insanı kadın-erkek ayırmadan, insan oldu¤u
için Allah’ın yeryüzündeki halifesi
saymıfl bir anlayıflın do¤uflu...
‹nanılmaz bir karanlık, dayanılmaz
iflkenceler, iftira ve yalanlara karflı tevilsiz-tavizsiz bir durufl...
Ça¤ının hiç bir hastalı¤ına bulaflmadan, o ça¤ın içinde var olabilmenin
getirdi¤i bir flahsiyet ve O flahsiyetin
flahsiyetli tavırlarıyla düflmanlarına
dahi kabul ettirdi¤i güvenirlilik: Muhammed-ül Emin.
Güvenilen; kendisinden, elinden
ve dilinden kimsenin zarar görmedi¤i,
görmeyece¤i, emin olunan insan...
Muhammed-ül Emin’in, akıllara
durgunluk veren kısa bir zaman içinde, tek baflına çıktı¤ı yolda, aldı¤ı mesafe: ‹nsan onuruna ve fıtratına ters
düflen, ters düfltü¤ü hemen hemen aklı
baflında her insanın kabul etti¤i tüm
soysuzlukların bir bir ortadan kaldırılıflı...
Kan davası kaldırılmıfltır...
Faiz ve tefecilik yasaklanmıfltır...
‹çki, kumar, zina, fuhufl gibi her
türlü insan fleref ve haysiyetine aykırı
olan; insan ve toplum sa¤lı¤ına zarar
veren; aile hayatını ve dolayısıyla toplum ve dolayısıyla insanlık huzurunu
bozucu olan, her fleyin ortadan bir bir
kaldırılı¤ı...
Yasaklanıflı demiyorum, e¤itimle,
kabul ettirilerek, terk ettirilifli...
Hem de sadece 23 yıl gibi kısa bir
zaman diliminde...
Yani modern ve medeni oldu¤unu
iddia edenlerin 21. yüzyılda dahi hala
baflaramadıklarını; fliddet, ceza usulle-
DTB’DE SALIK KONFERANSI
Köln D‹T‹B Genel Merkezi’nde yafllılara yönelik sa¤lık konferansları serisi "Erken Bunama ve Parkinson Hastalı¤ı" ile baflladı. Orta ve ileri yafllardaki vatandaflların büyük
ilgi gösterdi¤i konferansa Rheinische Klini¤inden Dr. Johannes Johansen ve Dr. Asiye
Timur konuflmacı olarak katıldı.
çılıfl konuflmasını D‹T‹B
E¤itim ve Kültür Müdürü
Iflık U¤urlu’nun yaptı¤ı
konferansta, U¤urlu: "D‹T‹B çocuklar ve gençlere önem verdi¤i
kadar, bu topmunun saygıya de¤er
yetiflkinlerin ve yafllılarının meselelerine de ilgi duymaktadır ve
önem vermektedir. Yafllılarımızın
yardıma ihtiyaç duydukları sa¤lık
konusunda bilgilenmelerine yardımcı olmak öncelikli hedefimizdir. Bu vesileyle D‹T‹B E¤itim
ve Kültür Müdürlü¤ü periyodik
olarak her iki haftada bir Köln
Merkezinde yafllılara yönelik dok-
A
torlar ve hemflireler gözetiminde
cuma günleri 11.00-13.00 saatleri
arasında ücretsiz danıflmanlık hizmetleri vermektedir. Hangi dinden
ve hangi millettten olursa olsun bu
toplumda yaflayan bütün yafllıların
bu hizmetlerden yararlanmalarını
beklemekteyiz„ dedi.
Rheinische Klini¤inden Dr. Johannes Johansen ve Dr. Asiye Timur "Erken Bunama ve Parkinson
Hastalı¤ı" kdnulu konferansta
yaptıkları açılmalarda: "insanların
ileri yafllarda yaflayabilece¤i unutkanlık, erken bunama ve parkinson hastalıklarının sebebleri, so-
nuçları ve bu hastalıklardan korunma çareleri anlatıldı. Dünyanın
ünlü sporcularından olan boksör
Muhammed Ali’nin de yakalandı¤ı parkinson hastalı¤ı, genellikle
beyinde hareket sistemini düzen-
riyle de¤il; insanca, kabul ettirerek ve
hazmettirerek, ikna ederek kaldırabilmek...
Köleli¤in yerle bir edilifli... Ki dünyanın bir çok yerinde, modern verziyonlarıyla da olsa , kölelik, hala bu
Günefl’ten nasiplenmeyenlerce, devam ettirilmektedir, o ayrı bir dert...
‹nsanlı¤ın bafl belası ırkçılı¤ın, sömürgecili¤in, gücün hakimiyetine dayalı adaletsizli¤in yerle yeksan edilifli...
Velhasıl Hakka dayalı, hukuka dayalı, insan onur ve flerefine uygun,
parçaları bütüne; bütünü parçalara
düflman kılmayan, dayanıflmacı ve yarıflmacı ideal bir dünya düzeninin tesis
edilifli: Asr-ı Saadet...
Batının ve tüm dünyanın Ortaça¤
karanlı¤ını yafladı¤ı bir dönemde Asrı Saadet...
Ve bugün, o Günefl’in do¤du¤u
günleri hiç de aratmayacak bir dünyada, insanlar kurtuluflu bekliyorlar...
Bugün de tıpkı, o günler gibi..
Sadece beyaz bayraklı evlerin yerini neon lambalı evler, tefecilerin yerini resmi müesseseler, kabileceli¤in
yerini gurup taasubu, köleli¤in yerini
ikinci-üçüncü sınıf muamelesi gören
zayıf ve güçsüz topluluklar, milletler,
devletler; topra¤a diri diri gömülen
kız çocuklarının yerini, doyumsuz kapitalistlerin elleriyle pazarlanan her
yafltan kız ve erkek çocukları; bilek
gücünün yerini teknolojik güç almıfl
görünüyor.
Gerisi bildik hikaye...
Ve insanlık bir kurtarıcı bekliyor...
Tüm dünya, Alem O’na Muhtaç,
bu kesin!..
O’nu anmakla olmaz, O’nu anlamak olmalı gayesi, hedefi herkesin...
leyen bölümün, fonksiyonlarını
yapamamasından kaynaklanmaktadır.
Hastalık belirtileri olarak, olması gerekenden daha yavafl hareket etme, kas kasılmaları, konuflamama, hareket edememe, yemek
yiyememe ve mutlaka bir baflkasının yardımına ihtiyaç duyulacak
flekilde kendisini hissettirmektedir. Erken teflhis, her hastalıkta oldu¤u gibi bunda da çok önemlidir.
Hastalı¤ın tedavisi gibi ilerlemesini durdurmak mümkündür" dedi.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 16
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
ETKNLK HABER
16
HESSEN
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
ATB’de Fikret Ekin Yeniden Genel Bakan
Avrupa Türk-‹slam Birli¤i (AT‹B) 17. Genel Kurulunda Fikret Ekin ittifakla yeniden Genel Baflkanlı¤a seçildi.
¤ırlıklı Almanya olmak üzere,
Avrupa’nın di¤er ülkelerindeki
delegelerin de ifltirakiyle gerçeklefltirilen 17. Genel Kurul, AT‹BDarmstadt Türk-‹slam Merkezi konferans salonunda yapıldı. Ev sahibi sıfatıyla Darmstadt Dernek Baflkanı ‹lhami
Ertürk’ün selamlama konuflmasından
sonra, divan heyetinin teflekkülü için
verilen teklifte, AT‹B eski genel baflkan yardımcılarından Durmufl Yıldırım
divan baflkanlı¤ına seçildi.
Fikret Ekin’in açılıfl konuflmasından sonra, faaliyet raporu Genel Sekreter Mahmut Aflkar ve muhasebe raporu
Genel Muhasip Mehmet Sever tarafından okunarak delegelerin görüfllerine
sunuldu. Raporlar üzerinde görüflmeler
A
tamamlandıktan sonra oylamaya geçildi ve her iki rapor da delegeler tarafından onaylandı.
Divan baflkanlı¤ına tek genel baflkan adayı olarak Fikret Ekin teklif edildikten sonra, tüzük gere¤i, önce genel
baflkan adayının seçimi yapıldı ve genel baflkanlı¤a Fikret Ekin ittifakla yeniden seçildi.
19. Faaliyet Dönemi AT‹B Genel
Baflkanı olarak seçildikten sonra yaptı¤ı teflekkür konuflmasında Fikret Ekin
özet olarak flöyle dedi: Batı Avrupa
Türk azınlıgı, zorlaflan flartlar karflısında bir taraftan kendi kültürel kimli¤ini
muhafaza ederken, di¤er taraftan birlikte yafladı¤ı yerli toplumlarla barıfl ve
huzur içinde yaflamalıdır. Zaten buradaki insanımız bunlardan baflka gayeler de taflımamaktadır. Fakat son birkaç
yıldan beri karflı karflıya oldu¤umuz
dayatmalardan da anlaflılaca¤ı gibi,
herkes bizim gibi samimi ve iyi niyetli
de¤ildir. AT‹B, meselelere hiçbir zaman alt kimlikle yaklaflmamıfl, Türk
üst kimli¤imizle tüm vatandafllarımızı
kucaklarken, di¤er insanları da Allah’ın kulları olarak görmüflüzdür. Bunu kendisine fliar edinen AT‹B’e flahsımı Genel Baflkan olarak tekrar seçmenizden dolayı hepinize sonsuz teflekkürler ediyorum.
Daha sonra, 17. Genel Kurul üyelikleri için verilen teklifler oylanarak
afla¤ıdaki isimler (alfabetik sıraya göre) seçilerek kesinleflti.
Abdullah Uzun, Abdurrahman Kol,
Ali Gölcük, Ali Kemal Akıl, Cafer Tekin, Do¤an Aktafl, Halime Banaz-Aksoy, Hanefi fiimflek, Hasan Ça¤lar,
Hülya Akbul-Çakır, ‹mam Cengiz, ‹mdat Baflöz, Kamuran Dönmez, Kerim
Parlakçı, Köksal Akçay, Mahmut Aflkar, Mahmut Yılmaz, Mehmet Çubukçu, Mehmet Bafl, Mehmet Çelebi,
Mehmet Sever, Nevzat Akbulut, Nihat
Murat, Nihat Kablan, O¤uzhan Erkmen, Ramazan Çakır, Ramazan Özdemir, Selahattin Saygın, fierif Çalıflkan,
Yakup Tufan, Yasin Yücel, Yusuf Karakufl, Yusuf Güçlü, Zeynel Besleney.
ATB Derneklerinde Kutlu Doum Etkinlikleri
llah’ın Son Elçisi ve befleriyata Örnek ‹nsan, Hz.
Peygamber (s.a.v)’in dünyaya teflrifleri münasebetiyle gelenekleflen Kutlu Do¤um Haftası,
AT‹B üye derneklerinde de seri
konferanslar fleklinde devam etmektedir. Hz. Peygamber’i klasik
bir anmadan öte, O’nu anlamaya
yönelik etkinliklere gösterilen ilgi,
biraz da "Karikatür Krizi" gibi Batı’dan gelen menfi, yakıflıksız, çirkin ve önyargılı hadiselere karflı
müslümanların sa¤lam duruflunun
bir göstergesidir.
Bu çerçevede AT‹B camiasında
gerçeklefltirilen aydınlatıcı faaliyetlere peyder pey yer vermeye devam edece¤iz. ‹flte bunlardan bazıları:
Wuppertal’da
"Alemlere Rahmet
Olarak Gönderilen"
Anıldı
AT‹B-Wuppertal Türk Kültür
ve E¤itim Merkezi’nin din görevlisi Emekli Müftü Seyfettin Taflkın,
Alemlere Rahmet Olarak Gönderilen Hz. Peygamber’in yaflantısından, hangi zorluklar içinde verdi¤i
mücadeleden, yerine göre bir aile
reisi, yerine göre de bir devlet baflkanı olarak insanlarla ve di¤er
inançlardan olanlara karflı sergiledi¤i örnek tavırlarından misaller
A
vererek anlattı.
Dernek baflkanı Tibyan Taflkın’la birlikte yönetim kurulu üyelerinden Yücel Adım, Murat Uslu,
Yavuz Seller, Hacı Mertaslan’ın da
hazır bulundu¤u sohbete disiplin
kurulu üyesi Mustafa Acar, Mustafa Adafl ve Yunus Çaltekin ve
AT‹B-GYK üyesi Mahmut Yılmaz
da ifltirak etti. Kadın Kolları’nın
hazırladıgı ikramlarla sona eren
Kutlu Dogum sohbetinden vatandafllar memnun olarak ayrıldılar.
Herrenberg’de
Mevlid Kandili
AT‹B-Herrenberg teflkilatında
Peygamber Efendimizin do¤umuna atfen çocuklardan oluflan ilahi
korosu birbirinden güzel mevlidler
ve ilahiler okuyarak, büyüklerini
kendilerine hayran bıraktılar.
Baden-Württemberg Bölge
Baflkanı Dursun Çavufl da yaptı¤ı
kısa açılıfl konuflmasında; gönlü
çocuk sevgisi ve flefkatiyle dolu
Peygamber Efendimizin bu özelli¤i, çocuk babası olan bizler için
her zaman örnek teflkil etmeli, kendi huzuru için evlat sevgisinden
mahrum bırakılmak istenen günümüz insanı ancak kendisinden sonraki nesillerinin varlı¤ıyla mutlulu¤u yakalayabilir, dedi.
Köln’de Kutlu
Do¤um Sohbeti
AT‹B-Köln E¤itim ve Kültür
Merkezi’nde Genel Sekreter Mahmut Aflkar ve AT‹B-Ahmed Yesevi Camii ‹mamı Zeynel Besleney’in konuflmacı olarak ifltirak ettikleri bir anma toplantısı düzenlendi.
Dernek Baflkanı Mustafa Özkan’ın kısa selamlamasından ve
konuflmacıları takdiminden sonra
söz alan ‹lahiyatçı Zeynel Besleney, "Alemlere Rahmet olarak
gönderilen Hz.Peygamber’in hadislerinden iktibaslar yaparak ve
Kuran-ı Kerim’de Allah Resûlu’ndan nasıl zikredildi¤ini âyetlere dayanarak anlattı ve insanlı¤ın
kurtuluflu Hz. Muhammed (s.a.v)’i
anlamakla mümkündür, dedi.
Mahmut Aflkar da, "Resûlullah’la ilgili duyduklarımız ve okuduklarımızı nefsimizde ve günlük
hayatımızda uygalamazsak, O’nun
ümmetinden bir fert olarak inandırıcılı¤ımızı yitiririz. Ço¤u zaman,
‹slâm’ın kabul etmedi¤i törelerimizi sanki dinden bir parçaymıfl gibi
algılamamız, bizleri sıkıntıya sokarken, çarpıtılmıfl bir müslüman
manzarası sergilememize de zemin
hazırlamaktadır. ‹slam, hayatından
içinden bir dindir, dolayısıyla,
günlük hayatımızda her müslüman
bu dini layıkıyla temsil edebilmenin mücadelesini vermelidir" dedi.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 17
Hayat
ÖZEL KÖE
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
17
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Halimizi sual edenlere...
Ekrem KIZILTA
ürkiye’de her zaman oldu¤u
gibi ilginç geliflmeler ve bu
arada bu geliflmeleri temel alıyormufl gibi gözüken gündem oluflturma gayretleri sürüyor.
Sözgelimi Cumharbaflkanı A.
Necdet Sezer, Harp Akademilerinde
yaptı¤ı konuflmada ‘irtica’ hususunda
çeflitli sözler söylüyor ve irticanın
devlete nüfuz etmeye çalıfltı¤ını ileri
sürüyor.
Medyanın tamamı konuyu gündemin ana maddesi haline getirmek için
elinden geleni yapıyor ve milletimizin
inançları hedef tahtasına oturtuluyor.
Tabii ki bu durumda atıfl serbest...
Hükümet yetkilileri, Sn. Cumhurbaflkanının ya da aynı konuda benzer
fikre sahip olanların, ellerinde bir
T
delil varsa kendilerine ulafltırmalarını, böylelikle hukuki olarak üzerlerine düfleni yapacaklarını söylüyor...
Kimse delil filan göndermiyor tabii ve konu burada çatallaflıyor. Delil
gelmeyince, meselenin kapanması
gerekir diye düflünüyorsanız yanılıyorsunuz, çünkü bu sözleri sarfedenlere göre, zaten akla gelebilecek hemen her fley irtica. Onların bakıflı
açısından mürteci sayılabilmek için,
kimli¤inizle ilgili bazı emareler taflıyor olmanız bile yeter sebep...
Mürteci avı...
Gazeteler ve televizyonlar hemen
mürteci avına çıkıyorlar ve mesela bir
ilkokulun duvarlarına, Kutlu Do¤um
Haftası sebebiyle asılan Peygamber
Efendimizin bazı hadisi fleriflerini
bile irtica olarak yaftalıyorlar.
Okuttu¤u ö¤rencileri, din dersinde, ne oldu¤unu görsünler diye camiye götüren ö¤retmene dünyayı dar etmek için bütün mekanizmalar birden
harekete geçiyor.
Bu arada gazetelerin köflelerine
yuvalanmıfl bazı insanlar ahkam kesmeye bafllayıp, hızlarını alamayınca
da din alimli¤ine soyunuyor ve akılları durduracak kadar cehalet dolu fetvalar(!) vermeye bafllıyorlar.
Aslında kaale alınmaması gereken
bu saçmalıklar, hayatımızı yakından
ilgilendiriyor olmasa, okuyup okuyup gülmek ve ‘cahillili¤in bu mertebesi çalıflma olmadan kazanılmaz’ demek için ideal.
Dinimizle ilgili cehaletleri paçalarından süzülen zevat, en ufak bir arafltırma-soruflturma ihtiyacı bile hissetmeden, kendi kafalarında bulunan
abuk sabuk fleyleri yazıyor, çiziyor ve
konufluyorlar.
‹çlerinden birisi flöyle yazıyor mesela:
"Müslümanlı¤ın, kutsal bir dinin,
kafaya örtülecek bir bez parçasına indirgenmesi her fleyden önce ayıptır,
Allah indinde günahtır.
Müslümanlık bu de¤il.
Dinimizin hiçbir yerinde, hiçbir
emir ve kuralında "Saç tellerinizi
göstermeyin" diye bir hüküm yok.
Varsa göstersinler.
Gösteremezler.
Tartıflılması gereken konu budur.
Hanımların örtülerini gö¤üslerine
kadar indirmesi gerekti¤i, ayrı bir
olaydır. O yılların ilkel, pislik ve ahlaksızlık içindeki Arabistan'ında cıbıl
dolaflan, gö¤sü ba¤rı açık kadınlar
için getirilen bir emirdir." (Emin Çölaflan, Hürriyet, 4 Mayıs 2006)
Bekri Mustafa örne¤i...
Okuyor, yutkunuyorsunuz. Çünkü
meydan okunan bir havada yazılmıfl
bu yazıyla ilgili olarak, bu zata gönderece¤iniz hiçbir bilgiyi onun anlayabilmesinin mümkün olmadı¤ını
tecrübe ile biliyorsunuz. Adam, zannını din biliyor ve yafladı¤ının din
adına kabul edilmesini istiyor... Kabul edilmesi bir yana, herkes tarafından uygulanmasını da istiyor...
Fıkra bu ya, Osmanlı’nın son dönemlerinin meflhur simalarından Bekri Mustafa, çakırkeyf bir halde Ayasofya’nın önünden geçerken, musallada bekleyen bir cenazeye namaz kıldırması için hoca bekleyenler, kıyafetine bakarak apar-topar onu öne geçirirler ve çar-naçar cenaze namazını
kıldırır.
Ancak Bekri Mustafa cenaze namazını kıldırdıktan sonra mevtanın
kula¤ına e¤ilerek birfleyler söyler.
Cemaatten birisi merak ederek, ne
söyledi¤ini ö¤renmek ister.
Bekri Mustafa, ‘ne olacak, öbür
dünyada bu dünyayı sual eden
olursa, Bekri Mustafa Ayasofya’da
imam oldu de, gerisini onlar anlar
dedim’ cevabını verir...
Türkiye’nin halinden sual edenlere, ‘dinimizin d’sini bile bilmeyenler din alimi olmaya heves eyleyip
fetvalar vermeye baflladılar’ demek,
durumu anlatmak için yeterli olacak
galiba...
IGMG Hanau Cemiyeti’nde Görev Deiiklii
‹slam Toplumu Milli Görüfl Hessen Bölgesi Hanau fiubesi ola¤an genel kurulunu yaparak yeni yönetim kurulunu seçti.
Hanau-A. fiimsek
gle namaz›na müteakiben Cemiyet ‹mam›
ve ‹rflad Bflk. Sadettin Ar›c›o¤lu´nun okumufl oldu¤u aç›l›fl Kur´an-› Kerimi ile bafllayan pro¤ram, yap›lan yoklama ile devam etti.
Üyelerin büyük bölümünün kat›l›m› ile gerçeklefltirilen Genel Kurul, divan heyeti seçimi ile sürdürüldü. Divan heyetine Bölge Yönetim Kurulundan
Cengiz fiahbaz ve Nihat Cesur, Gelnhausen Cemiyet Baflkan› Y›lmaz Ar›bafl ve Hanau Yabanc›lar
Meclisi Baflkan› Muharrem Ça¤layan teklif edilerek onayland›. Cemiyet Bflk. Hasan fiimflek bir konuflma yaparak; “Bugüne kadar çeflitli çal›flmalar
yapt›k. Bundan dolay› yönetim kurulu arkadafllar›ma, siz üyelerimize ve cemaat›m›ze can-u gönülden teflekkür ediyorum” dedi. Ard›ndan faaliyet raporunun okunmas› ve son 3 y›lda yap›lan çal›flmalar cemaate sunuldu. Hemen ard›ndan muhasebe
Ö
raporu sinevizyon eflli¤inde gösterilerek okundu.
Eski yönetim kurulunun ibraz›ndan sonra, yeni yönetim kurulu için teklifler al›nd›. Sadece bir teklifin gelmesi sonucunda oylamaya gidildi ve yaklafl›k üyelerin tamam›n›n deste¤ini alarak yeni yönetim kurulu, Y›lmaz Yavuz baflkanl›¤›nda seçildi.
Cemaatin huzurunda eski baflkan Hasan fiimsek yeni seçilen baflkan Y›lmaz Yavuz´a cemiyetin anahtar›n› teslim ederek yeni yönetim kuruluna baflar›lar diledi.
Yeni Yönetim Kurulu Baflkan› Y›lmaz Yavuz
da üyelere güvenlerinden ve bu göreve kendilerini
uygun gördükleri için teflekkür etti. Kapan›fl Kur´an-› Kerim´i okundu. Cemiyetin kat›l›mc›lara ikram› ile pro¤ram sona erdi.
Yeni Yönetim Kuruluna seçilenler ve görev da-
¤›l›mlar›: Y›lmaz Yavuz (Yönetim Kurulu Bflk.),
Arslan Ilg›n (Yönetim Kurulu Bflk. Yrd. ve Teflkilatlanma Bflk.), Bahri ‹lkhan (Yönetim Kurulu Bflk.
Yrd. ve Teftifl Bflk.), Hasan Çal›flkan (Yönetim Kurulu Bflk. Yrd. ve Tan›tma Bflk.), Davut Yavuz
(Sekreter), Talip Kuzhan (Muhasip), Hakk› Taflç›
(Sosyal ‹fller Bflk.), Bahattin Erdem (Ticari ‹fller
Bflk.), Sadettin Ar›c›o¤lu (‹rflad Bflk.), Ercan Civ
(Çevre Düzenleme ve Kütüphane Sorumlusu),
Tevfik Y›lmaz (Lokanta, Kütüphane ve Hastane ziyaretleri Sorumlusu), Murat Kalkan (E¤itim Bflk.),
Necati Bölge (Hastane ziyaretler Sorumlusu), Yüksel Boran (‹nflaat ‹fller Bflk.), Ümit Köse (‹nflaat ‹fller Bflk. Yrd.), Hasan Emir (MAH ve Yabanc›lar
Meclisi Sorumlusu), Fatih Çilingir (‹dari ‹fller
Bflk.)
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 18
18
ETKNLK HABER
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
KÖLN’DE DNLERN ORTAK DUASI
‹flsizli¤e ve iflsizlerin sorunlarına dikkat çekmek için dinler ortak dualar yaptılar. Dini cemaatler çalıflma dairesinde iflsizlik
yarasına parmak bastı. Köln Çalıflma Ajansı (Agentur für Arbeit)’nda yapılan basın toplantısı ile program baflladı.
asın Toplantısına: Federal Çalıflma Ajansı
Köln Genel Müdürlü¤ü Genel Baflkanı Peters Welters, Diyanet ‹flleri Türk ‹slam Birli¤i Dinler Arası Diyalog Koordinatörü Rafet Öztürk, Köln Çalıflma ‹flbirli¤i Genel Müdürü (ARGE)
Josef Ludwig, Katolik ‹flçi Hareketi Köln fiehir
Teflkilatı Dini Lideri Johannes Krautkrämer, Protestan Köln ve Bölge Kilise Teflkilatı Dr. Martin
Bock,Katolik ‹flçi Hareketi Köln Baflkanı Hildegard
Lülsdorf, Katolik ‹flçi Hareketi Köln Sekreteri Donatus Vinzenz Weinert, Federal Çalıflma Ajansı
Köln Genel Müdürlü¤ü Basın Sözcüsü Wolfgan van
Oyen katıldı.
Toplantının açılıfl ve selamla konuflmasını yapan
Federal Çalıflma Ajansı Köln Genel Müdürlü¤ü Genel Baflkanı Peters Welters konuflmasında özetle:
"‹flsizlik özellikle de uzun süreli iflsizlik insanların
kendi içlerine çekilmelerine ve toplumdan kopmalarına sebep olmaktadır. Bu durum çok çeflitli sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu durumda insanlar kendi flahsi durumlarına ve psikloljilerine göre
bireysel hizmekler ihtiyaç duymaktadırlar. ‹flte bu
içine kapanan insanlara sosyal ve kültürel konularda
hizmet sunan dini kurulufllar olarak yardım ediyorsunuz. Onlara birlikte olma ve hareket etme imkanlar vererek destekliyorsunuz. Onlara sundu¤unuz
e¤itim ve meflgaleler sunuyorsunuz. Bizler Türk ve
Müslüman teflkilatlarla iliflkiler halindeyiz. Bilhassa
D‹T‹B’in aramızda yer alması bizi ayrı memnun etti. Özellikle gençlere ve onların ailelerine Türk dernekler ve dini cemaatleriyle ulaflıyoruz. Bunlar bilglendirme toplantıları yapıyorlar. Velileri bilgilendiriyorlar. Görüyorsunuz bizler dini cemaatlerin yapmıfl oldukları bu faaliyetleri takdir ediyoruz. Bununla birlikle onlarla meslek edindirme, bilgilendirme
ve destekleme konusunda ortak çalıflmalara ve onları desteklemeye de hazırız" dedi.
Köln Çalıflma ‹flbirli¤i Genel Müdürü Josef Ludwig: "Ben burada bu problemimizin di¤er boyutunu
Köln Çalıflma ‹flbirli¤i perspektivinden ortaya koymak istiyorum: 140.000 insan Köln kentinde Harz 4
diye bilinen ‹flsizlik parası 2 den istifade etmektedir.
Bu da Köln’de yaflayan insanların % 11,5 ine tekabül etmektedir. ‹flsizlik son yılların en büyük toplumsal ve politik sorundur. Bu önümüzdeki yıllarda
da devam edecektir. Bu problemi ortak olarak çözemezmez gerekir. Bunun için birlikte hareket edece¤iz. Ancak bilgilendirme ve hizmet konusunda biz
elimizden geleni yapıyoruz. Bu yo¤un iflsizlikten elbette dini cemaatlerde yardımda bulunacaklardır. Bu
konularda tedbirleri almak için dini cemaatlerle iletiflim halinde olaca¤ız" dedi.
B
Diyanet ‹flleri Türk ‹slam Birli¤i (D‹T‹B) Dinler
Arası Diyalog Koordinatörü Rafet Öztürk: "‹flsizlikten en çok etkilenen göçmenler olmufllardır. Bu durum onların yaflamlarını zorlafltırmıfltır. D‹T‹B yaptı¤ı faaliyetlerle kamu tüzel kiflili¤ine haiz bir bir dini kurulufltur. Diyanet ‹flleri Türk ‹slam Birli¤i 1984
yılında kurulmufl ve kurulmasından itibaren sadece
üyelerine de¤il, bütün insalara hizmetler sunmufltur.
Sosyal, kültürel ve dini konulara aktif çalıflmalar
yapmaktadır. Konunun önemini ve getirece¤i sorunları çok iyi anlayan D‹T‹B ve 875 derne¤i dil ve
meslek edinme kursları, sosyal ve kültürel faaliyetleriyle insanların ifl bulmalarına ve uyumlarına katkı
sa¤lamak için elinden gelen tüm gayretleri göstermifltir. Dil bilmek e¤itim almayı ve meslek edinmeyi kolaylafltıraca¤ını bilen D‹T‹B; etnik ve din kimli¤i ne olursa olsun tüm insanlar istifadelerine kurslar sunmufltur. 2004 yılında Kuzey Ren Vestfalya
Eyaleti Uyum Sorumlusu Dr. Klaus Lefringhausen
ile NRW’de, 2005 yılında Otto-Benecke Vakfı ile
Hessen eyaletinde orta projeler yaptık. Bu projelerle
D‹T‹B imamları her iki eyaletteki ifl yerlerini ziyaret
ederek buralardaki çalıflma ve meslek edinme konusunda bilgiler aldılar ve bu bilgileri camilere gelen
cemaatleine ilettiler. D‹T‹B üyelerini dil ö¤renme,
e¤itim, meslek ve ifl edinme konularında hem desteklemekte hemde onları motive etmek için elinden
geleni yapmaktadır. Bu alanda da hem di¤er dini cemaatlerle hemde devletin kurumlarıyla ortak çalıflmaya devam edecek ve hangi etnik kökene ve
hangi dine mensup olursa olsun insanlara hizmet etmekten yorulmayacaktır" dedi. Öztürk sözlerini:
"‹slam dini insanların günlük hayatlarını çalıflarak
kendilerinin kazanmalarını emretmifltir. Kur-an’ı
Kerim’in Necm suresinin 39. ayeti flu flekildedir:
‘Bilsin ki insan için kendi çalıflmasından baflka bir
fley yoktur’ Bu ayet insanların her konuda çalıflmalarını tavsiye etmektedir. Halka hizmet hakka hizmettir" tamamladı.
Öztürk Federal Çalıflma Ajansı Köln Genel Müdürlü¤ü Genel Baflkanı Peters Welters ve Köln Çalıflma ‹flbirli¤i Genel Müdürü (ARGE) Josef Ludwig’e, bu projenin bir aya¤ının D‹T‹B’de yapılması
teklif etti.
Protestan Köln ve Bölge Kilise Teflkilatı Dr.
Martin Bock: "‹branice de ifl ile ibadet aynı kelimelerdir. Bundan dolayıda her iki durumda birbiriyle
çok ilgilidir. ‹badet ve ifl insan olmanın gere¤idir.
Bundan dolayı bu proje de bulunmaktan mutluluk
duyuyoruz. Bu faaliyet bir flenlik de¤il, bu iflsizlik
yarasına parmak basmaktır. Çalıflmak insanlar için
bir haktır. Kiliseler de ve manastırlarda ortakça çalıflılmıfl ve birlikte ibadet edilmifltir. ‘Uçmak nasıl
kufllara has ise, çalıflmakta insana hastır (Martin Luther)’ demifltir. Protestan kilisesi ve di¤er kurumlar
Köln de iflsizlik sebebiyle zor durumda olan insanlara yardımcı olmaya gayret göstermektedir"dedi.
Katolik ‹flçi Hareketi Köln Baflkanı Hildegard
Lülsdorf: "Bu toplantı ifl için kırmızı ip projesinin
ikinci adımıdır. Bu toplantıyı Fedaral ‹fl Ajansı’da
dinler ortak olarak dua edecekler. Hıristiyan ve
Müslümanlar bu konuda ilk kez ortak bir faaliyet
düzenliyorlar. Bizler çok yüksek oranlara ulaflan
iflsizlik konusuna ilgileri çekmek istiyoruz. Bu durum; toplumsal iflsizlik etikilenen insanlar, onların
aile fertleri ve akrabalarının omuzlarında çok a¤ır
bir yüktür. Toplumun tüm birimleri bundan etkilenmifllerdir. Bir çok insanın gelecek endifleleri artmıfl
ve gelece¤e güvenle bakamamaktadırlar" dedi.
Basın toplantısı sonrası, Federal Çalıflma Ajansı
Diyanet ‹flleri Türk ‹slam Birli¤i (D‹T‹B) Köln Çalıflma ‹flbirli¤i Genel Müdürl¤ü (ARGE), Katolik
‹flçi Hareketi Köln fiehir Teflkilatı, Protestan Köln ve
Bölge Kilisesi Teflkilatı, Katolik ‹flçi Hareketi Köln
Baflkanlı¤ı, Katolik ‹flçi Hareketi Köln Sekreterli¤i
ortak temennilerini: "‹fl toplumsal hayatın temellerini oluflturur. ‹nsanların ço¤unlu¤u bu duruma aldırıfl
etmiyor ve bu durumu görmemezlikten geliyor. Aslında iflsizlik insanların günlük hayatını ilgilendiriyor. Normal karflılanmamalı. Hiç bir flekilde toplum
çalıflanlar ve çalıflmayanlar, ifl sahibi ve iflsizler gibi
kutuplara ayrılmamalı. Bundan dolayı biz buradayız. Sesimizi yükseltiyor ve deste¤imizi göstermek
istiyoruz.
‹flsizlikle ortaya çıkan bu toplumsal yaraya parmak basıyoruz. Sorumlulara dualar gönderiyoruz.
Burada iflsiz kalanlara, ailelerine ve konuyla ilgilenen tüm insanlara topluca dualar ediyoruz. Biz dualarımızla güç topluyor ve ümit kazanıyoruz. Birlikte ortak dualarla; bu toplumda yaflanabilir ve sevinç
duyulacak bir ortamda yaflama yolunu bulabiliriz.
Bu projeyi yapanlar amacı ümid ve umut mesajları
vermektir.
Bizler kendi becerilerini kullanmak, gelifltirmek
ve bu yolda çalıflmak istiyenleri cesaretlendirmek istiyoruz. Bizler ifl bulmada yardımcı olan herkese en
güzel kelimeleri bulmaları için cesaret vermek istiyoruz. ‹flsizler hergün endifleler, sıkıntılar ve ümitsizliklerle karflı karflıyalar. Bu dua ve burada yapılan
etkinlik ile Federal ‹fl Ajansı’nın umutla ifl temini
konusunda bir merkez oldu¤unu ortaya koymak istedik" fleklinde açıkladılar.
D‹T‹B Tassavvuf Musikisi Saz Heyeti ve Katolik ‹flçi Hareketi Köln Sekreteri Donatus Vinzenz
Weinert’in gitarla seslendirdi¤i eserlere katılımcılar
büyük bir ilgiyle takip ettiler.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 19
DOSYA
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
19
18. Avrupa Kur’an Kerim Tilavet Yarıması
programı gönülleri coturdu
Dünyaca ünlü Kârilerin ve sanatçı Erkan Mutlu’nun da ifltirak etti¤i yarıflmada heyecan doruktaydı
u yıl ‹slam Toplumu Millî Görüfl (IGMG) tarafından 18.’si
düzenlenen Avrupa Kur’an-ı
Kerim Tilavet Yarıflması’nın finalleri,
Osnabrück’te gerçeklefltirildi.
Binlerce Müslüman, yarıflmayı heyecan ve yo¤un bir manevî duyguyla
izledi.
‹slam Peygamberi Hazreti Muhammed’in do¤umunun Nisan ayına
tevafuk etmesi münasebetiyle Alemlere Rahmet Hazret-i Muhammed’in
de anıldı¤ı programla birlikte gerçeklefltirilen yarıflmaya dünyanın çeflitli
yerlerinden ünlü hafızlar da katılarak
Kur’an tilavet ettiler. Final Yarıflması
daha önce elemelerde 10–13 ve 14–18
yafl gruplarında birinci olanlar arasında yapıldı.
Marmara Üniversitesi ‹lahiyat Fakültesi Ö¤retim üyesi Doç. Dr. Nihat
Temel’in jüri baflkanlı¤ını yaptı¤ı yarıflmanın di¤er üyeleri IGMG ‹rflad
Baflkan Yardımcısı Hulusi Ünye,
Hamburg Bölgesi ‹rflad Baflkanı Cemal Polat, Belçika Bölgesi ‹rflad Baflkanı Abdulhalim ‹nam ve ‹ran’lı kâri
Ahmed Abulkasimı’den olufltu. Jürinin yaptı¤ı de¤erlendirmenin neticesinde 10-13 Yafl gurubunda, Ruhr A
Bölgesinden Enes Çiçek birinci, Rhein Saar Bölgesinden Mücahid Akargöl ikinci, Schwaben Bölgesinden
Asfiya Mahmud üçüncü ve Kuzey
Ruhr Bölgesinden Yunus Emre Çiftçi
dördüncü oldu.
14–18 Yafl gurubunda finale kalanlar arasında yapılan yarıflma neticesinde, ise Berlin Bölgesinden Sezai
Çakan birinci, Schwaben Bölgesinden
Abdulkerim Erdo¤an ikinci, Rhein
Saar Bölgesinden Abdulkadir Akargöl üçüncü ve Köln Bölgesinden Macid Bozkurt dördüncü oldu.
Coflkulu bir manevi atmosferin yo-
B
¤un bir flekilde yaflandı¤ı yarıflmayı
3000’i aflkın seyircinin yanısıra, Almanya ve Avrupa’nın Müslüman kurum ve kurulufl temsilcileri de izledi.
Almanya ‹slam Konseyi Baflkan›
Ali Kızılkaya, Almanya Müslümanları Merkez Konseyi Baflkanı Ayub
Köhler, T.C. Berlin Büyükelçili¤i Din
Müflaviri Rıdvan Çakır adına D‹T‹B
Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Dayıo¤lu, Avrupa Türk ‹slam Birli¤i Genel Baflkanı Fikret Ekin ve IGMG eski Baflkanvekili Dr. Yusuf Iflık misafir
olarak katıldılar.
Yarıflmanın sonunda Türkiye`den
programa ifltirak eden Tasavvuf Musikisi sanatçısı Erkan Mutlu ilahiler
okurken akabinde, dünyaca ünlü hafızlardan Mısırlı Mehdi Necati, ‹ranlı
Ahmed Abulkasımı ile yine Mısırdan
Mahmut Tablavi okudukları Kur’an-ı
Kerimlerle gönülleri coflturdular.
Program çerçevesinde IGMG ‹rflad Baflkanı Ali Bozkurt, Jüri Baflkanı
Doç. Dr. Nihat Temel de birer konuflma yaparak, Müslümanlar açısından
Kur’an Peygamberinin yolundan gitmenin önemine vurgu yaptılar.
IGMG ‹rflad Baflkanı Ali Bozkurt,
Kur’an-ı Kerim’in, Alemlere Rahmet
olarak gönderilen Sevgili Peygamberimizin en büyük mucizesi oldu¤unu,
Peygamberimiz Hz. Muhammed
(s.a.v.)’in, "Sizin hayırlınız, Kur’an’ı
ö¤renen ve ö¤retenlerinizdir" buyurdu¤unu hatırlattı.
Bozkurt, ‹sra Suresinin 9. ayetinde: "flüphesiz ki bu Kur’an en do¤ru
yola iletir; iyi davranıfllarda bulunan
mü’minlere, kendileri için büyük bir
mükafat oldu¤unu müjdeler," ifadesini de hatırlatan Bozkurt flöyle dedi:
"Bizler IGMG olarak, maddi ve
manevi tehlikelere maruz kalmamaya
ve bu yafladı¤ımız topraklarda bulu-
nan neslimizi, Peygamber Sevgisi ve
Kur’an ahlakı ile yetifltirmeye gayret
ediyoruz. Bu cihetle, üzerimizdeki
mes’uliyetin ve bu mes’uliyetin yükledi¤i vazifemizin idrakindeyiz. Bütün çalıflmalarımızı da, bu idrakle
yapmaktayız, yapmaya da devam edece¤iz"
Jüri baflkanlı¤ı yapan Doç. Dr. Nihat Temel de, Kur’ın ö¤renme ve okumanın önemine iflaret etti¤i konuflmasına, "ezberlenebilen, okunması ile,
ö¤renilmesi ile ibadet oldu¤u gibi,
kendisi ile de Namaz gibi ibadetlerin
yerine getirildi¤i Kur’an’ın nesilden
nesile ezberlenerek aktarılması"nın da
Kur’an’ın önemli bir özelli¤i oldu¤unu söyledi.
Almanya ‹slam Konseyi Baflkan›
Ali Kızılkaya Müslümanlar olarak
kendi de¤erlerimize sahip çıkmanın
önemine de¤indi¤i konuflmasında, günümüz dünyasında insanlı¤ın kutsallarına saldırmanın sıradan hale geldi¤ini, önce karikatür kriziyle Müslümanların rencide edildi¤ini, flimdi ise
Hristiyanların kutsalları ile alay edildi¤ini söyledi. MTV televizyonun Popetown adlı bir seri bafllatmak istedi¤ini, Hristiyanların kutsalları ile alay
içeren bu serinin yayınlanmayaca¤ının açıklanmasına ra¤men, bu tür davranıflları kınadı¤ını bildiren Almanya
‹slam Konseyi Baflkanı Ali Kızılkaya,
Peygamberimize karflı yapılan karikatürlü hakarete Avrupalı Müslümanlar
olarak, Müslümana yakıflır bir tepki
verildi¤ini vurguladı.
Kızılkaya flunları söyledi: "flimdi
de Hrıstiyanlara karflı yapılan bu son
olayı da kınıyoruz. Buna ra¤men, biz
düflünce ve basın özgürlü¤ünün kısıtlanmasını istemiyoruz. Basın ve düflünce özgürlü¤ünden vazgeçilemez.
Ama özgürlüklerin, hakareti ve afla¤ılamayı göstermesi de beklenemez.
Biz nasıl ki, Peygamber efendimize
kar;ı yapılan bu hakarete sessiz kalamazdık, kalmadık da. Nasıl ki, tepkimizi, infialimizi, açıklamalarımızla,
yazılarımızla ve konuflmalarımızla ortaya koyduk, bu son hakarete de sessiz kalmayaca¤ız, protestomuzu ortaya koyaca¤ız."
Kur’an-ı Kerim Tilavet yarıflması
ve peygamberimizi anma programında IGMG Genel Baflkanı Yavuz Çelik
Karahan da bir konuflma yaptı. Karahan
konuflmasında,
Avrupa’da
Kur’an-ı Kerim’i ö¤renen, okuyan ve
hıfzeden gençlerin sayısının artaca¤ını söyledi ve bu yarıflmaya gelen çocukları e¤iten, ö¤reten hocaları ile, cemiyet ve ebeveynlerini tebrik etti.
Müslümanların Kur’an ve Sünnet’i iyi
anlamaları gerekti¤ine iflaret eden Karahan "IGMG olarak bizim temel
özelli¤imiz Kur’an ve Sünnet’e ba¤lılı¤ımızdır. Bu toplumlardaki yerimizi
de bu özelli¤imizle alaca¤ız" dedi.
Peygamberimizin bir barıfl peygamberi oldu¤unu, Müslümanların da onun
getirdi¤i dine göre hareket etmesinin
zorunlu oldu¤unu söyleyan IGMG
Genel Baflkanı Yavuz Çelik Karahan,
bunun için de Peygamber efendimizin, "Müslüman, elinden ve dilinden
di¤er insanların emin oldu¤u kimsedir" buyru¤una hatırlattı ve flöyle dedi: "Müslümanlar olarak bize düflen,
bu buyuk do¤rultusunda hareket etmektir. ‹çinde yafladı¤ımız toplumların bizden emin bir flekilde yaflamaları için üzerimize düfleni yapmak zorundayız."
Program, dereceye girenlerin açıklanması ve ödüllerin da¤ıtılması ile
son buldu.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 20
Hessen slam Federasyonundan unutulmayacak bir program “Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v) ve Maide-i Kur’an”
IFH’dan Muhteem Program
IFH Hessen ‹slam Federasyonu taraf›ndan organize edilen “Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v) ve Maide-i Kur’an”
Program› Kultur- Und Kongresszentrum Jahrhunderthalle Salonunda 3200 kiflilik muhteflem bir toplulu¤unun kat›l›m›yla yap›ld›
FH Hessen ‹slam Federasyonu
taraf›ndan organize edilen
“Kur`an Ziyafeti” Program›
Kultur- Und Kongresszentrum
Jahrhunderthalle Salonunda 3200
kiflilik muhteflem bir toplulu¤unun
kat›l›m›yla yap›ld›.
Program Hessen Bölgesi Kur`an-› Kerim okuma birincisi Yahya F›rat`›n okudu¤u Kur`an-› Kerimle bafllad›. Program›n girifl sunuculu¤unu IFH Baflkan Yard›mc›s› Cengiz fiahbaz yapt›.
‹lk olarak mikrofona IFH Hessen ‹slam Federasyonu Genel Baflkan› ve ayn› zamanda IGMG Hessen Bölge Baflkan› olan Mehmet
Atefl geldi. Atefl konuflmas›nda:
böyle programlar›n önemine de¤indi. Kur`an`›n kendi mucizesini
bir daha gösterdi¤ini ve de¤iflik
cemaatlere mensup insanlar›n
programa ifltirak etmesinin bunun
delili oldu¤unu belirtti. Bu tür
programlar›n özellikle Almanya`da entegrasyona katk›s›n›n çok
olaca¤›n› söyleyen Atefl; program›n gerçekleflmesinde eme¤i geçenlere ve Alman resmi makamlar›na teflekkürlerini iletti.
IFH Hessen ‹slam Federasyonu
Genel Baflkan› Mehmet Atefl`in
konuflmas›ndan sonra; akflam namaz› için bir mola verildi.
Akflam namaz› molas›ndan sonra program›n as›l sunucusu olan
Ali Börek bir selamlama konuflmas› yapt›. Bu selamlama konuflmas›ndan sonra mikrofona IGMG
‹slam Toplumu Milli Görüfl Teflkilatlar› Genel Baflkan› Yavuz Çelik
Karahan geldi. Yavuz Çelik Karahan program›n önemine binaen
güzel bir konuflma yapt›.
Yavuz Çelik Karahan`›n konuflmas›ndan sonra program›n özel
misafirleri olan dünyaca ünlü karîler teker teker sahneye davet edil-
I
diler. Karîlerin daveti s›ras›nda salonda bulunan izleyiciler aras›nda
çok hofl hareketlenmeler dikkati
çekti. Her karînin geliflinde bir alk›fl tufan› salonu inletti.
Programa dünyaca ünlü karîler;
M›s›rdan Dr. Ahmed Nuayna,
Türkiye`den Doç. Dr. Fatih Çollak, Güney Afrika`dan Abdurrahman Sadien ve Almanya`dan
Adem Hendek misafir olarak kat›ld›lar.
Program sunucusu Ali Börek
karîleri mikrofona davet etmeden
önce her biri hakk›nda k›sa bilgilendirmelerde bulundu.
Mikrofona ilk olarak Almanya`dan Adem Hendek hocaefendi geldi. Adem Hendek icras›n› gerçeklefltirirken salondaki izleyicilerde
duygu seli oluflumu h›zlanmaya
bafllad›. Adem Hendek hocan›n
Kur`an ziyafeti bitti¤inde salonda
bulunanlar›n gözp›narlar›ndan
yafllar damlamaya bafllam›flt› bile.
Program›n davetlilerinden Güney Afrika`dan Abdurrahman Sadien mikrofona geldi¤inde salonda
bir alk›fl tufan› koptu. Bu heyecan
Sadienin Kur`an Ziyafetini sundu¤u s›rada had safhaya ulaflt›.
Her ayetin bitiminde salonda bulunan izleyicilerin pekço¤u tekbirler
ve salavatlar getirmeye bafllad›lar.
Sadienin ziyafeti sona erdi¤inde
tüm salonda bulunanlar gözyaslar›n› tutam›yorlard›.
Abdurrahman Sadienden sonra
mikrofona Türkiye`den Doç. Dr.
Fatih Çollak geldi. Salonda bulunanlar›n ço¤u taraf›ndan oldukça
iyi tan›nan Doçent çollak muhteflem bir Kur`an Ziyafeti verdi.
Özellikle Doçent Çollak de¤iflik
makamlardaki okuyufluyla salonda
bulunanlari adeta mest etti.
Program›n son misafiri olan M›s›rl› ünlü Haf›z Dr. Ahmet Nuayna
mikrofona tekbirlerle ve salavatlarla geldi.
Nuayna rahats›z olmas›na ra¤men programa kat›lm›flt›. Dünyaca
ünlü üstad Ahmed Nuayna icras›na bafllad›¤›nda salonda tatl› bir
sessizlik hakimdi. Ne zamanki
Nuayna yavafl yavafl ›s›nmaya
bafllay›p da icras›n›n üst seviyesine eriflince salonda bulunanlarda
bir duygu seli oluflmaya bafllad›.
Dr. Ahmed Nuayna 45 dakikal›k
nefis bir Kur`an Ziyafeti vererek
salonda bulunanlar› adeta kendinden geçirdi.
Karîlerin Kur`an Ziyafetleri sona erdi¤inde salonda bulunanlar›n
istisnas›z tamam› kendinden
geçmifl olman›n verdi¤i hazla gülümsüyorlard›.
Kur`an Ziyafetinin icras›ndan
sonra tekrar mikrofona IFH Hessen ‹slam Federasyonu ve ayn› zamanda IGMG Hessen Bölge Baflkan› olan Mehmet Atefl geldi.
Atefl; program›n manevi atmosferinden çok etkilendi¤ini ve bu tür
programlar›n yeniden yap›lmas›n›n gereklili¤ini dile getirdi. Salonda bulunanlara bu programin
yeniden yap›l›p yap›lmamas› konusunda teklifte bulundu. Salonda
bulunan tüm seyirciler aya¤a kalkarak ve alk›fllayarak bu programin yeniden yap›lmas›n› istediklerini belirttiler.
Program sonunda IGMG ‹slam
Toplumu Milli Görüfl Teflkilatlar›
Genel Baflkan› Yavuz Çelik Karahan ve IFH Hessen ‹slam Federasyonu Genel Baflkan› Mehmet Atefl
karîlere çiçek ve hediye takdiminde bulundular.
Program Güney Afrikal› Dünyaca ünlü Karî Abdurrahman Sadienin sürpriz olarak okudu¤u yats›
ezan› ile sona erdi.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 21
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
22
■ Geleneksel AT‹B Kurultaylarından 17.
Gönül Birli¤i fiöleni, Avrupanın dört bir
yanından gelen insanların kucaklafltı¤ı,
dertleflti¤i ve dertlerinin dile getirildi¤i
Mainz/Nackenheim’da gerçeklefltirildi.
Güzel bir 6 Mayıs gününün sabahından itibaren, son hazırlıkların tamamlanması için görevlilerin kurultay salonunda kofluflturdukları saatlerde uzaklardan
gelecekler de otobüsler, arabalar veya
trenlerle yollara koyulmufllardı.
Nihayet fiölen saati yaklaflıyor; Kurultay salonuna girmeden önce insanlar
birbirlerine hâl-hatır soruyor, ayaküstü
hasret gideriyor ve daha sonra yerlerini
alıyorlardı. Bir tarafta dönerler çevriliyor, bir tarafta kadınların hazırladıkları
birbirinden leziz yiyecekler misafirlere
sunuluyorken, bir baflka köflede kitaplar
okuyucusuna ve kitap kıymeti bilenlere
takdim ediliyordu. Tahminlerin üzerinde
bir katılımın olması ise, yöneticilere ayrı
bir mutluluk vermekteydi. Nitekim, salonun içindeki insan sayısı kadar dıflarıda ve koridorlarda gezinen insan vardı.
Genç yeteneklerin türküleri ve ilahilerinden sonra, protokol heyetinin salondaki yerini almasıyla birlikte AT‹B 17.
Büyük Kurultayı, önce Kuran-ı Kerim
ve ardından Türkiye ve Almanya’nın
millî marfllarının okunmasının ardından
resmen bafllıyor.
AT‹B Gençlik Kolları Baflkanı Harun
Kılıç ve Hilal Polat’ın sunuculu¤unu
Türkçe ve Almanca olarak yaptıkları
program, Ozan Yusuf Polato¤lu’nun
"Kurultay fiiiri"ni okumasından sonra,
ev sahibi sıfatıyla Nackenheim Belediye
Baflkanı Bardo Kraus Almanca olarak
yaptı¤ı selamlama konuflmasında, böylesi bir toplantıya ev sahipli¤i yapmaktan
memnuniyetini dile getirdi ve Türklerle
Almanların tarihden gelen dostluklarına
vurgu yaptı.
AT‹B’in Gönül Birli¤i fiölenine mazaret bildirerek ifltirak edemeyenlerin dıflında bizzat katılan kurulufl temsilcileri
flunlardı: Almanya Merkez Müslümanlar
Konseyi Baflkanı Dr. Ayyub Köhler, ‹slam Konseyi Baflkanı Ali Kızılkaya, ‹s-
Seite 22
ETKNLK HABER
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Bir Kurultay Böyle Geçti
lam Toplumu Milli Görüfl Genel Baflkan
Yardımcısı Ali Bozkurt, Cem Vakfı Avrupa Koordinatörü Aliflan Hızlı, Avrupa
Türk Kültür Dernekleri Genel Baflkanı
Recep Yıldırım, ‹slam Kültür Merkezi
Temsilcisi Osman Bölükbafl, Avrupa
Türk Caferiler Birli¤i Genel Baflkanı
Mehmet Irmak, T‹DAF Genel Baflkanı
Ahmet Yenice, Hür-Türk Genel Baflkanı
Hasan Tekin, Avrupa Ehlibeyt Federasyonu Genel Baflkanı Fuat Mansuro¤lu,
Hessen ‹slam Toplumu Baflkanı Ramazan Kuruyüz, Kuzey Ren Vestfalya
Uyum Bakanlı¤ı Müstefları Thomas Kufen, Almanya Kiliseler Birli¤i Çalıflma
Grubu Proje Sorumlusu Katrin Kuhla ve
T.C. Mainz Baflkonsolosu Berin Makbule Tulun. Bunlardan baflka, Türkiye’den
kurultay için kalkıp gelen AT‹B dostları,
gönüldafllar...
Yeniden AT‹B Genel Baflkanlı¤ına
seçilen Fikret Ekin, böylesi muhteflem
bir manzara karflısında kurultay konuflmasına bafllıyor. Bilhassa son günlerde
Alman medyası ve devlet/hükümet yetkilililerinin a¤zından düflmeyen "uyum",
"töre cinayetleri", "zorla evlilik", "dil
meselesi" ve ‹slamcı terörist" gibi kavramlara konuflmasında yer vererek açıklık getiren AT‹B Genel Baflkanının konuflmasından kısa pasajlar veriyoruz, konuflmanın tamamını ATIB internet sayfas›nda okuyabilirsiniz.
"....Biz AT‹B olarak, kuruldu¤umuz
yıllardan itibaren, içinde yafladı¤ımız
toplumla uyum içerisinde, kalıcı ve eflit
haklara sahip bir yapılanmayı seslendirmifliz.
...Sadece seslendirmekle kalmamıfl,
bunun gereklerini de ortaya atmıfl, gere¤ini de yerine getirmek için, azami gayret etmifliz.
...Mesela bugün gelinen noktada birileri Türkleri, yani bizleri "uyumsuzluk"la suçlarken, kendilerinin bu konudaki yanlıfl ve eksikliklerini, tüm uyarılarımıza ra¤men, görmemezlikten gel-
meye devam ederek, "yarım do¤ru"yu
dillendirmektedirler.
....Kimli¤in ve kiflili¤in için Anadilini koru; gelece¤in ve toplum huzuru için
de içinde bulundu¤un ülkenin dilini en
iyi flekilde ö¤ren ve hatta gücün ve imkanın yetiyorsa, baflka dillerde ö¤ren. Danimarka’da bafllatılan "Karikatür Krizi"ne, son günlerin geçer akçesi olan
"zorla evlilik" konusuna, "Namus cinayeti" tartıflmalarına bir de bu gözle bakalım isterseniz...
....Hangi akıl ve vicdan sahibi insan
"ça¤ı için düflünülemez olan insanı, hukuki düzenlemeleri gerçeklefltiren, adalet ve saadet Peygamberini "terörist" olarak gösterebilir? 1400 küsür yıldır, dünyanın gelmifl geçmifl en büyükleri listesinin birinci sırasında yer alabilen bir örnek, önder flahsiyet; bir milyar dörtyüzbin insanın saygı duydu¤u, güvendi¤i bir
Peygambere dil uzatmak, hangi iyi niyetin, veya hürriyetin neticesi olabilir?
....Farklılıkları zenginlik sayan, fark-
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
lılıklara saygı duyan, kendi do¤rularıyla
baflkalarının do¤rularını aynı teraziye
koyan insanlara ihtiyacımız var..."
Yukarıda adları geçen kurulufl tamsilcileri de kısa konuflmalarında bu manzaradan ve davet edilmekten duydukları
memnuniyetleri dile getirerek, birlik ve
beraberlik mesajları verdiler. T‹DAF Eski Genel Baflkanı ve AT‹B Kurucularından ‹hsan Öner’in kendine has üslubuyla yaptı¤ı kısa konuflma ilgiyle dinlendi.
AT‹B Kurucu Genel Baflkanı ve fieref
Baflkanı M. Serdar Çelebi konuflmasında, bilhassa Müslüman Türkler üzerinde
gerek dünya ölçekli ve gerekse Almanya
merkezli siyasî manevralara dikkat çekerek, Batı Avrupa’daki Türk varlı¤ının
muhafaza edilmesinden kaynaklanan hazımsızlı¤a karflı, birlikte hareketin önemine vurgu yaptı.
Gecenin e¤lence flöleni bölümünde
Ozan Fedai, Ahmet Baydaro¤lu ve Ozan
Yusuf Polato¤lu’nun yanısıra di¤er sanatçılar ve genç yetenekler birbirinden
güzel türkü, flarkı, ilahi ve fliirleriyle kurultaya ayrı bir heyecan ve canlılık getirdiler.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 23
Hayat
ÖZEL KÖE
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
23
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
1 Deneme, 1 Debriyaj, 2 vites
16 Di 1 Kadın ve Dedem
M. Salih AYDIN
[email protected]
alat ve selam sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa üzerine olsun. ALLAH’u zül CELAL Bizleri O’nun bize tebli¤ etti¤i
sıratı müstekıymden ayırmasın. Ahirette bizleri O’nun flefaatine nail eylesin. Arflın gölgesinde O’nunla birlikte
haflr etsin. Önce ALLAH’ın selamı ve
bereketi üzerinize ve üzerimize olsun.
Sevgi, saygı dileklerimle en hayırlı
günler bütün müslüman kardefllerimin
üzerine olsun ki iyilikleri bütün insanlıkla paylaflalım. ‹sterimki bizi öldürmeye gelenler bizde dirilsin. Bizim görevimiz baflkaları gibi öldürmek de¤il
diriltmektir. Dedikten sonra konumuza
gelelim. Uzaklarda birileri bir yerlerde
bazı kiflilerle bazı hesap, kitap yapıyormufl. Filan yerde filan kardeflimin
kötü duruma düflmesi için plan ve projesini uyguluyormufl. Bizim dostumuz
ve kardeflimiz zannetti¤imiz veya dost
görünen bazıları da onların yandafllı¤ını yapıyormufl. Mıfllarla mufllarla kendilerince güya sebeb buluyorlar. Hayatları böyle zulme hizmet etmekle devam ediyor. Bu nereye kadar ne zamana kadar sürer sürdürürler. Bütün bunları kendimize sorduktan sonra devam
edelim. Din kardefllerimize ne kadar
yakınız. Kardefllerimizi suçlayıcı tavır
alıyormuyuz. Dinimizi ne kadar cebimizi ne kadar düflünüyoruz. Din kardefllerimize mi yoksa dıflımızdakilere
mi bir adım yaklaflıyoruz. Baflkaları bizi öldürmeye geldi¤i halde biz hala onlara bedava avukatlık yapmaya devam
mı ediyoruz. Ne tedbirler aldık. Yoksa
demekki naylona bakmaya devam ediyoruz. Naylona bakma meselesi flu Karaman’da Alatalı Karasakal namında
S
bir hoca var. Gençli¤inde bir köye hoca durur. Tabii köylüyü camiiye toplamak için hergün vaazlarını yapar. Fakat millet pür dikkat hocaya bakarlar
ama vaazlardan bir fley anlamaz veya
dinlemezlermifl. Akıl bali¤ olmaları bir
hayli sürmüfl. Tabii birgün hoca köylülere sorar: Ulan keratalar niye önce
dinler gibi yapıyor ve dinlemiyordunuz. Köylüler: Hocam hani sen kitap
getirdi¤in bir naylon torba vardıya iflte
biz ona bakıyorduk. Seni duymuyorduk bile. fiu hoca naylonu bir unutsa
da alıp ekme¤imizi içine koysak yumflak, yumflak yesek ne iyi olur diye.
Bütün mesele burada. Vesselam.
B‹R DEBR‹YAJ ‹K‹ V‹TES
ONALTI D‹fi B‹R KADIN
VE DEDEM.
Zamanın birinde babam iflsiz güçsüz kahvede oyun oynuyor. Tabii rahmetli dedem okula göndermifl. Befl sene okula gitmifl. kendi deyimiyle ö¤retmen de¤iflmifl babam de¤iflmemifl.
Sanata göndermifl her gitti¤i yerden
kovulmufl ilerde onları da inflaallah yazaca¤ım. Oyunda kaybediyor çay parasını ödemesi lazım. Birden kapı açılıyor ve kasabalı bir a¤a içeri dalıyor.
Ve soruyor:
-Muavin arayon kimse var mı. Babam hemen aya¤a fırlıyor: Ben varım
ama kahveciye borcum var. Babamın
niyeti çalıflmak de¤il parayı ödettirip
köyde birde yumurta yedikten sonra
ertesi gün kaçmak. A¤a parayı ödedikten sonra babama bir çeyrek çemenli
ekmek alır kamyonun yanına getirir. O
zamanlar otobüs çok az insanların ço¤u kamyonla taflınıyor. Babam befl dakikada kamyonu ‹lisıra, Kasaba, Losda
yaygaralarıyla doldurur. Kasabaya varırlar kasaba Kazım Karabekirin anayurdu aynı isimle anılıyor flimdi Karaman’ın bir ilçesi. Evde bafl a¤a anadır
ve o¤luna sorar: O¤lum mavin duttunmu. O¤lu: hi ana. Babam o an dama
çıkmıfl etrafı seyrediyor. Damdan birden kadının önüne atlar: Burdayım.
Kadın: ‹yi gözü açık birine benziyor.
Dedikten sonra babama dönerek: Bak
bu gızla gidin guyudan su çekip goyunları sulan gelin. Babam kızı görünce sırılsımlak aflık olur tabi kendi kendine. Kadın devam ediyor: ‹flime ya-
rarsan gızı saga veririm. Babamın bütün hesapları alt üst olur bir müddet
daha kalmaya karar verir. O gün gidip
koyunları sular gelirler. Babam hem
kızı bana verecekler diye kendi kendine gelin güvey olup hayaller kurarken.
Bir taraftan da samanlıkta yatıyor. Kasabalılarda alırsın kızı deyip dalgalarını geçiyorlar. Aradan bir zaman geçtikten sonra babam kamyonu sürmeyi
ö¤reniyor kızın sayesinde ehliyetide
alıyor. Bir gün a¤a hadi hacarap bu¤dayı yükle Karaman’a ofise yık gel.
Babam sevincinden hemen harekete
geçer. Kamyonu yükler ve karamana
hareket eder. Karaman’da Ofise varınca bekçi Fazıl dayıya yükü teslim ettikten sonra. Evin yolunu tutar. Mahallenin kızlarına bir fors atalım diyede
içinden geçirir. Kapının önüne gelince
gürültüden dedem dıfları çıkar. Dedem:
Kim ulan beni rahatsız eden. Babam:
benim baba. Dedem: flöfermi oldun evladım teflekkür ederim. Babam: Evet
baba. Tabi zamanın birinde dedem ve
babam sinemaya gitmifl. Ev yanmıfl
komfluların kurtarabildi¤i yarım yatakta yatıyorlar. ‹çeri girip bafllı ayaklı
yatıyorlar. Dedem bakıyorki babam sırılsımlak ıslak babaannem çoktan vefat
etmifl ikisi de bekar. Dayanamayıp babamın ayaklarını çenesinin altına alır
üflümesin evladım diye. Babam uyur
uyumaz rüya görmeye bafllıyor. Kasabalı kız kuyudan su çekiyor. Babam
kızı görünce aragazıyla, bir debriyaj,
iki vites atınca dedemin alt çene üst
çeneye geçiyor. Zavallı adam neye u¤radı¤ını flaflırıyor. Can acısıyla babama
vurmaya bafllıyor. Bir taraftanda senin
debriyajını da...... vitesini de...... Babam durumun vahim oldu¤unu görünce elbisesini kaptı¤ı gibi gece kasabaya dönüyor. A¤a: Hacarap sana gece
gelme gündüz gel demedimmi. Babam: Sorma a¤a deyip olayı anlatıyor.
Sabah do¤ru Karaman’a dedemin boyacılık yaptı¤ı yere varıp köfleden bakıyorlar. Dedemin a¤zı flifl ve sarılı 16
difl aldırmıfl periflan bir halde. Oradan
geçen Kösenin Cavid soruyor: Ne oldu
halla. Dedem: Sorma kardeflim bir
ip...... nin flerrine u¤radım. Kösenin
Cavid: O kimse gidip dövelim halla.
Dedem: Bizim ip.... bizim ip..... Deb-
riyaj mıdır vites midir ne karın a¤rısı
bir vurdu gökteki yıldızlar yere indi
deyince. Kösenin Cavidde durumu anlıyor. Babam ve a¤a duruma üzülerek
kasabaya geri dönüyor. Tabii sonra kızı da alamıyor baflka yerde çalıflmaya
bafllıyor. Aradan bir zaman geçiyor babam hala dedemin yanına gidemiyor.
Sonra kasabadan ayrılıp baflka bir flirkette çalıflmaya bafllıyor. babam bir
gün ‹stanbul Unkapanından kamyonla
yük alıp Konya garajına geliyorlar. Orda bir Karaman’lıya rastlıyor. Karaman’lı: Hacarap babanın durumu iyi
de¤il bisiklete binmifl kızlara ıslık çalıp duruyor der. Babam durumu anlar
ve Karaman’lıya dönerek. Bizim ihtiyarın bekarlı¤a veda zamanı ifl yine bize düfltü. Karaman’lı: Valla öyle. Babam çorba içmek için lokantaya do¤ru
yönelir. Bakarki bir otobüsün içinde
orta yafllı bir kadın gidip geliyor birilerine heyecanlı heyecanlı bir fleyler soruyor. Hemen otobüsün yanına varır
ve kadına. Ne arayon ana. Kadın: Topal diflçiyi arıyom beni bofladı getti.
Babam: Ana bizde bir diflci var istersen ona götüreyim. Ve böylece otobüsün içinde befl dakikada kadını ikna
eder. Karnını da doyurduktan sonra
kamyonla Karaman’a götürür. Eve varınca durumu halama söyler. Halam
iflini biliyor. hemen kamyonun yanına
fırlar kadını karflılarken sanki kırk yıllık anasıymıfl gibi. Anam canım anam
hoflgeldin nerelerdeydin sarıldı¤ı gibi
içeri alır. Babam hemen dedeme gider.
Dedemin yanına varınca elini öper.
Dedem uzun zamandır babamı görmedi¤i için hüzünlenip sarılır ve barıflırlar. Babam e¤ilir. Baba bir trafl olsan.
Dedem hemen kızarak. Evladım daha
gelmeden benim hususi ifllerime ne karıflıyorsun. Babam tekrar e¤ilir kula¤ına. Sana bir hanım getirdim. Dedem:
Öylemi teflekkür ederim evladım. Fırlar berbere koflar sinek kaydı tırafl olduktan sonra evin yolunu tutar. Ertesi
gün babam: Baba memnun musun yeni
annemizden. Dedem hemen lafı yapıfltırır: Gül kokusu gibi evladım gül kokusu gibi.
Nasip olursa gelecek yazıya kadar
ALLAH’a emanet olun. Selam va dua
ile.
Limburg’da ilk Genel cra Kurulu Toplantısı Yapıldı
• Orhan Kutlucan-Limburg
imburg-Geçti¤imiz ay Limburg Cemiyetimizde
Limburg Gençlik Teflkilatı fiube Yürütme Kurulu
ile Gençlik Teflkilatı Kadın Kolları yürütme kurulunun yüksek bir katılım gerçeklefltirdi¤i Cemiyet idarecileri toplantısının ilki yapıldı. Akflam namazını müteakiben yapılan, açılıfl Kur´an-ı Kerim´i ile bafllayan toplantı yapılan Teflkilat içi E¤itim dersi ile devam etti. E¤itim
dersinin ardından Birimlerinin de¤erlendirilmesine geçildi. Bu bölümde ise Gençlik Kolları yöneticileri görevleri-
L
ni ve yapt›kları faaliyetlerini anlattı. Daha sonra ise önümüzdeki günlerde Limburg Cemiyetinin yapacak oldu¤u
faaliyetler hakkında genifl bir istiflare yapıldı. ‹stiflareden
çıkan sonuç ise yapılacak tüm faaliyetlerde ve organizasyonlarda birlikte hareket edilmesinin gerekli görülmesiydi. Toplantının son bölümlerinde ise Toplantıya katılan
Cemiyet Baflkanı Bilal Can Gençlik Teflkilat›n›n böyle bir
toplantı yapmasından duydu¤u sevinci dile getirdi
‹kramlar›n ardından okunan kapanıfl Kur´an-ı Kerim´i
ile pro¤ram sona erdi.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Eitimci-Yazar
Sebahattin UÇAR
Türk Tasavvuf Musıkisi
Grup GÛLZÂR
Seite 24
IGMG Hessen Bölge Bakanı
Mehmet ATE
➥ Maide-i Kur’an
➥ Sakal-ı erif
Ziyareti
➥ Piyes
➥ iirler
➥ Sinevizyon
Gösterimi
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 25
DOSYA
25
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
O HAYATIN GÜNEDR
Sebahattin UÇAR
Eitimci - Yazar
ainat büyük bir plan ve programla yaratılmıfltır. Tek yaratıcı güç olan Rabbimiz her
fleyi bir ölçü, bir düzen, bir plan ve
bir program dahilinde yaratmıfltır.
Hiçbir fley sebepsiz ve hikmetsiz yaratılmamıfltır. Kainatta ne varsa her
fley ilahi sistemle ifllemektedir. Çünkü Rabbimizin ilmi her fleyi kuflatmıfltır.
Kainatı kuflatan ilahi ilim dahilinde bakın her fley nasıl ipe dizilmifl inciler gibi sebep ve hikmetlerle yaratılmıfl:
- Her fleye kadir olan Rabbimiz
kuvvet ve kudretiyle sonsuz Kainatı
yaratmıfl, kainatın içinden dünyayı
seçmifl.
- Dünyada yerleri yaratmıfl, yerlerden Mekke’yi seçmifl.
- Da¤ları yaratmıfl, da¤lardan Nur
Da¤ını seçmifl.
- Günleri yaratmıfl, günlerin arasından Cuma gününü seçmifl.
- Geceleri yaratmıfl, geceler arasından Kadir Gecesini seçmifl.
- Ayları yaratmıfl, aralarından Ramazan ayını seçmifl.
- Kitaplar ve suhuflar indirmifl,
aralarından Kur’an-ı Kerimi seçmifl.
- Gezegenleri yaratmıfl, aralarından Günefli seçmifl.
- Canlıları yaratmıfl, aralarından
insanı seçmifl.
- ‹nsanları yaratmıfl, aralarından
Peygamberleri seçmifl.
- Peygamberleri yaratmıfl, aralarından Günefl misali Hz. Muhammed’i (s.a.v.) seçmifl.
Ay ve di¤er dünyamızda görebildi¤imiz ve göremedi¤imiz tüm yıldızlar ıflı¤ını Güneflten alırlar. Güneflin bildi¤imiz bazı özellikleri flunlardır:
- Iflık verir.
- Isı verir.
- Enerji verir.
Iflı¤ıyla dünyamız aydınlanır. Isısıyla ısınırız. Enerjisiyle hayatımız
güç ve kuvvet bulur.
K
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de
günefl misali bir kandil oldu nuruyla
dünyayı aydınlattı. Onsuz dünya manen kapkaranlıktı. Getirdi¤i mesajla
gönüllerimizi ısıttı. Hakka, hakikate,
iyiye, do¤ruya, güzele, ilme ve adalete ısıttı. Söylemleriyle, eylemleriyle
ve üstün ahlaki özellikleriyle hayatımıza canlı örnek olarak bize maddi
ve manevi enerji verdi.
Canlılara, cansızlara ve bitkilere
ait sırlar nasıl ki Güneflte toplandı aynı flekilde huzur, mutluluk ve manevi
sırlarda Peygamber (s.a.v.) Efendimizde toplandı. O bir günefl oldu sadece dünyayı de¤il tüm alemleri aydınlattı. Alemlere rahmet olarak gönderilmesinin anlamı da budur.
Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber (s.a.v.) Efendimiz,
dünyaya teflrif ettiklerinde kâinatın
ufkuna bir günefl gibi do¤mufltu.
Onun gelifli ile insanlık fleref, onur,
izzet ve haysiyete kavuflmufltu. Onun
gelifliyle flu de¤ifliklikler yaflanmıfltır:
- Zulmün yerini adalet,
- Kuvvetin yerini hak,
- Yalanın yerini hakikat,
- Cehaletin yerini ilim,
- Esaretin yerini hürriyet almıfltır.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz öyle bir zamanda dünyaya gelmifltir ki,
tarihçiler o zamanı "cahiliyye devri"
olarak adlandırmaktadırlar. O zamanda insanlık âleminin üzerine küfür,
dalâlet ve ahlâksızlık kâbus gibi çökmüfltü. ‹flte insanlık böyle bir zamanda bir kurtarıcıya, bir öndere, bir rehbere ihtiyaç duymaktaydı.
Kainatın Günefli Efendimiz
(s.a.v.) peygamber olarak gönderilmeden önceki insanlı¤ın halini merhum flairimiz Mehmet Akif flöyle nitelendirmektedir:
"Sırtlanları geçmiflti befler yırtıcılıkta
Diflsiz mi bir insan, onu kardeflleri yerdi."
O, dünyaya geldi¤inde insanlık
tam bir karanlık içindeydi. ‹flte böyle
bir zamanda Hz. Muhammed (sav)
insanlı¤ın ufkunu aydınlatmıfl, insanlı¤ı karanlıklardan nura çıkarmıfltır.
O insanlı¤ın ufkunu nasıl aydınlatıyordu, insanlı¤ı karanlıklardan nura
nasıl çıkarıyordu birlikte görelim:
- Güler yüzlü ve tatlı sözlüydü.
- O hiç kimseye kötü söz söylemezdi.
- Konuflanın sözünü asla kesmezdi.
- Sert de¤ildi, yumuflak idi.
- Edepli ve hayâlı idi.
- ‹nsana insan oldu¤u için de¤er
verirdi.
- Dostlu¤u daima önde tutardı.
- Mütevâzi idi.
- Çok vâkarlı idi.
- Bofl ve gereksiz konuflmazdı.
- Muhatabını candan dinlerdi.
- Çocuklara çok ilgi gösterir ve
onları çok severdi.
- Toplumda de¤eri olan insanlara
de¤er verirdi.
- Akraba ve komflu haklarına riayet ederdi.
- Cömert idi.
- Verdi¤i sözde mutlaka dururdu.
- Dinlemesini, söylemekten fazla
severdi.
- Nefsine hâkimdi,
- Beyaz giymeyi severdi ve tavsiye ederdi.
- Namazı uzatmadan ve yormadan
kıldırırdı.
- Daima mütebessim idi.
- Uyurken mübârek sa¤ elini, mübârek yana¤ının altına koyardı.
- Herkesin iste¤ini mümkün olan
ölçüde, yerine getirirdi.
- ‹lim ve hikmet sahibiydi.
- Çok sabırlıydı.
- Atılgan ve çok heybetliydi.
- Korku nedir bilmezdi ve çok cesurdu.
- Efllerine karflı çok anlayıfllı ve
nazik idi.
- Ne yer, ne içerse hizmetçisine de
aynısını yedirir ve içirirdi.
- Sofradan daima doymadan, yarı
aç kalkardı.
- Temizli¤e son derece önem verirdi.
- Özel ifllerini kendisi yapardı.
- Döfle¤i içi hurma lifi dolu deridendi.
- Dünya malına asla ra¤bet göstermezdi.
- Ekseri yedi¤i arpa ekme¤i ve
hurmaydı.
- Kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı,
- Çok adildi.
- Sosyal adaleti ve kardefllik hukukunu en güzel o uyguladı.
- Çalıflmaya, ilim ve irfana teflvikte bulunurdu.
- Her zaman Hakk'ın ve haklının
yılmaz savunucusuydu.
- Zulüm ve sömürünün karflısındaydı.
- ‹nsanların faydası için, kendi rahatını terk ederdi.
- Hayatı iman ve bütün gücüyle
çalıflma olarak görürdü.
- Huzur ve mutlulu¤un mimarıydı.
- ‹nsan haklarını büyük bir titizlikle savunur ve uygulardı.
Böyle bir insan sevilmez mi?
Böyle bir peygambere uyulmaz mı?
Böyle bir flahsiyet örnek alınmaz
mı?
Peygamber (s.a.v.) Efendimizi
sevmek, ona tabi olmak, onu örnek
almak için flunları mutlaka yapmalı-
yız:
Hz. Peygamber (s.a.v)'i gerçekten
seven bir müminde bulunması gereken bazı vasıflar vardır. Bunları flöyle sıralayabiliriz:
1. Hz. Peygamber (s.a.v)'in sünnetine uymalıyız; Nitekim Yüce Allah
flöyle buyurmaktadır: "Andolsun ki
Allah'ın Rasulünde sizin için, Allah
'a ve ahiret gününe kavuflmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnek vardır." (Al-i ‹mran
3/20).
2. Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimizin sözünü kabul edip, hükmüne
razı olmalıyız. ‹flte Rabbimizin buyru¤u: "Hayır; Rabbine andolsun ki
aralarında çıkan anlaflmazlık hususunda seni hakem kılıp, sonra da verdi¤in hükme karflı, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmifl
olamazlar." (24- Nisa 4/65.)
3. Ensanlar arasında O'nun dini
olan ‹slam'ı yaymak, tevhid bayra¤ını yükseltmek ve yüceltmek için bütün gücümüzle çalıflmalıyız.
4. ‹yili¤i emretmek, kötülükten
sakındırmak, Allah için, kitabı için,
Peygamberi için ve bütün Müslümanlar için nasihatte bulunmalıyız.
‹flte ayet: "Siz, insanlar için çıkarılmıfl en hayırlı bir ümmetsiniz. ‹yili¤i
emreder, kötülükten sakındırır ve Allah'a iman edersiniz..."(Al-i ‹mran
3/110.)
5. Hz. Peygamber (s.a.v)'in güzel
ahlakını örnek almalıyız ve bütün kötü ahlak ve davranıfllardan sakınmalıyız. Çünkü sevgili Peygamberimiz;
"Ben güzel ahlakı tamamlamak için
gönderildim" buyurmaktadır. (Tirmizi, Hüsnü'l-Huluk 8.)
6. Hz. Peygamber (s.a.v)'e saygı
ve hürmet göstermeliyiz. Nitekim
Rabbimiz buyuruyor ki: "Ey inananlar, seslerinizi, Peygamberin sesinin
üstüne çıkarmayın, birbirinizle yüksek sesle konufltu¤unuz gibi onunla
da öyle yüksek sesle konuflmayın,
yoksa siz farkında olmadan, amelleriniz bofla gider." (Hucurat 49/2.)
7. Hz. Peygamber (s.a.v)'e daima
salat ve selamda bulunmalıyız. Zira
Yüce Allah bunu bizden istemektedir: "Allah ve melekleri, Peygambere
salat etmekte (onun flerefini gözetmeye, flanını yüceltmeye özen göstermekte)dir. Ey inananlar! Siz de O'na
salat edin, (O'nun flanını yüceltmeye
özen gösterin) içtenlikle selam edin
(O'na esenlik dileyin)" (Ahzab
33/56.)
‹flte hayatın günefli olan Peygamber
(s.a.v.) Efendimizden enerji, ısı ve ıflık
alabilmemizin yolları bunlardır. Ne
mutlu o güneflten yararlanabilenlere…
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 26
Hayat
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in yüce ahsiyeti
26
z.
Peygamber,
özünü
Rabb’inin terbiyesinden almıfl büyük bir ahlaka sahipti.
Bunu flu ayet-i celile ve hadis-i flerif
flöylece tasvir ediyor: "Muhakkak ki
sen büyük bir ahlak üzeresin"1.
O’nun bu ahlakî üstünlü¤ü sebebiyledir ki, insanlar etrafına toplanmıfl
ve arkadaflları tarafından bu kadar
sevilen bir baflka lider daha yeryüzüne gelmemifltir.
Hz. Peygamber, peygamber olmadan önce de parmakla gösterilen
parlak bir ahlak ve flahsiyyete sahipti. Daha o dönemde ismi, "sadiku’l
emin" (do¤ru ve güvenilen) lakabıyla beraber anılırdı. Gençlik yıllarında
bile Kureyfl gençlerinin alıflkanlık
haline getirdi¤i bofl ve çirkin fleylerden uzak kalmıfl ve hiç bir zaman
putlara secde etmemiflti. O’nun peygamberli¤ini kabul etmeyenler bile
O’nun ahlakının güzelli¤ini, do¤rulu¤unu, emin insan oldu¤unu bir kez
bile O’ndan tutarsız bir fleyin sadır
olmadı¤ını teslim etmifllerdir.
Hz. Peygamber, hem dinî lider
H
HABER
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
M. Hulusi ÜNYE [email protected]
olarak, hem de siyasî lider olarak büyük bir güç ve otoriteye sahip oldu.
Fakat sultanlarda ve krallarda olan
gurur, kibir ve azamet gibi tavırlar
onda hiç bir zaman yer bulamadı. O,
yine kendi ifllerini kendisi görüyor,
söküklerini dikiyor, koyunlarını sa¤ıyor, hizmetçileri ile beraber yemek
yiyordu. Ashabının hem kılavuzu,
hem de en yakın dostu idi. Onların
yanına vardı¤ı zaman, ayakta karflılamalarına razı olmuyor, kendisine
özel bir yer ayrılmasını beklemiyor;
nerede boflluk varsa oraya oturuyor
ve içlerinden her hangi biri imifl gibi
onlarla sohbet ediyordu. Ashabıyla
flakalaflıyor, onların çocuklarıyla oynuyor ve çocukları bine¤inin terkisine ve kuca¤ına alıyordu. Hiç bir ayırım yapmadan gelen her davete katılıyor, yine, ayırım yapmadan hasta
oldu¤unu iflitti¤i herkesin aya¤ına giderek ziyarette bulunuyordu.
O, sadece Müslümanlara hoflgörülü de¤il, Müslüman olmayanlara
da bilhassa Ehl-i Kitaba karflı da son
derece hoflgörü ile muamelede bulunurdu. Onların da davetine katılır,
onları da davet ederdi. Necran’dan
gelen Hrıstiyan heyeti, mescidinde
kabul etmifl ve heyetin baflındaki din
adamının altına da kendi hırkasını
yayarak onlara ikram etmek istemiflti.
Dünyayı önemsemez ve ihtiyacı
olsa bile baflkalarını kendi nefsine
tercih ederdi. Yarın için bir fley biriktirmeyi düflünmezdi.
Efendimiz (as), parlak bir zekâya,
derin bir düflünceye ve süratli bir intikal (anlayıfl) kabiliyetine sahipti.
Bazen büyük problemlerle karflı karflıya gelir fakat hiçbirinin karflısında
acze düflmezdi.
O, tertemiz bir hayat yaflamıfl, hayatında kapalı ve flaibeli bir an bile
olmamıfltır. Getirmifl oldu¤u tevhid
inancından zerre kadar taviz vermemifl, daha önce kimi peygamberlerin
baflına gelen peygamberi ilahlafltırma
yollarını tümüyle kapatmıfl, “Alemlere rahmet olma"sına ra¤men hep
"kul-peygamber" ismiyle anılmayı
yefllemifltir.
O, hayır ve iyilikte, affetmek ve
ba¤ıfllamakta da örne¤imiz olmufltu.
En güçlü oldu¤u gün, cezalanmayı
en çok hakedenleri affetme büyüklü¤ünü O, göstermiflti.
Bu gün insanlık, Peygamberimiz
(as)'ın bu yönüne bile uygun bir hayat sürmek istese birçok problemi
kökünden çözebilir. Çünkü fliddete
fliddetle karflılık vermeme konusunda
son derece duyarlıklı olan Peygamberimiz (as), sevgi ve merhametle
kazanılamayan kalplerin zor ve güç
kullanılarak elde tutulamayacı¤ı gerçe¤ini insanlara ö¤retmiflti. ‹nsanlar
arasında adaletle muamele ederek bir
baflka açıdan zulüm ve haksızlıkları
yok etmiflti. Bundan dolayıdır ki, zayıflar, O'nun yanında güçlü, güçlüler, nazarında zayıf idi. Bir iyilik yapacaksa evvela en zayıf ve en muhtaçlardan bafllardı. O’nun flefaat-ı uzmasını (en büyük flefaatını) Rabbimizden niyaz ediyoruz.
Kalem Suresi: 4
IGMG Hessen Bölgesi Darmstadt ubesi’nde
Ostern Tatil Kursları baarılı geçti
FUL’dan Elenceli Kahvaltı
Hanau/Hessen-K›sa ad› FUL-Freizeit
und Lernzentrum-Hanau ‹slam Cemiyeti bünyesinde ve Kad›n Kollar›
Gençli¤i öncülü¤ünde kurulan Ev
ödevlerine ve okul derslerine yard›m
kursu geçtigimiz günlerde Kurs ö¤rencileri ve e¤itmenleri ile kahvalt›
düzenledi. 1. Bölüm FUL ö¤rencileri
ile kahvalt›, 2. bölüm ise veliler ile
yap›lan toplant›dan oluflmaktayd›.
Kahvalt›n›n ard›ndan hikayeler ve
sohbetin de yap›ld›¤› günde ö¤renciler tatil sebebiyle tam bir e¤lenme ortam› buldular. Sohbetin ard›ndan ise
Lang›rt, Billardo ve çeflitli oyunlar
oynama imkan› bulan ö¤renciler
FUL`dan memnuniyetlerini dile ge-
tirdiler. 2. bölüme geçildiginde ise
veliler ile çocuklar›n›n genel de¤erlendirmesini yapan Selma Y›lmaz,
ço¤u ö¤rencilerin FUL`a kay›t olduktan sonra notlar›n›n düzelmesinin
kendilerini FUL ekibi olarak mutlu
etti¤ini dile getirdi. Hedeflerinin zorlaflan flartlarda çocuklara hem kaliteli
hem de uygun bir kurs sunmak oldu¤unu ifade eden Y›lmaz velilerin de
memnun oldu¤unu duymak FUL ekibini güçlendirdi¤ini ve do¤ru yolda
ilerlediklerinin göstergesi oldu¤unu
belirtti. Toplant›n›n ard›ndan ise Paskalya tatilden sonra tekrar görüflmek
üzere veda edildi.
Darmstadt-K›sa ad› IGMG olan ‹slam
Toplumu Milli Görüfl Hessen Bölgesi
Darmstadt fiubesi, Ostern Tatili nedeniyle düzenledi¤i de¤erlendirme kursu baflart›yla sona erdi. 55 erkek ve 35 k›z ö¤rencinin e¤itim gördü¤ü kursun sona ermesi dolas›yla ö¤rencilerin haz›rlam›fl
oldu¤u pro¤rama velilerin ilgisi yo¤un
oldu. Kur´an-› Kerim okunufluyla bafllayan pro¤ramda cemiyet ‹mam-hatibi Ali
Hoca taraf›ndan bir selamlama konuflmas› yap›ld›. Velilerin çocuklar›n› camide
hem de Alman okullar›nda takip etmelerini ö¤retmenleriyle diyolog içerisinde
olmalar›n› tavsiye etti. Daha sonra ö¤-
rencilerin okudu¤u Kur´an-› Kerim tilaveti, ilahiler ve bizzat kurs ö¤rencileri taraf›ndan sahneye konan “Küçük Alim”
adl› piyes veliler taraf›ndan ilgiyle izlendi. Pro¤ram sonlar›na do¤ru bir k›z ö¤renci taraf›ndan okunan “Sen yoktun”
adl› fliirle bir erkek ö¤renci taraf›ndan
okunan “Seccaden kumlard›” fliiri duygulu anlar›n yaflanmas›na vesile oldu.
fiube Baflkanvekili yapm›fl oldu¤u de¤erlendirmede ö¤rencileri tebrik ederek, velilerin hocalarla diyalog içerisinde olmalar›n› ve ö¤rencilere bu hususta örnek olmalar› gerekti¤ini belirtti. Daha sonra
toplu olarak dua ile pro¤ram sona erdi.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 27
DOSYA
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
27
PEYGAMBERMZ (s.a.v) VE MUTLU ÇAIN ÇOCUKLARI
evgili Peygamberimiz (sav)
’in, peygamberlik dıflındaki insanî yönünün en çok dikkat çekici örneklerini, çocuklarla olan iliflkilerinde bulabilmekteyiz. Çünkü O,
sıradan bir insandan öte, adeta "çocuklarla çocuklaflabilen", bunu mükemmel bir flekilde baflarabilen ve
di¤er insanlara da tavsiye eden müstesna bir flahsiyettir. O’nun çocuklara yaklaflımındaki bu farklılık bile,
bafllı baflına incelenmesi gereken bir
özellik arz etmektedir. O, her yönüyle incelenmeye de¤er güzelliklerle
dolu hayatında, çocuklara müstesna
bir yer ayıran bir baba, bir dede ve
ça¤ındaki tüm çocukların sevgisini
kazanmıfl bir çocuk e¤itimcisidir.
Afla¤ıdaki satırlar Asr-ı Saadet
adı verilen, insanların barıfl ve huzur
içinde yafladı¤ı mutluluk ça¤ında,
Sevgili Peygamberimiz (sav)’in, çocuklarla olan iliflkilerine dair hatıraları ihtiva etmektedir. Aradan ça¤lar
geçse de, yaflanılan hatıraların ne
denli etkileyici ve anlamlı oldu¤u,
okuyucunun takdirine bırakılmıfltır.
Ancak flunu hemen ifade etmeliyiz
ki, her bir hatıra, aynı zamanda bir
terbiyevî (e¤itsel=pedagojik) de¤eri
de haizdir. Dolayısıyla, aktarılan hadiselere, sadece yaflanmıfl birer "hatıra" olarak de¤il, Asr-ı Saadet’ten günümüze yansıyan mesajlar olarak
bakmak da gerekecektir.
Medine’de Çocuklarla
‹lk Karflılaflma
Yıl 622... Uzun ve yorucu yolculu¤un iki yorgun ismi, Hz. Muhammed (sav) ve Hz. Ebu Bekir (ra),
günler sonra nihayet Seniyyetü’l-Vedâ tepelerinde, kendilerini karflılamaya gelen Medineli Müslümanlara
ulaflmıfllardı. Onları karflılamaya gelenler içinde kızlı-erkekli, en güzel
elbiselerini giyinmifl, ellerindeki defleri büyük bir coflkuyla çalarak, "Ay
Do¤du Üzerimize" adlı mutluluk flarkısını okuyan Medineli çocuklar da
vardı. ‹flte tam bu sırada, Sevgili
Peygamberimiz (sav), çocuklara de¤er verdi¤ini, onları önemsedi¤ini en
açık bir biçimde ortaya koymak ve
bunu insanlara da bildirmek için,
yanlarına kadar gelerek flöyle sordu:
- "Beni seviyor musunuz?" Çocuklar hep bir a›ızdan:
- "Evet çok seviyoruz Yâ Resulallah!" cevabını verdiler. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (sav) de
onlara,
- "Kalbimde olanı bilen Allah’a
andolsun ki ben de sizi seviyorum."
müjdesini verdi. Bu müjde öylesine
güçlü, öylesine kuflatıcı bir sevgi halesine dönüfltü ki, tüm Asr-ı Saadet’e
flâmil oldu ve tüm çocukları kapsayıp, kuflattı. Artık çocuklar mutluy-
S
Prof. Dr. Mehmet Emin AY
du; çünkü onlara de¤er veren, onları
önemseyen ve seven; sevilmelerini
ve görüp-gözetilmelerini isteyen bir
"peygamberleri" vardı...
Peygamberimiz’in Gözüyle
Çocuk
‹nsan, yaratılıflı gere¤i, de¤er verdi¤i ve önemsedi¤i fleyler karflısında
daha hassas davranmaya meyillidir.
Önem verildi¤i ve de¤erli bulundu¤u
için, aynı zamanda bir tafl olan mücevherler, kutularda saklanırken, sıradan tafllar ise herhangi bir korunmaya tâbi tutulmazlar. Nice mücevherler de vardır ki, kadrini bilmeyenlerin elinde zâyi olup giderler. ‹flte
bunun gibi, sırf "insan" olma vasfından dolayı, "de¤erli" olan çocuklar
da aslında önemsenmeye ve de¤erli
bulunmaya layık iken, birtakım sebeplerle, insanlar onlara gereken
önemi göstermemifl ve hak etti¤i de¤eri vermemifl ve bu durum, göz ardı
edilen bir konu olarak tarih içinde tekerrür edegelmifltir. Oysa Sevgili
Peygamberimiz (sav)’in, kız olsun,
erkek olsun çocu¤u önemsedi¤ini ve
onu de¤erli buldu¤unu görmekteyiz.
Bir hadisinde, "E¤er süt emen çocuklar, beli bükük yafllılar, otlayan hayvanlar olmasaydı, üzerinize azab sel
gibi inerdi." buyurarak, azâb-ı ilâhi’ye engel unsurlardan ilkinin, "sabîler" (süt emme ça¤ındaki bebekler)
oldu¤una dikkat çekmifltir. O’nun,
çocuklarla olan bütün iliflkilerinde,
çocukları önemsedi¤ini ve onlara de¤er verdi¤ini hissetmek mümkündür.
Afla¤ıda örneklerini sunaca¤ımız
anekdotların hepsini, bu önem verme
ve de¤erli bulmanın birer tezahürü
olarak görebiliriz. Ama önce Peygamberimiz nazarında kız çocuklarının de¤erine bir nebze olsun de¤inmek istiyoruz.
Kız Çocuklarına Verilen De¤er
Bazı toplumlarda öteden beri o¤lan çocu¤u kızdan üstün tutulmufltur.
Ancak bu duygu, cahiliye dönemi
Araplarında biraz daha fliddetli bir
flekilde hüküm sürmekteydi . Öyle
ki, kızlarını diri diri kumlara gömecek bir flekil alan ve gittikçe yaygınlaflan bu mefl’um davranıfl, adeta
meflru görülmeye bafllanmıfltı. Sevgili Peygamberimiz (sav), Kur’ân-ı
Kerim’deki ayetler do¤rultusunda,
gönderildi¤i toplumda cari olan kızerkek ayırımını kesinlikle yasaklayarak, bu konuda insanlar arasında
oluflmufl "erkek çocu¤u üstün tutma"
gelene¤ini ortadan kaldırmaya gayret
etmiflti. Kısa bir süre sonra insanlar,
kız olsun erkek olsun, evladını, "Allah’ın bir ba¤ıflı ve arma¤anı" olarak
görme mertebesine ulaflmıfllardı.
Bunda gerek Sevgili Peygamberimiz
(sav)’in bizzat kendi kızlarına karflı
davranıflları, gerekse bu konudaki
tavsiye ve emir mahiyetindeki hadislerinin de önemli rolü olmufltu. Sözgelimi, "E¤er ben birisini üstün tutacak olsaydım, kızları üstün tutardım." buyuran Sevgili Peygamberimiz (sav), sefere çıkarken, en son, kızı Fatıma (ranha) ile vedalaflır, dönünce de ilk olarak ona u¤rardı.
Konuyla ilgili birçok hadisinde,
ortak anlamıyla Sevgili Peygamberimiz (sav), flöyle buyuruyordu: "Kimin üç (veya iki veya bir) kızı (veya
kızkardefli) olur da onlara iyi muamelede bulunur, o¤lan çocuklarını
bunlara tercih etmez ve e¤itimlerini
en güzel flekilde yerine getirirse, Allah onları kendisi için cehenneme
karflı bir perde kılar ve onu cennetine
koyar."
fiimdi ise, çocuk için ebeveyn
sevgisinin önemine ve Peygamberimizin çocuklara karflı gösterdi¤i sevgi ve ilginin muhtelif örneklerine yer
verelim.
Çocuklara Gösterdi¤i Sevgi ve
‹lginin Örnekleri
Çocuklara karflı gösterilen sevgi
için çocuk psikolojisi uzmanları "büyüme vitamini" nitelemesinde bulunmaktadırlar. Çünkü yapılan arafltırma ve incelemeler sonucunda, çocuk
için sa¤lanan her türlü fiziksel ortamın, gösterilen özenin, hiçbir zaman
sevginin yerini tutmadı¤ı anlaflılmıfltır. Çocuk yetifltirme yurtlarındaki
çocukların, fiziksel anlamda her türlü ihtiyacı karflılanmasına ra¤men,
onlarda görülen fiziksel ve ruhsal gerili¤in, ebeveyn sevgisini hissedememe oldu¤u, artık bilinen bir gerçektir. Öte yandan, çocu¤un sosyalleflmesi açısından da, gördü¤ü sevginin
büyük bir rolü vardır. Bu realiteler
göz önünde tutuldu¤unda, Sevgili
Peygamberimiz (sav)’in çocuklara
karflı gösterdi¤i sevginin ve ilginin,
onlar açısından ne denli önemli oldu¤u aflikârdır. Afla¤ıda örneklerini verece¤imiz çeflitli sevgi ifadeleri, bir
babanın, bir dedenin, en tabii, en yalın flekliyle evladına sunabilece¤i saf
sevginin tezahürleridir. Biz bunları,
konunun daha iyi anlaflılabilmesi
amacıyla birtakım alt bafllıklarla sunmak istiyoruz.
*Kucaklamak: ‹nsanların birbirinden etkileflimi konusunda son zamanlarda yapılan arafltırmalar, fiziksel temasın, son derece etkileyici oldu¤unu ortaya koymufltur. Hatırlanaca¤ı üzere, ilk vahiy geldi¤i sırada,
Hz. Cebrail de Sevgili Peygamberimiz (sav)’i sıkı sıkıya kucaklamıfltı.
Bu hâdise, kucaklamanın manevî boyutunun da söz konusu oldu¤unu ortaya koymaktadır. fiurası bir gerçektir ki, çocukluk dönemi içinde duygusal anlamda henüz geliflmekte olan
bir yapıya sahip olan çocuklar, belki
de en çok sevgiye muhtaçtırlar. Onların bu ihtiyacının yeterli bir flekilde
giderilmesi ise, öncelikle ebeveynin
görevidir. Bu konuda Sevgili Peygamberimiz (sav)’in hayatından pek
çok örnek aktarabiliriz. fiimdi bunlara yer vermek istiyoruz:
Hz. Enes anlatıyor: "Ailesine karflı Peygamberimiz (sav)’den daha
flefkatli hiç kimseyi görmedim. O¤lu
‹brahim’in, Medine’nin kenar mahallelerinden birinde oturan bir sütannesi vardı. Bu sütannenin kocası
demircilik yapmaktaydı. Her gün çocu¤u görmek için oraya giden Peygamberimiz (sav), varınca duman
dolu eve girer, çocu¤unu kucaklayarak ba¤rına basar, koklar ve öperdi."
Bir çok sahabinin rivayetine konu
oldu¤u üzere Peygamberimiz (sav),
torunları Hasan ve Hüseyin’i, bazen
yanlarına bizzat giderek, bazen de
yanına ça¤ırtarak, kucaklar ve ba¤rına basarak öperdi. O, bu davranıflı
sadece kendi çocuklarına de¤il, bütün çocuklara da göstermekteydi.
‹bn Rebîa b. el-Hâris anlatıyor:
"Babam beni, Abbas da o¤lu Fadl’ı,
Peygamberimiz (sav)’in yanına gönderdi. Huzuruna girdi¤imiz zaman
bizi sa¤ına ve soluna oturttu ve sonra öylesine sıkıca kucakladı ki,
O’ndan daha kuvvetlisini görmemifltik."
*Dua Etmek: Çocukların büyüklerinden duyacakları hayır duanın,
onların sevildi¤ine bir iflaret olaca¤ını ifade etmeliyiz. Bu, onları hem
psikolojik anlamda güçlü kılmakta
hem de sevildiklerini düflünmelerine
vesile olmaktadır. "Babanın evladı
için duasının, kabul edilen (müstecâb) dualardan oldu¤unu" ifade ederek bunu etrafına da tavsiye buyuran
Peygamberimiz, kendisine getirilen
çocuklara çeflitli vesilelerle hayır dualarda bulunmufltur. fiimdi bunun örneklerini sunmak istiyoruz.
Abdullah et-Temîmî’nin kızı
Cemre anlatıyor: "Babam beni Peygamberimiz (sav)’e götürdü ve benim için hayır duada bulunmasını taleb etti. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav), beni kuca¤ına oturttu ve
sonra elini baflımın üzerine koyarak
bana hayır duada bulundu."
Amr b. Hureys anlatıyor: "Annem
beni Peygamberimiz (sav)’in yanına
götürdü. Peygamberimiz (sav) baflımı okflayıp bol rızka kavuflmam için
bana dua etti."
*Öpmek: Fiziksel temasın bir tü-
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 28
DOSYA
28
rü olan öpmek, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in sık sık baflvurdu¤u bir
sevgi ifadesidir. Gerek kendi kızı Hz.
Fatıma’yı, gerekse torunları Hasan
ve Hüseyin’i öptüflünü belirten kaynaklar, bize O’nun, aynı zamanda
bunu tavsiye etti¤ini de ortaya koymaktadır. fiu telkini oldukça dikkat
çekicidir: "Çocuklarınızı çok öpün.
Zira her bir öpücük için size cennette bir derece verilir..." Yaflanan flu
hadise ise çok anlamlıdır.
Torunu Hasan’ı (veya Hüseyin)
öperken gören Akra b. Hâbis isimli
kifli, tahmin etmedi¤i bu davranıflı
yadırgamıfl ve flöyle demiflti: ‘Do¤rusu benim on çocu¤um var. Ama hiçbirini öpmedim’. Bunun üzerine
Sevgili Peygamberimiz (sav) ona flu
anlamlı uyarıda bulunmufltu: ‘fiefkatli-merhametli olmayana merhamet edilmez.’
Özellikle Anadolu’nun bazı yörelerinde, flımarırlar endiflesiyle veya
büyüklere saygısızlık olur düflüncesiyle, çocuklarını öpmeyen ebeveynlerin bu davranıfllarının, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in tatbikatıyla
uyuflmadı¤ını, burada yeri gelmiflken
ifade etmek istiyoruz.
*Baflını okflamak: Fiziksel temasın bir baflka flekli olan okflamak, çocukların kendilerini güvende hissetmeleri ve sevildiklerini bilmeleri açısından önem taflımaktadır. Her ço-
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
cuk, baflının veya yana¤ının okflanmasından dolayı büyük bir sevinç
duyar. Onlardaki bu duygunun altında yatan gerçek, ilgi görme ve sevilme arzusudur. Sevgili Peygamberimiz (sav)’in, bu duygunun tatmini
hususunda çok hassas davrandı¤ını
ve çocukların bafllarını ve yanaklarını okflamak suretiyle onları son derece sevindirdi¤ini müflahede etmekteyiz. Tavsiyeleri ve uygulamaları bu
yönde olan Sevgili Peygamberimiz
(sav)’in hayatından flimdi bazı örnekler aktarmak istiyoruz:
Yusuf b. Abdullah anlatıyor:
"Peygamberimiz (sav) önce bana
Yusuf ismini verdi. Sonra kuca¤ına
oturttu ve baflımı okfladı."
Câbir b. Semüre ise flu hatırasını
aktarmaktadır:
"Peygamberimiz
(sav) ile birlikte ö¤le namazını kıldım. Namazdan sonra evine gitmek
üzere mescidden ayrıldı. Ben de onu
takip ettim. Derken karflısına iki çocuk çıktı. Peygamberimiz (sav) onların her birinin yanaklarını okfladı. Bu
arada benim de yanaklarımı okfladı."
*Gö¤sünde Uyutmak: Fiziksel
temasın, iletiflimde oldu¤u kadar,
sevginin ifadesinde de önemli oldu¤unu söyleyebiliriz. Sevgili Peygamberimiz (sav)’in, torunları Hasan ve
Hüseyin’in ayaklarını kendi ayaklarının üzerine koyarak gö¤süne çıkardı¤ını, böylece onları oynattı¤ını ve
sevindirdi¤ini görmekteyiz. Yine
Sevgili Peygamberimiz (sav)’in onları gö¤sünde uyuttu¤unu aktaran rivayetlere de rastlamaktayız. Burada,
bebeklerin ve çocukların gö¤üs üzerinde uyutulmasının, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in bir sünneti oldu¤unu ifade etmek istiyoruz. Öte
yandan bu uygulamanın, ana rahminde annenin kalp sesine alıflmıfl olan
çocu¤un, babanın gö¤sünde uyurken
de aynı sesi ve ritmi duymak suretiyle sükunet bulmasına vesile olaca¤ını da söyleyebiliriz.
*fiakalaflmak: Çocukların dünyasında gerçek dıflı fleyler önemli bir
yer tutar. Hayal dünyası oldukça
zengin olan çocuklar için flakalaflmanın oldukça önem arz etti¤i bilinmektedir. fiakalaflma, aslında bir bakıma, çocukla çocuklaflmadır; ki
onun istedi¤i de budur. Sevgili Peygamberimiz (sav)’in bu konuda da
oldukça cömert davrandı¤ını görmekteyiz. Hz. Enes’in ifadesiyle "O,
çocuklarla flakalaflma konusunda insanların en önde olanıdır." Nitekim
konuyla ilgili rivayetlerde, O’nun,
gerek kendi torunları Hasan ve Hüseyin’e gerekse di¤er çocuklara, ölçülü
ve anlamlı, aynı zamanda hikmetli
ve ibretli flakalar yaptı¤ı müflahede
edilmektedir. fiimdi bunlardan bir
örnek aktarmak istiyoruz.
Hz. Enes anlatıyor: "Kardeflimin
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
oynadı¤ı küçük bir serçesi vardı.
Sevgili Peygamberimiz (sav) bize
geldi¤inde kardeflimle ilgilenir ve
hatırını sorardı. O, kardeflime latife
ederek, flöyle hitap ediyordu: ‘Yâ
Ebâ Umeyr! Mâ feale’n-Nu¤ayr?
(Ey Umeyr’in babası. Küçük serçen
ne âlemde, ne yapıyor?)"
Burada Sevgili Peygamberimiz
(sav)’in, Enes’in kardefline "Ey
Umeyr’in babası" diye hitap etmesini, flakalaflırken aynı zamanda onu
onurlandırmak ve -tabiri câiz ise"büyük adam yerine koymak" fleklinde de anlayabiliriz. Öte yandan, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in bu hitabını, kafiyeli bir flekilde yaptı¤ı da
göze çarpmaktadır.
Peygamberimiz (sav)’le birlikte
yafladı¤ı olayları, hafızasında taze bir
hatıra olarak saklayan pek çok sahabi, bunları bizlere aktarırken, aynı
zamanda terbiyevî özelli¤i olan birçok prensibe de ulaflmamıza imkân
sa¤lamıfllardır. Asr-ı Saadet’te yaflanan hatıraların, çocuklar için okunması ve dinlenmesi zevkli birer öykü
olarak düflünülmesi de mümkündür.
Özellikle çocukluk yıllarının 6-12
yaflları arasındaki dönemlerinde bu
hatıraların, çocuklar için e¤itici-ö¤retici yönünün de bulundu¤unu söyleyebiliriz.
IGMG Hessen Gençlik Tekilatı ubelerarası Bilgi Yarıması
anau-Hessen Gençlik Teflkilatı E¤itim
Baflkanlı¤ının düzenlemifl oldu¤u fiubeler
arası Bilgi yarıflmasının Bölge Finali 26
Mart´06 tarihinde Ö¤le namazına müteakip Hanau ‹slam Cemiyeti´nde çok güzel bir atmosferde
gerçekleflti. Yarıflmaya geçilmeden önce yaptı¤ı
konuflmada yarıflmaya katılan gençlere seslenen
Hessen Bölge Gençlik Teflkilatı Baflkanı Hakan
Bayhan, böyle güzel bir pro¤ram için biraraya gelinmesinden dolayı çok mutlu oldu¤unu, ilim ö¤renmenin farz oldu¤u dinimizin bu emrini yerine
getirmekten gurur duydu¤unu ifade ederek yarıflmaya katılmak için Hessen bölgesinin çeflitli flubelerinden gelen tüm yarıflmacılara teflekkür ederek baflarılar diledi. Bölge Finali 12-17 ve 18-25
olmak üzere iki yafl grubu arasında gerçeklefltirildi…Yarıflmadan önce Hessen Gençlik Teflkilatı
E¤itim Baflkanı A. Kadir Çalıflkan katılımcılara
H
yarıflma kurallarından bahsetti ve yarıflmacı arkadafllara baflarılar diledi. Yaklaflık 30 dakika süre
tanınan yarıflmada katılan gençlerin heyecanları
gözlerinden okunuyordu. Yarıflmanın ardından
tekrar bir araya gelen genç yar›flmac›lara Bölge
Gençlik Baflkanı bazı önemli nasihatlarda bulundu. Yarıflmda dereceye girenler E¤itim Baflkanı
A. Kadir Çalıflkan tarfından açıklandı. 18-25 Yafl
grubunda: 1. Orhan Kutlucan/Limburg, 2. Zübeyir Kutlucan/Limburg, 3. M. Ali Olafl/Hanau.
12-17 Yafl grubunda: 1. M. Resul Satıcı/Franfurt Höchst, 2. Osman Kutluan/Limburg, 3. Cengiz fieker/Hanau.
Dereceye giren yar›flmac›lar 14 Mayıs tarihinde Hessen bölgesi adına Kerpen´de Avrupa Finali elemelerine katılacaklardır. Gençlere katılaçakları Avrupa Fınali elemelerinde baflarılar diliyoruz.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 29
DOSYA
29
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
ÇOCUKLARI ÇOK SEVEN PEYGAMBER
merika’da Alabama Üniversitesi’nde tanıfltı¤ım, Japon asıllı,
Müslüman bir din psikolojisi
ö¤retim üyesi ile sohbet ederken neden
ve nasıl ‹slamiyet’i seçti¤ini sormufltum. "Peygamberimiz (sav)’in hayatını
okuduktan sonra içimde ‹slamiyet’e
karflı bir sıcaklık do¤du..." diye baflladı¤ı konuflmasına flöyle devam etmiflti:
"Efendimiz (sav)’in (Our Lord) hayatını merak etmem de flöyle oldu: Müslümanların iman esaslarını sıralayan
‘amentü’nün ‹ngilizce çevirisini okurken son cümlesinde bir fley dikkatimi
çekti: ‘‹man ederim ki Muhammed Allah’ın kulu ve Rasûlü’dür.’ Kendi kendime dedim ki: ‘Kul olan, yani insan
olan bir peygamber, hayatın her alanında ümmetine rehber ve örnek olabilir.
Di¤er dinlerin peygamberleri ve kurucuları o dine inananlar tarafından o kadar yüceltiliyor ki insan olarak onlara
yetiflmemiz ve onları örnek almamız
çok zor. Mesela Hz. ‹sa’yı o kadar yüceltiyorlar ki Allah’ın yanı baflına oturtuyorlar. ‹nsan olarak onu kendime örnek almam çok zor."
Sordum: "Peygamberimiz (sav)’in
insan olarak en çok hangi özellikleri
dikkatinizi çekti?" Tebessüm etti. "Bütün özellikleri mükemmel (perfect),"
dedi. "Hayatın her alanında örnek alınacak bir insan. Bizler ö¤retim üyesiyiz, yani ö¤retmeniz. Ö¤retmen olarak
ondan ö¤renece¤imiz çok fley var. ‹yi
bir ö¤retmen olmanın ilk flartı çocukları
sevmek ve onlara de¤er vermektir. Peygamberimiz (sav)’in kuflu ölen bir çocu¤u ziyaret etti¤ini, taziyede bulunup
üzüntüsünü paylafltı¤ını okudu¤um zaman çok duygulanmıfltım. Sokakta ve
yolda rastladı¤ı çocuklara selam verir,
hatırlarını sorarmıfl. Efendimiz (sav)’i,
torunları Hasan ve Hüseyin’i iki omzuna almıfl giderken gören Hz. Ömer:
"Bindi¤iniz binek ne kıymetli binek!"
deyince; Efendimiz (sav) "Binicileri de
kıymetlidir." der. Namaz sırasında torunları gelip Efendimiz (sav)’in sırtına
tırmanır, boynuna sarılırmıfl. Efendimiz
(sav) müdahale etmez, hatta düflmesin
diye bir eliyle tutarmıfl."
Heyecanla devam etti. "Görevli olarak geldi¤i karanlık ça¤ı ve içinde yafladı¤ı bedevî toplumu hesaba katmadan Efendimiz (sav)’in ö¤retmen (muallim) olarak kıymetini taktir edemeyiz.
Çocukların adam yerine konmadı¤ı,
büyüklerin yanında çocuk sevmenin
ayıp sayıldı¤ı, kız çocuklarının utanç
vesilesi kabul edildi¤i, bir erke¤e "kız
babası" demenin a¤ır hakaret sayıldı¤ı,
bu hakarete u¤ramamak için babaların
yeni do¤an kız çocuklarını gizlice topra¤a gömüp ölüme terk etti¤i bedevi bir
topluma Efendimiz (sav), çocukları
sevmeyi ve aralarında ayırım yapmamayı ö¤retiyor. Kızı Fâtıma kendisini
ziyarete gelince aya¤a kalkıyor, yer veriyor, iltifat ediyor. Bu, içinde yafladı¤ı
toplum için, büyük bir devrimdir."
Merhamet Etmeyene
A
Ali ÇANKIRILI
Merhamet Edilmez
Japon ö¤retim üyesini dinlerken çok
duygulanmıfltım. Ö¤rencilerine Efendimiz (sav)’den bahsederken, "Çocukları
Çok Seven Peygamber" diyormufl.
Evet, o gerçekten çocukları çok seven
bir peygamberdi. Efendimiz (sav)’i çocuk severken gören birkaç bedevi hayretlerini gizleyemeyip sorarlar: ‘Siz çocuklarınızı öper misiniz?’ Efendimiz,
‘Evet’ deyince; ‘Vallahi biz çocuklarımızı hiç öpmeyiz.’ derler. Efendimiz
çok üzülür ve flöyle der: ‘Allah sizden
merhamet duygusunu çıkarmıfl ise Ben
ne yapabilirim.’ Baflka bir gün Peygamberimiz (sav)’i çocuk öperken gören bir baba flaflırır: ‘Benim on çocu¤um var, birini bile öpmedim.’ der.
Efendimiz: ‘Merhamet etmeyene merhamet edilmez.’ diyerek ona nasihat
eder.
Çocuklarım küçükken, bir akflam ailece yafllı bir komflumuzu ziyarete gitmifltik. Vakit biraz ilerleyince ev sahibi, yafllı amca, "Ben yatsı namazını kılaca¤ım, vakit gecikince zor oluyor, istersen sen de gel." dedi. Birlikte yan
odaya geçtik. Yafllı amca, seccadesini
ve tespihini bana verdi. "Sen sünnete
baflla ben geliyorum." dedi. Sanırım
baflka odadan kendisi için seccade ve
tespih alacaktı. Sünnetin ilk rekatında
secdeye vardı¤ım sırada, dört yaflındaki
kızım, alıflık oldu¤u üzere, gelip sırtıma
çıktı, boynuma sarıldı. Birlikte secde
yaptık. Sırtımda oldu¤u ve kollarıyla
boynumdan tuttu¤u halde ikinci rekata
kalktık. Yafllı ev sahibi odaya girip bizi
böyle görünce çok kızdı. Kartal gibi
üzerimize atıldı. Kızımı yakaladı¤ı gibi
sırtımdan kopardı. Kızım neye u¤radı¤ını flaflırmıfl, a¤lamaklı bir sesle, "Biz
babamla namaz kılıyoruz, dede!" dedi.
Yafllı amca: "Böyle namaz mı olur, git
annenin yanına!" diyerek kızımı odadan dıfları çıkardı, kapıyı kapattı. Sıra
bana gelmiflti. Sesini yükselterek: "Bu
namaz olmadı, kalk yeniden kıl!" dedi.
Ben yafllı amcanın sözlerine aldırmadan namazıma devam ettim.
Selam verdikten sonra: "Amca, dedim, neden çocu¤u korkuttun? Peygamberimiz (sav)’in namazını bozmayan bir fley neden benim namazımı
bozsun?" Yafllı amca ne demek istedi¤imi anlamamıfltı. Japon ö¤retim üyesinin de yukarıda sözünü etti¤i gibi,
Efendimiz (sav)’in namazda iken torunlarının sırtına çıkmasına izin verdi¤ini, hatta düflmesin diye eliyle tuttu¤unu, bazen secdeyi uzattı¤ını anlattım.
Hacı amcanın aklı yatmamıfltı: "Ben
hocalardan böyle bir fley duymadım,
nerden uyduruyorsun?" dedi.
Camide güldükleri, birbirini azıttıkları, sesli konufltukları için çocuklara
kızan, ba¤ıran, kulaklarını çeken ve bazen de camiden dıfları atan yafllı insanlar vardır. Bu insanlar, çocukları camiye ve namaza karflı so¤uttuklarının, flu-
ur altlarında derin izler bıraktıklarının
farkında de¤ildir. Camiye küsmüfl bazı
aydınlarımızın çocukluk hatıralarını
okudu¤umuzda bir yafllının bu tür
olumsuz davranıflları oldu¤unu görüyoruz. Ramazanlarda, uzun sürmesine
ra¤men, teravih namazları çocuklar için
bir çeflit arkadafllarıyla buluflma vesilesidir. Rahat davranabilmek için arka
saflara geçer, birbirlerine dokunur, kıkırdar, birbirlerini güldürürler. Hemen
hepimizin çocukluk hatıraları içinde
yaramazlık yaptı¤ımız teravih namazları vardır.
Geçen sene ramazanda arka saflarda
yaramazlık yaptıkları için çocuklara kızan yafllı bir amcaya, daha yumuflak olmasını söyledi¤imde bana da ba¤ırmıfl,
ders verir gibi flöyle demiflti: "Böyle
yapıp çocukları flımartıyorsunuz! Büyüklere saygıları olmayınca, iflte böyle
Allah’a da saygıları olmaz! Peygamberimizin: ‘Mescitlerinizi çocuklardan,
mecnunlardan ve serkefllerden koruyun.’ dedi¤ini duymadın mı?" Amcaya
peygamberimiz zamanında ve peygamberimizin imametinde çocukların arka
saflarda namaz kıldıklarını, bu sebeple
hadisin çocukların mescide sokulmaması fleklinde anlaflılamayaca¤ını, namazların dıflında mescitlere girip oyun
oynamamaları ve kirletmemeleri için
söylendi¤ini anlatmaya çalıflmıfltım.
Sevgi, fiefkat, Güzel Söz ve
Nasihat Dayaktan
Daha Etkilidir
Kiflilik oluflumunda çocukluk yılları
çok önemlidir. Sevgi, flefkat, yardımlaflma gibi insani duygular ancak mutlu
bir aile ortamında yaflanarak kazanılmaktadır. Çocuklu¤unda korunmamıfl,
fliddete maruz kalmıfl, de¤er verilmemifl, sevgi ve flefkat görmemifl, dini terbiye almamıfl kimselerin sonradan bu
duyguları kazanması çok zordur.
Okuyucum oldu¤unu söyleyen bir
baba, e-mail adresime gönderdi¤i mektupta, çocuklarından yakınıyor; flöyle
diyordu: "Ben çocuklu¤umda hiç babama karflı geldi¤imi, sözünden çıktı¤ımı
hatırlamıyorum. Bu yaflımda bile babama saygıda kusur etmem. Ellerinizden
öper, biri sekiz, öbürü on bir yaflında
iki o¤lum var. ‹kisini de elimden geldi¤ince iyi terbiye etmeye çalıfltım.
Kur’an okumayı, namaz kılmayı ö¤rettim. Ancak büyü¤ü namazında tembellik yapıyor, bazen kılmadı¤ı halde kıldı¤ını söylüyor. Birlikte cemaatle kılaca¤ımız zaman gönülsüz davranıyor.
Acele etmesini, bizi bekletmemesini
söyledi¤im zaman karflılık veriyor. Küçü¤ü de ondan etkileniyor. Namaz konusunda tembellik yapmanın ve yalan
söylemenin büyük günah oldu¤unu
söylüyorum, ama bir ifle yaramıyor. Bir
hadiste peygamberimizin, "Yedi yaflına
kadar çocuklarınızı namaza alıfltırın, on
yaflında kılmazlarsa dövün." dedi¤ini
duydum. Dövmenin flekli nasıl olacak?
Beni bu konuda aydınlatır mısınız?"
Okuyucuma sevgi, flefkat ve güzel
sözün dayaktan daya etkili oldu¤unu;
daya¤ın en son çare olması gerekti¤ini,
bunun da sopayla ve sert bir cisimle de¤il, ancak çıplak elle ve yüzüne vurmamak flartıyla bir iki flaplaktan ibaret olaca¤ını, bununla birlikte bazı alimlerin
"Bulu¤a erinceye kadar çocuktan kalem
kaldırılmıfltır." hadisiyle dayak emrinin
kaldırıldı¤ını iddia ettiklerini, bu konuda en güzel örne¤in yine Peygamberimiz (sav)’in kendisi oldu¤unu, çocuklu¤u Efendimize hizmet etmekle geçen
Enes (ra)’in çocukluk hatıralarından örnekler vererek anlatmaya çalıfltım.
Enes (r.a) anlatıyor: "Hz. Peygamber Medine’ye geldi¤i vakit ben sekiz
yaflında idim. Annem elimden tutarak
Rasûlullah (sav)’a götürdü. ‘Ya Rasûlullah! Ensar’dan herkes sana bir hediye veriyor. Benim flu o¤lumdan baflka
sana hediye edebilece¤im bir fleye sahip de¤ilim. Bunu al, istedi¤in hususta
sana hizmet etsin.’ dedi. Bundan sonra
ben on yıl Rasûlullah (sav)’a hizmet ettim. Bu müddet sırasında beni ne dövdü, ne hakaret etti, ne azarladı, ne de
bir defacık surat astı. Bana ilk tavsiyesi: ‘Sırrımı kimseye iffla etme.’ oldu.
Annem ve Rasûlullah (sav)’ın zevceleri
bazen benden sırrını sorarlardı ama ben
onlara söylemezdim. Rasûlullah
(sav)’ın sırrını asla kimseye söylemedim."
Enes, "Bir keresinde bana flu nasihatte bulundu." diyerek bafllayan nakillerinde, Efendimiz farklı zamanlarda flu
nasihatlerde bulunmufltur: "O¤ulcu¤um! Abdestini tam al, ta ki hafaza melekleri seni sevsin ve ömrün uzatılsın.
Ey O¤ulcu¤um! Elinden geldi¤ince abdestli ol, zira kim abdestli iken ölürse
ona flehitlik (sevabı) verilir. Elinden
geldikçe namazı bırakma, zira bu taktirde melekler sana rahmet okurlar. Ey
o¤ulcu¤um! Duayı çok yap, zira dua
muhakkak kaza ve belaları bertaraf
eder. Ey o¤ulcu¤um! Evinden çıktı¤ın
zaman ehli kıbleden gördü¤ün herkese
selam ver, böylece ma¤firet görmüfl
olarak eve dönersin. Kendi evine girdi¤in zaman da kendine ve ev halkına selam ver. ‹slam büyüklerine karflı saygılı, küçüklerine karflı flefkatli ol. Ey
o¤ulcu¤um! Kimseye karflı kalbinde
kötülük tutmadan sabahlamaya ve akflamlamaya çalıfl. Zira bunda muvaffak
olabilirsen, hesabını çok kolay verirsin.
Ey o¤ulcu¤um! Bu vasiyetimi tutarsan
hiçbir fley sana ölümden daha sevgili
olmaz. Ey o¤ulcu¤um! ‹flte bunlar Benim sünnetimdir. Kim sünnetimi ihya
ederse, Beni ihya etmifl olur. Beni ihya
eden de cennette benimle beraberdir."
Ebu Hureyre’nin nakillerinde Hazreti Hasan, Hüseyin ve ‹bnu Abbas’tan
da buna benzer çocukluk hatıraları oldu¤unu görüyoruz. Allah bizleri Rasûli Ekrem Efendimiz (sav)’in sünnetini
ihya edenlerden ve cennette ona arkadafl olanlardan etsin.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 30
30
GEZI NOTLARI
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Hessen Bölgesi Kadın Kolları Gençlii’nden Tarihe Yolculuk
AVRUPA’NIN NCS BOSNA GEZS
emyeflil Nehirleri, arnavut kaldırımı ile bir masal flehrini andıran di¤er yandan delik-deflik evleri ve binlerce
flehidi ile ölüler flehri BOSNA´da idik!...
Osmanlı seferleri baflladı¤ında kapılarını açan Boflnak halkı bugün de bize aynı sıcaklık ile kapılarını açtı...
Bosna´daki ilk ziyaretimiz Balkanların bilge Kralı flehitlerin babası Aliya ‹zzetbegoviç´di. Bosna-Hersek Müslümanlarının lideri ve bütün dünya Müslümanlarının sevgisini kazanmıfl
olan fikir ve siyaset adamı Aliya ‹zzetbegoviç, 78 yaflında vefat etti. Yüce Allah'tan kendisine rahmet ve ma¤firet diliyoruz.
Allah mekanını cennet eylesin. (Amin)
Genç yafllarından itibaren Bosna Müslümanlarının davalarına ve de¤erlerine önem veren ‹zzetbegoviç zor zamanların
adamıydı. Ama yafladı¤ı dönemlerin flartlarına yenilmemeye,
bilakis a¤ır ve zor flartları yenerek davasına, de¤erlerine ba¤lı
kalmaya çalıfltı. Onu farklı kılan en önemli özelliklerden biri
buydu. Ça¤ımızda lider konumunda olanların birço¤u belli bir
noktaya geldikten sonra kendilerini kuflatan hakim flartlara yenilmekte, kendilerini oraya taflıyan de¤erlerini, davalarını
unutmaktadırlar.
fiehitlikde dolafltı¤ımızda yatanların % 90´nin 17-20-25
yafllarında gençlerin oldu¤unu gördük... Ruhlarına birer fatiha
gönderdikten sonra flefaatlarını umarak flehitlikden ayrıldık...
Daha sonra Aflıklar Çeflmesi dedikleri di¤er ismi ile Sebil
olan çeflmenin yanına gittiktik duyumlara göre bu çeflmeden
bir kere içen Bosna´dan ayrılamaz imifl. C›v›l c›v›l kumrular›n›n oldu¤u Eyüp Sultan´ı andıran bu alandan sonra ise Osmanlı zamanından kalma carflıları andıran Baflcarflıya girifl yaptık.
Baflcarsı tek katlı ahflap dükkanlardan müteflekkil. Ço¤unlukla
el sanatı ürünlerin satıldı¤ı Baflcarflı dükkanlarına “Selamünaleyküm” ile karflılanıp “Allah´a emanet” diye u¤urlanıyoruz...
Gazi Hüsrev Begova Camii, Baflçarflı’nın, hatta Bosna’daki Müslümanlar’ın kalbi gibi. Herkes, her yerden oraya do¤ru
kofluyor. Özellikle namaz saatlerinde cami avlusu dolu dolu.
Her yafltan kadın-erkek ve çocukların kaynafltı¤ı bir mekan.
Bizlerin en çok dikkatini çeken ve sevindiren baflörtüsüz hanımların çantalarından eflarplarını çıkartıp safta yer almaları
idi. Bosna’ya dıflardan gelen herkese burada rastlayabilirsiniz.
Begova Camii´nde 400 yıldan beri aralıksız hergün bir hatim
yapılmaktadır. Savafl zamanında ise 48 bomba ile hedef almıfl.
Gezimizin ikinci günki dura¤› Poçitel. Yemyeflil bir yamaca kurulmufl, tepeden tırna¤a bir Osmanlı köyü. Kalesi, camisi, medresesi, tafl merdiveni, herfley çok güzel. Sonra Blagey
Tekkesi Sarı Saltuk Baba´nın huzurundayız. Bembeyaz duvarı, cumbalı camları ile Buna nehrinin üzerinde bulunan tekke o
günkü dervifllerin hatırasını bugüne kadar taflıyor. Da¤ büyüklü¤ündeki bir kayanın içinden do¤an ırma¤ın suyu ise buz gibi. Duvarlarında “Hu” yazılarının buludu¤u bu tekkede Bosanka Kahvesini yudumlamak da ayrı bir zevk. Bosna tam bir dondurulmufl Osmanlı'dır. Türkiye'de unutulmufl bazı hususiyetler
orada devam etmektedir. Mesela kahve içme adabı. Bosnalılar
kahveyi kulpsuz fincanda içiyor. Neden? Diye sordu¤umuzda
Kulplu fincanda Hıristiyanlar içer. Baba o¤ul kutsal ruh deyip
Y
üç parmakla tutarlar. Biz o yüzden kulpsuz fincanı özellikle
tercih ederiz ve ‹slam'ın flartı befl deyip, fincanı avucumuza alırız.
Sonraki ziyaret yerimiz Mostar; Neretva nehrinin k›y›s›nda, Ahsap evlerinin dar sokaklar› ve tafl köprülerinin bulundu¤u flehir. Mostar'da, Kanuni Sultan Süleyman'ın fermanı üzerine 1557-1566 yılları arasında infla edilen ve 1993 yılındaki savafl sırasında aflırı milliyetçi Hırvat milislerin topçu atefliyle yıkılan tarihi ''Stari Most-Mostar Köprüsü'', ustalarca aslına uygun olarak yeniden infla edilmifl. Birleflmifl milletlerin öncülü¤ünde toplanıp Mostar´da hiç bir dini simgenin bulunmayaca¤ı kararını aldıkaları gece Sırplar gece da¤a haç diktiler...
Gezimizin üçüncü günü ise ilk dura¤ımız Ahmeci Köyü.
Bu köydeki müslüman halkı savafl zamanında bir camide toplayıp toplu flekilde yakmıfllar, yakılanlar adına yapılan anıtta
aynı aileden dedelerin babaların küçücük bebeklerin flehit edildi¤ini gördük. Yolumuza devam ederken , bembeyaz mermer
taflları ile uzaktan biz de buradayız diyen flehitlerle dolu flehitlikleri görüyoruz. Rehberimiz bir konuya özellikle dikkatimizi
çekiyor “Bu sırplar müslümanların dirisini öldüremedi¤inde
müslüman mezarlı¤ına gidip ölülerimizi çıkarıp iflkence ediyorlardı, yine eskiden kalma osmanlının da bulundu¤u bir kabristanı yıkıp park ve umumi tuvalet haline getiriyorlar.’’ Rabbim onlarını islah etsin bizlere de duyarlılık versin....
Sonraki dura¤ımız Travnik; Osmanlı´da bir çok Vezir bu
flehirden çıkmıfl, on dokuz Vezirin türbe ve mezarları bu flehirde bulunuyor. Travnik’in meflhur tarihi kalesinden seyrettik bir
de Travnik’i, doyumsuz bir görüntüydü. Ardından Kızların ve
erkeklerin ilim aldıkları yatılı bir medreseye gittik. Son derece
temiz ve teknolojinin en yeni ürünlerinin bulundu¤u bu medrese genç boflnak kardefllerimiz ile dolu. Yine bu medresede Fatih Sultan Mehmet´in fermanı da okuma fırsatı bulduk.
O günün akflamı ise bize Bosna´da ev sahipli¤i yapan Miladı Müslümanı (Genç Müslümanlar) Teflkilatının Baflkanı
Ömer Behmen ile görüflme fırsatı bulabildik. Mıladi Müslümanı 1939 yılında kuruldu.Kurucular arasında Aliye ‹zzetbegaviç´inde oldu¤u ve ülke çapında islami uyanıflın altında Genc
Müslümanların yıllarca süren calıflmalrı yatmaktdadır. Bu hareketin tüm üyeleri gösterdikleri fedakarlıklarla Bosna-Hersk´deki müslüman nüfusun yok edilmesine izin vermediler. Genç
Müslümanlar üyelerinin tamamına yakını hayatlarının büyük
bölümlerini hapislerde geçirdiler. fiuanki Baflkan olan Ömer
Behmen ise Dünyada politik suçtan dolayı en fazla ceza alan
üçüncü kiflidir. Ömer Behmen bize “Türk vilayeti olan Bosna´ya hoflgeldiniz” diye sohbetine baflladı. Ömer Behmen “En
büyük amacımız Bosna´da sa¤lam bireyler yetifltirmek. Biz kifliler üzerinde duruyoruz. Aynı zamanda onların bir halkaya ait
olduklarını, en ufak bir fleyde bu ideolojiden halkadan kopmamalarını verdi¤imiz e¤itimle sa¤lıyoruz. Dört temel prensibimiz var Cemaat, Edep, fiura, Amel. Dervifller çok güzel, zikir sayesinde Allah ile olan ba¤larını koruyorlar ama etraflarına faydaları yok. Biz elle ortaya birfleyler koyabilen cemaat
istiyoruz. Gece isteyen ibadetini yapacak ama gündüzleri di¤er
müslümanlar ile çalıflacak. Bizlerden beklentileri ne diye sordu¤umuzda ise; “Rakamlarda nufus olarak çok az görünüyoruz, bu da bizi güçsüz olarak gösteriyor oysa Bosna´dan olan
boflnaklardan ziyade boflnaklar Türkiye´de yaflıyor hiç olmazsa bu kardefllerimizin çifte vatandafllık yapıp Boflnak vatandafllıklarını da kullanmalarını istıyoruz. Ayrıca topraklarımız Sırplar, Hırvatlar ve Amerikalılar tarafından ucuz bir fiyata Boflnaklardan satın alınıyor. Bunları onların de¤il sizin almanızı istiyoruz, savafltan çıktık halkın paraya ihtiyacı var, sizden ricam
gitti¤iniz yerde imkanı olanlara lütfen söyleyin topraklarımızı
onların yerine müslüman kardefllerimiz satın alsın.’’ dedi. ardından savafl zamanında zulüm görmüs üç bacımız ile görüfltük. O kardefllerimizi dinledikten sonra tüylerimiz ürperdi ve
Allah´ın ayetlerindeki ikazlar› hat›rlad›k, bubun canlı örne¤ini
gördük, dinledik. Aynı sırada ders gören okul arkadaflları, yan
komfluları tarafından iflkencelere u¤ramıfllar. Bu kardefllerimize sabır dileyip anlattıklarından ders cıkarıp yanlarından yüreklerimiz yaralı bir flekilde ayrıldık.
Dördüncü ve son günümüzde ise Saraybosna flehrinin dıfl
dünyayla ba¤lantısını sa¤layan tek yol olan Tünele gittik. Dört
ayda ve büyük bir gizlilikle açılan 800 metrelik tünel Sarajbosna´nın kurtalmasında büyük bir rolu var. Tünel Kolar ailesinin
evinin altına yapılm›fl. Evin sahibesi teyzemiz ise halen orada,
bizleri kucaklıyor sarılıyor tıpkı savafl zamanında Boflnak askerlerini teselli edip su da¤ıttı¤› gibi elini öpüp, teyzemizin yanından ayrılıyoruz. Sonra yine otobüsümüz ile Saraybosna´ya
yol alıyoruz yol boyunca, Sırp kurflunlarına hedef olmufl binalardaki izleri, yakılmıfl harabeye dönmüfl bazı binaları, yüzlerce kurflunun isabet etti¤i delik deflik duvarları gördükçe Boflnak halkının nasıl bir savafl yafladı¤ını anlamaya çalıflıyorsunuz. Sonra yine Moric handa bulunan Mladı Müslümanın klubüne gidiyoruz. Burada bize kardefllerimiz Boflnak Kahvesi ve
Boflnak Böre¤i ikram ettiler, ardından ise rehberimiz olan aynı
zamanda Mıladı Müslümanının Genel Sekreteri Almedina hanım “Bugüne kadar ben anlattım, flimdi sizi dinleyece¤im” diyerek sözü bize veriyor. Grubumuz olarak bu iflkencenin ve
zulmün insan olanın nasıl yapabildi¤ini hala aklımızın almadı¤ını söylüyor “Bu ne kin böyle” diyoruz, “Dinen zaten kardefldik ama gelince tekrar kardeflli¤imizin pekiflti¤ini hissettik ve
burada olup bitenleri di¤er genç kardefllerimize duyaraca¤ız bu
bizim vazifemiz” dedik. Almedına hanım ise "Savafl zamanında ve sonrasında Milli Görüfl Teflkilatının büyük yardımlarını
gördük. Bizler aynı kökten geliyoruz. Türk devletinin bu denli
duyarsızlı¤ını bizi üzüyor.” ardınan ise flöyle ekliyor “Milli
Görüfl iyiki var’’. Bu Mazlum ama onurlu kardefllerimiz için
kardefllik hukuku neyi gerektiriyorsa onu yapmalıyız. Dört
günlük bir beraberlikten sonra hem Bosna´dan hem de rehberimiz ve tercümanım›zdan ayrılmak bize zor geldi. Gözyaflları
ile bir dahaki zamanlarda görüflmek duası ile ayrıldık...Bu gezimizin Bosna tarafındaki organizede bize yardımcı olan Genel Merkezden Edin Salkoviç beye, bize ev sahipli¤i yapan
Bosnayı adım adım tanıtan Almedına hanıma ve tercümanımız
Hilal´a sonsuz teflekkürlerimizi sunarız.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 31
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
DOSYA
31
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)
, "lemlere rahmet olarak gönderilmiflti"
(Enbiya Suresi:107) O'nun geldi¤i dönemde, bugün içinde yafladı¤ımız dünyanın flahit oldu¤u vahfletin tıpkısı hükmünü sürdürüyordu.
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav),
insanlı¤ın, inanç, ibadet, ahlak, ilim vs. de¤erlerinin yozlafltı¤ı ve adeta dünyanın flirazesinden çıktı¤ı bir dönemde gönderildi. Nerdeyse, topyekün insanlık yaratılıfl gayesinden sapmıfl, aklı selimden
uzaklaflmıfl, nefsinin ve flehvanî isteklerinin tatmininden baflka bir fley düflünemez hale gelmiflti. ‹nsanlı¤ı yüceltecek gerçek iman esaslarından uzak,
adî ve baya¤ı fleylere inanıyor ve ibadet ediyordu.
Yegâne adalet terazisi "güce" ayarlanmıfl; kim güç
kaynaklarını elinde bulunduruyorsa, haksız da olsa,
haklı olan o, oluyordu. ‹dareler, zorbaların elinde,
ekonomi tefeci ve faizcilerin kontrolünde, mutlu
azınlık semirirken, mutsuz ço¤unluk sefaletin her
çeflidini tatmakla meflgul, aile hayatı felç olmufl; fuhufl ise artmıfltı. ‹nsanlı¤ın temel hakları; inanma,
ibadet etme, yaflama, mal-mülk sahibi olma, ırz ve
namusuna sahip çıkma, neslini muhafaza altına alma gibi hakları korunamıyordu.
O Resul-ü zi-flan Efendimiz, en büyük inkılâbı,
insanların, bozulmufl ve yozlaflmıfl, inanç ve o
inanç etrafında oluflmufl ibadet, ahlak ve ictima-i
iliflkileri alanında gerçeklefltirmifltir. Yaratılıfl gayesi "Allah'ı tanımak ve O'na ibadet etmek" (Zariyat
Suresi: 56) olan insanlar, Allah'ı bırakmıfllar, adî ve
baya¤ı fleylere tapar hale gelmifller, batıl olan bu
inançlarının etrafında oluflturdukları bir takım asılsız fleylerle meflgul olmaya bafllamıfllardı. Kimileri
yozlafltırılmıfl bir Allah inancına sahip olurken; bir
kısmı, aya, günefle, yıldıza, tafla, topra¤a, atefle, suya vs. maddi olan fleyleri büyük görerek onlara tapınmaya bafllamıfllardı. ‹flte böyle bir dönemde
gönderilen Peygamber efendimiz, insanların sadece
Allah'a inanmalarını, O'na kulluk etmelerini, O'nun
koydu¤u kurallara ve ibadet esaslarına göre ibadet
etmelerinin do¤ru oldu¤unun talimini yapmıfl; Allah ile kulları arasında hiçbir aracının olamayaca¤ı
gerçe¤ini yeniden ö¤retmifl ve evvela kendi kabilesinin putlarını kırmıfl; putlar etrafında oluflturulmufl
olan batıl inanç, ibadet ve hurafeleri tarihe gömmüfltü. (‹sra Suresi: 81)
O güne kadar insanlar arasında oluflturulmufl
olan sınıf, cins, renk ve ırk ayırımları ortadan kaldırılmıfltır ki, ondört asır öncesinden Efendimiz (as)
tarafından gerçeklefltirilen bu inkılâp, ancak yirminci asrın bafllarında kimi ülkeler tarafından fark
edilmifl ve sanki yeni bir fley keflfedilmifl gibi insanlı¤a takdim edilmifltir. Mekke’yi fethederek
Ka'be'yi bütün putlardan temizleyen Peygamberimiz, aslen köle olan ve Habeflistanlı zenci bir Müslüman Bilal'i Ka'be'nin damına çıkartarak, Ka'be'de
ilk ezanı okutmak suretiyle, bütün insanlı¤a "insanlar arasında, insanların etnik kökenleri, cinsiyet ve
renk farklılıkları gibi hususlar göz önünde tutularak, ayrımcılık yapılmaması gerekti¤i" mesajını
vermifltir. O gün yaptı¤ı ilk konuflmasında da bunları flu flekilde ifade buyurmufllardır: "Allah'tan
baflka ilah yoktur. Allah'ın efli ve orta¤ı da yoktur.
Allah vaadini do¤rulayarak, kulu Hz. Muhammed'i
zafere ulafltırdı. Cahiliye döneminden kalma bütün
çirkinlikler ve kan davaları ayaklarımın altındadır.
O
Ey Kureyfl, Allah, sizden cahiliye kibrini, baba ve
dedelerle övünme gururunu ortadan kaldırdı. ‹nsanlar Adem (as)'dan, Adem (as) da topraktan yaratılmıfltır." (Irk üstünlü¤ü söz konusu olamaz).
"Ey insanlar! Muhakkak ki, Biz sizi bir erkek ile difliden yarattık ve sizleri flubelere ve kabilelere ayırdık ki birbirinizi tanıyasınız. fiüphe yok ki, sizin Allah katında en mükerrem olanınız en ziyâde müttakî olanınızdır. Muhakkak ki Allah Teâlâ alîmdir,
habîrdir." (Hucurat Suresi: 13) (Tabakat, Ibn
Sa'd)
‹nsanların kendi düflüncelerini korkmadan ve bir
baskı altında hissetmeden ifade etmeleri son derece
önemli bir insan hakkıdır. Bu hakkı en çarpıcı bir
flekilde insanlı¤a en genifl manasıyla ö¤reten yine
Efendimiz (as) olmufltur. ‹slam’a ve Müslümanlara
hakaret ve zulmetmifl olmaları sebebiyle bazı insanlar savafl suçlusu olarak ilan edilmifllerdi. Bunların içinde Ebu Sufyan (ra)'in efli Utbe Kızı Hind
(ra) da vardı. Mekke fethedildi¤i gün Hind de peygamberimizin huzuruna gelmifl ve ba¤ıfllananlardan
olmufltu. Belki de tarihin en ilginç diyalogu bir muzaffer komutan olan Peygamberimiz'le daha henüz
affedildi¤i bile belli olmayan, hem de bir kadın
olan Hind (ra) arasında cereyan etmiflti. Suçlu bir
kadın olmasına ra¤men fethin komutanına karflı çekinmeden fikirlerini ifade etme hürriyeti O’na
Efendimiz (as) tarafından sa¤lanmıfltı. Bu konuflmanın bir yerinde Peygamber Efendimiz (as), "Çocuklarınızı öldürmeyeceksiniz" diye emretti¤inde;
Hind (ra), "Biz çocuklarımızı küçükken kollarımızda besledik, büyüttük, büyüyünce sen, onları Bedir’de öldürdün" diye mukabelede bulundu. Orada
hazır bulunan Hz. Ömer bütün celadet ve haflmetine ra¤men bu sözü garip görerek yüksek sesle güldü. (‹bn ‹shak, ‹bn Cerir) Hiç bir tutarı olmayan esir
birinin, böyle bir suçlamayı yöneltece¤i galip bir
komutan, acaba nasıl bir mukabelede bulunurdu?
Hem öyle bir devir ki, kadınların sadece flehvet aracı olarak kullanıldı¤ı, hiçbir insanî haklarının olmadı¤ı, belki insan muamelesine bile layık görülmedi¤i bir dünyada bu tutum ne büyük bir devrimdir.
O'nun (as) en büyük inkılâplarından birisi de,
"din hürriyeti"ni tanımıfl olmasıdır. Zorla, baskıyla,
hiç bir insanın inancını de¤ifltirmeye çalıflmamıfl ve
bu hususta insanlı¤ın yegâne önderi ve örne¤i olmufltur. Hakkı ve do¤ruyu anlatmıfl, insanların da
kabul etmeleri için de davetlerde bulunmufl; ama
asla fiilî ve fikrî baskı metotlarıyla insanların kanaatlerini de¤ifltirme yoluna gitmemifltir. Mücadelesi
hep "fikirlerini ifade etmek isteyen insanların önüne engel olan insanların bu despotluklarına son verme" mücadelesi olmufltur. Onun için de sık sık ashabına (ça¤ında beraber yaflayan arkadaflları) ve
sonradan gelecek ümmetlerine tavsiyesi, Müslümanlarla aynı ülkede yaflayan di¤er din mensuplarına saygı ve hürmette kusur etmemeleri ve onların
haklarına riayet etmeleri fleklinde olmufltur. Kur'anı Kerim ve Hadis-i fierifler bu hakkın korunmasıyla alakalı örneklerle doludur. "Dinde zorlama yoktur. Çünkü do¤ru yol, sapıklıktan apaçık bir flekilde ayırdedilir hale gelmifltir". (Bakara Suresi:
256) "Sen insanları mümin oluncaya dek zorlayıp
duracak mısın?" (Yunus Suresi: 99)
Robertson, "fiarlken'in Tarihi" adlı eserinde
flöyle der: "Kendi dinlerine karflı hamaseti ve di¤er
dinlere karflı da hoflgörüyü bir arada bulunduranlar
yalnız Müslümanlardır. Dinlerini yaymak amacıyla
kılıç kuflanmakla birlikte, dinlerini kabul etmeyenlere, kendi dinlerinin ö¤retilerine ba¤lanmak hürriyetini verenler yalnız onlardır." (Hadaratü'l Arap,
shf. 128’deki dipnot)
‹nsanlı¤ın en önemli hakların birincisi, yaflama
ve mülkiyet sahibi olma hürriyetidir. En genifl manası ile insano¤lunun bu do¤ufltan gelen hakların
yeniden inflaatçısı ve takipçisi Efendimiz (as) olmufltur. Daha peygamberlik kendisine verilmeden
önce gençlik yıllarında bu iki hakkın korunması
için oluflturulan ve adına "Hılfu'l- Fudul" cemiyeti
denilen organize içerisinde yer almıfl; hatta Peygamberli¤i günlerinde bile bu teflkilatı flöylece övmüfltür: "Abdullah b. Cüd'an'ın evinde, bana kırmızı tüylü develerim olmasından daha kıymetli olan
bir teflkilatlanma sözleflmesine katıldım ki, bu gün
bile böyle bir teflkilata girmeye davet edilsem yine
evet derdim. Bu teflkilatın adı Hılfu'l Fudul idi."
O, rahmet peygamberiydi, getirdi¤i fleyler de
aynen rahmetti. "Siz yeryüzündekilere merhamet
ediniz ki, göktekiler de size merhamet etsin" buyururdu. Sadece insanlara karflı de¤il, bütün hayvanat
ve nebatata (canlılar ve bitkiler) karflı bile rahmet
hisleri ile dolu idi. Hz. Enes b. Malik (ra) anlatıyor:
"On sene boyunca Allah'ın Resulüne hizmet ettim.
Bir defa bile bana "öf" demedi. Yaptı¤ım bir fley
için, niçin yaptın? Terketti¤im bir fley için de niye
terkettin? diye sormadı." (Muslim) "Bir Müslüman
bir a¤aç diker veya ziraatçılık yapar da ondan bir
kufl, bir insan veya bir hayvan nasiplenirse, bu o ziraat sahibi için sadaka olur" buyurmufltur. (Müslim)
fiahsı için hiç kimseden intikam almadı. Güçlü
iken affetme yolunu tercih etti. En güzel insani sıfatlar O'nda mevcuttu. Hilim, cesaret, adalet, iffet,
cömertlik gibi üstün vasıflar O'nda kemalini bulmufltu. Konuflmaları, gülmeleri ölçülü idi. Ço¤unlukla mütebessimdi. Yemesi, içmesi ve giyinmesi
tertipli ve düzenli; tekellüfsüz ve gösteriflten uzak;
tertemizdi. Hata yapanların mazeretlerini kabul
eder ve flöyle derdi: "Allah, kardeflim Musa'ya rahmet eylesin. Benim karflılafltı¤ım fleylerden daha
beterleriyle karflılafltı da sabretti." (Buhari, Müslim)
Cömertli¤i ve cesareti emsalsiz idi. O'nun Vahiy
Okulu e¤itim ve terbiye rahlesinden feyzini almıfl,
ilim beldesi, amcasının o¤lu, damadı ve raflid halifesi Hz. Ali (ra) efendimizin O’nu bize flöyle anlatıyor:
"Eli en açık, gönlü en genifl, ifadeleri en düzgün,
sözüne en sadık, tabiatı en yumuflak, geçinilmesi en
kolay insandı. Kendisini ilk görene bir heybet telkin ederdi. Sohbetinde bulunan O'nu severdi. O'nu
anlatan "önce ve sonra O'nun benzerini görmedim"
derdi. Kendisinden istenen bir fleyi varsa mutlaka
verir, yoksa arafltırır, bulur ve verirdi. Bir defasında adamın birine, iki da¤ arasını tutacak kadar koyun verdi. Adam kabilesine döndü ve onlara:
"Müslüman olunuz. Zira Muhammed fakir olmaktan korkmayan bir insanın verdi¤i gibi veriyor" dedi.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 32
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
DOSYA
32
HESSEN
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Rahmet Resûlü’ne vefa
Nureddin YILDIZ
ize, kendi içinizden öyle bir
peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya düflmeniz O’nun a¤ırına gider; O, size son derece düflkün;
O, müminlere karflı flefkatli ve merhametlidir. (Tövbe, 128)
Peygamber aleyhisselamın bildirdi¤i her fleyi do¤rulamak: Elindeki
Kur’an ile cinlere ve insanlara gönderildi¤ini, getirdi¤i din olan ‹slam’ın
son din oldu¤unu do¤rulamak…
Kendisine itaat, verdi¤i hükümlere teslimiyet, Sünnetine uymak, aykırı olan ne varsa reddetmek…
O’nu ana-baba, can dâhil her fleyden daha fazla sevmek… Bu sevmeyi
do¤rulayacak bir saygıya, dininin yayılmasına çalıflmaya, Müslümanlar
arasında sünnetinin canlı kalmasına
gayret…
Akıl der ki: Yarınki umut için bugün vefa gerek:
Çetin günün flefaat umudu Peygamber aleyhisselam efendimiz
için…
Sevgi iddiamızın ispatı için…
O’nun mirasını gelecek kuflaklara
aktarmak için…
Bir müminin gücü ve imkânları
oranında neler yapabilece¤ini göstermek için…
S
[email protected]
‹slam ve ‹man ile flereflenme nimetinin karflılı¤ında O’na vefa gerek.
Vefa 1: O’nu, Kur’an’ın tanıttı¤ı
gibi tanıyıp iman etmek; düflmanlarının O’nun hakkında ortaya attı¤ı iftiralara itibar etmemek. O’nun Allah’ın
yarattıkları arasında en de¤erlisi oldu¤una, peygamberlerinin sonuncusu
oldu¤una inanmak. Rabb’inden bildirdiklerinde ma’sum oldu¤una, risalet görevini en mükemmel flekilde
yaptı¤ına, mucizeler sahibi oldu¤una,
en büyük mucizesinin de KUR’AN
oldu¤una kesin iman etmek.
Vefa 2 "Kifli sevdi¤i ile beraberdir." O’nu, sevmeyi, bütün sevgilerin
önüne koymak, bize cennetin yolunu
göstermekle yapmıfl oldu¤u iyili¤in
kıymetini takdir edip minnettarlı¤ımızı göstermek. O’nu sevmenin Allah Teala’yı sevmek, O’na yaklaflmanın Allah Teala’ya yaklaflmak oldu¤unun fluuruna varmak. O’nun bize
canlarımızdan daha yakın, bize bizden daha flefkatli oldu¤unu bilmek.
Sevdi¤ini sevmek, sevmedi¤ini sevmemek, O’na yakın olanı yakın, uzak
olanı da uzak bilmek.
Vefa 3: O’na karflı saygımızı kâ¤ıtlarda yazılı ve dillerde tekrar edilen fliir mısraları fleklinde de¤il, sada-
Ffm-West Üyeleri Toplandı
GMG Hessen Frankfurt-West
Teflkilatında gerçeklefltirilen
üyeler toplantısı Kuran’ı-Kerim Tilavetiyle baflladı. Teflkilat
birimleri flimdiye kadar yapmıfl oldukları faaliyetleri özet olarak anlattılar. Bölge Yürütme Kurulundan katılan Frankfurt-West fiubesi
sorumlusu C. Pekdemir selamlama
konuflmasın›n ard›ndan bir sürpriz
yaparak küçük bir devir-teslim
gerçeklefltirildi. Frankfurt-West
Teflkilatında en son baflkanlık yapmıfl olan Mehmet Balbal’a aktüel
Teflkilat Baflkanı ‹. Ünsal bir hediye takdim etti ve flimdiye kadar
I
yapmıfl oldu¤u tüm hizmetlerden
dolayı teflekkür etti. Bu arada tevafuken bulunan Bölge Gençlik Baflkanı (Frankfurt-West Teflkilatının
ilk baflkanı) Hakan Bayhan da baflar› dile¤inde bulundu. fiube Baflkanı ‹. Ünsal ise konuflmasında
a¤ırlıklı olarak yeni Hacc’dan dönmesi hasebiyle kutsal topraklardan
bahsetti ve buralara mutlaka Avrupa’da yaflayan her müslümanın gitmesi gerekti¤ini önemle vurguladı.
Toplantının sonunda ise flube
tarafından hazırlanmıfl olan ziyafete geçilerek toplantıya icabet eden
üyelere teflekkür edildi.
kat ve uygulama fleklinde ispat etmek, Sünnetini O’nun kendisi gibi
görmek; O’nun huzurunda yüksek
sesle konuflmadı¤ımız gibi Sünnetinin karflısına da teslimiyetin ve uygulamanın dıflında bir fleyle dikilmemek.
O sa¤ iken, mübarek vücuduna zarar gelmesin diye, sahabelerin etrafında etten kemikten sur ördükleri gibi
flimdi, O’nun Sünnetini korumak, o
u¤urda her ne gerekiyorsa ona katlanmak, gerekeni feda etmeye hazır olmak.
Vefa 4: Salât ve selamın en kısa
flekli:
O’na salât selam getirmek:
Her anıldı¤ında,
Ezandan sonra,
Cuma günü…
O’na salât selam getirmeyi, üzerimizdeki hakkının en küçük ifadesi,
flefaatinin bir aracısı olarak görmek.
Herhangi bir bidate destek olarak
Sünnetine köstek olmaktan fliddetle
sakınmak. O’na ait bir Sünnet gördü¤ümüzde içten bir sevinçle sevinmek.
Sünnetini yaflatmada hiç kimse kalmasa bile, yaflatacak tek müminin biz
oldu¤unu hissederek çalıflmak, çalı-
flana bu gayretle destek olmak. Ne kadar Sünnete göre yafladı¤ımızın testini sık sık yapmak. O’na uymayı, Sünnetini yaflatmayı rahmetin ve ma¤firetin bir sebebi olarak görmek. O’nun
Sünneti ile haz duymak.
Vefa 5: O’nun kabrini ziyaret de¤il, kabrinde O’nu ziyaret etmek seviyesinde bir anlayıflla yaflamak,
kabr-i flerifinin önünde O’na selam
vermeyi nasip etmesini Allah’tan dilemek, nasip olunca da, O’nu ziyaretin edebine riayet etmek.
Vefa 6: O’nun mirası olan ilmi ö¤retip yayan, Sünnetini yaflatan âlimlere saygılı olup, destek olmak.
Vefa 7: Çocuklarımızı O’nun sevgisi ve O’nun izinden gitme, O’nu yegâne önder bilme fluuru ile yetifltirme,
bu hedefi de tatbik ederek ilk örnek
olma. Bunun için de evde Siret veya
hadis okunan bir ders halkası oluflturmak. Çocukları salâvat okumaya alıfltırmak, teflvik etmek.
Yetime destek olmak, yemek yedirmek ile ilgili hadisin uygulaması
olarak harçlıklarını biriktirmelerini
ve daha sonra onu bir yetime vermelerini sa¤lamak gibi...
Camilerde çocuklara Kur’an ezberletildi¤i gibi hadislerin de metinleri ve tercümeleri ile beraber ezberletilmesini sa¤lamak. Peygamber aleyhisselam efendimizin hayatının ne
anlama geldi¤ini vurgulayarak çocuklara aktarmak.
Ffm-West’te Hayatü’s Sahabe Sohbetleri
Frankfurt-FrankfurtWest Teflkilatında Hayatu’s Sahabe Sohbetleri
geleneksel hale gelen
Cumartesi Sohbetleri
Frankfurt-West Teflkilatı´nda mutad bir flekilde
devam etmekte. Bu sohbetlerde cemaati fluurlandırıcı konular seçilerek ifllenmekte. De¤iflik hatiplerin geldi¤i haftasonu pro¤ramlarda flimdilerde mübarek sahabelerin hayatlarından demetler sunuluyor. Yahya
Ni¤devi’nin anlatımıyla
gerçeklefltirilen sohbetler
çok be¤eni toplad›. Toplumda di¤er sahabelere
nazaran daha az tanınan
Hz. Amr bin Cemuh, Hz.
Süheyl ve Hz. ‹krime gibi sahabelerin hayatları
dinleyenleri fevkalade etkiledi, dinleyenler bunlardan kendilerine
ders çıkarttıklarını ifade ediyorlar. Hayatu’s Sahabe derslerine talep üzerine önümüzdeki haftalarda da devam edilecek.
Ffm-West Tekilatı Hastane ziyaretlerinde
Frankfurt-Frankfurt-West
Teflkilatı taraf›ndan düzenli bir flekilde gerçeklefltirilen hastane ziyaretinlerine bir yeni dizi ziyaretler de eklenerek toplam
ziyaret sayısı 70’nin üzerine çıkmıfl bulunuyor ve bunların sayısı
her hafta mutad bir flekilde artmakta. Bu
ziyaretlerini ziyaret komisyonu ile gerçeklefltiren Frankfurt-West Teflkilatı çok be¤eni toplamakta. Bu ziyaretlerden sorumlu
olan Tanıtma Baflkanı
yapmıfl oldukları ziyaretlerden çok olumlu izlenimler ald›klar›n› ifade etti... “Bu ziyaretlerle müslüman kardefllerimizin kötü günlerinde yanlarında
olarak dertlerini paylaflmıfl oluyoruz. Bundan da flifa bekleyen hastalar çok memnun
kalıyorlar. Di¤er taraftan da onlar için
beklenmedik bir sürpriz oluyor.” diyerek
bu ziyaretlerin önemine vurgu yaptı.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 33
Hayat
DOSYA
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
ahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla alemlere rahmet, kendisinde Allah (cc)’ı
çokça zikredenler için güzel örnekler bulunan, umum kainatı nurlandıran bir kandil olarak gönderilen, insanlı¤ın efendisi Hz Muhammed
Efendimiz (sav)’i anlatmak, ona
karflı olan saygı ve sevgimizi ifade
etmek, bizler için çok zor olsa gerektir. Gelin onu kendi mübarek
sözlerindeki incelikleriyle anlamaya ve tanımaya çalıflalım:
- Amellerin en üstünü, Allah (cc)
için sevmek, Allah (cc) çin nefret
etmektir. (Ebû Dâvud)
- Gizli sadaka, Allah (cc)’ın gazabını söndürür. Sıla-i rahim, ömrü
artırır. ‹yilik yapmak insanı kötü
âkıbetten korur. (Râmûz el-Hadis)
- ‹flin baflı ‹slam, dire¤i namaz,
zirvesi cihattır. (Tirmizi)
- Bir kimse öfkeliyken iki kifli
arasında hüküm vermesin. (Buhari)
- Allah (cc)’ın öyle kulları vardır
ki, onlar insanları yüzlerinden tanırlar. (Taberâni)
- Allah (cc), dünyada bir kulun
ayıbını örterse, kıyamet gününde de
Allah (cc), mutlaka onun ayıp ve
kusurunu örter. (Müslim)
- Her insan hata yapar. Hata
edenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir. (Tirmizi)
- Ümmetimin flerlileri, çok konuflan, düflüncesizce konuflan ve âzametle konuflanlardır. Ümmetimin
hayırlıları ise, ahlakça en güzel
olanlarıdır. (Râmûz el-Hadis)
- Ey kalpleri evirip çeviren! Kalbimi dinin üzerinde sabit kıl! (Tirmizi)
- Mü’min, kusur bulucu, lânet
edici, azgın ve hayâsız olamaz. (Tirmizi)
- Üç fley imadandır: Darlıkta sadaka vermek, herkese selamı yaymak, insafı gözetmek. (Bezzâr)
- Akrabayı yoklamak, malı ço¤altır, ailede de muhabbeti artırır,
ömrü uzatır. (Râmûz el-Hadis)
- Sadaka, Rabbin öfkesini sön-
R
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
SENDE SEN TANIMAK…
dürür ve kötü ölüme engel olur.(Razin)
- Kıyamet gününde bana en yakın olacak kifli, Bana en çok salavat
getirendir. (Tirmizi)
- Sizden öncekilerin helâk olmalarının sebebi flu idi: Seçkin biri suç
iflledi mi ona dokunmazlardı, güçsüzleri suç iflledi mi hemen cezalandırırlardı. (Buhari)
- Allah’ım! Cüzzamdan, sedef
hastalı¤ından, delilikten ve hastalıkların kötüsünden sana sı¤ınırım.
(Ebû Davûd)
- Allah’ım! Kötü ahlaklardan,
kötü ifllerden ve kötü arzulardan sana sı¤ınırım. (Tirmizi)
- Allah’ım! Ben nefsime çok zulmettim. Günahları ancak sen ba¤ıfllarsın. Rahmetinle beni ba¤ıflla! Bana merhamet eyle! Çünkü sen Gafûr
ve Rahîmsin. (Buhari)
- Ben peygamber olmadan önce
Mekke’de bana selam verdi¤ini bildi¤im bir tafl vardı. O taflı flimdi de
tanırım. (Tirmizi)
- ‹ki ses dünya ve ahirette
mel’undur: Nimette çalgı, musibette
feryat. (Râmûz el-Hadis)
- Cömertin yeme¤ini yemek devadır. Cimrinin yeme¤i ise derttir.
(Râmûz el-Hadis)
- Ashabıma sövüp sayanları gördü¤ünüz vakit: ‘Allah, flerrinize lanet etsin!’deyin. (Tirmizi)
- Yeme¤in temizli¤i (helâl kazanç), yeme¤i, dini ve rızkı artırır.
(Râmûz el-Hadis)
- Evlerinizde namaz kılın ve onları kabir haline getirmeyin. Benim
evimi de bayram yeri edinmeyin.
Bana salat-u selam getirin. Muhakkak sizin selamınız nerede olursa
olsun, bana ulaflır. (Râmûz el-Hadis)
- Halka içecek da¤ıtan acele etmez. Ancak hepsi içtikten sonra
kendisi içer. (Ebu Davût)
- Altın ve gümüfl kaplardan iç-
meyin, ipek ve atlas dahi giymeyin,
çünkü bunlar, dünya da gayr-i Müslimler için, ahirette de sizin içindir.
(Ebu Davûd)
- Sen, güzel ve hofl konuflmaya,
selamı bol vermeye ve yemek yedirmeye devam et. (Râmûz el-Hadis)
- Bir kiflinin yemeyi iki kifliye,
iki kiflinin ki dört kifliye, dört kiflinin ki de sekiz kifliye yeter. (Müslim)
- Bir adama günah cihetinden,
her iflitti¤ini baflkasına söylemesi
kâfidir. (Râmûz el-Hadis)
- Elbiselerinizi giydi¤iniz zaman
ve abdest aldı¤ınız vakit, sa¤dan
bafllayın. (Sünen sahipleri)
- Kiminin keremi dini, mürüvveti aklı ve asaleti de ahlakıdır.(Ramûz)
- Ne mutlu ‹sa (as) indikten sonraki hayata… Gö¤e rahmet için, arza da yeflertmek için müsaade edilir.
Tafl üzerine tohum ekilse biter, insanlar arasında kin ve çekememezlik olmaz. Hatta bir adam bir aslana
rastlasa aslan ona dokunmaz. Yılana bassa yılan onu sokmaz. (Râmûz
el-Hadis)
- Olumlu tutum ve davranıfl ve
ölçülü olmak, peygamberli¤in yirmi
beflte biridir. (Ebu Davud)
- Kalbinde zerre kadar kibirlik
bulunan kimse cennete giremeyecektir. Adamın biri: Ey Allah’ın Rasûlü! ‹nsan elbisesinin ve ayakkabılarının güzel olmasını arzu eder (bu
kibirlik midir?) dedi. Peygamber
(sav): Hayır Allah, güzeldir ve güzelli¤i sever; kibir, kendini yüksek
görerek, Hakk’ı inkar etmek ve onu
söyleyene karflı koymaktır, dedi.
(Tirmizi)
- Münafık’ın üç âlameti vardır:
Konufltu¤u vakit yalan söyler; vaat
etti¤i vakit sözünden döner; kendisine bir fley emanet edildi¤inde de
hıyanet eder. (Ebu Davud)
- Hiddet, fleytandandır. fieytan
33
da ateflten yaratılmıfltır. Atefl ise, ancak su ile söndürülür. Bunun için
sizden biriniz hiddetlendi mi abdest
alsın. (Ebu Davud)
- Yatsı namazından önce yatıp
uyumaktan da, ondan sonra oturup
konuflmaktan da nehyederdi. (Tirmizi)
- Muhakkak ki mü’min, ahlakının güzelli¤i sebebiyle gündüzleri
oruç tutan ve geceleri de Allah’a
ibadetle geçirmifl kimsenin derecesine ulaflır. (Ebu Davud)
- Kim, bir kimseye zarar verirse,
Allah da ona zarar verir. Kim, bir
kimseye fliddetle muamele ederse,
Allah da onun azabını fliddetlendirir. (Tirmizi)
- Bir mü’mine zarar veren veya
ona hile yapan kimse mel’undur.
(Tirmizi)
- Kimse Bana, ashabım hakkında
bir fley gelip söylemesin, çünkü ben
karflınıza gönlüm temiz ve salim
olarak çıkmayı arzu ediyorum. (Ebu
Davud)
- Cennete ne insanların arasına
fesat sokan, ne ihsanda bulundu¤u
kimsenin baflına kakan, ne de cimrilik gösteren kimse girecektir. (Tirmizi)
- Her ümmetin bir fitnesi vardır.
Benim ümmetimin de fitnesi dünya
malıdır. (Tirmizi)
- Dünyada malı çok olanlar, kıyamet gününde sevabı az olanlardır.
Ancak Allah’ın kendisine mal verip, onu hayırla hasenata sarf edenler müstesnadır. (Buhari)
- Allah’a ve ahiret gününe iman
eden kimse ya hayır söylesin ya da
sussun. (Tirmizi)
- ‹nsanlara derecelerine göre muamele ediniz. (Müslim)
Habibini öven Rabbimiz: "Muhakkak ki Allah ve melekleri, O
peygambere salat ederler. Ey iman
edenler! (Siz de) O’na salât edin ve
(O’na) teslimiyetle selam verin."
(Ahzab 56)
Hamdolsun Alemlerin Rabbi
olan Allah’a.
CDU içerisindeki DTF ülke genelinde imamların kayıt altına alınmasını istiyor
Alman-Türk Forumu (DTF) Yönetim Kurulu Baflkanı Bülent Arslan Almanya’daki imamların Alman
toplumunun kültürü ve tarihi hakkında da vaaz vermelerini istiyor
H
ristiyan Demokrat Birlik
Partisi (CDU) içerisindeki Alman-Türk Forumu
(DTF), Almanya’daki tüm imamların kayıt altına alınmasını talep
etti. Ayrıca DTF Baflkanı Bülent
Arslan, camilerde düzenli olarak
yapılan vaazlarda "entegrasyon
yanlısı mesajlar" verilmesi yönünde ‹slami organizasyonlar ve
hükümet arasında bir anlaflma ya-
pılması gerekti¤ini ifade etti.
Arslan’ın görüflüne göre,
imamlar için ülke genelinde hazırlanacak bir kayıt defteri, flimdiye kadar bofla çıkan entegrasyon politikasına yeni bir hareket
getirecek. Öte yandan kayıtlarda
bulunan imamların ülke politikasındaki sorunlar ve problemler
hakkında düzenli olarak e¤itilmesi gerekiyor. Arslan’ın böyle bir
anlaflma ile camilerde imamların
örne¤in Alman toplumunun kültürel ve tarihi konularında da vaaz vermelerini sa¤lamayı amaçladı¤ı belirtildi. Di¤er yandan DTF
Baflkan Yardımcısı Thomas Kufen’de, "‹mamlar ‹slam toplumu
içerisinde etkili kiflilerdir. Devlet
bunlardan daha çok entegrasyon
amaçlı faydalanmalıdır" fleklinde
konufltu.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 34
SPORTF ETKNLK
34
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Orta Almanya’nın en büyüü UMUT-CITY SPOR
Atatürk Kupas› Frankfurt Baflkonsolosluk Bölgesi final maç›nda TSV Wiesbaden’i ma¤lup eden
UMUT CITY bölge flampiyonu oldu.
Murat Erbay - Frankfurt
ainz Baflkonsolosluk Bölgesi final maç›nda ise
Ransbach-Baumbach Türkiyemspor´u 3-1 ma¤lup eden Mainz
Barbarasspor flampiyon oldu.
Baflkonsolos Berin Tulun´un elinden flampiyonluk kupas›n› alan Barbarosspor, Orta Almanya flampiyonas› için Frankfurt Baflkonsolosluk Bölgesi birincisi Umut Cityspor ve Karlsuhe Baflkonsolosluk Bölgesi flampiyonu Buchen Türkspor´la mücadele
M
etti.
Baflkonsolos Güldere de izledi
Rüzgarl› ve fliddetli ya¤an ya¤mur
alt›nda oynanan karfl›laflmalar› Baflkonsolos Salih Güldere bafltan sona
izledi.
‹lk maçta Buchen Türkspor u 3-0
yenen UmutCity spor büyük avantaj
yakalad›.
‹kinci macta ise Barbarosspor rakibi BuchenTürkspor’a flans tan›mad›
ve yine ayn› skorla 3-0 maç› alarak fi-
nale kald›.
Final maç›nda Umut City Spor büyük baflar› göstererek 3-0 lik skorla
Barnarossporu eledi ve Orta Almanya
flampiyonu olarak bu y›l Stutgart’ta
düzenlenecek olan Finallere kat›lma
hakk› elde etti.
Kupa ve para ödüllerini
Baflkonsolos Tulun verdi
Frankfurt Baflkonsolosu S.B. Güldere turnuvan›n flampiyonu UmutCityspor´a flampiyonluk kupas› ödü-
lünü verdi. Güldere ayr›ca ikinci olan
Barbarosspor´a ikincilik kupas› ödülünü verirken, turnuvan›n üçüncüsü
olan BuchenTürkSpor üçüncülük kupas›n› ald›.
Onlarca seyrcinin izledi¤i turnuvada, maç aralar›nda yap›lan Penalt›
yar›flmas›nda, Barbarosspor Klübü
MuratBaflkan› Muhiddin Çelik 6 at›flta 6 yaparak 1. olurken, Baflkonsolos
S.Bo¤aç Güldere 6 at›flta 4 gol ile 2.
oldular ve birer ödül de onlar haketti-
IGMG Hessen Gençlik Tekilatı’ndan Kardelik Turnuvası
M.Ö. Kutlu/Stadtallendorf
IGMG Hessen Gençlik Teflkilatı´nın Kuzey fiubeler arasında düzenlemifl oldu¤u Futbol Turnuvası
Stadtallendorf flehrinin “Bärenbachhalle” salonunda güzel bir atmosferde
gerçekleflti.
Saat
09:30’da açılıfl›n›n Kur´an-› Kerim okunufluyla bafllayan ve 12 takımın katıldı¤ı turnuva çok güzel
ve son derece heyecanlı ve çekiflmeli geçti. Verilen namaz molasında Hessen Bölge Gençlik Teflkilatı Bflk. Hakan Bayhan tunuvaya katılan gençlere yaptı¤ı konufl-
masında bir araya gelifl sebebinin
kesinlikle kardefllik ba¤larını güçlendirmek oldu¤unu söyledi ve
gençlerin birbirlerine karflı dostça
mücadele etmelerini tavsiye etti.
Turnuva saat 16:30´lara kadar devam etti. Turnuvada dereceye giren takımlar:
1. Stadtallendorf I.
2. Limburg II.
3. Hattersheim III.
fleklinde sıralandı.
Turnuvanın en önemli kupası olan
centilmen, Edep ve kardefllik kupasına Stadtallendorf III takımı
gençleri layık görüldü.
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
Seite 35
DOSYA
35
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
YANLI PEYGAMBER TASAVVURUNUN
GÜNCEL AÇILIMLARI
smindeki vurgu her ne kadar
özel bir haftaya olsa bile, neredeyse tüm Nisan ayını kapsayan
ve di¤er aylarda rastlanmayan daha
çok duygu yo¤unluklu bir döneme
daha tanık olduk. Televizyon ekranları; sinema, dü¤ün, konferans
salonları; gazeteler, dergiler, vakıflar, dernekler ve hatta evler Resulüllah(s)’a olan övgülerle, duygusal
sahnelerin a¤ırlıkta oldu¤u konuflmalarla, ilahilerle, naatlarla, yazılarla dolup tafltı. 15 asır önce gerçekleflen bir do¤um nedeniyle sevinildi, güller da¤ıtıldı; sevgi gözyaflları döküldü; fakat o ‘kutlu do¤um’un sahibinin bedeniyle aramızda olmaması nedeniyle kalpleri
derinden burkan hüzünler yaflandı.
Dikkat Çekici Bir Süreç!
Yaflı son on-on befl yılın ‘kutlu
do¤um’ programlarını hatırlamaya
ve de¤erlendirmeye müsait olanların fark ettikleri gibi, her yeni yılın
Nisan ayı öncekilere oranla daha
büyük bir coflkuyla kutlanan bir
‘kutlu do¤um’ haftasına tanıklık
ediyor. Özellikle de son üç-befl yılın kutlu do¤um haftalarındaki coflku öncekileriyle kıyaslanmayacak
kadar yo¤un. Bir hafta süreyle konferans ve panellerdeki konuflmalardan gül da¤ıtmalara, kan ba¤ıfllarından Resulüllah’a mektup yazmalara, O’nun için en güzel pasta yapma
yarıflmalarından O’na yemek masasında bir sandalye ayırma ve masaya çatal-kaflık koyma seremonilerine kadar uzanan çok farklı etkinliklerle Peygamber efendimiz anılıyor, dünyayı teflrifleri kutlanıyor.
‹lgili programlardaki coflkunun her
yıl biraz daha artması ise O’na sevgisi ve saygısı olan kitleleri sevindiriyor; kendisini ‹slam’a dâhil veya yakın hissedenleri memnun ediyor. Coflku seli her yanı kuflatıyor
ve en önemlisi neredeyse hiç kimse
o coflku selinden kafasını çıkarıp
‘ne oluyor’ diye sormuyor, sormayı
düflünmüyor. Aksine, a¤zı laf yapan veya eli kalem tutan birçok kifli
bu coflku seline daha önce dile getirilmemifl yeni bir ifade veya davranıflla katkıda bulunuyor veya bulunmanın çabasını yürütüyor.
Sahi ne oluyor? Ne oldu da Re-
‹
Ahmet Cemil Ertunç
sulüllah’ın do¤umuyla ilgili olmak
üzere son üç-befl yılda daha önce
benzerine rastlanmaz bir sevgi seli,
adeta sarhofl eden bir coflku fırtınası hemen herkesi kuflattı? Ne oldu
da daha önce iflitilmemifl yeni sıfat
ve nitelemeler Resulüllah(s) için
yo¤un bir flekilde dile getirilmeye
bafllandı? Gerekçesi ne olursa olsun, mevcut gidiflatın nereye do¤ru
oldu¤unu, gidiflatın kimler tarafından yönlendirildi¤ini tespit etmek
için birilerinin düflünmesi gerekiyor. Özellikle de kuflatıcılı¤ı ve dozajı son üç-befl yılda gittikçe artmasının nedenleri üzerinde hiç de¤ilse
birazcık birilerinin kafa yorması
gerekiyor. Bu ise, dile getirilen ifade ve inançlarda, birbirinden farklı
uygulamalarda e¤er bir yanlıfllık
varsa bu yanlıfllı¤ı önlemek, yok
e¤er tüm bunlar do¤ru ise bunların
devamını sa¤lamak açısından zorunludur.
O halde Müslüman olmanın verdi¤i sorumlulukla ve bir makalenin
müsaade etti¤i oldukça kısıtlı sınırlar çerçevesinde düflünelim ve soralım: Bu ülkede özellikle de son on
yıldır programlı bir flekilde uygulamaya konmufl bulunan ve insanımızı ‹slami geleneksel de¤erlerinden
uzaklafltırarak dünyevilefltirme,
bencillefltirme, ilkesizlefltirme çabalarının neden oldu¤u de¤erler
bofllu¤u ve manevî susuzluk mu
‘kutlu do¤um’u her geçen gün
Müslüman kitlelerin zihinlerinde ve
gönüllerinde daha da özel bir yere
sahip kılmaya baflladı? Varolufl gayesi unutturulmaya, ebedî modeli
kaybettirilmeye, de¤erleri tepetaklak edilmeye çalıflılan bu ülke insanları asıl de¤erlerinin nerede oldu¤unu, gerçek sı¤ına¤ının neresi
oldu¤unu yafladı¤ı acılarla, çekti¤i
manevî susuzluklarla daha do¤ru
görmeye baflladı¤ı için mi ‘kutlu
do¤um’ daha bir kutlu olmaya baflladı? Topluma takdim edilen ve
emir-komuta zinciri içerisinde tutulması emredilen bütün kulplar kırıldı¤ı, hayatın gidiflatını belirleyecek ilkeler çürük çıktı¤ı, kiflili¤in
flekilleniflini sa¤layacak bütün mo-
deller sıradanlafltı¤ı için kapsamlı
ve derinlikli bir ahlakî yozlaflma
kaosuna sürüklenmenin etkisiyle
insanımız tutulacak en sa¤lam kulpun, en do¤ru ilkelerin, en mükemmel modelin on befl asır öncesinde
oldu¤unu tekrar hatırladı da onun
için mi ‘kutlu do¤um’ haftasını her
yıl tüm geçmifl yıllardakinden daha
büyük bir coflkuyla kutlar oldu?
E¤er böyleyse, kutlu do¤um haftasındaki kapsamlı ve yo¤un etkinliklerin sebepleri bunlar ve benzerleri
ise; kutlu do¤um etkinlikleri ve
programları hakikati elde etmenin,
ebedî modeli yakından tanımanın
bir vesilesi ise; yaflanılan coflkunun
nedeni yaflanılan manevî susuzlu¤u
gidermenin neden oldu¤u sevinç
ise; ne güzel. O zaman daha nice
kutlu do¤umlara, daha nice kutlu
do¤umlarda gerçekleflen milyonlarca kutlu do¤ufllara demek gerekiyor.
Fakat kutlu do¤um haftası etkinliklerinin kuflatıcılı¤ındaki ve duygusallık dozajındaki artıflın nedeni
tüm bu saydıklarımız ve benzerleri
de¤il de, örne¤in tüm bu gerçekleflenler yüz yılı aflkın süredir insanımızı ‹slami de¤erlerinden koparma
veya özel olarak son on yıldır postmodern yöntemlerle ‹slami her fleyi
hayattan uzaklafltırma projelerinin
bir gere¤iyse; iflte o zaman her fleyi
yeniden düflünmek gerekiyor. Veya
daha genel bir de¤erlendirmeyle,
kitlelerin hofluna giden tüm bu uygulamalar dünya ölçe¤inde gerçekleflen bir projenin parçası ve ça¤dafl
bir ‹slam inflası projesinin gere¤iyse; bu durumda biraz olsun düflünebilen, biraz olsun akledebilen, birazcık olsun oyunun dıflına çıkıp
gerçe¤i fark edebilenlerin daha çok
düflünmeleri, akletmeleri ve tespit
ettikleri çerçevesinde en azından
seslerinin ulafltı¤ı kadarıyla gerekli
uyarıları yapmaları gerekiyor.
Bu yazının amacı, ilgili sorular
ba¤lamında ‘sürecin sebebi budur’
biçiminde ifade edilebilecek ve her
türlü tartıflmaların üzerinde yer aldı¤ı iddiasıyla takdim edilen bir cevap vermek de¤il. Süreçle ilgili ki-
flisel bir cevap varsa bunu takdim
etmek veya dayatmak amacı taflınılmıyor. Sadece soru sormak ve durumu anlamaya katkı sa¤lamak arzulanıyor. Ama bunu yaparken zihinleri karıfltırmak, kitleleri paranoyakça bir kuflkuya kaptırmak ise
hiçbir flekilde arzulanmıyor, istenmiyor. Yaflanan ve hissedilen sevinci, memnuniyeti karamsarlı¤a
dönüfltürmek gibi bir niyet kesinlikle söz konusu de¤il, olamaz da. Fakat tüm bunlara ra¤men yaflanan
bazı yanlıfllara dikkat çekerek bunların giderilmesini veya düzeltilmesini sa¤lama yönündeki çabalara
küçücük de olsa bir katkı sa¤lamak
bu satırların yazarını bahtiyar edecektir. Çünkü yaflananlarda göz ardı edilemeyecek ciddi bazı yanlıfllıklar var. Ve maalesef son yıllarda
artan fley, söz konusu yanlıfllıkların
kapsamının ve dozajının artmasından ibaret. Bu ise son derece planlı
bir sürecin uygulamaya konuldu¤u
düflüncesine kaynaklık yapıyor;
kuflkulara oldukça ciddi bir nitelik
kazandırıyor.
Sapkın Bir Tasavvur
Öncelikle, yaygın ve yo¤un bir
flekilde adeta pompalanan peygamber tasavvurunun büyük oranda
yanlıfl oldu¤unu belirmek gerekiyor. Bu tasavvurun ne tür bir yanlıfllı¤a sahip oldu¤unu anlamak için
iman kapısının anahtarı konumundaki kelime-i tevhidin en kısa biçimiyle ifade etti¤i do¤ru peygamber
tasavvurunu dikkate almak tamamen yeterli. Her Müslüman bilir ki
kelime-i tevhidin yarısını peygamberin durumu ve duruflunun açıklanması oluflturur. Çünkü iman
gömle¤inin ilk dü¤mesi peygamber
tasavvuruyla ilgilidir. O bir kez
yanlıfl anlaflıldı mı, yanlıfl bir konuma oturtuldu mu gerisi hep yanlıfl
gelir. Bu nedenle de do¤ru peygamber tasavvuru imanın anahtarı olan
kelime-i tevhidde Allah’ın ilah olarak bir oldu¤u gerçe¤iyle birlikte
ifade edilmifltir. Do¤ru peygamber
tasavvurunun en kısa ifadesi ise,
O’nun bir kul ve elçi oldu¤u gerçe¤idir. Buna göre O bir kuldur ama
herhangi bir kul de¤il, insanlar arasından seçilip ilahi bir görevle so-
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
36
rumlu kılınmıfl elçi olan bir kuldur;
O bir elçidir ama ilahi bir varlık de¤il, kul olan bir elçidir. Yine her
Müslüman bilir veya bilmek zorundadır ki, hiç kimse kelime-i tevhidin bu yarısına iman etmeden, bu
kısa ifadede dile getirilen hakikati
kuflkusuz bir flekilde aynıyla kabullenmeden ebedi esenli¤e uzanan
yolun yolcusu olamaz.
Kutlu do¤um haftası dâhilinde
ön plana çıkan yanlıfllı¤a gelince,
kelime-i tevhidin Resulüllah’ın
kimli¤i ve konumuyla ilgili formülüyle çatıflan ve sahibini iman yolunun yolcusu olmaktan çıkaracak bir
yanlıfllı¤ın gittikçe artan bir yo¤unlukla insanların zihinlerine ve dillerine kazındı¤ı görülmektedir. Geçmiflte hemen her zaman bireysel olmufl, bazen de bazı küçük gruplarca
benimsenmifl olan Resulüllah’ı kulluktan çıkarıp ilahilefltiren anlayıfl
kitlelere mal edilmeye çalıflılmaktadır. Söz konusu yanlıfllık zihinlere
ne kadar yerleflti bilinmez ama dillere yaygın bir flekilde yerleflti¤i kesin. Bu, Resulüllah’ın ‘âlemlerin
efendisi’, ‘kâinatın efendisi’ olarak
nitelendirilmesi, isimlendirilmesi
sapkınlı¤ıdır. Hâlbuki yine her mümin bilir ve bilmek zorundadır ki
‘âlemlerin efendisi’, ‘kâinatın efendisi’ Resulüllah veya yaratılmıfllardan herhangi bir kimse de¤il, sadece ve sadece Allah’tır. Bunun dillerdeki kadim ifadesi ise ‘rabbü’l
âlemîn’dir.
Ama maalesef Resulüllah özellikle belirli kesimlerce sürekli denecek sıklıkta ‘âlemlerin efendisi’,
‘kâinatın efendisi’ olarak takdim
edilmekte ve buna itiraz yöneltildi¤inde ise çok kolaylıkla ‘Biz bununla Resulüllah’a olan sevgimizi
dile getiriyoruz. O’nun kâinatın yaratıcısı oldu¤unu söylemek istemiyoruz’ savunması yapılmaktadır.
Bu savunma dillendirilirken de, Resulüllah’ın aralarından bir elçi olarak seçilip hakikati kendilerine bildirmekle görevlendirildi¤i toplumun flirkinin nedeninin birilerini
Allah’ın yaratıcılı¤ına ortak etmek
olmadı¤ı, Allah’ın yaratmakta orta¤ı olmadı¤ını müflriklerin de bilip
kabul ettikleri, Peygamber ile gerçeklefltirilen tashihin Allah’ın rab
sıfatını bazı kimselere verme anlayıflı oldu¤u unutuluyor veya hatırlanmak istenmiyor. Bir mümin tarafından kabul edilmesi mümkün
olmayan söz konusu niteleme dile
Seite 36
DOSYA
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
getirilirken sözcü¤e yüklenen mana
farklı olabilir, yanlıfl bir ifadeye
do¤ru mana yükleniyor olabilir.
Ama hiç kimsenin bir sözcü¤e herkes tarafından bilinenin dıflında
özel anlam yüklemeye hakkı olmadı¤ı da açıktır; üstelik olsa bile bunun bir anlamı ve olumlu manada
olmak üzere bir de¤eri yoktur. E¤er
sözcü¤e farklı anlam yükleme dinin
ilkeleri ile ilgili temel sözcüklerde
gerçeklefltiriliyorsa böyle bir hakkın kimseye verilmedi¤i bilinmek
zorundadır. Yapılan ifl yanlıfl bile
olsa, sıklıkla dile getirildi¤i üzere,
niyetlerin iyi oldu¤u bu nedenle kiflilerin sorumluluklarının söz konusu olmayaca¤ı savunması yapılabilir. Oysa kesin ve açıktır ki, iyi niyet yapılan yanlıfl ifli do¤ru kılmaz.
Elbette ki ‘ameller niyetlere göredir’, fakat bu ‘ne yaparsanız yapın
e¤er niyetiniz iyi ise ifliniz de iyidir’ anlamını dile getiren bir ilke
de¤il; ‘iyi ifllerinizde açı¤a çıkabilecek aksaklık veya yanlıfllıklarda
niyetinizin ne oldu¤u dikkate alınır’
anlamına gelen bir ilkedir.
Yanlıfllıklar, hakikatten sapmalar genellikle ilk anda çok küçüktür.
Bu nedenle söz konusu yanlıfllık
veya sapma ya hiç fark edilmez ya
da fark edenlere söylenecek gerekçeler kolayca bulunabilir. Ancak
e¤er önü alınmazsa yanlıfl/sapma
büyür ve hakikate yakınlı¤ıyla bile
bir ilgisi kalmaz. Hıristiyanlık gelene¤indeki mecazi baba-o¤ul nitelemesinin zamanla ulafltı¤ı anlam bunun önemli tarihsel delillerinden
sadece birisidir. Resulüllah’la ilgili
olarak yukarıda dile getirdi¤imiz
yanlıfl niteleme bu açıdan hakikatten sapma sürecinin önemli bir aflaması olarak anlam kazanmaktadır.
Bu yanlıflı kolaylıkla baflka yanlıfllar takip edecektir. Esasen bu gerçekleflmeye de baflladı. Biraz dikkat
edenler fark etmifllerdir; daha önceki senelerde rastlanmayan veya varsa da sık dile getirilmedi_i için pek
dikkat çekmeyen bir biçimde artık
Resulüllah’ın ‘gönüller/kalpler sultanı’ oldu¤u da ifade edilmeye bafllandı. ‹flte bu söz konusu sapma sürecinin yeni bir aflaması olarak anlam kazanmaktadır. Hâlbuki her
müminin bildi¤i üzere, gönüllerin
hükümranı sadece ve sadece Allah’tır. Kalpleri evirip çeviren, istedi_i istikamete yönelten sadece
O’dur. Söz konusu nitelemeye belirli bir zorlamayla ‘gönül tahtımızın eflsiz misafiri’ anlamı yüklen-
meye çalıflılıyorsa da bu da en basit
ifadesiyle sözcüklerin anlamlarını
kaydırmaktan baflka bir fley ifade
etmemektedir. ‹lahi hakikatin dile
getirilmesi ba¤lamında olmak üzere
sözcüklerin anlamlarını kaydırmak
ise Kur’an’ın kesinlikle reddetti¤i
bir yaklaflımdır. Kur’an’ın bildirdi¤ine göre bu ‹srailo¤ullarının sapmasına neden olan bir davranıfltır.
Bu arada, sıklıkla dile getirilen
ve yaygınlafltırılan, ‘güllerin efendisi’ gibi nitelemeleri ve bu nitelemeler eflli¤inde dökülen gözyafllarını da dikkate almazlık olmaz. Elbette ki bu tür nitelemeler itikadî
bir yanlıfllı¤a sahip de¤il, ama konunun ciddiyetiyle ba¤daflmayacak
kadar komik oluflu da kesin. Bunlar, konunun ciddiyetini sulandıran;
imanî bir gereklilik olan peygamber
sevgisini rotasından çıkaran; sı¤,
yapmacık bir sevgiyi peygambere
atfeden zihniyetin nitelemeleri olarak anlam kazanmaktadır. Bu, dün
tanıdı¤ına ‘senin için ölürüm’ diyecek kadar flıpsevdi olan, sevdi¤ini
söyledi¤i kifliyi niçin sevdi¤i konusunda üç cümlelik bilgisi dahi bulunmayan, bu nedenle de ertesi gün
bir baflkasını görünce kolaylıkla
onun peflinden koflabilen günümüz
‘aflık’larına yakıflan bir tutumdur.
Ancak daha da önemlisi bu nitelemeler tevhid hakikatine muhalif di¤er nitelemeleri fark etmeyi önleyen bir zihinsel bulanıklı¤ın unsurları olarak ifllev görmektedirler.
Sınır Tanımayan Övgücü
Zihniyetin Çarpıklıkları
Kutlu do¤um programları dâhilinde konuflmalara ve yazılara yansıyan yanlıfl nitelemelerin daha baflka boyutlara uzanan ve Resulüllah’ın kul olufluyla çeliflen bir yı¤ın
örne¤i var. Bu oldukça önemli yanlıfllı¤ın temelinde ise kutsallı¤ı Resulüllah’ın ilahi görevine atfetmek
gerekirken, bedenine atfetme anlayıflı var. Bu nedenledir ki örne¤in
Resulüllah’ın do¤umu kutsanıp
kutlulafltırılıyor; do¤umuna ola¤anüstülükler yüklenip kutsallık dozajı artırılmaya çalıflılıyor. Resulüllah bedeniyle ola¤anüstü bir varlık
konumuna oturtulmaya çalıflılıyor.
‹lahî misyon tamamıyla bedenine
ait kılınıyor. Bu ba¤lamda olmak
üzere, bu senenin Kutlu Do¤um
haftası nedeniyle -söylendi¤ine göre- milyonu aflkın basılan ve oldukça ucuz bir fiyata satılan bir dergideki flu rivayet örnek olarak hatırlanabilir: ‘Hz Amine’nin ifadesi ve
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
ehl-i keflfin tasdikiyle do¤du¤unda
odanın bir köflesinde secdeye kapanıp flahadet parma¤ını yukarıya kaldırarak: ‘Vah ümmetî! Vâh ümmetî’ dedi’, ‘O’nun yeryüzünü flereflendirmesi; kâinat çapında bir vak’a
ve yer-gök adına en büyük bir hadisedir’. Ne aklî ve ne de naklî hiçbir
dayana¤ı olmayan bu tür fleyler dile
getirilirken, Resulüllah’ın kutlu
olan asıl do¤umunun 40 yaflındayken Hıra ma¤arasında gerçekleflti¤i
hatırlanmıyor bile. Üstelik esenlik
yolunu gösteren ilahi mesaj bile
çarpıtılıp, elçi olan bir kulun sadece
bedeniyle sınırlandırılabiliyor. Bunun son örne¤i ise, günde yarım
milyon satan bir gazetenin yine bu
seneki Kutlu Do¤um haftası günlerinde yayınladı¤ı bir yazıda yer aldı. Sayıca önemli bir kitlenin kanaat önderlerinden birisi konumundaki flahsiyetin yazısında ‘Deki: Hak
geldi, batık yıkılıp gitti. Çünkü batıl yıkılmaya mahkûmdur’ (‹sra,
17:81) ayeti ile dile getirilen fleyin
Resulüllah’ın bedeni oldu¤u ve
O’nun annesinden do¤ufluyla batılın yok olmaya baflladı¤ı ifade edildi.
‹nsanlar arasından seçilip insanlara bildirmekle sorumlu kılındı¤ı
mutlak do¤ru ilke ve ölçüleri göz
ardı edip, peygamberin do¤rudan
bedenini kutsayan anlayıflın bu seneki Kutlu Do¤um etkinliklerine
yansıyan örnekleri pek çok. Hız
kesme kabiliyeti bulunmayan çarpık övgücü zihniyet her geçen gün
Resulüllah’ın bedenine daha baflka
kutsallıklar veya misyonlar atfetmekle meflgul ve bunu bu sene bir
adım daha ileri götürdü. fiimdi bunun güncel örneklerinden birkaçını
sunmak istiyorum. Ama öncelikle
flunu kesin bir ifadeyle dile getirmem gerekti¤ini düflünüyorum,
maksat belirli bir yayın organını veya kesimi elefltirmek veya suçlamak de¤ildir. Yanlıfl ve sapkın peygamber tasavvuruna en iyimser ifadesiyle gafilce katkı sa¤layanlarla
polemi¤e girmek, konunun ciddiyetiyle çeliflir. Bu nedenle böylesine
ciddi bir konunun polemik konusuna dönüfltürülmesine fırsat vermemek için söz konusu çarpık ve sapkın ifadelerin kayna¤ını vermeyece¤im. Bunların, gittikçe yaygınlaflan peygamber tasavvurundaki
yanlıfllıkların sadece bazı örnekleri
olarak de¤erlendirilmesi gerekmektedir. Söz konusu yanlıfl inancın ba-
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
HESSEN
zı örnekleri flunlardır: ‘Allah Resûlü, varlı¤ın özü, kainat a¤acının en
mükemmel meyvesidir. Kâinat O,
en güzel meyve için yaratılmıfltır.
Kainatın yaratılıflının esas gayesi
O’dur’, ‘Cenab-ı Hak ilk defa Peygamber efendimiz’in (asm) nurunu
yarattı ve yokluk fezasına attı.
O’nun nurundan arfl, kürsi ve levh-i
mahfuz yaratıldı’, ’Kainatın ve
kalplerin padiflahı!... Veziri Cebrail
olan sultanım!’, ‘Ey nurunun hürmetine alemler yaratılmıfl olan…’,
‘Mücrimim belki, ama Muhammed
Mustafa hayranıyım demek ve
Efendimiz’e sevgisini haykırmak
isteyen bize ümit vermelidir. Zira
Peygamber sevgisi bulunan bir kalbi cehennem atefli yakmaz’, ‘flu kâinatın yaradılıfl ve devamındaki
maksat ve gayenin sebebi olan…’,
‘Nebilerin imamı’, ‘Efendimiz’in,
en büyü¤ü Kur’ân’ı Azîmüflflan
olan mucizelerinin sayısı bini geçmifltir.’ Polemiklere fırsat vermemek için bu ifadelerin kaynaklarını
vermeyece¤imi belirttim, ama flunu
bildirmeyi de zorunlu buluyorum;
bu ifadeler kıyıda köflede kalmıfl
yayın organlarında de¤il, yarım
milyon civarında satan/da¤ıtılan bir
derginin ‘kutlu do¤um’ özel sayısındaki yazılardan ve yine aynı
miktarda satan bir gazetenin köfle
yazılarından seçildi. Bu da yanlıfllı¤ın kitlesel hale geldi¤ini göstermesi açısından son derece önemlidir.
Ayrıca iki örnek de milyonların izledi¤i iki ayrı TV kanalından, bu
TV kanallarının ‘Kutlu Do¤um’
programındaki sunucuların ellerine
tutuflturulan kâ¤ıttan okuduklarından vermek istiyorum: ‘Ehl-i Keflfe
mensup birisi rüyasında Ebu Leheb’i görmüfl. Ona ne halde oldu¤unu sormufl. O da cehennemde tahammülü mümkün olmayan bir
azapla cezalandırıldı¤ını, azabının
sadece pazartesi günleri biraz olsun
azaltıldı¤ını ve kendisine o gün bir
miktar su verildi¤ini söylemifl. Ehli Keflfe mensup zat bunun sebebini
sorunca ‘Muhammed do¤du¤u gün
çok sevinmifl ve bir köle azat etmifltim. Muhammed’in do¤umuna sevinmifl olmam nedeniyle azap haftanın bir günü azaltılıyor’ demifl.
Ey Müslümanlar iflte Resulüllah’ı
sevmenin sonucu bu. Resulüllah
sevgisi Ebu Leheb’in bile azabını
azaltmaya yetiyor!’, ‘Allah Resulü
bir akflam Hz Aifle annemizin dizi-
Seite 37
DOSYA
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
ne baflını koyup uzanmıfl. Bir ara
Hz Aifle’nin gözyaflı yüzüne düflmüfl. Efendimiz bunun sebebini
sormufl. Aifle annemiz demifl ki:
‘Ey Allah’ın Resulü bir aya baktım
bir de senin yüzüne. Senin yüzün
aydan daha parlak ve güzel. Bu nedenle duygulandım da gözlerimden
yafl aktı’. Bunun üzerine Peygamber efendimiz demifl ki: ‘Aifle sen
buna neden flaflıyorsun. Bilmez misin ki ay bütün ıflı¤ını benden alıyor. Elbette ki ben ondan parlak
olaca¤ım. Yoksa ayı nasıl aydınlatırdım’.
Tüm bu ifadelerde dile getirilen
inançların yanlıfllı¤ını, saçmalı¤ını
ve hatta sapkınlı¤ını elbette ki öncelikle do¤rudan Kur’an’dan hareketle tespit etmek son derece kolay.
Konu dâhilinde hiç zorlanmadan
birçok ayeti, birçok sahih hadisi pefl
pefle sıralamak mümkün. Ama esasında buna bile gerek yok. Söz konusu yanlıfl ifade ve tespitlerin yer
aldı¤ı yazıların bizzat kendilerinden nakledece¤im flu ifade ve tespitler dahi hakikatin bizzat o ifadelerin yazarlarınca bilindi¤ini göstermesi açısından önemli ve bu durum bir çok bakımdan son derece
ilgi çekicidir: ‘O’nun yolundan gitmemek, O’na benzememeye çalıflmamak, O’nun hal ve hareketlerini
birer model olarak almamak, sözlerini hayatta bir esas halinde tatbik
etmemek elbette son derece çirkin
bir hareket, gayet zararlı bir davranıfl ve akıl almaz bir haldir’, ‘Rabbü’l Alemin olan yüce Allah, Resûl-i Ekrem hakkında ‘Sen en büyük ahlâk üzerindesin’(Kalem
68/4) buyurmakla O’nu methetmifl
ve O’nu nazarlara vermifltir. Baflta
Hazret-i Aifle olmak üzere sahabe-i
kirâm ‘Ahlâkı Kur’an’dan ibarettir’
deyip O’nu, hayatını ve davranıfllarını Kur’an’ın esas ve esrarına göre
ayarlayan bir zât olarak tanıyıp tanımlamıfllardır. Öyle ise böyle bir
zatın fiil, söz ve davranıflları befler
için bir model hükmüne geçmeye
lâyık ve müstahaktır’, ‘‹man sadece
dil ile söylenen tumturaklı sözler,
akıl ve kalp dengesinden mahrum
coflkun hisler ve idraksizce eda edilen folklorik ibadetlerden ibaret de¤ildir. ‹man; Allah’a ve Resulüne
yürekten ba¤lılık ve bu ba¤lılı¤ın
gere¤i olarak onların emirlerine
harfiyen riayet etmek demektir. ‹slam’ın birinci ve en önemli flartı,
kelime-i tevhid ya da kelime-i flahadet ile ifade edilen Allah’a (celle
celaluhû) ve Hz Muhammed (sallallâhu aleyhi ve selem)’in O’nun
kulu ve Peygamberi oldu¤una iman
etmektir’, ‘Bir elçiyi tanıyıp kabul
etmek, onun kendisini de¤il, onu
görevlendirip gönderen makamı tanımak ve kabul etmektir.’ Do¤rulu¤una iman etti¤imiz ve dolayısıyla
aynen katıldı¤ımız bu tespitler dikkate alındı¤ında, yukarıda örne¤i
verilen yanlıfllar ve hatta sapkınlıklar ba¤lamında flu soruları sormak
herhalde yerinde olacaktır: Neredeyse risalet hayatının her gününe
bir mucize düflen, do¤umunu takip
eden dakika içerisinde bile kırk yıl
sonra kendisine bildirilmeye bafllanacak hakikatten haberdar olan ve
sadece ümmetini düflünen böylesine ‘ilahi’ bir varlık insanlara nasıl
örnek olabilir? Kâinatın yaratılıfl ve
hatta varlı¤ının devam edifl gayesi
O ise, böylesine ilahî bir varlık,
özüne yerlefltirilmifl birçok olumsuz
özelliklerin ça¤rılarına kulak verebilecek e¤ilimde yaratılmıfl biz kullara nasıl rehber ve model olabilir?
Kalpleri bile yönetip kontrol edebilecek bir varlık nasıl olur da kelime-i tevhidde bildirildi¤i flekliyle
bir kul olabilir?
Ortada ciddi bir yanlıfllık ve belki de bilinçli flekilde oluflturulan derin bir karmafla var. Ortada çarpık
bir anlayıfl ve bu anlayıflın gerektirdi¤i öylesine uygulamalar var ki,
kitleler tarafından ço¤u zaman bir
ibadet formuna sokuldu¤u için hemen her zaman elefltirilmifl geleneksel mevlit kandillerine bile özlem duyulmaya bafllandı. Dile getirilen nitelemeleri, inançları ve kanaatleri birçok bakımdan kabul etmek mümkün de¤il. Bu yanlıfllıkları ve sahip olunan çarpıklıkları ise
elbette ki sadece biz tespit ediyor
de¤iliz. Bunun baflkaları tarafından
da, hatta daha da önemlisi, örnek
olarak verdi¤imiz yukarıdaki yanlıfl
inanç ve kanaatlerin yer aldı¤ı yayın organının bizzat kendisinde, üstelik o ifadelerin yayınlandı¤ı günkü nüshasında, o yayın organı çevresinde toplanmıfl kesimin kanaat
önderi tarafından da dile getirilmifl
olması son derece manidardır. fiunları demektedir söz konusu flahsiyet: ‘Mevlid-i flerif kutlamalarının,
Hazreti ‹sa’nın viladetinden dolayı
yapıldı¤ı söylenen kutlamalara bir
reaksiyon olarak ortaya konmasından endifle ediyorum. ‘Sizin paskalya bayramınız, yılbaflınız varsa, bizim de kutlu do¤um haftamız var’
fleklinde bir baya¤ı yaklaflıma girilmesinden korkuyorum… Bizim
kültürümüzün temel kaynakları Kitap, Sünnet, icma-i ümmet ve kıyas-ı fukaha gibi esaslardır. Bizim
37
bunlara bakmamız ve bunlarla iflaret edilen yollarda yürümemiz gerekir. Yoksa yapıp ettiklerimiz kendi
yakıfltırmalarımız olmaktan öteye
geçemez.’
Sorulması Gereken
Bazı Sorular
Daha dile getirilmesi gereken yı¤ınla yanlıfllık var. Kafaları kurcalayan yı¤ınla soru var. Tüm bunları
baflka yazılara bırakarak flimdilik
sonuç olarak söylemek gerekirse:
Geçen aylarda ‘âlemlere rahmet’
önderimize yönelik bazı saldırılara
tanık olduk. Bu, her Müslüman’ın
yüre¤ini acıtan ve herhangi bir ahlak ilkesiyle, insani de¤erle ba¤daflmayan son derece adi bir saldırıydı.
Söz konusu saldırıya yanlıfl veya
do¤ru bir kısım tepkiler verildi. Batı dünyasının, Avrupa Birli¤inin
yücelen de¤erler haline dönüfltü¤ü
bir zamanda gerçekleflen bu saldırılarla tekrar kendimize döndük ve
çoktandır arkamıza attı¤ımız veya
unuttu¤umuz kendi de¤erlerimizi
tekrar görme ihtiyacı hissettik. Peygamberimizi daha yo¤un anma ihtiyacı da bu ba¤lamda özel bir yere
sahip oldu. Kabul etmek gerekir ki
bu saldırılar bir-iki karikatüristin
giriflimlerinin sonucu de¤ildi. 11
Eylül sonrasında ‹slam’a ve ‹slam
dünyasına yönelen planlı-programlı
saldırıların bir parçasıydı. Böyle
olunca, Resulüllah’ı anmaktan anlamaya geçmeyen yaklaflımlarımız,
hatta tamamen yanlıfl anlamaya
meyleden gidiflatımız da dikkate
alındı¤ında zihinlere saplanan flu
sorulara engel olmak mümkün de¤il: ‹slam dünyasına veya Efendimize saldırıyla efendimizi daha yakından tanıma ihtiyacı do¤du. Acaba O’nu nasıl tanımamız gerekti¤inin plan ve programı da aynı mihraklarca mı planlandı ki dikkat çekti¤imiz böylesi saçmalık ve sapkınlıklar kitlelere daha yo¤un bir flekilde pompalanmaya bafllandı? Söz
konusu saldırılar, Müslümanlara
yeni bir peygamber tasavvuru kazandırmayı amaçlayan bir programın da uygulamaya konuluflunun
miladını mı oluflturuyor? E¤er böyle bir program uygulama konulduysa, ülkemizde büyük bir coflkuyla
kutlanan Kutlu Do¤um programlarında infla edilen peygamber tasavvuru bu plânın bir parçası mı? En
kısa ifadesiyle, tüm bu gerçekleflenler yeni bir ‹slam infla projesinin bir
gere¤i mi? Pagan Roma’nın halefi
ça¤dafl Batı dünyası Hz ‹sa’ya(s)
yaptı¤ını, flimdi de Hz Muhammed’e(s) mi yapmaya çalıflıyor?
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 38
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir
BULMACA
38
HESSEN
Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427
‹slâm ile
flereflenmifl olan
Osmanl›n›n
baflflehri
Kederli hal
Mevlaya yakar›fl
Tungsten’in simgesi
Roro’nun ilk hecesi
Karadeniz Teknik
Üniversitesi
fiad’›n ünsüzleri
Al›n yaz›s›
4
27
18
26
Halk dilinde kartal
11
Bir kad›n ad›
Osmanl›n›n
kurucusu
22
Hayati içece¤imiz
Askeri merkez
Resimdeki Hocam›z›n TV Program›
14
Bir ba¤laç
20
19
Bakü’nün ünlüleri
28
Yazar›n yaz›s›n›n
ücreti
Bir kad›n ad›
Tersi, mevcut olan
Bir vahfli hayvan
Oksijen’in simgesi
Arapça’da bir harf
32
‹ki Cihan Serveri
Sevgili
Peygamberimiz
Potasyum’un
simgesi
Vilayet
Örne¤in
Sodyum’un simgesi
7
Aromal› bir koku
Kaplanmam›fl
yorgan
Alfabemizin son
harfi
Nikel’in simgesi
31
Yasaklama
Nikel’in simgesi
Haya duygusu
Bir hayret nidas›
Rüzgar ile çal›flan
bir de¤irmen
33
1
Geçersiz k›lmak,
resto
Bölüm, k›s›m
Bir TV kanal›nda “Dosta Do¤ru” program›n›
sunan resimdeki de¤erli Hocam›z
Gazetemiz
yazarlar›ndan
Öbür alem
Gerçek olan
Türk Mal›
Yurtd›fl›ndan gelen
mal
Oto tekeri
Çal›fl›r vaziyette
olan
Bir müzik aleti
24
Köpek
Bir erkek ad›
Kiloamper
‹laç
Üye
‹stanbul Su ve Kanalizasyon ‹daresi
Tersi, sahurda oruca bafllama zaman›
Türk Liras›
Bütün
Doktor
Hirdojen’in simgesi
9
Tesir
Ǜrak
Ticaret evi
Gelecek
‹ngilizce’de çay
Teba
Orduda emir alan
Rütbesiz asker
Siirt’in bir ilçesi
Irak olan
Bir çiçek
A¤›t’›n ünsüzleri
Tersi, hor görme
Bir k›ta
Tersi, Birleflmifl
Milletler
Bani’nin ünsüzleri
Mevla’dan Uzakl›k
gayri her- belirtir
fley
23
Fiyat art›fl›
Tersi, tayin etme
55
Donuk renkli
10
Tabanca
mühimmat›
Ayakbast› paras›
Bir haber ajans›m›z
Harita kitab›
Bir flart yap›m eki
Kal›n çad›r bezi
Zaman› gösteren
alet
Türk Mal›
30
Baflflehrimiz
Metre
Ateflleme
Yank›
Bir yük hayvan›
Ça¤dafl geçinen
Amerikan Uzay
Araflt›rma Kurumu
Bir yük hayvan
‹ktidar
Bir soru
Kuzu sesi
Mutlaka anlam›nda
Bir say›
Bir erkek ad›
Tersi, dahi anlam›
veren bir ek
‹lave
Ak›l’›n ünsüzleri
Tersi, ar›zal›
olmayan
Tarihte
bir Türk
devleti
Ar›n›n bal›n›
koydu¤u yer
Bir kad›n ad›
52
Irak’ta bir yehir
16
Devletin fiyat
s›n›rland›rmas›
Kiloamper
Yank›
Tersi, haza’n›n
ünsüzleri
Tersi, Peygamberi- Bir tür
mizin mü- sinir
barek hastal›¤›
soyu
41
Canavar düdü¤ü
Su
25
Tersi, bir ço¤ul
yap›m eki
‹smin lokatif hali
2
8
40
Kelimeyi oluflturan
bölümler
Dalga geçme
49
Afl›r› yalan söyleme
74 plakal› ilimiz
Bir evcil hayvan
‹maml›k makam›
Uranyum’un
simgesi
13
Baston
‘Gazi’ olan ilimiz
Tersi, sinirli
‹ktisat’›n ilk hecesi
Aktinyum’un
simgesi
Bir erkek ad›
Manganez’in
simgesi
Aç›klama
Mana’n›n ünsüzleri
Bir büyükbafl
hayvan
Lakin
Tersi, yoksul,
kimsesiz, tembel
29
‹lave
‹lave yapma
17
fieref
Kapasite
Kemiklerin yuvarlak
uçlar›
Çesur
Emek’in ünsüzleri
Saz›n ünsüzleri
Lahza
Kanal
Bir tür elifli aleti
At›n aya¤›na çak›l›r
Türk Standartlar›
Enstitüsü
54
Bir kad›n ad›
35
3
36
4
37
5
6
38
7
8
39
9
10
11 12 13
40
41
14
42
43
16
44
21
Kollar›n yana do¤ru aç›l›m› ile bulunan
uzunluk
Alfabemizin 15.
harfi
15
Yükseltinin zirve
noktas›
Bolu’nun son
hecesi
45
42
Alfabemizin 20.
harfi
Kayma, ya¤ma
2
Üçüncü tekil flah›s
5
15
1
‹nsan
K›r›m’›n ilk hecesi
Bir nota
3
48
43
Donuk renkli
Sinir
Kasa’n›n ünsüzleri
Su
34
Kader’in ilk hecesi
6
Türkiye Taflkömürü
Kurumu
Toprak Mahsulleri
Ofisi
Duadan sonra
denir
Bolu’da bir göl
Bir kad›n ad›
ANAHTAR
SÖZCÜK
Tersi, tesir
Bir müzik aleti
Modern
Tersi, bir tür zehirli
y›lan
Yas, keder
Maden’in ilk hecesi
Sinirli
Cihan
‹mparatorlu¤u
46
Hat›rlama
51
Yol Su ve Elektrik
kurumu
50
44
Bir meyva
Tur
Bir evcil hayvan
Kir izi
Nurani yarat›klar
39
Belirli olan
Bir kad›n ad›
Su
Hükümdar
37
Yönetme sanat›
Hayali olaylar
Pati’nin ünsüzleri
Kova’n›n ünlüleri
Karfl›l›k verme,
uyma, kabul etme
Tersi, bir ba¤laç
35
Sarp kayal›k
Defter kenar›na
tak›lan metal parça
53
K›rm›z› renk
Kürkü de¤erli bir
vahfli hayvan
Notada duraklama
iflareti
Küçük bitki örtüsü
Bir erkek ad›
Genifllik
38
47
Arkas› s›rl› cam
Örne¤in
Tersi, ahiret
Tersi, Arapça’da bir
harf
Plastik çamafl›r kab›
36
Bulgar paras›
Resimdeki
Hocam›z›n a¤abeyi
olan Gazetemiz
yazar›
Bir onar›m, eylem,
veya operasyon için
gerekli olan alet ve
edevatlar
Ama
Tarihi de¤eri olan
eflya
Rami’nin ünsüzleri
12
Zengin köylü
17 18
19
45
46
20
21
47
22
48
23
24
49
25
26
50
27 28
51
29
30 31 32
52
53
33
54
34
55
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 39
“He
mu r nef
tlak
is ö
a ta
lüm
dac
ü
akt
›r”
e
d
z
ü
n
ü
n
ü
g
.
.
›
.
l
z
›
i
c
y
a
e
En sizinl
Sa¤lık sigortaların›n (Krankenkasse) cenaze defin yard›m›n› kald›rd›¤›
Almanya’da:
• Cenazeler, vefat yerinden al›narak defin edilece¤i yere kadar götürülür.
Cenaze nakil masraflar› karflılan›r; bir kiflilik Refakatc› bileti de ödenir.
• Fon imkanlar›ndan ücretsiz olarak yararlanabilecek aile fertleri: Kendisi,
efli ve 18 yaflın› doldurmam›fl çocuklar›, yafl› kaç olursa olsun kendi geliri olmayan bekar k›z çocuklar›.
• Girifl ücreti: Aile bafl› sadece 50,- Euro.
• Üyenin, yafl› dolan çocukları ile geliri olan aile fertleri, IGMG Cenaze Fonuna üye olmalar› durumunda kay›t ücreti ödemezler.
• Masraf pay› her yıl sonunda ödenir. 2005 yılı masraf pay› 32,20 Euro olarak tesbit edilmifltir.
• Üye olmak ve daha genifl bilgi için IGMG flubelerinden, Bölge temsilciliklerimizden, ya da Genel Merkezimizden broflür ve kay›t formu isteyiniz.
IGMG CENAZE FONU
Boschstr. 61-65, 50171 KERPEN • Tel: 02237 - 656 313, Faks: 02237 - 656 555
Mobil: 0177 - 478 83 34, e-mail: [email protected]
Hesap Numaras›: SEB AG Köln
Kontonr.: 162 888 56 06 • BLZ: 370 101 11
Hessen Bölgesi Cenaze Fonu Sorumlusu Hüseyin AVCI Mobil: 0174-5750461
15. sayi sayfalar
28.04.2009
10:26 Uhr
Seite 40
• Kültür fiöleni
ve di¤er etkinlikler
• Sanatsal etkinlikler
• Seçkin Davetliler
• Misafir Hatip
• Çocuklara yönelik
e¤lenceler
• Kitap Sergisi
Yer: Belçika-Hasselt Grenslandhallen · Ethias Arena
Bafllama: Pazar · Saat 12:00
www.ethiasarena.be
‹slam Toplumu Millî Görüfl • Boschstr. 61-65 · D-50171 Kerpen Tel.: +49 (0)2237-656 341 • [email protected] · www.igmg.de

Benzer belgeler