TÜİK`ten 7` Den 77` Ye İstatistik
Transkript
TÜİK`ten 7` Den 77` Ye İstatistik
Kasım 2015 | Yıl: 01 | Sayı: 7 | Fiyatı 5 TL Sermaye Piyasa Kurulu’ndan Türkiye Finansal Okuryazarlık Araştırması … TÜİK’ten 7’ Den 77’ Ye İstatistik … Soner Canko BKM Genel Müdürü ile Röportaj "Kredi ve Banka kartlarının sağ alt köşesinde yer alan ve ödeme markasını taşıyan bölümde artık bir Türk markası yer alacak. Türkiye'nin ödeme yöntemi "TROY" TÜMEXPO, ALLINTECH ve Helal Expo Fuarları Yapıldı TÜMEXPO Fuarı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Katılımıyla Gerçekleşti. TÜİK Teşekkür Plaketi Ekoreel’e TÜİK’in kurumsal tanıtımına katkılarından dolayı Ekoreel Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Altınbaş’a teşekkür plaketi verildi.. Sakarya’da Uluslararasi İslam Ekonomisi Ve Finansi Kongresi “Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Kongresi” Sakarya Üniversitesi’nde yapıldı. Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi II. Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi'ne Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK katıldı Hayat dediğimiz bu şey, değişik bir maddeden mi yapılmış, yoksa sadece manadan mı ibaret? Sır küpü... Kırılmaz ve kurşungeçirmez buzlu camdan yapılmış sanki. Anlayabilsem iyi olacaktı. Daha dikkatli bakıyorum... Yakından, iyice yakından... Nafile! /FEREC Yıl 1 Sayı 6 Ekim 2016 Ufuk Altınbaş İmtiyaz Sahibi ve [email protected] Genel Yayın Yönetmeni Ufuk ALTINBAŞ Danışma Kurulu Doç. Dr. İshak Emin AKTEPE Aydın YABANLI Fatma SELÇUK Editör Yunus Emre ASLANBAŞ Haber Merkezi Volkan ÖZEFE Kurumsal İlişkiler Direktörü Önder GÜZELARSLAN Reklam Pazarlama ve Satış Müdürü Kadir BABA [email protected] Tasarım İsmail KAPLANGÜL Basım Yeri Özlem Matbaacılık ve Reklamcılık Ltd. Şti. Litros yolu 2.Matbaacılar Sitesi No: 2BB4 Topkapı / İstanbul Telefon : 0212 501 66 00 (pbx) İdari İşler Sorumlusu Muzaffer Altınbaş Adres Atatürk Mahallesi Alemdağ Caddesi No: 21/3 Ümraniye İstanbul Tel: 0216 474 04 81 Faks: 0216 474 04 88 [email protected] www.Ekoreel.com www.facebook.com/Ekoreel https://twitter.com/Ekoreel GERİLEN OKUN YAYINDAN FIRLAMA ZAMANI Belli bir süredir ülkemizde iki seçim ve belirsiz zamanlar yaşandı. Bu yaşanan günlerin doğal sonucu olarak ekonomi ve ticaret hayatı olumsuz anlamda etkilendi. Tabiri yerindeyse ok yayında hep gerildi durdu. Gerilen ok zaman zaman gerginliklere ve çatışma ortamının oluşmasına istemeden sebep oldu. 1 Kasım'da yapılan seçimlerle artık belirsizlikler bitti, koalisyon olacak mı olmayacak mı diye bir düşünce ortadan kalktı. Kimin iktidar olduğu net bir şekilde belli oldu. Artık gerilen okun gerilme zamanının bittiğini ve fırlatılma zamanının geldiğini gösteren açık ve net işaretler ortaya çıktı. Bundan sonra yapılacak en önemli iş, gerilen bu oku tam hedefe doğrultarak fırlatmak olacaktır. Hedef ise ekonominin güçlendirilmesi, faizsiz ekonomi alanında yapılan işlerin hızla devam etmesi, eğitim, tarım ve sanayi alanlarında reform sayılacak atılımların devam ettirilmesi olmalıdır. Özel sektör ve kamunun artık seçim bahanesi kalmamıştır. Uzun zamandan beri bir çok proje, teklif ve ticarete seçimlerden sonra diye yaklaşan kişi ve kurumların artık ellerini taşın altına koyması gerekiyor. Hiçbir ayrım gözetmeden adil, ahlaklı ve değerlerimize sahip çıkarak herkes kendi alanında çok çalışmalı ve kaybedilen zamanı tekrar kazanmalıdır. Bu anlamda yakalanan fırsatı iyi değerlendirmeli İslami finans ve katılım bankacılığı alanında gelişme ve çalışmalara son sürat devam edilmelidir. 1 Kasım seçim sonuçlarının ülkemize, İslam Alemine ve tüm insanlığa hayırlı olmasını ve güzel işlerin yapılmasına vesile olmasını diliyorum. İslami Finans Kongreleri Ekim ayı içersinde Konya Ticaret Odası ve Necmettin Erbakan Üniversitesi'nin düzenlediği ve Sakarya Üniversitesi'nin organize ettiği 3 gün süren farklı kongreler yapıldı. Öncelikle bu programlarda emeği geçen herkesi tebrik etmek istiyorum. Bu programlara yüzlerce ilim adamı, alim ve üst düzey bürokrat iştirak ettiler. Çok değerli ve günümüzün ihtiyacı olan konular masaya yatırıldı ve birbirinden değerli çalışmalar yapıldı. Program içeriği olarak her şey çok güzeldi, ancak tek eksik vardı bu programları uygun bir üslupla halka anlatmak. İslami finansın en büyük problemlerinin başında geleni halkın bu konuya çok uzak olmasıdır. Bunun önüne geçmek içinde yapılan her programın PR faaliyetine çok önem vermek ve kamuoyuna onların anlayacağı bir üslupla programın mesajını ve içeriğini aktarmak olmalı. Ne yazık ki bu programlarda bunu eksik gördüm. Basın bültenleri bile oluşturulmamış programlar basının genelinde gerektiği yeri almadı. Bundan sonraki programlarda PR ajanslarıyla çalışmayı, profesyonel iletişimcilerden destek almayı ve yapılan işin içeriği kadar tanıtımının da önemli olduğunu bilerek programları hazırlamayı şiddetle tavsiye ediyorum. Genel Yayın Yönetmeni İÇİNDEKİLER 14 06 SIEMENS TÜRKIYE’YE DEMİRYOLUNDAN GİRİYOR 08 TUİK MAKALE GELECEK 09 MAKALE HÜSEYİN TUNÇ 10 RÖPORTAJ SONER CANKO BKM GENEL MÜDÜRÜ 4 Ekoreel ∆ Kasım 2015 MAKALE PROF.DR. HAYRETTİN KARAMAN 16 BDDK İSTANBUL'A GELİYOR 17 ASKER VE POLİS "BOR" DÖNEMİ BAŞLIYOR! 19 DOLANDIRICILAR "TÜRK BANKALAR BİRLİĞİ" İSMİNİ KULLANDI! 23 KAPASİTE KULLANIM ORANI'NDAKİ SON DURUM 24 TÜRK BAYRAĞI’NI GÖNDERE ÇEKTİ MUSİAD BURS VERDİ 25 MUSİAD’TAN GELECEĞE SAHİP ÇIKMA AÇIKLAMASI 27 SAKARYA’DA ULUSLARARASI İSLAM EKONOMİSİ VE FİNANSI KONGRESİ 29 THY SAĞLIK TURİZMİNDE UÇUYOR 30 TOBB’DAN “ARAZİ BOZULMALARI” UYARISI 31 7'DEN 77'YE İSTATİSTİK 33 TÜRKİYE’NİN İLK GSM OPERATÖRÜ TURKCELL, 20. YAŞINI DOLDURDU. 35 MAKALE İSHAK EMİN AKTEPE 36 LOJİSTİK PAZARI MEGA PROJELERLE BÜYÜYECEK 38 MAKALE ABDULLAH BOZGEYİK 39 TERÖRE HAYIR KARDEŞLİĞE EVET 41 KATMA DEĞERLİ ÜRETIM YAPMAK MECBURİYETİNDEYİZ 42 44 FİNANSAL ŞEFFAFLIKTA BİRİNCİ OLAN BANKA MAKALE FİKRET AKDEMİR 48 TÜMSİAD TÜMEXPO FUARI 22-25 EKİM TARİHLERİ ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ 50 II. ULUSLARARASI İSLAM TİCARET HUKUKU KONGRESİ KONYA'DA YAPILDI 53 MAKALE Özgüven Saymaz 54 TEKNOLOJİ DÜNYASI MAKALE BAHADIR KAYA 55 SAMSUNG BÜKÜLEBİLİR PİLLERİ TANITTI 56 FENERBAHÇE ARAMA MOTORU PIYASASINI ETKİLEDİ 56 SÜRÜCÜSÜZ ARAÇLAR TESTLERDE YARIŞIYOR 58 BULMACA Kasım 2015 ∆ Ekoreel 5 KISA HABERLER SIEMENS TÜRKİYE’YE DEMİRYOLUNDAN GİRİYOR Alman devlerinden olan Siemens’ten radikal karar! Siemens, Türkiye’de tramvay üretme kararı aldı. 30 milyon euroyu bulacak olan yatırım, Gebze taraflarına kurulacak. Siemens, tramvay üretimi için yaklaşık 30 milyon euro yatırımla Kocaeli Gebze’de yeni bir montaj fabrikası kuracak. Şirket tarafından verilen bilgiye göre, fabrikada üretimin 2018’de başlaması planlanıyor. SABRİ ÜLKER ÇEVRE ÖDÜLÜ MERKEZ BANKASI BAŞKANI BAŞÇI’DAN ENFLASYON TAHMİNİ Yıldız Holding’in kurucusu olan, merhum Sabri Ülker’in anısına ve onun çevreye karşı hassasiyetinin devam ettirilmesi için oluşturulan Sabri Ülker Çevre Ödülü için başvurular başladı. Merkez Bankası Başkanı Mehmet Başçı, yıl sonu enflasyon öngörüsünü açıkladı. Konusu ‘Çevre ve İnsan’ olarak belirlenen ödül için başvurular 11 Aralık 2015 tarihine kadar devam edecek. Seçici Kurul ve Jüri tarafından seçilecek bir projenin sahibi 100 bin liralık ödül kazanacak. Yıldız Holding’ten yapılan açıklamada “Ödül platformuna başvuran projelerde, ülkemiz insanının yaşam kalitesini ve doğal yaşam kaynaklarının verimini yükseltmeye katkıda bulunuyor olması özelliği aranıyor” denildi. 6 Ekoreel ∆ Kasım 2015 Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, “Enflasyonun yüzde 70 olasılıkla 2015 sonunda yüzde 7,4 ile yüzde 8,4 aralığında orta noktası yüzde 7,9, 2016 sonunda ise yüzde 5 ile yüzde 8 aralığında orta noktası yüzde 6,5 gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz” dedi. DÜNYA TİCARET MERKEZİ “DEV” OLMA YOLUNDA İstanbul’un en önemli merkezlerinden olan Dünya Ticaret Merkezi büyüme kararı aldı. Yatırım olarak 500 milyon dolar kullanılacak. İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM), 500 milyon dolarlık yatırımla Türkiye’nin ve havzanın en büyük fuar alanını yapacak. Yüzde 41.47’si İstanbul Ticaret Odası’na (İTO), yüzde 27.24’ü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB), yüzde 23.89’u İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB), geri kalan kısmı da Bakırköy Belediyesi, İstanbul Ticaret Borsası, İstanbul Sanayi Odası ve İktisadi Kalkınma Vakfı’na ait olan İDTM, Avrupa’nın en büyük ilk 10 fuar merkezi arasında olacak dev bir yatırımı hayata geçirmeye hazırlanıyor. ARÇELİK KÂRINI %36 ARTTIRDI Arçelik, 2015 üçüncü çeyrek kârını açıkladı. Kamuyu Aydınlatma Platformu’ndan (KAP) yapılan açıklamaya göre; şirketin üçüncü çeyrek net karı yüzde 36 civarı artışla 212.4 milyon lira oldu. Üçüncü çeyrek gelirleri de yüzde 20 artışla 3 milyar 88 milyon lira olarak gerçekleşti. 2015 KÜLTÜR VE SANAT BÜYÜK ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, Bakanlık bürokratları ve Dışişleri Bakanlığı temsilcisi ile akademisyenlerden oluşan değerlendirme kurulunca belirlenen Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin sahipleri bu yıl Türk Halk Müziği yorumcusu ve halkbilimci Mehmet Özbek, sinema sanatçısı Serdar Gökhan ile sanat tarihçisi ve akademisyen Prof. Dr. Hakkı Acun oldu. Komisyon tarafından Ötüken Neşriyat kültür sanat alanındaki eğitsel çalışmalarıyla büyük ödüle layık görüldü. ÖTÜKEN NEŞRİYAT A.Ş. Ötüken Neşriyat A.Ş., 1964 yılında İstanbul/Şehzadebaşı’nda kuruldu ve yayın hayatına Necip Fazıl Kısakürek’in Reis Bey isimli tiyatro eserini neşrederek başladı. Ötüken Neşriyat A.Ş.’nin yayınlarındaki temel gayesi Türk tarihine, Türk kültürüne, Türk edebî birikimlerine, Türk milletinin yaşayış ve dünya görüşünü ileriye taşıyacak türden her çeşit ilim, fikir ve sanat eserlerine rağbeti artırmak, bu konuları ve bu konularda yazılmış eserleri tanıtmak, geliştirmektir. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 7 8 Ekoreel ∆ Kasım 2015 MAKALE Hüseyin TUNÇ Albaraka Türk Kredi Yönetim Müdürü RENKLER VE KATILIM BANKACILIĞI Bu dünyada bir şeyler öğrenir ve öğrendiklerimizle düşünür ya da hayal kurarız. Araştırmacılar der ki: “Renkleri gözlerimizle öğrenip, kelimelerle pekiştirerek zihnimizde var ederiz.” Bu yüzden, kelime haznesi zengin olan milletlerin dünyayı daha renkli gördüğü iddia edilir. Zira gözler, öğrenmedikleri ve zihinde kelime karşılığı olmayan renkleri görememektedir. Oysa gözlerimizin bu dünyayı gerçek anlamda algılayabilmesi bütün renkleri tanımasına bağlıdır. Renkleri görüp ayrıştırama imkânı bulamayan gözler maalesef cahil kalıyor, renklere karşı ne kadar duyarlı olacağımız ise yaşadığımız çevreye bağlı olarak gelişiyormuş. Neyse ki biz Türkler renkli bir milletiz ve hatta her bir rengin çok farklı tonlarını da bilir ve sahipleniriz. Herhalde renklerde olduğu gibi, belli bir alana sıkışmış şekilde yaşayan toplumların kurumsal repertuarları da dar kalmakta ve nesilden nesile geçerken farklılıkları korumakta oldukça zorlanmaktadırlar. Belli bir tarza iyice alışmış ve kapılmış olan insanlar sadece ana renklerde uzmanlaşan dili fakir toplumlar gibi diğer renkleri, sistemleri, farklı uygulamaları görememektedirler. Yapılan araştırmalara göre birçok coğrafyayı gezen ve farklı kültürlere şahitlik eden milletler ya da kişiler neredeyse bütün renkleri ayırt etmekte başarılı oluyormuş. Ve konumuz için asıl önemli tespit şudur: Renkleri görebilmemizi belirleyen asıl etken, konuştuğumuz dildir. Eğer dilimizin sözcük yelpazesinde renkler için yeterli sayıda tanımlama yoksa ilginçtir gözlerimiz o renkleri unutuyormuş. Katılım bankaları için farklı kişilerin, hatta aynı kişinin farklı zamanlarda farklı şeyler söylemesi, dil bilgisi mantığı gelişmemiş bir çocuğun renkler konusundaki kararsızlığı gibidir. Bu yüzdendir ki, İslam ahlâkının ve kültürünün kapitalist uygulama ve davranışlarla örtüldüğü bir toplumda faizsiz sistemin farklı ve canlı rengini ayırt etmek de, onu koruyabilmek de kolay değildir. Diğer bütün renklerin ve değerlerin unutulduğu ve sadece rakamların konuşulduğu bir iktisadi sistemde, “kar payı da faiz gibidir” diyenlere boşuna sinirleniriz. Zihninde faizli bankadan başka finansal renk tecrübesi oluşmamış ve farklı bir kelime karşılığı teşkil etmemiş bir kişiden, yavruağzı rengini, kemik rengini, gece mavisini, ceviz yeşilini, kavuniçi rengini tanımasını ve telaffuz etmesini beklemek hayaldir. Mesela Himbalar da mavi rengi görmezlermiş. Himbalar mavi renk tonlarına karşılık gelebilecek bir kelime dağarcıkları olmadığı için, bir resimde pek aşikâr görünen açık mavi kutucuğu fark edemez, hepsini yeşil olarak görürlermiş. Katılım bankacılığı aslında kendine özgü bir dili ve çok sayıda finansal enstrümanı olan farklı, zengin ve renkli bir sistemdir. Ancak yüzlerce yıldır sadece ve sadece faiz esasına dayalı klasik bankacılık rengini gören toplum, doğal olarak tecrübe etmediği faizsiz bankacılık rengini görmekte başarılı olamıyor. Bu durum katılım bankaları ile ilgili yasal düzenlemelere de yansıyor. Katılım bankacılığı ile ilgili düzenlemeleri klasik bankacılığı düzenleyen yasanın içine şöyle bir serpiştiren kanun koyucu, ayrı bir kanun yapmaya gerek görmemiştir. Hatta klasik bankacılık kanunu içinde gri rengin yanında mavi rengi de koyarken bile, “bu kanun uygulamasında mavi renk de gri sayılır” deyip çıkmıştır. 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun tanımlar ve kısaltmalar başlıklı 4 üncü maddesinde şöyle denilmektedir: “Katılım bankası: Bu Kanuna göre özel cari ve katılma hesapları yoluyla fon toplamak ve kredi kullandırmak esas olmak üzere faaliyet gösteren kuruluşlar ile yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye’deki şubelerini…” Görüldüğü üzere yasa maddesi, konuyu “fon toplamak” diye başlayıp “kredi kullandırmak” diye bağlamıştır. Kanun’un krediyi tarif eden 48 inci maddesinin son cümleleri ise şöyledir: “Katılım bankalarının taşınır ve taşınmaz mal ve hizmet bedellerinin ödenmesi suretiyle veya kâr ve zarar ortaklığı yatırımları, taşınmaz, ekipman veya emtia temini veya finansal kiralama, mal karşılığı vesaikin finansmanı, ortak yatırımlar veya benzer yöntemlerle sağladıkları finansmanlar da bu Kanun uygulamasında kredi sayılır.” Diğer bir deyişle kanun koyucu, faiz mekanizması ile çalışan klasik bankacılıktan tamamen farklı bir sistemi, ticaret esasına dayalı olarak çalışan katılım bankacılığı modelini ayırt etmek ihtiyacı hissetmemiştir. Ve katılım bankacılığı hemen her açıdan klasik bankacılığın tabi olduğu denetleme ve düzenlemelere tabi tutmuştur. Bu durum sadece ülkemize özgü bir durum değildir, zira bütün dünyada halen hâkim olan sistem faizli sistemdir. Katılım bankacılığı felsefe, hedef, amaç, şekil, öz, sonuç ve dil olarak klasik bankacılıktan tamamen ayrı bir renk, ayrı bir dünyadır. Görülmeyi ve karşılığında farklı kelimelerden müteşekkil bir dil oluşturmayı hak etmektedir. Mavi de gri gibidir dersek, bir süre sonra mavi kelimesini gündelik kelime haznemizden çıkarır, fon toplamaya mevduat, ticari faaliyete kredi, kâr payına faiz demeye başlarız. Katılım bankaları için kendi terim ve sistemlerine göre ve ürün zenginliğini de kapsayacak şekilde ayrı bir kanun çıkarılması, danışmanlık mekanizmasını da kapsayacak şekilde ayrı bir denetleme ve düzenleme makamı oluşturması bu sistemin farklılığını pekiştirmede ve kendi rotasını çizmede son derece faydalı olacaktır. Camianın da ısrarla kendi kelime ve kavramlarıyla konuşup düşünmesi, uygulama ve ürünlerini bu çerçevede geliştirmesi zamanla toplumun tamamın bu farklı rengi net bir şekilde görülebilmesine olanak sağlayacaktır Kasım 2015 ∆ Ekoreel 9 RÖPORTAJ Soner CANKO BKM Genel Müdürü Ülkemiz ödeme sistemleri ve bankacılık konularında dünyanın en ileri ülkelerinden biridir. Ödeme sistemlerinde Türkiye’de değişimin lokomotifi olan BKM (Bankalararası Kart Merkezi) Genel Müdürü Dr. Soner Canko ile BKM, Türkiye’nin Ödeme Yöntemi (TROY) ve Ödeme Sistemleri hakkında yaptığımız röportajı Ekoreel okuyucularının istifadesine sunuyoruz. Keyifle okumanız dileğiyle; Soner bey, Bankalararası Kart Merkezini okuyucularımıza tanıtabilirmisiniz? BKM’nin ülkemiz içerisinde sorumlulukları nelerdir? BKM, 25 yıl önce ödeme sistemleri içerisinde; nakit kullanımı gerekmeksizin her türlü ödemeyi veya para transferini sağlayan veya destekleyen sistem, platform ve altyapıları oluşturmak, işletmek ve geliştirmek için Türkiye’deki bankaların biraraya gelmesi ile kuruldu. Kredi kartı ve banka kartı uygulaması içinde bulunan bankalar arasında uygulanacak prosedürleri geliştirmek, standardizasyonu sağlamaya yönelik çalışmalar yaparak kararlar almak, Türkiye genelinde uygulamalar ile yurt içi kuralları oluşturmak, bankalar arasındaki takas ve hesaplaşmayı yürütmek, yurt dışı kuruluş ve komisyonlarla ilişkiler kurmak ve gerektiğinde üyelerini bu kuruluşlarda temsil etmek, halen her banka tarafından devam ettirilen işlemleri daha güvenli, süratli ve daha az maliyetli tek bir merkezden yürütmek, BKM’nin ana faaliyetleri arasındadır. Nakitsiz toplum yolunda ödemeleri kolaylaştıran güvenli çözümler ile Türkiye’ye değer katmak ana misyonumuzdur. BKM Son 5 yılda kaç yeni ürün piyasaya sundu? Yeni ürün çıkarma konusunda belli bir ritminiz var mı? Türkiyede ödeme sistemleri ve bankacılık 25 yılda çok hızlı bir ivme ile gelişti ve dünyanın en iyileri arasında yerini aldı. 25 yılın özellikle son 5 yılı sektörümüz adına 10 Ekoreel ∆ Kasım 2015 önemli adımların atıldığı bir süreç oldu. BKM yeniden yapılandırılarak sektör adına bu trendleri takip eden, hayata geçiren bir kuruma dönüştü. Rekabet için beraberlik bakış açısı ile BKM sektör adına ürün geliştiren bir inovasyon merkezi haline geldi. Bunun en iyi göstergelerinden biri BKM Express… Türkiyedeki ilk dijital cüzdan uygulaması BKM Express ile son kullanıcılar bilgisayar, mobil veya tabletten alışveriş yapabiliyorlar. Benzin istasyonunda, restoranda ve perakende mağazada cüzdana ihtiyaç duymadan, mobilden offline’a ödeme yapabiliyorlar. Taksiye bindikleri zaman mobil uygulamadan tek tuşla ödeyebiliyorlar. 7/24 kişiden kişiye para transfer edilebiliyorlar. BKM Express ile tüm bankaların kartları bir dijital cüzdanda kullanılabiliyor ve kart bilgisi kullanmadan internetten alışveriş yapılabiliyor. Kamu ödemeleri kartlarla yapılabiliyor, kartlar tasarruf için de kullanılabiliyor. SGK ödemeleri, vergi ödemeleri, bireysel emeklilik primi ödemeleri, fatura ödemeleri, toplu taşıma ödemeleri hızlı ve kolay bir şekilde yapılabilmektedir Son olarak ise geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin ilk ulusal ödeme yöntemi TROY’u duyurduk. Kredi ve banka kartlarının sağ alt köşesinde yer alan ve ödeme yöntemi markasını taşıyan bölümde artık bir Türk markası da yer alacak. Yeni ürün sunumunda dünyada ödeme sistemleri alanında hızlı olmak gerekiyor mu? Rekabette yeni ürünün önemi nedir? Yeni ürün çıkarma hızı özellikle teknoloji ve bu alandaki inovasyon ile mümkün oluyor. BKM üstlendiği misyon gereği tüm bu olanakları dünya trendlerini takip ederek hatta önüne geçerek bankalarımızın ve dolayısıyla sektörün hizmetine sunuyor. Böylece sektörün tüm inovasyonuna ve ürün geliştirme hızına katkı yapıyor. Örneğin Chip&Pin gibi dünyada güvenlik alanında ilk önemli uygulamalarla, bu konularda lider ve örnek ülke konumunu koruyoruz Ükemizde ödeme sistemleri nasıl işliyor? Bu konuda BKM’nin konumu nedir? Ödeme sistemleri ve bankacılık konularında dünyanın en ileri ülkelerinden biriyiz. 1990 yılından 2015 yılına dek dünyada ve Türkiye’de büyük değişimler yaşandı. Teknolojinin başını çektiği yaşam şekillerini etkileyen bu değişimin ana odağında, ödeme sistemleri de önemli bir rol oynadı. Kartlı ödemelerden, bugün dijital ödemelere giden yolda, BKM (Bankalararası Kart Merkezi) Türkiye’de değişimin lokomotifi oldu. Taksitli ödeme, ilk temassız kredi kartı, Chip&Pin geçişi sadece Türkiye’de değil dünyada da öncü uygulamalar olarak ortaya çıktı. BKM’nin bu süreçte bireylerden iş yerlerine, ekonomide yarattığı değer önemli boyutlara ulaştı. Örneğin nakit yerine kart kullanıldığı için Türkiye’de yılda 4 milyar TL tasarruf ediliyor. Son 25 yıla baktığımızda ise yılda bankacılık sektöründe 40 milyar kartlı işlem gerçekleştirildiğini görüyoruz. Yine bu süre zarfında yaratılan alışveriş hacmi 1,8 trilyon dolara ulaştı. Türkiye ekonomisine zaman, verimlilik ve hız gibi çağımız rekabetinin önemli unsurları açısından önemli değer katıldı. 2015’te kredi kartı sayısı 58 milyon seviyesine ulaştı ve Türkiye Avrupa’da ikinci sıraya yerleşti. Bunun için stratejiler banka özelinde, kendi pazarlama yaklaşımları içinde değer bulabilir ve farklılaşabilir. Biz burada uluslararası standartlarda Türkiye’deki herkes için Türkiye’nin Ödeme Yöntemi’ni geliştirdik. TROY ile ülkemizde neler değişecek? Temelde, Nakit yerine kartlı ödeme yapılması ile Türkiye ekonomisine değer katıyoruz. “Nasıl değer katıyoruz” sorusuna cevap olarak ise pek çok yol ile diyoruz: Ekonomiyi güçlendirir, iş olanakları yaratır, enflasyonu düşürür, kayıt dışı ekonomiyi önler, kağıt para yükünden kurtarır... Bu kazanımları nasıl yaratıyoruz? Kart sayılarının artışı ve nakitsiz bir topluma ulaşarak yaratıyoruz. Doğal olarak Türkiye’nin kendi Ödeme Yöntemi’nin olması bu süreci hızlandıracak, inovasyona katkı yapacak böylece kart sayılarının artışını, nakitsiz toplumu destekleyecektir. Tamamen bu platformun Türkiye’den yönetiliyor olması sonuçta sektör olarak hızımızı artıracak. Ödeme Sistemleri ve kart teknolojilerinde bizleri gelecekte neler bekliyor? 10 bin yıl önce insanoğlu ihtiyaçlarını takasla karşılıyordu. Önce madeni para icat edildi, ardından deri ve sonra bugünün kağıt paraları... Son 20 yıla baktığımızda ödeme sistemlerinde çok hızlı bir gelişme görüyoruz; kredi kartları, banka kartları ve derken dijital ödemeler gündemimize girmeyi başardı. Dijital/Mobil cüzdan uygulamamız BKM Express de bu süreçte 2012’de hayata geçirildi. İhtiyaçlar artıyor, farklılaşıyor; alışveriş kültürü değişiyor. BKM Express bu anlamda sunulan “zamane” çözümlerinden… Dünya nakitsiz toplum olma yolunda hızla ilerliyor. Geleceğin dünyasında ise ödeme süreleri daha da kısa ve görünmez olarak, bulut tabanlı temassız ödemeler, beaconlar, giyilebilir teknolojiler ve nesnelerin interneti olarak şimdiden hayatımıza yerleşmeye başladı. Türkiye’nin Ödeme Yöntemi (TROY) nedir? Kartınız ile alışveriş yapmak ya da ATM’den para çekmek istediğinizde kartınızın sağ alt köşesinde yer alan marka, bu işlemleri yapmanızı sağlar ve bu markanın arkasında büyük bir teknolojik altyapı vardır. İşte, kredi ve banka kartlarının sağ alt köşesinde yer alan ve ödeme yöntemi markasını taşıyan bölümde artık bir Türk markası da yer alacak. Teknoloji ve güvenlikte dünya standartlarını yakalamış Türkiye’ye özel bu platform adını “Türkiye’nin Ödeme Yöntemi”nden aldı ve Türkiye: tr, Ödeme: o, Yöntemi: y, harflerinden oluşan kısaltmayla “Troy” oldu. TROY ile hedef kitleniz ve stratejiniz nedir? Ne zaman kullanmaya başlayacağız? Bu platform doğrudan bankalara sunuluyor, bankaların tüm müşterileri hedef kitlesi içinde. Örneğin bugün size banka kartı geldiğinde bunu özel talep etmiyorsunuz. Soner bey, son olarak değerlendiriyorsunuz? sektörü nasıl Belirttiğim gibi Türkiye bankacılık alanındaki gelişmeler memnuniyet verici. Bankaların farklı ürünler ve uygulamalar geliştirerek kartlı ödeme hizmetlerini yaygınlaştırması kurum olarak bizleri memnun eder. Çünkü bu, zaten BKM’nin var olma sebebi ve amaçlarından biridir. Biz bu uygulamalara öncülük ettik, bankalar ya da kurumlar da kendi uygulamalarını geliştirdi, piyasaya sürdü. Bu sektörel anlamda önemli bir gelişmedir. BKM olarak buna liderlik ettiğimiz için ne mutlu bize... EkoReel Dergisi Haber Servisi Volkan ÖZEFE Kasım 2015 ∆ Ekoreel 11 DÜNYADAN HABERLER İTALYAN DEVİ FERRARİ BORSAYA HIZLI GİRİŞ YAPTI Dünyanın en iyi ve en hızlı araba firmalarından olan Ferrari, New York Menkul Kıymetler Borsası’na girdi. Hisse ilk seansını yüzde 5.8 artıda kapattı. Enzo Ferrari tarafından 1929 yılında İtalya’nın Maranello kasabasında kurulan Ferrari, halka arzla yeni bir döneme girdi. NYSE’de “RACE” sembolüyle hisse başına 52 dolardan satışa sunulan hisseler, gün içinde 61 dolara kadar yükseldikten sonra, ilk kapanışını yüzde 5,8 kazançla 55 dolardan yaptı. 1 MİLYAR DOLARA YAKIN GELİR Hisselerinin yüzde 90’ı geçen yıl birleşen Fiat-Chrysler Grubu’na ait olan Ferrari’nin halka arzından yaklaşık 890980 milyon dolar arasında gelir sağlanacağı öngörülüyor. Şirketin yüzde 10’u ise halen Ferrari ailesinin kontrolünde bulunuyor. DÜNYANIN EN ZENGİNİ ARTIK BILL GATES DEĞİL Uluslararası ekonomiye yön veren Amerikan ekonomi dergisi Forbes, en zenginler listesini açıkladı. Yıllardır “en zenginler” listesinde birinci sırada yer alan Bill Gates, ikinci sırada yer aldı. Peki Bill Gates’i geçip, birinci sıraya yerleşen iş adamı kim? Amerikan ekonomi dergisi Forbes’in yayınladığı ‘en zenginler’ listesi değişti. Microsoft şirketinin kurucusu Bill Gates ikinci sıraya düşerken, ilk sırayı İspanyol tekstil devi İnditex’in patronu Amancio Ortega aldı. Forbes dergisine göre, 79 yaşındaki İspanyol işadamının varlığı 79 milyar 600 milyon dolar olarak gösterildi. İkinci sırada ise Bill Gates’in 78 milyar 100 milyon dolarlık serveti olduğu kaydedildi. Ortega’nın ‘dünyanın en zengin adamı’ olarak haberde yer almasının ardından İnditex’in borsadaki hisselerinin tarihinin en yüksek seviyesine çıkarak, rekor kırdığı açıklandı. Halka arz projesinin Fiat Chrysler’ın geleceği için olumlu bir gelişme olduğunu düşünen pazar analistleri, buradan sağlanacak finansmanın şirketin sektördeki payını artıracağını öngörüyor. Halka arzın Ferrari’nin piyasa değerini yaklaşık 10 milyar dolara çıkarması bekleniyor. YOKSULLUK ANALİZİYLE NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ’NÜ KAZANDI Amerikan Ekonomi Derneği Başkanı, Princeton Üniversitesi Öğretim Üyesi Angus Deaton’a Nobel Ekonomi Ödülü verildi. Amerikan Ekonomi Derneği Başkanı, Princeton Üniversitesi Öğretim Üyesi Angus Deaton (70), “tüketim, yoksulluk ve refahla ilgili analizleriyle” ödüle layık görüldüğü belirtildi. Refahı güçlendiren ve yoksulluğu en aza indiren bir ekonomik politika oluşturmak için bireysel tüketim tercihlerinin anlaşılması gerektiğine işaret edilen açıklamada “Angus Deaton, bireysel tüketim tercihlerinin anlaşılması için herkesten daha fazla çaba harcamıştır. Deaton’un bireysel tercihlerle elde edilen sonuçları birbirine bağlayan araştırması, mikroekonomi, makroekonomi ve kalkınma ekonomileri alanlarında önemli bir değişime yol açmıştır” denildi. EKONOMİ NOBEL ÖDÜLÜ’NÜN DEĞERİ Deaton, 8 milyon İsveç Kronu (3 milyon TL) tutarındaki ödülün de sahibi oldu. 12 Ekoreel ∆ Kasım 2015 İNGİLTERE NÜKLEER SANTRAL İÇİN KARARINI VERDİ İngiltere’deki resmi ziyaretinin ikinci gününde İngiltere Başbakanı David Cameron ile görüştü. Görüşmenin ardından İngiltere’nin güneyindeki Somerset bölgesindeki Hinkley Burnu’nda inşa edilmesi planlanan nükleer santral projesine ilişkin stratejik bir yatırım anlaşması imzalandı. Nükleer enerji anlaşmasıyla Çin, Hinkley Burnu’na inşa edilmesi planlanan ve yaklaşık 18 milyar sterline mal olması beklenen projeye resmen ortak oldu. Çin hükümetine ait nükleer enerji şirketi CGN (China General Nuclear Power Group), anlaşma kapsamında “Hinkley Point” nükleer santralinde yüzde 33,5 oranında hisse payı elde etti. İngiltere’nin güneyinde yer alan Hinkley Point’te nükleer santral kurulacak. Nükleer Santral için İngiltere, Çin ile anlaştı. Nükleer santralin maliyeti 6 milyar sterlin. İngiltere Başbakanı David Cameron, ülkenin güneyindeki Hinkley Burnu’nda yapılması planlanan yeni nükleer santrale Çin’in yatırım yapması konusunda anlaşmaya varıldığını açıkladı. Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping, ÇİN’DEN BÜYÜK YATIRIM CGN, nükleer santral projesine yaklaşık 6 milyar sterlin seviyesinde yatırım yapacak. Proje çalışmalarını daha önce mali sebeplerle ertelemek zorunda kalan Fransız enerji şirketi EDF’nin (Electricite de France) ise toplamda %66,5 oranında hisse payı bulunacak. Anlaşma kapsamında EDF toplam hisse payını yüzde 50’nin altına düşürmemek kaydıyla nükleer santral projesine yeni yatırımcılar arayabilecek. VOLKSWAGEN ALMANYA’YA ZARAR VERMEZ Almanya Şansölyesi Angela Merkel, dünyaca ünlü araba firması Volkswagen hakkında konuştu. Volkswagen’in durumunun Alman endüstrisine zarar vermeyeceğini açıklayan Merkel, bu konunun hızlıca çözülmesi gerektiğini söyledi. Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Volkswagen AG’nin dizel emisyonlarında yaptığı manipülasyonun Alman endüstrisinin itibarına zarar vermeyeceğine dair güven duyduğunu ifade etti. ALMAN ENDÜSTRİSİNE GÜVEN TAM Merkel, Pazar günü Deutschlandfunk’a verdiği röportajda, “VW meseleyi hızlı bir şekilde çözmesi gerekiyor. Alman endüstrisi itibarının, bir iş lokasyonu olarak Almanya’ya olan güvenin çok sarsılmadığına inanıyorum. Bu durum Almanya’yı iyi bir iş lokasyonu olarak görmeye devam etmeyeceğimiz anlamına gelmez” ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz ay otomobil üreticisi Volkswagen’in emisyon testlerinde hile yapmak amacıyla milyonlarca dizel araca yazılım yüklediği ortaya çıktı. Merkel, Eylül ayındaki ifşaatlardan bu yana çoğunlukla sessiz kalmayı tercih etti. Merkel, “Bu olumlu olmayan bir dönüm noktası. VW’nin hızlı bir şekilde gerekli şeffaflığı sağlaması ve problemleri çözmesini umuyorum” diye konuştu. ŞOFÖRSÜZ OTOBÜS DÖNEMİ Yunanistan’da şoförsüz otobüs dönemi başlıyor. Şoför olmadan giden otobüsü Japon bilim adamları yaptı, AB destekledi. City Mobil 2 ismiyle piyasaya sürülecek olan proje, AB desteğiyle hazırlandı ve Japon bilim insanları tarafından bizzat denendi. Henüz pilot aşamada olan şehir otobüsleri yalnız şoförleri değil toplu taşıma alışkanlıklarımızı da değiştirecek. Otobüsü deneyen Despoina Samara, iki oğlunun bisiklet yerine otobüsü denemek istediklerini söyleyerek “Araç tamamen sessiz. Sizi bir başka otobüsün geldiğine dair zil uyarıyor. Otobüs oldukça hızlı ilerliyor daha yavaş gideceğini düşünüyordum. Çocuklarım bu rahat sürüşten oldukça etkilendiler.” dedi. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 13 MAKALE Prof.Dr. Hayrettin Karaman İslâm Ekonomi Düzeni Hakkında (2) Mevdûdî’den H. Karaman Gerçek problem: İslâm esaslarına göre önceki yazıda sıralanan meselelerin çözümünü nasıl arayacağız noktasına gelince dünyanın ve bizim karşımızda duran problemi bir kere daha kavramamız gerekecektir. Bu da kısaca şöyle ifade edilebilir: Mutlak hürriyet esasına dayanan ekonomiyi alsak ki buna göre herkes kayıtsız, şartsız ve itirazsız olarak dilediği üretim vâsıtası ve servet kaynağını ele geçirmek, yarış ve rekâbet dışında hiçbir sınıra tâbî olmadan dilediği ölçüde şahsî menfâati için çalışmak hakkına sahiptir; işte bu ekonomik düzeni alırsak bizdeki feodalite düzeninin bakiyesi ile beraber kapitalizmin de bütün kötülükleri hayat sâhasında kendini gösterir. Ferdî ve özel mülkiyeti ortadan kaldırır ve onun üzerinde, tam bir toplumcu düzen çerçevesinde tasarruf edersek, şüphesiz zikredilen kötülükleri büyük çapta önleyip telâfî edebiliriz; ancak gerçek şudur ki bu köklü değişiklik, sınırsız ölçüde cana ve mala kıymadan, ahlâk ve dine açıkça cephe almadan gerçekleşemez; nitekim Rus komünist ihtilâlinde bunun böyle olduğu görülmüştür. Ayrıca -olmaz ya- bu değişikliğin, bazı sosyalistlerin dediği gibi barışçı demokrasi yoluyla gerçekleştiğini kabul etsek dahi, sosyal mülkiyet sistemi şüphesiz olarak ferdlerin şahsî hürriyetlerini sona erdirecektir. Şu halde demokratik yollarla sosyalizmi kurmak, bizzat demokrasi ile demokrasinin hakkından gelmek demektir; çünkü demokrasinin var olması ve yürümesi toplum içinde, iş ve mesleklerinde hür ferdlerin teşkil ettiği bir ekseriyete bağlıdır. Halbuki sosyalizm, tam bunun aksine hür meslek ve işleri ortadan kaldırmaktadır; bu düzende ekonominin her kesimi, toplumun idaresi altında yürütülmekte ve işçileri de devlet memuru haline gelmektedir ki bunların ne ölçüde iş ve fikir hürriyetine sahip olduklarını bilmeyenimiz yoktur. Ekonomik hayatta bu tatbikat ne kadar genişlerse; düşünce, söz, toplanma, konuşma, yazma, çalışma ve yaşama hürriyeti de o ölçüde daralmaktadır. Sosyalist idare, ülke ekonomisine tam olarak hâkim olunca, ülkenin bütün vatandaşları hükümetin memurları haline gelmektedir. Yine bu sistemin tabiî bir neticesi olarak bir kere ülkenin idaresini ele geçiren 14 Ekoreel ∆ Kasım 2015 ve halkın başına geçeni, bir daha mevkiinde uzaklaştırmak ve vazifesinden azletmek mümkün olmamaktadır. Ferdî ve özel mülkiyeti kaldırmak yerine, üzerine devlet otoritesini koysak, nazi ve faşistlerin yaptığı gibi bütün ekonomik faaliyetleri merkezî bir plân içinde yürütsek şüphesiz bu da kapitalizmin birçok kötü neticelerine çare olur; fakat ferdî hürriyet o kadar nazik bir şeydir ki, bu kadarlık bir sosyal plânlama ve müdahale dahi ona zarar verir, onu bizden uzaklaştırır. Kapitalist sistemi olduğu gibi bırakarak Amerikalıların ve İngilizlerin kendi ülkelerinde yaptıkları gibi bazı düzeltmeler, reformlar yapsak bu yol demokrasiye dokunmaz ve ferdî hürriyet de kurtulur; ancak kapitalizmi dünyanın büyük belâsı ve lâneti haline getiren gerçek ve tehlikeli kötülüklerinden hiçbiri bu tedbirlerle ortadan kalkmaz. İnsanlık iki belânın arasında kalmış gibidir; bir tarafında kuyu varsa diğer tarafında da uçurum vardır; yürümek ve ilerlemek istediği takdirde ikisinden birine düşmek durumundadır. Zavallı insanlık toplumun kurtulması yolunu tutsa ferdlerinin şahsî hürriyetlerini kaybediyor, ferdlerin şahsî hürriyetlerini kurtarmak için çalışsa, toplum hayatı tehlikeye giriyor; hâsılı bugüne kadar arzu edilen hayat düzenini bulamadı; öyle bir hayat düzeni ki: Bir yanda bütün fayda ve bereketiyle hedefine doğru yürüyüp ilerleyen sanayi inkılâbı, öte yanda ferdî hürriyet ve sosyal kurtuluş olsun; bu ikisi tam bir itidal ve denge içinde yanyana yürüsünler! İnsanlığın geleceği işte böyle bir düzeni bulup ortaya koymasına bağlıdır; talihsizliği yüzünden bunu keşfedemezse, sınaî inkılâp silâhıyla kendi kendini öldürecek; tâlihi yâr olur da onu bulabilirse -yeryüzünde yaşayan hangi millet böyle sağlam, tam ve başarılı bir örneği ortaya koyarsa - insanlığın önderlik, liderlik ve öncülüğü onlara ait olacaktır. Gelecek yazı: İslâm’ın getirdiği çözüm GÜNDEM 3. NÜKLEER SANTRALİN YERİ BELLİ OLDU Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alaboyun, 3. nükleer santralin yeri hakkında bilgi verdi. Nükleer santralin Kırklareli’deki İğneada’da yapılabileceğini söyledi. Anadolu Ajans’a konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, nükleer santral üzerine açıklamalarda bulundu. Alaboyun, “Üçüncü nükleer santralin Kırklareli İğneada bölgesinde yapılması planlanıyor. Firmalarla görüşmeler devam ediyor” dedi. Santralin yapımına ilişkin bilgi de veren Alaboyun, “Şu an ilk gelenler Çinliler ile Amerikalıların Westinghouse firması. Mutabakat zaptı imzalandı. Japonların da ilgisi var” ifadelerini kullandı. AVRASYA TÜNELİ’NİN AÇILIŞ TARİHİ BELLİ OLDU AVRASYA TÜNELİ’NDEKİ SON DURUM Proje için özel olarak geliştirilen Tünel Açma Makinesi (TBM) ile gerçekleştirilen kazı çalışmaları tamamlanarak Asya yakasından başlayan tünel kazısı Avrupa yakasında sona erdi. Doğu yönü ve Batı yönü tünel kazıları tamamlandı.Toplam bin 672 bilezikten oluşacak Avrasya Tüneli olası büyük bir depremde tünelin dayanıklılığını artırmak amacıyla, iki ayrı noktada özel sismik conta monte ediliyor. İlk sismik contanın montajı, 852’nci metrede tamamlandı. İkinci conta ise bin 380’nci metrede monte edildi. AVRASYA TÜNELİ ÜZERİNDEN YENİ PROJELER Yüzyılın projelerinden olan Avrasya Tüneli’nin açılış tarihi belli oldu. Avrasya Tüneli, 2017 yılında hizmete giriyor. Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü (AYGM)’den alınan bilgiye göre Kazlıçeşme-Göztepe hattında Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle ihale edilen Avrasya Tüneli Projesi’nde çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. 19 Nisan 2014 yılında yapımına başlanan tünelin 2017 yılının ilk çeyreğinde hizmete girmesi bekleniyor. Avrupa Yakası Yol ve Kavşak Düzenlemesi olarak tanımlanan birinci kısımda 5,4 km’lik sahil yolu Kazlıçeşme’ye kadar 6 şeritten 8 şeride çıkarılacak, yaklaşık 1,5 km kısım yer kotunun altına alınacak, kavşak düzenlemeleri ve yan yollar yapılacak. Tünelin boğaz geçişi olarak tanımlanan ikinci kısmında da 5,4 km tünel açma teknikleri uygulanacak. Üçüncü kısım yani Asya Yakası Yol ve Kavşak Düzenlemesinde ise D-100 karayolunun 3 bin 800 m’lik bölümünde (Göztepe’ye kadar) yol ve kavşak düzenlemesi ile mevcut yol 6 şeritten 8 şeride çıkarılacak. Öte yandan açıklamada Asya ve Avrupa yakasında yol genişletme ve sanat yapılarının inşaatının devam ettiği belirtildi. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 15 GÜNDEM BDDK İSTANBUL’A GELİYOR Ekonomi merkezinin İstanbul olması kararından sonra birçok kurum genel merkezini İstanbul’a taşıma kararı aldı. Bunlardan biri olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun yeni yeri Denizbank’ın eski genel müdürlük binası. İstanbul Uluslararası Finans Merkezi olma yolunda hızlıca ilerliyor. İstanbul’u finans merkezi yapacak kritik adım atıldı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) İstanbul’a taşınıyor. Başkentte İş Bankası’nın kiracısı olan BDDK, İstanbul’daki ek binasından da çıkıyor. Mecidiyeköy’de Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonu’na (TMSF) yakın bir binada her iki birim birleştirilecek. Kira protokolünün yapıldığı yer Gayrettepe’de Büyükdere Caddesi üzerindeki eski Denizbank Genel Müdürlüğü binası olacak. BDDK’nın taşınma işlemlerini Şubat 2016’ya kadar tamamlanması planlanıyor. Böylece Ataşehir’deki yeni finans merkezine geçiş de kolay olacak, BDDK’nın Yaklaşık 600 çalışanı artık İstanbul’daki yeni binada görev yapacak. BANKALAR İSTANBUL’A GELDİ Taşınma sonrası Ankara’da sadece 5-6 kişinin çalışacağı bir temsilcilik kalması planlanıyor. İş Bankası’na her yıl milyonlarca lira kira bedeli ödeyen BDDK, her iki birimi tek binada birleştirirken daha az kira ödemiş olacak, BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben’in de konuyu çalışanlarına aktardığı belirtiliyor. BDDK’ya yakın kaynaklar çalışmaların Türkiye’nin dünyanın en büyük uluslararası finans merkezinden 16 Ekoreel ∆ Kasım 2015 biri olmasına yönelik yapıldığına dikkat çekiyor. Daha önce de genel müdürlüğü Ankara’da olan Vakıfbank taşınmıştı. Halkbank ile Ziraat Bankası’da çok sayıda birimini İstanbul’a taşıdı. KOORDİNE BAKANLIĞI EDEN: ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İstanbul’u uluslararası finans merkezi yapacak projenin çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Hafriyat çalışmaları tamamlanan alanın okul, sağlık merkezi, park ve cami gibi ortak alanın yapımı için kazma vuruluyor. Sosyal donatının ardından kurumların kendi binalarının inşaatına başlanacak. Hizmet binaları farklı şirketler tarafından yapılacak. Tüm süreci İller Bankası ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordine ediyor. 2.4 KM METRO HATTI İstanbul Finans Merkezi (İFM) için 2.4 kilometrelik metro hattı inşa edilecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi finans merkezine metro hattını programına aldı. Finans merkezinin 2017 veya 2018 yılında bitirilmesi öngörülüyor, uluslararası finans merkezinde en fazla katın Ziraat Bankası’nın olacağı belirtiliyor. Ziraat Bankası’nın genel merkezi 46 ve 40 katlı iki kuleden oluşurken, BDDK 28 katlı binanın yanı sıra iki tane de 17 kattan oluşan toplam 62 katın sahibi. En yüksek bina ise 55 kat ile Merkez Bankası’nın olacak. ASKER VE POLİSTE “BOR” DÖNEMİ BAŞLIYOR! Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun “Bor zırh” açıklaması yaptı. Dünyadaki bor rezervin %73’ünün Türkiye’de bulunduğunu dile getiren Alaboyun, bor maddesini daha çok işlevsel olarak kullanacaklarını açıkladı. BOREN’in desteği ile bor madeninden seramik zırh üretimi yapan bir fabrikayı ziyaret eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, çelik zırha göre daha hafif olan zırhın tanıtımını yaparak, bor karbürden elde edilen zırh sayesinde terörle mücadelede daha iyi sonuçlar alacaklarını söyledi. Alaboyun, bor karbürden elde edilen zırh ile asker ve polisin giydiği kurşun geçirmez yelek, kara ve hava araçlarının kaplanabileceğini, böylelikle de asker ve polisin patlamalardan dolayı zarar görmeyeceğini ifade etti. BOR ARTIK KENDİNİ GÖSTERECEK Dünya rezervinin yüzde 73’üne sahip olan Türkiye, bordan ileri teknoloji kullanarak seramik zırhı üretmeye başladı. BOREN destekli proje kapsamında özel bir şirket tarafından bor karbür seramik zırh üretimi düşük maliyette Türkiye’de yapılıyor. Üretilen bor karbür zırh seramiklerin Ar-Ge çalışmaları sonucu zırhın üretim maliyetinde yüzde 20’ye yakın tasarruf sağlandı. Türkiye’de üretilen bor karbür zırh seramiklerinin yüzde 85’i ihraç ediliyor. Her geçen gün pazar payı büyüyen bor karbür zırhlar, dünyada sadece 6-7 ülkede üretilebiliyor. Bor karbürlü zırhlar hem Türk asker ve polisi tarafından kullanılıyor hem de ihraç ediliyor. BOR ZIRHINI YAPANLAR TÜRK MÜHENDİSLER Borlu zırh üretiminde yüksek teknoloji kullanılırken, bu teknolojiyi Türk bilim adamları ve mühendisleri geliştirerek, 10’un üzerinde ülkeye ihracatı yapılıyor. Bor karbür ile araçlar, helikopterler, tank gibi askeri araçlar, binalar zırhlanıyor. Bu ürün, Türkiye’de üretilen bor kimyasalları üzerine 100 kattan daha fazla değer katıyor. Borlu zırh üretiminde kullanılan fırınlar, presler ve makineler Ankara, Konya ve Eskişehir’de yapılıyor. Borlu zırh üretiminin ArGe çalışmasına ek olarak bu zırhların seri üretimini yapan fabrikada bulunan özellikli, nitelikli makine ve ekipmanlar da Türk mühendisler tarafından tasarlanarak imal edildi. BORSA İSTANBUL İLE TAHRAN BORSASI ARASINDA TARİHİ İMZA Tahran Borsası yetkileri, İstanbul’a gelerek Borsa İstanbul’u (BİST) ziyaret etti. Ziyaret sırasında Borsa İstanbul ile Tahran Borsası arasında bir Mutabakat Zaptı imzalandı. 26 Ekim 2015 tarihinde Tahran Borsası ve İran Sermaye Piyasaları Düzenleyici Kurumu tarafından Borsa İstanbul’a yapılan ziyaret sırasında, Borsa İstanbul ile Tahran Borsası arasında bir Mutabakat Zaptı imzalandı. Mutabakat Zaptı, iki borsa arasındaki iş birliğini geliştirmeyi ve her iki taraf için faydalı iş olanakları geliştirmeyi amaçlıyor. Mutabakat Zaptı imza töreninde konuşan Borsa İstanbul Genel Müdürü/CEO Tuncay Dinç, “Tahran Borsası ile bu Mutabakat Zaptı imzalamaktan son derece memnunuz. Bu anlaşmanın iki borsa arasında yoğun bir işbirliğinin yolunu açacağına ve borsalarımız arasında ortak iş geliştirme olanaklarını ortaya çıkarmamıza vesile olacağına eminim. Her ikisi de büyük potansiyele sahip olan Borsa İstanbul ve Tahran Borsası, kuşkusuz birbirlerinin bilgi birikimlerine ve faaliyetlerine değer katacaktır” dedi. ‘’İKİ BORSA BİRBİRİNDEN FAYDALANACAK " Tahran Borsası Başkanı Hassan Ghalibaf Asl ise, “Bu, bana göre çok önemli bir olay, İran ve Türk sermaye piyasaları iki komşu olarak bölgede gerçekten önemli potansiyele sahipler. Borsalarımızın bu Mutabakat Zaptı’nı imzalamasıyla personel değişimi, uzmanlık paylaşımı ve ortak iş alanları da dahil olmak üzere, mevcut iyi ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi mümkün olacaktır. Bu anlaşmanın imzalanmasının iki borsa arasındaki ilişkiler için bir dönüm noktası olacağına inanıyorum” dedi. Borsa İstanbul ile Tahran Borsası arasında imzalanan Mutabakat Zaptı, bilgi ve uzmanlık paylaşımı, personel değişim programları, ortak faaliyetler düzenlenmesi ve çifte kotasyon imkanlarının geliştirilmesini öngörüyor. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 17 GÜNDEM CNBC-E EKRANLARA VEDA EDİYOR Doğuş Medya Grubu içerisinde yer alan CNBC-e, Discovery Communications tarafından satın alındı. Discovery Communications, CNBC-e yerine eğlence kanalı olan TLC izleyicinin karşısına çıkacak. Ve bir dönem daha sona erdi. Kasım ayında yayına başlayacak olan TLC kanalının, CNBC-e’den daha çok ilgi göreceği tahmin ediliyor. CNBC-e’nin yerini alacak olan TLC, uluslararası kurgu ve hakikate dayalı eğlence programlarını ihtiva eden kapsamlı bir içerik vaat ediyor. Discovery Networks CEEMEA Gelişen Pazarlar Kıdemli Başkan Yardımcısı James Gibbons, konu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları ifade etti: “Doğuş Yayın Grubu ile CNBC-e’nin alım anlaşmasını tamamlamamız ve büyümekte olan Türkiye pazarında, önde gelen “yaşam tarzı” ve eğlence içeriklerini sunacak ilk ulusal kanalımızı yayına sokacağımızı duyurmamızla beraber Türkiye operasyonumuzda yepyeni bir dönem başlıyor. Discovery Avrupa’da pek çok alanda hem ücretli hem de ulusal kanalları başarı ile yönetiyor. TLC, inanılmaz bir çeşitliliğe sahip benzersiz içeriği ile Discovery Channel, Animal Planet ve Discovery Science’yi kapsayan güçlü portföyümüze değer katacak. TLC, Türkiye’nin beklediği bir kanal, Kasım ayında kanalımızı seyircilere ve ticari ortaklarımıza sunmayı iple çekiyoruz.” EKONOMİK GÜVEN ENDEKSİ EKİM AYINDA YÜKSELDİ Ekonomik güven endeksi ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 13 oranında artarak 72,13 değerinden 81,48 değerine yükseldi. Ekonomik güven endeksindeki artış, tüketici, reel kesim (imalat sanayi), perakende ticaret sektörü ve hizmet sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandı. Tüketici güven endeksi Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 7,3 oranında artarak 62,78 değerine yükseldi. Reel kesim güven endeksi yüzde 3,7 artarak 103,20 değerini aldı. Perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 2,7 artarak 98,68 değerine yükseldi. Eylül ayında Ekonomik Güven Endeksi’nde %17 düşüş yaşanmıştı. Ekim ayında ise düşüş yerine yükseliş gerçekleşti. Ekonomik Güven Endeksi, Ekim ayında %13 arttı. 18 Ekoreel ∆ Kasım 2015 Hizmet sektörü güven endeksi yüzde 0,1 artarak 97,63 değerine ulaştı. İnşaat sektörü güven endeksi ise Eylül ayına göre yüzde 0,5 oranında azalarak 80,02 değerine düştü. DOLANDIRICILAR “TÜRK BANKALAR BİRLİĞİ” İSMİNİ KULLANDI! “Türkiye Bankalar Birliği ismi kullanılarak dolandırıcılık amacıyla tasarlanmış sahte elektronik postaların bir çok internet kullanıcısı tarafından alındığına ilişkin bilgi edinilmiştir. Dolandırıcılık amacıyla kişisel verilerin elde edilmesine yönelik gönderildiği anlaşılan bu elektronik postalara ilişkin kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi dikkate alınarak aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür: İnternet üzerinden yapılan dolandırıcılık dünya üzerinde etkin bir şekilde kullanılıyor. Dolandırıcılar son olarak, Türk Bankalar Birliği’nin ismini kullanarak dolandırıcılık girişiminde bulundu. Durdurulamayan internet üzerinden dolandırıcılık, yeni bir alana geçti E-Posta... Elektronik posta göndererek alıcının mesajı açması halinde bilgisayarlarına sızan bu bilgisayar dolandırıcıları daha sonra kişisel bilgilerinizi içeren yeni bir e-posta göndererek inandırıcı oluyorlar. TBB’DEN DOLANDIRICILARA DİKKAT UYARISI Konuya vurgu yapan Türkiye Bankalar Birliği, Birliğin ismi kullanılarak dolandırıcılık amacıyla gönderilmiş sahte elektronik postalara ilişkin bir açıklama yayınladı. TBB açıklamasında; Söz konusu elektronik postada yer alan hususların tamamı gerçek dışıdır ve kişisel verilerin elde edilmesine yönelik, aldatıcı beyanlardır. Türkiye Bankalar Birliği’nin Ankara’da bir şubesi mevcut değildir. Türkiye Bankalar Birliği, banka müşterilerine ait kişisel bilgileri hiçbir şekilde talep etmez. Bu konuda görevli ve yetkili değildir. Aktif internet bankacılığı kullanıcılarını tespit etmek veya kullanıcı bilgilerini teyit etmek gibi bir çalışması ve görevi de bulunmamaktadır. Türkiye Bankalar Birliği, bankaların internet bankacılığı hizmetlerine müdahil olmaz ya da bankaların ürün ve hizmetleri için banka müşterilerinden bilgi, belge istemez ve internette veri girişi talebinde bulunmaz. Türkiye Bankalar Birliği tarafından; internet bankacılığı güncellemesi, veri tabanı hazırlanması ve bunlara ek yapılması, bu konuda banka müşterilerinden teyit alınması, banka müşterilerinin hesaplarına erişimlerine müdahale edilmesi, kısıtlama konulması, kanunen ve fiilen mümkün değildir. Birliğimiz bu veya benzeri konu başlıklarında elektronik posta gönderimlerinde bulunmamaktadır. Türkiye Bankalar Birliği’nden geldiği görüntüsü verilen, bu türden sahte elektronik postalara kesinlikle itibar edilmemeli, bir dolandırıcılık olayına maruz kalmamak için kişisel bilgiler ve veriler üçüncü kişi ya da kurumlar ile asla paylaşılmamalıdır. Sahte elektronik postanın yönlendirme yaptığı internet sitesinin kapatılması için gerekli girişimlerde bulunulmuştur.” ifadelerine yer verildi. HAVA LİMANLARI ENERJİ ÜRETECEK Ulaştırma Bakanlığı Türkiye’deki havalimanlarının elektrik maliyetini sonlandırmak için yeni bir projeye adım attı. Projeye göre, havalimanlarında güneş ve rüzgar santralleri olacak. Ulaştırma Bakanlığı havalimanlarındaki elektrik maliyetini bitirmek için güneş ve rüzgar santrali kuracak. Bakanlık bünyesindeki Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) havalimanları ile ilgili 2015-2019 stratejik planını hazırladı. İLK BAŞLATAN HİNDİSTAN OLDU Plana göre elektrik ve çevre kirliliğini azaltmak için her yıl 2 havalimanına güneş ve rüzgar santrali kurulacak. Geçtiğimiz aylarda dünyanın en büyük havalimanları arasında gösterilen Hindistan’da bulunan Cochin Havalimanı tüm elektrik enerjisini yeni kurduğu güneş santrallerinden karşılamaya başlamıştı. Böylece havalimanının harcadığı elektrik maliyeti olmazken üstelik yıllık 300 bin ton karbon salınışının ortaya çıkmasını engelliyor. DHMİ ilk etapta yılın 365 günü güneş gören bölgelerdeki havalimanlarına santral kurmayı planlıyor. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 19 GÜNDEM İGDAŞ HALKA AÇILIYOR İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Kadir TOPBAŞ, İGDAŞ hakkında açıklamalarda bulundu, İGDAŞ’ın özelleştirilmesi için çalışma yaptıklarını belirten Topbaş, şirketi halka açma kararı aldıklarını açıkladı. Doğalgaz firmaların gözü İGDAŞ’ta olunca, İGDAŞ halka gitme kararı aldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, yurtiçi ve yurtdışından birçok doğalgaz firmasının gözünün İGDAŞ’ın özelleştirilmesinde olduğunu söyledi. İGDAŞ’ın blok satışı için hazırlık yaptıklarını belirten Topbaş, “Ancak, oluşan başka sıkıntıları dikkate aldığımızda şirketimizi halka açma kararı aldık. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ile bu konuyu görüştük, uygun gördüler” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İGDAŞ’ın halka arzında bir miktar maddi kayıp olabileceğini vurgulayan Topbaş, “İGDAŞ halkımızın olsun diye bunu göze aldık. Hazırlıkları yapıyoruz. En kısa zamanda şirketimizi halkımıza açacağız” diye konuştu. İGDAŞ’ın İstanbul’un bir değeri olduğunu vurgulayan Topbaş, bu nedenle öncelikle İstanbullu abonelere satış yapılacağını belirtti. Topbaş, “Önce İstanbullu abonelerimiz alsın, daha sonra Türkiye ve dünyaya arz da yaparız” ifadelerini kullandı. Türkiye’de 5.5 milyon doğalgaz abonesi olduğunu dile getiren Topbaş, doğalgaz tüketiminin yüzde 50’sini İstanbul abonelerinin yaptığını sözlerine ekledi. İNŞAAT SEKTÖRÜNDE HEDEF 100 MİLYAR DOLAR Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gaziantep’te yaptığı konuşmada iddialı açıklamalarda bulundu. İnşaat sektöründeki proje hedeflerinin 2023 yılında 100 milyar dolara ulaşacağını söyledi. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, beraberinde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu ile birlikte, Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği (GAİMDER)’ni ziyaret etti. APA: MÜTEAHHİTLİK MESLEK YASASI ÇIKMALI Türkiye’nin birlik-beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğu günleri yaşadıklarını vurgulayarak konuşmasına başlayan GAİMDER Başkanı İbrahim Apa, “Milletçe, sağduyulu bir şekilde, tahriklere kapılmadan, birlik ve beraberlik içerisinde bu günleri atlatmalıyız” dedi. Apa ziyarette, inşaat sektörünün yanı sıra Gaziantep’in sorunlarını da Bakan Şimşek’e aktardı. Apa, önümüzdeki dönemde meclis gündemine gelecek olan müteahhitlik meslek yasasının çıkmasıyla ilgili de Bakan Şimşek’ten destek istedi. Firmaların mağduriyetine yol açan Asansör Yönetmeliği’nin, yaptıkları girişimler sonucu 1 Ocak 2016’ya kadar ertelenmesinden duydukları memnuniyeti dile getiren İbrahim Apa, Bakanlığa ve Belediye Başkanlarına teşekkür etti. EDAŞ kaynaklı problemlerinin halen çözüm beklediğini dile getiren Apa enerji altyapısını kendi cebinden karşılayan inşaat firmalarının, aynı ilgiyi EDAŞ’tan göremediğine dikkat çekti. HEDEF 2023 Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise konuşmasında Türk firmalarının yurt dışındaki pazar paylarını özellikle 2006 20 Ekoreel ∆ Kasım 2015 yılından itibaren artırmaya başladığını, bunun da Ak Parti iktidarı döneminde yaşandığına dikkat çeken Şimşek “İnşaat sektörü 2006’dan bu yana yıllık ortalama 20 milyar dolarlık proje yaptı. 2023’te bu rakam yıllık 100 milyar dolara ulaşacak” dedi. Gaziantep’in de bu anlamda büyük düşünmesi gerektiğini ifade eden Bakan Şimşek “Suriye’nin imarında Türk firmaları inanıyorum ki çok büyük projelere imza atacak. Ancak bizim, bu firmaları bölgesel olarak ayırmamız çok zor. Her firma ihaleye katılır ama Gaziantep’teki firma, Ortadoğu’ya daha yakın olduğu için, tedarik başta olmak üzere diğer unsurlarda daha avantajlı olacaktır. Sizlerin büyük düşünerek, bu ülkedeki projelerden ciddi şekilde pay almanızı istiyorum. Sizin de gayretlerinizle ülkemizi ve kentimizi ortak akılla büyüteceğiz” şeklinde konuştu. KARŞILIKSIZ ÇEKİN AYLIK DEĞERİ: 2 MİLYAR TÜRK LİRASI Türkiye’de ayda 60-70 bin çek karşılıksız çıkıyor, aylık karşılıksız çek tutarı ise 2 milyar Türk Lirası. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin karşılıksız çek açıklamaları dikkat çekti. Karşılıksız çekin değer bazında arttığını söyleyen Çetin, Türkiye’de aylık 2 milyar TL’lik karşılıksız çıkan çekin 120 milyonunun Antalya’dan olduğunu söyledi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin “Karşılıksız çek” üzerine şunları söyledi “Karşılıksız çıkan çeklerin toplamdaki payı %3-4 arasında. Türkiye’de ayda yaklaşık 2 milyar TL tutarında, 60-70 bin çek karşılıksız çıkıyor, Antalya’da ise ayda 100-120 milyon TL tutarında 3-4 bin arası çek karşılıksız çıkıyor. Oranlar düşük de olsa ticarette güveni sarsan bir konu. Bu nedenle artık bu karşılıksız çek ayıbının bitmesi, ticaretin daha güvenli hale gelmesi gerekiyor. Önümüzdeki dönemde Türkiye’de siyasi belirsizliğin bitmesi, kurulacak hükümetin yapısal önlem takvimi açıklaması ve merkez bankasının izleyeceği faiz politikası en önemli konulardır. Bu 3 konuda olumlu gelişme olursa dövizde ve genel durumda iyileşme görürüz, aksi halde sıkıntılar devam edecektir. Antalya ekonomisine ilişkin son duruma gelince; turist sayısında düşüş son aylarda sabit devam ediyor, %5 kayıp değişmeden kaldı. Bu da yaklaşık 550 bin civarında bir kayba işaret ediyor.” CAN SUYU PROJESİ DÜNYADA BİR İLK Ömer Soyer Kalyoncu, TBMM eski Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Sayın Tuğrul Türkeş, Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Sayın Veysel Eroğlu, Adalet Bakanı Sayın Kenan İpek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Lütfi Elvan, İçişleri Bakanı Sayın Selami Altınok, Dışişleri eski Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mersin Valisi Sayın Özdemir Çakacak, DSİ Genel Müdürü Sayın Ali Rıza Diniz de iştirak etti. DÜNYADA BU TARZ SU TEMİN EDEN PROJE YOK KKTC Su Temin Projesi ile Türkiye’den Kıbrıs’a denizin altından su gidecek. Maliyeti 1.6 milyar lira olan proje “teknik” olarak dünyada bir ilk. Dünya’da ilk ve tek olma özelliği taşıyan Askıda Borulu Deniz Geçiş Sistemini de bünyesinde barındıran KKTC Su Temin Projesi tamamlandı. Türkiye’den temin edilecek su ile KKTC’nin uzun vadeli su ihtiyacını da karşılayacak proje Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle hizmete alındı. 17.10.2015 tarihinde iki program çerçevesinde gerçekleştirilen merasime; KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı, Başbakanımız Prof. Dr. Sayın Ahmet Davutoğlu, KKTC Başbakanı Sayın DSİ, KKTC Su Temin Projesi kapsamında dünyada ilk ve tek olan askıda borulu deniz geçiş sistemi ile Anamur Dragon çayının suları Akdeniz’in 250 m altından geçirilerek Yavru vatana taşıdı. Proje ile; KKTC’ye iletilecek yıllık 75 milyon m3 suyun 37 milyon m3’ü sulamaya, 38 milyon m3’ü ise içme suyuna tahsis edilecek ve KKTC’nin uzun vadeli içme suyu ihtiyacı karşılanmış olacaktır. Proje ile; 65 900 dekar cazibeli, 17 700 dekar ise pompajlı olmak üzere toplam 83 600 dekar tarım alanının tamamı kapalı sistem borulu şebeke ile sulanacak, yıllık 80 Milyon TL ilave gelir sağlanacak, çiftçimizin elektrik masrafı ortadan kalkmış olacaktır. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 21 GÜNDEM KAPASİTE KULLANIM ORANI’NDAKİ SON DURUM Merkez Bankası, İmalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı, 2015 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre 0,4 puan azalarak yüzde 75,5 seviyesinde gerçekleştiğini açıkladı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ekim 2015 ‘İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı’nı açıkladı. Buna göre; 2015 yılı Ekim ayında imalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı, bir önceki aya göre 0,4 puan azalarak yüzde 75,5 seviyesinde gerçekleşti. 2015 yılı Ekim ayında imalat sanayinde faaliyet gösteren 2 bin 659 işyerine ‘İktisadi Yönelim Anketi’ formu gönderildi ve 2 bin 170 katılımcıdan yanıt alındı. İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre 0,8 puan azalarak yüzde 74,6 seviyesinde gerçekleşti. 2015 yılı Ekim ayında mal gruplarına göre kapasite kullanım oranları değerlendirildiğinde, gıda ve içecekler, dayanıklı tüketim malları ve dayanıksız tüketim mallarında artış görülürken, ara mallar ve yatırım mallarında azalış görüldü. KURU MEYVE İHRACATI: 152 MİLYON DOLAR Çıkmaz, yaptığı yazılı açıklamada, 1-19 Ekim tarihleri arasında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 61,9 oranında artışla, 18 milyon 121 bin dolarlık kuru meyve ihraç ettiklerini ifade etti. İHRACATTA YÜZDE 7 ARTIŞ VAR Ocak-Ekim döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre ihracatın yüzde 7,3 artış gösterdiğini vurgulayan Çıkmaz, bu dönemde 152 milyon 886 bin dolarlık kuru meyve ihracatı yaptıklarını kaydetti. Kuru meyve ihracatında geçen seneye nazaran artış var. Güneydoğu’dan ihraç edilen kuru meyve ile Ocak-Ekim aylarında 152 milyon dolar satış cirosu elde edildi. Kuru meyveyi en çok alan ülkeler: İtalya, ABD ve Almanya oldu. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Başkanı Abdulkadir Çıkmaz, Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın birçok ülkesine kuru meyve gönderdiklerini belirterek, “Bu yıl Güneydoğu’da kuru meyve ihracatı arttı” değerlendirmesinde bulundu. 22 Ekoreel ∆ Kasım 2015 İhracatın artırılması yönündeki çalışmaların sürdürüldüğüne dikkati çeken Çıkmaz, şu bilgileri verdi: “Ocak-Ekim döneminde en fazla ihracatı gerçekleştirilen ürünler arasında Antep fıstığı ilk sırada yer alırken, bu ürünü çam fıstığı, kuru kayısı, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, kayısı ve zerdali çekirdeği takip etti. Ülke grupları arasında ise en fazla Avrupa Birliği ülkelerine ihracat gerçekleştirildi.” Ülke bazında bakıldığında en büyük kuru meyve alıcısının İtalya, ABD ve Almanya olduğunun görüldüğünü aktaran Çıkmaz, bu ülkeleri Irak, İran, İspanya, Cezayir ve Fransa’nın takip ettiğini vurguladı. KURUYEMİŞTE İNDİRİM 2015 yılında kuruyemiş üretimi artınca, kuruyemiş fiyatları indirme gitti. Tüm Kuruyemiş Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜKSİAD) Başkanı Muammer Çaputçu, 2014 yılında yaşanan don ve aşırı yağış gibi olumsuz hava koşulları nedeniyle tarımsal üretimin zarar gördüğünü söyledi. 2015 yılında üretiminin artmasıyla fiyatların gerilediğini dile getirdi. Yeni sezonda üretimin tekrar yükselmesiyle fiyatların da gerilemeye başladığını anlatan Çaputçu, şunları kaydetti: “Geçen yıl özellikle fındıkta çok büyük fiyat artışları yaşadık. Geçen yıl 450 bin ton civarında gerçekleşen fındık üretimi, bu yıl 650-700 bin ton civarında beklenmektedir. Tüketici bazında 80-90 liraya çıkan fiyatlar, bu sene 4050 liraya düşmüş durumda. Antep fıstığında da perakende fiyatında yüzde 25’lik bir gerileme söz konusu. Geçen yıl 50 lirayı bulan fiyatlar, bu sıralar 40 lira bandına geriledi. Kuru meyvelerde de benzeri gelişmeler var. Örneğin kuru kayısıda 35-40 lira olan kilogram fiyatı 25 lira, kuru incirde 35 liradan 25 lira seviyesine gerileme var. Kuruyemiş ürünlerinde fiyatların geçen yıla göre ortalama yüzde 35 oranında düştüğünü görüyoruz. Genel olarak iyi bir sezon bekliyoruz.” “FİYATLARDAKİ GERİLEME İÇ TÜKETİMİ TEKRAR ARTIRACAK” Fiyatlardaki gerilemenin iç tüketimi canlandıracağını, ihracatta da rekabet gücünün artacağını vurgulayan Çaputçu, özellikle Türkiye’nin dünya tüketiminin yüzde 70’ini karşıladığı fındıktaki üretimin yükselmesinin sevindirici olduğunu ifade etti. MALİYE BAKANI ŞİMŞEK’TEN ÇARPICI ANALİZLER gelsin, kim tarafından kurgulanırsa kurgulansın başarılı olamayacaktır” diye konuştu. DOĞU’DA BASKI İKLİMİ YAŞANIYOR Maliye Bakanı Şimşek, Ankara’daki patlamanın ekonomiye dair etkisini “Doğu ve Güney Doğu’da turizmin durma noktasına geldiğini” söyledi. Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: Maliye bakanı Mehmet Şimşek, terör örgütlerinin (Pkk, Daeş) Türkiye ekonomisine karşı etkilerini dile getirdi. Şimşek, “Doğu ve Güneydoğu’ya kimse vadeli mal satmak, sigorta şirketleri sigorta yapmak istemiyor. Turizm durma noktasına geldi” açıklamasında bulundu. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ankara’da yaşanan olaylar üzerine özel bir televizyon kanalında açıklamalarda bulundu. Şimşek, Ankara’daki patlamanın sadece Ankara’da değil, tüm Türkiye’de hissedildiğini söyledi. Şimşek “Türk demokrasine, huzur, barış iklimine atılmış bir bomba” açıklamasında bulundu. Mehmet Şimşek, Ankara’da gerçekleşen terör saldırısına ilişkin, “Türk demokrasine, huzur, barış iklimine atılmış bir bomba, biz bir ve beraber oldukça, hep birlikte terörü lanetledikçe asla ve asla bu saldırılar nereden gelirse “Ankara’daki patlamanın etkisi moral açısından, enerjimizin bir süreliğine geçici olarak ülke sorunlarından sadece bu noktaya odaklanma konusunda kayıplar var ama kalıcı bir tahribat beklemiyorum. Fakat Doğu ve Güneydoğu’daki şiddet sarmalının, ikliminin etkileri çok derin olacak. Çünkü Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde inanılmaz ekonomik toparlanma, heyecan, yatırım, istihdam ve umut vardı. Terör örgütü olarak empoze edilen şiddet ikliminin etkileri ise büyük olacak. İnanılmaz büyük bir toparlanma vardı şimdi sadece korku, şiddet, baskı iklimi var. Şikayetler alıyorum, Doğu ve Güneydoğu’ya kimse vadeli mal satmak, sigorta şirketleri sigorta yapmak istemiyor. Turizm durma noktasına geldi.” Şimşek, şiddetin, terörün en büyük yansımasının bölge halkına olduğunu vurgulayarak, “90’lı yıllara dönmeyerek, terörle mücadeleyi hukuk içerisinde yaparak, kamu düzeni en iyi şekilde işlediğinde tekrar o fırsatlar, ekonomik faaliyetler hız kazanacak. Hukuk devleti içerisinde terörle çok güçlü mücadele edeceğiz ama bölgeye yatırımlar, çözüm süreci iradesi devam edecek” dedi. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 23 GÜNDEM MEMURA 10 KURUŞLUK ZAM 2016 bütçesine göre memurlara fazla çalışma karşılığında saat başına yapılacak ödeme yüzde 6.1 artışla 1.63 liradan 1.73 liraya çıkacak. TBMM’ye sunulan 2016 bütçesiyle gelecek yıl memurlara ödenecek fazla mesai, ek ders ve günlük harcırahlar da belli oldu. Memurlara fazla çalışma karşılığında saat başına yapılacak ödeme yüzde 6.1 artışla 1.63 liradan 1.73 liraya çıkacak. Bakanlıkların özel kalem müdürlüklerinde çalışan personele ayda 90 saati geçmemek üzere saat başına yapılacak ödeme 1.71 liradan 1.82 liraya yükseltilecek. Ayda 450 saati geçmemek üzere bakanlıklardaki kurul başkanları, genel müdür ve daha üst birim yöneticileri, vali, general ve amiraller, rektör, büyükşehir ve il belediye başkanlarına yapılacak saatlik fazla çalışma ücreti 1.82 TL olacak. Söz konusu makam ve unvandaki kişilerin yanında çalışan personele de aynı rakam üzerinden ayda 90 saate kadar fazla mesai ödenecek. TÜRK BAYRAĞI’NI GÖNDERE ÇEKTİ MUSİAD BURS VERDİ ise yere atılan bayrağı alarak yerine asmıştı. Yaşanan olay okulun güvenlik kamerası tarafından kaydedilmişti. MUSİAD O GENÇLERİN YANINDA Bayrağı yerine asan çocuklardan Uğur Saraç maddi imkânsızlıklar nedeniyle eğitimine devam edemeyip 4. sınıftan sonra okuluna ara verdi. 13 yaşındaki Uğur Saraç’ın okuluna geri dönebilmesi için Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü bir çalışma başlattı. Bu duyarlı davranış sonucunda MÜSİAD, bu iki gence sahip çıktı. Diyarbakır’da yaşanan bayrak olayı tüm Türkiye’yi etkiledi, MUSİAD bu duruma sessiz kalmadı. Diyarbakır’ın Bağlar İlçesinde Ekim ayında yaşanan olayda, Fatih Ortaokulu’nun bahçesinde asılı bulunan Türk Bayrağı, top oynayan bir grup çocuk tarafından indirilmişti. Okul bahçesinde oynayan 10-13 yaşları arasındaki 4 çocuk 24 Ekoreel ∆ Kasım 2015 Konuyla ilgili açıklama yapan Genç MÜSİAD Diyarbakır Şube Başkanı Mücahit Çimen, “Genel merkezimiz, onurlu davranış sergileyen 2 küçük kahramana eğitimleri boyunca burs verecek. İşsiz olan babalar için ise çalışma yapacağız” dedi. MUSİAD’TAN GELECEĞE SAHİP ÇIKMA AÇIKLAMASI Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri ve Şube Başkanları, İstanbul’da toplandı. Toplantıda terör, ekonomi ve genel seçim konuşuldu. Bildirgeden “Geleceğe sahip çıkma” çıktı. MUSİAD Türkiye’de yaşanan son olaylardan sonra İstanbul’da toplandı. Toplantıya yönetim kurulu üyeleri ve şube başkanları katıldı. Gerek ekonomi gerek terör gerek yaklaşan seçimler üzerine açıklamalarda bulunuldu. MUSİAD’IN AÇIKLAMALARI Ülkemiz, zor bir dönemden geçiyor. Terör, korkunç yüzüyle sahnede. Kirli senaryolarla, Sosyal, Ekonomik ve Siyasal istikrarsızlık amaçlanıyor. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, sivil, asker, güvenlik görevlisi ayrımı yapmaksızın rahmet diliyor, yaralılara şifa, yakınlarına sabır diliyoruz. Terörün, iyisi, kötüsü, haklısı, haksızı, ideolojisi, milleti, dini, mazereti olamaz, tümüne karşıyız. Kimden geldiği, kime karşı yapıldığı önemli değildir. Hayatını kaybedenlerin kimliği değil, insan olmaları önemlidir. Düzenli toplumun unsurlarından en önemlisi, devletin, vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamasıdır. Devlet, bunu sağlamak için, etkili tedbirleri, zamanında almakla yükümlüdür. Devlet, Terörle Mücadeleyi kesintisiz sürdürürken, vatandaşa da şefkatle yaklaşmalıdır. Teröre sebep olanlar ve sebep verenlerle ilgili, güvenlik ve adli takip neticelendirilerek, gereken ceza ve yaptırımlar mutlaka sağlanmalıdır. Teröre tepki göstermek, hem hak, hem görevimizdir. Bu tepkinin, terörle ilgisi olmayan vatandaşlarımıza veya kurumlara yöneltilmesi ise, toplumsal barışı zedeler. 12 Eylül öncesinde, daha kanlı bilançolarla baş ettik, 28 Şubat’ta daha ağır sosyal travmaların altından kalktık. 27 Nisan’da daha ağır siyasal krizleri atlattık, 5 Nisan ve 21 Şubat’ta, çok ağır Döviz Maliyetlerini ödeyerek ayakta kalmayı başardık. Bugünlerdeki bilançonun ağırlığı da bizi üzüyor ama, geçmişteki fırtınaları nasıl atlattıysak, bu günleri de atlatacağız. Son 2 yılda, 4. defa seçime gitmemize rağmen, 1 aydır, seçim hükümetiyle yönetilmemize rağmen, ekonomimiz, küçük hasarların dışında, hala sağlam şekilde ayakta. Birilerini şaşırtarak, büyüyoruz ancak, ekonomi, aynı zamanda, beklenti yönetimidir. Ekonomimize yön veren yetkililerimiz, susmayıp, ekonominin gerçeklerini, güven telkin edici bir üslupla, çokça ve yüksek sesle anlatmalıdır. Terörün zarar verdiği bir alan da ekonomidir. Doğu ve Güneydoğu’da ticaretin büyük yara alması, bölgedeki vatandaşımızı makus bir talihe hapsetmektedir. Çok önemli 5 ay geride kaldı. Milletimiz, 1 Kasım’da olgunlukla ve çoğunlukla oyunu kullanmalı, sandıktan çıkacak iradeye de saygı duymalıdır. Devlet ise, sandık güvenliğini sağlamalıdır. Siyasetin, 7 Haziran’dan sonra, uzlaşmaz görüntü veren tavrını doğru bulmuyoruz. Siyaset, ülkeyi yönetme ve çözüm sanatıdır. Siyasette popülist yaklaşımları da doğru bulmuyoruz. Zamanında yapılacak doğru teşvik ve desteklerle, popülizm birbirine karıştırılmamalıdır. Millete söylenen Hedef ve Vaatler gerçekçi olmalıdır. Gün, birbirimizi suçlama değil, birlik olma günüdür. İhtiyacımız, Huzur, Güven ve Pozitif İstikrardır. Kamuoyuna saygıyla duyururuz. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 25 GÜNDEM MERKEZ BANKASI REEL KESİM GÜVEN ENDEKSİ’Nİ AÇIKLADI ihracat sipariş miktarı, sabit sermaye yatırım harcaması, gelecek üç aydaki üretim miktarı ve mevcut mamul mal stoku miktarı endeksi artış yönünde etkilerken, son üç aydaki toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki toplam istihdam miktarı ve mevcut toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi. Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi (RKGE-MA) bir önceki aya göre 3,7 puan artarak 103,2 puan seviyesinde gerçekleşti. Merkez Bankası, Reel Kesim Güven Endeksi’nin Ekim ayında 1.4 puan arttığını açıkladı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ekim 2015 ‘İktisadi Yönelim Anketi Reel Kesim Güven Endeksi’ni (RKGE) açıkladı. Buna göre; 2015 yılı Ekim ayında RKGE, bir önceki aya göre 1,4 puan artarak 100,5 seviyesinde gerçekleşti. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, genel gidişat, gelecek üç aydaki Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde bir önceki ayda artış bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü. İhracat ve iç piyasa sipariş miktarlarında ise bir önceki ayda azalış bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü. Mevsim normallerine kıyasla yapılan değerlendirmelerde, mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki ay seviyelerinde devam ettiği görüldü. Mevcut mamul mal stoklarının seviyesinin mevsim normallerinin üzerinde olduğu yönündeki değerlendirmelerin ise zayıfladığı gözlendi. DÜNYANIN EN PAHALI BİTKİSİ SAFRAN bir servet: 20 bin TL! EN ÇOK İRAN’DA YETİŞTİRİLİYOR Türkiye’de sadece Safranbolu’da yetişen “safran bitkisi” için hasat başladı. Dünyanın en pahalı bitkisi olarak bilinen Safran’ın kilosu 20 bin lira. Uğruna savaşlar yapılan Safran bitkisi, Türkiye’de Karabük’ün Safranbolu ilçesinde yetiştiriliyor. Ve safran bitkisinin hasat zamanı geldi. Ağustosta dikilmeye başlanan ve bu günlerde mor renkli çiçekler açan safranda bu yıl toplam üretim hedefi, 30 kilogram olarak belirlendi. 30 santime kadar uzayan mor renkli, güzel kokulu çiçeklerden binbir güçlükle çıkarılacak safranın taban kilo fiyatı ise tam 26 Ekoreel ∆ Kasım 2015 80 bin çiçekten sadece yarım kilogram üretilebilen safran, Safranbolu’nun köylerinde 41 çiftçi tarafından 42 dönüm alanda üretiliyor. Karabük Valisi Orhan Alimoğlu’nun verdiği bilgiye göre, ilde 40 dönüm civarında arazide üretim yapılıyor ve bu yıl sadece 30 kilogram ürün bekleniyor. Üretimin artırılması için çeşitli teşvikler veriliyor. Dünyada en çok İran’da üretilen safran, sıcak ve kuru yaz rüzgarlarının estiği yarı kurak iklimlerde yetişiyor. Safranın pahalı olmasının nedeni zor şartlarda yetişmesi ve çiçeğinin çok küçük bir parçasından elde ediliyor olmasından kaynaklanıyor. Ortalama 120 - 180 bin çiçekten 5 kg safran, bundan da 1 kg kuru ürün alınıyor. Bir kadın işçi saatte 50-60 gram safranı çiçekten ayırabiliyor. Safranın düşük verimi ve yoğun emek istemesi onun dünyanın en pahalı baharatı yapıyor. KOZMETİK, İLAÇ, KULLANILIYOR GIDA GİBİ ALANLARDA Bu mucize bitki; boya sanayi, kozmetik sanayi, ilaç sanayi ve gıda sanayi olmak üzere pek çok alanda kullanılıyor. SAKARYA’DA ULUSLARARASI İSLAM EKONOMİSİ VE FİNANSI KONGRESİ Sakarya Üniversitesi (SAÜ) ile Durham Üniversitesi ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) ortaklığıyla düzenlenen “Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Kongresi” Sakarya Üniversitesi’nde yapıldı. Sakarya Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen kongrede BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben’in “İslam Ekonomisi” üzerine söylediği sözler dikkat çekti. Bankaları Denetleme ve Düzenleme Kurulu Başkanı Mehmet Ali Akben, yaptığı açılış konuşmasında, bu tür toplantıların desteklenmesinin İslam ekonomisi ve ülkemiz açısından konuya önemli bir ışık tuttuğuna işaret etti. Türkiye’de katılım bankacılığı alanının 30 yılı aşkın süredir faaliyette olduğunu anlatan Akben, “Fakat bankacılıktan aldıkları pay gördüğümüz kadarıyla yaklaşık yüzde 6 kadar bu ülkemiz için yeterli değil. Devlet olarak kamu katılım bankaları alanında sistemin desteklenmesi yönünde önemli çalışmalar sürdürülmektedir” diye konuştu. Gelinen noktanın küçümsenmeden ileriye daha umutla bakılmasını sağlayacak gelişmeler sağladıklarını ifade eden Akben, katılım bankacılığı konusunda üniversitelerin desteğinin de artması gerektiğini söyledi. Akben, “Henüz bu konuda üniversitelerde bir kürsümüz, bir bölümümüz yok. Olması gerektiğine inanıyoruz. 210 bin civarında çalışan, 12 binin üzerinde şube sayımız var. Bunun bilimsel olarak desteklenmesi de bizim için büyük önem arz ediyor. Katılım bankacılığının konvansiyonel bankaların bir taklidi olmaması gerektiğine inanıyorum. Onlar gibi değil de biz gibi ne yapabiliriz diye düşünmeliyiz. Bu sistemin korunması gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ’NİN ÖNEMİ Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş da konuşmasında İslam ekonomisi ve finansı alanının her zaman güncel olduğunu ve önemini koruduğunu ifade etti. Dünyada 2007 yılında başlayan ve son dönemde giderek devam eden küresel bir krizden bahsedildiğini belirten Ertaş, dünya ekonomisinin batağa saplandığını ve bu bataktan bir türlü çıkamadığını söyledi. Türkiye’nin borç tablosunun diğer ülkelere nazaran çok daha iyi durumda olduğunu kaydeden Ertaş, “Türkiye bu konuda en iyi performansı gösteren ilk 4 ülke arasında. Bu da bizi son yıllardaki krizlerden koruyan önemli faktörlerden. Her şey dört dörtlük değil, daha gelişmenin çok başındayız. Bu konuda üniversitelerimize büyük pay düşüyor. Sakarya Üniversitesi’nin burada katkısı büyük. 2023’te sadece bankacılık sistemiyle bu büyümeyi sağlayacak duruma gelmeyi, İstanbul’un da ilk 10 uluslararası finans merkezi arasında olmasını hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. VAR OLAN EKONOMİK SİSTEM SORUNLUDUR SAÜ İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ömer Karaoğlu da konuşmasında, İslam ekonomisi çalışmalarının 1970’li yıllardan itibaren gelişme kaydettiğini belirterek, var olan küresel ekonomik sistemin insanları pek çok finansal problemle, krizlerle, gelir adaletsizlikleriyle ve yoksulluk problemleriyle karşı karşıya bıraktığını söyledi. Doç. Dr. Karaoğlu, “Bu itibarla dünyanın bir umudu, bir çözüm potansiyeli taşıyan İslam dininin dünya görüşünü, hem teorik hem pratik çalışmalarla insanlığın umudu ve çözümü haline getirmek gerekiyor. Kongrenin, bu hayırlı amaca inşallah olumlu katkılar yapabileceğini ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 27 GÜNDEM SERMAYE PİYASA KURULU’NDAN TÜRKİYE FİNANSAL OKURYAZARLIK ARAŞTIRMASI yüzde 18’e düştü. 2015 yılında ilk defa ölçülen konularda öne çıkan veriler ise şöyle: Sermaye Piyasa Kurulu (SPK), Borsa İstanbul, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, İstanbul Takas ve Saklama Bankası AŞ, Merkezi Kayıt Kuruluşu ve Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim Kuruluşu iş birliği ile hazırlanan “2015 Türkiye Finansal Okuryazarlık Araştırması”nın sonuçları açıklandı. Türkiye Finansal Okuryazarlık Araştırması’nın sonuçları dikkat çekti. En önemli sonuçlardan biri ise araştırmaya katılan kişilerin % 93’ü nün basit finans matematiğini biliyor olması. Rapora göre, 2012 yılında ankete katılanların yüzde 84’ünün finansal konularda basit matematiksel işlemleri yapabildikleri görülürken, söz konusu oran 2015 yılında yüzde 93’e yükseldi. Paranın zaman değeri sorusunu doğru cevaplayanların oranı yüzde 28,4’ten yüzde 50’ye yükselirken, borç için ödenen faiz hesabını yapabilenlerin oranı yüzde 72,5’ten yüzde 84’e çıktı. Basit faiz sorusuna doğru cevap verenlerin oranı yüzde 35,5’ten yüzde 54’e, bileşik faiz sorusuna doğru cevap verenlerin oranı yüzde 26,1’den yüzde 32’ye yükseldi. BANKA KREDİSİ KULLANANLARIN ORANI NE KADAR YÜKSELDİ? Elinde altın bulunduranların oranı 2012 yılında yüzde 11,8 iken bu oran 2015 yılında yüzde 24,9’a çıktı. 2012 ve 2015 yıllarındaki veriler karşılaştırıldığında, elinde döviz bulunduranların oranı yüzde 4,3’ten yüzde 10,5’e, banka kredisi kullananların oranı yüzde 11,8’den yüzde 33,1’e, sağlık/hayat sigortası yaptıranların oranı yüzde 6,5’den yüzde 8,1’e, bireysel emeklilik sistemine dahil olanların oranı yüzde 2,2’den yüzde 5,4’e, mevduat hesabına sahip olanların oranı yüzde 20,4’ten yüzde 49,3’e, vadeli işlem forex kullananların oranı yüzde 1,1’den yüzde 5,2’ye, resmi olmayan kredi kullanan ve tanıdık birinden borç alanların oranı yüzde 14’ten yüzde 22,6’ya yükseldi. Bireysel emeklilik sistemine katılım oranındaki artış özellikle dikkati çekti. EMEKLİLİK PLANI OLMAYAN ORANI KAÇ OLDU? Ankete 2012 yılında katılanlardan, herhangi bir emeklilik planı olmayanların oranı yüzde 26,6 iken bu oran 2015 yılında 28 Ekoreel ∆ Kasım 2015 “Son iki yıl içerisinde bir finansal faaliyet olarak banka mevduat hesabı açtıranların oranı yüzde 35’tir. Banka kredisinden faydalananlar ise yüzde 29’dur. Yüzde 24 resmi olmayan kredi kullanmış ya da tanıdık birinden borç almıştır. Altın alanların oranı yüzde 17’dir. Finansal ürünler arasında en az bilinenler vadeli işlem ve forekstir. Katılımcıların yüzde 36’sı bu ürünlerden habersizdir. Yatırım fonunu bilenler yüzde 73 dolayındadır. Diğer finansal ürünlere ilişkin farkındalık düzeyi yüzde 80’in üzerindedir. Geçtiğimiz 12 ay içinde evde ya da cüzdanda nakit para biriktirme oranı yüzde 44, mevduat ya da tasarruf hesabı olarak bankada para biriktirme oranı yüzde 31,5’tir.” Katılımcıların yüzde 42’si herhangi bir tasarruf yapmadığını belirtirken, yüzde 77’si hanelerinin bir bütçesi olduğunu ifade etti. Katılımcıların yüzde 18’i Türkiye genelinde çeşitli devlet kurumları ve özel kuruluşlar tarafından finansal eğitim konusunda yürütülen çalışmalardan haberdar olduğunu söyledi. Ekonometrik analiz sonuçlarına göre ise eğitimin finansal okuryazarlıkta önemli bir yer tuttuğu gözlendi. Özellikle okula gitmemiş ya da ilköğretimi tamamlamamış bireylerin finansal okuryazarlık puanları çok düşük olurken, eğitim düzeyi yükseldikçe finansal okuryazarlık düzeyinin de yükseldiği görüldü. Kadınların finansal okuryazarlık notu erkeklere kıyasla daha düşük bulunurken, ileri yaş gruplarında finansal okuryazarlık düzeyinde düşüş ortaya çıktı. Hanede kişi başına düşen gelir arttıkça bireylerin finansal okuryazarlık düzeylerinin de yükseldiği görüldü. Finansal okuryazarlık düzeyinin yükselmesiyle birlikte ulusal tasarruf oranında artış ve bu tasarrufların doğru ve planlı kullanımına pozitif katkısının olması bekleniyor. BU ARAŞTIRMADA KAÇ KİŞİ İLE GÖRÜŞÜLDÜ? Araştırma, SPK’nın da üyesi olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı Uluslararası Finansal Eğitim Ağı’nın (OECD-INFE), Finansal Okuryazarlık faaliyetlerinin ölçme ve değerlendirmesine yönelik olarak, üye ülkelerle yürüttüğü çalışmalar sonucunda geliştirilen soru formu kullanılarak yapıldı. Araştırma kapsamında Türkiye genelinde kentsel ve kırsal alanlarda ikamet eden yetişkin nüfusu temsil eden 3 bin kişilik bir örneklemle hane ortamında yüz yüze görüşüldü. Araştırmada 2012 ve 2015 yıllarında; Finansal Bilgi, Mevcut Durumda Sahip Olunan Finansal Ürünler ve Emeklilik Planı konusunda aynı sorular soruldu ve doğru cevap oranında ortalama yüzde 25’in üzerinde artış olduğu görüldü. Bu olumlu gelişmenin yürütülen ve gelecek günlerde yürütülecek yeni programlarla daha da yükselmesi bekleniyor. THY SAĞLIK TURİZMİNDE DE UÇUYOR Türkiye, sağlık turizminde atağa kalktı. Türk Hava Yolları’nın sağlık turizmi alanında etkin rolü olacak. Türk Hava Yolları (THY) sağlık turizmi üzerinden daha güçlü ve daha etkin olmayı hedefliyor. Sağlık turizminin milli gelirlere yansıyan pozitif etkisinin giderek artış göstermesi ve dünyadaki sağlık turizmi pazarının büyümesini dikkate alan ve bu bağlamda Türkiye’de önemli girişimlere imza atan kamu ve özel sektör kuruluşlarına Türk Hava Yolları da destek veriyor. HASTA YOL MEVZUATI Dünya’nın en çok noktasına uçan havayolu şirketi olarak, sağlık turizmi kapsamında, dünyanın birçok noktasından Türkiye’ye yolcu taşıma kabiliyetine sahip Türk Hava Yolları, Ekonomi Bakanlığı’nca Türkiye’deki sağlık turizmi tanıtımının desteklenmesi için yürütülen “Hasta Yol Mevzuatı” programına dâhil olmakla, oldukça önemli bir imkânı yolcularının istifadesine sunuyor. Türk Hava Yolları Genel Müdürlük Binasında, Ekonomi Bakanı Sn. Nihat Zeybekci, Sağlık Bakanı Sn. Mehmet Müezzinoğlu, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Sn. İlker Aycı’nın katılımlarıyla bugün imzalanan protokol ile Türk Hava Yolları, 2 Haziran 2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe konulan ve Ekonomi Bakanlığı tarafından Türk havayolu şirketlerini de içerecek şekilde kapsamı genişletilen destek programına dâhil oldu. Bu doğrultuda, Türk Hava Yolları’nı tercih ederek, Ortadoğu, Afrika, Doğu Avrupa, Balkanlar, Asya ve Uzakdoğu’dan tedavi amacıyla Türkiye’ye gelen yolcuların ulaşım masraflarının %50’si, tedavi sonrasında Türk Hava Yolları’nın yurtdışı ofislerine gerekli görülen belgeleri getirmeleri hâlinde kendilerine iade edilebilecek. İlgili program sayesinde, sağlık turizmi için Türkiye’yi tercih eden konuklar, deneyimli hekim kadrosu tarafından uluslararası standartların üzerinde tıbbi cihazlarla tedavi olma imkânının yanı sıra, sağlık merkezlerine yakın mesafedeki konaklama tesisleri ve ayrıca ülkemizin bölgesel güzelliklerini deneyim olanağıyla birlikte tedavilerine moral ve mental anlamlarda da olumlu bir seyir kazandırabilecekler. TİM GENEL SEKRETERİ BELLİ OLDU Genel Sekreteri oldu. Arslan, Ankara Üniversitesi işletme bölümü lisans eğitiminden sonra, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladı ve aynı fakültede 1999 -2012 yılları arasında görev yaptı. HALİL BADER ARSLAN’IN KARİYERİ 2006 yılından bu yana ekonomi kanallarında gündeme dair konularda yorumlar yapan Arslan, 2009-2013 yılları arasında Sanayi Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Ekonomi Bakanlığı’nda danışmanlık görevlerini yürüttü. TİM’de görevlendirilmeden önce, Ekonomi Bakanlığı’nda; Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürü olarak görev yapıyordu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) genel sekreterini seçti. TİM Genel Sekreteri Halil Bader Arslan oldu. Ekonomi Bakanlığı, Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Eski Genel Müdürü, Yard. Doç. Dr. Halil Bader Arslan, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) yeni İngilizce ve Fransızca dillerine hakim olan Arslan, Belçika’daki Vlerick Leuven Gent Management School ve Fransa’daki Université Paris Dauphine okullarında çalışmalar yaptı. Ulusal ve uluslararası yayın yapan dergi ve gazetelerde pek çok makalesi yayınlanan Halil Bader Arslan’ın yazdığı, katkıda bulunduğu ve çevirisini yaptığı kitaplar da bulunmaktadır. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 29 GÜNDEM TOBB’DAN “ARAZİ BOZULMALARI” UYARISI ve arazi bozulmasının’ sadece iş dünyasını değil, bütün insanlığı tehdit ettiğini anlattı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyadaki arazi bozulmalarının 1,2 milyar insanı açlık tehlikesiyle göçe zorlayacağını bildirdi. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Sürdürülebilir Arazi Yönetimi İş Forumu’nda Ankara İş Dünyası Deklarasyonu’nu açıklarken, dünyadaki arazi bozulmalarının 1,2 milyar insanı açlık tehlikesiyle göçe zorlayacağını bildirdi. Hisarcıklıoğlu bu kadar insanı barındırmanın maliyetinin ise 1,2 trilyon doları bulabileceğine dikkat çekti. TOBB Başkanı, dünyanın en önemli sorunlarından birisi olarak gösterdiği ‘çölleşme TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) 12. Taraflar Konferansı (COP12) Sürdürülebilir Arazi Yönetimi İş Forumu kapsamında Ankara İş Dünyası Deklarasyonu sunumunu gerçekleştirdi ve basın toplantısına katıldı. Basın toplantısında Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCD) Temsilcisi Violaine Berger ve April Grup CEO’su Bey Soo Khiang da yer aldı. Hisarcıklıoğlu, burada yaptığı konuşmada “Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’ne göre dünyadaki kullanılabilir arazinin yüzde 25’i bozulmakta ve bu da yılda 40 milyar dolar civarında ekonomik kayba yol açmaktadır” dedi. Ankara Deklarasyonu’nun ana mesajını ‘iş dünyasının ülkelerin, arazi bozulumunun dengeli olduğu ekonomilere dönüştürülmesinde merkezi bir role sahip olması gerekliliği’ olarak açıklayan Hisarcıklıoğlu BM’in 2030 yılında Arazi Bozulumunda Dengeli bir Dünya hedeflediğini belirtti. TÜRKİYE DİZİ İHRACATINDA DİKKAT ÇEKİYOR Son dönemde ekranlarda gördüğümüz diziler sadece Türkiye’de dikkat çekmiyor, Türk dizilerini 75 ülkede 400 Milyon kişi izliyor. ABD’den sonra en çok dizi ihraç eden ülke Türkiye oldu. Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen dünyanın en büyük TV program fuarının bu yılki onur konuğu da Türkiye. EN ÇOK DİZİ İHRAÇ EDEN İKİNCİ ÜLKE Fuarda düzenlenen konferanslarda Türkiye’nin, ABD’nin ardından, “Dünyada en fazla dizi ihraç eden 2’nci ülke” konumuna geldiği açıklandı. 2016 DEĞERİ 350 MİLYON DOLAR Türkiye’nin 2013 yılında 200 milyon dolar olan dizi ve program ihracatı gelirinin bu yıl sonunda 350 milyon dolara ulaşacağı vurgulandı. 30 maliyetinin Batı’ya oranla hala düşük olmasına, kullanılan formata ve Türk şirketlerinin k u r d u ğ u promosyon ve dağıtım ağına bağlıyorlar. T Ü R K DİZİLERİNİ 75 ÜLKEDE 400 MİLYON KİŞİ İZLİYOR HEDEF 1 MİLYAR DOLAR Türk dizilerinin şu anda 75 ülkede 400 milyon kişi tarafından seyredildiği belirtiliyor. Türkiye 2023 yılında 1 milyar dolarlık dizi ve program ihraç etmeyi hedefliyor. Uzmanlar, Türkiye’nin TV prodüksiyonu alanındaki yükselişini, diziler için seçilen temalara, dizi İlk olarak sadece Balkanlar ve Ortadoğu’da ilgi gören Türk dizilerinin artık Kuzey Afrika, Asya ve ABD’de kendisine pazar bulduğuna dikkat çekiliyor. Ekoreel ∆ Kasım 2015 7’ DEN 77’ YE İSTATİSTİK İstanbul Üniversitesi’nde “istatistik” üzerine muazzam bir açılış gerçekleştirildi. Türkiye İstatistik Kurumu İstanbul Bölge Müdürlüğü Dünya İstatistik Günü’nü‘’ 7’ den 77’ ye İstatistik ‘’ temasıyla düzenlenen ve gün boyu devam eden programlarla kutladı. TUİK, Ekoreel Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Altınbaş’a ödül verdi. Dünya İstatistik günü etkinlikleri kapsamında ilk program İstanbul Üniversitesi iş birliği ile İstanbul Üniversitesi Cemil BİLSEL Konferans Salonunda gerçekleştirildi. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emrah CENGİZ’ in selamlama ve TÜİK İstanbul Bölge Müdürü İsmail GÖKALP’ in açılış konuşmaları ile başlayan programa yaklaşık 650 davetli katıldı. İki oturumlu panel şeklinde gerçekleşen programın ilk oturumu ‘’ Yönetişim ve Verimlilik ‘’ başlığı altında icra edilirken panelin oturum başkanlığını İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi dekanı Prof. Dr. Adem ESEN üstlendi. TÜİK İstanbul Bölge Müdürü İsmail GÖKALP, İstanbul Sanayi Odası Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Türker ÇELİK ve TOBB Genç Girişimciler Kurulu İstanbul Başkanı Abdulsamet TEMEL’ in panelist olarak katıldıkları ilk oturumda girişimcilik, yönetim ve verimlilik konuları üzerinde durulurken TÜİK İstanbul Bölge Müdürü İsmail GÖKALP ‘in geliştirdiği yeni bir verimlilik modeli olan ‘’Yönetişimde Bal Peteği Uygulaması‘’ katılımcılardan yoğun ilgi gördü. İstanbul Bölge Müdürlüğü tarafından geliştirilen yeni verimlilik modelini TÜİK İstanbul Bölge Müdürlüğünde yaklaşık 2 yıldır uygulamaya geçtiğini ve olumlu gelişme olduğunu belirten GÖKALP, Yönetişimde Bal Peteği Uygulaması; Personelin niteliklerini, performansını objektif kriterler ile ölçen, İdari anlamda davranışlarını şeffaf olarak değerlendiren, Personelin yeteneklerini, verimliliğini, iş potansiyelini artıran, İletişimi ve yönetişimi öne çıkaran, insana değer veren, aynı zamanda personelin ve yöneticilerin işbirliği ve uzlaşı içinde çalıştıkları bir yaklaşımı ifade ettiğini belirtti. Ayrıca İstanbul Bölge Müdürü İsmail GÖKALP bölge müdürlüğümüzden sonra TÜİK’ in diğer 25 bölge müdürlüğünün de Bal Peteği modelinin pilot uygulamasının Ekim ayı itibari ile başladığını belirtti. Bal Peteği uygulamasının insana önem veren, çalışanın performansını artıran yapısıyla sadece TÜİK’ de değil diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte STK’larda çalışanların performansına olumlu yönde katkı sağladığı için önemli olduğuna vurgu yaptı. EKOREEL’E ÖDÜL Panelin ikinci oturumu ise ‘’ Günümüzde Veri Bilimi Olarak İstatistik ve Big Data ‘’ başlığı altında gerçekleşirken panelin oturum başkanlığını Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstatistik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülay BAŞARIR üstlendi. Türkiye İstatistik Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esra AKDENİZ DURAN ve Cardtek Bilişim Genel Müdür Yardımcısı Sinem ALTUN’ un panelist olarak katıldığı ikinci oturumu istatistik bölümü öğrencileri büyük bir ilgi ile takip ettiler. Soru – cevaplar ile son bulan panelin ardından TÜİK Bölge Müdürlüğü tarafından panelistlere, oturum başkanlarına ve katkılarından dolayı İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emrah CENGİZ’ e plaket takdimi yapılarak evrak çantaları hediye edildi. Dünya İstatistik Günü kapsamında TÜİK İstanbul Bölge Müdürlüğü’nün kurumsal tanıtımına katkılarından dolayı Ajans Dergi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim BARAN’ a ve Ekoreel Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk ALTINBAŞ’ a da birer plaket takdim edilerek evrak çantaları hediye edildi. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 31 GÜNDEM TUİK İŞSİZLİK ORANINI AÇIKLADI istihdam edilenler içindeki payı 0,6 puan, inşaat sektörünün payı ise 0,1 puan artarken, tarım sektörünün payı 0,4 puan, sanayi sektörünün payı 0,3 puan azaldı. İşgücüne katılma oranı %50’nin üzerinde İşgücü 2015 yılı Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 35 bin kişi artarak 30 milyon 311 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 1,1 puan artarak %52,4 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,5 puan artarak %72,8, kadınlarda ise 1,6 puanlık artışla %32,4 olarak gerçekleşti. TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu) 2015 Temmuz verilerini açıkladı. Geçen seneye nazaran işsizlik sayısında artış görülürken, işsizlik oranı aynı kaldı. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2015 yılı Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 103 bin kişi artarak 2 milyon 970 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise değişim göstermeyerek %9,8 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı aynı düzeyde kalarak %12 olarak tahmin edildi. 1524 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 0,1 puanlık artış ile %18,3 olurken,15-64 yaş grubunda da bu oran değişim göstermeyerek %10 olarak gerçekleşti. İstihdam oranındaki artış %0.9 İstihdam edilenlerin sayısı 2015 yılı Temmuz döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 932 bin kişi artarak 27 milyon 342 bin kişi, istihdam oranı ise 0,9 puanlık artış ile %47,2 oldu. Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 104 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 827 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin %22’si tarım, %19,5’i sanayi, %7,4’ü inşaat, %51,1’i ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında hizmet sektörünün 32 Ekoreel ∆ Kasım 2015 Kayıt dışı çalışanların oranı %35 olarak gerçekleşti Temmuz 2015 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,4 puan azalarak %35 olarak gerçekleşti. Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam arttı, işsiz sayısı azaldı Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam sayısı bir önceki döneme göre 60 bin kişi artarak 26 milyon 702 bin kişi olarak gerçekleşti. İstihdam oranı ise değişim göstermeyerek %46,1 oldu. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı bir önceki döneme göre 2 bin kişilik azalış ile 3 milyon 96 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı ise değişim göstermeyerek %10,4 oldu. Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücüne katılma oranı bir önceki döneme göre 0,1 puanlık artış ile %51,5 olarak gerçekleşti. Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerde en fazla artış 74 bin kişi ile hizmet sektöründe gerçekleşti TÜRKİYE’NİN İLK GSM OPERATÖRÜ TURKCELL, 20. YAŞINI DOLDURDU. 4.5G ihalesinde, LTE-Advanced teknolojisinin optimum bandı kabul edilen 1800 MHz ve nüfusun yoğun olduğu yerlerde yüksek kapasite sağlayan 2600 MHz spektrumlarındaki en yüksek paketler de dahil toplamda 172.4 MHz frekans alan Turkcell, 413.8 milyon Euro taksit ve 292.2 milyon Euro toplam KDV olmak üzere 706 Milyon Euro’luk ilk ödemeyi yaptı. 4.5G ihalesi kapsamında aldığı frekanslar için tüm ödemelerini tamamladığında ise Turkcell’in ekonomiye sağlayacağı katkı 1.92 milyar Euro’yu aşmış olacak. TURKCELL’DEN ÇAĞRI MERKEZİ SERTİFİKASI 20 yılda Turkcell neler yaptı? Turkcell’in 20 yılı, hem kurumsal tarihçesi hem de ülkede yarattığı toplumsal ve ekonomik fayda açısından büyük bir başarı öyküsü. Turkcell’in 20 yıllık toplam yatırım miktarı 23 milyar TL’yi aştı. 9 ülkede faaliyet gösteren Turkcell’in müşteri sayısı 71,3 milyona ulaştı. 20 yıllık tarihinde Turkcell, 300’ü aşkın ulusal ve uluslararası ödül kazandı. Son iki yılda ise Avrupa’nın en hızlı büyüyen Telekom grubu oldu. Turkcell 20 yılda eğitim, spor, kültür-sanat alanındaki projelere 620 milyon TL yatırdı, milyonlarca kişiye destek oldu. TURKCELL 4.5G ÜZERİNDEN DEVLETE 1.92 MİLYAR EURO ÖDEYECEK Turkcell Akademi, tüm Türkiye’de eğitimi desteklemek amacıyla üniversitelerle yaptığı işbirliklerine devam ediyor. Türkiye’de büyük bir sektöre dönüşen çağrı merkezlerinde “müşteri hizmetleri yetkilisi” olarak çalışanlara ve çalışmak isteyenlere eğitim fırsatı sunan Turkcell Akademi, Ege Üniversitesi iş birliğiyle “Çağrı Merkezi Sertifika Programı”nı hayata geçirdi. Eğitim programıyla birlikte bireysel gelişimin yazılı ve sözlü iletişim boyutuyla desteklenerek, çağrı merkezlerine yetişmiş insan kaynağı kazandırılması, çağrı merkezi sektörünün bilinirliğinin artırılması planlanıyor. TURKCELL’i TERCİH EDEN ÇİFÇİLER KÂR BİÇTİ 2010 yılından bu yana toplam 2 milyon çiftçiye ürün ve servisleriyle hizmet veren Turkcell, sunduğu çözümlerle tarım sektöründe verimin artırılmasını, maliyetlerin düşürülmesini ve çiftçinin doğru bilgiye doğru zamanda ulaşabilmesini sağlıyor. Turkcell, Türkiye’nin GSM sektöründe ilk ve tek çiftçilere özel çağrı merkezinde ziraat mühendisi müşteri temsilcileri istihdam ediyor. Mühendisler hem zirai sorunlara hem de çiftçinin iletişim ihtiyaçlarına tek noktadan çözüm sağlıyor. 4.5G ihale bedelini Vodafone Peşin Ödedi Uluslararası operatör olan Vodafone, 4.5G ihalesinde kdv dahil 918 milyon Euro’nun hepsini ödedi. Vodafone CEO’su Gökhan Öğüt, tek seferde ödenmesinin 4.5G konusunda kararlılığımızın göstergesidir açıklamasında bulundu. Türkiye’nin Dijital Dönüşümü’ne liderlik etme vizyonu doğrultusunda teknoloji ve altyapı alanındaki yatırımlarını hızlandıran Vodafone, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından 26 Ağustos 2015 tarihinde yapılan ve kamuoyunda 4.5G olarak bilinen IMT-Advanced Yetkilendirmesi İhalesi kapsamında ihale bedelini peşin ödeyen tek operatör oldu. KARARLILIĞIMIZIN GÖSTERGESİ OLARAK Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt, hedeflerine ulaşabilmesi açısından dijitalleşmeye odaklanmasının öneminin altını çizerek şöyle konuştu: “Sektör ve ülke olarak ülkemizde dijitalleşmenin uçtan uca yayılması ve ülkemizin küresel ekonomide rekabetçi bir konumda olması için önemli bir adım attık. Vodafone Grubu olarak, 2006 yılından bu yana Türkiye’ye satın alma bedeli, 3G lisans bedeli ve 4.5G lisans bedeli dâhil olmak üzere yaklaşık 16,5 milyar TL’lik yatırım yaptık. Frekans ihalesi, Vodafone’un Türkiye pazarına yaptığı üçüncü en büyük yatırım niteliğini taşıyor. Diğer yandan 4.5G konusundaki kararlılığımızın bir göstergesi olarak, ihale bedelini peşin ödeme yolunu seçtik.” Kasım 2015 ∆ Ekoreel 33 GÜNDEM TÜRK TELEKOM’UN 2015 YATIRIMLARI 3 MİLYAR LİRA SEVİYESİNDE BİRÇOK ALANDA TÜRK TELEKOM Türk Telekom, yatırımlarını arttırmaya devam ediyor. Mobil pazarında da etkin olmaya çalışan Türk Telekom, 2015 yılında 2.9 milyar lira yatırım harcaması yapacak. Türk Telekom, hem iletişim alanında hem de mobil pazarda yükselmeye devam ediyor. Türk Telekom Grubu üçüncü çeyrek sonuçlarına göre, mobil gelirler yıllık yüzde 14 büyürken mobil abone sayısı ise 17 milyona ulaştı. 2015 yılı yatırım harcaması ise spektrum lisans ücretleri hariç tahmini 2.3 milyar liradan 2.9 milyar liraya çıkarıldı. Türk Telekom Grubu’ndan yapılan açıklamaya göre, faturalı abone oranı yüzde 50 ile pazardaki lider konumu pekiştirdi. Mobil data gelirleri üçüncü çeyrekte yıllık yüzde 38 artarken, akıllı telefon penetrasyonu yüzde 64’e yükseldi. Türk Telekom CEO’su Rami Aslan, sonuçlara ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Türk Telekom Grubu olarak operasyonel anlamda güçlü olduğumuz bir çeyreği geride bıraktık. Lider sabit hat ürün ve hizmetlerimize ek olarak mobil alanda da kendimizi daha yukarılara çıkacak şekilde konumlandırdık. Fiber ve mobil şebekeye yıllardır yaptığımız yatırımlar ve hizmet seviyemizdeki iyileşmenin, müşteri sadakatine yansıdığını görüyoruz. Üçüncü çeyrek, Grubumuzun sürdürülebilir performansı için önemli bir kilometre taşı niteliği taşıyor. Ağustos ayında mobil iletişim alanında yeni spektrumlar elde etmek için başarılı bir ihale süreci yaşadık ve çok avantajlı bir spektrum portföyü satın almayı başardık. UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi maçlarını münhasır içerik olarak yayınlamaya başladık. Ayrıca, yeni uydu platformumuzu lanse ederek kapsama alanımızı genişlettik. Bu inisiyatiflerin ilk sonuçları abone net kazanımı açısından çok olumlu oldu.” ABONE SAYISI 8 MİLYONA YAKLAŞTI Türk Telekom Grubu’nun açıklamasında yer alan bilgilere göre, toplam sabit genişbant abone sayısı 7.8 milyona ulaşırken, 94 bin olan net kazanımın 88 bini fiber altyapıyı kullanan abonelerden geldi. UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi münhasır maç yayınları ile mevcut IPTV platformunu tamamlayıcı olarak kurulan uydu platformu lansmanı ile artan kapsama alanının etkisiyle TV abone kazanımı üçüncü çeyrekte net 56 bin olarak gerçekleşti. TÜRKİYE’NİN SERVETİ: 1 TRİLYON 25 MİLYAR DOLAR Türkiye günden güne zenginleşiyor. Credit Suisse’in Küresel Servet Raporu’na göre Türkiye’de yetişkin kişi başına düşen servet 2000 yılında 12,342 dolardan 2015 yılında 19,301 dolar seviyesine yükseldi. Uluslararası kredi derecelendirme şirketleri Türkiye raporlarını sunmaya başladı. Bunlardan biri de Credit Suisse. Credit Suisse’in tahminlerine göre 2015 yılında Türkiye’nin toplam serveti 1 trilyon 25 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin 2015 ortası itibariyle global servetten aldığı pay yüzde 0,4 olurken, 53 milyon 83 bin yetişkinin olduğu Türkiye’de medyan kişi başına servet 4,469 dolar olarak hesaplandı. 34 ÖZEL SEKTÖRÜN DEĞERİ DAHA YAVAŞ ARTACAK Global servetin Haziran 2020’ye kadar yıllık yüzde 6,6 artarak 345 trilyon dolar seviyesine ulaşacağını tahmin eden Credit Suisse, geçtiğimiz yıl yaptığı projeksiyonda ise 2019’a kadar servetin yılda yüzde 7 artarak 369 trilyon dolar olacağını öngörmüştü. Banka raporunda global ekonominin beklendiği kadar hızlı büyümemesi nedeniyle özel sektör servetinin önceki tahminlere göre daha yavaş şekilde büyüyeceğini bildirdi. Credit Suisse raporunda, “Global ekonomik görünüm önceki beklentimizden daha zayıf. Bu projeksiyonlarımızı aşağı yönlü revize etmemize yol açtı” ifadelerine yer verdi. Ekoreel ∆ Kasım 2015 MAKALE Doç. Dr. İshak Emin Aktepe VEKÂLE Bİ’L-İSTİSMÂR (WAKALA) / YATIRIM VEKÂLETİ İnsanlar bazı eylemlerde başkalarını kendileri namına işlem yapmaya yetkili kılabilirler. Bu durumla hayatın hemen her safhasında karşılaşılabilmektedir. Buna vekâlet denilir. Buna göre vekâlet kişinin belli bir tasarrufta, başkasını kendi yerine koymasıdır. Meşrûiyeti konusunda en ufak bir tereddüt bulunmamaktadır. Hatta İslâmiyet’te ibadetlerde dahi vekâlet kabul edilmektedir. Başkası namına hac yapmak, zekât dağıtmak ve kurban kesmek dinen meşrû görülmektedir. Vekâlet yazılı olabileceği gibi sözlü de olabilir. Açıkça vekâlet verilmedikçe vekâlet verilmiş olmaz. Ancak vekâlet vermek için vekâlet lafzı ve türevlerinin kullanılması zorunlu değildir. Vekâlet verildiği manası taşıyan başka lafızlarla da vekâlet verilebilir. Vekilin kendisine vekâlet verildiğinden haberinin olması şarttır. Kime vekâlet veriliyorsa onun açıkça tayin edilmesi de gerekir. Vekâletin kabûlü sarih bir şekilde yapılabilir. Yani “vekâletinizi kabul ettim” denilebilir. Ancak bu zorunlu değildir. Kendisine vekâlet verme irade beyanı ulaşan kişi, vekâletin gereğini yerine getirirse vekâleti kabul etmiş sayılır. Vekâletin kabulü, vekâlet verme teklifinin hemen ardından yapılmak zorunda değildir. Vekâlet vermek için müvekkil ve vekilin aynı yerde bulunması şart değildir. Müvekkil ve vekil kural olarak dilediği anda vekâlete son verebilir. Ancak vekil vekâlet gereği işlem yapmış taahhüde girmişse taraflar ancak karşılıklı rıza ile vekâlete son verebilirler. Vekâlet ücretle kabul edilebileceği gibi ücretsiz de olabilir. Ücretin maktû veya oransal olması ya da prim şeklinde belirlenmesi mümkündür. Örneğin vekile günlük, aylık ya da yıllık belli miktarda ücret takdir edilebileceği gibi, kendisine verilen işin belli bir yüzdelik oranı da ücret olarak tespit edilebilir. Yine tespit edilen bir bedelin üzerinde elde edilen kâr da vekâlet ücreti olarak vekile verilebilir. Para transferi yapan bir şirkete aylık transferi gerçekleştirilen miktarın % 0.3’ü veya konut için belirlenen fiyatın üzerinde gerçekleştirilen satışlardaki fark vekâlet ücreti olarak akde bağlanabilir. Müvekkil neyi yapmaya ehilse ancak o tasarrufu başkasına tevdî edebilir. Ayrıca kişi, ancak hukûken yetkisi olan tasarruf konusunda başkasına vekâlet verebilir. Vekilin, vekâlete uygun yaptığı tasarruflar müvekkili bağlar. Vekil, müvekkil tarafından başkasına vekâlet vermeye de yetkili kılınmışsa başkasına vekâlet verebilir. Mal alımı için verilen umûmi vekâlette alınacak malların sınırlanmaması akde zarar vermez. Malların nevinin, sıfatının ve semeninin (bedelinin) belirlenmesi şart değildir. Vekâletten her iki tarafta dönme hakkına sahiptir. Vekil, müvekkilin koştuğu bütün şartlara riâyet etmek zorundadır. Vekâlet zaman ve mekan ile de sınırlandırılabilir. Vekil bir kişi olabileceği gibi birden fazla da olabilir. Vekil, vekâlet konusu işi yaparken yaptığı masrafları müvekkilden alır. Müvekkil, kendisi adına alım yapması için vekâlet vermişse, malın alımı için gerekli parayı vekile vekâlet sırasında vermek zorunda değildir. Vekil kendi parasıyla malı alıp sonra müvekkilden parasını tahsil edebilir. Vekil, vekâlet konusu iş sebebiyle zarara uğramışsa müvekkil bu zararı tazmin etmelidir. Tazmin için zararın kesin olması, vekilin kusurunun bulunmaması ve vekâletin ifası yüzünden zarar edilmiş olması şarttır. Müvekkil, vekili dilediği zaman azledebilir. Ancak vekâlete başkasının hakkı taalluk etmişse hak sahibinin rızası olmadan azil gerçekleşemez. Vekâlet hakkında arzedilen bu bilgilerden hareketle denilebilir ki tasarruf sahipleri her zaman en uygun yatırım araçlarını tercih edip bunlardan istifade edebilecek kabiliyette olmayabilmektedirler. Bu yüzden pek çok aracı kuruluşlar ortaya çıkmış ve yatırımcılara hizmet sunar olmuştur. Yatırım vekâleti de böylesi bir işlemdir. Bu işlemde tasarruf sahibi elindeki meblağı işletmesi için vekile vekâlet verir. Vekil bu işlem karşılığında bir ücret alabilir. Zira burada ücretli vekâlet söz konusudur ki bir nevi kira (hizmet akdi) sözleşmesi yapılmış olmaktadır. Bu durumda vekil kâr ve zarara ortak değildir. Kâr ve zarar tamamen yatırımcının olur. Ancak vekilin kasıt, kusur ya da şarta muhâlefeti varsa bundan kaynaklanan zararı tazminle mükelleftir. Vekil ile yatırımcı, kârın belli bir yüzdesinin tasarruf sahibine, geri kalan kısmının ise bankaya ait olması üzerine de anlaşabilirler. Örneğin yatırımcıya verilecek % 10 kârın üstünde ne kadar kâr edilmişse bu kısım yatırım vekilinin olacaktır diyebilirler. Ancak bu durumda vekilden % 10 kârı garanti etmesi istenemez. Vekilin, vekâlet sermayesi ile yapacağı işlerde müşterilerine kefil olup olamayacağı tartışmalıdır. AAOIFI Fıkıh Kurulu tarafından vekâlet akdi içinde kefâlet şartı ileri sürülemeyeceği ancak ayrı bir akitle vekilin müşterilerine kefil olabileceği ifade edilmiştir. Karar şöyledir: “Vekâlet ile kefâleti aynı akit içerisinde birleştirmek câiz değildir. Çünkü vekâlet ve kefâlet akitlerinin muktezası / yapısı birbirine zıt hükümler içermekte ve yatırım vekilinin tazminle yükümlü olması şartı, sermaye ile birlikte belirli oranda bir getirinin garanti edilmesi anlamına geldiği için, gerçekleştirilen işlemi faizli krediye çevirmektedir. Eğer vekâlet akdinde kefâlet şart koşulmamışsa vekil daha sonra muamelede bulunduğu ve ticaret yaptığı kimselere ayrı bir kefalet sözleşmesi akdetmek suretiyle kefil olabilir. Çünkü bu halde vekil oluş vasfıyla bağlantılı olarak aynı zamanda kefil olmuş sayılmaz; akdedilen sözleşmeler birbirinden ayrı olduğu için vekilin ayrı bir sözleme ile elde ettiği kefil vasfı, vekâletten azledilse bile devam eder”. Kanaatimizce vekilin kefâletine mani bir durum yoktur. Özellikle de zaten yaptığı ticaretten kaynaklanan alacaklarını tahsil edebilen bir yapının müşterilerine kefil olması daha da uygundur. Böylece vekilin kötü niyetine karşı müvekkil de korumaya alınmış olacaktır. Son olarak müvekkil, vekile teslim edeceği sermayenin belli bir kâr oranı altında işletilmemesini şart koşabilir. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 35 GÜNDEM LOJİSTİK PAZARI MEGA PROJELERLE BÜYÜYECEK önündeki en büyük engellerden biri olduğunu söyledi. JLL Türkiye Sanayi ve Lojistik Müdürü Anıl Baştaş Turpçu, 3. Köprü, 3. Havalimanı, Organize Liman Bölgesi ve Liman Kent Projesi gibi önemli altyapı projelerinin lojistik pazarı üzerindeki olumlu etkilerinin iki yıl içinde görüleceğine dikkat çekti. Kurumsal gayrimenkul danışmanlığı alanında faaliyet gösteren JLL Türkiye tarafından hazırlanan Ticari Gayrimenkul Pazarı Raporu’na göre, Türkiye, EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) bölgesindeki gelişmekte olan lojistik pazarlar arasındaki konumunu koruyor. Türkiye’nin bu konumunu korumasında güçlü talep, inşaat halindeki projeler ve planlanan arz önemli rol oynuyor. Raporda İstanbul ve Kocaeli’ni kapsayan Marmara Bölgesi’ndeki lojistik sektörünün dinamiklerini arz ve talep yönünden incelediklerini söyleyen JLL Türkiye Sanayi ve Lojistik Müdürü Anıl Baştaş Turpçu, “Lojistik Derneği’nin verilerine göre Türkiye’de sektörün büyüklüğünün 2017 itibariyle 108-140 milyar dolar aralığında olması bekleniyor. Yılın ikinci yarısında arsa değerleri ve boşluk oranındaki artışa karşılık, talep, mevcut arz, inşaat halindeki arz, birincil kira ve kiralama işlemleri gibi kalemlerin yatay bir seyir izleyeceği düşüncesindeyiz” diye konuştu. Pazarın gözü mega projelerde İstanbul-Kocaeli bölgesinde Türkiye’nin birincil lojistik pazarı olması dolayısıyla arsa fiyatlarının Avrupa lojistik pazarlarına kıyasla yüksek kaldığına dikkat çeken Anıl Baştaş Turpçu, bunun uluslararası yatırımcıları çekmenin 36 Ekoreel ∆ Kasım 2015 “Almanya, Fransa ve İngiltere gibi gelişmiş lojistik pazarlarla karşılaştırıldığında bölgedeki yüksek arsa maliyetleri sebebiyle ortaya çıkan lojistik getiri oranları uluslararası yatırımcı açısından cazibesini kaybediyor” diye konuşan Turpçu, “Kira seviyelerinin beklenen getiri oranlarını karşılayamadığı görülüyor. Bununla birlikte, 3. Köprü, 3. Havalimanı, Organize Liman Bölgesi ve Liman Kent Projesi gibi önemli altyapı projelerinin lojistik pazarı üzerindeki olumlu etkilerinin önümüzdeki iki yıl içinde görülmesi bekleniyor” dedi. Yeni yatırım alanları oluşacak Turpçu’nun verdiği bilgilere göre, İstanbul-Kocaeli bölgesinde altyapı ve yapım süreçleri devam eden mega projeler, bölgede altyapısı kurulmuş yeni yatırım alanları yaratılması açısından lojistik pazarı için çok büyük önem arz ediyor. Bu projelerin faaliyete geçmesi ile beraber İstanbulKocaeli hattında yoğunlaşan birincil lojistik pazarının doğuya ve İzmit körfez geçişinin de tamamlanmasıyla güneye doğru genişlemesi bekleniyor. Projeler henüz tamamlanmadığı halde, yerel ve uluslararası müşterilerin bölgedeki depo arayışlarında artış olduğu dikkat çekiyor. Birincil kiralar sabit kaldı Yılın ilk yarısında birincil kiraların 7 dolar seviyesinde sabit kaldığını vurgulayan Anıl Baştaş Turpçu, A sınıfı yüksek kalitede lojistik arzına yönelik artan talep dolayısıyla, lojistik pazarındaki birincil kiraların kur dalgalanmalarından etkilenmediğini söyledi. Turpçu’nun verdiği bilgilere göre, aynı dönemde 377 bin metrekarelik lojistik kiralama işlemi gerçekleşirken, kiralama işlem hacmi 2014 yılının aynı dönemine göre küçük bir düşüş kaydetti. İhracat hacmi payı daraldı Lojistik sektöründeki talebi değerlendiren Turpçu, “İstanbul ve Kocaeli illerini kapsayan Marmara Bölgesi, Türkiye’nin birincil lojistik pazarı konumunda bulunuyor. İstanbul Avrupa Yakası’nda Hadımköy ve Esenyurt, Asya Yakası’nda Tuzla, Kocaeli’nde ise Gebze, Çayırova ve Dilovası, Marmara Bölgesi’nin başlıca lojistik alt pazarları olarak öne çıkıyor. Ortadoğu’daki mevcut karışıklık nedeniyle ihracat hacmi payında daralma yaşandığı görülüyor” şeklinde konuştu. Arzda artış Pazardaki arzı da değerlendiren Anıl Baştaş Turpçu şunları söyledi: “2014 sonunda 7,8 milyon metrekare seviyesinde bulunan bölgedeki toplam lojistik arzı, 2015’in ilk yarısı itibariyle 8,1 milyon metrekareye ulaştı. 2014 yılsonunda 653 bin metrekare olan inşaat halindeki stok ise yılın ilk yarısında 910 bin metrekareye yükseldi. Pazarda, Kocaeli ve İstanbul alt pazarlarında yaklaşık olarak 2,6 milyon metrekarelik stokun planlama aşamasında olduğu hesaplanıyor.” E-ticaretin lojistik pazarı üzerinde beklenen olumlu etkiyi yaratamadığını belirten Anıl Baştaş Turpçu, “Türkiye’de e-ticaretin piyasa performansı durgunluk gösteriyor. Beklenen ivme henüz yakalanabilmiş değil. Uluslararası pazarlarda yaygın olarak kullanılan ara çözümler ve hizmetlerdeki çeşitlilik sağlanamadığı için, e-ticaret ve lojistik hizmetleri arasındaki iş akışının Türkiye’de tam olarak tesis edilemediğini söyleyebiliriz. Şu an perakende, hızlı tüketim ve otomotiv, lojistik pazarını taşıyan başlıca sektörler olarak sıralanıyor” dedi. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 37 MAKALE Abdullah Bozgeyik [email protected] GİRİŞİMCİLİK, KAPANAN ŞİRKETLER, İŞSİZLİK VE SİLİKON VADİSİ RÜYASI Genç girişimciyim. Kendime ve projeme güveniyorum. Sektörde başarılı olacağım sonra sıra Silikon Vadisi’nde diyorsanız, bu sandığınız kadar kolay olmayabilir. İlk engel girişiminizin küresel olup olmaması ve kendinizi ifade edebilme düzeyiniz olacaktır. Durun hemen konuyu salt İngilizce konuşma becerisi ile karıştırmayın ki o da önemli ama ilk sıralarda olan projenizin güçlülüğü ve hedeflediğiniz pazar ölçeğine uygunluğu, stratejik kurgusu ve uygulama yaygınlaştırma başarı kriteri yüzdesidir. Bazı öneriler sıralayacak olursam; Girişimcilik denilince; “fikirden uygulamaya, teknolojiyi kullanma, ciddi hazırlık, kısa ve uzun vadeli planlama, yatırım alma ve ortak bulma kriterlerine uygun olma, iş ortaklarıyla çalışma, stratejik kararlar alabilme, uluslararası arenaya çıkmak, silikon vadisi, Birleşme ve Satın alma derken Halka açılma ile sürüp giden” bir serüvenin içine girmiş olmuyorsunuz. Tabi şansınız yaver giderse, iyi hazırlanırsanız ve fikriniz kadar ekibiniz de güçlü, rotanız doğru, kılavuzunuz uzman ve azimliyseniz, sonrasında danışmanın dediklerini doğru anlamanız, uygulamanız ve en önemlisi müşterinin taleplerine cevap vermenize bağlı olur başarı yüzdeniz. Yapabilirsiniz. ● Çoğu girişimde ne ve ne kadar ürettiğin değil sahada ne kadar çok kişiye ulaştığının önemi vardır. Eğer başlangıç düzeyinde isen ciro, sonra ne kadar kazanç elde ettiğin önemli. Önce başarıya ulaşamamış bazı örnekler yıllar itibarı ile; 2001 yılında TETPO- Trade point girişimi, Projenisat, Eğitim içerikleri ve firmalar için HD Video yayın platformu EKOBİTV, FashionTürkTV, İstanbulHD-TV, ŞemsTV, Weblebi, Tio. com.tr, Estore.com.tr, Koysepete, Yeterkiiste, Pabbuc.com, Enhas-Zabel Hizmet ve Tesis Yönetimi, Designlocks, Evimister, Gurunzi, Saklışehir, Kupongezgini ve Teketek, Limango ve Şehir Fırsatı (2015) yılında, Modajenik ise açışından birkaç hafta sonra kapanmıştı. STK – Sivil Toplum Kuruluşları için de örnekler var. Örneğin büyük hayaller ve uğraşılarla kurulan, KOBİ’ler için ulusal ve uluslararası çalışmalar yapan KOGİDER (Kobi Girişimci İş Dünyası Derneği) ise kurulduğundan bir yıl sonra kapandı. Başarılı olanların sayısı ne yazık ki hep daha az. Bazı örnekleri; Yemeksepeti, TürkTicaret.net, Hepsiburada, Sahibinden, Gittigidiyor, Markafoni, Ebebek, Grupanya gibi sıralayabiliriz. Öte yandan sadece e-ticaret ve teknoloji ile ilgili girişimler batmıyor. TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) verilerine göre 2014’de 57.710 şirket kuruldu ve 14.002 şirket ise kapandı. Yine TOBB verilerine göre 2015 Ağustos ayında kurulan 397 yabancı şirketin 156’sı Suriye, 27’si Irak ve 26’sı Irak ortaklı olarak kuruldu. Kısaca işsizlik oranları yüzde olarak; 2000 (6.5), 2001 (8.4), 2005 (10.6), 2009 (14.0), 2011 (9.8), 2014 (10.1) ve Temmuz 2015 (9.8) olmuş. Ne yazık ki rakamlara yansımayan işsizlik ve özel sektörde asgari ücret altında bile çalışanların olması da büyük sorun. 38 Ekoreel ∆ Kasım 2015 ● Salt iş fikriniz varsa daha yolun çok başındasınız demektir. Sonra iş modeli geliştirip iş planınızı uygulamaya koyduğunuzda, derken ciro, büyüme konuşmaya başladıysanız, şeffaflık ve karşılaştırma devreye girer. Sonra ise ne kadar çok kişiye ve dahası doğru kişilere ulaştığınız önemli ki ancak böyle yatırım alabilirsiniz. ● Yerel pazara hitap ediyorsanız ulusal pazarda başarı şansınız olmaya bilir. Eğer teknoloji ve sosyal medya odaklı bir iş fikriniz varsa Türkiye pazarına hitap eden çalışma ve başarınıza güvenmeyin çünkü yurt dışında yeterli olmayacak. ● Silikon vadisi rüyanız varsa yerel planlanmış ve başlamış proje ile değil, ulusal pazarda güçlü, birkaç ülkeye yayılacak ve başarılı olacak girişimle yola çıkın. ● Danışmanınız size gerçekten stratejik rehber olsun yoksa girişiminizin yeni teknolojilerle (Bulut vb) ilgili olması dahi işe yaramaz. ● Başarı için sürekli ve düzenli pazarlama yapın, ciddi zaman ve bütçe ayırın. Unutmadan “Girişimcilik” ateşten gömlektir ama denemekten başka şansımız da yok. Devlet memuru maaşı ile ev, araba almak, çocuklarını üniversitede okutmak ve geleceğe güvenli olarak bakmak hiçbir dönemde mümkün olmadı. Birçok hata yapmış ve başarısız olmuş o kadar çok girişimci var ki inanamazsınız. Bu yazı sonrası biz de deneyelim hatta (hocaya) soralım ve ücretsiz danışmanlık alalım derseniz “Ucuz etin yahnisi tatsız olur.” atasözünü hatırlayın. Muhtelif girişimleri zaten destekliyorum. Bu arada yakında “York Üniversitesi Türkiye” derslerim başlıyor. Girişimler, listeler ve oranlar zamanla değişecektir doğal olarak. Yazıda geçen firma bilgi, rakam ve yüzdelere internette yapacağınız araştırmayla ulaşabilirsiniz. Dileğimiz gelişmelerin olumlu olmasıdır. Önemli olan geleceğe kalan firmalarımızın ve girişimlerimizin artması olacaktır. Bunu ise ancak girişimciliği destekleyerek ve kişilerde girişimcilik ruhunu ateşlemekle sağlayabiliriz. Girişimcilik kitabım “Girişimcilere Yol Haritası –Hayat 2005” fikir vermesi açısından paylaşıyorum. Girişiminizde başarılar dilerim. GÜNDEM TERÖRE HAYIR KARDEŞLİĞE EVET Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) 11’inci kez Afyon’da toplandı. Toplantı başlığı “Teröre Hayır Kardeşliğe Evet” sözü oldu. Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Başkanı Erkan Güral Türkiye’nin son dönemlerinde yaşanan olaylara dair değerlendirmede bulundu. Türkiye’nin sıkıntılı bir süreçten, zorlu bir dönemeçten geçtiğini bildiren TÜGİK Başkan Yardımcısı ve Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya da, terörün amacının ülkeyi kaosa sürüklemek olduğunu, terörün ülkede yaşayanların umuduna da baskı yaptığını kaydetti. Ömer Faruk Sakarya, TÜGİK toplantısının ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi: TÜGİK’in 11’inci Başkanlar Kurulu Toplantısı, Afyon Güral Otel’de yapıldı. Türkiye’nin tüm bölgelerinden GİAD ve federasyon başkanlarının bir araya geldiği toplantı 2 gün sürdü. “Teröre Hayır Kardeşliğe Evet” başlığıyla gerçekleşen toplantıda, Türkiye’de son aylarda tırmanan terör olayları kınandı, Türkiye’deki son siyasi ve ekonomik gelişmelere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunuldu. Türkiye’de Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Laz, Çerkez demeksizin, hiçbir ayrım gözetmeksizin herkesin Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana kardeşçe, bir arada yaşadığı dikkat çekilen toplantıda yapılan konuşmalarda, Türkiye’nin bütünlüğüne karşı oynanan oyunlara karşı dikkatli olması gerektiği de vurgulandı. KARDEŞLİK KAZANSIN GÜN BİRLİK GÜNÜDÜR TÜGİK Başkanı Erkan Güral, yaşanan terör olaylarına karşı dosta düşmana ülke olarak birliği göstermek gerektiğini vurguladı. Güral, “Gün, birlik olma günüdür. Kökenimiz, kimliğimiz, inancımız her ne olursa olsun, 78 milyon hepimiz birlikte Türkiye’yiz. İşte bu salon, bunun en güzel örneğidir. Türkü, Kürdü, Arabı, Lazı, Çerkezi, Alevisi ve Sünnisi hepimiz bir aradayız. Büyük ve güçlü Türkiye için daha fazla ne yapabilirizin çabasındayız” dedi. “TÜGİK Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda da ülke gündemini, terörü, ekonomiyi değerlendirdik. Çok faydalı bir toplantı oldu. İş dünyası olarak gelecekten umutluyuz. Terörün amacı belli. Huzursuzluk yaratmak, kaos yaratmak, umutları tüketmek, yıllardır bir arada yaşamış insanlar arasına nifak sokmak, kargaşa çıkarmaktır. Türk Milleti, ülkemiz üzerinde oynanan bu oyunlara asla gelmeyecektir. İş dünyası da Türkiye’nin geleceği konusunda umudunu asla yitirmemiştir. Terör birliğimizi bozamaz. Buna kimse müsaade etmez. Yıllardır et-tırnak gibi birbirinden ayrılmadan, karşılıklı olarak birbirini sorgulamadan, ayrım yapmadan Türkiye sınırları içinde yaşayan herkes bundan sonra da yaşamlarını aynı sürdürecektir. Bir ülkede yaşayanların huzuru, refahı, mutluluğu o ülkenin ekonomisi ile doğru orantılıdır. İş dünyası da bunun farkındadır. Ülkede refahın artması, insanların mutluluğu için iş dünyası elinden gelen çabayı göstermektedir, bundan sonra da gösterecektir. Ancak, bu huzur ve mutluluk ortamının sağlanmasına engel olmayı da amaçlayan terörün galip gelmemesi için ülkemizde yaşayan herkesin moralini asla bozmadan, el ele vererek kenetlenmesi, barış içinde yaşamayı sürdürmesi, geçmişte olduğu gibi gelecekte de terörün değil, kardeşliğin kazanması hepimizin ortak arzusudur.” Kasım 2015 ∆ Ekoreel 39 KATILIM DÜNYASI KATILIM BANKASINDA “AR-GE” DEMEK KUVEYT TÜRK DEMEK Bakanı Fikri Işık, Kuveyt Türk Bilgi Teknolojileri Grup Müdürü Mücahit Gündebahar’a takdim etti. Ödülü alırken bir konuşma yapan Gündebahar, “Kuveyt Türk Ar-Ge Merkezi, bilgi birikimi ve çalışanların büyük emekleriyle bankacılık sektörüne yenilik getiren işlere imza atıyor, hem ülkemizde hem de uluslararası platformlarda başarılı performansı ile takdir ediliyor. Ar-Ge merkezimiz son zamanlarda peş peşe bize onur veren ödüllere layık görüldü. İkinci kez sektörümüzde birinci olmak, Ar-Ge de sürdürülebilirliği yakaladığımızın açık bir göstergesidir. Tüm Ar-Ge Merkezi çalışanlarımıza vermiş oldukları emekler için teşekkür ediyorum” dedi. Ar-Ge yatırımlarının Türkiye ekonomisinin ve sanayisinin gelişimi ve dünya ekonomisinde Türkiye’nin prestijini artırmada önemli olduğunun altını çizen Gündebahar, Kuveyt Türk olarak sektöre katkıda bulunmak için çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Katılım bankacılığının öncülerinden olan Kuveyt Türk, ikinci kez “En iyi Ar-Ge Merkezi” ödülü aldı. Kuveyt Türk Katılım Bankası, Ankara’da yapılan zirvede Bankacılık ve Finans kategorisinde “En İyi Ar-Ge Merkezi” seçildi. Ödülü, zirveye katılan Bilim Sanayi ve Teknoloji Türkiye’nin 2023 vizyonu çerçevesinde atılan önemli adımlar ile yenilikçilik alanındaki potansiyelini harekete geçirmek adına 215 Ar-Ge merkezinin kendi kategorileri içinde değerlendirilerek verildiği ödüller, katma değeri ve teknolojik düzeyi yüksek ürünler üreten firmaların Ar-Ge ve girişimcilik faaliyetlerini teşvik etmeyi amaçlıyor. Touch ID’i kullanan ilk katılım bankası: Katılım dünyasında teknolojik bazda son sürat giden Albaraka Türk Katılım Bankası, Touch ID teknolojisini kullanan ilk katılım bankası oldu. Albaraka, basit işlem adımları, kolay ve hızlı işlem imkanıyla ön plana çıkan uygulamasında, Touch ID teknolojisini kullanan ilk banka oldu. Albaraka müşterileri, iOS 8 işletim sistemli ve Touch ID özellikli iPhone ile Mobil Şube’ye şifre tuşlamadan, cihazlarında kayıtlı parmak izi ile girebilecek; mobil şube üzerinden gerçekleştirilecek havale ve EFT işlemlerinden ücret alınmayacak. TEKNOLOJİ DEMEK ALBARAKA DEMEK Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Fahrettin Yahşi, bankacılıkta teknolojik ilerlemeyi yakalamak ve bir adım öne çıkmak adına yapacakları yenilikleri sürdüreceklerini belirterek, “Bankacılık sektöründe teknolojiyi yakalamak hem verdiğimiz hizmeti hem müşteri portföyümüzü geliştirmek adına bizim için önemli. Hizmet kalitemizi her anlamda arttırmak ve günümüzün gerekliklerine uyum 40 Ekoreel ∆ Kasım 2015 sağlamak için gelecek dönemde de teknoloji merkezli çalışmalarımızı sürdüreceğiz. KOBİ bankası olduğumuzu her yerde hatırlatmaktan büyük onur duyuyoruz. Yakın gelecekte teknolojik bankacılık da nazarımızda KOBİ bankacılığı kadar önem kazanacak” açıklamasında bulundu. “KATMA DEĞERLİ ÜRETIM YAPMAK MECBURİYETİNDEYİZ” Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı işbirliği ile G20 faaliyetleri kapsamında düzenlenen Uluslararası KOBİ Konferansı’na panelist olarak katıldı. İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “KOBİ’ler için İslami Finans’ın Düzenlenmesi ve Etkinleştirilmesi” başlıklı panelde katılım bankacılığı özelinde değerlendirmelerde bulunan Taban, Türkiye’nin dünyada en büyük 10 ekonomiden biri olması için en büyük görevin KOBİ’lere düştüğünü belirtti. Üretimde ve ihracatta katma değerli üretime vurgu yapan Taban, “Silikon Vadisi’nde yetişen, hepimizin cebinde olan bir ‘elma’yı alabilmek için Gaziantep’teki fıstık üreticimiz 50 kilo fıstık satmak zorunda kalıyor. Aynı elmayı satın alabilmek için 65 kilo fındık ve 250 kilo çay satmamız lazım. Bu trajik bir durum. Bu rakamlara baktığımızda katma değerli ürün üretmek mecburiyetindeyiz” dedi. Albaraka Genel Müdür Yardımcısı Bülent Taban “Silikon Vadisi’nde yetişen bir ‘elma’yı alabilmek için Gaziantep’teki fıstık üreticimiz 50 kilo fıstık satmak zorunda bu trajik bir durum. Katma değerli üretim yapmak mecburiyetindeyiz” açıklamasında bulundu. Bülent Taban, Dünya Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve BAŞARIMIZA BAKMAK BAKMANIZ GEREK İÇİN İNAVOSYONA Taban, Türkiye’nin dünyada marka haline gelmiş, yaptığı ihracatlarla dikkat çeken şirketlerin başarı hikayelerine de değindi ve şunları söyledi: “KOBİ bankasız, banka KOBİ’siz olamaz. KOBİ’lerin bankaların finansal desteğine ihtiyaçları var. Türkiye için inovasyon kapasitesini geliştirmek olmazsa olmazımız. Türkiye’nin başarı hikayesi, inovasyon kapasitesinin geliştirilmesinde gizli.” ZİRAAT KATILIM’DAN İKİ ŞUBE DAHA Ziraat Katılım şube sayısını arttırmaya devam ediyor. Ziraat Katılım, Ankara ve Çorum’a şube açtı. Ziraat Katılım Çorum Çepni Mahallesi İnönü Caddesi No: 61 Merkez / Çorum adresinde faaliyete başladı. Ziraat Katılım Ankara Ostim Mahallesi Ostim OSB 100.Yıl Bulvarı No: 46 Yenimahalle Ankara’da faaliyete başladı. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 41 KATILIM DÜNYASI KATILIM BANKALARI ORANLARI 26.10.2015 tarihi itibariyle dağıtılan aylık kar payı oaranları Albaraka Bank Asya Kuveyt Türk Türkiye Finans TL USD EUR 7,57 5,82 6,99 6,57 7,1 1,61 0,24 1,25 1,44 1,33 1,64 0,18 1,37 1,46 1,26 2,6 01.11.2015 tarihi itibariyle finansman oranları Albaraka * Bank Asya Kuveyt Türk Türkiye Finans 1,3 1,45 1,26 1,3 1,35 1,2 1,3 1,2 1,35 1,2 * Kar dağıtım tablosu 26.10.2015 tarihli TKBB internet sitesinden alınan verilere dayanılarak oluşturulmuştur. * Karşılaştırmalı Finansman Desteği tablosu 01.11.2015 tarihi itibarıyla ilgili bankaların inretnet sitelerindeki beyanları doğrultusunda oluşturulmuştur. *Bank Asya finansman desteği oranı olarak sadece 12 ay vade tarihini açıkladığı için bu oranlar dikkate alınmıştır FİNANSAL ŞEFFAFLIKTA BİRİNCİ OLAN BANKA Türkiye Finans Katılım Bankası, WIBC 2015 (Dünya İslami Bankacılık Konferansı) Finansal Şeffaflık Endeksi sıralamasında; 100 üzerinden 58 puan alarak Doğu Akdeniz Bölgesi bankaları arasında birinci oldu. WIBC Leaderboard 2015 (Dünya İslami Bankacılık Konferansı) Finansal Şeffaflık Endeksi’ne göre Doğu Akdeniz Bölgesi’nin lider bankalarını açıkladı. Finansal Şeffaflık Endeksi’ne göre, Türkiye Finans 58 puan ile ilk sırada yer aldı. İslami bankaların finansal şeffaflık yönünden değerlendirildiği sıralamada; Türkiye Finans’ı sırasıyla Ürdün merkezli Jordan Dubai Islamic Bank, Jordan Islamic Bank, Mısır merkezli Al Baraka Bank ve Türkiye’den Kuveyt Türk Katılım Bankası takip etti. SÜRDÜRÜLEBİLİR GEÇER BÜYÜME ŞEFFAFLIKTAN Türkiye Finans’ın İslami bankacılıkta Finansal Şeffaflık Endeksi sıralamasında ilk sırada yer almasını değerlendiren Türkiye Finans Genel Müdürü Osman Çelik, “Sürdürülebilirlik stratejimiz gereği iyi bankacılık ve iyi kurumsal vatandaşlık 42 Ekoreel ∆ Kasım 2015 ana eksenimizde yer alıyor. Sorumluluk sahibi bir kurum olarak müşterilerimizin ve paydaşlarımızın haklarını gözeterek iyi bankacılık uygulamalarına imza atmak temel hedefimiz. Adil fiyat politikamız ile müşterilerimizden aldığımız tüm ücret ve komisyonları açık bir şekilde duyururken, paydaşlarımızı da Banka’nın finansal bilgileri ve izleyeceği stratejilere ilişkin düzenli olarak bilgilendiriyoruz. Dolayısıyla bankacılıkta sürdürülebilir büyüme ve başarının şeffaflıktan geçtiğine inanan bir Banka olarak izlediğimiz bu stratejinin uluslararası kuruluşlar tarafından ödüllendirilmesi bizi hem gururlandırıyor hem de geleceğe ilişkin yüreklendiriyor” diye konuştu. TÜRKİYE FİNANS’TA İSTİFA Türkiye Finans Genel Müdür Yardımcısı Ali Güney istifa etti. 1999’dan beri Türkiye Finans’ın Hazine biriminde görev alan ve 2009’dan bu yana da Hazine ve Finansal Kurumlar’dan sorumlu olarak genel müdür yardımcılığı yapan Ali Güney, Türkiye Finans Katılım Bankası’ndan istifa ederek Banka ile yollarını ayırdı. EN İYİ ÇAĞRI MERKEZİ ÖDÜLÜ TÜRKİYE FİNANS’IN Katılım bankacılığında “çağrı merkezi” denildiğinde akla ilk gelen banka, Türkiye Finans. IMI Conferences tarafından bu yıl 10. kez düzenlenen ve sektörel başarının teşvik edilerek kalitenin arttırılmasına katkı sağlamayı amaçlayan Türkiye Çağrı Merkezi Ödülleri sahiplerini buldu. Toplam 12 ana kategoride 15 kurumun ödül kazandığı törende, En İyi Çağrı Merkezi Performans /Gelişimi birincisi olarak Türkiye Finans ödüle layık görüldü. TÜRKİYE FİNANS’IN İLK YURTDIŞI ŞUBESİ: BAHREYN Türkiye Finans dünyaya açılıyor. Yurtdışındaki ilk şubesi ise Bahreyn. Türkiye Finans ilk yurtdışı şubesini Körfez bölgesinin önemli finans merkezlerinden biri olan Bahreyn’de açtı. Bahreyn Şubesi ile birlikte toplam şube sayısı 286’ya ulaşan Türkiye Finans, Bahreyn’deki faaliyetlerini Bahreyn Merkez Bankası tarafından verilen Toptan İslami Bankacılık lisansı ile sürdürecek. BAHREYN TÜRKİYE FİNANS İÇİN ÇOK ÖNEMLİ Banka’nın Bahreyn’de şube açmasını değerlendiren Türkiye Finans Genel Müdürü Osman Çelik “Türkiye Finans olarak, yenilikçi ürün ve hizmetlerimizle Türkiye’de katılım bankacılığı sektörüne yön veriyoruz. Bahreyn bizim için çok önemli bir merkez ve ilk yurtdışı şubemizi Bahreyn’de açmış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Katılım bankacılığı prensiplerinden ödün vermeden önümüzdeki dönemlerde de şubeleşmeye önem vererek büyüme ivmemize hızla devam edeceğiz” dedi. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 43 MAKALE Fikret AKDEMİR KATILIM BANKACILIĞINDA MEVDUAT SİGORTA FONU İHTİYACININ DOĞUŞU Mevduat sahiplerinin haklarının korunması, finansal istikrarın sağlanması ve güvenin tesisi için mevduat sigorta fonunun oluşturulması gerekmektedir. Sigorta uygulaması aynı zamanda olası finansal panikler (mevduata hucum) sonucunda bankacılık sisteminin çökmesini engellemeyi amaçlamaktadır. Nitekim 1994 yılında yaşanan krizden sonra sistemde oluşabilecek mevduat hücumu (bank run) endişesiyle, mevduat sigortasının kapsamı %100’e genişletilmiştir. Daha sonra değişik zamanlarda mevduat güvencesi sınırlandırılmış, halihazırda 100 bin TL limit tanımlanmıştır. Katılım Bankalarının topladıkları fonların büyük bir kısmını, katılma hesapları oluşturmaktadır. Bu hesaplar “kâr-zarar ortaklığı” esasına göre çalışmakta olup faiz ve hatta anapara garantisi içermemeleri nedeniyle, ilk zamanlarda yapısı gereği bir güvence altına alınması düşünülmemiştir. Diğer taraftan katılım bankalarıyla ilgili, faaliyete başladıkları 1985 yılından 2001 yılına kadar büyük çaplı bir bunalım olmamıştır (1990-91’deki Körfez krizi, 1994’te 5 Nisan kararlarına yol açan kriz, 1997 Asya krizi, 1998’deki Rusya krizi ve son olarak 2000 yılı Kasım krizinden yara almadan çıkmayı başarmışlardır. Oysa sadece 1998- 2000 yılları arasında 11 adet mevduat bankası batmıştır). Bu nedenle katılım fonlarının sigortalanmasıyla ilgili olarak 2001 yılına kadar herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Katılım bankalarına ait katılım fonlarının sigortalanması hususu, 2005 yıllarında uygulanmaya başlamış bir müessesedir. Fırlatılan Anayasa- Krizin manzarası Türkiye ekonomisi, meselelerini öteleyerek 2001 yılına kadar saklayabildi. Anayasa kitabının fırlatılmasıyla problemler ortalığa saçıldı. Bankalar, bankacılık yapmıyordu. Reel sektöre kredi verme gibi bir dertleri yoktu. En büyük müşterileri devletti. Devlet adeta iflas etmişti. Yüksek faizle 44 Ekoreel ∆ Kasım 2015 bankalar üzerinden para toplamaya çalışıyordu. TCMB rezervleri erimişti. Borsa-döviz-faiz allak bullak olmuştu. Koca koca bankalar EFT’lerini, takasını kapatamaz hale gelmişti. Hemen her gün ya bir banka batıyor ya da batacağı konuşuluyordu. İhlas Finans’ın Tasfiyesi Yaşanan finansal-mali krizin, tasarruflarını bu kurumlarda değerlendirmeyi tercih eden insanlar üzerinde panik etki yapması ve ayrıca aynı tarihlerde, likitide krizine giren İhlas Finans Kurumunun faaliyet izninin BDDK tarafından 10.02.2001 tarih ve 171 sayılı Kararla kaldırılması, Katılım Bankalarında toplanan fonlar için de bir güvence sistemine ihtiyaç olduğunu göstermiştir. Sigortanın Yokluğunda Mevduata Hücum (Bank Run) İhlas Finans, Katılım Bankalarında krizin sistemik riske dönüşünü göstermek açısından önemli bir örnektir. İhlas Finans Kurumu’nun tasfiyesiyle birlikte Katılım Bankaları kuruluşlarından itibaren hiç yaşamadıkları panikle karşılaştılar. Katılım fonu sahiplerinin sisteme olan güveni kaybolmuş, sektör çapında ve birbirine sirayet eden bir mevduat hücumu yaşanmıştır. Mal Canın Yongası Katılım bankaları ile klasik bankaların müşteri profili/ mevduat sahipleri; birbirinden farklılık arz etmektedir. Esasen bu farklılık dolayısıyladır ki kanun koyucu, bankaları katagorize etmiştir. Diğer taraftan Katılım Bankalarının kuruluşlarına izin verilmesindeki etkenlerden biri de “yastık altı paraların” ekonomiye kazandırılmasıydı. Peki, kimler, hangi saikle parayı bankaya yatırmaktan imtina ederek, yastık altında tutmayı yeğler? İşte bu sorunun cevabı o dönemdeki adıyla özel finans kurumlarının müşteri profilini de göstermektedir. Ki onlar daha önce bir bankanın kapısının önünden dahi geçmeyen, bu anlamda hayatlarında ilk defa bankayla tanışan, ilk defa hesap açtıran ve İlk defa hesap cüzdanı sahibi olanlardı. Bankanın kapısından içeri girerken “Selamün Aleyküm” diyen Hacı Amcalarımız, Hacı Teyzelerimizdi. “Kefen parası”, “hac parası” olarak gördükleri tasarruflarına, halel gelmesin diye faizsiz bankaya yatıran, “Dişinden-tırnağından biriktirdiği” tasarruflarına, “Aman! faiz bulaşmasın!” diyerek faizsiz bankayı tercih eden ortalama yaşın üstündeki gelir grupları, vatandaşlardı. Katılım bankalarının toplam mevduatının yarıdan fazlasını (%60-70 ine yakın) oluşturan bu müşteriler; (İhlas Finansın tasfiyesiyle) öylesine bir güven bunalımı içerisine düştüler ki “mal canın yongası” misali şubelere akın ettiler, her gün metrelerce kuyruk oluşturarak milyonlarca doları çekip; ya yine yastık altına, ya da “kamu bankaları batmaz” öngörüsüyle bu kurumlara götürdüler. 28 Şubat “Finansal Mühendislik Projesi”nin Görünmeyen Yüzü- İnanç Zaafiyeti Katılım bankasında tasarruf sahibi-banka ilişkisi de klasik bankacılıktaki mudi-banka ilişkisinden farklıdır. Bu bakımdan Faizsiz bankacılığın merkezinde bulunan kişiler için “faizsizlik tercihi” ,“sıradan” ya da “keyfî” bir tercih değildir. İnançtan doğan bir “yasağa uyma mecburiyeti”nin bir sonucudur. Dolayısıyla faizsiz bankalara müşteri olan kişilerin önemli bir kısmının faizden uzak durma konusunda özel bir hassasiyete sahip olduğu ve bu hassasiyetin dinîfelsefi bir referansının da bulunduğu açıktır. İhlas Finansın tasfiyesi ile güveni sarsılan tasarruf sahipleri; “faizsiz sistem” ile birlikte“faizi” de sorgular hale gelmiştir. Şubelerde, uzun kuyruklar oluşturan müşteriler arasında bazen tartışma boyutuna varan şu diyaloglar geçiyordu: - Bunların da bankalardan farkı yokmuş! - Parayı çekince ne yapacaksın? - Devlet bankasına yatıracağım! - Faize mi yatıracaksın? - Faiz niye olsun? - Devlettten paramın karşılığını alıyorum, çalmıyorum ya! Böylece 28 Şubat “Finansal mühendislik projesi”nin görünen yüzü (ekonomik kayıp-maliyet) ile birlikte “güven kaybı”, “inanç kaybı” da görünmeyen yüzü olmuştur. Güvence Fonunun Tesisi Şubat-Mayıs 2001 döneminde 700 milyon dolarlık mevduat sistemden çıkmıştı ve çok ciddi bir likitide sıkıntısı yaşanıyordu. Kurumların, bankacılık sektörünün toplam aktifleri içerisindeki payı 2000 yılı sonunda % 2.13’e ulaşmış iken, İhlas Finans krizi sonrasında sektördeki payları % 1,08’e düşmüştür. Dört ay (Şubat-Mayıs) boyunca mevduat girmeden para çıkışı yapmaya hiçbir bankanın dayanamayacağı, güvenin sarsıldığı yerde bankacılığın devam edemeyeceğinden hareketle Mevduat hücumuna karşı 2001 yılının Mayıs ayında Katılım bankaları kendi aralarında kamu garantisi altında olmayan bir “Güvence Fonu” oluşturmuşlardır. Hiç bir banka, bankacılığın doğası gereği, bu tür saldırılara dayanamaz. Kaldı ki sektörün topladığı fonların ortalama vadesi yaklaşık 45 gündür. Sistemin bir son kredi merci olmadığı için, mevduat sahiplerinin mevduat hücumuna devam etmesi sistemde kısa zamanda telafi edilemeyecek zararlara yol açabilirdi. Böylece, “Güvence Fonu”nun mevcudiyeti Katılım Bankaları üzerine olan mevduat hücumunu durdurmuştur. Sistemleri gereği faiz ve kur riski taşımayan Katılım Bankaları, bu iki riskin piyasayı karıştırması sonucunda; sistemik riske ve likidite riskine maruz kalmışlardır. Çünkü risklerin bulaşıcı özelliği vardır. Faiz ve kur riski sonucu sistemik riske maruz kalan bankalar “mevduat güvencesi ile” bunu kısa sürede atlatmışlardır. Sonuç Bankacılık sektöründeki olumsuz gelişmelerin hızlı bir şekilde yayılma istidadının bulunması (domino etkisine yol açması) ve bunun ekonomiyi olumsuz etkilemesinin yadsınamayacağı gerçeği çerçevesinde sistemi ve tasarruf sahiplerinin haklarını korumak amacıyla katılım bankalarındaki hesapların da bankalardaki hesaplar gibi sigortaya tabi olması prensibi benimsenmiştir. 2005 yılının Kasım ayında yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu hükümleri gereğince, Türkiye Katılım Bankaları Birliği (önceki adıyla Özel Finans Kurumları Birliği) bünyesinde bulunan Güvence Fonu, Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmiş ve devir tarihinden sonra katılım bankalarında bulunan gerçek kişilere ait yabancı para ve TL üzerinden açılan özel cari ve katılma hesaplarının bir kişiye ait tutarının 100 bin TL’na kadar olan kısmı TMSF’nin güvencesi altına girmiştir. Buna göre, katılım bankalarında gerçek kişiler adına açılmış bulunan bütün TL ve döviz hesapları, aynı şartlarla ve aynı miktar üzerinden TMSF bünyesinde güvenceye tabi olmaya devam etmektedir. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 45 SERMAYE PİYASALARI katkılarıyla... HEDGE NEDİR? Yaşamın her alanında karşımıza çıkan risk, finans piyasalar söz konusu olunca daha fazla önem kazanır. Eğer herhangi bir şahıs veya kurum sahip olduğu riski azaltmak için herhangi bir finansal ürünü kullanıyorsa bu işlem finansal risk yönetimi veya riskten kaçınma (hedging) olarak adlandırılmaktadır. Diğer bir ifade ile Hedging fiyat dalgalanmalarının yol açtığı zarar riskini belli bir oranda veya mümkün ise tamamen transfer etme yöntemi olarak tanımlanabilir. Özellikle vadeli işlem piyasalarında transfer edilen risk, fiyat riskidir. Olumsuz fiyat dalgalanmalarından korunmak isteyen kişilerin fiyat riskleri, dalgalanmalardan kar elde etmeye çalışan spekülatörlere transfer edilebilir. Anlaşılacağı üzere vadeli işlemlerinin kullanım amaçları arasında öncelikli olarak korunma amacı yatmaktadır. Ayrıca spekülasyon yaparak kazanç elde etmek isteyen başka bir yatırımcı grubu da Hedging kullanmaktadır. Hedge ne zaman gerekli olur? Küresel ticaretin giderek yaygınlaşması ile döviz kurlarındaki ani değişiklikler veya faiz oranlarındaki dalgalanmalar firmaların nakit akımlarını etkileyebildiği için, birçok firma riskten korunmayı veya kaçınmayı küreselleşme stratejilerinin zorunlu bir parçası olarak benimserler. Örneğin: türev ürünler, faiz oranı riskinden kaçınmak, mal fiyatları ve döviz kurlarında oluşan ters yönlü hareketleri hafifletmek ve portföyü çeşitlendirmek 46 Ekoreel ∆ Kasım 2015 amacıyla firmalarca kullanılmaktadır. Hedge mekanizması ile risk nasıl elemine edilir? Tüketiciler, yükselen fiyatlar karşısında kendilerini korumak isterken; üreticiler de, düşen fiyatlara karşı kendilerini sigortalamak istemektedirler. Diğer bir ifade ile gelecekte belli bir tarihte herhangi bir mal veya döviz alınma veya satılma durumu söz konusu ise henüz belli olmayan fiyatlara göre girilen alışveriş sonrası şirketler kendilerini sonucu belli olmayan bir ticaret içinde bulmaktadırlar. İşlemin yapılması gereken tarih geldiğinde mal fiyatı veya döviz paritesinin değeri ters yönde hareket ederse alış veriş anlaşmasının yapıldığı anda şirketler, kendilerini karlı bir pozisyonda görmesine rağmen vade sonundaki fiyata göre karın azalmış hatta işlemden zarar bile etmiş bir pozisyona bulabilmektedirler. Belli bir ticari malın vadeli fiyatı, o ticari malın spot piyasadaki fiyatı ile yüksek oranda bir korelasyon ile hareket ediyor ise kendini güvence altına almak isteyen kişi, spot piyasa pozisyonunu göz önünde bulundurarak vadeli piyasada karşıt yönlü bir pozisyonuna girerse, aleyhinde gelişebilecek fiyat değişikliklerine karşı kendini rahatlıkla hedge edebilecektir. Fiyatlar değiştiğinde, Hedging işlemi yapan kişi bir taraftan zarar ederken diğer taraftan kâr elde edecek ve teorik olarak kazançlar ve kayıplar birbirini dengeleyecektir. Bu durum aslında bugün itibariyle stokta yer alan bir malın 6 ay için bugünden anlaşılan fiyattan bir müşteriye satılmasıdır. Genellikle hangi şirketler Hedge yapma ihtiyacı duyarlar? Risk yönetim ürünlerini; ihracatçılar, ithalatçılar, yabancı para ile borçlananlar, yabancı para yatırımcıları, sabit oranda borç verenler ile değişken oranda borç kullananlar, ithal malı kullananlar, sabit veya değişken getirili yatırım enstrümanları kullanıcıları uygulayabilmektedir. Firmaların ana faaliyeti alanı döviz ve mal alımında spekülasyon yapmak değildir. Firma döviz kuru ve mal fiyatı hareketlerinden bağımsız olarak ana faaliyet alanına yoğunlaşabilmelidir. Bu anlamda hedging işlemleri modeli firmaların verimliliğini artırır. Firmalar hedge modeli ile sabit ve kur riski içermeyen bir nakit akımına sahip olabilirler. Bu durum firmaların gelecek nakit akımını belirginleştirdiği için daha sağlıklı ve karlı yatırım yapmalarını beraberinde getirdiği gibi bankaların, kredi geri ödenmesi sorunlarını da ortadan kaldırır. Özellikle kar marjı düşük firmalar kur ve mal fiyatlarındaki ciddi oynamalarla zarara düşebilecekleri gibi iflas ile de karşılaşabilmektedirler. Hedge modeli ile kur ve mal fiyatlarındaki gelecek beklentileri de maliyete yedirildiği için firma daha sağlıklı bir ürün fiyatlaması yapabilecektir. Ciro Brüt Kar Marjı Brüt Kar Net Kur Farkı Gideri Net Kar Net Kar Marjı Özellikle emtialarda vade kontratları uzadıkça mal fiyatları düşebilmektedir. Bu durum 6 aylık sipariş alan bir firmanın uzun vadeleri kontratlarla spot fiyatlara göre kar marjını artırabilir. Hedge için kullanılan enstrümanlar nelerdir ? Hedge için kullanılan bir çok finansal enstrüman olmasına rağmen ana enstrümanlar forward, futures ve opsiyonlardır. Diğer enstrümanlar ise çoğunlukla bu üç ürün kullanılması ile türetilmiştir. Örneğin swap işlemleri de hedge işlemi olarak kabul edilebilir ancak swap işlemi mahiyeti itibariyle iki forward veya future işleminin kullanılması ile oluşturulan bir üründür. Örnek Şirketler Borsa İstanbul’da işlem gören örnek 3 şirketin 2014/06 ile 2015/06 dönemlerine ait ciro, brüt kar, brüt kar marjı, net kar, net kar marjı ve net kur farkı giderleri aşağıdaki gibidir. Şirket 1 Şirket 2 2014/06 2015/06 2014/06 2015/06 1.080.361.329 1.111.494.654 255.992.486 212.276.307 23,4% 4,7% 19,7% 6,8% 252.386.337 52.303.855 50.335.206 14.407.995 485.981 -115.873.627 -1.317.935 -39.388.259 200.909.744 -93.492.495 32.381.625 -23.185.104 18,6% -8,4% 12,6% -10,9% Şirket 3 2014/06 2015/06 961.811.032 1.032.199.967 16,3% 11,5% 156.323.254 118.561.787 -3.081.721 -30.765.770 25.097.408 -35.538.823 2,6% -3,4% Görüldüğü üzere brüt kar marjı ve net kar marjındaki dalgalanmaların görece yüksek olduğu şirketler üretim için hammadde ( Petrol, Demir… ) ihtiyacı bulunan ve hammaddeyi döviz cinsiden alması nedeni ile net kur farkı gideri görece daha yüksek olan şirketlerdir. Bu tablo bize hedge yapmanın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 47 GÜNDEM TÜMSİAD TÜMEXPO FUARI 22-25 EKİM TARİHLERİ ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da açılış porgramına katıldığı TÜMSİAD'ın organize ettiği TÜMEXPO fuarı 22-25 Ekim tarihlerinde İstabnbul Kongre ve Kültür Merkezin'de gerçekleştirildi. Fuarın açılış programında TÜMSİAD Başkanı Sn. Yaşar Doğan, İslam Kalkınma Bankası Başkanı Sn. Ahmet Muhammet Ali, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Sn. Bertrand Badre, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu Başkanı Sn. Mehmet Ali Akben gibi önemli isimler konuşmalarını yaptılar. Dört gün süren TÜMEXPO, ALLINTECH ve Helal Expo Fuarları sona erdi.Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Başkanı Yaşar Doğan, Türkiye'nin siyasi istikrar nedeniyle 13 yıllık bir kazanımı olduğunu kaydederek, "Bu kazanımın kaybedilmesi durumunda bundan en fazla sanayici ve iş adamları zarar görür" dedi. Program çok sayıda girişimciyle devlet-özel sektör paydaşını bir araya getiren eş zamanlı fuarlar, 300 firma ve 40 bin ziyaretçinin katılımı ile tamamlandı. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN DA KATILDI Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) tarafından Discover Events organizasyonuyla düzenlenen TÜMEXPO 2015'in cuma günkü resmi açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Dört gün süren etkinlik kapsamında çeşitli konferans, B2B 48 Ekoreel ∆ Kasım 2015 görüşmeleri, sunum ve tanıtımlar yapıldı. Dünya Bankası ve İslam Kalkınma Bankası iş birliği ile G20 himayesinde düzenlenen KOBİ Şurası'nda, başta G20 ülkelerinden temsilciler olmak üzere, özel sektör, çok uluslu kalkınma kuruluşları, politika yapıcılar ve düzenleyici otorite temsilcileri, İslami finansın KOBİ'lere sunduğu imkanları ele aldı. Türkiye'nin milli savunma, teknoloji, enerji gibi inovasyon teknolojileri çalışmaları ALLINTECHFuarı'nda sergilenirken, Suudi Arabistan, Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi stratejik ülkelerin savunma ve içişleri bakanlıklarıyla, önemli firma yöneticileri de fuara ilgi gösterdi. TÜMSİAD BAŞKANI İSTİKRAR' VURGUSU DOĞAN'DAN 'SİYASİ Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Başkanı Yaşar Doğan, Türkiye'nin siyasi istikrar nedeniyle 13 yıllık bir kazanımı olduğunu kaydederek, "Bu kazanımın kaybedilmesi durumunda bundan en fazla sanayici ve iş adamları zarar görür" dedi. TÜMEXPO fuarında AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Doğan, son zamanlarda terör olaylarının verdiği zarara dikkati çekerek, istikrarın ve beraberliğin devam etmesinin önemine işaret etti. Türkiye'nin siyasi istikrar nedeniyle 13 yıllık bir kazanımı olduğunu vurgulayan Doğan, "Bu kazanımın kaybedilmesi durumunda bundan en fazla sanayici ve iş adamları zarar görür. Ayrıca bu durum istihdama da yayılabilir. Kazanımın kaybedilmemesi için istikrar ve beraberliğin devam etmesi gerekir" dedi. KOBİ'LERİN İSLAMİ FİNANSA KAZANDIRILMASI ÖNEMLİ Fuar kapsamında gerçekleştirilen KOBİ Şurası'nda İslami finansın sunduğu imkanların ele alındığını hatırlatan Doğan, bu ölçekteki işletmelerin İslami finansa kazandırılmasının kredisine ve projesine destek isteyen KOBİ'ler açısından çok önemli olduğunu dile getirdi. İslami finans alanında KOBİ'lerin projelerine destek aldığı zaman herhangi bir ipoteğin söz konusu olmadığını aktaran Doğan, "Faiz sisteminde en ufak bir hatada KOBİ'ler batma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Böyle olunca, işin büyütülmesi anlamında, işletmeler risk almak istemiyor. İslami finansta KOBİ'lerin projelerine ortak olunuyor, proje yönetiliyor" diye konuştu. Helal pazarı 900 milyar dolar büyüklüğe doğru hızla ilerliyor DISCOVER EVENTS Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Ete ise, etkinlik kapsamında düzenlenen Helal Expo Fuarı'nın, kongre, sempozyum, çalıştay ve şuralarla birlikte ulusaluluslararası gıda profesyonelleri ve devletin zirvesini bir araya getirdiğini söyledi. Gıdadan giyime ilaçtan turizme geniş bir sektörü barındıran helal pazarının dünyadaki büyüklüğünün 860 milyar doları aştığını belirten Ete, "İki milyar müslümanın yaşadığı dünyada hacmin önümüzdeki 10 yılda 2 trilyonu bulması bekleniyor. Türkiye'de ortalama 15 milyar dolara yaklaşan helal gıda pazarı, her yıl yüzde 100 büyüyor. İç pazar bu yıl yaklaşık 30 milyar doları bulacak, ihracat tarafında ise büyüme çok hızlı" diye konuştu. Doğan, Türkiye'de kurulacak yeni katılım bankalarından birçok yatırımcının faydalanacağını kaydederek, sanayicinin, esnafın, tüccarın uzun vadede proje bazlı işlerle ilgili sıkıntıları olduğunu, ancak katılım bankalarıyla beraber KOBİ'lerin çalışabileceği enstrümanların artacağını ifade etti. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 49 GÜNDEM II. ULUSLARARASI İSLAM TİCARET HUKUKU KONGRESİ KONYA'DA YAPILDI Necmettin ErbakanÜniversitesi (NEÜ), Konya Ticaret Odası (KTO) ve KTO Karatay Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen ve 15-18 Ekim tarihleri arasında devam eden II. Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi'ne Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK'de katıldı. Kongre sonuç bildirgesinin okunması ve kapanış konuşmalarıyla nihayete erdi. 2. Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi’nin sonuçlarının ve değerlendirmelerinin yapıldığı kapanış programına Konya Valisi Muammer Erol, KTO Başkanı Selçuk Öztürk, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, İslam ülkelerinden temsilciler ile çok sayıda ilim adamı ve ilahiyatçı katıldı. Kongrede birçok görüş ve konunun tartışıldığını belirten Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da, din hakkında yapılan konuşmaların fetva olarak algılanmaması gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Bardakoğlu, “İlim adamlarının burada ileri sürdüğü görüşler mülahazaların müdahaleleri bir fetva olmaktan ziyade fetvayı da kazayı da kanunlaştırmayı da besleyen bir doktrin olarak algılanmalıdır. Çünkü fukahanın (İslam hukukçusu) ürettikleri doğrudan fetva doğrudan kaza değildir. Öteden beri tarihimizdeki tecrübe de odur. Tarihimizde de hep fukaha, hem kazayı, kanunlaştırmayı yönlendiren, tasvip eden uyaran, hem de fetvayı besleyen önemli bir fonksiyonu icra etmiştir. Elbette ülkemizin de çeşitli mekanizmaları vardır, fetva usulleri vardır. Yoksa her din hakkında konuşanın, fıkıh hakkında konuşanın görüşünü fetva gibi algılarsak bugün İslam dünyasında yaşandığı gibi bir fetva enflasyonu oluşur. İnsanlar bu fetvalar sebebiyle bir kaos ortamı içine bile girebilir. Onun için fetvanın adabını biz korumak zorundayız. Biz ilk dönemden itibaren yazılan kitapların bir kısmı edebü’l-kazadır, bir kısmı edebü’l-fetvadır. Yani yargılamanın adabı, usulü, bir de fetvanın adabı, usulü. Bu olmazsa sistem kendi kendini tahrip etmeye başlar" şeklinde konuştu. Kongrenin kapanış programında oluşturulan 5 farklı oturumda İslam’da kira, zekat, faiz, borsa,sigorta gibi konuların yeri tartışıldı. Kongrede borsa konusunda açılan oturumun başkanlığını yürüten Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı, "19 yıl evvel yapılan toplantının daha mükemmeli, daha iyi organize olanını burada görmekle tertip heyetine müteşekkir olduğumu beyan edeyim. Son derece cazip, güzel konular, yeni konular, münakaşa ve münazara konusu olan teferruata da giren, diğer gelişmelerin yanında Prof. Dr. Sabri Orman ise, “Ben bu tür kongreleri, toplantıları, gayretleri, Müslümanların modern dünyada yeniden kendilerini konumlandırma gayretlerinin örnekleri olarak görüyorum. Kolay olmuyor. Çünkü tavır belirlemede sıkıntılar yaşıyoruz. Halbuki aslında bizim bu konuda yaşadığımız tecrübemiz var. Bu kadar da acemilik çekmemeliydik diye düşünüyorum. Ama anlaşılıyor ki aradan geçen zaman içinde bizim geçmişle bağlarımızda bir kopukluk var, yani bir gevşeme var. Velhasıl bir Hadise Kongreye yurt içi ve dışından 100’ün üzerinde âlim, bilim adamı, akademisyen ve konusunda uzman kişiler katıldı. Kongre ile birlikte; ticaret ve finans alanındaki güncel İslami problemlerle ilgili somut çözüm önerileri ortaya kondu, teorik bilgiler ile pratik uygulamalar arasında bağ kurulması hedeflendi. 3 dilde (Türkçe, Arapça, İngilizce) sunumlar yapıldı ve sonuç bildirileri de yine 3 dilde yayınlanacağı bildirildi. 50 akademik gelişmelere de işaret eden bir faaliyet yaşadık" dedi. Ekoreel ∆ Kasım 2015 var. Çünkü bizim şimdi yaşadıklarımızın bir benzerini İslamiyet’in ilk nesilleri yaşamıştı. Yani İslamiyet ortaya çıktığı zaman iki meydan okumayla karşılaştı. Bir içine doğduğu ortamların kurumları vardı, bilgileri vardı. Onlarla karşılaştı. İkinci olarak da tabi mevcuda bir ilavede bulunmaları icap etti ve bu iki boyutlu bir ilave gayretiydi. Bir taraftan mevcut kurumlara yenilerini eklemeleri gerekiyordu. Yeni kurumlar üretmeliydi. Diğer taraftan da mevcut bilgilere yeni bilgiler eklemeleri gerekiyordu. Yeni bilgiler üretmeleri gerekiyordu. Onlar çok başarılı oldular. Hem diğer toplumlardan, medeniyetlerden teneffüs ettikleri kurumları ve bilgileri çok iyi değerlendirdiler, hem de onlara yenilerini katmada son derece başarılı oldular. Şimdi biz aynı konumdayız. Bence zaman zaman İslam’ın ilk nesillerinin bu işi nasıl yaptığına bakmamızda fayda var" ifadelerini kullandı. Kongrenin her 4 senede bir kez yapılarak geleneksel hale getirilmesi için çalışma yaptıklarını belirten KTO Başkanı Selçuk Öztürk ise, "İlki 19 yıl önce düzenlenen Kongre’nin 2015 yılında KTO, KTO Karatay Üniversitesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi işbirliğiyle başarılı bir şekilde ikincisini gerçekleştirmiş olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Kongreye katılmak için dünyanın ve ülkemizin dört bir yanından şehrimize gelen, yurt içinden ve yurt dışından katılımlarıyla Kongremize katkı sağlayan tüm alim, bilim adamı ve akademisyenlerimize teşekkür ediyorum. Böylesine önemli bir organizasyonu düzenlemek için gecesini gündüzüne katarak çalışan Kongre Tertip Komitesi’ne de ayrıca teşekkür ediyorum. Kongremize 19 yıl ara verilmesi dolayısıyla haklı bir eleştiri var. Bu sene ikincisi düzenlenen kongremizin üçüncüsü 2019, dördüncüsü 2023 yılında olmak üzere 4 yılda bir yapılarak geleneksel hale getirilecektir. Böylelikle 2023 yılında da Kongremizi düzenleyerek ülkemiz finans sitemi için büyük bir katkı sağlamış olacağız. KTO Karatay Üniversitesi’ne ’İslam Ticaret ve Ekonomisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’ kurulması önerisi bizi son derece mutlu etmiştir. İslam Ticaret ve Ekonomisi konusunda lisans bölümü açmak için girişimlerimiz devam etmektedir.YÖK tarafından yüksek lisans programı tavsiye edilmiştir. Üniversite yönetimi olarak hem yüksek lisans hem de lisans programı açmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 51 䬀、刀䄀 匀䔀刀吀、䘀、䬀䄀䰀䄀刀䤀一䄀 夀䄀吀䤀刀䤀䴀 䄀刀吀䤀䬀 윀伀䬀 䬀伀䰀䄀夀℀ 、一吀䔀刀一䔀吀 币甀戀攀洀椀稀搀攀渀Ⰰ 戀椀爀椀欀洀椀弁 欀椀爀愀 最攀氀椀爀椀渀椀稀椀 攀氀搀攀 攀搀攀爀攀欀 欀猀愀 瘀愀搀攀氀椀 戀椀爀椀欀椀洀氀攀爀椀渀椀稀椀 搀攀ἁ攀爀氀攀渀搀椀爀椀渀⸀ 䠀攀洀 搀攀 㜀⼀㈀㐀 椀弁氀攀洀 愀瘀愀渀琀愀樀礀氀愀℀ 䬀、刀䄀 匀䔀刀吀、䘀、䬀䄀䰀䄀刀䤀一䄀 、一吀䔀刀一䔀吀 币唀䈀䔀䴀、娀䐀䔀一 夀䄀吀䤀刀䤀䴀 夀䄀倀䤀一Ⰰ 䜀攀攀渀 稀愀洀愀渀 猀椀稀攀 搀攀 欀愀稀愀渀搀爀猀渀⸀ 䈀椀爀椀欀洀椀弁 䬀椀爀愀 䜀攀氀椀爀椀渀椀稀椀Ⰰ 猀攀爀琀椀昀椀欀愀渀稀 攀氀椀渀椀稀搀攀 琀甀琀琀甀ἁ甀渀甀稀 最ﰀ渀 漀爀愀渀渀搀愀 欀愀稀愀渀渀⸀ 䬀ﰀﰀ欀 瘀攀 欀猀愀 瘀愀搀攀氀椀 琀愀猀愀爀爀甀昀氀愀爀渀稀 搀攀ἁ攀爀氀攀渀搀椀爀椀渀⸀ 㜀⼀㈀㐀 椀弁氀攀洀 稀最ﰀ爀氀ﰀἁﰀ渀 ﰀ礀愀弁愀礀渀⸀ 52 Ekoreel ∆ Kasım 2015 MAKALE Özgüven Saymaz [email protected] Başarının temeli öğrenme… Öğrenme, gerek iş gerek akademik gerekse yaşam başarısının en önemli faktörlerinden biridir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, yaş, cinsiyet, içinde bulunulan ortam vb. faktörler aynı olsa bile yinede öğrenme hızında ve kalitesinde farklılıklar olmaktadır. Bir bilgiyi öğrenirken ve hatırlarken insanların farklı yollar kullandığı gözlemlenmiştir. Bu yolların, zaman içinde kısmen değişikliğe uğrasa bile, büyük oranda doğuştan gelen karakteristik özelliklerimizden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu yollar, kategorize edilerek üç grupta toplanmıştır. Bunlar; ● İşitsel öğrenme, ● Görsel öğrenme, ● Dokunsal-kinestetik öğrenmedir. İşitsel Öğrenme - Duyarak Öğrenenler: Öğrenmek için, dinlemeli ve konu üzerinde birileriyle konuşmalıdır. Bu kişiler, duyarak ve konuşarak öğrenir ve öğretirler. Anlama ve hatırlama için sesli uyaranlar olmalıdır. Bu öğrenme yöntemine sahip kişinin temel özellikleri: ● Kendi kendilerine konuşurlar. ● Birileri ile çalışmayı ve sohbet etmeyi severler. ● Hatırlamak istediklerini, birisi kendilerine anlatıyor ya da söylüyormuş gibi işiterek hatırlarlar. ● Kendi duyabilecekleri bir ses ile okumayı tercih ederler. Veya içlerinden yüksek sesle okurlar. ● Duyduklarını daha iyi anlarlar. Daha çok konuşarak, tartışarak öğrenirler. ● Birisinden bilgi almayı, okumaya tercih ederler. ● Konuları, olayları ve kavramları birinin anlatmasıyla daha iyi anlarlar. ● Konuşma, tartışma ve anlatımın yüksel olması sebebiyle grup çalışmalarını severler. ● Sessiz ve sakin ortamı gürültülü ortama tercih ederler. Bazıları fonda hafif enstrümantal müzik olmasından hoşlanırken bazıları hoşlanmaz. Görsel Öğrenme – Görerek Öğrenenler: Görerek ve okuyarak öğrenir. Anlamak ve hatırlamak için görsel öğelere ihtiyaç duyar. Grafikler, animasyonlar, şekiller ve renkleri kullanırlar. Bu öğrenme yöntemine sahip kişinin temel özellikleri: ● Bu kişiler yaşamlarında genellikle düzenli olup, karışıklık ve dağınıklıktan rahatsız olurlar. ● Çalışma ortamını (masa, dolap, ofis vb.) kendine göre düzenlerler ve bu düzeni korurlar. ● Konuları, olayları ve kavramları anlamak, anlatmak ve öğrenmek için şekiller, resimler, şemalar, diyagramlar gibi görsel öğeleri ve malzemeleri kullanırlar. ● Öğrendikleri konuları gözlerinin önüne getirerek hatırlamaya çalışırlar. ● Sözlü talimatları takip etmekte zorlanabilirler. Talimatlar ne kadar uzun olursa o kadar güçlük çekerler. Talimatların sistemli ve basamaklı olması onları rahatlatır. Özellikle numaralandırılması önemlidir. Dokunsal Öğrenme – Yaparak Öğrenenler: Öğreneceklerini fiziksel temas kurarak ve yaparak öğrenirler. Bedenen ve ruhen konunun içinde olmayı tercih ederler. Anlama ve hatırlama için hareketli öğelere ihtiyaç duyarlar. Bu öğrenme yöntemine sahip kişinin temel özellikleri: ● Yerlerinde duramazlar ve sürekli hareket halindedirler. ● Dağınıklıktan rahatsız olmazlar. ● Vücut dilini kullanmayı severler ve vücut dilini daha iyi algılarlar. ● Somut ve hareketli olan anlatımları daha iyi anlarlar. ● Uzun ve önemli olan bir konu anlatılacak veya çalışılacaksa fiziksel olarak rahat hareket edilebilecek bir yer seçilmesi iyi olacaktır. ● Konuları, olayları ve kavramları anlamak, anlatmak ve öğrenmek için mutlaka vücut dili kullanır. ● En iyi dokunarak, ellerini kullanarak, fiziksel temasta bulunarak, olayların içinde yaşayarak öğrenirler. Her öğrenme yönteminin kendine göre olumlu yönleri bulunmaktadır. Kişilerde bu yöntemlerinin her biri bulunmakla birlikte bazıları baskın olup öne çıkmaktadır. Burada önemli olan yöntemlerin üstünlüğü gibi bir yaklaşım içinden olmayıp, kişinin kendini tanıyarak zayıf gördüğü alanları güçlendirmesidir. Kişinin öğrenme yöntemini bilmesi, öğrenme hızında ve kalitesinde olumlu etki oluşturacak, buda başarılı olmasına önemli katkı sağlayacaktır. Başarı için öğrenme yönteminizin farkında olmanız dileğiyle… Kaynak: ● FMV Özel Erenköy Işık Lisesi, Işık Fen Lisesi Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi Bülteni Mart 2013 Sayı: 2 ● BOYDAK Alp H. “Öğrenme Stilleri” Beyaz Yayınları. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 53 TEKNOLOJİ DÜNYASI Bahadır Kaya Teknoloji editörü [email protected] “SHADOW IT” Avantaja Dönüştürülebilir mi? Shadow IT, firmanızın Bilgi Teknolojileri kontrolü dışında iş birimlerince kullanılan yazılımları ve hizmetleri kapsamaktadır. Yani iş birimi personeli olarak BT (Bilgi Teknolojileri) biriminin haberi olmadan kendi işlerinize çözüm getiren teknolojiler kullanıyorsanız aynı zamanda bir Shadow IT personelisiniz demektir. Günümüz mobil dünyasında hepimizin kullandığı uygulamalar var. Bunlar pekala işinizde kullanabileceklerinizi de içeriyor. Böylece Shadow IT’ ler daha kolay oluşuyor. İş birimi ve BT açısından ise bu kullanımların çok olumlu sonuçları doğmamaktadır. İş birimi, artan iş yükü ve zaman kısıtı sebebiyle hızlı yol almak adına bu teknolojik çözümlere başvurabilmektedir. Böylece iş birimi, kendi sorununa çözüm üretmiş olmaktadır. Bazı durumlarda ise o alanda (ilgili teknolojiyi) bilgi sahibi birini işe almış olabiliyorlar. Ancak sadece iş birimi açısından bile baktığımızda bunun kötü sonuçlar doğurabileceğini düşünüyorum. Neticede BT bakış açısı olmayan bir çözüme gidilmesi 1.Verilerin kaybolmasına 2.Yatırımın boşa Gitmesine 3.Zamanın boşa Gitmesine sebep olabilir. Bunun yanı sıra birbirinden habersiz birimler aynı hizmet için vakit kaybetmiş bile olabilirler. BT tarafından baktığımda ise farklı dezavantajlar görüyorum. Aklıma gelen birkaç madde ise şu şekilde: 54 net bir şekilde dezavantaj oluşturmaktadır. BT tarafında yukarıda sıraladığım dezavantajları gören BT birimleri Shadow IT’ ye karşı mesafe alabilmektedir. Bu mesafeli bakış, Shadow IT’nin daha çok karanlıkta kalmasına sebep olmaktadır. Ben ise mevcut yapının dezavantajını anlatırken günümüz dünyasında çok kolay oluşabilecek bu yapılanmaya BT yönetimi açısından güzel veriler elde edilebileceği düşüncesindeyim. Neticede BT dışı bir organizasyonun dijital hizmet ve yazılımları kullanması aynı birimin teknolojik ihtiyaçlarına ve teknolojiye olan ilgilerine işarettir. Bunu BT’ nin müşterisinden (iş birimi) gelen ihtiyaca yönelik talep olarak değerlendirmek gerektiği kanısındayım. Bu verilerle 1.Talebe yönelik projeler ve çözümler için odaklanılıp, BT’ye olan memnuniyet arttırılabilir. 2.Shadow IT’nin oluştuğu yerlerde ilgili BT biriminin eksik kaldığı fark edilebilir. Böylece o birime yönelik destek veya problem çözümüne odaklanılabilir (Organizasyonel bir iyileştirme vs). 3.İş birimini Shadow IT’ye iten sebeplerle ilgili süreçlerde iyileştirmeye gidilebilir (Politikaları azaltmak, talebe hızlı geri dönüş gibi). 4.İletişim aksaklıkları varsa nerede olduğu belirlenip giderilebilir. 1.Bilinmeyen ayrı bir BT bütçesi 2.Güvenlik riski 3.BT fonksiyonlarını engelleme 4.Altyapıya uygunluk problemi 5.BT ye olan bakış açısının kötüye gitmesi Shadow IT yapılanmasının firmada azalması için BT birimlerinin teknoloji noktası olması gerektiği kanısındayım. İş birimi ile iletişim halinde teknolojik çözümleri takip eden ve bu konuda toleransları net olan BT birimlerine sahip olmak Shadow IT yapılanmasını önleyici bir güç olacaktır. Shadow IT yapılanması, BT birimlerinin güvenliği elden bırakmayan, koordineli ve verimli çalışması için Kısaca, BT yönetimi açısından Shadow IT noktalarının birer iyileştirme noktası olduğunu düşünüyorum. Ekoreel ∆ Kasım 2015 sayesinde bilgisayarınızdaki Microsoft uygulamalarını çok rahat şekilde kontrol edebiliyorsunuz. Ancak, yazılım geliştiricilere kendi programlarını entegre etmeleri için kod yazmak düşüyor. Samsung Bükülebilir Pilleri Tanıttı Samsung, akıllı cihazlardaki pil problemi üzerine pil ömrünü 21 saate kadar uzatmak için bir proje üzerine çalıştıklarını açıkladıktan sonra yeni bir ürün tanıttı. Band ve Stripe adlı 50 bin katlamaya dayanıklı pil modelleri teknolojik altyapısıyla dikkat çekici. Bu modellerin akıllı saat kordonları veya giyilebilir diğer teknolojiler için esnek bir alan sağlayacağını söylemek yanlış olmaz. Dropbox Paper Görücüye Çıktı dropbox.com/paper adresi üzerinden kullanmak için sıra alabileceğiniz, Dropbox’un metin düzenleyicisi Dropbox Paper gün yüzüne çıktı. Geçtiğimiz ay Office 2016 nın bulut özelliklerinde kullanıcıların beraber aynı dokümanı kullanabilme özelliğinden bahsetmiştik. Dropbox Paper bu özelliği de devreye almış. Google Docs ve Office 2016 kadar derinlemesine özellikler barındırıyor olmasa da Dropbox Paper’ın önümüzdeki dönemde güncellemeler ile kendisini geliştireceği söylentiler arasında. Microsoft Lumia 950, 950 XL ve Merakla Beklenen Continuum Amiral Gemi tanıtımlarının yapıldığı dönemde Windows 10 ile mobil pazarında yükselişe geçmeyi planlayan Microsoft yeni modellerini tanıttı. Lumia 950, HD ekran, 6 çekirdekli, Snapdragon 808 işlemcisiyle görücüye çıktı. Kablosuz şarj, 4K Video çekme özelliğine sahip 20 Megapiksel arka kamera, HD çekim imkanı sağlayan 5 Megapiksellik geniş açılı ön kamera, yükseltilebilir hafıza ve ince zarif bir yapıya sahip. 950 XL ise diğer modele göre 8 çekirdekli Snapdragon 810’a, daha büyük bataryaya ve 5.7 inç ile 950’ ye göre 0.5 inç daha büyük ekrana sahip bir model. Nokia’nın yazılımla ilgili paradigma hatası, neredeyse tüm pazarı kaybetmesine neden olmuştu. Microsoft bu hatadan ders almış olacak ki tanıtımı, merakla beklenen Continuum ürünüyle süsledi. Windows 10 ile tüm cihazlarda tek işletim sistemi kullanılacağının duyurulmasından sonra bu alanda Microsoft’un ne tip ürünler geliştireceği merak ediliyordu. Bunlardan ilkini de bu tanıtımda takipçilerle buluştu. Continuum, Windows 10 mobil cihazınızı PC gibi kullanmanızı sağlıyor. Ekranınızı bağlanmak hatta Bluetooth vasıtasıyla klavye ve fareyi bile kontrol etmeniz mümkün hale geliyor. Uygulama MIT Yüksek Lisans’ ta Online Eğitime Ağırlık Verecek Online eğitimde edX ve MITx üzerinden verdikleri eğitimler ile bu alanda öncü olan MIT. “Tedarikçi Yönetimi” eğitim programıyla öğrencilerin MIT’de yüksek lisans yapmasını sağlayacak. İlk olarak tek bir program üzerinden denenecek sistem şu şekilde işliyor: 1. EdX üzerinden ilgili ücretsiz online dersleri tamamlamak 2. Dönem sonu ücretli sınavın verilmesi 3. Sınavı geçen öğrencilere verilen MicroMaster sıfatının alınması Bu öğrenciler sadece bir dönem kampüste geçirerek yüksek lisansı bitirmiş oluyor. MIT’nin online eğitime ağırlık vermesi, hem dış nakit akışı hem az kaynak kullanımı hem de online eğitim sektöründe yöntem geliştirerek yenilik getirmesi markasını sağlamlaştırmasına katkı sağlayacak. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 55 TEKNOLOJİ DÜNYASI Facebook, Görme Engelli Kullanıcılar İçin Yazılım Geliştiriyor Facebook, Görme Engelli kullanıcılar için fotoğrafların içerisinde ne olduğunu anlatan bir yazılımı Google’dan sonra olsa da gündemine aldı. Bu bağlamda yıl sonuna kadar mobilde yayına alınması planlanan yazılım ile resmin içerisindeki nesneler algılanabilecek ve açıklama kısmında yer alacak. Yüz tanıma özelliğini geçtiğimiz yıllarda hayata geçiren Facebook bu yenilik üzerine önümüzdeki süreçte geliştirmeler de yapacaktır. Dijital Oyuncak Kumbara Bankacılık sektörü adına oyunsallaştırma kavramının kullanılarak çocuklara yönelik yapılmış bir projeden bahsedeceğim. ASB Bank (Yeni Zelanda), Clever Kash adını verdiği bir ürünü müşterilerine tanıttı. ASB Bank, çocuklara verilen harçlıkları zekice ve sevimli bir metotla bankaya çekiyor. Böylece, müşterilere dijital bir kumbara veriliyor. Kumbara ebeveynin bankada çocuğu için açtığı hesap ile entegre durumda. Çocuğun yanında bozuk para yerine, mobil uygulama üzerinden bozuk paraları seçerek ilgili hesaba güzel bir ara yüz ile gönderiliyor. Gerçek zamanlı kumbara da bunu ekranına yansıtıyor. Malezya ve Avustralya’da çocukların paralarını yönetme konusunda bilinçlenmesini sağlayan birçok proje okudum. Ancak, bu uygulama olaya farklı bir renk katmış. Fenerbahçe Arama Motoru Piyasasını Etkiledi Fenerbahçe’nin Yandex işbirliği çok konuşulmuş ve taraftarlar Yandex kullanmaya çağrılmıştı. Bu ay itibariyle Yandex yükselişine devam ediyor. 2012 yıllarında arama motoru pazarında Türkiye’de %98 – 99 bandında bulunan Google, ilk defa geçtiğimiz ay payını yüzde 90’ın altına düşürdü. Yandex ise reklam çalışmaları ile yükseldiği pazarda, Fenerbahçe anlaşması sonrası yüzde 3 civarı olan Pazar payını yüzde 8’e çıkardı. Ciddi bir kayıp gibi gözükmese de Yandex’in bu atılımı firmanın marka değerini de arttırmış bulunuyor. Ranking Tr üzerinden aldığımız veriler resimdeki gibidir. 56 Ekoreel ∆ Kasım 2015 Sürücüsüz Araçlar Testlerde Yarışıyor Otomotiv sektörüne ve teknoloji dünyasına heyecan getiren sürücüsüz otomotiv konusunda her ay yeni haberler geliyor. Bu ayki haberleri birer cümle ile özetlemek gerekirse: 1 Toyota, ilk defa sürücüsüz araç testine başladı. 2.Robot Taxi, Japonya’da sürücüsüz taksi girişimi olarak piyasaya girdi. 2016 yılı başında test sürüşleri başlayacak. 3.Mercedes, Tır modellerinde sürücüsüz testlere, Almanya’da otobanda başladı. 4.Elon Musk (Tesla CEO), 2 yıl içinde tek şarjla 1000 km yapılacak teknoloji üzerine çalıştıklarını ifade etti. 5.Tesla, sürücüsüz oto yazılımı için güncelleme yayınladı. SKYPE Sesli Anlık Çeviri Özelliğini Devreye Alıyor Ekoreel Mobil’de Skype, görüntülü konuşma konusunda inovatif yaklaşımıyla pazarı elinden çıkarmak istemiyor. Skype’ın kurumsal olarak da kullanılmaya başlaması sonrası. Sesli Anlık Çeviri özelliği masaüstü uygulamalarına geldi. Bu sayede, anlık çeviri hizmetini alarak karşınızda bulunan dilini bilmediğiniz kişi ile rahat iletişime geçebileceksiniz. Özellikle webiner alanında yaşanan gelişmeler böyle bir ihtiyacı doğurmuştu. Skype’ın bu özelliğinin bir çok webinere sponsorluk alanında yansıyacağını düşünüyorum. Ekoreel’ e katıldığım Ekim ayı itibariyle derginin dijital ortamlarda yer alması için çalışmalara başladım. Bu ay Ekoreel Google Play Store’ da ki yerini aldı. Önümüzdeki ay AppStore’ dan da erişebileceğiniz uygulamamızda. Geçmiş sayılara ulaşabiliyor, Sosyal Medyadan bizi takip edebiliyorsunuz. Ekoreel adına yapılan gelişmelerden sizleri haberdar edebilmemiz için uygulamamızı indirebilirsiniz. TROY Devreye Giriyor BKM Türkiye’nin Ödeme Yöntemi olarak lanse ettiği Troy’u tanıttı. TROY’un ismi, Türkiye,Ödeme, Y ö n t e m i , kelimelerinden elde edilen harfler ile oluşturulmuş. 1 Nisan 2016’da kullanıma açılması planlanan Troy ile 2016 yılında TROY logolu bankakredi kartları görülmeye başlanacak. FAS 2020’ DE Enerji İhtiyacının %50’ sini Yenilebilir Enerjiden Elde Edecek 2010 Yılında Fas’ ın yatırım için çağrı yaptığı mega proje hayata geçiyor. Fas mega solar projesiyle enerjisinin yüzde 50’ ye yakınını yenilenebilir enerji ile elde edecek. Fas’ ın çevre bakanı Hakima el-Haite, Fas’ ın petrol üretmediğini ve enerjide dışa bağımlı olduğunu ifade ettiği röportaj’ da 2050 yılında enerji ihraç eden bir Fas olmak için projelerin artacağını ifade etti. Coğrafi olarak Fas’ ın çöl topraklarına sahip ve güneş açısından avantajlı olması bu projeyi başarıya ulaştırma noktasında ileri bir seviyeye taşıyacaktır. Kasım 2015 ∆ Ekoreel 57 BULMACA Gelirin kâr za rar ortaklığına göre bölüşüldüğü bankacılık ---------------Bir nota Bir nota ---------------KuveytTürk BankAsya bankalarının Finansal sistemi Kötü, fena TR’nin ilk ve tek faizsiz ekonomi dergisi İliştirilmiş, eklenmiş -------------Yabancı Çift katlı büyük dalyan ağı ---------------- Yaratıcı Türk Ekonomi Bankası ---------------Yumuşak ve yağlı toprak çeşidi ------------- (Banka) Görüş birliğine varmak ---------------Bir silah markası ABD Haber Ajansı Ekol ortası ---------------Albaraka Türk Genel Müdürü (Resim) Duvar şamdanı --------------Kripton’un simgesi Türkiye Katılım Bankaları Birliği ---------------Resim çoğalt ma işi Kasapların kullandığı kesici alet --------------....tarihinde Oldukça eski bir zamanda Abone olma Durumu --------------Üretim faktörlerinin kullanılması Bir müzik aleti İpekten dokunmuş şeffaf kumaş --------------Lisan Katılım bankalarının kârı adilce dağıtması, adilce Alüminyum simgesi ------------Ön karşıtı Çukur Yer --------------Tantal’ın simgesi Sofa ---------------Kardeş eşlerinden her birinin öteki ne göre adı Türk Lirası (kısaca) Tutanak ---------------- Termik’in ortası Bulut Yağlarda gliserin ile birlikte bulunan sıvı madde Servigillerden bir ağaç --------------Hafıza kaybı bellek yitimi Sayın (Eskiden) Bir şeyin hemen sonrası ---------------Tasvip etme Küçük doğan FAHRETTİN YAHŞİ ‘nin Cennet’in orta harfleri ---------------Alfabemizin son harfinin adı RESMİ İşlenen bir suçun karşılığı --------------Bir soru eki Deniz yosunu --------------Oldukça az İpek Müşterilerine İlham verici, kâr payı veİtici güç ren T.Finans ---------------ve B.Asya İlgilendiren, gibi finans ilişkin kurumları (Ekonomi) Bir şeye para ile sahip olma (Ekonomi) Kazançlı --------------İlkel deniz taşıtı Et, köfte gibi yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç --------------Türkü, şarkı Karbon’un simgesi (…Ortaklığı Yatırımı) Müşterinin kâr-zarara katılım şeklinde yatırımı Bağırsak Kazakistan Başkenti ---------------……Güreşi aba giyilerek yapılan güreş Ulaştırma --------------Cennet onların ayakları altındadır Lantan’ın simgesi --------------Söyleniş biçimi, vurgusu Türk Ticaret Kanunu (kısaca) --------------Birine duyulan sessiz kırgınlık Helal’in ünsüz harfleri --------------Alamet, belirti Ekonomik ve toplumsal alanda ki iletişim sistemi, informatik Evren pulu Hazırlayan: Ahmet DÖNMEZ 58 Ekoreel ∆ Kasım 2015