TÜİK`ten 7` Den 77` Ye İstatistik

Transkript

TÜİK`ten 7` Den 77` Ye İstatistik
Kasım 2015 | Yıl: 01 | Sayı: 7 | Fiyatı 5 TL
Sermaye Piyasa Kurulu’ndan Türkiye
Finansal Okuryazarlık Araştırması …
TÜİK’ten 7’ Den 77’ Ye İstatistik …
Soner Canko BKM Genel
Müdürü ile Röportaj
"Kredi ve Banka kartlarının
sağ alt köşesinde yer alan
ve ödeme markasını taşıyan
bölümde artık bir Türk
markası yer alacak. Türkiye'nin
ödeme yöntemi "TROY"
TÜMEXPO, ALLINTECH ve Helal
Expo Fuarları Yapıldı
TÜMEXPO Fuarı Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın Katılımıyla
Gerçekleşti.
TÜİK Teşekkür Plaketi Ekoreel’e
TÜİK’in kurumsal tanıtımına
katkılarından dolayı Ekoreel Genel Yayın
Yönetmeni Ufuk Altınbaş’a teşekkür
plaketi verildi..
Sakarya’da Uluslararasi İslam
Ekonomisi Ve Finansi Kongresi
“Uluslararası İslam Ekonomisi
ve Finansı Kongresi” Sakarya
Üniversitesi’nde yapıldı.
Uluslararası İslam Ticaret
Hukuku Kongresi
II. Uluslararası İslam Ticaret
Hukuku Kongresi'ne Maliye
Bakanı Mehmet ŞİMŞEK katıldı
Hayat dediğimiz bu şey,
değişik bir maddeden mi
yapılmış, yoksa sadece
manadan mı ibaret? Sır küpü...
Kırılmaz ve kurşungeçirmez
buzlu camdan yapılmış sanki.
Anlayabilsem iyi olacaktı.
Daha dikkatli bakıyorum...
Yakından, iyice yakından...
Nafile!
/FEREC
Yıl 1 Sayı 6
Ekim 2016
Ufuk Altınbaş
İmtiyaz Sahibi ve
[email protected]
Genel Yayın Yönetmeni
Ufuk ALTINBAŞ
Danışma Kurulu
Doç. Dr. İshak Emin AKTEPE
Aydın YABANLI
Fatma SELÇUK
Editör
Yunus Emre ASLANBAŞ
Haber Merkezi
Volkan ÖZEFE
Kurumsal İlişkiler Direktörü
Önder GÜZELARSLAN
Reklam Pazarlama ve Satış
Müdürü
Kadir BABA
[email protected]
Tasarım
İsmail KAPLANGÜL
Basım Yeri
Özlem Matbaacılık ve
Reklamcılık Ltd. Şti.
Litros yolu 2.Matbaacılar Sitesi
No: 2BB4 Topkapı / İstanbul
Telefon : 0212 501 66 00 (pbx)
İdari İşler Sorumlusu
Muzaffer Altınbaş
Adres
Atatürk Mahallesi
Alemdağ Caddesi
No: 21/3 Ümraniye İstanbul
Tel: 0216 474 04 81
Faks: 0216 474 04 88
[email protected]
www.Ekoreel.com
www.facebook.com/Ekoreel
https://twitter.com/Ekoreel
GERİLEN OKUN YAYINDAN FIRLAMA ZAMANI
Belli bir süredir ülkemizde iki seçim ve belirsiz zamanlar yaşandı. Bu yaşanan günlerin
doğal sonucu olarak ekonomi ve ticaret hayatı olumsuz anlamda etkilendi. Tabiri
yerindeyse ok yayında hep gerildi durdu. Gerilen ok zaman zaman gerginliklere ve
çatışma ortamının oluşmasına istemeden sebep oldu.
1 Kasım'da yapılan seçimlerle artık belirsizlikler bitti, koalisyon olacak mı olmayacak
mı diye bir düşünce ortadan kalktı. Kimin iktidar olduğu net bir şekilde belli oldu. Artık
gerilen okun gerilme zamanının bittiğini ve fırlatılma zamanının geldiğini gösteren açık
ve net işaretler ortaya çıktı.
Bundan sonra yapılacak en önemli iş, gerilen bu oku tam hedefe doğrultarak fırlatmak
olacaktır.
Hedef ise ekonominin güçlendirilmesi, faizsiz ekonomi alanında yapılan işlerin hızla
devam etmesi, eğitim, tarım ve sanayi alanlarında reform sayılacak atılımların devam
ettirilmesi olmalıdır.
Özel sektör ve kamunun artık seçim bahanesi kalmamıştır. Uzun zamandan beri bir
çok proje, teklif ve ticarete seçimlerden sonra diye yaklaşan kişi ve kurumların artık
ellerini taşın altına koyması gerekiyor. Hiçbir ayrım gözetmeden adil, ahlaklı ve
değerlerimize sahip çıkarak herkes kendi alanında çok çalışmalı ve kaybedilen zamanı
tekrar kazanmalıdır.
Bu anlamda yakalanan fırsatı iyi değerlendirmeli İslami finans ve katılım bankacılığı
alanında gelişme ve çalışmalara son sürat devam edilmelidir.
1 Kasım seçim sonuçlarının ülkemize, İslam Alemine ve tüm insanlığa hayırlı olmasını
ve güzel işlerin yapılmasına vesile olmasını diliyorum.
İslami Finans Kongreleri
Ekim ayı içersinde Konya Ticaret Odası ve Necmettin Erbakan Üniversitesi'nin
düzenlediği ve Sakarya Üniversitesi'nin organize ettiği 3 gün süren farklı kongreler
yapıldı. Öncelikle bu programlarda emeği geçen herkesi tebrik etmek istiyorum. Bu
programlara yüzlerce ilim adamı, alim ve üst düzey bürokrat iştirak ettiler. Çok değerli
ve günümüzün ihtiyacı olan konular masaya yatırıldı ve birbirinden değerli çalışmalar
yapıldı.
Program içeriği olarak her şey çok güzeldi, ancak tek eksik vardı bu programları uygun
bir üslupla halka anlatmak. İslami finansın en büyük problemlerinin başında geleni halkın
bu konuya çok uzak olmasıdır. Bunun önüne geçmek içinde yapılan her programın PR
faaliyetine çok önem vermek ve kamuoyuna onların anlayacağı bir üslupla programın
mesajını ve içeriğini aktarmak olmalı. Ne yazık ki bu programlarda bunu eksik gördüm.
Basın bültenleri bile oluşturulmamış programlar basının genelinde gerektiği yeri almadı.
Bundan sonraki programlarda PR ajanslarıyla çalışmayı, profesyonel iletişimcilerden
destek almayı ve yapılan işin içeriği kadar tanıtımının da önemli olduğunu bilerek
programları hazırlamayı şiddetle tavsiye ediyorum.
Genel Yayın Yönetmeni
İÇİNDEKİLER
14
06
SIEMENS TÜRKIYE’YE
DEMİRYOLUNDAN GİRİYOR
08
TUİK MAKALE GELECEK
09
MAKALE
HÜSEYİN TUNÇ
10
RÖPORTAJ
SONER CANKO
BKM GENEL MÜDÜRÜ
4
Ekoreel ∆ Kasım 2015
MAKALE
PROF.DR. HAYRETTİN
KARAMAN
16
BDDK İSTANBUL'A GELİYOR
17
ASKER VE POLİS "BOR"
DÖNEMİ BAŞLIYOR!
19
DOLANDIRICILAR "TÜRK
BANKALAR BİRLİĞİ" İSMİNİ
KULLANDI!
23
KAPASİTE KULLANIM
ORANI'NDAKİ SON
DURUM
24
TÜRK BAYRAĞI’NI
GÖNDERE ÇEKTİ MUSİAD
BURS VERDİ
25
MUSİAD’TAN GELECEĞE
SAHİP ÇIKMA AÇIKLAMASI
27
SAKARYA’DA
ULUSLARARASI İSLAM
EKONOMİSİ VE FİNANSI
KONGRESİ
29
THY SAĞLIK TURİZMİNDE
UÇUYOR
30
TOBB’DAN “ARAZİ
BOZULMALARI” UYARISI
31
7'DEN 77'YE İSTATİSTİK
33
TÜRKİYE’NİN İLK GSM
OPERATÖRÜ
TURKCELL, 20. YAŞINI
DOLDURDU.
35
MAKALE
İSHAK EMİN AKTEPE
36
LOJİSTİK PAZARI MEGA
PROJELERLE BÜYÜYECEK
38
MAKALE
ABDULLAH BOZGEYİK
39
TERÖRE HAYIR
KARDEŞLİĞE EVET
41
KATMA DEĞERLİ
ÜRETIM YAPMAK
MECBURİYETİNDEYİZ
42
44
FİNANSAL ŞEFFAFLIKTA
BİRİNCİ OLAN BANKA
MAKALE
FİKRET AKDEMİR
48
TÜMSİAD TÜMEXPO
FUARI 22-25 EKİM
TARİHLERİ ARASINDA
GERÇEKLEŞTİRİLDİ
50
II. ULUSLARARASI
İSLAM TİCARET HUKUKU
KONGRESİ KONYA'DA
YAPILDI
53
MAKALE
Özgüven Saymaz
54
TEKNOLOJİ DÜNYASI
MAKALE
BAHADIR KAYA
55
SAMSUNG BÜKÜLEBİLİR
PİLLERİ TANITTI
56
FENERBAHÇE ARAMA
MOTORU PIYASASINI
ETKİLEDİ
56
SÜRÜCÜSÜZ ARAÇLAR
TESTLERDE YARIŞIYOR
58
BULMACA
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
5
KISA HABERLER
SIEMENS TÜRKİYE’YE DEMİRYOLUNDAN GİRİYOR
Alman devlerinden olan Siemens’ten radikal karar!
Siemens, Türkiye’de tramvay üretme kararı aldı.
30 milyon euroyu bulacak olan yatırım, Gebze
taraflarına kurulacak.
Siemens, tramvay üretimi için yaklaşık 30 milyon euro
yatırımla Kocaeli Gebze’de yeni bir montaj fabrikası
kuracak.
Şirket tarafından verilen bilgiye göre, fabrikada üretimin
2018’de başlaması planlanıyor.
SABRİ ÜLKER
ÇEVRE ÖDÜLÜ
MERKEZ BANKASI BAŞKANI
BAŞÇI’DAN ENFLASYON
TAHMİNİ
Yıldız Holding’in kurucusu olan, merhum
Sabri Ülker’in anısına ve onun çevreye
karşı hassasiyetinin devam ettirilmesi için
oluşturulan Sabri Ülker Çevre Ödülü için
başvurular başladı.
Merkez Bankası Başkanı Mehmet Başçı, yıl sonu
enflasyon öngörüsünü açıkladı.
Konusu ‘Çevre ve İnsan’ olarak belirlenen ödül için
başvurular 11 Aralık 2015 tarihine kadar devam
edecek. Seçici Kurul ve Jüri tarafından seçilecek bir
projenin sahibi 100 bin liralık ödül kazanacak. Yıldız
Holding’ten yapılan açıklamada “Ödül platformuna
başvuran projelerde, ülkemiz insanının yaşam kalitesini
ve doğal yaşam kaynaklarının verimini yükseltmeye
katkıda bulunuyor olması özelliği aranıyor” denildi.
6
Ekoreel ∆ Kasım 2015
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, “Enflasyonun
yüzde 70 olasılıkla 2015 sonunda yüzde 7,4 ile yüzde
8,4 aralığında orta noktası yüzde 7,9, 2016 sonunda ise
yüzde 5 ile yüzde 8 aralığında orta noktası yüzde 6,5
gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz” dedi.
DÜNYA TİCARET MERKEZİ “DEV” OLMA YOLUNDA
İstanbul’un en önemli merkezlerinden olan Dünya
Ticaret Merkezi büyüme kararı aldı. Yatırım olarak
500 milyon dolar kullanılacak.
İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM), 500 milyon
dolarlık yatırımla Türkiye’nin ve havzanın en büyük fuar
alanını yapacak. Yüzde 41.47’si İstanbul Ticaret Odası’na
(İTO), yüzde 27.24’ü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne
(TOBB), yüzde 23.89’u İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne
(İBB), geri kalan kısmı da Bakırköy Belediyesi, İstanbul
Ticaret Borsası, İstanbul Sanayi Odası ve İktisadi Kalkınma
Vakfı’na ait olan İDTM, Avrupa’nın en büyük ilk 10 fuar
merkezi arasında olacak dev bir yatırımı hayata geçirmeye
hazırlanıyor.
ARÇELİK KÂRINI %36 ARTTIRDI
Arçelik, 2015 üçüncü çeyrek kârını açıkladı.
Kamuyu Aydınlatma Platformu’ndan (KAP) yapılan
açıklamaya göre; şirketin üçüncü çeyrek net karı yüzde 36
civarı artışla 212.4 milyon lira oldu. Üçüncü çeyrek gelirleri
de yüzde 20 artışla 3 milyar 88 milyon lira olarak gerçekleşti.
2015 KÜLTÜR VE SANAT
BÜYÜK ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU
Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, Bakanlık bürokratları
ve Dışişleri Bakanlığı temsilcisi ile akademisyenlerden oluşan
değerlendirme kurulunca belirlenen Kültür ve Sanat Büyük
Ödülleri’nin sahipleri bu yıl Türk Halk Müziği yorumcusu ve
halkbilimci Mehmet Özbek, sinema sanatçısı Serdar Gökhan
ile sanat tarihçisi ve akademisyen Prof. Dr. Hakkı Acun oldu.
Komisyon tarafından Ötüken Neşriyat kültür sanat alanındaki eğitsel
çalışmalarıyla büyük ödüle layık görüldü.
ÖTÜKEN NEŞRİYAT A.Ş.
Ötüken Neşriyat A.Ş., 1964 yılında İstanbul/Şehzadebaşı’nda kuruldu ve
yayın hayatına Necip Fazıl Kısakürek’in Reis Bey isimli tiyatro eserini
neşrederek başladı. Ötüken Neşriyat A.Ş.’nin yayınlarındaki temel gayesi
Türk tarihine, Türk kültürüne, Türk edebî birikimlerine, Türk milletinin
yaşayış ve dünya görüşünü ileriye taşıyacak türden her çeşit ilim, fikir ve
sanat eserlerine rağbeti artırmak, bu konuları ve bu konularda yazılmış
eserleri tanıtmak, geliştirmektir.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
7
8
Ekoreel ∆ Kasım 2015
MAKALE
Hüseyin TUNÇ Albaraka Türk Kredi Yönetim Müdürü
RENKLER VE KATILIM BANKACILIĞI
Bu dünyada bir şeyler öğrenir ve öğrendiklerimizle düşünür ya
da hayal kurarız. Araştırmacılar der ki: “Renkleri gözlerimizle
öğrenip, kelimelerle pekiştirerek zihnimizde var ederiz.” Bu
yüzden, kelime haznesi zengin olan milletlerin dünyayı daha
renkli gördüğü iddia edilir. Zira gözler, öğrenmedikleri ve
zihinde kelime karşılığı olmayan renkleri görememektedir.
Oysa gözlerimizin bu dünyayı gerçek anlamda algılayabilmesi
bütün renkleri tanımasına bağlıdır. Renkleri görüp ayrıştırama
imkânı bulamayan gözler maalesef cahil kalıyor, renklere karşı
ne kadar duyarlı olacağımız ise yaşadığımız çevreye bağlı olarak
gelişiyormuş. Neyse ki biz Türkler renkli bir milletiz ve hatta her
bir rengin çok farklı tonlarını da bilir ve sahipleniriz.
Herhalde renklerde olduğu gibi, belli bir alana sıkışmış şekilde
yaşayan toplumların kurumsal repertuarları da dar kalmakta
ve nesilden nesile geçerken farklılıkları korumakta oldukça
zorlanmaktadırlar. Belli bir tarza iyice alışmış ve kapılmış olan
insanlar sadece ana renklerde uzmanlaşan dili fakir toplumlar gibi
diğer renkleri, sistemleri, farklı uygulamaları görememektedirler.
Yapılan araştırmalara göre birçok coğrafyayı gezen ve farklı
kültürlere şahitlik eden milletler ya da kişiler neredeyse bütün
renkleri ayırt etmekte başarılı oluyormuş. Ve konumuz için asıl
önemli tespit şudur: Renkleri görebilmemizi belirleyen asıl etken,
konuştuğumuz dildir. Eğer dilimizin sözcük yelpazesinde renkler
için yeterli sayıda tanımlama yoksa ilginçtir gözlerimiz o renkleri
unutuyormuş.
Katılım bankaları için farklı kişilerin, hatta aynı kişinin farklı
zamanlarda farklı şeyler söylemesi, dil bilgisi mantığı gelişmemiş
bir çocuğun renkler konusundaki kararsızlığı gibidir. Bu
yüzdendir ki, İslam ahlâkının ve kültürünün kapitalist uygulama
ve davranışlarla örtüldüğü bir toplumda faizsiz sistemin farklı ve
canlı rengini ayırt etmek de, onu koruyabilmek de kolay değildir.
Diğer bütün renklerin ve değerlerin unutulduğu ve sadece
rakamların konuşulduğu bir iktisadi sistemde, “kar payı da faiz
gibidir” diyenlere boşuna sinirleniriz. Zihninde faizli bankadan
başka finansal renk tecrübesi oluşmamış ve farklı bir kelime
karşılığı teşkil etmemiş bir kişiden, yavruağzı rengini, kemik
rengini, gece mavisini, ceviz yeşilini, kavuniçi rengini tanımasını
ve telaffuz etmesini beklemek hayaldir. Mesela Himbalar da
mavi rengi görmezlermiş. Himbalar mavi renk tonlarına karşılık
gelebilecek bir kelime dağarcıkları olmadığı için, bir resimde pek
aşikâr görünen açık mavi kutucuğu fark edemez, hepsini yeşil
olarak görürlermiş.
Katılım bankacılığı aslında kendine özgü bir dili ve çok sayıda
finansal enstrümanı olan farklı, zengin ve renkli bir sistemdir.
Ancak yüzlerce yıldır sadece ve sadece faiz esasına dayalı klasik
bankacılık rengini gören toplum, doğal olarak tecrübe etmediği
faizsiz bankacılık rengini görmekte başarılı olamıyor. Bu durum
katılım bankaları ile ilgili yasal düzenlemelere de yansıyor.
Katılım bankacılığı ile ilgili düzenlemeleri klasik bankacılığı
düzenleyen yasanın içine şöyle bir serpiştiren kanun koyucu, ayrı
bir kanun yapmaya gerek görmemiştir. Hatta klasik bankacılık
kanunu içinde gri rengin yanında mavi rengi de koyarken bile, “bu
kanun uygulamasında mavi renk de gri sayılır” deyip çıkmıştır.
5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun tanımlar ve kısaltmalar
başlıklı 4 üncü maddesinde şöyle denilmektedir:
“Katılım bankası: Bu Kanuna göre özel cari ve katılma hesapları
yoluyla fon toplamak ve kredi kullandırmak esas olmak üzere
faaliyet gösteren kuruluşlar ile yurt dışında kurulu bu nitelikteki
kuruluşların Türkiye’deki şubelerini…”
Görüldüğü üzere yasa maddesi, konuyu “fon toplamak” diye
başlayıp “kredi kullandırmak” diye bağlamıştır. Kanun’un krediyi
tarif eden 48 inci maddesinin son cümleleri ise şöyledir:
“Katılım bankalarının taşınır ve taşınmaz mal ve hizmet
bedellerinin ödenmesi suretiyle veya kâr ve zarar ortaklığı
yatırımları, taşınmaz, ekipman veya emtia temini veya finansal
kiralama, mal karşılığı vesaikin finansmanı, ortak yatırımlar
veya benzer yöntemlerle sağladıkları finansmanlar da bu Kanun
uygulamasında kredi sayılır.”
Diğer bir deyişle kanun koyucu, faiz mekanizması ile çalışan
klasik bankacılıktan tamamen farklı bir sistemi, ticaret esasına
dayalı olarak çalışan katılım bankacılığı modelini ayırt etmek
ihtiyacı hissetmemiştir. Ve katılım bankacılığı hemen her açıdan
klasik bankacılığın tabi olduğu denetleme ve düzenlemelere tabi
tutmuştur. Bu durum sadece ülkemize özgü bir durum değildir,
zira bütün dünyada halen hâkim olan sistem faizli sistemdir.
Katılım bankacılığı felsefe, hedef, amaç, şekil, öz, sonuç ve dil
olarak klasik bankacılıktan tamamen ayrı bir renk, ayrı bir dünyadır.
Görülmeyi ve karşılığında farklı kelimelerden müteşekkil bir dil
oluşturmayı hak etmektedir. Mavi de gri gibidir dersek, bir süre
sonra mavi kelimesini gündelik kelime haznemizden çıkarır, fon
toplamaya mevduat, ticari faaliyete kredi, kâr payına faiz demeye
başlarız.
Katılım bankaları için kendi terim ve sistemlerine göre ve ürün
zenginliğini de kapsayacak şekilde ayrı bir kanun çıkarılması,
danışmanlık mekanizmasını da kapsayacak şekilde ayrı bir
denetleme ve düzenleme makamı oluşturması bu sistemin
farklılığını pekiştirmede ve kendi rotasını çizmede son
derece faydalı olacaktır. Camianın da ısrarla kendi kelime ve
kavramlarıyla konuşup düşünmesi, uygulama ve ürünlerini bu
çerçevede geliştirmesi zamanla toplumun tamamın bu farklı rengi
net bir şekilde görülebilmesine olanak sağlayacaktır
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
9
RÖPORTAJ
Soner CANKO
BKM Genel Müdürü
Ülkemiz ödeme sistemleri ve bankacılık konularında
dünyanın en ileri ülkelerinden biridir. Ödeme sistemlerinde
Türkiye’de değişimin lokomotifi olan BKM (Bankalararası
Kart Merkezi) Genel Müdürü Dr. Soner Canko ile BKM,
Türkiye’nin Ödeme Yöntemi (TROY) ve Ödeme Sistemleri
hakkında yaptığımız röportajı Ekoreel okuyucularının
istifadesine sunuyoruz. Keyifle okumanız dileğiyle;
Soner
bey,
Bankalararası
Kart
Merkezini
okuyucularımıza
tanıtabilirmisiniz?
BKM’nin
ülkemiz içerisinde sorumlulukları nelerdir?
BKM, 25 yıl önce ödeme sistemleri içerisinde; nakit
kullanımı gerekmeksizin her türlü ödemeyi veya para
transferini sağlayan veya destekleyen sistem, platform
ve altyapıları oluşturmak, işletmek ve geliştirmek için
Türkiye’deki bankaların biraraya gelmesi ile kuruldu.
Kredi kartı ve banka kartı uygulaması içinde bulunan
bankalar arasında uygulanacak prosedürleri geliştirmek,
standardizasyonu sağlamaya yönelik çalışmalar yaparak
kararlar almak, Türkiye genelinde uygulamalar ile yurt
içi kuralları oluşturmak, bankalar arasındaki takas ve
hesaplaşmayı yürütmek, yurt dışı kuruluş ve komisyonlarla
ilişkiler kurmak ve gerektiğinde üyelerini bu kuruluşlarda
temsil etmek, halen her banka tarafından devam ettirilen
işlemleri daha güvenli, süratli ve daha az maliyetli tek bir
merkezden yürütmek, BKM’nin ana faaliyetleri arasındadır.
Nakitsiz toplum yolunda ödemeleri kolaylaştıran güvenli
çözümler ile Türkiye’ye değer katmak ana misyonumuzdur.
BKM Son 5 yılda kaç yeni ürün piyasaya sundu?
Yeni ürün çıkarma konusunda belli bir ritminiz var
mı?
Türkiyede ödeme sistemleri ve bankacılık 25 yılda çok
hızlı bir ivme ile gelişti ve dünyanın en iyileri arasında
yerini aldı. 25 yılın özellikle son 5 yılı sektörümüz adına
10
Ekoreel ∆ Kasım 2015
önemli adımların atıldığı bir süreç oldu. BKM yeniden
yapılandırılarak sektör adına bu trendleri takip eden, hayata
geçiren bir kuruma dönüştü. Rekabet için beraberlik bakış
açısı ile BKM sektör adına ürün geliştiren bir inovasyon
merkezi haline geldi. Bunun en iyi göstergelerinden biri BKM
Express… Türkiyedeki ilk dijital cüzdan uygulaması BKM
Express ile son kullanıcılar bilgisayar, mobil veya tabletten
alışveriş yapabiliyorlar. Benzin istasyonunda, restoranda ve
perakende mağazada cüzdana ihtiyaç duymadan, mobilden
offline’a ödeme yapabiliyorlar. Taksiye bindikleri zaman
mobil uygulamadan tek tuşla ödeyebiliyorlar. 7/24 kişiden
kişiye para transfer edilebiliyorlar. BKM Express ile tüm
bankaların kartları bir dijital cüzdanda kullanılabiliyor ve
kart bilgisi kullanmadan internetten alışveriş yapılabiliyor.
Kamu ödemeleri kartlarla yapılabiliyor, kartlar tasarruf
için de kullanılabiliyor. SGK ödemeleri, vergi ödemeleri,
bireysel emeklilik primi ödemeleri, fatura ödemeleri, toplu
taşıma ödemeleri hızlı ve kolay bir şekilde yapılabilmektedir
Son olarak ise geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin ilk ulusal
ödeme yöntemi TROY’u duyurduk. Kredi ve banka
kartlarının sağ alt köşesinde yer alan ve ödeme yöntemi
markasını taşıyan bölümde artık bir Türk markası da yer
alacak.
Yeni ürün sunumunda dünyada ödeme sistemleri
alanında hızlı olmak gerekiyor mu? Rekabette yeni
ürünün önemi nedir?
Yeni ürün çıkarma hızı özellikle teknoloji ve bu alandaki
inovasyon ile mümkün oluyor. BKM üstlendiği misyon
gereği tüm bu olanakları dünya trendlerini takip ederek
hatta önüne geçerek bankalarımızın ve dolayısıyla sektörün
hizmetine sunuyor. Böylece sektörün tüm inovasyonuna ve
ürün geliştirme hızına katkı yapıyor. Örneğin Chip&Pin gibi
dünyada güvenlik alanında ilk önemli uygulamalarla, bu
konularda lider ve örnek ülke konumunu koruyoruz
Ükemizde ödeme sistemleri nasıl işliyor? Bu
konuda BKM’nin konumu nedir?
Ödeme sistemleri ve bankacılık konularında dünyanın
en ileri ülkelerinden biriyiz. 1990 yılından 2015 yılına
dek dünyada ve Türkiye’de büyük değişimler yaşandı.
Teknolojinin başını çektiği yaşam şekillerini etkileyen bu
değişimin ana odağında, ödeme sistemleri de önemli bir rol
oynadı. Kartlı ödemelerden, bugün dijital ödemelere giden
yolda, BKM (Bankalararası Kart Merkezi) Türkiye’de
değişimin lokomotifi oldu. Taksitli ödeme, ilk temassız kredi
kartı, Chip&Pin geçişi sadece Türkiye’de değil dünyada da
öncü uygulamalar olarak ortaya çıktı. BKM’nin bu süreçte
bireylerden iş yerlerine, ekonomide yarattığı değer önemli
boyutlara ulaştı. Örneğin nakit yerine kart kullanıldığı için
Türkiye’de yılda 4 milyar TL tasarruf ediliyor. Son 25 yıla
baktığımızda ise yılda bankacılık sektöründe 40 milyar
kartlı işlem gerçekleştirildiğini görüyoruz. Yine bu süre
zarfında yaratılan alışveriş hacmi 1,8 trilyon dolara ulaştı.
Türkiye ekonomisine zaman, verimlilik ve hız gibi çağımız
rekabetinin önemli unsurları açısından önemli değer katıldı.
2015’te kredi kartı sayısı 58 milyon seviyesine ulaştı ve
Türkiye Avrupa’da ikinci sıraya yerleşti.
Bunun için stratejiler banka özelinde, kendi pazarlama
yaklaşımları içinde değer bulabilir ve farklılaşabilir. Biz
burada uluslararası standartlarda Türkiye’deki herkes için
Türkiye’nin Ödeme Yöntemi’ni geliştirdik.
TROY ile ülkemizde neler değişecek?
Temelde, Nakit yerine kartlı ödeme yapılması ile Türkiye
ekonomisine değer katıyoruz. “Nasıl değer katıyoruz”
sorusuna cevap olarak ise pek çok yol ile diyoruz:
Ekonomiyi güçlendirir, iş olanakları yaratır, enflasyonu
düşürür, kayıt dışı ekonomiyi önler, kağıt para yükünden
kurtarır... Bu kazanımları nasıl yaratıyoruz? Kart sayılarının
artışı ve nakitsiz bir topluma ulaşarak yaratıyoruz. Doğal
olarak Türkiye’nin kendi Ödeme Yöntemi’nin olması bu
süreci hızlandıracak, inovasyona katkı yapacak böylece
kart sayılarının artışını, nakitsiz toplumu destekleyecektir.
Tamamen bu platformun Türkiye’den yönetiliyor olması
sonuçta sektör olarak hızımızı artıracak.
Ödeme Sistemleri ve kart teknolojilerinde bizleri
gelecekte neler bekliyor?
10 bin yıl önce insanoğlu ihtiyaçlarını takasla karşılıyordu.
Önce madeni para icat edildi, ardından deri ve sonra
bugünün kağıt paraları... Son 20 yıla baktığımızda ödeme
sistemlerinde çok hızlı bir gelişme görüyoruz; kredi kartları,
banka kartları ve derken dijital ödemeler gündemimize
girmeyi başardı. Dijital/Mobil cüzdan uygulamamız BKM
Express de bu süreçte 2012’de hayata geçirildi. İhtiyaçlar
artıyor, farklılaşıyor; alışveriş kültürü değişiyor. BKM
Express bu anlamda sunulan “zamane” çözümlerinden…
Dünya nakitsiz toplum olma yolunda hızla ilerliyor.
Geleceğin dünyasında ise ödeme süreleri daha da kısa
ve görünmez olarak, bulut tabanlı temassız ödemeler,
beaconlar, giyilebilir teknolojiler ve nesnelerin interneti
olarak şimdiden hayatımıza yerleşmeye başladı.
Türkiye’nin Ödeme Yöntemi (TROY) nedir?
Kartınız ile alışveriş yapmak ya da ATM’den para çekmek
istediğinizde kartınızın sağ alt köşesinde yer alan marka, bu
işlemleri yapmanızı sağlar ve bu markanın arkasında büyük
bir teknolojik altyapı vardır. İşte, kredi ve banka kartlarının
sağ alt köşesinde yer alan ve ödeme yöntemi markasını
taşıyan bölümde artık bir Türk markası da yer alacak.
Teknoloji ve güvenlikte dünya standartlarını yakalamış
Türkiye’ye özel bu platform adını “Türkiye’nin Ödeme
Yöntemi”nden aldı ve Türkiye: tr, Ödeme: o, Yöntemi: y,
harflerinden oluşan kısaltmayla “Troy” oldu.
TROY ile hedef kitleniz ve stratejiniz nedir? Ne
zaman kullanmaya başlayacağız?
Bu platform doğrudan bankalara sunuluyor, bankaların
tüm müşterileri hedef kitlesi içinde. Örneğin bugün size
banka kartı geldiğinde bunu özel talep etmiyorsunuz.
Soner
bey,
son
olarak
değerlendiriyorsunuz?
sektörü
nasıl
Belirttiğim gibi Türkiye bankacılık alanındaki gelişmeler
memnuniyet verici. Bankaların farklı ürünler ve uygulamalar
geliştirerek kartlı ödeme hizmetlerini yaygınlaştırması
kurum olarak bizleri memnun eder. Çünkü bu, zaten
BKM’nin var olma sebebi ve amaçlarından biridir. Biz bu
uygulamalara öncülük ettik, bankalar ya da kurumlar da
kendi uygulamalarını geliştirdi, piyasaya sürdü. Bu sektörel
anlamda önemli bir gelişmedir. BKM olarak buna liderlik
ettiğimiz için ne mutlu bize...
EkoReel Dergisi Haber Servisi
Volkan ÖZEFE
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
11
DÜNYADAN HABERLER
İTALYAN DEVİ FERRARİ BORSAYA HIZLI GİRİŞ YAPTI
Dünyanın en iyi ve en hızlı araba firmalarından olan
Ferrari, New York Menkul Kıymetler Borsası’na
girdi. Hisse ilk seansını yüzde 5.8 artıda kapattı.
Enzo Ferrari tarafından 1929 yılında İtalya’nın Maranello
kasabasında kurulan Ferrari, halka arzla yeni bir döneme
girdi. NYSE’de “RACE” sembolüyle hisse başına 52
dolardan satışa sunulan hisseler, gün içinde 61 dolara kadar
yükseldikten sonra, ilk kapanışını yüzde 5,8 kazançla 55
dolardan yaptı.
1 MİLYAR DOLARA YAKIN GELİR
Hisselerinin yüzde 90’ı geçen yıl birleşen Fiat-Chrysler
Grubu’na ait olan Ferrari’nin halka arzından yaklaşık 890980 milyon dolar arasında gelir sağlanacağı öngörülüyor.
Şirketin yüzde 10’u ise halen Ferrari ailesinin kontrolünde
bulunuyor.
DÜNYANIN EN ZENGİNİ
ARTIK BILL GATES DEĞİL
Uluslararası ekonomiye yön veren Amerikan
ekonomi dergisi Forbes, en zenginler listesini
açıkladı. Yıllardır “en zenginler” listesinde birinci
sırada yer alan Bill Gates, ikinci sırada yer aldı.
Peki Bill Gates’i geçip, birinci sıraya yerleşen iş
adamı kim?
Amerikan ekonomi dergisi Forbes’in yayınladığı ‘en
zenginler’ listesi değişti. Microsoft şirketinin kurucusu Bill
Gates ikinci sıraya düşerken, ilk sırayı İspanyol tekstil devi
İnditex’in patronu Amancio Ortega aldı. Forbes dergisine
göre, 79 yaşındaki İspanyol işadamının varlığı 79 milyar 600
milyon dolar olarak gösterildi. İkinci sırada ise Bill Gates’in
78 milyar 100 milyon dolarlık serveti olduğu kaydedildi.
Ortega’nın ‘dünyanın en zengin adamı’ olarak haberde yer
almasının ardından İnditex’in borsadaki hisselerinin tarihinin
en yüksek seviyesine çıkarak, rekor kırdığı açıklandı.
Halka arz projesinin Fiat Chrysler’ın geleceği için olumlu
bir gelişme olduğunu düşünen pazar analistleri, buradan
sağlanacak finansmanın şirketin sektördeki payını
artıracağını öngörüyor.
Halka arzın Ferrari’nin piyasa değerini yaklaşık 10 milyar
dolara çıkarması bekleniyor.
YOKSULLUK ANALİZİYLE
NOBEL EKONOMİ
ÖDÜLÜ’NÜ KAZANDI
Amerikan Ekonomi Derneği Başkanı, Princeton
Üniversitesi Öğretim Üyesi Angus Deaton’a Nobel
Ekonomi Ödülü verildi.
Amerikan Ekonomi Derneği Başkanı, Princeton Üniversitesi
Öğretim Üyesi Angus Deaton (70), “tüketim, yoksulluk ve
refahla ilgili analizleriyle” ödüle layık görüldüğü belirtildi.
Refahı güçlendiren ve yoksulluğu en aza indiren bir
ekonomik politika oluşturmak için bireysel tüketim
tercihlerinin anlaşılması gerektiğine işaret edilen açıklamada
“Angus Deaton, bireysel tüketim tercihlerinin anlaşılması
için herkesten daha fazla çaba harcamıştır. Deaton’un
bireysel tercihlerle elde edilen sonuçları birbirine bağlayan
araştırması, mikroekonomi, makroekonomi ve kalkınma
ekonomileri alanlarında önemli bir değişime yol açmıştır”
denildi.
EKONOMİ NOBEL ÖDÜLÜ’NÜN DEĞERİ
Deaton, 8 milyon İsveç Kronu (3 milyon TL) tutarındaki
ödülün de sahibi oldu.
12
Ekoreel ∆ Kasım 2015
İNGİLTERE NÜKLEER SANTRAL İÇİN KARARINI VERDİ
İngiltere’deki resmi ziyaretinin ikinci gününde İngiltere
Başbakanı David Cameron ile görüştü. Görüşmenin
ardından İngiltere’nin güneyindeki Somerset bölgesindeki
Hinkley Burnu’nda inşa edilmesi planlanan nükleer santral
projesine ilişkin stratejik bir yatırım anlaşması imzalandı.
Nükleer enerji anlaşmasıyla Çin, Hinkley Burnu’na inşa
edilmesi planlanan ve yaklaşık 18 milyar sterline mal
olması beklenen projeye resmen ortak oldu.
Çin hükümetine ait nükleer enerji şirketi CGN (China
General Nuclear Power Group), anlaşma kapsamında
“Hinkley Point” nükleer santralinde yüzde 33,5 oranında
hisse payı elde etti.
İngiltere’nin güneyinde yer alan Hinkley Point’te
nükleer santral kurulacak. Nükleer Santral için
İngiltere, Çin ile anlaştı. Nükleer santralin maliyeti
6 milyar sterlin.
İngiltere Başbakanı David Cameron, ülkenin güneyindeki
Hinkley Burnu’nda yapılması planlanan yeni nükleer
santrale Çin’in yatırım yapması konusunda anlaşmaya
varıldığını açıkladı.
Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping,
ÇİN’DEN BÜYÜK YATIRIM
CGN, nükleer santral projesine yaklaşık 6 milyar sterlin
seviyesinde yatırım yapacak. Proje çalışmalarını daha
önce mali sebeplerle ertelemek zorunda kalan Fransız
enerji şirketi EDF’nin (Electricite de France) ise toplamda
%66,5 oranında hisse payı bulunacak. Anlaşma kapsamında
EDF toplam hisse payını yüzde 50’nin altına düşürmemek
kaydıyla nükleer santral projesine yeni yatırımcılar
arayabilecek.
VOLKSWAGEN ALMANYA’YA ZARAR VERMEZ
Almanya Şansölyesi Angela Merkel, dünyaca
ünlü araba firması Volkswagen hakkında konuştu.
Volkswagen’in durumunun Alman endüstrisine
zarar vermeyeceğini açıklayan Merkel, bu konunun
hızlıca çözülmesi gerektiğini söyledi.
Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Volkswagen AG’nin
dizel emisyonlarında yaptığı manipülasyonun Alman
endüstrisinin itibarına zarar vermeyeceğine dair güven
duyduğunu ifade etti.
ALMAN ENDÜSTRİSİNE GÜVEN TAM
Merkel, Pazar günü Deutschlandfunk’a verdiği röportajda,
“VW meseleyi hızlı bir şekilde çözmesi gerekiyor. Alman
endüstrisi itibarının, bir iş lokasyonu olarak Almanya’ya
olan güvenin çok sarsılmadığına inanıyorum. Bu durum
Almanya’yı iyi bir iş lokasyonu olarak görmeye devam
etmeyeceğimiz anlamına gelmez” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz ay otomobil üreticisi Volkswagen’in emisyon
testlerinde hile yapmak amacıyla milyonlarca dizel araca
yazılım yüklediği ortaya çıktı. Merkel, Eylül ayındaki
ifşaatlardan bu yana çoğunlukla sessiz kalmayı tercih etti.
Merkel, “Bu olumlu olmayan bir dönüm noktası. VW’nin
hızlı bir şekilde gerekli şeffaflığı sağlaması ve problemleri
çözmesini umuyorum” diye konuştu.
ŞOFÖRSÜZ OTOBÜS DÖNEMİ
Yunanistan’da şoförsüz otobüs dönemi başlıyor.
Şoför olmadan giden otobüsü Japon bilim adamları
yaptı, AB destekledi.
City Mobil 2 ismiyle piyasaya sürülecek olan proje, AB
desteğiyle hazırlandı ve Japon bilim insanları tarafından
bizzat denendi. Henüz pilot aşamada olan şehir otobüsleri
yalnız şoförleri değil toplu taşıma alışkanlıklarımızı da
değiştirecek. Otobüsü deneyen Despoina Samara, iki
oğlunun bisiklet yerine otobüsü denemek istediklerini
söyleyerek “Araç tamamen sessiz. Sizi bir başka otobüsün
geldiğine dair zil uyarıyor. Otobüs oldukça hızlı ilerliyor
daha yavaş gideceğini düşünüyordum. Çocuklarım bu rahat
sürüşten oldukça etkilendiler.” dedi.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
13
MAKALE
Prof.Dr. Hayrettin Karaman
İslâm Ekonomi Düzeni Hakkında (2)
Mevdûdî’den H. Karaman
Gerçek problem:
İslâm esaslarına göre önceki yazıda sıralanan meselelerin
çözümünü nasıl arayacağız noktasına gelince dünyanın ve
bizim karşımızda duran problemi bir kere daha kavramamız
gerekecektir. Bu da kısaca şöyle ifade edilebilir:
Mutlak hürriyet esasına dayanan ekonomiyi alsak ki buna
göre herkes kayıtsız, şartsız ve itirazsız olarak dilediği üretim
vâsıtası ve servet kaynağını ele geçirmek, yarış ve rekâbet
dışında hiçbir sınıra tâbî olmadan dilediği ölçüde şahsî
menfâati için çalışmak hakkına sahiptir; işte bu ekonomik
düzeni alırsak bizdeki feodalite düzeninin bakiyesi ile
beraber kapitalizmin de bütün kötülükleri hayat sâhasında
kendini gösterir.
Ferdî ve özel mülkiyeti ortadan kaldırır ve onun üzerinde, tam
bir toplumcu düzen çerçevesinde tasarruf edersek, şüphesiz
zikredilen kötülükleri büyük çapta önleyip telâfî edebiliriz;
ancak gerçek şudur ki bu köklü değişiklik, sınırsız ölçüde
cana ve mala kıymadan, ahlâk ve dine açıkça cephe almadan
gerçekleşemez; nitekim Rus komünist ihtilâlinde bunun
böyle olduğu görülmüştür. Ayrıca -olmaz ya- bu değişikliğin,
bazı sosyalistlerin dediği gibi barışçı demokrasi yoluyla
gerçekleştiğini kabul etsek dahi, sosyal mülkiyet sistemi
şüphesiz olarak ferdlerin şahsî hürriyetlerini sona erdirecektir.
Şu halde demokratik yollarla sosyalizmi kurmak, bizzat
demokrasi ile demokrasinin hakkından gelmek demektir;
çünkü demokrasinin var olması ve yürümesi toplum içinde,
iş ve mesleklerinde hür ferdlerin teşkil ettiği bir ekseriyete
bağlıdır. Halbuki sosyalizm, tam bunun aksine hür meslek
ve işleri ortadan kaldırmaktadır; bu düzende ekonominin her
kesimi, toplumun idaresi altında yürütülmekte ve işçileri de
devlet memuru haline gelmektedir ki bunların ne ölçüde iş
ve fikir hürriyetine sahip olduklarını bilmeyenimiz yoktur.
Ekonomik hayatta bu tatbikat ne kadar genişlerse; düşünce,
söz, toplanma, konuşma, yazma, çalışma ve yaşama hürriyeti
de o ölçüde daralmaktadır. Sosyalist idare, ülke ekonomisine
tam olarak hâkim olunca, ülkenin bütün vatandaşları
hükümetin memurları haline gelmektedir. Yine bu sistemin
tabiî bir neticesi olarak bir kere ülkenin idaresini ele geçiren
14
Ekoreel ∆ Kasım 2015
ve halkın başına geçeni, bir daha mevkiinde uzaklaştırmak ve
vazifesinden azletmek mümkün olmamaktadır.
Ferdî ve özel mülkiyeti kaldırmak yerine, üzerine devlet
otoritesini koysak, nazi ve faşistlerin yaptığı gibi bütün
ekonomik faaliyetleri merkezî bir plân içinde yürütsek
şüphesiz bu da kapitalizmin birçok kötü neticelerine çare
olur; fakat ferdî hürriyet o kadar nazik bir şeydir ki, bu
kadarlık bir sosyal plânlama ve müdahale dahi ona zarar
verir, onu bizden uzaklaştırır.
Kapitalist sistemi olduğu gibi bırakarak Amerikalıların ve
İngilizlerin kendi ülkelerinde yaptıkları gibi bazı düzeltmeler,
reformlar yapsak bu yol demokrasiye dokunmaz ve ferdî
hürriyet de kurtulur; ancak kapitalizmi dünyanın büyük belâsı
ve lâneti haline getiren gerçek ve tehlikeli kötülüklerinden
hiçbiri bu tedbirlerle ortadan kalkmaz.
İnsanlık iki belânın arasında kalmış gibidir; bir tarafında kuyu
varsa diğer tarafında da uçurum vardır; yürümek ve ilerlemek
istediği takdirde ikisinden birine düşmek durumundadır.
Zavallı insanlık toplumun kurtulması yolunu tutsa ferdlerinin
şahsî hürriyetlerini kaybediyor, ferdlerin şahsî hürriyetlerini
kurtarmak için çalışsa, toplum hayatı tehlikeye giriyor; hâsılı
bugüne kadar arzu edilen hayat düzenini bulamadı; öyle
bir hayat düzeni ki: Bir yanda bütün fayda ve bereketiyle
hedefine doğru yürüyüp ilerleyen sanayi inkılâbı, öte yanda
ferdî hürriyet ve sosyal kurtuluş olsun; bu ikisi tam bir itidal
ve denge içinde yanyana yürüsünler! İnsanlığın geleceği işte
böyle bir düzeni bulup ortaya koymasına bağlıdır; talihsizliği
yüzünden bunu keşfedemezse, sınaî inkılâp silâhıyla
kendi kendini öldürecek; tâlihi yâr olur da onu bulabilirse
-yeryüzünde yaşayan hangi millet böyle sağlam, tam ve
başarılı bir örneği ortaya koyarsa - insanlığın önderlik,
liderlik ve öncülüğü onlara ait olacaktır.
Gelecek yazı: İslâm’ın getirdiği çözüm
GÜNDEM
3. NÜKLEER SANTRALİN YERİ BELLİ OLDU
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alaboyun, 3.
nükleer santralin yeri hakkında bilgi verdi. Nükleer
santralin Kırklareli’deki İğneada’da yapılabileceğini
söyledi.
Anadolu Ajans’a konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali
Rıza Alaboyun, nükleer santral üzerine açıklamalarda bulundu.
Alaboyun, “Üçüncü nükleer santralin Kırklareli İğneada
bölgesinde yapılması planlanıyor. Firmalarla görüşmeler
devam ediyor” dedi.
Santralin yapımına ilişkin bilgi de veren Alaboyun, “Şu an
ilk gelenler Çinliler ile Amerikalıların Westinghouse firması.
Mutabakat zaptı imzalandı. Japonların da ilgisi var” ifadelerini
kullandı.
AVRASYA TÜNELİ’NİN AÇILIŞ TARİHİ BELLİ OLDU
AVRASYA TÜNELİ’NDEKİ SON DURUM
Proje için özel olarak geliştirilen Tünel Açma Makinesi
(TBM) ile gerçekleştirilen kazı çalışmaları tamamlanarak Asya
yakasından başlayan tünel kazısı Avrupa yakasında sona erdi.
Doğu yönü ve Batı yönü tünel kazıları tamamlandı.Toplam
bin 672 bilezikten oluşacak Avrasya Tüneli olası büyük bir
depremde tünelin dayanıklılığını artırmak amacıyla, iki ayrı
noktada özel sismik conta monte ediliyor. İlk sismik contanın
montajı, 852’nci metrede tamamlandı. İkinci conta ise bin
380’nci metrede monte edildi.
AVRASYA TÜNELİ ÜZERİNDEN YENİ PROJELER
Yüzyılın projelerinden olan Avrasya Tüneli’nin
açılış tarihi belli oldu. Avrasya Tüneli, 2017 yılında
hizmete giriyor.
Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü (AYGM)’den alınan
bilgiye göre Kazlıçeşme-Göztepe hattında Yap-İşlet-Devret
(YİD) modeliyle ihale edilen Avrasya Tüneli Projesi’nde
çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. 19 Nisan 2014 yılında yapımına
başlanan tünelin 2017 yılının ilk çeyreğinde hizmete girmesi
bekleniyor.
Avrupa Yakası Yol ve Kavşak Düzenlemesi olarak tanımlanan
birinci kısımda 5,4 km’lik sahil yolu Kazlıçeşme’ye kadar 6
şeritten 8 şeride çıkarılacak, yaklaşık 1,5 km kısım yer kotunun
altına alınacak, kavşak düzenlemeleri ve yan yollar yapılacak.
Tünelin boğaz geçişi olarak tanımlanan ikinci kısmında da 5,4
km tünel açma teknikleri uygulanacak.
Üçüncü kısım yani Asya Yakası Yol ve Kavşak Düzenlemesinde
ise D-100 karayolunun 3 bin 800 m’lik bölümünde (Göztepe’ye
kadar) yol ve kavşak düzenlemesi ile mevcut yol 6 şeritten 8
şeride çıkarılacak. Öte yandan açıklamada Asya ve Avrupa
yakasında yol genişletme ve sanat yapılarının inşaatının devam
ettiği belirtildi.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
15
GÜNDEM
BDDK İSTANBUL’A GELİYOR
Ekonomi merkezinin İstanbul olması kararından
sonra birçok kurum genel merkezini İstanbul’a
taşıma kararı aldı. Bunlardan biri olan Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun yeni yeri
Denizbank’ın eski genel müdürlük binası.
İstanbul Uluslararası Finans Merkezi olma yolunda hızlıca
ilerliyor. İstanbul’u finans merkezi yapacak kritik adım atıldı,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)
İstanbul’a taşınıyor. Başkentte İş Bankası’nın kiracısı olan
BDDK, İstanbul’daki ek binasından da çıkıyor. Mecidiyeköy’de
Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonu’na (TMSF) yakın bir binada
her iki birim birleştirilecek. Kira protokolünün yapıldığı yer
Gayrettepe’de Büyükdere Caddesi üzerindeki eski Denizbank
Genel Müdürlüğü binası olacak. BDDK’nın taşınma işlemlerini
Şubat 2016’ya kadar tamamlanması planlanıyor. Böylece
Ataşehir’deki yeni finans merkezine geçiş de kolay olacak,
BDDK’nın Yaklaşık 600 çalışanı artık İstanbul’daki yeni binada
görev yapacak.
BANKALAR İSTANBUL’A GELDİ
Taşınma sonrası Ankara’da sadece 5-6 kişinin çalışacağı
bir temsilcilik kalması planlanıyor. İş Bankası’na her yıl
milyonlarca lira kira bedeli ödeyen BDDK, her iki birimi
tek binada birleştirirken daha az kira ödemiş olacak, BDDK
Başkanı Mehmet Ali Akben’in de konuyu çalışanlarına
aktardığı belirtiliyor. BDDK’ya yakın kaynaklar çalışmaların
Türkiye’nin dünyanın en büyük uluslararası finans merkezinden
16
Ekoreel ∆ Kasım 2015
biri olmasına yönelik yapıldığına dikkat çekiyor. Daha önce
de genel müdürlüğü Ankara’da olan Vakıfbank taşınmıştı.
Halkbank ile Ziraat Bankası’da çok sayıda birimini İstanbul’a
taşıdı.
KOORDİNE
BAKANLIĞI
EDEN:
ÇEVRE
VE
ŞEHİRCİLİK
İstanbul’u uluslararası finans merkezi yapacak projenin
çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Hafriyat çalışmaları
tamamlanan alanın okul, sağlık merkezi, park ve cami gibi
ortak alanın yapımı için kazma vuruluyor. Sosyal donatının
ardından kurumların kendi binalarının inşaatına başlanacak.
Hizmet binaları farklı şirketler tarafından yapılacak. Tüm süreci
İller Bankası ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordine
ediyor.
2.4 KM METRO HATTI
İstanbul Finans Merkezi (İFM) için 2.4 kilometrelik metro
hattı inşa edilecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi finans
merkezine metro hattını programına aldı. Finans merkezinin
2017 veya 2018 yılında bitirilmesi öngörülüyor, uluslararası
finans merkezinde en fazla katın Ziraat Bankası’nın olacağı
belirtiliyor. Ziraat Bankası’nın genel merkezi 46 ve 40 katlı iki
kuleden oluşurken, BDDK 28 katlı binanın yanı sıra iki tane de
17 kattan oluşan toplam 62 katın sahibi. En yüksek bina ise 55
kat ile Merkez Bankası’nın olacak.
ASKER VE POLİSTE “BOR” DÖNEMİ BAŞLIYOR!
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza
Alaboyun “Bor zırh” açıklaması yaptı. Dünyadaki
bor rezervin %73’ünün Türkiye’de bulunduğunu
dile getiren Alaboyun, bor maddesini daha çok
işlevsel olarak kullanacaklarını açıkladı.
BOREN’in desteği ile bor madeninden seramik zırh üretimi
yapan bir fabrikayı ziyaret eden Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Ali Rıza Alaboyun, çelik zırha göre daha hafif olan
zırhın tanıtımını yaparak, bor karbürden elde edilen zırh
sayesinde terörle mücadelede daha iyi sonuçlar alacaklarını
söyledi. Alaboyun, bor karbürden elde edilen zırh ile asker
ve polisin giydiği kurşun geçirmez yelek, kara ve hava
araçlarının kaplanabileceğini, böylelikle de asker ve polisin
patlamalardan dolayı zarar görmeyeceğini ifade etti.
BOR ARTIK KENDİNİ GÖSTERECEK
Dünya rezervinin yüzde 73’üne sahip olan
Türkiye, bordan ileri teknoloji kullanarak
seramik zırhı üretmeye başladı. BOREN
destekli proje kapsamında özel bir şirket
tarafından bor karbür seramik zırh üretimi
düşük maliyette Türkiye’de yapılıyor.
Üretilen bor karbür zırh seramiklerin
Ar-Ge çalışmaları sonucu zırhın üretim
maliyetinde yüzde 20’ye yakın tasarruf
sağlandı. Türkiye’de üretilen bor karbür
zırh seramiklerinin yüzde 85’i ihraç
ediliyor. Her geçen gün pazar payı büyüyen
bor karbür zırhlar, dünyada sadece 6-7
ülkede üretilebiliyor. Bor karbürlü zırhlar
hem Türk asker ve polisi tarafından
kullanılıyor hem de ihraç ediliyor.
BOR ZIRHINI YAPANLAR TÜRK MÜHENDİSLER
Borlu zırh üretiminde yüksek teknoloji kullanılırken, bu
teknolojiyi Türk bilim adamları ve mühendisleri geliştirerek,
10’un üzerinde ülkeye ihracatı yapılıyor. Bor karbür ile
araçlar, helikopterler, tank gibi askeri araçlar, binalar
zırhlanıyor. Bu ürün, Türkiye’de üretilen bor kimyasalları
üzerine 100 kattan daha fazla değer katıyor. Borlu zırh
üretiminde kullanılan fırınlar, presler ve makineler Ankara,
Konya ve Eskişehir’de yapılıyor. Borlu zırh üretiminin ArGe çalışmasına ek olarak bu zırhların seri üretimini yapan
fabrikada bulunan özellikli, nitelikli makine ve ekipmanlar
da Türk mühendisler tarafından tasarlanarak imal edildi.
BORSA İSTANBUL İLE TAHRAN BORSASI
ARASINDA TARİHİ İMZA
Tahran Borsası yetkileri, İstanbul’a gelerek Borsa
İstanbul’u (BİST) ziyaret etti. Ziyaret sırasında
Borsa İstanbul ile Tahran Borsası arasında bir
Mutabakat Zaptı imzalandı.
26 Ekim 2015 tarihinde Tahran Borsası ve İran Sermaye
Piyasaları Düzenleyici Kurumu tarafından Borsa İstanbul’a
yapılan ziyaret sırasında, Borsa İstanbul ile Tahran Borsası
arasında bir Mutabakat Zaptı imzalandı. Mutabakat Zaptı,
iki borsa arasındaki iş birliğini geliştirmeyi ve her iki taraf
için faydalı iş olanakları geliştirmeyi amaçlıyor.
Mutabakat Zaptı imza töreninde konuşan Borsa İstanbul
Genel Müdürü/CEO Tuncay Dinç, “Tahran Borsası ile bu
Mutabakat Zaptı imzalamaktan son derece memnunuz. Bu
anlaşmanın iki borsa arasında yoğun bir işbirliğinin yolunu
açacağına ve borsalarımız arasında ortak iş geliştirme
olanaklarını ortaya çıkarmamıza vesile olacağına eminim.
Her ikisi de büyük potansiyele sahip olan Borsa İstanbul ve
Tahran Borsası, kuşkusuz birbirlerinin bilgi birikimlerine
ve faaliyetlerine değer katacaktır” dedi.
‘’İKİ BORSA BİRBİRİNDEN FAYDALANACAK "
Tahran Borsası Başkanı Hassan Ghalibaf Asl ise, “Bu,
bana göre çok önemli bir olay, İran ve Türk sermaye
piyasaları iki komşu olarak bölgede gerçekten önemli
potansiyele sahipler. Borsalarımızın bu Mutabakat Zaptı’nı
imzalamasıyla personel değişimi, uzmanlık paylaşımı
ve ortak iş alanları da dahil olmak üzere, mevcut iyi
ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi mümkün olacaktır. Bu
anlaşmanın imzalanmasının iki borsa arasındaki ilişkiler
için bir dönüm noktası olacağına inanıyorum” dedi.
Borsa İstanbul ile Tahran Borsası arasında imzalanan
Mutabakat Zaptı, bilgi ve uzmanlık paylaşımı, personel
değişim programları, ortak faaliyetler düzenlenmesi ve çifte
kotasyon imkanlarının geliştirilmesini öngörüyor.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
17
GÜNDEM
CNBC-E EKRANLARA VEDA EDİYOR
Doğuş Medya Grubu içerisinde yer alan CNBC-e,
Discovery Communications tarafından satın alındı.
Discovery Communications, CNBC-e yerine eğlence
kanalı olan TLC izleyicinin karşısına çıkacak.
Ve bir dönem daha sona erdi. Kasım ayında yayına başlayacak
olan TLC kanalının, CNBC-e’den daha çok ilgi göreceği
tahmin ediliyor. CNBC-e’nin yerini alacak olan TLC,
uluslararası kurgu ve hakikate dayalı eğlence programlarını
ihtiva eden kapsamlı bir içerik vaat ediyor.
Discovery Networks CEEMEA Gelişen Pazarlar Kıdemli
Başkan Yardımcısı James Gibbons, konu ile ilgili yaptığı
açıklamada şunları ifade etti:
“Doğuş Yayın Grubu ile CNBC-e’nin alım anlaşmasını
tamamlamamız ve büyümekte olan Türkiye pazarında,
önde gelen “yaşam tarzı” ve eğlence içeriklerini sunacak
ilk ulusal kanalımızı yayına sokacağımızı duyurmamızla
beraber Türkiye operasyonumuzda yepyeni bir dönem
başlıyor. Discovery Avrupa’da pek çok alanda hem ücretli
hem de ulusal kanalları başarı ile yönetiyor. TLC, inanılmaz
bir çeşitliliğe sahip benzersiz içeriği ile Discovery Channel,
Animal Planet ve Discovery Science’yi kapsayan güçlü
portföyümüze değer katacak. TLC, Türkiye’nin beklediği
bir kanal, Kasım ayında kanalımızı seyircilere ve ticari
ortaklarımıza sunmayı iple çekiyoruz.”
EKONOMİK GÜVEN ENDEKSİ EKİM AYINDA YÜKSELDİ
Ekonomik güven endeksi ekim ayında bir önceki aya göre
yüzde 13 oranında artarak 72,13 değerinden 81,48 değerine
yükseldi. Ekonomik güven endeksindeki artış, tüketici, reel
kesim (imalat sanayi), perakende ticaret sektörü ve hizmet
sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandı.
Tüketici güven endeksi Ekim ayında bir önceki aya göre
yüzde 7,3 oranında artarak 62,78 değerine yükseldi.
Reel kesim güven endeksi yüzde 3,7 artarak 103,20 değerini
aldı.
Perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 2,7 artarak
98,68 değerine yükseldi.
Eylül ayında Ekonomik Güven Endeksi’nde %17
düşüş yaşanmıştı. Ekim ayında ise düşüş yerine
yükseliş gerçekleşti. Ekonomik Güven Endeksi,
Ekim ayında %13 arttı.
18
Ekoreel ∆ Kasım 2015
Hizmet sektörü güven endeksi yüzde 0,1 artarak 97,63
değerine ulaştı.
İnşaat sektörü güven endeksi ise Eylül ayına göre yüzde 0,5
oranında azalarak 80,02 değerine düştü.
DOLANDIRICILAR “TÜRK BANKALAR
BİRLİĞİ” İSMİNİ KULLANDI!
“Türkiye Bankalar Birliği ismi kullanılarak dolandırıcılık
amacıyla tasarlanmış sahte elektronik postaların bir çok
internet kullanıcısı tarafından alındığına ilişkin bilgi
edinilmiştir.
Dolandırıcılık amacıyla kişisel verilerin elde edilmesine
yönelik gönderildiği anlaşılan bu elektronik postalara ilişkin
kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi dikkate alınarak
aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür:
İnternet üzerinden yapılan dolandırıcılık dünya
üzerinde etkin bir şekilde kullanılıyor. Dolandırıcılar
son olarak, Türk Bankalar Birliği’nin ismini
kullanarak dolandırıcılık girişiminde bulundu.
Durdurulamayan internet üzerinden dolandırıcılık, yeni bir
alana geçti E-Posta... Elektronik posta göndererek alıcının
mesajı açması halinde bilgisayarlarına sızan bu bilgisayar
dolandırıcıları daha sonra kişisel bilgilerinizi içeren yeni bir
e-posta göndererek inandırıcı oluyorlar.
TBB’DEN DOLANDIRICILARA DİKKAT UYARISI
Konuya vurgu yapan Türkiye Bankalar Birliği, Birliğin
ismi kullanılarak dolandırıcılık amacıyla gönderilmiş sahte
elektronik postalara ilişkin bir açıklama yayınladı. TBB
açıklamasında;
Söz konusu elektronik postada yer alan hususların
tamamı gerçek dışıdır ve kişisel verilerin elde edilmesine
yönelik, aldatıcı beyanlardır. Türkiye Bankalar Birliği’nin
Ankara’da bir şubesi mevcut değildir. Türkiye Bankalar
Birliği, banka müşterilerine ait kişisel bilgileri hiçbir
şekilde talep etmez. Bu konuda görevli ve yetkili değildir.
Aktif internet bankacılığı kullanıcılarını tespit etmek veya
kullanıcı bilgilerini teyit etmek gibi bir çalışması ve görevi
de bulunmamaktadır. Türkiye Bankalar Birliği, bankaların
internet bankacılığı hizmetlerine müdahil olmaz ya da
bankaların ürün ve hizmetleri için banka müşterilerinden
bilgi, belge istemez ve internette veri girişi talebinde
bulunmaz. Türkiye Bankalar Birliği tarafından; internet
bankacılığı güncellemesi, veri tabanı hazırlanması ve
bunlara ek yapılması, bu konuda banka müşterilerinden
teyit alınması, banka müşterilerinin hesaplarına erişimlerine
müdahale edilmesi, kısıtlama konulması, kanunen ve
fiilen mümkün değildir. Birliğimiz bu veya benzeri
konu başlıklarında elektronik posta gönderimlerinde
bulunmamaktadır. Türkiye Bankalar Birliği’nden geldiği
görüntüsü verilen, bu türden sahte elektronik postalara
kesinlikle itibar edilmemeli, bir dolandırıcılık olayına
maruz kalmamak için kişisel bilgiler ve veriler üçüncü kişi
ya da kurumlar ile asla paylaşılmamalıdır. Sahte elektronik
postanın yönlendirme yaptığı internet sitesinin kapatılması
için gerekli girişimlerde bulunulmuştur.” ifadelerine yer
verildi.
HAVA LİMANLARI ENERJİ ÜRETECEK
Ulaştırma Bakanlığı Türkiye’deki havalimanlarının
elektrik maliyetini sonlandırmak için yeni bir
projeye adım attı. Projeye göre, havalimanlarında
güneş ve rüzgar santralleri olacak.
Ulaştırma Bakanlığı havalimanlarındaki elektrik maliyetini
bitirmek için güneş ve rüzgar santrali kuracak. Bakanlık
bünyesindeki Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel
Müdürlüğü (DHMİ) havalimanları ile ilgili 2015-2019
stratejik planını hazırladı.
İLK BAŞLATAN HİNDİSTAN OLDU
Plana göre elektrik ve çevre kirliliğini azaltmak için her
yıl 2 havalimanına güneş ve rüzgar santrali kurulacak. Geçtiğimiz aylarda dünyanın en büyük havalimanları arasında
gösterilen Hindistan’da bulunan Cochin Havalimanı tüm elektrik enerjisini yeni kurduğu güneş santrallerinden karşılamaya
başlamıştı. Böylece havalimanının harcadığı elektrik maliyeti olmazken üstelik yıllık 300 bin ton karbon salınışının ortaya
çıkmasını engelliyor. DHMİ ilk etapta yılın 365 günü güneş gören bölgelerdeki havalimanlarına santral kurmayı planlıyor.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
19
GÜNDEM
İGDAŞ HALKA AÇILIYOR
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Kadir
TOPBAŞ, İGDAŞ hakkında açıklamalarda bulundu,
İGDAŞ’ın özelleştirilmesi için çalışma yaptıklarını
belirten Topbaş, şirketi halka açma kararı aldıklarını
açıkladı.
Doğalgaz firmaların gözü İGDAŞ’ta olunca, İGDAŞ halka
gitme kararı aldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş, yurtiçi ve yurtdışından birçok doğalgaz firmasının
gözünün İGDAŞ’ın özelleştirilmesinde olduğunu söyledi.
İGDAŞ’ın blok satışı için hazırlık yaptıklarını belirten Topbaş,
“Ancak, oluşan başka sıkıntıları dikkate aldığımızda şirketimizi
halka açma kararı aldık. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ile bu
konuyu görüştük, uygun gördüler” dedi. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nin İGDAŞ’ın halka arzında bir miktar maddi kayıp
olabileceğini vurgulayan Topbaş, “İGDAŞ halkımızın olsun
diye bunu göze aldık. Hazırlıkları yapıyoruz. En kısa zamanda
şirketimizi halkımıza açacağız” diye konuştu. İGDAŞ’ın
İstanbul’un bir değeri olduğunu vurgulayan Topbaş, bu nedenle
öncelikle İstanbullu abonelere satış yapılacağını belirtti. Topbaş,
“Önce İstanbullu abonelerimiz alsın, daha sonra Türkiye
ve dünyaya arz da yaparız” ifadelerini kullandı. Türkiye’de
5.5 milyon doğalgaz abonesi olduğunu dile getiren Topbaş,
doğalgaz tüketiminin yüzde 50’sini İstanbul abonelerinin
yaptığını sözlerine ekledi.
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE HEDEF 100 MİLYAR DOLAR
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gaziantep’te
yaptığı konuşmada iddialı açıklamalarda bulundu.
İnşaat sektöründeki proje hedeflerinin 2023 yılında
100 milyar dolara ulaşacağını söyledi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, beraberinde Gaziantep
Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Şehitkamil
Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu ile birlikte, Gaziantep
İnşaat Müteahhitleri Derneği (GAİMDER)’ni ziyaret etti.
APA: MÜTEAHHİTLİK MESLEK YASASI ÇIKMALI
Türkiye’nin birlik-beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğu
günleri yaşadıklarını vurgulayarak konuşmasına başlayan
GAİMDER Başkanı İbrahim Apa, “Milletçe, sağduyulu bir
şekilde, tahriklere kapılmadan, birlik ve beraberlik içerisinde
bu günleri atlatmalıyız” dedi. Apa ziyarette, inşaat sektörünün
yanı sıra Gaziantep’in sorunlarını da Bakan Şimşek’e aktardı.
Apa, önümüzdeki dönemde meclis gündemine gelecek olan
müteahhitlik meslek yasasının çıkmasıyla ilgili de Bakan
Şimşek’ten destek istedi. Firmaların mağduriyetine yol açan
Asansör Yönetmeliği’nin, yaptıkları girişimler sonucu 1 Ocak
2016’ya kadar ertelenmesinden duydukları memnuniyeti dile
getiren İbrahim Apa, Bakanlığa ve Belediye Başkanlarına
teşekkür etti. EDAŞ kaynaklı problemlerinin halen çözüm
beklediğini dile getiren Apa enerji altyapısını kendi cebinden
karşılayan inşaat firmalarının, aynı ilgiyi EDAŞ’tan
göremediğine dikkat çekti.
HEDEF 2023
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise konuşmasında Türk
firmalarının yurt dışındaki pazar paylarını özellikle 2006
20
Ekoreel ∆ Kasım 2015
yılından itibaren artırmaya başladığını, bunun da Ak Parti
iktidarı döneminde yaşandığına dikkat çeken Şimşek “İnşaat
sektörü 2006’dan bu yana yıllık ortalama 20 milyar dolarlık
proje yaptı. 2023’te bu rakam yıllık 100 milyar dolara
ulaşacak” dedi.
Gaziantep’in de bu anlamda büyük düşünmesi gerektiğini
ifade eden Bakan Şimşek “Suriye’nin imarında Türk firmaları
inanıyorum ki çok büyük projelere imza atacak. Ancak bizim,
bu firmaları bölgesel olarak ayırmamız çok zor. Her firma
ihaleye katılır ama Gaziantep’teki firma, Ortadoğu’ya daha
yakın olduğu için, tedarik başta olmak üzere diğer unsurlarda
daha avantajlı olacaktır. Sizlerin büyük düşünerek, bu ülkedeki
projelerden ciddi şekilde pay almanızı istiyorum. Sizin de
gayretlerinizle ülkemizi ve kentimizi ortak akılla büyüteceğiz”
şeklinde konuştu.
KARŞILIKSIZ ÇEKİN AYLIK DEĞERİ: 2 MİLYAR TÜRK LİRASI
Türkiye’de ayda 60-70 bin çek karşılıksız çıkıyor,
aylık karşılıksız çek tutarı ise 2 milyar Türk Lirası.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut
Çetin karşılıksız çek açıklamaları dikkat çekti. Karşılıksız
çekin değer bazında arttığını söyleyen Çetin, Türkiye’de
aylık 2 milyar TL’lik karşılıksız çıkan çekin 120 milyonunun
Antalya’dan olduğunu söyledi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut
Çetin “Karşılıksız çek” üzerine şunları söyledi
“Karşılıksız çıkan çeklerin toplamdaki payı %3-4 arasında.
Türkiye’de ayda yaklaşık 2 milyar TL tutarında, 60-70 bin
çek karşılıksız çıkıyor, Antalya’da ise ayda 100-120 milyon
TL tutarında 3-4 bin arası çek karşılıksız çıkıyor. Oranlar
düşük de olsa ticarette güveni sarsan bir konu. Bu nedenle
artık bu karşılıksız çek ayıbının bitmesi, ticaretin daha
güvenli hale gelmesi gerekiyor.
Önümüzdeki dönemde Türkiye’de siyasi belirsizliğin
bitmesi, kurulacak hükümetin yapısal önlem takvimi
açıklaması ve merkez bankasının izleyeceği faiz politikası
en önemli konulardır. Bu 3 konuda olumlu gelişme olursa
dövizde ve genel durumda iyileşme görürüz, aksi halde
sıkıntılar devam edecektir. Antalya ekonomisine ilişkin son
duruma gelince; turist sayısında düşüş son aylarda sabit
devam ediyor, %5 kayıp değişmeden kaldı. Bu da yaklaşık
550 bin civarında bir kayba işaret ediyor.”
CAN SUYU PROJESİ DÜNYADA BİR İLK
Ömer Soyer Kalyoncu, TBMM eski Başkanı Cemil Çiçek,
Başbakan Yardımcısı Sayın Tuğrul Türkeş, Orman ve Su
İşleri Bakanı Prof. Dr. Sayın Veysel Eroğlu, Adalet Bakanı
Sayın Kenan İpek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı Sayın Lütfi Elvan, İçişleri Bakanı Sayın Selami
Altınok, Dışişleri eski Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mersin
Valisi Sayın Özdemir Çakacak, DSİ Genel Müdürü Sayın
Ali Rıza Diniz de iştirak etti.
DÜNYADA BU TARZ SU TEMİN EDEN PROJE YOK
KKTC Su Temin Projesi ile Türkiye’den Kıbrıs’a
denizin altından su gidecek. Maliyeti 1.6 milyar lira
olan proje “teknik” olarak dünyada bir ilk.
Dünya’da ilk ve tek olma özelliği taşıyan Askıda Borulu
Deniz Geçiş Sistemini de bünyesinde barındıran KKTC
Su Temin Projesi tamamlandı. Türkiye’den temin edilecek
su ile KKTC’nin uzun vadeli su ihtiyacını da karşılayacak
proje Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın
teşrifleriyle hizmete alındı. 17.10.2015 tarihinde iki
program çerçevesinde gerçekleştirilen merasime; KKTC
Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı, Başbakanımız
Prof. Dr. Sayın Ahmet Davutoğlu, KKTC Başbakanı Sayın
DSİ, KKTC Su Temin Projesi kapsamında dünyada ilk
ve tek olan askıda borulu deniz geçiş sistemi ile Anamur
Dragon çayının suları Akdeniz’in 250 m altından geçirilerek
Yavru vatana taşıdı. Proje ile; KKTC’ye iletilecek yıllık 75
milyon m3 suyun 37 milyon m3’ü sulamaya, 38 milyon
m3’ü ise içme suyuna tahsis edilecek ve KKTC’nin uzun
vadeli içme suyu ihtiyacı karşılanmış olacaktır.
Proje ile; 65 900 dekar cazibeli, 17 700 dekar ise pompajlı
olmak üzere toplam 83 600 dekar tarım alanının tamamı
kapalı sistem borulu şebeke ile sulanacak, yıllık 80 Milyon
TL ilave gelir sağlanacak, çiftçimizin elektrik masrafı
ortadan kalkmış olacaktır.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
21
GÜNDEM
KAPASİTE KULLANIM ORANI’NDAKİ SON DURUM
Merkez Bankası, İmalat sanayi
genelinde kapasite kullanım oranı,
2015 yılı Ekim ayında bir önceki
aya göre 0,4 puan azalarak yüzde
75,5 seviyesinde gerçekleştiğini
açıkladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
(TCMB), Ekim 2015 ‘İmalat Sanayi
Kapasite Kullanım Oranı’nı açıkladı.
Buna göre; 2015 yılı Ekim ayında
imalat sanayi genelinde kapasite
kullanım oranı, bir önceki aya göre 0,4
puan azalarak yüzde 75,5 seviyesinde
gerçekleşti. 2015 yılı Ekim ayında
imalat sanayinde faaliyet gösteren 2 bin
659 işyerine ‘İktisadi Yönelim Anketi’ formu gönderildi ve 2
bin 170 katılımcıdan yanıt alındı.
İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış
kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre 0,8 puan azalarak
yüzde 74,6 seviyesinde gerçekleşti.
2015 yılı Ekim ayında mal gruplarına göre kapasite kullanım
oranları değerlendirildiğinde, gıda ve içecekler, dayanıklı
tüketim malları ve dayanıksız tüketim mallarında artış
görülürken, ara mallar ve yatırım mallarında azalış görüldü.
KURU MEYVE İHRACATI: 152 MİLYON DOLAR
Çıkmaz, yaptığı yazılı açıklamada, 1-19 Ekim tarihleri
arasında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 61,9 oranında
artışla, 18 milyon 121 bin dolarlık kuru meyve ihraç
ettiklerini ifade etti.
İHRACATTA YÜZDE 7 ARTIŞ VAR
Ocak-Ekim döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre
ihracatın yüzde 7,3 artış gösterdiğini vurgulayan Çıkmaz, bu
dönemde 152 milyon 886 bin dolarlık kuru meyve ihracatı
yaptıklarını kaydetti.
Kuru meyve ihracatında geçen seneye nazaran artış
var. Güneydoğu’dan ihraç edilen kuru meyve ile
Ocak-Ekim aylarında 152 milyon dolar satış cirosu
elde edildi. Kuru meyveyi en çok alan ülkeler: İtalya,
ABD ve Almanya oldu.
Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Başkanı
Abdulkadir Çıkmaz, Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak
üzere, dünyanın birçok ülkesine kuru meyve gönderdiklerini
belirterek, “Bu yıl Güneydoğu’da kuru meyve ihracatı arttı”
değerlendirmesinde bulundu.
22
Ekoreel ∆ Kasım 2015
İhracatın artırılması yönündeki çalışmaların sürdürüldüğüne
dikkati çeken Çıkmaz, şu bilgileri verdi:
“Ocak-Ekim döneminde en fazla ihracatı gerçekleştirilen
ürünler arasında Antep fıstığı ilk sırada yer alırken, bu ürünü
çam fıstığı, kuru kayısı, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir,
kayısı ve zerdali çekirdeği takip etti. Ülke grupları arasında
ise en fazla Avrupa Birliği ülkelerine ihracat gerçekleştirildi.”
Ülke bazında bakıldığında en büyük kuru meyve alıcısının
İtalya, ABD ve Almanya olduğunun görüldüğünü aktaran
Çıkmaz, bu ülkeleri Irak, İran, İspanya, Cezayir ve Fransa’nın
takip ettiğini vurguladı.
KURUYEMİŞTE İNDİRİM
2015 yılında kuruyemiş üretimi artınca, kuruyemiş
fiyatları indirme gitti.
Tüm Kuruyemiş Sanayici ve İşadamları Derneği
(TÜKSİAD) Başkanı Muammer Çaputçu, 2014 yılında
yaşanan don ve aşırı yağış gibi olumsuz hava koşulları
nedeniyle tarımsal üretimin zarar gördüğünü söyledi. 2015
yılında üretiminin artmasıyla fiyatların gerilediğini dile
getirdi.
Yeni sezonda üretimin tekrar yükselmesiyle fiyatların da
gerilemeye başladığını anlatan Çaputçu, şunları kaydetti:
“Geçen yıl özellikle fındıkta çok büyük fiyat artışları
yaşadık. Geçen yıl 450 bin ton civarında gerçekleşen fındık
üretimi, bu yıl 650-700 bin ton civarında beklenmektedir.
Tüketici bazında 80-90 liraya çıkan fiyatlar, bu sene 4050 liraya düşmüş durumda. Antep fıstığında da perakende
fiyatında yüzde 25’lik bir gerileme söz konusu. Geçen yıl
50 lirayı bulan fiyatlar, bu sıralar 40 lira bandına geriledi.
Kuru meyvelerde de benzeri gelişmeler var. Örneğin kuru
kayısıda 35-40 lira olan kilogram fiyatı 25 lira, kuru incirde
35 liradan 25 lira seviyesine gerileme var. Kuruyemiş
ürünlerinde fiyatların geçen yıla göre ortalama yüzde 35
oranında düştüğünü görüyoruz. Genel olarak iyi bir sezon
bekliyoruz.”
“FİYATLARDAKİ GERİLEME İÇ TÜKETİMİ TEKRAR
ARTIRACAK”
Fiyatlardaki gerilemenin iç tüketimi canlandıracağını,
ihracatta da rekabet gücünün artacağını vurgulayan
Çaputçu, özellikle Türkiye’nin dünya tüketiminin yüzde
70’ini karşıladığı fındıktaki üretimin yükselmesinin
sevindirici olduğunu ifade etti.
MALİYE BAKANI ŞİMŞEK’TEN ÇARPICI ANALİZLER
gelsin, kim tarafından kurgulanırsa kurgulansın başarılı
olamayacaktır” diye konuştu.
DOĞU’DA BASKI İKLİMİ YAŞANIYOR
Maliye Bakanı Şimşek, Ankara’daki patlamanın ekonomiye
dair etkisini “Doğu ve Güney Doğu’da turizmin durma
noktasına geldiğini” söyledi. Şimşek, sözlerine şöyle
devam etti:
Maliye bakanı Mehmet Şimşek, terör örgütlerinin
(Pkk, Daeş) Türkiye ekonomisine karşı etkilerini
dile getirdi. Şimşek, “Doğu ve Güneydoğu’ya
kimse vadeli mal satmak, sigorta şirketleri sigorta
yapmak istemiyor. Turizm durma noktasına geldi”
açıklamasında bulundu.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ankara’da yaşanan
olaylar üzerine özel bir televizyon kanalında açıklamalarda
bulundu. Şimşek, Ankara’daki patlamanın sadece
Ankara’da değil, tüm Türkiye’de hissedildiğini söyledi.
Şimşek “Türk demokrasine, huzur, barış iklimine atılmış
bir bomba” açıklamasında bulundu.
Mehmet Şimşek, Ankara’da gerçekleşen terör saldırısına
ilişkin, “Türk demokrasine, huzur, barış iklimine atılmış
bir bomba, biz bir ve beraber oldukça, hep birlikte terörü
lanetledikçe asla ve asla bu saldırılar nereden gelirse
“Ankara’daki patlamanın etkisi moral açısından,
enerjimizin bir süreliğine geçici olarak ülke sorunlarından
sadece bu noktaya odaklanma konusunda kayıplar var
ama kalıcı bir tahribat beklemiyorum. Fakat Doğu ve
Güneydoğu’daki şiddet sarmalının, ikliminin etkileri çok
derin olacak. Çünkü Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde
inanılmaz ekonomik toparlanma, heyecan, yatırım,
istihdam ve umut vardı. Terör örgütü olarak empoze edilen
şiddet ikliminin etkileri ise büyük olacak. İnanılmaz büyük
bir toparlanma vardı şimdi sadece korku, şiddet, baskı
iklimi var. Şikayetler alıyorum, Doğu ve Güneydoğu’ya
kimse vadeli mal satmak, sigorta şirketleri sigorta yapmak
istemiyor. Turizm durma noktasına geldi.”
Şimşek, şiddetin, terörün en büyük yansımasının bölge
halkına olduğunu vurgulayarak, “90’lı yıllara dönmeyerek,
terörle mücadeleyi hukuk içerisinde yaparak, kamu düzeni
en iyi şekilde işlediğinde tekrar o fırsatlar, ekonomik
faaliyetler hız kazanacak. Hukuk devleti içerisinde terörle
çok güçlü mücadele edeceğiz ama bölgeye yatırımlar,
çözüm süreci iradesi devam edecek” dedi.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
23
GÜNDEM
MEMURA 10 KURUŞLUK ZAM
2016 bütçesine göre memurlara fazla çalışma
karşılığında saat başına yapılacak ödeme yüzde
6.1 artışla 1.63 liradan 1.73 liraya çıkacak.
TBMM’ye sunulan 2016 bütçesiyle gelecek yıl memurlara
ödenecek fazla mesai, ek ders ve günlük harcırahlar da
belli oldu. Memurlara fazla çalışma karşılığında saat
başına yapılacak ödeme yüzde 6.1 artışla 1.63 liradan 1.73
liraya çıkacak. Bakanlıkların özel kalem müdürlüklerinde
çalışan personele ayda 90 saati geçmemek üzere saat başına
yapılacak ödeme 1.71 liradan 1.82 liraya yükseltilecek.
Ayda 450 saati geçmemek üzere bakanlıklardaki kurul
başkanları, genel müdür ve daha üst birim yöneticileri,
vali, general ve amiraller, rektör, büyükşehir ve il belediye
başkanlarına yapılacak saatlik fazla çalışma ücreti 1.82 TL
olacak. Söz konusu makam ve unvandaki kişilerin yanında
çalışan personele de aynı rakam üzerinden ayda 90 saate
kadar fazla mesai ödenecek.
TÜRK BAYRAĞI’NI GÖNDERE ÇEKTİ MUSİAD BURS VERDİ
ise yere atılan bayrağı alarak yerine asmıştı. Yaşanan olay
okulun güvenlik kamerası tarafından kaydedilmişti.
MUSİAD O GENÇLERİN YANINDA
Bayrağı yerine asan çocuklardan Uğur Saraç maddi
imkânsızlıklar nedeniyle eğitimine devam edemeyip
4. sınıftan sonra okuluna ara verdi. 13 yaşındaki Uğur
Saraç’ın okuluna geri dönebilmesi için Diyarbakır Milli
Eğitim Müdürlüğü bir çalışma başlattı. Bu duyarlı davranış
sonucunda MÜSİAD, bu iki gence sahip çıktı.
Diyarbakır’da yaşanan bayrak olayı tüm Türkiye’yi
etkiledi, MUSİAD bu duruma sessiz kalmadı.
Diyarbakır’ın Bağlar İlçesinde Ekim ayında yaşanan
olayda, Fatih Ortaokulu’nun bahçesinde asılı bulunan Türk
Bayrağı, top oynayan bir grup çocuk tarafından indirilmişti.
Okul bahçesinde oynayan 10-13 yaşları arasındaki 4 çocuk
24
Ekoreel ∆ Kasım 2015
Konuyla ilgili açıklama yapan Genç MÜSİAD Diyarbakır
Şube Başkanı Mücahit Çimen, “Genel merkezimiz, onurlu
davranış sergileyen 2 küçük kahramana eğitimleri boyunca
burs verecek. İşsiz olan babalar için ise çalışma
yapacağız” dedi.
MUSİAD’TAN GELECEĞE SAHİP ÇIKMA AÇIKLAMASI
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği MÜSİAD
Yönetim Kurulu Üyeleri ve Şube Başkanları,
İstanbul’da toplandı. Toplantıda terör, ekonomi ve
genel seçim konuşuldu. Bildirgeden “Geleceğe
sahip çıkma” çıktı.
MUSİAD Türkiye’de yaşanan son olaylardan sonra
İstanbul’da toplandı. Toplantıya yönetim kurulu üyeleri ve
şube başkanları katıldı. Gerek ekonomi gerek terör gerek
yaklaşan seçimler üzerine açıklamalarda bulunuldu.
MUSİAD’IN AÇIKLAMALARI
Ülkemiz, zor bir dönemden geçiyor. Terör, korkunç
yüzüyle sahnede. Kirli senaryolarla, Sosyal, Ekonomik
ve Siyasal istikrarsızlık amaçlanıyor. Hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza, sivil, asker, güvenlik görevlisi ayrımı
yapmaksızın rahmet diliyor, yaralılara şifa, yakınlarına sabır
diliyoruz. Terörün, iyisi, kötüsü, haklısı, haksızı, ideolojisi,
milleti, dini, mazereti olamaz, tümüne karşıyız. Kimden
geldiği, kime karşı yapıldığı önemli değildir. Hayatını
kaybedenlerin kimliği değil, insan olmaları önemlidir.
Düzenli toplumun unsurlarından en önemlisi, devletin,
vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamasıdır. Devlet,
bunu sağlamak için, etkili tedbirleri, zamanında almakla
yükümlüdür. Devlet, Terörle Mücadeleyi kesintisiz
sürdürürken, vatandaşa da şefkatle yaklaşmalıdır. Teröre
sebep olanlar ve sebep verenlerle ilgili, güvenlik ve adli
takip neticelendirilerek, gereken ceza ve yaptırımlar
mutlaka sağlanmalıdır. Teröre tepki göstermek, hem hak,
hem görevimizdir. Bu tepkinin, terörle ilgisi olmayan
vatandaşlarımıza veya kurumlara yöneltilmesi ise, toplumsal
barışı zedeler. 12 Eylül öncesinde, daha kanlı bilançolarla
baş ettik, 28 Şubat’ta daha ağır sosyal travmaların altından
kalktık. 27 Nisan’da daha ağır siyasal krizleri atlattık, 5
Nisan ve 21 Şubat’ta, çok ağır Döviz Maliyetlerini ödeyerek
ayakta kalmayı başardık.
Bugünlerdeki bilançonun
ağırlığı da bizi üzüyor ama, geçmişteki fırtınaları nasıl
atlattıysak, bu günleri de atlatacağız. Son 2 yılda, 4. defa
seçime gitmemize rağmen, 1 aydır, seçim hükümetiyle
yönetilmemize rağmen, ekonomimiz, küçük hasarların
dışında, hala sağlam şekilde ayakta. Birilerini şaşırtarak,
büyüyoruz ancak, ekonomi, aynı zamanda, beklenti
yönetimidir. Ekonomimize yön veren yetkililerimiz,
susmayıp, ekonominin gerçeklerini, güven telkin edici bir
üslupla, çokça ve yüksek sesle anlatmalıdır.
Terörün zarar verdiği bir alan da ekonomidir. Doğu ve
Güneydoğu’da ticaretin büyük yara alması, bölgedeki
vatandaşımızı makus bir talihe hapsetmektedir. Çok önemli
5 ay geride kaldı. Milletimiz, 1 Kasım’da olgunlukla ve
çoğunlukla oyunu kullanmalı, sandıktan çıkacak iradeye
de saygı duymalıdır. Devlet ise, sandık güvenliğini
sağlamalıdır. Siyasetin, 7 Haziran’dan sonra, uzlaşmaz
görüntü veren tavrını doğru bulmuyoruz. Siyaset, ülkeyi
yönetme ve çözüm sanatıdır. Siyasette popülist yaklaşımları
da doğru bulmuyoruz. Zamanında yapılacak doğru teşvik ve
desteklerle, popülizm birbirine karıştırılmamalıdır. Millete
söylenen Hedef ve Vaatler gerçekçi olmalıdır.
Gün, birbirimizi suçlama değil, birlik olma günüdür.
İhtiyacımız, Huzur, Güven ve Pozitif İstikrardır.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
25
GÜNDEM
MERKEZ BANKASI REEL KESİM
GÜVEN ENDEKSİ’Nİ AÇIKLADI
ihracat sipariş miktarı, sabit sermaye yatırım harcaması,
gelecek üç aydaki üretim miktarı ve mevcut mamul mal
stoku miktarı endeksi artış yönünde etkilerken, son üç
aydaki toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki toplam
istihdam miktarı ve mevcut toplam sipariş miktarına ilişkin
değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi.
Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi
(RKGE-MA) bir önceki aya göre 3,7 puan artarak 103,2
puan seviyesinde gerçekleşti.
Merkez Bankası, Reel Kesim Güven Endeksi’nin
Ekim ayında 1.4 puan arttığını açıkladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ekim 2015
‘İktisadi Yönelim Anketi Reel Kesim Güven Endeksi’ni
(RKGE) açıkladı. Buna göre; 2015 yılı Ekim ayında RKGE,
bir önceki aya göre 1,4 puan artarak 100,5 seviyesinde
gerçekleşti. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma
endeksleri incelendiğinde, genel gidişat, gelecek üç aydaki
Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde bir
önceki ayda artış bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı
görüldü. İhracat ve iç piyasa sipariş miktarlarında ise bir
önceki ayda azalış bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı
görüldü.
Mevsim normallerine kıyasla yapılan değerlendirmelerde,
mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında
olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki ay
seviyelerinde devam ettiği görüldü. Mevcut mamul mal
stoklarının seviyesinin mevsim normallerinin üzerinde
olduğu yönündeki değerlendirmelerin ise zayıfladığı
gözlendi.
DÜNYANIN EN PAHALI BİTKİSİ SAFRAN
bir servet: 20 bin TL!
EN ÇOK İRAN’DA YETİŞTİRİLİYOR
Türkiye’de sadece Safranbolu’da yetişen “safran
bitkisi” için hasat başladı. Dünyanın en pahalı
bitkisi olarak bilinen Safran’ın kilosu 20 bin lira.
Uğruna savaşlar yapılan Safran bitkisi, Türkiye’de
Karabük’ün Safranbolu ilçesinde yetiştiriliyor. Ve safran
bitkisinin hasat zamanı geldi. Ağustosta dikilmeye başlanan
ve bu günlerde mor renkli çiçekler açan safranda bu yıl
toplam üretim hedefi, 30 kilogram olarak belirlendi. 30
santime kadar uzayan mor renkli, güzel kokulu çiçeklerden
binbir güçlükle çıkarılacak safranın taban kilo fiyatı ise tam
26
Ekoreel ∆ Kasım 2015
80 bin çiçekten sadece yarım kilogram üretilebilen safran,
Safranbolu’nun köylerinde 41 çiftçi tarafından 42 dönüm
alanda üretiliyor. Karabük Valisi Orhan Alimoğlu’nun
verdiği bilgiye göre, ilde 40 dönüm civarında arazide üretim
yapılıyor ve bu yıl sadece 30 kilogram ürün bekleniyor.
Üretimin artırılması için çeşitli teşvikler veriliyor.
Dünyada en çok İran’da üretilen safran, sıcak ve kuru yaz
rüzgarlarının estiği yarı kurak iklimlerde yetişiyor.
Safranın pahalı olmasının nedeni zor şartlarda yetişmesi
ve çiçeğinin çok küçük bir parçasından elde ediliyor
olmasından kaynaklanıyor. Ortalama 120 - 180 bin çiçekten
5 kg safran, bundan da 1 kg kuru ürün alınıyor. Bir kadın
işçi saatte 50-60 gram safranı çiçekten ayırabiliyor. Safranın
düşük verimi ve yoğun emek istemesi onun dünyanın en
pahalı baharatı yapıyor.
KOZMETİK, İLAÇ,
KULLANILIYOR
GIDA
GİBİ
ALANLARDA
Bu mucize bitki; boya sanayi, kozmetik sanayi, ilaç sanayi
ve gıda sanayi olmak üzere pek çok alanda kullanılıyor.
SAKARYA’DA ULUSLARARASI İSLAM EKONOMİSİ
VE FİNANSI KONGRESİ
Sakarya Üniversitesi (SAÜ)
ile Durham Üniversitesi ve
Türkiye Katılım Bankaları
Birliği (TKBB) ortaklığıyla
düzenlenen
“Uluslararası
İslam
Ekonomisi
ve
Finansı Kongresi” Sakarya
Üniversitesi’nde yapıldı.
Sakarya Üniversitesi Kültür ve
Kongre Merkezi’nde düzenlenen
kongrede BDDK Başkanı Mehmet
Ali Akben’in “İslam Ekonomisi”
üzerine söylediği sözler dikkat
çekti.
Bankaları
Denetleme
ve
Düzenleme
Kurulu
Başkanı
Mehmet Ali Akben, yaptığı açılış
konuşmasında, bu tür toplantıların
desteklenmesinin İslam ekonomisi
ve ülkemiz açısından konuya önemli bir ışık tuttuğuna
işaret etti. Türkiye’de katılım bankacılığı alanının 30 yılı
aşkın süredir faaliyette olduğunu anlatan Akben, “Fakat
bankacılıktan aldıkları pay gördüğümüz kadarıyla yaklaşık
yüzde 6 kadar bu ülkemiz için yeterli değil. Devlet olarak
kamu katılım bankaları alanında sistemin desteklenmesi
yönünde önemli çalışmalar sürdürülmektedir” diye
konuştu.
Gelinen noktanın küçümsenmeden ileriye daha umutla
bakılmasını sağlayacak gelişmeler sağladıklarını ifade
eden Akben, katılım bankacılığı konusunda üniversitelerin
desteğinin de artması gerektiğini söyledi. Akben, “Henüz
bu konuda üniversitelerde bir kürsümüz, bir bölümümüz
yok. Olması gerektiğine inanıyoruz. 210 bin civarında
çalışan, 12 binin üzerinde şube sayımız var. Bunun bilimsel
olarak desteklenmesi de bizim için büyük önem arz ediyor.
Katılım bankacılığının konvansiyonel bankaların bir
taklidi olmaması gerektiğine inanıyorum. Onlar gibi değil
de biz gibi ne yapabiliriz diye düşünmeliyiz. Bu sistemin
korunması gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
SAKARYA ÜNİVERSİTESİ’NİN ÖNEMİ
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş da
konuşmasında İslam ekonomisi ve finansı alanının her
zaman güncel olduğunu ve önemini koruduğunu ifade etti.
Dünyada 2007 yılında başlayan ve son dönemde giderek
devam eden küresel bir krizden bahsedildiğini belirten
Ertaş, dünya ekonomisinin batağa saplandığını ve bu
bataktan bir türlü çıkamadığını söyledi. Türkiye’nin borç
tablosunun diğer ülkelere nazaran çok daha iyi durumda
olduğunu kaydeden Ertaş, “Türkiye bu konuda en iyi
performansı gösteren ilk 4 ülke arasında. Bu da bizi son
yıllardaki krizlerden koruyan önemli faktörlerden. Her
şey dört dörtlük değil, daha gelişmenin çok başındayız.
Bu konuda üniversitelerimize büyük pay düşüyor. Sakarya
Üniversitesi’nin burada katkısı büyük. 2023’te sadece
bankacılık sistemiyle bu büyümeyi sağlayacak duruma
gelmeyi, İstanbul’un da ilk 10 uluslararası finans merkezi
arasında olmasını hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
VAR OLAN EKONOMİK SİSTEM SORUNLUDUR
SAÜ İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve
Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ömer Karaoğlu da
konuşmasında, İslam ekonomisi çalışmalarının 1970’li
yıllardan itibaren gelişme kaydettiğini belirterek, var
olan küresel ekonomik sistemin insanları pek çok finansal
problemle, krizlerle, gelir adaletsizlikleriyle ve yoksulluk
problemleriyle karşı karşıya bıraktığını söyledi. Doç. Dr.
Karaoğlu, “Bu itibarla dünyanın bir umudu, bir çözüm
potansiyeli taşıyan İslam dininin dünya görüşünü, hem
teorik hem pratik çalışmalarla insanlığın umudu ve
çözümü haline getirmek gerekiyor. Kongrenin, bu hayırlı
amaca inşallah olumlu katkılar yapabileceğini ümit
ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
27
GÜNDEM
SERMAYE PİYASA KURULU’NDAN TÜRKİYE
FİNANSAL OKURYAZARLIK ARAŞTIRMASI
yüzde 18’e düştü. 2015 yılında ilk defa ölçülen
konularda öne çıkan veriler ise şöyle:
Sermaye Piyasa Kurulu (SPK), Borsa İstanbul,
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, İstanbul Takas
ve Saklama Bankası AŞ, Merkezi Kayıt Kuruluşu
ve Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim
Kuruluşu iş birliği ile hazırlanan “2015 Türkiye
Finansal Okuryazarlık Araştırması”nın sonuçları
açıklandı.
Türkiye Finansal Okuryazarlık Araştırması’nın sonuçları
dikkat çekti. En önemli sonuçlardan biri ise araştırmaya katılan
kişilerin % 93’ü nün basit finans matematiğini biliyor olması.
Rapora göre, 2012 yılında ankete katılanların yüzde 84’ünün
finansal konularda basit matematiksel işlemleri yapabildikleri
görülürken, söz konusu oran 2015 yılında yüzde 93’e yükseldi.
Paranın zaman değeri sorusunu doğru cevaplayanların oranı
yüzde 28,4’ten yüzde 50’ye yükselirken, borç için ödenen faiz
hesabını yapabilenlerin oranı yüzde 72,5’ten yüzde 84’e çıktı.
Basit faiz sorusuna doğru cevap verenlerin oranı yüzde 35,5’ten
yüzde 54’e, bileşik faiz sorusuna doğru cevap verenlerin oranı
yüzde 26,1’den yüzde 32’ye yükseldi.
BANKA KREDİSİ KULLANANLARIN ORANI NE
KADAR YÜKSELDİ?
Elinde altın bulunduranların oranı 2012 yılında yüzde
11,8 iken bu oran 2015 yılında yüzde 24,9’a çıktı. 2012 ve
2015 yıllarındaki veriler karşılaştırıldığında, elinde döviz
bulunduranların oranı yüzde 4,3’ten yüzde 10,5’e, banka kredisi
kullananların oranı yüzde 11,8’den yüzde 33,1’e, sağlık/hayat
sigortası yaptıranların oranı yüzde 6,5’den yüzde 8,1’e, bireysel
emeklilik sistemine dahil olanların oranı yüzde 2,2’den yüzde
5,4’e, mevduat hesabına sahip olanların oranı yüzde 20,4’ten
yüzde 49,3’e, vadeli işlem forex kullananların oranı yüzde
1,1’den yüzde 5,2’ye, resmi olmayan kredi kullanan ve tanıdık
birinden borç alanların oranı yüzde 14’ten yüzde 22,6’ya
yükseldi. Bireysel emeklilik sistemine katılım oranındaki artış
özellikle dikkati çekti.
EMEKLİLİK PLANI OLMAYAN ORANI KAÇ OLDU?
Ankete 2012 yılında katılanlardan, herhangi bir emeklilik
planı olmayanların oranı yüzde 26,6 iken bu oran 2015 yılında
28
Ekoreel ∆ Kasım 2015
“Son iki yıl içerisinde bir finansal faaliyet olarak
banka mevduat hesabı açtıranların oranı yüzde
35’tir. Banka kredisinden faydalananlar ise yüzde
29’dur. Yüzde 24 resmi olmayan kredi kullanmış
ya da tanıdık birinden borç almıştır. Altın alanların
oranı yüzde 17’dir. Finansal ürünler arasında en az
bilinenler vadeli işlem ve forekstir. Katılımcıların
yüzde 36’sı bu ürünlerden habersizdir. Yatırım
fonunu bilenler yüzde 73 dolayındadır. Diğer
finansal ürünlere ilişkin farkındalık düzeyi yüzde
80’in üzerindedir. Geçtiğimiz 12 ay içinde evde
ya da cüzdanda nakit para biriktirme oranı yüzde
44, mevduat ya da tasarruf hesabı olarak bankada
para biriktirme oranı yüzde 31,5’tir.”
Katılımcıların yüzde 42’si herhangi bir tasarruf yapmadığını
belirtirken, yüzde 77’si hanelerinin bir bütçesi olduğunu
ifade etti. Katılımcıların yüzde 18’i Türkiye genelinde çeşitli
devlet kurumları ve özel kuruluşlar tarafından finansal eğitim
konusunda yürütülen çalışmalardan haberdar olduğunu söyledi.
Ekonometrik analiz sonuçlarına göre ise eğitimin finansal
okuryazarlıkta önemli bir yer tuttuğu gözlendi. Özellikle
okula gitmemiş ya da ilköğretimi tamamlamamış bireylerin
finansal okuryazarlık puanları çok düşük olurken, eğitim
düzeyi yükseldikçe finansal okuryazarlık düzeyinin de
yükseldiği görüldü. Kadınların finansal okuryazarlık notu
erkeklere kıyasla daha düşük bulunurken, ileri yaş gruplarında
finansal okuryazarlık düzeyinde düşüş ortaya çıktı. Hanede
kişi başına düşen gelir arttıkça bireylerin finansal okuryazarlık
düzeylerinin de yükseldiği görüldü. Finansal okuryazarlık
düzeyinin yükselmesiyle birlikte ulusal tasarruf oranında artış
ve bu tasarrufların doğru ve planlı kullanımına pozitif katkısının
olması bekleniyor.
BU ARAŞTIRMADA KAÇ KİŞİ İLE GÖRÜŞÜLDÜ?
Araştırma, SPK’nın da üyesi olduğu Ekonomik İşbirliği ve
Kalkınma Teşkilatı Uluslararası Finansal Eğitim Ağı’nın
(OECD-INFE), Finansal Okuryazarlık faaliyetlerinin ölçme
ve değerlendirmesine yönelik olarak, üye ülkelerle yürüttüğü
çalışmalar sonucunda geliştirilen soru formu kullanılarak
yapıldı.
Araştırma kapsamında Türkiye genelinde kentsel ve kırsal
alanlarda ikamet eden yetişkin nüfusu temsil eden 3 bin
kişilik bir örneklemle hane ortamında yüz yüze görüşüldü.
Araştırmada 2012 ve 2015 yıllarında; Finansal Bilgi, Mevcut
Durumda Sahip Olunan Finansal Ürünler ve Emeklilik Planı
konusunda aynı sorular soruldu ve doğru cevap oranında
ortalama yüzde 25’in üzerinde artış olduğu görüldü. Bu olumlu
gelişmenin yürütülen ve gelecek günlerde yürütülecek yeni
programlarla daha da yükselmesi bekleniyor.
THY SAĞLIK TURİZMİNDE DE UÇUYOR
Türkiye, sağlık turizminde atağa
kalktı. Türk Hava Yolları’nın
sağlık turizmi alanında etkin
rolü olacak.
Türk Hava Yolları (THY) sağlık
turizmi üzerinden daha güçlü
ve daha etkin olmayı hedefliyor.
Sağlık turizminin milli gelirlere
yansıyan pozitif etkisinin giderek
artış göstermesi ve dünyadaki sağlık
turizmi pazarının büyümesini dikkate
alan ve bu bağlamda Türkiye’de
önemli girişimlere imza atan kamu
ve özel sektör kuruluşlarına Türk
Hava Yolları da destek veriyor.
HASTA YOL MEVZUATI
Dünya’nın en çok noktasına uçan
havayolu şirketi olarak, sağlık
turizmi kapsamında, dünyanın birçok
noktasından Türkiye’ye yolcu taşıma kabiliyetine sahip Türk
Hava Yolları, Ekonomi Bakanlığı’nca Türkiye’deki sağlık
turizmi tanıtımının desteklenmesi için yürütülen “Hasta Yol
Mevzuatı” programına dâhil olmakla, oldukça önemli bir
imkânı yolcularının istifadesine sunuyor.
Türk Hava Yolları Genel Müdürlük Binasında, Ekonomi
Bakanı Sn. Nihat Zeybekci, Sağlık Bakanı Sn. Mehmet
Müezzinoğlu, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı
Sn. İlker Aycı’nın katılımlarıyla bugün imzalanan protokol ile
Türk Hava Yolları, 2 Haziran 2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe
konulan ve Ekonomi Bakanlığı tarafından Türk havayolu
şirketlerini de içerecek şekilde kapsamı genişletilen destek
programına dâhil oldu.
Bu doğrultuda, Türk Hava Yolları’nı tercih ederek, Ortadoğu,
Afrika, Doğu Avrupa, Balkanlar, Asya ve Uzakdoğu’dan
tedavi amacıyla Türkiye’ye gelen yolcuların ulaşım
masraflarının %50’si, tedavi sonrasında Türk Hava Yolları’nın
yurtdışı ofislerine gerekli görülen belgeleri getirmeleri hâlinde
kendilerine iade edilebilecek.
İlgili program sayesinde, sağlık turizmi için Türkiye’yi
tercih eden konuklar, deneyimli hekim kadrosu tarafından
uluslararası standartların üzerinde tıbbi cihazlarla tedavi
olma imkânının yanı sıra, sağlık merkezlerine yakın
mesafedeki konaklama tesisleri ve ayrıca ülkemizin bölgesel
güzelliklerini deneyim olanağıyla birlikte tedavilerine moral
ve mental anlamlarda da olumlu bir seyir kazandırabilecekler.
TİM GENEL SEKRETERİ BELLİ OLDU
Genel Sekreteri oldu. Arslan, Ankara Üniversitesi işletme
bölümü lisans eğitiminden sonra, Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi’nde yüksek lisans ve doktora eğitimini
tamamladı ve aynı fakültede 1999 -2012 yılları arasında görev
yaptı.
HALİL BADER ARSLAN’IN KARİYERİ
2006 yılından bu yana ekonomi kanallarında gündeme dair
konularda yorumlar yapan Arslan, 2009-2013 yılları arasında
Sanayi Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Ekonomi
Bakanlığı’nda danışmanlık görevlerini yürüttü. TİM’de
görevlendirilmeden önce, Ekonomi Bakanlığı’nda; Ekonomik
Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürü olarak görev
yapıyordu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) genel sekreterini
seçti. TİM Genel Sekreteri Halil Bader Arslan oldu.
Ekonomi
Bakanlığı,
Ekonomik
Araştırmalar
ve
Değerlendirme Eski Genel Müdürü, Yard. Doç. Dr. Halil
Bader Arslan, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) yeni
İngilizce ve Fransızca dillerine hakim olan Arslan,
Belçika’daki Vlerick Leuven Gent Management School ve
Fransa’daki Université Paris Dauphine okullarında çalışmalar
yaptı. Ulusal ve uluslararası yayın yapan dergi ve gazetelerde
pek çok makalesi yayınlanan Halil Bader Arslan’ın
yazdığı, katkıda bulunduğu ve çevirisini yaptığı kitaplar da
bulunmaktadır.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
29
GÜNDEM
TOBB’DAN “ARAZİ BOZULMALARI” UYARISI
ve arazi bozulmasının’ sadece iş
dünyasını değil, bütün insanlığı
tehdit ettiğini anlattı.​
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyadaki
arazi bozulmalarının 1,2 milyar insanı açlık
tehlikesiyle göçe zorlayacağını bildirdi.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Sürdürülebilir
Arazi Yönetimi İş Forumu’nda Ankara İş Dünyası
Deklarasyonu’nu
açıklarken,
dünyadaki
arazi
bozulmalarının 1,2 milyar insanı açlık tehlikesiyle
göçe zorlayacağını bildirdi. Hisarcıklıoğlu bu kadar
insanı barındırmanın maliyetinin ise 1,2 trilyon doları
bulabileceğine dikkat çekti. TOBB Başkanı, dünyanın en
önemli sorunlarından birisi olarak gösterdiği ‘çölleşme
TOBB
Başkanı
M.
Rifat
Hisarcıklıoğlu, Birleşmiş Milletler
Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi
(UNCCD) 12. Taraflar Konferansı
(COP12) Sürdürülebilir Arazi
Yönetimi İş Forumu kapsamında
Ankara İş Dünyası Deklarasyonu
sunumunu
gerçekleştirdi
ve
basın toplantısına katıldı. Basın
toplantısında Dünya Sürdürülebilir
Kalkınma İş Konseyi (WBCD)
Temsilcisi Violaine Berger ve April
Grup CEO’su Bey Soo Khiang da
yer aldı.
Hisarcıklıoğlu, burada yaptığı konuşmada “Birleşmiş
Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’ne göre
dünyadaki kullanılabilir arazinin yüzde 25’i bozulmakta ve
bu da yılda 40 milyar dolar civarında ekonomik kayba yol
açmaktadır” dedi.
Ankara Deklarasyonu’nun ana mesajını ‘iş dünyasının
ülkelerin, arazi bozulumunun dengeli olduğu ekonomilere
dönüştürülmesinde merkezi bir role sahip olması gerekliliği’
olarak açıklayan Hisarcıklıoğlu BM’in 2030 yılında Arazi
Bozulumunda Dengeli bir Dünya hedeflediğini belirtti.
TÜRKİYE DİZİ İHRACATINDA DİKKAT ÇEKİYOR
Son dönemde ekranlarda gördüğümüz diziler
sadece Türkiye’de dikkat çekmiyor, Türk dizilerini
75 ülkede 400 Milyon kişi izliyor. ABD’den sonra
en çok dizi ihraç eden ülke Türkiye oldu.
Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen dünyanın en büyük
TV program fuarının bu yılki onur konuğu da Türkiye.
EN ÇOK DİZİ İHRAÇ EDEN İKİNCİ ÜLKE
Fuarda düzenlenen konferanslarda Türkiye’nin, ABD’nin
ardından, “Dünyada en fazla dizi ihraç eden 2’nci ülke”
konumuna geldiği açıklandı.
2016 DEĞERİ 350 MİLYON DOLAR
Türkiye’nin 2013 yılında 200 milyon dolar olan dizi ve
program ihracatı gelirinin bu yıl sonunda 350 milyon dolara
ulaşacağı vurgulandı.
30
maliyetinin
Batı’ya oranla
hala
düşük
olmasına,
kullanılan
formata ve Türk
şirketlerinin
k u r d u ğ u
promosyon ve
dağıtım ağına
bağlıyorlar.
T Ü R K
DİZİLERİNİ
75 ÜLKEDE
400 MİLYON
KİŞİ İZLİYOR
HEDEF 1 MİLYAR DOLAR
Türk dizilerinin
şu anda 75 ülkede 400 milyon kişi tarafından seyredildiği
belirtiliyor.
Türkiye 2023 yılında 1 milyar dolarlık dizi ve program ihraç
etmeyi hedefliyor. Uzmanlar, Türkiye’nin TV prodüksiyonu
alanındaki yükselişini, diziler için seçilen temalara, dizi
İlk olarak sadece Balkanlar ve Ortadoğu’da ilgi gören Türk
dizilerinin artık Kuzey Afrika, Asya ve ABD’de kendisine
pazar bulduğuna dikkat çekiliyor.
Ekoreel ∆ Kasım 2015
7’ DEN 77’ YE İSTATİSTİK
İstanbul Üniversitesi’nde
“istatistik”
üzerine
muazzam
bir
açılış
gerçekleştirildi.
Türkiye
İstatistik Kurumu İstanbul
Bölge Müdürlüğü Dünya
İstatistik Günü’nü‘’ 7’ den
77’ ye İstatistik ‘’ temasıyla
düzenlenen ve gün boyu
devam eden programlarla
kutladı. TUİK, Ekoreel
Genel Yayın Yönetmeni
Ufuk Altınbaş’a ödül verdi.
Dünya İstatistik günü etkinlikleri
kapsamında
ilk
program
İstanbul Üniversitesi iş birliği
ile İstanbul Üniversitesi Cemil
BİLSEL Konferans Salonunda
gerçekleştirildi.
İstanbul
Üniversitesi Siyasal Bilgiler
Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Emrah CENGİZ’ in selamlama
ve TÜİK İstanbul Bölge Müdürü İsmail GÖKALP’ in açılış
konuşmaları ile başlayan programa yaklaşık 650 davetli katıldı.
İki oturumlu panel şeklinde gerçekleşen programın ilk oturumu
‘’ Yönetişim ve Verimlilik ‘’ başlığı altında icra edilirken
panelin oturum başkanlığını İstanbul Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi dekanı Prof. Dr. Adem ESEN üstlendi. TÜİK
İstanbul Bölge Müdürü İsmail GÖKALP, İstanbul Sanayi Odası
Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Türker ÇELİK ve TOBB Genç
Girişimciler Kurulu İstanbul Başkanı Abdulsamet TEMEL’ in
panelist olarak katıldıkları ilk oturumda girişimcilik, yönetim
ve verimlilik konuları üzerinde durulurken TÜİK İstanbul
Bölge Müdürü İsmail GÖKALP ‘in geliştirdiği yeni bir
verimlilik modeli olan ‘’Yönetişimde Bal Peteği Uygulaması‘’
katılımcılardan yoğun ilgi gördü.
İstanbul Bölge Müdürlüğü tarafından geliştirilen yeni verimlilik
modelini TÜİK İstanbul Bölge Müdürlüğünde yaklaşık 2
yıldır uygulamaya geçtiğini ve olumlu gelişme olduğunu
belirten GÖKALP, Yönetişimde Bal Peteği Uygulaması;
Personelin niteliklerini, performansını objektif kriterler ile
ölçen, İdari anlamda davranışlarını şeffaf olarak değerlendiren,
Personelin yeteneklerini, verimliliğini, iş potansiyelini artıran,
İletişimi ve yönetişimi öne çıkaran, insana değer veren, aynı
zamanda personelin ve yöneticilerin işbirliği ve uzlaşı içinde
çalıştıkları bir yaklaşımı ifade ettiğini belirtti. Ayrıca İstanbul
Bölge Müdürü İsmail GÖKALP bölge müdürlüğümüzden
sonra TÜİK’ in diğer 25 bölge müdürlüğünün de Bal Peteği
modelinin pilot uygulamasının Ekim ayı itibari ile başladığını
belirtti. Bal Peteği uygulamasının insana önem veren, çalışanın
performansını artıran yapısıyla sadece TÜİK’ de değil diğer
kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte STK’larda çalışanların
performansına olumlu yönde katkı sağladığı için önemli
olduğuna vurgu yaptı.
EKOREEL’E ÖDÜL
Panelin ikinci oturumu ise ‘’ Günümüzde Veri Bilimi Olarak
İstatistik ve Big Data ‘’ başlığı altında gerçekleşirken panelin
oturum başkanlığını Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
İstatistik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülay BAŞARIR üstlendi.
Türkiye İstatistik Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç.
Dr. Esra AKDENİZ DURAN ve Cardtek Bilişim Genel Müdür
Yardımcısı Sinem ALTUN’ un panelist olarak katıldığı ikinci
oturumu istatistik bölümü öğrencileri büyük bir ilgi ile takip
ettiler. Soru – cevaplar ile son bulan panelin ardından TÜİK
Bölge Müdürlüğü tarafından panelistlere, oturum başkanlarına
ve katkılarından dolayı İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emrah CENGİZ’ e plaket takdimi
yapılarak evrak çantaları hediye edildi. Dünya İstatistik Günü
kapsamında TÜİK İstanbul Bölge Müdürlüğü’nün kurumsal
tanıtımına katkılarından dolayı Ajans Dergi Genel Yayın
Yönetmeni İbrahim BARAN’ a ve Ekoreel Dergisi Genel
Yayın Yönetmeni Ufuk ALTINBAŞ’ a da birer plaket takdim
edilerek evrak çantaları hediye edildi.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
31
GÜNDEM
TUİK İŞSİZLİK ORANINI AÇIKLADI
istihdam edilenler içindeki payı 0,6 puan, inşaat sektörünün
payı ise 0,1 puan artarken, tarım sektörünün payı 0,4 puan,
sanayi sektörünün payı 0,3 puan azaldı.
İşgücüne katılma oranı %50’nin üzerinde
İşgücü 2015 yılı Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı
dönemine göre 1 milyon 35 bin kişi artarak 30 milyon
311 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 1,1 puan artarak
%52,4 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan
kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı
0,5 puan artarak %72,8, kadınlarda ise 1,6 puanlık artışla
%32,4 olarak gerçekleşti.
TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu) 2015 Temmuz
verilerini açıkladı. Geçen seneye nazaran işsizlik
sayısında artış görülürken, işsizlik oranı aynı kaldı.
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz
sayısı 2015 yılı Temmuz döneminde geçen yılın aynı
dönemine göre 103 bin kişi artarak 2 milyon 970 bin
kişi oldu. İşsizlik oranı ise değişim göstermeyerek %9,8
seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik
oranı aynı düzeyde kalarak %12 olarak tahmin edildi. 1524 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 0,1 puanlık artış
ile %18,3 olurken,15-64 yaş grubunda da bu oran değişim
göstermeyerek %10 olarak gerçekleşti.
İstihdam oranındaki artış %0.9
İstihdam edilenlerin sayısı 2015 yılı Temmuz döneminde,
bir önceki yılın aynı dönemine göre 932 bin kişi artarak 27
milyon 342 bin kişi, istihdam oranı ise 0,9 puanlık artış ile
%47,2 oldu.
Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 104 bin kişi,
tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 827 bin kişi arttı.
İstihdam edilenlerin %22’si tarım, %19,5’i sanayi, %7,4’ü
inşaat, %51,1’i ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki
yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında hizmet sektörünün
32
Ekoreel ∆ Kasım 2015
Kayıt dışı çalışanların oranı %35 olarak gerçekleşti
Temmuz 2015 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik
kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki
yılın aynı dönemine göre 1,4 puan azalarak %35 olarak
gerçekleşti.
Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam arttı,
işsiz sayısı azaldı
Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam sayısı bir
önceki döneme göre 60 bin kişi artarak 26 milyon 702
bin kişi olarak gerçekleşti. İstihdam oranı ise değişim
göstermeyerek %46,1 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı bir önceki
döneme göre 2 bin kişilik azalış ile 3 milyon 96 bin kişi
olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı ise değişim göstermeyerek
%10,4 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücüne katılma oranı
bir önceki döneme göre 0,1 puanlık artış ile %51,5 olarak
gerçekleşti. Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerde
en fazla artış 74 bin kişi ile hizmet sektöründe gerçekleşti
TÜRKİYE’NİN İLK GSM OPERATÖRÜ
TURKCELL, 20. YAŞINI DOLDURDU.
4.5G ihalesinde, LTE-Advanced teknolojisinin optimum
bandı kabul edilen 1800 MHz ve nüfusun yoğun
olduğu yerlerde yüksek kapasite sağlayan 2600 MHz
spektrumlarındaki en yüksek paketler de dahil toplamda
172.4 MHz frekans alan Turkcell, 413.8 milyon Euro taksit
ve 292.2 milyon Euro toplam KDV olmak üzere 706 Milyon
Euro’luk ilk ödemeyi yaptı. 4.5G ihalesi kapsamında
aldığı frekanslar için tüm ödemelerini tamamladığında
ise Turkcell’in ekonomiye sağlayacağı katkı 1.92 milyar
Euro’yu aşmış olacak.
TURKCELL’DEN ÇAĞRI MERKEZİ SERTİFİKASI
20 yılda Turkcell neler yaptı?
Turkcell’in 20 yılı, hem kurumsal tarihçesi hem
de ülkede yarattığı toplumsal ve ekonomik fayda
açısından büyük bir başarı öyküsü.
Turkcell’in 20 yıllık toplam yatırım miktarı 23 milyar TL’yi
aştı.
9 ülkede faaliyet gösteren Turkcell’in müşteri sayısı 71,3
milyona ulaştı.
20 yıllık tarihinde Turkcell, 300’ü aşkın ulusal ve
uluslararası ödül kazandı. Son iki yılda ise Avrupa’nın en
hızlı büyüyen Telekom grubu oldu.
Turkcell 20 yılda eğitim, spor, kültür-sanat alanındaki
projelere 620 milyon TL yatırdı, milyonlarca kişiye destek
oldu.
TURKCELL 4.5G ÜZERİNDEN DEVLETE 1.92
MİLYAR EURO ÖDEYECEK
Turkcell Akademi, tüm Türkiye’de eğitimi desteklemek
amacıyla üniversitelerle yaptığı işbirliklerine devam ediyor.
Türkiye’de büyük bir sektöre dönüşen çağrı merkezlerinde
“müşteri hizmetleri yetkilisi” olarak çalışanlara ve
çalışmak isteyenlere eğitim fırsatı sunan Turkcell Akademi,
Ege Üniversitesi iş birliğiyle “Çağrı Merkezi Sertifika
Programı”nı hayata geçirdi. Eğitim programıyla birlikte
bireysel gelişimin yazılı ve sözlü iletişim boyutuyla
desteklenerek, çağrı merkezlerine yetişmiş insan kaynağı
kazandırılması, çağrı merkezi sektörünün bilinirliğinin
artırılması planlanıyor.
TURKCELL’i TERCİH EDEN ÇİFÇİLER KÂR BİÇTİ
2010 yılından bu yana toplam 2 milyon çiftçiye ürün ve
servisleriyle hizmet veren Turkcell, sunduğu çözümlerle tarım
sektöründe verimin artırılmasını, maliyetlerin düşürülmesini ve
çiftçinin doğru bilgiye doğru zamanda ulaşabilmesini sağlıyor.
Turkcell, Türkiye’nin GSM sektöründe ilk ve tek çiftçilere
özel çağrı merkezinde ziraat mühendisi müşteri temsilcileri
istihdam ediyor. Mühendisler hem zirai sorunlara hem de
çiftçinin iletişim ihtiyaçlarına tek noktadan çözüm sağlıyor.
4.5G ihale bedelini Vodafone Peşin Ödedi
Uluslararası operatör olan Vodafone, 4.5G
ihalesinde kdv dahil 918 milyon Euro’nun hepsini
ödedi. Vodafone CEO’su Gökhan Öğüt, tek seferde
ödenmesinin 4.5G konusunda kararlılığımızın
göstergesidir açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin Dijital Dönüşümü’ne liderlik etme vizyonu
doğrultusunda teknoloji ve altyapı alanındaki yatırımlarını
hızlandıran Vodafone, Bilgi Teknolojileri ve İletişim
Kurumu (BTK) tarafından 26 Ağustos 2015 tarihinde
yapılan ve kamuoyunda 4.5G olarak bilinen IMT-Advanced
Yetkilendirmesi İhalesi kapsamında ihale bedelini peşin ödeyen
tek operatör oldu.
KARARLILIĞIMIZIN GÖSTERGESİ OLARAK
Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt, hedeflerine
ulaşabilmesi açısından dijitalleşmeye odaklanmasının
öneminin altını çizerek şöyle konuştu: “Sektör ve ülke olarak
ülkemizde dijitalleşmenin uçtan uca yayılması ve ülkemizin
küresel ekonomide rekabetçi bir konumda olması için önemli
bir adım attık. Vodafone Grubu olarak, 2006 yılından bu yana
Türkiye’ye satın alma bedeli, 3G lisans bedeli ve 4.5G lisans
bedeli dâhil olmak üzere yaklaşık 16,5 milyar TL’lik yatırım
yaptık. Frekans ihalesi, Vodafone’un Türkiye pazarına yaptığı
üçüncü en büyük yatırım niteliğini taşıyor. Diğer yandan 4.5G
konusundaki kararlılığımızın bir göstergesi olarak, ihale
bedelini peşin ödeme yolunu seçtik.”
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
33
GÜNDEM
TÜRK TELEKOM’UN 2015 YATIRIMLARI
3 MİLYAR LİRA SEVİYESİNDE
BİRÇOK ALANDA TÜRK TELEKOM
Türk Telekom, yatırımlarını arttırmaya devam
ediyor. Mobil pazarında da etkin olmaya çalışan
Türk Telekom, 2015 yılında 2.9 milyar lira yatırım
harcaması yapacak.
Türk Telekom, hem iletişim alanında hem de mobil
pazarda yükselmeye devam ediyor. Türk Telekom Grubu
üçüncü çeyrek sonuçlarına göre, mobil gelirler yıllık
yüzde 14 büyürken mobil abone sayısı ise 17 milyona
ulaştı. 2015 yılı yatırım harcaması ise spektrum lisans
ücretleri hariç tahmini 2.3 milyar liradan 2.9 milyar liraya
çıkarıldı. Türk Telekom Grubu’ndan yapılan açıklamaya
göre, faturalı abone oranı yüzde 50 ile pazardaki lider
konumu pekiştirdi. Mobil data gelirleri üçüncü çeyrekte
yıllık yüzde 38 artarken, akıllı telefon penetrasyonu
yüzde 64’e yükseldi.
Türk Telekom CEO’su Rami Aslan, sonuçlara ilişkin
şu değerlendirmelerde bulundu: “Türk Telekom
Grubu olarak operasyonel anlamda güçlü olduğumuz
bir çeyreği geride bıraktık. Lider sabit hat ürün ve
hizmetlerimize ek olarak mobil alanda da kendimizi
daha yukarılara çıkacak şekilde konumlandırdık. Fiber
ve mobil şebekeye yıllardır yaptığımız yatırımlar ve
hizmet seviyemizdeki iyileşmenin, müşteri sadakatine
yansıdığını görüyoruz. Üçüncü çeyrek, Grubumuzun
sürdürülebilir performansı için önemli bir kilometre taşı
niteliği taşıyor. Ağustos ayında mobil iletişim alanında
yeni spektrumlar elde etmek için başarılı bir ihale süreci
yaşadık ve çok avantajlı bir spektrum portföyü satın
almayı başardık. UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi
maçlarını münhasır içerik olarak yayınlamaya başladık.
Ayrıca, yeni uydu platformumuzu lanse ederek kapsama
alanımızı genişlettik. Bu inisiyatiflerin ilk sonuçları
abone net kazanımı açısından çok olumlu oldu.”
ABONE SAYISI 8 MİLYONA YAKLAŞTI
Türk Telekom Grubu’nun açıklamasında yer alan
bilgilere göre, toplam sabit genişbant abone sayısı 7.8
milyona ulaşırken, 94 bin olan net kazanımın 88 bini fiber
altyapıyı kullanan abonelerden geldi. UEFA Şampiyonlar
Ligi ve Avrupa Ligi münhasır maç yayınları ile mevcut
IPTV platformunu tamamlayıcı olarak kurulan uydu
platformu lansmanı ile artan kapsama alanının etkisiyle
TV abone kazanımı üçüncü çeyrekte net 56 bin olarak
gerçekleşti.
TÜRKİYE’NİN SERVETİ: 1 TRİLYON 25 MİLYAR DOLAR
Türkiye günden güne zenginleşiyor. Credit Suisse’in
Küresel Servet Raporu’na göre Türkiye’de yetişkin
kişi başına düşen servet 2000 yılında 12,342 dolardan
2015 yılında 19,301 dolar seviyesine yükseldi.
Uluslararası kredi derecelendirme şirketleri Türkiye raporlarını
sunmaya başladı. Bunlardan biri de Credit Suisse. Credit
Suisse’in tahminlerine göre 2015 yılında Türkiye’nin toplam
serveti 1 trilyon 25 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Türkiye’nin 2015 ortası itibariyle global servetten aldığı
pay yüzde 0,4 olurken, 53 milyon 83 bin yetişkinin olduğu
Türkiye’de medyan kişi başına servet 4,469 dolar olarak
hesaplandı.
34
ÖZEL SEKTÖRÜN DEĞERİ DAHA YAVAŞ ARTACAK
Global servetin Haziran 2020’ye kadar yıllık yüzde 6,6 artarak
345 trilyon dolar seviyesine ulaşacağını tahmin eden Credit
Suisse, geçtiğimiz yıl yaptığı projeksiyonda ise 2019’a kadar
servetin yılda yüzde 7 artarak 369 trilyon dolar olacağını
öngörmüştü.
Banka raporunda global ekonominin beklendiği kadar hızlı
büyümemesi nedeniyle özel sektör servetinin önceki tahminlere
göre daha yavaş şekilde büyüyeceğini bildirdi.
Credit Suisse raporunda, “Global ekonomik görünüm önceki
beklentimizden daha zayıf. Bu projeksiyonlarımızı aşağı yönlü
revize etmemize yol açtı” ifadelerine yer verdi.
Ekoreel ∆ Kasım 2015
MAKALE
Doç. Dr. İshak Emin Aktepe
VEKÂLE Bİ’L-İSTİSMÂR (WAKALA) / YATIRIM VEKÂLETİ
İnsanlar bazı eylemlerde başkalarını kendileri namına işlem
yapmaya yetkili kılabilirler. Bu durumla hayatın hemen
her safhasında karşılaşılabilmektedir. Buna vekâlet denilir.
Buna göre vekâlet kişinin belli bir tasarrufta, başkasını kendi
yerine koymasıdır. Meşrûiyeti konusunda en ufak bir tereddüt
bulunmamaktadır. Hatta İslâmiyet’te ibadetlerde dahi vekâlet
kabul edilmektedir. Başkası namına hac yapmak, zekât dağıtmak
ve kurban kesmek dinen meşrû görülmektedir. Vekâlet yazılı
olabileceği gibi sözlü de olabilir. Açıkça vekâlet verilmedikçe
vekâlet verilmiş olmaz. Ancak vekâlet vermek için vekâlet
lafzı ve türevlerinin kullanılması zorunlu değildir. Vekâlet
verildiği manası taşıyan başka lafızlarla da vekâlet verilebilir.
Vekilin kendisine vekâlet verildiğinden haberinin olması şarttır.
Kime vekâlet veriliyorsa onun açıkça tayin edilmesi de gerekir.
Vekâletin kabûlü sarih bir şekilde yapılabilir. Yani “vekâletinizi
kabul ettim” denilebilir. Ancak bu zorunlu değildir. Kendisine
vekâlet verme irade beyanı ulaşan kişi, vekâletin gereğini yerine
getirirse vekâleti kabul etmiş sayılır. Vekâletin kabulü, vekâlet
verme teklifinin hemen ardından yapılmak zorunda değildir.
Vekâlet vermek için müvekkil ve vekilin aynı yerde bulunması
şart değildir. Müvekkil ve vekil kural olarak dilediği anda
vekâlete son verebilir. Ancak vekil vekâlet gereği işlem yapmış
taahhüde girmişse taraflar ancak karşılıklı rıza ile vekâlete son
verebilirler. Vekâlet ücretle kabul edilebileceği gibi ücretsiz de
olabilir. Ücretin maktû veya oransal olması ya da prim şeklinde
belirlenmesi mümkündür. Örneğin vekile günlük, aylık ya da
yıllık belli miktarda ücret takdir edilebileceği gibi, kendisine
verilen işin belli bir yüzdelik oranı da ücret olarak tespit edilebilir.
Yine tespit edilen bir bedelin üzerinde elde edilen kâr da vekâlet
ücreti olarak vekile verilebilir. Para transferi yapan bir şirkete
aylık transferi gerçekleştirilen miktarın % 0.3’ü veya konut
için belirlenen fiyatın üzerinde gerçekleştirilen satışlardaki fark
vekâlet ücreti olarak akde bağlanabilir.
Müvekkil neyi yapmaya ehilse ancak o tasarrufu başkasına
tevdî edebilir. Ayrıca kişi, ancak hukûken yetkisi olan tasarruf
konusunda başkasına vekâlet verebilir. Vekilin, vekâlete uygun
yaptığı tasarruflar müvekkili bağlar. Vekil, müvekkil tarafından
başkasına vekâlet vermeye de yetkili kılınmışsa başkasına vekâlet
verebilir. Mal alımı için verilen umûmi vekâlette alınacak malların
sınırlanmaması akde zarar vermez. Malların nevinin, sıfatının ve
semeninin (bedelinin) belirlenmesi şart değildir. Vekâletten her
iki tarafta dönme hakkına sahiptir. Vekil, müvekkilin koştuğu
bütün şartlara riâyet etmek zorundadır. Vekâlet zaman ve mekan
ile de sınırlandırılabilir. Vekil bir kişi olabileceği gibi birden fazla
da olabilir. Vekil, vekâlet konusu işi yaparken yaptığı masrafları
müvekkilden alır. Müvekkil, kendisi adına alım yapması için
vekâlet vermişse, malın alımı için gerekli parayı vekile vekâlet
sırasında vermek zorunda değildir. Vekil kendi parasıyla malı
alıp sonra müvekkilden parasını tahsil edebilir. Vekil, vekâlet
konusu iş sebebiyle zarara uğramışsa müvekkil bu zararı tazmin
etmelidir. Tazmin için zararın kesin olması, vekilin kusurunun
bulunmaması ve vekâletin ifası yüzünden zarar edilmiş olması
şarttır. Müvekkil, vekili dilediği zaman azledebilir. Ancak
vekâlete başkasının hakkı taalluk etmişse hak sahibinin rızası
olmadan azil gerçekleşemez.
Vekâlet hakkında arzedilen bu bilgilerden hareketle denilebilir ki
tasarruf sahipleri her zaman en uygun yatırım araçlarını tercih edip
bunlardan istifade edebilecek kabiliyette olmayabilmektedirler.
Bu yüzden pek çok aracı kuruluşlar ortaya çıkmış ve yatırımcılara
hizmet sunar olmuştur. Yatırım vekâleti de böylesi bir işlemdir.
Bu işlemde tasarruf sahibi elindeki meblağı işletmesi için vekile
vekâlet verir. Vekil bu işlem karşılığında bir ücret alabilir. Zira
burada ücretli vekâlet söz konusudur ki bir nevi kira (hizmet
akdi) sözleşmesi yapılmış olmaktadır. Bu durumda vekil kâr
ve zarara ortak değildir. Kâr ve zarar tamamen yatırımcının
olur. Ancak vekilin kasıt, kusur ya da şarta muhâlefeti varsa
bundan kaynaklanan zararı tazminle mükelleftir. Vekil ile
yatırımcı, kârın belli bir yüzdesinin tasarruf sahibine, geri
kalan kısmının ise bankaya ait olması üzerine de anlaşabilirler.
Örneğin yatırımcıya verilecek % 10 kârın üstünde ne kadar
kâr edilmişse bu kısım yatırım vekilinin olacaktır diyebilirler.
Ancak bu durumda vekilden % 10 kârı garanti etmesi istenemez.
Vekilin, vekâlet sermayesi ile yapacağı işlerde müşterilerine
kefil olup olamayacağı tartışmalıdır. AAOIFI Fıkıh Kurulu
tarafından vekâlet akdi içinde kefâlet şartı ileri sürülemeyeceği
ancak ayrı bir akitle vekilin müşterilerine kefil olabileceği ifade
edilmiştir. Karar şöyledir: “Vekâlet ile kefâleti aynı akit içerisinde
birleştirmek câiz değildir. Çünkü vekâlet ve kefâlet akitlerinin
muktezası / yapısı birbirine zıt hükümler içermekte ve yatırım
vekilinin tazminle yükümlü olması şartı, sermaye ile birlikte
belirli oranda bir getirinin garanti edilmesi anlamına geldiği için,
gerçekleştirilen işlemi faizli krediye çevirmektedir. Eğer vekâlet
akdinde kefâlet şart koşulmamışsa vekil daha sonra muamelede
bulunduğu ve ticaret yaptığı kimselere ayrı bir kefalet sözleşmesi
akdetmek suretiyle kefil olabilir. Çünkü bu halde vekil oluş
vasfıyla bağlantılı olarak aynı zamanda kefil olmuş sayılmaz;
akdedilen sözleşmeler birbirinden ayrı olduğu için vekilin ayrı bir
sözleme ile elde ettiği kefil vasfı, vekâletten azledilse bile devam
eder”. Kanaatimizce vekilin kefâletine mani bir durum yoktur.
Özellikle de zaten yaptığı ticaretten kaynaklanan alacaklarını
tahsil edebilen bir yapının müşterilerine kefil olması daha da
uygundur. Böylece vekilin kötü niyetine karşı müvekkil de
korumaya alınmış olacaktır. Son olarak müvekkil, vekile teslim
edeceği sermayenin belli bir kâr oranı altında işletilmemesini şart
koşabilir.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
35
GÜNDEM
LOJİSTİK PAZARI MEGA PROJELERLE
BÜYÜYECEK
önündeki en büyük engellerden biri
olduğunu söyledi.
JLL Türkiye Sanayi ve Lojistik Müdürü Anıl Baştaş
Turpçu, 3. Köprü, 3. Havalimanı, Organize Liman
Bölgesi ve Liman Kent Projesi gibi önemli altyapı
projelerinin lojistik pazarı üzerindeki olumlu
etkilerinin iki yıl içinde görüleceğine dikkat çekti.
Kurumsal gayrimenkul danışmanlığı alanında faaliyet
gösteren JLL Türkiye tarafından hazırlanan Ticari
Gayrimenkul Pazarı Raporu’na göre, Türkiye, EMEA
(Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) bölgesindeki gelişmekte
olan lojistik pazarlar arasındaki konumunu koruyor.
Türkiye’nin bu konumunu korumasında güçlü talep, inşaat
halindeki projeler ve planlanan arz önemli rol oynuyor.
Raporda İstanbul ve Kocaeli’ni kapsayan Marmara
Bölgesi’ndeki lojistik sektörünün dinamiklerini arz ve talep
yönünden incelediklerini söyleyen JLL Türkiye Sanayi ve
Lojistik Müdürü Anıl Baştaş Turpçu, “Lojistik Derneği’nin
verilerine göre Türkiye’de sektörün büyüklüğünün
2017 itibariyle 108-140 milyar dolar aralığında olması
bekleniyor. Yılın ikinci yarısında arsa değerleri ve boşluk
oranındaki artışa karşılık, talep, mevcut arz, inşaat halindeki
arz, birincil kira ve kiralama işlemleri gibi kalemlerin yatay
bir seyir izleyeceği düşüncesindeyiz” diye konuştu.
Pazarın gözü mega projelerde
İstanbul-Kocaeli bölgesinde Türkiye’nin birincil lojistik
pazarı olması dolayısıyla arsa fiyatlarının Avrupa lojistik
pazarlarına kıyasla yüksek kaldığına dikkat çeken Anıl
Baştaş Turpçu, bunun uluslararası yatırımcıları çekmenin
36
Ekoreel ∆ Kasım 2015
“Almanya, Fransa ve İngiltere
gibi gelişmiş lojistik pazarlarla
karşılaştırıldığında
bölgedeki
yüksek arsa maliyetleri sebebiyle
ortaya çıkan lojistik getiri oranları
uluslararası yatırımcı açısından
cazibesini
kaybediyor”
diye
konuşan Turpçu, “Kira seviyelerinin
beklenen
getiri
oranlarını
karşılayamadığı görülüyor. Bununla
birlikte, 3. Köprü, 3. Havalimanı,
Organize Liman Bölgesi ve
Liman Kent Projesi gibi önemli
altyapı projelerinin lojistik pazarı
üzerindeki olumlu etkilerinin önümüzdeki iki yıl içinde
görülmesi bekleniyor” dedi.
Yeni yatırım alanları oluşacak
Turpçu’nun verdiği bilgilere göre, İstanbul-Kocaeli
bölgesinde altyapı ve yapım süreçleri devam eden mega
projeler, bölgede altyapısı kurulmuş yeni yatırım alanları
yaratılması açısından lojistik pazarı için çok büyük önem arz
ediyor. Bu projelerin faaliyete geçmesi ile beraber İstanbulKocaeli hattında yoğunlaşan birincil lojistik pazarının
doğuya ve İzmit körfez geçişinin de tamamlanmasıyla
güneye doğru genişlemesi bekleniyor. Projeler henüz
tamamlanmadığı halde, yerel ve uluslararası müşterilerin
bölgedeki depo arayışlarında artış olduğu dikkat çekiyor.
Birincil kiralar sabit kaldı
Yılın ilk yarısında birincil kiraların 7 dolar seviyesinde sabit
kaldığını vurgulayan Anıl Baştaş Turpçu, A sınıfı yüksek
kalitede lojistik arzına yönelik artan talep dolayısıyla,
lojistik pazarındaki birincil kiraların kur dalgalanmalarından
etkilenmediğini söyledi. Turpçu’nun verdiği bilgilere göre,
aynı dönemde 377 bin metrekarelik lojistik kiralama işlemi
gerçekleşirken, kiralama işlem hacmi 2014 yılının aynı
dönemine göre küçük bir düşüş kaydetti.
İhracat hacmi payı daraldı
Lojistik sektöründeki talebi değerlendiren Turpçu, “İstanbul
ve Kocaeli illerini kapsayan Marmara Bölgesi, Türkiye’nin
birincil lojistik pazarı konumunda bulunuyor. İstanbul Avrupa
Yakası’nda Hadımköy ve Esenyurt, Asya Yakası’nda Tuzla,
Kocaeli’nde ise Gebze, Çayırova ve Dilovası, Marmara
Bölgesi’nin başlıca lojistik alt pazarları olarak öne çıkıyor.
Ortadoğu’daki mevcut karışıklık nedeniyle ihracat hacmi
payında daralma yaşandığı görülüyor” şeklinde konuştu.
Arzda artış
Pazardaki arzı da değerlendiren Anıl Baştaş Turpçu şunları
söyledi: “2014 sonunda 7,8 milyon metrekare seviyesinde
bulunan bölgedeki toplam lojistik arzı, 2015’in ilk yarısı
itibariyle 8,1 milyon metrekareye ulaştı. 2014 yılsonunda 653
bin metrekare olan inşaat halindeki stok ise yılın ilk yarısında
910 bin metrekareye yükseldi. Pazarda, Kocaeli ve İstanbul
alt pazarlarında yaklaşık olarak 2,6 milyon metrekarelik
stokun planlama aşamasında olduğu hesaplanıyor.”​
E-ticaretin lojistik pazarı üzerinde beklenen olumlu etkiyi
yaratamadığını belirten Anıl Baştaş Turpçu, “Türkiye’de
e-ticaretin piyasa performansı durgunluk gösteriyor.
Beklenen ivme henüz yakalanabilmiş değil. Uluslararası
pazarlarda yaygın olarak kullanılan ara çözümler ve
hizmetlerdeki çeşitlilik sağlanamadığı için, e-ticaret ve
lojistik hizmetleri arasındaki iş akışının Türkiye’de tam
olarak tesis edilemediğini söyleyebiliriz. Şu an perakende,
hızlı tüketim ve otomotiv, lojistik pazarını taşıyan başlıca
sektörler olarak sıralanıyor” dedi.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
37
MAKALE
Abdullah Bozgeyik
[email protected]
GİRİŞİMCİLİK, KAPANAN ŞİRKETLER, İŞSİZLİK VE
SİLİKON VADİSİ RÜYASI
Genç girişimciyim. Kendime ve projeme güveniyorum. Sektörde
başarılı olacağım sonra sıra Silikon Vadisi’nde diyorsanız,
bu sandığınız kadar kolay olmayabilir. İlk engel girişiminizin
küresel olup olmaması ve kendinizi ifade edebilme düzeyiniz
olacaktır. Durun hemen konuyu salt İngilizce konuşma becerisi
ile karıştırmayın ki o da önemli ama ilk sıralarda olan projenizin
güçlülüğü ve hedeflediğiniz pazar ölçeğine uygunluğu, stratejik
kurgusu ve uygulama yaygınlaştırma başarı kriteri yüzdesidir.
Bazı öneriler sıralayacak olursam;
Girişimcilik denilince; “fikirden uygulamaya, teknolojiyi
kullanma, ciddi hazırlık, kısa ve uzun vadeli planlama, yatırım
alma ve ortak bulma kriterlerine uygun olma, iş ortaklarıyla
çalışma, stratejik kararlar alabilme, uluslararası arenaya
çıkmak, silikon vadisi, Birleşme ve Satın alma derken Halka
açılma ile sürüp giden” bir serüvenin içine girmiş olmuyorsunuz.
Tabi şansınız yaver giderse, iyi hazırlanırsanız ve fikriniz
kadar ekibiniz de güçlü, rotanız doğru, kılavuzunuz uzman
ve azimliyseniz, sonrasında danışmanın dediklerini doğru
anlamanız, uygulamanız ve en önemlisi müşterinin taleplerine
cevap vermenize bağlı olur başarı yüzdeniz. Yapabilirsiniz.
● Çoğu girişimde ne ve ne kadar ürettiğin değil sahada ne kadar
çok kişiye ulaştığının önemi vardır. Eğer başlangıç düzeyinde
isen ciro, sonra ne kadar kazanç elde ettiğin önemli.
Önce başarıya ulaşamamış bazı örnekler yıllar itibarı ile;
2001 yılında TETPO- Trade point girişimi, Projenisat, Eğitim
içerikleri ve firmalar için HD Video yayın platformu EKOBİTV, FashionTürkTV, İstanbulHD-TV, ŞemsTV, Weblebi, Tio.
com.tr, Estore.com.tr, Koysepete, Yeterkiiste, Pabbuc.com,
Enhas-Zabel Hizmet ve Tesis Yönetimi, Designlocks, Evimister,
Gurunzi, Saklışehir, Kupongezgini ve Teketek, Limango ve
Şehir Fırsatı (2015) yılında, Modajenik ise açışından birkaç
hafta sonra kapanmıştı.
STK – Sivil Toplum Kuruluşları için de örnekler var. Örneğin
büyük hayaller ve uğraşılarla kurulan, KOBİ’ler için ulusal ve
uluslararası çalışmalar yapan KOGİDER (Kobi Girişimci İş
Dünyası Derneği) ise kurulduğundan bir yıl sonra kapandı.
Başarılı olanların sayısı ne yazık ki hep daha az. Bazı örnekleri;
Yemeksepeti, TürkTicaret.net, Hepsiburada, Sahibinden,
Gittigidiyor, Markafoni, Ebebek, Grupanya gibi sıralayabiliriz.
Öte yandan sadece e-ticaret ve teknoloji ile ilgili girişimler
batmıyor. TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) verilerine
göre 2014’de 57.710 şirket kuruldu ve 14.002 şirket ise kapandı.
Yine TOBB verilerine göre 2015 Ağustos ayında kurulan 397
yabancı şirketin 156’sı Suriye, 27’si Irak ve 26’sı Irak ortaklı
olarak kuruldu.
Kısaca işsizlik oranları yüzde olarak; 2000 (6.5), 2001 (8.4),
2005 (10.6), 2009 (14.0), 2011 (9.8), 2014 (10.1) ve Temmuz
2015 (9.8) olmuş. Ne yazık ki rakamlara yansımayan işsizlik
ve özel sektörde asgari ücret altında bile çalışanların olması da
büyük sorun.
38
Ekoreel ∆ Kasım 2015
● Salt iş fikriniz varsa daha yolun çok başındasınız
demektir. Sonra iş modeli geliştirip iş planınızı uygulamaya
koyduğunuzda, derken ciro, büyüme konuşmaya başladıysanız,
şeffaflık ve karşılaştırma devreye girer. Sonra ise ne kadar çok
kişiye ve dahası doğru kişilere ulaştığınız önemli ki ancak böyle
yatırım alabilirsiniz.
● Yerel pazara hitap ediyorsanız ulusal pazarda başarı şansınız
olmaya bilir. Eğer teknoloji ve sosyal medya odaklı bir iş
fikriniz varsa Türkiye pazarına hitap eden çalışma ve başarınıza
güvenmeyin çünkü yurt dışında yeterli olmayacak.
● Silikon vadisi rüyanız varsa yerel planlanmış ve başlamış
proje ile değil, ulusal pazarda güçlü, birkaç ülkeye yayılacak ve
başarılı olacak girişimle yola çıkın.
● Danışmanınız size gerçekten stratejik rehber olsun yoksa
girişiminizin yeni teknolojilerle (Bulut vb) ilgili olması dahi işe
yaramaz.
● Başarı için sürekli ve düzenli pazarlama yapın, ciddi zaman
ve bütçe ayırın.
Unutmadan “Girişimcilik” ateşten gömlektir ama denemekten
başka şansımız da yok. Devlet memuru maaşı ile ev, araba
almak, çocuklarını üniversitede okutmak ve geleceğe güvenli
olarak bakmak hiçbir dönemde mümkün olmadı. Birçok
hata yapmış ve başarısız olmuş o kadar çok girişimci var ki
inanamazsınız. Bu yazı sonrası biz de deneyelim hatta (hocaya)
soralım ve ücretsiz danışmanlık alalım derseniz “Ucuz etin
yahnisi tatsız olur.” atasözünü hatırlayın. Muhtelif girişimleri
zaten destekliyorum. Bu arada yakında “York Üniversitesi
Türkiye” derslerim başlıyor.
Girişimler, listeler ve oranlar zamanla değişecektir doğal
olarak. Yazıda geçen firma bilgi, rakam ve yüzdelere internette
yapacağınız araştırmayla ulaşabilirsiniz. Dileğimiz gelişmelerin
olumlu olmasıdır. Önemli olan geleceğe kalan firmalarımızın ve
girişimlerimizin artması olacaktır. Bunu ise ancak girişimciliği
destekleyerek ve kişilerde girişimcilik ruhunu ateşlemekle
sağlayabiliriz. Girişimcilik kitabım “Girişimcilere Yol
Haritası –Hayat 2005” fikir vermesi açısından paylaşıyorum.
Girişiminizde başarılar dilerim.
GÜNDEM
TERÖRE HAYIR KARDEŞLİĞE EVET
Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK)
11’inci kez Afyon’da toplandı. Toplantı başlığı “Teröre
Hayır Kardeşliğe Evet” sözü oldu. Türkiye Genç
İşadamları Konfederasyonu Başkanı Erkan Güral
Türkiye’nin son dönemlerinde yaşanan olaylara dair
değerlendirmede bulundu.
Türkiye’nin sıkıntılı bir süreçten, zorlu bir dönemeçten geçtiğini
bildiren TÜGİK Başkan Yardımcısı ve Çukurova GİAD
Başkanı Ömer Faruk Sakarya da, terörün amacının ülkeyi kaosa
sürüklemek olduğunu, terörün ülkede yaşayanların umuduna
da baskı yaptığını kaydetti. Ömer Faruk Sakarya, TÜGİK
toplantısının ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
TÜGİK’in 11’inci Başkanlar Kurulu Toplantısı, Afyon Güral
Otel’de yapıldı. Türkiye’nin tüm bölgelerinden GİAD ve
federasyon başkanlarının bir araya geldiği toplantı 2 gün
sürdü. “Teröre Hayır Kardeşliğe Evet” başlığıyla gerçekleşen
toplantıda, Türkiye’de son aylarda tırmanan terör olayları
kınandı, Türkiye’deki son siyasi ve ekonomik gelişmelere
ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunuldu. Türkiye’de Türk,
Kürt, Alevi, Sünni, Laz, Çerkez demeksizin, hiçbir ayrım
gözetmeksizin herkesin Cumhuriyetin kurulduğu günden bu
yana kardeşçe, bir arada yaşadığı dikkat çekilen toplantıda
yapılan konuşmalarda, Türkiye’nin bütünlüğüne karşı oynanan
oyunlara karşı dikkatli olması gerektiği de vurgulandı.
KARDEŞLİK KAZANSIN
GÜN BİRLİK GÜNÜDÜR
TÜGİK Başkanı Erkan Güral, yaşanan terör olaylarına karşı
dosta düşmana ülke olarak birliği göstermek gerektiğini
vurguladı. Güral, “Gün, birlik olma günüdür. Kökenimiz,
kimliğimiz, inancımız her ne olursa olsun, 78 milyon hepimiz
birlikte Türkiye’yiz. İşte bu salon, bunun en güzel örneğidir.
Türkü, Kürdü, Arabı, Lazı, Çerkezi, Alevisi ve Sünnisi hepimiz
bir aradayız. Büyük ve güçlü Türkiye için daha fazla ne
yapabilirizin çabasındayız” dedi.
“TÜGİK Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda da ülke gündemini,
terörü, ekonomiyi değerlendirdik. Çok faydalı bir toplantı oldu.
İş dünyası olarak gelecekten umutluyuz. Terörün amacı belli.
Huzursuzluk yaratmak, kaos yaratmak, umutları tüketmek,
yıllardır bir arada yaşamış insanlar arasına nifak sokmak,
kargaşa çıkarmaktır. Türk Milleti, ülkemiz üzerinde oynanan bu
oyunlara asla gelmeyecektir. İş dünyası da Türkiye’nin geleceği
konusunda umudunu asla yitirmemiştir. Terör birliğimizi
bozamaz. Buna kimse müsaade etmez. Yıllardır et-tırnak gibi
birbirinden ayrılmadan, karşılıklı olarak birbirini sorgulamadan,
ayrım yapmadan Türkiye sınırları içinde yaşayan herkes
bundan sonra da yaşamlarını aynı sürdürecektir. Bir ülkede
yaşayanların huzuru, refahı, mutluluğu o ülkenin ekonomisi
ile doğru orantılıdır. İş dünyası da bunun farkındadır. Ülkede
refahın artması, insanların mutluluğu için iş dünyası elinden
gelen çabayı göstermektedir, bundan sonra da gösterecektir.
Ancak, bu huzur ve mutluluk ortamının sağlanmasına engel
olmayı da amaçlayan terörün galip gelmemesi için ülkemizde
yaşayan herkesin moralini asla bozmadan, el ele vererek
kenetlenmesi, barış içinde yaşamayı sürdürmesi, geçmişte
olduğu gibi gelecekte de terörün değil, kardeşliğin kazanması
hepimizin ortak arzusudur.”
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
39
KATILIM DÜNYASI
KATILIM BANKASINDA “AR-GE” DEMEK
KUVEYT TÜRK DEMEK
Bakanı Fikri Işık, Kuveyt Türk Bilgi Teknolojileri Grup
Müdürü Mücahit Gündebahar’a takdim etti. Ödülü alırken
bir konuşma yapan Gündebahar, “Kuveyt Türk Ar-Ge
Merkezi, bilgi birikimi ve çalışanların büyük emekleriyle
bankacılık sektörüne yenilik getiren işlere imza atıyor,
hem ülkemizde hem de uluslararası platformlarda başarılı
performansı ile takdir ediliyor. Ar-Ge merkezimiz son
zamanlarda peş peşe bize onur veren ödüllere layık
görüldü. İkinci kez sektörümüzde birinci olmak, Ar-Ge de
sürdürülebilirliği yakaladığımızın açık bir göstergesidir.
Tüm Ar-Ge Merkezi çalışanlarımıza vermiş oldukları
emekler için teşekkür ediyorum” dedi.
Ar-Ge yatırımlarının Türkiye ekonomisinin ve sanayisinin
gelişimi ve dünya ekonomisinde Türkiye’nin prestijini
artırmada önemli olduğunun altını çizen Gündebahar,
Kuveyt Türk olarak sektöre katkıda bulunmak için
çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
Katılım bankacılığının öncülerinden olan Kuveyt
Türk, ikinci kez “En iyi Ar-Ge Merkezi” ödülü aldı.
Kuveyt Türk Katılım Bankası, Ankara’da yapılan zirvede
Bankacılık ve Finans kategorisinde “En İyi Ar-Ge Merkezi”
seçildi. Ödülü, zirveye katılan Bilim Sanayi ve Teknoloji
Türkiye’nin 2023 vizyonu çerçevesinde atılan önemli
adımlar ile yenilikçilik alanındaki potansiyelini harekete
geçirmek adına 215 Ar-Ge merkezinin kendi kategorileri
içinde değerlendirilerek verildiği ödüller, katma değeri ve
teknolojik düzeyi yüksek ürünler üreten firmaların Ar-Ge
ve girişimcilik faaliyetlerini teşvik etmeyi amaçlıyor.
Touch ID’i kullanan
ilk katılım bankası:
Katılım dünyasında teknolojik bazda son sürat
giden Albaraka Türk Katılım Bankası, Touch ID
teknolojisini kullanan ilk katılım bankası oldu.
Albaraka, basit işlem adımları, kolay ve hızlı işlem
imkanıyla ön plana çıkan uygulamasında, Touch ID
teknolojisini kullanan ilk banka oldu. Albaraka müşterileri,
iOS 8 işletim sistemli ve Touch ID özellikli iPhone ile Mobil
Şube’ye şifre tuşlamadan, cihazlarında kayıtlı parmak izi
ile girebilecek; mobil şube üzerinden gerçekleştirilecek
havale ve EFT işlemlerinden ücret alınmayacak.
TEKNOLOJİ DEMEK ALBARAKA DEMEK
Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Fahrettin Yahşi,
bankacılıkta teknolojik ilerlemeyi yakalamak ve bir adım
öne çıkmak adına yapacakları yenilikleri sürdüreceklerini
belirterek, “Bankacılık sektöründe teknolojiyi yakalamak
hem verdiğimiz hizmeti hem müşteri portföyümüzü
geliştirmek adına bizim için önemli. Hizmet kalitemizi
her anlamda arttırmak ve günümüzün gerekliklerine uyum
40
Ekoreel ∆ Kasım 2015
sağlamak için gelecek dönemde de teknoloji merkezli
çalışmalarımızı sürdüreceğiz. KOBİ bankası olduğumuzu
her yerde hatırlatmaktan büyük onur duyuyoruz. Yakın
gelecekte teknolojik bankacılık da nazarımızda KOBİ
bankacılığı kadar önem kazanacak” açıklamasında bulundu.
“KATMA DEĞERLİ ÜRETIM YAPMAK
MECBURİYETİNDEYİZ”
Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı işbirliği ile G20 faaliyetleri
kapsamında düzenlenen Uluslararası KOBİ Konferansı’na
panelist olarak katıldı. İstanbul Kongre Merkezi’nde
düzenlenen “KOBİ’ler için İslami Finans’ın Düzenlenmesi
ve Etkinleştirilmesi” başlıklı panelde katılım bankacılığı
özelinde değerlendirmelerde bulunan Taban, Türkiye’nin
dünyada en büyük 10 ekonomiden biri olması için en büyük
görevin KOBİ’lere düştüğünü belirtti.
Üretimde ve ihracatta katma değerli üretime vurgu yapan
Taban, “Silikon Vadisi’nde yetişen, hepimizin cebinde olan
bir ‘elma’yı alabilmek için Gaziantep’teki fıstık üreticimiz
50 kilo fıstık satmak zorunda kalıyor. Aynı elmayı satın
alabilmek için 65 kilo fındık ve 250 kilo çay satmamız lazım.
Bu trajik bir durum. Bu rakamlara baktığımızda katma
değerli ürün üretmek mecburiyetindeyiz” dedi.
Albaraka Genel Müdür Yardımcısı Bülent Taban
“Silikon Vadisi’nde yetişen bir ‘elma’yı alabilmek
için Gaziantep’teki fıstık üreticimiz 50 kilo fıstık
satmak zorunda bu trajik bir durum. Katma değerli
üretim yapmak mecburiyetindeyiz” açıklamasında
bulundu.
Bülent Taban, Dünya Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve
BAŞARIMIZA
BAKMAK
BAKMANIZ GEREK
İÇİN
İNAVOSYONA
Taban, Türkiye’nin dünyada marka haline gelmiş, yaptığı
ihracatlarla dikkat çeken şirketlerin başarı hikayelerine de
değindi ve şunları söyledi: “KOBİ bankasız, banka KOBİ’siz
olamaz. KOBİ’lerin bankaların finansal desteğine ihtiyaçları
var. Türkiye için inovasyon kapasitesini geliştirmek
olmazsa olmazımız. Türkiye’nin başarı hikayesi, inovasyon
kapasitesinin geliştirilmesinde gizli.”
ZİRAAT KATILIM’DAN İKİ ŞUBE DAHA
Ziraat Katılım şube sayısını arttırmaya devam
ediyor. Ziraat Katılım, Ankara ve Çorum’a şube
açtı.
Ziraat Katılım Çorum
Çepni Mahallesi İnönü Caddesi No: 61 Merkez / Çorum
adresinde faaliyete başladı.
Ziraat Katılım Ankara
Ostim Mahallesi Ostim OSB 100.Yıl Bulvarı No: 46
Yenimahalle Ankara’da faaliyete başladı.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
41
KATILIM DÜNYASI
KATILIM BANKALARI ORANLARI
26.10.2015 tarihi itibariyle dağıtılan aylık kar payı oaranları
Albaraka
Bank Asya
Kuveyt Türk
Türkiye Finans
TL
USD
EUR
7,57
5,82
6,99
6,57
7,1
1,61
0,24
1,25
1,44
1,33
1,64
0,18
1,37
1,46
1,26
2,6
01.11.2015 tarihi itibariyle finansman oranları
Albaraka
* Bank Asya
Kuveyt Türk
Türkiye Finans
1,3
1,45
1,26
1,3
1,35
1,2
1,3
1,2
1,35
1,2
* Kar dağıtım tablosu 26.10.2015 tarihli TKBB internet sitesinden alınan verilere dayanılarak oluşturulmuştur.
* Karşılaştırmalı Finansman Desteği tablosu 01.11.2015 tarihi itibarıyla ilgili bankaların inretnet sitelerindeki beyanları
doğrultusunda oluşturulmuştur.
*Bank Asya finansman desteği oranı olarak sadece 12 ay vade tarihini açıkladığı için bu oranlar dikkate alınmıştır
FİNANSAL ŞEFFAFLIKTA BİRİNCİ OLAN BANKA
Türkiye Finans Katılım Bankası, WIBC 2015 (Dünya
İslami Bankacılık Konferansı) Finansal Şeffaflık
Endeksi sıralamasında; 100 üzerinden 58 puan
alarak Doğu Akdeniz Bölgesi bankaları arasında
birinci oldu.
WIBC Leaderboard 2015 (Dünya İslami Bankacılık
Konferansı) Finansal Şeffaflık Endeksi’ne göre Doğu
Akdeniz Bölgesi’nin lider bankalarını açıkladı. Finansal
Şeffaflık Endeksi’ne göre, Türkiye Finans 58 puan ile ilk
sırada yer aldı.
İslami
bankaların
finansal
şeffaflık
yönünden
değerlendirildiği sıralamada; Türkiye Finans’ı sırasıyla
Ürdün merkezli Jordan Dubai Islamic Bank, Jordan Islamic
Bank, Mısır merkezli Al Baraka Bank ve Türkiye’den
Kuveyt Türk Katılım Bankası takip etti.
SÜRDÜRÜLEBİLİR
GEÇER
BÜYÜME
ŞEFFAFLIKTAN
Türkiye Finans’ın İslami bankacılıkta Finansal Şeffaflık
Endeksi sıralamasında ilk sırada yer almasını değerlendiren
Türkiye Finans Genel Müdürü Osman Çelik, “Sürdürülebilirlik
stratejimiz gereği iyi bankacılık ve iyi kurumsal vatandaşlık
42
Ekoreel ∆ Kasım 2015
ana eksenimizde yer alıyor. Sorumluluk sahibi bir kurum
olarak müşterilerimizin ve paydaşlarımızın haklarını
gözeterek iyi bankacılık uygulamalarına imza atmak temel
hedefimiz. Adil fiyat politikamız ile müşterilerimizden aldığımız
tüm ücret ve komisyonları açık bir şekilde duyururken,
paydaşlarımızı da Banka’nın finansal bilgileri ve izleyeceği
stratejilere ilişkin düzenli olarak bilgilendiriyoruz. Dolayısıyla
bankacılıkta sürdürülebilir büyüme ve başarının şeffaflıktan
geçtiğine inanan bir Banka olarak izlediğimiz bu stratejinin
uluslararası kuruluşlar tarafından ödüllendirilmesi bizi hem
gururlandırıyor hem de geleceğe ilişkin yüreklendiriyor” diye
konuştu.
TÜRKİYE FİNANS’TA İSTİFA
Türkiye Finans Genel Müdür Yardımcısı Ali Güney istifa etti.
1999’dan beri Türkiye Finans’ın Hazine biriminde görev alan ve 2009’dan
bu yana da Hazine ve Finansal Kurumlar’dan sorumlu olarak genel müdür
yardımcılığı yapan Ali Güney, Türkiye Finans Katılım Bankası’ndan istifa
ederek Banka ile yollarını ayırdı.
EN İYİ ÇAĞRI MERKEZİ ÖDÜLÜ TÜRKİYE
FİNANS’IN
Katılım bankacılığında “çağrı merkezi” denildiğinde akla ilk gelen banka, Türkiye
Finans.
IMI Conferences tarafından bu yıl 10. kez düzenlenen ve sektörel başarının teşvik edilerek kalitenin
arttırılmasına katkı sağlamayı amaçlayan Türkiye Çağrı Merkezi Ödülleri sahiplerini buldu. Toplam
12 ana kategoride 15 kurumun ödül kazandığı törende, En İyi Çağrı Merkezi Performans /Gelişimi
birincisi olarak Türkiye Finans ödüle layık görüldü.
TÜRKİYE FİNANS’IN İLK YURTDIŞI ŞUBESİ:
BAHREYN
Türkiye Finans dünyaya açılıyor. Yurtdışındaki ilk
şubesi ise Bahreyn.
Türkiye Finans ilk yurtdışı şubesini Körfez bölgesinin
önemli finans merkezlerinden biri olan Bahreyn’de açtı.
Bahreyn Şubesi ile birlikte toplam şube sayısı 286’ya ulaşan
Türkiye Finans, Bahreyn’deki faaliyetlerini Bahreyn Merkez
Bankası tarafından verilen Toptan İslami Bankacılık lisansı
ile sürdürecek.
BAHREYN TÜRKİYE FİNANS İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Banka’nın Bahreyn’de şube açmasını değerlendiren Türkiye
Finans Genel Müdürü Osman Çelik “Türkiye Finans olarak,
yenilikçi ürün ve hizmetlerimizle Türkiye’de katılım
bankacılığı sektörüne yön veriyoruz. Bahreyn bizim için çok
önemli bir merkez ve ilk yurtdışı şubemizi Bahreyn’de açmış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Katılım bankacılığı
prensiplerinden ödün vermeden önümüzdeki dönemlerde de şubeleşmeye önem vererek büyüme ivmemize hızla devam
edeceğiz” dedi.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
43
MAKALE
Fikret AKDEMİR
KATILIM BANKACILIĞINDA MEVDUAT SİGORTA
FONU İHTİYACININ DOĞUŞU
Mevduat sahiplerinin haklarının korunması, finansal
istikrarın sağlanması ve güvenin tesisi için mevduat sigorta
fonunun oluşturulması gerekmektedir. Sigorta uygulaması
aynı zamanda olası finansal panikler (mevduata hucum)
sonucunda bankacılık sisteminin çökmesini engellemeyi
amaçlamaktadır. Nitekim 1994 yılında yaşanan krizden
sonra sistemde oluşabilecek mevduat hücumu (bank
run) endişesiyle, mevduat sigortasının kapsamı %100’e
genişletilmiştir. Daha sonra değişik zamanlarda mevduat
güvencesi sınırlandırılmış, halihazırda 100 bin TL limit
tanımlanmıştır.
Katılım Bankalarının topladıkları fonların büyük bir kısmını,
katılma hesapları oluşturmaktadır. Bu hesaplar “kâr-zarar
ortaklığı” esasına göre çalışmakta olup faiz ve hatta anapara
garantisi içermemeleri nedeniyle, ilk zamanlarda yapısı
gereği bir güvence altına alınması düşünülmemiştir. Diğer
taraftan katılım bankalarıyla ilgili, faaliyete başladıkları 1985
yılından 2001 yılına kadar büyük çaplı bir bunalım olmamıştır
(1990-91’deki Körfez krizi, 1994’te 5 Nisan kararlarına yol
açan kriz, 1997 Asya krizi, 1998’deki Rusya krizi ve son
olarak 2000 yılı Kasım krizinden yara almadan çıkmayı
başarmışlardır. Oysa sadece 1998- 2000 yılları arasında
11 adet mevduat bankası batmıştır). Bu nedenle katılım
fonlarının sigortalanmasıyla ilgili olarak 2001 yılına kadar
herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Katılım bankalarına
ait katılım fonlarının sigortalanması hususu, 2005 yıllarında
uygulanmaya başlamış bir müessesedir.
Fırlatılan Anayasa- Krizin manzarası
Türkiye ekonomisi, meselelerini öteleyerek 2001 yılına kadar
saklayabildi. Anayasa kitabının fırlatılmasıyla problemler
ortalığa saçıldı. Bankalar, bankacılık yapmıyordu. Reel
sektöre kredi verme gibi bir dertleri yoktu. En büyük
müşterileri devletti. Devlet adeta iflas etmişti. Yüksek faizle
44
Ekoreel ∆ Kasım 2015
bankalar üzerinden para toplamaya çalışıyordu. TCMB
rezervleri erimişti. Borsa-döviz-faiz allak bullak olmuştu.
Koca koca bankalar EFT’lerini, takasını kapatamaz hale
gelmişti. Hemen her gün ya bir banka batıyor ya da batacağı
konuşuluyordu.
İhlas Finans’ın Tasfiyesi
Yaşanan finansal-mali krizin, tasarruflarını bu kurumlarda
değerlendirmeyi tercih eden insanlar üzerinde panik etki
yapması ve ayrıca aynı tarihlerde, likitide krizine giren
İhlas Finans Kurumunun faaliyet izninin BDDK tarafından
10.02.2001 tarih ve 171 sayılı Kararla kaldırılması, Katılım
Bankalarında toplanan fonlar için de bir güvence sistemine
ihtiyaç olduğunu göstermiştir.
Sigortanın Yokluğunda Mevduata Hücum (Bank
Run)
İhlas Finans, Katılım Bankalarında krizin sistemik riske
dönüşünü göstermek açısından önemli bir örnektir. İhlas
Finans Kurumu’nun tasfiyesiyle birlikte Katılım Bankaları
kuruluşlarından itibaren hiç yaşamadıkları panikle
karşılaştılar. Katılım fonu sahiplerinin sisteme olan güveni
kaybolmuş, sektör çapında ve birbirine sirayet eden bir
mevduat hücumu yaşanmıştır.
Mal Canın Yongası
Katılım bankaları ile klasik bankaların müşteri profili/
mevduat sahipleri; birbirinden farklılık arz etmektedir.
Esasen bu farklılık dolayısıyladır ki kanun koyucu, bankaları
katagorize etmiştir. Diğer taraftan Katılım Bankalarının
kuruluşlarına izin verilmesindeki etkenlerden biri
de
“yastık altı paraların” ekonomiye kazandırılmasıydı. Peki,
kimler, hangi saikle parayı bankaya yatırmaktan imtina
ederek, yastık altında tutmayı yeğler? İşte bu sorunun
cevabı o dönemdeki adıyla özel finans kurumlarının
müşteri profilini de göstermektedir. Ki onlar daha önce bir
bankanın kapısının önünden dahi geçmeyen, bu anlamda
hayatlarında ilk defa bankayla tanışan, ilk defa hesap
açtıran ve İlk defa hesap cüzdanı sahibi olanlardı. Bankanın
kapısından içeri girerken “Selamün Aleyküm” diyen Hacı
Amcalarımız, Hacı Teyzelerimizdi. “Kefen parası”, “hac
parası” olarak gördükleri tasarruflarına, halel gelmesin diye
faizsiz bankaya yatıran, “Dişinden-tırnağından biriktirdiği”
tasarruflarına, “Aman! faiz bulaşmasın!” diyerek faizsiz
bankayı tercih eden ortalama yaşın üstündeki gelir grupları,
vatandaşlardı.
Katılım bankalarının toplam mevduatının yarıdan fazlasını
(%60-70 ine yakın) oluşturan bu müşteriler; (İhlas Finansın
tasfiyesiyle) öylesine bir güven bunalımı içerisine düştüler
ki “mal canın yongası” misali şubelere akın ettiler, her gün
metrelerce kuyruk oluşturarak milyonlarca doları çekip;
ya yine yastık altına, ya da “kamu bankaları batmaz”
öngörüsüyle bu kurumlara götürdüler.
28
Şubat “Finansal Mühendislik Projesi”nin
Görünmeyen Yüzü- İnanç Zaafiyeti
Katılım bankasında tasarruf sahibi-banka ilişkisi de klasik
bankacılıktaki mudi-banka ilişkisinden farklıdır. Bu
bakımdan Faizsiz bankacılığın merkezinde bulunan kişiler
için “faizsizlik tercihi” ,“sıradan” ya da “keyfî” bir tercih
değildir. İnançtan doğan bir “yasağa uyma mecburiyeti”nin
bir sonucudur. Dolayısıyla faizsiz bankalara müşteri olan
kişilerin önemli bir kısmının faizden uzak durma konusunda
özel bir hassasiyete sahip olduğu ve bu hassasiyetin dinîfelsefi bir referansının da bulunduğu açıktır.
İhlas Finansın tasfiyesi ile güveni sarsılan tasarruf sahipleri;
“faizsiz sistem” ile birlikte“faizi” de sorgular hale gelmiştir.
Şubelerde, uzun kuyruklar oluşturan müşteriler arasında
bazen tartışma boyutuna varan şu diyaloglar geçiyordu:
- Bunların da bankalardan farkı yokmuş!
- Parayı çekince ne yapacaksın?
- Devlet bankasına yatıracağım!
- Faize mi yatıracaksın?
- Faiz niye olsun?
- Devlettten paramın karşılığını alıyorum, çalmıyorum ya!
Böylece 28 Şubat “Finansal mühendislik projesi”nin
görünen yüzü (ekonomik kayıp-maliyet) ile birlikte “güven
kaybı”, “inanç kaybı” da görünmeyen yüzü olmuştur.
Güvence Fonunun Tesisi
Şubat-Mayıs 2001 döneminde 700 milyon dolarlık mevduat
sistemden çıkmıştı ve çok ciddi bir likitide sıkıntısı
yaşanıyordu. Kurumların, bankacılık sektörünün toplam
aktifleri içerisindeki payı 2000 yılı sonunda % 2.13’e
ulaşmış iken, İhlas Finans krizi sonrasında sektördeki
payları % 1,08’e düşmüştür.
Dört ay (Şubat-Mayıs) boyunca mevduat girmeden para
çıkışı yapmaya hiçbir bankanın dayanamayacağı, güvenin
sarsıldığı yerde bankacılığın devam edemeyeceğinden
hareketle Mevduat hücumuna karşı 2001 yılının Mayıs
ayında Katılım bankaları kendi aralarında kamu garantisi
altında olmayan bir “Güvence Fonu” oluşturmuşlardır.
Hiç bir banka, bankacılığın doğası gereği, bu tür saldırılara
dayanamaz. Kaldı ki sektörün topladığı fonların ortalama
vadesi yaklaşık 45 gündür. Sistemin bir son kredi merci
olmadığı için, mevduat sahiplerinin mevduat hücumuna
devam etmesi sistemde kısa zamanda telafi edilemeyecek
zararlara yol açabilirdi. Böylece, “Güvence Fonu”nun
mevcudiyeti Katılım Bankaları üzerine olan mevduat
hücumunu durdurmuştur.
Sistemleri gereği faiz ve kur riski taşımayan Katılım
Bankaları, bu iki riskin piyasayı karıştırması sonucunda;
sistemik riske ve likidite riskine maruz kalmışlardır. Çünkü
risklerin bulaşıcı özelliği vardır. Faiz ve kur riski sonucu
sistemik riske maruz kalan bankalar “mevduat güvencesi
ile” bunu kısa sürede atlatmışlardır.
Sonuç
Bankacılık sektöründeki olumsuz gelişmelerin hızlı bir
şekilde yayılma istidadının bulunması (domino etkisine
yol açması) ve bunun ekonomiyi olumsuz etkilemesinin
yadsınamayacağı gerçeği çerçevesinde sistemi ve
tasarruf sahiplerinin haklarını korumak amacıyla katılım
bankalarındaki hesapların da bankalardaki hesaplar gibi
sigortaya tabi olması prensibi benimsenmiştir.
2005 yılının Kasım ayında yürürlüğe giren 5411 sayılı
Bankacılık Kanunu hükümleri gereğince, Türkiye Katılım
Bankaları Birliği (önceki adıyla Özel Finans Kurumları
Birliği) bünyesinde bulunan Güvence Fonu, Tasarruf
Mevduat Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmiş ve devir
tarihinden sonra katılım bankalarında bulunan gerçek
kişilere ait yabancı para ve TL üzerinden açılan özel cari ve
katılma hesaplarının bir kişiye ait tutarının 100 bin TL’na
kadar olan kısmı TMSF’nin güvencesi altına girmiştir.
Buna göre, katılım bankalarında gerçek kişiler adına
açılmış bulunan bütün TL ve döviz hesapları, aynı şartlarla
ve aynı miktar üzerinden TMSF bünyesinde güvenceye tabi
olmaya devam etmektedir.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
45
SERMAYE PİYASALARI
katkılarıyla...
HEDGE
NEDİR?
Yaşamın her alanında karşımıza çıkan risk, finans piyasalar
söz konusu olunca daha fazla önem kazanır. Eğer herhangi
bir şahıs veya kurum sahip olduğu riski azaltmak için
herhangi bir finansal ürünü kullanıyorsa bu işlem finansal
risk yönetimi veya riskten kaçınma (hedging) olarak
adlandırılmaktadır. Diğer bir ifade ile Hedging fiyat
dalgalanmalarının yol açtığı zarar riskini belli bir oranda
veya mümkün ise tamamen transfer etme yöntemi olarak
tanımlanabilir.
Özellikle vadeli işlem piyasalarında transfer edilen risk,
fiyat riskidir. Olumsuz fiyat dalgalanmalarından korunmak
isteyen kişilerin fiyat riskleri, dalgalanmalardan kar
elde etmeye çalışan spekülatörlere transfer edilebilir.
Anlaşılacağı üzere vadeli işlemlerinin kullanım amaçları
arasında öncelikli olarak korunma amacı yatmaktadır.
Ayrıca spekülasyon yaparak kazanç elde etmek isteyen
başka bir yatırımcı grubu da Hedging kullanmaktadır.
Hedge ne zaman gerekli olur?
Küresel ticaretin giderek yaygınlaşması ile döviz
kurlarındaki ani değişiklikler veya faiz oranlarındaki
dalgalanmalar firmaların nakit akımlarını etkileyebildiği
için, birçok firma riskten korunmayı veya kaçınmayı
küreselleşme stratejilerinin zorunlu bir parçası olarak
benimserler. Örneğin: türev ürünler, faiz oranı riskinden
kaçınmak, mal fiyatları ve döviz kurlarında oluşan ters
yönlü hareketleri hafifletmek ve portföyü çeşitlendirmek
46
Ekoreel ∆ Kasım 2015
amacıyla firmalarca kullanılmaktadır.
Hedge mekanizması ile risk nasıl elemine edilir?
Tüketiciler, yükselen fiyatlar karşısında kendilerini
korumak isterken; üreticiler de, düşen fiyatlara karşı
kendilerini sigortalamak istemektedirler. Diğer bir ifade ile
gelecekte belli bir tarihte herhangi bir mal veya döviz alınma
veya satılma durumu söz konusu ise henüz belli olmayan
fiyatlara göre girilen alışveriş sonrası şirketler kendilerini
sonucu belli olmayan bir ticaret içinde bulmaktadırlar.
İşlemin yapılması gereken tarih geldiğinde mal fiyatı veya
döviz paritesinin değeri ters yönde hareket ederse alış veriş
anlaşmasının yapıldığı anda şirketler, kendilerini karlı bir
pozisyonda görmesine rağmen vade sonundaki fiyata göre
karın azalmış hatta işlemden zarar bile etmiş bir pozisyona
bulabilmektedirler.
Belli bir ticari malın vadeli fiyatı, o ticari malın spot
piyasadaki fiyatı ile yüksek oranda bir korelasyon ile
hareket ediyor ise kendini güvence altına almak isteyen kişi,
spot piyasa pozisyonunu göz önünde bulundurarak vadeli
piyasada karşıt yönlü bir pozisyonuna girerse, aleyhinde
gelişebilecek fiyat değişikliklerine karşı kendini rahatlıkla
hedge edebilecektir. Fiyatlar değiştiğinde, Hedging işlemi
yapan kişi bir taraftan zarar ederken diğer taraftan kâr elde
edecek ve teorik olarak kazançlar ve kayıplar birbirini
dengeleyecektir. Bu durum aslında bugün itibariyle stokta
yer alan bir malın 6 ay için bugünden anlaşılan fiyattan bir
müşteriye satılmasıdır.
Genellikle hangi şirketler Hedge yapma ihtiyacı duyarlar?
Risk yönetim ürünlerini; ihracatçılar, ithalatçılar, yabancı
para ile borçlananlar, yabancı para yatırımcıları, sabit oranda
borç verenler ile değişken oranda borç kullananlar, ithal malı
kullananlar, sabit veya değişken getirili yatırım enstrümanları
kullanıcıları uygulayabilmektedir.
Firmaların ana faaliyeti alanı döviz ve mal alımında
spekülasyon yapmak değildir. Firma döviz kuru ve mal
fiyatı hareketlerinden bağımsız olarak ana faaliyet alanına
yoğunlaşabilmelidir. Bu anlamda hedging işlemleri modeli
firmaların verimliliğini artırır. Firmalar hedge modeli ile sabit
ve kur riski içermeyen bir nakit akımına sahip olabilirler. Bu
durum firmaların gelecek nakit akımını belirginleştirdiği
için daha sağlıklı ve karlı yatırım yapmalarını beraberinde
getirdiği gibi bankaların, kredi geri ödenmesi sorunlarını da
ortadan kaldırır. Özellikle kar marjı düşük firmalar kur ve mal
fiyatlarındaki ciddi oynamalarla zarara düşebilecekleri gibi
iflas ile de karşılaşabilmektedirler. Hedge modeli ile kur ve
mal fiyatlarındaki gelecek beklentileri de maliyete yedirildiği
için firma daha sağlıklı bir ürün fiyatlaması yapabilecektir.
Ciro
Brüt Kar Marjı
Brüt Kar
Net Kur Farkı Gideri
Net Kar
Net Kar Marjı
Özellikle emtialarda vade kontratları uzadıkça mal fiyatları
düşebilmektedir. Bu durum 6 aylık sipariş alan bir firmanın
uzun vadeleri kontratlarla spot fiyatlara göre kar marjını
artırabilir.
Hedge için kullanılan enstrümanlar nelerdir ?
Hedge için kullanılan bir çok finansal enstrüman olmasına
rağmen ana enstrümanlar forward, futures ve opsiyonlardır.
Diğer enstrümanlar ise çoğunlukla bu üç ürün kullanılması
ile türetilmiştir. Örneğin swap işlemleri de hedge işlemi
olarak kabul edilebilir ancak swap işlemi mahiyeti itibariyle
iki forward veya future işleminin kullanılması ile oluşturulan
bir üründür.
Örnek Şirketler
Borsa İstanbul’da işlem gören örnek 3 şirketin 2014/06 ile
2015/06 dönemlerine ait ciro, brüt kar, brüt kar marjı, net
kar, net kar marjı ve net kur farkı giderleri aşağıdaki gibidir.
Şirket 1
Şirket 2
2014/06
2015/06
2014/06
2015/06
1.080.361.329 1.111.494.654 255.992.486
212.276.307
23,4%
4,7%
19,7%
6,8%
252.386.337
52.303.855
50.335.206
14.407.995
485.981
-115.873.627 -1.317.935
-39.388.259
200.909.744
-93.492.495
32.381.625
-23.185.104
18,6%
-8,4%
12,6%
-10,9%
Şirket 3
2014/06
2015/06
961.811.032
1.032.199.967
16,3%
11,5%
156.323.254
118.561.787
-3.081.721
-30.765.770
25.097.408
-35.538.823
2,6%
-3,4%
Görüldüğü üzere brüt kar marjı ve net kar marjındaki dalgalanmaların görece yüksek olduğu şirketler üretim için hammadde
( Petrol, Demir… ) ihtiyacı bulunan ve hammaddeyi döviz cinsiden alması nedeni ile net kur farkı gideri görece daha yüksek
olan şirketlerdir. Bu tablo bize hedge yapmanın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
47
GÜNDEM
TÜMSİAD TÜMEXPO FUARI 22-25 EKİM
TARİHLERİ ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da açılış
porgramına katıldığı TÜMSİAD'ın organize ettiği
TÜMEXPO fuarı 22-25 Ekim tarihlerinde İstabnbul
Kongre ve Kültür Merkezin'de gerçekleştirildi.
Fuarın açılış programında TÜMSİAD Başkanı Sn. Yaşar
Doğan, İslam Kalkınma Bankası Başkanı Sn. Ahmet
Muhammet Ali, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Sn.
Bertrand Badre, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme
Kurulu Başkanı Sn. Mehmet Ali Akben gibi önemli isimler
konuşmalarını yaptılar.
Dört gün süren TÜMEXPO, ALLINTECH ve Helal Expo
Fuarları sona erdi.Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği
(TÜMSİAD) Başkanı Yaşar Doğan, Türkiye'nin siyasi
istikrar nedeniyle 13 yıllık bir kazanımı olduğunu kaydederek,
"Bu kazanımın kaybedilmesi durumunda bundan en fazla
sanayici ve iş adamları zarar görür" dedi.
Program çok sayıda girişimciyle devlet-özel sektör paydaşını
bir araya getiren eş zamanlı fuarlar, 300 firma ve 40 bin
ziyaretçinin katılımı ile tamamlandı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN DA KATILDI
Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) tarafından
Discover Events organizasyonuyla düzenlenen TÜMEXPO
2015'in cuma günkü resmi açılış törenine Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.
Dört gün süren etkinlik kapsamında çeşitli konferans, B2B
48
Ekoreel ∆ Kasım 2015
görüşmeleri, sunum ve tanıtımlar yapıldı.
Dünya Bankası ve İslam Kalkınma Bankası iş birliği ile
G20 himayesinde düzenlenen KOBİ Şurası'nda, başta G20
ülkelerinden temsilciler olmak üzere, özel sektör, çok uluslu
kalkınma kuruluşları, politika yapıcılar ve düzenleyici otorite
temsilcileri, İslami finansın KOBİ'lere sunduğu imkanları ele
aldı.
Türkiye'nin milli savunma, teknoloji, enerji gibi
inovasyon teknolojileri çalışmaları ALLINTECHFuarı'nda
sergilenirken, Suudi Arabistan, Pakistan, Birleşik Arap
Emirlikleri (BAE) gibi stratejik ülkelerin savunma ve içişleri
bakanlıklarıyla, önemli firma yöneticileri de fuara ilgi
gösterdi.
TÜMSİAD
BAŞKANI
İSTİKRAR' VURGUSU
DOĞAN'DAN
'SİYASİ
Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Başkanı
Yaşar Doğan, Türkiye'nin siyasi istikrar nedeniyle 13
yıllık bir kazanımı olduğunu kaydederek, "Bu kazanımın
kaybedilmesi durumunda bundan en fazla sanayici ve iş
adamları zarar görür" dedi.
TÜMEXPO fuarında AA muhabirine değerlendirmelerde
bulunan Doğan, son zamanlarda terör olaylarının verdiği
zarara dikkati çekerek, istikrarın ve beraberliğin devam
etmesinin önemine işaret etti.
Türkiye'nin siyasi istikrar nedeniyle 13 yıllık bir kazanımı
olduğunu vurgulayan Doğan, "Bu kazanımın kaybedilmesi
durumunda bundan en fazla sanayici ve iş adamları zarar
görür. Ayrıca bu durum istihdama da yayılabilir. Kazanımın
kaybedilmemesi için istikrar ve beraberliğin devam etmesi
gerekir" dedi.
KOBİ'LERİN İSLAMİ FİNANSA KAZANDIRILMASI
ÖNEMLİ
Fuar kapsamında gerçekleştirilen KOBİ Şurası'nda İslami
finansın sunduğu imkanların ele alındığını hatırlatan Doğan,
bu ölçekteki işletmelerin İslami finansa kazandırılmasının
kredisine ve projesine destek isteyen KOBİ'ler açısından çok
önemli olduğunu dile getirdi.
İslami finans alanında KOBİ'lerin projelerine destek aldığı
zaman herhangi bir ipoteğin söz konusu olmadığını aktaran
Doğan, "Faiz sisteminde en ufak bir hatada KOBİ'ler
batma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Böyle olunca, işin
büyütülmesi anlamında, işletmeler risk almak istemiyor.
İslami finansta KOBİ'lerin projelerine ortak olunuyor, proje
yönetiliyor" diye konuştu.
Helal pazarı 900 milyar dolar büyüklüğe doğru hızla ilerliyor
DISCOVER EVENTS Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Ete
ise, etkinlik kapsamında düzenlenen Helal Expo Fuarı'nın,
kongre, sempozyum, çalıştay ve şuralarla birlikte ulusaluluslararası gıda profesyonelleri ve devletin zirvesini bir
araya getirdiğini söyledi.
Gıdadan giyime ilaçtan turizme geniş bir sektörü barındıran
helal pazarının dünyadaki büyüklüğünün 860 milyar doları
aştığını belirten Ete, "İki milyar müslümanın yaşadığı
dünyada hacmin önümüzdeki 10 yılda 2 trilyonu bulması
bekleniyor. Türkiye'de ortalama 15 milyar dolara yaklaşan
helal gıda pazarı, her yıl yüzde 100 büyüyor. İç pazar bu
yıl yaklaşık 30 milyar doları bulacak, ihracat tarafında ise
büyüme çok hızlı" diye konuştu.
Doğan, Türkiye'de kurulacak yeni katılım bankalarından
birçok yatırımcının faydalanacağını kaydederek, sanayicinin,
esnafın, tüccarın uzun vadede proje bazlı işlerle ilgili
sıkıntıları olduğunu, ancak katılım bankalarıyla beraber
KOBİ'lerin çalışabileceği enstrümanların artacağını ifade
etti.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
49
GÜNDEM
II. ULUSLARARASI İSLAM TİCARET HUKUKU
KONGRESİ KONYA'DA YAPILDI
Necmettin ErbakanÜniversitesi (NEÜ), Konya
Ticaret Odası (KTO) ve KTO Karatay Üniversitesi
işbirliğiyle düzenlenen ve 15-18 Ekim tarihleri
arasında devam eden II. Uluslararası İslam Ticaret
Hukuku Kongresi'ne Maliye Bakanı Mehmet
ŞİMŞEK'de katıldı. Kongre sonuç bildirgesinin
okunması ve kapanış konuşmalarıyla nihayete
erdi.
2. Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi’nin
sonuçlarının ve değerlendirmelerinin yapıldığı kapanış
programına Konya Valisi Muammer Erol, KTO Başkanı
Selçuk Öztürk, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Muzaffer Şeker, İslam ülkelerinden temsilciler ile
çok sayıda ilim adamı ve ilahiyatçı katıldı.
Kongrede birçok görüş ve konunun tartışıldığını belirten
Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da, din hakkında yapılan
konuşmaların fetva olarak algılanmaması gerektiğinin
altını çizdi. Prof. Dr. Bardakoğlu, “İlim adamlarının burada
ileri sürdüğü görüşler mülahazaların müdahaleleri bir fetva
olmaktan ziyade fetvayı da kazayı da kanunlaştırmayı da
besleyen bir doktrin olarak algılanmalıdır. Çünkü fukahanın
(İslam hukukçusu) ürettikleri doğrudan fetva doğrudan
kaza değildir. Öteden beri tarihimizdeki tecrübe de odur.
Tarihimizde de hep fukaha, hem kazayı, kanunlaştırmayı
yönlendiren, tasvip eden uyaran, hem de fetvayı besleyen
önemli bir fonksiyonu icra etmiştir. Elbette ülkemizin de
çeşitli mekanizmaları vardır, fetva usulleri vardır. Yoksa her
din hakkında konuşanın, fıkıh hakkında konuşanın görüşünü
fetva gibi algılarsak bugün İslam dünyasında yaşandığı gibi
bir fetva enflasyonu oluşur. İnsanlar bu fetvalar sebebiyle
bir kaos ortamı içine bile girebilir. Onun için fetvanın
adabını biz korumak zorundayız. Biz ilk dönemden itibaren
yazılan kitapların bir kısmı edebü’l-kazadır, bir kısmı
edebü’l-fetvadır. Yani yargılamanın adabı, usulü, bir de
fetvanın adabı, usulü. Bu olmazsa sistem kendi kendini
tahrip etmeye başlar" şeklinde konuştu.
Kongrenin kapanış programında oluşturulan 5 farklı
oturumda İslam’da kira, zekat, faiz, borsa,sigorta gibi
konuların yeri tartışıldı. Kongrede borsa konusunda
açılan oturumun başkanlığını yürüten Prof. Dr. Yusuf Ziya
Kavakçı, "19 yıl evvel yapılan toplantının daha mükemmeli,
daha iyi organize olanını burada görmekle tertip heyetine
müteşekkir olduğumu beyan edeyim. Son derece cazip,
güzel konular, yeni konular, münakaşa ve münazara
konusu olan teferruata da giren, diğer gelişmelerin yanında
Prof. Dr. Sabri Orman ise, “Ben bu tür kongreleri,
toplantıları, gayretleri, Müslümanların modern dünyada
yeniden
kendilerini
konumlandırma
gayretlerinin
örnekleri olarak görüyorum. Kolay olmuyor. Çünkü tavır
belirlemede sıkıntılar yaşıyoruz. Halbuki aslında bizim bu
konuda yaşadığımız tecrübemiz var. Bu kadar da acemilik
çekmemeliydik diye düşünüyorum. Ama anlaşılıyor ki
aradan geçen zaman içinde bizim geçmişle bağlarımızda
bir kopukluk var, yani bir gevşeme var. Velhasıl bir Hadise
Kongreye yurt içi ve dışından 100’ün üzerinde âlim, bilim
adamı, akademisyen ve konusunda uzman kişiler katıldı.
Kongre ile birlikte; ticaret ve finans alanındaki güncel
İslami problemlerle ilgili somut çözüm önerileri ortaya
kondu, teorik bilgiler ile pratik uygulamalar arasında bağ
kurulması hedeflendi. 3 dilde (Türkçe, Arapça, İngilizce)
sunumlar yapıldı ve sonuç bildirileri de yine 3 dilde
yayınlanacağı bildirildi.
50
akademik gelişmelere de işaret eden bir faaliyet yaşadık"
dedi.
Ekoreel ∆ Kasım 2015
var. Çünkü bizim şimdi yaşadıklarımızın bir benzerini
İslamiyet’in ilk nesilleri yaşamıştı. Yani İslamiyet
ortaya çıktığı zaman iki meydan okumayla karşılaştı.
Bir içine doğduğu ortamların kurumları vardı, bilgileri
vardı. Onlarla karşılaştı. İkinci olarak da tabi mevcuda
bir ilavede bulunmaları icap etti ve bu iki boyutlu
bir ilave gayretiydi. Bir taraftan mevcut kurumlara
yenilerini eklemeleri gerekiyordu. Yeni kurumlar
üretmeliydi. Diğer taraftan da mevcut bilgilere
yeni bilgiler eklemeleri gerekiyordu. Yeni bilgiler
üretmeleri gerekiyordu. Onlar çok başarılı oldular.
Hem diğer toplumlardan, medeniyetlerden teneffüs
ettikleri kurumları ve bilgileri çok iyi değerlendirdiler,
hem de onlara yenilerini katmada son derece başarılı
oldular. Şimdi biz aynı konumdayız. Bence zaman
zaman İslam’ın ilk nesillerinin bu işi nasıl yaptığına
bakmamızda fayda var" ifadelerini kullandı.
Kongrenin her 4 senede bir kez yapılarak geleneksel
hale getirilmesi için çalışma yaptıklarını belirten
KTO Başkanı Selçuk Öztürk ise, "İlki 19 yıl
önce düzenlenen Kongre’nin 2015 yılında KTO,
KTO Karatay Üniversitesi ve Necmettin Erbakan
Üniversitesi işbirliğiyle başarılı bir şekilde ikincisini
gerçekleştirmiş olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum.
Kongreye katılmak için dünyanın ve ülkemizin dört
bir yanından şehrimize gelen, yurt içinden ve yurt
dışından katılımlarıyla Kongremize katkı sağlayan tüm
alim, bilim adamı ve akademisyenlerimize teşekkür
ediyorum. Böylesine önemli bir organizasyonu
düzenlemek için gecesini gündüzüne katarak çalışan
Kongre Tertip Komitesi’ne de ayrıca teşekkür
ediyorum. Kongremize 19 yıl ara verilmesi dolayısıyla
haklı bir eleştiri var. Bu sene ikincisi düzenlenen
kongremizin üçüncüsü 2019, dördüncüsü 2023 yılında
olmak üzere 4 yılda bir yapılarak geleneksel hale
getirilecektir. Böylelikle 2023 yılında da Kongremizi
düzenleyerek ülkemiz finans sitemi için büyük bir
katkı sağlamış olacağız. KTO Karatay Üniversitesi’ne
’İslam Ticaret ve Ekonomisi Araştırma ve Uygulama
Merkezi’ kurulması önerisi bizi son derece mutlu
etmiştir. İslam Ticaret ve Ekonomisi konusunda
lisans bölümü açmak için girişimlerimiz devam
etmektedir.YÖK tarafından yüksek lisans programı
tavsiye edilmiştir. Üniversite yönetimi olarak hem
yüksek lisans hem de lisans programı açmak için
çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
51
䬀、刀䄀 匀䔀刀吀、䘀、䬀䄀䰀䄀刀䤀一䄀 夀䄀吀䤀刀䤀䴀
䄀刀吀䤀䬀 윀伀䬀 䬀伀䰀䄀夀℀
、一吀䔀刀一䔀吀 币甀戀攀洀椀稀搀攀渀Ⰰ 戀椀爀椀欀洀椀弁 欀椀爀愀 最攀氀椀爀椀渀椀稀椀 攀氀搀攀 攀搀攀爀攀欀
欀㄁猀愀 瘀愀搀攀氀椀 戀椀爀椀欀椀洀氀攀爀椀渀椀稀椀 搀攀ἁ攀爀氀攀渀搀椀爀椀渀⸀
䠀攀洀 搀攀 㜀⼀㈀㐀 椀弁氀攀洀 愀瘀愀渀琀愀樀㄁礀氀愀℀
䬀、刀䄀 匀䔀刀吀、䘀、䬀䄀䰀䄀刀䤀一䄀
、一吀䔀刀一䔀吀 币唀䈀䔀䴀、娀䐀䔀一 夀䄀吀䤀刀䤀䴀 夀䄀倀䤀一Ⰰ
򾐀 䜀攀攀渀 稀愀洀愀渀 猀椀稀攀 搀攀 欀愀稀愀渀搀㄁爀猀㄁渀⸀
򾐀 䈀椀爀椀欀洀椀弁 䬀椀爀愀 䜀攀氀椀爀椀渀椀稀椀Ⰰ 猀攀爀琀椀昀椀欀愀渀㄁稀㄁ 攀氀椀渀椀稀搀攀 琀甀琀琀甀ἁ甀渀甀稀 最‫ﰀ‬渀 漀爀愀渀㄁渀搀愀 欀愀稀愀渀㄁渀⸀
򾐀 䬀‫ﰀ‬‫ﰀ‬欀 瘀攀 欀㄁猀愀 瘀愀搀攀氀椀 琀愀猀愀爀爀甀昀氀愀爀㄁渀㄁稀㄁ 搀攀ἁ攀爀氀攀渀搀椀爀椀渀⸀
򾐀 㜀⼀㈀㐀 椀弁氀攀洀 稀最‫ﰀ‬爀氀‫ﰀ‬ἁ‫ﰀ‬渀‫ ﰀ‬礀愀弁愀礀㄁渀⸀
52
Ekoreel ∆ Kasım 2015
MAKALE
Özgüven Saymaz [email protected]
Başarının temeli öğrenme…
Öğrenme, gerek iş gerek akademik gerekse yaşam başarısının
en önemli faktörlerinden biridir. Yapılan araştırmalar
göstermiştir ki, yaş, cinsiyet, içinde bulunulan ortam vb.
faktörler aynı olsa bile yinede öğrenme hızında ve kalitesinde
farklılıklar olmaktadır. Bir bilgiyi öğrenirken ve hatırlarken
insanların farklı yollar kullandığı gözlemlenmiştir. Bu
yolların, zaman içinde kısmen değişikliğe uğrasa bile,
büyük oranda doğuştan gelen karakteristik özelliklerimizden
kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Bu yollar, kategorize edilerek üç grupta toplanmıştır. Bunlar;
● İşitsel öğrenme,
● Görsel öğrenme,
● Dokunsal-kinestetik öğrenmedir.
İşitsel Öğrenme - Duyarak Öğrenenler: Öğrenmek için,
dinlemeli ve konu üzerinde birileriyle konuşmalıdır. Bu
kişiler, duyarak ve konuşarak öğrenir ve öğretirler. Anlama
ve hatırlama için sesli uyaranlar olmalıdır.
Bu öğrenme yöntemine sahip kişinin temel özellikleri:
● Kendi kendilerine konuşurlar.
● Birileri ile çalışmayı ve sohbet etmeyi severler.
● Hatırlamak istediklerini, birisi kendilerine anlatıyor ya da
söylüyormuş gibi işiterek hatırlarlar.
● Kendi duyabilecekleri bir ses ile okumayı tercih ederler.
Veya içlerinden yüksek sesle okurlar.
● Duyduklarını daha iyi anlarlar. Daha çok konuşarak,
tartışarak öğrenirler.
● Birisinden bilgi almayı, okumaya tercih ederler.
● Konuları, olayları ve kavramları birinin anlatmasıyla daha
iyi anlarlar.
● Konuşma, tartışma ve anlatımın yüksel olması sebebiyle
grup çalışmalarını severler.
● Sessiz ve sakin ortamı gürültülü ortama tercih ederler.
Bazıları fonda hafif enstrümantal müzik olmasından
hoşlanırken bazıları hoşlanmaz.
Görsel Öğrenme – Görerek Öğrenenler: Görerek ve
okuyarak öğrenir. Anlamak ve hatırlamak için görsel öğelere
ihtiyaç duyar. Grafikler, animasyonlar, şekiller ve renkleri
kullanırlar.
Bu öğrenme yöntemine sahip kişinin temel özellikleri:
● Bu kişiler yaşamlarında genellikle düzenli olup, karışıklık
ve dağınıklıktan rahatsız olurlar.
● Çalışma ortamını (masa, dolap, ofis vb.) kendine göre
düzenlerler ve bu düzeni korurlar.
● Konuları, olayları ve kavramları anlamak, anlatmak ve
öğrenmek için şekiller, resimler, şemalar, diyagramlar gibi
görsel öğeleri ve malzemeleri kullanırlar.
● Öğrendikleri konuları gözlerinin önüne getirerek
hatırlamaya çalışırlar.
● Sözlü talimatları takip etmekte zorlanabilirler. Talimatlar
ne kadar uzun olursa o kadar güçlük çekerler. Talimatların
sistemli ve basamaklı olması onları rahatlatır. Özellikle
numaralandırılması önemlidir.
Dokunsal
Öğrenme
–
Yaparak
Öğrenenler:
Öğreneceklerini fiziksel temas kurarak ve yaparak öğrenirler.
Bedenen ve ruhen konunun içinde olmayı tercih ederler.
Anlama ve hatırlama için hareketli öğelere ihtiyaç duyarlar.
Bu öğrenme yöntemine sahip kişinin temel özellikleri:
● Yerlerinde duramazlar ve sürekli hareket halindedirler.
● Dağınıklıktan rahatsız olmazlar.
● Vücut dilini kullanmayı severler ve vücut dilini daha iyi
algılarlar.
● Somut ve hareketli olan anlatımları daha iyi anlarlar.
● Uzun ve önemli olan bir konu anlatılacak veya çalışılacaksa
fiziksel olarak rahat hareket edilebilecek bir yer seçilmesi iyi
olacaktır.
● Konuları, olayları ve kavramları anlamak, anlatmak ve
öğrenmek için mutlaka vücut dili kullanır.
● En iyi dokunarak, ellerini kullanarak, fiziksel temasta
bulunarak, olayların içinde yaşayarak öğrenirler.
Her öğrenme yönteminin kendine göre olumlu yönleri
bulunmaktadır. Kişilerde bu yöntemlerinin her biri
bulunmakla birlikte bazıları baskın olup öne çıkmaktadır.
Burada önemli olan yöntemlerin üstünlüğü gibi bir yaklaşım
içinden olmayıp, kişinin kendini tanıyarak zayıf gördüğü
alanları güçlendirmesidir.
Kişinin öğrenme yöntemini bilmesi, öğrenme hızında ve
kalitesinde olumlu etki oluşturacak, buda başarılı olmasına
önemli katkı sağlayacaktır.
Başarı için öğrenme yönteminizin farkında olmanız
dileğiyle…
Kaynak:
● FMV Özel Erenköy Işık Lisesi, Işık Fen Lisesi Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi Bülteni
Mart 2013 Sayı: 2
● BOYDAK Alp H. “Öğrenme Stilleri” Beyaz Yayınları.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
53
TEKNOLOJİ DÜNYASI
Bahadır Kaya
Teknoloji editörü [email protected]
“SHADOW IT”
Avantaja Dönüştürülebilir mi?
Shadow IT, firmanızın Bilgi Teknolojileri kontrolü dışında
iş birimlerince kullanılan yazılımları ve hizmetleri
kapsamaktadır. Yani iş birimi personeli olarak BT (Bilgi
Teknolojileri) biriminin haberi olmadan kendi işlerinize
çözüm getiren teknolojiler kullanıyorsanız aynı zamanda
bir Shadow IT personelisiniz demektir. Günümüz mobil
dünyasında
hepimizin
kullandığı uygulamalar
var. Bunlar pekala işinizde
kullanabileceklerinizi de
içeriyor. Böylece Shadow
IT’ ler
daha
kolay oluşuyor.
İş birimi ve BT açısından ise
bu kullanımların çok olumlu
sonuçları doğmamaktadır. İş
birimi, artan iş yükü ve zaman
kısıtı sebebiyle hızlı yol almak adına
bu teknolojik çözümlere başvurabilmektedir.
Böylece iş birimi, kendi sorununa çözüm üretmiş olmaktadır.
Bazı durumlarda ise o alanda (ilgili teknolojiyi) bilgi sahibi
birini işe almış olabiliyorlar. Ancak sadece iş birimi açısından
bile baktığımızda bunun kötü sonuçlar doğurabileceğini
düşünüyorum. Neticede BT bakış açısı olmayan bir çözüme
gidilmesi
1.Verilerin kaybolmasına
2.Yatırımın boşa Gitmesine
3.Zamanın boşa Gitmesine
sebep olabilir. Bunun yanı sıra birbirinden habersiz birimler
aynı hizmet için vakit kaybetmiş bile olabilirler. BT
tarafından baktığımda ise farklı dezavantajlar görüyorum.
Aklıma gelen birkaç madde ise şu şekilde:
54
net bir şekilde dezavantaj oluşturmaktadır. BT
tarafında yukarıda sıraladığım dezavantajları
gören BT birimleri Shadow IT’ ye karşı mesafe
alabilmektedir. Bu mesafeli bakış, Shadow IT’nin
daha çok karanlıkta kalmasına sebep olmaktadır.
Ben ise mevcut yapının dezavantajını
anlatırken günümüz dünyasında çok kolay
oluşabilecek bu yapılanmaya BT yönetimi
açısından güzel veriler elde edilebileceği
düşüncesindeyim. Neticede BT dışı bir
organizasyonun dijital hizmet ve yazılımları
kullanması
aynı
birimin
teknolojik
ihtiyaçlarına ve teknolojiye olan ilgilerine
işarettir. Bunu BT’ nin müşterisinden (iş
birimi) gelen ihtiyaca yönelik talep olarak
değerlendirmek gerektiği kanısındayım. Bu
verilerle
1.Talebe yönelik projeler ve çözümler için odaklanılıp,
BT’ye olan memnuniyet arttırılabilir.
2.Shadow IT’nin oluştuğu yerlerde ilgili BT biriminin eksik
kaldığı fark edilebilir. Böylece o birime yönelik destek veya
problem çözümüne odaklanılabilir (Organizasyonel bir
iyileştirme vs).
3.İş birimini Shadow IT’ye iten sebeplerle ilgili süreçlerde
iyileştirmeye gidilebilir (Politikaları azaltmak, talebe hızlı
geri dönüş gibi).
4.İletişim aksaklıkları varsa nerede olduğu belirlenip
giderilebilir.
1.Bilinmeyen ayrı bir BT bütçesi
2.Güvenlik riski
3.BT fonksiyonlarını engelleme
4.Altyapıya uygunluk problemi
5.BT ye olan bakış açısının kötüye gitmesi
Shadow IT yapılanmasının firmada azalması için BT
birimlerinin teknoloji noktası olması gerektiği kanısındayım.
İş birimi ile iletişim halinde teknolojik çözümleri takip eden
ve bu konuda toleransları net olan BT birimlerine sahip
olmak Shadow IT yapılanmasını önleyici bir güç olacaktır.
Shadow IT yapılanması, BT birimlerinin güvenliği
elden bırakmayan, koordineli ve verimli çalışması için
Kısaca, BT yönetimi açısından Shadow IT noktalarının birer
iyileştirme noktası olduğunu düşünüyorum.
Ekoreel ∆ Kasım 2015
sayesinde bilgisayarınızdaki Microsoft uygulamalarını
çok rahat şekilde kontrol edebiliyorsunuz. Ancak, yazılım
geliştiricilere kendi programlarını entegre etmeleri için kod
yazmak düşüyor.
Samsung Bükülebilir Pilleri Tanıttı
Samsung, akıllı cihazlardaki pil problemi üzerine pil
ömrünü 21 saate kadar uzatmak için bir proje üzerine
çalıştıklarını açıkladıktan sonra yeni bir ürün tanıttı. Band
ve Stripe adlı 50 bin katlamaya dayanıklı pil modelleri
teknolojik altyapısıyla dikkat çekici. Bu modellerin akıllı
saat kordonları veya giyilebilir diğer teknolojiler için esnek
bir alan sağlayacağını söylemek yanlış olmaz.
Dropbox Paper Görücüye Çıktı
dropbox.com/paper adresi üzerinden kullanmak için sıra
alabileceğiniz, Dropbox’un metin düzenleyicisi Dropbox
Paper gün yüzüne çıktı. Geçtiğimiz ay Office 2016 nın
bulut özelliklerinde kullanıcıların beraber aynı dokümanı
kullanabilme özelliğinden bahsetmiştik. Dropbox Paper
bu özelliği de devreye almış. Google Docs ve Office 2016
kadar derinlemesine özellikler barındırıyor olmasa da
Dropbox Paper’ın önümüzdeki dönemde güncellemeler ile
kendisini geliştireceği söylentiler arasında.
Microsoft Lumia 950, 950 XL ve Merakla Beklenen
Continuum
Amiral Gemi tanıtımlarının yapıldığı dönemde Windows
10 ile mobil pazarında yükselişe geçmeyi planlayan
Microsoft yeni modellerini tanıttı. Lumia 950, HD ekran,
6 çekirdekli, Snapdragon 808 işlemcisiyle görücüye
çıktı. Kablosuz şarj, 4K Video çekme özelliğine sahip 20
Megapiksel arka kamera, HD çekim imkanı sağlayan 5
Megapiksellik geniş açılı ön kamera, yükseltilebilir hafıza
ve ince zarif bir yapıya sahip. 950 XL ise diğer modele göre
8 çekirdekli Snapdragon 810’a, daha büyük bataryaya ve
5.7 inç ile 950’ ye göre 0.5 inç daha büyük ekrana sahip
bir model. Nokia’nın yazılımla ilgili paradigma hatası,
neredeyse tüm pazarı kaybetmesine neden olmuştu.
Microsoft bu hatadan ders almış olacak ki tanıtımı,
merakla beklenen Continuum ürünüyle süsledi. Windows
10 ile tüm cihazlarda tek işletim sistemi kullanılacağının
duyurulmasından sonra bu alanda Microsoft’un ne tip
ürünler geliştireceği merak ediliyordu. Bunlardan ilkini de
bu tanıtımda takipçilerle buluştu. Continuum, Windows 10
mobil cihazınızı PC gibi kullanmanızı sağlıyor. Ekranınızı
bağlanmak hatta Bluetooth vasıtasıyla klavye ve fareyi
bile kontrol etmeniz mümkün hale geliyor. Uygulama
MIT Yüksek Lisans’ ta Online Eğitime Ağırlık Verecek
Online eğitimde edX ve MITx üzerinden verdikleri eğitimler
ile bu alanda öncü olan MIT. “Tedarikçi Yönetimi” eğitim
programıyla öğrencilerin MIT’de yüksek lisans yapmasını
sağlayacak. İlk olarak tek bir program üzerinden denenecek
sistem şu şekilde işliyor:
1. EdX üzerinden ilgili ücretsiz online dersleri tamamlamak
2. Dönem sonu ücretli sınavın verilmesi
3. Sınavı geçen öğrencilere verilen MicroMaster sıfatının
alınması
Bu öğrenciler sadece bir dönem kampüste geçirerek yüksek
lisansı bitirmiş oluyor. MIT’nin online eğitime ağırlık
vermesi, hem dış nakit akışı hem az kaynak kullanımı hem
de online eğitim sektöründe yöntem geliştirerek yenilik
getirmesi markasını sağlamlaştırmasına katkı sağlayacak.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
55
TEKNOLOJİ DÜNYASI
Facebook, Görme Engelli Kullanıcılar İçin Yazılım
Geliştiriyor
Facebook, Görme Engelli kullanıcılar için fotoğrafların
içerisinde ne olduğunu anlatan bir yazılımı Google’dan
sonra olsa da gündemine aldı. Bu bağlamda yıl sonuna
kadar mobilde yayına alınması planlanan yazılım ile resmin
içerisindeki nesneler algılanabilecek ve açıklama kısmında
yer alacak. Yüz tanıma özelliğini geçtiğimiz yıllarda hayata
geçiren Facebook bu yenilik üzerine önümüzdeki süreçte
geliştirmeler de yapacaktır.
Dijital Oyuncak Kumbara
Bankacılık sektörü adına oyunsallaştırma kavramının
kullanılarak çocuklara yönelik yapılmış bir projeden
bahsedeceğim. ASB Bank (Yeni Zelanda), Clever Kash
adını verdiği bir ürünü müşterilerine tanıttı. ASB Bank,
çocuklara verilen harçlıkları zekice ve sevimli bir metotla
bankaya çekiyor. Böylece, müşterilere dijital bir kumbara
veriliyor. Kumbara ebeveynin bankada çocuğu için açtığı
hesap ile entegre durumda. Çocuğun yanında bozuk para
yerine, mobil uygulama üzerinden bozuk paraları seçerek
ilgili hesaba güzel bir ara yüz ile gönderiliyor. Gerçek
zamanlı kumbara da bunu ekranına yansıtıyor. Malezya ve
Avustralya’da çocukların paralarını yönetme konusunda
bilinçlenmesini sağlayan birçok proje okudum. Ancak, bu
uygulama olaya farklı bir renk katmış.
Fenerbahçe Arama Motoru Piyasasını Etkiledi
Fenerbahçe’nin Yandex işbirliği çok konuşulmuş ve
taraftarlar Yandex kullanmaya çağrılmıştı. Bu ay itibariyle
Yandex yükselişine devam ediyor. 2012 yıllarında arama
motoru pazarında Türkiye’de %98 – 99 bandında bulunan
Google, ilk defa geçtiğimiz ay payını yüzde 90’ın altına
düşürdü. Yandex ise reklam çalışmaları ile yükseldiği
pazarda, Fenerbahçe anlaşması sonrası yüzde 3 civarı
olan Pazar payını yüzde 8’e çıkardı. Ciddi bir kayıp gibi
gözükmese de Yandex’in bu atılımı firmanın marka değerini
de arttırmış bulunuyor. Ranking Tr üzerinden aldığımız
veriler resimdeki gibidir.
56
Ekoreel ∆ Kasım 2015
Sürücüsüz Araçlar Testlerde Yarışıyor
Otomotiv sektörüne ve teknoloji dünyasına heyecan getiren
sürücüsüz otomotiv konusunda her ay yeni haberler geliyor.
Bu ayki haberleri birer cümle ile özetlemek gerekirse:
1 Toyota, ilk defa sürücüsüz araç testine başladı.
2.Robot Taxi, Japonya’da sürücüsüz taksi girişimi olarak
piyasaya girdi. 2016 yılı başında test sürüşleri başlayacak.
3.Mercedes, Tır modellerinde sürücüsüz testlere,
Almanya’da otobanda başladı.
4.Elon Musk (Tesla CEO), 2 yıl içinde tek şarjla 1000 km
yapılacak teknoloji üzerine çalıştıklarını ifade etti.
5.Tesla, sürücüsüz oto yazılımı için güncelleme yayınladı.
SKYPE Sesli Anlık Çeviri Özelliğini Devreye Alıyor
Ekoreel Mobil’de
Skype, görüntülü konuşma konusunda inovatif yaklaşımıyla
pazarı elinden çıkarmak istemiyor. Skype’ın kurumsal
olarak da kullanılmaya başlaması sonrası. Sesli Anlık
Çeviri özelliği masaüstü uygulamalarına geldi. Bu sayede,
anlık çeviri hizmetini alarak karşınızda bulunan dilini
bilmediğiniz kişi ile rahat iletişime geçebileceksiniz.
Özellikle webiner alanında yaşanan gelişmeler böyle
bir ihtiyacı doğurmuştu. Skype’ın bu özelliğinin bir çok
webinere sponsorluk alanında yansıyacağını düşünüyorum.
Ekoreel’ e katıldığım Ekim
ayı itibariyle derginin dijital
ortamlarda yer alması için
çalışmalara başladım. Bu
ay Ekoreel Google Play
Store’ da ki yerini aldı.
Önümüzdeki ay AppStore’
dan
da
erişebileceğiniz
uygulamamızda.
Geçmiş
sayılara
ulaşabiliyor,
Sosyal Medyadan bizi takip
edebiliyorsunuz. Ekoreel adına yapılan gelişmelerden
sizleri haberdar edebilmemiz için uygulamamızı
indirebilirsiniz.
TROY Devreye Giriyor
BKM
Türkiye’nin
Ödeme Yöntemi olarak
lanse ettiği Troy’u
tanıttı.
TROY’un
ismi, Türkiye,Ödeme,
Y ö n t e m i ,
kelimelerinden
elde
edilen
harfler
ile
oluşturulmuş. 1 Nisan
2016’da
kullanıma
açılması
planlanan
Troy ile 2016 yılında
TROY logolu bankakredi kartları görülmeye
başlanacak.
FAS 2020’ DE Enerji İhtiyacının %50’ sini Yenilebilir
Enerjiden Elde Edecek
2010 Yılında Fas’ ın yatırım için çağrı yaptığı mega proje
hayata geçiyor. Fas mega solar projesiyle enerjisinin yüzde
50’ ye yakınını yenilenebilir enerji ile elde edecek. Fas’ ın
çevre bakanı Hakima el-Haite, Fas’ ın petrol üretmediğini
ve enerjide dışa bağımlı olduğunu ifade ettiği röportaj’ da
2050 yılında enerji ihraç eden bir Fas olmak için projelerin
artacağını ifade etti. Coğrafi olarak Fas’ ın çöl topraklarına
sahip ve güneş açısından avantajlı olması bu projeyi
başarıya ulaştırma noktasında ileri bir seviyeye taşıyacaktır.
Kasım 2015 ∆ Ekoreel
57
BULMACA
Gelirin kâr za
rar ortaklığına göre bölüşüldüğü bankacılık
---------------Bir nota
Bir nota
---------------KuveytTürk
BankAsya
bankalarının
Finansal
sistemi
Kötü,
fena
TR’nin ilk ve
tek faizsiz
ekonomi
dergisi
İliştirilmiş,
eklenmiş
-------------Yabancı
Çift katlı
büyük
dalyan
ağı
----------------
Yaratıcı
Türk Ekonomi Bankası
---------------Yumuşak ve
yağlı toprak
çeşidi
-------------
(Banka)
Görüş birliğine varmak
---------------Bir silah
markası
ABD Haber
Ajansı
Ekol ortası
---------------Albaraka
Türk Genel
Müdürü
(Resim)
Duvar
şamdanı
--------------Kripton’un
simgesi
Türkiye Katılım Bankaları Birliği
---------------Resim çoğalt
ma işi
Kasapların
kullandığı
kesici alet
--------------....tarihinde
Oldukça eski
bir zamanda
Abone olma
Durumu
--------------Üretim faktörlerinin
kullanılması
Bir müzik
aleti
İpekten dokunmuş şeffaf kumaş
--------------Lisan
Katılım
bankalarının
kârı adilce
dağıtması,
adilce
Alüminyum simgesi
------------Ön
karşıtı
Çukur
Yer
--------------Tantal’ın
simgesi
Sofa
---------------Kardeş eşlerinden her
birinin öteki
ne göre adı
Türk
Lirası
(kısaca)
Tutanak
----------------
Termik’in
ortası
Bulut
Yağlarda
gliserin ile
birlikte bulunan sıvı
madde
Servigillerden bir ağaç
--------------Hafıza kaybı
bellek yitimi
Sayın
(Eskiden)
Bir şeyin hemen sonrası
---------------Tasvip
etme
Küçük
doğan
FAHRETTİN
YAHŞİ ‘nin
Cennet’in
orta harfleri
---------------Alfabemizin
son harfinin
adı
RESMİ
İşlenen bir
suçun karşılığı
--------------Bir soru
eki
Deniz
yosunu
--------------Oldukça
az
İpek
Müşterilerine İlham verici,
kâr payı veİtici güç
ren T.Finans ---------------ve B.Asya İlgilendiren,
gibi finans
ilişkin
kurumları
(Ekonomi)
Bir şeye
para ile
sahip
olma
(Ekonomi)
Kazançlı
--------------İlkel deniz
taşıtı
Et, köfte gibi
yiyecekleri
pişirmekte
kullanılan
araç
--------------Türkü, şarkı
Karbon’un
simgesi
(…Ortaklığı
Yatırımı)
Müşterinin
kâr-zarara
katılım şeklinde yatırımı
Bağırsak
Kazakistan
Başkenti
---------------……Güreşi
aba giyilerek
yapılan güreş
Ulaştırma
--------------Cennet onların ayakları
altındadır
Lantan’ın
simgesi
--------------Söyleniş
biçimi,
vurgusu
Türk Ticaret
Kanunu
(kısaca)
--------------Birine duyulan sessiz
kırgınlık
Helal’in
ünsüz
harfleri
--------------Alamet,
belirti
Ekonomik
ve toplumsal alanda
ki iletişim
sistemi,
informatik
Evren
pulu
Hazırlayan: Ahmet DÖNMEZ
58
Ekoreel ∆ Kasım 2015

Benzer belgeler