röportaj - Arma Elektropanc

Transkript

röportaj - Arma Elektropanc
Röportaj / Nafiz Kerim Kotan
Seyyahname / Noyabrsk ve
Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat
Proje / Çırağan Palace Kempinski İstanbul
> editörden
Necmi YILDIZ
Müdür
Satın Alma & Lojistik
Departmanı
Tahinci Holding’e bağlı Nida İnşaat tarafınan Ataşehir’de yapımına başlanan Palladium Tower, son üç ay içinde teknik
müteahhitliğini üstlendiğimiz işlerden
olup LEED Gold adayı prestijli bir projedir. Öte yandan Moskova White Garden,
Kazan Airport Terminal Binası ve Konya
Algida Dondurma Fabrikası Projelerinde
sona yaklaşmış bulunuyoruz.
Bu sayımızda Imtech ortaklığımızda bize
danışmanlık ve aracılık yapan Pragma
Kurumsal Hizmetler’in ortaklarından Sn.
Nafiz Kerim KOTAN’ın tempolu iş ve
yaşam öyküsünü okuyabilirsiniz. Dergimize güçlü kalemiye destek veren genç
arkadaşımız Barış KARADAĞ, verdiği
sağlık mücadelesini kazanarak tekrar
aramıza döndü ve Çırağan Kempinski
Hotel Renovasyonu işimizi anlattığı yazısı ile ilerleyen sayfalarda. Global Bakış
köşemizde bu sayıda bir konuk yazar
ağırlıyoruz. Kırgız çalışanımız Eltai Toktobekuulu, ülkesinin Enerji Sektöründeki
yatırım imkanlarını bizlerle paylaşıyor.
Seyyahname’de ise Sibirya Bölgesi Projelerimizden sorumlu koordinatörümüz
Faruk VURAL, Rusya’nın en soğuk bölgelerinden Yamal’a seyahat macerası ile
birlikte yörenin kültürel ve tarihsel özelliklerini anlatıyor. Yerel halkın fotoğraflara yansımış mutluluğu içinizi ısıtacak.
Yelken Dünyası’nda ise “Yelkenlileri
Konuşturan Objektifler” konulu yeni bir
yazı dizisine başladık. İlk konuğumuz
ise, yazarımız Eser İNCE’nin “sıra dışı
ve Avrupai bir fotoğrafçı” sıfatıyla bize
tanıttığı Kaan Verdioğlu. Verdioğlu’nun
objektifinin rüzgarla ve yelkenlerle dansı
sizi alıp götürecek.
Son sözü Edebi Köşe’den bir alıntıyla
Can Baba’ya bırakıyorum:
“Ömür dediğin üç gündür, dün geldi
geçti yarın meçhuldür...
O halde ömür dediğin bir gündür, o da
bugündür.”
Kalın sağlıcakla...
1
Nisan - Mayıs - Haziran
Imtech ortaklığımızın 1. yılını doldurduğumuz bu günlerde, teknik müteahhitlik alanında lider firma olma iddiamızı
teslim ettiğimiz ve yeni aldığımız işlerle
ispatlıyoruz.
içindekiler
8
Kapak Fotoğrafı: Çırağan Palace Kempinski
İstanbul
Dergi Adı: AE Magazin
İmtiyaz Sahibi
AE Arma-Elektropanç adına
Demir Özkaya
Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni ve
Yazı İşleri Müdürü
Necmi Yıldız
Yayın Kurulu
Necmi Yıldız, Burak Kızılhan, Turgay Ertan,
Merve Çıkrıkçıoğlu, Burcu Kızılhan
Yönetim Yeri
Fulya Mah. Vefa Deresi Sok. No.11 34394
Şişli / İSTANBUL
T: +90 212 275 54 84 (pbx) • F: +90 212 274 06 41
[email protected]
Proje / Çırağan Palace Kempinski İstanbul
Barış Karadağ
Rusya Federasyonu Temsilcisi
Suat Önder Yıldız
T: +7 495 775 01 49
[email protected]
Birleşik Arap Emirlikleri Temsilcisi
Yavuz Güvener
T: +971 2 628 22 40
[email protected]
Görsel Yönetmen
Atakan Naçar
Basım
İkon Yay. ve Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
Çoban Çeşme Cad. No:14
Kağıthane / İSTANBUL
T: 0212 294 23 31 • F: 0212 294 46 32
Nisan - Mayıs - Haziran
Yayın Türü
Yerel süreli yayın. Üç ayda bir yayınlanır.
Basım Tarihi
Haziran 2013
2
26
Röportaj / Nafiz Kerim Kotan
Burcu Kızılhan
36
18
Global Bakış / Kırgızistan
Eltai Toktobekuulu
Teknoloji / Hidronik Balanslama - 2
Çağdaş Bölücek
40
38
Hukuk Penceresi
Merve Çıkrıkçıoğlu
48
Edebi Köşe / Ömür dediğin...
1 Başlarken / Editör
Necmi Yıldız
4 Kısa Kısa
8 Proje / Çırağan Palace Kempinski İstanbul
Barış Karadağ
18Global Bakış / Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan
Eltai Toktobekuulu
26Röportaj / Nafiz Kerim Kotan
Burcu Kızılhan
36Teknoloji / Hidronik Balanslama - 2
Seyyahname / Noyabrsk ve Gubkinsky
Şantiyelerimize Seyahat - Faruk Vural
50
Yelken Dünyası / Yelkenlileri Konuşturan
Objektifler! - Eser İnce
40Seyyahname / Noyabrsk ve Gubkinsky
Şantiyelerimize Seyahat
Faruk Vural
48Edebi Köşe / Ömür dediğin...
50Yelken Dünyası / Yelkenlileri Konuşturan Objektifler!
Eser İnce
58Basında Biz
62 AE Ailesi’nden
38Hukuk Penceresi / 6098 Sayılı Borçlar Kanunu
Uyarınca Kefalet Sözleşmeleri
Merve Çıkrıkçıoğlu
3
Nisan - Mayıs - Haziran
Çağdaş Bölücek
» kısa kısa
AE Arma-Elektropanç, Palladium Tower’ın Teknik
Müteahhitliğini Yapacak!
AE Arma-Elektropanç; inşaat dünyasında ses getiren projelerine bir yenisini ekliyor. AE Arma-Elektropanç; ana müteahhitliğini Tahincioğlu Holding’e bağlı Nida İnşaat’ın üstlendiği ve İstanbul’un Ataşehir ilçesinde yükselecek Palladium
Tower’ın tüm elektromekanik (MEP) işlerine imzasını atacak.
Gün ışığıyla aydınlatılan yüksek tavanları ve işçiliği ile fark yaratacak Palladium Tower, bittiğinde 180 m yüksekliğe ve
99.784 m2 inşaat alanına sahip olacak. Yapımında en modern teknolojilerin kullanılacağı dev bina; deprem, sel gibi
doğal afetlere karşı sağlam ve dayanıklı yapısı, elektronik ve hassas güvenlik sistemleriyle de tüm risklere karşı modern
güvenlik anlayışını sakinleri ile buluşturacak. Binanın 2014’ün son çeyreğine doğru kapılarını açması hedefleniyor.
Yeşili Gökyüzü İle Buluşturacak!
Nisan - Mayıs - Haziran
İnsan odağında tasarlanan Palladium Tower’da yeşil alanlara binanın giriş bölümünden itibaren geniş yer ayrılacak.
Palladium Tower, ABD Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından geliştirilmiş çevre dostu bina değerlendirme sistemi
olan LEED “Leadership in Energy and Environmental Design” sertifikasına sahip olacak. LEED değerlendirme sisteminin
üst seviyelerinden olan Gold’a uygun olarak tasarlanıp inşa edilecek gökdelen, AE Arma-Elektropanç’ın bu güne kadar
üstlendiği 6’ıncı yeşil bina projesi olacak.
4
kısa kısa «
Avrupa’nın Zirvesinde İşler Hızlandı
AE Arma-Elektropanç’ın teknik müteahhitliğini yaptığı; inşası devam eden ve tamamlandığında Avrupa’nın en yüksek
ikinci binası olacak olan Plot 16A Oko Çok Amaçlı Kompleks ile Avrupa’nın hali hazırda en yüksek binası olan Mercury
City Tower’da işlere hız verildi.
Ant Yapı’nın ana müteahhitliğini yaptığı; Moskova’nın gözbebeği bu iki yapıdan biri olan Plot 16A Oko Çok Amaçlı
Kompleks, 49 ve 85 katlı 2 blok ile toplamda 300 bin m2 inşaat alanından oluşurken, ana müteahhiltiğini Rasen İnşaat’ın
yaptığı diğer gözbebeği Mercury City Tower ise 170 bin m2 inşaat alanı ve 70 kattan oluşuyor.
Plot 16A Oko Çok Amaçlı Kompleks
Mercury City Tower
5
Nisan - Mayıs - Haziran
AE Arma-Elektropanç; Plot 16A Oko Çok Amaçlı Kompleks’te elektrik, elektronik ve mekanik (MEP) işlerini sürdürürken, Mercury City Tower’da ise, elektrik ve elektronik işlerini başarılı bir şekilde devam ettirmekte.
» kısa kısa
ETMD’nin Yeni Yönetim Kurulu Başkanlığı’na
Vahit Tuncer Özekli Seçildi
ETMD ( Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği ) Genel Kurul’u sonrası yapılan ilk Yönetim Kurulu Toplantısında Yönetim
Kurulu Başkanlığına AE Arma-Elektropanç firmasının Endüstriyel İşler Departmanı Müdürü, V. Tuncer Özekli seçilmiştir.
Yönetim Kurulu Toplantısı sonrasında oluşan görev dağılımı aşağıdadır:
Yönetim Kurulu Asıl Üyeler :
Yönetim Kurulu Başkanı :
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı : Vahit Tuncer Özekli (AE Arma-Elektropanç)
Alp Arslan Ok (EAE)
Genel Sekreter :
Doğan Alkan (Elektropanç)
Sayman :
Fikret Eraslan (ERA Elektronik)
Üyeler :
Nisan - Mayıs - Haziran
Atilla Karadağ (Karadağ Elektronik), Ertan Özdemir (ABB), Etem Bakaç (Prysmian), Prof. Dr. Galip Cansever (YTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi), Hayri Kartopu (EEC), Murat Karayılmaz (Bilge Mühendislik) ve Tülay Kanıt (Cedetaş).
6
kısa kısa «
Hasan Ali Gül, CFO Day 2013’e Katıldı
CFO Day 2013 özel davetlisi olarak Hollanda’ya giden Hasan Ali Gül, AE Arma-Elektropanç / Imtech Türkiye adına
2 günlük kongreye katıldı. Her yıl yapılan bu kongrede, Hollanda´nın ilk 100 şirketinin CFO ve CEO’ ları katılıyor. Bu
seneki kongrenin genel konusu “The Road to Excellence / Mükemmelliğe Doğru” idi.
Kongrenin ilk günü Hasan Ali Gül’ün katıldığı seminerin konusu: “Mükemmel Avrupa, Euro Para Birimi Olarak Daha
Ne Kadar Süre Ayakta Kalmayı Başarır” idi. Tartışmayı New York Üniversitesinen Prof. Heleen Mees yönetirken; akşam
yemeğinde, Den Haag Belediye Başkanı CFO’ lara konuşma yaptı.
2. günde yer alan konular ise şu şekildeydi:
•
•
•
IBM dünyada CEO’lar ile ilgili bir araştırma yapmış ve bu araştırma sonuçlarını burada açıkladı: Neden Şirketin Biri
Daha Başarılı ve Diğeri Başarısız ?
Fokker Technologies: Negatif Cash Flow´u olan Fokker, Nasıl Bunu Pozitife Çevirdi?
De Groene Zaak: Yeni Ekonomide Nasıl İş Yapılır?
7
Nisan - Mayıs - Haziran
Hasan Ali Gül yukarıdaki seminerlere katılırken; kongrede toplam 26 değişik konu üzerinde tartışıldı.
» proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul
Barış Karadağ
Şantiye Şefi
Proje Yönetim Departmanı
Çırağan Palace
Kempinski İstanbul
Çırağan Sarayı 17. yüzyılda Kazancıoğlu Bahçeleri adı ile anılırdı. 17 ve
18. yüzyıllarda yine aynı yerinde yani
Beşiktaş ile Ortaköy arasındaki yolda
sahil yolunu süsleyen inanılmaz güzel bir mimari tasarım ile İstanbul’un
bir süsüydü. İçerisinde muazzam güzellikte bahçeleri bulunmaktaydı.
Nisan - Mayıs - Haziran
Çırağan Sarayı yıllar boyunca çeşitli
aşklara tanıklık etmiş, birçok tarihi
içinde yaşatmış yegâne saraylarımızdan biridir. Dönemin padişahı olan III.
Ahmet burayı Veziri İbrahim Paşa’ya
hediye etmiştir. Bu dönemde özellikle
Çırağan şenlikleri burada sıklıkla düzenlenmiştir. Çırağan ismi Farsçada
ışık anlamına geliyor. Dolayısıyla bu
ışık saçan şenlikler, eğlenceler dolayısıyla Kazancıoğlu Bahçeleri adı artık
8
yavaş yavaş yerini Çırağan ismine bırakmıştır.
Çırağan Sarayı daha sonra Abdülmecit tarafından 1857 tarihinde yıktırılmıştır. Abdülmecid’in burayı yıktırma
sebebi ise batı mimarisine olan ilgisidir. Çırağan Sarayı’nı batı mimarisine
benzetmek istemiştir. Ancak Abdülmecid beklenmedik bir şekilde 1863
yılında vefat edince bu hayal maalesef yarım kalmıştır. Uzun bir süre saray inşaatı boynunu bükerek yarım bir
şekilde beklemiştir.
Daha sonraki yıllarda, yani 1871’de
Abdülaziz Çırağan Sarayı inşaatını
tamamlatmıştır. Fakat Abdülmecit’in
hayali olan batı mimarisi ile değil,
tamamen doğu mimarisi ile Çırağan
Sarayı inşa edilmiştir. Kuzey Afrika İslam Mimarisi özellikle uygulanmıştır.
Çırağan Sarayı’nın inşaatına sahil bölümü için 400 bin Osmanlı lirası harcandığı biliniyor. Ayrıca saray inşaatı
için ise 2,5 milyon altın harcandığı
bilinmektedir.
Cumhuriyet’in ilanından sonraki yıllarda yani 1930 yılında Çırağan Sarayı Beşiktaş Futbol Kulübü tarafından
futbol sahası olarak bir süre kullanılmıştır.
Çırağan Sarayı en son 1987 yılında
otel olarak kullanılma amacıyla 1990
yılında Çırağan Sarayı Oteli ismi ile
hizmete başlamıştır. 1992 yılında ise
resmen Çırağan Sarayı’nda konaklama hizmeti başlamıştır.
proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul «
Mevcut Sistemler
Orta Gerilim Sistemi
Çırağan Sarayı’nda 1990’da devreye
alınmış olan orta gerilim sisteminde
2 adet OG odası bulunmaktadır. 1.
Odada BEDAŞ tarafı için kullanılırken diğer oda müşteri ihtiyaçları için
kullanılmaktaydı Pano odasında OG
Panoları ile beraber alçak gerilim ana
dağıtım panoları da bulunmaktaydı.
AE Arma-Elektropanç’ın kapsamında
olan oda müşteri kısmında olan odadır. 1 Giriş Hücresi, 1 Ölçü hücresi ve
3 adet Trafo çıkış hücresi olmak üzere
5 gözden oluşmaktadır. AEG marka
olan OG hücrelerinde yağlı tip kesiciler kullanılmıştı. Sadece TR2 kesicisi
işletme esnasında arızalandığı için
vakum kesici olarak değiştirilmiştir.
Alçak Gerilim Dağıtım Sistemi
Jeneratör Sistemi
AG Dağıtım sisteminde 2 Adet 1000
kVA jeneratör bulunuyordu bu iki jeneratör senkron olarak çalışmakta ve
enerji kesintisi olduğu takdirde ayrı
ayrı bütün ATS panolarını beslemekteydi. Jeneratörlerin soğutma sistemi
radyatör sistemiyle yapılmakta ve çok
fazla hacim kaplamaktaydı. Jeneratörlerin bulunduğu odada % ton kapasitesinde yakıt tankı bulunmaktaydı
ve ayrıca başka bir mahalde olan 10
tonluk kapasiteli bir yakıt tankından
pompa vasıtasıyla mahalde bulunan
yakıt tankına yakıt azaldıkça takviyesi
yapılmaktaydı.
Kojenerasyon Sistemi
1358 kW enerji kaynağı olan kojenerasyon santralı 2002 yılında devreye
alınmış ve dönemine göre üstün özellikleri olan bir sistem kullanılmıştır.
Günümüzde dahi birçok dağıtım sistemine kıyasla daha akıllı ve daha verimlidir. Sadece enerji kaynağı olarak
değil aynı zamanda enerji otomasyon
sistemini de bünyesinde içeren koje-
nerasyon santralı Transformatörler ile
senkron olarak hem büyük oranda
enerji tasarrufu sağlamakta hem de
tesisin sıcak su ve soğutma ihtiyacını
karşılamaktadır.
Alçak gerilim dağıtım sisteminin Remote - Local (Uzak - Yakın) konumunda seçimi local olarak yaptığımızda sistemi manuel olarak kontrol
ederken, remote seçildiğinde bütün
kontrol KOJEN Kontrol panosuna
geçmekteydi. Bütün AG Trafo şalterlerini, kuplaj şalterlerini senaryoya göre
kumanda etmekte, genelde 2 No’lu
transformatör ile senkron olurken 2
No’lu transformatör bakıma alındığında yada herhangi bir şekilde OFF
konumuna geçtiğinde transformatör 1
veya 3 ile de senkron olabilmekteydi.
Orta gerilim panosuna konulan trans-
9
Nisan - Mayıs - Haziran
Çırağan Sarayı ve Çırağan Otelinde
alçak gerilim dağıtım sistemi karışık
olduğu kadar bir o kadar da o günün
şartlarına göre başarılı tasarlanmıştır. Dağıtım sistemi önemli yükler ve
önemsiz yükler olarak ikiye ayrılmıştır. Söz konusu Çırağan Sarayı gibi
Türkiye için oldukça önemli bir tesis
olunca sizin de tahmin edebileceğiniz gibi önemli yükler önemsizlere
oranla çok daha fazladır. 5 Yıldızlı bir
otel olan Çırağan Palace Kempinski
de enerji kesilmesi nerdeyse imkânsıza yakın olarak öngörülmektedir
ve gerçekte de enerji kesintisi hemen
hemen hiç yaşanmamaktadır. 3 Adet
2500 kVA transformatör, 1 adet Kojenerasyon güç kaynağı devamlı olarak
çalışır vaziyettedir. ATS ( Automatic
Transfer Switch) panolarının dağıtım
sisteminde önemli bir yeri vardı. 8
adet ATS panosu bulunmaktaydı ve
herhangi bir ATS panosunda enerji
kesintisi olduğu takdirde 2 adet 1000
kVA jeneratör otomatik olarak devreye girerek enerjisi kesilen ATS panosunun yüklerini jeneratörden beslemekteydi.
» proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul
ducer sayesinde yük paylaşımı yapmakta, alabileceği maksimum yüke
yakın (%98) kapasitede çalışmaktaydı.
Kojenerasyon Santralı Nedir?
Kojenerasyon kısaca, enerjinin hem
elektrik hem de ısı formlarında aynı
sistemden beraberce üretilmesidir. Bu
birliktelik, iki enerji formunun da tek
tek kendi başlarına ayrı yerlerde üretilmesinden daha ekonomik neticeler
oluşturmaktadır. Basit çevrimde çalışan, yani sadece elektrik üreten bir
gaz türbini ya da motoru kullandığı
enerjinin %30-40 kadarını elektriğe
çevirebilir.
Bu sistemin kojenerasyon şeklinde
kullanılması halinde sistemden dışarıya atılacak olan ısı enerjisinin büyük
bir bölümü de kullanılabilir enerjiye
dönüştürülerek toplam enerji girişinin
% 70-90 arasında değerlendirilmesi
sağlanabilir. Bu tekniğe “birleşik ısıgüç sistemleri” ya da kısaca “kojenerasyon” diyoruz.
Her iki enerji formumun ayrı ayrı
eşdeğer miktarlarda üretilmesi için
gerekli birincil enerji miktarının bunların kojenerasyonla üretilmesi durumunda tasarruf %42 seviyesinde gerçekleşmektedir.
Dolayısı ile kojenerasyon sisteminin
çevreye en önemli katkılarından biri
de burada ortaya çıkmaktadır. Büyük
eneji tasarrufu yanında atık emisyonları da aynı oranda azalmaktadır.
Ülkemizde henüz üzerinde çok durulmayan bu husus, sistemin özellikle
Avrupa ülkelerinde yaygın teşvik görmesinin ana sebeplerinden biri olarak
karşımıza çıkmaktadır.
•
•
•
Yüksek verimlilik
Kesintisiz Enerji
Daha Temiz bir Çevre
Nisan - Mayıs - Haziran
Bugüne kadar yüksek ısı ve elektrik
enerjisi ihtiyaçları olan Turistik Tesis
sahipleri (Oteller); şebekeden bağımsız ve kaliteli enerji temini için kendi
kojenerasyon santrallerini kendileri
kurmak ve işletmek zorunda kalmışlardı.
Bu konuda İstanbul ve Ankara otelle-
10
ri (Çırağan, Swiss Otel, Movenpick,
Conrad, vb) diğer şehirlere göre daha
önce davranarak bu sisteme geçtiler.
Kojenerasyon santralı sayesinde üretilecek elektrik enerjisinin kalitesi tam
randımanda ve en üst seviyede temiz
enerji olacaktır. Elektrik kesintilerinden kaynaklanan sıkıntılar ortadan
kalkacak, jeneratör yakıt gideri, otelin
bakım onarım masrafları minimuma
inecektir.
veya mevcut kazan-soğutma sistemleri hep stand by kullanılarak maksimum konfor her an için hazır bulundurulacaktır.
Santraller 7x24 şebeke ile senkron
paralel konumda olup, bakım-onarım, arıza ve günlük operasyon çerçevesinde süratle şebekeye bağlanacak
Orta Gerilim Sistemi
Yeni Sistemler
AE Arma-Elektropanç önderliğinde
tasarlanan ve AE Arma-Elektropanç
tarafından uygulanan sistemi kısaca
özetlersek;
AE Arma-Elektropanç’ın kapsamında
OG elektrik işleri içinde 5 hücreden
proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul «
Orta gerilim hücreleri metal-clad,
arabalı, şartnamede belirtilen teknik
özelliklere ve tek hat şemalarına uygun olarak, 3 fazlı, bara ve mesnet
izolatörleri, geçit izolatörleri, dış bağlantılar için OG kablo bağlantı düzenekleri, vakum kesicileri, topraklama
ayırıcıları, akım ve gerilim trafoları,
koruma kumanda ölçü cihazları ve
bunlar arasında yapılan ara bağlantıları, topraklama sistemi, kilitleme
düzenleri ve diğer yardımcı malzemelerin montaj ve bağlantıları yapılarak, fabrika montajlı ve rutin testleri
yapılmış olarak komple ünite olarak
devreye alınmış ve teslim edilmiştir.
Hücrelerde kullanılan kesiciler 36kV,
25 kA, 1250A Vakumlu tiptir. Hücrelerde 3 faz aşırı akım ve toprak koruma rölesi kullanılmıştır. Ayrıca tesise
yedek olarak 1 Adet kesicili araba
verilmiştir.
Transformatörler için her sargının sıcaklığı PTC rölelerle ayrı ayrı ölçülmekte, aşırı ısınmaya karşı alarm ve
trip özellikleri bulunan modüllerle
transformatörün ısıya karşı korunması
sağlanmıştır.
Gerilimin 34,5 kV olduğu sistemde
kullanılan devre kesiciler kendi sınıfları dâhilindeki tüm akımları devre-
ye sokmak veya devreden çıkarmakta olup: düşük endüktif ve kapasitif
yük akımlarından yüksek kısa devre
akımına kadar enerji sistemi içinde
oluşabilecek toprak arızaları, faz karşıtlığı ve benzeri tüm arıza koşullarında bu işlevlerini yerine getirecek
özelliktedir.
Siemens’in hava izoleli şalt panosu AE
Arma-Elektropanç tarafından temin
edilmiş ve başarılı bir şekilde devreye
alınmıştır. Kullanılan şalt panosu, IEC
62271-200 gereğince dahili tip kullanım için test edilmiştir. Siemens’in
hava izoleli şalt panosu maksimum
personel güvenliği ve işletme kolaylığını sağladığı gibi bunlara ek olarak;
•
•
•
•
•
Yaşama ve güvenliğe önem verir
Tasarruf sağlar
Verimliliği arttırır
Güven sağlar
Çevreyi korur
Teknik Özellikleri (Katalog Değerleri)
•
•
•
•
•
•
•
•
36 kV’a kadar gerilim kapasitesi
31,5 kA’e kadar akım kapasitesi
IEC 62271-200 standardına uygun
tip testli, LSC2B-PM tipi
Hava, bir yalıtım maddesi olarak,
her zaman, her yerde bulunabilir
Kesici ve topraklama şalterinin kısa
devre açma-kapama tip testleri
pano içinde yapılmıştır
Arabalı vakum kesici
Bağlantı bölmesinde primer sigortalı ayrılabilir gerilim trafoları
Kolay işletim ve bakım
•
•
•
Akıllı mekanik kilitleme sistemi ile
maksimum işletme emniyeti
Yüksek kalite standardında bileşenlerin kullanımı
10 yıldan uzun bakım aralığı
OG kabloları 1x95/16 mm2 YE3SV
(2xSY) 36 kV yer altı kablosu olarak
temin edilmiş olup trafolar ile OG
müşteri panosu ve ana OG panosu
ile müşteri OG panosu arasında tarafımızca çekilmiş ve başarıyla enerjilendirilmiştir. Bu işlemler esnasında
Çırağan Sarayı’nda enerji kesintisi
manevralar haricinde olmamış, enerji
ihtiyacı jeneratörlerden ve kojenerasyon santralinden karşılanmıştır. Orta
gerilim hücrelerinin işletmek için en
büyük avantajı can ve mal güvenliğini sağlaması, kullanıcıya hata yapma
şansı bırakmamasıdır.
Alçak Gerilim Dağıtım Sistemi
Dağıtım Panoları;
Alçak gerilim dağıtım sisteminde
TR1, TR2, TR3, senkronizasyon güç
panosu ve UPS ana dağıtım panoları
Formu 4b olmak üzere Schneider’ın
Blockset serisi olarak seçilmiş, montajı ve devreye alması bizzat AE Arma-Elektropanç’ın saha ekibi tarafından yapılmıştır.
TR1,TR2 ve TR3 dağıtım panoları
kuplaj şalterleriyle bir birlerine baralar ile bağlıdır. Toplamda 19 göz
olan ana dağıtım panosu eşine az
rastlanır bir mühendislikle tasarlanmıştır. 3 Transformatör, 3 Jeneratör ve
11
Nisan - Mayıs - Haziran
oluşan OG panelinin devreye alınması bulunmaktadır. 1 adet giriş hücresi,
1 adet ölçü hücresi ve 3 adet trafo çıkış hücresi bulunmaktadır. Dijital tip
koruma röleleri ile sistemin korunması sağlanmaktadır.
» proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul
1 Kojenerasyon santralı olmak üzere
7 enerji kaynağı olan panonun kontrolü SCADA sistemi, Kojenerasyon
kontrol panosu ve Jeneratör senkronizasyon kumanda panosuyla birlikte
ortak olarak yapılmaktadır. Jeneratör
ile Transformatör şalterleri arasında
mekanik kilitleme, Kojen şalteriyle,
jeneratör şalterleri arasında elektriksel kilitleme mevcuttur.
Blokset panoları maksimum güvenlik
ve güvenilirlik için tasarlanmış esnek
ve modüler bir sistemdir ve Schneider
Electric bileşenleri için özel olarak
tasarlanmıştır. Koruma ve kontrol alanında üstün özelliklere sahip olan ana
dağıtım panosu geniş kapsamlı termal
artış etkilerini ve kısa devre direncini
garanti eden onaylı IEC60439-1 ile
uyumludur.
Panoda bulunan bütün şalterler çekmeceli tip olarak kullanılmış, şalter
değişikliği esnasında herhangi bir
kablo bağlantısını sökmeden şalterleri
kolayca değiştirebilme imkanı sağlanmıştır.
Nisan - Mayıs - Haziran
Otel kısmına ait ana elektrik odasında
12
bulunan bütün panolar Schneider’ın
Prisma serisi panolar ile değiştirilmiş
ve devreye alınmıştır. Daha önce
emergency ve normal olarak ayrılmış
panolar, jeneratörlerin gücünün 4000
kVA’ya çıkmasıyla ortadan kalkmış,
bütün panolar jeneratörden beslenebilecek duruma gelmiştir.
Ayrıca daha önce ana panodan beslenen Chiller grupları, kazan dairesi
ve birkaç mekanik pano yeni oluşturulmuş olan Boiler MDB adında yine
Schneider’ın Prisma serisine ait panoda toplanmış, bu pano da ana panodan 3000A Busbar ile beslenmiştir.
FORM 4b Nedir?
Baraların fonksiyonel ünitelerden ve
tüm fonksiyonel ünitelerin çıkış iletkenlerinin klemensleri dahil birbirinden ayrılmasıdır. Çıkış iletkenlerinin
klemensleri fonksiyonel ünite ile aynı
bölmede değil korunmalı bir alanda
veya ayrı kapalı bir bölmededir.
Busbar Dağıtım Sistemi
Daha önce transformatörler ile ana
pano arasında açık baralar ile sağlanan enerji iletimi kompakt tip,
EAE’nin KX serisi olan busbarlar ile
yapılmıştır. Tesisin önemli bir yükünü
oluşturan Otel kısmının ana dağıtımın
panosunun mevcut besleme kabloları
yedek olarak kullanılıp, ana beslemesi 4000A Busbar olarak tarafımızca
montajı yapılıp, devreye alınmıştır.
Otel odasında sadece şebeke için değil, UPS’ten beslenen yükler içinde
UPS ana dağıtım panosundan Otel
UPS panosuna 800A busbar montajı
yapılmıştır. Ana mekanik güç panosu
olan boiler panosu da yeniden tasarlandığı gibi 3200A Busbar ile beslenmiştir. Jeneratörlerin senkron güç panosundan ana panoya gelen hatlarda
busbar olarak tasarlanmış ve uygulanmıştır.
SCADA Sistemi
Bu projede enerji otomasyonun
amacı tesiste bulunan 3 adet transformatör, 3 adet jeneratör ve 1 adet
kojenerasyonun optimum şekilde kullanılarak tesisin enerji kesintilerinden
en az etkilenecek şekilde çalışmasını
sağlamaktır. Ayrıca tesisin tüm elekt-
proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul «
Bu amaçla 3 adet Schneider-Electric
M340 serisi PLC kullanılmıştır. Bu
PLC’ler ana dağıtım, jeneratör ve otel
dağıtım odasında bulunmaktadır. Dağıtım panolarında bulunan şalterlerin
izlenmesi ve kumandası için gerekli
olan kablolar bu panolara gelmektedir. Bu kablolar vasıtasıyla şalterlerin
pozisyonları izlenebilir ve kumanda
edilebilirler. Panolar üzerinde enerji
analizörleri bulunmaktadır. Bu enerji analizörleri de SCADA ekranından
takip edilmek için PLC ile okunurlar.
Tesisteki enerji analizörleri MODBUS-RTU protokolü ile haberleşmektedir. Enerji analizörlerini okumak
için PLC panoları içerisinde MODBUS-RTU/MODBUS-TCP gateway’ler
bulunmaktadır.
PLC’ler arası haberleşme MODBUS/
TCP’dir. Ana dağıtım PLC panosu ile
Otel Dağıtım PLC panosu arası mesafe uzun olduğu için fiber optik kablo
kullanılmıştır. PLC panoları içerisinde
fiber-optik ethernet switch’ler bulun-
maktadır. Sistemi takip etmek için
kullanılacak olan PC operatör odasındadır ve bu PC ethernet kablosu
ile Otel dağıtım PLC panosuna bağlanmıştır.
SCADA yazılımı olarak Schneider-Electric ürünü olan Vijeo Citect v7.3
kullanılmıştır. Dağıtım panolarında
bulunan şalterlerin durumları SCADA ekranı üzerinde takip edilebilir ve
motorlu olan şalterler yetkili personel
tarafından açılıp kapatılabilir. Ayrıca
enerji analizörlerinde okunan akım,
gerlim, güç, frekans, güç faktörü enerji değerleri bilgisayarın veri tabanına
kayıt edilir, online ve geriye dönük
olarak grafiksel olarak takip edilebilir.
Kayıt edilen enerji değerleri kullanılarak tesisin farklı noktalarına ait enerji
tüketim değerleri günlük olarak raporlanabilir.
alarm geldiğinde alarm çubuğundan
görsel olarak ve sesli olarak takip edilebilir.
SCADA ekranı üzerinden sistem otomatik ve manuel seçimi yapılır. Sistem otomatikte iken trafo, jeneratör ve
kuplaj şalterleri önceden belirlenmiş
olan senaryolara göre kontrol edilir.
Senaryoya dahil olmayan şalterlerin
kumanda edilebilmesi için, eğer varsa
kumanda anahtarının UZAK konumda olması yeterlidir. Senaryo dahilindeki şalterlerin SCADA ekranından
kumanda edilebilmesi için sistemin
manuel’e alınması gerekir. Manuel
veya otomatik olarak PLC’nin ilgili
şalterleri kumanda edebilmesi için
kumanda anahtarları UZAK konumda
olmalıdır. UZAK konumda olmayan
şalterin PLC’den kumandası mümkün
değildir.
UPS Sistemi
Tüm tesis tek bir ekrandan takip edilebildiği gibi her pano için ayrı bir
SCADA sayfası bulunmaktadır. Üst tarafta menü çubuğu ve altta alarm çubuğu bulunmaktadır. Tüm sayfalarda
bunlar görünmektedir. Herhangi bir
Tesiste daha önce tek bir ana UPS paneli bulunmamaktaydı. Ana dağıtım
odasının yanında oluşturulan yeni bir
mahale Emerson Marka Trinergy Serisi, 800 kVA Kesintisiz Güç Kaynağı
13
Nisan - Mayıs - Haziran
rik alt yapısı bir bilgisayar üzerinden
takip edilerek arızalara en kısa sürede
müdahale edilmesi sağlanır.
» proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul
Sistemi kurulmuştur. Ayrıca sistem istenildiği takdirde 1200 kVA’yı destekleyecek alt yapıda kurulmuştur. Kullanılan akü grubu tamamen bakımsız
kuru tip şeklindedir.
800 KVA gücü olan Online UPS, 200
KVA’ lık dilimler halinde çalışan ihtiyaca göre eş yaşlandırma ve devre
dışı bırakma özelliği olan, herhangi
bir arıza halinde, by -pass enerjisini
iletebilen, tüm akım gerilim gibi değişik bilgileri scada üzerinden iletebilen
modüler bir yapıdadır.
Nisan - Mayıs - Haziran
UPS ana dağıtım panosu Schneider’ın
Blokset serisinden imal ettirilmiş olup
çift transformatörden beslenmektedir.
Ayrıca otel kısmına ait ana elektrik
odasında bulunan UPS dağıtım panosu, UPS ana dağıtım panosundan
14
800A busbar ile beslenmektedir.
Ayrıca Saray tarafı için yine tarafımızca UPS dağıtım panosu temin edilmiş
ve tali UPS panolarıyla dağıtım sistemi kurulmuştur. Mekanik sistemlere
ait UPS’ ten beslenmesi gereken yükler içinde farklı bir dağıtım panosu
tesis edilmiştir.
Jeneratör Sistemi
Mevcut iki adet (2x1000kVa) zemin
kotunun altında bulunmakta olup,
jeneratörlerde hava atış davlumbaz
ve kanal bina içi yer kaybına sebep
olmaktaydı. Hava alış atış miktarını
düşürmek ve ses izolasyonunu daha
verimli ve bina içinde bulunan alandan daha fazla faydalanabilmek için
mevcut jeneratörlerin üzerinde bulu-
nan radyatörler söküldü. Bu söküm
ve radyatör değişimi işlemi esnasında
harici konteynerli 1 adet 1000kVA
lık jeneratör kiralanarak mevcut jeneratörlerle senkron edildi. Radyatör
değişikliği esnasında kesintisiz enerji
için 3 değişik kombinasyonda eski
senkron güç panosunda yeni senkronizasyon kumanda panosuyla testi
yapılmıştır.
Radyatörler söküldü ve bunların yerine ısı eşanjörü montajı yapıldı. Jeneratör motoru tarafından dışarıya
atılması gereken ısı eşanjör, su sirkülasyon pompa ve ses seviyesi düşük
olan ve servis alanına monte edilmiş
harici radyatör tarafından PLC kontrolünde yeni senkronizasyon panosu
tarafından yapılmaktadır. Ayrıca ses
izolasyon kabini içerisinde olan jene-
proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul «
Mevcut jeneratörlerin (2x1000kVA)
kapasitesi CPK için yeterli olmaması sebebiyle, ilave olarak yine eşanjörlü remote radyatörlü 2000kVA lık
P2000E model FG Wilson jeneratör
sisteme yeni senkron güç panosunu
besleyerek devreye alındı. Bina yükleri kademeli olarak yeni senkron
güç panosuna aktarılması sonrasında
mevcutta bulunan jeneratörle yeni
jeneratörler senkron edilerek, toplam
4000kVA kapasiteli jeneratöre sahip
olmuştur. Bu işlemlerin binada mevcut yüklerde kesintisiz yapılabilmesi
için 5 farklı senkronizasyon olmak
üzere, yük aktarımı hariç 6 adet jeneratör devreye alma operasyonu yapılmıştır.
2 Adet 1000 kVA jeneratöre sahip
olan tesise 1 adet 2000 kVA jeneratör
eklenerek, tesisteki bütün yükler jeneratörden beslenebilecek duruma getirilmiştir. 3 jeneratör senkron çalışarak
eş yaşlandırma ve yükün durumuna
göre devreye girip, devreden çıkma
senaryosuna göre çalıştırılmaktadır.
Jeneratör sistemi içerisinde Jeneratör
Senkron Kumanda Panosu bulunmaktadır. PLC donanımına sahip olan panoda her jeneratörün bilgilerini ve kumandasını takip ve kontrol edebilmek
için hepsi için ayrı ayrı touch screen
bulunmaktadır. Ayrıca 4. bir touch sc-
reen ile jeneratörlere ait bütün sistemi
takip edebiliyorsunuz. Jeneratör sistemi deyince tabi ki çoğumuzun aklına
Jeneratörler, Senkron güç panosu ve
senkron kumanda panosu gelmektedir. Oysa Çırağan Sarayı’nda kurmuş
olduğumuz sistemde jeneratörlerin
soğutulması klasik radyatör sistemiyle
değil Heat Exchanger ile yapılmaktadır.
Soğuk su heat exchanger’dan geçerek
jeneratörü soğutmakta, ısınan su sirkülasyon pompalarıyla Zemin katta
bulunan Dry Cooler’lara gönderiliyor.
Dry Cooler’larda soğutulan su tekrar
jenaratörleri soğutmak için kullanılıyor. Jeneratörlerin soğutma sistemindeki bu revizyonun amacı tesiste
daha önceden bulunan 1000 kVA je-
15
Nisan - Mayıs - Haziran
ratörlerin yaydığı ısı, hava atış ısısına
bağlı olarak hava debisi frekans konvertörleri aracılığıyla fan hız kontrolleri yapılarak günümüz teknolojisine
uygun şekilde yapılmıştır.
» proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul
neratörler için de hem yerden tasarruf
etmek hem de sistemi günümüz teknolojine uyarlamaktı.
Ayrıca havalandırma sistemi de Axial fanlar ile ortamın ihtiyacına göre
frekans konvertörleri vasıtasıyla hızı
ayarlanarak sağlanmaktadır. Mevcut
yakıt tankı kapasitesi 5 ton olan yeni
yakıt tankıyla değiştirilmiştir. Ayrıca
her 3 jeneratör içinde ses izolasyonu
için özel kabin montajı yapılmıştır.
Nisan - Mayıs - Haziran
Jeneratörler ile ilgili çalışma yapılırken tesiste devamlı 2000 kVA emergency kaynak olması amacıyla 1000
kVA mobil jeneratör kiralandı. 1. jeneratör söküldüğünde, Mobil Jeneratör ile 2. jeneratör senkron edilerek
mevcut sistem beslendi. Daha sonra
1. Jeneratörün yeni plandaki yerinin
hazırlıkları yapıldı.( Kaide, havalandırma şaftı vb.) 1. Jeneratör yeni yerine kaydırıldı, uzak radyatör için bağlantıları yapıldı, elektriksel tesisatları
yapıldı, devreye alındı ve Mobil jene-
16
ratör ile senkron edilerek tesisin 2000
kVA’lık yükünü besledi. 2. jeneratörün yeni yeri hazırlandı ve 2. jeneratör devreye alınarak 1. jeneratör ile
senkron edildi. 1. ve 2. jeneratörün
kaydırılmasıyla boşalan yere yeni alınan 2000 kVA gücü olan 3. jeneratör
montaj edildi. Bu çalışma esasında
Çırağan Sarayı’ndaki jeneratör gücü
her zaman 2000 kVA olarak sağlandı.
Bu güç 3 jeneratörün sisteme dahil olmasıyla 4000 kVA olmuştur.
Kablo Transferleri Hakkında Kısaca
Çırağan Sarayındaki ana panoların
iyileştirme işinin en önemli kısmı
yüklerin yeni kurulan ana panolara
enerji kesintisini minimum seviyede
tutarak yapılmasıdır. Örneğin OG
panolarının devreye alınması esnasında jeneratörden beslenen yükler
jeneratörden beslenmiş, jeneratörden
beslenmeyen yükler ise Kojenerasyon
santralinden beslenmiştir. Böylelikle
OG panolarını devreye alırken tesis-
teki enerji kesintisi birkaç dakikayı
geçmemiştir.
3 transformatörü, 3 jJeneratörü ve 1
kojenerasyon santralini farklı varyasyonlar ile farklı zamanlarda çalıştırarak bu kadar önemli bir tesisin böyle
önemli iş kalemlerinde enerji kesintisini hiç hissetmemesi hedeflenmiştir
ve başarıyla sağlanmıştır.
Önce 1 transformatör ve 2000 kVA jeneratör tarafından beslenen yeni ana
panoya karşılayabileceği yük kadar
kablo transferi yapılmıştır. Daha sonra
1 Transformatör ve 1000 kVA yeni ana
panoya bağlanmış, yüklerin transferine devam edilmiştir. Son transformatör ve kojen ana panoya bağlanmış,
senkron edilerek devreye alınmıştır.
Sistemde lokal olarak enerji kesintileri
yapılmıştır. Örneğin otelin bir kısmını
besleyen panonun besleme kablosu
gün içerisinde 2 saat içinde enerji
kesintisi yapılarak yeni panoya ta-
proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul «
Diğer Elektrik Tesisatları
Kapsamımızda olan mahallerin diğer
sistemleri de A’dan Z’ye değiştirilmiştir. Aşağıda bu sistemlerin neler olduğu başlıklar altında belirtilmiştir.
•
•
•
•
•
Aydınlatma Sistemi
Yangın İhbar Sistemi
Acil Aydınlatma Sistemi
Döşeme altı aydınlatma sistemi
Topraklama sistemi
Mekanik İşler
Ana pano odasına, orta gerilim odasına, trafo odalarına, UPS odasına emiş
ve taze hava için havalandırma siste-
mi kurulmuştur. Ayrıca yine bu odaların soğutulması için VRV Sistemi
kurulmuş ve devreye alınmıştır. VRV
sistemi hem mahallerde bulunan termostatlardan kontrol edilebildiği gibi,
istenildiği takdirde ana kumanda sistemiyle uzaktan sadece tek bir noktadan kontrol edilebilmektedir. Elektrik
tesisatının olduğu mahallerde, sistemde devamlı su olmayan sadece yangın
anında kontrol sistemiyle yönetilen
bir sprink sistemi kurulmuştur. Ayrıca
UPS odasında Gazlı söndürme sistemi, Jeneratör yakıt tankının olduğu
odaya ise köpüklü söndürme sistemi
tesis edilmiştir.
İnce İşler
Elektrik odalarının rehabilitasyon projesinde sadece elektrik ve mekanik
tesisatlar değil, bu tesisatların gereği
olan ince işler revizyonları da firmamız tarafından yapılmıştır. Mimari revizyonlar dolayısıyla oluşan duvarlar,
yangın zonlarına uygun olarak yangın
senaryosu gereğince ilgili kapıların
değiştirilmesi, yükseltilmiş döşemenin güçlendirilmesi ve döşemenin
son yerleşimlere göre revize edilmesi,
yangın geçişlerinin yangın durdurucu
malzemelerle kapatılması vb. işler firmamız tarafından yaptırılmıştır.
2. Etap İşleri
Çırağan Sarayı Kempinski Otel’de
orta gerilim panolarının, jeneratörlerin ve alçak gerilim dağıtım panolarının rehabilitasyon işlerinin ardından
2. Etap olarak tali elektrik panolarının
(UPS panoları, kat dağıtım panoları, besleme panoları) yenilenmesi ve
mümkünse kablolarının değiştirilmesi
yine AE Arma-Elektropanç kapsamındadır. Toplamda 196 adet pano imal
ettirilmiş ve montajı, bağlantıları ve
devreye alınması tarafımızca yapılacaktır.
Barış Karadağ
Şantiye Şefi
Proje Yönetim Departmanı
17
Nisan - Mayıs - Haziran
şınmıştır. Bu şekilde birer birer bütün
yükler yeni panoya aktarılmıştır. Kablo çekilebilecek güzergâhlar için ise
alev yaymaz, halogen free kablolar
çekilmiş, yeni pano tarafı bağlanmış,
enerji kesintisiyle beraber yük tarafı
da bağlanarak enerjilendirilmiştir.
» global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan
Eltai Toktobekuulu
Satın Alma ve Personel Sorumlusu
Noyabirks
Enerji Sektöründe
Yatırımcılar İçin Cazip Ülke
Nisan - Mayıs - Haziran
Kırgızistan
18
global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan «
Kırgızistan`nın başkenti Bişkek şehridir. Yüzölçümü 198 bin metre kare
olup nüfüsü 5 miliyondur. Kuzeyde
Kazakistan, güney-doğuda Çin Halk
Cumhuriyeti,
batıda Özbekistan,
güney-badıda Tajikistan ile sınırlıdır.
Toprakların yüzde yetmişinden fazlası dağlık olup, dünyada denizlere en
uzak ülke konumundadır.
Kırgızistan nüfüsunun çoğunluğunu
oluşturan kırgızların tarihi geçmişi 2
bin sene öncesine dayanmaktadır. Tarih sahnesinde değişik dönemlerde
kendi devletlerini kurmuştur. Şimdiki
Tanrı Dağlarının eteklerinde 80 den
fazla değişik toplum ve topluluklar
bir çatı altında
Kırgızistan devleti altında yaşamaktadırlar. Şimdiki
Kırgızistan”ın bulunduğu yer - farklı
kültürlerin yaşadığı, değişik devletlerin kurulduğu ve İpek yolunun bazı
kollarının geçtiği topraklardır. Burada
önemle belirtmeden geçemeyeceğim
husus, Orta Asya”daki ilk Türk devletleri buralarda kurulumuş ve kalıcı
devlet geleneği temelleri atılmıştır.
Türk şehirciliğinin en iyi örnekleri şehir kalıntıları günümüze kadar
ulaşmış durumda. İpek Yolu güzergahında bulunması, farklı toplulukların
geçmişte yaşamış ve yaşamakta olma-
sı Kırgızistan”ın kültür zenginliğinin
temelini oluşturmaktadır.
Ekonomi
Kırgızistan doğal kaynakları açısından
sengin konumdadır. Bunlar altın, bakır, uranyum gibi maden yatakları ve
su, kömür gibi enerji kaynaklarıdır.
Özellikle Sovyetler zamanında kurulmuş olan barajlar ve elektrik santralleri komşu ülkeler ile olan ilişkilerde bir belirleyici faktör olmaktadır,
hatta siyasi araç halini bile almış durumdadır. Kırgızistan SSCB”nin dağılmasıyla hemen arkasından bağımsızlığını ilan ederek, serbest ekonomiye
19
Nisan - Mayıs - Haziran
Genel Bakış
» global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan
2009 yılında inşaat sektöründeki ana
sermayeye yapılan yatırımların yapısındaki iç yatırımlardan finansman
grubunda %38’lik ölçüde artış olmuştur. İç yatırımların yapısındaki sıralama halk kaynakları, kuruluş ve şirket
kaynakları ve Devlet bütçesi şeklinde
olmuştur.
Nisan - Mayıs - Haziran
geçiş kararını almıştı. İlk olarak kendi
milli para “som“ tedavüle sokmuş ve
devletin elinde olan üretim dağıtım
hizmet v.s.bunun gibi kurum ve kuruluşları çoğunluğunu özelleştirerek
serbest ekonomi olma yolunda önemli adımlar atmıştır. Orta Asya’da dağlık bir bölgede yer alan Kırgızistan’ın
ekonomisinin temelini tarım, tekstil,
ve doğal kaynaklar, özellikle su elektr
enerjisi üretimini oluşturmaktadır.
Madencilik ve metalurji, Kırgızistan’ın en önemli sanayi sektörüdür.
Sektör, Kırgızistan’ın sanayi üretiminin yarıya yakınını gerçekleştirmektedir. Bu alanda özellikle altın sanayi
önemli bir ağırlığa sahiptir. Kırgızistan, altın rezervinin dışında kömür,
mermer, civa, bakır, uranyum, molibden, gümüş ve antimuan yatakları
ile seramik sanayiinde kullanılan bazı
mineral kaynaklara sahiptir. Bunların yanısıra ülkede zengin tungsten
ve kalay yatakları bulunmaktadır. Bu
alandaki en önemli alt sektör, altın
çıkarma ve işleme sektörüdür.Sanayi
sektöründe en önemli faaliyet gıda işleme alanında görülmektedir. Gıda işleme sektörü aynı zamanda en cazip
yabancı yatırım alanlarındandır. Kırgızistan’ın sanayi politikası özellikle
ülkedeki yün, pamuk ve ipek üretimi-
20
ne dayalı olarak hafif sanayi (özellikle giyim ve tekstil) sektörüne yönelik
bir eğilim arz etmekte ve BDT ülkeler
arasında ilk sıradadır. Tarım sektörü,
Kırgızistan ekonomisinde önemli bir
ağırlığa sahiptir. Kırgızistan Sovyetler
Birliği dağıldıktan sonra tarım üretimini artırmayı başarabilmiş olan tek
ülkedir. İnşaat sektörü Bişkek Ticaret
Müşavirliğimizin Kırgız Merkez Bankası verilerine yer verdiği raporunda
Turizm sektörü hükümet ekonomi
politikalarinda her zaman öncelek
tanınan sektörlerdendir. Tanrı Dağları,
güneyde Çin Cumhuriyetinin Taklamakan çölü, kuzeyde Kazakistan”ın
uçsuz bucaksız stepleri, batıda Özbekistan ve Türkmenistanın vaha ve
çöllerinin arasında kalması, ayrı bir
güzellik ile ayrıcalık katar ve Kırgızistan”ın turizm sektörünün gelişmesini
sağlamaktadır. Orta Asya”nın incisi
olarak bilinen Isık-Köl ile sayıları binlere ulaşan irili-ufaklı göller, yaz-kış
zirvelerinden kar gitmeyen dağlar,
yaylalar, dünyada eşi benzeri olmayan Arslanbap, Kara-Alma gibi ceviz
ve meyve ormanları seyahların, gezginlerin ve turistlerin uğrak yerleridir.
Ulaştırma ve telekomünikasyon: Ülkenin dağlık coğrafi yapısı nedeni ile
demiryolu taşımacılığı yerine karayolu taşımacılığı gelişmiştir. Dolayısıyla,
Kırgızistan’da yalnızca 370 km’lik
bir demiryolu ağı vardır. Uluslararası
nitelikte olmamakla birlikte, ulaşım
ağı Bişkek etrafında yoğunlaşmıştır.
Diğer yandan ülkenin demiryolu ağının geliştirilmesi için çalışmalar yürü-
tülmektedir. Gündemdeki en önemli
proje olan Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolunun hayata geçirilmesi
genel olarak ülkenin ekonomik kalkınmasına da önemli katkılar sağlayacaktır.
İletişim alanında devlet kuruluşu olan
Kyrgyztelecom tekel konumundadır.
Bu şirketin yaklaşık %80 oranında
özelleştirilmesi gündemdedir. Mobil telefon operatörü olarak toplam
5 firma faaliyet göstermekte olup,
kullanıcı sayısı toplam yaklaşık 4,3
milyondur (nüfusun %78’i). İnternet
kullanımı hızla yaygınlaşmakta olup
2010 itibariyle yaklaşık 750 bin seviyesine ulaştığı değerlendirilmektedir.
Bankacılık ve finans: Kırgız bankacılık sistemi 1998 yılındaki Rusya krizinden ağır biçimde etkilenmiştir ve
bugün toparlanma süreci içerisinde-
dir. Kriz sonrasında Kırgızistan Merkez Bankası’nın ticari bankalar için
sermaye miktarını artırma zorunluluğu getirmesi bazı bankaların kapanmasına yol açmıştır. Bişkek Ticaret
Müşavirliği raporuna göre 2007 yılı
itibariyle Kırgızistan’da 22 ticari banka, 233 mikrokredi şirketi ve mikrokredi acentası, 272 kredi birliği ve 318
döviz bürosu faaliyet göstermektedir.
2007 yılında bankacılık kapsamında
özellikle ödeme sisteminde belli reformlara gidilmiştir. 2007 yılı itibariyle banka mevduatları 535,5 milyon
dolar olarak gerçekleşmiştir.
Dış ticaret yapısının Kırgızistan’ın
çevre ülkeler odaklı olduğu görülmektedir. Özellikle ihracat söz konusu çevre ülkelerdeki ekonomik
koşullara bağlı olarak değişim gösterebilmektedir. Fakat son yıllarda İsviçre’ye olan altın ihracatı, İsviçreyi
Kırgızistan’ın ihracatında ilk sıraya
yerleştirmiştir. Kırgız Cumhuriyeti
1998 yılında Dünya Ticaret Örgütüne
katılarak Orta Asya Cumhuriyetlerinde bu üyeliği gerçekleştiren ilk ülke
olmuştur. Kırgızistan, Rusya Federasyonu, Kazakistan, Belarus ve Tacikistan’ı da içine alan Avrasya Ekonomik
Topluluğu’nun da bir üyesidir. Kırgızistan temelde liberal bir ekonomi
ve ticaret politikası benimsemektedir.
Kırgızistan ticaret yapısının bölgesel
ağırlıklı olması bölge içerisindeki ikili
veya ayrıcalıklı ticaret anlaşmalarını
önemli kılmaktadır. Nitekim ülkeye
gelen yabancı yatırımcıların büyük
bölümü bölgeyi hedef olarak algılamaktadır. Halihazırda Rusya, Belarus
ve Kazakistan’ın oluşturmuş oldukları Gümrük Birliğine Kırgızistan’ın
girmesine Hükümet tarafından sıcak
bakıldığı izlenmekte olup, yakın gelecekte üyelik konusunda görüşmele-
21
Nisan - Mayıs - Haziran
global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan «
rin yapılabileceği düşünülmektedir.
Altın ve diğer madenlerin Kırgızistan ekonomisindeki önemi anlaşılmaktadır. Ülkenin tekstil ihracatı ise
ağırlıklı olarak Rusya’ya gönderilen
konfeksiyon ürünlerinden oluşmaktadır.
Nisan - Mayıs - Haziran
Enerji Sektörü
22
Kırgız Cumhuriyetinde sınırlı miktarda petrol ve doğal gaz rezervi
bulunmaktadır. Yılda 80 bin ton
petrol elde edilebilmekte olup, bu
iç talebin ancak % 12’sini karşılamaktadır. Bu yüzden elektr enerji
üretimi - Kırgızistan’ın en önemli
eknomi sektörü olup, stratejik öncelik sırasında ilk sırada yer almaktadır. Bu sektöre verilen önem her ne
kadar hükümetler değişse bile aynen kalmaktadır. Enerji sektöründe elektrik enerjisi üretimi ağırlıklı
olarak hidroelektrik santrallerinden
üretilmekte. Tanrı Dağlarındaki buzulların çok olması ve erimesiyle
hidro enerji alanında önemli bir
potansiyel oluşmakta ve bu potansiyelin halihazırda %10’u kullanı-
global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan «
Kambar-Ata 2 Santral inşaası nehir
üzerine 30 milyar kWh elektrik enerjisi üretecek 22 adet hidroelektrik
santrali inşa edilmesi mümkündür.
Elektrik enerjisinin temel kaynağı olarak görülen hidroelektrik santrallerinden en büyük beşi “Toktogul” (1200
MW), “Kurp-Say” (800 MW), “Taş-Kömür” (450 MW), “Şamaldı-Say” (240
MW) ve “Üç-Korgon”dur (180 MW).
Bunların tamamı Narın nehrinin alt
bölümünde yer almakta ve Toktogul
sistemini oluşturmaktadırlar. Narın
nehrinin yukarı kısmında Atbaşı ko-
lunda da “Atbaşı” Santrali (40 MW)
faaliyet göstermektedir. Toplam 40
MW kurulu kapasiteye sahip diğer
küçük çaplı 10 hidroelektrik santrali
Çüy vadisinde yer almaktadır. Enerji
üretimi Bişkek ve Oş şehirlerinde buluna termik santrellerinden de üretilmektedir. Bu santraller elektrik temini yanısıra merkezi ısıtma hizmeti
vermektedirler. Bişkek termik santrali
kurulu kapasitesi 678 MW olup, kömür, petrol ve doğal gaz kullanmaktadır. Oş santrali ise 50 MW kurulu
kapasiteye sahip olup, petrol ve doğal
gaz kullanmaktadır. Bu santrallerde
kullanılan yakıt komşu ülkelerden ithal edilmektedir.Sonuçta Kırgız enerji
sistemi halihazırda 16’sı hidroelektrik santrali, 2’si termik santral olmak
üzere 18 santralden oluşmaktadır.
Kırgızistan enerji sektörü hem üretim
hem de ihracat açısından gelişme potansiyelinin oldukça yüksektir. Ülke
hidroelektrik kaynaklarının genişliği
bakımından Rusya ve Tacikistan’ın ardından BDT ülkeleri arasında üçüncü
sırada yer almaktadır. Yıllık 55 bin gigawatt saatlik bir potansiyel oluştuğu
tahmin edilmektedir. Bu potansiyelin
yılda yalnızca 3 Gigawatt saatlik bölümünün kullanıldığı, ayrıca Çin ve
Güney Asya pazarları göz önüne alındığında, sektördeki büyük potansiyel
açığa çıkmaktadır.
Kırgızistanın en büyük problem olarak
niteleyeceğimz durum, enerji üretimi
ve tüketimi dengesizliğidir. Bu dengesizliğin temelinde joğrafi ve siyasi
nedenler yatmaktadır. Elektr enerjisi
üretiminin büyük kısmı güneyde gerçekleştirilmekte olup, tüketim ekseriyetle küzeyde olmaktadır. Güneyden
kuzeye enerji nakili Sovyetler dönemi gerçekleştirilen Orta Asya Birleşik
Enerji sistemine göre komşu ülkelerin
sınırlarından geçerek gerçekleştirmektedir. Elektrik iletim hatları genelde 110, 220 ve 500 kV’lık hatlardan oluşmaktadır. Birleşik sistemdeki
elektr enerjisi hattı 500 kV’lik hatlarla iletilmektedir. Sovyetler birliğinin
23
Nisan - Mayıs - Haziran
labilmektedir. Bunun nedeni yeterli
yatırım olmaması, mevcut altyapının
yetersiz olmasıdır. Kırgızistan, BDT
ülkeleri arasında Rusya ve Tacikistan’dan sonra en zengin su kaynaklarına sahip üçüncü ülkedir. Ülkenin
hidro enerji potansiyeli 142,5 milyar
kWh seviyesindedir. Tek başına Narın nehrinin hidroelektrik enerji potansiyeli 56,9 milyar kWh olarak ölçülmektedir.
» global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan
Nisan - Mayıs - Haziran
dağılmasıyla ülkeler arasında enerji
üretim-nakil-tüketimde
problemler
siyasi anlaşmazlıklara neden ola gelmektedir. Nitekim devletin hidroelektrik santralleri ve yüksek gerilim
havai hatlarını kurma hususunda yabancı yatırımdan faydalanacak şekilde çeşitli çalışmaları ve projeleri gündemdedir. Öncelikle “Kambar-Ata
1” ve “Kambar-Ata 2” santrallerinin
kurulması ve özelleştirerek faaliyete
sokulması projesi gündemdedir. Bu
projelerin gerçekleştirilmesi kararının alınması Orta Asya”daki siyasi
dengeleri değiştirecek hale gelmiştir.
Özellikle Özbekistan ve Kazakistan
24
ısrarla karşı durmaktadır. Adı geçen
santrallerin yapılmasına Rusya ve Çin
gibi ülkeler ile görüşmeler yapılmış.
Rusya bu projeye katılacağını açık belirmiştir. 2013 yılı itibariyle projeye
başlayacağını ilan etmişti.
“Datka-Kemin” yüksek gerilim havai
hattı projesi başlamış durumda, proje
başlangıç tutarı yaklaşık 390 milyon
dolar olarak hesaplanmıştır. 2010 yılı
12 ocak ayında Çin ile anlaşma sağlanmış ve bu projeye Çin hükümeti
düşük faizli kredi vereceğini ilan etmiştir. İnşaasında ise “Tibian Elektrin
Kompani” (TBEA) firmasi çalışmakta-
dır. Bunun devamı olarak Datka-Aygültaş yüksek gerilim havai hattı
gündemdedir. Bu hatt ile Kırgızistan
Afganistan ve Pakistana enerji ihracatı yapmak projesi geliştirilmiştir. Proje Dünya Bankası tarafından
desteklenmekte olup, 600 kilometre
uzunluğunda enerji nakil hattı inşası
öngörülmektedir.
Enerji nakil hatlarının kurulması sonucu Kırgızistan’ın elektrik ihracatının etkin hale getirilmesi ve böylece
mevcut hidroelektrik santral projelerinin yatırımcılar açısından çekiciliğinin artması beklenmektedir. Yatırımcıları ilgisini çekmek bakımından
2013 yılı 14 ocakta hükümetin sunduğu ve mejilisin onayladığı “Kırgız
Cumhuriyetinin 2013-2017 yılları
dönemi için sürdürebilir gelişmesi
stratejisi” dikkate değerdir. Bu stratejide sosyal, güvenlik ve ekonomik
öncellikler sırasıyla belirtilmiş, özellikle enerji sektörüne olan önem
üzerinde durulmuştur. Aşağıdaki
tabloda anlaşıldığı gibi enerji sektöründe 15 proje ismi belirtilerek beklenen yatırım tutarı yaklaşık 7 milyar
232 milyon dolar olarak hesaplanmış. şurada belirtemede yarar vardır,
dünya bankası yatırımcılara cazip
ülke sıralamasına göre Kırgızistan
Orta Asya ülkeler arasında birinci
sırada yer almaktadır.
global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan «
Enerji sektöründeki 2013-2017 yılları arası öngörülen yatırım projeleri
Proje Adı
Öngörülen Proje
Tutarı (Milyon $)
Proje süresi
1
“Datka-Kemin” yüksek gerilim havai hattı projesi (500Kw)
389,795
2012-2015
2
“Datka”yüksek gerilim havai hattı santralı modernizasyonu
208
2013
3
“Yukarı Narın nehri baraj sistemi” inşaası
412
2013-2019
4
“Kambar-Ata 2” barajındaki ikinci elektrik santralin işletilmesi
131
2014-2016
5
“Kambar-Ata1” santralinin inşaası
3400
2013-2022
6
“Kara-Keçe termik santralinin” inşaası
2300
2013-2018
7
“At-Başı” elektrik santralinin rekonstrüksiyonu
18,9
2013-2017
8
Enerji sektörü reabilitasyon çalışmaları
55
2013-2017
9
Bişkek Termik santralinin reabilitasyonu
150
2013-2015
10
Küçük ölçekli santrallerin geliştirme çalışmaları
49,3
2013-2017
11
Enerji sektörü geliştirme çalışması-EKOKKS* sistemine
geçme projesi
44,8
2013-2018
12
Enerji sektöründe şeffaflığı geliştirme ve enerji
azaltma projesi
15
2013-2018
13
Dağıtım şirketlerinin reabilitasyonu
15
2013-2016
14
Bişkek ve Oş şehirlerindeki enerji dağıtımını iyileştirme
projesi
23,08
2013-2015
15
Bişkek`teki Ak-Ordo semtinde yüksek gerilim havai
hattını(110 kw) çekme projesi
5
2013-2015
kayıplarini
Toplam Proje Tutarı
En son haberlerer göre, 08.05.2013
tarihinde Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin daha önce yapılmasına
katılacağını bildiren
“Kambar-Ata
1” santrali projesi anlaşmasını onaylayan kanuna imza atmıştır. Bununla
birlikte bu kanuna göre Yukari Narın
Hidrosantraller Sistemindeki “Akbulun”, “Narın-1”, “Narın-2”, “Narın-3”
santrallerinin inşaatını katılımı da söz
konusudur.
Daha önce belirttiğimiz gibi “Datka-Kemin” yüksek gerilim havai hattını Çin asıllı firmalar yamaktadır.
Santrallerin inşaatında Rusya’yı görmekteyiz, enerji ihracatı ise Pakistan,
7231,875
Afganistan ve Çin gözükmektedir. Buradan elektr enerjisi üretiminde Rusya, iletiminde Çin ve tüketimde ise
Pakistan olarak çıkarım yaparız, peki
Kırgızistan’a en yakın ülke Türkiye
nerede sorusu doğar?
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 10.04.2013 tarihinde Kırgızistan’ı ziyaret etmiş
durumda. Cumhurbaşkanı bu ziyareti sırasında konuşmasında “Su akar,
Türk bakar” gibi olmayın değimini
kullanmış ve Kırgızistan’ın enerji seköründeki çalışmalarına önem
vererek bu projeleri desteklemiştir.
Ancak Kırgızistan enerji sektörüne
yatırım konusunda herhangi bir girişim ve planların olmadığını gördük.
Yatırımcıları çekmek için hukuki ye
yapısal reformları yapmış olması iki
ülke arasındaki tarihi kültürel bağları göz önünde bulundursak Türkiye’li
yatırımcılar için enerji sektörüne yatırım yapmaları fevkaalede cazibeli
diyebiliriz.
Eltai Toktobekuulu
Satın Alma ve Personel Sorumlusu
Noyabirks
25
Nisan - Mayıs - Haziran
No
» röportaj : Nafiz Kerim Kotan
Burcu Kızılhan
Müdür
Halkla İlişkiler Departmanı
Nafiz Kerim Kotan
Pragma Kurumsal Finansman Yönetici Ortağı
Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Nisan - Mayıs - Haziran
1973 İstanbul doğumluyum. Lise
öğrenimimi Şişli Terakki Lisesi’nde
tamamladıktan sonra Amerika’da Lehigh University’den Makina Mühendisliğinde lisans ve akabinde Amerika’da Cornell University’den MBA
yüksek lisansımı aldım. İş hayatına
atıldığımdan beri yani yaklaşık 15 senedir yatırım bankacılığı yapıyorum.
Pragma öncesi profesyonel hayatımda Republic National Bank of New
York, Global Menkul Değerler, ABN
AMRO Bank ve Standard Bank’ta çalıştım. 2001-2008 yılları arası ABN
AMRO’daydım ve buradan ayrılırken M&A Bölüm Başkan Yardımcısı
idim. 2008-2010 yılları arasında da
Standard Bank’ta M&A’den sorumlu
Eş-Başkan olarak çalıştım. 2010 yılının ortasında artık kendi işimi yapmanın zamanının geldiğine karar vererek
Pragma’ya katıldım. Başarıyla tamamladığım M&A işleri açısından 2001 yılından beri Türkiye’ye 12 milyar ABD
Dolarının üzerinde yabancı sermaye
girişine aracılık etmiş ekiplerin içinde
bulundum. Pragma öncesi dönemdeki bu işlerden bazıları;
26
• Limak - GMR - Malaysia Airports
Konsorsiyumuna Sabiha Gökçen
havaalanıyla ilgili yap-işlet-devret
haklarının alınmasıyla ilgili danışmanlık (2.28 milyar €),
• Oger Telecom’a Türk Telekom’da
%55 hisse almasıyla ilgili danışmanlık (6.5 milyar $),
• Koç Holding’in Demirdöküm’deki
hisselerinin satışında satıcıya danışmanlık (283 mln $),
• Fransız Auchon hipermarket zincirinin Enka’nın Rusya’daki perakende zincir operasyonlarını satın
almasında alıcıya danışmanlık,
röportaj : Nafiz Kerim Kotan «
Sürecin gidişatına ve
değişebilecek durumlara bağlı olarak ivedi bir
şekilde farklı yaklaşımlar uygulayabiliyoruz.
ortaklık işlemi ile ilgili 4 milyar dolarlık işlem gerçekleştiren Pragma
Kurumsal Finansman’da işin sahibi
ve başında olan Yönetici Direktörlerdensiniz. Genç yaşınıza rağmen elde
ettiğiniz bu başarınızı neye borçlusunuz?
Yönetici Direktörler olarak bizlerin
ve bir aile olarak Pragma’nın başarısının altında yaptığımız işi çok uzun
senelerdir ve çok severek yapıyor
olmamız; her üzerinde çalıştığımız
projede günbegün müşterilerimizle
birebir ilgilenmemiz; müşterilerimiz
için her anlamda azami faydanın elde
edilmesi ve nihayetinde satış/ortaklık
süreçlerinin başarı ile sonuçlanması
için en yüksek hassasiyet ile çalışmamız yatıyor. Her üzerinde çalıştığımız
projeye ilgili sektörde bilgi ve tecrübe
sahibi Yönetici Direktör’ün liderliğinde oluşturulan deneyimli uzmanlar
bakar. Geçmişten günümüze amacımız, müşterilerimize eksiksiz hizmet sunmak; tek bir hisse satış, satın
alma, ortaklık veya birleşme işlemine
odaklanmak yerine, müşterilerimizle
uzun vadeli ilişkiler kurarak onların
ve şirketlerinin hayatı boyunca stratejik danışman ve ortak olarak hareket
etmektir.
duğu 3.8GW gaz çevrim santrallarındaki %60 hissesinin satışında
satıcıya danışmanlık (1.2 milyar $),
• Doğuş Grubu’nun Tansaş’taki hisselerinin satışında satıcıya danışmanlık (407 milyon $) ve işimin
gereği; GYIAD, Endeavor Danışma
Kurulu, Taba/AmCham Derneği ve
Frontier Strategy Advisors üyesiyim.
Son 5 yılda; 46 şirket satışı, alımı ve
Pragma, 46 işlem ile Türkiye’de yurtdışı ile ortaklık/satın alma işlemlerinde yerli ve yabancı kurumlar arasında
Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı
27
Nisan - Mayıs - Haziran
• Sabancı Grubu’nun kimya işlerini
La Seda’ya satmasında alıcıya danışmanlık (320 milyon €),
• LukOil’in Akpet’i satın almasında
alıcıya danışmanlık (500 milyon
$)
• Sabancı’ya Avusturyalı Verbund’la
enerji alanında 5.5 milyar Dolarlık
yatırım yapma amacıyla kurduğu
münhasır ortaklıkta Sabancı’ya danışmanlık,
• Intergen’in Enka’yla beraber kur-
Pragma olarak, sıradan ve basmakalıp bir ortaklık süreci yönetimi yaklaşımının aksine, sürecin gidişatına ve
değişebilecek durumlara bağlı olarak
ivedi bir şekilde farklı yaklaşımlar
uygulayabiliyoruz. Bu esnekliğimiz
de hiçbir zaman net olmayan yaklaşımlara ve havada kalan önerilere de
yol açmaz ve müşterilerimize gerçek
anlamda “bağımsız” danışmanlık vermekten bizi alıkoymamıştır.
» röportaj : Nafiz Kerim Kotan
yük çimento üreticilerinden CRH;
Avrupa’nın en büyük elektrik şirketlerinden CEZ Group; madencilik
sektöründe dünyanın en büyük kuruluşlarından Anglo American; Avusturyalı ambalaj firması Duropack; Dubai
merkezli liman operatörü DP World;
Alman Çelik üreticisi ThyssenKrupp;
ve Cray Valley, Constantia, Inchcape, ITW, Marionnaud, SGS, Reynaers,
Mars ve Gulf DTH Showtime gibi onlarca büyük yabancı oyuncu bulunmaktadır.
Birleşmeler, satın almalar, ortaklıklar
vb. sağlayan başarılı bir firmanın Yönetici Direktörü olarak, en son hangi
firmaların birleşmesini sağladınız?
Nisan - Mayıs - Haziran
Pragma olarak 2012 yılında sizin güzide şirketiniz için yaptığımız işe ek
olarak diğer yaptığımız işleri şöyle sıralayabiliriz;
firmasıdır. Geçmiş tecrübelerimizin
ışığında, bir ortaklık sürecinin baştan
sona yürütülmesindeki deneyimimizin yanı sıra sürecin çeşitli kısımlarında ortaya çıkabilecek özel durumlar
ve sorunları önceden öngörebilecek
ve önlemler alabilecek tecrübe ve
yetkinlikteyiz. Ortaklık süreci ile ilgili müşterilerimizin amaç ve hedeflerini en iyi şekilde belirleyerek, gerekli ve doğru yaklaşımları uygulayan
ekibimiz, ortaklık sürecinin müşteri-
28
lerimizin hedef ve isteklerine birebir
cevap verecek şekilde sonuçlanması
için gayret sarf eder.
Pragma, Türkiye’nin kendi konularında önde gelen Akkök, Borusan,
Boyner, Doğan, Tekfen, Yırcalı Grubu, Yaşar ve AE Arma-Elektropanç
gibi gruplarına ve birçok uluslararası firmaya danışmanlık yapmış veya
halen yapmaktadır. Birlikte çalışılan
firmalar arasında; Avrupa’nın en bü-
• STFA’nın Res Grup’tan 120 MW
Evrencik RES projesinin %50 hissesini satın almasında Res Grup’a
danışmanlık
• Türkiye’nin en büyük özel emeklilik fonu OYAK’ın, Türkiye’nin lider
PVC stabilizatörleri üreticisi Akdeniz Kimya’nın %100 hissesini satın
almasında OYAK’a danışmanlık
• Sibel RES Elektrik Üretim A.Ş.’nin
%100 hissesinin Boydak Enerji tarafından satın alınması işleminde
Satıcı’ya yatırım bankacılığı ve finansal danışmanlık hizmeti
• Türkiye’nin finans, kamu ve telekom sektörlerine çözüm sunan
önde gelen yazılım şirketi Sigma’nın %99 hissesinin Avrupa’nın
en büyük yazılım şirketlerinden
Asseco tarafından satın alınmasında Sigma’ya danışmanlık
• Türkiye kadın çorabı, iç giyim ve
mayo sektörünün açık farkla lider
oyuncusu Penti’nin azınlık hisselerinin dünyanın en büyük özel sermaye fonlarından Carlyle’a satışında Penti’ye danışmanlık
• Dünyanın önde gelen SAP danışmanlık firması itelligence AG’nin,
aynı alanda Türkiye’nin lider firmalarından Elsys ve iş zekası alanında faaliyet gösteren Intelart’ın
hisselerinin %60’ını satın almasında, Elsys ve Intelart’a danışmanlık
• Türkiye’nin lider vidalı kompresör
üreticisi Ekomak Grup’un, dünya-
röportaj : Nafiz Kerim Kotan «
Tekerleği yeniden keşfetmeye gerek yok.
Sektörünüzde müşterilerinizle nasıl
tanışıyorsunuz? Siz mi onları, onlar
mı sizi buluyorlar? Patronlar sizi diğer danışmanların arasından niye ve
nasıl seçiyor?
Patronlar son 6-7 senedir zaten şirketlerini satmanın veya ortaklık yapmanın ayrı bir iş olduğunun bilincinde
hareket ediyorlar. Ekseriyetle hayatınızda şirketinizi bir kez satıyorsunuz
veya bir kere ortaklık yapıyorsunuz.
Dolayısıyla bunu kendiniz için en
doğru ortakla ve olabildiğince iyi şartlarda yapmak istersiniz. Tekerleği yeniden keşfetmeye gerek yok. Bunu da
yapmanın en doğru şekli yola yalnız
veya tecrübesiz bir danışman ile çıkmak yerine işin ehli danışmanlarla çalışmak. Dolayısıyla her ne kadar biz
doğru satıcı ve alıcıyı bir araya getirmek için halen ciddi bir çaba sarf ediyorsak da şirketini satmayı düşünen ya
da ortaklık düşünen bir Türk şirketinin
patronunun veya Genel Müdürünün o
noktada bizi duymamış olma ihtimali
hiç yok denecek kadar az... Pragma
ismini daha önce duymamış patron
da piyasada biraz güvendiği tanıdığı
insanlara konuyla ilgili danışınca bizim ismimizi duyuyor ve bizimle bağlantıya geçiyor.
masında bilmem kaçıncıyım, sizin işe
de talibim”. Patron da cevap vermiş
“İyi güzel de gecen sene sadece bir
iş yapmışsınız, son beş senede Türkiye’de yaptığınız iş sayısı da bir elin
parmaklarını geçmiyor, üstüne üstlük
bu işlerde de sizin bankanın yabancı
ekipleri çalışmış, siz çalışmamışsınız?”. Yani bu konuda da artık patronlar seviyesinde ciddi bir bilinçlenme
söz konusu. Yabancı yatırım bankalarına ve onların isimlerine eğer arkası
dolu değil ise eskiden verildiği kadar
prim verilmiyor. Lokal ve güncel tecrübeyle beraber patronla kurduğunuz
ilişki ve piyasadaki reputasyonunuz
bu işte çok önemli. Çalışacağınız danışmanın kendisinin ve kurumunun
son 5 senede Türkiye’de kaç iş yapmış olduğuna ve o kurumda sadece
M&A işleriyle kaç kişinin olduğuna
bakmak şart. 25 kişilik ekibi olan ve
sadece şirket satışı ve ortaklıkları yapan Pragma gibi bir kurumla 5-10
kişilik ekibi olan bir kurumun size
ayıracağı ilgi ve göstereceği özenin
aynı seviyede olması mümkün değil.
Aynı şekilde 15-20 sene tecrübeli işin
başında ve işin sahibi yedi Yönetici
Direktörün olduğu Pragma ile benzer tecrübeye sahip sadece bir veya
iki Yöneticinin olduğu kurumun üst
seviyesinde müşterilerine ayıracağı
zaman ve göstereceği ilgi aynı olabilir mi? İşin matematiğine ters... Birine
güvenip şirketinizi teslim ediyorsanız, işin başından sonuna kadar her
telefonda her toplantıda her pazarlıkta yanınızda olabileceğine emin
olmanız lazım. Gözünüz gibi bakıp
büyüttüğünüz tek şirketinizi emanet
edeceğiniz danışmanı seçerken işini
bunun bilinci ve sorumluluğuyla yapan danışmanları seçmek lazım.
M&A danışmanları veya nam-ı değer
yatırım bankacıları ne yaparlar?
Mesela bir örnek üzerinden yola çıkarsak, Penti Çorap’ın ortaklık sürecinde
daha biz satış süreci için Penti’nin
patronlarından, yetkilendirilmemizi
almadan onlarla tanışıp konuşmak
için sırada bekleyen 10’un üzerinde
özel sermaye fonu ve bir o kadar da
yetkilendirme isteyen danışman kurum vardı. Piyasada bizim yetkilendirildiğimizin duyulması sonrasında
daha kimselere haber vermeden ilgi
çığ gibi büyüdü kapıyı çalan fonların sayısı 40’a kadar çıktı. Fonlar da
“Eğer bu şirket Pragma gibi bir danışmanla çalışmaya başlıyorsa, bu ortaklık arayışında ciddidir, kaçırmayalım,
Daha yeni bir aldığımız işte karşımızda rakip olarak dünya çapında büyük
bir yatırım bankasının Türkiye Ofisi
var. Bankanın Türk yetkilisi diyor ki
“Ben şirket satışlarında dünya sırala-
29
Nisan - Mayıs - Haziran
nın önde gelen endüstriyel gruplarından Atlas Copco tarafından
satın alınmasında Ekomak Grup’a
danışmanlık
• YDA-Inso Konsorsiyumu’nun Sağlık Bakanlığı Kamu Özel Ortaklığı
Daire Başkanlığı tarafından açılmış
olan Konya Karatay Entegre Sağlık
Kampüsü ihalesini kazanmasında
danışmanlık, 2012
• Türkiye’nin lider mobil ödeme
firmalarından Mikro Ödemenin
çoğunluk hissesinin Mediterra Capital’a satışında danışmanlık, 2012
» röportaj : Nafiz Kerim Kotan
Nisan - Mayıs - Haziran
mutlaka bakalım...” diye düşünüyor.
Biz konvansiyonel satış süreçlerinin
aksine burada farklı bir yaklaşım izleyerek herkesle konuşmadık, bilgi paylaşmadık. Fonları patronlarla beraber
ciddi bir elemeden geçirdik. Cebinde
parası olan ve “ben çok ilgiliyim, müsaade edin şirketin bilgilerini inceleyeyim...” diyen fonların çoğunun dışarıda kaldığı bir süreç oldu. Sadece
6 fonu daha şirketle ilgi bilgi dahi paylaşmadan ön görüşmeler akabinde
seçtik ve sürece davet ettik. Yaklaşık 6
ay gibi rekor bir zamanda gerçekleşen
bir ortaklık oldu. Sürecin en başından
imzaya kadar fonlar arasında rekabetin en üst seviyede devam ettiği ancak
aynı zamanda da fonların kendilerine bizler ve patronlar tarafından adil
davranıldığını gördükleri şeffaf bir üç
aşamalı açık arttırma süreci oldu. Her
yatırımcı adayına sanki birebir görüşmedeymişiz gibi ilgi ve alaka gösterdik. Bu 6 fonda münhasırlık almamalarına rağmen bu yarışta kendi (vergi,
mali, pazar, hukuk ve operasyonel)
inceleme masrafları için 1 milyon $
üzeri meblağlar harcamayı gözden çıkarıyorlar. Bu büyüklükte bir şirketi, 6
tane oldukça ciddi fonun kıyasıya rekabet ettiği bir süreçte ve fonların ilgisini de son dakikaya kadar koruyarak
satmak başlı başına zorlu, hataya ve
öğrenme eğrisine müsaade etmeyen
bir süreç. Her fonun 5-6 ayrı danışmanlık ekibi var, her fondan aldıkları
bilgilerin üzerine sordukları 400-500
ayrı soru geliyor. Bu kapsamda bir işte
nerdeyse aynı anda 6 şirket satışı yapıyormuşsunuz gibi emek ve zaman
harcıyorsunuz. Değerleme kadar sa-
30
tılan hisse miktarı, yönetim ve diğer
ortaklık şart ve koşullarıyla ilgili patronların ve fonların farklı arzuları ve
tercihleri var. Aynı zamanda hepsinin
kırmızıçizgileri var. Bunları önceden
kestirip, her iki tarafta beklentileri rasyonelleştirmek, siyah-beyaz alanları
griye çevirebilmek bizim sorumluluğumuzda.
Hisse satış ve arzu edilen ortaklık
yapısının, farklı alternatiflerin artı
ve eksileriyle beraber yatırımcıların
muhtemel yaklaşımının müşterinin
arzularının da göz önünde bulundurularak oluşturulması gerekiyor. Ben
şirketimin %100’ünü satmak istiyorum demeniz satabileceğiniz anlamına gelmez, sizin özel durumunuzdaki
bir şirkette belki de %40-60 arası bir
hisse satmak mümkün olabilecektir.
Veya aynı şekilde azınlık hisse satışında ısrar etmek garanti yatırımcı
bulabileceğiniz anlamı taşımaz. Belki
de sizin özelinizde %51 satmaya açık
olsanız 10 yatırımcı bulacakken %30
için bir yatırımcı zar zor çıkacak ve
daha düşük bir değerlemeden çıkacaktır.
Ortakların amacını en iyi şekilde
anladıktan sonra en doğru süreci tasarlamanız ve her an elinizdeki yeni
bilgileri ve reaksiyonları gözden geçirip gerekli iyileştirme ve değişiklikleri
yapmaya açık ve hazır olmanız lazım.
Çıkabilecek problemleri önceden fark
edip, bunlar çıkmadan müdahale
edebilmek gerekir.
Potansiyel yatırımcıların doğru belir-
lenmesi. Çoğunluk almak konusunda ısrarları var mı? Ortakların cebine
para koymak konusunda problemleri
var mı? Ortalama ne civarda yatırım
yapabiliyorlar? İstedikleri Yönetim
hakları ve kontrol seviyesi? Kalan paraları ne kadar? Daha önce yatırım
yaptıkları sektör ve ülkeler? Türkiye’ye olan ilgileri nasıl? Burada ofisleri var mı? Ne zamandan beri? Ofiste
kaç kişi çalışıyor? Burada yatırım yapmış mı? Ne ofisi ne yatırım var ama
peki Türk çalışanı var mı? Bu sektöre
özel ilgisi var mı? Daha önce katıldığı
şirket satış süreçlerinde nasıl hareket
etmiş? Devam eden veya çıktığı yatırımlarında performansı nasıl? Yatırım
röportaj : Nafiz Kerim Kotan «
Bu satış süreçleri aslında patronlar
içinde güzel bir flört dönemi. Patron
da “Ben bu ortakla hayatımın bir sonraki 3-5 senesini beraber geçirmek
istiyor muyum? İş planıyla ve çıkış ile
ilgili aynı vizyonu paylaşıyor muyuz?
Aramızda nasıl bir kimya var? Bu ortak beni yeni pazarlara yeni müşterilere götürebilir mi? Para haricinde
masaya daha başka neler koyabilir?”
gibi sorularına cevap bulmaya çalışıyor… Yatırımcılar patronu ve şirketini
detaylı bir incelemeye tabi tutarken
patron da onları tartıp, bu iş hangi
adayla daha iyi ile olur diye bakıyor.
Şirket’in iddialı ama gerçekçi bir iş
plan hazırlaması, mevcut durumunu
ve gelecek potansiyelini iyi anlatılması lazım. Ancak bu şekilde yatırımcılarla en iyi değer müzakere edilebilir.
Burada Şirket’in iş planını hazırlamasına yardım etmek ve değerleme çalış-
masını yapmakla kalmayıp yatırımcı
bu işe nasıl bakar, nasıl değerler, getiri
analizine göre ve farklı senaryolarda
hangi fiyata kadar çıkabilir çıkamaz
bunlara bakıyoruz. Şirket’le ilgili detaylı bilgi ve pazarlama dokümanlarının hazırlanması, şirketin bu işle ilgili
diğer danışmanlarının koordinasyonu
da tabii ki bizim sorumluluğumuzda.
Faaliyetle alakasız operasyonların,
gayrimenkullerin, giderlerin vs. belirlenip ayıklanmak üzere önden yapılandırılması ve bağımsız denetimden
çıkan finansalların üzerine gerekiyorsa operasyonel karlılığı daha iyi yansıtması adına ayarlamaların yapılması
da.
31
Nisan - Mayıs - Haziran
yaptığı şirketleri nereden nereye nasıl
götürmüş? Değerlemelere yaklaşımı
nasıl? Fonu yöneten kişiler sizin patron olarak birebir muhatap olmak isteyeceğiniz kişiler mi? Biz Türkiye’ye
farklı seviyelerde ilgisi olduğunu bildiğimiz 140-150 fon için bu analizi
her projede yapabilecek güncel bilgiye sahibiz. Aynı şekilde bu analizin
benzerini stratejik yatırımcılar için de
yapabiliyoruz.
AE Arma-Elektropanç &
Imtech ortaklığı benim
üzerinde çalışmaktan
en çok keyif aldığım
projeydi.
Potansiyel alıcılarla tüm pazarlık görüşmelerine katılarak patronlara destek olur ve hisse ortaklık ve hisse satış
anlaşmalarda satan hissedarların ticari pozisyonunun en iyi şekilde pazarlık ederiz. Üzerinde anlaşılan ticari
şart ve koşulları kâğıda en doğru şekilde dökmeleri için hukukçuları yönlendiririz. Burada fiyat kadar ödeme
koşulları; verilecek beyan ve taahhütler; geçmiş ile ilgili sorumlulukların
sınırlandırılması/teminatlandırılması;
yönetim ve çıkış haklarının belirlenmesi prensiplerinin de müzakere edilmesi önemlidir.
Bizimde, Imtech ile birleşmemizi
sağladığınız. Bu birleşme esnasında
yaşadığınız zorluklar oldu mu, İşinizin en zor yanları nelerdir?
Nisan - Mayıs - Haziran
AE Arma-Elektropanç & Imtech ortaklığı benim üzerinde çalışmaktan en
çok keyif aldığım projeydi. Bunu laf
olsun diye söylemiyorum. Çok daha
büyük ve komplike işler de yaptım
çok daha medya ilgisinin odağı olan
işler de ve çok daha kısa zamanda kolay biten işler de. Bizim işimiz insan
işi...
Müteahhitlik işleri genel olarak dünyada pek alınıp satılmaz, hisse ve
paranın el değiştirdiği ortaklıklar nadirdir. Sektörün doğası gereği şirketlerin en önemli varlıkları patronlar ve
çalışanlardır, üretim işindeki gibi bir
fabrika yoktur, perakende işindeki gibi
dükkânlar, stok vs. yoktur. Dolayısıyla
bu kadar patronlara ve daha sonra çalışanlara bağlı işlerin de ortak alması,
satılması vs. zordur. Ama biz Pragma
olarak zor işleri daha çok severiz. AE
Arma-Elektropanç’ı ve patronların ne
yapmak istediğini çok iyi anladık ve
potansiyel yatırımcılara çok iyi anlatabildik diye düşünüyorum. Imtech
AE’yi hem Türkiye’de hem bölgede
32
röportaj : Nafiz Kerim Kotan «
müthiş bir zıplama tahtası olduğunu
fark etti, adeta yap-boz’un eksik olan
parçası gibi oturdu.
Yani, patronların beklentilerini doğru anlamak, patronlara önemli karar
vermeleri gereken noktalarda stratejik alternatifleri tüm artı ve eksileriyle
önlerine koyup en doğru kararı vermeleri için oradasınız. Danışmanın
görevi patron yerine karar almak veya
patronun karar alma mekanizmasını
yönetip, manipüle etmek değildir. Patronun önüne en doğru platformu koyarak kendi kararını kendisinin almasını sağlamaktır. Bu süreçte özellikle
AE’de olduğu üzere çok hissedarlı
yapılar da patronların “istikrar”ını koruması bizlere ve birbirlerine projenin
başından-sonuna beklentiler açısından aynı çizgide olması çok önemli.
AE Arma-Elektropanç’da bu aynen
böyle oldu. Kendileriyle çalışmaktan
müthiş keyif aldım. En zor günlerimiz
de dahi onların sakinliklerini kaybetmemeleri, birbirlerinden ve bizlerden
emin olmaları işimizi kolaylaştırdı.
Şimdi Yönetim Kurulu Başkanı, Kemal Kızılhan başta olmak üzere hepsiyle ömür boyu sürmesini istediğim
güzel bir dostluğumuz var.
bal likiditenin getiri için gidecek yer
aradığı bir ortamda Türkiye parmakla gösterilen bir kaç ülkeden biri.
Pragma olarak buraya ciddi olarak
baktığını bildiğimiz ve devamlı diyaloğumuzun olduğu 50 civarında özel
sermaye fonunun yanı sıra dünyanın
hemen her yerinden her hafta yeni
fonların kapımızı çaldığı bir ortam
düşünün. Bir de işin stratejik yatırımcı
kısmı var. Biliyorsunuz, 2008 yılındaki krizde bilançosunda milyarlarca
dolar nakdi olan stratejikler de bütün
büyüme planlarını beklemeye almıştı. 2010 yılından beri de bu stratejiklerin de açılmış iştahlarıyla koşarak
masaya geldiklerine şahit oluyoruz.
Bugün bizi alıcı tarafta kendilerine
Türkiye’de belli sektörlere girmek konusunda münhasır olarak yetkilendirmiş Avrupalı, Ortadoğulu, Uzakdoğulu ve Amerikalı şirketler olduğu gibi
satıcı tarafta rol aldığımız süreçlerde
fonlarla beraber artan sayıda stratejikleri de görüyoruz.
Eğer Türkiye’de bugün bu piyasa “satıcıların piyasası” olarak tanımlanmazsa hangi piyasa tanımlanır kestir-
mek zor. Ortak aramak veya satmak
için anlaşıp yola çıktığımız neredeyse
her şirketle ilgili daha süreç başlamadan kapımızda bekleyen yatırımcıları
buluyoruz. Bugün Türkiye’ye bakan
yabancı sermaye açısından gerçekten
olağanüstü bir dönemin içindeyiz ancak artık herkes bu rüzgârın sonsuza
kadar esmeyeceğinin de farkında...
2008’deki kriz ortamından patronların çıkardığı bir ders de eğer patronun
bir noktada şirketini satmaya veya
şirkete ortak almaya niyet varsa bunu
daha da iyi zamanları beklemek yerine pencerenin açık olduğu en doğru
dönemde yapmak lazım. Özellikle de
tipik bir M&A işinin 1 sene sürdüğünü düşünecek olursak, hızlı davranmak önemli. Eğer “Benim şirketimin
karı her sene %20-30 büyüyor, bugün
para ihtiyacım da yok, iki sene sonra
sattığımda bugün alacağımdan çok
daha fazla para geçer elime, niye bugün satayım ki?” diye düşünüp bekliyorsanız yandınız! Bir sonraki global
çözülme, kriz veya belki de çöküş 3,
5 veya 10 sene sonra geldiğinde bu
sefer çok uzun bir dönem M&A piya-
Son yıllarda yabancıların Türkiye
ilgisi artmış durumda. Yabancı yatırımcıların gözü daha çok hangi sektörlere odaklanmıştır?
Özelleştirmeleri bir kenara koyarsak,
2013 yılı, sağlık, perakende, gıda &
içecek, restorancılık, eğlence ve finansal hizmetler sektörlerinin artarak
yatırım çekeceği bir yıl olacak. Geçtiğimiz 10 yıllık dönemde bu sektörlerdeki ciddi büyümeye rağmen kişi başı
harcamaları GSMH’ya oranla hala
düşük. Türkiye’deki genç nüfus oranı
çok yüksek. Orta kesimin zenginleşmesi ve daha çok dışarıda gezmesi,
eğlenmesi, yemesi, alışveriş yapması
vs. söz konusu.
Gelişmiş piyasalarda büyümenin
yerlerde süründüğü, demografinin
bozulduğu ve buna karsı artan glo-
33
Nisan - Mayıs - Haziran
Stratejik ortak bulmak isteyen veya
şirketini tamamen satıp işini devretmek isteyen kişi veya kurumlara,
yabancı ilgisinin yüksek olduğu bu
ortam için önerileriniz nelerdir?
» röportaj : Nafiz Kerim Kotan
sasında yaprak kımıldamayabilir. Yani
siz şirketi istediğiniz kadar büyütüp
artık satmaya hazır olduğunuzda etrafta alıcı kalmayabilir – en azından
size makul gelen fiyat seviyelerinden.
Dolayısıyla, patronlara en önemli
önerim eğer ortaklık satışla ilgili bir
düşünce varsa bunu fazla beklemeden pencere ağzına kadar açıkken
hayata geçirmek üzere düğmeye basmaları...
Sizin mesleğinizi seçmek isteyen
genç arkadaşlara vereceğiniz öğütler
nelerdir?
Maalesef akademik anlamda çok başarılı olup da yatırım bankacılığının
altından kalkamayan kayda değer
sayıda insan tanıdım. Bu işte başarılı
olabilmek için sağlam bir akademik
kariyer, analitik ve disiplinli bakış
açısı olmazsa olmaz ama başarıyı da
kesinlikle garantilemez. Bu işi sıfırdan
başlayarak yapacak olan yeni üniversite mezunlarının zaman zaman çok
uzun saatler – hafta sonlarını da içerebilecek şekilde çalışmaya hazır olması lazım. 10-15 tane ayrı projede
aynı disiplin ve özveriyle çalışmak
şevkinin olması lazım. Fiziksel ve zihinsel baskı altında hem kaliteli hem
de zamanında iş çıkarabiliyor olması,
devamlı öğrenmeye açık, her hafta
her ay yeni bir şirket, yeni bir sektör, yeni bir müşteriyle meşgul olma
kapasitesinin olması lazım. İşimizin
bir bölümü mali analiz ve şirket değerlemesi olduğu için muhasebesi ve
finans geçmişi güçlü olan kişiler daha
rahat ediyor. Bütün bunların yanında
en önemlisi bu kişinin zamanını mükemmel kullanabiliyor ve proje önceliklerini kısa sürede kendi kendine yönetebiliyor hale geliyor olması lazım.
Bu sektörde iş başladıktan 1 hafta,
1 ay hatta 1-2 gün sonra ayrılan insanlar var. Biz beğendiğimiz adaylara
elimizden geldiğince dağın ne kadar
yüksek olduğunu, denizin ne kadar
derin olduğunu bütün açıklığı ve
çıplaklığıyla anlatmaya çalışıyoruz.
Ancak, Bulwer-Lytton da zamanın da
dediği üzere insanın en kolay aldatacağı kişi kendisi. M&A’deki çalışma
temposu ve ortamı herkesin kaldırabileceği bir ortam değildir, ancak kaldırabilenler için de bir o kadar keyifli,
zorlayıcı ve ödüllüdür; hem manevi
hem maddi anlamda.
20’li yaşların başlarında, ortalarında Şirketlerin patronları, CEO’ları ve
CFO’ larıyla devamlı bir stratejik diyalog içinde yer almak, birebir onlarla
aynı masada fikir alışverişinde bulunmak her sektörde olan bir şey değil.
Ben bu işte erken yaşlarda potansiyel
olarak maruz kalınabilecek bilgi, tecrübe ve networking imkânın başka
hiç bir işte bu kadar yüksek olduğunu düşünmüyorum. Bizim işimizde
sukut her zaman altın olmayabiliyor;
zaman zaman bilgi ve görüş yetersizliğinin ifadesi olarak da karşımıza
çıkabiliyor. Dolayısıyla, Pragma’daki
yatırım bankacılarının şirket patronlarının, CEO’ların karşısına oturduğunda gerekli olgunluk ve sofistikasyonda
bir sohbeti götürme potansiyelini ve
özgüvenini görebilmemiz lazım. Benim birini mülakat ederken kendime
sorduğum ilk soru bu kişi benim en
büyük rakibim için çalışıyor olsaydı
ne hissederdim. Mülakatın en sonunda gene kendi kendime sorduğum bir
soru bu kişiyle arabada duran trafikteyim, telefonumun da pili bitmiş, 2
saat geçirmek zorunda kaldım... Ne
hissederdim?
Nisan - Mayıs - Haziran
Adaylarla Pragma’da tüm Yönetici
Direktörler mülakat yaparlar. Zaman
zaman haftada 6-7 gün, günde 1516 saat beraber çalışılan bir ortamda yeni kişilerin var olan kültür ve
ortama uyum gösterebileceğine kimyasının buna müsait olduğuna emin
olmak isteriz. Her sene binin üzerinde başvuru olur. Bunları ciddi bir ön
elemeye tabii tuttuktan sonra her sene
50-60 civarında adayla mülakat yapıp
en beğendiğimiz 2-3 kişiyi alıyoruz.
Yeni birini aramıza alırken şöyle dü-
34
röportaj : Nafiz Kerim Kotan «
şünmek istiyoruz; elimizde iki adet
zar var. Tabii bu zarların düşeş gelmesi en mükemmel sonuç olur. Bu
yaptığımız süreç sonunda zarların birini elimizle 6 olarak koyduk. 4 değil
5 değil 6. İkinci zarın ne geleceğini
bir sürü faktöre bağlı olarak zaman
gösterecek ama arzumuz onun da 6
olması. Pragma’da da bugüne kadar
da neredeyse her arkadaşımız için 6
olduğunu gördük.
Sosyal hayatında Nafiz Kerim Kotan
nasıl biri? Hobileri nelerdir, İş yoğunluğundan; hobilerine, spora, eğlenceye zaman ayırabiliyor mu?
gezdiğim yerler o şehrin antikacıların
olduğu sokakları olur. Zaten genel
olarak eskiye merak var; o yüzden
gittiğim şehirlerde bana en çok keyif
veren mekânlar o şehrin 300-500 senelik “eski” dokusu, bölgeleri olur.
Osmanlı dönemi hisse ve borç senetleri toplarım. Babamla beraber daha
ben lisedeyken toplamaya başlamıştık. Kendisi de bana hala arada yeni
senetler getirir. Artık ciddi bir koleksiyon oluştu.
için ayda 3-4 saat ayırırım. GYİAD ve
Taba/AmCham’e de üyeyim ve bunların tüm yemeklerine katılmaya özen
gösteririm. Yani anlayacağınız hayat
yoğun ve hızlı geçiyor ama yorucu ve
zor diyemem; gayet keyifli.
Hayat mottonuz nedir?
Hayattan keyif alırken aynı zamanda
etrafınızdakilere keyif verebilmek.
Burcu Kızılhan
Endeavor danışma kurulundaki rolüm
vesilesiyle girişimcileri desteklemek
Müdür
Halkla İlişkiler Departmanı
Bizim jenerasyonumuz hemen hemen
hepsi babalarını bir kısmı da annelerini de neredeyse tüm hayatlarını ve
ruhlarını işlerine verirken gördüler,
yaşadılar. Büyürken bunun doğru olmadığını da fark etti. Beni yaptığı işi
çok seven bir insanım; dolayısıyla biraz şanslıyım da çünkü etrafımda yaptıkları işi sevmeyen hatta bazen nefret
eden insanlar da var. Ancak her şeyin
iş olmadığını, olmaması gerektiğinin
de bilincinde hareket ediyorum. Denge kurmaya çalışıyorum, bunda başarılı mıyım? Zaman gösterecek... Bizim
jenerasyon iş ve özel hayat arasında
denge kurmaya çabalayan ancak halen çok da bu konuda başarılı olamamış bir jenerasyon.
Takip ettiğim klasik müzik ve jazz
konserlerini kaçırmamaya çalışırım.
Aynı şekilde gene takip ettiğim genç
ressamlar ve bazı galerist arkadaşlarım var. Bunların sergilerini kaçırmamaya çalışırım. Ciddi bir antika
merakım var. Ayda bir kez mutlaka
Horhor’da ve Nişantaşı’nda tanıdığım
antikacıları dolaşırım, enterasan ne
var diye bakarım. Yurtdışındayken güzel restoranlardan sonra ilk baktığım
35
Nisan - Mayıs - Haziran
Her sene arkadaşlarımla 1-2 hafta
yurtdışına kayağa giderim, gene yazları da gene yakın arkadaşlarımla 1-2
hafta mavi yolculuk programımız olur.
Bunun haricinde gene her sene düzenli olarak kendimi tatildeyken daha
mutlu hissettiğim New York, Paris,
Londra ve Zurich’e 3-5 günlüğüne atmaya çalışırım. Yalnız yapılan sporlar
pek bana göre değil, raket sporlarının
hepsiyle aram iyidir, düzenli tenis ve
squash oynadığım arkadaşlarım var.
» teknoloji : Hidronik Balanslama
Çağdaş Bölücek
Makine Mühendisi
İstanbul Avrupa Yakası Bölge Müdürü
Unites
Hidronik Balanslama - 2
Nisan - Mayıs - Haziran
Değişken debili sistemlerin balanslanması Fark Basınç Kontrolü ve Kombine Sistem olarak iki farklı şekilde yapılır.
36
teknoloji : Hidronik Balanslama «
Fark Basınç Kontrolü
bağımsız hale getirilmiş olur.
• Hassas sıcaklık kontrolü yapılması
sağlanır
On-off veya oransal sinyaller ile çalışabilecek uygun motor ile kullanılıp
bina otomasyon sistemine istenildiği
gibi akuple edilebilir.
• Devreye alma işlemini kolaylaştırır
• Tesisattaki ses seviyesini düşürür.
Bir Daire Giriş Kollektörü Üzerinde
Sabit ΔP Uygulaması
(Sistem Dizaynı)
Kombine Sistem
Fark basınç kontrol vanaları ayarlanan anma değerinin sabit kalmasını
sağlayan, yardımcı enerjiye ihtiyaç
duymaksızın, oransal çalışan otomatik ayar vanalarıdır.
Bu vanalar merkezi ısıtma ve soğutma
sistemlerinde fark basıncını sabit tutmak için kullanılırlar. Anma değerleri
50 ile 300 mbar arasında ayarlanabilir. Kılcal borunun bir tarafı diyaframlı
regülatörün dış haznesine, diğer tarafı
da gidiş hattına bağlanmalıdır.
Sistemdeki fark basıncı yükseldiğinde vana sürgüsü kapatır. Fark basıncı
düştüğünde vana sürgüsü açar. Fazla
fark basıncı fark basıncı ayar vanası
tarafından ayarlanan fark basıncına
ulaşılana kadar düşürülür.
Fark basınç kontrolü yapmanın avantajları;
• Kontrol vanaları üzerinde sabit basınç farkı oluşturur.
• Kısmi yüklerde dahil tüm yüklerde
sistemde optimum çalışma koşulları sağlanmış olur.
Kombine Sistem; balans vanası ve
kontrol vanası özelliğini tek bir vanaya yükleyerek, uygulamada kullanılan kombinasyon vanasıyla beraber
%100 vana otoritesi sağlayan sistemdir.
Kombine Vanalarla 3 özellik tek bir
vanada toplanmıştır;
(Oransal Kontrollü Kombine Vana)
• Kontrol vanası özelliği
• Debi dengeleme vanası özelliği
• Fark basınç kontrol vana özellikleri
Sistemin Avantajları
• Balans vanası ve kontrol vanasını
ayrı ayrı kullanmak yerine tek bir
vana kullanarak, montaj ve işçilik
kolaylığı sağlanıp , daha az malzeme kullanılmaktadır. Ve tesisatta
daha az yer kaplamaktadır.
• Her durumda %100 vana otoritesi
sağlanarak hassas sıcaklık kontrolü
yapılabilir.
(On-off Kontrollü Kombine Vana)
Çağdaş Bölücek
Makine Mühendisi
• Tesisatın her kısmını birbirinden
bağımsız çalıştırma imkanı.
İstanbul Avrupa Yakası Bölge Müdürü
Unites
• Sadece terminal ünitelerde kullanılması yeterli olmaktadır.
• Tesisatın tüm noktaları birbirinden
37
Nisan - Mayıs - Haziran
(Otomatik Balans Vanaları)
» hukuk penceresinden : 6098 Sayılı Borçlar Kanunu Uyarınca Kefalet Sözleşmeleri
Merve Çıkrıkçıoğlu
Avukat
Yüksel Karkın Küçük Avukatlık Ortaklığı
6098 Sayılı
Borçlar Kanunu Uyarınca
Kefalet Sözleşmeleri
Değerli Okurlar,
Sizlerin de bildiği gibi, 6098 sayılı
yeni Borçlar Kanunu 1 Temmuz 2012
itibariyle yürürlüğe girdi. Bu kanun,
ticari hayatta reform sayılabilecek
önemli değişikliklere yer vermiştir. Bu
önemli değişikliklerin başında kefalet
sözleşmelerine ilişkin getirilen bazı
ciddi düzenlemeler yer almaktadır.
Bu doğrultuda kanun, kefalet sözleşmelerine ilişkin şekil şartlarını ciddi
şekilde ağırlaştırmıştır. Kefilin; Sorumlu olacağı azami miktarı, Kefalet
tarihini ve Müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama
gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kendi el yazısıyla
belirtmesi, kefaletin geçerlilik şartı
haline getirilmiştir. Tüzel kişilerin kefaletinde de, anılan hususların, tüzel
kişileri temsile yetkili kişilerce el yazısı ile yazılması gerekecektir.
Aynı şekil şartı, sonradan oluşan ve
kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler (kefalet tutarının artırımı; birlik-
te kefalet halinde kefillerden birinin
ibrası, banka tarafından kefaletine
son verilmesi ya da kefaletinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi; diğer
teminatların azaltılması gibi) için de
zorunlu tutulmuştur.
Eş Rızası
Kefaletin geçerlilik şartlarından biri
de Kanun’un 584. maddesinde düzenlenmiş olan eş rızası alınması
zorunluluğudur. Buna göre, eşlerden
biri mahkemece verilmiş bir ayrılık
kararı olmadıkça veya yasal olarak
ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil
olabilecektir. Bu rızanın sözleşmenin
kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Bu nedenle
kefalet
sözleşmesi
kurulduktan
sonraki bir
tarihte eşin icazet vermesi mümkün
olamayacaktır. Ancak önemle belirtmek isteriz ki, iş dünyasında tartışılan
‘eş rızası’ uygulaması Meclis’te bir
son dakika operasyonuyla esnetildi.
‘İşadamlarını boşanmanın eşiğine getirdi’ diye gayri resmi gerekçelendirilen bu değişiklikle, eş rızası ticari kredilerde kaldırıldı. Buna göre, ticaret
siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi,
ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, esnaf ve
sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya
sanatkâr tarafından mesleki faaliyeti
ile ilgili ve tarım kredi kooperatiflerince kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler ve kullanılacak kredilerde eş rızası aranmayacak. Tüketici,
konut ve araç gibi kişisel kredilerde
ve kefaletlerde eş rızası aranmaya devam edilecek. Eş Rızasını Gerektiren
Diğer Haller: Kefalet sözleşmesinde
sonradan yapılan ve kefilin sorumlu
olacağı miktarın artmasına veya adi
kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına
hukuk penceresinden : 6098 Sayılı Borçlar Kanunu Uyarınca Kefalet Sözleşmeleri «
Kefalet Süresi
Bir gerçek kişi tarafından verilmiş
olan her türlü kefalet, buna ilişkin
sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden
ortadan kalkacaktır. Kefalet süresinin
uzatılması ya da kefaletin yenilenmesi mümkündür. Ancak bunun için, (i)
Kefalet sözleşmesi için gerekli olan
şekil şartlarına uyulmalı ve (ii) Kefaletin sona ermesine bir (1) yıldan az
bir süre kalmış olmalıdır. Sözleşme en
fazla 10 yıl için uzatılabilecektir.
10 Yıllık Kefalet Süresi’nin Geçmişe
Uygulanması
10 yıllık kefalet süresi, 1 Temmuz’dan
önce alınmış gerçek kişi kefaletlere
de uygulanacak olup, bu itibarla mevcut kredi sözleşmelerimizde yer alan
gerçek kişiler tarafından verilen kefaletler, kefilin imza tarihinden itibaren
10 yıllık sürenin geçmesi halinde,
uzatılmadığı ya da yenilenmediği takdirde, geçersiz olacaktır. 6101 Sayılı
Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü
ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun
ile 10 yıllık kefalet sona erme süresi
01.07.2012 den önce olan kefalet
sözleşmelerinin yenilenmesi için, Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren
bir (1) yıllık ek bir süre verilmiştir.
Birlikte Kefalet
(i) Adi Birlikte Kefalet;
Yeni kanun ile herhangi bir değişiklik
getirilmemiş olup; kefiller, alacaklının
öncelikle esas borçluya başvurmasını,
önce rehine başvurmasını ve sorumluluğun kefiller arasında paylaştırılmasını isteme hakkına sahiptir.
(ii) Müteselsil Birlikte Kefalet;
Alacaklı diğer müteselsil birlikte kefiller hakkında aynı anda takip başlatmadıkça, kefil, sorumluluğun tüm
kefiller arasında paylaştırılmasını ve
her birinin kendi payı kadar sorumlu olduklarını ileri sürme imkânına
sahiptir. Buna göre alacaklının takip
ettiği müteselsil kefil, Türkiye’de takip edilebilen diğer birlikte müteselsil
kefillerin de takip edilmesini alacaklıdan isteyebilecektir. Aksi durumda
kendi payından fazlasını ödenmekten
kaçınabilecektir. Bir kefil, bu hakkı,
diğer kefillerin kendi paylarını ödemiş
veya ayni güvence sağlamış olmaları
durumunda da kullanabilir. (Md. 587)
Müteselsil Kefillerden Birinin
Kefaletinin Sona Ermesi
Alacaklının, kefilin aynı alacak için
başka kişilerin de kefil olduğunu veya
olacağını varsayarak kefalet ettiğini
bilmesi veya bilmesi gerekmesi, bu
varsayımın sonradan gerçekleşmemesi veya kefillerden birinin alacaklı
tarafından kefalet borcundan kurtarılması ya da kefaletinin hükümsüz
olduğuna karar verilmesi durumunda
kefilin kefalet borcundan kurtulacağını düzenlemiştir.
Buna karşılık birlikte kefilin alacaklıya
kendi hissesine düşen borcu ödemesi
nedeniyle alacaklının kefili borcundan kurtarması halinde bakiye alacağı için diğer birlikte kefillere başvuru
hakkı devam edecektir. (Md. 587)
Ödemenin Kabulünü İsteme
Birlikte kefalet halinde, alacaklı, kefillerden biri tarafından yapılacak kısmi
ödemeyi (bu ödeme o kefilin payından az olmamak şartıyla) kabul etmek
zorundadır. Kefilin bu önerisini haklı
bir sebep olmaksızın reddettiği takdirde, kefil borcundan kurtulacaktır. Şayet bir müteselsil birlikte kefalet söz
konusu ise, diğer birlikte müteselsil
kefillerin sorumluluğu, borçtan kurtulan kefilin iç ilişkideki pay miktarı
kadar azalacaktır. (Md. 593)
Özen Gösterme, Rehin ve Borç Senetlerinin Teslimi
Alacaklı, elinde bulundurduğu ayni
güvenceleri, kefilin rızasını almadan
azaltma yoluna giderse, o ayni teminatlardaki azalma oranında, kefilin
sorumluluğu da azalacak hatta duruma göre borcundan kurtulacaktır. Bu
nedenle alacaklı teminatları azaltmadan önce kefilin rızasını almalı, hatta kefilin eşinin de rızasını almalıdır.
(Md.592)
Kefilin Rücu Hakkı
bu hakları asıl borç muaccel olunca
kullanabilir. Kefil aksi kararlaştırılmadıkça rehin hakları ile aynı alacak için
sağlanan güvencelerden sadece kefalet anında var olan veya bizzat esas
borçlu tarafından sonradan özellikle
bu alacak için verilmiş bulunanlara
halef olur. (Md.596)
Kefilin Feragati
Kanundan aksi anlaşılmadıkça kefil,
bu bölümde kendisine tanınan haklardan önceden feragat edemeyecektir. Böylece eski Borçlar Kanunu’nda geçerli kabul edilen, kefilin bazı
def’ileri kullanmaktan feragat ettiğine
ilişkin kayıtlar yeni kanun döneminde
geçerli sayılmayacaktır. (Md. 582)
Kefaletten Dönme
Kefile istisnai olarak kefaletten dönme imkânı sağlanmıştır. Buna göre,
i. Gelecekte doğacak bir borca kefalette
ii. Borçlunun malî durumu,
-Kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuş
veya
-Kefilin iyi niyetle varsaydığından
çok daha kötü olduğu ortaya çıkmış, asıl borç doğmadan önce kefaletten dönmek mümkündür. (Md
599)
Diğer Teminatlara da Uygulanacak
Olan Hükümler
Kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler, gerçek kişilerce, kişisel güvence
verilmesine ilişkin olarak başka ad
altında yapılan diğer sözleşmelere
de uygulanacaktır. Bu hükmün kapsamına en başta garanti sözleşmeleri girmektedir. Böylece kefalet yerine
garanti sözleşmesi yapmak suretiyle
kefaletin koruyucu hükümlerinin etkisinin ortadan kaldırılması önlenmek
istenmiştir. Ancak kefalete ilişkin tüm
hükümler değil, sadece kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler uygulama alanı
bulacaktır.
Merve Çıkrıkçıoğlu
Yüksel Karkın Küçük Avukatlık Ortaklığı
Kefil alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde onun haklarına halef olur. Kefil,
39
Nisan - Mayıs - Haziran
sebep olan değişiklikler için de eşin
rızası gereklidir. (Md. 584)
» seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat
Faruk Vural
Koordinatör
Elektrik İşleri - Rusya
Proje Yönetim Departmanı
Nisan - Mayıs - Haziran
Noyabrsk
ve
Gubkinsky
Şantiyelerimize
Seyahat
40
seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat «
İstanbul’dan yaklaşık kuş uçuşu 4500
km uzakta bulunan, Rusya’nın Yamal
adı verilen kuzey-batı Sibirya bölgesinde, Novy Urengoy, Gubkinsky ve
Noyabrsk şehirlerinde 2001 yılından
beri Kontek İnşaat ile 45 civarında
projeyi tamamlayıp Rusya devlet birimlerine teslim ettik. Bu bölgede
Kontek İnşaat ile olan projelerimiz
hala devam etmekte.
Buralardaki projelerimiz iki adet
hastane, iki adet kreş okulu, bir adet
sanat okulu (müzisyen okulu) ve bir
adet havuz ve spor kompleksi olmak
üzere toplam 6 adettir.
İstanbul’dan direk Noyabrsk’a uçuş
bulunmamaktadır, Moskova aktarmalı gidilebiliyor. İstanbul’dan çıktıktan
sonra ikinci günün akşamüstü Noyabrsk’a varabiliyoruz. İstanbul’dan
çıkıp Noyabrsk’a varana kadar saatimin zaman dilimini iki defa değiştiriyorum. Türkiye ile Moskova arası
saat dilimi +1 saat, Moskova ile Yamal bölgesi arası saat dilimi +2 saat
olup toplamda +3 saat zaman farkı
oluşmaktadır. Bu fark kış döneminde
+4 saat olarak oluşmaktaydı. İstanbul’dan çıkıp Noyabrsk’a vardığımda
ve bunun tersi dönüşümde iki defa
uçak seyahati, zaman farkı ve hava
değişimden dolayı uyku düzensizliği
yaşamaktayım, iki gün sonra normal
düzene geçebiliyorum, bu yüzden
Yamal seyahatlerim iki hafta içi ve bir
hafta sonunu kapsamaktadır. Yamal’a
gittiğim ilk hafta Noyabrsk şantiyelerini ziyaret ediyorum, o haftanın sonundaki pazar günü Noyabrsk’tan
Gubkinsky’ye tren ile geçiyorum,
ikinci hafta Gubkinsky şantiyelerini
ziyaret ediyorum, hafta sonu İstanbul’a dönüyorum.
Noyabrsk’tan Gubkinsky’ye ulaşım
kara yolu ve tren ile yapılabiliyor. Sibirya’nın bir ucunda kışın ortalama
-35/-40 derece olduğu soğukta kara
taşıtı ile seyahat etmek güvenli değil
ayrıca kara yolu da düzgün değil, bu
yüzden tren ile seyahat etmek daha
güvenli, ben de tren ile seyahat ediyorum. Noyabrsk’tan Gubkinsky’ye
tren ile gidiş dönüşlerimde yalnız
gitmemeye gayret ediyorum, yanımda genelde birisinin olmasına dikkat
ediyorum, bu genelde mekanik işlerini yapan Met Mühendisliğin Moskova
müdürü Ali Keziban oluyor. Yamal
bölgesine gelen trenler Moskova’dan,
Saint Petersburg’dan, Kazandan, vb.
uzak şehirlerden geldikleri için iki
üç gün yol gelmiş oluyorlar, uzun
seyahatte Rus insanı içki içmeyi çok
seviyor, neticede sarhoş insanlar sataşıyorlar bunlarla uğraşmak gerekebiliyor.
Yamal bölgesinde çalışanlar en çok
sırasıyla Rus, Ukrayna, Tatar, Nenets
(yerli halk), Belarus, Hanti (yerli halk),
Azerbaycan, Başkir, Komi (yerli halk),
Moldova, Selkup (yerli halk) ülke
veya toplumlardan oluşmaktadır, bölgede çok çeşitlilik vardır, çeşitli kültürler vardır, bu halklar kendi ekonomik ve kültürel ihtiyaçlarını gidermek
için kendi satış mağazalarını ve restoranlarını oluşturmuşlar, biz Türkler
yemeğimizi ya Azerbaycan restoranlarında ya da Dağıstan, Başkir mutfağı
olan restoranlarda yiyoruz.
Yamal-Nenets bölgesi nerededir ve
nasıl bir yerdir?
Yamal-Nenets özerk bölgesi dünyanın en büyük ovası olan Rusya Federasyonu içinde Batı Sibirya Ovası’nın
kuzeyinde bulunmaktadır, Şaşırtıcı
derecede orijinal ve eşsiz kültürün
• Kuzey Buz Denizi
• Norveç
• İsviçre
• Finlandiya
• Rusya Federasyonu Yamal-Nenetz Özerk Bölgesi
Japonya •
• Azerbaycan
• Moğolistan
41
Nisan - Mayıs - Haziran
• Kazakistan
» seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat
Nisan - Mayıs - Haziran
bekçiliğini yapan bir yerdir. Yamal Nenets “dünyanın sonu” anlamına gelir. Kültürel miras tarihi binlerce yıl öncesine
gider. Burası Nenets, Hanti, Selkup, Mansi, yerli halkların yaşadığı bir arazidir. Yerli halk yüzlerce yıl önce burada yaşamış atalarının yaşam biçimini değiştirmeden muhafaza etmiştir ve hala ren geyiği gütme, balıkçılık ve kürk tarımı ile
uğraşmaktadır.
42
seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat «
Burası Rusya Federasyonunun Urallar Federal Bölgesi içinde bulunan Tyumen ili içindedir (Tyumen ili içinde Yamal-Nenets ve Khanty-Mansisysk özerk bölgeleri vardır), buranın başkenti Salehart şehridir. Şehrin 1695 yılında Rus-Kazakları
tarafından temeli atılmıştır. Bundan başka önemli kentlerden, Labıtnangi nüfusu 27 bin kişi, Noyabrsk nüfusu 106 bin
kişi, Gubkinsky nüfusu yaklaşık 20 bin kişi ve Novy Urengoy nüfusu 101 bin kişidir. Bölgenin kendi bayrağı, simgesi ve
milli marşı vardır.
Yamal Özerk Bölgesi Bayrağı
43
Nisan - Mayıs - Haziran
Yamal Özerk Bölgesi Simgesi
» seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat
Ural Federal Bölgesi, 12 federal birimden oluşur
Nisan - Mayıs - Haziran
Bayrak
44
Arma
Federal Bölge
Başkent
1.
Kurgan Oblast
Kurgan
2.
Sverdlovsk Oblastı
Yekaterinburg
3.
Tümen Oblastı
Tümen
4.
Hanti-Mansi Özerk Okrugu
Hanti-Mansiysk
5.
Çelyabinsk Oblastı
Çelyabinsk
6.
Yamalo-Nenets Özerk Okrugu
Salehard
seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat «
en son nüfus sayımlarına göre 500
binden fazla halk yaşamakta. Bölgede 1 km kare başına ancak 0,7 kişi
düşmektedir.
Bölgenin özerk olmasına neden olan
yörenin yerlileri genelde kırsal kesimde yaşamaktadırlar. Birleşmiş Milletler Organizasyonun araştırma ve
bildirilerine göre dünyadaki kaybolmakta olan halk ve topluluklar listesine girmektedirler. Yaşam koşullarının
elverişli olmamasından dolayı, ortalama yaşama süresi çok kısadır, bebek
ölüm oranının yüksek olmasına neden olmakta ve büyük kentlere göçleri meydana getirmektedir. Yarı göçebe
hayat tarzını asırlardır sürdüren yerliler genellikle hayvancılık yani geyik
besleme, avcılık, balıkçılık ve toplayıcılık ile uğraşırlar. Hantılar ile ilgili
ilk yazılı bilgiler X asırlardaki Rus ve
Arap kaynaklarda geçer. Kendi dilleri
ve inançları vardır. Hanti dili Ural dil
ailesine ait olup, Finugor grubuna da-
hil edilir. Nenetz dili ise Ural dil ailesi
içindeki Samodi grubuna girer. Komi
halkı çoğunluğu komşu Komi Özerk
Cumhiryeti’nde yaşamaktadırlar. Yamal bölgesinde ise kuzey sınırları
topraklarında yerleşmişler. Bunların
dili diğerleri gibi Ural dil ailesine girer. Sayıları en az olan halk Selkuplardır. En son yapılan nüfus sayımlarına
göre sayıları ancak 1700 kişidir. Irk ve
dil olarak Ural ailesine mensuplardır.
Yerli insanların inaçlari ise animistik
olup değişik hayvanları kutsal tutarlar.
Ayrıca atalarının ruhları inançları içinde önemli yeri vardır. Milli müzikleri
gelişmiştir. Müzik aletlerinden bazılarına örnek verirsek “toorsapl-yuhe”
yani yedi telli arp’tır. Bizim kemençeye benzeyen müzik aleti vardır, adı
“kugel-yuh”, uda benzeyen “lyutnya”
, kanuna benzeyen “nars-yuh” müzik
aletlerini kullanmaktadırlar.
45
Nisan - Mayıs - Haziran
Coğrafi olarak Rusya’nın kutup bölgesi olarak bilinen kuzey kısmında
yer almaktadır. Batı Sibirya ovaları
olarak da bilinir ve dünyanın en büyük ovalarındandır. Ural Dağları ile
Sibirya bölgesi arasında kalır. Yüzölçümü yaklaşık 770 bin km karedir,
kuzeyden güneye uzunluğu 1230
km, batıdan doğuya doğru uzunluğu
1125 km’dir. Kuzey buz denizi ile kıyı
olan bölgenin kuzey sınırı Rusya Federasyonu devlet sınır parçasıdır. Ova
dağlık ve düzlük olarak ikiye ayrılır.
Dağlık kısmı Batı tarafındadır, genelde Ural Dağları’nın doğu etekleri
olarak geçmekte. Büyük bir kısmını
oluşturan düzlükler ortalama deniz
seviyesinden yaklaşık 110 metre yüksekliğindedir. Bundan dolayı bölgenin
büyük bir kısmında bataklıklar ve irili
ufaklı göller oluşmuştur. İklim koşulları herhangi bir tarımcılık için oldukça elverişsizdir yani tarımcılık hiç
yoktur. Kuzey kutbuna yakın olduğu
için hava şartları çok zordur. Bölgede
» seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat
Nisan - Mayıs - Haziran
Yörenin coğrafi şartlarının zor olmasına rağmen Rusya’nın hızlı gelişmekte olan bölgeleri arasına girmektedir.
Zengin petrol ve doğal gaz yatakları
vardır. Bundan dolayı Rusya’nın doğal gaz ocağı ünvanını almıştır. 40
yılda ülkenin önemli doğal gaz üretimi durumuna gelmiş, ilk jeoloji araştırmaları ancak ikinci dünya savaşından sonra yapılabilmiş ve ilk sanayi
46
doğal gaz üretimi 1972 de “Nadimgazprom” daha sonra “Gazpom” tarafından başlamıştır.
1964-1969 yılları arasında dünyadaki
en büyük doğal gaz yatakları Urengoy doğal gaz yatağı (5,1 trilyon m3),
Yamburg doğal gaz yatağı (3,7 trilyon
m3), Zapolyarnoe doğal gaz yatağı
(3,1 trilyon m3) bulunmuş. 1987 yı-
lında Yamal Özerk Bölgesi 300 milyar
m3 doğal gaz üretimini gerçekleştirmiş. Bugünkü hesaplara göre Yamal
bölgesi ve civarında tahmini olarak
doğal gaz rezervleri 50 trilyon m3’tür.
Günümüzde doğal gaz üretimi yapılırken en büyük problem ekolojiye ve
yerli halkların yaşam koşullarına zarar vermeden gerçekleştirebilmektir.
seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat «
Şu anda faaliyette olan doğal gaz ve doğal gaz petrol
işleme sahaları sayısı 26’ya ulaşmış durumda. Haritadan anlaşılacağı gibi elde edilen tüm doğal gaz
boru hattı ile Rusya Federasyonu batı bölgelerine
ve ordan sonra Avrupa ülkelerine nakil edilmektedir. “Yamal Bölgesi ve çevresindeki doğal gaz
ve petrol yataklarının araştırma ve işletilmesi
programı” Rusya Federasonu Cumhurbaşkanı
önerisi ile 2002 yılında Gazprom ve Yamal
Özerk Bölgesi Yönetimi ile birlikte kabul
edilmiştir. Proje gerçekleşmesi durumda
mevcut üretim kapasitesin iki katına çıkarılması hesaplanmıştır. Bunun yanında
faaliyette olan doğal gaz boru hattına ek
olarak yeni boru hattının döşenmesi projesi vardır.
meydana getirmektedir. Bölgenin ve halkın sosyal ve ekonomik ihtiyaçları gün geçtikçe artmaktadır. Rusya Hükümetinin ve yerel idari
birimlerin programları çerçevesinde bölgede
artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak üzere
konut, hastane, spor kompleksi, terminal,
okul, kreş gibi inşaatlar yapılmaktadır.
Faruk Vural
Koordinatör
Elektrik İşleri - Rusya
Proje Yönetim Departmanı
Yamal (Bovanenko Gaz bölgesi)-Uhta
doğal gaz boru hattı 1100 km olup
2030 yılında faaliyete geçecektir.
Rusya Hükümeti bu projeye “Megaproje-Yamal” adını vermiş durumda.
47
Nisan - Mayıs - Haziran
Kalkınma stratejileri içinde
önemli sıralarda olan Yamal
Bölgesi her gün daha fazla
gelişmektedir. Doğal gaz ve
petrol sanayi geliştikçe buradaki kentler büyümekte,
buralar dışardan göçleri
» edebi köşe : Ömür dediğin...
Farkında olmalı insan, kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı.
Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen…
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli.
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metre karelik yere
nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli.
Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli.
Henüz bebekken ‘Dünya benim!’ dercesine avuçlarının
sımsıkı kapalı olduğunu, olurken de aynı avuçların ‘her şeyi bırakıp gidiyorum işte!’ dercesine apaçık
kaldığını fark etmeli.
Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.
Baskın yeteneğini fark etmeli sonra.
Azraillin her an sürpriz yapabileceğini, nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan.
Hayvanların yolda, kaldırımda, çöplükte ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek
yediğini fark etmeli.
Yaratılmışların en güzeli olduğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni, dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli.
Evinde kedi, köpek beslediği halde çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli.
Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere
muhtaç olduğunu fark etmeli.
Zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli.
Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını ve aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini fark etmeli...
Fark etmeliyiz çok geç olmadan…
Ömür dediğin üç gündür, dün geldi geçti yarın meçhuldür…
Nisan - Mayıs - Haziran
O halde ömür dediğin bir gündür,o da bugündür…
Can Yücel
48
49
Nisan - Mayıs - Haziran
edebi köşe : Ömür dediğin... «
» yelken dünyası : Yelkenlileri Konuşturan Objektifler!
Eser İnce
Skipper
Yelkenlileri
Konuşturan
Nisan - Mayıs - Haziran
Objektifler!
50
Kaan Verdioğlu (Bosphorus Cup 2009)
yelken dünyası : Yelkenlileri Konuşturan Objektifler! «
Konu buraya gelmişken, güzel anılarımızı ölümsüzleştiren fotoğraflar
ve bu fotoğrafları çeken usta elleri
anlatmadan olmaz diye düşündüm.
Hemen irtibat kurup dileğimi onlara
ilettim.
Sağ olsunlar! O kadar sıcak ve ilgili
geri dönüşler yaptılar ki, bu sefer konuyu nasıl işlerim de onları en doğru
şekliyle anlatabilirim diye uykularım
kaçar oldu!
Sizlerden ricam, bu sayfalara göz
atarken röportajlarla birlikte yayınlayacağımız fotoğraflara iyice bakın,
dönün tekrar bakın, sonra bir kez, bir
kez daha bakın! Her seferinde farklı
şeyler hissedeceğinize eminim.
Yoğun yarıştığımız senelerden 2009
Bosphorus Cup’ da sevgili Kaan VER-
DİOĞLU’nun fotoğraflarıyla ilk “ben
neler yapıyorum’u!” keşfettim. Boğaz sularında kuşlarla orsa çekmenin
tadına vardım. Balonla finish e yaklaşırken, yaşadığımız çaparizi çözmek için verdiğimiz savaş, Kaan’ın
sayesinde insanlara sunuldu. Pek çok
Bosphorus Cup reklam afişlerinde
bu güzel fotoğraf karesiyle yüzleştik!
Yerçekimine karşı koyan antrenörümüz Engin SİLİ’nin gönder üzerine
maymun tırmanışı, yine bu fotoğraf
sayesinde hafızalarımızda yer etti.
Amatör ruha can katan profesyonel
dokunuşlar bu olsa gerek. İtiraf ediyorum, bu fotoğrafları gördükçe kendimi bir hayli önemli hissettim...
Kaan Verdioğlu (Bosphorus Cup 2009)
51
Nisan - Mayıs - Haziran
Yelkenin kişiye pek çok şey kazandırdığına dair düşüncelerimi önceki
yazılarımda sizlerle paylaşmıştım.
Yelken yarışlarına katıldığım zaman
zarfında aldığım en büyük haz, kazandığımız kupalarımız oldu elbet.
Onlar bir köşede sergilenirken, yaşanılanları anımsamak, o heyecanı tekrar hissetmek için kupalardan daha
değerli olan yarış fotoğraf arşivimi
karıştırmak, fotoğrafçının gözünden
fark edebildiklerim, her seferinde
daha bir özel...
İnanılmaz kareleri ve samimi yanıtlarıyla
sıra dışı ve Avrupai bir fotoğrafçı
Nisan - Mayıs - Haziran
Kaan Verdioğlu!
52
Kaan: Aslında fotoğraf eğitimi hiç
almadım. Boğaziçi Üniversitesi ve
Marmara Üniversitelerini bitirdikten
sonra kurumsal hayatın pek bana göre
olmadığını anlamam çok zamanımı
almadı. Ben de risk alıp sevdiğim bir
şeyin peşinde koşma kararını verdim.
Yelken çekimleri aslında ilk deneyimlerimden denebilir. Boğaziçi yelken
takımının 2000 yılında kurulmasıyla
birlikte ilk ekibin içinde yer almamla
bu serüven start aldı. Sonra zamanla
fotoğraflamak yarışmaktan daha fazla
keyif vermeye başladı. Fotoğraf tecrübem arttıkça spor ve macera konulu
çekimler konusunda uzmanlaşmaya
başladım. Birçok dalda lisanslı sporcu olmam sanırım bu konuda bana
oldukça faydalı oldu. İşin ruhunu hissedebilmek fotoğraflarınızda sizi ayrıcalıklı kılıyor.
Eser: Bu fotoğrafları çekebilmek için
sunulan şartlar uygun mu? Kendi imkânlarını kullandığın oluyor mu? Veya
tamamen kendi imkânlarınla mı çekim yapıyorsun?
Kaan: Maalesef genelde şartlar hiç
uygun değil. İlk yıllarda yaşadıklarımı
unutmam zor. O yüzden artık çekim
öncesi isteklerimi çok dikkatlice karşı
tarafa iletiyorum. En önemli şartlarımdan biri çekim botunda benden başka kimsenin çalışmıyor olması. Ama
bunun sebebini anlatmak genelde
çok sıkıntı verici oluyor, arkanızdan
Kaan Verdioğlu (Les Voiles de Saint Tropez/ France/ 2011)
53
Nisan - Mayıs - Haziran
Eser: Fotoğrafçılık geçmişinden bahseder misin, yelken ve yarış fotoğrafları çekmeye nasıl ve ne zaman
başladın?
» yelken dünyası : Yelkenlileri Konuşturan Objektifler!
bayağı bir laf ediliyor. Zaman zaman
kendi ayarlamalarımı yapmaya çalışıyorum ama genelde olanaklar çok
az ve yelken çekimi oldukça zor bir
alan. Kullandığım fotoğraf ekipmanı
da tahmin edersiniz ki oldukça pahalı
ve hassas, bu yüzden bazen çekimi
reddettiğim oluyor.
Nisan - Mayıs - Haziran
Eser: Şüphesiz ki pek çok alanda fo-
54
toğraf çalışmaların var, bu çalışmalar
arasında yelken ve yarış fotoğrafçılığını nereye koyarsın?
Kaan: Mesleğim gereği mimari, moda,
still life gibi çekimler elbette ki yapıyorum. Ancak spor alanında yelken
fotoğrafçılığı benim için en özel alanlardan biri. Hem ilk denemelerimin
bu alanda olması, hem de içerdiği
zor koşullar ve yaratıcı imkânlar beni
her zaman tetikliyor. Temelinde aynı
konuyu içerse de değişken koşulları
ve tahmin edilemez olması her zaman sizi dinamik tutuyor.
Eser: Çektiğin fotoğraflar nerelerde
yayınlanıyor?
Kaan: Genelde hep profesyonel alan-
yelken dünyası : Yelkenlileri Konuşturan Objektifler! «
da çalıştığım için fotoğraflarımın kullanımı müşterilerin isteklerine göre
dağılım gösteriyor. Bir gün bir dergide,
başka bir gün billboard üzerinde, bazen de televizyonda rastlamak mümkün. Facebook ve Twitter üzerinden
zaman zaman paylaşmayı seviyorum.
Web sitem de yakında bitiyor, ismimle arandığı zaman ulaşmak mümkün.
Eser: Fotoğrafçılık dışında yaptığın
başka bir iş/mesleğin var mı?
Kaan: Hayır yok, sadece Boğaziçi
Üniversitesinde antrenörlük yapıyor
ve spor dersleri veriyorum.
Eser: Deniz ve yelkenle aran nasıl?
Deniz üstünde olmayı sever misin?
Kaan: Deniz ile aram oldukça iyi.
Komando bir babanın oğlu olarak 7
yaşından itibaren serbest dalış ve sonrasında aletli dalış yaparak oldukça
keyif aldım. Surf ve Kitesurf de yeni
ilgi alanlarım. Deniz olmayan bir yerde de yaşamak benim için oldukça
zor diye düşünüyorum.
Eser: Bu işi yapan tanıdığım en genç
fotografçısın, aynı zamanda yurt dışında da çalışmaların olduğunu biliyorum, biraz bahseder misin?
Kaan: Maalesef artık o kadar genç
olmasam da, başladığım yıllar konusunda haklısınız. Yurt dışında yelken
çekimi gerçekten o kadar farklı ki
anlatmaya zamanım yetmez. Kısaca
bahsetmek gerekirse her şeyden önce
bir saygı mevcut. Hem organizasyonu
yapanların hem de yelkencilerin ciddi
bir tavrı var size karşı. Eğer iyi işler çıkaran biri iseniz peşinizden koşuluyor
resmen. Müthiş bütçeler ile çok iyi işler yapmak mümkün. İlk yıllarda beni
en çok şaşırtan şey, başka fotoğrafçılara “spor fotoğrafçısı mısınız?” diye
sorduğumda, “Hayır yelken yarışı fotoğrafçısıyım” demeleri olmuştu. Bu
kadar kategorize olarak bu işlerden
çok ciddi sonuçlar alabiliyorlar.
Büyük yarışlarda fotoğrafçılara sunulan imkânlar gerçekten çok iyi. Çalışma odaları, hızlı internet, çeşitli
amaçlara yönelik özel çekim botları,
satış alanları vb. olanaklar çok ciddiye alınıyor.
Kaan: Maalesef ülkemizde sanat denince akla hala soyut şeyler geliyor.
Hele ki spor gibi alanlarda neredeyse
hiç destek yok. Vizyon eksikliği hep
dikkat çekiyor. Büyük amaçlarla, ciddi bütçeler ile yapılan birçok etkinlik
mevcut. Ama iş bittikten sonra kimsenin elinde hiçbir şey kalmıyor. Catering çok daha önemli maalesef…
Hani nerde güzel bir takvim? Nerde
güzel bir photobook? Nerde güçlü
ilanlar? Görselliğin önemini hala an-
Kaan Verdioğlu (Les Voiles de Saint Tropez/ France/ 2011)
55
Nisan - Mayıs - Haziran
Eser: Yanılmıyorsam dünyadaki en
önemli moda fotografçıları arasında
bir Türk var, senin de hedeflerin var
mı? Ne yazık ki ülkemizde sanatsal
çalışmalar desteklenmiyor, bu desteği
alsaydın neleri hayal ederdin? Neleri
başarabilirdin?
» yelken dünyası : Yelkenlileri Konuşturan Objektifler!
layamayan kitleler mevcut piyasayı
yönetiyor. Bu laflarıma alınanlar olacaktır tabii, ama gerçekler de ortada.
Milyon dolarlık bütçeler ile yapılan
işlerin ardından kalan şeyler göremiyorum kendi adıma. “Official Photographer” dediğiniz zaman hala pek
anlaşılamaması benim değerlendirme
noktam.
Nisan - Mayıs - Haziran
En ironik şeylerden birisi de kendinizi tanıtırken sadece “Fotoğrafçıyım”
diyememek. Fotoğraf Sanatçısıyım
demezseniz pek ciddiye alınmıyorsunuz maalesef. Bu bana oldukça komik
geliyor. Yapılan işlere bakmak yerine
hala sıfatların peşinde koşarak bir yerlere varmaya çalışmak kabul görüyor.
56
İdeallerim var diyemem açıkçası,
yaptığım işi çok seviyorum ve o konuda çok iyi olmak benim en çok istediğim şey. Dünyada izlediğim çok başarılı fotoğrafçılara rakip olabilirsem,
istediğim yere ulaşmışım demektir.
Hayallerimden biri Olimpiyatlarda
çalışabilmekti, onu da London 2012
de gerçekleştirebildim ve bu tecrübe
bana çok şey kattı diyebilirim. Hedeflerim sonraki bütün olimpiyatlar!
Şunu gördüm ki gerekli imkânlar sunulduğunda bizim ülkemizden de
çok iyi işler yapan birileri çıkabilir.
Ancak bu kültürün oluşması için de
toplumun genelinde küçük yaştan
itibaren sanatın her dalına karşı bir
yönelim yaratmak gerekiyor. Fotoğrafı sanatın tek bir alanı olarak görmek
hata olur, İyi fotoğraf çekmek için
sanatın her dalından beslenmek ve
bunu sürdürmek kaçınılmaz. Umuyorum ki gelişen imkânlar ile çok daha
güzel yerlere varabiliriz.
Sevgili Kaan Verdioğlu seni tanımak
büyük mutluluk, anlatmak ise ayrı
bir gurur... Yürüdüğün yolda, istediğin tüm fırsatların seninle olmasını
diliyorum. Bizlere bu keyfi yaşattığın
için sonsuz teşekkürler, daima pruvan
neta, rüzgârın kolayına olsun!
Eser İnce
Skipper
yelken dünyası : Yelkenlileri Konuşturan Objektifler! «
Kaan Verdioğlu (Extreme Sailing Haliç/ İstanbul/ 2011)
57
Nisan - Mayıs - Haziran
Kaan Verdioğlu (Les Voiles de Saint Tropez/ France/ 2010)
Nisan - Mayıs - Haziran
» basında biz
58
59
Nisan - Mayıs - Haziran
basında biz «
Nisan - Mayıs - Haziran
» basında biz
60
61
Nisan - Mayıs - Haziran
basında biz «
» AE Ailesi’nden
A. Medih Ertan, İTÜ Günü Etkinliğinde Plaket Aldı
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen İTÜ Günü etkinliklerinin bu yıl 240.’sı 24-25 Mayıs 2013 tarihlerinde gerçekleştirildi. Düzenlenen etkinlikte AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Üyesi A. Medih Ertan’a İTÜ Elektrik-Elektronik
Fakültesi dekanı Prof. Dr. Ömer Usta tarafından plaket takdim edildi.
AE Arma-Elektropanç, Hollanda Başkonsolosluğu’nun
Özel Davetinin Sponsoru Oldu
AE Arma-Elektropanç, Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu’nun 30 Nisan’da düzenlediği Ulusal Gün Resepsiyonu’nun sponsoru oldu. Hollanda Eski Kraliçesi Beatrix’in
kraliyet tacını Kral Willem-Alexander’a devretmesinin kutlanması amacıyla Hollanda İstanbul Başkonsolosu Onno
Kervers ve eşi Sigrid Kerves’in evsahipliğinde düzenlenen
özel geceye Türkiye’nin siyaset ve cemiyet hayatından
ünlü isimler katıldı.
1980 yılında annesi Juliana’nın tahttan inmesi üzerine kraliyet tacını devralan Kraliçe Beatrix, 75’inci yaşında, tacı
oğlu Kral Willem-Alexander’a bıraktı. 45 yaşındaki Kral
Willem-Alexander, Arjantinli Maxima Zorreguieta ile evli
ve üç çocuk babası. Pilot ve su yönetimi uzmanı olan Kral
Willem-Alexander, 3. Willem’in 1890 yılındaki vefatından
sonraki ilk Hollanda Kralı oldu.
AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Üyesi
A. Medih Ertan, Yeni Yaşını Kutladı
Nisan - Mayıs - Haziran
AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Üyesi A.Medih Ertan, yeni yaşını kızı Pınar Ertan’ın kendisi için Gayrettepe’deki
şirket genel merkezinde düzenlediği sürpriz doğum günü partisiyle kutladı. Şirket yöneticileri ve çalışanlarının da katıldığı kutlamada pastasını kesen A. Medih Ertan “Sürpriz doğum günü kutlamasından dolayı çok mutluyum, hepinize
çok teşekkür ederim” dedi.
62
AE Ailesi’nden «
İstanbul Merkez ofisimizde çalışan Rusya Elektrik İşleri Koordinatörümüz Sn. Fırat Yıldırım’ın 24 Nisan 2013
Çarşamba günü biricik kızı Ebru Yıldırım dünyaya geldi.
Yıldırım ailesini tebrik ediyoruz.
Cezayir’de elektrik işlerini yapmakta olduğumuz Büyük Cezayir Cami Projesinde, Elektrik Saha Mühendisi
olarak çalışan Ümit Ersoy’un 11 Mayıs 2013 Cumartesi
günü biricik oğlu Taha Erol Ersoy dünyaya geldi. Ersoy
ailesini tebrik ediyoruz.
63
Nisan - Mayıs - Haziran
İstanbul Merkez ofisimizde, İnsan Kaynakları Departmanında çalışan Sn. Cenk Kurt’un 7 Mayıs 2013 Salı günü
biricik kızı Irmak Kurt dünyaya geldi. Kurt ailesini tebrik
ediyoruz.
» AE Ailesi’nden
İstanbul Merkez ofisimizde, Mali İşler & Finans Departmanında çalışan Sn. Yaman Algın’ın 9 Mayıs 2013
Perşembe günü biricik kızı Yaren Algın dünyaya geldi.
Algın ailesini tebrik ediyoruz.
Moskova’da elektrik, elektronik ve mekanik (MEP) işlerini yaptığımız Aquapark Projesinin Depo Şefi Sn. Erhan
Kandaz ve Özlem Sevinç çifti dünyaevine girdi. Kendisi
ve eşi Özlem Hanım’a AE ailesi olarak bir ömür boyu
mutluluklar diliyoruz.
Pulkova St. Petersburg Havaalanı Proje Müdürümüz
Sn. Erdal Kuloğlu’nun babası,
Mehmet Yaşar Kuloğlu
Nisan - Mayıs - Haziran
vefat etmiştir. Merhuma Allah’tan rahmet
kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
64