Şevket Dalboy

Transkript

Şevket Dalboy
1
WELT HEIMAT
DÜNYA VATAN GAZETESİ ARTIK “WELT HEIMAT”
YAŞINDA
ADIYLA YOLUNA DEVAM EDECEK MÜLTECİYE HAYIR SAVAŞ UÇAĞINA EVET
Değerli okurlarımız, Gazetemizin ismini Almanca olarak değiştirme kararı aldık. Elbette burada önemli olan gazetimizin isminden
çok içeriğidir. Yaşadığımız ülkede milyonlarla ifade edilen göçmenlere yönelik çalışmalarımız, Irkçılık karşıtı tutumumuz, uyuşturucu
ve kumara, gençlerimizi bekleyen yozlaşma tehlikesine karşı tavır
alışımıza, haklının doğrunun yanında duruşumuza aralıksız devam
edeceğiz. Biz Dünya Vatan Gazetesi adını koyduğumuzda Irkçılığa,
sövenizme karşı bir tutum alarak yola çıktık. Eğer istersek dünya’yı
vatan olarak kabul edip kardeşçe yaşayabileceğimize inandık. Biz
tek başına bir reklam gazetesi olarak yola çıkmadık. Bizi bu halimizle
kabul eden dostlarımız ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz.
Saygılarımızla
Welt Heimat Gazetesi adına Şevket DALBOY
Eurofighter
konsorsiyumu
üyesi İtalya’dan yapılan açıklamaya göre,
Kuveytli yetkililer 28 adet Eurofighter
Typhoon’un siparişini öngören bir iyi niyet bildirgesine imza attı. Sipariş bedelinin 8 milyar euroyu bulduğu belirtildi.
Eurofighter birlikteliği İngiltere, İtalya,
İspanya ve Almanya’dan oluşuyor. Konsorsiyumda Airbus, BAE Systems ve
Finmeccanica şirketleri yer alıyor. Eurofighter birlikteliğine Avusturya ve Suudi
Arabistan’ın ardından en son 12 uçak sipariş veren Umman katılmıştı.
H
ara gelen ci Partilerin
rası iktid
n
o
me
s
ı
ıl
y
özelleştir a bir saldırı
,
1991
k
a
r
a
k
a
ımıza b
hoyratç
listekurumlar
ne denli
e
in
is
nedenle
m
u
o
B
n
.
o
n
k
ü
e
k
Hüm
kamu
lamak mü ile sınırlı tuttum. a
n
a
ı
ın
r
la
yaptık
ğu ya d
vermesi
in uzunlu ir.
ihini fikir
in
r
s
ta
te
s
in
li
iz
ın
m
rın
gilid
in sattıkla aldıkları süre ile il15. Sayfada
kümetler
k
a
d
r
, iktida
kısalığı ise
3. Sayfada
WELT HEIMAT
Ekim/Oktober 2015
MET
Ü
K
Ü
H
İ
HANG
ATTI?
S
U
M
U
R
ıkları
ANGİ KU
lerin satt
Kultur - Kunst - Politik und Kommunikation Zeitung
Preis: 1 €
128 CAN DÜŞTÜ
TOPRAĞA!
HIRSIZLIĞIN BÖYLESİ
GÖRÜLMEDİ!
Göppingen’e bağlı
Albershausen
kasabasında uzun yıllardır
Cafe Bar çalıştıran Metin Tınmaz sonunda isyan etti. Tınmaz’ı isyan
ettiren şeyi okuduğunuzda gözlerinize dahi
inanamayacaksınız.
Beş kez üst üste soyulan işletme, son soyulduğunda polisleri dahi şaşkına çevirdi. oyguna gelen kimliği
belirsiz kişiler yanlarında getirdikleri levye ve silah ile Tınmaz’ın
evini bastı. Evde kalanları rehin alıp önce alarımı kapattırıp sonra da kapıyı açtırdı.
10. Sayfada
DEMİRTAŞ “HDP ALMANYA’DA
1. PARTİ OLACAK”
128
ölü
246
yaralı
Ankara’da düzenlenen Barış Mitingi’ne yönelik
insanlık dışı saldırılarda en az 128 kişi hayatını kaybederken, 28 kişi ağır yaralı olmak üzere 246 kişi
yaralandı.
Kim böyle bir vahşeti planlayabilir? Planlayanın da
tetiği çekenin de insan olabileceğini düşünebilir
miyiz? Böyle bir alçaklığı ancak Faşit, ırkçı, gözü
dönmüş insanlıktan çıkmış bir zihniyet yapar. Hit-
‘ERDOĞAN’IN
TASMALI İTİ’
DAVASI
SONUÇLANDI!
ler gibi, Mussolini gibi, değerleri olmayan emperyalist, kapitalist çıkarları uğruna gözü dönmüşler
yapar.
Çünkü bu zihniyetlere göre dünyada en güzel şeylerden birisi, bir kalabalığın ortasına atılan bombanın patlamasıyla birlikte insanların bir gülün yaprakları gibi açılmasıydı. Musolini böyle söylemişti
tarihte.
Tekrar seçim döneminin İçişleri Bakanı Selami Altınok Ankara’daki patlama ile ilgili basın toplantısı
yaparken şunları söyledi: “Güvenlik açığıyla ilgili
hiçbir şey söz konusu değildir. Miting alanı dışında
zemin araması yapılmıştır. Güvenlik zafiyeti olduğunu düşünmüyorum” dedi.
O zaman bombalar nereden ve nasıl alana girdi?
18. Sayfada
Baden-Württemberg stellt 6.000
Lehrerinnen und Lehrer neu ein
Die Schulen Baden-Württembergs sindzum jetzt
beginnenden Schuljahr gut auf die sich verändernden
Rahmenbedingungen eingestellt. So konnte neben
wichtigen bildungspolitischen Verbesserungen, wie z.
B. der Inklusion, auch dem Bedarf an zusätzlichen Bildungsangeboten für Kinder und Jugendliche aus Flüchtlingsfamilien durch neue Lehrerstellen entsprochen
werden. „Trotz der erheblichen finanziellen Kraftanstrengungen, die mit der steigenden Zahl an Flüchtlingen verbunden sind, können wir die wichtigen Reformprojekte im Bildungsbereich durch weitere
Ressourcen gut unterstützen“, sagte Kultusminister Andreas Stoch.
14. Sayfada
Die Rassisten sind außer sich
Brandanschlag auf Flüchtlingsunterkunft
Avrupa parlementosu eski (SPD) Milletvekili Ozan
Ceyhun, Yeşiller Partisi eski Federal Milletvekili ve hukukçu Mehmet Kılıç hakkında suç duyurusunda bulunarak kendisine: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
tasmalı İti” kelimesini kullandığına dair hakaret davası
Heidelberg Eyalet Mahkemesinde görüldü. Davada
Ozan Ceyhun’un Avukatı Bülent Döğer açtıkları hakaret
9. Sayfada
davasını geri çektiklerini duyurdu.
KAN
KAN
ŞEVKET DALBOY
17. Sayfa
KAN
Auf dem Gelände der Flüchtlingsunterkunft in
Wertheim hat es in der Nacht zum Sonntag in einer
Sporthalle gebrannt. Die Stadt spricht von einem
Brandanschlag. Es gebe Einbruchsspuren. Die Kriminalpolizei ermittelt. Einsatzkräfte der Feuerwehr
löschen Wertheim einen Brand in einer geplanten
Notunterkunft für Flüchtlinge. Die Feuerwehr konnte den Brand in der Sporthalle löschen.
12. Sayfada
GÖÇ
YAHYA KIZIASLAN
7. Sayfa
Stuttgart’ın Ludvigsburg kentinde binlerce kişiye seslenen
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, birbirinden çarpıcı
mesajlar verirken, yüzlerce kişi ise salona sığmayarak dışında
kaldı. Ludwigsburg’ta Demirtaş’a Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem
Özdemir, Yeşiller Partisi Baden-Württemberg eyalet meclisi üyesi
Muhterem Aras, Jörg Matthias Fritz, genç liberaller isimli gençlik
kuruluşunun başkan yardımcısı Tobias Huch, Sol Parti Üyesi Heike Haensel ve Almanya Sosyal Demokrat Partisi Stuttgart başkanı
11. Sayfada
Dejan Perc gibi isimler destek verdi.
MÜZAKERELERDE
ÇİRKİN TEZGAH
Prof. Dr. ATA ATUN
2. Sayfa
KILIÇDAROĞLU,
STUTTGART’DAN SESLENDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Kasım’daki milletvekili genel seçimi öncesi çıktığı Avrupa turunun Almanya ayağında, önce Mannheim ardından Stuttgart kentinde partililerle
bir araya geldi. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Kasım’daki
milletvekili genel seçimi öncesi çıktığı Avrupa turunun Almanya
ayağında, önce Mannheim ardından da Stuttgart kentinde parti11. Sayfada
lilerle bir araya geldi.
Wichtige Neuerungen
im Schuljahr 2015/2016
Wichtige Veränderungen
im jetzt beginnenden Schuljahr betreffen die verstärkte
individuelle Förderung an
Realschulen sowie Grundschulen, die Umsetzung des
Wahlrechts im Zusammenhang mit der Inklusion, den
Ausbau des Islamischen Religionsunterrichts und der Ganztagsschulen. Im Bereich der beruflichen Schulen wird der Modellversuch zu einem verbesserten Übergang von der Schule in
14. Sayfada
den Beruf erweitert.
YURTDIŞINDAN ALINAN HER
VEKALETNAME TÜRKİYE’DEKİ TAPU
İŞLEMLERİNDE KULLANILABİLİR Mİ?
Türk Hukuku Avukatı
Av. ŞERİF YILMAZ
18. Sayfa
2
EKİM / OKTOBER 2015
DÜNYA’DA GÜNDEM
SUUDİ KATLİAMI!!!
Mina’da şeytan taşlama sırasında yaşanan izdiham bu yıl da can kaybına yol açtı: iddalara göre binlerce hacı hayatını kaybetti. Her yıl milyonlarca insanın hac ibâdetini
yerine getirmek için buluştuğu Mekke’de izdiham yaşanmaması için yıllardır ülkelere
kota uygulanıyor.
ina’da, hacı adaylarının şeytan taşlaması sırasında ölenler ile birlikte son 25 yılda hac sırasında ve sonrasındaki
izdihamlarda hayatını kaybedenlerin sayısı binlerle ifade ediliyor. Bir diğer deyişle, Suudî Arabistan’ın ihmalkârlığı yüzündeni
her yıl bir kasaba kadar Müslüman nüfus yok oluyor.
1979’da Harem-i Şerif Camii’ni işgal eden, Suudi iktidarına muhalif bir Sünni mezhebi üyeleriyle, güvenlik kuvvetleri
arasında çıkan çatışmalarda, eylemcilerin tümü ve çok sayıda
güvenlik görevlisi öldü.
1987’de Mekke’de Batı karşıtı protestolar sırasında, birçoğu İranlı Şii hacı olan yaklaşık 400 kişi, Suudi askerlerle çıkan
M
Yorum: Şevket Dalboy
Taktiri ilahi deyip geçecek miyiz?
Mahşerin provasının yapıldığı Arafat’tan, şeytanın
taşlandığı Mina’ya ulaşılırken, insanların, yeşilliklere hatta vücuttaki tüylere bile zarar verilmesinin yasaklandığı bu kutsal
beldede, özellikle şeytan taşlama sırasında her yıl izdiham yaşanıyor. Bunun sebebi olarak, yönetimden kaynaklanan yönlendirme ve sevk zaafîyet olmasına rağmen herkes susmuş
durumda.
Allah’ın emretmesi ile harekete geçen müslümanlar yüzyıllardır Hac borçları yüzünden olmadık fedakarlıklara katlanıp uzun bekleyişlerin ardından Hac’a gitmektedirler.
Onyıllardır Hac’da yaşananları hiçbirimiz gündeme almadık,
tartışma konusu dahi yapmadık. Son iki ayda yaşananlar ‘artık
yeter’ deme noktasına gelmiş durumda.
İhmalin adı; taktiri ilahi
Önce önlemler alınmadan kurulan Vinç devrildi, altında yüzlerce insan kaldı. Taktiri ilahi denilip geçiştirildi. Ardından ölümün adı izdiham oldu, sebep olarakta disiplinsiz
Hac’ı adayları gösterildi. Üst üste yığılmış müslümanların içler
acısı durumunu görüpte bu vahşete sessiz kalan müslümanlarımızın bu durumu sonuna kadar eleştirilmeli ve iki yüzlülükleri tehşir edilmelidir. Hac’ta hayatını kaybetmiş müslümanların cesetleri kum torbası gibi çekilip bir kenara atılması da mı
taktiri ilahi acaba?
Bu suç, bu utanç kimin?
O insanlar, kum torbası gibi alınıp kenara atılma gibi
bir saygısızlığı asla hak etmezler, bunu da ne Sudi efendiler
nede organizetörler kendilerine hak göremezler. Hac vazifesini sadece para kazanma aracı olarak kullananlar, Allahın emrini yerine getirmek için oraya gelmiş o çok mukkades insanları
anlayamazlar.
Ey Sudi efendileri!!!
Hac vazifesinin yerine getirilmesi için gerçekleşen
tüm rutuellerden fayda sağlamaktan vazgeçin. Bırakın artık
yoksul insanların emeğini alınterini sömürmeyi. Hac vazifesini
hem ekonomik, hemde daha güvenli şekilde organize etmek
varken nedir bu aç gözlülüğünüz? Şeytana atılan taşları daha
milyonlarca kez satarak mı sevap kazanacaksınız? Mubarek
bilinen Kabeyi, yaptığınız gökdelenlerle güneşe hasret bıraktınız. Bir zamanlar muhteşem görüntüsü ile kilometlerce uzaktan görünen heybeti ile gönülleri titreten kabeye yaptığınız
çatışmalarda öldü.
1989’da Mekke’de iki bomba patladı, 1 hacı öldü, 16
kişi yaralandı. Suudi Arabistan, olaydan, İran destekli terörist
grupları sorumlu tuttu.
Mina’da şeytan taşlama dönüşünde en büyük facia
1990 yılında El Müeysem Tüneli’nde meydana geldi. Tarihe ‘tünel faciası’ olarak geçen olayda, tünele, ters yönden gelen hacı
adayları girince 1.426 kişi ezilerek ve sıkışarak hayatını kaybetti.
1994 yılında yine şeytan taşlama sırasında 270 hacı
adayı ezilerek vefat etti.
1997’de ise Mina’da 70 .000 civarında çadırın tutuşmasına sebep olan yangın 343 hacı adayının ölümüyle sonuçlanmıştı. Olayda 1.300 kişi yaralandı.
1998’de Cemarat Köprüsü’nde meydana gelen izdihamda 119 hacı adayı hayatını kaybetti.
Yine aynı bölgede 2001’de 40 hacı adayı vefat etti, bunlardan 5 tanesi Türk vatandaşıydı.
2001’de yine şeytan taşlama sırasındaki izdihamda 35
kişi öldü.
2003’te izdihamda, 14 hacı hayatını kaybetti
2015’te binlerce Hacı adayı ‘izdiham’ nedeni ile hayatını kaybetti. Yaşanan ölümlere Müslüman ülke liderleri Suudi
yönetimini eleştiren tek bir yorum yapmadı. Peki neden?
saygısızlık yetmiyor mu? O mubarek beldenin üzerine çöreklenmiş, gelir deposu olarak gördüğünüz o Mekke sizin tekelinizde mi sanıyorsunuz?
Orası Allah’ın ‘evi’ değil mi?
Allah’ın evinde nasıl misafir ağırlandığını yüzyıllar
geçmesine rağmen öğrenemediyseniz yaşanan ölümlerden
de siz sorumlusunuz demektir. Hem ölümlerin vebali var
omuzlarınızda, hemde sömürdüğünüz müslümanların. Siz
Mekke ve Medine’ye giriş çıkışları, kurban kesimlerini, şeytan
taşlamaları ve daha yapılması gereken tüm dini vecibelerin
organizasyonunu yapmaktan acizsiniz.
Kurbanları can vermeden üst üste yığıyorsunuz!
Utanın, utanın, utanın
Hac vazifelerinin tamamlanabilmesinin bir şartıda
kurbandır. Hacı adayları binbir zorluklarla biriktirdikleri paralarla bu vecibesini yerine getirmek için kurbanını alıyor. Peki
siz ne yapıyorsunuz? Bir bıçak sallıyor, kurbanlık ayağa kalkıyor, hertarafa kan fışkırıyor ve siz tutup o kurbanlığı bir önceki kestim dediğiniz ve can çekişen diğer kurbanların üzerine
atıyorsunuz... Kurbanlar alt alta üst üste ölmeyi çırpınarak
bekliyor. Oysa Kurban edilmek için seçilen kurbanlığa en az
acıyı vererek canvermesini sağlamakla görevli değil miyiz? Siz
hiç o manzarayı görmediniz mi? Bu durma nasıl müsade ediyorsunuz? Uçuş mesafesiyle yarım saat uzaktaki müslümanlar
açlıktan kırılırken daha düne kadar o kurbanların başına neler
geldiğinide bilmiyor değiliz. Sizler haddinizi bilmiyorsunuz.
Müslümanlığı kabul edildiği şekilde yaşamlarınızda uygulamıyorsunuz.
Sizin umursadığınız ne var Allah aşkına?
Bunu gördük, gördük ki ölen insanlar zerre kadar
umurunuzda değil. Ar saydığınız bir şeyiniz yok! Özellikle dindar olduğunu idda eden yöneticilerin hemen hemen tamamı hak, hukuk, adalet, vicdan kavramlarının yerine, kader ve
taktiri ilahi maskesinin altına sığınmaktadırlar. Sizin müslümanlık anlayışınız; sömürü, zulum karşısında sessiz kalmanız
mı? Güçlüden yana olmanız mı? Hangi kitapta bu yazıyor? O
zaman sizler müslümanlığı nereden ve nasıl öğrendiniz? Kime
hizmet ediyorsunuz? Şunu bilinki ne söylesem bunu hakediyorsunuz. Ama inançlı samimi milyonların kalbini kırmamak
için söylemiyorum. Batsın sizin menfaatleriniz. Susun konuşmayın, ceplerinizi doldurun, göbeklerinizi şişirin bakalım. Bu
kirli ve çirkef yüzünüz birgün mutlaka açığa çıkacaktır. Öldürdüğünüz o mahsum insanların hesabını bir gün mutlaka vereceksiniz. Bu dünyada verecek gibi gözükmüyorsunuz, ama!!!
vrupa Komisyonu’nun komşuluk politikası ve genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn, Schengen Bölgesi’ne
seyahat etmek isteyen Türk vatandaşlarına uygulanan vize yükümlülüğünün 2 yıl sonra kalkabileceği mesajı verdi.
A
Johannes Hahn EU Kommissar für Regionalpolitik
Avrupa Birliği’nin icra organı Avrupa Komisyonu’nun
komşuluk politikası ve genişleme müzakerelerinden sorumlu
üyesi Johannes Hahn, Alman Die Welt gazetesi ile mülakatında,
2017 yılında Türk vatandaşlarına vize serbestisinin getirilmesinin
‘kendisi açısından mümkün’ olduğunu belirtti. Avrupa Komisyonu yetkilisi, bunun için bazı şartların yerine getirilmesi gerektiğini kaydetti. Hahn, “Daha üzerinde çalışılması gereken çok nokta
var. Örneğin sınır yönetimine işlerlik kazandırılması, biyometrik
verileri içeren pasaportların dağıtımı ve AB ile sahte belgelerin
ortaya çıkartılması konusunda işbirliği yapılması” dedi.
VATAN GAZETESİ’NE TAZE KAN,
BAKİ DOĞAN MANNHEİM’DA !
Baden Württenberg Eyaletinde bir yıl önce
çıkan aylık Vatan gazetesi’ne Taze kan. Baki
Doğan, cesur, tarafsız, farklı bakış açısıyla bundan böyle Vatan Gazetesi’nde yazacak. Mannheim, Ludwigshafen, Heidelberg,
Darmstadt, Frankfurt’dan haberleriyle bölge temsilcisi olarak hizmet verecek.
azetecilik hayatına İzmir’de 1984’de‘Ege
Demokrat’da ardından, Güneş Gazetesinde 1995’ de kadar sürdüren gazeteci
Doğan, ülke’de yaşamış olduğu siyasi baskılardan dolayı 1995 yılında Almanya yaşamını
sürdürme kararlı aldı. Almanya’da 1999’dan
buyana Deutsche Presse Verband (DPV) üyesi olan Doğan, mesleğinden dolayı, Bayern,
Kuzey Rehn ve Baden Würt tenberg Eyaleti
olmak üzere üç bölgede görev yaptı. Basın
özgürlüğünden taviz vermeyen Gazeteci Baki
Doğan bu zamana kadar günlük gazetelerden, Milliyet, Hürriyet, Sabah’ın yanısıra, 2,5
G
“Türkiye Avrupa yolunda değil”
Mülakatta Türkiye’nin çok önemli bir stratejik ortak olduğunun altını çizen Hahn, Türkiye ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin AB’nin öncelikleri arasında olduğunu belirtti. Hahn,
gümrük birliğinin geliştirimesini buna örnek gösterdi. “Türkiye
ne yazık ki şu anda Avrupa’ya doğru ilerlemiyor” diyen Hahn,
ülkede kalıcı şekilde yolsuzlukla mücadele edilmesinin eksikliğini hissetiklerini söyledi. Hahn, Türkiye ile müzakerelerde
23’üncü fasıl olan yargı ve temel haklar ile 24’üncü fasıl olan
adalet, özgürlük ve güvenliğin de en kısa zamanda açılması gerektiğini belirtti. Hahn, bunun AB’nin de menfaatine olacağını
kaydetti.
yıla varan ATV Avrupa’da 7gün Programında Fatih Güllapoğlu ile birlikte çalıştı. Ayrıca,
yerel gazeteler’den, Güney Almanya’da çıkan
Merhaba Gazetesinde 9 yıl, Bayern Eyaletinin
farklı şehirlerinde ve Mannheim’da 3 yıl Bölge temsilciliği yapan Gazeteci Baki Doğan’ın
Objektifin’den ve kaleminden en güzel ve
farklı haberlere imza atmak için ‘ Vatan gazetesi okurları için yapacağını dile getirdi. “Güney Almanya’da İki dilde yayın yapan Vatan
Gazetesiyle birlikte çalışmak benim için büyük
bir zevktir” dedi.
Baki Doğan’a çalışmalarında başarılar dileriz.
Prof. Dr. ATA ATUN
e-mail: [email protected]
http://www.ataatun.org
Facebook: Ata Atun
http://www.twitter.com/ataatun
MÜZAKERELERDE
ÇİRKİN
TEZGAH
ürdürülmekte olan müzakerelerde
Rumlar ve Avrupa Birliği tarafından
çirkin bir tezgâhın masaya konmak
istendiği çok açık ve net olarak görünmekte.
S
Rumlar, ara bölgede yer alan toprağın tümünü aldıktan sonra KKTC sınırları içinden de alabildikleri kadar toprağı
almak peşindeler. Bunun için de her yolu
deniyorlar, her düzenbazlığı da masaya koyuyorlar.
Gerçekte Rumların 4 tane büyük
hedefleri var bu süren müzakerelerde elde
etmek istedikleri. Bunun için de canla başla çalışıyorlar, her hinliği de ortaya koyuyorlar.
Hedefleri;
Türk askeri tümü ile geri gitsin,
Türkiye’den gelip yerleşenlerin hepsi geri
dönsün,
Kıbrıslı Rumlar 1974’de terk ettikleri toprakların tekrardan sahibi olsun,
Kıbrıslı Türkler “Ayrıcalıklı azınlık statüsü”
ile mevcut Rum devletine katılsın.
Zaten bunlar gerçekleştiğinde de
geriye bir şey kalmıyor, ada tümü ile Kıbrıs
Rum idaresi altına giriyor, Kıbrıslı Türkler
de azınlık haline geliyor. Aramızdaki bazı
Rum hayranlarının da istediği ve canı gönülden desteklediği de bunlar aslında.
‘TÜRKLERE 2 YIL SONRA
VİZE SERBESTİ MÜMKÜN’
WELT HEIMAT
Kıbrıslı Rumların 1974’de terk ettikleri toprakların tekrardan sahibi olabilmeleri için de 1974 Mutlu Barış Harekatından sonra adaya Anadolu’muzdan gelip
yerleşen kardeşlerimizin geri gitmelerini
istiyorlar ki, onlardan boşalan yerlere kendileri yerleşsinlermiş.
1974 Mutlu Barış Harekatından
sonra Türkiye’mizin çeşitli yerlerinden gelip, bizlerle birlikte hiç tanımadıkları bu
topraklara tırnaklarını geçirerek yaşama
tutunan, çoluk çocuğa ve toruna karışarak,
KKTC’nin oluşumda ve yaşamını sürdürmesinde yadsınamaz katkıları olan kardeşlerimizi adadan uzaklaştırmak ve 41 yılda
edindikleri mülklerini, çalışarak parlattıkları ve işe yarar hale soktukları topraklar
ile iş yerlerini ellerinden almak için de, Avrupa Birliği ile kafa patlatarak, müştereken
dahiyane bir kandırmacayı masaya koymaya uğraşıyorlar.
Bir anlaşma olması durumunda,
bir taraftan Kıbrıslı Türklerin dışındaki
tüm KKTC vatandaşları da Avrupa Birliği
vatandaşı olacak havucunu uzatmaya ve
yutturmaya çalışırlarken, öbür taraftan
da güneyde mal bırakmamış olan kişilerin
ellerinden de toprakların alınacağını veya
da ilk mal sahibi diye tanımladıkları “Rum
koçan (Tapu) sahibi” kabul ederse mülkün
parasını bir tamam ödeyeceğini kabul ettirmeye çalışıyorlar.
1974 Mutlu Barış Harekatından
sonra Anadolu’muzdan adaya gelip yerleşen kardeşlerimize Avrupa Birliği vatandaşlığı teklif ediyorlar ama altlarından da
evlerini, tarlalarını, iş yerlerini ve diğer taşınmaz mallarını almanın tuzağını kuruyorlar. Aynı şekilde güneyde mal bırakmamış
Kıbrıslı Türklerin elinden de, kullanımlarında herhangi bir şekilde elde edilmiş 1974
öncesi Rum malı varsa geri alacaklarının
zemini hazırlıyorlar bu alabildiğince çirkin
ve büyük bir tuzak olan bu öneri ile.
Sonrası ise malum.
Elinden
malı, mülkü, evi, barkı, toprağı, işyeri ve
kökleri alınacak kişiler, ayırımsız olarak
Türkiye’den gelen kardeşlerimiz ile bizim kendi insanımızın belli bir kısmı adayı
terk etmeye mecbur kalacak ve bu çirkin
tuzağın sonunda da hem Rumlar KKTC
topraklarının büyük bir kısmını ele geçirmiş olacaklar, hem de KKTC’de veya da
adı müzakerelerden sonra her ne olacaksa, Kıbrıslı Türklere ait oluşturucu devleti
oluşturan Türkler, hem nüfus bakımından,
hem de toprak bakımından azınlık haline
gelecek.
Çok dikkatli olmalıyız. Kötü bir
oyun oynanmaya ve leş gibi kokan bir çorap da başımıza örülmeye çalışılmakta…
DÜNYA’DA GÜNDEM
WELT HEIMAT
EKİM / OKTOBER 2015
3
KUVEYT 8 MİLYAR EURO’LUK
Mülteciye HAYIR
savaş uçağına EVET SAVAŞ UÇAĞI ALDI
Petrol zengini Körfez ülkeleri silahlanıyor.
Kuveyt, 28 adet Eurofighter Typhoon siparişi
verdi.
urofighter
konsorsiyumu
üyesi
İtalya’dan yapılan açıklamaya göre,
Kuveytli yetkililer 28 adet Eurofighter
Typhoon’un siparişini öngören bir iyi niyet
bildirgesine imza attı. Sipariş bedelinin 8
milyar euroyu bulduğu belirtildi.
Eurofighter birlikteliği İngiltere,
İtalya, İspanya ve Almanya’dan oluşuyor.
Konsorsiyumda Airbus, BAE Systems ve
Finmeccanica şirketleri yer alıyor. Eurofighter birlikteliğine Avusturya ve Suudi
Arabistan’ın ardından en son 12 uçak sipariş
veren Umman katılmıştı.
E
Körfez ülkelerinin ilgisi
Öte yandan Eurofighter konsorsiyumu Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap
Emirlikleri ile görüşmelerini sürdürüyor.
Eurofighter’in rakibi Fransız Dassault Aviation, Rafale tipi savaş uçaklarını Mısır,
Hindistan ve Katar’a satmayı başarmıştı.
Eurofighter ABD, İsveç ve Fransa merkezli
rakipleriyle piyasa mücadelesinde şimdiye
kadar belirgin bir başarı elde edememişti.
‘Kuveyt, Boeing’den de 24 savaş
uçağı alacak’
Eurofighter
sözcüsü
Danimar-
ka, Belçika, Endonezya, Malezya ve Suudi
Arabistan’ın da ilgi gösterdiğini açıkladı.
Sözcü, “Kuveyt’ten aldığımız siparişi yeni
siparişlerin olumlu bir mesajı olarak değerlendiriyoruz” dedi.
Uzmanlara göre Kuveyt ABD’li üretici
Boeing’den üç milyar dolar karşılığında 24
savaş uçağı almak için görüşmelerini sürdürüyor.
Yorum : Şevket Dalboy
Mülteciye hayır savaş uçağına evet
Petrol zengini Körfez ülkeleri silahlanıyor. Kuveyt, 28 adet Eurofighter Typhoon siparişi verdi. Yanıbaşında müslüman
Suriye’li kardeşleri açlıktan, susuzluktan,
kurşundan, bombalardan kırılırken susan
ve tekbir mülteci kabul etmeyen sözde İslam devletleri milyarlarca doları silaha yatırmaktan çekinmiyor. Bu ülkelerin tutumunu
Avrupa, Amerika nede Türkiye eleştirmiyor.
‘Yaşasın İslam kardeşleği’ sloganının yerini
‘Yaşasın çıkarların kardeşliği’ sloganı almış
durumda. Modern kitle imha silahları büyüdükçe insanlığın küçüldüğüne tanıklık ettiğimiz şu günlerde, onurlu insanlara nede çok
ihtiyacımız olduğunu bir kez daha görüyoruz.
4
BULMACA
EKİM / OKTOBER 2015
Elçi
Hayali
Resimdeki
oyuncu
Devlet
Güvenlik
Mahkemesi
Yedirip içirme
işi
Mitolojik çalgı
Zaviye
İlham
Razı olma
Askerlerin
giydiği üstlük
Yüzyıl
WELT HEIMAT
Kumaş yapılan
bir bitki türü
Talep, arzu
Numara
Sinemada
gösterim
Irmak taşıtı
Bir meyve
Yokçuluk
Eğik olmayan
Literatür
Birinin
karşısında
olma
Kesici araçların
kabı
Küme
Çok sıkı
Baskı türü
Bir sebze
Anne
Utanç duyma
Tuvalet
Roma'nın eski
adı
Ortadoğu ülkesi
Mahal, civar
Bir tahıl ölçeği
Söz gelişi
Meydana
gelme
Bir enerji türü
Tahılın harmana
kadarki hali
Olduğu gibi
Sol elini
kullanan
Aile ile ilgili
Karşın
Gümüş imi
İkinci
Dümen
kullanma kolu
Komünikasyon
Bilimsel
Kısa pantolon
Gelenek, örf
Eşi ölmüş
Halk
Hayli
Sıkı ve tatlı
küçük elma
Takım erki
Dirayet
Genel
Üst karşıtı
Düş
Öte
Zamana bağlı
istek
Katının
sıvılaşması
Açıklama
Dantel ipliği
yumağı
Ayrıcalık
Basmakalıp
Eğme
Optimist
Sesi yarım ton
incelten işaret
Büyük anne
Hizmetli
Aşevi
Geçimlik
Karşılıksız
yardım
Cömert
Yükselme,
yücelme
Kısa çizme
Kefillik
Belden aşağı
giyilen kadın
giysisi
Zati
Anlama
yeteneği
Kuruntuya
düşürme
Halkın aşağı
tabakası
Örgüde
kullanılan
çubuk
Sporda en iyi
derece
Kurucu, kuran
Akım
Bir yudumda
içilecek miktarda
olan
Çemberin
çevresinin
çapına oranı
İstanbul'da bir
semt
Çok iğneli balık
oltası
Felsefede
düşünce
Çağrı kağıdı
Baston
Apaçık
Kısa gezinti,
dolaşma
Başka, öteki
Bir cins karides
Bezginlik
anlatır
Muhteva
SUDOKU
Her satırı, her sütunu ve her 3x3
lük alanı, 1’den 9’a kadar rakamlarla
doldurmalısınız.
Getirim
SÖZCÜK YERLEŞTİRME
Aşağıdaki listede yer alan sözcükleri şablonun içinde
bulabilecek misiniz?
Yan tarafta verilen sözcükleri kullanarak bulmacayı tamamlayalım.
4 HARFLİLER
AKSU
7 5 8
8
4 3
9
6
7 1
8
8
6
2
8
4
6
9
4 5
2
5
7 9
4
2 9 6
8
4
8 6
5 2
8
9
7 9
3
4
5 4
6
3
5
7
7
1 8
3
5
4
8
1 6 4
7
9
7
4 6
6 2
7
9
5 7 4
MAKİR
1
2
1 4
3
NASIL
6 HARFLİLER
ESARET
HAŞMET
KUNDUZ
GÖZLÜK
İNTİBA
TENKİT
7 HARFLİLER
AĞUSTOS
EDEPSİZ
ESENLİK
METHİYE
ORDUEVİ
BİSKÜVİ
ENTERNE
KELEPÇE
MODÜLER
TRABZON
8 HARFLİLER
EBEDİYET
KAMYONET
ÖZDEŞLİK
İSTİHSAL
LİKİDİTE
PEJMÜRDE
9 HARFLİLER
ETİMESGUT
TEZGAHTAR
4
10 HARFLİLER
AMPERMETRE
KERTENKELE
2
ADAYLIK
İPEKA
ALINDI
KÜTÜPHANECİ
ASİLİK
MASAL
9
AZADE
Zor
BEKAR
DİKKATSİZLİK
EKSİK
6
OTEL
5 HARFLİLER
Orta
8
9
ERBAŞ
7
8
2
Bir peygamber
SÖZCÜK AVI
Kolay
1
Başlangıcı
olmayan
Bir sebze
Japon intihar
uçağı
Bir olayın
günü, ayı ve
yılı
Motorin
Fazilet
Dört
mevsimden
biri
3
İlkokul öncesi
eğitim
kuruluşu
Yadsıma
Birim
Film gösterilen
yer
Elektrikle ışık
veren cam şişe
Peru plaka
Vücudun
kodu
yüzeyini örten
doku
Sigorta senedi
Bir asal gaz
Mühlet
Tropik rüzgar
HIZMA
İ
N
T
İ
B
A
ÇAPRAZ BAĞLAR
Her karenin içinde çapraz bir çizgi olmalı. Şablonda yer alan her sayı, üzerinden
kaç tane çapraz çizgi geçtiğini gösteriyor. Çapraz çizgiler kapalı bir şekil
oluşturmamalı.
MÜSTEMLEKE
NERGİS
ÖDENTİ
SİTİL
ULAMA
İCMAL
YANLIŞLIKLA
İHTAR
ZİRAAT
BULMACALARIN ÇÖZÜMLERİ 6. SAYFAMIZDA
Hazırlayan: BERTAN KODAMANOĞLU ([email protected])
WELT HEIMAT
EKONOMİ
SIĞINMACILARIN EKONOMİK
CANLANMAYA ETKİSİ
Almanya’ya kabul edilen yüz binlerce
sığınmacı, ülkede bir sonraki ekonomik
mucizenin temelini oluşturabilir mi?
Araştırmacılar, artan göçün ekonomiye
olumlu etkisinin gelecek yıldan itibaren
hissedileceği görüşünde.
lman işadamları için durum çok açık: Hâlihazırda
Almanya’ya gelen yüzlerce bin sığınmacı, Alman ekonomisi için büyük bir fırsat yaratabilir. Daimler tröstünün
Yönetim Kurulu Başkanı Dieter Zetsche hafta başında Frankfurt Uluslararası Otomobil Fuarı (IAA) açılışı öncesinde kabul
edilen sığınmacıların en iyi ihtimal ile “Bir sonraki Alman ekonomik mucizesinin temelini oluşturabilirler, tıpkı 1950‘ler ve
1960’larda Federal Cumhuriyeti’n ekonomik canlanmasına
büyük katkısı olan milyonlarca göçmen işçi gibi” dedi. Aynı şekilde Porsche Yönetim Kurulu Başkanı Matthias Müller, Alman
kimya devi Evonik’in CEO‘su Klaus Engel ve Deutsche Post’un
Yönetim Kurulu Başkanı Frank Appel gibi diğer büyük Alman
tröstlerinin başkanları da sığınmacılara daha fazla yardım çağrısında bulundu.
A
Mini konjonktür programı
Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü (DIW) uzmanları, artan göçün Alman ekonomisine olumlu etkisinin
gelecek yıldan itibaren hissedileceğini tahmin ediyorlar. Araştırmacılara göre 2016 yılında Alman ekonomisi, sığınmacıların
etkisi ile beklenenden yüzde 25 oranında daha fazla büyüyecek. Buna öncelikle sığınmacılara konaklama, eğitim ve uyum
hizmetleri vermek için artan kamu harcamalarının etkili olacağı belirtiliyor. Ayrıca sığınmacılara yapılan mali yardımların da
tüketimi artıracağı kaydediliyor. Araştırmacılara göre; bir nevi
ufak bir konjonktür programı ortaya çıkıyor.
Buna karşın Ren-Vestfalya Ekonomik Araştırmalar
Enstitüsü (RIW) Başkan Yardımcısı Thomas Bauer, bu durumun ekonomik büyümeye ilk etapta ufak bir etkisi olacağını
ifade ediyor. Bauer “Ancak eğer sığınmacıları istihdam piyasasına kazanmayı başarabilirsek, uzun vadede sığınmacı akını
Almanya’daki ekonomik büyümeyi canlandırabilir” diye konuşuyor.
Kalifikasyon sorunu
Fakat İstihdam Piyasası ve Meslek Araştırmaları
Enstitüsü‘nün (IAB) rastgele seçilmiş ufak bir grubu kapsayan
araştırmasına göre ise mültecileri istihdam piyasasına kazandırmak çok zor görünüyor. Federal İstihdam Dairesi‘ne bağlı
enstitüsünün verilerine göre uzun vadede Almanya’da kalan
sığınmacıların yüzde 55’i istihdam edilebilecek. Buna sığınmacıların ortalama mesleki eğitim düzeyinin düşük olması, sebep
gösteriliyor. Enstitü’nün temsili olmayan araştırması, kısa süre
içerisinde Almanya’ya gelen rastgele seçilmiş 20 bin sığınmacı
ile yapılan incelemeye dayanıyor. Buna göre gelenlerin yaklaşık dörtte biri, bir meslek eğitimi almış, ancak yaklaşık üçte
ikisi meslek eğitimi görmemiş.
Hristiyan Birlik Partileri (CDU(CSU) meclis grubunun
küçük sanayi sözcüsü Carsten Linnemann, Almanya’nın önem-
EKİM / OKTOBER 2015
EKONOMİK REKOR
ALMANYA’NIN
Ticaret fazlasında Çin enerji hammaddesi ithalatının ucuzlaması sayesinde Almanya’yı geçti. Almanya’nın bu yıl ödemeler
dengesinde ‘fazla’ rekoru kırması bekleniyor.
lmanya dış ticaret fazlası rekorunu
Çin’e kaptırdı. Münih’teki ekonomik
araştırma enstitüsü ifo’nun Reuters haber
ajansı için yaptığı hesaplamaya göre Çin’in
ödemeler dengesi bu yıl daha büyük fazla verecek. Çin’in fazlası 330 milyar dolar,
Almanya’nın ödemeler dengesi fazlası ise
280 milyar dolar olacak.
A
Çin avantajı nasıl yakaladı?
li ekonomi gazetelerinden Handelsblatt için kaleme aldığı bir
makalede, “Bize sığınan yabancıların çoğunun kısa ve orta vadede istihdam piyasasına yerleşme şansı bulunmuyor” ifadelerine yer verdi. Hristiyan Demokrat politikacı, sığınmacıların
küçük bir bölümünün çok hızlı bir biçimde istihdam piyasasına
entegre edilebileceğini ve kalifiye işgücü açığının kapatılmasına yardımcı olabileceğini belirtti. Linnemann “Kalifiye eleman
sıkıntısı, iltica yasaları ile çözülecek bir sorun değildir” dedi.
Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü, sığınmacıların istihdam piyasasına kazandırılabilmesi için yoğun dil eğitimini, diplomaların geciktirmeden tanınmasını, okul ve yüksek
okullarda onlara uygun eğitim programları hazırlanmasını tavsiye ediyor.
İşsizlik oranı ve ücretler
Peki ya sığınmacılar çalışma izni aldıktan sonra ne olacak? İşsizlik ya da ücretlerin düşme tehlikesi var mı? Federal
Çalışma Bakanı Andrea Nahles ve Federal İstihdam Dairesi
Başkanı Frank-Jürgen Weise, Almanya’da işsizlik oranının artacağını düşünüyor.
İstihdam Piyasası ve Meslek Araştırmaları Enstitüsü
(IAB) ise sığınmacıların entegrasyonunun uzun vadede istihdam piyasasını olumsuz etkilemesinin beklenmediğini kaydetti. 220 bin kişinin istihdam piyasasına katılması ve bunun yaklaşık yüzde 20’sinin üniversite mezunu ya da meslek lisansına
sahip olması durumunda, işsizlik oranının sadece yüzde 0,07
oranında artacağı hesaplanmış. Enstitüye göre
ücretler de ise değişiklik beklenmiyor.
Aynı şekilde Ren-Vestfalya Ekonomik
Araştırmalar Enstitüsü’nden yapılan açıklama
da Alman kamuoyunu rahatlatıcı nitelikte.
Açıklamada “Göç araştırmalarından da biliyoruz ki; çok büyük göç akınının bile istihdam
piyasasına etkisi sınırlı kalır” ifadelerine yer
verildi. Birçok araştırmada bu durumun işsizliği etkilemediği kaydedildi ve “Göçmenlerin,
başkasının işini elinden alması söz konusu değildir. Araştırmalar bu durumun ücretlere etkisinin olmayacağını, hatta yeni yabancı kitlesinin çalışma hayatına atılmasının ücret düzeyini
olumlu etkilediğini göstermektedir” denildi.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe
Mannheim’ da 30 yıllık, Nazmi Usta’nın tecrübesiyle,
Damak tadını ve Lezzeti, Sultan Restaurant’ da tadın!
5
Ifo uzmanlarından Steffen Henzel,
“Dünyanın en büyük
enerji tüketicisi olan
Çin ham petrol ve diğer
hammadde fiyatlarının
düşmesinin avantajıyla
tutar olarak ihracatını
ithalatının çok üzerine
çıkardı” dedi.
Ödemeler dengesi
ne anlama geliyor?
Almanya’nın aşırı ihracat fazlası
ise tartışılmaya devam ediyor. Ödemeler
dengesi fazlasının bu yıl 250 milyar euroyu bulması bekleniyor. Almanya ödemeler
dengesini 2014 yılında 216 milyarlık fazlayla
kapatmıştı.
Euro’nun dış değerinin düşmesi nasıl etkiledi?
Artışın euronun dış değerinin düşmesinin ihracat üzerindeki olumlu etkisiyle ilgili olduğunu belirten Steffen Henzel,
ABD, İngiltere ve İsviçre gibi ülkelere satılan
Alman ürünlerinin ucuzladığını, ABD’ye yapılan ihracatın yılın ilk yarısında dörtte bir
oranında artmasıyla ABD’nin bir numaralı
ticaret ortağı sıralamasında Fransa’yı geçerek birinciliğe yükseldiğini söyledi.
Ödemeler dengesi mal mübadelesinin yanı sıra dış ülkelerle yapılan, hizmet
ticaretinden kalkınma yardımlarına kadar
her türlü transferi de kapsıyor. Ifo’nun tahminlerine göre Almanya bu yıl ödemeler
dengesi fazlasını
Gayrı Safi Yurtiçi
Hasılası’nın yüzde 8,4’üne çıkaracak. Bu oran
2014 yılında yüzde 7,5 olmuştu.
Henzel, Avrupa
Birliği’nin ödemeler dengesi
fazlasının uzun
vadede
yüzde
6’yı
aşmasını
‘hoş karşılamadığını’ belirtti.
AB Komisyonu Almanya’yı neden
eleştirdi?
AB Komisyonu, Almanya’yı bu nedenle eleştirdiği raporlarında yurtiçi yatırımların arttırılıp talebin teşvik edilmesi
tavsiyesinde bulunuyor. Amerikan Maliye
Bakanlığı daha da ileri giderek açık veren
ülkelerin ithalatı borçla finanse etmek durumunda kalması nedeniyle Almanya’nın dış
ticaret fazlasının küresel mali istikrarı tehdit
ettiğini savunuyor.
15 yıllık tecrübe
GELİNLİK
+
DAMATLIK
PAKET FİYATI
ÖZEL
TASARIM
GELİNLİK
DAMATLIK
999€
SÜNNET
TAKIMLARI
ABİYELER
50€’DAN
BAŞLAYAN
FİYATLARLA
ÖZEL ÇİZİM: HİLAL
Braut Moda Evi olarak tüm bilgi ve danışmanlık hizmetlerin vermek için yanınızdayız.
Romantik damatlıklar, abiye kıyafetler ve gelinlikler kendi moda dizaynımızla kişiye özel tasarlanır.
Çiziminden bitirilişine kadar uzman kadromuzla, profösyonelce özel günleriniz için hizmetinizdeyiz.
Hill’s Collection - Brautmoden & Abendkleider
Web: www.hills-collection.com
0
%2
Adres: G 2 ,12, 68159 Mannheim - Tel: 0621/ 1568932
Mobil: 0160/ 8703370 - Mail: [email protected]
Seelbergstr. 7, 70372 Stuttgart, Bad Cannstatt
Tel.: 0711 888 32 75
%20 indirim
kuponu
Rİ
Dİ
İN
M
6
KÜLTÜR SANAT
EKİM / OKTOBER 2015
WELT HEIMAT
İNCE MEMED TOROSLARDAN SESLENİR...
Rus edebiyatının Gogol’den sonra gelen ustaları “Hepimiz onun ‘Palto’sundan çıktık”
der. Gogol’ün Palto’sunu önemsemeli ama bu topraklardaki paltoları da bilmek lazım.
Biz de onlardan biri olan Yaşar Kemal’in İnce Memed’iyle, Ağrı Dağı Efsanesi’yle, Demirciler Çarşısı Cinayeti’yle, Teneke’yle bu toprakları ve insanını tanıdık, sevdik. Bu
değerlerimizi tanıtıp sevdirmek Dünya Vatan Gazetisi olarak borcumuzdur.
Sayfa düzenleme: Gülay Dalboy
aşar Kemal’in eserleri arasında hangileri mutlaka kütüphanemizde bulunmalı? Ressam, yönetmen, akademisyen ve yazarlara sorduk. İşte mutlaka okunması gereken 10 Yaşar Kemal kitabı:
Y
İNCE MEMED:
Yaşar Kemal’in ilk romadır İnce Memed. İlerleyen yıllarda yazar İnce Memed’in devamı niteliğinde olan üç roman daha
yazarak dört ciltlik devasa bir roman ortaya koyar. 40’tan
fazla dile çevrilen eser, İngiltere, Fransa,
İtalya
ve ABD’de yayımlanarak dünya edebiyatında önemli bir yere sahip olmuştur. Bu dörtlemede Çukurova köylüsü
Memed’in, Abdi Ağa’ya karşı mücadelesi anlatılır. Dört ciltlik roman 1923 ile
1987 arasını kapsar. Anadolu halkının cahil
bırakılmışlığı, köy hayatının sefaleti ve ağaların
tüm yöreye tamamen hakim olmasına karşı bir
isyanı, Yaşar Kemal Türkçeyi en iyi şekilde kullanarak yazar. İnce Memed dörtlemesi en sevilen
Yaşar Kemal romanıdır.
KİMSECİK ÜÇLEMESİ:
Yaşar Kemal’in Yağmurcuk Kuşu, Kale Kapısı ve Kanın Sesi
romanlarından oluşan üçlemesidir. Bu üçleme
aynı zamanda otobiyografi özelliği de taşır. Çünkü Yaşar Kemal kendi hayatından da örnekler
verir. Üçleme Van’daki Rus işgalinden kaçan
Kürt bir ailenin Çukurova’da yaşama mücadelesini anlatır. Yaşar Kemal bu romanında
kendi çocukluğuna da döner.
AĞRI DAĞI EFSANESİ:
Yaşar Kemal’in bir diğer destansı romanı da bir film ve bir opera eserine
ilham olmuş Ağrı Dağı Efsanesi’dir.
Roman, Ağrı Dağı’nda bulunan dağ köylerinden birinde
yaşayan Ahmet ve o dönemde oranın yöneticisi olan
Mahmut Han’ın kızı Gülbahar arasındaki aşkı anlatır. Bu efsaneyi
mutlaka okunması gereken Yaşar Kemal
eserlerinden biri olarak nitelendiriliyor.
ORTA DİREK:
Darda kalanların düş dünyasının anlatıldığı
Dağın Öte Yüzü üçlemesinin ilk kitabıdır
Orta Direk. Romanda uzun ve zorlu yolda
yürüyenlerin hikayesini anlatır Yaşar Kemal. Metin Celal’in, Yaşar Kemal’in en beğendiği ve okumaktan zevk aldığı kitapları arasında ilk sırada Orta Direk bulunuyor.
TENEKE:
Yaşar Kemal’in 1967 yılında yayımlanan
romanıdır. Romanda Çukurova’da bir
kaymakamın yaşamı ve ağalara karşı
verdiği mücadele konu alınır. Romandan tiyatro sahnelerine de uyarlanmıştır. Bir dönem bu oyunun oynanmasına
yasak getirilse de oyun daha sonra ödül
de alır.
BİNBOĞALAR EFSANESİ:
Binboğalar Efsanesi Yaşar Kemal’in destansı romanları arasında yer alıyor. Kemal, romanda son yörük
obasının çektiği dertleri anlatılır. Binboğalar Efsanesi
Derviş Zaim’in en sevdiği Yaşar Kemal kitabıdır. Yaşar
Kemal’in bu destansı romanının mutlaka okunması gerektiğini söylüyoruZ.
YER DEMİR
GÖK BAKIR:
Dağın Öte Yüzü
üçlemesinin
ikinci kitabıdır.
Fransız Eleştirmenler Sendikası tarafından
1977
yılında
En İyi Yabancı
Roman olarak
seçilmiştir. Yer
Demir Gök Bakır çaresiz kalmış köylülerin
düşlerinde bir
ermiş yaratıp
ona sığınmalarının öyküsünü
anlatır.
DEMİRCİLER ÇARŞISI CİNAYETİ:
Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yaşar Kemal’in yazdığı Akçasazın Ağaları serisinin ilk kitabıdır. Roman seri olmasının
yanı sıra kendi içinde bir bütünlüğe sahiptir. Romanda Güney’deki
iki ağanın birbirleriyle olan amansız tartışmalarından dolayı çökmeye başlayan Çukurova ağalık sistemi içindeki nüfuz savaşları ve kan
davası anlatılır. Demirciler Çarşısı Cinayeti Ahmet Ümit’in kendi kitaplarına da katkı sağladığını düşündüğü ve vazgeçemediği, favori
Yaşar Kemal kitapları listesinde en üste sırada yer alan bir kitap.
SARI SICAK:
Sarı Sıcak, Yaşar Kemal’in öykü dalında verdiği ilk eserdir. İnce Memed’den önce yazarın adını duyuran önemli bir kitaptır. Eserde
anlatılan öykülerin büyük kısmı Çukurova’da geçer. Yaşar Kemal bu
öykülerde Anadolu insanının açlık, pislik, hastalık, sefalet ve çevre
koşulları içinde verdiği yaşam mücadelesini anlatır.
MANNHEİM’DA, FAZIL SAY’DAN
ŞAHESER BİR KONSER!
Mannheim’da Metropol bölgesi yaz
müzik festivali etkinliğine dünyaca ünlü
piyanist sanatçısı Fazıl Say katıldı.
Baki Doğan (Mannheim)
osengarten’da Rheinland-Pfalz Alman Devlet Filarmoni orkestrası
eşliğinde, Fransız Mezzosoprano Marianne Crebassa eşliğinde, ünlü sanatçı
Fazıl Say, 2 Bin’den fazla Alman müzikseverlere vermiş olduğu şaheser bir
konserle adeta büyüleyi,davetliler dakika larca ayakta alkışladılar. Ünlü klavye sanatçısı Fazıl Say, iki bölüm halinde
sunmuş olduğu konser’de Doğu-Batı
enstrümanlarından oluşan harika bir
R
TEK KANATLI BİR KUŞ:
Tek Kanatlı Bir Kuş romanı toplumda bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan
korkunun romanıdır. Halkının neden terk ettiği bilinmeyen gizemli
bir kasaba, bu kasabaya atandığı halde gidemeyen bir posta müdürü ve istasyon şefi romanda yer alır. Şaşırtıcı ve çok katmanlı olay
akışı, kişilerinin zenginliği ve derinliği, zaman zaman bir röportaj niteliği kazanan masalsı diliyle tam bir Yaşar Kemal romanı diyebiliriz
bu romana.
şekilde uyarlanarak geneli Alman olan
müzikseverleri adeta büyüledi.
Mannheim Rosengarten’ Metropol bölgesi yaz müzik festivali etkinliğine davetli olarak katılan dünyaca
ünlü klavye sanatçısı Fazıl Say’a,Rheinland-Pfalz Devlet Filarmoni orkestrası
Şefi Karl-Heinz Steffens’in yanı sıra ünlü
Sanatçıya Fransız Mezzosoprano Marianne Crebassa eşlik etti.
Ünlü piyanist Say, kendi eserlerinin yanısıra, Piyano
Konçerto su Maurice Ravel’den
Piyano konseri, Gezi Parkı, İstanbul Senfonisi’ni seslendirdi. Say,
iki bin’den fazla Alman müzikseverleri eserleriyle adeta mest
ederek büyüledi. Say ve ekibi
Filarmoni Orkestrası’na eşlik
ederek, üç saat’den fazla süren
konserde izleyicilere bir birinden
harika eserleriyle müzikseverleri
adeta kendinden geçirdiler.
BULMACA CEVAPLARI
Elçi
D
S E
L
K E
G
M E
Resimdeki
oyuncu
Küme
Bir sebze
Söz gelişi
Hayali
Mitolojik çalgı
L
İ
R
Bir tahıl ölçeği
Sol elini
kullanan
İ
M
G
E
S
E
L
S
O
D U L
M A V
K U K A
M
D
S İ N E
A
K E F A
D A V
N İ K A
K A M
Eşi ölmüş
Takım erki
Genel
Mühlet
Öte
Dantel ipliği
yumağı
Sesi yarım ton
incelten işaret
Film gösterilen
yer
Geçimlik
Kefillik
Çağrı kağıdı
Bir cins karides
Japon intihar
uçağı
Kısa çizme
Halkın aşağı
tabakası
Devlet
Güvenlik
Mahkemesi
B
D
A E R G E
S I M S
V İ Z
İ
A
A Y N
L A
Ö
İ G A R Ş
D
N E O
E R A
R
Ü N İ T
İ Y E Z
M A
A H
A
İ H A
L E T
D
E T İ Y E
E L A M
İ K A Z E
Yedirip içirme
işi
Zaviye
İlham
Razı olma
Çok sıkı
Anne
Mahal, civar
Olduğu gibi
Gümüş imi
Kısa pantolon
Gelenek, örf
Bir asal gaz
Düş
Açıklama
Birim
Eğme
Hizmetli
Cömert
Yükselme,
yücelme
Kuruntuya
düşürme
Belden aşağı
giyilen kadın
giysisi
Akım
Dört
mevsimden
biri
Bezginlik
anlatır
A
Ç
I K
I
E N
K
İ
N
Yüzyıl
Sinemada
gösterim
Kesici araçların
kabı
Ortadoğu ülkesi
Tahılın harmana
kadarki hali
Katının
sıvılaşması
E
R
İ
M
E B
A
A N
İ
Örgüde
kullanılan
çubuk
Kurucu, kuran
Apaçık
Muhteva
A
P
İ
K
S E A N S
E
I
R O T A T
R A K
E L E
R A Ğ M E N
Y
A H A
P
E P İ
O
K L İ
İ Y
Ş
R
İ Ç İ
İ
E R D E M
Ş İ K A R
S
D O M A T E
Ç E R İ K
R
Askerlerin
giydiği üstlük
Kumaş yapılan
bir bitki türü
Talep, arzu
Numara
Literatür
Birinin
karşısında
olma
Baskı türü
Utanç duyma
Bir enerji türü
Karşın
Bilimsel
Halk
Sıkı ve tatlı
küçük elma
Peru plaka
Vücudun
kodu
yüzeyini örten
doku
Sigorta senedi
Ayrıcalık
Basmakalıp
Optimist
Karşılıksız
yardım
Anlama
yeteneği
Sporda en iyi
derece
Bir yudumda
içilecek miktarda
olan
İstanbul'da bir
semt
Fazilet
Felsefede
düşünce
Başka, öteki
Bir sebze
Getirim
Bir meyve
Eğik olmayan
D
İ
K
Aile ile ilgili
Komünikasyon
İ
L
E
T
İ
Ş
İ
M
Ş
E
F
T
A
L
İ
Yokçuluk
B
Tuvalet
Roma'nın eski
adı
R
İ
M
Dirayet
Üst karşıtı
Elektrikle ışık
veren cam şişe
N
İ
H
İ
L
İ
Z
M
A
E L
M T İ
E
N
L İ K
M A
P A R
A İ R
S
E Z
A N T
Zamana bağlı
istek
Yadsıma
Büyük anne
Aşevi
Motorin
Çemberin
çevresinin
çapına oranı
Çok iğneli balık
oltası
Baston
Kısa gezinti,
dolaşma
Başlangıcı
olmayan
Bir peygamber
Irmak taşıtı
S
Y A T
E L A
K
L
E V İ
U
E K A
P U L
E
İ
Y A Z
İ N E
A
Z O T
A K A
T U R
E L İ
N U H
İkinci
Dümen
kullanma kolu
Meydana
gelme
Hayli
Tropik rüzgar
İlkokul öncesi
eğitim
kuruluşu
Zati
Bir olayın
günü, ayı ve
yılı
H
K
O
A Ğ U S T
Ş
N
E
MO D Ü L
E
U
T E Z G A
M
K E L E P
A
İ
E
M A K İ R
Y
İ
M
O R D U E
N
İ
T
E N T E R
T
E
E
917584362
854362179
236971485
179843526
362795841
485216793
691458237
528637914
743129658
P
K
İ
Ö
E D E P S İ Z
J
R
T
D
M E T H İ Y E
Ü
E
H
Ş
R
N A S I L
D
K
A
İ
Ç E
E S E N L İ K
B
L
E T İ M E S G U T
D
N
Ö
E
V İ
T R A B Z O N
Y
İ
K
L
K
N E
B İ S K Ü V İ
T
A
U
K
T
E
O S
A
E R
E
H T A
319485726
578623914
624179385
452768193
167394852
983251467
791542638
845936271
236817549
361847295
289315746
547296381
734128659
152769834
698534127
425673918
916482573
873951462
KÜLTÜR SANAT
WELT HEIMAT
YERİN DİBİNE BATASIN
ALACA KARANLIK
GÖÇ
aranlıkta kalınca insan ya kalır karanlığında
yada bekler her karanlığın bir sabahı olduğunu... Çünkü ya Karanlıktır yada Aydınlık sonu....
K
G
öçmenler mağdur ve bizden yardım bekliyorlar. Yardım edenlere selam olsun.
Ancak etmeyenler hangi hastalığa yakalandıklarının farkındalar mı?
Adem Peygamberden beri çaresi olmayan
iki hastalık şekli vardır.
Boğulurcasına, nefessizce, çaresizce can çekişir..
Öyle bi can cekişmekki bu, bilir sonu olmadığını.. ne
ölmene izin verir ne yaşamana..
Bizde alacakaranlık üzerine söylediklerimizi söyledikten sonra, şimdi alacakaranlıkla başbaşa bırakalım..
var, kimi yerde yok. insan hakları, hani varımsı da
yokumtrak… demokrasi; demokrasisimsi... sosyal
adalet; sosyal adaletimsi...
Olmaz ol alacakaranlık! yerin dibine bat alacakaranlık! evin ocağın sönsün alacakaranlık! onulmaz
dertlere düşesin de sürüm sürüm sürünesin alacakaranlık! dilerim, ettiğini bulasın, kan kusasın... sancıdan, sızıdan inliyesin! canalıcıya can vermiyesin.
Varımtrak yokumsu...
Tatlımtrak acımsı...
Salımtrak ama çarşambamsı...
Batılımsı da doğulumtrak...
İlerimsi de biraz gerimtrak...
Alacakaranlık, ne karanlıktır, ne aydınlıktır; ikisi ortası, aydınlıktan uzak, daha çok karanlığa yakın. alacakaranlık bir kandırmacadır, aldatmacadır, yutturmacadır, oyalama, gözboyamadır. karanlık, gecedir,
her gecenin de bir sabahı olur. ama alacakaranlıkların hiç yoktur sabahı, bir sürüncemedir, sürer gider... ne aydınlık, ne karanlık... varsa da yok... yoksa
da var... var gibi de yok, yok gibi de yine var...
Kanunlar hem var, hem yok... kimine var, kimine
yok. kimi zaman var, kimi zaman yok. kimi yerde
Alacakaranlık, insanlara karanlığın aydınlıktır diye
yutturulmasıdır: karanlığımsı da aydınlığımtrak...
karanlık, aydınlığın düşmanıdır. alacakaranlık, hiçbir
şeyin ne dostu, ne de düşmanıdır. alacakaranlık ne
tezdir, ne antitezdir, ne sentezdir. o, Allahın belası
pis bir şeydir.
Olmaz ol alacakaranlık! başın kelola! gözün körola!
yerin dibine bat da bir daha çıkma!
gel ey aydınlık, gel!
7
YAHYA KIZILASLAN
Yücel Ertan’ın azizname uyarlamasından alacakaranlık şiiri o kadar etkileyiciki sözler bahsetmeden geçilemezdi biz de öyle yaptık.. Sahi nasıl
birşeydir bu alacakaranlık.. nasıl can yakıcıdır birşeydir..sahi ne karanlıktır ne aydınlık o Allahın belası bir sürümcemedir.
Peki ya alacakaranlık ?
Kalırsa alacakaranlıkta, o allahın belası alacakaranlıkta kalırsa...İşte o zaman... işte o zaman can çekişir. Hapsettimi seni bir kere..
EKİM / OKTOBER 2015
1- Param yoktur,
2- Vaktim yoktur (H.Şimşek)
İnsanlık bu iki şeyle imtihan oluyor. Sorumlu olduğunda, vakit ayırabilme özelliği ile cebindeki
parayı paylaşabilme özelliği olan, İnsan modeli günümüzde çok aranır oldu.
Sadece kendine vakti ve nakti olanlar, Egoizmin tuzağına düşerek doyma bilmeyen bir sürece
girerek Paylaşmanın mutluluğunu yaşayamıyorlar.
Bu hal güzel değil.
İnsanları sevindirin. Paylaşın ki mutlu olasınız. Temelinde bu anlayışın olduğu ruh hali hastalıktır. Aşırı büyüme hırsı verir. Kaybetme korkusu
verir. Dün ve bugün ve gelecekte görülen ve görülecek olan Adaletsizlikler bu ruh halinin neticesiydi ve
böylede olacak.
Yüzeysel baktığımızda insanların bir kısmı
karınlarını doyurmak için koşarken, diğer bir kısmı
doymuş karınları ile doyumsuz bir yaşama koşuyor.
Devletler de böyle oldu. Fakir devletler halkını doyurmak için çare ararken, zengin devletler
zenginliklerini daha da zenginleştirmek peşinde. Bu
yarış insanlık tarihi boyunca oldu ve olacak.
Herkes zengin olsun veya Herkes güçlü olsun şartı yok. Olmasın Şartı da Yoktur. Önemli olan
birey, toplum ve devlet olarak paylaşmayı bilelim.
Zayıfların, fakirlerin, yetimlerin elinden tutalım.
Sevelim, yaşatalım, paylaşalım. Mutluluk arayanlar
böyle bir yaşamı tercih etmeli ve sorumluluk almalı.
Hep ben merkezli yaşayanlar görecekler ki paylaşmadıkları herşeyin içinde onları bekleyen sıkıntılar
var.
Tarihte varlığını uzun süre devam ettiren
toplumlar bu paylaşımcı özelliklerinden dolayı ayakta kalabilmişlerdir.
Adaletli bir dünya için bireysel olarak;
paylaşan elimizle, güler yüzümüzle, geleceğe hep
beraber kardeşçe yürüyelim.
Bu Dünyada yaşamıyoruz. Bu dünyadan geçiyoruz. Bu gerçeği kabul edip iyi insan olmak için
yarışalım. Mazlumlar bizden yardım bekliyor.
ÇOCUKLARIMIZIN BÜYÜMESİ GEREKİYOR!
“BABAM KOLUMU ISIRDI”
“
bulduk: Kaynana.
eden saçların
b e ya z l a m ı ş
arkadaş...” eşliğinde suçlu daha kolay
bulunuyor. Neyse,
baba ve Ahmet meyhaneye giriyorlar ve
baba içini dökmeye başlıyor: “Yaaa
Ahmet işte böyle, o
kaynanam yok mu,
her şey onun başının
altından çıkıyor! Evimize bir kere geliyor,
hanımın aklına bir
sürü şey sokup gidiyor. Abi ertesi gün bizimkisinde bambaşka tavırlar, bana karşı
gelmeler...
Gördüğünüz gibi çocuklar 10-13 yaşlarında onlara bilinçsizce aşıladığımız
suçluluk duygusunu ömür boyu taşıyorlar!
hâlâ kabullenememiş çocuklar, neden babalarının kendine 30 yıl eş olarak
kabul ettiği öz annelerine karşı cephe alıyorlardı?
Suçlu aramayalım, çözüm arayalım!
Belki de ortada suçlu yok, sadece kendi haklarında karar alabilme cesareti
ve özgüveni olmayan bir anne-baba var. Ne dersiniz?
İleri götüren tek şey çözümdür!
Büyük oğlu ile baş başa konuşabileceğimiz bir ortam yarattım ve “Babanızın ölümünü 5-6 sene geçmiş olmasına rağmen hâlâ kabullenememişsiniz
gibime geliyor, ne dersin?” diye sorduğumda “Abi biz babamızın ölmesini değil, babamızın annemiz yüzünden ölmesini kabul edemiyoruz,” dedi
ve devam etti: “Annem babama çok çektirmiş, babam annemin yüzünden
hastalanmış. Babam sadece bizim için annemi terk etmemiş!” (Çocukların
içinde yer etmiş bir suçluluk duygusu) Bu hikayede de görüldüğü gibi anne-babanın arasında yaşanan sorunlara çocukların da şahit olmuş olması
uzun vadede öz anneye karşı bile kin, nefret gibi duygular doğurabiliyor.
Yani bir acayip oluyor!”
Evet, bir suçlu daha
Sorun: 16 yaşındaki çocuğu sabahları okula gidiyorum diye evden çıkıyor
ama okula gitmiyor. 23 yaşındaki oğlu kazancı ile eve destek olmuyor. 10
yaşındaki kız çocuğu da henüz birçok şeyin farkında değil. Anneyi dinlediğimde, “Beni dinlemiyorlar, bana yardım etmiyorlar!
N
Şimdi de bu olayın çocuklarımıza nasıl yansıdığına bir bakalım:
Böylesine mutsuz, saygının tükendiği, böylece sevgiye yer kalmayan bir
ortamda çocukların bundan nasıl etkilendiğini en az sizler de benim kadar tahmin edebiliyorsunuzdur. Bu olayların etkisi altında kalan, anneyle
baba arasında yaşanan tartışmaları, kavgaları gören çocuklar günün birinde evde otururken annelerine soruyorlar:
“Anne siz babamla neden hep kavga ediyorsunuz?”
Anne: Kızım, oğlum siz daha küçüksünüz, anlamazsınız! (Çocuk anlamadı
ise, soruyu nasıl sorsun? Demek ki anlıyor...)
Anne sözlerine şöyle devam ediyor: “Zaten siz olmasaydınız ben babanızdan çoktaan ayrılmıştım, ben bunları sizin için çekiyorum!”
Evet, bir suçlu daha bulduk: Çocuklar.
Çocuklar büyüyor, 20 – 25 yaşlarına geldiklerinde arkadaşları ve evlendiklerinde eşleri ile sohbet ederlerken anne-babalarının geçimsizliklerinden
bahsediyorlar:
Annemin bu mutsuzluğa yıllardır katlanmasının bir tek sebebi var, o da kardeşim ve ben!
Bu konuyla ilgili şahit olduğum, yaşanmış bir olayı size kısaca anlatmak istiyorum:
Yine bir seminerimde, katılımcılar arasında Alman bir sosyal pedagog kadın
vardı. Seminerimin sonunda yanıma geldi, bir Türk ailesinin sorununu
anlattı ve yardımcı olmamı istedi.
Ailenin durumu şuydu:
Eşi, yani çocuklarının babası ölmüş dört çocuklu bir anne. Kızlarından biri
evlenmiş, eşi ve çocukları ile ayrı bir evde yaşıyor. Biri 23 yaşlarında, çalışan; öteki 16 yaşlarında, meslek eğitimi için staj yapabileceği bir firma
arayan iki oğlu, bir de 10 yaşlarında okula giden bir kız çocuğu ile birlikte
yaşıyor. Bahsettiğim gibi babaları yaklaşık beş yıl önce ölmüş.
Örneğin bir alışverişe gidiyorum, büyük oğlumun arabası olmasına rağmen,
torbaları ben taşıyorum! Kazancıyla bir kuruş bile destek olmuyor! Küçük
oğlum ise bana sürekli yalan söylüyor; ‘Bana karışamazsın’ gibi sözlerle
beni rencide ediyorlar, bana saygı duymuyorlar!” sözleriyle dert yanıyor.
Bu çocuk kime çekmiş?
İki oğlunu dinlediğimde, “O yalan söylüyor! Bunları her yerde anlatıyor, bizi
rezil ediyor,” diyorlar. Oğullarına “O ile kastettiğiniz kim?” diye sorduğumda “ANNEMİZ” demekte zorlandıklarını gördüm.
“Peki ablanızla konuştunuz mu bu konuyu, ablanız ne diyor?” diye sorduğumda “Ablam bizi haklı buluyor” dediler.
Görünen o ki anneye karşı bir tavır sergiliyorlar. Önce o tavrın nedenini bulmam gerekiyordu. Bunun için şu soruyu sordum: “Babanız içinizden en çok
kimi severdi?” Bu soruyu sormamla birlikte çocukların hepsinin gözlerinden yaşlar akmaya başladı ve 16 yaşındaki oğlan kardeşlerini gösterdiler.
Bir süre ağladılar.
Arkasından bir soru daha yönelttim:
“Peki siz babanızı ne kadar severdiniz?” Bu soruma kimseden cevap alamadım ve düşündüm: Babalarına bu kadar bağlı, ölümünü 5-6 sene sonra bile
“Bu babasının kızı” veya “Bu annesinin oğlu” İki ya da daha fazla çocuklu
ailelerde sıkça kullanılan ve dikkatimi çeken diğer bir cümle ise “bu babasının kızı” veya “bu annesinin oğlu”. Bir cümle ne kadar tekrarlanırsa
içimizde de o kadar derin bir yer eder. Bu tür sözler aile içinde tarafların
oluşmasına yol açıyor. “Ne yani Mustafa Bey, biz futbol takımı mıyız taraf
falan ne demek?” Futbol takımı değilse bile, evet aile de bir takımdır!
Takım nedir?
İki kişi bir araya geldiğinde bir takım oluştururlar. Yani evlendiğiniz gün eşinizle birlikte bir takım oluşturmuş oluyorsunuz.
Aile = Takım; Takım = Aile
Bir futbol takımı, bir şirket, kardeş, anne-baba, bir siyasi kuruluş vs.
Bu saydıklarımın birleştiği tek nokta vardır: HEDEFLERİNİN AYNI OLMASI!
Yani 11 kişiden oluşan bir futbol takımı aynı hedefe sahiptir veya bir şirkette herkes aynı ürünün satılması için çalışır, bunun için birer takımdırlar.
Takım içerisinde 11 kişinin her biri hedefi öğrenmiş ve kavramışsa, aynı
hedefe ulaşmak için çabalıyorsa, ancak o zaman hedefe ulaşmak mümkündür!
Neden 11 kişilik bir futbol takımında tüm oyuncuların çorap ve formaları
aynı renktir? Çünkü bu bir takım olduklarının ve sahip oldukları hedefin
aynı olduğunun bir simgesidir. Tabii simge sadece formaya ve çoraba yansıyandır.
Bir de o takımın oyuncularının beyninde birlik ve beraberliğin simgesi varsa, işte o zaman bir takım kimliği kazanıp hedefe ulaşabilirler. Futbolu sevmeyen -düşüncelerine saygı duyuyorum- bazı insanlar hep şunu söylerler:
“11 kişi deli gibi bir topun peşinden koşuyorlar!” Hayır, 11 kişi deli gibi
topun peşinden koşmuyor, 11 kişi bir topu bir hedefe taşımaya çalışıyor, o
da kale!
Aile de bir takımdır dedik. Eğer aile de bir takımsa bu annesinin oğlu, bu
babasının kızı diyerek takımı bölmüş oluyoruz.
yazı dizisi devam edecek....
8
EKİM / OKTOBER 2015
GENÇLİK GELECEKTİR
WELT HEIMAT
PANGEA’DA EĞİTİM BİR BAŞKA
Kirchhem Teck’te uzun yıllardır faaliyetlerini sürdüren Pengea’nın başarılı
Müdürü Evren Tümüklü, Gazetemiz Welt Heimat’a çocuklarımızın eğitimi
hakkında birbirinden çarpıcı bilgiler verdi. Çocuklarımızın eğitimi herşeyin
üstünde diyenlerin kaçırmaması gereken bir röpörtaj ile sizleri baş başa
bırakıyoruz:
kayıtlarını yenileyip yenilemediklerinden de kuOkuyucularımıza kendinizi tanıtırmısınız?
Evren Tümüklü : Kayseriliyim. 4 temmuz 1982’de Münih’te doğ- rumumuzun dolayısıyla da öğrencilerimizin başa-
dum. Münih’te Otomativ Mühendisliğini bitirdim. Bir çocuk babasıyım.
2011 den beri Pangea Bildungskreis Eğitim Merkezinde Müdürlük yapıyorum.
rısını takip ediyoruz.
Öğrencileriniz belli bir milletten mi
yoksa her milletten öğrencileriniz
var mı?
Eğitim Merkezinizde tam olarak hangi hizmetleri veriyorTürk öğrencilerimiz ağırlıklı olmak üzere her milsunuz?
Eğitim merkezimizde grup derslerimiz var. Bu gruplarımız 3 ile en fazla 5
kişi arasıdır. Bu öğrencilerimizi okuluna, sınıfına ve seviyesine göre ayırıyoruz.
Öğrencilerimizin okulda öğrendiği dersleri biz burada biraz daha derinleştiriyoruz. Ders sırasında ev ödevi yaptırmıyoruz. Biz ders saatimizin
mümkün olduğunca verimli geçmesini istiyoruz. Bu yüzden ev ödevleri
yardımı, ders saati dışında saat 14:30 ile 16:00 arasında veriliyor. Bunun
yanında Klassenarbeitvorbreitung dediğimiz programımızda öğrencilerimiz sınavları olduğu zaman bize bir iki hafta önceden haber vererek normal derslerin dışında sınava hazırlanmak için de gelebiliyorlar. Ayrıca özel
ders programlarımız da var. Öğretmenlerimiz birebir ilgileniyor.
Öğretmen kadronuzu nasıl seçiyorsunuz?
Öğretmenlik kadromuz ; ya öğretmenlik ya mühendislik okumuştur
yada bitirmek üzeredir. Seçerken özellikle konusunda hakim iyi anlatma
yeteneği olan öğretmenleri tercih ediyoruz.
Ekonomik durumu iyi olmayan öğrenciler için ne gibi uygulamalarınız var?
Evet durumu iyi olmayan öğrencilerimizin ücetlerini de Bildungspaket
lernforderung adı altında devlet karşılamaktadır. Arbeitlosengeld II alanlar arbeitsamttan aldıkları formu okulda notlarının iyi olmadığı şeklinde
doldurtturup geri götürdüleri takdirde , yada wohngeld alanlar Landrasamttan aynı şekilde bu haklarını kullanmaktadırlar. Burada ayrıca intensiv gruplarımızda var. Örneğin sınav zamanlarında 3’üncü ve 4 ‘üncü sınıf
öğrenciler genelde matematik istiyorlar. Bizde kısa tatillerde örneğin Weihnachten gibi bir hafta boyunca günde 4 - 5 saat eğitim alarak sınava en
iyi şekilde hazırlanmış oluyorlar.
letten öğrencilerimiz var. Hatta babası öğretmen
olduğu halde çocuğunu bize gönderen Alman aileler bile var.
Kaç yıldan beri bu kurumunuz faaliyettedir?
2007 den beri derneğimiz aktiv faaliyettedir. Yeni
yerimiz ise 2011 den beri burada faaliyettedir.
Uzaktan buraya gelmek isteyen öğrenciler ne yapabilir? Ders tekrarı, ev ödevi, yatış saati gibi saatleri belirleyerek beraberce haftalık plan yapıyoruz. İlk iki ay çok önemli. Haftalık planı takip ettiklerine
Başka Şubeleriniz de var mı çevre illerde ?
dair de bir çizelge veriyoruz. Yapıp yapmadığına dair işaret koyuyor. Yapa-
Şuanda Esslingen eyaletinde Üç yerde kurumumuz bulunmaktadır. Esslingen, Findelstatd’ta ve Kirchheim...
Bende bir kız babası olarak buraya gelen cocukları kendi çocuğumuz gibi
görüp nerde eksikler var, nasıl düzeltilir bunun da çabasını veriyoruz. Aileler için seminerler düzenleyip bilgilendirmeler yapıyoruz. Yada bazı aileleri birebir çağırıp toplantılar yapıyoruz.
Yılda belli zamanlarda sosyalleştirme adına gençlerle geziler, Piknikler düzenliyoruz.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Öğrenciler bize geldiğinde uyguladığımız sistemden bahsedersek;
madığını da ertesi gün telafi etme şansı oluyor. Bu plan sayesinde çocuk
bütün gün ders çalışma stressi yerine, belli saatinde dersini yapıp bitirdiğinde hem kendine olan güveni de artar hemde sevdiği şeyleri rahat rahat
yapmaya da zamanı kalır. Çocuk ders çalışırken aileler de tv seyretmek
yerine ellerine bir kitap, gazete, dergi alıp okurlarsa çocuklar da daha hevesli ve konsantre bir şekilde çalışıcaktır mutlaka...
Sizi Tanıyabilir miyiz?
Çağla Çolak; 2009 da Abitur yaptım. Mannheim da Sosyoloji oku-
dum. Yüksek lisansımı Stuttgart’ta Sosyoloji üzerine ama istatistik ağırlıklı olarak yaptım. Mart sonunda bitti. Daha sonra kardeşim burada ders
veriyordu. O yurtdışına gidince ben onun derslerine girmeye başladım.
Matematik ağırlıklı olmak üzere tüm derslere giriyorum. En fazla 3 ile 5
kişilik gruplarla çalışıyoruz.
Çocukların en çok sorun yaşadığı ağırlıklı dersler hangileri ?
Çocuklar bazen matematikte, bazen de Almanca dersinde zorluklar yaşayabiliyorlar. Bu çocuktan çocuğa değişiyor. Hangi derste sorunu varsa o
derse ağırlık veriyoruz.
Velilere danışmanlık hizmeti veriyormusunuz?
Veliler herzaman gelip fikir alışverişinde bulunabilirler. Yani kayıt
yaptırmaları şart değildir. Hertürlü yardımı yapmaya hazırız. 3 ve 4’üncü
sınıflar çok önemli. Hangi okuldan devam edeceğini belirlemektedir. Bu
yüzden hangi konuda olursa olsun velilerimize herzaman kapımız açıktır.
Velilere son olarak neler söylemek istersiniz?
Bazı aileler ya kendi Almanca problemleri nedeniyle yada ilgisizlik,
ümitsizlik ve kabullenme nedenleriyle çocuklarını kendi hallerine bırakıyorlar. Bunu asla onaylamıyoruz. Burası gibi kurumlara gelsinler. Sorunları
kabullenmek yerine çözüm arasınlar. Biz inanıyoruz ki mutlaka bir çözümü
vardır.
Öğrencilerinizin başarı oranını nasıl takip ediyorsunuz?
Gelen öğrencilerimizin kaçta geldiği, hangi dersleri aldıkları, derse ilgisi vs. Öğretmenleri tarafından klassenheft’e yani sınıf defterlerine
günlük not edilir. Bununla beraber geçen yıldan gelen öğrencilerimizin
DOMİNO ZENTRUM’DAN ÇOCUKLARA
ÖNCE ARKADAŞ OLMAYI ÖĞRETİYORUZ!
Rheinland Pfalz Eyaletinin Ludwigshafen kentinde bu yılın başlarında eğitim faaliyetine başlayan Domino Zentrum: "Biz, öğrencilerimize Dünya’yı farklı bir pencereden
tanıtmak istiyoruz" mesajı verdi.
Baki Doğan (Ludwigshafen)
omino Zentrum’da
görev yapan Landau
Üniversitesinden mezun
olan Derya Aydın ise Farklı
ülkelerden gelen çocuklara burada insanlığı, arkadaş olmayı, kendilerine
saygı duymayı öğrettiklerinin altını çizdi.
D
Gençlerin başarısına
başarı katıyorlar
"Biz , Burada vermiş olduğumuz eğitimle birlikte,
farklı ülkelerden gelen çocuklara dünya’yı farklı bir
pencereden tanıtmaya çalışıyoruz. Örneğin, Kültürel alanda Tiyatro ve Sinemaya birlikte giderek, öğrencilerimizin görerek ve seyrederek öğrenmelerini
sağlıyoruz. Bununla birlikte, birbirlerine saygı göstermeyi öğreniyorlar" dedi.
"Türkiyeli Aileler çocuklarına daha fazla
ilgi göstermeli"
Polonyalı Patryja
Miller Karpuz çalışmaları
hakkında gazetemiz Dünya Vatan’a değerlendirmelerde bulundu. Hiç bir
kurumdan destek almadıklarını dilegetiren Karpuz, hiç bir kurumun arkasına sığınmadıklarının altını çizdi. Sadece kendi güçlerine ve almış oldukları eğitime güvendiklerini ifade eden Karpuz şöyle konuştu: "Çocuklara
Almanca, İngilizce, Latince, İspanyolca ve Fransızca dillerinde hizmet sunuyoruz. 3 yaşından 19 yaşına kadar gençlere( Nachhilfe) eğitim veriyoruz."
dedi.
Türkiyeli Ailelere mesaj veren
Eğitimci Derya Aydın, Türk aileler çocuklarına ilgi, alaka, sevgi ve şevkat göstermelerini, bununla birlikte, çocukları için
heryerden yardım isteyebileceklerini,
çocukları için çok ince düşünmek zorunda olduklarının altını çizdi. Çocukların
aynı zamanda ailelerin geleceği olduğunu hatırlatan Aydın, çocuğunun arkadaşlık ettiği ailesini bile araştırmak gerektiğini sözlerine ekledi.
"Dünyayı farklı pencerelerden tanıtmaya çalışıyoruz"
"Siz bunu nasıl başardınız?"
20 yıldır Almanya’da yaşayan ve Anadili gibi türkçe konuşan başarılı eğitimci Patryja Miller-Karpuz eğitime bakış açılarını şu şekilde ifade etti.
Eğitimci Derya Aydın son olarak
sözlerine şunları ilave etti. "İlk başlarda
bir öğrencimiz bize geldiğinde devam ettiği okulda bayağı zorlandığından dolayı okul
yetkilileri ailesine çocuğu okuldan aldırmak
istemişler. İlerleyen süre zarfında bu öğrencimiz bizden almış olduğu dersle başarıya
ulaştı. Okulunu bırakmayıp devam etti. Ayrıca Okuldaki yetkililer bizi telefonla arayarak
şunu soruyorlar," Biz bunu başaramadık, Siz
bunu nasıl başardınız?"
2014 yılının başlarında kurmuş oldukları
Domino Ludwigshafen’da Berlinerstr. 50’de
hizmet veriyor. Ayrıca, Matematik, Fizik,
Kimya, Biyoloji, Tarih, Coğrafya, Almanca
Gramatik dersleri veriyor.
WELT HEIMAT
ALMANYA BW HABERLERİ
EKİM / OKTOBER 2015
9
‘ERDOĞAN’IN TASMALI İTİ’
DAVASI SONUÇLANDI!
Avrupa parlementosu eski (SPD) Milletvekili Ozan Ceyhun, Yeşiller Partisi eski Federal Milletvekili ve hukukçu Mehmet Kılıç hakkında suç duyurusunda
bulunarak kendisine: "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tasmalı İti" kelimesini kullandığına dair hakaret davası Heidelberg Eyalet Mahkemesinde
görüldü. Davada Ozan Ceyhun’un Avukatı Bülent Döğer açtıkları hakaret davasını geri çektiklerini duyurdu.
Baki Doğan (Heidelberg)
yaptı. Yapmış olduğu açıklamada
şunları ele aldı. "Bugün görülen
mahkemede iki konu açıklığa kavuştu. Bir tanesi, acil karar istemişlerdi, ama kendileri bu acil kararları ertelediler. Çünkü Ozan Bey’in
Türkiye’de seçim kampanyaları
var, bunu gerekçe olarak mahkemeye sundular. Çok acildiyse şayet
"İfade Özgürlüğü adı
Mahkemenin çoktan bitmiş olması
altında değerlendirilegerekirdi. Ama kendileri erteledimez"
ler" diyerek Ozan Ceyhun’un bunu
Avrupa
Parlementosu
sadece Türkiye’de AKP’den Seçim
"Son derece doğal ve haklı
SPD eski Milletvekili olan
Ozan
Ceyhun
ve
Avukatı
Bülent
Döğer
Av.
Wolfgang
Riegger
ve
Av.
Mehmet
Kılıç
listesinde yer kapmak için yaptığıbuluyorum"
Ozan Ceyhun’un Avukatı Bünı dile getirdi. Kılıç, "Kendi açmış
Diğer taraftan hakaretle
lent Döger’in yapmış olduğu
oldukları
davayı
kendileri
geri
çekmek
zorunda kaldılar. Biz ise karşı çıktık
suçlanan eski Federal Milletvekili hukukçu Kılıç’ın Avukatı Wolfgang Rie- kısa açıklamada "Ozan Ceyhun’a getirelen suçlamaya yönelik, burada sive
karar
verilmesini
istedik.
İkincisi
ise
23 Haziran 2013’ de "Frankurter
gger’de bir açıklama yaparak idda edilen suçlama hakkında şunları söy- yaset yapılmış, ‘Erdoğan’ın Köpeği, Erdoğan’ın bakanı, Erdoğan’ın kurmuş
Algemein"
Gazetesinde,
Egemen
Bağış’a
yönelik çıkan " Erdoğan’ın Tasledi: "Müvekilim Kılıç, Almanya’da Yeşiller Partisi’nin bünyesinde politika olduğu teşkilatın yönlendiricisi’ gibi sözlerle hakaret etmesine rağmen
yapmaktadır. En doğal haklarını kullanarak yapması gereken politikasını daha da çok ‘İfade Özgürlüğü" adı altında değerlendirilmesini eleştirdi. malı İti" başlıklı haber gerekçe gösterildi. Almanya’da bu politik bir kavyapmıştır. Kendisini son derece doğal ve haklı buluyorum. Karşı taraf mü- Av. Döğer; "burada bu konuda birşey yapamadık ama, Türkiye’de mah- ramdır. Bir hayvanla alakalı kavram değildir. ‘Biz davamızı alalım da Türvekilime getirmiş olduğu hakaret davasını geri çekmek zorunda kaldı.
kemede başka bir şekilde değerlendireceğiz. Sadece siyasi değil, şahsına kiye’de açalım’ diyorlar. Tutturamayacaklarını anlayınca Türkiye’de yeni
bir dava açmak istiyorlar. Bunun nedeni, Türkiye’de ki Adalet Sisteminin
yapılan bir hakaret olarak ele alacağız" dedi.
bugünkü durumundan haberdar olduklarından kaynaklanmaktadır. Ora"İnsan Hakları Adalet Divanı’na kadar gideriz."
da daha da şanslı olduklarını düşünüyorlar. Ama biz mücadelemizi İnsan
Hakaretle suçlanan eski Milletvekili Av. Mehmet Kılıç, kendisine Dava Türkiye’ye mi taşınacak?
hakları Adalet Divanı’na kadar süreriz ve bu davamız burada bitse de biyönelik suçlama ile ilgili 23 Haziran 2013 tarihinde Almanya’da ‘FrankDiğer taraftan hakaretle suçlanan eski Yeşiller Partisi Federal Milfurter Allgemein’ gazetesinde Egemen Bağış’a yönelik çıkan haber’de letvekili Hukukçu Mehmet Kılıç’da gazetemiz Dünya Vatan`a bir açıklama zim ana davamız bitmez" diye konuştu.
"Erdoğan’ın Tasmalı İti" olarak yeraldığını hatırlatarak, Ozan Ceyhun’un
şu anda yapmış olduğunun
yakında Türkiye’de yapılacak
seçimlerde AKP listesinde
yer kapmak olduğunun altını
çizerek davayı İnsan Hakları
Adalet Divanı’na kadar sürdürebileceklerini dile getirdi.
vrupa Parlementosu SPD’lı
eski Milletvekili Ozan Ceyhun’un Avukatı Döğer, "mahkemede açmış olduğumuz bu davayı geri çekmek zorunda kaldık"
dedi. Davanın hakaret içerdiğinin
altını çizen Döğer şöyle konuştu:
" İfade özgürlüğü kapsamasından
dolayı burada birşey yapamayacağımızı anladık. Gerekeni Türkiye’de yapmayı düşünüyoruz."
A
SULAR 374 KİŞİYİ YUTTU
Çocuklarınızı yüzme kurslarına mutlaka gönderin Almanya’da bu yıl Ocak ayı başından Ağustos ayı sonuna kadar
toplam 374 kişinin boğularak
yaşamını yitirdiği açıklandı.
Yüzme bilmeyene ölüm heryerde!
lman Cankurtaranlar Birliği (DLRG) tarafından yapılan açıklamada, geçen yıla
kıyasla boğulma olaylarında yüzde 17,24 oranında artış olduğu belirtildi. Haziran ve Ağustos ayları arasında 249 insanın boğularak yaşamını yitirdiğini kaydeden DLRG Başkanı Hans
Hubert Hajde, “Maalesef sıcak yaz günlerinin
karanlık gölgesi de bulunuyor” dedi.
A
Birlik, 133 kişinin nehirlerde, 175 kişinin göllerde, 15 kişi de kanallarda boğularak
hayatını kaybettiğini, 11 kişinin ülkenin denize
kıyısı olan kesimlerinde, 10 kişinin havuzlarda,
4 kişinin özel bahçe gölü ve havuzunda, 26
kişinin de limanlarda boğulduğunu açıkladı.
Yaşamını yitiren 37 kişinin 15 yaşından küçük
olduğunu da belirtilen DLRG, okullarda verilen
yüzme derslerinin önemli olduğu belirtti.
Hartmut H. Pauler
Diplom-Betriebswirt
Rechtsbeistand für Handelsrecht
Steuerberater
Tannenstrasse 12. 73037,
Göppingen
Fon: +49 (0)7161 98 42 40
[email protected]
10
EKİM / OKTOBER 2015
ALMANYA BW HABERLERİ
WELT HEIMAT
HIRSIZLIĞIN BÖYLESİ GÖRÜLMEDİ!
Göppingen’e bağlı Albershausen kasabasında uzun yıllardır Cafe Bar çalıştıran Metin Tınmaz sonunda isyan etti. Tınmaz’ı isyan ettiren şeyi okuduğunuzda
gözlerinize dahi inanamayacaksınız. Beş kez üst üste soyulan işletme, son soyulduğunda polisleri dahi şaşkına çevirdi.
Şevket Dalboy
"Evde olsaydım belki beni vuracaklardı"
oyguna gelen kimliği belirsiz kişiler yanlarında getirdikleri levye ve silah ile Tınmaz’ın evini bastı. Evde kalanları rehin
alıp önce alarımı kapattırıp sonra da
kapıyı açtırdı. Güvenlik kameralarını, merkezi kayıt sistemini söküp
aldı. Dükkanın kasasını, evin içindeki şifreli kasayı duvardan levye
yardımı ile söktüler. Otomatları,
Ofset makinalarını boşaltıp kayıplara karıştılar.
S
Beşinci kezdir işyeri soyulan Metin Tınmaz, bu duruma isyan ederek gazetemize çarpıcı açıklamalarda
bulundu. "Evimize kadar giriyorlar, silah çekip rehin alıyorlar. Evde olsam direnecektim ve belki
de beni vuracaklardı."dedi. Defalarca soyulmalarına rağmen güvenlik güçlerinin önlem almamasının kabul edilir olmadığının altını çizen
Tınmaz: "Bugüne kadar yapılan soygunların
hiçbir faili yakalanmış değil. Canımızı kurtardığımıza mı sevinelim, malımızın gitmesine mi
üzülelim?"diye sitem etti.
Görüntüler Polisin elinde
Soygun karşısında şaşkına dönen Tınmaz şu açıklamayı yaptı: "Levye ve silah kullanarak önce evimi
basmışlar. Evin içinde bir çalışanımı rehin almışlar, diğerini yanlarına alarak alarmı kapattırıp kapıyı açtırmışlar. Kameraları kapattırıp, merkezi kayıt sistemini
sökerek önlem almışlar. Evi ve işyerini çok iyi tanıdıkları ortada. Hazırlık yaparak gelmişler. Ama sistem dışında bir kamera daha vardı. Bundan kimsenin haberi
yoktu. Onu kırmalarına rağmen kayıt merkezinin ayrı
olduğunu fark edememişler ve kamera bu şahısları
görüntülemiş. Kayıtlar şuan polisin elinde. Polis geniş
güvenlik önlemleri alarak, parmak izi, DNA testi gibi
gereken araştırmaları yaptı. Ulm polisinden takviye geldi. Geniş çaplı
aramalara rağmen henüz tek bir iz dahi yok. Bu soygun da hırsızların
yanına kar mı kalacak?" dedi.
Çalışanlar psikolojik sorun yaşıyor.
Tınmaz, "yaklaşık maddi zararım 55 – 60 bin Euro. Soyguncular or-
tada yok. Hemde parmak izi, bazılarının görüntüsü olmasına rağmen bulunamıyor. Son soygunda 8-10 bin euro zararım var. Önlem alınması için
canımızdan mı olmamız gerek? Çalışanlarımızın piskolojileri bozuldu. Korku içinde çalışıyorlar. Almanya’da bu şekilde yaşamayı hakkediyor muyuz?"
diyerek Biran önce hırsızların yakalanarak hak ettikleri cezayı almalarını
beklediklerini dile getiren. Tınmaz, "bu soygun umarım son olur. Yetkililer
gerekli önlemleri alır ve bizler de huzur içinde çalışırız" şeklinde konuştu.
SARAY BAKLAVA
Perakende satışlarımız başlamıştır
¬ Özel günlerinizde yaş pasta çeşitleri
¬ Bayanlara altın günlerinde toplanma olanağı
¬ Tüm ürünlerde sparişe göre parekende satış imkanı
¬ Kurabiye çeşitleri
¬ Doğum günü pastaları ( isteğe göre )
¬ Baklava ve tüm tatlı çeşitler
¬ Sütlaç, kazandibi
¬ Künefe
¬ Simit; kaşarlı, peynirli, zeytinli
¬ Pide çeşitleri
¬ Pizza çeşitleri
¬ Börek çeşitleri
¬ Lahmacun
¬ Poğaça
Sabah
¬ Mantı
¬ Çorba
kahvaltısı
5 Euro
Uyku setlerinde
•
Havlu Setlerinde
•
Bornozlarda
•
Pijamalarda
•
Nevresim takımlarında
İNDİRİM
Siparişleriniz için iletişim bilgileri :
Ailenizle ve dostlarınız ile birlikte keyifli kahvaltı zamanı
Adres : Brückenstr. 16 71364 Winnenden
Tel : 07195 9071514 / Handy : 0157 89651825
E.mail : [email protected]
Webseite : www.saray-baklava.de
Gelinlik ve
Damatlıklar
999 Euro
Özel
Perde
Dikilir
Göppingen Hauptstrasse 49 PLZ 73033
Telefon: 0152 08 62 27 56
GÜNDEM
WELT HEIMAT
EKİM / OKTOBER 2015
11
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU
DÜSSELDORF’TA KONUŞTU
CHP GENEL BAŞKANI
KILIÇDAROĞLU,
STUTTGART’DAN SESLENDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Kasım’daki milletvekili genel seçimi öncesi çıktığı Avrupa turunun Almanya ayağında, önce
Mannheim ardından Stuttgart kentinde partililerle bir araya geldi.
Baki Doğan
Başkanı Kemal
CHP Genel
Kılıçdaroğlu, 1 Ka-
sım’daki milletvekili genel seçimi öncesi çıktığı Avrupa turunun
Almanya ayağında, önce Mannheim ardından da Stuttgart kentinde partililerle bir araya geldi.
‘’Türkiye Beş alanda temel sorunlarla ‘’Ortadoğu’ya barışı getircek tek parti
karşı karşıya’’
CHP’dir’’
Suriye konusunda Türkiye’nin hatalı bir
politika izlediğini, öne süren Genel Başkan Kılıçdaroğlu, “Şimdi U dönüşü yapmaya çalışıyorlar. Ama fatura Türkiye’ye çıktı ve vatandaşlara
çıktı” dedi.
manya Düsseldorf’tan veren
Başbakan Ahmet Davutoğlu
açıklamalarıyla Avrupalı Türkleri ilgilendiren konular hakkında açıklamalarda bulundu.
“Sizlerle gurur duyuyoruz, sizler bizim için iki ülke arasında
en önemli köprüsünüz diyen
Davutoğlu bir önceki seçimde
Avrupalı Türklere verdikleri
sözleri yerine getirdiklerini
dile getirerek 3 yeni müjdelerinin daha
olduğunun altını çizdi.
Almanya artık seçim bölgesi
olacak. Sizlere seçme seçilme hakkını AK
Parti getirdi yetmedi şimdi burayı seçim
bölgesi yapmak için yoğun bir çalışma
temposu içerisine girdi.
Almanya’da meslek yapan
gençlerimizin diplomalarını Türkiye’de
anında denklik vereceğiz. Yani burada
meslek yapan gencimiz Türkiye’ye geldiğinde de o meslek üzerine ihtisasına
Doblergreen Oteli’nde
düzenlenen buluşmaya, Sosyal
Demokrat Parti (SPD) üyesi, Baden Württemberg Eyaleti Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi
Bakanı Nils Schmid Türk kökenli
eşi Tülay Schmid ile birlikte katılarak destek verdi.
‘’Türkiye hatalı politika izliyor’’
vrupalı Türklerin kendisi
için çok önemli olduğunu
A
ifade ederek seçim startını Al-
Almanya seçim bölgesi olacak
Nill Schmid’te destek verdi
CHP Genel Başkan’ı Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada, Türkiye’nin beş alanda temel
sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek,
bunları dış politikadaki hatalar, ekonominin
yanlış yönetimi, yargı bağımsızlığının ortadan
kalması, eğitim sistemindeki başarısızlık ve
Kürt sorunu olarak sıraladı.
Davutoğlu’nu, Düsseldorf Havalimanı’nda, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin
Avni Karslıoğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru ve diğer yetkililer karşıladı.
Başbakan Davutoğlu ile Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş ve Tuğrul Türkeş,
Avrupa Birliği Bakanı Beril Dedeoğlu da Düsseldorf’a geldi.
Kemal Kılıçdaroğlu, “Ortadoğu’ya barışı getirecek olan tek parti CHP’dir. Çünkü biz
etnik kimlik üzerinden siyaset yapmıyoruz. Biz
inanç üzerinden siyaset yapmıyoruz” dedi.
‘’Sosyal Demokrat Partiler dayanışma
içinde olmalı’’
veya çalışmasına devam edebilecek.
Emeklilerimizin
durumu.
Avrupa’da yaşayın Türkiye’de emekli olmak isteyen vatandaşlarımıza SGK’dan
her türlü kolaylık sağlanacak. Sorunlar
halledilecek.
Sözümüzü yerine getireceğiz
Başbakan Davutoğlu, söz verdiklerinde kesinlikle yerine getireceklerini ifade ederek “7 Haziran seçimleri
öncesinde Dortmun’da geldiğimizde
orada size 10 maddelik bir müjde paketi
açıklamıştım.
- Bakın Türk Hava Yolları’nda 9 kişilik ai-
leye yüzde 20 indirim başladı.
- Yurtdışından getirilen
araçlar artık 2 yıl boyunca
Türkiye’de kalabilecek.
- Yurtdışından getirilen telefonların Türkiye’de kullanım süresi 4 aya yükseldi.
- Öğrencilerimizin burs talepleri karşılanıyor.
- Yurtdışında yaşayan bütün gençler en az bir kere
Türkiye’ye getirilip gezdirilecektir. Türkiye’yi gezmeyen gurbetçi çocuğu kalmayacak.
- Doğum ücretlerinin kişinin yaşadığı ülkede istediği bankaya yatırılması için talimat verdim.
- Askerliği 6 bin Euro’dan 1000 Euro’ya
düşürdük. 1 Kasım’da inşallah yeni hükümetle bu uygulamamıza start vereceğiz.
- Pasaport harçlarını 217 Euro’dan 100
Euro’ya indirdik.
- Evlenecek gençlerimize ceyiz yardımız
devam ediyor.
- Seçme ve seçilme hakkını Avrupalı
türklere tanıdık…” dedi.
DEMİRTAŞ “HDP ALMANYA’DA
1. PARTİ OLACAK”
SPD’li Baden Württemberg Eyaleti
Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Nils
Schmid de sosyal demokrat partilerin dayanışma içinde olması gerektiğini belirterek, CHP’nin
Baden Württemberg eyaletinde de teşkilatlanmasından memnuniyet duyduklarını kaydetti.
İSLAM VE YABANCI DÜŞMANI
PEGİDA’DAN GÖVDE GÖSTERİSİ
Stuttgart’ın Ludvigsburg kentinde binlerce kişiye seslenen HDP Eş Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş, birbirinden çarpıcı mesajlar verirken, yüzlerce kişi ise salona
sığmayarak dışında kaldı.
Şevket Dalboy
Demirtaş’a Yeşiller
Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, YeLşillerudwigsburg’ta
Partisi Baden-Württemberg eya-
Yabancı ve İslam düşmanı Pegida hareketinin Dresden’de düzenlediği mitinge binlerce kişinin katılması birkez daha Irkçı
tehdidin boyutunu ortaya koydu.
Mehmet Aymaz
Pegida olarak anılan “Batı’nın İsK ısaca
lamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupa-
lılar” hareketinin Dresden’de düzenlediği
mitinge katılanların Alman bayrakları ve sığınmacılara karşı sloganların yer aldığı döviz
ve pankartlar taşıdıkları gözlendi. Mitingde
Pegida hareketinin kurucusu Lutz Bachmann
da kürsüye çıktı.
Pegida kurucusu yargılanıyor
Bachmann hakkında bir süre önce
“halkı kin ve nefrete kışkırttığı” iddiasıyla
dava açılmıştı. İddianamede Bachmann’ın
2014 sonbaharında yazdığı, ocak ayında ortaya çıkan Facebook paylaşımlarında yabancılara dair kullandığı hakaret niteliğindeki
ifadelere atıfta bulunularak, Bachmann’ın
kamu huzurunu bozmayı göze aldığı, sığınmacıların insanlık onuruna saldırdığı, hakaret ve kötü niyetli aşağılamalarla sığınmacılara karşı nefreti körüklediği belirtilmişti.
‘Aşırı Irkçı terör tehdidi’
Federal Anayasayı Koruma Dairesi
Başkanı Hans-Georg Maaßen, geçen ay verdiği bir demeçte, sığınmacılara karşı şiddetin arttığına dikkat çekerek “Aşırı sağcı terör
tehdidiyle karşı karşıyayız” uyarısında bulunmuştu. Almanya Polis Sendikası Başkanı Rainer Wendt de sığınmacı karşıtı protestolarla
bağlantılı olarak aşırı sağcı terörizm tehdidine dikkat çekmişti.
let meclisi üyesi Muhterem Aras, Jörg
Matthias Fritz, genç liberaller isimli
gençlik kuruluşunun başkan yardımcısı Tobias Huch, Sol Parti Üyesi Heike
Haensel ve Almanya Sosyal Demokrat
Partisi Stuttgart başkanı Dejan Perc gibi
isimler destek verdi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçim çalışmaları kapsamında Stuttgart’a bağlı Ludvigsburg
kentinde binlerce kişiye hitap etti.
Stuttgart’ta binlerce kişinin HDP için
bir araya gelmesini zafer olarak değerlendiren Demirtaş, HDP’nin kutsal dava
uğruna yola çıktığını ve Türkiye’de inanç
ve kimlik farkı olan bütün kesimlerin zulüm gördüğünün altını çizdi. Demirtaş,
“Halkı tanımayan devlet tekleyen bir
devlettir. Yine meydanlara çıkıp tek dil
diyecek, tek millet, tek ampul diyecek.
Bu devletin modelini, rejimini değiştirmek zorundayız. Bizi tanımayan devlet,
iş vergiye gelince bizi iyi tanıyor. Genç-
leri askere alırken bizi tanıyor, öte yandan bize faşizmi dayatıyor” diye konuştu.
“Ortadoğu kan gölüne döndü”
Ortadoğu’nun her gün insanların katledilmesiyle kan gölüne döndüğünü söyleyen Demirtaş, katledilenlerin
sadece dilleri ve kimlikleri farklı olduğu
için DAİŞ vahşetine maruz kaldığını dile
getirdi. Demirtaş, “AKP vahşeti karşısında her gün coğrafyamızda kan akıyor”
diyerek dökülen her damla kandan AK
Parti hükümetinin sorumlu olduğunun
altını çizdi.
“Herkesin eşit olduğu anayasaya
ihtiyacı var”
Türkiye’nin herkesin eşit olduğu bir anayasaya ihtiyaç duyduğuna
vurgu yapan Demirtaş, “Türkiye’de tek
bir adamın iki dudağı arasında olan
bir yönetim şeklini kabul etmiyoruz.
Bu Türkiye’nin ruhuna aykırıdır. Ancak
bölgesel, yerinden ve özerk yönetim ile
yönetilebilir. Halk yaşadığı yerde kendi
kararlarını kendisi almalıdır. HDP devletin idare şeklinin değişmesini savunan
bir partidir” diye konuştu.
“Almanya’ya oy istemeye gelmedik”
“Sizlerden ricam gönlü bizimle
olan herkes 8 Ekim’den itibaren gece
gündüz bir çalışma yürütmelidir. İkna
edebileceğiniz tek bir kişi bile bizim
için çok önemlidir. Sizin sandıklarınız
1 Kasım akşamı açıldığında HDP’ye çıkan her bir oyda zılgıtlar yankılanacak.
Almanya’da birinci parti olacağız.” dedi.
12
AKTUELLE NACHRICHTEN
EKİM / OKTOBER 2015
WELT HEIMAT
Die Rassisten sind außer sich
Brandanschlag auf Flüchtlingsunterkunft
Auf dem Gelände der Flüchtlingsunterkunft in Wertheim hat es in der Nacht
zum Sonntag in einer Sporthalle gebrannt. Die Stadt spricht von einem Brandanschlag. Es gebe Einbruchsspuren. Die Kriminalpolizei ermittelt.
der Feuerwehr löschen Wertheim einen Brand in einer
EBrandinsatzkräfte
geplanten Notunterkunft für Flüchtlinge. Die Feuerwehr konnte den
in der Sporthalle löschen.
nern unter - das Gebäude, in dem
sie wohnen, ist von dem Brandanschlag nicht betroffen. In dieser bereits belegten Unterkunft hatten sich
zahlreiche Wertheimer Bürger in den
vergangenen Tagen mit großem ehrenamtlichen Engagement um die
Neuankömmlinge gekümmert.
Die Feuerwehr rückte mit einem Großaufgebot an und löschte die
Flammen. Zwei Bewohner eines benachbarten Altenheims kamen mit Verdacht auf Rauchgasvergiftung in eine Klinik. Andere Verletzte gab es nicht.
Nach Angaben der Stadt ist die Halle nun einsturzgefährdet und kann nicht
mehr genutzt werden.
Oberbürgermeister
An der Rückseite der Halle fanden Polizisten Spuren, die auf einen vor Kollaps
Einbruchsspuren gefunden
Einbruch hindeuten. Zeugen berichteten, sie hätten eine dunkel gekleidete Person gesehen. Mehr Einzelheiten gaben die Ermittler zunächst nicht
bekannt und verwiesen auf eine Pressekonferenz am Sonntag.
Wertheims Oberbürgermeister Stefan Mikulicz (CDU) erklärte
noch in der Nacht, er sei bestürzt und betroffen. Erst kurz zuvor war die
jetzt abgebrannte Halle mit mehr als 300 Stockbetten ausgestattet worden. An diesem Wochenende sollten dort knapp 400 Schutzsuchende untergebracht werden.
Die Stadt im Main-Tauber-Kreis sieht sich wie kaum eine andere Gemeinde Baden-Württembergs mit einem Zustrom von Flüchtlingen
konfrontiert. 600 Flüchtlinge kamen in einem Ortsteil mit 900 Einwoh-
warnte
Dabei stießen sie nach Ansicht von Oberbürgermeister Mikulicz aber an Grenzen der Belastbarkeit - der Kommunalpolitiker warnte
vor einem Kollaps und richtete einen Hilferuf an die Landesregierung.
Daraufhin war am Samstag Baden-Württembergs Integrationsministerin
Bilkay Öney (SPD) zu Besuch in Wertheim. In der Einrichtung fehlt umfassendes staatliches Personal, da sie noch keine offizielle Landeserstaufnahmeeinrichtung (LEA) ist. Daher tragen die ehrenamtlichen Helfer sowie
das Deutsche Rote Kreuz (DRK) und das Technische Hilfswerk (THW) die
Last der Betreuung.
24 August 2015, Weissach im Tal (Rems-Murr-Kreis):
9. September 2015, Eppingen (Kreis Heilbronn):
Das Feuer in einer geplanten Flüchtlingsunterkunft war nach Angaben der Polizei höchstwahrscheinlich Brandstiftung. Die Ermittler
hatten mehr als eine Ausbruchsstelle des Brandes gefunden, teilte
das Polizeipräsidium Aalen mit. Verletzt wurde niemand. Das Haus
ist jetzt unbewohnbar.
In einem Wohncontainer für Flüchtlinge bricht ein Feuer aus. Nach
ersten Erkenntnissen von Staatsanwaltschaft und Polizei wurde es
durch einen technischen Defekt ausgelöst. Hinweise auf Brandstiftung
gebe es derzeit nicht, teilten die Ermittler mit. Verletzte gab es keine.
Zum Zeitpunkt des Feuers waren keine Menschen in der Unterkunft.
Nacht vom 17. auf den 18. Juli 2015, Remchingen (Enzkreis):
Das Feuer in einem geplanten Asylbewohnerheim war ein Brandanschlag.
Bislang hat die eigens eingerichtete Sonderkommission keine heiße Spur von
den Tätern. Die Unterkunft hätte etwa 150 Flüchtlingen Obdach gewährt und
muss nun wohl abgerissen werden. Ein fremdenfeindlicher Hintergrund gilt
als wahrscheinlich.
Stadt sah Sicherheit nicht garantiert
Trotzdem sollten weitere Flüchtlinge nach Wertheim kommen
und in der Sporthalle untergebracht werden. Gegen die Nutzung dieses
zweiten Notquartiers hatte sich Mikulicz gewehrt. “Ich rate dringend davon ab, die Halle zu belegen, da wir von der Stadt nicht für die Sicherheit
garantieren können”, hatte er noch bei Öneys Besuch gesagt. Die Ministerin hatte ihm zwar versichert, man wolle die Turnhalle vorerst nicht mit
Flüchtlingen belegen, dies könne sie ihm aber nicht garantieren.
7. September 2015, Rottenburg (Kreis Tübingen):
Die Brandursache für das Feuer in dieser Flüchtlingsunterkunft ist
noch nicht geklärt. Bislang wurden keine Rückstände eines Brandbeschleunigers festgestellt, wie die Staatsanwaltschaft Tübingen
und das Polizeipräsidiums Reutlingen mitteilten. Bei dem Brand
wurden sechs Menschen verletzt. Mehr als 80 Asylbewerber waren
untergebracht. Die Unterkunft ist jetzt unbewohnbar.
8. März 2015, Schwäbisch Hall:
Das Feuer in einem Asylbewerberheim soll offenbar ein Bewohner selbst
gelegt haben. Dabei erlitt er schwere Verletzungen. Sechs weitere Bewohner wurden verletzt, darunter ein Kind und ein Teenager. Im Untergeschoss
des Flüchtlingsheims waren Kleidung und Bücher angezündet worden. Der
mutmaßliche Täter sitzt in Haft.
Fassungslosigkeit im Morgengrauen
Nach Angaben der Polizei bestand keine Gefahr für die 47 dort untergebrachten
Flüchtlinge. Vertreter von Stadt und Landratsamt kümmerten sich um die aus Syrien
stammenden Männer. Bei dem Einsatz wurden anschließend Hakenkreuze und Farbschmierereien, mit zum Teil rechtsextreme Parolen, an den Wänden der Unterkunft
bemerkt. Auf einer Wand ist zu lesen: “Refugees fuck off” (Flüchtlinge verpisst euch).
Ermittlungen laufen
Die Kriminalpolizei Ulm ermittelt unter anderem wegen Brandstiftung, außerdem
ist der Staatsschutz eingeschaltet. Die Polizei bittet unter der Telefonnummer
0731/188-0 um Hinweise, falls jemand im Bereich des Flüchtlingsheims in Riedlingen
verdächtige Fahrzeuge oder Personen bemerkt hat.
Bereits mehrere Anschläge
Bereits in den vergangenen Wochen kam es zu Anschlägen auf Flüchtlingsunterkünfte, so ging ein geplantes Asylbewerberheim in Weissach im Tal (Rems-Murr-Kreis) in
Flammen auf, eine Asylbewerberunterkunft in Rottenburg wurde durch einen Brand
komplett zerstört.
WELT HEIMAT
AKTUELLE NACHRICHTEN
EKİM / OKTOBER 2015
13
Absage Bildtermin
mit Demirtaş
er für den 7.September.2015, 11.00
Uhr angekündigte Bildtermin mit
Bundestagspräsident Prof. Norbert Lammert und dem HDP-Vorsitzenden Selahat-
D
tin Demirtaş wurde ab- gesagt, da wegen
eines Anschlags mit mehreren Toten in der
Südosttürkei Demirtaş nicht nach Berlin
kommen konnte.
Lammert empfängt Kofi Annan
Varujan Hanamirian
ktuelle Fragen der Flüchtlingspolitik in Europa und der weltweiten Migration sowie die politische Lage im Nahen Osten standen im
Mittelpunkt eines Gedankenaustauschs, zu dem Bundestagspräsident
Norbert Lammert den ehemaligen
A
Generalsekretär der Vereinten Nationen und Friedensnobelpreisträger Kofi
Annan empfangen hat. Βeide waren
sich einig, dass die derzeitige Situation der Flüchtlingsströme nach Europa
nur durch eine gemeinsame und abgestimmte Politik aller Länder in der
Europäischen Union zu lösen ist.
Annan hatte zuvor die Haushaltsdebatte des Deutschen Bundestages im Plenum verfolgt. Als UNGeneralsekretär hatte Annan am 28.
Februar 2002 eine Rede im deutschen
Parlament in Berlin gehalten.
Zehn Jahre
Härtefallkommission
Baden-Württemberg Gesundheitsausschuss für mehr
Laienunterrichtung
Varujan Hanamirian
m Herbst 2005 ist die Härtefallkommission
des Landes Baden-Württemberg erstmals
zusammengekommen. Mittlerweile ist sie
zu einem festen Bestandteil der baden-württembergischen Flüchtlingspolitik geworden.
Anlässlich der heutigen konstituierenden Sitzung der Härtefallkommission für die neue
Amtszeit würdigte Integrationsministerin Bilkay Öney das zehnjährige Jubiläum der Kommission: „Die Härtefallkommission genießt
hohes Ansehen in Politik, Fachkreisen und Bevölkerung. Durch ihr umsichtiges humanitäres
Wirken hat sie sich einen sehr guten Ruf erworben“, sagte Öney. Die Ministerin dankte
der Kommission für ihre wichtige Arbeit und
den ehrenamtlichen Einsatz. Besonderen
Dank sprach sie gegenüber dem bisherigen
und zukünftigen Vorsitzenden Dr. Edgar Wais
aus, der seit dem Jahr 2005 an der Spitze der
Härtefallkommission steht.
„Die Härtefallkommission Baden-Württemberg hat seit ihrer ersten Sitzung über
2.100 Entscheidungen getroffen. Über 1.600
Menschen hat sie zu einem Aufenthaltsrecht
aus humanitären Gründen verholfen“, so Öney.
Mit den rasant ansteigenden Flüchtlingszahlen geht auch ein Anstieg der
Härtefalleingaben einher. Die Anzahl der Ein-
Varujan Hanamirian
I
er Gesundheitsausschuss
des Deutschen Bundestages ruft dazu auf, vermehrt
Laien darin zu unterrichten,
die Reanimation bei HerzKreislauf-Stillstand durchzuführen. Anlässlich der “Woche
der Wiederbelebung” erklärt
für den Ausschuss dessen Vorsitzender Dr. Edgar Franke:
“Jeder kann lernen, Leben zu
retten. Wiederbelebung muss
zur Selbstverständlichkeit in
Familie, Schule, Arbeit sowie
im Sport- und Freizeitbereich werden.”
Mitglieder des Gesundheitsausschusses lassen sich
am heutigen Freitag, 11. September, in der Herzdruckmas-
D
gaben stieg von 2013 auf 2014 um 25 Prozent.
Bis Ende September 2015 sind bereits 283
Härtefalleingaben gemacht worden. Dies bedeutet eine weitere Steigerung im Vergleich
zum Vorjahr um fast 130 Prozent (bis Ende September 2014: 124 Härtefalleingaben). Insbesondere hat die Anzahl offensichtlich aussichtsloser Härtefallanträge zugenommen. „Ziel
einer Härtefalleingabe darf nicht die zeitliche
Verzögerung der Abschiebung sein, sondern
Menschen mit Integrationsleistungen eine Bleibeperspektive aus dringenden humanitären
Gründen zu ermöglichen“, so die Ministerin.
Die Kommission müsse ausreichend Zeit haben, sich aussichtsreichen Härtefalleingaben
widmen zu können.
sage unterweisen, um ein Zeichen zu setzen. Derzeit gibt
es in Deutschland etwa 60.000
Sterbefälle durch plötzlichen
Herztod. Die Ersthelferquote
liegt hierzulande mit 30 bis
35 Prozent deutlich niedriger
als beispielsweise in den Niederlanden und den skandinavischen Ländern, wo über
70 Prozent der Zeugen eines
Herzkreislaufstillstandes eine
Herzdruckmassage durchführen. Im Rahmen der “Woche
der Wiederbelebung” finden vom 19. Bis 26. September
2015 bundesweit Veranstaltungen zur Laienreanimation
statt.
Sicherheitsherausforderungen
bei OSZE
Varujan Hanamirian
6. Sitzung der
Lenkungsgruppe
Varujan Hanamirian
m die Kreise zu entlasten, hat die Lenkungsgruppe eine Konzeption entwickelt,
Flüchtlinge vom Westbalkan nicht in die Kreise
zu verteilen, sondern in der Landeserstaufnahme zu belassen. Dazu werden die Verfahrensschritte des Landes in der Erstaufnahme künftig
auf zehn Arbeitstage beschleunigt. Weiterhin
müssen die Erstaufnahmekapazitäten deutlich
erweitert werden. Nicht zuletzt, um überbelegte Erstaufnahmeeinrichtungen wie in Ellwangen zu entlasten.
Zwischen der Lenkungsgruppe und den
kommunalen Landesverbänden besteht Einvernehmen, dass ungenutzte Kasernen oder andere Liegenschaften nicht leer stehen können,
sondern bei Eignung für die Nutzung als Erstaufnahmeeinrichtung in Anspruch genommen
werden müssen. Das Land strebt hier eine Kon-
U
senslösung mit den Kommunen an, im Zweifel
muss das Land die Nutzung als Erstaufnahmeeinrichtung durchsetzen können. Bei der
Belegung von Konversionsflächen ist das Land
bereit, zur Realisierung anstehende Konversionsvorhaben möglichst nicht zu behindern.
Die Lenkungsgruppe und die kommunalen Landesverbände sind sich einig, dass
eine Gesundheitskarte für Flüchtlinge schnellstmöglich in Baden-Württemberg eingeführt
wird.
Die Lenkungsgruppe sieht derzeit davon ab, auf dem Stutt- garter Eiermann-Areal
eine Landeserstaufnahme einrichtung (LEA)
aufzubauen. Gegen eine LEA dort spricht der
finanzielle Aufwand. Das Land ist weiterhin auf
der Suche nach einem geeigneten LEA-Standort in Stuttgart.
ine Gruppe von Bundestagsabgeordneten nimmt vom 15. bis 18.
September in der mongolischen Hauptstadt Ulan Bator an der Herbsttagung der Parlamentarischen Versammlung der Organisation für Sicherheit
und Zusammenarbeit in Europa (OSZE
PV) teil. Die Parlamentarier aus den 57
OSZE-Teilnehmerstaaten diskutieren
über das Thema:
“Bewältigung der sicherheitspolitischen Herausforderungen im
E
OSZE-Raum und darüber hinaus: Die
Rolle der Parlamentarierinnen und Parlamentarier bei der Stärkung der regionalen Zusammenarbeit”.
In drei Teilsitzungen werden
die Abgeordneten dabei die Aspekte
der regionalen Sicherheit (Kampf gegen
Terrorismus und Menschenhandel),
der ökonomischen Herausforderungen
(Ernährungssicherheit,
Abwendung
drohender Katastrophen und Wassermanagement) sowie der Entwicklung
demokratischer Institutionen (Menschenrechte, Medienfreiheit, religiöse
Toleranz) erörtern. In Ulan Bator wird
auch der Ständige Ausschuss der OSZE
PV tagen.
Die Delegation des Bundestages besteht aus den Abgeordneten
Doris Barnett (Ltg.), Elvira DrobinskiWeiß (beide SPD), Jürgen Klimke, Prof.
Dr. Egon Jüttner (beide CDU/CSU) und
Inge Höger (DIE LINKE.).
14
EKİM / OKTOBER 2015
AKTUELLE NACHRICHTEN
Staatssekretärin Marion v. Wartenberg
zu Gast bei der Abschlussveranstaltung
Varujan Hanamirian
it einer feierlichen Abschlussveranstaltung ist für 51 Kinder und Jugendliche die Sommerschule des Landesinstituts
für Schulsport, Schulkunst und Schulmusik
in Ludwigsburg (LIS-Sommerschule) zu Ende
gegangen. „Die individuelle Förderung in
den Sommerschulen motiviert und stärkt
die Schülerinnen und Schüler nachhaltig“,
erklärte Staatssekretärin v. Wartenberg. Sie
lobte die Schülerinnen und Schüler dafür,
dass sie bereits während ihrer Ferienzeit die
Grundlagen für einen erfolgreichen Start ins
neue Schuljahr legten. Neben der Teilnehmerurkunde überreichte die Staatssekretärin
den Qualipass, eine Mappe, mit der die Schülerinnen und Schüler ihre Bildungsbiografie
dokumentieren können. V. Wartenberg dankte dem Team der LIS-Sommerschule stellvertretend für alle Kursleiterinnen und Kursleiter
einer Sommerschule in Baden-Württemberg:
„Von dem beeindruckenden Engagement der
Lehrerinnen und Lehrer in den Sommerschulen werden die Kinder und Jugendlichen
das gesamte Schuljahr profitieren“, so die
Staatssekretärin.
M
MARION VON WARTENBERG
Die 25 Jungen und 26 Mädchen aus
19 verschiedenen Staaten sind alle weniger
als ein Jahr in Deutschland und besuchten im
vergangenen Schuljahr Vorbereitungsklassen. In diesem Jahr richtet das Landesinstitut
für Schulsport, Schulkunst und Schulmusik
jeweils getrennte Sommerschulen für Jungen und Mädchen im Alter von 10 bis 17 aus,
um der großen Heterogenität der Zielgruppe
gerecht werden zu können. Die Sommerschulen dauerten jeweils von Montagmorgen
bis Freitagnachmittag. Unter anderem durch
die Übernachtungen und gemeinsame Mahlzeiten wurde ein besonders intensives Miteinander zwischen den Teilnehmerinnen und
Lernhelfern und Lehrkräften möglich. Der
Unterricht wurde durch einen Schwimmkurs,
Radfahrtraining, Tanz- und Karateworkshops
ergänzt. Zum Rahmenprogramm gehörte etwa ein Besuch im Ernährungszentrum
Ludwigsburg oder das Schlittschuhlaufen,
gemeinsam mit Trainern und Spielern der
Eishockey-Mannschaft Steelers Bietigheim.
Ein weiterer sportlicher Höhepunkt war die
Weltmeisterschaft der Rhythmischen Sportgymnastik in Stuttgart. Diese besuchten die
Sommerschülerinnen und Schüler auf Einladung der Schwäbischen Turnerbundes.
Baden-Württemberg stellt 6.000
Lehrerinnen und Lehrer neu ein
Varujan Hanamirian
ie Schulen Baden-Württembergs sind
zum jetzt beginnenden Schuljahr gut
auf die sich verändernden Rahmenbedingungen eingestellt. So konnte neben wichtigen bildungspolitischen Verbesserungen,
wie z. B. der Inklusion, auch dem Bedarf
an zusätzlichen Bildungsangeboten für Kinder und Jugendliche aus Flüchtlingsfamilien durch neue Lehrerstellen entsprochen
werden. „Trotz der erheblichen finanziellen
Kraftanstrengungen, die mit der steigenden
Zahl an Flüchtlingen verbunden sind, können wir die wichtigen Reformprojekte im Bildungsbereich durch weitere Ressourcen gut
unterstützen“, sagte Kultusminister Andreas
Stoch.
Die Unterrichtsversorgung ist weiterhin gesichert. In einigen Schularten rechnet der Kultusminister sogar mit einer leicht
verbesserten Unterrichtsversorgung, wovon
z. B. der sog. Ergänzungsbereich profitieren
wird. Für eine gleichmäßige Unterrichtsversorgung wurden Ausgleiche zwischen den
Schularten - in der Regel durch Abordnungen
von Lehrerinnen und Lehrern - vorgenommen.
D
Nach wie vor nicht einfach stellt
es sich dar, Pädagoginnen und Pädagogen
für bestimmte Mangelfächer, insbesondere im ländlichen Raum, zu finden. Wie
erwartet, erwies sich die Einstellung von
Sonderpädagogen aufgrund der knappen
Bewerberlage, v. a. im Großraum Stuttgart,
als Herausforderung.
Insgesamt wird die Zahl der Schülerinnen und Schüler an den öffentlichen
Schulen um rund 12.500 niedriger sein als
im Schuljahr zuvor. Der Rückgang fällt damit geringer aus als zunächst erwartet, was
insbesondere im Grundschulbereich auf die
WELT HEIMAT
HABER VE
REKLAMLARINIZ İÇİN
BİZE ULAŞIN
[email protected]
[email protected]
07161 308 19 41
0176 314 32 144
gestiegene Zuwanderung nach Baden-Württemberg zurückzuführen ist.
Trotz der zurückgehenden Schülerzahlen werden so viele Lehrerinnen und
Lehrer neu in den öffentlichen Schuldienst
eingestellt wie seit vier Jahrzehnten nicht mehr: Die Schulverwaltung wird zum Schuljahresbeginn voraussichtlich rund
6.000 Lehrerinnen und Lehrer
neu einstellen. Im Jahr zuvor
gab es insgesamt 4.614 Neueinstellungen.
WELT HEIMAT
Wichtige Neuerungen
im Schuljahr 2015/2016
Varujan Hanamirian
ichtige Veränderungen im
jetzt beginnenden Schuljahr
betreffen die verstärkte individuelle Förderung an Realschulen sowie
Grundschulen, die Umsetzung des
Wahlrechts im Zusammenhang mit
der Inklusion, den Ausbau des Islamischen Religionsunterrichts und
der Ganztagsschulen. Im Bereich der
beruflichen Schulen wird der Modellversuch zu einem verbesserten
Übergang von der Schule in den Beruf erweitert. Kultusminister Andreas Stoch: “Alle diese Maßnahmen
sind wichtige Bausteine, um den Erfolg der baden-württembergischen
Schulen zu sichern und die Chancengerechtigkeit im Bildungsbereich zu
verbessern.” Ferner werden die Angebote für Kinder und Jugendliche aus
Flüchtlingsfamilien stark ausgebaut.
W
Zum beginnenden Schuljahr werden etwa 120 neue Ganztagsgrundschulen auf der Basis des
geänderten Schulgesetzes (§ 4a) den
Betrieb aufnehmen. Insgesamt wird
es dann voraussichtlich 515 Grundschulen mit Ganztagsbetrieb geben,
die nach den früheren Regelungen als
Schulversuch oder nach der neuen
gesetzlichen Grundlage eingerichtet
sind. Im Bereich der weiterführenden
Schulen gibt es 3 Haupt-/Werkrealschulen, 12 Realschulen, 8 Gymnasien
und einen Schulverbund, die sich im
Schuljahr 2015/2016 zu Ganztagsschulen weiterentwickeln. Gemeinschaftsschulen sind in der Sekundarstufe I immer Ganztagsschulen.
“Die Schulverwaltung und die
Schulen bemühen sich mit großem
Engagement, Kindern und Jugendlichen aus Flüchtlingsfamilien ein gutes
Bildungsangebot machen zu können”,
so der Kultusminister. Insgesamt hat
die Landesregierung für die Bildung
von Flüchtlingskindern in Form von
Vorbereitungsklassen (allgemein bildender Bereich) und VABO-Klassen
(beruflicher Bereich) ab dem Schuljahr 2014/2015 bis zum aktuellen
Schuljahr zusätzlich 562 Lehrerstellen
geschaffen. Dies entspricht in diesem
Jahr einem zukünftigen jährlichen
Mehraufwand von ca. 37 Mio. Euro.
Von den insgesamt 562 Neueinstellungen entfallen 257 auf die allgemein bildenden und 305 auf die beruflichen Schulen. Auf der Grundlage
der Prognose des Bundesamtes für
Migration und Flüchtlinge geht das
Kultusministerium derzeit davon aus,
dass im Kalenderjahr 2015 insgesamt
etwa 100.000 Flüchtlinge nach Baden-Württemberg kommen und im
neuen Schuljahr mindestens 1.500
Vorbereitungs- und 300 VABO-Klassen gebildet werden.
WELT HEIMAT
Ekim / Oktober 2015
YAYIN SAHİBİ
EKİN MEDİA - ŞEVKET DALBOY
İmtiyaz Sahibi (Geschäftsführer) :ŞevketDalboy
Genel Yayın Yönetmeni : Zafer Çetin
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü :SerdalNaz
Editör :GülayDalboy
Haber Müdürü :AyşegülÖzdemir
Almanca Haberler Müdürü : Varujan Hanamirian
Almanca Haberler Sorumlusu :HaticeDingil
Almanya Haberler Koordinatörü : MuhammetDalboy
Graik - Tasarım : Kadriye Kesici
Stuttgart Haber Sorumlusu : Tahsin Parmak
Hamburg Haber Sorumlusu :ÖvünçAdam
Münister :ÜzeyirArslan
Osnabrück Haber Sorumlusu :MehmetŞahin
Ulm ve çevresi Haber ve Reklam Sorumlusu : HüseyinBal
Mannheim, Heidelberg, Darmstadt, Frankfurt,
Ludwigshafen, Haber ve Reklam Sorumlusu : BakiDoğan
Baki Doğan Tel : 0162 494 58 62
Göppingen Haber Muhabiri :NaciÇelik
Felbach Haber Muhabiri : MehmetAymaz
Nurtingen Haber Muhabiri :OsmanKalkan
Konwersheim Haber Muhabiri :AliÇiftçi
Ulm ve Çevresi Haber Muhabiri :UğurKekez
İLETİŞİM
Tel: 07161 308 19 41 Cep: 0176 314 32 144
E-mail: [email protected] - [email protected]
Adres: Jahn Str. 86 73037 Göppingen
WELT HEIMAT
HALK GERÇEĞİMİZ ÖZELLEŞTİRMELER
HANGİ HÜKÜMET
HANGİ KURUMU SATTI?
1991 yılı sonrası iktidara gelenlerin sattıkları kurumlarımıza bakarak,
özelleştirmeci Partilerin kamu ekonomisine ne denli hoyratça bir saldırı yaptıklarını anlamak mümkün. Bu nedenle listemizin tarihini fikir
vermesi ile sınırlı tuttum. Hükümetlerin sattıklarının listesinin uzunluğu ya da kısalığı ise, iktidarda kaldıkları süre ile ilgilidir.
49. Hükümet: Süleyman Demirel - Erdal İnönü
(20.11.1991- 25.06.1993)
Demirel - İnönü Hükümetinin sattıkları;
ÇAYBANK, İPRAGAZ, TAT KONSERVE, ÇAMSAN, RAY SİGORTA, POLİNAS, MEYSU, ŞEKER SİGORTA,
ANKARA HALK EKMEK, TÜRK TRAKTÖR , TRAKMAK , Gaziantep Çimento Fabrikası,, İskenderun Çimento Fabrikası, Trabzon Çimento Fabrikası, Ladik Çimento Fabrikası, Şanlıurfa Çimento Fabrikası, Bartın Çimento Fabrikası,
Aşkale Çimento Fabrikası, Denizli Çimento Fabrikası, Çorum Çimento Fabrikası, Sivas Çimento Fabrikası, Niğde
Çimento Fabrikaları, ŞEKERBANK, TOE, ÇUKUROVA
ELEKTRİK, KEPEZ ELEKTRİK, NETAŞ, GİMA, TAVŞANLI YEM
SAN. A.Ş. , BALIKSAN A.Ş. ÇUKOYEM LTD. ŞTİ, SÜMER
HOLDİNG A.Ş. 291 Mağaza, 40 Adet Arsa, 1 Adet satış
Mağazası ile 4 Şirketteki İştirak Hisseleri, SEK İzmir-Tire
Süt Toplama Merkezi, SEK Çatalca Süt Toplama Merkezi.
50. Hükümet: Tansu Çiller - Murat Karayalçın
(25.06.1993- 05.10.1995)
Çiller-Karayalçın Hükümetinin sattıkları;
AEG - ETİ A.Ş. , İSTANBUL DEMİR ÇELİK FABRİKASI, TELETAŞ, GÜNEYSU, LAYNE-BOWLER, HASCAN GIDA, TOROS
İLAÇ PAZARLAMA, AEG - ETİ, ALTEK, ÇESTAŞ, ÇANAKKALE SERAMİK, PANCAR MOTOR, FRUKO - TAMEK
TAMEK GIDA, MEKTA, Konya Şeker Fabrikası, NİMSA,
HAVAŞ, SUNTEK, Adıyaman Çimento Fabrikası, KÜMAŞ,
ÇİNKUR Celaldağ Maden Saha Ruhsat Devri,
ÇİNKUR Pozantı Maden Saha Ruhsat Devri,
ÇİNKUR Koyulhisar Maden Saha Ruhsat Devri
SİVAS Demir Çelik T.A.Ş. Gaziosmanpaşa’da Bir Daire
PETKİM A.Ş. Bahçelievler Bina
PETKİM A.Ş. Gaziosmanpaşa Bina
Sivas Yem Fabrikası, Bandırma Yem Fabrikası, Kars Yem
Fabrikası, Çaycuma Yem Fabrikası, Adıyaman Yem Fabrikası, Korkuteli Yem Fabrikası, Samsun Yem Fabrikası,
Acıpayam Yem Fabrikası, Bursa Yem Fabrikası, Çankırı
Yem Fabrikası, Devrekani Yem Fabrikası, Elazığ Yem Fabrikası, Göksun Yem Fabrikası, Yatağan Yem Fabrikası,
Konya I Yem Fabrikası, Konya Iı Yem Fabrikası, Uşak Yem
Fabrikası, Kızıltepe Yem Fabrikası, Adapazarı Yem Fabrikası, Erzurum Yem Fabrikası, Siirt Yem Fabrikası, Diyarbakır Yem Fabrikası, Tunceli Yem Fabrikası, Tatvan Yem
Fabrikası, Van Yem Fabrikası, İstanbul Yem Fabrikası,
Kırklareli Yem Fabrikası, Hilvan Yem Fabrikası, Muş Yem
Fabrikası, KÖYTEKS A.Ş. Siirt Hazır Giyim Tesisi, KÖYTEKS
A.Ş. Yerköy Tesislerine Ait 30 Arsa, EBK A.Ş.’ye ait Manisa
Lojman, İskenderun Soğuk Depo, Gölbaşı-Oğulbey, Çerkezköy, Gölbaşı-Oğulbey Arsaları,
EBK A.Ş. Ankara Et Kombinası,
EBK A.Ş. Afyon Et Kombinası,
EBK A.Ş. Suluova Et Kombinası,
EBK A.Ş. Malatya Et Kombinası,
EBK A.Ş. Kars Et Kombinası,
EBK A.Ş. Elazığ Et Kombinası,
EBK A.Ş. Şanlıurfa Et Kombinası,
EBK A.Ş. Tatvan Et Kombinası,
EBK A.Ş. Bayburt Et Kombinası,
EBK A.Ş. Bursa Et Kombinası,
EBK A.Ş. Kastamonu Et Kombinası
EBK A.Ş. Ağrı Et Kombinası
SÜMER HOLDİNG A.Ş.Gebze, Karadeniz Ereğlisi ve İzmir
Konak Arsaları
SÜMER HOLDİNG A.Ş.SİFAŞ’daki İştirak Hisseleri
TURBAN TURİZM A.Ş. Kemer Marina, Çeşme Oteli ve
Lojmanları ile İstinye’de 2 Parsel Arsa
SEK Adana Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Afyon Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Amasya Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Bayburt Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Çan Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Çankırı Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Erzincan Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Erzurum Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Eskişehir Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Havsa Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Siverek Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Yatağan Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Yüksekova Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Trabzon Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Solaklı Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Sinop Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Balıkesir Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Burdur Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK İzmir Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Lalahan Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Muş Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Adilcevaz Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Sivas Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Bolu Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Çorum Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK Elazığ Süt Ve Süt Mamülleri,
SEK İstanbul Süt Ve Süt Mamülleri
SEK Tunceli Süt Toplama Merkezi
SEK’İN İsim Hakkı
51.Hükümet: Tansu Çiller (05.10.199530.10.1995)
Tansu Çiller’in 25 günlük hükümeti, 52. Hükümetin kuruluş hazırlıkları ile geçti.
52. Hükümet: Tansu Çiller - Deniz Baykal
(30.10.1995- 06.03.1996)
Çiller- Baykal (DYP-CHP) Hükümetinin sattıkları;
TESTAŞ A.Ş.Aydın Tesisleri, KÖYTEKS YATIRIM HOLDİNG
A.Ş. Yerköy Tesislerine Ait 4 Arsa, KÖYTAŞ, THY 3 Adet
B-727 Tipi Uçak, TURBAN TURİZM A.Ş.Elmadağ Dağ Evi,
Ilıca Moteli, İstinye’de 6 Parsel Arsa
SEK Diyarbakır Süt ve Süt Mamülleri İşletmesi,
SEK Adıyaman Süt ve Süt Mamülleri İşletmesi,
SEK Kastamonu Süt ve Süt Mamülleri İşletmesi,
SEK Devrek Süt ve Süt Mamülleri İşletmesi,
SEK Silivri Süt ve Süt Mamülleri İşletmesi,
SEK Aydın Köşk Arsası,
ORÜS Ayancık İşletmesi,
ORÜS Devrek İşletmesi,
ORÜS Düzce İşletmesi,
ORÜS Vezirköprü İşletmesi,
ORÜS Pazarköy İşletmesi,
ORÜS Ulupınar İşletmesi,
ORÜS Bafra İşletmesi,
ORÜS Antalya İşletmesi,
SÜMERBANK,
SÜMER HOLDİNG A.Ş.Adana Pamuklu Sanayi İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş Erzincan Pamuklu Sanayi İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş Eskişehir Bas. Sanayi İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş Hereke Yünlü Sanayi İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş Karaman Pamuklu Sanayi İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş Nevşehir Pamuklu Sanayi İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş Şanlıurfa Yün Yapağı İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş.88 adet Mağazanın devri
53. Hükümet: Ahmet Mesut Yılmaz
(06.03.1996- 28.06.1996)
Ahmet Mesut Yılmaz (ANAP) Hükümetinin sattıkları;
ÇİNKUR, Elazığ Çimento Fabrikası, Van Çimento Fabrikası, Lalapaşa Çimento Fabrikası, Kars Çimento Fabrikası,
PETROL OFİSİ A.Ş., M.Öncü Tankeri ve Yedekleri, Niğde
Arsası, Konya / Beyşehir Arsası, Batman Arsası (I), Batman Arsası (II), Balıkesir Arsaları (5 arsa)
54. Hükümet: Necmettin Erbakan -Tansu Çiller
(28.06.1996 - 30.06.1997)
Erbakan-Çiller (RP-DYP) Hükümetinin sattıkları;
GÜMÜŞHANE ÇİMENTO Fabrikası, ERGANİ ÇİMENTO
Fabrikası, PETROL OFİSİ A.Ş., PETLAS, ÇEMAŞ, ÇİMHOL,
ANADOLUBANK, FİLYOS ATEŞ TUĞLASI, DENİZBANK,
T.D.İ. Hopa Limanı,
T.D.İ. Tekirdağ Limanı,
T.D.İ. Giresun Limanı,
T.D.İ. Ordu Limanı,
T.D.İ. Sinop Limanı,
Talha Sabuncu Tankeri,
KÖYTEKS A.Ş.Gümüşhane Tesisi,
KÖYTEKS A.Ş Diyarbakır Tesisi,
KÖYTEKS A.Ş Yerköy Tesisi,
KÖYTEKS A.Ş 11 Mağazanın Devri,
KÖYTEKS A.Ş Erzincan Haz. Giyim Tesisleri,
T.DENİZCİLİK İŞLETMELERİ Hasköy Bakım Atölyesi,
ETİBANK Elazığ Sodyum Bikromat İşletmesi ve 21 Arsa
55. Hükümet: Mesut Yılmaz- Bülent Ecevit
(30.06.1997- 11.01.1999)
Yılmaz-Ecevit (ANAP-DSP)Hükümetinin sattıkları;
ETİBANK, HAVAŞ, Kurtalan Çimento Fabrikası,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Denizli Pamuklu Sanayi İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Maraş Pamuklu Sanayi İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Soda Sanayii A.Ş.,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Afyon Sincanlı Yapağı Ve Tiftik. Tops.,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Salihli Palamut Ve Valeks İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Mannesman-Sümer Boru Endüstrisi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Mersin Satış Mağazası,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Mersin Konfeksiyon Tesisi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Mersin Depo Binası,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Bünyan Yünlü Sanayi İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Ereğli Pamuklu Sanayi İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Sivrihisar Alım Ajanslığı,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Bursa Bölge Müdürlüğü,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Sungurlu Yarım Kalmış Konfeksiyon Fabrikası,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Erhaz Erzurum Hazır Giyim Tesisleri,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Sihaz Sivas Hazır Giyim Tesisleri,
BOZÜYÜK SERAMİK A.Ş.
ORÜS A.Ş. Eskipazar İşletmesi,
ORÜS A.Ş. Kalkım İşletmesi,
ORÜS A.Ş. Yenice İşletmesi,
ORÜS A.Ş. Demirköy İşletmesi,
ORÜS A.Ş. Bartın İşletmesi,
ORÜS A.Ş. Şavşat İşletmesi,
ORÜS A.Ş. Bolu Emprenyeleme,
ORÜS A.Ş. Arhavi İşletmesi,
ORÜS A.Ş. Artvin İşletmesi,
ORÜS A.Ş. Borçka İşletmesi,
ORÜS A.Ş. Dursunbey İşletmesi,
ORÜS A.Ş. Kırklareli Demirköy’de Taşınmazlar, 78 Adet
Gayrimenkul,
TURBAN TURİZM A.Ş. Kemer Marina, Akçay Tatil Köyü,
Kuşadası Marina, Bodrum Marina Tesisleri, ÇİTOSAN
Öğütülebilirlik Laboratuvarı, SİVAS DEMİR ÇELİK İŞLETMESİ, KONYA KROM MAN. A.Ş., YARIMCA PORSELEN,
DENİZ NAKLİYATI T.A.Ş.Üsküdar Binası,
SEK Yenice Süt Toplama Merkezi,
SEK Giresun Süt Ve Mamülleri İşletmesi,
PETROL OFİSİ A.Ş.Boray Tankeri, Piri Reis Tankeri ve Yedekleri, KÖYTEKS A.Ş. 21 Konfeksiyon makinesı ve 63
Örgü Makinası, K.B.İ A.Ş. 246 Adet Arsa,
T.D.İ. Rize Limanı
T.D.İ. Antalya Limanı,
Çeşitli illerde 6 Menkulü, Hopa, Giresun ve Rize Limanında 3 Kiralık Yeri, TÜSTAŞ A.Ş. Ankara A.O.Ç. Mah. 2 Bina
56. Hükümet: Mustafa Bülent Ecevit
(11.01.1999- 28.05.1999)
Ecevit (DSP) Hükümetinin sattıkları;
TURBAN A.Ş. Ürgüp Moteli,
EBK A.Ş. Kırıkkale Keskin, Siirt, Ankara Bala, Kırıkkale Çelebi de 4 Arsası,
EBK A.Ş. Kayseri ve Erzincan’da Soğuk Depo Arsaları,
EBK A.Ş. Malatya ve Sakarya’da Kombina Arsaları
57. Hükümet; Bülent Ecevit - Devlet Bahçeli Mesut Yılmaz
(28.05.1999- 18.11.2002)
Enis Öksüz, Telekom’un satılmasına karşı direnmiş, Bakanlıktan ve üyesi bulunduğu MHP’den istifa etmiştir.
Ecevit- Bahçeli- Yılmaz (DSP-MHP-ANAP) Hükümetinin
sattıkları;
ORÜS A.Ş Cide İşletmesi ile ORÜS A.Ş. 38 Taşınmaz
SEKA Bolu İşletmesi. Sosyal Tesisleri ve Lojmanları,
SEKA Dalaman İşletmesi,
SEKA Dostel Alüm. Sülfat Sanayi. A.Ş,
SEKA İzmit Pompa İstasyonu Arsası, 1 Matbaa Binası,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. BASF,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Boyabat Ayakkabı Fabrikası,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Dumlu Yün İpliği Fabrikası,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. İskenderun, Gökçeada, Hakkari’de
Mağazaları,
SÜMER HOLDİNG A.Ş. Muş Mağaza Binası, Çeşitli illerde
11 Arsa, 18 Taşınmaz, 3 lojman, Dikmen’de Taşınmaz,
TÜGSAŞ A.Ş.Ulukışla Alçı Tesisi ile Gemlik’te Taşınmaz,
ASİL ÇELİK Bursa Osmangazi’de 2 Taşınmaz, ÇANTAŞ,
TUNGAŞ, ANKARA HALK EKMEK, ÖBİTAŞ, PANCAR EKİCİLERİ BİRLİĞİ, MAKSAN, DENİZ NAKLİYATI T.A.Ş., LİMAN
İŞLETMETİ VE NAKLİYAT, MAN KAMYON OTO, DOSAN
KONSERVE, BALIKESİR PAMUKLU DOKUMA, AYDIN TEKSTİL İŞLETMESİ, ÜLFET GIDA, KASTAŞ KARADENİZ ÇİM.,
OYTAŞ İÇ VE DIŞ TİC., MARS TİCARET, CEYHAN SAN. TİC.,
GÜVEN SİGORTA, TOE TÜRK OTO., ANKARA T. SİGORTA. ŞİRKETİ., EGE ET MAM., İMSA, METAL KAPAK, TÜSTAŞ, ETÜDAŞ, ASİL ÇELİK, ROSS-Breeders-KÖY-TÜR, AYMAR YAĞ, TOROS GÜBRE, OLGUN ÇELİK, PETROL OFİSİ
A.Ş.Blok Satış, TURBAN A.Ş. Carlton Oteli Arsası, Abant
ve Bolu Çev. Tur. A.Ş, Atik Paşalar Yalısı,
T.Z.D. A.Ş. Diyarbakır İşletmesi,
T.Z.D. A.Ş. Osmaniye İşletmesi,
T.Z.D. A.Ş. Muş İşletmesi,
T.Z.D. A.Ş. Erzurum İşletmesi,
T.Z.D. A.Ş. Ürgüp İşletmesi,
T.Z.D. A.Ş. K.Maraş İşletmesi,
T.Z.D. A.Ş. İzmir Tire İşletmesi,
T.Z.D. A.Ş. Manisa Wp Kükürt İşletmesi
T.Z.D. A.Ş. 53 taşınmaz, 14 Arsa, 52 Lojman, 79 Depo, 5
Bekçi Evi,
T.Z.D. A.Ş. Şanlıurfa’da Sosyal Tesisi
KBİ A.Ş. Murgul İşletmesi Asit Tesisi,
KBİ A.Ş. Çeşitli illerde 206 Adet Taşınmaz ve 2 arsa
EBK A.Ş. Sivas Et Kombinası,
EBK A.Ş. Burdur Et Kombinası,
EBK A.Ş. Eskişehir Et Kombinası,
EBK A.Ş. Gaziantep Et Kombinası ile çeşitli illerde 134
Arsa,
T. GEMİ SANAYİ A.Ş. Eski İstinye Tersane Arsası,
T.D.İ Alanya Limanı,
T.D.İ Marmaris Limanı,
T.D.İ 3 Taşınmaz ve 1 Gemi,
PETKİM A.Ş. YARIMCA TESİSİ, İzmir’de 1 Taşınmaz
59. ve 60. Hükümet: Recep Tayyip Erdoğan
(14.03.2003- )
Recep Tayyip Erdoğan (AKP) Hükümetinin sattıkları;
T. TELEKOM, ERDEMİR, İSDEMİR, Divrigi Demir Madeni,
Hekimhan Demir Madeni, İskenderun İsdemir Limanı,
Ereğli Erdemir Limanı, ÇELBOR, KÖY HİZMETLERİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Tasfiye Edilerek İl Özel İdarelerine devredildi), TÜPRAŞ Blok Satış, TÜPRAŞ USAŞ Hissesi, TÜPRAŞ
EKİM / OKTOBER 2015
15
18 Taşınmaz, Amasya Şeker Fabrikası, Kütahya Şeker
Fabrikası, Adapazarı Şeker Fabrikası, ESGAZ, BURSAGAZ., ETİ ELEKTROMETALURJİ A.Ş., ETİ GÜMÜŞ A.Ş, ETİ
BAKIR A.Ş, ETİ KROM A.Ş., ÇAYELİ BAKIR İŞLETMESİ. A.Ş.,
K.B.İ. A.Ş. Samsun İşletmesi, K.B.İ. A.Ş. Murgul İşletmesi,
TDÇİ A.Ş.’ye Ait Deveci Demir Madeni Sahası,
KBİ- Giresun’da 2 Maden ruhsatı işletme Hakkı Devir,
KBİ- Sinop’da 1 Maden ruhsatı işletme Hakkı Devir,
KBİ- Murgul İşlet. Hid. Elek. Sant. Samsun’da varlıklar,
K.B.İ. A.Ş.’ye ait 188 Arsa, 154 Taşınmaz, 41 Arsa, 89 adet
Lojman, 3 Taşınmaz, SEYDİŞEHİR ETİ ALÜMİNYUM A.Ş,
Oymapınar Barajı, Alümina Madeni , Antalya Limanı,
Eti Alüminyum’a Ait 4 Taşınmaz, SSK Eczaneleri (Tasfiye
Edildi),
T.D.İ. Çeşme Limanı,
T.D.İ. Kuşadası Limanı
T.D.İ. Trabzon Limanı,
T.D.İ. Dikili Limanı,
T.D.İ. M/F Ankara Feribotu,
T.D.İ. Samsun Feribotu,
T.D.İ. Karadeniz Gemisi,
T.D.İ. Nak. İnş.Tur. İh. Paz.A.Ş.,
T.D.İ. Şehir Hat. Hiz. ve Gemiler,
T.D.İ. Turan Emeksiz Yolcu Gemisi,
T.D.İ. İstanbul’da 21 taşınmaz ve Samsun’da eski acente
binası,
TDİ- Yakıt II Gemisi,
TDİ Samsun’da taşınmaz,
TDİ- Şehir Hatları Çanakkale Hizmetleri,
TDİ Çanakkale’ye ait ait 9 Gemi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş.-BUMAS,
SÜMER HOLDİNG A.Ş.-MERİNOS HALI MARKASI,
SÜMER HOLDİNG A.Ş.-ERYAĞ A.Ş,
SÜMER HOLDİNG A.Ş.-Adıyaman İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş.-Manisa Pamuklu Mensucat A.Ş.,
SÜMER HOLDİNG A.Ş.-Sarıkamış İşletmesi ,
SÜMER HOLDİNG A.Ş.-Sarıkamış Ayakkabı İşletmesi,
SÜMER HOLDİNG A.Ş.-Beykoz Deri Ve Kundura Sanayi
İşletmesi, SÜMER HOLDİNG A.Ş.-Yeşilova Halı Yün İpliği
Ve Battaniye Fabrikası, SÜMER HOLDİNG A.Ş.-Bakırköy
İşletmesi, SÜMER HOLDİNG A.Ş.-Çanakkale Sentetik
Deri, SÜMER HOLDİNG A.Ş.-Diyarbakır İşletmesi, SÜMER
HOLDİNG A.Ş.-Tercan, Merinos ve Akdeniz İşletmesinin
Makine ve teçhizatları, SÜMER HOLDİNG A.Ş -İSTANBUL
İMAR LTD. ŞTİ, çeşitli illerde 21 arsa, 115 Taşınmaz, 5
bina ve16 dükkan, TEKEL ALKOLLÜ İÇKİLER SAN. VE TİC.
A.Ş, TEKEL-KAYACIK TUZLASI, TEKEL-KALDIRIM TUZLASI,
TEKEL-YAVŞAN TUZLASI, TEKEL - TEKA ile Sigara Sanayi
İşletmesi A.Ş.’ye ait puro mar. ve varlıkları, TEKEL İstanbul Tütün Mamülleri San. ve Tic. A.Ş.,
TEKEL’e ait 5 bina, 25 Daire, 12 arsa ve 332 Taşınmaz,
TEKEL Tuzluca, Sekili, Yavşan, Kağızman, Çankırı Kaya,
Kaldırım ve Kayacık Tuzlaları ile Kristal Tuz Rafine, TEKEL
İKİZ KULELER, TEKEL Erciyes DSİ, Bayındırlık, Karayolları
Sosyal Tesisleri, TEKEL-Bodrum Tesisleri ve Taşınmazları, DİTAŞ, TAKSAN, GERKONSAN, TÜMOSAN İŞLETMESİ
T.Z.D A.Ş. , SAKARYA TRAKTÖR İŞLETMESİ, SEKA Afyon,
Balıkesir İşletmesi, SEKA Yibitaş Kraft Torba İşletmesi,
SEKA Çaycuma İşletmesi, SEKA Aksu İşletmesi, SEKA Kastamonu İşletmesi, SEKA Karacasu İşletmesi, SEKA Akkuş
İşletmesi, SEKA’ya ait Çeşitli illerde 3 arsa, 7 taşınmaz,
Ankara Alım Satım Müdürlüğü Binası, HAVELSAN A.Ş.,
ASPİLSAN Askeri Pil San. ve Tic. A.Ş., MEYBUZ A.Ş., İstanbul ve Kütahya’da 3 Arsa ve çeşitli İllerde 24 Taşınmaz,
USAŞ Hissesi ve USAŞ’ın 11 Lojmanı, TÜGSAŞ A.Ş. GEMLİK GÜBRE SAN. A.Ş, SAMSUN GÜBRE SAN. A.Ş., İGSAŞ,
İstanbul Satın Alma Müdürlüğü Binası, Kütahya Gübre
A.Ş. Varlıkları, Şanlıurfa depoları arazisi, Fatsa ve Tekirdağ Depoları, PETKİM A.Ş.Çanakkale’de 1 arsa, PETKİM
- Yarımca’da 5 taşınmaz *, E.B.K. A.Ş. Manisa Et Ve Tavuk
Kombinası, E.B.K. A.Ş. Çeşitli illerde11 Mağaza, 23 büro,
12 lojman, 4 arsa, 4 Daire, 1 Bina,131 taşınmaz, Samsun
ve Mersin Soğuk Hava Deposu, SÜTAŞ, SÜTAŞ Malatya
İşletmesi, SÜTAŞ Muhtelif yerlerde 6 arsa, 5 bina, 13 daire, 51 Taşınmaz, 1 dükkan, ORTADOĞU TEKNOPARK A.Ş.,
Manisa Saruhanlı’da 1 tarla, Adana ve Gebze’de 3 taşınmaz, K.Maraş Elbistan’da 1 arsa, 1 bina, Konya Ereğli’de
1 arsa 1 bina, Erzurum’da 1 daire, Muhtelif İllerde 3 arsa,
Konya’da 1 dükkan, Kırıkkale ve Manisa’da 2 Taşınmaz,
KTHY, EBÜAŞ – 6 adet Taşınmaz, Deniz Nakliyatı T.A.Ş. 3
Tanker, Başak Sigorta A.Ş., Başak Emeklilik A.Ş., TEDAŞZonguldak’ta 19 pilon yeri, TEDAŞ’a ait 144 taşınmaz, TEDAŞ Manisa Kula’da ve İstanbul Beykoz’da 2 direk yeri,
TEDAŞ USAŞ Hissesi
Taşucu Limanı Tersane Alanı, İSKENDERUN LİMANI, İZMİR LİMANI, MERSİN LİMANI, Ataköy Marina Ve Yat İşletmesi A.Ş., Ataköy Otelcilik A.Ş., Kuşadası Tatil Köyü
Hilton Oteli, Emekli Sandığı Çelik Palas Oteli, Emekli Sandığı Büyük Ankara Oteli, Emekli Sandığı Büyük Efes Oteli,
Emekli Sandığı Kızılay Emek İşhanı, Emekli Sandığı Büyük
Tarabya Oteli, Araç Muayene İstasyonu I. Bölge
Araç Muayene İstasyonu II. Bölge, Ankara Doğal Elektrik
Üretim ve Ticaret A.Ş.’ye ait Tercan Hidroelektrik Santrali,
Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’ye ait Kuzgun Hidroelektrik Santrali,
Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’ye ait Mercan Hidroelektrik Santrali,
Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’ye ait İkizdere Hidroelektrik Santrali,
Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’ye ait Çıldır
Hidroelektrik Santrali,
Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’ye ait Beyköy Hidroelektrik Santrali
Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’ye ait Ataköy Hidroelektrik Santrali
Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’ye ait Denizli Jeotermal Santrali
16
EKİM / OKTOBER 2015
DERNEK VE CEMİYET HABERLERİ
WELT HEIMAT
DÜNYA VATAN GAZETESİNE HALKIN BAKIŞI
Seyitali Erbektaş ( SEC, Yaşam Koç’u) Mannheim
Pirzade Erbektaş (Bilgisayar Mühendisi) Mannheim
Vatan Gazetenizde haber bilgilendirme ve içerik bakımından harika
diyebilirim. Yöresel haberlerle, Kültür sanatın ve tarih’in yanısıra, Esnaflarında faaliyetlerinden bilgilendirmenizi başarılı buluyorum. Burada yetişen yeni nesil için de iki dilli olması daha sevindirici ve Dünya
Vatan gazetesine yayın hayatında başarılar dilerim.
Vatan Gazetesi günlük gazete niteliğinde, Almanca ve Türkçe olması çok
güzel, biraz daha iyi dizayn edilebilirse daha güzel olacağını düşünüyorum.
Gazetede güncel haberlerin olması doğru bir yaklaşım. Ayrıca, İnsanların
boş zamanlarını değerlendirebilmesi açısından bulmaca olması doğru bir
tercih. Bununla birlikte gençlere yönelik Tiyatro ve Sanata biraz daha ağırlık
verilirse daha da güzel olacağına inanıyorum.
Bilge Çetin (Mannheim Belediyesi Sosyal Hizmetler Uzmanı)
Çok harika bir gazete. Burada yaşayan insanlarımızı bilgilendirmesi açısından çok iyi bir düşünce. İki dilde olması, gazete içerisinde yer alan “ Gençlik
Gelecektir” çok iyi algılanmış, çok hoşuma gitti. En sevindirici olan ise Almanca ve Türkçe olmasıdır, Gazeteniz Vatan buradaki yaşayan insanlarımızın aktif olarak politika içerisinde yer alması ve bunun göstergesi olarak da,
Almanya’da yaşayan insanlarımıza da çok şey sunduğunu düşünüyorum.
Vatan Gazetesine yayın hayatında başarılar dilerim.
Ezgi Demir (Üniversite Mezunu) Stuttgart
Dünya Vatan gazetesini bir yıldır takip ediyorum. Hem Almanca
hem Türkçe haberler yapmanızı çok hoş buldum ve mutlu oldum.
Bununla birlikte genç arkadaşlarımızın Almancanın yanısıra Türkçe
de haberler okuyabilme şansını yakalayabiliyorlar. Ayrıca benim
çok ilgimi çeken Mannheim, Heildelberg, Wiesloch, Walldorf’dan
da haberlere çok güzel yer vermişiniz. Bunların için size çok teşekkür ederim. Anladığım kadarıyla Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye’ ye izine gidecekler için çok güzel bir harita ve vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkür ediyorum. Size ve Vatan
gazetesine yayın hayatında başarılar dilerim.
Şehmus Biçen (King Fried Chicken
sahibi Esnaf) Mannheim
Dünya Vatan Gazatesi diğerlerinden çok farklı bir gazete. Günlük gazeteden farkı yok, bakınca dizayn, haberleri çok güzel. Bu bölgede
çıkan gazetelerden farkı ortada ve Vatan gazetesine bakınca anlıyorsunuz herşeyinin farklı
olduğunu. Vatan gazetesine ve size yayın hayatınızda başarılar dilerim.
Av. Memet Kılıç, Eşi Fidan Kılıç ( Yeşiller Partisi Eski Federal
Milletvekili ) Heidelberg
Vatan Gazetesine yönelik yurtdışında gazetelerin önemi yüksektir.
Çünki onlar kültür taşıyıcısıdırlar. Bir kültürü taşıyan aynı zamanda haberleşme özgürlüğünü sağlayan organlardır. Bizim için de gazetecilik
kutsal bir meslektir. Çünki; basın özgürlüğü ve demokrasinin bizim için
olmazsa olmazıdır. Bu nedenle Vatan adında bir gazetenin çıkması bizi
sevindirdi. Gerçekten grafik olarak çok güzel, ayrıca Almanca ve Türkçe
olarak baş sayfası haberlerle dolu dolu olması bizi mutlu ediyor. Çok
sayıda farklı bölgeden arkadaşlarımızın da yazar olarak çalışması da bizi
mutlu ediyor. Baki Bey’i (Doğan) uzun yıllardır gazeteci olarak da tanıyoruz. Baki bey’in de büyük gayretleriyle Vatan’ı bize ulaştırmasından
sevinç ve mutluluk duyuyoruz dedi.
Ceyda Rozelin Kartop (Manken) Mannheim
Ludwigshafen’da “Tolcu Modahaus” da çalışan Manken Ceyda Rozelin
Kartop’da Vatan Gazetesi’ne yönelik şunları dile getirdi. “Vatan Gazetesi,
iki dilli olmasını çok güzel buluyorum, Türk gazetesinde Alman haberlerinde yer alması sevindirici ve iki toplum arasında dialog geliştirmek açısından güzel bir oluşum. Bununla birlikte burada yetişen gençlerimizin
ana dilleri iyi olmadığı gibi gazetenizden olan gelişmeleri Almanca okuma
şanşları söz konusudur. Gördüğüm kadarı ile güzel haberler yer vermişsiniz, Bununla birlikte kültür ve sanat çok güzel düzenlenmiş. Ayrıca gazetenizde en çok hoşuma giden ise “Gezi bir Umut oldu” haberi. Sizi ve Vatan
gazetesini kutluyorum, başarılar dilerim.
Şirin Bayındır (Ludwigshafen Domino
Eğitim merkezi, Team Asistanı)
Bilhassa baş sayfasının parlak renklerle olması
daha da güzel olacağını düşünüyorum. Bulmaca ve reklamlar orta sayfa’da yer alması daha
güzel olur, Gazeteniz Vatan’ın iki dilli olması
çok yerinde buluyorum. Ayrıca da, “Gençlik
gelecektir” köşesini çok güzel buldum. Bunun
yanısıra gazetenizin cesur habercilik anlayışınızdan dolayı Vatan Gazetesini ve sizi kutlar
yayın hayatınızda başarılar dilerim.
WELT HEIMAT
ALMANYA BW HABERLERİ
FIRAT ARSLAN ALMANYA’DA RİNGE
ÇIKIYOR
Türk profesyonel boks tarihinin ilk ve tek dünya
şampiyonu Fırat Arslan,
Almanya’nın Ludwigsburg
kentinde kemer maçına çıkıyor. Bu maçı alırsa hedef
yeniden dünya şampiyonluğu. Aynı gece Özlem Şahin’de dünya şampiyonluğu için ringe çıkacak.
Kasım Akşamı Bosnalı boksör Goran
Delic’e karşı yumruk sallayacak olan
boksörümüz, Fırat Arslan, WBC (Dünya
Boks Konseyi’nin) Avrup-Asya kemeri için
mücadele verecek. Eski şampiyonlardan
Luan Qrasinici ve ekibinin düzenleyeceği
boks galası aynı zamanda sosyal bir yardımlaşma amacın taşıyor. Gecenin gelirinin bir bölümü ihtiyaç sahibi çocuklara
bağışlanacak. Birçok dalda şampiyonlukları bulunan Rakip Delic, bugüne kadar
yapmış olduğu 27 karşılaşmadan sadece
bir tanesini kaybederken, onu da efsanevi şampiyonlardan Kübalı Gomez’e karşı
yapmış.
7
Fırat, sosyal yardım için dünya
şampiyonluğunu reddetti
Şampiyon boksörümüz Fırat Arslan, bu maçı alması durumunda gelecek
maçının dünya şampiyonluğu için olacağını belirterek, ‘Bana Rus boksör Grigory
Drodz’un menajerinden dünya şampiyonluğu için maç teklifi geldi. Onun tarihi de Ludwigshafen’de yapacağım sosyal yardım maç tarihine yakın bir zaman
diliminde olduğu için bunu reddetmek
zorunda kaldım. Çünkü ben yıllardan
beri ihtiyaç sahibi çocuklar için çalışmalar yapıyorum. Bu yapacağım maçın gelirinin bir bölümü de o çocuklar gidiyor.
Şayet ringe çıkmasaydım verdiğim sözü
de tutamamış olacaktım o yüzden dünya
şampiyonluk teklifini reddettim. Ancak
görüşmelerimiz devam ediyor. Umuyorum ki gelecek yıl Rusya’da bir dünya
şampiyonluk maçına çıkacağız. Tüm boks
severleri Ludwigshafen’deki maçıma gelerek bizlere destek olmalarını bekliyorum’ dedi.
Vedat Alyaz, ilginç bir detaya dikkat çekti
Dövüş sporları yazarı ve bok-
sörümüzün basın danışmanı Vedat Alyaz, şu anki WBC yarı ağır sıklet dünya
şampiyonu Grigory Drodz’un 41 maçta
tek yenilgisinin bulunduğunu belirterek, ‘Şimdi tahmin edin Rus boksörün
tek yenilgisi kime karşı? Evet, Drodz’un
tek yenilgisi boksörümüz Fırat Arslan’a
karşı gerçekleşmiş. 2006 Yılında Stuttgart’taki Porsche Arena’da yapılan karşılaşmada boksörümüz Drodz’u beşinci
rauntta teknik nakavtla yenerek bir tarih yazmıştı.
Bu karşılaşma aynı zamanda
Rus rakip için bir rüştünü ispatlama
maçı da olacak. Çünkü gerçekten dünya şampiyonu olduğunu kanıtlamak
için boksörümüzden daha iyi olduğunu
tüm dünyaya kanıtlaması gerekiyor. Ancak her açıdan çok ilginç bir karşılaşma
olacağı kesin, boks dünyasının gözü kulağı o karşılaşmada olacaktır ve büyük
bir merakla bekleyecektir’ dedi.
ESRAR KULLANIMINDA HIZLI ARTIŞ
Almanya’da esrar maddesinin yasallaşması
için çeşitli tartışmalar sürdürülürken ailelerin
tedirginliğide devam ediyor. Almanya’da esrar
bitkisinin bulundurması bile mevcut yasalara
göre yasak. Ancak bu yasak gençleri hiçbir şekilde engellemediğide bir gerçek.
Mehmet Aymaz
ederal Hükümet’in Uyuşturucuyla Mücadele Sorumlusu, her geçen gün daha fazla sayıda gencin esrar
kullanmaya başladığının altını çiziyor.
Esrarın serbest Almanya’da bırakılması
tartışmalarına tepki gösterdi. Uyuşturucu Sorumlusu Marlene Mortler’ya göre
(CSU), “esrar tüketiminin yasal hale getirilmesi için kampanya yürütenler, esrarın sağlığa yönelik tehlikesini gizliyor
ve esrarı zararsız göstermeye çalışıyor”
dedi.
F
bir araştırmanın sonuçlarına göre, yaşları
12 ile 25 arasında değişen gençlik arasında esrar kullanımı son 6 sene içinde tam
yüzde 50 artış gösterdi. 18-25 yaş arası
gençlerin yüzde 17,7’si son bir yıl içinde
en az bir kez esrar kullandığını belirtiyor.
2008 yılında bu oran yüzde 11,6 idi. Düzenli olarak esrar kullanan, yani son 12
ay içerisinde 10 ve daha fazla kez esrar
kullananların oranı ise yüzde 3,1’den
yüzde 4,6’ya yükselmiş durumda.
Son 3 yılda yüzde 50 arttı
Gençlerin 3’te 1’den biraz fazla7 Bin ergen ve yetişkinle yapılan
sı hayatında en az bir kere esrar denearaştırma
Almanaya’da Cannabis denilen
esrarı kullanmaya başlayan ve kullanan
gençlerin sayısındaki artış korkutucu
boyutlara ulaştı. Federal Sağlık Bilinçlendirme Merkezi („Bundeszentrale für
gesundheitliche Aufklärung“ - BzgA) tarafından kamuoyuna açıklanan ve 7 bin
ergen ve genç yetişkinle gerçekleştirilen
diğini ifade ediyor; yüzde 4’i ise düzenli
olarak esrar içtiğini itiraf ediyor. Esrara
başlama yaşı o kadar düştü ki, 12-17 yaş
arasındaki her 10 gençten biri uyuşturucuyu denediğini belirtmekte. 12-25
yaş arasındaki toplam genç nüfus içinde
ise düzenli esrar kullanımı yüzde 2,3’ten
yüzde 3,5’a yükseldi.
18 – 25 yaş arası gençlere dikkat
Esrar tüketimi özellikle 18-25
arası genç erkekler arasında büyük artış gösterdi. 2008’de her 7 gençten biri
(yüzde 14,8) son 12 ay içinde esrar içtiğini söylerken, 2014’te bu her 4 gençten
birine (yüzde 23,9) yükselmiş durumda:
Artış oranı tam yüzde 61. 18-25 arası
genç kadınlar arasında da bu oran yüzde 8,3’ten yüzde 11,2’ye yükseldi. 12-17
yaş arasında olduğu halde düzenli olarak
esrar içen gençlerin oranı son 3 yıl içinde
yüzde 50 artmış durumda: Bu yaş grubu
için oran yüzde 4,6 iken (2011), yüzde
7,7’ye (2014) yükseldi. Hal böyleyken, bilinçlendirme ve yasal önlemlerin yerine
denetimli serbestlik ya da insanın kendi
özgür iradesi diyen siyasilerin gençlerin
dostu olduğunu düşünmek doğru olmaz.
Uyuşturucu veba bibidir. Başladımı önüne geçmek mümkün değil. Gençlerimizi
kurban etmeye kimsenin hakkı yetkisi
olamaz. Aileler bu gidişata dur demenin
yollarını bulmak zorunda.
EKİM / OKTOBER 2015
17
KAN
KAN
KAN!
er gün ölüm haberleri geliyor. Kanın, ölümün, acının, gözyaşının olmadığı gün neredeyse yok gibi. Koca
ülke kan gölü, yangın yerine döndü.
Ölümler hep yoksullara düşüyor, tabutlar
hep yoksul evlerden çıkıyor. Anaların feryatları, gözyaşları dinmek bilmiyor. Bir tarafta
bir dam gecekonduda yaşayan yoksul halkın
ölen, ölüme gönderilen çocukları, diğer tarafta ülkemizin en güzel yerlerini parsel parsel
yağmalayarak servetlerine servet katanların,
savaş tamtamları çalanların, askerlik bile yapmayanların çocukları... Bu sözde vatan severlerin ne kendi çocukları nede yakınlarından
birinin evine tabut gelmez. Onların çocukları
genç yaşta hem de hiç çalışmadan büyük servet sahibi olurlar. ”Şehitlik” üzerine metiyeler
düzerler. Ama nedense onların çocukları o
“mertebeye” bir türlü ulaşmazlar.
H
Bunda bir gariplik yok mu?
Hiç kimse demogoji yapmasın. Neden
yoksul halkın çocukları ölüyor sorusunu sormaya devam edeceğiz. Biz ölelim siz yaşayın.
Bu Halk artık uyanıyor, evlatlarının arkasından
sorguluyor, bu soruyu sormaya devam ediyor.
Neden ölen hep biziz, yaşayan siz? “Vatan”
için can verdiler deyip gerçeğin üzerini kapatamazsınız.
İşte ülkemizin son süreçteki acı ama
gerçek tablosu...
Bu tablonun gerçek sahipleri ise “vatansever’liği kimselere bırakmayıp “milliyetçi” hamasi nutuklar atmaya tam gaz devam
ediyorlar. Kan döküyorlar ve daha çok kan dökülsün istiyorlar. Cenazelerde görünmekten,
nutuk atmaktan haz alıyorlar. Yetmiyor sağa
sola saldırıyorlar. Linç saldırıları düzenleyen
güruhlar sokakları kana buluyorlar.
Ve bunun adına pişkince”vatanseverlik” “milliyetçilik” diyorlar ?
Meğerse kan deryasında yüzmeye,
illede kan dökülsün demeye meraklı ne çok
‘vatansever’imiz varmış. Kanı kanla yıkamak
için canla başla uğraşıyorlar. Hele ki bölgemizde tanıdığımız dürüst, inançlı, vicdanlı diye
tanıdığımız arkadaşlarımızın durumu tamda
içler acısı! Kandan, öldürmelerden, yakıp yıkmadan başka ağızlarından birşey çıkmadığına
tanıklık ediyoruz. Kendi destekledikleri partiyi
eleştiren herkes onlar için vatan haini. Peki bu
insanlar nasıl bu noktaya geldi? Nasıl Irkçıdan
daha ırkçı, zalimden daha zalim oldular?
Binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan
halklar arasına kin tohumları ekmek istenildiğini biliyoruz. Halkları birbirine kırdırmaya,
düşman etmeye yönelik bu politikalara ilk
defa tanıklık etmiyoruz. Sadece yakın geçmişimizde bile hafızalarımıza işleyen pek çok
canlı olay var. Bugün de benzeri bir süreç yaşıyoruz. Yani bu tüm iktidarlarların istisnasız
başvurduğu kirli bir yöntemdir.
Neyle mi yapılıyor?
Yalanla, kara propagandayla. İki yüzlü
dalkavuk siyasetçilerle, kana bulanmış kalem-
ŞEVKET DALBOY
[email protected]
[email protected]
lerle. Bilinçleri bulandırılmış, sahte milliyetçi
söylemleri dilinden düşürmeyen bencil çıkarcı
güruhlarla.
Öyle ki sahte söylemler aklı, mantığı
tümüyle kör etmiş. Düşünebiliyor musununuz, İzmir’de Kürt olduğu için dükkanı taşlanan Muş’lu ailenin bir gün sonra Hatay’da
asker olan oğlu şehit düşüyor. Yaşadıkları acıyı
gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz?
Bu mudur vatanseverlik? Eşine, dostuna, komşuna saldırıp linç edince mi vatansever olunuyor? Bir savunmasız insanı linç
edip, Atatürk büstünü öptürünce mi ayaklar
altındaki ‘ulusal onurunuz’ ayağa kalkacak,
buna mı inanıyorsunuz?
Oysa bu vatan parsel parsel satılırken,
her adımbaşı bir askeri üs açılırken, buralardan kalkan uçaklar başka halkları bombalarken, ülkemin oyuklarına ABD, NATO Radarları
yerleştirilirken, IMF memurları ülkemizde cirit
atarken, açlığımıza açlık yoksulluğumuza yoksulluk eklenirken şaha kalkmayan milliyetçiliğimiz şimdi nasılda şahlanıyor.
ABD’nin ortadoğudaki en sadık müttefiği olmamız ‘devlet olarak’, buna rağmen
askerimizin başına çuval geçirilmesi kanınıza
dokunmuyor. İsraille askeri ekonomik ilişkileri
en fazla olan müslüman ülke olmamıza rağmen Mavi Marmara Gemisinde kan dökülürken ‘milliyetçilliğiniz’ aklınıza gelmiyor.
Sizin ‘milli duruşunuzu’ sevsinler!
Ancak gücünüz savunmasız insanlara, küçük
çocuklara yetiyor. Kendi komşunuza, işçinize,
kendi memurunuza, kendi öğrencinize yetiyor. Bu nasıl milliyetçiliktir ki hep kendi halkına, kendi işçisine, öğrencisine, memuruna
saldırıp milliyetçiliğini ispat etmeye çalışıyor.
Bu milletin kaderiyle onca oyun oynanırken,
onca açık, gizli anlaşmayla halkın geleceği ipotek altına alınırken nerede ne yapıyorsunuz?
Arada sırada sokaklara çıkıp bayrak sallamanız, kan dökmeniz sizi milliyetçi yapmaz. Hiç
kimseyi yapmaz!
Her dönem bir sahte düşman üretiyoruz. Her dönem halkı bir şeylerle korkutmaya çalışıyorsunuz. Ne için?
Herşeye rağmen savaş değil barış demeyi sürdüreceğiz. Halklarımızın kardeşliğini
elbette savunacağız.
Çünkü bu dökülen kanda emperyalistlerin, silah fabrikalarının, kaostan nemalananların, onların işbirlikçilerinin çıkarı olabilir
ama yoksul halkın hiç bir çıkarı yok. En çok
kaybedenler yine onlar. Evlatlarını veriyorlar
kara toprağa bunun daha ötesi var mı?
Oynanan uluslararası oyundan bahsedenler, en başta neden bu oyunun içinde
olduklarını açıklamak durumundadır. Daha
düne kadar “müzakere” ve ”barış” tan söz
edip, “artık analar ağlamasın” diyenler; bugün illede savaş demelerini en başta evlatlarını toprağa veren yoksul halka açıklamalıdırlar.
Biz yaşanacak bir dünya, yaşanacak
bir ülke istiyoruz. Kendi topraklarımızda kin ve
nefret tohumları büyümesin, halklar kardeşçe
yaşasın istiyoruz. Sahte söylemlere, nutuklara, sahte göz yaşlarına artık bir son verin. Kan
kan kan... Daha nereye kadar? Şairin dediği
gibi “kandan kına yakılır mı”?
OSMANLI ESERLERİ SERGİSİ AÇILDI
Oberndorf’da 70 farklı, çok önemli Osmanlı eserinin sergilendiği Osmanlı-Almanya
ilişkilerine ışık tutan tarihi belge ve malzemeler ‘ Mavzer Müzesi’ nde sergileniyor.
chwedenbau müze müdürü Andreas Kussmann-Hochhalter tarafından
açılışı yapılan serginin adı “Halbmond
über Oberndorf”, ”Oberndorf’un Üzerinde Hilal”.
1881 yılından itibaren silah satın
alma anlaşması ve silahlarla ilgili eğitim
almak için belirli dönemlerde Osmanlı
subayları Oberndorf’a ziyarete geldiler.
Silah ile başlayan yoğun ilişkiler şehrin
kültür hayatınada zamanla etki etti. Şehirde bulunan mezarlardan en dikkat
çekicisi bir Karlsruheli bayan ile evli olan
Osmanlı Yüzbaşısı İbrahim Efendiye ait
olandır. Almanya ile ilişkilerimizde Mavser önemli bir yer tutar, Mavzer silahının
en büyük müşterisi Osmanlı Devleti ol-
S
ması ilişkileri Güney Almanya ile artırmıştır. Oberndorf’un önemli diğer yanı
ise, Almanya portakal ile Oberndorf’ta
tanıştı ve festivallerde ekmek yerine Osmanlının önerisi ile portakal atmışlardır.
Oberndorf am Neckar
Şehir Müzesi yada diğer adı
ile ”Mauser Silah Müzesi” nde
Osmanli İmparatorlugu’ndan
kalan eşyalar sergileniyor. Sergi
22 Kasım’a kadar açık kalacak.
Müzenin açılışı ve tanıtımında aktif olarakj görev alan
İsmail Uğur Kılıçarslan, müzeyi
gezmeye gelecek olan vatandaşlarımıza Türkçe olarak sergiyi tanıtıyor. Oberndorf Okul Aile
Birliği Başkanı İsmail Uğur Kılıçarslan tüm vatandaşlarımızın, öğrencilerin ve öğretmenlerin bu sergiyi mutlaka gezmeleri gerektiğini tarihin belgeler
ile sergilendiğini söyledi.
18
EKİM / OKTOBER 2015
HUKUK KÖŞESİ
WELT HEIMAT
128 CAN DÜŞTÜ TOPRAĞA!
Ankara’da düzenlenen Barış Mitingi’ne yönelik insanlık dışı saldırılarda en az 128 kişi
hayatını kaybederken, 28 kişi ağır yaralı olmak üzere 246 kişi yaralandı.
İSK, KESK, TMMOB, TTB tarafından çağrısı yapılan ‘Emek Barış Demokrasi Mitingi’nin yapılacağı tren garı kavşağında iki ayrı patlama
meydana geldi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük terör saldırısı
olarak kayıtlara geçti.
D
3 gün ulusal yas ilan edildi
3 gün ulusal yas ilan edildiğini açıklayan Davutoğlu, “Bu saldırı demokrasimize yapılan bir saldırıdır. Bir kez daha sandıklara giderken
böyle bir saldırı gerçekleştirilmesi doğrudan demokrasiyi ve demokratik
hak ve özgürlükleri hedef edinmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızla da istişare ederek terör saldırılarında hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımız, şehit polislerimiz, askerlerimiz, korucularımız için 3 gün ulusal yas
ilan etme kararı aldık.
terörist provokasyonlarının ağırdan alınması yeni bir faciaya davetiye çıkarmıştır” ifadelerini kullandı. Bahçeli,
şöyle devam etti: “Canlı bombalar başkentimize kadar
gelebilmeyi göze almışken, güvenlik ve istihbarat kurumlarının bundan habersiz kalmaları bir başka sorgulanması,
üzerine gidilmesi gereken sorumsuzluk ve ihmalkârlıktır.
Türkiye AKP’nin teröre sempatik ve sıcak bakışının, dış
politikadaki tarafgir ve gayri milli yaklaşımın bedelini ödemektedir.”
Yorum Şevket Dalboy
1- Kim barış için bir araya gelmiş insanların ortasında bomba patlatır ki?
2- Bunu yaparken amaçlanan ne olabilir?
3- Amacı ne olursa olsun, sonunda kim ne kazanır?
Demirtaş: “Toplumun Kenetlenmesi Lazım”
4- İnsan zihni bu olanlar karşısında adeta dumura uğruyor?
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın açıklamaları Anka- 5- Nasıl olur?
ra’daki patlama- HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş: - “Ankara’da çok sa- 6- Kim böyle bir vahşeti planlayabilir?
yıda sivil toplum örgütü ve siyasi partinin ‘ülkemizde barış olsun’ diye, 7- Planlayanın da tetiği çekenin de insan olabileceğini düşünebilir miyiz?
toplumun genel beklentisini dile getirmek üzere düzenlediği mitinge
çok vahşice, barbarca, alçakça bir saldırı gerçekleşti” - “Bütün Türkiye
toplumunun bu tür saldırılar karşısında, barış ve özgürlük mücadelesinde kenetlenmesi gerekiyor” HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,
Ankara’daki patlamayı “alçakça bir saldırı” olarak nitelendirerek, “Bütün
Türkiye toplumunun bu tür saldırılar karşısında, barış ve özgürlük mücadelesinde kenetlenmesi gerekiyor” dedi.
Kılıçdaroğlu’dan çağrı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terörü lanetleme çağrısı
yaptı. Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada şunları söyledi: Yazık günah bu ülkeye, yazık bu millete. Hepimizin inancı, görüşü ne olursa olsun terörü
ortak lanetlememiz lazım. Türkiye’nin hak etmediği bir tabloyu dayatmaya kimsenin gücü yetmez. Acılıyım, üzüntülüyüm bütün etkinliklerimizi
iptal ediyoruz.’’dedi.
Bahçeli: Türkiye, AKP’nin teröre sempatik ve sıcak bakışının
bedelini ödemektedir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Suruç’taki menfur saldırının bir benzerinin Ankara’da tekrarlanması, buna çanak tutulması, olası
Türk Hukuku Avukatı
Av. Şerif YILMAZ
Böyle bir alçaklığı ancak Faşit, ırkçı, gözü dönmüş insanlıktan
çıkmış bir zihniyet yapar. Hitler gibi, Mussolini gibi, değerleri olmayan
emperyalist, kapitalist çıkarları uğruna gözü dönmüşler yapar.
Çünkü bu zihniyetlere göre dünyada en güzel şeylerden birisi, bir
kalabalığın ortasına atılan bombanın patlamasıyla birlikte insanların bir
gülün yaprakları gibi açılmasıydı. Musolini böyle söylemişti tarihte.
Tekrar seçim döneminin İçişleri Bakanı Selami Altınok Ankara’daki patlama ile ilgili basın toplantısı yaparken şunları söyledi: “Güvenlik
açığıyla ilgili hiçbir şey söz konusu değildir. Miting alanı dışında zemin
araması yapılmıştır. Güvenlik zafiyeti olduğunu düşünmüyorum.” Dedi.
Ozaman bombalar nereden ve nasıl alana girdi?
Güvenlik zafiyeti yoksa bu kadar insan nasıl Ankara’nın göbeğinde, önceden yeri ve zamanı belirlenmiş bir mitingde öldürülebiliyor?
Söylediğinizi doğru kabul edersek, güvenlik zafiyeti yokken bu kadar insan öldürülebiliyor Ankara’da. Peki güvenlik zafiyeti olsaydı ölü sayısı kaç
olurdu? Altınok’un İçişleri Bakanı olduğu bir ülkemizde her gün onlarca
insan ölüyor ki, bu rakam Suriye’deki iç savaşta ölen insan sayısını aşıyor
bazen. Hiç utanmadan ‘zafiyet yok’ diyebiliyor.
Sizin istifa etmeniz için ülkede günde kaç kişinin böylesi saldırılarda ölmesi gerekiyor, bunun için bir
alt üst sınırınız var mı, yoksa böyle mi
devam edeceksiniz?
Peki 128 ve 246 rakamı sizin
[email protected]
www.av-yilmaz.de
YURTDIŞINDAN ALINAN HER VEKALETNAME
TÜRKİYE’DEKİ TAPU İŞLEMLERİNDE KULLANILABİLİR Mİ?
urtdışında yaşayan gerek yabancı gerekse
Türk vatandaşları Türk konsolosluklarında
veya bulundukları ülkelerdeki yabancı noterlerde
vekaletname çıkartabiliyorlar. Kişinin bulunduğu
ülke şayet Türkiye gibi kısaca La Haye diye adlandırılan “Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi “ne taraf bir ülke ise
yabancı noterin imzasının doğruluğunu o ülke yetkili makamı “Apostille” şerhi diye bilenen bir belge ile onaylıyor. Bu durumda bu vekaletnamenin
tekrar bir Türk yetkili makamınca onaylanmasına
gerek kalmadan Türkiye’de kullanılması mümkün
oluyor. Örneğin Almanya, Fransa, Hollanda ve Belçika ülkeleri bu sözleşmeye taraf ülkeler.
Avusturya gibi bazı ülkeler ise sözleşmeye taraf olmakla birlikte Türkiye ile yaptıkları ikili
uluslararası sözleşme ile bu “Apostille” şerhi şartını
kaldırmışlardır.
Sözleşmeye taraf olmayan ülke noterince
düzenlenen vekaletnameler ise o noterin imzasının bağlı olduğu makam ve bu makamın imza ve
mühürünün ise o ülkede bulunan Türk dış temsilciliklerince onaylanması halinde Türkiye’de geçerli
olabiliyor.
İster yabancı olsun ister Türk vatandaşı,
usulüne uygun olarak düzenenlenen bu vekaletnameleri Türkçe’ye tercüme ettirip noter veya konsoloslukta tercümeleri onaylattıklarında kendilerini
Türkiye’de temsil ettirip mahkemelerde dava açabiliyor veya resmi işlemlerini takip ettirebiliyorlar.
Y
TAPU İŞLEMLERİNDE HER VEKALETNAME
GEÇERLİ OLMUYOR
Türkiye’de tapu işlemlerine esas alınacak
vekaletnameler noterliklerce düzenlenmesi gerekiyor. Yani önceden yazılıp notere onaylatılan
“onaylama şeklinde vekaletname” ile işlem yapılamıyor.
Almanya’da yaşayan vatandaşlarımız da
Türkçe olarak hazırladıkları ve tapu işlemlerinde
kullanılacak vekaletnameyi Alman noterine onaylatıyorlar. Daha sonra bu vekaletnameye “Apostille” şerhi alıp Türkçeye tercüme ettiriyorlar ve Türk
makamlarında işlemlerini yaptırabiliyorlar. Ancak
bu vekaletnameler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Yabancı İşler Dairesi Başkanlığının 11.08.2015 tarihli yayınladığı
2015/5 sayılı genelgesine göre diğer kamu kurumları açısından geçerli olsa bile tapu işlemleri için
geçerli sayılmıyor.
Genelgeye göre tapu işlemlerine esas olacak ve yabancı ülkede verilen vekaletnamenin geçerli olması için;
-Türk konsolosluklarınca düzenleme şeklinde yani
noterin kendisinin yazdığı vekaletnameler,
-1961 tarihli La haye Sözleşmesi’ne taraf ülkelerden birinde taşınmaz tasarrufuna uygun olarak o
ülke dilinde, vekaletname verenin fotoğrafının da
olduğu yine düzenleme şeklinde ve “Apostille”
şerhli vekaletnameler,
-Sözleşmeye taraf olsun olmasın vekaletnamedeki
yabancı noterin imzasının bağlı olduğu makam ve
bu makamın imza ve mühürünün ise o ülke Türk
Konsolosluğu tarafından onaylanmış olması şartıyla yabancı ülke noterlerinin kendi ulusal mevzuatlarına uygun olarak kendi dillerinde ve yine
vekaletname verenin fotoğrafının da bulunduğu
“Apostille” şerhi olmayan düzenleme şeklindeki
vekaletnamelerden olması gerekiyor.
Elbette ki, yabancı ülkenin kendi dilinde ve
yetkili makamlarınca düzenlenen bu vekaletnamelerin tapu ile ilgili istenilen işleme ilişkin olarak yetki içermesi (Örneğin adıma kayıtlı olan taşınmazların alım, satım, devir, temlik, ferağına..... gibi) ve
ayrıca noter/konsolosluk onaylı Türkçe tercümelerinin tapu müdürlüğüne verilmesi gerekiyor.
Ayrıca vekaletnamenin, vekaletnameyi
veren kişi yabancı ise mutlaka devleti tarafından
kendisine verilen kimlik belgesi (Ausweiss) veya
pasaportuna (Pass), Mavi Kart sahibi bir kişi ise
12.04.2013 tarihinden sonra alınmış Mavi Kartına
dayalı olarak düzenlenmesi gerekmekte. Seyahat
belgesi, ikametgah tezkeresi veya ehliyet gibi belgelere dayalı düzenlenen vekaletnameler de kabul
edilmiyor.
için ne ifade ediyor Altınok, MİT Müsteşar, güvenlik kuvvetleri?
‘’Sedat Peker’in AKP’ye ve Reis’e desteğini önemli buluyorum’’
O reis dediğiniz zat, uyuşturucu kaçakçılığından mafya liderliğinden yıllarca halka düşmanlık yapmış bir kişi olduğunu bilmiyormusunuz?
Rize’deki mitinginde “Kanlarını oluk oluk akıtacğız” dediğinde
neden bir tepki vermediniz? Ertesi gün Ankara’da kalabalıklar ortasında
patlayan bombalardan sonra oluk oluk kan aktı. Neyapmayı düşünüyorsunuz?
“Bir çete lideri, son derece güvenlik içerisinde miting yapabiliyor. ‘Oluk oluk kan akacak’ diyor. Çete liderine bu ülkede güven içerisinde
miting yaptıran bu devlet, barış isteyenlere miting yaptırmıyor.” Sorusunu gündeme getirmezecek mi?
Halkımızın başı sağolsun
Top, tüfek, ateş, ölüm vız gelir bize, gömüyoruz şehitleri
kalplerimize
Ülkemizde akan kanın sorumlularından hesap sorulmayacağını
biliyorum. Tarihte benzer olaylar defalarce tekerrür etmiştir. Onca güvenlik yasası çıkarıldı. Bu yasalar halkı korumayacaksa kimi koruyacak?
Birincisi: Burada tartışılması gereken patlamanın sonuçları değil, patlamanın neden engellenmediğidir. Topraklarımızda yaşayan halklarımızın
can güvenliğini sağlamak kimin görevidir? Taksim, Reyhanlı, Diyarbakır,
Niğde, Suruç ve onca asker polis öldürülürken daha onlarca katliamın
sorumluları, tetikçilerini bulmak, perde arkasını aydınlatmak kimin görevidir?
Bu onursuz saldırıyı kim yaparsa yapsın, istihbaratın görevi bunu
engellemektir. Şayet engelleyemiyorsa o zaten istihbarat değildir. İkincisi: Oy uğruna gözü dönmüş canilerin dini, silahı, bombayı siyasete alet
edenlerin her platformda alkışlanmasıdır. Irkçılık, şövenizim artık engelenemez bir noktaya gelmiştir. Kan isteyenlerin, kandan beslenenlerin Vatan topraklarında söz hakkına sahip olmaması gerekir. Anadolu Halkları
size gereken cevabı mutlaka verecektir. Bu vatan, bu halk sahipsiz değil.
Bunu herkesin anlaması artık kaçınılmaz!!!
WELT HEIMAT
ESNAF VE ZANAATKÂRLARIMIZ
KİNG FRİED CHİCKEN:
GERÇEK LEZZET
Almanya’da bir ilke imza
atan Mannheim’lı işletmeci Şehmus Biçen’in faaliyete geçirmiş olduğu ‘King
Fried Chicken’ Güleryüzlü, Kaliteli, titiz, lezzetli ve
damak tadına önem veren
hizmetleriyle Türk ve Alman müşterilerinin yanısıra diğer milletlerden insanların da uğrak yeri oldu.
Baki Doğan( Mannheim)
İ
şyerinde, Tavuk Eti’nden oluşan Menüler’den ortalama 15’e yakın menü sunduklarını ve kullandıkları bütün Sosları kendileri ürettiklerini vurgulayan
başarılı işletmeci Şehmus Biçen (40): “İşyerimizin
Usta Aşçısı Salman Karasayılı ustalığı, kaliteli, titiz ve
taze ürünlerimizle birlikte, değerli müşterilerimize,
hiç birşeyden taviz vermeden en iyisini sunmak için
elimizden gelenin daha da iyisi için çaba sarfediyoruz.
“King Fried Chicken” olarak kendimize güveniyoruz.
“Mamüllerimiz Hep Çıtır ve taze” sloganımıza uygun
çalışıyoruz” dedi.
Ürünler İslami kurallara uygun
Mannheim’da Quatrad olarak bilinen ürünlerinin “Hep Çıtır ve Taze” sloganıyla Alman, Türk ve
diğer milletlerden insanların ilgi odağı olan mekanın
İZMİR ALİAĞA ŞAKRAN’da
sahibinden satılık arsa 1400 m²
Arsa
Denize
yaklaşık
400 m²
işletmecisi Batman’lı Şehmus Biçen, Almanya’da bir
ilke Mannheim’da imza attıklarını dile getirdi. İngiltere’de bir yakınlarından fikir alışverişinde bulunarak
bu işe koyulduklarının altını çizdi. Müşterilerine sunmuş oldukları hizmetle iddialı olduklarını ve İşyerlerinde ki ürünlerinin islami kurallara uygun olarak hazırlandığını söyledi.
Kalite, hijyen, müşteri memnuniyeti
Quatrad’da H3, 20 68169 Mannheim adresinde 22 Mayıs 2015’den itibaren faaliyet sürdüren
işletmeci Şehmus Biçen, Batman doğumlu. Ailesi
ile Almanya’ya gelen Biçen, Ludwigshafen’da 1996
yılından buyana ticaretle uğraşıyor. “King Fried Chiken”de, Bütün ürünlerini önce kendilerinin tadtığını
ardından gönül rahatlığıyla değerli müşterilerine zevkle sunduklarını dile getiren Biçer
Profösyönel çalışma anlayışı, kaliteli ürün,
hijyen, güleryüz temel prensibimizdir. Burada müşterilerimize sunmuş olduğumuz
ürünleri kendimiz hazırlıyoruz. İşyerimiz’de
ilkemiz Damak Tadı’na ve sonra’da kendimize güveniyoruz.
Mannheim’da bir ilke imza attığını ve
sunmuş olduğu kendi sektörlerinde iddialı
olduklarını dile getirerek, “Hep Çıtır ve Taze”
dedi.
19
EKİM / OKTOBER 2015
160 m²
imar
izni
42 yetişkin
ürün veren
zeytin ağacı
bulunuyor.
Sağdan ve soldan Deniz manzaralı
Yakında devam eden liman inşaatı bitecek.
Bölge’de Villaların bulunduğu semttir.
(İnşaat müsadesi alınmış)
İlgilenenlerin 0162 213 91 05 No’dan ulaşabilir.
ACİL EV ARIYORUM
(Cafer Yılmaz)
Göppingen, Kirchheim, Esslingen,
Stuttgart civarlarında
5 çocuklu bir aile için 5-6 Odalı
acil ev aranıyor.
Tel: 0151 473 13 163
Adres: Böblinger Str. 18, 70178 Stuttgart Telefon: 0711 6070025
Martinstraße 11, 73728 Esslingen am Neckar Tel: 0711 356153
le
s
f a a s ı nta
U r r ka
f
Lo
S o zİn
Aİ
nİ
ı
Urfa Sofrası Eislingen’de
Genİş ve ferah İç mekanda...
Izgara Çeşİtlerİ
A’dan Z’ye kendİ İmalatımız Yaprak Döner
Sulu yemek çeşİtlerİ
Anadolu Mutfağının eşsİz
lezzetlerİ Urfa Sofrasında
Mühlbachstr. 2, 73054 Eislingen / Fils
Tel.: 07161 / 651 75 65

Benzer belgeler