AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER

Transkript

AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Ġçindekiler
TÜRKİYE GÜNDEMİ ................................................................................................................ 3
Yaralı Filistinliler uçakla Türkiye'ye getiriliyor ..................................................................... 3
Askere saldırı: 1 Ģehit ............................................................................................................. 3
FLAġ Ġmralı açıklaması.......................................................................................................... 3
YÖK baĢkanı hakkında soruĢturma açıldı .............................................................................. 3
Yaralı Filistinliler uçakla Türkiye'ye getiriliyor ..................................................................... 4
BaĢbakanlık tartıĢması Devam Osman - CAN, AKġAM ....................................................... 4
Tayyip Erdoğan nasıl bir cumhurbaĢkanı olacak? - Fehmi KORU, Habertürk...................... 5
Nasıl bir demokrasi, nasıl bir Türkiye? - Ali BAYRAMOĞLU, Yeni ġafak ........................ 7
Hazirana kadar Babacan - Fatih ALTAYLI, Habertürk ......................................................... 8
Çözüm takvimi – Abdulkadir SELVĠ, Yeni ġafak ................................................................. 9
AVRUPA GÜNDEMİ ............................................................................................................... 11
Ukrayna‟nın doğusunda çatıĢmalar tüm Ģiddetiyle sürüyor ................................................. 11
Tarihin akıĢını değiĢtiren piknik ........................................................................................... 11
'Güney Akım'da Türkiye ve Yunanistan tercih edilebilir' iddiası ......................................... 11
Rusya'nın gıda ambargosu, üreticilerle birlikte ECB'yi de zora soktu ................................. 11
Biz dost değil miydik? .......................................................................................................... 11
“Türkiye bizi anlamalı” ........................................................................................................ 12
Hollanda'da Ġsrail protestosuna müdahale ............................................................................ 12
Merkel'den NATO güvencesi ............................................................................................... 13
Müstakbel BaĢbakan Davutoğlu Olacak............................................................................... 13
Avrupa basınında Ġsrail tartıĢmaları ..................................................................................... 13
Kaliteli Medya‟nin Birlik Cephesi - Knut Mellenthin, Junge Welt ..................................... 14
'Uluslararasi Standartlara Hiçbir Zaman Uyulmadi, Uyulmuyor' - Cathy CEÏBE Humanite
.............................................................................................................................................. 15
Casusluk, Avrupa‟da Geleceğin Mesleği - Yannis Papadatos Eleftheros Tipos .................. 15
Türkiye... Ordu Bir Kürdü Öldürdü - Nick Brauns, Junge Welt .......................................... 16
Almanya kendisini yine süper güç mü sanıyor? – Mehmet BARLAS, Sabah ..................... 17
1
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
AFRİKA GÜNDEMİ ................................................................................................................. 18
Liberya‟da kaybolan 17 Ebola hastası bulundu .................................................................... 18
Mısırlı aktivist açlık grevine baĢladı .................................................................................... 18
Libya'da devlet kanallarının yayını durduruldu .................................................................... 18
AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ ..................................................................................... 18
ABD'nin Ferguson kasabasındaki geliĢmeler ....................................................................... 18
Obama kimseyi tatmin edemedi- David TAYLOR, Times .................................................. 19
Esad IġĠD'i hedef alıyor ........................................................................................................ 19
Tikrit'i geri alma giriĢimi baĢarısız ....................................................................................... 19
MSF'ten Ebola eleĢtirisi ........................................................................................................ 20
Türk gencin intiharı .............................................................................................................. 20
ABD Adalet Bakanından ġeffaflık Sözü .............................................................................. 20
ABD Irak'taki operasyonlarını artırabilir .............................................................................. 21
Mısır'dan ABD'ye Ġtidal Çağrısı ........................................................................................... 21
'Obama'yı yedirmeyiz' –Yasin DOĞAN, Yeni ġafak ........................................................... 22
ASYA- PASİFİK GÜNDEMİ .................................................................................................... 23
Hindistan ve Pakistan arasında yeni bir KeĢmir krizi........................................................... 23
Pakistan Pencap'ta 150 muhalif gözaltına alındı .................................................................. 23
Çin askerleri Hindistan sınırını ihlal etti............................................................................... 24
ORTADOĞU GÜNDEMİ ......................................................................................................... 24
Kassam Tugayları, Tel Aviv'i vurdu..................................................................................... 24
BM Iraklı mültecilere yardım ulaĢtırıyor .............................................................................. 24
IġĠD‟den ABD‟ye “mesaj” ................................................................................................... 24
Ġsrail, Hamas komutanı Deyf'in eĢi ve kızını öldürdü .......................................................... 25
Irak'taki çatıĢmalar ve siyasi geliĢmelerde günün özeti........................................................ 25
Ġsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 7 kiĢi öldü .......................................................... 26
Ġran ile 10 yıldır değiĢmeyen gaz tangosu...- Güntay ġIMġEK, Habertürk ......................... 26
Ġslam Devleti ile yaĢamak (2)- Soli ÖZEL, Habertürk ......................................................... 27
2
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
TÜRKİYE GÜNDEMİ
Yaralı Filistinliler uçakla Türkiye'ye getiriliyor
Anadolu Ajans
Türk Hava Kuvvetlerine ait bir uçak, Ġsrail'in Gazze'ye saldırılarında yaralanan 21 Filistinliyi
Ankara'ya getirmek amacıyla Ġsrail'e gitti. Ġsrail'in Gazze'ye saldırılarında yaralananlardan
durumu ağır olanların Türkiye'de tedavisinin gerçekleĢmesi için baĢlatılan çalıĢmalar sürüyor.
Bu kapsamda Türk Hava Kuvvetlerine ait bir uçak, sabah saatlerinde Ankara'dan kalkarak
Ġsrail'e gitti. 70-1947 kuyruk numaralı uçak, Tel Aviv Ben Gurion Havalimanı'ndan alacağı 21
Filistinli yaralıyı baĢkente getirecek.
Askere saldırı: 1 Ģehit
IHA
Van'ın Saray ilçesinde devriye görevi yapan askerlere ateĢ açılması sonucu 1 asker Ģehit
olurken, 1 askerde yaralandı. Edinilen bilgiye göre olay, Saray ilçesinin Türkiye-Ġran sınır
hattında meydana geldi. Kaçakçılıkla mücadele faaliyeti kapsamında devriye görevi yapan
askeri time, bir grup PKK‟lı tarafından uzun namlulu silahlarla ateĢ açıldı. Açılan ateĢ sonucu
1 asker Ģehit olurken, 1 asker de yaralandı. PKK‟lılar gecenin karanlığından yararlanarak
kaçarken, bölgede operasyon baĢlatıldı.
FLAġ Ġmralı açıklaması
DHA
BaĢbakan Yardımcısı BeĢir Atalay, bir televizyon kanalının canlı yayınında gündeme iliĢkin
soruları cevapladı.
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yaĢanan olaylar ile ilgili olarak "Aniden bir heykel olayı çıktı
Lice'de. Ben PerĢembe günü çözüm süreci ile ilgili önemli açıklamalarda bulunuyorum,
Ġmralı heyeti önemli açıklamalarda bulunuyor iĢ en ciddi Ģekilde yürüyor tam o günde bir
heykel çıkıyor ortaya. Bir iki gazete hemen ertesi gün haber olarak veriyor bunu. Çözüm
sürecinden mutlu olmayan bu iĢlerin bitmesini istemeyen kesimlerden de beyanatlar geliyor"
dedi.
YÖK baĢkanı hakkında soruĢturma açıldı
Dünya Bülteni
DanıĢtay, Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyet eski BaĢkanı Artan'ı görevine iade etmeyen
YÖK baĢkanı hakkında soruĢturma açılmasına izni verdi. DanıĢtay, YÖK BaĢkanı Gökhan
Çetinsaya, BaĢkan Vekili ġaban ÇalıĢ ve Genel Sekreter Vekili Abdullah Uz hakkında
soruĢturma izni verdi. YÖK BaĢkanı, Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyet eski BaĢkanı Prof.
Dr. Sinan Artan'ı görevine iade etmemiĢti.
3
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Yaralı Filistinliler uçakla Türkiye'ye getiriliyor
AA
Türk Hava Kuvvetlerine ait bir uçak, Ġsrail'in Gazze'ye saldırılarında yaralanan 21 Filistinliyi
Ankara'ya getirmek amacıyla Ġsrail'e gitti. Ġsrail'in Gazze'ye saldırılarında yaralananlardan
durumu ağır olanların Türkiye'de tedavisinin gerçekleĢmesi için baĢlatılan çalıĢmalar sürüyor.
Bu kapsamda Türk Hava Kuvvetlerine ait bir uçak, sabah saatlerinde Ankara'dan kalkarak
Ġsrail'e gitti. 70-1947 kuyruk numaralı uçak, Tel Aviv Ben Gurion Havalimanı'ndan alacağı 21
Filistinli yaralıyı baĢkente getirecek.
BaĢbakanlık tartıĢması Devam Osman - CAN, AKġAM
Bir önceki yazımda CumhurbaĢkanı seçilmiĢ olmakla BaĢbakanlığın düĢüp düĢmeyeceği
tartıĢmasına değinmiĢ, hukuk kurallarının amaca uygun bir Ģekilde yorumlanması gereğinden
bahsetmiĢtim.
Pek çok değerli hukukçu farklı argümanlarla bu konuyu tartıĢtı. Lehte veya aleyhte görüĢ dile
getirdi.
Bu tartıĢmaya devam etmeden önce bir noktayı açığa kavuĢturmak gerekir: Bu tartıĢmalarda
“367” benzetmesine müracaat etmek sorunsuz değil.
Hukuk dünyasında bir travma yaratan 367 iddiası, 2007 CumhurbaĢkanlığı seçimi sırasında,
dönemin Meclis‟inin, yani AK Parti çoğunluğunun, cumhurbaĢkanı seçememesi için üretilmiĢ
ve bugünün “büyük ana yasa hukukçularının” büyük bir kısmınca sahiplenilmiĢ bir “hokus
pokus” oyunuydu. Her hukuk yorumunda bir politik saik daima bulunur, ancak 367 iddiası
sadece politik saikten ibaretti ve ortada yoruma müsait “hukuk” yoktu.
Ancak bazı benzerlikler de yok değil.
Örneğin bazı grup veya yapılar, bu tartıĢmayla 367 iddiasıyla ulaĢılmaya çalıĢılan neticeye
benzer bir sonuca ulaĢmaya çalıĢıyor. Böyle bir yorumun geçerlilik kazanmasıyla “nihayet
rahat bir uyku” uyuma beklentisi içinde olanlar yok değil.
367 iddiasıyla benzerlik hukuki yorumun “sonuç” kısmında da var. 367 iddiasındaki yorum,
son tahlilde bir kurumun çalıĢtırılmaması veya iĢlevini yerine getirmesinin engellenmesiyle
sonuçlanıyordu. Bugünkü yorumda da Erdoğan‟ın milletvekilliğinin ve baĢbakanlığının,
dolayısıyla da hükümetin düĢmesi, 15-28 Ağustos arasındaki dönemin yeniden hükümet
kurma, partinin önemli bir kurumunun boĢlukta bırakılması çabaları içinde geçirilmesi gibi bir
sonuç doğuyor ise, burada da en azından “teknik” bir paralellikten söz edilebilir.
Lakin tüm bunlar dahi hukuki içerik ve hukuki malzeme konusunun 367 iddiasına benzediğini
göstermez.
Zira baĢta belirttiğimiz gibi, 367‟de bir hukuki yorumu dayandırmaya imkân verecek hukuki
bir veri yoktu. Oysa bugünkü tartıĢmada Anayasanın 101. ve 103. Maddeleri ile 6271 sayılı
CumhurbaĢkanlığı Seçim Kanunu her iki hukuki yorumun yapılmasına imkân vermektedir.
4
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Bizim dile getirdiğimiz Ģu: Her iki yorum da mümkündür ve hukukidir. Anayasanın lafzı,
rasyonel sonuçlara ulaĢmasını zorlaĢtıran birden farklı yoruma imkân vermektedir. Ancak bu
yorumlardan hangisinin tercih edileceği sorusuna yine hukuki yorum kurallarına baĢvurarak
cevap aranmalıdır.
Hukuk metodolojisinde bir kuralın birden fazla yoruma imkân vermesi durumunda, yasanın
objektif amacını en doğru biçimde ortaya koyan yoruma öncelik verilir. Eğer yasanın lafzı
yasanın objektif amacını zorlaĢtıracak bir yoruma elveriĢli ise, “favorlegis” ilkesi gereği o
lafız yasanın kastını ve objektif amacını yansıtacak Ģekilde yorumlanır.
Örneğin “adam öldüren müebbet hapis cezası alır. Bu suça teĢebbüs de cezalandırılır”
Ģeklindeki ceza kuralı var diye, “intihara teĢebbüs eden de cezalandırılmalı, çünkü kendisine
karĢı öldürme teĢebbüsünde bulunmuĢtur. Zira kiĢinin kendisi de „adam‟dır” yorumu doğru
değildir. Evet kanun lafzı çok açık ve “baĢkasını öldüren” demiyor. Ancak burada yasa
koyucunun objektif kastı açıktır ve yasayı bu amaç doğrultusunda yorumlamak gerekir.
Anayasanın kurumsal tercihi de bu yöndedir. 1982 Anayasası “rasyonelleĢtirilmiĢ
parlamentarizm” olarak adlandırılır. Bu tercihe göre hükümetin düĢmesi mümkün olduğunca
zorlaĢtırılmalı, kurulması ve güvenoyu alması da mümkün olduğunca kolaylaĢtırılmalıdır. Bu
tercih uyarınca iki farklı hukuki yorum var ise, hükümetin düĢmesi, görevi sona ermekte olan
bir cumhurbaĢkanının yeni bir hükümet kurma sorumluluğu altına alınması, bu hükümet daha
kurulamadan, yeni bir cumhurbaĢkanının göreve baĢlaması gibi tuhaf, karmaĢık ve ülkeye –en
iyi ihtimalle- sadece zaman kaybı yaĢatacak bir sonuç doğuran yorumun tercih edilmesi hata
olur, zira böyle bir sonuç anayasa koyucunun objektif iradesini yansıtmaz. Bu tartıĢmayı daha
fazla uzatmaya gerek yok.
Tayyip Erdoğan nasıl bir cumhurbaĢkanı olacak? - Fehmi KORU, Habertürk
Ġnsan kendisinden Ģüphe eder mi? Birkaç zamandır ben ediyorum. Tayyip Erdoğan‟ın yüzde
52 oy oranıyla cumhurbaĢkanlığı seçilmesine bayağı sevindiğim halde, “Acaba ben bir Tayyip
Erdoğan karĢıtı mıyım?” sorusu eĢliğinde hem de...
Daha önce benzer tahlil yazılarıyla okur karĢısına çıktığımda, Ak Parti ve Tayyip Erdoğan‟a
saldırmayı marifet sayanların akıl almaz suçlamalarına muhatap olurdum. Hiç unutmadığım
olay, daha iktidarının yarısında, Tayyip Erdoğan‟ın kötü alıĢkanlıklarla mücadelesi
baĢladığında, “Bunu yapıyor, çünkü kendisini toplumun babası yerine koyuyor” diye
özetlenebilecek tahlilimdir.
Belediye
baĢkanlığı
döneminde,
koltuğun
eski
unvanı
olan „Ģehremini‟ gibi
davranmıĢtı Tayyip Bey; baĢbakanlığında da, herkesin iyi, sağlıklı ve güvenli hissetmesinden
kendisini sorumlu tutmaya baĢlamıĢtı...
Tahlilim, hiç aklıma gelmemiĢ bir hesap olarak karĢıma çıkarıldı: “Onu „baba‟ kabul ediyor,
bizi de„çocuk‟ yerine koyuyor...”
Kimseyi „baba‟ veya „çocuk‟ olarak görmüyordum halbuki; yaptığım bir tahlilden ibaretti.
5
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Aradan geçen sürede, ilk baĢta beni eleĢtirenler bile, Tayyip Erdoğan‟ın kendisini „toplumun
babası‟olarak gördüğünün farkına vardılar...
ġimdi durum daha değiĢik. Fark, eleĢtiri oklarını üzerime gönderenlerin „karĢıt‟ cepheden
olmaması değil yalnızca, bir durum tespiti olarak ve genellikle Tayyip Erdoğan‟ın
açıklamalarına dayandırarak yaptığım yeni tahlilllere karĢı çıkılıyor.
Yazdıklarını okuyorsa, Tayyip Bey‟in de eleĢtirilere ĢaĢırdığını tahmin ediyorum.
Halk oyuyla seçilmiĢ ilk cumhurbaĢkanı olarak kendisini önceki cumhurbaĢkanlarından farklı
bir yere koyuyor Tayyip Erdoğan. Anayasada varolan ancak önceki cumhurbaĢkanlarının pek
az kullandığı yetkilerin tamamını kullanmak niyetinde olduğunu defalarca tekrarladı.
Kendisine yakın kalemler ile siyaset arkadaĢları, konumunun „baĢkan gibi‟ olacağını yazıp
söylüyorlar.
“CumhurbaĢkanını seçti” denilerek Çankaya‟ya geçecek...
Kendisinden sonra baĢbakanlık görevini üstlenecek kiĢinin „baĢbakan‟ değil „bakanlar kurulu
baĢkanı‟ olacağı da ilân edildi zaten...
Açıklanan niyeti, anayasayı değiĢtirerek „BaĢkanlık Sistemi‟ni getirmek...
Yemin edeceği 28 Ağustos‟a kadar baĢbakanlığı sürdürme isteği de, bir gün önce toplanacak
Ak Parti kongresine „genel baĢkan‟ sıfatıyla katılma arzusundan...
Tablo ortada. Ben de bu tabloya bakarak Tayyip Erdoğan‟ın Çankaya‟da bulunacağı
dönemin „Yeni Türkiye‟ olarak adlandırılmayı hak edecek pek çok yeniliğe kapı aralayacağı
kanaatimi yazdım. Daha önce çıkarılmasını istediği yasalardan bazılarına bütünüyle karĢı
çıkmıĢ,
bazılarına
değiĢtirilmesi
Ģartıyla „Evet‟ demiĢ
selefi
yüzünden
tam
gerçekleĢtiremediği düzenlemeleri bu dönem yasalaĢtıracağı beklentimi de tahlilime ekledim.
Ġnternet ile ilgili düzenlemelere ve MĠT yasasına ancak istediği değiĢiklikler yerine getirilince
geçit vermiĢti CumhurbaĢkanı Abdullah Gül; ona rağmen çıkartılmıĢ bir yasayı da bir baĢka
yasa maddesiyle derhal değiĢtirilmesi sözünü alınca onaylamıĢtı.
GeçmiĢte, hem de yakın geçmiĢte, yaĢanmıĢ olaylar bunlar...
Halkın oyuyla seçilmiĢ cumhurbaĢkanı olarak Tayyip Erdoğan bu tür müdahalelerden uzak
olacak ve kendisini daha rahat hissedecek...
Acaba bu tahlilde Tayyip Erdoğan‟ı rahatsız edebilecek ne var?
Yazarken herhangi bir önyargının tek bir satırıma yansımadığını biliyorum.
Gelin görün ki, tahlilim üzerine kaç eleĢtiri yazısı çıktı, emin olun sayısını ĢaĢırdım.
Kimsenin gözüne girmek için özel bir gayretim hiç olmadı, ancak birilerinin o yöndeki
çabalarına âlet edilmek de hoĢuma gitmiyor.
6
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Nasıl bir demokrasi, nasıl bir Türkiye? - Ali BAYRAMOĞLU, Yeni ġafak
Türkiye Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaĢkanlığıyla yeni bir döneme girmek üzere. Her konuda
olduğu gibi bu konuda da, beklentiler, tahminler itibariyle ağır bir kutuplaĢma yaĢıyoruz.
Bir yanda Türkiye'nin yeni hedeflere ve reformlara taze bir güç ve kurumsallaĢma düzeni
üzerinden gitmesini bekleyenler var.
Öte tarafta anayasa ihlallerinin baĢladığını ve fiili baĢkanlık sistemiyle iktidarın
kiĢiselleĢmesinin derinleĢeceğini öngörenler.
Bunlar sadece iki görüĢ değil, aslında gerçeğin iki yakası...
'Birinci açı'dan baktığınız zaman karĢınıza renkli, kısmen neĢeli, ama kesinlikle renkli bir
görüntü çıkıyor. Bu sosyolojik bir açıdır. Demokrasiyi (eĢitlik, özgürlük, adalet arayıĢlarını)
daha çok ekonomik, kültürel, sosyal unsurlar etrafında resmeder. Tarihsel, simgesel ve sınıfsal
yer değiĢtirmelerin, eĢitlenmelerin, iç içe girmelerin yaĢandığı, Kürtlerden dindarlara varoluĢ
sahalarının ve özgürlük alanlarının geniĢlediği bir manzaradır bu.
Ciddi sosyolojik dönüĢüm manzarası...
Hiç bir tartıĢma, siyaset ve siyasi iktidar üzerine hiç bir mülahaza bu görüntüyü ortadan
kaldırmaz.
Bu çerçevede kök-siyaset, kimlik-kamusal alan iliĢkilerin görece özgürleĢmesi, görece bir
açık toplum düzenine doğru ilerlemesi Türkiye'nin 10 yılının kalıcı girdilerinden birisidir...
Bu girdinin arka planında farklı kesimler arasında, bugün konjonktürel siyasi kutuplaĢmaların
perdelediği, toplumsal etkileĢimin ve sentezin varlığı, bir tür toplumsallaĢma süreci
bulunmaktadır. Buna bağlı olarak seküler, dini, geleneksel ve modern değer sistemlerinin aynı
kiĢi tarafından tüketildiği iç içe geçmeler yatmaktadır. Kimlik-tarih karĢılaĢması, gayri
müslimlerin keĢfi, cumhuriyet döneminin yeniden okunması, verili kimliğin ĢeffaflaĢması
arayıĢı yine burada yerini almaktadır.
Bu toplumsal öykü siyasi mücadelelerden bağımsız ele alınamaz. Bu mücadeleler içinde her
halde siyasi iktidara hatırı sayılır bir yer ayırmak gerekir.
Orta sınıfın nüfus içindeki payını 2001'den 2012'ye yüzde 21'den yüzde 41'e çıkaran
ekonomik ve sosyal politikalar, kemalist vesayetçi düzeni ters yüz eden demokratikleĢme
politikaları ve bunun doğrudan sonucu olarak Ģekillenen toplumsal özgüven iklimi siyasi
iktidarın değiĢimle iliĢkisinin üç temel kanalını oluĢturur.
Ġkinci açı, kiĢiselleĢme hallerinin, iddialarının, tartıĢmalarının yer aldığı açı, aynı zamanda
ikinci Türkiye'nin açısı ise ülkede AK Parti döneminde iyice derinleĢen gelenekleĢmiĢ 'hakim
yönetim tarzı''na, buna iliĢkin 'normatif değerler' ile 'siyaset ve demokrasinin kurumlaĢma
düzeyi'ne iliĢkindir.
Sık söyleriz, ülkenin, özellikle AK Parti'nin siyaset tarzı temel olarak ataerkildir.
Ataterkil tarz kurumsallaĢma yerine ĢahsileĢmeyi, liyakat yerine sadakatı, bu çerçevede
hükümranlık aracı olan siyasetin kendi dıĢında basından iletiĢime, kültürden hiç bir alana
özerklik bırakmamasını ifade eder. Ekonomiden yönetime cemaatçi değerlerin yönlendirdiği
yolsuzluklara da zemin hazırlayan enformel iliĢkilerin yoğun olduğu bir siyaseti üretir.
Toplumsal değiĢim istikametinde güçlü ve zımni toplumsal ittifakların oluĢtuğu, bu çerçevede
siyasi iktidar açısından baĢarı dozunun yüksek olduğu ve bölge konjonktür rüzgarının arkadan
estiği dönemlerde bu 'tarz', özgürlük kapılarını kapatma yerine açmıĢ ya da böyle algılanmıĢ,
yine algıda 'güç-baĢarı-demokrasi' arasında doğrudan iliĢkiler kurulmuĢtur.
7
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Bu tablo, 2011 sonrası olduğu gibi yeni toplumsal beklenti ve taleplerin devreye girdiği ve
karĢılıksız kaldığı, baĢka ifadeyle toplum-siyaset iliĢkilerinin daraldığı, tıkandığı dönemlerde
ise özgürlükler alanını daraltan, siyasetin toplum üzerindeki denetim ve baskısını besleyen
durumlara yol açmıĢtır.
Bu durum bir bakıma ataerkil siyaset tarzının ağır krizidir.
ÇatıĢan bu iki pist aslında bir bütün oluĢturuyor.
Mesele birincisinde ilerlemek, ikincisinde fren yapabilmektir...
Hazirana kadar Babacan - Fatih ALTAYLI, Habertürk
AK Parti'yi 12 yıldır iktidarda tutan Ģey ne dindir, ne imandır, ne sözde yeni Türkiye'dir, ne
geçmiĢten alınan intikamdır, ne demokraside var olduğu iddia edilen ilerlemedir, ne de buna
ekleyebileceğiniz baĢka Ģeylerdir. AK Parti'yi 12 yıldır iktidarda tutan sihirli sözcük
ekonomidir.
12 yılda zengin daha zengin olmuĢtur.
Fakir ise daha fakir olmamıĢ, en azından kendini daha fakir hissetmemiĢtir.
DıĢ borç katlanarak artmıĢ, Cumhuriyet tarihinin rekor düzeyine çıkmıĢtır, ama bunun bedeli
henüz ödenmediği için bu, halka zenginlik olarak yansımıĢtır; yansımaya da devam
etmektedir.
Halk bu sihirli saadet zincirinin sürdürülmesi için AK Parti'ye oy vermektedir.
AK Parti iktidarı da bu saadet zincirini sürdürmek zorundadır ki, güçlü bir Ģekilde iktidarını
koruyabilsin.
Bu zincirin sürmesinin koĢulu ise Türkiye'ye dıĢ kaynak aktarılmasıdır.
Ali Babacan'ın geçtiğimiz haftalarda açıkladığı gibi Türkiye her yıl 100 milyar dolar
civarında bir dıĢ kaynağın gelmesine muhtaçtır.
Bugünlerde
bu
dıĢ
kaynağın
kafasında
bazı
soru
iĢaretleri
var.
Tayyip Erdoğan'ın KöĢk'e çıkmasından sonra Ali Babacan'ınki gibi "makul ve
dirayetli" bir adamla,"makul" bir ekonomi politikası sürdürülecek mi, yoksa yeni
BaĢbakan'la beraber ekonomi politikası da dıĢ politika gibi hayalci ve maceracı bir yöne mi
sürüklenecek?
Yani kısacası Babacan kalacak mı, gidecek mi?
Yabancı yatırımcıların, kredi derecelendirme kuruluĢlarının aklındaki soru bu.
Ben buna yanıt vereyim.
Tayyip Erdoğan akıllı ve pragmatik bir adamdır.
Esip
yağıp
gürleyebilir,
ama
günün
sonunda
hesabı
yapar.
Bugün de o hesabı çoktan yapmıĢtır ve Babacan'sız bir ekonomi ile Babacan'lı bir
ekonominin kıyaslamasını yapmıĢ, kendisine, AK Parti'ye, Türkiye'ye hangisinin gerekli
olduğunu hesaplamıĢtır.
Bu yüzden de bana göre yeni hükümette koltuğu en garanti isim Ali Babacan'dır.
Ali Babacan'ın Bakanlıktaki odasını topladığı iddialarına Babacan'ın ekibinin verdiği yanıt
ise Ģöyledir:
"Hazirana kadar odayı toplamamız söz konusu değil. Sonrası Allah kerim."
8
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Çözüm takvimi – Abdulkadir SELVĠ, Yeni ġafak
CumhurbaĢkanlığı seçimi yeni sonuçlandı. AK Parti bir yandan liderini Çankaya'ya
çıkarmaya hazırlanıyor diğer taraftan yeni BaĢbakan ve kongre süreci yaĢanıyor. Tüm
bunların arasında ise hızlı bir trafik yürüyor.
Çözüm trafiği bu. Hükümet-HDP-Ġmralı-Kandil arasındaki son 1 hafta içinde tam 6 görüĢme
yapıldı. Bu hem çözüme verilen önemi gösteriyor hem de kritik bir aĢamaya gelindiğinin
iĢareti. Ġhtiyaç duyulan yasal düzenlemeler için Adalet Bakanlığı'nın da katkısıyla Kamu
Güvenliği MüsteĢarlığı'nda bir çalıĢma yürütülüyor. Ayrıca çözüm süreci yerel seçimlerden
ve CumhurbaĢkanlığı seçiminden güçlenerek çıktı. Çözümün mimarı olan BaĢbakan Erdoğan
CumhurbaĢkanı oldu.
Çözüm sürecinin önemli ayaklarından birini oluĢturan DıĢiĢleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AK
Parti Genel BaĢkanı ve BaĢbakan oluyor. Ġmralı ile görüĢmeleri yürüten MĠT MüsteĢarı
Hakan Fidan'ın DıĢiĢleri Bakanı olması gündemde. Konjonktür tamamen sürecin lehine
geliĢiyor. Tersi de olabilirdi. Eğer yerel seçimde ve CumhurbaĢkanlığı seçiminde Erdoğan
kaybetseydi çözüm rafa kalkmıĢ, OHAL'i Ģimdi mi getirelim yoksa sonraya mı bırakalım
tartıĢmasını yapıyor olurduk.
Halkımız çözümün arkasında güçlü bir Ģekilde durmak suretiyle, sürecin zemini güçlendirdi,
siyasi iradeye, 'Doğru yoldasınız, destekliyorum' mesajını verdi.
Çözüm iki kanatlı. Çözüm süreci sadece iktidar cephesine kazandırmadı. CumhurbaĢkanlığı
seçimlerinin birinci kazananı Erdoğan olduysa ikinci kazanan Selahattin DemirtaĢ oldu.
Yüzde 9.8 oranında oy alan Selahattin DemirtaĢ ilk kez bölge dıĢından Ege ve Marmara
Bölgesi'nden oy almayı baĢardı. Bayrağa sarılı Ģehit cenazeleri gelseydi Selahattin DemirtaĢ'a
Ege bölgesinden oy çıkar mıydı?
Selahattin DemirtaĢ, Hakkari meydanında yaptığı konuĢmayı yapsa, Ġzmir'den ciddi bir destek
bulması mümkün müydü?
Türkiyelilik demese, Kandil'in dilinin yerine Türkiyeliliğin dilini kullanmasa oylarını 6.1'den
9.8'e çıkarabilir miydi?
Siyasi mücadelesini silahların gölgesinde yürüten HDP'ye, halkımızın açtığı çok önemli bir
kredi bu. Silahlı değil siyasi mücadele yaptığın, ayrımcılığın dilini değil Türkiyeliliği
konuĢtuğun sürece ben seni destekleyebilirim diyor.
CHP'nin siyasi mumya gibi dolaĢtığı bir siyaset arenasında PKK silahlı mücadeleyi
sonlandırıp, HDP Türkiyelilik dilini güçlendirdiği sürece Ana Muhalefet Partisi olmasının önü
açılmıĢ demektir.
PKK silahlı mücadeleyi bırakacak mı?
Bu konuda belirlenmiĢ bir takvim var mı?
MĠT MüsteĢarı Hakan Fidan, DıĢiĢleri Bakanı olduğu taktirde bu süreç zarar görür mü?
9
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Sondan baĢlayalım isterseniz. Çözüm sürecinde karĢılıklı olarak yaĢanan tecrübelerden sonra
artık sürecin hızlanması gerekiyor. BaĢbakan Davutoğlu-DıĢiĢleri Bakanı Fidan uyumu ile
bunun yakalanacağı bekleniyor. Çözüm sürecinin koordinasyonunu sağlayan BaĢbakan
Yardımcısı BeĢir Atalay'la mı devam edilecek yoksa Hakan Fidan DıĢiĢleri Bakanı ve
BaĢbakan Yardımcısı gibi bir görev üstlenmek suretiyle çözüm sürecinin koordinasyonunu da
mı üstlenecek?
Karar alma süreçlerini hızlandırma açısından böyle bir yol tercih edilecek mi? Buna yeni
CumhurbaĢkanı ve yeni BaĢbakan karar verecek. Takvim konusuna gelince, bir takvim var.
Çözüm sürecini ilk yazdığımda aynı yıl içerisinde üç aĢamayı da gerçekleĢtirecek bir takvim
yayınlamıĢtım. Öyle olmadı tabii. Siyasi irade ve Ġmralı, 2015 yılında çözüm sürecinin üçüncü
aĢamasının da tamamlanması ve PKK'nın Türkiye'de silahlı mücadeleyi bıraktığını ilan
etmesini amaçlıyor.
Bu takvim 2015 sonuna sarkar mı?
Beklenti sarkmaması yönünde. Mümkün olursa 2015 seçimlerinden önce. Bunun için
öncelikle ikinci aĢamanın tamamlanması gerekiyor. Aslında çözümün yasal zeminini
hazırlayan 6 maddelik, 'Mini çözüm paketi' nin yasalaĢmasıyla birlikte ikinci aĢamaya geçildi.
Geri çekilmenin tamamlanması ve çözümün hukuki statüye kavuĢması aĢamasıydı bu. Kamu
Güvenliği MüsteĢarlığı'nda hazırlığı yapılan yasal düzenleme ile dağdan iniĢler ve
cezaevlerindekilerle ilgili hukuki prosedür hazırlanıyor.
Dağdan iniĢlere öncelikle Mahmur Kampı'ndakilerin Türkiye'ye getirilmesi ile baĢlanacak.
Ancak burada Habur'da yaĢanan süreçten dersler alınmak suretiyle adım atılacak.
Habur'dan getirilenler ayrı bir kent kurulmak suretiyle bir arada tutulmayacak. Gerekli olan
sağlık kontrolleri yapıldıktan ve vatandaĢlık açısından gereken iĢlemler gerçekleĢtirildikten
sonra topluma kaynaĢmaları ve eski yerleĢim yerlerine dönmeleri sağlanacak. Bunları
Kandil'deki eylemlere karıĢmamıĢ grubun indirilmesi takip edecek. Ama bunlardan önce
ikinci aĢamanın tamamlanması adına atılması gereken iki önemli adım var.
HDP ile hükümet arasındaki görüĢmelerde bunun takvimlendirilmesine çalıĢılıyor.
1-Ġçerideki silahlı unsurların Türkiye sınırlarının dıĢına çıkarılması. Ekim-Kasım ayından
itibaren geri çekilmenin baĢlaması hedefleniyor. Örgütün kıĢ yapılanmasına geçmemesi, yaĢlı
ve hasta olanların ise istihbarat birimlerinin bilgisi dahilinde topluma kazandırılması.
2-Terörle Mücadele Kanunu'nda değiĢiklik yapılarak terör suçlarındaki oranların yeniden
düzenlenmesi. Bu düzenleme cezaevlerindeki 4 bin civarındaki PKK-KCK mahkumunu esas
alacak.
Yeni hükümetle birlikte çözüm takvimi hızlanacak.
Çözümün final yılı, 2015...
10
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
AVRUPA GÜNDEMİ
Ukrayna’nın doğusunda çatıĢmalar tüm Ģiddetiyle sürüyor
Euronews
Ukrayna‟nın doğusunda Rusya yanlısı ayrılıkçılarla ordu arasındaki çatıĢmalar tüm Ģiddetiyle
sürüyor. Ukrayna ordusunun Rus yanlısı ayrılıkçıların kontrolünde olduğu için yaklaĢık bir
aydır kuĢattığı Luhansk‟ta durum içler acısı. Ġtfaiye ekipleri vurulan yerlerde baĢlayan
yangınları söndürmek için uğraĢırken, kaçacak yeri olmayan bölge halkı ise evlerinin
altındaki bodrum katına sığınıyor. Donetsk yakınlarındaki Makiyivka Ģehrinde de çatıĢmalar
sonucunda en az 3 kiĢinin öldüğü bildirildi.
Tarihin akıĢını değiĢtiren piknik
Euronews
1989 yılında Avusturya-Macaristan sınırından düzenlenen ve Doğu Avrupa‟da Komünizm‟in
sonunu getiren „Pan-Avrupa Pikniği‟nin 25. yıl dönümü kutlandı. Piknik nedeniyle geçici
olarak açılan Macaristan sınırı büyük bir kaçıĢa ve Berlin Duvarı‟nın yıkılıĢına neden oldu.
1989 yılındaki pikniğe yaklaĢık 15 bin kiĢi katılmıĢtı. Doğu Almanya‟dan Macaristan‟ın
Sopron bölgesine gelen yüzlerce kiĢi sembolik olarak açılan bu sınırdan kaçarak Avusturya‟ya
geçti. Macar polisi, kaçanlara herhangi bir müdahalede bulunmadı. Toplu kaçıĢ eylemi Demir
Perde‟de büyük bir çatlak oluĢturdu.
'Güney Akım'da Türkiye ve Yunanistan tercih edilebilir' iddiası
Euractive
Rus basını, Rus doğalgazını Avrupa'ya ulaĢtıracak Güney Akım boru hattı projesinde
Bulgaristan-Sırbistan-Macaristan-Slovenya rotasından vazgeçilerek, hattın Ġtalya ve
Avusturya'ya Türkiye ve Yunanistan üzerinden ulaĢtırılabileceğini yazdı.
Rusya'nın gıda ambargosu, üreticilerle birlikte ECB'yi de zora soktu
Euractive
Rusya'nın Avrupa Birliği'nden gıda ithalatına getirdiği yasak, Avrupalı çiftçilerin yanı sıra
Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) da baĢını ağrıtacak. Deflasyon endiĢelerinin hakim olduğu
bir ortamda üreticiler ya fiyatları aĢağı çekmek, ya da ürünlerini imha etmek zorunda kalacak.
Biz dost değil miydik?
Sabah Avrupa
BaĢbakan Merkel, kendi sözü olan „Dostlar arasında dinleme olmaz‟ cümlesinin hatırlatılması
üzerine o söz ile ABD‟yi kastettiğini dile getirdi. Almanya BaĢbakanı Angela Merkel, Federal
Ġstihbarat TeĢkilatı‟nın (BND) Türkiye‟ye yönelik dinleme ve izleme faaliyetlerinde
11
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
bulunduğu iddialarına iliĢkin, soruları Letonya yanıtladı. Merkel‟e Amerika BirleĢik
Devletleri‟nin (ABD) Almanya‟yı dinlediğinin ortaya çıkması üzerine sarf ettiği „Dostlar
arasında dinleme olmaz‟ sözü hatırlatılınca söz konusu cümleyi ABD ilgili bağlamda sarf
ettiğini dile getirdi.
“Türkiye bizi anlamalı”
Sabah Avrupa
“Türkiye kriz bölgesine sınır”
MÜNĠH merkezli Merkur Gazetes‟nin internet haber servisinin Türkiye‟nin dinlenmesiyle
ilgili sorularını cevaplandıran Wolfgang Bosbach, “Bizim dinlememizi eleĢtirenlere
Türkiye‟nin kriz bölgesi Suriye, Irak ve Ġran‟a sınır olduğunu hatırlatmak isterim” dedi.
CDU‟lu politikacı ayrıca, Almanya içinde de bazı fanatik gurupların bulunduğunu ve bunların
köklerinin Türkiye‟de olduğunu kaydetti.
Bakan Dinlemeyi Doğruladı
ALMANYA ĠçiĢleri Bakanı Thomas de Maiziere (60), bu sabah katıldığı devlet televizyonu
ZDF‟nin Morgenmagazin adlı programında, Almanya‟nın Türkiye‟yi dinlediğini doğruladı.
Muhabirin dinleme olayıyla ilgili sorusunu, “Biz kendimizi savunmak için bu dinlemeyi
yaptık. Dinlemenin ayrıntıları kamuoyu önünde konuĢulmaz. Açıklama yapılması gerekirse
bu Federal Almanya Meclisi Gizli Servisler Kontrol Komisyonu önünde olur”
dedi.
Bir Bahane De Csu’dan
FEDERAL üçlü koalisyon hükümetinin küçük ortağı CSU‟nun iç güvenlik uzmanı Stephan
Mayer (40), “Almanya‟dan Suriye‟deki çatıĢmalara 400‟e yakın kiĢi gitti. Bunların tamamının
Türkiye üzerinden bölgeye ulaĢtığı biliniyor. Alman Gizli Servisi (BND) sürekli olarak bütün
bölgeyi gözetlemek zorunda” dedi. Mayer, sözde cihat için bu bölgeye giden 400 kiĢinin
Almanya‟ya dönmeleri durumunda tehlike arz edeceklerini kaydetti.
Özdemir Dinlemeyi Savundu
YEġĠLLER Partisi‟nin Türk kökenli eĢbaĢkanı Cem Özdemir, dinleme olayıyla ilgili olarak,
“”Türkiye‟nin BND tarafından izlenmesi, Irak ve Suriye sınırındaki durum ıĢığında, çok
ĢaĢırtıcı değil. Bunun tam aksi sorumsuzluk olurdu” dedi.
Hollanda'da Ġsrail protestosuna müdahale
Dünya Bülteni
Hollanda'nın Lahey kentinde Ġsrail'in Gazze'ye saldırılarını protesto edenlere müdahale eden
polis, Savunma Bakanlığı‟na yürümek isteyen göstericileri gözaltına aldı.
12
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Filistin‟e destek veren gruplar tarafından düzenlenen gösteriye, aralarında Hollanda, Türkiye
ve Fas vatandaĢlarının da bulunduğu yaklaĢık 100 kiĢi katıldı.
“Filistin‟de iĢgale son”, “Gazze‟ye özgürlük”, “Terörist Ġsrail” ve “Katil Netanyahu” Ģeklinde
sloganlar atan grup, Filistin ve Türkiye bayrakları taĢıdı.
Merkel'den NATO güvencesi
DW
Almanya BaĢbakanı Angela Merkel, Rusya'nın müdahalesinden endiĢe eden Baltık ülkelerine
NATO'nun desteğini vaad etti. BaĢbakan Merkel, dün Letonya'ya 1 günlük çalıĢma
ziyaretinde bulundu. Merkel, baĢkent Riga'da mevkidaĢı Laimdota Straujuma ile bir araya
geldi.Kırım'ı ilhak eden Rusya'nın Ukrayna'nın doğusuna iliĢkin tavrı, Rus azınlığın yaĢadığı
Estonya, Letonya ve Litvanya gibi Baltık ülkelerinde endiĢeye yol açıyor.
Müstakbel BaĢbakan Davutoğlu Olacak
AFP
Sabık CumhurbaĢkanı Abdullah Gül, dün akĢam yaptığı açıklamada, CumhurbaĢkanı seçilen
Ġslamî muhafazakâr BaĢbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yerini DıĢiĢleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu'nun alacağını ifade etti. Televizyonların verdiği habere göre CumhurbaĢkanlığı
KöĢkü'nde verdiği son resepsiyonda basına yaptığı açıklamada, "Anladığım kadarıyla
müstakbel BaĢbakan, Davutoğlu olacak." dedi. Gül, "Görevini ifa etmesine hepimiz yardımcı
olmalıyız. Siyasete girmek konusunda onu ben ikna ettim, destekleyeceğim." dedi.
Avrupa basınında Ġsrail tartıĢmaları
Evrensel
AB -Avrupa‟da bu hafta da Ortadoğu‟daki geliĢmeler ana gündemi oluĢturdu. Alman
medyasında ağırlıklı olarak Ġsrail‟i arkalayan ve Irak‟taki IġĠD saldırılarıyla birlikte
Müslümanlığı, Müslümanları, Gazze saldırılarının müsebbibi olarak gösteren yorumlar
yapıldı. BaĢka bir gündem konusu da, doğal olarak ABD ve müttefiklerinin Rusya‟ya yönelik
yaptırımlarıydı. Medya, yaptırımları -birkaç istisna dıĢında- tek sesli olarak olumladı: Putin‟e
gereken ders verilmeli, diz çökmesi, geri adım atması sağlanmalıydı. Seçtiğimiz makale Knut
Mellenthin‟in Junge Welt gazetesinde yayınladığı yorum, ve bu Rusya ve Putin konusundaki
ağız birliğini bozan seslerin de olduğunu göstermesi açısından önemli...
Ġngiltere‟den seçtiğimiz makale ise ilk Müslüman kabine bakanı Barones Warsi‟nin dıĢiĢleri
bakanlığı görevinden ve hükümetten istifasını iĢliyor. Hükümetin Ġsrail‟i koĢulsuz
desteklemesi, bazı çevreler tarafından eleĢtirildi. Hükümet ortaklarından ve Liberal Demokrat
Parti Lideri Nick Clegg, (aynı zamanda BaĢbakan Yardımcısı) Ġsrail‟e yönelik silah satıĢında
13
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
endiĢelerinin olduğunu ifade etti ve görevden istifa eden Barones Warsi‟ye katıldığının
belirtti. Diğer yandan Ġsrail politikasını savunan Daily Telegraph gazetesi, Barones Warsi‟nin
istifasını eleĢtirdi. GeliĢmeler ile ilgili Daily Telegraph‟ ın yorumunu da okuyucularımıza
sunuyoruz.
Fransa‟da ise Hümanite gazetesi, Cathy Ceïbe tarafından derlenen bir yazıyla, AB ülkelerinin
iki yüzlü politikalarına karĢı aykırı iki sesi sayfasına taĢıdı. Demokrasi ve insan haklarını
ağızlarından düĢürmeyen uluslararası kurum ve siyasetçilerin, söz konusu Ġsrail olduğunda
uluslararası hukukun nasıl sus pus edildiğini gösteriyor.
Kaliteli Medya’nin Birlik Cephesi - Knut Mellenthin, Junge Welt
Yok, yok Washington Post ve Der Spiegel‟in Ģef redaktörleri, savaĢ kıĢkırtıcısı falan değiller.
Sadece „canavar‟ Putin‟i diz çökmeye zorlamak ve Rusya‟yı da istikrarsız hale getirmek
istiyorlar. Bu sayede günün birinde Rus milyarderleri ve diğer liberal demokratlar, Putin‟i
çarmıha germe veya sorumluluklarının hesabını vermek için Den Haag‟a gönderme fırsatını
yakalamıĢ olacaklar.
Burada kısa bir not düĢmek lazım: 1941 yılında Hitler yola çıktığında, Stalin‟in kısa süre
içinde bir „devrim‟le düĢürüleceğine inanmaktaydı. Ama iĢte görüldüğü gibi, her Ģey
düĢünüldüğü gibi gerçekleĢmiyor. Hele de düĢünmeden, sadece bozuk meyveleri tıkındığı için
karın ağrısı çeken ergen Ģempanzeler gibi sinirli sinirli bağırıp çağırılırsa...
Washington Post‟un Ģef redaktörü, iki-üç haftada bir batının güçsüzlüğünden Ģikayet eden ve
„tehlikeli hayduta‟ nasıl ders verileceğini anlatan bir baĢyazı yazıyor. Tabi ki bunun riskli bir
Ģey olduğunu biliyor. Birkaç gün önceki yazısında, “Putin‟in sert yaptırımlar karĢısında geri
adım atmayacağı, saldırıya geçeceği kesin. Batı, yaralandığı için daha da saldırganlaĢacak bir
Putin‟e hazır olmalı.” diyerek bu konuya dikkat çekmiĢti. Vietnam savaĢı sırasında Tonking
Körfezi‟nde olan bitenlerin gerçek yüzünü ortaya çıkararak, ABD‟nin geri çekilmesine yol
açan yayını yapan gazetenin kırk yıl önceki okurlarının Ģimdiki gazeteyi tanımaları zor...
Almanya‟da da Der Spiegel dergisinin „cesur‟ amatör strateji uzmanı Ģefleri Putin‟e
uygulanacak yaptırımların ters tepebileceğini tahmin edebiliyorlar. Dergi son sayısında; “Ġlk
aĢamada Putin sağa sola saldırmaya, ĢaĢırtıcı bir karĢı saldırıda bulunmaya kalkıĢabilir. Ama
orta vadede Uluslararası Cemiyet‟in Ukrayna‟da savaĢı kıĢkırtıcılığı yapan bu paryası, geri
adım atmak zorunda kalacaktır.” diye yazıyor. “Eeee, varsayalım geri adım atmadı, ne
olacak?” sorusuna verilen cevap; “Ah sevgili çocuklar; hele bir bekleyelim, bunu daha sonra
tartıĢırız!”
Batılı ana akım medya, ağız birliğiyle Putin dediğinde Rusya‟dan söz ediyorsa; ki böyle
yapıyor, alarm zilleri çalıyor demektir. Böyle bir propaganda dili sadece savaĢ hazırlığı
döneminde veya savaĢ sırasında kullanılır. ÇeliĢkilerin, saldırgan bir dil kullanılarak,
ĢeytanlaĢtırılmıĢ bir kiĢide yoğunlaĢtırılmasıyla, geliĢmeler konusunda nesnel analizler
yapılmasının önü kesiliyor. Zaten bu da istenmiyor.
14
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Batılı ana akım medyanın ABD ve müttefiklerini, “Uluslararası Cemiyet” olarak nitelemesi
ise propagandadan baĢka bir Ģey değil. Bu niteleme, hesapsız ve bu nedenle büyük tehlikelere
gebe sabit fikir çılgınlığını gizlemekten öte bir iĢe yaramıyor. Bilindiği gibi batılı hükümetler
dünya nüfusunun sadece yüzde 15‟ini temsil ediyorlar ve bu yüzde 15‟i gerçekten temsil edip
etmediklerini de kanıtlamak zorundalar...
'Uluslararasi Standartlara Hiçbir Zaman Uyulmadi, Uyulmuyor' - Cathy
CEÏBE Humanite
Bolivya Büyükelçisi Jean Paul Guavera; “Bolivya‟nın 2009‟ da Ġsrail‟le olan diplomatik
iliĢkilerini kesti. O tarihlerde yine Ġsrail‟in Gazze ġeridindeki Filistinli nüfusa karĢı bir
katliamı söz konusuydu. O zamandan beri iliĢkilerimizi düzeltmedik, çünkü durum hala
değiĢmedi… Filistin‟de masum insanların öldürülmesi ve Gazze‟deki abluka devam ediyor…
2009 yılında iliĢkileri koparmamızın anlamı çok önemlidir… Ġsrail‟i terrörist devletler
listesine koymamızın nedeni bunlardır. Bu hafife alınacak bir karar değildir. Bizim için,
çocukların, kadınların ve masumların öldürülmesi terörizmden baĢka birĢey değildir… Her
ülke kendi eylemleri için halkına açıklama yapmak zorundadır. 2009 yılında Bolivya Devlet
BaĢkanı Evo Morales BirleĢmiĢ Milletler kurulunu “Güvensizlik Kurumu/Konseyi” olarak
ilan etti. 2009 olaylarından sonra hiçbir Ġsrail yetkilisi hesap vermemiĢtir. Uluslararası
standartlar hiçbir Ģekilde yerine getirilmemiĢtir. Ġki yüzlü bir söylem var. BM Ġnsan Hakları
Yüksek Komiseri Navi Pillay, olaylar karĢısında bir cezasızlığın olamayacağını açıkladı. Ama
ateĢkese çağırıp aynı zamanda silah tedarik etmeye devam edildi. Bu tutarlı bir davranıĢ
değildir... Bu trajik olayların tekrarlanmaması için yaptırımlar uygulanmalıdır.”
Casusluk, Avrupa’da Geleceğin Mesleği - Yannis Papadatos Eleftheros Tipos
-Berlin‟in Yeni Doktrini: Müttefiklerini DüĢmanlarından Daha Fazla Ġzle… Spiegel'in Ortaya
Çıkardığı Telekulak Olayına KarĢı Ankara‟nın Öfkesine Alman Yetkililerin Cevabı-Alman Süddeutsche Zeitung gazetesinde, müttefiklerin düĢmanlardan daha fazla izlendiği
yeni soğuk savaĢta casusluğun geleceğin mesleği olduğu vurgulanıyor.
Görev alanı geniĢletilmiĢ Alman kurumları, “alıĢılmıĢ rakipleri” (Rusya, Çin, Ġran) dıĢında
ABD ve Ġngiltere gibi NATO‟daki müttefik ülkelerin ajanlarını takip etme görevini üstlendiği
için Alman casuslar, önümüzdeki yıllarda fazla mesai yapacak. Berlin‟in temel ekseni
ġansölyelik ile DıĢiĢleri ve ĠçiĢleri Bakanlıkları tarafından belirlenen “360 derecelik bakıĢ”
adlı yeni casusluk doktrini bunu öngörüyor.
--Yan Etkiler--
15
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Ancak son günlerin önemli konusu, Der Spiegel dergisinin pazar günü yayımladığı haber
vesilesiyle Almanya ile Türkiye arasındaki casusluk savaĢı. Türkiye DıĢiĢleri Bakanlığı dün,
Almanya‟nın Ankara Büyükelçisi Eberhard Pohl‟u davet etti, devamında da Berlin‟e karĢı son
derece saldırgan bir açıklamada bulundu. Türk diplomasisinden, “Alman makamlarının
Alman basını tarafından ifade edilen iddialara resmî ve tatmin edici bir açıklama getirmesini,
bu iddiaların gerçek olması durumunda (Alman gizli istihbarat teĢkilatının) bu faaliyetlerini
derhâl sonlandırmasını bekliyoruz.” Ģeklinde açıklamada bulunuldu.
Buna rağmen Almanlar, buna hiç kulak asmadı ve Ankara‟ya soğuk duĢ etkisi yaratan bir
cevap verdiler. Alman yetkililer, Frankfurter Allgemeine gazetesine, “Türkiye‟nin ki özel bir
durum, ABD ve Fransa ile kıyaslanamaz.” diyerek aslında Spiegel dergisinin, Almanya‟nın
Türkiye‟yi güvenliği açısından çok yönlü bir tehdit olarak algıladığıyla ilgili haberini
doğruladı (Irak-Suriye cihatçılarına sağladığı destek, Yunanistan ile Avrupa‟ya doğru
gerçekleĢen yasa dıĢı göçün kontrol edilmemesi, PKK ile Bozkurtların Alman topraklarındaki
faaliyeti, uyuĢturucu madde ticareti ile çeteleri ve benzeri nedenlerle).
Almanlar, Erdoğan‟ın siyasi planlarına hizmet etmek için kullandığı Almanya‟daki Türklere
iliĢkin faaliyetinden son derece rahatsız. Türkiye‟yi “dost ülke” olarak nitelendirmekten
kaçınarak “Almanya birçok alanda Türkiye ile iĢ birliği yapıyor.” demekle yetinen Alman
DıĢiĢleri Bakanlığının izleme olayını yalanlamayı reddetmesi bu Ģekilde açıklanıyor. Bu
nedenle Milliyet gazetesi, Ģikâyet ederek Almanya‟nın Türkiye‟yi “müttefik olarak gördüğünü
ancak dost ülke olarak görmediğini” yazdı.
Der Spiegel dergisinin atıfta bulunduğu gizli belgeye göre Alman teĢkilatı BND, 2009‟da
Türkiye‟yi dört yılda bir yenilenen özel izleme listesine almaya karar verdi. Almanlar, bu
izlemeler çerçevesinde ABD DıĢiĢleri Bakanı John Kerry, Hillary Clinton ve eski BM Genel
Sekreteri Kofi Annan‟ın konuĢmalarını “tesadüfen" dinledi.
Türkiye... Ordu Bir Kürdü Öldürdü - Nick Brauns, Junge Welt
Türk askerlerinin salı günü Lice yakınlarında Kürtlerin düzenlediği bir gösteriye yönelik
saldırısında bir gösterici vurularak öldürüldü, biri de yaralandı. Zırhlı araçlarla olay yerine
gelen ordu, Ģehit düĢen gerilla savaĢçılarına ait bir mezarlıkta Kürdistan ĠĢçi Partisinin (PKK)
ilk komutanı Mahsum Korkmaz için dikilen heykeli yıkmaya çalıĢtı. Söz konusu heykel geçen
cuma günü Kürdistan‟daki silahlı mücadelenin 30. yıl dönümü vesilesiyle dikilmiĢti.
Diyarbakır‟daki bir mahkeme pazartesi günü heykelin yıkılmasına karar verdi. Bunun üzerine
ise binlerce insan heykelin korunması için mezarlıkta toplandı. Ordu son haftalar içerisinde
Kürtlerin yoğunlukta yaĢadığı Türkiye‟nin birçok bölgesinde askerî operasyonlar baĢlattı.
Gerilla da bir buçuk yıldır süren ateĢkesine rağmen baraj inĢaatlarına ve askerî üslere saldırdı.
16
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Almanya kendisini yine süper güç mü sanıyor? – Mehmet BARLAS, Sabah
Alman hükümetinin ve gizli servislerinin ülkeleri bir süper devletmiĢ gibi onu bunu
dinlemesi, yaĢlanan boğasını emekliye çıkartan çiftçinin hikâyesini hatırlattı bana...
YaĢlanan boğası emekli edilince, çiftçi onu da çayırda otlanan ineklerin arasına salmıĢ... YaĢlı
boğa da burada sakin sakin dolaĢıp, ineklerle birlikte otları yiyormuĢ. Çiftçi bir süre sonra
genç bir boğa satın alıp, onu da çayıra salmıĢ... Ancak genç boğanın katılması üzerine yaĢlı
boğa burnundan dumanlar çıkartıp, ön ayaklarıyla toprakları eĢelemeye baĢlamıĢ.
Durumu izleyen çiftçi yaĢlı boğanın yanına gitmiĢ ve kulağına eğilip "Neden böyle
yapıyorsun, neden genç bir boğaymıĢ gibi davranıyorsun" diye sormuĢ. YaĢlı boğa da
"Anlamıyor musun, bu genç boğa beni de inek sanmasın diye böyle davranıyorum" diye
cevap vermiĢ çiftçiye.
Süper güç rolü mü?
Gücünü abartarak baĢlattığı iki dünya savaĢında da yenilen, bölündükten sonra zorla
birleĢtirilen Almanya, kendisini yine bir süper güç zannetmeye baĢladı galiba.
Almanların CIA'sı olan BND'nin eski yöneticisi Hans- Georg Wieck'in bir gazeteye verdiği
demeci okudunuz mu bilmiyorum... Özetle Ģöyle konuĢmuĢ:
"Alman hükümeti BND'ye Türkiye'yi izleme talimatını vermiĢtir. Almanya'da Kürtler
ve Kürt olmayanlar arasında gerginlik yaĢanıyor. Bu aydınlatılmaya çalıĢılmıĢ olabilir.
Bence bu kararın alınmasında iç siyasi aktörler etkili oldu."
Çanakkale geçiĢi
Ġstihbarat uzmanı olarak tanıtılan Erich Schmidt -Eenboom adındaki yetkili de istihbarat
teĢkilatlarının daima ikili oynadığını hatırlatırken "Ülkelerle hem iĢbirliği yapıyorlar ancak
aynı zamanda onlar hakkında bilgi toplamaya devam ediyorlar... Türkiye ayrıca
bölgede orta seviyede bir güç ve Suriye'ye, Irak'a, Ġran'a sınır olan ülke... Türkiye
ayrıca Çanakkale Boğazı'nın geçiĢini kontrol ediyor ve AB üyeliğine aday. Bu yüzden
Alman hükümeti ülkenin içindeki dengelerin nasıl olduğunu, hâlâ derin devletin olup
olmadığını bilmek istiyor olabilir."
ġimdi ne olacak?
Schmidt- Eenboom, 1980'li yılların sonunda eski BaĢbakan Helmut Kohl döneminde
istihbarat teĢkilatınca izlenen ülkeler sıralamasında Ġngiltere, Fransa ve Amerika'nın üst
sıralarda yer aldığını da hatırlatmıĢ.
Bütün
bu
aydınlatıcı
açıklamalar
sonunda
ne
düĢünürsünüz?
Almanlar herkesi ve bu arada Türkiye'yi de dinledikten sonra elde ettikleri bilgilerle acaba
neyi değiĢtirebilecekler? Acaba Çanakkale Boğazı'nı onlara kapatsak mı?
17
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
AFRİKA GÜNDEMİ
Liberya’da kaybolan 17 Ebola hastası bulundu
Euronews
Son yılların en ölümcül salgın hastalığı kabul edilen Ebola virüsü yayılmaya devam ediyor.
Hastalıktan en çok etkilenen Afrika ülkesi Liberya‟da, bir dispansere saldırılmasının ardından
kaybolan 17 Ebola hastasının bulunduğu açıklandı. Liberya, hastaların yeni bir sağlık
merkezine yerleĢtirildiğini belirtti.
Mısırlı aktivist açlık grevine baĢladı
Dünya Bülteni
Mısır'da, 2011 devriminin en etkili sol eğilimli akvistlerinden Ala Abdulfettah'ın açlık grevine
baĢladığı bildirildi.
Abdulfettah'ın ailesi tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Ala, tutuklu bulunduğu Tora
Hapishanesi'nden serbest bırakılıncaya kadar açlık grevi yapacağını bildirdi" ifadesi
kullanıldı.
Açıklamada, Abdulfettah'ın 17 Ağustos'ta ĠçiĢleri Bakanı Muhammed Ġbrahim'in talimatıyla
yoğun bakımdaki babasını görmek için hapishaneden çıkarıldığı, açlık grevi kararının bu
ziyaretin ardından alındığı kaydedildi.
Libya'da devlet kanallarının yayını durduruldu
Trt Türk
Yayın durdurmanın herhangi bir teknik arızadan kaynaklanmadığı belirtilirken, konuya iliĢkin
Libyalı yetkililerden herhangi bir açıklama yapılmadı. Akademisyen Habib el- Ammari,
"Hükümet aldığı kararları gözden geçirmeli. Bu durum düĢünce özgürlüğüne indirilmiĢ bir
darbedir" dedi. Ammari, kanal yönetiminin de hükümet kapatma sebebini açıklamadığı
takdirde yargıya baĢvurması gerektiğini kaydetti.
AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ
ABD'nin Ferguson kasabasındaki geliĢmeler
Independent Ferguson'daki geliĢmeleri aktardığı haberine "Amerika'nın kalbinde deliliğe
gidiĢ" baĢlığını atarken, Times'ın haberi "Göz yaĢartıcı gaz, silah sesleri ve korku Orta
Batı'nın sokaklarını savaĢ alanına çevirdi" baĢlığını kullanıyor.
Gazeteler, Muhabirlerin önceki akĢamki çatıĢmaları ayrıntılarıyla anlattığı haberlerin yanı
sıra, olayları analiz eden makalelere de yer veriyor.
18
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
BBC ise ortamı sakinleĢtiğini bildiren baĢlığının altında Ģunları aktarıyor: “ABD'nin Fergosun
kentinde, polisin ikinci siyah erkeği öldürmesi ardından ortam sakinleĢiyor. Kentte kalabalık
bir grup sessiz bir yürüyüĢ yaptı. Yüzlerce polis sokaklardaydı ancak kalabalığa müdahale
etmediler. Polisin silahsız siyah bir genci vurması nedeniyle 11 gündür protesto ve Ģiddet
olaylarının yaĢandığı, Missouri eyaletine bağlı kentte sükunet sağlanmıĢ görünüyor.”
Obama kimseyi tatmin edemedi- David TAYLOR, Times
Times'ın ABD Editörü David Taylor'ın kaleme aldığı yazıda ABD BaĢkanı Barack Obama'nın
orta yolu tutturarak kimseyi memnun edemediğini vurguluyor. Dikkat çeken satırlar Ģöyle:
"Obama görev süresindeki en büyük ırklar arası gerilimde meĢhur tutkulu konuĢmalarını
frenledi. Bazı siyah Amerikalıların gözünde Ferguson sokaklarındaki insanların Michael
Brown'ın ölümüne neden bu kadar öfkeli olduğunu hakkıyla anlatamadı. Tümü beyazlardan
oluĢan jürinin geçen yıl siyah genç Treyvon Martin'in katilini beraat ettirmesinden sonra "35
yıl önce Treyvon Martin ben olabilirdim" derken gösterdiği empati neredeydi? Bu kez
Obama'nın içindeki avukat tüm gerçekler ortaya çıkmadan yargıda bulunmamaya çalıĢıyor.
Ama baĢkanlık döneminin çoğunda olduğu gibi orta yolu tutturarak kimseyi tatmin edememe
riskini alıyor."
Esad IġĠD'i hedef alıyor
Independent'ın dünya haberleri sayfalarında Suriye lideri BeĢar Esad'ın IġĠD'i hedef almaya
baĢladığı belirtiliyor. Haberde "Esad IġĠD baĢlıca muhalif gruplara saldırırken görmezden
geldi. Ama son askeri kazanımları IġĠD'i ġam yönetiminin hoĢ göremeyeceği bir tehlike
haline getirdi" deniyor.
Independent Amerikan uçakları Irak'ta IġĠD hedeflerini vururken, Suriye'nin de son iki günde
IġĠD'e karĢı onlarca hava saldırısı düzenlediği kaydediliyor. Haberde görüĢlerine yer verilen
Washington Yakın Doğu Enstitüsü'nden Andrew Tabler, "Suriye hükümeti nihayet, daha
ılımlı gruplara karĢı IġĠD'ile iĢbirliği yapmak gibi makyevelist bir stratejinin pek iĢe
yaramadığını fark etti ve onlar da IġĠD'la savaĢmaya baĢladı" diyor.
Haberde uzmanların Esad'ın hava saldırılarıyla Washington'a "Aynı saftayız" mesajı vermeye
çalıĢtığını düĢündüğü vurgulanıyor. Suriye uzmanı Aron Lund da "Esad kesinlikle 'teröre
karĢı savaĢ' vasıtasıyla uluslararası kabul görmek isteyecektir. Belki de olduğu kadarıyla,
uzun vadeli planı da budur" diyor.
Haberde ayrıca Esad'ın kendi birliklerine de saldıran IġĠD tehdidini görmezden gelmeyi
sürdüremeyeceği söyleniyor.
Tikrit'i geri alma giriĢimi baĢarısız
Guardian ise IġĠD'ın ilk ele geçirdiği yerlerden biri olan Tikrit'i geri almak için Irak
Ordusu'nun giriĢtiği saldırıya yer veriyor. Haberde IġĠD militanlarının Irak Ordusu'nun
saldırısını püskürttüğü söyleniyor ve çatıĢmanın Musul Barajını kaybetmesine karĢın IġĠD'ın
gücünü koruduğunu gösterdiği vurgulanıyor.
19
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Helikopterler, havan ve topçu ateĢiyle kente giren Irak birliklerinin, militanların yoğun
makineli tüfek ve havan atıĢları sonucu geri çekildiği söyleniyor.
Haberde ayrıca bunun iki aydan uzun süre önce IġĠD'ın eline geçen Tikrit'i geri almak için
giriĢilen üçüncü baĢarısız saldırı olduğu kaydediliyor.
MSF'ten Ebola eleĢtirisi
Financial Times'ta Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü MSF'in Ebola salgınına karĢı dünyanın
takındığı tutuma eleĢtirisi haberleĢtirilmiĢ.
Gazetenin "Gine, Liberya ve Sierra Leone'de Ebola'yla savaĢan baĢlıca örgüt" diye
tanımladığı MSF salgın görülen ülkelerin yaptığı yardım çağrılarına neredeyse hiç yanıt
verilmediğini söylüyor. MSF'in salgınla mücadele koordinatörü Brice de la Vingne "Bu
boyutta ve türde bir krizle hiç karĢılaĢmadık. Salgınla savaĢ konusundaki isteksizlik,
profesyonellik ve koordinasyon eksikliği bizi ĢaĢırttı. Aylardır çığlık atıyoruz. ġimdi durum
daha da kötü. Tüm bir ülkenin çöküĢünü görmek üzereyiz" diyor.
Özellikle Liberya'daki duruma dikkat çeken Brice de la Vingne ülkedeki durumun felaket
olduğunu söylüyor ve "Felaket kelimesini de öylesine kullanmıyorum" diye de vurguluyor.
MSF Koordinatörü ayrıca, "Monrovia'da, 1.3 milyon nüfuslu bir kentte bütün hastaneler
kapalı. Kriz içinde kriz söz konusu. Ġnsanların tıbbi yardım alabileceği hiçbir yer yok.
Örneğin bir otomobil kazası geçirseniz, gideceğiniz hiçbir yer yok." diyor.
Türk gencin intiharı
Ġngiltere'de 18 yaĢındaki bir Türk genci Mert Karaoğlan ve 15 yaĢındaki kız arkadaĢı
Charleigh Disbrey'in bir trenin önüne atlayarak intihar etmesi birçok gazetede haber olmuĢ.
Daily Telegraph, geçen yıl 17 Haziran'da yaĢanan ancak ayrıntıları basına yeni açıklanan
olayda, kültürel farkları nedeniyle ailelerin iliĢkilerine izin vermeyeceğini düĢündükleri için el
ele tutuĢup bir trenin önüne atladıkları söyleniyor. Haberde ayrıca Charleigh Disbrey'in
depresyon hastası olduğu da vurgulanıyor.
BeĢiktaĢ'ın ġampiyonlar Ligi'nde gruplara kalma mücadelesinde dün akĢam Kuzey Londra
ekibi Arsenal'le oynadığı ve 0-0 berabere biten maç geniĢ yer buluyor spor sayfalarında.
ABD Adalet Bakanından ġeffaflık Sözü
Voice of America
Amerika Adalet Bakanı Eric Holder, on gündür Ģiddetli protesto eylemlerine sahne olan
Missouri eyaletinin Ferguson ilçesi sakinlerine, siyah bir gencin öldürülmesiyle ilgili
soruĢturmanın “tam, adil ve bağımsız bir Ģekilde yürütüleceği” sözü verdi.
Adalet Bakanı Holder, bugün St. Louis kenti yakınlarındaki bu banliyöye giderek toplum
liderleriyle, soruĢturmayı yürüten Federal SoruĢturma Bürosu (FBI) uzmanlarıyla ve federal
hükümetin medeni haklardan sorumlu yetkilileriyle görüĢmelerde bulunacak.
20
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Holder, St. Louis Post-Dispatcher gazetesinde yayınlanan mesajında, ABD Adalet
Bakanlığı‟nın soruĢturmaya tüm kaynaklarını ayıracağını bildirdi. Holder ayrıca, Ģiddet
olaylarına, ayaklanmalara ve yağma olaylarına son verilmesi çağrısında bulundu, bu tarz
tepkilerin adaletin tesisine zarar verdiğini savundu.
ABD Irak'taki operasyonlarını artırabilir
Wall Street Journal
ABD ordusunun zayıflayan IġĠD karĢısında gerçekleĢtirdiği operasyonlarla örgütten Musul
Barajı'nı almasının ardından harekâtlarını hızlandırarak Bağdat'ın kuzeybatısında bulunan
örgütün kalbine doğru ilerlemek için ivme sağlıyor.
ABD'li yetkililer dün yaptıkları bir açıklamada ordunun bir baĢka stratejik barajı ele
geçirmeye çalıĢan IġĠD'e karĢı yeni hava operasyonları düzenlemeyi hedeflediğini belirtti. Bu
haftanın baĢlarında ABD'nin hava saldırılarıyla beraber Kürt peĢmergeler Irak'ın en büyük
barajı olan Musul Barajı'nı tekrardan ele geçirmeyi baĢarmıĢlardı.
IġĠD ise ABD hava saldırılarına cevap olarak 2012 yılında Suriye'de esir aldığı ABD'li
gazeteci James Foley'in baĢının kesildiğinin görüldüğü bir video yayınlayarak cevap verdi.
Turuncu hapishane tiĢörtü ve pantolonuyla görülen ve hazırlanan bir yazıyı okuyan Foley,
ABD'nin son saldırılarıyla beraber kendisinin tabutuna son çiviyi çaktığını söyledi.
Videoda ayrıca bir baĢka turuncu giysili erkek ABD'li freelance gazeteci Steven Sotloff olarak
belirtiliyor ve Obama'nın bir sonraki kararına bağlı olarak IġĠD tarafından kafasının
kesilmesiyle tehdit ediliyor.
Ulusal Güvenlik Meclisi tarafından yapılan bir açıklamada videonun görüldüğü ve
"istihbaratın bu videonun doğru olup olmadığını anlamak için hızla çalıĢtığı" söylendi.
Mısır'dan ABD'ye Ġtidal Çağrısı
Reuters
Mısır hükümeti, bir siyah gencin polis tarafından vurulduğu 9 Ağustos tarihinden bu yana
neredeyse her gün Ģiddetli protesto eylemlerine sahne olan Missouri eyaletinin Ferguson
kentindeki olaylarla ilgili olarak, Amerikalı yetkililere „itidal‟ çağrısında bulundu. Çağrının,
geçen yıl Mısır‟daki askeri darbeden sonra yaĢanan protesto olaylarında, Washington‟un
Kahire‟ye yaptığı çağrılarla benzerlik taĢıması dikkat çekti. Kahire‟den yapılan açıklamada,
“Ferguson‟daki gösterilerin tırmanmasının dikkatle izlendiği” de belirtildi.
Bu çağrı, Mısır‟ın en çok yardım aldığı ülkelerden biri olan Amerika‟ya yönelik ilk eleĢtirisi
değil. Bununla birlikte Kahire‟den çağrının neden yapıldığı konusunda da bir açıklama
gelmedi.
21
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
'Obama'yı yedirmeyiz' –Yasin DOĞAN, Yeni ġafak
Obama'nın Neocon'larla imtihanı sürüyor...
Ġlk döneminde adeta Demokles'in kılıcı gibi üzerinde sallanan Neoconcu vesayet sebebiyle bir
çok alanda önü kesilen Obama ikinci döneminde de sıkı markaj altında tutulmaya devam
ediyor.
Ġsrail hükümetinin ve iliĢkili lobilerin dayatmaları ABD'nin Ortadoğu ve Ġslam ülkelerindeki
bölgesel görünümüne zarar verdi.
Mısır darbesi, Ġsrail'in katliamları, Maliki'nin ülkeyi uçurumun eĢiğine getiren bağnazlıkları,
Suriye'nin kanayan bir yaraya dönüĢmesi gibi olaylar hep Batı karĢıtlığını artırdı. Batı hem
etkisizleĢen bir deve dönüĢtü hem de ciddi güven kaybı yaĢadı.
Son ırkçı hadiseler Obama gibi ABD'deki siyahi grupların medar-ı iftiharı ve özgürleĢmenin
sembolü olarak görülen bir lideri zor duruma düĢürmeyi hedefliyor.
Obama'nın bir kısım politikalarını ve performansını eleĢtirenler bile bu tür tezgahlarla
etkisizleĢtirilmesini içlerine sindiremiyorlar. Bu tür siyaset mühendisliği operasyonlarıyla
yönetimi güdük hale getirip yönlendirmeye çalıĢmak öncelikle halka saygısızlık...
Türkiye'de köy kıraathanesinde olayları izleyen biri bile oynanan oyunu görebiliyor ve 'dik
dur eğilme', 'Obama'yı yedirmeyiz' diye sesleniyorsa umarım ABD halkı da tabloyu doğru
okuyabiliyordur.
BaĢbakan Erdoğan iktidara geldiği günden bu yana örtülü veya açık müdahalelerle, sokakları
karıĢtırmaya çalıĢan vesayet odaklarıyla mücadele ediyor. En son Gezi olayları ve 17 Aralık
hadisesi sokak olayları ve algı operasyonları üzerinden hükümeti baskı altına almayı veya
devirmeyi amaçlıyordu. Tüm bu yerli veya yabancı müdahalelere karĢı Erdoğan, halkın büyük
desteği ile ayakta kalmayı ve vesayetçi odaklara teslim olmamayı baĢardı.
Bir liderin arkasında bu kadar inançlı bir kitlenin olması büyük bir güçtür...
En zor anda yüzbinlerce insan havaalanında sizi karĢılıyorsa, milyonlarca insan geleceğini
size endeksliyor ve size gönülden bağlı olarak meydanları dolduruyorsa hiçbir ayak oyunu
size sökmez, hiçbir kumpas size tutmaz, hiçbir oyun sizi alt edemez.
Bu yorumları komplocu bulanların bölgede son dönemde değiĢen yönetim sayısının sandıklı
mı sandıksız mı daha fazla olduğuna bakması yerinde olur.
En ufak bir sarsıntıda koltuğu bırakıp giden veya vesayete teslim olan liderler olduğu için algı
operatörleri, siyaset dizaynerleri hala iĢ yapıyorlar, küresel bir vesayet düzeni oluĢturma
çabasından vazgeçmiyorlar.
Son dönemde birçok ülkede sokak hadiseleriyle yönetimlerin devrilmesi, Arap ülkelerinin
otoriter eğilimlere sürüklenmesi hep bu menfaat baronlarının iĢi...
22
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
BaĢka ülkeleri dinleyen istihbarat örgütleri acaba o ülkelerin içine ellerini uzatmadan sadece
meraklarını mı gideriyorlar?
Uluslararası rekabette çelme takma, büyüyen bir ülkenin önünü kesme, dev projeleri akamete
uğratma bu tür istihbarat oyunlarının meĢguliyet alanına girmiyor mu?
Ülkelerin toplumsal fay hatlarını tetikleyecek provokasyonlar yapma, kimi ülkelerde siyahbeyaz, kimi ülkelerde Alevi-Sünni veya ġii-Sünni ayrıĢmasını kaĢıma küresel siyaset
mühendislerinin alanına girmiyor mu?
Ġster içeriden ister dıĢarıdan olsun yönetimleri kontrol etmeye veya devirmeye yönelik her
giriĢim küresel demokrasiye, hukuka ve barıĢa yönelik bir saldırıdır, herkes için ortak bir
tehdittir.
Türk halkı liderine duyduğu güven ve güçlü gönül bağıyla psikolojik harekat oyunlarına geçit
vermiyor. Bu sayede Türkiye, bölgede istikrar abidesi konumunu koruyor.
ASYA- PASİFİK GÜNDEMİ
Hindistan ve Pakistan arasında yeni bir KeĢmir krizi
Dünya Bülteni
KeĢmir‟in bağımsızlık yanlısı liderleri Mirwaiz Ömer Faruk, Seyid Ali ġah Geylani ve
Muhammed Yasin Malik bugün Pakistan Yüksek Komiserliği'nde bir araya geldi. Bunun
üzerine Hindistan 25 Ağustos'ta Ġslamabad'da yapılması planlanan görüĢmeleri iptal etti.
GörüĢmeleri koordine eden Hürriyet Konferansı‟nın sözcüsü, "Mirwaiz Ömer Faruk'un
Hindistan'ın Delhi Ģehrinde Pakistan Yüksek Komiseri Abdul Basit ile görüĢeceğini"
aktarırken, merkezi görüĢmelerin iptal edilmesini ise talihsizlik olarak nitelendirdi.
Pakistan Pencap'ta 150 muhalif gözaltına alındı
Dünya Bülteni
Pakistan'da muhalif liderler Ġmran Han ve Tahir Kadri, 55 bin kiĢilik bir muhalif grubuyla
ülkenin baĢkenti Ġslamabad'da gösteri yaparken Pencap eyaletinde onlara destek veren 150
kiĢi gözaltına alındı.
Ġmran han ve Tahir Kadri, ülkenin baĢbakanı Navaz ġerif'in yolsuzluk yaptığını savunarak
ülkenin bağımsızlık yıldönümünde destekçileri ile beraber Ġslamabad'a yürümüĢtü. 55 bin kiĢi
ile Ģehre giren muhalif liderler ġerif'e istifa etmesi için 48 saat süre tanımıĢ ve istifa etmemesi
halinde resmi binaları iĢgal edeceklerini açıklamıĢtı.
23
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Çin askerleri Hindistan sınırını ihlal etti
Dünya Bülteni
Hindistan Times adlı internet sitesinin gizli bir yetkili kaynaktan aktardığına göre, Çin askeri
Hindistan sınırından 25 ila 30 kilometre içeri girdi. Askerlerin girdiği iddia edilen bölge,
Ladakh'daki tartıĢmalı Burtse bölgesi. Bölgeye iki kez giriĢ yapan Çin askerlerinin, üzerinde
"Burası Çin'in bölgesi, geri gidin" yazılı bir pankart açtıkları iddia edildi.
ORTADOĞU GÜNDEMİ
Kassam Tugayları, Tel Aviv'i vurdu
Dünya Bülteni
Ġslami DireniĢ Hareketi'nin (Hamas) askeri kanadı Ġzzeddin el-Kassam Tugayları, Ġsrail'in
ateĢkesi bozarak Gazze'ye saldırılarına yeniden baĢlamasından bu yana Ġsrail kentlerine 50
füze fırlattıklarını açıkladı.
Kassam Tugayları'ndan yapılan yazılı açıklamada, aralarında baĢkent Tel Aviv ile Kudüs‟ün
de olduğu Ġsrail'in çeĢitli kentlerine 50 füze fırlatıldığı belirtildi.
BM Iraklı mültecilere yardım ulaĢtırıyor
Euronews
Irak‟ta, Irak ġam Ġslam Devleti (IġĠD) örgütünün teröründen kaçan Iraklılara BirleĢmiĢ
Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği yardım eli uzatıyor. Çadır, gıda ve ilaç gibi temel
ihtiyaç malzemeleri hava, kara ve deniz yoluyla Kürt Bölgesel Yönetimi‟nin baĢkenti Erbil‟e
ulaĢtırılacak. Ürdün üzerinden hava yoluyla yapılacak 4 günlük sevkiyatın ardından yardımlar
bir 10 gün daha Türkiye ve Ürdün üzerinden kara yoluyla gönderilmeye devam edilecek.
IġĠD’den ABD’ye “mesaj”
Aljazeera
IġĠD‟in, ABD‟li gazeteci James Foley‟nin baĢını keserek öldürdüğü iddia edilen bir video,
“Amerika‟ya mesaj” adıyla sosyal medyada paylaĢıldı.
Videoda James Foley, öldürülmeden önce bir metin okuyarak, gerçek katilinin ABD hükümeti
olduğunu söylüyor. ABD Hava Kuvvetleri‟nde çalıĢan kardeĢine seslenerek, “Irak‟ı yakın
zamanda kim bombaladı?” diye soruyor.
24
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
"Kaderi Obama'nın elinde"
Videoda görülen bir baĢka gazeteci Steven Joel Sotloff‟un kaderinin ise “BaĢkan Obama‟nın
elinde” olduğu söyleniyor. IġĠD‟e göre, Sotloff‟un infazında Obama‟nın bir sonraki „hamlesi‟
belirleyici olacak. Suriye, Yemen ve Libya'da muhabirlik yapan Sofloff da 2013
Temmuz'unda kaybolmuĢtu.
Açıklamayı yapan ve infazı gerçekleĢtiren kiĢinin akıcı Ġngiliz aksanıyla konuĢması dikkat
çekti.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Caitlin Hayden, Amerikalı gazeteci videoyu
izlediklerini ve doğruluğunun araĢtırıldığını söyledi. Hayden, "Eğer doğruysa, ABD bu vahĢet
karĢısında dehĢete düĢecektir" ifadesini kullandı.
Ġsrail, Hamas komutanı Deyf'in eĢi ve kızını öldürdü
Dünya Bülteni
Ġsrail'in Gazze'ye düzenlediği hava saldırılarında, Hamas'ın askeri kanadı Ġzzeddin el-Kassam
Tugayları Komutanı Muhammed Deyf'in kızı ve eĢinin hayatını kaybettiği bildirildi.
Deyf, Ġsrail'in saldırılar için bahane ettiği Gazze'deki tünellerin kurulmasına öncülük etmiĢ ve
tünel saldırılarıyla Ġsrail'e ağır kayıplar verdirmiĢti. Muhammed Deyf, Ġsrail'in en çok
çekindiği Hamas komutanlarından biri olarak biliniyor.
Ġsrail daha önce en az dört defa Muhammed Deyf'e suikast düzenlemiĢ ancak hiçbirinde
baĢarılı olamamıĢtı. Bu gece gerçekleĢtirilen saldırılarda, Deyf'in eĢinin ve kızının
öldürüldüğü bildirildi.
Saldırıyla ilgili açıklama yapan Hamas sözcülerinden Musa Ebu Merzuk, Ġsrail'in Gazze'nin
kuzeyinde bulunan Delv ailesinin evine saldırı düzenlediğini, saldırı sonucunda 3 kiĢinin
hayatını kaybettiğini ve 45 kiĢinin yaralandığını söyledi. Merzuk, ölenler arasında Deyf'in eĢi
ve kızının da olduğunu kaydetti.
Kassam Tugayları, Ġsrail'in Delv ailesinin evine yaptığı saldırının arkasında ne olduğunu
açıklaması gerektiği yönünde bir çağrıda bulundu. Hamas, saldırının hedefinin Muhammed
Deyf'in ailesi olduğunu söylüyor.
Irak'taki çatıĢmalar ve siyasi geliĢmelerde günün özeti
AA
Musul Barajını geri almasının ardından bazı bölgelerde çatıĢmalar sürerken konuyla
ilgili çeĢitli siyasi görüĢme ve açıklamalar da yapılıyor.
Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus, IġĠD'in saldırdığı, Hristiyan
azınlıkların bulunduğu Irak‟ın Kürt bölgesine gitmek için hazır olduğunu söyledi.
ve etnik
25
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Papa, iĢkencenin neredeyse sıradan hale geldiğini, yerkürede üçüncü dünya savaĢı yaĢandığını
belirterek, "Biz üçüncü dünya savaĢındayız ama parça parça" ifadesini kullandı.
IġĠD saldırılarından olumsuz etkilenen Irak‟ın kuzeyindeki Kürdistan bölgesine hafta içinde
Kardinal Fernando Filoni‟yi gönderen Papa, "Kürdistan‟a gitmek için hazırım. Ama bu, bu
zamanda yapılacak en iyi Ģey değil” diye konuĢtu.
Ġsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 7 kiĢi öldü
AA
Gazze'deki görevi fiili olarak devam Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. EĢref el-Kudra, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Ġsrail'in Gazze'nin doğusunda yer alan Deyr el-Belh bölgesine
saldırısında biri hamile kadın, 3'ü çocuk aynı aileden 7 kiĢinin öldüğünü, 8 kiĢinin
yaralandığını belirtti.
Böylece Ġsrail'in, ateĢkesin dün akĢam saatlerinde bozulmasının ardından düzenlediği
saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 9'a, yaralı sayısı ise 61'e yükseldi.
Ġsrail, yıllardır abluka altında tuttuğu Gazze'ye, 7 Temmuz'da havadan ve denizden, 17
Temmuz'da ise karadan saldırıya geçmiĢti. Bir ayı aĢkın süren saldırılardan sonra Mısır'da
yürütülen müzakereler neticesinde varılan geçici ateĢkes kararı, dün gece 00.01'de sona
ermiĢti. Kahire‟deki kalıcı ateĢkes görüĢmeleri sürerken, ateĢkesin 24 saat daha uzatıldığı
açıklanmıĢtı.
Gazze‟den roket
atıldığı
iddiası
üzerine Ġsrail
ordusu,
yeniden
baĢlamıĢ, Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri ise Ġsrail'in iddialarını yalanlamıĢtı.
saldırmaya
Ġran ile 10 yıldır değiĢmeyen gaz tangosu...- Güntay ġIMġEK, Habertürk
„Bugün itibarıyla Türkiye, Ġran‟dan aldığı doğalgazın bin metreküpüne 160 ABD Doları
ödüyor. Bunun anlamı Ģu; Türkiye en pahalı doğalgazı Ġran‟dan alıyor. Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı yetkililerinin, Rusya ile yürüttükleri çalıĢma ve eforun en az on katını
Ġran‟a ayırmalarını gerektiren sebepler var.‟ Rakama hemen itiraz etmeyin, zira bu yazıyı tam
10 yıl önce kaleme almıĢım. Ġsteyen; „Ġran‟dan neden doğalgaz alıyoruz?‟ baĢlığıyla
internette, arama motorlarında sorgularsa Sabah Gazetesi‟ndeki bu yazımı okuyabilir.
Peki, 10 yıl sonra Ġran-Türkiye arasındaki doğalgaz ticaretinde, pazarlıklarda değiĢen nedir?
Kocaman bir hiçten baĢka bir Ģey değil. Sadece formüle edilen petrol ve döviz endeksli
artıĢlara uygun olarak rakamlar değiĢmiĢ. 10 yıl önce 160 dolar olan en pahalı Ġran gazı,
2014‟te tahkim sürecine rağmen 495 dolar olarak ve yine en pahalı doğalgaz olarak
karĢımızda. Bu sebeple Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız‟ın, Ġran‟ın saçma
sapan tekliflerine, fiyatı aĢağı çekmek için daha fazla gaz satma önerilerine yaklaĢımını
önemsiyorum.
26
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
KeĢke 10 yıl öncesinden Ġran‟ın bu yaklaĢımı bilinerek hareket edilseydi, bugün tablo farklı
olabilirdi. “Enerji ve DıĢiĢleri bakanlıklarında böyle bir kurumsal hafıza eksikliği mi var?”
diye kendime sormadan edemiyorum. Zira benim 10 yıl önceki uyarımın daha alasını ilgili
makamlar bir kenara not etmiĢ olmalılar. Fakat değiĢen bir Ģey olmadığına göre acaba...
Üstelik Ġran doğalgazının formülasyonu iyi değil, arz güvenliği sorunlu, basınç sorunu var,
vaat ettiği Ģekilde gaz sevkiyatı yapamıyor. Buna rağmen Ġran Milli Gaz ġirketi‟nden bir
yetkili; Ġran‟dan Türkiye‟ye günlük 36 milyon metreküp olan gaz ihracatının önce 53 milyon
metreküp, daha sonra 60 milyon metreküpe çıkacağını açıklamıĢ. Fazla gaz satarlarsa, indirim
yapacaklarmıĢ. Tahkim davasını lehlerine çevirmek dertleri. Dalga geçiyorlar...
Ġslam Devleti ile yaĢamak (2)- Soli ÖZEL, Habertürk
ĠSLAM devleti adını alan ve halifelik ilan eden Ġslam Devleti‟nin (IġĠD‟in) tüm ilgili güçleri
gafil avlayan Musul “fethi” ve ardından gerçekleĢtirdiği Erbil‟e yönelik hamle Irak siyasetini
kökten etkiledi. Bu olayların ardından yaĢanan geliĢmelerle Irak‟ta kolaylıkla istikrarlı bir
düzene geçileceğini söylemek mümkün değil. Ancak geçen aya göre farklı bir hatta
bulunulduğuna da Ģüphe yok. Irak‟ta belki de son kez mezhepler arası uzlaĢmaya dayalı bir
siyasi çözüm zorlanacak.
Tüm geliĢmelerden çıkan ortak sonuç ise Ġslam Devleti‟nin oluĢum ve örgüt olarak hem
bölgesel hem de küresel anlamda sisteme karĢı bir tehdit oluĢturduğu için ağır hasara
uğratılması gereği. Bugüne dek cidden yüksek stratejik akıl sergilemiĢ örgütün kolayca alt
edileceğini bekleyen de yok. Dolayısıyla on yıl kadar sürecek bir mücadeleden ve Ģiddetle
dolu istikrarsızlık geleceği belirleyecek. Bu gelecek içinde Suriye‟de de BAAS rejimi kalıcı
olabilecek.
YaĢananların Türkiye açısından elbet büyük önemi var. Bu geliĢmeleri doğru
değerlendiremezse Türkiye 2000‟li yıllarda biriktirdiği stratejik sermayeyi iyiden iyiye kediye
yükleyecektir.
Yeni bir dıĢ politika rotası çizilmesi bir gereklilik olmaktan çıkıp bir stratejik zorunluluğa
dönüĢeli aslında hayli zaman oldu. Ne var ki iç politikadaki yoğun gündem ve ideolojik
Ģartlanmalarla dıĢ politika söylemi oluĢturmanın getirisi nedeniyle bu konunun üzerine pek
gidilemedi. Amatör yorumcuların Türkiye‟ye her konuda baĢrol biçmeleri gibi masallarla
avutulmaya çalıĢılan Türkiye kamuoyu dıĢarıda farklı nedenlerle ülkenin ne müthiĢ bir irtifa
kaybına uğradığını görmedi.
Pazartesi günkü Hürriyet Gazetesi‟nde Cansu Çamlıbel‟in sorularını yanıtlarken sabık Bağdat
büyükelçisi ve ondan önce de Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Murat Özçelik Ģunları söylemiĢ:
“Türkiye 2005‟ten 2010‟a kadar bölgesinde her türlü inisiyatifi alıp, arkasına Batı‟yı da
toplayabilen, Ġslam ülkelerini de toplayabilen gerçekten ciddi bir aktördü...Eğer hükümet o
dönemde bunu yapamadı desem yalan söylemiĢ olurum.... halbuki bugün... Bağdat‟ta
hükümet kuruluyor. Kimse „gel Ģurada pozitif katkına ihtiyacımız var‟ demiyor.”
2010‟daki zirve sayılacak noktadan bugünkü yardımcı aktörlük konumuna geçiĢte, Özçelik‟in
de vurguladığı gibi Suriye‟deki isyanın baĢlamasından sonra iyiden iyiye belirginleĢen
27
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
ideolojik tercihlerin payı yüksekti. Buna Türkiye‟nin gücü ve bölge dengeleri hakkında
temennileri analiz yerine koymanın getirdiği hatalar zincirini de ekleyebilirsiniz.
Bu hatalardan en önemlisi, Türkiye‟nin dünyadaki imajını en kötü etkileyeni ise ülkenin
Suriye iç savaĢında mezhepçi bir tutum takındığı algısı ve bugünün Ġslam Devleti de dahil en
radikal gruplara en azından büyük kolaylıklar gösterdiği yönünde bir kabulle muhatap
olmasıydı. Musul‟daki konsolosluğun basılıp içindeki küçücük bebek dahil 49 kiĢinin
“alıkonulması” hem bu politikanın çoktan anlaĢılması gereken yanlıĢlığını bir kez daha
sergilemiĢ, hem de bu olgu Türkiye‟yi daha sonraki geliĢmelerde stratejik bir zaafa mahkûm
etmiĢti.
ABD ile Ġran Bağdat‟taki BaĢbakan değiĢikliğini birlikte sağladılar. Burada Türkiye‟nin
herhangi bir dahli olmadı, olamadı. Ġslam Devleti peĢmergeyi süpürüp, yok edici Ģiddetini ve
vahĢetini Türkmenlere, Ezidilere, kendinden olmayan tüm gruplara yönelttiğinde Türkiye
kimselere gerekli yardımı yapamadı.
Ankara, 49 “alıkonulmuĢ” vatandaĢı nedeniyle bölgedeki en yakın müttefiki Kürdistan
Bölgesel Yönetimi‟nin baĢkenti Erbil‟e yönelik Ġslam Devleti saldırısında silahlı gücünü
kullanamadı. En önemlisi, peĢmergenin beceremediğini Suriye‟den PYD‟liler ve PKK‟lılar
becerip ID‟yi püskürttüklerinden Kürdistan bölgesindeki Kürtler arası denge Barzani‟nin
KDP‟si aleyhine ve PKK‟nın lehine değiĢti. ABD ve AB‟nin terör örgütleri listesinde bulunan
PKK kendisine ciddi bir meĢruiyet alanı yaratmıĢ oldu.
28

Benzer belgeler

İçindekiler

İçindekiler ASYA- PASİFİK GÜNDEMİ .................................................................................................... 23 Hindistan ve Pakistan arasında yeni bir KeĢmir krizi......................

Detaylı

AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER

AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER arayıĢı yine burada yerini almaktadır. Bu toplumsal öykü siyasi mücadelelerden bağımsız ele alınamaz. Bu mücadeleler içinde her halde siyasi iktidara hatırı sayılır bir yer ayırmak gerekir. Orta sı...

Detaylı