Full Text - Sosyal Bilimler Dergisi

Transkript

Full Text - Sosyal Bilimler Dergisi
Yıl: 3, Sayı: 6, Mart 2016, s. 615-622
Ersan PERÇEM1
TÜRK MEZAR TAŞLARI VE FORMLARI
Özet
Türkler, İslâm inancını seçmeden önce basit şekiller vererek yaptıkları
mezar taşlarını, daha sonraları, erkek ve kadını temsil eden küçük heykelcikler
yaparak ölülerinin başına dikmişlerdir. Bu âdet, ölen insanların unutulmaması ve
arkasından bir anıt oluşturmak maksadıyla yapmıştır. İslâmiyet’le beraber öldükten
sonra dirilme inancı, putperestlikten yeni çıkan Müslüman halka mezar taşlarının
şekillenmesinde de etkili olmuş, taşlarda insan suretinin yerini, düz veya oval
sütunlar almıştır. Taşlar belli bir şekil kazandıktan sonra, yazı ve süslemeleriyle
beraber devirlerinin getirdiği üslûp ve sanat anlayışını da yansıtmış, İslam âlemin
de tek olan başlığı ile de dikkat çekmiştir.
Anahtar kelimeler: Mezar taşı
TURKIS GRAVE STONES AND FORMS
Abstract
Before choosing İslam as a religion, Turks firstly gave simple forms to the
grave stones and afterwards they made small statues in order to represent female
and male grave stones. This tradition was made in order to remember the dead
people and leave a monument afterwards. With İslam religion, the revival after
death belief effected the grave stones to the pagan people that had just became
Muslim. The straight and elliptic forms took the place of human face on stones.
After the stones took a specific shape, with the genre and art understanding that the
scripture and decorations that had brought by the period, took the attention by the
only title in the İslamic world.
Keywords: Grave stone
Uzman., Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Tezhip Ana
Sanat Dalı,[email protected]
1
Ersan Perçem
Türk Mezar Taşları ve Formları
İslam inancına göre ölüm ve mezar, bize ahiret hayatını hatırlatırken, diğer âleme ilk geçiş
olarak görülmektedir. Mezar, bütün semavî dinlerde ve diğer beşerî inançlarda ölen insanların
toprağa gömüldüğü yeri tanımlamaktadır2. Kabir, sin, makber, metfen, gömüt anlamlarına da
gelen mezara, Türkistan’da “gavr” denilmiş, kabir tabiri ise buradan gelmiştir2. Mezarların bir
arada bulunduğu yere kabristan veya mezarlık, câmi avlusunda ise hazîre ismiyle anılmaktadır.
Mezarın baş ve ayak tarafına dikilen taşlara şâhide, baş taşına baş şâhide, ayak taşına ise ayak
şâhidesi denmiştir.
Türkler, İslâm’dan önce basit şekiller vererek yaptıkları mezar taşlarını, daha sonraları,
erkek ve kadını temsil eden küçük heykelcikler yapmışlar, ölülerinin başına dikmişlerdir. Bu
âdet, ölen insanların unutulmaması ve arkasından bir anıt oluşturarak yaşamlarına katmak
istemelerinden kaynaklanmıştır. Taşların şekillenme sürecinde, İslamiyet’in figüratif elemanları
yasaklayıcı3 tavrı büyük etki yapmış, ilk önceleri ölen kişinin portresi henüz belirli bir şekil
kazanmamış taşlara kazınarak veya kabartılarak işlenirken, İslamiyet’i kabulle beraber, insan
şeklinden yani heykelinden vazgeçilmiş, soyutlanarak düz veya oval şâhideler hâlini almışlardır.
Selçuklu ve beylikler döneminde, şâhideli, dikdörtgen prizma formundaki lâhitler, şâhidesiz
prizmatik lâhitler, koç ve at şeklinde olan mezar taşları yapılmıştır. Osmanlı dönemi mezar
taşlarında ise diğer devirlerde olduğu gibi tek parçadan yontularak sitilize edilmiş, kavuk, boyun
ve gövdeden olmak üzere üç ana bölümden oluşmuştur. Mezar taşlarının piramidal kütle
ağırlığı, tezyînat ve yazı ile daha hafif bir görünüme kavuşturulmuştur. Bu taşların üzerine
hakkedilmiş sembol, motif ve yazılar dönemin tarihini ve sanat üslûbunu anlatması açısından
önemlidir.
Orta Asya da çeşitli mezar taşı şekilleri, Kaynak: Karamağralı,1992-Alyılmaz,2005
Mezarlıklar Müdürlüğü. Hüvelbaki. İstanbul, 2008, s .2.
Şeyban, L, Osmanlı Dönemi Taraklı Mezar Taşları Ve Kitabeleri, Adapazarı, 2007, s. 9.
3
Haseki, M.,Plastik Açıdan Türk Mezar Taşları, İstanbul, 1977, s. .
2
2
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 6, Mart 2016, s. 615-622
616
Türk Mezar Taşları ve Formları
Selçuklu dönemi mezar taşları, Kaynak: Karamağralı,1992
617
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait mezar taşları
Osmanlı dönemine gelince dikdörtgen, kare veya yuvarlak (sütun) gövde üzerine, sarıklı
veya başörtüyü temsil eden süsleme ile genelde sivri kemer şeklinde biten, mezar taşları
yapılmıştır. 18. yüzyıldan sonra ise mezarlıkların genel görünümünü başlıklı mezar taşları
oluşturmuş, erkek mezar taşlarında sarık, kadın mezar taşlarını ise stilize edilmiş başörtüyü
temsil eden hotozlu başlıklar kullanılmıştır.
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:6, Mart 2016, s. 615-622
Ersan Perçem
Osmanlı klasik dönem mezar taşları
Bu anlamda Osmanlı mezar taşlarının tipleri, Selçukluya göre farklılıklar göstermektedir.
Osmanlı mezar taşı tipolojisi hakkında henüz yeterli bir bilgi olmadığından dolayı mevcut
kaynaklardaki bilgiler şöyledir.

“Lâhit Mezarlar

Pehleli (Kapak taşı) Mezarlar

Şâhideli Mezar Taşları”4
Lâhitler: Yapımı oldukça zor olan bu mezarlar varlıklı kimseler tarafında yatırılmakta,
Osmanlı mezar taşlarının temel öğelerinden olan baş ve ayak taşları, lâhit’in üzerine
dikilmesiyle bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu gibi mezar taşlarının süslemesi de son derece
kaliteli ve güzel olmuşlar, lâhit’in baş taşında yazı ve tezyînî unsurlar yer alırken, ayak taşında
ise genellikle süslemeler görülmektedir. Yatay yan yüzeylerde ise, rozet formunda irice bir
motif veya şemse ile beraber sal-bekler yer almaktadır. Yine son dönemlere doğru ise meyve
tabağı veya yarı stilize çiçekleri görülmektedir.
Pehleli (kapak taşı) Mezarlar: Mezarın üzerini örten yatay dikdörtgen levhadan ismini
almış sandukalardır. Baş ve ayak taraflarındaki şâhideler düz veya üstüvani olarak
şekillendirilmiş, tezyinat açısından oldukça sade bir görünüme sahiptirler5.
Şâhideli Mezar Taşları: Mezarların baş tarafında bulunan taşa baş, ayak tarafında bulunan
taşa da ayak taşı denilmiştir. Her ikisine de genel anlamda şahide ismi kullanılmıştır.
Şâhidelerin başlık denilen serpuşları Osmanlının erken döneminden itibaren görülmeye
başlamıştır. 18 ve 19 yüzyıl da ise iyice yaygınlaşmıştır. Mezar taşlarında çok bilinen başlıklar,
4
5
Özcan, Ali Rıza, Türk Kültür ve Medeniyet Tarihinde Fatih Külliyesi 2, Hazire, İstanbul, 2007, s.51.
Özcan, A.R, a.g.e. s.54.
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 6, Mart 2016, s. 615-622
618
Türk Mezar Taşları ve Formları
sosyal gruplara aidiyet göstergesi olmuş başlıklardır. Bunlar; Kavuklar, sarıklar, taçlar, fesler,
ve kadın başlıklarıdır.
Şâhideli Lahit, Fatih haziresi
Pehleli Mezar, Fatih haziresi
619
Şâhideli Mezar taşları, Fatih Haziresi
Osmanlı mezar taşları başlıklarıyla öne çıktığı için, yeni bir muhteva ve anlatım
taşımaktadır. Osmanlı mezar taşı şeklini etkileyen ve klasik anlam yükleyen taşlar şöyle
sıralanabilir.
Sarıklar: Ulema, Müderris, Şeyhülislam, Müfti gibi ilmiye sınıfının giydiği başlıklar dır6.
6
Özcan, A.R. a.g.e., s.56.
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:6, Mart 2016, s. 615-622
Ersan Perçem
Çeşitli sarıklar, Fatih haziresi
Fesler: 1829 yılı II. Mahmut zamanında kıyafet inkılâbı ile sarık yerine fes kullanılmaya
başlanmıştır. Dönemlerine göre isimleri; Mahmudî, Hamîdi, Azîzi7 fesler püskülleri ile mezar
taşlarında yerini almıştır.
Çeşitli fesler, Hekimoğlu Ali Paşa haziresi
Kavuklar: Saray mensuplarının giydiği başlık olup, fes veya külahın üzerine sarılan
sarıklar, kişilerin statüsünü gösteren bir simge olmuştur. Saray mensuplarını rütbe ve hangi
görevde olduğunu gösteren kavuklar8, mezar taşlarında en ince detayına kadar kabartma olarak
işlenmiştir. Taşlardaki bu görüntüler sanki o kişilerin birer silueti gibi karşımızda
durmaktadırlar.
Çeşitli kavuklar, Hekimoğlu Ali Paşa ve Fatih hazireleri
Sikkeler: Mevlevilik tarikatına mensup olan kişilere ait başlıklardır.
7
8
Özcan, A.R. a.g.e., s.57.
Özcan, A.R. a.g.e., s.55.
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 6, Mart 2016, s. 615-622
620
Türk Mezar Taşları ve Formları
Çeşitli sikkeler, Hekimoğlu Ali Paşa ve Fatih hazireleri
Tarikat Taçları: Sarık şeklinde olup, taş üzerine kabartma olarak uygulanmışlardır. Bu
sarıklar ölen kişilerin hangi dini guruba mensup olduklarını ve hangi statüde olduğunu da
göstermektedir9.
621
Çeşitli tarîkat taçları, Kaynak: Özcan, 2007
Kadın Başlıkları: Çiçek süslemeli başlıklardır. Erkek mezar taşlarındaki başlıklar yerine,
kadın mezar taşlarında başörtüyü temsil eden ve kadın zarafetini yansıtan çiçekler, başlık
kısmını oluşturmaktadır10. Genelde baş taşında kullanılan desen ve motif anlayışını, ayak
taşında da görmek mümkün olmakla birlikte boşta olabilmektedir.
Çeşitli kadın başlıkları, Hekimoğlu Ali Paşa haziresi
9
Özcan, A.R. a.g.e., s.56.
Özcan, A.R. a.g.e., s.57.
10
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:6, Mart 2016, s. 615-622
Ersan Perçem
Mezar taşları günün moda ve sanat anlayışına göre şekil kazanmış ve târihî seyrini
tamamlamıştır. Bir mezar taşının vücut bulması şu aşamalar neticesinde olmaktadır; taşın şekil
kazanmasında ilk önce yazılacak metnin, yazı tarzı ve istifleniş şekli karar verilir. Yazıya göre
hazırlanan desen mezar taşının gövde formunu belirlemiş olur. Bunun yanında yaşanılan
dönemin başlık şekli ve kişinin ünvanı da taşın başlık şeklini oluşturur. Kağıt üzerinde
hazırlanan yazı ve desen kömür tozu yardımıyla taşa silkme yöntemi ile aktarıldıktan sonra,
hakkak tarafından taşa işlenerek tamamlanır. Bu işlemler takriben üç ayı bulur. Son haline
kavuşmuş olan bu mezar taşları görüntü olarak heykel gibi gözüküyor olsa da mânevî boyutu ile
daha etkin bir duruş sergiler. Mezar taşları, kendi kültürünü geleceğe taşıdığı gibi geçmiş
dönemlerin de kültür ve sanat anlayışlarını yansıtırlar. Bu taşlar tamamen soyut düşünce ürünü
olarak gözüküyorsa da, yazı ve tezyinatı ile de dini inancın yoğun etkisini hissettirmektedir.
Türk mezar taşlarına plastik açıdan bakıldığında üç boyutlu yatay veya dikey şekilde
olduğu gözlenmekte, eni, boyu ve derinliği olan bir kütleden meydana geldiği görülmektedir.
Mezar taşlarının tamamen geleneksel bir düşünce ve inanca yönelik yapılmış olmasına rağmen,
sanat özelliği ile de öne çıkmakta ve kendini yüz yıllar boyu göstermektedir. Hatta mezar taşları
yapılış fonksiyonlarından çıkartılacak olursa, heykel anlamı ile de öne çıkarak, soyut heykel
özelliği de taşımaktadır. Genel karakter olarak mezar taşları biçim, yazı ve tezyînat yönünden
kendine has bir kişilik kazandığı ve bunu çağlar boyu korumasıyla hem yöresel hem de ulusal
değerlerimizi içinde barındıran önemli sanat dallarımızdan biri olmuştu. Dini inancın ince zevk
ve zarif sanat anlayışını taşıyan mezar taşları, hattat, nakkaş, şair ve taş ustasının bir arada
çalışması kolektif bir çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkmış, devrinin mezar taşı anlayışını
ortaya koymuştur.
622
KAYNAKLAR
ÖZCAN, Ali Rıza (2007). Türk Kültür ve Medeniyet Tarihinde Fatih Külliyesi-2, Hazire (1.
Baskı). İstanbul: Mega Basımevi
HASEKİ, Metin., Plastik Açıdan Türk Mezar Taşları (1.Baskı). İstanbul: İst. Devlet Güzel
Sanatlar Akademisi Yayın Evi, 1977
MEZARLIKLAR Müdürlüğü (2008). Hüvelbaki. İstanbul. Seçil Ofset
ŞEYBAN, Lütfi (2007). Osmanlı Dönemi Taraklı Mezar Taşları Ve Kitabeleri (1. Baskı).
Adapazarı: Melisa basımevi.
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 6, Mart 2016, s. 615-622