Seviyorsan iş sonsuz tatil gibidir

Transkript

Seviyorsan iş sonsuz tatil gibidir
marketing europe & anatolia
Tarih: Ocak 2014 Sayı: 26
kelebeğin
fırtınası
Reklamı bırak,
müziğe bak...
Seviyorsan
iş sonsuz tatil
gibidir...
retorik
Ahvalden
manaya
ulaşmak...
er
l
m
i .
ç
e
l S ıyor..
e
r
Ye klaş
Ya
İçindekiler
marketing
europe & anatolia
Sayı:26 Tarih:Ocak 2014
İmtiyaz Sahibi
Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve
Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.
e-mail: [email protected]
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.
Genel Yayın Yönetmeni ve
Sorumlu Yazı İşler Müdürü
Elvin Ekşioğlu
e-mail: [email protected]
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.
Haber ve Fotoğraflar
Agency Europe & Anatolia
Katkıda Bulunanlar
Nurgül Eryıldır Günay
Ali Erdem Ekşioğlu
Seval Duban
Ekim Sölemez
Danışman
Abdullah Ekşioğlu
İlan Rezervasyon
Ayşe Yılmaz
Kısa Kısa
04 - 07
Yeni Ürünler
10 - 11
Medya Dünyası
12 - 13
Röportaj
14 - 18
kelebeğin fırtanası
21
Reklam Dünyası
22 - 23
Röportaj
24 - 27
retorik
29
Kampanyalar
31 - 37
Gezi
38 - 44
reklam arası sinema
46
Kültür Sanat
48 - 49
Yayın Türü
Süreli Yayın
Yönetim Yeri
Agency Europe & Anatolia
Feneryolu Mh. Gedikli Sk.
Adilbey Ap. No: 15/13
Kadıköy - İstanbul - Tr.
Tel: +90 555 233 24 41
e-mail: [email protected]
marketing europe & anatolia
Agency Europe & Anatolia tarafından
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film
Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya
da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki
sorumluluk yazarlara aittir.
Bu derginin yayınlanma sürecinde
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.
mobil: http://m-mea.eksantrik.com
http://www.facebook.com/meadergi
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.
marketing europe & anatolia / 1
Köşe
Elvin Ekşioğlu / [email protected]
( editörden)
Projeksiyon...
Yeni yıl piyasalara belirsizlik ve güvensizliğin hakim olduğu bir dönemde az da olsa
bir es vermek için bahane oldu. Piyasalar, kasvetli, karamsar havayı bir anlığına terk
edip bir nefes aldılar.
Yeni yıl herşey için çok daha umutlu haberlere gebe gibi görünüyor. Öncelikle
demokrasinin yeniden tesis edilecek olması umudu, yatırımcılara güven verecektir.
Bununla beraber bir süredir piyasanın sıcak para ihtiyacını karşılayan kara para
trafiğinin azalacak olması ekonomideki yapay iyimser tabloyu daha realistik verilere
çevirecek gibi görünüyor.
Bu süreç içerisinde çok fazla taş yerinden oynayacak ve son dönemde piyasaya
tutunmaya çalışan birçok oyuncu kendini suların akışına bırakacak. 2014 eski köklü
kuruluşların piyasaya geri döndüğü, Yatırımcıların ülkemizi tercih ettiği, kaçan kara
paranın yerini yabancı yatırımcıların aldığı, demokrasinin yeniden tesis edildiği bir yıl
olacak.
Piyasalardaki bu çalkalanma ve iyi yönlü devinim 2014 yılında da dergimizin
sayfalarında yer almaya devam edecek. Güvenli piyasalar, büyük reklam
kampanyalarının ve karşılaştırmalı reklamlarla, kaliteli reklamcıların ayrıştığı hareketli
günlerin habercisi olarak bugünden kendisini göstermeye başladı.
Uzun zamandır ilk defa gelecek için umutla hepinizi bir kez daha selamlıyorum.
Sevgiyle...
marketing europe & anatolia / 3
Kısa Kısa
“Yeşil Kuruluş” Pegasus...
Pegasus, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM)tarafından havaalanlarında faaliyet gösteren kuruluşların
çevreye ve insan sağlığına verdikleri veya verebilecekleri
zararların sistematik bir şekilde azaltılması ve ortadan kaldırılabilmesi için başlattığı “Yeşil Havaalanı” projesi kapsamında İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda “Yeşil
Kuruluş”unvanını alan ilk havayolu işletmesi oldu.
“Yeşil Kuruluş” olmak için başvurusunu Mayıs 2013’te gerçekleştiren Pegasus; atık yönetimi, doğal kaynak yönetimi
ve emisyon yönetimini kapsayan proje şartlarını sağlayarak bu unvanı almaya hak kazandı. Geçen yıla oranla
genişleyen filosu ve %22.3artan misafir sayısına rağmen,
özellikleyakıt tasarrufu uygulamaları ile uçuş başına yakıt
tüketimini azaltarak, misafir başına düşen karbon salınımını %10düşürdü ve böylece doğa dostu çalışmaları ile
sektörde bir yeniliği daha gerçekleştirdi ve bir başarıya
daha imza attı.
“Yeşil Kuruluş” unvanına ilişkin açıklama yapan Pegasus
Hava Yolları Genel Müdürü Sertaç Haybat, “Türkiye’de havacılık sektöründe değişim yaratan havayolu olarak, başta
verimlilik olmak üzere birçok konuda fark yaratan çalışmalara imza atıyoruz. Bunu çevreye duyarlılık alanında yaptığımız çalışmalarla da desteklemekteyiz. Yeşil Kuruluşunvanı, filomuzun daha az yakıt tüketerek daha çevreci bir
yaklaşım ve daha güçlü bir performansla uçması için gerçekleştirdiğimiz çevreci çalışmaların başarıyla sürdüğünü
bize gösteriyor. Uçaklarımızdaki ağırlıkların azaltılması,
yakıt tasarrufu sağlayan operasyonel ve teknik uygulamalar gibi detaylı çalışmalarla genişleyen filomuz ve artan
misafir sayımıza karşılık, 2011 ve 2012 yıllarında misafir
başına ürettiğimiz karbon emisyonunu ciddi bir şekilde düşürmeyi başardık.
Temassız kartlar bir yılda yüzde 40 büyüdü...
Teknolojinin hızlı bir
şekilde gelişmesine
paralel
olarak
tüketicilerin
harcama ve ödeme
yöntemleri de hızla
değişiklik
gösteriyor. Kasalarda daha
az vakit geçirmek
isteyen
tüketiciler
temassız kartlar sayesinde ödemelerini hızlı ve kolay bir
şekilde gerçekleştirebiliyor. Geçtiğimiz sene Eylül ayında
Türkiye’de 4.6 milyon adet olan Visa temassız kart sayısı,
son 12 aylık dönemde yüzde 41 artışla 6.5 milyon adete
yükseldi. Bu büyüme ile Türkiye’de Visa kredi kartlarının
%20’si temassız özelliğine sahip oldu. 2013 Eylül ayı sonunda Avrupa’daki temassız Visa kartların sayısının 73
milyon adet olduğu göz önüne alındığında, Türkiye’deki
temassız kartların oranı Avrupa’nın yüzde 9’u oldu.
Tüketicilerin sahip oldukları temassız kartları kullanabilecekleri POS Terminallerinin sayısı da artmaya devam
4 / marketing europe & anatolia
ediyor. Geçtiğimiz yıl Eylül ayında 58 bin olan temassız
POS’ların sayısı yüzde 35 oranında artarak 78 bine yükseldi. Temassız kartlarla tüketicilerin yaptığı ortalama
alışveriş ise 19.8 TL olarak hesaplandı.
Visa Europe Türkiye Ülke Müdürü Merve Tezel konu ile ilgili değerlendirmesinde “Ödeme sistemleri konusunda Türkiye Avrupa’da önemli bir yere sahip. Temassız kartlarda
Avrupa’daki toplam kart sayısının yüzde 9’u Türkiye’de bulunuyor. POS sayısındaki artış da tüketicilerin bu kartları
daha fazla noktada kullanmasına olanak tanıyor. Türk
tüketicisinin yeniliklere açık olması ve teknolojik gelişmeleri
hızlı takip etmesi ülkemizin yenilikçiliğin üssü konumunu
pekiştiriyor. Temassız kullanımı, zaten hızlı ve kolay olan
çip ve PIN ile alışverişe göre az oranda kullanım farkı
yaratıyor gibi görünse de, araştırmalarımıza göre tüketiciler temassızı tecrübe ettiklerinde özellikle küçük meblağlı
ödemelerde bu özelliği tercih etmeye ve aramaya başlıyor.
Temassız kullanım noktalarının yaygınlaşmasına, ileride
hız kazanacak olan NFC ve diğer yenilikçi ödeme şekilleri
için önkoşul olması sebebiyle de çok önem veriyoruz ”
diye konuştu.
Kısa Kısa
P&G Çevre Raporu...
Çevresel ve sosyal sorumluluk
yaklaşımını
ürün ve hizmetlerine entegre ederek insanların
her gün daha iyi ve daha
sürdürülebilir bir yaşam
sürmesi için çalışan P&G,
15’inci Global Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. Çamaşır makinelerinde yapılan yıkamalarda soğuk
su kullanımı alışkanlığının artırılması, karbon salımının
azaltılması, ihtiyaç sahiplerinin sağlık ve hijyen ihtiyaçlarının karşılanması konusundaki 2020 hedeflerine büyük oranda ulaşan P&G, çalışanlarının gönüllülük projelerine dahil edilmesi ve ürün inovasyonu konusunda da
başarılı uygulamaları hayata geçirdi.
Marka ve hizmetleriyle insanların gündelik hayatlarını
iyileştirmeye odaklanan P&G, ürün performansını ve yararlarını yenilikçilikle birleştirerek dünya çapında sayısız
insanın daha sürdürülebilir yaşam sürmesine katkıda
bulunuyor.
7. TEB
Akıl Fikir Yarışması...
Geçtiğimiz yıllarda finans alanında yenilikçi ve yaratıcı fikirlerin ödüllendirildiği TEB Akıl Fikir
Yarışması’nda, bu yıl teknolojik
girişimcilik alanında da başvuru
alınıyor. ‘Üniversite Öğrencisi Yeni Mezun’ kategorisinde dereceye girenler finansal ödüller ve
MBA bursu, ‘Müşteri’ kategorisinde dereceye girenler finansal
ödüllerin yanı sıra dünyanın en
prestijli tenis etkinliği Fransa Açık Tenis Turnuvası Roland Garros’a bilet hakkı, ‘Teknolojik Girişimci’ kategorisinin kazananlar ise finansal ödüllerin yanı sıra TEB
Girişim Evi’ne katılım hakkı elde ediyor. TEB Akıl Fikir
Yarışması’na katılım için üniversite öğrencileri, yeni mezunlar, TEB müşterileri ve teknolojik girişimcilerin 15
Ocak’a kadar başvuruları bekleniyor.
Katılımcılar, 15 Ocak 2014 tarihine kadar yarışmanın
web sitesi olan www.icatcikar.com’a girerek başvuru yapabiliyor.
RTÜK’ün program kaldırma yetkisi yok...
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof.
Dr. Davut Dursun, herhangi bir programı yayından kaldırma yetkilerinin olmadığını söyledi. Basın İlan Kurumu
(BİK) tarafından Van’da üçüncüsü düzenlenen “Marka
Şehirler - Medya ve İletişimde Tecrübe Paylaşım Günleri” konferansında konuşan RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, RTÜK’ün yetkileri konusunda kamuoyunda
birçok yanlış kanaatin hakim olduğunu ifade etti.
RTÜK’e şikayette bulunan izleyicilerin önemli bir kısmının şikayetçi olduğu programın yayından kaldırılmasını talep ettiğini belirten RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut
Dursun “Yani şöyle bir algı var. RTÜK istediği programa müdahale eder, istediği programı yayınlatır. İstediği
programı da yayından kaldırtır. Radyo Televizyon Üst
Kurulu’nun böyle bir görevi yoktur. Böyle bir yetkisi de
yoktur” dedi.Bu tür taleplerin sadece sıradan vatandaşlardan değil bürokrasiden de geldiğine dikkati çeken
RTÜK Başkanı Dursun şunları söyledi:
“Ya hoca bu program halen devam ediyor. Niçin kaldırılmadı bu programı? Cevaben de de diyorum ki ‘Peki
sayın vekilim, sayın genel müdürüm, bu programı kaldır-
ma yetkisine mi sahibiz ki biz
bunu kaldıralım?’ Böyle bir
algı var. Yani RTÜK bir programı isterse kaldırabilir diye.
Bizim kesinlikle böyle bir yetkimiz yok. Bu sansür olur o
zaman. Başta söyledim biz
sansür yapmıyoruz diye. Biz
sansürcü bir kuruluş değiliz
diye ifade etmiştim. Tamamen, herhangi bir programın yayınlanması, programın içeriğinin ne olması, programın ne
kadar devam edeceği, kaldırılması veya kaldırılmaması o
yayın kurumunun kendi editöryal bağımsızlığı içerisindeki
bir konudur. Biz hiçbir yayın kuruluşuna bu programı kaldır
veya kaldırma demeyiz. O nedenle sayın izleyicilerimiz,
medya temsilcileri, yazılı basının saygıdeğer temsilcileri
burada olduğuna göre yazılarında da RTÜK’ün program
kaldırma yetkisi yok ey okuyucular ona göre şikayette bulunun derlerse mutlu oluruz.”Haberin videosu için tıklayınız: http://www.youtube.com/watch?v=YoNe6Pltt98&featu
re=youtu.be
marketing europe & anatolia / 5
Kısa Kısa
Salt iletişim’e
4 yeni müşteri...
Creditwest
Faktoring’de yeni isim...
SALT İletişim Grup, geniş
müşteri portföyüne dörtbüyük markayı daha dahil
etti. Lierac ve Phyto gibi
markaları
bünyesinde
bulunduran AllesGroup,
ayrıca AslanobaCapital’in
emlak
sektöründe
ilk
yatırımı olan Metrekare.com ve flowerbox, 360 Derece
iletişim, stratejik ve dijital iletişim danışmanlığı hizmetleri
veren SALT İletişim Grup’u iş ortağı olarak seçti. SALT
İletişim Grup’un müşteri portföyündePalmali Grup,
PalmarinaYalıkavak, Wyhndham Kalamış Otel, Edition Otel İstanbul, Esin Yapı,LindtÇikolata , BJK, Home
Store , ETÜDER, L’OREAL Profesyonel, Kerastase,
L’OREAL Matrix , Kafe Pi, Altıncı Cadde, İnoksan,
g2m,Mobilexpress, SealedAir, Chado Çay, Urban Cafe,
Akademi Saç Merkezi, Zehnder, Vivense, BossGovernance , Pro Grup, Corentte, Blue HarmonySpa, Taylan
Kümeli Taylight, Bahçecik Kuaförleri, Alaçatı Curcuna
Hotel gibi markalar yer alıyor.
Türkiye’nin en hızlı büyüyen
ve
saygın
holdinglerinden
Altınbaş Holding çatısı altındaki şirketlerden Creditwest
Faktoring’in yeni Genel Müdürü Dilber Bıçakçı oldu. Creditwest Faktoring’e 1 Ocak 2014
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere asaleten Genel
Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanan Bıçakçı,
aynı zamanda Altınbaş Holding şirketlerinde genel müdür pozisyonuna getirilen ilk kadın yönetici oldu.
2005 yılından bu yana Creditwest Faktoring’te Pazarlama Koordinatörü olarak görev yapan Bıçakçı, Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nin İktisat
Bölümü’nden mezun. İş hayatına 1993 yılında TEB
AŞ’de başlayan Dilber Bıçakçı daha sonra, Demirbank
ve Tekstil Bankası’nda görev aldı. Halen Kemerburgaz
Üniversitesi İşletme Yüksek Lisans Programı’na devam
eden Dilber Bıçakçı, iyi seviyede İngilizce biliyor.
Samsung Electronics
Türkiye atama...
ING Emeklilik’in Finans
ve Mali İşler’de atama...
Hüseyin Erel, Samsung
Electronics Türkiye Tüketici Elektroniği Satış ve
Pazarlama Direktörü olarak görevine başladı.
Boğaziçi
Üniversitesi,
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü
mezunu olan Hüseyin
Erel, profesyonel yaşamına 1999 yılında başladığı
Procter & Gamble’da 2010 yılına kadar en sonuncusu
Gillette Ticari Pazarlama Grup Müdürü olmak üzere
farklı görevlerde çalıştı. Erel, 2010 – 2012 yılları arasında L’Oréal’de Tüketici Ürünleri Bölümü Satış Direktörü
pozisyonunda kariyerine devam ettikten sonra; 2012
yılı Mart ayında Telpa Telekomünikasyon’da Satış ve
Pazarlama’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak
görevine başladı.
ING
Emeklilik’te
Finans ve Mali İşler Genel Müdür Yardımcılığı
görevine atanan Emine
Sebilcioğlu,
İstanbul
Üniversitesi
İşletme
Fakültesi’nden
1994
yılında mezun olduktan sonra, kariyerine
1994 yılında PricewaterhouseCoopers
Denetim ve Danışmanlık
Hizmetleri Şirketi’nde başladı. 2002 yılına kadar PwC
İstanbul ve Amsterdam ofislerinde sırasıyla asistan, ekip
şefi ve müdür olarak yerli/yabancı çok sayıda şirkete
hizmet verdi.
Evli ve iki çocuk sahibi Sebilcioğlu’nun hobileri arasında
seyahat etmek, gezi yazıları yazmak ve dünya mutfakları
yer alıyor.
6 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
2. Uluslararası Ürün Yerleştirme Sempozyumu...
Reklam
dünyasında
yeni trend haline gelen, film ve dizilere
ürün yerleştirme teknolojisindeki son gelişmeler 2. Uluslararası Ürün Yerleştirme
Sempozyumu’nda masaya yatırılacak.
Ekonomi
Bakanlığı,
Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı, RTÜK üyeleri, TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi), İTO
(İstanbul Ticaret Odası) , Reklamcılık Vakfı ve medya
kuruluşlarının katılımları ile bu yıl ikincisi yapılacak olan
sempozyumda, Türkiye ve Dünya’dan ürün yerleştirme
süreç ve sonuçları katılımcılar ile paylaşılacak.
3P Ürün Yerleştirme Ajansı tarafından düzenlenen ve
pazarlama iletişiminde önemli bir uygulama olan ‘Ürün
Yerleştirme’nin tüm yönleri ile alanında profesyonel
isimlerle ele alınacağı 2. Uluslararası Ürün Yerleştirme
Sempozyumu 17-18 Ocak tarihlerinde Sheraton Maslak
İstanbul Hotel’de yer alacak.
Dünya çapında yakından takip edilen dizi ve filmlerde
başarılı işlere imza atan Dr.Ferdinand Froning( Sex and
the City, Transformers, A Good Day to Die Hard), Marsha
R. Levine(Umutsuz Ev Kadınları, Friends, Twilight Saga:
Breaking Dawn), Alison E. Mcmanus (Casino Royale, Quantum of Solace, Demir Adam, GI Joe, Borsa 2, Transformers Üçlemesi, Son Ültimatom, Bourne’un Mirası),
Sandra Freisinger-Heinl, Ralph Watson, Paolo Latini ve
Vlad Borovina ile Türkiye’den Elif Dağdeviren (UzmanYapımcı- Eğitmen) , Turan Başartan (Duayen Reklam) ve
M.Akif Ebiçlioğlu (3P Ürün Yerleştirme Ajansı) başta olmak
üzere reklam sektörünün yakından tanıdığı isimlerin katılacağı sempozyumda, birçok marka tarafından uygulanan reklam türü olan ‘Ürün Yerleştirme’ hakkında kreatif
uygulamalar, Hollywood’taki süreçler, yasal düzenlemeler,
etkin uygulama yöntemleri ve markalara katkıları ele alınacak. Etkinliğin ikinci gününde ise kreatif uygulamaların
nasıl gerçekleştirildiği Dünya örnekleri ile work shoplarda
uygulanacak.
Detaylı bilgi için http://www.urunyerlestirmesempozyumu.
com/ web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Twitter’dan kredi, DenizBank’a ödül getirdi...
Twitter’da ”direct message” yöntemiyle kredi başvurularını kabul etmeye başlayan ilk banka olan DenizBank,
bu uygulamasıyla Financial Word Innovation Awards
2013’de “Müşteri Deneyiminde Mükemmellik” ödülünün
sahibi oldu.
Geçtiğimiz yıl Türk bankacılık sektöründe yeni bir uygulamaya daha imza atarak müşterilerine dünyanın en
büyük sosyal medya platformlarından olan Twitter’da
“Direct Message” (DM) yöntemiyle kredi başvuru imkânı
getiren DenizBank’ın bu yenilikçi uygulaması, uluslararası boyutta ödülle taçlandırıldı. DenizBank, Twitter’dan
kredi uygulamasıyla Financial Word Innovation Awards
2013’de “Müşteri Deneyiminde Mükemmellik” ödülünün sahibi oldu. Financial World‘de; Secure Trust Bank
CEO’su gibi birçok CEO, gazeteci ve akademisyenin
jüriliğini yaptığı yarışmada 16 ana kategoride ödül verildi. Filipinler, ABD, Rusya, İsrail, Malta, Hindistan ve
İngiltere’den çok sayıda katılımcının finalist olduğu törende; DenizBank Twitter’dan kredi ürünü ile Müşteri
Deneyiminde Mükemmellik ödülünü birçok rakibini geride bırakarak kazandı.
marketing europe & anatolia / 7
Yeni Ürünler
LG’den yeni Pocket Photo...
Android ve iOS uyumlu tüm akıllı telefon ve tabletlerde NFC
ve Bluetooth ile kablosuz bir şekilde kolaylıkla bağlanılabilen
Pocket Photo 2.0, kullanıcıların 5.1 x 7.6 cm (2 x 3 inç) ebatlarında fotoğraf çıkışı almasına olanak sağlıyor.
Piyasadaki en ufak mobil yazıcı özelliği taşıyan LG Pocket
Photo 2.0, tasarımıyla da göz dolduruyor. Bir önceki modele
göre 4 mm daha ince olan ürün, çok daha fazla çıkış alabilme özelliğine sahip. Ayrıca 313dpi kalitesinde fotoğraf çıkışı
alabilen bu ürünün uygulaması, akıllı telefon ve tabletlerden
ücretsiz olarak indirilebiliyor. Yeni Pocket Photo’ya ayrıca
geliştirilmiş filtreleme efekti ve artırılmış akıllı çerçeve özelliği
eklendi. Bu uygulama, fotoğrafların online veya internet bazlı içeriklere bağlanmasını sağlayan QR Code’un görsel içine
yerleştirilmesini sağlıyor. Ürünün en dikkat çeken özelliği ise
bilgisayar olmadan fotoğrafları düzenleyip çıkışının kolaylıkla alınabilmesi. Pocket Photo 2.0 ZINK teknolojisi sayesinde
pahalı kartuş kullanımına son veriyor. Zink baskı teknolojisi
her kağıda gerekli olan canlı rengi verebilmek için farklı bir
ısı kullanıyor. Alışılmış baskı süreçleri ile karşılaştırıldığında
ZINK, boyası çıkmayan ve uzun süreli kalıcılık sağlıyor.
“Basılı fotoğrafların dijital fotoğraflarda olmayan duygusal bir
cazibesi var” diyen LG Ev Eğlencesi Kıdemli Başkan Yardımcısı Byung-hoon Min sözlerine şöyle devam etti: “Yeni
Pocket Photo, basılı fotoğrafların duygusallığıyla günümüzün dijital fotoğraf makinelerinde olmayan kolaylık kavramlarını buluşturuyor.”
Pembe, beyaz ve sarı gibi renk seçenekleriyle şu anda sadece Çin’de satışta olan Pocket Photo 2.0, bu yıl tüm dünyada satışa sunulacak.
Lenovo ezber bozuyor...
Akıllı telefon pazarına
hızlı giriş yapan marka, ilk LTE akıllı telefonunu CES’te tanıtıyor.
Lenovo’nun, süper hızlı data transferine imlan sağlayan (Yükleme
50mb/saniye ve indirme
150mb/saniye), hareket
kontrolleri, fotoğraf zenginleştirme yazılımı ve diğer birinci sınıf teknolojilerle donatılmış akıllı cihazı Vibe Z, sadece 7.9 mm’lik kağıt kadar ince
ve gümüş rengindeki şık tasarımıyla da fuarın yıldızı olmaya
aday…Daha iyisini hak ettiğini düşünen tüketicilerin hayran
olacakları cihaz, 5.5 inç genişliğinde ve 1080p çözünürlüğündeki ekranıyla da fark yaratıyor. 13 mepapiksel arka kamerası bulunan bu cihazda 5 megapiksel ön kamera da var.
O, karbon fiberden üretildi. Bu nedenle de 1,27 kg ağırlığıyla
dünyanın en hafif 14 inç ultrabook’u.Cihazı ayrıcalıklı kılan
özelliklerin başında sağladığı üstün görsel deneyim geliyor.
Daha gelişmiş bir görüntüleme ve dokunma deneyimi su-
10 / marketing europe & anatolia
nan cihazda yer alan ColorBurst ekran sayesinde kullanıcılar, ister film izliyor ister sunum hazırlıyor olsun, daha iyi
görüntüleme açılarıyla yüksek çözünürlükte keskin ve parlak
görüntüler elde edebiliyor. Bir saatten kısa sürede %80 şarj
sağlayan “Hızlı Şarj” teknolojisi ise 9 saate kadar pil ömrüyle
birleşerek, çalışmalarınızın yarıda kalmamasını sağlıyor.
8mb hd kamerası ile kullanıcılara kelimenin tam anlamıyla
özgürlük sunan bu tableti, hareket halindeyken tablet modunda, çalışırken ise masaüstü modunda opsiyonel bir klavyeyle kullanmak mümkün. Sadece 8.8 mm inceliğindeki cihazın opsiyonel sunulan “Quickshot” kapağını tabletin üzerinde
ters çevirerek, çadır modunda da çalışabilirsiniz. Eksiksiz bir
bilgisayar deneyimini destekleyen
tablet, profesyonellerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere en yeni Intel Bay Trail Quad Core işlemci,
128GB depolama, bir microUSB
3.0 bağlantı noktası, LTE bağlanabilirlik ve eksiksiz Windows8
Pro deneyimi ile de donatılmış.
Yeni Ürünler
Samsung, 105 inç’lik Ultra HD TV’si...
Samsung, dünyanın ilk en geniş ve en derin kavisli 105inç’lik
Ultra HD TV’sini CES 2014 Tüketici Elektroniği Fuarı’nda
kullanıcılarla buluşturacak. Samsung, 105 inç’lik yeni modeliyle, IFA 2013’te tanıtılan dünyanın ilk 65 inç’lik kavisli UHD
TV’sinin ardından bu segmente öncülük etmeye devam ediyor. Samsung Electronics, dünyanın ilk, en geniş ve en kavisli 105inç’lik kavisli UHD TV’sinin tanıtımını ABD’nin Las
Vegas şehrinde,7-10 Ocak tarihleri arasında düzenlenecek
olan CES 2014’te gerçekleştireceğini duyurdu.
Samsung IFA 2013’te dünyanın ilk UHD TV’sinin tanıtımını
gerçekleştirerek, bu alandaki liderliğini teknolojik üstünlüğü
ile birlikte ortaya koymuştu. Şirket, küresel TV pazarındaki
tartışmasız liderliğini, 105 inç kavisli UHD TV ürününü CES
2014’te sergileyerek sürdürecek.
Samsung’un 105 inç kavisli UHD TV modeli, optimize edilmiş renk özelliği sağlayan ve derinlik hissini artıran, yeni bir
patentli resim algoritması kullanıyor. Kavisli panelin daha da
geliştirilmesi ve yeni TV devre teknolojisinin eklenmesiyle,
çok daha üstün görsel sonuçlar ortaya çıkıyor. Geliştirilmiş
kavisli panel ile çok daha iyi bir görüntü kalitesi sunan cihaz,
farklı ve göz alıcı bir TV deneyimi vaat ediyor.
Samsung’un 105inç’lik kavisli UHD TV’si ayrıca dünyanın en
derin kavisli TV’si olma özelliğini taşıyor. Farklı açılardan bakıldığında da neredeyse iki kat canlı ve parlak görüntü sağlayan ürün, tüm noktalardan en iyi görsel sonuçları almanızı
sağlıyor.
Görüntü kaynağı gözetmeksizin, tüm içeriği “UHD” görüntü kalitesi seviyesinde aktaran ‘Quadmatic Picture Engine’
özelliği de ürünü farklı kılan bir diğer unsur olarak öne çıkıyor. Samsung’un 105inç’lik kavisli UHD TV’si, 11 milyon piksel (5120X2160) ekran çözünürlüğü ve 21:9 değerinde resim
en-boy oranına sahip.
Sony’den, 4K Handycam® AX100E...
Sony’nin CES 2014’te tanıttığı 4K Handycam® AX100E, bir
önceki model FDR-AX1E’den yaklaşık %75 daha küçük ve
neredeyse %66 daha hafif. Yeni AX100E video kamera, küçük gövdesi ile kolay kullanıma imkân verirken Sony teknolojisinin en iyi unsurlarını da içinde barındırıyor. Loş ışıkta
dahi kusursuz 4K resim kalitesi sunan ürün, tek dokunuşta
bağlantı için NFC ve görüntü aktarımı ile cep telefonundan
uzaktan kumanda için Wi-Fi özelliğine sahip.
Sony’nin ilk 4K Handycam® AX100E, özel anılarını mümkün olan en yüksek çözünürlük ile kaydederek 4K BRAVIA
TV’lerinde izlemek isteyenler için ideal. FDR-AX1E’den
yaklaşık %75 daha küçük ve neredeyse %66 daha hafif ol-
ması ile tek elle rahat çekime izin veren AX100E’nin küçük
gövdesi, Sony teknolojisinin en iyi unsurlarını barındıracak
kadar da geniş alana sahip.
AX100E, 1.0-tip Exmor R™ CMOS sensör içeren ilk 4K
Handycam® olma özelliğini taşıyor. Normal tüketici video
kameralarında bulunandan çok daha büyük olan bu sensör,
Full HD’nin dört katı detaya sahip kusursuz 4K Ultra HD görüntüler (3840 x 2160 piksel) yakaladığı gibi harika arkaplan
defocus efektleri elde edilmesini de mümkün kılıyor.
Dahili Wi-Fi ve NFC video ve fotoğrafları tek dokunuşla
Handycam®’den akıllı telefon veya tablete kablosuz olarak
aktarmanıza imkan veriyor.
marketing europe & anatolia / 11
Medya Dünyası
Görev değişiklikleri...
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri
•Akşam gazetesinde editörlük, yazı işleri müdürü yardımcılığı yapan ve son dönemde internet sitesi sorumlusu olarak çalışan Eren Demir görevinden ayrıldı.
•Gazeteci - Yazar Soner Yalçın Sözcü gazetesi ile anlaştı. Haftada 4 gün okurlarıyla buluşacak.
•Son olarak Artı 1 TV’ de haber müdürlüğü görevini yürüten Erkan Avcılar, bundan böyle Milliyet gazetesinde
editörlük yapacak.
•Milliyet ve Vatan gazetelerin Reklam Bölgeler Koordinatörü Dicle Akuz görevinden ayrıldı.
•Balçiçek İlter, Türkiye Gazetesi yazar kadrosuna katıldı.
•Zaman gazetesinin yazarlarından Leyla İpekçi görevinden ayrıldı.
•Vatan gazetesi istihbarat müdürü Burak Bilge ve köşe
yazarı Ruhat Mengi’nin yayın ile yolları ayrıldı.
•Oyuncu Barış Atay Birgün gazetesi yazar kadrosuna
katıldı.
•Köşe yazarı Oray Eğin bundan böyle Sözcü gazetesinde yazacak.
•Handan Güçyılmaz Günay, Working Mother Türkiye’
nin Ceo’ su oldu.
•Hürriyet gazetesi, Ankara temsilciliği görevini yürüten Metehan Demir görevinden ayrıldı, yerine Deniz
Zeyrek getirildi.
•Zaman gazetesi köşe yazarı İbrahim Öztürk’ ün görevine son verildi.
•Sevgi Akarçeşme, Zaman gazetesi
yazar kadrosuna dahil oldu.
•Güneş gazetesi magazin müdürlüğü görevinden ayrılan Nurettin Soydan’ ın yerine İbrahim Şahin geldi.
•Sabah gazetesi köşe yazarı Nazlı
Ilıcak’ ın görevine son verildi.
•Turkuvaz Gazete Dergi Grubu yeni
reklam satış genel müdürü Gürcan Korkmaz oldu.
•Bugün gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, gazete ile
yollarını ayırdı.
•Milliyet Cadde’ deki ekler yayın yönetmenliği görevini
Şirin Sever’ e devreden Menderes Özel, gazetenin yazı
işleri müdürlüğüne atandı.
•Akşam gazetesi dış haberler müdürü olarak görev yapan Beril Köseoğlu görevinden ayrıldı.
Görsel Basında Görev Değişiklikleri
•Fox TV programlar genel müdürü Kemal Çoşkuner ve
İnsan Kaynakları Direktörü Eser Bacaksızlar’ ın yayından ayrıldı.
•Habertük televizyonunda Ankara haber müdürü olarak
görev yapan gazeteci Hilal Köylü yayından ayrıldı.
•Top Bizde programında yorumculuk yapan Bilgin
Gökberk’le Kanaltürk’ün yolları ayrıldı.
•TV8’de gündüz kuşağında yayınlanan Tan Vakti’ni sunan ünlü televizyoncu Erkan Tan bundan böyle Beyaz
TV ekranlarından seyircisiyle buluşacak.
•Skytürk ekonomi müdürlüğü görevinden ayrılan Murat
12 / marketing europe & anatolia
Sabuncu Artı 1 TV Ankara Temsilcisi oldu.
•Show TV’de reklam müdürü olarak görev yapan Gürcan Korkmaz’ın yayın ile yolları ayrıldı.
•Star Haber’de editör olarak görev yapan Neslihan Akdaş görevinden ayrıldı.
•Show TV Reklam Müdürlüğüne K. Çiçek Durkal, Habertürk TV ve Bloomberg HT Tv Reklam Genel Müdürlüğüne ise Aslı Gürkan Demirkol atandı.
•Radikal gazetesi haber şefi olan Umay Aktaş görevinden ayrılarak El Cezire Türk’ te eğitim muhabiri olarak
göreve başladı.
•www.sondakika.com adlı haber sitesinin geçtiğimiz
Cuma günü yaptığı habere göre TRT Haber Dairesi
Başkanı Ahmet Çavuşoğlu ile TRT Haber Kanal Koordinatörü Ahmet Böken görevinden ayrıldı.
Elektronik Basında Görev Değişiklikleri
•CNNTürk’ te ekrana gelen ‘Biliyor Musunuz?’ programının yapımcı ve sunucusu Utku Başar, bundan böyle yazılarıyla da cnnturk.com/yazarlar sayfasında yer alacak.
Medya Dünyasından Diğer Haberler
•Türk Spor Yazarları Derneği (TSYD) eski başkanlarından Necmi Tanyolaç hayatını kaybetti.
•Kanal D’ de ekranlara gelen, Hazal Kaya ile Hakan Kurtaş’ ın başrollerinde oynadığı AŞK dizisi
bundan böyle pazartesi akşamları saat
22.00’ da yayınlanacak.
•İstanbul Web TV kemaramanı Soner
Zeki vefat etti.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi gazeteci Hayat İlhan hayatını kaybetti.
•Gazeteci Agah Güçlü yaşamını yitirdi.
•TRT spor muhabirlerinden ve TGC üyesi deneyimli gazeteci Kadri Bolcan yaşamını yitirdi.
•Banu Aydoğan, Doğuş Yayın Grubu kurumsal iletişim direktörlüğü görevini üstlendi.
•Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) eski üyelerinden,
gazeteci Osman Necmi Karaca hayatını kaybetti.
•Kanal D ekranlarında Perşembe günleri yayınlanan
İnadına Yaşamak adlı dizi bundan böyle Pazar akşamları saat 23.15’ te ekranlara gelecek.
•Kanal D’ nin başrollerini Beren Saat ve Mert Fırat’ ın
paylaştığı “İntikam” dizisinin yayın saati 20.00 olarak
değiştirildi.
Fox TV’ nin sevilen dizisi Fatih Harbiye, bundan böyle
Cumartesi akşamları saat 20.00’ de Show TV ekranlarında
İşitsel Basında Görev Değişiklikleri
•Radyocu Yasemin Şefik hafta içi her gün 14:00 ile 17:00
arasında HITNOZ programı ile Best FM’de
• Eftelya Nur Öktem, Son Fm ile anlaştı.
•Bir dönem Alem Fm’ de program yapan Hakan Çayırlı,
X Radyo müzik direktörlüğü görevine getirildi.
Medya Dünyası
marketing europe & anatolia / 13
Seviyorsan iş son
Röportaj
nsuz tatil gibidir...
Varol Yaşaroğlu
Grafi2000 Prodüksiyon
Animasyoncu, karikatürist, yapımcı
Henüz 5-6 yaşlarında dahi evde Pembe Panter
çizimleri yapan bir çocuktum. İlk karikatürüm
Milliyet Kardeş Dergisi’nde yayınlandı.
Hatta o dönemde karikatürlerimi çok beğenen Milliyet Kardeş
Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Soner Atadan Olgun,
dergide bana bir çizgi bant köşesi verdi.
Ve bir çocuk karakter yaratıp maceralarını çizmeye başladım.
Röportaj Eivin Ekşioğlu
- Varol Yaşaroğlu kimdir, bize biraz
kendinizden bahsedebilir misiniz?
Normal yaşantınızda da böyle renkli
bir kişiliğe sahip misinizdir?
- Evet renkli bir kişiliğe sahip olduğumu
düşünüyorum. Ben de karikatürler ve
animasyonlardaki karakterler gibi gülüyorum, ağlıyorum, susuyorum, konuşuyorum, zıplıyorum, şaşırıyorum, kızıyorum, hayal kuruyorum.
- İTÜ’de İnşaat Mühendisliği okurken
çizgi üzerine bir kariyer planınız var
mıydı?
- İnşaat Mühendisliği bölümünü Mimarlık gibi zannederek çizim yaparım düşüncesiyle tercih ettim. İşin aslı öyle değilmiş. (gülüyor) Bölümün çizimle hiçbir
alakası olmadığını görünce şok oldum,
fakat bölümün bana analitik düşünme
açısından çok büyük katkısı oldu. Şuan
bilgisayar teknolojileri kullanırken oradaki öğrendiklerimi tüm işlere entegre
edebiliyorum.
- Çizgi dünyasıyla tanışmanız nasıl
oldu?
- Henüz 5-6 yaşlarında dahi evde Pembe Panter çizimleri yapan bir çocuktum.
Ben de Pembe Panter’i çizenler gibi
çizmek istiyordum. Sokağa çıkmadan
saatlerce evde çizgi romanlar yapıyor,
sürekli; defterler dolusu çiziyordum.
Çizgi filmleri izledikçe kendime bir söz
verdim: “Varol, bu çizgi filmler harika!
Büyükler değerini bilmiyorlar. Büyüdüğünde bunların değerini ve güzelliğini
unutma! Büyüdüğünde de bu güzellikleri kaçırmayacağına söz ver!” İlk karikatürüm Milliyet Kardeş Dergisi’nde
yayınlandı. Hatta o dönemde karikatürlerimi çok beğenen Milliyet Kardeş
Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni
Soner Atadan Olgun, dergide bana bir
çizgi bant köşesi verdi. Ve bir çocuk
karakter yaratıp maceralarını çizmeye
başladım.
- Karikatür çizerken nelerden esinlenirsiniz, nelere dikkat edersiniz?
- Hayata dair her şeyden esinleniyorum. Karikatürlerin ve animasyonların
konuları bu renklilikten besleniyor. Ve
hayat bu konuların yanında çok renkli
bir görsellik sunuyor bize. Bir mekana,
bir odaya, bir sokağa, bir taşıta bindiğimde en çok dikkatimi çeken şey ise
marketing europe & anatolia /15
Röportaj
yine en renkli olanlar: Duvardaki renkli
resimler, dikiz aynanın üzerinde sallanan bir maskot, duvardaki grafitti, gazete bayisindeki rengarenk dergiler,
parktaki heykel... Estetik duygumu harekete geçiren ve besleyen her şey...
- İşinizin en zor yanları hangisi?
- Çizmeyi seven bir kişi için işin zor bir
yanı yoktur. Sevdiği işi yaptığı için zaten sonsuz bir tatile çıkmış gibidir. İşin
zor kısmı ticari mekanizmaların devreye girdiği yer. Hayaller ile ticari mekanizmaların uygun noktada birleşmesi.
Eğer buradaki dengeyi iyi koruyabiliyorsanız tatil devam eder. Ama denge
şaşarsa zorluk başlar.
- “Türkiye’nin yetişkinlere yönelik ilk
çizgi film dizisi “Fırıldak Ailesi”nden
bahsedebilir misiniz? Proje nasıl şekillendi?
Baba, anne, anneanne, kız çocuk, erkek çocuk ve küçük bebek derken Türk
aile yapısına uysun istedik. Yabancı
örneklerinden anneanne ile ayrılıyor.
İzleyenlerden birisi baba ile bir diğeri
anne ile sempati kurabilir, bebeği sevebilir. Çizdiğiniz karikatürde karakter
oluşturmak çok önemli, eğer o karakter
beğenilmezse baştan kaybetmiş olursunuz. Çizimleri ekipteki herkese gösterdim, kusur bulanlar da oldu, gerekli
düzeltmeleri yaptım. Şuanda karakterlerden çok memnunum. Fırıldak Ailesi,
16 / marketing europe & anatolia
tık www.youtube.com/grafi2000 kanalında Çarşamba günleri, saat 20.30’da
webisode’lar halinde yayınlanıyor. CookPlus.com da, Fırıldak Ailesi’ne sponsor olma girişimi ile Türkiye’de dijital
ortamda, animasyon webisode devriminin öncülüğü yapıyor. Fırıldak Ailesi,
yeni serüvenleriyle Türkiye’de ilk kez
bir internet animasyon serisinin de başlangıcını yapıyor.
- Bir fenomen haline gelen “Koca
Kafalar Baba Haber Bülteni” ile de
her yaş grubunun ilgisini çekmeyi
başarıyorsunuz…
- Koca Kafalar Baba Haber Bülteni ile
mizah dergilerinin kapak ve ilk iki sayyayın hayatına TV ekranlarında başla- fasında yer alan mizahı televizyonda
dı, şuan ise 2. sezon bölümleriyle, ar- gerçekleştirmeyi istedik. Ve şu anda
ratinglerimizin başarısına baktığımızda 7’den 70’e bu anlamda çok güçlü
bir yapım gerçekleştirmiş olduğumuzu
gördük. Güncel haberleri mizahi bir
şekilde yorumlayan Koca Kafalar kısa
zamanda Türkiye’nin çok önemli bir
markasına dönüştü.
- TRT Çocuk ekranlarında Osmanlı
dönemini çocukların gözünden anlatan “Çınar” adlı bir çizgi diziniz yer
alıyor. Çınar hangi özellikleri nedeni
Fırıldak Ailesi,
yayın hayatına TV
ekranlarında başladı, şuan ise
2. sezon bölümleriyle, artık
www.youtube.com/grafi2000
kanalında Çarşamba günleri,
saat 20.30’da
Röportaj
ile bir ilki gerçekleştiriyor?
- İlk defa tarihimiz bir animasyon macerası olarak izleyicilere sunuluyor. Ayrıca sunduğu görsellik de dünyada bir ilk.
Oldukça karmaşık animasyon tekniklerinin bir araya gelmesi ile realistik çizgi roman kareleri görselliğinde bir dizi
oluşturduk. Dizi film, her bölüm kendini
olayların içerisinde rol alan biri olarak
hayal eden “Çınar” karakteri üzerinden
çocuklara hayal kurdurmayı amaçlıyor.
Çınar, on yaşında ilköğretim dördüncü
sınıf öğrencisi… Sosyal bilgiler dersinde geçmişte Osmanlı İmparatorluğu
diye bir devletin var olduğunu öğrenir.
Öğretmeni, Türkiye Cumhuriyeti’nin
Osmanlı Devleti’nden sonra kurulduğunu, aslında bizlerin bu devletin devamı
olduğumuzu anlatır ve tarihe yolculuk
başlar.
- Türkiye’de yeni bir trend olan ve
büyük bir gelişme gösteren animasyon sektörü hakkında neler söylemek isterseniz, geleceğini nasıl görüyorsunuz?
- Bu konuda yolun başındayız. TRT Çocuk vizyoner tavrı ile birçok animasyon
stüdyosunun kurulmasına vesile oldu.
En çok sevdiğim çizerlerin
başında André Franquin gelir.
Bana göre çok üstün
bir çizer ve birçok çizeri
etkilemiş bir üstad.
Ancak bir sektör olabilmek için animasyon stüdyolarının kesinlikle yasalarla,
teşviklerle desteklenmeleri gerekiyor.
Özellikle animasyon alanında sponsor
olma konusunda oldukça kıt bir ülkeyiz.
- Çizim anlamında beğendiğiniz sanatçılar var mı?
- En çok sevdiğim çizerlerin başında André Franquin gelir. Bana göre
çok üstün bir çizer ve birçok çizeri etkilemiş bir üstad. Türkiye’de ve
dünyada Reiser’den
Enki Bilal’a,
Yalçın Çetin’den Oğuz Aral’a, Uğur
Gürsoy’dan Erdil Yaşaroğlu’na kadar
beğendiğim birçok çizer var. Ama çizgileriyle en çok içimi ısıtan çizer: Engin
Ergönültaş. O dünya çapında üstün bir
çizer.
- Dijital dünyanın geleceği için neler
söylemek istersiniz?
- TV dünyası ile sosyal medya platformları şimdiden entegre olmuş durumda. Artık Twitter ve Facebook gibi
sosyal medya platformlarındaki izleyici
profilleri izleniyor ve buradan elde edilen veriler TV kanallarındaki rating verileri ile ilişkilendiriliyor. TV kanallarının
marketing europe & anatolia / 17
Röportaj
önümüzdeki dönemlerde varlıklarını
eski bilinen yöntemlerle sürdürmeleri
gittikçe olanaksızlaşacak. Yazılı medyada yaşanan değişim, kuşkusuz görsel medyada da etkisini göstermeye
başladı. Belirli bir yayın saatinde sevdiği program ya da diziyi izlemek için
televizyonun karşısına geçip beklemek,
gelecek nesiller için oldukça akıldışı kalıyor. Dijital platformların interaktif izleyici yapıları, şu anda bile TV dünyasına
sıçramaya başladı. TV dünyası dijital
dünyaya doğru büyük bir değişim gerçekleştirecek.
Dijital platformların
interaktif izleyici yapıları,
şu anda bile
TV dünyasına sıçramaya
başladı.
TV dünyası dijital dünyaya
doğru büyük bir
değişim gerçekleştirecek.
- Hayatınız “ilk”lerle dolu, yakın bir
dönemde gerçekleştirmeyi düşündüğünüz ilkleriniz var mı?
- Kafamda fikir aşamasında olan birçok
“ilk” var. Çok yakın zamanda Fırıldak
Ailesi’nin mobil oyununu yayınlayacağız. Bu konuda çok heyecanlıyız. Bundan sonra da mobil ya da bilgisayar
oyunları konusuna odaklanmak gibi bir
yönelimimiz olacak. Grafi2000 Prodüksiyon yapımlarına ait farkındalık yaratacak ürünlerin yer aldığı bir e-ticaret
sitesine yönelik çalışmalarımız da sürüyor. Bir animasyon sinema filminin
hazırlıklarına da somut olarak başlamış
durumdayız. Mutlaka yapımlarımıza
yönelik bir çizgi roman dergisi de hayata geçirmeyi istiyoruz. Yoksa bu konuda
gözüm arkada kalacak.
18 / marketing europe & anatolia
Köşe
Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]
( kelebeğin
fırtınası)
Reklamı bırak, müziğe bak...
Bir sürü olayın yaşandığı 2013 yılını geride bıraktık.
Haziran ayında Gezi olaylarıyla çalkalanan Türkiye,
Aralık ayında bakan çocuklarının da adının geçtiği
yolsuzluk iddialarıyla alt üst oldu. Ülke ekonomisini
doğrudan etkileyen bu kadar büyük olayların yaşandığı
güzel ülkemde herşeye rağmen yepyeni pek çok reklam
çalışmasının yapılması sevindirici.
Ve 2014...
Yeni bir yıl, yeni dilekler, yeni umutlar, yeni reklamlar...
Cem Yılmaz'lı İş Bankası reklamına karşılık Yılmaz
Erdoğan'lı Finansbank reklamı. Ünlü komedyen kullanımı
benzerliğini bir yana bırakırsak, Finansbank "Finansçı"
konseptiyle diğer banka reklamlarından çok farklı bir
yol izliyor. Tamamen paraya odaklanmış. ''Bizim finas
uzmanımız size kazandırır.'' İşte bu kadar. Yok sizin
bankanız, burası zaten sizin yeriniz, aman efendim,
sepet efendim demeden, kısaca lafı dolandırmadan,
reklam müziğini dilimize dolamayı başarmışlar. Bir
sabah "finansçı da fiinaaannsçıııı" diye şarkı söyleyerek
uyandım :)
Bu köşede hep yazdığım gibi biz tüketici olarak
bankadan, iyi faiz, uygun kredi, bir sürü taksit yapan kredi
kartı istiyoruz. Finansbank sonunda derdimizi anlamış
ve buna uygun reklam yapmış. Hizmetleri de böyle mi
bilmiyoruz tabi, yaşayarak göreceğiz. Bu başarılı çalışma
için tüm ekibi kutluyorum.
ayağıma gelecek" söylemi çok etkili olmuş. Gülben
Ergen'le ilgili ''ben gitmem, o gelecek'' tarzında bir olay
yaşandı mı bilmiyorum. Magazin basınını pek takip
edemiyorum :)Genel olarak etkisi çarpıcı olan bir reklam
olmuş. Tebrikler.
Pınar aç bitir salam reklamındaki bakkal amca
tiplemesine bayıldım. Şaşkın bakışları, hayret ifadeleri
şahane. Fazla aldığımız için, bozulan, çürüyen sonunda
çöpe giderek ziyan olan yiyecekler sanıyorum hepimiz
için üzücü bir durum. Pınar aç bitir bu konuyu çok sevimli
bir şekilde anlatmış. 2.5 santim çapında 3 tane domates
finali de çok eğlenceli.
Kargo savaşları reklamlara da yansıdı. MNG Kargo'nun
Mehmet Günsür'lü Mardin Kapısı reklamına, Aras Kargo
"Araslar, aramanızda fayda var" ile cevap veriyor. MNG
Kargo duygularımıza hitap ederken, Araslar " gidip biraz
dağıtın" diyerek daha yaratıcı bir fikirle karşımıza çıkıyor.
İkisi de güzel, iki reklamın yaratıcı ekibini de kutluyorum.
Vivident Xylit'in son reklamı da çok eğlenceli olmuş.
Yanlış bara giren bir adamın şaşkın ve korkak halleri çok
sevimli.
Son olarak Avea'nın Ata Demirer'li Ocakbaşı reklamı
bana kahkaha attırıyor :) Avea'nın tarife seçeneklerinin
bolluğu ile kişiye özel seçenekler yaratılabileceğini
anlatıldığı reklamda Ata Demirer'in oyunculuğu bir harika.
Dünyayı gezmiş kahramanımızın bir ocakbaşına gidip
Muhteşem Yüzyıl dizisindeki Bali Bey karakteri ile yıldızı
Light Adana istemesiyle başlayan kebap macerası, başka
iyice parlayan Burak Özçivit, Pepsi Türkiye'nin yeni
şehirler de var mı sorusuyla kebepçıyı çileden çıkarıyor.
reklam yüzü oldu. 30 Aralık 2013'te yayına başlayan
Paris kebabı, Torino gömmesi seçenekleri şahane olmuş.
"seviyorsan aç konuş" reklamı harika olmuş. ''2014
''Bu ocağın başı yok mu, onu çağırın bana'' finali her
kalbinin sesini dinleyenlerin olsun'' sloganı benim gibi
izlediğimde beni çok güldürüyor :)
romantizm tutkunlarının kalbini tam 12'den vuruyor.
Eveeet sizin de fark ettiğiniz gibi 2014'ün ilk sayısında
hep olumlu sözler sarf etmek istedim Umarım bu yıl her
Yılın son günleri başlayan ve yeni yılın ilk günlerinde de
devam eden hepsiburada.com reklamları "ayağına gelsin" zamankinden daha yaratıcı, daha keyifli çalışmalar ortaya
çıkar.
sloganı ve seçilen oyuncularıyla polemik yaratmayı
başardı. Fatih Terim'in Galatasaray'dan ayrılırken
Not: Bu sayıdaki yazım sevgili arkadaşım Önder Abay
yaşadığı başkanın telefonuna cevap verecek, ayağına
için. Sağlığına bir an önce kavuşması dileğiyle...
gidecek, gitmezse böyle gönderirler işte tartışmalarının
ardından reklamdaki "ben onun ayağına gitmem, o benim
marketing europe & anatolia / 21
Reklam Dünyası
2013’te reklam harcamaları arttı...
Medya Takip Merkezi (MTM), 2013’ün en çok reklam veren sektör ve markalarını belirledi. Rapora göre, sektör ve
markaların reklam harcamaları 2012’ye oranla ortalamada
yüzde 10 civarında artarken, en çok reklam veren markalar gıda, iletişim teknolojileri ve ev temizlik ürünleri oldu. İşte
araştırmanın dikkat çekici ayrıntıları…
Tüketicilere ulaşmada, halen en etkili araçların başında gelen TV reklamları, sektör ve markaların pazarlama faaliyetlerindeki önemini koruyor. 2013 yılı boyunca, reklam kampanyaları ile ekranlarda en fazla karşımıza çıkan sektör ve
markaları incelemeye alan MTM, reytingi yüksek 13 TV kanalı üzerinden bir reklam raporu yayınladı.
Araştırmaya göre, yıl boyunca TV’ye en fazla reklam veren
sektör gıda oldu. Toplamda 224 markası ile ekranlardan izleyicilere ulaşan sektör, bir önceki yıla oranla reklamlarını
yüzde 20 arttırdı. Pek çok sektöre göre daha az oyuncu barındıran iletişim teknolojileri sektörü, 2013 boyunca TV izleyicilerinin ekranlarda en fazla rastladığı sektörlerden ikincisi
oldu. Reklam rekabetinin yüksek olduğu iletişim teknolojilerini, gündüz kuşağının izleyici kitlesi olan kadınları asıl tüketicisi olarak kabul eden ev temizlik ürünleri ve kozmetik
sektörleri takip ettiler.
En çok reklamı Turkcell ve Vodafone verdi…
Medya Takip Merkezi’nin en çok reklam veren markalar
araştırma sonuçlarına göre, listenin başında GSM markaları yer aldı. Ocak-Aralık 2013 döneminde, TV kanallarına en
fazla reklam veren marka Turkcell oldu. Hem süre hem de
adet bazında birinci olan markayı, Vodafone takip etti.
22 / marketing europe & anatolia
Reklam kampanyalarının ekranlarda kapladığı süreye bakıldığında, üçüncü sırada yer alan Avea, spot bazında da üst
sıralardaydı. İletişim teknolojileri sektörünün bir başka oyuncusu olan Türk Telekom ise, süre bazında sekizinci sırada
yer aldı.
Aynı rapora göre, özellikle yaz aylarında tüketicilere seslenmeyi tercih eden Algida, TV reklamlarına en fazla reklam
bütçesi ayıran markalardan bir diğeri oldu. Süreye göre de
üst sıralarda yer bulan Algida’nın dışında gıda sektöründen
en çok reklam harcaması yapan diğer markalar ise, Kinder
ve Coca Cola oldular.
Ev temizlik ürünleri sektörünün önemli markalarından Kosla,
TV’ye verdiği reklam spotlarına göre Algida’nın hemen arkasından gelirken, onu aynı sektörden izleyen markalar Finish
Quantum ve Calgon oldular.
MTM’nin yılın en çok reklam verenleri araştırmasına göre,
Finansbank finans sektörünün tek temsilcisi olarak reklam
veren ilk 10 marka arasında yer alırken, 118 80 ve Arçelik
listede dikkat çeken diğer markalar oldular.
Reklam Dünyası
Robin Thicke; Gear´ın yeni yüzü...
Samsung Electronics, kullanıcılarının hayatlarını zenginleştirmek için geliştirdiği Galaxy Note 3 ve giyilebilir teknoloji
deneyimde yeni bir boyut açan Galaxy Gear’ın yeni yüzü
olarak, son zamanların en yenilikçi ve popüler sanatçısı olan
Robin Thicke’yi seçti.
Robin Thicke Samsung’un yenilikçi Galaxy Note 3+Gear
reklamında oynayarak hayatını sen yaz (#designyourlife)
hashtag’iyle hayranlarına hayatlarını kolayca ve akıllıca yaşamalarını söylüyor. Şarkıcı videosunda Galaxy Note 3’ünü
Ekran kullanırken ve Galaxy Gear´ı ile konuşurken görülüyor.
Fantastik Değişim...
Intel, eski bilgisayarların kullanıcılara yarattığı sorunlara
dikkat çekmek, kullanıcıları bilgisayarlarını yenilemeye teşvik etmek amacıyla yeni bir kampanyaya imza attı. Türkiye’deki tüm teknoloji perakendecilerinin ve üreticilerin destek verdiği “Fantastik Değişim” adlı kampanya, “Bilgisayarın
seni değiştirmeden sen bilgisayarını değiştir” sloganıyla
BLAB tarafından yaratıldı. Kampanya gençlerin dikkatini
çekmek için bir kısa metraj film kurgusunda hazırlandı.
Kampanyanın merkezinde fantastikdegisim.com adresinden
izlenebilen yaklaşık 9 dakikalık kısa film bulunuyor. Filmde,
eski bilgisayarları yüzünden istenmeyen yeteneklere sahip
olan 4 karakterin hikayesi farklı bir bakış açısı ve esprili bir
dille anlatılıyor. Kampanya gazete ilanları, mağaza içi aktiviteler, sosyal ve dijital medya ile desteklenecek.
marketing europe & anatolia / 23
Röportaj
Yerel seçimler ya
Burçak Ilıman
Avantgarde İletişim Danışmanlığı
Genel Müdürü
Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte siyasal partiler,
adaylarını açıklıyor. Geçmiş seçimlere kıyasla 2013
seçimleri arasında kamuoyu açısından nasıl bir fark var?
Kamuoyu artık liderlerinin; dürüst,
samimi ve içten bireyler olmasına önem veriyor.
Halk, siyasiler ile arasında sosyo-kültürel uzaklık
olmasını istemiyor. Kendi gibi, hayatın içinden
kişileri daha fazla güvenilir buluyor.
Röportaj Elvin Ekşioğlu
- Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte siyasal partiler, adaylarını açıklıyor. Geçmiş seçimlere kıyasla 2013
seçimleri arasında kamuoyu açısından nasıl bir fark var?
- Kamuoyu artık liderlerinin; dürüst, samimi ve içten bireyler olmasına önem
veriyor. Halk, siyasiler ile arasında sosyo-kültürel uzaklık olmasını istemiyor.
Kendi gibi, hayatın içinden kişileri daha
fazla güvenilir buluyor. Arasına mesafe
koyan başkan adayı yerine, elini sıkan,
omzuna dokunan, gülümseyen kişilerin
sınıf ayrımı yapmayacağını ve kendi ihtiyaçlarına da aynı samimiyetle cevap
vereceğini düşünüyor. Eskiden otorite
anlayışında bunlara yer yokken, çatık
kaşlı, aslı yüzlü, mesafeli kişiler daha
fazla ciddiye alınırken, günümüzde
dengeler yer değiştiriyor.
Başkan adaylarının iktidar olabilmesi,
kamuoyunun güvenini ve desteğini alabilmesi için ne yapmaları gerekiyor?
Geçmiş seçimlerde yapılan doğruları
ve yanlışları tekrar masaya yatırmaları gerektiğini düşünüyorum. Başkan
adayına ya daha önce ki seçimlerde
24 / marketing europe & anatolia
ki adaya oy kaybettiren hataları tekrar
etmemek için gerekli tedbirlerin baştan
belirlenmesi ve ekibin bu doğrultuda
yönlendirilmesi gerekiyor.
Seçmenin kime oy vereceğine dair
bilgi edinmek adına yapılan anketleri
doğru zaman planıyla gerçekleştirmek
gerekiyor. Çıkabilecek sonuçlara odaklanmak seçim kampanyalarında hata
yapılmasına neden olabiliyor. Bunun
yerine, seçmenin hangi siyasal partiye
eğiliminin daha fazla olduğunu araştırmak daha doğru sonuçlara ulaşmayı
kolaylaştırıyor. Alanında uzman kişilerden oluşan bir ekiple çalışmak çok
önemli, seçim stratejilerini belirlemeden
önce danışmanları ile bir araya gelerek
doğru yol haritasını çizmek gerekiyor.
Her ideolojiye ve siyasi partinin kültürüne uygun kampanyalar üretmek çok
önemli. Herkes aynı stratejiyle, aynı
davranış biçimleriyle başarılı olamaz.
Başkan adayları samimi ve özgün olmalı. Bir başkasını taklit etmek yerine
içten olmalı, kendisini olduğundan farklı
konumlandırmamalı.
aklaşıyor...
Röportaj
- Doğru iletişime örnekler? Yanlış
iletişime örnekler?
- Her seçimde kazananı kamuoyunda ki
kararsız kesimin belirlediği kanaatindeyiz. İdeolojik destek aldığınız seçmen
sizin her daim yanınızda olan, destek
veren seçmendir. Kimlerin kararsız olduğunu, neden kararsız olduklarını, en
önemlisi, neye göre karar vereceğini
öğrenmeye odaklanın.
Ülkemizde zaman zaman ikiye bölünmeler kutuplaşmalar yaşansa dahi her
seçmen ideolojik nedenleri doğrultusunda oy tercihi yapmıyor. Seçmenimiz
için projeler çok önemli. Bir seçmen,
ailesinin daha iyi şartlarda yaşayacağına inandığı için veya yaşadığı bölgeye
daha fazla turist geleceğine inandığı
için de oy verebilir.
Son ABD seçimlerinde, bilginin değişim
hızı 6 saate indi. Seçmen medyayı iyi
takip etse bile, gündemin değişim hızından dolayı sizi çabuk unutur. Hatırlanmak için sürekli medyanın gündemine gelmek gerekmez. Öyle projeleriniz
olmalı ki, hem medya, hem de seçmen
sizi konuşmaya devam etmeli.
Başkan adayının kendisine oy vermeyenler ile iletişimini kesmemesi
26 / marketing europe & anatolia
Son ABD seçimlerinde,
bilginin değişim hızı
6 saate indi. Seçmen medyayı
iyi takip etse bile,
gündemin değişim hızından
dolayı sizi çabuk unutur.
gerekiyor, aksine kendisini daha iyi
ifade edeceği alanlar oluşturmalı. Seçim kampanyalarının amacı da budur.
Başkan adayının ideolojisine uygun
olmayan bir aday üzerinde olumlu etki
bıraktığı takdirde karşısında ki kişi kazanılmış seçmendir. Başkan adayı en
güçlü söylemlerini dürüst ve samimi bir
şekilde konuşmaya devam etmeli.
Başkan adayı hakkında ve aday olduğu
siyasal parti hakkında olumsuz düşünen seçmene dokunulabilirse, olumsuz
görüşleri kırma şansı olabilir. Seçmeni
mahalle mahalle ayırıp iletişim kurmak
yerine, hedefleri seçmenin aklına ve
gönlüne girip, oy vermeye ikna etmek
olmalı.
- Muhalefetin ve İktidarın seçim kampanyalarında uygulaması gerekenler
neler?
- İstatistikî verilere göre yeni bir seçime girerken, iktidar partisinin kazanma
şansı muhalefete oranla 3 kat daha fazla gözüküyor. Muhalefet adayları bunu
hesaba katarak stratejilerini belirlemeli. İktidardan memnuniyet yüzde 55’in
üzerindeyse, iktidar adayı Bu durumda
projelerinizin iktidarın adayından daha
fazla ikna edici olması gerekir. Memnu-
Röportaj
niyet yüzde 40’tan daha düşükse, muhalif adaylar favoridir.
Muhalefet seçmene en çok önem verdikleri konuları sormalı ve bu konularda
ikna etmeye odaklanmalı. Kararsızların
oyunu alabilmeleri muhalefet için daha
önemli ve bunun içinde en azından kararsızların eğilimlerini bilmek zorundalar.
Muhalefette, iktidarda özgürlük ve eleştirinin birlikte yaşayabileceğini kabul
etmeli. Hangi siyasi görüşte olursanız
olun, gerginleştirici bir dil yerine birleştirici temalar kullanılmalı.
Seçim sürecinde vaat edilen her konuyu takip edecek bir ekip oluşturulmalı
ve seçimi kazanılırsa verilen sözlerin
takibinden sorumlu olunacağı açıklanmalı.
İktidarda olan siyasi parti veya partiler;
toplumun tüm kesimlerinin ortak
çıkarlarını kollama konusunda belli
yükümlülükleri olan ve kamu hizmetlerinde lider işletme konumundaki partilerdir. İktidar aynı zamanda her türlü
hizmetin vericisi durumundadır. Bu
İnsanlara hizmet, belli
standartları olan personele sahip
olmak ve bunları yönetmede
başarı göstermekle gerçekleşiyor.
Eğitimin bu tip insanları yetiştirmedeki rolü inkar edilemez.
nedenle seçmene sürekli ulaşabilme
imkânına sahiptir. Bu da sürekli rakiplerinden bir adım önde bulunma şansı
sunar.
İktidarın daha iyiye ulaşmak amacı ile
devamlı araştıran bir kimliğe bürünmesi
gerekir.
İnsanlara hizmet, belli standartları olan
personele sahip olmak ve bunları yönetmede başarı göstermekle gerçekleşiyor. Eğitimin bu tip insanları yetiştirmedeki rolü inkar edilemez.
Daha iyi sonuçlara ulaşmak için kişilere
yardım etmeyi amaçlayan bir liderlik
anlayışı oluşturmak ve uygulamak
önemli.
Muhalefet partileri ise iktidarı ele geçirmek, paylaşmak ve etkilemek amacıyla belli bir program çerçevesinde bir
araya gelen kişilerin oluşturduğu siyasal örgütlerdir. İktidar olunamazsa bile
toplumun belli kesimlerinin beğenisini
kazanan ve onları temsil eden muhalefet partileri, temsil ettikleri grupların ve
genel kamu yararının sağlanması ve
korunması için siyasal iktidar üzerinde
etkili olmaya çalışmalıdır. Rakipler iktidarı tek başlarına ele geçirmek için politik alanda rakiplerini saf dışı bırakarak
daha iyi bir konuma gelmek için mücadele ederler. İktidara giden yolda partilerin sahip olacakları en önemli güç,
rakipleri hakkındaki bilgilerdir.
Bunun içinde rakip partilerin anket sıralamalarındaki yerleri, güçlü ve iyi oldukları alanların belirlenmesi, amaçlarının
stratejilerinin bilinmesi önemlidir.
- Kampanya seçimi yüzde kaç etkiler?
Doğru strateji ile hazırlanan seçim kampanyaları seçimi %13 ile %28 arasında
etkiliyor.
marketing europe & anatolia / 27
Köşe
( retorik)
Abdullah Ekşioğlu / [email protected]
Ahvalden manaya ulaşmak...
Şimdi yazacaklarım belki birçoğunuza ters gelecek.
Bir kısmınız feodal saçmalıklar olarak, bir kısmınız
ise bilinçaltına gizlenmiş faşist eğilimler olarak
değerlendirecek. Ancak küçük bir kısmınız bu yazının
ikisinden de çok ayrı bir şeyi anlattığını anlayacak. İşte
ben bu yazıyı o meçhul azınlık için yazıyorum.
Bir çoğunuz biliyorsunuz daha birkaç gün önce babamı
ebediyete uğurladım. Babam davası olan bir insandı.
Her ne kadar davasını paylaşmasam da onun keskin
prensiplerine her zaman saygı duymuş ve örnek
almıştım. Tam bir aristokrattı. Osmanlı ayanı bir ailenin
mensubu olarak kandan gelen bir soyluluğa sahip
olmasına karşın, sadece kandan gelen soyluluğun
yeterli olmadığını, soyluluğun ancak kültürün kuşaklar
arasında aktarılmasıyla ve bilgiyle kuşatılmasıyla anlam
kazanacağını, bu nedenle bugün bizimle aynı aileden
olan birçok kişinin yozlaşmış bir cehaletle soyluluklarını
kaybettiğini söylerdi. Beni de ayan terbiyesiyle yetiştirdi.
Ekşioğlu şunu yapmaz, bunu yapmaz, şöyle davranmaz,
böyle oturmaz birsürü kurallarla dolu, bir çocuk için
oldukça sıkıcı bir süreç. Dışarıdan bakıldığında diğer
çocukların yaşantıları daha eğlenceli görünürdü ama ben
Ekşioğlu'ydum bir kere onlar gibi davranamazdım.
Tabii ki benim yaşantımda da eğlence vardı. Düşüncede
sonsuz bir özgürlük, özgüvenle örülmüş çılgınlıkları
ben de yaşadım ama kimsenin sınırlarını ihlal etmeden.
Kimseye maddi ya da manevi zararlar vermeden.
dedelerinin adını bilmeyen insanlara karşı üstün olduğum
anlamına gelmemeliydi.
Sonra soyluluğun üstünlük değil, sorumluluk olduğunu
öğrendim. "Ayanın yediği ekmekte avamın hakkı vardır."
derdi babam. Bu cümleyi ilk önce gençlik heyecanıyla
tabi halk çalışıyor, soylular halkın sırtından geçiniyor, o
nedenle halkın hakkını yiyorlar olarak algılamıştım. Böyle
algılayınca babama, "ben şimdi halktan geçinmediğime
göre benim yediğim ekmekte avamın hakkı yoktur."
demiştim. Babam gülerek anlatmıştı cümlenin
anlamını. "Ayan kendisi kazanmış olsa da halkına
karşı sorumludur. Ben küçükken bizim evin alt katında
daima kurulu bir sofra olurdu. Kıtlık yıllarıydı, evinde
yemeği olmayan oraya gelir, yer içer, karnını doyurur,
giderken de biraz erzakla uğurlanırdı. Halka hakkı veren
taşıdığın sorumluluktur." demişti. Önce anlamamıştım.
Cumhuriyette artık feodalizm kalmadığına, ailem artık bir
bölgenin vergisini toplamadığına, idaresine bakmadığına
göre bu neyin sorumluluğu diye düşünmüştüm. Sonra o
sorumluluğu içimde hissetmeye başlayınca anladım.
Ayrıca bilgiyi yüceltmeyi, zenginlikle taçlanmış olsa dahi
cehaleti reddetmeyi de öğrendim babamdan. İnsanlara
maddi zenginliklerine göre değil, bilgi birikimlerine göre
saygı duymayı yine babamdan öğrendim.
Babamdan daha birçok şey öğrendim. Bazıları buradan
paylaşabileceğim, bazıları paylaşamayacağım şeyler.
Bu çok uzun bir konu burada tamamını ele alamayacağım Büyüdükçe hepsinin ne kadar önemli olduğunu anladım.
ama anlayanlar ne dediğimi zaten çoktan anladılar.
Ama belki de bana öğrettiği en önemli şey ahvalden
Ben de yeni gençliğimde humanist eğilimleri yücelttip
manaya ulaşmaktı bu sayede babam ebediyete giderken
babamın bu öğretilerini reddettiğim dönemler yaşadım.
bile bana hala ders vermeye devam ediyordu. Anladım ki
Tüm insanlar eşitse soylunun, soylu olmayandan farkı da ben yaşadığım sürece ders vermeye devam edecek.
olmamalıydı. Genetik hafıza bir yana sonuçta yüzlerce
yıllık atalarımı sayabiliyor olmak, birkaç kuşak öncesi
Babama tüm saygımla...
marketing europe & anatolia / 29
Kampanyalar
Esnaflığın Özü Kontrol...
Avea’nın esnaflara özel yeni kampanyası ‘Kontrollü Esnaf
1200 Tarifesi’, Ata Demirer’in 2 farklı esnaf karakterini canlandırdığı esprili reklam filmleriyle hayat buldu.
Ata Demirer’in biri ‘Balıkçı’ diğeri ise ‘Esnaf Lokantası Sahibi’ olarak iki farklı karakteri canlandırdığı reklam filmleri,
oyuncunun çarpıcı performansıyla “Esnaflığın Özü Kontrol”
mesajını izleyiciye net bir şekilde aktarmayı başarıyor.
Reklam Künyesi:
Reklamveren: Avea / Gelincik Onan, Beren Akdeniz,
Damla Demir, Güliz Şengör
Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL
ECD: Emre Kaplan
Yaratıcı Ekip: Ali Şener, Emir Yüksel, Ali Erkmen, Yiğit İrde
Marka Ekibi: Dilek Uçarlı, Ebru Eğilmez, Tarçın Köprülü,
Sırma Er
CSO: Toygun Yılmazer
Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Nisan Danışman,
Emirhan Çelikbilek
Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin Schulte,
Gülşah Batıbeki, Ceren Özen
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film
Yönetmen: Hakan Yonat
Post Prodüksiyon: Sinefekt
Müzik: Emre Irmak/Jingle Jackson
Medya Ajansı: People Communications
Kullanılan Mecralar: TV, dijital, outdoor, basın
marketing europe & anatolia / 31
Kampanyalar
Teknolojinin Yadigarları...
Teknosa, “Çünkü geçmiş retroysa, gelecek Teknosa” sloganıyla tüketicileri için bir kampanya başlattı. Teknosa, ‘Retrosa’ adını verdiği teknoloji ustası bir ekip sayesinde bir ay boyunca kampanyaya katılanların işlevini yitirmiş, bozuk veya
eski ürünlerini alarak tekrar hayata kazandırıyor. Bununla da
kalmayan Teknosa, Retrosa’nın yenilediği ürünün yanı sıra
yeni ürünü de mağazadan tüketicisine hediye ediyor.
Kullanıcılar Teknosadan Retrosa.com adresine girerek, Retrosa ekibine eski eşyalarının fotoğrafını yolluyor, karşılığında Teknosa’dan istedikleri ürünün yenisini seçerek kampanyaya katılabiliyor. Yollanan eşyalardan jüri tarafından seçilen
bir tanesi ise yeni Retrosa webisode’unun konusunu oluştuAlen Dursun
ruyor.
Ajans Prodüktörü: Ela Meriç
Proje Yöneticisi: Ahmet Altındağ
Reklam Filmi Künyesi:
Marka Yöneticisi: Baybars Umur
Ajans: 41? 29!
Sosyal Medya Grup Başkanı: Kayhan Dural
Ajans Başkanı: Alemşah Öztürk
Sosyal Medya Yöneticisi: Damla Tütüncü
Kreatif Direktör: Seren Köroğlu
Prodüksiyon: Bandit
Kreatif Grup: İlyas Eralp, Alperen Altınöz, Elif Kavalcı,
Müzik: 3K1A
Emir Anarat
Yönetmen: Mert Uzer
Yazılım Geliştirme: Hidayet Bayraktar, Utku Genel,
Seslendirme: Orhan Ayhan
Bingo’dan yeni reklam filmi...
paylaşması anlatılıyor.
Bingo Soft Konsantre Yumuşatıcı Serisi’nin beğenilen ürünleri “Star ve Lovely”nin çamaşırlarda yarattığı gerçek “eau
de parfum” etkisinin ön plana çıkarıldığı reklam filminde, Binnur ve Gonca’nın bu sefer ki stüdyo konuğu parfüm kreatörü
Jean Pierre oldu.
Bingo’nun Türkiye’deki ilk gerçek parfüm etkili yumuşatıcısı
olan “Lovely” ile aynı etkiyi taşıyan ürünü “Star”ın bir arada
konu edildiği yeni reklam filmi tüm mecralarda yerini aldı. Kıyafetlerde gerçek “eau de parfum” etkisi bıraktığı mesajının
verildiği reklam filminin çekimleri, 16 saat sürdü.
Filmde, kendisine sunulan iki farklı kıyafetin adeta üzerlerine
parfüm sıkılmış gibi kokmaları karşısında şaşkınlığını ve beğenisini gizleyemeyen Fransız parfümör Jean Pierre’in “Star
ve Lovely”nin başarısını büyük heyecan duyarak seyircilerle
32/ marketing europe & anatolia
Reklam Filmi Künyesi:
Reklamveren: Hayat Kimya / Bingo
Reklamveren Temsilcisi: Gülhan Eğilmez, Esra Gerek,
Pelin Yüksel, Fulya Geylani
Reklam Ajansı: Vietnam
Creative Direktör: Gürkan Günaydın
Creative Grup: Rıza Çankaya, Erdem Güngör,
Kenan Çetinkaya
Ajans Prodüktörü: Begüm Baran
Müşteri İlişkileri: Tuse Tamer
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film
Post Prodüksiyon: Sinefekt
Yönetmen: Onur Erdem
Prodüktör: Berna Öztürk, Hazer Baycan
Kampanyalar
Vera delta reklam filmi...
MT Bilgi Teknolojilerinin yazarkasayla pos cihazını biraraya getiren markası Vera Delta’nın
yeni reklam filmi 2D, 3D Animasyon ve stop
motion tekniklerini biraraya getirdi.
Markanın yeni yıl kampanyasını sade bir dille
vurgulayan filmin Ghetto İletişim tarafından
tasarlanan yapısı, Eksantrik Prodüksiyon tarafından yaşama geçirildi.
Filmin 2D ve 3D animasyonları EksantrikExpress tarafından gerçekleştirilirken, 3D
modellemesi 3D ve FX Artist Pushkar Gupta
tarafından Hindistan’da yapıldı.
Reklam Filmi Künyesi
Reklam Veren: MT Bilgi Teknolojileri (Vera Delta Yazar
Kasa+POS)
Ürün: Vera Delta
Reklam Veren Temsilcisi: Sevilay Güldalı, Yazgül Sancak
Reklam Ajansı: Ghetto İletişim
Yaratıcı Yönetmen: Haldun Genç
Yaratıcı Ekip: Mehtap Yılmaz, Ayşegül Kayıkçı
Metin Yazarı: Yiğit Kılıç
Müşteri İlişkileri: Gülderen Yalçın Murteza
Prodüksiyon Şirketi: Eksantrik Prodüksiyon
Yönetmen: Abdullah Eksioglu
Prodüktör: Elvin Eksioglu
3D Modelleme: Pushkar Gupta
Post-Prodüksiyon: Eksantrik-Express
Kullanılan Mecralar: TV, Gazete, Radyo
Herkese Bir Finançı Lazım...
nu oluşturduğu filmin finalinde; Finansbank’ın toplamadan
çarpmadan, klasik bankacılık anlayışından fazlasını vermek
için çalıştığı vurgulandı.
Finansbank’ın yeni iletişim kampanyası “Herkese finansçı lazım” sloganıyla tüm mecralarda yerini aldı. Yılmaz
Erdoğan’ın ve Finansçı karakterinin izleyiciye takdim edildiği kampanyanın açılış filminde, Finansbank’ın logosunu
oluşturan artı ve çarpı işaretleri hayatın içinden karelerle
resmedildi. Artı ve çarpının birleşerek Finansbank logosu-
Reklam Filmi Künyesi:
Reklamveren: Finansbank
Reklam Ajansı: Rabarba
Reklamveren Yetkilisi: Armağan Engel, Nilgün Bosum
Yaratıcı Ekip: Pemra Ataç Açıktan, Ozan Yurtsever, Can
Çelikbilek, Yiğit Karagöz, Umut Geldiay, Deniz Yükselci,
Ömer Elver
Müşteri İlişkileri: Birçim Akfırat, Kerem Yetim, Gamze Farz
Stratejik Planlama: Oğuz Savaşan
Ajans Prodüktörü: Saadet Bektaş
Medya Ajansı: People
Yapım Evi: 25 Film
Yönetmen: Ali Taner Baltacı
Post Prodüksiyon: Filim İşleri
Müzik: Nil Karaibrahimgil
Vokal: Mirkelam
Mecra: TV, Sinema, Gazete, Radyo, İnternet, Açıkhava
marketing europe & anatolia / 33
Kampanyalar
Seviyorsan, Aç Konuş...
filmlerinde neler yapacağı şimdiden merak konusu oldu.
Pepsi, Burak Özçivit ile başlattığı“Pepsi Yaşatır Seni” 2014
kampanyasında da Pepsi severlerin hayatlarına, en güzel
anlarına ve hayallerine sürprizler katmaya devam edecek.
Reklam Künyesi:
Reklamveren: Pepsi
Reklamveren yetkilileri: Deniz Aktürk Erdem, Aslı Önder,
Onur Sanverdi, Ceren Onbulak
Pepsi’nin ilk reklam filminde karlar altındaki vahşi doğada
yaralı bir geyiği kurtarmak için çabalayan Özçivit, herkesi hayatı dolu dolu yaşamaya ve cesur olmaya çağıran
Pepsi’nin verdiği ilhamla cesareti aşka dönüştürüyor.Burak
Özçivit’in yıl içinde izleyicilerle buluşacak sonraki reklam
Reklam Ajansı: Alice BBDO
Yaratıcı Ekip: Mustafa Baripoğlu, Hasan Çetin,
Cengiz Pulgu, Ahmet Ülkü
Stratejik Planlama: Onur Erdoğan, Beliz Top
Marka Ekibi: Maria Demir, Elif Altay
Ajans Prodüktörleri: Umut Tangör, Melis Bircan
Prodüksiyon Danışmanı: Sena Alpsan
Yapım şirketi: 2012
Yönetmen: Özer Feyzioğlu
Yapımcı: Ezel Domaniç
Post Prodüksiyon: Sinefekt
Müzik: Beste - Nil Karaibrahimgil
Aç-Bitir Herkese Tam Gelir...
Reklam filminde her şeyden “tam yetecek kadar” alan bir
anne profili seyrediyoruz. Film de mahalle bakkalına giren
bir anne, önceki tecrübelerinden de yaptığı hesap kitaba dayanarak 48 gr. peynir, bir ekmeğin üç bölü dördü gibi ince
hesaplarla alışveriş yaparak bakkal amcayı şaşkına çeviriyor.
“Pınar Aç-Bitir Tam Gelir” sloganıyla tüketicilerine hitap
eden reklam filminde anne rolünü Seksenler dizisinden de
tanıdığımız Yasemin Çonka canlandırıyor. Çekimleri bir günde tamamlanan kampanyanın müziği ise Tricks’e ait.
Pınar Aç Bitir Salamı yeni reklam kampanyası TV, digital
radyo, outdoor ve indoor mecralarında yürütülüyor.
Reklam Künyesi:
Reklamveren: Pınar
Reklamveren Yetkilisi: Cüneyt Şahin, Okan Kavakçı,
Mihrap Saraçoğlu
Reklam Ajansı: Alametifarika
Yaratıcı Yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal
Reklam Yazarı: Güldeniz Şeşen, Oğuzhan Atliman
Sanat Yönetmeni: Deniz Ardıç
34 / marketing europe & anatolia
Grafiker: Yaşar Ezbider
Marka Direktörü: Dilek Sezen
Ajans Prodüktörü: Berkay Tahmaz, Berna Bulat
Strateji: Başar Sarıkaya, Serra Akyel
Yapım Şirketi: Vana Film
Yönetmen: Tolga Karaçelik
Müzik, beste ve aranje: Tricks Müzik
Post prodüksiyon: Filimişleri
Kampanyalar
Vivident Xylit, Sağlıklı dişler için...
Kahramanımızın yanlış bir bara girmesiyle başlayan reklam
filmi, her geçen saniye daha da ilginç bir hal alır. Girdiği ortamdan tedirgin olan kahramanımız, sipariş ettiği kahvesini
hızlıca içip bardan uzaklaşmak ister. Ancak bardan ayrılmaya
çalışırken, çok önemli bir şeyi unuttuğunun farkında değildir.
Yolunu kesen adamlar diğer bar müşterileri, kahramanımıza
dişlerinin sağlıklı kalması için Vivident Xylit çiğnemesi
gerektiğini tatlı-sert bir dille hatırlatarak Vivident Xylit uzatır.
Film, kahramanın Vivident Xylit’i çiğnedikten sonra bardan
koşarak uzaklaşmasıyla son bulur.
Reklam Kampanyası Künyesi
Müşteri: Perfetti Van Melle
Ürün: Vivident Xylit
Reklam Veren Yetkilileri: Serkan Ergün, Çiğdem Tüzüner,
İdil Ziyaoğlu
Reklam Ajansı: Selection
Yaratıcı Ekip: International Team Selection
Lokasyon: İtalya - Milano
Medya Ajansı: Media Republic
Medya Planlama: Günay Aranoğlu, Yasin Aktürk
Kullanılan Mecralar: TV, Sinema, İnternet
Tropicana reklamı...
Türkiye’nin beğenilen yerel meyvelerinden ürettiği meyve
sularıyla öne çıkan Tropicana’nın yeni reklam filmleri, bir
süpermarketin manav reyonunda geçiyor. Noter huzurunda
gerçekleştirilen markasız karşılaştırmalı tadım aktivitelerinin
canlandırıldığı reklam filminde tüketiciler Tropicana ve başka bir markaya ait şeftali nektarını deniyor ve içtikten sonra seçimlerini belirtiyorlar. Reklam çekimleri öncesinde 13
farklı markasız kör tadım aktivitesi gerçekleştiren Tropicana
markası, noter huzurundaki bu aktivitelerde 3000’e yakın tüketiciyle biraraya geldi ve Tropicana’nın diğer meyve suyu
markasına göre daha fazla tercih edildiği sonucunu reklam
filmlerine taşıdı.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren yetkilileri : Deniz Aktürk Erdem,
Osman Dilber, Beyza Sinem Çağlar ve Tuğçe Gamsız
Reklamveren medya satın alma ekibi : Selin Bugay,
Ezgi Özer
Yaratıcı yönetmen: Derya Tambay
Yaratıcı ekip: Ali Burak Erkan, Cem Öztürk, Mahir Karaçam,
Umut Pehlivanoğlu, Zeynep Yalçınkaya, Aylin Çelik.
Stratejik planlama: Onur Erdoğan, Alper Özcan
Ajans prodüktörleri: Umut Tangör, Oben Özyakalı
Müşteri ilişkileri: Sibel Özgündoğdu, Ecem Güzel
Yapım şirketi: 2012
Yönetmen: Çağrı Ark
marketing europe & anatolia / 35
Kampanyalar
Yemek yediğin an, gelsin Sütaş Ayran...
Sütaş Ayran için Grey İstanbul tarafından hazırlanan yemek
temalı reklam filmi yayında. “Yemek yediğin an, gelsin Sütaş Ayran” sloganıyla hayat bulan kampanya, Sütaş Ayran’ın
farklı yemek ortamlarına en iyi eşlik eden ürün olmasının altını çiziyor. Filmin müziği olarak herkesin bildiği sevdiği ve
düğünlerden futbol maçlarına kadar birçok coşkulu ve birlikte eğlenilen ortamda çalınan Kasap Havası seçildi. Modernize edildi ve yeniden çaldırılıp, ürünü ve keyifli yemek yeme
anlarını anlatan sözlerle desteklendi. Filmin yönetmenliğini
Melih Eryılmaz üstlenirken prodüktörlüğünü de POW Films
yaptı. Jingle’da ise Ömer Ahunbay imzası var. Kampanya,
outdoor ve radyo mecralarıyla da destekleniyor.
Reklam Künyesi:
Reklamveren: Sütaş Ayran
Reklamveren Temsilcisi: Ergun Ermutlu,
Bünyamin Kocakaya, Eylem K. Soyluoğlu, Öykü Mutlu
Reklam Ajansı: Grey İstanbul
Yaratıcı Yönetmen: Engin Kafadar, Ergin Binyıldız,
Erdinç Mutlu
Yaratıcı Grup: Özlem Küçükyılmaz, Tolga Özbakır,
Fatih Yılmaz, Merve Selamet
Müşteri İlişkileri: Elsa Altaras Nasi, Duygu Yılmaz,
Levent Tüker
Medya Ajansı: People Comms.
Prodüksiyon Ekibi: Meltem Köse, Selim İpek
Prodüksiyon Şirketi: POW Film
Yönetmen: Melih Eryılmaz
Post Prodüksiyon: İmaj
Müzik: Ömer Ahunbay
Kırmızı kupa, yeni reklam yüzü...
Avea’nın esnaflara özel yeni kampanyası ‘Kontrollü Esnaf
1200 Tarifesi’, Ata Demirer’in 2 farklı esnaf karakterini canlandırdığı esprili reklam filmleriyle hayat buldu.
Ata Demirer’in biri ‘Balıkçı’ diğeri ise ‘Esnaf Lokantası Sahibi’ olarak iki farklı karakteri canlandırdığı reklam filmleri,
oyuncunun çarpıcı performansıyla “Esnaflığın Özü Kontrol”
mesajını izleyiciye net bir şekilde aktarmayı başarıyor.
Reklam Künyesi:
Reklamveren: Avea / Gelincik Onan, Beren Akdeniz,
Damla Demir, Güliz Şengör
Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL
ECD: Emre Kaplan
Yaratıcı Ekip: Ali Şener, Emir Yüksel, Ali Erkmen, Yiğit İrde
Marka Ekibi: Dilek Uçarlı, Ebru Eğilmez, Tarçın Köprülü,
Sırma Er
CSO: Toygun Yılmazer
Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Nisan Danışman,
Emirhan Çelikbilek
Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin Schulte,
Gülşah Batıbeki, Ceren Özen
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film
36 / marketing europe & anatolia
Yönetmen: Hakan Yonat
Post Prodüksiyon: Sinefekt
Müzik: Emre Irmak/Jingle Jackson
Medya Ajansı: People Communications
Kullanılan Mecralar: TV, dijital, outdoor, basın
Kampanyalar
HSBC reklam filmi...
nüştürüldü. HSBC’nin avantajlarını kullanarak çıktığı yolda
beklenmedik şeylerle karşılaşan Ali karakterini Doksanlar
dizisinden tanıdığımız yetenekli oyuncu Anıl Altınöz, Ali’nin
Türkiye turunda karşısına çıkan yol arkadaşı İtalyan muhtarı
da gerçek bir İtalyan oyuncu canlandırıyor.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren: HSBC
Reklamveren Temsilcisi: Ayşegül Şenalp, Didem İzgi,
Bengi Ersever, Pınar Duman
Reklam Ajansı: Grey İstanbul
Kreatif Direktör: Engin Kafadar, Erdinç Mutlu
Kreatif Ekip: Taner Ardalı, Emre Resioğlu, Deniz Yenihayat,
Berkin Dalgıç, Ece Ok
Müşteri İlişkileri: Goncafem Başçelik, Esra Erol,
Ekin Yalçın
Strateji: Kerem Sabuncu
Prodüksiyon: Meltem Köse
Çekimleri İstanbul Boyalıköy ve Çanakkale Assos’ta 70 kiYönetmen: Erol Özlevi
şilik bir ekiple yapılan reklam filminin yönetmeni ise Erol
Prodüksiyon Şirketi: Spark - Mojo
Özlevi. Öykünün bir bölümü Sicilya’da geçtiği için Assos’un
Mecra: TV, Outdoor, İnternet
otantik sokakları özel dekorlarla bir Sicilya kasabasına dö-
İtalyanlar Şehirde...
Çorbasını dilediği an yudumlamak isteyenlere pek çok seçenek sunan Knorr Çabuk Çorba, İtalyan lezzetlerini sunduğu
iki yeni ürünü Minestrone ve Pizza’yı, sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiği eğlenceli “İtalyanlar Şehirde!” kampanyasıyla duyuruyor. Knorr Çabuk Çorba’nın İstanbul’da
İtalyan rüzgarı estiren “İtalyanlar Şehirde!” kampanyası aynı
zamanda çabuk çorba tutkunlarına Fiat 500 kazanma fırsatı
sunuyor.
Sosyal medya üzerinden Çabuk ol, Hayatın Hızını yakala mottosuyla keyifli kampanyalar sunan Knorrr Çabuk
Çorba’nın yeni ürünleri Minestrone ve Pizza için hayata geçirdiği İtalyanlar Şehirde! Kampanyası, hem İtalyan rüzgarı
estiriyor hem de Fiat 500 kazanma fırsatı sunuyor.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren: Unilever
Ürün: Knorr Çabuk Çorba
Reklamveren yetkilileri: Hakan Yurdakul, Zeynep Doğan,
Ece Bağatur, Gökçe Velioğlu,Buğra Demirağ
Reklam Ajansı: Endorphin / Brandit Group
Yaratıcı Ekip: Sadi Osma, Evrim Güvenç , Alper Cici,
Cüneyt Yüksel
Prodüksiyon: Voynn
Yönetmen: Emre Başaran
Müzik: Tolga Büyük
Medya ajansı: Mindshare
marketing europe & anatolia / 37
Uyuyan denizkızı;
Gezi
; San Sebastian...
Bask ülkesinin Atlas Okyanusu’ na kıyısı olan
en güzel yerlerden birisi de San Sebastian (Donostia).
İspanyolca adı San Sebastian, Baskça da Donostia.
Burası bir zamanlar balina peşinde okyanus aşan
korkusuz denizcilerin, Franco diktatörlüğüne meydan okuyan
demokratların şehriymiş.
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / [email protected]
Bask ülkesinin Atlas Okyanusu’ na
kıyısı olan en güzel yerlerden birisi de
San Sebastian (Donostia). İspanyolca
adı San Sebastian, Baskça da Donostia. Burası bir zamanlar balina peşinde
okyanus aşan korkusuz denizcilerin,
Franco diktatörlüğüne meydan okuyan
demokratların şehriymiş. Şimdi ise
Avrupa jet sosyetesinin yazlığı.
Akşama doğru Mundaka’ dan yola
çıkıp öncesinde rezervasyon yaptırdığımız Irun’ daki Hotel Urdanibia Park
oteline vardık. Akşam yemeğimizi yiyip, sabah San Sebastian’ a doğru yol
almak için uyuduk. Sabah erken kalkıp
kahvaltımızı ettik ve sisli bir havada
San Sebastian’ a doğru yol aldık. Yol
boyunca kendimi Karadeniz’ de yol
alıyor gibi hissettim.
Kısa bir yolun ardında Kursaal Köprüsünden geçip Urgull Tepesinin eteklerine vardık. Sabah erken olduğu için
park bomboştu, biz de arabayı parkedip şehri dolaşmaya çıktık. Sonradan
öğrendik ki arabayı park ettiğimiz an
gidip park otomatına para ödeyip bilet
almalıymışız.
Cantabria Denizi’nin uyuyan denizkızı,
diyorlar San Sebastian’a. İspanya’nın
en güzel kenti. Kent, 1014’te St.
Sebastian manastırının çevresinde
kurulmuş, 1174, Navarra Kralı Sancho
el Savio, şehri özerk bölge ilan etmiş
ve bu tarih şehrin resmi kuruluş yılı
olarak kabul edilir. Şehir balıkçılık ve
deniz ticareti üzerine gelişmiş fakat
günümüzde turizm en büyük gelir
kaynağı. Şehir, 1200 yılında Castilla
Krallığı, 1719’ da 3 yıllığına Fransa
tarafından işgal edilmiş. 1794’te tekrar
Fransız işgaline uğramış (çok azimli
adamlarmış zamanında). 1813 yılında
Anglo-Portekiz güçleri şehri özgürlüğe kavuşturmuş fakat taciz ateşleri
sırasında şehrin tamamına yakınını
yakılmak suretiyle harab edilmiş.
(Nasıl kıymışlar bu şehre, inanılır gibi
değil). Tekrar inşa edildikten sonra şehir Kraliçe II. Isabella’nın yazlığı olmuş.
Bu yüzden de aristokratik çevrenin çok
ilgisini çekmiş. O günden beri Kuzey
Iberik yarımadasının en önemli turistik
şehri olagelen San Sebastian, bugün
de turistik değerini koruyor.
Uremea Nehri’nin kıyısındaki bulvarlar,
yürüyüş yolları, göl kıyısındaki parklar,
binalar orta Avrupa şehirlerini çağrıştırıyor. 12. yy. kurulan, tarihi boyunca Portekiz, Fransız, İngiliz işgaline
uğrayan, büyük yangınlarda kül olan,
savaşta iki kez büyük bölümü yıkılan
şehrin merkezi 1914’te Paris örnek
alınarak yeniden planlanmış. Buen
Pastor Meydanı’ndaki kemerler Rue
de Rivoli’den, Maria Cristina Köprüsü
ise Seine Nehri’ndeki Pont Alexandre
Köprüsü’nden esinlenerek yapılmış.
Köprünün yanıbaşındaki garın çatısını
marketing europe & anatolia / 39
Gezi
Gustave Eiffel tasarlamış. Merkezdeki gotik katedral, Köln Katedrali’ni
çağrıştırıyor. Nehrin batı yakasında,
Pablo Neruda Parkı’nın da bulunduğu
bölgede art nouveau cepheli apartmanlar çoğunlukta. Şehrin en büyük
kültür merkezi de nehrin denizle birleştiği nokta.
Şehir, Uluslararası San Sebastian Film
Festivaline de evsahipliği yapıyor ve
Bask mutfağının önemli bir parçası
olan Pintxos, San Sebastian restoranlarını ön plana çıkarıyor. Minicik bir
kent ama pek çok meziyeti var. Futbol
muhabbetine hiç girmiyorum.
Kent hakkındaki kısacık bilgiden sonra
dönelim gezimize.
Sabah erken saat olduğu için sokaklarda pek kimse yoktu, sadece parkta
koşan ve yürüyüş yapan spor insanları
vardı. Biz de minik bir yürüyüş yapıp
Urgull Tepesini keşfe çıktık. Otopark’ ın
ordaki girişten yukarı doğru tırmanmaya başladık.
Yol hem dik hem de çok dolanbaçlı. Haritada kocaman görünmesine
rağmen aslında pek de büyük bir yer
değil. Bu yemyeşil alanda tırmanırken
ilk karşımıza çıkan yer Cementerio
40 / marketing europe & anatolia
Biz içeri daldığımızda
fotoğraf sergisi vardı.
Eski Zaragoza halkının
fotoğrafları.
Fakat fotoğraflardan ziyade
bina hoşuma gitti benim.
de los Ingleses yani İngiliz askerler
mezarlığı oldu.
Mezarlıklarla birlikte çok ilginç anıt ve
heykellerde eşlik ediyor bu eşsiz doğaya. Mezarlıkların içinden dolanarak
yukarıya Mota Castle’ a vardık. Mota
Kalesi, 12.yy’da savunma için inşa
edilmiş kale. Kalede bir de görkemli bir
İsa heykeli(Sagrado Corazon)var. O
gün şansımıza Sirrokümülüs bulutları
çok yoğun bir şekilde gökyüzünde
yerini almışlardı. İlerleyen saatlerde
hafif yağmur geldi. Kalenin manzarası
mükemmel.
Urgull Tepesini gezip şehrin güzel
manzarasını izledikten sonra şehri
kurcalamak için tekrar aşağıya indik.
Urgull Tepesinin eteği, her biri farklı
renklere boyanmış, irili ufaklı yüzlerce
balıkçı teknesinin demirlediği küçük
balıkçı barınağı. Sahil boyunca yürürken bizi Denizcilik Müzesi ve akvaryum karşıladı. Akvaryum’da yaklaşık
3 bin çeşit balık sergileniyormuş. Ama
en büyük ilgiyi bir çift köpekbalığı ve
1878 yılında San Sebastian açıklarında avlanan bir balina iskeleti topluyormuş.Tabii biz ikisinide pas geçtik.
Gezi
Market “,.1813 kuşatması sırasında İngiliz birliklerinin kaldığı yermiş, şimdilerde ise alışveriş ve eğlence merkezi.
Burada da yiyecek içecek ve bitkiler
satılıyor. İçine girmeyip ara sokakları
keşfe devam ettik. Biraz sonra karşımıza San Vicente kilisesi çıktı. Kilise,
Gotik tarzında inşa edilmiş ve şehrin
en eski ibadet yeri.
Kilisenin önünden devam ederek
tekrar sahile doğru yürümeye devam
ettik. Bu sefer de bizi Santa Maria
Bazilikası karşıladı. Burası da eski bir
Romanesk kilisenin temelleri üzerine
inşa edilmiş Barok tarzı bir bazilika.
Micik bir kent fakat bir çok tarihi bina
barındırıyor. Ateş altında kalmasına
rağmen bugün harika görünüyor tüm
Niyetimiz önce güzel bir kahvaltı
etmekti. Ben sabahları kahve içmeden önce çok huysuz ve çekilmez bir
tip oluyorum.
San Sebastian’ ın sahil kısmı yeni ay
şeklinde. Ortasındaki 2 küçük ada da
(Santa Klara adacığı) yıldız gibi. Bayrağımızı andırıyor hafiften.
Donostia iç içe geçmiş, birbirinden
farklı birkaç şehir gibi. Urgull tepesinin etekleri eski tarihi bölge, yani 13.
yüzyılda Urgull Tepesi’nin eteklerine
kurulmuş balıkçı köyü. Eski ve hoş bir
mimariye sahip. Eski apartmanların ön
cephesi korunarak içleri yenilenmiş.
Sokaklar daracık ve çok sevimli.
Daracık sokaklardan birinde oturup
kahvaltımızı ettik. Haşlanmış patates, yumurta, jambon karışımı tortilla.
Yanına da filtre kahve. Sabah kahvılarında seçenek çok az olduğu için
tüm İspanya gezisi boyunca sabah
kahvaltılarında bununla beslendim.
Döndüğümde uzun bir süre yumurta
ve patatesten uzak duracağım. Zeytin,
peynir ve domatesi özledim.
Kahvaltımızı ettikten sonra yürürken
eski pazara denk geldik.“La Bretxa”
San Sebastian’ ın sahil kısmı
yeni ay şeklinde. Ortasındaki
2 küçük ada da
(Santa Klara adacığı) yıldız
gibi. Bayrağımızı andırıyor.
bu eserler.
Eski şehri bitirdikten sonra ara sokaklardan yeni şehire doğru yürümeye
başladık.
Belediye Sarayı’nın çevresindeki yaşlı
sığla ağaçlarıyla süslü park gün içerisinde çeşitli müzik ve gösteri sanatlarına sahne oluyor.
Belediye Sarayı’nın ilerisinde ise Buen
marketing europe & anatolia /41
Gezi
Pastor Katedrali var. Katedral, NeoGotik tarzında inşa edilmiş en büyük
ve yüksek yapı.
Katedrali de geçtikten sonra La Concha Plajına vardık.
Belediye binasında sonra ki kısımda
binalar yeni ve son derece güzel.
Plajın kenarından doğru Igueldo Tepesine çıkmaya karar verdik. Tepenin
eteklerine vardığımızda tarihi füniküler
ile yukarıya çıktık.
Igueldo Tepesi, 1500 yıl önce balıkçıların gözlem noktasıymış. El Torreon’un
kulesinde, balinaların kışlamak için
körfeze gelmesini beklerlerlermiş. O
dönemdeki balıkçılar Hıristiyanların
perhiz zamanlarında tüm Avrupa’yı
tuzlanmış balina etiyle doyurmuşlar.
Vikinglerden morina avlamayı, kurutmayı öğrenip kuzeye yelken açmışlar
ve Amerika’ya ulaşmışlar. El Torreon o
denizcilere yol göstermek için 18’inci
yüzyılda yapılmış. Fener nöbetini
1855’te önündeki uçuruma yapılan
ikinci kuleye devredince seyir terasına
dönüşmüş. Sonra da turizme açılmış.
Daracık merdivenlerden en tepeye
kadar çıkıp muhteşem manzarayı
izleyebiliyorsunuz. Tabii önce epey bir
42 / marketing europe & anatolia
Plajın kenarından doğru
Igueldo Tepesine çıkmaya
karar verdik.
Tepenin eteklerine vardığımızda
tarihi füniküler
ile yukarıya çıktık.
soluklanmanız gerekiyor, kula hayli
yüksek. Çok fazla merdiven tırmanmanız gerekiyor.
El Torreon’un merdivenlerinden çıkmaya başlarken duvarlardaki fotoğraflarla
Donostia tarihinde 200 yıllık yolculuğa
çıkıyorsunuz. İlk balıkçı evleri, aileleri,
19. yy başında kumsalda gezinen,
denize giren şık zenginler, onlar için
yapılmış ahşap yapılar, iskeleler, Fransız işgali, onların kaleleri, 1850’lerden
bu yana yapılan kürek yarışları, balina
avcıları vs.
Muhteşem San Sebastian manzarasını
izledikten sonra son durağımız olan
koyun ortasındaki Miramar Sarayı’ na
gittik.
Miramar Sarayı, konservatuvara
dönüştürülmüş ve zaman zaman çok
güzel konserlere ve gösterilere sahne
oluyor. Çimenlerin üzerine serilip denizi seyretmek muhteşem.
Gezilip görülecek yerleri hallettikten
sonra sıra geldi denize girip güneşlenmeye. Dışarı çıkarken içime bikinilerimi giyip öyle çıkmıştım, çantamda
da havlum. Önümüzde de La Concha
Plajı.
İspanyolcada istiridye gibi deniz
Gezi
ürünlerinin kabuklarına “concha”
deniyor. Eteklerinde, San Sebastian’ın
eski kent merkezini barındıran Urgull
Tepesi’yle, kentin batıdaki uç noktasını belirleyen Igeldo Tepesi arasında
kalan koy, bir istiridyeyi andırdığı için
bu adı almış. Çoğumuzun adını yalnız
dünya çapındaki film festivali ile bildiği
bu kentte verilen büyük ödülün “Altın
İstiridye” (Concha de Oro) olmasının
nedeni de bu.
La Concha Koyu aslında limandan
Igeldo Tepesi’ne kadar uzayan bir
kumsal ama yerlilerin Pico de Loro
(Papağan Gagası) dedikleri kayalık
bir yükselti, bu kumsalı ikiye ayırıyor.
Bu nedenle bu küçük koyda iki plaj
bulunuyor. Bu yükseltiyi aşmak için
küçük bir tünelden geçiliyor. Ardından
da Igeldo’ya kadar Ondarreta Plajı
uzanıyor.
San Sebastian’da denize girmek
için en uygun ay ağustos, yani bizim
gittiğimiz ay. Bu mevsimde hem deniz
sıcak, hem hava oluyormuş. Fakat
bizim şansımıza öğleden sonra hava
serinledi ve rüzgar çıktı.La Concha
Plajına inip kendimize bir yer bulup
havluları serip üzerine serildik. Yalnız
plaja ayak basar basmaz ben gıcık
En nefret ettiğim plaj tip,
insanın her bir yerine kum
kaçıyor. Tiksinç. Deniz daha
da beter. Dalga kumu kaldırmış ve suyu bulandırmış.
Çamur gibi, dibi görünmüyor.
Girilecek gibi değil.
oldum çünkü plajın kumu aşırı derecede ince, un gibi. En nefret ettiğim plaj
tip, insanın her bir yerine kum kaçıyor.
Tiksinç. Deniz daha da beter. Dalga
kumu kaldırmış ve suyu bulandırmış.
Çamur gibi, dibi görünmüyor. Girilecek
gibi değil. Hava da soğuk. Benim pek
hoşuma gitmedi durum, üşümeye de
başlayınca ben tası tarağı toplayıp
eski şehre doğru yol aldım.
Çok şık bir pastaneyi gözüme kestirip
hemen daldım içeri. Nefis bir pasta ve
kahve eşliğinde etrafı seyre koyuldum.
İşte en keyifli an.
San Sebastian, Michelin yıldızlı restoranlarıyla da tanınan bir kent. Çok
sayıda mekan var yiyecek için. 75
gurme kulübü var. Dondurmacısı bile
110 yıllı.Tarihi bölgedeki restoranların
mönülerinde deniz ürünleri, balık kadar et çeşitleri de bulunuyor. Kalamar,
ahtapot, sübye, mürekkep balığı bol.
İsmi farklı olmakla birlikte Endülüs’ün
paella’sı burada da popüler. Barların
hemen hepsinde barlarda tezgâhın
üzerine dizilmiş birbirinden leziz “pintxo” (meze, ama buranın “pintxo”ları
İspanya’da bir tane!) tabaklarını var.
Kahvemi içtikten sonra plajdan dönen
arkadaşımla buluşup Anayasa Mey-
marketing europe & anatolia / 43
Gezi
danı’ na gidip bir bara oturduk ve bira
eşliğinde bizde bu nefis pintxo’ ların tadına baktık. Ekmekle aram iyi olmadığı
için ben sadece üzerindeki mezeleri
yemekle yetindim .
Yemek konusu açılmışken çipura ile
ilgili bilgi de verlim. Burada çipura çok
özel bir balık. Bizim çiftlik çipuralarına
pek benzemiyor. Bask gurmeleri için
çipura, balıklar aleminde çok özel bir
yere sahip. İlk gurme kulüpleri Çipura
Dostları Derneği (Besuguin-a Lagunak) adıyla kurulmuş. En makbul çipuranın taşıması gereken özellikler uzun
zaman tartışma konusu olmuş. Kentin
ünlü gurmelerinden Manuel CarvesMons, 1933’te yazdığı kitapta konuya
açıklık getiriyor: “Kaliteli çipuranın başı
küçük, ensesi kalın olmalı. Mutlaka
büyük olması gerekmez...”
Günü San Sebastian’ da bitirip, bu
güzel kasabaya yağmur eşilğinde hoşçakal deyip tekrar yola düştük.
44 / marketing europe & anatolia
Sinema
Ali Erdem Ekşioğlu
Televizyonda 4k dönemi...
4k yayınlayabilen televizyonlar! 4k çekim yapan
handycamler! 4k, 4k, 4k! Peki nedir bu herkesin dilinden
düşmeyen 4k? 4k bir yayın formatı olup yıllardır çoğu
reklam filmi ve sinema filmlerinde kullanılıyor. O zaman
nedir bu 4k deliliği? Neden kimsenin ağzından düşmüyor
bu format? Eskiden sadece sinema salonlarında
izleyebildiğimiz bu format artık evlerimize geliyor. Peki
evimizdeki sinema keyfini arttıran bunca şeyden sonra
salonlara gitmenin evimizin rahat kanepelerinden
kalkıp sıkışık koltuklara oturmanın, yayını kendimize
göre durdurup, geri sarabilirken, araları beklemeyi ve
kaçırdığımız yerleri arkadaşlarımıza sormayı neden tercih
edelim ki?
Bu soruya verebileceğim iki cevap var, birincisi; insan
tek başına elinde cipsi, mısırı varken ayaklarını uzatmış
bir film izlemek yerine tanımadığı onlarca insanla aynı
ortamı aynı hisseleri yaşamayı, aynı espriye gülmeyi,
aynı çığlığa korkmayı tercih eder. O yabancı insanların
verdiği farklı bir haz, farklı bir güven vardır sinema
salonlarında. İnsanlar ne kadar yolda yürürken iki kulaklık
ile kendilerini dış dünyadan soyutladıklarını sansalar
da bir koşu bandında yürümekle aynı değildir sokakta,
insanlarla yürümek. Nasıl donmuş yemekler, eve servisler
46 / marketing europe & anatolia
( reklam
arası
sinema)
restoranları öldürmediyse, ne kadar iyi olurlarsa olsunlar
televizyonlar da sinema salonlarını öldüremeyecektir.
İkincisi ise insanların gözü ne kadar evlerindeki
teknolojide olsa da televizyonların bu hızlı gelişmeleri
yanında hiç kısa kalmayacak bir hızla da sinemalar
gelişmekte. Evlerimizde oluşan her yenilik karşısında
da salonlarda gelişiyor. AVM'lerdeki "cep" salonlarının
hepsi zaman ilerledikçe büyük IMAX salonlara, IMAX
salonlar ise aynı oranda daha iyi formatlara, daha zevkli
seyirlere atlayacaktır. Bu ilişkiyi masaüstü ve dizüstü
bilgisayarlarınkine benzetebiliriz. Ne kadar gelişmiş, hızlı,
verimli laptoplar çıksa da onun karşısında kullanılması
daha zor, taşınamaz eski kafa masaüstü bilgisayarları
hala rağbet görmekte. Çünkü ne kadar gelişse de
laptoplar onlardan daha yüksek performanslı masaüstü
bilgisayarları olacaktır. Beraber büyüyen iki kardeş gibi
beraber büyürler.
Oyuncular isterse gelip evlerimizde bile oynasalar bizi
tutkularımızdan, alışkanlıklarımızdan vazgeçiremezler.
Ve eğer ki evimizde oynayacakları bir noktaya gelmişse
teknoloji bizi olayın içine alacak bir sistem de salonlara
gelmiş olacaktır. İki kardeş büyümeye devam edecek ve
ağabey her zaman ağabey kalacaktır.
a
d
n
ı
ş
a
y
20
Kültür - Sanat
TSPAKB’den başucu kitabı...
TSPAKB, finansal piyasalar hakkındaki en temel soruları
cevaplayan Yatırım Yaparken kitapçığıyla yatırımcılara yol
göstermeyi hedefliyor.
Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği
(TSPAKB) “Yatırım Yaparken: Sorularla Türkiye Sermaye
Piyasası” kitapçığını yayınladı. Kitapçık finans piyasalarıyla ilgili en basit soruların cevaplarını yalın ve anlaşılır
bir dille açıklayarak, her seviyeden yatırımcıya piyasanın
işleyişi hakkında bilgi vermeyi amaçlıyor.
TSPAKB Başkanı Attila Köksal kitapçıkla ilgili olarak: “Uzun
yıllar boyunca Türkiye’de hem yatırım hem de tasarruf konusunda çok ciddi yanlışlar yapıldığını gözlemledik. Bunların sonucunda yatırım alışkanlıkları da yanlış şekillendi.
Türkiye’de yatırımcılar tasarruflarını değerlendirirken kısa
vadeli mevduat, altın ve dövizi tercih ediyorlar. Bu da gelişen Türkiye ekonomisinin büyümesinden yararlanamamalarına neden oluyor. TSPAKB olarak yatırımcı eğitimini en
önemli sorumluluklarımızdan biri olarak görüyoruz. Bu kitapçıkla birlikte daha çok kişiye ulaşarak, doğru yatırımlar
yapmaları için yol göstermeyi amaçlıyoruz” dedi.
Hayattan kareler...
Anadolu
Hayat
Emeklilik’in bu yıl sekizincisini
düzenlediği
‘Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Fotoğraf
Yarışması’na başvurular başladı. Türkiye’nin dört bir
yanından kadınların katılabileceği yarışmaya başvurular
12 Mart’a kadar devam edecek.
Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF)
danışmanlığında ‘Hayata Dair’ teması ile düzenlenen
yarışmaya 18 yaş ve üzeri tüm amatör ve profesyonel
kadın fotoğrafçılar en fazla 5 adet fotoğrafla katılabiliyor.
Bu yılki seçici kurulunda Arel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güler Ertan, Mimar
Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nihal
Kafalı, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Fotoğraf Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oktay Çolak,
Fotoğraf Sanatçısı İsa Çelik ve Anadolu Hayat Emeklilik
İletişim Müşaviri Nihan Güney yer alıyor.
48 / marketing europe & anatolia
Birlik tarafından hazırlanan kitapçık, finansal piyasalardaki
kurumlardan yatırım araçlarına kadar her türlü konuda temel bilgiler, içeriyor. “Yatırım Yaparken: Sorularla Türkiye
Sermaye Piyasası” kitapçığına www.tspakb.org.tr adresinden ulaşılabiliyor.
Araftaki Kramponlar...
Gazeteci – Yazar Behram
Kılıç’ın kaleme aldığı Araftaki Kramponlar kitabında,
Sakaryaspor’da başlayan kariyerini, Fenerbahçe’de zirveye
ulaştıran Oğuz Çetin’in hayatı
ve futbolun yakın tarihiyle ilgili
önemli kesitler yer alıyor.
Fenerbahçe’nin 103 gollü efsane kadrosunun en önemli
yapı taşlarından biri olan Oğuz
Çetin’in hikayesinde bir dönem Tanju Çolak ile yaşadığı polemiklerin perde arkası da yer alıyor. Takımda 7
Sakaryalı oyuncu olduğu için Sakarya Çetesi’nin lideri
olarak iftiralara maruz kalan Çetin’in yaşadıkları kitapta
şöyle anlatılıyor:
Caretta Yayınları’ndan çıkan eserde Oğuz Çetin’in yanı
sıra Metin Tekin, Ünal Karaman, Uğur Tütüneker, Hayrettin Demirbaş, Hami Mandıralı, Feyyaz Uçar, Mehmet
Özdilek, Hamza Hamzaoğlu, Aykut Kocaman, Müjdat
Yetkiner, Bülent Uygun, Hasan Vezir’in sıra dışı hikayeleri yer alıyor.
Kültür - Sanat
Acar, Darülaceze’de atölye açtı...
İstanbul’un tarihi mekânlarından Galata’da resim çalışmalarını sürdüren İsmail Acar Sultan Abdülhamid Han’ın mirası Tarihî Darülaceze’de sakinler için atölye açıyor.
Yerli ve yerel motifleri ön plana çıkartarak markalaştıran
ülkemizin ünlü ressamlarından İsmail Acar Darülaceze sakinleri için kurumda atölye çalışmalarına başlıyor.
Yerel öğelerden beslenen kadim bir medeniyetin izini süren sanatçı İsmail Acar, Darülaceze sakinlerinin görsel ve
sanatsal hafızalarının gelişmesine katkı sağlamak istediğini, Darülaceze’de büyük ressamların çıkmasının hayal
olmadığını ifade etti.
Darülaceze Başkanı Nevzat Bayhan İsmail Acar’ın Tarihî
Darülaceze’de atölye açmasının büyük bir sanatçı duyarlılığı olduğunu söyledi. Bayhan; bu içten girişimle sakinlerin
moral ve motivasyonunun zirve yapacağını, resme merakı olan ve resim kabiliyeti olan sakinlerimizin Sayın Acar’la
ortak çalışma yaparak güzel eser çıkartacaklarını ve bu
eserlerle de sergiler düzenlenmeyi düşündüklerini söyledi
Sakinlerimize bu imkânı sağladığı için değerli sanatçımız
Sn. İsmail Acar’a teşekkürü bir biliyorum.”dedi,
LOL 2014 Kış Mevsimi Finali...
League of Legends Şampiyonluk Ligi Kış Mevsimi Finali
1-2 Şubat tarihlerinde binlerce izleyicinin önünde Bostancı
Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Bu muhteşem turnuvanın biletleri tüm Biletix Gişelerinde ve Biletix internet
sayfasında satışta.
League of Legends Türkiye 2014 Sezonu, Bostancı
Gösteri Merkezi’nde gerçekleşecek Final ile Kış Mevsimi Şampiyonu’nu belirleyecek. Profesyonel oyuncuların
büyük ödüller ve muhteşem bir kupa için mücadele ettiği
Şampiyonluk Ligi’nin ilk adımı Kış Mevsimi Finali, binlerce seyircinin de katımlıyla kıyasıya bir mücadeleye sahne
olacak. 1-2 Şubat tarihlerinde yapılacak organizasyona, 7
haftalık Kış Mevsimi ligini ilk 6 sırada bitiren takımlar katılacaklar. Takımlar, şampiyonluk ünvanı için, Bostancı Gösteri Merkezi’ni dolduran League of Legends hayranlarına
unutulmaz bir haftasonu yaşatacaklar.
Kış Mevsimi Finali 1 Şubat Cumartesi günü saat 09:00’da
Bostancı Gösteri Merkezi’nde başlayacak. Çeyrek Final ve
Yarı Final maçlarının yanı sıra sürpriz hediyeler ve bolca
eğlence alanda League of Legends hayranlarını bekliyor.
2 Şubat Pazar günü ise 3.’lük maçı, Cosplay yarışması,
ödüllü bilgi yarışması ve Final Maçı heyecanı yaşanacak.
Organizasyon icin Biletix’lerden bilet alan ve iki gün boyunca etkinliğe katılan League of Legends hayranları, 10
TL değerinde (840RP’lik, Riot Points) hediylerini etkinlik
sonrasında hesaplarına yüklenmiş olarak bulacak.
marketing europe & anatolia / 49

Benzer belgeler

kelebeğin fırtınası retorik

kelebeğin fırtınası retorik Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Detaylı

mea_022-024

mea_022-024 Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz

Detaylı

kelebeğin fırtınası retorik

kelebeğin fırtınası retorik Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz

Detaylı

kelebeğin fırtınası retorik

kelebeğin fırtınası retorik Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz

Detaylı

İndir

İndir Hava Yolları Genel Müdürü Sertaç Haybat, “Türkiye’de havacılık sektöründe değişim yaratan havayolu olarak, başta verimlilik olmak üzere birçok konuda fark yaratan çalışmalara imza atıyoruz. Bunu çe...

Detaylı

kelebeğin fırtınası retorik

kelebeğin fırtınası retorik Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz

Detaylı