ankara patent e

Transkript

ankara patent e
NKARA
ATENT
E-Bülten | Sayı: 18 | Yıl: 2 | 2011 Eylül
Markanızın .xxx uzantısı ile
kullanılmasını engelleyin
YAPAY ZEKA ve
COPYRIGHT
SANAL GERÇEKLİĞİN
KARANLIK YÜZÜ
Sanal gerçeklik hayallerinin
sonu felaket senaryolarına mı
çıkıyor?
MUCİT CERRAHLAR
Ege Bölgesi Cerrahi Günleri'nde
mucit cerrahların projeleri
yarışacak.
İNOVASYON YÖNETİMİ
İş dünyası inovasyona daha
sistematik yaklaşacak.
Sanal Dünya'da
Hukuk
Gerçek dünyadaki
her türlü hukuk dışı
eylem sanal
gerçeklikte de artık
kendini gösteriyor.
Robot balık
denizlerde
1.5 metrelik robot balık, algılayıcıları sayesinde denizleri dolaşıp
kirlilik seviyesini tespit
edecek.
BULUŞLAR GEÇİDİ
Mimiklerden Anlayan Bilgisayar
ODTÜ Teknokent'in genç
yazılım mühendisleri, tamamen
yerli sermaye ve mühendislerle
baş, göz, kaş çatma, gülümseme,
diş sıkma ve kahkaha atma gibi
hareketlerle bilgisayar kullanımına olanak sağlayan “MİMİK” yazılımını geliştirdi.“MİMİK” sayesinde özellikle engelli vatandaşlar,
bilgisayarda her türlü işlemi yapabiliyor, sanal klavyeyle ekrana yazı
da yazılabiliyor.
Kullanımı çok kolay olan
“MİMİK” yazılımının çalışması
için baş bölgesine bir donanımın
takıldığını, bu donanımla yüz hareketlerinin ilişkilendirilerek, farenin ekranda istenilen şekilde çalıştırılabildiğini belirten Karahan,
“Yazılım ve donanımla internette
gezilebilir, gazete okunabilir, sosyal ağlarda konuşabilir, mail atabilir, video izleyebilir, oyun oynayabilir, ekranda istenilen programlar çalıştırılabilir, kısacası klavye
ve fare kullanmadan bilgisayarda
istediğiniz her işlem gerçekleştirebilir” diye konuştu.
hurriyet.com.tr kaynağındaki haber
esas alınarak düzenlenmiştir.
Biyonik lens
Seattle’daki Washington Üniversitesinde bilim adamları, bilgisayar ekranını kişinin görüş alanına yerleştiren bir biyonik kontak lens geliştirdi. Biyonik görüş, yakında video kamera gibi cihazların yerine geçecek. Mühendisler, gelecekte biyonik sanal görüntü lensi kullanımıyla sürücülerin ve pilotların yol, hava ve araç
durumuyla ilgili çok fazla bilgiye ulaşabileceklerini söylüyor. Biyonik lensler yakında hareketleri geliştirmek için bilgisayar oyunlarında ve küçük sağlık durumu kontrol cihazları ile raporların
bilgisayar ortamına aktarılmasında kullanılabilecek.
en.wikipedia.org kaynağındaki haber esas alınarak düzenlenmiştir.
Öğrenebilen insansı robot
Japonya’daki Osaka Üniversitesi profesörleri tarafından geliştirilen 130 cm boyundaki CB2 isimli
insansı robot, küçük bir çocuk gibi
öğrenebilme yeteneğine sahip olacak şekilde tasarlanmış ve uzmanlar
tarafından gerçek bir çocuk gibi hatırlama, düşünme, yürüme becerileri kazandırılmaya çalışılıyor. Araştırma ekibi henüz bir bebek gibi
davranabilen insansı robotun insanlarla ilişki kurarken onların yüz ifa-
2 | Ay-Pi
delerini değerlendirerek gerekli tepkiyi verebilmesi için çalışmalar yaparken; 33 kg ağırlığındaki robot,
gözündeki kameralarla duygularını da ifade edebiliyor. Araştırmacılar 10 yıl sonrasından itibaren ilerleyen yıllarda, zekası insanla şempanze zekası arasında bir seviyede
olacak robotik türlerin üretileceğini düşünüyor.
infoniac.com kaynağındaki haber
esas alınarak düzenlenmiştir.
Denizler robot balığa emanet
Üzerindeki algılayıcılar sayesinde
denizleri dolaşıp kirlilik seviyesini tespit eden 1.5 metre uzunluğundaki robot balık, eş zamanlı olarak verileri istasyona aktarıyor ve su altı boru hatlarındaki kaçaklar gibi su kirliliğine neden olan olayların erkenden teşhis edilebilmesine yarıyor. Robotun balık şeklinde tasarlanmasının sebebi ise, doğada
en mükemmel haliyle var olan balıktan
farklı bir formda tasarlanmış bir robotun efektif olmasının mümkün olmadığı
düşüncesi. Bu mükemmeliyetçilik arayışı robotun 29 bin dolara mal edilmesine sebep olsa da, henüz robotun yaydığı manyetik alan ve çıkardığı sesler sebebiyle doğal ortama verdiği zarara bir çözüm bulunamamış.
news.nationalgeographic.com kaynağındaki
haber esas alınarak düzenlenmiştir.
Sanal karakterlerin arkasında kim var?
Louisville Üniversitesi'nde, yapılan araştırmalarla sanal karakterin gerçekten sahibi tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespiti üzerinde çalışılıyor ve sanal karakterin iddia ettiği kişi
olup olmadığının tespitinin hem güvenlik açısından hem de hukuki ve ticari açılardan büyük önem kazandığı
belirtiliyor. Amaçlardan biri de, kim olduğu tespit edilen kullanıcıya özgü sanal reklam uygulamalarını devreye sokabilmek.
bbc.co.uk kaynağındaki haber esas alınarak
düzenlenmiştir.
Öğrenen ve ders çıkaran bilgisayar
IBM, bilgisayarların deneyimlerinden öğrenmelerini, kuramlar geliştirmelerini ve sonuçlardan ders çıkarmalarını sağlayacak insan beyninin çalışmasını
taklit eden bir yonga (çip) geliştirdi.
IBM’in açıklamasında, bu yongalarla yapılacak 'düşünen bilgisayar'ların,
bugünün geleneksel bilgisayarlarıyla
aynı şekilde programlanmayacağı belirtildi. Bu bilgisayarların, deneyimlerinden öğrenecekleri, kuracakları, geliştirecekleri, anımsayacakları ve sonuçlardan
ders çıkaracakları da kaydedildi.
cumhuriyet.com.tr kaynağındaki haber esas
alınarak düzenlenmiştir.
SANAL KALP
Londra Kalp Hastanesinde, gerçek
hastalarda
incelenmesi mümkün
olmayan
insan kalbi
anatomisinin araştırılmasını
sağlayacak
çok gerçekçi bir bilgisayar modeli geliştirildi. Böylece; tıp öğrencilerinin organ özelliklerini daha kolay
anlamasını sağlayacak ve kalp uzmanlarına yardımcı bir araç olacak.
infoniac.com kaynağındaki haber esas
alınarak düzenlenmiştir.
İNSAN VÜCUDU MODELLERİ
Farklı ülkelerden birçok bilim adamı canlı gövde parçalarının kişisel kopyalarını oluşturmaya çalışıyor. Böylelikle hastayı riske atmadan tedavi ve ameliyatlarını daha iyi
hale getirilebilecek ve ilaçların etkileri gözlemlenebilecek. Ayrıca, insan
vücudunun farklı parçalarının mevcut modellerini birleştirerek yakında hastanın tüm bedenini canlandırmak mümkün olacak.
infoniac.com kaynağındaki haber esas
alınarak düzenlenmiştir.
Ay-Pi | 3
AYIN RÖPORTAJI
SANAL DÜNYA'DA
HUKUK
Sanal gerçeklikte uyuşmazlıklar insanın hayal
gücüyle sınırlı oluyor. Gerçek dünyadaki her türlü
hukuk dışı eylemi burada da görmemiz mümkün.
Örneğin birçok popüler sanal dünya platformu size
bir yaşam ortamı sunuyor. Oradaki avatarınız diğer
karakterlerle etkileşim halinde para kazanıyor,
ev alıyor, partiler veriyor, popüler hale geliyor,
kariyerinde ilerliyor, evleniyor. Hatta sanal dünyada
kazandığı para, gerçek paraya dönüştürülebiliyor.
4 | Ay-Pi
Bize biraz kendinizden
bahseder misiniz?
Bilgisayarlara olan ilgim dolayısıyla bilgisayar mühendisi olmak istemiştim. Fakat
üniversite giriş sınavı sisteminin bir anda değişmesiyle bu hayalimi rafa kaldırmak zorunda kaldım. Onun yerine biraz da ailemin
yönlendirmesiyle Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdim. 4 yıllık Hukuk eğitiminin ardından baro stajı ile patent ve marka vekilliğine hak kazanmamın akabinde hayalimi dolaylı yoldan da olsa gerçekleştirebilmek adına Lozan Üniversitesi’nde çok disiplinli bir yüksek lisans programına katıldım.
Bu programda yeni teknolojiler ve bilişim konusuyla ilgili kriminal, işletmesel ve hukuki
boyutu hakkında eğitim aldım. Bilgisayar yazılımlarının karşılaştırmalı hukukta korunması üzerine olan tezimi tamamladım. Avrupa Patent Ofisi Hukuk ve İçtihat Departmanında bir aylık staja kabul edildim ve ardından Türkiye’ye döndüm. Halen Anadolu
Üniversitesi’nde İktisat okuyor olmakla birlikte ağırlıklı olarak Bilişim ve Fikri Haklar
sektörüne yönelik hukuki uyuşmazlıklarla ilgilenmekteyim.
Sanal gerçeklik, yapay zeka
ve avatarlar hızla yaşamımıza
giriyor, bu konular ile ilgili
oluşabilecek uyuşmazlıklara
cevap verecek hukuki
düzenlemeler bilimin hızına
yetişebiliyor mu?
Bilim, hukuk için çoğu zaman ileri
adımları öngörülemez ve hızına yetişilemez olmuştur. Özellikle internetin gelişimi ve yeni teknolojilerin gelişim hızı
inanılmaz bir ivme kazanmıştır. Hukuk
bir yana bizler bile günlük hayatımızda
bu gelişim hızına yetişemez, takip edemez oluyoruz çoğu zaman. Altı aylık
süre içerisinde bir teknolojik gelişmenin
bir anda eskidiğini ve uygulama konusu bulamadığını gözlemliyoruz. Bu hızda bir değişime; yasama sürecinin ortalama bir yıl aldığını öngörürsek, yazılı hukuk kurallarının ayak uydurmasını
beklememek gerekir. Bununla birlikte
bazı ülkelerde bu değişime ayak uydurmak için hukuk kuralları esnek yapıya
kavuşturulmuştur. Türkiye’nin de tercih
ettiği bu yöntem itibariyle, ilgili uyuşmazlıklar genel hukuk kuralları kapsamında kıyas yöntemiyle çözümlenmeye
çalışılmaktadır.
nal dünyada kazandığı para, gerçek paraya dönüştürülebiliyor. Sanal dünyada
boş bir arazi alıp üzerine birkaç ev inşa
edip bunları yüksek bedellerle satan bir
avatar bu parasını gerçeğe dönüştürüp
“Business Week” dergisine kapak olabiliyor. Bu gerçeklikle bütünleşmiş sanallıkta, kara para aklamadan tutun terörist eylemler için sempatizan toplamaya çalışan gruplar oluşturmaya, sanal bir banka inşa edip sanal paraları hortumlamadan, sanal fahişeliğe kadar uzanan geniş çaplı bir liste oluşturmak mümkün.
Bunların çözümlenmesi ise maalesef net çizgilerle çizilebilmiş değil.
Öncelikle uygulanacak hukuk ve yetkili mahkeme sorunu karşımıza çıkıyor.
Bu nokta genellikle ilgili sanal gerçeklik
sisteminin kullanım koşullarının içerisinde belirtilmiş oluyor. Buna ek olarak
genel kabul edilen uygulama, hukuk
dışı eylemin sanal dünya içerisinde kalıp kalmadığıyla ilgili. Örneğin karşılıklı konuşmada iki avatarın birbiriyle konuşması bir dava konusu olacak ise bu dava avatarların sahipleri arasında olacaktır. Öte
yandan “savaş oyunu temalı”
sanal dünyadaki iki avatarın
karşılıklı mücadelesi sonucu avatarlardan biri ölür ise
bu bir uyuşmazlığa konu edi-
Ne gibi hukuk dışı eylemler
söz konusu? Bunlar nasıl
çözümleniyor?
Sanal gerçeklikte uyuşmazlıklar insanın hayal gücüyle sınırlı oluyor. Gerçek dünyadaki her türlü hukuk dışı eylemi burada da görmemiz
mümkün. Örneğin birçok popüler sanal dünya platformu size bir yaşam ortamı sunuyor. Oradaki avatarınız (karakteriniz) diğer karakterlerle etkileşim
halinde para kazanıyor, ev alıyor, partiler veriyor, popüler hale geliyor, kariyerinde ilerliyor, evleniyor. Hatta sa-
lemeyecektir. Fakat eylem sanal dünya içerisinde kalsa dahi kullanım koşullarına aykırı davranışın müeyyidesinde nasıl davranılacağı tartışma konusudur. Avatarın hak ehliyetinin, sanal dünyadaki menkul ve gayrimenkul
mallar üzerindeki hak sahipliğinin varlığı ve kime ait olduğu konuları tartışılmaya başlanmıştır.
Sanal platformlarda ne gibi
fikir ürünleri oluşturulabiliyor
ve onları korumak adına
önlemler alabilmemiz
mümkün mü?
Gerçek dünyadaki fikir ürünleri doğrudan sanal dünyaya taşınabilmektedir. Bir otomobil firması, tasarımı kendisine ait olan bir arabayı doğrudan sanal dünyaya taşıyabileceği gibi,
bir tekstil firması tasarımı kendine ait
ürünleri yine kendi markasıyla satışa
sunabilmektedir. Hatta patentli bir ürünü dahi sanal dünyada kullanılabilmesi adına ilgili platforma taşımak mümkündür. Öte yandan
gerçek dünyanın aksine salt kodlamadan
oluştuğu için bu ürünlerin kopyalanması ve
sahtelerinin üretilmesi
bir hayli kolaydır. Hatta sanal dünyada olduğu için arada kalite farkı dahi olduğunu fark
edemezsiniz. Bunlar da
aslında sanal para ile
oyun içerisinde satıldığı için gerçek hukuktaki
gibi fikri haklara tecavüz eylemi oluşturmaktadır. Çoğu sanal dünya
sistemi sahibi firma, bu
tip hakların korunması için özel ekipler çalıştırmakta ve kopyalama,
kodlama, satışa sunma
işlemlerini takip etmektedir. Diğer bir yöntem ise aynı gerçek
hayatta olduğu gibi araştırma ve dedektiflik işi yapmak ya da hizmeti almaktır.
Maalesef ürünün orijinal olup olmadığını ilk bakışta fark etmek sanal gerçeklikte mümkün değildir. Ancak kodlama
yoluyla kaynağa inilmesi gerekmektedir
ki; bunu da kullanıcıların algılayabilmesi pek mümkün değildir.
Ay-Pi | 5
FİKRİ HAKLAR GÜNCEL
YAPAY ZEKA ve COPYRIGHT
Bize göre; algoritmayı yazan kişi ya da satan firma; eğer eserin oluşturulmasında ciddi anlamda katkı sağladıklarını düşünüyorsa, satılan program sonucunda ortaya çıkarılan
eser üzerinde hak iddia edebilir ve kullanıcı daha programı satın alırken oluşturulacak
eserin haklarının paylaşımı üzerinde bir sözleşmeye imza atabilir.
AYSU DERİCİOĞLU
Ankara Patent İstanbul Bürosu
Genel Müdür Yardımcısı
Yıllardır yapay zeka içeren yazılımlar bilgisayar oyun ve
programlarında yaygın olarak kullanılıyorken, günümüzde
bu yazılımlar her geçen gün şaşırtıcı derecede gelişiyor. Artık yeni geliştirilen ve yapay zekaya sahip sanal ortamlardaki avatarlar deneyimleyerek öğrenebilme yetenekleri sayesinde ortaya sanat eserleri koyabiliyor, bazı yazılımlar sayesinde
belirli yazarların karakteristik özellikleri yüklenerek o yazarın
yazım tarzında yepyeni kitaplar
yazılabiliyor, özgün resimler yapılabiliyor ve hatta bir DJ gibi,
bir parçayı her seferinde başka bir versiyona çevirerek müzik
çalınabiliyor.
Yazılımların sunduğu bu
tarz olanaklardan faydalanarak
ortaya çıkarılan eserlerin eser
sahibinin kim olduğuna yönelik
tartışmalar ise; “kullanıcıya ek
olarak, algoritmayı yazan kişi ya
da firmanın ve hatta varsa avatarın ortaya çıkarılan eser üzerinde hakları var mı?” diye sorgulatıyor.
Bize göre; algoritmayı yazan kişi ya da satan firma; eğer
eserin oluşturulmasında ciddi anlamda katkı sağladıklarını düşünüyorsa, satılan program sonucunda ortaya çıkarılan eser üzerinde hak iddia edebilir ve kullanıcı daha programı satın alırken oluşturulacak eserin haklarının paylaşımı üzerinde bir sözleşmeye imza atabilir. Ya da eserin kullanım alanlarına yönelik belirli kısıtlamalar da getirilebilir. Bu
durumda, böyle bir sözleşme yapılmadığı zaman ortaya çıkan
eserin sahibi kullanıcı olacaktır.
Burada ilginç olan ise; avatarların hakkını aramak. Çünkü yapay zekaya sahip avatarın kullanımı ile ortaya çıkan eser
üzerindeki hakları avatar lehine savunmak bugünün koşullarında pek de mantığa sığmıyor. Bu tarz bir tezin savunulmasının altında yatan ise, ortaya çıkan bu eserlerde hiçbir hak
iddia edilmemesini sağlayarak, eserin başkaları tarafından ra-
6 | Ay-Pi
hatlıkla kullanılıp, kopyalanabilmesinin yolunu açmak. Böyle
bir yaklaşım söz konusu olduğunda da; algoritmayı yazan yazılımcının ve ardından belirli seçeneklerin içinden avatarını
oluşturan, onun bilgisini, gelişimini ve sanal ortamlarda varoluşunu yönlendiren ve böylelikle birinci dereceden eseri etkileyen kullanıcının emeklerini yok saymak pek de etik görünmüyor. Bu noktada, yukarıda bahsettiğimiz ve resim, müzik,
kitap eserleri ortaya koyan bilgisayar programları ve makinelerini de o eserlerin sahibi olarak belirlemek gibi anlam verilemeyecek bir anlayış ortaya çıkıyor.
Benzer olduğu düşünülebilecek bir dava 1997 yılında Amerika’da görülmüş. Urantia Vakfı tarafından açılan davada; ruhani varlıklar tarafından yazdırıldığı ifade edilen kitap “Urantia Book”, Maaherra isimde bir bayan
tarafından CD’lere kopyalanarak dağıtılmış.
Maaherra kitabı kopyaladığını kabul etmiş fakat eser sahibinin bir ruhani varlık olması sebebiyle Urantia Vakfı’nın
hiçbir yaptırımda veya
talepte bulunamayacağını ileri sürmüş. Çok
kapsamlı uzun tartışmalar sonucunda, eserin
bir insan tarafından yazılmamış olduğu iki taraf tarafından kabul görmüş bir inanış olsa da; yazıları derlediği, koordine ettiği ve
kitap haline getirdiği için, kitabı kaleme alan kişinin eser sahibinin haklarına sahip olması gerektiği kararlaştırılmış.
İşte bu eğlenceli dava, avatarlar adına bir hak öne sürülemeyeceğine dair güzel bir örnek teşkil edebilir. İlerleyen yıllarda ise, sadece sanal ortamda değil gerçek ortamlarda da yapay zekaya ait robotlar belirli sanat eserleri ortaya koydukları taktirde de; robotun haklarından ziyade o robotu üreten,
yazılımını yazan ve de satın alan arasındaki anlaşma uyarınca hak sahipleri belirlenebilir. Günümüzde bile avatarın haklarını savunmaya gönüller olduğuna göre; umarız ilerde yazılımcıyı ve kullanıcıyı yok sayarak, eserin kendine ait olduğunu savunan ve tüm eserlerinin serbestçe kullanılmasını isteyen robotların haklarını savunma derneği gibi kuruluşlarla ya
da robotların başkaldırı eylemleri ile karşılaşmayız.
TASARIM DÜNYASI
Alternatif yaşam ortamı
2003 yılında hizmete sokulan, internet
tabanlı sanal dünya Second Life, kullanıcılarına ikinci bir hayatı vaad ediyor. Second Life’ta kullanıcı; oluşturacağı avatarın her türlü özelliğini kendisi belirleyebiliyor, arkadaşlar edinebiliyor ve sosyal
bir ortama sahip olabiliyor. Facebook’la
da entegre edilebilen Second Life ortamında para da kazanabiliniyor.
Kurtarma eğitimi
Kafaya monte ekran
Biyolojik maddeyle yapılan terörist saldırılarında kişileri kurtarmaya yönelik bir sanal gerçeklik
eğitiminde kullanılan bu aksesuarlar kişinin elleri ve kollarıyla
yaptığı her türlü hareketini algılayabiliyor ve sanal hasta müdahaleye anında cevap veriyor.
Kafaya monte edilen bu ekran
yüksek çözünürlük, ses kalitesi
ve hafifliğiyle ön plana çıkıyor.
Kafaya oturmasını sağlayan montaj düzeneği ise, gerçek dünyayı rahatlıkla kontrol etmeyi sağlayan kayar yapıda tasarlanmış.
Sanal gerçeklik
platformu
Sanal gerçeklik ortamını
bir üst noktaya taşıyan
bu patentli buluş, kullanıcının sanal gerçekliğe
dalış yapması sırasında
ve sanal gerçeklik dünyasındayken; vücudun
doğal hareketlerini korumasını sağlayarak yaralanmasını önlüyor.
Sanal gerçeklik simülatörü
Bu aksesuar ve materyallerle farklı yer çekimi varyasyonları, ani perspektif ve boyut değişiklikleriyle farklı fizik kurallarının bulunduğu bir boyut oluşturulabiliyor ve
böylelikle canlandırılan uzay atmosferinde astronotlar
uzay yürüyüşü eğitimi alıyorlar.
VR kulaklık
2010 Ocak ayında geliştirilmiş bu VR kulaklıklar sanal gerçekliğe üç boyutlu bir dalış
sağlarken, bulunduğunuz ortamı ve bilgisayar başında olduğunuzu tümüyle unutturarak
sanal dünyaya daha da yakınlaşma imkanı tanıyor.
Donanımlı eldiven
Bu tam kavramalı ve
donanımlı masaüstü aygıtı, elin üç boyutlu olarak çevrilmesini ve özgürce hareket edebilmesini sağlayan bir mekanizmaya
sahip. Her bir parmağa dirençli geri bildirim
gücü veren bu tasarımla, direksiyona gerçekten asılıyormuş gibi
bir hisse kapılabilir, "ağır" bir sanal nesneyi tuttuğunuzda ağırlığını hissedebilir, grafik simülasyonlarını keşfedebilir ve dokunabilirsiniz.
secondlife.com, ist.greenville.edu, thelovefoundation.com, prweb.com, gwynethllewelyn.net, sandia.gov, 5dt.com, vrealities.com, sun-maker.com,
google.com.tr/patents kaynağındaki haberler esas alınarak düzenlenmiştir.
Ay-Pi | 7
ANKARA PATENT GÜNDEM
Markanızın .xxx uzantısı ile
kullanılmasını engelleyin
Bu süreç içerisinde aynı ibare için birden fazla kişinin "Sunrise A" kapsamında talepte
bulunması durumunda, tahsis talepte bulunanlar arasında gerçekleştirilecek açık artırma
doğrultusunda belirlenecek olup, ilk gelen ilk alır prensibi geçerli olmayacaktır.
Değerli Müşterimiz,
30 Mart 2001 tarihli ICANN ile
ICM arasındaki ikili anlaşma uyarınca, 7 Eylül 2011 tarihi itibariyle, cinsel içerikli sitelerin kullanımı amacıyla ".xxx" uzantılı alan adları tahsise açık
hale gelmiştir. Bu kapsamda ilgili tahsis
otoritesi olarak atanan ICM tarafından
yapılan açıklama ve duyurulan sistem
uyarınca, farklı sektörlerde faaliyet gösteren firmalar ve marka sahipleri için;
markalarının bu alanda kullanılmasını
engelleyebilmek amacıyla bir "ön tahsis
süreci" işleme alınmıştır:
"Sunrise A" süreci: Bu seçenek ile
ticari olarak cinsellik unsuru barındıran bir sektörde hizmet veren kişi ve
kurumlara 7 Eylül – 28 Ekim tarihleri arasında halihazırda kullanımda olan
ibarelerini öncelikli olarak kayıt altına
alabilmeleri imkanı tanınmaktadır. İlgili öncelik hakkından faydalanabilmek
için ilintili sektörde bir markanın ya da
önceki tarihli tahsis edilmiş ve cinsel
içerikli bir alan adının bulunması yeterli kabul edilmektedir.
"Sunrise B" süreci (Brand Protection): Bu seçenek ile marka sahipleri, kendi markalarının sulanmaması ve
marka itibarının korunması amacıyla
".xxx" uzantılı alan adları bakımından
tahsise konu olmaması için 7 Eylül – 28
Ekim tarihleri arasında bir ön başvuru
gerçekleştirmek suretiyle markalarının
bu uzantılardan ayrık tutulmasını talep
edebileceklerdir. Bir sefere mahsus gerçekleştirilecek bir "ayrık tutma ücreti"
ödemek suretiyle bu talepte bulunulduğu takdirde, ilgili marka ile birebir bu
uzantıdaki alan adı 10 yıllık süreyle koruma altına alınabilecek ve üçüncü ki-
8 | Ay-Pi
şiler tarafından kullanımına engel olarak olası ihlallerin önüne geçilebilecektir. Ayrıca, bu seçenek markanın korunması amacıyla getirildiği için alan
adının kullanım zorunluluğu bulunmamaktadır.
Önemli not
Bu süreç içerisinde aynı ibare için
birden fazla kişinin "Sunrise A" kapsamında talepte bulunması durumunda,
tahsis talepte bulunanlar arasında gerçekleştirilecek açık artırma doğrultu-
sunda belirlenecek olup, ilk gelen ilk
alır prensibi geçerli olmayacaktır.
Bu süreç içerisinde aynı ibare için
birden fazla kişinin "Sunrise B" kapsamında talepte bulunması durumunda,
engelleme her halükarda gerçekleşecek
olup para iadesi veya paylaşımı söz konusu olmayacaktır.
Yukarıda belirtilen süre içerisinde aynı ibare için hem Sunrise A hem
de Sunrise B sürecine başvurulması halinde, taraflar kendi arasında bir uzlaşamazlarsa, alan adı Sunrise A kapsamında kullanımı için tahsis edilecektir.
Fakat bu tarihten sonra alan adını tahsis eden tarafın iltibas yaratmadan ibareyi kullanması zorunlu olup, olası bir
uyuşmazlıkta diğer firmadan ve markadan haberdar olmadığını iddia edemeyecektir.
"Landrush period": "Sunrise A" ve
"Sunrise B" ile mevcut hak sahiplerine verilen öncelik hakkı tamamlandıktan sonra cinsel içerikli yayın yapan sektördeki "jenerik" ve "nitelikli" ibarelerin
tahsisi amacıyla açık artırma usulünün
esas alındığı bir süreç başlayacaktır. 8
Kasım - 25 Kasım arasındaki bu süreçte,
herhangi bir belge şartı olmayıp bu sektörde faaliyet gösteren firma ya da şahıslar tarafından iletilen tüm talepler toplanacak olup, sürenin sonunda açık artırma yoluyla en çok bedeli ödeyene tahsis
edilecektir.
"General Availability": "Landrush
period"’un sona ermesinden sonra ise 6
Aralık tarihi itibariyle ilk 3 periodda tahisi ya da engellemeye konu olmamış
".xxx" uzantılı alan adları jenerik alan
adlarındaki temel prensip olan "ilk gelen ilk alır prensibi" doğrultusunda ilgili sektörde faaliyet gösteren tüm internet
kullanıcılarının tahsisine açılacaktır.
Konuyla ilgili ICM tarafından duyurulan detaylı bilgiyi aşağıdaki bağlantıda bulabilirsiniz: http://www.icmregistry.com/launch/sunrise-b/
Alan adınızın başkası tarafından
alınıp alınmadığını öğrenmek istiyorsanız aşağıdaki bağlantıdan arama yapabilirsiniz: http://www.icmregistry.com/
whois/
Ankara Patent Ailesi olarak marka
değerinizi oluşturmanızı ve korumanızı
sağlamak en önemli görevimizdir. Konu
hakkında daha detaylı bilgiye ihtiyaç
duymanız ve bu konuda hizmet almak
istemeniz durumunda her zaman bizlerle [email protected] adresinden iletişime geçebilirsiniz
Saygılarımızla,
Ankara Patent Bürosu
ANKARA PATENT BLOG
Sanal Gerçekliğin Karanlık Yüzü
AYSU DERİCİOĞLU
Ankara Patent İstanbul Bürosu
Genel Müdür Yardımcısı
Edebiyat ve sanat eserlerinde, bildiğimiz kadarıyla 1960’lı
yıllardan itibaren işlenmeye başlayan sanal gerçeklik kavramı
genel olarak dahi birkaç bilim adamının hayalleri ve yoğun çalışması ile başlayan, heyecan verici keşiflerle devam eden ve ardından büyük tehlikeler doğuran temalar üzerinde gelişiyor.
Sanat eserlerindeki gibi, hakimiyeti insanların elinden alan ve
kendilerine esir eden bilgisayar programlarının bizler için ne
zaman bir tehdit haline geleceğini henüz bilemesek de; tıpta,
savunma sanayisinde ve eğitimde önemli katkılar sunacak olan
bu çalışmaların yadsınamaz olumlu etkileri, eğlence sektörü
devreye girdiğinde yerini tehlike çanlarına bırakıyor.
Dünyanın pek çok ülkesindeki üniversitelerde Parkinson
hastalığına çözümler sunmaktan, ameliyatları geliştirecek sanal
organ modellemelerine; kumarla mücadeleden, yeme bozuklukları tedavisine ve fobilerden kurtulma yöntemlerine; otistik
çocukların gelişiminden, okullarda şiddet ve ayrımcılığın önlenmesine kadar pek çok alanda önemli aşamalar kaydediliyor.
İnsanların Yerini Alacak Avatarlar ve Second Life
İnsanların yerini alacak avatarların geliştirilmesi, pek çok
ülkenin de ilgi alanına giriyor. İş yerinde sizin yerinize toplantıya girecek bir avatar, ya da maliyet azaltma adına kullanılabilecek sanal müşteri temsilcileri ve hatta Amerika’da savaşta görevli olan ailelerin çocuklarını rahatlatmak amaçlı uygulanmak istenen sanal ebeveynler üzerine çalışmalar yapılıyor.
Hayatı kolaylaştırma, zenginleştirme çalışmalarının yanı sıra,
yepyeni bir hayat sunan Second Life adındaki bilgisayar oyunu ise, sanal ortamda diğer oyun oynayanlarla etkileşimli oynanıyor. Gerçek hayata dair ne varsa, bu sanal ortamda yerini almış durumda. İş kurmak, para kazanmak ve hatta evlenmek mümkün.
Empati Kurabilen Sanal Kişiler
Fransız bilim adamları, insanların yakın gelecekte duygularını sanal insanlarla da paylaşabileceklerini iddia ediyor.
Üretilecek sanal kişiler ile uzun süreli ilişkinin gelişimine katkı sağlama amaçlı çalışmalar yapan Paris Teknoloji Enstitüsü bilim adamları, Embodied Conversational Agents (ECAs)
adını verdikleri sanal insanların oluşturulması üzerinde çalışıyor. Amaçları insanların, bu sanal kişilerden beklentilerini tam olarak karşılayabilmek; böylece onlardan sıkılmamalarını sağlamak ve aralarındaki ilişkiyi derinleştirebilmek. Bunun için de kişinin duygularını kamera sistemiyle algılayarak,
ona göre davranan ve empati gösteren sanal kişiler geliştirilmek isteniyor.
Beş duyu da devrede
Algıya ve düşünce yapısına etki
Tedavi yöntemlerinde çığır açacak sanal gerçeklik uygulamalarında kontrolden çıkabilecek durum ise; bu uygulamaların sadece kişinin mekan algısını değil, kendini algılayışı ve düşünce yapısının da değiştirilebilmesinden kaynaklanıyor. Bu tezin bir ispatı olarak, Barselona Üniversitesinde yapılan ve sanal
gerçeklikte bir erkeğin kadın bedeni ile yer alması durumundaki değişikliklerin tespit edildiği araştırma gösteriliyor. Bu
araştırma sonucunda sanal gerçeklikte kadın bedeniyle hareket eden erkeğin, kadın davranış ve tepkilerini geliştirdiği gözlemleniyor.
İngiliz bilim adamları ise, sanal gerçeklik kavramına bir
ivme daha kazandırmak üzerine çalışıyorlar. Her ne kadar empati kursa da beş duyumuzla hissetmedikten sonra ne kadar etkili olabilir diye düşünen bilim adamları, insanlığın beş duyu
organını harekete geçirme yeteneğine sahip bir kulaklık hazırlamışlar. Böylelikle, beş duyu organı yüksek derecede uyarılıyor. Tat alma ve koklamanın yanı sıra, ağza yerleştirilmiş bir
maddeye dokunma duyusunu da sağlamak amaçlanıyor.
10 yıl sonrasında hatta belki de çok kısa sürede bambaşka
bir gerçeklik algısı bizleri bekliyor. Korkutucu olan; nabza göre
şerbet verecek bu sanal kişiler sayesinde kendi krallığını kuracak yeni nesil çocukların empati kurma, saygı duyma, egolarını
frenleme ve de zorluklarla mücadele etme yetilerini ise tümüyle kaybetme olasılığı. Sosyal ilişkileri ve aile kavramını da derinden etkileyecek bu duruma sadece eğitim ve sağlıkta kullanmak adına bir sınırlama getirebilmek ya da belirli kurallar çerçevesinde kullanılmasını sağlamak da çok mümkün olacak gibi
görünmüyor.
Kaynaklar:
news.yahoo.com, abcnews.go.com, infoniac.com, guardian.co.uk
Ay-Pi | 9
ANKARA PATENT GÜNDEM
Ege Bölgesi Cerrahi Günleri
7-8 Ekim 2011 tarihleri arasında
İzmir’de düzenlenecek olan Ege Bölgesi Cerrahi Günleri 2011’de “Yenileşim,
Teknoloji ve Mucit Cerrahlar” konusu
ele alınacak ve proje yarışması düzenlenecektir.
Birinci olan proje için patent başvurusunun da yapılacağı sempozyumda,
ön eleme süresince tarafımızca; sunulan buluşların patent alabilme kriterleri açısından ön araştırması yapılacak, ardından birinci olan projenin tarifnamesi hazırlanacaktır. Ayrıca Genel Müdü-
rümüz M. Kaan Dericioğlu "Patent mühendisleri, hazırlık, tarifname ve başvuru" konulu sunumuyla yer alacaktır.
Sempozyumun bilgilerine http://
www.ecg2011.org adresindeki linkten ula-
şabilir, http://www.ajanspress.com.tr adresinde de konu ile ilgili Habertürk gazetesi haberini okuyabilirsiniz. Yarışmaya
proje kabulünün son tarihi 15 Eylül idi.
Türkiye’de Fikri Mülkiyet Değerlerinin
En Üst Seviyeye Çıkarılması Konferansı
29 Eylül 2011 tarihinde
Ankara’da, Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği’nde; Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Sahtecilik ve Korsanlığın Durdurulması
için İş Dünyası EylemiBASCAP ve ICC Türkiye Milli Komitesi öncülüğünde, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) işbirliğinde “Türkiye Fikri Mülkiyet Değerlerini
En Üst Seviyeye Çıkarma” konulu bir konferans düzenlenecektir.
“Yenilik ve Yatırımda Fikri Mülkiyet Hakları İhlali Etkisi/Türkiye’de
Fikri Mülkiyet Haklarının Geliştirilmesi Yenilikçi Liderlere Nasıl Yardımcı Olur?” bölümünün moderatörlüğünü Genel Müdürümüz M. Kaan
Dericioğlu’nun üstleneceği ve küresel
MUCİDİN
SANDIĞI
www.patentmuzesi.com
Apple Anti-Sexting Patent
Apple'ın 2008 yılında patent başvurusunu yaptığı "Kişisel İletişim Cihazı
için Metin Tabanlı İletişim Kontrolü" uygulamasına ABD Patent ve Marka Ofisi tarafından 12 Ekim 2010 tarihinde patent verildi. Bu uygulama en çok anne ve
babaların hoşuna gideceğe benziyor. Çocuklarının cep telefonlarında tanımlama
yaparak birbirleri arasında müstehcenlik içeren mesaj alışverişinin önüne geçebilecekler.
10 | Ay-Pi
alandaki en önemli tecrübeleri paylaşmak, sahtecilik ve korsanlığa karşı Türkiye’nin fikri mülkiyet haklarını koruma sistemlerini ve güçlendirme politikalarını görmek için önemli bir fırsat yaratacak olan bu konferansa katılmak ya da bilgi paylaşımında bulunmak istiyorsanız 23 Eylül
2011 tarihine kadar ICC Türkiye Milli Komitesi’ne faks (0.312.219 42 58)
veya e-posta ([email protected]) gönderebilirsiniz.
Mesaj gönderimi veya alımı sırasında, metin içerisinde müstehcenlik içeren
bir ifade olması durumunda bu mesaj filtrelenerek silinebilecek.
ULUSAL
ULUSALİNOVASYON
İNOVASYONGİRİŞİMİ
GİRİŞİMİ
İnovasyon Yönetimi Hakkında
Genel Bilgiler
İçinde bulunduğumuz dönemde,
temel inovasyon yeteneğinin yeterli olmadığı izlenmekte; küresel iş dünyası
bu temel yeteneklerin ötesinde inovasyon yeteneklerine ihtiyaç göstermekte.
Bu gerçekten yola çıkıldığında profesyonel inovasyon yönetimi kavramı önem
kazanmakta. Şirketler inovasyona daha
sistematik bir biçimde yaklaşmak duru-
munda; bir bakıma inovasyona bir yönetim yaklaşımı olarak bakmak ihtiyacı ortaya çıkmakta. İnovasyon yönetimi
sadece inovasyon yapmak anlamını taşımaz. İnovasyon yönetiminde en iyi uygulamalar dikkate alındığında başlangıçta bir inovasyon stratejisine ihtiyaç
duyulduğu ortaya çıkmakta. Ardından
inovasyon yapılması-inovasyon geliştirilmesi ve inovasyon hayat döngüsünün
yönetiminin önem kazandığı görülür.
AT Kearney adlı danışmanlık şirketinin bütünleşik (holistic) yaklaşımına göre inovasyonun boyutları şu parçalardan oluşmaktadır: İnovasyon stratejisi, kapsama alanını-kapsamlılığı, ileriye doğru bir bakışı ve iletişimi. Orga-
nizasyon ve kültür, inovasyon için gerek
duyulan sabır ve istekliliği, beraberinde yeni fikirlere açıklığı. İnovasyon yaşam döngüsü yönetimi, fikirden karlılığa geçiş aşamasını daha da hızlandırmayı, bunun için organizasyon içinde
tüm kademeleri harekete geçirmeyihızlandırmayı, sürekli iyileştirme ile yaşam döngüsünü optimum-en doğru düzeyine ulaştırma. İnovasyon yönetimi
için ihtiyaç duyulan etmenler, fikri mülkiyet haklarını, bilgiyi, insan kaynakla-
Ay-Pi | 11
rını, kontrolü ve bilgi teknolojileri yönetimini. İnovasyon yönetiminde başarı,
inovasyon yapabilirliği izlemek ve ölçebilmek adına doğru anahtar performans
göstergelerini belirleyebilmeyi gerekli
kılmakta, bu unsurları barındırma ihtiyacı duyulmaktadır.
İnovasyon için Gerek Duyulan
Bazı Eylemler
Bir önceki bölümde belirtildiği gibi
bir piramit oluşturabilmek için dikkat
edilmesi gereken boyutları konu başlıkları ile şu şekilde ifade etmek mümkün:
Bir proje listesi oluşturulmalıdır. Proje listesinin gerek duyulan eylemleri barındırması gerekir, bu eylemler arasında;
Makro düzeydeki eğilimlerin ve müşterilerin ihtiyaçlarının kapsandığı bir inovasyon stratejisinin geliştirilmesi; Organizasyon içinde yeni bir iş geliştirme ünitesinin oluşturulması; bu yapının
yeni teknolojileri ve yeni pazarları takip
etmesi; Potansiyel getirisi düşük olabilecek projelerin durdurulabilmesi için inovasyon geliştirme yönetimi oluşturulması; Yaşam döngüsü yönetimi için fonksiyonları birbirinden farklı olan yönetimlerin bir araya gelebileceği ortamların yaratılması; İnovasyon performansını ölçebilmek için anahtar performans göstergelerinin geliştirilmesi, bunun için de bi-
lişim teknolojilerinden yararlanabilecek
altyapının oluşturulması gerekmektedir.
En İyi Uygulamalara Genel Bakış
AT Kearney tarafından yapılan, başarılı yenilikçi firmalar arasında yapılan
çalışmada 10 adet başarı faktörü belirlenmiştir. Bunlar;
İnovasyon stratejisi yukarıdan aşağıya yönetilmeli; inovasyon kurumsal
stratejinin vazgeçilmez bileşeni olarak
görülmelidir
İnovasyon stratejisi ve onunla ilgili araştırma konularının yazılı olması ve
operasyonel hedefler ile paralellik ortaya
koyması gerekir
Kurum kültürünün yeni fikirlere açık olması gerekir. Bununla birlikte, projelerin sahiplerinin hassasiyetlerini koruyarak bazı projeleri de sonlandır-
Aşağıda AT Kearney tarafından geliştirilen House of Innovation adlı piramit
görsel olarak yukarıda tanımlanan adımları ortaya koymaktadır
12 | Ay-Pi
masını bilmeli, bu durumu kabul edebilecek yapıya sahip olmalıdır
Organizasyon iç ve dış kaynaklarla işbirliğine açık olmalı; değer zinciri
içinde bu kaynakların sahip olduğu yetenekler hakkında net bir görüşe sahip
olabilmelidir
Yaşam döngüsünün ilk aşaması
olan fikir hunisi, proaktif bir biçimde ve
anahtar performans göstergelerine dayanarak yönetilebilmelidir
Yaşam döngüsü yönetiminin takip
eden aşaması kurumsal çapta standartlaşmayı sağlayabilmeli; süreç ve ürün
teknolojilerinin yeniden kullanılabilmesini sağlamalıdır. Böylece bir ürünün
kara geçiş aşaması hızlandırılmış olur
Yaşam döngüsü yönetiminin bir
parçası olarak, hedefler-amaçlar net bir
biçimde belirlenmiş olmalı, sıkıca takip
edilmeli, edinilen tecrübelerden öğrenme vazgeçilmez bir kurum kültürü yaklaşımı haline getirilmelidir
İnovasyon yönetimine dair performansı izleyebilmek için sağlıklı kontrol
mekanizmaları geliştirilebilmelidir
Yetenek yönetimi, performans yönetimi, ödüllendirme sistemleri ile ilgili
olarak insan kaynakları yönetim araçlarının inovasyon kavramı ile içiçe geçmiş
halde olması gerekir
Süreçleri basitleştirmek için web
tabanlı bilişim teknolojilerinin kullanımı gerçekleştirilmelidir. Bu teknolojiler aynı zamanda bilgi akış hızını da artıracaktır
şeklinde ifade edilmektedir.
Kaynak: AT Kearney House of Innovation