GELECEKTE FİZİK EĞİTİMİ

Transkript

GELECEKTE FİZİK EĞİTİMİ
GELECEKTE FİZİK EĞİTİMİ
Zaman ilerledikçe gelişmelere ve değişmelere paralel
olarak eğitim anlayışında, yöntem ve tekniklerde değişmeler
olması son derece doğaldır. Gelecekle ilgili yazılacak yazıların
5-10 yıl sonrasına yönelik olanları 40-50 yıl sonrasına yönelik
olanlarından daha gerçekçi olacağından bu çalışmada, yakın
gelecekteki fizik eğitiminde yaşanacak gelişmeler üzerinde
durulacaktır.
Fizik öğretimine içerik olarak bakacak olursak, fizik bilimin
hızlı
gelişimi
nedeniyle
5
yıl
sonrasının
konularını
söyleyebilmek oldukça zor olur. Yapılan tüm tahminler ise
günümüzde kabul gören uzun soluklu projelerin olası
sonuçlarının okunmasıdır. Bu nedenle fizik öğretimindeki
biçimsel gelişmelere dikkat etmeliyiz.
Dev bir kütüphane olan internet, hayatımızın her anına
girmiş durumda. Peki yakın gelecekte nasıl bir hal alacak?
Günümüzde sanal sınıflar açılmakta ve internet üzerinden
öğrenci alan sanal okullar, sanal diplomalar vermektedir.
Dolayısıyla yakın gelecekte bu durum tüm dünyaya yayılacak
ve sürekli eğitim gerçekleşmiş olacaktır.
İnsanlar önce tarım toplumu sonra sanayi toplumu
evresinden geçmiştir. Tarım toplumlarında yazın okuma yazma
etkinlikleri olmaz, eğitim faaliyetleri durur ve tarımla uğraşılır.
Sanayi toplumlarında ise insanların dinlenme ihtiyaçları hafta
sonuna yerleştirilir. Biz ise tarım toplumu ile sanayi toplumu
arasında kalmış hem yazın hem de hafta sonu tatili
kullanmaktayız. Ancak gelişmiş ülkeler, bilgi toplumuna geçmiş
durumdadır. Bilgi toplumunun en önemli özelliği ise sürekli
eğitimin gerçekleşiyor olmasıdır. Sürekli eğitimin en birincil
gereksinimi ise internettir.
İnternetin hızı, aktarılabilen bilgi miktarı ve ortak bilgiye
erişim ağlarının sistematik işlemesi sürekli eğitimin aşması
gereken problemlerdir. Bu problemler aşılamaz değildir ve kısa
süre içinde kablosuz bağlantılar daha hızlı bilgi aktarımını
gerçekleştirecek ve insanlar büyüyen şirketlerin sağladığı
önemli arama motorlarını kullanarak bilgiye daha kolay
ulaşabilecektir. Mevcut bilgiye ulaşma yolları kelime aramakta
iken, soru sorma, konu ilişkilendirme ve bilimsel yayınları
tarama olarak geliştirilmektedir.
İnternetin kullanıldığı bilgisayarların boyutlarının küçülmesi,
iletişim aracı olarak kullanılan telefonların ise giderek
büyümesi ardından aynı boyut ve işleve ulaşarak (aynılaşarak)
daha da küçülmesi beklenen teknolojik gelişmelerdir. Böylece
cep telefonundan kitap okunabilecek, uzaktan eğitim
çalışmaları gerçekleştirilebilecektir, siz tatilde olsanız bile.
Teknolojik gelişmeler yakın gelecekte ses komutlarıyla
çalışan işletim sistemlerini ve vücuda monte edilerek çalışan
donanımları da getirecektir. Tüm bu gelişmeler uzaktan eğitimi
kolaylaştıracaktır.
Uzaktan eğitim araçlarından bilgisayar, çeşitli jawa ve flash
programlarıyla zaten laboratuar ortamlarını çalışma ortamına
taşımaktadır. Bilgisayar kullanarak elektrik devreleri oluşturup
bunlar denenebilmekte, temel eğitim konuları uygulamaya
dönüştürülebilmektedir.
Bilgisayar
ortamında
laboratuar
deneylerini
gerçekleştirebilmenin yanında ilerleyen canlandırma etkileri
(simulation effects) gözlük, kulaklık, burunluk ve eldivenler
kullanarak gerçek bir ortamdaymışsınız gibi hissetmenizi
sağlıyor. Böylece aya çıkmadan oradaki ortamı tanıyabiliyor ve
yaşayarak, yaparak öğreniyorsunuz. Gerekli donanımlar zaman
ilerledikçe yaygınlaşacak ve ucuzlayacaktır. Böylece uzaktan
eğitimin ulaşabileceği en son noktaya yaklaşacak, öğrenci ile
öğrenilecek bilgi arasındaki tek engel “gerçeklik” olacaktır.
Uzmanların en çok endişe ettiği durum ise bu “gerçeklik”
meselesidir. Öğrencilerin gerçek kütleleri çarpıştırması,
tartması yerine, sanal araçların kullanılması, programlanmamış
olasılıkların denenmesini ortadan kaldırmaktadır. Öğrencileri
daha önce denenmiş ve programlanmış uygulamalara
itmektedir. Yinede vazgeçilemez eğitim araçları arasında yerini
alacaktır.
Bilgi toplumu olmanın bir sonucu olarak sürekli eğitim
ortamında yaşayan insanların uyku zamanlarının dahi kontrol
edilmesi
çalışmaları
yapılmaktadır.
Yatılı
okullardaki
öğrencilerin uykularında dahi bilgiye yönlendirilmeleri üzerine
ciddi çalışmalar mevcuttur. Uyku halindeki öğrencilere
anlatılan konular, bir sonraki gün işlenirken, uykuda
dinleyenler tarafından daha kolay anlaşıldığı belirlenmiş ve
uyku ile öğrenme yöntemleri üzerinden modeller kurulmaya
başlanmıştır. Fizik gibi zor konuların kavratılması için uykuya
geçiş evrelerinin de kullanılması gerekmektedir.
Fizik öğretimine ilköğretimde değil de anaokulunda
başlanılması görüşü de giderek ağırlık kazanmaktadır. Ama bu
çalışmaların ders niteliğinde değil de algılanabilir somut
fiziksel olayların anaokulunda işlenerek dikkat çekilmesi
hedeflenmektedir. Kural ve formüllere girmeden fizik
konularının oyun olarak verilmesi çocuğun beyin gelişimi için
önemlidir. Çok erken yaşlarda çocuğun dikkatini ışık ve ses
oyunlarıyla çekmenin daha çok beyin hücresinin etkileşmesini
sağladığı bugün kabul edilen bir gerçektir. Yakın gelecekte ise
anne karnındaki çocuğa eğitim verilebileceği üzerine
çalışmalar sonuçlanacak ve daha zeki nesiller yetişecektir.
Bilim ve sanat merkezleri giderek yaygınlaşacak, parkların
yerini alacak, çocuklar fiziksel deneyimleri bu ortamlarda
uzmanlar eşliğinde yaşayacaktır. Böylece yaralanma ve
kazaların önüne geçilecektir. Sanal ortamdaki eğitimden farklı
olarak çocuklar somut algı yeteneklerini kullanabilecektir,
ileriki yıllarda sanal ortamla tanıştırılacaktır. Ancak bu ileri
teknolojik gelişmeler insan neslinin soyut döneme geçiş yaşını
kısaltacaktır.
İleriki yıllarda fizik öğretiminde yaşanacak en güzel
gelişmelerden bir diğeri ise okulların hazırlayacağı proje
pazarları olacaktır. Bu pazarlarda her okul dönem sonunda
yaptığı çalışma ve projeleri sergileyecek diğer okulların
öğrencileri gelip bu pazarı gezecek, beğendiklerini ise birinci
seçeceklerdir. Başka adlarda benzeri uygulamalar günümüzde
yapılmaktadır ancak yaygın biçimde, tüm okulların katılımı ile
yapılmamaktadır.
Beklenen
gelişme
ise
bu
yöntemin
yaygınlaşmasıdır.
Proje pazarı yöntemi, üretilen projelerin az miktarlarla
satışa sunulmasını amaçlamaktadır. Bu yöntem üretim
toplumunu hazırlayıcı bir yöntemdir. Ayrıca okullar arası
etkileşmeyi sağlar, derslerin ürün merkezli olmasını,
uygulamaya yönelik olmasını sağlar ve eğitimde rekabeti
getirir. Müfredat derslerinin dışında öğrencilerin bu çalışmaları
da değerlendirmede dikkate alınır.
Bilgiye erişme ferdi olabilirken ihtiyaçların belirlenmesi ve
çözüm üretilmesi toplumsal kaynaşmayı gerekli kılmaktadır.
Dolayısıyla bireyselleşen dünyanın eğitimi için proje tabanlı
öğrenme yöntemleri daha da önem kazanacaktır.
Proje merkezli olabilen derslerin başında ise fizik
gelmektedir. Fizik bilimi; hayatın içinden, doğayı kavramayı
sağlayan ve matematiksel bir bilimdir. Uygulama alanının
genişliği ile tüm zekâ alanlarının anlayabileceği yönlerinin
olması proje pazarlarının fizik dersi ile başlatılmasını gerekli
kılmaktadır.
Sadece öğrencilerin eğitimi değil öğretmenlerin eğitimi de
uzaktan eğitim yöntemleri kullanılarak yapılacaktır. Bilimsel
konferanslar, belirli internet adreslerinde oluşturulan odalarda
ve evinizden çıkmadan gerçekleştirilecektir. Bilgiye ulaşma
kolay olunca üretilecek bilimsel çalışmaların da sayısında artış
olacak, kongre sayıları artacak ve bilim insanları uzaktan
kongreleri seçecektir. Böylece uluslar arası kongrelerin sayısı
da artacaktır.
KAYNAKLAR
1. http://www.wayfinding.net/futeduc.htm (22.02.2006)
2. http://www.e-learnit.fi/tommy/tommy_paper.htm
3.
4.
5.
6.
7.
(22.02.2006)
http://www.ed.gov/Technology/Futures/stoner.html
(27.02.2006)
Angell, C., Guttersrud, Ø., Henriksen, E.K. and Isnes, A.
(submitted). Physics: Frightful, but Fun. Pupils' and
teachers' views of physics and physics teaching.
Submitted to Science Education Dec 2002; revised
version submitted May 2003.
Carlone, H.B (2003). Innovative Science Within and
Against a Culture of "Achievement". Science Education
87, 307-328. Dolin, J. (2002). Fysikfaget i forandring
("School physics in a process of change"). Ph.D thesis,
MFUFA, Roskilde University, Denmark (in Danish only).
Driver, R., Newton, P. and Osborne, J. (2000). Establishing
the norms of scientific argumentation in classrooms.
Science Education 84, 287-312.
Feldman, A. & Kropf, A. (1999). Teachers as curriculum
decision makers: The selection of topics for high school
physics. Journal of Curriculum and Supervision 14 (3),
241-259.

Benzer belgeler

Project Abstract - EU FP7 Agricultural Insurance Project

Project Abstract - EU FP7 Agricultural Insurance Project Bu projenin amacı tarımsal kesimin risk yönetimini sağlayabilecek ve risk faktörlerini en aza indirgeyebilecek uygulanabilir, endeks bazlı bir gelir sigortası mekanizmasını geliştirmek, uygulamak, ...

Detaylı