LINDE GAZeteniz Tüplerle dans!

Transkript

LINDE GAZeteniz Tüplerle dans!
LINDE GAZeteniz / Üç ayda bir yayınlanır / Eylül 2015
LINDE GAZeteniz
Tüplerle dans!
• Tüplerle dans!
• Helyum kullanım alanları
• Doğayı kirletmemizin bedeli
• Balonevi hayatı renklendiriyor!
1
2
3
4
Tüplerle çalışanların bir takım kurallara uyması, herhangi bir risk durumu ile karşı karşıya kalınmasını
engelleyebilir. Bütün önlemler alındığı halde risk durumu oluştuğunda ise bu durumla başa çıkabilmenin
yollarının öğrenilmesi gerekmektedir. Tüplerle çalışanların nelerin nasıl yapılması veya yapılmaması gerektiğini
bilmeleri can, mal ve çevre güvenliği açısından son derece önemlidir.
Amaca Uygun Kullanın
Ani Isı Değişiklikleri
Tüpleri ani ısı değişikliklerinden koruyunuz.
Güneş altında veya diğer ısı kaynaklarına yakın
depolamayınız. Akış gücünü artırmak
için hiçbir zaman ısıtmayınız.
Tehlikeli Maddeler
Tüpleri yağdan, asitlerden, kimyasal maddelerden
ve tuzlu sudan, yangın riskine ve paslanmalara karşı
koruyunuz. Paslanmayı önlemek için tüpleri galvanize
paslanmaz yüzeylerde depolamanız önerilir.
Tüpün içindeki gazın kullanım alanı dışında
hiçbir zaman tüpleri taşıyıcı destek basamak gibi
kullanmayınız. Tüpleri elektrik akımının geçebileceği
yerlerden uzak tutunuz.
Havalandırma İyi mi?
Yangın Halinde
Sıkıştırılmış gazlar eğer belirli bir oranda havaya
karışırsa doğal oksijeni azaltır ve hiçbir uyarı
olmadan boğulmalara sebebiyet verebilir. Tüplerin
depolandığı veya kullanıldığı yerlere giderken
yeterli hava akımının olduğu kontrol edilmelidir.
Bütün tüpleri emniyetli bir yere taşıyın. Eğer mümkün
değilse kendinizi koruyabileceğiniz bir yerden tüplere
soğuyana kadar sürekli su tutunuz. Asetilen tüpleri ani
ısı değişikliklerine karşı kontrol edilmelidir. Eğer tüp
sıcaksa su sıkmaya devam edilmelidir.
2
LINDE GAZeteniz / Eylül 2015
Helyum kullanım alanları
Uzay çalışmaları, fiber optik kablo, modern tıp cihazları,
zeplin ile taşımacılık, paslanmaz çelik artık çoğumuzun
hakkında haber okuduğu, gelişmelerinden günlük
yaşamımızda faydalandığımız yeni teknolojiler olarak
hayatımızda giderek artan bir şekilde yer almaktadır. Bu
teknolojiler beraberinde önceleri de bildiğimiz ancak
daha az kullandığımız yan ürünleri de gündeme getirdi.
Bunlardan biri de HELYUM gazıdır. Renksiz, kokusuz,
yanmayan, zehirleyici olmayan, en küçük moleküler
yapıda, en hafif/uçucu inert gaz olması (mol.ağırlığı
4), en düşük sıvı faz sıcaklığı (-269 °C) ve yüksek ısısal
iletkenliği, en sağlam/kararlı moleküler yapısı ile
reaksiyona girmeyen, gelişen teknolojiyle helyum gazına
daha fazla gereksinim duyulmaktadır.
En düşük sıvı faz sıcaklığı ve yüksek ısısal iletkenliği;
yeni teknolojik uygulamalarda inert soğutma ortamı
sağlamasıyla günümüzde Manyetik Rezonans ile
görüntüleme “MR” olarak adlandırılan modern tıp
cihazlarında, nükleer reaktörlerde uranyum çubuklarının,
ses kayıt bantlarının imalatında, ısıl işlem fırınlarında
vakum geçişlerinde yaygınlaşarak tercih edilen soğutma
tekniği olarak kullanılmaktadır. En kararlı/inert moleküler
yapısı ile sıvılar içinde en az çözünebilen gaz olması; fiber
optik kablo üretiminde giderek artan bir üretim hacminde
yer alırken, yeni geliştirilen çoğu plastik ve cam esaslı
malzemelerin üretiminde, gaz kromatografisinde vektör
gaz olarak, uzay çalışmalarındaki kroyojenik roketlerde
ve nükleer reaktörlerdeki sıvıların basınçlandırma
işlemlerinde helyum gazına ihtiyaç duyulmaktadır.
En hafif/uçucu inert gaz olması nedeniyle; helyum,
inert, yanıcı ve zehirleyici olmayan özelliği ile dekoratif
uçan balonlar, sportif balon uygulamaları, meteorolojik
ve gözlemsel uçan balonlar ve taşıyıcı olarak zeplin
uygulamalarında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Özellikle son yıllarda ağır ve hacimli parçaların
nakliyesinde zeplin ile taşıma tercih sebebi olmaktadır.
Helyum gazından daha hafif olan hidrojen gazı yanıcı
ve patlayıcı özelliği nedeniyle günlük kullanımda
kullanılmamaktadır. Helyum gazının ince mololeküler
yapısı; hassas sızdırmazlık isteyen kap, tank ve tehlikeli
madde taşıyan kapalı devre sistemlerde en küçük, kılcal
çatlak ve gözeneklerin tespitinde bir test metodu olarak
uzun yıllardır kullanılmaktadır. “Leak detection” olarak
tanımlanan, kaçan helyum moleküllerinin tespitine
dayalı sızdırmazlık testleri giderek artan emniyet
kriterleri ile daha çok tercih edilir olmaktadır.
Moleküler yapısı etkileşiminde;100 metreden derin
su altı dalış tüplerinde helyum-hava karışımları, bazı
solunum rahatsızlıklarında helyum-oksien karışımları,
helyumun hava akımı ve ses hızındaki değişimi
etkilemesi nedeniyle hipersonik rüzgar tünelleri
ve uçak lastiklerinin doldurulmasında azot-helyum
karışımları kullanılmaktadır. Helyum gazı yukarıdaki
özelliklerin yanısıra elektriksel olarak yüksek
iyonlaşma potansiyelinin kaynak işleminde voltaj/
amper değerlerine etkisi ve kaynak bölgesindeki
ısısal iletkenlik nedeniyle yüksek hız aranılan
paslanmaz çelik, alüminyum, bakır ve bunların
alaşımlı malzemelerinin seri ve otomasyon kaynaklı
imalatlarında da karbondioksit kullanılmaktadır.
Helyumun lazer ışının oluşumundaki karbondioksit
moleküllerine enerjisel etkileri ile temel gaz olması
ve lazer ile metal kesim ve kaynak proseslerinde
işlem hızını önemli oranda artırması gibi nedenlerle
kullanımı da her geçen gün artmaktadır.
LINDE GAZeteniz / Eylül 2015 Doğayı kirletmemizin bedeli
21. yüzyılda hızla gelişen sanayileşme, doğa üzerinde
geri dönüşümü oldukça zaman alan ve hatta geri
dönüşümü mümkün olmayan tahribatlar yaratmıştır.
Yeterli önlemlerin alınmadığı yerlerde bu tahribatlar
devam etmektedir. Doğaya salınan kirletici atıkların
vermiş olduğu zararı gidermek ise oldukça zor olmakta
ve büyük ekonomik bedeller ortaya çıkartmaktadır.
sadece göz ile görünen kirliliklere veya bozulmalara
neden olmadığı, aslında hala anlayamadığımız
dengeler zinciri üzerine kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bilerek veya bilmeyerek bu doğal dengenin bir
tarafıyla oynandığında gezegenimize yönelik ne gibi
tehditlerin veya değişiklerin olabileceği tam anlamıyla
bilinmemektedir.
Etrafımıza baktığımızda yaşadığımız çevredeki
manzaralar hep o eski günlere özlem duymamıza
neden olmaktadır. Çocuklarımızın ise o eski günleri
olmayacaktır. Dünyaya geldiklerinden beri içinde
alabalıkların oynaştığı nehirler yerine kirli ve tarif
edilemez şekilde pis kokan nehirleri, turkuaz
renklerin arasında denizde oynaşan balıklar yerine
kahverengiye dönüşmüş denizleri, şehirlerimizi
kuşatan sarı bir sis tabakası halindeki havayı ve
mordan yeşile doğru her tonun cömertçe sergilendiği
dağlar yerine uçsuz bucaksız bozkırları ve erozyona
uğrayarak taş yığınlarına dönmüş tepeleri gördüler.
Doğayı kirletmemizin bedeli, onu kirletmemek için
ödeyeceğimiz bedelden daha yüksek olacaktır.
Artık insanoğlu dünyanın elinden gitmekte olduğunu
farketmeye ve gelişen çevrecilik akımı ile gelen
toplum baskısı sonucunda, üretirken çevreyi
kirletmeme yönünde önlemler almaya başladı.
Yeterli kontrolün ve kanun baskısının olduğu
bölgelerde fabrikalar arıtma tesisleri kurarak havaya
ve suya atmış oldukları atıkları zararsız seviyeye
çekmeye uğraşmaktadır. Üretim yapan tesislerden
hava, su ve katı şeklinde bir çok atık doğaya
verilmektedir. Fabrikalardan çıkan atık sular (evsel,
endüstriyel) ise yönetmelikler gereği kurulan arıtma
tesislerinden geçirilerek kirlilik değeri doğanın
kabullebileceği seviyeye getirilmektedir.
Doğada kendiliğinden arıtılamayan atık suların
yarattığı kirlilik kimyasal arıtma ile giderilir. Doğanın
biyolojik olarak arıtabildiği atık suların kirliliği ise
oksijen kullanılan arıtma tesislerde giderilmektedir.
Alkalik atık suların pH değeri CO2 ile düşürülerek,
doğada mineral asit kirliliğinin önüne geçilir.
Doğada biyolojik ajanlarla yapılan atık su arıtma
tesislerinde oksijen kullanılarak temiz su geri
kazanılmaktadır.
Fabrikaların üretim sonucu açığa çıkan atık sularını
iki ana kategoride toplayabiliriz. Bunlardan birincisi
doğaya direk toksin etkisi yapan ve doğanın kendi
kendine arıtamayacağı veya çok zor arıtabileceği
cinsten atık sular olup bunlar kimyasal arıtma
denilen bir sistemle ancak giderilmektedir. Diğer
atık sular ise (atık suların %90’ı) doğadaki faaliyetin
hızlandırılmış şekli olan biyolojik arıtma tesisleri ile
arıtılabilmektedir.
Biyolojik arıtmada esas olan arıtma işini yapan
bakterilerdir. Yani mikro seviyede basit canlılardır. Bu
canlıların yaşayabilmesi atık su içerisindeki kirlilikleri
yok edebilmesi ve üreyebilmesi için havaya yani
oksijene ihtiyaç vardır.
Doğal dengenin insan tarafından bozulmasının
Biz affedebiliriz, belki torunlarımız da affedebilir
ama DOĞA kendine yapılanı asla affetmez, er veya
verilen zararların bedelini ödetir. Sebebi bilinmeyen
birbirinden ayrılmış topraklarıdır belki de yaşlanan
yüz çizgileri. Günlerce dinmeyen yağmurlardır
gözyaşları, belki de ağaçları yerinden koparak karayel
fırtınalarıdır yaşam çığlıkları...
3
4
LINDE GAZeteniz / Eylül 2015
Balonevi hayatı renklendiriyor!
Sizi tanıyabilir
miyiz?
Ben Oğuz Vanlı.
Mühendisim.
1993’te Orta Doğu
Teknik Üniversitesi
Metalurji
Mühendisliği
Bölümü’nden
mezun oldum.
Mezuniyetimin
ardından, demir
çelik sektöründe
hemen işe başladım.
2001’de Balonevi’ni
kurana kadar çimento ve otomotiv sektörlerinde
çalışmaya devam ettim. Bu arada işletme konusunda
yüksek lisansımı tamamladım. 2001 yılından beri
Balonevi’nde Kurucu Ortak ve Genel Müdür olarak devam
ediyorum.
Firmanız hakkında kısa bilgi verebilir misiniz? Firmanız
Türkiye’deki faaliyetlerinin başlamasından şimdiye
kadar nasıl bir gelişim yolu izledi? Türkiye pazarını nasıl
görüyorsunuz?
Balonevi’ne gelince… 2001 yılında müşteri talebi ile
başlayıp hislerimize güvenerek kurduk Balonevi’ni.
1 makine, 1 eleman, 5 kg boya ve 50.000 adet ithal
balonla başladık. Ancak işi kurgularken mühendis bakış
açısının çok faydasını gördüm. Araştırdık ve çözdük.
Tübitak projeleri yaptık, yeni şirket olsak da Ar-Ge
yapmayı ihmal etmedik ve hala da devam ediyoruz.
Türkiye’de balon üretiminde sektör lideri olmakla
birlikte, dünyada 4 renk hassas ve çepeçevre serigraf
baskı teknolojisine sahip nadir firmalar arasında yer
alıyoruz. Bu bizi gururlandırıyor.
aksesuarları, kostümler ana başlıkları
altında 7.500 çeşit ürünümüz var.
Ürün çeşitliliğimiz hızla artmaya
devam ediyor. 2010 yılında ilk
perakende mağazamızı açarak
başladığımız, şu anda 30 mağazaya
ulaşan “Balonevi Party Store” adıyla
markalaşma yolunda hızla ilerliyoruz.
Toplamda 214 çalışana ulaştık.
Sektörün Türkiye’ye gelmesinde
öncü olduk ve şimdi de sektör lideri
olarak pazarı sağlıklı ve nitelikli
ürünlerle büyütmeye özen gösteriyoruz.
Tüm bu çalışmalarımızın meyvelerini almaya
başlamamızın bir uluslararası yanıtı 2010 yılında üyesi
olduğumuz konseyden geldi: Balonevi, Dünya’nın
en büyük üreticilerinin üye olduğu Avrupa Balon
Birliği (EBPC - European Balloon & Party Council)
içinde, Türkiye’den bir markanın dünya balonlarıyla
yarışan bir teknolojide ve sağlığa çok duyarlı
üretim yapmasıyla takdir kazanmış ve yakından
takip edilmişti. Bu başarımızla 2012 yılında Avrupa
Balon Birliği’nin Yönetim Kurulu’na seçildik. Umarız,
çalışmalarımız dikkat çekmeye devam eder.
Sektöre ilk olarak kazandırdığınız bir yenilik var mı?
Ürün, uygulama v.s.
Yenilik Balonevi’nin olmazsa olmazı, şirket DNA’mızda
var. Tamamen kendi bünyemizdeki araştırmageliştirme çalışmalarımız ve Tübitak Teknoloji
Geliştirme Projesi destekleri ile ürettiğimiz “Suyla
Açmalı Tam Otomatik Balon Üretim Makinamızda”
dünya standartlarında üretim yaptığımızı öncelikle
belirtmeliyim.
2001 yılında balon baskısı ile başlayan serüven balon
üretim, köpük balon üretim, toptan ve perakende satış
ile devam etti, büyüdü, serpildi, parti mağazacılığı ile
taçlandı.
İlklerimiz çoktur Balonevi’nde. Türkiye’nin ilk 4 renk
serigraf balon baskısını ve ilk çepeçevre baskıyı
geliştirmemiz, balonu lisanslarla tanıştırmamız ilk
aklıma gelen ilkler.
2003 yılında Walt Disney’le imzalanan anlaşmayla
lisanslı ürünler üretmeye başladık. 2008’den beri tüm
faaliyetlerimiz ERP ile yürütülüyor. Üretim bizim önemli
gücümüz. Tuzla Deri Organize Sanayi Bölgesi’nde 6.400
m2 kapalı entegre tesisimizde üretim yapıyoruz.
Sektöre yönelik çalışma deyince ise şunun altını
çizmek isterim; Dünya’da eski, Türkiye’de ise filizlenen
bu sektörün gelişimi için çok çalışıyoruz. 2010’da
ilk perakende mağazamızı açmamız nihai müşteriye
ulaşmada ve parti kültürüne katkı anlamında
önemliydi. Parti düzenlemek ülkemizde yeni ve
hızla gelişen bir alan. Amerika’da, parti sektörü
değer görüyor çünkü kutladıkları birçok özel gün
var. Evde partiler yapılıyor ve kullan at malzemeler
kullanılıyor. Bu sektör bizim kültürümüze biraz yabancı
denilebilir ama insan hayatına renk katmanın bir
yolu olması lazım. Biz de bu amaçla Balonevi olarak
mağazalarımızda, parti yapma ihtiyacı oluşturmaya,
yapacakları partileri nasıl organize ve dekore
edeceklerini öğretmeye, kutlamanın pasta ve mumdan
ibaret olmadığını anlatmaya çalışıyoruz. Şimdilerde
Türkiye geneline yayılmış. “Balonevi Party Store”lar ile
yapmaya çalıştığımız bu.
Balon üretim kapasitemiz yılllık 150 milyon, balon
baskı kapasitemiz yıllık 80 milyon adet, köpük balon
kapasitemiz ise yıllık 9 milyon adettir.
Üretimin hızına yetişen, zaman zaman da geçen bir satış
ekibimiz var. 5000’i aşkın satış noktasına ulaşıyoruz.
Tüm faaliyetlerimizin toplamında 2015 yılı bütçelenen
ciromuz 11 milyon USD’dir.
Lateks balon, baskılı balonlar, köpük balonlar, folyo
balonlar, masa üstü parti ürünleri, parti dekorasyon ve
Helyum ile doldurulan uçan balonlar
serbest bırakıldığında, yükseldikçe hava
basıncı azaldığından ve balonun iç basıncı
dışarıdakinden daha yüksek kaldığından,
kullanılan malzemenin kalitesine göre
değişken olmakla birlikte küçük uçan
balonların 10.000 metre, meteorolojik
amaçlı uçurulan balonların ise 40.000 metre
civarında patladığını
LINDE GAZeteniz
Kalite belgeleriniz nelerdir? İlk
olarak sektörde aldığınız bir belge
var mı? Neden kaliteli üretim sizin
için önemlidir? Tedarikçilerinizi
seçerken nelere dikkat edersiniz?
Kaliteli ve sağlıklı ürün, doğayla dost
üretim konusunda çok titiziz. İnsan
sağlığını tehlikeye sokacak ürün
üretmeyiz. Kalitemizi ISO 9001:2008TÜV Rheinland’dan almış olduğumuz
kalite belgesi ile belgelendirmiş
bulunmaktayız.
Tüm ürünlerimiz akredite kuruluşlarca
tescillenmiştir. Üretimde hem ürün kalitesi hem
insan sağlığına önem bilinciyle hareket ederiz. Bu
nedenledir ki, ürettiğimiz tüm ürünlerde gerekli
olan EN 71 - Part 1, Part 2, Part 3 ve Part 12 testleri
ve bunlara ek olarak balonlar için nitrozamine
analizleri, dünyaca kabul edilmiş akredite
kuruluşlarca yapılmaktadır.
Tedarikçilerimizi seçerken, kalite, maliyet ve
teslimat yetenekleri üzerinde dururuz. Birlikte
kazanmak anlayışıyla ve özellikle uzun dönemli
sürdürülebilir bir ilişki kurabilme hedefiyle hareket
ederiz.
Linde Gaz olarak bizi tercih etmenizin nedenlerini
öğrenebilir miyiz?
Yukarıdaki son cümlemin üzerine bir de;
müşterilerimize daha yüksek kalitede hizmet
sunabilmek için en iyilerle çalışıyoruz desem yeterli
olur mu, ne dersiniz?
Üretiminizin hangi aşamalarında gaz
kullanıyorsunuz?
Üretimde kullandığımız bir ürün değil helyum gazı.
Partilerin olmazsa olmazı olan balon demetlerinde
kullanıyoruz.
Bundan sonraki hedefleriniz hakkında bilgi
verebilirmisiniz?
Koşmaya devam…
İmtiyaz Sahibi: LINDE GAZ A.Ş. adına M. Sait Tosyalı, GOSB 300 Sok. 41480 Gebze / KOCAELİ
Yazı İşleri Müdürü: Nedim Yılmaz
Yayın Kurulu: Çetin İslam, Büşra Böke, Nurşin Ata, Aşkım Budur, Pınar Kılınçarslan, İlkay Özcan,
Serkan Kurukol, Selçuk Çiçek.
Basım Yeri: Vsekiz Basım Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
Bostancı Yolu Caddesi KEYAP Sanayi Sitesi G-1 Blok No: 117 Y. Dudullu - İSTANBUL Tel: (0216) 364 86 63 Faks: (0216) 364 86 63
Yayın Türü: Bölgesel süreli yayın Yayının Mahiyeti: Teknik bülten
Linde Gaz A.Ş: Gebze Organize Sanayi Bölgesi 300. Sokak 41480 Gebze / KOCAELİ
Tel: (0262) 678 74 00 Faks: (0262) 678 75 00 [email protected] lindegaz.com.tr / lindegaz
Ücretsiz Sipariş Hattı: 0 800 291 291 0
Müşteri Memnuniyeti Hattı: 0 800 291 291 1

Benzer belgeler

LINDE GAZeteniz

LINDE GAZeteniz soğutma gruplarımızda kullanılmaktadır. Bundan sonraki hedefleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Bulunduğumuz sektördeki öncü firmalardan biri olarak, sunduğumuz hizmetlerle müşterilerimize da...

Detaylı