Çİn`İn İKİ BİLGEsİ

Transkript

Çİn`İn İKİ BİLGEsİ
E T KİNLİK
6
ÇİN’İN İKİ BİLGESİ
K a yn a K 1 :
DKIH I-uygarliklar tarihi.indd 125
I
I Ğ
L
A R
Y G
Konfüçyüs’ün öğrencileri onun sözlerini yazdılar ve bu yazıları, saygıdeğer üstatlarının bilgeliği olarak sonraki çağlara geçirdiler. İçlerinde,
Konfüçyüs’ün deyişlerinin derlendiği “Seçmeler”
gibi yapıtların da bulunduğu sınırlı sayıda metin
üzerinde yapılan yoğun çalışmalar, sonraki kuşak
Çinlilere ortak bir öz sağladı.
U
Konfüçyüs ruhlar dünyası hakkında düşünceler geliştirmekten açıkça kaçındı. Onların varlıkları ve güçleri hakkında hiçbir zaman kuşkuya
düşmedi, ama insanların yaşamının böylesine
kargaşa ve düzensizlik içinde olduğu bir dönemde, Gök’ün ve ata ruhlarının gizemleri gibi incelenmeye elverişli olmayan konuları bir yana bırakıp, dikkatini olayların insanlarla ilgili yönlerine
yöneltmeyi yeğledi. Tanrıların nitelikleri ve güçleri üzerine boş yere düşünceler kurmaktansa,
geçmişin iyi insanlarının Gök’le ve atalarla ilişki
kurdukları geleneksel törenleri öğrenmek daha
iyiydi.
N
Siyasal karışıklıkların olduğu bir dönemde
yaşamış olan Konfüçyüs, kötü bir dünyada yaşadığına inanmıştı. O, iyi bir insan kötü bir
dünyada nasıl yaşayabilir, iyi bir bilge bu durumda ne yapar sorusunun yanıtını arıyordu.
Konfüçyüs’e göre iyi bir adam, yaşamın tüm sıradan koşulları ve beklenmedik olayları karşısında
erdemin yolunu izlemelidir. Olanak bulduğu her
durumda eski dinsel törenleri öğrenmeli ve yerine getirmelidir. Olanak bulduğu her durumda iyi,
akıllı, yürekli olmalıdır. Üstlerine saygı göstermeli, astlarından kendisine saygı göstermelerini
beklemelidir. Görev kendisine verildiği zaman
akıllı ve iyi bir yönetim gösterebilmek için kendini
hazırlamalıdır. Ama, iktidarı uygun olmayan yöntemlerle ele geçirmeye kalkıp Konfüçyüs’ün tanımladığı ve kişiliğinde örneğini verdiği beyefendilik kurallarından ayrılarak kendini küçültmemelidir. Çünkü böyle bir yolla edinilmiş kudret,
Konfüçyüs, soyluluğun her zaman soydan geldiğine inanmadı. Tersine, uygun bir eğitimin, soyluluğa yatkın bir genci, babası aşağı tabakadan
olsa bile, bir beyefendi yapabileceğini düşündü.
Doğal yetenek temelleri üzerine kurulan bir eğitim, tutkulu ve yetenekli insanların toplumsal
merdivenin tepesine doğru yükselmeyi umabilecekleri yolu açacaktı. Bu görüş, ilk Zhoular (Çoular) döneminin babadan oğula geçen aristokrasisinden bir kopuş olup gelenekçi Konfüçyüsçü
Çin’in çok belirgin ve önemli bir yönünü oluşturacaktır.
İ
Konfüçyüs yaşasaydı ve kendisine, düşüncelerinin sonunda başarıya ulaştığı söylenseydi, eskilerin bilgeliğine hiçbir şey eklemediğine inandığı
için bu sözleri saçma bulurdu.
erdemle uyuşmaz. Erdem ise, Konfüçyüs’e göre
her zaman için insan yaşamının en yüce amacıdır.
Ç
Konfüçyüsçülük
Konfüçyüsçülüğün epey tutucu olan fakat yumuşak sözcüklerle dile getirilen dindarlığı, Çin
toplumuna zamanımıza kadar silinmeden gelen
bir damga vurmuştur. Konfüçyüsçülüğün böyle
bir ürün vereceği Konfüçyüs’ün yaşadığı tarihlerde (MÖ 551-479) açıkça ortaya çıkmış değildi.
Gerçekte hiçbir zaman toplumu yönetmeye çağrılmadığı için, Konfüçyüs kendisini başarıya ulaşmamış saydı. Çünkü eğitim görmüş bir insanın
erdemini, ancak iktidar sahibi olup sorumluluk
üstlenmesiyle tam olarak ortaya koyabileceğine
inanıyordu. Konfüçyüs ancak öldükten sonra öğrencileri aracılığıyla Çin’i yönetmiştir.
(McNeill, William H., Dünya Tarihi, Kaynak Yayınları, 1985; s.
99-102’den kısaltılarak alınmıştır.)
125
03.11.2014 12:01:42
Konfüçyüsçülük:
Konfüçyüs (Kongzi), Zhou (Çou) Hanedanı döneminde yaşayan bir bilge ve filozoftu. Yaşadığı dönem
“Bahar ve Güz Dönemi” olarak da bilinir. Tıpkı çağdaşı Sokrates gibi Konfüçyüs’ün de hiçbir yazılı
eseri günümüze ulaşmamış, görüşleri ölümünden sonra yazılan bir metinle çağımıza kadar gelmiştir.
Konfüçyüs’e atfedilen özdeyişler ile bilge ve öğrenciler arasındaki diyalogları içeren Analektler isimli
kitaptır bu… İçinden “Konfüçyüs der ki” yazılı küçük kâğıtların çıktığı Çin kurabiyelerinin kökeni bu
özdeyişlerdir...
D İ L A R A
K A H Y A O Ğ L U
Konfüçyüs’ün fikirleri Han Hanedanı zamanında resmi ideolojinin çekirdeğini oluşturmaya başladı. O
zaman bile Konfüçyüsçülük,Taoculuk ve Yin-Yang gibi düşünce okullarından alınan unsurları taşımaktaydı.
(Wasserstrom, Jeffrey N., 21. Yüzyılda Çin,
İletişim Yayıncılık, 2011, s. 25 ve 33)
Analektlerden Seçmeler…
“Erdemli yönetimi Kuzey Yıldızı’yla kıyaslayalım: sayısız yıldızlar onu beklerken yerinden ayrılmaz.”
(Analektler II, 1)
“İnsanları idari konularda uyararak onlara önder ol ve onları ceza hukukuyla hizaya getir. İnsanlar
cezadan sakınmak isteyecek, fakat utanç nedir bilmeyecektir. İnsanlara mükemmel bir örnek olarak
önder ol ve onları toplumsal roller ve dinsel törenlerle hizaya getir. Böylece utanç duygusunu
geliştirmenin yanında harmonik bir şekilde düzene gireceklerdir.” (Analektler II, 3)
U Y G A R L I K L A R
T A R İ H İ - I
“Eğer doğru prensipler bütün imparatorluğa hâkim olsaydı durumunu değiştirmeye çalışmak için sebep
olmazdı.” (Analektler XVIII, 6)
126
“Eğitimde sınıf ayrımı olmamalıdır.”
(Analektler XV, 39)
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Konf%C3%BC%C3%A7y%C3%BCs%C3%A7%C3%BCl%C3%BCk; erişim tarihi 20.07.2014)
ÇALIŞMA SORULARI (1)
1. Konfüçyüs neden kötü bir dünyada yaşadığına inanmıştı? Araştırarak sorunun
yanıtını bulmaya çalışın. İpucu: Çin’in “Bahar ve Güz Dönemi” diye bilinen
dönemine bakınız.
2. Konfüçyüs, İyi bir insan kötü bir dünyada nasıl yaşayabilir, iyi bir bilge bu durumda
ne yapar, sorusunu sorup yanıtını veriyor. Metinden yararlanarak bu soruya nasıl cevaplar
verdiğini sıralayınız. Aynı soruyu günümüz dünyasında yaşayan kendiniz için sorun ve
yanıtlayın. Elbette kötü bir dünyada yaşadığınız fikrini kabul etmeyebilirsiniz... Eğer öyleyse,
düşüncenizi gerekçelendirerek açıklayın. Ayrıca şunları da tartışılabilirsiniz: İyi bir insan nedir?
İyi bir dünya nedir?
Yanıtlarınızı yan sayfadaki çizelgeye yazınız.
DKIH I-uygarliklar tarihi.indd 126
03.11.2014 12:01:42
Konfüçyüs der ki: (metinden yazınız)
….
(MÖ 6. ve 5. yüzyılda yaşayan Konfüçyüs soruyor:
İyi bir insan kötü bir dünyada nasıl yaşayabilir, iyi
bir bilge bu durumda ne yapar?
21. yüzyılda yaşayan sen soruyorsun:
(adınız) ………………………………………………der
ki:
ÇÜNKÜ…
4. Bütün metinlerde yer alan görüşleri ve araştırmalarınızda bulduklarınızı da dikkate alarak Konfüçyüsçülük’teki hangi fikirler size yakın geldi, hangilerini beğenmediniz? Düşüncelerinizi açıklayan
bir deneme yazınız.
DKIH I-uygarliklar tarihi.indd 127
İ
Ç
3. “ Konfüçyüsçülük’ün din ya da başka bir fenomen olduğu sorusu, her şeyden önce bir tanım problemidir. Eğer din için kullanılan tanım, tabiatüstü varlıklara ibadetse bu soruya verilecek cevap herhalde
‘Hayır’ olacaktır. Diğer taraftan din, (mesela) ahlâkî tutumu olan, günlük hayat için yol gösterici,
insanlığın kâinattaki yeri hakkında sistematik görüşleri olan vb. bir fenomen olarak tanımlanırsa,
‘Konfüçyüsçülük kesinlikle dindir’,” görüşünü tartışınız.
N
U
Y G
Kötü bir dünyada yaşamıyorum…
A R
L
I Ğ
I
İyi bir insan kötü bir dünyada nasıl yaşayabilir, iyi
bir İNSAN bu durumda ne yapar?
127
03.11.2014 12:01:42
U Y G A R L I K L A R
T A R İ H İ - I
D İ L A R A
K A H Y A O Ğ L U
Kay n aK 2 :
128
Taoculuk
Konfüçyüs’ün, yalnızca görgü kurallarına uygun davranmaya ve insanın kendini denetlemesine önem veren görüşü herkesi doyuramazdı.
Pek çok şey dışarda bırakılmıştı. İyi düzenlenmiş
Konfüçyüsçü dünyada, insanın duygu dünyasının derinliklerine ve doğanın gizemlerine eğilmesine yer verilmemişti. Yaşamın bu yönlerini
ele alan öteki düşünce okulları, Çin’de hayli geniş kitlelerin ilgisini çekti. Bu okulların en önemlisi Taoculuktu.
Taoculuk, az çok gizli birtakım bilgiler çevresinde kurulmuş, ama sınırları iyi çizilememiş
bir gelenekti. Taocular sağlık ve uzun ömür verdiğini düşündükleri tılsımlı muskalara ve törenlere önem verdiler, bunların insanlara ve doğaya
görülmedik güçler kazandıracağını, örneğin havada uçma yeteneği verebileceğini sandılar. Bir
sonraki dönemde ve bir dereceye kadar Budacılığın itkisiyle, Taoculuk bir öğreti belirginliğine
yaklaştı. Fakat Konfüçyüs çağında Taocuların,
ilk Yunan filozoflarından ya da Hindistan’ın kutsal adamlarından çok, Sibiryalı şamanlara ya da
Amerika’nın Yerli kabilelerinin büyücü-hekimlerine benzer durumda olmaları daha olası görünüyor.
Bununla birlikte, Taocu üstatların varlığı eski
Çin dünya görüşüne yalnızca Konfüçyüsçülüğün
sağlayamayacağı bir denge kazandırdı. Güç ve
yarını belirsiz günlerde yaşayan insanların dalgalanmalar gösteren duygularını dile getirmeye,
ılımlılığın ve kendini denetlemenin eksik bıraktığı
alanları dolduracak gizem ve tılsım bütünleyicilerine gereksinimi vardı. Birbirlerini bütünleyerek, birinin eksik bıraktığı şeyi öteki karşılayarak,
Konfüçyüsçülük ile Taoculuk, daha sonra birçok
değişikliklere uğradıkları ve zenginleştikleri halde, Konfüçyüs’ün yaşadığı çağlardan, 20. yüzyıla
kadar önemli bir kesintiye uğramaksızın, benzeri
görülmemiş ölçüde kararlı düşünce biçimleri olarak varlıklarını sürdürdü.
Başka hiçbir kültürel gelenek böylesine uzun
ömürlü olmadı ve böylesine çok sayıda insanın
yaşamını yönetmedi. Çin’in öteki yüksek kültürlerden bir dereceye kadar yalıtılmış olması, bu kararlılığın sağlanmasında yardımcı oldu. Fakat bu
uzun ve parlak başarısının asıl nedeni, Çin yaşam
biçiminin içinde saklı olan sağduyu ile inceliği
birleştiren çekiciliğidir.
(McNeill, William H., Dünya Tarihi, Kaynak Yayınları, 1985; s.
99-102’den kısaltılarak alınmıştır.)
Lao-Tzu (Lao-Tse ya da Laozi)
Taoculuk MÖ 6. yüzyılda yaşadığı sanılan, ama yaşamı üzerine bilgi bulunmayan ve kimilerince
yaşadığından şüphe edilen Lao–Tzu tarafından kurulmuştur. Dişi ile erkek, olumlu ile olumsuz, doğru
ile yanlış karşıt ilkelerini dile getiren Yi ve Yang, Taoculuğa göre Tao’da (düzen) gerçekliğe kavuşur,
karşıtlığını yitirir.
Lao-Tzu’ya göre insan iz bırakmadan yaşamalıdır. Kendinden iz bırakan kişi gerçekte büyük değildir. Çin
halkı arasında oluşturulan efsaneye göre Lao-Tzu ve Konfüçyüs karşılaşmışlar. Lao-Tzu, Konfüçyüs’e
ne ve niçin okuduğunu sormuş. O da okuduğu kitabın adını vererek, insanlık ve adaleti öğrenmek için
okuduğunu söylemiş. Lao-Tzu şöyle demiş: “Güvercin tüylerini aklamak için yıkanmaz, tüyleri doğuştan
aktır çünkü.”
(Hançerlioğlu, Orhan, Felsefe Ansiklopedisi, Remzi Kitabevi, 1985, C. 6, s. 232)
DKIH I-uygarliklar tarihi.indd 128
03.11.2014 12:01:42
Yüce Aklın Erdemi’nden
(Tao Te Ching ya da
Daodejing) Seçmeler
Lao-Tzu’nun öğrencilerinin çalışmasıyla meydana
getirilmiştir. Taocuların kutsal kitabı olarak
kabul edilir.
* İnsan, kapısından dışarıya çıkmadan evreni
bilir. Penceresinden dışarıya bakmadan göğün
yolunu görür. İnsan ne denli uzağa giderse,
o denli az tanır. Eren kişi yolculuk etmeden
bilir, bakmadan anlar, bir şey yapmadan
tamamlar.
* Dünyaya biçim vermeye çalışan gördüm. Bunu
başaramayacak. Dünya ruhsal kap olduğundan,
biçim verilemez. Biçim veren onu yıkar. Dünyayı
elde eden onu elden kaçırır.
* Erkeği tanı, kadını benimse; Akı tanı, karayı
benimse; ünü tanı, gözden düşüşü benimse.
* İnsanların efendisi olarak Tao’ya gönül
bağlayan, silahlarla dünyayı boyunduruğu
altına almaz. Çünkü bu davranış karşı saldırıyı
doğurur.
* Halk ölüme meydan okuyor, çünkü yaşamı çok
ağır. Bu ise onun ölüme meydan okumasını
yaratıyor.
* Adını bilmediğimden ona Tao diyorum. Ona
“yücelik” adını vermeye çalışıyorum. Tao’ya
bakılır, ama bu onu görmeye yetmez. Tao kendi
bir şey yapmaz, ama yine de her şey onunla
olur.
* Çalışmayı bırakmak tasalardan kurtulmak
demektir.
(Lao-Tzu, Yüce Aklın Erdemi, Ruh ve Madde Yayıncılık, 1985)
ÇALIŞMA SORULARI (2)
1. Taoculuk ile Konfüçyüsçülüğü aşağıdaki tabloyu kullanarak karşılaştırınız.
Konfüçyüsçülük
Taoculuk
A R
Ç
BENZERLİKLER
İ
N
Belli başlı görüşleri açısından
(metinlerden çıkartabildiklerinizi
dikkate alınız)
Y G
Ortaya çıkış nedeni/gereksinim
açısından
U
İnananları açısından
L
I Ğ
Kurucuları açısından
I
FARKLILIKLAR
2. “Taoculuğu eleştiren bir yazı yazınız: Hangi fikirler size yakın geldi, hangilerini beğenmediniz?
Düşüncelerinizi örnekler vererek açıklayınız.
DKIH I-uygarliklar tarihi.indd 129
129
03.11.2014 12:01:42

Benzer belgeler

Uzak Doğu Öğretileri

Uzak Doğu Öğretileri çıkarlardan üstünlüğü anlayışını korudu.(Bugün bile Çin’de bin doların üzerinde rüşvet alan bir kişi suçu sabit görüldüğünde derhal mahkeme edilir. Karar genelde idam şeklinde olur.) Bir dönem Japo...

Detaylı