Eğitimde Teknoloji Kullanımı - BTO 305

Transkript

Eğitimde Teknoloji Kullanımı - BTO 305
Eğitimde Teknoloji Kullanımı
Prof. Dr. Petek AŞKAR
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü
Hacettepe Üniversitesi
Bu bildiride, eğitimde teknoloji kullanımı, George Basalla’nın teknolojinin evrimi
kuramının temel parametreleri olan çeşitlilik, süreklilik, inovasyon ve ayıklanma kavramları
ışığında incelenecektir. Ayrıca , eğitim süreçlerini etkileyen “teknolojinin” tarihsel gelişimine
kısaca bakılacak; böylece teknolojinin eğitim süreçlerine etkisi değerlendirilirken geniş bir
perspektif çizilmeye çalışılacaktır.
Teknoloji Nedir?
Teknoloji, insanlık tarihi kadar eskidir. Bilim adamlarının doğayı şekillendirmede ve
kontrol etmede kullanılan bilgiyi toplamaya başlamalarından uzun zaman önce teknoloji
mevcuttu (Basalla, 1988). Bilimin yardımı olmaksızın aletler ve araçlar yaratılabilmiş, ancak
ondokuzuncu yüzyılın son yarısından itibaren bilim ve teknoloji birbirlerinden yararlanmaya
ve birbirlerini etkilemeye başlamışlardır (Cardwell, 1994). Böylece teknoloji, sözlüklerde
“sanayi süreçlerinin bilimsel çalışması” ya da “bilimin sanayideki uygulamaları şeklindeki
tanımlarla açıklanmaya çalışılmıştır. Oysa bu tanımlar tarihsel gelişim açısından bakıldığında
yetersiz kalmaktadır. Böyle bir tanımlama da eğitim sisteminde teknolojinin yerini ve
oynadığı rolü tartışmada yetersiz kalacaktır. Bu nedenle, teknoloji dört kavramın ışığında ele
alınmıştır. Bunlar: çeşitlilik, süreklilik, inovasyon ve ayıklamadır.
Çeşitlilik
İnsan ürünü olan nesnelerin bulunduğu dünya, Basalla’nın belirttiği gibi, fiziksel
dünyayla başa çıkmak, toplumsal ilişkileri kolaylaştırmak, hayal gücünü tatmin etmek,
anlamlı sembolerle yaşamak için insan nesli tarafından yaşatılan nesnelerin uçsuz bucaksız
evrenidir. Teknolojik dünya, organik dünyadan üç kat daha fazla çeşitliliğe sahiptir.1800
yılların ortalarında İngiltere’de beşyüz farklı çekiç üretilmişti. Bu durumu sadece gereksinim
ile açıklamak pek mümkün değildir. İnsanın hayal gücü, fantezileri ve merakı da bu çeşitliliğe
yol açmaktadır. Basalla bu konuda otomobil örneğini vermekte ve otomobilin uluslar arası
çapta ciddi bir at krizi veya at kıtlığının sonucu olarak geliştirilmediğini vurgulamaktadır.
1
Süreklilik
Basalla, insan ürünü nesneleri evrimsel bu tarzda ele alırken süreklilik ve süreksizlik
kavramlarını da örneklerle açıklamaya çalışmaktadır. “Teknolojinin Evrimi” kitabında
sürekliliği buhar makinesi ve transistör gibi iki çağın oluşumuna neden olan iki ürünü
inceleyerek vermektedir. Yeni nesneler, mevcutların öncel olarak ilham vererek aynı bilimsel
çalışmalarda olduğu gibi birikimli bir süreci izlemesi ile ortaya çıkmaktadır.
İnovasyon
İnovasyon kavramı son yıllarda ülkelerin temel politikalarında ve stratejilerinde yer alan
önemli bir kavramdır. İnovasyon; bir yeniliğin uygulanmaya konma sürecidir (Cardwell,
1994). İnovasyon kavram olarak hem bir süreci hem de bir sonucu anlatır. OECD’ye göre
inovasyon, süreç olarak bir fikri pazarlanabilir bir ürün ya da hizmete, yeni ya da geliştirilmiş
bir imalat ya da dağıtım yöntemine, ya da yeni bir toplumsal hizmet yöntemine dönüştürmeyi
ifade etmektedir (OECD, 1993). Ama aynı sözcük, bu dönüştürme süreci sonunda ortaya
çıkan pazarlanabilir, yeni ya da geliştirilmiş ürün, yöntem ya da hizmeti de anlatır. Bir başka
deyişle inovasyon, teknolojiyi toplumsal ya da ekonomik bir yarara dönüştürmeyi
anlatmaktadır. İnovasyon neden bu kadar önemlidir? 1996 yılında ABD’de kaydedilen
ekonomik büyümenin en az yarısını teknolojik inovasyon sağlamıştır ( TÜBİTAK, 1997). Ne
yazıkki teknolojik inovasyonu etkileyen bütün faktörleri içeren bir kuram yoktur. Çünkü bu
süreç; psikolojik ve düşünsel faktörlerden, toplumsal ve ekonomik faktörlere kadar bir dizi
incelemeyi gerektirmektedir.
Ayıklanma
Bazı yenilik ve yenilenmelerin kültüre dahil edilmesi ve bazılarının ise ayıklanması
kaçınılmaz bir olgudur. Bu ayıklanma sürecine bağlı olarak seçilen yenilikler üretilecek, insan
ürünü nesneler kümesine dahil edilecek ve farklı nesnelerin üretilebilmesi için öncül işlevi
göreceklerdir. Hangi icadın kültüre katılacağı ya da potansiyel kullanımının ne olacağını
belirlemek de pek kolay değildir. Basalla, bu konuda Edison’un icat ettiği fonografı örnek
olarak vermektedir. Thomas Edison, 1877 yılında fonografı icat ettiğinde, bu aletin kullanım
alanlarını belirlerken müzik kutuları ve müzikli oyuncaklar için yeni tınılar yaratmayı
öncelikli olarak belirlememişti. 1891 yılında ilk müzik kutuları çıktığında ve eğlence
sektörüne hizmet ettiğinde, Edison bunu kabul etmeye yanaşmıyordu. Bu makinenin ticari bir
başarı kazanması ve yaygın olarak kullanılması müzik kaydeden bir cihaz olarak
pazarlanmasından sonra mümkün olabilmişti. Bir makinenin icat edilme amacından farklı bir
2
inovasyon sürecine girmesini icat eden dahi öngörememişti. Durum böyle iken, bir ürünü ithal
eden bir ülkede, o ürünün ithal edilen ülkedeki aynı öneme veya etkiye sahip olacağını
varsaymak yanlış olacaktır.
Teknoloji ve Eğitim
Yukarıda tartışılan dört kavramdan yola çıkarak, genel olarak teknolojinin eğitime
girişini, aldığı yolu ve Türkiye’deki uygulamalarını inceleme ve tartışma yolunda bir adım
atabiliriz.
Teknolojinin eğitim sistemine transferinin* tarihsel geçmişine bakacak olursak bazı
temel taşların varlığından söz edebiliriz. Bunlardan en önemlisi matbaadır. Bu icat bilginin
geniş kitlelere yayılmasını sağladığı gibi eğitimde sözlü aktarımın yanı sıra yazılı malzemenin
de önem kazanmasına yol açmıştır.
Diğeri ise elektronik ürünlerdir. Bunlar, radyo,
televizyon, bilgisayar ve WEB teknolojileri olarak sıralanabilir. Ancak henüz bu teknolojik
ürünlerin eğitimde bir inovasyon sürecini gerçekleştirdikleri söylenemez.
Bu arada; bilginin aktarılmasını kolaylaştıran ve görsel bir anlatımı sağlayan
karatahtadan söz etmeden geçmek doğru olmasa gerek. Karatahta, inovasyonunu tamamlamış
ve okul kültürüne dahil olmuştur. Aslında incelenmesi gereken karataktanın bir transfer ününü
mü, yoksa eğitimin kendi yeniliği mi olduğudur?
Eğitimde kullanılan teknolojilerin çeşitliliğinin neden bu kadar az olduğu; insanların
beşyüz farklı çekiç üretirken, öğrenme ve öğretme için neden teknolojik ürünlere ihtiyaç
duymadığı, insana ve çocuğa nasıl bakıldığı ile ilgili olduğunu söylemek yanlış olmasa gerek.
Zekanın doğuştan belirlendiği ve değişmez olduğu düşüncesi ve az sayıda eğitilmiş insana
olan ihtiyaç, okul ortamının çeşitliliğini engellemiştir hipotezi ortaya atılabilir.
Öte yandan, teknolojik yeniliklerin hızla artması ve ekonomide önemli bir pay haline
gelmesi eğitimde teknoloji kullanımını da zorlamaktadır. Ancak, teknolojinin sadece “ürün”
olarak okula girmesi etkili kullanımı için yetersizdir. Önemli olan öğretmen, öğrenci, aile ve
yönetimin teknolojiyi kendi amaçlarına uygun olarak kullanabilmesi, öğrenme-öğretme
sürecinde bir yarar sağlayabilmesi, kendine yeterli olabilmesi, okul kültürüne dahil edilmesi
ve bir sonraki yenilikler için öncül olabilmesidir.
Donald Ely ve arkadaşlarının yaptığı Eğitim Teknolojisinde Eğilimler adlı kapsam
araştırmasında şu sonuca varılması, henüz yeni teknolojilerin eğitimde bir inovasyona yol
açmadığını ortaya koymaktadır: Eğitim teknolojisi, eğitim alanında çalışanlardan çok iş
*
Hemen hemen bütün ürünler eğitimin dışında başka amaçlara hizmet etmek için geliştirilmiştir ve bu durum
devam etmektedir. Bundan dolayı, yazar transfer sözcüğünü kullanmıştır.
3
dünyası ve sanayi tarafa yönlendirilmektedir. Nitekim OECD’nin 1998 de hazırladığı Eğitim
Yazılımları ve Çoklu Ortamda Yeni Gelişmeler adlı raporunda, eğitim yazılımlarının okullara
yayılmasını engelleyen en önemli etmenlerden birinin; mevcut eğitim yazılımlarının öğretmen
ve öğrenci ihtiyaçlarını gözönüne almadan, yazılım firmaları tarafından geliştirilmesi olarak
belirtilmektedir.
Türkiye’deki duruma gelmeden önce, teknolojiyi üreten A.B.D’de (her yıl yaklaşık
olarak yetmişbin patent verilmektedir) öğretmenlerin Sayısal İçeriği kullanma konusunda
yapılan bir araştırmanın sonuçlarından söz etmek istiyorum.15 bin öğretmenden alınan
bilgiler kısaca şöyledir:
1.
Öğretmenlerin %97 si evde veya okulda mesleği ile ilgili olarak bilgisayar
kullanmaktadır.
2.
Öğretmenlerin % 53 ü yazılımları sınıf öğretimde kullanmakta, % 61 ise
İnterneti öğretimde kullanmaktadır.
3.
Yazılımları dersinde kullanan öğretmenlerin sadece % 17 si yazılımı temel
kaynak olarak kullanmaktadır. Oysa interneti kullananların sadece % 9 u WEB sitelerini
temel kaynak olarak görmektedir.
4.
Yazılımları kullanmayanlar sınıflarında bilgisayar olmadığından ya da
bilgisayar donanımının yeterli olmadığından dolayı kullanmadıklarını ifade etmektedir.
5.
WEB siteleri araştıran öğretmenlerin % 48 i dersleri için uygun servisleri
bulmanın zorluğundan söz etmektedirler. % 59 ise yazılım için aynı durumu
belirtmektedir.
6.
Teknoloji eğitimi alanları kendilerini daha rahat hissetmektedirler.
7.
20 yıllık hocalara göre beş ya da daha az yıllık öğretmenler teknoloji
kullanmaya daha yatkındır.
8.
Öğretmenler güçlükleri; para, sınıf ve hazırlık zamanı ve müfredata uygunluk
olarak belirtmektedirler.
9.
Başarılı uygulamalar için yazılımın veya kapsamın öğretmenin ya da başka
birinin seçmesi önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.
Sonuç olarak, teknolojiye her birim yatırımın, insana da yatırım gerektirdiği ve eğitim
sisteminin teknoloji kullanımında uzun bir yolun henüz başında olduğu ifade edilmektedir.
Türkiye’ye gelince; Türkiye A.B.D ye göre başka bir transfer ile daha karşı karşıyadır.
Sadece ürünün değil, ürün ile birlikte geliştirilen süreçlerin de transferi söz konusudur ki bu
da bilinçli bir politikanın olmamasından kaynaklanmaktadır. Bu durum bir uyarlama,
özümseme ve yeniden üretme yani inovasyon sürecini de engellemekte ve kendi bilgi
4
birikimini ve deneyimini oluşturmadan kısıtlı kaynakların boşa gitmesine neden olmaktadır.
Böylece eğitimciler, yarar, birikim ve süreklilik sağlamadan ve kültüre dahil edemeden
teknolojinin gelişen hızının peşinde koşmak gibi bir durumla karşı karşıya kalmaktadır. Bu
konuyla ilgili örnekler sempozyum sırasında verilecektir.
Referanslar
Cardwell, D ( 1994) The Fontane History of Technology, Fontana Press, Great Britain.
Basalla, G. (1988) The Evolution of Technology. Çe: Cem Soydemir. (1996) TÜBİTAK
yayınları.
Ely P. Fothers (1992) Trends in Educational Technology, Clearinghouse on Information
Resources, Syracuse University, IR-93.
OECD (1993) Frascati Manual.
........... (1998) New Developments in Educational Software and Multimedia.
TÜBİTAK (1997) Türkiye’nin Bilim ve Teknoloji, TÜBİTAK BTP 97/04.
Technology Counts’ 99 Surney Highlights, September 23, 1999
http://www.edweek.org/sreports/tc99/articels/survey.htm.
5