85.yıl - Trabzon Ticaret Borsası

Transkript

85.yıl - Trabzon Ticaret Borsası
HAZİRAN 2011
Kuruluşunun 85.yıl’ında
Trabzon Ticaret Borsası...
Trabzon’un Karadeniz’in en mühim şehirlerinden biri ve Erzurum yolunun başlangıcında önemli
bir ticaret limanı olması sebebiyle, lâyık olduğu gelişmeye ulaşmak üzere bir zahire borsası kurulması
Trabzon Vilayet Meclisi’nden talep edildiğinden, bunun için hükümetin izni gerektiği ve izin
çıktığında İzmir’de kurulmuş olan borsanın nizamnamesi uygulanmak üzere gereğinin yapılması
hakkında Dahiliye Nezareti Yazısı.
16 Haziran 1909 Osmanlı Dahiliye Nezareti...
3 Haziran 1926’da kurulan Trabzon Ticaret Borsası,
geride kalan 85 yıllık sürede başta ticaret olmak
üzere sadece Trabzon’un değil, çevresindeki
illerin ve Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve kültürel
hayatında etkili olan kuruluşlar arasındadır.
Özellikle ülkemizin Dünya’da söz sahibi olduğu
en önemli tarımsal sanayi ürünlerinden fındıktaki
etkinliği ve politika oluşturulmasındaki katkısıyla
borsanın ayrı bir özelliği var..
Mehmet Cirav
Şükrü Güngör Köleoğlu
Meclis Başkanı
Yönetim Kurulu Başkanı
İstikrarlı
Büyüme.
Her alanda
85 yıldır varız.
... Sayfa 3’de
... Sayfa 3’de
Murat Taşkın
Gazeteci Yazar
85 yıllık
Serüven...
1909’da Osmanlı Dahiliye Nezareti’nin, “.. zahire borsası kurulması..”
diye gönderdiği yazının üzerinden 14 yıl geçtikten sonra Trabzon
Ticaret Borsası (TTB) kuruldu. Ancak, teşebbüs edildiğinde devletin
adı “Osmanlı” idi. Ancak tarihe resmen kaydını, Osmanlı’dan
sonra Atatürk ile yeni bir devlet kuran Türkiye Cumhuriyeti
yaptı. Tarih ise; 3 Haziran 1926 olarak tescil edildi. Tarihi İpek Yolu
güzergahı üzerinde bulunması, üstüne üstlük bir de fındık gibi,
enerji deposu bir altın sarısını en çok üreten yöreler arasında
olması Trabzon’un borsa gibi, her şeyin derli toplu ve kaydı
tutularak yapılan bir kuruluşa sahip olmasını zorunlu kılıyordu.
Özellikle, fındık, tütün, fasulye ve yumurta gibi ürünleri Osmanlı
döneminden beri liman üzerinden Avrupa’ya ihraç eden Trabzon için
borsa, sonraki yıllarda yaptığı çalışmalarla etkili ve yetkili kuruluşlar
listesinin üst sırasında yer bulmak anlamına geliyordu. Bugün,
lisanslı depoculukla desteklenerek kurulmaya çalışılan “ürün
borsası”nın 1960’lı yıllarda Trabzon Ticaret Borsası’nda “salon
satışları yöntemi” ile yapıldığını hatırlatırsak, borsanın ne denli
başarılı olduğunu da anlamış oluruz.
üreticiden tüketiciye kadar fındığı bir bütün halinde düşünerek
hareket etmesiyle oluşmuştur. Fındıktan devletin kendini
çekmesi, üretici için prim sisteminin uygulanması ( ki bugünkü
destekleme primi bu türdendir), kısacası modern ekonomilerin
temeli olan serbest piyasa ekonomisinin hayata geçirilmesi
başarılmış ise, bunda en büyük paya abartısız TTB sahiptir.
“Kalkınma hareketini bir bütün” kabul eden zihniyete hizmet eden
yöneticilerin varlığı ile TTB, hem Trabzon, hem de Türkiye için yararlı
ve kalıcı işlere öncülük etmiştir.
Bu yayın bir anlamda, yazdıklarımı belgeleri ile
ortaya koyan bir çalışmadır.
Bu çalışmayı resmederken sevgili dostlarım
Haydar Hisoğlu ile Oktay Kılıç’ı rahmetle anıyorum.
Bugün bazı ürünlerinde yapılan, ancak fındıkta hayata henüz
geçirilemeyen uygulamanın sonraki yıllarda neden ve nasıl kaldırıldığını
anlamak için makul ve mantıklı gerekçeler arasına baktık, ama bir şey
bulamadık. Çünkü böyle modern ticaretin gerektiği bir uygulamayı
akılın egemen olması gereken ekonomiden normal şartlarda hiç kimse
kaldırmazdı!.. Ama, “karma ekonomi” diye adlandırılan, “her gelenin
kendi kafasına göre bir sistem uygulaması” demek olan bir tercihi
kullanan Türkiye’de genelde hep anormal şartlar hakim kılındığı için
pek fazla da yadırgamamak lazım. TTB’nin özellikle 1990’lı yıllar ile
birlikte şehir olarak Trabzon, ürün olarak fındık adına başlayan
etkili kıpırdanışı, “milenyum” diye tarif edilen 2.000 ile giderek
yükselmeye başladı. Ticareti kurallarına göre yapan firmaların
fındıkta üst sıralara tırmanması, 2002’den itibaren Oltan firmasının
üretim ve ihracatta ilk sıraya yerleşmesi ile TTB’nin, “doğru kuralların
yerleşmesi” anlamında etkinliği daha da arttı. Fındık sektöründe,
bugün gelinen nokta TTB’nin “sapla-samanı” karıştırmadan,
Mehmet Cirav
Şükrü Güngör Köleoğlu
Meclis Başkanı
Yönetim Kurulu Başkanı
İstikrarlı
Büyüme...
Her alanda
85 yıldır varız...
1923’de Türkiye Cumhuriyeti, 1926’da ise Trabzon Ticaret Borsası
kuruldu. Neredeyse Cumhuriyet ile yaşıt borsamız sadece
Trabzon’da değil, bölgesinde ve ülkesinde özellikle kendi iştigal
alanı ile ilgili başarılı ve istikrarlı etkinliklere damgasını vurmuştur.
İstikrar diyoruz, çünkü ülke olarak en büyük handikabımız hemen her
alanda istikrarlı, yani uzun ve kalıcı politikalar uygulayamamamızdır.
Ne yazık ki, bu handikap eğitimden tutunda, ekonomiye kadar
her alanda egemen olmuş, ve de en kötüsü ülkeyi yönetmek için
sandığa giderek ülkeyi yönetmeye talip olan siyasete azami derecede
buluşmuş idi.. İdi diyorum, çünkü 2002’ye kadar, bırakın koalisyonları,
tek parti iktidarlarında bile gelen-gidene göre oluşturulan idare şekli
ve politikalar ülkeyi zaman zaman büyük kaoslara sürüklemiş, hatta
demokrasinin bile askıya alındığı dönemler yaratılmıştır.
2002’den beri Türkiye’de siyasi istikrarın sağlanması, diğer
alanlarda da olumlu adımların atılmasına vesile olmuştur. Ancak,
uzun yılların verdiği zararları kısa sürede giderebilmek kolay
olamayacağı için, bir çok konuda halâ istikrarsızlık bulunmaktadır.
Trabzon Ticaret Borsası, istikrarsızlığın yaşandığı dönemler de
dahil olmak üzere, başta fındık olmak üzere ekonomide söz sahibi
olduğu alanlarda değişen yönetimlere rağmen, hemen hemen
aynı görüşleri savunmuş, bunlar için mücadele etmiştir.
Borsanın kamuoyu ile paylaşılan söylem ve eylemlerine bakıldığında bu
net görülecektir. Özellikle de fındık ta..
Türkiye’de fındık üretiminden iç ve dış tüketimine kadar olan
aşamalarda borsamızın temel felsefede 50 yıl öncesinde hemen
hemen aynı olan görüş ve istekleri istikrarı bariz bir örneğidir.
Dünya da ticaretin serbest piyasa koşullarında yapıldığı bir süreçte,
Türkiye’de yıllarda üreticiden ihracatçıya kadar zarar veren bir anlayışla
korumacı politikalar uygulanması hiç doğru değildi. Biz de bu yanlışa
karşı çıktık. Ama önerilerimizi de sunduk. Bugün gelinen noktada
uygulanan sistemin sektörün her kesimde yarattığı rahatlık, bizi
doğrulamıştır. Çünkü, biz yıllarca bu doğru için çaba sarf ediyorduk. Hala
da ediyoruz. Sistemin eksiklerinin giderilmesi için yapılması gerekenleri
ortaya koyuyoruz. Kısa vadeli “vur-kaç” taktiği üzerine kurulmuş
sistemin bir daha geri gelmemesi için direncimizi arttırıyoruz.
Çünkü, biliyoruz ki, istikrar için kalıcılık çok önemlidir. Sistemi
oluşturacak, süreç içinde aksayan yönlerini düzeltecek, çözüm
yollarını bularak uygulayacaksınız.
Bu savunduklarımızı, sistemi, anlayışı demokrasiye ve ülkeyi yönetmeye
de uyarladığınız takdirde, Türkiye istikrarlı büyümede ve yakın bir
gelecekte dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girdiğini hep birlikte
göreceğiz.
Yeter ki, popülist politikalardan vazgeçelim, sabır edelim ve
istikrarlı bir büyüme gösterelim. İşte o zaman gelecek bizimdir.
Trabzon, denilince akla “Tarihin en eski kentlerinden biri” gelir.
Bir çok medeniyete beşiklik etmiş, Avrupa ile Asya’yı birbirine
bağlayan Anadolu’nu Kuzey kıyılarındaki bukent, insanı ve
doğasıyla tek kelimeyle “Muhteşem” olarak tanımlanır.
Osmanlı Belgeleri ve Trabzon Salnameleri’nde Trabzon’un hem insan,
hem yerleşim özelliği ve bunlara bağlı sosyal, kültürel ve ekonomik
farklılıklarından sıkça bahsedilir.
Karadeniz’deki önemli liman kentlerinden biri olma özelliği ile
iç ve dış ticarette hakim unsurlara sahip olan Trabzon, özellikle
fındık sektöründe geçmişten günümüze kendinden sıkça söz
ettirmektedir.
Bunun göstergelerinden biri de, Osmanlı’nın son döneminde borsa
kurulması için yapılan çalışmalardır.
Osmanlı’nın 1909’da uygun gördüğü bu kuruluş, imparatorluğun
ömrü vefa etmediği için gerçekleştirilememiştir. Ancak, genç
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk icraatlarından biri de 3 Haziran 1926’da
Trabzon Ticaret Borsası’nın kurulmasını temin olmuştur.
İşte, 1926’da doğan borsamız 85 yıllık bir süreyi geride bırakarak,
bugüne gelmiştir.
Hiç şüphesiz borsamızın geçmişteki çalışmaları ve bugün ulaştığı
noktada fındık ticaretinin önemi çok büyüktür. Trabzon, fındığı çok
üreten bir şehir olmamasına rağmen, ticaretini her dönemde en fazla
yapan bir merkez olmuştur.
Fındık sektöründeki ticaret üstünlüğünü bugün zirveye taşımış
olmasında hiç şüphesiz dünyanın en gelişmiş sanayi tesislerine
sahip olmasının etkisi büyüktür.
Trabzon Ticaret Borsası’nda geçmişte de doğru işler yapılıyordu, bugün
de doğrular yapılıyor.
Borsa da bundan 50 yıl önce salon satış yöntemi ile ürün
borsacılığının uygulanmış olması Trabzon’un doğru tercihleri
ne denli yaptığını ortaya koymaktadır. Ancak, 1960’lı yıllarda
uygulanan bu modern ticaretin sonraki yıllarda kaldırılmış
olmasını anlamak mümkün değildir. Şimdi ise yeniden konulması
için hep birlikte çaba gösteriyoruz.
Sadece fındığa takılı kalmadık. Bir zamanlar yumurta ve kuru fasulyenin
işlem gördüğü borsada bugün yaş çay yaprağı, süt mamulleri, balık,
hububat ve çeşitli gıda maddeleri tescil edilmektedir.
Ama, asıl tescili borsamız, kalkınma hareketini bir bütün olarak
kabul edip, ticaretten sanata, spordan kültüre kadar hayatın her
alanına toplum yararını hedef koyarak girmektedir.
Borsamızın 85’inci kuruluş yıldönümü hepimize kutlu olsun.
Girmeye de devam edeceğiz.
Fındık Sektöründe
Trabzon Ticaret Borsası
Evliye Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde “Peygamberimiz fındığı görse ve
bilseydi, hurmayı mekruh sayardı” diye tarif ettiği bir üründe Türkiye
Dünya’da, Trabzon ise Türkiye’de niteliği ve niceliği ile en büyük pay
sahibidir.
1700’lü yıllarda gerçekleştirilmeye başlanan ilk ihracatların Trabzon
Limanı’ndan yapıldığını tarihler kaydediyor. Bunda şüphesiz Trabzon’un
Doğu Karadeniz’in Sancak Merkezi olmasının etkisi büyüktür.
Anavatanı kayıtlarda Çin diye geçmesine karşın, “Fındık” denildiğini
Karadeniz, ille de Doğu Karadeniz hatırlanırdı. Ancak, Türkiye’de hemen
hemen her alanda olduğu gibi fındık sektöründe de ısrarla uygulanan
bazı yanlış politikalar nedeniyle fındık bugün tek ürün verebilen meyilli
arazilerin ürünü olmaktan çıkmış, yılda 3-4 ürün alınabilecek Samsun,
Adapazarı, Kocaeli, Bolu gibi illerdeki verimli ovalara bile dikilmiştir.
Böylelikle fındıkta üretim-tüketim dengesi üretim fazlalığı nedeniyle
bozulmuş, genelde arz fazlası meydana gelmiştir.
1938’de o günün şartlarına göre doğru bir kararla kurulan Fiskobirlik,
özellikle 1990’lı yılların başından itibaren dünyada hakim olmaya başlayan
serbest piyasa ekonomisi kurallarında da gerektiği gibi kullanılamadığı ve
sadece alım yapan bir kuruluş niteliğine büründürüldüğü için sıkıntılar baş
göstermiştir.
İşte bu süreçte, iştigal ettiği ürünlerin başında ve işlem hacminde en
büyük paya sahip fındık olunca Trabzon Ticaret Borsası, bu ürünü
üretimden tüketime kadar bir bütün kabul ederek, dünya şartlarına
uygun bir stratejinin sektöre hakim olabilmesi için çaba göstermiştir.
1960’lı yıllarda borsada yapılan salon satış yönteminin, ürün borsacılığı
şekliyle günümüzde getirilmek istenmesi, borsanın bundan 50 yıl önce nasıl
doğru tercih yaptığını göstermektedir.
Fındıkta Salon Satış yöntemi
Özellikle, Doğu Karadeniz’in dik yamaçlarındaki fındık üretiminde
verimin arttırılmasının kaçınılmaz ve de fındığa sadece fiyat üzerinden
bakılmasının yanlış olduğu gerçeğinden hareketle borsa 2001’den
itibaren üreticinin ayağına kadar giden bir proje ile “Kaliteli Fındık
Projesi’ni uygulamaya sokmuştur.
Trabzon ve ilçelerinin köylerine gidilerek, üreticilerle sohbetler yapılmış,
fındıkta gerçek kazancın yolunun verim ve kaliteyi arttırmaktan geçtiği
anlatılmaya çalışılmış, hele hele üreticideki “fındık fiyatı yüksek olsun da
ne olursa olsun” anlayışının yanlışlığı bizatihi kendilerine borsa yöneticileri
tarafından anlatılmıştır.
Devletin yüksek akçeli rakamlarla yapamadığını borsa 3 yıl süreyle
üretinin ayağına giderek gerçekleştirmiştir.
Ardından, sadece Fındık Tanıtım Grubu tarafından, o da yine akçesi yüksek
ama getirisi aynı paralelde olmayan harcamayla yapılan fındık tanıtımına el
atıldı.
“Fındık Tanıtım Projesi” adı altında 40-50 gramlık kaliteli fındıklarla
yurt içi ve yurt dışında toplantı, fuar, seminerlere gidilerek dağıtım
ve tanıtım yapıldı. Yurt içindeki tanıtımlarda Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’dan Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a, TOBB Başkanı Rıfat
Hısarcıklığoğ’undan Şenol Güneş’e, milli voleybolcular Neslihan’dan,
Natali’eye kadar herkesten katkı sağlandı.
Sağlam verilere ve araştırmalara dayandırılarak fındık raporları hazırlanarak
yetkili ve ilgililere gönderildi. Bu raporlar doğrultusunda kamuoyu baskısı
oluşturulması için TOBB gibi meslek örgütleri, siyasi partiler, bilim adamları
harekete geçirildi.
Fındıkta 2005’de Fiskobirlik, 2008’da ise TMO devre dışı kalarak,
sektörde doğruların yapılması için gösterilen çabalar 2009’da direk
üreticiyi destekleme şekliyle serbest piyasa fiyatı uygulamasına
geçildi.
Oysa Trabzon Ticaret Borsası tüm kurum ve kurulları ile “Fındıkta Prim
Sistemi”nin en doğru karar olduğunu 209 yılı yakın süre kamuoyuna anlatmış,
yetkilere rapor etmiş ve uygulanmasını istemişti. Bu doğru karar maalesef
2009’da uygulanmaya başlanabilmiştir.
Sektörde doğruların uygulanabilmesi için, yapılan projelere ilave
olarak serbest piyasa şartları devreye sokulunda “Lisanslı Depoculuk
Sistemi” içinde TOBB ile bir araştırma yapılarak rapor hazırlanmıştır.
Ürün borsacılığı sistemiyle lisanslı depoculuğun
uygulanmaya
konması, mevcut sistemin tüm hatlarıyla doğru çalışacağı anlamına
gelmektedir. Şimdi bütün çaba bunun için gösteriliyor.
Yasayla istenen “Ulusal Fındık Konseyi”nin kuruluş çalışmaları borsa
tarafından yapılmıştır. Yasanın olmadığı evvelki süreçte gönüllü birliktelik
şekliyle “Fındık Koordinasyon Kurulu” adı altındaki oluşumu borsa başarmıştır.
Öyle ki, bu oluşum birlikte toplantı ve paneller yapmış, her biri ayrı bir uçta,
adete düşman kardeşler şekliyle gösterilen ihracatçı ve üretici birliklerinin
temsilcileri “dilek ve temenni” olarak aynı sonuç bildirisine imza atmışlardır.
Fındık sadece fındık üreten illerde değil, sorunların çözüm yerlerinin
başında gelen, etkisi ve yetkisi olan herkesimden katılım sağlanarak
Ankara’da da defalarca masaya yatırılmıştır.
Sağlam ve sağlıklı enformasyon için kitap, dergi, broşür ve rapor şekliyle
kamuoyuna açık bir paylaşım gerçekleştirilmiştir.
Borsanın web sitesi fındıkta fiyat hareketlerini takip etmek, bunun ticaretini
yaparken bilgi sahibi olmak isteyenler için yeniden düzenlenmiştir.
Fındık fiyatları, F1iskobirlik, TMO ve serbest piyasa ayrımı ile düzenli
olarak günlük şekliyle yayınlanmaya başlanmıştır. Özellikle Ekonomi
Basını’na servis edilmiştir.
Kısa bir yol haritası şekliyle bu yapılanlar bugün Türkiye’de fındığın, özellikle
siyasilerin elinde bir koz ve tehdit aracı olmasından kurtuluşu sağlamıştır.
Bugün sektörde uygulanan ve eksikleri de bulunmasına rağmen en doğru
sistem olan uygulama, Trabzon Ticaret Borsası’nın ürünüdür dense yeridir.
İşin Temel’i Fındık Olsun,
Ekmeğin İçinde Dursun !
Fındıklı
Ekmek Projesi.
Türkiye, sahip olduğu 700 bin hektarı aşkın fındık bahçesinde, zaman
zaman 900 bin tona kadar ulaşan yıllık bir üretim yapabilmektedir.
Son 10 yılın ortalaması 650 bin ton dolayındadır. Bu miktar bile diğer
ülkelerle birleştiği zaman 900-950 bin tona ulaşan dünya üretimi
ile bunun 250-300 bin altında tüketiminin gerçekleşmesine neden
olmaktadır.
Ve de, en büyük üretici olmasına karşı Türkiye’nin kendi iç tüketiminin 100
bin ton kabukluyu bulduğu dönemler çok azdır.
Fındıkta en büyük sorun olan üretim-tüketim dengesini sağlayabilmek
için fındığın kullanma alanlarının arttırılması şarttır.
Trabzon Ticaret Borsası, bu gerçekten hareketle Türk Halkı’nın temel yiyeceği
olan ekmeğe fındığı sokabilmek için “Fındıklı Ekmek Projesi”ni uygulamaya
koymuştur.
Deneme üretimi yapılarak ekmeğe karıştırılacak fındık unu kalınlığının
2-5 mm aralığında olması belirlenmiştir. Borsa kendi kaynaklarından
kaliteli fındık unu üreterek projeyi sadece Trabzon’da ve çevre illerde
değil, Türkiye’nin dört bir yanında yaygınlaştırmak için ekmek
fabrikaları ve fırıncılarla görüşmeler yapılmıştır. Ücretsiz fındık unu
dağıtılarak fındıklı ekmek teşvik edilmiştir. Ankara, İstanbul, Kocaeli,
Çorum, Denizli, Giresun gibi illerde müteşebbisler fındıklı etmek
üretilebileceğini göstermişlerdir.
Borsamız Giresun’un Çavuşlu beldesinde üretilen Karadeniz Ekmeği’nden
başta Ankara ve İstanbul olmak üzere değişik illerdeki fuarlara taşıma yaparak
tanıtmıştır.
Tüketiciler tarafından oldukça beğenilen ve ikinci aşamada TOBB
tarafından da maddi olarak desteklenen proje, uzun soluklu bir projenin
başlangıcı olmasına rağmen etkili olmuştur. Bugün Türkiye’de fındıklı
ekmek üreten ve üretme için hazırlıklar yapan çok sayıda müteşebbisin
bulunması projenin etkisini göstermektedir.
TRABZONSPOR’dan
tribünlere
Fındık
Hiç kuşkusuz Trabzon’un en büyük markası Trabzonspor’dur..
Trabzonspor, sadece bir futbol takımı değil, onu sevenler için bir kimliktir.
Bu kimliğin bilincindeki Trabzonspor Yönetim Kurulu 2008-2009 sezonunun
ortalarından itibaren fındığın tanıtımına katkı sağlamak için Trabzonspor’un
aracı olmasını önerip, borsa ile birlikte ortak çalışmaya girmişlerdir.
Trabzonspor’un iç ve dış sahadaki tüm maçlarında futbolcular tribünlere
fındık paketleri atarak, son yıllarda fındıkla ilgili yapılan tanıtımların en
verimlisine imza atmışlardır.
Bunun dışında Trabzonspor’un dış organizasyonlarında fındık daima
hatırlanmıştır.
Proje “Trabzonspor’un Resmi Yiyeceği Finduk” sloganı ile başarıyla
uygulanmaştır.
Trabzonspor’un
resmi yiyeceği
Finduk
Trabzonspor Kulübü’nün “Sosyal Sorumluluk Projesi” kapsamında borsamızın katkılarıyla
geçen sezon uygulamaya başladığı, maçları izleyen seyircilere fındık atma kampanyası
sürüyor. “Trabzonspor’un Resmi Yiyeceği Finduk” sloganı ile uygulanmaya başlayan kampanya
kamuoyunda büyük bir ilgi uyandırırken, fındığın tanıtımına da katkıda bulunuyor. Kampanya da
özel olarak hazırlanmış ve üzerinde fındığın sağlık açısından yararlarını içeren bilgilerin de yer
aldığı 40 gramlık paketler, Trabzonspor’un içeride ve dışarıdaki tüm maçlarında futbolcular
tarafından maç başlamadan önce tribünlerdeki seyircilere atılıyor.
“Önce Gençlerin, Sonra Balıkların Kültürü Artsın Projesi”nde 40 genç
eğitiliyor..
Avrupa Birliği ile Türkiye tarafından ortaklaşa finanse edilen “Genç
İstihdamının Desteklenmesi Hibe Programı” çerçevesinde Trabzon Ticaret
Borsası (TTB) nın balıkçılık alanında uygulayacağı projede eğitim çalışmalarına
başlandı.
“Önce Gençlerin Sonra Balıkların Kültürü Artsın” adı altında
uygulamaya konulan bir yıllık proje kapsamında, yüksek öğretimde
balıkçılık sektörüne yönelik bölümlerden mezun olanlar ile son sınıfta
bulunan 40 gence teorik eğitimleri verildi. 6 ay sürecek eğitimlerin
birinci ayağı geride kalırken, gençler eğitimlerin sonucunda bölgedeki
balık yetiştirme tesisleri ve işletmelerde staj görecekler. Stajlar
sonucunda başarılı olan gençler yine bölgedeki işletmelerde istihdam
edilecekler.
TTB’nin, KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi ve Su Ürünleri Merkez
Araştırma Enstitüsü ile ortaklık yaparak uygulamaya koyduğu projeye Yomra
Su Ürünleri Kooperatifi ile Trabzon İç Su Ürünleri Yetiştiricileri Birliği’de
destek veriyor.
Projenin sahibi Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü
Güngör Köleoğlu, insanlığın son yıllarda özellikle beslenme konusunda
büyük bir açmaz ile karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekerek şunları
söyledi:
“İnsan sayısı hızla artan dünya da, bu nüfusu besleyecek gıda kaynakları ise
maalesef bırakın aynı hızda artmayı, giderek tükenmektedir. Bunların başında
da, dünyamızın dörtte üçlük bölümünün sularla kaplı olduğunu düşünürsek
deniz ve tatlı sularda yapılan üretimlerin geldiğini görmekteyiz. Özellikle
kentleşme ve sanayileşmenin getirdiği kirliliğin yanı sıra, aşırı avlanma ve
üretimde verimin düşmesi su kaynaklarındaki sorunların başlıcalarını teşkil
etmektedir.
Bilimsel İşbirliği...
Başta fındık olmak üzere, çay, süt ve süt mamulleri, balıkçılık gibi
konularda bilimsel çalışmalarla sektörlerde verimlilik ve kârlılık
yaratma hedefi ile Karadeniz Teknik Üniversitesi ile işbirliği yapıldı.
Geleceğimizin teminatı olan gençlerin üniversitedeki ekonomi eğitimlerini
bölgenin kaynakları ve bunların sorunlarını da irdeleyerek yapmalarını
sağlamak için alternatif uygulamalar yapıldı.
KTÜ İşletme ve Ekonomi Kulübü
Bu kapsamda KTÜ bünyesinde atıl durumda bulunan İşletme ve Ekonomi
Kulübü ile borsa arasında protokol imzalanarak işbirliğine gidildi. Öncelikle
öğrencilere yönelik programlar uygulandı. Daha sonra çalışmalar toplumun
tüm kesimlerine sadece ekonomik unsurlarla değil, sosyal ve kültürel
etkinliklerle yaygınlaştırıldı. Bugün KTÜ bünyesinde en etkili kulübün İşletme
ve Ekonomi Kulübü olmasında bu işbirliğinin büyük payı bulunmaktadır.
Fındık ve Çay Sorunları Uygulama-Araştırma Merkezi
Fındık ve Çay Sorunları Uygulama-Araştırma Merkezi’nin kuruluş gerekçeleri
arasında bölgenin değer ve özellikleriyle ilgili araştırmalar yapmakta
bulunan KTÜ’de, Fındık ve Çay Sorunları Uygulama-Araştırma Merkezi’de
harekete geçirilerek bu iki üründe etkin olması hedeflendi.
Prof. Dr. Asım Örem gibi, fındık konusunda sağlıkla ilgili bilimsel araştırmaları
bulunan bir öğretim üyesinin başkanlığında merkez yeniden yapılandırıldı.
Borsanın danışmanı Murat Taşkın yönetim kurulunda görev aldı. Merkez
fındıkta lisanslı depoculuk için gereken fiziki mekanları ve bu mekanların
depolama durumlarını tespit için TOBB ile ortaklaşa uygulanan projeyi
tamamladı.
KTÜ Fındık Çalışma Grubu
Fındığın insan sağlığı üzerindeki etkilerini geniş kapsamlı araştırmalarla
belirlemek ve bunları uygulamak için Fındık Çalışma Grubu’da KTÜ
bünyesinde oluşturuldu. Bu grup, fındıkla ilgili yapılan tüm bilimsel
çalışmaları bir merkezde toplamayı hedefledi.
Çay...
Bahçeden Bardağa
Çay ve fındık..
Doğu Karadeniz’in hem üretimde, hem de ticarette önemli gelir kaynakları
arasında.. Bu iki ürünün en büyük özelliği de üretim yerleri diye başlayan
tariflerde her ikisinin de ülkemizde Doğu Karadeniz’de çok fazla üretilmeleri..
Çayın tamamı olmak üzere..
Büyük kısmı Rize’de olmak üzere Trabzon, Artvin ve biraz da Giresun’da
üretilen çay da ki sorunlar, fındıkta yaşananlardan aşağı kalır durumda
değil.. Hatta fındıkta sorunlar çözülürken, çayda ise büyük oranda
duruyorlar.
Borsamızda işlem gören ürünler sıralamasında ikinci sırayı alan çay da,
üreticiden tüketiciye kadar bir bütünlük içinde çalışmalar yapıldı.
Öncelikle Çay Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ÇAYSİAD) çalışmalarına
etkinlik kazandırmak için borsa binamızda ofis sağlandı. Ardından
birlikte hareket edilerek çayın sorunları birer birer kamuoyu gündemine
taşınmaya başlandı.
Yaş Çay yaprağı üretimi diğer illere göre az olmasına rağmen, çay üretimi ve
ticareti yapan firmaların bunda yüzde 40’lara var pay sahibi olmaları Trabzon’u
bu konuda da sorumlu kıldı.
Özellikle Türk çayını teşkil eden Kaçak Çay konusu ÇAYSİAD ile birlikte
borsamız tarafından raporlar ve kamuoyu bilgilendirmeleri ile ülke
gündemine taşındı.
Sektörle ilgili başta Rize Ticaret Borsası olmak üzere çeşitli kuruluşlarla ortak
çalışmalar yapıldı. Sektörde halen devam eden sıkıntıların aşılması için
hazırlanan, ancak anlaşılmaz bir şekilde rafa kaldırılan Çay Kanunu’na emek
verildi.
Kitaplar, yayınlar, paneller, toplantılar ve raporlar konular ve sorunlar
güncellenerek hazırlandı ve hazırlanıyor.
Ülkemize katırlarla sokulan
kaçak çay
!
Trabzon Tereyağı tehlikede...
Hayvancılıkta gidişat kötü.
Trabzon denilince aklı hiç şüphesiz ilk sırada gelenlerden biri de meşhur
Tereyağı’dır..
Ancak, son yıllarda hayvancılığın hiç hesap edilmeyecek derecede azalması
sektörde büyük sıkıntı ve bozulmalara yol açtı, açmaya da devam ediyor.
Borsamız çeşitli platformlarda özellikle Tonya, Vakfıkebir, Akçaabat ve
Şalpazarı yöresindeki hayvancılığın sorunlarını bilgi ve birikim sahipleri
eli ile ülke gündemine taşımaya çaba gösterdi.
Toplantı, yayın ve kamuoyu açıklamaları ile azalan hayvancılığın yaratacağı
ekonomik ve toplumsal sorunlar raporlar halinde yetkililere gönderildi.
Trabzon’daki sektör temsilcilerinin bu konulardaki görüş ve düşünceleri
raporlar haline getirilerek, çözüm önerileri ile birlikte sunuldu.
2. Antalya Yöresel Ürünler Fuarı (Yörex) - 2011
Trabzon Teknokent Açıldı - 2011
Her Yönüyle Trabzon Etkinlikleri - 5 / Ankara - 2011
Her Yönüyle Trabzon Etkinlikleri - 5 / Ankara - 2011
2. Antalya Yöresel Ürünler Fuarı (Yörex) - 2011
Her Yönüyle Trabzon Etkinlikleri - 4 / Ankara - 2010
Trabzon Tarım Fuarı (DTM)- 2011
Ekodiyalog Trabzon - 2002
Basında Borsa
FINDIK SAĞLIKTIR
•
•
•
•
•
•
Enerji verir
Fındık, posası çok olduğu için bağırsakların çalışmasına yardımcı olur
Alyuvarların parçalınmasını önleyerek, kansere karşı güç oluşturur
Fındık yağı kolesterolü ve kan trigliseridini düşürür
Kalp sağlığı açısından en faydalı naturel maddedir
Bir avuç fındık yemek, bir çok hastalığa karşı koruma demektir
İyi Çay Nasıl Demlenir?
•
•
•
•
•
•
Çay, nem ve harici kokulardan etkilenmeyecek şekilde
kapalı ambalajda muhafaza edilmeli,
Demlemede kireçsiz su ve porselen demlik tercih edilmeli,
Temiz demlik içine beher bardak için bir çay kaşığı dolusu çay konularak ılık su ile yıkanmalı,
Demliğe, çaydanlıkta kaynamakta olan sudan konulmalı,
Çaydanlıkta kaynar suyun ateşi kısılarak demlik
çaydanlığın üzerine oturtulmalı ve dem kaynatılmalı,
Çayın demlenme süresi 15-20 dakika olmalı ve
demlenen çay yarım saat içinde içilmelidir.
Vakfıkebir Ekmeği: Benzersiz bir damak tadına sahip Vakfıkebir
ekmeğinin oluşmasında bir çok faktörün etkisi mevcuttur. Kullanılan fırından
tutun da suya kadar birçok bileşen, bu muhteşem ekmeğin lezzetine ve
kalitesine katkıda bulunmuştur. Bunları sıralamak istersek; taş fırında kullanılan
kara taşın kaliteye katkısı oldukça büyüktür. Tabi kullanılan yakacakları da ihmal
etmememiz gerekmektedir. Kurumuş kızılağaç, meşe ve gürgen ayrıca fındık
kabuğu pişen ekmeğin lezzetine lezzet katmaktadır. Yine ekmeğin önemli
özelliklerinden birisi de günlerce bayatlamadan saklanabilmesidir. Elbette
ekmek bu özelliğini kullanılan ekşi mayaya borçludur. Diğer bir faktörde
kullanılan Su’dur. Bugün Vakfıkebir ekmeği diye bir ekmekten bahsediyorsak
nedeni yapımında kullanılan yumuşak ve kireçsiz Su dur, kimbilir? Tabi bunlara
birde bu bileşenleri en uygun şekilde bir araya getiren maharetli ustalar
gerekmektedir. Çok küçük yaşlardan itibaren bu mesleğin içinde olan ve
mesleği kendi çocuklarına aşılayan maharetli eller olmasa Vakfıkebir Ekmeği
bu kadar ünlenemeyebilirdi. Ekmeğin bir diğer özelliği de Türkiye’de bir tek
Vakfıkebir ilçesinde kilo işiyle satılmasıdır.
Karayemiş: Vatanı Anadolu olup, yurt dışına giden ve isim değiştiren
Karayemiş de 1546 yılında bir Fransız tarafından Trabzon’dan toplanmış ve
Trabzon Kirazı olarak adlandırılmıştır. Bitki aynı yıl İstanbul üzerinden İtalya’ya,
1574 yılında da bir yabancı tarafından Viyana’ya oradan da Fransa ve İngiltere’ye
gönderilmiştir. 1600 yılından itibaren tüm Avrupada park ve bahçelerde süs
bitkisi olarak yetiştirilmeye başlanmıştır. Ülkemizde Taflan, Karamış, Kattak, Laz
üzümü, Laz-Gürcü Kirazı diye adlandırılan Karayemişe; Rize, Trabzon (Maçka
Meryemana Vadisi), Giresun, Sinop, Zonguldak, Kastamonu, Bartın, Bolu, İzmit,
Adapazarı, İstanbul (Belgrat ormanı), Bursa ve Osmaniye de orman ve orman
kıyılarında doğal olarak rastlanır.
Sahibi :
Trabzon Ticaret Borsası Adına
Yönetim Kurulu Başkanı
Şükrü Güngör Köleoğlu
Sorumlu Müdür :
Şükrü Erüz
Genel Sekreter
Yayın Danışmanı :
Murat Taşkın
Yazı İşleri :
Ömer Altuntaş
Bilgi İşlem :
Fatih Cirav
Tasarım :
M.İ.T / Reklam Ajansı
Metin İslam / Creative Director
T. 0.312.256 7240
www.mit-tr.com
Baskı :
Klasmat Matbaacılık
T. 0.312.395 14 92
Adres :
Pazarkapı Mahallesi
Sahil Caddesi No.103 Trabzon
T. 0.462.326 45 05
F. 0.462.326 09 66
E. [email protected]
www.ttb.gov.tr

Benzer belgeler

temmuz 2012 - Trabzon Ticaret Borsası

temmuz 2012 - Trabzon Ticaret Borsası Tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinde bulunan ve tarihin “En eski yerleşim merkezlerinden biri” olarak kayıt ettiği Trabzon, iktisadi faaliyetlerle “Ticaret Şehri” diye tarif edilir. Fındık ticaretin...

Detaylı

OCAK 2012 - Trabzon Ticaret Borsası

OCAK 2012 - Trabzon Ticaret Borsası Hiç kuşkusuz Trabzon’un en büyük markası Trabzonspor’dur.. Trabzonspor, sadece bir futbol takımı değil, onu sevenler için bir kimliktir. Bu kimliğin bilincindeki Trabzonspor Yönetim Kurulu 2008-200...

Detaylı

devlet eliyle yaşlı fındık ağaçlarının sökümü yapılıyor.

devlet eliyle yaşlı fındık ağaçlarının sökümü yapılıyor. Dünya fındık üretim ve ticaretinin büyük kısmını elimizde bulundurmamıza rağmen, sektörü tam olarak daha kazandırıcı bir şekilde yönetipyönlendirdiğimizi söylemek henüz mümkün değildir. Mevcut veri...

Detaylı