İlgili link için tıklayınız.

Transkript

İlgili link için tıklayınız.
CAMPYLOBACTERİOSİS


Campylobacter spp.’lerin gıdaları kontamine
etmesi, insan ve hayvanların bu bakterilerle
infekte olmasıdır.
C.spp Zoonoz Enteritlerin 1. Derecede
sorumlusudur. Son 20 yıl içerisinde
insanlarda görülme sıklığı sürekli artış
göstermektedir (OMS-2006).


Hastalık ülkelerin deklare ettikleri rakamlardan 7.6
dan 100 kata kadar fazla olduğu bildirilmiştir (Samuel
ve ark 2004)
1970 yılına kadar insanda gastroenterit ve ishalin
Campylobacterlerden kaynaklandığı bilinmiyordu.
Belçikalı araştırıcılar ishalli bir hastada 1972 yılında
ilk defa etkeni izole ettiler.

Türkiye’de 1.5 milyon ton kanatlı eti üretiyor
ve kişi başı 20 kg kanatlı eti tüketiyor. Hindi
eti 35-40 bin ton. AB ülkelerinde 11.6 milyon
ton kanatlı karkası üretiliyor. Bunun % 75’i
broyler, % 16’sı (1 milyon 850 Bin Ton)
hindi, % 4’ü ördek karkası.



Cmpylobacterler kanatlı hayvanlar, köpek,
kedi,koyun, sığır gibi hayvanların bağırsak
florasında bulunmaktadır.Kanatlılarda normal bir
flora (saprofit) olarak yaşarlar.
Patojen olmayabilir, klinik semptomlar
gözlenmeyebilinir.
Eski litaratürlerde Vibriolar olarak adlandırılır. 1985
yılında DNA baz kompozisyonları farklı olması,
fenotipik ve metabolizma farklılıklarından dolayı
Vibriolardan ayrılmıştır.
Önemli Campylobacteriler
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
C.fetus fetus (Koyun, Sığır, at, keçi,insan)
C.fetus venaralis (Sığır)
C.jejuni, C.coli, C. lari (Termofilik C.ler) (Kanatlı, koyun, sığır, köpek,kedi,
at, yabani hayvanlar, insan)
C.upsaliensis (Köpek, kedi, insan)
C.helveticus (Köpek, kedi)
C.sputorum bubulus (Sığır)
C.sputorum fecalis (Sığır, koyun)
C.sputorum sputorum (İnsan)
C.hyointestinalis (domuz, sığır, insan)
C.mucosalis (Domuz)
C.hyoilei (Domuz)
C.gracilis (İnsan)
C.cocisus (İnsan)
C.showae (insan)
C.curvus (insan)
C.rectus (insan)


İngiltere’de yapılan çalışmada sığır, koyun,
ve domuz sırasıyla %54.6, %43.5 ve %69.3
oranında C.ler taşıdıkları bildirilmiştir.
Ülkemizde tüm evcil hayvanlarda klinik
semptomlar gözlenmediği halde en az bu
oranlarda Campylobacterler bulunduğunu
söyleyebiliriz.
ETİYOLOJİ






Gıda sektöründe, Campylobacteriosis ya da Campylobacter
spp. denilince Campylbacter Jejuni etkenini anlıyoruz.
C.jejuni’nin 2 alt türü var. C.Jejuni jejuni ve doylei. Tanıda 2 alt
tür nadiren tanımlanır, gıda sektöründe çok da önemli değildir.
İnsanlar için önemli bir patojendir.
Capylobacter Coli daha az sayıda izole edilmektedir.
Ülkelerde yapılan izolasyonlarda enfeksiyonun % 90’nın nedeni
C. Jejuni’dir.
Capylobacterler taze, bütün veya parçalı donmuş kanatlı
ürünlerinde önemi söz konusu ediliyor.
Campylobacter Morfolojisi




Campylos: eğik çomakçık
Spiral formdadırlar, 0.2-0.9 µm
genişliğinde,0.5-5 µm uzunluğundadır.
Gram negatif, spor oluşturmayan bir
bakteridir.
Mono veya bipolar flegellara
sahiptir.Tirbuşon benzeri hareketler yapar.




C.Jejuni ve C.Coli toprakta en az 6 hafta canlı
kalabiliyor.
Kesim sonunda boş kümeslerde bile koloniler
oluşturmakta, dirençli hale gelebilmekte, gelecek
dönemin civcivleri için büyük risk oluşturmaktadır.
Çevredeki içme sularında ve besinlerde de uzun
süre yaşadığı için, su ve besinlerle kontaminasyon
riski fazladır.
Araştırmacılar yem örneklerinde C.’ler bulamıyorlar.
Bu durum yemlerin tamamen kuru olmasına, nemli
olmamasına bağlıyorlar.








Üremelerinde; % 10 CO2, % 5 O2 ve % 85 N2 gereksinim
duyarlar.
% 2 tuzlu besi yerlerinde üreyemezler.
Optimal üreme pH’ları 6,5-7,5 dir.
Campylobater spp.ler 37 C°çoğalır, 32 C°altında
gelişmezler.
C.jejuni diğer C. türlerine göre termofilik olması nedeni ile
farklılık gösterir.
C.jejuni sitotoksin ve enteretoksin üretme özelliğine
sahiptir.
Yapısal ve ve fonksiyonel olarak KOLERA toksinine
(Vibrio kolera) benzer.
Kolera anti-toksini ile inaktive olur.





C.jejuni konakçı bağırsağına gelir.
1.Aşama:Etken spiral tarzı hareketlilik özelliği ile
mukus tabakasını geçerek konakçı hücresine
tutunur.
2.Aşama: Hücre içinde çoğalır.
3:Aşama: Toksinleri (Sitoletal Distending ToksinCDT) salgılayarak, konakçı hücrelerini inhibe
etmektedir.
4.Aşama: Diğer hücreler arası bağlantı sağlanıyor ve
bu hücrelere invazyona neden oluyor.


E.Coli tarafından üretilen sitotoksini, cdt ABC
genleri tetikliyor. C.Jejuni tarafından bu
genlerin kodlandığı bildirilmiştir (Pickett
1996).
C.’ler indirekt olarak bölgede belli
mikroorganizmaların enfeksiyon
oluşturmalarına etki eder (superenfeksiyon).
Termofilik Bakteriler neden Kanatlılarda bulunuyor?


C.jejuni ve C.coli için özel bir durum var:
Optimal gelişme sıcaklıkları 42 C°dir.
Kanatlılarda vücut sıcaklığı, C.jejuni’nin
optimal üreme sıcaklığına eşdeğer olması
nedeni ile kanatlıların bakterileridir.
42 C° vücut sıcaklığında kanatlı
bağırsağında kolay adapte olması, normal
flora gibi yaşamını sürdürebilmesi termofilik
C.’lerin spesifik özellikleridir.



Termofilik C.’ler evcil hayvanlarda sığır, koyun, keçide
abortus, enteritis, mastitise yol açabilir. Kanatlılarda
hepatitis, pet hayvanlarında gastroenteritise neden
oluyor.
Kanatlılar hepatitis olduğundan karaciğer diğer organlara
göre etken daha fazladır.
Postmorten inspeksiyonla C. kolonisazyonu anlaşılamaz.
Belki karaciğerde yangısal odaklar ip ucu verebilir. Lab.
Konfirmasyonu gerekir.








+4 C° ve şoklanmış ürünlerde yaşam şansları daha az.
Kesimden sonra vücut (karkas) ısıların düşmeye başlaması sağlıklı
üretim için bir avantajdır.
Parçalama, soğuk depoya nakil ve muhafazada üreme durmuş olur.
C.coli ve C.jejuni 0,21-2,25 dakika arasında 55-60 C°’ye çok duyarlıdır.
C. Spp hayvanların bağırsak florasında normal olarak bulunur.
C.jejuni ayrıca sığır, koyun, tavşan, kedi ve köpekte de tespit edilmiştir.
Su hayvanlarında da bulunmaktadır.
En iyi kanatlılarda kolonize olur.
C.coli spesifik olarak domuzlarda da bulunmaktadır.



C.spp.’ler Helikobacter ile aynı familyadandır.
Özellikleri birbirine benzerdir.
A.Belhadri (2008) araştırmasında Campylobacterli
etlerin çoğunluğunda Helikobacter Pylori de
bulunmakta olduğunu, C.jejuni ile beraber kolonize
olduklarını tespit etmiştir.
Yapılan araştırmalar, çiğ kanatlı eti ve ürünlerinde
C.jejuni kontaminasyon oranları % 3,7-92,6
oranlarında olduğunu göstermiştir.
İnsanlarda Hastalık Seyri






Hastalık insanlarda sporadik veya endemik görülür.
Ülkelerde “Campylobacteriosis Ulusal izleme Sisteminin” olmaması
nedeni ile insan enfeksiyonundaki önemini ve genişliğini (Ampleur)
anlayamıyoruz.
Coker ve ark (2002) gelişmekte olan ülkelerde yapılan Laboratuar
sürveyansı araştırmalarında Popülasyonun % 5-20’si bu hastalıkla
tanışıyor.
Çocuklar C.’e daha dirençsiz ve hastalık oranları daha fazla
gözüküyor.
Beş yaşından küçük çocuklarda ve özellikle 1 yaş altı çocuklar
C.Jejuni enfeksiyonuna daha çok yakalanıyor.
İnsandan insana geçiş, nadiren görülüyor; genellikle kanatlı etinden
bulaştığı belirtilmiştir (Friedman ve ark 2004).




Erkeklerde görülme oranı, kadınlardan daha fazla
olduğu bildirilmiş.
Direkt Bulaşma: İnsanın hasta hayvanlara teması
sonucunda;
İndirekt Bulaşma:Yeterli ısıl işlem uygulanmamış,
kanatlı eti ve karaciğeri, çiğ süt ve kontamine sular
tüketilmesi sonucunda;
Kanatlı etinin hazırlanması sırasında, meyve, sebze,
salata gibi ham tüketilen gıdaların kontamine olması
ve bunların tüketilmesi sonucunda (çapraz
kontaminasyonlarlar) oluştuğu bildirilmiştir.



Patojen C.Jejuni mide asidine duyarlı. Ancak
tavuk etiyle birlikte alınması, yağlı besinler,
su ve süt mide asidinin zararlı etkisini
azaltıyor.
Tavuk etinden kontaminasyon düzeyi, tavuk
başına 102-105 bakteri olarak saptanmıştır.
İnsanda enfeksiyonun başlaması için tavuk
etinde 500 bakteri yeterli görünüyor.

Gıdaya bağlı Akut gastroenteritislerin %2-15
nedeni Campylobacteriosisdir. Salmonellose
ve Shigellose’dan daha yüksek orandadır
(Uysal ve ark 1997).
İnsanda Semptomlar






Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere, yaşa,göre semptomlar
değişebiliyor.
Çocuk ve gençlerde daha ciddi seyreder.
Ateş, karın ağrısı, sulu ve çoğunlukla kanlı ishal,1 yaş altı
çocuklarda ağır seyreder ve ölümler görülmüştür.
İnsanlarda ciddi gastroenteritislere yol açar ve bazen ölümle de
sonuçlanabilir.
C. Jejuni gelişmiş ülkelerde C.spp içerisinde en fazla
görülenidir.
Gelişmemiş ülkelerde C.coli, C.lari, C.upsaliensis ve
C. Hyointestinalis oranları daha yüksek.





Gastroenteritis oluşumu takiben Postinfeksiyon sürecinde
Gullian-Barre Sendromu (GBS), Miller Fisher Sendromu (MFS)
Hemolitik Üremik Sendrom, obstruktif hepatit, reaktif artritis,
pankreatitis, peritonitis, meningitis, proktitis ve abort gibi extra
intestinal komplikasyonlar olabilir.
Dizanteri benzeri sulu ishalden kanlı mukuslu ishalle değişen
tablo, şiddetli karın ağrısı,ateş, kusma eşlik edebilir.
İnkubasyon peryodu 1-7 gün arasında değişir. ishal
efeksiyondan 2-3 gün sonra başlar.
GBS de kanal ve spinal sinirlerde yangılar oluşur.
MFS de akut ataksi, refleks kaybı, oftalmopleji var.

EFSA 27 AB ülkesinde insanlarda
Campylobacter insidensinin 9 Milyon vaka/yıl
olarak bildirmiştir. Hastalık sekelinden 2,4
Milyar Euro’luk ekonomik kayıp oluştuğu
hesaplanmıştır.
EPİDEMİYOLOJİ





Hastalığın bulaşması;
Ya; Pişirilmiş kanatlı etinde bu m.o. lar yaşamaya devam
ediyor,
Ya da; mutfakta çiğ tavuk hazırlanırken çapraz kontaminasyon
oluşuyor.
Bugün için pişmiş etten nasıl bulaşıyor sorusunun cevabı
tartışılmaya devam ediliyor.Bu konuda araştırmacıların bir çok
hipotezi bulunmaktadır.
Sektörle ilgilenenler olarak C.’lerin 60 °C yok olduğunu biliyoruz
ve güncel anlamda bu standarta odaklıyız.



Gıdaların hazırlanması sırasında kullanılan
kontamine tabak, kaşık, çatal gibi malzemeler
yoluyla bulaşma oluşmaktadır.
Kesimhanede kontaminasyonlar genellikle tüy yolma
ve iç organların çıkarılması sırasında meydana
gelmektedir.
Kanatlı tüy folliküllerinin etken için mikroaerofilik
ortam oluşturduğu ve bu yolla karkasın diğer
kısımlarının da kontamine olduğu bildiriliyor.
(Frank 2001)


Kanatlı eti ve ürünlerinin hazırlanma, servise
sunma aşamalarındaki kontaminasyonu,
Yetersiz pişirilme, pastörize edilmemiş süt ve
yeterli klorlamamış suyun tüketilmesi sonucu
C.jejuni enfk. oluşmaktadır.



Yapılan araştırmalar çiğ kanatlı eti ve
ürünlerinin tüketilmesi, vakaların büyük
bölümünün nedeni olarak gösterilmiştir.
Barbeküde etlerin yeterli pişirilmemesi önemli
nedenlerden birisidir.
Kabuklu deniz ürünleri, işlenmemiş sular,
pastörize edilmemiş sütlerde de 2. derecede
C.spp. görülüyor.


Bazı literatür bilgilerinde yeterince
pişirilmemiş kanatlı etlerinin yutulması ile
oluşan bulaşmaya direkt bulaşama,
Kontamine olmuş meyve ve sebzelerin
yenilmesi sonucu oluşan bulaşmaya da
indirekt bulaşma olarak da adlandırılıyor.
Bazı araştırıcılar buna çapraz bulaşma da
diyorlar.


ABD ve Yeni Zelanda’da yapılan
araştırmalarda evsel olmayan etlerde
(restoran vb.) risk faktörünün yüksek olduğu
ifade edilmiştir,
Hayvanlarla direkt kontak sonucu, hastalık
İnsana bulaşabiliyor.Kümeste çalışan ve
askıcılar risk grubunda (OMS 2001).





21.yy da hastalıkta önemli oranda artış vardır.
Beslenme alışkanlıkları, demografik yapıda olan
değişiklikler,
Uluslar arası hayvan ve ürünleri ticareti,
Turizmin artması, restorasyonun ev dışında yapılması
hastalık artışının önemli nedenlerindendir.
Ayrıca İzolasyon ve identifikasyon metotlarındaki
gelişmeler hastalık oranlarının yüksek çıkmasının
nedenlerinden bir tanesidir.


Hastalık Mayıs ve Temmuz ayları arasında artış
gösteriyor.Avrupa’daki araştırmalarda en fazla yaz
sonu ile güz başında maksimum seviyede olduğu
bildirilmiştir.
Yaz aylarında hastalık artışı; sıcaklık artışına, yurt içi
ve dışı turistik seyahatlerin artmasına, kuş göçüne
bağlanmaktadır.






Havasız veya hava sirkülasyonu olmayan kümeslerde kontaminasyon
yüzdesi daha fazladır. Kolonize kümeslerde, havadan C.’ler izole
edilmiş, ve hava yolu ile bulaşmaların olduğu belirtilmiştir.
Kümeste bulunan diğer hayvanlar; kedi, köpek vs. hastalığın
yayılmasında risktir ve Campylobacteriosis kaynaklarıdır.
Sineklerden bulaşma olmaktadır. Kolonizasyon olan kümeslerde PCR
yöntemi ile kara sineklerin tümünde C.’ler bulunmuştur.
Kümeste hijyen bariyeri varsa kontaminasyon % 50 oranında
azalabilir.
Çöplükler kümesten 200 m uzakta olması tavsiye ediliyor.
İnsanlarda çizme, elbise, eller hastalığın yayılmasında etkilidir.


Kanatlıların yetiştirildiği, kesildiği, işlendiği,
naklinin yapıldığı, tüketime sunma ve servis
aşamasında temas edilen ekipmanların
temizliği ve kullanım şekli kontaminasyon
düzeyini belirler.
Kesim öncesi, kesimde ve kesim sonrasında
optimal şartların olmaması kontaminasyon
insidensini artırmaktadır.






Kesime getirilen tavukların portörlük oranı % 100 olduğunu
düşünerek işlemlerimizi yapmalıyız.
Kanatlılar Gaita da 105-11 kob/gr etken saçarlar.
Kitle halinde kesimlerde kontaminasyon riski yüksektir.
Haşlama suyunun sıcaklığı nedeni ile deride meydana gelen
değişikliklerden dolayı etkeni deriden uzaklaştırma zorluğu
oluşmaktadır.
Derili karkas satışa sunulduğunda;ıslak kesim bağlı yüksek
nem oranı taşıyan paketlerde etken ürüyor ve kontaminasyon
oluşuyor.
Ülkemizde yapılan bir araştırmada piliç satışı yapan personelin
% 83’ünün elinde C.Jejunie ile kontamine olduğu bildirilmiştir
(Gülmez 1999)


Kanatlı çiftlik personelleri, alet ve
malzemelerin kontaminasyonda rolü vardır.
Avrupa ve Amarika’da C. Ve Salmonellose
oranları baş başa seyrediyor. Türkiye’de
yapılan bazı çalışmalarda ishal vakalarının
% 15 kadarının, C.den olduğu bildiriliyor.
Dünyada yapılan araştırmalar %1-15
arasındadır.



Uçar ve Ark (2006) hindi eti ve ürünleri ile ilgili
yaptıkları bir çalışmada Campylobacterlere
rastlamadıkları bildirmişlerdir.
Denizli’de yapılan araştırmada 100 piliç etinin
40’ında (%40) Campylobacter saptadılar.
Savaşçı (2005) Ankara’da perakende satılan 127
parça piliç örneğinin 106’sında (%83,5) Termofilik
C.’ler tespit etmiştir. Bunun % 74,8’i C.Jejuni ile
kontamine olduğu bildirilmiştir.





Erbay( 2006) 115 yenilebilir hindi iç organının 38’inde (%33)
Termofilik C.’ler saptamıştır. Bu örneklerin 20’sinin (%55,6 +) hindi
karaciğeri, 15’i (%34,9 +)paketlenmiş halde bulunan hindi kalp ve
karaciğeri, 3 tanesi ise (% 8,3 +) hindi kalbinden alınan örneklere ait
olduğu bildirilmiştir.
Bu araştırmadan karaciğerin, Campylobacter kontaminasyon oranını
artırdığı anlaşılmaktadır.
Piliç iç organları ve karkası C.’lerle kontaminasyon oranları
benzerken, hindi karkası iç organlarından daha az sayıda etken
barındırır.
Hindi etinden ziyade hindi iç organları potansiyel risk faktörü,
Piliç eti ve iç organları ise tamamıyla risk faktörü.




Kırmızı ette Termofilik C.lere az rastlanıyor ve
kontaminasyona önem verilmediğini anlıyoruz.
Kırmızı ette, karkasta 5,5-5,8 pH değerleri arasında
etkenin canlılığını sürdürmesi için uygun bir ortam
olmadığından;
Ayrıca kırmızı ette diğer flora baskın olduğundan
Termofilik C.’lerin yaşama ve üreme şansları
azalmaktadır.
Kimi araştırıcılar, -1 °C ve 25 °C depolanan kırmızı
etlerde 8 gün sonra etkenin bulunmadığı tespit
ettiklerini bildirmiştir.





Nakilde Kontaminasyon: Nakilsiz karkas
kontaminasyon oranı %12,1 olan bir kümeste; yolculuk
yaptırılarak elde edilen karkaslarda kontaminasyon oranı
% 56’ya yükseldiği belirtilmiştir.
Transport dışkılamayı provoke etmektedir.
Hayvanların toplanmalarında C. kontaminasyonu
artmaktadır.
Aynı lotda bulunan hayvanların aynı kamyonda gitmesi
tavsiye ediliyor. Ayrı bölümlerdeki hayvanlar aynı
kamyonla nakledilmemelidir.
Campylobacter hızlı kitlerle yapılan testlerde C.
Yoğunluğu en fazla olan sürü, kesime en son
getirilmelidir.




Yolculukta dışkılamayı önleyecek tüm önlemler alınmalıdır.
Yapılan araştırmalarda, kesimhaneye 8-12 saat aç gelen kanatlının
duble avantajı var. 1)Florada C.’ler azalacak, 2) iç organ dokuları
daha dayanıklı ve esnek hale gelecek ve iç organlar çıkarılırken
perforasyon ve yırtılmalar azalacaktır.
Hayvan refahında yemden kesme ve kesim arası 12 saati
geçmemelidir (CE 2007/43/EC). Araştırmalar 12 saati geçen açlıkta
tam tersi bir durum oluşuyor. İç organların bütünlüğünde bozulma,
sindirim kanalı içeriğinin akışkana dönüşmesi, fekal kontaminasyonu
artırmaktadır.
Karkas kontaminasyonu, üretim hattı ekipmanları, çalışanların elleri,
final ürünlerde kontaminasyonlar, bağırsaktan kaynaklanan
bulaşmalardır.



Askılama, sersemletme, Sıcak su ile yıkama, Tüy yolma,
İç organ çıkarma, Yıkama, Soğutma ve Parçalama
saflarının tümünde kontaminasyon riski var.
Gün içerisinde geç kesilen sürülerde karkas
kontaminasyonu artıyor.
Japon araştırıcılar (Ono ve Yamamoto 1999) ıslatma
kazanından sonraki etaplarda kontaminasyon riskinin
azaldığını söylüyorlar. Islatma kazanı suyunun sıcaklığı
ve geçiş zamanı kontaminasyon üzerinde etkilidir.


Araştırmacılar ıslatma kazanının 58 ºC’de, geçiş süresinin
2 dakika olması durumunda mevcut Campylobakterilerin
yıkımlandığını; 51,8 ºC’de 14 dakikalık geçiş süresinde
ise yıkımlanma olmadığını kanıtlamıştırlar.
Buna rağmen ıslatma kazanında da C.’den yoksun karkas
kontamine olabilir (inter-kontaminasyon). Karkasın
kendisinden aldığı kontaminasyon (oto-kontaminasyon)
da oluşabilmektedir.



Hindi kesimhanesinde her şeye rağmen ıslatma
kazanında kontaminasyon riski azalıyor.
AB direktiflerine göre Islatma kazanı sıcaklığı
52 ºC ile 59 ºC arasında olmalıdır.
Sistemden Islatma kazanının kaldırılması, kuru
kesim vs. alternatiflerinin yerleştirilmesi
durumunda bile, hindi kesimhanesinde
uygulanan 58-59 ºC sıcaklığın mutlak suretle
korunmalıdır.





Ancak tüy yolma, anüs açma ve iç organ çıkarma
etaplarında kontaminasyon riski daha fazladır.
Tüy yolmada kauçuk parmakçıkların karkas üzerinde
oluşturduğu basınç gaitanın anüsten çıkmasına
neden olmaktadır. Karkas büyüklüğüne göre gerekli
ayarlamalar yapılmalıdır.
İç organ çıkarırken oluşan yırtılma ve perforasyon
sindirim kanalındaki C. Florası karkas ve ekipmanları
kontamine ediyor.
Bu durum iç ve dış yıkama ile elimine edilebiliniyor.
Avrupa ülkelerinde karkaslardan elde edilen
prevelansı (%75) ceacum prevelansından (%72.2)
yüksek. Şu halde kesimhanelerde çapraz
kontaminasyon sıklıkla olduğu söyleniyor.




Water-Chilling’de soğutma kontaminasyonu
azaltmaktadır.
Soğutmada kullanılan askı arabalarında karkas
sayısı (yoğunluğu) kontaminasyonda etkili.
Hava ile soğutma da karkas yüzeyinde kuruma
meydana geldiğinden C.’lere daha ölümcül
olmaktadır.
Karkasın renginin değişmemesi, kilo kaybı olmaması
için su ile soğutmadan hemen sonra ambalajlanma,
karkastaki bakterileri koruma altına alır.



C.’ler +4 ºC’de en az 1 hafta, dondurulmuş
ürünlerde en az 3 ay canlılığını korumaktadır.
Dondurmada çoğunluğu yıkımlanıyor.
Bir araştırıcı -18 ºC’de kanatlı ürünlerinde 85
hafta sonra C.’ler tespit etmiştir.
Derisiz ve parçalanmış kanatlı etinde C’ler
kontaminasyon oranı zayıftır.Kuzey ülkelerinde
kanatlı eti derisiz satılmaktadır. Bu ülkelerde
kontaminasyn oranları çok düşüktür, hastalığa
yakalanan insan sayısı daha azdır.


AB 1999/72/EC sayılı zoonozlar direktifinde
üye ülkeler Campylobacteriosis oranlarını
deklare etmek zorundalar.
Ülkemizde Camplobacteriosis ihbarı mecburi
hastalıklar arasına henüz gözükmezken,
Sağlık Bakanlığı’da deklarasyon yapmadığını
görüyoruz.
önlemler






Çiftlik, kesimhane,işleme, dağıtım, muhafaza ve mutfak aşamalarında
gerekli tedbirler alınır.
Araç, gereç, rodent ,insekt, personel ile sağlıklı çiftliklere ve kanatlı
hayvanlara bulaşması önlenir.
Çapraz konteminasyonun engellenmesi için, KKN ve Tehlike Analizleri
olmak üzere, İyi Üretim Uygulamaları(Good Manufacturing PractiseGMP) gıda güvenliği ve kalite kontrolü sağlayan sistemler etkin şekilde
uygulanmalıdır.
Campylobacter Surveyans Alarm Sistemi (SAS) oluşturulmalı.
EFSA CE’de Campylobacter Surveyans Sistemi (CSS) kurmuştur. Her
laboratuvar gönüllü olarak identifiye ettiği C.’leri ve suşlarını bildiriyor
ve bilgiler oluşturulan epidemiyoloji dosyasına konuluyor. Çalışma
multidisiplinerdir.
Tarım Bakanlığı Tebliğlerine göre kapalı üretim tercih edilmeli, ilgili
tebliğlere üretim ve satış noktalarında uyulmalıdır.




Tüketim Aşamasında Mutfakta Çapraz kontaminasyonun
önlenmesi için kullanılan alet ve materyaller ayrılmalı ve
sıcak su ve uygun deterjanla yıkanmalı, temizliğe önem
gösterilmeli ve çapraz kontaminasyona engel olunmalıdır.
Ürün merkez sıcaklığı en az 70 C°olmalıdır. Pişirilmeden
tüketilmemeli.
İçme ve kullanma sularına etkili dezenfeksiyon
kullanılmalı,
Üretimin her aşamasında çalışanlar bilgilendirilmeli.




Kümeslerde altlıklar kuru ve temiz olması,
kullanılan suların, alet ve malzemelerin temiz
olması,
İçeriye giren personelin ayrı yerlerden girip,
ayrı yerden çıkış yapması, dezenfeksiyon
ihmal edilmemeli,
Rodent ve insektlerle mücadele edilmeli,
Diğer evcil hayvanlar kümes yolunda
bulunmamalı,





Kesim öncesi kümeslerde mücadele için,
1)Aşılama,
2)Probiyotik kullanımı
3)Campylobacterlerle yarışan bir flora yerleştirmek
(Competetif flora) gibi öneriler bildirilmiştir.Sağlıklı
kanatlı hayvanların bağırsaklarında bulunan
bakterilerin kültürleri kullanılmaktadır.Floranın adı, ya
da hangisi olduğu önemli değil.Genel kanatlı
bağırsak florasıdır.
4)Bakteriotoksinler: Bakteriler tarafından
sentezlenen ve kendisine benzeyen bakteri suşlarını
öldüren protein toksinlerdir.







Paenibacillus polymyxa’dan SRCAM 602
Laktobacillus Salivarius’dan OR-7
Enterococcus spp.’lerden E-760 ve E-50-52 bakteriotoksinleri
örnek verilebilir.
Bakteriotoksinler kesimden hemen önce kullanılırsa gaitada
C. tespit edilemez düzeye indirebiliyor.
Stern ve Ark (2005) 1 günlük civcivlerde SRCAM-602’yi 7- 10
gün oral verilmişler, kontaminasyonu 8.3 Kob’dan 2 Kob’a
(CFU: Colony Forming Unite) aşağı indirmişler
OR-7 10 gün, E-760 4 gün kullanılmış Caecum da C.’ler
bulunamamıştır.
Bugün için araştırmalar hala devam etmekte, ancak yapılan
denemelerde çok başarılı olunmuştur.





5) Bakteriyofajlar: C.’leri öldürme aktiviteleri var.Floradaki
diğer bakterilere zararı olmuyor. C.’lerin yüzeyine (reseptöre)
yapışır ve hüçre içerisine girer ve orada ürerken hücreyi çatlatır.
Bakteriyofajlar kullanımı konusunda AB’de bir yasa yok. Yem
katkısı mı yoksa ilaç mı tartışılıyor.
Bakteriyofajlar C’leri azaltmada umut verici olarak görülüyor.
6) Seyreltme:CE 2007/43/EC9 Direktifine göre canlı ağırlığa
göre; en fazla 33 kg/m2 zeminde yoğunluk olabiliyor.Bu yüzden
4.ve 5. haftalık dönemde veya kesime yakın 10 gün içerisinde
2-3 günlük periyotlarla seyrelterek, kesimin yapılması C.
kontaminasyon riskini azaltıyor.
7)Kesim Yaşı: En düşük 20 gün, en yüksek 150 gün olarak
belirtilmiştir. Ortalama 41.4 gün. Organik ve açıkta yetiştiricilik
max. 81 gün (EEC 2092/9110)






8)Irk seçimi: Bazı ırklar C.dirençli olabiliyor.
Kanatlı içme sularına organik asit bırakılırsa floradaki C.’lerde
azalma oluyor.
Kesimden önce verilen %0.7 oranında Caprylic asit gaitada C.
sayısında 3-4 kob/gr bir azalma olduğu ifade edilmiştir.
Bir başka araştırmada yem çekme boyunca 10 saat içme
sularına laktik asit eklenirse, prevelans % 62-85 oranında
azaltılabiliniyor.
AB yasalarında şu an için hayvan refahı nedeniyle asit
uygulamalarının yeri yoktur.
CE 853/2004 numaralı tüzüğünde bir madde
dekontaminasyonda etkili ve güvenli olduğu kanıtlanırsa
kullanılabilir demektedir.






Dondurma, sıcak su, kimyasal temizlik gibi karkas kontaminasyonu
azaltmak için seçenekler vardır. Karkasta kimyasal temizlik şu an
AB onayına bağlı. Şu ana kadar hiçbir kimyasal onaylanmamıştır.
EFSA’ya göre kesimden sonra %100 risk azaltılması ürünün
pişirilmesi ile oluşabilir.
% 90 risk azaltma 2-3 hafta ürünün dondurulması ile olabiliyor.
%50-90 risk azalması 2-3 günlük bir dondurma ile oluşabilir.Ancak
bazı araştırıcıların yaptığı çalışmalarda risk azalmasını daha düşük
vermişlerdir.
Karkasların %2 laktik asit, 1200mg/lt sodyum klorit,%10-12’lik
trisodyum fosfatla (pH 12) sıcak suda muamelesi kontaminasyon
riskini azaltabilir. EFSA ve Tarım Bakanlığı şu an kimyasallara izin
vermiyor.
Karkasa buhar vermek kontaminasyona karşı çok etkili olduğu
bildirilmiştir.
Çapraz kontaminasyona engel olmak için, akım önerenler de vardır.



EC 2160/2003 Salmonella ve diğer gıda kaynaklı zoonotik
ajanların kontrolü direktiflerini üye ülkeler uyguluyor.Ayrıca
EC 2073/2005 Mikrobiyoloji Kriterler Direktifi göz önüne
alınıyor. Ancak yaptığım araştırmalarda Karkas numunelerinde
C. limitleri belirtilmemiş. Bu durumda Koloni limitlerine bakarak
değerlendirme yapılabilir. Bizim tebliğimizde de aynı durum söz
konusudur.
Avrupa ülkelerinde kesimden önce yem çekmeden sonraki 12
saat için laktik asit kullandıklarını biliyoruz. Bu çelişki hayvan
refahına aykırı değil mi? (EFSA)
Asetik asit, propiyonik asit, formik ve HCl asit su ve yem
karışımı, tek başlarına yada kombine olarak invitro test
edildiğinde PH 4 civarında C.’lerin yıkımlaşmasında çok etkili
olduğu bildirilmiştir.






Kesimhaneye gelen kanatlı hayvanlar 8-12 saat önce aç bırakılmalı,
kesim öncesi muayene yapılmalı,
Her personel kendi bölümünde çalışmalı, birden fazla bölümde
kullanılmamalı,
Tüm aşamalarda personel hijyenine özen gösterilmeli.
İç organların çıkarılışında, otomatik ekipmanların ve çalışanların el ve
gereçlerinin sanitasyonuna dikkat edilmelidir.
Kesim önce hayvanların saatlerce, örneğin 1 gece kesimhanede
bekletilmesi stres ve kontaminasyonu artırıyor. Ayrıca karkas kalitesine
stres hormonlarının menfi etkisi vardır. Açlık 12 saati geçmeyecek
şekilde kesimhanede hayvanlar bekletilir.
!2 saatlik açlık döneminde su verilebilir. Su tüketimi % 5 oranında
kontaminasyonu düşürdüğü bildirilmiştir.





Parçalama işleme esnasında kontaminasyona engel olmalı,
tezgahların, kasapların bıçakları ve diğer ekipmanların
temizliğine önem gösterilmelidir.
Sular yasal oranlar içerisinde klorlanmalıdır.
Safra kesesi potansiyel bir bulaşma kaynağıdır. Safranın
C.’lerin çoğalma, virulans faktörleri ve üremeleri üzerine önemli
pozitif etkileri olduğu bildirilmiştir (Brayn ve Doyle 1995).
İç organ çıkarılırken safra kesesi patlatılmamalı, safra karkasa
ve iç organlara bulaştırılmamalı,karaciğerleri temizleyen, tasnif
eden personel, karkaslara dokunmamalı,
Karaciğer ve kalp karkaslarla aynı depolarda bekletilmemeli,



Parekende satış noktalarında; hindi eti ve
yenilebilir iç organların, depolama ve saklama
koşullarındaki olumsuzluklar C.’leri aktive ederken;
Açıkta satılan ürünlerde oksijenin ve kurumanın,
Yarışmacı yönü zayıf olan etkenin bulunduğu ortama
diğer bakterilerin dahil olması C.’lerin
inaktivasyonunda etkili olduğu düşünülmektedir.




ABD’de her yıl 2,1-2,4 milyon enfeksiyon
görüldüğü bildirilmiştir.
Bu ülke için 880/100 000 insidensı
bildirilmiştir.
Salmonellos’dan 2 kat daha fazla olduğu
ifade ediliyor (Friedman 2000).
ABD için de C. Jejuni Campylobacteriosis
% 80-90 nedeni olduğu belirtilmiştir.
Transmission




Kanatlı çiftliklerinde bulaşma kaynağı horizontal
olmaktadır.
Kuluçkahanelerde civcivler yumurtadan çıktıktan
sonra C. yönünden aridir.
C.ler kümeste daha sonra kolonize olmaktadır.
Malzemelerden, insekteler, Rodentler, kedi, köpek
vs’den bakteri alınabilir ve kanatlıdan kanatlıya
kontaminasyon sürer gider.



Termofilik C.’ler kanatlı hariç diğer evcil
hayvanlarda patojen değildir. Ancak
portördürler.
Sığır, koyun, keçi, domuz, kedi, köpek, doğal
hayattaki kuşların insana temesı 1. risktir.
Doğal hayatta bulunan hayvanların çevreye
ve suları kontamine etmesi 2. risktir
(Kontamination environmental).
Etkenin su ve gıdalarda yaşamını
sürdürmesi



Suda C.lerin izlenmesi Su yüzeyinde
bulunurlar, 4-10 C° yaşamlarını sürdürürler
Havalandırma ve osijenizasyonla yaşam
şansları azalır,
C.Jejuni ve C.lari ırmak sularında 5 C°
dirençli olup, 6-60 gün canlı
kalabiliyor.(Talibart ve ark 2000)


Gıdalarda C.’lerin izlenmesi: 37-42 C°
sıcaklıklar arasındaki ette hızla çoğalırlar.
Transformasyon, transport, distrubisyon,
komersializasyon aşamalarında sıcaklık,
atmosfer, pH ve gıdaların türüne göre
C.jejuni miktarı azalır ya da çoğalır.
Viables Non Cultivable (VNC) :






Yaşamını sürdürebilenler,kültüre edilemezler!
Bu bir bakteriyoloji hipotezidir.
C.’ler bu hipotezle uyumludur.
Isı,antibiyotik ve dezenfektanların ölümcül etkilerinden
korunmak için; biyofilm oluşturma canlı fakat kültüre
edilmeyen forma dönüşme kabiliyetleri vardır.
Taşıma kasalarında dezenfeksiyondan sonra bile C.’ler ve
Salmonellalar da görülebiliyor (VNC)
Muhtemelen kümeslerde dezenfeksiyon sonunda bile
canlı kalmaktadır.





Spiral formda kültüre edilebilirler (Park 2002).
Kokoid forma dönüştüğü zaman kültüre
edilemezler.
Kötü koşullarda kendilerine hayatta kalma şartları
yaratıyorlar.
Yüksek sıcaklıklarda varlıklarını sürdürebilmek için
sıcak şoku proteini (Heat shock protein)
sentezlediği bildiriliyor.
Soğuk şok proteini (Colt shock protein)
sentezlemediği ve bu nedenle 30 °C altında
gelişemiyor.Soğutmaya duyarlı.




Deneysel olarak kontamine edilen bir işletme 18 ay boyunca
gözlem altına alınmış, bir programla tüm hijyen kuralları titizlikle
uygulanmış; temizlik, dezenfeksiyonlar, kanalizasyon temizliği
vs. sürekli yapılmış, içme suları klorlanmış;
Başlangıçta % 81 olan kontaminasyon oranı ancak 18 ayın
sonunda % 7’ye düşürülebilmiş.
Alınan numunelerde C.ler izole edilememiş, ancak
immuno-florans mikroskobu ile bakterinin vibrion benzeri
morfolojik yapısı tespit edilmiştir.
Şu halde izolasyon yapılamamasına rağmen, etkenin
tamamıyla yok olduğunu düşündüğümüz bir anda, aslında % 7
oranında gizli bir kontaminasyonun devam ettiğini anlıyoruz.





Hiçbir numune C.jejuni’nin yokluğunu garanti etmez.
Derin kaslarda C.jejuni bulunmazken, karkas
yüzeyinde bulunur.
Çiftlikten sofraya Campylobakterileri yok etmemiz
mümkün değildir.Ancak sayıyı azaltabiliriz.
Mikroorganizmanın eradikasyon vizyonu yoktur.
AB 93/43/CEE Gıda Hyjeni direktiflerini yetersiz
geldiğini ve revizyon edilmesi gerektiğini uzmanlar
söylüyorlar.
Sıcaklık







Negatif Sıcaklık: Şoklama ya da dondurma C.Jejunin gelişmesini
durdurur.
Bakteri popülasyonunun bir kısmının yıkımına neden olur.
Likit ortamda dondurmaya daha duyarlı.
Güçlü ventilasyon kullanımı karkas yüzeyindeki bakteri sayısında
maksimum azalmaya neden olur.
Pozitif Sıcaklık: 0 C°ile +10 C° arası, favori bir soğutma sıcaklığıdır.
% 100 C.Jejuni izole edilmiş tavuk karaciğerleri, 30 gün
dondurularak muhafaza edildikten sonra, izolasyon oranı % 30’a
düştüğü belirtilmiştir.
Islatma, püskürtme, buhar gibi uygulamalarla karkaslarda (Deriye)
haşlama yöntemleri kullanılarak kontaminasyon önlenebiliyor.
Sıcaklık
48 °C
49 °C
50 °C
53 °C
55 °C
56 °C
58 °C
60 °C
D Değeri
(Likit besin)
Dakika
7.2-12.8
15.2
4.5-7
1-2.7
0.74-1.1
0.3-0.9
0.24-0.28
0.12-0.14
D Değeri (katı
besin) Dakika
20.5
8.7-9.2
4.8-4.9
2.12-2.25
0.6-1
0.2-0.4
0.2-0.34
pH



C. Jejuni’nin optimum gelişme
pH’sı 6.5-7.5 dir.
Bakterisit etki pH 4.7 düşük, pH 8.2 den
yüksek ortamlarda gerçekleşir.
Organik asitlere, mineral asitlerden daha
duyarlı.
Askorbik Asit (Vit. C)

5 mmol/lt Askorbik Asit ortama eklenirse
42 °C Bakterisit etkili (Tuven ve Kennez
1986).
Atmosfer Gazları
D Değeri (Gün)

İşlem
% 100 N2
% 5 O2 + %10
CO2 ++ % 85 N2
%21 O2
% 100 O2
4 °C
8,71
6,17
2,88
2,09
25 °C
1,34
1,25
1,03
0,77
Ortamda O2 konsantrasyonu arttıkça yaşamları
azalıyor. Aynı şartlarda +4 °C’de 25 °C’ye göre
yaşamlarını sürdürmeleri daha iyidir.
Kurutma (Dessication)




Kuru atmosfere çok duyarlıdırlar.
20 °C üzerinde ve +4 °C altında sıcaklıklarda
kurutmaya duyarlıdır.
Kuru soğutma ıslak soğutmaya göre daha
etkili.
Kanatlı deri dokusu C.’leri koruyan
niteliktedir.Bu nedenle tüketime kadar deride
etkenler konserve olabilmektedirler.
Dezenfektanlar

Klor çok etkilidir. Çok ülkede kullanılmaktadır.
% 100
İnaktivasyon
Kontaminasyon
düzeyi
1 dakika
30 dakika
102-104
KOB/ml
1,25 ppm
0,625 ppm
106-107
KOB /ml
5 ppm
2,5 ppm



% 94 pozitif olan hindi karkasları, 50 ppm klorlu buzlu suda bir
gece bekletilmiş, sonuçta karkasların % 34’ü enfekte olduğu
tespit edilmiştir. Klor konsantrasyonunun artırılması sonucu
olumlu etkilememektedir (Doyle 1984).
Quarterner Amonyum Bileşikleri, karkas soğutma suyuna 500
ppm-1000 ppm arası bırakılırsa, büyük bölümü yok oluyor.Bazı
yazarlar bunun kullanılmasını tavsiye ediyor (Hudson-1987).
EFSA ve Tebliğlerimizde kullanımı yasaktır.
Avrupa ülkelerinde güncel olarak bu bileşikler kullanılmıyor.
Trisodyum Fosfat (TSP)



ABD’de bugün için kullanılıyor.
Karkasların soğutulmasından sonra,
karkaslar %10’luk TSP ihtiva eden su
banyosunda 50 °C de 15 saniye muamele
ediliyor. 10 bakteriden 1,2 bakteriye iniyor.
2003 yılından sonra Fransa’da yasaklandı.





İyonize ve UV ışınları da C.’leri etkisiz hale getirir.
Mikro dalga fırında1380 Watts da 71,1 °C 3 dakikalık
ısıtmada tüm C.’ler yok oluyor.
Yumurta akı Lysozimi bakterisit etkilidir.
Acı biber, % 0,5’lik konsantrasyonu, ilk 16 saatlik
konservasyon da inhibe eder.
Çay: İnhibisyon etkisi C.Jejuni’ye karşı en yüksek
olanıdır. Staf. Aureus’dan fazladır (Diker ve ark
1991).
Campylobacter ve Salmonella Prevelansı
(DGAI 2001)
Numuneler
Piliç
Kesimhanede Kloakal swap
Campylobacter
% 65.3
% 74.7
% 84.6
% 81.3
Parçalama bölümünden parça et
Campylobacter
% 50.7
% 26.2
% 28.6
% 36
Kesimhanede Kloakal swap
Salmonella
% 6.6
% 4.1
%0
% 11.8
%4
% 1.4
% 9.1
%0
Parçalama bölümünden parça et
salmonella
Hindi
Beç
Tavuğu
Ördek




Fransa’da ki çalışmalarda Kanatlı sindirim
kanalında Campylobacterler
Sallmonellalardan 8-20 kat daha fazla
bulunduğu bildirilmiştir.
Ürün kontaminasyonunda tavuk da % 56,
hindide % 25 tespit edilmiş.
Derili ve derisiz ürünlerde sonuç daha
değişik olmaktadır.
İsveçte prevelans çok çok düşük (% 2-3).
Kanatlı eti derisiz satışa sunulmaktadır.
Mevsim



Yapılan araştırmalar, kontaminasyonun yaz
sonu ve güz başında daha fazla olduğu
söyleniyor.
Bu mevsimde yabani kuş göçlerinin etkili
olduğu bildirilmiştir.Göçmen kuşları su ve
yiyecekleri kontamine etmektedir.
Prensip olarak Mayıs- Eylül arasında
kontaminasyon oranları yükselmektedir.
Yaş




Genellikle Broylerde 2. hafta ile 4. haftalar
arasında sürü kontamine oluyor.
Sürü içerisinde bakterilerin yayılması yem su
ve gaita ile oluyor.
Kontaminasyon riskinin % 40’nı bina dışındaki
yemlerin, kuş, vahşi hayvanlar, fareler vs.
tarafından oluşturulmaktadır (Berindtson 1996)
Böcekler de hastalığın vektörüdür.
Antibiyotik Direnci






Hindi örneklerinden alınan izole edilen C.’ler florokinolon ve makrolit
grubu antibiyotiklere karşı dirençliliğinin piliç örneklerine oranla daha
fazla olduğu belirtilmiştir (Ge ve ark 2003).
Sürekli Antibiyotik kullanımı direnci artırıyor.
C.Jejuniye karşı Spiroflaxasin, enroflaxasin, nalidiksik asit direnci
1987 yılında % 0 olarak tespit eden araştırıcı, 2000 yılında tekrarladığı
araştırmasında sırasıyla % 70, % 72 ve % 93,4 oranında direnç
saptamıştır.
Eritromisine karşı direnç, daha az kazanıldığı bildirilmiştir.
İnsanlarda makrolit grubundan Azitromisin tavsiye edilmektedir.
Özellikle kanatlılar için Gentamisin dikkate değer bir antibiyotiktir.
Tavuk ve İnsanda izole edilen C.jejuni ve C.Coli’nin
antibiyotiklere direnç yüzdeleri (CNR-2000)
C. jejuni
Tavuk
İnsan
C. coli
Tavuk
İnsan
(n=358)
(n=310)
(n=128)
(n=55)
Macrolides
0.8
2.2
26.3
9
Gentamicine
0
0
0
0
Tetracycline
56.7
11.8
68
12.7
Acide Nalidixique
26.5
23.4
42
36.4
Ampicilline
23.5
20.8
30.5
20
Fluoroquinolones
17
23.8
37.5
31.4
İdentifikasyon







C.’ler değişik mediumlarda 42 ºC mikroaerofilik ortamda 18-24
saat süre ile zenginleştirilip; çok değişik besi yerlerinde 48-72
saat inkübe edildikten sonra izolasyon yapılır.
İdentifikasyon biyokimyasal testlerle de yapılıyor.
Son yıllarda Polymerase Chain Reaction (PCR)
İmmunogenetik Seperasyon (IMS)
Api Campy Test Kit,
Pulsed-Field Gel Elektrophoresis (PFGE) gibi moloküler
tiplendirme metotları kullanılmaktadır.
PCR kullanımı kolay, ancak serotipleri ayırt etmede
duyarlılığının az olduğu bildirilmiştir.Çabuk, kolay ve
identifikasyona duyarlı olması ile önerilmiştir (Polat 2008)
Ayırt etme
yeteneği
PCR-RFLP
desgènes flaA et
flaB
(Wassenar & Newell,
2000)
++
Macro restriction
par électrophorèse
en champs pulsés
(SmaI, KpnI) (Imai et
al., 1994)
+++
Amplified Fragment
Length
Polymorphism
(AFLP) (Duim et al.)
Random Amplified
Polymorphic DNA
(RAPD)
Ribotypage
automatisé
(Stanley et al.,
Multi Locus
Sequence Typing
(MLST) (Dingle
et al., 2001)
Kolaylık
+++
Maliyet
++
Global
uygulama
+
Az İlgi çekici
Orta
+
+
+++
+++
+
+
+++
+++
+++
++
+
+
++
+
++
+++
+
+
+++
Çok İyi



EFSA 2010 yılında 27 AB ülkesinde yaptığı çalışmada 561
kesimhanede 10 132 broyler partisinde ceacum içeriğinde
ve Chilling’den hemen sonra boyun ve göğüs derilerinden
alınan örneklerde Capylobacteriosis kolonisazyonu
incelenmiştir.
Broyler partilerinin prevelansı ortalama % 71,2 (%2-100)
olduğunu, Karkasların ortalama prevelansı ise % 75’inin
(%4,9-100) olduğu anlaşılmıştır.
Kontaminasyonların 2/3 C. Jejuni,1/3’ü C.coli olduğu ifade
edilmiştir.
BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÇOĞALIR
TEŞEKKÜRLER

Benzer belgeler

bornova vet. kont.ve ars.ens. - Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü

bornova vet. kont.ve ars.ens. - Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü malar (NK) 2 haftadan önce C. jejuni ile enfekte edilen alışmalar civcivlerin klinik belirti (ö (özellikle ishal ve ölüm oranı oranında artış artış)) gösterdiklerini bildirmiş bildirmişlerdir (Youn...

Detaylı