EBU HAMiD MUHAMMED

Transkript

EBU HAMiD MUHAMMED
ERCİYES ÜNİVERSİTESt
GEVHER NESİBE TIP TARİHİ ENST-İTÜSÜ
YAYINNO : 7
\
EBU HAMiD MUHAMMED
EL- GAZALİ
(1058 · 1111).
'
14. MART. 1988 -
~YSERt
....
.·
DİNİ iLiMLERİ İHYA HAREKETİ İÇİNDE
GAZALİ'NİN Y:EJtİ
Doç.
Dı·.
Celal IURCA*
_ Eb.ıl H~nnid Muhammed b. Muhammed el-Gazali·· (ö. · 505/
1111)·, İ:3lam düşiliice sistemine ye elini . ilimiere damgasını· vuran
nadir şahsiyetlerden bL."'idir. Çok yönlü ve renkli bir şahsiyete sa_hip dan Gazali'nin bu alandaki en belirgin özelliği ise, elini Hillllere yeni bir çehre vermesi ve bu alanda yenilikci- biı- anlayışa sahip olmaşıdır. Gazali'ye gelinceye kadar dini ilimlerlı:ı bir kısmın- ·.
da büyük gelişmeler olmuş .ve ba~ılan da sistsmleşmiştir. Yine
Qazali'den önce ·~)'nun ak.li ilimlerden saydığı Feisefe, Astromorni
ve Tıp gibi ilimler, tereüme hareketi neticesiiıde İslam alenline
girmiş- ve· müslümani.a n .büyük ölçüde etkilemiştir. Bazı İslam
aliınleri, tncfune Iiarekati neticesinde İslfun alenline grren
bu
iliml'er1e, İslami bilgileri doğrudan uzla~tırmaya çalışırken, bir
kısmı da bu ilimiere Şiddetle karşı çıkmıŞ, bir .kısmı ise, bu ilimlere ait bilgileri ten.Iqd .süzgecinden geçirerek; elemeye tabi tut:nıuş, doğru olanları aıillış, kendilerince doğru kabul edilmeyenleri ise terketmiştir. Bu dönemde ayrıca kelanıcılar, filozoflar, batmiler ve safiler o~ak üzere dört 'ana grubun mevcut olduğu bilüımektedir. Bu grup~ar, kendi ınesleğini icra ediyorlai· ve az veya
·çek
ilimlerden
istifade ediyorlardı.
. bu. akli
.
.
Gıtzali,
kendi
clöneınini
en
açık
bir
şeklide ((İHYAU ULUMİ'D
D~N» adlı · eserinde ele
. alarak bazı acıkİaılialarda buli...um1aktadır.
~
O, bu eserinin ınukaddiınesinde, ~anların cahilliği tercih edip
_olan yardımlarınçlan, gerçekleri göremernelerinden, ilminlinin gereğini yapınayan aliınlerderi, ciddi i}.im adamlarının yetişmeyip yerlerine ·t~-klidci kişilerin ilıni} ~stisı·nar ederek kendi çı­
karlan doğ1·ultt1Sl'!11da ;kullanlnalarında.ı1, vaizleı;in yalclızlı sözw
batıla
..
n
Erciyes Üniversitesi İliılıiyat . Fakültesi Öğretim Üye~i
.
--
ıerle halkı ·kandırmaya· çalıştıklarından, insanların
-ı
-
ken<4 üstünlüklerini başkalarına göstermek için veya onları susturmak :için
cedel'e ve münakaşaya başvurmalarından, Kur'an'da yer alan fı­
k.ıl1, hikmet, ilim, l§ık, hidayet ve doğı:uluk gibi ·insanı ahiret yoluna sevkeden bilgilerin unutulmasından, bunların da ötesinde
bütün bunların dinde bir g.edik açmış olmasından ve karanlığa götürücü korkunç bir tehlike oluşturmuş olma5ınclan yaRınmakta­
dır.
Dini ilimlerin iliyası anlamına· gelen İhyau tnumi'd Din aillı
eserinin yazılış amacını ise, dini ilimleri yaşatınak, ilk imamların
kapanan yollarını açmak ve faydalı olan ilimleri anlatmak şeklin
de ifade etmektedir (1). <?yle görülüyor ki, halkın zayıflayan imam karşısında bid'at ehlinin güçlenmesi, elini ilimlerde zihinlerin
henüz durulınaımş olması, akli ilimlere karşı takınılacak tavrm
net bir biçimde belli olmaması veya bu konuda ce~aretli adıınl~.. rm atılmaımş olması, bir ilim adamı olarak Gazali'yi Ziyadesiyle
rahatsız etmiş ve O'nu bu konularda bir çözüm ·getirmeye zorlam!ştır. Neticede I:J da üzerine düşen bu görevi liyakatle yerine getiı·miş ve içinde yaşadığ1 hicri 5. asrın dini müceddidi veya «Huccetu'l İslam» ünva~ı almıştır. Bu vasıflandırma, Hz. Peygamber'in bir hadisine dayanmaktadır. Ebu Davud'un «Sünenııinde·
yer alan bu hadiste Hz. Peygamber, cıAilah Teala'nın her yüz senenin başmda dini yenileyecek bir ınüceddid gönderecektirıı (2)
buyurpıaktadır. Bu hadis kitabını şerheden Abduralıman
Mahmud Osman, ccAvniı~l Ma'budıı adil eserinde, Suyuti (ö. 911/1505')
den naklen Gazali'nin 5. asrın müceddidi olduğurı,u söyler (3).
Suyuti'ye göre Bakıliani (ö. 403/1013) dördüncü asrın, Fal-iredelin er-Razi .ise (ö. 606/1209) altıncı asrın dini müceddidi sayıl­
maktadır (4). Hiç şüphesiz buriun böyle olması, kesin değildir,
sadece ihtimallerden biridir. Bir ihtimal ele olsa, Gazali'nin elini
ınücedclicller arasında sayılması, O'nun değerini ve önemini daha
da artıİmaktadır. Yaptıkları ve günümüze olan etkisi dikkate alı­
nıri;a, O'nun gerçekten dini bir müceddid olduğunu gönül rahatlığı ile söyliyebiliriz.
Yenileme anlamına gelen c<tecdid»i, İslam'ı bozmadan ebecl1
prensiplerini değiştirmeden korumak, yeni nesillerin anliyabileceği ·kalıplarda O'nu ~ak, yaşamak ve yaşatmak şeklinde özetlemek .mümltündür. Bir başka· .t arife göre tecclicl, .İslrun'.ı tatbik
etmeden önce, elim esaslar~ zaman ve rnuhitin ihtiyacla.rma en
uygun bir §elülde tefsir :edilmesi, ·ondan sopra bu elini ··emirlerin
.. 32
.,
· tatbik eelilmesidir (5). Bu kenuda daha pek Çok görüŞ mevcut·. :tur. Bunların detayına burada girmek istemiyorlız. Bw:ada iki
.farklı yaklaşımı örnek olarak sunduk. Hepsinde ortak nokta yenilemedir. Bu yenilemenin mahiyeti ise. ihtilaflidır. Yenilemenin
bikmeti ise, özet olarak, dinin devamlılık ve değ~mezlllik ilkeleriyle, değ~ebileniri beraber yürümesi ve yaşamasr nasıl mümkün
olacaktır? sorusunda gizli bulunmaktadır. ictihad ve tecdid müesseseıeriyıe· .zarw:et prensibi, bu sualin. bir anlamda cevabı
olmaktadır. Bu müesseseler, dini mes~elelerin çözümünü ilim ve ehliyet sahibi mü.slümru:ılara bırakmaktadır. Onlar da bu mes'elelere ana kaynaklardan çözümler getireçeklerdir.
Dini müceddidler, topl~a canlılık ve aktivite getirmişlerdir.
~taları düzeltip diJğruyu gösterıniye çalışmışlardır. Ancak bu
hareketin; . korkaklık, çekingenlik, takdir eksikliği, kötüleme, hased gibi ciddi engelleri mevcuttur.' Bu engelleri aşmak ise çok zordiır. Ama bir dini müceddid ·bu engelleri. aşmak zorundadır. İşte
G~zali, bu engelleri aşaJ::ıilen nadir kişilerden biridir. Alışı!~ gelmiş . şeylerin dışına çıkan, yeni şeyler söyliyebilen ve farklı usul
metodlar ge~tirerek onlan uygulay~n bir alimdir. ~au mu- .
mi'd Din adlı kitabının adı ·bile O'nün yenilikci yariını göstermek-~
ted.ir-:-nını ilimler, . sistemleşmiş ve birbirinden ayrılmıŞoımaSma
ı~ğinep:-o~- ue- Tasavvüf'uve Ahal~k'i ·nu kitabında birleŞ­
~iriiliş, _y~~ ve orijinal ~ir eser-ırle'Y~n­
lamda O, FılGh ile Ablak-ve-Tasavvuf'u birleştirmiş veya AhJa·k 1
Ve'i'asavvüi'uniffir'ölçillerle ifade etmiye çalışmıştır. Bir anlam ~
da konu tefsiri yapmıştır. :Belki _g_e~~i!ıin süre~ oluşu, bu birıeŞtirmeve--sentez"'deg!Z!!C:ili.Zira çift veya çok yönlülük, daima .
·
tek yönlü!"" en daha etkileyici oımuşrur.-
. ve
İhya, .dôr~
ciltten ibarettir. Her bir ciltte 10 bölüm bulunmaktadır. :Şirinci cilt, ibadetlerden; ikinci cilt, adablardan; üçüncü. ci.ıd, helak edici şeylerden, dördüncü cilt ise, kurtancı şeyler­
den bahsetmektedir. Kitabının bu .alanda yazılan diğer eserlerd~ı:i daha farklı ve üstün olduğ:unu söyleyen Gazali, bu üstünl:tiğÜ şöyle açıklamaktadır: 1. Bu eserde, başka eserlerde kapalı
bırakılan yerler açıklanmış ve kısa konular genişlet~tir, 2. Kan~ık mevzular te~iplenmiş ve bir -araya t~lanriııştır, 3. Uzatılan
konular, 'lrualtılmıştır, 4. Tekrarlar· at:ılrnış ve yeniden tertiplenmiştiı; 5. Arilaşılınası güç olduğu için c!iğer kltapiarda yer alma-:
yan kqnulara ~ozt\ınler getrriımiŞtir "(6) .
'33 .
l-.
~
/~
;~
,_
~~~
·-~
Bu açıklal!lalıü'dan. anlaclığımı~ -H:adanyla Gazaii, Fıkıh ve · .~
Ahlak'ı gere!~ am~ç -. ve · gerekse n~etod açısınc:ıan yeniden ele al-. :, ~
mış ve alışılmışın dışında bir mew'Clla bu iki ilme canlılık getirmiş- JJ
tir. Öyle saıuyoru.z ki O'nun amacı, öncelikİe kendilerinden şika- · · ·
yet ettiği alimled ıslah etmek ve bu yolla b.aıkın J.Glahını · sağla- · c
maktır-. Özellikle faki:::ıleri eleştir-en Gaz~li, ~cNice memleketler
-~
var ki, ıabibleri hala gayri müslimlerdir. Halbuki fıkhın tıp . ile
~
alakah husÜslarında bunların şahitlikleri kabul edilmez. Buna · .,
rağmen müslümanlardan hiç . kiinse bunları~ meşgul olıİıaz. Fı­
lnh ilminde bilh.a ssa eectel ve hilafiyatla· uğra.Şirlar. · Memleket bu
gibi olaylara fetva veren fakihler ile_doludur» der (7).
.
.?
Ga:zali'nin yenilik getirdiği bi+· başka iliııı de Kelam'dır. Kelrun'a getirdiği yenilik ise ona mantığı dahil etınesidk Gerçi .o,
rnantık ve akıl hemen Ilemen her konuya tatbik etmiş ise de·, Ç)zel-. ·
likle iınani konularda tam biı· rasyon~list gibi hareket et_miştir.
(8). Mantığa büyük değer vermiş, ınantı~ta ihtisası olmıyanın ilmine itimad edileıniyeceğini söylemiş ve o gl'ınkü anlayış~a felsefeyi dini iliınlerle birleştiı·ıneye çalışmıştır. Bu husuS, daha sonra
kendisine. bir tenkit olarak yöneltilecektir (9).
Gazali'ye göre, felsefe tam müstakil bir biliın değildir. Zira
felse'fe; matematik, mantık, ilahiyat ve fizikten ınüteş·ekkil b.ir
ilimdir (10). Bu tarif, İhya'ya göredir. el-Munkızu mine'd Dalal
adlı · eserind~ ise siyaset ve ahiala bu sayıya dahil eder
(ll) . ·
Gazali felsefeyle dini ilimleri birleştirmeye çalışml§tır, . derken
felsefe dahil olan iliııılerle dini konuları yorumlama kasdedilmektedir. Nitekiıı'l Gazali, İhya'clan sonra te'lif ettiğ{ Cevahiru'l Kur'an adlı eseı'inde bu kor~xtlara özelliltie yer vermektedir: Gazall'ye
göre, Kur'an'ın dış mamıJarının yanında iç manaları ~a vardır.
Lügat, na.hiv, kıraat, meharic-i huı-uf ve zahiri tefsir gibi bilgiler,
Kur'an'ın dışını; kelam, fıkıh, t.evhid gibi ilimler se ·. Kı:rr'an·ın
özünü teşkil ederler (12). Kur'an'ın _lafızları, bütün ilirnlerin k~y.:
nağıclır. Fıkıh ve tefsir gibr ilimler, Kur'an'dan çıktığı gibi, tıp,
astronomi_, astr.ıJ•loji, anatomi, b~yü ve tilsımlar gibi ilimiere de
Kur'an'da işaret vardır. Bunların ·ilk prensipleri Kur'an'ın dışın­
da değildir. Zira bütün ilimler Allah'ın. bilgi denizinden avuçlan-:
mİştır. O denizin kıyısı y0ktur. Rabbının keiiınelerini yazmak için
denizler mürekkep olsa, Rabbımn kelimeleri Wkenn1eclert denizler tükenir, ayeti (13~ hıpıu, göstermektedir. Mesela Yüce Allalı
Hz. İbrahiın'den -naklen ccBeh ha8ta olduğum · zaina1ı, :. O bana şifa
~erir»" (14) buyurmuştur. Allah,.ın şifa fiilini ancak, tıbbı gereği
'-•
gibi bilen kimseler anlıyabilir. Allah'ın ğüne.şi ye aYı bir hesaba
göre yürütmesi de O'nun bir işidir. Güneş ve ay öir hesap iledir
(15). Ay tutulduğu, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman (16),
Geceyi gündüze, gündüzü _de geceye sokar (17). Güneş yerleşti­
rildiği yerde yürüyüp g~tmektedir. Bu güçlü ve alim olan Allah'ın
takdiridir (18), buyuruyor. Güneşin ve ayın bir hesaba göre seyrini, bunların nasıl tutulduklarını, gecenin gündüze, gündüzün
geceye· dolaninasıı:ıın mahiyetini ancak, göklerin ve yerin nasıl
. meydana geldiğini bilen kiıns~ler .anlar ki, bunu bilmek de I:ıiı·
ilimdir. Yine Kur' an'da;, Ey insan, seni yaratıp şekil veren·. .. (19)
denilmektedir. Buİıun manasını anlamak için de insanın dış ve
iç organlannı, anatomi ilmini bilmek gerekir. insan bu ayetleri
okuyunc·a, bu ilimlert· öğrenmeye çalışır. Bu demektir ki, Kur'an'da her şeyin özü vardır. Öncekilerin ve sonrakilerin ilmi onda
·
onda toplanmıştır (20).
Gazali, aynca dini kabul etmiyen iliıri adamlanyla (2i), felsefi iliml~ri inkar etmekle eline yardım edeceğini zanneden cabil
· kişileri. şiddetle yerer (22). Bu kişilerin eline karşı büyük bir cinayet işlediklerini söyler. Astronoıni ve matemetik gibi ilimleri
bilen, fakat inkarcı olan kişiler, ba~kalarına. da etki eder ve on'ıarı da lı"'ıkarcı ed~bilirler. Ancak şu unutulmamalıdır ki, bir san'atta mahir olan kişi, ·her san'atta da ·mahir demek değildir. Bir
bilim dalında alim olan kişi, diğer ilim dallannda cahil olabilir
(23): Bu mantıki cevap, inkarcı alimiere kapılarak inkarcı olabilecek . kişilere verdiği bir cevaptır.
·
Gazali'ye gö"re, ay tutulması, güneşle ayın arasına dünvarun
girmesinden dola.yı, ay ışığının kaybolmasından ibarettir. Zira a:v
ışığını güneşten·. almaktadır. Yer küİ-e şeklinde yuvarlaktır, ve
atmosfer onu çepçevre kuşatmıştır. Ay gün~in gölgesinde kaldı­
ği zaman da güneşten ışığı kesiliı·. Baııka bir ifade ile, günesjn
tutulması bakan .kişi ile güneş arasına ayın giınıe~inden ib~.ret­
tir. Bu ise güneşle ayın bir dakikada aynı yerde bulunmasından
dolayıdıi (24} . .O'nun bu konudaki aÇıklamaısı. buıtüıikü aİıla:vı-.
şa şaııılacak ·kadar ·yakın olduğunu göstermesi balmnuidım önemli olduğu kadar, dünyanın yuvarlaklığını ·Koprerıük'ten senelerce önce kabul ettiği.ıp. göstermesi bakımından da önemlidir.
o
o
Bu açıklamalar, O'nun tefsirde, özellikle ilmi tefsirde de mü- ·
düced'did bir. aliın olduğunu açıkca göstermektedir. Zira fıkir
şUn~e ·haiiıı.Cie ·ve kita:pia.r ·a;rasıriaa:· aağinik bir şeklide 'var olan
ve
o-
"35
.
.
~
~
ilmi· tefsiri derleyip toplaınış ve ona yön verip şekillimdirrrıi§tir.
İslami bilgilerle airu ilimleıi ~zlaştıran ve · aralarındaki ili§kiyi
açıklayan veya açıklamak için akli ilimiere muhtaç olunduğunu
söyliyen Gazali, · ancak Aristo felSefesi iÇinde yer · alan bazı fikir. leıi teı:ikid et~ ve dini esaslarla .uyuşmadığıru söylemiştir. Yoksa
aklı ve akli ilimleri reddet~ediği gibi, bilakiG bunlan elini konulan müdafaada özellikle kÜllannuştıt. · O'nun -için önemli olan
dcğrularclır, ·şaluslar veya gruplar değildiı·; O nedenle O, gerçekler konusunda:· ve dini müdafada mezhep ve· grup ayırımı_ yapmamış, doğtuyu nerede bulduysa almış, yaniışı ise almamıştır.
Di PN OT L AR
ı.
2.
3.
4.
5.
EbU HAmid Muhammed. b. el·Gazali, İhyau· tTıunıi'd Din, Beyrut, Ta- · .--·
rihsiz, 1/1-2.
Ebü Daviıd, Sünen, K. Melahim, B. 1; H.N. 4291. Mahmud Osman, Av- .
nu'l Ma'büt, Şerhu Sünen-i Ebi Daviid, Medine,· 1969, 11/386.
Malımüd Osm<U},· a.g.e. 11/392-393.
Malımüd Osman, cı..g.e. 11/392-393:
Sait Halim Paşa, Buhranlaruruz, Neşreden: E . Düzd~ğ, İstanbul, Tarihsiz, Tercüman, 1001, s. 204.
Gazill, İbya, 1/~.
Gazarı, İhya, l/21.
Kasım Kufralı, İA İstanbul, 1977, 4/751.
·ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir l'arihi, İstanbul, 1974, 2/450.
6.
7.
8.
9.
10. · Gazaıı; İhy,a, )/22. .
·
.
11. Gazili, ei-Munkızü mine'd. Da131, İstanbul, 1287 h., s. 17.
12. Gazali, Cevahiru'l Kur'an, Ayasofya No: 1753, v. ll b, 13 b
13. Kehf, 18/109.
·
14. Şuara, 26/80. ·
15. Rahman, 55/5.
16. Kıyamet, 75/S:.9.
17 . . Hac, 22/61.
ıs. Yasi.o, 36/38.
.
19. Gazill, Cev~'l Kur'an, v. 13 b-18 b.
40. Gazaü, Cevahiru'i. Kur'an v. 18 a.
21. Gazaü, el-Mun,kız, s. 18.
22. Gazını; el-Munkız, s. 19. ·
23. Gazali, el-Munlaz,
ıs:
.. \
24. Gazati, Tehafütu'l Felasife, ·l.Vlısır, ·-Ta:rihsiz, · ·s.:. ım·..:
s:
3$
·..
.. .
~·