Mutluluk Özgürlüktür - Tilkinin Dilinden

Transkript

Mutluluk Özgürlüktür - Tilkinin Dilinden
15 Nisan 2009 - Sayı:6
http://www.ubuntu-tr.org
Mutluluk Özgürlüktür
1
Editör - Mustafa ALKAN
tekeline de bir darbe vurulmuş oluyor. Bilginizi
paylaşırken bilgilerinizin güncellenmesi de ayrı bir
mutluluk sebebi. Bu sayımızda da, sizi mutlu
hissettirebilmek için yaptığımız girişimlerin sonuçsuz
kalmayacağını umuyoruz.
Merhaba değerli SUDO okuyucuları ve tüm açık kaynak
gönüllüleri,
Araştırmayı, öğrenmeyi, paylaşmayı, saygıyı ve sevgiyi
bana bir kez daha anlatan Ubuntu-TR ailesine,
Ubuntu'nun gelişiminde katkısı olanlara ve son olarak
Linux'un bu günlere gelmesinde emeği geçen herkese
teşekkür ederek dergi içeriğimizden bahsetmek
istiyorum.
SUDO, çıktığı günden bu yana sizlerin gözünde altın
misali değer kazanmış olmanın bize verdiği mutlulukla
altıncı sayısı ile karşınızda!
6-21 Nisan İnternet Haftası içerisindeyiz. Geriye dönüp
baktığımızda birçok gelişmiş ülkenin gerisinde
olduğumuzu görmek bizi üzdüğü kadar, Ubuntu-TR
ailesi olarak internet dünyasında geçmiş ve belki
gele(bile)cek en güzel topluluğa dahil olmak bize son
derece haz veriyor. Bu büyük, güzel ve seviyeli
topluluğumuzun bir ürünü olan SUDO'nun da çok daha
iyi yerlere geleceğini ümit ediyoruz.
Bu ay sizler için; özgürlüğün sınırlarını hayal gücünüz
ile belirleyip, sisteminizi kullanırken kolaylık yaşamanız
adına birkaç ipucu ve bilgisayarınızı kullandığınızı
hissettirecek olan basit ama güzel özelleştirmeler
derledim. Aydın arkadaşımız, geçen sayıdan
hatırlayacağımız “Bilgisayar kapsar insan yaşamını”
adlı makalesinin devamında, yine fark etmediğimiz ya
da fark ettirilmeyen bazı detaylara dikkat çekmiş.
Linux'a çamur atmak isteyenlerin sürekli dillerine
doladıkları oyun konusunda incelemelerimize devam
ediyoruz, hem de bağımlısı olacağınız bir uzay oyunu
ile. Taner arkadaşımız, bir oyun incelemesiyle
karşınızda. Eren arkadaşımız, son günlerde iyice revaç
bulan Linux tabanlı sistemlerin kurulu olduğu sunucu
Linux ile 2005 yılında tanışıp, 2008 yılı itibariyle
Ubuntu-TR ailesine katıldım. Başta Linux olmak üzere,
Ubuntu ve Ubuntu-TR ailesi sayesinde farkına vardığım
en önemli şey, paylaşılan bilginin verdiği mutluluk
oldu. Bilgiye kazandırılan özgürlük, içimizde bambaşka
bir mutluluk hissi verirken özgür olmayan bilgilerin
2
ve sunucu sistemleri hakkında kapsamlı ve bir o
kadar güzel anlatımıyla ciddi anlamda ihtiyaç olan bir
konuya değinmiş, bir anlamda dertlere deva olmuş.
Caner arkadaşımız, Linux ve Disk işlemleri hakkındaki
araştırmasında disklerimize hükmetmemizde kolaylık
olması açısından güzel bir belge hazırlamış. Son
olarak Mehmet arkadaşımız ise açık kaynaklı
yazılımların en büyük destekçilerinden birisi olan Sun
Microsystems'in ürünlerinden birkaçını incelemiş ve
bize bu inceleme sonucu izlenimlerini aktarmış.
Yine, çokluk yönünden olmasa bile içerik kalitesi
bakımından okumaya ve hatta arşivlere alınmaya
değer bir sayı hazırlayan SUDO Dergi Tayfası'na,
dergide emeği geçen herkese ve özellikle tasarım
konusunda büyük fedakarlık gösteren Rihal
arkadaşımıza özel olarak teşekkür ediyorum.
Nice özgür ve u/mutlu günlerde birlikle olabilmek
dileğiyle...
Mustafa ALKAN
mustafaalkan[at]ubuntu-tr.org
www.hakperest.org
3
Sun Microsystems
S
un Microsystems, 24 Şubat
1982'de kurulan ve ilgi alanı
bilgisayar, bilgisayar
parçaları, yazılım ve bilgi
teknolojileri olan bir şirkettir.
Şirketin merkezi California'dadır.
Sparc işlemcileri, Solaris işletim
sistemi, Java Platformu, MySql veri
tabanı sistemi bu şirketin
ürünlerinden sadece birkaçıdır.
Unix tabanlı işletim sistemlerinin
ve açık kaynak yazılımların en
büyük destekçilerinden biridir.
Sun'ın bize kazandırdıklarına daha
yakından bir göz atalım.
Java platformu Sun şirketi
tarafından 1990'ların başında
“WORA” (Write once run
everywhere)* sloganıyla üretildi.
Bunun anlamı javanın
donanımdan ve de işletim
sisteminden bağımsız olarak
kurulu olan java platformu üzerinde
çalışmasıydı.
versiyonudur. Solaris'in
temeldeki tüm özelliklerini taşır.
Ücretsiz olarak indirilip
kurulabilir.
Java en başta client-side (istemci
taraflı) çalışacak olan applet'ler için
üretilmişti. Ama zamanla server-side
(sunucu) çözümlerde daha da başarılı
oldu.
Java, nesne tabanlı bir programlama
dilidir ve 1995'ten bugüne dünyada
en çok kullanılan programlama dili
olma özelliğini korumaktadır.
“Solaris is a better linux than linux.”
Marc Andreessen*
Mysql bir ilişkisel veri tabanı
yönetim sistemidir. Günümüzde
11 milyondan fazla sunucuda
kuruludur. MySQL'in proje kodları
açık kaynaktır ve mysql
tamamen ücretsizdir.
Solaris işletim sistemi 1992'de
üretilen Unix tabanlı bir işletim
sistemidir. Sparc işlemcileri üzerinde
çalışır. Birden fazla işlemciyi çok iyi
kullanabilmesi, multiprocessing'de*
çok başarılı olması en iyi
özelliklerinden biridir.
PHP'nin çok yaygın olarak
kullanılması MySQL'in
yaygınlığını bir kat daha
arttırmıştır. FaceBook, Wikipedia,
Youtube, Google, Nokia MySQL'in
popüler kullanıcılarından sadece
birkaçıdır.
OpenSolaris: Sun Microsystems'ın
ürettiği Solaris'in açık kod olan
MySQL, C ve C++ dilleri ile
geliştirilmiştir. Birçok işletim
4
sistemi üzerinde sorunsuzca çalışır.
Bunlar AIX, BSDi, FreeBSD, HP-UX,
i5/OS, Linux, Mac OS X, NetBSD,
Novell NetWare, OpenBSD,
OpenSolaris, eComStation , OS/2
Warp, QNX, IRIX, Solaris, Symbian,
SunOS, SCO OpenServer, SCO
UnixWare, Sanos, Tru64 ve
Microsoft Windows ve OpenVMS'tir.
Sonuç olarak, Sun Microsystems şu
anda açık kaynağa dünyada en çok
yatırım yapan şirket olma özelliğine
sahiptir ve bu konuda en yakın
rakibine 4 kat gibi bir fark atmıştır.
Yakın zamanda Sun şirketi tarafından
üretilmiş olan tüm yazılımlar diğer bir
çoğu gibi açık kaynak koda
dönüşecektir.
Tüm gelişmiş programlama
dillerinde MySQL'e erişmek için
API'ler* mevcuttur.
Bir kere yaz, her yerde çalıştır.
Netscape'in kurucusu
Unicode desteği
Saklı veri tabanı kütüphanesi
İçiçe select sorguları
Application Programing
Interface. İki yazılım arasında
iletişim kurmaya yarayan arayüz.
Veritabanında bir işlem yapıldığı
an başka bir işlemin de otomatik
olarak yapılmasını sağlayan
sistem.
Veri tabanı sistemindeki
tablolardan oluşan ama veri
tabanı üzerinde fiziksel olarak
tutulmayan veri yığınıdır.
Bir anda, birden fazla
işlemin(process) çalıştırılabilmesi
Sorgu denetlemesi
Saklı Prosedürler
Triggers(Tetikleyiciler)*
Güncellenebilir View* desteği
Varchar desteği
Bilgi şeması
Kuralcı Mod
http://en.wikipedia.org/wiki/Solaris_(operating_system)
http://en.wikipedia.org/wiki/MySQL
http://en.wikipedia.org/wiki/Secure_Sockets_Layer
http://en.wikipedia.org/wiki/OpenSolaris
Bağımsız saklama motorları
5
.
Linux ve Disk Is. lemleri
S
istem yöneticilerinin bir
diğer önemli görevi de
sistem üzerinde kullanılan
diskin durumunu takip etmektir.
Kişisel bir Masaüstü ya da
kurumsal bir sunucuda çalıştıyor
olsanız da diskinizin üzerinde ne
kadar kullanılabilir alan olduğunu
bilmek sisteminizi yönetmek
açısından önemlidir.
Bu yazımızda, Linux üzerindeki
disklerimizi yönetebileceğimiz
komutlar üzerinde duracağız.
Daha önceki yazılarımızda
bahsetmiştik, Linux dosya sistemi
harici disk unitelerini tek sanal bir
dosya yapısı altında bağlıyordu.
Yeni bir disk kullanmadan önce bu
diskinizi sanal dosya sistemine
tanıtmanız gerekmektedir. Bu
gerekli işleme bağlama(mounting)
adı veriyoruz.
Günümüz görsel alanda çok başarılı
Linux dağıtımları artık harici diskleri
hızla tanıyıp, bağlama işlemini
otomatik olarak
gerçekleştirebiliyorlar. Ancak
dağıtımınız otomatik bağlama
işlemini gerçekleştirmiyor ise harici
disklerinizi sisteminize bağlamanız
gerekmektedir.
Dosya sistemimize yeni bir disk
bağlayabilmenize yarayan komuttur.
Varsayılan olarak mount komutu
sisteme bağlı olan meydaları gösterir.
Bu çıktı üzerinde analiz yapmak
gerekirse,
* Medyanın nerde bulunduğunu
6
* Sanal dizin üzerinde medyanın
nereye bağlandığı
* Dosya sistemi tipi
* Bu araçlara erişim yetkisi (rw –
read, write)
gibi bilgiler elde edilebilir.
Örneğin
/dev/sdb1 on /media/disk type
vfat
Yukarıdaki satırda bir USB
aygıtının sistem içerisinde
/dev/sdb1 şeklinde tanındığını ve
vfat dosya tipinde /media/disk
dizini içerisinde kullanabileceğini
görüyorsunuz. Vfat dosya tipi bu
aygıtın Windows bir makine
üzerinde formatlandığını
gösteriyor.
Eğer bağlama işlemini kendiniz
yapacak iseniz, root haklarına
sahip olmanız gerekmektedir.
Basit olarak bağlama işlemini
aşağıdaki gibi yapılabilir.
mount –t dosya_tipi disk
diskin_baglanacağı_dizin_adi
mount -t vfat /dev/sdb1 /media/disk
–t parametresi ile sisteme
bağlayacağınız aracın üzerindeki
dosya tipini belirmiş oluyorsunuz.
Linux’un tanıdığı ve desteklediği
bir çok dosya sistemi vardır.
Bunlardan en çok kullanılanlara
örnek vermek gerekirse,
Mount komutu ile kullanılan bir çok
parametreye man mount şeklinde
erişebilirsiniz. Bu parametrelerden birkaçını
listelemek gerekirse,
-a
/etc/fstab dosyası içerisinde tanımlı
tüm diskleri bağlar.
■ vfat: Windows uzun dosya
sistemi.
-f
Bağlama işlemini gerçekten
yapmadan simulasyonlar yapabilmenizi
sağlar.
■ ntfs: Windows NT, XP, ve Vista
üzerinde kullanılan geliştirilmiş
dosya sistemi
-F
Eğer –a parametresi ile kullanılırsa
tüm diskleri aynı anda bağlamaya yarar.
■ iso9660: Standart CDROM
dosya sistemi
Disk parametresi, sistem üzerinde
diskin sürücüsünü;
diskin_baglanacağı_dizin_adi
parametresi ise diskin sanal dizin
üzerinde nereye bağlanmasını
istediğinizi belirtmeye yarar.
Örneğin aşağıda vfat dosya
tipindeki USB bellek /media/disk
dizinine bağlanmıştır
-v
Disk bağlama işleminde geçilen veya
yapılması gereken işlemleri belirtir.
-I
Dosya sistemi belirmenize gerek
kalmaz, /sbin/mount.filesystem dosyası
kullanılır.
-l
Eklediğiniz dosya sistemlerine
başlıklar atayabilmenizi sağlar.
-p num
Şifrelenmiş diskleri bağlamak
için kullanılır.
-r
Disklerin sadece okunabilir şekilde
bağlanabilmenisi sağlar (read only)
-w
Disklerin okunup-yazılabilir şekilde
7
bağlanabilmesini sağlar.
-o
Dosya sistemi ile ilgili özel
ayarlar yapabilmenizi sağlar.
-o sayesinde eklediğiniz
disklerde bulunan dosya
sistemleri üzerinde daha çok
kontrol sahibi olabilirsiniz.
Bunlardan en popülerleri,
■ ro: Disk sadece okunabilsin.
■ rw: Disk okunabilesin ve
yazılabilsin.
■ user: Disk bağlama işlemini
yapabilecek kullanıcı
■ check=none: Disk üzerindeki
dosya sistemnini kontrol
etmeden bağlama.
■ loop: Bir dosyayı bağlama
Örneğin hepimiz .iso dosyları ile
uğraşmışızdır. Bu dosyaları bir
CD üzerine yazmadan direk
dosya sistemize
bağlayabilirsiniz.
Umount komutu size isterseniz dizin
adından, isterseniz aygıt adını kullanarak
harici diski sistemizden koparmanıza
yardımcı olur.
Yukarıdaki ekran çıktısını
değerlendirmek gerekirse,
Yukarıda görüldüğü gibi MEPISKDE4-LIVE-DVD 32.iso dosyası
sisteme bağlanmış ve kullanılabilir
durumdadır.
Sisteme bağlı bir harici diski
sistemden kaldırmak için umount
komutu kullanılır. Linux sisteme
bağlı olan bir CDROM’u sistemden
çıkarmanıza izin vermez, sizden
önce CDROM’u sistemizden
koparmanızı ardından çıkarmanızı
bekler.
Umount komutunun kullanımı çok
basittir.
[root@testbox boot]# umount
/home/rich/mnt
umount: /home/rich/mnt: device is busy
umount: /home/rich/mnt: device is busy
[root@testbox boot]# cd /home/rich
[root@testbox rich]# umount
/home/rich/mnt
[root@testbox rich]# ls -l mnt
total 0
[root@testbox rich]#
Eğer bağlı disk üzerindeki herhangi bir
dosya açık ise Linux diski sistemden
koparmanıza izin vermez. Öncelikle açık
dosyalar kapatılmalı ve disk öyle
sistemden koparılmalıdır.
Diskinizin üzerinde ne kadar yer kaldığı
bilgisi sistem yönetimleri açısından önem
taşır. Df komutu sisteme bağlı diskler
hakkında detaylı bilgiler sunar.
umount [dizin | aygit ]
8
- Aygıt dosyasının yeri
- Diskin kaç tane 1024’lük blok
içerdiği
- Kullanılan 1024’lük blok sayısı
- Kullanılmayan 1024’lük blok
sayısı
- Diskin kullanım yüzdesi
- Aygıtın bağlı olduğu dizinin adı
df komutu ile kullanılabilecek bir
çok parametre bulunmaktadır.
Bunların en popülerlerinden birisi
–h parametresidir. Bu parametre
sayesinde çıktılar daha anlaşılır
hale gelir.
df komutu ile disklerin ne
kadarının kullanıldığı bilgisini
alabiliyorduk. Du komutu ile de
istediğiniz bir dosyanın ya da
klasörün disk üzerinde ne kadar
alan kapladığı bilgisine
erişebilirsiniz.
Sol tarafta yer alan sayılar, dizinlerin
ya da dosyaların disk üzerinde kaç
tane blok kullandığını gösterirler. du
komutu ile birlikte –h parametresi
kullanılırsa dosya ve dizin boyutlarını
daha okunaklı şekilde görebilirsiniz.
du komutu parametresi olarak
kullanıldında altında bulunulan
dizin içerisindeki dosyaların
boyutlarını yazar.
Caner Bulut – [email protected]
http://www.canerblt.wordpress.com/
9
B
ilişim Okur-Yazarlığının
Neresindeyiz? Günümüzde
bilişim teknolojileri ve
bilginin gelişimi baş döndürücü bir
hızla ilerlemekte. Artık sanayi
devrimini geride bıraktığımız
aşikâr; bilgi toplumu ve bilgi
ekonomisi olma yolunda emin
adımlarla ilerlemekteyiz.
Bugün, Nisan ayı boyunca
ülkemize internetin gelişinin on
altıncı yıl kutlamaları çeşitli kamu
kurum ve kuruluşlarınca,
üniversitelerce, özel internet
servis sağlayıcılarınca kutlanacak;
ama tüm bu kutlamalar bizim hâlâ
bilişim okur-yazarlığımızın
yeterince gelişmiş olmaması,
interneti ve bilgisayarları
yeterince verimli, işlevsel ve
özgürce kullanamadığımız
gerçeğini gizleyemeyecek.
Neticede bilişim okur-yazarlığı
çıtasının yükselmesi ülkede
uygulanan eğitimin düzeyiyle
ölçülmekte; bugün İsveç gibi bir ülke
2015 yılında internette lider olma
hedefini oluşturmuş ve ülke çapında
bu hedefe yönelik plan, proje ve
tanıtımlar yapmaya başlamışsa
boşuna değildir verilecek bu çaba.
Dünya hâlâ sanayi toplumundan
(emek yoğun çalışma şeklinden) bilgi
toplumuna doğru geçişin (düşünceyaratıcılık-akıl yoğun emek) geçişin
sancılarını yaşıyor. Temel üretim
faktörleri arasında artık bilgi de yer
aldığı gibi artık diğer faktörler bilgiye
bağımlı olmuştur. Çünkü bağımsız,
eğitimli, bilgi-beceri-birikimi yüksek
yaratıcı birey artık üretim sürecinin
itici gücüdür. Ancak bu itici gücü; iç
çevre koşulları ne kadar olumlu ve
uygun olursa olsun; sınırlayan dış
çevre koşulları fazlasıyla mevcuttur.
Bunlar arasında ülkenin eğitim
politikaları, ekonomik koşullar ve
ekonomide nerede bulunulmak
istenildiğinin açık ve kesin planları ile
bilginin kullanılabilirliği, üretimi ve
sahipliği önemlidir. Özellikle de
bilginin üretilmesi ve kullanışlı bir
şekilde bilimin, toplumun, insanlığın
10
hizmetine sunulması; ekonomik
bir varlık haline gelip katma
değer yaratması (yenilik,
farklılık) için ulusun bilgi toplumu
aşamasına gelmesi, dahası
bilişim okur-yazarlık seviyesinin
de yüksek olması gerekir. Bu
koşullar sağlanmadığı zaman
toplum ancak bilişim tüketicisi
olur ki, bu da dışa bağımlılığı
arttırır; dışarıdan alınan bilişim
ürünleri ve teknolojileriyle
üretilen her türlü bilginin de
güvenilirlik derecesini de düşürür.
Genel olarak bakıldığında
ülkemizde son 10 yıl içinde
bilişim ürün ve hizmetlerini
satan, pazarlamasını yapan
teknolojik marketlerin firma ve
mağaza sayılarında ciddi artışlar
söz konusu. Bunu artan mağaza
sayılarından, çeşitli alanlarda
verdikleri reklamlardan anlamak
pekâlâ olası; bunlara bir de
ödeme seçenek ve araçlarının da
çeşitliliği etkendir.
Peki, bu kötü bir gelişme midir?
Hayır; ancak ödeme
seçeneklerinin çeşitlenmesi, seri
üretimler ve her üretilen modelin
kısa süre içinde bir üst modelinin
geliştirilip piyasaya verilmesi,
satıcı firmanın mali yapısının
sağlamlığıyla fiyatlar aşağıya
düşerken, yığınla reklam ve
indirim yapılırken tüketici
gerçekten ihtiyacı olanı almak,
kendisini bilişim okur-yazarı
yapacak eylemler yerine salt
tüketici haline koyan
davranışlarda bulunur.
Maalesef son tüketiciye bilişim
ürün ve hizmetlerini ulaştıran
teknolojik marketler insanları
bilişim okur-yazarı yapmaktan
uzak sadece tüketmeye
yönlendirir. Örneğin hangi
teknoloji mağazasında bilgisayar,
bilgi, bilişim, işletim sistemleri,
paket uygulamalar, donanımlar ve
arızaları üzerine ya da temel bilgi
teknolojilerine yönelik kaynak,
başvuru kitabı satıldığını
gördünüz? Ama bol miktarda
teknolojik oyuncak diye tabir
edilen yenilikçi ürünlerin
tanıtıldığı, kapalı kaynak kodlu ve
özgürlüğe karşı işletim sisteminin
nasıl iyileştirileceği hakkında ezber
ve tekrar yazıların anlatıldığı bolca
derginin satıldığını görebilirsiniz.
Hatta bırakınız kitapların satılmasını,
bu konular üzerine bilgi sahibi olan
çalışanlara dahi rastlayamazsınız.
Çalışanların bildiği tek şey ilgili
oldukları, kendilerine satış hedefi
verilen ürün hakkındaki ezbere
bilgilerdir, başka bir şey değil.
ile yaşamsal zorunlulukların
belirlemesine değil, piyasanın,
kapitalizmin belirlemesine
bırakmıştır. Bizim için bu konuda
önemli olan teknolojik
ihtiyaçların reklamlar, fiyat
indirimleri, ödeme seçeneklerinin
artmasıyla insanların ihtiyaçlarını
karşılamaktan ziyade sadece
sahip olma amacına dönmüştür.
Bu ise bilişim okur-yazarlığı olma
yolunda önemli bir kayıptır.
Bu köşeyi okuyanlar bilir; yazılarımın
merkezi daima insan, bilgi ve
özgürlüktür. Diğer yazılarımda
vurguladığımı tekrarlamakta bir
sakınca görmüyorum anımsatma
açısından: İnsanın biricik amacı
yaşamaktır ve yaşayabilmesi için de
tüketmesi; tüketebilmesi için bir
şeylere sahip olması ve bugün sahip
olacağı ürün ve hizmetlere
ulaşabilmesi için ise para kazanması,
bunun içinse çalışması
gerekmektedir. Bu bir doğal
zorunluluktur; yaşayabilmek ve
ihtiyaçlarımızı karşılayabilmenin
zorunluluğu.
Özellikle de bilginin üretildiği
başlıca araç olan bilgisayarların
satışının yapıldığı teknolojik
marketlerde donanım kurulumun
yapılı bir şekilde yerilmesi artı
sayılabilirken kapalı kaynak
kodlu ve özgür yazılım
felsefesine düşman işletim
sisteminin fiyata dâhil edilerek
kullanıcıya satın almama hakkı
dahi bırakılmadan satılması
tüketicinin bilgisayar eşittir
Windows denkleminde
hapsolmasına yol açmaktadır.
Ancak bugün insanlar ihtiyaçlarını
belirleyip karşılama işlemini tamamı
Bu denklem tüketicinin aklına
satın adlığı bilgisayarda sadece
11
kapalı kaynak kodlu ve özgür
yazılım felsefesine karşı olan
Microsoft firmasının bir ürünü olan
Windows işletim sisteminden
başka bir şeyin (şey diyorum
çünkü tüketici işletim sisteminin
de çoğu kez ayırdında değildir ve
işlevinin ne olduğunu bilmez)
çalışmayacağını yerleştirir.
Dolayısıyla tüketici bu noktadan
sonra üretilmiş bilgileri kullanmak,
paylaşmak, çoğaltmak ve yeniden
üretmek için ücretsiz ve de özgür
seçeneklerinin olmasına karşın
kendisine tüm zaaf ve açıklarıyla
türünün ve sınıfının en
iyisiymişçesine anlatılan,
belletilen ve üstelik ücretli olan
işletim sistemini kullanır.
Aslında, bilgisayar denilen alet ev
kullanımı için tamamıyla bir "aptal
kutusu"dur ki, onu akıllı yapan
kullanıcının marifeti ve
ihtiyaçlarını belirlemesidir. Daha
önceki yazılarımızda
vurguladığımız gibi, çalışma
yaşamı dışında insanlar negatif
eğimli arz eğrisinin de gösterdiği
üzere
da aile soy ağacının kayıt altına
alınması... Film izlemek, müzik
dinlemek, oyun oynamak, sahip
olduğunuz pul koleksiyonunu
taratarak bilgisayara aktarıp
saklamak, video ya da
resimlerinizi arşivleyip
CD/DVD'lere aktarmak...
sosyal yaşamlarını güçlendirecek
işlerle meşgul olurlar: aile, gezmek,
internette gezinmek, bilgisayar
kullanmak, eğlenmek vs. Çoğumuz
gibi bilgisayarla geçirilen vakit bazen
diğer sosyalleşme eylemlerinin
önüne geçebilmektedir ki, bu
normaldir. Mesela internetten
alınacak bir tiyatro bileti, uygun
fiyatlı bir ev arayışları, hayranı
olunan bir sanatçının yaşam
öyküsünün araştırılması, yazılacak
lisans tezi için kaynak taraması,
abone olunan günlük gazetenin
okunması ve indirilerek gün gün
arşivlenmesi... Hazırlanması gereken
bir ödevin kelime işlemcide yazılıp
kağıda dökülmesi, ev ekonomisi için
hesap tablolama ya da muhasebe
uygulamalarının kullanılması, sahip
olunan kitapların derli topluluğu ve
takibi için veritabanlarının
oluşturulması, yemek tariflerinin ya
12
Tüm bunlar bizim yaşamımızın
bir parçasıdır artık ve bilgi
toplumu olmanın kaçınılmaz
zorunluluklarıdır. Peki, tüm
bunlar bizi yine bilişim okuryazarı yapar mı? Şüpheli.
Gelecek yazımızda konuyu
etraflıca irdelemek üzere.
Aydın BEZ
Bunları biliyor muydunuz?
B
aşlığı okuduğunuzda
beyninizde oluşan soru
işaretini görür gibiyim. :)
Bilgisayarımızı kullandığımızı,
özgür yazılımlar sayesinde
hissetmeye başlıyoruz aslında.
Sistemimizi kendimize göre
özelleştiriyoruz ve her geçen gün
öğrendiğimiz yeni tüyolarla
değerli zamanımızı en verimli hale
getiriyoruz. Böylelikle;
bilgisayarımız üzerindeki
özgürlüğümüzü, onun bizi değil
bizim onu kullandığımızı ve
kısıtlamaların onun tarafından
değil de yalnızca bizim
tarafımızdan olduğunu iyice
hissediyoruz. Bir anlamda,
bilgisayarımızı kullanmaya
başlıyoruz. Bu yazımda sizlere
bazı küçük ama etkili tüyolar
sunmaya, sisteminizi özelleştirme
adına yapabilecekleriniz hakkında
hatırlatmalarda bulunmaya
çalışacağım. Yazımı hazırlarken
büyük desteğinden dolayı Volkan
Gürsoy arkadaşıma teşekkürü bir
borç biliyor ve borcumu buradan
ödüyorum, teşekkürler Volkan. ;)
Bir örnek üzerinden devam edelim.
Ubuntu'nun 9.04 sürüm CD'sini
masaüstümüze indirdik. Virtualboxsanal makine- üzerine kurmak
istiyoruz. Sisteme bağlamak için bir
programa mı ihtiyacımız var? Tabiki
hayır. Sadece bir komut ile
sistemimize bağlayabiliyoruz.
Uygulamalar>Donatılar>Uç Birim
yolundan açtığımız uç birimde;
sudo mount -o loop
~/Masaüstü/ubuntu-9.04--betadesktop-i386.iso /media/cdrom0
komutu sonucu .iso uzantılı dosyamız
sisteme bağlanmış oluyor. Kuruluma
başlayabiliriz.
Ek: ~/Masaüstü/'nden sonra birkaç
harf -eğer aynı harf ile başlayan
başka dosya yoksa tek harf de
yeterlidir- yazdıktan sonra tab tuşuna
bastığımızda dosyamızın ismi
tamamlanacaktır.
13
Ubuntu'yu kurduk
bilgisayarımıza, sistemimiz açıldı
ve bilgisayarımıza bir müzik
dosyası yükledik ya da CD'si
taktık -flash bellekte olabilir-.
Müzik dosyamızın üzerine
gidiyoruz. Durun! Tıklamadan
öylece bekleyin. Bir-iki saniye
sonra duyduğunuza inanmakta
güçlük çekmeyin, özgür yazılım
nimetlerinden birisiyle karşı
karşıyayız. Müziğimizi dinlemek
için herhangi bir oynatıcı
yüklemeden, müziğimizi
dinleyebiliyoruz. Hem de üzerine
bile tıklamadan. Bir müzik
dosyasını açmadan ne olduğunu
anlıyoruz böylece, hoşumuza
gittiyse açıyoruz. Şimdi dilersek
ön tanımlı olarak gelen
oynatıcılarımızdan birisi ile
çalıştırabilir ya da özgür
alternatiflerimizden bir tane
yükleyip müzik keyfimize devam
edebiliriz.
sistemlerde ön tanımlı olarak
bulunmakta.
* Firefox'ta -öntanımlı- ve
nautilus'ta ctrl tuşu basılı iken
yukarı-aşağı hareket
ettirdiğimizde sayfayı
yakınlaştırabilir/uzaklaştırabilirsiniz
.
*Alt panelde sıralı olan pencerelerin
üzerine gidip orta tuşumuzu hareket
ettirerek pencereler arası geçiş
yapabiliyoruz.
* Tarayıcınızda -Firefox ve Opera'da
ön tanımlı olarak geliyor- açık olan bir
sekmeyi kapatmak istediğinizde
üzerine gelip orta tuşumuza
tıklamamız yeterli.
Yine bir örnek ile anlatayım. Bir
gedit belgesi açalım Alt+F2>gedit komutu ile kolayca
açabilirsiniz-. Kopyalanacak metni
faremiz yardımıyla seçelim. Gedit
belgemizin içerisine gelelim ve
faremizin orta tuşuna -scroll- bir
kez tıklayalım. Aaa, çok ilginç!
Kopyala demediğimiz gibi yapıştır
da demedik. Nasıl oldu bu? Özgür
yazılım nimetleri sayfa 1453. :P
Bu özellik linux tabanlı
* Firefox'ta sekmeler çubuğuna
sığmayacak kadar sekme açık ise,
sekmelerin üzerine gelip orta
tuşumuzu hareket ettirdiğimizde
sekmeler çubuğunda gezebiliyoruz.
* Yine Firefox'ta bir sayfada shift
tuşuna basılı iken aşağı-yukarı
hareket ettirirseniz geri-ileri
gidebilirsiniz.
14
Çok mu abarttık bu küçültme işini
acaba?
Çalışmalarımızı daha yakından
inceleyelim. :)
Eski haline getirmek için Ctrl+0
kombinasyonunu kullanabilirsiniz.
* Herhangi bir tarayıcıda -en azından
Firefox ve Opera'da :)- herhangi bir
linke tıkladığımızda linkteki adresi
yeni sekmede açıyor.
Resimlerimiz otomatik olarak görünür
oluyor ve bu bizi rahatsız ediyor
olabilir -ailevî fotoğraflarımızın,
arkadaşlarımızın yanında görünür
olması rahatsız edici bir durumdur
bence-. Bunu aşmanın çok kolay bir
yöntemi var.
15
Ek: Bu yaptığımız bir miktar
performans artışı sağlayacaktır.
Önizleme sekmesindeki diğer
tercihleri de Never/Asla olarak
seçerseniz bir miktar daha
performans artışı sağlayabilirsiniz. Özellikle sistemi eski ve sabit
diskinde fazla dosya bulunanlarAlt+F2>nautilus diyerek
nautilus'u açıyoruz,
Düzen>Tercihler>Önizleme
yolunu takip ediyoruz, Diğer
Önizlenebilir
Dosyalar>Örneklendirmeleri
Göster kısmını Never/Asla
yapıyoruz. Kapat diyerek
çıkabiliriz.
Not: Betik aptitude uygulasını
kullandığımızı farz ediyor. Bu
sebeple (E/H) sorularına "y"
tuşuna basarak cevap vermeniz
gerekecektir. Aksi halde aptitude
ekranı açılır. Bu durumda da "g"
'ye basarak işlemin devam
etmesini sağlayabilirsiniz. İkinci
bir seçenek olarak betikte
aptitude geçen yerleri apt-get
olarak da değiştirebilirsiniz.
Önce betiğimizi indirelim.
Öyle bir şey olsun ki;
* apt cache temizliği yapsın,
* Kaldırılmış .deb paketlerinden kalan
config dosyalarının silsin,
* Kullandığınız kernel dışındaki
kernelleri kaldırsın,
* Bütün kullanıcıların (root dahil) çöp
kutularını boşaltsın.
wget
http://www.opendesktop.org/CON
TENT/content-files/71529ubucleaner.sh
İndirdikten sonra gerekli izinleri
verelim.
sudo chmod +x 71529ubucleaner.sh
Betiğimiz kullanıma hazır.
sudo ./71529-ubucleaner.sh
Hepsi bir arada mümkün değil
demeyin, betiği kurun ve çalıştırın. ;)
16
komutu ile betiğimizi
çalıştırabiliriz.
Şimdi çitf tık sonucu
şifrenizi soracak ve
temizliğe başlayacak.
Her seferinde bu komutu girmek
yerine bir başlatıcı oluşturup
işimizi kolaylaştıralım.
http://www.google.com/linux
adresinden yaptığımız aramalar Linux
filtreli olarak sonuçlanacaktır.
Masaüstü -ya da nerede
oluşturmak isiyorsanız->Sağ
tık>Başlatıcı oluştur>Tür:
Uygulama>Ad: Temizlik Vakti -ben
böyle yazdım :)->Komut: gksu
./71529-ubucleaner.sh
Tabiki hayır. :) İstediğimiz
pencerenin üst çerçevesine -title
bar- sağ tıklıyoruz, "Her zaman
üstte" seçeneğini işaretliyoruz.
Kameralı görüşmelerinizde
işinize yarayabilir.
Windows kullanan arkadaşların
muzdarip olduğu bir örnekle
durumu açıklayayım.
"Thumbs.db" ve "Picasa.ini"
dosyalarını bulup silmenin bir
yolu;
Uygulamalar>Donatılar>Uç
Birim yolunu takip ederek, komut
satırımıza ulaşıyoruz ve
aşağıdaki komutları sırayla
giriyoruz.
find /home/kullanıcı -name
Thumbs.db -exec rm {} \;
Bir de güzel bir simge seçin,
soldaki simgeye tıklayarak.
Temizlik hiç bu kadar kolay
olmamıştı. :)
find /home/kullanıcı -name
Picasa.ini -exec rm {} \;
17
Komutumuzun Thumbs.db,
Picasa.ini kısmını değiştirip aynı
isimdeki istediğiniz dosyaları
bulup silebilirsiniz.
Biraz da özelleştirmeye bakalım,
ne dersiniz?
1. Uç birimimizi, bir diğer adıyla
komut satırımızı şeffaf hale
getirelim ya da arkaplan ekleyelim.
Linux ile birlikte komut girmek
artık hobiniz hale geliyor. :)
Uygulamalar>Donatılar>Uç Birim
yolunu takip ederek terminalimizi
açıyoruz.
Düzen>Profiller>Düzenle>Arkapla
n yolunu takip ettik ve
karşımızdaki pencerede isteğimize
göre bir düzenleme yapıyoruz.
Dilersek Arkaplan Resmi'ni
seçiyoruz ve düzenlemelerini
yapıyoruz, dilersek Saydam
Artalan'ı seçiyoruz. Saydamlık
miktarını düzenliyoruz ve
Kapat>Kapat diyerek çıkıyoruz.
2. Firefox ve Opera'ya güzelim ubuntu-tr.org ve TDK- arama
motorlarımızı ekleyelim. Arama
motoru eklemeyi de
basitleştirmiş/öğrenmiş olalım ;)
Firefox için;
https://addons.mozilla.org/enUS/firefox/addon/552
Adresindeki eklentiyi Firefox'umuza
ekliyoruz. :)
18
Forumda sağ üst köşedeki
Google Site İçi Arama
kutucuğuna sağ tıklıyoruz, "Add
as private Search Engine..."
yazan yere tıklıyoruz. Açılan
pencerede Açıklama kısmına
istediğimiz bir ismi yazıyoruz,
URL kısmına dokunmuyoruz, bir
kısayol seçebiliriz, altta da bir
ikon seçebiliriz. İşte bu kadar.
Arama motoru eklemeyi
öğrendik böylece. ;)
Şimdi forumumuzun kendi arama
motorunu da ekleyebiliriz kolayca.
Arama butunona tıklıyoruz, arama
kutucuğuna sağ tıklıyoruz ve bir
önceki anlatımdaki yönergeleri
izliyoruz.
Türkçe'ye özen gösterdiğimizden
dolayı TDK'yı da arama
motorlarımız arasına almamız
güzel olur diye düşündüm. Belki
aynı yöntem izlenebilir ama daha
kolay bir yöntem ile kuralım
isterseniz.
Opera için;
Opera'nın bir güzelliği olarak eklentiye
gerek yok. Arama kutucuğuna sağ
tıklayıp Arama Oluştur deyin. İsim ve isterseniz- kısayol ekleyin. Ayrıntılar
kısmından ön tanımlı arama motoru da
yapabilirsiniz.
Bu yazımda tüyolara fazlasıyla yer
verdim, özelleştirmeler az oldu. Bir
dahaki yazımda özelleştirmelere ağırlık
vermek üzere, kalın sağlıcakla. :)
http://mycroft.mozdev.org/searchengines.html?name=http%3A%2F
%2Fwww.tdk.gov.tr
Adresindeki TDK yazan yere
tıklayın, sonra eklentiyi kurun.
Arama motorlarımız kullanıma
hazır. Bize yalnızca tarayıcımızda
bulunan arama kutucuğuna
arayacağımız ifadeyi yazmak ve
seçtiğimiz arama motorunda
aramayı yapması için entere
basmak kalıyor.
Mustafa ALKAN
mustafaalkan[at]ubuntu-tr[nokta]org
www.hakperest.org
19
U
buntu kurulu bilgisayarınıza
görsel olarak bir sunucu
kurmak ve yönetmek ister
misiniz? Cevabınız evet ise bu
makale tam size göre. Okumaya
başlamadan önce malzeme
listemizi vereceğim ve bu listede
yer alanların ne işe yaradıklarını
anlatmaya çalışacağım.
Bize gerekli paketler;
Mysql sunucusudur. Veritabanı
(database) oluşturmak ve çalıştırmak
için gerekir. Web sunucumuz
veritabanı bilgilerini mysql sunucusu
üzerinde çalışan veritabanımız
üzerinden çağırır.
Veritabanımızı görsel
olarak yönetmemize
yarayan çok gelişmiş
bir uygulamadır. Çalışan
durumdaki mysql sunucumuz
üzerinde bulunan veritabanımızı
mysql admin sayesinde yöneteceğiz.
*mysql-server
*mysql-admin
*apache2
*php5-mysql
*php5
*postfix
Apache bir web
sunucusudur. Tarayıcımız ile
html, php gibi programlama
dilleri ile yazılmış sayfaları
görüntüleyebilmemiz için
bilgisayarımızda bir web
sunucusunun yüklü ve çalışır
vaziyette olması gerekir. Bir
programlama dili ile yazılan sayfayı
çağırdığımızda (örneğin
20
forum.ubuntu-tr.org) apache php
sayfayı yorumlar ve bize o
sayfanın anlık html görüntüsünü
verir. Temel bilgiler dışında
apache ile ilgili bilgi almak için
üretici sitesini ziyaret
edebilirsiniz.
Postfix bir e-posta
sunucusudur.
Bilgisayarımızdaki
bir php betiği
üzerinden örneğin
php send mail aracılığı ile eposta göndermemizi sağlar.
Örneğin sunucu olarak
kullandığınız bilgisayara SMF
forum uygulamasını kurdunuz,
ziyaretçiler foruma üye
olduklarında üyeliklerini
onaylamak için e-posta
adreslerine bir e-posta gidiyor,
işte bu e-posta postfix server
kullanılarak gönderiliyor. Eğer
SMF gibi bir php script
kullanacaksanız postfix server
kurmanızı tavsiye ediyorum.
Bize gerekli paketler başlığında
yer alan paketleri kurarken fazla
bir dikkat sarf etmeniz
gerekmiyor. Sadece mysql server
paketini kurarken sizden
veritabanı şifrenizi isteyecek.
Mysql admin ile veritabanınıza
bağlanabilmeniz için mutlaka bu
alana bir şifre tanımlayınız.
* Posta Aracı (postfix)
Sistem > Yönetim > Hizmetler yolu
ile Ubuntu altında çalışan
uygulamaları görebilirsiniz. Sunucuyu
kullanmak için buradan sunucuları
çalışır hale getireceğiz.
* Veritabanı sunucusu (mysql-ndb)
* Veritabanı sunucusu
(mysql-ndb-mgm)
* Web sunucusu (apache2)
Geri kalan paketler bildiğiniz
standart paket kurulum yolu ile
kurulmakta ve sizden ekstra bir
bilgi istememektedirler.
Bütün paketleri kurduğunuzdan
emin olun. Kurulumdan sonra
sisteminizi yeniden başlatmanızı
tavsiye ediyorum.
* Veritabanı sunucusu (mysql)
Hizmetler bölümünden listesini
verdiğim sunucuları aktif edeceğiz.
Aktif etmek yani çalıştırmak için ilgili
sunucunun etkinleştirme kutucuğuna
tıklamanız yeterli. (Sunucu listesini
görebilmek ve sunucuları
çalıştırabilmek için kilidi aç diyerek
kullanıcı şifrenizi girmeniz
gerekmektedir)
21
Şu an sunucumuz çalışıyor
olmalı. Herhangi bir tarayıcı ile
sunucunun çalışıp çalışmadığını
görsel olarak test edebiliriz.
Bunun için tarayıcınızın adres
satırına http://localhost
yazmamız yeterli. Eğer It works!
Cevabını alırsanız sunucunuz
düzgün yapılandırılmış ve
çalışıyordur, sayfaya ulaşılamıyor
gibi bir hatayla karşılaşırsanız
adımları teker teker tekrar edin,
eğer yine sorun yaşamaya
devam ederseniz Ubuntu Türkiye
forumlarına yaşadığınız sorunla
ilgili bir mesaj yollayabilirsiniz.
Uygulamalar > Programlama >
MySQL Administrator yolu ile
Mysql Admin'i çalıştırın. Programı
ilk çalıştırdığınızda mysql
sunucunuza bağlanmak için
sizden gerekli bilgileri isteyecektir.
Server hostname bölümüne
localhost, Username bölümüne
root, Password bölümüne ise
mysql server kurarken yazdığınız
şifreyi yazın ve Connect butonuna
basın.
Mysql admin açılış penceresinde
bilgisayarınızla ve sunucunuzla ilgili
temel bilgiler yer alacak. Bu bilgiler
şimdilik bizim işimize yaramıyor, biz
mysql admin ile veritabanı
oluşturacağız. Veritabanı oluşturmak
için Catalogs dizinine girin. Schemata
kısmında farenizin sol tuşuna basın
ve Create Schema seçeneği seçin.
Sizden bir isim isteyecektir burada
kullanacağınız isim mysql veritabanı
adınız olacak.
22
Mysql admin ile yedek almak çok
kolay. Backup dizinine girin.
Database yazan yerden yedek
almak istediğiniz veritabanını
seçin ve sağ ok tuşu ile yedek
almak istediğiniz veritabanını
sağ bölüme taşıyın. Database
bölümünden Backup Content
bölümüne taşımış olduk. Şimdi
seçtiğiniz veritabanını işaretleyin
ve Start Backup butonuna
tıklayın. Size veritabanını nereye
koymak istediğinizi soracak ben
Masaüstünü seçtim siz istediğiniz
bir yeri seçebilirsiniz. Yedekleme
dosyanız masaüstünde oluşacaktır.
diyerek yedeğinizi geri yükleyebilirsiniz.
Server Information (Sunucu
Bilgileri) : Bu dizinden
sunucunuz hakkında bilgi
alabilirsiniz.
Restore Backup dizinine girin.
Change Path butonuna basın ve
yedek aldığınız yeri seçin. Backup
File to Restore kısmında yedek
dosyanız görünecektir, yedek
dosyanızın üzerine tıklayın. Biz
yedeği UTF8 olarak aldık bu
sebeple açılan pencerede UTF8'i
seçin ve tamam butonuna basın.
Son olarak Restore Backup
Server Logs (Sunucu Kayıtları) :
Sunucunuzla ilgili her türlü kaydı
bu bölümden görebilirsiniz.
Backup (Yedekleme) :
Veritabanınızı bu bölümden
yedekleyebilirsiniz.
Restore Backup (Yedek Geri
Yükleme) : Yedeklerinizi bu
bölümden geri yükleyebilirsiniz.
Service Control (Hizmet
Kontrolü) : Mysql
sunucunuzu bu alandan da
çalıştırıp durdurabilirsiniz.
Replication Status (Kopyalama
Durumu) : Sunucunuzdan
kopyalanan veriyi buradan takip
edebilirsiniz.
Startup Parameters
(Başlangıç Parametreleri) :
Sunucunuzun başlangıç
ayarlarını buradan
düzenleyebilirsiniz.
Catalogs (Kataloglar) :
Veritabanlarını buradan
yönetebilir, yeni veritabanı
oluşturabilirsiniz.
User Administrator
(Kullanıcı Yöneticisi) : Mysql sunucusuna
girerken kullanıcı adı olarak root yazmıştık,
bu bölümden root dışında yeni bir kullanıcı
atayabilirsiniz.
Server Connections (Sunucu Bağlantıları) :
Sunucunuza bağlananları bu bölümden
görebilirsiniz.
Healt (Durum) : Sunucunuzla ilgili işlemci,
bellek, İnternet bağlantısı gibi kullanım
oranlarını bu bölümden görebilirsiniz.
23
Sunucunuzda çalıştırmak üzere
kullanacağınız dosyaları
/var/www altına atmanız
gerekiyor. /var/www altına atılan
dosyaları http://localhost yolu ile
tarayıcınızdan çağırabilirsiniz.
http://www.simplemachines.org
adresine girelim. Download
bölümünden Download SMF 1.1.8
isimli ve tar.bz2 uzantılı dosyayı
masaüstümüze indirelim.
Ardından Languages dizininde
Turkish'i seçelim ve smf_1-18_turkish-utf8 isimli tar.bz2
uzantılı dosyayı masaüstümüze
indirelim.
Masaüstümüzde bulunan smf_1-18_install.tar.bz2 ve smf_1-18_turkish-utf8.tar.bz2 dosyalarını
tek bir klasöre açalım.
Masaüstümüzde smf_1-1-8_install
isimli bir klasör oluştu şimdi bu
klasörün ismini smf olarak
değiştirelim.
Smf isimli klasörümüzü /var/www
altına taşıyacağız ancak bu bölge
root yetkisi istediği için alt ve f2
tuşlarına aynı anda basalım,
açılan pencereye gksu nautilus
/var/www yazıp enter tuşuna
basalım. Yönetici şifrenizi
isteyecektir (oturum açmakta
kullandığınız şifre) şifrenizi yazın.
Smf klasörünü artık /var/www altına
kopyalayabiliriz. Kopyalama
işleminden sonra /var/www/smf
yolunda smf dosyalarının olduğuna
emin olun.
Liste :
attachments
avatars
Packages
Tarayıcınızın adres satırına
http://localhost/smf yazıp enter
tuşuna basın. Karşınıza SMF kurulum
ekranı gelecek. Hemen alt kısımda
bir uyarı olacak. Listelediğim
dizinlerin erişim haklarını herkese
açık olarak ayarlamanızı isteyecek.
(Chmod 777). Bunu görsel olarak
yapmanında kolay yolu var.
/var/www/smf dizinine girin,
listelenen klasörlerin ve dosyaların
hepsini seçin, farenizin sağ tuşu ile
bu dosya ve klasörlere aynı anda
tıklayın ve Özellikler > Erişim Hakları
yolunu izleyin. 3 ayrı Dosya Erişimi
bölümünden de “Okuma ve Yazma”
seçeneğini seçin ve “Çevrelenmiş
Dosyalara İzinleri Uygula” butonuna
basın.
Fig. 4
24
Packages/installed.list
Smileys
Themes
agreement.txt
Settings.php
Settings_bak.php
Tarayıcınız ile http://localhost/smf/
adresine dönün, eğer sayfanız
açıksa sayfanı yenileyin.
şifrenizi yazın. İstediğiniz şifreyi
seçebilirsiniz.
Aşağıdaki alanları anlatılan şekilde
doldurun.
Veritabanı Şifresi : (mysql server
kurarken kullandığınız şifre)
E-Posta Adresiniz: Geçerli bir e-posta
adresinizi yazın.
kurulumunu ve kurulan sunucu
üzerine bir php script kurmayı
sıfırdan anlatmaya çalıştım.
Umarım bu yazı işinize yarar ve
bu konuda sorulan bir çok
sorunun çözümüne vesile olur.
MySQL sunucusu adresi: localhost
MySQL kullanıcı adı: root
MySQL parolası: şifrenizi yazın
(mysql server kurarken
kullandığınız şifre)
MySQL veritabanı adı: veritabanı
adınızı yazın (Mysql veritabanı
yönetimi altında MySQL
Administrator Catalogs dizininde
anlatılan yolla oluşturduğunuz veri
tabanı adını gireceksiniz)
Bu bilgileri eksiksiz olarak yazın ve
bitir butonuna tıklayın.
Forum kurulumunuz tamamlandı.
Test etmek için http://localhost/smf
adresine tarayıcınız ile gidebilirsiniz.
Tamamen görsel olarak sunucu
Bu bilgileri doldurduktan sonra
ileri butonuna basın.
Kullanıcı Adınız: Buraya forumu
yönetmekte kullanacağınız takma
adınızı yazın. Örneğin Admin
Eren Kovancı
Şifreniz: Bu 2 satıra yönetici
Fig. 4
25
S
Glaxium
Düşmanlarınız tabi ki elbette
uzaylılar. :) Uzaylıların gemileri
oyunun ilk başlarında hemen yok
edilebiliyorken, oyun ilerledikçe
bu düşman uzay gemileri ile
mücadele etmek hiç kolay
olmuyor. Oyunun başında sabit
bir şekilde saldırı düzenliyorlar,
ancak ilerleyen bölümde attığınız
mermilerden rahatça
kaçabiliyorlar. Özellikle standart
silahlar ile vurulmaları çok zor
çünkü standart silahlar ile ateş
edildiğinde genellikle ters
dönüyorlar.
onunu düşünen kahraman
olamaz derler. Glaxium
oynayıp kahraman olmak
istiyorsanız işiniz epeyce zor. :)
Glaxium “The Ultimate War” (Son
Savaş) oyununda dünya
gezegenini kurtarmakla
görevlendiriliyorsunuz. Size bu
görev için bir uzay gemisi
veriliyor. Oyunun buraya kadar
olan kısmı, kurgusu ve konusu
oldukça standart ama Glaxium
oldukça eğlenceli ve
oynanabilirliği zor bir oyun.
Oyun ilk açıldığında F4 tuşu ile
oyunun basit ayarlarını
değiştirebilirsiniz. Gölgelerin
durumunu, oyunun grafik
kalitesini, modelleme gibi
değişiklikleri bu menüden
ayarlayabiliyorsunuz. Glaxium
günümüz ekran kartlarına göre
fazlasıyla yeterli olduğu için ayar
alanına fazlaca işiniz düşmeyecek.
Gezegeni kurtarma yolculuğunuz bir
platform üzerinde başlıyor ve devam
ediyor. Oyunun büyük kısmı bu platform
üzerinde geçiyor. Platformdan dışarı
çıkarsanız uzay boşluğuna düşüyorsunuz.
Basit ve tek kademeli mermi
atan bir silahla oyuna
başlıyorsunuz. Silahınızı
güçlendirme ve atılan merminin
Fig. 4
26
çift ya da daha üst bir kademeye
sahip olmasını istiyorsanız
karşınıza çıkan yumurtaları kırın
ve içlerinden çıkanları alın.
Yumurtalar çok önemli. Özellikle
ilerleyen bölümlerde güvenlik
kalkanına ihtiyaç duyabilirsiniz. 15
saniye boyunca tüm silahlara
karşı sizi güvenlik kalkanı koruyor.
atabilirsiniz. Bu roketler bildiğiniz
roketler gibi değil. Roketler halkalar
halinde büyüyerek ilerliyor ve
çevrede bulunan tüm düşmanları
etkisiz hale getiriyor. Çok gerekli
olmadıkça roketlerinizi kullanmanızı
tavsiye etmiyorum.
takip edebilen ve ateş topu atan
silahlar bulunuyor. Bu ateş
toplarından kaçmak çok zor değil
ancak birden fazlası sizi eş
zamanlı olarak hedef aldığında
büyük ihtimalle kaçamıyorsunuz.
Size saldıranlar sadece düşman uzay
gemileri değil. Oynadığınız
platformun üzerinde uzay geminizi
Ateş toplarından kurtuldum diye
sevinmeyin. Direklere
yerleştirilmiş radar sistemlerine
Silahlarınızı kullanmanız için pek
fazla bir bilgiye ihtiyacınız yok,
Kontrol (CTRL) ve Boşluk (SPACE)
tuşları yetiyor. "Kontrol" (CTRL)
tuşu ile tek, çift ya da üç kademeli
mermilerinizi sürekli ve sınırsız
olarak atabiliyorsunuz. Boşluk
(Space) tuşu ile sınırlı sayıda
verilen dönen roketlerinizi
27
yakalanırsanız platform dışında
bulunan ve göremediğiniz düşman
uzay gemilerinden roketler
yollanıyor. Bu roketler çok seri ve
sayı olarak oldukça fazla. Genelde
altılı halde gelen roketlere
yakalanırsanız uzay geminiz
patlıyor ve oyun bitiyor.
Glaxium resmi depolarda yok.
Kurulum için gerekli paketi
paylaşıyorum, paketin üzerine
tıklayıp kurulumu yapabilirsiniz.
oyun. Çok fazla bir görsellik sunmasa
da, oyuncuları kısa sürede kendine
bağlayan bir oyun. Basit ama
eğlenceli oyun sevenleri fazlasıyla
tatmin edecek.
Sonumu düşünmeyip kahraman
olmak istiyorum, ben de eğlenmek
istiyor ve bunu da özellikleri çok
yüksek olmayan bir bilgisayarla
yapmak istiyorum diyorsanız Glaxium
tam size göre.
Glaxium boyut açısından küçük
ama eğlence açısından büyük bir
28
http://rzr.online.fr/debian/
glaxium_0.5-1_i386.deb