ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) www.yesdil.com 1

Transkript

ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime) www.yesdil.com 1
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
about
about (twenty-five, forty, etc.)
above
across
actor
actress
adult
aerial (noun)
aerobics
afraid of
against
age
agree with (someone)
alarm clock
alive
along
ambitious
American
ankle
answer (verb)
ant
apple
apple pie and custard
April
apron
architect
arm
armchair
arrive at (a place)
ashtray
ask for (something)
asleep
asparagus
at the corner of
at the end of
athletics
August
aunt
Australian
autumn
avalanche
avocado
baby
back
back door
back garden
bacon
bad at
badly paid
badminton
bake
bake a cake
www.yesdil.com
Civarı,yaklaşık
yirmi beş/ kırk civarı
yukarı(da), bir şeyin üstünde
karşıdan karşıya; çaprazlama
erkek oyuncu
bayan oyuncu
yetişkin
anten; havayla ilgili
aerobik
(bir şeyden) korkmak
-e karşı; -e zıt yönde
yaş
(biriyle) aynı fikirde olmak
çalar saat
hayatta/canlı; yaşam dolu
ileri(ye); oraya, orada
hırslı, azimli; çok istekle
Amerikan, Amerikan Đngilizcesi
ayak bileği
cevaplamak
karınca
elma
elmalı kremalı pasta
Nisan ayı
(mutfak) önlük
mimar
kol
koltuk
(bir yere) varmak
kül tablası
(bir şey) sormak
uykuda; uyuşmuş
kuşkonmaz
köşede (köşe başında)
(bir şeyin) sonunda
atletizm
Ağustos ayı
hala; teyze
Avustralyalı
sonbahar
çığ
avokado (Amerika armudu)
bebek
arka
arka kapı
arka bahçe
domuz pastırması
(bir şeyde) kötü/başarısız olmak
kötü/az maaşlı
badminton (bir tür tenis)
fırında pişirmek; yemekli toplantı
kek pişirmek
1
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
baker (job)
baker's (shop)
balcony
bald
ball
banana
bank
bar of (chocolate, soap..)
barber (job)
barber's (shop)
bark (a dog barks)
basketball
bat (animal)
bat (cricket)
bath
bath mat
bathroom
bathroom cabinet
be born
be buried
beans
bear (animal)
beautiful
become a grandfather
bed
bedroom
bedside table
bedspread
bee
beetle
beetroot
behind
Belgian
believe in (someone)
below
below zero
belt
between
bicycle
big
binoculars
bird-watching
biscuit
bite
bitter
blackberry
blackboard
blanket
bleat
blind
blizzard
block of flats
www.yesdil.com
fırıncı
fırın
balkon
kel
top
muz
banka
bir kalıp sabun/ bir adet çikolata
berber (iş)
berber(dükkan)
havlamak (köpek havlar)
basketbol
yarasa
kriket/beysbol sopası; vuruş, darbe
küvet; banyo yapmak
banyo paspası
banyo
duşa kabin
doğmak/ dünyaya gelmek
toprağa konmak/verilmek/gömülmek
fasulye; çekirdek
ayı
güzel, çok iyi
büyükbaba olmak
yatak
yatak odası
komodin
yatak örtüsü
arı
(kanatlı) iri bir böcek
pancar
arkaya, arkasında
Belçika(lı)
(birine) inanmak
aşağı/altta; -in altında
sıfırın altında
kemer/kuşak
arasında
bisiklet
büyük
dürbün
kuşları doğal ortamlarında izleme (hobi)
bisküvi; çörek/pasta
ısırmak, (arı, yılan) sokmak; ısırma/(arı,yılan) sokması
acı, keskin/sert;üzücü
böğürtlen
(kara)tahta, yazı tahtası
battaniye; sınırsız
(kuzu/koyun)melemek; sızlanmak
kör; kör etmek; dikkatsiz; anlayışsız
kar fırtınası/ tipi
daire blokları, apartman blokları
2
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
blonde
blouse
blow
blow one's nose
blunt
boil
boiled potatoes
bookcase
boot
boring
borrow (sth) from (smn)
bottle of (wine, milk..)
bottle opener
bottom
bowl
box of (matches, chocolates)
boxer shorts
boxing
boxing ring
bra
brave
bray
Brazilian
bread
breeze
bricklayer
briefcase
brief
bright
brother
brush
Brussels sprouts
bucket
build (verb)
bull
bunch of (grapes, flowers)
bungalow
businessman
businesswoman
busy
butcher (job)
butcher's (shop)
butter
butterfly
buy
buzz
by
cabbage
cafe
cake
calculator
calendar
www.yesdil.com
sarışın, (saçı) sarı
bluz
esmek; üflemek
sümkürmek
keskin olmayan
kayna(t)mak
haşlanmış patates
kitaplık
bot/çizme
sıkıcı
(birinden) (bir şey) ödünç almak
(şarap/süt) şişesi
tirbuşon (=corkscrew)
dip, alt
kase/çanak; bowling topu; bowling oynamak
(kibrit/çikolata) kutusu
boksör şortu
boks
boks ringi
sutyen
cesur, yiğit
(eşek) anırmak
Brezilyalı
ekmek
meltem, esinti
tuğla ustası
evrak çantası
kısa; özet; külot
parlak, aydınlık; zeki
erkek kardeş
fırçalamak; fırça; çalı
Brüksel lahanası/ küçük lahana
kova
inşa etmek, kurmak
boğa
(üzüm)salkımı; (çiçek) demet
tek katlı ev
iş adamı
iş kadını
meşgul; işlek
kasap (meslek)
kasap dükkanı
margarin/tereyağı
kelebek
satın almak
(arı,sinek..) vızıldamak
ile, vasıtasıyla; yakınında; tarafından; yoluyla
lahana
kafe
kek, pasta
hesap makinesi
takvim
3
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
calf
call
camel
camera
camping
can of (beer, coke..)
Canadian
caravan
card shop
cardigan
careful
carpenter
carpet
carrot
carry
carton of (orange juice,
yoghurt)
cash
cassette recorder
cat
catch
cauliflower
ceiling
celery
chair
changeable
cheap
cheek
cheesecake
chemist's
cherry
chest
chest of drawers
child
children
chilly
chimney
chin
Chinese
chip
chocolate gateau
chop
Christian name
clean (adjective)
clean the windows
cleaner
clear up
clever
climb
close (verb)
closed
cloudy
cloudy with sunny periods
www.yesdil.com
buzağı, dana
aramak; seslenmek, çağırmak
deve
fotoğraf makinesi;kamera
kamp yapma
kutu (kola/bira)
Kanadalı
kervan; karavan
kartpostalcı
hırka
dikkatli, özenli
marangoz, doğramacı
halı
havuç
taşımak
(mukavva/karton) kutuda (meyve suyu, yoğurt)
kedi
teyp, kaset kayıt aygıtı
kedi
yakalamak, tutmak; birdenbire fark etmek/yakalamak
karnabahar
tavan
kereviz
sandalye; başkanlık makamı; kürsü
değişken, değişebilir
ucuz
yanak
peynirli kek
eczane
kiraz
göğüs/bağır, sandık, kutu
çekmece (çekmeceli komodin)
çocuk
çocuklar
soğuk, serin
baca
çene
Çin(ce)
küçük parça, kırıntı; cips
çikolatalı kremalı pasta
(balta ile) kesmek/yarmak; (et) kıymak,
Hıristiyan ismi
temiz
camları/pencereyi silmek/temizlemek
temizlikçi
bilgi vermek, açıklamak;çözümlemek; temizlemek
zeki, akıllı
tırmanmak/çıkmak
kapatmak
kapalı
bulutlu
bulutlu fakat ara sıra güneşli
4
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
club
cluck
coat
coat hanger
cock
coconut
coffee table
coke
cold
comb (noun)
comb (verb)
comfortable
computer
computer programmer
cook (job)
cook (verb)
cooker
cooking (hobby)
corkscrew
corn on the cob
cornflakes
correct
cost (verb)
cottage
cough
count
country
cousin
cow
crab
creative
cricket
crisp
242
croak
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
cross
crow
cruel
cry
cucumber
cue
cupboard
cup
curly
curtains
cushion
cut (verb)
cycle
cycling
dance
dancing
dangerous
dark
www.yesdil.com
kulüp, dernek
(tavuk) gıdaklamak
palto, mont; ceket
portmanto (=coat stand, hall tree)
horoz; tetik; musluk
hindistancevizi
sehpa; çay masası
kola; kok kömürü; kokain
soğuk
tarak; bal peteği; horoz ibiği
(saç) taramak, (bir yeri) aramak/taramak
rahat, konforlu
bilgisayar
bilgisayar programcısı
aşçı (meslek)
yemek pişirmek
ocak
yemek pişirme (hobi)
tirbuşon
mısır koçanındaki mısır
mısır gevreği
(yanlış) düzeltmek; doğru/yanlışsız
…değerinde olmak, mal olmak; fiyat,değer
küçük ev, kulübe
öksürmek; öksürük
(sayı) saymak; kapsamak; sayım, hesap, sayı
ülke; kırsal kesim/taşra
kuzen
inek
yengeç; eleştirmek, şikayet etmek
yaratıcı
kriket; cırcır böceği
gevrek;taze, yeni; cips
kurbağa sesi çıkarmak/vıraklamak; çatlak sesle konuşmak;
hırıltı
çarpı/artı işareti; haç/çarmıh; kesişmek
horoz ötmek; horoz ötüşü; karga
acımasız, zalim
ağlamak; haykırmak; çığlık, feryat; (kuş) sesi
salatalık
başlama işareti; ipucu; bilardo sopası(isteka)
(mutfak) dolap
fincan; kupa
kıvırcık, kıvrımlı
perde
minder; yastık
kesmek, dilimlemek
devir, tur/dönüş; bisiklet/motosiklet ; bisiklet sürmek
bisiklet sürme
dans etmek; dans
dans etme
tehlikeli
karanlık; (koyu) renk; esmer
5
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
daughter
dead-end
dear
December
decorate
deep
deliver
dentist
department store
describe
desk
dessert
detached house
diary
die
different from/to
difficult
dig
dining-room
dirty
dishwasher
do the cooking
do the dusting
do the gardening
do the hovering
do the ironing
do the polishing
do the washing
do the washing-up
doctor
dog
dolphin
donkey
down
dozen
draw
drawer
drawing pin
dream (verb)
dress (noun)
dressing-gown
dressing-table
dressmaking
drill
drink (verb)
drive
drizzle
drought
drunk
dry
dry cleaner's
duck
www.yesdil.com
kız çocuk/evlat
çıkmaz sokak
sevgili; değerli, pahalı
Aralık ayı
süslemek, dekore etmek; duvar kağıdıyla kaplamak
derin, koyu(renk)
(alıcını evine/işyerine) götürmek, dağıtmak
diş hekimi
büyük mağaza
tanımlamak/betimlemek, anlatmak
sıra; kürsü; şube; resepsiyon
(yemeğin sonunda yenen) tatlı
müstakil ev
günlük, anı defteri
ölmek
(-den) farklı
zor, güç; huysuz, geçinmesi zor
kazmak
yemek odası
kirli; terbiyesiz; (hava) bozuk; kirletmek
bulaşık makinesi
yemek pişirme
toz alma
bahçeyle uğraşmak
(elektrikli) süpürgeyle temizleme
ütü yapma
yerleri silme
çamaşır yıkama
bulaşık yıkama
doktor
köpek
yunus balığı
eşek
aşağı(ya), aşağıda; güneyde
düzine
(resmini)çizmek
çekmece
resim çivisi, raptiye
rüya görmek; hayal kurmak
giysi; elbise
sabahlık
makyaj masası
terzilik, kadın terzilik
(matkapla) delmek; alıştırmak/eğitmek; matkap; alıştırma
içmek
(araba) sürmek
(yağmur) çiselemek
kuraklık
sarhoş/ içkili
kuru
kuru temizlemeci
ördek
6
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
340
341
342
343
344
345
346
347
348
349
350
351
352
353
354
355
356
357
358
359
360
361
362
363
364
duck with orange sauce
dull and overcast
dustman
Dutch
duvet
ear
earn
earthquake
easy
eat
egg
elbow
elderly
electric iron
electric razor
electrician
elephant
empty
English
estate agent
exciting
expensive
explain
eye
eyebrow
eyelashes
fail
fair
fall asleep
fall in love
famous
famous for
farm
farmer
fast
fat
father
fax machine
February
fence
field
fight
file
filing cabinet
fillet of plaice
find
find out
finger
finish
fire
fireman
fireplace
www.yesdil.com
portakal soslu ördek (yemek)
(hava) kapalı ve bulutlu
çöpçü
Hollanda(ca), Hollandalı
yorgan
kulak
(para) kazanmak
deprem
kolay
yemek yemek
yumurta
dirsek
yaşlı, yaşını başını almış
(elektrikli) ütü
tıraş makinesi
elektrikçi
fil
boş
Đngiliz(ce)
emlakçı
heyecan verici, heyecanlı
pahalı
açıklamak
göz
kaş
kirpik
başaramamak, yetersiz kalmak; (sınıfta) kalmak; başarısızlık
dürüst, adil; (hava) açık; sarışın,kumral
uykuya dalmak
aşık olmak
ünlü, meşhur
(bir şeyle) ünlü
çiftlik, çiftlik evi
çiftçi
hızlı, çabuk; süratle
şişman, tombul
baba
faks (makinesi)
Şubat ayı
çit, parmaklık
tarla, alan/açık arazi
dövüşmek, savaşmak; -e karşı savaş vermek; kavga, savaş
dosya/klasör; dosyalamak
dosya dolabı
kılçıksız balık eti ( Yaldızlı Pisibalığı)
bulmak
bulup çıkarmak
parmak
bitirmek
ateş
itfaiyeci
şömine, ocak
7
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
365
366
367
368
369
370
371
372
373
374
375
376
377
378
379
380
381
382
383
384
385
386
387
388
389
390
391
392
393
394
395
396
397
398
399
400
401
402
403
404
405
406
407
408
409
410
411
412
413
414
415
416
fish
fishing (sport)
fishing rod
fishmonger's
flat (adjective)
flat (noun)
flood
floor
florist's
flower bed
fly (noun)
fly (verb)
fog and mist patches
foggy
foot
football pitch
footpath
for
forehead
foreign
forest fire
forget
fork
fox
free
freezer
French
fresh
fridge
frog
from
front door
front garden
frosty
fruit cocktail
fruit trees
fry
frying pan
full
funny
furniture shop
gale
garage
garden shed
gardening (hobby)
garlic
gate
generous
German
get dressed
get home
get up
www.yesdil.com
balık
balık tutma
olta
balıkçı (dükkanı)
düz, yassı
apartman dairesi, kat
sel baskını; sel basmak
zemin, (bina) kat
çiçekçi dükkanı
çiçeklik
sinek
uçmak, uçakla gitmek
(hava) yer yer sisli
sisli, dumanlı
ayak
futbol sahası
patika; yaya kaldırımı
için; süresince; -dır(zaman) ; -den dolayı
alın
yabancı; dış
orman yangını
unutmak
çatal
tilki
özgür; serbest, boş;bedava
soğutucu, buzluk
Fransız(ca)
taze, körpe; temiz; kullanılmamış
buzdolabı
kurbağa
-den/dan, -den ötürü
ön kapı
ön bahçe
soğuk/dondurucu; içten olmayan
meyve kokteyli
meyve ağaçları
(yağda) kızartmak
kızartma tavası
dolu, maksimum
komik, gülünç; acayip, tuhaf
mobilya dükkanı
bora/sert rüzgar; ani kahkaha
garaj
bahçe kulübesi
bahçe ile uğraşma
sarımsak
kapı, giriş yeri/kapısı; hasılat
cömert
Alman(ca)
giyinmek
eve gitmek/varmak
uyanmak/(sabah) kalkmak
8
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
417
418
419
420
421
422
423
424
425
426
427
428
429
430
431
432
433
434
435
436
437
438
439
440
441
442
443
444
445
446
447
448
449
450
451
452
453
454
455
456
457
458
459
460
461
462
463
464
465
466
467
468
get a new job
get divorced
get engaged
get married
giraffe
glasses
gloves
go to university
go off
go to (somewhere)
go to bed
goat
goggles
golf course
good at
goose
grandchildren
granddaughter
grandfather
grandmother
grandparents
grandson
grapefruit
grape
grate
grater
Greek
green peppers
greengrocer's
greenhouse
grey
grill (noun)
grill (verb)
grunt
gum shield
gun
gymnastics
hair
hair dryer
hairdresser (job)
hairdresser's (shop)
hall
hammer
hamster
hand
handbag
handsome
happy
hard
hard-working
hat
hate
www.yesdil.com
yeni bir işe başlamak
boşanmak
nişanlanmak
evlenmek
zürafa
gözlük
(bir çift) eldiven
üniversiteye gitmek
çıkmak; (bomba) patlamak; çürümek
(bir yere) gitmek
yatağa/uyumaya gitmek
keçi
koruyucu gözlük ( goggle=hayretle bakmak)
golf kursu/dersi
(bir şeyde) iyi olmak
kaz
torunlar
kız torun
büyükbaba/dede
büyükanne/nine
büyükanne ve büyükbaba
erkek torun
greyfurt
üzüm
rendelemek; gıcırda(t)mak; ocak ızgarası
rende
Yunan(ca)
kırmızı biber
manav (dükkanı)
sera; limonluk
gri, kül rengi; (saç)kır; (yüz)soluk
ızgara
ızgarada pişirmek
(hayvan) hırlamak; (insan) homurdanmak
dişlik (boks)
ateşli silah, tüfek, tabanca
jimnastik
saç, kıl; tüy
saç kurutma makinesi
kuaför (meslek)
kuaför (dükkan)
toplantı salonu; koridor/hol;
çekiç
hamster, sıçan
el
el çantası
yakışıklı, hoş; iyi görünümlü
mutlu
sert/katı; zor/kuvvet isteyen
çok çalışan, çalışkan
şapka
nefret etmek; hoşlanmamak
9
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
469
470
471
472
473
474
475
476
477
478
479
480
481
482
483
484
485
486
487
488
489
490
491
492
493
494
495
496
497
498
499
500
501
502
503
504
505
506
507
508
509
510
511
512
513
514
515
516
517
518
519
520
have a break
have a shower
have breakfast
have dinner
have lunch
have children
have a good figure
have freckles
head
hear
heavy snow
hedge
hedgehog
heel
height
help
hen
high
high winds and showers
hills
hiss
hockey
hold
hole punch
hollow
horse
horse-racing
hot
hotel
house boat
howl
hungry
hurricane
husband
ice rink
ice skating
ill
imaginative
impatient
important
in front of
in his twenties, fifties.. etc.
inside
intelligent
interested in
into
introduce (smn) to (smn else)
ironmonger's
Italian
jacket
jacket potatoes
January
www.yesdil.com
ara vermek/ teneffüs yapmak
duş almak
kahvaltı yapmak
akşam yemeği yemek
öğle yemeği yemek
çocukları olmak/çocuklara sahip olmak
boyu posu yerinde olmak; hoş bir endamı olmak
(yüz) çilleri olmak
baş/kafa; lider/başkan
işitmek, duymak; haber almak
yoğun kar
çit; çalı
kirpi
topuk, ökçe
yükseklik
yardım etmek; yardım
tavuk; dişi kuş
yüksek; yüce
(hava) sert rüzgarlı ve sağanak yağışlı
tepecikler
(yılan) tıslamak; ıslıklamak, yuhalamak
hokey
tutmak; sahip olmak/elinde tutmak
zımba
çukur, oyuk, içi boş; oymak, çukur açmak
at
at yarışı
sıcak
otel
yüzen ev (ev gibi kullanılan tekne)
ulumak, inlemek; uluma,inilti
aç
kasırga, fırtına
koca/eş
buz pateni pisti
buz pateni yapma
hasta; kötü, fena ( ill-will=kötü niyet X goodwill=iyi niyet)
hayal gücü kuvvetli, yaratıcı
sabırsız
önemli
-in önünde
yirmisinde, ellisinde; yirmili/ellili yaşlarda
iç, içteki, içerisi(nde); gizli
zeki, akıllı
(bir şeye) ilgili, meraklı
içine, -e/-a
(birini) (biriyle) tanıştırmak, (birini) (birine) tanıtmak
hırdavatçı (dükkan)
Đtalyan(ca)
ceket, mont
patates kabuğu
Ocak ayı
10
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
521
522
523
524
525
526
527
528
529
530
531
532
533
534
535
536
537
Japanese
jar of (jam, marmalade)
jaw
jealous
jeans
jeweller's
job
jogging
join
joint of (meat)
journalist
jug
July
jump
jumper
June
kangaroo
538
keep
539
540
541
542
543
544
545
546
547
548
549
550
551
552
553
554
555
556
557
558
559
560
561
562
563
564
565
566
567
568
569
570
571
572
kettle
key
kilo of (apples, potatoes..)
kind (adjectives)
kiss (verb)
kitchen
kitten
knee
knickers
knitting (hobby)
knives
knock
know
ladybird
lake
lamb
lamb chops
lamp
lampshade
landing
large
late
laugh (verb)
launderette
lava
lawn
lawyer
lay the table
lazy
learn
leave home
leek
leg
lemon
www.yesdil.com
Japon(ca)
(reçel, marmelat) kavanozu
çene
kıskanç
kot pantolon
kuyumcu (dükkan)
iş/meslek
yavaş koşu
birleştirmek; üye olmak/katılmak
et parçası
gazeteci
testi, sürahi
Temmuz ayı
atlamak, zıplamak
kazak, süveter
Haziran ayı
kanguru
saklamak; korumak/elde tutmak; (belli bir durumda)
engellemek
çaydanlık
anahtar; (piyano, daktilo) tuş; çok önemli/başarı için gerekli
kilo (elma, patates)
tür, çeşit;nazik, kibar; iyi kalpli, candan
öpmek
mutfak
kedi yavrusu
diz; (giyside) diz yeri
bayan külotu
örgü örme (hobi)
bıçaklar (tekili 'knife' )
(kapı) çalmak, vurmak; vurma sesi, darbe
bilmek; tanımak
uğurböceği
göl
kuzu, kuzu eti
kuzu (eti) pirzola
lamba
abajur
(uçak) iniş; karaya çıkma/çıkarma
geniş, bol; büyük, iri
geç, gecikmiş ( I'm late= Geç kaldım); -ın sonlarına doğru
kahkahayla gülmek
çamaşırhane
lav
çim, çimenlik
avukat
masayı kurmak/hazırlamak
tembel; ağır, uyuşuk
öğrenmek
(bir yere gitmek için) evden çıkmak/ayrılmak
pırasa
bacak; (hayvanlarda) but; (eşya) ayak
limon
11
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
573
574
575
576
577
578
579
580
581
582
583
584
585
586
587
588
589
590
591
592
593
594
595
596
597
598
599
600
601
602
603
604
605
606
607
608
609
610
611
612
613
614
leotard
let
lettuce
librarian
lie
light (adjective)
light (verb)
lion
lip
listen to (something/someone)
litre of (milk)
live by the seaside
live in (a place)
live with (smn)
living-room
loaf of (bread)
long
look after (smn)
look at (something)
look for (something)
lorry driver
lose
loud
low
mac
magnifying glass
main course
main road
make
make the bed
mantelpiece
March
married
married to
mash
mattress
May
meadow
mean (adjective)
meat
mechanic
meet
615
meet his future wife
616
617
618
619
620
621
622
623
624
melon
miaow
microwave
middle-aged
milk
mineral water
mirror
miserable
misty
www.yesdil.com
(streç)dansçı giysisi
izin vermek/bırakmak;
marul; salata
kütüphaneci
yatmak/uzanmak; yer almak/bulunmak; yalan söylemek
parlak, aydınlık; hafif, yumuşak
aydınlatmak; parlamak
aslan
dudak
(bir şeyi/birini) dinlemek
litre (süt)
deniz kenarında yaşamak/oturmak
(bir yerde) yaşamak/oturmak
(biriyle) yaşamak/oturmak
oturma odası
somun (ekmek)
uzun; uzun süre
(birine) bakmak; ilgilenmek
(bir şeye) bakmak
(bir şey) aramak; bulmaya çalışmak; ummak
kamyon şoförü
kaybetmek
yüksek sesli, gürültülü
alçak/yüksek olmayan; düşük, zayıf, az(ses)
yağmurluk (=macintosh, raincoat)
büyüteç
ana ders, ana yemek/öğün ?????
anayol, ana cadde
yapmak, hazırlamak
yatak yapmak/düzeltmek
şömine rafı
Mart ayı
evli
(biriyle) evli
patates püresi, ezme
döşek
Mayıs ayı
çayır, otlak
cimri, huysuz, acımasız
et
makinist, tamirci
rastlamak; tanışmak; (bir ihtiyacı) karşılamak
gelecekteki karısıyla/eşiyle karşılaşmak, evleneceği bayanla
tanışmak
kavun
miyavlamak
mikrodalga
orta yaşlı
süt
maden suyu, soda
ayna
mutsuz, perişan, üzgün
sisli, puslu
12
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
625
626
627
628
629
630
631
632
633
634
635
636
637
638
639
640
641
642
643
644
645
646
647
648
649
650
651
652
653
654
655
656
657
658
659
660
661
662
663
664
665
666
667
668
669
670
671
672
673
674
675
676
modern
monkey
mosquito
moth
mother
motor racing
mountain
mouse
mouth
mouthful
move
mushroom
musical instrument
musician
narrow
nationality
near
neck
need
needle
neigh
nephew
new
newsagent's
next to
niece
nightdress
nose
notebook
November
nurse
nuts
October
octopus
of average height
off-licence
old
on fire
on top of
onion
open (adjective)
opposite
optician
orange (noun)
out of
outside
oven
oven glove
over
overcast
packet of (biscuits,
cigarettes..)
paint (verb)
www.yesdil.com
modern
maymun
sivrisinek
güve
anne, ana; kaynak, köken
otomobil yarışı, motorlu araç yarışı
dağ
fare
ağız
ağız dolusu
hareket et(tir)mek, kımıldamak, ilerlemek, taşınmak
mantar
müzik aleti
müzisyen
dar, sınırlı; kıt kanaat, ancak yeten
ulus, uyruk; milliyet
yakın, yakınında
boyun, (giysi) yaka
-e ihtiyacı olmak, -mesi gerekmek, gereksinim duymak
dikiş iğnesi, şırınga iğnesi, şiş/tığ
(at) kişnemek
erkek yeğen
yeni, acemi, taze
dergi/gazete satıcısı (dükkan)
-e bitişik, -nın yanında; bir sonraki, önümüzdeki
kız yeğen
gece elbisesi/kıyafeti
burun, bir şeyin ön/uç kısmı
defter
Kasım ayı
hemşire, dadı
deli, kaçık, çatlak ( nut=fındık, ceviz)
Ekim
ahtapot
ortalama/orta yükseklikte
içki satma ruhsatı, içki satılan dükkan
yaşlı, eski
tutuşmuş, yanmakta; gayretli, coşmuş
zirvesinde, (bir şeyin) en üstünde
soğan
açık, dürüst
karşıt, zıt, ters
gözlükçü
portakal, turuncu
dışında
dış, dış taraf, dışarı(da/ya)
fırın
(fırın) eldiven
-in üzerinden, öbür tarafa, üstünde; bitmiş, sona ermiş
(hava) kapalı, bulutlu
(bisküvi, sigara) paket
boyamak, (boya ile) resim yapmak
13
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
677
678
679
680
681
683
684
685
686
688
689
690
691
692
693
694
695
696
697
698
699
700
701
702
703
704
705
706
707
708
709
painting
paper clip
parallel bars
parents
parsley
path
patient (adjective)
patio
pay
peach
peak
pear
peas
penguin
personal details
phone (verb)
photocopier
photographer
photography
pie
pig
pigeon
pillow
pillowcase
pilot
pineapple
pint of (milk)
pipes
plane
plant (noun)
plates
710
play
711
712
713
714
715
716
717
718
719
720
721
722
723
724
725
726
727
728
729
730
playing cards
playing chess
playing the piano
plug
plum
plumber
policeman
policewoman
polite
pond
poor
pop into
post
postman
post office
pot of (jam)
pottery
pound of ( apples, potatoes..)
pour
prawn cocktail
www.yesdil.com
boyamak, (boya ile) resim yapmak
ataş, raptiye
jimnastik demirleri
anne-baba
maydanoz
keçiyolu, patika
sabırlı
bahçe avlusu, veranda
ödemek; karşılığını vermek, cesanı çekmek
şeftali
uç, doruk, zirve
armut
bezelye (taneleri)
penguen
kişisel detaylar
telefon etmek
fotokopi makinesi
fotoğraf çeken
fotoğraf
tart, börek/çörek
domuz, pisboğaz, aynasız
güvercin
yastık
yastık kılıfı
pilot; kılavuz
ananas
litre (süt) (galonun sekizde biri)
boru, çubuk; pipo; kaval, gayda
uçak
bitki
tabak, levha, plaka
(oyun) oynamak, (tiyatro oyunu) sergilemek, (müzik) aleti
çalmak;oyun,piyes
oyun kartlarıyla oynama
satranç oynama
piyano çalmak
(elektrik) fiş
erik
su tesisatçısı, muslukçu
polis memuru
polis memuresi
nazik, kibar
gölcük, havuz
fakir, yoksul; zavallı
pat diye girmek
postalamak; posta, nöbet, iş
postacı
postane
(reçel) kavanoz
çanak, çömlek; çömlekçilik
(elma, patates) gram (libre)
dökmek, akıtmak; (çay) koymak
(büyük) karides kokteyli
14
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
731
732
733
734
735
736
737
738
739
740
741
742
743
744
745
746
747
748
749
750
751
752
753
754
755
756
757
758
759
760
761
762
763
764
765
766
767
768
769
770
771
772
773
774
775
776
777
778
779
780
781
782
prefer
printer
promise
proud of
puppy
purr
put
pyjamas
quack
quarrel (verb)
rabbit
racket
radiator
radio
radish
rain
rain (noun)
raincoat
rat
read
reading
recipe
recognize
record shop
red peppers
remarry
remember
remote control (for TV)
reporter
retire
rhubarb
rice
ride
river
roar
roast (verb)
roast beef
roast chicken
rolling pin
roll (noun)
roof
rough
round
rubber
rude
rug
rugby
run
runner beans
running shoes
running track
Russian
www.yesdil.com
tercih etmek, yeğlemek
matbaacı, basımcı; yazıcı
söz vermek, vaat etmek
onurlu, şerefli (proud=gururlu, kibirli)
köpek yavrusu
(kedi) mırlamak, (motor) hırıldamak
koymak, yerleştirmek
pijama
(ördek) vaklamak, ördek sesi
tartışmak, kavga etmek; kavga, çekişme
tavşan
tenis raketi
radyatör, kalorifer
radyo
turp
yağmur yağmak
yağmur
yağmurluk
iri fare, sıçan
okumak
okuma
yemek tarifesi; reçete/çözüm,yol
tanımak, farkına varmak; takdir etmek
kayıt yeri(dükkanı)
kırmızı biber
tekrar evlenmek
hatırlamak, anımsamak; hatırında tutmak
uzaktan kumanda (aleti) (TV için)
gazete muhabiri, muhabir
emekliye ayrılmak, (bir köşeye) çekilmek
ravent (bitki)
pirinç, pilav
(at, bisiklet) sürmek
nehir, ırmak
gürlemek, kükremek (aslan),; gümbürtü/gürültü
(fırında) kızartmak
biftek kızartmak
tavuk kızartmak
oklava, merdane
rulo, silindir; liste, kayıt;tekerleme, yuvarlama
çatı, dam
pürüzlü, engebeli, taşlık; kaba,sert (insan)
yuvarlak, top gibi
silgi
kaba, terbiyesiz; cahil
küçük halı, kilim; battaniye
ragbi (spor)
koşmak; koşu
çalı fasulyesi
koşu ayakkabıları
koşu yolu, koşu pisti
Rus(ça)
15
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
783
784
785
786
787
788
789
790
791
792
793
794
795
796
797
798
799
800
801
802
803
804
805
806
807
808
809
810
811
812
813
814
815
816
817
818
819
820
821
822
823
824
825
826
827
828
829
830
831
832
833
834
sad
saddle
sailing
salad
saucepan
Saudi Arabian
sausages
saw (noun)
scale
scalpel
scarf
scissors
scorpion
Scottish
screwdriver
secretary
selfish
sell
semi-detached house
September
set (the alarm clock)
shake hands
shampoo
shark
sharp
sheep
sheet
shelf
shirt
shoe shop
shoes
shop assistant
short
shoulder
shout
show-jumping
shower (noun)
shower (of rain)
showers and sunny periods
shut (adjective)
shy
sign (verb)
since
sing
single
sink (noun)
sirloin steak
sister
sit
skates
ski slopes
ski sticks
www.yesdil.com
üzgün, kederli, acıklı
eyer, kemer
deniz yolculuğu, yelkencilik, gemicilik
salata
kulplu tencere
Suudi Arabistanlı
sucuk, sosis
bıçkı, testere; atasözü, özdeyiş
terazi, ölçek; cetvel, derece;
küçük bıçak, skalpel
eşarp, atkı
makas
akrep
Đskoçyalı
tornavida
sekreter
bencil
satmak, satılmak
bir duvarı yandaki eve bitişik ev
Eylül ayı
(çalar saat) ayarlamak, kurmak
tokalaşmak, el sıkışmak
şampuan
köpek balığı
keskin, sivri; ani ve sert
koyun ( çoğul: sheep)
(yatak)çarşaf; kağıt yaprağı; levha
raf
gömlek
ayakkabı dükkanı
(bir çift) ayakkabı, kundura
tezgahtar
kısa, az; kısa boylu, kısa süren
omuz
bağırmak, seslenmek
gösteri atlayışı
duş
sağanak (yağmur)
sağanak ve yer yer/zaman zaman güneşli
kapalı (sıfat)
utangaç, çekingen
imzalamak, işaret vermek
-den beri/bu yana; -dığı için, -den dolayı
şarkı söylemek; (kuş) ötmek
tek; bekar; tek kişilik; (bilet) tek kişilik
lavabo, musluk taşı; lağım
sığır filetosu
kız kardeş
oturmak
buz pateni/tekerlekli paten ayakkabıları
kayak yamaçları
kayak sopaları (= ski poles)
16
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
835
836
837
838
839
840
841
842
843
844
845
846
847
848
849
850
851
852
853
854
855
856
857
858
859
860
861
862
863
864
865
866
867
868
869
870
871
872
873
874
875
876
877
878
879
880
881
882
883
884
885
886
skilled
skirt
sleep
slim
slippers
slow
small
smell (verb)
smile (verb)
smoke (verb)
smooth
snail
snake
sneeze (verb)
snooker
snow
sociable
socks
sofa
soft
soldier
solve
son
sorry about
sorry for
soup
spade
spaghetti
Spanish
spanner
spare room
speak
speak to (someone)
spell (verb)
spend
spider
spoon
spring
squash
squeak
squirrel
staircase
stamp collecting
stapler
start
start school/work
starters
stay
stereo
stethoscope
sticky
stockings
www.yesdil.com
yetenekli, becerikli
etek
uyumak
ince yapılı, zayıf
(bir çift) terlik
yavaş, ağır
küçük, ufak, önemsiz
kokmak, koklamak
gülümsemek
sigara içmek
düz, akıcı, yumuşak; sarsıntısız; pürüzsüz
salyangoz
yılan
aksırmak; aksırık
bir tür bilardo
kar yağmak; kar
sosyal (insan), arkadaş canlısı, hoşsohbet
(bir çift) kısa çorap
kanepe, sedir
yumuşak, rahatsız etmeyen; alkolsüz, hafif
asker, er
çözmek, halletmek
erkek çocuk/evlat
(bir şey için) pişman, üzgün
(biri için, bir şey için) üzülen, endişelenen, canını sıkan
çorba
bahçıvan beli, (iskambil) maça; (bahçe)bellemek
çubuk makarna, spagetti
Đspanyol(ca)
somun anahtarı
boş oda
konuşmak, konuşma yapmak
(biriyle) konuşmak, (birine) söylemek
harf harf söylemek/yazmak; harflemek
(para, zaman) harcamak
örümcek
kaşık
ilkbahar mevsimi; kaynak su, pınar
ezmek, sıkıştırmak; şap sesi; meşrubat; kalabalık, izdiham
(fare) cik cik ses çıkarmak; gıcırda(t)mak, ötmek
sincap
merdiven
pul koleksiyonu yapma
tel zımba
başla(t)mak; başlangıç, başlama, hareket
işe/okula başlamak
marş; yoğurt mayası; yarışa katılan kişi/at
(bir yerde)kalmak, durmak, geciktirmek
stereo teyp/cihaz, müzik seti
stetoskop
yapış yapış/yapışkan; güç, zor; cimri
uzun çorap
17
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
887
888
889
890
891
892
893
894
895
896
897
898
899
900
901
902
903
904
905
906
907
908
909
910
911
912
913
914
915
916
917
918
919
920
921
922
923
924
925
stomach
storm
stormy
stove
straight
strawberry
stream
street
stressful
study (room)
study (verb)
stupid
suit
summer
sunny
sunny spells
supermarket
surgeon
surname
sweater
Swedish
sweep the floor
sweet (adjective)
sweets
swim
swimming pool
swimming trunks
swimsuit
Swiss
switch (it) off
switch (it) on
T-shirt
table tennis
take
talk
tall
tap
tape measure
tea-bags
926
tea towel
927
928
929
930
931
932
933
934
935
936
teach
teacher
teenager
teeth
telephone
television
tell
tennis court
tent
terraced house
thank (someone) for (doing
something)
937
www.yesdil.com
mide, karın
fırtına, yüksek ses
fırtınalı, gürültülü, şiddetli
soba; ocak
düz/dümdüz, doğru
çilek
akarsu, akım, akıntı
cadde, sokak
stresli, gergin, bunalımlı
çalışma odası
çalışmak, (okulda) okumak/öğrenim görmek; incelemek
aptal, salak
uygun olmak, uymak, yakışmak;takım elbise; dava
yaz mevsimi
güneşli
güneşli hava esintisi
süpermarket
cerrah
soyad
kazak
Đsveç(çe)
yeri süpürmek
sevimli, hoş; şirin/tatlı
şekerlemeler, şekerler
yüzmek
yüzme havuzu
erkek mayosu, şort mayo
kadın mayosu
Đsviçreli
(elektrik düğmesi/düğme) kapalı konuma getirmek
(elektrik düğmesi/düğme) açık konuma getirmek
tişört
masa tenisi
almak, götürmek, kazanmak, üstlenmek
konuşmak; görüşme; sohbet; konuşma biçimi
uzun boylu, yüksek
musluk, tapa/tıkaç
mazura (=tapeline)
poşet çay, sallama çay
(bulaşıktan yıkadıktan sonra tabakları kurulamak için
kullanılan) havlu
öğretmek, ders vermek
öğretmen
13-19 yaş arası genç
dişler (tekil: tooth)
telefon; telefon etmek
televizyon
anlatmak, söylemek, bildirmek
tenis kortu
çadır
teraslı/taraçalı ev
(birine) (bir şey yaptığı için) teşekkür etmek
18
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
938
939
940
941
942
943
944
945
946
947
948
949
950
951
952
953
954
955
956
957
958
959
960
961
962
963
964
965
966
967
968
969
970
971
972
973
974
975
976
977
978
979
980
981
982
983
984
985
986
987
988
989
thigh
thin
think
thirsty
throat
through
throw
thumb
tidy (adjective)
tidy up
tie (noun)
tiger
tights
tiles
tin of (sardines, etc..)
tin opener
tired
tired of
toaster
tobacconist's
toe
toilet
toilet paper
tomato
tomato soup
tongue
toothbrush
toothpaste
torch
tortoise
towards
towel
town
toy shop
tracksuit
tractor
traffic warden
trainers
travel (verb)
travel agent
tray
trousers
true
tub of (margarine)
Turkish
turn (it )off
TV
typewriter
ugly
umbrella
uncle
under
www.yesdil.com
uyluk, but
ince, zayıf, cılız
düşünmek, sanmak, tahmin etmek
susuz, susamış
boğaz, gırtlak
içinden, arasından, yoluyla/sayesinde, süresince, aktarmasız
atmak, fırlatmak
başparmak, parmağıyla (sayfa) çevirmek
temiz, düzenli, derli toplu
çekidüzen vermek, toparlamak
kravat
kaplan
külotlu çorap, balerin/akrobat pantolonu
kiremitler
(sardalye) konserve kutusu
konserve açacağı
yorgun
-den bıkmış, bezmiş
ekmek kızartma makinesi
tütün/sigara satıcısı(dükkan), tekel bayi
ayak parmağı
tuvalet
tuvalet kağıdı
domates
domates çorbası
dil, lisan
diş fırçası
diş macunu
el feneri, meşale
kaplumbağa
-e doğru, yönünde, -e karşı
havlu
şehir, kent, kasaba
oyuncak dükkanı
eşofman
traktör
trafik polisi
spor ayakkabıları
seyahat etmek, yolculuk yapmak
seyahat acentesi
tepsi, tabla
pantolon
doğru, gerçek, tam/eksiksiz
(margarin) paket/plastik kap
Türk(çe)
(TV, radyo) kapatmak, söndürmek
TV, televizyon
daktilo
çirkin, kötü, tatsız; aksi, ters
şemsiye
amca, dayı
altında, altından, -den az/aşağı, -in yönetiminde
19
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
990
991
992
993
994
995
996
997
998
999
1000
1001
1002
1003
1004
1005
1006
1007
1008
1009
1010
1011
1012
1013
1014
1015
1016
1017
1018
1019
1020
1021
1022
1023
1024
1025
1026
1027
1028
1029
1030
1031
1032
1033
1034
1035
1036
1037
1038
1039
1040
1041
underpants
understand
unhappy
unskilled
unsuitable for a man
unsuitable for a woman
until
up
vacuum cleaner
valley
vase
vault
VCR
vegetables
vest
vet
video recorder
village
volcanic eruption
volcano
waist
waistcoat
wait
wait for
waiter
waitress
wake up
walk
wall
wallpaper
want
wardrobe
wash-basin
wash one's hair
wasp
waste bin
wastepaper basket
watch TV
waterfall
wave
wavy
weak
wear
weight-lifting
weight
well-built
well-dressed
well-paid
Wellingtons
wet
whale
wide
www.yesdil.com
külotlu çorap, balerin/akrobat pantolonu
anlamak, öğrenmek
mutsuz
yeteneksiz, beceriksiz, (Đş) vasıfsız
bir erkek/adam için uygun olmayan
bir bayan/kadın için uygun olmayan
-e kadar, -e dek, -inceye kadar
yukarıya, yukarıda; kuzeyde, -e/a/de/da
elektrik süpürgesi
vadi
vazo
kubbe, (yer altı) mezarı
Video Kayıt Cihazı
sebzeler
atlet, fanila; yelek
veteriner
video kayıt cihazı
köy
volkanik patlama
volkan, yanardağ
bel
yelek
beklemek
(bir şeyi, birini) beklemek
garson
bayan garson
uyanmak
yürümek, yürüyüşe çıkarmak, gezinmek; yürüyüş, gezinti
duvar, sur
duvar kağıdı; duvar kağıdıyla kaplamak
istemek; ihtiyaç, lüzum
giysi dolabı
lavabo
saçını yıkamak
eşekarısı
çöp kutusu (=waste basket, dustbin)
kullanılmış kağıt sepeti
televizyon izlemek
şelale, çağlayan
el sallamak, dalga, (radyo,saç) dalgası
dalgalı, dalgalı saç
güçsüz, zayıf, yetersiz
giymek, takmak
halter sporu
ağırlık, halter, yük, tartı
kaslı, hoş yapılı
hoş/iyi giyimli
iyi maaşlı
dize kadar uzanan su geçirmez lastik çizme
ıslak, yaş, yağmurlu hava
balina
geniş, geniş bir alanı kaplayan; tamamen
20
ELEMENTARY VOCABULARY (1059 adet kelime)
1042
1043
1044
1045
1046
1047
1048
1049
1050
1051
1052
1053
1054
1055
1056
1057
1058
1059
wife
windsurfing
windy
winter
with
wolf
wood (material)
wood (trees)
wool
word processor
worm
wrestling
wrist
write
yawn (verb)
yoghurt
young
zebra
www.yesdil.com
eş/karı
rüzgar sörfü
rüzgarlı
kış mevsimi
ile; nedeniyle; sayesinde
kurt
odun, tahta, ahşap
ağaç; küçük orman, koru
yün
kelime işlemci
kurt/solucan
güreş
kol bileği
yazmak
esnemek
yoğurt
genç(ler), gençlik; taze, körpe
zebra
21

Benzer belgeler

Turkish Minimum Core Vocabulary List

Turkish Minimum Core Vocabulary List geniş, bol; büyük, iri geç, gecikmiş ( I'm late= Geç kaldım); -ın sonlarına doğru kahkahayla gülmek çamaşırhane lav çim, çimenlik avukat masayı kurmak/hazırlamak tembel; ağır, uyuşuk öğrenmek (bir ...

Detaylı