11.12.2015 Cuma İzmir Basın Gündemi Edebiyattan sinemaya

Transkript

11.12.2015 Cuma İzmir Basın Gündemi Edebiyattan sinemaya
11.12.2015 Cuma İzmir Basın Gündemi
Edebiyattan sinemaya, sinemadan
sosyolojiye Türkiye’de sosyal bilimler
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Akademik Düşünce
Konferansları kapsamında, “Türkiye’de Sosyal Bilimlerin Serüveni” konferansında Prof. Dr.
Kurtuluş Kayalı’yı İKÇÜ’lülerle buluşturdu.
Prof. Dr. İlber Ortaylı ile başlayan konferanslar
dizisinin dördüncüsü İKÇÜ’lü akademisyen ve öğrencilerden yoğun ilgi gördü. Rektör Yardımcısı ve
Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Gökçe’nin ev sahipliğinde gerçekleşen ve
Rektör Prof. Dr. Galip Akhan’ın da izlediği konferans, Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Osman
Konuk’un açış konuşması ile başladı.
Özgünlük daima yerli bir perspektifi gerektirir.
Türkiye’de sosyal bilimlerin gelişimini Batılılaşma serüveni bağlamında ele alan Kayalı, dışarıdan
beslenen düşüncelerin yerel, tarihsel ve sosyal gerçekliğin analizinde özgünlük sergileyemediğinin altını
çizdi. Bu tespitini öncelikle Mülkiye, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültelerini merkeze alan kurumsal analizlerle ve 1960-80
yıllarını kapsayan örneklerle dile getirdi.
Sosyal gelişme siyasetle değil sanat, edebiyat ve kültürle gerçekleşir.
Kayalı’nın dikkat çektiği diğer bir husus, akademi dışı yazar ve düşünürlerin sosyal bilimlerin
gelişiminde oynadıkları belirleyici role ilişkindi. Kurtuluş Kayalı, “dışarı”dan gelen bu katkının
akademideki ayrışmaları aşan, kuşatan ve hatta dolayıma imkân veren mahiyetini özellikle vurguladı.
Bunu Kemal Tahir, İdris Küçükömer, Sezai Karakoç, Sabri Ülgener, Hikmet Kıvılcımlı, Erol Güngör gibi
düşünürlerden ve eserlerinden bolca örnek zikrederek izah etti. Ayrıca, toplumsal değişimin siyasetle,
siyaseten tavır alışlarla değil, önemli ölçüde kültür aracılığıyla gerçekleştiğini de bu katkılar bağlamında
dile getirdi.
Her Yönüyle Türkiye'de Sosyal Bilimler
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Akademik Düşünce Konferansları
kapsamında, "Türkiye'de Sosyal Bilimlerin Serüveni" konferansında Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı'yı
İKÇÜ'lülerle buluşturdu.
Prof. Dr. İlber Ortaylı ile başlayan konferanslar dizisinin dördüncüsü İKÇÜ'lü akademisyen ve öğrencilerden
yoğun ilgi gördü. Rektör Yardımcısı ve Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Gökçe'nin
ev sahipliğinde gerçekleşen ve Rektör Prof. Dr. Galip Akhan'ın da izlediği konferans, Sosyoloji Bölüm Başkanı
Doç. Dr. Osman Konuk'un açış konuşması ile başladı.
Özgünlük daima yerli bir perspektifi gerektirir
Türkiye'de sosyal bilimlerin gelişimini Batılılaşma serüveni bağlamında ele alan Kayalı, dışarıdan beslenen
düşüncelerin yerel, tarihsel ve sosyal gerçekliğin analizinde özgünlük sergileyemediğinin altını çizdi. Bu tespitini
öncelikle Mülkiye, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve Dil ve TarihCoğrafya Fakültelerini merkeze alan kurumsal analizlerle ve 1960-80 yıllarını kapsayan örneklerle dile getirdi.
Sosyal gelişme siyasetle değil sanat, edebiyat ve kültürle gerçekleşir
Kayalı'nın dikkat çektiği diğer bir husus, akademi dışı yazar ve düşünürlerin sosyal bilimlerin gelişiminde
oynadıkları belirleyici role ilişkindi. Kurtuluş Kayalı, "dışarı"dan gelen bu katkının akademideki ayrışmaları aşan,
kuşatan ve hatta dolayıma imkân veren mahiyetini özellikle vurguladı. Bunu Kemal Tahir, İdris Küçükömer, Sezai
Karakoç, Sabri Ülgener, Hikmet Kıvılcımlı, Erol Güngör gibi düşünürlerden ve eserlerinden bolca örnek zikrederek
izah etti. Ayrıca, toplumsal değişimin siyasetle, siyaseten tavır alışlarla değil, önemli ölçüde kültür aracılığıyla
gerçekleştiğini de bu katkılar bağlamında dile getirdi.
Konferansın sonunda Rektör Prof. Dr. Galip Akhan, Prof Dr. Kurtuluş Kayalı'ya bir teşekkür plaketi takdim etti.
Türkiye’de Sosyal Bilimlerin Serüveni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi,
Akademik Düşünce Konferansları kapsamında, “Türkiye’de Sosyal Bilimlerin Serüveni” konferansında Prof.
Dr. Kurtuluş Kayalı’yı İKÇÜ’lülerle buluşturdu.
Prof. Dr. İlber Ortaylı ile başlayan konferanslar dizisinin dördüncüsü İKÇÜ’lü akademisyen ve öğrencilerden
yoğun ilgi gördü. Rektör Yardımcısı ve Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Gökçe’nin
ev sahipliğinde gerçekleşen ve Rektör Prof. Dr. Galip Akhan’ın da izlediği konferans, Sosyoloji Bölüm Başkanı
Doç. Dr. Osman Konuk’un açış konuşması ile başladı.
ÖZGÜNLÜK DAİMA YERLİ BİR PERSPEKTİFİ GEREKTİRİR
Türkiye’de sosyal bilimlerin gelişimini Batılılaşma serüveni bağlamında ele alan Kayalı, dışarıdan beslenen
düşüncelerin yerel, tarihsel ve sosyal gerçekliğin analizinde özgünlük sergileyemediğinin altını çizdi. Bu
tespitini öncelikle Mülkiye, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültelerini merkeze alan kurumsal analizlerle ve 1960-80 yıllarını kapsayan örneklerle
dile getirdi.
SOSYAL GELİŞME SİYASETLE DEĞİL SANAT, EDEBİYAT VE KÜLTÜRLE GERÇEKLEŞİR
Kayalı’nın dikkat çektiği diğer bir husus, akademi dışı yazar ve düşünürlerin sosyal bilimlerin gelişiminde
oynadıkları belirleyici role ilişkindi. Kurtuluş Kayalı, “dışarı”dan gelen bu katkının akademideki ayrışmaları
aşan, kuşatan ve hatta dolayıma imkân veren mahiyetini özellikle vurguladı. Bunu Kemal Tahir, İdris
Küçükömer, Sezai Karakoç, Sabri Ülgener, Hikmet Kıvılcımlı, Erol Güngör gibi düşünürlerden ve eserlerinden
bolca örnek zikrederek izah etti. Ayrıca, toplumsal değişimin siyasetle, siyaseten tavır alışlarla değil, önemli
ölçüde kültür aracılığıyla gerçekleştiğini de bu katkılar bağlamında dile getirdi.
Konferansın sonunda Rektör Prof. Dr. Galip Akhan, Prof Dr. Kurtuluş Kayalı’ya bir teşekkür plaketi takdim
etti.
Ötenazi Etik Anlayışa Ters
SAĞLIK PROFESYONELLERİNİN “ETİK” SORUMLULUĞU
Aliağa Haber / Foça Haber / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi
Hemşirelik Bölümü öğrencileri, mesleğe adım atmadan “etik” ilkeleri, işin uzmanından öğrendi.
Hemşirelik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yasemin Tokem ile Hemşirelik Esasları Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra
Akın Korhan’ın düzenlediği, “Etik bakış açışı ile sağlık profesyonellerinin etik sorumluluğu” başlığında
konuşan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Tıp Etiği Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Çağatay
Üstün; akıl ve vicdanın felç olduğu durumlarda, etikten bahsedilemeyeceğini söyledi.
“ÎŞİN TEKNİSYENİ OLMAYIN…”
Sağlık profesyonelinin asıl işinin “yaşatmak” olduğunu söyleyen Doç. Dr. Üstün; gençlere “işin teknisyeni
olmayın, insanlara etik ve ahlaki duyarlılıkla yaklaşın” mesajı verdi. Klonlama ve ötenazi konuları üzerinde
uzunca duran Üstün, ötenazinin hukuka ve etiğe aykırı olduğunu savundu.
“ÖTENAZİ ETİK ANLAYIŞA TERS”
Belçika’da 2002 yılından beri yasal olarak uygulanan ötenazi hakkına değinen Doç. Dr. Üstün, bitkisel hayata
giren hastalarla bile iletişim kurulabildiğini, gençlere izlettiği videolarla anlattı.
Bu pozisyondaki insanların beyin dalgaları yoluyla bazı basit sorulara yanıt verebildiğini söyleyen Doç.Dr
Üstün, fişi çekmenin işin kolayı olduğunu ve etik anlayışla kesinlikle bağdaşmadığını söyledi.
Doç.Dr.Üstün; “Ben, akıl ve vicdan ile birleşmiş bir yapıyı öneriyorum ancak bu sayede sağlıklı insan
olunabilir. Etik aslında; eylem üreten bilgileri içeren bir alan. Ahlak ise her zaman insanın içinde vardır,
sadece ortaya çıkaracak bir kudret gereklidir. Teorik bilgilerle hareket eden her sağlıkçı, sadece teknisyen
olarak kalır. İşte bu yüzden; işin özüne, felsefesine de inmek gerekir. Felsefenin gerçek kulağı ve gözü etik
davranışlardır. Etik ve ahlaki duyarlılık geliştirilebilir. Çoğu zaman etik ve etik standartlarla yasal düzlem
kesişiyor. Etiğin kırıldığı noktada hukuk ortaya çıkıyor. Bizi yanlış davranıştan uzak tutan etik mi, yoksa kanun
gücü mü, bunu iyi düşünmek lazım” dedi.
"Ötenazi etik anlayışa ters"
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü öğrencileri,
mesleğe adım atmadan "etik" ilkeleri, işin uzmanından öğrendi.
Hemşirelik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yasemin Tokem ile
Hemşirelik Esasları Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Akın Korhan'ın düzenlediği, "Etik bakış açışı ile
sağlık profesyonellerinin etik sorumluluğu" başlığında konuşan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp
Tarihi ve Tıp Etiği Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Çağatay Üstün; akıl ve vicdanın felç olduğu
durumlarda, etikten bahsedilemeyeceğini söyledi.
"Îşin teknisyeni olmayın..."
Sağlık profesyonelinin asıl işinin "yaşatmak" olduğunu söyleyen Doç. Dr. Üstün; gençlere "işin
teknisyeni olmayın, insanlara etik ve ahlaki duyarlılıkla yaklaşın" mesajı verdi. Klonlama ve ötenazi
konuları üzerinde uzunca duran Üstün, ötenazinin hukuka ve etiğe aykırı olduğunu savundu.
“Ötenazi etik anlayışa ters”
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü öğrencileri, mesleğe adım atmadan
“etik” ilkeleri, işin uzmanından öğrendi.
Hemşirelik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yasemin Tokem ile Hemşirelik Esasları Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Akın
Korhan’ın düzenlediği, “Etik bakış açışı ile sağlık profesyonellerinin etik sorumluluğu” başlığında konuşan Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Tıp Etiği Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Çağatay Üstün; akıl ve vicdanın
felç olduğu durumlarda, etikten bahsedilemeyeceğini söyledi.
“Îşin teknisyeni olmayın…”
Sağlık profesyonelinin asıl işinin “yaşatmak” olduğunu söyleyen Doç. Dr. Üstün; gençlere “işin teknisyeni olmayın,
insanlara etik ve ahlaki duyarlılıkla yaklaşın” mesajı verdi. Klonlama ve ötenazi konuları üzerinde uzunca duran
Üstün, ötenazinin hukuka ve etiğe aykırı olduğunu savundu.
“Ötenazi etik anlayışa ters”
Belçika’da 2002 yılından beri yasal olarak uygulanan ötenazi hakkına değinen Doç. Dr. Üstün, bitkisel hayata giren
hastalarla bile iletişim kurulabildiğini, gençlere izlettiği videolarla anlattı.
Bu pozisyondaki insanların beyin dalgaları yoluyla bazı basit sorulara yanıt verebildiğini söyleyen Doç.Dr Üstün, fişi
çekmenin işin kolayı olduğunu ve etik anlayışla kesinlikle bağdaşmadığını söyledi.
Doç.Dr.Üstün; “Ben, akıl ve vicdan ile birleşmiş bir yapıyı öneriyorum ancak bu sayede sağlıklı insan olunabilir. Etik
aslında; eylem üreten bilgileri içeren bir alan. Ahlak ise her zaman insanın içinde vardır, sadece ortaya çıkaracak
bir kudret gereklidir. Teorik bilgilerle hareket eden her sağlıkçı, sadece teknisyen olarak kalır. İşte bu yüzden; işin
özüne, felsefesine de inmek gerekir. Felsefenin gerçek kulağı ve gözü etik davranışlardır. Etik ve ahlaki duyarlılık
geliştirilebilir. Çoğu zaman etik ve etik standartlarla yasal düzlem kesişiyor. Etiğin kırıldığı noktada hukuk ortaya
çıkıyor. Bizi yanlış davranıştan uzak tutan etik mi, yoksa kanun gücü mü, bunu iyi düşünmek lazım” dedi.

Benzer belgeler