Bisiklet üzerinde 3 yıl
Transkript
Bisiklet üzerinde 3 yıl
İNSAN ‘Geocyclab’ Bisiklet üzerinde 3 yıl Fransız sanatçılar Barth Peron ile Fanch Dodeur, dünyayı içine alacak bir sanat projesi gerçekleştirmeyi uzun süre hayal etti. Üç yıl önce Fransa’dan yola çıktılar. Onlara göre bu yolculuk, paylaşıldığında anlam bulacak. Amaç doğa, teknoloji ve insan ilişkileri üzerinden hayatın estetik biçimlerini örneklemek. GEO Türkiye, onları projenin İstanbul ayağında yakaladı. YAZI Aynur Erdem FOTOĞRAFLAR Barthelemy Peron FOTOĞRAF Doruk Seymen HİNDİSTAN, 11 Şubat 2015. Barth Peron, seyahatlerinin birincil parçası bisikletindeki arızayı tamir ediyor. MYANMAR, 15 Ekim 2014. Geocyclab projesinin en ilginç ayaklarından biri de Myanmar’da geçti. Bu ilginç ülkede yeni projeler geliştirme şansları oldu. 07/15 G 101 B u yolculuk her şeyden önce bir hayat biçi- mi tercihi. Keşfetme arzumuzla dünyayı deneyimlemeyi ve yaşadığımız macerayı paylaşmayı tercih etmek.” Yaklaşık üç yıl önce memleketleri Fransa’dan bisikletleriyle ayrılan iki sanatçı arkadaşın, çıktıkları bu uzun yolculukta deneyimlediklerini aktardıkları web sitesi, yukarıdaki cümlelerle açılıyor. Dünyayı bir çember gibi, bisikletleriyle turlayan Fanch ve Bart’ın bu sanat hedefli yolculuklarının ayaklarından biri de İstanbul’dan geçti. Onlarla buluşmak ve yaşadıklarını dinlemek için Tarlabaşı’nda alıyorum soluğu... Kentsel 102 G 07/15 dönüşümün ana merkezlerinden Tarlabaşı ‘sorunlu’ yapısından dolayı sanatçıların, özellikle de yabancı kökenli sanatçıların son dönem yaşamak ve proje geliştirmek için tercih ettiği bölgelerden. Kaldıkları sanat merkezi Pasaj’ı çok iyi biliyorum. Kar amacı gütmeyen ve alternatif sanat anlayışını benimseyen bir kolektif burası. Yurtdışında çok iyi işleyen ve bizde örnekleri pek olmayan bir çeşit Artists Residency görevi de görüyor Pasaj. Ara sokaklarda farklı etnik gruplardan geldikleri belli olan mahalleli kadınlar öbekler halinde oturmuş çekirdek çitliyor. Bir taraftan yanlarında oynayan çocuklarını göz ucuyla kontrol ediyorlar. Binanın önündeki kadınları selam- ladıktan sonra zili çalıyor ve yukarı çıkıyorum. Kapıyı Fanch açıyor, beni içeri davet ediyor. 30’lu yaşlarının ortalarında iki maceracı sanatçı ile karşı karşıyayım. İstanbul’a geldikleri için mutlu görünüyorlar. Ancak yorgunlukları gözlerinden okunuyor. Giydikleri kıyafetler, yaklaşık üç yıldır bisiklet üstünde süren göçebe hayatın izlerini taşıyor: Güneşten rengi atmış giydiklerinin. Cilt renkleri de keza bir Avrupalı değil Afrikalı cildi kadar koyulaşmış. Bisikletleri dikkatimi çekiyor. Bildiklerimizden farklı. Recumbent adıyla bilinen bisikleti uzun seyahatte onlara daha fazla konfor alanı sunduğu için tercih ettiklerini anlatıyorlar. Sanatsal bir göçebe workshop’u olarak da tanımlanabilecek Geocyclab projesinin sahipleri Fanch Dodeur ve Barth Peron’a göre bu deneysel yolculuk mutlaka paylaşılmalıydı. Bu yüzden yolculuğun her karesi dikkatle kaydedildi. GÖÇEBE SANAT Geocyclab ismini verdikleri proje için 13 bin 668 kilometreyi bisiklet sırtında geçiren sanatçılara “Bu süreci bir-iki cümleyle özetlemeniz gerekse ne söylersiniz?” diye soruyorum. Barth devreye giriyor: “Geocyclab sanatsal bir göçebe workshop’u ve aynı zamanda mobil bir araştırma labaratuarı. Ayrıca iki buçuk yıldır bisiklet sırtında dünyayı turlayan, bağımsız ve deneysel bir yolculuk diye tanımlayabiliriz.” Onları seyahate iten motivasyon kaynaklarını tabii ki çok merak ediyorum ancak asıl merak ettiklerim oldukça basit: Kaç para harcadılar, kaç kilometre yürüdüler, hangi ülkelerden geçtiler, kaç çift ayakka- bı eskittiler, kaç gece çadırda kaldılar, kaç gecelerini otelde geçirdiler, hangi ülkelerde hangi projelere imza attılar? Cevaplar için çok fazla düşünmeleri gerekmiyor. Çünkü belli bir amaç için yola çıkmışlar ve yaşadıkları her an, seyahat ettikleri her dakika kayıtlı. Bu seyahatin amacı sadece dünyayı turlamak olsaydı daha kısa sürmesi gerektiğini belirtiyorlar öncelikle. Ancak gittikleri ülkeleri bir çeşit açık laboratuar olarak gördükleri ve ortak sanat projeleri gerçekleştirdikleri için daha uzun bir zaman dilimine yayılmış. Özetle ilk sorularımın cevapları şöyle: Bu seyahate çıkarken 50 bin Euro bütçe hayal etmişler ancak 30 bin bulabilmişler. Fakat bu bütçe, seyahatle- FAS, 22 Şubat 2013. Barth Peron yaklaşık üç ay kaldıkları Fas‘ta günlükleri için kayıt alırken... Fas‘ın kliması Barth Peron ve Fanch Dodeur‘e çalışmak ve keşfetmek için daha uygun koşullar sundu. 07/15 G 103 ri, planladıklarından uzun sürdüğü için çok zor yetmiş. Üç kez uçağa binmek zorunda kalmışlar. Çok fazla eşyayla yola çıkmamışlar, ihtiyaçları da olmamış zaten. Gittikleri ülkelerden edindikleri arkadaşları onlara o kadar çok tişört hediye etmiş ki, bir kısmını Fransa’ya göndermek zorunda kalmışlar. Bu yolculuk boyunca her ikisi de birer çift ayakkabı ve üçer çift terlik eskitmiş. Yola çıktıkları ayakkabılar hâlâ ayaklarnda ve yaklaşık üç ay sonra (bu yazı kaleme alınırkenki tarih itibariyle) yani eylül ayında Fransa’ya vardıklarında aynı ayakkabılar ayaklarında olacak. “Çok fazla yürümek zorunda kalmadık” diyor Fanch. Niye tek ayakkabıyla bu üç yılı geçirdiklerinin cevabı da burada saklı. Bu ikibu- çuk yıl boyunca ve 875 gün (İstanbul’a kadar) süren yolculuklarında 400 geceyi çadırda, geri kalanı evlerde ya da ucuz otel veya hostellerde geçirmişler. Bu konaklamaların 100 gecesi genelde Afrika ve Asya’da mecburiyetten gerçekleşmiş. İstanbul’dan sonra Avrupa ülkelerini geçtikten sonra (90 günü geçmemeyi planlıyorlar) ülkelerine varmayı hedefliyorlar. “Avrupa’da hangi ülkelerden geçeceksiniz?” diye sorduğumda, bisiklet yolculuğunun rotasının nasıl şekillendiğinin de cevabını alıyorum: “Bisikleti düz yolda kullanmak gerekiyor. Dağlık alanları, zor olduğu ve seyahati gereksiz şekilde uzatacağı için tercih etmiyoruz. Bunun için Avrupa’da Tuna Nehri boyunca hareket edeceğiz.” Çok büyük bir ülke olmasına rağmen Hindistan’da sadece 19 gün kalabildiler. 104 G 07/15 Fanch Dodeur ve Barth Peron, SENEGAL’de mola verdiklerinde. 23 Nisan 2013. TEHLİKELİ ANLAR Bisiklet kullanmak açısından en zorlandıkları yerlerden biri de Türkiye olmuş. Çünkü karayolundaki sürücüler bisiklet kullananlara alışık değil. Özellikle Bolu’dan sonra İstanbul’a kadar olan bölgede büyük tehlikeler atlattıklarını itiraf ediyorlar. Gürcistan’dan sonra Türkiye’ye Karadeniz bölgesinden giriş yapıp yine aynı istikamette Trabzon, Sinop, Kastamonu, Bolu hattını takip etmişler. Bu yolculuk da yaklaşık 50 gün sürmüş. Ne kadar benzer karakterde olursanız olun, bu kadar günü aynı kişi ile geçirmek bir süre sonra yormaz mı? Cevapları net. İkisi de yolculuk boyunca hiç kavga etmemiş, bir gün bile bu projeyi yarım bırakıp ülkelerine, ailelerine geri dönmeyi düşünmemiş. İkisinin de yüzüne ve vücut dillerine baktığınızda ne kadar barışçıl olduklarını görüyorsunuz. Fanch müzikle uğraşan bir sanatçı. Doğal olarak daha hareketli. Barth ise grafik tasarımcısı ve bu yönde sanat işleri geliştiriyor. Yazı ve organizasyon işine daha yatkın. Bu iki karakter söz konusu zor ve uzun yolculukta çok iyi uyum sağlamışa benziyor. Seyahat esnasında zor anlar da yaşamışlar, örneğin hastalık gibi… Ama hemen tedavi olup yeniden yola devam etmişler. Ve ne ilginçtir ki, kötü bir deneyim olarak hatırlayacakları negatif bir olayla hiç karşılaşmamışlar. Bunu söylerken her iki ellerinin baş parmak ve işaret parmaklarını çaprazlamayı unutmuyor- lar tabii espriyle karışık… YEDİ YILLIK PROJE Projenin üç yıl önce başladığını düşünüyorsanız yanılırsınız. Çünkü proje en az yedi yıllık. iki yılı bütçeyi denkleştirmek ve planlamakla geçirmişler. Üç yıl seyahat. Bu seyahatten sonraki iki yıl da projenin kitabı, belgeseli ve sergisi gibi safhalarla geçecek. Biz onlarla karşılaştığımızda projenin tam ortalarında olduklarını söyleyebiliriz. Gittikleri her ülkede mutlaka bir sanat projesine imza atmışlar. “Aklımızdaki her şeyi yapamadık çünkü imkanlar sınırlıydı” diyorlar. Ancak web sitelerini ziyaret ederseniz üç farklı kulvarda şahane ve alternatif sanat işlerine imza attıklarını göreceksiniz. 12/14 G 105 MORİTANYA, 8 Nisan 2013- Çöpe atılmış otomobillerden toplanan metaller kullanılarak çay pişirme kabı yapılıyor. DIY için en güzel örneklerden. (Üstte.) SENEGAL, 23 Nisan 2013. Float Drop projesinden bir kare. Her bir şişede Geocyclab’a yüklenmiş videolardan birinin adı ve web uzantası yazılı. Bu şişeler okyanusa bırakılarak yeni sahiplerini arayacak. (Altta.) 106 G 07/15 Seyahatin motivayon kaynaklarından en temeli sanat. Seyahatleri devam eden ikili bu süreçte çok fazla sanat projesi ve fikri üretmiş. Bart ve Fanch, Geocyclab adını verdikleri proje için üç farklı ana dalda sanat projeleri gerçekleştirmişler. 1-GÖRSEL-İŞİTSEL SANAT Geocyclab projesinin internet sitesindeki Haiku ve Free Objects başlıkları altında günlük olarak yayınlanıyor. 2-SPONTANE SANAT “Adhan” ve “Mehndi” - Fas “Homo Sapiens Sapiens” - Moritanya “Float Drop” - Senegal “How to disturb the desert silence” -Meksika. 3-DENEYSEL SANAT SERGİLERİ “Techno Griot” – Dakar-Senegal “Communication innapropriée” Meksika “Singing Plants” and “Aquaphonics” Kualalumpur-Malezya SENEGAL, 16 Mayıs 2013. Techno Griot performans projesinden bir kare. Telefon atıklarından elde edilen bir aparat ile müzik yapılıyor. DIY ya da Sistem D adı verilen Do It Yourself (kendin yap) kültürünün en güzel örneklerinden. (En üstte.) MALEZYA KUALA LUMPUR, 6 Ağustos 2014. Singing Plants deneysel sanat çalışmasından bir kare. Bitkiler yoluyla müzik yapılan bu proje “Açık teknoloji-kaynak” (Open Source) akımı temeli üzerinde yükseliyor. (Üstte.) SANAT PROJELERİ 07/15 G 107 Projenin amacı geçici bir yolculuk için sebep oluşturmak değil. Amaç, doğa, teknoloji ve insan ilişkileri üzerinden hayatın sonsuz estetik biçimlerini örneklemek. RECUMBENT BİSİKLET Recumbent, sırt üstü yatar pozisyonda sürülebilen bir bisiklet çeşidi. Uzun mesafe seyahat edecek sürücüler ergonomik sebeplerden dolayı son zamanlarda genellikle Recumbent’i tercih eder oldular. Bisiklet üzerindeki ağırlığın dengeli dağılımı sürücülere uzun mesafede büyük kolaylık sağlıyor. Aerodinamik açıdan da avantajlılar. Sonsuz sayıda modelleri mevcut. İlk Recumbent 19. yüzyılın ortalarında görülüyor. 1900’lü yıllarda çok sayıda farklı Recumbent tasarımına rastlansa da ilk örnekleri bugünkü modele göre başarısız. Bu ilk modeller zamanla geliştirilerek bugünkü şeklini alıyor. 108 G 07/15 ÇIKARILAN DERSLER “Planlamak çok güzel de uygulama ve pratikte sonradan farkına vardığınız ve çıkaracağınız dersler olmuştur. Sapmaların olduğu durumlar mesela?” Müstehzi gülümsüyorlar. Bu seyahati planlarken göçebe ve vahşi bir hayat süreceklerini ve sonsuz sanat projeleri gerçekleştireceklerini hayal etmişler. Ancak ‘Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir’ demiş bilge bir kişilik. İkisinin de bu yolculuktan çıkardıkları iki ana ders var: Birincisi: Eğer bisikletle seyahat ediyorsan tamamen medeniyetten uzak göçebe bir hayat süremezsin. Çünkü bisiklet için yol gerekiyor. İnsan eliyle yapılmış karayolunu takip edersen zaten bir şekilde medeniyetten uzaklaşamıyorsun. İkincisi: Hem göçebe bir hayat sürüp hem de gittiğin her yerde sanat projesi yapmak mümkün ama çoook zor. Ya istediğin gibi bir yer bulamıyorsun ya da konsept. İkisinin bir araya geldiği yerler olmuş ama çok ender. PASAJ: SANATÇI KONUŞMASI Onlarla ilk tanışmamdan yaklaşık iki hafta sonra Pasaj’da davetlilere Geocyclab’i anlattılar. Burada bir parantez açıp Pasaj’dan da kısaca bahsetmek gerek. Pasaj, İstanbul sanat ortamında var olan ticari sistemlere alternatif bir yapı oluşturmak amacını güdüyor. Ticari amaç gütmeyen inisiyatif, rekabet- İSPANYA, 19 Kasım 2012. Fanch Dodeur (Solda.) SENEGAL, Saint Louis-22 Nisan 2013. Sanatçı ve bisiklet tamircisi Fal Meissa. Babası dedesinden o da babasından devralmış bisiklet tamirciliğini. Aynı zamanda bisiklet parçaları ve bisiklet biriktirdiği geniş bir koleksiyona sahip. Fal Meissa yaşadığı şehirde çok iyi tanınan bir heykel sanatçısı aynı zamanda. (Altta.) çi değil samimi paylaşımdan yana tavır takınıyor. Bu merkezde iktidar sanatçının. Odaklandıkları şey ise deneyim. İşte bu iki ‘çılgın’ sanatçı iki buçuk yıl boyunca yaşadıklarını Pasaj kitlesiyle paylaştı. Konuşmadan sonra yeniden sohbet imkanı bulduğum sanatçılar İstanbul için birtakım sanat platformlarıyla ortak işlere imza atacaklarının da sinyalini verdiler. Ancak müthiş dinamik buldukları İstanbul için projelerini bir sonraki seyahate bıraktıklarını ve zamana ihtiyaçları olduğunu anlıyorum. AÇIK KAYNAK, AÇIK KÜLTÜR Fanch Dodeur ve Barth Peron, sanat eğitimi aldıkları öğrencilik yıllarından beri tanışıyorlar. İkisi de ayrı ayrı sanat işlerinde ve projelerde yer alsalar da akıllarında hep göçebe bir hayat sürerken gittikleri ülkelerde sanat işleri yapabilecekleri Geocyclab gibi proje vardı. Gerekli olan parayı denkleştirmeleriyle seyahatleri 30 Eylül 2012’de yaşadıkları şehir olan Quimper’den start aldı. Bu seyahat ve proje aynı zamanda bir hayat biçimi tercihiydi. Keşfetme arzularını dinleyen maceracı iki sanatçının seçimi… Amaçlardan biri bu seyahat boyunca yaşadıklarını paylaşmak. Bilgiyi de aynı zamanda yereldeki sanatçılar ve bağımsız kurumlarla paylaşmak… Hemen hemen geçtikleri her ülkede Open Culture-Sharing Culture’ı (Açık kültür-Paylaşma kültürü) benimseyen kişiler ve oluşumlarla karşılaştılar. Bu akımla ve yaşadıklarıyla ilgili paylaşımlarını web sitelerinden takip edebilirsiniz: geocyclab.fr/rubrique/objets-libres MOBİL ÖZGÜRLÜK Geocyclab, iki bağımsız sanatçının dünyayı ve kurdukları ilişkileri sorgulama biçimi aynı zamanda. Mobil olmayı tercih ediyorlar çünkü bir yere bağlanmamak, yaratmak için en uygun konteksi sunuyor. Böylece adım attıkları her yer onlara sonsuz keşif olanağı sunuyor. Yeni sorularla karşılaşıyor ve bunları paylaşıyorlar. Onlara en iyi otonomiyi sunan ekipman olan bisikletle yola çıkmaları, son07/15 G 109 FAS, 27 Şubat 2013. Fanch Dodeur. MYANMAR, 15 Ekim 2014. Yerliler balık tutarken. Geocyclab, iki bağımsız sanatçının dünyayı ve kurdukları ilişkileri sorgulamak için seçtikleri bir yöntem aynı zamanda. Rakamlar konuşsun 30.000 Euro 13.668 km 875 90 İstanbul’dan İstanbul’a İstanbul’a Toplamda sonra kadar süren kadar bu proje için Fransa’ya harcadıkları bisikletle kat seyahatlerinin gün sayısı. kadar sürecek ettikleri yol. para. olan seyahatin Seyahat için gün sayısı. kullandıkları iki bisiklet de bütçeye dahil. suz araştırma, gözlem ve paylaşma deneyimi sağlıyor. Yürüyerek ya da otobüsle ya da diğer ulaşım biçimlerini tercih edebilirlerdi. Ancak sahip oldukları anlayış onları daha sessiz, ekolojik ve ekonomik olan bisiklete yönlendirmiş. Bu çerçevede bisiklet onların zamanla olan ilişkisini, dünyayı ölçme biçimini insani değerler çerçevesinde değiştirerek şekillendirmiş. Yolculuk aynı zamanda alışık oldukları hayat biçimini de değiştirmiş doğal olarak. Alışkanlıklarından uzaklaşıp yeni bir hayat biçimi bulmayı ümit etmişler ve bulmuşlar da… Bu iki sanatçı gittikleri yerlerin global sorun110 G 07/15 400 Çadırda kaldıkları gece sayısı. 100 1 2 3 Eskitip Uçak seyahati. İki sanatçının Kullandıkları Otel ya da attıkları terlik pantolon şimdiye kadar hostelde çifti sayısı. sayısı. eskittiği konakladıkları ayakkabı sayısı gece sayısı. larıyla da yüzleştiklerini itiraf ediyorlar. Su sorunu, enerji sorunu vs… Farklı yaşam biçimlerine duydukları saygıysa daha da güçlenmiş. KENDİN YAP 3 Projenin en temel ayaklarından biri bilgi birikimi paylaşımı ve “Do It Yourself ” (kendin yap) kültürü. Free Objects (Serbest-özgür objeler) olarak adlandırdıkları bu ayakta amaçları, yaşadığımız dijital çağada Sistem D ya da DIY (Do It Yourself) ya da ‘kendin yap’ kültürünüakımını keşfetme ve geliştirme. Onlara göre Do It Yourself, Do It Together’a (birlikte yap) doğru evriliyor. Çünkü artık daha da globalleşen ‘açık kültür’ akımı uluslararası topluluklar sayesinde de gelişiyor. Bilginin paylaşımı daha da değer kazanıyor. Fanch ve Barth’ın Geocyclab bünyesindeki ayaklardan biri olan Free Objects projeleri bu açık kültür akımından ve felsefesinden esinlenilerek geliştirilmiş. Bu bölüm günlük tutmaktan ibaret değil. Free Objects (özgür objeler) bilgi paylaşımının özgürce yapılması gerektiğini savunan yerel oyuncularla geçirilen zamanı ve onlarla birlikte geliştirilen projeleri anlatıyor. 07/15 G 111 SEYAHATİN KRONOLOJİSİ S SU ÜK ANU ANU OKY OKY ÜK AS BÜY ATL BÜY OKY ANU HİNT OKYANUSU S FRANSA (42 GÜN-1261 KM) Fransa’nın kuzeybatı bölgesi Bretonya’dan başlayan seyahat Atlantik kıyısı boyunca bol yağmurlu bir havada devam etti. İSPANYA (32 GÜN-745 KM)Fransa’dan İspanya’ya geçiş. Madrid’de iki gün konaklama. Kasım sonuna denk geldiği ve hava çok soğuk olduğu için Madrid’den Grenada’ya geçmek için otobüs tercih edildi. FAS (97 GÜN-2194 KM)Kliması ve doğal olarak günlük hayatın daha kolay olduğu Fas’ta sanatçılar, projeleri için daha fazla konaklama ve araştırma imkanı buldular. Sahra çölünü geçmeden birtakım projeler yapmaya başlamışlardı. MORİTANYA (30 GÜN-700 KM)Arkadan rüzgar aldığı zamanlarda seyahat çok kolaydı. Ancak güneşin tepeye çıktığı anlarda seyahat neredeyse imkansızdı. Noukchott’da geçirilen iki hafta sonunda “hiçbir yerin” tam ortasında yer alan bu çılgın şehirde ne yaptıklarını, neler olduğunu ancak anlayabilmişler. SENEGAL (34 GÜN-320 KM)Moritanya sınırından Dakar’a ulaşmak az vakit aldığından projeleri için araştırma yapmaya, yereldeki sanatçılar ve kurumlarla tanışmaya ve projelerini gerçekleştirmeye daha fazla vakitleri olmuş. DAKAR-MEKSİKA(Uçak ile seyahat) MEKSİKA (173 GÜN-794 KM)Meksiko City’de birkaç ay hiç bisikletlerine dokunmadan yaşadılar. Çünkü dizüstü bilgisayarlarında büyük bir problem vardı. Bu Geocyclab projesinin karşılaştığı ilk büyük sorundu. Ancak bu sorunu avantaja çevirmeyi bilen sanatçılar, zamanı proje üretmeye harcadılar. Burası seyahatleri boyunca onlara daha derin araştırma ve içlerine sinen bir proje gerçekleştirme fırsatı sundu. MEKSİKA-ABD (Tekne ve Otobüs Seyahati) ABD-KALİFORNİYA (76 GÜN1487 KM)- San Diego’dan San Francisco’ya hava koşulları sebebiyle rahat bir yolculuk gerçekleştirdiler. Los Angeles’da 10 gün konakladılar ve yaklaşık iki hafta San Francisco’da geçti. KALİFORNİYA-ENDONEZYA (Uçak seyahati) ENDONEZYA (69 GÜN-1490 KM)- İlk tropical ülke. Kalabalık, ancak insanlar oldukça sıcak. Bali Denpasar’dan Jakarta’ya kadar bisikletle ilerlediler. Jakarta’daki birkaç haftayı da pasaport ve vize sorunlarıyla boğuşarak geçirdiler. ENDONEZYA-MALEZYA (Gemi Yolculuğu) MALEZYA (58 GÜN+90 GÜN TATİL-635 KM)-Kuala Lumpur’a yağmur altında ulaştılar ve Biji Biji isimli sosyal işletmeyle buluştular. Kalacakla- rı yer zaten hazırdı. Birlikte çok sayıda sanat projesi, deney ve workshop’lara imza attılar. Tüm bunların sonunda Tayland’a geçmeden önce kendilerine 90 günlük bir tatil hediye edip bisiklet sürmeyi bıraktılar. TAYLAND (29 GÜN-305 KM)Fanch’ın ateşli bir hastalığa yakalanması yüzünden Malezya sınırından direkt Bangkok’taki bir hastaneye trenle geçtiler. Bir hafta hastanede yatan Fanch, sağlığına kavuşunca bisiklet seyahati de kaldığı yerden devam etti. Vizeleri bitmek üzere olan sanatçılar bu yüzden Myanmar’a kadarki yarı yolu tren ile geçmek zorunda kaldılar. MYANMAR (27 GÜN-905 KM)Myanmar, onlara akla hayale gelmeyecek yeni deneyimler tatma ve yeni insanlar tanıma şansı sundu. Yeni projeler geliştirdiler. Vizeleri az olduğu için oradan tren ve gemi ile Hindistan’a geçildi. HİNDİSTAN (19 GÜN-335 KM)-Kuzeydoğu Hindistan’ı Lucknow’a kadar kısmen otobüs kısmen bisiklet kısmen tren ile kat ettiler. MALEZYA (TEKRAR) (26 GÜN-0 KM)- Kuala Lumpur’a Lucknow’dan uçakla ulaşıldı. Çünkü Biji Biji’deki arkadaşları onları bir festivalde çalışmaları için davet etti ve bu sayede birazcık da olsa proje bütçelerine para katabildiler. NEPAL (17 GÜN-0 KM)Malezya’dan Nepal’e uçakla seyahati tercih ettiler. Amaç Hindistan vizesi almak ve bu yoğun temponun sonunda biraz dinlenmekti. HİNDİSTAN (YENİDEN) (72 GÜN-510 KM)-Hindistan’a bu ikinci gelişte kuzey ve batı Hindistan’da geçirdikleri vakti ‘garip’ olarak niteliyorlar. Çünkü Yeni Delhi’den uçakla ayrılmak zorunda kaldılar. Sebep Iran ve Pakistan’dan vize alamamalarıydı. Bu kadar büyük bir ülkede geçirdikleri zaman yetersizdi. GÜRCİSTAN (25 GÜN-453 KM)Tiflis’te iki hafta boyunca bir çağdaş sanat merkezinde kaldılar. Şehirdeki sanatçılar ve bağımsız oluşumlarla toplantı yapma şansları oldu. Türkiye sehayatinden önce Karadeniz kıyısındaki Batum’a ulaştılar. TÜRKİYE (55 GÜN-1534 KM)Biz bu röportajı yaptığımızda ortaya çıkan rakamlar bunlar. Gürcistan sınırında Karadeniz kıyısı boyunca Artvin, Trabzon, Sinop, Kastamonu seyahati. İstanbul’a az kalmasına rağmen onlar için en zorlu etap bisiklet sürücülerine alışık olmayan tırlar ve otomobil sürücülerinin yarattığı tehlikeden dolayı Bolu-İstanbul parkuru oldu. 07/15 G 113