PDF ( 11 )
Transkript
PDF ( 11 )
Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN İşbirlikçi Öğrenme Sürecine Öğretmen Bakış Açıları ve Öğretmen Yönlendirmelerinin Değerlendirilmesi Doç. Dr. Hakan TÜRKMEN Ege Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Fenbilgisi Anabilim Dalı Kayseri, Türkiye [email protected] (Received: 16.02.2015, Accepted: 20.02.2016) DOI: 10.18656/jee.03886 Özet İşbirlikli öğrenme öğrenci merkezli bir öğretimdir. Bu yönteminin okullarımızda verimli bir şekilde uygulanabilmesinin en önemli etkenlerinden biride bireyler arasındaki iletişim becerileri ve sosyal becerilerin kullanılması için uygun ortamların hazırlanması, doğru ve zamanında öğretmen yönlendirmelerin yapılması gerekir. Bu araştırmanın amacı; ilköğretim sınıf öğretmenlerinin ve öğrencilerinin, işbirlikli öğrenme yöntemi ve uygulama sürecinde yapılan yönlendirmelere ilişkin görüşlerini ortaya çıkarmaktır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılarak öğretmenlerin dersleri gözlemlenmiş ve sonra görüşleri alınarak öğrenci yorumları ile sonuçlar desteklenmiştir. Sonuç olarak öğretmenlerin işbirlikli öğrenme yöntemi ve öğretmen müdahaleleri hakkında yetersizliklerini ortaya çıkarmıştır. Anahtar Sözcükler: İşbirlikli öğrenme yöntemi, öğretmen yönlendirmesi. Evaluation Of Teachers’ Views of Cooperative Learning and Their Interventions in Cooperative Learning Process Abstract The cooperative learning is one of the student-centered learning. To apply cooperative learning method effectively in our schools, one of the criteria using skill of communication and skill of social relationship between students, is prepared appropriate environments and must be applied teacher interventions in a correct and appropriate time by teachers. The purpose of this study is to evaluate in-service elementary teachers and students’ views about teacher interventions during the cooperative learning process. For that reason quantitative research method carried out. The results showed that in-service primary don’t have enough knowledge about interventions during the cooperative learning process; even don’t have enough knowledge of cooperative learning, because of not having enough skill to apply appropriately it in their lessons. Key words: cooperative learning, teacher interventions GİRİŞ Öğrenme öğretme sürecinde öğrencinin derse aktif katılımı sağlamak için birçok yöntem ve teknik geliştirilmiştir. Günümüze kadar geliştirilen öğrenme kuramlarının her biri farklı öğrenme türünü açıkladığından hiçbir öğrenme kuramı bütün öğrenme türlerini ve öğrenmeye ilişkin tüm soruları açıklamaya ve çözmeye yeterli değildir (Gage & Berliner, 1984, akt. 60 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN Bilgin ve Akbayır, 2003). Gerek ulusal çalışmalar gerekse uluslararası TIMMS, PIRL ve PISA gibi araştırma sonuçları ülkemizin durumunu açıkça ortaya koymakta ve eğitim öğretim faaliyetlerimizde öğrenciye ezberlemeye zorlayan yoğun bir bilgi aktarımı olan geleneksel eğitim anlayışı acilen terk etmemiz gerektiğini söylemektedir. Bu bağlamda atılan reform niteliğindeki adımlar ezberci eğitim anlayışı yerini öğrenci merkezli eğitim anlayışına, yani öğrencinin daha aktif olduğu, bilgiyi kendisinin yapılandırıp, hayatla bağlantısını kurabildiği yöntem ve teknikler önem kazanmakta ve öğretmenlerimize gerek üniversitelerimizce gerekse hizmet-içi seminerlerle bu anlayış anlatılmaya çalışılmaktadır (Timur, 2006). Öğrenciyi merkeze alan yöntemlerden birisi de İşbirlikli Öğrenme yöntemidir. Robert E. Slavin (1987) kavram olarak İşbirlikli öğrenme, “öğrencilerin genellikle 4-6 kişilik küçük gruplarla çalıştıkları, grup yeterliğinin değişik biçimlerde ödüllendirildiği öğretme yöntemlerini içerir” demiştir (akt. Doymuş, Şimşek ve Şimşek, 2005, 3). Açıkgöz (2003) ise “öğrencilerin küçük gruplar halinde çalışarak ve birbirinin öğrenmesine yardım ederek öğrenmeyi gerçekleştirme süreci (172)” olarak tanımlarken, Lin’nin (2006) tanımı ”öğrencilerin öğretmen rehberliğinde ortak bir amaca ulaşmak için bir araya gelerek küçük gruplarla çalıştıkları bir öğrenme yöntemidir (95)” tanımlar. Modern anlamda işbirlikçi öğrenme 1960’ların ortalarında başlamıştır (Johnson & Johnson, 2002). O yıllarda desteklenen Sosyal Darwinism’e ve Bireyselciliğe karşı ortaya atılmış ve bu direniş 1970’li yılların sonuna doğru kabul görmeye başlamıştır ve genelde eğitici yöntem olarak eğitimin her seviyesinde tercih edilmiştir. İşbirliği, bireysel ve rekabetçi çabalarla karşılaştırıldığında daha yüksek başarılarla, öğrenilenin uzun vadede daha iyi hatırlandığı, daha üst düzeyde eleştirel düşünebilmeyi, daha yaratıcı problem çözmeyi, zorluklara rağmen amaca ulaşmada daha gönüllü olmayı, öğrenmeleri bir disiplinden bir diğerine aktarabilme ve kullanabilmede daha başarılı olmalarını sağlamaktadır (Johnson, Johnson & Smith, 2007). 1980’li yıllardan itibaren Slavin, Kagan, Sharon ve Cohen katkılarıyla Jiğsaw I-II-III-IV, Karşılıklı Sorgulama Yöntemi, Öğrenci Timleri (takımları) Yöntemi, Takımlar-Oyunlar-Turnuvalar gibi alt teknikler geliştirilerek İşbirlikli öğrenme kavramı büyümüş ve genişlemiştir. İşbirlikli öğrenme ile ilgili yapılan birçok araştırmada öğretmenlerimizin işbirlikli öğrenme ile küme çalışması öğretim tekniğini karıştırdıkları görmüştür. İşbirlikli öğrenme yapan öğrenciler, hem kendilerinin hem de arkadaşlarının kapasitelerini sonuna kadar geliştirmeye çalışırlar. Fakat küme çalışmalarında öğrencilerin, konuları paylaştıktan sonra kendilerine düşen konu üzerinde ayrı ayrı çalıştıkları gözlenmektedir (Açıkgöz, 2003). Johnson, Johnson & Holubec (1993) kitaplarında 10 temel faktörden bahsederek İşbirlikli öğrenmenin en iyi şekilde uygulanabileceğini savunurlar. 1-Pozitif Dayanışma: Küçük gruplar halinde bir arada oturan öğrenciler “Ya hep beraber ya da hiçbirimiz” ilkesince verilen görevi yerine getirmek ve başarıya ulaşmak birbirlerine olan ihtiyaçlarının farkına vararak çalışırlar. Pozitif dayanışma için öğretmenin uygun materyal ve görev dağılımı yapma becerisi önemlidir. Öğrencilerin bireysel özelliklerine uygun görevler verilmesi ve konu ile ilgili bireyleri düşünmeye problem çözmeye teşvik ve yardım edecek materyallerin kullanılması gereklidir (Doymuş, Şimşek ve Şimşek, 2008). Grup içinde pozitif dayanışmanın gözlenebilmesi için en az 4 hafta bireylerin birlikte çalışmasını tavsiye edilmektedir. 2-Açık Olarak Talimatların ve Ders İçeriğinin ve Kazanımların Belirtilmesi: Dersin içeriği ve ders süresince yapılacak etkinlikler, kullanılacak materyaller hangi sıra halinde nasıl olacağı öğretmen tarafından dersin başında öğrencilere net olarak söylenmelidir. 3-Heterojen Gruplar: Gruplardaki ideal kişi sayısı 4-6 dır. Gruplar oluşturulurken bireysel farklılıklar göz önüne alınarak heterojen şekilde oluşturulmalıdır. İşbirlikli öğrenmenin çıkış 61 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN noktalarından biride 1960’lı yıllardaki etnik köken ayrımcılığına son verme düşüncesidir ki bu amaçla heterojen grupları oluştururken etnik köken, cinsiyet, akademik başarı puanları gibi özellikler göz önünde bulundurulmalı ve her grup içerisinde eşit dağılım sağlanmalıdır. 4-Başarı için Eşit Fırsat: Gruplarda bireysel farklılıklar olmasına rağmen her bir öğrenci başarıya ulaşmada tüm arkadaşları ile eşit şartlara sahip olmalıdır. Birey başarılı olarak aynı zamanda grubunun da başarısını arttırmalıdır. Slavin (1987)’e göre grubun öğrenmesi için bireysel değerlendirebilirlik, başarı için eşit fırsat ve grup ödüllerinin etkililiği arttırabilmek için gerekli olduğunu belirtmektedir. 5-Yüz Yüze Destekleyici Etkileşim: Öğrenciler yarım ay veya daire oturma düzeni şeklinde oturarak birbirlerinin yüzlerini görecek ve seslerini yükseltmeden birbirlerini anlayabilecek pozisyonda oturarak etkileşime girerler. Ne kadar çok etkileşim grup içinde artarsa bireylerin bireysel ve birbirine karşı sorumluluk duyguları, akıl yürütme ve sonuç çıkarma becerilerini arttırır ve sonuçta sosyal dayanışma üst boyutlara çıkar (Ayna, 2009). 6-Pozitif Sosyal Davranış ve Etkileşim: Oturma düzeni öğrencilerin sosyal dayanışma ve etkileşimi arttıran bir faktördür ama her zaman olacakta demek değildir. Öğrencilerden grup içinde bulundukları zaman çerçevesince liderlik, güven, idare, yapıcı eleştiri, saygı, görev bilinci, cesaret verme, uzlaşma, ödün verme gibi becerileri sergilemeleri ve/veya bu sosyal becerileri kazanmaları beklenir. Şayet ders boyunca bu becerilerin gözlemlenemediği durumlarda öğretmen dersin başında bu beklentilerini net olarak söylemelidir. Öğrenciler birlikte çalışmak için çabaladıkça birbirlerinden hoşlanmaktadırlar. Birbirlerini sevdikçe daha çok çalışma isteği duyarlar. Bireyler birlikte çalıştıkça özgüven ve psikolojik sağlıkları daha iyi olmaktadır. Bireyler psikolojik olarak iyileştikçe birlikte daha etkili çalışabilmektedirler. Daha duyarlı ve bağlı ilişkilere giren bireyler psikolojik olarak iyileşir ve iyileştikçe bağlanmaya ve duyarlı olmaya daha eğilimli olurlar. Sosyal dayanışmanın birde negatif yönü vardır. Negatif dayanışma, kişilerin kendi hedeflerini elde etme yolunun eğer ve sadece grubun diğer üyelerinin başarısızlıklarıyla olacağını algılamakla ve onların hedeflerini gerçekleştirmelerini engellemekle var olur, buda ister istemez grubu içinde rekabeti doğurur. (Johnson, Johnson & Smith, 2007). 7-Yeterli Zaman: Bireyin veya grubun bilimsel bilgiye ulaşması, kavraması ve yapılandırabilmesi için belirli bir zamana ihtiyaçları vardır. Öğretmen tarafından öğrencilere bu ideal süre verilmeli ve herhangi bir zaman baskısı oluşturulmamalıdır. Aksi taktirde kısıtlı zaman bireyde yüzeysel bir öğrenme veya öğrenememe durumu oluşturabilir (Slavin, 19871990). 8-Bireysel Sorumluluk: Öğrencileri gruplara atadığımızda her bir öğrenci elinden geleni yapmalıdır; çünkü grubun başarısı grup üyelerinin bireysel başarısına bağlıdır. Bunun için grup üyelerinin birbirini cesaretlendirmesi, desteklemesi ve yardım etmesi gerekir. Grup üyeleri karşılaştıkları problemleri nasıl çözdüklerini birbirine açıklamalı, edindikleri fikirleri grup arkadaşlarıyla tartışmalı ve bu hususlarda birbirlerini cesaretlendirmeli, desteklemeli ve yardım etmelidirler. Böylece üyeler, birbirlerinin başarılarının yükselmesine katkıda bulunmuş olurlar. 9-Bireysel ve Grup Becerileri: : İşbirliğine dayalı öğrenmenin diğer temel ilkesi sosyal becerilerinin öğretilmesidir. Şayet heterojen bir yapıyla oluşturulan grup sosyal beceriler sergileyemiyorlarsa asla başarılı olamaz. Öğretmen birlikte çalışabilme becerisi, liderlik, karar verme, güven oluşturma, açık ve belirgin biçimde iletişimde bulunma, olumsuz koşul idaresi gibi olan sosyal becerileri öğretebilir. Öğrencilerin, birbirlerini tanımaları ve birbirlerine güvenmeleri, birbirlerini kabul etmeleri ve desteklemeleri, çatışmaları yapıcı biçimde çözümlemeleri bu becerilerin kazanılmasını hızlandırır (Ayna, 2009). 10-Post-Grup Yansıması (post-group reflection): Bu süreç, “hangi grup üyelerinin amaca ulaşmakta yardımcı olup olmadığı; süreçte hangi davranışların devam etmesi gerektiği ya da 62 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN değiştirilmesi gerektiği ve öğrencilerin bir problemle karşı karşıya kaldıklarında problemi çözmek için süreç değerlendirmesi içerir (Johnson & Johnson, 2002)”. 1) 2) 3) 4) 5) 6) 7) Bu temel ilkelerin ışığında işbirlikli öğrenme ortamında öğretmenin şunları yapması beklenir: Dersleri, aktiviteleri ve değerlendirmeyi planlamak, Öğrencileri gruplamak, Öğrencilerin fiziksel yerleşimi düzenlemek, Öğrencilere görevlerinin sunumu ve açıklaması yapmak, Grup aktivitelerini denetlemek ve gerektiğinde müdahale etmek, Sosyal becerilerle öğrencilere yardım etmek, Öğrencileri değerlendirmek (Flowers & Ritz,1994, akt. Timur, 2006, 106). Bu esaslar ışığında geliştirilen ders planları ve programları, öğretmenlerin işbirlikli öğrenme yöntemini sınıflarında uygulamalarını ve küçük gruplardaki öğrencilerin birbirleriyle başarılı işbirliği içinde olmalarını sağlar (Veenman vd, 2005). Öğrencilerin bu yöntem ile başarıya ulaşabilmeleri için yeterli bilimsel bilgiye sahip olmaları, birbirleriyle etkin iletişim içinde olmaları, birbirlerini cesaretlendirmeleri, birbirine koçluk etmeleri, uygun ses tonunu kullanmaları ve sıralarını beklemeleri (Nath & Rose, 2001) yeterli değildir, öğrenme sürecinde iyi bir öğretmen rehberliğine ve gerektiğinde müdahale etmek gerekir. Alan yazına bakıldığında öğretmenin öğrenciler arasındaki etkileşim sürecine müdahaleleri konusunda 2’ye bölünmüşlük göze çarpar. Kagan’a (1990; 1992) göre öğretmen öğrencileri öğrenme sürecinde sorumluluk almak için daha çok serbest bırakmak gerektiğini savunmaktadır. Eğer kesin bir müdahale yapılacak ise bu müdahaleler çok hassas dengeler üzerine kurulması gerekmektedir. Bunun tam zıt görüşte Cohen’in bakış açısıdır ki (1992; 1994) yapılan müdahaleler öğrencilerin iletişim ve işbirlik miktarlarında azalma olduğunu söylemektedir. Öğretmenlerin kısa yorum ve soru geliştirdiği soru-cevap tekniğini kullanıp daha sonra grubun yanından uzaklaşması gerektiğini böylece grubun tartışmaya devam edebileceğini önermektedir. Bunun yanında küçük izlemeleri, öğrencilerin daha birbirine bağlı, kendi kendini idare eden, kendine güvenen duruma gelmelerine yardım etmek için önermektedir (akt. Chiu, 2004). Johnson ve Johnson’a (2002) göre gruplar istenilen başarıyı sergileyemediklerinde olası nedenlerden birisi gerektiği zamanda öğretmenin gereken yardımı sağlamaması olduğunu söylemektedir. Öğretmenlerin doğru zamanda yönlendirme yapmadığı durumlarda, öğrencilerde beklenen sosyal beceriler ve grup dayanışmasının ve bunun sonucunda bireysel ve grup başarısının istenilen düzeyde olmadığı gözlenmiştir (Cohen, 1994; Webb, 1989; Webb & Farivar, 1994; Webb, Troper, & Fall, 1995; Woodruff & Meyer, 1997). Chui (2004), öğretmen müdahale modeli doğru kullanıldığında öğrencilerin problem çözme becerilerinin gelişebileceğini ve görevin tam zamanında biteceğini söylemektedir. Öğretmenlerin İşbirlikli öğrenme sürecinde (1) öğrenci ihtiyacına göre, (2) kavramsal ve metodolojik bakış açılarına odaklanmada, (3) öğretmen ve akran kaynaklarını birleştirmede müdahale yapması Öğretmen Müdahale Modeli olarak tanımlanır. Dekker ve Elshout-Mohr, (2004) öğretmenin (1) Ürün yardım müdahalesi: öğrencilerin cevapları ve veri sonuçlarına ulaşmada ilgilidir; (2) Süreç yardım müdahalesi: Akran başvurusuna ulaşma, etkileşim süreçlerini uyarlama gibi ihtiyaçlar doğrultusunda müdahale edebileceğini savunurken, Ding vd. (2007) ise öğretmenlerin (1) grupta hiçbir öğrenci soruya cevap veremediğinde, (2) öğrencilerin birbirleriyle zor iletişim kurduklarında, (3) grup üyelerinden birinin diğerine otoriter davrandığında durumlarda öğrencilere yardım etmeleri gerektiğini söyler. 63 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN Yapılan çalışmalar göstermiştir ki öğretmen yönlendirmeleri, öğrencilerin davranışlarını hem yönlendirme sırasında hem sonrasında geliştirebilir. Meloth & Deering’nin 1992’de çalışması göstermiştir ki öğretmen yönlendirmesi öğrencilerin sonradan gelen davranışlarını etkilemektedir. Yönlendirmenin etkisinden sonra, öğrencilerin daha çok tartıştıkları, daha çok bilgi paylaştıkları ve yönlendirmeden öncekinden daha çok açıklama geliştirdikleri gözlenmiştir. Öğretmenler çalışma sırasında sorular sorarak, öğrencilerin ödeve odaklanmasını sağlayabilirler (Chui, 2004). Bu alan yazında daha çok İşbirlikli öğrenmenin öğrencilerin akademik başarılarına, tutum ve motivasyonlarına olan etkileri üzerine yapılan araştırmalar göze çarpar. İşbirlikli öğrenmenin üniversite öğrencisinin akademik başarısı, hafızada tutma, yabancı dil başarısı ve duyuşsal öğrenme üzerindeki etkilerinin (Açıkgöz, 2003; Bilgin & Geban, 2004; Doymuş, Şimşek & Bayrakçeken, 2004; Gelen, 2001; Gömleksiz & Tümkaya, 1997; Gümüş, 2007; Hevedanlı, & Akbayın, 2006; Kıncal, Ergül & Timur, 2007; Maden, 2011; Nakiboğlu, 2001; Oral, 2000; Sarıtaş, 1999; Sezer & Tokcan, 2003; Yeşilyurt, 2009), demokratik tutumlarını (Gömleksiz, 1993; Şimşek, vd., 2004), grupla ödev hazırlamanın (Doymuş, Bayrakçeken & Şimşek, 2003), bilimsel süreç becerilerini geliştirdiğini (Bozdoğan Taşdemir & Demirbaş, 2006), grafik yorumlama becerilerini geliştirdiğini (Taşdemir, Demirbaş & Bozdoğan, 2006) bireysel çalışmanın önemli olduğu geleneksel öğretim yöntemine göre daha olumlu sonuçlar elde etmiştir. İlkokul öğrencileri üzerinde yapılan çalışmalarda sosyal bilgiler dersinde akademik başarıyı (Delen, 1998), fen ve teknoloji dersindeki akademik başarılarına ve fene olan tutumlarını arttırmıştır (Gök vd., 2009; Şenol & Yıldırım, 2007). Lise öğrencileri üzerine Şimşek, Doymuş ve Kızıloğlu (2005), Arslan, Dogan-Bora, ve Keskin-Samancı, (2006) tarafından yapılan bir araştırmalarda hem bilgi hem de beceri yönünden, Altıparmak ve Nakipoğlu’nun 2005 çalışmasında biyoloji lab. derslerinde daha başarılı olduğu sonucuna varılmıştır. Bazı çalışmaların sonuç kısmında öğretmenlerin tutumları belirtilmiş fakat sınırlı bilgiler elde edilmiştir. Genel ve sınırlı bilgiler, başka okullarda bu uygulamaları gerçekleştiren öğretmenlere de geniş bir perspektif ve derinlemesine bir anlayış kazandırmada yetersiz kalmaktadır. Öğretmenlerin işbirlikli öğrenme yönteminde ne derece önemli rolünün olduğu tam olarak yansıtılmamıştır. Sözü edilen yararların sağlanabilmesi için bu çalışmanın da amacı olarak sınıf öğretmenlerin İşbirlikli öğrenme yöntemi hakkındaki bilgi düzeyleri ve süreci yönlendirmelerine olan katkılarını araştırmaktır. YÖNTEM Araştırma Deseni Bu araştırmada iç içe geçmiş tek durum çalışmasını içeren nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen veriler frekans analizi ile değerlendirilmiştir. Evren ve Örneklem Araştırma örneklemini olasılıksız amaçsal örneklem seçim yoluyla İzmir ili Bornova ilçesi merkezinde bulunan 6 farklı ilkokuldan 42 sınıf öğretmeninden 16 sınıf öğretmeni işbirlikli öğretme yöntemi kullanıp kullanmama durumuna göre seçilmiştir. Ayrıca 16 sınıf öğretmenlerinin girmiş oldukları 3.ve 4. sınıftan başarılı ve başarısız rastgele her sınıftan 3 öğrenci toplamda 48 öğrenci seçilmiştir. Veri Toplama Araçları ve Uygulama Süreci Okul yönetiminin izniyle yapılan görüşmelerde İşbirlikli öğrenme yöntemini uyguluyor musunuz sorusuna olumlu cevap veren 16 öğretmen (öğretmenler harflerle kodlanmıştır) araştırmaya dahil edilip araştırmanın amacı anlatıldıktan sonra beyan ettikleri işbirlikli 64 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN yöntem ile işledikleri blok halindeki 2 derse iştirak ederek gözlemler yapıldı ve kameraya kaydedildi. Öğretmenin konuşma sırasındaki jest ve mimiklerinin gözden kaçırılmaması açısından ve öğretmen görüşlerinin güvenirliği açısından kameraya dersin çekilmesi çok önemli olmuştur. Gözlemlenen derslerden sonra öğretmenler ile yarı yapılandırılmış 10 sorudan oluşan görüşme soruları soruldu. Daha sonraki aşamada seçilen öğrenciler için hazırlanan görüşme formu, öğrencilerin seviyesine göre öğretmen görüşme formundaki sorulardan yola çıkılarak işlenen ders hakkında 1 açık uçlu soru ile öğretmen yorumları perçinleştirildi. Verilerin elde edilmesinin ardından, yapılan görüşme kayıtları yazıya döküldü ve kategoriler oluşturularak frekans analizi yapıldı. Bu kategorilerin geçerliliğini ve güvenirliğini belirlemek için “uzman görüşü” de alınmış ve ortak karara varıldı. BULGULAR VE YORUM Yapılan kamera çekimleri öğretmenlerimizden sadece 3 tanesi bilimsel anlamda bazı eksiklikleri olmasına rağmen bu yöntemi kullanmaya çalıştıkları geri kalan 13 öğretmen ise öğrencilerini küçük gruplar halinde oturtup küçük grup tartışma tekniğini uygulamaya çalıştıklarını göstermiştir. Genel itibariyle ders konuları gruplara dağıtılmış ve o günkü konudan sorumlu grup öğrencilerinin her biri üstlenmiş oldukları konuyu tahtaya çıkıp anlatmışlardır. Bu anlatım sırasında diğer gruplar konuyu dinlemişlerdir. Anlatımlar bittikten sonra öğretmen konusuna iyi hazırlanan öğrencileri ve/veya grubu olumlu pekiştireçler vererek onları ödüllendirilmiştir. Anlatımlar sonunda öğretmen konu ile ilgili sorular sorarak konu tekrarı yapılıp ders bitirilmiştir. Dersin çoğunluğunda öğrencilerin teorik olarak konuyu sunmaları öğretmeninde tıpkı diğer öğrenciler gibi sessiz bir şekilde dinlemesiyle ders bitmiştir. Bu süreç boyunca öğretmen öğrencilerin anlamalarını kolaylaştıracak açıklamalara çok az başvurmuşlardır. Sadece 4 öğretmen gerekli açıklamalarda bulunmuştur. Diğer 9 öğretmen ise öğrenci sunumlarının sonunda bizzat diğer öğrencilere hazırlamış olduğu içeriği satır satır yazdırmıştır. Diğer 3 öğretmenin sınıfında ise konuyu anlatacak grubun öğrencileri diğer gruplara dersi anlatmışlardır (tüm sınıfa değil), dinleyen gruptaki öğrencilerde anlatan öğrenciye sorular sorarak konuyu öğrenmeye çalışmışlardır. Bu süreç işlerken öğretmende grupları dolaşıp bazı yönlendirmeler özellikle önemli yerleri ve konunun günlük yaşamdaki yerine vurgulamalar yapmışdır. Anlatımların bitiminde oyun tarzında soru cevap tekniği ile yarışmalar düzenlenerek ödüller (çikolata, tost, çay vb.) dağıtılmıştır. Dersin son 5-10 dakikasında da öğretmen hızlı bir genel tekrar yapmıştır. İlginç olarak işbirlikli öğrenmenin ana uygulama basamaklarından olan değerlendirme için ders sonunda hiçbir sınıfta herhangi bir quiz ve/veya sınav tarzında bir bilgi yoklaması yapılmamıştır. Gözlemlenen dersin ardından öğretmenlere açık uçlu sorular sorularak görüşleri saptanmıştır. İlk soru olarak “İşbirliğine dayalı öğrenme sürecinde neler yapıyorsunuz?” Elde edilen cevaplar doğrultusunda sadece 2 öğretmen (A, H sınıfları) derse hazırlıklı geldiğini yani ders öncesi ders planı yaptıklarını uygulama örnekleri oluşturduklarını dersin sonunda da öğrenip öğrenmediklerini anlayabilmek için değerlendirmeleri yaptıkları ortaya çıkmıştır. Ayrıca tüm öğretmenlerimiz öğrencileri dairesel veya U oturma düzeninde küçük gruplar halinde oturttuklarını belirttiler. Öğretmenlerin Oturma Planı ile ilgili temel görüşleri ise; O sınıfındaki öğretmen; “grup çalışmaları sırasında normal düzenleri olan U oturma şeklini bozmadıklarını, grup halinde çalışacak öğrencilerin yan yana gelecek şekilde yer değiştirdiklerini” ifade etmiştir. 65 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN I sınıfındaki öğretmen; “oturma planı olarak U düzenini tercih ettiğini fakat işbirlikli öğrenme yöntemi uygulanacağı zaman sıraları ortaya topladıklarını” ifade etmiştir. Geri kalan 14 öğretmen ise İşbirlikli öğrenme sırasında grup çalışması oturum düzenini yani dairesel olarak oturduklarını belirtmişlerdir. Sonraki soru “Bu süreçte temel olarak yönlendirmelerde bulunuyor musunuz? bulunuyor iseniz hangi yönlendirmeleri gerçekleştiriyorsunuz” sorusuna 1 öğretmen ( H sınıfındaki) dışında tüm öğretmenler öğrencilerini sınıf içi sürecince yönlendirme yaptığını belirtmişlerdir. Müdahalede bulunmadığını söyleyen öğretmenimiz gerekçe olarak “İşbirlikli öğrenmede öğrencilerin kendi otokontrolünü yapması gerektiğini birbirlerini zorlayıp motive etmeleri gerektiğini o yüzden doğru davranışları kendilerinin bulması gerekir, ama şayet kavga boyutunu sezersem elbette müdahale ederim” diyerek sunmuştur. “Size göre bu aşamalarda gerçekleştirdiğiniz yönlendirmelerin sıklığı ve süresi nasıl olmalıdır?” sorusunda belirtilen görüşlerde öğretmen yönlendirmelerinin sıklığı ise %63 oranında çok, % 30 oranında az olması yönünde görüş bildirmişlerdir. Görüşlerinin açıklamaları Tablo 1’de verilmiştir. Tablo 1. Öğretmen Yönlendirmelerinin Sıklığı Hiç H Az Çok J ve K: fazla müdahalenin öğrenciyi kısıtladığını belirtmiştir”. M: sık yönlendirme yaparsa öğrencilere şekil vermiş olduğunu, kendilerinden çok fazla bir şey katmaz. N: sadece dersin başında kaynak kullanımı ve görev dağılımı için yönlendirme yaparım. L: yönlendirmelerin öğrenciye göre değiştiğini ve çok sık müdahale etmenin doğru değildir. A ve B: daha çok kaynaklara ulaşmada yönlendirici olduğunu, grup çalışması sırasında gerektiğinde uyarılmalıdır. C, D, E, I ve O: yönlendirmenin sıklığının öğrencilerin ihtiyaçlarına göre olması gerektiğini, uygulama aşamasında öğretmenlerin ön plana çıkmaları gerektiğini, diğer aşamalarda rehber olunması gerekir. F, G ve İ: uygulama sırasında gereken yerde müdahale yaptığını ve konuya konsantre olmaları için çok yönlendirme yapılmalıdır. “Grup dinamiğini oluşturmada ve sürdürmede hangi yolları deniyorsunuz? Buna yönelik öğrencilerin tepkileri neler?” sorusuna tüm öğretmenler heterojen gruplar oluşturmaya dikkat ettiklerini, her grupta en az 1 çalışkan öğrenci ve eşit sayıda kız erkek oranlaması yapmaya çalıştıklarını ve en fazla 4-5 öğrenciden oluşan gruplar oluşturduklarını ifade etmişlerdir. Ayrıca işbirlikli öğrenme yönteminin başarılı olması için tüm öğretmenlerin ortak fikri 1. sınıftan itibaren başlanması gerektiği çünkü bunun bir süreç işi olduğudur. Buna ek olarak G sınıfındaki öğretmen “yapılacak etkinliğe göre ikişerli ve üçerli gruplar yaptığını”, I sınıfındaki öğretmen “14 kişilik sınıf mevcudu olduğunu, deney yaparken ikişer ya da üçer kişilik gruplar yaptığını” ifade etmiştir. “Her bir aşamada öğrencileri cesaretlendirmede neler yapıyorsunuz? Ödüllendirmede size özgü destekleme teknikleriniz var mı?” sorusuna tüm öğretmenler öğrencilerine iyi davrandıklarını ve güler yüzlü olarak hiç kızmadan onları motive etmeye çalıştıklarını söylediler. Ayrıntılı açıklamalar tablo 2’de verilmiştir. 66 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN Tablo 2. Cesaretlendirme ve Ödüllendirme Cevapları Sınıf A, D, E, F, H, I, İ, K, L, B, C, J, G, M, N, O Cesaretlendirmede Uygulama sırasında başarısız öğrencileri de çalışmaya katmaya çalışarak cesaretlendirdiğini ve öğrencilerin kendi aralarında birbirlerini cesaretlendirmesi gerektiğini Genel olarak sınıfta özgüveni olan öğrencilerin fazla olduğu için kolay olduğunu, ‘size güveniyorum, başarabilirsiniz, Aferin ’ gibi motive edici cümleler kurduğunu, bu şekilde öğrencilerin mutlu olduğunu ve öğrencilerin bir sonraki çalışma için heyecanlı olduklarını Ödüllendirmede Başarılı grubu alkışlattığını; sınıf içinde ayrıcalıklı davranışlar, gibi Böylece başarısız öğrencilerin motive olup grup dinamiğinin arttığını Çikolata, çay, tost vb. ödüller; Defterlerine özel not yazmalar “Öğrencilerin Düşüncelerini İfade Etmelerini Nasıl Sağlarsınız?” sorusuna gelen cevaplar öğretmenlerimizin beyin fırtınası tekniğini %50 ye varan oranda tercih edip onları tartışma ve soru-cevap ile motivasyonlarını sağlamaya çalıştıklarını gösteriyor. Lakin bu sözel ifadeler maalesef kamera görüntülerine çokta iyi yansımadığını görüyoruz. Görüntülerde 11 öğretmenin (%68,75) sınıfın biraz aktif olan öğrencileriyle bu işleri yürüttüğünü diğer öğrenciler susmaya ve dinlemeye devam ettikleri gözlenmiştir (Tablo 3). Tablo 3. İşbirliği Sırasında Öğrencilerinizin Düşüncelerini Nasıl Ortaya Çıkarıyorsunuz? Tek tek öğrencilere sorular soruyorum Öğrencilere doğru ya da yanlış her türlü düşüncelerini söylemleri için teşvik ettiğini rahat ortamlar sunuyorum Beyin fırtınası ile değişik fikirlerin ortaya çıktığını, fikirlerine saygı duyarak fikir üretmelerini sağlıyorum İşlenen konu hakkında fikir ortaya attığını, sorular sorarak öğrencilerin düşüncelerini ortaya çıkarıyorum (sokratik tartışma) Öğrencilerin düşüncelerini ortaya çıkarmak için herhangi bir şey yapmadığını, ortaya koydukları çalışmalara baktığını İyi olan öğrencileri idare etmesi gerekmediğini, kendilerine güvendikleri için rahat konuştuklarını diğer arkadaşlarını etkilediği için çok şey yapmıyorum Öğretmen sayısı 2 1 % 12 6 7 44 1 6 3 19 2 13 Öğretmenin “Kendi Düşüncelerinizi Paylaşma ve Geribildirim Konusunda ne yapıyorsunuz?” sorusuna, öğretmenlerimizin olumsuz pekiştireçlerden çoğunlukla uzak durduklarını gerek ders esnasında gerekse konunun bitiminde öğrencilere geri dönütler verdiğini görüyoruz. Gerek kamera kayıtları gerekse sözel bildirimler bu konuda öğretmenlerimizin aktif olduğunu göstermektedir. Bilgiyi sunan öğrencilere pekiştireçlerin yanı sıra daha ayrıntılı bilgi için kaynak gösterme konusunda, çok beğendiği çalışmaları vurgulayarak duvar panosuna asarak sergileme yoluyla geri dönütlerde verilmektedir (Tablo 4). Tablo 4. Kendi Düşüncelerini Paylaşma ve Geribildirim Konusunda Ders sonunda Ders içinde Böyle yapsaydınız daha iyi olurdu Puanlama sistemi ve/ya not Olumlu pekiştireç ve az olumsuz pekiştireç kullanımı Performans çizelgesiyle (Check atarak) Fazladan Kaynak gösterme ve sergileme Ders anlatımı sırasında yanlışlıkları düzelttiğini 67 Öğretmen sayısı 5 2 7 1 2 8 % 32 12 44 6 12 50 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN “Yapılan yönlendirmelerde eşitliği nasıl sağlıyorsunuz?” sorusu ile “Demokratik Olma” konusunda tüm öğretmenler sınıflarında demokrat bir davranış sergilediklerini ve bunun öğretmen için en önemli unsur olduğunu ve öğrencilerin de bunu fark edip karşılıklı güven oluştuğunu, adaletli sınıf ortamı yaratıldığını ifade etmiştir. Lakin kamera görüntüleri bu oranın %37,5 (sadece 6 sınıf) kaldığını göstermektedir. Demokratik davranışlar özellikle sınıf mevcudu az olan sınıflarda üst düzeyde iken, bu oran sınıf kalabalıkları arttıkça düşmektedir. Öğrenci sayısı az ise tüm öğrenciler söz hakkı alıp fikir beyan edebilirken iletişim üst düzeylere çıkarken kalabalık sınıflarda bu süreç daha çok aktif öğrenciler merkezli olmaktadır. E sınıfındaki öğretmen “ilk başta denemeye çalıştığını fakat sınıfın kalabalık ve fiziksel yapısından dolayı herkese söz vermenin zor olduğu sürenin sorun teşkil ettiğini” belirtti. “Kaliteli bir işbirlikli sınıf ortamı için en önemli etkenler nelerdir?” sorusuna öğretmenlerimizin verdiği cevaplarda daha dersin süresinin azlığı (%75), programın getirdiği bakış açısı (%63), sınıfların kalabalık oluşunun sorun teşkil ettiği görüşündedirler. Ayrıca öğretmenin sorumluluklarını yerine getirdiği taktirde istenilen işbirlikli sınıf ortamı yaratılacağına inanmaktadırlar. Bunun yanında işbirlikli öğrenmenin temelini oluşturan öğretmen-öğrenci öğrenci-öğrenci iletişim (%25), heterojen grup oluşturma sayesinde öğrenci seviyenin önemsiz oluşu (%44) öğretmenlerimiz tarafında yeterince içselleştirilemediği görülmektedir (Tablo 4). Tablo 4. Öğretmenin Yaptığı Yönlendirmenin Kaliteli Olması Nelere Bağlıdır Öğretmen Sayısı 7 7 4 6 11 10 12 Öğretmen Öğrenci seviyesi Öğretmen-öğrenci ilişkisi Sınıf fiziksel şartları Öğrenci sayısı Program Ders süresi F % 44 44 25 38 69 63 75 Çalışmanın diğer ayağı olan öğrenciler ile yapılan görüşmelerde ise, “öğretmenleri ile işledikleri (bizimde bulunduğumuz) ders hakkındaki düşünceleri ve diğer dersleri ile arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir?” sorusunda, öğrencilerin işbirlikli ile işlenen dersi sevdiklerini ve onları olumlu etkiledikleri görülmektedir. İlginç olan önceki dersleri ile karşılaştırdıklarında dersteki yaşananları önceden çok fazla görmediklerini (40 öğrenci, %83) çoğu öğrenciler öğrenme yönlendirmelerinin daha sık olması gerektiğini bu şekilde daha iyi aklımızda kalır yorumunu yapmışlardır. Bunun yanı sıra azda olsa (8 öğrenci, %17) bazı öğrenciler öğretmenlerinden hiç yardım almamanın daha iyi olduğunu ifade etmişlerdir. Tüm öğrenciler yönlendirmeler sırasında öğretmenlerinin daha demokratik davrandıklarını belirtmiştir. Lakin önceki dersler ile karşılaştırılınca, J sınıfındaki bir öğrencinin söylemi ile “öğretmenimiz bu gün bal şeker gibiydi” her şey çok net ortaya konuyor sanırım. 68 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN Tablo 5. Öğretmenleri ile İşledikleri (Bizimde Bulunduğumuz) Ders Hakkındaki Düşünceleriniz Nelerdir ve Diğer Dersleri ile Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar Nelerdir? Öğrenci Sayısı 30 18 16 38 24 36 40 Öncekilere göre Eğlenceli Özgür Heyecanlı Daha çok yardım ettiklerini Daha çok konuştuk ve tartıştık Daha iyi ve çok öğrendim Keşke hep böyle ders işlesek F % 63 38 33 79 50 75 83 Tüm bu bulguları değerlendirirken şunu unutmamak gerekir; direk gözlemlerde gözlenen kişilerin doğal olmayan davranışlarının arttığı gerçeği ışığında öğretmenlerimizinde sınıfta kamera olunca davranışlarına bir çeki düzen verdiklerini, söylemlerini daha bir güzelleştirdikleri yorumunu yaparsak pekte yanlış yapmış sayılmayız. SONUÇ VE TARTIŞMA Sınıflarında işbirlikli öğrenme yöntemini kullandıklarını belirtmişlerdir. Fakat daha çok öğrencilerin gruplar halinde kitaplardaki konuyu anlatmaları ve/veya etkinlik çalışmalarını yapmaları olarak gözlemlenmiştir. Süreç, kitapta yer alan etkinlikler için gruptaki üyelerin kendi aralarında görev paylaşımı yapıp kendi başına çalışması ve arada öğretmenin müdahalesi şeklinde işlenmektedir. Ayrıca grup çalışmalarının öğrencilerin iletişim becerilerini de olumlu yönde etkilediğine dair az görüşe rastlanmıştır. Oysa işbirlikli öğrenme sürecinde birlikte çalışma söz konusudur. Erden’nin 1997 yılındaki çalışmasında işbirlikli öğrenme yönteminin uygulama aşamalarını şöyle göstermiştir: • Öğretime başlamadan önce: İçeriğin seçilmesi, grupların oluşturulması, materyal ve yönergelerin geliştirilmesi. • Öğretim sırasında: Hedeflerin duyurulması, bilginin sunulması, rehberlik etme, grup çalışmasının başlatılması. • Öğretim sonrasında: Değerlendirme. Bu aşamalara baktığımızda tam anlamıyla işbirlikli öğrenme ortamının gerçekleştirilmediğini görmekteyiz. Özellikle izlenen kamera görüntülerinde ve yapılan görüşmelerde hiçbir öğretmen işbirlikli öğrenme yönteminin en önemli unsurlarından biri olan akran eğitiminden ve yararlarından bahsetmemiştir. Grupları oluşturmada, öğrencileri cesaretlendirmede ve demokratik öğretmen davranışları sergilemede öğretmenlerde başarı pırıltıları gözlenirken öğrenci görüşleri ise bunun sadece kameraya bağlı olarak ortaya çıktığını vurgulamaktadırlar. Bu yöntemde öğretmen rolü büyüktür, çalışmalarının etkili ve verimli olması için öğrenciler arasında iletişim becerileri üst düzeyde olmalı ki doğru ve zamanında yapılan yönlendirmeler işe yarasın. Johnson ve Johnson’a (2002) göre karşılaşılan problemlerden bir tanesi de gerektiği zamanda öğretmenin gereken yardımı sağlamamasıdır. Chui, (2004) öğretmen müdahale modeli doğru kullanıldığında öğrencilerin problem çözme becerilerinin gelişebileceğini ve görevin tam zamanında biteceğini söylemektedir. Yapılan çalışmada, öğretmenler genel olarak uygulama sırasında çok yönlendirme yapılmaması gerektiğini, sadece gerektiğinde müdahale ettiklerini belirtmişlerdir. Gruplar çalışırken öğretmen mümkün olduğunca az müdahale etmelidir ancak bu onları başıboş bırakmak anlamına gelmemelidir. Bu çalışmada da birçok öğretmen (13 öğretmen) öğrenciler dersi anlatırlarken öğretmen masasında oturarak gerek onları dinlemiş gerekse kendi defterlerine bir şeyler yazmakla vakit geçirmişlerdir. Gruplar çalışırken, grupları dolaşmalı, öğrencileri öğrenme işine katılmaya karşı güdülemeli, yardım isteyen takımlara yol göstermelidir (Sadece 3 öğretmen yapmaya çalışmıştır). Bu çalışmada göstermiştir ki bizim öğretmenlerimiz hala işbirlikli öğrenmenin özünü 69 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN kavrayamadıklarını bundan dolayı da uygulama basamağını yeterince iyi yapamadıklarını hatta bazılarının bastan pes ettiklerini göstermiştir. Alan yazında bu yöntemin kaçınılmaz öğrenci merkezli yöntemlerden bir olduğu ve yapılan çalışmalar artık bu yöntemin iyi-kötü olup olmaması veya etkisini sorgulama yerine alt tekniklerini (Jigsaw II-III-IV, Karşılıklı Sorgulama Yöntemi, Öğrenci Timleri (takımları) Yöntemi, TakımlarOyunlar-Turnuvalar) kullanarak nokta atışları ile spesifik kavram öğretimlerine odaklanılmaktadır. İşbirlikli öğrenme sürecinde öğretmelerin yönlendirme sırasında nasıl davrandıklarını, nelere dikkat ettiklerini ortaya çıkaracak bu araştırmanın, bu konuda çalışanlara bir perspektif kazandırabileceği düşünülmektedir. KAYNAKÇA Açıkgöz, K.Ü. (2003). Aktif Öğrenme. Eğitim Dünyası Yayınları, Kanyılmaz Matbaası, İzmir. Altıparmak, M., & Nakipoğlu, M. (2005). Lise Biyoloji Laboratuarlarında İşbirlikli Öğrenme Yönteminin Tutum Ve Basarıya Etkisi. Türk Egitim Bilimleri Dergisi, 3,(1), 105-123. Arslan, O., Dogan-Bora, N., & Keskin-Samancı, N. (2006). İşbirliğine Dayalı Öğrenme Tekniklerinin Onuncu Sınıf Öğrencilerinin Sinir Sistemi Konusunu Öğrenmelerine Etkisi. Eğitim Araştırmaları, 23 (1), 1-9. Ayna, C. (2009). Fen Ve Teknoloji Dersinde Birleştirme Iı ( Jigsaw Iı) Yönteminin Kullanılmasının Ve Sosyo-Ekonomik Düzeyin Öğrencilerin Akademik Başarı, Fen Ve Teknoloji Dersine Yönelik Tutum Ve Motivasyon Düzeylerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Zonguldak. Bilgin, T. & Akbayır, K. (2003). İşbirlikli Öğrenmenin Dizi Ve Serilerin Öğretimindeki Etkililiği, Milli Eğitim Dergisi, 10 Ocak 2012 Tarihinde Www.Fedu.Metu.Edu.Tr/Ufbmek5/B_Kitabi/Pdf/Matematik/Bildiri/T213da.Pdf Adresinden Alınmıştır. Bilgin, İ. & Geban, Ö. (2004). İşbirlikli Öğrenme Yöntemi Ve Cinsiyetin Sınıf Öğretmenliğiöğretmen Adaylarının Fen Bilgisi Dersine Karşı Tutumlarına, Fen Bilgisi Öğretimi I Dersindeki Başarılarına Etkisinin İncelenmesi. H.Ü Eğitim Fakültesi Dergisi, 26, 9-18. Bozdoğan A.E., Taşdemir, A., & Demirbaş, M. (2006). Fen Bilgisi Öğretiminde İşbirlikli Öğrenme Yönteminin Öğrencilerin Bilimsel Süreç Becerilerini Geliştirmeye Yönelik Etkisi. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 7(11), 23-36. Cohen, E.G. (1992). Restructurıng The Classroom: Condıtıons For Productıve Small Groups. Wisconsin Center For Education Research, Madison, Wı. Cohen, E.G. (1994). Designing Groupwork: Strategies For Heterogeneous Classrooms (Rev. Ed.). Newyork: Teachers College Press. Chuı, M. ( 2004). Adapting Teacher Interventions To Students Needs During Cooperative Learning: How To Improve Student Problem Solving And Time On-Task. American Educational Research Journal, 41, 2, 365- 399 Dekker, R., & Elshout-Mohr, M. (2004). Teacher İnterventions Aimed At Mathematical Level Raising During Collaborative Learning. Educational Studies İn Mathematics, 56(1), 39-65. Dıng, M. , Lı, X. , Pıccolo, D. & Kulm, G. ( 2007). Teacher Interventions İn Cooperative- Learning Mathematic Classes. The Journal Of Educational Research, 100-103. Doymuş, K.,Bayrakçeken, S., Şimşek,Ü. (2003). Grupla Ödev Hazırlamanın Başarıya Etkisi. Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi, 7, 66-77. Doymuş, K., Şimşek, Ü. & Bayrakçeken, S. (2004). İşbirlikçi Öğrenme Yönteminin Fen Bilgisi Dersinde Akademik Başarı Ve Tutuma Etkisi, Türk Fen Eğitimi Dergisi, 1(2), 103-115 Doymuş, K., Şimşek, Ü. & Şimşek U. (2008). İşbirlikçi Öğrenme Yöntemi Üzerine Derleme Çalışması: Iı. İşbirlikçi Öğrenme Yönteminin Sınıf Ortamında Uygulaması. Erzincan Eğitim Fakültesi Dergisi, 10 (1), 123-142 Hevedanlı, M., & Akbayın, H. (2006). Biyoloji Öğretiminde İşbirlikli Öğrenme Yönteminin Başarı, Hatırda Tutma Ve Derse Yönelik Tutum Üzerindeki Etkileri. D. Ü. Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 6, 21-31. 70 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN Gelen, İ. (2001). Kubaşık Öğrenme Tekniklerinden Öğrenci Takımları Başarı Bölümleri Ve Birleştirme Iı Tekniğinin 4. Sınıf Öğrencilerinin Sosyal Bilgiler Dersindeki Akademik Başarıya Etkisinin Karşılaştırılması. Eğitim Araştırmaları Dergisi, 5, 61-70. Gök, Ö., Doğan, A., Doymuş, K. & Karaçöp, A. (2009). İşbirlikli Öğrenme Yönteminin İlköğretim Öğrencilerinin Akademik Başarılarına Ve Fene Olan Tutumlarına Etkileri. Gü, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 29(1), 193-209. Gömleksiz, M. (1993). Kubaşık Öğrenme Yöntemi İle Geleneksel Yöntemin Demokratik Tutumlar Ve Erişiye Etkisi, Doktora Tezi, Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Adana. Gömleksiz, M. & Tümkaya, S., (1997). Kubaşık Öğrenme Yönteminin Sınıf Öğretmenliği Bölümü Birinci Sınıf Öğrencilerinin Akademik Başarıları İle Öğrenme Ve Ders Çalışma Stratejileri Üzerindeki Etkisi. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 14(2), 230-236. Gümüş, O. (2007). İşbirliğine Dayalı Öğrenme Yaklaşımının Türkçe Dersinde Akademik Başarıya Etkisi Ve Öğrencilerin Derse İlgisi. Kuram Ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 49, 7-30. Johnson, D.W. & Johnson, R. T (2002). Learning Together And Alone: Overview And Meta-Analysis. Asia Pacific Journal Of Education, 22(1)95-105. Johnson, D. W., Johnson, R. T. & Holubec, E. J. (1993). Cooperation İn The Classroom (6th Ed.). Edina, Mn: Interaction Book Company Johnson, D., Johnson, R. & Smith, K. (2007). The State Of Cooperative Learning İn Postsecondary And Professional Settings. Educational Psychology Review, 19, 15- 29 Kagan, S. (1990). The Structural Approach To Cooperative Learning. Educational Leadershıp, 47, 1215. Kagan, S. (1992). Cooperatıve Learning. San Juan Capistrano, Ca. Kıncal, R. , Ergül, R. & Timur, S. ( 2007). Fen Bilgisi Öğretiminde İşbirlikli Öğrenme Yönteminin Öğrenci Başarısına Etkisi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 32, 156- 163. Lın, E. (2006) Cooperative Learning İn The Science Classroom. Science Teacher, 73(5), 34-39. Maden, S. (2011). Takım Oyun Turnuva Tekniğinin Yazım Kuralları Ve İşaretleri Egitimde Kullanımı. E-İnternational Journal Of Educational Research, 2(3), 52-67 Meloth, M.S. & Deering, P.D. (1992). The Effects Of Two Cooperative Conditions On Peer Group Discussions, Reading Comprehension, And Metacognition. Contemporary Educational Psychology, 17, 175-193. Nakiboğlu, C. (2001). Maddenin Yapısı Ünitesinin İşbirlikli Öğrenme Yöntemi Kullanılarak Kimya Öğretmen Adaylarına Öğretilmesinin Öğrenci Başarısına Etkisi, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 21(3), 131-143. Nath, R. & Ross, S. (2001). The Influence Of A Peer- Tutoring Training Model For Implementing Cooperative Groupings With Elementary Students. Educational Technology Research And Development, 49, 2, 1042- 1629 Oral, B. (2000). Sosyal Bilgiler Dersinde İşbirlikçi Öğrenme İle Küme Çalışması Yöntemlerinin Öğrencilerin Erişileri, Derse Yönelik Tutumları Ve Öğrenilenlerin Kalıcılığı Üzerindeki Etkileri. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2(19), 43-49. Sarıtaş, E. (1999). İlköğretim I. Devrede İşbirlikçi Öğrenim Yöntemi İle Geleneksel Öğrenim Yöntemlerinin Başarılı Ve Başarısız Öğrenciler Üzerindeki Etkisi. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 6, 87-93. Sezer, A. & Tokcan, H. (2003). İş Birliğine Dayalı Öğrenmenin Coğrafya Dersinde Akademik Başarı Üzerine Etkisi. Gü, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 23(3), 227-242. Şenol, H. & Yıldırım, H.İ. (2007). İlköğretim 6. Sınıf Fen Bilgisi Dersinde Duyu Organları Konusunun İşlenmesinde İşbirlikli Öğrenme Yönteminin Öğrenci Başarısı Ve Tutum Üzerinde Etkisi. Kastamonu Eğitim Dergisi, 15 (1) 211-220. Şimşek, U., Doymuş ,K., Şimşek, Ü. & Özdemir, Y. (2004). Öğrencilerin Demokratik Tutumlarına Grupla Öğrenme Yönteminin Etkisinin İncelenmesi. Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi, 9, 387-396. Şimşek, Ü., Doymuş, K. & Kızıloğlu N. (2005). Lise Düzeyinde Öğrenim Gören Öğrencilere Grupla Öğrenme Yönteminin Kazandırdığı Bilgi Ve Beceriler. Kastamonu Eğitim Dergisi, 13(1), 6780. 71 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 TÜRKMEN Slavin, R. E. (1987). Cooperative Learning: Student Teams, What Research Says To Teachers (2nd Ed.). Washington, Dc: National Education Association. Slavin, R.E. (1990). Comprehensive Cooperative Learning Methods: Embedding Cooperative Learning İn The Curriculum And School, Cooperative Learning: Theory And Research, (Editor : Shlomo Sahran), New York Taşdemir, A., Demirbaş, M. & Bozdoğan A.E. (2006). Fen Bilgisi Öğretiminde İşbirlikli Öğrenme Yönteminin, Öğrencilerin Grafik Yorumlama Becerilerini Geliştirmeye Yönelik Etkisi. G.Ü Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi, 6(2): 81-91. Timur, S. ( 2006). İlköğretim 7. Sınıf Fen Bilgisi Dersinde İşbirlikli Öğrenme Yönteminin Öğrenci Başarısına Etkisi. Çanakkale: Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Webb, N.M. (1989). Peer İnteraction And Learning İn Small Groups. International Journal Of Educational Research, 13, 21-40 Webb, N.M., & Farivar, S. (1994). Promoting Helping Behavior İn Cooperative Small Groups İn Middle School Mathematics. American Educational Research Journal, 31, 369-395. Webb, N.M., Troper, J.D. & Fall, R. (1995). Constructive Activity And Learning İn Collaborative Small Groups. Journal Of Educational Psychology, 87, 406-423. Woodruff, E. & Meyer, K. (1997). Explanations From Intra- And Inter-Group Discourse: Students Building Knowledge İn The Science Classroom. Research İn Science Education, 27(1), 25- 39 Veenman, S. , Denesen, E. , Akker, A. & Rijt, J. ( 2005). Effects Of A Cooperative Learning Program On The Elaborations Of Students During Help Seeking And Help Giving. American Educational Research Journal, 42, 115- 152. Yeşilyurt, E. (2009). İşbirliğine Dayalı Öğrenmenin Öğrenci Davranışları Üzerindeki Etkisine İlişkin Öğrenci Görüşleri. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19(2), 161-178. Yılmaz, A. (2001). İşbirliğine Dayalı Öğrenme; Etkili Ancak İhmal Edilen Ya Da Yanlış Kullanılan Bir Metot. Milli Eğitim Dergisi, (150), 11 Nisan 2012 Tarihinde Http://Yayim.Meb.Gov.Tr.Dergiler/150/Yilmaz.Htm, Sitesinden Alınmıştır. 72