Halka Açık Anayasa Toplantıları

Transkript

Halka Açık Anayasa Toplantıları
 Kasım 2011 – Ekim 2012 Halka Açık Anayasa Toplantıları Raporu Uncular Cad.28/2; TR-­‐34672 İstanbul Tel.: 0216 492 0504, Faks: 0216 492 1840 tkmm.net ‘Anayasamızı Hazırlıyoruz’ TkMM Türkiye küçük Millet Meclisleri Kasım 2011 – Ekim 2012 Raporu Özet Türkiye küçük Millet Meclisleri’nin yeni Anayasa çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla yaptığı çalışmaları özetleyen raporu ekte bulacaksınız. İstanbul’da 10 ilçe belediyesiyle işbirliği yaparak kamuya açık toplantılar düzenlemek, bu toplantıda halktan görüş toplamak ve bunları diğer girişimlerin yaptıkları benzer çalışmaların sonuçlarıyla birleştirerek TBMM’ne sunmak şeklinde planlanan ve yürütülen bu çalışmaların öyküsünü ve ayrıntılarını ekli raporda, bu toplantılarda gösterilen bilgilendirici video sunumları taşıyan bir DVD’yi ve gene bu toplantılar için hazırlanan ve çoğaltılarak katılanlara dağıtılan 12 broşürden bir örneği de ekte bulacaksınız. Hemen uzatmadan –ve üzülerek-­‐ belirtmeliyiz: Bu çalışma hüsranla sona erdi. 10 ilçede her ay bir toplantı olmak üzere 12 ayda 120 toplantı yapmayı planlamıştık. Her toplantıda 100 kişilik bir katılım olsa 12.000 kişiye hitap edilir ve her 5 kişiden biri görüş açıklasa, 2.000 ile 3.000 arasında görüş toplanabilirdi. Evdeki hesap buydu. 120 toplantı yerine 64 toplantı yapılabildi. Gerçekleşme %54. 12.000 kişi yerine toplam 1.667 kişi katıldı. Oran %13,9 Neden? İnsanlar neden bu toplantılara gelmek istemediler? Ortaya çıkan görüşler şu üç noktada toplanıyor: 1. Bu iş hukukçuların anlayabileceği bir konu, ben ne anlarım? 2. Beğendiğimiz kişileri vekil seçip meclise yolladık, onlar yapsın işte! 3. Konuşsam ne olacak, konuşmasam ne olacak? Onlar gene bildiklerini okuyacaklar. … ve sonuçta fatura siyasete çıktı: 1. Valla insanlar duymadı bile, ben de tesadüfen öğrendim de geldim. 2. Seçim zamanında ev ev herkese ulaşıyorlar, Anayasa için sadece konuşuyorlar. 3. İsteseler tıklım tıklım doldururlar. Mitingleri dolduruyorlar, bu salon ne ki? Bizim elde ettiğimiz ders ise, Anayasa gerçekten halkın katılımı ile yapılacaksa, bu işin ancak tüm partilerin, tüm devlet kurumlarının ve medyanın yoğun olarak katıldığı çok geniş bir kampanya ile yapılabileceği, önce Anayasa’da yer alacak maddelerin insanların yaşamına ne getireceğinin anlatılması, bunun için de tartışmaların il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle yaygınlaştırılması ve insanların içeriğini anladığı maddeler hakkında görüş bildirmesiyle gerçekleşebileceği oldu. Bir başka kazancımız ise, bu konuda çalışmalar düzenleyen farklı girişimlerin birbirini rakip görmemesi, her alanda işbirliği yapması ve elde ettikleri verileri paylaşmaları. Az kazanç mı? Sevgi ve saygılarımızla, Şanar Yurdatapan Türkiye küçük Millet Meclisleri ve Yeni Anayasa çalışmaları: TkMM’nin Yeni Anayasa konusuna ilgisi, 2004 – 2008 yılları arasında yürütülen ORTAK PAYDA çalışmalarından beri süregeliyor. O.P. çalışması, bazı pilot illerde sivil toplum temsilcilerinden FORUM adlı çalışma grupları oluşturmayı, her defasında farklı bir konuyu ele alarak o konudaki ortak paydaları belirlemeyi ve bunu kamuoyuna ve kanun koyuculara iletmeyi amaçlıyordu. Bu amaçla yürütülen çalışmaların sonuçları önce minik el kitapçıkları haline getirilerek parlamenterlere dağıtıldı, 2008 yılında 300 sayfalık bir kitap halinde yayınlandı. Ortak Payda çalışmaları TkMM’lere dönüşünce –sürekli Anayasa tartışıldığı takdirde güncel olaylara yer ve zaman kalmayacağı için-­‐ şöyle bir düşünüldü: Bir ay hangi konu tartışılıyorsa, o konunun Anayasa’ya nasıl yansıdığını ve nasıl yansıması veya yansımaması gerektiğini de tartışalım. Ancak bu amaç gerçekleşmedi, tartışmaların heyecanı içinde bu boyut genellikle unutuldu. Yeni Anayasa yapımı hükümetin isteği olarak kamuoyu gündemine gelince, önce her ay ikinci bir toplantı yapılması amaçlandıysa da ancak birkaç il buna teşebbüs etti, ilgi görmeyince sürdüremedi. Ancak TkMM mutfağını oluşturan ekibin bulunduğu İstanbul’da şöyle bir çalışma yapmayı düşündük: İstanbul’un merkez belediyelerinden 10 belediye ile bir yıllık ve 12 toplantıdan oluşan bir program hazırlayalım. Her ay, Anayasa ile ilgili bir konuyu 10 belediyenin düzenleyeceği 10 toplantıda halkla birlikte tartışalım. Biz içeriğini hazırlayalım, belediyeler kendi olanaklarını (Salon, duyurma) seferber etsin ve insanların katılımını sağlasın. Toplantıların tutanaklarından çıkan ortak paydaları birleştirip TBMM’ye iletelim. Düşündüğümüz sürenin gerçekçi olup olmadığını TBMM Başkanı Çiçek ile yaptığımız görüşmede doğrulayınca da önce Ak Parti ve CHP il başkanlarıyla, sonra da tek tek belediye başkanlarıyla görüşerek Kasım 2011’de programı 6 ilçede başlattık. Bahçelievler, Güngören, Sancaktepe, Beykoz, Sultanbeyli ve Pendik. İki ay sonra bunlara Üsküdar, Ümraniye, Küçükçekmece ve Beyoğlu belediyeleri de katıldı. Diğer girişimlerle eşgüdüm: TkMM’nin iki yıldır önerdiği ‘sivil toplumda farklı kanallarda yürütülen Anayasa çalışmalarının eşgüdümü’ bu dönemde tekrar gündeme geldi. Zira siyasi partilerin, sendikaların ve meslek örgütlerinin yaptıkları çalışmalarla, kadın, çocuk, engelli, LGBT, çevre gibi tematik konularda yürütülen Anayasa çalışmalarının yanısıra birden fazla platform da Anayasa için çalışmalar yürütüyordu. ‘Demokratik Anayasa Hareketi’, ‘Özgürlükçü Anayasa Platformu’, ‘Sivil Dayanışma Platformu’, ‘Yeni Anayasa Platformu’ çalışmalarının hepsiyle ilişki içinde olmaya ve toplantılarına katılmaya özen gösterdik. Daha sonra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve TEPAV tarafından oluşturulan ve gerek meslek odaları ve işçi kuruluşları, gerekse TBMM tarafından yoğun olarak desteklenen ‘Anayasa Platformu’ hazırlık çalışmalarına ve illerde düzenlenen ‘Türkiye Konuşuyor’ çalışmalarına da aynı şekilde etkin olarak katıldık. TBMM çatısı altında, mecliste grubu bulunan dört partiden eşit sayıda milletvekilinin katılımıyla bir ‘Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ oluşturulması, önemli bir dönüm noktasıydı. Bu komisyonun ilk toplantısında ‘Sivil toplumun Anayasa yapım sürecine NASIL katılacağı’ sorusunun gündeme geleceğini tahmin etmek hiç güç değildi. Bu konuda Avrupa Konseyi’nin INGO (Uluslararası Sivil Toplum Örgütleri) platformuna hazırlattığı ve sonuçta benimsediği ilkeler ışığında kendi ortak paydalarımızı belirlemek üzere hemen bir çalıştay düzenledik. 21 Ekim 2011 tarihinde konu ile ilgili çalışma grupları ve platformların hemen hemen tümünün katıldığı ‘arama toplantısı’ sonunda ortaya çıkan raporu ertesi gün TBMM Uzlaşma Komisyonu’na ilettik. (Ancak raporun bürokratik bir engele takılıp kaldığını ve komisyonun bu çalışmadan haberi bile olmadığını daha sonra üzülerek öğrendik) (Toplantı ve sonuç raporu için bakınız: Ek. 1) ‘Anayasamızı Hazırlıyoruz’ toplantılarının yapısı: Toplantılar şu şekilde planlanmıştı: Kasım 2011 Anayasanın yapısı, hazırlanışı, oylanması nasıl olmalı? Aralık 2011 Bireysel Özgürlükler-­‐1: Yaşam hakkı, özel yaşamın gizliliği Ocak 2012 Bireysel Özgürlükler-­‐2: Düşünce, inanç, ifade, haberleşme Şubat 2012 Bireysel Özgürlükler-­‐3: Hak arama, savunma, adil yargı Mart 2012 Doğrudan ve temsili demokrasi, merkezi yerel yönetimler, şeffaflık Nisan 2012 Devletin ve bireyin hak ve yükümlülükleri, mülkiyet-­‐miras Mayıs 2012 Devlet ve Toplum 1: Çalışma, sendika, grev ve toplu sözleşme Haziran 2012 Devlet ve Toplum 2: Eğitim, öğretim, bilim, sanat Temmuz 2012 Devlet ve Toplum 3: Pozitif ayrımcılık, sağlık ve çevre Ağustos 2012 Devletin yapısı 1: Yasama Eylül 2012 Devletin yapısı 2: Yürütme Ekim 2012 Devletin yapısı 3: Yargı Broşürler, sunum videoları, DVD dağıtımı: Toplantılarda bir yandan ‘Sokaktaki İnsan’ın görüşlerini toplamak ama bir yandan da tartışmaları evlere taşıyabilmek amacıyla şu hazırlıkları yapmak ve kamuoyuna iletilmek için şu adımlar atmak gerektiğini düşündük: 1. Broşürler: Konuşulacak konu ile ilgili genel bilgileri taşıyan bir sunum hazırlayalım. Bunu önce bir broşür metni olarak hazırlayalım. Belediyeler bu broşürlere kendi logolarını ekleyerek çoğaltsınlar ve hem toplantılara gelenlere sunsunlar, hem de halka erişim noktalarında dağıtsınlar, Anayasa konuları evler girsin, tartışmalar orada da devam etsin. 2. Sunum videoları: Bu sunumları aynı zamanda 10 dakikalık videolar halinde de hazırlayıp her toplantının girişinde gösterelim. Böylelikle insanlar, görüşleri sorulmadan önce konu ile ilgili eksik bilgileri varsa tamamlayabilir, aynı zamanda konunun dağılması da engellenmiş olur. 3. Sunumları DVD olarak çoğaltmak ve dağıtmak: Hazırlanan bu videoların sadece toplantıda gösterilmesiyle yetinmeyelim, önceden belediyelere iletelim. DVD olarak da çoğaltıp hem toplantılarda katılımcılara, hem halka erişim noktalarında herkese dağıtsınlar. Böylelikle evlere sadece kağıt üstünde değil, görüntülü olarak da ulaşalım ve Anayasa konularının tartışmalarını evlere –okuma bilmeyenlere de-­‐ taşıyalım. 4. Konuklar: Ayrıca toplantıların insanlara çekici gelmesi için, her toplantıya farklı dünya görüşlerine sahip iki de konuk davet etmeyi düşündük. Bu konukların konunun uzman olması gerekmiyordu, sadece farklı kesimlerce tanınmış kişilerin -­‐ki hemen hepsi TkMM Destekçiler listesine adını yazdırmış tanınmış kişilerdir-­‐ konuk olarak en başta söz alması ve şu mesajı çoğaltmalarını amaçladık: ‘Ben de bu konunun uzmanı değilim. Ama Anayasayı tartışmak için uzman olmak şart değil. Çünkü Anayasa hepimizin hayatını şekillendiriyor, sadece uzmanlarınkini değil. İşte bu konuda benim görüşlerim şunlar. Sizinkiler nedir?’ 5. Tutanaklar ve Sonuç Değerlendirme Raporları: Tüm konuşmaların tutanaklarını 100-­‐200 sözcük arasında özetleyerek önce web sitesine yükleyelim, sonra da bunların ortak paydalarını ortaya çıkaran ‘Değerlendirme Raporları’ hazırlayıp bunları da kamuoyuyla paylaşalım. Ayrıca tüm verileri, gerek hammadde olarak gerek sonuç raporları olarak diğer çalışmaları yürüten girişimlerle paylaşalım. Toplantı Akış Planı: Bu hazırlıklar ışığında bir toplantının akış planı da şöyle düşünüldü: 1. Video Sunum (10 dakika) 2. İki konuğun ilk konuşmaları (10’ar dakika) 3. Katılımcıların görüşleri, sorular-­‐yanıtlar (90 -­‐120 dakika) Gerçekleşme: Gerçekleşme ise varsayılandan hayli farklı oldu. Herşeyden önce, varsayılan takvim, hem süre hem içerik açısından oldukça farklı gelişti. 12 ay bittiğinde, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndan bir uzlaşma metni çıkmadığı gibi, çıkması hayli uzak görünüyor. Partilerin en başta masanın üstüne koydukları kırmızı çizgiler zaten uzlaşma alanını büyük ölçüde daraltmış ve şu tür yorumlara yol açmıştı: Bu iş ölü doğdu. Zaten Ak Parti de bu işi göstermelik olarak yapıyor. Sonuçta ‘Gördünüz işte, ben elimden geleni iyi niyetle yaptım ama sonuç çıkmadı. Bu işi sürüncemede bırakamayız, buyurun önerim şu’ diyerek kendi istediği metni ileri sürecek. Sadece TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun çalışması değil, aynı zamanda toplumsal olaylarda bir türlü düşmeyen gerginlik, liderlerin kullandıkları dil ve Kürt sorununun çıkmaza girmesi, bu çalışmaları da olumsuz yönde etkiledi. Şimdi başa dönüp öngörüleri hatırlayalım, pratiğin nasıl geliştiğine bakalım: 1. Kaç toplantı öngörüldü, kaç toplantı yapıldı? 12 ayda toplam 120 toplantı amaçlanırken bu sayı 64 toplantıda kalmış. Oran %53,3. Neredeyse yarı yarıya fire! (Bakınız Ek.2) 2. Nasıl bir katılım bekleniyordu, ne oldu? Gerçekleşen katılım 1.667 kişi. (Bakınız Ek.2) Bu sayıyı beklenen katılıma yani 12.000’e bölünce %13,9 çıkıyor. Hadi daha iyimser olalım ve yapılmayan üçte bir toplantıyı devre dışı bırakıp yapılanlardaki katılım oranına bakalım: Bu toplantılardaki toplam katılımcı sayısı 1.667 ve toplantı sayısına bölünce 26 buluyoruz. 100 ortalama beklerken 26, yani başarı oranı %26 mı? Dörtte üç fire? (Bakınız Ek.3) Ne yazık ki o bile değil. Bu oranı büyüten 230, 150, 50, 60 gibi katılımlar ilk 2 ayda olmuş. O toplantılarda vardım. Toplantıları gündüz yapıyorlar. Ee, herkes işte, güçte. Nasıl gelecekler? Kim gelecek? Yanıtı hemen gördük. Okullardan öğrenciler getiriliyordu, otobüsler yollanarak. Genç kuşaklara bunu anlatmak bizim için sevinilecek bir fırsat. Ama… Ama merak edip geliyor ve konuşmak istiyorlarsa tabii. Yoktu öyle bir merak ve istek. Herhalde çok sıkılmışlardır. Gene de istatistiklere ‘Salon doluydu’ olarak geçerek gerçek sayıları şişirmiş oldular. 3. Konuklar, Broşürler, DVD’ler 2.1. Konuklar: Hepsi farklı mesleklerden, farklı dünya görüşlerine sahip toplam 47 ünlü kişi özel konuk olarak katılmış bu toplantılara. (Bakınız Ek 4) Ama garip bir durum, bu kişilerin tek tek verdikleri konferanslarda görülen katılımın onda biri bile olmadı toplantılarda. 2.2. Broşürler: Her ay ilgili konudaki temel bilgileri taşıyan bir broşür hazırlanıp çoğaltılmak ve toplantılarda dağıtılmak üzere Belediyelere ulaştırılmış. (Bakınız Ek 5) Bu broşürler toplam 44 toplantıda basılmış ve dağıtılmış, 20 toplantı için basılmamış, basılmayınca da dağıtılmamış. (Bakınız Ek 6) Bu da yaklaşık 3’te 1 fire demek. Yani toplantı yapılıyor ama konuşulacak konu hakkındaki temel bilgileri taşıyan broşürün bastırılıp insanlara dağıtılmasına gelince, ihmal oranı %33,3. 2.3. Sunumlar, DVD’ler: Gene her toplantı için 10 dakikalık birer video hazırlanmış ve toplantıların başında gösterilmiş. Ama bunların DVD olarak çoğaltılıp dağıtılması unutulmuş! Bu işte fire %100. Açıkçası gerek görülmemiş. (Ek 7: DVD) Oysa düşünce şuydu: Anayasa’daki hukuksal cümlelerin yaşamımızı nasıl etkilediğini insanlara anlatmalıyız ki yeni Anayasa’da neyi isteyip neyi istemediklerine özgürce karar verebilsinler ve yeni Anayasa, halkın istekleri üstüne inşa edilsin. Broşürler ve CD’ler, konu hakkındaki temel bilgileri evlerine de götürmelerine ve tartışmayı ailelerine de taşımaya yarayacak araçlardı. 4. Yerel TV Kanallarında yayın Bu çalışmalar, baştan hiç akla gelmeyen başka bir olanağı doğurdu. Zaten her ay mutad TkMM toplantılarında gösterilmek üzere 10 dakika civarında bir video sunum hazırlanıyor, toplantılardaki konuşmaları da yer yer video ile kaydediyorduk. Bu görüntülerin de katılımıyla ikinci bir video oluşturmak mümkündü. Aynı çalışma her ay bir de Anayasa çalışmaları için tekrarlanınca, TkMM girişimi her hafta 10 dakikalık bir video üretir hale geldi. Hazır üretiliyor, neden sadece salonlarda göstermekle yetinelim? Yerel TV kanallarıyla ilişkiye geçtik ve şu anda 8 yerel ve 1 Internet ve uydu yayını yapan kanalda her hafta yayınlanan bir TkMM programı var: Adıyaman’da ASU TV, Bodrum’da KENT TV, Diyarbakır’da CAN TV, Elazığ’da KANAL E, Kocaeli’de TV41, Malatya’da GÜNEŞ TV, Sakarya’da KANAL 56 ve İstanbul’da İMC-­‐TV (Ayni zamanda İnternetten ve uydudan da yayın yapıyor). İstanbul Belediyeleri’ndeki çalışma sona erdi. Ancak bizim yayınlarımız, yeni Anayasa yapılıncaya kadar sürecek. Kimbilir, belki ondan sonra da… Sonuçlar: ‘Hava çok kötüydü, hava çok güzeldi; maç vardı, TV’de dizi vardı, Ramazandı, Bayramdı…’ İnsanların toplantılara neden katılmadığını açıklamak için bu bahanelerin hepsi vardı ama aslında katılması beklenen insanların niyeti yoktu, isteği yoktu. Bu gerçeği, insanları kınamak için değil ama acı durumu saptamak için kabul etmek ve açıkça konuşmak durumundayız. Neden? Üç neden kendisini gösteriyor: BİR: İnsanlar, Anayasa’nın hukuksal cümleleriyle kendi yaşamları arasındaki bağlantının farkında değiller. İKİ: Bunu anlatabilmek için her düzeyde –mahallelere varıncaya kadar-­‐ her kademede ve siyasi-­‐sivil tüm kurumların seferber olacağı çok yoğun bir kampanya ilan etmek ve ısrarla sürdürmek gerek. Bu yapılmadı, sınırlı kaldı. ÜÇ: Siyaset, istediği zaman bunu yapabiliyor. Yerel ve genel seçimlerde sokak sokak, ev ev insanlara ulaşan yerel örgütler ve belediyeler Anayasa konusunda aynı ilgi ve duyarlılığı göstermediler. Çünkü bu iş, kendi siyasi merkezlerinden onlara bu biçimde aktarılmadı. Soyut anlatımıyla ‘Siyasi irade’ -­‐hem iktidarda, hem muhalefette-­‐ eksik kaldı. Evet, TBMM Başkanı Çiçek ve TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri, özellikle TOBB’nin düzenlediği ‘Türkiye Konuşuyor’ toplantılarının tümüne katıldılar, ama yetmedi işte. Çünkü bu ilgi sadece bu toplantı dizisiyle sınırlı kaldı. Ne siyasi partiler ne meslek odaları ve sendikalar, konuyu tabanlarında tartıştırmak için yoğun bir seferberliğe girmediler. Öyle olunca, yeni anayasa çalışması yürüten başka ülkelerde görülen yaygın tartışmalar Türkiye’de yaşanmadı. Şu anda da ne yazık ki bu konu güncel siyasi tartışmaların gölgesinde kalmış durumda. Gene politikacıların tartışmaları belirleyecek gibi görünüyor toplumun kaderini… Bütün bu olumsuzlukların yanısıra çok önemli başka bir kazanım elde ettik. SİVİL TOPLUMDA EŞGÜDÜM: Yukarıda sözünü ettiğimiz tüm girişim ve platformlar, bu çalışmalarda birbirlerini rakip görmediler, dışlamadılar. Tam tersine sık sık bir araya gelerek çalışma yöntemlerini tartıştılar, sorunlara birlikte çözüm aradılar, elde ettikleri verileri paylaştılar, herkes birbirinin çalışmalarına, hatta ön hazırlık döneminde katıldı. Bu, sivil toplumun adım adım sivilleşmeye başladığının işareti. Yapılan eşgüdüm toplantılarında, tüm verilerin bir havuza aktarılması ve burada değerlendirilerek kamuoyuna sunulması kararlaştırıldı ve bu görevi TESEV üstlendi. Biz de elde ettiğimiz verileri TESEV’deki havuza aktardık. Sivil toplumun, sadece Anayasa yapımında değil, yaşamın her anında ve tüm alanlarında karar süreçlerine etkin biçimde katılımı için birlikte çalışması sürüyor. TÜSEV’in bu amaçla yürüttüğü çalışmanın son adımına (1 Kasım 2012 tarihli toplantı) tüm ilgili kuruluşların yoğun ve istekli katılımı da bunun bir başka göstergesi oldu. Toplumumuzun iç dinamikleri dışarıdan göründüğünden çok daha dinamik bir gelişme gösteriyor. Umutlu olmamızın temel nedeni bu. TkMM Girişimi 14.11.2012 Raporun ekleri: 1. Anayasaya sivil toplum katılımının ilke ve yöntemleri hakkında çalıştay raporu 2. Toplantı gerçekleşme ve katılım oranları mukayeseli cetveli 3. Anayasa toplantılarından fotoğraflar 4. Toplantılara katılan konuklar listesi 5. Anayasa broşürlerinin kapakları 6. Broşürlerin basım/dağıtım gerçekleşme cetveli 7. DVD: Sunumlar (12 program) ve 1 Değerlendirme Raporu videoları