21. yuzyil 21

Transkript

21. yuzyil 21
ABD ve Avrupa’n›n Ard›ndan
fiimdi de Çin
Esin ODABAŞI*
ABD’de mortgage kriziyle patlak veren
ve ardından Avrupa’nın 2009 yılı sonunda
Yunanistan’la başlayan borç krizi bankacılık
sektörünü derinden vurmuştu. Stres testleriyle yatırımcıyı rahatlatmak isteyen Avrupa
ve ABD’nin ardından bu seferde olası bir
krizle karşı karşıya bulunan Çin de bankalarını stres testine tabi tutma kararı aldı.
Stres testini kısaca açıklamak gerekirse;
bankaların ekonomi ve finans piyasalarındaki aşırı değişimler ya da istisnai ama olası
olaylar karşısında dayanma gücünün ve duyarlılığının ölçülmesinde kullanılan bir tekniktir. Kriz gündeminde ise en son stres testine Avrupa’lı bankalar tabi tutuldu. Test sonuçlarının doğruluk payı ise hala tartışılmakta. AB’nin 20 ülkesinden 91 banka bu teste
katıldı ve beklenenin aksine 7 banka başarısız
bulundu. Bankacılık sektöründe en fazla korkulan ve AB’nin 3. en büyük ekonomisine
sahip olan İspanya’dan 5 banka testte başarısız bulunurken, 2010’un en fazla ses getiren
ülkesi Yunanistan’da bir banka, AB ekonomi
devi Almanya’dan bir banka başarısız bulundu. 17 bankanın ise başarısızlık kriterinin bir
üst basamağında olduğu yani sermaye 1 rasyosunun yüzde 6 ile 7 arasında olduğu açıklandı. Testlerin gerçeği yansıtması konusundaki tartışmalar ise AB hükümetlerinin halen
38 bankaya devlet desteği vermesinden ve
bu 38 bankanın ancak bu şekilde ayakta kalmasından kaynaklanmakta. Hükümetlerin
devlet desteğini ne zaman çekecekleri ise henüz konuşulmamakta.
Mortgage krizinde bankaların yaşamış olduğu durumun bir daha yaşanmaması için fi-
* 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Ekonomi Araştırmaları Merkezi asistanı
Eylül ’10 • Sayı: 21
21. YÜZYIL
[3]
Esin Odabafl›
nansal reforma giden ABD’de ise bankacılık
sektörünün durumu hala düzelmemiş durumda. Son olarak 5 banka daha kapatıldı. Böylece kapatılan banka sayısı 108’e çıktı. Mortgage krizini hala atlatamayan ve ekonomik
rasyolarında bir türlü istikrarı yakalayamayan ABD hala toparlanma aşamasında. Öyle
ki ekonomik canlanmayı sağlamak amacıyla
2008 yılından bu yana faiz oranları 0 ile 0.25
arasında tutulmaya devam edilmekte. Toparlanmayı hızlandırmak için uygulanan bu faiz
politikasının ise beklenenin aksine ters etki
yapmasından korkulmakta. Şöyle ki faiz
oranlarının bir süre daha düşük tutulmasıyla
tüketiciler fiyatların daha da düşeceğini bekleyerek alışverişlerini sürekli ertelerlerse
ekonomide ki büyüme istenilenin aksine yavaşlayabilir. Bu da ikinci dip ihtimalini yükseltmekte.
Çin’de de durum pek farklı değil. ABD
ve Avrupa’da yaşanan krizin en yoğun olduğu dönemlerde bile gelişmekte ve büyümekte olan ekonomilerin başında gelen Çin,
ABD’nin yaşamış olduğu gibi emlak sektö-
[4]
21. YÜZYIL
Eylül ’10 • Sayı: 21
ründen kaynaklanabilecek bir krizle karşı
karşıya. Öyle ki 2010’un ilk çeyreğinde emlak fiyatları yüzde 68 yükselmişti şimdi ise
kan kaybediyor. Emlak sektöründe meydana
gelen bu olumsuzluklar nedeniyle de Çin,
Avrupa ve ABD’nin yaptığı gibi bankalarını
stres testini tabi tutacak. Çinli bankaların test
konusu ise emlak sektöründe yüzde 60’lık
çakılma senaryosu olacak. Uzmanlara göre
son bir yıldır fiyatlarında aşırı değerlenmeler
yaşayan ve hükümetin ekonomiyi dizginleyici önlemler aldığı Çin için bu stres testleri
bir kırılma noktası olabilir. Öyle ki testlerin
sonuçlarının olumsuz gelmesi demek bankaların batık kredi oranlarının artması demek bu
da Çin’de ki bankacılık sektörünün derin bir
yara alması dolayısıyla da yeni bir krizle karşılaşılması anlamına gelmekte. Çin’de meydana gelebilecek bir krizin ise küresel anlamda tüm piyasaları ve ekonomiyi etkilemesi kaçınılmaz. Böyle bir durumda ekonomileri gelişmekte ve büyümekte olan Türkiye gibi devletlerin üçüncü bir krizi nasıl atlatacağı merak konusu.
21. YÜZYIL

Benzer belgeler