Bir sorun daha

Transkript

Bir sorun daha
SAYFA 01
S‹YAH MAV‹ KIRMIZI
R
Gazetemiz, Anadolu
Yakası Gazeteciler
Derneği Üyesidir.
Yýl: 9 Sayý: 88
Fiyatý: 50 kr
Dernekler siyaseti etkiler mi?
Yöre derneklerinin oluşum süreci
Dumankaya
bilmecesi
2009 Yerel Seçimleri öncesinde Üsküdar
Belediyesi sınırları içerisinde bulunan Örnek
Mahallesi'ndeki Dumankaya İkon'un imar
planları yapılırken, Üsküdar Belediyesi'nin
yeşil alanı Dumankaya için imara açtığı,
Dumankaya'nın da yanyana olan iki parseldeki
yeşil alana ait olan hakkını 2,5 emsale dahil
ederek kullandığı ortaya çıktı. Skandalın
ortaya çıkmasından sonra Ataşehir Belediyesi
ve Dumankaya İnşaat karşı karşıya geldi.
>> 2’de
Bir sorun daha
Eğitimdeki sorunlar
masaya yatırıldı
YAZARLAR
İlçe Milli Eğitim yöneticileri ve orta öğretim okul
idarecileri 2012-2013 Öğretim Yılı 2. Kanaat
Dönemi Gelişim Toplantısı‘nda, orta öğretimlerin
sorunlarını konuşarak çözüm önerilerini
sundular.
Editör’den
M1
Kanber Yıldırım
Oktay Eroğlu
3
Eski dernek yönetimlerinde
yörenin nüfus dengeleri ön planda
tutulurken, şimdi ise siyasi eğilim
ve siyasi partilerin temsilcileri
gözetilmeye başlandı. Örneğin bir
il derneği kurulurken yönetime A
partisinden, B partisinden, C
partisinden insanlar alınmalı gibi
dengeler belirleyici olabiliyor.. Ya
da siyasi partiler veya yerel
idareler nüfuzlarını, ekonomik
güçlerini kullanarak dernekler
üzerinde etkinlik sağlamaya
çalışıyorlar..
ATAŞEHİR'DE DE DURUM
ÇOK FARKLI DEĞİL
Ataşehir ele alındığı zaman ise,
il dernekleri olarak Trabzonlular,
Giresunlular, Erzurumlular,
DERNEKLERİN TEMSİLİYETİ
NE KADAR?
Yaptığımız araştırmalar siyasi
amaçla
kurulan
veya
kurdurulan
bu
“Eğitimde karanlığa
izin vermeyeceğiz!”
gerçekleşti. ÖDP Genel Başkanı
Alper Taş, Halk Evleri GYK Üyesi
İlknur Birol, PSAKD Genel
Başkanı Kemal Bülbül ve CHP
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği
Kadıköy Şubesi ve Halk Evleri
tarafından ortaklaşa düzenlenen
panele yoğun bir katılım
Ali Rıza Tunur
Ataşehir’in kendi trafiği yetmezmiş gibi
kamyonların oluşturduğu trafik
yoğunluğu, yarattıkları kaza riski ve
çevreye verdikleri kirlilik vatandaşların
şikayetlerine neden oluyor.
Taşınan topraklar maltepe sahilinde
yapımı devam eden eğlence merkezinin
deniz üzerindeki dolgusunda
kullanılıyor. Binlerce kamyonun bu
Süreç iyi
değerlendirilmeli
6
Ali Bal
İstanbul Milletvekili Melda
Onur'un konuşmacı olarak katıldığı
panelde "Eğitimde karanlığa izin
vermeyeceğiz" denildi. 6’da
Ataşehir’e çilesi düştü
Finans Merkezi'nin harfiyat
çalışmaları devam ediyor. Ataşehir
sınırları içerisinde olması gerekirken
Ümraniye'ye bağlanan merkezin
hafriyatı Ataşehir üzerinden Maltepe
sahiline taşınıyor.
Harfiyat çalışmaları için büyük tonajlı
kamyonların Batı ataşehir’den geçmesi
bölge sakinlerini çileden çıkardı.
derneklerin o yöre tabanında oy
temsiliyeti ile çok alakalı
olmadığını gösteriyor. Hatta yöre
insanlarından "Bizi temsil
etmeyen insanlar bizim
üzerimizden siyasilere
kendilerini pazarlıyorlar."
diyerek tepki gösterenler
çoğunlukta.
KENTLİLİK BİLİNCİ SORUNU
Siyasi parti yöneticileri ise
birleştirme yerine bu gidişata
çanak tutarak bölünmeye ve
haliyle tepkilere neden oluyorlar.
Özellikle Ataşehir, Çekmeköy ve
Sancaktepe gibi kentlilik
bilincinin yerleşmediği yeni
ilçelerde bu tür dernekler daha da
yaygınlaşırken, Şişli, Beyoğlu,
Kadıköy gibi ilçelerde ise bu tür
oluşumlar pek görülmüyor.
FARKLI OLUŞUMLARA DESTEK
OLUNAMAZ MI?
Bu durum, "Tabandan kopuk
tabela derneklerine yapılan
masraflar yerine, ilçenin
güzelleştirilip, gelişmesini
Genel Başkanlar
gazetemizi
ziyaret etti
Hayatının 33 yılını
oğlundan alacağı tek
bir haber için
mücadeleyle geçiren
Berfo (Kırbayır) Ana,
son isteğinin gerçek
olmasını göremeden
hayata veda etti.
Taziye ziyaretleri
İçerenköy Kar-Der’de
yapıldı.>>3’te
Finans Merkezi Ümraniye’ye,
Eğlence Merkezi Maltepe’ye,
hafriyat REZİLLİĞİ ATAŞEHİR’E...
Yöre kültürlerini yaşatmak için kurulan dernekler, günümüzde siyasi
partilerin vazgeçilmezleri haline dönüştü. Artık aynı ilin farklı siyasi
görüşe mensup bireylerinin kurduğu dernekleri görmek mümkün.
Malatyalılar, Karslılar,
Kastamonulular, Sinoplular
Derneği gibi birçok dernek
karşımıza çıkıyor. Yönetimlerine
ise siyasi partilerin
temsilcilerinin, meclis üyelerinin,
belediye idarecileri veya
müdürlerinin yerleştirilmesi
dikkat çekiyor.
Belediye Başkanı Battal
İlgezdi'nin "Nüfus yoğunluğuna
göre hemşeri derneğine yer
vereceğim" sözü ile il dernekleri
arsa kapmak için nüfus
tartışmasına başladılar bile.
Bunun seçim yatırımı olduğunu
herkes biliyor ve yeni dernekler
Belediye'den icazet alma yarışına
başladılar bile.
33 yıl boyunca
oğlunu istedi
Lütfen
Okşamayınız!...
2
YÖRE DERNEKLERİ
SİYASİLEŞİYOR
Berfo Ana
hayata veda etti
PSAKD’nin
panelinde ortak ses
Dönüşümü yılan hikayesine dönen
Emekevler'de bir sorun daha çıktı. Bölgeye
komşu durumda bulunan site sakinleri,
firmanın kurduğu şantiye alanına itiraz ederek
bir basın açıklaması yaptılar. >> 6’da
Gün geçtikçe sayıları artan yöre dernekleri, Ataşehir'de de
kendisini hissettiriyor. Asıl dikkat çekici nokta ise bu
derneklerin kurulumunda yer alan siyasi rüzgar.
1980'li yıllardan başlayarak, 90'lı yıllarda
yaygınlaşmaya başlayan yöre derneklerinin
hikayesi, 1980 darbesi ile kapanan mesleki
dernekler, sendikalar, STK'lar ve
demokratik kitle örgütlerinin yerini hemşeri
derneklerinin almasıyla başladı.
Hemşeri derneklerinin ortaya çıkış amacı
köyden kente göçen yöre insanlarının sıla
özlemi ile kendi kültürünü yaşatma çabası
ile başlarken, kurulan bu dernekler özverili
hemşerilerin dayanışma duygusu ile başarı
kazanınca, siyasilerin iştahı kabardı. Ya da
dernekleşmede başarılı olanlar siyasete
göz kırpmaya başladı. Dolayısı ile özellikle
90'lı yılların sonu ve 2000'li yıllarda
hemşeri dernekleri feodal anlayıştan
kopmayan, siyasiler için birer basamak
halini aldı. Son zamanlarda kurulan yöre
derneklerinde ise siyasi parti anlayışına
göre bir oluşum sergilendiği gözleniyor.
Köy derneklerinden, ilçe derneklerine,
daha sonra da il derneklerine hatta
federasyonlara doğru genelleşmeye
başlayan bu tür oluşumların birçok ilçede
örnekleri ortaya çıktı. Örneğin herhangi bir
ilçede var olan bir il derneği, başka bir
ilçede de kuruldu.
6
İstediğim kadar...
Gökhan Çağdaş
5
güzergahtan geçecek olması
vatandaşların isyan etmekte ne kadar
haklı olduklarını gösteriyor.
Konu ile ilgili şikayetlere cevap veren
Ataşehir Belediyesi yetkilileri ise, finans
merkezinin bulunduğu inşaat alanının
Ümraniye Belediyesi sorumluluğunda
olduğunu söylediler. Söz konusu trafik
akışından sorumlu kurumun Emniyet
Trafik Şube Müdürlüğü olduğunu
belirten yetkililer yaşanan
olumsuzlukların giderilmesi için ise
Temizlik ve Fen İşleri Müdürlüğü'nün
aralıksız çalıştığını ifade ettiler.
etkileyecek, gençleri kötü
alışkanlıklardan kurtaracak spor
kulüpleri, emekliler derneği,
sendikalar ve tüketici dernekleri
gibi STK'lara destek verilmesi
halinde daha olumlu sonuçlar
ortaya çıkmaz mı" diye
düşündürüyor.
DİĞER İLLER NE OLACAK?
Bu teşviklerin oya dönüşüp
dönüşmeyeceğini yaşayarak
göreceğiz. Ancak nüfusu
sıralamaya giremeyen illerin,
"Bizim ne günahımız var"
diyerek aleyhte kışkırtılma
olasılığı ise bir kenarda bekliyor.
Anadolu mozağinin kültürel
zenginliklerinin ortaya çıkmasına
çaba sarf eden ve önemli ölçüde
bu misyonu yerine getirmiş olan
vizyon sahibi yöre dernek ve
vakıfları görmemezlikten
gelinerek, göstermelik derneklerle
bir sonuç almanın mümkün
olmadığı yaşanarak görülecektir.
Anadolu atasözünde işaret
edildiği gibi, "Kaş yaparken göz
çıkartmayalım" diyor insanlar.
Yerel seçimler öncesi siyasi partiler
Ataşehir genelinde çalışmalarını
hızlandırdı. Son olarak ÖDP Eş Genel
Başkanı Alper Taş ve ÖSP Genel
Başkanı Sinan Çiftyürek Gazete
Ataşehir'i ziyaret etti. >>5’te
Alper Taş topluma ulaşmada
yerel basının önemli yeri
olduğunu belir tti...
SAYFA 02
S‹YAH MAV‹ KIRMIZI SARI
2
HABER
www.atasehir.com.tr
Şubat 2013
Dumankaya bilmecesi
M1
B
aşımdan geçen bir hadiseyi
sizlerle paylaşmak
istiyorum. Belki sizlerin de
başına gelmiştir ya da gelmesi an
meselesidir.
Aracımın muayenesini yaptırmak
üzere muayene istasyonuna gittim.
Yaklaşık yarım günümü alan sıra ve
işlemlerden sonra görevli yanına
çağırarak aracımın ağır kusurlu
olduğunu, muayeneden geçemediğini
söyledi. Kısa bir şoktan sonra
nedenini sordum. Ruhsatta aracın
kategorisi bölümünde M1 yerine
sadece M yazdığını, bunun
düzeltilerek tekrar gelmem
gerektiğini belirtti. Bir önceki
muayeneden nasıl geçtiğini sorunca
aldığım yanıt beni hiç şaşırtmadı:
-“Arkadaşın gözünden kaçmış…”
Bu gözden kaçırma işlemi ve ağır
kusur lafı kategorize edildiğimi
gösterdi ki, ağırıma gitmedi değil.
Neyse ki, muayene görevlisinin
gözünden kaçmadı. Kim bilir daha
ne sorunlar yaşardık!
Yaklaşık 3 sene önce bir araç
alıyorsunuz, ruhsat işlemlerini yapan
memur arkadaş “gözünden
kaçırarak” ruhsatınıza bir rakamı
eksik yazıyor, bir muayeneden,
onlarca trafik kontrolünden
geçiyorsunuz ve ikinci muayenede
takılıyorsunuz. Trafik şubesine
giderek yeniden ruhsat işlemi
yaptırmak durumunda kalıyorsunuz.
M yolcu taşımaya yarayan motorlu
araçların genel sınıfı. M1 en fazla
sekiz kişilik otomobil vb araçları, M2
ise en fazla sekiz kişilik ve 5 tonu
geçmeyen araçları gösteriyor. M3 de
beş ton ve sekiz kişiden fazla araçları
temsil ediyor. Ruhsatta zaten
otomobil, kamyonet vs. tanımlamalar
yapılıyorken bir de böyle kategorilere
ayırmak çok mu gerekli acaba?
(Aracıma
otobüs
muamelesi
yapılmadığına,
Oktay Eroğlu
benden de
E sınıfı
ehliyet istenmediğine şükrediyorum!)
Bu kadar küçük bir ihmal yeniden
muayene ile birlikte yaklaşık 2
gününüzü alıyor. Bu kadar basit ve
hızlı yürümesi gereken işler günler
alıyor. Ruhsat değişimi için de
yetmiş lira parayı paşa paşa
ödüyorsunuz. Bu işin bize yansıyan
faturası. Konuyu danıştığım trafik
müşaviri “abi bu ne ki, daha neler
var” diyor. Yani bu yapılan
yanlışlıkların devlete daha ciddi bir
yük getirdiği aşikâr. Sonuçta bu
yükten de vatandaşa bir yansıma
oluyor. Peki, vatandaşın günahı ne?
Peki, muayene süresinin dolmasına
1-2 gün kala gitmişseniz ve arada bir
de hafta sonu tatili olursa ne
yapacaksınız? Muayenesiz olarak
trafikte dolaşmanın bedelini de ağır
bir şekilde ödersiniz. Aracınız
bağlanır, güzel bir ceza yersiniz, iş ve
zaman kaybı yaşarsınız. Mağdur
olduğunuzu kimse anlamak bile
istemez. Üstelik bir de “biz
görevimizi yapıyoruz” cevabı
alırsınız. Peki, görevini yapmayan ya
da iyi yapmayanlar ne olacak?
İsterseniz dava açın,
mağduriyetinizin giderilmesini
isteyin. Bakalım kaç sene
bekleyeceksiniz?
Evraklar, prosedür, kanun,
yönetmelik, genelge, bürokrasi…
Bazen insanı öylesine bıktırıyor ki,
ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz.
İşlemler bitti, aklımda o şarkı kaldı:
“Beni kategorize etme…”
2009 Yerel Seçimleri öncesinde Üsküdar Belediyesi sınırları içerisinde
bulunan Örnek Mahallesi'ndeki Dumankaya İkon'un imar planları yapılırken,
Üsküdar Belediyesi'nin yeşil alanı Dumankaya için imara açtığı,
Dumankaya'nın da yanyana olan iki parseldeki yeşil alana ait olan hakkını 2,5
emsale dahil ederek kullandığı ortaya çıktı. Skandalın ortaya çıkmasından
sonra Ataşehir Belediyesi ve Dumankaya İnşaat karşı karşıya geldi.
İ
lk olarak Ataşehir Belediye
Başkan Yardımcısı Sadık Kayhan
tarafından fark edilen skandal
sonrası Dumankaya ile görüşmelere
başlayan Ataşehir Belediyesi hakkını
almak için çalışmalar başlattı. Ancak
inşaatın hemen hemen bitmesi ve
Ataşehir Belediyesi'ne ek bina vs
yapmak için alan kalmaması üzerine
Dumankaya İkon ile dört daire ve 1
Milyon TL'ye anlaşıldı.
NEDEN 1 MİLYON TL ALINDI?
Projenin bitme aşamasında olması ve
dairelerin tamamına yakınının satılması
üzerine sadece dört daire alınabildi.
Geri kalan hak için ise 1 Milyon TL
ödenmesi kararlaştırıldı.
MAHKEMEYE
VERİLEBİLİR MİYDİ?
DAİRELERİN ÖZELLİKLERİ
Ataşehir Belediyesine hibe edilmesi
kararlaştırılan tamamı 1+1 olan
daireler, Dumankaya İkon'un 13, 14, 19
ve 33. katlarında bulunuyor. Dairelerin
üçü 55 m², biri ise 62 m².
İnşaatın Ataşehir Belediyesi
tarafından mahkemeye verilmesi
durumunda ise başta Üsküdar
Belediyesi olmak üzere Dumankaya
İnşaat'ın büyük mağduriyetler
yaşayacağı belirtiliyor. İnşaat
ruhsatının altında vefat eden eski
belediye başkanı Mehmet Çakır'ın
imzası bulunuyor. Şimdiki Üsküdar
Belediye Başkanı Mustafa Kara ise o
KAYHAN: "BÖYLE BİR DURUMLA
İLK DEFA KARŞILAŞIYORUM"
Meclis üyelerini bilgilendirmek için kürsüye çıkan
Teknik Başkan Yardımcısı Sadık Kayhan, "İlk defa
böyle birşeyle karşılaştım. Yeşil alanda verilen
imar hakkının, yan kısımdaki alanda kullanılması
kararlaştırılmış. Bunu yapmak zorundaydık. Bu
uygulama bu güne kadar yaşanmış bir olay
değil. Bunu fark etmek tecrübe meselesidir."
dedi. Kayhan'ın konuşması sırasında söz alan
AK Parti meclis üyesi Muhterem Memiş,
"Burada bir haksızlık var. Firmanın mağdur
edilmesi söz konusu. Adam kanunen hakkı
olan yeri kullanmış." dedi.
dönem imar komisyon
başkanı olmasına rağmen
ruhsatta imzasının
bulunmadığı ifade
ediliyor.
ARZIK: "KAMU
ZARARI OLABİLİR"
Ak Parti Grup Başkanı
Mustafa Cevat Arzık söz
konusu protokolün yanlış
bir uygulama olduğunu
belirterek, "Burada kamu
zararı olabilir. Bu durum
hem Belediye başkanını
hem de protokolü kabul
eden meclis üyelerini
sıkıntıya sokabilir." dedi. Ataşehir
Belediye Başkanı Battal İlgezdi konu
ile ilgili mecliste yaptığı açıklamada,
"Eğer mahkemeye verseydik Üsküdar
Belediyesi'nden bazı kişiler hakkında
yasal işlem başlatılabilirdi. Ayrıca
Dumankaya inşaata tek bir çivi bile
çakamazdı. İflas ederdi. Ancak projede
300'ün üzerinde daire satılmış. Üsküdar
Belediyesi'ni, Dumankaya'yı ve daire
sahiplerini mağdur etmek
istemedik."dedi.
İLGEZDİ: "BÖYLE BİR
HUKUKSUZLUĞUN
SAVUNULDUĞUNU İLK DEFA
GÖRÜYORUM"
Seslerin yükselmesi sonrası son
olarak kürsüye çıkan Başkan İlgezdi,
"Burada
bir hukuksuzluk yapılmış ve
arkadaşlarımız bunu fark ederek
belediyeye dört daire ve 1 milyon lira
kazandırmışlar. Dünyada böylesi bir
hukuksuzluğun bu kadar
savunulduğunu ilk defa görüyorum.
Allah'tan korkun. Örnek
Mahallesi'ndeki insanlar imar diye inim
inim inlerken, Büyükşehir'e dere
yatağına bu imarı nasıl verdiniz diye
sormuyorsunuz, Üsküdar
Belediyesi'nin nasıl ruhsat verdiğini,
nasıl hukuksuzluk yaptığını, nasıl
peşkeş çektiğini sormuyorsunuz,
Ataşehir Belediyesi'ne bu kadar para
kazandırmışız, bunu mu
soruyorsunuz?" dedi.
CHP ATAŞEHİR'İN KONUKLARI CİHANER VE TAMAYLIGİL
CHP Ataşehir İlçe
Başkanlığı'nın
düzenlediği
söyleşiler devam
ediyor. Bu ayki
konuklar CHP
Denizli Milletvekili
İlhan Cihaner ve
CHP Genel Sekreteri
Bihlun Tamaylıgil
oldu.
CİHANER:
"BAŞBAKAN
SAVAŞ
İHTİMALİNİ
DÜŞÜNÜYOR"
TAMAYLIGİL HÜKÜMETE YÜKLENDİ
CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil
partisinin Ataşehir İlçe Başkanlığı'nda
düzenlenen söyleşide hükümetin iç ve dış
politikalarını sert bir dille eleştirerek, Ak Parti'nin
ortaya koyduğu politikaların ülkede her gün yeni
bir probleme neden olduğunu ifade etti.
Tamaylıgil, "Bakın geçtiğimiz günlerde Cilvegöz
sınırında yaşanan patlama bunun sonucudur.
Türkiye'nin yanlış dış politikası büyük hatalara
neden olmaktadır." dedi. AKP iktidarının
ekonomik politikalarını da eleştiren Tamaylıgil,
günü geçiren, pembe tablolardan ibaret bir
ekonomik seyreltinin olduğunu vurgulayarak,
"AKP iktidarı masal içerisinde ülke yönetmeye
çalışıyor. Ancak görüyoruz ki bilimsel veriler
bunun tam tersini gösteriyor. Türkiye'nin
ekonomik yapısı şarampolde yuvarlanacak
noktaya geldi."dedi.
İlçe Başkanlığı'ndaki söyleşiye
konuk olan CHP Denizli
Milletvekili İlhan Cihaner ise
ülke gündemi ile ilgili çarpıcı
açıklamalarda bulundu. Cihaner,
son günlerde tartışmaya açılan
Danıştay'ın ve Yargıtay'ın
kaldırılması konusuna değinerek,
bu durumun Cemaat ve Ak Parti
arasında yaşanan kavganın
yansıması olduğunu belirtti.
Cihaner, bu sürecin MİT krizi ile
başladığını vurgulayarak, "Bu
yeni düzenleme çalışmaları, iki
grup arasındaki gerilimin sonucu
ortaya çıktı. Başbakan mevcut
yargı kadrolarını eleyip kendisine
daha yakın kadrolar oluşturacak."
dedi.
Başbakan Erdoğan'ın tutuklu
askerler hakkında dile getirdiği
rahatsızlığının kaynağında,
Ortadoğu'da yakın gelecekte
patlak verecek sıcak bir çatışma
ihtimalinin olduğunu belirten
Cihaner, "Ordunun son iki genel
kurmay başkanı içeride, deniz
kuvvetleri içeride, hava kuvvetleri
felç olmuş ve siz çıkıp
efeleniyorsunuz. Başbakan savaş
hesapları yaptığından dolayı ,
olası bir savaşta ordunun şu anki
haliyle birşey yapamayacağını
bildiği için bunları söylüyor."
dedi.
SAYFA 03
S‹YAH MAV‹ KIRMIZI SARI
3
Ataşehir
1
Tık
HABER
ataşehir.com.tr
“Ataşehir’in
en çok tıklanan
haber portalı”
eni belediye binası ve nikah sarayının
Ataşehirliler'e hayırlı olmasını temenni ettiğini
ifade eden İlgezdi, bir dahaki meclis
toplantısının yeni meclis salonunda yapılacağını
söyledi.
Y
"EMEKEVLER İÇİN HAVALARIN ISINMASINI
BEKLİYORUZ"
Emekevler konusunda açıklamalarda bulunan İlgezdi,
havaların ısınmasıyla birlikte yıkımın başlayacağını
belirterek, "Şu ana kadar belli vatandaşlarımız
sözleşmeyi imzalarken, bazıları imzalamadı. Gerçek
olan birşey var. İmar belli, ihale şartları belli. Firma
ruhsatını almış durumda. Büyükşehir bu ruhsatı verdi,
biz de onayladık. Herkesin bu konuda yardımcı olup,
oradaki vatandaşların mağdur olmaması için yardımda
bulunması gerekiyor." dedi.
"KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI DOĞRUDUR"
İmar İskan Blokları protokolü ile ilgili önümüzdeki
günlerde TOKİ Başkanı ve Emlak GYO Müdürü ile
birlikte İmar İskan'da bilgilendirme toplantısı
yapacaklarını belirten İlgezdi, "Projeye karşı çıkanlar
olabilir birşey demiyorum. Türkiye'de deprem var
diyoruz. Olası bir depremde oranın tamamı çöker.
Umarım dönüşüm sıkıntısız olur. Herkesin bu konuda
yardımcı olması gerekiyor. Kentsel dönüşüm yasaları
sonuna kadar doğrudur. Kim iktidar olursa olsun, bu
ülkede bu yasalar olmadan dönüşüm yapmak mümkün
değil. Yasalar bir an önce hayata geçirilmeli. Acil
tedbirler bir an önce alınmalı. Deprem olduktan sonra
ah vah demenin faydası yok.
YENİ ÇAMLICA TARTIŞMASI
Yeni Çamlıca Mahallesi'nde yaşanan tapu sıkıntısı ile
ilgili açıklamalarda da bulunan İlgezdi, kendisinin
oradaki sorunu çözme gibi bir şansının olmadığını
ifade ederek, "Sorunun çözümü için en az 40 defa
Büyükşehir'e gittik. Ümraniye Belediye Başkanı
binlerce kişiyi birbirine ortak yapmış. İşin içini bir
Şubat 2013
www.atasehir.com.tr
Büyükşehir...
Büyükşehir...
Büyükşehir...
Ataşehir Belediyesi'nin
Şubat Ayı meclis oturumu
yapıldı. Başkan İlgezdi
İmar İskan Blokları,
Emekevler ve yeni belediye
hizmet binası hakkında
bilgiler verirken, toplantıya
Dumankaya tartışması
damga vurdu.
karıştırırlarsa mafyaya kadar gidiyor bu mesele. Orası
için yazdığımız yazılara altı ay sonra cevap geliyor.
Gerekli projeleri hazırladık. Büyükşehir'in
onaylamasını bekleyeceğiz. Artık onaylamazlarsa
onların vicdanına kalmış. Mülkiyet hakkı üzerine
siyaset olmaz." dedi. İlgezdi'nin konuşması sonrasında
söz alan Ak Parti Grup Sözcüsü Mustafa Cevat Arzık,
İlgezdi'nin Ümraniye Belediyesi'ni suçlamasını yersiz
bulduğunu söyledi. Mahallelinin sadece %18'inin tapu
sorunu olduğunu ifade eden Arzık, "Burada Ümraniye
Belediyesi'ni suçlamak doğru değil. Yeni Çamlıca
Mahallesi konusunda en son şikayet olacak kişi sayın
İlgezdi'dir. Çünkü 2009 seçimler öncesi ben buranın
sorununu 1 yıl içerisinde çözerim diye konuşmuştu."
dedi. Arzık'ın sözlerine cevap veren İlgezdi ise, "Sayın
Arzık hatırlarsa o dönem ilçe belediyelerinin yetkileri
vardı. Seçimden sonra plan yapma yetkileri ilçe
belediyelerinin elinden alınarak Büyükşehir'e
verildi.Yine söylüyorum yetkileri versinler oranın
sorununu çözeyim." dedi.
"PLANLAR ARTIK ASKIYA ÇIKMALI"
"Yenisahra ve Barbaros Mahalleleri'nin planlarının iki
ay geçmesine rağmen askıya çıkmadı. Vatandaş sıkıntı
yaşıyor" diyen İlgezdi, "Planlar çıktı. Hep beraber
reklamını yaptık. Ama artık planlar askıya çıksın ki
vatandaş evini nereye yapacağını bilsin, biz de
1/1000'lik planları yapalım." dedi.
Gözü açık gitti
Berfo Ana'yı
kaybettik
Hayatının 33 yılını
oğlundan alacağı tek bir
haber için mücadeleyle
geçiren Berfo Ana, son
isteğinin gerçek
olmasını göremeden
hayata veda etti.
erfo Ana'nın mücadelesi bundan 33
yıl önce başladı. 12 Eylül 1980
darbesinden sonra göz altında
kaybolup, binlerce kişi ile benzer kaderi
yaşayan oğlu Cemil Kırbayır'dan tek bir
haber alamayan Berfo Ana, 104 yaşında
aramızdan ayrıldı.
B
OĞLU BERFO ANA'NIN MÜCADELESİNİ
ÜSTLENECEK İçerenköy Kars ve Yöresi
Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma
Derneği (KAR-DER) binasında taziyeleri
kabul eden Berfo Ana'nın oğlu Mikail
Kırbayır, "Düşüncenin coğrafyası olmadığı
gibi dünyada gözaltında kaybedilenlerin
coğrafyası da yok. Arjantin'de, Şili'de
olduğu gibi Türkiye’de de egemen güçler
tarafından yapılanlarla, annelerin gözyaşları
ömürleri boyunca dinmedi. Gencecik
çocukların yaşamlarına son verdikleri
yetmiyormuş gibi annelerin evlatlarının
mezarında bir damla gözyaşı dökme hakları
ellerinden alındı. Berfo Ana'nın mücadelesi
bitmedi, mücadelesini biz sürdüreceğiz
bizden sonra çocuklarımız yürütecek, halk
yürütecek.
giden ABD'li Sarai Sierra olayına dikkat
Anneme, en son mide kanseri teşhisi
çeken Tekin, "Böyle bir devlet anlayışı
konmuştu, ameliyat sürecini atlattıktan
olmamalı. Hatırlarsanız geçtiğimiz günlerde
sonra sağlık durumu kötüye gidiyordu.
ABD'li bir vatandaş hayatını
Ömrünün son 33 yılını oğlunun kemiklerini kaybetti.Buradaki serüvenini hepimiz
bulmaya adamıştı. Son nefesinde de yine
yakından izledik. Neyimiz eksik acaba?
oğlunun adı ağzındaydı. 104 yaşında
Berfo Ana'nın, Hasan Ocaklar'ın ya da
olmasına rağmen oğlunun katili Kenan
binlerce Cumartesi Annelerimiz'in devletten
Evren'in yargılanacağı 12 Eylül
tek talepleri kaybedilmiş çocuklarının
Mahkemesi'ne kadar gitti. Adaletin
akıbetlerini öğrenmek." dedi.
temsilcisi oldu. Kendi
“Berfo Ana’ya Sevgilerimle
yaşamıyla direnişin
- Mustafa Sarıgül”
temsilcisi oldu." dedi.
Berfo Ana’nın karakalem
Taziye için gelenlerin
tablosunun altında yazan bu
arasında CHP Genel
yazı dikkatlerden kaçmadı
Başkan Yardımcısı Gürsel
Tekin, İstanbul 1.Bölge
Milletvekili Kadir Gökmen
Öğüt, ÖDP Genel Başkanı
Alper Taş ve çok sayıda
STK temsilcisi vardı.
"SİERRA'DAN NEYİMİZ
EKSİK?" Geçtiğimiz
günlerde cinayete kurban
[email protected] atasehir.com.tr 572 0 575
Vebali sorumluların
boynuna
Editör’den
33
yıl… Neredeyse bir
insan ömrünün yarısı.
Kabus dolu, acı dolu
yıllar. 105 yaşında bir anne. Evlat
acısı ile yanıp tutuşan bir anne.
Dirisinden umudunu kesen,
oğlunun bir kemiğine dokunamadan
hasret giden bir anne. Bu acıyı
yaşatanların altından kalkamayacağı
bir vebal sorumluların
boyunlarından düşmeyecek…
Berfo Ana 12 Eylül darbesinden
bu yana geçen 33 yılda göz altına
alınan oğlunu aradı. Oğlu devlet
tarafından gözaltına alındı. Yıllarca
bir ses, bir iz bulunamadı. Berfo
Ana, yüzlerce Cumartesi Annesi
gibi oğlunun yaşamından ümidini
kesti. Sorumluların bulunmasını
isteyerek, sadece bir kemik
parçasına razı olmaya başladı.
Cumartesi Annelerinin en yaşlısı
idi, sembol oldu onlara.
Başbakan’la, Cumhurbaşkanı ile
görüştü. Onlardan söz aldı,
umutlandı oğlunun kemiklerini
bulacaklar diye, ama nafile. Mide
kanserine yakalanarak oğluna
kavuşmaya her gün bir adım
yaklaştığını bilerek yetkililere
vasiyet etmeye başladı. ‘Oğlumun
bir kemiğini bulmadan beni mezara
koymayın. Kafamı oğlumun
kemiğine yaslayarak mezara girmek
istiyorum.Son arzum bu.’ dedi. Bu
acıyı anlayamazsınız. Yaşamayanın
anlaması çok zor, Anlamadılar da...
Şimdi gözü açık gitti Berfo Ana.
Devlet, Hükümet, Başbakan,
Cumhurbaşkanı ne düşünüyor
Kanber Yýldýrým
acaba? Bu vasiyetin yerine
gelmemesinden dolayı içleri acıyor
mu? Memleketi Ardahan'da son
yolculuğuna uğurlandı Berfo Ana.
Oğlunun kemiklerine hasret!
Taziyesine gittim. Cemil
Kırbayır’ın kaybolmasının ardından
33 yıl geçmişti. 33 yıl bu ailenin
acısı hep taze, hep canlı kalmıştı. 33
yıl bu acı ile yaşamaya devam eden
kardeşi Mikail Kırbayır şöyle anlattı
yaşadıklarını: “33 yıl yas ne demek
bilir misiniz? Anlamak mümkün
değil. Berfo Ana’yı teselli etmek…
33 yıl hukuk, hukuk diye diye her
an aynı acı ile yaşadık. Ne düğün
bildik ne bayram. Kızlarımız
gelinliklerini giyemedi, oğullarımız
damatlıklarını. Devletten tek bir şey
bekledik; kardeşimin kemiğini verin
bize. Berfo Ana gözü açık gitmesin
dedik. Bazen umutlandık, bazen
umutsuzluğa kapıldık. Şimdi Berfo
Ana’nın vasiyetini yerine getirme
yükü de benim omuzlarımda.
Cumartesi Anneleri ile
omuzlayacağız bu yükü. Çünkü
Berfo Ana gözaltında kayıp tüm
oğulların anası idi.”
Herkesi Kırbayır’ı anlamaya davet
ediyorum. Berfo Ana’ya Allahtan
rahmet, bu acıyı yaşayanlara sabır
ve metanet diliyorum.
Bu editör yazısında başka bir şey
de yazmak istemiyorum. Çünkü
yaşanan böylesine tarifsiz bir acının
üzerine başka bir şey yazmak
içimden gelmiyor.
Sevgiler, saygılar…
SAYFA 04
S‹YAH MAV‹ KIRMIZI SARI
4
HABER
Şubat 2013
www.atasehir.com.tr
‘Cerebral Palsy’mle
Hayattayım’ projesi tanıtıldı
Vali Mutlu Ataşehir’de
Projenin tanıtım toplantısına Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanı
Fatma Şahin ile AB Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış
katıldı. Bağış, toplantıda BDP
heyetinin Sinop'ta uğradığı
saldırıyla ilgili
değerlendirmelerde bulundu.
erebral Palsy(CP) alanında toplumda
farkındalık yaratan çalışmalara imza atan
Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı(TSÇV),
İstanbul Kalkınma Ajans’ından aldığı mali
destek ile “Cerebral Palsy’mle Hayattayım’’
projesine başladı. İstanbul Aile ve Sosyal
Politikalar İl Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi, ilgili ilçe belediyeleri ve
kaymakamlıkları ortaklığında gerçekleştirilecek
projenin Metin Sabancı Merkezi’nde olan
tanıtım toplantısına Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanı Fatma Şahin, AB Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış, Sabancı Vakfı
Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı,
Türkan Sabancı ve Sevil Sabancı’nın yanı sıra
çok sayıda davetli katıldı.
C
Fatih Sultan Mehmet
Hastanesi’nin yeni ünitelerinin
açılışı için İstanbul Valisi Hüseyin
Avni Mutlu Ataşehir’e geldi.
Fatih Sultan Mehmet Hatanesi’nin restorasyonu
yapılan acil ünitesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Merkezi ve hastane bünyesinde Ataşehir Milli
Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı Kopuzlar Vakfı
Anaokulu’nun ayrı ayrı açılışını yapan Vali Mutlu,
emeği geçenlere teşekkür ederek, “Sağlık alanında
önemli gelişmelerin yaşandığı ülkemizde başta sağlık
bakanlığı ve personelleri olmak üzere emeği
geçenlere teşekkür ederken, hayırsever
vatandaşlarımızın katkılarını takdirle karşılamamız
gerekir. Bu ünitenin yapımında katkılarını
esirgemeyen Kopuzlar Vakfı nezdinde Ali Kemal
Kopuz’a ve hayırsever işadamlarımızdan Yusuf
İyilik’e şükranlarımızı sunuyoruz’’ dedi.
Fatih Sultan Mehmet Hastanesi Yöneticisi Dr.
Abdulvahit Sözüer de yaptığı sunumla hastanenin
kuruluşu, tarihsel süreci ve yeni durumu hakkında
bilgi verdi.
10 yıl başhekimlik yapan, şimdi Anadolu Yakası
Kuzey Bölgesi Kamu Hasteneleri Birliği genel
sekreter yardımcısı Kemal Memişoğlu da plaketini
alırken, "İnanç ve iyi niyet olduktan sonra
başaramayacağımız bir şey olmaz." diyerek kendi
dönemindeki çalışmaları ile ilgili kısa bilgiler
aktardı.
Kopuzlar Vakfı yöneticisi Ali Kemal Kopuz ise
plaketini alırken “Sağlık ve eğitim hizmetleri insana
yapılan en temel, en önemli hizmettir. Kopuzlar
Vakfı olarak sağlık ve eğitime verdiğimiz önemden
dolayı katkılarımızı sürdüreceğiz. Bize bu fırsatı
tanıyanlara teşekkür ediyoruz.” dedi.
SİYASET VE SİVİL TOPLUM İŞ BİRLİĞİ
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,
“Siyasetin ve sivil toplumun iş birliğini
göstermesi açısından bu töreni çok anlamlı
buluyorum. AB standartlarında bir ülke
olabilmemiz için bizim farklılıklarımızla iç içe
yaşama konusunda tarihimizde olduğu gibi
geleceğimizde de hoşgörülü olmamız gerekir.
Bu projeyle beraber 2000 ev gezilecek, 2000
engelli kardeşimizin sorunları yakından
dinlenilecek. Bu süreçte birbirimizle empati
kurabilmemiz, ve toplumsal engelleri ortadan
kaldırmalıyız.’’ dedi.
BAĞIŞ:"PROVAKATÖRLER GÖREVDE"
BDP'li heyetin Karadeniz gezisi esnasında
Sinop'ta uğradıkları saldırı ile de ilgili
açıklamalarda bulunan Başmüzakereci,
"Maalesef birileri nöbetçi provokatörleri
yeniden göreve çağırdı. Dün Sinop'ta
yaşananlar ülkemizin içinden geçtiği bu hassas
dönemde herkesin üzerine düşünmesi gereken
bir gerçeği ortaya koydu. Sinop sıradan bir yer
değildir. Sabahattin Ali'nin 1933 yılında
“Aldırma gönül aldırma” şiirini kaleme aldığı
bir şehirdir. Sinop cezaevinde bizim
edebiyatımıza şekil vermiş birçok entellektüel
mahkum olarak yatmıştır. Sinop'lu Diyojen'in
söylediği gibi 'Gölge etme başka ihsan istemez'
diyeceğiz." dedi.
SABANCI: "ENGELLİLER SOKAĞA ÇIKAMIYOR"
Toplantının açılışında bir konuşma yapan
Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler
Sabancı, ise Türkiye nüfusunun önemli bir
kesimini oluşturan engellilerin toplumda hak
ettikleri gibi var olamadıklarını vurgulayarak,
engelli vatandaşların toplumda eşit fırsatlardan
yararlanamadıklarını söyledi. Sabancı,
"Engelliler sokağa çıkmaktan ve toplumsal
hayata aktif olarak katılmaktan mahrum
kalıyorlar. Eğitimden, istihdama ve sosyal
imkanlara kadar bir çok alanda kendilerine
destek olmak, onları topluma katacak
politikaları hayata geçirmek gerekiyor. Biz
ancak bunları yerine getirirsek engellileri
topluma kazandırabilir, aramızda engelli
olduğunu hissettirmeden kendilerine mutlu bir
yaşam sunabiliriz”dedi.
Sabancı Vakfı olarak 39 yıldır, engellileri
hayata kazandırmak için çalıştıklarını söyleyen
Güler Sabancı,“Cerebral Palsy”li çocuk ve
gençler için yaptırdığımız ve Türkiye Spastik
Çocuklar Vakfı’na bağışladığımız Metin
Sabancı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon
Merkezi ile Metin Sabancı Okulları en önemli
projelerimizden bir tanesi” dedi.
EN BÜYÜK SORUN İSTİHDAM
Engelli çocukların geleceği açısından
önlerinde bazı sorunların olduğunu ifade eden
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin,
"Bunlardan birisi istihdam.Bunu güçlendirerek
çalışmaya çalışıyoruz. Çünkü engelli ailenin en
temel sorunu ben yokken çocuğum ne olacak
sorusu Biz sosyal devlet olarak buna cevap
vermek , istihdamını sağlamak durumundayız.
Bunları bir imtiyaz olarak görmüyoruz. Sınav
sisteminde haksız rekabet olduğu konusunda
itirazlar vardı. Bunun üzerine çalışmasını
yaptık ve bu sorunu çözdük. Bu ayın sonunda
yeni bir otomasyona geçeceğiz. Sağlık raporu
alma sisteminin kolaylaşması için ve engelli
sayısının ne kadar olduğunu bilmek için
otomasyon kurmak zorundayız." dedi.
'CEREBRAL PALSY'MLE HAYATTAYIM NEDİR?
“Cerebral Palsy’mle Hayattayım” projesi
kapsamında, Ataşehir, Üsküdar ve Pendik
ilçelerinde, CP tanısı konmuş, 1-20 yaş
grubundaki toplam 2.000 çocuk ve gencin ailesi
ziyaret edilecek, içlerinden seçilecek 100 çocuk
ve genç ile ailelerine, evde rehabilitasyon
desteği verilecek. Bunun yanı sıra,
yapılandırılmış grup çalışmaları, mozaik, ebru,
fotoğraf atölyeleri, spor çalışmaları gibi
faaliyetler ve CP konusunda sık rastlanılan
problem başlıklarına yönelik seminerler
düzenlenecek. Proje ayrıca, sürekli
güncellenebilir ve sağlıklı bir veri tabanı
altyapısı da oluşturacak.
SAYFA 05
S‹YAH MAV‹ KIRMIZI SARI
5
HABER
Şubat 2013
www.atasehir.com.tr
Genel Başkanlar gazetemizi ziyaret etti
Yerel seçimler öncesi siyasi partiler
Ataşehir genelinde çalışmalarını
hızlandırdı. Son olarak ÖDP Eş Genel
Başkanı Alper Taş ve ÖSP Genel Başkanı
Sinan Çiftyürek Gazete Ataşehir'i ziyaret
etti.
"ATAŞEHİR'DE GÜÇ
BİRLİĞİ ŞART"
Gazetemizin çalışmalarını
inceleyen ÖDP (Özgürlük ve
Dayanışma Partisi) Genel
Başkanı Alper Taş, yanında
ÖDP İstanbul İl Başkanı
Avni Gündoğan, Ataşehir
İlçe Örgütü Yöneticisi Yusuf
Bayat ve yönetim kurulu
üyeleri ile birlikte yaptığı
ziyaretinde, yerel seçimler
öncesindeki hedeflerini
paylaştı. Ataşehir genelinde
yüksek devrimci – demokrat
kitlenin olduğunun altını
çizen Taş, seçimlerde tüm
demokratların beraber
hareket etmesi gerektiğini
vurgulayarak, "Ataşehir'de
özel bir çalışmayla en geniş
güç birliğini oluşturmak
gerekir." dedi. Gazete
Ataşehir'i internetten
takip ettiğini belirten
Taş, "9 yıldır ara
vermeden yayın hayatını
sürdürebilmek büyük bir
başarı. Sizleri
kutluyorum. Siyasi
faaliyetlerimizi
Ataşehirliler ile sizler
aracılığı ile
paylaşıyoruz. 17 Mart'ta
"Türkiye'yi Yeniden
Kuralım" konulu bir
panel yapacağız. Tüm
Ataşehirliler'i panelde
buluşmaya davet ediyorum."
diyerek başarılar diledi.
YILDIRIM TEŞEKKÜR
ETTİ
Gazete Ataşehir'in gelecek
sayılarında ÖDP VE ÖSP
U
Genel Başkanları ile ülke
sorunları ve yerel seçimlerle
ilgili detaylı röportajlar
gerçekleştirmek istediklerini
belirten Gazete Ataşehir
Editör'ü Kanber Yıldırım,
ziyaretlerinden dolayı her iki
genel başkana da
teşekkürlerini iletti.
ÇİFTYÜREK'TEN PANEL DAVETİ
Gazetemize ziyarette bulunan bir diğer parti lideri ise Özgürlük ve
Sosyalizm Partisi Genel Başkanı Sinan Çiftyürek oldu. İstanbul İl
Başkanı Bektaş Elçin ile birlikte Gazetemizi ziyaret eden Çiftyürek
de seçimlerde devrimci – demokrat kitlelerin birlikte hareket
etmelerinin önemine değindi. Çiftyürek, "Sosyalist cephede faaliyet
gösteren yeni bir siyasi partiyiz. Türkiye'nin tüm illerinde
örgütlenmeye çalışarak, tanıtım ve panellerle halkımızla
buluşuyoruz. 2 Mart'ta Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi'nde
"Ezilen Halklar, İnanç ve Mülkiyet" konulu panelde İhsan Eliaçık'la
birlikte beraber katılımcılarla sohbet edeceğiz." diyerek okurlarımızı
ve gazetemizi panele davet etti.
Kaz Gecesi Karslılar'ı coşturdu
Ataşehir Kar-Der ve Ardahan Alagöz Köyü Derneği'nin ortaklaşa düzenlediği gecede
Karslılar ve dostları coşku içerisinde eğlenerek yöre kültürünü yaşayıp, tanıttılar.
Ç
ok sayıda yöresel
sanatçının katıldığı
gecede Kars'tan özel
olarak getirilen kazların
bulgur pilavı üzerinde
sunulması Karslılar'ı
heyecanlandırdı.
Kar-Der Başkanı ve Ataşehir
Belediyesi İdari İşler Müdürü
Orhan Çerkez, yaptığı kısa
konuşmasında konuklara
ilgilerinden dolayı teşekkür
ederken, gecede emeği geçen
yönetim kurulunu da sahneye
çağırarak şükranlarını ifade
etti.
Başkan Çerkez, "Dernek işi
gönüllülük ve fedakarlık işidir.
Biz serhat illeri Kars – Ardahan –
Iğdırlılar olarak birlik ve dayanışma
ruhunu diri tutarak sevgi kardeşlik ve
barış anlayışı ile herkesi kucaklıyoruz.
Derneğimizin amacı yöre kültürünü
yaşatıp yeni kuşaklarla tanıştırıp geceleğe
taşımaktır. Çalışmalarımıza katkı sunan
herkese teşekkür ediyorum." dedi.
SİYASETÇİLER AKIN ETTİ
Dursun Doğan, Erol Coşkun, Maksut
Feryadi, Burhan Yıldırım gibi yöre
Vatandaşa
minibüs
eziyeti
Yeni Sahra-Kadıköyİmes hattında çalışan
minibüs sürücülerinin
tavır ve hareketleri
yolcuları canından
bezdirmiş.
İşime geldiği
kadar
demokrasi
ozanlarının yanı sıra Bedri Ayseli de
geceye renk kattı.
CHP Milletvekilleri Celal Dinçer, Kadir
Gökmen Öğüt, il yöneticileri, AKP ve
CHP ilçe yöneticileri, meclis üyelerinin
katıldığı gecede Ataşehir Belediye
Başkanı Battal İlgezdi ilgi odağı oldu.
Geceye biraz geç gelen İlgezdi'nin,
sahnedeki sanatçının türküsünü kestiği
için sanatçıdan özür dilemesi takdirle
karşılandı. İlgezdi yaptığı kısa
konuşmasında, "Ataşehir'de Karslı
Gazete Ataşehir'e dertlerini anlatan vatandaşlar
özetle şunları söylediler.
Aslında sorun minibüslerin duraktan kalktıktan
sonra ki gidiş hızları. Yani öyle bir hızla hareket
ediyorlar ki, yanyana yürüyen iki yolcunun
sohbet ederek gittiği gibi. Nedenini soran
vadandaş ters cevap alıyor. “Yeni Sahra
mahallesinde derneğimiz var. Bize böyle emir
veriyorlar. Erken gidersek arabayı bağlıyorlar”.
Bunu yolculara şoförler söylüyor. Kimin bu
şekilde bir kural koyduğunu da bilemiyoruz
diyor vatandaşlar. Kimileri de ters cevap vererek
binmeyin diye azarlıyorlar. Bu olay M. Kemal
Mahallesi 3004 cadde üzerinde Yeni Sahraİmes- Kadıköy hattında çalışan minübüslerin
kendilerince oluşturdukları aktarma durağı.
yoğunluğu oldukça fazla. Benim
personelimin yaklaşık %30'u Karslı'dır.
Nüfus yoğunluğu ilk 10'a giren yöre
derneklerine arsa tahsisi yapıyorum.
Karslılar'a da arsa vereceğim." dedi.
DESTEK İSTEDİ
Yoğun alkışlarla sahneden inen İlgezdi,
önümüzdeki seçimlerde Karslılar'ın
oyunu istemeyi de ihmal etmedi.
Kürtçe ve Türkçe türkülerin söylendiği,
halayların çekildiği gece oldukça keyifli
geçti.
Sabah saat 09.00'a kadar bu duraktan hem
aktarma hemde mahalleden insanların
minübüslere bindiği bir durak. Beş dakikada bir
kalktıklarını söyleyen vatandaşlar, aslında sorun
kalkıştan sonra başlıyor. Her kalkışta aynı
tartışmalar, ve de yolcuları tersleyen şoförler.
Vatandaşın istediği arabanın duraktan kalktıktan
sonra normal hızla seyretmesi. Ama bunu bir
türlü anlatamıyorlar ya da ilgililer anlamak
istemiyor. Bu tartışmaların daha vahim olaylara
yol açmaması için ilgililerin bu olaya el atmasını
istiyor yolcular. Biz de bu vatandaşların
isteklerini buradan ilgili dernek hangisi ise
ilgisine ve de çözüm noktasında vatandaşların
isteklerine duyarlı davranmalarını istiyor ve
yetkililere duyuruyoruz.
lusal basında yer alan
haberlere göre Başbakan
Erdoğan Ak Partili İç
Anadolu milletvekilleriyle yaptığı
kahvaltıda cem evlerinin ibadethane
değil, kültürel mekanlar olduğunu
söylemiş... E haliyle yeni bir
tartışmanın da fitili ateşlenmiş oldu.
Türkiye, laiklik ve demokrasi
eksenine tarihinin hiçbir döneminde
tam anlamıyla giremedi. Hangi
hükümet, hangi ideoloji iktidarda
olursa olsun resmi devlet
politikasıymış gibi Alevilik
konusunda kapılarını hep kapalı
tuttu. Erdoğan'ın talihsiz
açıklamalarını tek başına
değerlendirmemiz yanlış olur.
Anayasa'nın 24. Maddesi der ki;
"Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat
hürriyetine sahiptir." Buraya kadar
bir sıkıntımız yok. Peki bir yerin
ibadethane olup olmadığı kararını
kim veriyor? Bunu kim belirliyor?
Demokrasinin hafiften yakınından
geçen bir ülkede, toplumun inancı
gereği ibadethane olarak gördüğü yer
devlet tarafından da tanınır ve
güvence altına alınır.. Ancak gelin
görün ki Türkiye'de cem evlerinin
tanınmasını bir yana bırakın, Aleviler
cem evlerini kendi imkanlarıyla
yapmaya kalktıklarında bile önlerine
bir dizi sorun çıkartılıyor.
Türkiye'de tahminlere göre 15 – 20
milyon arasında Alevi vatandaşın
yaşadığı belirtiliyor. Ancak laik ve
demokratik bir ülkede (!)
yaşadığımızdan dolayıdır ki
Aleviler'e ibadethaneleri olarak
camiler işaret ediliyor. İnsan
düşünmeden edemiyor. Madem öyle,
Türkiye'de bütçesi eğitim ve sağlık
Gökhan Çağdaş
harcamalarını sollayan Diyanet için
Aleviler'den vergi alınmasın. Öyle
değil mi? Hem hiçbir ihtiyaçlarına
cevap vermeyeceksin, hem de vergi
alacaksın. Ne anladık bu işten?
Aslında bu konuda en büyük
sorumluluk Aleviler'den çok duyarlı
Sünni vatandaşlarımıza düşüyor.
Düşünün ki Aleviler'in çoğunlukta
yaşadığı bir ülkede devlet tarafından
camiler ibadethane olarak kabul
görmüyor, çocuklarınız küçücük
yaşlardan itibaren Alevilik temelli
zorunlu din dersleri alıyor, verdiğiniz
vergiler sizin ihtiyaçlarınız dışında
kullanılıp, talep ve istekleriniz
duyulmamazlıktan geliniyor vs...
Toplumsal bir empati kurulmadan
bu sorunların çözülmesi maalesef
yakın gelecekte de zor görünmekte.
Bir Sünni Alevi'yi, bir Alevi Sünni'yi
anlayabilmeli...
Ak Parti hükümetinin İmralı
sürecinde attığı adımları hep beraber
izliyoruz. Bundan 10 yıl önce böyle
bir durumun olabileceği kimsenin
akılının ucundan dahi geçebilir
miydi? Sanmıyorum... Artık
düşünceler, toplum dinamikleri
değişiyor. Peki bu Alevilik
konusundaki korku neden?
Hükümet baş örtüsü kısıtlamalarını
anti – demokratik çerçevede
görüyorsa, (bana göre de bu
kısıtlamalar anti - demokratik bir
uygulamadır) bu konudaki
samimiyetini Aleviler'in de istek ve
taleplerini yerine getirerek
gösterebilir ancak. Aksi takdirde
bunun adı demokrasi değil, "işime
geldiği kadar demokrasi" olur....
SAYFA 06
Erengazi Yayýncýlýk Reklam Matbaa Tur. Org. Ltd. Þti.
K. Ahmet Cd. Aydýn Sk. Erengazi Ýþ Mer. No: 2/7
Ýçerenköy - Ataþehir / ÝST.
Tel: (0216) 572 0 575 - 574 31 22 - 23
www.atasehir.com.tr
[email protected]
Ýmtiyaz Sahibi ve Yazý Ýþleri Müdürü:
M. Oktay EROÐLU
Genel Yayýn Yönetmeni:
Kanber YILDIRIM
Haber Sorumluları: Kanber Yıldırım-Gökhan Çağdaş
Reklam Sorumlusu: Kanber YILDIRIM
Grafik Tasarým: M. Oktay Eroðlu - Servet Gece
Hukuk Danışmanı: Av. Çağın Özdemir
Halkla Ýliþkiler: Ali Ekber Bal
İnternet: Volkan Yıldırım
Daðýtým ve Abone Sorumlularý:
Ali Ekber Bal - Gökhan Çağdaş
S‹YAH MAV‹ KIRMIZI SARI
6
Baský: İhlas Gazetecilik A.Ş.
Merkez M. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11/A/41
Yenibosna-Bahçelievler/İST. 0212 454 30 00
Baský Tarihi: 25/ 02 /2013
AKTÜEL
Yerel Süreli Yayýn - 15 günde bir yayýnlanýr.
DAÐITIM ALANI:
ATAÞEHÝR’ÝN TÜM MAHALLELERÝ
DAÐITIM NOKTALARI:
TÜM RESMÝ KURUMLAR - KAYMAKAMLIK - OKULLAR - SAÐLIK KURUMLARI - BELEDÝYE
BÝRÝMLERÝ - MUHTARLIKLAR - GAZETE BAYÝLERÝ - BATI ve DOÐU ATAÞEHÝR BLOK
GÝRÝÞLERÝ - ÇARÞILAR - ÝÞ MERKEZLERÝ - ESNAFLAR - DERNEKLER - ABONELER
GAZETE ATAŞEHİR basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
Yayýnlanan yazýlarýn sorumluluðu yazarlara aittir.
Şubat 2013
www.atasehir.com.tr
Basýn, bir milletin müþterek sesidir.
M. Kemal ATATÜRK
ARKADAŞÇA
Bir sorun daha
SÜREÇ İYİ
DEĞERLENDİRİLMELİ
Lütfen
Okşamayınız!...
Ali BAL
Ali Rıza TUNUR
G
örünen o ki iki parti
arasında karşılıklı
menfaatlere dayalı
bir yaklaşım var. Kim
kazançlı çıkar, bunu zaman
gösterecek. AK Partinin bir
verip beş alması gibi bir tablo
çizeceği kesin gibi gözüküyor.
Burada AKP ve BDP için
önemli olan iki partinin
istekleri. Toplumun diğer
kesimleri AK Parti için pek
önem arz etmemektedir. Sayın
Başbakan'ın “Uzlaşma
olmazsa, Mart'ın sonuna kadar
Anayasa bitecek” direktifi
bunu alenen göstermektedir.
Önemli olan BDP'nin
takınacağı tavırdır. Bir taraftan
barışı sağlamak için çapa
harcarken, diğer taraftan yeni
mağdurlar yaratmamak
gerekir. Başta doğu ve
güneydoğu olmak üzere tüm
ülkeyi kapsayacak bir barış
ortamının yaratılması
noktasında BDP şu an kilit bir
parti görünümünde. Bunu
toplumsal barış için iyi
kullanmalı. Ülkenin buna
ihtiyacı var. Karşılıklı
menfaatler elbette olacak ama
toplumun bir kesimini
dışlayacak hareketlerden uzak
durmak lazım. Var olan
muhalefeti dışlayarak iki parti
arasında sağlanacak
mutabakatın toplumsal barışa
katkı sunacağını sanmıyorum.
Barışın bedeli beli haklardan
feragat olmamalıdır.
Halkların Demokratik
Kongresi üyeleri ile BDP
Milletvekillerinin Karadeniz
Bölgesi'nden başlayıp tüm
Türkiye’yi kapsayacak barış
gezilerine, sorunların
çözümünde samimi olan
herkesin ve de herkesimin
destek vermesi lazım.
Toplumsal barış, toplumsal
mutabakatla olur.
BDP Milletvekili S.Süreyya
Önder; “Biz Karadeniz
halkının yanına, yanımıza
koruma bile almadan, sadece
kalbimizi elimize alarak
gidiyoruz” demesi süreci ne
kadar önemsediklerinin bir
göstergesidir. Sinop'ta
yaşananlar ise bir MADIMAK
provası niteliğindeydi. Her
nedense yetkililer yerlerinde
olmuyor ve süreci dokuz saat
bir zaman dilimi içinde
seyrederek izlemeyi
kendilerine, Madımak'ta
olduğu gibi görev
saymışlardır. Birilerinin bunu
istemediği açıkça görülüyor.
Her ne kadar bazı fanatik
gurupların saldırısı olsa da tüm
siyasilerin, STK'ların ve
halkın, açılım sürecinde
kalplerini eline alarak
ziyaretlerini sürdürecek olan
bu barış öncülerine duyarlı
davranarak katkı sunmaları,
özlenen barış ortamının en
kısa sürede oluşturulmasına
katkı sağlar. Açılım sürecini
iyi değerlendirmek gerekir.
www.alirizatunur.com.tr
S
Dönüşümü yılan hikayesine
dönen Emekevler'de bir sorun
daha çıktı. Bölgeye komşu
durumda bulunan site
sakinleri, firmanın kurduğu
şantiye alanına itiraz ederek
bir basın açıklaması yaptılar.
Açıklamada yeşil alanın işgal edilerek
yapılan çalışmalar nedeniyle yıllardır
emek vererek büyüttükleri ağaçların
kesildiği ve kaldırımların da şantiye alanı içinde
bırakıldığı belirtildi.
Ayrıca çalışma biçimine de itiraz da
bulunularak, inşaatın çalışma saatlerinin gecenin
ilerleyen saatlerine kadar sürdüğü ve site
sakinlerinin huzurunun kalmadığı söylendi.
MAHALLELİLER ŞİKAYETÇİ İnşaat çalışmaları
nedeniyle siteler çevresindeki yolların
bozulmaya başladığını ifade eden mahalleliler,
etrafta bırakılan demir yığınlarının araçlarının
lastiklerini patlattığını, özellikle çocukların can
güvenliği tehdit ettiğini belirtiyorlar.
İnşaat yetkilileri ise kurulan şantiyenin geçiçi
olduğunu vurgulayarak, "Yaşanan mağduriyetin
giderilmesi için elimizden gelen maddi – manevi
ne varsa yapmaya hazırız." dediler.
PSAKD’nin
panelinde ortak ses
“Eğitimde karanlığa
izin vermeyeceğiz!”
LÖSEV’den
Gazetemize ziyaret
Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) halkla ilişkiler
yetkilisi Selcan Sezer Gazete Ataşehir’e teşekkür
ziyaretinde bulunarak desteklerin devamını
istedi.
Bu anlamlı ziyaretten dolayı teşekkürlerini ileten gazete
çalışanları, geçmişte olduğu gibi gelecekte de sosyal sorumluluk
projelerinde üzerilerine düşen görev ne olursa olsun memnuniyetle
destekleyeceklerini belirttiler.
Türkiye’de 3 binin üzerinde lösemili çocuğun olduğunu belirten
Selcan Sezer, ziyaret sebebini ve amaçlarını açıklarken lösemi ile
mücadele konusunda basına önemli sorumlulukların düştüğünü
belirtti.
Sezer özetle, ‘’Ulusal basında çalışmalarımız hakkında fazla yer
alamıyoruz,onun için yerel basını önemsiyoruz. 10 yıl önce 1000
civarında iken bugün Türkiye’de 3 binin üzerinde lösemili çocuk
var. Tedavileri zor, uzun vadeli ve pahalı. Dolayısıyla maddi
manevi destek ve dönüşüme gereksinimiz var. Sesimizi
duyurmamız için sizlere ihtiyacımız var. Ataşehir civarında da elli
lösemili çocuk var. Gazete Ataşehir gönderdiğimiz bültenleri ve
duyuruları, gazete ve internet sitesinde yayınlayarak destek sundu.
Biz de Ataşehir’deki ziyaretler de ve destek taramalarında sizi
ziyaret ederek teşekkür etmek istedik.’’ dedi.
İstanbul Levent’ten Ataşehir’e kadar gelme zahmeti ve
özverilerinden dolayı halkla ilişkiler birimi sorumlusu Selcan
Sezer’e teşekkür ediyoruz. İyi ki Lösev gibi bir kurumumuz var.
İyi ki Selcan Sezer gibi Lösev çalışanları var. Ülkemizde böyle
kurumlara çok ihtiyacımız var. Tüm okurlarımızdan Lösev’e
gereken desteğin verilmesini istiyoruz.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kadıköy
Şubesi ve Halk Evleri tarafından ortaklaşa
düzenlenen panele yoğun bir katılım
gerçekleşti. ÖDP Genel Başkanı Alper Taş,
Halk Evleri GYK Üyesi İlknur Birol, PSAKD
Genel Başkanı Kemal Bülbül ve CHP İstanbul
Milletvekili Melda Onur'un konuşmacı
olarak katıldığı panelde "Eğitimde karanlığa
izin vermeyeceğiz" denildi.
ALPER TAŞ:"AKP'Yİ ELEŞTİRMEK YETMEZ"
Ülkedeki eğitim sisteminin piyasalaştırma ve
yeni kapitalistlerin eleman ihtiyaçlarına cevap
verebilme üzerine kurgulandığını belirten ÖDP
Genel Başkanı Alper Taş, bunun için de dinsel
olguların kullanıldığını söyledi. Taş, Başbakan'ın
eğitim sistemine karşı çıkanları ideolojik
davranıyorlar suçlamasına ise "Oysa ki kendisi
daha çok ideolojik davranıyor. Dindar nesiller
yetiştireceğiz diyor. Bu ideolojik değil mi? Bu
ideolojik dayatmaya karşı, ideolojik mücadele
vermek zorundayız. Bu iki karşıt ideolojinin
çatışmasıdır." dedi. Tek başına AKP'yi
eleştirmenin yeterli olmayacağının altını çizen
Taş, "Gelin hep beraber Türkiye'yi yeniden
kuralım. Karşımızdaki güç, küçümsenecek bir
güç değil. Bu güç devletin tüm kurumlarını ele
geçirip iktidar oldu. Hükümet sözcüleri açıkça
kendileri gitse bile iktidarlarının yıllarca
süreceğini söylüyorlar. Tüm demokrasi güçleri
birlikte hareket etmek zorundayız." dedi.
AMAÇ PARALI EĞİTİM Halk Evleri adına konuşan
İlknur Birol, AKP hükümetinin sağlığı özel
sektör haline getirdiği gibi,eğitimi de paralı hale
getirmeye çalıştığını ifade ederek, "AKP bu
amaçla 4+4+4 sistemini dayattı. Tüm tepkilere ve
direnmelere aldırmadan yürürlüğe koyduğu bu
eğitim sistemi, sağlıkta olduğu gibi, eğitimde de
paralı sistemine dönüşmenin yolunu
açacaktır."dedi. 4+4+4'ün kız çocuklarının
eğitiminin önüne engel koyan bir hale geldiğini
belirten Birol, "4+4+4 her bakımdan kadını
düşman gören bir anlayışın topluma indirgendiği
bir program olarak gelmiştir. Hedefleri, çocukları
5.5 yaşında okul içerisine alıp kafalarını bilim
dışı içeriklerle doldurduktan sonra, sessiz sedasız
itiraz etmeyen bireyler oluşturmaktır." dedi
BÜLBÜL: "3. MEŞRUTİYETİ YAŞIYORUZ" PSAKD
Genel Başkanı Kemal Bülbül ise devletin eğitim
tanımının, istendik davranışlar yaratma süreci
olduğunu belirterek, Türkiye'deki eğitimin
militarist ve dini davranışlar temelinde tek tip
Türk – İslam modeline uygun bir nesil yetiştirme
üzerine kurulu olduğunu söyledi. Yaşanan sürecin
3. Meşrutiyet olduğunu vurgulayan Bülbül,
“Cumhurbaşkanı padişah, başbakan veziriazam,
dış işleri şeyhülislam gibi yönetiyor. Önümüzdeki
süreçte bu anlayış bizler sesimizi yükseltmezsek
tamamen hakim olacak. Bu tespitleri yapıyoruz
ancak biz siyasetçi değiliz. Siyasetçilerden
beklentimiz bu karanlık gidişata dur demek için
birlikte hareket etmeleri. Önümüzdeki süreçte
tüm laik – demokrat, sosyalist, anti-kapitalist
kesimleri bu gidişata dur demek için birlikte
hareket etmeye çağırıyoruz." dedi.
"MEDYA ORGANLARI KONTROLLERİ ALTINDA"
AKP hükümetinin medya organlarını tamamen
kontrol altına aldığını ifade eden CHP İstanbul
Milletvekili Melda Onur ise, muhaliflerin
seslerini kamuoyuna duyurumadığının altını
çizerek, "4+4+4 için elimizden geleni yaptık ama
iş parmak sayısına gelince orada kalıyoruz.
Toplumsal muhalefet var ancak dağınık. Bu
dağınıklığı giderirsek birşeyler kazanabiliriz."
dedi.
okak milliyetçiliği
penis gibidir. Olur
olmaz yerlerde, olur
olmaz zamanlarda
okşanmamalıdır. Olur olmaz
yerlerde, olur olmaz
zamanlarda okşanırsa başınıza
iş açar. Sonra kendi elinizle
büyüttüğünüz bu “ucube”yle
baş edebilmek için eğilip
bükülmek zorunda kalırsınız.
Neden bahsettiğimi herhalde
anladınız. Evet, evet…
Sinop’tan bahsediyorum.
Yıllardır okşanan sokak
milliyetçiliğinin ne boyutlara
geldiğini hep birlikte gördük.
Neymiş? Sinop’ta 4 tane adam
bir toplantı yapacaklarmış.
Neymiş? Bu toplantı yapacak
olan adamlar bölücüymüş.
Onlara o toplantıyı
yaptırmamak gerekirmiş.
Kimse kusura bakmasın. Bu
sefer bu tuzağa düşmeyeceğiz.
Ben biliyorum Sinop’luların ne
kadar barışsever olduklarını.
Ben biliyorum Sinop’luların
yüreklerinin ne kadar geniş
olduğunu. Yıllarca ortamıza
paraşütle inen yalanlara
inandık. Artık yok. Biz
barışseverler kararlıyız. Bu
sefer yemeyeceğiz.
Maraş’ta çoğu Maraş’lı bile
olmayan birkaç caninin
icraatını tüm Maraş’a mal
etmek istediler. Çoğumuz
yedik. Ben biliyordum çoğu
Maraş’lının bu olaylara en az
benim kadar üzüldüğünü.
Madımak’a benzin dökenler
arasındaki Sivas’lıların sayısı
bir elin parmaklarını geçmezdi.
Onu da çoğumuz yedik. Diri
diri insan yakanlar aslında
Sivas’a “getirilmiş” insanlardı.
Velhasıl savaş baronları bize
Diyarbakır’lıyı da Sinop’luyu
da Isparta’lıyı da yanlış
tanıtıyordu. Herkes yıllarca
ötekini “öcü” olarak algıladığı
için barış bu topraklardan
fersah ferah uzaklara
taşınmıştı.
Şimdi aynı senaryo bir kez
daha devrede. Ne zaman ki
barışın sesi biraz gür çıktı
hemen böyle kirli bir oyun
planlandı. Sinop barış
istemiyor. Sinop kan davası
güdüyor. Sanki kandan ve
savaştan beslenenler Sinop’lu.
Halbuki Sinop’lular güzel
insanlardır. Sinop’lular
aydındır. Ama hani eskiler
derler ya, “dünya böyle
kurulmuş” diye…
Barışseverler sayıca daha çok
olmasına rağmen kan
meraklılarının oyunları karşılık
buluyor.
Düşünün! Sinop’un nüfusu
yaklaşık 250 bin. Yaklaşık 50
kişilik bir grup böyle bir
taşkınlık yapıyor ki bunların
belki üçte biri Sinop’lu. Bin
civarında meraklı bunları
izlemeye geliyor. Etti 1050…
Bin de çocuklarının orda
olduğunu bilip gelen anneler
babalar var, eder 2050… bin
de civardaki esnaf, etti mi
3050… Bu 3050 kişiyi gören
emniyet teşkilatı 2000 de polis
gönderdi, etti sana 5050…
Şimdi soruyorum. Geriye kalan
245 bin Sinop’luya haksızlık
olmuyor mu?
Öyle bir noktadayız ki artık
geri dönüş yok. Artık 245
binin sesi 5 binin sesinden
daha gür çıkmak zorunda.
Barışa bu kadar çok
yaklaşmışken, bu süreci sokak
milliyetçilerinin insafına terk
edemeyiz. Zira onlara sorsak
bildikleri tek dil var.
Öldürmek… Yaşatmayı
bilmiyorlar onlar…
Onlar Türk milliyetçisidir
ama Türk töresinden haberdar
değillerdir. Türk töresinde
misafirin bir dokunulmazlığı
vardır ki milletvekili
dokunulmazlığından daha
değerlidir. Kanlınız kazara
evinize gelse onu evinizde
vuramazsınız. Kininizi,
öfkenizi başka bir güne
saklarsınız. Bunu kanlınız da
bilir. Onun penceresinden
baktığınızda da en güvenli yer
sizin evinizdir.
Bu arkadaşlar gerçekten Türk
milliyetçisi olsalardı bu töreyi
bilirler ve buna göre
davranırlardı. Toplum da
onlara saygı duyardı.
Ama işte malumunuz. Bunun
adı sokak milliyetçiliği. Lütfen
okşamayınız…
Ve ilk nikahlar kıyıldı
Ataşehir
Belediyesi’nin yeni
nikah
sarayı 14
Şubat
Sevgililer
Günü’nde
hizmete
girdi.
Novada
Alışveriş Merkezi’nin içerisinde
bulunan nikah sarayındaki ilk
nikahları, Ataşehir Belediye
Başkanı Battal İlgezdi kıydı.
Sevgililer Günü'nde Dünya
evine girmenin mutluluğunu
yaşayan çiftlerin heyecanları
yüzlerinden okundu. Sevgililer
gününü kutlayan İlgezdi, “Bu
anlamlı günde evlenecek
çiftlerin mutluluklarının daim
14 Şubat
Heyecanı
olmasını, aile birliklerinin de
sevgi üzerinde temellenmesini
diliyorum." dedi.
İlgezdi'nin "Başbakan üç
çocuk istiyor ama sizin
gönlünüzden geçen olsun”
sözleri salonda gülüşmelere
neden olurken, tören sonunda
İlgezdi ve eşi salondaki bütün
kadınlara karanfil dağıttı.
SAYFA 07
S‹YAH MAV‹ KIRMIZI SARI
SAYFA 08
S‹YAH MAV‹ KIRMIZI SARI
oğunlukla küçük yaşlarda düşme sonrası, burnun iki
Çdeliğini ayıran arkada kemik, önde kıkırdaktan oluşan
R
Şubat 2013
Baðýmsýz Yerel Gazete
SGK Uyardı
Emekliler,
işverenler dikkat!
Son günlerde emeklilere ve işverenlere yönelik dolandırıcılık
yapan kişi sayısında yaşanan patlama SGK ve emniyet
yetkililerini basın açıklaması yapmak zorunda bıraktı.
Kendilerini SGK denetmeni olarak tanıtan
dolandırıcılar, genelde yalnız yaşayan
yaşlıları hedef seçerek, vatandaşlara
intibak yasasından kaynaklı birikmiş
paraları olduğunu, bir miktar para ödenirse
bu paranın hesaplarına yatırılacağını
söylüyor ve o an ne koparırlarsa alarak
kayıplara karışıyorlar.
İşverenlere de denetmen kılığında giden
dolandırıcılar, hedef seçtikleri kişilerin bir
açıklarını yakalayarak ya da borçlarında
yapılanmaya gidileceğini söyleyerek para
almaya çalışıyorlar.
Emekli olup da bir şirket ortağı ya da iş
yeri açanların maaş kesintilerinin
yapılandırılacağını söyleyen kalpazanlar,
yeni çıkan 6385 sayılı yasayı örnek
göstererek vatandaşlardan para talep
ediyorlar.
PROFESYONEL DOLANDIRICILIK
Konuyla ilgili bilgilendirme yapan
Kadıköy SGK Başmüfettişi Mithat Yalçın,
dolandırıcıların profesyonelce çalıştıklarını
belirterek, bu kişilerin aslına birebir uygun
sahte evraklarla, parmak izi dahi
bırakmadan kendilerini denetmen, SGK
elemanı gibi tanıttıklarını söyledi.
Dolandırıcıların kullandıkları arabadan,
taşıdıkları dosya ve evraklara kadar
gerçeğe çok yakın sahte belgelerle hareket
ettiklerini vurgulayan Yalçın, SGK'nın
hiçbir şekilde ne elden ödeme, ne de
tahsilat yapmadığının altını çizerek, "Bu
tür taleplerde bulunanlar kesinlikle
dolandırıcıdırlar. Vatandaşlarımızı dikkatli
olmalarını öneriyoruz." dedi.
EMNİYET YETKİLİLERİ UYARIYOR
Kadıköy Asayiş Büro Amiri Eyüp Şahin
de bu güne kadar Kadıköy'de 60'a yakın
mağdur tespit ettiklerini söyleyerek,
"İntibak yasasından yararlanacağını
düşünen ve bu işemleri evlerinden
yapacaklarını zanneden çok sayıda vatandaşımız var. Bu tür insanlarla karşılaşıldığında, araçların plakalarını alarak derhal
bize bildirmelerini istiyoruz." dedi.
Şahin sözlerini şöyle sürdürdü:" Meslek
suçu diye adlandırdığımız bu suçu
işleyenler çok sık taktik değiştirerek
profesyonelce çalışıyorlar. Şunun iyi
bilinmesi lazım ki devlet elden nakit para
almaz. SGK'nın evde hizmeti yok."
"EN DOĞRU BİLGİLER BİZDE"
Toplantıya katılan Türkiye Emekliler
Derneği Kadkıöy Şubesi Başkanı Nahit
İmamoğulları ise emeklilere seslenerek
"Emekliler Derneği olarak emekli
haklarının iyileştirilmesi için mücadele
ediyoruz. Emeklilerin her türlü sorununu
bizlere iletmesini istiyoruz. Emeklilerle
ilgili en doğru bilgiler bizdedir." dedi.
Lezzetin yeni durağı
Nu Noodle
Ataşehir'de
İstanbul'da Noodle
denildiğinde akla gelen ilk
mekan Nu Noodle artık
Ataşehir'de! Son dönemin
lezzet alternatifi noodle, Nu
Noodle farkı ve ayrıcalığı ile
Cihangir ve Levent'ten sonra
şimdi de Ataşehirlilerle
buluşuyor.
Pratik ve doyurucu olma
özelliği ile artık yiyecek
alternatifi arayanların öncelikli tercihi
haline gelen noodle, Nu Noodle farklı
ile tamamen bir lezzet şölenine
dönüşüyor. Nu Noodle'da yapmanız
gereken tek şey, noodle seçiminizi
yapmak, malzemelerle zenginleştirmek
ve eşine rastlanılmayacak güzellikteski
soslarla lezzetine lezzet katmak. Gerisi
ise Nu Noodle ustalarının wokla
yaptığı lezzet dansına kalıyor.
Nu Noodle'da
septum dediğimiz yapıda oluşan yaralanmalar burunda
gelişimsel eğriliklere neden olur. Bu eğrilikler bazen sadece
septum yapısında sınırlı kalır. Dış görüntüde bozulma
olmaz. Bazı ağır travmalardan sonra ise burnun dış
kaidesinde de bariz bir eğrilik olur. Hatta bazı hastalarda
yüzde de genel bir asimetri oluşur.
Genellikle bu tip deformiteler eğer aşırı miktarda nefes
darlığına yol açmıyorsa burnun estetik olarak düzeltilmesi
için yüz gelişiminin tamamlanması beklenir. Bunun için en
erken yaş 18 yaştır. Bazı hastalarda halk ağzıyla burun eti
olarak adlandırılan konka dediğimiz burunun her iki dış
duvarında bulunan yapılarda aşırı büyüme mevcuttur. Bu
solunum yolunda aşırı derecede tıkanmaya yol açar. Bu
gibi durumlar erken müdahaleyi gerektirir. Genellikle ilk
tercih ilaç ile tedavidir. Cevap alınamayan vakalarda
radyofrekans yöntemiyle konkaların yakılması yapılır.
Septumdaki eğriliğin düzeltilmesi yüz gelişiminin
tamamlandığı yaşa dek ertelenir
Estetik kaygısı olmayan hastaların çoğunluğu nefes
alışlarının düzelmesi için kulak burun boğaz hekimlerine
başvurur. Septumdaki eğriliğin dış görüntüde probleme yol
açmadığı, septumun ön kısmındaki kıkırdak desteğinin iyi
olduğu hastalarda septoplasti ameliyatı ile burun içi darlık
düzeltilebilir. Bu işlem için yapılan cerrahide genellikle
septum yapısı L şeklinde korunarak darlık yapan kıkırdak
ve kemikler alınır. Fakat her hasta bu hastalar kadar şanslı
olmayabilir. Septumdaki yaralanma ileri derece ağır olunca
burun septumunda kısalma çok bariz olur. Bunu hastanın
burun ucuna bastırarak burun ucunun çökmesinden
anlayabiliriz. Bu tip hastalarda çoğunlukla eğriliği
Septum
Deviasyonu
Olan
Burunlarda
Estetik
Burun, yüzün tam ortasında yer alan, görünüm ve
solunum işlevi açısından çok önemli bir organdır. Bu
konumu nedeniyle yüze gelen darbelerde sıklıkla da
etkilenen bir yapıdır. Burun ameliyatı olmak isteyen
bir hastada, burnun bozulmuş görüntüsü yanında
genellikle nefes alıp vermede de zorlanma vardır.
Medıcana Çamlıca Hastanesi Estetik Ve Plastik
Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Defne Erkara, septum
deviasyonu olan burunlarda estetik konusunu anlattı.
düzeltmek amacıyla yapılan ameliyatta aynı anda estetik
çatı düzeltilmez ise burunda daha sonradan çok bariz hale
gelen çökme oluşur. Buna “Semer burun deformitesi”
diyoruz. Bu nedenle burundan alınacak her kıkırdak burun
çatısının sağlamlaştırılmasında azami önem arz eder. Bazen
burun içindeki kıkırdaklar estetik düzeltme ve nefes
Eğitimdeki sorunlar
masaya yatırıldı
İlçe Milli Eğitim yöneticileri ve orta öğretim okul idarecileri
2012-2013 Öğretim Yılı 2. Kanaat Dönemi Gelişim
Toplantısı‘nda, orta öğretimlerin sorunlarını konuşarak çözüm
önerilerini sundular.
taşehir İbrahim Müteferrika Endüstri
Meslek Lisesi’nde yapılan kahvaltı
sonrasında bakanlık denetçileri
tarafından 2012/2013 öğretim yılı başında
İstanbul İli genel denetimi sonrası tespit
edilen sorunların çözülmesi doğrultusunda
okullar ve ilçe düzeyinde yapılabilecek
gelişim planları uygulamaları konuşuldu.
A
Toplantıya katılan Ataşehir İlçe Milli Eğitim
Şube Müdürü İrfan Zeki Er, lise düzeyinde ki
başarısızlıkların nedenlerini şu şekilde
sıraladı:
-Ortaöğretim kurumlarında sınıf tekrarı
oranındaki artış.
-Öğrenci başarısızlık ve disiplin olaylarına
yönelik izleme-değerlendirme çalışmalarının
yeterince yapılmadığı ve öğrenci başarısızlık
ve disiplin olayları nedeniyle gerçekleşen
okul terklerinin sürekli izlenmesi ve
değerlendirilmesi.
-Ortaöğretimdeki öğrenci devamsızlıklarının
alt seviyelere çekilerek devamsızlıkların
azaltılması.
-Öğrenci pansiyonlarındaki doluluk oranının
%100 olmasını sağlayacak önlemlerin
alınması.
-İlimizin öğrenci potansiyeline göre ulusal ve
uluslar arası proje ve yarışmalara katılan
öğrenci sayısının yeterli olmayışı
Daha sonra söz alan Ataşehir İlçe Milli
Eğitim Müdürü Halil Asılsoy, yeni sistemde
devamsızlık istemediklerini belirterek, ‘’Eski
eğitim sisteminde zorunlu eğitim olan
ilköğretim bugün 4+4+4 ile lise düzeyine
çıkarılmıştır. Öğrenciler 4+4+4 eğitim
sistemini sonuna kadar götürmek zorunda.
Öğrenci on dört yaşına
geldiği zaman okulu
bırakamaz, mutlaka
örgün veya yaygın
eğitime (akşam liselerimeslek liseleri) devam
etmelidir. Bunun
takibini bizlerin
yapması gerekir.
Ataşehir’de bunu
başarmak zorundayız’’
dedi.
darlığının tam olarak giderilmesi için yeterli malzeme
oluşturmaz bu nedenle kulak kıkırdağı alınarak deformite
düzeltilir. Bu işlem kulak arkasında gizli kalacak ufak bir
çizgiden başka bir soruna yol açmaz.
Semer burun deformitesi oluşan hastalar genellikle nefes
almakta da zorluk çekerler. Estetik ve fonksiyonel düzeltme
işlemleri için plastik cerrahlara başvururlar. Daha önce
burundaki kıkırdakları alındığı için genellikle burundaki
kıkırdak rezervi deformiteyi düzeltmekte çok yetersiz kalır.
Çoğunlukla kulak kıkırdakları da burunu uzatma, burun
ucunun desteğini arttırmada yetersiz kalınca kaburgaların
orta hatta sternum kemiği ile birleştiği yerdeki kıkırdaklar
burun onarımı için kullanılır. Bu kıkırdaklar alınırken
kıkırdak zarı orada bırakıldığı için görüntüde bir deformite
oluşmaz. Kıkırdaklar genellikle 6,7 ve 8. Kaburgadan alınır.
Kıkırdağın alınması için yapılan cerrahi kesinin izi
kadınlarda meme altında gizlenebilir. Erkeklerde de göğüs
kılları izin saklı kalmasını sağlayan bir avantajdır.
Bazen estetik kaygısı az olan insanların da fonksiyonel
düzelme için mutlaka estetik ameliyat olması gerekir.
Burundan nefes alma sıkıntısı olan hastaların hem kulak
burun boğaz hem de plastik
cerrahi hekimleri tarafından
muayene edilmeleri
gerekmektedir. Burun
septumu ve dış kaidesi ve
konkalar tomografik
inceleme ile tam olarak
değerlendirilmeli kişinin
ihtiyacına yönelik girişime
yapılan konsültasyonlarla
karar verilmelidir.
Op. Dr. Defne Erkara
Ataşehir'de ‘Lale Devri’
başladı
İstanbul'un en popüler
mekanlarından biri olan
Lale İşkembecisi Ataşehir
şubesini açtı. İlk olarak
1960 yılında Beyoğlu'nda
işkembe çorbacılığına
merhaba diyen Lale
İşkembecisi, 50 yılı aşkın
tecrübesiyle aileleri ve
İstanbul sosyetesini
mekanına çekmeyi başardı.
Kaliteli hizmeti ve eşsiz lezzetleriyle işkembe çorbacılığında
Lale Devri'ni Ataşehir'e taşımaya karar veren Lale
İşkembecisi menüsündeki çorba ve çeşitlerinin yanı sıra
kendisine özel; Lale kebabı, arnavut ciğeri, yaprak ciğer gibi
özel lezzetlerle de adından söz ettiriyor. Kömür ateşinde
pişen özel yapım kokoreçler, tandırdan yeni çıkmış yumuşak
kuzu başları, özel damar tuzlama, zerde ve İran'dan getirilen
Fırın Sütlaç da tatmanız gereken diğer lezzetlerden....
Kayışdağı Cad. No:37 Ataşehir – Tel: 0216 577 42 21
Ataşehir Özel Eki Çıktı!
mekanın sunduğu standart
malzemelere, kendi hayal gücünüz ve
yaratıcılığınız ile seçtiğiniz lezzetleri
ve sosları da ekleyerek her seçimizde
yeni bir yemek oluşturabilirsiniz.
LEZZETE SADECE
ÜÇ ADIM
Nu Noodle'da, sıhhi malzemeler ve az
miktarda yağ gerektirmesi nedeniyle,
yemek pişirmede kullanılan en sağlıklı
yöntemlerden biri olan wok
yöntemiyle pişirme tekniğinin yanı
sıra, yüksek ateşte hızlı pişirme ile
de yiyeceklerin doğal renklerini,
dokularını, vitaminlerini ve besin
değerini muhafaza edilmekte.
Menü seçeneklerinin sağlıklı tam
buğday ve işlenmemiş pirinç
noodlelarından oluştuğu No
Noodle mutfağında sadece 3
adımda, size özel seçiminizin
gözlerinizin önünde hazırlanışını
seyredin. Noodle çeşidinizi seçin,
en sevdiğiniz malzemeleri
ekleyin, lezzetli soslardan birini
seçerek adımları tamamlayın.
İşte lezzet yolculuğuna giden
yol....
nunoodle.com - 548 11 22
Ataşehir 36 Ada Ata 2/4 No:15
572 0 575

Benzer belgeler