İsveç ve İsveçliler

Transkript

İsveç ve İsveçliler
Daha fazla bilgi için Ýsveç’in resmi Internet sitesi www.sweden.se.’ye bakýnýz. Bu site, "Ýsveç ve Ýsveçliler"in web versiyonu
da dahil olmak üzere Ýngilizce ve diðer dillerde geniþ çaplý bilgi içermektedir.
ÝSVEÇ VE ÝSVEÇLÝLER
Kültür
Doða
Toplum
Ekonomi
Ýsveçliler
3
4
4
5
6
7
7
9
10
10
13
13
15
16
17
18
18
19
19
21
22
22
23
24
25
27
28
29
29
30
Edebiyat
Film ve Sahne Sanatlarý
Sanat
Müzik
Moda ve Tasarým
Halk Sanatý
Yemek Sanatý
Manzara
Çevre Bilinci
Gece yarýsý Güneþi ve Kuzey Iþýklarý
Vahþi Hayvanlar
Linnaeus
Bakým ve Sosyal Yardým
Bugünün Demokrasisi
Eþit Haklar
Þeffaflýk ve Etki Gücü
Barýþ ve Tarafsýzlýk
Din
Göç
Geleneksel Endüstri
Küresel Markalar
Gelecekteki Pazarlar
Nobel
Büyük Buluþlar
Geçim masraflarý
Ulusal Bayramlar
Söylenceler
Yerli Ýskandinavlar
Krallýk
Büyük Ýsveçliler
Ýsveç stili!
Örnek ulus, dünya bilinci ve yurttaþlarýný beþikten mezara koruyan ülke...
... Ýsveç, uluslararasý pek çok etiketi bünyesinde barýndýrýr. Bunlarýn birçoðu
uzmanlýk gerektiren organizasyon yeteneði, dört dörtlük iþ yapma becerisi ve iþgüzar
karakterli olmaktan kaynaklanýr. Ýsveç’in uluslararasý kamuoyundaki yüzü, ulusal
yeterlilik ve çalýþkanlýktýr fakat ayný zamanda nezaketin eþlik ettiði ve yer yer sýkýcý
kaçan soðukkanlýlýkla, takýntýlý bir ifadeyle de olsa kendi Ýskandinav yuvamýzý temizleyip
cilalamakla kalmaz, diðer daha büyük uluslara da kimi zaman ufuk açmada kaynaklýk
edebiliriz.
Bu görüntünün asýl kaynaðý gerçeklik duygusunu kaybetmemektir. Ýsveç küçük bir
Ýskandinav ülkesi olmasýna raðmen son yüzyýl içinde fakir ve geliþmemiþ bir ülke
durumundan dünyanýn en modern ve refah düzeyi en yüksek endüstri ülkelerinden biri
haline dönüþmüþtür. Bununla ne kadar gurur duysak azdýr. Çünkü biz yetenekliyiz,
emek harcamayý seven çalýþkan bir milletiz. Üstümüze vazife olmayan iþlerin altýna bile
kolayca girebiliriz. Ýsveçliler, hiç tanýmayanlara baþlangýçta utangaç, çekinik, hatta
sýradan gelebilir. Fakat sakýn ola ki bu görüntüye aldanmayýn. Çünkü bunun altýnda
çýlgýn, duyarlý, içgüdüleri geliþmiþ, hatta bunun da ötesinde ulusuyla gurur duyan,
kendine güvenli bir ruh yatmaktadýr.
Elbette ülkemizde seks, günah, intihar, sosyalizm gibi sözcükler anlamýný bulmuþtur.
Ne var ki Ýsveç ve Ýsveçliler’de bunlardan çok daha fazlasý vardýr.
Claes Britton
Kültür:
Halk kültüründen “hiphop”a
Kültür
Resim, mimari, opera, þiir ya da çaðdaþ tasarýmcýlýk, müzik ya da yemek
kültürü; ilgi alanlarý ne olursa olsun, Ýsveç’e ve Ýsveç kültürüne ilk kez ilgi
gösteren uluslararasý gözlemciler, kültürel mirasýmýzýn zenginliði karþýsýnda
hayrete düþmektedir. Büyük kültürel merkezlerden bu denli uzakta yaþayan bir
avuç insan nasýl olup da böyle bir geliþmeye imza atmýþtýr? Ýþte merak edilen
budur.
Biz Ýsveçliler, dýþ kaynaklardan beslenme konusunda inanýlmaz bir atikliðe ve
doðru hedefi bulmaya programlýyýzdýr. Yaratýcý milli kültürümüz, daha büyük ve
zengin kültürlerin ön plana çýkan unsurlarýný kendine mal edip yeni baþtan
þekillendirme üzerine kuruludur. Fakat derinlerde sadelik, maharet, melankoli
gibi kendi deðerlerimizi de taþýr; doðaya, sade kýrsal yaþama dönme konusunda
bitmek tükenmek bilmeyen bir özlem duyarýz.
Edebiyat:
Çocukluðun ýþýðýnda
ve Strindberg’in
gölgesinde
Ýsveç modern 1957 yazýn tarihinin
18.yüzyýlda mistik felsefeci Emanuel
Swedenborg’ la baþladýðý varsayýlýr. 18.Yüzyýl
sonlarýna kadar milli ozanýmýz Carl Michael
Bellman, eþsiz sýradýþý yaþamýný þarký sözü ve
kýr þiirleri yazmaya adamýþtýr. 19.Yüzyýl
sonlarýna gelindiðinde ise hatýrý sayýlýr ölçüde
Ýsveçli yazar ortaya çýkmýþ, fakat bunlarýn
çoðu, dünya edebiyat tarihine ismini en
etkileyici drama yazarlarýndan biri olarak
yazdýran, akýllara durgunluk veren becerisini
çok yönlü sanatçýlýðýyla harmanlayan,
tartýþmasýz yetenek August Strindberg’ün
gölgesi altýnda kalmýþtýr.
20.Yüzyýlýn ilk yarýsý boyunca Ýsveç yazýn
mirasýna yön veren güçlü bir akým ortaya
çýktý; proletarya nesri. Söz konusu okul,
benzer geçmiþlere sahip, ayný edebi kaygýlarý
güden az sayýda kadýnla birlikte erkek
yazarlardan oluþuyordu. Çoðu zaman arka
planda lirik doða temasýnýn iþlenmesine karþý
çýkan bu yazarlar, Ýsveç’in bir tarým ülkesi
olmaktan çýkarak modern, endüstriyel bir
toplum modeline dönüþme sürecini iþleyen,
þiirdeki gerçekçilik duygusunu kendi zor
hayatlarýndan alan fakir, kendini yetiþtirmiþ
çiftlik çocuklarý ve iþçilerdi. 1974 Yýlýnda
Nobel Edebiyat Ödülü’nü paylaþan Eyvind
Johnson ve Harry Martinson’la birlikte Ivar
Lo-Johansson ve Vilhelm Moberg ayný kuþak
büyük yazarlar içinde ön plana çýkan
isimlerden bazýlarýdýr.
Þöyle ya da böyle edebiyat çevrelerinde
tecritle karþý karþýya kalýnmasýna raðmen
uzun yazma serüveninin sonunda bugün pek
çok Ýsveçli yazarýn eseri giderek artan bir
sayýda yabancý dile çevrilmektedir. Son
yýllarda uluslararasý baþarýlara imza atan
Ýsveçli yazarlarýn eserleri günümüz popüler
edebiyatý içinde deðerlendirilebilir. Bu
yelpaze, dedektiflik ve serüven kitabý
yazarlarýndan Jan Guillou ve Hening
Mankell’den duyuötesi yazarý Marianne
Fredriksson’a kadar uzanýr. Son yýllarda daha
sert edebiyat akýmlarý içinde de çýðýr açan
Ýsveçli yazarlar vardýr; roman yazarý
dramatist Per Olov Enquist ve þair Tomas
Tranströmer gibi.
Ýsveç yazýn geleneðini tanýmlayan
alanlardan bir diðeri de çocuk edebiyatýdýr.
Bu alanýn en büyük ismi tartýþmasýz Astrid
Lindgren’dir (1907-2002). Pippi Longstocking
(Uzunçorap Pippi), Emil, Mardie, Karlson on
the Roof (Karlson Çatýda), Ronia the Robber’s
Daughter (Haydutun Kýzý Ronja), the
Brothers Lionheart (Aslanyürekli Kardeþler)
gibi serileriyle birlikte pek çok kitabý
Ýsveçli iki edebiyat abidesi: August Strindberg ve Astrid Lindgren’den Uzun-çorap Pippi ve ödüllü romancý Per Olov Enquist.
3
Kültür
Gümüþ perdenin kadýnlarý: Monika’yla Yaz’da (Summer With Monika) Harriet Andersson ve Daima Lilya’da (Lilya 4-ever) Oksana Akinshina, Dalarna’dan Anders Zorn
imzalý klasik su perisi.
neredeyse 100 dile çevrilmiþ ve tüm dünyada
milyonlarca satmýþtýr. Ýsveç’te 60 yýl süren
yazarlýk kariyeri ona milli bir deðer gözüyle
bakýlmasýný saðlamýþtýr. Kitaplarýnýn etkisi
Ýsveç’te kuþaklarca sürmüþ ve sürmektedir;
onun kitaplarýyla büyüyen çocuklar bu etkiyi
yaþamlarý boyunca taþýrlar.
Film ve Sahne Sanatlarý
Bergman’dan sonra
hayat var mý?
Hiç þüphe yok ki 1950-1960 yýllarý arasýnda
Ýsveç sinemasýndaki "kötü karakter" ler, yaz
gecelerinde çýplak banyo yapabilen, gözalýcý
güzellikte, fazlasýyla saðlýklý, açýk görüþlü ve
Ýsveç’te bir efsane haline gelen çekici sarýþýn
kadýnlardý. Ingmar Bergman’ýn filmleri, Vilgot
Sjöman (I am Curious Yellow-Ben Meraklý Bir
Sarýþýným) ve Arne Mattsson (One Summer of
Happiness-Mutlu Bir Yaz), ayný dönem içinde
bol miktarda çýplaklýk içeren, uluslararasý
duyarlýlýðý tetikleyen fakat yeterli
görülmeyen filmlerdir.
Öte yandan Ingmar Bergman’ýn Ýsveç ve
dünya sinema tarihindeki önemini anlatmaya
sözcükler yetmez. Bergman, film ve tiyatro
yönetmeni olarak 60 yýllýk meslek hayatý
boyunca yalnýzca Ýsveç tiyatrosuna ve
sinemasýna yön vermekle kalmamýþ, hem
4
görsel hem kültürel anlamda bireysel
yeteneðiyle belki de herkesten fazla Ýsveç’in
ve Ýsveçliler’in uluslararasý simgesi olmuþtur.
Ýsveç kültürünün yansýtýldýðý diðer
alanlarda olduðu gibi, son 10 yýlda Ýsveç
sinemasý da uluslararasý boyutta gittikçe artan
bir ilgi görmekte, uygulayýcýlarý da dikkat
çekici yurtdýþý baþarýlara imza atmaktadýr.
Bugünün Ýsveç sinemasýnda uluslararasý ilgi
gören isimlerin baþýnda yýllar önce tekrar
Hollywood’a yerleþen ve eþi Lena Olin ile
Peter Stormare gibi Ýsveçli oyuncularla
kariyerini devam ettiren yönetmen Lasse
Hallström gelmektedir.
Genç kuþak yönetmenler arasýnda ise
Show Me Love (Bana Aþký Göster), Together
(Birlikte) ve Lilya 4-ever, (Daima Lilya) gibi
filmleriyle uluslararasý baþarý yakalayan
Lukas Moodysson sayýlabilir. Ýsveç film
endüstrisinde göçmen ailelerin yönetmenliðe
adým atan yetenekli çocuklarýnýn "Yeni Ýsveç"
kavramý altýnda film yaptýklarýný görüyoruz.
Bu kuþaðýn öncülerinden Josef Fares’in
komedi filmi Jalla! Jalla (Yallah! Yallah!) hem
sanatsal açýdan hem de ticari açýdan baþarýya
ulaþtý.
Son yýllarda Ýsveç’in uluslararasý piyasada
ticari anlamda boy gösterdiði alanlardan biri
de video yönetmenliðidir. Özellikle
Madonna, U2, Metallica gibi rock grubu ve
þarkýcýlarýnýn videolarýný çekmede gösterdiði
baþarýdan ötürü yönetmen Jonas Akerlund
takdir toplamaktadýr.
Sahne sanatlarýna gelince, tiyatro,
müzikal, dans gibi sanatýn farklý alanlarý için
Ýsveç’te pek çok seçenek bulabilirsiniz.
Baþkent Stokholm, tiyatro sayýsýyla dünyanýn
önde gelen ülkelerinden biri olmakla övünür.
Kraliyet Tiyatrosu ve Kraliyet Operasý gibi
kendilerini uluslararasý seviyede kabul
ettirmiþ kurumlar, son dönemde
repertuarlarýna aldýklarý eserlerle tanýnmýþ
konuklara özel prömiyerler düzenlemektedir.
Yine son yýllarda ünlü Cullberg Balesi, çok
sayýda baðýmsýz bale ve modern dans
topluluðuna, ayrýca Kenneth Kvarnström,
Virpi Pahkinen ve Cristina Caprioli gibi
koreograflara ev sahipliði yapmaktadýr.
Sanat:
Çýplak su perilerinden
kadýn video
sanatçýlarýna
Genel anlamda Ýsveç kültüründe olduðu gibi
Ýsveç sanat tarihi de güneyimizde yer alan
Avrupa uygarlýklarýyla karþýlaþtýrýlýnca
emekleme aþamasýndadýr. Klasik antik çað ve
Rönesans devrimi doðal olarak kuzey
enlemine ulaþmamýþtýr.
Ýsveç sanat tarihinin, en azýndan
uluslararasý boyutta 18.yüzyýl sonlarýnda
Kültür
portre ressamý Alexander Roslin ve
heykeltýraþ Tobias Sergel’le baþladýðý
söylenebilir. Fakat Ýsveç resminin asýl önemini
kazanmasý için Ulusal Romantizm çaðýnýn
baþlayacaðý 19.yüzyýl sonlarýna kadar
beklemek gerekecekti. Týpký edebiyatta ve
mimaride olduðu gibi tapýnma boyutunda
olmasa da bir duygunun dýþavurumu olarak
tabiat sevgisinin bu döneme damgasýný
vurduðunu görürüz. Dönemin büyük milli
ressamlarý, 20.yüzyýla da dahil edebileceðimiz
Anders Zorn, Bruno Liljefors ve Carl Larsson,
eserlerinde tabiatýn yaný sýra saf ve sade
hayatýn yansýmalarýný iþlemiþlerdir.
1060’lar boyunca ve 1070’lerin baþlarýnda
Ýsveç ve özellikle de baþkent Stokholm’ü
dünyanýn modern sanat haritasýna yerleþtiren
isim ise "Moderna" Müzesi’nin açýlýþýný yapan
efsanevi Pontus Hulten olmuþtur.
(Kendisi sonradan Paris’teki Pompidou
Merkezi’nin ve diðer uluslararasý büyük
müzelerin de müdürlüðünü yapmýþtýr).
Stokholm 15 yýl boyunca uluslararasý sanat
dünyasýnýn en önemli buluþma
noktalarýndan biri olmuþtur. Moderna Müzesi
bugün kendi alanýndaki modern sanat
müzeleri içinde tarz belirleyici özelliðiyle
dikkat çekmektedir. Bu dönemin mirasý
olarak gördüðümüz eserler içinde müzenin
uluslararasý 20.yüzyýl sanatý koleksiyonu ama
özellikle de "pop art" koleksiyonu dünyanýn
Annika von Hausswolff’tan "Oto Portre 1999"
Çaðdaþ Ýsveç sesleri: "Howlin’ Pelle of The Hives"; The Sountrack of Our Lives.
önde gelen sanat birikimleri içinde yer
almaktadýr. Londra’da "Tate Modern"deki
baþarýlý çalýþmasýndan sonra Stokholm’e
dönerek Moderna Müzesi’nin baþýna geçen
yeni müdür Lars Nittve yönetiminde
müzenin yeni ve daha çarpýcý bir döneme
imza atmasý beklenmektedir.
20.Yüzyýl sonlarýyla 21.yüzyýl baþlarý da
Ýsveç sanatçýlarýnýn uluslararasý çevrelerde
boy gösterdikleri bir dönem olmaktadýr.
Müzik, moda, sinema ve edebiyat gibi
alanlarda yetiþen sanatçýlar isimlerini
duyurmuþlardýr. Bu sanatçýlarýn içinde, çoðu
fotoðrafçýlýk ve video sanatlarýndan gelme
hatýrý sayýlýr ölçüde kadýnlar da vardýr.
Anmaya deðer bu isimlerden bazýlarý Annika
von Hausswolff, Annika Eriksson, Ann-Sofie
Siden ve Maria Misenberger’dir.
Müzik:
Minör anahtarýyla
müzikal bir mucize
Yapýlan araþtýrmalar, küçük Ýsveç’in dünyanýn
üçüncü büyük müzik ihraç eden ülkesi
olduðunu gösteriyor. Onu müzik alanýnda
yenen ülkeler ise süper güçler Birleþik
Devletler ve Ýngiltere.
Böyle bir karþýlaþtýrmada gerçek verilere
ulaþmak kolay deðil. Fakat açýk olan, Ýsveç’in
uluslararasý müzik piyasasýnda özellikle son
10 yýlda ulaþtýðý büyük baþarý. Ülkemizi
müzik fabrikasý olarak görenler bile var; öyle
ki poptan metal müziðe kadar çok geniþ bir
yelpazede durmaksýzýn sanatçý yetiþtiðini
rahatlýkla söyleyebiliriz. Bilhassa ticari pop
müzik alanýnda büyük baþarýlara imza
atýldýðýna tanýk olurken yalnýzca Ýsveçli
sanatçýlarýn deðil bestecilerden yapýmcýlara
kadar tüm sektör çalýþanlarýnýn dünya
çapýnda ün yaptýðýný görüyoruz. Ýsveç’in
ticari sesi uluslararasý baþarýnýn anahtarý gibi
duruyor. Whitney Houston, Mariah Carey ve
Backstreet Boys gibi dünya þöhretlerinin
arkasýnda Ýsveçli yaratýcý ekiplerin baþarýsý
yatýyor.
Pek çok kültürel faaliyette olduðu gibi
bugünün yakýnlaþan dünyasýnda da tipik
Ýsveç müziðini ayýrtedebilmek giderek
zorlaþýyor. Uluslararasý etkilere her zaman
açýk olan Ýsveç müzik yaratýcýlarý, müziðin
yüksek ölçekteki "bulaþýcý" yanýný alarak
kendi müzik anlayýþlarýný oluþturmada baþtan
formüle etme yöntemiyle kendi müziklerini
ortaya koyabiliyorlar. Bazýlarý Ýsveçli
þarkýcýlarýn ve bestecilerin güçlü melodiler
yaratmada içgüdüsel bir yetenekleri
olduðunu söylüyor,
kaldý ki bunun sebebi geleneksel olarak
minör anahtarýyla yazýlmýþ halk türkülerinin
melankolik yapýsý olabilir. Bir baþka açýklama
da 1960’lardan itibaren çok farklý sosyal
5
Kültür
Canlý renkleri, sadeliði, kuvvetli ve temiz çizgileri, gözalýcý özellikleriyle çaðdaþ Ýsveç tasarýmý.
sýnýflardan çocuklarla oluþturulan müzik
okullarýnýn varlýðý olabilir. Bu teorilerin
ikisinde de haklýlýk payý var gibi görünüyor.
Fakat kesin olan bir þey varsa o da
1970’ler boyunca ve 1980’lerin baþlarýnda pek
çok hit þarkýya imza atmýþ müzik grubu
ABBA’nýn, týpký teniste Björn Borg’ un yaptýðý
gibi, bu alanda sürükleyici bir rol oynamýþ
olmasýdýr. ABBA Ýsveç müzik endüstrisine ve
diðer Ýsveçli þarkýcýlara uluslararasý kapýlarý
açmýþtýr.
Bunlarýn dýþýnda Ýsveç’te müziðin derin
kökleri olduðu söylenebilir. Bu kökler
yalnýzca pop müziði deðil, halk müziðinden
caza ve operaya kadar çok geniþ yelpazede
müzik türlerini etkilemektedir. Söz gelimi
Ýsveç’te dünyanýn hiçbir ülkesinde olmadýðý
kadar çok sayýda amatör koro mevcuttur.
Moda ve tasarým:
Minimalist savurganlýk
Son 10 sene Ýsveç kültüründe çok çeþitli
alanlarda uluslararasý bir yeniden doðuþun
tanýðý olmuþtur. Fakat bunlarýn içinde tasarým
alanýnda yaratýlan yenilikler çok daha dikkat
çekici ve çarpýcýdýr. Ýsveç, yokluktan yarattýðý
iç tasarým üretiminde Ýtalya ve Ýngiltere’nin
ardýndan dünya üçüncülüðünü yakalamýþtýr.
Bu baþarýyý anlamak için tarihe bakmak
faydalýdýr. Çünkü Ýsveç, gurur duyduðu
tarihinde el sanatlarýnýn modernize edilmesi
6
ve bir endüstriye dönüþtürülmesinde büyük
emek harcamýþtýr. 1920’lerin sonlarýndan
itibaren baþlatýlan "Ýsveç Zarafeti" kavramý,
1960’larýn ortasýna gelindiðinde tasarým ve
mimari alanlarýnda dünya liderliðiyle
taçlandýrýlmýþtýr.
1965-1985 yýllarýný kapsayan 20 yýllýk
süreç ise modern tarihimizde istisna yýllarý
olarak görülür. 1980’lerin sonlarýnda Thomas
Sandell, Pia Wallen, Mats Theselius ve Jonas
Bohlin gibi tasarýmcýlar ve bir grup küçük
ama geleceðe yatýrým yapan üretimci,
kendilerini uluslararasý arenaya tanýtmýþ, çok
geçmeden de uluslararasý tasarým ve yaþam
tarzý medyasýnýn dikkatini çekmeyi
baþarmýþtýr. Bu yeni kuþak seçkin tasarýmcýlar,
20.yüzyýlýn ilk yarýsýnda ortaya çýkan "Ýsveç
Zarafeti" ve "Modern Ýsveç" kavramlarý
üzerinden sadelik, kullanýþlýlýk, abartýsýz renk
kullanýmý, doða ürünlerine saygý ve zarafet
duygusunu mizah ve ustalýkla birleþtirmeyi
baþarmýþlardýr.
Son yýllarda Ýsveç’in baþkenti Stokholm,
bazý bakýmlardan karþýlaþtýrýldýðýnda tasarým
metropolleri Londra ve Milano’nun yaný sýra
uluslararasý tasarým dünyasýnýn önemli bir
buluþma noktasý haline gelmiþtir.
Geleneksel Ýsveç mobilyasý ve el sanatlarý
endüstrisi Ýsveç’in güneyinde Smaland
bölgesinde konumlanmýþ, kapýlarýný bu yeni
akýma açmasýyla birlikte de uluslararasý
çaðdaþ tasarým dünyasýnýn gözbebeði olmaya
Yeniden canlandýrýlan geleneksel halk sanatlarý bugünün Ýsveçli tasarýmcýlarýna esin kaynaðý oluyor.
Kültür
1980’lerin sonlarýn itibaren Ýsveç lokanta kültürü ve yemek sanatý, kalitesini artýrýrken uluslararasý saygýnlýk kazanýyor.
baþlamýþtýr. Smaland kaynaklý bu firmalarýn
içinde en büyük ve en güçlü olaný, kendi
içinde pek çok alana yayýlmýþ olan IKEA’dýr ki
onu anlatmak baþlý baþýna bir makale
konusudur.
Moda ve tekstil alanýnda da Ýsveç’in
gurur duyulacak bir geçmiþi vardýr. Bir grup
genç ve yetenekli moda tasarýmcýsý,
uluslararasý piyasada kendi markalarýný
yaratmayý baþarmýþlardýr. Yine de bu
tasarýmcýlar, mobilya ve endüstriyel
ürünlerde yakalanan uluslararasý ticari
baþarýyý yakalamada her nedense büyük
güçlüklerle karþýlaþmaktadýr. Sanatsal moda
alanýnda küçük bir pazar olan Ýsveç, düþük
ve orta fiyatlý ürünler zinciri kurarak özellikle
H&M’nin önderliðinde piyasaya yön verme
baþarýsý göstermiþtir.
Halk sanatý:
Gelenekten gelen eðilim
Geleneksel Ýsveç el sanatlarýnda sade Nordik
köy yaþantýsýný, onun renklerini, çeþitliliðini
ve özdeðerlerini bulabilirsiniz. Ýsveç’i bir
dünya markasý yapan özellikler de yine
bunlardýr; sadelik, temiz çizgiler, etkinlik,
uyum ve doðaya baðlýlýk.
Fiziksel anlamda Ýsveç geniþ ve uzak
yerlere yayýlmýþ bir ülkedir. El sanatlarý
ürünlerindeki çeþitliliðe, Lapland’in
tepelerinde bile bulabileceðiniz geleneksel
Sami sanatlarýndan tutun, Skane bölgesindeki
bereketli topraklara kadar renkleriyle, cesur
desenleriyle her türlü geleneksel tekstil
ürününde rastlayabilirsiniz. Farklý bölgeler,
farklý türde el sanatlarý üzerinde
yoðunlaþmýþtýr. Tahta ve huþ aðacýndan
yapýlma el emeði süsler, dövme demirler,
dokuma sepetler, seramikler, deri mallar ve
tekstil ürünleri gibi. Özellikle geleneksel el
sanatlarýnda, yaþayan bir efsane haline
dönüþmüþ olan Dalarna bölgesi, kendine
özgü orijinal çiçekli boyamalarýyla ön plana
çýkmaktadýr. Bu orta kuzey bölgesi ayný
zamanda Ýsveç’ in en çok bilinen milli
sembolü "kurbits boyalý tahta Dala atý"nýn da
doðum yeridir.
Son yýllarda geleneksel el sanatlarý, genç
kuþaklarýn elinde adeta bir rönesans devrimi
yaþamaktadýr. Thomas Sandell, Pia Wallen,
Anna Holtblad ve Nygards Anna Bengtsson
gibi çok sayýda çaðdaþ modacý ve iç tasarýmcý,
Geleneksel Ýsveç halk sanatlarýný kendi
tasarým ürünlerinde esin kaynaðý olarak
kullanmaktadýr.
Yemek sanatý:
Sakýn Ýsveçli bir þefe
gülmeyin!
Son 15 yýl içinde Ýsveç yemek sanatý ve
lokanta kültürü gerçek anlamda bir dönüþüm
geçirmiþtir. 1980’lerin ortalarýna kadar Ýsveç
mutfaðý içe kapalý ve uluslararasý ziyniyetten
uzak bir görüntü çiziyordu. Geleneksel
yemek piþirme yöntemlerinin yaný sýra köfte,
kabak dolmasý, haþlanmýþ patates, salamura
ringa balýðý gibi taþra yemekleri aðýrlýðýný
koruyordu.
O tarihten itibaren öylesine keskin bir
lokanta ve yemek kültürü hamlesine
giriþildi ki hala da bundan geri adým
atýlmadý. Buna karþýn Ýsveçimize özgü
geleneksel yemek piþirme yöntemleri tüm
dünyada kabul gören bir etki yarattý. Genç
Ýsveçli þefler, sahip olduklarý hüneri çok
daha üst düzeylere çýkarmayý bilerek, kendi
köklerini de unutmadan yemek piþirme
sanatýnda sýnýrlarý zorlamaya baþladýlar.
Genç yaratýcý Ýsveçliler içinde profesyonel
þefliðe adým atanlar, ‘yýldýz’lýk payesiyle
onurlandýrýldý. Gittikçe artan uluslararasý
yemek sanatý yarýþmalarýnda, yemek
piþirme sanatýnýn olimpiyatlarý sayýlan
þampiyonluklarda Ýsveç, gerek bireysel ve
gerekse takým halinde pek çok büyük
zafere imza attý.
Stokholm’ün muhteþem lokantalarý
uluslararasý anlamda þehrin en fazla ilgi
gören merkezleri oldu.
Öte yandan en fazla reklamý yapýlan
lokantalar sadece baþkentle sýnýrlý
kalmamýþtýr. Hemen hemen ülkenin her
yanýnda yemek sanatýnýn incelikleri
açýsýndan görülmeye deðer lokantalar ve
oteller açýlmýþtýr.
7
Doða:
Küçük ulus, büyük ülke
Doða
9 Milyonluk Ýsveç, nüfusu bakýmýndan küçük bir ülkedir; Belçika’dan daha
küçük, Hollanda’nýn ise ancak yarýsý büyüklüðündedir. Belki de bu sebeple
yabancýlar, ülkemizin coðrafi büyüklüðü karþýsýnda bu denli þaþýrýyorlar. Coðrafi
anlamda Ýsveç, Batý Avrupa’nýn en büyük ülkelerinden biridir. Aþaðý yukarý
Ýspanya ve Fransa kadardýr, Kaliforniya’dan ise büyüktür.
Geniþ topraklarýna karþýlýk düþük bir nüfusa sahip olmasý, Ýsveç’i, Avrupa’nýn
en seyrek nüfuslu ülkelerinden biri yapmaktadýr. Buna karþýn Ýsveç nüfusunun
yüzde 90’ý ülkenin güney bölgelerinde yaþamaktadýr. Yüzde 60’ý Ýsveç bölgesi
sayýlan Norrland’de ise bir milyonun altýnda insan bulunmaktadýr. Kimi zaman
Batý Avrupa’nýn yabani kalmýþ son bölgesi sayýlan Norrland’in geniþ açýk
alanlarýnda ki olaðanüstü büyüklükte ormanlardan ülkenin endüstrileþmesinde
büyük payý bulunan madenler ve hidroelektrik güç elde edilmektedir. Ýsveç’in
yaklaþýk altýda biri Kuzey Kutbu içinde yer alýr. Nordkalotten (Avrupa’nýn Kuzey
takkesi) diye bilinen bölgede Norveç’in Finlandiya’nýn ve Rusya’nýn da topraklarý
mevcuttur.
Ýsveç topraklarýnýn yarýsýndan fazlasý ormanlýk arazidir bunun da çoðu her
dem taze yeþil alandýr. Ülkenin yüzde 16’lýk kýsmýný ise daðlar ve tepeler
oluþturur. Yüzde 10’u göl, nehir ve sulak arazilerden, yüzde 8’i ise ekilebilir
topraklardan meydana gelir.
Ýsveç’in epeyce geniþ bir alanýný verimli arazi haline getiren ve Norveç’in batý
sahilinden akan Gulf Stream akýntýsý, Ýskandinavya Yarýmadasý’nýn geri kalanýnda
yerleþmeye bu derece imkan tanýmaz. Kanada, Alaska, Greenland ve Sibirya gibi
dünyada ayný enlemde bulunan alanlarýn geniþçe bir kýsmý yerleþime açýk
olmayan tundra bölgeleridir.
Manzara:
Kýraç tepelerden alev
alev çayýrlara
Ýsveç, baþta kendi ülkesinin insanlarý arasýnda
olmak üzere, doðal güzellikleriyle ünlüdür.
Biz Ýsveçliler, doðal manzaralarý adeta
taparcasýna severiz.
Kuzeyden güneye 1600 kilometrelik bir
uzunluða eriþen ülke topraklarý, güney, orta
ve kuzey bölümleri arasýndaki dengesizlikle
belirlenir. Uzak kuzey bölgesi, üzerinde aðaç
yetiþmeyen tepeleriyle çorak ve vahþi
Lapland’dir; alçaktan esen rüzgar ve geçit
vermeyen sulak arazilerle doludur.
Ýskandinavya dað zinciri, ülkenin batý sýnýrý
boyunca kuzey-güney yönünde devam eder;
Ýsveç’le Norveç arasýnda belkemiði vazifesi
görür. Kuzey ve orta Ýsveç’in geri kalaný ise
baskýn bir þekilde uçsuz bucaksýz ormanlar,
onlarýn arasýna yayýlmýþ göl sistemleri ve
batýya doðru Baltýk Denizi kýyýsýna akan kar
kaplý tepelerden inme coþkun nehirlerden
oluþur.
Doðu kýyýlarý, bünyesinde eþsiz doða
güzelliklerini barýndýrýr. Kuzeyde,
UNESCO’nun da Dünya Mirasý Listesi’ne
aldýðý High Coast köprüsü ve içlerinde
onbinlerce ada bulunan eþsiz güzellikteki
Stokholm, St.Anne ve Vastervik takýmada ve
9
Doða
Geleneksel "serbest dolaþým hakký" altýnda Ýsveç’te dileyen herkes eþsiz özgürlüðün ve doðanýn tadýný çýkartabiliyor.
adacýklarý görülmeye deðerdir. Ýsveç’in batý
kýyýlarý, kuzeye doðru Norveç fiyordlarýna
kadar devam eden pembe renkli adalardan
meydana gelir. Ýsveç’in doðu kýyýlarýnda yer
alan Baltýk Denizi’nde iki büyük ada
mevcuttur: Gotland ve Öland. Her ikisi de
doðal manzarasýyla eþsiz, þaþýrtýcý kireçtaþý
kýyýlarýyla, çiçekli deniz kýyýsý çayýrlarýyla, açýk
alanlardaki kireçtaþý düzlükleriyle ayný iklim
kuþaðýnda baþka hiçbir yerde
bulamayacaðýnýz güzellikte bir görüntü sunar.
Skane, ülkenin güney kýsmýna kadar
uzanýr. Ýsveç’in en zengin ve en verimli tarým
bölgesidir. Ýniþli çýkýþlý ovalarý, onlarý
çevreleyen tepeleri, uðultulu ormanlarý, ve
uçsuz bucaksýz kumsallarýyla ünlüdür.
Ülkemizin geniþ olmasýna karþýn
nüfusumuzun düþük olmasý, vahþi doða
manzaralarýndan herkesin tadýný çýkarmasýna
imkan tanýr; paha biçilmez bir lüks. Üstelik
herkesin bundan bedava yararlanma hakký
vardýr.
Kuzey bölgesi doðal manzara karakteri
mevsimlere göre deðiþiklik gösterir. Kýr
manzarasý, üzerine giydiði kýyafeti yýlýn dört
farklý mevsiminde güçlü renk farklýlaþmasý
nöbetleriyle deðiþtirir.
10
Çevre bilinci:
Her þey doða sevgisi için
Nordik doðaya duyulan sevgi ve saygý, Ýsveç
ruhunun ve modern toplum anlayýþýnýn
anahtar kavramlarýdýr. Ýsveç’te eski ve herkes
tarafýndan kabul gören "serbest dolaþým
hakký" kanunu, herkese doðada dilediði her
yere gidebilme hakký verir (Bunun içine çadýr
açýp yemiþ, mantar, çiçek ve benzeri þeyler
toplamak da dahildir). Ayný kanun, mülk
sahibinin görüp duyabileceði mesafede
olmamak kaydýyla özel mülk arazileri için
bile geçerlidir. Bu hakkýn temel prensibi,
"sorumluluk altýnda özgürlük"tür. Elbette
arkada çöp býrakmak, aðaç dallarýný kýrmak,
dikkatsizce ateþ yakmak gibi doðaya zarar
verecek eylemlerden kaçýnýlmasý zorunludur.
Ýsveçliler’in doðayla kurduklarý bu derece
yakýn ilginin sonucu olarak, doðal
kaynaklarýn sonsuz olmadýðýný çok erken
dönemlerde farkettik. Ýsveç, 1970’lerden
itibaren gerek kendi doðamýzýn korunmasý ve
gerekse dünyada çevreyle ilgili etkinliklere
lider rolde katýlým göstermektedir.
Þunu gururla söyleyebiliriz ki bugün
Ýsveç’te 20 yýl öncesine nazaran hava daha
temiz, su daha saf ve ormanlar daha
saðlýklýdýr. Halkýn ve yetkililerin gösterdiði
duyarlýlýkla nesli tükenmekte olan birçok bitki
ve hayvan türü yeniden yaþama
kazandýrýlmýþtýr. Bu olumlu eðilimin bir kanýtý
olarak baþkent Stokholm’ün þehir
merkezindeki sularda yüzülebilmesini ve
balýk tutulabilmesini örnek gösterebiliriz.
Ýsveç, uluslararasý boyutta uzun yýllardýr
Birleþmiþ Milletler ve diðer uluslararasý
örgütler içinde dünya çevre saðlýðýnýn
korunmasý adýna deðerli çalýþmalar
yürütmektedir. Ýsveç’in 1995’te Avrupa
Birliði’ne kabul edilmesiyle birlikte
uluslararasý çevre saðlýðý konusunda önemli
bir adým atýlmýþ, Ýsveç ve komþusu Kuzey
Avrupa ülkeleri, söz konusu alanda çok daha
aktif bir rol üstlenmiþlerdir.
Gece yarýsý güneþi ve kuzey ýþýklarý:
Güneþ asla batmazken
Kuzey Atlantik Okyanusu’ndan gelen Gulf
Stream akýntýsýnýn ýlýman etkisine raðmen
Ýsveç’in kuzey coðrafyasýnda yer almasý
ülkeye olaðanüstü bir iklim bahþetmiþtir.
Yabancý ziyaretçiler, ülkenin günýþýðý
þartlarýndaki deðiþimini daha da olaðanüstü
bulmaktadýr. Hatta Nordik ýþýðý, Ýsveç’in
uluslararasý turist çeken özelliklerinden biri
olmuþtur.
Haziran ayýnýn sonlarýna kadar ülkenin
kuzeyinde batmak bilmeyen güneþ sebebiyle
yaz aylarý boyunca günler gittikçe daha uzun
Doða
Gece yarýsý güneþi ve poyraz esintisinin kokusu uzak kuzeye kadar tüm ziyaretçileri mest ediyor.
ve daha aydýnlýktýr. Daha çok gizemli bir
þafak ýþýðýný andýran karanlýksa, yalnýzca
güney bölgelerde, o da birkaç saat için söz
konusudur. Bu aydýnlýk geceler Ýsveç’te mayýs
ayýnýn sonlarýndan haziran ayýnýn sonlarýna
kadar sürer. Lapland’de gece yarýsý güneþi
her yýl dünyanýn dört bir yanýndan gelen
ziyaretçileri büyük þaþkýnlýða uðratan bir
doða olayýdýr.
Son yýllarda yazlarý görülen "beyaz
geceler"in tersi olan yoðun Nordik kýþ
karanlýðý da daha mütevazý boyutta olsa da
turistlerin ilgisini çeken doða olaylarýndan
biri olmuþtur. Yine de bugün, sýrf yoðun kýþ
karanlýðýný görmek için çok uzaklardan
Lapland’e gelen ziyaretçiler vardýr; hem de
ölümcül sessizliðe ve 30, hatta daha aþaðýlara
kadar düþen ýsýya raðmen. Ziyaretçiler ayný
zamanda kýþýn kutup göklerinde beliren ve
12
"kuzey ýþýklarý" adý verilen devasa renkli ýþýk
oyunlarýnýn tadýný da çýkarmaktadýrlar. Bu,
yeryüzünün manyetik etkisi sebebiyle oluþan
bir görüntü olayýdýr.
ORTALAMA ISI
OCAK AYI
TEMMUZ AYI
Malmö
Stokholm
Kiruna
-0.2 C (+31.6 F)
-2.8 C (+27.0 F)
-16.0 C (+3.2 F)
+16.8 C (62.2 F)
+17.2 C (63.0 F)
+12.8 C (55.0 F)
GÜN IÞIÐI (YAKLAÞIK DEÐERLER)
OCAK AYI
TEMMUZ AYI
Malmö
Stokholm
Kiruna
7 saat
6 saat
0 saat
17 saat
18 saat
24 saat
Doða
Boz ayý ve vaþak, Ýsveç ormanlarýnda göze çarpan vahþi hayvanlarýn baþýnda geliyor.
Vahþi Hayvanlar:
Linnaéus:
Geyiklerin, ayýlarýn,
kurtlarýn ve vaþaklarýn
eþliðinde
Doðanýn þifresini kýran
adam
Ýsveç’in üçte ikisini kaplayan ormanlarda ve
vahþi hayat bölgelerinde çok sayýda vahþi
hayvan türü yaþamaktadýr. Bazýlarý yakýn
zamana kadar tükenme tehlikesiyle karþý
karþýya kalan bu hayvanlarýn çoðu, uzun
zamandýr yürütülen koruma programlarý
dahilinde çevre ve yaþam þartlarýnýn
geliþtirilmesi sonucu tekrar doðaya
kazandýrýlmýþtýr.
Ýsveç, iri boynuzlu geyikleriyle ünlüdür.
Ülkenin gayriresmi milli hayvaný sayýlan
geyikler, hemen bütün turistler için hatýra
konusudur. Ýri boynuzlu geyik, Afrika’nýn
Beþ Büyüðü’nün Ýsveç’teki ilk karþýlýðý
sayýlabilir. Bu beþlinin diðer dört üyesi ise
yýrtýcý hayvanlardan oluþur: Daha çok
Lapland’de yaþayan ve ren geyiklerini
avlayan sansar, son zamanlara kadar nesli
tükenme tehlikesi içinde olan fakat yaþama
döndürülen ve güney Ýsveç bölgesinde
yaþayan kurt, kuzeybatý ormanlarýnda ve
tepelerinde sýkça görülen boz ayý ve ülkede
bulunan geniþ ormanlýk arazilerde hayatýný
sürdüren, Nordik bölgesinin tipik büyük
kedisi vaþak.
Ýngilizce konuþulan ülkelerde doðduðu yerle
(Linnaéus) anýlan Carl von Linné (1707-78),
büyük bir Ýsveç fizikçisi ve botanistiydi. O
dönemlerde botanik, týp ilminin bir
parçasýydý. Linné, bitkiler, hayvanlar ve
madenler için geliþtirdiði sýnýflama sistemi
"Doðanýn Sistematiði" kuramýyla ünlüdür.
Ýsveç’in dört bir yanýna geziler yapan Linné,
özellikle Lapland, Dalarna ve Skane
bölgelerinden topladýðý verilerle doðal
sistemlerin yapýlarý konulu ayrýntýlý bir rapor
hazýrlamýþtýr. Onun izinden yürümek isteyen
öðrencileri de Japonya, Çin, Amerika,
Avustralya, Arabistan ve Kutuplar’a
tertipledikleri gezilerle öðretmenlerinin
bulgularýný kanýtlamaya çalýþmýþlardýr. Ne var
ki Linne’nin büyük araþtýrmacýlýk kariyeri,
bilim adamlarý tarafýndan hakettiði ilgiyi
ancak son yýllarda görebilmiþtir. Söz gelimi,
Darvin’in belki de en önemli habercisi
olduðu düþünülmektedir. Çok zor þartlarda
elde ettiði deneye dayalý kanýtlarýn sonuçlarý,
doða bilimleri araþtýrma yöntemlerinin genel
geliþimi açýsýndan ayrýca önem taþýmaktadýr.
Carl von Linné: Devrim yaratan bir botanist.
13
Toplum:
Seçilecek iki yol varsa,
biz üçüncüsünden gideriz
Toplum
"Altýn Orta Yol." Bu Ýsveç deyiþi uzlaþmayý, hoþgörüyü, anlaþmayý ve kötülerin
içinde daha az kötü olan seçeneði kabullenmeye hazýr bir ulusu anlatmaktadýr.
Belki de bu sebeple 20.yüzyýlda Avrupa kendini kapitalist ve komünist blok olmak üzere ikiye ayýrýrken Ýsveç, orta yolda kalabilmeyi becermiþtir.
Özellikle Amerikan propagandalarýnda Ýsveç, 1050, 60 ve 70’li yýllarda sýk sýk
yarý komünist bir ulus olarak gösterilmekte, özgürlüklerin yasaklandýðý bir ülke
olarak çizilmekteydi. Bu, tamamen yanlýþ bir görüntüdür. Ýsveç gerçek anlamda
demokratik ve açýk pazar ekonomisine dayalý bir ülkedir.
Öte yandan Ýsveç’in, belki de batýlý ülkelerin hiçbirinde olmadýk ölçüde,
siyasette sosyalist unsurlara da yer verdiði bir gerçektir; 1930’lardan itibaren
Sosyal Demokrat Parti’nin ülkede kanun koyucu rolünü üstlenmesine fazla bir
itiraz çýkmamýþtýr. 20.Yüzyýlda Ýsveç’in ortaya koyduðu baþarýnýn arkasýnda
tabana yayýlabilmiþ eðitim ve vergi sistemlerinin, saðlýk hizmetleriyle çocuk ve
yaþlý bakýmýna önem verilmesinin, aile sigorta sistemi kurulmasýnýn, emeklilik ve
diðer hizmet sektörlerinin iyi çalýþtýrýlmasýnýn payý vardýr. Dengi ülkelerle
karþýlaþtýrýldýðýnda, sýnýrlý ekonomik yapýsýna karþýn sosyal sýnýflara öncelik
tanýyan bir toplum modeli ortaya çýkmýþtýr.
Klasik refah düzeyi, "orta yol," "üçüncü yol," ya da "Ýsveç modeli"
deyiþlerinden yola çýkýlarak artýrýlmýþ, kötünün iyisi deyiþi ise Ýsveçli iþverenlerle
ülkenin güçlü sendikalarý arasýndaki anlaþmazlýklarda anahtar söylem olarak rol
oynamýþ, bu da emekçi sýnýfýn güvenliðini saðlayarak refah düzeyinin artmasýna
ön ayak olmuþtur.
Bakým ve Sosyal Yardým:
Beþikten mezara
Ýþçi hareketi ve diðer "popüler hareketler"
(ýlýmlýlar, kadýn haklarý vb.), erken yýllardan
itibaren etkisini göstermiþti. Sosyal
Demokratlar 1920’lerde ilk kez bu kadar
güçlenmiþ, 1930’lar boyunca Ýsveç, Baþbakan
Per Albin Hansson’un söylemiyle "halkýn
yuvasý" projesini uygulamaya koymuþtu.
Amaç, Ýsveç’i bir an önce fakirlikten
kurtarmak ve hepsinin de ötesinde cinsiyet
ayrýmý gözetmeksizin yüksek deðerli, sosyal
kökleri olan, ekonomisi ayaklarý üzerinde
durabilen bir toplum modeli oluþturmaktý.
Ýsveç’in bu "halkýn yuvasý" projesi karþýlýksýz
yardýmlarla deðil, baþlangýçta ekonomiye
büyük bir yük getirecek olsa da yeni bir vergi
sistemi aracýlýðýyla karþýlanacaktý.
Temel fikir, "verebilecek olandan al,
ihtiyacý olana ver"di. Bu sosyal yardým
yapýsýnýn temelinde üçüncü yoldan gitmek
eðilimi vardý; kapitalizm ve sosyalizm
arasýndaki dar ama önceden denenmiþ
yoldan gitmek.
Ýsveç’te ekonomik büyümenin istikrarlý
olmadýðý 1950’li ve 1960’lý yýllar içerisinde
dünyanýn en cömert vergi kaynaklý sosyal
yardým sistemi tesis edildi. Bu sistem,
15
Toplum
sonradan pek çok ülkenin de denediði bir
dizi reformdan oluþuyordu.
"Beþikten mezara tüm vatandaþlarýný
koruyan ülke." Bu, uluslararasý çevrelerde sýk
sýk býyýk altýndan iðnelemelere sebep olsa da
ülke olarak Ýsveç’i tanýmlayan sözlerden
biridir. Bu görüntünün gerçeklik payý
büyüktür. Ýsveç sisteminin karakteristik
özelliði, sosyal hizmetlerin, vatandaþlarýnýn
ekonomik güvenliðinden azami ölçüde
sorumlu olmasý ve bunun aile gelenekleriyle
birebir örtüþmesinin saðlanmasýdýr.
Bebeklik çaðýndan baþlatýlan sistem,
anneler için sosyal bakým merkezleri, gündüz
bakým yuvalarý ve okul öncesi merkezlerini
içerir. Son yýllarda özel ve aile kooperatifi
bakým merkezlerinin de açýlmasýna izin
verildi, ancak bunlarýn finansmaný da büyük
ölçüde halen sosyal hizmetler tarafýndan
karþýlanmakta, bakýcýlýk ücretleri ailelerin
gelir vergilerinden oluþturulan fonlardan
ödenmektedir. Okula gitmek parasýzdýr.
Baþka bir deyiþle vergilerden
karþýlanmaktadýr. Üstelik yalnýzca okul öncesi
veya ilkokul düzeyindeki çocuklar için deðil,
üniversite düzeyine gelmiþ çocuklar için de
bedavadýr, hatta tüm sosyal sýnýflardan
gençleri okumaya teþfik etmek üzere devlet,
cömert öðrenim kredileri vermektedir.
Saðlýk sigortasý sistemi, ilaç ve diþ
hastalýklarý masraflarý da dahil olmak üzere
tüm vatandaþlara bedava hizmet
sunmaktadýr. Hastalýk doðal bir olgudur ve
aile sigortasý kapsamýndadýr. Hastalýk ya da
ailevi bir sorundan iþine gidemeyen personel,
gelir kaybýna uðramaz (belli bir sýnýra kadar).
Yaþlýlarýn bakýmý da hemen hemen tamamiyle
sosyal hizmetler tarafýndan karþýlanýr. Yaþlýlar,
isterlerse gelir vergisi kaynaklý huzur
evlerinde ikamet edebilirler. Ýsveç,
vatandaþlarýna barýnacak yer temin etme,
iþsizlik sigortasý, sosyal yardým gibi konularda
da cömert imkanlar sunar. Sosyal yardým
güvenlik aðý konusundaki bu soylu amaç,
þartlarý ya da konumu ne olursa olsun her
Ýsveçli’ye en azýndan çoðu temel ihtiyaç
konusunda sosyal hizmetlere her zaman
dayanabileceklerine dair güvence
vermektedir.
Ýsveç ekonomik güvenlik sistemi, son
yýllarda aðýr bir ekonomik baský yaþamýþtýr.
Buna, saðlýk hizmetlerinden yararlanmak
isteyenlerin oluþturduðu bekleme listesi,
16
Stockholm’deki Ýsveç Meclis Binasý.
personel sayýsýnýn düþürülmesi, emeklilik
sistemlerindeki hesap açýklarý gibi sorunlar
sebep olmuþtur. Siyasetin sað kanadýndan bir
"görev deðiþimi" talebi gelmesine karþýn
halkýn büyük bir çoðunluðu sosyal yardým
sistemlerini destekleyen siyasilere arka
çýkmýþ, zor ekonomik þartlara raðmen "temel
güvenlik" ten vazgeçmemiþtir.
DEVLET BAÞKANI: 1973’ten bu yana Kral Carl
16.Gustaf. 1976’da Kraliçe Silvia’yla evlendi. Üç
çocuklarýndan büyük olaný Victoria, Veliaht
Prenses unvanýný taþýyor.
BAÞBAKAN: Göran Persson. 1986’dan bu yana
Sosyal Demokrat azýnlýk hükümetine
baþbakanlýk yapýyor.
Bugünün demokrasisi:
Farklýlýk yaratabilir
miyiz?
Ýsveç, kanun yapýcýsý 349 üyeli Ýsveç
Parlamentosu (Riksdag) olan tek meclisli bir
temsili demokrasidir. Milletvekili seçimleri
dört yýlda bir yapýlýr. 2002 Seçimlerinden
sonra Sosyal Demokratlar, yüzde 40’ýn hemen
altýnda bir oyla birinci parti çýkýnca Sol Parti
(Eski Komünist Parti) ve Yeþiller’le bir azýnlýk
hükümeti kurdular. Bir önceki dört yýllýk
meclisle karþýlaþtýrýldýðýnda güç dengelerinde
büyük bir deðiþiklik görülmedi. Hükümet,
Son Meclis seçimi, Eylül 2002: Alýnan oylara göre mecliste daðýlým.
Liberaller: %13.3
Hýristiyan Demokratlar: %9.1
30
55
Ilýmlýlar: %15.2
Sol Parti: %8.3
48
144
33
Merkez Parti: %6.1
Sosyal Demokratlar: %39.8
Yeþiller: %4.6
22
17
Seçime katýlým: %80
Mecliste kadýn üye oraný: %45
18 Yaþýný dolduran Ýsveç vatandaþlarý meclis seçimlerinde oy kullanabilmektedir. Yabancý vatandaþlarýn ise
belediye ve ilçe meclis seçimlerinde oy kullanabilmeleri için en az 3 yýldýr Ýsveç’te ikamet ediyor olmalarý þartý
aranmaktadýr.
Toplum
Ýsveç kanunlarýnýn en büyük baþarýlarýndan biri çocuk yetiþtirmede erkeðe ve kadýna eþit haklar ve sorumluluklar vermesidir.
10’u kadýn olmak üzere 22 bakanla temsil
edilmektedir. Öte yandan en büyük
muhalefet partisi olan Ilýmlýlar (eski
Muhafazakarlar), 2002 seçimlerinde büyük oy
kaybýna uðradý. Sosyalist olmayan diðer
muhalefet partileri ise Liberaller, Hýristiyan
Demokratlar ve Merkez Parti’ dir (eski Çiftçi
Partisi).
Son 20-30 yýlda Ýsveç demokrasisi, batý
dünyasýnda da hüküm süren bir sorunla
boðuþmak zorunda kaldý; nüfus üzerindeki
siyasi etkinin azaltýlmasý. Siyasi partiler bu
sorunu özellikle genç yaþlardaki yeni
üyelerine atlatmakta zorluk çektiler. Popüler
hareketler varlýðýný sürdürüyor. Bunlarýn
içinde sendika hareketleri, bugün bile Ýsveç
demokrasisinde popüler desteðin önemini
hala koruduðunu gösteriyor.
Uzun yýllar Avrupa ortalamasýnýn
üzerinde seyretmesine karþýn Ýsveçli
seçmenlerin seçimlere katýlým oraný 2002’de
yüzde 80 olmuþtur. Seçimlere katýlým oraný
ortalamasý Avrupa Parlamentosu’nda bunun
da altýnda, yüzde 50 civarýndadýr.
Bu rakamlara raðmen Ýsveç demokrasi
geleneði her zamanki gibi güçlüdür.
Toplumumuzu demokrasiyi özümsemiþ bir
halk olarak tanýmlayabiliriz. Demokratik
unsurlar yalnýzca ulusal boyutta deðil,
bölgesel ve yerel siyasette de kendini
göstermekte, okullarda, iþ yerlerinde, deðiþik
örgütlerde ve toplumun farklý katmanlarýnda
açýða çýkmaktadýr.
18 Yaþýný dolduran Ýsveç vatandaþlarý
meclis seçimlerinde oy kullanabilmektedir.
Yabancý vatandaþlarýn ise belediye ve ilçe
meclis seçimlerinde oy kullanabilmeleri için
en az 3 yýldýr Ýsveç’te ikamet ediyor olmalarý
þartý aranmaktadýr.
Eþit Haklar:
Yalnýzca bütün
erkekler eþit deðildir...
Ýsveç, kadýnlara oy kullanabilme hakkýný
veren öncü ülkeler arasýnda deðildir. Buna
karþýn kadýnlarýn oy kullanma hakkýný
kazandýklarý 1921’den bu yana cinsiyet eþitliði
konusunda saðlanan ilerleme, belki de hiçbir
ülkede olmadýðý kadar Ýsveç toplumunun
katmanlarýnda kendini göstermiþtir.
Ýsveç cinsiyet eþitliði çalýþmalarýnýn temel
prensibi, emekçi sýnýftaki herkesin cinsiyet
gözetilmeksizin aldýðý maaþ oranýnda yaþama
hakkýna sahip olmasýdýr. Böylece baþkalarýna
dayanma gereði duymazlar. Okul öncesi
çocuk sahibi ailelerin iþlerini kaybetmemeleri
için Ýsveç’te sosyal bakýcýlýk kurumu devreye
sokulmuþ, dünyanýn en cömert aile sigorta
sistemi kurulmuþ, gelir kaybý yaþamaksýzýn
ailelerin 16 aya kadar çocuklarýna evlerinde
bakmalarýna izin verilmiþtir. Bu 16 ayýn ikisi
de "babalar ayý" olarak onlara ayrýlmýþtýr.
Özellikle sosyal yardým kurumlarýnýn
geniþleme sürecinde kadýnlarýn oynadýðý
baskýn rol, genel anlamda saðlanan
ilerlemenin itici gücü olmuþ, kadýnýn
toplumdaki yeri saðlamlaþmýþtýr. Böylelikle
sosyal yardým kurumlarýnýn geleneksel
anlamda kadýnlara teslim edilmesiyle
toplumdaki sorumluluk paylarý artmýþ, çocuk
ve yaþlýlarýn bakýmlarý onlara emanet
edilmiþtir. Bu siyasetin bir sonucu olarak
bugün Ýsveç’te kadýnlar büyük bir yüzdeyle
çalýþma hayatýnda yer almaktadýr. Erkeklerin
yüzde 79’una karþýlýk yüzde 74 gibi bir
orandýr bu. Ulusal kimliðin üst katmanlarýna
baktýðýmýzda ise bilhassa siyaset ve yönetim
kadrolarýnda cinsiyet ayrýmcýlýðýnýn
minimum düzeyde iþlediðini, buna karþýn
özel sektörün üst düzey iþ dünyasýnda hala
orta yaþlý erkeklerin egemen olduðunu
görüyoruz.
Bugün, eþit haklarý garanti altýna alan pek
çok kanun ve tüzük mevcuttur; eþit iþe eþit
ücret, cinsel ayrýmcýlýk yasalarý, cinsel taciz
yasalarý gibi. Bu kanunlarýn çoðu, Eþit
Fýrsatlar Memuru’nun gözetiminde iþ
piyasasýnda uygulanmaktadýr.
Elbette eþitlik saðlama çalýþmalarýnýn tek
ilgi alaný kadýnlar deðildir. Ýsveç, yasakçý ve
dýþtalayýcý her türlü zihniyete karþý da
azýmsanmayacak bir baþarýya imza atmýþtýr.
Ýnsanlarýn etnik kökenlerine göre farklý
muamele görmeleri, fiziksel ya da ruhsal
bozukluklarý yüzünden aþaðýlanmalarý veya
17
Toplum
JAS 39, Gripen (Pençe) Savaþ Uçaðý. Ýsveç Yapýmý.
cinsel yönlendirmeye karþý kanunlar
çýkartýlmýþtýr. Çocuklarýn da yalnýzca toplum
içinde deðil ailede de korunmasýna yönelik
olarak çocuk haklarý yasasý çýkartýlmýþtýr. Söz
gelimi Ýsveç, daha 1970’lerde uluslararasý
çevreleri de tetikleyerek ailelerin çocuklarýný
dövmelerini yasaklayan dünyadaki ilk ülke
olmuþtur.
Þeffaflýk ve etki gücü:
Saydam toplum
Ýsveç toplum yaþamýnýn köklü
prensiplerinden bir diðeri de açýklýktýr.
Siyasetçilerimizin ve toplum kurumlarýnýn
çalýþmalarýný açýk ve anlaþýlýr þekilde
izleyebilmek Ýsveç’te bir sivil haktýr. Ýsveç’te
pek çok ülkede olduðundan daha iyi çalýþan
"Þeffak olma prensibi", yalnýzca her türlü
yazýlý iþ ve iletiþim araçlarýnda (elektronik
postalar dahil) deðil, devlet hizmetleri,
belediye hizmetleri ve toplumsal kurumlarýn
da basýna ve kamuoyuna açýk olmasýyla
kendini gösterir; hatta her türlü bilgiye
kolayca ulaþýlabilme ve ilgili kurumdan
karþýlýksýz olarak talep edebilme hakký
kanunlarla da belirlenmiþtir.
Ýsveç’in þeffaflýk politikasý uluslararasý
çevrelerde de o denli yenilikçi bir harekettir ki
Avrupa Birliði’nde yer alan Ýsveçli temsilciler,
gösterdikleri açýklýk ve þeffaklýk karþýsýnda sýk
18
sýk dirençle karþýlaþmakta, ihtilaflý konularda
Avrupa Birliði temsilcileriyle anlaþmazlýða
düþmektedirler.
Ýsveç’te sosyal hayattaki açýklýðýn bir baþka
önemli garantisi de çok sayýda ülke tarafýndan
da benimsenmiþ olan ve gayet iyi bilinen
gözetmenlik sistemidir. Kurumlar tarafýndan
finanse edilen gözetmenler, vatandaþlarýn
emniyetinden sorumlu olmakta, sistemin
doðru çalýþmasý için gözlem yapmakta ve diðer
sosyal kurumlarýn güçlerini ne yönde
kullandýklarýna dair raporlar
hazýrlamaktadýrlar.
Pek çok ülkeyle karþýlaþtýrýnca Ýsveç özel
sektöründe de geleneksel açýklýk politikasýna
uyulduðu,bilgi paylaþýmý ve çalýþanlarla
iþbirliði yapýldýðý gözlenmektedir Söz gelimi
devlet, sendikalara, yönetim kurullarýnda
bulunmak üzere tüm borsa þirketlerine birer
temsilci gönderme yetkisi verebilmektedir.
Barýþ ve tarafsýzlýk:
Barýþýn savunulmasý
Savaþta saf tutmamak, barýþta tarafsýzlýk. Bu,
Ýsveç’in modern zamanlar için öngördüðü dýþ
ve iç savunma politikasýnýn güvenlik
doktrinidir. Þüphesiz bu doktrin asýl amacýna
Bir zamanlar Lutheran olan Ýsveç, pek çok din kültürünü buluþturan ülke oldu.
Toplum
ulaþmýþ, Ýsveç, 20.yüzyýlda meydana gelen iki
dünya savaþýndan da uzak kalabilmeyi
baþarmýþtýr.
Komünist bloðun çökmesinden sonra
Ýsveç’in tarafsýzlýk siyaseti ilk kez ciddi
tartýþmalara konu olmuþtur. Ýsveç bugün
Avrupa Birliði üyesidir. Bu durum, ülkenin
tarafsýzlýk siyasetiyle çeliþir gibi görünmekle
birlikte Ýsveç, askeri anlaþmalara
yanaþmamaktadýr. Öte yandan güvenlik
politikasýnda temel prensibine sadýk
kalmaktadýr. Birleþmiþ Milletler üyeliði,
Ýsveç’in dýþ siyasetinde her zaman merkezi
bir unsur olarak yer alýr. Ülke, özellikle
uluslararasý barýþ çabalarýnda son derece aktif
bir rol oynamaktadýr.
Ýsveç güvenlik politikasý güçlü bir
savunma sistemine dayanýr. Bu prensibe göre
Ýsveç baþkalarýndan yardým istemesine gerek
kalmayacak ölçüde güçlü olmalýdýr. Ýsveç’te
askerlik mecburidir. Ne var ki yeni dünyanýn
siyasi þartlarý ve tasarruf tedbirleri gereðince
son yýllarda askere alýnmaya ara verilmiþtir.
Ýsveç savunma politikasý, ayakta kalabilmek
için ayný zamanda silah endüstrisine de
önem vermekte, üretilen silahlar yurtdýþýna
ihraç edilmektedir. Ýhraç ürünü bu silahlar,
ülke içinde sürekli bir tartýþma konusudur.
Ýsveç silah endüstrisi, savaþ halinde olan
ülkelere silah satmayý reddetmektedir. Barýþ
yanlýlarý ve muhalif kesimler bunu
ikiyüzlülük olarak deðerlendirmekte,
silahlarýn ancak savaþmak için
üretilebileceðini söylemektedirler.
Din:
Hangi din?
Hiç þüphe yok ki Ýsveç bugün dünyanýn en
az dindar ve dünyevileþmiþ ülkelerinden
biridir. Ülkemizdeki pek çok þey gibi bunun
da son derece hýzlý bir zaman diliminde
gerçekleþtiðini söyleyebiliriz; 100 yýldan kýsa
bir sürede. 19.Yüzyýl sonlarýna kadar
Ýsveçliler Tanrý korkusu yaþayan, Lutheran bir
ulustu. Modern toplum yapýsýnda Ýsveç
Kilisesi’nin pek çok kiþi için dinsel anlamýný
yitirdiðini, týpký monarþik düzen gibi daha
çok abartýlmýþ bir kültürel mirasa
dönüþtüðünü gözlüyoruz. Ýsveç, Roma
Katolik Kilisesi’yle ilgisini 16.yüzyýlda kesti ve
Yeni Ýsveçliler: Son 20-30 yýlda görülen göç dalgasý Ýsveç’i çok kültürlü bir toplum haline dönüþtürdü.
o günden sonra da Protestan bir ülke oldu. 4
Yüzyýldan uzun bir süre evanjelik Lutheran
Kilisesi ya da Ýsveç Kilisesi, resmi devlet
kilisesiydi. 2000 Yýlýna kadar da böyle devam
etti. Yýllarca süren tartýþmalardan sonra
devlet ve kilise birbirinden ayrýldý.
Ýsveçlilerin yüzde 80’inden fazlasý hala
Ýsveç Kilisesi’ne baðlýdýr. Yine de pek çok
Ýsveçli için kilise, daha çok vaftiz, kilise
üyeliði (hala yaygýn), düðün ve ölüm gibi
törensi olaylarda ön plana çýkan bir
kurumdan ibarettir.
Bu ülkedeki gerçek dinsel uyanýþý
saðlayanlar göçmenlerdir. Farklý din ve
kültürlerden gelme yüzbinlerce yeni
Ýsveçliyle birlikte ülke bugün sadece
Lutheran bir ülke olmaktan çýkmýþ, dinlere
saygýlý çok kültürlü bir ulus olmuþtur.
Uyum saðlama:
Yeni Ýsveçliler
Geçtiðimiz yüzyýl içerisinde Ýsveç
toplumunun dönüþüm süreci farklý açýlardan
dramatik olmuþtur. Öte yandan asýl sorun,
savaþ sonrasý Ýsveç’e yaþanan göç dalgasýnýn
baþka ne gibi olaylarý tetiklediði sorusudur.
II.Dünya Savaþý’na kadar Ýsveç pek fazla
göç almýyordu. 19.Yüzyýl boyunca ise tam
tersine göç veren bir ülkeydi. 1850-1930 yýllarý
arasýnda, çoðu Kuzey Amerika’ya olmak
üzere nüfusun ancak 50’de 1’i göç etmiþti.
Savaþ sonrasý dönemde çalýþmak ve
yerleþmek üzere Ýsveç’e çok büyük bir göç
dalgasý geldi. Çoðu komþu ülkelerden
olmakla birlikte güney Avrupa’dan da
gelenler vardý. 1980’lerde, kurallarýn
sýkýlaþtýrýlmasýyla iþçi göçünde azalma
yaþandý ve bunun yerini Avrupa Birliði
dýþýndan gelenlerin göç dalgasý aldý. O
tarihten beri yaþanmakta olan göçler, ülke
nüfusuyla karþýlaþtýrýldýðýnda uluslararasý
ortalamalarýn çok üstünde seyretmektedir.
Bugün Ýsveç’te yaklaþýk 550 bin yabancý
vatandaþ yaþamaktadýr. Buna ek olarak 700
bin civarýnda da birinci veya ikinci kuþak
göçmenler Ýsveç vatandaþý olmuþtur. Bunun
anlamý Ýsveç nüfusunun yüzde 15’inden
fazlasýnýn yabancý kökenli olduðudur ki bu
da Ýsveç’i Avrupa Birliði’ nin en yüksek
kapasiteli göçmen ülkesi yapar.
Bu göç dalgasý çok kýsa bir süre içinde
Ýsveç’i daha uluslararasý, açýk ve çok kültürlü
bir ülke haline getirdi. Böylesine köklü bir
deðiþim elbette beraberinde bazý problemler
de getirdi; iskan ve kültürel ayrýmcýlýk,
göçmen gruplarýn iþsizlik sorunlarý ve tabii
kültürel anlaþmazlýklar. Diðer Avrupa
ülkelerinde olduðu gibi Ýsveç’te de yabancý
düþmanlýðý önemli bir sorundur.
Buna karþýn uluslararasý bir karþýlaþtýrma
yapýlacak olursa etnik þiddet ve yabancý
düþmanlýðý yapýlan pek çok ülkeye nazaran
Ýsveç’te daha hoþgörülü bir anlayýþýn hakim
olduðu gözlenir.
19
Ekonomi:
Yenilik çaðrýsý
Ekonomi
Ýsveç’in fakir, geçmiþte tarýma dayalý bir ülke olmaktan çýkarak modern,
endüstrileþmiþ bir ulus haline dönüþmesi ve yarým yüzyýl gibi kýsa bir zamanda
ekonomik bir mucizeye imza atmasý, pek çok bakýmdan Japonya’yla
karþýlaþtýrýlabilir. Ünlü Ýsveç sosyal yardým projesinin hayata geçirilmesi, Ýsveç
endüstrisinin sýradýþý ihracat baþarýsý sayesinde gerçekleþmiþtir.
Bu evrim için gerekli olan gücün nereden geldiði kuzey Ýsveç’in olaðanüstü
doðal kaynaklarýnda saklýdýr; ormanlar, madenler ve hidroelektrik güç. Ancak
Ýsveç’te yaratýcýlýk ve giriþimcilik ruhu da geleneksel bir gurur kaynaðýdýr. Ýsveçli
fabrika sahipleri yalnýzca hammadde bulma konusunda deðil, bu doðal
kaynaklarýn deðerini artýrma konusunda da yeni ve yaratýcý fikirler bulmuþlardýr.
Ýsveçli dehalarýn bulduðu icatlar ve yenilikler, Ýsveç mühendisliðini, kimyasal
eczacýlýðý, elektrik endüstrisini ve diðerlerini ileri seviyelere taþýmýþtýr.
Bugün bu miras, Ýsveç’i dünya liderleri arasýna sokan yüksek teknoloji, bilgi
teknolojisinde araþtýrma-geliþtirme hizmetleri ve biyolojik týp gibi alanlarda
sürmektedir. Geçtiðimiz 20-30 yýl içerisinde Ýsveç ticaret sektörü son derece
sancýlý bir dönüþüm süreci geçirmiþtir. Pek çok firmanýn düþük ücretle üretim
yapabildiði ülkelere kaymasý neticesinde imalat sektörü büyük bir çöküþ
yaþamýþtýr. En büyük Ýsveç firmalarýndan çoðu satýlmýþ ya da çokuluslu gruplara
dahil olmak zorunda kalmýþtýr. Bugün, yüzyýl öncesine göre Ýsveç endüstrisinin
gelecek umudu yaratýcýlýk, taze düþünce ve giriþimcilik ruhuyla ayakta
durmaktadýr. Yeni çözümler üretebilme kaabiliyeti yeni bir gerçeklik sunmaktadýr.
Geleneksel endüstri:
Baþarý donmuþ
ormanlarda baþladý
19.Yüzyýl sonlarýnda demiryollarý ve elektrik
ihtiyacý, bugün de Ýsveç endüstriyel
evriminin belkemiði sayýlan ve kuzey Ýsveç’in
sonsuz doðal kaynaklarý içinde yer alan
ormanlar, madenler ve hidroelektrik
gücünden elde ediliyordu. Kýta Avrupasý’nda
endüstri devrimi daha erken baþlamýþtý ve
demir madenine, keresteye ve kaðýda
olaðanüstü bir talep vardý. Bu dönemde
Norrland (Ýsveç’in kuzeyini kaplayan beþte
üçlük bölüm), fabrika sahiplerinin ilk elden
para kazandýklarý öncülerin topraðýydý.
Norrland’in "orman baronlarý", kazandýklarý
paralarý zenginliklerini dýþa vurabildikleri
gösteriþli binalara harcýyorlardý; bugün bile
bu binalara Stokholm þehir merkezinde
rastlayabilirsiniz. Dünya savaþlarý boyunca ve
sonrasýnda savaþçý uluslarýn hammadde ve
hazýr ürün ihtiyacýnýn karþýlanmasý Ýsveç
endüstrisini çok ileri boyutlara taþýmýþtýr.
20.Yüzyýlýn baþlarý, bugün bile Ýsveç
ticaret sektörünün belkemiði kabul edilen
çok sayýda endüstriyel þirketin doðuþuna ve
geliþmesine tanýk etti. Bu þirketlerin çoðu
Ýsveç hammaddelerini farklý þekillerde
iþleme tabi tuttu. Ýçlerinden hatýrý sayýlýr
21
Ekonomi
Küresel markalar: Volvo S60; IKEA’dan Thomas Sandell imzalý Vågö sandalye.
ölçüde þirket, deha boyutunda icatlarla ve
yeniliklerle bugün Ýsveç’in adýný tüm
dünyada duyuran markalara imza attý. 20.
yüzyýlýn ortalarýna gelindiðinde bu tip
imalat endüstrisi, Ýsveç’in hammadde
ihracatýnýn önüne geçecek ölçüde önem
kazanmýþtý.
Bugün bile geleneksel Norrland üretimi
çelik ve dövülmüþ kaðýt sektörleri Ýsveç
ekonomisinde çok önemli bir yer
tutmaktadýr. Söz konusu sektörler, ülkenin
ihracatý içerisinde 6’da 1’lik oranda yer
tutarken hammadde ihracatý 10’da 1
oranýnda kalmýþtýr. Ýsveç’in ihracatýnda en
önemli pay sahibi sektör ise yüzde 50’in
üzerinde bir paya sahip olan mühendislik
endüstrisidir. Bu kategori otomotiv, telekom
ve elektrikli eþya endüstrilerini
kapsamaktadýr.
Dünya markalarý:
Absolut IKEA
ve Volvo
9 Milyonun altýndaki vatandaþýyla Ýsveç,
makroekonomik terimlerin anlamsýz kaçacaðý
bir pazardýr. Ýsveç firmalarýnýn olaðanüstü
boyutlarda ihracata yönelmesinin temelinde
yatan prensip de budur. Ýç pazar müþterisinin
22
yeterli olmayacaðý bir alanda firmalarýn
ticaret için ülke sýnýrlarýnýn dýþýný
düþünmekten baþka seçeneði yoktur. Bu
sebeple baþlangýçta uluslararasý rekabetin
tecrübe edilmesi safhasýnda bu firmalar, daha
büyük pazarlara saç ayaðý oluþturacak þekilde
organize olmuþlardý.
Teorik anlamda Ýsveç’in diðer pek çok
ülkeden daha büyük oranda çokuluslu
þirketlerin yatýrým bölgesi olmasýnýn sebebi
budur. Volvo, Saab, Ericsson, Electrolux,
ABB, Astra Zeneca, Pharmacia, Atlas Copco
ve SKF bu þirketlerden bazýlarýdýr, hepsi de
imalat sektöründe hizmet vermektedir.
Son 20-30 yýlda görülen geliþmeye
paralel olarak Ýsveç hizmet ve tüketim
maddeleri firmalarý dünya markasý olma
yolunda önemli adýmlar atmýþlardýr.
Bunlarýn içinde en dikkat çekici olanlarý
IKEA ve Hennes&Mauritz (H&M)dir. Her
ikisi de 1947’de Ýsveçli giriþimciler tarafýndan
kurulmuþtur; modern tasarým anlayýþýnýn
hakim olduðu bu firmalarda nüfusun her
kesimi tarafýndan kullanýlabilir malzeme
üretilmektedir.
Dünya pazarýndaki baþarýsý açýsýndan
istisna olan tek marka, isim hakký bizzat
devlete ait olan Absolut Votka’dýr! Vin&Sprit
AB. Akýllýca yapýlmýþ tasarým ve pazarlama
yöntemleri sayesinde Absolut, sadece 20 yýlda
dünyanýn en güçlü markalarýndan biri olmayý
baþarmýþtýr.
Gelecekteki pazarlar:
Ýlaç, titreþim, iletiþim
Ýsveç ticaret sektörünün geleceðinin,
nüfusumuzun iyi eðitimli bölümünden
istifade edilerek "bilgi kaynaklý endüstriler"
sayýlan yüksek teknoloji ve araþtýrma
geliþtirme hizmetlerine yapýlacak yatýrýma,
yaratýcýlýk ve giriþimcilik geleneðimizin
devam ettirilmesine ve her anlamda çaðdaþ
toplum olmamýza baðlý olduðu sýkça
söyleniyor.
Ýsveç’in "geleceðin endüstrileri" içinde en
fazla önem verdiði alan, kuþkusuz bilgi
teknolojisi ve özellikle de iletiþim sektörüdür.
21.Yüzyýla girilirken Ýsveç bilgi teknolojisinde
mucizevi bir hamle yaparak tüm dünyanýn
dikkatini çekmiþti. Ayný dönemde "noktacom"
adreslerinin demode hale gelmesi Ýsveç için
büyük bir darbe oldu. Bu arada Ýsveç’in en
önemli ihraç ürünü Ericsson, yapýsal sorunlar
yüzünden çok büyük zorluklar yaþamýþ ve
iletiþim pazarýndaki payýný büyük ölçüde
yitirmiþtir. Fakat bu dönüþler bile Ýsveç’in
iletiþim teknolojisinde saðladýðý geliþmenin
önüne geçmeye muvaffak olamamýþtýr.
Bilgi teknolojisi ve iletiþimin yaný sýra
biyolojik týp da Ýsveç’in gelecekteki en önemli
endüstri kollarýndan biri olarak
gösterilmektedir. Yeni ilaç ve tedavi
Ekonomi
Bilgi teknolojisi ve biyolojik týp sanayii; Ýsveç ekonomisinin gelecek için bel baðladýðý en önemli iki endüstri dalý.
yöntemlerinin geliþtirilmesiyle týbbi
araþtýrmalarda da büyük ilerleme
kaydedilmiþtir. Týpký bilgi teknolojilerinde
olduðu gibi özel firmalarýn, yerel veya genel
devlet yatýrýmlarýyla desteklenen
üniversitelerle yapacaklarý iþbirliði sonucu
oluþturulacak "gruplar" ya da endüstriyel
kümeler, bu alanda da geliþmenin önünü
açacaktýr.
Son yýllarda herkesin aðzýnda bir "yeni
endüstri" sözüdür gidiyor; bununla
anlatýlmak istenense bilgi teknolojisi ve
biyolojik týp önderliðinde bu alanlarýn Ýsveç
ekonomisinin gelecekte bel kemiði olacak
sektörleri olmasýdýr.
Tasarým, moda, müzik, mimari ve
yemek kültürü gibi yaratýcý ve reklam
kültürüne dayanan alanlar da Ýsveç’in
uluslararasý baþarýsýnda pay sahibi
sektörlerdir. Ýsveçli giriþimciler bu sahalarda
o denli baþarýlý olmuþlardýr ki siyasi
liderlerimiz bile buna ortak bir etiket
bulmuþtur: "Deneyim endüstrisi." Elbette
bu endüstrinin içine giderek büyüyen ve
daha önemli bir hale gelen turizm sektörü
de dahil edilebilir.
Nobel:
En soylu ödül
Alfred Nobel (1833-96) yalnýzca meslek
hayatýyla deðil, kendi adýna konmuþ
ödülüyle de tüm dünyada en iyi tanýnan
Ýsveçlilerden biridir.
Nobel, 19. yüzyýlda Ýsveç’in dahi
denebilecek mucit ve giriþimcilerinden
biriydi. 1896’da ölümüne kadar geçen sürede
en azýndan 355 adet patent aldýðý ve 20
deðiþik ülkede þirketler kurduðu biliniyor.
Alfred Nobel daha çok kendi adýný taþýyan ödülüyle hatýrlansa da aslýnda Ýsveç’in en büyük mucitlerinden ve giriþimcilerinden biriydi.
23
Ekonomi
Farklý alanlarda yapýlan buluþlar; Celsius Termometresi, renkli ekran grafik kart-larý ve ayarlanabilir Ýngiliz anahtarý.
Nobel, Ýsveç’in en zenginlerinden
biriydi. Çocuðu yoktu ve mal varlýðýnýn
çoðunu Nobel Vakfý’na býrakmýþtý. Nobel, bu
vakfýn her sene beþ deðiþik alanda insanlýða
en büyük katkýyý yapanlara ödül vermesini
istemiþ ve bunu da vasiyet etmiþti. Bu beþ
farklý alan, Nobel’in de ilgi alanlarý içinde
olan fizik, kimya, týp, edebiyat ve barýþ
kategorileriydi. Bu beþinden ilk dördü
Stokholm’de verilecek, Barýþ Ödülü ise
Norveç’in baþkenti Oslo’da (Nobel
zamanýnda Norveç, Ýsveç’e baðlýydý)
verilecekti. 1968’de Ýsveç’in merkez bankasý
olan Riksbank, Alfred Nobel’in anýsýna
ekonomi bilimleri konusunda da ödül
daðýtmaya baþladý.
Nobel Ödülleri ilk kez 1901 yýlýnda
verildi ve çok geçmeden dünyanýn en
prestijli ödülü haline geldi. O günden sonra
ödüller Stokholm’de Ýsveç Kralý tarafýndan
her yýl 10 Aralýk’ta (Alfred Nobel’in ölüm
yýldönümü) bir törenle verilir oldu.
1920’den itibaren Stokholm Konser
Salonu’nda daðýtýlan ödüller, 1930’dan
itibaren de seçkin konuklar huzurunda
büyük törenlerle Stokholm Þehir
Meclisi’nde verilmeye baþlandý.
24
Büyük icatlar:
Biz yaratýcýlýða inanýrýz
Ýsveç bir mucitler ülkesi olarak bilinir. Ýsveçli
mucitlerin isimlerinin ve onlarýn icatlarýnýn,
geliþtirdikleri kavramlarýn ve yaptýklarý
keþiflerin geçtiði her yerde ortaya bir ulusal
gurur tablosu çýkar. Gerçekten de deha
ölçüsünde yaratýlan çok sayýda hayatý
kolaylaþtýrýcý makine, alet, sistem, ilaç,
yöntem ve çalýþma esasý kanunu, küçük
Nordik ülkemiz için övünme kaynaðý
olmuþtur. Ýsveç ticaret sektörünün baþarýsýnýn
ardýnda yatan ve yatmaya da devam eden
gerçek sebep budur; yeni bir alanda yeni
çözümler ya da yöntemler bulabilme
kapasitesi.
Öylesine çarpýcý bir durumdur ki bu,
açýklamak için ortaya birkaç teori atýlmýþtýr.
Bunlarýn içinde en makul olaný, Ýsveç’in geniþ
bir alana yayýlmýþ, nüfusu düþük, iklimi sert
bir ülke olmasý sebebiyle eski zamanlarda
hayatta kalabilmek için zor yaþam koþullarýna
uyum saðlamak maksadýyla yenilik
yaratmanýn zorunlu oluþu þeklindedir.
Ýsveç icatlar tarihi 17.yüzyýlda týp doktoru
ve Rönesans insaný "Aðabey" Olof Rudbeck’e
(1630-1702) kadar gider. Diðer pek çok þeyin
yaný sýra insandaki lenfatik sistemi
keþfetmiþtir. O günden baþlamak üzere de
icatlar ve keþifler azalarak ya da çoðalarak
birbirini izlemiþtir. Aþaðýda Ýsveçli
mucitlerden ve onlarýn yüzyýllar içerisindeki
en önemli icat ve buluþlarýndan bir seçki
bulacaksýnýz.
Anders Celsius (1701-44), Celsius (Ya da
santigrat) termometresi. Carl von Linne
(1707-78), Doða Sistematiði; bitkilerin,
hayvanlarýn ve madenlerin sistematik bir
sýnýflamasý. Carl Wilhelm Scheele (1742-86),
klor ve diðer kimyasal elementler. John
Ericsson (1803-89), denizcilikte kullanýlan
gemi pervanesi. Alfred Nobel (1833-96),
dinamit. Gustaf de Laval (1845-1913), krema
ayýrýcý. Lars Magnus Ericsson (1846-1926),
telefon aygýtlarýnýn ve santralinin
geliþtirilmesi. Johan Petter Johansson (18531943), ayarlanabilir Ýngiliz anahtarý. Nils
Gustav Dalen (1869-1937), gazla çalýþan deniz
feneri. Fredrik Ljungström (1875-1964),
buharlý türbin. Sven Wingquist (1876-1953),
hareketli mil yataðý. Baltzar von Platen (18981984), sabit parçalý buzdolabý. Victor
Hasselblad (1906-78), tek camlý refleks
kamera. Erik Wallenberg (1915-99) ve Ruben
Rausing (1895-1983), dört katlý meþrubat
paketleme sistemleri. Rune Elmquist (190696), kalp cihazý.
Son yýllarda kendilerini gösteren mucitler
ve keþifleri ise þöyle; Nils Bohlin’in üç
korumalý emniyet kemeri, Ericsson’un dijital
AXE telefon santrali istasyonlarý, Hakan
Lans’ýn bilgisayar faresi, renkli ekran grafik
kartlarý ve uydu yer belirleme için kullanýlan
GP&C sistemi, Lars Leksell’in Gamma ýþýnlý
Ekonomi
Ýsveç’te gelir vergisi bir hayli yüksektir, buna karþýn kurumlar vergisi düþüktür.
ameliyat býçaðý ve Astra Zeneca’nýn ülser ilacý
Losec. Ýsveçli týp araþtýrmacýlarý ise son
yýllarda lokal anestezi, damardan beslenme
sistemleri, ultrason görüntü sistemleri ve kalp
hastalýklarýnda beta önleyicilerle ilgili önemli
geliþmelere imza atmýþlardýr.
Geçim masraflarý:
Kim demiþ Ýsveç
pahalý diye?
Ýsveç sýk sýk dünyanýn en aðýr vergi yükü
olan ülke olarak anýlýr. Ekonomik Ýþbirliði ve
Kalkýnma Örgütü’nün istatistiklerine bakacak
olursak buna biz de inanýrýz. Buna göre vergi
gelirlerinin gayrisafi milli hasýlaya oraný
Ýsveç’te yüzde 52 iken, ayný oran söz gelimi
Fransa’da yüzde 45, Ýngiltere’de yüzde 37,
Birleþik Devletler’de yüzde 29’dur.
Ýsveçlilerin gelirlerinden devlete ödedikleri
vergi çoðu ülkeden daha fazladýr. Vergi
tablosu dikine bir ilerleme göstermekte,
gelirin artmasýyla birlikte vergi yüzdeleri de
týrmanmaktadýr.
Fakat bu durumun tersine uluslararasý
karþýlaþtýrmada Ýsveç’te kurumsal vergilerin
düþük olduðu bilinen bir gerçektir. Hatta bu
alanda Ýsveç, Avrupa’nýn en düþük vergi
oranýna sahip ülkelerinden biridir: Yüzde 28.
Bu oran Almanya’da yüzde 38, Birleþik
Devletler’de yüzde 40, Japonya’da ise yüzde
42’dir.
Bir baþka iddia da Ýsveç’in çok pahalý bir
ülke olduðudur. Uzun yýllar pahalý bir ülke
olduðu doðrudur ancak son 10 yýlda
seyreden düþük enflasyon ve paranýn deðer
kazanmasý bu durumu Ýsveç lehine
kökünden deðiþtirmiþtir. Uluslararasý
istatistikler, Ýsveç’te geçim masraflarýnýn
Avrupa ülkelerine nazaran daha düþük
seyrettiðini ortaya koymaktadýr. Ýsveç’in
baþkenti Stokholm’de yaþamak Londra’ da,
New York’ta, Oslo’da, Pekin’de, Tokyo’da,
Moskova’da, Helsinki’de ve Kopenhag’da
yaþamaktan daha ucuzdur.
Gelir vergisi tablolarý
AYLIK GELÝR
(Kron cinsinden)
VERGÝ
VERGÝ (%)
10,000
2,550
26
13,000
3,600
28
15,000
4,300
29
17,000
5,000
30
20,000
6,050
30
25,000
7,800
31
35,000
12,800
37
40,000
15,550
39
45,000
18,300
41
Bir ailenin bütçesi
4 ve 10 yaþlarýnda iki çocuklu aile. Anne-baba iþ sahibi.
Biri yarým gün çalýþýyor.
GELÝR
AYLIK (Kron cinsinden)
Maaþ 1+2 (21,200+12,100)
33,300
Vergiler/kesintiler 1+2
-9,950
Çocuk yardýmý
NET GELÝR
1900
25,250
HARCAMALAR
Ev, üç odalý
9,790
Ev harcamalarý
9,940
Çocuk bakýmý
1,330
Otomobil
2,400
Diðer
TOPLAM HARCAMALAR
1,790
25,250
25
Ýsveçliler:
Bize ormanýn derinliklerinde
bir kulübe verin yeter
Ýsveçliler
Ýsveç pek çok bakýmdan dünyanýn en modern ve geliþmiþ uygarlýklarýndan biri
olarak görülür. Doðrudur da. Öte yandan Ýsveçlilerle Kýta Avrupasý’nýn eski
kültürleri arasýnda can alýcý bir fark vardýr. Bundan bir asýr öncesine kadar Ýsveç
bir tarým ülkesiydi ve nüfusun çok büyük bir kýsmý çok zor þartlar altýnda
yaþýyordu.
Bu sade kýr yaþamý mirasý Ýsveçlilerin düþünme tarzlarýna sinmiþtir ve
bugünkü doða ve sade yaþam sevgisinin altýnda yatan da budur. Biz sanki henüz
büyük þehirlerde modern hayatlar sürdürmüyoruz, sanki hala bir zamanlar
oturduðumuz ormanýn derinliklerindeki o küçük kýrmýzý kulübelerde yaþýyoruz.
Yer yer aþýrý geliþmiþ çaðdaþlýk anlayýþýnýn egemen olduðu günümüz
söylemleri bir yana, doða manzaralarýna ve sadeliðe dayalý kültür mirasýna bu
denli sahip çýkmamýza özellikle yabancýlarýn þaþkýnlýkla dolu hayranlýklarýnýn
nedeni budur. Bugün Ýsveçli dendiðinde anlaþýlmasý gereken, iþte bu aykýrý
karýþýmdýr.
Ulusal Bayramlar:
Biz mevsim
dönümlerini kutlarýz
Biz Ýsveçlilerin asýl köklerini Nordik doða
manzaralarýyla kurduðumuz yakýn, sevgi
dolu iliþkide bulabilirsiniz. Öyle zamanlar
olur ki mevsimlerin dramatik deðiþimleriyle
birlikte sanki bütün Ýsveç ulusunun havasý da
deðiþir. Vakur, sessiz, itaatkar Ýsveç kýþý, neþe
dolu, dýþadönük, yerinde duramayan
yazýndan bambaþka bir kiþiliðe sahiptir.
Sadece birkaç aylýðýna da olsa Ýsveçliler,
modern uygarlýðý reddederek o harika ama
çabuk geçen Nordik yaz mevsiminde
doðanýn tadýný çýkarýrlar. Dünyevi Ýsveç
toplumundaki bu doða sevgisi, ulusal bir dini
en yakýn haliyle yaþadýðýmýz zamandýr sanki.
Ulusal bayramlarýmýz ve festivallerimiz
bile doðaya edilmiþ dualar kadar güçlü
unsurlar içerir ve mevsim dönümlerinde, söz
gelimi aralýk ayýndaki Lucia’da, ellerinde
yanan mumlarla beyazlara bürünmüþ
çocuklar alayý, kýþ gecelerini aydýnlatan ýþýklar
gibidirler. Noel’de salamura ringa, terbiye
edilmiþ balýk ve tuzlanmýþ jambonlarý
týkýnýrken eskilerin çiftçi kültürü yaþatýlýr.
Walpurgis gecesinde yakýlan þenlik ateþleri,
kýþ mevsimini yolcu ederken yaza merhaba
demenin ifadesidir. Doðanýn bereket
27
Ýsveçliler
"Lucia, Walpurgis Gecesi ve Yaz Ortasý": Doðanýn kutlandýðý ve mevsim deðiþimlerinin karþýlandýðý Üç Uluslarasý Festival.
zirvesinin kutlandýðý Yaz Ortasý Þenliði’ne
yoðun sefahat duygusu hakimdir; karavide
partilerinde yakýlan fenerlerle, ay ýþýðý altýnda
söylenen þarkýlarla, kadife yumuþaklýðýndaki
karanlýk Aðustos gecelerine veda edilirken
yaklaþan kýþa meydan okunur. Doðanýn
olaðanüstü hazinelerine duyulan sevgi ve
hazinelerin yitip gitmesinden duyulan
melankolik üzüntü. Ýþte bunlar, Ýsveç milli
ruhunun anahtar unsurlarýdýr.
Efsaneler:
Sarýþýnlar, kutup ayýlarý
ve intiharlar...
Biz Ýsveçliler dünyanýn bir baþka yerine
gittiðimizde tanýþtýðýmýz insanlarýn hemen
hemen çoðunun ülkemiz hakkýnda hiçbir
bilgiye sahip olmadýklarýný görürüz. Fakat bir
süre sonra bildikleri þeyler olduðunu ve
bunlara sýký sýkýya inandýklarýný anlarýz.
Genel olarak hepsi de Ýsveç’le baðdaþtýrýlan
eski kavramlardýr: Aptal ama istekli
sarýþýnlarla dolu, intihara meyilli melankolik
insanlarý ve kutup ayýlarýyla ünlü kapalý
komünist ülke. Öyle anlaþýlýyor ki bu
basmakalýp kavramlar kendi içlerinde yaþýyor.
Ýyisi mi gelin bunlarý birer birer alaþaðý
edelim:
ÝSVEÇ GÜNAHI. Bu efsane, 1950’li, 60’lý
ve 70’li yýllarýn filmlerindeki açýk
sahnelerden kaynaklanmýþtýr. Gerçekle
alakasý yok denecek kadar azdýr. Ýsveçlilerin,
çýplaklýða ve sekse bakýþ açýlarýnýn baþka
ülke insanlarýndan daha geniþ olduðu
doðrudur.
Ne var ki ergenlik dönemi gebelikleri ve
bulaþýcý cinsel hastalýk istatistiklerine
bakýldýðýnda Ýsveç’in uluslararasý
Kutup ayýlarý, sarýþýn ýrk, intihar ve kapalý komünizm; Ýsveç denince uluslararasý kamuoyunun aklýna gelen dört kavram.
28
Ýsveçliler
Rengeyiði üretimi ve el sanatlarý, geleneksel Sami kültürünü ifade eden üç kavramdan ikisi; üçüncüsü ise Sami dili.
ortalamalarýn en alt sýralarýnda olduðu
görülür.
SOSYALÝZM. Hayýr. Ýsveç tam anlamýyla
demokratik bir açýk pazar ekonomisidir. Öte
yandan baþka ülkelere göre gelirlerin daha
fazla sýnýrlandýrýlmýþ olduðu da bir gerçektir.
ÝNTÝHAR. Hiçbir gerçeklikle baðdaþmayan
bir baþka güçlü efsane. Oysa iþin aslýna
baktýðýmýzda Ýsveç, intiharlar konusunda
ciddi istatistikler yaptýrmaya baþlayan ilk ülke
olmuþtur (Bu, katolik dünyada da baþka
yerlerde de hala bir tabudur). Gerçekte
intiharlar konusunda da uluslararasý
ortalamalarýn çok altýndayýz.
KUTUP AYILARI. Hayýr.
GÜZEL SARIÞINLAR. Evet.
SOÐUK ÝKLÝM. Evet ve hayýr. Ýsveç
kýþlarý sert geçebilir. Fakat kuzey
coðrafyasýnda yer aldýðý düþünülürse,
özellikle sýcak geçen yaz mevsimleriyle
Ýsveç’in görece ýlýman bir iklimi olduðu
söylenebilir.
Yerli Ýskandinavlar:
Sami - güneþin ve
rüzgarýn insanlarý
Yýllar içinde tarihçilerin farklý fikirler ileri
sürdükleri bir konuydu bu ancak bugünlerde,
Sami halkýnýn (eskiden Lappler olarak
bilinirdi) asýl Ýskandinavlar olduðu
konusunda hemen hemen hepsi ayný fikirde.
Sami halký, dünyanýn en küçük yerli
halklarýndan biridir. Benzeri diðer gruplar,
Amerika’nýn Yerlileri (Kýzýlderililer),
Avustralya’nýn aborjinleri, Yeni Zelanda’nýn
Maori’si, ayrýca Alaska, Kanada ve
Greenland’ýn Inuit’leri (Eskimolarý). Toplam
Sami halkýnýn tahminen 50-60 bin olduðu,
bunlardan 15 bininin de Ýsveç’te yaþadýðý
sanýlýyor. Samiler kendi ülkelerine Sapmi
diyorlar. Burasý, Kuzey Kutup Dairesi’nin,
Norveç’in, Finlandiya’nýn ve Rusya’nýn Kola
Yarýmadasý’nýn kuzey kýsmýný kapsayan geniþ
bir bölgedir.
Sami halkýnýn geleneksel ana geçim
kaynaðý ren geyiði üretimidir. Ýsveç
topraklarýnýn en az yüzde 35’i ren geyiði
otlaklarýndan oluþur. Samiler, eski
zamanlarda ren geyiklerini yayan veyahut
yegane iþçileri köpeklerin çektiði kýzaklarla
sürerlerdi. Ne var ki bugünün dünyasý kar
motoru, motosiklet ve helikopter gibi modern
araç gereçleri zorunlu kýlýyor.
Ren geyiði üretimi, Sami kültürünün
temelini oluþturan üç unsurdan birini
oluþturuyor. Diðeri ise Sami dili ve
sonuncusu da huþ aðacý, ren geyiði derisi ve
ren geyiði boynuzu gibi geleneksel
malzemelerle yapýlan Sami el sanatlarý.
Ýsveç Lapland’de bulunan bir grup milli
park ve doðal yaþam alaný, UNESCO’ nun
Dünya Mirasý listesinde Laponya (Sapmi)
ortak adýyla yer almakta, eþsiz doðal ve
kültürel hazineler olarak korunmaktadýr.
Sami dilinde, "Sami" insanoðlu anlamýna gelir.
Sapmi ise hem Sami halkýnýn topraðý hem de
üzerinde yaþayan halký anlatmaktadýr.
Samiler kendilerine ayný zamanda "güneþin
ve rüzgarýn insanlarý" olarak da tanýmlarlar.
Krallýk:
Kraliyet Ailesi
Ýsveç krallýðý ve kraliyet ailesi uzun yýllardýr
yalnýzca resmi törenlerde boy göstermekle
yükümlüdür. Ancak bu, toplumumuzda
kraliyet ailesinin önemsenmediðini
göstermez. Kraliyet ailesine öylesine güçlü bir
destek vardýr ki onlarýn konumu siyasi
anlamda bile sorgulanamaz, öte yandan
iktidardaki Sosyal Demokrat Parti, krallýðýn
lav edilmesini parti programýna yazmýþtýr.
Ýsveç’in þu anki kralý 16.Carl Gustaf,
Bernadotte ailesinin bir ferdidir.
Napolyon’un Mareþal Jean Baptiste
Bernadotte’yi 1810 yýlýnda Ýsveç’e "ihraç
etmesi" ve 14. Karl Johan adýný almasýndan
sonra bu hanedanlýk 1818’den bu yana tacý
taþýmaktadýr. Ýsveç Kraliçesi Silvia,
Sommerlath’ta doðmuþtur; Alman bir iþ
adamýyla Brezilyalý bir annenin kýzýdýr.
Kraliyet çiftinin üç çocuklarý vardýr; Veliaht
Prenses Victoria, Prens Carl Philip ve Prenses
Madeleine.
Ýsveç tahtýnda taç, babadan oðula geçerdi.
Ancak bu kural, Veliaht Prenses Victoria’nýn
tahta geçebilmesi için 1980’de günümüze
29
Ýsveçliler
oyuncusu olarak baþladý. Anna Christie’yle
1930’da ilk sesli filmini çekti. 1942’de emekli
oldu ve gelen pek çok teklifi reddederek bir
daha film çevirmedi. Hayatýnýn geri
kalanýnda New York’ta münzevi bir yaþam
sürdü. Yarattýðý efsane bugünlere kadar
artarak devam etti.
DAG HAMMARSKJÖLD (1905-61). 1953-61 yýllarý
Veliaht Prenses Victoria ve Prenses Madeleine; kraliyet ikilisi.
uyarlandý. Veliaht Prenses 1977 doðumludur.
Kraliçe olabilmesi için yoðun bir eðitim
programýndan geçmektedir. Onun
talihsizliðinden olsa gerek þu anda
Avrupa’nýn en çok peþinde koþulan ve
fotoðrafý çekilen insanlarýndan biri olmuþ
durumda.
Büyük Ýsveçliler
ABBA (1972-83). Ýsmini grup üyelerinin baþ
harflerinden almýþtýr: Anni-Frid Lyngstad,
Björn Ulvaeus, Benny Andersson ve Agnetha
Faltskog. Ýki kiþiyle baþlayan grup dört kiþiye
dönüþmüþtür. Bazý kaynaklara göre bütün
zamanlarýn en büyük ticari baþarýsýný
yakalamýþ pop müzik topluluðudur.
Müzik kariyerlerinin kýsa olmasýna karþýn
uzun yýllar dinlenen dünyaca ünlü hit
þarkýlara imza atmýþlardýr. ABBA, grubun en
gözde olduðu dönemde aniden daðýldý, bir
daha da bir araya gelmedi. Beatles gibi ABBA
da bir dünya markasý oldu.
GUNNAR ASPLUND (1885-1940). Ýsveç’in
modernist/yapýsalcý mimarlarý içinde en
büyük isim; Nordik modernizminde
eðilimleri belirleyen lider.
INGRID BERGMAN (1915-82). Greta Garbo’yla
birlikte Ýsveç’in en büyük uluslararasý film
yýldýzý. Üç Oskar ödülü kazanmýþtýr. Ýtalyan
film yönetmeni Roberto Rossellini için
30
kocasýný ve çocuðunu terkettiðinde skandala
neden olmuþtu. Ayný zamanda baþarýlý bir
tiyatro oyuncusudur.
INGMAR BERGMAN (1918 doðumlu). Bütün
zamanlarýn en etkili film ve tiyatro
yönetmeni. Bergman uluslararasý ününü
psikoloji temelli filmlerine ve görüntü
yönetmeni Sven Nykvist’e borçludur. Fakat
ayný zamanda büyük bir komedi filmleri
yönetmenidir. Bergman son 20 yýl içinde pek
çok senaryoya da imza atmýþtýr ancak
zamanýnýn çoðunu Stokholm’deki Kraliyet
Drama Tiyatrosu’nda sahne yönetmenliði
yaparak geçirmektedir.
BJÖRN BORG (1956 doðumlu). Bütün
zamanlarýn en iyi Ýsveç sporcusu. Yaratýcý
tekniðiyle teniste çýðýr açmýþtýr. Kortlara attýðý
imza uzun zaman silinmemiþtir. Kuzey
Avrupalýlara özgü soðukkanlýlýðý ise ona "Buz
Borg" lakabýný getirmiþtir. Wimbledon’da
1976-80 yýllarý arasýnda arka arkaya 5 yýl
kazandýðý çim zemin tek erkekler
þampiyonluklarý, onu, spor tarihinin en
çarpýcý isimleri arasýna yazdýrmaya yetmiþtir.
Toplam 11 Grand Slam turnuvasý kazanan
Borg, 1982 turnesi sýrasýnda beklenmedik
þekilde tenise veda etmiþtir.
GRETA GARBO, nee Gustafsson (1905-90). "Ýlahe"
diye anýlýr. Bütün zamanlarýn en büyük film
yýldýzý ve kadýn abidelerinden biri.
Hollywood kariyerine 1926’ da sessiz film
arasýnda Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteri.
Gelmiþ geçmiþ en aktif ve yenilikçi BM Genel
Sekreteri olduðu söylenmiþtir. Uluslararasý
örgütte yeni bir otorite saðladý. Birleþmiþ
Milletler barýþ gücünün yaratýcýsýdýr. 1961’de
bugünkü Zambiya’da bir uçak kazasýnda
öldü. 1961’de ölümünden sonra Nobel Barýþ
Ödülü’ne layýk görüldü.
SELMA LAGERLÖF (1858-1940). Varmland
bölgesinde yaþadýðý malikanede kendisine
verilen soylu kýz rolünü reddederek en
büyük romaný Gösta Berling’in Hikayesi’ni
(1891) yazmýþtýr. Lagerlöf ’ün diðer edebi
çalýþmalarýnda olduðu gibi o da memleketinin
bir halk kahramanýdýr. 1909’da Nobel’le
ödüllendirildi. Ýsveç Akademisi’nin ilk kadýn
üyesi (1914).
ASTRID LINDGREN (1907-2002). Bakýnýz ilgili
sayfalar.
CARL VON LINNÉ (1707-78). Bakýnýz ilgili
sayfalar.
BRUNO MATHSSON (1907-88). Ünlü bir mimar
olmasýna karþýn asýl ününü Ýsveç’te bütün
zamanlarýn en çarpýcý mobilya tasarýmcýsý
olarak kazandý.
ALFRED NOBEL (1833-96). Bakýnýz ilgili sayfalar.
OLOF PALME (1927-86). 1969-76 ve 1982-86
yýllarý arasýnda Ýsveç baþbakaný. Varlýklý bir
burjuva ailesinden gelme radikal bir Sosyal
Demokrat. Hem yurtiçinde hem de
yurtdýþýnda Ýsveç’in 20.yüzyýl siyasi
hayatýndaki en tartýþmalý isimlerden biri oldu.
Özellikle dýþiþleri politikalarýyla hatýrlanýr.
Üçüncü Dünya ülkelerinin en tanýdýk
simalarýndan biri oldu. Küçük ülkelerin
haklarýný savundu, Birleþik Devletler’in
Vietnam savaþýna karþý çýktý. 1986 Yýlýnýn
Þubat ayýnda Stokholm’de yanýnda
korumalarý olmadan eþiyle birlikte sinemadan
Ýsveçliler
Büyük Ýsveçliler: Greto Garbo, ABBA (Benny Andersson, Anni-Frid "Frida" Lyngstad, Agnetha Faltskog, Björn Ulvaeus) ve Björn Borg.
çýkmýþ evine yürürken sokak ortasýnda
suikaste kurban gitti. Cinayetin faili hiçbir
zaman bulunamadý.
AUGUST STRINDBERG (1849-1912). Ýsveç’in
gelmiþ geçmiþ en büyük ve en tartýþmalý
yazarý. Ülkenin edebiyat ve kültürel
mirasýnda bugün bile baskýn karakterlerden
biridir. Ayný zamanda önemli bir ressam ve
fotoðrafçýydý. Yazar olarak en büyük çýkýþýný
yaptýðý "Master Olof" (1872) adlý tiyatro
oyunu ayný zamanda onun ilk baþyapýtýdýr.
Strindberg, Ýsveç’te kariyeri boyunca sürekli
tartýþmalarýn odak noktasýnda oldu. Pek çok
tartýþmaya neden olmasýna raðmen ne Nobel
ödülüne layýk görüldü ne de Ýsveç
Akademisi’ne kabul edildi. Strindberg’in
eserlerindeki psikolojik derinlik, güç ve
yoðunluk, dilbilimsel zenginlik ve sanatsal
çok yönlülük eþsizdir.
RAOUL WALLENBERG (1912-?). Ýsveçli diplomat
ve ülkenin en zengin ailesinin bir ferdi.
II.Dünya Savaþý yýllarýnda sahte diplomatik
pasaportlarla Budapeþte’deki onbinlerce
Yahudiyi Nazi toplama kamplarýna
gönderilmekten kurtardý. Sovyet güçlerince
1945’te tutsak edildi, casuslukla suçlandý,
sonra ortadan kayboldu. Wallenberg’ün en
son 1947’de görüldüðü bildirildi. Bugün
adeta aziz mertebesine yükseltilmiþtir;
dünyanýn dört bir yanýnda adýna anýtlar
dikilmektedir.
Abide Ýsveçliler
Küçük bir ülke olan Ýsveç’in dünya kültürünü çok sayýda abideyle
zenginleþtirdiði söylenemez. Yine de birkaç "Ýsveçli", özellikle
Hollywood’un hayaller dünyasýnda tekrar tekrar gündeme getirilme
eðilimindedir...
VIKINGLER. Hiçbir Nordik karakter, Vikingler kadar uluslararasý bir
üne kavuþmamýþtýr. Uygar Avrupa neredeyse 1000 yýl sonra bile
çorak iklimden yünlü kýyafetler içinde ölüm ve felaket taþýmak için
durup dururken Kýta Avrupasý’nýn kýyýlarýna ve Ýngiliz adalarýna
gelen vahþi kuzey erkeklerini görmenin þokunu hala üzerinden
atamamýþtýr.
VOLVO ERKEÐÝ. Amerikan filmlerindeki tüvit ceketli, eðitimli,
sorumluluk sahibi ve bir ölçüde sýkýcý aile erkeklerinin neden her
zaman Volvo kullandýklarýný hiç merak ettiniz mi? Sakýn bu, gerçek
anlamda Ýsveç güvenilirliðinin sembolik bir dýþavurumu olmasýn?
ÝSVEÇLÝ ÞEF. Ýsveç son yýllarda yemek kültüründe gösterdiði
ilerlemeyle dünyanýn sayýlý ülkeleri arasýna girmiþtir. Yine de
dünyanýn en ünlü Ýsveç þefi hala bir kukladýr.
ÝSVEÇLÝ INGA. Ýsveçli kadýnlarýn, filmlerde sýkça sarýþýn, zarif ama
yarýmakýllý gösterilmesi, modern kadýnýmýzý rencide etmektedir.
Þaþýrtýcý sýklýkta bir sebeple bu "Ýsveçli" kadýnlar sürekli çýplak
gösterilmekte ya da baþka tarz giysilerle Alpler hatýrlatýlmaktadýr.
Ama tabii Hollywood, Ýsveç’le Ýsviçre arasýndaki farký anlamada her
zaman zorluk çekmiþtir.
31
Resimler
Kapak bir: Björn Keller/Linkimage.
Kapak iki: Jesper Brandt/Linkimage.
Sayfa
2
3
Magnus Fond/Johnèr
August Strindberk/Nordiska museet. Pippi Longstocking by Jan Delden/Pressens Bild, reproduced
with permission of Saltkråkan AB, SE-181 10 Lidingö. Ulla Montan/Norstedts Förlag.
4
Louis Huch/Svenska Filminstitutet picture archive, copyright 1953 AB Svesk Filmindustri.
Oksana Akinshina and Elina Benenson in Lukas Moodysson’s motion picture Lilya 4-ever by
Per-Anders Jörgensen/Memfis Film. Anders Zorn/Christie’s Images, London, UK/Bridgeman
Art Library.
5
6
Caroline Smith. Dennis Blomberg. Annika von Hausswolff.
Camilla Dietrich/Svensk Form. Anna von Schewen/Pelle Wahlgren. Blank. Ann Lindberg/Lou B. Gerrry
Johansson/Bildhuset.
7
Pelle Bergström/Skarp. Martin Bogren/Mira. Patric Johansson.
8
Lars Thulin/Johnèr.
9
Charlie Drevstam/Mira. Pelle Bergström/Skarp.
10
Stefan Andersson/Marie Zöoedsedgb Sjörn Keller/Linkimage. Jesper Brandt/Linkimage.
11
Bruno Ehrs/Bildhuset.
12
Kate Kärrberg/Naturbild. John W. Warden/Naturbild.
13
Kagruz Elanter/Naturbild. Kjell Ljungström/Naturbild. Pressens Bild. Björn Keller/Temmed/Mirtikage.
14
Magnus Mårding/Linkimage.
15
Bruno Ehers/Bildhuset. Davit Trood/Mira. Walter Hirsch/Bildhuset.
16
Mikael Andersson/Mira.
17
Oscar Falk/Agent Johan Smith. Ann Lindberg/Lou B.
18
Katsuhiko Tokunaga/copyright Saab AB. Morten Loberg/Mira. Olle Lindstedt/Mira. Magnus Bergström/Pressens Bild.
19
Gunilla Lundström/Mira. Lena Granefelt/Bildhuset.
20
Jens Mortensen/Cemaralink.
21
Jan Djenner/Mira. Pelle Bergström/Skarp.
22
Volvo Cars. IKEA.
23
Sofia Sabel/Kamerareportage/Pressens Bild. GreatShots/SST. Ola Torkelsson/Pressens Bild.
Alfred Nobel, copyright the Nobel Foundation.
24
Jan Håkan Dahlström/Bildhuset. Jan Håkan Dahiström/Bildhuset. Gunnar Smoliansky/Bildhuset.
25
Mikael Andersson/Mira. Tommy Nilsson/Mira.
26
Otmar Thormann/Mira.
27
Mikael Andersson/Mira. Pelle Kronestedt/Bildhuset.
28
Stina Brockman/Bildhuset. Robert Blombäck/Bildhuset. Kristian Pohl/Bildhuset. Staffan Widstrand/Naturbild. Hakan
Pieniowski/Mira. Ewa-Marie Rundquist/Linkimage.
29
Eivon Carlsson. Crafted bag design Berit Nilsson by Mats Landin/Nordiska museet.
Lars Dahlström/Tiofoto.
30
31
Tony Kyriacon/Rex Features/IBL. Alain Benainous/Gamma/IBL.
Pressens Bild. Olle Lindeborg/Pressens Bild. OIle Seijbold/Pressens Bild. Hulton Archive/Pressens Bild. David
Dagley/Rex Features/IBL. Liselotte Watkins/Agent Form.
Kapak üç: Gunnar Smoliansky/Bildhuset
Kapak dört: Oscar Falk/Agent Johan Smith. Lars Thulin/Johnèr. Svensk Form.
Ýsveç Enstitüsü (SI) Ýsveç'in sosyal ve kültürel hayatý konusunda bilgi saðlamak, baþka ülkelerle kültür ve bilgi
alýþveriþinde bulunmak, eðitim ve araþtýrma alanlarýnda uluslararasý iþbirliðini geliþtirmek üzere oluþturulmuþ bir
kamu kuruluþudur. Ýsveç Enstitüsü, Ýsveç toplumuyla ilgili pek çok alaný kapsayan geniþ bir yayýn aðýna sahiptir.
Bu yayýnlar doðrudan Ýsveç Enstitüsü'nden saðlanabileceði gibi yurtdýþýndaki diplomatik kanallardan veya
Sweden.se adresinden temin edilebilir.
Sweden.se Ýsveç'in resmi internet adresidir (www.sweden.se). Ýþ dünyasýndan si-yasete, haberlerden kültürel
hayata ve günlük olaylara kadar Ýsveç'le ve Ýsveç toplumuyla ilgili öðrenmek istediðiniz her þeyi bu adreste
bulabilirsiniz.
Stokholm Old Town'da bulunan Sweden Bookshop (www.swedenbookshop.com) ise düzyazý kitaplar, broþürler ve
Ýsveç üzerine zengin resimli hediye kitaplarý, Ýsveç edebiyatýndan seçkiler, çocuk kitaplarý (Ýngilizce ve diðer
dillerde) ve Ýsveççe dil kurslarýyla ilgili aradýðýnýz her türlü bilgiyi hizmetinize sunmaktadýr.
The Swedish Institute
Box 7434
SE-103 91 Stockholm
Sweden
Phone: +46-8-453 78 00
Fax: +46-8-20 72 48
E-mail: [email protected]
Internet: www.si.se
2006 Claes Britton ve Ýsveç Enstitüsü
Çeviri: Kaan Altýnok
Tasarým: Britton&Britton
Türkiye Baskýsý: aralajans.com, 2006
ISBN - 91-520-0917-3 (Turkish)

Benzer belgeler